Birlik, CEA Genel Sekreteri
Transkript
Birlik, CEA Genel Sekreteri
BAŞKAN ’dan Sevgili Meslektaşlarım, D aha önceki yazılarımda ve beyanatlarım da devamlı ola rak 2 0 0 7 yılının sektörümüz şirketleri adına özellikle 2 0 0 6 yılındaki kötü bilanço sonuçlarını bir nebze de olsa unuttura cak bir yıl olacağına dair inancımı belirtmiş, şirketlerimizin 2 0 0 6 yılından gerekli dersleri çıkaracağından ve gerekli yö netim sel kararları alacağından umutlu olduğumu söylem iştim . 2 0 0 7 yılının ilk altı aylık sonuçlarından, inancım ın hiç de boş olmadığını m em nuniyetle görebiliyorum. S a d e ce trafik bran şında, tarife sistem inin getirdiği büyüyen zarar dışında teknik sonuçlar bir önceki yıla göre oldukça pozitif bir gelişm e için de. Um uyorum iyileşme 2 0 0 7 yılının sonunda da artarak bi lançolarım ıza yansıyacaktır. Bu konuda sektörün işine yakla şımı fevkalade umut vericidir. A n cak umut verici gelişm elerin dışında,bir ço k sıkıntıları mızın olduğu da bir g erçek. Ç ok yakın zam anda sevinçle ö ğ rendiğim iz bir yargı kararı aslında sektörüm üz adına daha ço k ça b a sarfetm em iz gerektiğini bizlere hatırlatm alı düşün cesindeyim . 2 0 0 0 yılından bu yana devam ed en bir hukuk süreci D em ir S ig o rta n ın lehine sonuçlandı. Evet, haksız ta leple karşı karşıya kalan bir üyem iz, yedi yıl süren bir hukuk savaşı sonunda aklandı, yani haklı olduğunu kanıtladı. G erçek ten , bu davanın ilk günlerinden beri yakından ilgi lendiğim için şah sen çok sevindim ve duygulandım. A m a, bir telefon açıp da, şirket sahibini ve üst yönetim ini tebrik etm e cesaretini kendimde bulamadım. Çünkü, tebriğim sad ece sektör adına olabilecekti. Davayı kazanm ışlardı, am a ne p a hasına? B ir sektör şirketimiz, haksız bir talep ve hukuk kara rı yüzünden çalışm asını durdurmak, portföyünü kaybetm ek zorunda kaldı. Artık davayı kaybetseler dahi, kaybedecekleri başka bir şey de kalmamıştı. Bu hukuk olayı, sigortacılık açısından g erçekten çok önem li bir vaka. Ekspertizin den başlayan, poliçe üretim inde ve hasarında devam eden ve Yargıtayda tam am lanan hukuk süreci ile baş lı başına bir çalışm a ve incelem e konusu. B ir daha bu gibi sıkıntılarla karşılaşm am ak için hepim izin çok önem li dersler çıkarabileceği, yönetim karaları verebi leceğim iz ve de hukuki boşlukların in celen erek tecrübe kazanabileceğim iz ders niteliğindeki bu olayı, D em ir Sigorta'nın izin verm esi halinde Birlik tarafından bir vaka çalışm ası olarak hazırlayıp sektörüm üzün bilgisine sun mayı planlıyorum. Yedi yıl süren bu süreci başarıyla y ö n eten D em ir Sigorta'ya geçm iş olsun diyor, sektörüm üz adına çab ala rını kutluyor ve teşekkür ediyorum BİRLİKTEN HABERLER Birlik, CEA Ekonomi ve Finans Komitesi toplantısına katıldı irlik, 24 Eylül 2007 tarihinde, Avrupa Si g o rta ve Reasürans Federasyonu'nun (CEA) Ekonomi ve Finans Komitesi (ECOFIN) toplantısına katıldı. CEA üyesi ulu sal sigorta birliklerinin temsilcileri, CEA ECOFIN Sekretaryası ile Solvency II ve M uhasebe alt komitelerinin başkanlarının katıldığı to p lantıda, Solvency II Projesi ve UFRS 4 faz 2 çalışmalarına ilişkin g ün dem de yer alan ko nular görüşüldü. Toplantıda Birliği Mali ve Finansal D üzenlem eler Uzmanı Onur A ca r temsil etti. 10 Temmuz 207 tarihinde Avrupa Komisyonunca yayınlanan Solvency II Direk tif Taslağına ilişkin olarak CEA'nın kapsamlı resmi görüşlerine son şekli verilen to p la n tıd a , Direktifin uygulanmasına yönelik olarak Av rupa Komisyonunca belirlenecek olan teknik kurallara ilişkin çalışma yapm ak üzere 3 a d e t Çalışma Grubu oluşturuldu. CEA G enel Sek reteri M ichaela Koller de, Solvency II ç e rç e vesinde CEA tarafından yapılan lobi fa a li yetleri hakkında bilgi verdi. Toplantıda ayrı c a , UFRS 4 faz 2 ile ilgili çalışm alarda gelinen son durum değerlendirildi. Birlik, AB'ye uyum sürecinde Reasürans ve sigorta grupları (ek denetim) konularında TAIEX teknik desteğinden yararlanmak üzere proje başvurusunda bulundu irlik, sigorta sektörünün Avrupa Birliğ l'n e uyumunu sağlam ak, özellikle AB m üktesebatına uyum da karşılaşılabile cek sorunlara çözüm önerileri getirebilm ek am acıyla gerçekleştirdiği çalışmalar kapsa mında Avrupa Komisyonu Genişleme Genel M üdürlüğü'ne bağlı TAIEX Birimine iletilmek üzere Avrupa Birliği G enel Sekreterliği'ne bir proje teklifi sundu. Proje çerçevesinde, Avrupa Komisyonu tarafından Türkiye için hazırlanan "2006 Yılı İlerleme R aporu"nda, Türk sigorta sektörü nün AB'ye uyum da eksikliklerinin bulunduğu ifade edilen reasürans ve sigorta grupları (ek 2 den etim ) konularında sektöre yönelik eğitim ta le b in d e bulunuldu. Avrupa Birliği Genel Sekreterliği tarafından ön değerlendirm eye ta b i tu tu la ca k olan proje teklifi başarılı bulu nursa Ekim ayı sonunda Avrupa Komisyonu G enişlem e Genel M üdürlüğü TAIEX Biriminin onayına sunulacak. TAIEX'in d e onayının alınması halinde seminerin 2008 yılı içerisinde düzenlenmesi bekleniyor. H atırlanacağı gibi, Birlik, TAIEX teknik desteğinden geçm iş yıllar d a d a yararlanmış ve bu ç e rç e v e d e 23-24 Haziran 2005 tarihlerinde "Avrupa Birliği Sigor ta Mevzuatı ve Uygulamaları" konulu iki gün lük bir seminer düzenlemişti. Birlik, CEA Genel Sekreteri ■| ■■ ■■ ■■ ile goruştu M irlik, 10 Eylül 2007 İ S I tarihinde Avrupa Sigorta ve Reasürans Federasyonu (CEA) G enel Sekreteri M ichaela Koller ve Halkla İlişkiler Yöneticisi G abriela Diezhandino ile çalışma toplantısında bir araya geldi. Birliği temsilen G enel Sekreter Erhan Tunçay ve AB Uzmanı Berna Özşar Kum cu'nun katıldığı to p la ntıda Birlik-CEA ilişkileri, CEA kom ite çalışmaları, C E A'da gerçekleştirilen kurumsal düzenlemeler, Türk sigorta sektörü ve sektörün AB'ye uyum çalışmaları kapsamlı b içim d e ele alındı. Toplantıda CEA G enel Sekreteri Koller, önümüzdeki d ö n em de Birliği ziyaret etm eyi planladığını bildirdi. Toplantıda ayrıca Birlik-CEA işbirliğinde gerçekleştirilmesi planlanan etkinlikler konusunda görüş alış verişinde bulunuldu. Birlik, Avrupa Komisyonu Ic Pazar Genel / Müdürlüğü'nde temaslarda bulundu ■5V irlik, 10 Eylül 2007 tarihinde Avrupa Komisyonu İç Pazar G enel M üdürlüğü Sigorta ve Emeklilik Birimi Yöneticilerinden Alan Beverly ile Brüksel'de bir toplantı gerçekleştirdi. Birliği temsilen G enel Sekreter Erhan Tunçay ve AB Uzmanı Berna Özşar Kum cu'nun katıldığı topla ntıda Türk sigorta sektörü ve sektörün tem el göstergeleri ile kaydedilen gelişmelere ilişkin kapsamlı bir sunum gerçekleştirilirken yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu çerçevesindeki düzenlem eler de ele alındı. Toplantı sırasında Sn. Beverly'e Sigortacılık Kanunu'nun Birlik tarafından hazırlanan İngilizce çevirisi iletildi. Avrupa Komisyonu tara fından Kasım 2007'de yayınlanacak olan Türkiye İlerleme Raporu öncesinde gerçekleştirilen bu ziyaretle, İlerleme Raporu'nun sigortacılıkla ilgili bölüm ünün hazırlanması aşamasında Avrupa Komisyonu'na sigorta sektöründeki gelişmelere ve Avrupa Birliği'ne uyum konusundaki çalışmalara ilişkin bilgiler sunulmuş olundu. BİRLİKTEN HABERLER Birlik, İKV vejacobs & Associates ortaklığıyla düzenlenen "Etki Analizi Eğitim Semineri"ne katı İd 7-28 Eylül 2007 tarihle rinde İstan b u l'd a İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) ve Jacobs&Associates firmasının işbirliğinde düzenlenen "Etki Analizi Eğitim Semineri"ne Birliği temsilen AB Uzmanı Berna Özşar Kum cu katıldı. Türk iş dünyasının müzakere süre cinde m eydana g e le ce k önemli değişiklikle re kendisini hazırlaması ve sürece katkıda bulunabilmesi için öncelikle müktesebatın kendisini doğ ru dan ilgilendiren alanlarında görüşünü oluşturması gerekiyor. İş dünyasının görüşlerinin oluşturulmasında, gerçekçi veri lerle desteklenm esinde ve ileriye dönük planlarının şekillendirilmesinde kullanılan en önemli araçların başında ise etki analizleri geliyor. Etki analizleri, Türkiye ve Avrupa Birli ği arasında yürütülen m üzakerelerde AB m üktesebatına uyumun farklı sektörler için getiri ve götürülerinin hesaplanmasına ve geçiş süreci veya istisna taleplerinin d e ğ e r lendirilmesine katkı sağlam a am acı taşıyor. Etki analizleri sayesinde sektörlerin müzakere süreci içerisinde önlerini görmeleri, değişimi algılayıp ölçm eleri ve uygun tedbirler geliş tirmelerinin sağlanması hedefleniyor. Bu çe rç e v e d e , seminerde, iş dünyası ve kamu yöneticilerinin düzenleyici etki analizi tekniklerini nasıl kullanabilecekleri ve Avrupa Komisyonu ile Türk hüküm eti arasında yürütülen üyelik müzakerelerine ne şekilde katkı sağlayabilecekleri konuları kapsamlı biçim de ele alındı. 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu, Birlik tarafından Türkçe ve İngilizce olmak üzere iki ayrı kitapçık haline getirilerek yayınlandı Haziran 2007 tarih ve 26552 sayılı Resmi G a ze te 'd e yayım lanarak yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Birlik tarafından Türkçe ve İngilizce kitapçık haline getirilen Kanun, iki ayrı kitapçık halinde şirketlere, ilgili kam u kuruluşlarına, meslek örgütlerine, sigorta birlik ve federasyonlarına ve uluslararası kuruluşlara İletildi. Birlik, IMIA Konfera nsı na katı İd irlik, üyesi olduğu Uluslararası M ühen dislik Sigortacıları Birliği'nin (IMIA) 1-3 Ekim 2007 tarihleri arasında Japonya'nın baş kenti Tokyo'da düzenlenen 40 ıncı Yıllık Konfe ransına katıldı. Ulusal sigorta birlikleri ile sigorta ve reasürans şirketleri temsilcilerinin katılımıyla her yıl farklı bir üye ülkede gerçekleştirilen Yıllık Konferanslar da, üyelerce mühendislik sigortalarıyla ilgili ola rak belirlenen konularda oluşturulan Çalışma Grupları sunumlar yapıyor. Bu yıl yapılan su num lardan, mühendislik sigortalarının w e t works construction nedeniyle karşı karşıya kal dığı zararların anlatıldığı sunumda, özellikle deprem ve deniz hareketlerinden etkilenen bu tür yapılarda hasarları azaltmak üzere kullanı lacak risk yönetim sistemleri üzerinde duruldu. Mühendislik sigortası yazan şirketlerin y e te rince bilinmeyen ve hasar tahm ini yapıla m a yan yeni teknolojileri sigortalamasıyla İlgili su num da ise, riskin büyüklüğünün saptanm ası na ve risk fiyatlandırmasına ilişkin olarak şirket lere risk değerlendirm e metotları önerildi. M akina ve ekipmanların yenilenmesi ve modernizasyonuyla ilgili yapılan sunum da ise, güvenlik, verimlilik, teknik veya hukuki neden lerle yapılan bu işlemlere ilişkin sigortacıların karşı karşıya kaldığı riskler ele alınarak, verile cek sigorta tem inatlarına ilişkin olarak brokerların ve sigortacıların ortaklaşa çalışması ge rektiği vurgulandı. Ayrıca, yapılar üzerinde gerçekleştirilecek inşaat çalışmalarında veri lecek tem inat limitlerine ilişkin ve inşaat sıra sında veya sonrasında su basması hasarlarını azaltmak üzere kullanılacak su dağıtım sis temlerine ilişkin sunumlar da gerçekleştirildi. Önümüzdeki yıl İskoçya'da düzenlenecek olan IMIA Yıllık Konferansında, enerji tesisleri nin kurulması ve işletilmesi ile ilgili mühendislik sigortaları, kömürün karbondioksit gazı açığa çıkarm ayacak şekilde yanmasını sağlayan teknolojilerin mühendislik sigortalarına etkileri, köprülerin yapımıyla ilgili mühendislik sigorta ları, deniz suyunu tuzdan arındıran fabrikalara ilişkin mühendislik sigortaları gibi konuların ele alınmasına karar verildi. 2009 yılındaki IMIA Yıllık Konferansına ise ül kemiz ev sahipliği ya p a ca k olup, Birlik İstan bul'da düzenlenecek bu Konferans için gerek li hazırlıklara en kısa sürede başlayacaktır. ■ 5 Sigortacılık Kanunu’nun uygulamasına yönelik ikincil düzenlemeler... Bir önceki sayıdaki yazımda 2007 yılı nın ikinci yarısının yasal düzenlemelerle il gili olarak yoğun geçeceğini belirtmiş tim. Gerçekten de Sigortacılık Kanunu'nun yasalaşmasından sonra ikincil mevzuat ile ilgili çalışmalar büyük bir hız la devam ediyor. Hayat sigortası teknik esasları ve port föyüne ilişkin düzenlemelerin yer aldığı Hayat Sigortaları Yönetmeliği 18 Temmuz 2007 tarihli Resmi Gazete'de yayımlana rak yürürlüğe girdi. Yönetmeliğin yürürlü ğe girmesinden sonra gerek hayat bran şında faaliyet gösteren şirketlerimizin ge rekse Birlik nezdinde faaliyet göstermek te olan Hayat Sigortaları İnceleme ve Araştırma Komitesinin Yönetmelik üzerin de yaptığı değerlendirmelerde bazı maddelerde hayat sigortacılığı için so run yaratacak düzenlemelerin olduğu, bazı maddelerin ise açıklamaya ihtiyaç duyduğu belirtilmiştir. Yönetmelik konu sundaki görüşlerimizin ayrıntılı bir şekilde aktarılmasını teminen Hazine Müsteşarlığı ile bir toplantı düzenlenmiş olup bu konu daki görüşmelerimiz devam etmektedir. Sigorta şirketlerinin ayıracakları teknik karşılıklara ve bu karşılıkların yatırılacağı varlıklar ile bunlara ilişkin sınırlamalara iliş kin düzenlemelerin yer aldığı Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin Teknik Karşılıklarına ve Bu Karşılıkların Yatırılacağı Varlıklara ilişkin Yönetmelik 7 Ağustos 2007 tarih ve 26606 Sayılı Resmi Gaze te 'd e yayımlandı. Yeni Kanuna göre ye niden düzenlenen yönetmeliğin yürürlü ğe giriş tarihi ise 1 Ocak 2008 olarak dü zenlenmiştir. Sigorta ve reasürans ile emeklilik şirket lerinin mali bünyelerini ilgilendiren husus lar ile sigortalıların hak ve menfaatlerinin korunmasını teminen alınacak tedbirlere ve mali bünye zafiyeti bulunan şirketler için yapılacak işlemlere ilişkin usul ve esasları düzenleyen Sigorta ve Reasü rans ile Emeklilik Şirketlerinin Mali Bünye lerine İlişkin Yönetmelik de 7 Ağustos 2007 tarih ve 26606 Sayılı Resmi Gaze te'de yayımlanmıştır. Bu dönemde çıkartılan diğer bir Yönet melik ise Aktüerler Yönetmeliği. Aktüerlerin çalışma esas ve usulleri ile yetki, sorum luluk ve niteliklerine ilişkin düzenlemelerin yer aldığı Yönetmeliğin bir maddesi hariç yürürlüğe giriş tarihi 1 Ocak 2008'tir. Sektörümüzde Sigortacılık Kanunu'nun getirdiği yeni uygulama Tahkim müessesini düzenleyen Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik 17 Ağustos 2007 tarih ve 26616 sayılı Resmi Gaze te 'd e yayımlandı. Diğer ülkelerde farklı isimlerle kurulan ve tüketici uyuşmazlık ların çözümünde etkin bir rol oynayan Tahkim Müessesi bildiğiniz gibi Birlik nez dinde oluşturuldu. Önümüzdeki günler de bu sistemin işlerliğinin sağlanması için çalışmalar Hazine Müsteşarlığı ile birlikte yürütülmektedir. Temmuz - Eylül dönem inde yayımla nan önemli bazı genelge ve tebliğler ise aşağıda belirtilmektedir. • 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunun 44üncü Maddesine İlişkin Sektör Duyu rusu • Sigorta Branşlarına İlişkin Tebliğ • Sigorta Branşları için Öngörülen Ser maye Tutarlarına İlişkin Genelge • Sigorta ve Reasürans Şirketlerinin Ruhsatnamelerinin Yenilenmesine İlişkin lar Vergisi Kanununda yapılması gere Sektör Duyurusu ken değişiklikler ile, konut finansmanı sis • Sermaye Piyasasında Derecelendir temi kapsamında yapılacak sigorta iş me Faaliyeti ve Derecelendirme Kuruluş lemlerinde BSMV istisnası uygulaması, 85 larına İlişkin Esaslar Tebliği nolu Gider Vergilen Genel Tebliği ile ilgili • Sigorta Branşları İçin Öngörülen Ser sektörümüzde tereddüt yaşanan konu maye Tutarlarına İlişkin Genelge lar ve acente komisyonlarının BSMV kar • Sigortacılık Sektöründeki Uluslarara şısındaki durumuyla ilgili yapılacak çalış sı Faaliyetlere İlişkin Karar malar konusunda görüşmeler devam Görüldüğü gibi yeni Sigortacılık Kanu- etmektedir. Rekabet Kurumu'nun "Sigortacılık nu'nun uygulamasına yönelik ikincil mevzuat düzenlemeleri peş peşe yayım Sektörü blok muafiyeti" ile ilgili TSRŞB'nin katkısı ile görüşe açtığı taslak tebliğin so lanmakta. Bu düzenlemelerin yanında nuçlanarak yürürlüğe girmesini bekle Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından da çeşitli düzenlemeler yapıl mekteyiz. Tüm düzenlemelerin hayata geçm e makta ve Başkanlık nezdinde sektörün sinden sonra Türk Sigorta Sektörü daha çözüm beklediği sorunlar Birlikçe takip şeffaf ve sınırları çizilmiş bir ortamda sigor edilmeye devam edilmektedir. Vefat tazminatlarının vergilendirilmesiy talılara daha etkin ve güvenilir hizmet le ilgili olarak Gelir İdaresi Başkanlığı ile sunabilecektir. Saygılarımla, sürdürülen çalışmalar neticesinde, 31.8.2007 tarihinde, birikimli, birikimsiz ve karma sigorta poliçelerinde sigortalının vefatı üzerine kanuni mirasçılara ve lehdarlara yapılacak ödemelerin veraset ve intikal vergisi karşısındaki durumuna yö nelik açıklamalara yer verilen 3 seri nolu Veraset ve İntikal Vergisi Sirküleri yayım lanmıştır, 17.9.2007 tarihinde Sn. Osman Arıoğlu makamında ziyaret edilerek, sigorta sektörünü ilgilendiren kurumlar ver gisi ve BSMV ile ilgili devam et mekte olan çalışmalarımız ele alındı. Gelir İdaresi Başkanlığı ile yaptığımız temaslar çerçe vesinde, 5684 sayılı Sigorta cılık Kanununun yasalaşma sının ardından teknik karşılık ların Kurumlar Vergisinden in dirimine ilişkin olarak Kurum Erhan TUNÇAY Genel Sekreter AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA Avrupa B irliâi'nin yu ¿seıen İd i z i İrlanda ve r a Sigorta sektörü Doç. Dr. Suna OKSAY Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı Müdürü vrupa Birliği'ne üyeliğinin gerçekleştiği 1973 yılından bu yana büyük bir değişim gösteren İrlanda günümüzde teknolojiyi kullana bilen modern bir refah ülkesi olmasının yanı sıra finansal hizmetler alanında da Avrupa Birliği İçe risindeki pek çok ülkeyi geride bırakıyor. Yaklaşık olarak 4,25 milyon nüfusa sahip ül kede kişi başına düşen millî gelir 40.000 dolar dan fazla. Özellikle 1990'lı yıllarda yabancı ya tırımlarla hızlı bir büyüme sürecine giren İrlan da, bir dönem göçm en veren ülkelerdenken, günümüzde göçm en işçilere ihtiyaç duyan bir ekonomiye sahip. Avrupa Birliği'nden gelen mali yardımların yanı sıra gelir vergilerinin AB düzeyinden düşük tutulması, yüksek eğitim dü zeyi ve riskten korkmayan bir girişimcilik ruhu nun varlığı İrlanda'nın en önemli avantajları. Avrupa Birliği üyeliğinden en fazla yararlanan ülkelerden olması nedeniyle İrlanda Avrupa Birliği'nin entegrasyon sürecine destek sağla yan, yeni Avrupa Birliği üyesi ülkelerin örnek al dığı ülkelerin başında geliyor. İrlanda'nın sahip olduğu bu özellikler ülkenin finans sektöründe ve özellikle sigortacılık ala nında da kendisini gösteriyor. Günümüzde İr landa sigorta piyasası, sahip olduğu anahtar konumuyla İrlanda ekonomisinin göstermekte olduğu büyüme performansına da büyük kat kı sağlıyor. İrlanda'da sigortacılar, sahip olduk ları devlet senetleri, sermayeleri ve diğer mal varlıklarıyla İrlanda ekonomisinin en temel ya tırımcıları arasında yer alıyor. Son yıllarda İrlanda toplam prim üretimi ve kişi başına düşen prim üretiminde Avrupa Birli ği'nin Fransa, Birleşik Krallık, Almanya gibi geliş miş finansal piyasalara sahip üye ülkeleri dışın daki pek çok ülkeyi geride bırakmakla kalmı yor, Swiss Re'nin Sigma Raporuna (No: 4/2007) göre dünyada da prim üretimi bakımından 14. ülke olarak yerini alıyor. Veriler incelendiğinde, İrlanda'nın gerek gayri safi yurt İçi hasılasının gerekse küresel si gorta primleri içerisindeki payının nüfusuna oranla yüksek olduğu göze çarpıyor. Bu durum İrlanda ekonomisinin gücünü, İrlanda'da si gorta piyasasının gelişmişliğini ve faaliyet gös terilen temel branşlarda (motor, mal, sorumlu luk, emeklilik ve m ortgage koruma gibi) yüksek düzeyde tem inat sağlandığını gösteriyor. TOPLAM PRİM ÜRETİMİ (Milyon USD) ABD (1 )...................................................................1 170 101 Birleşik Krallık (3 ).........................................................418 366 Almanya (5)................................................................. 204 544 İrlanda (14)...................................................................47 281 Çek Cumhuriyeti(4 0 )........................................................ 5 304 Polonya (30)..................................................................11 947 8 KAYNAK: Swiss Re, Sigma No: 4/2007 Avrupa Birliği’ne üyeliğinin gerçekleştiği 1973 yılından bu yana büyük bir değişim gösteren İrlanda günümüzde teknolojiyi kullanan modern bir refah ülkesi olmanın yanı sıra AB içerisindeki pek çok ülkeyi de geride bırakıyor. İrla n d a 'd a kişi başına düşen prim üreti minin de birçok A vrupa ülkesinden ve h a tta A m erika Birleşik D e v le tle ri'n d e n fazla olduğu görülüyor. A n ca k diğer ülke lerle karşılaştırma yapılırken göz önüne alınması gereken bazı faktörler olduğu da bir gerçek, söz gelim i A lm anya ve İs v e ç 'te vergi oranları d a h a yüksek ve bu ülkeler d a h a gelişmiş sosyal sigorta sis tem lerine sahip. Bu n e d enle kazaların yol açtığı hasarların ç o ğ u sosyal sigorta siste mi ta ra fından karşılanıyor ve bu da prim oranları üzerinde etkili oluyor.1 A B D ............................................................................ 3 924 Birleşik K rallık................................................................. 6 467 Almanya ........................................................................2 437 İrlanda........................................................................... 5 565 Çek Cum huriyeti................................................................ 520 P o lo n y a ........................................................................... 310 KAYNAK: Svviss Re, Sigma No: 4/2007. Buna karşın şirket sayısı ve istihdam o ra nı açısından İrlanda d iğer Avrupa Birliği ülkeleriyle kıyaslandığında d a h a geriler d e kalıyor, Bunun ülke nüfusunun düşük olmasıyla d a d o ğ ru d a n bağlantısı bulu- : Irish Insurance Federation, Factfile 2006, 2006. 9 AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA nuyor. Avrupa Sigorta ve Reasürans Fe derasyonu (CEA) verilerine göre İrlan d a 'd a 226 şirket fa a liye t gösteriyor. Avru pa Birliği gen elinde üyelik zorunlu o lm a masına karşın İrla n d a 'd a h a ya t ve ha ya tdışı sigorta şirketlerinin % 9 5 'i İrlanda Sigorta Federasyonu üyesi. Yine CEA ver ilerine göre tüm bu şirketler İrla n d a 'd a 14 000 kişiye istihdam sağlıyor.2 ÜLKE ŞİRKET SAYISI İSTİHDAM ORANI İrlanda .......................... ............. 2 2 6 .............. ............ 14 000 225 700 Almanya....................... ............. 6 5 5 .............. Birleşik Krallık............... .......... 1 170 .............. 180 000 Çek Cumhuriyeti............ ............... 4 8 ............... ............ 14 506 Polonya ......................... ............... 6 5 ............... ............ 28 474 Danimarka .................... ............. 2 0 6 .............. ............ 14 000 KAYNAK: CEA Statistics No: 31, European Insurance in Figures, Agustos 2007. Prim gelirleri açısından ele alındığında, İrla n d a 'd a 2001-2005 arasındaki 5 yıllık d ö n e m d e primlerin yıllık % 6,9'luk bir o rta la m ayla m untazam an arttığı görülüyor. Buna karşın, GSYİH içindeki oran 2001'd e % 9 'd a n 2004'te % 8 'e düşmüş; a n c a k 2005 yılında tekrar %8,7'ye yükselmiş d u rum da. H ayat sigortası primlerinin GSYİH içindeki oranının 2005'e kada r azaldığı ve bu azalm anın to p la m primlerin GSYİH içindeki oranının 2005'e kadarki azalışına ? CEA Statistics No: 31, European Insurance in Figures, Ağustos 2007. paralellik gösterdiği görülürken, hayat-dışı si gortaların primlerinin GSYİH içindeki oranının ö n ce arttığı, 2003 yılından sonra ise azalm a ya başladığı görülüyor. YIL PRİM GELİRLERİ (Milyon €) GSYİH (Milyon €) PRİM GELİRLERİ GSYİH $ 2001.... ...............10 396,7... ..... 115433.... ....................% 9,0 2002.... ...............11 208,2.. ..... 127 992.... ....................% 8,8 134 786.... ....................% 8,8 2003.... ...............11 883,5.. 2004.... ...............11 929,5.. ..... 148 556.... ....................% 8,0 155 723.... ....................% 8,7 2005.... ...............13 579,7.. KAYNAK: Irish Insurance Federation, Factfile 2006, 2006. Primlerin hayat ve hayat dışı branşlardaki d a ğılımı incelendiğinde İrlanda'da hayat sigorta cılığının daha gelişmiş durumda olduğu gözlem leniyor. 