FOTOGRAMETRİ ANABİLİM DALI Fotogrametri eski Yunancadaki
Transkript
FOTOGRAMETRİ ANABİLİM DALI Fotogrametri eski Yunancadaki
FOTOGRAMETRİ ANABİLİM DALI Fotogrametri eski Yunancadaki Photos+Grama+Metron (Işık+Çizim+Ölçme) kelimelerinden Eski Yunancadan bati dillerine giren Fotogrametri sözcüğü 3 kök sözcükten oluşur. Photos(ışık) + Grama(çizim) + Metron(ölçme) Buna göre ışık yardımı ile çizerek ölçme anlamına gelmektedir. Fotogrametri tekniği ile ölçülmek istenen nesnenin ve yakin çevresinin yada arazinin fotoğrafları çekilir. Bunların fotoğraf üzerindeki görüntüleri ölçülerek istenen bilgiler sağlanabilir, yada özel aletlerde bu görüntüler harita yada plan biçimine dönüştürülebilir. Fotogrametri için bir çok tanım yapılmaktadır. Fotogrametri cisimlerin sekil ve büyüklüklerinin resimlerinden yada diğer elektronik ortamlardan belirlenmesi bilimi ve sanatıdır. "Bilim" kelimesi burada çok önemlidir ; matematik, fizik ve kimya bilimlerini ve pratikteki uygulamalarını kapsamaktadır. "Sanat" sözcüğünü de göz ardı etmemek gerekir çünkü iyi sonuçlar sadece uygun resimlerden elde edilebilir ki buda açık ve anlaşılır görüntüler gerektirir. Bu da görüntü isleme teknikleriyle sağlanır. En genel anlamıyla fotogrametri ISPRS (International Society for Photogrametry and Remote Sensing) in tanımına göre ; "fotoğrafik görüntülerin ve elektromanyetik enerjinin kayıt, ölçme ve yorumlanması sonucu fiziksel cisimler ve bunların çevresine ilişkin bilgileri oluşturan ve bu bilgilerin analizini yapan bir bilim dalıdır." Fotogrametrinin matematiksel modeli merkezi izdüşümdür. Merkezi izdüşümün matematiksel ve geometrik özellikleri kullanılarak fotoğraftaki nesnelerin; sekil, konum, büyüklük, görünüş, vb özellikleri kolayca belirlenebilir. Ayrıca fotoğrafta görülen nesnelerin renk yada gri tonlarındaki değişimlerin incelenmesi ve bunların yorumlanması sayesinde nesnelerle ilgili semantik ve topolojik bilgilerde elde edilebilir. oluşan ve ışık ile çizerek ölçme anlamına gelen bir kelimedir. Fotogrametri Anabilim dalında hava fotogrametrisi ve yersel fotogrametri uygulamaları yapılmakta ve eğitimleri verilmektedir. Bu anabilim dalının Fotogrametri dışında Uzaktan Algılama, Coğrafi Bilgi Sistemleri, Mekansal veri tabanları, Mekansal veri altyapıları (SDI), Taşınabilir cihazlarla CBS (Mobil CBS) Konuma dayalı servisler (Location Based Services) Görüntü İşleme Lazer tarayıcılar (yersel ve havadan) diğer uğraş alanlarıdır. JEODEZİ Jeodezi dünyanın şeklini, büyüklüğünü ve gravite alanını ölçen, dünya üzerindeki noktaların konumunu belirleyen bir uygulamalı matematik bilimidir. Jeodezi amacı; yerin şekil, büyüklük ve gravite alanlarının zamana bağlı olarak değişimlerini inceleyerek bunları üç boyutlu bir koordinat sisteminde tanımlamaktadır. Jeodezi bilim dalında yerin çekim alanlarının ve şeklinin belirlenmesinin yanı sıra yerkabuğundaki değişimler incelenerek jeodinamik amaçlı çalışmalarda kullanılacak veriler üretilir. Jeodezi Anabilim Dalının, Jeodezi bilimi kapsamındaki ilgi alanları şöyledir: Yerel, bölgesel, ulusal, kıtasal ve küresel üç boyutlu jeodezik kontrol ağlarının kurulması ve düzenli ölçmelerinin yapılması Jeodinamik olguların (kutupsal hareket ve dönüşler, gelgitler, plaka