Çocuklarda Hastaneye Yatma Etkilerinin Projektif Yöntem Olan
Transkript
Çocuklarda Hastaneye Yatma Etkilerinin Projektif Yöntem Olan
Çocuklarda Hastaneye Yatma Etkilerinin Projektif Yöntem Olan Resim Çizme Yoluyla İncelenmesi Dilek ŞEN BEYTUT*, Bahire BOLIŞIK**, Ufuk SOLAK***, Umut SEYFİOGLU**** ÖZET Amaç: Hastaneye yatmanın çocuğun gelişimi üzerinde çeşitli olumsuz etkileri vardır. Araştırma, çocuklarda hastaneye yatmaya bağlı olabilecek psikolojik sorunları, hastane hakkındaki duygularını resim çizme yönetimiyle tanımlamak amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Araştırmaya, bir Üniversite Hastanesinin Çocuk Sağlığı Kliniğine daha önce hastane deneyimi olmayan akut bir nedenle yatırılmış 20 çocuk ve aynı kliniğe kronik bir hastalığı nedeniyle yatırılmış 20 çocuk seçilmiştir. Hastanede yatan çocukların ve ailelerinin özelliklerine benzer özellikler taşıyan, daha önce hastanede yatmamış 20 sağlıklı çocuk da kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Bulgular: Araştırma kapsamına alınan çocukların yaş ortalaması 10.5±1.25’dir. Çocukların çizdikleri resimlerde, akut hastalığı olanlarda anksiyete %92.9, kronik hastalığı olanlarda depresyon %57.1 ve düşük benlik saygısı %53.8 oranında olduğu belirlenmiştir. Çocukların resimlerindeki renk seçimleri incelendiğinde akut grupta yer alan çocukların %73.3’ünün sıcak renkler kullandığı bulunmuştur. Kronik hastalığı olan çocukların %61.5’inin hastaneyi olumsuz biçimde çizdiği saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Resim Çizme, Hastaneye yatma, Çocuk, ABSTRACT A Study of the Influences of Hospitalization on Children through Drawing as a Projective Method Objectives: Hospitalization has a variety of adverse effects on the development of children. This study was particularly carried out in order to define the potential psychological problems that may have resulted from the hospitalization processes and feelings of the children about the hospital environment through drawing. Methods: The study sample consisted of a test group which included 20 children with acute health problems who had been hospitalized in a pediatric clinic of a university hospital and 20 children with chronic health problems who had been hospitalized in the same clinic. The control group, on the other hand, included 20 healthy children with similar characteristics with regard to personal and parental history who have never been hospitalized. Results: The average age of the participant children was 10.5±1.25. After an evaluation of the drawings of the children, the most common emotional reactions were found to be anxiety (92.9%) for the children with acute health problems, and depression (57.1%) and lower levels of self-esteem (53.8%) for the children with chronic health problems. Regarding the color choices in the drawings, it was found that 73.3% of the children with acute health problems preferred warm colors. It was noted that 61.5% of the children with chronic health problems drew hospital environment as unfavorable places. * Arş. Gör.Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı **Yrd.Doç.Dr.Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı **Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi *** Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı 36. