Vestel - Zorlu Holding
Transkript
Vestel - Zorlu Holding
A Zorlu Grubu iç iletişim yayınıdır. Üç ayda bir yayımlanır. Nisan-Mayıs-Haziran 2015 49 RUHUNDA YENILIKÇILIK VAR! sunuş 01 Yenilikçilik en eski geleneğimiz Değerli çalışma arkadaşlarım, Yıllar önce Babadağ’da kurduğumuz ilk dokuma atölyesinden bugün ulaştığımız seviyeye kadar geçen tüm süreçlerde, bizlere yenilikçi bir düşünce anlayışı yol gösterdi. Grubumuzun teknoloji ve tasarım alanında sahiplendiği yenilikçi anlayış, bizi tüm faaliyet alanlarımızda farklı kılan temel değerimiz oldu. Son yıllarda iş dünyasında öne çıkan bir deyim var, “inovasyon”. Bu tabirle, bir alanda yapılan bir yeniliğin, bir faaliyet alanında insanların yaşamlarına dokunan bir gelişim sunması kast ediliyor. Günümüzde teknoloji, iş yapış biçimi ve ürün döngüsü çok daha hızlı bir şekilde değişiyor. Bugün inovatif bir fikir, yeni kurulmuş girişimlerin asırlık şirketlerle rekabet etmesini, hatta kolaylıkla onları geride bırakmasını sağlayabiliyor. Dünyanın henüz keşfettiği bu tutkuyu, Grubumuz 60 yıldan uzun bir zamandır yaşıyor. Zorlu Grubu olarak, global şirket vizyonumuzu devam ettirebilmemizin, yenilikçi düşünce ve uygulamalarımızı aynı tutkuyla sürdürerek mümkün olabileceğine inanıyoruz. Daha iyisini daha hızlı üretmek, tüm süreçlerde daha verimli çalışmak amacıyla, köklerimizden gelen yenilikçilik anlayışımızla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu anlayışla geliştirdiğimiz bilişim tabanlı yenilikler sayesinde bugün enerji sektöründe önemli bir rekabet avantajına sahibiz. Geçtiğimiz aylarda tamamladığımız yatırımlar sayesinde portföyümüzde yer alan enerji santrallerinin anlık üretim ve teknik verilerini mobil cihazlardan ve bilgisayarlardan takip edebiliyoruz. Yenilenebilir enerjiye verdiğimiz destekle yaptığımız jeotermal yatırımlarımızla da enerjide yerli üretim teşviki alacak ilk şirket olma yolunda önemli bir yol alıyoruz. Son yıllarda Gayrimenkul Grubumuz da ses getiren çok başarılı projelere imza attı. Heyecan verici projeleriyle fark yaratan Gayrimenkul Grubumuz sektörde birçok alanda standartları belirlemeyi başardı. Bu alanda başta Zorlu Center olmak üzere tüm yatırımlarımız, yenilikçi ve rekabetçi bir vizyonu devam ettiriyorlar. Grubumuzun gözbebeklerinden Vestel ise tüketici elektroniği ve beyaz eşyada sektörlerindeki liderlik çizgisini, artık mobil cihaz alanına taşıdı. Halkımıza ileri teknolojiyi yerli üretim yaparak sunma vizyonumuzla Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarımızı her geçen gün artırıyoruz. Bugüne kadar Vestel City’de yaptığımız yenilikçi çalışmalarla, teknolojik alanda ne kadar ileri gidebileceğimizi tüm dün- yaya ispat ettik. Vestel olarak 1200 kişi ile Çin, İngiltere ve Tayvan da dahil olmak üzere toplam 8 Ar-Ge merkezi hayat geçirdik. Vestel’in toplam cirosunun yüzde 2’sini Ar-Ge faaliyetlerine ayırarak sadece geçtiğimiz yıl 170 milyon TL’nin üzerinde kaynak sağladık. Yaptığımız bu çalışmalara, Vestel için projesi devam eden 12 bin metrekarelik yeni Ar-Ge binasının ekleneceğini de sizlere duyurmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Diğer bir gözbebeğimiz olan Tekstil Grubumuz da nano, antimikrobiyal ve nefes alan kumaş kavramlarını Türk tekstil sektörüne kazandırdı. Taç markamız inovatif ürünleriyle öne çıkarken, polyester iplikte tüm dünyaya üretim yapan Korteks de gururumuz oldu. Tek başına ülkemizin toplam polyester iplik üretiminin yarısından fazlasını karşılayan Korteks, sektöre ilham veren nanoteknoloji uygulamalarıyla öne çıkıyor ve mikroiplik teknolojisiyle dünyada da öncülüğü elinde bulunduruyor. Grubumuzun yenilikçi anlayışının bir parçası olmayı başaran tüm yönetici ve çalışanlarımızı tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum. İstanbul’da kent yaşamının önemli bir merkezi haline gelen Zorlu Center’da, ses getiren sanat organizasyonlarının yanı sıra iş dünyasının önde gelen temsilcilerini de buluşturmaya devam ediyoruz. Son olarak 1,5 trilyon dolarlık körfez sermayesi ve Türkiye’den hükümetin önemli temsilcileri Raffles İstanbul Zorlu Center’da “Uluslararası Yatırım Zirvesi”nde buluşarak yatırım ortamını tartıştılar ve fikir alışverişinde bulundular. Hem Grubumuz hem de ülkemiz adına önemli görüşmeler yapılan bu zirveye ev sahipliği yapmaktan son derece mutluyuz. Bundan sonra da ülkemiz ekonomisine ve iş dünyasına verdiğimiz katkıyı sürdüreceğiz. Diğer taraftan, farklı sosyal sorumluluk projeleri ile de topluma hizmet etmeye büyük önem veriyoruz. Değerli büyüğümüz Mehmet Zorlu’nun adını taşıyan vakfımız ile sanat ve eğitim alanında gençlerimize destek olmaya çalışıyoruz. Ayrıca Grubumuz bünyesinde düzenlediğimiz çeşitli organizasyon ve aktivitelerle de çalışanlarımızın sosyal hayatlarına katkı sağlamaya devam etmeyi amaçlıyoruz. Zorlu Holding olarak uluslararası itibarımızı korumak ve kurucu ilkelerimizle Türkiye’ye bir başarı hikayesi yaratmak üzere inançla çalışmaya devam edeceğiz. Bu yolda bizimle birlikte yürüyen tüm çalışma arkadaşlarıma gönülden teşekkür ediyorum. Önümüzdeki günlerin tüm Türkiye’ye sağlık ve mutluluk getirmesini temenni ediyorum. Sevgi ve saygılarımla, Ahmet ZORLU 02 içindekiler 03 Türkiye’de ve Dünyada Zorlu Dergisi, Zorlu Holding A.Ş. yayınıdır. Para ile satılmaz. 18 Yıkıcı inovasyonun güncel örneği 22 Zorlu, uluslararası yatırımcıları buluşturdu 36 Zorlu Grubu takım ruhuyla sosyalleşiyor 42 Temiz bir gelecek için 26 Vestel bisikletli hayatı destekliyor! 30 Zorlu Tekstil ve Zorlu Dış Ticaret, bu sene de İhracatın Yıldızları! 04 Kapak / Ruhunda yenilikçilik var! 20 Gastronominin yıldızları Zorlu’da 31 Regal’de yeni dönem başladı 32 Zorlu Center çalışanlarında Bahar Korçan şıklığı 34 Zorlu Tekstil Grubu EVTEKS’in yıldızı oldu 35 Anneler baş tacımız… 38 “Operadaki Hayalet”ten Bartın Sevgi Evleri’ne... 48 Vestel LED Türkiye sokaklarını aydınlatıyor 49 TAÇ, geleceğin tasarımcılarını 13. kez ödüllendirdi 51 Gençler, Zorlu Enerji desteğiyle hayata daha sıkı tutunuyor 52 Vestel LED Aydınlatma’ya 2 ödül birden 52 2014 ihracat rekortmeni Vestel 53 Türkiye’nin “marka yüzü” Vestel ödüle doymuyor 54 “En iyi tasarım ödülünü ‘biz’ alabilir miyiz? Aldık bile...” 55 Mehmet Zorlu Vakfı ’nın desteği geleceğe 56 Ortak bir kültürde buluşmak için 57 TAÇ, sosyal medyada da fark yaratıyor 58 Zorlu’da herkes mutlu 60 Zorlu Tekstil’de bir yazar 61 Engelli çocuklar üretime katılıyor 65 Vestel çalışanları ve bayiler el ele 66 Zorlu Çocuk Tiyatrosu bine yakın oyun sahneledi. 600 bin çocuk sanatla tanıştı 68 Enerjinin çarkları Zorlu Enerji ile dönüyor 70 Ortak gelecek için ortak sorumluluk 71 Writers Bar’da Edebiyat Sohbetleri devam ediyor 72 Meta Nikel, geleceğin teknolojilerine odaklanıyor 74 Gökyüzünün getirdikleri 75 Kültür sanat 76 Kısa kısa 82 English summaries Zorlu Holding A.Ş. Adına Sahibi Olgun Zorlu İçerik Tasarım ve Uygulama Hizmetleri Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yaprak Özer indeks içerik-iletişim danışmanlık Kore Şehitleri Cad. Atılım İş Merkezi No: 28 K: 4 D: 4 34397 Zincirlikuyu-İstanbul Tel: 0212 347 70 70 Faks: 0212 347 70 77 e-mail: indeks@indeksiletisim.com web: www.indeksiletisim.com Yayın Kurulu Vedat Aydın, Lale İlalan, Necmi Kavuşturan Yayın türü: Yerel, süreli, 3 aylık Renk Ayrımı ve Basım SNS Tanıtım Cengiz Topel Cad. Tuğcular Sok. No:1, Etiler/İstanbul Tel: (0212) 287 7234 50 Linens dijital baskı ile fark yaratıyor Dergi Yönetim Yeri Levent 199 Büyükdere Caddesi, No: 199 34394 Şişli / İstanbul Telefon: 0212 456 20 00 Faks: 0212 422 00 49 e-posta: zorludergisi@zorlu.com 62 Ankara’dan Kars’a Doğu Ekspresi “Zorlu” Dergisi’nin içerik ve tasarımı İndeks İçerik İletişim Danışmanlık tarafından yaratılmış olup, Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında eser olarak koruma altındadır. “Zorlu” Dergisi’nde yayınlanan yazı ve fotoğrafları yayma hakkı ve “Zorlu” markası ve logosu Zorlu Holding A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilse dahi, hak sahiplerinin yazılı izni olmaksızın ticari amaçlarla kullanılamaz. Dergide yayınlanan yazılar, yazarların kişisel görüş, yorum ve tavsiyelerini içermektedir, İndeks İçerik İletişim Danışmanlık veya Zorlu Holding A.Ş., yazılarda yer alan bilgi, görüş ve tavsiyeler nedeniyle doğabilecek maddi veya manevi zararlardan hiçbir şekilde sorumlu değildir. 