2005 yılında hayat primleri GSYİH'nin % 6,2'lik kısmını oluştururken hayat dışı primler GSYİH'nin yalnızca % 2,5'luk kısmını oluşturuyor. YIL GSYİH İÇİNDE GSYİH İÇİNDE HAYAT PRİMLERİ $ HAYAT-DIŞI PRİMLER $ 2001.. ........................ 6,2.. .............. 2 ,8 ................. 2002.. ........................ 5,7.. .............. 3 ,1 ................. 2003.. ........................ 5,7.. .............. 3 ,1 ................. 2004.. ........................ 5,3.. .............. 2 ,7 ................. 2005.. ........................ 6,2.. .............. 2 ,5 ................. toplam ı 3.904 Milyon Euro'ya ulaşmış olup toplam prim gelirleri 14.904 Milyon Euro'ya ulaşmış bulunuyor. Toplam prim gelirlerinde 2004 yılından 2005 yılına geçerken % 14 ora nında, 2005 yılından 2006 yılına geçerken ise % 10 oranında bir artış gözleniyor. 2006 YILI PRİM GELİRİ- HAYAT VE HAYAT-DIŞI TOPLAM 9,0 8,8 8,8 8,0 8,7 Avrupa Sigorta ve Reasürans Federasyo num dan (CEA) alınan son verilere göre ise 2006 yılında İrlanda'nın hayat branşındaki prim gelirleri toplam ı 11.000 Milyon Euro'ya, hayat dışı sigorta branşındaki prim gelirleri Prim geliri (Milyon $) Yatırımlar (Milyon $) HAYAT HAYAT DIŞI 11.000 69.000 3.904 10.000 TOPLAM 14.904 79.000 KAYNAK: CEA Statistics No: 31, European Insurance in Figures, Ağustos 2007. İncelenen veriler ışığında İrlanda sigorta sek törünün Avrupa Birliği içerisinde önemli bir yere sahip olduğunu söylemek mümkün, Özellikle Avrupa Birliği üyeliğinin getirdiği avantajları değerlendirebilmiş olması nedeniyle İrlanda Av rupa Birliği'nin yeni üyeleri için önemli bir örnek teşkil ediyor. ■ AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA Sigorta ve Diğer Finansal Hizmetlerde Ombudsman Uygulaması: İ R L A N DA Av. Tolga CEYLANTEPE TSRŞB Hukuk ve Mevzuat Uzmanı vrupa Birliği ülkelerinde sigorta ve diğer finansal hizmetlere iliş kin olarak orta ya çıkan uyuşmazlıkların çözüm ünde om budsm an kurumu yay gın olarak kullanılmaktadır. Bu ç e rç e vede , 1973 yılından beri Birliğin üyesi olan İrlanda'da da bu uygulam a son d e re ce önem li bir deneyim e sahiptir. İrla n d a 'd a sigorta sektöründe fa a li yet gösteren şirketler tara fından , haya t ve h aya t dışı sigortalarla ilgili uyuşmaz lıkların çözüm ü am a cıyla , 1992 yılında İrlanda Sigorta O m budsm an Ofisi ku rulmuştur. D aha sonra "İrlanda Merkez Bankası ve Finansal Hizmetler Otoritesi Kanunu"nun yürürlüğe girmesini taki ben, İrlanda Sigorta O m budsm an Ofisi görevini, 2005 yılında kurulan İrlanda Finansal Hizmetler O m budsm an Ofisi'ne devretmiştir. İlgili Kanun ç e rç e v e sinde oluşturulan İrlanda Finansal Hiz m etler O m budsm an Ofisi, Birleşik Krallık örneğine benzer şekilde, sade ce sigor ta ya ilişkin uyuşmazlıkların çözüm ü ko nusunda değil, finans sektörünün tü m üne yönelik hizmet sağlam aktadır. Bu yazıda, konuya İlişkin bütünlüğün sağlanabilm esi bakım ından öncelikle 13 yıl hizmet veren ve şu a n d a m evcut olm ayan İrlanda Sigorta O m budsm an 12 İrlanda’da sigorta sektöründe faaliyet gösteren şirketler tarafından, hayat ve hayat dışı sigortalarla ilgili uyuşmazlıkların çözümü amacıyla, 1992 yılında İrlanda Sigorta Ombudsman Ofisi kurulmuştur. Daha sonra “İrlanda Merkez Bankası ve Finansal Hizmetler Otoritesi Kanunu ”nun yürürlüğe girmesini takiben, İrlanda Sigorta Ombudsman Ofisi görevini, 2005 yılında kurulan İrlanda Finansal Hizmetler Ombudsman Ofisi’ne devretmiştir. ornegı Ofisi, d a h a sonra hâlihazırda faaliyetlerine d e vam eden İrlanda Finansal Hizmetler O m buds m an Ofisi incelenecektir. İRLANDA SİGORTA OMBUDSMAN OFİSİ Yukarıda d a belirtildiği gibi, İrlanda Sigorta O m budsm an Ofisi, M art 1992 tarihinde, sigorta sektöründe fa a liy e t gösteren şirketler tara fın dan kurulmuş olup, şirketlerin Ofis'e üyelikleri ih tiyaridir. Sisteme üye sigorta şirketi sayısı M art 2005 itibariyle 52'yi bulmuştur. Ofisin kuruluş am acı sigortalılar ile sigorta şirketleri arasında çıkan uyuşmazlıklara hızlı bir şekilde çözüm g e tirilmesini sağlamaktır. İrlanda Sigorta O m buds m an Ofisi, fa a liye t gösterdiği 1992-2005 tarihle ri arasında h a ya t ve h a ya t dışı sigortalarla ilgili olarak kendisine ulaşan 12.800'ün üzerinde şi kayetle ilgili işlem gerçekleştirmiştir. Aynı d ö nem de Ofis, kendisine telefon aracılığıyla yapı lan ve sayısı 76.200'ü bulan bilgi başvurusuna da yanıt vermiştir. Bu veriler dikkate alındığın da, Ofis'in uyuşmazlıkların çözüm ü ve tü ke tici lerin bilgilendirilmesi açısından ne kadar ön e m li bir işlev yerine getirdiği d a h a iyi anlaşılm akta dır. 13 yıllık bu d ö n e m d e to p la m gideri 7.553.498 Euro'yu bulan İrlanda Sigorta O m budsm an Ofisi'nin finansmanı, üye sigorta şir ketleri tarafından sağlanmıştır. Sigorta O mbudsman Ofisi'nin Yönetim Kurulu ve Konsey olmak üzere iki organı mevcuttur. Ofis'in sekiz üyeden oluşan Yönetim Kurulunun tam am ı sigorta sektöründen gelmektedir. Kurul, Konsey'in Ofis için belirlediği bütçeyi onaylar ve bu çerçe ve d e üye şirketlerden alınacak katkı paylarını belirler. Konsey, ikisi sigorta sektöründen beş tanesi ise sektör dışından olmak üzere toplam yedi üyeden oluşmaktadır. Konsey'in görevlerinin başında Si gorta Ombudsman Ofisi'nin işlevini yerine getirir ken görevi kapsamında hareket edip etmediğini denetlem ek gelmektedir. Bunun dışında Ofis'in bütçesinin belirlenmesi ve faaliyet raporunun ya yımlanması da Konsey'in yetkileri arasındadır. İr landa Ombudsman Ofisi'ne başvuruda bulunan bir sigortalı diğer kanuni haklarından feragat et memiş olduğu için, karar sonuçlandıktan sonra, dilerse m ahkem elerde hak aram aya devam edebilmektedir. Ancak, bu uygulamanın tersine, sigorta şirketleri sistemin üyesi olurken, Ombuds man tarafından verilecek kararla bağlı olmayı ta ahhüt etmiş olduklarından, kararlar sigorta şirket leri için bağlayıcı bir nitelik taşımaktadır. Bir uyuşmazlığın Sigorta O m budsm an Ofisi'ne götürülebilmesi için öncelikle, ilgili uyuşmazlığın AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA çözümü için sigorta şirketine bir başvuru yapılmış ve bu başvuru sonucunda şirket tarafından sigortalıya olumsuz bir c e v a bın yazılı olarak bildirilmiş olması gerek mektedir, Bu cevabı takiben, en g e ç al tı ay içerisinde ilgili kuruma m üracaat edilmesi gerekmektedir. Ayrıca söz ko nusu başvurunun, ofise yapıldığı tarihte, tara flarca uyuşmazlığın çözüm üne yö nelik olarak m ahkem eye başvurulmamış veya tahkim prosedürüne başlanmamış olması d a şarttır. Son olarak, uyuşmazlık konusunun 160.000 Euro'yu (m aluliyet vb. gibi bazı ürünler için sınır 26.000 Euro'dur) aşmaması da, başvurunun kabul edilmesi için bir diğer ön koşuldur. Konu ları bakımından incelendiğinde de sigor tacı ve sigortalı arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların tamamının Sigorta O m budsm an Ofisi' ne götürülmesinin m üm kün olmadığı görülmektedir. Bu çe rç e vede, üye sigorta şirketleri tarafından hukuki sorumluluğu tam am en üstlenilmiş olan bağlı acenteler dışındaki acenteler tarafından gerçekleştirilen eylem veya ihmaller sonucunda ortaya çıkan uyuş mazlıklar, risk değerlemesine veya prim oranlarının belirlenmesine ilişkin uyuş mazlıklar ve zamanaşımı sürelerine riayet edilmemesi sebebiyle, artık m ahkem e ye götürülmesi mümkün olm ayan uyuş mazlıklar, Sigorta Ombudsman Ofisi'ne götürülem eyecek uyuşmazlıkların a ra sında yer almaktadır. İRLANDA FİNANSAL HİZMETLER OMBUDSMAN OFİSİ Bir kamu kurumu olarak, 1 Nisan 2005 tarihinden itibaren görev yapm aya baş layan İrlanda Finansal Hizmetler O m budsm an Ofisi, İrlanda'da kendisinden ö n ce var olan ve gönüllülük esasına g ö re çalışan om budsm an ofislerini tek bir 14 çatı altında toplamıştır. Finansal Hizmet ler Ombudsmanı, tüketiciler ile finansal hizmet sağlayıcıları arasında çıkan uyuş mazlıklarla ilgilenmektedir. Kurum, tüketi ciler tarafından kendisine ulaştırılan şika yetlerin çözümüne yönelik görevini yeri ne getirirken tam am ıyla bağımsızdır. Finansal Hizmetler O m budsm an Ofisi’nin kurulmasında, kendisinden ö n ce var olan ve sektör spesifik olarak hizmet veren om budsm an ofislerinin başarılı çalışmaları ve bu hizmetten d a h a fazla tüketicinin yararlandırılmasına yönelik yaklaşımlar etkili olmuştur. Nitekim, özel likle Sigorta O m budsm an Ofisi’nin tüm personeli ile bu yapıya a d a p te e d ilm e sine yönelik çalışma da, sektör tara fın dan iradi olarak kurulup tüketicilere hiz m et veren Sigorta O m budsm an Ofisi'ne olan güvenin önemli bir göstergesidir. Bu kapsam da, böyle bir merkezi yapı nın sigorta dışındaki sektörler için yeni bir açılım getirebileceği düşünülebilirse de, başarıyla sürdürülen sektörel o m budsm an mekanizmalarının bu şekilde merkezileştirilmesinin cid d i eleştirilerle karşılaştığı da ifade edilmelidir. Finansal Hizmetler O m budsm anı, so runları çözm eye yönelik olarak ara b u lu culuk ya p m a ve sorunun çözüm üne y ö nelik karar verm e yetkilerine haizdir. O m budsm anın verdiği kararlar iki ta ra f açısından da bağlayıcıdır. Bununla bir likte söz konusu kararların Yüksek M ahkem e'de (High Court) temyizi kabildir. Finansal Hizmetler O m bu dsm a nın a başvurabilecek olan tüketiciler; bireysel müşteriler, yıllık cirosu 3 milyon Euro'nun altında olan limited şirketler, yardım ku ruluşları, dernekler, vakıflar vb. olarak belirlenmiştir. Finansal Hizmetler O m budsm an Ofisi'nin finansmanı, finansal hizm et sağlayıcılarından alınan katkı payı ile sağlanmaktadır. Finansal Hiz m etler O m budsm an Ofisi'ne bir şikayet başvurusu yapılabilmesi için tüketicile rin, öncelikle sorun yaşadıkları finansal hizmet kuruluşu ile iletişime geçm iş ve bu kuruluşla yapılan görüşmeler sonu cund a sorunlarına bir çözüm b u lam a mış olmaları gerekm ektedir, Dolayısıyla, ilgili kuruluşun tüketiciler için öngördüğü şikayet m ekanizm asına başvurulm a dan, şikayetin d oğ ru dan Finansal Hiz m etler O m bu dsm a nı'na yapılm ası mümkün değildir. Diğer taraftan, Finansal Hizmetler Ombudsmanı; şikâyetin altı yıldan daha eski bir olaya dayanması veya söz konusu başvurunun ofise yapıldığı tarihte taraf larca uyuşmazlığın çözüm üne yönelik olarak mahkemeye başvurulmuş veya tahkim prosedürüne başlanmış olması hallerinde başvuruyu değerlendirm eye almamaktadır. Yukarıda yer alan hususlar çerçevesinde, Finansal Hizmetler O m budsman Ofisi'ne yapılacak bir şikâyetin öncelikle Ofis'in yetki alanına girip girme diği İncelenmektedir. Bu incelem ede şi kâyetin Ofis'in yetki alanında olduğu so nucuna varılırsa; Finansal Hizmetler Ombudsmanı'nın yardımcısı (Deputy Om budsman) tarafından konu ele alınır ve tüketicinin finansal hizmet kuruluşuna yaptığı şikayet başvurusuna çözüme yö nelik tatm in edici bir yanıt verilip verilme diği değerlendirilir. Başvurunun ilgili şirket tarafından uygun şekilde ele alınıp çözül düğü kanaatine varılırsa, bu durum baş vuruyu yapan tüketiciye bildirilir. Tüketici nin ilgili kararı, Finansal Hizmetler Ombudsmam'na götürm e hakkı saklıdır. Eğer, Finansal Hizmetler Om budsm anı'nın yardımcısı, şirket tarafından soru nun uygun şekilde çözüm lenm ediğine kanaat getirirse, şirketten ek bilgi ve d o küman talep edebilir. Şirketler, bu talebe 25 iş günü içinde yanıt vermek durumun dadır. Bu prosedür sonunda elde edilen doküm anlar da değerlendirilmek sure tiyle Finansal Hizmetler Ombudsmam'nın yardımcısı tarafından tavsiye niteliğinde bir rapor hazırlanır ve taraflarla paylaşılır. Tarafların bu raporu kabul edilebilir bul maları durum unda, sorun çözülür ve ra porda kabul edilen sonuçlar taraflar açısından bağlayıcı nitelik kazanır. Aksi takdirde, taraflar 25 iş günü içinde Ofis'e başvurarak çekincelerini belirtmelidir. Bu durum da, Finansal Hizmetler Ombudsmam'nın yardımcısı, ilgili görüşleri de d e ğerlendirerek bir tavsiye raporu hazırlar ve elindeki bütün doküm anlarla birlikte bunu da Finansal Hizmetler Ombudsmanı'na iletir. Finansal Hizmetler Ombudsmanı ta ra fından verilen karar iki tara f açısından da bağlayıcı olup, an ca k Yüksek Mahkem e'de temyiz edilebilm ektedir. Söz konusu karar çerçevesinde, 250.000 Euro'ya kadar tazm inata hükmedilmesi, il gili şikâyete sebep olan uygulam aya son verilmesine yönelik yaptırımların uy gulanması veya şikâyete konu olayın so nuçlarını ortadan kaldıracak tedbirlerin alınması mümkündür. Bu kapsam da, Fi nansal Hizmetler Ombudsmam'nın tüke ticiyi korum aya yönelik yetkilerinin ol dukça geniş olduğu söylenebilir. Nite kim O m budsm an, görevini yerine g e ti rirken dosya üzerinde ve yerinde her türlü araştırm a y a p m a y a , şirketlerin il gili personelinin yem inli ifadesine baş vurm aya yetkilidir. O m budsm an'ın g ö revini ifa etmesini e n g ellem eye yönelik d a vra n ışla rd a bulunulm ası h a lin d e , 2.000 Euro'ya k a d a r p a ra cezası v e /v e y a üç ay hapis cezası söz konusu olabilm ektedir. ■ AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA Solvency II direktif taslağı yayın land Onur ACAR TSRŞB Mali ve Finansal Düzenlemeler Uzmanı vrupa Birliği sigorta sektöründe halen uygulanm akta olan sermaye yeterlili ği düzenlemeleri "Solvency \ " olarak a d la n dırılmakta olup, bu düzenlemeleri kökünden değiştirerek yerine d ah a kapsamlı düzenle m eler getirecek olan yeni sisteme ise "Sol ven cy II" denilmektedir. Yürürlükteki sermaye yeterliliği sisteminin zayıf noktalarının başında risklerin dikkate alınmaması, bu nedenle de en uygun serma ye yeterliliği seviyesinin belirlenememesi gel mektedir. M evcut sistem mali bünye zafiyeti ne düşen şirketlere erken denetim m ü d a h a lesine de imkan vermemektedir. Denetim de bireysel şirketlere odaklanıldığından grupların denetim i de eksik kalmaktadır. İşte bu neden lerle, AB Üyesi Devletlerin ulusal denetim ku rumlan AB çapında getirilen m evcut düzenle melere ek olarak yerel düzenlemeler getir m eye başladılar. Bu da, AB Tek Sigorta Piya sasının düzgün işlemesinin önünde önemli bir engel oluşturmaya başladı. Bu itibarla, Avrupa Birliği, AB sigorta piya salarının bütünleşmesini arttırm ak, sigortalıla rın d a h a fazla korunmasını sağlam ak, AB si gorta şirketlerinin mali sağlamlığını ve reka b e t gücünü arttırmak, şirketlerin mali duru munu d a h a iyi anlam ak ve gerektiğinde şir ketlere erken m üdahale edebilm ek için AB ç a p ın d a yeni ve m odern bir serm aye yetersisteminin oluşturulmasına karar verdi. SOLVENCY II DİREKTİF TASLAĞI 2004 yılından bu yana, sektördeki İlgili ku rum ve kuruluşların katkılarıyla Avrupa Komis- 16 Avrupa Komisyonu 10 Temmuz 2007 tarihinde, 13 adet Direktifi tek çatı altında toplayan ve 2 0 İS yılında yürürlüğe girmesi beklenen “Solvency II” Direktif Taslağını yayınladı. yonu nezdinde de va m e de n çalışmalar ne ticesinde, Avrupa Komisyonu 10 Temmuz 2007 tarihinde "Sigorta ve Reasürans Faali yetlerine Başlanmasına ve Bu Faaliyetlerin Yürütülmesine İlişkin" COM (2007) 361 sayılı Direktif taslağını, ortak karar alm a prosedü rüyle onaylanm ak üzere Avrupa Konseyi ve Avrupa P a rlam entosu'na sundu. Taslağın Konseyde ve P arlam entoda gerekli görülen değişikliklerin yapılm asından sonra on a yla narak, 2012 yılından itibaren uygulanm aya başlanması öngörülm ektedir. Bu süre zarfın da, uygulam aya ilişkin teknik ve ayrıntılı d ü zenlemeler ise Avrupa Komisyonu tarafından belirlenecektir. 321 m a d d e ve 7 Ekten oluşan Direktif taslağında, isminden de anlaşılacağı üzere sadece sermaye yeterliliğine ilişkin düzenle meler bulunm am akta, aynı zam anda birçok Direktifte konsolidasyona gidilmektedir. Di rektif taslağı, serm aye yeterliliğine ilişkin yeni düzenlem elere gitm enin yanı sıra, bugüne kadar haya t ve hayat-dışı sigortacılık, reasü rans, sigorta grupları ve tasfiye ile ilgili 13 a d e t Direktifi ve bu Direktifleri değiştiren çok sayıda Direktifi yürürlükten kaldırarak tek ç a tı altında toplam aktadır. Bugüne kadar çok sayıda değişikliğe de uğram ak suretiyle fark lı farklı Direktiflerle düzenlenen birçok konu nun d a h a sade ve birblriyle uyumlu bir şekil de tek bir Direktifte toplanm ası okumayı ve anlam ayı kolaylaştıracaktır. Yürürlükten kaldırılan Direktiflerdeki hü küm ler öze d o k u n u lm a d a n yeni Direktif taslağına aynen aktarılmış, sadece sermaye yeterliliği ile ilgili düzenlem eler değiştirilmiş ve bazı yeni düzenlem elere gidilmiştir. Taslağın, sigorta ve reasürans faaliyetleri ne başlanması ve bu faaliyetlerin yürütülm e sine ilişkin genel kurallara ilişkin düzenlem ele re yer verilen 1. Bölüm ünde, tanım lara, kurul m a hakkına, ruhsat alınmasına, varlıkların ve yükümlülüklerin değerlem esine, teknik karşı lıklara, özsermayeye, sermaye yeterliliği sevi yelerine, standart form ül ile iç m odellere, y a tırım kurallarına, d en etim e ve AB 'de kurulu olan an ca k merkezi topluluk sınırları dışında bulunan sigorta ve reasürans şirketlerine bağlı şubelere yönelik hükümler bulunm ak tadır. Direktifte yer alan sermaye yeterliliği hükümleri yıllık prim büyüklüğü 5 milyon Euroyu g eçm eye n şirketler için uygu lan m aya caktır. 2. Bölümde, d o ğ ru d a n sigorta sözleşmele rine uygulanan hukuk kuralları ile h aya t si gortaları, hayat-dışı sigortalar ve reasüransa ilişkin kurallara yer verilmektedir. 3. Bölümde, bir grubun parçası olan sigorta ve reasürans şirketlerinin denetim i, 4. Bölümde ise, sigorta şirketlerinin tasfiyesi düzenlenmektedir. Hayat sigortası branşları, haya t dışı sigorta branşları, hayat-dışı sigorta branşlarının sınıf landırılması, şirketlerin hukuki yapıları, stan d a rt formül ve yürürlükten kaldırılan Direktif ler ile bunları değiştiren Direktifler, Taslağın Eklerinde yer almaktadır. SOLVENCY II’NİN FAYDALARI Sigorta ve reasürans şirketleri: Solvency ll'd e n doğ ru dan yararlananlar şirketler o la caktır. Yeni sistem sağlam bir risk yönetim i sağlam anın, denetim sürecini piyasa uygu lam alarıyla uyumlaştırmanın ve iyi yönetilen şirketleri d a h a az sermaye gerekliliği ile ö d ü l lendirm enin yanında, AB sigorta piyasasının d a h a fazla bütünleşmesine katkıda buluna caktır. Böylece sigorta ve reasürans şirketleri nin uluslararası a la n d a rekabet gücü a rta caktır. Sigortalılar: Solvency ll'd e n dolaylı olarak en çok yararlananlar aslında sigortalılar o la caktır. Yeni sistem, sigorta şirketlerinin mali zorluklara düşmesiyle sigortalıların zarar g ör me olasılığını azaltarak, sigortalıların korun masını sağlayacaktır. Ayrıca, d a h a iyi risk yö netim i, etkin denetim ve düzgün fiyatlandır m a öngörüldüğünden, sigortalıların sigorta ürünlerine olan güveni artacaktır. Yeni ürün ler sunulmasını sağlayarak sigortalılara d a h a fazla ürün arasından seçim ya p m a fırsatı da verecektir. Denetçiler: Denetçiler d a h a iyi ve ka d e meli denetim ya p a b ile ce k araçla ra kavuşa cak, b ö yle ce zam anında ve etkin bir şekilde harekete g e çe b ile ce k ve şirketlerin karşılaş tıkları risklerin tüm ünü kapsamlı bir şekilde in celeyebileceklerdir. Solo ve grup denetçileri arasındaki görev paylaşımı; bir sigorta gru bunu oluşturan şirketlerin d a h a iyi anlaşılm a sını sağlayacak, denetim işbirliğini ve uyum u nu arttıracaktır. Ekonomi: Düzenlemelerin ekonom ik g er çeklerle uyumlu hale getirilmesi, sigorta ve reasürans şirketlerinin uluslararası alandaki rekabet gücünü arttırdığı gibi, sektörde ve genel olarak ekonom ide d a h a iyi bir serm a ye dağılım ına katkıda bulunacak ve serm a ye edinm e m aliyetleri düşecektir. Ekonomi de riskin ve sermayenin d a h a verimli dağ ıl AVRUPA BİRLİĞİ VE SİGORTA ması orta ve uzun v a d e d e mali İstikrarın sağ lanmasına da önemli katkıda bulunmuş o la caktır. 21 Haziran 2006'da Avrupa Komisyonu ta rafından Solvency II Etki Değerlendirm e An keti düzenlenmiştir. Ç oğunluğu sektör temsil cisi olmak üzere, danışmanlar, kredi d e re ce lendirm e kuruluşu ve kam u kurumu yetkilileri ile sigorta sektöründen ilgili diğer temsilciler olm ak üzere 147 kişinin katıldığı ankette, ka tılımcılar, Solvency II'nin tem el faydalarını, ris ke d ah a duyarlı bir sermaye yeterliliği sistemi (%25), d a h a iyi bir risk yönetimi (%25), ihtiyat kurallarının ve d e n e tim uygulam alarının uyumlaştırılması (%17), p o liçe sahiplerinin d a h a iyi korunması (% 10), finansal kaynakla rın d a h a iyi dağıtımı (%10) ve grupların d e n e timinin geliştirilmesi (%5) olarak sıralamıştır. Solvency ll’nin Faydaları □ Diğer ■ Daha İyi Risk Yönetimi □ Daha Fazla Risk Odaklı □ İhtiyat Kurallarının ve Denetim Uygulamalarının Daha Fazla Uyumlaştırılması ■ Finansal Kaynakların Daha İyi Dağıtılması □ Sigorta Gruplarının Daha İyi Denetlenmesi ■ Sigortalıların Daha Fazla Korunması KISA VADEDE OLASI YAN ETKİLER İlk uygulam a m aliyetleri: Sektör ve şirket ler, m odern risk yöne tim sistemlerini veya risk bazlı denetim i henüz uygu la m a ya başlam adılarsa bazı m aliyetler o rta ya çıkacaktır. Solvency ll'yi uygulam anın tüm AB sigorta sektörü için m aliyetinin 2-3 m ilyar euro d o la yında olması beklenm ektedir. A n cak uzun v a d e d e beklenen faydalar, bu m aliyetleri aşacaktır. Sigortalanabilirlik: Özellikle uzun vadeli si 18 go rta branşlarında serm aye yeterliliği sevi yesinin artması beklend iğinden , kısa v a d e d e bu durum bazı sigorta türlerinin sigortalanabilirliğini azaltacaktır. A n cak, sigorta şir ketleri uzun v a d e d e risk azaltm a teknikleri kullanarak, yenilikçi ürünler sunarak veya fi y a tla rd a a ya rla m a ya giderek bu durum u aşacaktır. Zarar ed en branşların kar edenlerle d e n gelenm esi: Şirketler fiya tla n d ırm a d a şeffa f lık ve d a h a fazla açıklam a gereklilikleri ne- deniyle, bir ürün veya ürün grubundaki za rarın d iğ e r ürün veya ürün grubundaki karla dengelenm esi (cross-subsidlsation) uyg u la masını sınırlayabilirler. Bu nedenle özellikle zarar e d e n bazı sigorta ürünlerinin fiyatları nın artması beklenebilir. Serm aye yatırımı: Yeni sistem şirketlerin yatırım stratejilerini de etkileyebilir. Ö rneğin sabit getirili varlıklar, d a h a az oynak o ld u ğ u n d a n hisse senetlerine göre d a h a az ser m aye gerektirecektir. Bu nedenle şirketler hisse senetlerinden elde edecekleri gelirin serm aye tu tm a m aliyetinin altında k a la c a ğını düşünüyorlarsa, hisse senedi yerine d a ha fazla b o n o tu tm a ya karar verebilirler. Bu durum kısa v a d e d e AB hisse senedi piyasa larını etkileyebilir. Konsolidasyon: Direktifte, çeşitlendirm e etkilerinin serm aye yeterliliği hesaplam asına dahil edilm esiyle, çeşitlendirm eyi etkin şekil- de uygulayan şirketler veya gruplar d a h a az serm aye bulundurabilecektir. Bu durum , AB sigorta piyasalarındaki konsolidasyon eğilimini hızlandırabilir ve küçük ve orta öl çekli sigorta şirketlerinin üzerinde zaten var olan rekabet baskısını d a h a d a arttırabilir. 