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:2,Sayı:3.2009 Key words: Drawing, Hospitalization, Children. GİRİŞ Hastaneye yatmanın çocuğun gelişimi üzerinde çeşitli olumsuz etkileri vardır. Çocuk için hastalık ve buna bağlı olarak hastaneye yatma onu korkutan, rahatsız eden ve hoş olmayan bir deneyimdir. Hastaneye yatmış bir çocuk hastalık ile mücadele ederken tedavilerin yan etkileri, acı verici işlemler, ailesinden, oyun arkadaşlarından, okul çevresinden ayrılmanın verdiği anksiyete ile mücadele etmek zorundadır (Çakıroğlu 1991). Araştırmacılar, çocuklarda hastaneye yatmaya bağlı gelişen anksiyete, korku, endişe, ajitasyon, sinirlilik, gerilim ve kaygı gibi olumsuz duygulara daha çok odaklanmıştır (Thompson ve Venon 1993; Goodman 2001). Çalışmaların bir kısmında ise araştırmacılar çocukların yaşadığı hastane deneyiminin kendilerine güvenlerini artırdığını, streslerini kontrol etmede daha başarılı olduklarını belirtmiştir (O’Conner-Von 2000). Hastalık ve hastaneye yatma okul çağı çocuğu için çok değerli olan bağımsızlığını, arkadaşlarıyla olan ilişkilerini, okul ve oyun aktivitelerini engellemektedir. Okul çağı çocuğu hastane ortamında çok önem verdiği arkadaşlarını ve sosyal aktivitelerini özler, aynı zamanda ebeveynlerinin yanında olmasını ister, fakat bağımlı görünmekten korktuğu için ebeveynlerinin yanında istemek onu rahatsız eder (O’Conner-Von 2002). Çocuk hemşireliğinde amaç; aile ve toplum içinde çocuğun fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden sağlık ve esenliğini koruma, geliştirme, hastalık durumunda ise iyileştirmeye yönelik kapsamlı hemşirelik bakımı vermektir. Çocuk hemşiresi; çocuğun erişkinden farklı fiziksel, fizyolojik ve psikolojik özellikleri bulunduğunu, algılama sürecinin henüz tam gelişmemiş olduğunu fakat devamlı bir gelişme gösterdiğini, hastalığı algılama ve hastalığa tepkisinin, kronolojik yaş ve gelişimsel özelliklerine göre farklılık gösterdiğini bilmelidir. Çocuğa aile merkezli bakım verilmesi gerektiğini bilmeli, yaş ve gelişim düzeyine göre sözel ve sözel olamayan iletişim tekniklerini kullanabilmelidir (Al-Ma’atiah ve Gharaibeh 1996; Brown ve Fosket 1999; Okuyucu ve ark 2003; Park 2004). Çocukla iletişim kurarken, çocukla hastanede çalışan tüm sağlık profesyonelleri gibi hemşireler de resim çizdirme yönetimi kullanabilir. Çocuğun neden hasta olduğu ya da hastaneye yattığı konusunda çok az bilgisi vardır ve sormaya korkabilir. Çocuk gelişimsel özelliği gereği hastalığı ile ilgili her şeyi tam olarak anlamadığı için zihnindeki boşlukları fantezilerle doldurabilir (Çavuşoğlu 2001). Resim çizme, çocukların konuşma kabiliyetlerini arttırır. Çocukları duygusal olarak etkileyen olayları aktarmada sözel ifadeden daha etkili bir yoldur. Gross ve Haynes (1998) resmin çocuklarla sözlü iletişimi kolaylaştırıp kolaylaştırmadığını bulmak için bir dizi çalışma yürütmüştür, resim çizmenin çocukların iletişim becerilerini, duygularını ve algılarını arttırdığını bulmuşlardır. Konuşurken resim çizme fırsatı verilen çocuklar, sadece sorulan sorulara cevap veren çocuklara göre daha fazla bilgi vermişlerdir. Çalışmanın ikinci kısmında, çocuklara iki prosedür birlikte uygulanmış ve resim çizmesi istenilen çocukların daha çok şey ifade ettiği belirtilmiştir. Hasta çocuğa hastalığı hakkında veya hastanede yatma hakkında