genç işsizliği - WordPress.com
Transkript
genç işsizliği - WordPress.com
MARMARA ÜNİVERSİTESİ GENÇ İŞSİZLİĞİ Genç İşsizliğinin Nedenleri-Eğitimle Olan ilişkisi pc 02.06.2014 HAZIRLAYAN: CANSU ERGÜDER NO: 237312030 GİRİŞ Ülkelerin gelişmelerine katkı sağlayan en önemli şeylerden biri tam istihdama ulaşmaktır. İnsanlar ülkelerinde cari ücretlerle çalışıp, kendilerine en uygun işi bulabilmelidirler. Bu ortamlar olduğunda ekonomik bir kayıp olması söz konusu değildir. Doğal olarak işsiz nüfusun az olması daha huzurlu bir toplumun olacağı anlamına gelir. Huzurlu toplum huzurlu gençlerin ileriye dönük beklenti ve kazançlarıyla tamamlanır. Dinamik yapılı ülkelerin ilgi odakları genç nüfus olmalıdır. Çünkü genç nüfusu o ülkeyi geleceğe taşıyan en önemli unsurudur. O halde ülkenin kazanç sağlayacağı yatırımı da gençlere yönelik olmalıdır. O zaman şu soruyu sorabiliriz. Bu yatırım ne şekilde olur? Bunun cevabını ileride yaptığımız analizlerde göreceğiz. Şimdiden söylemek gerekirse ülkenin gençlerine yaptıkları en büyük yatırım eğitimdir. Devletler harcamalarını bu yöne doğru yapmalıdır. Kaliteli eğitim kaliteli bir yaşam demektir. Çalışmamda Türk Eğitim sistemini değerlendirirken bu konuya açıklık getireceğim. Çalışmamın konusunu daha demin bahsettiklerimden anlaşılacağı gibi ‘genç işsizliği’ oluşturur. Genç işsizliğinin nedenlerini sorgulayıp eğitimle olan ilişkisine değineceğiz. İlk olarak işsizlik kavramını sorgulayacağız. Daha sonra ise işsizlikte en önemli problemlerden biri olan genç işsizliği kavramı hakkında bilgiler sunup asıl konu bağlamımıza geçeceğiz. Diğer yandan genç işsizliğinin nedenlerini, Dünyadaki ve Türkiye de ki genç işsizliğinin boyutlarını gerekli tablolarla analiz edeceğiz. En son olarak Türkiye de eğitim sistemini ve genç işsizliğini ilişkilendireceğiz. GENÇ İŞSİZLİĞİNİN NEDENLERİ, EĞİTİMLE OLAN İLİŞKİSİ İŞSİZLİK Ülkemizde ve dünyada en temel küresel problemlerden biri işsizliktir. Hükümetler her geçen gün artan işsizliğe çözüm önerileri aramakta bu probleme gerekli cevaplar bulmaya çalışmaktadırlar. Günümüzde dinamik nüfusa sahip gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler de güncel tartışmaların ana başlığını oluşturan konu genç nüfustaki işsizlik oranlarıdır. Bu işsizliğin ne boyutlarda olduğu neler yapılması gerektiği düşünülmekte bununla ilgili projeler üzerine çalışılmaktadır. İlk olarak işsizliğin tanımını yapmak faydalı olacaktır. İşsizlik kavramı, herhangi bir ekonomik toplumda çalışmak istediği halde iş bulamayan yetişkinlerin bulunduğu durumuna verilen addır.1İşsiz kişi ise referans dönemi(yani başvuru dönemi) içinde istihdam döneminde, istihdam halinde olmayan kişilerden iş aramak amacıyla son üç ay içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve on beş gün içinde iş başı yapabilecek durumda olan kimseye denir.2 Çalışma çağındaki tüm kişiler ifadesinde, aslında işsiz sınıfına dahil edilen bireylerden bahsediliyor. Tanımda istihdam halinde olmamadan kastedilen, ücretli-ücretsiz hiçbir işte çalışmayan kişilerin durumudur. O halde gündelik hayatta da sürekli çalışma çağındaki kişiler dediğimiz kimseler hangi yaş aralığını kapsar ve her ülkede aynı aralıkta mı yer alırlar? Gençlik ifadesinin herkes tarafından kabul gören bir tanımı olmasa da birçok uluslar arası kuruluş genç olgusunu genel olarak şöyle tanımlıyor; insan 1 2 ^ Who is not in the labor force? United States Departmen of Labor. Bureau of Labor Statistics. ^ Who is not in the labor force? United States Departmen of Labor. Bureau of Labor Statistics. yaşamının bir evresi, çocukluktan yetişkinliğe adım olarak ifade etmekte ve somut bir yaş gurubu belirlemektedir.3 Ülkemizde genç nüfus tanımlamaları kalkınma dönemlerinde şu şekilde belirtilmiştir: İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planında 14-24 yaş arası, Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında 14-22 yaş arası, Dördüncü ve Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planında 12-24 yaş arası Altıncı, Yedinci, Sekizinci ve nihayetinde Dokuzuncu Kalkınma Planında 15-24 yaş arası olarak genç nüfus belirlenmiştir.4 Yani Türkiye için, çalışma çağındaki nüfus, kurumsal olmayan sivil nüfus içerisindeki on beş ve daha yukarı yaştaki nüfustur. Belirlenen yaş unsuru ülkeden ülkeye değişmekle birlikte bazı ülkelerde