Dev İş Gazete Sayı 4.cdr
Transkript
Dev İş Gazete Sayı 4.cdr
“Birlik olursak her zaman kazanan biz olacağız” Güvencesizler ordusu: Özel sektör emekçileri TAŞEL emekçisi Cemal Özkoldaş, geçtiğimiz aylarda iş yerinde yaşanan grev, sendikalaşma ve sınıf mücadelesiyle ilgili DEVİŞ'in Sesi'ne konuştu… Sayfa 6 Özel sektörde çalışan 16.500 emekçinin sosyal sigorta primleri yatırılmıyor, devletin sağladığı sağlık hizmetleri ve haklarından yararlanamıyor. Sayfa 3 DİRENENLER KAZANIR! TAŞEL'de 15 gün süren mücadele sonucunda hayat pahalılığı ve kurumun yasal statüsü için mücadele eden emekçiler zafere ulaştı! Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (DEV-İŞ) çatısı altında örgütlü EMEK-İŞ ve örgütlü olduğu iş yeri TAŞEL Ltd arasında, yasalara bağlı hayat pahalılığı ödeneği konusunda ve %33'lük toplum malına sahip çıkmak adına bir süre önce yaşanan gerginlik ve 15 günlük süresiz grev başarı ile sonuçlandı. Sayfa 8 Ekim - 2015 - Sayı 4 Sınıfsız, Sömürüsüz, Birleşik, Kıbrıs için BIÇAK KEMİĞİ DELDİ! Yıllardır 28 Belediyenin 17'sinde emekçilerden kesinti yapılmasına rağmen sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımları yapılmıyor. Kötü yöneticiler ve hükümetler tarafından borç batağına bırakılan belediyelerde, yaratılan yıkımın reçetesi işçilere kesiliyor! HESAP SORUN! Geçmiş hükümetler konu ile ilgili adım atmış olsa da somut hiçbir iyileştirme bugüne kadar yapılmadı. Şu anki CTP-UBP hükümeti de yasal düzenlemelerle iyileştirme sağlayacağını iddia etse de bugüne kadar hayata dokunan hiçbir gerçek adım atılmadı. Yeni yasal düzenleme ve somut hayata dokunan uygulamalarla artık insanlık dramına dönüşen belediyelerdeki sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı krizi sonlandırılmalı. Bununla da kalmayıp belediyeleri batıran geçmiş belediye başkanlarından da hesap sorulmalıdır. Aksi taktirde bugünkü siyasal irade de belediyeleri batıranların suç ortağı olmuş olacak! Belediye emekçilerinin artık bu adaletsizlik ve hukuksuzluğa tahammülü kalmamıştır. Bıçak eti geçti kemiği de delmeye başladı. Belediye emekçilerinin daha fazla laf değil en temel haklarını yerine getirilmesini istiyor. k beklentimiz Sosyal Sigorta ve Belediyeleri batıranlardan hesap sorulmalıdır! DEV-İŞ olara asıdır. Buna göre de yasalar İhtiyat Sandığı yasalarında var olan kuralların uygulanm n 2 yıla kadar hapislik öngörmektedir. emekçilerin yatırımlarını yapmayan işverenler için 6 ayda Hasan Felek yazı Barış Mücadelesi ve Emekçiler Sayfa 3 Hasan Yıkıcı yazdı Üretmek için diretmek, direnmek için üretmek! Sayfa 4 Ömer Naşit yazdı Sosyal Sigortalar Yasası Sayfa 5 Koral Aşam yazdı TAŞEL grevi Sayfa 8 2 DEV - İŞ’ten HABERLER Barış Konserine binlerce kişi katıldı! DUVARLARI DA SINIRLARI DA KALDIRIN! DEV-İŞ başkan vekili Hasan Felek ve PEO Genel Başkanı Bambis Cristsis barış ve federal Kıbrıs mücadelesi temalı birer konuşma yaptılar. Türkiye'den Zülfü Livaneli ile Yunanistan'dan Maria Faranduri, 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen “Barış ve Yeniden Birleşme” konserinde sahne aldı. Kıbrıs'ın güneyinden PEO, Kıbrıs'ın kuzeyinden ise DEV-İŞ, KTAMS, KTÖS, KTOEÖS, BES, KOOP-SEN tarafından organize edilen ve 18 Eylül akşamı Lefkoşa'da ara bölgede yer alan Çetinkaya sahasındaki konseri, beş bine aşkın Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum birlikte izledi. 15 kişilik orkestra ile sahne alan ve barış için şarkılarını seslendiren Zülfü Livaneli ile Maria Faranduri'ye Kıbrıs'tan Umut Albayrak ile Kouils Theodorou eşlik ederken; konseri izleyenler arasında, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve eşi Meral Akıncı da yer aldı. Kıbrıslı Türk tiyatrocu Yaşar Ersoy ve Kıbrıslı Rum tiyatrocu Popi Avraam'ın şiirler ve coşkulu söylevlerle açılışını yaptığı etkinlikte DEV-İŞ ve PEO'ya onur ödülü! Işık Kitabevi'nin 28. Kitap Fuarı'nda Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (DEV-İŞ) ile Tüm Kıbrıs Sendikalar Federasyonu (PEO)'na iki toplumun yakınlaşmasına, ada barışına ve ortak gelecek mücadelesine yaptıkları