İnfeksiyon Dünyasının Ölümsüzleri
Transkript
İnfeksiyon Dünyasının Ölümsüzleri
İnfeksiyon Dünyasının Ölümsüzleri... Mikroplar›n Peflinde Bir Hayat: Robert Koch “Hayatı yaşamanın iki yolu vardır; biri hiçbirşeyin mucize olmadığını, diğeri ise herşeyin mucize olduğunu düşünmektir.” Albert Einstein akir bir madenci ailenin 13 çocuğundan birisi olan Robert Koch, 11 Aralık 1843 yılında Almanya’da bir dağ köyünde, Klausthal-Zellerfield’de doğar. İyi bir santranç oyuncusu ve Johann Goethe hayranı olan Koch, matematik, doğa bilimi ve tıp alanında çalışmalar yapar. Çocukluğundan itibaren doğa bilimlerine olan ilgisinin ve merakının karşılığını büyüdüğünde fazlasıyla alacaktır. F Ondokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru birçok hastalık etkeni mikro- 64 organizma ardı ardına tanımlanmaya başlanmıştı. Bunun yapılabilmesi için de doğru metodların bulunması gerekiyordu. Doğru metodun bulunmasıyla birlikte gelişmeler de birbirini takip etti. Metodu geliştiren kişi Robert Koch’du. 1880’li yıllar, Pasteur öncülüğünde mikrobiyoloji biliminin de doğduğu yıllardı. Bu dönemin mikrobiyoloji alanındaki ünlü isimlerinden birisi de kuşkusuz Alman hekim Koch olmuştur. Gottingen Üniversitesi’nde tıp öğrenimi gören Koch’un öğretmenleri arasında histolojinin gelişmesinde büyük etkisi olan Alman patolojist Friedrich Henle ile ünlü kimyager Friedrich Wohler de bulunuyordu. Tıp fakültesini başarıyla bitiren R. Koch, mezun olduktan sonra asistan olarak “Hamburg General Hospital”da çalıştı. Pasteur gibi pratikteki sorunlarla ilgilendi. Pasteur, insanlarda hastalıklara mikropların neden olduğunu ispatlamıştı ama kolera üzerine yaptığı çalışmada başarı elde edememişti. Çünkü bir hastalık mikrobuyla doğrudan bağ kurma konusunda yetersiz kalmıştı. Bunu yapmayı başaran ise, hastalıklara neden olan bakteriyi izole eden ve saf kültür İ N F E K S İ Y O N D Ü N YA S I • 2 0 0 6 / 4 www.bilimseltipyayinevi.com tekniğini geliştiren Koch oldu. Pasteur’dan farklı olarak tıp eğitimi almış olması onun için bir avantajdı. Bir hekimdi ve insan bedenini iyi tanıyordu. Ayrıca Koch’un, doğa bilim çalışmaları nedeniyle deneyler konusunda teknik bilgisi de iyiydi. Sabırlı oluşu ve yeteneği de başarılarında belirleyici oldu. Almanya’nın birçok kentinde hekimlik yapan Koch, Bölge Medikal Ofisi’nin sınavında başarılı oldu. 1870-1872 yıllarında Fransa-Prusya Savaşı’nda gönüllü olarak bulundu ve savaş sonrasında 1872 yılında Patates ve jelatin karışımıyla saf mikrop kültürü elde eden, hastalıklara yol açan bakteriyi izole ederek mikrobu gösteren bir metod geliştiren Koch, bu çalışmasıyla, bir bakteriyi konakçı hücre dışında saf halde üreten ilk bilim adamı olarak ün kazandı. Berlin yakınlarında kırsal bir bölge olan Wollstein’e geri dönen Koch, Bölge Medikal Ofisi’nde çalıştı. Wollstein’de çiftlik hayvanlarında şarbon yaygındı. Koch, dört odalı, düz bir bina olan evini aynı zamanda laboratuvar olarak da kullanmaya başladı. Eşinin kendisine aldığı mikroskop dışında laboratuvar donanımı yoktu ve laboratuvar gereçlerini kendisi temin ederek çalışmalarına başladı. İlk çalıştığı hastalık şarbon oldu. Şarbon hayvan sürüleri için ciddi bir tehdit oluşturduğu için özellikle çiftçilerin korkulu rüyasıydı. Pollender, Rayer, Davaine gibi bazı bilim adamlarının şarbon üzerine çalışmaları vardı. 1868’de Fransız parazitolog Casimir-Joseph Davaine, sağlıklı bir hayvana enjekte edilerek hastalığın kan yoluyla bulaştığını kanıtlamıştı. 