04 kapak 05 Ruhunda Yenilikçilik var! Zorlu Grubu hayatımıza katma değer sunan ürün, hizmet ve süreçleriyle yenilikçi bir yapıya sahip. İnsan kaynaklarından teknolojiye, girişimcilikten Ar-Ge yatırımlarına dek inovasyonu her bir kalemiyle destekleyen Zorlu Grubu, yer aldığı sektörlerde öncü rolüyle inovatif düşüncenin önemini ispatlıyor. Ç ağımızın en popüler kavramlarından yenilikçilik (inovasyon) sürdürülebilir Ar-Ge ile teknolojinin ve insan kaynaklarının doğru yönetilmesini kapsıyor. Dünyadaki start-up’ların çoğu inovatif fikirlerin peşinden giderken, mevcut yapıların var olabilmesi ve uzun yıllar başarıyla ayakta durabilmesi için inovasyon “olmazsa olmaz” şartların başında geliyor. Neden? Bu soruya verilecek en basit cevap “Çağ öyle gerektiriyor” olabilir. Zira artık şirketler rekabet avantajı sağlamak için fark yaratmak zorunda. İnovasyon, sıra dışı veya daha önce hiç denenmemiş fikirler sonucunda yeni üretim yöntemlerini ortaya çıkarmaya imkan veriyor. Bu faaliyetler mevcut bir üretimi/hizmeti/süreci daha iyi bir noktaya getirmek için de olabilir, yepyeni bir fonksiyonun yaratılması için de… Elbette inovasyon sadece yaratıcı fikir üretmekten ibaret değil. İnovasyon bütünüyle bir süreci ifade ediyor. Bir başka deyişle; evet, yaratıcı fikir inovasyonun temelini oluşturuyor ancak tamamını değil! Ürüne, sürece ya da hizmete yansıtıla- bilir yaratıcı fikirlerin geliştirilmesi ve uygulamaya geçilmesi sürecine bütünsel olarak inovasyon deniyor. Ancak ticari başarı sağlamayan fikirler otoriteler tarafından inovasyon olarak kabul edilmiyor. Fikir beden bulmalı, beden işe yaramalı! Bir başka deyişle inovasyon, yaratıcı düşüncelerin teknik bir icada dönüşerek beden bulmuş hali... Bu “beden” bir ürün, bir hizmet ya da bir süreç olabilir. Ürün, hizmet ya da süreçlerde katma değer yaratacak değişiklikler ve yenilikler bütünü olarak da açıklanabilir. Girişimcilik niteliğiyle buluşan Ar-Ge yatırımları inovasyonun temelini oluşturuyor. Ayrıca inovasyonun “icat” etmekten farklı bir anlama sahip olması da yine ticari getiriyle doğrudan ilişkili. İnovasyonda amaç keşfedilmemiş olanı icat etmek değil fayda sağlayanı geliştirmek/icat etmek. İşte bu nedenle mevcut bir ürünün farklı bir fonksiyon kazandırılarak yeniden üretilmesi ya da bir sürecin farklı özelliklerle donatılarak yeniden sunulması inovasyona giriyor. Zorlu Grubu, holding bünyesinde faaliyet gösteren tüm şirketleriyle inovasyonu hücrelerine kadar sindirmeyi başarmış bir yapı. Enerjiden tekstile, gayrimenkulden teknolojiye tüm sektörlerde “işimizi daha iyi nasıl yapabiliriz” anlayışıyla Ar-Ge’ye sürekli yatırım yapan Zorlu Grubu, bu yaklaşımıyla öncü rol üstleniyor. Geleceğin ürün ve teknolojilerini inovatif çalışma prensibiyle hayata geçiren Zorlu Grubu’nun dünyayla barışık üretim süreçleri dikkat çekiyor. Enerji üretiminde izlediği şeffalık politikasının yanı sıra gayrimenkulde çevreyle dost yapı projelerinde ilkleri uygulayan Zorlu Grubu için inovasyon, iş yapma biçimlerinin en belirleyici ve vazgeçilmez unsuru. Daha kaliteli, daha fonksiyonel ve daha pratik ürünler sunmak için Ar-Ge faaliyetlerine aralıksız devam eden Zorlu Tekstil Grubu ve Vestel, kendi alanlarında öncü teknolojileri kullanarak fark yaratıyor. Zorlu Grubu’nun inovatif çalışmalarını daha yakından incelemekte yarar var. 06 kapak 07 Enerji üretiminde şeffaf dönem Günümüzün hızla değişen rekabet ortamında ayakta kalabilmek ve yalnızca “daha çok” değil, “daha iyi” de üretebilmek için şirketlerin ürün, hizmet ve yöntemlerini sürekli olarak geliştirmeleri gerekiyor. Zorlu Enerji de gerek enerji santrallerinin verilerini anlık gösteren yüksek teknolojili, gerekse verimlilik ve yerli aksam üretimi uygulamalarıyla değişim ve yenilemeyi sürekli kılıyor. D evam eden serbestleşme ve özelleştirme süreciyle beraber Türkiye elektrik piyasası, giderek büyüyen rekabetçi bir yapıya sahip olmaya başladı. Bu da enerji sektöründe inovatif çalışmaların hızla değerlenmesi anlamına geliyor. Son on yıl içinde artan elektrik talebine paralel, Türkiye elektrik üretim portföyü neredeyse ikiye katlanarak 38 bin megavattan 70 bin megavata yükseldi. Sektör büyümeye devam ederken rol alan aktif oyuncuların sayısı da arttı. Böylelikle elektrik piyasası hem katılımcılar, hem de işletmeciler açısından daha dinamik yönetilmesi gereken hassas bir yapıya büründü. 2009 öncesinde, aylık üç zamanlı uzlaştırma sistemi işletilirken önce saatlik uzlaştırma sistemine geçilmiş, ardından 2011’de, bir gün öncesinden üretim ve tüketim programlarının piyasa işletmecisine sunulduğu Gün Öncesi Piyasa sistemi aktif hale gelmişti. 1 Temmuz 2015 tarihi itibarıyla, Gün Öncesi ve Dengeleme Güç Piyasası’na ek olarak Gün İçi Piyasası da açıldı; böylece piyasa katılımcıları iki saat öncesine kadar üretim, tüketim portföylerine göre pozisyon alarak oluşabilecek dengesizlikten kaynaklı maliyetlerini önleyebiliyor ve yaptıkları işlemlerle elektriği ticari bir ürün olarak yönetebiliyorlar. Yani geçmişte aylık bazda üç zamanlı olarak uzlaştırılan bir yapıya sahip olan piyasa, artık elektriğin gerçek zamandan iki saat öncesine kadar alınıp satılabildiği, 24 saat izlenilmesi gereken canlı bir platforma dönüştü. IT tabanlı uzaktan izleme olanakları Yeni yapıyla birlikte uzaktan erişim ve okuma sistemlerinin önemi daha da arttı, mevcut durumun gözlenerek aksiyon alınması ise kaçınılmaz oldu. Zorlu Enerji yenilikçi yaklaşımıyla geçtiğimiz aylarda hayata geçirdiği yeni mobil uygulaması ile üretim portföyünde yer alan enerji santrallerinin anlık üretim ve diğer teknik verilerini incelemeye açık hale getirdi. Türbin sıcaklığı, basınç, rüzgar hızı gibi verileri gösteren mobil uygulama gün içinde gerçekleşen kümülatif üretimleri de yansıtıyor. 14 lokasyondan veri akışı sağlayan uygulama anlık olarak tüm mobil cihazlardan ve bilgisayardan izleme olanağı sunuyor. Uygulamanın sahip olduğu bilişim tabanlı yenilikler sayesinde Zorlu Enerji’nin mevcut piyasa koşullarında rekabet avantajı sağlaması hedefleniyor. Doğru etüd, iyi yönetim ve başarı! Unutmayalım ki inovasyon için fırsatları ararken bir firmanın “Şu anda mümkün olanı daha çok değer elde eder hale nasıl getirebiliriz?”, “Ne tür bir adım atarsak ekonomik sonuçlarımız da olumlu yönde değişir?”, “Tüm kaynaklarımızın kapasitesini ne tür bir değişiklik artırır?” sorularına yanıt araması gerekir. Başarılı bir inovasyon, farklı düşünmek ve bunu uygulamakla ortaya çıkar. Einstein’ın dediği gibi “Bugün yarattığımız dünyanın problemleri, bu problemleri yaratırken düşündüğümüz şekilde düşünürsek çözülemezler”. Bu anlayıştan yola çıkan Zorlu Enerji Grubu, inovasyonu tüm süreçlerine eklemlemeyi başarmış. Gerek santral verimliliğinde, gerek projelerin teslimatında yenilikçi düşünce yapısına sahip uzmanların görüşlerini dikkate alarak çalışan Zorlu Enerji, her proje öncesinde yaptığı fizibilite çalışmalarına büyük önem veriyor. Zorlu Enerji’yi diğer enerji şirketlerinden ayıran en önemli fark ise santral yatırımlarını projelendirmeden inşaata, işletmeden bakım ve onarımına kadar her aşamada yönetecek yetkinlikte personel ve hizmete sahip olması. Verimlilik ve inovasyon Zorlu Enerji projelerini iyi etüd ederek yola çıkıyor. Bu etüd içinde tüm fikirler inovatif yaklaşım süzgecinden geçerek hayat buluyor. Elbette santral kurulumu ve yönetimi de bu değerlendirmeye tabi tutuluyor. Santral verimliliğinden bahsetmek gerekirse değerlendirmenin fizibilite aşamasından başladığını söylemek, yanlış olmaz. Kurulacak santralin türüne bağlı olarak yakıt, kaynağın ulaşılabilirliği, coğrafi şartlar, deniz seviyesinden yükseklik, iklim, su kaynakları, güvenli elektrik bağlantı noktası gibi doğrudan verimliliği etkileyen önemli unsurları fizibilite aşamasında doğru etüd edip planmak gerekiyor. Bundan sonraki süreçlerde ise santralin verimliliği, belirtilen şartlara en uygun konfigürasyon ve doğru ekipman seçimleriyle doğrudan ilgili. Bu noktada öncelikle ön mühendislik ve detay mühendislik süreçlerinin doğru yapılması gerekiyor. Zorlu Enerji Grubu bu doğrultuda deneyimli mühendislik gruplarıyla iş birlikleri yapıyor. Birlikte çalıştığı yerli ve yabancı uzmanların verim artışına yönelik inovatif çözüm önerilerini düzenli olarak değerlendiriyor. İçlerinden uygulanabilir olanları hayata geçiriyor ve böylece verimlilikte artış sağlıyor. Diğer bir temel unsur da ana ekipman tedarikçilerinin ve özellikle türbin üreticilerinin türbin verimlilikleri konusunda yeni teknolojik atılımları. Bu atılımların Zorlu Enerji projelerine kazandırılması da oldukça önemli. Çünkü santralin verimliliği; söz konusu süreçlerin en iyi şekilde tamamlanmasından sonra ağırlıklı olarak türbin verimliliğiyle de doğrudan ilişkili bir unsur. Jeotermal projelerinde yerli ekipman teşviki Zorlu Enerji, artan enerji ihtiyacının karşılanmasında ve iklim değişikliyle mücadelede önemli bir rolü bulunan yenilenebilir enerji kaynaklarının yerli aksamlarla kullanımının sanayi ve istihdam olanaklarının gelişimine katkısına inanıyor. Sürdürülebilir bir gelecek için çalışan Zorlu Enerji, bir süre önce jeotermal enerjide yerli üretim teşviki alacak ilk şirket olma yolunda çok önemli bir eşiği aştı. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üreten tesislerde kullanılan aksamın yurt içinde üretilmesine yönelik yönetmelik kapsamında buhar enjektörü kriterini yürürlüğe koyan Zorlu Enerji, bu sayede hem Kızıldere hem de Alaşehir Jeotermal Santrali projelerinde ekipman teşviki alacak. bölümünü kendi bünyelerinde oluşturdukları organizasyonlarla hayata geçirmekteler. Zorlu Enerji ise grup olarak yatırım kararının alınmasından projenin devreye girmesine kadar olan tüm süreçleri kendi bünyesinde çözümleyerek ilerliyor. Fizibilite aşmasından sonra uygulama anlamında süreçler üç aşamadan oluşuyor: Mühendislik, satın alma ve inşaat işleri. Mühendislik aşamasında santralin direkt verimliliği ile ilgili olarak öncelikle santral ısı dengesinin doğru kurgulanması gerekiyor. Bu da ciddi bir ön mühendislik işi anlamına geliyor. Oysa Türkiye’de yerli kaynaklar kısıtlı ve riskli, dışa bağımlılık söz konusu. Zorlu Enerji de bu noktada yine inovatif yaklaşımla yerli firmalarla mümkün olduğunca iş birliktelikleri kurmaya ve geliştirmeye çalışıyor. Uygulama ve süreçlerde yeni akımlar Uygulama tarafında enerji sektöründe yeterli teknik bilgi ve donanıma sahip olmayan yatırımcılarda, projeleri performans garantisiyle ve anahtar teslim şekilde alıp tek firma üzerinden hayata geçirme yönünde eğilim söz konusu. Özellikle Türkiye’de sektör dışından yatırımcı sayısı fazla olduğu için bu yönde yine ciddi uygulamalar mevcut. Bunun yanı sıra uygulama tarafında yeterli teknik bilgi ve donanıma sahip firmalar, projelerin bu Zorlu Enerji, yatırımın tamamını bizzat yönetiyor Zorlu Enerji’yi sektörde öne çıkaran en önemli özelliği yatırımın tamamını yönetmesi. Bu konuda yeterli teknik ve idari kapasiteye sahip olan Zorlu Enerji, projelerinin oluşturulmasından inşaat ve onarımına kadar tüm hizmetleri birbirine entegre edebilmenin yanı sıra yurt içi ve yurt dışındaki diğer firmalara da bu hizmetleri ayrıca teslim edebiliyor. Bu durum gerek maliyet ve gerekse süre anlamında ciddi avantajlar sağlıyor. 