tektoniği, bölgesel kabuk hareketleri gibi) ölçülmesi ve tanımlanması Geçici değişimlerini de içeren yeryuvarının gerçek gravite alanının tanımlanması Bu bilim dalı konuma dayalı bir referans sistemi oluşturmak için fizik, matematik ve astronomi prensiplerini kullanır. Jeodezi yerkabuğu hareketleri, kutup hareketleri, gel-git hareketleri ile ilgilenir. Yeryüzündeki noktalara koordinat vermek ve koordinat değişimlerini izlemek jeodezicilerin temel işidir. Jeodezicilerin ürettiği koordinat verileri birçok bilim dalı tarafından kullanılır. Kara ve hava taşıtları en kısa yoldan en hızlı biçimde ulaşımı sağlamak için jeodezi biliminin ürettiği GPS’si, haritaları ve yönlendirme (navigasyon) sistemlerini kullanırlar. Deniz bilimcileri ve paleontologlar gibi birçok bilim adamları dünya üzerindeki değişime neden olan güçleri anlayabilmek için jeodezik verileri kullanırlar. KARTOGRAFYA Kartografya, harita ve harita benzeri gösterimler ile iletilecek bilgileri toplama, bu bilgileri işleme, grafik işaretlerle haritada gösterme, harita tasarlama, basma ve kullanma teknik, bilim ve sanatıdır. Kartografya, coğrafi bilginin grafik, kabartma veya sayısal formda sunulması, iletişimi, organizasyonu ve kullanılmasıdır. Bu özelliği ile kartografya veri toplamadan kullanmaya kadar olan her tür ve ölçekteki harita üretim ve harita kullanma çalışmalarını içerir(ICA). Kartografya, her türlü harita ve planların yapım bilimidir (Birleşmiş Milletler). Kartografya, konumsal bilgilerin harita ile aktarımının esaslarını araştıran, her tür ve ölçekteki haritanın fonksiyonunu geliştirmeye yönelik çalışmalar yapan bir disiplindir (ICA, 1993). Bu çerçevede Kartografya Anabilim Dalı; coğrafi/ konumsal verilerin/bilgilerin modellenmesi, işlenmesi, analizi, sunumu, görselleştirilmesi, yönetimi ile harita tasarımı, üretimi ve çoğaltımı üzerine araştırma ve eğitim-öğretim faaliyetlerinde bulunmaktadır. Başlıca çalışma konuları şunlardır: Topografik ve Tematik Kartografya Harita Tasarımı ve Üretimi Matematiksel Kartografya (Harita Projeksiyonları) Konumsal Veri Tabanları Sayısal Yükseklik ve Arazi Modelleri Genelleştirme ve Çoklu Gösterim Coğrafi Görselleştirme ve Sanal Gerçeklik Coğrafi Bilgi Sistemleri (GIS) Konumsal Bilgi İşleme, Modelleme ve Analiz Teknikleri Konumsal Veri Altyapısı, Standartları ve Kalitesi Mobil ve Web Kartografya, Internet Haritacılığı Konumsal Web Servisleri ve Portallar ÖLÇME TEKNİĞİ Uygarlık ilerledikçe ve insanlar arasındaki ilişkiler arttıkça, mülkiyet kavramının önemi anlaşılmış ve insanlar sahip oldukları arazileri ölçme gereksinimi duymuşlardır. Ülkemizde önceleri kadastro haritaların oluşturulmasında önemli bir rol oynayan ölçme tekniği, günümüzde tüm meslek disiplinlerinin gereksinimi olan bir dal haline gelmiştir. Teknolojideki değişime paralel olarak sürekli gelişen uydu bazlı konum belirleme sistemleri (GPS) ve uygulamaları, yatay ve düşey jeodezik kontrol ağları tesisi, mühendislik yapılarının deformasyon ve deplasman ölçmeleri, yerkabuğu hareketlerinin izlenmesi, hidrografik ölçmeler, karayolu, demiryolu, köprü, baraj, tünel projeleri ve uygulamaları, v.b. Ölçme Tekniği Anabilim Dalının çalışma alanlarıdır. Ölçme Tekniği anabilim dalı, Ölçme Bilgisi ve Mühendislik Ölçmeleri