1863’de Pasteur’ün koyunlarda şarbon hastalığı üstüne yaptığı çalışmadan da ilham alan Koch, bu çalışmalara ilaveler yaptı. Şarbondan ölmüş hayvanların dalaklarından küçük bir kıymık parçasıyla aldığı basili farelere enjekte etti. Farelerin öldüğünü gözleyen Koch, ölen farelerin hepsinde basile rastladı. Kendinden önceki bilim adamları da şarbonun hastalıklı hayvanlardan kan yoluyla bulaştığını kanıtlamıştı. Bu çalışma ile tatmin olmayan Koch, basille temas kurulup kurulamayacağını bilmek istiyordu. Bunun için saf basil kültürleri elde ederek, basilleri üretti. Bu çalışmasını resmetti ve ürettiği basilleri not etti. Çalışmasını Breslau Üniversitesi’nden Botanik Profesörü Ferdinand Cohn ile Patolojik Anatomi Profesörü Cohnheim’e gösterdi. Her ikisi de Koch’un çalışmasından etkilendiler. Koch’un çalışması 1876’da Botanik Dergisi’nde yayımlandığında, derginin editörü de Cohn idi. Böylece, ilk kültür 1876’da hazırlanmış ve Bacillus anthracis adı verilen ilk bakteri, yani şarbon hastalığının etkeni gösterilmiş oldu. Patates ve jelatin karışımıyla saf mikrop kültürü elde eden, hastalıklara yol açan bakteriyi izole ederek mikrobu gösteren bir metod geliştiren Koch, bu çalışmasıyla, bir bakteriyi konakçı hücre dı- İ N F E K S İ Y O N D Ü N YA S I • 2 0 0 6 / 4 www.bilimseltipyayinevi.com 65 şında saf halde üreten ilk bilim adamı olarak ün kazandı. Wollstein’de çalışmalarına devam eden Koch, koyulaştırıcı kimyasal maddelerle bakteriyi boyayarak bakterinin fotoğrafını çekmeyi başardı ve metodlarını geliştirmeye devam etti. Araştırmaları 1878’de yayımlandı. 1880’de Pasteur, Cheuveau ve Toussaint gibi bilim adamları tarafından bağışıklık ve korunmayla ilgili çalışmalara başlandı ve 1881 yılında Pasteur tarafından basillerin attenüe edilmesi ile ilk aşı üretildi. Şüphesiz Koch, bu bakterinin gelecek yüzyılların en tehlikeli biyolojik silahlarından birine dönüşeceğini hayal bile edemezdi. örneklerini anilin boyası metilen mavisiyle renklendiren Koch, mikroskop altında çomak şeklindeki küçük tüberküloz basillerini görmeyi başardı. Tüberküloz mikrobu şarbon mikrobundan çok daha küçük olduğu için araştırmak da oldukça zordu. 1882 Mayıs’ında Koch ekibiyle mikrobu bulduğunu duyurdu. Onun bu açıklaması büyük heyecan yarattı ve ilgiyle karşılandı. Tüberküloz çalışmalarını sürdüren Koch, hastalığı durdurmak amacıyla da tüberküloz basili kültürlerinden tüberkülin adı verilen bir preparat hazırladı. Ancak bu madde hemen kabul görmedi. Hastalıklara neden olan taşıyıcı böcekler üzerine yaptığı çalışmalarıyla da bilinmektedir Koch. 1885’de Berlin Üniversitesi’ne profesör olarak atanan Koch, burada yeni açılmış olan Sıhhat Enstitüsü direktörlüğüne getirildi. Elde ettiği başarılarından dolayı 1905 yılında Nobel Tıp Ödülü verildi. Pasteur’le “mikrop avcısı” olarak da adlandırılan Koch’a, 1889 yılında da, tüberküloz çalışmalarından dolayı, Sultan II. Abdülhamit tarafından “I. Dereceden Mecidiye Nişanı” verilmiştir. Robert Koch, 1880 yılında Berlin Sağlık Kurulu’na atanarak ödüllendirildi. Burada araştırmalarını genişleterek kolera ve türberküloz çalışmalarına başladı. Kolera mikrobu 1849’larda henüz bilinmiyordu ama İngiliz hekim John Snow, Londra’da bir kolera salgını sırasında, hastalığın bir su kuyusundan bulaştığını belirlemiş ve salgını durdurabilmişti. Koch, 1882’de koleranın kirlenmiş suyla bulaştığını buldu. 