katkılardan dolayı onur ödülü verildi. Etkinlikte DEV-İŞ Başkanı Hasan Felek ile PEO Başkanı Bambis Kyritsis birer konuşma yaparak DEV-İŞ ve PEO'nun ortak mücadelelerinin önemine değindiler. DEV-İŞ ve PEO'ya onur ödülünü Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı verdi. Livaneli: “Barış'ı özler hale geldik” Zülfü Livaneli konser öncesi yaptığı kısa konuşmada Türkiye'de yaşanan terör ortamının bir an önce sona ermesini ve gençlerin artık ölmemesini diledi. “Kıbrıs'a barış gelsin derken kendi ülkemizdeki Barış'ı da özler hale geldik, çok yorulduk ama hiçbir zaman direncimizi geleceğe olan inancımızı ve umudumuzu yitirmiyoruz ve güneş toplamaya devam ediyoruz” şeklinde konuşan Livaneli, teröre neden olanları eleştirdi, tüm Dünya'ya barış ortamının gelmesi dileğinde bulundu. 3 DEV - İŞ’ten HABERLER Sigortasızlar ve güvencesizler ordusu: Özel sektör emekçileri! Ülkemizde belediyelerde yaşanan sosyal sigorta krizi özel sektörde artık neredeyse 'olağan' bir şekilde yaşanıyor. Güvencesiz, sendikasız ve en temel sosyal haklardan mahrum olarak çalıştırılmaya mecbur bırakılan özel sektör emekçilerinin, sosyal sigortaları da yatmıyor! Havadis gazetesinden Duygu Alan'ını haberine göre özel sektörde çalışan 16.500 emekçinin sosyal sigorta primleri yatırılmıyor, devletin sağladığı sağlık hizmetleri ve haklarından yararlanamıyor. Sosyal Sigortalar Dairesinin özel sektördeki yatırım yapmayan işletmelerden Temmuz ayı rakamlarına göre 500 milyon TL'nin üzerinde alacağı var. Sistem öl diyor! 16.000 emekçinin sosyal sigorta primlerinin yatmamasının yanında devletin sigortalılara tanıdığı ilaç, gözlük, sağlık, doğum, evlilik ve benzeri haklardan da yararlanamıyorlar! 1500 özel sektör çalışanı ise sosyal sigortası yatmadığı için emeklilik yaşına gelmesine rağmen emekli olamıyor! İşverenler yargılanmalı! Emekçilerin en temel hakkı olan sosyal sigorta primlerini yatırmayan işverenlerin yasalara göre yargılanması gerekmektedir. Sosyal Sigortalar yasası emekçilerin yatırımlarının yapılmaması durumunda işverenler için 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya para cezası öngörmektedir. İş mahkemeleri kurulmalı! Bugüne kadar kayıtlı binlerce işçinin sosyal sigortalarının yatırılmamasından dolayı herhangi bir işveren yargılanmadı. Hükümet yetkilileri ise bu tablonun farkında olmasına rağmen her zaman olduğu gibi bu konuda da sermeye kesimlerinin yanında yer alarak, hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya devam etmekteler. Madalyonun görülmeyen yanı! Kaydı olan 16.500 emekçinin sosyal sigorta primlerinin yatırılmamasının yanında bilinen fakat açıklanamayan bir diğer gerçek de kayıt dışı işçilik! Ülkemizde gerek yurt içinden gerekse de yurtdışından binlerce işçinin kayıt dışı bir şekilde çalıştırıldığı ve yatırımları bir yana, asgari ücretin dahi altında çalıştırıldığı bilinmektedir. Sendika şart! Özel sektörde etkili bir sendikalaşma sağlanamadığı sürece, bu manzara gün geçtikçe daha da kötüye gidecek. Kıbrıs'ın kuzeyi olarak neredeyse %1 sendikalaşma oranı ile dünyada özel sektörde en az sendikalaşma oranı olan ülke konumundayız. Yasalarda örgütlenme hakkı tanınırken, sermayenin yasa tanımaz tavrı ve hükümetlerin sermaye kollayıcı karakterleri özel sektörde sendikalaşmanın sağlanmasının önünde büyük engeller teşkil etmektedir. Ülkemizde sendikalaşma ancak özel sektörde sendikalaşmayı güvence altına alacak ve sektörel toplu iş sözleşmesi düzenini getirecek yasal düzenlemeler ve sendikalar ile emek örgütlerinin aktif mücadelesi ile mümkün olacaktır. Hazırlayan: Hasan YIKICI Hasan Felek Barış Mücadelesi ve Emekçiler Bugün dünyada silahlanma harcamaları, nükleer silah denemeleri ve uluslararası askeri tehditler alabildiğine devam ediyor. Afganistan'dan, Irak'a, Suriye'den Filistin'e, Afrika'dan Ortadoğu'ya her yerde silahlar konuşuyor. Savaşların neden olduğu yıkım milyonlarca insanı işsizlik, yoksulluk, açlık, acı ve gözyaşı içinde bırakmakta, insanlar can güvenlikleri ve daha iyi yaşam şartları için ülkelerini