bilim dallarından oluşmaktadır. Yeryüzündeki doğal ve yapay tesislerin belirli bir karşılaştırma yüzeyine göre konumlarının saptanması ve belirli bir ölçekte küçültülerek kağıt üzerine geçirilmesi için gerekli arazi ölçmeleri, hesap yöntemleri Ölçme Bilgisinin konusunu oluşturmaktadır. Mühendislik projelerinin araziye uygulanması, her türlü aplikasyon çalışmaları, mühendislik yapılarındaki ve yerkabuğundaki deformasyon ölçmeleri ve analizi ise Mühendislik Ölçmelerinin ilgi alanına girmektedir. Bu uygulamalar modern gözlem teknikleri ve modern ölçme aletleri kullanılarak gerçekleştirilirler. Ölçme Tekniği Anabilim dalı, kadastro hizmetleri, imar planı uygulamaları, parselasyon, kamulaştırma, mühendislik projelerinin araziye aplikasyonu, yapay uydular ile konum belirlemeleri, yerkabuğu hareketleri, baraj, köprü, karayolu, demiryolu, tünel, enerji nakil hatları ve su kanalları geçiş güzergahlarının belirlenmesi ve aplikasyonu, elektronik uzunluk ölçerlerin kontrol ve kalibrasyonu, hidrografik ölçmeler, yeraltı ölçmeleri, endüstriyel tesislerde jeodezik ölçmeler ve aplikasyon, mühendislik yapılarının yatay ve düşey aplikasyonu mühendislik hizmetlerinde bulunur. KAMU ÖLÇMELERİ Kamu Ölçmeleri Anabilim Dalı, uluslararası alanda Arazi Yönetimi (Land Management) olarak bilinmekledir. Ülkemizde de YÖK tarafından doçentlik anabilim dallarının yeniden düzenlemesi kapsamında Harita Mühendisliği Bilim Dalı altında Arazi Yönetimi olarak ihdas edilmiştir. Anabilim dalının temel ilgi alanları, taşınmazlara ilişkin her türlü mülkiyet konularını teknik, hukuki ve sosyal yönlerden irdeleyerek; a) arsa-arazi yönetimi, kadastro, imar planı uygulamaları, kentsel ve kırsal arsa-arazi düzenlemeleri, kamulaştırma, taşınmaz değerlendirmesi, kat mülkiyeti, gayrimenkul yatırım ortaklığı ve ekspertizliği, aktarılabilir imar hakları, kentsel dönüşüm, orman kadastrosu, arazi toplulaştırması, kıyı kullanımı vb konular yanında, b) bilgi teknolojisindeki gelişmelere bağlı olarak arazi yönetimine yönelik her türlü coğrafi-arazi-kent bilgi sistemleri tasarım ve uygulamaları, il ve çevresel bilgi sistemleri, arazi nesnesi değişimlerinin sürdürülebilir kalkınma anlamında modellenmesi, izlenmesi vb konularda, her türlü araştırma ve incelemelerde bulunmak, bu konulardaki bilgi birikimini uygulamaya aktarmaktır. UZAKTAN ALGILAMA Uzaktan Algılama Elektromanyetik Spektrumun gözle görünür dalga boylarının yanı sıra (dünyayı çevreleyen atmosferi geçebilen) diğer dalga boylarında da doğal ve yapay obje ve olgularla direkt temas olmaksızın onlara ait temelde görüntü formatında üretilen verilerin elde edilmesini, işlenip analiz edilmelerini ve pek çok farklı disiplinin kullanımına sunulmasını konu alan ileri bir teknolojidir. Bu veriler, uzayda yörüngelere yerleştirilmiş uydular ve atmosferde hareket eden platformlara monte edilmiş algılayıcılar aracılığıyla yukarıda bahsedilen obje ve olgulara ait özellikleri en etkin biçimde ortaya koyabilecek olan elektromanyetik spektrumun belli dalga boyu aralıklarında elde edilir ve kaydedilirler. Uzaktan algılama literatüründe “bant” olarak isimlendirilen bu özel dalga boyu aralıklarında elde edilmiş görüntüler uydudan uyduya ve algılayıcıdan algılayıcıya farklılık arz