on altı yaş ve üzeri nüfus çalışma çağı olarak nitelendirilir. Bu ülkelerden birkaçına örnek olarak İngiltere, İspanya, İzlanda ve Norveç ülkelerini verebiliriz. GENÇ İŞSİZLİĞİ Genç işsizliğini,15-24 yaş arasındaki dinamik nüfusun çeşitli olumluolumsuz etkiler ve nedenler ile ülkelerindeki işgücü piyasalarının dışında kalması olarak ifade edebiliriz. Toplumların işsizliğe bakış açısını şu şekilde açıklayabiliriz. .Bir toplumun her ferdi ülkesi için katkıda bulunmalı ve vatandaşlık görevini yerine getirmelidir. Temel amaçları gelecek nesillere önemli katkılar sağlayacak bir düzen sağlamaktır. Önem verdikleri diğer şeyler 3 United Nations, 2005; ILO, 2008; World Bank, 2006 4 ILO(2010) ise ülkelerindeki genç nüfusa yaşanılabilir bir dünya bırakmak ve bu genç nüfusun mutlu bir şekilde yaşamaları için çabalamaktır. Bunun için ne yapmalıdırlar? İlk olarak gelecek kaygısı olmayan bir gençlik için, onların eğitimleri ve yetenekleri doğrultusunda düzgün iş alanları yaratmalılardır. Eğer bu düzgün iş alanlarını oluşturamazlarsa genç nüfustaki işsizlik akıl almayacak boyutlara ulaşır ve bu durum ülkenin içinden çıkamayacağı ekonomik krizlere, eksik istihdama ve toplumsal kargaşaya sebep olur. Tüm bunların maliyetini yine ülke ekonomisi karşılamak zorunda kalır. Eğitim seviyesi yüksek olan genç kendi seviyesinin çok azındaki düşük ücrete razı olmak durumda kalır. Genç işsizliği sorununun nedenlerinden bahsetmek gerekirse, yeni işler yaratılamaması, eğitime katılan genç nüfusunun artması, tecrübe eksikliği(İlk iş deneyimi sürecinde karşılaşılan sorundur),aranılan niteliklere sahip olamama hali gibi birçok neden sıralayabiliriz. GENÇ İŞSİZLİĞİNİN NEDENLERİ Türkiye’de işsizlik oranlarını yaş gruplarına göre sıralayarak başlayalım. Bu sıralama yapıldığında en yüksek işsizlik oranını 20-24 yaş grubunda görürüz. Bu oran daha sonra 15-19 yaş grubunda azalırken en düşük seviyesini 25-29 yaş aralığındaki bireylerde görürüz. Yaş gruplarına göre işsizlik oranı bize ters U harfini anımsatır. Bu ters U şeklindeki işgücü piyasasına ve genç işsizlik oranının yetişkin işsizlik oranından yüksek olması başka ülkelerde de rastlanabilir bir durumdur.5 5 O’Higgins, N. (1997), O’Higgins, N. (2001). Neden 20-24 yaş aralığındaki işsizlik oranı(genç işgücü),15-19 yaş aralığından yüksek çıktı? Bu durumda genç işsizliğinin nedenlerinden bahsedebiliriz. Nedenlerden biri okuldan yeni mezun olan bireyin tecrübesizlik süreci, eğer lise mezunuysa mesleki eğitim eksikliği, fakültelerden yeni mezunların ücret beklentisinin çok olması, kendi yeteneklerine uygun ve istedikleri işleri bulmalarının uzun sürmesi olarak ifade edebiliriz.6 Genç işsizlik oranları birçok ülkede toplam işsizlik oranlarının üzerinde yer alır. Hatta bu oran bir kattan daha fazla olduğu gözlemlenmektedir. 7 Daha sonrada gerekli tablolarla bu durumu göstereceğim. İlk olarak her ülkenin sorunu olan bu durumun nedenlerini sorgulamamız gerekir. Genç işsizliğinin yüksek olması, Ekonomik gelişmenin yavaş olması Ekonomideki dönemsel daralmalar Asgari ücretler Genç işgücünün niteliğindeki eksiklikler8 Genç nüfusun hızlı artması… Bu nedenler ülkelerde yaşanılan koşullara uygun olarak değişebilir. Genelleme yaptığımızda bu nedenlerin belirtilmesi uygun olmuştur. Genç işsizliğinin nedenleri hakkında yapılan bir araştırma vardır. Bu araştırma Avrupa ülkelerine yönelik genç işsizliğin nedenlerini ortaya koymaktadır. Aşağıda belirtelim: Gençlerin, işçilerin çıkarıldığı ve ücretlerin dondurulduğu, ekonomik daralma dönemlerinden güçsüz kişiler olmaları, 6 Sayın, F. (2009). Türkiye’de eğitim ve büyümenin genç işsizliğine etkisi. Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7 Gündoğan, Naci (1999), Genç İşsizliği ve Avrupa Birliği‟ne Üye Ülkelerde Uygulanan Genç İstihdam Politikaları, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 8 Freeman, (1980)” (Gündoğan 1999’den) Genç nüfusun aileleri tarafından destek almaları Birincisinden kastedilen, gençlerin kısa dönemli sözleşmeli çalışma eğilimi göstermeleridir. Dolayısıyla bu kişilerin işten çıkarılma riskleri fazladır. Bununda nedeni bu gençlerin özellikle daha büyük ve tecrübe sahibi olan gençler olmasıdır. İkincisi ise aileleri tarafından finansal destek alan genç insanların genellikle doğru mesleği edininceye kadar beklemeleridir. Bu açıklananlarda Martine göre daha yüksek işsizlik gerçekte gençler için ekonomik zayıflığı belirtmektense ekonomik gücün olduğunu yansıtmaktadır. Tabi ki bu açıklamalar Avrupa ülkeleri için geçerlidir.9 Türkiye’de bu durum ekonomik gücü belirtmemektedir. Türkiye’de genç işsizliğin kaynağı istihdam yaratmadaki zayıflıktır.