terk etmek zorunda bırakılıyorlar. Emperyalizmin hegemonya savaşının parçası olarak gelişen bu saldırıları bugün Suriye üzerinden devam etmektedir. Etnik, mezhepsel ve dini farklılıklar körüklenmekte, halklar birbirine düşman edilmekte, insanların gelecekleri ve birarada yaşama umutları yok edilmektedir. Yüzbinlerce insan mülteci olarak yaşamakta, yeni bir hayat için umut yolculuklarında heba olmaktadırlar. Bizler Kıbrıs'ta sınıf sendikacılığı temelinde mücadele eden sendikalar olarak, savaş ve sömürü politikalarına karşı inatla ve ısrarla barışı ve kardeşliği savunmaya devam edeceğiz. Çünkü Kıbrıslılar da savaşlar yüzünden büyük acılar çekti. Ülkemizin bölünmüşlüğü ve çözümsüz durumu 40 yıldır devam ediyor. Biz emekciler olarak bu durum devam ettiği sürece hiçbir kazanımlarımız ve mevcut olan haklarımız kalıcı olmayacağının bilincindeyiz. Bu nedenden dolayıdır ki, halkımızı ve ülkemizi yeniden birleştirecek adil bir çözüme kısa sürede ulaşmak için iki liderin iyi niyetle sürdürdüğü müzakere sürecini destekliyoruz ve desteklemeye devam edeceğiz. BM'nin ilgili kararlarında belirttiği şekilde iki toplumun siyasi eşitliğinin, tek egemenliğin, tek vatandaşlığın, tek uluslararası kimliğin olacağı, iki bölgeli, iki toplumlu federasyon tezini, Kıbrısı yeniden birleştirecek tek çözüm şekli olarak görüyoruz. Kıbrıs sorununun çözümü, Kıbrısın yeniden birleşmesi için çalışanların ortak mücadelesi, dünya emekcilerinin küresel barış için verdikleri mücadelenin kopmaz bir parçasıdır. Bu açıdan emek mücadelesi ile barış ve çözüm mücadelesini birlikte sürdürmek Federasyonumuzun temel ilkesinden birisidir. Barışın var olmadığı yerde savaş vardır. Savaşın var olduğu yerde ise ölüm vardır, acı vardır, gözyaşı vardır, yıkım vardır. Barışın var olmadığı yerde ekmeğimizin küçülmesi, zenginlerin kasalarının dolması vardır. Barışın var olmadığı yerde emeğin haklarının tamamen ortadan kaldırılması vardır. Barışın var olmadığı yerde demokrasinin, insan haklarının hukukun ve adaletin ayakların altına alınması vardır. Mücadelemiz kimliği, kültürü, dili, dini, rengi, ırkı, cinsiyeti ne olursa olsun tüm insanların barış içinde kardeşçe yaşamasıdır. Mücadelemiz işsizliğin, yoksulluğun, açlığın olmadığı, eğitimin, sağlığın parasız olduğu; özelleştirmeler ve göçlerin olmadığı bir Kıbrıs ve Dünya mücadelesidir. Bu yolda yılmadan, bıkmadan, usanmadan tüm emekçilerle birlikte yürümeye devam edeceğiz. 4 EMEK GÜNDEMİ Hasan YIKICI ÜRETMEK İÇİN DİRETMEK, DİRENMEK İÇİN ÜRETMEK! Küçük gibi görünen başarıların büyük anlamları vardır. TAŞEL direnişi de bunlardan biridir. Özelleştirme, güvencesizleştirme dalgasınının yayıldığı ve kazanılmış hakların depotça gasp edilidği bir dönemde bir hak savunusu mücadelesinin zaferle sonuçlanması, özelde sendikal harekette genelde ise toplumsal mücadelelerde moral motivasyon ve özgüven anlamında önemi büyüktür! TAŞEL emekçileri kolektif hareket ederek, 'ben' değil 'biz' anlayışıyla örnek bir mücadele sergilediler ve sadece hayat pahalılığı noktasında değil aynı zamanda toplumun malı olan %33 hissseye de sahip çıkılması gerektiğini bizzat pratikleriyle gösterdiler. Bu anlamda TAŞEL emekçileri örnek bir kavga sergileyerek, meseleyi zümresel çıkarlar meselesi olarak değil toplumun genel çıkarları olarak benimsediler ve bunun mücadelesini verdiler. Eskiden kadrolanmayan ve işten atılan arkadaşları için greve çıkan işçiler bugün de özelleştirmeye ve güvencesizleştirmeye karşı mücadele ettiler ve bir dün olduğu gibi bugün de kazandılar. Çünkü güçleri üretimden ve birliklerinden, öz güvenleri örgütlülüklerinden geldi! Üretimden bilinçli bir şekilde koparılmış bir toplumda küçük de olsa üreterek varolma mücadesi veren TAŞEL emekçilerinin mücadesi bize birlik olmanın, örgütlü olmanın, kolektif hareket edebilmenin, dar çıkarların değil toplumsal kazanımlar için çabalamanın önemini ve sendikal bilincin değerini bir kez daha gösterdi. Fakat bir şeyi daha dolaylı yoldan gösterdi! Kıbrıs'ın kuzeyinin üretimden neden koparıldığını! Sanayi