eder. Günümüzde farklı uluslar tarafından dünya etrafındaki yörüngelere bu amaçla yerleştirilmiş onlarca uydu mevcut olup dünya hakkında sürekli veri ve dolayısıyla da bilgi üretmektedirler. Elektromanyetik Spektrum Birden fazla bantta (elektromanyetik enerji dalga boyu aralığında) veri üreten ve farklı uydularda bulunan algılayıcıların her bir bantta ürettikleri görüntülerin çözünürlüğü de farklı olabilmektedir. Çözünürlüğün arazideki karşılığı algılayıcı detektörlerinin her birinin yeryüzünde algılayabildiği en küçük arazi parçası olarak ifade edilebilir. Her bir detektör yeryüzünden ve onun üstündeki objelerden yansıyan elektromanyetik enerjinin miktarını ölçen küçük alıcılardır. Bu ölçümler, yukarıda bahsedilen bant görüntülerini oluşturmak için gerçekleştirilen spektral ölçümlerdir. Her spektral yansıma değeri, yeryüzünde, algılayıcıdaki bir detektörün karşılığı kadar olan bir alandan gelen belli bir dalga boyu aralığındaki (banttaki) elektromanyetik enerjinin şiddetine karşılık gelen ve genelde 0 ile 255 değerleri arasında dijital bir sayı (numara) olarak kaydedilir. Bu sayılar Dünya'ya geri gönderilerek bilgisayarlar tarafından renklere ve gri-renk tonlamasındaki parlaklık seviyelerine göre fotoğrafa benzeyecek şekilde görüntüye dönüştürülürler. Uzaktan algılamada elde edilen verilerin dijital sayılar halindeki kaydı ve görüntüye dönüştürülmesi. Yeşil, Kırmızı ve yakın kızıl ötesi (Eleuthera Adası, Bahama) SPOT çok bantlı görüntüleri. Uzaktan algılama verilerinin başında gelen uydu görüntülerinin en önemli özelliği, geniş yeryüzü alanlarına ait büyük çapta konumsal veri içermesidir. Bu büyüklükteki veri zenginliğinden etkin bir şekilde yararlanma ise, doğal olarak söz konusu verileri coğrafi bilgiye dönüştürecek yeterli düzeyde veri yönetim ve işleme sistemlerinin varlığına bağlıdır. Diğer taraftan son yıllarda uydu görüntülerinin eristiği kalite düzeyi, yakın gelecekteki gelimseler de göz önüne alındığında, özellikle orta ölçekli coğrafi bilgi üretimi ve güncelleştirmesinde, bu bağlamda coğrafi veri tabanlarının oluşturulmasında, bu görüntü verilerinin göz ardı edilmemesi gereken bir kaynak olarak değerlendirilmelerine yol açmaktadır. Günümüzde yer gözlem uyduları diyebileceğimiz bu kategorideki uyduların arazi çözünürlükleri her ne kadar fiyatları yüksek olsa da 40-60 cm ulaşmış bulunmaktadır. 1 m, 2.5 m, 5m, 10m, 20m, 30m ve diğer daha düşük çözünürlükte görüntü sunan uydu ve algılayıcı sistemler de mevcuttur. Değişik çözünürlükteki görüntüler. Bütün bu görüntüler dünya yüzeyindeki oluşumlara ve objelere yukarıdan bakış olanağı sağladığı için bu oluşumlar arasındaki ilişkileri (ki genellikle yeryüzü seviyesinde baktığımızda o kadar da açık değildirler) daha iyi analiz edip anlamamıza yardımcı olurlar. Dünyanın bu şekilde geniş bir perspektiften sunulması; onun kaynakları ve üzerindeki insan etkilerini çok güçlü bir şekilde analiz etmemize olanak verir. Bu sayede, şehir planlama, çevre izleme, tarım, petrol ve maden arama ve jeoloji gibi sayısız uygulama alanında yaygın kullanımı söz konusu olmaktadır. Aşağıdaki tablo değişik bant görüntülerinin kullanımını esas alan uzaktan algılamanın farklı uygulama alan ve olanaklarını özet halinde ortaya koymaktadır.