(Düzgün iş alanlarının oluşturulamaması) Günümüzde gençlerin işsiz kalmalarının başka nedenlerinden bahsetmek gerekirse, genç işgücünün yetişkinlere göre daha fazla sosyal risk altında olduğu düşüncesini söyleyebiliriz. Fırsatlar gençler arasında belirsiz ve düzensizdir. Gençlerin yalnızca ilk işi elde etmedeki zorluklarını diğer gerekçeleriyle düşünmek daha doğru olacaktır. Diğer gerekçeler olarak ifade ettiğim meslek gruplarının kısa dönem özelliği taşımaları ve istikrarsız olma özellikleridir.10 Bu gerekçe de özel olarak değerlendirilmelidir. Sorunu diğer parçalarıyla düşünüp ona göre çözüm yöntemleri geliştirilmelidir. Günümüzde gençler hiç olmadıkları kadar yüksek eğitime sahiplerdir.Sürekli kendilerini geliştirmekte,araştırmakta ve bütün fırsatları değerlendirmek için çabalamaktadırlar.Artık onlar işte ve toplumda emellerine 9 Martin, Gary (2009). “A Portrait of the Youth Labor Market in 13 Countries”. 19802007. Labor Review Online, 132(7). 10 Goede, M. vd. (2000) “Family Problems and Youth Unemployment”, Adolescence, Vol.: 35, No: 139, p. 587-601., Russell, H. ve O’Connel, P. J. (2001) daha net sahiptirler, kişisel özerkliklerine sahip olup vatandaşlık olgusuna erişimde bütün fırsatları kollamaktadırlar. Gençler, ekonomilere enerji, kabiliyet ve verimlilik getirmekte ve geleceğin gelişiminin temellerini atmaktadırlar.11 İşte bu noktada bu gençlerin yeteneklerine, özelliklerine uygun iş alanları oluşturulmalı, istihdam yaratmada sıkıntıların olmamasını sağlamaya çalışmaktır. Sonuçta eksik istihdam durumunda bunun tüm maliyetini yine o toplum karşılamak durumunda kalacaktır. GENÇ İŞSİZLİĞİ HAKKINDA LİTERATÜR İNCELEMESİ Genç işsizliği günümüzde önemli sorunlardan biridir. Toplam işsizlik oranlarındaki payı oldukça yüksektir. Ülkelerin geleceği için önemli bir problemdir. Bu konu hakkında dünyada yapılmış çalışmalar vardır. Türkiye’de bu alanda yapılan çalışmalar yok denecek kadar azdır. Dünyadaki çalışmalardan bahsedeceğim. O’Higgins, geçiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinde genç işgücü piyasasının özelliklerini araştırmış ve incelemiştir. Ülkelerde çalışan nüfus içerisinde gençlerin payının az olduğunu vurgulamış, gençlerin işgücü piyasası koşullarından ve ülkelerinin demografik özelliklerinden çok etkilendiğini açığa kavuşturmuştur. Çoğu ülkedeki uzun dönemli işsizlerin içinde genç nüfusun payının fazla olduğunu belirtmiştir. Bunları eğitimli işsiz olarak ifade etmiştir.12 OECD, Avustralya’da işgücü piyasasının özelliklerini incelemiştir. Bu ülkedeki gençlerin çalışmasını konu almıştır. Avustralya’da 1980’lerden sonra 11 12 ILO (2008) O’Higgins, N. (2003). düşüşe geçen genç işsizliği ile artan büyüme oranlarını ilişkilendirerek araştırmasını oluşturmuştur. Ayrıca büyük bir problem olan genç işsizliği ile ilgili mücadele politikalarına çözüm yöntemlerine de araştırmasında yer vermiştir.13 Green, Loon ve Mangan çalışmalarında, Kuzey Avustralya işgücü piyasasını incelemişlerdir. Logit model kullanarak cinsiyet, eğitim, yaş, din ve deneyim faktörlerinin genç nüfus üzerindeki etkilerini araştırmışlardır. Tam zamanlı çalışma ve eğitim düzeyinin bu gençlerin standart veya standart olmayan işçi ayrımında belirleyici olduğu sonucuna varmışlardır.14 Perugini ve Signorelli, Avrupa Birliğini incelemişlerdir. Genç işgücü piyasasındaki bölgesel değişiklikleri ve farklılıkları,1999-2006 yılları arasında araştırmışlardır. Bölgelerin doğu-batı alt örneklerini, erkek ve kadın genç işsizliğinin belirleyiciliği için incelemişler ve belirli farklılıklar bulmuşlardır. 15 Dünyada Genç İşsizliğinin Boyutları ILO (Uluslar arası çalışma örgütü )nun ‘Küresel İstihdam Eğilimleri 2008’ raporuna göre 2007 yılında dünyada ki büyüme devam etmiş ve dünyadaki toplam gelir %5,3oranında artmıştır. Fakat 2007 yılındaki artışta, verimlilik artışı istihdam seviyesindeki artıştan daha fazla olmuştur. Sonuçta ekonomik büyümenin nedeni istihdam artışı değil verimlilik artışı olmuştur ve 2006 yılındaki küresel işsizlik oranı 2007 yılı içinde aynı olmuştur. Bu veriler 13 Organisation For Economic Co-operation and Development (OECD). (2009). Jobs for Youth (Des Emplois Pour LEs Jeunes) Australia. 