PDF Anahtar Nisan 2014
Transkript
PDF Anahtar Nisan 2014
NİSAN 2014 K A L K I N M A D A VERİMLİLİK T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN AYLIK YAYIN ORGANIDIR NİSAN 2014 YIL: 26 SAYI: 304 Bu dergi 6.500 adet basılmaktadır. ISSN:1300-2414 Yayın Türü:Yerel Süreli Türkçe-İngilizce SAHİBİ T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADINA GENEL MÜDÜR Anıl YILMAZ GENEL KOORDİNATÖR Dilek BİRBİL SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Cangül TOSUN YAZI KURULU Dilek BİRBİL - Cangül TOSUN - Lütfiye BALKAYA İNGİLİZCE SAYFA SORUMLUSU Gülçin MANZAK AYDIN - Şirin Müge KAVUNCU WEB SİTESİ SORUMLUSU Aytunç AYHAN FOTOĞRAFLAR Hakan CANBAKIŞ - Özgür YURDAKADİM DAĞITIM SORUMLUSU Mehtap EMRE (312) 467 55 90 / 331 mehtapemre@sanayi.gov.tr Anahtar Dergisi’nin PDF dosyalarını her ay düzenli olarak e-posta hesabınıza gönderilmesini istiyorsanız, konu alanına Anahtar yazıp abone@sanayi.gov.tr adresine boş bir e-posta atabilirsiniz. Dergide yayımlanan yazılardaki görüşler yazarlarına aittir. YÖNETİM YERİ T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Gelibolu Sokak No:5 Kavaklıdere 06690 ANKARA Tel: (312) 467 55 90 (10 Hat) Faks: (312) 427 30 22 Faks (Dergi): (312) 467 47 79 e-posta: vgm@sanayi.gov.tr internet: http://vgm.sanayi.gov.tr http://anahtar.sanayi.gov.tr Ses benzerliği nedeniyle sık sık meteoroloji ile karıştırılabilen metroloji (ölçüm bilim); bilim ve teknolojinin her alanında ve her belirsizlik seviyesinde deneysel ve teorik ölçümleme faaliyetlerine verilen addır. Ölçme ile ilgili her türlü faaliyeti kapsayan ve bilimsel, endüstriyel ve yasal metroloji olarak üçe ayrılan metroloji faaliyetlerinin temel amacı, yapılan tüm ölçümlerin güvenilirliğini ve doğruluğunu sağlamaktır. Ülkemizde bilimsel metroloji faaliyetleri TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü, endüstriyel metroloji faaliyetleri Türk Standardları Enstitüsü ve Türk Akreditasyon Kurumu, yasal metroloji faaliyetleri ise Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Elektrik, su, doğal gaz sayaçları, tartılar, ulaşımda kullanılan taksimetre ve takograflar gibi günlük hayatımızın her alanında kullanılan ölçüm cihazları Bakanlığımız metroloji ve standardizasyon hizmetlerinin konusunu oluşturmaktadır. Metroloji ve standardizasyon hizmetleri, tüketicilerin korunması, haksız kazancın önlenmesi ve ülkemizde serbest piyasa ekonomisinin düzenli bir biçimde yürütülmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Metroloji ve standardizasyon hizmetlerinin ülke genelinde etkili ve verimli bir biçimde yürütülmesi için Bakanlık olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her türlü gayret gösterilmeye devam edilecektir. Bu bağlamda Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde yasal metroloji sisteminin Avrupa Birliği mevzuatına uyumu tamamlanmış olup ülke stratejileri belirlenmeye devam edilmektedir. Yasal Metroloji temasıyla yayımlanan Anahtar Dergisi'nin bu sayısında metroloji ve standardizasyon konusunun farklı açılardan ve detaylı bir şekilde ele alınmasına değerlendirmeleriyle destek olan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Fikri IŞIK'a ve Müsteşarımız Sayın Prof. Dr. Ersan ASLAN'a şükranlarımızı sunuyor; Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü'nün yönetici ve çalışanları başta olmak üzere tüm emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Anıl YILMAZ Genel Müdür GRAFİK TASARIM VE UYGULAMA www.chesscreative.com BASKI KORZA YAYINCILIK BASIM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. Büyük Sanayi 1. Cad. 95/1 İskitler - ANKARA Tel: (312) 342 22 08 Faks: (312) 341 14 27 BASILDIĞI TARİH Anahtar Dergisi’nin Nisan 2014 sayısı 03.04.2014 tarihinde basılmıştır. 01 NİSAN 2014 İÇİNDEKİLER 04 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri IŞIK’ın Değerlendirmesi 06 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan ASLAN’ın Değerlendirmesi 08 Ülkemizde Yasal Metroloji Uygulamaları / Feryal KÖKSAL 14 Akaryakıt Sayaçlarının Denetimlerinde Teknolojik Yöntemler İ. Kerim KAYNAKÇI 19 Enerji Verimliliği ve Ülkemizde Isı Sayacı Kullanımı Erkut KIRMIZIOĞLU 23 Takograf Cihazlarının Muayenelerine İlişkin Bir Analiz Elif Tuğçe ÖRS 26 Ülkemiz AB Üyelik Sürecinin Yasal Metroloji (Ölçü Aletleri) Alanındaki Yansımaları / Mehmet Sıddık UCA 30 Piyasa Gözetimi ve Denetimi Sonuçları 34 Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğünce 2013 Yılında Düzenlenen Uluslararası Kongreler 36 Dünya Metroloji Günü - 2014 04 30 36 02 NİSAN 2014 37 Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü Tarafından Oluşturulan Teknik Komiteler... 37 Samsun Metal Sanayi İleri Teknolojiye Kavuşuyor 39 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Ankara İl Müdürlüğü Kurumsal Kapasite Geliştirme Programında Gerçekleştirilen Projeler 42 Üç Aylık Ulusal Verimlilik İstatistikleri 2013 Yılı Dördüncü Çeyreği Sonuçları Açıklandı / Yücel ÖZKARA - Dursun BALKAN - Nazlı SAYLAM BÖLÜKBAŞ 48 Bilişim, Bilim ve Teknoloji 52 Temiz Üretim (Eko - Verimlilik) 59 Summary 62 Sanayi Göstergeleri Industry Indicators 63 Bilim ve Teknoloji Göstergeleri Science and Technology Indicators 64 Ulusal ve Uluslararası Verimlilik İstatistikleri / National and International Productivity Statistics 39 42 56 Ulusal Verimlilik İstatistikleri National Productivity Statistics 03 NİSAN 2014 DEĞERLENDİRME KALİTELİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR SANAYİ ÜRETİMİNDE VE TİCARETTE GÜVEN UNSURUNUN SAĞLANMASINDA METROLOJİNİN YERİ maliyetlerini düşürme, ticaretin önündeki teknik engelleri kaldırma, inovasyon ve rekabet edilebilirliği sağlama arayışı içine girmişlerdir. Bu gelişmeler, ölçüm yapma ihtiyacının sadece bilimsel alanla sınırlı kalmayıp, ticari faaliyetlerde de bir gereklilik haline gelmesine neden olmuştur. Bu noktada, metrolojinin altında ayrı bir alan olarak vücuda gelen yasal metroloji gelişen dünyada önemli bir kavram haline gelmiştir. Ülkelerin üretim yapma kapasitesi ve üretim altyapısı göz önünde bulundurulduğunda ise, gelişmişlik düzeyini belirleyen yüksek katma değere sahip bir ürünün ortaya çıkabilmesi, bu Fikri IŞIK Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ölçme ihtiyacı, insanoğlunun yeryüzündeki ürünün elde edilmesi süreci boyunca metroloji gereklerinin gözetilmiş olmasını artmasıyla birlikte küresel ticaret hacmi gerektirmektedir. Bir ülkenin ulusal varlığı kadar eskilere dayanmaktadır. Eski de artan bir ivme ile büyümüştür. Buna metroloji sisteminin medeniyetlerde tarımsal faaliyetler için paralel olarak devlet yapılarının gelişmesi, değerlendirilmesindeki en önemli geometri ve astronomi ölçümleri, inşaat ölçme sonucunda ortaya çıkan bilgilerin gösterge ise yasal metroloji altyapısıdır. faaliyetleri için uzunluk ölçümü etkili bir şekilde organize edilmesini ve metrolojinin (ölçüm biliminin) temellerini elde edilen verilerin planlamada, oluşturmaktadır. O dönemlerden bu yana savunmada ve vergilendirmede bilim ve teknoloji alanında yeni keşifler kullanılmasını bir ihtiyaç haline yapıldıkça; elektrik, ısı, sıcaklık, nem gibi getirmiştir. Son yıllarda dünyada yaşanan büyüklüklerin de ölçülmesi gerekliliği bir ekonomik gelişmeler sonucu hükümetler; zorunluluk haline gelmiştir. bir yandan vatandaşlarının sağlıklarının “Bir ülkenin ulusal metroloji sisteminin değerlendirilmesindeki en önemli gösterge; yasal metroloji altyapısıdır.” korunması, güvenliklerinin sağlanması, 04 Sanayi Devrimi ile birlikte üretim çevrenin ve tüketicinin korunması gibi kapasitelerinde ciddi artışlar yaşanmış, konularda gerekli hizmeti almasını Yasal metroloji; kaliteli ve sürdürülebilir bunun yanında ulaşım imkânlarının da sağlarken diğer taraftan üretim bir üretim ve ticaretin sağlanması ile refah NİSAN 2014 seviyesi yüksek bir ülke olma hedefine ulaşılmasında, nihai ürünün elde edilmesi ve ticari hayatta kullanılması aşamalarında, yapılan ölçümlerin doğruluğu ve buna yönelik denetimlerin yerinde ve zamanında yapılmasını sağlamayı hedeflemektedir. “Ülkemizde yasal metrolojiye konu her türlü iş ve işlem, Bakanlığımız Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.” Söz konusu ölçüm ve denetimlere ilişkin usul ve esasların belirlenmesi, uygulanması ve bu anlamda etkilenen bütün sektörlerin (bu konularda) bilinçlendirilmesi, yasal metrolojinin Aletleri Yönetmeliği olmak üzere diğer gerekleridir. Ülkemizde yasal metrolojiye yönetmelikler AB direktiflerinden konu her türlü iş ve işlem, Bakanlığımız uyumlaştırılarak ulusal mevzuatımız Metroloji ve Standardizasyon Genel haline getirilmiştir. Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Bu çerçevede ülkemizde metroloji Ayrıca Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye alanında bir stratejinin belirlenmesi olma sürecinde uyum sağlaması gereken ihtiyacı hasıl olmuş ve Metroloji ve en önemli fasıllardan biri, Bakanlığımızın Standardizasyon Genel Müdürlüğü sorumluluğunun en fazla olduğu ve ileri tarafından“Ulusal Metroloji Stratejisi ve düzeyde aşama kaydettiğimiz “Malların Eylem Planı” hazırlanarak bu alanda Serbest Dolaşımı” faslıdır. Bu faslın tam ülkemizin strateji belgesi oluşturulmuştur. olarak hayata geçirilmesi, ülkemiz ile AB Bu strateji belgesinin uygulamaya arasındaki ticaretteki teknik engellerin geçmesiyle bahsedilen hedeflere kaldırılması ile mümkün olacaktır. ulaşılması noktasında önemli bir adım Bu kapsamda başta yasal metrolojinin atılmış olacaktır. “ Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olma sürecinde uyum sağlaması gereken en önemli fasıllardan biri, Bakanlığımızın sorumluluğunun en fazla olduğu ve ileri düzeyde aşama kaydettiğimiz ‘Malların Serbest Dolaşımı’ faslıdır...” temel altyapısını oluşturan Ölçü Aletleri Yönetmeliği ve Otomatik Olmayan Tartı 05 NİSAN 2014 DEĞERLENDİRME ÜLKEMİZDE GÜVENİLİR VE ADİL BİR PİYASA VE GÖZETİM YAPISININ SAĞLANMASINDA YASAL METROLOJİ DENETİMLERİNİN ROLÜ Prof. Dr. Ersan ASLAN Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Ölçüm bilimi ve uygulaması anlamına gelen metroloji, günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası olması nedeniyle geçmiş dönemlerden bugüne kadar bilinen ve üzerinde yoğun çalışmalar yapılan bir bilim dalı niteliği kazanmıştır. Bu bilim alanı, diğer pozitif bilimler gibi sürekli gelişim göstermiş ve zamanla bilimsel, endüstriyel ve yasal metroloji olmak üzere üç disipline ayrılmıştır. Bu bileşenlerden Bakanlığımız sorumluluğunda olan yasal metroloji; ölçüleri, ölçü birimlerini, ölçü aletlerini ve ölçü yöntemlerini ilgilendiren ve yetkili kuruluşlar tarafından yürütülen faaliyetler olarak tanımlanmaktadır. Evlerde 06 kullanılan elektrik, su ve doğalgaz ile akaryakıt istasyonlarında alınan akaryakıtın miktarını gösteren sayaçların, market ve kuyumcularda kullanılan tartı aletleri, ulaşımda kullanılan taksimetrelerin ve takografların yasal metrolojinin bir parçası olması hayatımızdaki yerini ve önemini göstermektedir. Yasal metroloji sistemimiz; ülkemiz ve Avrupa Birliği arasında ekonomik entegrasyon kuran Gümrük Birliği süreciyle önemli değişimler yaşamıştır. Gümrük Birliğini düzenleyen 1/95 ve 2/97 sayılı Ortaklık Konseyi Kararları gereğince, Bakanlığımız yasal metroloji alanında AB teknik mevzuatına uyum çalışmalarına 2001 yılında başlamış ve bu kapsamda tüm AB mevzuatı uyumlaştırılarak iç hukuka aktarılmıştır. AB teknik mevzuat uyumunun önemli bileşenlerinden biri de Piyasa Gözetimi ve Denetimi (PGD) faaliyetleridir. 2002 yılında yayımlanan 4703 sayılı Kanunla ülkemiz mevzuatına giren PGD kavramı kısaca; “ürünlerin ilgili mevzuatındaki gereklilikleri sağlayıp sağlamadığının yetkili bir kuruluş tarafından denetlenmesi” olarak tanımlanmaktadır. Bu kapsamda, sorumluluğumuz altındaki ürünlere ilişkin PGD faaliyetleri içerisinde günlük hayatımızın her alanında kullanılan ölçü aletlerine yönelik olanlar önemli bir yer işgal etmektedir. Ticarette güven ortamının sağlanması ve haksız kazancın engellenmesi noktasında; ölçü ve ölçü aletlerinin ayar ve kalibrasyonlarının doğru olması, tüketici ve satıcı açısından kontrol altında tutulması ve periyodik olarak denetlenmesi gereken bir konu olarak ele alınmalıdır. Diğer yandan kamu menfaati açısından güvenilir ve adil bir devlet yapısının sağlanması ve vatandaşların bu algıyı hissetmesi diğer bir önemli noktadır. Yasal metroloji kapsamındaki ölçü ve ölçü aletlerine yönelik yapılan denetim faaliyetleri, Bakanlığımız merkez teşkilatı ve il müdürlüklerimiz tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu denetimlerde, PGD kimlik kartına sahip 775 personel görev alırken,10 etalon donanımlı kamyon ve gerekli ekipmanla donatılmış 89 denetim aracı kullanılmaktadır. NİSAN 2014 Bakanlığımızca 2013 yılında Genel Müdürlüğümüz koordinasyonda 55 ilde petrol ve petrol ürünleri piyasasına yönelik yapılan akaryakıt ve LPG sayaçlarının damgasının/miktarının kontrolünün yapıldığı çapraz denetimler ile il müdürlüklerimiz marifetiyle gerçekleştirilen ani ve şikâyetli denetimlerde toplam 331.414 ölçü aleti denetlenmiş ve bu denetimlerde 7.150 ölçü aletinin mevzuata aykırı olduğu tespit edilerek gerekli yaptırımlar uygulanmıştır. Günümüzde kamu kurum ve kuruluşlarının asli hizmetlerinden biri haline gelen denetimlerin verimli ve etkin bir yapıya kavuşturulması, denetim verilerinin belirli bir sistematik içinde takip edilmesi ve denetim programlarının bu çerçevede hazırlanması ile mümkün olacaktır. Buradan hareketle veri tabanlarının kurularak izleme ve değerlendirme yapılması ve bu değerlendirmelerden elde edilen sonuçların analiz edilerek özellikle odaklı ve risk yönetimi tabanlı denetimlerin gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. Bu sayede denetimlerde verimliliğin artırılması sağlanırken, aynı zamanda kamu kaynaklarının etkinliğinin artırılması hedeflenmektedir. Bakanlığımız, hâlihazırda kullanılmakta olan veri tabanı uygulamalarımızın eksikliklerini ortadan kaldıracak ve günümüz gereklerini karşılayan bir yapıya kavuşturacaktır. Bu konuda denetimlerin verimliliğini ve etkinliğini artırıcı teknolojik yenilikler üzerine çalışmalar başlatılmıştır. Test aşamaları devam eden çalışmalar ile yasal metroloji kapsamındaki ölçü ve ölçü aletlerinin etkin bir şekilde takibi ve yapılan denetimlerin verimliliğinin artırılması sağlanacak, aynı zamanda kolay erişilebilir bir veri bankası oluşturulmuş olacaktır. 2014 yılı içerisinde hizmete alınması planlanan söz konusu veri tabanı sayesinde özellikle akaryakıt sayaçları, tartı aletleri, takograf ve taksimetre başta olmak üzere ölçü aletlerinin muayene ve damgalama işlemleri ile denetim faaliyetlerinin etkin bir şekilde takibi gerçekleştirilecektir. Bakanlığımız, sorumluluğunda olan ürünler ile ilgili etkin PGD faaliyeti yürütürken, bu faaliyetlerinde bilim ve teknolojinin daha fazla yer almasını sağlamaya çalışmaktadır. İstatistiki tabanlı kurgulanan denetim programları ile riskli ürünlere odaklanılarak denetimlerde etkinlik ve verimlilik artırılacaktır. Bakanlığımız, PGD ile ilgili altyapı ihtiyacını teknoloji tabanlı gerçekleştirmeye çalışmanın yanı sıra, PGD faaliyetlerinin yürütülmesini sağlayan denetçilerin bilgi, kabiliyet ve yeteneklerinin artırılmasına da büyük önem vermektedir. Hazırlanan eğitim programları çerçevesinde; denetçilere gerekli idari, teknik ve hukuki eğitimler verilmektedir. Bu uygulamalar ile bir yandan insan kaynağının gelişimi sağlanırken, diğer yandan temin edilen bilgisayar, araç ve gereçler ile de denetçiler daha donanımlı hale getirilmektedir. Osmanlı Devletinde II. Bayezid Dönemi'nde tüketici haklarını korumak ve düzenlemek amacıyla çıkarılan ve tarihimizde yasal metroloji ile ilgili ilk resmi belge niteliği taşıyan Bursa Belediye Kanunu'nun (Kanunname-i İhtisab-ı Bursa) çıkarıldığı 1481 yılından bugüne kadar yasal metroloji alanında yapılan çalışmaların tümü adil ve güvenilir bir ortamın sağlanmasını amaçlamıştır. Bu konuda geçmişte atalarımızın göstermiş olduğu özen ve gayreti, gelecek nesiller için bizlerin devam ettirmesi büyük önem arz etmektedir. Güven ve adalet duygusunun tesis edilmesi ve korunması noktasında bilim ve teknolojiden daha fazla yararlanan ve daha fazla çalışan bir toplum olmamız günümüz koşullarında kaçınılmazdır. Bakanlığımız, yasal metroloji sistemimizin daha da verimli hale gelmesi için geleceğe yönelik birçok hedef belirlemiştir. Bu hedeflerden en önemlisi, yasal metroloji alanında temel mevzuat niteliğinde olan 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu'nun, günün ihtiyaçlarına cevap verebilir hale getirilmesidir. Bir başka hedef de diğer sorumluluk alanlarında olduğu gibi yasal metroloji alanında da tüketicinin korunması, haksız rekabetin önlenmesi, insan, bitki ve çevre sağlığının korunması ve güvenilirliğin artırılması amacıyla PGD faaliyetlerinin daha etkin hale getirilmesidir. Bu uygulamalar ile insanlarımızın kendini güvende hissedeceği bir yapının daha ileri seviyede teknolojik yenilikler kullanılarak oluşturulması sağlanacaktır. 07 NİSAN 2014 DERLEME ÜLKEMİZDE YASAL METROLOJİ UYGULAMALARI Feryal KÖKSAL / Şube Müdürü (Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü) ne esi m eli la e e k amıy kta v r t me anl ma ak lük lan loji, oloji r la öz ım ro tr n o p, s tan met l me le e ök olu ak sel sa e e i, k kta olar ilim e ya orid j o ol ma i” b i v eg etr yan ilim arak roloj kat ır.” M “ da m b l ol met e üç tad lçü ene el er ak “ö g striy k üz lınm a a dü m en ol Bilimsel metroloji; ölçüm birim sisteminin oluşturulması, yeni ölçme yöntemlerinin geliştirilmesi gibi ölçüm standartlarının en üst seviyede organizasyonu ve sürdürülmesiyle ilgili faaliyetleri kapsamaktadır. Bilimsel metroloji konusundaki faaliyetler, dünyada metroloji ile ilgili enstitülerce yürütülmekte olup ülkemizde bu alanda TÜBİTAK bünyesinde 08 yer alan Ulusal Metroloji Enstitüsü (UME) çalışmalarını sürdürmektedir. Endüstriyel (veya uygulamalı) metroloji; bilimsel metrolojinin üretim ve diğer süreçlerdeki kullanımına yönelik uygulamaları ifade etmekte olup kullanılan ölçüm cihazlarının uygunluğu ile bu cihazların kalibrasyonlarının ve yapılan ölçümlerin kalite kontrollerinin gerekli şartları taşıdığını (örneğin ölçüm cihazlarının kalibrasyonlarının izlenebilirliği gibi) garanti altına alan faaliyetleri kapsamaktadır. Bu faaliyetler başta Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) ve Türk Standardları Enstitüsü (TSE) olmak üzere uygunluk değerlendirme kuruluşları ve diğer kalibrasyon laboratuvarlarının sorumluluğunda yürütülmektedir. Yasal metroloji ise; ölçüleri, ölçü birimlerini, ölçü aletlerini, ölçü yöntemlerini ilgilendiren ve yetkili kuruluşlar tarafından yasal gereklerden kaynaklanan (örneğin çevre, sağlık, güvenlik, kullanıcının korunması ve adil rekabet ortamı gibi) hususlara ilişkin yürütülen faaliyetler olarak tanımlanmakta olup, bu faaliyetlerde Bakanlığımız Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü (MSGM) sorumluluğunda yürütülmektedir. MSGM'nin yasal metroloji kapsamındaki görevleri aşağıdaki şekilde belirlenmiştir: • Metroloji politikasını belirlemek ve metroloji alanında stratejiler geliştirmek, uygulanmasını sağlamak ve izlemek. • Yasal metroloji ve hazır ambalajlama alanında teknik düzenlemeler ile ilgili standart listelerini hazırlamak ve uygulamaya koymak, bu alanda piyasa gözetimi ve denetimi yapmak veya yaptırmak. • Yasal metroloji kapsamına alınacak veya kapsamdan çıkartılacak ölçü aletlerini belirlemek, yasal metroloji alanında izlenebilirliği sağlamak için gerekli teknik ve idari altyapıyı oluşturmak. • Ulusal ölçü etalonlarının bulundurulma ve kontrol esaslarını belirlemek. NİSAN 2014 • Yasal metroloji ve hazır ambalajlama alanında teknik düzenlemesi ve standardı bulunmayan ürünlerin denetimine esas olacak özellikleri tespit etmek veya ettirmek. • Metroloji, standardizasyon, akreditasyon ve uygunluk değerlendirmesi alanlarında stratejiler belirlemek, bunların uygulanmasında ilgili kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak. Akaryakıt Ölçeği (1, 2, 5,10, 20 lt) Hassas Elektronik Terazi (1200 gr) Karşılaştırma Terazisi (600 kg) F1 Sınıfı Kütle (50 kg) F1 Sınıfı Kütle (10 kg ve 20 kg) Karşılaştırma Terazisi (60 kg) • Laboratuvarlar kurmak veya kurdurmak, kurulan laboratuvarların belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde çalışmalarını sağlamak ve kontrol etmek. • Yasal metroloji alanında uluslararası gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek; bu alanda faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlara katılmak ve işbirliği yapmak. • Yasal metroloji alanında yetkilendirilecek uygunluk değerlendirme kuruluşları ile teknik hizmet kuruluşlarının taşıması gereken nitelikleri belirlemek, bunları görevlendirmek, gerektiğinde görevlendirmeyi geçici olarak durdurmak veya iptal etmek. Yasal Metrolojiye İlişkin Hizmetler Yasal metrolojiye ilişkin hizmetler, 3516 sayılı “Ölçüler ve Ayar Kanunu” ile 4703 sayılı “Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun” hükümleri çerçevesinde yürütülmektedir. 