Holding'ten bugüne üretimden koparılma sürecimizin temel amacı sistem için tehdit unsuru olabilecek bir işçi sınıfının oluşumunu engellemek! Çünkü örgütlü, sendikalı ve sınıf bilinci oluşmuş bir işçi sınıfı üretimden gelen gücüyle sadece kendi kaderini değil aynı zamanda bu ülkenin de kaderini değiştirebilir, kendi geleceğine yön verebilirdi! İşte bundan korkuyorlardı, hala daha da korkuyorlar! TAŞEL örneği bize sadece sendikalı olmayı, birlik olmayı veya toplumsal çıkarları savunmanın değerini göstermiyor. TAŞEL direnişi aynı zamanda bizlere kendi kaderimizi belirleyebilmenin, geleceğimizi oluşturabilmenin yolunun üretimden de geçtiğini göstermektedir. Evet, üretmeyen toplumlar yok olmaya mahkumdur. Bizim gibi kaderi başkaları tarafından belirlenen toplumlarda üretmek için diretmek ve direnmek için üretmekten başka seçenek yok! TAŞEL zaferi yeni zaferlerin de müjdecisi olsun! Asgari ücret değil 'açlık ücreti!' Hayatın gün geçtikçe pahalılaştığı, dövizdeki yükseliş karşısında Türk lirasının eridiği, özel sektörde sendikasız ve güvencesiz çalışma koşullarının hüküm sürdüğü, kısacası emekçiler için yaşamanın çileye dönüştüğü koşullarda asgari ücrete brüt 55, net 48 TL'lik artış yapıldı. Lafı uzatmaya gerek yok, bu ülkede asgari ücret diye bir şey yoktur; açlık ücreti vardır. Bir ayını doldurmayan CTP-BG – UBP hükümeti, yeni belirlenen asgari ücretle, sermayenin yanında olduğunu açıkca ortaya koymuştur. Asgari ücret belirleme komisyonunun hiçbir toplumsal meşruluğu yoktur. Komisyonda bulunan İşçi Federasyonu, asgari ücretliyi temsil etmemektedir. Komisyon bu haliyle emekçiler için yaşanabilir bir ücret belirleme niteliğine de sahip değildir. DEV-İŞ olarak Asgari ücret yasasının şeklinin ve içeriğinin değiştirilmesini, aynı zamanda sektörlere göre Toplu İş Sözleşmesi düzenine geçilmesini, komisyonda asgari ücretliyi temsil edecek bir yapının oluşmasını ısrarla talep etmekteyiz. Asgari ücret komisyonu ve asgari ücret yasası bu haliyle her yıl ayını senaryonun tekrarından başka bir işe yaramayacak. Emekçilerin yaşam standardını yükseltmeyeceği gibi, gittikçe zorlaşan hayat karşısında da durumlarını iyileştirmeyecektir. Açlık ücretine karşı yaşam hakkı ve yaşanılabilir bir ücret için DEV-İŞ olarak tüm emek güçlerini mücadeleye çağırmaktayız. DEV-İŞ: “Saldırı kaygı verici! Barışın yolu ortak mücadele ve yüzleşmekten geçer!” Ülkemiz yeni bir çözüm ve yeniden yakınlaşma sürecine girdiği ve yeni bir politik-toplumsal zeminin oluşmaya başladığı bir dönemde, Muratağa-Sandallar Şehitliğinde BKP-AKEL heyetlerine yapılan saldırı, kaygı ve üzüntü vericidir. Ada'da barışı inşa etmek, her iki toplumun yeniden yakınlaşmasını sağlamak her iki kesimde de kapsamlı bir yüzleşme süreciyle gerçekleşecek. Bu anlamda yüzleşme için atılan adımlar barış ve yeniden yakınlaşmak için çok önemlidir. Dün Muratağa-Sandallar şehitliğinde yaşanan saldırı ise barış mücadelesinde, önümüze örgütlü ve organize saldırı ve tehditlerin çıkabileceğini göstermiştir. Barış ve yüzleşme için atılan adımların karşısına çıkabilecek saldırı ve kışkırtmalara karşı daha yolun başındayken dikkat etmeli, buna karşı önlemler alınmalıdır. BKP-AKEL heyetlerinin her iki kesimde de şehitlikleri ziyaret etmesi olumlu bir adımdır. Fakat bu tür etkinlikler yapılırken acılı kesimlerle diyalog geliştirilmesi, yüzleşmeyi gündelik hayatın içerisinde inşa etmek, olası provokasyonları ve saldırıların zeminini de daraltacağı gibi, yüzleşme yönünde atılan adımları da güçlendirecektir. Muratağa-Sandallar'da BKP-AKEL heyetlerine yapılan saldırı bir yandan barış mücadelesi sürecinde provokasyonlara hazır olmamız gerektiğini gösterirken diğer yandan da bu tür etkinliklerin organize edilirken farklı diyalog kanallarının da açılması gerekliliğini göstermektedir. Kıbrıs sınıf sendikacılığı önümüzdeki dönemde karşımıza çıkabilecek kin ve düşmanlığa karşı toplumların güçlü bir dayanışmasını, şövenizme, ırkçılığa ve faşizme karşı ortak mücadeleyi kararlılıkla sürdürerecektir. DEV-İŞ Başkan Vekili Hasan Felek