enerji sektörümüzün pozitif görünümü
Transkript
enerji sektörümüzün pozitif görünümü
editör Bu defa da “Merhaba sevgili okurlarımız, bu sayımızda da y EKSEN Yay›nc›l›k Fuarc›l›k Tan›t›m Hiz. Ltd. fiti. Ad›na imtiyaz sahibi ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Turan Türkmen turan@eksenltd.com Genel Yayın Yönetmeni: Prof. Dr. Ya€mur Denizhan denizhan@boun.edu.tr Reklam ve Halkla İlişkiler Md.: Birsen Salman birsen@eksenltd.com Yayın Kurulu: Prof. Dr. Abdülkadir Erden / At›l›m Üniversitesi Mekatronik Müh.Böl.Bşk. Prof. Dr. Metin Gökaflan / ‹TÜ. Kontrol Müh. Böl. Bflk. Prof. Dr. Galip Cansever / Y.T.Ü. Elektrik Elektronik Müh. Fak. Dek. Kurumsal İletişim Uzmanı: Giray Karanlık giray@eksenmedyagrup.com Yayın Danışmanları: Prof. Dr. Alinur Büyükaksoy / Gebze ‹leri Tek. Ens. Rek. Prof. Dr. Ayşegül Akdoğan Eker / YTÜ Makina Müh. Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Eker / Namık Kemal Üniversitesi Biyosistem Müh. Böl. Prof. Dr. Ersin Tulunay / ODTÜ Prof. Dr. Göksel Demirer / ODTÜ Çevre Mühendisli€i Prof. Dr. Güven Önbilgin / 19 May›s Üniversitesi Prof. Dr. Mübeccel Demirekler / ODTÜ Elk. Elektronik Müh. Böl. Prof. Dr. Muammer Ermifl / ODTÜ Elk. Elektronik Müh. Böl. Prof. Dr. Muhsin Kılıç / Uludağ Üniversitesi Prof. Dr. Murat Uzam / Melikşah Ü. Müh. Mim. Fak. Elk. Elektronik Müh. Böl. Prof. Dr. Savafl Ayberk / Kocaeli Ü. Çevre Müh. Böl. Bflk. Prof. Dr. Tuncel Özden / TÜB‹TAK Enst. Analiz Lab. Böl. Bflk. Prof. Dr. U€ur Çeltekligil / Sakarya Üniversitesi Prof. Dr. Seta Bogosyan / ‹TÜ. Kontrol Müh. Böl. Prof. Dr. Yusuf Tan / Bo€aziçi Ü. Medical Engineering Prof. Dr. Kemal Leblebicio€lu / ODTÜ Elk. Elektronik Müh. Böl. Doç. Dr. ‹. Hakk› Çavdar / Karadeniz Teknik Ü. Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner / Özçelik A.fi. Prof. Dr. Hakan Yavuz / Ç.Ü. Müh. Mim. Fak. Mak. Müh. Böl. Yrd. Doç. Dr. Sibel Uluda€ Demirer / Çankaya Ü. End. Müh. Böl. Dr. Mehmet Çevik / Dal Engineering Dr. Müh. Ahmet Dinçer / Bosch Rexroth A.fi. Sevtap İnan / Siemens M. Cenk Ceylan / Rockwell Otomasyon Levent Fadıloğlu / Schneider Cengiz Meriç / Hipafl Emin Olcay / Akbil A.fi. Çağrı Hekimoğlu / Esit Göktu€ Gür / Schneider H. Cengiz Celep / Entek Otomasyon Hasan Basri Kayak›ran / Emf Motor ‹brahim Erkan Yenel / Norm Enerji ‹smail Obut / Hidroser Mahmut Bertan / Weidmüller Niyazi Sar›maden / Medel Oral Avc› / Piomak Özkal Güner / Schneider Electric Sedat Sami Ömero€lu / E3Tam Gökhan Yücel / Phoenix Contact fiahnur Agaik / GSD Osman Kutan / ABB Talat Avc› / P›nar Müh. T. Hakan Özer / ‹SOD Yön. Krl. Bflk. Tuncay Soydafl / Festo Yavuz Çopur / Pilz Sırrı Kardeş / Kardeş Elektrik Tolga Bizel / Mitsubishi Electric Hakan Aydın / Mitsubishi Electric Dr. Hüseyin Halıcı / Halıcı Elektronik Tunç Atıl / HKTM Teknik Editör: Editör: Grafik Tasarım: Emeç Erçelik editor@eksenmedyagrup.com Alper Öz editor@eksenmedyagrup.com Taluy Denizhan info@eksenmedyagrup.com Şükran Pala sukran@eksenmedyagrup.com Ülgen Güneş ulgen@eksenmedyagrup.com Artun Armutcu artun@eksenmedyagrup.com Esra Satır esra@eksenmedyagrup.com Reklam Koordinatörü:Cahide Avflar Demir cahide.avsar@eksenmedyagrup.com Turan Türkmen Halkla İlişkiler ve Tanıtım: Onur Narinoğlu onur@eksenmedyagrup.com Abone ve Mali İşler: Şerife Yılmaz finans@eksenltd.com Uluslararası İlişkiler: Hazal Yalçın info@eksenmedyagrup.com Temsilciliklerimiz: Nejat Coflkun Tel: 00.44.171.377 00 76 ‹NG‹LTERE info@nejatdesign.co.uk Metin Yavuz Tel: 00.49.221.297 22 70 Köln - ALMANYA metin.yavuz@gmx.net ‹zmir Temsilcili€i: Fatma Boyraz Tel: 0555 575 66 30 Merkez: EKSEN Yay›nc›l›k Fuarc›l›k Tan›t›m Hiz. Ltd. fiti. Meflrutiyet Cad. Kıblelizade Sk. Tepe Han No: 1 Kat: 2 D: 7 34440 Beyo€lu-‹stanbul / TÜRKİYE Tel : +90.212.292 01 89 Faks : +90.212.293 32 24 E-mail: info@eksenmedyagrup.com www.eksenmedyagrup.com Baskı: Doğa Basım Yıllık abonelik: 100.- TL. Yıllık yurtdışı abonelik: 100 Euro Endüstri ve Otomasyon Yayg›n süreli bir yay›nd›r, Ayda bir yay›nlan›r Dergimizde yer alan ilanlar›n sorumlulu€u ilan verenlere, makalelerdeki fikirler ve yorumlar yazarlar›na aittir. Tüm haklar› Eksen Yay›nc›l›k’a ait olup, izinsiz kullan›lamaz ve yay›nlanamaz. Eksen Yay›nc›l›k; bas›n ve yay›nc›l›k ilkelerine uymay› taahhüt eder. ENDÜSTRİ OTOMASYON DERGİSİ ENDÜSTRİYEL OTOMASYON SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYESİDİR. 13 TEKNOLOJİDE YENİLİKLER TEORİ ve UYGULAMALAR ■ Buck 28 Çevirici İçin PID Kontrolör Tasarımı ■ F28335 DSP ile Doğru Akım Motorunun Hız ve Konum Denetimi ■ Direksiyonda Kimse Yok: Hayatımızı Yöneten Algoritmalar 50 ÜRÜN ve UYGULAMALAR Bosch Rexroth Akıllı Yazılım Fonksiyonları, Üretkenliği Artırır Ve Know-How’ı Korur ■ Rexroth’un ■ Liman Pilz Lojistiğinde Yeni Standartlar Phoenix Contact Makine Üzerinde Çok-İstasyonlu Operasyon Esnek, Ekonomik ve Güvenilir Netes ■ Fluke Dört Kanal ScopeMeter® 190 Serisi II Tanıtımı El tipi Skop Performansının Çıtası Artık Daha Da Yüksek! ■ Doğrudan 34 SÖYLEŞİ “Türkiye Pazarı, Otomasyon Alanında Halen Emekleme Evresinde.” NACHI ■ “Bugünün Mükemmeli, Yarının Eksiğidir!” E3TAM - ENOSAD ■ ■ voestalpine Böhler Welding Olarak, Türkiye’de Operasyonlarımızı Büyütüyoruz Böhler Welding Türkiye 96 Dosya ve Makale ■ Otomasyon, Yeni Sanayi Devrimlerine Zemin Hazirlıyor! ■ Enerji ■ Enerji Sektörümüzün Pozitif Görünümü Sektörümüzün Negatig Görünümü ■ Otomasyonsuz Fabrika Olmaz, Peki Güvenliksiz Otomasyon Olur Mu? ■ Omron Nx-Güvenlik Genişletilebilen, Bağımsız Güvenlik Kontrolör Ailemiz ■ Schunk Silindirik Parçalar için Pensli Ayna Modülü 120 ÜRÜNLER ■ Turck Analog Sinyaller İçin Ultra Kompakt Blok I/O ■ Pilz Powerlink Bağlantısına Sahip PNOZmulti 2 ■ Omron Omron, Cp1 Plc Serisi İçin Yeni Analog Ve Sıcaklık I/O Ünitelerini Piyasaya Sürüyor ■ Bexkhoff Pc Tabanlı Kontrol Ve Xts İle Kaynak Tasarrufu Sağlayan Paketleme ■ Beckhoff Beckhoff’un Ethercat I/O Sistemi Genişliyor: Yeni I/O Çözümü Orta Ve Yüksek Hacimli Üretim Yapılan Standart Uygulamalarda Verimi Arttırıyor ■ BR Otomasyon B&R Başarılı Power Panel Hmi Ailesini Genişletiyor 144 HABERLER ■ ■ ■ KROHNE “Sıcaklık Ölçüm Ürünleri” Seminerleri, Kocaeli ve Ankara’da Gerçekleştirildi ■ Omron, Mart Ayında İstanbul’daki WIN Otomasyon veDubai’deki MEE Fuarında… ■ Yüksek Ölçü Aletlerinde Güvenlik MAKELSAN, LevelUps Serisi KesintisizGüç Kaynağı ile 13.TESİD Yenilikçi Ürün Ödülünü aldı Pilz Academy Eğitimleri WIN Otomasyon Fuarı’nda ■ Kaliteli Sürgü-Ray Üretimi ■ Viko’dan Üniversite Öğrencileri İle Sinerji Buluşması... Teori ve Uygulamalar ENDÜSTRİ OTOMASYON 13 Teori ve Uygulamalar 14 ENDÜSTRİ OTOMASYON Teori ve Uygulamalar ENDÜSTRİ OTOMASYON 15 Teori ve Uygulamalar 16 ENDÜSTRİ OTOMASYON Teori ve Uygulamalar Teori ve Uygulamalar ENDÜSTRİ OTOMASYON 21 Teori ve Uygulamalar 22 ENDÜSTRİ OTOMASYON Teori ve Uygulamalar ENDÜSTRİ OTOMASYON 23 Teori ve Uygulamalar 24 ENDÜSTRİ OTOMASYON Teori ve Uygulamalar Teknolojide Yenilikler 28 ENDÜSTRİ OTOMASYON Teknolojide Yenilikler ENDÜSTRİ OTOMASYON 29 Teknolojide Yenilikler Teknolojide Yenilikler 30 ENDÜSTRİ OTOMASYON Teknolojide Yenilikler ENDÜSTRİ OTOMASYON 31 Söyleşi “Türkiye Pazarı, Otomasyon Alanında Halen Emekleme Evresinde.” Birçok farklı alanda faaliyet göstermekte olan Nachi Europe GmbH, Türkiye’de de etkin bir satış ağına sahip. Biz de Robot Departmanı Satış Müdürü Sayın Oğuz Sert ile hem Nachi’nin konumu hem Türkiye’deki sanayi ve mühendislik altyapısı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. E&O: Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Nachi’deki konumunuzdan bahsedebilir misiniz? Oğuz Sert: NACHI firmasında Robot Departmanı Satış Müdürü olarak görev almaktayım. E&O: Okuyucularımıza Nachi’den bahsedebilir misiniz? Oğuz Sert: NACHI firması 1928 yılında Toyama / Japonya’da kurulmuş bir teknoloji firmasıdır. Birçok sektör ve alanda üretimi vardır. Bu ürünlerin başlıcaları, hidrolik ekipmanlar, kesici uç ve matkap ekipmanları, rulman, özel çelikler ve robotlar olarak sıralayabiliriz. E&O: Geniş bir ürün yelpazesine sahipsiniz. Ürünlerinizle hangi sektörlere hitap ediyorsunuz? Türkiye’de verilen eğitim kalitesinin Dünya ile rekabette yer alabilmesi için, eğitim ve endüstriyel kurumların daha iç içe çalışmaları gerektiği inancındayım. 34 Oğuz Sert: Ürünlerimiz otomotiv, demir çelik, metal işleme, hidrolik iş makineleri, gıda, medikal vb. gibi sektörlere hitap etmektedir. E&O: Yeni alanlara, sektörlere girmeyi planlıyor musunuz? Oğuz Sert: NACHI firmasının hedeflerinde her zaman yeni sektörlerde yer almak bulunmaktadır. Bu felsefe ile her zaman, potansiyel gördüğümüz sektörlerle ilgili çalışmalar yapmaktayız. Firma olarak her zaman kendimizi geliştirmeye çalışırız. E&O: Çalışanlarınızın eğitim profiline dair bilgi verebilir misiniz? Türkiye’de verilen mühendislik eğitimini Dünya ile rekabete girişebilmek için yeterli görüyor musunuz? Oğuz Sert: Çalışanlarımızın eğitim profilleri, yüksekokul ve üniversite mezunlarından oluşmaktadır. Şirket içi eğitimlerimiz düzenli olarak yapılmaktadır. Bu sebeple çalışanlarımızın okudukları okuldan aldıkları eğitimin üzerine firmamızda aldıkları eğitimlerle hem kişisel gelişimleri hem de firmamız gelişimi açısından gerekli görmekteyiz. Türkiye’de verilen eğitim kalitesinin ENDÜSTRİ OTOMASYON Söyleşi Dünya ile rekabette yer alabilmesi için, eğitim ve endüstriyel kurumların daha iç içe çalışmaları gerektiği inancındayım. Okullarda alınan eğitimlerin sadece teoride kalmamalı. E&O: Araştırma Geliştirme, sadece yetişmiş eleman değil yetişmiş elemanlara gerekli alt yapıyı sunmayı da gerektirir. Türkiye’de AR-GE imkânlarına dair neler söyleyebilirsiniz? Türkiye pazarı, otomasyon alanında hâlen emekleme evresinde. İleride ülkemizin daha büyük yatırımlara açık bir ülke olmasından dolayı, çok büyük potansiyelin var olduğunu düşünüyoruz. Oğuz Sert: Türkiye’de firmalar artık Ar-Ge’nin firmanın geleceği için ne kadar önemli olduğunu görmeye başladılar. Bu sebeple artan AR-GE yatırımları ve devletimizin bu konuda firmalara verdiği desteklerle bu yatırımlar daha da ivme kazandı. Bu sürecin devam etmesi tek temennimiz. E&O: Mühendislik eğitimi ve ülkenin AR-GE imkânlarına bakınca, üniversiteler ile işbirliği yapmayı düşündünüz mü? Sık dillendirilen üniversite-sanayi işbirliği çalışmaları kapsamında da projeleriniz oluyor mu? Oğuz Sert: Özellikle robot bölümü olarak bu alanda çalışmalarımız oluyor. Eğitim kurumları için özel robot eğitim setleri sunuyoruz. Üniversitelerden gelen etkinlik talepleri ile ilgili olarak da her zaman Nachi firması olarak olumlu yaklaşıp mutlaka yer almaya çalışıyoruz. E&O: Dünya’nın farklı ülkelerinde yer alan bir firma olarak diğer ülkeler ile kıyaslandığında Türkiye pazarının ne gibi avantajlarınız dezavantajlarınız oluyor? Oğuz Sert: Türkiye pazarı, otomasyon alanında hâlen emekleme evresinde. İleride ülkemizin daha büyük yatırımlara açık bir ülke olmasından dolayı, çok büyük potansiyelin var olduğunu düşünüyoruz. NACHI Japonya da bu konuda bizimle aynı görüşte ve Türkiye’ye ayrı bir önem veriyorlar. E&O: İstanbul yaklaşık bir ay içinde iki önemli fuara ev sahipliği yapıyor, WIN Metal İşleme Fuarı ve WIN Otomasyon Fuarı. Fuarların hem şirketler açısından hem ülke pazarı açısından önemine dair düşünceleriniz nelerdir? Oğuz Sert: Türkiye’de kaynak ve otomasyon fuarı denilince akla gelen tek isim WIN fuarlarıdır. Bu alanda çalışma yapan her firma WIN fuarlarında mutlaka yer almak istiyor. WIN fuarlarının ülkemiz sanayisine kattıkları azımsanamaz. Katılımcı her firma sundukla- rı çözümlerle uygulamalarla doğru müşteriye bu fuarlar sayesinde ulaşabiliyor. Bize göre en etkili pazarlama stratejisi WIN fuarlarıdır. E&O: Dünya “Endüstri 4.0” ya da telaffuz edilen bir diğer adı ile “e-F@ctory”, sanayi devriminin sürecinin içinde artık. Endüstri 4.0’a dair görüşleriniz nelerdir? Oğuz Sert: 3. sanayi devrimi olan Elektronik kullanımından sonra 4. Sanayi Devrimi ile bilgisayarlaşma ve ileri teknoloji kullanımının gelmesi kaçınılmaz bir durumdu. 4. Sanayi Devrimi’nin ülkemizde de etkilerini kısa zamanda görebileceğimizi ve bunun üretim sanayimize olumlu etkilerinin olacağını düşünüyoruz. E&O: Ürün çeşitliliğinize ve niteliklerine bakınca, Nachi ürünleri ve çözümleri ile Endüstri 4.0’a hazırdır diyebilir miyiz? Oğuz Sert: NACHI firması 4. Sanayi Devrimi’nde yer alma planını uzun zaman önce başlatmıştı. Firmamız bu ve bundan sonraki tüm gelişmeleri yakından takip ederek, kendini geliştirmeyi ilke edinmiştir. E&O: Eklemek istedikleriniz var mı? Oğuz Sert: Nachi firması olarak bizlere bu çalışmada yer verdiğiniz için teşekkür ederiz. E&O: Zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Nachi Europe GmbH’yi yakından tanıyalım: Ana şirket olan Nachi-Fujikoshi, 1928 yılında kurulmuş olup, bugün çok çeşitli alanda üretim yapmaktadır. Bu alanlar, aletler, makine takımları, ultra-hassas takım- ENDÜSTRİ OTOMASYON 35 Söyleşi lar, güç tasarrufu ve otomasyonlu üretim hatları için üretilmiş robotlar gibi ürünleri içermektedir. Rulmanlar ve hidrolik ekipmanlar gibi basit ürünler ise diğer örneklerdendir. Şirketin uzmanlık alanı, özel çelik ve ısıl işlem ekipmanları gibi ürünlere kadar uzanmaktadır. Nachi-Fujikoshi, sanayi için vazgeçilmez teknolojileri ve ürünleri, geniş kapsamlı bir şekilde sağlamaktadır. Nachi-Fujikoshi´nin Avrupa Pazarı için ana çalışma üssü, Avrupa’da anahtar stratejik bölgesi olan, Almanya’da kurulu Nachi Europe’tur. 1967’de kurulduğundan beri, Nachi Europe GmbH, Avrupa’nın çeşitli yerlerine tüm Nachi ürün serisini dağıtmak için ana dağıtım bölge avantajına sahiptir. sasiyet makineleri, giyotinler ve robotlar yer almaktadır. Bu ürünler pek çok farklı elektronik aygıtlar ve teçhizatlarda kullanılmaktadır. Video kameralar, TV setleri ve birçok ürünle optik haberleşme sistemleri ve sabit sürücüler için manyetik kafa imalatında elektronik sektöründe ultra-hassas makinelerimiz kullanılmaktadır. Nanometre olarak DVD aygıtları için lenslerle birlikte sayısal kameralar için kalıplar ve TV setleri için sıvı kristal elemanlar için montaj parçaları tedarik etmektedir. Ayrıca, TFT monitör imalatı için temiz-oda (toz ve bakteriden arındırılmış ortamda) robotlar üretmektedir. Bu robotların özelliği yüksek kalitede çalışma ortamı sağlamaktır. Nachi Europe GmbH, Fransa, İtalya ve İspanya gibi ülkelerdeki satış üsleri ile, satış ağını her geçen gün güçlendirmekte; bu amaçla, anında tedarik ve yoğun destek hizmetleri sağlamak için çalışmaktadır. Nachi Europe GmbH, küresel çapta sınaî müşterilerine yenilikçi ürünler ve hizmetler sunmakta ve sınaî transmisyon imalat, vinç, madencilik ve kâğıt sektörüne özel önem vermektedir. Kapsamlı bir ürün evraklarıyla ve etkin hizmetlerle, Nachi Europe GmbH transmisyon imalatı alanında tercih edilen iş arkadaşları olmaktadır. Nachi Europe GmbH, müşterilerinin ihtiyaçlarına uyarlanmış çözümler de geliştirmektedir. Otomotiv sektörüne motorlu araçlar ve parçalar tedarik eden Nachi Europe GmbH bu sektörde dünya çapında en büyük pazar payına sahiptir. Bu iş sektöründeki ana ürünler arasında montaj hatları ve tekli motorlu araç parçaları yer almaktadır. Montaj hatları normal istihdam sayısını azaltmaktadır. Burada farklı görevler yapabilen, yani kaynakçı robotlar, boya püskürten robotlar ve montaj yapan robotlar imal edilmektedir. Motorlu araç parça sektöründe rulmanlar, yataklar, klima sistemleri için özel rulmanlar, dişli ve motorlu parçalar ve debriyaj rulmanları yer almaktadır. Nachi Europe GmbH’nın robotları iş süreçlerinin farklı safhalarını yani kaynak işlerinde, boya püskürtme ve montaj işlemlerini basitleştirmekte ve hızlandırmakjadır. Nachi Europe GmbH, uluslararası makine imalat sektöründe de karar verici bir rol oynamaktadır. Transmisyon imalatı, vinç sanayisi, madencilik ve kâğıt sanayi alanlarında alet üretiminde küresel lider şirket olarak, Nachi Europe GmbH, ferdi müşteri ihtiyaçlarına uyarlanmış çözümler oluşturmaya azimlidir. Dört sanayi sektörü alanında ürünlerin ana grubu, rulo rulman ve bilyeli rulmanlardır. Dünya çapında her tip bilyeli rulmanlar en yüksek yük kapasitede ve uzun hizmet ömürlüdür. Yük kapasitesi ve mukavemet alet ve makinelere uyumludur. Nachi Europe GmbH, iş elektroniği sektöründe de hayli aktiftir. Bu iş sektöründeki ürünleri arasında değişik görevler yapan has- 36 Burada vinçler ve kazıcılar için hidrolik parçaların montajına ağırlık verilmiştir. Hidrolik elemanlar altında, tekerlekli motorlar, salınımlı motorlar ve değişken pistonlu pompalar yer almaktadır. Salınımlı motor ,aşırı derecede yüksek güvenirliği ile düzgün çalışır. Değişken ayarlı, pistonlu yekpare ve yer tasarruflu pompalar, ergonomik tasarımlıdır. Bundan başka, pistonlu pompalar çift hacimlidirler. Tekerlekli motorlar, pistonlu pompalar kadar yekpare ve yer tasarrufu sağlar. Ayrıca, bu motorlar aşırı yüksek hızda ve performansta çalışabilirler. Nachi, ayrıca, inşa teçhizatı için, örneğin kazıcılar ve vinçler için, önemli parçalar imal etmektedir. Yukarıda bahsedilen salınımlı motorlar da burada kullanılmaktadır. ENDÜSTRİ OTOMASYON Söyleşi “Bugünün Mükemmeli, Yarının Eksiğidir!” Dergimizin bu ayki sayısında, Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD)’nin kurucu üyelerinden ve şuan ki yönetim kurulu başkanı Sedat Sami Ömeroğlu’yla bir söyleşi gerçekleştirdik. Sanayi, teknoloji, Endüstri 4.0, Türkiye’nin bu alanlarda nerede olduğu konuları ve Aralık ayında ilki düzenlenen, İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi’ni konuştuk. E&O: Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Sedat Sami Ömeroğlu: Elektrik-Elektronik Mühendisiyim. Uzun zamandır mühendis olarak çalışıyorum. ENOSAD kurucu üyelerinden biriyim. Son iki dönemdir yönetim kurulu başkanıyım. Meslek hayatım boyunca biraz da tesadüfler sonucu hep ileri teknoloji içeren uğraşlar içerisinde oldum. Hala daha bu heyecanlı sürecin içerisinde olmaya devam ediyorum. Bu yorucu olmakla birlikte heyecanlı bir süreç benim için “Bu aşamada akıllı makineler üretilmeli, üretimler de başladı diyebiliriz. Bilişim teknolojileri ve makinelerdeki bu gelişim devam ettikçe üretim tesisleri de aynı şekilde gelişecektir.” E&O: Sanayi hiçbir zaman yerinde sayan bir yapı olmadı, sürekli kendini geliştirmenin yollarını aradı. Bu aşamaya gelene kadar alınan yol nasıldı? Sedat Sami Ömeroğlu: İlk Sanayi Devrimi İngiltere’de Watt’ın 1700’lü yılların sonlarında birim yakıtla dört 40 kat daha fazla üretim yapabilen buharlı kondansatörü bulmasıyla başladı. Bu sayede artan verim yanında buhar makinasının fiziksel boyutlarının küçülmesi Sanayide bir devrimi başlatmıştır. Bu dönemdeki lokomotif sektör tekstil alanındaydı. 1900lü yılların başında ise Amerika’da, Henry Ford adındaki bir otomobil üreticisi seri üretim bant sistemini geliştirdi. Ford un hedefi fabrikadaki her çalışanın araba sahibi olabileceği kadar ucuza otomobil üretmekti. Buradaki yöntem seri bandın üzerindeki her çalışanın bir kendi işinde uzmanlaşıp sürekli o işi yapmasıydı. Bunun sonucunda 875 USD olan T Model otomobilin fiyatı 375 USD gibi radikal bir ucuzlama gerçekleşti. Ford’un bu dönemde rakiplerine karşı 10 000 adetlik satış rakamına geçtiği söylenmektedir. Öte yanda büyük bilim adamı Nilolay TESLA’nın alternatif akımı bulması ve buna bağlı olarak alternatif akım ile çalışan motoru geliştirmesi de sanayiye çağ atlatan çok önemli bir aşama olmuştur. Bu gelişmelerin tümü Endüstri devrimi 2.0 olarak tanımlanmaktadır. Gelişen süreç içinde özellikle yarı ilet- ENDÜSTRİ OTOMASYON Söyleşi ken teknolojilerindeki gelişmeler ( Bell laboratuvarlarından Shotky ve iki arkadaşının geliştirdiği Transistorun, Vakum tüpün yerini alması, sonrasında Chip (yonga) devrelerin geliştirilmesi vb) ardından 1945’lerde Bilgisayar (ENIAC) askeri amaçla kullanıma girmesi ve yazılım (BASIC) kavramının akademik düzeydeki ilk adımları sonrasında hızla gelişmesi, hatta Robot konusunun devreye girmesi gibi radikal gelişmelere paralel olarak 1970 li yıllarda PLC cihazları üretimde otomatik kontrol amaçlı devreye girdi. Bu sayede endüstriyel üretimde yeni üretim biçimleri şekillenmeye başlamıştır. Bu gelişmeler tarihsel süreçte günümüze kadar devam eden Endüstri devrimi 3.0 ı tarif etmektedir. E&O: Teknolojik gelişime bağlı olarak Endüstri 4.0 adın- “Sadece başarılardan değil, başarısızlıklardan da ders almalıyız. Akıllı insan başkalarının yaptıklarından ders alandır.” da yeni bir sanayi devriminden bahsediliyor. Bu aşamada bizleri neler bekliyor? Sedat Sami Ömeroğlu: İİlk üç sanayi devriminden sonra bilişim teknolojilerinin gelişmesi, Bunlara paralel olarak robotlarının haberleşme teknolojilerinin geliştirilmesi, çok katmanlı yongalar, Internet, gömülü yazılım vb daha birçok parametrenin geliştirilmesi gibi etkiler sonucu bu gün ileri düzeyde kontrol sağlayabilen sistemler geliştirilmektedir. Bu gelişmelere hergün bir yenisi eklenmektedir. Endüstri 4.0 olarak adlandırılan süreç işte tam da bu tür gelişmeleri ifade ediyor. Süreç bütün hızıyla devam ediyor. Artık ileri Endüstriyel otomasyon teknikleriyle Akıllı makinalar, Akıllı Fabrikalar dönemi başlamıştır. Amerikalılar bu sistemlere Siber Fizik Sistemler demektedir. Tabii Bilişim teknolojileri ve makinelerdeki bu gelişim ayrıca IoT ( İnternet of Things / Nesnelerin Interneti) olarak tarif edilmektedir. Bu süreç olağanüstü bir hızla gelişmektedir Makinelerin her bir bileşeninin kendi IP si ile tanımlandığı ve bu parçaların birbiriyle haberleşerek kararlar alıp uygulayıp kendi kendini denetleyebileceği üretim tesisleri devrinin tam arifesindeyiz. Siber Fizik Sistem alt yapıları üzerine şekillenecek yeni makinalarda - Yapay zekâ, - Yapay görme, - Esnek Yazılım, - Uzaktan erişim ve kontrol - Akıllı sensörler - Yeni kompozit malzemeler - ROBOT lar - vb ana bileşenlerden oluşacak. Yeni nesil üretimlerde bu sayede insanın karar verme yetisinin belirleyici rolü kalmayacak gibi gözükmektedir. Bazı ülkelerde bu birer devlet politikası haline getirilmiş durumda. Örneğin ABD de 2010’da, Almanya’da 2012’den itibaren devlet ve özel sektör bu alanda çalışmalara başladı. Endüstri 4.0’ı “Bir Adam Bir Makine Bir Fabrika” olarak tanımlıyorum. Ben yerel ve uluslararası anlamda birçok meslektaşımla yaptığım söyleşilerde bunun kabul gördüğüne şahit oldum. Bu hızla gidilirse Endüstri 1.0 dan buyana gelişen süreçteki hıza bakarak Endüstri 5.0’ın 15 yıl içinde gerçekleşebileceği gibi bir öngörüde bulunabiliriz. E&O: Türkiye bu devrimin neresinde yer alacak? Sedat Sami Ömeroğlu: Otomasyon çok önemli yerlere gelecek, ülkeler buna uyum sağlamak zorunda. Eğer Türkiye bu gelişmeleri ciddiye almayıp mevcut üretim teknikleri ile devam etmeyi tercih ederse dünya pazarı ile rekabet şansı kalmayabilir. Çünkü yeni üretim sistemleri ile kısa sürede kârı ve kalitesi daha yüksek üretim yapılabilecekler. Ürün fiyatları şimdinin çok altında olacaktır. Üretim maliyetleri açısından satış yapma şansımız ne yazıkki genel anlamda çok azalacaktır. Bu durum bizi daha çok dışa bağımlı bağımlı hale getirebilir. Türkiye bu süreci başındayken yakalamak zorundadır. Artık geçmişteki gelişmelerde olduğu gibi bunu da kaçırmak gibi bir lüksümüz yok. İnşaat sektörüne bağımlı büyümek artık mümkün değil. Akıllı makineler üreterek ve kullanarak ve elbette ihraç da ederek büyüme hedeflenmesi gerekiyor. Dünyada teknolojimiz sayesinde saygın bir yer edinmememiz için hiç bir sebep yok. Bu konuda Siyasi erkin bakışı ve doğru kararlarla desteklemesi STK ların bu konuda ortak çalışmaları gelecek ENDÜSTRİ OTOMASYON 41 Söyleşi adına belirleyici olacaktır. Bunu yapabiliriz. Ben demekten vaz geçip biz diyebilmenin yollarını yaratmalıyız. Yakın zamanda bir seçim dönemine giriyoruz. Bu konulara yakın, bilgi sahibi bizi anlayabilecek insanların önemli yerlere gelebilmesi sesimizi duyurabilmemiz adına ve geleceğin şekillenmesi adına son derece önemlidir. Önerilerimizi dikkate alan STK lara önem veren insanların bürokratik anlamda da önemli yerlere gelmesi en önemli beklentilerimizin başında gelmektedir. E&O: ENOSAD olarak otomasyon konusunda farkındalık yaratabilmek adına neler yapıyorsunuz? Sedat Sami Ömeroğlu: ENOSAD bu konuda Türkiye’de önemli çalışmalar yapan bir platform. Bünyesinde Endüstri 4.0 konusunda katma değer üretebilecek firmaları barındırıyor. ENOSAD olarak Endüstri 4.0 adına bilinç oluşturmak üzere Aralık 2014 de İleri Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri adı altında bir kongre düzenleyerek çok önemli bir adım attık. Hatta aldığımız bilgiler doğrultusunda bu kongre ve sergi Avrupa’da pek çok ülkeden de öncedir. Daha önce de belirttiğim gibi pek çok şirketimiz End 4.0 kavramının bilincinde ve gerçekleştirebilme kabiliyetindedir. Amacımız tarafların Akademiler de dahil bir araya gelmesidir. ENOSAD 42 ın Akademik kurulu bu amaçla yapılandırılmıştır. Ortak projeler yaratabilmek için siyasi erkin bizlere destek olmasını bekliyoruz.. Bunu gerçekleştirmek için temaslarımız sürüyor ve sürecek. Ne istediğimizi bilirsek önümüzde bir engel kalmayacağına inanıyorum. Yeter ki birbirimize güvenelim. Türkiye’deki sanayicilerin yerli teknoloji şirketlerini sabırla ve planlı olarak desteklemeleri, dışarıdan daha ucuza alırım düşüncesinden vazgeçilip yeni ufuklar yaratabilecek yerli şirketlerin önünü açmaları ve bu yaklaşıma destek vermeleri zorunluluktur. Sadece devletten beklemek çok doğru değil. Bu bilincin yaratılması şarttır. Bu konuda Makine üreticilerinin de ENOSAD çatısı altında kümelenmeleri yerinde bir yaklaşım olur düşüncesindeyim. Ne kadar çok üyemiz olursa bizim bu alanda bilinç oluşturmak için yapabileceğimiz etkinlik düzeyi de o kadar artar. Küçük şirket destek politikasının yeniden gözden geçirilmesi, birleşmelerin özendirilmesi çok etkin bir yapısal gelişim sağlayacaktır. E&O: İleri Endüstriyel Otomasyon Kongresi ve Sergisi’ni düzenlediniz. Kongreye değinebilir miyiz? Sedat Sami Ömeroğlu: Düzenlediğimiz “İleri Endüstriyel Otomasyon Kongresi ve Sergisi” Türkiye’de ve ENDÜSTRİ OTOMASYON Söyleşi Avrupa’da bu çerçevede düzenlenen ilk kongre olma özelliğini taşıyor. Bunu daha önce de belirtmiştim. Kongre sonrası geri dönüşler oldukça olumluydu. Burada özellikle sponsorlarımıza ve destek veren, emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkürlerimiz tekrar tekrar sunuyorum. Tabii ne kadar iyi yapmış olursak olalım bugünün mükemmeli, yarının eksiğidir. Aslında biz ne kadar iyiydi dersek diyelim bu dünü referans aldığımızdandır. Sonraki kongreyi bu yılki bakış açısı ile organize edersek eksik kalır. ENOSAD’ın daha mükemmelini yapabileceğine inancım tamdır. E&O:Üniversiteler bu alanda ne konumda bulunuyor? Yeterli teorik alt yapıyı karşılamak üzere ortak çalışma platformu kurulabiliyor mu? Sedat Sami Ömeroğlu: Ülkemizdeki en önemli sorunlardan biri Üniversite-Sanayi işbirliğidir. Günümüzde artık disiplinler arası çalışmak şarttır. Hiçbir disiplin tek başına yeterli olamaz. Beraber ve verimli şekilde çalışmanın yollarını üniversitelerimizle birlikte mutlaka bulmalı ve geliştirmeliyiz. Bu yaklaşımın üniversitelerde öğretilmesi de tavsiyelerimiz arasındadır. Verimli olmanın en önemli parametrelerinden biri, zamanı etkin kullanmaktır. En iyi okullardaki öğrenci arkadaşlarımız, sınavda birim zamanı en verimli şekilde kullandıkları için oradalar. Ancak yazık ki aynı performansı iş hayatında göremiyoruz. Çünkü ara- da geçen üniversite zamanında bu özelliklerinden uzaklaşıyorlar ve ne yazık ki bu da iş hayatlarına yansıyor. Zamanın doğru kullanımı gelecek nesiller için ciddi önem derecesindedir.Türk gençlerinin rasyonel düşünme kabiliyetinde olması mutlaka gerekiyor. Çevresel bilgileri alıp onlar içinde dağılmak yerine asıl bilgiye ulaşabilmeliler. Türkiye’deki üniversitelerin TALEBE yetiştirmeleri gerekir. Daha açık olarak bilgi talep eden, yani bilgiyi isteyen, arayıp bulan, araştıran, soran geçlerimiz olmalıdır. Genç arkadaşlar analiz ve sentez yapabiliyor, Farklı bakmayı biliyor olmalıdırlar. Öğrenci tanımı bütün bu söylediklerimi ne yazık ki tanımlayamıyor. E&O:Eklemek istedikleriniz var mı? Sedat Sami Ömeroğlu: Bizim bu ülkeye karşı sorumluluklarımız var, çevreye, dünyaya karşı sorumluluklarımız var. Bunların farkında olmamız gerekiyor. Tabiata karşı bir saygımız olmalı. Birbirimizle birlikte yaşıyoruz ve buna mutlaka saygı duymalıyız. Sadece başarılardan değil, başarısızlıklardan da ders almalıyız. Akıllı insan başkalarının yaptıklarından da ders alandır. İnsanlar artık birbirlerinin gözlerine bakmıyor. İletişimde beş duyumuzu kullanabiliyor olmamız lazım. Bunu sevgili genç meslektaşlarıma bir küçük öğüt olarak iletmek isterim ENDÜSTRİ OTOMASYON 43 Söyleşi voestalpine Böhler Welding Olarak, Türkiye’de Operasyonlarımızı Büyütüyoruz Bu ay voestalpine Böhler Welding Türkiye Genel Müdürü Sayın Tanju Bilgen ile bir söyleşi gerçekleştirdik. voestalpine Böhler Welding, 85 yılı aşkın bir süredir alışılagelmiş tüm birleştirme kaynak yöntemleri için kaynak dolgu malzemelerinin yenilikçi tedarikçisi olarak tanınan ve özel olarak orta ile yüksek alaşımlı malzeme derecelerine odaklanmış birleştirme kaynağı alanında küresel liderlerin arasında bulunan bir şirketler grubu. Biz de bu söyleşimizi voestalpine Böhler Welding Türkiye’yi daha yakından tanımak için yaptık. E&O: Önce sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Böhler’den ve Böhler’deki konumunuzdan bahsedebilir misiniz? Tanju Bilgen: 1986 senesinde Marmara Üniversitesi İktisat Bölümü’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi’nde İşletme yüksek lisansı yaptım. İş hayatıma ilk olarak 1987 de Böhler’de başladım. İlerleyen yıllarda sektörün önemli firmalarında genel müdürlük yaptım. 2014 yılının Nisan ayından itibaren ise voestalpine Böhler Welding Türkiye Genel Müdürü olarak görev yapıyorum. 1926 yılından bugüne ürünleri ve çözümleriyle hizmet veren voestalpine Böhler Welding, 1963 yılından itibaren Türkiye’de hizmet vermeye başladı. voestalpine Böhler Welding markası altında birleştirme, bakım onarım kaynağıyla ve lehimlemeyle ilgili kaynak sarf malzemelerinin tüm çeşitleri mevcut. voestalpine Böhler Welding’in tarihi aslında olduk- 46 ça eski. 1870 yılında Albert ve Emil Böhler, satın aldıkları farklı çelik üreticilerini Viyana’da kendi şirketleri üzerine devrederler. Satış, organizasyon ve lojistik becerilerini 1894 yılında Kapfenberg Styria’da potalı çelik fabrikası satın alarak sağlarlar. Tesisi modernleştirir, ürün yelpazesini genişletir ve üretimi artırırlar. Böhler isminin koyulmasıyla da çok kısa bir süre sonra ‘en iyi özel çelikler’ olarak anılmaya başlanır. Bugün bünyesindeki Böhler, UTP ve Fontargen markalarıyla voestalpine Böhler Welding olarak, dünyadaki ilk beş büyük kaynak firmasından bir tanesi. Günümüz itibarıyla yarım milyar Euro’dan fazla iş hacmine sahip bir kuruma dönüşmüş bulunuyor. E&O: Böhler, Türkiye’de nasıl bir pazar konumuna sahip? Tanju Bilgen: Böhler Welding, satış kanalları ve ofisleriyle beraber 28’den fazla ülkede mevcudiyetini ENDÜSTRİ OTOMASYON Söyleşi “Ürünlerimiz her zaman amaca, projeye yönelik, formülleri gereken çözüme göre üretilmiş bize özel ürünler. Tailor-Made yani “Terzi işi” tanımlaması buradan geliyor. Hiçbir ürünümüz standardize edilmiş ürün değil.” sürdürüyor. Türkiye, bu ülkelerdeki marketler arasında en dikkat çeken birkaç ülkeden bir tanesi. Türkiye pazarının koşulları ve atmosferi, firmanın büyümesi için çok uygundu. Bu sebeple Türkiye pazarına girildi. Buradaki yatırımlarımızı artırmak istiyoruz. 1963’ten beri Türkiye’de lisanslı üretim ve distribütör faaliyetlerimiz var. Türkiye’deki mevcut ofisimizi ise yedi yıl önce kurduk. Geçtiğimiz Nisan ayında voestalpine Böhler Welding Türkiye Genel Müdürü olmamla birlikte Türkiye’de büyüme kararı alındı. Bu kararı olanca gücümle destekliyorum. Bildiğiniz gibi Türkiye, gerçekten yatırım yapılabilir bir ülke konumunda. Türkiye’de endüstriyel altyapımız çok kuvvetli. Biz de voestalpine Böhler Welding olarak Türkiye’yi, altyapımızı ve bilgimizi aktarabileceğimiz ve kazanımlar sağlayabileceğimiz bir ülke olarak görüyoruz. Bu sebeple de Türkiye’de operasyonlarımızı büyütüyoruz. E&O: Ürünleriniz sanayinin her alanında kullanılabilecek ürünler. Türkiye’de hangi sektörlere hitap ediyorsunuz? Tanju Bilgen: Türkiye’deki ilk odaklandığımız alan, tamir ve bakımdır; birleştirme kaynağı olarak. Bununla birlikte, petrokimya ve enerji sektörü de önem taşıyor. Türkiye’de bunların yanı sıra yol, almayı hedeflediğimiz ‘özlü tellerimiz’ var. Bu ürün gamımızla ilgili Avrupa’da yeni bir fabrika satın aldık. Özlü telde bir numarayız, diyoruz. Bu ürün, enerji kazanımı, zaman tasarrufu, hızlı kaynak yapma, kaynağın çok daha kaliteli olması, hidrojenin düşük olması gibi birçok kazanım sağlıyor. “Bildiğiniz gibi Türkiye, gerçekten yatırım yapılabilir bir ülke konumunda. Türkiye’de endüstriyel altyapımız çok kuvvetli. Biz de voestalpine Böhler Welding olarak Türkiye’yi, altyapımızı ve bilgimizi aktarabileceğimiz ve kazanımlar sağlayabileceğimiz bir ülke olarak görüyoruz. Bu sebeple de Türkiye’de operasyonlarımızı büyütüyoruz.” E&O: Türkiye’deki pazarı, iş yaptığınız farklı sektörleri de göz önünde bulundurunca, nasıl değerlendiriyorsunuz? Tanju Bilgen: Çevre ülkeler içinde Türkiye çok hızlı büyüyen bir ülke. Biliyorsunuz ki Türkiye her ülkeden müşteri çeken bir pazar. Bu çevre ülke kaldıracını biz bilgi teknolojisi sayesinde çok olumlu bir şekilde kullanabiliriz. Çevre ülkelerdeki müşteriler Türkiye’ye gelip bizden gereken bilgiyi sağladığında ülke pazarında kalıcı oluyor, bu da bizim seviyemizi yukarıya çıkartıyor. Özellikle Türkiye kaynak sektörü bu şekilde gelişecek. Bizim de Türkiye’ye gelmemiz çok büyük bir katkı; çünkü voestalpine Böhler Welding dünyadaki ilk beş liderin arasında yer alıyor. E&O: Böhler’de Ar-Ge süreci nasıl işler? Dünya genelinde ve Türkiye özelinde Ar-Ge’ye yapılan yatırımlardan söz edebilir misiniz? Tanju Bilgen: Türkiye’de yok ama dünyanın birçok noktasında Ar-Ge merkezlerimiz var. Türkiye’ye de dünya üzerindeki tecrübelerimizi, bilgi birikimimizi aktarıyoruz. Bir işi yaptığımız zaman ortaya çıkan neticeler tecrübeyi oluşturur. Bu tecrübeyi merkeze bildirip kendi içimizde sirkülasyonunu sağlıyoruz, böylece bilgi birikimimiz sürekli artıyor. Bizim en büyük sorunumuz bilgi birikiminin sağlanmaması. Herkes bir şeyler yapıyor ama bu bilgi birikmiyor, başkalarına aktarılmıyor. Ürünlerimiz her zaman ENDÜSTRİ OTOMASYON 47 Söyleşi amaca, projeye yönelik, formülleri gereken çözüme göre üretilmiş bize özel ürünler. Tailor-Made yani “Terzi işi” tanımlaması buradan geliyor. Hiçbir ürünümüz standardize edilmiş ürün değil. Organik olarak büyümeyi yeğleyen bir şirketiz. Markamızı piyasaya yayıyoruz, ardından da pazardaki hâkimiyetimizi artırıyoruz. “Özlü telde bir numarayız, diyoruz. Bu ürün, enerji kazanımı, zaman tasarrufu, hızlı kaynak yapma, kaynağın çok daha kaliteli olması, hidrojenin düşük olması gibi birçok kazanım sağlıyor.” E&O: Satıştan sonra da teknik destek veriyor musunuz? Müşterileriniz ile satış öncesi ve sonrası nasıl hizmetler veriyorsunuz? Tanju Bilgen: Bizim hizmetimiz temel olarak teknik destek sağlamaya dayalıdır. Biz ürün değil bir çözüm paketi sunuyoruz. Bunun için üretimin her aşamasında, bir çözüm ortağı olarak müşterimizin yanındayız. E&O: “Endüstri 4.0” ya da “e-F@ctory” olarak adlandırılan yeni sanayi devrimine dair görüşleriniz nelerdir? 48 Tanju Bilgen: Önce üretim, sonra satıştan önce planlama, sonra talep edilen miktar kadar üretmek ve satış. Bu zincirleme süreç, firmaları çok büyük kaynak israfından koruyacaktır. Endüstri 4.0 ile bu entegrasyon amaçlanıyor. Bizce Endüstri 4.0, iddia edildiği gibi daha az işgücü değil, daha etkin üretim demektir. Endüstri 4.0 devrimiyle, kaynakların çok daha etkin kullanımı mümkün olacaktır. Bunun için bilişim dünyası ve iletişim fırsatları inanılmaz imkânlar sunuyor. Bilişim bir araçtır. Amaç ise kaliteyi ve etkinliği artırmaktır. E&O: Son olarak, eklemek istediklerinizi alabilir miyiz? Tanju Bilgen: Bilgi birikimi ve bilginin paylaşımı ile ülkemizde ve dünyamızda daha mutlu bir yaşam ortaya koyma imkânımız var. Bunun için bundan sonraki dönemde, herkesi, bilgilerini paylaşacakları konferans, seminer, panel gibi organizasyonlarda bir araya getirmeye çalışacağız. Hedefimiz, dünyamız için hep “bir adım ileride olmak”. “Bizce Endüstri 4.0, iddia edildiği gibi daha az işgücü değil, daha etkin üretim demektir. Endüstri 4.0 devrimiyle, kaynakların çok daha etkin kullanımı mümkün olacaktır.” ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar Fluke Dört Kanal Scopemeter® 190 Serisi II Tanıtımı El Tipi Skop Performansının Çıtası Artık Daha da Yüksek! Netes www.netes.com.tr ■ 20 yıl önce, cesur ve öncü çabaların sonucu olarak osiloskop laboratuardan çıkarılıp piyasaya sürüldü. Zor çalışma şartları altında, örneğin, fabrikadayken veya köprüde yukarıdayken kullanmanız için, el tipi sürümler daha kolay, daha hafif ve dayanıklı hale getirildi. Test araç üreticisi olan Fluke, orijinal ScopeMeter® ile ölçüm devrimine öncülük etmiş (Ayrıca bkz. ‘Karşılaştırmalı değerlendirmenin evrimi’) ve bu el tipi endüstriyel skop için standartları yükseltmiştir. Bu skop, etkin sorun giderme ve bakım ekiplerinin kullandığı başlıca destek cihazı olmuştur. Dört kanal ScopeMeter® 190 Serisi II En son çıkan Fluke ScopeMeter 190 Serisi II cihazlarıyla artık çıta daha da yükseklerde. Bu cihazlar, değişken hızlı motor sürücüleri, üç fazlı güç, hidrolik konumlandırma, robotik sistemler ve diğer karmaşık endüstriyel kontrol cihazlarını araştırmak için tam dalgalı dört giriş kanalı sağlar. Bu sistemlerde sorun giderme de artık çok daha basit. Giriş sinyalleri, çıkış sinyalleri ve geri besleme aynı anda görüntülenirken, geçici akımlar ve yansımalar yakalanır. İki kanaldan dört kanala geçiş, bu dayanıklı cihazların çalışma sahalarını büyütmüş, hatta onları tekrar laboratuara bile getirmiştir! Ancak, sahada son söz yine en yeni nesil ScopeMeter cihazınındır. Orijinal 50 190 Serisi’nin bilinen kullanıcı arabirimiyle ve mevcut 100 MHz veya 200 MHz bant genişliği seçeneği bulunan yeni dört kanallı ScopeMeter cihazları, toza ve su sıçramasına karşı korumada IP 51 derecesi taşıyan ilk cihazdır. Yani, zorlu ve kirli endüstriyel koşullarda güvenle kullanılabilirler. Ayrıca, 1000V CAT III ve 600V CAT IV ortamlarında kullanıldığında, güvenlik değerinde kendi sınıfında birincidir. Kategori III ve IV çalışma ortamlarında, endüstriyel makine ve güç elektronikleri genelde kalıcı olarak kurulduğu için, kullanıcı güvenliği Fluke’un asıl önceliğidir. Bu nedenle 190 Serisi II ve problarında IEC 61010 güvenlik değerlerinden hiçbir şekilde taviz verilmemiştir. Peki; boyutunu, ağırlığını veya güç tüketimini çok arttırmadan Fluke, ScopeMeter cihazının kapasitesini nasıl iki katına çıkardı? Yenilikçi güç yönetimi Peki; boyutunu, ağırlığını veya güç tüketimini çok arttırmadan Fluke, ScopeMeter cihazının kapasitesini nasıl iki katına çıkardı? Ana performans sürücülerinin, bant genişliği ve hafıza derinliği olduğu Ar-Ge’de tezgah osilos- ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar kopları dışında, endüstriyel el tipi skoplara, yenilikçi güç yönetimi gerekir. Bu nedenle, ScopeMeter cihazının muhafazası yalıtılmış olduğundan fanlar ve ızgaralar tozlanmaz ve nemlenmez. Ayrıca pilin ilettiği her watt saat, şarj başına çalışma süresini uzatmak için gereklidir. Fluke, bu güç sınırlaması durumunun üstesinden, büyük ölçekli özel entegre devreyle geldi (ayrıca bkz. panel ‘Tek çipli tipi osiloskop arayışı’). lanır. Diğer küçük ama takdir edilen iyileştirmelerin içinde, montaj özelliğini arttırmak için standart ‘tripod’ dişli parçası ve geliştirilmiş taşıma şeridi vardır. Ayrıca, süre ölçümlerinde skop tek başına bırakıldığı zaman, dizüstü bilgisayarlarda kullanıldığı gibi hırsızlığı önleyen Kensington kilidine sahip taşınabilir tek cihazdır. Süre ölçümlerinde skop tek başına bırakıldığı zaman, dizüstü bilgisayarlarda kullanıldığı gibi hırsızlığı önleyen Kensington kilidine sahip taşınabilir tek cihazdır. ScopeMeter cihazının başarısı için, kullanıcı arayüzünün pratik ve kolay öğrenilebilir olması çok büyük önem taşıdı. Özellikle çok düşük frekanslı sinyallerde otomatik tetikleme gerekliydi ve bu sebeple de4 Connect and View™ oluşturuldu. “190 Serisi II cihazlarında yapılan diğer bir gelişme ise, pillerin kolayca değiştirilmesi için kapak takılmasıdır. Toz ve suya karşı dayanıklı olması için orijinal 190 ScopeMeter cihazında olmayan pil kapağı, kullanıcıların sahada pil değişimi yapabilme isteği üzerine 190 Serisi II cihazına takılmıştır. 4800 mAh Lityum iyon pil, şarj edilmeden tam vardiya boyunca (7 saate kadar) çalışacak gücü ScopeMeter cihazına sağlar. Ancak, bazen daha uzun saatler boyunca çalışması gerekebilir. Yani, yedek pil kullanabilirsiniz. Donanım iyileştirmelerine ek olarak, endüstriyel ekipmanlarının sorun gidermesini kolaylaştırmak için yazılım fonksiyonları da düzenlenmiştir. Burada verilen örnekte, 100 ekran tekrarı gösterilmiştir. Böylece kullanıcı, hızlı geçişleri veya kolayca gözden kaçan sinyal anormalliği ile ilgili geçmişe dönük veri alabilir. Anlık tetikleme için Connect & View™, uzun süreli analizler için ScopeRecord™ ve verilerin grafik gösterimi için TrendPlot™ gibi firmanın favori markaları da doğal olarak dahil edilmiştir. Giriş kanalları neden izole edilir? Yüksek gerilimleri analiz etmek için kullanılan bir endüstriyel skoba, birbirinden izole edilmiş, tam dalgalı giriş kanalları gerekir. Bu; kullanıcıyı, test edilen ekipmanı ve cihazın kendisini korumak için gereklidir. Fluke 190 Serisi II cihazının aksine tezgah skoplarında bulunan topraklama giriş bağlantılarının hepsi ortaktır ve elektrik şebekesine bağlıdır. Bu nedenle de, yüksek ve düşük gerilim sinyallerinin kombinasyonlarında çalışıldığında potansiyel olarak tehlikeli olabilir. Endüstriyel uygulamalarının birçoğunda, dalgalı gerilimlerin tam analizi için kanalların izole edilmesi de gerekir. Gerçek dalgalı değerlere ulaşmayı sağlayan tam dalgalı girişleri elde etmek ve fazladan farklı problar kullanmadan kullanıcıyı korumak için ScopeMeter, optik ve galvanik yalıtım bileşenleri (sırayla yüksek ve düşük frekans sinyalleri için) kombinasyonunu kullanır. Kullanıcı önerileriyle şekillendirilen kullanıcı arabirimi Fluke, kullanıcıları dinlediğinden en yeni modellerini başka yönlerde de geliştirebilmiştir. Tipik ScopeMeter kullanıcıları, tipik tezgah osiloskop kullanıcıları değildir, bu nedenle otomatik tetikleme gibi özellikler son derece faydalıdır. Orijinal 190 Serisi kullanıcı arabirimi, kullanıcılarla etkileşime girerek geliştirilmiştir. Bu nedenle Fluke 190 Serisi II, tanınan ve güvenilen düzenini korur ancak, aydınlatmalı tuşlar ve daha büyük ve daha parlak ekran gibi nitelikli iyileştirmelerden de fayda- ScopeMeter cihazının bilgisayara veya dizüstüne bağlanma yöntemi de değiştirilmiştir. 190 Serisi II gerçek standart olan USB ile bellek cihazları için mini USB arabirim portu ve standart USB portunu içinde barındırır. Fluke View yazılımını kullanarak dalga biçimi veri noktalarını, ekran kopyalarını ve cihaz ayarlarını saklamak veya aktarmak ve ayrıca, dalga biçimlerini, ekran kopyalarını ve cihaz ayarlarını indirmek için daha iyi kullanımını sağlar. Cihaza bağlı olan potansiyel tehlikeli yüksek gerilimlerden kullanıcıyı ve bilgisayarı korumak için bu USB portlar izole edilmiştir. Günümüzün endüstriyel kontrol sorunları için hazır ve güvenli Endüstriyel uygulamaların birçoğunda enerji tüketimini azaltmak için çeşitli hızlı sürücülerin ve yenilenebilir enerjide güç redresörlerinin kullanımının artması gibi faktörler, endüstriyel bir osiloskop için dört kanalı gerekli hale getirmiştir. Yine aynı şekilde, ana endüstriyel uygulamalarında PLC’ler, I/O cihazları ve sensörleri gibi oto- ENDÜSTRİ OTOMASYON 51 Ürün ve Uygulamalar masyon bileşenlerinin kullanılmasının yaygınlaşması, sorun giderme konusunda sınırları zorlar. Fluke ScopeMeter 190 Serisi II, bu makalede daha önce bahsedilen uygulamalarda ve ana endüstriyel uygulamalarında, osiloskopun güvenli çalışması ihtiyacını karşılar. Karşılaştırmalı değerlendirmenin evrimi Fluke, ScopeMeter 90 Serisi’ni 1991 yılında piyasaya sürdüğünde, el tipi osiloskop kategorisini etkili bir biçimde oluşturdu ve ‘hareket halinde’ dalga biçimi analizine yeni bir tanımlama getirdi. Bu dayanıklı, pille çalışan cihazlar ortaya çıkmadan önce taşınabilir skoplar, tezgaha bağlı akrabalarıyla hala yakın bir ilişki içerisindeydiler. Ana şaltere bağlı olan bu ağır cihazlar, zorlu endüstriyel ortamlarda kullanılamıyordu. kanalın dört analog - dijital dönüştürücüye ihtiyacı vardır. Ayrıca, iki kanaldan daha fazla güç tüketirler. Ancak, el tipi skop, yaklaşık yedi watt güç tüketimiyle sınırlıdır. İlginç bir şekilde, bu sınırlama, daha uzun pil ömrü için değil (bu da dikkate alınmasına rağmen), endüstriyel ortamlarda toz ve nemden korumak için yapılır. Bu, soğutma ızgaralarının veya havalandırma fanlarının kullanımını yasaklar. Bu sorunu ortadan kaldırmak için Fluke, Uygulamaya Özgü Entegre Devre’ye (ASIC) başvurdu. Tek çipe ne kadar fonksiyon eklenebilirse, devre o kadar etkin güçlü olur. Sağlamlaştırılmış bir skop yapma fikri, bir sözleşmeden doğmuştur. Bu sözleşmeye göre, Kuzey Denizi’nde osiloskop gereken bir petrol sondaj platformuna ölçüm cihazı kurulacak ve devreye alınacaktı. Sondajın çalışmadığı her saat, birkaç yüz bin dolar maliyetinde olduğu için, işi yapmak için çok kısa bir zaman vardı. Böyle hata kaldırmayacak bir çalışma yerinde, kırılması kolay bir tezgah cihazına bel bağlamak potansiyel olarak da pahalı bir riskti. Böylece seksenli yıllarda, düz, düşük güçlü LCD ekranlar, hem ticari hem de teknik olarak el tipi skobu elverişli hale getirirken, Fluke ve Philips’in işbirliği yapması bu skobun geliştirilmesi için gereken sinerjiyi sağladı. Endüstriyel kullanıcı tamamen farklı bir dünyada çalıştığı için tasarımına, klasik Ar-Ge tezgah osiloskoplarına göre farklı bir bakış açısıyla yaklaşıldı. Çoğu zaman sahada ve ana şalterden uzakta olduğu için, sorun gidericiler, cihazı kurup çalıştırırken büyük bir zaman baskısı altında kalırlar. Aralıkları ve tetiklemeyi ayarlamak için çok az zaman vardır. Yani, ScopeMeter cihazının başarısı için, kullanıcı arayüzünün pratik ve kolay öğrenilebilir olması çok büyük önem taşıdı. Özellikle çok düşük frekanslı sinyallerde otomatik tetikleme gerekliydi ve bu sebeple de Connect and View™ oluşturuldu. Düğmeler de, eldivenli ellerle kullanılabilir olmalıydı ve tabii ki her şarjdan sonra cihazın makul sınırlar içerisinde çalışma süresi olmalıydı. Orijinal 90 Serisine, 1997 yılında 120 Serisi katıldı ve iki sene sonra da iki kanallı 190 Serisi orijinal 90 Serisinin yerini aldı. Renkli ekran 2001’de geldi ve şimdi 2010 yılında, son çıkan dört kanallı Fluke ScopeMeter 190 Serisi II bir kez daha çıtayı yükseltti. Tek çipli el tipi osiloskop arayışı ScopeMeter cihazları için Fluke, endüstriyel osiloskop kullanıcıları için çok önemli olan kullanım kolaylığından ve güç yönetiminden, cihaz sağlamlığından veya kullanıcı güvenliğinden taviz vermez. Ancak, iki kanallı cihazdan dört kanallıya geçiş farklı bir iddiada bulunur. Dört 52 Birçok çiple veya farklı bileşenlerden oluşan normal bir elektronik devrede, bileşenler arasındaki bağlantıda fazla enerji kaybı yaşanır. Bu enerji ısı olarak yayıldığı için devre, toza karşı yalıtılmış bir kutunun içinde tek kelimeyle kavrulur. Entegrasyonun başka faydaları da vardır. Bunlardan biri, işlevsel bloklar arasında potansiyel sinyal bozulmalarının durması ve mekanik kontakların sayısının azalması sayesinde daha güçlü bir performans sergilemesidir. Bu ikisi, darbe veya titreşim yüzünden potansiyel bir arıza kaynağıdır. Bileşen sayısı azaltıldıkça, üretim daha güvenilir hale gelir ve bitmiş bir ünitenin kompakt boyutlarına da katkıda bulunur. Henüz gerçekten tek çipli bir cihaz olmamasına rağmen ScopeMeter 190 Serisi II cihazının, dört dalgalı kanalı ve ayrıca dört multimetreyi, dijital belleği ve işleme devrelerinin çoğunu birleştiren benzersiz bir ASIC birimi vardır. Entegrasyon seviyesi açısından, muhtemelen dünya üzerinde bu yıl yapılan en karmaşık 10 tasarımdan biridir. 7 W sınırlamasını karşılayan, IP 51’i uyumlu olan ve endüstriyel skop kullanıcısının ihtiyacı olan performansı ileten dört kanallı ScopeMeter cihazını geliştirmek ASIC olmadan, son derecede zor olurdu. ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar Liman Lojistiğinde Yeni Standartlar Pilz www.pilz.com/tr ■ Pilz’in PSS 4000 Otomasyon sistemleri Khalifa Limanında konteyner yük aktarmalarını izlemektedir Küresel konteyner trafiğinde zaman para demektir; kısa yükleme/boşaltma zamanları maliyetleri düşürmektedir. Abu Dabi Emirliğindeki Khalifa Limanı akıllı yükleme işlemlerinin navlun ve konteyner gemileri için bekleme sürelerini nasıl düşürdüğünü göstermektedir. Temel olarak modern bir konteyner limanı karmaşık bir üretim tesisinden pek farklı işlemez, bu yüzden dışarıda kullanılan kendisini endüstriyel çevrede kanıtlamış Pilz’in PSS 4000 otomasyon sistemi burada yer almıştır. PSS 4000, liman operasyonunun çeşitli bölümlerinde etkin, otomatik süreçler sağlar ve aşırı iklim koşulları altında insan ve makinenin birlikte güvenli bir şekilde çalışabileceğini garanti eder. Khalifa Limanı, Birleşik Arap Emirlikleri: Yeni liman 2012 yılı sonunda açılmıştır ve yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Kule yüksekliğindeki vinçler dev konteyner gemilerini iki kilometre uzunluğundaki rıhtım yanındaki arazi boyunca yükleyip boşaltmaktadırlar. Çok yönlü liman istif taşıyıcıları sevkiyat konteynerlerini tanımlanmış trans- fer noktalarına doğru veya bu noktalardan başka yerlere doğru taşırlar. Otomatik istif vinçleri konteynerleri alır ve bunları geçici depolama alanlarına iletirler. Daha sonra çağrı geldiğinde bunları çok kısa bir süre içinde HGV’lere yüklerler. Açık denize doğru yaklaşık dört kilometre genişleyen yeni konteyner limanı yetkililerin yabancı ziyaretçilere göstermekten keyif aldıkları bir amiral gemisi projesidir. Tesis Abu Dabi ve Dubai şehirlerine eşit uzaklıkta bir konumda ve 50 kilometre kareden daha geniş bir alan üzerinde bulunmaktadır ve çöl kumları arasına kurulmuş Kizad Endüstriyel Bölgesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Proje Abu Dhabi Ports Company (ADPC) şirketi tarafından yönetilmekte ve bölgenin gelişmişliğinin korunmasına destek sağlaması amacını taşımaktadır. Khalifa Limanı bölgenin en önemli konteyner limanı olması amacıyla kurulmuştur, 16 metreye kadar su çekimi hattı bulunan gemiler buraya demirleyebilirler. Körfezdeki yıllık ortalama sıcaklık 26,5 derecedir; çoğu zaman bu değer gölgede 40 derece sıcaklığın epey üzerine çıkabilmektedir. Çalışma ve çevresel koşullar kesinlikle aşırı olarak nitelendirilebilir. Vinç operatörleri merkezi bir kontrol istasyonunda Abu Dabi Emirliğindeki Khalifa Limanı temel olarak karmaşık bir üretim tesisi gibi işlemektedir. Pilz’in PSS 4000 otomasyon sistemi tüm emniyetle ilgili fonksiyonları ve aynı zamanda geniş alana yaygın vinç sistemi üzerindeki otomasyon verilerini izlemektedir. 54 ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar oturmaktadır mFakat Khalifa Limanının Abu Dhabi’nin ilhamını sergilediği başka bir yönü bulunmaktadır: Modern terminal yükleme işlemlerinde, kontrol ve emniyet alanlarında en son teknolojileri kullanmaktadır. Lojistik prosedürler büyük oranda otomatik hale getirilmiştir, insanlı ve insansız taşıma sistemleri el ele işbirliği yapmaktadır; lojistik süreçlerin bölümleri bilgisayarlar ve ekranlar yoluyla bir merkezi kontrol istasyonundan kontrol edilmekte ve izlenmektedirler. Terminalin arızasız veya kazasız işlemesini sağlamak amacıyla cereyan etmekte olan her şeyi göz altında tutacak ve tehlike anında hızlı ve düzgün bir şekilde tepki verecek entegre bir kontrol, otomasyon ve emniyet çözümüne gereksinim duyulmaktadır. İnsanlı yükleme ve boşaltma vinçlerinin tersane yanında ileri teknolojiye dayalı birleşimi, tesisin merkez alanındaki mobil taşıma sistemleri ve otomatik yönlendirmeli istif vinçleri HGV’lerin ve gemilerin hızlı ve sorunsuz bir şekilde yüklenmesini ve boşaltılmasını garanti altına alır. Konteyner alanında her bir blok hem deniz tarafında hem de kara tarafında olmak üzere bir istif vinci içermektedir, bunlar ortak paylaşımlı raylar üzerinde hareket etmektedirler. Kara tarafı istif vinçleri HGV’leri yükler ve boşaltır; deniz tarafı vinçleri iç bloktaki konteynerleri geri dönüşe hazır şekilde hareketli mekik ünitelerine hazırlamaktadır. Bunlar konteynerleri rıhtım yakınındaki arazide bulunan yükleme vinçlerine nakleder. Pilz’e ait PSS 4000 otomasyon sistemleri içindeki PSSuniversal PLC kontrol sistemleri sistemin her alanda başarılı unsurlarıdır ve konteyner aktarma limanları gibi geniş alana yaygın yükleme sistemlerinde olduğu gibi geniş tesisler için de uygundur. Güvenilir ve ileri teknoloji ürünü vinç otomasyonu esastır TMEIC Cooperation şirketi Khalifa Limanında bulunan vinçlerin otomasyonu için görevlendirildi. TMEIC otomasyon, yürütme sistemleri, motorlar ve endüstriyel kontrol teknolojisi sektörlerinde uluslararası düzey- de çözümler sunmaktadır. Şirketin West Virginia (ABD), Roanoke’de bulunan malzeme yükleme bölümü vinç kontrol ve terminal otomasyon çözümleri alanında önde gelen tedarikçilerden biridir. Abu Dhabi Ports Company ihaleyi otomasyon ve emniyete yönelik yenilikçi ve esnek bir sistem talep ederek vermiştir. Diğer otomasyon cihazlarıyla iletişim kurma yetisinin yanında Ethernet yoluyla emniyete ilişkin iletişime yönelik seçenek bir diğer gereksinimi oluşturmaktaydı. TMEIC mevcut kontrol kavramlarını ve aşırı iklim koşulları altında dahi Ethernet yoluyla iletişim yetisine sahip ileri teknoloji ürünü onaylanmış emniyet sistemleri arayışını gözden geçirmeye karar vermiştir. “TMEIC şartnamelerin konvansiyonel teknoloji kullanılarak karşılanamayacağını neredeyse anında fark etmiştir. Pilz tam emniyetli bir otomasyon tedarikçisi olarak emniyet çözümleriyle ilgili zaten tanınmaktaydı, böylelikle mevcut sözleşmeler TMEIC’in Pilz otomasyon sistemleri PSS 4000’den haberdar olmasını sağladı. SafetyNET p ile hızlı, emniyetli iletişim PSS 4000 monitörleri rıhtım yanı arazi vinçleri üzerindeki tüm emniyetle ilgili işlevlere sahiptir. PSS 4000 otomasyon sistemleri donanım ve yazılım bileşenleri, ağ cihazları ve gerçek zamanlı Ethernet SafetyNET p arasındaki koordineli karşılıklı etkileşimi garanti eder. Kontrol fonksiyonlarının çevresel cihazlara sürekli dağıtımı ve devri, sistemin geniş bir proje yelpazesini konvansiyonel çözümlere kıyasla daha kolay ve daha fazla esneklikle uygulamak üzere kullanılabileceği anlamına gelmektedir. Merkezi bir kontrol sistemine sahip olmaktansa merkezi bir proje içinde bir modüler kullanıcı programı elverişli hale getirilmiştir. Bu durum tüm proje genelinde basit ve standart hale getirilmiş kullanımı mümkün kılmaktadır. Sistem endüstriyel sektörlerin en geniş yelpazesinde yaygın durumda çok sayıda uygulamada kendini ispat etmiştir; şimdi karmaşık, açık hava lojistik sistemlerinde de kullanılmaktadır. Konteyner tesisinin merkez bölümünde 15 bloğun her biri bağımsız bir PSSuniversal PLC kontrol sistemiyle donatılmıştır. Bu kara tarafında bulunan bir klimalı kontrol ENDÜSTRİ OTOMASYON 55 Ürün ve Uygulamalar kabini içine yerleştirilmiştir. Deniz tarafında PSSuniversal I/O Uzak İstasyonla donatılmış ayrıca bir klimalı kabin de bulunmaktadır. Her bir PSSuniversal PLC monitör alanı için tüm emniyetle ilgili fonksiyonları izler, örneğin; E-DURDURMA, emniyet kapıları, konum izleme, ışık perdeleri ve tarayıcılar, ayrıca karşılık gelen imkanları da açmaktadır. Dijital girdiler ve çıktılar da röle kontakları gibi kullanılmaktadır. Bunlara ek olarak, her bir vinç bir PSSuniversal I/O Sistemiyle donatılmıştır. Modern kontrol kavramı ileri teknoloji ürünü Ethernet teknolojisine dayanmaktadır. Tüm kontrol bileşenleri ve video verileri bir cam fiber omurga üzerinde akmaktadır. Sonuç olarak tüm bilgilere her yerden ulaşılabilmektedir. Gerçek zamanlı Ethernet SafetyNET p emniyetle ilgili ağa yönelik, kontrol verilerinin, arızalara karşı emniyetli verilerin güvenli değişimi ve eşzamanlılığı için protokol olarak kullanılmaktadır ve aşağıdakini ifade etmektedir: Her biri PSSuniversal PLC kontrol sistemi ve üç IO kafa modülü içeren bireysel bloklar kontrol istasyonuna emniyetli bir Ethernet bağlantısıyla bağlanmaktadır. Her bir vinç kontrol istasyonundan manuel olarak kullanılabilmektedir. Emniyetli seçim ve E-DURDURMA sinyalleri kontrol istasyonu ve vinç arasında vincin acil bir durumda durdurulabilmesini sağlamak amacıyla karşılıklı olarak verilmelidir. Otomasyon ve Emniyet tek bir sistemde PSS 4000 otomasyon sistemi emniyet ve otomasyon verilerini tüm sistem boyunca işlemektedir: Kontrol sistemi tüm girdileri okur ve durumu EGD protokolü (Ethernet Küresel Veri) yoluyla daha üst kontrol sistemine ile- tir. PLC kontrol sistemi kendi kontrol programını işler ve daha sonra bilgiyi EGD protokolü yoluyla daha sonra otomasyon çıktılarını buna göre açan PSSuniversal PLC kontrol sistemine yönlendirir. TMEIC Malzeme Yükleme Satın Alma Müdür Javier Rizo “Başlangıçta bizler sadece emniyetle ilgili sinyalleri PSS 4000 otomasyon sistemi yoluyla işlemek istemiştik. Fakat böylesine esnek bir sistemde elverişli olan çeşitli seçenekleri fark ettiğimizde otomasyon I/O’ları aynı zamanda PSS 4000 yoluyla uygulamaya karar verdik. Bu bir avantajdı çünkü zaten sınırlı tutulmuş kontrol kabinlerine daha da fazla IO modülleri eklemeye gerek yoktu. Böylece sonuç olarak para ve alan kazandık” dedi. Tesis kapsamlı testler tamamlandıktan sonra operatöre zamanında teslim edildi; o zamandan beri yüksek verimlilik ve emniyetle başarıyla çalışmaktadır. TMEIC ve Pilz liman lojistiğine yeni standartlar getiren gerçekten yenilikçi bir çözüm yaratmak için birlikte çalışmışlardır. Javier Rizo “PSS 4000 otomasyon sistemiyle başta tasarladığımızdan çok daha fazlasını elde ettik. Sonuç büyük bir başarıdır” diye konuştu. İleri düzeyde girişimlerin görünümleri Bu türün ileri düzeydeki projeleri İspanya ve Avustralya’da gerçekleştirilmektedir. Burada da PSS 4000 ile çözümün özel istekleri karşıladığı görülmektedir. Javier Rizo “Pilz otomasyon sistemi PSS 4000 için pek çok diğer uygulama alanını şimdiden hayal edebiliyorum. Gelecekte de daha fazla modayı belirleyen daha fazla sayıda projeyi uygulamak için birlikte çalışacağımızı varsayıyorum” diye ifade etti. Yeni uygulama alanları açan, büyümeyi meydana getiren ve müşteriler için gerçek katma değer yaratan bu gibi ortaklıklardır. PSSuniversal PLC kontrol sistemleri esnektir, Abu Dabi’de bulunan tersane yanı vinç sistemi üzerinde emniyetle ilgili olan ve olmayan verileri işlemektedir. 56 ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar Tek Bir Tedarikçiden Komple Enerji Yönetimi Sistemi Endress Hauser www.tr.endress.com ■ Endress+Hauser TS EN ISO 50001’e uygun enerji izleme sistemlerini komple bir çözüm olarak sunarken aynı zamanda firmalara özel, profesyonel proje desteği de sağlamaktadır. Enerji izleme sistemleri için gerekli tüm ölçüm cihazlarını temin etmenin yanı sıra, elde edilen bilgilerin yönetimi ile enerji verimliliğinin sağlanması, haberleşme konusundaki uzmanlığı ile bilgilerin müşterilerin sistemlerine entegre edilmesi konusunda dünya genelinde hizmet vermektedir. Ethernet, OPC ve endüstriyel haberleşme sistemleri üzerinden yapılmaktadır. Sadece ölçüm cihazlarını değil, yardımcı cihazları ve hizmetleri tamamen kapsayan eksiksiz ve firmalara özel enerji çözümleri sunar. Enerji maliyetlerinizi azaltan anahtar teslim çözümler Prosese özel ana performans göstergeleri kullanılarak sistemlerin sürekli takip edilebilmesi operatörlere, denetleyicilere ve yöneticilere bilgi sağlar ve gerçek bir enerji yönetimini mümkün kılar. Hassas ölçüm sistemleri, danışmanlık ve servis olanaklarıyla birleştiğinde başarının anahtarı haline gelir. Enerji maliyetlerinin düşürülmesindeki en temel gereklilik güvenilir enerji ölçümüdür. Buhar, basınçlı hava, ısıtma, soğutma, elektrik, gaz ve yağ tüketimlerinin kayıt edilmesinden önceki ön şart en hassas şekilde ölçümlerinin yapılmasıdır. Ölçüm sonuçları tamamen kullanılan sensörlere ve standartlara uygun hesaplamalarla elde edilen parametrelere bağlıdır. Yanlış bir ölçüm cihazı kullanılması veya gaz ve buhar uygulamalarında basınç, sıcaklık kompanzasyonu yapılmaması yüksek ölçüm hatalarına neden olmaktadır. Endress+Hauser enerji izleme sistemleri, elektrik ve gaz ölçümlerinin, kayıt cihazlarının, enerji hesaplayıcılarının ve farklı ölçüm noktalarının problemsiz bir şekilde aynı sisteme entegre edilmesini garanti eder. Veri iletimi 58 Avantajları - Enerji maliyetlerini sürdürülebilir bir şekilde azaltılması - TS EN ISO 50001’e göre enerji yönetimi sistemi uygulaması - Hassas ölçüm teknolojisi aracılığıyla enerji kullanımı takibi - Otomatik enerji raporu oluşturma ve analizi -Üretim proseslerinin optimizasyonu ve ekipman verimliliğinin artırılması. Bunları biliyor musunuz? - On yıllık bir dönem boyunca hava kompresörlerinin toplam operasyon maliyetlerinin %75’ini elektrik gideri oluşturur - Basınçlı hava borusunda oluşan 3 mm’lik bir kaçak yılda 640 EUR (750 USD) değerinde enerji kaybına neden olur - Gereksiz her bir bar basınç için basınçlı hava maliyeti yaklaşık %9 artar - Basınçlı hava dağıtım sistemlerinde ekonomik operasyon için önerilen maksimum hız 6 ila 10 m/sn olup, buhar borularında bu rakam 25 m/sn’dir - Eskimiş buhar veya sıcak su dağıtım şebekelerindeki kaçaklar enerji maliyetlerini %50’ye kadar artırabilir ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar Verileriniz Güvende Mi? Rockwell www.rockwellautomation.com/tur/ ■ Ortak bir ağ teknolojisi, yükseltilmiş bir kontrol sistemi ve derinlemesine koruma stratejisi, Bağlantılı İşletmeler mimarisinin kilit taşlarıdır. Bu, yöneticilerin yeni fırsatları algılamalarını sağlar ve ortak bir altyapı inşa edilmesine yardımcı olur. Nesnelerin İnterneti (Internet of Things (IoT)) döneminde, endüstride neredeyse ufku sonsuz hale gelmiş akıllı teknolojilere, mevcut Ethernet Internet altyapısı içerisinde birbirleriyle haberleşebilen akıllı sensörler entegre ediliyor. Bu sayede işletmeler daha üst düzey bir işbirliği kurup karmaşık prosesleri daha iyi anlayarak operasyonlarını geliştirebiliyor ve karşılarında olağanüstü bir potansiyel değer söz konusu oluyor. Bu fırsat farklı endüstrilere yayılmış durumda çünkü sağlanan değer büyük oranda akıllı teknolojilerden gelen verilerin anlamlı bilgiler haline dönüştürülmesinden ibaret. Bu da tüm işletme genelinde yöneticilere operasyon sürecini daha iyi takip edebilme, piyasanın ve işin taleplerine daha hızlı cevap verebilme ve yeni inovasyon fırsatları eşliğinde verimsiz noktaları bertaraf edebilme kabiliyeti kazandırıyor. Bu yapı Rockwell Automation tarafından ‘Entegre İşletme’ olarak tabir ediliyor. IoT teknolojisi, Almanya, Çin ve Amerika hükümetlerinin ilgili Endüstri 4.0 (Industrie 4.0) programı, Çin’in Akıllı Üretim 2025 (China Intelligent Manufacturing 2025) ve Akıllı Üretim Liderliği Koalisyon (Smart Manufacturing Leadership Coalition) programlarının temelini oluşturuyor. Bağlantılı İşletmeler yapısı da tüm bunları tamamlayıcı nitelikte. İşletmeler, değer zincirleri ve müşteriler ekseninde akıllı teknolojilerin birbirine bağlanması ve meydana gelen entegre geribildirimin işletme verilerine dönüştürülerek performansın iyileştirilmesini hedefler. Bağlantılı İşletmeler kavramı birbirine entegre olan, optimize edilmiş ve sadece makine ve ekipman düzeyinde değil aynı zamanda tüm kurum ve tedarik zinciri genelinde güvenli olan endüstriyel operasyonlardan meydana gelmektedir. Doğru bir mimariyle birbirine entegrasyonu sağlanmış olan bir işletme, bulut(cloud), mobilite(mobility) ve büyük veri(big data) gibi teknolojileri kullanarak global operasyonlar, sistemler ve kullanıcılar arasında bağlantı ve ortak çalışma sağlar. İlk olarak, ortak altyapı kurulmasına yardımcı olan ve doğru bir mimari çerçevesinde entegre edilmiş bir işletme ortaya çıkaran üç temel teknoloji parametresine odaklanacağız: ortak IP-tabanlı bir ağ teknolojisi, yükseltilmiş bir kontrol sistemi ve ileri güvenlik yaklaşımı. Ortak Ağ Teknolojisi IoT’den azami verimi elde etmek için bir makine, ekipman , tesis içerisindeki cihazların birbirleriyle ve ayrıca işletmenin sisteminde yer alan bileşenlerle ya da işletme düzeyinde haberleşebiliyor olması gereklidir. Bu da, standart Ethernet IP (İnternet Protokolü) tabanlı, kombine ve basite indirgenmiş bir ağ bağlantı teknolojisi kullanılarak sağlanabilir. Neden IP? Çünkü bir işletmenin tüm kademelerinde yer alan insanlar, ekipmanlar ve sistemler genelinde pürüzsüz bağlanılabilirlik sağlayan basit bir haberleşme yolu sunmaktadır. Öte yandan özel ya da hazır ağ teknolojileri ağ yapınızı kısıtlayabilir ve karmaşık hale getirebilir çünkü verileri istenen noktalara aktarabilmek için ağ geçitleri veya özel ağ cihazları gerektirebilir. Dünyanın lider endüstriyel Ethernet ağlarından biri olan EtherNet/IP™, standart, üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmamış Ethernet IP teknolojileri kullanarak hem üretim hattında hem de işletme genelinde açık ve kısıtlanmamış bağlanılabilirlik yaratılmasına yardımcı olmaktadır. Özel ve hazır ağlarda görülen birçok kısıtlamayı ortadan kaldırarak tasarımdaki karmaşanın azaltılmasını sağlar. Aynı zamanda hem endüstriyel hem de ticari IP cihazlarının pürüzsüz bir şekilde entegre olmasını sağlayarak endüstriyel operasyonlara daha ileri esneklik kazandırır ve veri toplama süreçlerini basite indirger. Yükseltilmiş Kontrol Sistemi Günümüzde faaliyet gösteren birçok endüstriyel altyapı, IoT’a uyumlu şekilde tasarlanmış değildir. Modern endüstriyel ekipmanlara bağlı durumdaki yaşlanan ticari sistemler ya da yaşlanan ekipmanlara bağlı durumdaki modern ticari sistemler ciddi riskler arz edebilir. Bunlar arasında veri iletiminin sekteye uğrayarak proseslerde değişiklikler yaratması ve ürünün teknik özelliklerini bozması, kaliteyi düşürmesi ve üretimde kesintilere yol açması sayılabilir. Diğer eski sistemler de gittikçe entegrasyon ve verimliliğin ve güvenliğin geliştirilmesi noktasında zorluklar çıkarmaktadır. Kurumların ekipmanlarını ve sistemlerini enformasyona dayalı modern bir yapıya kavuşturmaları için önlerinde net bir fırsat yer almaktadır. En ileri teknolojili ekipmanların ve kon- ENDÜSTRİ OTOMASYON 59 Ürün ve Uygulamalar trollerin altyapısında Ortak Endüstri Protokolünü (CIP™) kullanan EtherNet/IP gibi açık, endüstri standardında teknolojiler yatmaktadır. Ethernet/IP, motor yol vericisi ve sensör gibi cihazları kontrol cihazlarına ve makineoperatör arayüzlerine bağlayarak kurum ağına verileri kolaylıkla aktarabilmektedir. Bu sistem, işletme düzeyindeki BT ile tesis düzeyindeki endüstriyel kontrol teknolojisi arasında hayati bir bağ kurarak ağı daha yönetilebilir bir hale getirmekte ve daha fazla bilgi paylaşımı sağlayarak daha ileri bir takip yapılmasına ve sağlıklı karar alınmasına olanak vermektedir. Buna ek olarak yaşlanan sistemler ve ağlar, arızalardan ve buna bağlı olarak yaşanan teslimat kayıpları, hurda, ek işçilik, müşteri kaybı ve güvenlik problemleri gibi olumsuzluklar nedeniyle toplam maliyette büyük çaplı artışlar doğurabilmektedir. Sistemlerinizin modernize edilmesi bu durumların olasılığını minimize ederek verimlilikte artış ve maliyette netlik sunabilir. Kapsamlı Koruma Tesisi ve üretim hattını böyle bir entegre sisteme dahil ederek fayda sağlama yanında süreç hem kötü niyetli hem de kaza anlamında dahili ve harici tehditler olarak ciddi bir risk de arz etmektedir. Endüstriyel güvenlik, tek başına duran eğreti bir çözümden ziyade bütün bir sistem olarak uygulanmalıdır. Enstitütüsü (NIST) Özel Yayını 800-82’de ve Amerika Ulusal Güvenlik Bakanlığı INL/EXT-06-11478 sayılı raporunda tavsiye edilmektedir. IoT’den Tam İstifade Edilmesi Tüm operasyonlarınız genelinde verileri sorunsuz ve güvenli bir şekilde paylaşabilecek altyapıyı oluşturduğunuzda, IoT ile birlikte gelen çeşitli yenilikçi ve güçlü teknolojilerden istifa edebilirsiniz. Bu teknolojilerı şöyle sıralayabiliriz: Bulut Bilişim ve Sanallaştırma: Bulut bilişim ve sanallaştırma teknolojisi iş verimliliğini ve zekasını geliştirmektedir. Örneğin tesis dışı bir bulut bilişim platformu, ekipman üreticisinin uzaktan izleme, hata bulma ve öngörücü analiz gibi gelişmiş hizmetler vermesini sağlayarak duruş süresinin ve bakım maliyetlerinin azaltılmasına yardımcı olabilir. Sanallaştırma, yazılım ile donanım arasındaki bağı kopararak üreticilerin ve endüstriyel işletmecilerin, işletim sistemini veya yazılımı değiştirmeden donanımı yükseltmesine olanak vermektedir. Bu durum bir yandan uygulama ömrünü arttırırken diğer yandan da sunucuların konsolide edilebilmesini, sistem kararlılığının arttırılmasını ve donanım bakım maliyetlerinin düşürülmesini sağlamaktadır. Günümüzde var olan risklerin kapsamı ve bununla birlikte aralıksız bir yeni tehdit akışının söz konusu olması, Bağlantılı işletmeler bünyesinde güvenliğin sağlam ve farklı cephelerde tehditleri durdurabilen bir nitelikte olmasını gerektirmektedir.vvz z zvvMesela ağın güçlendirilmesi ile ağ erişimini kontrol ederek Bağlantılı işletmeler genelinde bağlantı güvenliği sağlanırken, izinsiz müdahale algılama sistemi ile sistemde Logix kontrol cihazı gibi bir bileşene yapılan müdahale algılanabilmekte ve kayıt altına alınabilmektedir. İçerik koruma sistemi ile varlıklardaki fikri mülkiyeti koruyan belli unsurlara erişim kısıtlanabilmekte, uygulama erişim kontrolü ile bir otomasyon sistemi içerisinde kimlik doğrulama ve izin verme süreçleri yönetilebilmektedir. Sonuç olarak, endüstriyel varlıkların korunmasında dahili ve harici güvenlik tehditlerini kapsayan derinlemesine güvenlik stratejisinin benimsenmesi tavsiye edilmektedir. Derinlemesine güvenlik yaklaşımı kapsamında izin ve prosedürler, fiziksel yapı, ağ ve bilgisayar güçlendirme, uygulama ve cihaz güvenliği bileşenleri yer almaktadır. Derinlemesine güvenlik stratejisi IEC 62443 standartları (eski adıyla ISA 99), Ulusal Standartlar ve Teknoloji 60 Mobilite: Mobilite, üretim hattı ve saha çalışanlarına akıllı telefonlar, tabletler ve diğer akıllı cihazlar üzerinden eş zamanlı, içeriğe dayalı bilgiler sunabilmektedir. Görev tabanlı uygulamalar sayesinde işbirlikçi ortamlar ve bilgi paylaşımı sağlanmaktadır. Nasıl ki cep telefonlarımız üzerinden günlük yaşamımızda önemli hava, trafik veya yol bilgilerine anlık erişim sağlayabiliyorsak, mobilite de, gerek üretim hattında gerekse ofiste ya da evde olsun tüm çalışanların iş, üretim ve tedarik zinciri ile ilgili bilgilere anlık olarak erişebilmesini sağlamaktadır. ENDÜSTRİ OTOMASYON Büyük Veri: Hiçbir sektörde endüstriyel operasyonlarda olduğu kadar büyük miktarda veri üretilmemektedir. Örneğin bir petrol platformu her gün bir terabaytın üzerinde veri üretmektedir. Bu veriler sayesinde yöneticiler, göze çarpmayan verimsiz noktaları farkedebilmekte, verimi, makinelerin aktif çalışma sürelerini ve ürün kalitesini arttırabilmektedir. Temel Performans Göstergeleri (TPG) panolarında veriye dayalı analizler eş zamanlı olarak görülebilmekte, diğer eş zamanlı verilerle bir arada ve ayrıca geçmiş performans verileriyle karşılaştırmalı olarak görüntülenebilmektedir. Veriler aynı zamanda Web tabanlı raporlar haline getirilerek kurum geneline güvenli bir şekilde yayılabilmektedir. Değeri Yakalamaya Hazır Mısınız? Her köklü teknoloji değişikliği heyecan ve fırsat yaratır ama bunun yanında korku ve tereddüt de meydana getirir. Bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak için Rockwell Automation beş aşamalı bir Entegre İşletme Uygulama Modeli (www. rockwellautomation.com/go/maturity) geliştirmiştir. Bu model, hem teknolojide hem de kurum kültüründe etkin değişim sağlamak adına gerekli olan tedbirleri ve en başarılı uygulamaları ana hatlarıyla açıklamaktadır: Aşama 1: Değerlendirme Aşama 2: Güvenli Hale Getir ve Yükselt - Ağ ve Kontroller Aşama 3: İşletme Verileri - Tanımla ve Organize Et Aşama 4: Analizler Aşama 5: İşbirliği Herkes, Uygulama Modeline kendilerine en uygun olan aşamada dahil olacak ve kendi ihtiyaçları ve altyapıları çerçevesinde belirlenen bir hızda ilerleyecektir. En önemlisi de bu endüstriyel devrime kısa süre içerisinde dahil olmanız. TANITIM: Derinlemesine güvenlik yaklaşımı kapsamında izin ve prosedürler, fiziksel yapı, ağ ve bilgisayar güçlendirme, uygulama ve cihaz güvenliği bileşenleri yer almaktadır. Cisco, Internet of Things platformunun önümüzdeki 10 yıl içerisinde özel sektörde 14 trilyon $’lık potansiyel ticari kıymet yaratacağını ve bu kıymetin yüzde 27’sinin imalat ve üretim sektörlerinde olacağını tahmin etmektedir. Rockwell Automation tarafından geliştirilmiş olanBağlantılı İşletmeler Uygulama Modeli (Connected Enterprise Maturity Model), hem teknolojiler hem de kurum kültürleri içerisinde etkin değişim yaratmak için gerekli olan tedbirleri ve en başarılı uygulamaları ana hatlarıyla açıklamaktadır. ENDÜSTRİ OTOMASYON 61 Ürün ve Uygulamalar Mitsubishi Electric smartRTU Mitsubishi Electric www.mitsubishielectric.ae/turkey – Q-Serisi bazlı smartRTU ■ - Nedir? – RTU “Remote Terminal Unit” Uzak Terminal Ünitesi. – FX-, L- or Q-Serisi Mitsubishi Electric PLC’ler ile tandem çalışabilir. – Akıllı Haberleşme Modülü (RTU Modem). -Hangi uygulamalarda kullanılabilir? – Petrol & Gaz (Boru hatları, Kuyu toplama ağları) – Güç Dağıtımı (smart grid, Alt şebeke otomasyonu) – Su & Atık Su (Pompa istasyonları, kuyular, depo yönetimi) – Altyapı (tüneller, kanallar, Cep telefonu şebeke istasyonları) - Çeşitleri? – FX-bazlı smartRTU RTU-Modem – L-Serisi bazlı smartRTU Mitsubishi Electric’ten yeni RTU Modulü (smartRTU) -Kompakt boyut(sadece 90 x 90 x 90 mm) -Düşük Enerji İhtiyacı (only 12W) -Standart tüm SCADA protokollerine uygun: -DNP3 (incl. WITS extensions) -IEC 60870-5 (101 / 104 / 1032) -Gerekli tüm saha protokollerine uygun: -IEC 618502 –automate substations, Smart Grid -Modbus, Profibus-DP, CC-Link, DeviceNET, .. -Mitsubishi PLC’lerinin endüstriyel seviye sağlamlığı ile gelişmiş haberleşme yeteneklerini birleştirir. 