ne düşündüğü sorulduğunda, belki cevap veremez ama resim çizme yoluyla durumu resmedebilir (Stuyck 2003). Yetişkinlere göre duygusal durumlarını sözel olarak daha sınırlı bir biçimde ifade eden çocuklarda projektif yöntem olan resmin kullanılması önerilmektedir (Clatworthy, Simon ve Tiedeman 1999). Çocukların çoğunluğunun resmi sevmeleri ise bu tekniğin kullanımını kolaylaştırır (Yavuzer 2003). Brinkman’ın (2004) yaptığı çalışmada astımı olan çocuklara resimle hastalıklarını tarif etmeleri söylenmiş. Tarif eden çocuklar göğüslerinin üzerinde ağırlık, suyun altında nefeslerini kesen bir el resmi çizmişleridir. Başka çocuk ise, göğsünü sarmış ve nefes almasını engelleyen bir canavar çizmiştir. Çocuklarda Hastaneye Yatma Etkilerinin Projektif…37 Çocukların duygularını algılarını anlamlandırmak için projektif bir teknik olan resim çizdirme Pediatri kliniklerinde çalışanlar tarafından sık kullanılan bir yöntemdir (Johonson 1990). Ancak ülkemizde bu yöntemin kullanımı çok yaygın değildir. Genellikle psikologlar veya ruh sağlığı hekimleri tarafından tanıya yardımcı yöntem olarak kullanılmaktadır. Araştırma, çocuklarda hastaneye yatmaya bağlı olabilecek psikolojik sorunları, hastane hakkındaki duygularını resim çizme yönetimiyle tanımlamak ve çocuklardan veri toplarken resim çizme yönteminin kullanılmasını sağlamak amacıyla yapılmıştır. MATERYAL ve METOT Tanımlayıcı nitelikte olan araştırma, Nisan 2004-Nisan 2005 tarihleri arasında bir Üniversite Hastanesinin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğine daha önce hastane deneyimi olmayan akut bir hastalık nedeniyle yatırılmış 20 çocuk ve aynı kliniğe kronik bir hastalık nedeniyle yatırılmış 20 çocuk çalışmaya alınmıştır. Hastanede akut ve kronik hastalığı nedeniyle yatmış çocukların ve ailelerinin sosyodemografik özelliklerine benzer özellikler taşıyan, daha önce hastanede yatmamış 20 tane de sağlıklı çocuk araştırmanın örneklemine alınmıştır. Araştırmanın verileri öncelikle hastanede yatan çocuklardan toplanmıştır. Çocuklarla yüz yüze görüşülerek sosyo-demografik verileri alınmış daha sonra çocuklara resim kağıdı ve 12 renk kuru boya kalemi verilerek “hastane” deyince akıllarına gelen ilk şeyi çizmeleri istenmiştir. Çocukların çizdikleri resimler iki klinik psikolog tarafından yorumlanmıştır. Resimler, şu yedi madde esas alınarak yorumlanmıştır (Tablo I). Tablo I. Resimlerin Yorumlandığı Maddeler Anksiyete Agresyon Depresyon Benlik Saygısı V V V V Y V: Var Y: Yok T Y T Y T Y Renk Seçimi T V Y Hastane İmajı T V Y T T: Tutarsız Verilerin yorumlanması esnasında tutarsız veriler değerlendirmeye alınmamıştır. Verilerin toplanması için etik kurullardan, hastane başhekimliğinden yazılı, çocuklar ve ailelerinden sözlü onam ve izin alınmıştır. Araştırmanın verileri sayı ve yüzde, ki-kare ile değerlendirilmiştir. BULGULAR ve TARTIŞMA Araştırma kapsamına alınan hastanede yatan hastalardan kronik hastalığı olan çocukların yaş ortalaması 10.7±1.03, akut hastalığı olan çocukların yaş ortalaması 10.3±1.03, daha önce hiç hastanede yatmamış çocukların yaş ortalaması 10.5±1.23 olarak belirlenmiştir. Kronik hasta grubunda bulunan çocukların %70’i kız, akut hasta grubunda bulunan çocukların %75.0’i kız, sağlıklı grupta bulunan çocukların %60.0’ı kızdır. Yaş (F=0.657, p=0.526>0.05) ve cinsiyet (χ²=1.078, p=0.583>0.05) özelliklerine göre gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Hastanede yatan çocukların tanılara göre dağılımları incelendiğinde; kronik hastalığı olan çocukların %40’ı kronik böbrek hastalığı tanısı ile %30’u diğer kronik hastalık tanıları (talasemi, astım, epilepsi, VUR (vezikoüretral reflü), kas hastalıkları) ile %20’si kronik karaciğer hastalığı, %10’u kronik kalp hastalığı tanısı ile hastanede yatmakta olduğu saptanmıştır. Akut hastalığı olan çocukların %65’i tetkik amacıyla, %20’si ateşli hastalık ( üst solunum yolu enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu, romatizmal ateş) nedeniyle, %10’u diğer akut gelişen hastalıklar nedeniyle hastanede yattığı belirlenmiştir. 38. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:2,Sayı:3.2009 Tablo II. Çocukların Çizdikleri Resimlere Psikologlar Tarafından Yapılan Yorumların Ortak Sonuçlarının Dağılımı KRONİK AKUT N=20* n=20* SAĞLIKL I TOPLAM n=60 n=20* Anksiyete Agresyon Depresyon Benlik Saygısı Renk seçimi Hastane imajı S % S % S % S % Var 14 82.4 13 92.9 9 69.2 36 81.8 Yok 3 17.6 1 7.1 4 30.8 8 18.2 Var 4 26.7 3 23.1 3 17.6 10 22.2 Yok 11 73.3 10 76.9 14 82.4 35 77.8 Var 8 57.1 7 43.8 3 23.1 18 41.9 Yok 6 42.9 9 56.3 10 76.9 25 58.1 Yüksek 6 46.2 3 30.0 7 77.8 17 53.1 Düşük 7 53.8 7 70.0 2 22.2 15 46.9 Sıcak 9 56.3 11 73.3 10 71.4 29 48.3 Soğuk 7 43.8 4 26.7 4 28.6 16 26.7 Olumlu 5 38.5 7 41.2 6 46.2 18 41.9 Olumsuz 8 61.5 10 58.8 7 53.8 25 58.1 χ²=2.535 p=0.282 χ²=0.38 p=0.826 χ²=3.252 p=0.197 χ²=0.813 p=0.125 χ²=1.224 p=0.542 χ²=0.163 p=0.922 * Bir resimde her iki psikologun bulgular konusunda yaptıkları çelişkili yorumlar tutarsız olarak değerlendirilmiş, tutarsız veriler çıkarılarak analiz yapılmıştır. . Hastanede yatan ve sağlıklı çocukların çizdikleri resimlerin psikologların yaptığı yorumlardan çıkan ortak sonuçlara göre resimlerdeki anksiyete bulgusu hastanede yatan ve kronik hastalığı olan çocukların %82.4’üde, hastanede yatan akut hastalığı olan çocukların %92.9’unda, sağlıklı çocukların %69.2’sinde saptanmıştır. Gruplar arasında resimlerdeki anksiyete bulgusu açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (χ²=2.535, p=0.282) (Tablo II). Literatür bilgisi göz önüne alındığında anksiyete; nedeni bilinmeyen, içten gelen, belirsiz, korku, kaygı, sıkıntı, kötü bir şey olacakmış endişesi ile yaşanan bir bunaltı duygusudur ve birçok durumdan etkilenir (Özpoyraz 2005). Hastaneye yatmaya bağlı anksiyete yaşanabileceği gibi toplumda yapılan çalışmalarda da çocuklarda %5-18 oranında anksiyete görüldüğü bildirilmiştir (Yorbık 2005). Araştırmada kronik hastalığı bulunan çocukların resimlerinde anksiyete bulgusuna yönelik daha belirgin işaretler verdiği görülmektedir. Abdi ve arkadaşları (2004) yaptığı çalışmada anksiyetesi yüksek olan çocukların resimlerinde kırmızı rengi daha fazla kullandığını, kalemi daha çok bastırdığını belirtilmiştir. Çalışmada resimlerdeki renk seçimi de incelenmiş, sıcak renkleri en çok anksiyetesi en yüksek grup olan akut hastalığı bulunan çocukların kullandığı belirlenmiştir. Çocuklarda Hastaneye Yatma Etkilerinin Projektif…39 Resim 1: 12 yaşında Kız. Hastaneye akut bir nedenle yatırılmış. Çizilen resimlerdeki agresyon bulgusu incelendiğinde, hastanede yatan kronik hastalığı olan çocukların %73.3’ünde, akut hastalığı