1883’de kolera salgını nedeniyle Alman Kolera Komisyonu’nun başında Mısır’a gönderilen Koch, koleraya neden olan Vibrio basilini tanımladı. Kolera epidemisini kontrol etmek amacıyla cetvel formüle etti ve 1893’de Dresden’de Great Powers tarafından onaylandı. Günümüzde hala kullanılan kontrol metodlarının temelini formüle eden Koch, kolera çalışmalarından dolayı 100,000 Alman markıyla ödüllendirildi. Yine 1882’de tüberkülozun, M. tuberculosis ile oluşan bir infeksiyon hastalığı olduğunu kanıtlayarak bir çığır açtı. Koch ve ekibi, 1881 yılında Berlin’de tıp dünyasında sansasyon yaratan boyama yönteminin çok özel bir uyarlaması ile tüberküloz hastalığını araştırdılar. Hastalarından aldığı akciğer doku 66 Evet, Koch ve Pasteur mikrop avcısıydı. Mikroskop sayesinde birçok önemli hastalık etkeni mikroorganizmayı tanımladılar. Ve buluşlarıyla da kendilerinden sonraki genç bilim insanlarına ilham kaynağı oldular. Her iki bilim adamı, keşifleriyle bulaşıcı hastalıkların tedavisi konusunda bir dönüm noktası olmuştur. Robert Koch, özellikle çağının en korkulan iki hastalığının, şarbonun ve tüberkülozun –kendi ismiyle anılan- etkenlerini bularak insanlığa önemli bir hizmette bulundu. Hastalıkların oluşumunda belirlediği koşullar “Koch Postülatı” olarak biliniyor ve günümüzde hala geçerliliğini koruyor. Koch Postülatına göre mikroorganizma; aynı hastalığın her vakasında bulu- İ N F E K S İ Y O N D Ü N YA S I • 2 0 0 6 / 4 www.bilimseltipyayinevi.com nabilmeli ve başka bir hastalıkta bulunmamalı, mikroorganizma izole edilebilmeli, kültürle çoğaltılabilmeli, canlıya verildiğinde aynı hastalığı yapabilmeli ve bu canlıdan tekrar elde edilebilmelidir. Birçok bilim adamı ve hekimle birlikte Hindistan, Afrika ve Japonya’ya yaptığı geziler sırasında da kolera, malarya, tifüs, uyku hastalığı gibi hastalıklar üzerine incelemeler yaptı ve bu hastalıklarla ilgili gözlemlerini 1898’de yayımladı. Orta Afrika’da Trypanosomiasis’in kontrol edilmesi üzerine çalıştı ve Atoxyl’in bu hastalığa karşı etkili olduğunu rapor etti. Kolera salgını nedeniyle Mısır’a gönderilen Koch, burada incelemeler yaptı. Büyük bir sabırla kendisini çalışmalarına veren Koch’a, ülkesi Almanya başta olmak üzere Rusya, Türkiye gibi dünyanın çeşitli ülkelerinden çok sayıda ödül ve madalya verildi. Berlin, Perugia, Naples, New York, Posen ve Vienna’daki akademilerden onursal üyelikler ve doktoralar aldı. Almanya’da, ölümünden sonra anıtları dikilerek de onurlandırıldı. Alexsander Fleming, Edward Jenner, Joseph Lister ve Pasteur gibi tıp tarihindeki yerini ve ününü başarılarıyla sağlamlaştırmış olan Koch, 1910 yılında Baden-Baden’de kalp yetmezliğinden öldü. Geliştirdiği araştırma yöntemleri dünyanın her yerinde hala kullanılıyor ve günümüzde sadece mikro- Hastalıklara neden olan taşıyıcı böcekler üzerine yaptığı çalışmalarıyla da bilinmektedir Koch. 1885’de Berlin biyolojinin değil, Louis Pasteur’le beraber modern bakteriyolojinin de kurucusu olarak anılıyor. Koch’un önemli bir özelliği de gelecekle ilgili bir öngörüsünün gerçeklik kazanmasıdır. Koch o yıllarda “Gürültü, yakında kolera ve veba gibi önlem alınacak bir afet olacaktır” demişti. Gerçekten de uzunca bir süredir gürültü, insanlığın önemli sorunları arasındaki yerini korumaya devam ediyor. Üniversitesi’ne profesör olarak atanan Koch, burada yeni açılmış olan Sıhhat Enstitüsü direktörlüğüne getirildi. Elde ettiği başarılarından dolayı 1905 yılında Nobel Tıp Ödülü verildi. Pasteur’le “mikrop avcısı” olarak da adlandırılan KAYNAKLAR Koch’a, 1889 yılında da, web.ukonline.co.uk/b. gard ner/Koch.htm tüberküloz çalışmalarından dolayı, Sultan II. Abdülhamit tarafından I. Dereceden Mecidiye Nişanı verilmiştir. www.arlot.net/icat_kronolojisi.htm nobelprize.org/medicine/ laureates/1905/koch-bio.html www.denizce.com/hifzisiha.asp zibidi.com/tr/sozluk.asp www.yenimesaj.com.tr/index.php www.memocal.com/ VeremleSavasHaftasi.asp İ N F E K S İ Y O N D Ü N YA S I • 2 0 0 6 / 4 www.bilimseltipyayinevi.com 67