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu, ölçü aletlerine münhasır bir kanun olup, amacı milli ekonominin ve ticaretin gereklerine ve kamu yararına uygun olarak Türkiye hudutları içinde her türlü ölçü ve ölçü aletinin doğru ayarlı ve uluslararası birimler sistemine uygun olarak imalı ve kullanılmasını sağlamaktır. Resim 1. Laboratuvarlarda Kullanılan Ölçü ve Ölçü Aletleri Söz konusu mevzuat kapsamında ölçü ve ölçü aletlerinin ilgili teknik düzenlemesine uygun olarak piyasaya arzı, kullanıma sunulması ve muayenelerine ilişkin işlemler yürütülmektedir. Ölçü aletleri ile ilgili olarak yapılan işlemler aşağıdaki gibi üç aşamada değerlendirilebilir: a) Tasarımdan piyasaya arzına kadar yapılan işlemler, b) Piyasaya arz edilmiş ölçü aletlerine ilişkin işlemler, c) Kullanımdaki ölçü aletleri ile ilgili işlemler. a) Tasarımdan piyasaya arzına kadar yapılan işlemler Ölçü ve ölçü aletlerinin piyasaya arzına ilişkin işlemler, 17/10/2008 tarihli ve 27027 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ölçü ve Ölçü Aletleri Tip Onay Yönetmeliği ile düzenlenmiştir. Söz konusu Yönetmelik hükümlerine göre; ölçü ve ölçü aleti imal veya ithal edilebilmesi için ilgili teknik düzenlemesi uygun olarak tip onayının alınması gerekmektedir. Bu çerçevede; 09 NİSAN 2014 DERLEME ÜLKEMİZDE YASAL METROLOJİ UYGULAMALARI Belirtilen bu direktiflerin uyumlaştırılmasından sonra, bu yönetmelikler kapsamındaki ölçü aletlerinin uygunluk değerlendirme faaliyetlerini yürütmek üzere onaylanmış kuruluş başvuruları başlamış ve Bakanlığımız tarafından bu başvurular değerlendirilerek görevlendirmeler yapılmaya başlanmıştır. Resim 2. Akaryakıt ve LPG Sayacı Muayene Araçları • Yeni yaklaşım direktiflerinden uyumlaştırılan yönetmelikler kapsamındaki ölçü aletlerinin, ilgili teknik ulusal tip onay belgesi alınması düzenlemesine göre tip onayları alınmış, muayene işlemleri, muayene işaretleri ve/veya damgalama işlemleri yapılmış ve onaylanmış kuruluş ile işlemleri tamamlanmış olarak piyasaya arz edilmesi, • Klasik yaklaşım direktiflerinden uyumlaştırılan yönetmelikler kapsamındaki ölçü aletleri için AT tip onay belgesi alınması, • AB mevzuatından uyumlaştırılan yönetmelikler kapsamına girmeyen diğer ölçü ve ölçü aletleri için ise, Bakanlığımızdan ulusal tip onay belgesi alınması gerekmektedir. Bakanlığımızca verilen tip onay belgelerinde Türk Standardları Enstitüsü'nün (TSE) verdiği muayene ve deney raporları esas alınmaktadır. Ölçü ve ölçü aletlerinin uygunluk değerlendirme faaliyetlerine ilişkin olarak Avrupa Birliği'nde Otomatik Olmayan Tartı Aletleri Direktifi (2009/23/EC) ve Ölçü Aletleri Direktifi (2004/22/EC) olmak üzere iki temel direktif bulunmaktadır. Söz konusu her iki direktif de yönetmelik 10 olarak uyumlaştırılmış olup yasal metroloji mevzuatımız AB mevzuatı ile tam uyumlu hale getirilmiştir. Söz konusu Yönetmeliklerden; • Ölçü Aletleri Yönetmeliği (2004/22/AT); Su sayaçları, gaz sayaçları ve hacim dönüştürme cihazları, aktif elektrik enerji sayaçları, ısı sayaçları, su haricindeki sıvıların miktarlarını sürekli ve dinamik ölçen ölçme sistemleri, otomatik tartı aletleri, taksimetreler, malzeme ölçerler, boyutsal ölçüm cihazları ve egzoz gazı analiz cihazlarını, • Otomatik Olmayan Tartı Aletleri Yönetmeliği (2009/23/AT) ise sadece otomatik olmayan tartı aletlerini kapsamaktadır. Bu uyumlaştırma çalışmaları ile birlikte Bakanlığımızın görev ve fonksiyonlarında da köklü değişiklikler olmuştur. Bahse konu yönetmelikler kapsamındaki ölçü aletlerinin tip onay işlemleri daha önce Bakanlığımızca yürütülürken, bundan sonra onaylanmış kuruluşlar tarafından yürütülmeye başlanmıştır. Bakanlığımız, onaylanmış kuruluşların atanması ve izlenmesi ile Piyasa Gözetimi ve Denetimi (PGD) faaliyetlerine yoğunlaşmaya başlamıştır. b) Piyasaya arz edilmiş ölçü aletlerine ilişkin işlemler Ölçü aletlerinin piyasaya sunulmasından sonra piyasada iken yapılan işlemler, 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun hükümleri çerçevesinde; ürünün piyasaya arzı veya dağıtımı aşamasında veya ürün piyasada iken ilgili teknik düzenlemesine uygun olarak üretilip üretilmediğinin, güvenli olup olmadığının denetlenmesi amacıyla yürütülen Piyasa Gözetimi ve Denetimi (PGD) faaliyetlerini kapsamaktadır. c) Kullanımdaki ölçü aletleri ile ilgili işlemler Kullanımdaki ölçü ve ölçü aletleri aşağıdaki muayenelere tabi tutulur. İlk muayene: Yeni yapılan veya parçaların birleştirilmesi suretiyle meydana getirilen ölçü ve ölçü aletlerinin satışa sunulması veya kullanılmaya başlanmalarından önce veya ithal edilen ölçü ve ölçü aletlerinin yurda sokulmaları sırasında veya periyodik, ani, şikâyet ve stok muayeneleri sonunda damgaları iptal olunan ölçü ve ölçü aletlerinin tamir ve ayarlanmalarından sonra veya ayarları bağlı bulundukları yere göre ayarlanmış olan ölçü ve ölçü aletlerinin ise yer değiştirmeleri halinde uygulanır. Periyodik muayene: Belli sürelerde olmak üzere, bu Kanun kapsamına giren ölçü ve ölçü aletleri için yapılan genel muayenedir. NİSAN 2014 Ani muayene: Bakanlık merkez ve taşra ölçüler ve ayar kuruluşları memurlarının görecekleri lüzum veya ihbar üzerine, ölçü ve ölçü aletlerinin bulundukları yerlerde habersizce yapılan muayenedir. Şikâyet muayenesi: Bir ölçü ve ölçü aletinin doğru çalışıp çalışmadığını tespit etmek üzere, ölçü ve ölçü aleti sahibi veya diğer bir kimsenin yazılı müracaatı üzerine yapılan muayenedir. Stok muayenesi: İlk muayene damgasını taşıdıkları halde satılmayıp depo, atölye, imal veya satış yerlerinden, yahut henüz kullanılmasına ihtiyaç duyulmayarak stok halinde bulundurulan ölçü ve ölçü aletlerinin periyodik muayene süreleri içinde tekrar tabi tutuldukları bir muayene şeklidir. Yukarıda bahsedilen muayene işlemleri ile ilgili hizmetler, yetkilendirilmiş muayene servisleri, il müdürlüklerimiz ile Grup Merkezi Belediye Ölçüler ve Ayar Memurlukları tarafından yürütülmektedir. Bu hizmetlerin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini teminen; Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Konya, Samsun, Gaziantep, Erzurum, Diyarbakır ve Malatya'nın dâhil olduğu 10 ilde bölge laboratuvarı kurulmuştur. Söz konusu laboratuvarlarda kullanılan ölçü ve ölçü aletlerine örnekler Resim 1'de gösterilmiştir. Bakanlık olarak; 24 saat kesintisiz hizmet vermesi, Türkiye genelinde yaygın olması ve ölçülen ürünlerin tüketiciyi doğrudan ilgilendirmesi nedeni ile akaryakıt ve LPG istasyonlarında kullanılan sayaçların denetimine büyük önem verilmektedir. Bu itibarla, akaryakıt istasyonlarında kullanılan akaryakıt ve LPG sayaçlarının düzenli olarak kontrol Resim 3. Yüksek Kapasiteli Otomatik Olmayan Tartı Aletlerinin Denetimi ve Muayeneleri İçin Vinç Donanımlı Kamyonlar ve Kütle Etalonları edilmelerini teminen 91 adet akaryakıt ve LPG sayaçları muayene aracı satın alınmış ve bunlar gerekli ölçüm ekipmanları ile teçhiz edilerek il müdürlüklerimizin hizmetine sunulmuştur (Resim 2). Akaryakıt istasyonları, bu araçlar kullanılarak gerek merkezden ve gerekse il müdürlüklerimiz vasıtasıyla sürekli olarak denetlenmektedir. Yüksek kapasiteli otomatik olmayan tartı aletlerinin denetimi ve muayeneleri amacıyla, kütle etalonu ve vinç donanımlı 10 adet kamyon satın alınmış ve bölgesel esasa dayalı olarak hizmet vermek üzere bölge laboratuvarlarının kurulu bulunduğu il müdürlüklerimizde hizmete sunulmuştur (Resim 3). Hazır Ambalajlı Mamullere İlişkin Faaliyetler Bakanlığımızın önemli faaliyetlerinden birisi de hazır ambalajlı mamullere ilişkin çalışmalardır. Konuyla ilgili olarak AB mevzuatından uyumlaştırılmış 3 yönetmelik bulunmaktadır. Bunlar; • Hazır Ambalajlı Mamullerin Ağırlık ve Hacim Esasına Göre Net Miktar Tespitine Dair Yönetmelik (76/211/AT ), • Hazır Ambalajlı Mamullerin Nominal Dolum Miktarı ile İlgili Kuralların Belirlenmesine Dair Yönetmelik (2007/45/AT), 11 NİSAN 2014 DERLEME ÜLKEMİZDE YASAL METROLOJİ UYGULAMALARI • Ölçü Kabı Olarak Kullanılan Ölçü Şişelerine Dair Yönetmelik (75/107/AT)'tir. Bu yönetmeliklerden; • 76/211/AT ve 2007/45/AT sayılı Yönetmelikler; 5 g veya 5 ml’den daha az 10 kg veya 10 L'den daha fazla olmayan hazır ambalajlı mamullerin nominal dolum miktarına ilişkin kontrol esasları ile ambalaj üzerinde bulunması gereken etiket bilgilerini; • 75/107/AT sayılı Yönetmelik ise, ölçü kabı olarak kullanılan ölçü şişelerinin birim kapasite kontrollerine ilişkin esaslarını kapsamaktadır. Söz konusu yönetmelikler kapsamındaki ürünler, ambalaj üzerindeki yazı ve işaretlere ilişkin bilgiler ile nominal dolum miktarları açısından kontrol edilmektedir. Bu kontrollerde tartı aleti (kütle seti ile), excel tabanlı yazılım programı yüklü laptop ile sıvıların miktar kontrolü için yoğunluk hesaplanması için malzemeler (cam-metal piknometreler, beher vb.) kullanılmaktadır. kg Metroloji Alanında Üyesi Olduğumuz Uluslararası Kuruluşlar Dünyada metroloji alanında faaliyet gösteren 4 kuruluş bulunmakta olup aşağıda verilmektedir. • Uluslararası Ölçüler ve Ağırlıklar Bürosu (BIPM), • Uluslararası Yasal Metroloji Teşkilatı (OIML), • Avrupa Yasal Metroloji İşbirliği Teşkilatı (WELMEC), • Karayolu Nakliye Uygulama Kuruluşları Konfederasyonu (CORTE) Uluslararası Ölçüler ve Ağırlıklar Bürosu (BIPM): Ölçme standartları konusunda evrensel bir birlik sağlanması amacıyla, Fransız hükümetinin girişimiyle aralarında Osmanlı İmparatorluğu’nun da bulunduğu 17 devlet temsilcisinin katılımıyla 20 Mayıs 1875 tarihinde Paris'te imzalanan Metre Konvansiyonu ile kurulmuştur. Paris'in Sevr banliyösünde kurulu bulunan Büro, bütün dünyada yapılan ölçümlerin doğruluğundan ve farklı ülkelerde yapılan ölçümlerin birbirleri ile denkliğinden sorumludur. Uluslararası Yasal Metroloji Teşkilatı (OIML): 1955 yılında Fransa'da 24 ülke tarafından kurulmuştur, merkezi Paris'tedir. Yasal metroloji prosedürlerinin global anlamda harmonizasyonu amacıyla kurulmuştur. Faaliyetlerinde doğrudan görev alan ülkeler “asil üye”, gözlemci olarak katılan ülkeler ise “muhabir üye” sıfatıyla üye bulunmaktadır. Ülkemiz,1961 yılından 2005 yılına kadar muhabir üye sıfatıyla üye iken, 6 Haziran 2005 tarihinde asil üye olmuştur. 57'si asil üye, 55'i muhabir üye olmak üzere toplam 112 üyesi bulunmaktadır. Avrupa Yasal Metroloji İşbirliği Teşkilatı (WELMEC): Kısa adı WELMEC olan Avrupa Yasal Metroloji İşbirliği Teşkilatı, 18 temsilci üye tarafından Haziran 1990'da kurulmuştur. Söz konusu teşkilat bugün için; 30'u üye ve 7'si yardımcı üye olmak üzere toplam 37 ülkenin, 8 gözlemci gram ons lb 12 NİSAN 2014 kuruluşun ve 9 muhabir kuruluşun temsil edildiği bir teşkilattır. Türkiye, 2005 yılı içerisinde Edinburg'da yapılan Komite toplantısında yardımcı üye olarak kabul edilmiştir. Avrupa Birliğine aday ülkeler, ancak Avrupa Birliğine kabul edildikleri zaman bu teşkilata tam üye olma hakkını elde etmektedirler. Karayolu Nakliye Uygulama Kuruluşları Konfederasyonu (CORTE): Karayolu Nakliye Uygulama Kuruluşları Konfederasyonu (CORTE); 2004 yılında kurulmuştur. Kara ulaştırması alanında hükümet/hükümet dışı organların temsilcilerini bünyesinde toplayan üç ayrı kategoride (Tam üye, Yardımcı üye ve Gözlemci) toplam 78 ülkenin temsillerinden oluşur. Herhangi bir üyelik aidatı yoktur. Bakanlığımızca 2008 yılında üye olunmuştur. CORTE aşağıdaki danışmanlık hizmetlerini vermektedir. • Takograflarla ilgili AB mevzuatının uygulanmasına yönelik tip onaylarının verilmesi ve kalibrasyonlarının yapılması, • Dijital takografların işletim, güvenlik, karşılıklı işletilebilirlik sertifikaları, • Takograflarla uyumlu çalışabilen sürücü, denetim, şirket ve servis kartlarının AB kodlama sistemi doğrultusunda basımı işlemleri ile ilgili olarak altyapının oluşturulması. 13 NİSAN 2014 MAKALE AKARYAKIT SAYAÇLARININ DENETİMLERİNDE TEKNOLOJİK YÖNTEMLER İ. Kerim KAYNAKÇI Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü) Türkiye'de 2013 yılı Aralık ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı olan motorlu kara taşıt sayısı yaklaşık 18 milyona ulaşmış bulunmaktadır (TÜİK, 2014). Bununla birlikte bu araçlarda kullanılan yakıtın neredeyse tamamını benzin, dizel veya LPG yakıtları oluşturmaktadır (TÜİK, 2014). Son verilere göre ülkemizde gerçekleşen yıllık petrol satışlarının yaklaşık 18,2 milyon ton (EPDK, 2013a), yıllık LPG satışlarının ise yaklaşık 2,7 milyon ton (EPDK, 2013b) olduğu da göz önünde bulundurulduğunda akaryakıt ve LPG sektörünün ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Ekonomik anlamda bu denli önemi haiz olan akaryakıt ve LPG yakıtlarının tüketicilere doğru miktarda verilmesi amacıyla kullanılan sayaçların doğru ölçüm yapmasının özellikle taşıt kullanıcıları açısından önemi de aşikârdır. Yukarıda bahsedilen yıllık yakıt satışları göz önünde bulundurulduğunda, bu sayaçların hata sınırlarının dışında çalışması durumunda tüketiciye vereceği kümülatif ekonomik zararın büyüklüğü çok ciddi seviyelere ulaşabilecektir. Bu nedenledir ki akaryakıt ve LPG sayaçlarının doğru çalışıp çalışmadığı ile bu sayaçlara mevzuata aykırı müdahaleler yapılıp yapılmadığı hem periyodik muayeneler, hem de ani ve şikâyet üzerine yapılan muayeneler ile Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüklerince sürekli denetlenmektedir. 14 Bu makalede amaçlanan ise mevcut denetim yöntemlerinin teknolojiyi kullanarak daha verimli ve etkin hale getirilmesi yönünde öneriler sunmaktır. Mevcut Durum 24.07.1994 tarihli ve 22000 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ölçü ve Ölçü Aletleri Muayene Yönetmeliği hükümlerine göre, akaryakıt ve LPG sayaç kullanıcıları (genellikle akaryakıt ve LPG istasyonları) her iki yılda bir olmak üzere sayaçlarının periyodik muayenelerini yaptırmak zorundadırlar. Bunun yanı sıra tüketicilerden Bakanlığımıza intikal eden şikâyetler üzerine de ilgili istasyonlardaki sayaçlar denetlenmektedir. Özellikle son yıllarda çapraz denetimlerin sayısındaki artış neticesinde de istasyonlar ani olarak daha sık denetlenmeye başlanmıştır. Ölçü Aletleri Takip Sistemi Peki denetimlerdeki en zayıf halkayı oluşturan unsur nedir? En zayıf halka olarak gösterilebilecek unsur, sayaçların gerçek zamanlı olarak takip edilememesidir. Burada takip etmekten kasıt, sayacın en son durumu hakkında (muayene süresi dolmuş mu, sayaca herhangi bir müdahale yapıldı mı vb.) Bakanlık merkez ve taşra teşkilatına bilgi aktarımıdır. Bu durumun önüne geçebilmek amacıyla Bakanlığımız tarafından 2013 yılında Ölçü Aletleri Takip Sistemi projesi başlatılmıştır. Ölçü Aletleri Takip Sistemi, akaryakıt ve LPG sayaçlarının da yer aldığı bazı ölçü aletlerinin seri numarası üzerinden takip edilmesi ve böylelikle Bakanlığa çok önemli bilgi akışlarının beraberinde istatistiki veriler de NİSAN 2014 sağlaması açısından çok ciddi önem taşımaktadır. Bu sistem sayesinde elde edilecek veriler ışığında risk analizlerinin çıkarılması çok daha kolay hale gelecek ve riskli bölgeler ve istasyonlar belirlenerek buralara yönelik denetimlere daha da önem verilebilecektir. Bunların yanı sıra, periyodik muayene başvuru sürelerini sehven geçiren istasyon sahiplerinin mağduriyetinin önüne geçmek adına, erken uyarı sistemi sayesinde istasyon sahipleri hem SMS hem de elektronik posta yoluyla Ölçü Aletleri Takip Sistemi tarafından otomatik olarak uyarılacak ve istasyonun muayene başvuru sürecini başlatması istenecektir. Diğer taraftan mevcut durumda il müdürlüklerimize dilekçe yoluyla yapılan muayene başvurularının da Ölçü Aletleri Takip Sistemi üzerinden internet vasıtasıyla yapılması ve böylelikle istasyon sahipleri için daha rahat bir başvuru yolu getirilmesi planlanmaktadır. Yine, Ölçü Aletleri Takip Sistemi sayesinde akaryakıt ve LPG sayaçlarının doğru çalışması konusunda büyük önem taşıyan tamir işlemlerinin süreçleri de takip altına alınabilecektir. Ölçü Aletleri Takip Sistemi, Bakanlığımız tarafından başlatılmış ve şu an itibarıyla geliştirilmesi devam eden bir proje olup bu makalede öne sürülecek olan önerilerin tümü, Ölçü Aletleri Takip Sistemi merkezli bir yapının bileşenleri olarak düşünülmektedir. Denetimlerde Tablet Bilgisayar Kullanımı Mart 2014 itibarıyla Türkiye'de toplam 12.895 adet bayilik lisansına sahip akaryakıt istasyonu (EPDK, 2014a) ve 10.150 adet otogaz bayilik lisansına sahip LPG istasyonu (EPDK, 2014b) bulunmaktadır. Bu istasyon sayıları ve her istasyonda çok sayıda sayaç olduğu göz önünde bulundurulduğunda, denetimlerin mümkün olduğunca etkin yapılması; insan faktörünün mümkün olduğunca asgariye indirilerek yine mümkün olduğunca tüm işlemlerin otomasyona yaptırılması denetimin verimliliği açısından büyük önem arz ettiği anlaşılmaktadır. Özellikle ergonomik ve taşınabilirlik açılarından diğer bilgisayarlara göre büyük üstünlüğü bulunan tablet bilgisayarların akaryakıt ve LPG denetimlerine özgü diğer birkaç avantajı da beraberinde getireceği görülmektedir. Bu makalede bu avantajlardan en öne çıkan üç tanesi üzerinde durulacak olup gelecek bölümlerde önerilecek olan diğer projelerin de etkin kullanımı tablet bilgisayarların bu avantajlı özellikleri sayesinde mümkün olacaktır. Bahsi geçen üç avantajlı özelliği şu şekilde sıralayabiliriz: GPS modülü, NFC modülü ve bütünleşik kamera. NFC modülünün kullanım alanları diğer bölümlerde ayrıntılı olarak açıklanacak olup bu bölümde GPS modülü ve kameranın avantajlarından kısaca bahsedilecektir. Bakanlık açısından denetimin en önemli unsurlarından biri de; denetçinin uygun denetim yapıp yapmadığını takip edebilmek ve denetçinin görevini suiistimal etmesinin önüne geçmektir. Bu anlamda denetimlerde, GPS modülünün ve kameranın büyük faydası olacağı düşünülmektedir. Öncelikli hususlardan birisi, denetçinin gerçekten ilgili istasyona giderek denetimi yaptığından emin olmaktır. Bunun için alınabilecek önlemlerden birisi olarak; denetçinin denetim bilgilerini Ölçü Aletleri Takip Sistemine ancak ve ancak ilgili istasyonun coğrafi konumunda bulunduğu an girebilmesini sağlamak, başka herhangi bir konumdan o istasyona ilişkin denetim sonuçlarının girişine izin vermemek gösterilebilir. işleyebilmesi için de denetçinin kullandığı bilgisayarda GPS modülü bulunmasının en uygun çözüm olduğu açıktır. Diğer yandan, özellikle aykırılık tespit edildiği durumlarda söz konusu aykırılıkların görsel olarak kayıt altına alınmasının da denetimlerin uygun yapılıp yapılmadığı şüphelerini asgariye indireceği düşünülmektedir. GPS modülünün diğer bir avantajı ise çapraz denetimlerde ortaya çıkmaktadır. Çapraz denetimlerde ekiplerin hem ekip liderleri hem de Bakanlık tarafından etkili bir şekilde yönetilmesi ve denetim planlamalarının gerçek zamanlı değiştirilebilmesi, çapraz denetimleri daha verimli kılabilecek bir yöntem olarak düşünülebilir. Elektronik Damga Tüm akaryakıt ve LPG sayaçları, müdahaleye karşı güvenlik önlemleri alınmış durumda piyasaya sürülmek zorundadır. Ölçüm sonucunu etkileyebilecek müdahalelerin yapılabilme ihtimali bulunan her bileşen, sayaç üreticisi tarafından uygun şekilde güvenlik altına alınmalıdır. Örneğin akaryakıt sayaçlarında kalibrasyonun yapılabildiği bölüme veya tüm hesaplamaların yapıldığı işlemcinin olduğu bölüme ulaşılarak bu bileşenlere müdahale edebilmeyi engellemek elbette ki tüketiciyi korumak adına elzem bir önlemdir. Güvenlik önlemleri çeşitli yöntemlerle uygulanabilmekle birlikte (yazılıma müdahalenin şifre ile korunması gibi) mekanik bileşenlerin güvenlik altına alınması genellikle Resim-1'de görüldüğü gibi bileşenin etrafını bir tel ile bağlayıp, teli de kurşun mühür ile kapatmak yöntemiyle yapılmaktadır. 15 NİSAN 2014 MAKALE AKARYAKIT SAYAÇLARININ DENETİMLERİNDE TEKNOLOJİK YÖNTEMLER modülü kullanılmasa dahi her koparıldığında, koparılma zamanını hafızasına kaydedebilmesi ve içerisinde bulunan NFC modülü sayesinde denetçinin tablet bilgisayarı ile kolaylıkla haberleşebilmesi olarak sıralanabilir. Elektronik damganın çalışma prensibi Şekil-1'de gösterilmektedir. Resim 1. Mekanik Damga Bu yöntem halen Bakanlık denetçileri tarafından kullanılmakta ve uygun çalıştığı tespit edilen sayaçlar denetçi tarafından mühürlenmektedir. Sayaç kullanıcısının (istasyon) bu mühürlerin bağladığı teli kopararak sayaca müdahale etmesi durumunda 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu'nun 15. maddesine göre idari para cezası uygulanmaktadır. Ancak damganın koparılmış olduğu yalnızca o sayacın bir sonraki periyodik muayenesi sırasında veya o istasyona şikâyetle veya ani denetim yapılması durumunda anlaşılabilecektir. Elbette ki bu süre zarfında çok büyük haksız kazanç sağlanması ihtimali bulunmaktadır. Bundan dolayı, akaryakıt ve LPG sayaçlarının doğru ve güvenilir çalışmasında en kritik faktörlerden olan damgaların, koparıldığı an Bakanlığın ve ilgili il müdürlüklerinin haberinin olacağı bir sistem geliştirilmesi önem arz etmektedir. Bu problemin çözümüne yönelik bir öneri olarak, Ölçü Aletleri Takip Sistemi ile haberleşebilen ve Bakanlık tarafından takip edilebilen elektronik damga kullanımı sunulabilir. Bu çalışmada önerilen elektronik damga kısaca, içerisinde bulunan elektronik devre sayesinde, kablosu koparıldığında Resim 2. Elektronik Damga bu durumu algılayan ve koparılma zamanını ve sayısını içerisinde bulunan hafızada tutabilen ve yalnızca Bakanlık yazılımı tarafından açılabilen ve içerisindeki bilgilere ulaşılabilen damga olarak tanımlanabilir. Elektronik damganın çok büyük üç avantajı bulunmaktadır. Bunlar; her istasyon için bir adet olmak üzere kurulumu gerçekleştirilen GPRS modülü ile haberleşerek, koparıldığı an Bakanlığa (Ölçü Aletleri Takip Sistemine) gerçek zamanlı bilgi gönderebilmesi, GPRS Yapılan araştırmalar sonucunda akaryakıt sayaçlarında elektronik damga kullanılmasının dünyada bir örneğine rastlanmamıştır. Ancak yukarıda önerilen elektronik damgaya yakın damga çeşitleri özellikle taşımacılık sektöründe, tırların kapaklarının şoför tarafından izinsiz açılmasını engellemek amacıyla kullanılmaktadır . Ancak piyasada örneklerine rastlanan elektronik damgalar, bu makalede önerilen ve çalışma prensibi yukarıda açıklanan elektronik damga kadar gelişmiş olmamakla birlikte genel amaçlı üretilmiş damgalardır. Dolayısıyla önerilen damganın Bakanlık kullanımına özel olarak ve yüksek güvenlikli şekilde üretilmesi gerekmektedir. Denetim esnasında Damga koparıldı Koparılma tarihini hafızaya alıyor. GPRS Bakanlığa bilgi gönderiyor. Hangi istasyonda hangi sayaca ait damganın koparıldığı bilgisi Denetçi, tablet bilgisayarını damgaya yaklaştırdığında (NFC* modülü sayesinde) damganın geçmişini görebilecek ve tüm bilgiler (koparılma tarihleri, denetçi mi koparmış, tamirci mi koparmış yoksa usulsüz müdahale mi) Ölçü Aletleri Takip Sistemine otomatik aktarılacak. Ayrıca damga üzerindeki küçük LCD'den de damga tarihi gözle görülebilecektir. Damganın yenilenmesi Denetçi, muayene sonucu geçerli olan sayacın damgasını yenilemek için tablet bilgisayarını damgaya yaklaştıracak ve (NFC* modülü sayesinde) damganın tarihi otomatik yenilenecektir. *NFC (Near Field Communication), bu teknolojiye sahip iki elektronik cihazın yakın mesafeden temassız şekilde birbiriyle haberleşmesine imkân sağlayan bir teknolojidir. Şekil 1. Elektronik Damganın Çalışma Prensibi 16 NİSAN 2014 Şekil 2. Kare Barkod Tabanlı Sistemin Çalışma Prensibi 1 Her akaryakıt dispenseri üzerine Bakanlık tarafından hazırlanan ve Ölçü Aletleri Takip Sistemindeki kayıtlarla eşleşen bir kare kod içeren etiket (bir defaya mahsus olmak üzere) yapıştırılır. Kare barkodun yanı sıra “NFC tag” denilen ufak elektronik etiket de yapıştırılabilir. Toplumsal Farkındalık Makalenin başında da belirtildiği üzere akaryakıt ve LPG sayaçları, Bakanlığımızca denetlenmektedir ancak bu konuda henüz toplumsal farkındalık oluştuğu düşünülmemektedir. Tüketicilerin, akaryakıt aldığı istasyondaki sayaçların denetlenip denetlenmediği veya denetlenmişse en son ne zaman denetlendiği konularında bilgi sahibi olmasına imkân sağlayacak bir yapının oluşturulması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bu anlamda, yine Ölçü Aletleri Takip Sistemi altyapısı kullanılarak ufak ancak etkili olacağı düşünülen ve çalışma prensibi Şekil-2'de açıklanan bir sistem önerilmektedir. Şekil 2'de verilen çalışma prensibinden de anlaşılacağı üzere, yapı akıllı telefonlar üzerine kurulmuştur. Ancak etiket üzerinde gösterilecek web adresi ve sayaç kodu ile internet bağlantısı olan herhangi bir cihaz yardımıyla da sistem kullanılabilir. Ayrıca internet bağlantısı olmayan telefonlar için de kısa mesaj servisi kullanımı devreye alınabilir. Ancak Türkiye'de mobil internet kullanım verilerine bakıldığında 2013 yılının 4. çeyreği itibarıyla mobil bilgisayardan ve 2 Tüketici, akıllı telefonu ile sayaç üzerindeki kare kodu okutur. Veya telefonunu NFC etiketine yaklaştırır. Sayaca ait denetim tarihleri ve ayrıntılı sonuçlar ekrana getirilir. 