08 kapak 09 Zorlu Gayrimenkul öncü rol oynuyor İnovatif yaklaşımıyla ilklere imza atan Zorlu Gayrimenkul Grubu, sektöründe standartların oluşmasına öncülük ediyor. Grubun yenilikçilik anlayışını anlatan Zorlu Gayrimenkul Grubu İnşaat Direktörü Yüce Demirseren “Dünya çapında adımızdan söz ettiren projelere imza atmayı hedefliyoruz” diyor. T eknolojideki gelişmeler tüm sektörleri etkilediği gibi gayrimenkul ve inşaat sektörünü de etkiliyor. Bunda bilim insanları tarafından yapılan Ar-Ge çalışmalarının ve inovatif yaklaşımların etkisi büyük. Her türlü toplumsal, iş ve çevre sorunlarına karşı duyarlı bir iş yaklaşımı geliştirmek ve toplumsal gelişim için gerekli kültürel ve sanatsal etkinliklere yoğun destek vermek, Zorlu Gayrimenkul’ün kurumsal kimliğinin bir parçasını oluşturuyor. Zorlu Center gibi alışverişten konaklamaya, yeme-içmeden sanata farklı fonksiyonları bir arada sunan İstanbul’un en görkemli yapılarından birini hayata geçiren Grup, tüm projelerini yenilikçi teknolojilerle iç içe, aynı zamanda geri dönüşüm konusunda duyarlı, enerji verimliliği ve çevre dostu son teknolojilerin kullanıldığı yapılar olarak kurguluyor. Zorlu Gayrimenkul güçlü bir temel üzerine inşa ettiği sürdürülebilirlik yaklaşımını, Türkiye’ye değer katma hedefiyle gerçekleştirdiği tüm projelere yansıtıyor. “Alanında Türkiye’de ilklere imza atan Zorlu Gayrimenkul Grubu şu ana kadarki projeleriyle de standartları belirledi” diyen Zorlu Gayrimenkul Grubu İnşaat Direktörü Yüce Demirseren, Grubun yenilikçilik anlayışını anlatıyor. Dünden bugüne gayrimenkul sektöründe yaşanan mimari ve inşaat sistemleri anlamındaki değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bundan 25 sene öncesinin malzeme bilgisi ve üretimiyle bugünkü arasında çok fark bulunuyor. Her dönemin tasarımı da üretimi de mevcut teknolojiler ve hammaddeye göre yapılıyor. Bugün teknolojinin geldiği nokta oldukça ileri düzeyde. Üretim süreçlerinde çok fazla bir değişiklik yokmuş gibi görünse de teknolojiyle beraber yaşanan gelişim ve değişim, doğrudan üretime de yansıyor. Bundan iki yıl önceki Yöneticiler Toplantımızda Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan son dönemde elektronik sektörü içinde yaşanan en büyük değişimin dijital devrim olduğunu söylemişti. Haklıydı. Dijital devrim, sadece elektronikte değil, getirdiği altyapı ile mimari ve inşaat dahil olmak üzere tüm sektörlere çok ciddi katkılar sağladı. Dijital devrim sayesinde malzeme üretimine yönelik tüm yaklaşımlar değişti ve bu da mimari tasarım ve inşaat yapım yöntemlerinin değişimine yol açtı. Center’da, her bir bileşeniyle inşa aşamasında yürüttüğümüz çalışmalar ve çevreye verdiğimiz önemle sürdürülebilirlik yaklaşımımızı en iyi şekilde yansıtıyoruz. Zorlu Gayrimenkul Grubu inşa ettiği binalarda hangi inovatif özellikleri kullanıyor? Geleceğin İstanbul’una değer katmak hedefiyle dünya çapında örnek gösterilecek bir eser olarak inşa ettiğimiz Zorlu Çevreye duyarlı teknolojilerin de ön planda olduğu projemizde çalışanlar, yağmur suyu ve gri suyun toplanıp tekrar kullanıldığı, aynı zamanda güneş ışığından azami şekilde yararlanılan, gelişmiş havalandırma sistemleri ve insan sağlığına zarar Yeşil alanında bitkilerin yakalayabileceği derinlikleri oluşturmak için gerekli tüm koşulların sağlanmasına özen gösterilen bir proje olarak Zorlu Center; dört mevsim yaşanan, mevsimsel geçişlerin hissedilebileceği bir şekilde kurgulandı. İstanbul’un nitelikli ofis ihtiyacını karşılamak üzere hayata geçirdiğimiz ofis projemiz Levent 199 ise, gerek teknolojisi gerekse çalışanlara odaklı tasarımı ve özellikleriyle birçok ilke sahip. Levent 199’da ön asansör trafiğini hızlandırmak üzere, konvansiyonel asansör sistemlerinden farklı olarak katlarda bekleme süresini kısaltan double deck asansör sistemi uygulanıyor. A+ sınıfı ofis standartlarının üzerinde olan bu tercih sayesinde bina içi sirkülasyon da hızlanıyor. vermeyen yapı malzemeleri kullanımı sayesinde daha sağlıklı koşullarda çalışıyorlar. Elektrikli araçlar için özel park yerleri gibi diğer çevre dostu uygulamalarla Levent 199, Türkiye ve dünyada örnek gösterilen bir ofis binası olarak hizmet vermeye devam ediyor. İş süreçleri ve sürdürülebilirlik anlamında inovasyon çalışmalarınız nelerdir? Zorlu Gayrimenkul olarak; dünya çapında adından söz ettirecek projelere imza atma hedefiyle çalışırken bir yandan da Türkiye’nin sosyal, kültürel ve ekonomik cazibe merkezlerini yaratmak üzere çalışmalarımıza devam ediyoruz. Sürdürülebilirlik yaklaşımımızı, gelişme için çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliğin sağlanması gerektiği inancı belirliyor. Sürdürülebilir bir kalkınma için gelecek neslin yaşam kalitesini yükseltme hedefini, vizyonumuzun ve kurumsal kimliğimizin bir parçası haline getiriyor ve kaynaklarımızı, enerjimizi geleceğe yönlendiriyoruz. Bu yaklaşımın gereği olarak ekonomik, sosyal ve çevresel konulardaki bilinçli ve planlı çalışmalarımızı; yalnızca bir yönetim anlayışı olarak değil çalışanlarımızın, iş ortaklarımızın, tüm paydaşlarımızın dahil olduğu ortak bir anlayış çerçevesinde yürütüyoruz. Binalarınız için LEED Gold Sertifikası da alıyorsunuz. Bu sürecin inovasyon çalışmalarınıza etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Amerikan Yeşil Binalar Konseyi tarafından verilen “LEED Gold” sertifikası, sürdürülebilirlik anlamında son derece prestijli bir sertifika olup, binanın sürdürülebilir bir yapı olarak uzun yıllar hizmet vereceğini garanti ediyor. Grubumuz ve Zorlu Holding yaptığı tüm projelerini bu sertifikayı almaya uygun niteliklerde olacak şekilde hazırlıyor. Bunu bir strateji olarak geliştirmiş durumdayız. Levent 199 ile bunun ilk örneğini gerçekleştirdik. LEED Gold kapsamında projelerde; toplu taşımanın ve alternatif ulaşım sistemlerinin özendirilmesi, su tasarrufu ve suyun verimli kullanılması, tasarımın ve sistem seçiminin enerji verimliliğinin artırılması yönünde yapılması, iç hava kalitesinin artırılması ve kontrolü, insan sağlığına zararlı uçucu maddeler ile sigara dumanının engellenmesi ve iç ortamdan uzaklaştırılması, gün ışığından asgari düzeyde faydalanma gibi konular değerlendirilerek puanlanıyor. Dolayısıyla LEED Gold Sertifikası almak üzere projelendirilen binalarımızda tüm çalışmalarımız inovasyon hedefiyle şekilleniyor. Bu açıdan LEED Gold Sertifikası’nın inovasyon çalışmalarımıza da ayrı bir yön verdiğini düşünüyoruz. Çalışanlarınızın ve partnerlerinizin inovatif çalışmalarını desteklemek adına nasıl bir yaklaşım uyguluyorsunuz? Öncelikle tüm çalışanlarımızın kendi uzmanlık alanlarında ortaya çıkan yenilikleri takip etmesini sağlamaya çalışıyor ve bu yenilikleri kendi projelerimize nasıl ithal edebileceğimizi planlıyoruz. Tabii ki her yeniliği bugünden projeye yerleştirmek mümkün olamayabiliyor ancak bunları da gelecekteki projelerimizde nasıl kullanabiliriz diye değerlendiriyoruz. Binaların işletmesi anlamında nesnelerin interneti, big data, akıllı teknolojiler gibi konularda hazırlıklarınız nelerdir? Bugünkü inşaat yaklaşımlarına baktığınızda artık akıllı bina tabir edilen binaların, standart bina olarak görüldüğü bir dünyada yaşıyoruz. Bu nedenle akıllı bina tanımına yeni bir tarif getirmek gerekiyor. Bahsettiğimiz tüm teknolojiler de bu yeni tarifin bir parçası. Bugüne kadar yapılan binalarda, binaların kolay işletilmesine yol açacak altyapıların hazırlanması yeterli olabiliyordu. Bundan sonra ise işletme personelinin minimize edildiği ve binaların kendi kendine yettiği sistemlerin oluşturulması gerekecek gibi duruyor. Biz de buna yönelik çalışmalarımızı sürdürerek, sektördeki yenilikleri yakından takip ederek Grubumuzu ve binalarımızı geliştirmeye çalışacağız. 