olanların %76.9’unda ve sağlıklı çocukların %77.8’inde, agresyon bulgusuna rastlanmamıştır. Gruplar arasında çocukların çizdikleri resimlerdeki agresyon bulgusu açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır (χ²=0.38, p=0.826) (Tablo II). Resim çizme konuyla ilgili olan davranışı uygun bir biçimde su yüzüne çıkmasına neden olur, böylece sağlık profesyonelleri sorunlu çocuğa yardım etmede hız kazanmış olurlar. Bir çizim gelişimsel, emosyonel ve zihinsel gelişim hakkında bilgi verir, saklı travmaların, belirsiz ve çelişkili duyguların ve algıların net olarak ortaya çıkmasını sağlamaya yardımcı olur (Malchiodi 2001). Kronik hastalığı olan çocukların resimlerinde agresyonun bulgusunun özellikle sağlıklı ve akut hasta gruba göre daha yüksek oranda görülmesi, kronik hasta çocukların hastanede yaşadıklarına karşı daha yoğun öfke duyduklarını düşündürmektedir. Resmin bir diğer yönü de çocukların resim yaparken agresyon gibi duygularının azalmasıdır. Çocuk resim yaparken duygularını dışa vurmakla birlikte, duygusal rahatlığa da erişir. Araştırmada resimlerde agresyonun bulgusunun üç grupta ta düşük oranlarda görülmesi, resim yapmanın çocukların üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğunu düşündürmektedir. Resimlerde agresyon bulgusu yoğun karalamalar, bastırılmış yarım bırakılmış çizgilerle, sayfanın tümünü kaplayan büyük resimlerle, dişlerin çizilmesiyle tanımlanabilir (Dizman, Gültekin ve Akyol 2005; Saydam 2004). 40. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:2,Sayı:3.2009 Resim 2: 11 yaş Erkek. Kronik bir hastalık nedeniyle hastanede yatıyor. Resimlerdeki depresyon bulgusu incelendiğinde; hastanede yatan ve kronik hastalığı olan çocukların %57.1’sinde depresyon bulgusuna rastlanmış, hastanede yatan ve akut hastalığı olan ve sağlıklı çocuklarda kronik hasta çocuklara göre resimlerinde daha az oranda depresyon bulgusu saptanmıştır. Gruplar arasında çocukların çizdikleri resimlerdeki depresyon bulgusu açısından anlamlı fark bulunmamıştır (χ²=3.252, p=0.0.197) (Tablo II). Hastanede yatan çocukların yaşadıkları yaygın psikolojik bozukluklar arasında depresyonu saymak mümkündür (Goodman 2001). Aysev ve arkadaşlarının (1994) yaptığı “Kronik Böbrek Yetmezliği Olan Çocuklarda Psikososyal Değerlendirme” isimli çalışmasında kronik böbrek yetmezliği olan çocuklarda sağlıklı çocuklara göre daha fazla depresif belirti bulguya rastlandığı belirtilmiştir. Tükbay ve arkadaşlarının (2000) yaptığı çalışmada epileptik çocuklarda nonepileptik çocuklara göre depresyon puanlarının anlamlı düzeyde yüksek olduğu belirtilmiştir. Depresyon süreci içindeki çocuk kendini kimi zaman rahatlamış, kimi zaman da bunalımlı hissedebilmektedir. Ruh hali sürekli iniş ve çıkışlar gösterir (Miller 2002). Bu nedenle çocuklara bir kere çizdirilen resimle depresyon bulgusu hakkında kesin yorum yapılması oldukça zordur. Hastanede yatan ve sağlıklı çocukların çizdikleri resimlerdeki benlik saygısına yönelik bulgular incelendiğinde hastanede yatan kronik hastalığı olan çocukların %53.8’inin benlik saygısının düşük, hastanede yatan akut hastalığı olan ve sağlıklı çocukların benlik saygılarının kronik hastalığı olanlara göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Gruplar arasında çizdikleri resimlerdeki benlik saygısı açısından anlamlı bir