14 15 Green, C., Loon, A. ve Mangan, J. (2000). , C. ve Signorelli, M. (2010). son on yıl içinde tekrarlanmıştır. Ekonomik büyüme işsizliğe dünya çapında cevap verememiştir.16 Tablo 1 e baktığımızda dünya ve dünyadaki bölgelere göre toplam işsizlik, genç işsizlik ve bunların oranları hakkında bilgi edinebiliriz. Bu tablo 1997-2007 yılları arasını kapsar. Tablo 1 i açıklarken ilk olarak dünyada toplam işsizlik oranının %6 olduğunu(2007), genç işsizlik oranının %11,9 olduğunu görüyoruz.2007 yılında genç işsizlik oranı toplam işsizlik oranının iki katıdır. Tablo 1 i açıklarken ikinci olarak yine aynı yıl olan 2007 yılında genç işsizliğin yetişkin işsizliğe oranı 2,8dir. Buradan görüyoruz ki dünyadaki işsizlik sorununun çoğunu genç işsizler oluşturur. Tablo 1 i açıklarken üçüncü olarak şunu söyleyebiliriz. Genç işsizliğin yetişkin işsizliğe oranı gelişmiş ülkede dahil 2,4tür. İster gelişmiş ister az gelişmiş olsun her toplumda genç işsizliği sorunu vardır Tablo 1 i açıklarken dördüncü olarak şuna da değinmek doğru olacaktır. Gelişmiş ekonomiler ve AB gurubunda toplam işsizlik oranı 7,4 den 5,7 ye düşerken genç işsizliğin yetişkin işsizliğe oranı aynı kalmıştır 2,4 olarak. (19972007) Dünyadaki genç işsizliğin genel durumuna ek olarak ILO nun 2008 raporuyla(Gençler İçin Küresel İstihdam) ilgili bilgi verebiliriz. Buradan elde edilecek sonuçlar sorunun ciddiyetinin anlaşılmasını sağlayacaktır. Bu raporda gençlerin önemini vurgulayan önemli küresel eğilimler ortaya konmuştur.17 Bunlardan biri, dünyadaki genç işgücü 1997-2007 yılları arasında 577 milyondan 602 milyona çıkmıştır. Aynı yıllarda gençlerin işgücüne katılma oranı %55,2den 50,5 e düşmüştür.18 16 ILO (2008a), p. 9. ILO (2008b), pp. 2–3. 18 ILO (2008b), p. 3. 17 Tablo:1 DÜNYADA VE BÖLGELERE GÖRE ÇEŞİTLİ İŞSİZLİK ORANLARI(1997-2007 YILLARINDA) TOPLAM İŞSİZLİK GENÇ İŞSİZLİK GENÇ İŞSİZLİĞİNİN ORANI (%) ORANI(%) YETİŞKİN İŞSİZLİĞE ORANI(%) 1997 2007 1997 2007 1997 2007 DÜNYA 6,1 6,0 10,9 11,9 2,6 2,8 SABRA ALTI 8,5 8,2 12,0 11,5 2,0 1,8 GÜNEY AFRİKA 11,7 7,9 25,3 23,8 3,2 3,4 ORTADOĞU 13,0 9,4 23,6 20,4 3,2 3,1 LATİN AMERİKA 8,0 7,2 14,0 14,5 2,6 2,8 DOĞU ASYA 3,7 3,5 7,3 6,7 2,8 2,8 GÜNEY DOĞU 4,0 5,5 9,8 15,8 4,4 5,0 GÜNEY ASYA 4,7 5,3 6,7 10,8 3,7 3,0 ORTA VE 10,7 8,5 21,2 18,0 2,3 2,5 7,4 5,7 14,8 12,4 2,4 2,4 AFRİKA VE KARAYİPLER ASYA VE PASİFİK GÜNEYDOĞU AVRUPA GELİŞMİŞ EKONOMİLER VE AB Kaynak Kaynak: ILO (2008b), Global Employment Trends For Youth 2008; ILO (2009), Global Employment Trends 2009, http://www.ilo.org Peki buradan anlaşılması gereken nedir? Genç işgücü genç istihdamdan daha fazla artmaktadır. Piyasaya yeni katılan gençlerin daha önceden bahsettiğim üzere gençler için düzenli iş alanları oluşturulmamıştır böylece genç istihdam yeteri kadar artamamıştır. 2015 yılında dünyada genç işgücünün artacağı bilinmektedir. Bu miktarın 657 milyon civarı olacağı tahmin edilmektedir.19 Bu da dünyada, yeni iş arayışlarının olacağının şimdiden habercisidir. Yeni politikalar ortaya konulacaktır. Bu politikalardan beklide en önemlisi eğitimle ilgili olanlarıdır. Daha sonra değineceğiz. TÜRKİYEDE GENÇ İŞSİZLİĞİNİN BOYUTLARI Türkiye de genç işsizlik oranı toplam işsizlik oranından daha yüksektir. Daha önce genç işsizliğin dünyada ki boyutlarını açıklarken gördüğümüz gibi ister gelişmiş ülke olsun ister az gelişmiş ülke olsun yine de genç işsizlik problemi her ülkenin sorunudur ve toplam işsizlik oranından daha yüksek bir orana sahiptir. Türkiye de genç işsizlik oranının toplam işsizlik oranından daha büyük olmasının en önemli nedenlerinden biri gençlerin büyük kısmının ilk kez iş aramasıdır. 