21 Haziran 2006'da A vrupa Komisyonu ta rafından düzenlenen Solvency II Etki D eğer lendirm e anke tinde katılımcıların Solvency II ile ilgili tem el kaygısı küçük şirketler için m a liyetlerin artmasıdır (%26). Diğer kaygılar ise sigorta ürünlerinin fiyatlarının artması (%10), işlerin AB dışına kaçışı (%9), büyük şirketler için m aliyetlerin artması (%9), sigortacıların serm aye yatırımının azalması (%9), sigorta sektöründe aşırı konsolidasyon (%9), sigorta lam a işlemlerinin azalması (%8), bazı sigorta ürünlerinin sunulamaması (%8) ve sigorta şir ketlerinin başarısızlık oranında artış (%8) o la rak sıralanmaktadır. ■ Solvency II ile ilgili Temel Kaygılar □ Küçük Şirketler İçin maliyetlerin artışı ■ Büyük Şirketler için maliyetlerin artışı □ Sigorta sektöründe aşırı konsolidasyon □ Sigorta ürünlerinin fiyatlarının artması ■ Bazı sigorta ürünlerinin sunullamaması □ Sigortalama işlemlerinin azalması ■ İşlerin AB dışına kaçışı □ Şirketlerin daha az sermaye yatırımı yapması ■ Diğer 19 KAPAK KONUSU Sigortada Ombudsman ve yeni bir oluşum Tahkim Komisyonu Av. Zihni METEZADE TSRŞB Yönetim Kurulu Müşaviri 0 igorta sektöründe de yer alan ve uy^ gulam a alanı bulan Om budsm an son senelerde sigortacılığın gelişmiş olduğu ülke lerde sigorta mevzuatı içinde yer almış ve si gortacı ile sigortadan faydalananların, sigor ta sözleşmesinden doğ a n hak ve m enfaatle rin korunmasında yardımcı bir müessese hali ne gelmiştir. Sigortada Ombudsman, sigorta cıların, sigortalıların ve sigorta sözleşmesinin uygulanm asında d o ğ ru d a n doğ ru ya ilgili olan üçüncü kişilerin, yazılı ve basit başvurula rı üzerine sigorta şirketi ile olan uyuşmazlıkları nın tarafsız ve objektif bir şekilde incelenmesi dir. Bir başka ifade ile, Ombudsman şahıs ola rak uyuşmazlıkların çözüm ünde aracı; kurum olarak ise aracılık hizmetidir. I- GENEL OLARAK BAZI ÜLKELERDE OMBUDSMAN Sigorta ile sigortacı arasındaki anlaşm az lıkların çözüm ü için ihdas edilen O m buds m an Müessesesi Avrupa ülkelerinde çeşitli kuruluşlar için d e fa a liy e t gösterm ektedir. Ö rneğin; Avusturya’da; "Şikâyetler Bürosu" adı a l tınd a Sigorta Şirketleri Birliği nezdinde hiz m e t bölüm lerinden biri olarak çalışm akta ve Büronun hiçbir ü crete ta b i o lm a d a n yaptığı bu hizmet, şikayetçi ile sigorta şirketi arasında aracılık ve tavsiyede bulunm ak şeklinde belirlenmektedir. A lm a n y a ’da; O m bu dsm a n hizm eti A l m an Sigortacılar Birliği ta ra fın d a n yürütül mektedir. Hükmi şahsiyeti haiz bu Birliğe her kes başvurabilm ekte, genellikle yazılı şekilde yapılan başvuruları m üteakip, şikâyet e d i len sigortacı durum u açıklam ak üzere Birli ğ e d a v e t edilerek, yapılan in ce le m e sonu c u n d a ihtilafın çok kere tarafların anlaşm a sı ile çözüm ü sağlanm aktadır. Birliğin bu hu sustaki çözüm yolu, ta ra fla r için zorlayıcı ni telik taşım ayan görüş veya tavsiye şeklinde olm aktadır. Fransa’d a ise: şikâyetlerin çözüm le nm e sinde çok sayıdaki O m budsm an kişiler aracı olarak fa a liye t gösterm ekte; sigorta şirketle ri ya kendi aracılarını kendileri belirlem ekte veya Fransa Sigorta Şirketleri Federasyonu nun belirlediği aracıyı kabul etmektedirler. A n cak aracının devreye girebilmesi için d a ha ö n c e şikâyet konusunun şikayet edilen şirket nezdinde çözüm yollarının araştırılma sı, ond a n sonra aracıya başvurulması gerek mektedir. Aracılık hizmeti ücrete ta b i o lm a yıp, aracının üç ay içinde vereceğ i karar ta rafları zorlayıcı nitelikte değildir. İngiltere’de: Hayat dışı sigortalarda çalışan Sigorta O m budsm an Bürosu, sigorta şirketleri nin üyesi olduğu bir kuruluş olarak çalışm akta dır. O m budsm an Aracısı bağımsız olarak ç a lışmakta ve Sigortacılar ve Tüketiciler Konseyi tarafından atanm aktadır. Aracılık ücrete tabi olmayıp aracılık fonksiyonu sonunda 100.000 p o u n d 'a kadar olan kararlar sigortacı için zorlayıcı nitelik taşımakta, ancak sigorta etti renleri bağlam am aktadır. Ayrıca h a y a t sigortalarına ilişkin bir diğer aracı teşekkül ile hakem lik hizmeti gören bir başka kuruluş m e vcu t bulunm aktadır. Şikâyetlerin konusu %60 sigortacılık hizmetlerine, %13’ü sigorta sözleşmesinin şartlarına, %5’i sigorta sözleşmesinin oluşumuna, %8’i sözleşmenin sona ermesi veya iptaline, %5’i uygulanan tarifeye, %5’i araçlara, %4’ü de sigorta ettirene verilecek diğer hizmetlere yöneliktir. Görülüyor ki uyuşmazlıkların ana kaynağı sigorta sözleşmesi olmaktadır. Finlandiya, İspanya, Danim arka, İrlanda gibi ülkelerde Tüketici Danışma Komitesi, Tü ketici Enstitüsü veya diğer tüketici kuruluşla rı ile Sigorta Şirketleri Birliği arasında yapılan İşbirliği sonucunda om budsm an hizmeti v e rilmektedir. Benzer durum ülkemizde de m e vcu t olup, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununa m üsteniden tüketicilerle satıcılar arasında çıkan uyuşmazlıklara çözüm bulm ak a m a cıyla, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı il ve ilçe m erkezlerinde Tüketici Sorunları Hakem He yeti oluşturm akla görevli olup, bu Heyetin ve re ce ğ i kararlar Tüketici m ahkem elerinde delil olarak ileri sürülebilmektedir. Uyuşmazlık konusu m al veya hizmet bedeli, Bakanlıkça her yıl Aralık ayı içinde ilan edilen miktarı aş m adığı takdirde , bu heyetlerce verilmiş bir karar o lm a d ıkça tüketici m ahkem elerine başvurulamaz. Sigorta om budsm an kurum undan bahse derken, bir nebze Belçika Sigorta Şirketleri Birliği nezdinde bu konudaki işleyişe d e ğ in mek isteriz. Belçika O m budsm anın görevi, Birlik üyesi sigorta şirketi ile sigortalılar, sigorta ettirenler ve d iğ e r ilgili şahıslar arasında sigorta sözleş m esinden d o ğ a n ihtilafları yazılı başvuru üzerine tarafsız ve objektif bir şekilde in ce le mektir. O m budsm ana yapılan m ü ra ca a tla r en kı sa za m a n d a sigorta şirketlerine intikal ettirilir. Başvuruda, şikâyet konusu ile ilgili belgelerin belirtilmesi gereklidir. İddiaların haklı görül mesi halinde müşteki için olumlu bir sonuç sağlanmış olunur. Sigorta şirketinin görüşü, başvuruyu ya p a n tara fından anlaşılabilmesi için, gerekli b e lge ve bilgilerle ayrıca m üşte kiye gönderilir. O m budsm an fonksiyonunun ifası için si g o rta şirketleri nezdindeki m uhatabın d a belirlenmesi lazımdır. Bunu tem inen, Sigorta Şirketleri Birliği, her sigorta şirketi genel m ü düründen, sigorta şirketinin üst d e re ce d e ki bir yöneticisini, O m budsm ana karşı yetkili m u h a ta p olarak belirlemesini ister. 1987 yılın d a n beri yürütülen bu uyg u la m a d a , şirketler hem en hem en en yüksek d e re ce d e ki yöne- 21 KAPAK KONUSU ficilerini bu hususta yetkili kılm akta ve bazen genel m üdürler bu görevi yüklenmektedir. Bu yapı, bir ya n d a n İncelem enin d a h a ç a buk olmasını ve etkinliğini, diğer ya nd an si gorta şirketinin, ihtilaflı ilgili birimine ait so runlarının, en yetkili yöneticileri tarafından d a h a iyi bilinebilmesini sağlam aktadır. İstatistiklere göre Belçika Sigorta Şirketleri Birliğine yapılan şikâyetlerin orta lam a o la rak %6'sı hayat, %24'ü o tom obil mali sorum luluk, %9 o to (kasko, yangın ve hırsızlık) %12'si Hukuksal Korum a, %26'sı yangın, %9'u diğer m ali sorumluluk, %4'ü sağlık, %3'ü ferdi kaza, %2'si Turistik yardım, %2'si iş kazası, %3'ü d e hırsızlık sigortalarına yönelik bulunm aktadır. Şikâyetlerin konusu %60 sigortacılık hizmet lerine, %13'ü sigorta sözleşmesinin şartlarına, %5'i sigorta sözleşmesinin oluşumuna, %8'i sözleşmenin sona ermesi veya iptaline, %5'i uygulanan tarifeye, %5'i araçlara, %4'ü de si gorta ettirene verilecek diğer hizmetlere yö neliktir. Görülüyor ki uyuşmazlıkların ana kay nağı sigorta sözleşmesi olmaktadır. B elçika'da om budsm an hizmetleri ücrete ta b i değildir ve om budsm anın fonksiyonu, ihtilafların çözüm ünde aracılık etm ek; g e rektiğinde sektöre fikirlerini ve tavsiyelerini duyurmaktır. O m budsm ana intikal e de n şikâyetlerin içeriği ve sonuçları hakkında bir fikir e d in mek üzere şu örnekleri verebiliriz: • Bir sigortalı, sigorta primini vadesinde ödem em esi nedeniyle sigorta şirketinin söz leşmeyi askıya aldığını ve tazm inatı ö d e m e diğini şikâyet konusu etmiştir. Sigorta şirketi, primin 14 günlük sürede ödenm em esi halin d e tem inatın duracağını taahhü tlü m ektu p la bildirdiğini ve prim ödem esinin bu süre den sonra yapıldığını ileri sürmüştür. Yapılan incele m ed e, şirket yetkilisinin ödem enin y a pıldığına ilişkin b a n ka m ektubunun tarihini dikkate aldığı; oysa, öde m e nin bu tarihten beş gün ö n ce yapıldığı anlaşılmış ve sigorta tem inatının d e va m e ttiğin e karar verilmiştir. • Yangına karşı sigortası bulunan bir si g o rta ettiren, şöm inesinden yayılan yarı yanmış köm ür parçalarının çatısına zarar verdiğini, aracı ve sigorta şirketi nezdinde yaptığı başvuruların sonuçsuz kaldığını ve talebinin kabul edilmemesinin nedenini de bilem ediğini bildirmiştir. Durumu inceleyen O m budsm an, yangın çıkarmaksızın sigortalı şeylerin uğradıkları zararların te m in a t dışı kaldığı yo lunda müştekiye c e v a p vermiştir. • Bir b a h çe n in çim enlerinin m akine ile biçilmesi sırasında fırlayan taşın evin p e n ce re camını kırması üzerine, mal sahibi, çim kes m e m üteahhidinin sorumluluk sigortasından zararın tazminini ta le p etmiş; a n ca k sorum luluk sigortasını yüklenen sigortacı, sigortalı sının o la yd a bir kusurunun bulunm adığı ve beklenm edik bir hal olduğu gerekçesi ile ta lebi reddetmiştir. Durumun şikâyet edilmesi üzerine, O m budsm an, sigortacı ile aynı g ö rüşü paylaşarak, şikâyetçinin bu konuda kendi sigortacısına başvurması gerektiğini bildirmiştir. • Aracı gasp edilen bir sigortalının zararı, sigorta sözleşmesine göre, alarm sistemi te sis edilm em iş olm asından dolayı red edilmiş tir. Konunun şikâyet edilmesi üzerine, O m budsm an, hırsızın, aracı gasp ederek aldığı nı, dolayısıyla bu gasp yolu hırsızlıkla, alarm sisteminin olmam ası arasında bir illiyet a ra n masının doğ ru olmadığını dikkate alarak müştekiyi haklı bulmuş, sigortacı d a kararı kabul etmiştir. • Bir sigorta şirketi, karısının m ücevherleri kasaya koyması isteğine ra ğm en, bunu y a p m a y a n kocanın "iyi bir aile babası" gibi tedbirli hareket etm em esi nedeni ile ça lı nan m ücevherlerden dolayı tazm inat ta le bini red etmiştir. Durumu inceleyen O m budsm an, sigorta sözleşmesinde şirketin ileri sürdüğü şekilde te d b ire ilişkin herhangi bir hüküm olm adığını ve şirketten kazanç sağ lam ak a m a cıyla hareket edildiğine ilişkin bir delil d e bulunm adığını dikkate alarak sigor ta şirketinin görüşünü kabul etmemiştir. II. ÜLKEMİZDEKİ DURUM TAHKİM KOMİSYONU Sigorta şirketleri ile sigortalılar arasındaki m İ m ilişkiler, tarafların hak ve yükümlülüklerini gös teren sigorta sözleşmesine d a ya n m a kta ve dolayısıyla, sözleşmenin uygulanm asından dolayı ta ra flar arasında uyuşmazlık çıkması, bu sözleşmenin do ğ a l sonucu olm aktadır. Uyuşmazlıkların türüne göre bunun çözüm yolları değişik olm akla beraber, şimdiye ka d ar çözüm e yardımcı o la ca k veya çözüm ü sağlayaca k ülkemizde iki Kuruluş m evcuttu. Bunlardan biri sigorta işlemleri üzerinde vesa yet ve den etim yetkisini haiz Hazine M üste şarlığı ve bu Müsteşarlığın Sigorta D enetlem e Kurulu, diğeri de adli m ercilerdi. A ncak, adli m ercie başvurunun zam an alması, masraflı olması ve sigorta konusunda ihtisas m ahke melerinin kurulmamış bulunması gibi ned en ler, zararının kısa zam and a tazminini isteyen sigortalı müştekiyi bu yola başvurm aktan çok kere alıkoymuş ve sigorta şirketi ile olan uyuşmazlığını, şirketle halletm e yolunu tercih etmesine neden olmuştur. Türk sigorta hukuku m evzuatı açısından, sigortacı ile sigortalı arasındaki sigorta söz leşm esinden d o ğ a n ihtilafla rın h allinde 14.6.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5684 sa yılı Sigortacılık Kanunu ile yeni bir müessese getirilmiştir. Sigorta Tahkim Komisyonu. Tahkim Komisyonu Sigorta ettiren veya si g o rta sözleşmesinden m e n fa a t sağlayan ki şiler ile riski üstlenen ta ra f arasında sigorta KAPAK KONUSU sözleşmesinden d o ğ a n tüm uyuşmazlıkların çözüm ü am a cı ile kurulmuştur. Sigorta m evzuatında bu konudaki bir ç ö züm yolu d a şimdiye kadar, ihmal edilen si g o rta d a uyuşmazlıkları azalta cak hakem bilirkişi prosedürüdür. Sigorta Tahkim Komis yonunun tanımı, kuruluş ve işleyişinden ön ce, bu hususta kısa bir bilgi verilmesi fa y d a lı bulunmuştur. A. HAKEM-BİLİRKİŞİ PROSEDÜRÜ Ticaret kanununun sigortada tazm inat ödem esinde getirdiği sistem, özellikle m al si go rta la rın d a rizikonun gerçekleştiğinin si go rtacıya ihbar borcunun d o ğ d u ğ u tarihte, sigorta bedelini ö d e m e borcunun m u a cce l olmasıdır. A n ca k bir borcun m u a cce l o la b il mesi için d e o borcun miktarının ö n ce d e n belli olması gerekir. Bu nedenle po liçe g e nel şartlarına tazm inat miktarının tespiti ile il gili hüküm ler konulmaktadır. Buna göre ka ide olarak, sigorta sözleşmesine ilişkin zarar larla, zararın miktarı tara flar arasında anlaşı larak saptanır. Sigortacı ile sigortalı zarar m iktarında anlaşam adıkları takdirde zarar miktarının tayini, hakem-bilirkişilerce tespit edilir. Hakem-bllirkişiler zarar miktarının sap tanması konusunda gerekli görecekleri d e liller ile sigortalanan m enfaatin, rizikonun gerçekleşm esi sırasındaki değerini tespite ya ra ya ca k kayıt ve belgeleri isteyebilir ve hasar yerinde in ce le m e d e bulunabilirler. Yargıtay kararlarına göre hakem-bilirkişi tayinine ve raporlarının ta ra fla rc a kabul e d ile ce ğ in e ilişkin anlaşm a, hukuki m ahiye ti itibariyle Hukuk Usulü M uhakem eleri Kanu nunun 287/f2 hükm üne uygun bir delil m u kavelesi o ld u ğ u n d a n , hakem-bilirkişilerin ra porları, m ahkem elerce seçilen diğer bilirkişi lerin ra p o rla rın d a n farklı olarak tara fları bağlar. Hakem-bilirkişilerin verecekleri ra porlar bir hakem kararı olm adığından te m yiz edilem ez. A n ca k hakem-bilirkişi sözleş mesinin içerik bakım ından geçerli bulunm a sı, bu kişilerin usulüne uygun seçilmesi ve yetkileri d a h ilinde rapor düzenlemiş o lm a la rı gerekir. M ahkem e bu şartların varlığını re'sen araştırır, rapor usulüne uygun değilse m ahkem e için bağlayıcı değildir. Bunun y a nında ta ra flard an biri hakem-bilirkişi raporu nun a d a le te ve nesafete uygun düşm ediği, zarar miktarının gerçek durum dan önem li şekilde farklı olduğu gerekçesiyle iptali için d a v a açabilir. Yargıda oluşan içtihatlar, rizikonun te m i n a t kapsamı içinde kalması halinde hasar miktarı konusunda ta ra fla r arasında h a kem-bilirkişi prosedürünün bir delil anlaşm a sı olarak uygulanması, a n ca k rizikonun te m inat dışı iddiası karşısında uyuşmazlığın ç ö zümü için m ahkem eye gidilebileceğidir. Ne var ki, bu prosedür yeterince sigortalılarca bilinem ediği için uygulanmam ış, sigorta şir ketlerince de, genel şartların p o liçe ile birlik te sigortalıya verilmesi dışında, bilgilendir m e sağlanamamıştır. A n cak Bilgilendirme Yönetm eliği uygulaması ile bu noksanlığın sağlanacağını umuyoruz. B. YENİ OLUŞUM-TAHKİM KOMİSYONU Hakem-bilirkişi prosedürü ile zarar miktarı nın tesbitine ilişkin uyuşmazlıklar giderilm ekte ve anlaşma ile bu miktar saptanmaktadır. 14.6.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile sigorta sözleş m esinden d o ğ a n tüm uyuşmazlıkların çözü mü için ise Tahkim Müessesi getirilmiştir. Bu yeni oluşum ile sigorta ettirenler veya sigorta sözleşmesinden m e n fa a t sağlayan kişilerle risk üstlenen sigortacı arasındaki uyuşmazlıkların, belirli bir limite kadar, ta h kim yolu ile ve tarafları bağlayıcı şekilde so nuçlandırılması amaçlanmıştır. İhtisas mahkemelerinin olmaması, normal yargı yolu ile yapılan çözümlenmelerin uzun zam an alması ve masraflı olması, bunu göze alam ayan sigortalıların veya hak sahiplerinin sigortacılar tarafından önerilen tazminatı ka bul etmeleri gibi faktörler böyle bir oluşuma ihtiyaç göstermiştir. Bu b a ğ la m d a , yazımızın baş tarafında açıkladığımız dış ülkelerdeki om budsm an sistemi dikkate alınmıştır. Sigortacılık Kanununun 30uncu m addesi ile düzenlenen sistemin kuruluşu, kapsamı ve işleyişi a n a hatları aşağıda belirtilmiştir. a. Kuruluş ve kapsam Yukarıda da değindiğim iz gibi sigorta e tti ren ve sigorta sözleşmesinden m e n fa a t sağ layan kişiler ile riski üstlenen ta ra f açısından sigorta sözleşmesinden d o ğ a n uyuşmazlıkla rın çözüm ü am acıyla, Türkiye Sigorta ve Re asürans Şirketleri Birliğinin çatısı altında Si g o rta Tahkim Komisyonu oluşturulmaktadır. Komisyon Hazine Müsteşarlığı temsilcisi ile İki Birlik temsilcisi bir tüketici derneği tem silci si, Müsteşarlıkça belirlenen bir akadem isyen hukukçu temsilcisinin katılımı teşekkül e t mektedir. 17.8.2007 tarihli Resmi G azetede yayım la nan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetm eli ğin 2ncl m addesinde, Sigorta Tahkim Komis yonu ve Komisyon üyeleri ile komisyon m ü dür ve diğer personelin, sigorta raportör ve hakem lerin, Tahkim Sistemine üye olan si g o rta şirketlerinin bu yönetm eliğe tabi o la cakları belirtilmiş, ayrıca Türk Ticaret Kanunu hükümleri ile özel kanunlar uyarınca sigorta sözleşmesi y a p a n d iğer kuruluşlar yö n e tm e lik kapsam ında tutulmuşlardır. Oysa, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun lin ç i m addesi 3üncü fıkrası "5684 sayılı Kanunun denetim le ilgili hükümleri hariç olm ak üzere özel ka nunlarına göre sigortacılık fa aliyetind e bulu nan diğer kuruluşlar bu Kanun kapsam ında değildir." hükm ünü içerm ektedir. Yönetm eli ğin kapsam m addesi bu açıd a n kanun hük mü ile çelişmektedir, görüşündeyiz. Kanunun 30uncu m addesi 1.fıkrası hük m üne göre sigortacılık ya p a n kuruluşların tahkim sistemine katılım zorunluluğu yoktur. Tamamen gönüllülük esasına da ya n a n sis te m d e üye olm ak İsteyenler, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğince belirlene cek ve Hazine Müsteşarlığınca on a yla n a cak m iktardaki bir katılım payı ile sisteme ka tılabilecektir. Komisyona bağlı çalışm ak üzere bir komis yon m üdürü ve iki m üdür yardımcısı, rapor törler ile yeterli sayıda personelden oluşan bir kadro işleri yürütecektir. Uyuşmazlıklar h a y a t ve h a ya t dışı sigorta gruplarından yalnız birinde görev y a p a c a k sigorta hakem leri ve raportörler aracılığıyla çözülecektir. Komisyon m üdürü, yardımcıları, raportör ler ve hakem lerin belirli nitelikleri taşıması la zımdır. Komisyon m üdürü, yardımcıları, ra portörler ve sigorta hakem lerinin en az dört yıllık yüksek okul mezunu olması, mali gü ç dı şında, sigorta ve reasürans şirketi kurucula rında aranan nitelikleri taşıması, sigorta hu kukunda veya sigortacılıkta en az belli süre deneyim i olması şarttır. Bu deneyim süreleri Komisyon müdürü için sigorta hukukunda en az iki yıl, sigortacılıkta 25 KAPAK KONUSU en az beş yıldır. Müdür Yardımcılarında d u rum farklıdır. Bu yardım cılardan en az birin d e iki yıllık sigortacılık deneyim i aranırken d i ğerinde böyle bir deneyim süresi a ra n m a maktadır. Deneyim süresi aranan sigortacı lık ve sigortacılık tekniği ile ilgili konulardan sorumlu m üdür yardımcısıdır. Raportörlerin de komisyon m üdüründe a rana n niteliklere sahip olması gerekm ek tedir. Sigorta hakem lerinde ise, sigorta huku kunda en az beş yıl veya sigortacılıkta en az on yıl deneyim aranm aktadır. Sigorta hakem i olm ak isteyenlerin gerekli nitelikleri taşıdıklarını belgelem ek suretiyle komisyona başvurması gerekm ektedir. Gerek kanunda, gerek sigortacılık kanu nunun 30uncu m addesi uygulamasını gös term ek üzere çıkarılan 17.8.2007 tarihli Si gortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetm elikte, si g o rta hukukunda veya sigortacılıkta d e n e yimi açıklayıcı bir hüküm yoktur. Avukat, hu kuk müşaviri gibi kimselerin özel olarak sigor ta hukukunda deneyim süresi nasıl s a p ta n a caktır? Sigortacılıkta deneyim li olm a kapsa mına kimler girebilecektir? Bu hususların, değ e rle n d irm e d e açık kıstaslara b a ğ la n m asından yarar vardır. Komisyona yapılan başvuruları uygun g ö rülen hakem adayları kabul için Hazine Müsteşarlığına bildirilecek, Müsteşarlığın ka bul etmesi halinde ilgilinin ismi, Komisyon ta rafından tu tu la ca k ve bir örneği A d a le t Ba kanlığına gönderilecek olan sigorta hakem liği listesine kaydolunacaktır. Sigorta hake minin ismi, gereken nitelikleri kaybetm iş v e ya tarafsızlık ilkesine aykırı hareket etmiş ol ması halinde sürekli olarak listeden çıkarıla cak; kendisine ulaşan dosyaları bir yıl içinde en fazla üç kez zam anında sonu çlan dırm a mışsa, ismi bir yıl süre ile listeden silinecektir. b. Sistemin İşleyişi Sistemin işleyebilmesi için uyuşmazlığın d o ğ d u ğ u sigorta şirketinin Tahkim sistemine üye olması; uyuşmazlığına çözüm isteyen veya sigorta sözleşmesinden m e n fa a t sağ layan kişinin de tahkim i kabul etmiş olması lazımdır. Sigorta tahkim sistemine üye olm ak iste yen kuruluş, isteğini Tahkim Komisyonuna bildirerek sisteme sabit katılım payı ödem ek suretiyle üye olur. Sisteme üye olunm adan ö n c e sigorta ettirenler veya m e n fa a t sahibi olan kişilerle tahkim anlaşması yapılamaz. Üyelikten d a h a sonra çıkm a halinde, üyelik dön em inde yapılan sözleşmelerden d o ğ a n uyuşmazlıkların çözüm ü için, hak sahipleri nin tahkim sistem ine başvurm a hakları m evcuttur. Uyuşmazlıkların çözüm ü için y a pılan giderler için d e eski üyeye rücu edilir. Tahkim Komisyonuna gidilebilm esi için si gortacılık y a p a n kuruluşla uyuşmazlığa d ü şen kişinin uyuşmazlık konusu olay nedeniy le sigortacılık y a p a n kuruluşa d a h a önce başvurmuş olması ve taleb inin kısmen veya ta m a m e n olumsuz sonuçlanmış olması la zımdır. A ncak sigortacılık y a p a n kuruluşun on beş gün içinde c e v a p vermemesi halin de c e v a p olumsuz telakki edilerek Komisyo na başvurulabilinir. Uyuşmazlık konusu için ayrıca M ahkem e ye ve Tüketicinin Korunması Hakkındaki Ka nun hükümleri uyarınca Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulunmuş ise bu ta k dirde, Tahkime başvurulmaz; başvurulur ise Komisyon konuyu tetkik etmez. Başvurular için Müsteşarlıkça belirlenen bir başvuru ücreti alınır ve başvuru öncelik le raportörler ta ra fın d a n incelenir. Raportör yukarıda değinilen hususların olup olm adı ğına bakar. Yapılan bu ön incelem e sonun d a dosyanın komisyon ta ra fından d e ğ e r lendirm eye a lın a m a ya ca ğ ı anlaşılırsa, d u rum ilgiliye bildirilir ve başvuru geri çekilirse d e aynı hüküm uygulanır. Ön incelem eyi ta m am layan raportör, dosyayı uyuşmazlığın çözüm ü için gerekli bilgi ve be lg e eksikliği açısından inceler. Uyuşmazlığın bilgi ve b e l ge eksikliğinden kaynaklandığının anlaşıl ması halinde raportör durum u tara flara bil dirir ve ta ra flara bilgi verm ek kaydıyla dos yayı kapatır. Bu d urum da başvuru ücretinin yüzde ellisi başvuru sahibine iade edilir. Sigortacılıkta Tahkime ilişkin Yönetm eliğin 16ncı m addesinin 5inci fıkrasında yer alan bu hükmün uygulanabilm esi "uyuşmazlığın çözüm ü için gerekli bilgi ve belgelerin" ne olduğunun bilinmesine bağlıdır. Başvuru sa hibi bu belgelerin ne olduğunu bilmeli ve başvurusunu buna göre yapmalıdır. Belge ve bilgi eksikliği dosyanın kapatılm asına ne den olacaktır. Bize göre bilgi ve belgeler her olaya göre özellik arz e d e c e k şekilde değiş mekle berab er a n a belgeler bellidir. Bu b e l geler u yg u la n a ca k sigorta şirketleri tarafın dan çok kere saptanmıştır. Bilgilendirme Yö netm eliği hüküm lerine göre tazm inat başvu rusu için gereken bilgi ve belgelere ilişkin lis tenin sigortalıya verilmesi gerekm ektedir. Konu sigortalı açısından önemlidir. Raportör ler, uyuşmazlık konusu eksik bilgilendirm e ve ya evrak noksanlığı gibi nedenlerden kay naklanıyorsa, ta ra fla rla tem asa geçm eli ve elde e d e c e ğ i bilgi ve belgelere göre iletişim sonucu belirlenecek durum u dikkate alarak, uyuşmazlığın so n u çla n d ırılm a m a sı halinde konuyu hakem e iletmelidir.. A ncak, dosya nın kapatılmasının tem ini için bilgi ve belge verm em ek suretiyle hakkın suiistimaline de m ahal verm em ek lazımdır. Aksi takdirde, tahkim yolu kapanacaktır. Bu nedenle, ra portör uyuşmazlığın çözüm ünü veya konu nun hakem e götürülm esini sağlayaca k bir tutum sergilenmelidir.. Raportörün dosyaya ilişkin incelemesini on beş gün içinde tam am lam ası lazımdır. Yukarı da belirtilen şekilde sonuçlandırılmayan baş vurular için raportörün hazırlayacağı rapor Komisyona yollanır. Uyuşmazlığa hangi sigor ta hakeminin ba ka ca ğ ı Komisyon tarafından sigorta hakem listesinden seçilir. Komisyon bu yetkiyi Komisyon m üdürüne de verebilir. İşin niteliğine göre en az üç sigorta hakem inden oluşan bir heyet oluşturmasına karar verilebi lir. A ncak uyuşmazlık konusu miktar on beş Türk Lirası ve üzerinde olduğu takdirde heyet oluşturulması zorunludur. Hakem seçimi, dosya konusuna göre h a y a t ve h a ya t dışı sigorta grubuna giren liste lerden sıra usulüne göre yapılır. Sıra usulün d e sigorta hakemlerinin uzmanlık alanları esas alınır. c) HUMK’un 532nci m addesi uygulaması: Kanunun 30uncu m addesinin 16ncı fıkrası hükm üne göre hakem ler görevlendirildikleri tarihten itibaren en g e ç , dört ay içinde ka rar verm eye m ecburdur. Aksi halde uyuş mazlık yetkili m ahkem ece halledilir. Bu süre tara fların açık ve yazılı m u vafakatlarıyla uzatılabilir. Kısa sürede, sorununa çözüm a ra ya n sigorta ettiren veya sigorta şirketinin işi uzatm alarının bir anlam ı yoktur. M a d d e d e "Aksi h a ld e uyuşmazlık yetkili m ah ke m e ce halledilir" ifadesi yer almaktadır. A n ca k Tah kime İlişkin Y önetm elik'de bu konuda açık layıcı bir hüküm yoktur. Bu halde prosedürün nasıl işleyeceği belirtilmemiştir. Üzerinde durulacak bir başka husus 16ncı fıkradaki "Hakem kararını Komisyon m üdü rüne te vd i eder. Komisyon m üdürü kararı en g e ç üç iş günü İçinde Hukuk Usulü M uhake m eleri Kanununun 532nci m addesi uyarınca gereğinin yapılması için davayı görm eye yetkili m ahkem eye iletir" hükmüdür. İlgili y ö netm eliğin 16ncı m addesinin lOuncu fıkra sında d a aynı hüküm sevk edilmiştir. HUMK'nun 532nci m addesi, hakem lerin kararını salahiyettar olan m ahkem e kalem i ne te v d i e d e c e ğ i, kararın m ahkem e kalemi evrakında hıfz olunarak ta le p ede n ta ra fa suretinin verileceği, kararın iki ta ra fa tahriren te b liğ e d ile ce ğ i yolundadır. O ysa, Sigortacılık Kanununun 30uncu m addesinin 12nci fıkrası ile kırk bin Türk Lira sına ka d a r olan kararların her iki ta ra f için d e kesin olduğu belirtilmiştir. Bu kararların kom isyonca ilgililere duyurulması ile sonuç alınmış olacaktır. Kararın icra edilebilm esi 27 KAPAK KONUSU için m ahkem eye gönderilm esi ve m ahke m eye başvurm ak suretiyle ayrıca harç ve benzer giderlerin ödenm esi suretiyle kararın tebellüğünün sağlanması, hızlı ve ucuz ç ö züm yolu arayan ilgili tarafların, tahkim siste m inden yararlanmasını geciktire cek, bir a n la m da bu sistemi tercih etm em elerine yol açabilecektir. Kanımızca, u ygu lam ada , ha kem kararlarının en g e ç üç iş günü gibi kısa bir süre de Komisyon M üdürlüğünce ta ra fla ra tebliği; Yönetm eliğe bu yo ld a hüküm ila vesi bu tür mahzurları önleyecektir. Kararın m ahkem eye gönderilm esi tem yi ze başvurulm ası için bir usul yoludur. H.U.M.K'nun 532nci m addesinin uygu lam a sında, hakem kararı ile birlikte hakem lerde ki d a v a dosyasındaki sözleşme ve tüm b e l gelerin (dosyanın) m ahkem e kalem ine v e rilmesi aranm aktadır. Bu husus uygulam a d a Komisyonun üzerinde du ra ca ğ ı hususlar dan biri olacaktır. Burada en önem li husus lardan biri de 30uncu m a d d e n in 22nci fıkra sındaki bu kanunda hüküm bulunm ayan hallerde Hukuk Usulü M uhakem eleri Kanu nunun hükümlerinin sigortacılıktaki tahkim hakkında d a u yg u la n a ca ğ ı yolundaki hü kümdür. Bu takdirde , hakem kararına karşı süresi içinde temyiz yoluna başvurulmazsa karar m ah ke m e başkanı ta ra fın d a n H.U.M.K.'nu 536ncı m addesi uyarınca tasdik olunacak, karar a n c a k bu takdirde kesin hüküm ifade edecektir. Bütün bu durumlar, kanımızca Tahkim'in acil çözüm olm a yolunu uzatacak, bunu engellem ek üzere, Tahkim Komisyon karar larının güven ve a d a le ti sa ğ la ya ca k olması önem kazanacaktır. d) Tarafsızlık Sigorta hakem leri ve raportörler tarafsız olm ak zorundadırlar. A n cak, 5684 sayılı ka nunun 30uncu m addesinin 18inci fıkrasında yer alan bu b ölüm de, hakem lerin y a p a m a yacağ ı işmlere ve red sebeplerine ilişkin d ü zenlem eler getirilmiş, raportörler unutulmuş tur. Nitekim, Tahkim yönetm eliğinde de bu konuda ayrıca bir hüküm yoktur. Bu n e d e n le "raportörler tarafsız olm ak zorundadır" ibareleri boşta kalmıştır. 