EMEĞİN HAKLARI 5 Ömer Naşit Sosyal Sigortalar Yasası Daha önceki yazılarımda soru-cevapla sizlere yasal zemini açıklamaya çalışmıştım. Bu yazımızla birlikte bunu biraz daha farklılaştırarak yasayı köşe yazısında sizlere özetlemeye çalışacağım. Yasaları bilmek yasal zemine hakim olmak size karşı gelebilecek yasa dışı istekleri engellemenizle birlikte, yapabileceğiniz yasa dışı davranışları da engellemenize yardımcı olur. Bu bağlamda bugün işleyeceğimiz Yasa özellikle Belediyelerimizde büyük sorunlara yol açan Sigorta İhtiyat Sandığı yatırımlarını yakından ilgilendiren Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar Yasasıdır. Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar Yasası 1976 yılında yapılmış olup, günümüze kadar birçok değişikliğe uğramıştır. En genel anlamda yasanın amacı iş kazaları, meslek hastalıkları, hastalık, işsizlik, analık, malüllük, yaşlılık, evlenme ve ölüm hallerinde sigortalı çalışana yardımlar sağlamaktır. Bu yasanın kapsamında ise kamu sektöründeki iştirak payı kesilen kişilerin haricinde tüm sektörlerde ki hizmet veya çıraklık akdi bulunan veya kendi nam ve hesabına çalışan ve işveren olan kişileri kapsamaktadır. Yasa da sekiz çeşit sigorta durumu bulunmaktadır ki bunları yukarda sıralamıştık. Kazaları ve Meslek Hastalığı Sigortası Bunlardan ilki İş Kazaları ve Meslek Hastalığı Sigortasıdır. Bu sigorta çalışanın işyerinde veya emrinde veya iş için seyir halindeyken geçirdiği kazalar sonucunu kapsar. Bununla birlikte mesleki durum gereği meslek hastalıklarına yakalanan kişiler için de bir takım yardımlar sağlanmaktadır. Çalışanın geçici iş görmemezlik durumunda günlük ödenek verilmesi veya sürekli iş görmemezlik halinde gelir verilmesi, tüm bu süreçlerde gerekli sağlık bakımının yapılabilmesinin sigorta tarafından karşılanması da bulunan yardımlar arasındadır. Hastalık Sigortası Hastalık Sigortası sigortalının iş kazası veya meslek hastalığı halinde sigorta gerekli sağlık yardımını kamu hastanelerinde yapabilmektedir. İlaveten ayaklı tedavilerde ki ilaç parasınınsa %20 sini ödemektedir. Analık Sigortası Analık Sigortası sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin hamilelik süresince gerekli sağlık yardımının sağlanması, hamilelik öncesi ve sonrası 8'er hafta olmak üzere iş görmemezlik ödeneğinin verilmesi, doğum sonrası hamilelik, emzirme ve doğum yardımlarının (toplam 1 asgari ücret) yapılmasını sağlamaktadır. Dileyen sigortalı hamilelik öncesi 2 haftaya kadar çalışıp geriye kalan 6 haftasını doğum sonraki döneme doktorunun onayı ile birlikte aktarabilir. Tüm bu yardımların gerçekleştirilebilmesi için ise sigortalının son 1 yıl içinde kadın ise 90 erkek ise 120 gün yatırımın olması gerekmektedir. Malullük Sigortası Malullük Sigortası bir sigortalının 3'te 2 çalışma gücünü kaybettiğinin sağlık kurulu raporu doğrultusunda tespit edilmesi halinde ve 15 yıl sigortalı olup 5400 gün yatırımı olması halinde malulen emekliliğe ayrılabilir. Yaşlılık Sigortası Yaşlılık Sigortası 9000 gün yatırımı olan ve 60 yaşını doldurmuş kişiler yaşlılık aylığı bağlanmaktadır. 1 Şubat 2012 öncesinde 40 yaşını doldurmamış kişileri kapsamaktadır. 40 yaşını doldurmuş kişiler ise kademeli olarak 60 varan bir yaş haddi bulunmaktadır. Bununla birlikte sigorta primi eksikliği bulunan kişilerde belirli şartlarda indirimli maaş hakkı tanınmaktadır. Sigortalı yeterli yatırımını yapmayan ve 60 yaşını doldurmuş kişiler tüm yatırımını geri alır. Ölüm sigortası Ölüm sigortası ile ölen sigortalının eşine ve çocuklarına aylık bağlanmasını kapsar. Bununla birlikte, cenaze masrafı veya aylık bağlanamaması durumunda toplu ödeme yapılmasını kapsamaktadır. Ölen sigortalı emekli ise hak sahiplerini aylık bağlanmaktadır. Aylık bağlanmasının en temel koşulu ise en az 5 yıl sigortalı olmaktan başlayarak kademeli ve koşullar çerçevesinde hak sahşplerine maaş bağlanmaktadır. Eğer koşullar ve şartlar ölen kişinin hak sahiplerine aylık bağlanmasına yeterli değilse toplu ödeme hak sahiplerine yapılmaktadır. Evlenme Yardımı Evlenme Yardımı iki yıllık sigortalı olup, daha önce evlenme yardımı olmamış ve son 1 yılda 120 gün yatırımı olan iki asgari ücret tutarında yarım alır. İşsiz bırakılıp işten çıkarılan ve işlemeye hazır olduğunu çalışma bakanlığı iş bulma merkezinde bildiren her kişi yatırım günleri oranında 120180 gün arası işsizlik ödeneği alma hakkı vardır. Aylık asgari ücretin%1.3 gündelik olarak vermektedir. Tüm bu sigorta yardımları primleri toplamı işçi payı %9 işveren payı %11 olmak üzere toplam pay %20'dir. Tüm bu süreçlerin elbette ki sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımlarının düzgün yapılması halinde hayat bulmaktadır. Aksi halde her çalışanın her aylık yatırımı için öngörülen ceza asgari ücretin 2 katı veya 6 aylık hapsi veya her iki cezaya çarptırılabilir. Bu kısa yazımızda Sigortalar Yasasını özetlemeye çalıştık. Elbette ki ileriki dönemlerde bu yasa ve sosyal güvenlik yasası zemininde çalışanların haklarını daha detaylı anlatabileceğimiz yazılara da yer vereceğim. 6 EMEĞİN İÇİNDEN “Birlik olursak her zaman kazanan biz olacağız” TAŞEL emekçisi Cemal Özkoldaş, geçtiğimiz aylarda iş yerinde yaşanan grev, sendikalaşma ve sınıf mücadelesiyle ilgili DEV-İŞ'in Sesi'ne konuştu… Üretimin önemi! “2005 Eylül ayında TAŞEL'de çalışmaya başladım. Üretim bir ülkenin kendi ayakları üstünde durup büyüyüp gelişmesi için ve işsizliğin azalması için en önemli araçtır. TAŞEL de kktc için bu alanda önde gelen en önemli şirketlerden biridir. TAŞEL her yıl bir önceki yılın üstünde üretim ve satış hedefleri olan bunları da fazlasıyla gerçekleştiren ve sürekli büyüyüp gelişen kktc ihracatında her yıl ilk üçte yer alan bir şirkettir.” Bireysel olarak değil birlikte olarak mücadele! “2005 yılında sözleşmeli yönetici konumunda ve sendikasız olarak ise başladım. İlk sözleşmemde maddelerden biri 'kesinlikle sendika üyesi olaman' şeklindeydi. Zaman geçtik sonra yönetimle anlaşmazlıklar yaşadım. Mesaiye kaldığımda ödenmezdim, ilk yıl 13 maas alırdım sonraki yıllarda gerekçe göstermeden 12'ye düşürüldü, maas artışı vermemeleri gibi sorunlar yasadım. Haklarımı korumak için bireysel olarak mücadele etmemin yetersiz olduğuna karar verdim ve sendikaya üye olmak istedim.” EMEK-İŞ, TAŞEL'de “O yıllarda TAŞEL'de yetkili sendika Emek- İs değildi ve bu talebim karşısında sendika yönetimi isten çıkarılabileceğimi ve beni savunamayacağını söyledi. O yıl kötü bir sözleşme imzalanmış, bazı haklarda işçilerin görüşü alınmadan kayıplar olmuştu. Bunun üzerine sendika üyesi işçi arkadaşlar topluca mevcut sendikadan istifa edip Dev-is'e bağlı Emek- İs e üye oldular. Ben de sendikaya üye olma talebimi o zamanın Dev-is başkanı Mehmet Seyis'e ilettim ve tereddütsüz kabul edip üyeliğimiz aldı, sonuna kadar da savundu.” İlk grev… 37 gün direndik, kazandık! “2011 yılında yaşanan grev sebebi sendikaya yeni üye olan ve o dönem fabrikada geçici statüde 1 yılı aşkın çalışmış olup kadrolanma hakkı olan 4 arkadaşımızın sendika üyesi oldukları için isten durdurulmasıydı. Bütün üyeler firesiz 37 gün direndik ve bu 4 arkadaşımız islerine geri döndü. Bu süreç kolay olmadı tabiî ki, gün geldi baskı gördük posta yoluyla evlerimize işveren tarafından tehdit mektupları gönderildi hepimiz yasal olmayan yollardan isten durdurulduk. Fakat birliğimizi bozamadılar pes etmedik direndik ve sonunda kazandık.” “Birlik olursak her zaman kazanan biz olacağız” “Son yaşanan grevin sebebi devletin eşel mobil uygulaması yerine bu dönem farklı bir uygulamaya gitmesini TAŞEL yönetimi uygulamak istemedi ve TAŞEL'in %33 devlet iştirakli olduğunu kabul etmeyen beyanatlar verdi. Biz de yasal olan haklarımız neyse bunların uygulanması için mücadele ettik ve bir kez daha gösterdik ki birlik olursak her zaman kazanan biz olacağız ve kazandık da.” Örgütlenmeli, sendikalı olmalızı! “%1 olan özel sektördeki sendikalaşma oranı bu ülke için tam bir utançtır ve kabul edilemez. Ama ne yazık ki bu oranı artırmak için hiçbir çaba da yoktur. Bir işçi bireysel olarak hakkini savunamaz bunun için birlik olmalı, örgütlenmeli