20 Türkiye genç nüfus açısından, diğer ülkelerde görülmeyen ve diğer ülkelerden ayırt edici bir özelliğe sahiptir. Demografik fırsat penceresi adlı kavram bu ayırt edici özelliği yansıtır. Bu kavram Türkiye’nin önemli bir genç nüfus potansiyelinin varlığı gösterir. Demografik fırsat penceresinin 2040 yılında kapatılacağı ve o zamana kadar gençler iyi eğitilerek üretime odaklandırıldığı takdir de Türkiye de işsizlik sorunun çözülebileceği ve ciddi bir ekonomik büyüme yaşayabileceği belirtilmektedir.21 Bunun nedeni şöyle açıklanmaktadır. Türkiye 2023 tarihine kadar, çalışma çağındaki nüfusu git gide 19 ILO (2006a), p. 2 Gürsel, Seyfettin ve Ulusoy, Veysel (1999 21 UNDP(2008) 20 Tablo:2 TÜRKİYEDE ÇEŞİTLİ İŞSİZLİK ORANLARI(1999-2009) İş gücüne 1 2 2 2 2 2 1999 2001 2003 2005 2007 2008 2009 * 52,7 49,8 48,3 48,3 47,8 44,4 45,8 4 4 4 4 4 3 45,6 43,2 43,3 43,1 39,3 38,7 7 8 1 1 9 8,4 10,5 10,3 5 6 8 6,3 8,7 1 1 2 1 1 16,2 20,5 19,3 19,6 21,2 27,9 2 2 2 2 2 2,6 2,4 katılma oranı(%) İstihdam oranı(%) 48,6 Toplam işsizlik oranı(%) 7,7 Yetişkin işsizliği oranı(%) 5,5 Genç işsizliği oranı(%) 15,0 Genç işsizliğin yetişkin işsizliğe 2,7 9,9 8 8,3 2,3 11,0 15,5 7 7,8 2,5 1 7,0 3,0 oranı(%) Kaynak :TÜİK, İşgücü İstatistikleri, http://www.tuik.gov.tr 7 9,4 2 3 3,0 artarak %70lere varacak ve bu tarihten 2040 yılına kadar hızı azalarak artmaya devam edecektir.2040 yılından sonra demografik fırsat penceresi kapanacaktır.22 Türkiye bu fırsat penceresini dikkate alıp yeni çözüm yöntemleriyle işsizlik sorununu azaltmalıdır. Biz biliyoruz ki bu fırsat penceresinde ileriki yıllarda genç işsizlik oranı yine toplam işsizlik oranından fazla olacaktır. Gençlere düzgün iş alanları oluşturulmalı ve eğitimlerine destek verilmelidir. Tablo 2 ye baktığımızda Türkiye de genç işsizliği sorununu tekrar yıllara göre hazırlanan verilerle görmekteyiz. Tablo 2 de 19992000 yılları arasında Türkiye de iş gücüne katılma oranının %52,7 den %45,8 e düştüğünü ifade etmektedir.. İstihdam oranının ise %48,6 dan %38,7 ye düştüğünü ve doğal olarak ülkedeki toplam işsizlik oranın %7,7den %15,5e yükseldiğini ve bunlara ilave olarak ülkedeki yetişkin işsiz oranının %5,5den %9,4 e yükseldiğini ve genç işsiz oranının %15,0dan %27,9a çıktığını görüyoruz.23 Dikkat edilmesi gereken bir diğer hususta tablo 2 de 2009* yılı için ocak ayı verileri girilmiştir. 1)EĞİTİM VE GENÇ İŞSİZLİĞİ ARASINDAKİ BAĞLANTI Ülkelerdeki okullaşma oranları, eğitime yapılan harcamalar o ülkenin gelişmişlik seviyesine birçok katkı sağlar. Özellikle genç nüfus yoğunluğu fazla olan ülkelerde ekonomik büyümelerini bu dinamik yapılarıyla gerçekleştirebilmeleri için eğitime önem vermeli ve gerekli politikalar uygulamalılardır. Bir toplumda işsizliğin mümkün olduğu kadar az olması o toplumun yararınadır. İşsizlik, maddi manevi birçok kayba neden olur. 22 23 UNDP, p. 87. TÜİK, İşgücü İstatistikleri Toplumun önceden yapacağı harcamalar gelecekte kayba uğramasını engelleyebilir. Yaptığı harcamalar eğitime yönelik olduğunda,-özellikle gelişmekte olan ve genç nüfusu çok olan ülkede- o ülkede boşuna harcanan emek gücü olmayacaktır. Üretim devam edecek ve ekonomi istikrara kavuşacaktır. 1.1)Türk Eğitim Sistemi Türk milli eğitim sistemi, örgün eğitim ve yaygın eğitim olmak üzere ikiye ayrılır. Örgün eğitim; okul öncesi eğitimi, ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim kurumlarını kapsar. Yaygın eğitim ise örgün eğitimin yanında veya dışında gerçekleşen eğitim faaliyetlerini kapsar.24 Türk eğitim sisteminin genel esasları ve işleyişi, 14 Haziran 1973 tarihinde kabul edilip, 24 Haziran 1973 de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile belirlenmiştir. Türkiye 4306 yasası ile 1997/98 yılından itibaren 8 yıllık kesintisiz zorunluluğu eğitime geçmiştir. Ancak yeni düzenlemelerle sekiz yıllık zorunlu eğitim sona ererek ‘ 4+4+4 ‘ kademeli şekilde on iki yıllık eğitim uygulanmaya başlamıştır. Liseler 2012-2013 eğitim ve öğretim yılı itibaren zorunlu olmuştur. Türkiye de yeni düzenlemelerde on iki yıllık zorunlu kademeli eğitim, üç kademeye ayrılmıştır. Birinci kademe 4 yıl süreli ilkokul (1.2.3.ve 4.sınıf), ikinci kademe 4 yıl süreli ortaokul (5.6.7.ve 8. sınıf) ve üçüncü kademe 4 yıl süreli lise (9.10.11.ve 12.sınıf)olarak düzenlenmiştir. Yapılan değişiklik ile ilköğretim çağı 6-13 yaş olarak değiştirilmiş ve Eylül ayı sonu itibarıyla beş yaşını doldurmuş, altı yaşına girmiş çocuklara ilköğretime girme şansı verilmiştir. 