5684 sayılı kanuna göre sigorta şirketleri nin, reasürans şirketlerinin sigortacılık y a p a n diğer kuruluşların, sigorta eksperlerinin, si g o rta a ce n telerinin ve brokerlerinin o rta k ları, yöne tim ve d e n e tim in d e bulunan kişiler ve bunlar ad ın a imza a tm a y a yetkili olanlar ile tüm bu kuruluşlarda mesleki fa a liy e tte bulunanlar ve sigorta eksperleri ve brokerler sigorta hakem liği yapam az. Bu sınırlan dırm alar söz konusu kimselerin eş ve ç o c u k ları için d e geçerlidir. Hukuk Usulü M uhake meleri Kanununun 28inci m addesi sigorta hakem leri hakkında d a uygulanır. Tahkim y ö n e tm e liğ in d e d e yer alan bu husustaki düzenlem eye göre hakem in kendisine ait olan ve ya d o ğ ru d a n d oğ ru ya veya dolaylı olarak ilgili bulunm adığı uyuşmazlıklar, a ra larında evlilik bağı kalkmış olsa bile eşinin ve ya kayın yö n ü nden a lt soyunun ve üst so yunun ü çü n cü d e re c e y e kada r kan veya ikinci d e re c e y e ka d a r kayın hısımlarının; arala rında evlatlık ilişkisi bulunan kişilerin uyuşmazlıkları, ta ra fla rd a n birinin vekili v e ya varisi ve kayyım sıfatıyla hareket ettiği uyuşmazlıklar; tahkim sırasında, yönetim ku rulunda bu lu n d u ğ u tüzel kişiye ait uyuşmaz lıklar, hakem in b a k a m a y a c a ğ ı uyuşmazlık lardır. Taraflar H.U.M.Kanununun 29uncu m adde sinde ki hakem i red sebeplerine d a ya na ra k hakem i rededebilirler. Ret ta le b i, kom isyona durum un öğrenildiği tarihten iti baren en g e ç beş iş günü için d e (Y önetm e likte on beş gün. Yönetm elik hükm ünün ka nuna uygun düzenlenm esi yerinde o la c a k tır.) yapılır. Komisyon m üdürü her iki tarafın görüşlerini d in le d ik te n sonra beş işgünü için d e karar verir. Uyuşmazlığa düşen ta ra flar arasında açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile d a h a yüksek bir tuta r belirlenmemişse, hakem in verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki ta ra f için d e kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için te m yize başvurulabilir. 5684 sayılı Kanunun 30uncu m addesinin 15inci fıkrasında "Hakemler, sa d e ce kendile rine verilen evrak üzerinden karar verir" hük mü yer almıştır. İlgili yönetm elikde bu hususu açıklayıcı bir hüküm görülmemiştir. Hakemin yalnız evrak üzerinden karar vermesi sağlıklı karar almayı önleyicidir ve Kanun m addesi-, nin bu şekilde ka t'i bir ifade ile yazılması da kanımızca doğru olmamıştır. Hüküm H.U.M.K. aynı şekildeki 525inci m addesinden esinle nerek alınmıştır. Hakem ta ra fla rd a n bilgi ve b e lg e isteyebilmelidir. Nitekim, hakem-bilirkişi müsessesinde ta ra flar aralarındaki uyuş mazlık konusunun m iktar ve niteliklerini, hakem-bilirkişilerin y a p a c a ğ ı tespitle çözüm le neceğini kabul etmişlerdir. Hakem-bilirkişiler incele m elerind e kural olarak serbesttirler. Tahkim sisteminde de, uygulam anın bu yol d a olmasına, sağlıklı karar alınması için ihti y a ç vardır. mındaki hükümlerdeki "532nci m a d d e uya rınca ge re ğ in in yapıla bilm e si için yetkili m ahkem eye iletm e" ibaresinden, bu takdir de uyuşmazlığın m ah ke m e ce çözüm ünün sağlanması anlam ı d a çıkmaktadır. Nitekim, H.U.M.K.'nun, 529uncu m addesi hükmüne göre "Hakem ler ilk içtim alarından itibaren altı ay zarfında hüküm verm eye m ecburdur lar. Aksi h a lde yapılan m uam eleler batıl olup, m ünazaa salahiyettar m ahkem ece halledilir. Bu m ü d d e t iki tarafın sarih ve tahri ri, m uvafakkatlarıyla ...... te m d it olunabilir" şeklindedir. Görülüyor ki, sigortacılık kanunu nun 30uncu m a d d e si 16ncı fıkrası ile, H.U.M.K. 529uncu m addesi hükümleri birbiri ne paraleldir. Bu nedenle, kanımızca Hukuk Usulü M uhakem eleri Kanununun 529uncu m addesi a n la m ın d a işlem yapılması için 532nci m a d d e ye göre yollam a yapılması yolunda yorum tahkim in a m acına d a h a uy gun olacaktır. 40 bin YTL kararlar için temyize gidilm edi ğinden 532'ye göre bu tür kararların m ahke m eye gönderilm esine d e lüzum yoktur. Zira bu kararlar kesinlik kazanmıştır. e) H.U.M.K 532nci m addesi hangi halde Sonuç olarak; sigorta sektöründe tahkim uygulanmalı: müessesinin getirilmesi, 5684 sayılı Sigortacı Tahkime İlişkin Yönetm eliğin 7nci m a d d e lık Kanununun getirdiği en önem li yenilikler sinin 3üncü fıkrası (d) b e n din e göre hakem den biri olmuştur. Türk Yargı sisteminde kabul kararlarının, Hukuk Usulü M uhakem eleri Ka görmüş ve Hukuk Usulü M uhakem eleri Kanu nunun 532nci m addesi uyarınca gereğinin nunun 516-536ncı m adde leri arasında yer yapılması için, Komisyon M üdürünce davayı alan tahkim sisteminin esasları d a dikkate görm eye yetkili m ahkem eye iletilmesi ge re alınarak sigortacılıkta kendisine özgü bir teş kir. M a d d e hükm ünden tüm kararların g ö n kilat kurulması ve çalışm aya başlaması ile, si d e rileceğ i anlaşılmaktadır. Bu anlayış içinde, g o rta sözleşmesinden d o ğ a n uyuşmazlıkla y a p ıla c a k uygulam anın Tahkim sistemine rın kısa zam a n d a çözüm ü sağlanacaktır. Sis g e tire ce ğ i mahzurlara yukarıda değinilmişti. tem in m uvaffak olabilm esi için en önemli Bizim b u rad a üzerinde duracağım ız husus husus sistemin tarafsızlığının sağlanması o la Kanunun 30uncu m addesinin 16ncı fıkrasının caktır. Bu nedenle, uygu lam a çok önemlidir. anlamıdır. Fıkra iyi yazılmamıştır. Fıkra hükmü Alınan kararlar iç tih a t olarak oluşacak ve hakem kararlarının dö rt ay için d e verilmesi Hakem Karar Dergisinde neşredilecek, ör m e cb u riye tin i ö n g ö rm e k te , "Aksi h a ld e nek teşkil e d e c e k olayların ve hakem karar uyuşmazlık yetkili m a h k e m e c e h alle dilir" larının Kamuya yansıtılması, sigortaya g ü ve hükm ünü getirm ektedir. M a d d e n in d e v a ni pekiştirecektir. 29 I HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI SİGORTACILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ m\m fiil Sigortacılıkta M ilat; Tüm ruhsatnameler işiyor igortacıiık Kanununun yürürlüğe gir mesi ile birlikte, sigortacılık sektörüne pek çok yenilik getirilmektedir. Bu yeniliklerin önemlileri arasında; • Yeni kuruluş ve ruhsat şartları, • Yeni tem inat düzeni, • Yeni özkaynak düzeni, • Tahkim sistemi, • İcra Komiteleri, • G üvence Hesabı, • Eğitim Merkezi ve diğer organizasyonlar, sayılabilir. Bunlara ek olarak, önemli bir ye nilik de yeni branş düzenlemesi çerçevesinde sigorta şirketleri ve reasürans şirketlerinin tüm ruhsatnam elerinin Hazine M üsteşarlığınca değiştirilmesidir. En genel tanımıyla, ruhsat, sınırları ilgili m ev zuatla çizilmiş belli etkinliklerde bulunabilm ek için kişilere, önceden belirlenmiş bazı şartlara uym a kaydıyla idarece verilen izindir. Ruhsat nam e ya da ruhsat belgesi ise bu izni göste ren resmi bir dokümandır. Ruhsat belgelerinin değişim sürecinde bu ayrım önem kazan maktadır. Çünkü değişim, ruhsatta değil, ruh sat belgelerinde olacaktır. Bir başka deyişle, bir faaliyeti yerine getirm ek için m ülga Kanun zam anında alınan izin halen geçerlidir. Deği şecek olan ise, bu izni gösteren resmi b e lge lerdir. Dolayısıyla, Hazine M üsteşarlığınca a m açla nan, varolan ruhsatların, diğer bir İfa deyle alınmış izinlerin ya da kazanılmış hakla rın korunarak ruhsatnamelerin değişimidir. NEDEN YENİ RUHSATNAME? Sigortacılık sektörünün ruhsatnamelerinin yenilenmesi çalışmaları, Sigortacılık Kanunu'nun yasalaşamasından önce başlamıştır. 30 Zira, bazı sigorta şirketlerince ruhsatnamelerin yangın, taşınma, vb. gibi nedenlerle kaybe dilmesinden dolayı özellikle ihalelerde ya da resmi olarak ruhsatnamelerin sunulmasını g e rektiren bazı hallerde sıkıntı yaşanmaktaydı. Ancak, Sigortacılık Kanununun yasalaşmasıy la birlikte, sektördeki sıkıntıları çözm e ihtiyacı nın yanı sıra yasal bir gereklilik de doğmuştur. Çünkü, anılan Kanun'la birlikte, branş bazın da sermayeye geçilmesi gibi, ruhsatları etkile yecek pek çok yeni faktör devreye girmiştir. Söz konusu Kanun'a dayalı olarak çıkarılan 2007/1 sayılı Sigorta Branşlarına İlişkin Tebliğ ile' de branşlar değişmiş, b öylece ruhsatnamele rin değişimi de bir zorunluluk haline gelmiştir. 7397 SAYILI KANUN ZAMANINDA RUHSATLAR 7397 sayılı Kanun kapsam ında, Yangın, Nakliyat, Karayolu Motorlu Araçlar Mali So rumluluk Sigortası, Kaza, Ferdi Kaza, Kredi, Hu kuksal Koruma, Mühendislik, Tarım, Sağlık ve Hayat Branşlarına ilave olarak son dönem ler de ihdas edilmiş olan Muhtelif Mali Zararlar ve Destek Branşı bulunm aktaydı. Dolayısıyla ruh satlar, anılan branşlar kapsam ında verilmek teydi. Ancak, yapılan düzenlemeler ile branş tanımları oldukça farklılaşmış ve ruhsat tanım ları yeni branşlara uygun hale getirilmiştir. YENİ BRANŞLAR VE YENİ RUHSAT TANIMLARI Yeni branşlar ve dolayısıyla yeni ruhsat ta nımları ilke olarak Avrupa Birliği Direktiflerine uygun olarak hazırlanmıştır. Söz konusu direk tiflerde branşlar ve ruhsat tanımları hayat dışı grubu için 73/239/EEC ve haya t grubu için 2002/83/EC sayılı direktiflerde yer almaktadır. Hayat dışı grubuna ilişkin olarak, Direktifin 7 nci m addesinde şu düzenleme bulunm akta dır: "İzin belli bir sigorta türü için verilir. Başvuru sahibi Ek A bölüm ünde sıralandığı gibi, o branşa ait rizikolardan yalnızca bazılarını tem i nat altına alm ak istememişse, izin bütün bir branşı kapsar." Hayat grubu için benzer şekil de yer alan anılan düzenlem eden de anlaşı labileceği üzere, ruhsatlar tanımlı branşlara göre verilmektedir. Ayrıca, sigorta şirketi bran şın tümü için ruhsat alabileceği gibi, istediği takdirde branşların altında yer alan rizikolar için de ruhsat alabilmektedir. Sigorta branşlarına ilişkin, 5684 sayılı Kanun çerçevesinde yapılan yeni düzenlemelerde de ilke olarak, AB'ye uyum gözetilmiş, ancak gerek Türk hukuk sistemi, gerekse Türkiye'nin koşullarından kaynaklanan nedenlerle bazı küçük farklılaşmalara gidilmiştir. RUHSATNAME DEĞİŞİM SÜRECİ 7397 Sayılı Sigorta M urakabe Kanunu kap samında alınmış ruhsatnamelerin yenileriyle değiştirilmesinde tem el ilke, sigorta şirketleri nin ve reasürans şirketlerinin hak kaybına uğ ramamasıdır. Bir başka deyişle, eski sistemde alınmış olan ruhsatlarla yapılabilecek tüm fa aliyetlerin yeni sistemde de gerçekleştirilebil mesine olanak sağlanacaktır. Örneğin, eski sistemde Kaza Branşında ruhsatı olan, anca k anılan branş altında yapılabilecek sorumluluk sigortaları alanında faaliyet göstermeyen bir şirkete, ilgili sorumluluk sigortaları alanında da ruhsat verilecektir. Zira, şirket, Kaza Branşında ruhsatnam e alm ak suretiyle bu sigortaları ya p m a hakkına sahip olmuştur. Eski ruhsatnamelerin değiştirilmesi am acıyla Hazine Müsteşarlığı, Birlikçe tüm şirketlerden eski ruhsatlarının birer örneği ile halen verdik leri tem inatlara ilişkin bilgilerin toplanmasını ta le p etmiştir. Bu bilgiler Birlikçe toplanmıştır. Yapılacak değerlendirm e sonucunda hangi şirketlere hangi branşlarda (yeni branş düzen lemesine göre) ruhsatname verileceği belirle necek ve ruhsatnameler basılarak şirketlere iletilecektir. ■ 31 MEVZUAT - SORUNLAR - YARGI KARARLARI Sigortacılık Kanunu ve Tüketicinin Korunması Hakkında Yasa Av. Zihni METEZADE TSRŞB Yönetim Kurulu Müşaviri 397 sayılı Sigorta M urakabe Kanununu kaldırarak 14.6.2007 tarihinde yü rürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile getirilen yeni hüküm lerden biri, Kanunun 23 ncü m addesinin 9 uncu fıkrasında yer alan " Tüketicinin Korunması Hakkında Ka nunun 4 /A m addesinin üçün cü fıkra hük mü, sigorta a ce n telerinin sa de ce a cen telik faaliyeti dolayısıyla sunulan hizm etlerde uy gulanır. Sigorta Şirketinin sağlayıcı olarak yaptığı ayıplı hizm etlerden sigorta acentesi sorumlu d eğ ildir" hükm ü ile; sigortada Tah kim sistemi ile ilgili olarak düzenlenen ve "m a h k e m e y e ve Tüketicinin Korunması Hakkında kanun hükümleri uyarınca Tüketi ci sorunları Hakem Heyetine intikal etmiş uyuşmazlıklar hakkında Tahkim Komisyonu na b a şvu ru lm ayacağı" yolundaki 30 uncu m a dde nin 14 üncü fıkrası hükmüdür. Her iki hüküm de sigorta sözleşmesinden d o ğ a n uyuşmazlıkların, Tüketicinin Korunması Hak kında Kanun hüküm lerine göre çözüm len mesi öngörülm ektedir, Sigortacılık K anununda bu hükümlerin yer alması sonucu sigorta sözleşmesinin uygu lanm asından d o ğ a n uyuşmazlıkların ayıplı Hizmet tanımı için d e m üte laa edilmesi veya bu tür uyuşmazlıklarda Tüketici Kanunu ç e r çevesinde çözüm aranm ası doğru m udur? Yazımızda bu husus irdelenmiştir. Bilindiği üzere, Tüketicinin Korunması Hak- 32 Tüketicinin K orunm ası H akkında Kanunun, ayıplı hizm et halinde tü keticinin sözleşm eden vazgeçm esi, ayıp oranında bedel indirim i gibi h a k ların a değinilmiş; hizm eti sağlayıcı kuruluş, bayi ve acen ten in ayıplı hizm etten dolayı tüketiciye k a rşı m esul olduğu ve bu h u su stak i zam an aşım ı sü reci belirtilm iştir. kında Kanun, tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonom ik çıkarlarını koruyucu, aydınlatı cı, e ğ itici, zararlarını tazm in edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı ö n le m leri a lm ak ve tüketicilerin kendilerini koruyu cu girişimlerini özendirm ek am a cı ile çıkarıl mıştır. Bu a m a ç la , m al ve hizmet piyasala rında, tüketicinin ta ra fla rd a n birini oluştur d u ğ u her türlü tüketici eylem i Kanun kapsa m ına dahil edilmiştir, AYIPLI HİZMET Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun anla m ın d a ; "M al: alışverişe konu olan taşınır eşya, konut ve tatil am açlı taşınmaz m allar ve elektronik o rta m d a kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri m a d d i m allar" dır, Hizmet ise: "Bir ü c ret veya m e n fa a t karşılığında yapılan m al sağlam a dışındaki her türlü fa a liy e t" olarak tanımlanmıştır. Sigortacılık Kanununun atıf yaptığı Tüketi cinin Korunması Hakkında Kanunun 4 /A m addesi Ayıplı Hizmet ile ilgili olup, " Ayıplı Hizmet bu m a d d e d e : "Ticari ve ya mesleki fa a liye tle r kapsam ında tü ke ticiye hizm et su nan g erçek veya tüzel kişiler ta ra fın d a n bil dirilen, reklam ve İlanlarında ve ya sta n d a r dında veya teknik kuralında tespit edilen ni telik veya niteliği etkileyen, niceliğin e aykırı olan ya da yararlanm a a m a cı bakım ından diğerini o rta d a n kaldıran m a d d i hukuki v e ya ekonom ik eksiklikler içeren hizm etlerdir" şeklinde ifa d e edilmiştir. Bu tanım , Kanuna 6.3.2003 tarihli, 4822 sayılı Kanunun 5 inci m addesi ile girmiştir. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun aynı m adde sinde , ayıplı hizmet halinde tü keticinin sözleşm eden vazge çm e si, ayıp oranında b e d e l indirimi gibi haklarına d e ğ i nilmiş; hizmeti sağlayıcı kuruluş, bayi ve a ce n te n in ayıplı hizm etten dolayı tüketiciye karşı mesul o lduğu ve bu husustaki zam an aşımı süreci belirtilmiştir. 500 MİLYON LİRANIN ALTINDA BULUNAN UYUŞMAZLIKLARDA... Kanunun 22. m adde si, Sanayi ve Ticaret Bakanlığını, bu kanunun uygulanm asından MEVZUAT - SORUNLAR - YARGI KARARLARI d o ğ a n uyuşmazlıklara çözüm bulm ak a m a cıyla il ve ilçelerde en az bir Tüketici Sorun ları Hakem Heyeti oluşturm akla g ö revlendir miştir. 23 üncü m a d d e ile de Kanunun uy gulam asıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ih tiy a ç la ra tüketici m ahkem elerinin b a k a c a ğı hüküm altına alınmıştır. Kanunun 22 inci m addesinde değ eri beş yüz milyon liranın altında bulunan uyuşmaz lıklarda tüketici sorunları hakem heyetine başvuru zorunlu tutulmuş; bu uyuşmazlıklar d a heye tin v e re c e ğ i kararların ta ra fla rı b a ğ la y a c a ğ ı; hakem h eye ti kararların a karşı onbeş gün içinde tüketici m ahkem esi ne itiraz ed ile b ile ce ğ i; a n ca k hakem h e ye ti kararının icrasının d u rm a ya ca ğ ı; tüketici m ahkem esi kararının kesin o lduğu belirtil miştir. Kararların bağlayıcı o la c a ğ ın a ilişkin parasal unsurlar Devlet İstatistik Enstitüsü Toptan Eşya Fiyatlarına göre her yıl Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca ilan edilm ektedir. Sigorta Sözleşmesinden d o ğ a n uyuşmaz lıklarda Tüketicinin Korunması Hakkında Ka nunun uygulanması doğru m udur? Kanım c a hayır. Bu görüşümü ifa d e ederken Ka nun Taslağının ilk d e fa ta ra fım d a n 1984 yı lında hazırlandığını, bu hazırlama d a sigorta hukukundan d o ğ a n sigorta sözleşmelerine ilişkin uygu lam a ve uyuşmazlıkların Kanun kapsam ı içine g irece ğin i düşünm ediğim i ifa d e etm ek isterim Şöyle k i; 1982 A n a ya sa sının yürürlüğe girm esinden sonra, halen uy gu la n m a kta olan Anayasa ile getirilen iki yeni hüküm, o sıralarda Hükümetin üzerinde öne m le durduğu ve biran ö n c e ilgili düzen lem elerin yapılması gerektiği düşünülen hu suslar olmuştur. Nitekim, Anayasanın 167. m addesi ile Devletin, para, kredi, serm aye, m al ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve d ü zenli işlemlerini sağlayıcı ve geliştirici te d b ir leri alması, piyasalarda fiili ve ya anlaşm a sonucu d o ğ a c a k tekelleşm e ve kartelleş meyi önlem esi"; 172. m a d d e ile d e "tü k e ti cileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirleri a l ması, tüketicilerin kendilerini koruyucu giri şimlerini teşvik etm esi" öngörülmüştür. 25 SENEKİ ÖNCEKİ DÜŞÜNCEMİZ Bu konuları kapsa ya ca k şekilde, Ticaret Bakanlığı Müfettişi olarak İzmir'de, İktisat Kongresinde verdiğim Tebliğ'den sonra, za manın Ticaret Bakanı Sayın Kemal Cantürk tarafından Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarısını hazırlam akla görevlendiril dim. Daha sonra, Sigorta M urakabe Kuru lunda üye iken "R e ka b e tte Sınırlayıcı Anlaş m alar ve Uygulam alar Hakkında Kanun Ta sarısı" nı hazırladım. Bu ikinci Tasarının hazır lanm asında Sayın Prof. Ergun Özsunay ile berab er görevlendirilm iş idik. Sayın Sunay Tasarıyı benim hazırlam am ı önerdiğinden hazırladığım Tasarıda, bir günlük müşterek çalışma ile değerli görüşlerinden istifade e t tim. Her iki konuda d a Sanayi ve Ticaret Ba kanlığında bilgi ve b e lg e le r m evcuttur. Tüketicinin korunması Tasarısı uzun bir ç a lışma sonucu oluştu. Zam anın Başbakan Yardımcısı ve D evlet Bakanı Zeyyad Baykara ile her m a d d e üzerinde durulm ak suretiy le bir h a fta ya yakın bir süre çalışılan; Maliye Bakanı, Ticaret Bakanı gibi bazı bakanların katılması ile oluşan küçük Ekonomik Kurul tara fından d a değerlendirilerek hazırlanan tasarı, katıldığım Bakanlar Kurulu to p la n tı sında d a m a d d e m a d d e görüşüldü. Ne y a zık ki seçimler ned eni ile kadük oldu. A ra d a n g e çe n senelerden sonra 4077 sayılı Tü keticinin Korunması Hakkında Kanun Sanayi ve Ticaret B a kanlığınca ele alınarak 8.9.1995 tarihinde yürürlüğe girdi. Her iki Kanun tasarısı çalışmaları sırasında sigorta sözleşmelerini, sigorta hukukunun bir uygulaması olarak g ö rd ü ğ ü m için, bu söz leşmeleri Tüketicilerle ilgili kanun kapsam ın d a düşünmemiştim. Nitekim yukarıda d e ğ inilen ve hazırladı ğım Taslak d a d a yer alan ve 4077 sayılı ka nunda 2003 yılında yapıla n değişiklikten ön ceki mal ve hizmet tanım ları bu görüşümü yansıtmaktadır. 