10 kapak 11 Vestel, geleceği inovasyonla inşa ediyor Vestel iyi teknolojiyi erişilebilir fiyatlarla halka sunma prensibiyle Ar-Ge ve inovasyona yaptığı yatırımı her geçen gün artırıyor. Türkiye’nin ilk akıllı telefonunu ürettikten sonra şimdi de geleceğin “giyilebilir” teknolojileri için Ar-Ge çalışmalarını başlattı. V estel tüketici elektroniği ve beyaz eşya sektöründeki liderliğinin ardından, şimdi mobil iletişim cihazlarında da kendini hem Türkiye’ye hem de dünyaya kanıtlamayı hedefliyor. Türkiye’yi “Vestellendirmek” için çalışan Vestel’in temel prensibi tüketicilerine dünyanın en son teknolojilerini erişilebilir fiyatlarla sunmak. Ama en önemlisi de bu teknolojiyi Türkiye’de Vestel City’de Türk mühendislerle, tasarımcılarla üretmek. Bu doğrultuda “Gururla Yerli” sloganını benimseyen Vestel, Türkiye’nin de Ar-Ge ve inovasyonda ileri gelen dünya ülkeleri kadar iyi olabileceğini ispatlıyor. Geleneksel kültürde yaygın olan “icat çıkarma” sözünün yarattığı psikolojik bariyeri aşan Vestel, bugün tüm Türkiye’nin gururu olacak en son teknolojiyi üretiyor ve ürettiği teknolojiyi sadece iç pazarda tüketiciyle buluşturmakla kalmıyor, dünyaya satıyor. Vestel City, Avrupa’nın tek lokasyonda üretim yapan en büyük endüstri komplekslerinden biri. Teknoloji üretimini Türkiye’ye yakıştıramayanlara inat yerli akıllı telefonlar, tabletler, 4K televizyonlar, rekortmen beyaz eşyalar üretiyor. Vestel’in 2014’te İnovaLİG Ödülleri’nin elektronik kategorisinde 460 firma arasında layık görüldüğü birincilik ödülü tüm Zorlu Grubu için büyük bir gurur kaynağı oldu. Bu başarıyla Türkiye’yi bu yıl “IMP3rove Avrupa Şampiyonası”nın elektronik kategorisinde temsil etme hakkını kazanan Vestel, yenilikçi yaklaşımıyla Ar-Ge faaliyetlerini durmaksızın sürdürüyor. Türkiye’nin ilk yerli tasarım akıllı telefonu Venus Televizyon ve tablet üretiminden sonra cep telefonlarında Multi Screen (Çoklu Ekran) sistemini tamamlayan Vestel, tamamen Türk mühendisler tarafından Vestel City’de hayata geçirilen yerli tasarım ve üretim eseri akıllı telefon Venus’ü tüketicilerle buluşturdu. Vestel, Venus’le hem yerli üretim sa- yesinde yabancı markalı telefon ithalatını azaltarak cari açığın küçülmesine katkıda bulunmayı hem de akıllı telefon ihracatıyla birlikte ülkenin ihracat kapasitesini artırma yönünde önemli bir adım atmayı hedefliyor. Türkiye’nin ilk akıllı telefon üreticisi Vestel, Avrupa’da kendi teknolojisi ve özgün tasarımıyla akıllı telefon üretme gücüne sahip sayılı firmadan biri. Vestel, Venus’le Türk tüketicisine dünya standartlarındaki akıllı telefon teknolojisini erişilebilir fiyatlarla ulaşma imkanı sunarken, akıllı mobil teknolojinin yaygınlaşması, bu yolla bilgiye erişimin kolaylaşması ve bilgi toplumuna geçişin hızlandırılmasını da amaçlıyor. 2015 yılında piyasaya sunacağı Venus’un yeni modelleriyle akıllı telefondaki iddiasını daha da güçlendirmeyi hedefliyor. Vestel’in Ar-Ge ordusu Teknolojiyle bütünleşen bir marka olarak, sahip olduğu tek- nolojiyi geliştirmeyi öncelikli misyon olarak gören Vestel bu doğrultuda, teknoloji birikimi ve beyin gücüyle Türkiye’nin adını ileri gelen teknoloji üreticisi ülkeler arasında görmek için çalışıyor. İnovasyonun gücüne inanan bir firma olarak çalışanlarının inovatif fikirlerine önem veren Vestel, çarpıcı fikirleri ödüllendirerek çalışanları inovasyon konusunda daha fazla düşünmeye teşvik ediyor. Elde ettiği başarıları devam ettirmek için Ar-Ge ve inovasyona ciddi yatırımlar yapan Vestel’in toplam 1200 kişinin çalıştığı; biri Çin, biri İngiltere ve biri de Tayvan’da olmak üzere sekiz Ar-Ge merkezi bulunuyor. İnovasyona verdiği önem doğrultusunda her yıl Vestel’in toplam cirosunun yüzde 2’si Ar-Ge faaliyetlerine ayrılıyor. 2014 yılında Ar-Ge’ye 170 milyon TL harcayan Vestel için inovasyon öncelikli bir konu. Bu yüzden inovasyon bütçesinin ilerleyen yıllarda daha da artırılması planlanıyor. Şu an Vestel City’de 12 bin metrekarelik yeni Ar-Ge binası kurulum aşamasında. İnovasyon trendleri Günümüzde giyilebilir teknolojiler, ileri teknoloji trendleri arasında önemli yer tutuyor. Son yıllarda inovasyon denince akla ilk gelen giyilebilir teknolojiler tıpkı bugünün akıllı telefonları gibi gelecekte insan hayatında çok daha sık yer alacak. Vestel de bilişim alanında Venus’le yaptığı atılımı sürdürerek, son tüketici açısından da önemli faydalar yaratan giyilebilir teknolojiler ve nesnelerin interneti alanlarında çalışmalarına devam ediyor. Dünya genelinde bireylerin, sivil toplum kuruluşlarının, sektörlerin ve hükümetlerin çabalarıyla artan bir çevre bilinci söz konusu. Ülkemizdeki çevre bilinci de giderek artıyor. Küresel ısınmanın da gündemde olduğu düşünülürse önümüzdeki on yılda çevreci ürün taleplerinin daha da yoğunlaşacağı öngörülebilir. Bu durum, üreticilerin yeni teknolojiler geliştirerek bu talebe yanıt vermelerini sağlayacak. Sürdürülebilirlik, çevre politikalarının ve faaliyetlerinin en temel unsurlarından biri ve olmazsa olmazı. Bu sebeple Vestel attığı her adımda sürdürülebilirlik kavramını ön planda tutuyor ve sunacağı ürünlerin enerji tasarruflu olmasına dikkat ediyor. Ürün geliştirme çalışmalarını yaparken enerji harcamasını minimuma indirmek için yeni fikirler ve deneyler gerçekleştiriyor. Bu bağlamda çevreci ürünler ve hizmetler geliştirmek için inovatif düşünce yapısını destekleyen Vestel’in Ar-Ge ve inovasyona ayırdığı kaynak her geçen yıl artıyor. Ürünlerin kullanım esnasındaki enerji tüketimlerini düşürmek, çevre ve doğal kaynakların korunmasına katkı sağlayacak çalışmaları sürdürülebilir politikalarla desteklemek, Vestel’in gelecekteki Ar-Ge faaliyetlerinin temelini oluşturacak. 12 kapak 13 Yeni nesil tekstil: TAÇ Inova İnovasyonu üretim süreçlerine dahil ederek sektörde fark yaratan çalışmalara imza atan Zorlu Tekstil Grubu, çağdaş uygulamalarıyla yeni nesil üretim anlayışını temsil ediyor. Grubun Ar-Ge çalışmaları sonucunda geliştirilen TAÇ Inova çatısı altında, dört ayrı yenilikçi ürün grubu tüketicilerin beğenisine sunuluyor. K endini temizleyen, nefes alan, nano ya da antimikrobiyal kumaş kavramlarını Türk tekstil sektörüne kazandıran Zorlu Tekstil Grubu, tüm Zorlu Grubu’nun benimsediği inovatif çalışma prensipleri doğrultusunda Ar-Ge faaliyetlerini sürdürüyor. Bu bağlamda en son teknolojiden yararlanarak çağdaş üretim teknikleri konusunda çalışmalar yapan Zorlu Tekstil Grubu birbirinden yenilikçi ürün gruplarıyla sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Zorlu Tekstil Grubu’nun, hayatı kolaylaştırmayı amaçlayan ve son teknolojilerin ışığında tasarladığı inovatif ürün grubu TAÇ Inova bu çalışmaların bir sonucu. TAÇ Inova; Tencel, Kendini Temizleyen Stor, Derin Tutku ve Loft olmak üzere dört farklı ürün grubundan oluşuyor. TAÇ Tencel: Okaliptus ormanlarından nevresimlere taşınan yumuşaklık TAÇ Inova çatısı altında yer alan TAÇ Tencel ürün grubu, sürdürülebilir okaliptus ormanlarındaki ağaçlardan yepyeni bir elyaf teknolojisiyle üretildi. TAÇ Tencel çift kişilik nevresim takımları, doğal, sağlıklı, ipek kadar yumuşak olma özelliğiyle öne çıkarken; hafif yapısı ve ipeği andıran pürüzsüz dokusuyla yepyeni bir deneyim sunuyor. Nevresim takımlarına olağanüstü yumuşaklık ve parlaklık kazandıran TAÇ Tencel inovasyonu, vücudu saran bir ferahlık hissi uyandırarak sağlıklı ve rahat bir uyku vadediyor. Aynı zamanda, üstün performansıyla ideal nem yönetimi yapan TAÇ Tencel, pürüzsüz dokusu sayesinde hassas ciltlerle de mükemmel uyum sağlıyor. Nevresim takımlarının yanı sıra, havlu, bornoz, yastık ve yorgan ürünlerini de içeren koleksiyon kullanıcılara ipeksi bir yumuşaklık, rahatlık ve ferahlık sunuyor. TAÇ Kendini Temizleyen Stor: Işık teknolojisi TAÇ, Ar-Ge çalışmaları sonucunda üzerinde sıvı lekeleri tut- mayan, is ortam kiri, yemek buharı gibi lekelerin de gün ışığında, kendi kendine temizlenmesini sağlayan yepyeni bir stor üretti. İnovatif son teknolojilerle oluşturulmuş apresi sayesinde, lekelerin tutunmasını önleyen TAÇ Kendini Temizleyen Stor ilk günkü gibi temiz kalırken stor temizliği de adeta tarih oluyor. Özellikle mutfaklarda, şömine, soba veya kalorifer kullanılan yaşam alanlarında is, buhar ve ufak kazalar sonucu sıçrayan lekelere karşı son derece kullanışlı bir ürün. Çocuk odalarında hijyen sağlamak için de birebir çünkü sadece gün ışığıyla her gün kendini temizliyor. TAÇ Derin Tutku: Bir okyanus esintisi Ayşegül Dinçkök tarafından, dünyanın en zengin sualtı yaşamının tam merkezinde yer alan Endonezya’nın Sulawesi Adası yakınlarında çekilen sualtı fotoğrafları, TAÇ Derin Tutku koleksiyonuna hayat veriyor. Bu büyülü atmosferin olağanüstü etkisi ise rüyalara taşınıyor. Huzurlu, keyifli bir uyku vadeden TAÇ Derin Tutku koleksiyonunda nevresim takımları; Aqua, Blue, Blush, Cobalt, Coral, Nemo ve Neon olmak üzere yedi farklı desene sahip. Rengarenk balıklar, hayranlık uyandıran deniz canlıları ve engin mavilikler tropik düşlere davet ediyor. İlk olarak Evteks Fuarı’nda halkın beğenisine sunulan koleksiyon yalnızca okyanusların gizemini rüyalara taşımakla kalmıyor aynı zamanda bir sosyal sorumluluğu da yerine getiriyor. Denizlerin ve doğal yaşamın korunmasına destek olmak isteyen TAÇ, Derin Tutku koleksiyonundan satılan her ürünüyle Akdeniz Koruma Derneği’ne katkı sağlıyor. Şehirli segmentte yer alan TAÇ Loft grubunda, nevresim takımı, yatak örtüsü, havlu, bornoz, pike, triko battaniye ve yatak şalı ürünleri bulunuyor. İnce detaylarla birleştirilmiş, doğallık, yalın ve minimal şıklık bu grubun belirgin özelliklerinden. TAÇ Loft: İnce detaylar, özel kumaşlar Üst segment müşteri grubu için tasarlanmış TAÇ Loft koleksiyonu, Blue ve Sophisticate olmak üzere iki temaya sahip. Blue temasında mavi ve indigo tonları hakim. Maskülen, yalın çizgilere sahip, modern mekanlara hitap eden bir tema olma özelliği taşıyor. Sophisticate temasında ise lila, gri, vizon gibi daha natürel renkler var. Ham keten, özel kalite, çift katlı ve fırfırlı yapıya sahip ürünler bu grupta bulunuyor. Korteks, dünya için üretiyor! Zorlu Tekstil Grubu’nun inovatif çalışmalarıyla öne çıkan şirketi Korteks ise doğadan ilham alan Milpa-like ve Linen-like elyafları, nefes alan kumaş Dry Touch, doğanın tüm koşullarına direnen TAÇ UV-Resistant’ın yanı sıra, Cotton-like, Flame-Retardent ve Dry Touch Antimicrobial ürünleriyle dikkat çekiyor. Avrupa’nın ve Orta Doğu’nun en büyük iplik üreticisi Korteks; 335 bin metrekare üretim alanında, 2 bin 200 çalışanıyla yılda Bu gruptaki ürünlerin tamamı özel kalite kumaşlarla yapıldı. Doğal dokuya sahip kumaşlar çok ince detayların dikkate alınmasıyla tasarlandı. Tüm ürünlerin birbiriyle kombine edilebilir olması da grubun en önemli özelliği. ortalama 150 bin ton iplik üretimi yapıyor. Üretim süreçleriyle tasarımı bir bütün olarak kabul eden Korteks, yenilikçi yaklaşımını Ar-Ge çalışmaları ve yatırımlarıyla destekleyerek tekstil sektöründe fark yaratıyor. Nanoteknoloji alanındaki uygulamaları ile öne çıkan Korteks, mikroiplik teknolojisinde dünya öncülüğünü de elinde bulunduruyor. Yenilikçi yaklaşımları ve ürünleriyle küresel tekstil sektöründe Türkiye’nin prestijini artıran Korteks, tek başına ülkemizin toplam polyester iplik üretiminin yüzde 55’ini karşılıyor. Şirketin ürettiği TAÇ markalı iplikler de dünya çapında rağbet görüyor; Korteks, ürünlerini Almanya, Belçika, İngiltere, Portekiz, İran, İtalya, İspanya, Fas, Cezayir, Tunus, Suriye, Lübnan, İsrail, Brezilya, ABD, Fransa, İrlanda, Polonya, Macaristan, Mısır, Kanada, Kolombiya, Meksika ve Güney Afrika gibi farklı kıtalarda yer alan 60’dan fazla ülkeye ihraç ediyor. 