fark bulunamamıştır (χ²=0.813, p=0.125) (Tablo II). Benlik saygısı kendini olduğundan aşağı, ya da olduğundan daha üstün görmeksizin kendinden memnun olma durumudur (Yörükoğlu 2003). Erikson, benlik kavramının yaşamın belirli dönemlerinde durumlara göre değişikliklere uğradığını ileri sürmüştür (Barut ve Ayyıldız 2005). Çocuğun geldiği aile, ana baba, eğitim düzeyi, meslekleri, ekonomik durumları gibi daha pek çok şeyden etkilenir (Dizman, Gültekin ve Akyol 2005). Kronik hastalığı olan çocuklarda da benlik saygısı çocuğun hastalıkla baş etmesine bağlı olarak değişebilir. Tıbbi tedavisini aksatmayan epileptik çocuklarla, sağlıklı çocukların benlik saygısı açısından karşılaştırıldığı Türkbay ve arkadaşlarının (2000) yaptığı çalışmada iki grup arasında benlik saygısı açısından anlamlı fark saptandığı belirtilmiştir. Çocuklarda Hastaneye Yatma Etkilerinin Projektif…41 Benlik saygısı çocukların çizdikleri resimlerde figürlerin küçük çizilmesi, özensiz düzensiz karalamaların yapılması ile tanımlanabilir Bu kriter göz önüne alınarak yorumlanan ve Abdi ve arkadaşlarının (2004) yaptığı çalışmada bir yıl izledikleri sağır (kontrol) ve cochlear implantı uygulanmış (vaka) çocuklarda aylara göre çizdikleri resimlerde benlik saygısı incelenmiş, üçüncü ayda %49.9 oranında resimlerde görülen düşük benlik saygısı, onikinci ayın sonunda %21.5 oranında görülmüştür. Resim çizme çocukların duygularını ifade etmesini kolaylaştırıp, benlik saygısı gibi çocuğun kendisi ile ilgili bazı ipuçlarını ortaya koyduğu düşünülmektedir. Yapılan çalışmalardaki bulgular bu görüşü desteklemektedir (Abdi, Jalili, Tavakoli ve Naderpour 2004; Dizman, Gültekin ve Akyol 2005; Niolon 2004). Resim 3: 9 yaş Kız. Kronik bir hastalık nedeniyle hastanede yatıyor. Çocukların çizdikleri resimlerdeki renk seçimine ilişkin bulgular incelendiğinde hastanede yatan kronik hastalığı olan çocukların %56.3’ünün, hastanede yatan akut hastalığı olan çocukların %73.3’ünün, sağlıklı çocukların %71.4’ünün resimlerinde sıcak renkler kullandığı belirlenmiştir. Gruplar arasında resimlerdeki renk seçimi bulgusu açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (χ²=1.224 p=0.542) (Tablo II). Sıcak renklerin kullanılması olumlu yorumlanırken, sıcak renklerden kırmızının resimlerde yoğun olarak kullanılması agresyon olarak yorumlanmaktadır. Resimlerde siyah renk korkuyu ve sıkıntıyı, kırmızı agresyonu, mavi, kahverengi ve turuncu korkuyu, kızgınlığı ve depresyonu anlatır. Eğer resimdeki her şey kırmızı veya siyahsa bu çocuğun kuşkulu olduğunu gösterir, pembe, kırmızı ve yeşil birlikte kullanılırsa sağlıklı renkler seçildiği yorumlanır (Drawings 2005). Burkitt ve Newel’in (2005) yaptığı çalışmada mutlu çocukların resimlerinde sıklıkla sarı ve turuncu rengi seçtikleri, siyah ve kahverengini mutsuz çocukların tercih ettiği belirtilmiştir. 42. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:2,Sayı:3.2009 Resim 4: 10 yaş Kız. Hastaneye akut bir nedenle yatırılmış Çocukların çizdikleri resimlerden algıladıkları hastane imajı incelendiğinde; hastanede yatan kronik hastalığı olan çocukların %61.5’inin, hastanede yatan akut hastalığı olan çocukların %58.8’inin, sağlıklı çocukların %58.1’inin çizdikleri resimlerde hastaneyi olumsuz algıladığı saptanmıştır. Gruplar arasında çizdikleri resimlerdeki hastane imajı konusunda istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır (χ²=0.163, p=0.922) (Tablo II). Hastane ortamı çocuk için onu korkutan rahatsız eden ve hoş olmayan deneyimleri içerir (Çavuşoğlu 2001). Ayrıca hastane ortamı kontrol duygusunun kaybına yol açar. Akut biçimde hastaneye yatırılmış hastalar için hastane ortamı bilinmeyenden korkmaya bağlı anksiyeteye dönüşürken, kronik hastalarda daha önce yaşanmış travmatik olaylar, invaziv girişimler hastaneye yatmaya bağlı stresi doğuracaktır. Daha önce hastaneye yatma deneyimi yaşamamış çocuklar ise genellikle rutin muayeneleri, aşıları ya da geçirdikleri hastanede yatmayı gerektirmeyecek hastalıklarda tedavi amaçlı hastaneye gelme ile bu deneyimi yaşarlar. Bu üç durumda da çocuk ağrılı girişimlerle karşılaşacak, alışık olduğu yaşantısı kesintiye uğrayacaktır. Resmilerdeki psikologların yorumlarına göre hastane imajı açısından gruplar arası faklılığın saptanmaması beklendik bir sonuç olduğu düşünülmektedir. Yazarın Yorumu ve Kullanım Alanı Çocuklarla çalışan hemşire, çocuğun erişkinden farklı olduğunu bilmelidir. Çocuğun yaş ve gelişim düzeyine göre sözel ve sözel olmayan iletişim tekniklerini kullanabilmelidir. Çocuklar duygularını anlatmada çoğu zaman zorlanırlar. Çocuklara kolaylıkla uygulanabilecek olan resim çizme yönetiminin çocukla çalışan sağlık personeli tarafından kullanılarak hastaneye yatmaya bağlı anksiyete, agresyon ve depresyon gibi bulguların erken belirlenip ve hastane algısı anlaşılarak belirlenecek yaklaşımın çocuklar ve sağlık personeli için daha yararlı olacağı düşünülmektedir. Çocuk hemşirelerinin resim yorumlama ile ilgili alacakları eğitimler sonrasında, bakımı altında olan çocukların çizdikleri resimleri anlamlandırmalarında daha etkili olabileceği düşünülmektedir. Çocuklarda Hastaneye Yatma Etkilerinin Projektif…43 Gelecekte planlanacak çalışmalara, verilerin objektif ölçüm araçları ile desteklenmesi, araştırma örneklem sayısının artırılması, spesifik hastalığı olan çocuklarla çalışılması ve çocuğa birden fazla resim yaptırılması önerilmektedir. KAYNAKLAR Abdi S, Jalili B, Tavakoli H, Naderpour M (2004). Emotional changes in children undergoing cochlear implantation though evaluation of their drawinngs. Iran J Med Sci, 29(2): 62-66. Al-Ma’atiah R, Gharaibeh M (1996). Perceptions of Jordanian children about nurses. Pediatr Nurs, 22(2), 126-129. Aysev A, Kerimoğlu E, Polat S (1994). Kronik böbrek yetmezliği olan çocuklarda psikososyal değerlendirme, Kerimoğlu E (Ed), Çocuk Psikiyatrisinde Konsültasyon-Liyazon; Ankara, 13-126. Barut Y, Ayyıldız A (2005). İlköğretim okulu öğrencilerinin özkavram düzeylerinin çeşitli değişkenlere göre karşılaştırılması. Erişim:23.07.2005. http://yadem.comu.edu.tr/1stELTKonf/TR_Yasar_Oz_Kavrami.htm Brinkman J(2005). Art therapy with children-a window to their world 2004. Erişim: 13.06.2005 http://www.uchsc.edu/news/bridge/2004/April/arttherapy.html Brown JH, Fosket NH (1999). Career desirability: young people’s perception of nursing as a career. J Adv Nurs, 29(6), 1342-1350. Burkitt E, Newel T (2005). Effects of human figure type on children’s use of colour to depict sadness and happiness. International Journal of Art Therapy, 10(1), 15-22 Çakıroğlu S (1991). Pediatrik onkoloji kliniklerinde oyunun önemi, Hemşirelik Bülteni, 5(1), 7-11. Çavuşoğlu H (2001). Çocuk Sağlığı Hemşireliği, Bizim Büro Basımevi, Ankara, 47-86 Clatworthy S, Simon K, Tiedeman ME (1999). Child Drawing: Hospital-an instrument designed to measure the emotional status of hospitalized school-aged children. Journal of Pediatric Nursing, 14(1): 2-9 Dizman H, Gültekin G, Akyol A (2005).