64 ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar - Çoklu WAN data backhaul kanalları birbirlerini yedekleyebilirler: -Mobil ağlar (2G – EDGE/GPRS and 3G – UMTS/HSDPA) -PSTN veya Radio modem (Harici modem) -Ethernet -«Sıfır Ayar» Devreye alma: Sisteme eklenirken atılan resetten sonra tüm konfigürasyon vePLC program dosyalarını otomatik import eder. - Uzaktan yönetime maksimum odaklanma: -Uzaktan PLC program müdahalesi ve haberleşme, data adresleme , parametre yönetimi -Yaşam döngüsü boyunca destek konsepti ve 100’lerce sitede destek ağı. -Kaydet & ilet, SCADA bağlantısının kopması durumunda data kaydını hafızada tutma -Küçük veya büyük ölçek uygulamalar (10 – 1000 Giriş/ Çıkış ve gerekli ise backup), ATEX desteği -Ağır hava şartlarına uygun kalıpları mevcuttur. (-40°C / +70°C arası) smartRTU Kullanım Alanları Su & Atıksu smartRTU’ların sağladıkları… -Güvenli su toplama ve dağıtma -Dağıtılmış varlıkların efektif yönetimi -En aza indirgenmiş enerji tüketimi -Tümsel pompa istasyonlarının takibi- kuyular, filtre/dağıtım istasyonları, depolar, tanklar flow-metreler vs. -Su haberleşme ağının şirket ağına entegrasyonu Petrol & Gaz smartRTU’ların sağladıkları… -Optimum petrol gaz kuyu saha performansı -Gerçek zamanlı boru hattı operasyon yönetimi -AGA-seviye ölçüm -Büyük ölçek ağlarda bile insan gücü tasarrufu -Küçük-büyük ölçekli uygulamalar (10 - 1000 Giriş Çıkışlar) -Küçük-büyük ölçekli ağlar (Tek-Yüzlerce kuyu arası ağlar) Güç Dağıtım smartRTU’ların sağladıkları… -Sağlam ve güvenli altistasyon otomasyonu -Eski ekipmanın en yeni jenerasyon IEDS’ler ile entegrasyonu -Hata tespit ve önleme -Güvenli ve siber korumalı haberleşme -Smart Grid ‘e hazır T&D ağları Altyapı smartRTU’ların sağladıkları… -Yüksek dayanıklılık ve yeterlilik. Uzak kara-demir-su ve tünel yolları için -Harici Sensörler, CCTV, Trafik ışıklarının entegrasyonu -Backup’lı, Siber-Güvenlikli haberleşme -Yükseltilmiş altyapı kullanım performansı ve güvenliği Petrol & Gaz için Fonksiyon Blokları -AGA3 (DP cell) mass-flow ölçümü -AGA7 (Turbine meter) mass-flow ölçümü -AGA8 Gaz yoğunlaştırma doğrulaması -NX19 Yoğunlaştırma doğrulaması Uygulamalar için Özel Fonksiyon Blokları – FAZ 1 - Su & Atık Su Endüstrisi için Destek –Asansör Pompa Fonksiyon Bloğu (FB) –Boru doldurma FB –Valf koruması sorgulama FB –Pompa sonu eğim tanıma –Pompa blokaj ve haddeleme kontrol FB -Petrol Gaz Endüstrisi için Destek –AGA3 (2000) Gas Mass Flow –AGA7 (2006) Gas Mass Flow –AGA8 (1994) Gas Compressibility Correction –NX19 (1963) Gas Compressibility Correction (for legacy support) –API21.1 Compliant Gas Flow Calculations -Elektrik Dağıtım & Alt Şebeke Otomasyon Desteği – Anahtarlama cihazı FB (Devre Kesici / Ayıracı) – Transformatör FB – Elektrik Şebeke FB ENDÜSTRİ OTOMASYON 65 Ürün ve Uygulamalar Petrol ve Yakıt Uygulamaları İçin Yüksek Çözünürlüklü Kızılötesi Denetim Netes www.netes.com.tr ■ Programlanmamış üretim aksamaları milyonlara mal olabilir. Petrol ve yakıt endüstrisinde çalışan profesyoneller, güvenlikten ödün vermeksizin tesisin sürekli ve stabil bir biçimde çalışmasını sağlamanın çok önemli olduğunu bilir. Aynı zamanda üretimin sorunsuz devam etmesini sağlamak ve yasal gereklilikleri karşılamak için düzenli bakım, potansiyel sorunların hızlı bir şekilde tespiti ve net belgelemenin çok önemli olduğunu da bilirler. Petrol ve yakıt uygulamaları için çok amaçlı bir izleme ve sorun giderme aracı Termal görüntüleme cihazları petrol ve yakıt endüstrisinin çok çeşitli denetim ve sorun giderme faaliyetlerini destekleyen çok yönlülüğü, hassasiyeti ve kullanışlılığı sunuyor. İster karada ister denizde, ister akıntı yönünde veya akıntıya karşı olsun, termal görüntüleme cihazları çok çeşitli ekipman ve proseslerin belirgin yüzey sıcaklıklarının iki boyutlu temsillerini yakalamanıza olanak sağlar. Yüzeylere dokunmadan ve prosese ara vermeden bu proses ekipmanlarının, aynı zamanda boru ve tanklardaki sızıntıların da ısı görüntülerini toplayabilirsiniz. Bu denetimden gelen görüntü ve ölçümler, sorunları erken bir safhada hızla belirlemenize yardım edebilir. Ancak termal görüntüleme cihazlarının hepsi aynı değildir. Fluke Uzman Serisi ürün grubunun bir parçası olan yeni Fluke TiX1000, TiX660 ve TiX640 termal görüntüleme cihazları, güvenli bir mesafeden önemli bilgileri toplamanıza olanak sağladıkları için petrol ve yakıt endüstrisinde idealdir. Bu da, üretime ara vermeden ve sıcak çalışma izni almak zorunda kalmadan, ekipmanı veya sorunlu noktaları denetlemek için bu kameraları sık sık kullanabileceğiniz anlamına gelir. Bu Fluke Uzman Serisi termal görüntüleme cihazlarındaki Standart 32x zoom ve isteğe bağlı telefoto objektifler, ısı anormalliklerini hızla belirleyebilmeniz için, 100 fit uzaktaki hedeflerin yüksek çözünürlüklü görüntülerini net bir ayrıntı seviyesiyle birlikte alacak güce sahipler. İlk ON Uzman Serisi termal görüntüleme cihazları için Petrol ve yakıt denetim uygulamaları 1. Ücra alanlar/kompresör istasyonları 2. Kuleler, yanan bacalar ve hava arıtıcıları 3. Buhar kapanları, sızıntılar, kat. cracker degradasyon 4. Açık deniz platformlarındaki yatay alevler 5. Üst sürücüler 6. Tank seviyesi 7. Elektrik sistemleri 8. Ekipman izleme 9. Motorlar ve tahrikler 10. Yataklar Hızlı denetim ve sorun giderme Petrol ve yakıt üretim ortamları fazlasıyla zorlayıcı olabilmektedir. Ürünlerin tehlikeli yapısı, sıcak, nemli, tozlu ve aşındırıcı koşullar ve optimumun altındaki ışıklandırma şartları, denetimcileri görevlerini hızlı bir şekilde tamamlayıp alandan ayrılmaya itmektedir. İkinci bir teftiş yapmak zorunda kalmamak veya yetersiz görüntülemenin sonuçlarıyla baş başa kalmamak için, kullandığınız termal görüntüleme cihazının potansiyel sorunları erkenden belirlediğinden emin olmanız gerekmektedir. İşte yüksek çözünürlüklü görüntüleme, uzun mesafe hassasiyeti, termal hassaslık, gelişmiş odaklama sistemleri, esnek görüntüleme seçenekleri ve diğer yenilikçi özelliklerle donatılmış yeni Fluke Uzman Serisi termal görüntüleme cihazları işte bu yüzden bu ortamlara uygundur. Güvenli bir mesafeden çalışarak, ayrıntılı sıcaklık bilgileri sağlayan ultra yüksek çözünürlüklü görüntüler almanızı sağlarlar. Bu performansı bu ka- Depolama tanklarının aşınma veya Bacaları ve alevleri yerden kolayyapısal bütünlüğünü değerlendire- ca denetleyebilirsiniz. bilirsiniz. 68 ENDÜSTRİ OTOMASYON Petrol ve yakıt tesislerinin büyük elektrik altyapılarıını izleyebilirsiniz. Ürün ve Uygulamalar dar uzun bir mesafeden sundukları için, çok sayıda tırmanış yapmak zorunda kalmadan ve üretimi durdurmaksızın, yeterince yakına gidemeyeceğiniz bölgeleri denetlemenizi sağlarlar. İşte bu kameraların zaman, enerji ve duraklama süresinden kazanmanızı sağlayacakları bazı inceleme alanları: - Ücra alanlar/kompresör istasyonları: Bu ücra bölgeler, otobanlar ve çalışma koşulları hakkında sürekli olarak veri ileten hücresel kulelerle bölgesel işletme merkezlerine bağlanmıştır. Gevşek bağlantılarır ve diğer zayıf bağlantıları kontrol etmek için 180 fitlk kulelere tırmanmak yerine, teknisyenler bu TiX Serisi termal görüntüleme cihazlarındaki 32x zoom özelliğini veya bir telefoto ya da süper telefoto objektifini kullanarak, bu bölgeleri yerden, hızlı, güvenli ve doğru bir şekilde inceleyebilirler. - Kuleler, yanan veya buhar çıkaran bacalar ve hava temizleyiciler performanslarını değerlendirmek için yerden kolaylıkla taranabilmektedir. - Buhar tuzakları, beton fırınları gibi erişilmesi güç bölgelerdeki sızıntılar ya da sıvı katalitik cracker’lerin (kat. cracker) degradasyonu. Bu termal görüntüleme cihazlarını erişilmesi güç hedeflere yönlendirebilir ve geniş, 5,6 inçlik eklenebilir LCD ekranı resmi görebileceğiniz bir konuma çevirebilirsiniz. - Açık deniz platformlarında yatay alev denetimi. Uzun mesafelerde yüksek çözünürlük ve yakınlaştırma özellikleriyle, açık deniz alevini platformdan veya helikopterden inceleyebilirsiniz. Yüksek kare yenileme özellikleri, alevin yanmak üzere olduğunu gösterebilecek ani ve hızlı sıcaklık değişimlerini belirlemenize yardımcı olur. - Üst sürücü denetimi. 32x zoom özelliğiyle, petrol sondaj platformuna tırmanmak yerine üst sürücüyü yerden inceleyebilirsiniz. Eğilebilir renkli viewfinder özelliği, güneş ışığında dahi net bir görüntü sağlar. - Tank seviyesinde denetim. Fluke TiX1000 termal görüntüleme cihazının yüksek tanımlı özelliklerine sahip geniş açılı objektif kullanarak, tank seviyelerini uzaktan hızlı bir şekilde tarayabilirsiniz. Yakıt yükleme veya boşaltma. Bu Uzman Serisi kameraları, boruları taramak için uzaktan kullanabilirsiniz. Uzak mesafe dış denetimlere ek olarak, bu Fluke TiX serisi termal görüntüleme cihazlarını bir rafinerideki standart ekipmanlara belirli bir mesafeden sorun giderme uygulamak için kullanabilir ve sıcak çalışma izni almak veya yüksek gerilime yaklaşmak zorunda kalmazsınız. -Elektrik sistemlerinin denetimi. Bu termal görüntüleme cihazları, gevşek ve oksitlenmiş bağlantılardaki potansiyel sorunları, elektriksel dengesizlikleri, arıza yapan transformatörleri ve anahtarlama tesislerini ve motor kontrol merkezlerindeki arızaları belirlemenize yardımcı olur. Geniş 5,6 inç arka aydınlatmalı ekranla, resimleri optimum olmayan ışık koşullarında dahi net bir şekilde görüntüleyebilirsiniz. - İzleme. Refrakter ekipmanlarda, ısıtıcılarda, kazanlarda, fırınlarda, ısı değiştiricilerde, buhar hatlarında ve tuzaklarında, proses ve güvenlik vanalarında, buhar türbinlerinde, proses hatlarında ve mekanik döner ekipmanlardaki (hem tesiste hem sahada) sorunları belirlemeye yardımcı olur. -Motor ve sürücülerin kontrolü. Bu Fluke TiX termal görüntüleme cihazlarını, aşağıdakilere yönelik düzenli denetimlerde kullanabilirsiniz: – Motorların ve ilgili panel ve denetimlerin fazla sıcak çalışıp çalışmadığını belirlemek – Arıza yapan spesifik bileşenleri takip etmek – Elektrik kaynağındaki faz dengesizliği, kötü bağlantılar ve anormal ısınmayı denetlemek - Yatakları denetleme. Mevcut çalışma sıcaklıklarını kıyaslama değerleriyle karşılaştırmak ve potansiyel arızaları önlemek için daha oluşmadan belirlemek üzere, yatakların ve mahfaza sıcaklıklarının iki boyutlu ve yüksek çözünürlüklü kızılötesi görüntülerini alın. Fluke Connect® kablosuz özellikleriyle kaynaklarınızı katlayın Fluke Connect mobil uygulamasıyla, Fluke Uzman Serisi termal görüntüleme cihazından alınan görüntüleri ve ölçümleri, Fluke Connect mobil uygulaması bulunan tüm akıllı telefonlara gerçek zamanlı olarak iletebilirsiniz. ShareLive™ video görüşmesindeki herkes sizin sahada gördüğünüz görüntü ve ölçümleri uzaktan görebildiği için, sonuçları ekip üyeleriyle paylaşmak da kolaydır. Bu da sorularınızın anında yanıtlanmasına veya anında onay almanıza ve onarımları hızlandırmanıza yardımcı olur. Aynı zamanda görüntü ve ölçümleri akıllı telefonunuzdan güvenli Fluke Cloud™ içindeki EquipmentLog™* geçmişine kaydedebilir ve tüm yetkili kullanıcıların kolayca erişmesini sağlayabilirsiniz. Bu şekilde gerçek zamanlı ölçümleri başlangıç verileriyle karşılaştırarak sorunları belirleyebilir ve hızlı bir şekilde daha iyi kararlar alabilirsiniz. Aynı zamanda Fluke termal görüntüleme cihazlarında bulunan SmartView® yazılımını kullanarak bulgularınızı termal görüntüler, gözle görülebilir ışık görüntüleri ve karıştırılmış görüntüler içeren bir raporda belgeleyebilir ve bulduğunuz sorunları ileterek onarım önerebilirsiniz. ENDÜSTRİ OTOMASYON 69 Ürün ve Uygulamalar Wintec Teknolojisi “Endüstri 4.0”ı Fethediyor Wenglor www.wenglor.com ■ Bir sensör, üç dil: wenglor’un yeni “Wintec” yüksek performanslı mesafe sensörleri, gelecekteki akıllı otomasyon sistemleri için gerekli olan tüm ekipmanlar ile donatılmıştır. Kombinasyonel üç farklı endüstriyel ethernet teknolojisi ile, yenilikçi Wintec Teknolojisi OY2TA104P0150 sensörünü Endüstri 4.0 uygulamaları için çığır açan bir sensör haline getirmektedir. Bu zeki ürün, performansındaki verimliliği, kalitesindeki güvenilirliği ve yenilikçi ağ iletişimi ile betimlenmektedir. Wenglor Ar-Ge direktörü Dr. Ing. Alexander Ohl ürün ile ilgili şu açıklamayı yapmaktadır. “Tüm bu özellikler gelecekte yoğun rağbet göreceği için, biz bu özellikleri tüm müşterilerimize bugünden sunmaktayız”. wenglor’ un öncü ürünü pazar içerisinde ProfiNET, EtherCAT, EtherNet/IP protokolleri ile kullanılabilen tek ürün konumundadır. Bu sensörler aktif olarak haberleşebilirken, sistem tarafından ayrı ayrı tanınabilirler (CP44) ve böylelikle “Endüstri 4.0” ün en yüksek rahatlık mertebesine ulaşılmış olur. Ancak üstün haberleşme yetenekleri yanında, ödüllü WinTec teknolojisi ile OY2TA104P0150 sadece kendine özgü özellikleri olan bir sensör durumuna getirmektedir. Dr. Ohl “Son derece eğimli, siyah ve parlak objelerin ölçümü yıllardır wenglor’ un başarılı olarak gerçekleştirdiği çekirdek alanlardan biridir ve bu durum, tüm dünya üzerindeki uygulamalarda artarak devam etmektedir” şeklinde sözlerine devam etmektedir. Dahası, 0.1 ile 10.1 metre gibi geniş ölçüm aralığı olan sensör, modern otomasyon sistemlerindeki karışık bir çok algılama ve ölçüm uygulamalarında rahatlıkla kullanılabilmektedir. 70 Teknik karekteristik özelliklerinin genişliği ve işlevleri, bu yüksek performanslı mesafe sensörüne yüksek performanslı yetenekler kazandırmaktadır: Entegre PoE arayüzü, kablolamadaki yüksek maliyetleri düşürürken, kompakt gövde yapısı (81 x 55 x 30 mm) ile de kolay ve yer kaplamayan montaj olanakları tanımaktadır. Hazırlanmış web sunucusu ile tüm sensör fonksiyonlarına her yerden ulaşılabilmesi sayesinde yerden bağımsız hata teşhisi yapılabilmektedir. Güvenilir tak ve çalıştır fonksiyonu ve OLED ekranı ile de kullanıcıya son derece kolay kullanım sunulmaktadır. Dr. Ohl “Tek ve kompakt bir gövdede toplanan tüm bu özellikler uluslararası olarak belirleyici niteliktedir ve pazardaki etkimizi de sürekli olarak devam ettirecektir.” şeklinde öngörmektedir Sonuç olarak, tüm bu özellikler ile bu eşsiz ürün wenglor’un “Endüstri 4.0” ürün yelpazesine uymaktadır ve daha da ötesinde yüksek performans özelliklerine muazzam bir genişlik katmaktadır. WinTec yüksek mesafe sensörleri şu şekilde hazır olarak sunulmaktadır, OY2TA104P0150P (ProfiNET), OY2TA104P0150C (EtherCAT) ve OY2TA104P0150E (EtherNet/IP). Kısaca Önemli Noktalar: - ProfiNET, EtherCAT veya EtherNet/IP - Aktif haberleşme yeteneği ve sistemde algılanabilme (CP44) - WinTec teknolojisi - Kompakt Gövde - Tak ve çalıştır fonksiyonu - Power-over-Ethernet (PoE) - Hata tanımlamak için Web Sunucusu - OLED ekran ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar Doğrudan Makine Üzerinde Çok-İstasyonlu Operasyon Esnek, Ekonomik ve Güvenilir Phoenix Contact www.phoenixcontact.com.tr Doğrudan modern bir kullanıcı arayüzü tasarımına sahip makinedeki çalışma modları, Phoenix Contact’ın her bir gelecek çözümünün parçalarıdır. ■ Yüksek bir standartlaştırma düzeyiyle daha düşük maliyetler İşletim cihazlarından cazip görselleştirmeler ve modern bir arayüz tasarımı, endüstriyel otomasyonda kullanım alanı bulmuştur. Aynı şekilde, kullanıcının saha düzeyinde çok istasyonlu işletim için esnek konseptlere duyduğu arzuya da yanıt vermiştir. Ve sofistike, kullanıcı-dostu arayüzlere sahip daha büyük ekranlara olan yönelim artmaya devam etmektedir. Bunun nedeni, günden güne daha da karmaşıklaşan makine ve sistem mühendisliğindeki üretim yapılarının kolay anlaşılır bir şekilde eşlenme gerekliliğidir. Bu nedenle, uniform olarak donatılmış güçlü işletim istasyonları, düşük maliyetler ve yüksek standartlaştırma düzeyi bakımlarından doğru donanımın seçilmesi kadar önemlidir. Designline ürün ailesiyle Phoenix Contact, cazip tasarımları, yüksek performanslı donanımları ve aynı zamanda tek ve çok mod destekleri nedeniyle dikkat çeken tamaman kapalı bir muhafaza (IP65 koruma sınıfı) içerisinde endüstriyel PC’ler sunmaktadır. Portico iletim yazılımıyla birlikte, kullanıcılar donanım ve yazılım maliyetlerini düşüren, düzgün standartlar sağlayan ve uzun mesafeler üzerinden bile kullanılabilen esnek işletim ve görselleştirme çözümleri yaratabilirler. 74 Otomatikleştirilmiş üretim sistemlerinin sanayi sektöründe kullanıldığı yerlerde tesis-içi işletim ve proseslerin görselleştirilmesi giderek artan bir önem kazanmaktadır. Bununla birlikte, doğrudan makine/sistem üzerine monte edilen konseptlerin kullanımı ve aynı zamanda büyük ölçekli uygulamalar veya üretim hücreleri için tipik çok-istasyonlu işletim, kullanılan donanım ve yazılım (kılavuz görüntü) konusunda artan talepler oluşturmaktadır. Bu yüzden, zor endüstriyel koşullara dayanma yeteneğiyle birlikte görüntü öğelerini ve kontrol esnekliğini yapılandırmak da mümkün olmalıdır. Ayrıca, donanım ve yazılım ekonomik olmalı, az yer tutmalı ve güvenilir şekilde çalışmalıdır. Son derecede önemli bir konu ise, işletimi basit ve eğitim gerekliliklerini asgari düzeyde tutmak için uniform görselleştirme gereklidir. Phoenix Contact, Ethernet-tabanlı masaüstü iletim çözümü Portico ile, esnek işletim konseptlerini mümkün kılan ve aynı zamanda görüntü verisinin iletimi için düşük maliyetli standart donanım ve IP-tabanlı protokoller kullanan bir yazılım sağlamaktadır. Tamamen kapalı bir muhafazaya (IP65 koruma sınıfı), cazip bir tasarıma, yüksek performanslı donanıma ve çoklu dokunma desteğine sahip, Designline ürün ailesinden endüstriyel PC’lerle birlikte, işletim ve görselleştirme için sezgisel çözümler doğrudan makine üzerinde uygulanabilmektedir. ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar 16 taneye kadar Client PC’ye bağlanma Ethernet, IP protokolü ve Uzak Çerçeve Arabellek Protokolü (Remote Framebuffer Protocol - RBF) üzerine inşa edilen Portico, sunucu bilgisayardaki ekran içeriğini yakalar ve Ethernet yoluyla bunları Windows işletim sistemleri (Windows CE, XP, 7, XP Embedded 2009, veya Embedded Standard 7) üzerinde çalışan bir veya daha fazla Client PC’ye iletir. Bu, basit bir noktadan-noktaya bağlantıdan (tek masaüstü) 16 taneye kadar Client PC’nin (çok sayıda masaüstü) bağlanmasına kadar pek çok sayıda farklı yaklaşımı mümkün kılmaktadır. Temel prensip inanılmaz derecede basittir: RFB sunucu, bir “sözde” masaüstü sağlar. Bu, örneğin, uzaktan kontrol panosunda kurulan bir endüstriyel PC üzerinde ilgili uygulamalarla birlikte çalışan bir grafik çalışma ortamı demektir. RFB Client PC, genellikle operatörün Client PC’si üzerinde bir masaüstü görevi görür, (klavye girişleri, fare hareketleri ve tıklamalar gibi) kullanıcı verilerini alır ve oradaki iş ortamını yönetmek için RFB sunucusuna iletir. Portico, kullanıcının istemesi durumunda mesafeye bakmaksızın, üstelik iyi bir fiyata çok istasyonlu işletim sağlamaktadır. Minimum donanım gereklilikleri Portico’nun bitmap-tabanlı grafik bellekle (Çerçeve arabellek) çalışması nedeniyle, yazılım herhangi bir Windows sisteminde (örneğin, Windows 7’de) kullanılabilir. Ekran içeriği bitmap’ler olarak iletilir ve Client PC sadece ilgili değişiklikleri alır. Bu, iletilecek veri hacmini ve gereken bellek kapasitesini azaltır; yani Client PC donanımının, RAM ve CPU performansı bakımından sadece minimum gereklilikleri karşılaması gerekir. Böylece düşük maliyetli Client PC’ler kullanılabilir. Ayrıca, Client PC ile sunucu PC arasında hızlı veri değiştokuşu sağlanır. İlave olarak, RFB bağlantılarının durumsuz (stateless) olması, eşlik eden oturumu kaybetmeksizin bağlantıyı kesmeyi veya RFB Client PC’sini değiştirmeyi mümkün kılar. Standartlaştırılmış iş ortamı Portico, makinenin veya sistemin planlanması ve bakımı için birkaç avantaj sağlar. İlk olarak, görselleştirme gibi uygulamaların sadece sunucu PC’ye kurulması gerekir. Yazılım artık Client PC üzerinde çalışmaz. Yani, uygulama birkaç operatör istasyonu istese bile lisans maliyetleri asgari düzeyde tutulur. Ayrıca, her Client PC’nin sunucuya erişme- si ve sadece bir yazılım sürümü alması nedeniyle, tüm Client PC’lerde standartlaştırılmış bir çalışma ortamının mevcut olması, proseste bakım işlemini kolaylaştırmaktadır. İlave olarak, Ethernet’in kullanılması Web-tabanlı Client PC kurulumuna izin vermektedir. İstemcinin sadece burada ağa bağlanması gerekir. Bir USB bellek gibi ilave kayıt ortamı yoluyla yerinde kurulum gerekli değildir. Böylece, sorumlu elemanlar üretim binasında uzun mesafeler katetmek zorunda kalmazlar. Sınırlı işletim izinleri Bununla birlikte, endüstriyel uygulamalar durumunda, makineyi veya sistemi aynı zamanda işleten birkaç kullanıcı olmaması sağlanmalıdır. Müstakil işletim istasyonlarının birbirlerinin görüş alanı dahilinde olmamaları halinde bu durum bilhassa önemlidir. Bu amaç için, Portico’daki bir uzlaştırma programı, herhangi bir verili zamanda bir Client PC tarafından sadece bir cihazın işletilmesini sağlar. Diğer Client PC’ler, işletim izinlerini etkin Client PC’den istemelidir. Bu durumda bu Client PC, izinleri verme veya isteği geri çevirme kararı alabilir. İlave olarak, sunucu PC’ye örneğin bakım amaçları için menü ayarları yoluyla özel işletim izinleri de verilebilir. Tüm menü ayarları, hem Client PC hem de sunucu PC üzerinde bir parolayla emniyete alınabilir. Bu, kurulan bağlantıların korunmasını ve işletim izinlerinin değiştirilmemesini mümkün kılar. İstemci PC’lerin yapılma şekilleri nedeniyle, kullanıcı gerçekte sunucu PC’nin masaüstünde olduğunu fark etmez. Diğer taraftan, ilgili bağlantı yoluyla üretim kontrol seviyesinden itibaren alan seviyesine kadar tam erişime sahip olur. Designline ürün ailesinin dokunmatik panelleri, VESA 100 standardı yoluyla veya doğrudan makine üzerinde bir destek kolu / destek kullanarak esnek şekilde monte edilebilir. 100 metreye kadar iletim mesafeleri Doğrudan makine üzerinde işletim, donanım konusunda özel talepler yaratır. Örneğin, ağır titreşimler oluşursa, korunmuş bir alanda gerçek kullanıcı arayüzünden ayrılmış bir kutu PC kurulumunu gerektiren uzak çözümler sıklıkla kullanılır. Bununla birlikte, kutu PC ile kullanıcı arayüzü arasında ENDÜSTRİ OTOMASYON 75 Ürün ve Uygulamalar Hem VGA veya DVI yoluyla geleneksel görüntü iletimi hem de USB yoluyla temas iletimi birkaç metreyla sınırlandırılır; bu nedenle bu görev için uygun değillerdir. Bununla birlikte, Portico’nun kullanılması, iki ünite arasında 100 metreye kadar mesafelerin katedilmesini mümkün kılar. maksimum köprülenebilir mesafeye riayet edilmelidir. Portico, verinin sadece bir işletim istasyonundan girilebilmesi için işletim izinleri atanmasını güvenli ve kolay hale getirir. İletim yazılımının birçok avantajı, zaten IP65 koruma sınıfına sahip yeni Panel PC Designline serisinin geliştirilmesinde kullanılmıştır. Mevcut birçok konfigürasyon opsiyonu sayesinde, eğer sadece bir uzak işletim istasyonuna ihtiyaç varsa, endüstriyel PC’ler ince Client PC çözümleri şeklinde birleştirilebilirler. Sunucu PC’leri olarak yapılandırılmaları halinde, kullanıcı ilgili tüm uygulamalara erişime sahiptir. Designline PC’ler, kullanıcıların, kendi mevcut uygulamaları henüz hareket kontrolünü desteklemese bile, yeni çalışma modlarını destekleyen donanımları kullanabilmeleri için hem tekli hem çoklu dokunmatik ekran sunmaktadır. Bu, hem planlama doğruluğunu artırmakta hem de hareketlere bağlı olarak çalışma modlarını geliştirmek için gereken zamanı sağlamaktadır. Montajı ve bakımı kolay Designline ürün ailesindeki dokunmatik paneller aynı zamanda IP65 sınıfı tamamen kapalı bir alüminyum muhafaza ile donatılmış olup, bundan böyle makine üzerine ilave bir muhafaza veya kontrol panosu monte edilmesi gerekmemektedir. Cihazların arkasında, örneğin, bir destek koluna veya doğrudan makine veya sistem içindeki bir desteğe bağlanmalarını mümkün kılan bir VESA 100 delik dizaynı vardır. Endüsti PC’lerinin ilave bir avantajı da küçük boyutlarıdır. Bu serideki ürünler sadece 60 milimetre derinliğe sahiptir. Sonuç olarak, büyük yerleşik muhafazalar ve iki çalışan tarafından montaj bundan böyle gerekli değildir ve böylece montaj maliyetleri büyük ölçüde azaltılmaktadır. İlave olarak, Designline cihazları özellikle Intel’in uzun vadeli yol haritasına ait yüksek verimli işlemcilerle çalışır. Bu, uyumlu fonksiyonlara sahip bir endüstriyel PC’nin birkaç senelik bir sürede teslim edilebilmesini sağlar. Sonuç olarak, ekipman modifikasyonları nedeniyle sürekli yazılım ayarlamaları artık gereksizdir. Bununla birlikte, beklemede olan bir görüntü güncellemesi veya başka değişiklikler varsa, monitör gerekli tüm montaj ve bakım ölçümlerini iki servis kapağı yoluyla yapabilir. Alt tarafta yer alan bir kapak, örneğin, Ethernet veya USB portu gibi arayüzlere erişim sağlar. Eğer servis gerekirse, veri belleği ve CMOS bataryası ikinci kapak yoluyla kolayca ve hızlı bir şekilde değiştirilebilir. Veriyi üçüncü taraflarca çalınmaya karşı korumak için, veri belleği aynı zamanda özel bir anahtar kullanılarak da kilitlenebilir. Portico ile, hem 16 taneye kadar Client PC li müstakil işletim ve izleme konseptleri hem de basit tekli masaüstü çözümleri mümkündür. 76 ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar IoT ve Endüstri 4.0’da İlerleme Kaydeden Mitsubishi Electric’ten, 9 Milyon Dolarlık Tasarruf Mitsubishi Electric www.mitsubishielectric.ae/turkey ■ Gelecek Nesil Fabrika Otomasyon Sistemlerinin Geliştirilmesine Yönelik MitsubishiElectric ve Intel İşbirliği Pilot Program, Endüstriyel Ortamlarda Uçtan Uca IoT Avantajlarını Gözler Önüne Seriyor YENİ ÖZELLİKLER - Mitsubishi Electric ve Intel, nesne iletişimi (IoT) ve geniş kapsamlı veri analitikleri ile fabrika otomasyonu (FA) sistemlerini geliştirmek için işbirliğinde bulundu ve sonuçlar alınmaya başlandı. - Mitsubishi Electric ve Intel, Intel’in Malezya’da bulunan ve IoT’nin sağladığı avantajlara sahip üretim tesisinde uygulanacak pilot program üzerinde işbirliği yaptılar. Söz konusu pilot uygulama, gelişmiş ekipman çalışma süresi, yüksek gelir ve verimlilik, önleyici bakım faaliyetleri olanağı ve düşük aksam arıza oranı ile sonuçlandı. - Pilot program sonucunda Intel’in, maliyet önleme ve gelişmiş karar verme mekanizmaları sayesinde 9 Milyon Amerikan Doları tutarında tasarruf yaptığı kaydedildi. 78 - Mitsubishi Electric ve Intel, 2015 yılında ürünün kullanıma sunulmasını amaçlıyor. Uyguladıkları pilot programdan son derece başarılı sonuçlar alan Mitsubishi Electric ve Intel, IoT teknolojileri ve Intel’in Malezya’daki üretim tesisinde uygulanan program ışığında, gelecek nesil fabrika otomasyonu (FA) sistemlerigeliştirmek adına yeni bir işbirliği ilişkisi kurduklarını açıkladılar. Söz konusu pilot program, Intel’in Nesnelerin İnterneti (IoT) konusunda çözüm üretme uzmanlığı ile Mitsubishi Electric’in “e-F@ctory” otomasyon yeterliliklerini birleştirerek önceden kestirilebilir arıza gibi yenilikçi fonksiyonlar aracılığıyla üretkenliğin arttırılmasına odaklanılan bir fabrika ortamında IoTteknolojisinin avantajlarını göstermektedir. Mitsubishi Electric’in uyguladığı “e-F@ctory” sistem çözümü; düşük maliyet, yüksek verimlilik ve kusursuz uyum özellikleri sayesinde Intel firmasına 9 Milyon Amerikan Doları tasarruf sağlamasına neden oldu. ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar IoT ve Geniş Kapsamlı Veri Kullanımı Mitsubishi Electric ve Intel firmaları, işbirliği kapsamındaki ilk faaliyet olarak Intel’in Malezya’daki pilot üretim tesisindeIoT ve geniş kapsamlı veri çözümlerini uyguladılar. Intel, C Kontrolörü şeklinde adlandırılan ve Mitsubishi Electric’iniQ Platformundan temin edilen Intel® Atom™ işlemci tabanlı IoT ağ geçidini kullanarak analitik sunucusuna yönelik verileri güvenli bir biçimde toplayıp depoladılar. Ardından elde edilen veriler, kurumsal bir veri aktarım merkezi kuruluşu olan ClouderaEnterprise* bünyesinde bulunan, açık kaynaklı R istatistiği dilini kullananbir analitik yazılımı olan RevolutionAnalytics’in Revolution R Enterprise yazılımı ile işlendi. Intel’in Montaj ve Test Grubu bünyesinde başkan yardımcısı ve genel müdür olarak görev alan Robin Martin: “Malezya’da gerçekleştirilen veri madenciliği ve analitik pilot çalışmalar, Intel tabanlı IoT ürün ve teknolojisi sayesinde Intel’in üretim tesisi için büyük bir değer ve avantaj sağlamıştır.”ifadelerine yer vermiş ve eklemiştir: “Mitsubishi Electric ile birlikte imza atılan bu işbirliği ve pilot uygulama sayesinde, önleyici analitik olanaklar ile birlikte gelecek nesil fabrika otomasyon sistemleri geliştirebilmek adına her iki şirketin teknik bilgi, donanım ve teknolojisini birleştireceğiz. Bu sayede diğer şirketler de fabrika operasyonlarında IoT çözümünün sağlayacağı avantajlardan faydalanabileceklerdir.” Söz konusu çözüm, ekipman bileşenlerinin çalışma süreleri arttırdı, kabul edilebilir ünitelerin yetersiz şeklide yanlış sınıflandırmasını en aza indirgeyerek gelir ve üretkenliği bir üst seviyeye taşıdı, önleyici bakım faaliyetlerine olanak tanımış ve bileşen arızalarını azalttı. Uygulamanın ilk sonuçları gösterdiği üzere, maliyetten kaçınma ve üst düzey karar verme mekanizması sayesinde 9 Milyon Amerikan Doları tutarında tasarruf edildiği saptandı. Mitsubishi Electric şirketinde Fabrika Otomasyon Sistemleri kıdemli yardımcı grup başkanı Masayuki Yamamoto: “Söz konusu IoT projesinde Mitsubishi Electricile Intel arasındaki işbirliği, operasyon performansını iyileştirilebilmesi için yarı iletken üretim hatlarından elde edilen alan verilerinin toplanmasına ve analiz edilmesine olanak tanımakla birlikte daha sürdürülebilir bir toplum için enerji tasarrufu yapılmasını sağlamıştır.” açıklamalarında bulunmuş ve sözlerini şu şekilde noktalamıştır: “Intel-Mitsubishi Electric ortaklığı ile geliştirilen ve yüksek performans ile optimize bakım fonksiyonları için geniş kapsamlı veri analizlerini optimize veri toplama ve işleme faaliyetleri ile birleştiren bu çözümden diğer üreticilerin de faydalanacağına inanıyoruz.” 15-17 Ekim tarihlerinde Japonya, Tokyo BigSight’ta düzenlenen 2014 Japonya IoTtemalı ticaret fuarı kapsamında Intel firmasına ait stantta canlı gösterim yapıldı ve ürünün ticarileştirilme tarihinin 2015 olmasına karar verildi. ENDÜSTRİ OTOMASYON 79 Ürün ve Uygulamalar Ultrasonic Mic+ Sensör Ailesi Yorum Otomasyon www.yorum-automation.com ■ Ultrasonic Sensörler tıpkı yunuslar ve yarasalar gibi cisimleri çıkarttıkları yüksek frekanslı ses dalgalari yardımı ile algılarlar, Mic+ sensörlerde doğadan aldığı bu fikir ile M30 gövde içerisinden beş değişik model ile farklı mesafeler farklı çözünürlükler sunarak, zor algılanan cisimlerin kolayca algılanabilmesini sağlar. Ultrasonik sensörler insan kulağının duyamayacağı yüksek frekanslı ses dalgaları yayarlar ve bir objeden yansıyan bu ses dalgalarının sensöre geri dönme süresini ölçerler. Bu ultrasonik sensörler, bir cismin, hiçbir temas olmaksızın, algılanmasında veya mesafesinin ölçülmesindeki yeteneklerini çok farklı uygulamalarda göstermiştir. Zorlu çevre şartları altında, geniş bir yelpazedeki maddeleri ve renkleri etkileyici bir şekilde algılayabilirler. 20 yılı aşkın süredir microsnic’ in sürdürdüğü yenilikçi ürün politikası sayesinde çeşitli uygulama potansiyellerine cevap verebilir ve geleneksel performans ölçütlerini aşabilirsiniz. Daha detaylı olarak incelersek Ultrasonik sensörler düzenli aralıklar ile kısa, yüksek frekanslı ses dalgaları yayarlar. Bu ses dalgaları havada ses hızıyla yol alırlar. Ses dalgaları bir cisimle karşılaştıkları zaman, akis (yankı) sinyali olarak sensöre geri yansırlar, ses dalgalarının sensörden yayılması ile sensöre geri dönmesi arasındaki zaman farkından yararlanılarak cismin uzaklığı hesaplanır. Mesafe ölçümünün ses dalgalarının yoğunluğu yerine yolculuk süresiyle hesaplanması, arka plandaki müdahalelerin engellenmesi konusunda ultrasonik sensörleri mükemmel bir seçim haline getirmektedir. Ses dalgalarını yansıtan her madde, rengi ne olursa olsun, ultrasonik sensörler tarafından algılanabilir. Transparan maddelerin veya çok ince folyoların algılanması ve mesafe ölçümü ultrasonik sensörler ile çok kolay bir şekilde yapılabilir. microsonic ultrasonik sensörler ile 20mm ile 10M arasındaki mesafeleri yüksek hassasiyet ile ölçebilirsiniz. 82 Kirli veya sisli ortamlarda bile 0.025mm ile 0.18mm arasında hassasiyet sunabilen MIC+ Serisi sensörler dâhili ekran ve dahili sıcaklık kompanzasyon sistemi sayesin- de daha kararlı ve daha kolay uygulanabilir şekilde tasarlanmıştır. Sıvı dolu bir deponun seviye kontrolü, rulolar arasında hareket eden kumaşın sarkma kontrolü, ilaç şişelerinin doluluk kontrolü, şeffaf şişelerin sayımı, cam makinalarında, renk ve şekilden bağımsız camın algılanmasında, tozlu ortamlarda seviye kontrolü, rulo açma ve sarma makinelerinde çap kontrolü, boru çekme makinalarında dış çap kontrolü gibi uygulamalar microsonic sensörler ile yapılabilir. Mic+ sensörler dört değişik çıkış tipinde tasarlanmıştır; tek dijital çıkış , iki dijital çıkış , analog çıkış(0-10Vveya4-20ma) , analog ve dijital çıkış, Bu sayede uygulama gereksinime göre en doğru çıkış tipini seçimini yapmak kolaylaşmıştır. Tüm sensör ayarları dahili ve kolay okunabilen ekran ve tuş takımı ile yapılabilmektedir. Bu ekran üzerinde anlık mesafe de gösterilebilir. Ekran, ayarların kolaylıkla yapılabilmesi için tasarlanmış, menüler ekranda kendini anlatır biçimde ifade edilmiştir. Çıkışlar ve analog değer ayarları ekran üzerinden mesafe cinsinden girilerek ayarlanabilir. Sensör üzerindeki 3 renkli Led gösterge ise o anki sensörün çıkış durumlarını gösterir. Yazılımsal olarak Mic+ serisi ne eklenmiş olan filt- ENDÜSTRİ OTOMASYON reler ve fonksiyonlar uygulamamızı tam kontrol altına almamızı sağlar. Seviye kontrolü yapacağınız depo ya da havuz dalgalı ise bu mesafe olarak sürekli değişken bir değer verir ama pratikte bizin seviyemiz dalganın en üst düzeyi olmalıdır, mic+ sensörünüzü en üst dalgayı algılatabilirsiniz. Ya da içinde karıştırıcı bulunan tankın kontrolünde karıştırıcıyı dikkate almaması için bu işlem için özel olarak yazılmış filtreyi uygulayabilirsiniz. Analog çıkışlı mic+ sensörler hem 0-10V hem de 4-20ma kullanılabilir sensör bu seçimi istenirse otomatik olarak yapabilir. Analog çıkış belli bir aralıkta ayarlanabileceği gibi yükselme ve alçalma yönü de yine cihaz üzerindeki ekrandan yapılabilir. Yan yana çalışma özelliği sayesinde 10 adet sensörü bitişik şekilde kullanabilirsiniz. Kendi aralarında senkronize olan sensörler ses dalgalarını aynı anda yayarak çok daha geniş alandan ölçüm yapmanızı sağlar. “Multiplex” özelliği sayesinde Mic+ sensörler Sıra ile çalışarak yakınındaki diğer Mic+ sensörlerden etkilenmez ve onların seslerini duymazlar, bunun için yapmanız gereken 5 numaralı pinlerini birbirlerine bağlayıp ayar menüsünden “multiplex” özelliğini seçmek. “teach-in” otomatik öğrenme modu; bu özellik sayesinde analog ve dijital çıkışların aktif olma mesafelerini ayarlayabilir algılanacak cismi doğrudan sensörünüze tanıtabilirsiniz. Fark- lı uygulamar içinde esnek yapıda olan MIC+sensorler Aralık(window) veya yansıtıcı modunda kullanabilirsiniz. Reflektörlü modun bir eklentisi olan cam modunda ise doğru boydaki şişelerin ölçümünü yapabilirsiniz. Reflektörlü ultrasonik bariyer uygulamasında özel bir yansıtıcıya ihtiyaç duymadan algılanması zor olan cisimleri algıyabilirsiniz. 