14 kapak 15 Gelecekte de var olabilmek için inovasyon şart “Türkiye’de ilk’leri yaptık” diyerek Zorlu’nun bugüne kadar yarattığı farkı özetleyen CEO Ömer Yüngül, gelecekte de farklı olabilmek için damarlarda inovasyon virüsünün dolaşması gerektiğine dikkat çekiyor. Başarının macera, sorgulama ve korkusuzca koşarak yola devam etmekle mümkün olduğunu söylüyor. Ö mer Yüngül’le söyleşi yapmak, keyifli bir macera yaşamak gibi... Ufuk turu diye de adlandırmak mümkün. Tekstilden girip, enerjiden çıkıyor… Telefondan söz ederken uçak üretiminde duraklayıp, gençlerle ilgili detaylar ve önemli yönetim ipuçları verebiliyor. Söyleşi sırasında acaba bir yerde bir şeyleri kaçırabilir miyim endişesi yaşıyorsunuz. Türkiye sınırlarını aşıp Suudi Arabistan’da ya da ABD’de bir üretim merkezi örneğine ait detaylarla soluklandığınızda, aslında sağlam bir anafikir üzerinde yolculuk yaptığınızı anlıyorsunuz… Ufuk turu, bilinmeyene yolculuk, bir macera ve bolca heyecan olarak tanımlanabilir. Zorlu Holding’in temellerinin atıldığı günden bugüne uzanan yolculuk da böyle bir şey değil mi?… Heyecanlı, keyifli, macera ve risk dolu bir yolculuk. Tam da bu nedenle söyleşinin girişini kısa tutmak gerek. İlerleyen satırlarda kemerlerinizi sıkıca bağlayın, sizi güzel bir yolculuk bekliyor. 2015 yılında çok yüksek bir karlılık hedefliyorsunuz. Sizin tabirinizle “başka hiçbir yerde görülemeyecek bir karlılık”! Karlılık fomulünüz nedir? Zorlu’nun hep vurgula- dığı bir şey var: Türkiye’de ilk’leri yapıyoruz. Vestel, Korteks, Zorlu Center, maden yatırımı, uçak.... Baktığınızda hep ilk. Dünyada da, Türkiye’de de ilkleri yapanlar eğer kendilerini geliştirirlerse hep farklı konumda oluyor. Türkiye’de daha sanayi yokken otomobil başlamış, bir yere gelmiş. Dünyaya baktığınız zaman Apple, Google gibi tarihi çok eski olmayan firmaların ortak paydaları hep ilkleri yapmış olmaları. Pek çok büyük şirket ilkleri yapsa bile sonradan çoğunun karlılık hedeflerini tutturamadığını görüyoruz. Bunun sebebi nedir? Dünya rekabet konusunda koşmayı bırakın, uçuyor. Yani artık sırf hızlı takipçiyim diye bir yere gidemiyorsunuz. Artık yatırımlara sadece somut yatırım olarak bakmamak lazım. İş yapış şekillerini de, tüketici alışkanlıklarını da değiştiriyorsunuz. Çocuk, televizyon ekranını eliyle büyütmeye çalışıyor... düşünebiliyor musunuz nereye geldiğimizi! Yeni yeni alışkanlıklar doğuyor. Türkiye bence rekabette geri kaldı, ileriye gitmiyor. Bir sıçrama yaptık, sonrasında 2008’den bu yana olduğumuz yerde sayıyoruz. Olduğu yerde sayan şirketlere baktığımızda bunların yenilik yapamayanlar olduğunu görüyoruz. Pazar var, ama önemli olan pazar yaratmak. Bu gerçeği aklımızın baş köşesinde tutmamız lazım. Pazar yaratmak adına ülkelerin neler yapması gerekiyor? 1990 yılından itibaren dünyada bir likidite bolluğu başlıyor. “Ahmet Zorlu müthiş müteşebbis bir karaktere sahiptir. Doğal olarak bu anlayış en alt kademelere kadar yansıyor. Eğer egonuz küçük, yüreğiniz büyükse işler kolaylaşıyor. Burada en alt kademedeki mühendis bile fikrini rahatlıkla söylüyor. Bence bu kültür bir şirkette her zaman işe yarar.” Türkiye ve Türkiye’deki firmalar bunu bence hiç kullanamadı. Google, Apple, Samsung, LG, Hyundai, Instagram, Twitter, Intel, Microsoft gibi bugün aklınıza gelen büyük markaların kurucularının hepsi 1990 kuşağı... Biz Türkiye olarak yerimizde saydık. Son 3 senedeki ilk 100 firmamıza baktığımız zaman 1980 yılının ilk 100 firmasından bir farkı yok. Yeniler giremedi çünkü farklı bir şey yapamadık. Son zamanlarda yeni start-up akımının başladığını görüyoruz. Bence doğru bir akım çünkü insanları farklı düşünmeye zorluyor. Zorlu Grubu’nu diğerlerinden farklı kılan ve başarılarınızı sağlayan şey nedir? İş yapma anlayış ve yaklaşımınızı anlatır mısınız? Ahmet Zorlu müthiş müteşebbis bir karaktere sahiptir. Doğal olarak bu anlayış en alt kademelere kadar yansıyor. Eğer egonuz küçük, yüreğiniz büyük ise işler kolaylaşıyor. Burada en alt kademedeki mühendis bile fikrini rahatlıkla söylüyor. Bence bu kültür bir şirkette her zaman işe yarar. Şu anda en büyük handikap kuşaklar arasındaki mantalite farkı. Biz yüksek enflasyon nesli çocuklarıyız, yaptığımız yatırımın birkaç senede geri dönmesine alıştık, diyorlar. Ama Ahmet Zorlu’nun farkı şudur: Daha Türkiye’de ihracat yokken bütün dünyaya ürün sattığı için uzun bakmasını en iyi bilenlerden biridir. Bu, bir işe bakışımızdaki en temel unsurdur. Uzun düşüneceksiniz ve farklı düşüneceksiniz. Uzun düşündüğünüz zaman mutlaka farklı düşünüyorsunuz. Dolayısıyla bizim her işe bakışımız uzundur. Makul seneler içinde geri dönüş hedefleriz. Bu da dünyada para durumuna göre 7 ila 12 yıl arasıdır. Bunları yakaladığınızda sürdürülebilir başarıyı yakalıyorsun. 90’larda Türkiye’nin likiditeyi kullanamadığını söylediniz. Diğer ülkeler bunu nasıl başardı? 90’lı yıllarda dünyada çok güzel bir rüzgar vardı ama bu rüzgarı devlet politikasıyla bağdaştırmamış hiçbir ülke bundan yeteri kadar pay alamadı. En çok payı Kore, Tayvan, Amerika, Çin ve Hindistan aldı. Hepsinde de bir devlet politikası vardı. Örnek olarak Hyundai’yi verebiliriz. Hyundai araba, beyaz eşya, kompresör ve gemi yapıyordu. Kore hükümeti sadece araba ve gemi inşaatı konusunda uzlaşması için teşvik verdi. Aynı şekilde Samsung’un otomobil işinden çıkmasını istedi. Böyle olunca da başarıyı yakalıyorsunuz. Zorlu bu dönemde neler yaptı? Bu hikayeye göre kendi çapımızda başarılıyız. Zorlu Center’ı bir tarafa bırakırsanız yapılan her işte yüzde 80 dünya pazarı hedeflenmiştir. Zorlu hep zor olanı yapmıştır. Bugün jeotermal hakikaten zordur ama Türkiye’deki en iyi jeotermal üreticisiyiz. Bu konuda Avrupa’da da lider olma misyonumuz var. Herkes doğal olarak başarısızlıktan ve para batırmaktan korkar. Bence başarısızlık da prosesin bir parçasıdır. Öyle düşünmek lazım çünkü büyüklerimizin dediği gibi öğrenmenin bedelidir. Başarısızlığa ne kadar tahammülünüz var? Suyun dibinde en fazla kim kalacak? Bu iş nefes işidir. Yani suyun altında kalabileceğim süre kadar tahammülüm var. Elbette Grup büyüyünce ciğerler de büyüyor, ciğerler büyüyünce suda kalma süresi daha fazla oluyor. Şöyle anlatayım; bir tane büyük bir geminiz var, arkada da sandal çekiyorsunuz. O sandal suyun altında da gitse o gemi onu çeker. Baktın çıkacak gibi değil, çıktığında da geminin hızı yine değişmiyor; sandalın ipini kesersiniz. Örneğin uçak işine 30 milyon dolar yatırım yaptık. On senedir uğraşıyoruz, bütün yazılımı ve donanımıyla uçak uçuyor. İş böyle büyüyünce, bir başarının hemen paraya dönmesi şart değil. Türkiye’de ben ilk defa böyle bir uçak yapmışım. Yedi bin metrede kibrit kutusundaki kibritlerin sayılabildiği bir teknolojiyi getirmişim, bunun bedeli yok. İpini kestiğiniz sandal var mı? Var. Mesela bir sağlık işine girdik, başarılı olamadık ve ipi kestik. Çok eskiden bilgisayar işine girdik, başarılı olamadık ve kolu kestik. Her şirkette vardır bunlar. O sandalın ipini kesmek ayrı bir cesaret! Zamanlaması ve oradaki tahammülünüz ne? Bence tiyniyet meselesi. Yani eğer tiyniyetli biriysen, işine inanıyorsan o sandalın ipini uzun süre kesmiyorsun. Ama ne zaman tiyniyet kayboluyor, o zaman ipi kesiyorsunuz. Yani bu bence böyle, her tarafta da böyle olduğunu tahmin ediyorum. 