3 Ayrıca sayacın hatalı çalıştığından şüphelenilmesi durumunda anında Bakanlığa şikâyet edilebilir. mobil cepten internet hizmeti alan abone sayısının 24 milyonu geçtiği görülmektedir (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, 2014). Bu veri de önerilen sistemin işleyişini destekler niteliktedir. Önerilen sistemin tüketicilerin farkındalığı ve şikâyet mekanizmasını kolaylaştırılması açısından faydası olacağı gibi, şikâyetlerden elde edilecek olan veritabanı kullanılarak istasyon ve sayaç bazlışikâyet geçmişi analizi yapılabilmesine ve bu bilgiler ışığında ani denetimlerin revize edilmesine de katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bunun yanında, sayaçlar üzerindeki kare barkodun, denetçiler tarafından da denetim sürecini 17 NİSAN 2014 MAKALE AKARYAKIT SAYAÇLARININ DENETİMLERİNDE TEKNOLOJİK YÖNTEMLER hızlandırmak amaçlı (ilgili sayaca ilişkin Ölçü Aletleri Takip Sistemi kaydına hızlı ulaşmak amaçlı) kullanılması da mümkündür. Ayrıca önerilen kare barkod uygulamasının yalnızca akaryakıt ve LPG sayaçları için değil; tartı aletleri ve taksimetre gibi diğer ölçü aletleri için de uygulanabileceği düşünülmektedir. Kaynakça • Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu. (2014). Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü - Üç Aylık Pazar Verileri Raporu. Ankara: BTK. • EPDK. (2013a). Petrol Piyasası Sektör Raporu. Ankara: EPDK. • EPDK. (2013b). LPG Piyasası 2012 Yılı Sektör Raporu. Ankara: EPDK • EPDK. (2014a). Petrol Piyasası Bayilik Lisansları. Mart 12, 2014, http://lisans.epdk.org.tr/epvysweb/faces/pages/lisans/petrolBayilik/petr olBayilikOzetSorgula.xhtml • EPDK. (2014b). LPG Piyasası Otogaz Bayilik Lisansları. Mart 12, 2014, http://lisans.epdk.org.tr/epvysweb/faces/pages/lisans/lpgOtogazBayilik/l pgOtogazBayilikOzetSorgula.xhtml • SecuritySeals. (2014). Electronic Seals. Mart 12, 2014, http://www.securityseals.org.uk/Electronic-Seals/default.aspx • TÜİK. (2014). TÜİK. 2014, http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id= 1051 • Universeal. (2014). Universeal. Mart 12, 2014, http://www.universealgroup.com/page/pro ducts_elec.htm 18 NİSAN 2014 MAKALE ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE ÜLKEMİZDE ISI SAYACI KULLANIMI Erkut KIRMIZIOĞLU Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü) Enerji kaynaklarımızın sınırlı olması sebebiyle ülkemizde ısınma amaçlı kullanılan doğal gazın önemli bir bölümü ithal edilmektedir. Bu durum enerjide dışa bağımlı olmamıza ve yüksek miktarda döviz ödememize neden olmaktadır. Nüfus artışı, şehirleşme, sanayileşme gibi sebeplerle doğal gaz kullanımının önümüzdeki dönemde daha da artması beklenmektedir. Bu nedenle enerji verimliliğini artırmak ülkemizin öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır. Bu doğrultuda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan Enerji Verimliliği Kanunu ile merkezî ısıtma sistemine sahip binalarda, merkezî veya lokal ısı veya sıcaklık kontrol cihazları ile ısınma maliyetlerinin ısı kullanım miktarına bağlı olarak paylaşımını sağlayan sistemlerin kullanılması şartı getirilmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan “Merkezî Isıtma ve Sıhhi Sıcak Su Sistemlerinde Isınma ve Sıhhi Sıcak Su Giderlerinin Paylaştırılmasına İlişkin Yönetmelik” hükümleri doğrultusunda ülkemizde merkezî ısıtma sistemine sahip yeni yapılacak binalarda ısı paylaşım sisteminin kurulması zorunluluğu yönetmeliğin yayımlandığı 14/04/2008 tarihinde, mevcut binalarda ise 02/05/2012 tarihinde zorunlu hale gelmiştir. Isı paylaşım sistemlerinin kurulması ısınma giderlerinin kullanıcılara daha adil bir şekilde paylaştırılmasını sağladığı gibi büyük miktarda enerji tasarrufu sağlayarak, ülke ekonomisine de ciddi katkılarda bulunmaktadır. Isı paylaşım sisteminin en önemli bileşenlerinden olan ısı sayaçlarının piyasaya arzı, kullanıma sunulması ve muayenelerine ilişkin işlemler, 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu ile 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun hükümleri çerçevesinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yürütülmektedir. 1. Isı Paylaşım Sistemi Isı paylaşım sistemi, merkezî ısıtma veya sıhhi sıcak su sistemine sahip binalarda, merkezî veya lokal ısı veya sıcaklık kontrol cihazları ile ısınma maliyetlerinin ısı kullanım miktarına bağlı olarak paylaşımını sağlamaktadır. Bu sistemlerde ısı sayacı veya ısı pay ölçer, termostatik radyatör vanası kullanımı ile daire başına düşen ısı kullanım değeri hesaplanmaktadır. Bina sahibi, bina yöneticisi, bina yönetim kurulu, enerji yöneticisi, yetkilendirilmiş ölçüm şirketleri veya bölgesel ısı dağıtım ve satış şirketlerince, ısı veya sıhhi sıcak suya ilişkin tüketimlerin aylık veya belirli dönemlerde ölçülmesi ve bağımsız bölüm kullanıcılarına ait gider paylaşım belgelerinin düzenlenmesi gerekmektedir. sistemlerde kombinin kapatılması ile sıcaklık tamamen kesilirken, çevredeki daireler ısınma için daha çok enerji harcamak zorunda kalmaktadır. Isı paylaşım sistemlerinde radyatör vanası kapatılsa bile daireye minimum 15 derecelik sıcaklık verilmektedir. Bu durum çevredeki dairelerin ısınmak için harcadıkları enerjiyi azaltmaktadır. Isı paylaşım sisteminde merkezî ısıtma sisteminin konforu ile kombinin ısındığın kadar ödeme avantajı birleştirilmiştir. 1.1. Isıtma Gider Paylaşımının Hesaplaması Merkezî ısıtma sistemlerinde toplam ısıtma giderinin % 70'i bağımsız bölümlere ölçülen ısı tüketimlerine göre paylaştırılır. Toplam ısıtma giderlerinin % 30'u ise ortak kullanım mahalleri, sistem kayıpları, asgari ısınma ve işletme giderlerinden kaynaklı ısı giderleri olarak bağımsız bölümlerin kullanım alanlarına göre paylaştırılır. Bu hesaplama aşağıdaki şekilde yapılmaktadır. Isı paylaşım sistemi kurulmayan merkezî ısıtma sisteminde, daireler boş olsa bile diğer daireler kadar enerji tüketmekte ve binadaki her bir daire ısınma için aynı ücreti ödemektedir. Isı paylaşım sisteminde ise dairenin sıcaklığı termostat vanası ile istenilen dereceye ayarlanabilmekte ve kullanıcı tükettiği miktarda ücret ödemektedir. Kombili 19 NİSAN 2014 MAKALE ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE ÜLKEMİZDE ISI SAYACI KULLANIMI a) Isı sayaçlarının kullanılması durumunda: P1 0 70 xMx P2 0, 30 xMx S yapılarda belirlenen bir zaman dilimi içinde kullanılan ısının miktarını tespit etmek için kullanılırlar. St Debimetre, bağımsız bölümün radyatörlerinde dolaşan ısıtma suyu miktarını ölçer. A At P P1 P2 Sıcaklık sensör çifti, ısıtma suyunun bağımsız bölüme girmeden önceki sıcaklık değerini ve radyatörlerde dolaştıktan sonra bağımsız bölümden çıkan sıcaklık değerini ölçer. b) Isı pay ölçerlerin kullanılması durumunda: Sn S1 S 2 .......... ... P1 = 0, 70 xMx St St St P2 0, 30 xMx A At P P1 P2 M: Binanın toplam ısı tüketim tutarı (TL) P: Bağımsız bölümün toplam tüketim tutarı (TL) P1 : Bağımsız bölümün toplam ısı pay ölçer veya ısı sayacı tüketim tutarı (TL) P2: Bağımsız bölümün ortak tüketim tutarı (TL) S 1,2,…n : Bağımsız bölümde bulunan her bir ısı pay ölçerde okunan değer S t : Binada bulunan bütün bağımsız bölümlerdeki ısı pay ölçerler veya ısı sayaçlarında okunan değerlerin toplamı S: Bağımsız bölümde bulunan ısı sayacında okunan değer A: Bağımsız bölümün kapalı kullanım alanı (m2) A t : Binadaki bağımsız bölümlerin kapalı kullanım alanları toplamı (m2). 1.2. Isı Sayacı Isı sayacı, üzerine yerleştirildiği ısıtma hattından geçen ısı enerjisi miktarını debi ve sıcaklık farkına göre ölçen cihazdır (Resim 1). Bu cihazlar apartman, site, lojman vb. merkezî olarak ısıtılan 20 Isı sayaçları hesaplama ünitesi, debimetre ve iki adet sıcaklık sensörü olmak üzere üç ana bileşenden oluşmaktadır. Resim 1. Isı Sayacı Isı sayaçları kalorifer tesisatının tek kolonlu prensibe göre yapıldığı, merkezî sistemli ısıtmalarda kullanılır (Şekil 1). Tek kolonlu kalorifer tesisatında, kazanda ısınan sıcak su daireye tek merkezden giriş dönüş yapar. Hesaplama ünitesi, debimetreden aldığı ısıtma suyu miktarını ve sıcaklık sensörlerinden aldığı ısıtma suyunun giriş dönüş sıcaklık farkı değerlerini kullanarak bağımsız bölümde tüketilen enerjiyi aşağıdaki formüle göre hesaplar. Q = V x Δt x k Q = Enerji (MWh / kWh, Joule veya BTU) V = Hacim (m³) Δt = Sıcaklık farkı (Kelvin) k = k-faktörü (ısı katsayısı) Isı sayaçları debi ölçüm yöntemine göre mekanik ve ultrasonik olmak üzere iki tipe ayrılır. İki tip ısı sayacında da hesaplama ünitesi ve sıcaklık sensörlerinin işlevi aynı olmakla beraber debimetrenin ölçüm prensibi farklılık göstermektedir. Mekanik ısı sayaçlarında radyatörden geçen debi mekanik bir çark vasıtasıyla, ultrasonik sayaçlarda ise hareketli parça olmadan ultrasonik sinyaller vasıtasıyla ölçülmektedir. 1.3. Isı Pay Ölçer Şekil 1. Tek Kolonlu Merkezî Isıtma Sistemi Isı pay ölçer üzerine veya giriş hattına yerleştirildiği radyatör ve benzeri ısıtıcı cihazların harcadığı enerjiyi ölçerek hafızasına kaydeden cihazdır. Bu cihazlar NİSAN 2014 merkezî sistem ile ısıtılan yapılarda her bir radyatöre monte edilerek, bireysel bazda tüketim değerlerini hesaplar. Isı pay ölçerler oda ve radyatör sıcaklıklarını algılayan iki adet sıcaklık sensörü aracılığıyla radyatörün tükettiği ısı miktarını hesaplar. Isı pay ölçerlerin ölçüm değeri, ölçülen radyatörün karakteristik sıcaklığının ve radyatör ile oda sıcaklığı arasındaki farkın yaklaşık değeridir. Bu ölçüm değeri kullanılarak, radyatörün anma ısıl güç katsayısı ve yüzey duyar elemanları arasındaki ısıl temas katsayısı aracılığıyla gerçek tüketim değeri hesaplanır. Isı pay ölçerler, çok kolonlu merkezî ısıtma sistemine sahip yapılarda, her bir radyatöre monte edilerek, radyatör başına tüketilen ısı enerjisi değerini hesaplar (Şekil 2). Bağımsız bölümdeki toplam ısı enerjisi tüketimi, dairede bulunan her bir radyatörün üzerindeki ısı pay ölçerden alınan tüketim verilerinin toplanmasıyla hesaplanır. Şekil 2. Çok Kolonlu Merkezî Isıtma Sistemi Resim 2. Isı Pay Ölçer 21 NİSAN 2014 MAKALE ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE ÜLKEMİZDE ISI SAYACI KULLANIMI 1.4. Termostatik Radyatör Vanası Termostatik vana, oda sıcaklığını istenilen dereceye ayarlamaya imkân sağlayan otomatik sıcaklık kontrol cihazıdır (Resim 3). Radyatörün bulunduğu ortamın hangi sıcaklıkta olması isteniyorsa, termostatik vana ayarı o sıcaklığa karşılık gelen değere getirilir. Termostatik vana ayarlanan oda sıcaklığını koruyacak şekilde, kendiliğinden açılıp kapanır ve radyatörden geçen su miktarını ayarlar. Bununla beraber termostatik vana 15°C'den daha düşük sıcaklığa ayarlanamaz. Bunun amacı, dairenin aşırı soğumasını önleyerek çevre dairelerin ısınma için daha az enerji harcamasını sağlamaktır. Kaynakça • Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. (2013). Yasal Metroloji Kitabı. Ajans-Türk Basın ve Basım A.Ş. Aralık 2013. Ankara. • T.C. Resmi Gazete. (2008). Ölçü Aletleri Yönetmeliği. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. 7 Ağustos 2008 gün, 26960 sayı. • T.C. Resmi Gazete. (2007). Enerji Verimliliği Kanunu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı. 2Mayıs 2007 gün, 26510 sayı. • T.C. Resmi Gazete. (2008). Merkezî Isıtma ve Sıhhi Sıcak Su Sistemlerinde Isınma ve Sıhhi Sıcak Su Giderlerinin Paylaştırılmasına İlişkin Yönetmelik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. 14 Nisan 2008 gün, 26847 sayı. Resim 3. Termostatik Radyatör Vanası 22 NİSAN 2014 MAKALE TAKOGRAF CİHAZLARININ MUAYENELERİNE İLİŞKİN BİR ANALİZ Elif Tuğçe ÖRS Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü) Takograflar; kamyon, otobüs, çekici gibi kullanıldıkları araçların hareket bilgilerini ve araç sürücülerinin çalışma sürelerini göstermeye ve kaydetmeye yarayan cihazlardır. Avrupa'da takograf kullanımı 1970 yılında, Türkiye'de ise 1983 yılında zorunlu hale gelmiştir. Türkiye'de analog, dijital ve elektronik olmak üzere üç farklı tipte takograf cihazı kullanılmaktadır. Takograf cihazları yasal metroloji kapsamındaki ölçü aletleri olarak değerlendirildiğinden bu cihazlara ilişkin teknik düzenlemeler Türkiye'de yasal metrolojiden sorumlu kurum Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (BSTB) Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü (MSGM) tarafından yapılmaktadır. Avrupa Birliği'ne (AB) girmeye aday bir ülke pozisyonunda bulunan Türkiye, AB müktesebatını uyumlaştırmakla yükümlüdür. BSTB tarafından analog ve dijital takograf cihazlarının tip onay işlemlerinin AB müktesebatının uyumlaştırılması kapsamında düzenlendiği, Türkiye'de takograf uygulamasının en önemli unsuru olan servislerle ilgili kriterlerin belirlendiği, takograf cihazlarının muayene ve damgalanması işlemlerini gerçekleştiren servislerin bu işlemleri gerçekleştirirken uyması gereken hususların yer aldığı yönetmelikler sırasıyla MSGM tarafından yayımlanmıştır. Takograf cihazlarının muayene ve damgalanmasına ilişkin olan Takograf Cihazları Muayene ve Damgalama Yönetmeliği ile Türkiye'de ulusal taşımacılık yapacak yeni tescil taşıtlarda dijital takograf kullanılması zorunlu kılınmıştır. azalması için karayolu taşımacılığında kullanılan taşıtların sürücülerinin hız ve çalışma saatlerine ilişkin kurallara uyması amacıyla takografların gerektiği şekilde kullanılması ve kullandırılması esastır. Bununla birlikte, BSTB tarafından Türkiye genelinde onaylanan ve takograf cihazlarına hizmet veren servislerden toplanan muayene verilerinin incelenmesiyle elde edilen sonuçlara göre,takograf cihazlarının muayeneleri araç sahipleri tarafından gerektiği şekilde yaptırılmamaktadır. Bu nedenle takografların amacına uygun olarak kullanılması için araçlarda bulunan takograf cihazlarının denetimlerinin; kullandırılması için ise takograf cihazlarının muayenesini yapan servislerin denetimlerinin etkili bir şekilde yapılması şarttır. Türkiye'de yük ve yolcu taşımacılığının büyük kısmı karayoluyla gerçekleştirilmektedir. Karayollarındaki kazaların büyük kısmı sürücü hatalarından kaynaklanmaktadır. Trafik kazalarının Muayene Verilerinin Toplanması Takograf Cihazları Muayene ve Damgalama Yönetmeliği kapsamında yaşanacak dijital takografa geçiş sürecinde araçlardaki takograf türleri, 23 NİSAN 2014 MAKALE TAKOGRAF CİHAZLARININ MUAYENELERİNE İLİŞKİN BİR ANALİZ araç model yılları gibi veriler ve araçlara dijital takograf takılabilmesi için önem taşıyan araçtan hareket bilgisinin alındığı yer gibi teknik verilerin bilinmesi geçiş sürecinde karşılaşılabilecek problemlere karşı tedbir alınması açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle servislerden 2013 yılının Mart ayında yaptıkları muayenelere ilişkin veriler toplanmıştır. Çalışmanın yapıldığı tarihte mevcut bulunan 257 servisten 140 tanesi 2013 yılının Mart ayı için topladıkları verileri geri göndermiştir. Toplamda 6.988 muayeneye ait veri girişi yapılmıştır. Bu verilerdeki tüm alanlar doldurulmamış, bazı bilgiler girilmemiştir. Bu verilere ait girilen bilgiler kullanılmış, eksik verilerin olduğu veri satırı tamamen silinmemiştir. Toplanan veriler¹ analiz edilerek bazı istatistiki çıkarımlar yapılmıştır. türlerine göre rakamların bilinmesi önemlidir. Araçların % 76'sında elektronik, % 20'sinde analog ve % 4'ünde dijital takograf kullanılmaktadır. Şekil 1'de ise geçiş sürecinde esas alınan tescil yıllarına göre araç sayılarının yüzde olarak dağılımı verilmektedir. 1996'dan daha eski model olan 675 araçtaki takograf, takografın türü ne olursa olsun hiçbir surette değiştirilmeyecektir. Yok 1866 % 27 Şekil 2 ve 3'te gösterilen oranlar ise araçların ne kadarlık bir kısmına dijital takograf takılabileceğine ilişkin teknik soruların cevaplarını göstermektedir. Her iki şekilden de görüldüğü üzere araçların yaklaşık % 75'lik bir kısmına dijital takograf takılmasında teknik bir problemle karşılaşılmayacaktır. < 1996 %10 > 2008 % 39 Bu verilere göre, 6988 araçtan 475 tanesi uluslararası taşımacılıkta kullanılmaktadır. Bu araçların 261 tanesinde analog, 214 tanesinde ise dijital takograf takılı durumdadır. Araçlarda hareket bilgisinin alındığı yer araçlara dijital takograf takılması söz konusu olduğundan önemlidir. Dijital bir takograf hareket sensörüne bağlanacağından hareket bilgisinin mutlaka şanzımandan kriptolu hareket sensörüyle alınıyor olması gerekmektedir. Araçların çoğunda hareket bilgisi şanzımandan alınmaktadır. 293 araçta hareket bilgisi ABS sensöründen, 331 tanesi CAN-Bus hattından, 1035 tanesi mekanik halattan ve 5284 araçta ise şanzımandan alınmaktadır. Değişim sürecinde analog ve elektronik takograflar kullanımdan kaldırılacağı için araçlarda takılı olan takografların Var 5088 % 73 Şekil 3. Radyo Tipi Takograf İçin Uygun Montaj Yeri Olan Araç Sayısı > 2008 1622 % 49 1996-1998 % 13 1999-2001 % 10 2005-2007 % 19 2002-2004 %9 Şekil 1. Araçların Tescil Yıllarına Göre Yüzde Olarak Dağılımı Yok 1815 % 26 Var 5165 % 74 Şekil 2. Şanzımanda Sensör Yuvası Bulunan Araç Sayısı Şanzımanda sensör yuvası bulunan, radyo tipi için uygun montaj yerine sahip, hız bilgisi şanzımandan hareket sensörü ¹Bahse konu veriler, BSTB MSGM'ye ait verilerdir. 24 aracılığıyla alınabilecek 1996 model ve daha yeni tescil araçlara dijital takograf takılabilecektir. Mart ayı verilerine göre 6988 araçtan 3348 tanesine dijital takograf takılabilecektir. Şekil 4'te bu araçların model yıllarına göre dağılımı verilmiştir. Bu dağılımdan değişim sürecinde her yıl değişecek takograf oranları elde edilmeye çalışılmıştır. 1996-1998 282 % 8 2005-2007 778 % 23 1999-2001 298 %9 2002-2004 368 % 11 Şekil 4. Model Yıllarına Göre Araçlara Dijital Takograf Takılabilirliği Gönderilen takograf muayenesi verilerini özetlemek gerekirse veri talep edilen 257 servisten 140 tanesi 2013 yılının Mart ayında yaptığı muayenelere ilişkin verileri göndermiştir. Toplamda 6988 adet taşıta ilişkin muayene verisi toplanmıştır. Bununla birlikte, Takograf Cihazları Muayene ve Damgalama Yönetmeliği'nin Geçici 1'inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında kullanılmakta olan takograf cihazlarının Yönetmeliğin yayım tarihi olan 15/3/2012'den sonra takılı bulundukları aracın ilk araç muayenesi gelmeden önce NİSAN 2014 Yönetmeliğe uygun şekilde muayenesinin yaptırılarak kullanılmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Bu bağlamda araç muayenesinin yılda bir kez yaptırılması gerektiği ve 15/3/2012 tarihi üzerinden yaklaşık bir yıl zaman geçtiği düşünülürse takograf cihazı takması gereken tüm araçların araç muayenesinden önce takograf cihazlarının muayenesini yaptırmış olması gerektiği düşünülmektedir. Buna göre elde edilen rakamlara dayanarak 140 servis tarafından 1 ayda 6988 aracın muayenesinin yapıldığı düşünülürse 1 yılda 257 servis tarafından kaç aracın muayenesinin yapılacağı birleşik orantı yardımıyla hesaplanmıştır. Buna göre 153.935 rakamı elde edilir. Takograf bulundurması zorunlu olan bu taşıtlardan şehir içi ve belediye mücavir sınırları içerisinde yük ve yolcu taşımacılığı yapanlar gibi bazı taşıtlara takograf takma muafiyeti uygulanmaktadır. Dolayısıyla Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2013 Şubat sonuna ait rakamlarındaki araçların tümünde takograf vardır demek yanlış bir varsayım olacaktır. Kamyonların tamamı, otobüslerin % 80'i, minibüslerin % 10'u ve özel amaçlı araçların da %10'unda takograf bulunmasının zorunlu olduğunu varsaymak daha doğru bir rakam elde edilmesine katkıda bulunacaktır. Bu varsayıma göre 2013 yılı Şubat ayı sonunda takograf takması zorunlu toplam araç sayısı 988.149'dur. Yukarıda bulunan 153.935 rakamının bu rakama oranı hesaplanırsa yaklaşık % 15,58'lik bir oran elde edilir. Sonuç olarak, muayenesi yapılması gereken takograflardan yalnızca % 15,58'inin muayenesini yaptırmış olacağı öngörülmektedir. Bu açıdan bakıldığında muayene edilen takograf sayısının muayene edilmesi gereken takograf sayısından çok daha düşük sayıda olduğu görülmektedir. Bu durumun takografların muayenelerinin yaptırılmasını teşvik etmek için yeterli seviyede bir denetim mekanizması bulunmamasından kaynaklandığı söylenebilir. Aynı zamanda, 6988 aracın yalnızca % 4'ünde yani 271 araçta dijital takograf bulunmaktadır. Bununla birlikte, bu araçlardan 3.348 tanesi dijital takograf takmak için uygundur. Bu araçlardan 3.640 tanesinin ise dijital takograf takmak için uygun durumda olmadığı görülmektedir. Bu araçlardan 675 tanesi 1996 model öncesi olduğundan ve 1996 model öncesi araçlara dijital takograf takılması zorunluluğu getirilmediğinden geriye kalan 2.965 araca dijital takograf takılması zorunlu olmakla birlikte bu araçlara doğrudan dijital takograf takılamayacağı görülmektedir. Yukarıdaki yönteme benzer başka bir birleşik orantı da doğrudan dijital takograf takılamayacak araçların sayısının hesaplanmasında kullanılabilir. Buna göre elde edilen rakamlara dayanarak 140 servis tarafından 1 ayda muayene edilen araçlardan 2.965 tanesine doğrudan dijital takograf takılamayacağı varsayılırsa bir yılda 257 servis tarafından kaç araca doğrudan takograf takılamayacağı hesaplanmıştır. Sonuçta yaklaşık olarak 65.315 değeri hesaplanır. Yukarıda yapılan hesaplamalara göre muayene yaptırması gereken araçlardan yalnızca % 15,58'lik bir kısmın muayenesini yaptıracağı kabul edildiğinden 65.315 rakamı da bu yüzdeye karşılık gelmektedir. Araçların hepsi için bir hesaplama yapılırsa yaklaşık 419.223 rakamı ortaya çıkmaktadır. TÜİK verilerinden hesaplanan muayene yaptırması gereken 988.149 araçla kıyaslandığında yaklaşık % 42 oranı elde edilmektedir. Bahse konu araçların dijital takograf takacak duruma getirilmesi için bazı işlemler gerçekleştirilmesi gerekecektir. Gerçekleştirilecek işlemlerin takograf konusunda bilgili kişiler tarafından yapılması dijital takografa geçiş sürecinde büyük önem teşkil etmektedir. Bu nedenle de servisler tarafından gerçekleştirilen işlemlerin doğruluğunun etkili bir şekilde denetlenmesi hususu bir kez daha gündeme gelmektedir. Kaynakça 1. T.C. Başbakanlık Resmî Gazete. Takograf Cihazları Servis Hizmetleri Hakkında Yönetmelik. 