13.12.1994 tarihinde yürürlü ğ e giren Rekabetin Korunması hakkındaki Kanun d a aynıdır. Roma Anlaşmasının reka- Sigortacılık Kanunu ile getirilen Tahkim müesses esi de dikkate alındığında, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile getirilen ayıplı hizmete göre uyuşmazlıkların çözümüne ihtiyaç kalmamaktadır. Esasen olması gereken de budur. b e te ilişkin 81 nci m addesinin sigortacılık sektörüne uygulanm ası, başlangıçta Avru p a 'd a d a tepki ile karşılanmıştır. Konu, 31 Mayıs 1991 deki Konsey Tüzüğü ile açıklık ka zanmıştır. Tüketicinin Korunması Kanununun sigorta sözleşmesinden d o ğ a n uyuşmazlıklara uy gulanm am ası gerektiği artık yargıda d a ka bul edilm eye başlanmıştır. Bu durum , 25 se ne önceki düşüncem izi te yit etmesi n e d e niyle bizim için bir m utluluk olmuştur. TÜKETİCİ MAHKEMELERİ Aşağıda bu konudaki oluşumlar, m uhtelif a çılarda n belirtilmiştir. Sigortacılık Kanununun 23 üncü m adde si nin 9 uncu fıkra sın d a ," Tüketicinin Korunm a sı Hakkında Kanunun 4 /A m addesinin ü ç ü n cü fıkrası hükm ü, sigorta a cen teleri için, sa d e c e a ce n te lik fa a liyeti dolayısıyla sunulan hizm etlerde uygulanır. Sigorta Şirketinin sağ layıcı olarak yaptığı ayıplı hizm etlerden si gorta acen tesi sorumlu değ ildir."" şeklinde yer alan hüküm le, a c e n te salt fa a liye ti d o layısıyla sunduğu hizm etten; sigorta şirketle ri ise sağlayıcı olarak yaptığı hizm etten d o layı Tüketici Koruma Kanununa ta b i tu tu l muştur. Kanunun bu hükm üne göre sigorta sözleş mesinin kuruluşundan, bu sözleşmeye istina den oluşan tarafların hak ve yükümlülükleri ile prim tahsillerinden tazm inat ödem esine ka d a r sözleşmenin uygulanm asından d o ğ a n uyuşmazlıkların Tüketici Hakem H eyet leri ile Tüketici M ahkem elerince çözüm le n mesi gerekecektir. Bu yolda uygu lam a şim diye kada r yapılmış ve yapılm aktadır. Bu ne denle, bir çok sigorta şirketi, sigortalıları ile davalı olmuş ve bu şirketler Tüketici sorunla rı Hakem Heyetleri veya Tüketici M a h ke m e leri ile karşı karşıya kalmışlardır. A n cak, bazı Hakem Heyetleri ile Tüketici M ahkem eleri sigorta sözleşmelerinden d o ğ a n uyuşmazlıklara b akm aktan kaçınm aya başlamışlardır. Yargıda ve Y argıtayda bu yo ld a görüş oluşmuştur ve oluşmaktadır. Ör neğin; Bursa Tüketici Sorunları ¡1 Hakem Heyeti 23.2.2006 tarihli, 2006/21 sayılı kararında "Ta raflar arasındaki uyuşmazlığın bir süre prim ö d e d ikte n sonra H ayat Sigortası poliçesinin sona erdirilmesinin istenmesi üzere şikayetçi ye ö d e n e n miktarların öd e n e n prim miktarı a ltında kaldığı noktasından çıktığı; şikayet edilen firm anın savunm a dilekçesi altında yer alan emsal m ahiyetindeki Yargıtay 11 nci Hukuk Dairesinin 2000/10656 esas, 2001/197 karar ve 18.01.2001 günlü kararın d a a ç ıkça belirtildiği üzere dövize endeksli ve kar paylı h a ya t sigortası poliçesinden d o ğ a n ilişkinin bitirilm ek istenm esinden çıkan uyuşmazlığın sigortacı konu m u nda olan şi kayet edilen firm anın e dim inde n kayna k landığı; bu konunun ise T.T.K nın 5 kitabını oluşturan 1263 ve d e va m e de n m a d d e le rin d e düzenlendiği; b u ra d a n hareketle soru nun tica ri olduğu sonuç ve ka n a a tin e varıl m akla şikayet konusu uyuşmazlığın Heyeti mizin görev sınırı dışında kaldığı anlaşılmıştır" denilerek, Heyetin görevsizliğine, dava cının şikayet edilen firm a aleyhine tic a re t m ahke- MEVZUAT - SORUNLAR - YARGI KARARLARI m eşinde d a v a açm ası konusunda m uhtari yetine oy birliği ile karar verilmiştir." İstanbul Tüketici M ahkem esi, ayıplı hizmet iddiası ile Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4 /A m addesine göre bir sigorta şirketi aleyhine açılan sigorta bed eli ile ilgili d a v a d a ", D ava ta ra fla r arasında düzenlen miş bulunan sigorta sözleşmesinden kay naklanm aktadır. Sigorta sözleşmesi ilişkisi T.T.K.'nın 1263 ncu m addesi ve deva m ı m a d d e le rin d e düzenlenmiştir. Bu sözleşme lerden kayna klan an uyuşmazlıkların m utlak ticari d a v a o lduğu , T.T.K. 4/1-1 m adde sinde 36 a ç ık ç a belirtilmiştir. Bu nedenle som ut o la yın çözüm lenm esi m ahkem em izin görevi dı şındadır. M ahkem em izin görevsizliğine ve davalının ikam etgahı göz ö nü nde tutu larak dosyanın görevli ve yetkili Kadıköy Asliye Ti c a re t M ahkem esine gönderilm esine karar verm ek gerekmiştir." denilmiştir, (Esas no, 2003/1271; karar no 2004/443. Karar tarihi 27.4.2004). A nkara 5. Tüketici M ahkem esi, bireysel em eklilik anlaşması ile ilgili olarak açılan d a v a d a , 26.1.2006 tarihli, Esas 2006/18 nolu kararında " Taraflar arasındaki uyuşmazlık sigorta sözleşmesinden kaynaklanm aktadır. ile sigorta sözleşmesinde yer alan kişilerin Sigorta hukuku, T.T.K'nun d a düzenlenmiş hak ve m enfaatlerini korum ak ve sigortacılık olup, sigorta hukuku ile ilgili ihtilaflara Tüketi sektörünün güvenli ve istikrarlı bir o rta m d a cinin Korunması Hakkındaki Kanunun uygu etkin bir şekilde çalışmasını tem in etm ek, si lanması mümkün değildir. Bu n e d enle dos gorta sözleşmesinden d o ğ a n uyuşmazlıkla rın çözüm lenm esine yönelik olarak sigorta ya ya ba km a ya Tüketici M ahkem esi değil, m iktara göre sulh m ahkem esi görevlidir." tahkim sistemi ile ilgili usul ve esasları düzen hükm ünü vermiştir. lemek görev ve yetkisi, Hazine Müsteşarlığı Bu konuda bir başka örnek olarak Yargıtana verilmiştir. Sigorta sözleşmesinin tarafı yın görüşünü belirtelim .Yargıtay 11. Hukuk olan sigorta ettirenler veya sigorta sözleş Dairesinin E 2000/10656; K.2001/197 nolu, m esinden m e n fa a t sağlayan kişilerle, üzeri 18.1.2001 tarihli ve Tüketici M ahkem elerinin ne risk alan sigorta şirketleri arasındaki ilişki m utlak ticari d a v a niteliğini taşıyan d a v a la ler, sözleşme hukukunun konusudur. Adli yar ra b a ka m a y a c a ğ ın a ve dövize endeksli h a gı yolu ile çözüm lenm esi gereken bu ilişkiler y a t sigortası poliçesinin 3 yıl sonunda sözleş de, Sigortacılık Kanunu ile getirilen Tahkim m e ilişkisi bitirilerek, ödem e lerin nem alarıyla müessesesi de d ikkate alındığında, Tüketici birlikte geri istenm esinden m ütevellid uyuş nin Korunması Hakkında Kanun ile getirilen mazlığın, Tüketici M ahkem esi sıfatıyla so ayıplı hizm ete göre uyuşmazlıkların çözüm ü nuçlandırılmasının doğru olm adığına, Tüke ne ihtiyaç kalm am aktadır. Esasen olması tici Mahkem esinin kend iliğinden bu hususu gereken d e budur. gözetm esi gerektiğine dair kararı da, üst Kanımızca, yukarıda değ ind iğim n e d e n m ahkem enin görüşünü aksettirm ektedir. ler karşısında, Sigortacılık Kanununun 23 ncü G örülüyor ki, tüm bu kararlarda, Türk Tica m addesinin 9 ncu fıkrasında yer alan ve Tü ret Kanunun 1263 ve onu izleyen m a d d e le keticinin Korunması Hakkındaki Kanunun rinde yer alan sigorta sözleşmesinden kay 4 /A m addesi d e la le tiyle ayıplı hizmet a n la naklanan uyuşmazlıkların m utlak ticari d a va mı için d e sigorta sözleşmesinden d o ğ a n olduğu görüşü yatm aktadır. Bu nedenle, si uyuşmazlıkları, Tüketici Sorunları Hakem He gortalıların sigorta şirketleriyle yaşadıkları yetine veya Tüketici M ahkem elerine g e tire cek olan hüküm kaldırılmalıdır. Aynı n e d e n anlaşm azlıklarda, sorunlarını, norm al adli yargı yolları yerine Tüketici Sorunları Hakem lerle, 5684 sayılı kanunun 30 ncu m addesinin 14 ncü fıkrasındaki Tüketici Sorunları Hakem Heyetine veya Tüketici M ahkem elerine taşı maları, bazen bu kuruluşların kendilerini y e t Heyetine intikal etmiş uyuşmazlıkların Tahkim kili görerek zam an zam an verdikleri kararla Kom isyonunca çözüm lenm esini engelleyen rın Sigorta Şirketlerine te b liğ olunması ve si hüküm d e kaldırılmalıdır. Her iki hüküm , sigorta sözleşme hukuku ile g o rta şirketlerini müşkül d u ru m d a bırakması b a ğ d a ş m a m a k ta , sigorta sözleşmesinden doğru olm a m a kta , bu işleyişin önlenmesi gerekm ektedir. d o ğ a n uyuşmazlıkların T.T.K nu ve ilgili diğer 14.6.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5684 sigorta m evzuatı kapsam ında değerlendiril sayılı Sigortacılık Kanununun 1 nci m addesi mesi gerekm ektedir. ■ TSEV’DEN Yeniden yapılan TSEV; Eğitim Programlarını, anesini ve Vakıf merkezini yeniledi Tek Sigorta Piyasası ile Finansal Piyasalar ve Risk Yönetimi a d ında iki ders eklendi. Daha Sema BİLGİN ö nce zorunlu ders olarak program da yer TSEV Eğitim Birimi Yöneticisi alan Genel M uhasebe dersi ise bu yıl, M uha sebe Branşı'nı seçen öğrencilerin dışındaki YENİLENEN “TEMEL SİGORTACILIK EĞİTİM öğrenciler için seçmeli hale getirildi. Reasü PROGRAMI” 16 EKİM’DE BAŞLADI! 2007 yılının Şubat ayında yeniden yapılan rans dersi ise tüm branşlar için zorunlu olm a m a sürecine giren Türk Sigorta Enstitüsü Vak- sına karşılık, M uhasebe Branşı öğrencileri için fı(TSEV), 2007-2008 dönem i "Temel Sigortacı seçmeli hale getirildi, Ders kredilerinde de lık Eğitimi Program ını yeniledi, Bu yıl 25'incisi yapılan düzenlem eyle, iki yeni ders ilave edil mesine rağm en, ilk dönem in topla m kredisi düzenlenen eğitim program ından, bugüne 150'den 140'a düşürüldü. kadar, sigorta şirketlerinde istihdam edilen personelin yaklaşık yüzde 20si mezun oldu, • Sigorta İngilizcesi ve Pozitif Düşünce Program küresel gelişmeler ve AB uyum süre gibi “Tam am layıcı Dersler” ve cin de sektörde yaşanan hızlı değişimler çer “Seminerler” Eklendi çevesinde, sektörün ihtiyaçlarına ve ta le p le Programa önceki yıllardan farklı olarak, Si rine uygun olarak yenilendi. Programa kayıt gorta İngilizcesi ve Pozitif düşünce konuların lar 1 Ekim'de son buldu. da "Tamamlayıcı Dersler" de eklendi. Bu dersler için ek ücret ta le p edilmiyor. Ayrıca • “Avrupa Birliği Tek Sigorta Piyasası” ve yine ilk dön em de, uygu “Finansal Piyasalar lam aya yönelik güncel ve Risk Yönetimi” gelişmelerin de öğrenci Dersleri Eklendi lere aktarılabilmesi için, Ekim ayının ortasında her dersin bitim inde, ko başlayan program a ye nunun uygulam acısı ni dersler eklendi, bazı olan yö n e ticile r veya dersler çıkarıldı veya akadem isyenler tarafın seçm eli hale getirildi. d a n verilecek "Semi Ayrıca program ın ders n e rle r düzenlenecek. saatleri (krediler) de ye Yenilenen p ro g ra m niden düzenlendi. daki bir diğer değişiklik Programa Avrupa Birliği de ders içeriklerinin yeniden hazırlanarak farklı derslerin konuları arasındaki benzerlikle rin o rta dan kaldırılması şeklinde gerçekleşti. Ders içeriklerinde ve isimlerinde yapılan d ü zenlem eyle, ikinci dönem Branş Eğitimleri'nin kredileri 108'den 90'a indirildi. • Öğretim Elemanı Kadrosuna Yeni Uzmanlar Katıldı 2007-2008 25inci Dönem Temel Sigortacılık Eğitimi Programı öğretim elemanı kadrosuna, değerli akademisyenler, Sosyal Güvenlik Kuru mu, Hazine Müsteşarlığı gibi ilgili kamu kurumlarının üst düzey yöneticileri ile, sigorta şirketle rinin üst düzey yöneticileri ve eksperler de d a hil edildi. Böylece yılların deneyim ine sahip sektörün en yetkin öğretim elem anlarına sa hip olan eğitim kadromuz, d ah a da genişledi. • Hayat ve Sağlık Branşları Ayrıldı Daha ön ce tek branş altında verilen "H a ya t ve Sağlık Sigortaları" branşı, bu yıl ayrı branşlar olarak açıldı. 25inci d ö n e m d e a çıla ca k branşlar şöyle sıralanıyor, "Yangın ve Mü hendislik S igortalan", "Kaza S igortaları", "N akliyat Sigortaları", "M uhasebe", "Sağlık Sigortalan" ve "H ayat Sigortaları". • Programın G e c e Bölümü Açıldı 25'inci D ö n e m 'd e gerçekleşen bir diğer değişiklik de, gündüz eğitimlerinin yanı sıra, "Temel Sigortacılık Eğitim Program ı-G ece"nin açılması. Şirketlerden gelen ta le p doğ ru ltu sunda açılan g e c e eğitimleri, bazı sigorta şir ketlerinin gündüz e ğ itim in e elem anlarını gö n d e rm e konusunda yaşadıkları sıkıntıları 39 TSEV’DEN d a orta dan kaldıracak. “KISA SÜRELİ EĞİTİM PROGRAMLARI” BAŞLADI Sektöre Temel Sigortacılık Eğitimi Programı'nın yanı sıra, periyodik olarak, kısa süreli ve uzmanlık alanlarına yönelik eğitim prog ramları da düzenlem eye başladı. Mayıs 2007de Tek Düzen Hesap Planı, ve TMS/TFRS program ları ile başlayan kısa süreli eğitim ler, Temmuz ayı içerisinde 16 yeni program la deva m etti. Her iki a yda bir d ah a da zenginleştirilerek tekrarlanacak olan kısa süreli program ların üçüncüsü ise Eylül ayının son haftasını, Ekim ayının ise ilk haftasını ka p sayacak şekilde tekrarlandı. “İLERİ SİGORTACILIK EĞİTİM PROGRAMI” BAŞLIYOR ! Öte yandan 2008 ilkbahar dönem inde, Te mel Sigortacılık Eğitimi Programı'ndan mezun olanların veya yapılacak sınavı kazanacakla rın katılabilecekleri, yarım dönemlik, "İleri Si gortacılık Eğitim Programı" da sektör çalışan larına sunulacak. "C hartered Insurance Institute" ve "Insurance Institute of C a ñada " gibi dünyadaki tüm gelişmiş ülkelerin sigorta ensti tülerinin de açmış oldukları bu program , ilgili Enstitülerin işbirliğiyle hazırlanıyor. TSEV KÜTÜPHANESİ SEKTÖRÜN EN GÜNCEL VE KAPSAMLI KÜTÜPHANESİ HALİNE GELDİ! TSRŞB kütüphanesinin TSEV'e devredilm e siyle Vakıf Kütüphanesi zenginleşerek öğren cilerin derslerini ve araştırmalarını çok sayıda kaynakla hazırlamasına imkan sağlar hale getirildi, Türkiye'nin sigorta konusundaki en kapsamlı ve güncel kütüphanesine sahip olan TSEV Kütüphanesindeki kaynaklara w e b aracılığıyla da ulaşılabiliyor. TSEV YENİLENEN MERKEZİNİ SEKTÖRE TANITTI ve 24. DÖNEM TEMEL SİGORTACILIK EĞİTİM PROGRAMI MEZUNİYET TÖRENİNİ YAPTI! TSEV, Teşvikiye'de bulunan merkezini yeni leyerek, son d e re ce m odern bir hale getirdi ve 11 Eylül tarihinde düzenlediği bir törenle sektöre tanıttı. Merkezin açılış kokteylinde, si gorta ve finans sektörünün üst düzey temsil cileri, TSEV'in öğrencileri ve öğretim e le m a n ları bir araya geldi. 11 Eylül'de gerçekleştiri len açılış kokteylinde 2006-2007 24. Dönem Temel Sigortacılık Eğitim Programı mezunları da yapılan törenle sertifikalarını aldı. Vakıf M erkezinde gerçekleştirilen açılış kokteylinden sonra, Milli Reasürans T.A.Ş. Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen m ezu niyet töreninde açılış konuşması ya p a n TSEV Yönetim Kurulu Başkanı Okan Balcı, Vakıf Merkezi'nin yenilenerek son d e re ce m odern bir ya p ıya kavuştuğunu ka yde tti. Balcı, TSEV'in AB standartlarında bir eğitim kurumu haline gelmiş olmasından ötürü duydukları m em nuniyeti de dile getirdi. O kan Balcı'nın ardından kürsüye gelen TSRŞB Yönetim Kurulu Başkanı Hulusi Taşkıran, TSEV'in, sektörün Vakfı olduğunun ve m u tla ka sahip çıkılması gerektiğinin altını çizdi. Mil li Reasürans T.A.Ş. Genel Müdürü C ahit Nomer ise 37 yıldır sektöre nitelikli elem an yetiş tiren TSEV'in sektörde çok önemli bir yeri ol du ğ u n u , sektörde birçok yö n e ticin in TSEV'den eğitim almış olduğunu vurguladı. TSEV'in iki kurucu ortağı Milli Reasürans T.A.Ş. ile Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketle ri Birliği'ne ve Milli Reasürans T.A.Ş. G enel M ü dürü C ahit Nomer ile TSRŞB Yönetim Kurulu Başkanı Hulusi Taşkıran'a, TSEV'e yapmış ol dukları katkılardan ötürü kurumlan ve şahıs ları adına teşekkür plaketleri verildi. YENİDEN YAPILANMANIN ÖZETİ TSEV Müdürü Doç. Dr, Suna Oksay ise, tö rendeki konuşmasında, Enstitü'nün yeniden ya p ıla n m a sürecinin başladığı Şubat 2007'den sonraki 7 aylık süreçte neler g erçek leştirdiklerini anlattı. Oksay; Vakıf Merkeziyle birlikte, Ekim ayında başlayan 25. Dönem Te mel Sigortacılık Eğitimi'nin de yenilendiğini, Temmuz ayında, her iki ayda bir düzenlene cek olan kısa süreli eğitim programlarını baş lattıklarını ve bu eğitimlerin sektörün ihtiyaçla rı doğrultusunda çeşitlenerek devam e d e c e ğini belirtti. Vakıf Müdürü, bu yıl TSEV eğitim le rine başarı garantisi getirildiğini, eğitimler so n unda yapılan m em nuniyet anketlerinde, memnuniyet oranının yüzde 65'in altında çık ması durum unda, aynı eğitimin başka bir eğit men ile, ücret talep edilm eden, tekrarlandığı nı da sözlerine ekledi. Oksay konuşmasında, TSEV'in sadece eğitim düzenlemediğini, sek törün gelişimi am acıyla sigorta konusunda araştırmalar yaptırdığını ve yayınladığını da ifa de etti. Söz konusu yayınların devamının a b o nelik sistemi ile ayakta kalabileceğini vurgula yan Oksay; "Bu konuda sektörden destek bek liyoruz" dedi. Oksay, TSRŞB'nin kütüphanesinin TSEV'e bağışlanmasıyla, Vakfın, sigortacılık ko nusunda Türkiye'deki en kapsamlı ve güncel kütüphaneye sahip olduğunun da altını çizdi. TSEV'in uluslararası ilişkilerinin son 7 aylık d ö nem de hızla geliştiğine işaret eden Oksay, bu kapsamda dünyanın önde gelen sigorta ensti tüleri olan İngiliz Sigorta Enstitüsü (CM), Alman Sigorta Enstitüsü ve Kanada Sigorta Enstitüsü ile yürütülen ikili ilişkilerden söz etti. Doç. Dr. Suna Oksay, ayrıca, TSEV'in (eficert) Avrupa Finansal Belgelendirme Kurumu'nun Türkiye temsilcisi ve CAS ve SOA gibi aktüerya konusunda dünya nın en önemli kurumlarının Türkiye sınav merke zi olduklarını da belirtti. 24. DÖNEM MEZUNLARINA TSEV SERTİFİKALARI VE TEMA BELGELERİ VERİLDİ! Açılış konuşmalarının ardından 2006-2007 24. Dönem Temel Sigortacılık Eğitim Progra mından mezun olan 56 öğrenciye sertifikaları verildi. Programı Marin Sigorta Aracılık Hizmet leri Şirketi'nden Pınar Aydemir birincilikle, Koç Allianz Sigorta'dan Ayşe Derinoluk ikincilikle, Anadolu Sigorta'dan Seda G üleç ise üçüncü lükle bitirdi. Pınar Aydem ir'e birincilik ödülü olarak, tüm masrafları TSEV tarafından karşı lanmak üzere, yurtdışı eğitim bursu verildi. Küresel ısınma konusuna büyük önem v e ren TSEV, her mezun öğrencisi için TEMA'ya bağışta bulunarak bir a ğ a ç diktirdi ve TEMA belgelerini de tö re nde mezunlarına dağıttı. TSEV ayrıca, w e b sitesinde ve "Sigorta İnce leme ve Araştırma Y ayınlarında d a küresel ısınmaya yer veriyor. TSEV'in eğitim programları, yayınları vd e t kinlikleri hakkında kapsamlı bilgiye www.tsev.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz. ■ a SİGORTA İSTATİSTİKLERİ 2006-2007 arının ilk yarısına aii mali tablolarının ka rsı lastırı İması / / Erdinç YURTSEVEN TSRŞB Genel Sekreter Yardımcısı ergimizin bu sayısının istatistikler bölüm ünün konusunu, şirketlerimizin 2006 yılının ilk y a rısı ile 2007 yılının aynı dönem ine ait mali tablolarının karşılaştırılması oluşturacaktır. İlk ö n ce bilanço, d a h a sonra ise gelir tablosu kalemleri irdelenecektir. I- BİLANÇO (HAYAT DIŞI ŞİRKETLER) 1 -Aktif 2007-2 42 Aktifteki Payı (%) Aktifteki Payı (%) Fark % 5.625.282.987 69 24 2006-2 Cari Varlıklar 6.964.616.959 71 Nakit Ve Nakit Benzeri Varlıklar Finansal Varlıklar İle Riski Sigortalılara Ait Finansal Yatırımlar Esas Faaliyetlerden Alacaklar İlişkili Taraflardan Alacaklar Diğer Alacaklar Gelecek Aylara Ait Giderler Diğer Cari Varlıklar 2.171.990.225 22 1.348.363.068 16 61 1.737.682.428 2.921.413.384 20.720.890 27.252.953 44.743.482 40.813.597 18 30 0 0 0 0 1.689.264.042 2.465.642.931 5.695.778 39.273.989 42.034.252 35.008.927 21 30 0 1 1 0 3 18 264 -31 6 17 Cari Olmayan Varlıklar 2.878.853.206 29 2.579.172.162 31 12 Esas Faaliyetlerden Alacaklar İlişkili Taraflardan Alacaklar Diğer Alacaklar Finansal Varlıklar Maddi Varlıklar Maddi Olmayan Varlıklar Gelecek Yıllara Ait Giderler Diğer Cari Olmayan Varlıklar 13.180.249 1.500 263.389 2.438.874.701 403.104.177 21.663.577 61.738 1.703.875 0 0 0 25 4 0 0 0 3.504.266 1.232.641 1.439.093 2.116.188.394 431.520.682 20.513.469 454.995 4.318.623 0 0 0 26 5 0 0 0 276 -100 -82 15 -7 6 -86 -61 AKTİF TOPLAMI 9.843.470.165 100 8.204.455.149 100 20 Hayat Dışı branşlarda faaliyet gösteren si gorta şirketlerinin aktif toplamı geçen yılın aynı dönem ine göre yaklaşık %20 oranında bir artış göstererek 9.843 milyon YTL'ye ulaşmıştır. Cari varlıklar %24 oranında artarken cari olmayan varlıklardaki artış %12 olarak gerçekleşmiştir. Her iki grubun da aktif içerisindeki payında kayda değer bir değişiklik olmamıştır. Cari varlıklardaki artışın temel belirleyicileri, nakit ve nakit benzeri varlıklar kalemi ile ilişkili taraflardan alacaklar kalemlerindeki artışlar ol muştur. Nakit ve nakit benzeri varlıklardaki %61'lik artış dikkat çekici bulunmuştur. Bu ka lemlerde yaşanan artışlar sırasıyla, bankalar alt hesabı ile diğer ilişkili taraflardan alacaklar alt hesabında m eydana gelen artışlardan kay naklanmıştır. Bu dönem de esas faaliyetlerden alacaklar hesabındaki artış %18 ile aktif artışının altında kalmıştır. Esas faaliyetlerden alacaklar hesabı nın alt hesabı olan sigortacılık faaliyetlerinden alacaklar kaleminde prim üretiminde yaşanan %19'luk artışa rağmen % 14'lük bir yükseliş kay dedilmiştir. 2- Pasif 2007-2 Aktifteki Payı (%) 2006-2 Pasifteki Payı (%) Fark % 4.928.336.541 50 4.019.239.644 49 23 2.786.834 0 2.555.989 0 9 660.535.952 7 622.736.574 8 6 ilişkili Taraflardan Borçlar 14.204.709 0 44.564.443 1 -68 Diğer Borçlar 67.670.412 1 54.472.215 1 24 Sigortacılık Teknik Karşılıkları 3.975.183.619 40 3.174.760.008 39 25 Ödenecek Vergi Vb. Yüküm. 122.378.682 1 69.996.807 1 75 Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar 33.103.012 0 13.521.772 0 145 Gelecek Aylara Ait Gelirler 42.219.604 0 33.979.622 0 24 Diğer Kısa Vadeli Yükümlülükler 10.253.717 0 2.652.213 0 287 546.457.373 6 454.115.470 6 20 123.329 0 364.837 0 -66 5 0 20.000 0 -100 187.731 0 320.839 0 -41 469.777.171 5 391.774.816 5 20 75.758.052 1 58.859.290 1 29 611.085 0 1.790.090 0 -66 Özsermaye 4.368.676.252 44 3.731.100.035 46 17 Ödenmiş Sermaye 2.519.126.490 26 2.341.446.330 29 8 Sermaye Yedekleri 12.175.231 0 18.018.480 0 -32 1.927.297.744 20 1.580.434.391 19 22 30.051.250 0 78.063.839 1 -62 Geçmiş Yıllar Zararları(-) -392.989.272 -4 ■414.948.387 -5 -5 Dönem Net Karı 273.014.809 3 128.085.383 2 113 9.843.470.166 100 8.204.455.149 100 20 Kısa Vadeli Yükümlülükler Finansal Borçlar Esas Faaliyetlerden Borçlar Uzun Vadeli Yükümlülükler Finansal Borçlar İlişkili Taraflara Borçlar Diğer Borçlar Sigortacılık Teknik Karşılıkları Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar Diğer Uzun Vadeli Yükümlülükler Kar Yedekleri Geçmiş Yıllar Karları PASİF TOPLAMI SİGORTA İSTATİSTİKLERİ Bilançonun pasif tarafına bakıldığında özsermayenin %17 oranında arttığı görülmekte dir. Ancak, bu artışa rağmen bu kalemin pasif toplamı içerisindeki payında iki puanlık bir aza lış m eydana gelmiştir. Özsermayedeki artışın başlıca belirleyicileri, kar yedekleri hesabının içerisinde yer alan finansai varlık değerlem ele rinde yaşanan 378 milyon YTL'lik artış ile d ö nem karında m eydana gelen 144 milyon YTL'lik artıştır. Kısa vadeli yükümlülükler pasifin yarısını oluşturmaktadır. Kısa vadeli yükümlü- lükler içerisinde sigortacılık teknik karşılıkların da %25 ile pasifteki artıştan daha yüksek bir artış m eydana gelmiştir. Sigortacılık teknik karşılıkları içerisindeki en fazla artışın yaşandı ğı alt kalemler %28 ile muallak hasar ve taz m inat karşılıkları ve %25 ile kazanılmamış prim karşılıkları olmuştur. 