25 24 25 14.02.2006 tarihinde Resmi Gazete’de yürürlüğe giren madde. http://www.meb.gov.tr/duyurular/duyurular2012/12yil_soru_cevaplar.pdf Diğer ülkelerdeki zorunlu eğitime başlama yaşı ise Avusturya, Belçika, Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İzlanda, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Norveç, Portekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya ve İspanya da altı yaştır. İngiltere ve Hollanda’da beş yaşından, Bulgaristan, Finlandiya, Letonya, Polonya ve İsveç’te ise yedi yaşından itibaren zorunlu eğitim başlamaktadır.26 .2)Türk Eğitim Sistemindeki Sorunlar Türkiye de ilköğretim düzeyinde okullaşma oranı son on yılda artış göstermektir. Ancak Türk eğitim sisteminin, ülkenin refahı yönünde hatasız işlediğini söylemek yanlış olacaktır. Bazı problemler vardır ve bunları belirtmemiz gerekmektedir. Bu problemleri şöyle sıralayabiliriz. Türkiye de eğitim kalitesinde, bölgeler arası okullaşma ve okur-yazar oranlarında, okullar arası önemli farklılıkların gözlemlenmesinde, ortalama sınıf mevcudunun OECD ülkelerine göre yüksek olması –Türkiye için sınıf mevcudu ortalaması 27 iken OECD ülkelerinde 21,7dir- ,öğretmen başına düşen öğrenci sayısının çokluğu gibi ciddi problemlere sahibiz. Öğretmen başına düşen öğrenci çokluğunda, Türkiye ve Meksika hariç OECD ülkelerinde en yüksek orana yine biz sahibiz. Gelişmiş şehirlerimizde sınıf mevcutlarının 50-60 sularında olurken daha az gelişmiş bölgelerimizdeki şehirlerde sınıf mevcutları 10-20 arasındadır.27 Bu da bölgeler arası farklılığımızın bir kanıtını oluşturur. Bazı bölgelerimizde emek talebi fazlayken bazı bölgelerimizde bırakın emek talebini, iş gücü piyasasının etkin olduğu iş alanlarının olmamasından kaynaklanan sorunlar nedeniyle işsizlik hat safhadadır. Hayatlarına eğitim sorunlarıyla başlayan gençlerimizin birçok neden ile emeklerini 26 arz edecekleri, Eurydice at NFER (2009) Compulsory Age of Starting School in European Countries, 27 Gür, B. S. ve Çelik, Z. (2009) ülkenin refahına katkı sağlayabilecekleri ayrıca kendi yeteneklerine göre iş bulup hayatları boyunca mutlu olabilecekleri fırsatlarının olmaması şaşırmamız gereken bir konu değildir. 1.3)Türkiye de Eğitim ve Genç İşsizliği Eğitim düzeyi işsizliğin temel nedenlerinden biridir. Her ülkede geçerli olan bu olgu en nihayetinde Türkiye içinde kaçınılmaz olarak geçerlidir. Türkiye’de işgücü piyasasında nitelikli işgücü arayışı vardır. Diğer bir ifadeyle kalifiyeli işgücü demek doğru olacaktır. Nitelikli işgücü talebi varken aynı zamanda işgücü arasında bir uyuşmazlık ortaya çıkmaktadır. Nitelikleri uymayan bir işgücü arzı ve işgücü talebinden bahsetmekteyiz. Bu durumda mevcut iş alanlarında çalışanlarını bekleyen işler varken hala gençlerimiz neden işsiz sorusuna da bir nevi cevap vermiş olduk. Bu durumda eğitim faktörü iş arama ve işsizlik sürecini uzatmaktadır. Türkiye’de gençler işsiz iken işverenlerde nitelikli eleman bulamadıkları gerekçesiyle yakınmaktadırlar. Bunu şu şekilde açığa kavuşturabiliriz. Ülkemizde eğitimdeki tartışmalarda önemli bir sorunda meslek liselerinin azlığıdır.( Önceden bahsettiğimiz 12 yıllık kademeli eğitim sistemine geçişte de sıkça bu konu üzerinde tartışılmış ve kimileri bu yeni eğitim sisteminin ülkemizde meslek liselerine olan ilgiyi arttıracağını savunmuştur.) Ancak mevcut meslek liselerimiz kaliteli eğitim verememekte ve talebi karşılayamamaktadır. Tekrar hatırlatmak gerekirse bu problemler ve tartışmalardan anlaşılacağı üzere istihdam ve işsizlik arasındaki bağlantının kurulması çok önemlidir.28 Tablo 1 e baktığımızda diğer AB üyelerine kıyasla meslek lisesine giden öğrenci oranımız çok azdır. AB üyesi ülkelerinin genel lise oranına baktığımızda Türkiye’de çoğunlukla genel lise oranının fazla olduğunu görmekteyiz.(2007 yılı için) Genel liseye giden öğrenci oranının en çok üç 28 Gürsel, S, (2005) TABLO:1 BAZI AB ÜYESİ ÜLKELERİ VE TÜRKİYE’DE GENEL-MESLEK LİSELERİNE GİDEN ÖĞRENCİ ORANLARI (%) (2007 YILI) ÜLKELER GENEL LİSE MESLEK LİSE Belçika 30,4 69,6 Çek cum. 24,7 75,3 Danimarka 52,3 47,7 Finlandiya 33,3 66,7 Fransa 56,2 43,8 Almanya 42,6 57,4 İtalya 40,2 59,8 Lüksemburg 37,7 62,3 Hollanda 32,4 67,6 İngiltere 58,6 41,4 İsviçre 35,2 64,8 İspanya 56,6 43,4 Türkiye 63,3 36,7 Kaynak: OECD (2009) Education at a Glance 2009: OECD Indicators, Paris:OECD Pub. ülkeye baktığımızda başta Türkiye %63,3 ile sonrasında %58,6 ile İngiltere gelmektedir. Son olarak ise %56,6 ile İspanyadır. Meslek lisesine giden öğrenci oranlarına baktığımızda en çok %75,3 ile Çek Cumhuriyeti sonrasında %69,6 ile Belçika gelmektedir. Son olarak %67,6 ile Hollanda gelmektedir. Tabloda da kaşımıza çıkan ülkeler arası gelişmişlik farkından da anlaşılabileceği üzere genç işsizliği ve eğitim yetersizliği arasında güçlü bir ilişki vardır. Genç işsizliği ve eğitim arasındaki bu güçlü ilişkinin Türkiye’ye yansımalarını bir başka tablo ile açıklayacağım. Ama ilk önce ülkenin genel olarak işsizlikle eğitim arasındaki bağlantısını görmek daha akılcı olacaktır. 