ve sendikalı olmalıdır. Aksi halde günün sonunda hep kaybeden olmaya mahkumdur. Sendika bir işçi için is yerindeki anne babasıdır. Onu korur kollar hakkini savunur ve sığınacağı liman olur.” Sendikalaşmanın önü açılmalı! “Sendikalaşmanın önü açılsa ve teşvik edilse bunun faydalarını en az isçiler kadar hükümetler de görecek. Simdi yeni bir yasa çalışması var asgari ücret için. Özel sektörde isçinin görevi tahsili veya çalıştığı yıl ne olursa olsun yatırımlar ve aldığı ücret büyük oranda çalışanın asgari ücreti üzerindendir ve bunu önlemek için yasayla kriterler getirilmek istenir. Halbuki hükümetler günü kurtarmak için geçici çözümler üreteceğine daha kalıcı yasalar üzerinde çalışıp sendikalaşmanın önünü açsa bu ve bunun gibi sorunlar da köklü bir çözüm bulmuş olurdu.” DEV - İŞ’ten HABERLER 7 Öngörülen Birleşik Kıbrıs'ta işçi sağlığı ve güvenliği konferansı gerçekleştirildi. Tüm Kıbrıs Sendikal Formu tarafından organize edilen ve 'Öngörülen Birleşik Kıbrıs'ı' konu olan konferansların sonuncusu Eylül ayında gerçekleştirildi. İşçi sağlığı ve güvenliği konusunun ele alındığı oturumlarda Kıbrıs'ın güneyinde ve Kıbrıs'ı kuzeyinde geçerli olan işçi sağlığı ve güvenliği mevzuatları açıklanırken, yasal zemindeki eksiklikler ve uygulamada yaşanan zorluklar da tartışıldı. Avrupa İş Güvenliği ve Sağlığı Ajansı'ndan iş sağlığı ve güvenliği uzmanı Tim Tregenza'nın da katılarak konuşma yaptığı konferansta, Kıbrıs'ın kuzeyinden Halil Erdim ve Kıbrıs'ın güneyinden Stavros Lambrou ile Andreas Panayiotou katıldı. Dünya'dan mücadele haberleri! İspanyol işçi sınıfı ayakta: Özelleştirmelere karşı mücadele! İspanya'da Vigo kentinde sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesine karşı 200 bin kişi sokağa çıktı. Demiryolları işletmeleri ise özelleştirmeye karşı greve gidiyor. Vigo kent tarihinin en büyük gösterisi olan mitingde, parasız sağlık hizmeti talep edildi. Gösteri, şehirde ilk kez bir özel hastane açılmasının ardından gerçekleştirildi. Demiryolu işçileri ise Semaf, CGT ve CCOO sendikalarının çağrısıyla bir günlük grev yaptı. Sendikalar yük trenlerinin işletmeciliğinin özelleştirilmesini, işçilerle yeni sözleşme yapılması ve kesintileri protesto ederek 23 saatlik grev kararı almıştı. Müzakerelerden sonuç alınamaması üzerine dün başlayan grev, Eylül ayında üç ayrı günde devam ettirilecek. Hindistan'da 150 milyon işçi, hükümetin yeni iş yasasını protesto etmek için genel greve gitti. Greve giden işçiler, Hindistan Devlet Başkanı Modi'nin çıkardığı yasaların patronların büyümesini amaçlarken işçilerin çalışma koşullarını hedef aldığını söylüyor. 10 ayrı işçi federasyonu grevi desteklediğini açıkladı. İşçilerin grevi öncesi, sendikalar, Maliye Bakanı Arun Jaitley ile uzun görüşmeler gerçekleştirmiş ancak hükümetin kamu kurumlarını özelleştirmesinin önünü açan yasalardan vazgeçmemesi üzerine 24 saatlik grev kararı almışlardı. Grevin, hükümetin neoliberal reformlarına tepki göstermek, özelleştirmeleri durdurmak ve çalışma koşullarındaki iyileştirmeler için yapıldığı bildirilirken, BBC iş bırakan işçi sayısının 150 milyon olduğunu duyurdu. Geçtiğimiz sene iktidara gelen Narendra Modi, ekonomideki büyümeyi hızlandırmak için “reform” yapacağını söylemişti. Bosna Hersek'te işçi haklarını budamayı planlayan yeni yasa tasarısına karşı binlerce işçi sokaklara çıktı. Ülkenin çeşitli bölgelerinden başkent Saraybosna'ya gelen işçiler, Federal Meclis binası önünde toplandı. Saldırı tasarısının hayata geçmesi halinde haklarının tırpanlanacağını ve ücretlerinin düşeceğine dikkat çeken işçiler, “Çalışanlar açlıktan ölecek”, Kavazoğlu – Mişaulis binası için DEV-İŞ'e plaket verildi! Kıbrıs'ın güneyindeki Akropolis'teki Kavazoğlu – Mişaulis Kültür ve Spor Derneği binasının inşaatındaki gönüllü katkılarından dolayı DEVİŞ'e onu plaketi verildi. Dernek yönetimi tarafından verilen plaketi DEV-İŞ Başkan vekili Hasan Felek aldı. DEV-İŞ üyeleri binanın inşa aşamasında gönüllü olarak çalışmışlardı. “Her kesimin değişik istekleri var – işçiler de yemek