0-10 V ve 4-20 mA analog çıkışlı sensörler ile 0,025 mm ile 2,4 mm arası çözünürlükte ölçüm yapabilirsiniz. Etiketleme ve ek yerlerinin algılanması için özel olarak üretilmiş ultrasonik sensörler ile veriminizi arttırabilirsiniz. Microsonic ultrasonic sensörlerin diğer modelleri hakkında bilgi almak için www.microsonic.de sitesini ziyaret edebilirsiniz. Burada Dünyanın en hızlı ultrasonic sensörünü ve çok çeşitli çift plaka algılama özellikli sensörü ile tanışabilirsiniz. ENDÜSTRİ OTOMASYON 83 Ürün ve Uygulamalar Rexroth’un Akıllı Yazılım Fonksiyonları, Üretkenliği Artırır Ve Know-How’ı Korur Bosch Rexroth www.boschrexroth.com.tr ■ Açık Kaynak Mühendisliği sayesinde gelişmiş işlevlere sahip CNC sistem çözümü IndraMotion MTX Akıllı fonksiyonlar aracılığıyla ulaşılan daha yüksek bir üretkenlik, giderek artan bir şekilde takım tezgâhlarının rekabet gücünü belirliyor. Makine üreticileri de bu yüzden yeni ve benzersiz fonksiyonlarla başarı sağlamaya çalışırken, aynı zamanda know-how’larını da koruma yoluna gidiyorlar. Rexroth bu gereklilikleri, CNC sistem çözümü IndraMotion MTX’teki fonksiyonel yeniliklerle, Açık Kaynak Mühendisliği çerçevesinde yerine getiriyor. Açık Kaynak Mühendisliği ile Rexroth, bileşim teknolojileri otomasyonu alanında oluşan boşluğu kapatarak klasik PLC programlamasını geliştiriyor. Açık standartlar, yazılım araçları ve fonksiyonel araç kitleri sayesinde mühendislik verimliliğini artırıyor. Rexroth artık makine üreticilerine bağımsız olarak kendi yazılım fonksiyonlarını oluşturma seçeneği sunuyor ve böylece tanımlanmış arayüzler aracılığıyla gerçek zamanlı olarak kontrol erişimi sağlamalarını sağlıyor. Bu yüzden CNC uzmanları Açık Kaynak Arayüzü ile birlikte Rex- roth kontrol ürünleri için yeni bir arayüz teknolojisi sunuyor. OEM’lerin özel fonksiyonlar yaratmalarını ve böylece kendilerini rekabetin önünde tutmalarını sağlıyor. Açık Kaynak Arayüzü, aynı zamanda akıllı telefonlar ve tabletler gibi cihazların makine konseptlerine sorunsuz olarak entegre edilebilmesine olanak tanıyor. Bu akıllı cihazlar için hazırlanan uygulamalar, servis teknisyenlerinin makine analizlerini uzaktan kablosuz yapabilmesine olanak sağlıyor. Geniş yelpazedeki fonksiyon araç kiti seçenekleri ile Rexroth, yazılım alanındaki uygulama bilgisini modelleyerek makine üreticilerine sadece parametrelendirmeyi bırakıyor. Hacimsel hataların giderilmesi için oluşturulan yeni IndraMotion MTX vcp fonksiyon araç kiti ile ise Rexroth’un CNC’si tüm makine parkurundaki mekanik yanlışlıkları otomatik olarak düzeltiyor. Pozisyon, düzlük, rotasyon ve diklik sapmalarının üç boyutlu olarak dengelenmesi, büyük hacimli bileşenler söz konusu olduğunda özellikle bir avantaj olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü sınır değerleri aşan hatalar, bu tip durumlarda oldukça maliyetli olabiliyor. Gerekli dengeleme değerleri, bir lazer enterfrometre tarafından kaydedilir ve performans Açık Kaynak Arayüzü, OEM’lerin kendi fonksiyonlarını gerçekleştirebilmesine ve akıllı telefonlar ve tabletler gibi cihazların makine konseptlerine sorunsuz olarak entegre edilebilmesine olanak tanır. 86 ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar kaybı olmadan süreçte, sistem ofsetlerini kontrol eden tablolara kaydedilir. Makine alanı ne kadar büyük olursa, yazılım fonksiyonunun düzeltme etkisi de o kadar önemli olur. IndraMotion MTX vcp, uygulamalardaki hacimsel doğruluğu %90’a kadar iyileştirilebiliyor. Takım tezgahlarında yazılım fonksiyonlarının öneminin artması, buna paralel olarak bilgi korunmanın öneminin artması anlamına geliyor. I ndraMotion MTX şifreleme fonksiyon araç kiti ile, makine üreticileri ve kullanıcılar artık kullanıcı programlarını izinsiz üçüncü taraf erişimlerine karşı korumak için bir yönteme sahip. Kullanıcılar makinede şifrelenmiş programları seçip çalıştırabilir. Aynı zamanda program kodu kontrol üzerine, özel bir okunamaz formatta kaydedilir. Şifreleme ayrıca belirli kontrol donanımlarına da bağlanabilir. Böylelikle şifrelenmiş programlar sadece bir tek makinede çalışır. Şifrelenmiş dosyaların sadece makineye aktarılması yeterlidir. Herhangi bir parametre veya yazılım müdahalesine gerek yoktur. Makine kullanıcılarına global bir üretim ağı ile know-how’larını korumak için verimli bir yöntem sunar. Rexroth, makine güvenliği alanında ekonomik verimliliği ve kullanılabilirliği artırmak için ilave seçenekler sunar. CNC sistem çözümü Açık Kaynak Mühendisliği ortamından emniyet fonksiyon modülü ile genişletilmiştir ve Emniyet PLC SafeLogic’in programlama süresini ve çalışmalarını azaltır. Çünkü süreç modifikasyonları emniyet kontrolü üzerinde hiçbir geri bildirim etkisine sahip değildir ve böylece asgari süre ve çaba ile makine üreticilerinin kontrol ünitesinden güvenli tahrike kadar standartlaştırılmış emniyeti gerçekleştirmesini mümkün kılar. Rexroth, kontrol ünitesine entegre edilmiş IndraMotion MTC cta/ega yazılım yardımcısı ile kullanıcıların artan enerji verimliliği taleplerini karşılar. Her makine hareketinin süresini ve enerji tüketimini analiz eder. Bu veritabanı daha sonra, bir yandan maksimum üretkenliği korurken diğer yandan enerji verimliliğini artırmak için programcıların hareket kontrolünü optimize etmelerine olanak tanır. Ürün ve Uygulamalar Mitsubishi Electric FR-A800’le Maksimum Kullanım Performansı Mitsubishi Electric www.mitsubishielectric.ae/turkey serisi, tesis ve makine aksamı için maksimum kullanım performansı sağlıyor. edilmiştir. Söz konusu seri, uluslararası düzenleme ve standartlara uygun olmanın yanı sıra, en son güvenlik fonksiyonları ile donatılmıştır. Entegre PLC fonkisyonları ile bir frekans inverterinden çok daha fazlası. Ayrıca PM IPM Motor sürebilir. USB’den yedek ve trend alma bakım operasyonlarını kolaylaştırır. TTL ve SynCos gibi farklı encoder protokolleri ile çalışabilir. Ayrıca IP55 destekli modelleri de bulunmaktadır. Mitsubishi Electric, FR-A800 serisi invertörlerile 750 Vat değerinden maksimum 1 Megavat değerine kadar olan çıkış aralığına sahip olacak şekilde en son tahrik sistemi ile donatılmıştır. Söz konusu invertörler aynı zamanda hem standart asenkron motorlar ile hem de IPM/SPM motor teknolojileri ile kullanılabilmektedir. Ultramodern sistem, klasik tesis ve makine aksamlarında kullanılmak üzere özel tasarlanmış olup, maksimum çıkış performansı sayesinde artan etkinlik ve verimlilik özellikleri garanti edilmiştir. Aynı zamanda firma içinde benimsenen en son teknoloji konseptleri, tesis verimliliği ile enerji dengesinin optimize edilmesini sağlayacaktır. FR-A800 serisi invertörler, özellikle kullanıcı dostu bir yapıya sahip olacak şekilde geliştirilmiş olup, çok sayıda ağ bağlantısına olanak tanımaktadır. FR-A800 serisi, başarılı FR-A700 serinin geliştirilmesi sonucu elde USB sunucusu ile USB cihazının fonksiyonları, kullanıcı dostu bir programlama ve parametrelendirme işlemi, veri girişi fonksiyonelliğine olanak tanımaktadır. Öte yandan bu seri, Mitsubishi Electric iQ Works programlama ortamı ile tamamen entegredir. Dahili işletim paneli ve çok metinli ekran, ilgili bileşenlerin kolay ve sezgisel bir biçimde kullanılmasını sağlar. ■ Mitsubishi Electric’in yeni FR-A800 frekans invertörü Gerçek sensörsüz vektör kontrolü maksimum hız sağlarken 400 Hz maksimum frekansına kadar tork kalitesinin elde edilmesine olanak tanımaktadır. Başlatma Mitsubishi Electric firmasının yeni jenerasyon FR-A800 invertör serisi, özellikle klasik tesis ve makine aksamlarında kullanılmak üzere tasarlanmış olup, maksimum çıkış ve performansı sayesinde yüksek etkinlik ve verimlilik garantisi verilmektedir. 90 ENDÜSTRİ OTOMASYON Ürün ve Uygulamalar aşaması süresince %250 oranındaki fazla yük kapasitesi, özellikle zor kullanım koşulları altında güvenli bir işleyiş sağlayacaktır. Üç milisaniyeden daha kısa olan minimum terminal tarama süreleri, olası en hızlı yanıtın verilmesini güvence altına alacak; 80 milisaniyeden daha kısa olan hız yükselme süreleri ise maksimum performans ve üst düzey verimliliği mümkün kılacaktır. Dört farklı fazla yük senaryosu ideal tesis planlamasına olanak tanırken, üç adet ek yuva donanımı da olası uygulama çeşitlerini artıracaktır. PLe/SIL3 değerine kadar olan fonksiyonel güvenlik, basit acil durum müdahaleleri ile karmaşık buton aktivasyonları arasında derecelendirilen durumlarda sistemin işlerliğini güvence altına almaktadır. Yeni invertör serisi CC-bağlantısı, SSCNET, Profibus-DP, Profinet, Eternet/IP, EtherCAT, LONworks ve Modbus RTU gibi toplamda on bir farklı ağ bağlantısı seçeneği sunmakta ve söz konusu ağ bağlantılarının evrensel düzeyde kullanılmasını sağlamaktadır. Öte yandan FR-A700 serisine yönelik olarak tamamen geçmişle bağdaşır yapısı sayesinde bileşenlerin kolaylıkla ve güvenle değiştirilmesine olanak tanır. Mitsubishi Electric şirketinin Fabrika Otomasyonu – Avrupa Şirket Grubu’nda Enerji / LVS / İnvertör departmanının Avrupa Ürün Müdürü olarak görev yapan OliverEndres, “Tüm Mitsubishi Electric invertörleri gibi FR-A800 serisi de çok sayıda koruma, güvenlik ve fazla yük fonksiyonu, üstün kaliteli ısya karşı dayanıklı kapasitörler, sürekli olarak yağlanan ve kapsüllenen soğutma fanları ve çift katlı kontrol ve devre kartları ile birlikte piyasaya sürülmüştür. Entegre bakım zamanlayıcıları, bileşenlerin yorgunluk düzeylerini göstermektedir. Tüm bu özellikler, kestirimci ve koşula dayalı bakım işlevselliklerini hizmetinize sunarak ekipmanın kullanılabilirliğini artırmaktadır” diyerek, FR-A800 serisi hakkındaki güvenini net biçimde ifade etmektedir. Japonya’da bulunan NagoyaWork bünyesinde görev yapan yaklaşık 5000 personel de, Mitsubishi Electric tarafından geliştirilen inverörlerin birçok sektörde kullanılmak üzere yeterli kalite ve güvenilirliğe sahip olduğunu garanti etmektedir. Şirketin maksimum kalite ve güvenilirlik düzeyini muhafaza ettiğinden emin olunması için 4000’den fazla test ve denetim prosedürüne yer verilmiştir. Dünya çapında ise Mitsubishi Electric firması tarafından geliştirilen 18,000,000’i aşkın invertörün satışı gerçekleştirilmiştir. FR-A800 serisinin 2014 yılının bahar ayında piyasaya sürülmesi planlanmaktadır. ENDÜSTRİ OTOMASYON 91 Ürün ve Uygulamalar CC-Link, Alışveriş Merkezlerinde CLPA TURKEY www.clpa-europe.com/tr_EU ■ İstanbul’da yeni açılan alışveriş merkezindeki, çevresel (su, kanalizasyon, enerji, aydınlatma, ısıtmahavalandırma-iklimlendirme (HVAC)), güvenlik ve acil durum kontrolü sağlamak amacıyla geleneksel bir bina yönetim sistemi (BMS) yerine, CC-Link endüstriyel haberleşme ağı ile bağlanan Endüstriyel Programlanabilir Lojik Kontrolü (PLC) kurulumunu gerçekleştirdi. Söz konusu karar, farklı üreticilerden temin edilen ekipmanlara yönelik “açık” bağlantı, hızlı kurulum, sorunsuz devreye alma, geniş bir alanda güvenilir performans ve geleceğe yönelik konfigürasyon ve geliştirmeler bakımından esneklik ihtiyacına dayalıdır. Bahçeşehir’deki prestijli yeni alışveriş merkezi, Quinn Corporation şirketinin Türkiye’deki ilk büyük yatırımı oldu. Mağazaların mümkün olduğu kadar kısa bir süre içerisinde faaliyete geçmeleri ihtiyacı nedeniyle hızlı kurulum ve su/enerji yönetimi, mühendislik ekibinin ve yönetim merkezinin öncelikleri arasındaydı. 7373 m2’lik bir alanı kaplayan kompleks, mağazaları barındıran üç kata, restoranlara ve sinema salonu ile ticari ofis katına ve yer altı otoparkına sahiptir. Alışveriş merkezi sabah 10:00 ile akşam 10:00 saatleri arasında açıktır ve söz konusu süre zarfında operasyonel elverişlilik kritik bir önem arz etmektedir.Alışveriş merkezi kapsamında su ve güç sistemlerinin oldukça güvenilir bir ağa bağlanması ihtiyacı duyulmuştur. Özenle gerçekleştirilen değerlendirme sürecinin ardından açıklığı ve uzun bağlantı mesafelerine rağmen yüksek hızda operasyon gibi özellikleri nedeniyle CC-Link tercih edilmiştir. Tüm bina yönetimine ait kontrol sisteminin arkasındaki mekanizma, son nesil Programlanabilir Lojik Kontrolüdür (PLC). Yüksek hızda çalışan bir kontrolör iki CC-Link ana modülüne bağlıdır ve bu sayede maksimum operasyon hızına olanak tanınmakla birlikte CC-Link ağı hakkında kesin teşhislere yer verilebilmektedir. Söz konusu modüller, tesis yönetimine ilişkin elli dört CC-Link istasyonunu kontrol etmekte ve izlemektedir. Kompleks içerisindeki her bir mağaza/outlet birimi bağımsız enerjiye ve su kontrol sistemine sahiptir ve birimlerin söz konusu kaynakları tüketim oranlarının fatura hazırlıkları için rapor edilebilmesi amacıyla CC-Link’ten faydalanılmaktadır. Merkezi aydınlatma sistemi ayda 33,000 kWh elektrik tüketmekte ve söz konusu tüketim, yaklaşık 4000 € tutarına karşılık gelmektedir. Bu yüklü elektrik faturalarına yönelik tasarruflar, alışveriş merkezinin içerisinde bu- ENDÜSTRİ OTOMASYON 93 Ürün ve Uygulamalar lunan ve dağıtılmamış masrafları ortaklaşa karşılayan işletmeler tarafından takdir edilmiştir. Kullanılan aydınlatma enerjisinde sağlanan tasarruf, bir diğer kontrolör kullanımına ve 10 CC-Link istasyonu aracılığıyla tüm aydınlatma sistemini akıllı bir biçimde yöneten CC-Link ağına dayalıdır. Söz konusu istasyonlar, alışveriş merkezinin beş katı ve yakın çevredeki aydınlatma bölgelerini kontrol etmekte ve gerçek zamanlı ihtiyaçlara bağlı olarak aydınlatma bölgelerindeki ışıkları açmakta ve kapatmaktadır. Kullanılmayan ekipmanların hızlı ve otomatik bir biçimde kapatılması, alışveriş merkezinin yıllık aydınlatma maliyetinde %25’e kadar tasarruf yapılabilmesine olanak tanımakta ve bir yıldan daha kısa bir süre içerisinde sistem kurulum masraflarının geri ödenmesini sağlamaktadır. safesi 1 km olup, söz konusu mesafe ağ seçimini büyük ölçüde düşürmüştür. CC-Link’i tercih sebebi yapan bir diğer özellik ise iletişimi durdurmak veya engellemeksizin istasyonları ağa dahil etme ve ağdan çıkarabilme yeteneğidir. Birçok enerji görüntüleme sisteminin geleneksel kablo tesisatı, kontrol odasına beslenen bağımsız kablolara dayalıdır. Bu amaçla CC’Link’ ten faydalanılması, toplam kurulum malzeme maliyetlerinden %20’nin üzerinde tasarruf yapılmasına olanak tanımıştır. CC-Link kurulumu ve devreye alma işlemleri oldukça basittir; öyle ki her iki CC-Link ağının tasarımı, kurulumu ve devreye alınması yalnızca dört ay sürmektedir. Geleneksel teknolojide söz konusu süre altı ayı bulmaktadır. Mağaza sahiplerinin enerji kullanımlarını fark etmelerini kolaylaştırmak adına alışveriş merkezindeki her bir mağazada CC-Link’e bağlı bir “mağaza bildirim paneli” teşhir kutusu yer almaktadır. Söz konusu panel, elektrik kredisi yüksek, elektrik kredisi düşük, yedek jeneratör kullanımda, aşırı yüklenme, düşük su kredisi, kredinin üzerinde su kullanımı, genel uyarı ve ana şebeke kontrolü gibi enerji faaliyetlerini basit bir biçimde göstermek üzere lambalardan faydalanmaktadır.Toplam ağ erişim me- 94 ENDÜSTRİ OTOMASYON Dosya: Endüstriyel Otomasyon OTOMASYON, YENİ SANAYİ DEVRİMLERİNE ZEMİN HAZIRLIYOR! ■ Gelişen elektronik imkânlar ve buna bağlı olarak güçlenen yazılımsal alt yapı gün geçtikçe hayatın her aşamasında olduğu gibi endüstriye de etki etmekte. Otomasyon, endüstriyel kuruluşlar için artık bir kolaylaştırıcıdan çok bir ihtiyaç haline gelmiş durumda. İlk kullanılan basit anlamda taşıma – götürme makinelerinin çok ötesinde, mevcut durumu değerlendiren, kendi kararını verebilen makine yapılarıyla karşılaşılmaya başlandı. El değmeden üretim yapan gıda fabrikaları günümüzde oldukça olağan karşılanabilir durumda. İşte bu gelişmelerin birbirini güçlendirerek geldikleri aşama otomasyonun da geldiği aşama oluyor. Yani otomasyon kendi içinde gelişmeye devam ederken bir taraftan sanayinin her alanında gelişmelere zemin hazırlamaktadır. Öyle ki otonom çalışan makineler ve üretimleri mevcut sanayi modelleri ile açıklanamayacak noktaya geldiklerinden artık yeni bir sanayi devriminden bahsediliyor: Endüstri 4.0 Devrimi. Otomasyonun bu aşamasında artık kontrol yapıları ve cihazlar dinamik yapıda olacak, kendi aralarında, insan yöneticiler ile 96 haberleşebilecek. Böylece üretim ve zaman optimizasyonu sağlanabilecek. Burada hep bahsedildiği gibi insan gücünün kullanımının azaltılmasından kasıt daha çok fiziksel güç ihtiyacının çoğunlukla makinelerden karşılanmasıdır. İnsanlar, kurulacak bu yeni üretim sistemlerinin yöneticileri ve denetleyicileri olarak üretim tesisindeki varlıklarını devam ettirecektir diye umuyoruz. Yani üretim bantlarındaki oyuncuların artması ile üretim hiyerarşisi yeniden şekillendirilecektir. Donanımsal alt yapı yanında bu gelişmelere etki edecek olan ve bu donanımlar sayesinde toplanan veriler de olacak. Toplanan verilerin hacmi ve niteliği o kadar büyüdü ki “Big Data” denilen bu veri yığınının sınıflandırılması, saklanması, değerlendirilmesi ayrı birer çalışma alanı oldu. Bu gelişmelerin birbirini beslediğinden bahsetmiştik. Buna en iyi örneklerden biri de önceleri sadece verilerin toplanmasında görevli olan donanımların yanına artık bu verileri değerlendirip karar vermeye yetkilendirilen yeni donanımlar da yerini ENDÜSTRİ OTOMASYON almaya başlayacak, başladı. Daha çok yazılımsal bir terim olan “Bulut Bilişim”, artık fabrikalardaki bu verilerin gerektiğinde cihazlara kontrol işareti üretebilmesi adına depolandığı yer de olmaya başladı. Internet of Things (IoT) yapılarının da gelişmesi ile üretim sistemlerinin yazılım ve donanımının birbiriyle paslaşmasından çok, yazılım ve donanımın iç içe olmaya başladığı birbirleri arasında keskin çizgilerin olmadığı bir yapıya yöneldiği görülmektedir. “ULUSLARARASI İLERİ ENDÜSTRİYEL OTOMASYON KONGRE VE SERGİSİ” BAĞLAMINDA ENDÜSTRİYEL OTOMASYON Türkiye’de özel sektör yatırımları ile gelişen otomasyon zamanla kamu nezdinde de destek bulacaktır. Özellikle bu alanda güçlü sivil toplum kuruluşları sayılabilecek dernekler önemli çalışmalar yapmaktadır. Geçtiğimiz aralık ayında ENOSAD’ın düzenlediği İleri Otomasyon Kongresi ve Sergisi kapsamında bir araya gelen yurtiçi ve yurtdışından katılımcılar, hem Türkiye özelinde hem Dünya Dosya: Endüstriyel Otomasyon genelindeki otomasyon süreçlerini değerlendirdiler. ENOSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Sedat Sami Ömeroğlu da açılış töreninde yaptığı konuşmada kamusal desteğin önemine değinerek şunları vurguladı, “Aslında biz teknolojiyle uğraşan, geleceği düşünen, şekillendirmeye çalışan bir platformuz. Problemlerimizin farkında olur ve bunları halledebilirsek biz teknoloji konusunda dünyaya lider olabiliriz. Özellikle bu konuda en büyük desteğin Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan geleceğini umuyoruz, düşünüyoruz ve diliyoruz.” Burada bir ekleme yapalım. Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Dermeğimiz ENOSAD’ın başkanlığını 2. Dönem’inde de başarıyla sürdüren Sayın Sedat Ömeroğlu, Dergimizin bu sayısında yayınlanan özel röportajında ‘Otomasyon’ konusunda şunları söylüyor: “İlk Sanayi Devrimi İngiltere’de Watt’ın 1700’lü yılların sonlarında birim yakıtla dört kat daha fazla üretim yapabilen buharlı kondansatörü bulmasıyla başladı. Buradaki makineler daha çok tekstil sanayinde kullanıldı. 1900lü yılların başında ise Amerika’da, girişimci Henry Ford ilk kez seri üretim bantlarını kullandı. Otomotiv fabrikasında kullanılan ilk üretim bandındaki hedef fabrikadaki her çalışanın araba sahibi olabileceği kadar ucuza otomobil üretmekti. Buradaki yöntem seri bandın üzerindeki her çalışanın bir kendi işinde uzmanlaşıp sürekli o işi yapmasıydı. Öte yanda büyük bilim adamı Tesla’nın alternatif akımı bulması ve buna bağlı olarak alternatif akım ile çalışan motoru geliştirmesi de sanayiye çağ atlatan önemli bir aşama olmuştur. Endüstri 3.0 olarak adlandırabileceğimiz üçüncü devrim ise daha çok elektronik tabanlı gelişmelerle gerçekleşmiştir. Özellikle yarı iletken teknolojilerindeki gelişmeler büyük rol oynamış ve 1970li yıllarda PLC cihazlarının üretime girmesiyle yeni üretim biçimleri şekillenmeye başlamıştır. İlk üç sanayi devriminden sonra bilişim teknolojilerinin gelişmesi, paralelinde ise kontrol mekanizmalarının geliştirilmesi ve bu temel ile robotlarının devreye girmesi, haberleşme teknolojilerinin geliştirilmesi gibi parametreler ile hala devam eden bir süreç yaşanıyor, Endüstri 4.0 olarak adlandırılan süreç de bunu ifade ediyor. Bu son süreç bütün hızıyla devam ediyor. Üreticiler artık bu sürece uygun üretim yapmaya, uygun teçhizat üretmeye de yönelmiştir. Bu aşamada akıllı makineler üretilmeli, üretimler de başladı diyebiliriz. Bilişim teknolojileri ve makinelerdeki bu gelişim devam ettikçe üretim tesisleri de aynı şekilde gelişecektir. Makinelerin parçalarının birer IP ile tanımlandığı ve bu parçaların birbiriyle haberleşerek kararlar alıp uygulayıp kendi kendini denetleyebileceği üretim tesisleri olacak. Siber Fizik Sistemler olarak adlandırılan, “IoT” - Internet of Thinks olarak da bilinen alt yapılar üzerine şekillenecek yeni tesisler. Bu işin içinde; ENDÜSTRİ OTOMASYON - Yapay zekâ, - Yapay görme, - Akıllı sistemler, - Yazılım, - Akıllı sensörler var. Artık insanın karar verme yetisinin ötesinde sistemler var. Bazı ülkelerde bu birer devlet politikası haline getirilmiş; mesela ABD de 2010’da, Almanya’da 2012’den itibaren devlet ve özel sektör bu alanda çalışmalara başladı. Ben yerel ve uluslararası anlamda birçok muhatabın da kabul ettiği şekilde Endüstri 4.0’ı “Bir Adam Bir Makine Bir Fabrika” olarak tanımlıyorum. Bu hızla gidilirse Endüstri 5.0, 15 yıl içinde gerçekleşebilir gibi bir öngörüde bulunabiliriz.” Bu süreçte Türkiye’nin yeri konusunda ise Sayın Ömeroğlu’nun değerlendirmeleri şöyle: “Otomasyon çok önemli yerlere gelecek, ülkeler buna uyum sağlamak zorunda. Eğer Türkiye bu gelişmeleri ciddiye almayıp mevcut üretim teknikleri ile devam etmeyi tercih ederse dünya pazarı ile rekabet şansı kalmayabilir. Çünkü yeni üretim sistemleri ile kısa sürede kârı ve kalitesi daha yüksek üretim yapılabilecek. Ürün fiyatları şimdinin çok altında olacak, maliyet ön planda olacağından satış yapma şansımız azalacaktır. Hatta yine maliyetten dolayı bağımlı hale gelebiliriz. Şunu da belirtmek gerekiyor ki Türkiye bu süreci başındayken yakalamalı. Çünkü inşaat ile büyümek artık mümkün değil. Büyümek, ihracat yapmak 97 Dosya: Endüstriyel Otomasyon ancak üreteceğimiz akıllı makineler ile olur. Dünyada teknolojimiz sayesinde saygın bir yer edinmememiz için bir sebep yok. Bunu yapabiliriz yeter ki ben demekten vazgeçip biz diyelim! Oranlarla birbirimizi bölmekten uzak durmalıyız… ENOSAD bu konuda Türkiye’de önemli çalışmalar yapan bir platform. Bünyesinde Endüstri 4.0 konusunda katma değer üretebilecek firmaları barındırıyor. ENOSAD olarak Endüstri 4.0 adına bilinç oluşturmak üzere önemli bir adım attık. ENOSAD olarak bu işin içindeyiz ve bunu yapabiliriz. Amacımız tarafların bir araya gelmesi, bunu gerçekleştirmek için temaslarımız sürüyor. Ne istediğimizi bilirsek önümüzde bir engel kalmıyor. Yeter ki birbirimize güvenelim. Türkiye’deki sanayiciler birbirini desteklemeli, ucuz değilse dışarıdan daha ucuza alırım düşüncesinden vazgeçilip yeni ufuklar açabilecek yerli üreticilerden tedarik yapılmalı. Sadece devletten beklememek gerekiyor bu gibi destekleri. Burada sanayideki üreticilere de seslenmek gerek, ENOSAD’a üye olurlarsa fikir olarak, maddi olarak katkıda bulunmuş olurlar, önümüzü açmış oluruz. Ne kadar çok üye olursa bizim bu alanda bilinç oluşturmak 98 için yapabileceğimiz etkinlik sayısı da o kadar artar. Bir reddetme durumu bulunmadığı sürece, bu alanda çalışan herkes üyemiz olabilir… Ülkemizdeki en önemli sorunlardan biri ÜniversiteSanayi işbirliği. Günümüzde artık disiplinlerarası çalışmak şart olmuştur. Hiçbir disiplin tek başına çalışamaz. Beraber verimli şekilde çalışmanın yollarını bilmeli üniversiteliler. Dolayısı ile üniversitelerde bunun öğretilmesi gerekiyor; Zamanın doğru kullanımı. Verimli olmanın en önemli parametrelerinden biri, zamanı etkin kullanmaktır. En iyi okullardaki öğrenci arkadaşlarımız, sınavda birim zamanı en verimli şekilde kullandıkları için oradalar. Ancak yazık ki aynı performansı iş hayatında göremiyoruz. Çünkü arada geçen üniversite zamanında bu özelliklerinden uzaklaşıyorlar. Türk gençlerinin rasyonel düşünmeyi biliyor olması gerekiyor. Çevresel bilgileri alıp onlarla dağılmak yerine asıl bilgiye ulaşabilmeliler. Türkiye’deki üniversitelerin talebeye ihtiyacı var; yani bilgiyi isteyen, arayıp bulan kişilere. Genç arkadaşlar analiz ve sentez yapabiliyor olmalı. Farklı bakmayı biliyor olmalı, sosyal hayat, sahiplenme duygusu hepsi olmalı…” ENDÜSTRİ OTOMASYON Öte yandan, Kobi Efor sitesinde yayınlanan bir röportajında, Dünya’da 4. Nesil Otomasyon sürecinin ve farkındalığının başladığını kaydeden Sayın Ömeroğlu, “Bir kişi orta boy ülkeli bir fabrikayı idare edecek noktaya gelecektir. Türkiye de bu durumun farkında olmalıdır. Çünkü Türkiye, otomasyon kabiliyetinde mükemmel bir noktadır. Sadece çok fazla fiyat rekabeti sorun olmaktadır” açıklamasında bulunmuş. Otomasyonunun uygulama-entegrasyon aşamasında sorun olmadığını ancak yaratış aşamasında sorun olduğunu dile getiren Sayın Ömeroğlu, sektöre bu noktada bir takım destek ve vizyonlar getirilmesiyle Avrupa’nın yakın zamanda yakalanacağını öngörmüş. Türkiye’nin otomasyonda potansiyel bir ülke olduğunu ve sektör kuruluşlarının otomasyona geçmede belli bir aşamayı geride bıraktığını, ancak fazla fiyat rekabeti yaşadığını aktaran Sayın Ömeroğlu, “Türkiye’de bilgiye para ödemede halen daha direnç var. Bu noktada çalışmalar yapıyoruz. Ayrıca sektörün gelişimi noktasında değerlendirilecek bir takım destek ve teşvikler var. Ama Türkiye’nin hedeflerine ulaşması için siyasi olarak destek ve teşvikleri belli alan- Dosya: Endüstriyel Otomasyon lara fokuslamalıdır” demiş. Sektörün büyüklüğü konusunda da Sayın Ömeroğlu, kabaca şu hesabı yapmış: “ENOSAD olarak üyelerimizin bilgilerine ulaşma çalışmalarımız devam ediyor. Sektörün büyüklüğünü hesaplarken sübjektif bir hesap yapıyoruz. Türkiye’nin 2023 vizyonuna göre ihracatımızda hedefimiz 500 milyar dolar. Bu 500’ün 100 milyar dolarını ise makine sektörü gerçekleştirecek. Otomasyon sektörünün sadece makine sektörüne katkısı yüzde 20-25 aralığındadır. Demek ki sadece makine sektörü içindeki otomasyonunun büyüklüğü 25 milyar dolar demektir. Yurtiçini düşürerek bu rakamı minimum 2 ile çarparsak 50 milyar dolardan bahsedebiliriz. 50 milyar dolar, gelecek büyüklüktür. Şu an ise sektörün büyüklüğü 25-30 milyar doları aşmaktadır.” Kongre ile devam edelim: Davetli konuşmacılardan olan Makine Tanıtım Grubu (MTG) Başkanı Sayın Adnan Dalgakıran, teknoloji kullanımı ve ekonomik durum üzerinden sektörü değerlendirdi, “Samimi olarak biz kendi özeleştirimizden başlayalım. Türkiye’de gerçek mânada bir sanayi yok. Neyle ihracat yapıyoruz? Yaptığımız ihracat tamamen ucuz işgücüne dayalı bir rekabet unsuruyla yapılıyor. Üretimimizin, sanayimizin yüzde 75’i orta düşük ve düşük teknolojiyle yapılıyoruz. Sadece yüzde 3’ü yüksek teknoloji kullanıyor” dedi. Japonya ve Güney Kore’nin yüksek teknoloji ihracatı ile ilgili rakamlar veren Dalgakıran, “Kendimize gaz vermekten sıyrılıp da şöyle rakamlara bir bakabiliyor muyuz? Hangi strateji ile nereye gidiyoruz. Dünya büyüdükçe Türkiye büyüyecek. Geri gitmeyecek. Hedefimiz vasat bir ülke ise kendimizi hiç yormayalım. Zaten bu kervan böyle gidecek. Almanya’da 6 bin işletme, 400 milyar dolardan fazla üretim yapıyor. Biz ise, 11 bin işletme ile 30 bin dolar yapıyoruz. Otomasyonu bilmeyen, otomasyonu vurgulamayan bir sektör buralara gelemez. Kayıt içindeki firmaları kayıt dışına sömürttüren bir mekanizma bunun önemli suç ortaklarından biridir. Bu kayıt dışı, çok ciddi şekilde Türkiye’nin başına beladır. Para kolay yere kaçar. Sanayideki sermaye hızla başka alanlara kaçıyor. Çünkü Türkiye politika olarak rant alanında ekonomisini geliştiriyor. Bunun sonuna geldiğini ENDÜSTRİ OTOMASYON görüyoruz. Geldiği zaman bizde takat kalmıyor” şeklinde konuştu. Kongrede devleti temsilen katılan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu da konuşmasında bilim, teknoloji ve otomasyonun önemine değindi. Otomatik kontrol konusunda çok sayıda master ve doktora öğrencisi mezun ettiğini belirten Kavranoğlu, “Sanayici olmak, girişimci olmak bu memleketin DNA’sına aykırıdır. Bu memlekette sanayicinin dostu yok. Sanayici, kendi parasıyla rezil olan insan maalesef. Bu sisteme diferansiyel bir denklem olarak bakarsak denklemlerimizin çözümü tarım, düşük teknoloji, soba borusu, musluk yapmak sonucu veriyor. Türkiye’de sistemi düzeltmedikçe istediğiniz kadar teşvik paketi açıklayın, istediğiniz kadar Ar-Ge desteği açıklayın, istediğiniz kadar yüksek hayaller kurunuz. Bunların hiç biri olmaz. Çünkü bunların hepsi bir sistem meselesidir. Sistemin performansını arttırmak onun girdilerini değiştirmekle olmaz. Denklemleri değiştirmedikçe hiçbir şey değişmez” şeklinde konuştu. “Bizim Ar-Ge’ye para ayırma problemimiz yok. Biz, Ar-Ge’ye ayırdığımız 99 Dosya: Endüstriyel Otomasyon parayı verecek kaliteli proje bulamıyoruz. 180 üniversitemiz var. Bu kadar üniversite bir yılda desteğe layık 500 proje üretemiyor. Demek ki bu üniversite sistemi doğru değil. Yani böyle bir üniversite sistemi olan bir ülkede, siz sanayide çalıştıracak kaliteli mühendisi nereden bulacaksınız? Nasıl proje gerçekleştireceksiniz? Nasıl kalkınmış bir Türkiye’ye ulaşacaksınız?” diyen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, “Ama bizim hükümet olarak bunu değiştirmek için ciddi niyetlerimiz var. Teşvik paketine bir ilave yapıldı. Artık Türkiye’nin cari açık verdiği, kan kaybettiği, yüksek teknolojiye dair konularda nerede yatırım yaparsanız yapın 5. bölgedeymiş gibi teşvik alacaksınız. Bu yeni açıklanan bir paket. Türkiye’de sistemi değişmedikçe istediğimiz kadar Ar-Ge desteği verelim istediğimiz kadar teşvik paketi verelim bir yere varamayız. Söylediklerimizin hepsinin toplamının teknik tanımı şu: Türkiye’nin artık bilgi ekonomisine geçmesi gerekiyor” diye konuştu. Özelleştirmelerden örnekler veren Kavranoğlu, “Devlet, bilim ve teknoloji 100 konusunda özel sektöre değil, kendi eliyle büyüttüğü şirketlere güveniyor. Devlet burada girişimcinin önünü açmıyor. Bunu konuşuyoruz. Sistemimizi değiştirmemiz gerekiyor. Bunu da üniversitelerden başlatmak gerek. Bu üniversite sistemiyle insan kalitesinden bahsedemeyiz. Sistemi değiştirecek olan da biz siyasetçileriz. Hükümetin artık bilim-teknoloji politikalarını bürokrasiye bırakmaması gerekiyor. Devletin artık bilim teknolojide oyuncu olmaktan çıkması gerekiyor. Devletin, gölge yaptığı sektör büyüyemez. Sanayicinin, yatırımcının, girişimcinin devlette artık bir muhatabının olması gerek. Biz, bilgi ekonomisine geçersek bir yere varabiliriz.” Gelişmekte olan ve bu alanda ciddi atılımlar yapan Türkiye için otomasyon kullanımı kaçınılmazdır. Maliyet, enerji verimliliği, kaynakların efektif kullanımı ve zamandan tasarruf edebilmek adına gerekli otomasyon alt yapıları gerek özel sektör gerek kamu tarafından desteklenmelidir. Asıl önemli husus, otomasyona iş güvenliği açısından da bakılmalıdır. Madenlerde, kimyasal üretim fabrikalarında, inşaat sek- ENDÜSTRİ OTOMASYON töründe çalışanlara yardımcı olabilecek gerektiğinde onların yerine ikame edebilecek otomasyon yapıları kurmak işçinin güvenliği açısından oldukça önemlidir. Son olarak, ENOSAD üyesi şirketlerimizden olan Elimko Elektronik’in Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Malik Avral’ın Şubat 2014 tarihinde Sanayi Gazetesi’nde yer alan görüşlerini aktaralım. Dünya otomatik kontrol sektörünü teknolojinin baş döndürücü gelişmelerinin belirlediğine dikkat çeken Sayın Malik Aviral, tüm bu olumlu gelişmelere karşın Türkiye’de otomasyon sektöründe verimliliğin artması için daha fazla sayıda fabrika otomasyonuna ihtiyaç olduğunu söylüyor. Otomasyon sektöründe 2014 yılının “parlak bir yıl” olmadığını ifade eden Aviral, petrol ve metal fiyatlarının düşmesinin doğru bir analize ihtiyaç duyduğunu belirterek, tüm bu göstergelerin piyasanın dinamikleri ile doğrudan ilintili olduğunu dile getiriyor.Türkiye’de inşaat sektörünün hareketli bir yapıda olduğuna dikkat çeken Aviral, sürekli bina arzı olduğunu Dosya: Endüstriyel Otomasyon ancak tüketimin aynı hızda olmadığı tespitini yaparak sözlerine şöyle devam ediyor: “İnşaat sektörü lokomotif gibidir. Bu sektördeki canlılık diğer sektörler üzerinden otomasyon sektörüne yansır. 2014 yılında inşaat sektörünün çekebildiği kadar canlılığı otomasyon sektöründe de izledik. Diğer faktörler dolaylı olarak zayıf kaldı. Bu nedenle 2014 otomasyon sektörü açısından pek canlı geçmedi diyebiliriz.” Otomasyon sektöründe 2015 yılını da değerlendiren Aviral, bu yılda verimlilik açısından hızlı bir artış beklemediklerini, 2015’in geçen yılın dinamiklerini takip ettiğini vurguluyor. 2015’te hükümetin verimlilik ile ilgili teşvik politikalarına yönelik olumlu gelişmelerin izlendiğini ve gelişmelerin sektörün verimliliğini etkileyeceğini ifade eden Aviral, “Verimliliğin artması için fabrika otomasyonuna ihtiyaç var. Eski fabrikaların, otomasyon sistemlerini elden geçirip, daha fazla ve etkin otomasyona yer vermesi, otomasyon yatırımı yapması gerekir. Yeni fabrikalarında otomasyon sistemleri güçlü olmalıdır. Bu verimlilik bayrağı iyi açılabilir, güzel bir rüzgâr yakalanırsa, 2015’te otomasyon sektöründe bir canlılık görül- ebilir.” değerlendirmesinde bulunuyor. Otomatik kontrol sektöründe Endüstri 4.0’a geçildiğini, bu alanda teknolojinin akıl almaz bir boyutta geliştiğini aktaran Aviral, “Bunun tüm örneklerini hem yurt dışında, hem de yurt içinde görüyoruz. 1970’lerde pnomatik, hidrolik, cıva genleşmeli, daha çok mekanik aksamlı, ölçü, kontrol, kayıt cihazları kullanılırken, artık bugün bilgisayar tekniğinin, yazılım ve donanım olarak her türlü versiyonunu görüyoruz” diyor. Elektronik dünyasının çok hızlı bir gelişim ve değişim içinde olduğunu, buna ayak uydurmanın kolay olmadığı bir alanda rekabet etmek durumunda kaldıklarını belirten Aviral, kullanılan bir komponentin, ya da tasarım tekniğinin yerini çok kısa süre içinde bir yenisi aldığını kaydediyor. Aviral, ” Tek tesellimiz, bu hızlı değişimden tüm dünya rakiplerimiz de aynı şekilde etkileniyorlar. Hatta biz daha iyi durumdayız diyebiliriz, çünkü herhangi bir knowhow, lisans antlaşmamız olmadığı için, yapacağımız değişiklikleri, geliştirmeleri kimseye sormak, kimseden izin almak zorunda değiliz” diyerek, sektörün avantajlı yanlarına ENDÜSTRİ OTOMASYON da dikkat çekiyor.Bu çerçevede Dünya piyasalarında küreselleşmenin olumluolumsuz tüm etkilerini hissettiklerini ifade eden Aviral, herkesin herkesten etkilendiği, herkesin üretimini kullanabildiği bir ortamda sınırların ekonomik anlamda yok denecek kadar kalktığını belirtiyor. Türkiye’ye yurt dışı ürünler girerken, Türkiye’nin de başka ülkeler için yurt dışı olabildiğinin altını çizen Aviral sözlerini şöyle noktalıyor: “Şu anda Elimko, Katar, Rusya, Bulgaristan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan gibi ülkelere hem ürün satıyor, hem de komple anahtar teslimi tesis kuruyor. Şüphesiz bizden üstün olanlardan etkilenmek, kendi üretim yeteneklerimizi geliştirmemize, kapasitemizi artırmamıza, kendimizle rekabet etmemize neden olduğu için bunda ciddi bir sakınca görmüyorum. Önemli olan devlet politikalarının iyi kurgulanması, teşviklerin yerli sanayiyi geliştirici nitelikte olması, ülkemizin yerli üretimine akılcı politikalarla yol göstermesi, teşvik eder nitelikte olması gerekir. Yoksa artık ithal ürünlere sınırları kapatarak bir yerlere gelemeyiz.” 