1997 ve 2010 yılları arasında, okuryazar olmayanlar, lise altı eğitimliler, lise ve dengi meslek lise eğitimliler ve son olarak yükseköğretimde okuyanların işsizlik oranlarının verildiği tabloyu inceleyelim. Tablo 2 de yeni mezun, lise ve yükseköğretim mezunlarının istihdam oranının ne kadar düşük olduğunu görmekteyiz. 2000 Kasım,2001 Şubat ayı ve 2008 Küresel ekonomik kriz sonucunda tabloda gösterilen bütün kategoriler -yani eğitim düzeyleri sonucunda- işsizlik oranının arttığını ve tam istihdam ifadesinden uzaklaşıldığını da görüyoruz. Özellikle bir başka ilgi çekici olan şey 2000 Kasım krizinde işsizlik oranındaki en çok artışı yükseköğretim mezunlarında görüyoruz.2001 Şubat krizi içinde aynı şeyi söyleyebiliriz. En çok %7,8 den %11,1lik artışla yükseköğretim kurumlarındaki işsizlik oranında değişiklik görüyoruz.2008 krizi içinde bariz şekilde görünen lise altı eğitimliler ve lise dengi meslek eğitimliler kategorisinde işsizlik oranında artış görüyoruz. Tablo 3 e baktığımızda yüksek öğretimden mezun olanların payının yıldan yıla artış gösterdiğini ve genç nüfusta eğitim seviyesi yükseldikçe işsizlik oranının arttığını görüyoruz. Buna nereden vardığımı soracak olursanız şöyle yanıtlayabilirim. Basit şekilde düşünüldüğünde yüksek öğrenim görmek isteyen birey ileride iş olanaklarına erişebilmek için yüksek eğitim seviyesinin maliyetlerine katlanır. Yani eğitim seviyesi yükseldikçe iş gücüne katılma oranı artar… TABLO:2 EĞİTİM DÜZEYLERİNE GÖRE İŞSİZLİK ORANLARI(%) (1997-2010) YILLAR OKUR -YAZAR OLMAYANLAR LİSE ALTI EĞİTİMLİLER LİSE VE DENGİ YÜKSEK MESLEK ÖĞRETİM 1997 2,4 5,9 15,3 7,2 1998 1,9 5,2 14,2 9,7 1999 2,3 6,6 12,8 8,5 2000 3,4 5,7 10,6 7,0 2001 3,1 7,8 13,3 7,8 2003 7,0 10,2 12,8 11,1 2004 3,7 9,1 15,2 12,4 2005 4,5 9,6 13,8 10,2 2006 4,4 9,3 12,9 9,5 2007 5,0 9,3 13,0 9,6 2008 6,3 10,7 12,9 10,3 2009 8,0 13,9 16,8 12,1 2010 6,0 11,6 14,6 11,0 Kaynak: TÜİK İşgücü İstatistikleri Veri Tabanı. TABLO:3 TÜRKİYE’DE EĞİTİM DÜZEYLERİNE GÖRE GENÇ İŞSİZLİK ORANLARI(%) (1997-2009) Okuma- YILLAR Yazma Yüksek Okul Okuma- Lise-dengi Yazma Bilen Meslek Okul veya Fakülte Fakat Okul İlkokul Ortaokul Genel lise Bitirenler Bitirenler Bitirmeyen Bilmeyenler 1997 5,6 8,7 7,9 15,3 29,3 27,5 29,4 1998 6,6 8,5 7,4 15,7 26,9 26 31,6 1999 6,7 9,3 10 13,9 26,3 24,1 30 2000 5 11 8,3 13,7 20,6 20,8 28,3 2001 8,7 14,4 10,6 17,7 24 25,5 30,7 2002 11,5 15,7 12,4 20,7 26,8 28 38,3 2003 18,1 30,2 15,3 19,7 25,9 23,8 38,8 2004 9,6 13 13,4 19,6 26,6 29,3 39,8 2005 11,3 16,3 14,1 19,2 25,3 25,6 30,5 2006 12,5 15,3 14,7 17,9 25,2 21,1 27,2 2007 16,7 17,3 14,7 19,3 23,5 22,6 28,5 2008 11 19,8 14,3 18,7 25 20,8 29,8 2009 19,5 23 17,9 21,6 30,6 27,6 33,2 Kaynak: TÜİK İşgücü İstatistikleri Veri Tabanı. SONUÇ İşsizlik oranları her ülkede farklıdır. Bu oranları ülkelerin stratejileri belirlemektedir. Genel olarak işsizlik yeni, düzgün iş alanlarının oluşturulamamasından kaynaklanmaktadır. İşsizlik oranlarına baktığımızda genç işsiz oranlarının, toplam işsizlik oranlarından neredeyse iki kat fazla olduğunu gördük. Bu oranlar işsizliğin, özellikle genç işsizliğinin ciddi bir sorun olduğunu anlamamızda yardımcı oldu. Aynı zamanda genç işsizliğinin nedenlerini sorgulamamıza da sebep olmuştur. Genç işsizliğinin nedenlerine baktığımızda ekonominin yapısından kaynaklanan sorunların büyük bir etken olduğunu görüyoruz. Ayrıca genç işsizlik artışı ve benzeri nedenleri de çalışmamıza ekledik. Avrupa da yapılan araştırmayı ele alarak diğer ülkelerdeki genç işsizliği nedenleri ile Türkiye de ki nedenleri karşılaştırarak Türkiye deki asıl sorunun istihdam yaratmadaki zayıflık olduğu sonucuna vardık. Belirttiklerimizi kanıtlamak amacıyla genç işsizliğinin dünyadaki boyutlarına ve ülkemizdeki boyutlarına baktık. Buradan da genç işgücünün genç istihdamdan daha fazla arttığı sonuçlarına vardık. Bunun neden olduğunu sorgulayarak eğitimin genç işsizlikte önemli bir etken olduğu konusuna yöneldik. Genç