14 Şubat 2012 Salı, 28204. 2. T.C. Başbakanlık Resmî Gazete. Takograf Cihazları Muayene ve Damgalama Yönetmeliği. 12 Ocak 2012 Perşembe, 28171. 3. T.C. Başbakanlık Resmî Gazete. Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Yapan Araçlarda Kullanılan Takograf Cihazları Hakkında Yönetmelik. 21 Mayıs 2010 Cuma, 27587, 36257. 4. T.C. Başbakanlık Resmî Gazete. (1983). Karayolları Trafik Kanunu.18 Ekim 1983 Salı, 18195, 1-39. 5. Türkiye İstatistik Kurumu. Yıllara Göre Motorlu Kara Taşıtları Sayısı, 2001-2013. Nisan 2013. http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?i d=13485. (Tablo-3). 6. Türkiye İstatistik Kurumu. Model Yıllarına Göre Motorlu Kara Taşıtları Sayısı, 1982-2012. Nisan 2013. http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=52. 7. Türkiye İstatistik Kurumu. Trafik Kaza İstatistikleri Karayolu, 2011. Nisan 2013. http://www.tuik.gov.tr/IcerikGetir.do?istab_id=7 0 8. Official Journal of theEuropeanCommunities No L 164, 27.7.70, p. 486. 9. OfficialJournal of theEuropeanCommunities No L 274, 9.10.1998, p. 1. 25 NİSAN 2014 MAKALE ÜLKEMİZ AB ÜYELİK SÜRECİNİN YASAL METROLOJİ (ÖLÇÜ ALETLERİ) ALANINDAKİ YANSIMALARI 2/97 sayılı OKK'da ifade edilen 32 konu başlığından bir tanesini de yasal metroloji (ölçü aletleri) oluşturmaktadır. AB mevzuatların tamamının hangi kurum ve kuruluşlarca uyumlaştırılacağı, 15.01.1997 tarihli ve 97/9196 sayılı “Türk Ürünlerinin İhracatının Artırılmasına Yönelik Teknik Mevzuatı Hazırlayacak Kurumların Belirlenmesine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı (BKK)” ile belirlenmiştir. Bu karar ile yasal metroloji ile ilgili mevzuatların uyumlaştırılmasında; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (Sanayi ve Ticaret Bakanlığı) görevli kılınmıştır. Mehmet Sıddık UCA Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı (Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü) “Ölçüm bilimi ve uygulaması” anlamına gelen “metroloji”nin önemli bileşenlerinden biri olan yasal metroloji, beş bin yıldan fazla bir süredir gelişim göstermektedir. Anlam olarak yasal metroloji; ticari ile yasal kullanıma ilişkin ölçümlerin doğruluğunu ve güvenirliğini güvence altına alan ve bu alanda yaşanabilecek hile ve sahtekârlığı önlemeye yönelik bir devlet faaliyetidir. Ülkemizde söz konusu faaliyet; 635 sayılı Kanun Hükmünde Kararname(KHK) gereğince, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na (BSTB) bağlı Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü (MSGM) tarafından yerine getirilmektedir. 50 yılı aşkın süredir devam eden ve ülkemizin stratejik vizyonunun ayrılmaz bir parçasını oluşturan AB'ye üyelik sürecinde, yasal metroloji sistemimizde köklü değişimler yaşanmıştır. Bu değişimlerin temel dayanağını yine söz konusu üyelik sürecinde önemli bir dönemeç olan Gümrük Birliği (GB) oluşturmaktadır. Ülkemizle AB arasında ekonomik entegrasyon kuran GB; 1/97 ve 2/97 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararları (OKK) üzerinde şekillenmiştir. 1/97 sayılı OKK'ın 8'inci maddesinde düzenlenen “Türkiye, bu Karar'ın yürürlüğe giriş tarihinden itibaren beş yıl içinde, ticaretin önündeki teknik engellerin kaldırılması konusundaki Topluluk belgelerini iç hukuk sisteminin bünyesine dâhil edecektir” hükmü gereğince ülkemize, AB teknik mevzuatını 5 yıl içinde iç hukukuna aktarma zorunluluğu getirilmiştir. 2/97 sayılı OKK'da ise ülkemiz iç hukukuna uyumlaştırılarak aktarılması gereken AB teknik mevzuat listesi yer almıştır. Yasal metroloji alanında teknik mevzuat uyumu; AB teknik mevzuatının iç hukuka dâhil edilmesi (uyumlaştırma) ve uygulaması olmak üzere iki ayağı bulunmaktadır. Uygulama ise kendi içinde uygunluk değerlendirilmesi ile Piyasa Gözetimi ve Denetimi (PGD) olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Mevzuat Uyumlaştırılması: Ekonomi Bakanlığı (mülga Dış Ticaret Müsteşarlığı) tarafından hazırlanan “4703 Sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun”un 2002 yılında yürürlüğe girmesine müteakiben MSGM, mevzuat uyumlaştırma çalışmalarına başlamıştır. Bu kapsamda, AB'nin aşağıdaki tabloda belirtilen 23 adet mevzuatı; 2002-2010¹ dönemlerinde yönetmelik olarak iç hukuka aktarılarak uyumlaştırılmıştır. Tablo 1'de yer alan mevzuatlar; AB Klasik ve Yeni Yaklaşım düzenlemeleridir.1969 yılında geliştirilen Klasik Yaklaşım (KY); ilkesel olarak, mevzuat düzeyindeki teknik ¹Her ne kadar 2001 yılında, 4 adet AB Direktifi uyumlaştırılmışsa da bunların yürürlük tarihi 2002 yılı sonralarına ertelenmiştir. 26 NİSAN 2014 Tablo 1. Yasal Metroloji Alanında AB'den Uyumlaştırılan Mevzuat Listesi AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN UYUMLAŞTIRILAN ULUSAL MEVZUATLAR Mevzuatın Yayımlandığı Resmi Gazete / Tarih / Sayısı Mevzuatın Yürürlüğe Girdiği Tarih Ölçü Aletleri Yönetmeliği 07.08.2008/26960 07.08.2008 2009/23/AT Otomatik Olmayan Tartı Aletleri Yönetmeliği (17.04.2002/24729) 09.03.2007/26457 01.01.2004 86/217/EEC 86/217/AT 23.01.2001/24296 01.01.2004 4 76/765/EEC 76/765/AT Motorlu Taşıt Lastiklerinin Hava Basıncı Ölçümünde Kullanılan Cihazlara Dair Yönetmelik Alkolmetreler ve Alkol Hidrometrelerine Dair Yönetmelik 5 76/766/EEC 76/766/AT 6 71/317/EEC 71/317/AT 7 74/148/EEC 74/148/AT 8 71/349/AT 2009/34/AT 10 71/349/EEC (71/316/EEC) 2009/34/EC 80/181/EEC 11 71/347/EEC 71/347/AT 12 3821/85 Regulation 13 71/318/EC 14 71/319/EC AB Mevzuatı Ulusal Mevzuat 1 2004/22/EC (MID) 2004/22/AT 2 (90/384/EEC)2009/23/EC (NAWI) 3 9 Mevzuat Adı 71/318/AT Alkol Tablolarına Dair Yönetmelik 5kg'dan 50 kg'a kadar Orta Doğruluktaki Dikdörtgen Blok Ağırlıklar ve 1 kg'dan 10 kg'a kadar Orta Doğruluktaki Silindirik Ağırlıklara Dair Yönetmelik 1 mg'dan 50 kg'a kadar Üst-Orta Doğruluktaki Ağırlıklara Dair Yönetmelik Gemi Tanklarının Kalibrasyonuna Dair Yönetmelik Ölçü Aletleri ve Metrolojik Kontrol Yöntemleri Hakkında Yönetmelik Uluslararası Birimler Sistemine Dair Yönetmelik Hububat Depolama Birim Hacmi İçin Standart Kütlenin Ölçümüne Dair Yönetmelik Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Yapan Araçlarda Kullanılan Takograf Cihazları Hakkında Yönetmelik Gaz Sayaçları Yönetmeliği 71/319/AT Su Haricindeki Sıvılar İçin Kullanılan Sayaçlara Dair Yönetmelik 80/181/AT - 14.02.2001/24318 01.01.2004 13.02.2001/24317 01.01.2004 10.04.2002/24722 01.01.2004 10.04.2002/24722 01.01.2004 11.04.2002/24723 (03.06.2002/24774) 11.01.2010/27459 21.06.2002/24792 01.01.2004 01.01.2004 27.07.2002/24828 01.01.2004 21.05.2010/27587 21.05.2010 08.05.2002/24749 01.01.2004 08.05.2002/24749 01.01.2004 08.05.2002/24749 01.01.2004 05.06.2002/24776 01.01.2003 01.01.2004 15 71/348/EC 71/348/AT Su Haricindeki Sıvılar İçin Kullanılan Sayaçların Yardımcı Donanımlarına Dair Yönetmelik 16 73/362/EC 73/362/AT Uzunluk Ölçerlere Dair Yönetmelik 17 75/33/EC 75/33/AT Soğuk Su Sayaçları 26.04.2002/24737 15.02.2002 18 75/410/EC 75/410/AT Sürekli Tartım Yapan Bant Basküllerin Dair Yönetmelik 06.08.2002/24838 01.06.2003 19 76/891/EC 76/891/EC Elektrik Sayaçları Yönetmeliği 15.02.2001/24319 15.02.2002 20 21 77/95/EC 77/313/EC 77/95/AT 77/313/AT Taksimetre Yönetmeliği Su Haricindeki Sıvılar için Kullanılan Ölçüm Sistemlerine Dair Yönetmelik 14.04.2002/24726 08.05.2002/24749 01.06.20O3 01.01.2004 22 78/1031/EC 78/1031/AT Otomatik Kontrol Sistemlerine Dair Yönetmelik 02.08.2002/24834 01.06.2003 23 79/830/EC 79/830/AT Sıcak Su Sayaçları Yönetmeliği 05.05.2002/24746 01.01.2003 kurallar ile bu kurallarla eş etkiye sahip standartların tümünün uyumlaştırılmasıdır. KY'nin dezavantajlarını ortadan kaldırmayı hedefleyen Yeni Yaklaşım (YK) ile piyasaya sunulan ürünlerin Birlik içinde serbest dolaşımını sağlamak için uyulması gereken temel gerekler belirlenmiş, başka bir deyişle standartlara atıf anlayışı ile ürünlerin tek tek standartlarının uyumlaştırılması yerine birbirine benzeyen ürünler aynı grupta toplanarak tek bir direktifle asgari güvenlik koşulları belirlenmiştir. Yasal metroloji kapsamında Ölçü Aletleri Yönetmeliği (Measurement Instrument Directive, MID) ve Otomatik Olmayan Tartı Aletleri Yönetmeliği (Non - Automatic Weighing Directive, NAWI), Yeni Yaklaşım (YY) Direktiflerinden diğer mevzuatlar ise Klasik Yaklaşım (KY) Direktiflerinden uyumlaştırılmıştır. Ülkemizde, 2009 yılında MID Direktifinin yürürlüğe girmesi ile Tablo 1'de 13-23 numaraları arasında yer alan KY düzenlemeleri yürürlükten kaldırılmıştır. Anılan mevzuatla birlikte daha önce BSTB tarafından yürütülen tip 27 NİSAN 2014 MAKALE ÜLKEMİZ AB ÜYELİK SÜRECİNİN YASAL METROLOJİ (ÖLÇÜ ALETLERİ) ALANINDAKİ YANSIMALARI Tablo 2. Düzenlenmemiş Alanında Yer Alan Ölçü ve Ölçü Aletlerinin Listesi Akım ölçü transformatörleri Gerilim ölçü transformatörleri Kombi elektronik elektrik sayaçları (Aktif - Reaktif sayaçlar) Nefeste alkol analizi yapan cihazlar (Alkolmetreler) Trafikte hız ölçümünde kullanılan cihazlar (Radarlar) Egzoz gazı ölçme sistemleri (Kombine) (Benzin - dizel motorlu araçlar için) Egzoz gazı duman koyuluğu ölçme cihazları (Opasimetre) (Dizel motorlu araçlar için) Akaryakıt hacim ölçü kapları Naklimetreler Motorlu taşıt lastiklerinin hava basıncı ölçümünde kullanılan cihazlar (Dijital olanlar) onay işlemleri, ülkemizde yeni bir müessese olan ve AB ülkelerince tanınan Onaylanmış Kuruluşlar (Yeni Yaklaşım ve Atanmış Kuruluşlar (NANDO) veri tabanında yayımlananlar) tarafından gerçekleştirilmiştir. KY düzenlemelerinin tip onay işlemleri de“Ölçü Aletleri ve Metrolojik Kontrol Yöntemleri Hakkında Yönetmelik” gereğince BSTB'ce yapılmaktadır. MSGM, ülkemizin taraf olduğu "Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Yapan Araçlarda Çalışan Personelin Çalışmasına Dair Avrupa Anlaşmasından (AETR)" kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmek için AETR karşılığı olan, 3821/85 sayılı AB Regülasyonu'nu uyumlaştırmış ve “Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Yapan Araçlarda Kullanılan Takograf Cihazları Hakkında Yönetmelik” olarak iç hukuka aktarmıştır. Bu düzenlemeyle birlikte, takograf cihazlarının araçlara takılması, sürücülerin trafik güvenliğine ve sürüş hassasiyetine uyma zorunluluğu getirilmiştir. Bu düzenlemeyi takiben yayımlanan iki yönetmelikle,takograf cihazların muayene ve damgalama işlemleri gibi hususlar açıklığa kavuşmuştur. 28 Yasal metroloji alanında AB'nin ortak düzenlemesinin olmadığı düzenlenmemiş alanda yer alan ölçü ve ölçü aletlerinin listesi Tablo 2'de verilmiştir. Bu alanda yer alan ölçü ve ölçü aletleri ilgili işlemler (tip onay işlemleri), 17/10/2008 tarihli ve 27027 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan “Ölçü ve Ölçü Aletleri Yönetmeliği” kapsamında yapılmaktadır. Uygunluk Değerlendirilmesi: Ürünün, ilgili teknik düzenlemeye uygunluğunun test edilmesi, muayene edilmesi ve/veya belgelendirilmesine ilişkin her türlü faaliyettir. Yasal metroloji alanında MID ve NAWI kapsamındaki ölçü aletlerinin uygunluk değerlendirme işlemlerinin OK'lar tarafından ve Klasik Yaklaşım düzenlemeleri ile düzenlenmemiş alanda yer alan ölçü aletlerinin tip onay işlemlerinin ise BSTB (Tip onayına ilişkin muayeneler yapılan protokol gereğince TSE tarafından yapılmaktadır) tarafından yerine getirileceği “mevzuat uyumlaştırılması” bölümünde ifade edilmişti. Mevcut durumda; NAWI kapsamında, Türk Standartları Enstitüsü(AT Tip İncelemesiModül B, AT Uygunluk Beyanı-Modül D)ile Kalibra International Metroloji Ltd. Şti. (AT Doğrulama ve Uygunluk Değerlendirmesi - F Modülü), MID kapsamında ise şu an sadece Kalibra International Metroloji Ltd. Şti. (MI-006'da yer alan tartı aletleri- F Modülü) görev yapmaktadır. Ancak MID kapsamında hizmet veren yerli OK'lar otomatik tartı aletleri hariç, diğer 10 ölçü aleti (gaz ve su sayaçları gibi) ile ilgili bulunmadığı için anılan ölçü aletlerine ilişkin uygunluk değerlendirme işlemleri AB ülkelerinde yerleşik OK'larca sağlanmaktadır. 4703 sayılı Kanun gereğince; söz konusu kuruluşların, görevlerini tarafsız ve objektif bir şekilde yerine getirmesi gerekmektedir ve bu kuruluşların izlenmesinden de BSTB sorumludur. Piyasa Gözetimi ve Denetimi (PGD): Tek mevzuat uyumunun diğer önemli bir ayağını da PGD faaliyetleri oluşturmaktadır. 2002 yılında 4703 sayılı Kanun ile literatürümüze giren PGD kavramı kısaca, “ürünlerin ilgili mevzuatlarındaki gereklilikleri sağlayıp sağlamadığının yetkili bir kuruluş tarafından denetlenmesi” olarak tanımlanmaktadır. Yasal metroloji alanında; “tüketicilerin korunması, kaynakların etkin kullanımı, insan, bitki ve çevre sağlığı ile üreticilerin haksız rekabetten korunmasını” amaçlayan PGD faaliyetleri, 3516 ve 4703 sayılı Kanun kapsamında yürütülmektedir. Söz konusu denetimlerde; BSTB bünyesindeki 81 il müdürlüğünde, 775 PGD denetçisi ile 309 Ölçü Ayar Memuru görev yapmaktadır. 3516 sayılı Kanun kapsamındaki denetimlerde, Kanun'un 14'üncü maddesinde belirtilen“ayarı bozuk ölçü aleti kullanma”, damgasız/damgası kopmuş / damga süresi geçmiş ölçü aleti kullanma” gibi ihlallerin tespiti halinde yine aynı Kanun'un ilgili maddeleri gereğince idari para cezaları uygulanmaktadır. NİSAN 2014 4703 sayılı Kanun kapsamında ölçü aletlerinin PGD'si; teknik düzenlemesinin öngördüğü işaret ve belgelerin incelenmesi, duyusal inceleme ile test ve muayene yöntemlerinden biri veya bir kaçı izlenerek yapılmaktadır. Eğer tespit edilen uygunsuzluk giderilecek nitelikte ise düzeltici faaliyet uygulanır; ancak ürünün güvensizliği tespit edilmişse yine aynı Kanun'da düzenlenen idari yaptırımlar uygulanır (idari para cezası, ürünün toplatılması, bertarafı gibi). Şekil 1'de görüleceği üzere; yasal metroloji alanında 2013 yılında toplamda 331.414 adet ölçü aleti denetlenmiş ve 7.150 adet üründe aykırılık tespit edilmiştir. Toplam denetimlerde aykırılık tespit etme oranı; % 2,2 olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca söz konusu aykırılıklara toplam, 4.092.582 TL idari para cezası verilmiştir. Yasal metroloji alanında, PGD faaliyetlerinin etkinliğini ve verimliliğini artırma adına aşağıdaki metotların izlenmesinin büyük fayda sağlayacağı düşünülmektedir. • Piyasada yapılan denetimlere ağırlık verilmesi, • Risk analizi esasına dayalı denetim stratejisinin benimsenmesi, • Çapraz denetim sisteminin yaygınlaştırılarak etkinleştirilmesi, • Ürün grubu bazında denetçilerin uzmanlaştırılması (tartı aletleri ürün grubu gibi), • Denetçilerin bilgi ve donanımlarının artırılması gibi. WELMEC Üyeliği: AB sürecinde yasal metroloji alanında teknik mevzuat uyumunun yanı sıra önemli yansımalarından birini de ülkemizin 2005 331.414 324.264 Aykırı bulunan ölçü aleti Uygun bulunan ölçü aleti Toplam denetlenen ölçü aleti 7.150 Yasal Metroloji Şekil 1. 2013 Yılında Yasal Metroloji Alanında Yapılan Denetim Sonuçları yılında Batı Avrupa Yasal Metroloji Teşkilatına (WELMEC) yardımcı üyeliğe² kabul edilmesidir. Başlıca “Avrupa'da yasal metroloji kurumları arasında karşılıklı güveni oluşturmak ve geliştirmek ve yasal metroloji alanında, ticarete engel teşkil edecek teknik ve idari engellerin kaldırılmasını teşvik etmek”gibi görevleri yerine getiren bu Teşkilatın toplantılarına, BSTB'yi temsilen MSGM katılmaktadır. Bu toplantılarda elde edilen bilgi ve tecrübeler, ülkemizin AB'deki uygulamaları yakinen takibinde büyük önem arz etmektedir. Sonuç olarak; ülkemizin insan hakları, demokratikleşme ve ekonomik alanda büyük aşamalar kaydettiği AB üyelik sürecinde, yasal metroloji sistemimiz düzenlenmiş alanda AB mevzuatına tam uyumlu hale gelmiştir. Ancak AB teknik mevzuatın uygulanmasına yönelik olarak,OK'ların (MID kapsamında) sayısı ile PGD faaliyetlerinin etkinliğinin ve verimliliğinin artırılması gerektiği düşünülmektedir. Kaynakça: • Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. (BSTB). (2013). 2013 Yılı PGD Faaliyet Raporu. Ankara: BSTB Yayını. • Canpolat, Ö. (2010). Ürün güvenliği ve denetimi(2.Baskı). Ankara: Presmat Matbaacılık Ticaret Limitet Şirketi. • French Metrology .(2013). İnterestofMetrology. French Metrologydatabase. March 2014. http://www.french-metrology.com/en/history/interestmetrology.asp. • Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü. (MSGM). (2010). MSGM veri tabanı. Mart 2014.http://msgm.sanayi.gov.tr/ServiceDetails.aspx?d ataID=388. •T.C. Başbakanlık Resmi Gazete. (2002). 4703 Sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanması Dair Kanun.11.07.2011, 24459 sayılı. • T.C. Başbakanlık Resmi Gazete. (2002). Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı PGD Yönetmeliği. 25.02 .2014 gün, 28924 sayılı.. • T.C. Başbakanlık Resmi Gazete. (2002). 3516 Sayılı Ölçüler ve Ayar Kanun. 21.01.1989 gün, 20056 sayılı. • Uca, M. (2014). Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne Üyelik Süreci ve Bu Sürecin Yasal Metroloji Alanına Yansımaları. Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi. Ankara: BSTB Yayını. • West European Legal MetrologyforCooperation. (WELMEC). (2010). WelmecStrategyDocument 2010. WELMEC database. March 2014. http://www.welmec.org/fileadmin/user_files/pdf/06ch-WELMEC_Strategy_Final_2010.pdf. • Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu. (TÜBİTAK). (2013). Metroloji El Kitabı.Mart 2014. http://www.ume.tubitak.gov.tr/sites/images/kisaca_m etroloji.pdf. ²Bu teşkilata; AB üyeliğine geçiş sürecindeki ülkelerdeki yasal metrolojiden sorumlu ulusal kurumlar yardımcı üye olarak kabul edilmektedir. 29 NİSAN 2014 DERLEME PİYASA GÖZETİMİ VE DENETİMİ SONUÇLARI düzenlemesine uygun olarak piyasaya arz edilip edilmediği ve kullanımda olan ölçü ve ölçü aletlerinin kullanım süresince mevzuata uygun ve doğru ayarlı çalıştığının denetimleri yapılmaktadır. AB mevzuatı kapsamındaki ölçü aletlerinin teknik düzenlemesine uygunluk denetimleri sırasında, yeni yaklaşım direktiflerini uyumlaştıran yönetmelikler kapsamındaki ürünlerde CE işareti, M işareti, ürünün piyasaya arz edildiği yıl ve onaylanmış kuruluş kimlik numarası; klasik yaklaşım direktiflerini uyumlaştıran yönetmelikler kapsamındaki ürünlerde ise işareti, AT tip onay işareti gibi işaretlerin kontrolü yapılmaktadır. AT Tip Onay İşareti CE M 06 XXXX TR 02 Şekil 1. AB Mevzuatı Kapsamındaki İşaretler 1. İdari Yapılanma “Ürünün piyasaya arzı ve dağıtımı aşamasında veya ürün piyasada iken, ilgili teknik düzenlemeye uygun olarak üretilip üretilmediğinin, güvenli olup olmadığının denetlenmesi veya denetlettirilmesi” anlamına gelen Piyasa Gözetimi ve Denetimi; üreticilerin, ithalatçıların, dağıtıcıların ve kamu kurumlarının görev ve sorumlulukları gibi temel esaslar,ülkemiz iç hukukuna 4703 sayılı “Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun” ile aktarılmıştır. Bu Kanunla, bir yandan üreticilerin mevzuata uygun güvenli ürünleri piyasaya sunmasını zorunlu hale getirirken, diğer yandan da kamu kuruluşlarına ürüne ilişkin teknik gereklilikleri içeren özel mevzuatı düzenleme ve PGD yapma yetkisi verilmiştir. 30 Bakanlığımızın temel görevlerinden birisi olan piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetleri çerçevesinde Genel Müdürlüğümüz; 635 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereği yasal metroloji ve hazır ambalajlama alanında 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun ile 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu kapsamında PGD faaliyetlerini gerçekleştirmektedir. Söz konusu denetimlerde; Bakanlık bünyesindeki 81 il müdürlüğünde, 775 PGD denetçisi ile 289 Ölçü Ayar Memuru görev yapmaktadır. Yasal Metroloji Konusunda Yürütülen PGD Faaliyetleri: Genel Müdürlüğümüz tarafından, yasal metroloji kapsamında, ürünün teknik Hazır Ambalajlı Mamuller Konusunda Yürütülen PGD Faaliyetleri: Yasal metrolojinin yanı sıra diğer önemli bir faaliyet alanı ise, hazır ambalajlı ürünlerin etiket/işaret bilgileri ile 5 g veya 5 ml'den daha az, 10 kg veya 10 L'den daha fazla olmayan nominal dolum miktarlarının kontrol edilmesidir. 2. Denetim Sonuçları 2.1. Yasal Metroloji Denetim Sonuçları Genel Müdürlüğümüzce yasal metroloji alanında aşağıdaki ölçü aletleri kapsamında denetimler gerçekleştirilmektedir. Bunlar: NİSAN 2014 • Sayaçlar • Tartı Aletleri • Taksimetre • Takograf • Malzeme Ölçerler • Diğer Ölçü Aletleri 2013 yılında yasal metroloji alanında, 331.414 adet ölçü aleti denetimi yapılmıştır. Yapılan denetimlerde, 7.150 adet ölçü aletinin ilgili mevzuatına aykırılığı tespit edilmiştir (Şekil 2). Tespit edilen aykırılıklara 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu ile 4703 sayılı Kanun çerçevesinde parasal cezai işlem uygulanmıştır. Yasal metroloji alanında en çok denetlenen ürün grubunun, sayaçlar olduğu Şekil 3'te görülmektedir. 