101 Dosya: Enerji ENERJİ SEKTÖRÜMÜZÜN POZİTİF GÖRÜNÜMÜ ■ Önce, bir haber aktaralım. Anadolu Ajansı’nın Ocak 2015 tarihli haberi, “Türkiye’nin enerji ithalatı 2014 yılında bir önceki yıla göre yüzde 1,8 azalarak 54 milyar 906 milyon 87 bin dolar oldu” başlığını taşıyor. Haberin devamı şöyle: Türkiye’nin 2014 yılı enerji faturası belli oldu. Türkiye’nin enerji ithalatı 2014 yılında bir önceki yıla göre yüzde 1,8 azalarak 54 milyar 906 milyon 87 bin dolar oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yapılan hesaplamalara göre, Türkiye geçen yıl toplam 242 milyar 223 milyon 959 bin dolarlık ithalat gerçekleştirirken, bunun 54 milyar 906 milyon 87 bin dolarlık bölümünü enerji ithalatı olarak özetlenen, 27’nci fasıl olarak adlandırılan “mineral yakıtlar, mineral yağlar ve bunların damıtılmasında elde edilen ürünler, bitümlü maddeler, mineral mumlar” oluşturdu. Türkiye’de 2013 yılında 55 milyar 917 milyon dolar olan enerji ithalatı, geçen yıl 1 milyar dolar (yüzde 104 1,8) azalışla 54 milyar 906 milyon 87 bin dolara geriledi. Enerji ithalatı 21,2 milyar dolarla 2005 yılında son 10 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşirken, 2012 yılında ise 60,1 milyar dolarla en yüksek düzeye çıktı. Söz konusu dönemde Türkiye enerji ithalatına toplamı 425,4 milyar dolar ödedi. Bu haber tabii ki sevindirici ve sektöre pozitif bakışın da bir örneği. Şimdi de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın “2015-2019 Stratejik Planı”na bakalım. Özetle, Türkiye’nin enerji alanındaki 2015-2019 Stratejik Planı’nda yer alan bazı yenilikler, hedefler, uygulamalar ve beklentiler şöyle: - Doğal gaz depolama kapasitesinin uzun vadede yıllık tüketimin yüzde 20’sini karşılayabilmesini sağlamak amacıyla gerekli yatırımlar başlatılacak. Depolama kapasitesi, plan dönemi sonuna kadar yıllık tüketimin en az yüzde 10’unu karşılayacak düzeye çıkarılacak. - Yerli kömürden üretilen elektrik ENDÜSTRİ OTOMASYON enerjisi miktarı dönem sonunda yıllık 60 milyar kWh düzeyine ulaştırılacak. Mevcut yerli kömür kaynaklarının elektrik enerjisi üretim yatırımlarına dönüştürülmesi ve yeni kaynakların araştırılması sağlanacak. - Yenilenebilir enerji kaynaklarının birincil enerji ve elektrik enerjisi arzı içindeki payı artırılacak. Bu amaçla su, güneş, rüzgâr, jeotermal ve biyoyakıta dayalı yatırımlara önem verilmesi bekleniyor. - Nükleer enerji, elektrik enerjisi üretim portföyüne dahil edilecek. Bu konuda ilk adım, Akkuyu Nükleer Santrali. Sinop ve yeri henüz belirlenmeyen ikinci ve üçüncü nükleer santraller de bunu izleyecek. - Yurt içi ve yurt dışı ham petrol üretimimizin tüketimi karşılama oranının yüzde 13.6’ya çıkarılması sağlanacak. Bu amaçla yeni arama ve üretim faaliyetlerinin hızlandırılması çalışmaları artarak sürecek. - Konvansiyonel olmayan yöntemlerle elde edilebilecek hidrokarbon potansiyelinin (kaya gazı, ikincil üretim vb.) Dosya: Enerji ortaya çıkarılması sağlanacak. - Doğal gaz ithalatında yeni kaynak ülkeler ve güzergâhlar ilave edilerek kaynak ülke ve güzergâh dağılımının dengelenmesi sağlanacak. - Plan dönemi sonuna kadar doğal gaz kaynaklı elektrik enerjisi üretiminin toplam üretim içindeki payının yüzde 38’e indirilmesi sağlanacak. Şu anda doğalgazın elektrik üretimindeki payı yüzde 45-55 arasında seyrediyor. *Nükleer enerjiye ilişkin gerekli mevzuat ve kurumsal altyapı çalışmaları tamamlanarak gerekli plan ve programlar oluşturulacak. - Nükleer santrallerde yerli yakıt olarak kullanılmak üzere uranyum ve toryum kaynaklarının aranması ve geliştirilmesi sağlanacak. Bu hedef, Türkiye’nin elektrik üretim portföyüne ekleyeceği nükleer santrallerde de yerlileşmeyi hedeflediğni göstermesi açısından önemli. - 2016 yılından itibaren elektrik enerjisinde puant talebin ortalama talebe oranının düşürülmesini teminen serbest piyasa bazlı talep tarafı katılımı mekanizması hayata geçirilecek. - Özelleştirme planı ile uyumlu bir şekilde, 2019 yılı sonuna kadar kamu sorumluluğundaki elektrik enerjisi üretim santrallerinde ihtiyaç duyulan bakım, onarım, rehabilitasyon ve modernizasyon çalışmaları tamamlanması sağlanacak. - Elektrik enerjisi dağıtımında kayıp kaçak oranının plan dönemi sonuna kadar yüzde 10’a düşürülmesi sağlanacak. Türkiye’de kayıp kaçak oranı halen yüzde 15 ile Avrupa ortalamasının üzerinde. Özellikle Van gölü ve Dicle Elektrik Dağıtım bölgelerinde bu oran yüzde 70-80’lerde. - Yerinde üretimin yaygınlaştırılması ve 2019 yılı sonuna kadar toplamda tüketimin en az 1.000 MW’lık kısmının yerinde üretimden karşılanması sağlanacak. - Tüm madencilik işlemlerinin e-Devlet projesi kapsamında elektronik ortamda yürütülmesi sağlanacak. Bu konu, yerli kömür kaynaklarının değerlendirilmesi hedefine ulaşılması açısından da önem taşıyor. - Uluslararası enterkonneksiyon kapasitesinin 2019 yılı sonuna kadar 2 katına çıkarılması sağlanacak. Türkiye’nin halen Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, İran, Irak ve Suriye ile elektrik bağlantısı var. En çok ticaret Avrupa komşularıyla yapılıyor ancak kullanılan kapasite ENDÜSTRİ OTOMASYON düşük, ticaret imkânları sınırlı. - Yabancı ülkelerde hayata geçirilmesi hedeflenen Enerji ve Tabii Kaynaklar Ataşeliği uygulamasıyla gelişmelerin yakından takip edilmesi ve iletişim kanallarının en üst düzeyde açık tutulması sağlanacak. Bu konu, Türkiye’nin son yıllarda büyük önem verdiği enerji diplomasisi çalışmalarını kurumsal bir boyuta taşınması anlamına geliyor. - Türkiye’deki imalat sanayii altyapısı göz önünde bulundurularak, enerji yatırımlarında kullanılan ekipmanlardaki yerli katkı kullanım oranları arttırılacak. Yerlileştirilecek ekipmanlara yönelik envanter ve ihtiyaç analizi yapılacak ve yerlileştirmeye ilişkin yol haritası belirlenecek. Elektrik enerjisi üretim özelleştirmelerinin açıklanacak plana uygun şekilde tamamlanması takip edilecek. EPİAŞ’ın da kurulmasıyla birlikte enerji piyasaları daha şeffaf, güvenilir ve izlenebilir hale getirilecek. - Enerji ve doğal kaynaklar sektöründeki yatırımları teşvik etmek amacıyla alternatif finansman modelleri geliştirilecek. Enerji dışı doğal kaynaklara yönelik arama faaliyetlerinin arttırılması sağlanacak. 105 Dosya: Enerji Bu bölümü, Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü sitesinde yer alan, “Türkiye’nin enerji yatırımları” verileriyle bağlayalım. Veriler şöyle: “Doğusunda enerji kaynakları açısından ihracatçı, Batısında ise ithalatçı ülkelerle çevrili konumdaki Türkiye, büyüyen ekonomisi, dinamik bir enerji pazarı ve jeostratejik konumu itibariyle ‘Doğu-Batı/KuzeyGüney Enerji’ güzergâhlarının kesişim noktasında yer alıyor. Türkiye, mevcut uluslararası boru hatları ile hem ihtiyaçlarını karşılayıp gelir sağlıyor hem de enerji kaynaklarının transferine aracılık ederek stratejik önemini artırıyor… Türkiye, dünya hidrokarbon rezervlerinin yüzde 70´inden fazlasına sahip olan Hazar Havzası, Orta Doğu ve Güney Akdeniz ülkelerine komşu konumda bulunuyor. Türkiye, bu önemli avantajını, hem söz konusu kaynaklardan enerji ihtiyacının bir kısmını karşılayarak hem de bu zengin kaynakları dünya pazarlarına ulaştıracak boru hattı projeleri geliştirerek değerlendirmeyi amaçlıyor. Türkiye, hayata geçirilecek uluslararası boru hattı projeleriyle Orta 106 Asya, Hazar ve Orta Doğu bölgelerindeki zengin doğal gaz ve petrol rezervlerini Avrupa’nın ana tüketim merkezlerine ulaştıran en önemli enerji köprülerinden biri olacak… Son 10 yılda, dünyada doğal gaz ve elektrik talebinin Çin’den sonra en fazla arttığı ikinci ülke konumundaki Türkiye, önümüzdeki dönemde ekonomik ve sosyal gelişme hedeflerine bağlı olarak, enerji talebi artışı bakımından dünyanın en dinamik ekonomilerinden biri olmaya devam edecek. Türkiye’nin sanayi alanındaki gelişim ivmesi ve teknolojik imkânlardan daha çok yararlanması enerji kaynağı ihtiyacını artırdı. Bu ihtiyaç bağlamında, Türkiye enerjisinin % 33’ü petrolden, %28’i kömürden, %29’u doğalgazdan ve %10’u yenilenebilir kaynaklardan karşılanıyor. Bu durum Türkiye’nin kaynak çeşitlendirmesini esas alan enerji politikalarındaki etkinliğini de gösteriyor. Türkiye, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, yerel kaynakların kullanımının azami seviyeye yükseltilmesi ve iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerinden yola çıkarak, ulu- ENDÜSTRİ OTOMASYON sal enerji arz portföyünde yenilenebilir enerji kaynaklarının payını yükseltme ve enerji sepetine nükleer enerjiyi ekleme yolunda çalışmalarını da sürdürüyor. Yenilenebilir enerji bakımından önemli bir potansiyele sahip olan Türkiye, jeotermal potansiyeli ile dünyada 7’nci, Avrupa’da ise 1’inci sırada yer alıyor. Buna ek olarak, hidroelektrik kaynakları, rüzgâr ve güneş enerjisinin geliştirilmesine de öncelik veriliyor. 2023’e kadar Türkiye’nin toplam enerji talebinin yüzde 30’unun yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması öngörülüyor. Diğer yandan Türkiye, ulusal enerji bileşenine nükleer enerjinin de eklenmesi için hazırlıklarını sürdürüyor. Bu çerçevede, 2030’a kadar Türkiye’nin nükleer enerjide 10 bin MW’lık kurulu güce ulaşması öngörülüyor. Bu kapsamda, Rusya ile Akkuyu’da bir nükleer güç santrali tesisine yönelik Hükümetlerarası Anlaşma 12 Mayıs 2010’da imzalandı. İkinci nükleer santralin Sinop’ta inşası planlanmakta olup, ülkemizde 3’üncü bir nükleer santralin kurulması da öngörülüyor. Dosya: Enerji Enerji kaynakları açısından zayıf bir konumda olan Türkiye, enerji talep eden bölgeler ile kaynak arzı sağlayan coğrafyalar arasındaki stratejik konumundan etkin biçimde yararlanarak bölgesel ve uluslararası enerji politikalarının önemli aktörlerinden biri olmayı amaçlıyor. Bu hedefle Türkiye, hâlihazırda var olan ve proje/inşa aşamasında olan petrol-doğalgaz boru hatlarını birer enerji diplomasisi enstrümanı olarak işlevselleştiriyor. Bu projeler hem Türkiye’nin enerji güvenliğine teminat olurken hem de arz sağlayan ve talep eden ülkelerin ihtiyaçlarına karşılık veriyor. Türkiye’nin petrolIrak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı - Irak’ın Kerkük ve diğer üretim sahalarında üretilen ham petrolün Ceyhan (Yumurtalık) Deniz Terminaline ulaştırılması amacıyla inşa edildi. - 40 inç çapında, 986 km uzunluğundaki ilk hat 1976 yılında işletmeye alındı. İlk boru hattına paralel olan ve inşaat çalışmaları 1985’te başlayan ikinci boru hattı 1987’de tamamlandı. 46 inçlik bu boru hattı ile yıllık taşıma kapasitesi 70,9 milyon tona yükseltildi. Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı (BTC) - BTC ile, başta Azeri petrolü olmak üzere, Hazar Bölgesi’nde üretilecek petrolün emniyetli, ekonomik ve çevresel açıdan uygun bir boru hattı sistemi aracılığıyla Azerbaycan, Gürcistan üzerinden Ceyhan’a taşınması ve buradan da tankerlerle dünya pazarlarına ulaştırılması amaçlanıyor. - 2006’da işletmeye alınan ve 1076 km’si Türkiye kesimi olmak üzere toplam 1769 km uzunluğunda olan boru hattının kapasitesi yıllık 50 milyon ton. Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Boru Hattı (ITG) - Avrupa Birliği INOGATE (Interstate Oil and Gas Transport to Europe) programı kapsamında geliştirilen Güney Avrupa Gaz Ringi’nin ilk aşaması olarak Türkiye ve Yunanistan doğalgaz şebekelerinin enterkoneksiyonunu içeren anlaşma 2003’te doğalgaz boru hatları Ortadoğu ve Hazar Havzasındaki ülkelerin daha çok pazara ulaşması ve Avrupa’nın enerji güvenliğini sağlaması açısından önem taşıyor. Türkiye ayrıca bu boru hatları ile işletim, taşımacılık, pazarlama gibi başlıklarda gelir elde edebilmenin yanı sıra uluslararası enerji piyasalarında söz sahibi oluyor. BOTAŞ tarafından uluslararası petrol iletim faaliyetleri, Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı ve Bakü- Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı (BTC) ile yerine getiriliyor. 2000’den beri Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı üzerinden petrol taşımacılığı yapılırken, BTC üzerinden yapılan taşımacılık ise 2006’da başladı. imzalandı. - 18 Kasım 2007’de iki ülke başbakanlarının da katıldığı açılış töreni ile birlikte Türkiye’den Yunanistan’a gaz arzına başlandı. Türkiye’nin enerji diplomasisindeki yeni hamlesi: TANAP Trans-Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) Türkiye’nin Gürcistan sınırından başlayarak Yunanistan sınırına uzanacak ve başlangıç olarak Azerbaycan’ın Şahdeniz Sahasının 2’inci aşamasından üretilecek 16 milyar metreküp doğalgazı taşıyacak. Toplam yatırım değeri 10 milyar doların üzerinde olan TANAP’ın, Türkiye’yi yakın coğrafyasında enerji politikalarının merkezi yapabilecek bir potansiyele sahip olması öngörülüyor. Nihai olarak 32 milyar metreküp kapasiteye ulaşması planlanan boru hattı, yaklaşık 2.000 km. uzunluğunda ve 56 inç çapında olacak. TANAP Sisteminin inşasına 2015 yılında başlanması ve Şahdeniz Sahasının 2’inci aşama üretimine paralel olarak 2018 yılı sonunda Türkiye’ye ve 2019 yılı içerisinde Avrupa’ya gaz arzının başlatılması planlanıyor. Ancak, TANAP’ın potansiyeli sadece Azerbaycan’ın sağlayacağı doğalgaz ile de sınırlı olmayacak; proje diğer Hazar Havzası ülkelerin bu sistem üzerinden enerji kaynaklarını Batı ülkelerine pazarlayabilmelerine de imkân tanıyabilecek. Türkiye’ye doğalgaz arzı sağlayan uluslararası hatlar: 1. Rusya – Türkiye Doğalgaz Boru ENDÜSTRİ OTOMASYON Ham Petrol Taşımacılığı (Milyon Varil) Hattı (Batı Hattı) - Türkiye’ye Bulgaristan sınırında Malkoçlar’dan giren, Hamitabat, Ambarlı, İstanbul, İzmit, Bursa, Eskişehir güzergâhını takip ederek Ankara’ya ulaşan hat 845 km uzunluğunda. - 1987’den itibaren, artan miktarlarda doğalgaz alımına başlandı, 1993’te maksimum miktar olan 6 milyar m3/ yıl’a ulaşıldı. Daha sonra hattın kapasitesi 14 Milyar m³/yıla yükseltildi. 2. İran – Türkiye Doğalgaz Boru Hattı - Proje ile başta İran olmak üzere doğudaki kaynaklardan alınacak doğalgazın boru hattı ile Türkiye’ye taşınması amaçlandı. - 1996’da imzalanan alım-satım anlaşmasına göre, doğalgaz alımı 3 milyar m3 ile başlayıp, yıllar itibarıyla artarak plato periyotta 10 milyar m3/ yıl’a ulaşacak. - Yaklaşık 1491 km uzunluğundaki hat, Doğubayazıt’tan başlayıp, Erzurum, Sivas ve Kayseri üzerinden Ankara’ya uzanıyor. Bir branşman da Kayseri, Konya üzerinden Seydişehir’e ulaşıyor. 3. Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı (BTE) - BTE, Azerbaycan’ın Hazar Denizi’nde bulunan Şah Deniz sahasından üretilen gazı Türkiye’ye taşıyan, 690 km uzunluğundaki ve 20 Milyar m3 kapasiteli. - 2005-2007 yılları arasında inşa edilen hat, 2007’ten beri faaliyet gösteriyor. 107 Dosya: Enerji 4. Rusya – Türkiye Doğalgaz Boru Hattı (Mavi Akım) - 1997’de BOTAŞ ve Gazexport arasında imzalanan 25 yıllık Doğalgaz Alım- Satım Anlaşması kapsamında, doğalgaz Rusya’dan Karadeniz geçişli bir hat ile Türkiye’ye ulaşıyor. - Anlaşmaya göre, doğalgaz sevkiyatı plato periyotta 16 milyar m3/yıl seviyesine ulaşacak. Macaristan’ı izleyerek Avusturya’ya ulaşması planlanıyor. Türkiye’de ekonomi ve sanayideki gelişime paralel olarak artan enerji ihtiyacını karşılamak için hâlihazırda işletmede olan Yarımca/İzmit, Aliağa/İzmir, Kırıkkale ve Batman illerinde yer alan TÜPRAŞ’a ait 4 adet rafinerinin yıllık toplam ham petrol işleme kapasitesi 28,1 milyon ton. 5. Nabucco Doğalgaz Boru Hattı Projesi - Avrupa doğalgaz açığının bir miktarının Türkiye üzerinden geçecek boru hatları yoluyla karşılanması amacıyla geliştirilen Nabucco Projesiyle boru hattının, Türkiye üzerinden Bulgaristan, Romanya, Buna ek olarak, İzmir’de Aliağa Petkim Tesisleri arazisinde yıllık 10 milyon ton ham petrol işleme kapasitesine sahip Star Rafinerisi’nin yapım çalışmaları ise devam ediyor. Türkiye’nin sahip olduğu rafineri kapasitesi ticari verilere de yansıyor. 2000-2013 yılları arasında Türkiye üzerinden petrol ve Toplam Petrol İhracatı Toplam Petrol İhracatı 108 petrol ürünleri ihracatında büyük bir artış kaydedildi. Yakın coğrafyadaki enerji zengini ülkelerin petrol endüstrisi alanındaki eksiklik, Türkiye’nin sahip olduğu rafineri endüstrisi imkânlarının ticari potansiyelini ön plana çıkarıyor. 2000’de 1.324 bin ton olan toplam petrol ihracatı 2013’te 6 kat artarak 8.452 bin tona çıktı. Petrol ürünleri ihracatı çoğunlukla Almanya, İspanya ve Malta’ya yapıldı. Aynı dönemde ham petrol ithalatı İran, Irak, Suudi Arabistan, Rusya, Azerbaycan, Kazakistan ve Nijerya’dan yapılırken, petrol ürünleri ithalatı ise daha çok Hindistan, İsrail, Bulgaristan, Yunanistan, İtalya ve Rusya’dan yapılıyor. Türkiye, bir yandan çeşitli proje ve uygulamalar, Yıl Toplam Petrol ve Petrol Ürünleri İhracatı (bin ton) 2000 1.325 2000 21.671 8.622 2001 2.350 2001 23.243 5.792 2002 2.769 2002 23.662 7.535 2003 3.556 2003 24.096 8.112 2004 3.824 2004 23.830 9.715 2005 4.857 2005 23.390 10.404 2006 6.238 2006 23.754 11.811 2007 6.576 2007 23.446 13.018 2008 6.482 2008 21.725 13.951 2009 4.730 2009 16.219 18.116 2010 6.357 2010 16.954 18.343 2011 7.365 2011 18.092 17.989 2012 7.256 2012 19.488 20.197 2013 8.452 2013 18.525 16.516 Yıl Toplam Petrol ve Petrol Ürünleri İthalatı (bin ton) ENDÜSTRİ OTOMASYON Petrol Ürünleri İthalatı (bin ton) Dosya: Enerji politika seçenekleri üzerinden küresel enerji diplomasisinin önemli bir aktörü olmaya çalışırken diğer yandan da enerji güvenliğini sağlamak için çaba harcıyor. Türkiye, kaynak çeşitliliğini artırmak için farklı formlarda enerji kaynaklarına da yöneliyor. Türkiye, 2010-2014 yılları arasında BOTAŞ üzerinden çoğunlukla Rusya, Cezayir, Nijerya, İran ve Azerbaycan’dan doğalgaz ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatı yaptı. yapıldı. Aynı dönemde ham petrol ithalatı İran, Irak, Suudi Arabistan, Rusya, Azerbaycan, Kazakistan ve Nijerya’dan yapılırken, petrol ürünleri ithalatı ise daha çok Hindistan, İsrail, Bulgaristan, Yunanistan, İtalya ve Rusya’dan yapılıyor. Türkiye, bir yandan çeşitli proje ve uygulamalar, politika seçenekleri üzerinden küresel enerji diploma- sisinin önemli bir aktörü olmaya çalışırken diğer yandan da enerji güvenliğini sağlamak için çaba harcıyor. Türkiye, kaynak çeşitliliğini artırmak için farklı formlarda enerji kaynaklarına da yöneliyor. Türkiye, 2010-2014 yılları arasında BOTAŞ üzerinden çoğunlukla Rusya, Cezayir, Nijerya, İran ve Azerbaycan’dan doğalgaz ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatı yaptı. 2000 ile 2014 Yılları Arasında BOTAŞ’ın Doğalgaz ve LNG İthalatı Yıl Miktar(9155 kcal/m3) İthalatın Gerçekleştirildiği Ülke 2000 14.570.272.648 Rusya, Cezayir, Nijerya 2001 16.091.209.015 Rusya, Cezayir, Nijerya, İran 2002 17.325.727.809 Rusya, Cezayir, Nijerya, İran 2003 20.829.697.871 Rusya, Cezayir, Nijerya, İran 2004 21.798.103.883 Rusya, Cezayir, Nijerya, İran 2005 26.570.877.914 Rusya, Cezayir, Nijerya, İran 2006 30.220.843.550 Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Diğer 2007 35.833.043.550 Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Azerbaycan, Diğer** 2008 37.152.786.635 Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Azerbaycan, Diğer** 2009 33.068.728.018 Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Azerbaycan, Diğer** 2010 31.917.053.793 Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Azerbaycan 2011 39.050.706.108 Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Azerbaycan, Diğer** 2012 42.362.615.338 Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Azerbaycan, Diğer** 2013 35.484.024.926 Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Azerbaycan, Diğer** 2014 19.638.269.689 Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Azerbaycan, Diğer** ENDÜSTRİ OTOMASYON 109 Dosya: Enerji Enerji Sektörümüzün Negatif Görünümü ■ Dünya Gazetesi’nin Şubat 2015 tarihli, Mehmet Kara imzalı ve “Türkiye, dünyanın 11’inci en büyük enerji ithalatçısı” başlıklı haberinin başlangıcı şöyle: “TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Komisyonu’nun raporuna göre Türkiye enerjide dışa bağımlı ülkeler liginin üst sıralarında yer alıyor. Dünya net enerji ithalatı liginde 11’inci sırada. Bazı kaynaklarda az sayıda ülkeye bağımlı. Çözüm için ithal kaynaklara dayalı yatırımdan vazgeçilerek yerli ve yenilenebilir kaynaklara ağırlık verilmesi öneriliyor. Raporda yer alan verilere göre 2013’de birincil enerji tüketimi yüzde 0.6 geriledi, ithal kaynakların oranı 2012’de yüzde 71.5 iken, 2013’te yüzde 73.5’e yükseldi. 2013 yılında yerli kaynakların birincil enerji tüketimindeki payı yüzde 26,5 oldu. Tükettiği enerjinin dörtte üçünü ithal eden Türkiye, enerjide dışa bağımlılığın en yüksek olduğu birkaç ülke arasında yer alıyor. Dünya net enerji ithalatı liginde 11’inci sıradaki Türkiye, 2013 yılı net ithalat rakamlarına göre doğalgaz ithalatında dünya 5’incisi, petrol ithalatında dünya 13’üncüsü, kömür ithalatında dünya 8’incisi, petrol koku ithalatında dünya 4’üncüsü durumunda…” Şimdi de habere kaynaklık eden rapora bakalım. Rapora ilişkin verileri TMMOB Makina Mühendisleri Odası şöyle aktarıyor: “TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma 112 Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz tarafından hazırlanan ‘Ocak 2015 İtibarıyla Türkiye Enerji Görünümü: Enerji Politikaları Artan Bağımlılık Çıkmazında’ başlıklı araştırma raporunun özeti, aşağıda kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır. Rapor, AKP iktidarının enerji politikalarını, enerjide büyüyen sorunları, mevcut yatırımların niteliğini irdelemekte, ayrıca ‘Türkiye’nin nükleer enerji santrallerine ihtiyacı var mı?’ sorusuna yanıt vermekte ve bir dizi öneriyi kapsamaktadır. Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı devam etmektedir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın (ETKB) açıkladığı 2013 birincil enerji verilerine göre ithal kaynakların oranı 2012‘de yüzde 71,5 iken 2013‘de yüzde 73,5‘a yükselmiştir. 2013‘te yerli kaynakların birincil enerji tüketimindeki payı ise yüzde 26,5 olmuştur. Önümüzdeki yıllarda bu oranın artmak bir yana daha da düşmesi söz konusudur. 2014 yılında enerji hammaddeleri ithalatın 54,9 milyar dolar ödenmiştir. Tükettiği enerjinin yaklaşık dörtte üçünü dışarıdan ithal eden Türkiye, enerjide dışa bağımlılığın en yüksek olduğu birkaç ülke arasında yer almaktadır. 2013 yılı net ithalat rakamları dikkate alındığında Türkiye; doğal gaz ithalatında dünya beşincisi; petrol ithalatında dünya on üçüncüsü; kömür ithalatında dünya sekizincisi; petrol koku ithalatında dünya dördüncüsü; ENDÜSTRİ OTOMASYON son toplamda ise dünya ‘net enerji ithalatı’ liginde on birinci sıradadır. EPDK‘dan lisans alan 50.705,25 MW kurulu güçte yatırımlar içinde Temmuz 2014 itibarıyla, yatırım gerçekleşme oranı yüzde 35‘in üzerinde olan santral yatırımlarının toplam santraller içinde payı yalnızca yüzde 18,73‘tür. Gerçekleşme oranı yüzde 10‘un altında olan santrallerin payı ise yüzde 43,41’dir. Projelerin beşte biri, yüzde 19,56‘sı, yatırımların gerçekleşme düzeyi hakkında EPDK‘ya bilgi vermemektedir. Bilgi vermeyenlerle birlikte, lisans alan enerji santral yatırımlarının, üçte ikisine yakın kısmının (yüzde 62,97), henüz yatırıma başlamadığı söylenebilir. Bu oran, tüm lisanslı santral yatırımları içinde sırasıyla en büyük paya sahip doğal gaz santrallerinde yüzde 66,6, HES’lerde yüzde 60,3, ithal kömürde yüzde 74,9, RES’lerde yüzde 71,9 düzeyindedir. Bu veriler, verilen lisansların çokluğuyla övünen yöneticilerin övünmeyi bırakıp, bu kadar çok projeye ihtiyaç olup olmadığı ve gerçekleşmelerin neden bu denli düşük düzeyde olduğu üzerinde düşünmeleri gerektiğini ortaya koymaktadır. Sağlıklı bir planlama yapabilmek için, yatırıma başlamamış, ÇED uygun belgesi alamamış, toplumsal maliyetleri faydalarından daha fazla olan ve bölge halkının istemediği projelerin iptali sağlanmalıdır. Elektrik üretimi, toptan satışı ve dağıtımında, rekabet getirileceği gerekçesiyle kamu Dosya: Enerji varlığı özelleştirmeler eliyle yok edilirken, dağıtımda tek bir özel sektör şirketler grubunun, sektörün yüzde 30‘unu kontrol altında tutabilmesi, rekabet hukukuna uygun görülebilmektedir. Sektöre egemen olan bazı şirket ve gruplar, dağıtım sektöründe pazar paylarının yüzde 30 olduğunu, toptan satış faaliyetlerinde hızla büyüdüklerini ve üretimdeki paylarının hızla büyüdüğünü övünçle ifade etmektedir. Belli başlı birkaç grup ve gruba bağlı farklı şirketler eliyle, sadece elektrik dağıtımında değil, üretimi ve tedariki alanlarında da faaliyet göstererek; yatay ve dikey bütünleşme ile hâkimiyet tesis etmeyi amaçlamaktadır. Kamu tekeli, yerini, hızla az sayıda özel tekele bırakmaktadır. Halen iki grubun elektrik dağıtımındaki payı yarıyı aşmıştır. Ulus ötesi enerji şirketlerinin birçoğu Türkiye‘de faaliyete başlamış olup, faal özel sektör şirketleriyle birleşmeler, devralmalar da gündemdedir. Bu beklenti, başta EPDK olmak üzere, sektör yetkililerince de, “enerji sektöründe konsolidasyon olacak” denerek dile getirilmektedir. Serbestleştirme ve özelleştirmeler sonrasında tarife düzenlemeleri ve kayıp kaçak oranlarında yapılan değişiklikler ile, dağıtım şirketlerinin yeni sahiplerinin kazançlarını artırmalarına olanak sağlanmıştır. Halen TBMM gündeminde olan ve kayıp-kaçaklarla ilgili yeni düzenleme ile özel şirketlerin kazançları ilave bir güvence altına alınmak istenmektedir. ETKB 20152019 Stratejik Planı, elektrik üretiminde gerçekleşmesi çok zor hedefler koyarken; Kalkınma Bakanlığı’nca Kasım 2014’te yayımlanan ‘Yerli Kaynaklara Dayalı Enerji Üretim Programı Eylem Planı’ ile çelişkili ve uyumsuz hedefler öngörüyor.Strateji Belgesi ise, 2015-2019 döneminde kurulu güçte yüzde 36 oranında, 8.514 MW’lik bir artış öngörüyor. Strateji Belgesinin HES’ler için öngördüğü kurulu güç artışının gerçekleşmesi için, Temmuz 2014 itibarıyla, EPDK‘dan lisans alan ve toplam 14.008,45 MW kurulu güçte olan yatırım aşamasındaki tüm HES projelerinin yüzde 60,88‘inin, önümüzdeki beş yıl içinde sonuçlanması gerekiyor. Strateji Belgesi ise, yerli kömüre dayalı elektrik üretiminde beş yılda yüzde 83 bir artış hedefi koyuyor. Temmuz 2014 itibariyle EPDK‘dan lisans alan ve toplam 4.892,14. MW kurulu güçte ENDÜSTRİ OTOMASYON olan yatırım aşamasındaki tüm yerli kömüre (linyit, taş kömürü, asfaltit) dayalı elektrik üretim projelerinin devreye gireceği öngörülüyor. Bu çok zor. 2013’te 32.4 milyar kWh olan kömüre dayalı elektrik üretimini 60 milyar kWh’a ulaştırmak, izlenen politikalarla mümkün değildir. RES’lerde 2014 sonunda 3 629,70 MW olan kurulu gücü, Strateji Belgesinde belirtilen 10.000 MW hedefine ulaştırmak için, 2015-2019 arasında her yıl 1.274 MW kapasiteyi devreye almak gerekecektir. Başka bir deyişle, önümüzdeki beş yılın her günü ortalama 3-4 MW güçte rüzgâr türbinini üretime başlatmak zorunluluğu söz konusudur. Temmuz 2014 itibariyle lisans alan tüm RES’lerin kurulu gücünün 7.445,05 MW olduğu göz önüne alındığında, bu projelerin yüzde 87‘sinin beş yıl içinde sonuçlanmasını öngörmek, imkansız olmasa da gerçekleşmesi çok güç bir hedeftir. Yapılan çalışmalara göre ülkemizde 11.000 km² alana tesis edilecek GES’ler ile 363 TWH elektrik üretmek, çatı uygulamalarıyla bu rakamı 400 TWH‘a çıkarmak mümkündür. Böyle büyük kapasitede potansiyel 113 Dosya: Enerji değerlendirmeyi beklerken, 2015’te izin verilecek GES projelerinin toplamı 600 MW, yeni başvurular için tarih ise 2015 baharıdır. 2019 hedefi ise 3 000 MW ile sınırlı tutulmuştur. Bu tablo, iktidarın güneş enerjisine ne denli uzak olduğunu ortaya koymaktadır.” Son olarak, “Ocak 2015 İtibarıyla Türkiye Enerji Görünümü: Enerji Politikaları Artan Bağımlılık Çıkmazında” raporunun “Öneriler” bölümünü aktaralım: - Enerjiden yararlanmak temel bir insan hakkıdır. Bu nedenle enerjinin tüm tüketicilere yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli, güvenilir bir şekilde sunulması, temel bir enerji politikası olmalıdır. - Enerji üretiminde ağırlık; yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına verilmelidir. - Enerji planlamaları, ulusal ve kamusal çıkarların korunmasını, toplumsal yararın arttırılmasını, yurttaşların ucuz, sürekli ve güvenilir enerjiye kolaylıkla erişebilmesini, çevreye verilen zararın asgari düzeyde olmasını hedeflemelidir. - Enerji sektöründe bütünleşik kaynak planlaması zorunludur. Bu planlama; enerji üretiminin dayanacağı kaynakların seçimi, enerji tüketim eğilimlerinin incelenmesi, talep tarafı yönetim uygulamalarının üzerinde yoğunlaşma, enerjinin daha verimli kullanımı, çevreye verilen zararın asgari düzeyde olması, yatırımın yapılacağı yerde yaşayan insanların hak ve çıkarlarının korunması vb. ölçütleri gözeterek yapılmalıdır. 114 - Planlama çalışmaları katılımcı ve şeffaf bir şekilde yapılmalı, çalışmalara ilgili kamu kurumlarının yanı sıra; üniversiteler, bilimsel araştırma kurumları, meslek odaları, uzmanlık dernekleri, sendikalar ve tüketici örgütlerinin, katılım ve katkıları sağlanmalıdır. - Strateji Belgeleri ve Eylem Planları tozlu raflarda unutulmak için değil, uygulanmak için hazırlanmalı, ilgili tüm kesimler için bağlayıcı ve yol gösterici olmalıdır. Bu amaçla, genel olarak enerji planlaması, özel olarak elektrik enerjisi ve doğal gaz, kömür, petrol, su, rüzgâr, güneş vb. tüm enerji kaynaklarının üretimi ile tüketim planlamasında; strateji, politika ve önceliklerin tartışılıp yeniden belirleneceği, toplumun tüm kesimlerinin ve konunun tüm taraflarının görüşlerini ifade edebileceği, geniş katılımlı bir “Ulusal Enerji Platformu” oluşturulmalıdır. - Ülke ölçeğinin yanı sıra, il ve bölge ölçeğinde de enerji kaynak, üretim, dağıtım planlaması yapılmalıdır. - ETKB bünyesinde de bu platformla eşgüdüm içinde olacak bir “Ulusal Enerji Strateji Merkezi” kurulmalıdır. Bu merkezde yerli kaynaklar ve yenilenebilir enerji kaynakları dikkate alınarak, enerji yatırımlarına yön verecek enerji arz talep projeksiyonları; beş ve on yıllık vadelerle, 5, 10, 20, 30, 40 yıllık dönemler için yapılmalıdır. ETKB, toplum çıkarları doğrultusunda temel stratejileri ve politikaları geliştirmek ve uygulamakla yükümlüdür. ETKB güçlendirilmeli, uzman ve liyakatli kadrolar istihdam etmelidir. Güçlü ENDÜSTRİ OTOMASYON bir ETKB’nin, ülke çıkarlarına uygun politikalar geliştirmesi ve uygulaması sağlanmalıdır. - Türkiye bugüne kadar enerji ihtiyacını esas olarak yeni enerji arzıyla karşılamaya çalışan bir politika izlemiştir. Dağıtımda kaçaklarla birlikte % 15 civarındaki kayıplar ve nihai sektörlerde yer yer % 50’nin üzerine çıkabilen enerji tasarrufu imkânları göz ardı edilmiştir. Enerji ihtiyacını karşılamak üzere genelde ithal enerji kullanılmış ve ithalata dayalı yüksek maliyetli yatırımlar yapılmış, diğer yandan enerji kayıpları devam ederek, enerjideki dışa bağımlılık Türkiye için ciddi boyutlara ulaşmıştır. Bu nedenle bundan sonra izlenmesi gereken politikanın sloganı ‘talebin yönetilmesi ve önce enerji verimliliği için yatırım yapılması, bu yatırımlarla sağlanan tasarruflar yeterli olmaz ise, yeni enerji üretim tesisi yatırımı’ olmalıdır. - Sanayileşme politika ve önceliklerini gözden geçirmek, yarattığı katma değeri görece düşük, enerji yoğun sanayi sektörleri (çimento, seramik, ark ocaklı demir demir-çelik vb.) yerine enerji tüketimi düşük, yaratacağı katma değeri yüksek ileri teknolojili sanayi dallarının (elektronik, bilgisayar donanım ve yazılım, robotik, aviyonik, lazer, telekomünikasyon, gen mühendisliği, nano-teknolojiler vb.) gelişimine ağırlık verilmelidir. •Elektrik üretiminde fosil yakıtların payını arttırmayı öngören politika ve uygulamalardan vazgeçilmeli, stratejik ve kurumsal öncelik ve destekler, yenilenebilir kaynaklara verilmelidir. Dosya: Enerji - Enerji sektöründeki faaliyetlerde planlama gerekliliği kabul edilmeli; birincil enerji kaynağı kullanımında dışa bağımlılığın azaltılması, sürdürülebilirlik ve maliyet ve arz güvenilirliği unsurlarını içermelidir. Gerek kamu sektörü gerek özel sektör yatırımları için bu planlamaya uymak zorunluluğu getirilmelidir. Bu kapsamda ülke, bölge ve il ölçeğinde kaynaklar sağlıklı bir şekilde belirlenmeli, enerji yatırımlarında ithalat faturasını artıran, dışa bağımlılığı yoğunlaştıran doğal gaz ve ithal kömür yerine, yerli ve yenilenebilir kaynakları azami biçimde değerlendirilmelidir. - Kamu, elektrik üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin inşası ve işletilmesi sırasında genel olarak kamu yararının, hidrolik kaynakların, ekosistemin ve mülkiyet haklarının kollanması için gerekli tedbirleri almalı, bu tür tesislerin topluma faydasının azami düzeyde, maliyetinin de asgari düzeyde olmasını hedeflemelidir. ETKB ve EPDK, lisans/ ruhsat/izin verecekleri tesislerin topluma faydalarının maliyetlerinden çok olduğundan emin olmalıdır. - Kamu, bu izin, ruhsat ve lisansları özel sermayeli kuruluşlara verirken, yalnızca ülkenin enerji ihtiyacının karşılanmasını dikkate almaktadır. Bu kabul edilemez. İlgili kurumların, bu tür ayrıcalıkları birilerine verirken toplum yararını da gözetmesi sağlanmalıdır. - Bu tür işlem ve düzenlemelerde fayda maliyet analizi ve etki analizi çalışmaları yapılmalıdır. Daha açık bir ifadeyle, ilgili kamu otoriteleri, projeleri tüm yönleri ile analiz etmelidir. Başvuran her projeye lisans verilmemelidir. Doğal ve toplumsal çevreye etkisi kabul edilebilir sınırlarda olan, teknik, finansal ve kurumsal açılardan yapılabilir olup, ülke ekonomisine faydası maliyetinden daha fazla olan projelere lisans verilmeli, verilen lisanslar da, bu ölçütlere göre denetlenmelidir. - Enerji yatırımlarında; 1) Üretim/dağıtım lisansı verilirken, lisans verme kriterlerini belirlerken ve herhangi bir lisans başvurusunu incelerken, aynı konuda birden fazla lisans başvurusu arasında seçim yaparken, lisans konusu faaliyetlerin uygulanmasını izlerken/ denetlerken, 2) Topluma/kamuya/devlete ait kaynak ENDÜSTRİ OTOMASYON ve zenginlikler (hidrolik, kömür, jeotermal kaynaklar, para, ormanlar, araziler) tahsis edilirken, kullandırılırken, topluma ait olan kaynaklardan yararlanmada toplum yararı (a.israf edilmeyerek, etkin ve verimli kullanarak; b. işletme/yararlanma sürecindeki topluma olan faydaların maliyetlerden fazla olması sağlanarak ve fayda ve maliyetleri ilgili kesimler arasında adil bölüştürme yoluyla) esas alınırken, 3) Enerji yatırımlarının çevresel etkileri değerlendirilirken, 4) Aynı alanda gerçekleştirilebilecek birden fazla yatırım seçeneği arasında bir tercih yapılması gerektiğinde (örneğin aynı alanda kömür ocağı ile bir başka tesisin kurulması söz konusu olduğu durumda), 5) Enerji arzı planlanırken ve enerji kaynaklarının kullanımına yönelik tercihler yapılırken, 6) Enerji sektörünün ve enerji ekipmanlarının teşvik sistemlerinde, enerjinin fiyatlandırılmasında, vergilendirilmesinde, enerji sektörü yatırımlarının finansmanında toplum yararının gözetildiği, fayda maliyet ve etki analizi çalışmaları mutlaka 115 Dosya: Enerji yapılmalı ve yukarıdaki süreçleri kapsamalıdır. - Bu bağlamda toplumsal etki sürecinin Çevresel Etki Değerlendirmesi mevzuatı kapsamına alınması, Çevresel Etki Değerlendirmesi ile birlikte Toplumsal Etkilerin de değerlendirilebilmesi ve halkın olumlu ya da olumsuz etkilerden haberdar olarak yatırım öncesi sürece ve yatırımın izlenmesi/denetlenmesi çalışmalarına dâhil edilmesi gerekmektedir. Mevcut yönetmelik, Çevresel ve Toplumsal Etki Değerlendirme Yönetmeliği olarak değiştirilmeli, içeriği de projelerin toplumsal etkilerini ölçmeye ve değerlendirmeye yarayacak ölçütler ile donatılmalıdır. - Plansız, çevre ve toplumla uyumsuz yatırım alanlarında yaşayan halkın istemediği projelerden vazgeçilmelidir. Verimli tarımsal arazilere, ormanlara, sit alanlarına santral kurulmamalıdır. Gerze’deki termik santral, Sinop ve Akkuyu’daki nükleer santral, Doğu Karadeniz’deki, Dersim’deki, Alakır’daki projeler; Türkiye’nin dört bir yanındaki birçok HES projesi gibi, halkın istemediği tüm projeler iptal edilmelidir. - Enerji sektöründe süregelen ve sorunlara çözüm getirmediği ortaya çıkan kamu kurumlarını küçültme, işlevsizleştirme, serbestleştirme, özelleştirme amaçlı politika ve uygulamalar son bulmalı; mevcut 116 kamu kuruluşları etkinleştirilmeli ve güçlendirilmelidir. Özelleştirmeler durdurulmalıdır. Enerji üretim, iletim ve dağıtımında kamu kuruluşlarının da, çalışanların yönetim ve denetimde söz ve karar sahibi olacağı, özerk bir statüde, etkin ve verimli çalışmalar yapması sağlanmalıdır. - Bu kapsamda; doğal gaz ve petrol arama, üretim, iletim, rafinaj, dağıtım ve satış faaliyetlerinin entegre bir yapı içinde sürdürülmesi için BOTAŞ ve TPAO, Türkiye Petrol ve Doğal Gaz Kurumu bünyesinde; elektrik üretim, iletim, dağıtım faaliyetlerinin bütünlük içinde olması için de EÜAŞ, TEİAŞ, TEDAŞ, TETAŞ, eskiden olduğu gibi Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) bünyesinde birleştirilmelidir. - Hızla yükselen enerji fiyatları nedeniyle, düşük gelirli grupların çağdaş bir insan hakkı olan enerjiden yararlanma imkânlarının yok olduğu göz önüne alınarak, hane halkı geliri belirli bir düzeyin altında kalan ailelere, ayda 250 kWh, yılda 3 000 kWh elektrik ve yılda 1500 m3 doğal gaz bedelsiz olarak sağlanmalıdır. - Doğal gaz, petrol, ithal kömür gibi dışa bağımlı fosil yakıtların enerji tüketimindeki ve elektrik üretimindeki payını düşürmeye yönelik politikalar uygulanmalıdır. - Enerji girdileri ve