talep ediyor”, “Halklar Meclisine: Halkın açtır!” yazılı dövizler taşıdı. Eylemde “Meclis hakkımızı elimizden alamaz”, “İşçi haklarını kısıtlayan yeni yasaya hayır” sloganları atıldı. “100 yıldır bu kadar kötü değildik” Eylemde konuşan Volkswagen İşçileri Sendika Başkanı Samir Aliçkoviç, şunları söyledi: “Yeni kanun ile hem ziraat hem de reel sektördeki işçiler zarara uğrayacak. Biz bu kanunun bütün 26 noktasına karşıyız; çünkü işverenler artık istedikleri gibi insaları işlerden atabilecekler. Biz bu konudaki diyalogdan tamamen atıldık. Biz de her iki tarafın uzlaşmasını ve herkes için olumlu çözümü talep ediyoruz.” Eyleme Zenitsa'dan katılan Rasim İmşiroviç adlı işçi ise “Bizim demir fabrikamız zamanda 24 bin kişiyi istihdam eden bir dev idi. Bu hükümetimizin çalışmaları bizi artık varlığımızın en zor konuma getirdi. Var olduğumuz 100 yıl içinde bu kadar kötü bir durumda değildik” dedi. İşçiler meclise girmeye çalıştı İşçiler daha sonra meclis binasına girmeye çalışırken kolluk kuvvetleri kitleyi engelledi. Bu sırada bir konuşma yapan Bosna Hersek Bağımsız Sendikalar Birliği Başkanı İsmet Bayramoviç, “Meclis yeni yasa tasarını gündemden çekmeyinceye kadar burada protestolar devam edeceğiz” dedi. Saatler süren eylem sonucunda milletvekillerinin yeni yasa tasarısını oylamayıp, yeniden gözden geçirilmesi için, hükümete geri gönderdiği öğrenildi. İlerleyen saatlerde ise işçiler geri çekilince tasarının kabul edildiği öğrenildi. TAŞEL grevi Koral Aşam Bilindiği üzere sermaye ve onların temsilcisi hükümetler tarafından en akılcı ekonomik sistem olarak sunulan serbest piyasa ekonomisi, yalnızca çalışanların, emekçilerin serbestçe sömürülebileceği bir ekonomik model olarak algılanmaktadır. 2008 yılından günümüze, ekonomik kriz olarak nitelenen fakat gerçekte beklenen karlılığın yeterli görülmemesi durumu olarak tezahür eden piyasada, krizden çıkış noktası yalnızca emekçilerin maaşlarının düşürülmesi, sömürünün artırılması ve emekçi haklarının bu vesile ile ortadan kaldırılması olarak ön görülmüştür. Bu öngörünün ikinci ayağı ise, toplum mallarının yağması yani özelleştirmelerdir. Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (DEV-İŞ) çatısı altında örgütlü EMEK-İŞ ve örgütlü olduğu iş yeri TAŞEL Ltd arasında, yasalara bağlı hayat pahalılığı ödeneği konusunda ve %33'lük toplum malına sahip çıkmak adına bir süre önce yaşanan çatışma ve 15 günlük süresiz grev hepinizin malumudur. Yukarıda belirtilen serbest piyasa algısını, emek piyasasında fiili olarak yaşanan realiteyi sebep sonuç ilişkisi açısından TAŞEL grevi ispatlar niteliğe sahiptir. Aslında yaşananlar yalnızca TAŞEL yönetiminin nevi şahsına münhasır bir tutum değildir. Serbest piyasa algısı, istisnai durumlar hariç genelde tüm sermaye kesimlerinin hareket ve düşünce tarzlarının temelini oluşturmaktadır. Ne pahasına olursa olsun Kar marjını maksimize etmek, emek ve emekçiyi yalnızca bir girdi maliyeti olarak görmek, yasa, kural tanımamak, hükümetleri kontrolleri altında tutmak. Fakat bu gerçekler karşısında da, emekçilere de düşen görevler vardır elbette. Bilinçlenerek örgütlü yapılarını korumak, direnmek ve hakları için mücadele etmek. TAŞEL grevi, hem serbest piyasa algısının tezahürü, hem de sendikal örgütlülük ve Ekim- 2015 - Sayı 4 direnişle sıkıntıların nasıl giderilebileceği konularında bilincimizi pekiştirmiş hem de tüm emek kesimlerinin moralini yükseltmek açısından başarılı olmuştur. TAŞEL grevi, emeğe saygı için yapıldı, TAŞEL grevi, özelleştirmelere karşı çıkmak için yapıldı, TAŞEL grevi, insanca yaşanabilecek ücret için yapıldı, TAŞEL grevi, sendikal örgütlülüğe sahip çıkmak için yapıldı. Sahibi: Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu adına Hasan Felek Editör: Hasan Yıkıcı Adres: Şerabioğlu Sok. No:6 L/şa PK:748 Tel: 0392 227 26 40 Fax: 0392 228 64 63 e-mail: dev-is@dev-is.org Web: www.dev-is.org Kıbrıs Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (DEV-İŞ) @Dev_İs_Kibris Grafik Tasarım ve Baskı: Dörtrenk Matbaacılık Tel: 0392 225 82 11