275.661 sayaç denetiminde, Bakanlığımız ile EPDK arasında yapılan “İşbirliği Protokolü” gereğince; 55 ilde icra edilen petrol ve petrol ürünlerine yönelik çapraz denetimlerde denetlenen 111.284 324.264 331.414 Uygun Bulunan Ölçü Aleti Sayısı Toplam Denetlenen Ölçü Aleti Sayısı 7.150 Aykırı Bulunan Ölçü Aleti Sayısı Şekil 2. Yasal Metroloji 2013 Yılı Denetim Sonuçları akaryakıt ve LPG sayacının önemli bir payı bulunmaktadır. doğal gaz, su ve elektrik sayacı olmak üzere başlıca 5 alt ürün grubu bulunmaktadır. Denetimlerin % 68'ini akaryakıt ve LPG sayaçları, % 1'ini elektrik sayaçları, % 28'ini doğal gaz sayaçları ve % 3'ünü su sayaçları oluşturmaktadır (Şekil 4). Diğer ürün gruplarını sırasıyla tartı aletleri, malzeme ölçerler, taksimetre, takograf ve diğer ölçü aletleri ürün grupları oluşturmaktadır. Sayaç ürün grubunda; akaryakıt, LPG, 275.661 Uygunsuzluğu Tespit Edilen Ölçü Aleti Sayısı Toplam Denetim Sayısı 36.732 6.520 576 Sayaçlar Tartı Aletleri 1 14.733 Malzeme Ölçerler 1 3.792 48 251 Taksimetre Takograf 0 242 Diğer Ölçü Aletleri Şekil 3. Yasal Metroloji Ürün Grubu Bazında Denetim Sonuçları 31 NİSAN 2014 DERLEME PİYASA GÖZETİMİ VE DENETİMİ SONUÇLARI cezalar oluşturmaktadır. Diğer cezaları ise “damgası bozulmuş/kopmuş ölçü aleti kullanma” ve “ayarı bozuk ölçü aleti kullanma” fiilleri oluşturmaktadır. Denetimi yapılan ölçü aletleri içerisinde, rakamsal olarak aykırılıkların en çok akaryakıt sayaçları, takograf ile tartı aletlerinin de olduğu görülmüştür. 1% 3% 28% 68% 2.2. Hazır Ambalajlı Mamuller Denetim Sonuçları Elektrik Sayacı Su Sayacı Gaz Sayacı Akaryakıt ve LPG Sayacı Şekil 4. Denetimlerde Sayaçların Yüzdelik Dağılımı Yasal metroloji alanında yapılan denetimlerde toplam 4.092.582 Türk Lirası parasal cezai işlem uygulanmıştır (Şekil 5). Takograf; 50.508 Taksimetre; 1.464 Hazır ambalajlı mamullere ilişkin denetimlerin % 98'ini gıda mamulleri, % 8'ini ise gıda dışı mamuller oluşturmaktadır (Şekil 7). Su Sayaçları; 1.464 Genel Müdürlüğümüz koordinasyonunda; hazır ambalajlı ürünlere yönelik hem odaklı denetimler hem de çapraz denetimler yapılmaktadır. Şekil 6'dan anlaşılacağı üzere; 2013 yılında hazır ambalajlı mamuller alanında toplam 4.085 ürün denetlenmiş ve bu denetimlerde 607 aykırılık tespit edilmiştir. Malzeme Ölçerler; 1.464 4.085 3.478 Tartı Aletleri; 528.502 Akaryakıt Sayaçları; 3.509.180 607 Şekil 5. Ürün Grubu Bazında Parasal Ceza Miktarları Söz konusu parasal cezaların büyük bölümünü, “damga süresi geçmiş ölçü aletini kullanma” fiilinden dolayı kesilen 32 Aykırı Bulunan Ürün Sayısı Uygun Bulunan Ürün Sayısı Toplam Denetim Sayısı Şekil 6. Hazır Ambalajlı Ürünlerin 2013 Yılı Denetim Sonuçları NİSAN 2014 8% 92% Hazır Ambalajlı Gıda Dışı Mamulleri Hazır Ambalajlı Gıda Mamulleri Şekil 7. Hazır Ambalajlı Mamullerin Ürün Grubuna Göre Dağılımı Hazır ambalajlı gıda mamulleri ile ilgili olarak; süt ve süt ürünleri (peynir, süt, yoğurt vb.), toz ve küp şeker, ayçiçek yağı vb., çikolata, bisküvi, şekerleme vb., unlu mamuller (kurabiye ve yufka vb.), baharat, baklagiller ile kuruyemiş çeşitlerine kadar birçok gıda çeşidi denetlenmiştir. Gıda dışı ürünlerde ise motor yağı ve antifriz, kömür, kolonya, temizlik ürünleri denetlenmiştir. Genel Müdürlüğümüz sorumluluğundaki ürünlere yönelik olarak gerçekleştirilen denetimlere ait sonuçlar ayrıca; üç aylık, altı aylık, dokuz aylık ve yıllık dönemler itibarıyla raporlanarak Bakanlık web sayfamızdan kamuoyuyla paylaşılmaktadır. 33 NİSAN 2014 ULUSLARARASI KONGRELER METROLOJİ VE STANDARDİZASYON GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE 2013 YILINDA DÜZENLENEN ULUSLARARASI KONGRELER ULUSLARARASI İSTANBUL AKILLI ŞEBEKELER KONGRE ve SERGİSİ (ICSG ISTANBUL) Ülkemizde, yaklaşık olarak 35 milyon elektrik, 23 milyon su ve 10 milyon doğal gaz sayacının bulunduğu dikkate alındığında, klasik şebeke sistemlerinden akıllı şebeke sistemlerine doğru hızlı bir geçişin olması beklenmektedir. Türkiye'nin içinde bulunduğu bu geçiş sürecinde ülkemizde ve uluslararası alanda akıllı şebeke konusunda yapılan çalışmaların ortaya konulması, değerlendirilmesi ve 34 bundan sonraki çalışmalar için bir yol haritası oluşturulması amacıyla Bakanlığımızca 9-10 Mayıs 2013 tarihlerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla İstanbul'da 1. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Sergisi (ICSG 2013) düzenlenmiştir. 1200'den fazla kişinin bulunduğu bu uluslararası Kongre'ye 11 ülke ve bu ülkelerden gelen 110 kişi katılım sağlamıştır. Kongre'ye ülkemizde bulunan 153 organize sanayi bölgesinden 97'si, 81 il belediyesinden 55'i, 28 ilçe belediyesi, elektrik ve doğal gaz dağıtım firmalarının 37'si, 10 kamu kurumu ve 39 firma katılım sağlamıştır. İki gün süren organizasyonda akıllı şebeke konusunda oturumlar yapılmış ve tartışılan konulara yönelik genel değerlendirmelerde bulunulan bir panel düzenlenmiştir. Fuar alanında ise yerli ve yabancı 42 firma ve kuruluş ürünlerini sergilemiştir. Kongre hakkında yerli ve yabancı medya kuruluşlarınca birçok haber yapılmış, kongrenin tanıtım filmi TRT tarafından yayımlanmıştır. Büyük ilgi gören Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Sergisi'nin ikincisinin Bakanlığımızca 8-9 Mayıs 2014 tarihlerinde İstanbul'da düzenlenmesi planlanmıştır. Kongre'nin daha etkin planlanması ve düzenlenmesi için bu yıl danışma, bilim, icra ve yürütme kurulları oluşturulmuştur. Kongre boyunca alanında uzman kişiler geçtiğimiz yıl sunumu yapılan konuların yanı sıra elektrikli araçların şarjı, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi, bulut bilişim, akıllı faturalandırma gibi konularda da bilgi verecektir. Bu yıl ayrıca Bilim Kurulu tarafından değerlendirilen akademik makalelerin iki farklı salonda sunumu yapılacaktır. Yerli ve yabancı firmalar ise 1200 m2'lik sergi salonunda ürünlerini tanıtacaktır. Kongre hakkında detaylı bilgiye www.icsgistanbul.com adresinden ulaşılabilmektedir. NİSAN 2014 ULUSLARARASI İSTANBUL HAZIR AMBALAJLI MAMUL KONGRE VE SERGİSİ (ICPP ISTANBUL) Hazır ambalaj sektöründe haksız rekabetin ve kazancın önüne geçmek, tüketici haklarını korumak, üretimde kalite standardını yükseltmek, piyasada güveni sağlamak ve sınırlı kaynakları verimli kullanmak için devletin düzenleyici ve denetleyici rolü günümüzde gittikçe önem kazanmaktadır. Bu nedenle Bakanlığımızca 5-6 Aralık 2013 tarihlerinde İstanbul'da Uluslararası İstanbul Hazır Ambalaj Mamul Kongre ve Sergisi (ICPP 2013) yerli ve yabancı yaklaşık 500 kişinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. İki gün süren kongrede mevzuattan pazarlama yönetimlerine, çevreye etkilerinden geri dönüşüme kadar hazır ambalajlarla ilgili her hususta birbirinden önemli oturumlar yapılırken, fuar alanında ise firmalar ürünlerini tanıtmıştır. Büyük ilgi gören Kongre'ye; kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, Avrupa Birliği'nden yöneticiler, uluslararası metroloji ve standardizasyon kuruluş temsilcileri, hazır ambalajlı mamul dernekleri, hazır ambalajlı mamul imalatçıları ve perakendeciler, ambalaj imalatçıları ve ithalatçıları, hazır ambalajlı mamul makine tedarikçileri ile akademisyenler katılmıştır. Kongre'de gıda ve içecek, boya ve kimya, kozmetik, plastik ve ambalaj sektörlerini içine alan hazır ambalaj sektörünün sorunlarını tespit etmek ve çözüm önerileri geliştirmek, ambalajla ilgili dünyada yaşanan değişiklikler ve gözlenen eğilimleri belirlemek amaçlanmıştır. Kongre hakkında detaylı bilgiye www.icppistanbul.com adresinden ulaşılabilmektedir. ULUSLARARASI TAKOGRAF KONGRESİ Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nca AB yönetmeliklerine uyum sağlanarak ülkemizde yeni tescil edilmiş araçlarda 2014 yılından itibaren dijital takograf kullanımı zorunlu hale getirilirken,mevcut araçlarda kullanılan analog ve elektronik takografların ise kademeli olarak dijital takograflarla değişimi yapılacaktır. Ülkemizin içinde bulunduğu bu geçiş sürecinde takograf sektörü paydaşlarını bir araya getiren; sıkıntı, beklenti, sistemin işleyişi ve çözüm önerilerinin tartışıldığı, uluslararası platformda düzenlenen ilk kongre olma özelliğini taşıyan Uluslararası Takograf Kongresi 2-3 Kasım 2013 tarihlerinde Bakanlığımızın desteğiyle Uluslararası Takograf Derneği tarafından Antalya'da düzenlenmiştir. Yaklaşık 400 kişilik bir katılımcı kitlesinin bulunduğu Kongre'de, Türkiye'deki takograf sistemine yön veren Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, yerli ve yabancı takograf üreticileri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, takograf yetkili servisleri bir araya gelerek ülkemizdeki takograf sisteminin geliştirilmesi için fikir alışverişinde bulunmuşlardır. Kongre'ye katılan kamu kurumları tarafından takograf sistemine ilişkin uygulamalar hakkında bilgi verilerek sektörün karşılaştığı problemlere yönelik çözüm önerileri sunulmuştur. Yabancı katılımcılar ise takografın icadından günümüze kadar olan gelişimi, dijital takografın önemi, AB mevzuatı ve takografın geleceği hakkında sunum gerçekleştirmiştir. Bunlara ek olarak Kongre'de, karayolu trafik güvenliği ve takografın bu konudaki yeri analiz edilerek; 2014 yılında başlaması planlanan dijital takografa geçiş sürecinde alınması gereken tedbirler ve sürecin sorunsuz bir şekilde yürütülmesi için öngörüler belirtilmiştir. Uluslararası Takograf Kongresi medya kuruluşları tarafından yakından takip edilmiştir. 35 NİSAN 2014 DÜNYA METROLOJİ GÜNÜ DÜNYA METROLOJİ GÜNÜ - 2014 Üçüncü: Beyza Bayraktar - İstanbul Birinci: Eda Baştürk - Çankırı Ölçüm birimleri ve standartları ile ilgili yıllardır yürütülen çalışmaları daha düzenli hale getirmek ve farklı ülkelerde gerçekleştirilen faaliyetlerin koordinasyonunu sağlamak üzere 1875 yılında Paris'te Metre Konvansiyonu imzalanmıştır. 20 Mayıs 1875 tarihinde, Osmanlı İmparatorluğu'nun da yer aldığı 17 ülke tarafından imzalanan Metre Konvansiyonu metrolojide yeni bir çağ açtığı için 20 Mayıs her yıl “Dünya Metroloji Günü” olarak kutlanmaktadır. Metrolojinin (Ölçüm Biliminin) ülkemizdeki farkındalığını artırmak amacıyla, Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü'nün koordinasyonunda ve TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü'nün ev sahipliğinde düzenlenen “Dünya Metroloji Günü” 20 Mayıs 2013 tarihinde, TÜBİTAK UME Gebze/Kocaeli yerleşkesinde il müdürlüklerimizin yanı sıra bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızdan, diğer Bakanlıklardan, konuyla ilgili dernekler ve sektörlerden, farklı kurum ve 36 İkinci: Abdulgafur Şiğva - Batman kuruluşlardan, üniversitelerden, ortaöğretim, lise ve üniversite öğrencilerinden yaklaşık 400 kişinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. “20 Mayıs Dünya Metroloji Günü” kutlamaları çerçevesinde; Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte 81 il milli eğitim müdürlükleri bünyesinde lise seviyesinde “Günlük Hayatımızda Metroloji” konulu fotoğraf yarışması düzenlemiştir. Yarışmada; Eda Baştürk (Çankırı) birinci olurken, Abdulgafur Şiğva (Batman) ikinci, Beyza Bayraktar (İstanbul) da üçüncü olmuştur. Kutlamalar kapsamında; TÜBİTAK UME tarafından Gebze Yerleşkesi’nde düzenlenen sportif aktiviteler çerçevesinde de 1530 metre koşusu ve masa tenisi turnuvası düzenlenmiştir. 20 Mayıs 2014 tarihinde kutlanacak olan Dünya Metroloji Günü faaliyetleri kapsamında; yurt çapında üniversite öğrencilerinin metrolojiye olan ilgisini artırmak, metroloji bilincinin oluşmasına katkıda bulunmak amacıyla “Küresel Enerjide Çözüm; Doğru Ölçüm” poster yarışması ve sportif aktiviteler düzenlenecektir. Dünya Metroloji Günü etkinliklerinin gelecek yıllarda da daha geniş kitlelere hitap etmek üzere çeşitli alanlarda gerçekleştirilecek faaliyetlerle düzenlenmesi planlanmaktadır. Kaynakça •http://msgm.sanayi.gov.tr/NewsDetails.a spx?newsID=7493&lng=tr •http://eng.ume.tubitak.gov.tr/toplumda_ metroloji/dunya_metroloji_gunu.php?f=1 · NİSAN 2014 TEKNİK KOMİTELER METROLOJİ VE STANDARDİZASYON GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN OLUŞTURULAN TEKNİK KOMİTELER… Tartı ve Tartı Aletleri Teknik Komitesi 2013 yılı içerisinde 6 Eylül'de 8 temsilci ile toplanmıştır. Bu toplantı ile temsilciler ile tartı aletleri piyasasında yaşanılan sıkıntılar ve mevzuat hakkında bilgi alışverişinde bulunulmuştur. Ş.Fatih NURDAĞLI Makina Yüksek Mühendisi (Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü) Hazır Ambalaj Teknik Komitesi (HAZTEK) Hazır Ambalaj Teknik Komitesi; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca 14.10.2005 tarihli ve 25966 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Hazır Ambalaj Teknik Komitesinin Oluşumu ve Görevlerine Dair Tebliğ” ile kurulmuştur. Hazır Ambalaj Teknik Komitesi, hazır ambalajlı mamuller ile ilgili mevzuatın hazırlanması ve uygulanması konusunda yapılacak çalışmalara altyapı oluşturmak ve karşılaşılabilecek sorunları çözüme kavuşturmak için ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile sektör temsilcilerinin katılımıyla oluşturulmuştur. Toplantılar, komite tarafından belirlenen bir takvim uyarınca periyodik olarak gerçekleştirilmektedir. Gerekli görüldüğü durumlarda Bakanlığın talebi üzerine de toplantı yapılabilmektedir. Hazır Ambalaj Teknik Komitesi 2013 yılı içerisinde 20 Aralık'ta 17 temsilci ile toplanmıştır. Tartı ve Tartı Aletleri Teknik Komitesi (TARTEK) Tartı ve Tartı Aletleri Teknik Komitesi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca 27.12.2003 tarihli ve 25329 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Tartı ve Tartı Aletleri Teknik Komitesinin Oluşumu ve Görevlerine Dair Tebliğ” ile kurulmuştur. Tartı ve Tartı Aletleri Teknik Komitesi, tartı ve tartı aletleri ile ilgili mevzuatın hazırlanması ve uygulanması konusunda yapılacak çalışmalara altyapı oluşturmak için kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili sektör temsilcilerinin katılımı ile oluşturulmuştur. Toplantılar, komite tarafından belirlenen bir takvim uyarınca periyodik olarak gerçekleştirilmektedir. Gerekli görüldüğü durumlarda Bakanlığın talebi üzerine de toplantı yapılabilmektedir. Sayaçlar Komisyonu (SAYKOM) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sayaçlar Komisyonunun Oluşumuna ve Görevlerine Dair Tebliğ ile Sayaçlar Komisyonu oluşturulmuştur. Sayaçlar Komisyonu (SAYKOM); elektrik, su ve gaz sayaçları ile ilgili mevzuat ve uygulamalar konusunda karşılaşılabilecek sorunların çözümüne ilişkin kamu kurum ve kuruluşları ile sektör temsilcilerinin katılımı ile çalışma yapmaktadır. Sayaçlar Komisyonu’nun daha etkin bir şekilde çalışmasını sağlamak için alt çalışma grupları oluşturulmuş olup bu çalışmalar sayesinde sektörün gelişen teknolojiye ayak uydurması ve uygulamada karşılaşılan sorunların daha etkin bir şekilde çözülmesini sağlamak hedeflenmiştir. Alt çalışma grupları; ilgili kamu kurumları, dernekler, üniversiteler ile imalatçı ve ithalatçı firma temsilcilerinin katılımıyla oluşturulmuştur. Bu çalışma gruplarında; • Elektrik Sayaçlarının Asgari Kriterleri, • Sayaçlar ve Haberleşme Ekipmanlarının Asgari Kriterleri ile Veri Güvenliği Kriterleri oluşturma çalışmaları devam etmekte olup 2013 yılında 7 toplantı yapılmıştır. 37 NİSAN 2014 PROJELER SAMSUN METAL SANAYİ İLERİ TEKNOLOJİYE KAVUŞUYOR Avrupa Birliği ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın mali destekleriyle, kentin üretim sektöründe önemli bir yere sahip metal işletmeleri ve ürünlerini Avrupa ve dünya standartlarına taşıyacak büyük bir projeye imza atılıyor. Metal sanayi, Türkiye'nin imalat sektöründe ekonomik büyüklüğü ve barındırdığı işgücü bakımından kritik önem taşıyor. Tüm sanayi sektörlerinin üretim sürecinde demir çelikten yapılmış tezgâhlar veya aletlere ihtiyaç duyması bile metal sanayinin ekonomide ne kadar stratejik bir konuma sahip olduğuna dikkat çekiyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Avrupa Birliği finansal yardımlarıyla yürütülen ve bölgelerde faaliyet gösteren işletmelerin iç ve dış pazarda rekabet gücünü artırmayı hedefleyen Operasyonel Program kapsamında bu sektöre hizmet edecek projelere imza atılıyor. Desteklenen projelerden biri de Samsun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yürütülüyor ve proje kapsamında kentte metal, metroloji ve kalibrasyon odaklı uluslararası ölçekte hizmet verecek akredite bir laboratuvar kuruluyor. Samsun'da sadece metal sektöründe 1500 üretici ve 300 ihracatçı KOBİ bulunuyor. Yıllık 1.5 milyon ton metal üretim kapasitesi olan kentte bulunan limanlardan Türkiye metal ihracatının yüzde 15'i gerçekleşiyor. Samsun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından projelendirilen laboratuvarın 2015 yılında tamamlanması planlanıyor. Yaklaşık 7.5 milyon Avro bütçe ile kurulacak olan 38 laboratuvarda sunulacak her tür ölçüm, ayar ve kalibrasyon hizmetinden tüm sektör ve işletmeler faydalanabilecek; uluslararası pazarlarda ürünlerinin kalitesini kanıtlayabilecek. Samsun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yapılan analizlerde sektörün kapasitesinin yaklaşık yüzde 60'ının kullanıldığı tespit edilmiş. Bunun başlıca nedenleri arasında sektörde ihale veya yurt dışı satış ve anlaşmalarda aranan ürün kalitesi tayin ve tespitini yapacak uluslararası geçerliliği olan bir laboratuvar bulunmaması yer alıyor. Hâlihazırda bölgeye hizmet veren tek metal laboratuvarının uluslararası akreditasyonunun bulunmaması ve kullanılan cihazların eski teknoloji olması nedeniyle yetersiz kalması da bu sonuçta önemli rol oynuyor. SAMSUN METROLOJİ VE KALİBRASYON LABORATUVARI Samsun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından projelendirilen laboratuvarın 2015 yılında tamamlanması planlanıyor. Yaklaşık 7.5 milyon Avro bütçe ile kurulacak olan laboratuvarda sunulacak her tür ölçüm, ayar ve kalibrasyon hizmetinden tüm sektör ve işletmeler faydalanabilecek; uluslararası pazarlarda ürünlerinin kalitesini kanıtlayabilecek. Samsun ve çevresi özellikle cerrahi alet, silah, basınçlı kap imalatı bakımından ülke çapında lider konumda olsa da bu sektörlere yönelik test analiz talepleri şu an için tam olarak karşılanamıyor. Yine kalibrasyon konusunda uzak bölgelerden sınırlı hizmet alınması da hem zaman hem de kalite açısından olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Öte yandan bölgede faaliyet gösteren ve önümüzdeki dönemlerde kurulması planlanan büyük ölçekli tersane ve gemi inşa tesislerinin ihtiyaçlarına da yanıt verebilecek bir tesise gereksinim duyuluyor. Avrupa Birliği ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklenen ve kenti, hem AB hem de dünya standartlarında bir metal, metroloji ve kalibrasyon laboratuvarına kavuşturacak olan projeyle bölgenin üretici ve ihracatçı KOBİ'lerinin her türlü ölçüm, ayar, kalibrasyon ve kontrol ihtiyacı karşılanacak. Bu sayede, metal sanayi üreticilerinin daha kısa sürede, daha düşük maliyet ile yüksek kaliteli üretime geçmelerine destek olunurken bölgenin ekonomik gücünün AB standartlarına ulaştırılması ve sosyo - ekonomik gelişme farkının azaltılmasına da katkı verilmiş olacak. Samsun Merkez Organize Sanayi Bölgesi içinde inşa edilmesi planlanan laboratuvar ile bölgede, araştırma kuruluşları ile metal üretimi yapan KOBİ'ler arasındaki işbirliğini güçlendirecek çalışmalara da ağırlık verilmesi ve böylece metal sanayinin uluslararası rekabet gücünü artırmak ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşmak için ihtiyaç duyduğu bilgi ve kaynağın derlenmesi de proje hedefleri arasında yer alıyor. Öte yandan ürün ve üretim yöntemlerindeki yenilikler takip edilerek kalite standardının yükseltilmesi, verimliliğin artırılması, üretim maliyetlerinin düşürülmesi de projenin hedeflenen sonuçları arasında dikkat çekiyor. NİSAN 2014 PROJELER BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ ANKARA İL MÜDÜRLÜĞÜ KURUMSAL KAPASİTE GELİŞTİRME PROGRAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN PROJELER gerçekleştirilen faaliyetlerle ülkemizin 2023 Vizyonu'na katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Ankara İl Müdürlüğümüzce kamu - üniversite sanayi işbirliği çerçevesinde desteklenerek, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Turan Özdemir tarafından hazırlanan “Bilgisayar Kontrollü Ultrasonik Pulser-Receiver Birimi Tasarımı” Projesi, Bakanlığımız Teknogirişim Sermaye Desteği Programı’na 2013 yılında sunulan projeler arasında en yüksek puanı alarak “Türkiye Birinciliği” kazanmıştır. A. Vural ÖRSDEMİR Bilim, Sanayi ve Teknoloji Ankara İl Müdürü Örnek Bir Kamu - Üniversite - Sanayi İşbirliği Proje Çalışması Bilindiği üzere 635 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bilim, sanayi ve teknoloji alanında politika, strateji, plan ve programlar geliştirmek ve uygulanmasını sağlamak üzere Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız önemli görevler üstlenmiş bulunmaktadır. Bu görevlerden bir kısmının Taşra Teşkilatı Yönetmeliği gereği İl Müdürlüklerince yürütülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede verilen görevlerin ulusal kalkınma planı ve programında öngörülen ilke ve politikalar ile birlikte alt ölçekteki planlarla uyumlu olarak; kamu, yerel yönetimler, üniversiteler, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ile sürdürülebilir işbirliği içerisinde, yenilikçi ve bilgi yoğun ürünlere yönelik proje sayısının artırılması ve ticarileştirilmesi konularında var olan yerel potansiyele ivme kazandırmak, paydaşların katılımı ile faaliyetlerin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi amacıyla Ankara Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğünce, 2013/01 sayılı İç Genelge ile Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezi ve Tek Adımda Yatırım Teknogirişim Ofisi oluşturulmuştur. Katılımcı bir anlayışla Teknogirişim Sermaye Desteği Programı kapsamındaki söz konusu proje ile tasarlanan uygunlaştırıcı ve pulse üreteci modüller, TUSAŞ- Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.'nin (TAI) Ultrasonik Tahribatsız Muayene Tezgâhlarının Yurtiçinde Üretilmesi ve Geliştirilmesi Projesi'nde; 10 eksenli AUSS - Otomatik Ultrasonik Tarama Sistemi tezgâhında kullanılmış ve tezgâhların ultrasonik veri kazanımı ve yönetimi işleri başarıyla tamamlanmıştır. Havacılık ve uzay sanayisinde Türkiye'de tartışmasız en iyi performansa sahip olan, küresel düzeyde ise dünyanın ilk 100 oyuncusu arasında yer almayı başaran TUSAŞ - Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TAI) tarafından, proje çıktıları ülkemiz için son derece önemli ekonomik ve yüksek katma değerli, ileri teknolojiye dayalı üretim sağlamış olması sebebiyle; Yrd. Doç. Dr. Ahmet Turan Özdemir (Ankara Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü ÜSİM 39 NİSAN 2014 PROJELER TAI Projesi Ödül Töreni Değerlendirme Kurul Üyesi) Teknogirişim Ofisi'nde düzenlenen bir törenle TUSAŞ tarafından ödüllendirilmiştir. Ar-Ge, inovasyon, kamu - üniversite sanayi işbirliği öneminin vurgulandığı programa; Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Bakanlığımız Bilim ve Teknoloji Genel Müdürü Doç. Dr. Cevahir Uzkurt, Ankara Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü A. Vural Örsdemir, Politika ve Strateji Daire Başkanı Mehmet Madencan, TAI Tesisler ve Varlık Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Ulubayram, TAI Kalite ve Sertifikasyon Başkanı Ahmet Tokmakçıoğlu, TAI Tesisler İşletme Müdürü Mehmet Dedeoğlu, TAI Teknoloji Yönetimi Müdürü Dr. E. Serdar Gökpınar, Şef Hakan Güler, Alpay Zeyrek ile TÜBİTAK’tan Hasan Subaşı ve KOSGEB yetkilileri katılmıştır. Ödül töreninde ayrıca; Bakanlığımız Bilim Teknoloji Genel Müdürlüğü ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Ankara İl Müdürlüğü’ne, “Örnek Bir Kamu Üniversite Sanayi İşbirliği” Projesi’ne sağlamış oldukları katkılardan dolayı TUSAŞ tarafından teşekkür mektubu verilmiştir. 