16 kapak 17 “Otomobil bir araç. Ana amaç, pil teknolojisine sahip olmak. Şu anda bütün alyuvarlarımız pil teknolojisi için çalışıyor. Bizim mutlaka bunun bir yerinde olmamız lazım. O kulübe bir kere girdik mi çok şey değişiyor çünkü o iş farklı bir yere gidecek.” Küresel krizde tekstilde herkesin nefesi kesilirken siz suyun altından farklı bir şekilde çıktınız? Bunu nasıl başardınız? Sekiz şiddetinde deprem oldu; İstanbul’da bazı binalar gitti bazı binalar kaldı. Temeli sağlam olanlar kaldı. O kadar büyük bir kişi ve teknoloji birikimiz var ki... Bazen sadece büyüklüğün yetmediği zamanlar oluyor. Hızlı hareket edebiliyorsan, işine de hakimsen başarılı oluyorsun. Başka örnek; biz beyaz eşya yatırımını 2001 krizinde yaptık. Krizden dolayı bir milyon dolar akreditif açamadığımız zamanlar olmuştu. O zaman da yaptık. Şu anda mesela dünyada işler yavaş deniyor. Aslında tam da yatırım yapılacak zaman. Yatırım yapmaktan kastımız mutlaka bir şey yapmak değil, örneğin yapanı satın almak... Şu anda her şey çok ucuz. Büyük küresel rakiplere rağmen akıllı telefon işine girdiniz, beklentiniz nedir? Apple’ın cirosunu incelediğinizde yarısı cihaz, yarısı yazılımdır. Şimdi Samsung onu takip etmeye çalışıyor. Yani telefonu burada bir araç olarak görmek lazım. Amaç ise onun verdiği yazılım, pil teknolojisi gibi yavrulardır. İstediğiniz gibi bir çeşitlenme oldu mu? Ağırlıklı olarak yönünü Avrupa’ya dönmüş bir grubuz. Diğer pazarlara maalesef çok fazla gitmiyoruz. Avrupa’da pazar daha kolay, regülasyonlar daha net, risk daha az... Ama diğer tarafta da büyüyen bir pazar var. Avrupa’da ise küçülen bir pazar ve ihtiyar bir popülasyon var. Bu pazarlarda erken girerseniz varsınız, sonradan algıya takılıyorsunuz. Deniyor ki buradan büyüme çok zor, pazarlar küçük ama bir şeyi atlıyoruz, illa büyüme şart değil, önemli olan karlılığı artırmak. Bugün bütün dünya ülkeleri hepsi kendi koruma kalkanlarını koyuyor. Biz de koyuyoruz. Bu her tarafta var, o algıyı koklamazsanız hazır olamazsınız. Orada yatırım yapacaksınız, adamlarınızı göndereceksiniz, ufak ufak pazar büyüteceksiniz, üreteceksiniz. Havayı koklamak çok önemli. Bundan dört beş ay önce Suudi Arabistan’a gittim, inanamadım. Nasıl biz buralarda yokuz, nasıl ıskalamışız burayı diye hayıflandım. Sadece Riyad’a her gün üç sefer var. Türkiye oralarda yeterince yok. Kolayına kaçmışız, büyümeyi Avrupa’da yakalamışız. Pil teknolojisinde hangi aşamadasınız şu an? Şu anda tam kayalıkların dibindeyiz. Denize atlasak yüzmek zorunda kalacağız. Uygun ortamı yaratmaya çalışıyoruz. Yani her an bu işlerden birini temel iş pozisyonuna sokup yatırıma başlayabiliriz. Tabii bir de insanın kendi vücudunu bilmesi lazım. Bizim gözbebeğimiz olan bir Vestel’imiz var. Vestel bugün bu teknolojileri çok rahat üretebilecek teknik kadroya sahip. İkincisi Zorlu Enerji var. Zorlu Enerji yaptıklarıyla, dünya ilişkileriyle, jeotermaliyle kendini ispat etmiş bir şirket. Nikel Tesla firmasını da ondan mı seviyorsunuz? Nedir bir otomotiv firmasında size çekici gelen? Otomobil bir araç. Ana amaç pil teknolojisine sahip olmak. Şu anda bütün alyuvarlarımız pil teknolojisi için çalışıyor. Bizim mutlaka bunun bir yerinde olmamız lazım. O kulübe bir kere girdik mi çok şey değişiyor çünkü o iş farklı bir yere gidecek. “Emin olun başarısızlık, insanlara başarılardan daha çok ders veriyor. Geçenlerde bir toplantıdayım, herkes başarıları anlattı. Durun dedim, ben size beş tane büyük başarısızlığımı anlatayım. Beşini de anlattım. Bu hatayı sen nasıl yaptın, ben bile yapmazdım dediler. Ben de nasıl yaptığımı tek tek anlattım. Beklentimi, kurgumu anlattım.” yatırımımız var. Metalürji işinde dünyada şu anda devrim var ve biz en azından büyüklerin nereye gittiklerini biliyoruz. Diğer tarafta uçağımızı yaptık. Uçak NATO standartlarıyla yapıldı. NATO standardı demek, ben artık bugün Amerika’nın yaptığı yeni nesil bir uçağın kokpitinin kontrol sistemlerinin yazılımını yapabiliyorum, demektir. Bu yazılım standartları çok önemli. Sonuçta böyle baktığınız zaman dört tane önemli yatırımımız var. İyi bir orkestra şefiyle bir başlattınız mı, zaten onlar kendi kendine çalıyor. “Tarım zamanı, traktöre binip kendi tarlamı kendim sürüyorum. Onun dışında bir hayvan çiftliğim var. Yelkenle uğraşıyorum. Yelkencilik sürekli olarak yaptığım bir şey. Ama öyle sakin havada değil, özellikle fırtına olduğunda yelkene çıkıyorum. Üçüncüsü de sanat ve özellikle müzikle çok ilgiliyim. Saat yediden sonra iş konuşmam. İş konuşulan bir ortama da katılmam.” Metalürji işine girmenizin nedeni neydi? Belki tesadüf oldu metal; ama gittik, gördük, bunu niye biz yapmıyoruz, dedik. Nikel öyle bir hale geldi ki, nikel lityum yeni nesil pillerin en önemli ürünü. Sanayici olduğumuz için hurdadan bile ne çıkarırız şeklinde bir düşünce yapısına sahibiz. LED teknolojisinde durumunuzu nasıl görüyorsunuz? LED’i gördük, araştırdık ve mutlaka yapmamız gerektiğine karar verdik. Bugün Türkiye’nin en entegre LED firmasıyız. Sekiz sene önce modül işine girdik, şimdi modül işi dünyada temel iş oldu. Bir yere kadar gidiyorsunuz ama mutlaka devlet desteği lazım. Örneğin şu anda LED çok kritik bir ürün. Obama senede iki defa bir LED firmasına gidiyormuş. Şimdi oradaki motivasyonu düşünebiliyor musunuz? İnsan kaynağınızı nasıl görüyorsunuz? 90 kuşağını yakalayabilecek misiniz? Bir kere nesil farkını kabul etmemiz lazım. Biz hala gazeteyi elimize alıp okumak isteyenlerdeniz. Ama şimdiki nesil hepsini dijital ortamdan alıyor. Demek ki dijital dünyanın mutlaka parçası olacaksınız. İş yapış biçimiyle eğer siz dijital dünyayı kabul etmiyorsanız hiç şansınız yok. Dolayısıyla bizim adaptasyonumuz o kadar kolay olmuyor, biz yine haberleri gazeteden okumayı seviyoruz. Onun için bu gençlerin yanında durmak lazım. Gençlerin kafalarında bazı yanıtların olması lazım. Biraz düşsünler, kanatsınlar; bunlara göz yummak lazım, çünkü bizim nesilde dört tane işe giriyorsan üç tanesi mutlaka değer yaratmalıydı. Şimdi bu yarı yarıya oldu. Genç insan kaynağını doğru yönlendirmek için çalışıyorsunuz. Türkiye’de daha fazlasına ihtiyaç var ne yapmalıyız? Ben olsam çok başarılılar ve çok başarısızlar olmak üzere her iki uçtan da örnekler veririm gençlere. Bugün Ahmet Zorlu’yu, Hüsnü Bey’i konferanslara çağırıyorlar, hep başarı hikayelerini soruyorlar. Bir tanesi de başarısızlık hikayesi sorsun. Emin olun başarısızlık, insanlara başarılardan daha çok ders veriyor. Geçenlerde bir toplantıdayım; herkes başarıları anlattı. Durun dedim ben size beş tane büyük başarısızlığımı anlatayım. Beşini de anlattım. Bu hatayı sen nasıl yaptın, ben bile yapmazdım dediler. Ben de nasıl yaptığımı tek tek anlattım. Beklentimi, kurgumu anlattım. Başarısızlıklarınızdan ve bundan ne öğrendiğinizden bir örnek verebilir misiniz? Sağlık işine çok inanıyordum. Bu iş ve o çevre bize uymadı maalesef. Şunu öğrendik: Bir kere iş planını ve hedeflerini net olarak koymadan hiçbir ortaklığa girmeyeceksiniz. Ortaklığa girerken de mutlaka eşit olarak girecekseniz. Hisseyi kastetmiyorum. Kurumsallaşma ve bilgi olmadığında hiçbir şey olmuyor. Kurumun en değerli şeyi bilgi birikimi, bu da insanla oluyor. İnsan kaynağının ne kadar önemli olduğuna çok yüzeysel bakılır. Buna çok daha derin bakmak lazım. Özel hayatınızda kendinizi geliştirmek adına nelerden besleniyorsunuz? Bir kere hobilerim var. Mesela tarımla uğraşıyorum. Tarım zamanı, traktöre binip kendi tarlamı kendim sürüyorum. Onun dışında bir hayvan çiftliğim var. Yelkenle uğraşıyorum. Yelkencilik sürekli olarak yaptığım bir şey. Ama öyle sakin havada değil, özellikle fırtına çıktığında yelkene çıkıyorum. Üçüncüsü de sanat ve özellikle müzikle çok ilgiliyim. Saat yediden sonra iş konuşmam. İş konuşulan bir ortama da katılmam. Bir de eskiden seyahata gittiğimde doğrudan geri dönerdim. Şimdi sonuna muhakkak farklı bir şey ekliyorum. Geçenlerde ABD’ye gittiğimde bir nükleer santral inşaatını gezdim. Suudi Arabistan’a gittim, petrokimya tesisleri gördüm. Hollanda’da seralar gördüm. “Vestel bugün farklı teknolojileri çok rahat üretebilecek teknik kadroya sahip. İkincisi Zorlu Enerji var. Zorlu Enerji yaptıklarıyla, dünya ilişkileriyle, jeotermaliyle kendini ispat etmiş bir şirket. Nikel yatırımımız var. Metalürji işinde dünyada şu anda devrim var ve biz en azından büyüklerin nereye gittiklerini biliyoruz. Öbür tarafta uçağımızı yaptık. Uçak NATO standartlarıyla yapıldı.” 18 haber 19 Tesla Motors: Yıkıcı inovasyonun güncel örneği Dünyada inovasyonun gücüyle hızla yükselen şirketlere en güzel örneklerden biri Tesla Motors. Şirket, kısacık özgeçmişine şimdiden büyük işler sığdırdı. masının bir çıkar çatışması yarattığına inanmasıydı. Bu yeni satış modeli nedeniyle birçok eyaletle kanunlar değiştirilmek zorunda kalındı. Daha önce elektrikli araçlar küçük ve estetik olmayan araçlar olarak düşünülüyordu. Tesla Motors elektrikli araçları lüks ile buluşturdu. 2017 yılında çıkacak uygun fiyatlı Model III, Model X ve SUV modellerinde geleceğe dönüş filminden esinlenmiş kapılar tasarlanıyor. Şirket, aynı zamanda yola çıkan araçlarını da software aracılığıyla bir cep telefonu gibi sürekli olarak güncel tutuyor. Böylece araçlarının performansının düşmesinin önüne geçiyor ve yeni geliştirmeler araçlara eklenebiliyor. 2014 Ekim ayında yapılan güncelleme otomatik cruise control, otoban direksiyonu ve acil freni içeriyordu ve sürücünün koltuğunda otururken neredeyse gazete okumasını mümkün kılıyordu. Tesla Motors’un CEO’su ve kurucusu Elon Musk D ünyada rekabet arttıkça inovasyona verilen önem de artıyor. Dünyanın en büyük şirketlerine baktığımızda teknolojinin ve inovasyonun belirleyici bir rol oynadığı görülüyor. Sadece üretim anlamında değil, iş süreçleri, tedarik, pazarlama ve yönetim anlamında da inovasyon rekabetin yerini adı… Tesla Motors, 2003 yılında kurulan çok yeni bir şirket olmasına rağmen, otomotiv sektöründe “yıkıcı inovasyon” anlayışıyla fark yaratmayı başardı. Fortune dergisinin haberine göre, 2013 yılının başından beri Tesla’nın hisseleri yüzde 614 arttı ve piyasa değeri 30 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, otomotiv devlerinden General Motors’un yarısına tekabül ediyor. Oysa General Motors 2014 yılında 10 milyon araç satarken Tesla sadece 33 bin sattı. Şirket, Fast Company tara- fından hazırlanan “En inovatif şirketler” listesinde 17. sırada yer alıyor. Otomotivin geleneklerini yıkan bir model Wallstreetsurvivor.com’a göre Tesla üç yönüyle otomotiv sektörünü temelden değiştirdi. Tesla hiçbir otomobil firmasının şimdiye kadar yapamadığını yaparak lüks bir elektrikli araç üretti. Üretilen araçların enerji verimliliği onu benzersiz yaptı. Üzerine Tesla “Sonsuz Mil Garantisi” verdi. Bu, daha önce otomotiv sektöründe, verilemeyen bir garantiydi. Tesla’nın bir başka inovatif yönü ise doğrudan müşteriye dağıtım modeliydi. Şirket araç satışında bayileri aradan kaldırdı. Yani B2B yerine B2C modelini benimsedi. Tesla’nın buradaki düşüncesi bir bayinin hem elektrikli hem de benzinli araç sat- Şirketin şimdiki amacı 2017 yılında yollara çıkacak olan yeni modelini 35 bin dolara satabilmek. Böylece şirket niş alandan çıkmış ve kitle üretimine başlamış olacak. Bunu sağlayabilmek adına araç şarj istasyonları da kuruluyor. Şimdiye kadar Kuzey Amerika’da 102 istasyon kuruldu. Tesla’nın amacı yakın zamanda ABD nüfusunun yüzde 80’ini kapsamak. Pil teknolojisi birçok sektörü etkileyecek Şirket pil teknolojisinde büyük bir ilerleme sağlayarak Nisan ayında Powerball adında, çok küçük ebatlarda ev tipi bir pili satışa sundu. 