Çocukları tanımada resimlerin önemi. Adli Psikiyatri Dergisi, 2(2), 23-30. Drawings. http://www.ipt-forensics.com/library/images5.htm . Erişim: 28.02.2005. Goodman RF (2001). Children with chronic illness: the ınterface of medicine and mental health. Child Study Center, 5(4). Gross J, Haynes H (1998). Drawing facilitates children’s verbal reports of emotionally laden events. J Exp Child Psychol, 4:163-179 Johonson BH (1990). Children’s drawings as a projective technique, Pediatr Nurs, 16(1): 11-16. Malchiodi CA (2001). Using Drawings intervention with traumatized children. Trauma and Loss:Resarch and Interventions, 1:(1). Erişim: 03.03.2005 http://www.tlcinst.org/drawingintervention.html Miller JA (2002). Çocuklarda Depresyon. İstanbul: Özgür Yayınları. (Çeviri: Müjde Işık).p.35-38 Niolon R (2204). Notes on projective drawings. Erişim: 09.01.2004 http://www.psychpage. com/projective/proj draw_notes.html. O’Conner-Von S (2002). Growth and development of the school aged child. Potts NL, Mandleco BL. Eds. Pediatric Nursing Caring for Children and Their Families. Delmar Thomson Learning, US, 301. O’Conner-Von S (2000). Preparing children for surgery: An integrative research review. AORN Journal, 71(2): 334-343. 44. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:2,Sayı:3.2009 Okuyucu H (2003). Latent dönemde (6-12 Yaş) çocukların hastane ve hemşireyi algılayış durumlarının incelenmesi. Çocuk Forumu Dergisi, 6(3):34-38. Özpoyraz N. (2005) Anksiyete Bozuklukları. Erişim: 14.07.2005 http://lokman.cu.edu.tr/psychiatry/ DERSNOT/derskitap/pdf/bolum5.pdf Park JH (2004). Development of instruments to measure Korean-American and Korean Children’s emotional reactions to hospitalization. Doctor of Philosophy School of Nursing. Faculty of the Graduate School of the University of Colorado. United States. Saydam RB (2004). Çocuk çizimlerinin klinik değerlendirmedeki yeri.Yansıtma, Psikopatoloji ve Projektif Testler Dergisi, 1 (1-2): 111-124. Stuyck K (2003). Art therapy helps children affected by cancer express their emotions. Oncology, 48(12): 1-4 Thompson R, Venon D (1993). Research on children’s behavior after hospitalization. Journal of Development and Behavioral Pediatrics, 14(1):28-35 Türkbay T, Akın R, Sökmen T (2000). Epileptik çocuklarda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, davranım bozukluğu, depresif belirtiler ve kendilik saygısının araştırılması. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 10(1): 9-16. Yavuzer H (2003). Resimleriyle Çocuk. Remzi Kitabevi. İstanbul, 11-67 Yorbık Ö.Çocuklarda Anksiyete Bozuklukları. Erişim: 14.07.2005. dahilibilimler/cocukruh/anksiyeteboz.HTM. http://www.gata.edu.tr/ Yörükoğlu A (2003). Çocuk Ruh Sağlığı . Özgür Yayınları. İstanbul, 248. İletişim adresi: Araş. Gör. Dilek ŞEN BEYTUT Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu 35100 Bornova-İZMİR Cep Tel: 0505 781 2239 İş Tel: 0232 388 1103 Dahili: 153 Fax: 0232 388 6374 e-mail: dilek.sen@ege.edu.tr