40 Kalibrasyon Merkezi Projesi Ölçüler ve ayar hizmetleri, toplumun her kesimini ilgilendiren, tüketicinin korunması ile ticarette haksız rekabetin önlenmesi ve piyasaya güvenli ürünlerin sunulması açısından Bakanlığımızın en önemli faaliyetlerinden birdir. Ölçü aletlerinin milli ekonominin ve ticaretin gereklerine, kamu yararına uygun olarak doğru ayarlı ve Uluslararası Birimler Sistemine uygun olarak imalının ve kullanımının sağlanması, muayenesi, ayarlanması ve damgalanması işlemleri 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu’na göre yürütülmektedir. Bu çerçevede “yasal metroloji” kapsamındaki görevleri yürütmek amacıyla Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından Ankara, İstanbul, İzmir, Konya, Samsun,Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Adana ve Erzurum İl Müdürlüklerinde olmak üzere 10 adet bölge laboratuvarı oluşturulmuştur. Bu laboratuvarlar arasında yer alan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Ankara İl Müdürlüğü Bölge Laboratuvarı olarak; Bartın, Bolu, Çankırı, Çorum, Eskişehir, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat ve Zonguldak olmak üzere 12 ile hizmet vermektedir. TÜBİTAK-UME tarafından yapılan “İl Müdürlükleri Laboratuvarlarının Yeniden Yapılandırılması Projesi” kapsamında hazırlanan raporda, il müdürlükleri bölge laboratuvarlarının personel nicelik ve niteliğinin, ekipman ve fiziki altyapı durumunun, ortam koşullarının ve ölçü aletlerinin kalibrasyonunun yapılışı ile ilgili prosedürlerin yeterli olmadığı belirtilmiş olup Bakanlığımız Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğünce hazırlanan raporda da benzer durumlar tespit edilmiştir. 2013 yılında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Ankara İl Müdürlüğü Bölge Laboratuvarı için yapılan mevcut durum analizi sonucunda, personel eğitiminin, laboratuvar fiziki altyapısının, ortam koşullarının ve laboratuvarda bulunması gereken cihaz ve ekipmanların yetersiz olduğu ayrıca referans cihazların kalibrasyonlarının ve kalibrasyon ölçümlerinin doğruluğu, sürekliliği, izlenebilirliği, güvenirliliği, gizliliği gibi çok önemli hususlarda TS EN ISO / IEC 17025 NİSAN 2014 Ölçü ve Ölüçü Aletleri Sergi Salonu ve/veya TS EN ISO /IEC 17020 sayılı standartlarda belirtilen gereklilikleri sağlamadığı, ölçü aletlerinin kalibrasyonunun yapılışı ile ilgili iş talimatlarının ve prosedürlerinin oluşturulmadığı görülmüştür. Bu durumda bölge düzeyinde yaklaşık 10.000.000 nüfusa hizmet vermekte olan Ankara Bölge Laboratuvarımızın UME, Bakanlığımız ve Müdürlüğümüzce yapılan tespitler ışığında belirlenen eksikliklerin giderilerek, yapılacak kalibrasyon işlemlerinde uluslararası düzeyde güvenilir ve kabul edilebilir ölçüm sonuçları sunabilmesi için Bakanlığımız tarafından Türk Akreditasyon Kurumu’na (TÜRKAK) müracaat isteğimiz uygun görülmüştür. Akreditasyon çalışmaları başlatılarak öncelikle; TS EN ISO/IEC 17025 standardı gereği tüm eğitimler alınmış, laboratuvar fiziki altyapısı ve ortam koşulları düzeltilmiş laboratuvarda bulunması gereken cihaz ve ekipmanlar tamamlanmış, referans cihazların kalibrasyonlarının ve kalibrasyon ölçümlerinin doğruluğu, sürekliliği, izlenebilirliği, güvenirliliği, gizliliği gibi çok önemli hususlarda TS EN ISO/IEC 17025 ve/veya TS EN ISO /IEC 17020 sayılı standartlarda belirtilen gereklilikler sağlanmış ve ölçü aletlerinin kalibrasyonunun yapılışı ile ilgili iş talimatları ve prosedürleri oluşturulmuştur. Ayrıca, akreditasyonun en önemli süreçlerinden olan Laboratuvarlar Arası Karşılaştırma (LAK) ölçümlerine katılım sağlanmış ve uluslararası düzeyde 17 adet kalibrasyon laboratuvarının katıldığı karşılaştırma ölçüm sonuçlarında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Ankara İl Müdürlüğü Kalibrasyon Merkezimiz başarılı puan almıştır. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Ankara İl Müdürlüğü Kalibrasyon Merkezi Ocak 2013 tarihinde başlayan akreditasyon sürecini Mart 2014 tarihinde başarı ile tamamlayarak, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bölge düzeyinde faaliyet gösteren laboratuvarları arasında TÜRKAK'tan ilk Akreditasyon Belgesi almaya hak kazanan laboratuvarı olmuştur. Ölçü ve Ölçü Aletleri Sergi Salonu Projesi Yerel ölçekte kültürel, sosyal ve ekonomik kalkınmaya yardımcı olacak nitelikte Ölçü Bilimi konusunda tarihi ve bilimsel birikimi yansıtarak kamunun yararına sunulması, diğer yandan metroloji tarihine ışık tutularak kaybolmaya yüz tutan kültürel mirasın korunarak gelecek kuşaklara aktarılması, farkındalığın artırılması için “Ankara Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü Ölçü Aletleri Sergi Salonu” oluşturulmuştur. Soldan sağa; TÜRKAK Genel Sekreter V. H. İbrahim Çetin, İl Müdürü Vural Örsdemir, Kalite Yöneticisi Gonca Gündaş 41 NİSAN 2014 ULUSAL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ 2013/4 ÜÇ AYLIK ULUSAL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ 2013 YILI DÖRDÜNCÜ ÇEYREĞİ SONUÇLARI AÇIKLANDI Yücel ÖZKARA - Dursun BALKAN Nazlı SAYLAM BÖLÜKBAŞ Sanayi ve Teknoloji Uzmanları (Verimlilik Genel Müdürlüğü) İmalat sanayi genelinde 2013 yılı IV. döneminde, çalışan kişi başına üretim endeksi önceki yılın aynı dönemine göre (2012 yılı IV. dönemine göre) % 0,41 artmış; bir önceki döneme göre (2013 yılı III. dönemine göre) ise % 6,42 artmıştır. Önceki yılın aynı dönemine göre çalışan kişi başına üretim endeksinde imalat sanayini oluşturan bölümlerden 10'unda artış görülmüş, en büyük artışın % 15,48 ile “başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipman imalatı” bölümünde, en büyük azalışın ise % 12,14 ile “temel eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ilişkin malzemelerin imalatı” bölümünde olduğu görülmüştür. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü, Resmi İstatistik Programı kapsamında hesapladığı ve yayımladığı Üç Aylık Ulusal Verimlilik İstatistikleri'ni 1 Nisan 2014 tarihinde kamuoyuyla paylaşmıştır. Bu dönemde de EFİS Rev. 2'ye (Avrupa Birliğinde Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflandırılması) göre sanayinin “B-Madencilik Taşocakçılığı”, “C-İmalat Sanayi” ve “D-Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme Üretimi ve Dağıtımı” 42 kısımları, Ulusal Verimlilik İstatistikleri'nin kapsamını oluşturmuştur. Ana Sanayi Grupları Sınıflaması (MIGs) çerçevesine uygun şekilde 5 sanayi grubunda da göstergeler hesaplanmıştır. İmalat sanayi çalışan kişi başına üretim endeksinin ve çalışılan saat başına üretim endeksinin aldığı değerler Şekil 1'de görülmektedir. Çalışan kişi başına üretim endeksi, 2013 yılı dördüncü döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre (2012 yılı dördüncü dönemine göre) % 0,41 artarak 104,73 değerini almıştır. Çalışan kişi başına üretim endeksi, bir önceki döneme göre ise (2013 yılı üçüncü dönemine göre) ise % 6,42 artmıştır. Çalışılan saat başına üretim endeksi 2013 yılı dördüncü döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre % 2,64 artarak ve 108,19 değerini almıştır. Çalışılan saat başına üretim endeksinde, bir önceki döneme göre ise % 5,73 oranında artış görülmüştür. Zaman serilerinin izlediği seyir incelenirken yıllık değişimlerin izlenmesi daha sağlıklı sonuçlar verecektir. Bunun nedeni dönemlik değişimlerin belli bir bölümünün mevsimsel etkilerden kaynaklanmasıdır. Çalışan kişi başına üretim endeksi değişimleri, mevsimsel etkilerden arındırılmış seriler kullanılarak incelendiğinde özellikle önceki döneme NİSAN 2014 İmalat Sanayinde Üç Aylık Çalışılan Saat Başına Üretim Endeksi ve Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) 1. Çeyrek 2. Çeyrek 3. Çeyrek 4. Çeyrek 1. Çeyrek 2. Çeyrek 3. Çeyrek 4. Çeyrek 1. Çeyrek 2. Çeyrek 3. Çeyrek 4. Çeyrek 1. Çeyrek 2. Çeyrek 3. Çeyrek 4. Çeyrek 1. Çeyrek 2. Çeyrek 3. Çeyrek 4. Çeyrek 1. Çeyrek 2. Çeyrek 3. Çeyrek 4. Çeyrek 1. Çeyrek 2. Çeyrek 3. Çeyrek 4. Çeyrek 1. Çeyrek 2. Çeyrek 3. Çeyrek 4. Çeyrek 1. Çeyrek 2. Çeyrek 3. Çeyrek 4. Çeyrek 110 105 100 95 90 85 80 75 70 65 60 2005 2006 2007 2008 2009 Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) 2010 2011 2012 2013 kişi başına üretim endeksi ise bir önceki döneme göre % 6,42 artmıştır. Bu rakamlar mevsimsel etkileri içeren orijinal verimlilik endeksinin bir önceki döneme göre değişiminin % 6,42 oranında artış yönünde olduğunu, mevsimsel etkiler göz önüne alınıp bu etkiler giderildiğinde ise çalışan kişi başına üretim endeksindeki artışın yaklaşık % 1 seviyesinde olduğu ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla mevsimsel etkilerden arındırılmış serileri incelemek daha gerçekçi sonuçlar ve yorumlar yapılmasını sağlamaktadır. Çalışılan Saat Başına Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) Şekil 1. İmalat Sanayinde Üç Aylık Çalışılan Saat Başına Üretim Endeksi ve Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi göre yapılan değerlendirmeler daha anlamlı olacaktır. Bu amaçla Şekil 2'de imalat sanayi çalışan kişi başına üretim endeksi ile mevsimsel etkilerden arındırılmış endeks bir arada gösterilmiştir. Mevsimsel etkilerden arındırılmış çalışan kişi başına üretim endeksi incelendiğinde, 2012 yılının son döneminden 2013 yılının 2. dönemine kadar yatay bir seyir izlediği görülmektedir. 2013 yılı ikinci döneminde hafif bir azalış gösteren seri, 2013 dördüncü döneminde tekrar artmıştır. İmalat sanayi için mevsimsel etkilerden arındırılmış işgücü verimliliği serisinin bir önceki döneme göre % 0,93'lik bir artış, önceki yılın aynı dönemine göre ise % 0,43'lük bir artış sergilediği gözlenmektedir. İmalat sanayinde çalışan 110 105 100 95 90 85 80 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 3.Çeyrek 4.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 2.Çeyrek 1.Çeyrek 75 2013 İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Orijinal Seri İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış Seri Şekil 2. İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi ve Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış Endeksi 43 NİSAN 2014 ULUSAL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ 2013/4 120 110 100 90 80 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 70 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 İmalat Sanayi İstihdam Endeksi (2010 Ort.=100) İmalat Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) Şekil 3. İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Değişimlerinin Yapısı Ülkemiz ekonomisinde gerek sanayi geneli, gerek imalat sanayinde verimliliği belirleyen unsurlar olan istihdam ve üretim endeksleri incelendiğinde, özellikle 2010 yılının birinci çeyreğinden 2013 yılının son çeyreğine kadar olan dönemde her iki serinin de belirgin bir şekilde artış eğiliminde olduğu görülmektedir. Şekil 3'te görüldüğü üzere imalat sanayi istihdam endeksi, 2010 yılı birinci çeyreğinden itibaren son 16 dönemde, çeyreklik ortalama % 1,39 ile düzenli olarak artmaktadır. Bahsi geçen son 16 çeyrekte üretim endeksi ve işgücü 18% 14% 10% 6% 2% -2% -6% -10% -14% -18% Orijinal Seri Mevsimsel Etkiden Arındırılmış Seri TOPLAM SANAYİ 2013 1. Çeyrek Orijinal Seri Mevsimsel Etkiden Arındırılmış Seri MADENCİLİK 2013 2. Çeyrek Orijinal Seri Mevsimsel Etkiden Arındırılmış Seri Orijinal Seri ELEKTRİK, GAZ, BUHAR ve İKL. ÜRETİMİ ve DAĞITIMI İMALAT SANAYİ 2013 3. Çeyrek 2013 4. Çeyrek Şekil 4. Bir Önceki Döneme Göre Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksinde Değişimler (Orijinal ve Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış Seriler) 44 Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış Seri verimliliğinin dönemlik ortalama büyümeleri sırasıyla % 2,14 ve % 0,74 olarak gerçekleşmiştir. Üretim endeksine 2005 yılından itibaren bakıldığında; son dönemlerde sürekli artarak 123,37 ile en yüksek seviyeye 2013 yılının dördüncü döneminde ulaştığı görülmektedir. Benzer şekilde istihdam endeksi de önceki yıllarla karşılaştırıldığında en yüksek seviyeye 2013 yılının üçüncü çeyreğinde ulaşmıştır. Böylece 2010 yılı başından itibaren bakıldığında işgücü verimliliği seviyesinin ana belirleyicisi geçmişe göre istikrarlı biçimde artan istihdam endeksi ve mevsimselliği bünyesinde barındırmakla birlikte istihdamdan daha hızlı artmakta olan üretim endeksi olmuştur. Şekil 5. İmalat Sanayini Oluşturan 24 Bölüme Ait Yıllık Ortalama Verimlilik Büyümeleri (2005 Ort– 2013 Ort) NİSAN 2014 ULUSAL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ 2013/4 Tablo 1. 2005 - 2013 Yıllık Ortalama Verimlilik Büyümeleri (%) Toplam Sanayi Sanayinin Kısımları 1,90 Madencilik -0,15 İmalat 1.78 Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı 4,86 1,48 Ara Malları Ana Sanayi Grupları Dayanıklı Tüketim Malları 3,14 Dayanıksız Tüketim Malları 1,82 Enerji 3,85 Sermaye Malları 1,51 2005 yılı ortalaması ile 2013 yılı ortalamasını kapsayan dönemde imalat sanayini oluşturan 24 bölüm incelendiğinde, “Bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatı”, “Kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı”, “Deri ve ilgili ürünlerin imalatı”, “Diğer ulaşım araçları imalatı”, “Tekstil ürünlerinin imalatı” ile “İçeceklerin imalatı” bölümlerinin verimliliğinin düşme eğiliminde olduğu; bu bölüm dışında kalan 18 bölümün verimliliklerinin artma eğiliminde olduğu görülmüştür. En yüksek verimlilik artış eğiliminin yıllık ortalama % 8,5 ile “ağaç, ağaç ürünleri ve mantar ürünleri imalatı (mobilya hariç); saz, saman ve benzeri malzemelerden örülerek yapılan eşyaların imalatı” bölümünde olduğu görülmüştür. Burada ve Tablo 1'de verilen büyüme oranları verimlilik serilerinin başlangıcı olan 2005 yılı ortalaması ile en son yayımlanan yılın (2013) ortalamasını kapsamaktadır. Bu nedenle her yeni hesaplama döneminde yeni büyüme oranları elde edildiğinden sıralama ve büyüme oranları dönemden döneme değişebilmektedir. Tablo 1'de ana sanayi grupları, sanayinin kısımları ve toplam sanayi için hesaplanan 46 çalışan kişi başına üretim endeksinin 2005-Ort. ile 2013-Ort. arası yıllık ortalama büyüme oranları verilmiştir. Sanayi kısımları içerisinde “Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı”nın % 4,86 ile en yüksek yıllık ortalama verimlilik büyümesine sahip olduğu; “Madencilik”te ise % 0,15 ile yıllık ortalama verimlilik büyümesinin negatif olduğu gözlenmiştir. Ana Sanayi Grupları incelendiğinde ise en yüksek verimlilik artışının yıllık ortalama % 3,85 ile “Enerji”de olduğu görülmektedir. Şekil 6'da Ana Sanayi Grupları çalışan kişi başına üretim endeksi serilerinin trendleri verilmektedir. Bu noktada kullanılan trend kavramı orijinal seriden mevsimsel ve diğer etkilerin çıkarılmasıyla elde edilen uzun dönemli eğilimi ifade etmektedir. 2008 yılı son dönemleri ile 2009 yılının ilk dönemlerinde küresel düzeyde var olan krizde ana sanayi gruplarının trend değişimlerine bakıldığında ara malı ve sermaye malı üretiminde işgücü verimliğinin durgunluktan oldukça etkilendiği, bazı grupların ise hemen hemen etkilenmediği görülmektedir. Dayanıklı Tüketim Malı Üretimi ile Dayanıksız Tüketim Malı Üretimi işgücü verimliliklerinin uzun dönem eğilimleri, küresel kriz dönemi de dâhil olmak üzere istikrarlı bir şekilde artmıştır. Kömür ve linyit çıkartılması, ham petrol ve doğal gaz çıkarımı, kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı, elektrik, gaz, buhar ve havalandırma sistemi üretim ve dağıtımı, suyun toplanması, arıtılması ve dağıtılması faaliyetlerinden oluşan Enerji ana sanayi grubunda ise belirgin ve istikrarlı bir biçimde artan verimlilik trendi 2012 yılında azalma eğilimine girmiş 2013 yılı birinci çeyreği ile birlikte yeniden artış yönüne dönmüştür. Tablo 1'de yer alan verilerle birlikte değerlendirildiğinde 2005-Ort. ve 2013-Ort. arasında; dayanıklı tüketim malı üretiminin ve dayanıksız tüketim malı üretiminin yıllık ortalama verimlilik büyümeleri sırasıyla % 3,14 ile % 1,82 olarak gerçekleşmiştir. Enerji ana sanayi grubunda ise işgücü verimliliğinin yıllık ortalama artış oranı % 3,85'dir. Orijinal işgücü verimliliği serilerinden elde edilen büyüme oranları ile trend verimlilik serilerinin grafiği birlikte incelendiğinde, küresel kriz döneminden etkilenen Ara Malı Üretimi ile Sermaye Malı Üretimi ana sanayi gruplarının işgücü verimlilik trendlerinin dalgalı bir yapıda NİSAN 2014 115 110 105 100 95 90 85 80 75 70 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 65 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 ARM - Ara Malları DLT - Dayanıklı Tüketim Malları DZT - Dayanıksız Tüketim Malları ENJ - Enerji 2013 SEM -Sermaye Malları Şekil 6. Ana Sanayi Grupları (MIGs) Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Trend Serileri gerçekleştiği görülmektedir. Son dönemlerde de Sermaye Malı üretiminde verimlilik trendi dalgalı bir yapı göstermekle birlikte diğer ana sanayi grupları yaklaşık son altı dönemde istikrarlı bir trend sürdürmektedir. 47 NİSAN 2014 BİLİŞİM, BİLİM VE TEKNOLOJİ YENİLİKÇİ MALZEMELER VE ULUSLARARASI REKABETE ETKİLERİ – 3 Dr. Mustafa Kemal AKGÜL Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Verimlilik Genel Müdürlüğü) Giriş “Yenilikçi malzemeler ve uluslararası rekabete etkileri” konumuzu bu sayıda sunduğumuz üçüncü bölümle tamamlamış olacağız. Bilindiği gibi işletmelerin rekabeti deyince öncelikle sürdürülebilirliğin önemini vurgulamaktayız. İşletmelerin sürdürülebilirliği için ise rekabette sürdürülebilirlik akla gelmektedir. Rekabette sürdürülebilirliğin en belirleyici kıyaslaması ise uluslararası piyasalarda rekabet edebilecek düzeylere çıkabilmektir. Bir işletme düşünelim ki oldukça kaliteli ve ucuz üretim yapmaktadır. Bu ürüne yeterince talep gelmiyorsa, bu üretim konusunun yerini daha yenilikçi malzemeler, ürünler almışsa bu işletmenin devamlılığından söz etmek güç olacaktır. Önceki sayılarımızda, malzeme biliminin öneminden başlayarak, malzeme biliminin temel bilimler ile olan ilişkisini açıklamış, yenilikçi malzemelerin önemi, ileri teknoloji ürünü malzemeler, yenilikçi ürünler, ileri metalik, seramik malzemeler, polimerik ve kompozit malzemelerden bahsetmiştik. Bu sayımızda ise ileri teknoloji ürünü malzemeler alanında Türkiye'de yapılmakta olan Ar-Ge çalışmaları ile üretimler konusunda bilgiler vermeye çalışacağız. Üniversiteler ve araştırma kuruluşlarımız bünyesinde neler yapılmaktadır? Yenilikçi malzemeler şüphesiz birçok yönü ile çok farklı üretim kesimlerinden geniş katılımlarla bir kongrede tartışılacak 48 düzeyde öneme sahip bir konudur. Otomobil endüstrisinden, petrol çıkarma teknolojilerine, otomobilden, deniz, hava ve uzay araçlarına, tarım sektöründen, tıp uygulamalarına kadar her alanda üretimi doğrudan etkileyen bir teknolojidir. Önceki bölümlerde vurguladığımız gibi yenilikçi malzemelerin bulunuşu ve üretilebilir hale gelmeleri temel bilimlerde yapılan araştırmalar ile sağlanabilmektedir. Bu nedenle bir ülkenin temel bilimler alanındaki Ar-Ge faaliyetleri ne kadar güçlü ise yenilikçi malzemeler üretme kapasitesi o kadar güçlü olabilmektedir. Nitekim Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın açıkladığı; temel bilimlerde eğitim görecek başarılı öğrencilere önemli miktarlarda burs desteklerinin verilecek olması Türkiye'de de temel bilimler alanındaki çalışmaları özendirecek ve yenilikçiliğin gelişmesinde önemli kazanımlar ve sıçramalar sağlayacaktır. 