2006 yılının ilk yarısında sektör 273 milyon YTL'lik net kar elde etmiş olup bu tutar geçen yılın aynı dönem ine kıyasla % 113'lük bir artışı ifade etmektedir. II- HAYAT DIŞI ŞİRKETLER KAR/ZARAR HESABI 1- Teknik Sonuçlar TEKNİK KAR YAZILAN PRİMLER 2007-2 2006-2 Fark% 2007-2 2006-2 15 102.849.780 65.518.853 Fark(%) 57 -24 Yangın 777.143.654 676.045.865 DASK 124.352.683 107.123.081 16 4.369.579 Nakliyat 187.762.161 162.826.794 15 51.309.646 5.773.453 32.962.141 1.756.092.643 1.412.961.692 24 48.272.890 -102.956.679 56 147 262.914.528 196.881.133 34 24.847.653 17.152.901 45 -2.229.039 -2.521.175 -12 -28.972.322 -11.471.662 153 Kaza Mühendislik Tarım 70.179.420 32.684.893 Sağlık 650.710.679 514.367.265 115 27 7.104.275 2.858.564 149 671 18.162.161 186.420.497 49 2.959.450 9.686.564 384.077 12.169.721 7.628.831 27 140.767.949 32 63.145.061 42.951.307 47 9.970.279 4.333.080 130 833.830 -28.553 3020 Seyahat Sağlık Hukuksal Koruma Ferdi Kaza Kredi 780.125.863 785.502.512 -1 -81.668.371 -12.567.682 550 4.830.938.844 4.048.522.550 19 194.404.720 42.825.813 356 Trafik 758.997.045 687.104.357 10 -88.709.313 -33.467.348 Kasko 1.475.156.199 1.262.709.364 17 17.701.652 -106.376.976 165 117 KMA Mali Soruml. Hayat Dışı Toplam I Elemanter branşlarda yazılan primlerde bir önceki yılın aynı dönem ine göre %19'luk bir ar tış kaydedilmiş ve prim üretim tutarı 4.830 mil yon YTL'ye ulaşmıştır. Sektör prim üretiminde yaşanan ve enflasyonun üzerinde gerçekle şen büyümenin devam etmesi sevindiricidir. Sektörün elem anter branşlardaki teknik karı geçen yılın aynı dönem inde 43 milyon YTL iken bu dönem de %356'lık bir artışla 194 milyon YTL'ye ulaşmıştır. Sektör prim üretiminin %36'sını oluşturan kaza 44 branşındaki prim artışı %24 ile genel prim artışın dan daha yüksek gerçekleşmiştir. Bu branşta, geçen yılın aynı dönem inde 103 milyon YTL olan teknik zarar bu dönem de 48 milyon YTL teknik kara dönüşmüştür. Kaza branşı prim üreti minin %85'i kasko alt branşından elde edilmek tedir. Geçen yılın aynı dönem inde bu oran %90 idi. Bu branşın diğer alt branşlarındaki gelişme lere bakıldığında sorumluluk sigortalarında kay da değer artışlar yaşandığı görülmektedir. Kasko'daki prim üretiminde %17'lik bir artış gerçekleşmiştir, Bu branşta yaşanan en sevin dirici gelişme teknik kar boyutunda gerçekleş miştir. Sektör, kasko'da 2006 yılının ilk dönem in de 106 milyon YTL zarar etmiş iken 2007 yılının aynı dönem inde 17 milyon YTL'lik bir kar raka mı elde edilmiştir. Sektörün teknik sonuçlarına en fazla etkisi olan branşlardan biri olan kasko branşında son yıllarda oldukça olumsuz geliş meler yaşanmış ve teknik zararla karşılaşılmış tır. Sektör, bu olumsuz gelişmeler karşısında özellikle maliyetlerin azaltılması noktasında yo ğun ça b a sarfetmiştir. Bu dönem sonuçlarına bakıldığında söz konusu önlemlerin sonuç ver diği anlaşılmaktadır. Sektör prim üretimine kaza branşından son ra en fazla katkıyı sağlayan branş KMA mali so rumluluk branşıdır. Bu branştaki üretimin %97'sini trafik branşı oluşturmaktadır. Trafik prim üre timinde en az artışın yaşandığı branş olarak dikkati çekmektedir. Geçen yılın aynı döne minde trafikte 33 milyon YTL'lik bir teknik zarar oluşmuş iken bu zarar miktarı %165'lik artışla 89 milyon YTL'ye ulaşmıştır. Trafik branşında bu dönem de yaşanan en önemli gelişme Kara yolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkın da Yönetmeliğin yürürlüğe girmesidir. Bu Yö netmelik ile beraber şirketler tarife primleri üze rinde bir bant dahilinde serbest hareket etm e imkanına kavuşmuşlardır. Bu aşam adan sonra beklenen gelişme, mevzuatta gerekli değişik liklerin yapılarak trafik primlerinin şirketler ta ra fından tam am en serbest bir şekilde belirlenebileceği bir yapıya ulaşmaktır. Kasko branşındaki teknik sonuçların daha da iyileşmesi ve trafik branşında yaşanacak olumlu gelişmeler genel olarak sektörün teknik sonuçlarının iyileşmesi anlamına da gelecektir. Yangın, nakliyat, mühendislik ve ferdi kaza branşlarında yaşanan kar artışları olumludur. An cak, sağlık branşındaki olumsuz tablo devam et mektedir. Kredi, tarım ve seyahat sağlık sigorta ları prim üretimlerinde olumlu gelişmeler yaşan mıştır. Satış kanallarının branş prim üretimleri içindeki payları ise aşağıdaki tablo da gösteril mektedir. Hayat Dışı Ş irketlerin Yazılan P rim lerinin Branş ve Satış Kanalı Payları (%) Merkez Acente Banka Broker Toplam Yangın 12,14% 55,41% 15,32% 17,14% 100,00% Nakliyat 12,08% 61,72% 7,51% 18,70% 100,00% KMA 2,33% 100,00% 3,99% 1,90% 10,67% 2,02% Kaza 93,75% 79,02% 6,33% Ferdi Kaza 18,34% 49,52% 27,35% 4,78% 100,00% 100,00% Kredi 64,26% 13,44% 13,76% 8,55% 100,00% Hukuksal Koruma 36,65% 55,72% 6,05% 10,44% 1,58% 100,00% 17,59% 100,00% M ühendislik Tarım 5,16% 53,10% 82,27% 7,19% 5,38% Sağlık 32,46% 40,48% 4,51% 22,55% 100,00% 100,00% H ayat Dışı Toplam 10,81% 68,79% 9,95% 10,45% 100,00% 18,86% Yukarıdaki ta blo dan da görüleceği gibi Ha yat dışı branşlardaki prim üretiminin %69'u acenteler tarafından sağlanmaktadır. Merkez, Banka ve Brokerler'ın prim üretimleri ise birbiri ne yakın seyretmektedir. Tabloda dikkati ç e ken nokta kredi branşında genel ortalamanın aksine prim üretiminde Merkez'in payının diğer dağıtım kanallarına göre yüksek olmasıdır. SİGORTA İSTATİSTİKLERİ 2- Mali Sonuçlar 2007-2 2006-2 Yatırım Gelirleri 325.817.464 331.963.990 -2 Finansal Yatırımlardan Elde Edilen Gelirler 216.956.559 134.184.719 62 Finansal Yatırımların Nakde Çevr. Elde Edilen Karlar 22.602.856 16.074.585 41 Finansal Yatırımların Değerlemesi 12.535.106 31.094.167 -60 8.347.425 94.241.630 -91 58.689.781 47.111.505 25 7.449 1.363.552 -99 5.690.258 6.930.969 -18 Türev Ürünlerden Elde Edilen Gelirler 323.927 707.999 -54 Diğer Yatırımlar 603.238 189.745 218 60.863 65.118 -7 156.317.546 141.809.126 10 Yatırım Yönetim Giderleri (-) 2.416.435 1.300.542 86 Yatırımlar Değer Azalışları (-) 1.558.102 7.640.810 -80 Yatırımların Nakte Çevr.Oluşan Zararlar (-) 1.286.595 844.319 52 90.718.801 71.983.755 26 6.417 304 2011 Kambiyo Zararları (-) 40.648.663 33.398.517 22 Amortisman Giderleri (-) 19.067.712 26.119.859 -27 614.820 521.020 18 Diğer Faaliyetlerden Gelir &Giderler(+/-) -25.345.754 -71.201.518 -64 Karşılıklar Hesabı (+/-) -23.553.365 -72.790.514 -68 Reeskont Hesabı (+/-) -2.556.199 -1.272.663 101 Zorunlu Deprem Sigortası Hesabı (+/-) 2.195.007 329.629 566 0 0 0 5.344 25.586 -79 Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü Gideri (-) -1.368.088 -113.538 1105 Diğer Gelir Ve Karlar 9.770.178 21.425.806 -54 Diğer Gider Ve Zararlar (-) -10.109.798 -18.860.865 -46 Önceki Yıl Gelir Ve Karları 287.720 57.713 399 Önceki Yıl Gider Ve Zararları(-) -16.553 -2.673 519 144.154.165 118.953.346 21 Kambiyo Karları iştiraklerden Gelirler Bağlı Ortak. Ve Müşterek Yönetime Tabi Teşeb. Gel. Arazi, Arsa ile Binalardan Elde Edilen Gelirler Hayat Teknik Bölümünden Aktarılan Yatırım Gel. Yatırım Giderleri Hayat Dışı Teknik Böl. Aktarılan Yatırım Gelirleri (-) Türev Ürünler Sonucunda Oluşan Zararlar (-) Diğer Yatırım Giderleri (-) Enflasyon Düzeltmesi Hesabı (+/-) Ertelenmiş Vergi Varlığı Hesabı (+/-) Net Dönem Karı Veya Zararı Fark(%) 326 milyon YTL'lik yatırım gelirlerine karşılık 156 milyon YTL'lik yatırım giderleri ve 25 milyon YTL'lik diğer faaliyetlerden kaynaklanan giderler 2007 yılının ilk yarısında 144 milyon YTL mali kar elde edilmesine neden olmuştur. Bu tutar geçen yılın aynı dönemine göre %21'lik bir artışı ifade et mektedir. Yatırım gelirlerinde %2'lik bir azalış söz konusu dur. Kambiyo karlarında ve finansal yatırımların değerlemelerinde yaşanan azalışlar yatırım gelir leri toplamındaki azalışın temel belirleyicileri ol muştur. Her iki dönem için de yatırım gelirleri içe risinde en önemli kalem finansal yatırımlardan el de edilen gelirler olmuştur. İştiraklerden elde edi len gelirler de yatırım gelirlerinin önemli bir kısmı nı oluşturmaktadır. ili- HAYAT ŞİRKETLERİ KAR/ZARAR HESABİ 1. Teknik ve Mali Sonuçlar Yazılan Prim ler Hayat Teknik Kar E m eklilik Teknik Kar H ayat/E m eklilik Mali K ar Kar H ayat Dışı Faaliyet Karı Toplam Kar (Vergi öncesi) Net Kar 2007-2 2006-2 721.714.448 92.816.291 -70.295.482 94.620.564 117.141.372 -6.496.616 110.644.756 82.410.254 792.239.032 68.994.995 -66.463.791 52.513.208 55.044.412 8.093.699 4 6.950.713 41.137.406 Hayat branşı prim üretimlerinde geçmiş dö nemlerde de görülen azalma devam etmekte dir. Hayat branşında yazılan primlerde bir önce ki yıla göre %9'luk bir düşüş yaşanmış ve prim üretimi 721 milyon YTL olarak gerçekleşmiştir. Bu branşın teknik karında ise bir önceki yılın aynı dö nemine göre %35'lik bir artış kaydedilmiş ve tek Fark% -9 35 6 80 113 -180 136 100 nik kar 93 milyon YTL olarak gerçekleşmiştir. Emeklilik branşında ise teknik zarar bir önceki yılın aynı dönemine göre %6 artarak 70 milyon YTL olarak gerçekleşmiştir. Tüm bu veriler ışığında mali karlardaki artışa paralel olarak hayat/emek lilik şirketlerinin brüt bilanço karı % 136 artarak 1100 milyon YTL'ye ulaşmıştır. ■ İNCELEME - ARAŞTIRMA <arayoluyla uluslararası yük taşımacılığına ilişkin CMR Konvansiyonu Sevgi UNAN Uzman Kaza Dışı Branşlar Bölümü W W M arayoluyla uluslararası yük taşımacılığı U S yapan nakliyecilerin sorumluluğuna yö nelik tek tip bir düzenleme oluşturulması amacıy la 1948 yılında Uluslararası Özel Hukukun Tevhidi Enstitüsü (UNIDROIT), Uluslararası Ticaret Odası (ICC) ve Uluslararası Kara Taşımacılığı Birliği (IRU)'dan oluşan bir komisyon ve Birleşmiş Millet ler Avrupa Ekonomik Komisyonu tarafından kuru lan bir çalışma grubunun karşılıklı çalışmaları so nucunda orijinal adıyla Convention Relative au Contrat de Marchandises par Route (Conventi on on the Contract for the International Carriage of Goods by Road) Karayoluyla Uluslararası Yük Taşımacılığına İlişkin Konvansiyon (CMR) 19 Mayıs 1956 tarihinde imzalanmış ve 2 Temmuz 1961 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5 Temmuz 1978 tarihinde CMR Konvansiyonunda değişiklik ön gören bir protokol kabul edilmiş ve ülkeler arasın da değer olarak farklılık göstermesi nedeniyle al tın standardı sistemi yerine IMF tarafından tasar lanmış olan yeni parasal sisteme (SDR: Spécial Drawlng Rights) geçilmiştir. Türkiye 14 Aralık 1993 tarihinde CMR Kon vansiyonuna ve ek protokole katılmayı kabul etmiş ve 30 Ekim 1995 tarihinde Konvansiyon ülkemizde uygulanmaya başlamıştır. CMR Konvansiyonuna taraf olan 50 ülke bu lunmaktadır: Almanya, Avusturya, Belçika, Lüksemburg, Fransa, Hollanda, İtalya, İspanya, Portekiz, Da nimarka, Finlandiya, Birleşik Krallık, Yunanistan, İsveç, İrlanda, Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Ermenistan, Gürcistan, Macaristan, M akedonya, Norveç, Litvanya, Letonya, Moldovya, Polonya, Romanya, Rus ya, Ukrayna, Slovakya, Slovenya, İsviçre, Türki ye, Bosna-Hersek, Sırbistan-Karadağ, Kazakis tan, Kırgızistan, Fas, Tunus, Beyaz Rusya, Türk menistan, Özbekistan, Tacikistan, İran, Azer baycan, Arnavutluk, Lübnan, Moğolistan. CMR Konvansiyonu, uluslararası taşıma söz leşmelerinde uygulanacak temel hukuk kayna ğıdır. Türkiye açısından ise uluslararası karayolu taşıma sözleşmelerinde 30 Ekim 1995 tarihinden itibaren iç hukuk kaynağı mertebesindedir. CMR’NİN UYGULAMA ALANI Herhangi bir taşıma sözleşmesinin CMR hü kümlerine tabi olması için aşağıdaki niteliklere sahip olması gerekir: 1- Taşımanın konusu eşya olmalıdır. Konvansiyonda doğrudan doğruya tanım lanmamış olmasına rağm en eşyanın ticari nite lik taşıması zorunlu olmadığı gibi, ekonomik bir değere de sahip olması da gerekmez. Örne ğin, atılmak üzere taşınan çöp, sanayi atıkları, hafriyat gibi m addeler de eşya sayılırlar. Daha genel bir ifadeyle, m addi bir varlığa sahip olan yolcu ile bagajı dışında, taşınması mümkün her şey, CMR bakımından eşyadır. Eşyanın taşınması ve muhafazası için kullanılan ve gönderen tarafından sağlanan palet, paket, konteynır ve sair taşıma elemanları da eşya kav ramına dahildir. Bu sebeple taşıyıcının ödeyeceği tazminat miktarının hesaplanmasında esas alı nan brüt ağırlığa, taşıma ve muhafaza için kulla nılan malzemeler de dahildir. (CMR m.23) CMR'nin uygulama alanı dışında kalan eşya taşımaları ise; - Uluslararası Posta Antlaşmaları çerçevesin de gerçekleştirilen taşımalar, - Cenaze taşımaları, - Ev eşyası taşımalarıdır. 2- Taşıma ücret karşılığı olmalıdır. CMR'nin uygulanması için taşıyıcının taşıma işi ni ücret karşılığı üstlenmesi gerekir. Ücretsiz taşı malar yani hatır taşımaları CMR kapsamı dışında bırakılmıştır. Taşıma işi karşılığı belirlenen bedelin para olması şart değildir, Bunun para ile değer lendirilebilen bir mal ya da taşınan eşyanın bir kısmı olmasına engel bir düzenleme yoktur. 3- Taşıma karayoluyla ve belirli araçlarla yapılmalıdır. Konvansiyonun amacı, karayolunda yapı lan uluslararası eşya taşımalarına ilişkin sözleş meleri düzenlemektir. Eşyanın üzerinde bulun duğu taşıttan ayrılmadan yolun bir kısmında deniz, demiryolu, nehir, kanal, ya da havayolu ile taşınmış olması halinde de taşıma CMR kapsamındadır. (CMR m.2) CMR hükümlerinin uygulanabilmesi için, taşı ma işinin motorlu taşıtlar, dizi halinde taşıtlar yani bağlı taşıtlar, römorklar ve yarı römorklarla gerçekleştirilmesi gerekir. 4- Taşıma uluslararası nitelikte olmalıdır. CMR'nin uygulanması için, taşıyıcının eşyayı taşımak üzere teslim aldığı yer (çıkış yeri) ile, gönderilene teslim edeceği yerin (varm a yeri) iki ayrı devletin sınırları içinde bulunması ve bu devletlerden en az birinin Konvansiyona taraf olması gerekir. (CMR m .l) CMR TAŞIMA BELGESİ CMR Konvansiyonu sözleşmenin bir taşıma belgesi düzenlenerek teyit edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Ancak bu tür bir talimatın olm a ması ya da kaybedilmesi Konvansiyon hüküm lerinin geçerli olmasını engellemez. Belli bazı bil gilerin not üzerinde gösterilmesi gerekmektedir. Taşıma sırasında topraklarından geçilen ülke lerden sadece birinin Konvansiyona taraf olma sı yeterli olduğundan, taşıma belgesi üzerinde bu Konvansiyonun geçerli olduğunun taraf ol mayan diğer ülkeye bildirilmesi gerekmektedir. CMR Konvansiyon, taşıma belgesinin 3 asıl nüs ha halinde düzenlenmesi gerektiğini belirtmek tedir. Bunlardan ilki ihracatçı için, İkincisi mallar ile birlikte gönderilmek ve üçüncüsü de nakliye cide kalmak üzere düzenlenir. (CMR m.5) TAŞIYICININ CMR KAPSAMINDAKİ SORUMLULUĞU Taşıma hukukuna ilişkin diğer tüm uluslararası anlaşmalarda olduğu gibi CMR'da da esas ola rak düzenlenen konu taşıyıcının, eşyanın zıya ve hasara uğramasından doğan sorumluluğu ile geç tesliminden doğan sorumluluğudur. Her iki sorumluluk türü ayrıntılı biçimde Konvansiyonun 17-29uncu maddeleri arasında düzenlenmiştir. Genel olarak bakıldığında taşıyıcının CMR Konvansiyonu kapsamındaki yükümlülükleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir: Taşıyıcı, malları devraldığı tarih ile teslim ettiği tarih arasındaki sürede malların kaybı, zarar görmesi ya da gecikmesinden sorumludur. Ayrı ca genel olarak hizmetlilerinin, acentelerinin ve taşeronlarının eylemlerinden de sorumludur. Mallarla ilgili olarak m eydana gelen bir za rar, kayıp ya da gecikme nedeniyle taşıyıcı dan alacak talebinde bulunanlar, bu zarar, ka yıp ya da gecikmenin taşıma esnasında ger çekleştirdiğini ispatla yükümlüdürler. Yasal açı dan, taşıyıcının, bu tür sonuçları önlemesinin mümkün olmadığını kanıtlam adığı sürece, olaydan sorumlu olduğu varsayılmaktadır. Ancak, kanıtlandıkları takdirde taşıyıcıya yö nelik bir alacak talebine karşı savunma sağla yan bazı istisnai riskler de bulunmaktadır: Bunlar: - Haksız fiil ya da hak talep edenin (davacı nın) ihmali, - Taşıyıcının kendi haksız fiili ya da ihmalinin sonucu olm adan davacının verdiği talimatlar, - Malların niteliği gereği doğan kusur, - Taşıyıcının kaçınam ayacağı durumlar ve engelleyem ediği durumlar. Taşıyıcının hatasından kaynaklanm ayan bir çarpışma istisna kapsamında ele alınabilir an cak kötü hava şartları ya da hırsızlık durumları, maliyeti çok yüksek olsa da önlem alınacak türden riskler kabul edilmektedir. İNCELEME - ARAŞTIRMA Aracın kusurlu olması hiçbir şekilde istisna kapsamına girmez. Eğer taşıyıcı, kayıp ya da hasarın aşağıda belirtilen durumlardan biri nedeniyle m eyda na geldiğini kanıtlarsa, ihracatçı ya da ithalat çı aksini ispat etm edikçe bu şekilde olduğu varsayılacaktır. - Açık, örtülmemiş araçların kullanılması (eğer bunların kullanımı açıkça kabul edilmiş ve taşıma belgesinde belirtiliyor ise), - Ambalajın olmaması ya da kusurlu olması, - Malların ihracatçı, ithalatçı ya da bunların acenteleri tarafından yüklenmesi, istiflenmesi ve boşaltılması, - Bazı malların niteliği dolayısıyla kırılma, pas lanma, dökülme, normal fire verme ya da gü ve veya haşereler nedeniyle zarar görmeye yatkın olması, (ancak bu savunma araçların ısı kontrollü faaliyetler için özel donanımlı olm ala rı halinde kullanılamaz) - Kolilerin üzerindeki işaret ve sayıların yeter siz ve eksik olması, - Canlı hayvan taşımaları (taşıyıcının tüm normal tedbirleri aldığını ve kendisine verilen tüm özel talim atlara uyduğunu kanıtlaması ko şuluyla). Taşıyıcı aşağıdaki hallerde gecikm eden so rumlu olacaktır: - Malların kararlaştırılan süre içerisinde teslim edilmemesi, - Kararlaştırılan süre yok ise, kullanılan sürenin müsaade edilebilecek süreyi aşması halinde. rı brüt kg. başına 8.33 SDR (Special Drawing Rights - 5 Temmuz 1978 tarihinde imzalanan protokolle, ilk sözleşmede kabul edilmiş olan 25 Germinal Frank, 8.33 SDR'ye çevrilmiş ve bu birim Batı Avrupa ülkelerinin çoğunda kabul görmüştür.) olarak belirlenmiştir. Kayıp ya da hasar tazminatına ek olarak, taşı ma ücretleri, gümrük vergileri ve transit taşıma bağlamında üstlenilen diğer cüretler tam kayıp durumlarında tam olarak, kısmi kayıp durumla rında ise belli bir orana göre geri ödenmektedir. İhracatçı ya da ithalatçının gecikme nede niyle kayba uğradığını kanıtlaması halinde, taşı ma ücretlerini geçmeyen bir tutar karşılanabilir. İhracatçının bedel bildirimi yapması halinde Konvansiyon kapsamında daha yüksek mik tarda tazminat alması mümkün olabilir. Malların kararlaştırılan 30 günlük süre içinde teslim edilmemesi halinde ya da diğer haller de 60 gün içerisinde teslim edilmemesi halinde davacı mallara kayıp muamelesi yapabilir ve tazminat talep edebilir. (CMR m.32) Her ne kadar yukarıda belirtilen sınırlar hem sözleşme kapsamındaki alacak talepleri hem de haksız fiil kapsamındaki alacak talepleri için geçerli olsa da taşıyıcı kaybın kasıtlı kötü davranıştan kaynaklanması halinde CMR sa vunmaları ve yükümlülükleri sınırlarından fay dalanm a hakkını kaybeder. Örneğin; bu konu d a açılmış bir d a va da AB sürüş süreleri kuralla rının öngördüğü sınırları aşırı derecede aşan bir sürücünün sebep olduğu bir kaza kasıtlı kötü davranış olarak kabul edilmiştir. CMR KAPSAMINDA ÖDENECEK TAZMİNAT Taşınan eşyanın sorumluluk süresi içinde zıya ve hasara uğraması durumunda, sorumluluk tan kurtulma nedenlerini ortaya koyamayan taşıyıcı artık m eydana gelen zararı karşılamak la yükümlüdür. Taşıyıcının ödeyeceği tazmina ta ilişkin ilkeler CMR'nin 13-29uncu m addele rinde düzenlenmiştir. Tazminat, malların taşıma için kabul edildiği tarih ve yerdeki bedeli ile bağlantılı olarak he saplanm akta olup; bedel ya eşyanın fiyatı ya da piyasa fiyatına dayandırılmaktadır. Bu tür bir fiyatın olmadığı durumlarda benzer malla rın normal bedeli tem el alınır. CMR Konvansi yonu kapsamında nakliyecinin sorumluluk sını CMR’NİN DİĞER TAŞIMA ŞEKİLLERİNE UYGULANMASI CMR Konvansiyonunun ilgili maddelerinde farklı taşıma şekillerine ilişkin hükümler de yer al maktadır. 2nd m addede taşıyıcının genel idare sinin yanı sıra, Ro-Ro ya da kombine taşımacılık, 3üncü m addede banliyö taşımacılığı ve 34-40ıncı maddelerde birbirini izleyen taşımalara yöne lik özel hükümler bulunmaktadır. Malları taşıyan aracın güzergahının bir bölü münde demiryolu, denizyolu ya da iç su yolları (veya havayolu) üzerinden taşınması ve malların karayolu yük taşıma aracından boşaltılmamış ol ması halinde, CMR Konvansiyonu yine tüm taşı ma için geçerli olmaktadır. Ancak araç başka bir taşıma şekli ile taşınmaktayken malların sadece bu diğer taşıma şeklinden kaynaklanabilecek bir durumdan dolayı zarar görmesi ya da gecikme si halinde kara taşıyıcısının sorumluluğu diğer taşı ma şekli için geçerli olan zorunlu ulusal ya da uluslar arası kanun tarafından belirlenecektir. Bu tür biç zorunlu kanun bulunmamakta ise, CMR şartları geçerli olmaya devam edecektir. Farklı taşıyıcılar tarafından gerçekleştirilen birbi rini takip eden taşımalar, karayoluyla gerçekleşti riliyor olmaları fark etmeksizin, tamamının tek bir taşıma sözleşmesi kapsamında olması halinde CMR kapsamındadır. Zarar, kayıp ya da gecik meden ilk taşıyıcı, son taşıyıcı ve zararın kendi ta şıması esnasında meydana geldiği esas taşıyıcı sorumlu tutulabilir. EDI PROTOKOLÜ Teknolojideki gelişmeler ışığında, 2001 yılından bu yana Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Ko misyonu (UNECE) ile Uluslararası Özel Hukukun Tevhidi Enstitüsü (UNIDROIT), CMR prosedürlerinin elektronik ortamda gerçekleştirilmesini ve CMR taşıma belgesinin yerini elektronik bir belgenin al masını sağlayacak bir protokolün hazırlanması için çalışmaktadırlar. Söz konusu protokol taslağında CMR taşıma belgesinin telgraf, teleks, e-mail ya da EDI dahil olmak üzere farklı bilgi iletme yöntemleri kullanı larak düzenlenmesi, bu tür yöntemlerin kağıda dayalı belgelerle denk kabul edilmesi gibi hü kümlerin yer alması planlanmaktadır. Kaynakça Aydın, Alihan, CMR'ye Göre Taşıyıcının Zıya, Hasar ve Gecikmeden Doğan So rumluluğu, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., İstanbul, 2002. Gençtürk, Dr. Muharrem, Uluslararası Eşya Taşıma Hukuku, Vedat Kitapçılık, İs tanbul, 2006. Kahya, Mehmet, Taşıyıcının Mali Sorumluluğu ve CMR Sigortaları, Reasürör De ğişi, Milli Reasürans T.A.Ş., İstanbul, 2001. Kendigelen, Doç Dr. Abuzer, Aydın, Araş. Gör. Alihan, Beta Basım Yayım Dağı tım A.Ş., İstanbul, 2001. Özdemir, Dr. Turkay, Uluslararası Eşya Taşıma Hukuku, Vedat Kitapçılık, İstan bul, 2006. Uluslararası Nakliyeciler Derneği, CMR Konvansiyonu Bilgi Notu, İstanbul, 2003. Yeşilova, Ecehan, Taşıyıcının CMR Hükümlerine Göre Yardımcı Şahıslarının ve Müteakip Taşıyıcıların Eylemlerinden Doğan Sorumluluğu, Yetkin Yayınları, Ankara, 2004. 51 GÜVENCE HESABI’NDAN Garanti Sigortası Hesabı'ndan... • • GÜVENCE HESABI'na hallerde G üvence Hesabı'na başvurulabile Kadir KUÇUK ceği şu şekilde belirlenmiştir; Garanti Sigorta Hesabı Müdürü • Sigortalının tespit edilem em esi duru m unda kişiye gelen bedensel zararlar için, arayoiiarı Trafik Kanunu'nun 108 inci • Rizikonun m eydan a geldiği tarihte g e çerli olan te m in a t tutarları dahilinde sigorta m addesi ile kurulan G aranti Sigortası sını yaptırmamış olanların neden olduğu b e Hesabı, sorumluluk kapsamı genişletilerek densel zararlar için, G üvence Hesabı'na devredildi. • Zorunlu sigorta te m in a t limitleri ile sigor 14 Haziran 2007 tarih ve 26552 sayılı Resmi G azetede yayım lanan 5684 sayılı Sigortacılık ta poliçesinde belirtilen te m in a t arasındaki Kanunu'nun 14 üncü m addesi, Birlik nezdin- fark kadar ö d e n e ce k bedensel tazm inat tu de G üvence Hesabı'nın kurulacağı hükm ü tarları için, • Sigorta şirketinin m alî bünye zaafiyeti nü içerm ektedir. Bu hükme göre G üvence Hesabı'nın sorumluğu; Sigortacılık Kanunu nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya d a iflası halinde nun 13 üncü maddesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma ödem ekle yükümlü olduğu m addi ve b e Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk si densel zararlar için, • Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın gortaları ile m ülga 7397 sayılı Sigorta M ura karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu kabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak ortaya uyarınca işletenin sorumlu tutulm adığı haller çıkan zararların bu sigortalarla saptana n g e de, kişiye gelen bedensel zararlar için, • Ayrıca Hesaba, Yeşil Kart Sigortası kap çerli te m in a t miktarlarına kadar karşılanması şeklinde belirlenmektedir. Daha ö n c e sade samında Türkiye sınırları içinde m eydana g e ce Trafik Sigortası ile sınırlı olan Hesabın so len zararlardan dolayı Türkiye Motorlu Taşıt rumluluk alanı böylece diğer bazı zorunlu si Bürosu'nca tekem m ül ettirilen hasar dosya gorta türlerini de kapsayacak şekilde geniş larının tazm inat ödem esi için Büro tarafından da başvurulabilir. letilmektedir. Buna göre G üvence Hesabı aşağıdaki zo runlu sigortalar ile sınırlı olarak sorumlu bulun TÜRKİYE MOTORLU TAŞILAR BÜROSU m aktadır; Kanunun yürürlüğe girdiği 14 Haziran 2007 tarihinden itibaren m e yd a n a gelen ve yu • Karayolları Motorlu A raçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası), karıda sayılan zorunlu sigortalar kapsamına • Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Kol giren zararlar için m evzuatta belirtilen şartla rın bulunması durum unda G üvence Hesatuk Ferdi Kaza Sigortası, • Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorum bı'na başvurulabilecektir. luluk Sigortası, Görüldüğü gibi, Hesaba yapıla cak klasik • Tehlikeli M addeler Zorunlu Sorumluluk Si başvuru hallerinin yanında Yeşil kart sigortası kapsam ında Türkiye M otorlu Taşıt Bürosu'nun gortası, • Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası. da başvurabileceği öngörülm ektedir, AyrıBu zorunlu sigortalar ile ilgili olarak hangi ca,Yeşil Kart ve İflas e de n şirketler için yapı- Kanunda Hesabın gelirleri belirlenen Zo runlu Sigortalar ve Yeşil Kart Sigortaları için tahsil edilen topla m primlerin yüzde biri o ra nında sigorta şirketlerince ö d e n e ce k katkı payları ile sigorta ettirenlerden safi primlerin yüzde ikisi oranında tahsil edilecek katılma paylarından oluşur şeklinde düzenlenmiştir. Bakan bu oranları binde beşe kadar indirm e ye veya tekrar kanunda belirtilen sınırlara yükseltm eye yetkilidir. Çıkarılan Yönetm elikte Bakan bu yetkisini kullanmak suretiyle Yeşil Kart Sigortaları için sigorta şirketi ve sigorta yaptıranlardan tahsil edilecek katılma payı oranını binde beş olarak belirlemiştir. HAK SAHİPLERİNİN KORUNMASI lacak başvurularda hem m addi hem de b e densel zararlar ta le p edilebildiği halde diğer başvuru hallerinde sadece bedensel zararlar ta le p edilebilm ektedir. G üvence Hesabı'nın kuruluşu ve işleyişine ilişkin olarak düzenlenen G üvence Hesabı Yönetm eliği, 26 Temmuz 2007 tarih ve 26594 sayılı Resmi G azetede yayım lanarak yürürlü ğe girmiştir. GÜVENCE HESABININ TÜZEL KİŞİLİĞE HAİZ Yeni m evzuat ile Birlik nezdinde kurulan G üvence Hesabının tüzel kişiliğe haiz olduğu öngörülm ektedir. Ayrıca, Hazine Müsteşarlı ğ ın c a gerekli görülmesi halinde Bilgi M erke zi ve Tahkim Komisyonuna Hesap tarafından katkı payı ödem esi yapılacağı ve Bakanlar Kurulu'nun gerekli görülen hallerde eşyaya gelen zararların kısmen veya ta m a m e n He saptan karşılanmasına karar verm eye yetkili olduğu hükmü getirilmektedir. Sigortacılık Kanunu'nun 45/3 m addesi ile G aranti Sigortası Hesabının kuruluşunu d ü zenleyen Karayolları Trafik Kanunu'nun 108 inci m addesi yürürlükten kaldırılmıştır.Ayrıca, aynı Kanunun G eçici 1 inci m addesi ile, "Ka rayolu Trafik G aranti Sigortası Hesabının so rumlulukları ile varlıklarının, alacaklarının ve yükümlülüklerinin tam am ı bu Kanunun yürür lüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde He saba devrolunur. Karayolu Trafik G aranti Si gortası Hesabıyla ilişkili olarak açılan da va la r ve yapılan takipler Hesapla ilişkili olarak d e vam ed e r" hükmü getirilm ektedir.B öylece Kurumun devamlılığı sağlanm aktadır. G üvence Hesabı'nın kuruluşuna ve işleyişi ne dair Kanun ve Yönetmelik ile yapılan d ü zenlem eler Garanti Sigortası Hesabı'na ilişkin düzenlem elere oranla d a h a genel nitelikte olup, Hesabın sorumluluğu belirlenirken konu ile ilgili sigortacılık kanunu, genel şartlar gibi diğer m evzuat ve içtihatlardan yararlanm ak gerekecektlr.A yrıca ,sa dece trafik sigortası değil diğer zorunlu sigortalar açısından da hak sahiplerinin korunması yoluna gidilmiştir.Bunun yanında Türkiye M otorlu Taşıtlar Bü rosu, Tahkim Komisyonu ve Bilgi Merkezi gibi kuruluşlara d a Hesap aracılığıyla destek olunması amaçlanmıştır. G ü v e n c e Hesabı'nın kuruluşu,işleyişi ve sorumluluklarına ilişkin uygulam alar ve d a h a detaylı olarak ileriki günlerde bu sütunlarda işlenecektir. ■ TRAMER’DEN 2 0 0 5 yılı hasar prim oranı şimdiden % 80'i astı / | rafik sigortalarında uygulama birliği sağI I lanması, sigorta sahtekârlıklarının önlen mesi, sigortasız araçların tespiti ve sağlıklı fiyatlan dırma yapılması amacıyla 2003 yılı sonunda kuru lan TRAMER, 2004 yılında fiilen faaliyete başlamış ve sektörde üç yılı geride bırakmıştır. Bugün, TRA MER 17 kişilik kadrosu ve 1.5 milyon $' lık alt yapısıy la 24 sigorta şirketi, yaklaşık 15.000 acente, 2.000 eksper dışında, öncelikli olarak Hazine Müsteşarlığı SGM ve T.S.R.Ş.Birliği ve Garanti Hesabı olmak üze re çeşitli kurum ve kuruluşların yanı sıra sigortalılar ve diğer vatandaşlara kesintisiz hizmet vermekte dir. Geçen üç yıllık süre sonunda, sigorta sektörü ile birlikte gerçekleştirilen çalışmaların olumlu sonuçla rı alınmış, sigortasız araç oranı 2003 sonu itibariyle %31 iken 2006 sonu itibariyle %23'e gerilemiştir. 2003-2006 döneminde poliçe adedinde %48, orta lama poliçe priminde %63 artış gerçekleşmiş, yak laşık 700 bin kayıt dışı poliçe kayıt altına alınmıştır. Merkezi denetim sayesinde sektörde haksız fiyat rekabeti engellenmiş ve sahte hasarların önüne geçilmiş, daha etkin fiyatlandırma için istatistiki alt yapı oluşturulmuştur. Bu hedeflerde mükemmeli yakalamak için çalışmalarımıza hız kesmeden de vam ediyoruz. Bilindiği üzere, TRAMER 2004 yılında sadece Tra fik Sigortası ile ilgili hizmet sunumuna başlamış, bu üründe gerçekleşen olumlu gelişmeler sonrasında, görev tanımı motorlu araçlara yönelik diğer sigor taları da kapsayacak şekilde genişletilmiştir. TRA MER bugün, Trafik Sigortasına ek olarak Kara Taşıt ları Kasko Sigortası ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasında da hizmet vermekte dir. Önümüzdeki dönemde ise iki yeni üründe da ha (Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası ve Yeşil Kart Sigortası) hizmet sunumuna başlanması planlan maktadır. 11 Nisan 2007 tarihinde yayımlanan Yö netmelik değişikliğimiz ile beraber Merkezimizin sektör dışındaki firma ya da kuruluşlara da hizmet satma olanağına kavuşmuş olması Tramer'in he deflerini ve vizyonunu daha da genişletmiştir. Bu yazımızda, trafik sigortalarında son dört yılın genel bir özetini ve 2007 yılının ilk yarısına ait sektör verile rini sizlerle paylaşmak istiyoruz. / SEKTÖR ÜRETİM VERİLERİ Trafik sigortaları için geçen üç yılın değerlendiril mesi yapıldığında, tarife ve talimatlara uygun poli çe tanzimin de olumlu ve çok ciddi gelişmelerin yaşandığı görülmektedir. Bunda, her poliçe tanzi minde zorunlu olarak TRAMER tarafından online üretilen "Hasar Durum Belgesi" nin payı çok büyük tür. Poliçe üretiminde uygulama birliğinin sağlan ması, araç işleteninin riskine bağlı olarak sigorta ta rife ve talimatları gereği belirlenen prim indirim ve artırım oranlarının (bonus ve malus sisteminin) doğ ru uygulanabilmesi için merkezi bir otokontrol siste mi sağlamıştır. Tarife ve talimatların uygulanmasın da sağlanan etkin denetimin sonuçları, kısa süre içerisinde sayısal göstergelere de yansımıştır. 2003 yılında, sürprimli basamaklardan (1., 2., 3. basa maklar) tanzim edilen poliçelerin toplam poliçe adedi içindeki payının %1'in altında olduğu, bu oranın 2004 yılında %10'a, 2005 yılında %14'e 2006'da ise %16'ya yükseldiği görülmektedir. 2007 yılının Temmuz sonu itibariyle bu oran %16 seviyesi ne ulaşmış durumdadır (Bknz. Grafik 1 ve 2). Buna bağlı olarak ortalama poliçe primi 2003'te 79 YTL'den 2006'da 129 YTL'na yükselmiştir. 2007 yılının ilk yedi aylık sonuçlarına göre ise ortalama poliçe primi 135 YTL seviyesindedir. Merkezimiz'in veri tabanında toplanan Trafik Si gortası poliçe bilgilerine bağlı olarak, sektör gene linde 2006 yılında 9.845.252 adet poliçenin tanzim edildiği ve 1.264.864 bin YTL prim geliri elde ettiği tespit edilmiştir. 2005 yılında ise 8,979.975 adet poli çenin tanzim edilerek 1.096.785 bin YTL prim geliri elde edilmiştir. Sektör genelinde, 2006 yılında ön ceki yıla göre poliçe adedinde % 9,64 prim üreti minde ise % 15,32 oranında artış sağlanmıştır. 2007 verileri incelendiğinde ise Temmuz sonu iti bariyle 6.099.841 adet poliçenin tanzim edildiği ve 824.016 bin YTL prim geliri elde edildiği tespit edil miştir. Geçen yılın aynı döneminde ise 5.884.017 adet poliçenin tanzim edilerek 748.450 bin YTL prim geliri elde edildiği görülmektedir. Sektör genelinde Ocak - Temmuz döneminde geçen yıla göre poli çe adedinde %3,67 prim üretiminde ise %10,10 oranında artış sağlanmıştır (Bknz. Tablo 1). Grafik 1: Trafik Sigortası Poliçe Adetleri Bazında Basamaklara Göre Dağılım(%)1 PO LİÇE A D E TLE R İ B A Z IN D A B A S A M A K L A R A GÖRE D A Ğ IL IM ( % ) Tarife Basamağı 2003 ■ 1. Basamak ■ ■ 3. Basamak 20CW 2. Basamak B ■ 4. Basamak ■ ■ 6. Basamak 5. Basamak 7. Basamak 2005 2006 ' 2C07 Yıl 1. B as a m a k 12.000.0c0 3.000.000 4.CCO.COO 2. B a s a m a k 3. B a s a m a k 4 . B as a m a k 5. B a s a m a k 7. B as a m ak 6. B a s a m a k 2003 0.09% 0 .1 2 % 0 .1 8 % 26.66% 6 .0 0 % 5.27% 61.69% 2004 3.70% 5.85% 0 .5 5 % 34.83% 6 .5 1 % 3.75% 44.82% 2005 6.6 9 % 2 .85% 4 .6 9 % 41.69% 12.11% 4 .36% 27.61% 2006 6.13% 4 .1 7 % 6 .3 1 % 32.20% 20.48% 9 .4 9 % 21.21% 2007 5.96% 4 .0 8 % 6 .3 1 % 30.25% 15.94% 15.04% 22.41% Grafik 2: Trafik Sigortası Poliçe Primleri Bazında Basamaklara Göre Dağılım (%)1 PO LİÇ E P R İM LE R İ B A Z IN D A B A S A M A K L A R A GÖRE D A Ğ IL IM ( % ) Tarife Basamağı 1 Basamak 2C03 2. Basamak 3. Basamak 4. Basamak 2004 5. Basamak 6. Basamak 7. Basamak 2005 2C06 2C07 400.000.000 0OO.OCO.OOO 1. 200 .000.000 1 600.000.000 1. B asam ak 2. B asam ak 3. B asam ak 2003 0 .1 0 % 0 .1 7 % 0 ,3 0 % 2 3 .5 3 % 7 .2 1 % 5 .9 8 % 6 2 .7 0 % 2004 3 ,7 5 % 6 .9 1 % 0 .9 1 % 3 2 ,6 6 % 7 .6 0 % 4 .4 9 % 4 3 .6 8 % 2005 3 .2 4 % 3 .1 6 % 5 .4 7 % 4 1 .7 2 % 1 2 .1 7 % 4 .4 9 % 2 4 .7 5 % 2006 7 ,4 2 % 4 ,3 9 % 7 ,2 4 % 3 1 ,1 7 % 2 0 ,6 0 % 9 .1 3 % 1 9 ,5 0 % 2007 6 .8 5 % 4 .6 1 % 7 .0 6 % 3 0 .6 5 % 1 5,9 5% 1 4 .3 1 % 2 0 .5 6 % 4. B asam ak 5. B asam ak 2007 yılına ait poliçe adedi ve prim değerleri, Ocak-Temmuz dönemine ait kümülatif değerlerdir. 6. B asam ak 7. B asam ak TRAMER’DEN Tablo 1. 2006- 2007 Yılı Tarife Basamağı Bazında Trafik Sigortası Poliçe Adetleri ve Prim Üretimi Farkı (Ocak-Temmuz Kümülatif) -Bin YTL BASAMAK Fark 2007 2006 Poliçe Poliçe Poliçe Poliçe Adet Adet Prim Prim Adedi Primi Adedi Primi Fark Yüzde Fark Yüzde 14.155 -1.764 4.01% 1.511 2.72% -0.70% 9.64% -126 -0.33% 1. Basamak 353.177 55.459 367.332 56.970 2. Basamak 250.282 38.095 37.969 3. Basamak 4. Basamak 351.889 52.828 248.518 385.797 1.858.978 225.739 1.856.179 58.315 254.075 5. Basamak 1.230.591 157.945 965.050 130.151 6. Basamak 490.911 60.524 7. Basamak 1.348.189 157.860 912.118 1.364.847 Genel Toplam 5.884.017 748.450 6.099.841 TÜİK tarafından yayınlanan araç verileri ile yürürlükte olan poliçe bilgileri karşılaştırıldığın da sektör genelinde sigortasızlık oranının 2003 yılı sonunda %31 iken, 2007 Mayıs sonu itibariy le %26'ya gerilediği görülmektedir. Sigortasızlık oranının halen yüksek olmasında ise %60'ların üzerinde sigortasızlık oranına sahip olan Traktör ve Motosikletlerin önemli bir payı olduğu belir 33.908 5.486 10.39% -21.58% 28.336 -27.794 -17.60% 85.80% 56.685 93.66% -0.15% 12.55% -2.799 -265.541 117.209 169.324 421.207 16.658 1.24% 11.467 7.26% 824.016 215.824 3.67% 75.566 10.10% lenmiştir. Traktör ve Motosiklet araç grubuna ait bilgiler dikkate alınmadığında ise sektörde ki sigortasızlık oranının %12 seviyesinde olduğu görülmektedir (Bknz. Tablo 2). Özellikle son yıl larda artan motosiklet kullanımına bağlı olarak tescilli araç sayısında bir artış gözlemlenmesine rağmen, bu araçların sigortalanma oranın çok düşük olduğu tespit edilmiştir. Tablo 2: Araç Türleri Bazında Trafik Sigortası Poliçe Üretimi ve Sigortasızlık Oranı (Mayıs 2007)2 Sigortasızlık Oranı Yürürlükteki Poliçe Adedi Tescilli Araç Adedi 2.848.496 5.735.695 6.263.191 8.42% 149.379 310.085 47.460 96.542 363.399 179.982 46.36% Kamyonet Kamyon 782.716 245.094 1.584.428 1.771.959 10.58% 466.919 Traktör 197.102 431.798 717.076 1.305.464 34.89% 66.92% Motosiklet ve Yük Motosikleti 235.812 623.017 1.884.757 66.94% 13.889 17.445 35.898 51.40% 4.519.948 9.265.929 12.521.726 26.00% Araç Grubu Otomobil Minibüs (8-14 koltuk) Otobüs Özel Amaçlı Taşıt Genel Toplam Poliçe Adedi 14.67% 1 Poliçe Adedi: Mayıs sonu itibariyle toplam poliçe adedini ifade etmektedir. ( Haziran ve Temmuz aylarına ait araç adetlerinin TÜİK taralından henüz yayınlanmamış olması nedeniyle, poliçe adedi de Mayıs sonu itibariyle alınmıştır.) Yürürlükteki Poliçe A dedi: 31 Mayıs 2007 tarihi itibariyle yürürlükte olan poliçeleri ilade etmektedir. Araç A dedi: TÜİK tarafından yayınlanan Mayıs 2007 araç verisidir. Sigortasızlık O ranı: ((Araç Adedi-Yürürlükteki Poliçe Adedi)/Araç Adedi)'100 olarak bulunmaktadır. Otom obil: Otomobil ve Taksi araç gruplarının toplamını kapsamaktadır. O tobüs: Otobüs(15-25 koltuk) ve Otobüs(26 ve üstü koltuk) araç gruplarının toplamını kapsamaktadır Kam yon: Kamyon, İş Makinesi, Römork, Tanker, Çekici ve Diğer Araçlara ait toplamı ifade etmektedir. 56 Aşağıda yer alan grafiklerde, il ve bölgelere ait sigortasızlık oranları yeşilden kırmızıya doğru artan renk skalasında Türkiye haritası üzerinde görülmektedir. Türkiye'nin bölgeleri arasında en yüksek sigortasızlık oranı G üneydoğu Anadolu Bölgesinde, en düşük sigortasızlık oranı ise Mar mara Bölgesindedir. Grafik 3: Trafik Sigortası Sigortasızlık Oranı Türkiye Geneli (Bölge Bazında/Mayıs 2007) Grafik 4: Trafik Sigortası Sigortasızlık Oranı Marmara Bölgesi (İl Bazında/Mayıs 2007) SEKTÖR HASAR VERİLERİ Sektör genelini 2007 yılı Temmuz sonu itib a riyle d e ğ e rle n d ire ce k olduğu m uzd a UWY bazında, 2003 yılı başlangıç tarihli poliçeler den 470.937 bin YTL prim üretimi elde edilmiş ve buna karşılık, ilgili poliçeler için toplam 425.263 bin YTL hasar tazm inatı gerçekleş miş, hasar/prim oranı ise %90,30 olmuştur. 2004 yılı başlang ıç tarihli p o liçe le r için; 803.627 bin YTL prim üretimine karşılık topla m 638.587 bin YTL hasar tazminatı gerçekleş miş, hasar/prim oranı %79,46 olmuştur. 2005 yılı başlangıç tarihli poliçeler için; 1.045.907 bin YTL prim üretim ine karşılık to p la m 846.529 bin YTL hasar tazminatı gerçekleşmiş, h a sar/prim oranı %80,94 olmuştur. 2006 yılında üretilen poliçeler için ise hasar/prim oranı %66,38 olarak gerçekleşmiştir. Tablo 3: Yıllar Bazında Trafik Sigortası Poliçe Üretimi ve Ödenen Birikimli Hasar Tazminat Tutarı Dağılımı - Bin YTL (poliçe yılı -UWY bazında)3 YIL PRİM ÜRETİMİ 2003 470.937 2004 803.627 2005 1.045.907 2006 1.216.462 2007 845.979 ÖDEME DURUMU O.YIL Muallak 9.367 Ödenen 83.360 Mulallak 17.733 Ödenen 135.476 Muallak 53.814 Ödenen 186.236 Muallak 56.033 Ödenen 222.257 Muallak 74.525 54.964 Ödenen H/P 19.69 19.06 22.95 22.88 1.YIL 27.290 314.588 67.815 476.454 120.109 637.987 214.595 592.857 H/P 72.60 67.73 72.48 2.YIL 35.884 365.837 78.806 543.752 140.096 706.433 H/P 85.30 77.47 3.YIL 39.647 377.827 83.729 554.858 H/P 88.65 4. YIL 41.329 383.934 H/P 90.30 79.46 80.94 66.38 15.31 3 Poliçe yılı-UWY bazında değerlendirme yapılmış olup, poliçe başlangıç yılı içinde gerçekleştirilen hasarlar 1. yıl sütununda belirtilmiştir. Poliçe başlangıç yılını takip eden yıllarda ödemesi gerçekleşen hasarlar ise 2. yıl, 3. yıl...yıl sütunlarında gösterilmiştir. 2. yıl sütununda 1. yıl ve 2. yıl İçinde yapılan ödemeler toplanarak yansıtılmıştır. (1. yıldan sonraki rakamlar kümülatiftir.) Ödeme rakamlarında hasar tazminat tutarları, ekspertiz ve dosya diğer masraf ödemeleri dikkate alınmıştır. Raporda Ankara Sigorta, Birlik Sigorta, Ticaret Sigorta'ya ait üretim ve hasar verilerine yer verilmemiştir. 57 DASK’TAN MARMARA DEPREMİ'nin 8. yılı... Bugün deprem olsa ne yaparsınız? Zorunlu Deprem Sigortamızı yaptıralım. Serpil Oztürk YAKUT M üdür konomik ve sosyal boyutları ile ülkemiz için büyük bir yıkım olan 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 8 inci yıldönümün deyiz. Bu tarihten itibaren ülkemizde m eydana gelen doğal afetlerin az oluşu ve can kayıpla rına sebep olacak depremlerin gerçekleşme miş olması memnuniyet vericidir. Benzer şekil de, geçtiğimiz yıllarla karşılaştırıldığında, tüm dünyada can kaybına yol a ça n daha az sayı da büyük depremin m eydana geldiği görül mektedir. Doğal afetlerin frekansının azalmış olması dünya sigorta sektörünü olumlu etkile miş, sigortalı hasar tutarı önceki yıl değerlerinin altında kalmıştır. Ancak bu olumlu gelişmeye rağmen; iklim değişikliği, endüstrileşme ve ar tan nüfus nedeniyle deprem başta olmak üze re tüm doğal afetler sigortacılık sektörünün üzerinde çalıştığı en önemli konulardan biri ol m aya devam etmiştir. 58 Ülkemizin içinde bulunduğu en önemli do ğal afet tehlikesi olan depremin konutlara ve receği hasarları tazmin etmek amacıyla kuru lan DASK'ın 2000 yılı sonu itibariyle 159 bin olan poliçe sayısı bugün itibariyle 2.6 milyona ulaş mış durumdadır. Diğer taraftan Doğal Afet Si gortaları Kurumu kurulduğu tarihten itibaren toplam 173 deprem de 9.566 konuta 18,3 mil yon YTL hasar ödemesinde bulunmuştur. 17 Ağustos 1999 M armara depreminin 8.yıl dönüm ünde "deprem" konusu güncelliğini ko rurken ve ülkemizde hasar yapıcı etkisi olm a ması gereken ancak bulunduğu bölgenin ya pı stoğuna bağlı olarak hasar yapıcı etkisi olan depremler yaşanmaya devam ederken (07 Mayıs 2007 tarihinde Hakkari-Merkez-Bağışlı da m eydana gelen 3.9 büyüklüğündeki deprem), bu dönem de etkili olabilecek tanıtım çalışma larına ivedi olarak başlanılması kararlaştırılmış tır. Bu çerçevede aşağıdaki tanıtım çalışmala rı planlanmıştır. • Zorunlu Deprem Sigorta poliçesi yaptır maya teşvik edici yönde yapılacak reklam ç a lışmaları kapsamında Türkiye genelinae tirajı yüksek olan ( Hürriyet, Posta, Zaman ve Milliyet ) gazetelerde ilanlar yayınlanmış ayrıca bazı internet sitelerinde ( ligtv, hürriyet, milliyet, haberturk, gazete oku, internet haber, dünya g a zetesi, cnnturk, hotmail, msn ) "banner" uygu laması yapılm aya başlanmıştır. • Türkiye Futbol Federasyonu ile yapılan karşılıklı görüşmeler sonrasında, 25-26 Ağustos tarihlerinde yapılacak olan Futbol karşılaşma larında Zorunlu Deprem Sigortası tanıtımına yönelik olarak hazırlanan pankartlar Futbolcu lar tarafından karşılaşma öncesi taşınacaktır. ZORUNLU DEPREM SİGORTASI YILLAR BAZINDA POLİÇE ADETLERİ (000 Adet) 3.000 2.55 2.500 -■ 2.000 - 1.500 ........ 2.428 2.417 1.000 ------- 500 e Poliçe Adedi (000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2.428 2.128 2.022 2.090 2.417 2.55 RAKAMLARLA DASK SİGORTALILIK ORANLARI SİGORTALI KONUT ADEDİ TOPLAM KONUT ADEDİ DASK’TAN ÜRETİM VE HASAR ÖDEMELERİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME DASK'ta Son Durum (22.08.2007 tarihi itibariyle) Toplam Poliçe Adedi......................................... .................................... 2.577.346 Toplam Prim (YTL)............................................ ................................. 224.283.783 Ortalama Teminat (YTL).................................... ......................................... 45.994 Ortalama Prim (YTL)......................................... .......................................... 87,02 Yıllık Artış (%)................................................... ......................................... 1,06% (%)........................................... .........................................36,2 % Yenileme Oranı Ödenen Hasar Dosyası..................................... ...........................................9.567 Ödenen Hasar Tutarı (YTL)................................ ................................... 18.344.079 Yıllara Göre Hasar Ödemeleri (22.08.2007) Y IL ................... .DEPREM SAYISI...................... .....DOS YA S A YISI..................... ÖDEME(YTL) 2 00 0 ................... ...................... 1 ................. ........................6 ................ .................... 23.022 2001 ................... ..................... 17 ................. .................... 338................ ............... 127.497 2 00 2 ................ ..................2 1 .............. ............... 1.558 .............. ............. 2.284.835 2003 ................ ..................2 0 .............. ............... 2.504 .............. ............. 5.203.990 2 00 4 ................ .................. 3 1 .............. ................. 587................ .................. 768.927 2005 ................... .....................4 1 ................. ................. 3.484................ ............... 8.041.918 200 6 ................... .....................2 2 ................. ................. 485 .............. ............. 1.265.163 200 7 ................ ..................2 0 .............. ................. 605 .............. ............... 628.727 TO P LA M ........... ................ 173 .............................. 9.567 .............. ............ 18.344.079 DEPREŞ* - ssssssS tSs s S S S i^ S ^ ' S^ 3 60 BÖLGELER VE RİSK BÖLGESİ BAZINDA ÜRETİM AKDENİZ D. ANADOLU 3% EGE G.DOĞU 2% İÇ ANADOLU 18% KARADENİZ 6% ■ MARMARA 46% B İN A LA R IN %7B’İ 2000 Y IL I ÖNCESİNDE İNŞA E D İLM İŞ 1976 - 1996 42,5% PORTFÖYÜN % 80’S İ 1.DERECE TEH LİKE BÖLGESİNDE o/o90'l 180 ^ 0 -7 5 m 2 18,2% 151-9 999 m2 11,0% DERECE 49 ,0 % 1 2 6 -1 5 0 m2 7 6 -1 0 0 m 2 35 ,4 % 14,4% 10 1-1 25 m2 21,0% TARSİM’DEN Devlet Destekli Sera Sigortaları 2 0 07 yılı uygulamaları Ertuğrul ÇELİK TARSİM Bitkisel Ürün Sigortaları Müdürü 363 Sayılı Tarım sigortaları Kanunu 12. m addesi gereğince ve Bakanlar Ku rulunun 2006/10105 sayılı kararında; "Bitkisel ürünler ve seralar için, ülke genelinde dolu ana sigortası tem inatına ilave olarak yangın, heyelan, fırtına, hortum ek tem inatları da pake t halinde Tarım Sigortaları Havuzu ta ra fından Ç iftçi Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçilerin arazi ve ürün bilgileri dikkate alınarak verilir" denilm ektedir. Sera sahibi üreticinin Devlet Destekli Sera Sigortasından yararlanabilmesi için Ç iftçi Ka yıt Sistemine ve buna entegre edilmiş Kont rollü Örtü Altı Üretimin Uygulanmasına kayıtlı olması ve bu kaydını her yıl güncellem iş ol ması gerekm ektedir. SERA SİGORTALARI NELERİ KAPSIYOR? Sera Sigortası yaptırabilmek için Kontrollü Örtü Altı üretiminin uygulanmasına kayıtlı olmak şart! re söz konusu ürünlerin üretim sonlarında ulaşması beklenen aeğerlerinin toplam ı. b) Seranın örtü malzemesi ve işçilik ü cret leri de dâhil yeniden yapım bedeli. c) Seranın iskelet ve diğer yapı m alzem e siyle işçilik ücretleri de dâhil yeniden yapım bedeli. d) Isıtma, havalandırm a, gübrelem e, ila ç lam a ve sulama tesisatı gibi seranın esaslı unsuru sayılabilecek cihaz ve tesisatın yeni den tesis bedelinden oluşmaktadır. Bu sigorta ile, 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanununun 12 nci m addesine istinaden Ba TEMİNAT DIŞINDA KALAN ÖNEMLİ HALLER kanlar Kurulunca belirlenen risklerin, Ç iftçi a) Don ve soğuk hava nedeniyle sera için Kayıt Sistemine entegre edilmiş Kontrollü Ör tü Altı Üretimin Uygulanmasına ilişkin m evzu deki üründe m eydan a gelen hasarlar ile a ta uygun olarak kayıt altına alınan ve risk ürün verim inde ve kalitesinde m eyd a n a g e değerlendirm esi sonucunda sigortaya ka b u len eksilmeler. b) Bir hasardan sonra ürünlerin dış hava lü uygun görülen seralara ve içindeki ürünle re p o liçe d e belirtilen (2007 yılı için dolu, fırtı şartlarından korunacak şekilde gerekli ön na, hortum , heyelan, yangın) risklerin d o ğ ru lemlerin 24 saat içinde alınmaması sonucun d a üründe m eydan a gelen hasarlar ile ürün dan neden olacağı m addi zararlar, sigorta bedeline kadar te m inat altına alınmıştır. Bu verim inde ve kalitesinde m e yd a n a gelen eksilmeler. kapsam da sigorta bedeli; a) Sera içindeki ürünün üretim devresi so c) Kar, kar yükü ve su basması sonucu olu nunda ulaşması beklenen değeri veya sigor şan hasarlar. d) Hastalık ve zararlar nedeniyle m e yd a ta süresi içinde birden fazla devrede ürün na gelen hasarlar ile ürün verim inde ve kalialınıyorsa, bu ürünlere ait üretim planına gö- 62 fesinde m eydana gelen eksilmeler. e) Sigorta başlangıcından ö n ce m evcut olan ça tla k ve yamalı cam lar. f) Sigortalı veya fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin kastından veya ağır kusurundan kay naklanan zararlar. g) Seranın kusurlu planlanm asından ya da planın kusurlu uygulanm asından ileri gelen zararlar. h) Sera yapım ında kusurlu m alzem e kulla nılması ve kusurlu işçilik nedeniyle m eydana gelen zararlar. SİGORTA NASIL YAPILIR? Sigorta ettiren tarafından, TARSİM A.Ş. üye si herhangi bir sigorta şirketinin acentesine başvurarak Ç iftçi Kayıt Sistemine entegre edilmiş örtü altı kayıtları ile g erçek bilgiler te yit ederek ön bilgi form unu düzenletir. Sigor ta ettirenin beyanı ile Ç iftçi Kayıt Sistemine entegre edilmiş örtü altı kayıtlarındaki bilgile rin farklı olması durum unda, öncelikle örtü a l tı kayıt bilgilerinin güncellenm esi ve bu işlem den sonra ön bilgi form unun düzenlenmesi gerekmektedir. Sigorta ettirenin beyanın göre hazırlanmış olan ön bilgi form unda belirtilen serada Ta rım Bakanlığı tarafından Tarım Sigortaları Ha vuzu Eksperlik Eğitim Belgesi alan ve Müste şarlık nezdindeki Havuz eksperlik siciline ka yıtlı risk incelem e uzmanları tara fından yerin de risk incelemesi yapılır. Yapılan bu risk in ce lemesi raporu TARSİM A.Ş. G enel Müdürlüğ ü 'n c e değerlendirilerek, sigortaya uygun olanlar onaylgparak p o liçe tanzim edilmesi sağlanmaktadır. Sigortanın süresi örtü m alze mesi, iskelet ve diğer yapı malzemesi ve te k nik donanım için bir yıldır. Ürün için tem inat süresi poliçe başlangıcı ile başlar (poliçe başlangıcında sera içerisinde ürün olm ak kaydıyla) ve poliçe bitiş tarihinden ö n ce y a pılacak hasat ile sona erer. Her koşulda poli çe, üzerinde belirtilen bitiş tarihi ile sona erer, DEVLET DESTEKLİ SERA SİGORTALARI 2007 PRİM FİYAT TABLOSU Türkiye geneli dolu riski bakım ından 23 farklı dolu tehlike bölgesine (w w w .tarsim .org.tr/files/4_ekl.doc), fırtına riski bakı mından 10 farklı fırtına-hortum tehlike b ö lg e sine (ww w.tarsim .org.tr/files/4_ek2.doc) a y rılmıştır. Bu tehlike bölgelerine göre örtü, ürün, teknik donanım ve iskelet (konstrüksiyon) un surlarının ayrı ayrı fiyatları hesaplanmaktadır. Seranın bulunduğu il-ilçe-köy bilgisine göre seranın dört farklı unsuru (ürün, örtü, iskelet, teknik donanım ) için ayrı ayrı sigorta bedeli ve prim tutarı hesaplanır. Dört unsurun sigor ta bedeli ve prim tutarlarının toplam ı seranın topla m sigorta bedeli ve topla m primini verir. Bunu bir örnekle açıklam ak gerekirse; A n talya ili Merkez ilçe Aksu beldesindeki bir se ranın to p la m primi; Ürün sigorta b e d e li.................................... :15.000 YTL T. donanım sigorta b e d e li........................ : 5.000 YTL Örtü sigorta be de li..................................... :20.000 YTL İskelet sigorta b e d e li.................................:35.000 YTL Aksu beldesinin dolu tehlike derecesi "D", Merkez ilçenin fırtına-hortum tehlike derecesi "3" olduğuna göre toplam prim fiyatı aşağıdadır. UNSUR SİGORTA BEDELİ DOLU PRİM FİYATI PRİM TUTARI ÖRTÜ 20.000,00 1,05% 210,00 FIRTINA PRİM FİYATI FIRTINA PRİM TUTARI TOPLAM cam 1,00% 200,00 410,00 120,00 20,00 210,00 217,50 pilastik 2,00% ÜRÜN 0,65% T. DONANIM 15.000,00 5.000,00 0,25% 12,50 0,40% İSKELET 35.000,00 0,10% 35,00 0,60% TOPLAM 75.000,00 97,50 0,80% 32,50 245,00 905,00 63 TARSİM’DEN Bu primin %50'si devlet desteği olarak sis te m e aktarılır. Prim tutarının kalan %50' si ise sigorta ettiren tarafından ödenir. Ö dem e; %25' si poliçe yapıldığında peşin kalanı 5 eşit taksit olarak takip eden aylarda yapılır. Seralarda yapılacak risk analizine göre, seranın yapım özellikleri, yeri, örtü m alzem e si, inşaat özellikleri gibi faktörlere göre 4 fark lı risk grubundan hangisine dahil olduğu b e lirlenir. Buna göre seraya prim fiyat indirimi uygulanıp uygulanm ayacağı belirlenir. Sera RİSK KATEGORİSİ sigortasında risk kategorisinin belirlenmesine etkili olan faktörlerden bazıları; • Seranın yaşı • Ç atlak ve yam alı ca m panelleri sayısı • Plastik örtüdeki yırtık ve delikler • Örtü malzemesinin garanti süresi • Örtü malzemesinin iskelet ile bağlantı özellikleri • Konstrüksiyon malzemesinin özellikleri • Sera çevre betonu özellikleri ve çevre betonu örtü malzemesi bağlantısı PRİM FİYATINDA UYGULANACAK İNDİRİM (ÜRÜN VE ÖRTÜ) DOLU, YANGIN, HEYELAN 1 2 20% 10% 3 4 İNDİRİMSİZ İNDİRİMSİZ FIRTINA, HORTUM 40% 20% İNDİRİMSİZ FIRTINA-HORTUM TEMİNATI VERİLMEZ SERA SİGORTASI MUAFİYET VE MÜŞTEREK SİGORTA ORANLARI SERA TURU MUAFİYET (HER BİR UNSURUN SİGORTA BEDELİ ÜZERİNDEN) FIRTINA, HORTUM DOLU, YANGIN, HEYELAN 2% Cam Seralar Plastik Seralar 5% 1 5% 5% HASARDA UYGULANACAK MÜŞTERE SİGORTA ORANLARI Sera Risk Kategorisi Cam Sera ve Sert Plastik Seralar Sigortacının Katılım Payı (%) 1 2 3 4 90% 90% 90% FIRTINA-HORTUM Yumuşak Plastik ve Cam+Yumuşak Plastik Seralar Sigortalının Katılım Payı (%) Sigortacının Katılım Payı (%) Sigortalının Katılım Payı (%) 10% 10% 10% 80% 80% 80% 20% 20% 20% TEMİNAT DIŞIDIR HASAR İHBARI VE HASAR ÖDEMESİ Sigortalı seranın herhangi bir unsurunda tem inat kapsamındaki risklerden herhangi biri nedeniyle hasar oluşması durum unda si gorta ettirenin bunu en kısa sürede (azami 5 gün) acentesine bildirmesi ve sisteme ihbar olarak kayıt edilmesini sağlaması gereklidir. Hasar oluşum undan sonra hasar tespit işlemi nin gerçekleşmesine kadar g eçe n sürede si gortalının; serası sigortalı değilmişçesine ha sar oluşumunu arttırm ayacak biçim de g e rekli önlemleri alması gereklidir. Hasar ihbarı yapılan sera için yer ve sera nın özellikleri de dikkate alınarak hasar tes pit uzmanı görevlendirilir. Hasarlı serada her bir unsurun hasar oranını ayrı ayrı gösteren ve hasarın ayrıntılarını a n la ta n rapor hazırla nır. Bu rapor değerlendirilerek yukarıdaki m uafiyet ve m üşterek sigorta oranlarına g ö re tazm inat hesaplanır. Buna göre hasar tespit raporunun onaylanm asından sonra kesinleşen tazm inat 30 gün içerisinde sigor talı adına b a n ka ya ö d e m e olarak gönderilir. Poliçenin başlangıç ve bitiş tarihleri a ra sında aynı serada birden fazla kez hasar oluşması söz konusu olabilir. Bütün oluşan hasarlar için y a p ıla ca k ayrı ayrı ödem elerin toplam ı hiçbir zam an to p la m sigorta b e d e linden fazla olam az. SIK KARŞILAŞILAN SORUNLAR Sera sigortalarında en sık karşılaşılan sorun ların başında sigortalı ta le p bilgileri ile risk analizi sonucu elde edilen bilgilerin tutarsızlı ğıdır. Sigorta ettiren ya d a a c e n te , sera bilgi leri girişi yaparken, düşük risk kategorisinden yararlanm ak için g erçek bilgilerden farklı (d a h a olum lu) bilgiler kullanabilm ektedir. A ncak bu tip bilgileri, yapılan risk analizi son rası tespit edildiğinden sigortaya kabul ta lepleri ret edilm ektedir. Sera sigortasında birinci hareket noktası canlı üründür. İçerisinde ürün yetiştirilmeyen sera için sigorta yapılam am aktadır. İçerisin de ürün olm ayan ya da henüz inşaat halin de olan seralar için yapılan sigortaya kabul talepleri değerlendirilem em ektedir. Özellikle banka kredisi kullanaırılan seralar için sigorta zorunlu tu tu lduğ unda n inşaat halinde yapı lan sigorta taleb i sorun yaratm aktadır. Plastik örtülü seralar için fırtına tem inatı en önemli risklerin başındadır. Bu tip seraiaraa, plastik örtünün garanti süresine, kullanım özelliklerine, iskelet b a ğ lan tı özelliklerine, çevre betonu ile bağlantı özelliklerine, plas tik örtü üzerindeki yırtık, yam a özelliklerine göre fırtına riskinden farklı oranlarda etkilen mektedir. Özellikle plastik örtünün yukarıda belirtilen özelliklerine göre sigortaya kabul teklifleri yapılan risk analizi sonucu ret ed ile bilmektedir. Çeşitli n e d ende n dolayı sigortaya kabul talebi ret edilen seralar için ilgili olumsuzluk ların giderilmesiyle yeniden sigortaya kabul ta le p edilebilir. Gerekli düzeltmelerin yapıldı ğının onaylanm ası ile poliçe tanzimi ya p ıla bilecektir. Poliçe tanzim aşamasında girilen ön bilgi form unda sigorta ettirene ait bilgiler (özellik le adres, iletişim bilgileri) eksik ya da farklı y a zılmaktadır. Buna en iyi örnek sigorta ettirene ulaşılacak telefon bilgileridir. İletişim bilgileri olarak a ce n te le r ya kendi telefonlarını yaz m aktadır ya d a geçersiz numaraları kullan maktadır. Aynı b a ğ la m d a sigortası yapıla cak sera için p o liç e d e yapılan tanım lam a da zam an zam an yetersiz kalmaktadır. Özellikle sera sı nırları için doğusu sera, batısı sera, kuzeyi se ra, güneyi sera gibi risk analizi ve hasar tespit uzmanına gerekli bilgileri verem eyecek ta nım lam alar yapılm aktadır. Burada belirtilen tanımların a m acı herhangi bir h ataya m ey dan ve rm e yecek biçim de sigortası yapılan seranın belirlenmesidir ve bu tanım lam alar çok önemlidir. ■ BASINDAN e Aviva, Ispanyol Tasarruf Bankasıyla bankassürans anlasması imzalad viva, İspanya merkezli tasarruf bankası C aja de Ahorros de Murcia (C ajam urcia) ile "uzun vadeli banka sigortacılığı ortaklığı" olarak ifade ettiği anlaşmayı imzaladı. Aviva tarafından yapılan açıklam ada, İspanyol şirketin 413 şubeli ağına Aviva'nın özel erişim hakkı bulunacağı belir tildi. Ürünleri Aviva ve banka arasında yeni kurulan yarı yarıya ortak girişim olan C ajam urcia Vida y Pensiones sunacak. Aviva, C a ja m u rcia üzerinde yönetim i elinde bulunduracağını ve nakit 112,5 milyon Euro ö d e m e karşılığında girişimi grup seviyesinde tutacağını belirtti. Bu anlaşm a A viva 'ya İspanya'da 10 mil yondan fazla potansiyel müşteriye erişim imkânı tanım akla kalm ayacak, aynı za m an d a şirketin İspanya'daki ikinci en büyük bankacılık dağıtım ağı konumunu da güçlendirecek. (Kaynak: Evandale, 8 Haziran 2007) Eureko ve Agis birleşerek Hollanda'nın en büyük sağlık sigorta şirketini oluşturdular ureko ve Agis birleşerek Hollanda'nın en büyük sağlık sigorta şirketini oluş turdular. Eureko ve Agis Zorgverzekeringen arasında yapılan anlaşm ayla H ollanda'daki en büyük sağlık sigorta şirketi oluşacak. İki şir ketin sağlık sigortası faaliyetlerini yılsonuna kadar birleştirmesiyle 4,7 milyon kişiye sigorta hizmeti sağlanmış olacak. Anlaşmanın bir parçası olarak Agis, kendi m arka ve yapısını m uhafaza ederken, Eureko'nun Dutch A ch m e a biriminin içinde b a ğımsız çalışan bir bölüm e dönüşecek. Eureko aynı zam a n d a Agis'e, sağlık stratejisinde kul lanılmak üzere 200 milyon Euro (266,1 milyon dolar) ödem eyi kabul etti. İki şirket d e Türkiye'yi genişlemek için p o tansiyel teşkil e de n bir ülke olarak belirledi. (Kaynak: Insurance Day, 14 Haziran 2007) Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgesinde prim büyüklüğü 2 1 . 4 milyar dolara ulaştı s wiss Re'nin yayınladığı son Sigma ra porunda yer alan rakam lar 2006 yılın da Kuzey Afrika ve O rtadoğu bölgesinde to p la m h a y a t sigortası primlerinin yüzde 13.6'lık artışla 3.3 milyar dolara, hayat dışı si gortalar prim gelirlerinin ise yüzde 16'lık artış la 18.1 milyar dolara yükseldiğini gösteriyor. Bölgede üretilen 21.4 milyar dolarlık to p la m prim, küresel sigorta primleri toplam ının yüz de 0.58'ini oluşturuyor. H ayat sigortaları prim lerinde m eyd a n a gelen bu artışın en önemli nedeni olarak dünya ç a p ın d a sigorta primlerinin yüzde 5.5'lik artışla 3.72 trilyon dolara ulaşması gös teriliyor. Bu artışa karşın Kuzey Afrika ve O rta doğu bölgesinde haya t sigorta piyasasının to p la m primler içindeki yüzde 15.57'lik payı, dünya ortalaması olan yüzde 59.3'lük payın o ldukça altında kalıyor. Bölgede yer alan ülkelerden Birleşik Arap Emirlikleri 2006 yılında yüzde 27.4'lük büyü me ile topla m primlerini 2.726 milyon dolara çıkarmış ve ilk sırada yer almıştır. Birleşik Arap Emirlikleri'ni primlerini yüzde 19.27'lik 628 mil yon d o la ra yükselten Kuveyt ve yüzde 24.17'lik artışla 573 milyon dolara yükselten Katar izlemiştir. Raporda 2007 yılına ilişkin olarak; haya t sigortalarında tasarrufların ve emeklilik ürünlerinin gelişmesi ile sağlıklı bir büyüm enin gerçekleşeceği, h aya t dışı sigor ta la rd a ise önemli bir hareketlenm enin y a şanm ayacağı öngörülüyor. (Kaynak: www.insurancereview.com, 10 Temmuz 2007) Çin sigorta sektörü büyümesini sürdürüyor K 9 | IRC Yönetim Kurulu Başkanı Wu Dingfu, Çin sigorta sektörünün artan rekabetle ■ ^ 9 hızla büyümeye devam ettiğini bildirdi. Toplam varlıklar 2 trilyon yuana ulaşırken, 2006’da toplanan primler 2002'den bu yana 564,1 milyar yuana ulaşarak %180 oranında arttı. Wu aynı zam anda sektörün şu anda iç piyasanın %4,6'sına sahip yabancı oyunculara da tam am en açık olduğunu belirtti. Şu and a ülke çapında hizmet veren 57'si yerel 98 sigortacı bulunuyor. (Kaynak: www.asiainsurancereview.com , eVVeekiy China, 27 Haziran 2007) 67 rc n ı 1 j: 2007 yılında orman yangınları ve sigorta İS M İ VJ 007 yılı yaz mevsiminde Ingiltere’nin büyük bir bölümünde şiddetli yağışla rın sebep olduğu sel felaketleri yaşanmasına karşın, Avrupa’nın güneyindeki yüksek hava sıcaklığı orman yangınlarını da arttırmıştır. Yunanistan’ın güneyinin büyük bölümünü etkisi altına alan felaket boyutundaki yangın da 63 kişi hayatını kaybetti. Zayıflayan rüzgâ rın etkisiyle yangının kısa zam anda kontrol a l tına alınması umut ediliyor. Yunanistan’da bu yaz boyunca yaklaşık 300 orman yangını m eydana geldi. 24 Ağustos tarihinde başla yan felaket boyutumdaki yangına kundakçı ların sebep olduğuna inanılmasına rağmen, 40 derece hava sıcaklığını yangının hızını ar tırmasında önemli rol oynadığı vurgulanıyor. Risk bölümü çözüm yetkilisi Nena Saith yeni başlayan yangınların kurak hava k o şulları ve yüksek sıcaklık nedeniyle patlak verdiğini ve bu durumdan da en çok Peloponnese bölgesinin etkilediğini söylüyor. Yunanistan hükümeti önlenem eyen yangın karşısında acil seferberlik ilan etti ve çeşitli ülkelerin hava kuvvetlerinden yardım istedi. Bu felaket 500 ev ve 6,2 milyon hektarlık çiftlik alanının yok olm asına neden oldu. Pazar günü, Olimpia şehrine yaklaşan alevler şehrin boşaltılmasına neden oldu. Şe hirdeki antik kalıntılar zarar görmemesine rağ men yoğun sezonda yanşan bu üzücü olay turizm sektörünü de derinden sarstı. Havacılık Bakanı Yardımcısı Glen Darakevich, Yunanistan’ın yüzyıllardır görülen en bü yük orman yangınını yaşadığını belirtti. Sigorta sektörü daha önceki yıllarda da Yu nanistan’da yaşanan yangın kadar büyük ol mayan Amerika Birleşik Devletleri’nin California eyaletinde çıkan yangının hasarlarını karşı lam aya maruz kalmıştı California yangını sa dece 241 bin hektarlık alanı etkisine almış ve yerleşim alanlarına ulaşmadan söndürülmüştü. Yunanistan yangını, nüfus yoğunluğu ve demografik değişiklikler nedeniyle yerleşim alanlarının şehir merkezlerinin dışına taşması nın ve büyümesinin gelecekte orman yangını riskinden sigorta sektörünün daha fazla etkile neceğini gösteriyor. Insurance Day 30.08.2007 69 BASINDAN R&M, Türk sigorta sektörünün de mercek altına alındığı "Orta Doğu Sigorta Raporunu" yayınlad f.ı '.ı ublin merkezli Research & Markets, "Orta Doğu Sigorta Piyasasında Fırsat lar" başlıklı raporunu yayınladı. Rapor, bölge de başarıya ulaşmak için müşterilerin değer lendirmesi gereken fırsatları ortaya koyuyor. Rapor gelişmekte olan piyasalar olan Bah reyn, İran, İsrail, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Umman, Kuveyt, Ürdün ve Tür kiye'yi mercek altına alıyor. Raporda karmaşık bir ekonomik model oluşturulmasından ziyade piyasaların nasıl ve ne yönde gelişim gösterdi ği inceleniyor. R&M, Orta D oğu'da sigorta sektörünün diğer finansal hizmet sektörlerinin gerisinde kaldığını, m B M buna karşın gelişmeye açık ve potansiyeli yük sek bir sektör olduğunu önemle vurguluyor. Ülke bazınaa performanslar değerlendirildiğinde en yüksek prim gelirine sahip ülkenin Türkiye oldu ğu ifade edilirken, Türkiye'yi İsrail, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri izliyor. Büyüme hızı açısından de ğerlendirildiğinde ise 2006 yılında %27.38'lik oranla Birleşik Arap Emirlikleri en ön sırada yer alıyor, bunu % 23.68'lik oranla Türkiye'nin izlediği ifade ediliyor. Rapor hakkınaa ayrıntılı bilgiye h ttp ://w w w .re s e a rc h a n d m a rk e ts .c o m /re ports/c65331 adresinden ulaşmak mümkün. (Kaynak: www.insurancejournal.com, 15 Ağustos 2007) Fitch: "Sellerin Ingiltere'ye maliyeti 3 milyar Sterlin'den fazla olacak" hicago merkezli derecelendirm e kuruluşu Fitch'in Londra biriminden yapılan açıklam ada, İngiltere'de m eydana gelen sel lerin sigortacılara maliyetinin 3 milyar Sterlin (6.2 milyar dolar)'den fazla olacağı ancak bu durumun sigorta şirketlerinin mali güçleri üze rinde sınırlı bir etki yapa cağı ifade edildi. Fitch'in açıklamasında, Haziran ve Temmuz aylarında m eydana gelen ve özellikle Yorkshi re, Worcestershire, Gloucestershire, Herefords hire ve Warwickshire'da etkili olan yoğun selle rin yol açtığı hasarların gerçek büyüklüğünün henüz kesin olarak bilinmediği belirtildi. ta Derecelendirme kuruluşu Fitch'in Müdür Yar dımcısı David Stephenson ise sellerin şiadetine ve geniş bir alanı etkilemesine karşın hasarların sigortacıların sermaye gücünü etkileyecek bir doğal afet büyüklüğünde olmadığını yine de sigorta şirketlerinin kazançlarına olumsuz bir et ki yapacağını söyledi. Derecelendirme kurulu şu ayrıca, reasürans planlarının sel hasarlarını kapsayacak kadar güçlü olduğunu ve İngiliz sigorta şirketlerinin risklerinin bu sayede sınırlan dıracağını da açıkladı. (Kaynak: www. businessinsurance. com, 24 Temmuz 2007) HSBC, sigortacılık kârlarını iki katına çıkarmayı hedefliyor ■ g n ünyanın üçüncü büyük M S M bankası olan HSBC, si gorta bölümünün grup kârları içindeki payını m evcut yüzde 10'dan orta v a d e d e yüzde 20'ye yükseltmeyi hedefliyor. HSBC, sigortacılık faaliyetle rinden elde ettiği kârı iki katına çıkarma planlarının bir parçası olan reasürans operasyonlarını güçlendirm ek am acıyla 200 milyon dolarlık ilave bir yatırım gerçekleştirdi. Sigorta faaliyet lerinden vergi öncesi tahmini 2.2 milyar dolar yıllık kâr elde eden HSBC, banka müşterileri ne daha çok sigorta ürünü sa tarak bu karı daha da arttırabi leceğine inanıyor. Bu hedefin başarılması am acıyla bankanın özel bankacılık bölüm ünden Clive Bannister sigorta grup müdürü olarak atandı. S&P Raporu: Kurumsal risk yönetimi Avrupa sigorta piyasasında gelişiyor M M ew York merkezli Standard & Poor's'un Londra birimi U f i l tarafından hazırlanan rapora göre kurumsal risk yöne timi Avrupa sigorta piyasasında çok yeni olmasına karşın hızla gelişme gösteriyor. S&P'nin kurumsal risk yönetimi programları sınıflandırmasına göre AvrupalI sigorta şirketlerinin yüzde 8'i güçlü kurumsal risk yönetimi programlarına sahip. Raporda, bu oranın küresel olarak yüzde 11 olduğu belirtiliyor. Raporda ayrıca, AvrupalI si gorta şirketlerinin yüzde 4'ünün mükemmel kurumsal risk yöne timi programlarına sahip olduğu ve bu oranın küresel bazda yüzde 5 olduğunun altı çiziliyor. S&P Kredi Analisti Keith Bevan yaptığı açıklam ada, Avrupa lI sigorta şirketlerinin kurumsal risk yönetimi sistemleri kurulması na büyük ilgi gösterdiklerini ve bu ilginin yalnızca mevzuat g e reklerini karşılamaya yönelik değil aynı zam anda şirketlere re kabet avantajı sağlamak için tercih edildiğini söyledi. Bevan ayrıca, çok sayıda şirketin kurumsal risk yönetiminin farklı yön lerine yatırım yapm aya başladıklarını ifade etti. (Kaynak: www.businessinsurance.com, 16 Temmuz 2007) (Kaynak: www.ft.com. 16 Temmuz 2007) PartnerRe reasürans faaliyetlerini İrlanda merkezine taşıyor erm uda merkezli PartI S M ner Re Şirketi, bağlı ku ruluşu olan Dublin merkezli "Partner Reinsurance Europe Ltd" Şirketinin, 1 O cak 2008 tari hinden itibaren kendisinin Fran sa, İrlanda, İsviçre ve Kanad a 'd a ki sigortacılık faaliyetleri nin temel reasürörü olacağını açıkladı. Derecelendirme kuru luşları A.M. Best ve Standard & Poor's bu haberi olumlu karşıla dıklarını açıkladılar. G e m a ve FFSA arasında işbirliğine g id ildi ransız sigortacılar kendilerini temsil için yeni bir kuruluş 1 ^ 1 oluşturdu. Bu yeni kuruluş Fransız Sigorta Derneği (Asso ciation Française de l'Assurance (AFA) veya French Insuran ce Association) olarak adlandırılacak, Bu yeni kuruluş, Fransız Sigorta Şirketleri Federasyonu'nu (FFSA) ve mütüel alandaki muadili Gema'yı bir araya getiriyor. Birleşme beyanında Gema ve FFSA, derneğin amacını, si gorta sektörüne yönelik konularda çalışmalar yapm ak ve sek törün çıkarlarını temsil ederek kamuoyuna duyurmak olarak açıkladı. Bu kuruluşlar arasında tam anlamıyla bir birleşme sağlanması beklenmiyor. (Kaynak: Insurance Day, 20 Haziran 2007) (Kaynak: www.insurancejournal.com. 23 Ağustos 2007) 71 DIŞ BASINDAN Su Sıkıntısı ve Kuraklık Hakkında Avrupa Komisyonu Tebliği yayınlandı » vru p a 'd a yaşanan su sıkıntısı ve kuraklığın ulaştığı ciddi boyutları dikkate alan Avrupa Komisyonu 2006 yılı ve 2007 yılı başında AB düzeyinde duru mun detaylı bir değerlendirmesini yaptı. Değerlendirmenin ilk sonuçları ışığında ve genel politika çerçevesinde Avrupa Ko misyonu 18 Temmuz 2007 tarihinde bir tebliğ yayınladı. Avrupa Birliği'nin su yönetimi ve önlem paketleri ile ilgili d a h a fazla bilgiye h ttp ://e c .e u ro p a .e u /e n v iro n m e n t/w a ter/index_en.htm adresinden ulaşmak mümkün. (Kaynak: Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu, http://www.avrupa.info.tr/ DelegasyonPortal.html, 17 Ağustos 2007) A* » tn UB|UB|ßOBJB)j UUB|nS SAKARMEKE nın hikayesi Yazı ve Fotoğraflar: M ustafa BA ŞH A N u günlerde vapur sefası yaparken etW İM raftaki kuşlara dikkatlice bakın, va p u run ardında pervanelerin kabarttığı sularda yiyecek arayan martılar göreceksiniz, uzakta denizin hem en üzerinde gurup halinde hızla uçan kuşların adı ise yelkovan, denizin üzerin dekilere bakın şimdi de iki tür siyah renkli kuş var büyük olanlar karabataklar, küçük olup, ördeğe benzeyen kuşlar, evet işte onlar bu hi kayenin kahramanları: Sakarmekeler. Sakarmeke (Fulica atra) hem denizlerde hem de göllerde görebileceğim iz bir su kuşu dur. Gövdesi tam a m en kadife karası olması na karşın, gagası ve tüysüz alınlığı beyaz renk te olduğundan, alnı beyaz olan atlara veri len "sakar" ünvanını o d a almıştır. Anadolunun kimi yerlerinde bu kuşa sadece "sakar c a ", "m eke", veya "karam eke" de denm ek tedir. Hemen her su birikintisinde rastlanabildiğinden pek çok bölgem izde "m eke gölü" olarak isimlendirilmiş sulak alanlar bulunm ak 78 tadır. Kırmızı gözlü mekeler 36-42 santim a ra sında değişen boyuyla ördeklere oranla d a ha tıknaz ve yuvarlak hatlıdır, yeşil renkli ayak ları da, ördeklerinkl gibi perdeli değil fakat geniş boğum lu lopludur, kuş ağırlığını dağıtan bu loplar sayesinde çam ur üzerinde b a tm a dan rahatlıkla gezinebilir. Sakarmekeler su dan havalanm ak için yine bu geniş loplu ayaklarını kullanarak uzun süre, a d e ta suyun üzerinde koştuktan sonra uçuşa geçerler. Sakarmekeler özellikle kış aylarında Boğaz ve M arm ara denizi de dahil olmak üzere tuz lu sularda büyük guruplar halinde toplanır an cak üremek için kenarları bitkiler ve sazlıklarla kaplı tatlı su alanlarını tercih ederler. Yuva yapm ak için sazlık alanları tercih eden çiftler olduğu gibi, bir kısım mekelerin yaptığı yuva lar su üzerinde akıntıya kapılmış giden küçük sallara benzer, bu salı yaparken, su üzerinde b a tm a d a n yüzen, plastik atıklar da dahil ol mak herşeyi üzere kullanırlar. Kimi kuşlar balık- çıların kayıklarını kıyıya bağladıkları gibi yüzen yuvalarını rüzgarla sürüklenmemesi için dallar la sazların kenarına bağlarlar. Sakarmekeler bölgeci kuşlardır ve yuvalarının etrafındaki bölgeyi diğer kuşlara karşı amansızca savu nurlar, bir çiftin belirlediği bölgeye yaklaşan yabancı kuşlara doğru hızla yüzer ve hem en saldırıya geçerler. Bu cesaretli yürekleri ile sakarmekeleri sularımızın alnına beyaz b a n t tak mış karaoğlanları olarak adlandırm ak hiç de yanlış olmaz. Mart ayından başlayarak üreme sezonunu a ç a n sakarmekeler bir sezonda iki veya üç kuluçka çıkarırlar. Bir follukta genellikle 6-9 ve ya 5-15 yumurta bulunur. 54mm x 36mm b o yutundaki yumurtaların rengi açık kremdir ve üzerinde koyu kahverengi benekler bulunur. Erkek ve dişi kuşun dönüşümlü olarak sürdür düğü kuluçka dönem i 21-24 gün sürer. Yumurtadan çıkan yavrular su kuşları civciv leri arasında en çarpıcı olanlardır. Kafaları ve byunları kırmızı olan civcivlerin bu kızıl bölü- ■ İiT # 79 YASAM mün hem en altında sarı ve onun altında siyah tüyleri bulunur. İlk 3-4 gün ebeveyinleri tarafın dan beslenen yavrular daha sonra yuvayı terk ederek anne ve babalarını izlerler. Ana ve b a b a sakarmeke birlikte değil yavrularını paylaşarak ayrı ayrı dolaşır ve beslenirler. G enç kuşlar 8 h aftada bağımsız bireyler hali ne gelirler. G enç kuşların eşeysel olgunluğa gelmesi için 1-2 yıl geçmesi gerekir. Sakarmekelerin ömürleri en fazla 19 yıldır. Sakarmekeleri görmesenizde onları yüksek ve tiz seslerinden tanıyabilirsiniz, oldukça g e niş olan repertuvarlarında değişik çığlıklar bu lunur: 'Kövk', 'kyuk' 'kruk' ve 'p it' 'kut' işte bu duyduğunuz sesler sakarmekeierin yakınlarda olduklarının delilidir. Kuşlar beslenirken iken ise usulca 'piyks-piyks' sesleri çıkartırlar. İyi birer dalıcı olan bu kara su kuşları iş beslenm eye gelince hem en her şeyi yeri yerler, su içinde ve kıyısında yaşayan, böcekler, kurtlar, solu canlar, midyeler ve yosunlar ile çürümüş bitki ler başlıca tercihleridir. O cak ayı su kuşlarının en hareketsiz olduğu ve sulak alanlarda l^ m e le n d iğ i zamandır, bu yüzden her yılın O cak ayında su kuşlarının popülasyonlarının belirlenmesi am acıyla alan bazında yapılan ve Wetlands International tarafından organize edilen, uluslararası su ku şu sayımları yapılmaktadır. Söz konusu sayım sonuçlarına göre ülkemizdeki sakarmeke sa yısı 1996 verilerine göre 2.8 milyondur. A n ado lu 'd a sakarmekeler için en önemli kışlama alanlarından biri olan U luabat gölünd e 320.000, Burdur gölünde 250.000 (1997) sa karmeke sayılmıştır. Gün olur siz de saymak isterseniz sakarmekeleri ve diğer kuşları, merkezi Ankara'da bulunan Doğa Derneği ile temasa geçebilirsiniz.