ürünlerindeki yüksek vergiler düşürülmelidir. Elektrik ENDÜSTRİ OTOMASYON enerjisi fiyatı içindeki faaliyet dışı unsur olan TRT payı ile artık doğrudan Maliye’ye aktarılan Enerji Fonu kaldırılmalıdır. - Gerek birincil enerji ihtiyacının, gerekse elektrik üretiminin yurt içinden karşılanan bölümünün azami düzeyde olmasına yönelik strateji, yol haritası ve eylem planlarının uygulanmasıyla, elektrik üretiminde dışa bağımlılığın azaltılması ve kısa ve orta vadede, doğal gazın payının % 25, ithal kömürün payının % 5, yerli kömürün payının % 25, hidrolik enerjinin payının % 25, diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının payının % 20 düzeyinde olması hedeflenmelidir. Uzun vadede ise fosil kaynakların payının daha da azaltılması ve elektrik üretiminin büyük ağırlığının yenilenebilir enerji kaynaklarına dayandırılması ve nihai hedef olarak yalnızca yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı amaçlanmalıdır. - Halen yürürlükte olan “Elektrik Enerjisi Arz Güvenliği Strateji Belgesi’ uzun vadeli planlar çerçevesinde; toplumun çıkarları, yukarıdaki hedefler ve yerli-yenilenebilir kaynaklara öncelik verecek şekilde güncellenerek uygulanmalıdır.” Dosya: Otomasyonda Güvenlik Otomasyonsuz Fabrika Olmaz, Peki Güvenliksiz Otomasyon Olur Mu? ■ Üretim süreçlerinin tamamen otomasyona taşındığı, bunun yanı sıra üretimden satışa, finanstan stoğa iş süreçlerinin de e-ortama taşınarak otomatize edildiği günümüzde, siber güvenlik öne çıkan bir gündem maddesi. Hem dışarıdan gelen sistemi çökertmeye yönelik saldırılar, hem de içeriden veri hırsızlığının önlenmesi için siber güvenlik, fabrikaların, şirketlerin ve hatta devletlerin yatırım kalemleri arasında başı çekiyor. Siber saldırılar rakip şirketten, ideolojik amaçlı gruplardan ve hatta sırf eğlence amacıyla saldırı yapabilen genç kuşaktan gelebiliyor. Dolayısıyla İnternet’e bağlı olan, işini e-ortama taşımış, satış değilse bile tanıtım amaçlı bir İnternet sitesi olan ve makinalar arası iletişimini İnternet tabanlı sağlayan tüm fabrika ve şirketleri ilgilendiriyor. Siber güvenlikte öne çıkan eğilimlerin başında dağıtık hizmet engelleme diye tabir edilen “DDoS” saldırıları geliyor. Bu saldırılar şirketlerin İnternet üzerinden sundukları tüm hizmetleri engelleyerek hem maddi kayba, hem veri kaybına, hem de itibar kaybına yol açabiliyor. DDoS saldırılarına karşı kurumları koruyan Amerikan menşeili siber güvenlik kuruluşu Arbor Networks, geçtiğimiz günlerde 118 küresel çapta yürüttüğü bir araştırmanın sonuçlarını yayınladı. Kasım 2013 – Kasım 2014 dönemini kapsayan 10. Yıllık Küresel Altyapı Güvenliği Raporu’na göre, İnternet’e bağlı olan tüm şirketleri tehdit eden DDoS saldırıları artıyor. DDoS’un kurumlar için bir sıkıntıdan çok daha fazlasını, iş süreklilikleri ve karlılıklarını tehdit eden bir faktör olduğunu ortaya koyan rapor, 2014’te saniyede 400 GB’a ulaşan büyüklükte saldırı yaşandığını rapor etti. İnternet servis sağlayıcıları açısından müşterilerine yönelik DDoS saldırıları bir numaralı operasyonel tehdit konumuna geldi. Siber saldırılarla birlikte güvenlik önlemleri de artıyor En zorlu siber saldırılar için özel savunma çözümleri sunan Amerikan siber güvenlik kuruluşu Arbor, kuruluşunun sekizinci yıldönümünde saniyede 120 terabaytlık trafik istihbaratı elde edebilme kapasitesine ulaştı. Bu gelişme, hem birey, hem de kurumların siber tehditlere karşı daha ilk andan bilgi sahibi olup savunmaya geçebilmesinin önünü açtı. Konuyla ilgili açıklama yapan Arbor Networks Türkiye Ülke Müdürü Serhat Atlı, “Arbor’un saniyede 120 Tb’lık saldırı trafiğini izleme imkanı sunan ATLAS platformu, hemen yanı başlarında ve dünya genelinde ne olup bittiğini anlamak isteyen siber güvenlik ekiplerine müthiş bir değer sunuyor. ATLAS üzerinden artık saniyede 120 terabaytlık veri trafiği izlenebilecek, tehdit unsurları henüz saldırının ilk anından itibaren tespit edilebilecek. Bundan 10 yıl önce “deneme – yanılma” yoluyla yapılan amatör saldırıların yerini bugün % 90 oranında hedef odaklı profesyonel saldırıların aldığı tespit edildi. Kurbanların üçte biri DDoS saldırıları sonucunda güvenlik duvarı ve IPS cihazlarının devre dışı kaldığını rapor ederken, buna karşın nitelikli güvenlik çözümlerinden yararlanılması gerektiği ortaya çıktı. ENDÜSTRİ OTOMASYON Birçok güvenlik çözümünün ‘öngörü’ vaadi var, ancak ATLAS programı şirketlerin kendi ağlarının yanı sıra tüm dünyada olup bitene ilişkin ‘öngörü’ sahibi olabilmelerini mümkün kılıyor.” dedi. Ürünler Sektörden Ürünler sayfalar› Endüstri&Otomasyon dergisinin ücretsiz ürün/hizmet tan›t›m sayfalar› olup, endüstride kullan›lan ürünlerin tan›t›m› amac›yla yay›nlanmaktad›r. ‹lginizi çeken ürün ve/ veya hizmetler hakk›nda bilgi almak için ilgili firman›n internet sitesini inceleyebilir veya firma ile ba€lant›ya geçebilirsiniz. Omron, Cp1 Plc Serisi Için Yeni Analog Ve Sıcaklık I/O Ünitelerini Piyasaya Sürüyor ■ Omron, popüler CP1 programlanabilir kompakt kontrol cihazlarının (PLC’ler) çeşitliliğini artırmak için dört yeni analog I/O ünitesi ve sıcaklık sensörleri ile birlikte kullanım için özel olarak tasarlanmış iki yeni giriş ünitesini piyasaya sürüyor. Yeni I/O ünitesi 1/12.000 dönüştürme çözünürlüğü sunarak kalite denetimi sistemlerinde kullanılan ölçüm sensörleri ve yüksek hassasiyetli gerilim, basınç ve akış kontrolü uygulaması için ideal bir çözüm oluyor. Mevcut üniteler arasında dört analog girişli yalnızca giriş sürümler, dört analog çıkışlı yalnızca çıkış sürümler ve dört analog giriş ve iki veya dört analog çıkışlı karışık I/O sürümlerdir. Tüm sürümler, standart akım ve gerilim sinyalleri aralığının tamamını destekler. Temel elektrik aktüatör sistemlerinin sürücü kontrolü çok sık rastlanan bir gereksinimdir ve yeni karışık I/O üniteleri, özellikle de yer ve maliyetin öncelikli olduğu şartlarda ideal bir çözümdür. Omron’un yeni sıcaklık sensörleri iki farklı sürümde mevcuttur. Birinde termokupllarla birlikte kullanım için on iki giriş bulunur ve ekstrüzyon kalıp makineleri ve büyük ocaklar için kullanıma uygundur. Diğer sürümün ise ikisinin opsiyonel olarak standart analog giriş (1-5 V, 0-10 V veya 4-20 mA) kullanımı için yapılandırılabildiği dört termokupl girişi bulunur. Bu sürüm, sıcaklık ve analog algılama işlevlerinin uygun bir maliyetle tek bir ünitede toplanmasını sağlar. İki ünite de yüksek doğruluk ve performans sağlar ve Omron’un PID fonksiyon bloğu ve CX Programlayıcısı ile tamamlanarak sıcaklık kontrol sistemlerinin uygulanmasını kolaylaştırır. Omron CP1 kompakt makine kontrol cihazları basitten daha karmaşığa kadar çok çeşitli otomasyon görevlerini yerine getirebilir. Büyük kullanım çeşitliliğine sahip PLC’ler hakkında daha fazla bilgi için http://industrial.omron.eu/cp1 adresini ziyaret edin. www.omron.com.tr 120 ENDÜSTRİ OTOMASYON omron Ürünler Analog Sinyaller İçin Ultra Kompakt Blok I/O ■ Turck TBEN-S serisi Multiprotokol Blok I/O ürün grubuna evrensel analog giriş ve çıkışlar da ekledi. Turck un TBEN-S serisi ürünleri şimdi ultra kompakt gövdeleriyle analog giriş ve çıkış imkanı da sağlıyor. Turck ultra-kompakt Ethernet I/O ürünü TBEN-S serisine dört analog giriş ve dört analog çıkış özelliği ekledi. Analog girişler gerilim ve akım değerleri yanında PT100 sinyalleri ve millivolt seviyesindeki sinyaller (termokupl ve ölçme köprüleri) gibi dört farklı analog sinyal girişi için kullanılabilir. Bu durum kullanıcıya sahada esnek hareket etme şansı kazandırır. Önceleri üç ayrı modül ile yapılan uygulamalar TBEN-S serileriyle tek bir üründe yapılabilmektedir. IP67 koruma sınıfına sahip ürünler 32x 144mm ölçüleriyle küçük ve kısa bir yapıdadır ve böylelikwww.turck.com.tr le makina üzerinde montaja kolayca imkan sağlarlar. -40 ila +70 derece olarak genişletilmiş sıcaklık aralıklarıyla çok çeşitli uygulamalarda kullanılabilir. Kompakt dizaynına ragmen haricen bir gateway birimine ihtiyaç duymadan Profinet, ModbusTCP ve Ethernet/IP gibi üç ayrı Ethernet tabanlı haberleşme sistemiyle kullanılabilirler. Turck un geliştirdiği Multiprotokol çalışma özelliği sayesinde Startup fazından itibaren hattaki haberleşmeyi algılayarak kullanılan protokole otomatik olarak cevap verir, hatırlar. Ürün üzerinde entegre bir svwitch ile line topolojiye uygun olarakta çalışabilir. Dört analog I/O versiyonu yanında dijital I/O seçenekleri de mevcuttur. turck Yeni Tektronix Pa4000 Güç Analizörleri Özellikler - 1 - 4 Giriş Modülleri uygulamanıza uygun olan çeşitli konfigürasyonları sağlar. - Talep edilen test ölçümlemeleri için % 0.04 oranında yüksek doğruluk ölçümleme (basit gerilim & akım doğruluğu). - Dahili Çift Akım şöntleri ile herbir modüldeki doğruluğu en üst seviyeye taşıyan, yüksek ve düşük akım ölçümlemeler. - Benzersiz Spiral ShuntTM dizaynı akım, sıcaklık ve bunun gibi patentli ölçümlemelerde değişimin üzerinde denge sağlar. - Tescilli frekans algılama algoritmaları, gürültülü dalgaformları üzerinde dahi kaya gibi sağlam bir frekans izlemenizi sağlar. - Uygulamaya özel test modları, cihaz kurulumu basitleştirir ve kullanıcı hata olasılıklarını azaltır. - USB Flash belleğe kolay veri transferi veya raporlama ve/veya uzak kontrolleri için remote PC yazılımı. - Comm portlar, harmonik analizler gibi birçok standart özellikler upgrade opsiyonlarının maliyetlerini azaltmanızı sağlar. www.netes.com.tr netes ■ Yeni Tektronix PA4000 Güç Analizörleri ile yüksek doğruluk oranında, çok kanal gücüyle, enerjik ve verimli ölçümlemeler elde edebilirsiniz. Tam uyumlu girişler, benzersiz Spiral ShuntTM Teknolojisi ve geliştirilmiş sinyal prosesi, en yüksek 10 değerinde crest faktörü ve yüksek modülasyonlu dalga formları ile yüksek doğruluk oranı sağlar. Çok yönlü PA4000 kapsamlı güç ölçümlemeleri yapabilmenizi sağlar. Çift akım şöntleri microwatt’dan kilowatt’a kadar en uygun çözünürlüğü sağlar. 100.cü harmoniğe kadar harmonik analizleri ,tork ve hız girişleri ile motor analizleri standart cihaz bünyesindedir. Her PA4000, çoklu PC arayüzleri, PC yazılımları ve USB flash sürücülerle birlikte size verileri toplama ve analiz etmede yardımcı olacak desteği sağlar. ENDÜSTRİ OTOMASYON 121 Ürünler Omron’un Yeni Röleleri, Güvenliği Kolaylaştırıyor! ■ Sadece üç model ile yeni Omron G9SR serisindeki güvenlik röleleri, bağımsız sistemlerdeki neredeyse tüm genel kontrol sistemlerinin güvenlik gerekliliklerini karşılar. Esnekliklerini en üst noktaya çıkaran, yerleşik zekaları ile yeni röleler, bir bakışta durum izleme ve arıza tanısı için LED göstergeler ile birlikte hızlı ve kolay yapılandırma ve özelleştirme için de ön panel DIP switchleri bulunmaktadır. Yeni güvenlik röle modüllerinin önemli özellikleri arasında EN/ISO 13849-1 e göre PLe kategorisinde sertifikasyonu, en kısa sürede durdurma için hızlı tepki süresi, yıpranmadan uzun süre çalışma için solid state çıkışları, kontrol panellerinde yerden tasarruf için kompakt kasa, hızlı ve kolay kurulum için çıkarılabilir yay tipi terminaller bulunur. Tüm üniteler, standart kontrol sistemi tarafından kullanılmak üzere tanı bilgileri sağlamak için ek izleme çıkışları ile donatılmıştır. G9SR ailesindeki ana ünite, sadece 17,5 mm genişliğindedir ve tek veya çift kanallı güvenlik girişlerine ve çift kanallı solid state güvenlik çıkışlarına sahiptir. Çı- kışlar 2A dir ve bu özellik büyük iletkenleri bile doğrudan anahtarlamak için ürünü uygun hale getirir. Ana üniteyi tamamlayan gelişmiş ünite ise 22,5 mm genişliğindedir ve tek veya çift kanallı güvenlik girişleri ile 5 A değerinde çift kanallı güvenlik rölesi çıkışlarına sahiptir. Giriş genişletmenin gerekli olduğu uygulamalarda, her gelişmiş ünite, aynı güvenlik fonksiyonu için ek güvenlik girişleri olarak iki G9SR ana üniteye kadar kontrol edebilir. G9SR ailesindeki genişletme ünitesi ise 22,5 mm genişliğindedir ve 5 A değerinde üç güvenlik rölesi çıkışına sahiptir. Bu çıkışlar, anında çalışma için ya da maksimum 90 saniye gecikme vermek için on altı adımda ayarlanabilir bağımsız güvenli açma ve kapamada gecikme zamanlayıcıları sağlamak için yapılandırılabilir. Gelişmiş modüle, anlık bir güvenlik çıkışı ve üç adet zaman kontrollü güvenlik çıkışı sağlayan üç adete kadar G9SR çıkış genişletme ünitesi bağlanabilir. www.omron.com.tr 122 ENDÜSTRİ OTOMASYON omron Ürünler Nx Serisi Giriş/Çıkış Sistemi Artık Ethernet/Ip’ye De Bağlanıyor ■ Ürün ailesine yeni bir kuplörünün eklenmesiyle, NX serisi giriş/çıkış sistemi artık bütün CJ ve CS serisi PLC’lerde bununla birlikte EtherNet/IP iletişimini destekleyen başka herhangi bir kontrolör üzerinde kullanılabilir. EtherNet/IP, özel ağ teknolojileri kullanmak zorunda olmadan, kanıtlanmış ve güvenilir endüstriyel veri iletişimi temin eden standart Ethernet altyapısı üzerinden CIP™ ileti gönderimini kullanır. PLC’nizle Uyumlu Yıllarca, CJ2 serisi PLC’lerimiz, PLC’den PLC’ye veri bağlantılarını kurmak için entegre EtherNet/IP portlarını kullandı. Artık NX-EIC202 kuplörü aynı ağ üzerinde giriş/çıkışlar ekliyor. NX serisi giriş/çıkış sistemi, geniş bir modül yelpazesiyle, CJ2 serisi PLC’lere hassas modülarite, yüksek sinyal yoğunluğu ve uygun soketli giriş/çıkış devresi temin ediyor. Mevcut CJ2M serisi CPU birimleri, 32 adede kadar giriş/çıkış bağlantısı temin edebilir ve girişleri ve çıkışları bulunan 16 adede kadar giriş/çıkış istasyonunu destekleyebilir. Daha fazla giriş/çıkış kapasitesi için CJ2H serisi CPU’lara kadar çıkabilir veya bir veya daha fazla CJ1W-EIP21 iletişim modülüne sahip standart CJ serisi CPU donatabilirsiniz. Bu, port başına 256 adede kadar bağlantı ve 0,5 ms’ye kadar kısa çevrim süresi temin eder. Emniyet Destekli Bütün standart NX serisi giriş/çıkış modüllerinin yanında, EtherNet/IP kuplörü, NX-SL3300 emniyet kontrolörünü ve emniyet giriş/çıkış modüllerini destekler. Bunlar bir giriş/çıkış istasyonu içinde, standart PLC sistemi tarafından izlenebilen bir modüler emniyet kontrolörü oluşturur. Entegre emniyet sistemi bağımsız olarak çalıştığından, geçerli kılınmış ve onaylanmış emniyet konfigürasyonunuz etkilenmeden standart giriş/çıkışlarda ve kontrol programlarında herhangi bir zamanda değişiklik yapılabilir. Tak-Çalıştır veya Tam Konfigürasyonlu Standart giriş/çıkış konfigürasyonları ayrıca ayar gerektirmez; bütün varsayılan ayarlar kabul edilebilir ise, giriş/çıkış istasyonu kutudan çıktığı haliyle monte edilebilir ve çalıştırılabilir. Kişisel ayarlar için veya register girişleri ya da emniyet fonksiyonları gibi daha ileri giriş/çıkış birimleri için, sistem, Sysmac Studio (tam sürüm veya sınırlı ‘giriş/ çıkış sürümü’ lisanslı) kullanılarak doğrudan USB bağlantısı üzerinden konfigüre edilir. Bu, EtherNet/IP tarayıcı için giriş/çıkış boyutu ayarları da temin eder. www.omron.com.tr 124 ENDÜSTRİ OTOMASYON omron Ürünler Beckhoff’un Ethercat I/O Sistemi Genişliyor: Yeni I/O Çözümü Orta Ve Yüksek Hacimli Üretim Yapılan Standart Uygulamalarda Verimi Arttırıyor ■ “Plug & Work” (Tak ve Çalıştır) – Devre Kartları için Veriyolu Terminalleri Beckhoff’un yeni EJ serisi “plug-in” (takılabilir) EtherCAT modülleri, büyük ölçekli makine üretiminde, çok sayıda ortak parçası olan yapılar için verimli bir çözüm sunarken değişiklikleri yapılandırma imkânını da koruyor. “Plug-in” modüller, elektronik olarak iyi bilinen EtherCAT I/O sistemine dayanıyor, tasarımları ise doğrudan devre kartlarına takılmalarına izin veriyor. Devre kartı, uygulamaya özel bir sinyal dağıtım kartıdır, sinyalleri ve gücü uygulamaya özel konektörler ile kontrolör ve makine modülleri arasında arzu edilen şekilde birbirine bağlamak için kullanılır. Geleneksel elektrik panolarında yaygın olarak kullanılan, her bir kablonun bağlantısının teker teker uğraştırıcı bir şekilde elle yapılması, yerini önceden hazırlanmış kablo demetlerini basitçe yerine takmaya bırakıyor. Birim maliyetler düşürülüyor ve yanlış bağlantı yapma riski, kodlanmış bileşenlerle en aza indiriliyor. Büyük ölçekli makine üretiminde, tasarımı yapılmış kontrolör konfigürasyonunun tekrar ediliyor olması önemli bir maliyet oluşturmaktadır. Geleneksel elektrik panosundaki kablolama maksimum esneklik ve genişleme imkanı sunuyor olsa da, temelde birbirinin aynı olan yüzlerce makinenin üretimi için gerekli bir durum değildir. Aksine, seri üretim ürünü makinelerin kablo bağlantılarının elle yapılması yaygın bir hata kaynağıdır ve işçilik maliyetlerinin yükselmesine neden olur. Yeni EtherCAT “plug-in” modüller, makinelerin seri üretiminde verimli bir kablo tesisatı çözümü sunuyor. Bir kombinasyona göre endüstriyel olarak üretilmiş kablo demetleriyle birlikte, kullanıcı ya da Beckhoff tarafından tasarlanmış olan sinyal dağıtım kartı, EtherCAT “plug-in” modülleri ve makine arasında sinyal dağıtımını ve güç beslemesini sağlar. Birim ünite maliyeti otomatik olarak üretilen devre kartları ve kablo demetleri sayesinde azalır. EtherCAT “plug-in” modüller ve kablo demetlerine ait soketli konnektörler kodlama seçenekleri sunduğu için hatalı kablo bağlantısı riskini en aza indiriyor. Beckhoff I/O ürün yelpazesindeki fonksiyonel emniyet çözümleride dahil tüm fonkisyonlar, EJ serisiyle son derece kompakt bir yapı içinde gerçekleştirilebiliyor. Kart düzeyinde soketli bağlanabilme özelliği sayesinde, neredeyse sınırsız bir seçenek kombinasyonu ihtiyaca göre seçilip takılabiliyor. Ayrıca, EtherCAT “plug-in” modül sisteminin bakımını yapmak kolay çünkü standart, uluslararası kabul görmüş, endüstriyel Ethernet teknolojileri üzerine kuruludur. Beckhoff EJ serisi yeni, EtherCAT “plug-in” modüller montaj ve kablolama maliyetlerini azaltıyor ve standart makinelerdeki esnek olmayan “kara kutu” çözümlerinin yerine geçiyor. www.beckhoff.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON beckhoff 125 Ürünler Yeni Fluke TiX1000 Kızılötesi Kamera ■ Kızılötesi kameraların en yüksek performansa sahip ailesi ile tahminleri incelemenizden ve analizinizden kaldırın. Özellikler ; - Denetimleri güvenli bir mesafeden gerçekleştirin ve kamera üzerindeki dahili dijital yakınlaştırma özelliğiyle yakın çekim görüntüleri 32 kat büyütün. - Uygulamanız için en uygun görüntü aktarım protokolünü seçin: Kamera veri bağlantı noktaları: Görüntü aktarımı: SD kart, USB 2.0 video çıkışı DVI-D (HDMI). GigE vision ve RS232, 2015 yılında kullanılabilecek. SmartView® yazılımı: SD kart. USB 2.0, GigE Vision ve RS232, 2015 yılında kullanılabilecek. - 8 MP görünür ışık kamera ile en net IR-Fusion® görüntüleri alın. - Dış mekanda kullanıma yönelik görüntü bulucu ile alan içi görüntülemede çok yönlü görüntüleme seçenekleri. - En sık kullanılan özelliklere hızlı erişim için kişiselleştirmeyi sağlayan kullanıcı tanımlı, programlanabilir düğmeler. - Gelişmiş uygulamalar için 240 Hz kare hızına alt pencere oluşturulabilen yegane portatif kameralar (ilave seçenek). Alt pencere nedir? Ani ve hızlı sıcaklık değişimleri bazı analizlerde çok önemli bir faktör olabilir. Uzman Serisi kameralar (TiX1000, TiX660 ve TiX640) isteğe bağlı bir Alt Pencere Oluşturma modu sunar (kamera satın alırken seçilebilir). Bu özellik genellikle sadece soğutulmuş kızılötesi kameralarda bulunur. Bu kızılötesi dizilerin kullanılması, kullanıcının ani sıcaklık değişimlerini daha iyi anlayabilmek için saniyede çok sayıda veri karesini belgeleyebilmesini ve analiz edebilmesini sağlar. Aşağıdaki kare hızları isteğe bağlı ek özellik olarak mevcuttur: - Seçenek 1: 640 × 480 (60 fps (saniyedeki görüntü sayısı)) - Seçenek 2: 384 × 288 (120 fps (saniyedeki görüntü sayısı)) - Seçenek 3: 1024 × 96 (240 fps (saniyedeki görüntü sayısı)) Tutarlı olarak odaklanmış görüntülere yönelik en gelişmiş odaklama seçenekleriyle, odaklamada zamandan tasarruf edin: LaserSharp® Otomatik Odaklama, otomatik odaklama, manüel ve EverSharpçok odaklı kayıt özellikleri - hepsi tek bir kamerada. SuperResolution nedir? SuperResolution, kameradaki çözünürlüğü 4 katına çıkarır. Görüntüleri yakalamadan önce SuperResolution modunu seçin. Ardından bunları ürünle gelen SmartView® yazılımına aktarın ve 3,145,728 pikseli ortaya çıkarmak ve kızılötesini tamamen farklı bir şekilde görmek için SuperResolution modunu seçin. EverSharp nedir? EverSharp modu, düğmeye basarak farklı odak mesafelerinden birden fazla görüntü yakalamak için odaklama motorunu kullanır. SmartView® yazılımı özel algoritmalar kullanarak birden fazla odak mesafesinden alınan görüntüleri birleştirir ve ilk odak noktasının ayrıntılarını netleştirmekle kalmayıp, odak noktasının etrafındaki öğelerin odaklamasını da geliştiren bir görüntü oluşturur. Daha sonra tüm öğeler olağanüstü bir görüntü kalitesiyle sunulduğundan, bu kızılötesi görüntüler çok etkileyicidir. Harika görüntüleri olağanüstü görüntülere dönüştürün. Uygulamalarınız için en iyi opsiyonel objektifi seçin. İlgili ürünlere dair ayrıntılı bilgiye sağdan ulaşın veya tam liste için Modeller ve Aksesuarlar sekmesinin altına bakın. www.netes.com.tr 126 ENDÜSTRİ OTOMASYON netes Ürünler Nx-Güvenlik Genişletilebilen, Bağımsız Güvenlik Kontrolör Ailemiz ■ Yeni NX-Güvenlik bağımsız sistemi, güçlü, modüler ve kolayca devreye alınabilen bir güvenlik kontrolörü olup, ölçeklenebilme özelliği sayesinde çok çeşitli güvenlik uygulamalarının gereksinimlerine etkin şekilde adapte edilebilir. Genişletilebilir tasarım, sadece birkaç giriş/çıkış noktası içeren kompakt bir sistemden 256 adede kadar giriş/çıkış noktası gerektiren çok büyük bir uygulamaya kadar yüksek düzeyde ölçeklenebilir bir çözüm sunar. Yeni NX-Güvenlik bağımsız sistemi: - Makinenin tamamında veya üretim birimi için tek yazılım aracı olan Sysmac platformuyla uyumludur. - Güvenlik kontrolü ve standart makine kontrolü arasında uyum ve entegredir. - Haberleşme ve güvenlik programlama standartları açısından açıktır. Sonuç, EN 13849-1’e göre PLe seviyesi ve IEC 61508’e göre SIL3 seviyesi elde eden güçlü ve sağlam bir güvenlik sistemidir. Bu yeni bağımsız güvenlik sistemi, 63 adede kadar kartın bağlanmasına olanak sağlar ve kullanıcıya, projenin ihtiyaçlarına göre güvenlik ile standart giriş ve çıkışlar arasında ve sayısal ile analog tipler arasında seçim yapma özgürlüğünü sunar. Güvenlik kontrolörü, büyük bir program kapasitesine sahiptir ve mühendislik, devreye alma ve bakım işlerini büyük ölçüde sadeleştirmek için Otomatik Konfigürasyon Geri Yükleme fonksiyonu gibi yararlı özellikler içerir. Her tip güvenlik cihazına doğrudan bağlantı NX-Güvenlik’nin girişleri, elektro-mekanik switchler, kontaksız kapı switc- hleri, interlok cihazları, güvenlik paspasları, güvenlik kenarlıkları, aktifleştirme switchleri, tek ışınlı güvenlik sensörleri, güvenlik ışık bariyerleri, güvenlik alan tarayıcıları, vs. gibi her tür güvenlik cihazına doğrudan bağlantı desteği sunar. Aynı şekilde, NX-Güvenlik’nin çıkışları, güvenlik röleleri ve güvenlik kontaktörlerinden invertörlere veya güvenlik fonksiyonuna sahip başka cihazlara kadar her tür güvenlik mekanizmasını destekler. Bu yeni NX-Güvenlik bağımsız sistemi, sistem durum bilgisinin tamamını başka cihazlarla paylaşmak için kullanımı kolay haberleşme platformuu sağlayan iki EtherNet/IP portuna sahiptir. Sysmac Studio Yazılım Aracı Yeni NX-Güvenlik bağımsız sistemi, makine tasarımcılarına otomasyon sistemi üzerinde tam kontrol sağlamak için yaratılmış olan ve tüm Sysmac serisiyle tam uyumlu olan Sysmac Studio Yazılımını kullanır. Sysmac Studio, ayrıca, karmaşık bağlantıların konfigüre edilmesine olanak sağlarken programın sadeliğinin korunduğu, kullanıma hazır 46 Güvenlik Fonksiyon Bloğundan oluşan bir set temin eden bir Güvenlik Lojik Editörü de içerir. Kullanıcı güvenlik program kodunu tekrar kullanabilir veya diğer projelere/projelerden kolaylıkla aktarabilir. Sysmac Studio yazılım aracı, konfigürasyon, programlama, simülasyon ve izlemeyi bir araya getirir. Sysmac Studio, açık programlama standardı IEC 61131-3 ve PLCopen güvenlik fonksiyon bloklarıyla tam uyumludur. Sysmac, Omron’un global politikasına paralel olarak, EC Yönergeleri, UL, cULus, , IC, ODVA ve Lloyd’s gibi global standartları karşılar ve TÜV Rheinland onaylıdır. www.omron.com.tr 128 ENDÜSTRİ OTOMASYON omron Ürünler Silindirik Parçalar için Pensli Ayna Modülü SCHUNK VERO-S SEZ pensli ayna modülü özellikle silindirik iş parçalarının işlenmesi için tasarlanmıştır. Modül müşteriye yüksek esneklik sağlamaktadır. ■ İş bağlama teknolojisi ve tutma sistemlerinde lider SCHUNK; parça bağlama modüler sistemini, silindirik yapıda parçalar için akıllı pensli aynalar ile genişletmiştir. Borular, miller ve çeşitli küçük iş parçaları SCHUNK VERO-S SEZ ile çok kısa bir sürede kusursuz bir şekilde bağlanır ve parça beş yüzeyinden optimal bir erişilebilirlik ile işlenebilir. Bu bağlama sistemi yüksekliği az olan parçalar için de kullanılabilir. Sistemin hızlı bir şekilde kullanıma hazırlanabilmesi, onu takım ve kalıp yapımındaki piston ve ejektörler gibi çeşitli parçaların işlenmesinde de uygun hale getirir. Sistemin çalışması şu şekildedir; İlk başta hafif ama kuvvetli pensli ayna SCHUNK VERO-S Çabuk Palet Değiştirme Modülüne yerleştirilir. Ardından, iş parçası bağlanır ve parçayı çeken çene sistemi aktive edilir. www.tr.schunk.com Bu yöntemle, maksimum parça bağlama hassasiyeti, mükemmel boyutsal stabilite ve ayarlanabilir derinlik engeliyle iyi bir tekrarlanabilirlik sağlanmaktadır. Bu düzenekte sistem içindeki soğutucu entegre kanal ile boşaltılır. Sistem tüm ER pensli aynalar ile kullanılabilir olduğundan, kullanıcıya maksimum derecede esneklik sağlar. VERO-S SEZ pensli aynaları, SCHUNK VERO-S NSE plus 138-V1 (ER 32-120 ve ER 40-120) ve VERO-S NSE mini 90-V1 (ER 25100) Çabuk Palet Değiştirme modüllerine uygunluk göstermektedir. Bu şekilde bağlanabilecek parça çapı seçenekleri 2 mm – 20 mm (ER 32120), 3 mm – 26 mm (ER 40-120) ve 1 mm – 16 mm (ER 25-100) olmaktadır. Maksimum bağlama uzunluğu ise VERO-S SEZ ile 96 mm, VERO-S SEZ mini ile 85 mm’dir. SCHUNK Pc Tabanlı Kontrol Ve Xts İle Kaynak Tasarrufu Sağlayan Paketleme ■ Çok yüksek proses hızı ve hassa- XTS (eXtended Transport System) ile birlikte PC tabanlı kontrol, ambalaj malzemesi tasarrufu için yeni yöntemlerin kapısını açıyor. Gösterilen örnek, yatay ve dikey formlu doldurma ve kapatma makinelerinin yüksek proses hızı ve hızlı takım değişimi avantajlarını hiçbir mekanik müdahale olmaksızın bir araya getiriyor. XFC ve XTS, baskı işaretlerini kapatma giyotini ile senkronize ederek kapatıcıyı ürünün mümkün olduğunca yakınına yerleştirmeyi mümkün kılar. siyeti ile en az malzeme kullanımı Ambalaj malzemelerinin üretiminde kullanılan hammadde miktarını azaltırken en doğru miktarda malzeme kullanımını nasıl sağlarsınız? Tüm üretim süreçlerinde enerji tüketimini nasıl azaltabilirsiniz. PC tabanlı kontrol, kaynakların tüketiminde mutlak bir azalma sağlar. Bu farkı ortaya çıkaran XFC (“eXtreme Fast Control”) teknolojisidir. 100 μs’den küçük I/O cevap süreleri ile üretim süreçleri olağanüstü hassaslıkla ve tekrarlama doğruluğuyla kontrol edilir. Hiçbir özel donanıma gerek olmadan XFC, paketleme makineleri için son derece hızlı ve doğru kontrol çözümleri sunar. PC ve EtherCAT tabanlı kontrol, daha kısa çevrim süreli ve daha fazla işlem hacimli mükemmel senkronizasyowww.beckhoff.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON na sahip süreçleri ve hareket kontrol dizilerini temin eder. Ambalaj malzemesi üzerindeki baskı işaretlerine hızlı ve hassas cevap verebilen teknoloji kullanılan malzemeden tasarruf edilmesini sağlar. Örneğin, ilaç paketlemede ürünlerin birbirlerine daha yakın şekilde yerleştirilmesiyle atık miktarının azaltılmasının yanı sıra gereken kapatma filmi miktarı da azaltılmış olur. Kapatma sıcaklığının hassas kontrol edilmesiyle daha ince plastik filmlerin kullanımı mümkün olur. Hızlı ve son derece hassas süreçleri kontrol etme yetenekleri PET şişe cidar kalınlığını azaltırken, karton kap üretimi sırasında kullanılan kâğıt ve alüminyum miktarını da azaltır. Bu sayede minimum doldurma düzeyine daha hassas yakınsama elde edilir böylece yüksek hacimli ürünler paketlenirken önemli malzeme ve maliyet tasarrufu sağlanır. beckhoff 129 Ürünler Omron Güvenlik Lazer Tarayıcıları, Genişletilmiş Mesafe ve Ethernet Bağlantısı Sunar ■ Büyük robotik hücreleri koruma, vücut algılama ve otomatik kılavuzlu araçlardaki çarpışma önleyici sistemlerde kullanım için çok uygun olan Omron’un son model OS32C-4M güvenlik tarayıcıları, kompakt yapıyı 4 metrelik güvenlik mesafesi, 15 metrelik uyarı alanı mesafesi ve son derece geniş olan 270º koruma açısıyla bir araya getiriyor. Yeni nesil tarayıcılar ayrıca Ethernet/ IPTM iletişimini destekleyerek modern otomasyon sistemlerine entegre edilmelerini kolaylaştırmaktadır. Karmaşık güvenlik alanları gerektiren uygulamalarda dahi hızlı ve kolay kurulum özelliğine sahip OS32C-4M güvenlik tarayıcıları, olağanüstü çok yönlülük ve güvenilirlik sunar. Nesne çözünürlüğü, el, kol ve bacak algılama uygulamalarına uygun olacak şekilde 30, 40, 50 veya 70 mm olarak ayarlanabilir ve kullanıcılar son derece esnek 70 algılama alanına kadar kolaylıkla yapılandırma yapabilir. Ayrıca tozlu ortamlarda güvenli ve güvenilir çalışma sağlayan yeni bir kirlilik toleransı modu sunulmaktadır. Kullanıcılar açısından maksimum kolaylık için tarayıcılar ayrı durum göstergeleri içermektedir. Bu göstergeler durum ve hata kodlarının bir bakışta belirlenmesini sağlar ve aynı zamanda korunan alana tüm izinsiz girişlerin yönünü gösterir. OS32C-4M güvenlik tarayıcılarının sunduğu Ethernet/IPTM desteği sistem durumu- nun, alan durumunun ve ölçüm bilgilerinin otomasyona, programlanabilir kontrolörler ve akıllı insan-makine arabirimi (HMI) panelleri gibi izleme cihazlarına sunulmasını kolaylaştırır. Bu da acil durdurma durumunda kullanıcıların lokal ağ aracılığıyla nedenini araştırabilecekleri ve hemen düzeltici faaliyet gerçekleştirebilecekler. Böylelikle maliyeti fazla olan makine arıza süresinin en aza indirilebileceği anlamına gelir. Tarayıcıların ODVA (Açık Cihaz Satıcıları Birliği) standartlarına uyum testi yapılmış olup şu anda mevcut olan ODVA-uyumlu otomasyon ürünlerinin tüm serileriyle uyumluluk sağlanmıştır. Kullanım kolaylığı sağlarken izinsiz değişiklik yapılmasına karşı koruma sağlamak amacıyla OS32C-4M güvenlik tarayıcıları üç farklı kullanıcı erişim seviyesi sunar. Operatör erişim seviyesi mevcut yapılandırmanın ve durumun izlenmesine imkan tanırken bakım erişim seviyesi yalnızca güenlik ile ilgili olmayan programlama değişikliklerinin yapılmasını sağlar. Parola korumalı süpervizör erişim seviyesi, kullanıcılara tarayıcı yapılandırmasının tüm yönlerini kontrol etme, izleme ve değiştirme olanağı sunar. Kompakt 104,5 mm’lik profili ve 1,3 kg ağırlığıyla Omron’un en son model OS32C-4M güvenlik tarayıcılarının alanın çok önemli olduğu uygulamalara dahi yerleştirilmesi kolaydır. Bu tarayıcılar ayrıca enerji tasarruflu olup çalışma sırasında yalnızca 5 W ve bekleme modunda 3,75 W enerji tüketmektedir. www.omron.com.tr 130 ENDÜSTRİ OTOMASYON omron Ürünler Kompakt Tasarımla Birlikte Yüksek Performans ■ B&R yeni üç eksenli servo sürücüsünün tanıtımını gerçekleştiriyor B&R yeni ACOPOS P3 ürününün tanıtımını bu yılki SPS IPC Drives Fuarı’nda gerçekleştirecek.Litre başına düşen 4 amperlik güç yoğunluğu ile bu yenilikçi sistem makette var olan entegre güvenlik fonksiyonları ile birlikte piyasada en etkili servo sürücüsü olma konumunda.Daha önceden elde edilemeyen dinamik ve hassaslık: Tüm kontrolör yapısı için sadece 50 µs’lik örnekleme zamanı. Kurulum için gerekli olan hacim %69 oranında azaltıldı ACOPOS P3 modeli 0,6-24 kW arasında bir güç spektrumunda veya 1,2-48 Amper arasında değişen 1,2 veya 3 eksenli servo sürücü çözümleri ortaya koyabilmektedir. Bu modelin 3 eksenli bir servo sürücüsü geleneksek bireksenli servo sürücüler ile aynı hacmi kaplamaktadır. Bu durumda tüm elektrik panosu için gerekli olan hacmin %69 oranında azaltılması anlamına geliyor. Sanal sensör teknolojisi yeni bir boyuta taşınıyor Akım, hız ve pozisyon kontrolü için geçerli olan 50 µs’lik çevrim süresi sanal sensör teknolojisi için yeni imkanlar sunuyor. Sanal bir motor pozisyon enkoderi, erişilebilirliği arttırmanın yanı sıra enkoder, enkoder kablosu ve servo sürücüsünde değerlendirme birimine olan ihtiyacı or- tadan kaldırır. Sanal sensör teknolojisi kullanılarak daha hızlı reaksiyon ve daha hassas bir kontrol işlemi (örneğin Repetitive Control) için diğer özel fonksiyonlar da uygulanabilir. Geliştirilmiş güvenlik fonksiyonları ACOPOS P3, otomasyon çözümlerinin tasarlanmasına ve uygulanmasına olanak tanıyarak B&R’nin modüler ve tamamen ölçeklenebilir otomasyon portföyüne tam olarak uyuyor.Etkin ve güçlü bir otomasyon çözümünün oluşturulabilmesi için bir Power Panel (HMI + Kontrolcü), bir kaç ACOPOS servo sürücüsü ve X20 I/O modüllerinin kullanılması yeterlidir. Ayrıca isteğe bağlı olarak SIL3/PLe güvenlik seviyesi ile uyumlu güvenlik fonksiyonları daentegre edilebilir. Safely Limited Torque (SLT) ve RemanentSafePosition (RSP) fonksiyonları eski ACOPOS modelleri ile karşılaştırıldığında eklenen yeni fonksiyonlardır.Bunlara ek olarak, openSAFETY temelli toplam 14 güvenli hareket fonksiyonu ile olası tüm güvenlik taleplerinin optimal bir şekilde karşılanması mümkündür. ACOPOS P3, TN, TT, IT ve toprak fazlı TN-S sistemleri gibi en yaygın ana şebeke güç konfigürasyonlarını desteklediğinden dolayı dünyanın her yerinde kullanılabilir. Bu durum ayrıca ihtiyaç duyulan diğer tüm makina çeşitlerinin sayısını da düşürmektedir. B&R’nin ACOPOS P3 ürünü elektrik panosunda kullanılan hacmin %69’a kadar azaltılmasına olanak tanıyor www.br-automation.com 132 ENDÜSTRİ OTOMASYON br otomasyon Ürünler 3D Parça Tutucu Parmakları Web Tasarım Aracı, SCHUNK’un Web Adresinde ■SCHUNK, Dünya’nın ilk tam otomatik 3 boyutlu parça tutucu parmağı tasarlama çözümü sunan web tasarım aracı e-Grip’i kullanıcılara sunuyor. En uygun 3D çözümü fiyat ve teslim süresi seçenekleriyle birleştiren web tabanlı tasarım programı, şimdi www.schunk.com üzerinden ücretsiz olarak ve lisans gerektirmeden kullanılabiliyor. İş bağlama ve tutucu sistemleri yetkin lideri SCHUNK, bu akıllı yazılım sayesinde müşteriye özel üretilebilen parmaklarının tasarım, teklif ve sipariş sürecini 15 dakikaya indiriyor. Ekstra bir çizim programı gerektirmeyen ve zaman tasarrufu sağlayan bu yenilikçi yazılım sayesinde kullanıcı, iş parçasının STEP ya da STL formatındaki dosyasını, parmak uzunluğu, parça tutucunun pozisyonu ve iş parçası ağırlığı gibi birkaç bilgiyi yükleyerek, tek bir tuşla saniyeler içinde ihtiyaç duyduğu 3 boyutlu dış yüzeye, teslim süresine ve fiyatına ulaşabiliyor. Karmaşık geometride parçaları dahi hızlıca hesaplayabilen e-Grip, parmak tasarımının yanında kullanıcının, iş parçasının, parça tutucunun ve sistem dizaynında yer alan diğer parçalara ait dış yüzeyin STL formatında indirmesine ve daha sonra incelemek adına kaydetmesine de olanak veriyor. Zaman Tasarrufu ve Uygun Fiyat Garantisi Aşınmaya dayanıklı Poliamid 12 malzemesinden yapılan parça tutucu parmakları hem çok hafif, hem de çok kısa sürede imal edilebiliyor. Siyah ve beyaz renk seçeneği bulunan bu parmakların, tıbbi ve kimyasal uygulamalarda kullanılabilmesi için de özel bir çözüm üretilmiş ve FDA onaylı Poliamid 12 seçeneği sunulmuş. Bu malzeme kimyasallara karşı dirençli ve gıdalarla birlikte kullanılmaya uygun olduğundan, zorlu şartlar barındıran ortamlarda güvenle kullanılabiliyor. Oldukça hafif olmasıyla dikkat çeken bu parmaklar, çevrim süresini kısaltmak ve güç tüketimini en aza indirmek için ideal. Küçük boyutlu robotlar ve hızlı çene değiştirme sistemine sahip parça tutma sistemleriyle uyumlu olan parmaklarla, saniyeler içinde parça tutucunuzu istekleriniz doğrultusunda yeniden donatmanız mümkün. SCHUNK e-Grip parça tutucu parmakları, şuan için yanlızca çok amaçlı SCHUNK parça tutucuları olan PGN+40-125 ve küçük ebatlardaki MPG+20-64 serileriyle birlikte kullanılıyor olsa da, yakın gelecekte birçok seriyi kapsaması üzerinde çalışılıyor. SCHUNK eGrip, tek şekilli kavrama parmakları için tasarım ve sipariş süresini sadece 15 dakikaya düşürür. Yazılım otomatik olarak tutucu parmaklarının optimal 3D hatlarını oluşturur. www.tr.schunk.com 134 ENDÜSTRİ OTOMASYON SCHUNK Ürünler reACTION Teknolojisiyle Ultra Hızlı Otomasyon ■ B&R periferik cihazların çevrim süresini 1 µs’ye kadar indiriyor B&R’ın reACTION teknolojisi: Çığır açan 1 µs çevrim süresi standart X67 serisi komponentleri kullanılarak elde ediliyor. B&R, reACTION