1. Yenilikçi Malzemelerin Rekabeti Sürdürmedeki Yeri • Malzeme Teknolojilerinin Yenilikçi Olması Malzeme sektörü, ekonomide tüm faaliyetlere girdi sağlayan temel, yayılgan (jenerik) alanlardan biridir. Bu niteliği açısından mikro - elektronik, biyoteknoloji ve nanoteknoloji ile birlikte sınai üretimin karakterini dönüştürecek ana teknolojik alanlardan biri olarak kabul edilmektedir. Savunma, havacılık, mikro - elektronik, iletişim ve otomotiv sektörlerinde kullanılacak ileri malzemelerin ortaya çıkışı, malzeme biliminin bu gereksinimleri karşılayabilecek çok disiplinli, proses ağırlıklı bir alana dönüşmesiyle birlikte ilerlemektedir. Bu bağlamda akıllı ve işlevsel malzemeler, opto - elektronik malzemeler gibi önümüzdeki yıllarda önemli çekim alanları oluşturacak ileri malzeme alanları, ülkemiz için de önemli fırsat alanlarıdır. Bilindiği üzere bor minerali pek çok sektör ve teknolojiye girdi teşkil etmektedir. Tüm dünyaya yüzyıllarca yetebilecek bor cevherlerine sahip olan Türkiye'nin bu zenginliğini katma değeri yüksek ürünlere dönüştürme teknolojilerini de geliştirmesi şarttır. Diğer taraftan Türkiye, olgunlaşmış teknolojilere sahip demir-çelik, seramik, cam ve çimento gibi geleneksel malzeme sektörlerinde uluslararası ölçekte rekabetçi durumdadır. Bugüne kadar Türkiye'nin ihracatına, diğer tüketim ve yatırım malı sektörlerinin rekabet gücüne ve istihdama tarihsel olarak ciddi bir katkısı olan bu sektörlerin ülke ekonomisindeki paylarının, önümüzdeki yıllarda da önemli olacağı öngörülmektedir. Bu malzeme gruplarındaki ürünlerin kullanıcı sektörlerin talepleri doğrultusunda çeşitlendirilmesinin yanı sıra, geleneksel malzemelerden yeni ve yüksek performanslı malzemeler geliştirilmesi ile Türkiye bölgesinde güç sahibi olabilir. • Türkiye'nin Yenilikçi Üretim Yapılanmasını Başlatmış Olduğu Malzeme Üretim Alanları • Bor Teknolojileri • Kompozit Malzeme Teknolojileri • Polimer Teknolojileri • Akıllı Malzeme Teknolojileri • Manyetik, Elektronik, Opto - elektronik • Malzeme Teknolojileri • Hafif ve Yüksek Mukavemetli Malzeme Teknolojileri NİSAN 2014 • Uluslararası Pazarlarda Malzemelerin Rekabeti İçin Çevresel Ürün Deklarasyonu EPD'si Olmayan Malzeme, Rekabet Gücünü Kaybedecek! Çevresel Ürün Deklarasyonu (Enviromental Product Declaration-EPD) “Çevresel etkilerin artık dolaylı olarak ölçülmesi gerekliliği de Çevresel Ürün Beyanlarına olan talebi artırıyor. Çevresel ürün beyanları, bir ürünün veya sistemin çevresel etki değerlendirmesinin iletişimini sağlayan ve ISO 14025 Type III çevre beyanları temeline dayanan bir araçtır. Bu beyan yöntemi, ilgili şirketler ve kuruluşlar için evrenseldir. Farklı ürün grupları için EPD alınabiliyor. Bununla birlikte yapı malzemeleri, şu an için en çok ilginin olduğu ürün grubu olma özelliğine sahip...” EPD'ler zorunlu olacak? “2013 yılı Temmuz ayından itibaren yürürlüğe girmesi beklenen ve Türkiye'nin de taraf olduğu Avrupa Yapı Ürünleri Yönetmeliği (Construction Product Regulation), yapı ürünleri için EN 15804 normuyla uyumlu EPD'leri talep ediyor. Bu yönetmelikle yapı malzemeleri üreticileri için yakın zamana kadar gönüllülük esasına dayanan EPD belgelerinin tüm Avrupa'da zorunlu hale gelmesi beklenmektedir. Metalürji Mühendisliği veya Malzeme Mühendisliği bölümleri bulunmakta ve bu bölümlerde Malzeme Bilimleri lisans programı içinde öğretilmektedir. Üniversitelerimizde ileri teknolojilerde kullanılacak bu malzemelerin tasarımı ve uygulamaları için gerekli kuramsal ve uygulamalı bilgileri öğrencilere kazandırıp, Türkiye'de ve dünyada öncü bir program olmayı amaçlamaktadır. Örneğin Sabancı Üniversitesi'nde lisans program içeriği; program dahilinde temel bilimlerle birlikte metalürji mühendisliği, malzeme bilimi temel konuları verilmekte bunun yanı sıra, yarı-iletkenler ve biyomalzemeler gibi alt alanları seçebilmekte ve uzmanlaşmak istedikleri alana göre ders programlarını tasarlayarak, bu konulardaki projelerde çalışabilmektedirler. Disiplinler Arası Eğitim Olanakları Üniversitenin disiplinler arası eğitim vizyonu sayesinde, Malzeme Bilimleri ve Mühendisliği programına kayıtlı öğrenciler, ortak araştırma alanlarından dolayı Mekatronik, Elektronik Mühendisliği ve Biyoloji Bilimleri ve Biyomühendislik programlarından da dersler alabilmekte, yapacakları projeler sayesinde kendilerini ilgileri doğrultusunda geliştirebilme imkânlarına sahip olabilmektedir. 2. Türkiye'de Malzeme Bilimi ve Yenilikçi Malzemeler Konusunda Neler Yapılmakta? Araştırma Alanları Farklı özelliklere sahip malzemelerin uygulamaya yönelik tasarımları, günümüzde ileri teknolojilerin gelişmesindeki en önemli etkenlerden biri haline gelmiştir. Türkiye'de İstanbul teknik Üniversitesi, ODTÜ, Yıldız Teknik Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi ve benzeri birçok üniversitede • Enerji ve Çevre • Teorik ve Hesaplamalı Malzeme Bilimi • Organik ve İnorganik İnce Filmler • Karbon Nanotüpler • Tasarım Mühendisliğinde Kompozit Malzemeler • Akıllı Malzemeler ve Yapılar • Kolloidal Nanoparçacık Bazlı Optik Malzemeler 3. Ülkemizde Bu Yaklaşım Sonunda Belirlenmiş Olan Malzeme Kapsamındaki Stratejik Teknoloji Alanları • Bor Teknolojileri • Polimerik Malzeme Teknolojileri •Kompozit Malzeme Teknolojileri • Hafif ve Yüksek Mukavemetli Malzeme Teknolojileri • Akıllı Malzeme Teknolojileri • Manyetik, Elektronik ve Opto - elektronik Malzeme Teknolojileri • Bor Teknolojileri Bor ürünlerinin; tekstil elyaflarından camlara, nükleer uygulamalardan yeni ve ileri mıknatıslara hatta gübrelere kadar çok büyük bir yelpazede kullanıldığını görmekteyiz. Bor mineralinden, ham madde girdisi olarak başlayan uygulama ve etkinlikler pek çok sektör ve teknoloji alanını yakından ve doğrudan ilgilendiren bir “tekno - ekonomik” unsur haline gelmiştir. • Polimerik Malzeme Teknolojileri Tüketim plastikleri olarak bilinen ve yaygın olarak 1930'lu yıllardan beri kullanılan polietilen, polistiren ve polivinil klorür (PVC) gibi malzemelerin yanı sıra “Mühendislik Plastikleri” olarak tanımlanan asetaller (polioksimetilen), ABS (akrilonitril-butadien-stiren), polikarbonatlar, termoplastik poliyesterler gibi malzemeler bulunmaktadır. Yüksek Performans Mühendislik Polimerleri" olarak polifenilen sülfitler, polieterketonler, polisulfonlar, sıvı kristal polimerleri ve poliimidler bulunmaktadır. 49 NİSAN 2014 BİLİŞİM, BİLİM VE TEKNOLOJİ • Hafif ve Yüksek Mukavemetli Malzeme Teknolojileri Polimer bazlı kompozitler, mühendislik plastikleri ve ileri seramiklerin hafiflik, dayanım ve düşük maliyette üretim gibi avantajları nedeniyle, demir, alüminyum, nikel, kurşun, çinko, bakır ve kalay gibi geleneksel metalik malzemelerin dünya kullanımlarında, 1980'li yıllardan itibaren sürekli düşüşler kaydedilmektedir. Ancak, bu düşüşü durdurarak metalik malzemelerin rekabet gücünü artırmak amacıyla geliştirilen çağdaş üretim süreç teknolojileri sayesinde, bu malzemelerin geleneksel standart özelliklerinin iyileştirilmesi ve geliştirilmesinde önemli atılımlar kaydedilmiştir. Bu atılımların en önemlileri hafif ve yüksek mukavemetli metal ve alaşımlarda gözlenmektedir • Akıllı Malzeme Teknolojileri 1980'li yılların başından itibaren “akıllı malzemeler”, “zeki yapılar” veya benzeri terimler çağdaş bilim ve teknoloji sözlüklerine girmiş bulunuyor. “Akıllı malzemeler” kısaca şu şekilde tanımlanabilir; kendi içinde ve çevresindeki değişimlere tepki vererek belirli işlevleri anında ve sürekli olarak yerine getirebilen malzemelerdir. Cansız maddeler olarak “malzeme”yi “akıllı”, “zeki” gibi sıfatlarla tanımlamak hiç kuşkusuz ki pek çok tartışmayı da beraberinde getirmiştir. “Akıllı” bir malzeme ile yapılan uçak kanatları, herhangi bir çatlak veya hasar anında renk değiştirerek uyarıda bulunmalı ve hatta bu hasarı tamir ve “tedavi” edebilmelidir. Otomobil camı, çok parlak güneşli havalarda koyulaşarak ve bulutlu havalarda ise daha berraklaşarak sürücünün görüşüne destek olmalıdır. “Akıllı” tuğla ya da yapı taşlarından inşa 50 edilmiş bir evde ısı yalıtımı, iklim koşullarına göre değişerek azami enerji tasarrufunu sağlayabilmelidir. Elektronik ve fotonik malzemeler bilgi ve iletişim teknolojilerinde giderek artan işlevsellikte yer almaktadır. Silika esaslı optik kablo teknolojisi, lazer teknolojisi, ultra - hızda işlem yapan devreler, iletken ve yarı iletkenler, optik sensörler, fotovoltaikler, sıvı kristal teknolojisi bu alanların başında gelmektedir. Bu yüzyılda en önemli gelişmeler bu saydığımız alanların “nanoteknolojik” uygulamaları ile gerçekleşecektir. • Fonksiyonel Dereceli Malzemeler (FDM) Uzay taşıtlarındaki gereksinim olan, yüksek mukavemet ve ısıl direnç özelliğini sağlayan homojen bir malzemenin bulunmayışı araştırmacıları yeni arayışlara yönlendirmiştir. Bu arayışlar sonucunda birçok özelliği bir arada bulunduran ideal malzeme kombinasyonları, metal ve seramikler önem kazanmıştır. Bu malzeme çiftinden metal; tokluğa, elektrik geçirgenliğine, izlenebilirliğe, seramik ise; düşük yoğunluğa, yüksek mukavemete ve ısıl dirence sahiptir. Bu özellikleri bünyesinde taşıyan malzeme ise Fonksiyonel Derecelendirilmiş Malzeme'dir (FDM). Fonksiyonel Derecelendirilmiş Malzemeler de (FDM - Functionally Graded Materials (FGM), malzeme yapı ve kompozisyonu cismin içerisinde kademeli - dereceli olarak değişir. 4.Yenilikçi Malzemelerde Rekabet İçin Öneriler Türkiye'de akademik alanda öğretilen malzeme biliminin, ileri teknolojiler üreten diğer ülkelerdeki eğitimlerden çok farklı olduğu söylenemez. Zaten internetin yoğun olarak kullanıldığı günümüz Dünyasında bilgiye ulaşmak kolaylaşmıştır. Bu nedenle sorun malzeme biliminin yeterince öğrenilmesi, öğretilmesinden kaynaklanmamaktadır. Asıl sorun, teorisi öğretilen malzeme bilimine dayandırılarak laboratuvarlarda yenilikçi malzemelerin üretilmesine yönelik yeterince Ar-Ge yapılmayışı veya Ar-Ge sonrası ortaya çıkan yeni ürünün ticarileştirilmesinin sağlanmayışıdır. Diğer yandan üniversitelerimizde akademik çalışmalar o kadar yoğundur ki hiçbir alan uzmanı akademisyen, bir yıl boyunca düzenli olarak bir Ar-Ge projesine vakit ayıramamaktadır. Hâlbuki bazı yıllarda akademisyenlerin ders yükleri çok azaltılarak onların önemli Ar-Ge projelerinde yer alması sağlanabilmelidir. Bunun için ise akademisyenlerin Ar-Ge uygulamalarından yeterince ekonomik fayda sağlayabileceği türden proje desteklemeleri sağlanmalıdır. Diğer yandan ülkemizde üniversitelerde temel bilimler alanındaki akademik çalışmaların kalitesi artırılmalı, üniversite tercihlerinde öğrencilerin temel bilimlerden kaçışların asıl nedenleri araştırılmalıdır. Benzer şekilde üniversite eğitimi lise ve meslek yüksekokulu (ön lisans) eğitimleri gibi algılanmamalı, üniversitelerin bilimle iç içe bulunmalarının gereği ve bilimin evrensel oluşu kavramları özenle korunabilmelidir. Bu konuda bir akademisyen görüşü şunları ifade etmektedir: “… modern üniversiteler kurulduklarından bu yana bilimsel aktiviteler yaparlar ve kısmen bunları halka aktarırlar, kısmen teknolojiye aktarırlar. Fakat bilimin asıl temeli fizik, kimya, biyoloji gibi pozitif bilimler dediğimiz fen bilimleridir. Bu bilimleri NİSAN 2014 öğrenmeden asla bilim yapamazsınız; bırakın bilimi bilgiyi anlamaz ve yanlış işler yaparsınız. Üniversiteler meslek lisesi haline gelir. Bunu daha önce Napoleon yaptı. Napoleon Bonaparte, üniversiteyi Kilisenin uzantısı ve eğitimi kamu hizmeti olarak görüyordu. Eğitimin temel amacı, nitelikli meslek adamları yetiştirmek ve devletin siyasi istikrarının sürdürmekti. Bunun için özerklik yerine, hiyerarşik bir yönetim yapısı ve tekdüze müfredat, genel eğitim yerine, mesleki ve teknik eğitim öne çıkmalıydı. Fransız Devrimi'nden sonraki dönemde Napolyon, Fransa'daki üniversiteleri kapattı ve bir kısmını da liseye dönüştürdü. Aynı zamanda işgal ettiği Alman topraklarındaki 22 üniversiteyi de tamamen kapattı. Kapatılan üniversiteleri yeniden yapılandırmak için 1808 yılında Wilhelm von Humbold görevlendirildi ve Humbold üniversiteleri eğitim-öğretim faaliyetlerinin araştırma faaliyetleri ile birlikte yürütüldüğü eğitim kurumları olarak tanımladı. Ona göre üniversitelerin temel işlevi eğitim-öğretim ve araştırma yapmaktır. Amaç, kişilerin gelişmesidir. Öğretim görevlisinin konuları öğretme özgürlüğü ve öğrencilerin konuları öğrenme özgürlüğü esastır. Üniversitenin sahibi ise devlet değildir; üniversite özgür olmalıdır. Bu düşünce modern üniversitenin temelidir. Pozitif bilimleri kapatmak geriye dönmektir.” Türkiye'deki üniversitelerde temel bilimlerin öneminin artırılması ve bu alanın teşvik edilmesine yönelik olarak beklenen gelişmeler meyvesini vermiş son aylarda bu konu kamu yönetiminin ve karar vericilerin de dikkatini çekmiştir. Nitekim hükümetin aldığı önemli bir teşvik kararı ile Türkiye'de üniversite sınavlarında başarılı olan ve tercihlerinde üniversitelerin temel bilimler alanlarını tercih eden başarılı öğrencilere oldukça iyi sayılabilecek öğrenim bursları sağlanacağı açıklanmıştır. Bu teşvikin birkaç dönem mezun verilene kadar sürdürülmesi ile Türkiye'nin temel bilimlere dayalı Ar-Ge ve yenilikçilik çalışmalarının önemli sıçramalar yapacağı görülecektir. Kaynakça • Ayşegül AKDOĞAN EKER, Prof. Dr. http://www.yildiz.edu.tr/~akdogan/lessons/mal zemesecim/Belgeler/ILERI_TEKNOLOJI_MALZ EMELERI.pdf • Türk Ytong, 1/2013 http://ytongtr.blogspot.com.tr/2013/01/epdsiolmayan-malzeme-rekabet-gucunu.html • TÜBİTAK 2003-2023 Strateji Belgesi, http://tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/vizyo n2023/Vizyon2023_Strateji_Belgesi.pdf • Malzeme Bilimi; http://tr.wikipedia.org/wiki/Malzeme_bilimi • Malzeme Mühendisliği; http://tr.wikipedia.org/wiki/Malzeme_bilimi_ve_ m%C3%BChendisli%C4%9Fi • Oktay Hüseyin (Guseinov) Prof. Dr. http://www.egitisim.gen.tr/site/arsiv/49/241temel-bilimlere-bakis-acisi.html • Sabancı Üniversitesi, Malzeme Bilimleri ve Mühendisliği;http://fens.sabanciuniv.edu/mat/tr / • Bilkent Üniversitesi, UNAM, Malzeme Bilimi ve Nano Teknoloji Enstitüsü http://unam.bilkent.edu.tr/files /UNAM_BULTEN_2012.pdf • Ahmet İNAM, Prof. Dr. http://phil.metu.edu.tr/ahmetinam/temel.htm • Güven SAK, Dr. http://www.tepav.org.tr/tr/kose-yazisi/s/3527 • Prof. Dr. Yavuz Unat; “Üniversite ve Temel Bilimler” http://www.haberturk.com/polemik/haber/7404 69-dikkat-binlerce-kontenjan-iptal. 51 NİSAN 2014 TEMİZ ÜRETİM (EKO - VERİMLİLİK) “TÜBİTAK MAM ÇTÜE TEMİZ ÜRETİM ÇALIŞMALARI YÖNTEM VE STRATEJİLERİNİN BELİRLENMESİ ÇALIŞTAYI” DÜZENLENDİ TÜBİTAK MAM bünyesinde faaliyet göstermekte olan Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü (ÇTÜE) tarafından 3 Mart 2014 tarihinde, Enstitünün çalışmalarına temel oluşturacak stratejilerin belirlenmesinde ilgili tarafların katkılarının alınması amacıyla, “TÜBİTAK MAM ÇTÜE Temiz Üretim Çalışmaları Yöntem ve Stratejilerinin Belirlenmesi Çalıştayı” düzenlendi. İstanbul Hilton Otel'de gerçekleştirilen çalıştaya çeşitli bakanlıklar, üniversiteler, sektör temsilcilikleri, sivil toplum kuruluşları, organize sanayi bölgeleri müdürlükleri, 52 sanayi ve ticaret odaları, kalkınma ajansları ve uluslararası kuruluşların temsilcilerinden oluşan yaklaşık 90 kişi katılım sağladı. TÜBİTAK MAM ÇTÜE Müdürü Doç. Dr. Ertan Durmuşoğlu ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Mustafa Çöpoğlu tarafından gerçekleştirilen açılış konuşmaları ile başlayan Çalıştay, Enstitü Temiz Üretim Birim sorumlusu Işıl Ataçoğlu'nun TÜBİTAK MAM ve ÇTÜE faaliyetleri hakkında gerçekleştirdiği sunum ile devam etti. Çalıştayın izleyen oturumunda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz tarafından “Verimlilik ve Temiz Üretim Konusunda Ulusal Stratejiler ve Politikalar”, İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu tarafından “Temiz Üretim Teknolojileri ve Türkiye” ve Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alp Erinç Yeldan tarafından “Türk İmalat Sanayinde Sürdürülebilir Yeşil Büyüme ve Verimlilik” konulu sunumlar gerçekleştirildi. NİSAN 2014 Çalıştay, sunumların ardından, üç oturum halinde organize edilen “Temiz Üretim Faaliyetleri Yöntem ve Stratejilerinin Belirlenmesi” yuvarlak masa fikir üretme çalışmaları ile sürdü. Yuvarlak masa çalışmalarında özellikle, ülkemizde temiz üretim alanında gerçekleştirilmesi beklenen öncelikli çalışmalar, ihtiyaçlar, işbirlikleri ve önlemler hakkında katılımcıların görüşleri, toplantı moderatörleri liderliğinde alındı. Bu oturumlarda her biri farklı tarafların temsilcilerinden oluşan yedi ayrı masada ülkemizin temiz üretim alanındaki gereksinimleri ve bu gereksinimleri gidereceği düşünülen eylem önerileri hakkında fikirler sistematik bir yöntem izlenerek ortaya kondu. Sonraki yuvarlak masa oturumlarında ise tekrarlayan fikirler elenerek, kalan eylemlerin önceliklendirilmesi suretiyle grup çalışmaları derlendi ve grup sunumları yapıldı. Son olarak ise her bir grup tarafından seçilen beş eylem önerisi detaylandırıldı. Müsteşar Yardımcısı Dr. Mustafa Çöpoğlu Tüm gün süren çalıştayda yuvarlak masa oturumları sırasında ortaya konan görüşler ve tespitler, enstitü personeli tarafından derlenerek katılımcılara iletilmek üzere “Çalıştay Raporu” haline getirilecektir. Bu kapsamda raporda yer verilecek çalıştay çıktıları, TÜBİTAK MAM ÇTÜE'nin temiz üretim alanındaki çalışma modeli, işbirlikleri ve önceliklerinin belirlenmesi açısından katkı sağlayıcı olarak değerlendirilecektir. Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz 53 NİSAN 2014 TEMİZ ÜRETİM (EKO - VERİMLİLİK) OECD TARAFINDAN “YEŞİL BECERİLER VE İŞLER” RAPORU YAYIMLANDI Rapor, iş piyasasının yüksek karbonlu üretimden düşük karbonlu üretime geçerken tüm çalışanları etkileyeceğini belirtmektedir. Kaç adet işin ortaya çıkacağı ve yok olacağına ilişkin sayı belirtmek zor olmasına karşın, ekonominin dönüşümüne yönelik devam eden süreçte hem ekonomik sektörler arasında hem de ekonomik sektörler içindeki işgücü talebinde önemli değişiklikler olacağı açıktır. Düşük karbonlu ekonomiye başarılı bir dönüşüm sağlanması için çalışanların azalan istihdam alanlarından diğer endüstrilere geçişi sağlanmalıdır. Düşük karbonlu ekonomiye dönüşümün önemli bileşenlerinden birisi, işgücünün beceri, bilgi ve kabiliyetlerinin kaynak verimli, sürdürülebilir proses ve teknolojiler ile iklim değişikliği azaltım ve uyum faaliyetlerine yönelik olacak şekilde geliştirilmesidir. Bu dönüşüm sürecinde, beceri geliştirme faaliyetleri önemli bir role sahip olacaktır. Yeşil Beceriler ve İşler (Green Skills and Jobs) adlı rapor, 2012 yılının Şubat ayında oluşturulan OECD ve CEDEFOP Yeşil Beceriler Forumu tarafından hazırlanmıştır. Forumun amacı; araştırmacılar, hükümet danışmanları, istihdam ve politika analistleri ile diğer sosyal paydaşların 54 düşük karbonlu bir ekonomi için gerekli beceri ve eğitim ihtiyaçlarına yönelik güncel çalışmalarını bir araya getirmektir. Raporda, yeşil beceriler ve yeşil işlerin neler olduğu ve düşük karbonlu ekonomiye etkileri tartışılmaktadır. Raporda ortaya çıkan temel bulgulardan biri, politika entegrasyonu ve koordinasyonun önemidir. Kamu aktörlerine düşen önemli görevler arasında, beceri geliştirme ve eğitim faaliyetlerinin yönlendirilmesi ve koordinasyonu yer almaktadır. Bu aktörler ayrıca yeşil becerilere olan talebi artırmak için de eşit önemde bir role sahiptir (örneğin, çevresel mallar ve hizmetler ile NİSAN 2014 yenilenebilir enerji pazarlarını destekleyerek). Rapor, öncelikli politika eylemlerinde 7 alana yönelik tavsiyede bulunmaktadır. 1. Düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecinde bütünleyici bir unsur olarak yeşil becerilerin geliştirilmesi: Düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecinin beraberinde getireceği sosyal, çevresel ve ekonomik faydalardan istifade edebilmek için yeşil becerilerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve ortaya çıkartılması gereklidir. 2. Geçiş sürecine yönelik temel oluşturmak için kamu politika koordinasyonunun optimize edilmesi: Kamu aktörlerinin beceri geliştirilmesi ve gerçekleştirilecek eğitim faaliyetlerinin yönlendirilmesi ve koordinasyonundaki rolü önemlidir. Yeşil becerilerin geliştirilmesi, ilave veya ayrı bir beceri geliştirme faaliyeti olarak değerlendirilmemeli, daha geniş çaptaki eğitimlere ve beceri geliştirme politikalarına entegre edilmelidir. 3. Taşınabilir becerilerin ve yaşam boyu öğrenmenin teşvik edilmesi: Politika koordinasyonu ve kurumsal entegrasyon sağlayabilmek için gerekli yollardan birisi, spesifik ve belirlenmiş yeşil işler yerine kaynak verimliliği alanında taşınabilir becerilere odaklanılmasıdır. Bu süreç işverenleri, çalışanları, sanayi birliklerini, eğitim kurumlarını ve yerel, bölgesel ve ulusal düzeydeki hükümetleri kapsayan ilgili tüm aktörlerin daha geniş katılımını gerektirmektedir. 4. Pazar gelişiminin düzenleyici faaliyetlerle eşleştirilmesi: Kamu politikası eylemleri, çevresel standartları ve düzenlemeleri artırırken aynı zamanda yeni pazarlar geliştirerek yeşil beceri ve iş taleplerini yönlendirebilir. Bu durum özellikle enerji ve çevre politikalarında açık bir şekilde görülebilmektedir. Bu kapsamda yer alan uygulamalar arasında enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiye yönelik destekler yer almaktadır. 5. Politika eylemleri alanında şeffaflık konusuna odaklanılması: Kamu politikası aktörleri, politikalar konusunda şeffaflık sağlayarak, beceri faaliyetlerinin karşılanması sürecinde pazardaki aktörlerin yer almasını hızlandırabilir. Böylece özel sektör aktörlerinin, gelişen bu sektörlerde yatırım kararı vermesi ve kamu desteği ortadan kalktığında daha dayanıklı sektörlerin oluşması sağlanabilecektir. konusundaki geniş kapsamlı zorlukların bir kısmını oluşturmaktadır. KOBİ'lerin, yeşil becerilerin geliştirilmesine yönelik ihtiyaçları konusunda farkındalığı artırmak ve bu konuda geçiş sağlamak için KOBİ'lerin becerilerin eksikliğine verecekleri tepki ve kullandıkları beceri geliştirme konusundaki formal olmayan mekanizmalar daha kapsamlı olarak anlaşılmalıdır. 7. Bilgi eksikliğinin belirlenmesi için Ar-Ge faaliyetlerine yatırım yapılması: Günümüze kadar çeşitli yüksek teknolojili becerilere odaklanan araştırmalar yerine, daha geniş kapsamdaki becerileri içeren araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Araştırma ve geliştirme yatırımları, kapsayıcı ekonomik büyüme ve sürdürülebilir istihdam için artırılmalıdır. Raporun tamamına http://www.oecdilibrary.org/industryand-services/greener-skills-andjobs_9789264208704-en adresinden ulaşılabilmektedir. Kaynak: OECD, CEDEFOD, Green Growth Studies, Greener Skills and Jobs, 2014. 6. Mikro, küçük ve orta ölçekli firmalarda stratejik kapasitenin geliştirilmesi: Yeşil becerilerin geliştirilmesi, KOBİ'lerin stratejik yönetim kabiliyetlerini geliştirme 55 NİSAN 2014 TEMİZ ÜRETİM (EKO - VERİMLİLİK) 2013'ÜN EN İYİ 10 SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İNOVASYONU AÇIKLANDI Avrupa'dan Zambiya'ya, İsrail'den Çin'e, ABD'den Filipinler'e dünyanın en yenilikçi sürdürülebilirlik projelerini ve teknolojilerini değerlendiren uluslararası Sustainia Kurumu, 2013′ün en iyi 10 projesini açıkladı. 79 ülkeden gelen 500′den fazla yeşil proje arasından seçilen en iyi 10 uygulama 2013 Sustainia Ödülü için yarıştı. Farklı sektörlerdeki yeşil uygulamalarıyla hem bulundukları toplulukların hem de yerel endüstrilerin dönüşümüne önemli katkı sağlayan uygulamaları, Sustainia Ödülü Komitesi değerlendirdi. Sustainia 2013 finalisti projelerinin kapsayıcı yenilikler içermesi dünyanın farklı yerlerinde de uygulanma olasılığını artırıyor. 1 - TaKaDu'dan Su Yönetim Yazılımı Sustainia 2013 Ödülü'ne layık görülen yeşil uygulama, bilişim sektöründe faaliyet gösteren İsrail firması TaKaDu'ya gitti. TaKaDu'nun su tasarrufunu ve şebeke verimliliğini artırmak için geliştirdiği yazılım, var olan su kaynaklarının verimliliğini artırabilecek algoritmalar kullanarak su şebekelerinin sınıflandırmasını ve yönlendirmesini yapıyor. Şili, İspanya, Portekiz, Avustralya ve İngiltere'de de kullanılan uygulamayı geliştiren firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Amir Peleg'e göre küresel su krizi aslında bir su yönetimi krizi. Servis olarak yazılım çözümü olan TaKaDu, düşük maliyetle kolaylıkla uygulanabilen bir hizmet. 