nüfusta eğitim seviyesi yükseldikçe işsizlik oranının arttığını gözlemledik. Türkiye için genç işsizliği ve eğitim arasındaki ilişkiyi özel olarak inceledik Ayrıca çalışmama genç işsizliği hakkında literatür incelemesi yaparak küresel bir sorunu küresel bir şekilde yorumladık. Sonuç olarak ülkelerin en büyük problemlerinden biri olan genç işsizliğinin nedenlerinin, yine o ülkenin eğitim sistemi ile yakından ilişkili olduğu kesindir. KAYNAKLAR 1-2) Who is not in the labor force? United States Departmen of Labor. Bureauof Labor Statistics. Erişim: 26 Mart 2012 3) United Nations, 2005; ILO, 2008; World Bank, 200 4) ILO(2010:63) 5)O’Higgins, N.(1997). The challenge of youth unemployment employment and Trainin papers 7, Geneva: Employment and Traning Department International labour office http://www.ilo.org/public/english/employment / O’Higgins, N. (2001).Youth unemployment and employment policy: a global perspective. Geneva: International Labour Office, MunichPersonalRepecArchive(MPRA).http://mpra.ub.unimuenchen.de/23698/1/MPRA_paper_ 23698.pdf(10.10.2011) OECD 2009 yılı kaynakları 6) Sayın F.(2009).Türkiyede eğitim ve büyümenin genç işsizliğine etkisi. Celal Bayar Üniversitesi Sosyal bilimler Dergisi, 6(1):3553. 7) Gündoğan, Naci (1999), Genç İşsizliği ve Avrupa Birliği‟ne Üye Ülkelerde Uygulanan Genç İstihdam Politikaları, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt:54, Sayı:1 8)Freeman, (1980)” (Gündoğan 1999 ‘dan) 9) Martin, Gary (2009). “A Portrait of the Youth Labor Market, in 13 Countries”. 198. 2007. Labor Review Online, 132(7). 10) Goede,M. vd. (2000) “Family Problems and Youth Unemployment, Adolescence, Vol.: 35, No: 139, p. 587-601., Russell, H. ve O’Connel, P. J. (2001) “Getting A Job in Europe: The Transition From Unemployment to Work Among Young People in Nine European Countries”, Work, Employment; Society, Vol.: 15, No: 1, p. 1-24. 11) ILO (2008) Global Employment Trends For Youth 2008, Geneva: ILO Pub 12)O’Higgins, N. (2003). Trends in the youth labour market in developing and transition countries. Social Protection Unit Human Development Network The World Bank, Social Protection Discussion Paper Series, 0321. http://siteresources.worldbank.org/SOCIALPROTECTION/Resources/SPDisc ussionpapers/Labor-Market-DP/0321.pdf, (10.10.2011). 13) Organisation For Economic Co-operation and Development (OECD). (2009). Jobs for Youth (Des Emplois Pour LEs Jeunes) Australia. http://www.iadb.org/intal/intalcdi/PE/2009/03432.pdf, (10.10.2011). 14) Green, C., Loon, A. ve Mangan, J. (2000). Youth labour markets, education and employment destination: result from the queensland survey of youth.Labour Market Research Unit Department of Employment and Training, 2000 (1). http://training.qld.gov.au/resources/employers/pdf/wp1-youth-labourmarket.pdf (05.03.2011). 15) Perugini, C. ve Signorelli, M. (2010). Youth labour market performance in european regions. Economic Change and Restructuring, 43 (2): 151-185. 16) 10 ILO (2008a), p. 9 17) ILO (2008b), pp. 2–3. 18) ILO (2008b), p. 3. 19) ILO (2006a), p. 2 20) , Seyfettin ve Ulusoy, Veysel (1999), Türkiye‟de İşsizlik ve İstihdam, Yapı kredi yayınları 21)UNDP(2008), turkey human development report youth in turkey,p.2 http://www.undp.org.tr. 22)17 UNDP, p. 87. 23)=TÜİK, İşgücü İstatistikleri, http://www.tuik.gov.tr 24) yürürlüğe 14.02.2006 giren Milli tarihinde Eğitim Resmi Bakanlığı Gazete’de Yaygın yayınlanarak Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin 4. Maddesine göre yaygın eğitim, “örgün eğitim sistemine hiç girmemiş ya da herhangi bir kademesinde bulunan veya bu kademelerden çıkmış bireylere; ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmelerini sağlayıcı nitelikte, çeşitli süre ve düzeylerde hayat boyu yapılan eğitim-öğretim, üretim, rehberlik ve uygulama etkinliklerinin tümüdür” Şeklinde tanımlanmaktadır. 25) http://www.meb.gov.tr/duyurular/duyurular2012/12yil_soru_cevaplar.pdf 26)Eurydice at NFER (2009) Compulsory Age of Starting School inEuropean Countries, http://eacea.ec.europa.eu/education/eurydice/documents/diagrams/1 08EN.pdf, (05.02.2010). 27)Gür, B. S. ve Çelik, Z. (2009) Türkiye’de Milli Eğitim Sistemi: Yapısal Sorunlar ve Öneriler, SETA Rapor, No: 1. 28)Gürsel, S, (2005). İşsizliği Yenmek İçin (3), Vatan Gazetesi, 02.01.2005.