teknolojisi sayesinde endüstriyel otomasyon süreçlerindeki çevrim sürelerini 1 µs seviyesine kadar düşürdü. Bu yeni yaklaşım, zamanın kritik olduğu alt proseslerin standart donanımlar (IEC 61131 ile belirtilenler) kullanılarak yönetilmesine olanak sağlıyor. Aynı zamanda kontrolörün üzerindeki yük azaltılarak maliyet düşürülürken performans optimizasyonu yapılabiliyor. Böylece ilave maliyetler olmadan performansta büyük bir artış sağlanıyor. Şu ana kadar elde edilen en hızlı tepki süreleri (giriş sinyalinin alınması ve çıkış sinyalinin gönderilmesi arasındaki süre) 100 mikro saniyenin altına nadiren inmiştir. Maliyeti artırmadan yükseltilen performans reACTION teknolojisi sayesinde, fonksiyon blok editöründe oluşturuwww.br-automation.com lan programlar, X20 ve X67 serilerindeki I/O modülleri üzerinde doğrudan gerçekleştirilir. Bu sayede iç veri aktarımı (internal data transmission) elimine edilir ve tepki süreleri 1 µs’ye kadar indirilebilir. B&R, Automation Studio 4 geliştirme platformunun avantajlarını kullanarak yazılım modüllerini dağıtılmış donanım üzerinde paylaştırır ve modüllerdeki lojik bileşenlerin kapasite fazlasının kullanılmasını sağlar. Böylece dinamik güncellemelerde fonksiyon blok kütüphanelerinin hafızada tutulması sağlanabilir. Bu kütüphanelerdeki metotlar tıpkı mikrokontrolörün kendi komut seti gibi I/O modülleri üzerinde lokal olarak çalıştırılabilir. Bu sayede zamanın çok kritik olduğu alt prosesler standart donanımlar kullanılarak gerçekleşebilir. Özel modüllere ihtiyaç kalmadığı için maliyet azaltılmış olur. Tüm bunların yanında network ve kontrolörün üzerindeki yükün de minimuma indirilmesi sağlanır. br otomasyon Powerlink Bağlantısına Sahip PNOZmulti 2 ■ Konfigüre edilebilir kontrol sistemi PNOZmulti 2 için yeni POWERLINK komünikasyon modülü mevcut. Yeni POWERLINK komünikasyon modülü PNOZmulti2 baz ünitesinin sol taraftan genişletilmesini ve bir Powerlink ağına bağlanmasını mümkün kılar. Profibus-DP, EtherCAT, CANopen ve Modbus TCP’nin yanı sıra bunlar gibi diğer komünikasyon modülleri de mevcuttur. Powerlink, Ethernet ve veriyolu etki alanının faydalarını tek bir sistemde buluşturuyor: kanıtlanmış, dayanıklı CANopen mekanizmalarını içeren orijinal Ethernet özelliklerine ek olarak gerçek zamanlılık özelliği. www.pilz.com/tr ENDÜSTRİ OTOMASYON Bir bakışta avantajlarınız: - Powerlink ağlarına bağlanma seçeneği (Ethernet üzerinden CANopen ‘ı destekler) - Daha üst seviye bir Powerlink ana kontrol sistemi sayesinde gerçek zamanlı komünikasyon - Komünikasyon modülleri vasıtası ile iki yollu sinyalizasyon ve kontrol - PNOZmulti Konfigürator içerisinde PVIS teşhis kavramı aktif hale getirilebilir, ayrı müşteri metinleri entegre edilebilir Tüm makine türleri için dünya çapında emniyet standardı - PNOZmulti 2 ile işinizi sağlama alın. PILZ 135 Ürünler İşlem Kontrolü İçin Elde Tutulan Basinç Kalibratörü ■ Yeni AMETEK Crystal Engineering HPC40 Serisi -20° ile 50°C arasında tam telafili ilk mA akım döngüsü kalibratörüdür AMETEK Test & Calibration Instruments şirketinin bir birimi olan Crystal Engineering (www.crystalengineering.net) tarafından, iş sahasında kullanılan bir cihazda ölü ağırlık test cihazı hassasiyeti temin eden, elde tutulan yeni bir basınç kalibratörünün tanıtımı yapılmıştır. Çok yönlü HPC40 Serisi kalibratör; basınç göstergelerinin, transdüserlerin, ileticilerin, basınç anahtarlarının ve emniyet valflerinin doğrulanması gibi işlem kontrol uygulamaları için tasarlanmıştır. Sıfır basınçtan (vakumdan) 15000 psi basınca kadar uygun olup, tüm aralıklarda okunan değerin %0.035’i kadar doğruluk temin eder. Uygulamalar: - Laboratuar -Enerji üretimi -Nükleer enerji -Otomotiv -Biracılık -Kimyasal işleme -Su arındırma -Atık su arıtma tesisi -Gıda İşleme -İlaç üretimi -Güvenlik -Kalite güvencesi Firmanın bildirdiğine göre HPC40 Serisi, -20° ile 50°C arasında tam sıcaklık telafili olan dünyanın ilk mA akım döngüsü kalibratörüdür. Bu özellik, cihazın gerek basınç, gerekse akım, voltaj veya sıcaklık ölçümlerinde aynı doğruluk seviyesini vermesini sağlar. Tek bir HPC40 Serisi cihaz tipik olarak birkaç gösterge veya kalibratörün yerini alabilir. Firma tarafından verilen bilgiler arasında, kalibratörün yeni kullanıcı arayüzlü büyük ve tam renkli ekranı sayesinde HPC40 Serisinin piyasada bulunan kullanımı en kolay basınç kalibratörü olduğu belirtilmektedir. Derin menü yapısı içermeyen tek katmanlı kullanıcı arayüzü, işlerin çabukça ve kolayca yapılmasına olanak sağlıyor. HPC40 Serisi, bağımsız bir kalibratör olarak veya AME TEK basınç üreten ürünleriyle birlikte kullanıma hazır komple bir kalibrasyon sistemi olarak kullanılabiliyor . Crystal Engineering, petrol ve doğal gaz, enerji üretimi, atık su, su tedariki, imalat, uçak-uzay ve hava taşıtları bakımı alanlarındaki ölçüm uygulamaları için yüksek doğruluk dereceli, saha sınıfı test ve kalibrasyon ekipmanı üretir. Yılda 4.2 milyar doları aşna satışlarıyla elektronik alet ve elektromekanik cihazların önde gelen bir global üreticisi durumuna gelen AMETEK Inc. şirketinin bir bölümü olan AMETEK Test & Calibration Instruments’ın bir birimidir. HPC40 Serisi basınç kalibratörleri, elde tutulan kullanımı kolay bir alette laboratuar hassasiyeti sağlar. Yeni HPC40 basınç kalibratörü, aralarında fermentasyonun da bulunduğu işlem kontrol uygulamalarını destekler. www.icmglobalnews.com 136 ENDÜSTRİ OTOMASYON ıcm Ürünler Yeni Keithley 2268 Serisi - 850W DC Güç Kaynakları ■ Yeni Keithley 2268 Serisinde 850W gücünde 6 yeni DC güç kaynağı, otomatik test uygulamaları için en uygun gerilim ve akım çıkış seviyelerini sağlar. Cihazlar, maksimum 20V, 40V, 60V, 80V, 100V ve 150V değerinde gerilim çıkışlarına karşılık gelen 42A, 21A, 14A, 10.5A, 8.5A ve 5.6A değerinde akım çıkışları sunar. 2268 Serisi güç kaynakları herhangi bir gerilimde, maksimum akımında dahil olduğu herhangi bir akım çıkış değeri sağlar. Cihazlar, analog ve dijital opsiyonlarının her ikisini, bir sürü dijital ara yüz opsiyonlarını sağlar, sabit gerilim(CV), sabit akım(CC) veya sabit güç modlarında çalışabilmesi sayesinde geniş uygulamalar yelpazesine hitap eder. Yüksek verimlilik, başlangıç seviyesi güç kaynakları, hem güvenilir performanslı ve hem de uzun ömürlüdürler. Özellikleri - 6* 850W modeli ile 20V -150V arası maksimum gerilim çıkışları, 42A - 5.6A arası maksimum akım çıkışları - Kompakt 1U, yarım raf muhafazası ile en ufak paket en yüksek gücü sağlar. - 2*auxiliary çıkışın sürücü veya sinyal veren harici cihazları desteklemesi, sıklıkla ek cihaz ihtiyacı duyulmasına engel olur. - İzole analog girişler kontrol hat gürültüsünü azaltır. - Dahili LAN, USB, GPIB, RS-232, RS-485 arayüzleri ve analog girişlerin tamamı standart - Sabit gerilim, sabit akım ve sabit güç ayar kontrolü - Dahili komutları yürütmeyi destekleyen otomatik kontroller (auto sequence) serisi, veri yolu ile iletişim zamanını minimize eder. - Tek kontrolör arayüzü üzerinden 30’a kadar güç kaynağını kontrol edebilme - Programlanabilir gecikme süresi ile Foldback modu, CV ve CC çalışması arasındaki geçişlerin çıkışlarını kapatarak, gerilim veya akım hassasiyeti olan cihazları korur. - Aşırı gerilim veya düşük gerilim koruması, aşırı akım koruması, aşırı sıcaklık koruması, çoklu besleme konfigürasyonundaki loop koruması ve donanım çıkışlarındaki kilitlemeler dahil çok sayıda güvenlik tedbiri, yük ve besleme koruması sağlar. UYGULAMALAR - Üretim testleri - Çevre testleri - Hızlandırılmış yaşam testleri - Süreç kontrol sistemleri www.netes.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON netes 137 Ürünler Çok Küçük Boyutlarda Maksimum Performans ■ B&R, en son Intel® Atom teknolojisine sahip Panel PC 2100’ü sunar B&R’ın tam kapsamlı bilgisayar sistemi olan Panel PC 2100, ultra kompakt gövdesine rağmen olağanüstü bir performansla çalışıyor. İnovatif tasarımında Intel® Atom teknolojisinden faydalanan bu yeni sistem üzerindeki geliştirmeler, Embedded Sistemler için belirleyici kriterler tanımlıyor. Ayrıca ürün üstün bir fiyat/performans oranıyla sunuluyor. Bir Smart Display Link veya DVI alıcısıyla aynı boyutlardaki bir PC modülü ile donatılmış herhangi bir ikinci nesil ‘Automation Panel’i tam donanımlı bir Panel PC’ye dönüştürülebiliyor. Bir taşıyıcı kolu üzerine monte edilmiş tamamen kapalı paneller bile bu dönüşüme uyum sağlayabiliyor. Ölçeklenebilir ve bakım gerektirmez Tek, çift veya dört çekirdekli işlemcilerle sunulan Panel PC 2100’ün işlem gücü tamamen ölçeklenebiliyor. Performansın üst sınırlarındaki cihazlar CoreTM i3 çiplerin bile performansını geride bırakıyor. Tüm modellerde fan ya da başka bir dönen bileşen bulunmadığı için herhangi bir bakım gerekmiyor. Ayrıca 2 Gigabit-Ethernet, bir USB 2.0 ve bir USB 3.0 arayüzü standart olarak geliyor. Arayüz modüllerinin kullanımıyla POWERLINK veya CAN gibi Fieldbus bağlantıları ayrıca konfigüre edilebiliyor. 60 GB ve daha üzerinde hafıza imkanı sağlayan MLC tabanlı kompakt CFast kartlar ise her türlü hafıza ihtiyacını karşılıyor. Optimum grafik performansı Intel® Atom işlemciler tarafından kullanılan grafik motoru CoreTM i teknolojisiyle elde edilmiştir ve Full HD çözünürlük ile çalışabilecek güçlü bir grafik işlem kabiliyeti sağlar. Panel PC 2100 serisiyle bu segmentte ilk kez DirectX 11 desteği sunuluyor. Böylece SCADA ve diğer HMI sistemlerindeki grafik yeteneklerinin gelişimi için birçok imkan sağlanıyor. B&R’ın Panel PC 2100 için sunduğu PC modülü küçük görünümüne rağmen yüksek işlem gücü sunuyor. www.br-automation.com 138 ENDÜSTRİ OTOMASYON br otomasyon Ürünler WIN’e Genel Bakış - Kablosuz Bilgi Ağı ■ Makina verimliliğini artırmak aynı zamanda maliyetinizi korumak mı istiyorsunuz, WERMA SIGNALTECHNIK sizin için bu konuda ideal bir çözüm sunuyor. Kablosuz bilgi ağı (Wireless Information Network)WIN ile makinenizi uzaktan gözlemliyor, arıza durumunda hızlı ve güvenli bir şekilde kontrol edebiliyor, bunun yanı sıra maliyetinizi koruyarak makine verimliliğinizi artırabiliyorsunuz. 868 MHz frekansında çalışan ve iletim menzili 300m olan WIN aşağıdaki özellikleriyle de tercih edilen bir ürün olmaktadır. - Ek kablolama olmaksızın merkezi makine izleme: WIN merkezi görüntüleme ile yaklaşık 50 makineyi değerlendirme performansına sahip basit bir kablosuz dedektör sistemidir. Çevresel koşullardan etkilenmeyen 300m iletim menziline sahip ve 868Mhz frekans bandını kullanan WIN, size ek kablo gerektirmeden ‘Tak-Çalıştır’ kolaylığı sağlamaktadır. - KombiSIGN70-71 için uyumluluk ve daha fazla seçenek: KombiSIGN70-71 modeline kolayca monte ederek makinenizi bilgisayarınızdan rahatça kontrol edebilirsiniz. WIN takımınızı KombiSIGN70-71 sinyal kulelerine taktığınızda 3 makineyi anında kontrol edebildiğiniz gibi ihtiyacınız doğrultusunda kontrol ağınızı 50 makineye kadar genişletebilirisiniz. Her WIN takımı; WIN master modem, 3 bağımlı birim, USB kablo, tanıtım kitabı ve bilgisayar yazılımı içermektedir. WIN sistemi KombiSIGN 70-71 için daha fazla seçeneğe de sahiptir. -Makine işletim sistemi izleme ve analiz etmek için yazılım: Yazılım sayesinde kullanıcılar sistemlerini ve makinelerini bilgisayardan kontrol edebilmektedirler. Böylece oluşan hatalar kontrol edilerek makinenizin ve sisteminizin üreticiliğini ve verimliliğini artırabilirsiniz. -Hızlı ve kolay montaj: Yazılımın içerisindeki yönlendirici bilgiler kolay kurulumu sağlamaktadır. www.protek-teknik.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON protek teknik 139 Ürünler Fenac Sincos Motorfeedback Enkoderler ■ Motor Pozisyon geribeslemesi için hassas sinus işareti üreten Fenac FNC SC-2048 serisi Optik Encoderler, rotor açısını kontrolcü sisteme en hassas biçimde iletmek üzere tasarlanmışlardır.Mutlak pozisyon bilgisi 360 derecede 1 tane 1Vpp sinus işareti ile verilirken , motor hız bilgisi 360 derecede yine 1Vpp sinus işeretleri ile sağlanmaktadır. Mutlak pozisyon bilgisini 13 bit hassasiyetler verebilen FNC SC-2048 Sincos Encoderler , konik milli montaj ile montaj kolaylığı ve güvenliği sağlamaktadır.Dört bacak yay sistemi ile encoderin yuvaya montajı da kolay ve hızlı hale getirilmiştir. FENAC HABELEŞMELİ MUTLAK ENKODER AİLESİ Fenac Absolute Encoderler CAN-OPEN, Profibus, Devi- cenet, SSI, BISS opsiyonları ile üretime geçmiştir.Tek tur çözünürlük olarak 9-16 bit çözünürlük sağlanmaktadır. ST çözünürlüğün ayarlanması, preset,ölçekleme, yön değişimi, yazılım ile değiştirilebilen özelliklerdir. Ürün servo flanş, clamping flanş ve yarım delik opsiyonları ile kullanıcıya mekanik montaj avantajları sağlamaktadır.Yine modüler bus cover yapısı ile haberleşme protokolünün esnek bir şekilde değiştirilmesini ve gerekli ayarların yapılması esnekliğini sağlamaktadır. Ürün standart olarak manyetik ve optik olarak üretilmektedir.Ethernet IP ve Ethernet haberleşme protokolleri 2015 yılı içerisinde piyasaya sunulacaktır.Modüler bus cover yapısı istenirse kablo rekorlu veya M12 konnektörler ile sunulabilir. www.oshmuhendislik.com.tr 140 ENDÜSTRİ OTOMASYON osh mühendislik Ürünler Bağıl NEM Sensörleri PronemMini – PronemMidi ■ EMKO Elektroniğin üretmiş olduğu Bağıl Sıcaklık ve Nem sensörleri yüksek kararlılıktaki çıkış seçenekleri ile bir çok kullanım alanında her 2 çıkış için ayrı ayrı seçilebilir çıkış sinyali ile kolaylık sağlıyor. www.emkoelektronik.com.tr - Sıcaklık ve Nem için 2 analog çıkış - Kalibre edilmiş tek yongalı Sıcaklık ve Nem sensörü - Yüksek çıkış doğruluğu - Uzun kararlılık süresi - Çıkışlarda düşük ısıl sürükleme - Küçük ve kullanışlı tasarım EMKO ELEKTRONİK Tork Pl Serisi Power Patlaç Vanalar PL1010 Serisi Dişli, Normalde Kapalı Patlaç Vana (3/4”...3”) PL1020 Serisi Uzaktan Kontrollu, Dişli , Normalde Kapalı Patlaç Vana (3/4”...3”) PL1030 Serisi Rakor Bağlantılı , Normalde Kapalı Patlaç Vana (3/4”...1 1/2”) PL1050 Serisi Rakor Bağlantılı Uzaktan Kontrollu, Normalde Kapalı Patlaç Vana (3/4”... 1 1/2”) ■ Patlaç valfler, basınçlı havanın hızlı bir şekilde boşaltılarak, şok hava darbeleri oluşturması istenen sistemler için tasarlanmıştır. Patlaç valfler de , iki yollu solenoid valfler gibi çalışır, fakat solenoid valflerden farklı olarak giriş ve çıkış bağlantıları arasında 90° açı oluşturur. Bu nedenle havayı darbe şeklinde gönderme özelliği vardır. Patlaç Valf, Jet Filtre Valfi adı ile de tanınır. Patlaç Valfler termik santrallerde ve çimento, boya, yem, beton, deterjan, seramik, cam ve demir-çelik sanayinde jet filtrelerde biriken toz maddelerinin katılaşmasını önlemek için kullanılır. q Yüksek debi ve özel diyafram sayesinde toz toplayıcı sistemlerin ihtiyacı olan özel çalışma sistemini sağlarlar. q Yüksek akış, uzun kullanım süresi, çok hızlı açma-kapama özellikleriyle ekonomik ve etkin çözümler sağlarlar. q Yüksek kaliteli diyaframlar aşınmaya karşı dirençli olup, zor koşullar altında bile uzun çalışma süresi garantisi altındadır. q Patlaç vanalar, IP 65 koruma sınıfına sahiptir. q Tek diyafram veya çift diyafram özelliklerine sahip olup, ¾” , 1”, 1 ½” dişli veya rakorlu bağlantı çapları mevcuttur. q 12VDC-12VAC-24VDC – 24VAC –48VDC-48VAC- 110VDC - 110VAC ve 230VAC voltaj değerlerinde çalışabilir. .Uzaktan kumanda edilebilen çeşitleri mevcuttur. C95 Patlaç Valf Zamanlayıcısı 8 ,16, 24, 32 Röleli (24V DC , 230V AC) www.sms-tork.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON SMS TORK 141 Ürünler Dijital Potansiyemetre ■ EPM-3790 ( 77x35mm) / EPM7790 ( 72x72mm) Motor Hız Kontrolörü için Dijital Potansiyometre. Hız Kontrol Cihazları için kontrol paneli olarak motor hızını ve yönünü kontrol edilmesi için tasarlanmıştır. Rampa özelliklere sahip, kolay kullanım ve işlem ile pek çok uygulamada kullanılabilir. www.emkoelektronik.com.tr - Ayarlanabilir SET değerinde çalışabilme - Rampa özelliği - Ayarlanabilir nokta pozisyonu - Motor Hız kontrol cihazları için ileri , geri yön çıkışları ve arıza girişi - 0/2…10Vdc Voltaj çıkışı veya 0/4…20mAdc akım çıkışı - -1999…999 arasında ayarlanabilir gösterge skalası EMKO ELEKTRONİK Kompakt ve Yenilikçi ■ Kompakt ve yenilikçi hızlı kurulum özellikleri ile zaman ve maliyet tasarrufu sağlayan EM270 serisi enerjimetre Geleneksel çözümlerle kıyaslandığında bu cihaz montaj için oldukça kısa zaman, daha az kablo ve bağlantı gerektirir. Mevcut Carlo Gavazzi enerjimetreler bir dağıtım kutusundan sağlanan yüklerin tüketimini izlemek için ideal çözümlerdir. Özellikle EM21-72D, kompakt boyutu ve pazarda tek olan pano montaj veya çıkarılabilir ekranın sayesinde DIN ray montaj seçeneği ile oldukça popülerdir. Kontrol panosu seri üretiminde, trifaze yükler geleneksel enerjimetrelerle izleneceğinden, bir çok kablolama işlemi yapılmalıdır ve bu uzun montaj süresi ve ek alan ihtiyacı ortaya çıkarır. Yeni EM270, Carlo Gavazzi’nin bu sorun için çözümüdür; EM21 serisinin başarılı tüm özelliklerini geliştirir ve montaj süresi ve montaj maliyetlerini (kablo ve terminaller) azaltarak işlemi oldukça kolaylaştırır. Tüm bunlar besleme/ölçüm voltajlarının ve seri bağlantı bus’ının zincirleme dizimi sayesinde olmaktadır. Buna ek olarak trifaze akım transformatörleri (farklı devre kesicilerle uyumlu delik merkezleri ile), mevcut alanın akıllıca ve rasyonel şekilde kullanılmasını sağlar ve RJ11 konektörler sayewww.betaelektrik.com 142 ENDÜSTRİ OTOMASYON sinde tüm kurulum işlemini hızlandırır. Tüm bunların yanında CT oranının programlanmasına gerek yoktur: parametre kendi kendine programlanır. Genel teknik özellikleri EM270 - EN62053-21’in Class 1 (kWh)’e eşdeğerdir (sadece EM270 tabanı) - Tek gövdede 2 ölçüm: sanal toplama fonksiyonu ile 2 adete kadar trifaze yük - Tek gövdede 6 ölçüm: 6 adete kadar monofaze yük sistemi - Sanal ölçüm (2 adet 3 fazın toplamı) - RS485 port ve 2 pals çıkış (standart) - Zincirleme dizim bağlantısı içinRS485 çift port (opsiyonel) - Koruma sınıfı: IP50 TCD - EN60044-1’in Class 0,5’(akımlar) e eşdeğer. (sadece TCD akım transformatörleri) - Birincil akım 160A,250A veya 630A - Delik büyüklüğü 15,5x25mm (160A), 21x25mm (250A), 31x31mm (630A) - Delik merkezleri 25cm (160A), 35cm (250A) veya 45cm (630A) - Birinci akım tanımlı değerin otomatik tespiti BETA ELEKTRİK Ürünler Hassas Uygulamalarınız İçin Optik Yaklaşım ■ Doğrusal ya da döner düzlemlerde hatasız ölçümleme yapılması ürününüzün kusursuzca istediğiniz forma kavuşması açısından son derece önemlidir. Bu nedenle bu sistemlerde Linear ya da Rotativ Encoder kullanımı ölçümleme açısından zorunlu hale gelmiştir. Manyetik bant üzerinden programlanabilir manyetik linear enkoderler sürüldüğünde istenilen düzeyde ve istenilen ölçüde kesme, delme, hizalama vb. işlemi sorunsuz bir şekilde yapabilmektesiniz. Bu sistemlerde en çok dikkat edilen durum sisteminizin çözünürlük ihtiyacıdır. İstediğiniz ölçüm formunun mm/1000 cinsinden hassasiyeti sisteminizin ihtiyaç duyduğu linear enkoderi belirlemede sizlere yol gösterecektir. Bu durumda bakıldığında sabit bir hızla linear enkoderler manyetik bant üzerinde mm/1000 yani 1µm hassasiyetinde işlem yapabilmektedirler. Ancak sisteminiz bu hassasiyetin de ötesinde nanometreler boyu- tunda bir hassasiyet istiyorsa o zaman manyetik alan prensibi ile çalışan bu ürünleri kullanamazsınız. Aynı işlemi üzerinde bulunan lazer okuyucu ve optik bant ile yapabilen lazer linear enkoderler kullanmak zorundasınız. “ Precision in Motion “ sloganıyla hareketin olduğu endüstriyel uygulamalarda kendini ispatlamış Alman SIKO firması “ Linear Scale Compact ( LSC20 ) “ lazer linear enkoderini piyasaya sürdü.Milimetre/20.000 hassasiyetindeki ( 50 nanometre )enkoder kompakt ve sağlam tasarımı sayesinde toz, nem, yağ, sıvı gibi çevresel etmenlere de geçit vermiyor. Manyetik linear enkoderlerde sıklıkla karşılaşılan gecikme durumunun ( hysteresis ) lazer linear enkoderde olmadığı ve sistem doğruluğunun 5µm olduğu cihazın performansları arasındadır. Nano düzeyde hassasiyet gerektiren uygulamalarda SIKO ürünü LSC20 enkoderi sorunsuz bir şekilde kullanabilirsiniz. www.oshmuhendislik.com.tr ENDÜSTRİ OTOMASYON osh mühendislik 143 Haberler KROHNE “Sıcaklık Ölçüm Ürünleri” seminerleri, Kocaeli ve Ankara’da gerçekleştirildi leri üretim fabrikasından gelen Mr. Mikael Schiller özellikle sıcaklık ürünlerinin çalışma prensipleri, uygulama alanları ve endüstride kullanılan standartlar hakkındaki tecrübesini ve teknik bilgilerini tüm katılımcılarla paylaştı. Diğer yandan sıcaklık ölçüm teknolojisinin geldiği son noktadaki KROHNE ürünleri, katılımcılar tarafından ilgi ile incelendi. Proses Otomasyon sektörümüze önemli katkı sağlayarak, sektör çevresinde ilgi ve takdir ile karşılanan KROHNE Academy seminerleri, 2015 yılı Nisan ve Mayıs aylarında da devam edecek. ■ KROHNE; uzun yıllardır başarıyla gerçekleştirdiği ve ilgili çevrelerde büyük beğeniyle takip edilen KROHNE Academy etkinliklerine, 2015 yılında Sıcaklık ölçüm ürünleri ve uygulamaları ile devam etti. 3 ve 5 Şubat tarihlerinde Kocaeli Ramada Plaza Otel ve Ankara Limak Ambassadore Otel’de düzenlenen seminerler, Proses Otomasyon sektöründen yoğun katılım ile gerçekleştirildi. Seminerlerde, KROHNE sıcaklık ürün- Esit Elektronik, WIN 2015 Uluslararası Endüstriyel Otomasyon Fuarı’nda Ziyaretçilerini Bekliyor ■ Dünyanın endüstri ve otomasyon konusundaki en önemli organizasyonlarından olan WIN fuarlarının İstanbul etabı 19-22 Mart 2015 tarihleri arasında Tüyap fuar merkezinde gerçekleşecek. Fuarın daimi katılımcısı konumunda olan Esit Elektronik, bu yıl da fuarın Otomasyon bölümünde müşterileri ve çözüm ortağı olduğu firmalarla bir araya gelecek. Esit Elektronik, Bantlı kontrol kantarları (checkweigher) ve yeni nesil ECI tartı indikatörünün uygulamalı lansmanları ile büyük ilgi toplamayı bekliyor. Yerli ve yabancı katılımcıların büyük ilgi gösterdiği İstanbul etabını, 13-17 Nisan 2015’de Almanya, Hannover’deki fuar takip edecek. Esit Elektronik, Hannover fuarında da müşterilerine ürünlerinin gelişimini tanıtacak. Esit’in 2012’de piyasaya sunduğu ve her yıl yeni özellikler ekleyerek 144 2015’e de yeni 1.4 sürümüyle kategorisindeki en iddialı ürün olarak giren Esit ECI tartı indikatöründe reçeteleme ve dolum programlarının yanısıra, dinamik tartım özelliği de eklendi. Artık checkweigher veya bant kantarı özellikleri de eklenmiş olan ECI, üstün gResolver filtreleme özelliği, 800 HZ ultra hızlı örnekleme gibi önceki tüm sıradışı özelliklerini de koruyor. 2015 ilk çeyreğinde versiyon 1.4 çıkarmayı hedefleyen Esit, WIN fuarında 3. Salon C230 nolu standında ECI’nin yeni özelliklerini sunacağı bir uygulama lansmanı yapacak. Endüstrideki iletişim protokollerinin neredeyse tamamıyla opsiyon olarak sunulan genişleme kartları vasıtasıyla uyumlu hale gelmektedir. Yük hücresi çıkışı, Seriport (bilgisayar iletişimi için), USB portu, genişleme portları standart yapısında mevcuttur. ECI, V 1.4 yazılımı ile beraber aşağıdaki özelliklere sahip olacak; - Bant Kantarı Programı - Tumba (Silo) Kantarı Programı - Bantlı Kontrol Kantarı (Checkweigher) programı - Torbalama Programı - Dozaj-Reçete Programı ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler Omron, Mart ayında İstanbul’daki WIN Otomasyon ve Dubai’deki MEE fuarında… ■ Türkiye’de ve dünyada endüstriyel otomasyon sektörünün öncü firması olarak, sunduğumuz son teknoloji ürün ve hizmetleri daha yakından görmek isteyenleri; 2-4 Mart tarihlerinde Dubai’de gerçekleşecek Middle East Electricity ve 19-22 Mart tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek WIN Otomasyon fuarlarındaki standımıza bekliyoruz. 21 yıldır kesintisiz düzenlenen ve Türkiye endüstrisi için beklenen bir fuar olan WIN Otomasyon fuarı ile güncel teknoloji ile ilerleyen ve global olarak da faaliyetlerimizi sürdürürken; otomasyon sistemleri, hareket ve sürücüler, sensör, güvenlik ve komponentte sektöre katmış olduğumuz yenilikleri, yıllardır geliştirdiğimiz mühendislik çalışmalarını ve çözümlerimizi standımızda sergileyeceğiz. Geçtiğimiz yıl 23 farklı ülkeden 1.950 katılımcının olduğu ve 77.000 kişinin ziyaret ettği fuar 19-22 Mart tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. 3. Salon, D110 numaralı standımızda olacağız. WIN Otomasyon fuarıyla ilgili daha fazla bilgi için internet sitesini ziyaret edebilirsiniz. Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi için sektörün en önemli organizasyonlarından biri olan ve bu yıl 40. Yılını geride bırakacak Middle East Electricity fuarında 54 ülkeden 1250’den fazla katılımcının yer alması bekleniyor. Bu yıl ilk defa fuardaki yerimizi alırken, sektöre sunduğumuz tüm son teknoloji ürün ve hizmetleri sergileme şansı buluyoruz. Fuar 2-4 Mart tarihleri arasında Dubai Dünya Ticaret Merkezi’nde gerçekleşecek. 4F10 numaralı standımızda olacağız. Middle East Electricity fuarıyla ilgili daha fazla bilgi için internet sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sektörün Avrasya ve Ortadoğu bölgesindeki 2015 yılının bu iki önemli organizasyonunda yer alacak Omron; tüm sektör temsilcilerini son teknoloji ürün ve hizmetleriyle tanıştırmak için standına davet ediyor. İNSANA SAYGI ÖDÜLÜ VİKO’NUN… ■ İnsan kaynakları alanındaki başarılı çalışmaları öne çıkarmak ve kamuoyu ile paylaşmak amacıyla Kariyer. net tarafından bu yıl 14’üncüsü gerçekleştirilen İnsana Saygı Ödülleri’nden biri de VİKO’nun oldu. İnsan kaynakları alanındaki fark yaran uygulamaları ile birçok önemli başarının sahibi olan VİKO, insana verdiği değeri bu ödülle bir kez daha kanıtladı. yan kuruluşlar arasından yaptığı değerlendirmeye göre verdiği İnsana Saygı Ödüllerinden birisine de VİKO layık görüldü. Adaya özel başvuru cevaplama oranının yüzde 99,5 olması ve ortalama cevap süresinin ise 3 gün gibi kısa bir zamanda gerçekleşmesi VİKO’nun rakiplerinden sıyrılarak Kariyer.net’in “İnsana Saygı Ödülü”nü kazanmasında etkili oldu. “İnsana Saygı Tüm Süreçlerimizde İçselleştirdiğimiz Bir Kavram” İnsana yapılan yatırımın, şirketleri ileriye götürecek yegane unsurlardan birisi olduğuna dikkat çeken VİKO İnsan Kaynakları ve Kurumsal Gelişim Direktörü Mutlu Kutlu “İş yaşamında fark yaratmanın ve sürdürülebilir başarılar elde etmenin yolu, insana ve kurumsal kültüre verdiğiniz değerden geçmektedir. VİKO da kurulduğu günden bu yana, insana ve kurum kültürünü besleyen etik değerlere verdiği önemle varlığını sürdürmüştür. Kuruluşumuza yapılan her iş başvurusu, insana verdiğimiz değerin ortaya koyduğu sorumlulukla, hassasiyet içerisinde ele alınmakta, titizlikle incelenmekte ve en kısa sürede cevaplanmaktadır. Bu yıl 14’üncüsü gerçekleştirilen İnsana Saygı Ödülleri, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlenen bir törenle sahiplerini buldu. Türkiye’nin en büyük insan kaynakları platformu Kariyer.net’in, başvurularını özenle cevapla- Kurum olarak içselleştirdiğimiz bu yaklaşımın, İnsana Saygı Ödülü ile taçlandırılması bizi son derece mutlu etmiştir. VİKO olarak hepimizi onurlandıran bu ödül, insan kaynakları alanında kurduğumuz sistemleri daha üst seviyelere taşımada itici bir motivasyon unsuru olacaktır” dedi. ENDÜSTRİ OTOMASYON 145 Haberler Yüksek Kaliteli Sürgü-Ray Üretimi ■ Teleskopik slayt üreticisi Thomas Regout International, Turck BL ident RFID sistemi ile bir montaj fabrikası kalite kontrolünü otomatik bir sistem haline getirmiştir. Otomatik kalite kontrol sistemi entegre etmek amacıyla, Hollanda teleskopik slayt üreticisi Thomas Regout International malzeme taşıyıcılar için bir tanımlama sistemi ihtiyacı vardı. Turck BL ident RFID sistemi ile tüm kalite kontrol test sonuçları artık kaydedilebilir. manuel üretime artık gerek kalmazsın gerekli kalite kontrol süreci daha güvenilir ve verimli hale getirmektedir. Thomas Regout 1834 Bugün Maastricht Nederlandsche Spijkerfabriek kurdu, 180 yıl sonra, Thomas Regout International BV artık mobilya ve diğer uygulamalarda çekmece elemanları için çivi üretmek yerine teleskopik slaytlar üretmektedir. Batı Avrupa’da üretimi canlı tutmak için bu Hollandalı KOBİ yüksek kaliteli özellikleri olan teleskopik slaytlar üretmeye devam etmektedir. Zaman harcayan Manuel kalite kontrolü Daha önceleri her bir ürün hatalara karşı manuel olarak kontrol edilmesi, özellikle mali yönleri dikkate alındığında ideal bir çözüm değildir. Thomas Regout görevli süreç mühendisi Roy Klaassen a göre “Manuel kalite kontrol zaman alıcıdır. Ayrıca, bir slaytın kalitesi çalışanın değerlendirmesine göre olacağından, sonuçlar çalı- şandan çalışana veya haftanın günleri arasında değişebilir”. Manuel kontrol olmadan üretim kalitesini izlemek amacıyla, Klaassen kalite 30 cm den 1 metre ye kadar olan teleskopik slaytlar için montaj fabrikasını optimize etmeyi planladı. Süreç mühendisi modernleşme öncesinde durum için “Daha önce biz bir üretim hatası tespit edildiğinde üretim hattını durdurmak zorunda kaldık. Buda çok üretim zamanına mal olmaktaydı. “ demektedir. “Aynı zamanda makinelerin kapanması sürecinde yeni hataları oluşması mümkündü,” diyerek ekliyor Timo Rutten, INOFIL CEO ve sistem entegratoru , Hollanda merkezli entegratör, çözüm ve ürün seçimi bulmakta müşterilerine danışmanlık yapmaca ayrıca seçilen çözümü müşteriye anahtar teslim çözüm olarak tüm programlama ve montajlar dahil teslim etmektedir. RFID ile kalite kontrol Teleskobik rayların montaj işlemlerini otomatik şekle getirmek için , Inofil firması malzeme taşıyıcılar ile RFID kullanmayı istedi, Bu kullanım şekli ile firmanın montaj aşamasında hataları tespiti ve üretim süresinin başından sonuna kadar takibini sağlamaktadır. Malzeme taşıyıcısının RFID takibi sayesinde hatalı parçalar montaj sonunda çıkartılabilmektedir. RFID takip sistemi malze- Thomas Regout montaj hattı boyunca bulunan 32 malzeme taşıyıcı 146 ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler me taşıyıcıları hatalı parçalarının hat sonuna kadar ayrılmasını sağlamakta ve bu şekilde gereksiz adımlara gitmesini engelleyerek kıymetli kaynak, zaman ve enerjinin boşa gitmesini engellemektedir. RFID çözümünün başka yararı da bize uzun vadeli bir çözüm veriyor olmasıdır. Bir malzeme taşıyıcı hatalı ürünlerin miktarını giderek artıyorsa , bu hatalar çalışanlar tarafından fark edilmesi kolaylaşır ve düzeltilebilir. BL ident Sistem seçimi Inofil müşterilerine Turck un BL ident RFID sistemini önermektedir. Çünkü firma daha önceki projelerinde Turck ürünler ile iyi deneyimleri bulunmaktadır. Ve sonuç olarak Turck RFID sistemi bu güvenin karşılığı vermektedir. montaj projesinde, 15 tip TB-M30-H1147 okuma-yazma kafaları güvenilir bir şekilde 32 adet taşıyıcılar etiketleri tespit edip okumaktadır. Tüm veri taşıyıcılar izlenmekte Operatör ekranı saha operatörlerine tüm istasyonlardan okunan veri taşıyıcılarının durumlarını göstermektedir. Geçmiş görüntüsü ile ayrıca her bir veri taşıyıcısının geçmiş te meydana gelmiş tüm hataları gözlemlenebilir. Datanın kendisi bir database de saklanarak bağımsız veri taşıyıcılarına aktarıla bilinir. İleriye yönelik planlanan RFID Projeleri Fabrikadaki diğer üretim sağların modernleşmesi 2016 yılı için planlanmıştır. Bu plan tüm üretim akışının optimizasyonunu kapsamakta ve üretim sahasının büyütülmesi yerine üretim zincirine odaklanmaktadır. Bu RFID dayalı bir elektronik üretim veri yönetimi sistemi ile değiştirilecek iş listeleri ve ürün parça listeleri uzun bir geçmiş ile izleme ve değişim sağlanabilmektedir. Veri Turck BL67 Ethernet ağ geçidi üzerinden saha PLC sine Profinet ile yönlendirilir. Inofil denetleyicisi görselleştirme ile birlikte veri kontrolü sağlamaktadır. Siemens PLC DTM modüllerinin algılanması ile hiçbir problem olmadan basitçe programlanabilir. Turck BL67 I/O sistemi, Tüm sensör ve RFID bilgilerini Profinet üzerinde kontrölere göndermektedir. Parça taşıyıcılara takılan RFID etiketleri ve mobil EL RFID okuyucuları ile hemen hemen okuma yazma hata olasılığı sıfırlanmaktadır. Başka bir optimizasyon özelliği delme ve kesme aletleri tanımlanmasını mümkün kılınmasıdır. Bu araçların kötüye kullanımlarını engelleyecek ve özel araçların ömürlerini sürekli olarak izlenmesine olanak sağlayarak olası beklenmedik hataların önüne geçilebilir. İşin sonucu olarak ilk üç aylık çalışma çok tatmin ediciydi, Klaassen üretim mühendisleri ” Şimdi tesiste çok daha az manuel müdahale var, Üretimde çok daha az sorunlar olmakta ve daha yüksek üretim ve kalite sağlayabilmekteyiz.” demektedir. Parça taşıyıcılara yerleştirilen RFID etiketleri ENDÜSTRİ OTOMASYON 147 Haberler RenIshaw WIn Otomasyon 2015 fuarında gelişmiş enkoder ürünlerini sunuyor ■ Renishaw 19 - 22 Mart tarihleri arasında İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilecek olan WIN Otomasyon 2015’te ürünlerini sergileyecek. Salon 2’de bulunan B240 numaralı standa uğrayacak olan ziyaretçiler Renishaw’un hassas pozisyon tespit sistemleri serisini görecekler. geri dönüşü olmaksızın anında çalışma, 100 m/s hızlara kadar yüksek hızlı performans, ±40 nm gibi düşük bir hata değeri (SDE) ve 10 nm’ye varan düşük titreşim (gürültü). Pozisyon bilgisi, hatalı verilerin kontrolöre iletilmesini önlemek amacıyla bir hata işareti koyan, bağımsız bir pozisyon kontrol algoritması tarafından sağlanır. Sonuç, CNC’de işlenmiş parçaların daha iyi yüzeye sahip olması, daha iyi tarama ve hız kontrolü, pozisyon tutulurken lineer motorlar veya dairesel direk sürücülerde güvenilir servo stabilitesidir. RESOLUTE şimdi gelişmiş uygulamalar için ultra yüksek vakum (UHV) ve genişletilmiş sıcaklık aralığı (ETR) uyumlu çeşitleri ile mevcuttur. Ayrıca WIN Otomasyon Fuarında Renishaw’un lineer ve döner eksen kompakt optik artımsal (inkremental) enkoderlerini içeren TONiC™ serisi de gösterilecektir. Pozisyon enkoderlerinde bir dünya lideri olan Renishaw, dünyanın ilk tek hatlı hassas optik mutlak enkoderi RESOLUTETM dahil olmak üzere, en son ürünlerini tanıtacaktır. RESOLUTE, dairesel (açılı) konfigürasyonda 36,000 devir/dakikada 32 bit çözünürlük ve lineer formatta 10m uzunluk ve 100 m/s hızlarda 1 nanometre çözünürlüğe sahiptir. Bu üstün enkoder açıldığında anında pozisyon belirler ve Siemens DRIVE-CLIQ, BiSS®, FANUC, Mitsubishi ve Panasonic dahil olmak üzere, bir dizi “açık” ve “patentli” seri protokol ile uyumludur. WIN Otomasyon Fuarı ziyaretçileri bu sistemin şu avantajlarını öğrenecekler: geniş ayar toleransları, üstün uzun vadeli güvenilirlik, devreye girdikten sonra referans 148 TONiC okuma kafaları patentli bir optik filtreleme şeması ve dinamik sinyal işleme özelliklerini kullanırlar. Dinamik sinyal işleme ile ±30 nm SDE, 0.5 nm’ye varan titreşim ve 1 nm’ye kadar çözünürlüğe sahip olağanüstü saflıkta çıkış sinyalleri sağlarlar. Entegre ayar LED’leri de ayrıca sinyal seviyelerinin görsel bir belirtisi olup, ilave teşhis araçlarına olan ihtiyacı ortadan kaldırır. Tüm TONiC cetvellerinde benzersiz IN-TRAC™ optik referans noktası vardır. Artımsal kanala doğrudan yerleştirilmiş olan bu nokta, bütün hızlar ve tüm çalışma sıcaklığı aralığı boyunca fazlanmış olarak kalır. TONiC serisine yakın geçmişte tercihe bağlı 2 nm ve 1 nm çözünürlük, bir Çift Çıktı (DOP) enkoder arayüzü ve yüksek hassasiyetli döner eksenler için Renishaw’un Çift Sinyal Arayüzü (DSi) eklenmiştir. ENDÜSTRİ OTOMASYON Stefan Hoppe, OPC Başkan Yardımcısı olarak OPC Derneğine katıldı ■ OPC Derneği, Stefan Hoppe’nin Başkan Yardımcısı olarak OPC Derneğine katılımını tüm üyelerine ve endüstri profesyonellerine duyurdu. Bu görevde uluslararası bir bakış açısıyla OPC’yi hem teknik hem de pazarlama konularında sonraki seviyeye taşımaktan sorumlu olacak. Stefan Hoppe, 2010 yılından beri OPC Avrupa organizasyonunun başkanlığını yaptı ve Avrupa genelinde birçok başarılı etkinliği gerçekleştirmenin yanı sıra, diğer endüstriyel konsorsiyumlarla birleşmede katalizör oldu. Bu birleşmeler, organizasyonların kendi bilgi modelleri için destekleyici spesifikasyonlar geliştiren OPC çalışma gruplarının oluşmasını sağladı. BECKHOFF’da OPC-DA sunucunun gerçekleştirilmesinde görev alan yazılım geliştiricisi olarak çalışmaya başladı. Hoppe daha sonra, bağlantısallık ve gömülü yazılım ürünleri üzerine odaklı olarak Ürün Müdürü pozisyonunda çalıştı. Endüstriyel Otomasyon ve Bina Otomasyonu ortamlarında yeni teknolojileri kullanmak gündelik uğraşıydı. Hatta Hoppe’nin evinin akıllı kontrolünde bile OPC Birleştirilmiş Mimari özelliği etkinleştirilmiş bir Windows tabanlı gömülü bir cihaz kullanılıyor. “OPC, hayatımdaki tutku, OPC UA teknolojisinin, yeni pazarlarda ve uygulamalarda benimsenmesini artırmak için çaba gösteriyorum.” – Stefan Hoppe Stefan Hoppe’nin temel görev alanı, OPC’nin, OPC UA teknolojili gömülü (Embedded) pazarında başarılı benimsenme sürecinin devamını sağlamanın yanı sıra, OPC’nin erişimini endüstriyel otomasyonun ötesine, aralarında bina otomasyonu ve enerjiyle ilgili olan her türlü konunun bulunduğu diğer alanlara doğru genişletmek olacak. Stefan Hoppe Almanya’da, Dortmund Üniversitesinde elektrik mühendisliği öğrenimi gördü. 1995 yılında ENDÜSTRİ OTOMASYON 149 Haberler ÖLÇÜ ALETLERİNDE GÜVENLİK ■ Yapılan çalışmalarda şebekelerde genelde olması gereken gerilimden daha yüksek olduğu görülmüştür. Özellikle geçici rejim değişiklikleri şebekelerde binlerce volt gerilimin görülmesine neden olmaktadır. IEC tarafından ölçü aletlerinde güvenlik standarttı getirilerek ölçü aletlerinde kullanılmasında ortaya çıkabilecek tehlikeler ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. IEC 1010–1 standardının güvenlik kategorileri, aşırı gerilimleri temel alır. Bu standart çerçevesindeki cihazlar şebekeye olan uzaklıkları ve elektrik dağıtım sistemlerinde oluşan enerji geçişlerini bastırma yeteneklerine göre kategorize edilirler. Hangi Koruma Sınıfını Seçmeliyim? Eskiden IEC 348 olarak kullanılan ölçü aletlerindeki güvenlik standardı 1988 yılında daha gelişmiş olan IEC 61010–1 standardı ile değiştirilmiştir. Yeni standartla birlikte daha yüksek seviyede güvenlik uygulamaları gelmiştir. Buna göre güvenlik sınıfları CAT I, CAT II, CAT III ve CAT IV olmak üzere 4 sınıfa ayrılmıştır. Giderek büyüyen şebekeler, güç elektroniği uygulamalarının giderek yaygınlaşması şebekelerde oluşan geçici rejim değişikliklerinin sayısını ve aralığını artırmıştır. Oluşan atlama gerilimleri genellikle ölçü aletlerinin arızalanmasında temel etkenlerdendir. Koruma sınıflarının dayanabilecekleri maksimum atlama gerilimi aşağıdaki tablodan ulaşabilirsiniz. Güvenlik Kategorisi Çalışma Gerilimi (V) Tepe Darbe Gerilimi Test Kaynağı (ohm) CAT I 600 2500 30 CAT I 1000 4000 30 CAT II 600 4000 12 CAT II 1000 6000 12 CAT III 600 6000 2 CAT III 1000 8000 2 CAT IV 600 8000 2 Atlama gerilimlerine göre koruma sınıfları Sık sorulan bir soru CAT III 1000 V bir ölçü aleti ile CAT IV 600 V bir ölçü aletinden hangisi seçilmeli ikilemidir. Burada ölçüm alınacak yerin kaynağa olan uzaklığı baz alınmalıdır. Kaynağa yaklaştıkça kısa devre akımı yükseleceğinden oluşabilecek kısa devre akımı mutlak suretle göz önünde bulundurulmalıdır. Aşağıdaki QR kodu taratarak WAGO 206-816 Multimetre/ pensampermetre videomuzu izleyebilirsiniz. CAT I, CAT II, CAT III ve CAT IV güvenlik sınıflarının ayrılması Buna göre çalışma bölgeniz kaynağa yani şebekeye ne kadar yakınsa güvenlik sınıfını o kadar yüksek seçmelisiniz. Aşağıdaki tablodan hangi sınıfı seçmeniz gerektiğini görebilirsiniz. Ölçü aleti güvenlik sınıflarının açıklamaları. Kategori 150 Özellik Örnek CAT IV Üç fazlı şebeke bağlantıları, herhangi bir açık hava iletkenleri Elektrik şebekelerinin alçak gerilme bağlandığı yerler. Elektrik sayaçları, primer aşırı akım koruma donanımları CAT III Üç fazlı dağıtım, tek fazlı ticari aydınlatma Kesici ve çok fazlı motorlar Endüstriyel tesislerde bara ve fiderler. Aydınlatma tesisleri CAT II Tek fazlı bağlı yükler Cihaz, taşınabilir aletler, ve diğer ev ve benzeri yükler CAT I Elektronik Elektronik ekipman Korumalı, Ekipman (kaynak) devrelere bağlı olan önlemler alınır ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler PhoenIx Contact Bayi Toplantısı ■ Phoenix Contact olarak her yıl düzenlediğimiz geleneksel Bayi Toplantısı 14-17 Ocak 2015 tarihleri arasında Baltık ülkesi Letonya’nın başkenti Riga’da gerçekleşti. Toplantı 2014 senesinin değerlendirilmesi ile başladı, sonrasında 2015 yılı planları görüşüldü. Toplantının açılış konuşmasını yapan Phoenix Contact Genel Müdürü Sayın Gökhan Yücel zorlu ama başarılı bir yılı geride bıraktıklarını ifade ettikten sonra 2014 yılına ilişkin global ve yerel ekonomik değerlendirmelerde bulundu. güzelliklerini cömertçe sergilediği Sigulda ve Turaida’ya da turlar yapıldı, kehribar atölyesi ziyaret edildi. Ayrıca atış poligonu gezisi ve bobslight outdoor aktivitesi gerçekleştirildi. Tüm bayileri bir araya getiren etkinlik bir yandan stres atmayı sağlarken diğer yandan Phoenix Contact camiası mensuplarının birbirlerini daha iyi tanımalarına, takım ve dayanışma ruhunu geliştirmelerine katkıda bulundu. Bu güzel etkinlikle başlayan yeni yılın tüm Phoenix Contact ailesi için aynı güzellikte geçmesi dileklerimiz. Daha sonra söz alan Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü Sayın Ayça Gül Lanacı 2014 yılının pazarlama faaliyetleri ile 2015 yılında uygulamayı düşündükleri pazarlama planını açıkladı. Lanacı önümüzdeki yıl pazara sunulacak yeni ürünler konusunda da açıklamalarda bulundu. Son sözü alan Satış ve Pazarlama Direktörü Sayın Haluk Şengör 2014 yılı sonuçlarına yönelik analizlerini ve kurumun 2015 yılı beklenti ve hedeflerini duyurdu. Toplantı, 2014 yılında başarılı performans sergileyen bayilere başarılarından dolayı plaket verilmesiyle son buldu. Dört gün süren gezide Riga şehir turunun yanı sıra doğanın ENDÜSTRİ OTOMASYON 151 Haberler VIKO’DAN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ İLE SİNERJİ BULUŞMASI… ■ Akademik bilgi birikimini katma değere dönüştürmenin bir yolu da üniversite ve sanayi arasında oluşturulacak iş birliklerinden geçiyor. Üniversitelerde elde edilen teorik bilgilerin uygulamaya dönüştürülmesine önemli katkılar sağlayan bu iş birlikleri, öğrencilerin kariyer yolculuğuna da ışık tutuyor. Üniversite & sanayi iş birliğine özel bir önem veren VİKO, bu kapsamda örnek projelere imza atmaya devam ediyor. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin ufkuna aydınlık katmayı önemli bir sorumluluk olarak gören kuruluş, son olarak Türkiye’nin en büyük mühendislik portalı Elektrikport iş birliğiyle hayata geçirdiği “Sinerji Buluşması” organizasyonu ile 10 farklı üniversiteden öğrencileri endüstriyel tesislerinde ağırladı. VİKO, genç beyinlerin potansiyellerini ortaya çıkarmak ve üniversitelerle iş birlikleri oluşturmak amacı ile gerçekleştirdiği projelerin bir yenisini daha hayata geçirdi. Türkiye’nin en büyük mühendislik portalı olarak faaliyet gösteren Elektrikport iş birliği ile hayat bulan “Sinerji Buluşması” adlı program kapsamında; VİKO yöneticileri, akademisyenler ve öğrenciler VİKO endüstriyel tesislerinde bir araya geldi. 10 farklı üniversiteden öğrencilerin yer aldığı buluşmada VİKO İK ve Kurumsal Gelişim Direktörü Mutlu Kutlu, Pazarlama Direktörü Aysel Özaltınok ile Elektronik AR-GE Müdürü Oktay Nak kapsamlı birer sunum gerçekleştirdi. Sunumların ardından ise öğrenciler insan kaynakları, pazarlama ve AR-GE konusunda merak ettikleri tüm konulara interaktif bir şekilde yanıt buldukları bir workshop’a katıldı. Daha 152 sonra yapılan endüstriyel tesis turunda gençler, son teknolojilerin kullanıldığı üretim sahasını yakından inceleyerek teorik bilgilerini destekleyen önemli bir deneyimi yaşama fırsatı yakaladı. Program, öğrenciler için özel olarak gerçekleştirilen final kokteyli ile son buldu. “Öğrencilerin endüstri deneyimlerine katkı sağlamak bizleri çok mutlu etti…” Üniversiteler ile endüstri arasında kurulacak bağların önemine vurgu yapan VİKO İnsan Kaynakları ve Kurumsal Gelişim Direktörü Mutlu Kutlu “Sürdürülebilir kalkınma için teknoloji üretebilen, anlamlı bilgiye sahip, eğitimli gençlere ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Bu yaklaşımdan hareketle VİKO olarak, üniversite-sanayi iş birliğine daima büyük önem verdik ve bu kapsamda rol model olmaya gayret gösterdik. Üniversitelerimizin sanayiden, sanayi kuruluşlarının da üniversitelerimizden daha yetkin olduğu birçok alan var. Bu nedenle üniversitelerdeki mevcut bilgi birikimi ile sanayinin tecrübesinin birleşmesi sonucu ortaya çıkan güç ve sinerjiyi anlamlı çıktılara dönüştürmek gerektiğine inanmaktayız. Bugüne kadar Sakarya Üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi, Doğuş Üniversitesi, Marmara Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi ile çok anlamlı proje iş birlikleri gerçekleştirdik. 10 farklı üniversiteden öğrencilerin katılımı ile gerçekleştirdiğimiz ‘Sinerji Buluşması’ temalı programda ise öğrencilerimizin farklı bakış açıları kazanmalarına, endüstri deneyimi yaşamalarına katkı sağlamış olmak bizleri çok mutlu etti.” dedi. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler PIlz Academy Eğitimleri WIN Otomasyon Fuarı’nda ■ Türk Endüstrisinin heyecanla beklediği en önemli organizasyonundan biri olan WIN Uluslararası Endüstriyel Otomasyon Fuarı bu yıl 19-22 Mart 2015 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Pilz Emniyet Otomasyon Ürünleri ve Hizmetleri bu yılda fuarda HALL 3 C110’da yerini alacak. Katılımcılara fuar süresi boyuncaemniyetin önemini ele alan farklı konulardadüzenli olarak eğitimler verecek olan Pilz Academy ekibi, dört gün boyunca firmaların ihtiyaçları için çözümler sunacak. Bu eğitimler kapsamında değinilecek konular şu şekildedir: - Neden CE makine emniyeti için yeterli değildir? - Kontrol sistemi makine emniyeti açısından neden önemlidir? - Standart ve Emniyet kontrol cihazları arasındaki farklar nelerdir? - EN ISO 13849-1’e göre uygunluk doğrulaması neden önemlidir, nasıl yapılır? - Işık perdesi montaj mesafesinin önemi nedir? Nasıl ölçülür? - 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu’na uygun risk değerlendirmesi nasıl yapılır? - Makinelerde Kilitleme/Etiketleme (LOTO) nasıl uygulanır? Eğitimlere katılıp sorularınıza yanıt bulabilmeniz için 10:00-18:30 saatleri arasında PilzTürkiye’nin standını ziyaret edebilirsiniz. VerbatIm’den 3B yazıcı kartuşu ■ Japon Verbatim şirketi, üç boyutlu yazıcı kartuşu üretip satmaya başladı. Kaliteli malzemeden üretilen Verbatim 3B yazıcı kartuşları ile daha kaliteli üç boyutlu baskı yapılabiliyor. Japon Mitsubishi Chemical Grup bünyesinde yer alan ve bilgi teknolojileri alanında dünyanın önde gelen tüketim malzemeleri üreticilerinden olan Verbatim, üç boyutlu (3B) yazıcı kartuşu üretmeye başladı. Teknoloji alanında son dönemin güncel konularından olan üç boyutlu yazıcılar ile klasik kağıt çıktılar yerine gerçeğe uygun üç boyutlu nesneler basılabiliyor. Verbatim, kullanımı giderek artan 3B yazıcılar için kaliteli kartuş üretim işine girdi. PLA (Polilaktik Asit) malzemesinden üretim yapan Verbatim, 3B yazıcı kartuşları ile daha tutarlı bes- leme yapılarak daha düzgün baskılar elde edilebiliyor. Ayrıca Verbatim 3B kartuşlar insan sağlığına zarar veren ağır metal vb zararlı maddeler de içermiyor. Kartuşlar pek çok marka ve model 3B yazıcı da kullanılabiliyor; uyumluluk yelpazesi oldukça geniş. Uluslararası araştırma kuruluşu Gartner Gorup’a göre 3B baskı sektörü 2014 yılında 669 milyon dolara ulaştı ve giderek daha da büyüyecek. Önümüzdeki dönemde daha gelişmiş teknolojiye sahip 3B yazıcılar sadece sanayide değil, okullar, üniversiteler, iş dünyasının yanı sıra evlere de girecek. Verbatim’in Türkiye distribütörü DataStar, henüz 3B kartuşları Türkiye’de satışa sunmuyor. Pazarın gelişmesine paralel oluşacak talep doğrultusunda Türkiye’de de satışa sunulabileceği bilgisi veriliyor. ENDÜSTRİ OTOMASYON 153 Haberler DataStar, AFOX’un Türkiye distribütörü oldu ■ AFOX’un Türkiye distribütörü olan DataStar, AFOX markalı ekran kartlarının dağıtımına başladı. DataStar, dünyanın önde gelen ekran kartı üreticilerinden AFOX’un Türkiye distribütörü oldu. AFOX markalı ekran kartlarının dağıtımına başlayan şirket, hem satış kanalına hem de tüketicilere kaliteli ve uygun fiyatlı bir marka daha sunuyor. DataStar Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Ulucan, Hong Kong ve Tayvan merkezli bir şirket olan AFOX’un, son iki yıldır dünya pazarlarında daha aktif olduğunu belirtiyor. yen Ulucan, “AFOX, Türkiye pazarında etkinliğini artırmak için DataStar’ı tercih etti. Biz de hem bayilerimize hem de tüketicilere yeni bir markayı daha kazandırıyoruz” diyor. Çin’deki üretim tesisinin yanında Çin ve Tayvan’da iki Ar-Ge merkezi olan AFOX, hem NVIDIA Geforce hem AMD Radeon yonga setlerini kullanan ekran kartları üretiyor. 22 ayrı testten geçerek tüketiciye ulaşan AFOX ekran kartları, kaliteli ve sağlam olmasının yanında uygun fiyatları ile de dikkat çekiyor. Bu yıl Batı Avrupa pazarına ağırlık verme kararı alan şirketin, Türkiye pazarına da önem verdiğini söyle- MAKELSAN, LevelUps Serisi Kesintisiz Güç Kaynağı ile 13.TESİD Yenilikçi Ürün Ödülünü aldı ■ Three Level Teknolojili Yüksek Verimli “LEVELUPS Serisi Kesintisiz Güç Kaynağı” ile MAKELSAN, Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) tarafından düzenlenen 13. Yenilikçilik ve Yaratıcılık Ödülleri Töreninde “Yenilikçiliğin Ticarileştirilmesi Ödülü” ‘ne layık görüldü. TESİD’in kuruluşunun 25. yılında, Işık Üniversitesi Maslak Kampüsü’nde düzenlenen ödül töreninde HAVELSAN (Uçuş Görev Planlama Sistemi), ASELSAN (Yazılım Tabanlı Telsizler ? HF Telsiz Ailesi), AVEA (Mobil Uzaktan Kontrol Yeteneği) ile ödül alırken, Yönetim Kurulu Üyeleri ile (Ali Aytemiz, Suat Bilgin, Hakan Akşehirli) tam katılım gösteren MAKELSAN, LevelUps Serisi Kesintisiz Güç Kaynağı ile ödülünü TESİD Yönetim Kurulu Başkanı C.Müjdat Altay’dan aldı. Gerçek Three Level Doğrultucu ve Evirici teknolojisine sahip, çıkış güç faktörü (output power factor) 1 olan Level Ups serisi kesintisiz güç kaynağı ile %96 ya varan verim ile en üst düzeyde enerji tasarrufu sağlanırken, çıkış güç faktörü 0,8 UPS lere göre de %25 daha fazla aktif güç sağlanır. 154 Haberler AKILLI BİNALAR HAYATIMIZI NASIL DEĞİŞTİRECEK? ■ Otel ve rezidanslardan sonra evlerde de kullanımı yaygınlaşan akıllı bina uygulamaları yaşam konforunu arttırmayı hedefliyor. Akıllı bina otomasyon ve anahtar priz sistemlerinin güçlü markası Alman menşeili Berker by Hager düzenlediği basın toplantısında Berker Türkiye Genel Müdürü Medeni Kahraman akıllı bina sektörünün durumunu ve öngörülerini basın mensupları ile paylaştı. Merak edilen soruları yanıtlayan Berker Türkiye Genel Müdürü Medeni Kahraman, akıllı bina sistemleri sayesinde günlük hayatta zaman kaybettiren rutin işlemlerin artık daha pratik bir biçimde gerçekleştirilebileceğini söyledi. Geliştirilen entegre ekranlardan Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğü sitesinden sağlanan hava raporları, Trafik Koordinasyonu Merkezi’nden alınan canlı kamera görüntüleri ve IMKB’dengelen anlık verilerin takip edilebileceğini belirten Kahraman, çeşitli senaryolar ile aydınlatma, ısıtma-soğutma, iklimlendirme ve perde-panjur gibi yaşam alanlarında bulunan fonksiyonların kolaylıkla yönetilebileceğini ekledi. larınızı ödeyebiliyor, tesisatçınıza ulaşabiliyor ya da acil durumlarda, olası yangınlarda elektrik-doğalgaz kapama gibi özelliklerle de yaşlılar ve bakıma muhtaç olanların da ihtiyaçlarını göz önünde bulunduruyor.” Binalarda enerji yönetimi ve yaşam konforu alanında entegre çözümler sunan Berker’in Türkiye pazarında liderliğini yıllık %56 büyüme ile devam ettirdiğinin altını çizen Kahraman, ‘Türkiye’nin HagerGroup’a bağlı ülkeler arasında akıllı bina otomasyonu satışında dünya üçüncüsü, büyüme oranı ile de dünya birincisi olarak yılı kapattığını’ belirtti. Avm, otel ve rezidansların akıllı otomasyon sistemlerine yoğun ilgi gösterdiğini belirten Kahraman, 2015 yılında ev bazında da akıllı sistemlerin kullanımının artacağını ifade etti. Akıllı bina otomasyonlarının yaşlıların ve bakıma ihtiyacı olan kişilerin de gündelik yaşamlarını kolaylaştıracağını belirten Kahraman şöyle konuştu: “Akıllı bina sistemleri hayallerin gerçeğe dönüştüğü bir teknoloji sunuyor. Evinizdeki dokunmatik panel ile tek noktadan fatura- ENDÜSTRİ OTOMASYON 155 Haberler İstanbul Teknik Üniversitesi Robot Olimpiyatları (İTÜRO) 2015, 9 - 10 - 11 Nisan’da İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde! ■ Her yaştan yarışmacının katıldığı, her yıl yerli yabancı binlerce ziyaretçi ağırlayan İTÜRO bu yıl da katılımcı ve ziyaretçilerini bekliyor. Öğrenci etkinlikleri arasında saygın bir yere sahip olan İTÜRO için hazırlıklar hız kesmeden devam ediyor. İTÜRO’da 3 gün boyunca yarışmalarla eş zamanlı olarak düzenlenen seminer, söyleşi, panel, sergiler ve workshoplar ile akademisyen, sanayi katılımcıları ve öğrenciler bir araya geliyor! Bu sayede bilgi ve deneyim paylaşımı bu alanda çalışmalar yapmakta olan katılımcılara yol gösterip katılımcıların bakış açılarını genişletmeyi hedefliyor. İTÜRO 2015’in Panel – Seminer – Söyleşi Konuşmacıları Netleşmeye Başladı! İTÜRO 2015 kapsamında ağırlanacak olan akademisyen Prof. Dr. Giorgio Metta, iCup’ı anlatacak. Prof. Dr. Giorgio Metta, Cenova’daki Instituto Italiano di Tecnologia’da yer alan iCub Tesisinde Avrupa Komisyonu destekli RobotCub projesini yönetmektedir. Aynı zamanda Plymouth Üniversitesi’nde Cognitive Robotics üzerine eğitim vermektedir. İTÜRO 2015 seminer konuşmacıları arasında yer alacak olan Prof. Dr. Vasif Vagifoğlu Nabiyev , “Oyun Kuramı” üzerine çalışmalarını anlatacak. Prof. Dr. Vasif Vagifoğlu NABİYEV, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde akademik çalışmalarına devam etmektedir. Uluslararası “Mantıksal Yönetim (Logic Management)” ve “Yapay Zekâ “ derneklerinin üyesidir. Araştırma alanları Yapay Zekâ, Ayrık Sistemler ve NP algoritmalarıdır. 156 Autodesk’ten Dijital Tasarım Ödülü İTÜ Robot Olimpiyatları 2015’in altın sponsorlarından olan Autodesk, katılacakları yarışmadaki başarı kriterini sağlayan robotlarını Autodesk ürünleri ile 3 boyutlu olarak modelleyen yarışmacılardan dereceye girenleri “Dijital Tasarım Ödülü” ile ödüllendirecek. İTÜRO 2015 robot kayıtları Mart ayında açılıyor! Birbirinden renkli kategorilerde yarışacak robotları harika ödüller bekliyor! Yarışmacı adayları robot kayıtlarını mart ayında yapabilecekler. İTÜRO hakkında daha fazlası için resmi internet sitesi www.ituro.itu.edu.tr ziyaret edebilirsiniz. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler WILO’NUN YENİ NESİL DALGIÇ MİKSER TEKNOLOJİSİ MALİYETLERİ EN AZA İNDİRİR ■ Yüksek Teknoloji Wilo Ürünleri ile Yatırımlarınıza Değer Katın Pompa sektöründeki standart yaklaşımların ötesine geçen Wilo, her bir projeyi dikkatle inceleyip dizayna ve talebe göre mikser seçimi yapıyor. Her çalışmasında mutlaka proje bilgilerini kullanan Wilo, “Wilo Mixer Select” programı yardımı ile müşterilerinin ihtiyaçlarına en uygun mikser seçimini gerçekleştiriyor. Wilo, işletme ve bakım maliyetlerini en aza indirmek ve yatırımlara değer katmak için dalgıç mikser teknolojisini tavsiye ediyor. Günümüzde atıksu arıtma tesislerinin yatırım planlamasında, düşük ilk yatırım maliyetleri dışında işletme ve bakım maliyetleri büyük rol oynamaktadır. Yapılan hesaplamalarda bir arıtma tesisinde en büyük gider kalemlerinin ilk yatırımdan ziyade işletme ve bakım maliyetlerinin oluşturduğu saptanmıştır. İşletme ve bakım maliyetlerinin %85’ini ise ekipmanların enerji tüketimi oluşturmaktadır. Genelde havuz büyüdükçe daha büyük güçte motor seçilmesine yönelik bir eğilim olsa da, enerji verimliliğinin öneminin arttığı günümüzde Wilo daha akılcı bir yol izlemektedir. Mikserlerin kullanılacağı havuza göre, daha az motor gücüyle optimum itki kuvveti sağlamak ve enerji tasarrufu elde etmek Wilo’nun öncelikleri arasındadır. Aktif çamur sistemlerinde, havalandırma veya anaerobik sirkülasyon havuzlarında ön görülen mikserlerin seçiminde dikkat edilmesi gereken, mikser kanat çapı ve motor gücünden ziyade havuz geometrisi, ortam şartları ve prosesin devamlılığını sağlayacak olan optimum güçteki mikserin seçilebilmesidir. Bu nedenle Wilo, piyasadaki standart yaklaşımdan öte, her bir projeyi dikkatle inceleyip dizayna ve talebe göre mikser seçimi yapar. Wilo, seçim aşamasında mutlaka proje bilgilerini kullanır ve Wilo Mixer Select programı yardımı ile müşterilerinin ihtiyaçlarına en uygun mikser seçimini gerçekleştirir. Wilo mikserlerinde bulunan kendine özgü gezegen dişli teknolojisi ve modüler dizayn sayesinde müşteriler, hem yüksek enerji verimliliğine sahip, hem de uzun ömürlü ürünlere kolayca ulaşabilir. Gezegen dişlilere sahip motor dizaynı, mikserlerin pervanelerinin devir/dakika hızını düşürüyor, motor torkunu artırıyor ve bu sayede yüksek verimli mikserlere sahip olunuyor. Bu özellik aynı zamanda daha büyük pervane çapları ile çalışabilmeye olanak vererek yüksek itki güçlerine ulaşılmasını sağlıyor. Prosesin gerektirdiği mikser konfigürasyonunu, geniş ürün yelpazesi ve uygulanan modüler dizayn sayesinde kolayca oluşturabiliyor. Wilo, gerektiğinde mikseri farklı motorlar, dişli kutusu ve kanatlar ile yeniden dizayn edip müşterisine çözümler sunabiliyor. Bu şekilde güç girişi, sıvı transferi, akışkan hızı ve oksijen giriş çıkışlarına göre dizayn ve seçimlerin yapıldığı proseslerin daha düzgün işletilebilmesine ve daha verimli olmalarına katkı sağlanıyor. Yenilikçi, kendi kendini temizleyebilen pervane dizaynı, pervane çapına göre mümkün olan en yüksek itki değerlerine ulaşmayı sağlamaktadır. Wilo ürünleri, mikserlerin atıksu içerisindeki çalışma ve performans testleri ile ilgili standart olan ISO 21630’a göre dizayn ediliyor, hem prosese uygun, hem de en iyi itki gücü/performans oranlarına ulaşabiliyor. Wilo, üç bıçaklı pervane dizaynı sayesinde, müşterilerine, asimetrik akış koşullarına, aktif çamur havuzlarında havalandırma sonucu ortaya çıkan hava duvarlarının oluşturduğu ters itki kuvvetine karşı daha dirençli ve zorlu operasyon şartlarına uygun mikserler sunabiliyor. Pompa ve pompa sistemlerinin lider markası Wilo, müşterilerine enerji verimliliği yüksek ve uzun ömürlü, yeni nesil mikserler sunarak işletme ve bakım maliyetlerini en aza indiriyor, yatırımlara değer katıyor. ENDÜSTRİ OTOMASYON 157 Haberler MITSUBISHI ELECRTIC TÜRKİYE, WIN 2015’TE, e-F@ctory’Yİ TANITTI! ■ Uluslararası bir buluşma noktası olan WIN Eurasia Metalworking 2015 Fuarı, 12 - 15 Şubat tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Bu sene 20.’si gerçekleşen WIN Metalworking fuarının 2. günü olan 13 Şubat’ta düzenlenen Robot Zirvesi’nde Mitsubishi Electric İş Geliştirme Müdürü Tolga Bizel de paneldeki yerini alarak, sunumunu gerçekleştirdi. Her geçen gün Türkiye’deki etkinliklerini arttıran ve bu artışın paralelinde, Türkiye’deki makine faaliyet alanını da genişleten dünya devi Mitsubishi Electric, WIN Metalworking Fuarı’nda, fabrika otomasyonu ve CNC ürünlerini, fuardaki makine firmalarının stantlarında ziyaretçilere çalışır durumda sundu. Fuarda Mitsubishi Electric CNC ürünlerinin kullanıldığı çok sayıda takım tezgâhı, birçok farklı stantta boy gösterdi. Böylece son kullanıcı geniş bir ürün ailesine bağlı olan bu ürünleri doğal ortamlarında, çalışır durumda görme fırsatı yakalamış oldu. Mitsubishi Electric, fabrika otomasyonu alanında kontrolörler, sürücüler, görüntüleme üniteleri, güç dağıtım ürünleri, güç izleme ürünleri ve işleme makineleri gibi birçok üründe işinin uzmanı durumunda. Mitsubishi Electric’in bir diğer uzmanlık alanı ise, endüstriyel robotlar. Teknoloji düzeyi olarak içinde bulunduğumuz Endüstri 4.0 Dönemi’nde makineler arası iletişimin rolü çok büyük. Bunun en önemli yapı taşlarından birisi de endüstriyel robotlar. Robot Zirvesi’ndeki konuşmasına iQ Platform ve e-F@ctory sunumuyla başlayan Bizel, bu 158 simülasyon süreçleriyle ilgili bilgiler verdi. Bizel, “Yeni nesil, bütün fabrika hattını sanal olarak gezebilecek. Geriye dönerek, her bir parçanın çalışıp çalışmadığını kontrol edebilecek ve geriye doğru mühendislik yapabilecek. Onlar artık kendi dünyalarında sanal üretim yapılabilecek ve tüm bunlar ortak bir platformda gerçekleştirilecek. Üretim makinesini simüle edip, çalışmasını ve kaynak kullanımını sanal ortamda test edebilecekler. Herhangi bir yerdeki elektronik cihaz değiştiğinde, ona bağlı sistem ve sisteme bağlı yazılımlar da değişecek. ENDÜSTRİ OTOMASYON Haberler Tüm bu taleplere hazır olmamız gerekiyor. Biz Endüstri 4.0’a e-F@ctory diyoruz, onu destekleyen platformumuza da iQ Platform diyoruz. iQ Platform ile e-F@ctory’ye hazırız” diye konuştu. Tolga Bizel, sunumunun ikinci kısmında ise daha çok Mitsubishi Electric’in endüstriyel robotları, robot modelleri ve robotların kullanım alanlarıyla ilgili bilgiler vererek konuşmasına şu şekilde devam etti, “Mitsubishi Electric, robotlarının ana parçalarının çoğunu kendisi üretmekte. Bütün robotlar, teslimattan önce detaylı test aşamasından geçmekte ve Mitsubishi Electric’in kendi hatlarında çalışan robotları sayesinde, sürekli olarak güncel kalmakta. Bu güncellemeler, yine Mitsubishi Electric hatlarında test edildikten sonra pazara sunulmakta. Aslında Mitsubishi Electric, kendisinin de müşterisidir”. ra ile konveyör takipli ürün kutulama, sensör ile konveyör takipli/takipsiz ürün kutulama, diğer kullanım alanı ise, makine ekipmanı olarak kullanım; tezgâhlara parça besleme, tezgâhlarda takım değişimi, paketleme makinelerinde kutulayıcı, düzeltici vb. kullanım. Bir diğer robot kullanım alanı da robotlu kalite kontrol amacı; hızlı kalite kontrolü, mekanik aksam gereksinimin azaltılması, kolay adaptasyon, birden fazla ürün için aynı ürün hattı kullanımı, Cognex işbirliği ile robot programı içinden kamera kontrolü, kamera programı değiştirme, kameraya veri gönderip, kameradan veri alabilme işlevleri için Mitsubishi Electric robotları kullanılabilir ve yüksek performans elde edilebilir. Mitsubishi Electric’in endüstriyel robot olarak iki temel modeli olduğundan bahseden Bizel, bunların SCARA ve 6 eksenli F robotu olduğunu anlattı. Ayrıca SCARA robotunun RH-3FH ve RH-6FH olarak iki türü bulunduğundan bahsetti. Genel malzeme çevrimi, hassas montaj, yarı-otomatik üretim hatlarında, yiyecek ve içecek, kozmetik, otomatik üretim hatları gibi kullanım alanlarına göre bu iki türden birinin veya ikisinin de tercih edilebileceğini belirtti. Scara Bizel, Mitsubishi Electric endüstriyel robotlarının kullanım alanlarının, hat içi ve sonu kullanım, makine ekipmanı olarak kullanım, robotlu kalite kontrol amaçlı kullanım olduğundan bahsetti ve detaylarını anlattı: Hat içi ve sonu kullanım; montaj, boya, makine besleme, parça işleme, kalite kontrol, ürün sıralama, paletleme, konveyör takibi, ürün takibi, elektronik ürün montajı, kame- ENDÜSTRİ OTOMASYON 6 Eksenli F Serisi 159 Haberler VIKO’DAN PACIFIC SERİSİ; TERAS VE BAHÇELER ŞİMDİ DAHA GÜVENLİ… ■ Güneş parlak ve sıcak yüzünü göstermeye başladı. Şimdi bahçelerde ve teraslarda hayatın ve mevsimin tadını çıkarma zamanı… Ancak evinizin dışında priz, elektrik düğmesi vb. bulunuyorsa güvenliği de elden bırakmayın. Çünkü özellikle bahar aylarında ansızın bastıran yağmurlar, ister bahçenizde çimleri biçiyor ister keyif çayı içiyor olun hayatınızı tehlikeye atabilir. Elektrik düğmesi ve priz sektöründe üstün kaliteye sahip yenilikçi ürünleriyle tanınan VİKO, ıslak ve nemli alanlar için ürettiği Pacific serisi ile önce güvenliğinizi düşünüyor. Eğer bahçenizde, balkonunuzda, terasınızda ve ıslanma olasılığı bulunan alanlarda kullandığınız priziniz ya da elektrik düğmeleriniz, güvenliğiniz için yeterli değilse VİKO’nun güvenli olduğu kadar dekoratif görünümü ile de dikkat çeken Pacific serisi ile değiştimeniz gerekiyor. Pacific serisi, kullanım ve montaj açısından da birçok avantaja sahip. Pacific serisi ürünleri farklı kılan bir diğer özellik ise patentli özel asimetrik conta sistemi. Asimetrik conta sistemi ile duvara en yakın noktadan kablo montajı yapılabiliyor. Özel tasarımı ise 3 farklı çapta kablo girişi seçeneği yaratıyor. Güvenliğiniz her şeyden daha önemli… İşte bu yüzden VİKO’nun sıva üstü Pacific serisi, hem şık hem kaliteli hem de güvenli… Tasarımı ile kullanılan alanlara dekoratif bir estetik katan Pacific priz ve elektrik düğmeleri, IP54 özelliği ve özel topraklama sistemi ile sıçrayan suya olduğu gibi toza karşı da koruma sağlıyor. Bu sayede havuz kenarlarında, teras ya da bahçelerde güvenle kullanılabiliyor. Üstelik modüler tasarımı sayesinde sadece üst kapağını değiştirerek zevkinize ya da kullandığınız alana uygun kombinasyonlar yapmanız mümkün hale geliyor. Yaratacağınız kombinasyonlar isteğinize göre yatay ya da dikey de olabiliyor. Dilerseniz tüm ürünler tek bir ürünmüş gibi kompakt şekilde bir araya da gelebiliyor. ENDÜSTRİ OTOMASYON 161 Haberler Geleceğin üretim sistemleri WIN AutomatIon’da sunulacak WIN Eurasia Automation fuarı sektör profesyonellerini 19-22 Mart tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde buluşturuyor. Otomasyon, ElektrikElektronik, Hidrolik Pnömatik ve İstifleme-Depolama konularını kapsayacak fuar, sektörün ticari hacmini artırmakta büyük rol oynayacak Hannover Messe Bileşim A.Ş. tarafından organize edilen Avrasya’nın lider inovasyon platformu WIN Eurasia Automation, Otomasyon (Endüstriyel Otomasyon), Electrotech (Enerji, Elektrik ve Elektronik), Hydraulic & Pneumatic (Akışkan Gücü Teknolojileri) ve Materials Handling (Taşıma, Depolama, İstifleme ve Lojistik) fuarları kapsamında en son teknolojileri bir araya getiriyor. ABD, Almanya, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Çin, Danimarka, Finlandiya, Güney Kore, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, Japonya, İngiltere, İran, İtalya, Macaristan, Portekiz, Romanya, Tayvan ve Türkiye olmak üzere 21 ülkeden 1581 firma ürünlerini WIN Eurasia Automation’da sergiliyor. Hannover Messe Bileşim Genel Müdürü Alexander Kühnel; Türkiye’nin 2023 yılı 500 milyar dolarlık ihracat hedefi içinde makine imalat sektörünün 100 milyar dolara ulaşması için bu fuarların çok büyük önem taşıdığını vurguladı. Kühnel şöyle konuştu: “Özellikle makine sektöründe araştırma geliştirme, inovasyon gibi konular şirketler için altın değerindedir. Günümüzün hızla gelişen sanayilerin hedefi verimliliği artırmak ve masrafları minimuma düşürmek. Bu bağlamda WIN Eurasia Automation fuarı sunduğu ürün ve uygulamalarla sektöre yol gösterecek bir fuar. Lider firmaları tek çatı altında bulmak ve işlerine katma değer sağlayacak çözümleri keşfetmek isteyen sektör profesyonellerine mükemmel bir olanak sunuyor.” 4 FUAR TEK ÇATI ALTINDA Birbiriyle yakından ilişkili 4 fuar, WIN Eurasia Automation çatısı altında, geleceğin üretim sistemlerini bir araya getiriyor. 2023 yılına kadar enerji yoğunluğunun en az %20 düşürülmesinin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payının %30’a çıkarılmasının hedeflendiği Türkiye’de, Otomasyon Eurasia fuarı, fabrika, işlem ve endüstriyel bina otomasyonuna odaklanıyor. Katılımcılar, fabrikalar için enerji verimliliği ve üretkenlik sağlayacak inovasyon, komponent ve robotik uygulamalarını fuar boyunca ziyaretçilerle paylaşıyor. Electrotech Eurasia fuarı ise elektrik enerjisi üretim sistemleri, tedariki ve dağıtımı konularına odaklanarak, Türkiye’nin modern enerji sanayilerine yönelik yaptığı yatırımlara paralel firma ve ürünleri bir araya getiriyor. Türkiye’nin 2023 yılına kadar elektrik üretim kapasitesini yaklaşık 40.000 MW’tan 100.000 MW’a yükseltmeyi planladığı göz önünde tutulduğunda, 162 farklı şirket, teknoloji ve deneyimleri bir araya getiren ve karar alıcılarla buluşturan bu platform büyük önem kazanıyor. Türkiye’de makine üretim endüstrisi gelişimini sürdürürken, Hidrolik ve Pnömatik Endüstrisi de bu gelişime eşlik ediyor.Günümüzde dişçilikten otomotive, ağır iş makinalarından yarı iletken üretimine vb. her sektörde yer alan hidrolik pnömatik sistemleri, sundukları avantajlar ve her geçen gün genişleyen ürün yelpazeleriyle, mühendislerin vazgeçilmez enstrümanları olarak endüstride yer alıyor. Hydraulic& Pneumatic Eurasia fuarı bu alanda öne çıkan yenilikleri sektör profesyonellerine sunmaya hazırlanıyor. Günümüzde endüstriyel topluluğun artan ihtiyaçları taşıma, istifleme ve depolama konularındaki çözüm ihtiyacını da arttırıyor. Materials Handling Eurasia katılımcıları bu ihtiyaçlara göre genişleyen ürün yelpazeleri ile forklift grubu gibi çeşitli ürünlerini fuar boyunca sergiliyor.11 salonda toplam 28.849 net metrekarede düzenlenen WIN Eurasia Automation, tüm Avrasya için sektörlerinin en önemli buluşması olarak öne çıkıyor. Fuar boyunca, Kuzey Afrika’dan (Fas, Tunus, Cezayir), Yakın ve Orta Asya’dan (Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan) ve son derece dinamik ekonomik eğilimleri olan Körfez ülkelerinden her sene birçok ziyaretçi ağırlanıyor. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu sene de Ekonomi Bakanlığı “Satın Almacı Programı” desteği kapsamında çeşitli ülkelerden satın almacılar iş bağlantıları kurmak için WIN Eurasia Automation’da olacak. PUMP PLAZA iLK DEFA WIN EURASIA 2015‘TE Pompalar, pompa sistemleri ve bileşenleri alanında yetkinlik merkezi olan PUMP Plaza WIN Eurasia etkinliğinde bu yıl ilk defa boy gösteriyor ve pompa, pompa sistemleri üreticileri ve kullanıcılarını iş dostu bir atmosferde bir araya getiriyor. Sektörün önde gelen firmaları Nash Division, ProMinent, Geo Group ve Hlp group’un kaıtlımıyla 2. salonda konumlanan PUMP Plaza’nın çevresinde motor, ölçüm teknolojileri, vanalar ve otomasyon üretimi konularında faaliyet gösteren firmalar yer alıyor. Böylece, fuar kapsamında ziyaretçilerin pompa sistemlerinin tüm bileşenleri hakkında en yeni gelişmeleri bulabildiği bir ortam yaratılıyor. ENDÜSTRİYEL ETKİNLİK ZİRVESİ SEKTÖRE IŞIK TUTACAK Fuar kapsamında her yıl düzenlenen Endüstriyel Etkinlikler Zirvesi bu yıl da sektörün sorun ve fırsatlarını çok sayıda konferans, panel, kurumsal etkinlik ve çözüm gösterisiyle ele alıyor. Zirve; bilgi paylaşım ve aktarımında da büyük rol oynuyor. Inovatif paylaşımlar, yeni iş ortakları arayan firmalar ve yeni işbirliklerine imza atmak isteyenler için etkili bir platform oluşturacak. ENDÜSTRİ OTOMASYON Yayın Dünyası Güç Elektroniği Çeviriciler, Uygulamalar ve Tasarım Yazarların›n Ad›: Ned Mohan, Tore M.Undeland, William P. Robbins Türkiye’de güç elektroniği sanayii hızlı bir ilerleme göstermiş; kesintisiz güç kaynağı, motor kontrolu, endüksiyonla ısıtma, elektrikli ev aletleri, otomotiv ve tekstil gibi geniş bir alanda tasarım ve üretim yapan firmalar ortaya çıkmıştır. Bunun yanında yurtdışından gelen sistemlerin çoğunda güç elektroniği teknolojisi kullanılmaktadır. Elektrik-Elektronik Mühendisliği mezunlarının belirli bir kısmı bu sektörlerde istihdam edilmektedir. Güç elektroniği konusu, başta İ.T.Ü. olmak üzere Türkiye’deki birçok üniversitede çeşitli isimdeki derslerle öğretilmektedir. Bu derslerin bir kısmı Türkçe olarak verilmektedir. Hangi dilde verilirse verilsin bir Türkçe kitabın gerek eğitim öğretimde gerekse uygulamalı mühendislikte çok önemli olduğu yadsınamaz bir gerçektir. ISBN: 978-975-8431-99-1 B. Y›l›: 2003 Sayfa Say›s›: 896 Fiyat›: 45,00 TL 164 ENDÜSTRİ OTOMASYON Yayın Dünyası Otomatik Kontrol Sistemleri Yazarların›n Ad›: Benjamin Kuo Genç mühendislerin elinden düşmeyen bu kitabın temel özelliği, geleneksel konuları basit bir dille ele alması, anlatımını uygulamaya yönelik örneklerle desteklemesi ve her baskıda yeni konuları bünyesine alarak sürekli güncel kalabilmesidir. Yaklaşık 50 yıldır kendisini otomatik kontrol sistemlerinin uygulamalarına adamış, tecrübeli bir araştırmacı ve mühendis Benjamin C. Kuo tarafından kaleme alınmıştır. Yazarın en önemli özelliği bilimsel çalışmaları yanında, yıllardır sürdürdüğü eğitim hizmetinde otomatik kontrole çok sayıda kitap kazandırmış olmasıdır. İlk baskısı 1962’de yapılmış olan bu kitap, 60’lı yıllarda mühendislik eğitimine başlayan ve bugüne kadar aynı yolu izleyen pek çok öğrenciye otomatik kontrolü sevdirmiş, öğretmiş ve çalışma alanı olarak geniş bir öğrenci kitlesinin otomasyona yönelmesine neden olmuştur. ISBN: 9789757860945 B. Y›l›: 2013 Sayfa Say›s›: 944 Fiyat›: 50,00 TL ENDÜSTRİ OTOMASYON 165 reklam indeks i Firma Adı No No ■ İFM 33 ■ ABB 3-8-39-45-131 ■ ABB ARKA İÇ KAPAK ■ JUMO 92 ■ AKBİL 88 ■ KUKA 85 ■ AUTOMECHANICA 38 ■ KROHNE 57 ■ BETA 84 ■ LÖSEV 32 ■ BETA ÖN KAPA KATLAMA ■ MITSUBISHI ELECTRIC TURKEY 37-71-127 ■ BR ENDÜSTRİ OTOMASYON 5 ■ NATIONAL INSTRUMENTS ÖN İÇ KAPAK ■ BECKHOFF 1 ■ MEDEL ■ BONFIGLIOLI ■ CPLA TURKEY ■ DİYAFON ■ EKSEN AJANS ■ EMKO ■ ENOSAD ■ ENDRESS+HAUSER ■ ENTEK 4-10-18 ■ NEUGART 17 ■ NETES 67 ■ OMRON 11 ■ PILZ 77 ■ PHOENIX CONTACT 73 ■ ROBOSAN 53 133 ■ REMISHAW 63 19 ■ SMS-TORK 12 ■ SCHNEIDER 81 103 27 102 72-110 119 20 ■ EMİKON ELEKTRONİK 61-83 ■ EMİKON OTOMASYON 25 ■ ELİMKO 166 Firma Adı 117 ■ ESİT 9 ■ GMT ■ HALICI ELEKTRONİK ■ SIEMENS ■ SCHUNK 49-95 ARKA KAPAK ■ TÜRKMEN ASANSÖR 80 111 ■ WORLDCHEM 26 123 ■ WIN 2015 62 ■ YAĞMUR FUARCILIK 44 ■ HES KABLO 89 ■ İTÜRO 66 ENDÜSTRİ OTOMASYON