2- Çamaşır Suyu ve Güneş'ten Ampul: Liter of Light Filipinler'de geliştirilen Liter of Light 56 teknolojisi Sustainia'nın yapı sektörünün finalistlerinden. Liter of Light, basit bir tasarım fikriyle bir pet şişeyi içindeki su ve az miktardaki çamaşır suyu ile güneş enerjisi kullanarak 55 watt'lık ampullere dönüştürüyor. Uygulamanın 20 ayda 10 ülkede 350 bin aydınlatmaya ulaştığı açıklandı. 3- Tvilight'la Söndürün Işıkları Şehircilik alanındaki finalistlerden Tvilight, kablosuz iletişim kurabilen bir sensör ve ışık azaltıcı cihazla boş caddelerdeki sokak lambalarının sönmesini sağlayan bir teknoloji. Hollanda'da geliştirilen Tvilight çözümleri, ABD'den Hindistan'a, Birleşik Arap Emirlikleri'nden İrlanda'ya birçok ülkede kullanılıyor. 4- Neutral.com'la Organik Pamuk Moda sektöründe faaliyet gösteren finalist Neutral.com ise Danimarka'da kurulan ve Hindistan'da faaliyet gösteren bir sürdürülebilir kıyafet üreticisi. Üretim sürecinde bütüncül bir yaklaşım kullanan Neutral, organik pamuğu, geri kazanılmış atık su ve alternatif enerji kullanan fabrikalarda üretiyor. Firmanın kurucusu Lars Bech, gezegeni iyileştirebilmeyi, insanları daha sağlıklı kılmayı ve çiftçilere bir umut verebilmeyi amaçladıklarını vurguluyor. 5- Tamirat Çözümleri için iFix Yarışmanın eğitim alanındaki finalisti iFix, ABD'de geliştirilen ve elektronik atıkların tamirini kolaylaştırmayı hedefleyen bir proje. Otomobilden bilgisayara birçok kullanılamaz aracın tamiri için alet ve kılavuzlar sunan iFixit Yönetim Kurulu Başkanı Kyle Weins, küresel e-atık sorununun çözümünün bir parçasının tamir olduğunu söylüyor. 6- BYD'den Tek Şarjla 250 Km Menzilli Otobüs Bu yılın Sustainia finalistlerinden ulaştırma projesi BYD (Build Your Dream) ise tek şarj ile 250 kilometrelik bir menzile sahip olan bir şehir hattı otobüsü geliştirmiş. İsmini daha önce de elektrikli arabalar konusundaki çalışmalarıyla duyduğumuz BYD tarafından Çin'de geliştirilen proje, Hollanda, Danimarka, Macaristan, Uruguay, Kolombiya, Kanada ve ABD'de de uygulanıyor. Lityum demir fosfat piller kullanan araçlar düşük ses ve sıfır egzoz salımının yanı sıra operasyon ve yakıt maliyetlerini % 80'e kadar düşürüyor. 7- Zambiya'dan Rahim Ağzı Kanserine Mobil Çözüm Zambiya'da geliştirilen sağlık çözümü eC3 (Elektronik Rahim Ağzı Kanseri Kontrolü) ise Sahra Altı ülkelerde hızla artan mobil telefon kullanımından faydalanarak rahim ağzı kanseri konusunda farkındalığı artırıp tanı koyma ve tedavi süreçlerinde destekler sunuyor. Anında uzaktan kontrol yapılması dijital fotoğrafların Zambiya Bulaşıcı Hastalıklar Araştırma Merkezi'ne gönderilmesiyle başlayıp hastanın tedavi sürecinin uzmanlarca takip edilmesiyle devam ediyor. 2006 yılında yalnızca Zambiya'da 100 binden fazla kadın eC3 hizmetlerinden faydalanmış. 8- FreshPaper'la Taze Gıdalar Yarışmanın gıda sektöründeki finalistlerinden Fenugreen firmasının, ABD'de geliştirdiği basit bir kâğıt teknolojisi FreshPaper. Söz konusu ürün NİSAN 2014 dünyanın 35 ülkesinde hâlihazırda kullanılıyor. Yalnızca organik malzemelerle üretilen FreshPaper, meyve ve sebzelerin olduğu basit bir paketin içine atılarak gıdaların saklama ömrünün 2 veya 4 kat uzamasını sağlıyor. 9- Mazuma Mobile'den Cep Telefonu Geri Dönüşümü İngiltere ve Avustralya'da faaliyet gösteren Mazuma Mobile firmasının geri dönüşüm sistemi de Sustainia finalistlerinden. Mazuma atıl telefonları para karşılığında toplayıp kullanılabilir haldekileri yeniden kullanıcılara veriyor, geri kalanlarının da geri dönüşümünü sağlıyor. 10- Veolia ve Dalkia, Enerjiyi Depolamayı Başardı Yarışmanın enerji sektöründeki finalisti ise Veolia Environment ve Dalkia firmalarının İsveç'in Borås şehrindeki yenilenebilir enerji depolama çözümleri oldu. Firmalar Borås şehrinde ısıtma talebini aşan enerji üretimini sıcak su rezervlerinde depolayarak talepler arttığında tekrar kullanıcılara sunuyor. Kaynak:http://ekoiq.com/sustainia/ 57 NİSAN 2014 TEMİZ ÜRETİM (EKO - VERİMLİLİK) YAŞAM DÖNGÜSÜ ANALİZİ VERİTABANI GELİŞTİRİLMESİ ÇALIŞTAYI PEKİN'DE DÜZENLENDİ Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) işbirliği ile Çin Elektronik Enstitüsü tarafından düzenlenen ve Bakanlığımızın davet edildiği “Yaşam Döngüsü Analizi Veritabanı Geliştirilmesi Çalıştayı ”6-7 Mart 2014 tarihlerinde Çin'in başkenti Pekin'de gerçekleştirildi. UNEP'in gerek Yaşam Döngüsü Analizi (YDA), gerekse YDA-bazlı çevresel ayak izi gibi konularda sağladığı hizmetlerden birisi olan uluslararası Çalıştay kapsamında, dünyadaki Ulusal YDA Veritabanları ve UNEP'in konuyla ilgili rehberlik destekleri konusunda oturumlar gerçekleştirildi. Avrupa Komisyonu ve UNEP yetkililerinin yanı sıra Çin, Fransa, Hindistan, Tayland, Malezya gibi ülkelerden temsilcilerin katıldığı Çalıştay kapsamında, Türkiye'deki YDA uygulamaları ve bu alandaki stratejiler konusunda Verimlilik Genel Müdürlüğü uzmanlarından M. Hürol Mete tarafından bir sunum gerçekleştirildi. 6-7 Mart'ta gerçekleştirilen Çalıştayın ardından 8 Mart'ta UNEP yetkilileri ile ülke temsilcilerinin bir araya geldiği ve önümüzdeki dönemde UNEP ile yürütülebilecek ortak çalışmaların 58 tartışıldığı bir toplantı gerçekleştirildi. Bakanlığımızın son dönemdeki öncelikli çalışma alanlarından birisi olan “Yaşam Döngüsü Analizi”, sanayinin, çevresel ve ekonomik kazanç sağlaması açısından son derece önemli bir yaklaşımdır. Bu doğrultuda ülkemizin Çalıştayda temsil edilmesi; YDA konusunda uluslararası alanda gerçekleştirilen çalışmaların izlenmesi, işbirliği fırsatlarının değerlendirilmesi ve ülkemizde bu alanda gerçekleştirilecek çalışmalara yol gösterici olabilmesi açısından önem taşımaktadır. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ile İlişkiler Verimlilik Genel Müdürlüğü’nün 2012 yılında UNEP tarafından organize edilen “Karbon ve Su Ayak İzi Eğiticilerin Eğitimi” Çalıştayına katılması ile başlayan işbirlikleri, Avrupa Komisyonu ve UNEP tarafından Fransa'da UNESCO Genel Merkezi’nde düzenlenen II. Uluslararası Yaşam Döngüsü Analizi Toplantısında ülkemizin Verimlilik Genel Müdürlüğünce temsil edilmesi ile hız kazanmıştır. 8-10 Nisan 2013'te gerçekleşen II. Uluslararası Yaşam Döngüsü Analizi Toplantısında Türkiye Delegasyonu olarak yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda, ülkemizin UNEP'in gerek Yaşam Döngüsü Analizi (YDA), gerekse YDA-bazlı çevresel ayak izi gibi konularda sağladığı hizmet ve desteklerden yeterince faydalanmadığının altı çizilmiş ve diğer ülkelerde yürütülen benzer çalışmaların ülkemizde de yürütülmesine ilişkin taleplerimiz aktarılmıştır. Bu toplantıyı takiben 6 Haziran 2013 tarihinde, Verimlilik Genel Müdürlüğü, UNEP ve Boğaziçi Üniversitesi işbirliği ile İstanbul'da “Türkiye'de YDA ve Yaşam Döngüsü Düşüncesinin Yaygınlaştırılması Çalıştayı” düzenlenmiştir. Söz konusu Çalıştayı takiben, karbon ayak izi konusunda Türkiye'de kapasite oluşturulabilmesi amacıyla Verimlilik Genel Müdürlüğü ve UNEP işbirliği ile karbon ayak izi konusunda temel bilgileri içeren bir eğitim paketi hazırlanıp Türkçe’ye çevrilmiştir. Ankara ve İstanbul'da sanayicilere yönelik düzenlenen ve iki gün süren “Karbon Ayak İzi” eğitimlerinden ilki 7-8 Kasım 2013 tarihleri arasında Ankara I. OSB Müdürlüğü'nde (Sincan OSB) Türkçe olarak, ikincisi ise 11-12 Kasım 2013 tarihlerinde İstanbul Sanayi Odası'nda İngilizce olarak gerçekleştirilmiştir. Verimlilik Genel Müdürlüğü ayrıca, ülkemizde ulusal YDA verisinin eksikliği ve bu eksikliğin giderilmesine yönelik bir YDA veritabanının kurulabilmesi konusunda da konunun uzmanlarının bir araya gelip görüş alış verişinde bulunmasını sağlamak üzere 1. Yaşam Döngüsü Analizi Toplantısını, 13 Kasım 2013 tarihinde UNEP'in de katılımıyla ve TÜBİTAK MAM ev sahipliğinde Gebze'de düzenlemiştir. NİSAN 2014 SUMMARY LEGAL METROLOGY The Role of Legal Metrology Inspection in Securing Fair and Reliable Market Surveillance Structure Productive and efficient structure of market surveillance, one of the essential services of public institutions and enterprises, would be possible within a framework that inspection data is followed systematically and inspection programs are prepared in this context. From this point of view, it is projected that by building a database monitoring and evaluation process is carried out and risk management based inspections focusing on the results of monitoring and evaluation process are realized. By this way, productivity in inspection is derived with the goal of increasing public funding efficiency. Along with meeting technology-based structural needs of market surveillance and inspection, the Ministry places emphasis on increasing knowledge, skills and talents of the inspectors. Within the framework of training program the inspectors take the required administrative, technical and juridical courses. This program also provides technical equipment (computers, tools and materials) for development of human resources. The ministry has set many targets in order to make legal metrology system more productive in future. The most important target is to revise the Law Concerning Measurement and Calibration no 3516 in terms of meeting daily requirements. Another target is protection of consumers in legal metrology area, prevention of unfair competition and fulfilment of market surveillance and inspection activities in a more efficient way with the aim of protecting health and safety of the human beings and environment. These practices in market surveillance and inspection would enable creation of a technology based structure that consumers feel secure in it. The ministry put an emphasis on science and technology use in its efficient market surveillance and inspection activities concerning the products under its responsibility. By the construction of statistical based inspection programs productivity and efficiency increase in market surveillance and inspection activities are taken into consideration. considered as definition of methods and principles concerning measurement and supervision processes, implementation of them and notification of all liable sectors about the subject matter. Any service and operation concerning legal metrology have been the duty of Directorate General for Metrology and Standardization in Turkey. Technological Methods in Supervision of Fuel Meters Fuel and LPG meters have been controlled by our ministry but social awareness about the subject is not at stake. There is a need for a system that would inform the consumers about the supervision of the meters they use. In this context, a small but effective system has been proposed by using the structure of Measurement Tools Following System. The Role of Metrology in Providing Mark of Confidence in Sustainable and High Quality Industrial The proposed system would be helpful in Production and Trade When production capacities and production infrastructure of countries are taken into consideration, the requirements of metrology have to be respected in order to produce high value added products which define development level of countries. The key indicator in evaluation of a country's metrology system is legal arrangement of metrology infrastructure. Legal metrology aims at securing measurement validity and appropriate supervision for products in phases of production process and commercial use in order to provide sustainable and high quality trade and production. The requirements of legal metrology can be terms of consumer awareness and service of complaint. The database that has been formed would not only enable retroactive analysis of the complaints in terms of meter and station but also contribute to revise surprise audit. In addition to this, the barcode on the meters can be used by the supervisors to reach the record of the meter in Measurement Tools Following System with the aim of accelerating auditing process. Furthermore, the proposed barcode application has been stated to be applicable not only for LPG meters but also for other measurement tools such as weights and taximeters. 59 NİSAN 2014 SUMMARY Energy Efficiency and Use of Heat Flow Meter Because of the fact that our energy resources are limited, an important part of the natural gas used in our country with heating purpose has been imported. This situation gives cause for external dependence on energy and high foreign currency payment. Natural gas use has been expected to increase in the forthcoming period on account of population growth, urbanization and industrialization. As a consequence, increasing energy efficiency is one of the priority targets of our country. In this direction, Energy Efficiency Law prepared by the Ministry of Energy and Natural Resources laid down conditions for buildings having central heating to use systems that provide share of heating costs in terms of amount with central/local heat control devices. Setting up heat share system would provide not only equal distribution of heating costs for users but also high energy conservation. Moreover, high energy savings would contribute to national economy. An Analysis on Inspection of Tachographs Tachographs are devices used for recording information of vehicles such as bus and towing truck in terms of operating time of the drivers and transaction. Europe made tachograph use obligatory in 1970 and Turkey made it obligatory in 1983. Three different types of tachography devices as analogous, digital and electronic are used in Turkey. The inspection of tachographs are not 60 fulfilled by the drivers as necessary. For this reason, both the inspection of tachography devices in the vehicles and the inspection of check up stations that give service to tachography devices have to be performed in an efficient way. The Reflections of Turkey's European Union Membership Process on Legal Metrology Legal metrology system has undergone a radical change in Turkey's European Union Membership Process ongoing over fifty years, which has been an integral part of its strategic vision. Customs Union, an important corner in European Union membership process, constitutes the basic foundation of these changes. Technical legislative alignment in legal metrology has two steps as incorporation of EU technical legislation to national law (alignment) and its application. Application step has two branches as conformity assessment and Market Surveillance and Inspection. The Outcomes of Market Surveillance and Inspection Market Surveillance and Inspection means control of the products in the market and the products in the process of market supply and distribution whether they have been produced safely in line with related technical regulations or not. Market Surveillance and Inspection and the main principles such as the duty and the responsibilities of producers, importers and public enterprises have been incorporated to national law with the law no 4703 'Law Concerning Preparation of Technical Legislation and its Application for Products.' This law obligates producers to put products on the market in accordance with safety and technical regulations. On the other side, the law grants public enterprises authorization in terms of regulation of specific legislation concerning technical requirements for products and market surveillance and inspection. World Metrology Day Meter Convention has been signed in 1875 in Paris in order to regulate the studies concerning measurement units and standards and to coordinate the activities ongoing in different countries. Since the Meter Convention, which were signed by seventeen countries including the Ottoman Empire on May 20, 1875, has opened a new period in metrology, the day of May 20th is celebrated as 'World Metrology Day' every year. Within the scope of World Metrology Day, that would be celebrated on May 20, 2014, sports activities and poster competition with the theme of 'Solution in Global Energy: Accurate Measurement' are going to be organized with the aim of contributing to metrology awareness and increasing the interest of university students about the subject. Samsun Metal Industry Meets High Technology Within the context of the operational program that aims to increase competitive power of the enterprises in the region, the projects serving this aim are carried out by the Ministry of Science, Industry and Technology with European Union's financial assistance. NİSAN 2014 One of the projects that is supported has been conducted by Samsun Chamber of Commerce and Industry and an accredited laboratory that would give metal, metrology and calibration focussed service at international level is going to be founded in the city. In Samsun, solely in metal sector, 1500 producers and 300 exporter SME's are found. The city has 1.5 million ton metal production capacity and 15% of Turkey's exports take place in ports of the city. The projects carried out within the context of Corporate Capacity Building Program of Ankara Provincial Directorate of Science, Industry and Technology The accreditation process that has started in January 2013 of Ankara Provincial Directorate of Science, Industry and Technology Calibration Centre has been completed with success in March 2014. This centre has become the first laboratory that has been entitled to take the TÜRKAK Accreditation Certificate within the laboratories of the Ministry of Science, Industry and Technology giving service in the region. Ankara Provincial Directorate of Science, Industry and Technology has hold 'Measurement Instruments Exhibition' with the aim of presenting historical and scientific accumulation in measurement to public interest, protecting cultural heritage in order to hand down the next generations and increasing the awareness. 61 NİSAN 2014 SANAYİ GÖSTERGELERİ / INDUSTRY INDICATORS Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) - İmalat Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) Industrial Production Index (2010 Avg.=100) - Manufacturing Industry Production Index (2010 Avg.=100) Kaynak: TÜİK - Source: TURKSTAT İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (%) Capacity Utilization Rate of Manufacturing Industry (%) Kaynak: Merkez Bankası - Source: Central Bank of The Republic of Turkey 62 NİSAN 2014 BİLİM VE TEKNOLOJİ GÖSTERGELERİ / SCIENCE and TECHNOLOGY INDICATORS Türkiye ve Seçilmiş OECD Ülkelerinde 1000 Çalışan Başına Ar-GE İnsankaynağı Sayısı (Tam zaman eşdeğeri) (2012) Total R&D Personnel Per Thousand Total Employment in Turkey and Selected OECD Countries (Full time equivalent) (2012) Türkiye ve Seçilmiş OECD Ülkelerinde Toplam Ar-Ge İnsankaynağı Sayısı Yıllık Büyüme Oranı (Tam zaman eşdeğeri) (2012) Total R&D Personnel Annual Growth Rate in Turkey and Selected OECD Countries (Full time equivalent) (2012) Kaynak: TÜİK, OECD MSTI -Source: TURKSTAT, OECD MSTI Türkiye' de ve Seçilmiş OECD Ülkelerinde Toplam Ar-Ge İnsankaynağı Sayısı (Tam zaman eşdeğeri) (2002 - 2012) Total R&D personnel in selected OECD Countries and Turkey (Full time equivalent) (2002 - 2012) Türkiye' de Ar-Ge İnsankaynağı Yıllık Büyüme Oranı (Tam zaman eşdeğeri) (2012) Total R&D Personnel Annual Growth Rate in Turkey (Full time equivalent) (2012) Kaynak: TÜİK, OECD MSTI - Source: TURKSTAT, OECD MSTI 63 NİSAN 2014 ULUSAL VE ULUSLARARASI VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ NATIONAL and INTERNATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS İmalat Sanayi Verimlilik Değişimleri (Yıllık ve Üç Aylık) ve Üç Aylık için Eğilimler Productivity Changes in Manufacturing Industry (Annually and Quarterly) and Trends for Quarterly Data 120 115 110 105 100 95 90 85 80 75 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 4.Ç - Q4 3.Ç - Q3 2.Ç - Q2 1.Ç - Q1 4.Ç - Q4 3.Ç - Q3 2.Ç - Q2 1.Ç - Q1 4.Ç - Q4 3.Ç - Q3 2.Ç - Q2 1.Ç - Q1 4.Ç - Q4 3.Ç - Q3 2.Ç - Q2 1.Ç - Q1 4.Ç - Q4 3.Ç - Q3 2.Ç - Q2 1.Ç - Q1 4.Ç - Q4 3.Ç - Q3 2.Ç - Q2 1.Ç - Q1 4.Ç - Q4 3.Ç - Q3 2.Ç - Q2 1.Ç - Q1 4.Ç - Q4 3.Ç - Q3 2.Ç - Q2 1.Ç - Q1 4.Ç - Q4 3.Ç - Q3 2.Ç - Q2 1.Ç - Q1 70 2013 Yıllık Çalışan Kişi Başına Katma Değer Endeksi (2005=100) / Annual Value Added Per Person Worked Üç Aylık İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) / Quarterly Index of Manufacturing Production Per Pers on Worked Eğilim; Üç Aylık İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2005 1.Ç -2008 2.Ç) / Trend; Quarterly Index of Manufacturing Productin Per Person Worked (2005 1.Q -2008 2.Q) Eğilim; Üç Aylık İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2009 1.Ç -2013 4.Ç) / Trend; Quarterly Index of Manufacturing Production Per Person Worked (2009 1.Q -2013 4.Q) Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İsta s kleri - Source: Na onal Produc vity Sta s cs of Turkey 18% 16% 120,00 14% 100,00 12% 80,00 10% 8% 60,00 6% 40,00 4% 20,00 2% 0,00 İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi İsveç -Sweden Finlandiya -,Finland TÜRKİYE -Turkey Almanya -Germany Lüksemburg -Luxembourg Avusturya -Austria -2% Fransa -France Malta -Malta İspanya -Spain Macaristan -Hungary Portekiz -Portugal Polonya -Poland Bulgaristan -Bulgaria Romanya -Romania Litvanya -Lithuania Estonya -Estonia -20,00 Letonya -Latvia - 0% Makedonya -Macedonia İmalat Sanayi Son Dört Çeyrek (2013 I-2013 IV) Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) Ortalamaları / Manufacturing Industry Index of Production Per Person Employed Average of Last Four Quarters (2013 I 2013 IV) (2010 Ave.=100) 140,00 Ortalama Yıllık Verimlilik Değişim Oranları (2005 Ort. 2013 Ort.) / Average Rate of Annual Productivity Change (2005 Ave. - 2013 Ave.) Seçilmiş Avrupa Ülkeleri Son Dört Çeyrek Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Ortalaması ve Ortalama Yıllık Değişim Oranları Index of Production Per Person Employed; Average of Last Four Quarters and Annual Average Rate of Growth For Selected European Countries İmalat Sanayi Ortalama Yıllık Verimlilik Değişim Oranı Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İsta s kleri ve EUROSTAT - Source: Na onal Produc vity Sta s cs of Turkey and EUROSTAT 64 ULUSAL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ / NATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS