Anadolu Doğa Bilimleri Dergisi 2(1):
Transkript
Anadolu Doğa Bilimleri Dergisi 2(1):
Anadolu Doğa Bilimleri Dergisi 6 (Özel Sayı 2): 211-219, 2015 (Journal of Anatolian Natural Sciences) Araştırma Makalesi Kentleşme ve Yeşil Alan Değişiminde İstanbul Boğaz Köprülerinin Rolü Esra TEKELİ1*, Dinemis KUŞULUOĞLU1, Melike ERSOY1 1. İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü, 34437, Taksim, İstanbul, Türkiye. *tekelies@itu.edu.tr Özet : İstanbul, Türkiye’nin endüstri merkezi olmasından dolayı nüfus artışı ve yapılaşmadan en çok etkilenen kentidir. Bu durum, kentin doğal ve kültürel varlıklarının, plansız kentleşmenin olumsuz etkileriyle birlikte zamanla azalmasına neden olmuştur. Boğaziçi, doğal ve kültürel peyzaj özellikleriyle İstanbul’un en önemli kimliği olarak kabul edilmektedir. İki kıtayı birbirine karayolu ile bağlama fikrinden doğarak yapılan Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri ile Boğaziçi’nin bu özellikleri azalmıştır. Çalışma kapsamında, Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde yer alan yeşil alanların değişimini ortaya koymak için İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) resmi internet sitesinde yer alan 1966, 1982 ve Yandex’ten alınan 2015 yıllarına ait hava fotoğrafları ile CBS ortamında haritalar üretilmiştir ve daha sonra bu haritalardan yeşil alan hesaplaması yapılarak zamansal ve mekansal değişim ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen veriler, alansal büyüklük olarak Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’ndeki yeşil alan değişimini göstermekte olup, Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapımının tamamlanmasının ardından öngörülen değişime ön bilgi niteliği taşımaktadır. Anahtar Kelimeler: Boğaziçi, İstanbul, Boğaziçi Köprüsü, FSM Köprüsü, yeşil alan, CBS. The Role of Bosphorus Bridges in Urbanization and Green Area Change Abstract : İstanbul, as the industrial center of Turkey, has affected from population growth and unplanned urbanization, which led to the reduction of natural and cultural assets with time. Bogazici is the most important identity of Istanbul with its natural and cultural landscape values. However, these values began to disappear in time after the construction of Bogazici and Fatih Sultan Mehmet Bridges to link the two continents with highways. This study aims to discuss the spatial and temporal changes in Front View Protected Zone of Bosphorus, by examining the aerial photographs of 1966 and 1982 from Istanbul Metropolitan Municipality (IMM) official website and 2015 aerial photo from Yandex map service. Aerial photographs are rectified according to the digital base maps and calculated the green area changes. The result of the study indicates the areal size of green spaces change and represent a projection knowledge after Yavuz Sultam Selim Bridge. Keywords: Bogazici, Istanbul, Bogazici Bridge, FSM Bridge, green area, GIS. Giriş Endüstri Devrimi, var olan kentsel düzeni değiştirmiş, kırsaldan kentlere ciddi bir göç akışı başlatmıştır. Yirminci yüzyılın ikinci yarısı, İstanbul’da endüstrinin kendini baskın şekilde gösterdiği zaman dilimi olmuştur. Tüm sanayinin İstanbul merkezli olarak gelişmesi hızla artan bir nüfusa ve takibinde aşırı yapılaşmaya neden olmuş, İstanbul doğal ve kültürel varlıklarını yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştır. Küresel ölçekte sosyo-kültürel ve ekonomik açıdan stratejik konuma sahip olan İstanbul, aynı zamanda kıtalararası ve bölgelerarası ulaşımın bağlantı noktası olarak kabul edilmektedir. 1950’li yıllardan itibaren (ki bu dönem İkinci Dünya Savaşı sonrası sanayileşme ve kentleşme dönemi olarak adlandırılmaktadır) sanayileşmenin başlamasıyla metropolitenleşme sürecine giren İstanbul, yapısal değişimlere sahne olmaya başlamış, ekonomik ve ticari gücüyle kırsal kesim üstünde büyük bir çekim gücü yaratarak kontrolsüz bir göçe sebep olmuştur (Korgavuş ve Ersoy, 2015). 1950 yılında 983.041 nüfusa sahip olan İstanbul 5 yıl sonra 1.268.771, 10 yıl sonra 1.466.535, 20 yıl sonra ise 3.019.032 nüfusa sahip bir kent halini almıştır. Sanayileşme ve kentleşme dönemlerinin etkilerini hızlı gelişme dönemi de desteklemiş ve nüfus artmaya devam ederek 1970 yılında 3.019.032, 1990’da 7.309.190 ve 2010 yılında 13.255.685 kişiye ulaşmıştır (Tablo 1). Gerçekleşen bu hızlı nüfus artışı, İstanbul’un kuzeyinde yer alan doğal orman alanlarının kentsel gelişim baskılarından korunamamasına neden olmuş ve kentin kontrolsüz gelişiminin ve yayılımının önüne geçememiştir (Şekil 1). 211 Anadolu Doğa Bilimleri Dergisi 6 (Özel Sayı 2): 211-219, 2015 (Journal of Anatolian Natural Sciences) Tablo 1. İstanbul kenti nüfus bilgileri (Url-1’den uyarlanmıştır). Yıl İstanbul’un Nüfusu 1950 983.041 1955 1.268.771 1960 1.466.535 1970 3.019.032 1990 7.309.190 2010 13.255.685 Şekil 1. İstanbul kentsel yayılımın yıllara göre değişimi (Url-2’den uyarlanmıştır). Boğaz’a yapılan köprüler kentin öngörülen doğu-batı doğrultusundaki genişlemesini ve yayılmasını kuzeye kaydırmıştır. Bu durum hem şehrin yayılmasına hem de merkez bölgelerinin erişilebilirliklerinden dolayı giderek yoğunlaşmasına sebep olmuştur. İstanbul’un kuzeyinde yer alan ormanlar kentleşme ve yeni yerleşim bölgeleri oluşturmak adına tahrip edilmiş ve edilmeye de devam etmektedir. Bu nedenle İstanbul’un hızlı kentleşmeyle başlayan kontrolsüz biçimde yayılmasının yeniden ele alınması ve bu yayılmayı destekleyecek gelişmelerin sınırlandırılması gerekmektedir. İstanbul kentsel yayılımının, yapılması planlanan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile tamamen kuzeye kayacağı ve bu durum yasalarla sınırlandırılmadığı takdirde sadece kent içerisindeki yeşil alanların değil, kent çeperinde yer alan yeşil alanların da kaybolacağı öngörülmektedir (Şekil 2). 212 Anadolu Doğa Bilimleri Dergisi 6 (Özel Sayı 2): 211-219, 2015 (Journal of Anatolian Natural Sciences) 2012 2020 2016 2023 Şekil 2. İstanbul’un spekülatif kentsel büyüme ve yeşil alan durumu haritası (Url-3). İstanbul, Avrupa ve Asya kıtalarını birbirine bağlayan jeopolitik açıdan önemli bir konuma ve Boğaziçi gibi eşi benzeri bulunmayan doğal ve kültürel varlıklara sahiptir. Artan nüfus ile birlikte ortaya çıkan kent içi erişilebilirlik problemlerini ortadan kaldırmak ve iki kıta arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak için, önce 1973 yılında Boğaziçi Köprüsü, ardından 1988 yılında Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ulaşıma açılmıştır. Günümüzde İstanbul’un kuzey ormanlarının ve su havzalarının bulunduğu kentin kuzey bölümüne yapımı devam eden Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün 2015 yılında tamamlanması hedeflenmektedir. Ancak artan nüfus ve yapılaşmış alanlara getirilen her ulaşım önerisi, beraberinde doğal alanların kaybolmasına ve kentin yayılmasına neden olmaktadır (Güler ve Yıldızcı, 2009). İstanbul’un durumuna bakıldığında, tasarlanmış konut alanlarına sığmayan bir nüfus artışı ve tarım alanlarını tehdit eden bir kentsel yayılma görülmektedir (Kuşuluoğlu ve Aytaç, 2014). 2050 yılında dünya nüfusunun %70’inin kentlerde yaşayacağının öngörülmesi (UN, 2007), İstanbul’un daha da büyük tehditlerle karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Bu durumda var olan köprüler, nüfus artışı ve yapılaşma kontrol altına alınmadığı takdirde yetersiz kalacak, başka köprülerin önerilmesi ve yapılmasıyla kalan yeşil alanlar da kaybolacaktır. Pamay’a göre, Boğaziçi sahip olduğu doğal ve kültürel peyzaj ögeleri ile Boğaziçi’nin her iki yakasında yer alan yamaç ve sırtlardaki bitki örtüsünün oluşturduğu dengeli silüetler sayesinde kendine has kimliğini oluşturmaktadır (Türer Başkaya, 2011). Boğaziçi, konumu itibariyle genel olarak Asya ve Avrupa’yı bağlayan bir köprü olarak nitelendirilse de mikroklima açısından ise Akdeniz ve Karadeniz iklimleri arasında bir geçiş alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum alanın zengin bitki örtüsüne sahip olmasında en önemli etkendir. Akdeniz Servisi (Cupressus sempervirens), Erguvan (Cercis siliquastrum) ve Fıstık Çamı (Pinus pinea) ise Boğaziçi peyzajında ön plana çıkan sembolik bitkisel elemanlardır (Tekeli ve Türer Başkaya, 2015). Boğaziçi, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 14.12.1974 tarih, 8172 sayılı kararı ile doğal sit alanı olarak koruma altına alınmıştır (İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2015) ve İstanbul kentinin en önemli kimliğidir; ancak tüm bu tehditler altında yıllar içinde yeşil alanlarını kaybetmiş, daha da kaybetmeye devam etmektedir. Bu çalışma kapsamında, 1983 yılında yürürlüğe giren Boğaziçi Kanunu’nda belirtilen Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde bulunan yeşil alan varlığındaki birinci ve ikinci köprüler sonrası değişim irdelenerek üçüncü köprünün olası etkileri tartışılacaktır. 213 Anadolu Doğa Bilimleri Dergisi 6 (Özel Sayı 2): 211-219, 2015 (Journal of Anatolian Natural Sciences) Materyal ve Yöntem Bu çalışma kapsamında, Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’ndeki yeşil alanların değişimini ortaya koymak için öncelikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) resmi internet sitesinde yer alan 1966, 1982 ve Yandex’ten alınan 2015 yıllarına ait hava fotoğraflarından yararlanılmıştır. 1966 yılına ait hava fotoğrafı, Boğaziçi Köprüsü yapımı öncesi yeşil alan durumunu, 1982 yılına ait hava fotoğrafı ise Boğaziçi Köprüsü sonrası ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yapımı öncesi yeşil alan varlığını göstermesi açısından seçilmiştir. Çalışma üç aşamada gerçekleştirilmiştir: (1) İlk aşamada İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) resmi internet sitesinden alınan 1966, 1982 ve Yandex’ten alınan 2015 yıllarına ait hava fotoğraflarının haritalanması ve yeşil alan değişiminin tespit edilmesi için Coğrafi Bilgi Sistemleri teknolojisi ve ArcGIS 10.1 programı kullanılmıştır; (2) ikinci aşamada 1966, 1982 ve 2015 yıllarına ait üretilen haritalardan yeşil alan hesaplaması yapılarak zamansal ve mekansal değişim ortaya konmuştur; (3) üçüncü aşamada ise önceki aşamalarda elde edilen haritalar ve hesaplamalar doğrultusunda değerlendirilmeler yapılmıştır (Şekil 3 a-f). Çalışma süresince koordinat sistemi olarak UTM3_İSTANBUL kullanılmıştır. Çalışma sonucu elde edilen bulgular, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün yapımı sonrasında öngörülen yeşil alan miktarındaki değişim için ön bilgi niteliği taşımaktadır. Şekil 3 a-b-c. 1966, 1982 ve 2015 yılları Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’ne ait hava fotoğrafları. 214 Anadolu Doğa Bilimleri Dergisi 6 (Özel Sayı 2): 211-219, 2015 (Journal of Anatolian Natural Sciences) Şekil 3 d-e-f. 1966, 1982 ve2015 yıllarına ait Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’ndeki yeşil alanlar. Bulgular Çalışma doğrultusunda CBS ortamında üretilen haritalar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) resmi internet sitesinde yer alan 1966 yılı, 1982 yılı ve Yandex’ten alınan 2015 yılına ait hava fotoğraflarından elde edilmiştir. 1966 yılı, Boğaziçi Köprüsü’nün inşası öncesi, 1982 yılı Boğaziçi Köprüsü’nün inşası sonrası ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü öncesi ve 2015 yılı da iki köprü sonrasında Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’ndeki kentsel yeşil alan dağılımını ve değişimini ele alması açısından irdelenmiştir. Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde bulunan kentsel yeşil alan miktarları yapılan çalışma sonucunda yaklaşık olarak yıllar bazında; 1966 yılında 357,9 ha iken, 1982 yılında 291,3 ha ve 2015 yılında 231,4 ha olarak hesaplanmıştır. Yıllar bazında kentsel yeşil alan miktarındaki bu değişim, Boğaz köprülerinin kent ulaşımına dahil olması ve bunun sonucunda hızlı ve düzensiz kentleşmeyi arttırmasından kaynaklanmıştır. Bu değişim Tablo 2‘de yüzde olarak ifade edilmiştir. Tablo 2. Yıllar içinde Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’ndeki kentsel yeşil alan değişimi. Yıllar Yeşil alan (ha) 1966 357,9 1982 291,3 %18.6 azalmıştır 231,4 %35.3 azalmıştır 2015 Alansal değişim (%) %100 * *Başlangıç değeri olarak %100 kabul edilmiştir. 215 Anadolu Doğa Bilimleri Dergisi 6 (Özel Sayı 2): 211-219, 2015 (Journal of Anatolian Natural Sciences) 1966-1982 Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’ndeki Kentsel Yeşil Alan Değişimi 1966 yılına ait haritada görüldüğü üzere Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde kentsel yeşil alan hakimiyeti dikkat çekmekte ve bütüncül bir şekilde devam etmektedir. Özellikle yerleşimin sınırlı olduğu kentin kuzeyinde yer alan ormanların henüz tahrip edilmediği göze çarparken, güney kısmında nüfus ve yapılaşma etkisiyle yeşil alanlarda fragmantasyonların olduğu tespit edilmiştir (Şekil 4a). Özellikle fabrikaların ve sanayi kuruluşlarının yer aldığı Beykoz ilçe sınırlarındaki illegal gecekondulaşma sonucunda yeşil alan kayıpları meydana gelmiştir. 1973 yılında Boğaziçi Köprüsü’nün tamamlanarak hizmete açılmasıyla kuşkusuz ulaşım arterleri çevresinde yapılaşmalar artmıştır. Bunun en önemli göstergelerinden biri, Merkezi İş Alanı (MİA)’nın Beyoğlu-Taksim hattından Mecidiyeköy’e taşınması olmuş ve bu alandaki yapılaşma faaliyetleri artmıştır. Tüm bunlara ek olarak; yüksek gelir düzeyine sahip kişilerin Boğaziçi sırtlarında inşa ettikleri yüksek katlı apartmanların etkisi de gözardı edilemez (Tekeli ve Türer Başkaya, 2015). 1982 yıllarının yeşil alan haritaları süperpoze edildiğinde Şekil 4.b’de görüldüğü üzere yeşil alanlar parça parça yok olmaya başlamıştır. Yaklaşık olarak bu azalma 66,6 ha’lık bir yeşil alan kaybına denk gelmektedir. Bu azalmanın en çok görüldüğü alanlar ise Boğaziçi Köprüsü’nün yakın çevresi ve Anadolu yakasının Beykoz ilçe sınırları içerisinde yer alan kıyı bandıdır. Şekil 4 a-b. 1966-1982 yılları arasında Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’ndeki kentsel yeşil alan değişimi. 1982-2015 Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’ndeki Kentsel Yeşil Alan Değişimi 1982 haritasında, Boğaziçi Köprüsü’nden sonra kentin güney tarafında yapılaşmanın artmasından kaynaklı olarak yeşil alan miktarının azaldığı ve parçalandığı göze çarpmaktadır (Şekil 5a). 2015 yılı haritası bir önceki harita ile üst üste çakıştırıldığında, Boğaziçi kıyılarında, özellikle Avrupa Yakası’nda kentleşmenin etkilerinin ön plana çıktığı ve Sarıyer ilçe sınırlarında büyük yeşil alan kaybına neden olduğu gözlenmektedir (Şekil 5b). Aysu 216 Anadolu Doğa Bilimleri Dergisi 6 (Özel Sayı 2): 211-219, 2015 (Journal of Anatolian Natural Sciences) (1989)’ya göre ise bu durum şu şekilde ifade edilmektedir: "1985’de Rumeli Yakası’nda Sarıyer Maden yerleşmesinin batısındaki ve kuzeyindeki tepeler ile yamaçlar; Büyükdere eski yerleşmesinin batısındaki ve kuzeyindeki tepeler ile yamaçlar, Tarabya Yokuşu’nun her iki yanı, İstinye Yokuşu’nun iki yanı, Anadolu Yakası’nda Çubuklu’dan başlayarak, Kanlıca yamaçları, Anadolu Hisarı, Kandilli, Vaniköy, Çengelköy, Beylerbeyi, yamaç ve tepeleri villa tipi yeni konut alanları yapılmaya başlanmıştır’. Ayrıca 1982 yılında çıkarılan Turizimi Teşvik Kanunu, 1983 yılında çıkarılan Boğaziçi Kanunu ve 1984 yılında çıkarılan Toplu Konut Kanunu ile sanayileşme ve kentleşmeye ayak uydurmak adına başta Boğaziçi olmak üzere İstanbul genelinde planlamaya dayalı düzenlemeler yapmak yerine proje odaklı yapılan düzenlemeler gündeme gelmiştir (Eryazıcıoğlu, 2012). Bu durum ise beraberinde birçok problem ile birlikte yeşil alanlara da olumsuz etkilerde bulunmuştur. 1982 yılında Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde yaklaşık 312,8 ha olarak hesaplanan yeşil alan miktarı, 2015 yılı haritasında yaklaşık 231,2 ha olarak hesaplanmış olup, bu miktar yaklaşık %16,7 bir kayıp olarak tespit edilmiştir (Tablo 2). 2015 yılı haritasında bir diğer önemli tespit, kamuoyu gündeminde 3. Köprü olarak nitelendirilen Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün henüz yapım aşamasında olmasına rağmen sebep olduğu yeşil alan kaybıdır. Bu alanlar, sahip olduğu orman dokusu ve su havzaları nedeniyle İstanbul kentinin en önemli ekosistem varlıklarından kabul edilmektedir. Dolayısıyla, bu alanlardaki en ufak tahribat dahi doğaya ve İstanbul kent ekosistemine zarar verecek olup, daha önceki köprüler göz önünde bulundurulduğunda önümüzdeki yirmi yıl projeksiyonunda yapılaşmayı artırarak mevcut durumdan daha fazla yeşil alan kaybına neden olacağı öngörülmektedir. Şekil 5 a-b. 1982-2015 yılları arasında Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’ndeki kentsel yeşil alan değişimi. 217 Anadolu Doğa Bilimleri Dergisi 6 (Özel Sayı 2): 211-219, 2015 (Journal of Anatolian Natural Sciences) Tartışma ve Sonuç Endüstri Devrimi, sanayi odaklı planlanmış tüm dünya kentleri gibi İstanbul’u da nüfus artışı ve kentsel büyüme açısından ciddi anlamda etkilemiş ve değiştirmiştir. Özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısında ülke genelinden aldığı göç, İstanbul’da kontrolsüz nüfus artışına neden olmuş, bu durum plansız ve çarpık kentleşme olarak kentin doğal ve kültürel değerlerine zarar vermiştir. Kentteki bu değişim, İstanbul’un kimliğinde önemli bir role sahip olan Boğaziçi bölgesinde alan kullanımında farklılaşma olarak gözlenmiştir. Tarihsel süreçte bu bölge mesire alanı, koru, park ve kültür varlığı olarak yalılar gibi kullanımlara sahipken, sanayileşme sonrası limanların ve fabrikaların yapılmasıyla zarar görmeye başlamıştır. 1974 yılında Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun kararıyla doğal sit olarak ilan edilen Boğaziçi, bu sayede günümüze kadar sahip olduğu yeşil alan varlığının ve kültürel değerlerinin devamlılığını sağlayabilmiştir. Bu süreçte, 1973 yılında Boğaziçi Köprüsü, ardından 1988 yılında Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün yapımının tamamlanması ve kullanıma açılmasıyla, Anadolu’dan Avrupa’ya ve Avrupa’dan Anadolu’ya taşıt trafiğinin bu köprüler üzerinden akması sağlanmıştır. Bu ana arterler etrafında inşa edilen iş merkezleri ve toplu konut alanları ile yapılaşma teşvik edilmiş, böylelikle de İstanbul kenti doğu-batı doğrultusuna ek olarak güneyden kuzeye doğru da yayılma göstermiştir. Şekil 6. 1966, 1982 ve 2015 yılları arasında Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’ndeki kentsel yeşil alan değişiminin üst üste çakıştırılarak elde edilen harita. Bu çalışmada, var olan iki boğaz köprüsü sonrası gözlenen kentleşme durumunun neden olduğu yeşil alan kaybının tespit edilerek, yapılmakta olan üçüncü köprü sonrası oluşacak muhtemel sonuçların ortaya konması amaçlanmıştır. Çalışma sonucunda, 1966 yılında Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde yaklaşık 357,9 ha olarak hesaplanırken, 1982 yılında bu rakam 291,3 ha ve 2015 yılında 231,4 ha olarak elde edilmiştir. Bu durum, 49 yılda yaklaşık %35,3 oranında yeşil alan kaybını ortaya koymuştur. Şekil 6’da görüldüğü üzere, ilk haritada en 218 Anadolu Doğa Bilimleri Dergisi 6 (Özel Sayı 2): 211-219, 2015 (Journal of Anatolian Natural Sciences) koyu renkle ifade edilen kentsel yeşil alanlar kesintisiz ve henüz parçalanmamış olarak devam ederken, Boğaziçi Köprüsü inşası sonrasını gösteren bir sonraki haritada ulaşım arterleri çevresinde yeşil alan kaybı göze çarpmaktadır. Her iki köprü sonrası durumu ve üçüncü köprünün yapım aşamasını gösteren en son haritada ise, yeşil alanlarda parçalanmaların daha fazla olduğu gözlenmiş ve önemli ölçüde de yok olmalar dikkat çekmiştir. Özellikle üçüncü köprünün ulaşım arterlerinin neden olduğu izler, yeşil dokunun nasıl kaybolduğunu çarpıcı olarak ifade etmektedir. Kentler dinamik sistemlerdir, gelişmeleri kaçınılmazdır, ancak bu gelişimin planlı ve ekosistem servislerine zarar vermeden çevreye duyarlı olarak planlanması kentlerin sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir. Özellikle Boğaziçi gibi doğal ve kültürel peyzaj varlıklarını bünyesinde barındıran özel alanlarda bu konu daha hassas değerlendirilmeli, İstanbul ölçeğinde kuzey ormanlarının daha fazla zarar görmemesine dikkat edilmelidir. Kaynaklar Aysu, Ç., 1989. Boğaziçi’nde Mekânsal Değişim, Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi, Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enstitüsü, İstanbul, Türkiye. Eryazıcıoğlu, M. E. 2012. Kültürel Peyzaj Alanlarının Korunmasına Yönelik İlkeler: İstanbul Boğaziçi Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, Türkiye. Guler, G., Yildizci, A.C., 2009. Measuring the Effects of the Bridges on Istanbul Green System. J Environ Prot Ecol, 10 (2), 488. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2015. <http://www.ibb.gov.tr/trtr/kurumsal/birimler/bogaziciimarmd/Pages/AnaSayfa.aspx#.VYvnFvntmkp> 25.06.2015 tarihinde erişilmiştir. Korgavuş, B., Ersoy, M., 2015 “Green Belts As Boundary In Design”, 9th International Sinan Symposium, 21-22 April 2015, p: 161-168, Edirne, Turkey. Kuşuluoğlu, D. D., Aytaç, G., 2014. ‘Sustainability of Urban Fringes. Case Study of Arnavutkoy, Istanbul’, Journal of Environmental Protection and Ecology, Vol 15, No: 2, pp. 771-779, ISSN: 1311-5065. Tekeli, E., Turer Baskaya, F. A., 2015. Revealing Strategies for the Green Heritage of Istanbul- the Case of Historical Groves. Sustainable Development and Planning 2015, 19-21 May 2015, p. 597-607, Istanbul, Turkey. Turer Baskaya, F. A., 2011. Revealing Strategies for the Cityscape of Istanbul, EFLA Regional Congress – Mind the Gap, November 02-04, Tallinn, Estonia. United Nations, 2007. Urban İndicators Database. United Nations Habitat. Nairobi, UN-Habitat, United Nations Centre. Url-1 <https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0stanbul#N.C3.BCfus_yap.C4.B1s.C4.B1> 26.06.2015 tarihinde erişilmiştir. Url-2 <http://reclaimistanbul.com/2011/05/18/urban-sprawl-from-space/> 25.06.2015 tarihinde erişilmiştir. Url-3 <http://www.playthecity.nl/13242/en/speculative-growth-map-for-istanbul-until-2023> 29.06.2015 tarihinde erişilmiştir. 219