3500 dolar gibi son tüketicinin karşılayabileceği bir fiyata piyasaya çıkan ürün, güneş ışınlarından elektrik üretebildiği gibi aynı zamanda elektriğin ucuz olduğu saatlerde depolama yapabiliyor ve yedek güç kaynağı görevi görüyor. 2020 itibarıyla şebekeden enerji depolama işinin senelik 5,1 milyar dolarlık hacme ulaşacağı tahmin ediliyor. Tesla, Reno Nevada yakınlarında pillerin kitle üretimi için medyanın da ilgiyle takip ettiği bir “gigafactory” kuruyor. 2017 yılında tamamlanacak olan fabrika, yaklaşık 1 milyon metrekare bü- Silikon Vadisi’nde bir bilişim şirketi mantalitesiyle çalışan Tesla Motors, yenilikçi uygulamalarıyla otomotiv endüstrisinin 100 yıllık geleneklerini yıktı. yüklüğünde olacak ve yılda 500 bin araca yetecek kadar pil üretecek. Fabrika tamamlandığında 6500 kişi çalışacak ve ölçeğiyle Tesla Model III’ün fiyatını 3 bin dolar kadar düşürecek. Orijinal Iron Man: Elon Musk Şirketin CEO’su ve kurucusu Elon Musk, inovasyonun yeni gurusu olarak tanımlanıyor. Musk’ın aynı zamanda uzay teknolojilerinde uzmanlaşan ve NASA ile iş birliği halinde çalışan SpaceX adında başka bir şirketi daha bulunuyor. Şimdiden havacılık sektörünün en önemli şirketleri arasına giren SpaceX’in vizyonu Mars’ta koloniler kurabilmek… İlk kez, bugün tüm dünyada yaygın olarak kullanılan PayPal ödeme sistemiyle adını duyuran, daha sonrasında yaptığı teknoloji yatırımlarıyla şirketlerini ve servetini hızla büyüten Elon Musk yeni Steve Jobs olarak adlandırılıyor. Elon Musk, Iron Man filmindeki Tony Stark karakterine de ilham kaynağı oldu. 20 haber 21 Gastronominin yıldızları Zorlu’da Zorlu Center’da, birbirine sadece birkaç adım mesafede bulunan Michelin yıldızlı dört restoran şimdiden İstanbullu lezzet tutkunlarının vazgeçilmez mekanları arasına girmeyi başardı. Artık Zorlu Center sadece alışveriş tutkunlarının değil gurmelerin ve damak zevkine düşkünlerin de iddialı adresi. Tom Aikens’e ait olan Tom’s Kitchen’da enfes tatlar gurme damakları bekliyor. Mekan, İngiltere’nin en heyecan verici şefi olarak görülen Tom Aikens’in “ilk uluslararası restoranı” unvanını taşıyor. İlk Michelin yıldızını Chelsea’de açtığı Tom Aikens Restaurant’la 2004’te kazanan şef Tom Aikens daha sonra farklı restoranlarda çalışmaya devam etti, elbette Michelin yıldızlarını toplamaya da... Aikens, ikinci Michelin yıldızını İngiltere’de bulunan “Pied à Terre”de, üçüncüsünü ise yine İngiltere’deki “Tante Claire”de kazandı. “Makarnanın Kralı” Tom’s Kitchen gibi yine Zorlu Alışveriş Merkezi Meydan katında yer alan Morini de damak zevkine düşkünlere farklı ve nefis alternatifler sunuyor. Michelin yıldızlı Şef Michael White’ın imzasını taşıyan bu restoranda şefin spesiyalitelerinin yanı sıra New Yorklu ünlüler tarafından en sevilen tatlar da sergileniyor. “King of Pasta” (Makarnanın Kralı) olarak bilinen Michael White’ın, İstanbul Morini için özel hazırladığı menü dünya mutfağında farklı lezzet deneyimleri yaşamak isteyenleri bekliyor. Daha önce Barack Obama ve Bill Clinton gibi ABD başkanlarını ağırlayan Michael White’ın, Marea, Ai Fiori, Alto ve Convivio gibi dünya yıldızlarının tercih ettiği restoranları ve toplam 6 Michelin yıldızı bulunuyor. Massimo Bottura Ristorante Italia di Massimo Bottura T ürkiye’deki ilk restoranlarını Zorlu Center’da açmalarının bir sebebi olmalı... İstanbul’un kültür, sanat ve yeni yaşam merkezi olan Zorlu Center aynı zamanda gastronomi tutkunlarının da uğrak noktalarından biri oldu. Michelin yıldızlı Şef Michael White’ın imzasını taşıyan menüsüyle Morini; ilk Michelin yıldızını 2004’te kazanan ünlü şef Tom Aikens’in restoranı Tom’s Kitchen; 3 Michelin yıldızlı şef Massimo Bottura’nın restoranı Ristorante Italia di Massimo Bottura ve Prix de L’art de la Cuisine aux Chefs de l’Avenir ödülü sahibi şef Sergi Arola’nın Raffles İstanbul Zorlu Center’da yer alan restoranı Arola İstanbullu gurmelerin damaklarına sesleniyor. İlk yıldızını 2004’te kazandı Zorlu Alışveriş Merkezi’nin Meydan katında yer alan ve açıldığı günden bu yana yoğun ilgi gören 3 Michelin yıldızlı şef İtalya’nın gastronomik çeşitliliği burada Dünyaca ünlü 3 Michelin yıldızlı İtalyan şef Massimo Bottura, ülkesi dışındaki ilk restoranı Ristorante Italia di Massimo Bottura’yı Zorlu Center’da bulunan Eataly’nin içinde özel ve bağımsız bir bölümde faaliyete geçirdi. Bottura bu özel restoranda İtalyan mutfağının enfes lezzetlerini ve geleneksel tariflerini sunuyor. İtalyan mutfak kültürünü ve gastronomik çeşitliliğini İstanbul’da yeniden yorumlayan Şef Bottura “dünyanın en iyi şefi” unvanına da sahip. Türkiye’de ve İtalya’da en iyi malzemeleri kullanmayı pren- Michael White sip edinen Bottura, Eataly’deki günlük taze ürünlerden de yararlanıyor. Katalan usulü “sofrada paylaşım” 1999 yılında Uluslararası Gastronomi Topluluğu tarafından Prix de L’art de la Cuisine aux Chefs de l’Avenir ödülüne de layık görülen, iki Michelin yıldızlı sıra dışı İspanyol şef Sergi Arola’nın kendi ismini taşıyan restoranı geleneksel Katalan lezzetlerini sunuyor. Raffles İstanbul Zorlu Center’da yer alan Arola Restaurant tipik bir Akdenizli. Şef Sergi Arola, Akdeniz’in “sofrada paylaşma” kültürünü İstanbul’daki restoranında da benimseyerek İspanyol mutfağının klasik ve modern lezzetlerini sunuyor. Raffles İstanbul’un efsanevi Long Barı’yla yan yana ve bağlantılı olan Arola Restaurant’ta; görkemli bir yemek salonu, açık bir teras ve özel şampanya odası bulunuyor. Arola Tom Aikens Tom’s Kitchen Morini Yol kılavuzundan dünyanın bir numaralı rehberine Günümüzde “Michelin Yıldızı” gastronomi ve rafine damak zevki dendiğinde akla ilk gelen değerlendirme kriteri kabul ediliyor. Oysa hikaye şoförler için yazılan bir yol kılavuzuyla başlamıştı... Michelin Red Guide’ın hikayesi; 1900 yılında büyümekte olan lastik firması Michelin’in, seyahati özendirip lastik alımını artırmak adına bir yol rehberi çıkarmasıyla başladı. Daha çok Fransa’nın uzun yol kamyon ve tır şoförlerine yönelik olan bu rehber, şoförlerin dinlenebilecekleri ve geceyi geçirebilecekleri konaklama noktalarını, benzin istasyonlarını, umumi tuvaletleri ve pub’ları kapsıyor, bakım ve tamir için gidilebilecek en uygun mekanları ve hatta lastik ve çeşitli donanım fiyatlarını içeriyordu. Ancak restoranların da rehbere eklenmesiyle, Michelin Guide kısa zamanda şoförlerin yanı sıra tüm turistlerin de gözdesi oldu. 1920 yılına kadar ücretsiz yayınlanan Michelin Guide, 1926 yılında sıra dışı kalitedeki seçkin restoranları yıldız vererek tanıtmaya başladı. Sergi Arola 22 haber 23 Zorlu, uluslararası yatırımcıları buluşturdu Enerji Oturumu Körfez sermayesinin uluslararası yatırım fonları ve yatırımcıları, Türkiye’ye yatırım yapmış uluslararası şirketlerin üst düzey yöneticileri ve Türkiye hükümetinin üst düzey temsilcileri Raffles İstanbul Zorlu Center ev sahipliğinde, 29-30 Nisan’da düzenlenen “Uluslararası Yatırım Zirvesi”nde buluştu. R affles İstanbul Zorlu Center, “Ortadoğu Ekonomi Platformu” ve “İstanbul Yatırım Derneği” işbirliğiyle bu yıl ikincisi düzenlenen iki günlük “Uluslararası Yatırım Zirvesi”nde uluslararası konukları ağırladı. Zirve “Enerji”, “Gayrimenkul” ve “Teknoloji” ana başlıkları altında gerçekleşti. Aynı zamanda, “Küresel Yatırım”, “Mega Projeler ve Yatırım Fırsatları”, “Türkiye’de Enerji Fırsatları ve Süreç”, ‘’Yeni Nesil Teknolojiler’’, ‘‘Körfez Yatırımları’’, ‘’Gayrimenkul Yatırım Fırsatları’’ ve Zorlu Gayrimenkul Grup Başkanı Mesut Pektaş, İstanbul Yatırım Derneği Başkanı Mehmet Ulusoy ‘’Körfez Sermayesinin Türkiye’ye Bakışı’’ başlıkları altında özel oturumlar düzenlendi. Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden karar verici yatırımcılar zirvede bir araya gelerek fikir alışverişinde bulundu. Toplam 1,5 trilyon dolarlık Körfez yatırım fonlarını yöneten katılımcılar; Türkiye’ye yatırım yapmış uluslararası şirketler, fon yöneticileri ve Türkiye hükümetinin üst düzey temsilcileri ile görüşmeler yaparak Türkiye’deki fırsatları değerlendirdi. Açılışta Türkiye’nin cazip yatırım ortamına vurgu yapıldı Zirvenin açılış töreninde konuşan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye’nin sadece 3,5 saatlik uçuşla gelir düzeyi yüksek toplam 1,5 milyar kişinin yaşadığı bir bölgeye ulaşabileceği eşsiz bir konumda olduğuna dikkat çekerek “Bugüne kadar Türkiye’ye uzun vadeli yatırım yapanların kaybettiğini görmedim, kaybedeceğine de inanmıyorum” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da konuşmasında, İstanbul’u küresel çapta finans, fuar, turizm ve moda merkezi olma yolunda ilerleyen bir kent olarak gördüğünü belirtti. Topbaş, “İstanbul yatırım için fırsatlar sunuyor; aceleci olmayın ama çabuk olun” diyerek yatırımcıları davet etti. Uluslararası Yatırım Zirvesi’nin Başkanı Haşim Süngü ise Körfez fonlarının Türkiye ekonomisine ilgisinin çok geniş kapsamlı olduğuna vurgu yaptı. “Hemen hemen her sektörle ilgilendiklerini, bilgi talep ettiklerini söyleyebilirim. Ancak daha ayrıntılı bir gözle bakarsak büyük oranda ‘Enerji’, ‘Gayrimenkul’ ve ‘Teknoloji’ sektörlerini çok yakından izledikleri görülüyor. Biz de Zirve’yi bu üç ana başlığa odaklanan özel oturumla zenginleştirdik” dedi. Zirve’nin organizatörlerinden İstanbul Yatırım Derneği’nin Başkanı Mehmet Ulusoy da bir konuşma yaparak, amaçlarının, Türkiye’nin ve İstanbul’un küresel bir yatırım merkezi haline gelmesine katkı sağlamak olduğuna dikkat çekti ve şunları söyledi: “Geçen yılın ardından bu sene de geniş katılımla hem İstanbul’un hem de Türkiye’nin yatırımcılar açısından cazibesini gözler önüne serdik.” Açılışta son konuşmayı Orta Doğu Ekonomi Platformu Başkanı Erdin Özel yaptı. Özel, “2015 yılı yatırım yılı olacaktır. Önümüzdeki günlerde Körfez menşeili fonlar ülkemizde büyük yatırımlara imza atacaklardır. Çünkü bu Zirve sayesinde Türkiye’deki çok geniş yatırım fırsatlarını en yetkili, en deneyimli isimlerden öğrenme, inceleme fırsatı buldular” dedi. İki gün süren zirvenin ilk gününde Suudi Arabistan Ticaret Odası Başkanı Abdurrahman Abdullah Alzamil de bir konuşma yaptı. Alzamil, Suudi Arabistan’ın dünyanın üçüncü büyük petrokimya üreticisi olduğunu hatırlatarak “Türkiye stratejik önemi ve Avrupa pazarına yakınlığıyla ciddi oranda yatırım çekebilecek potansiyele sahip. Eğer Türkiye bir serbest bölge tesis ederse, Suudi Arabistan petrokimya sanayisinden büyük oranda yatırım çekebilir. Suudi Arabistanlı şirketlerin böyle bir fırsat için sabırsızlandığına eminim” dedi. Açılış konuşmalarının ardından zirvenin oturumlarına geçildi. Vestel, Orta Doğu’nun akıllı projelerine talip “Teknoloji Yatırımları-Yeni Nesil Teknolojiler” konulu oturumda bir konuşma yapan Vestel İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, önemli mesajlar vererek Orta Doğu’daki akıllı tek- Uluslararası Yatırım Zirvesi’nde Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden karar verici yatırımcılar bir araya gelerek fikir alışverişinde bulundu. nolojiler içeren tüm gayrimenkul projelerine hem ürün hem de teknoloji tedarik edebilecek yetkinliğe sahip olduklarını ve bu tür projelerin hepsiyle ilgilendiklerini söyledi. Erdoğan, “Beyaz eşyadan televizyona, perde ayarından evdeki ısının kontrolüne kadar akıllı evlerin ihtiyaç duyduğu tüm ürün ve yazılımları üretiyoruz. En gelişmiş beyaz eşya ve elektronik cihazları üretmenin yanı sıra bu ürünlerin hepsini birbirine bağlayıp konuşturabiliyoruz da” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz uluslararası yatırımcılarla işbirliğine hazırız. 149 ülkeye ihracat yapan ve 1.200’ün üzerinde Ar-Ge uzmanı istihdam eden bir şirket olarak Orta Doğu’daki tüm akıllı projelere, akıllı evlere talibiz” dedi. Türkiye’nin mega projelerini ilgiyle dinlediler Zirvenin “Mega Projeler ve Yatırım Fırsatları” başlıklı oturumu da Körfez yatırım fonlarından yoğun ilgi gördü. Oturumun moderatörlüğünü MCT Yönetim Kurulu Üyesi Tanyer Sönmezer yaptı. Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi Genel Müdürü Mustafa Cılız, İGA Genel Müdür Yardımcısı Richard Meredith ve Otoyol A.Ş. Genel Müdürü Hikmet Tuğlu Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi, İstanbul Üçüncü Havalimanı ve İzmit Körfez Köprüsü konusunda yatırımcılara bilgi verdiler. Suudi Arabistan’dan 1 milyar dolarlık yatırım müjdesi Zirvede ayrıca “Körfez İşbirliği” konulu özel bir oturum ger- çekleştirildi. Özel oturumda Al Bassam Group CEO’su Ziad Al Bassam, Türkiye’de gayrimenkul sektörüne yatırım yapmak için Sumou Holding ile Suudi Arabistan’da yeni bir fon kurma kararı aldıkları müjdesini verdi. Toplam büyüklüğü 1 milyar doları bulacak olan bu fonla, Türkiye’deki bazı kamu şirketleri ile işbirliği yaparak çeşitli gayrimenkul yatırımları gerçekleştirilmesi planlanıyor. Suudi Arabistanlı şirketlerin Türk şirketleriyle daha fazla işbirliğine imza atmak istediğini vurgulayan Al Bassam, gayrimenkulün yanı sıra petrokimya ve enerji sektörlerinde de büyük yatırım fırsatları olduğunu sözlerine ekledi. Suudi Arabistan merkezli Sumou Holding’i temsilen konuşan İbrahim Al Assaf ise Türkiye’nin enerji ve gayrimenkul sektörlerine yönelik olarak üç yıldır çeşitli fizibilite çalışmaları yaptıklarını belirtti. 24 haber 25 Orta Doğu Ekonomi Platformu Başkanı Erdin Özel, “2015 yılı yatırım yılı olacaktır. Önümüzdeki günlerde Körfez menşeili fonlar ülkemizde büyük yatırımlara imza atacaklardır. Çünkü bu Zirve sayesinde Türkiye’deki çok geniş yatırım fırsatlarını en yetkili, en deneyimli isimlerden öğrenme, inceleme fırsatı buldular.” Al Assaf, birçok projeyi inceleyerek araştırma yaptıklarını ve Türkiye’nin en cazip yatırım ülkelerinden biri olduğunu düşündüklerini vurgulayarak “Özellikle İstanbul ve bölgesinde inşaat ve gayrimenkul yatırımlarıyla ilgileniyoruz. Türk yatırımcıları Suudi Arabistan’a da bekliyoruz” dedi. Enerjide fırsatlar sürüyor Uluslararası Yatırım Zirvesi’nin ikinci gününde “Türkiye’de Enerji Fırsatları ve Süreç” adlı özel bir oturumda Zorlu Enerji’nin Genel Müdürü Sinan Ak, EnerjiSA Genel Müdürü Yetik Kadri Mert, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sefa Sadık Aytekin ve EWE Holding Genel Müdürü Dr.Frank Quante; Enerji Düzenleyicileri Bölgesel Birliği’nin (ERRA) Yönetim Kurulu Başkanı Alparslan Bayraktar moderatörlüğünde bir araya geldiler. Özel oturum öncesinde bir konuşma yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sefa Sadık Aytekin, Türkiye’nin büyüyen ekonomisine bağlı olarak enerji talebinin hızla arttığını vurgulayarak, “Son 10 yıla baktığımızda Türkiye, Çin’in ardından doğal gaz talebi en hızlı artan ikinci ülke. Yükselen talep nedeniyle enerji ithalatımız artıyor ve artmaya da devam edecek. Bu nedenle doğal gaz ithalatında güzergah ve kaynak çeşitliliği yaratmayı, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimini teşvik etmeyi ve nükleer teknoloji ile portföyümüzü çeşitlendirmeyi hedefliyoruz. Türkiye’nin artan elektrik talebini karşılamak için 10 yılda yaklaşık 120 milyar dolarlık yeni yatırıma ihtiyacı var” dedi. Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak ise, güneş enerjisinde Türkiye’nin bölgesel üretim üssü haline gelebileceğini ifade ederek, “Güneş enerjisi yatırımlarında arzın çok üzerindeki talebin karşılanması halinde yatırımların önü açılacak. Bu anlamda yerli üretimin gerçekleştirilmesinin önemine inanıyoruz” açıklamasında bulundu. Enerjisa Genel Müdür’ü Yetik Kadri Mert de oturumda yaptığı konuşmada, Türkiye’deki serbestleşme sürecinin özel sektörün elektrik üretimindeki payını artırdığını ifade etti. Mert, “Devletin toplam elektrik üretimindeki payı son 10 yılda yüzde 75’ten yüzde 20’ye kadar gerilemiş durumda. Bu başlı başına bir başarı hikayesidir” şeklinde konuştu. Mert ayrıca, elektrik piyasasında yaşanan bu hızlı serbestleşmenin, kontrat devirleri yoluyla doğal gaz piyasasına da yansıması gerektiğini vurguladı. MCT Yönetim Kurulu Üyesi Tanyar Sönmezer, Vestel İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, Habertürk Ekonomi Koordinatörü Güntay Şimşek Gayrimenkulde standartları yüksek projeler gözde İkinci gün düzenlenen “Gayrimenkul Yatırım Fırsatları” özel oturumunda ise Zorlu Gayrimenkul Grup Başkanı Mesut Pektaş konuştu. Pektaş, gayrimenkulde uluslararası yatırımcıları cazip fırsatların beklediğine dikkat çekerek Körfez yatırım fonlarının önde gelen temsilcilerine, yerel ortaklarla iş birlikleri kurarak yatırım yapmayı tavsiye etti. Pektaş, “Zorlu Gayrimenkul 2006’da kuruldu ve Zorlu Center’ı inşa etti. Hemen ardından Levent 199 isimli projemizi tamamladık. Şu anda da İzmir Konak’taki eski tütün deposu arazisinde yeni bir projeye başlamak üzereyiz. Ayrıca Marmaris’te, İzmir Alaçatı’da ve İstanbul Bebek sırtlarında üç yeni proje daha geliştiriyoruz. Tüm bu projelerimizde uluslararası yatırımcılara cazip fırsatlar sunuyoruz” dedi. Abraaj Grup Türkiye ve Orta Asya Başkanı Selçuk Yorgancıoğlu da konuşmasında, Grup olarak Türkiye gayrimenkul piyasasına yapmış oldukları yatırımların geri dönüşünü kısa sürede aldıklarını vurguladı. Yorgancıoğlu şöyle devam etti: “Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde toplam 10 proje gerçekleştirdik ve bunların 5 tanesini ciddi kâr ederek sattık. Bir uluslararası yatırımcı olarak Türkiye piyasasına yatırım yapmış olmaktan memnunuz. Son tüketiciye ulaşan bir yatırım yaptığınızda 80 milyonluk bu özel pazarda başarılı olmamanız mümkün değil.” Panelin diğer konuşmacılarından Fikirtepe Müteahhitler Platformu İcra Kurulu Başkanı Özkan Eker ve Kentsel Dönüşüm ve Hukuk (KDH) Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören ise konuşmalarında, Türkiye gayrimenkul piyasasına dinamizm katan “kentsel dönüşüm” projelerinin sunduğu fırsatlara dikkat çektiler. JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş da uluslararası standartlarda yapı projelerinin yatırımcı ilgisini artıracağını kaydetti. Alkaş, “Önümüzdeki dönemde gayrimenkul piyasasında önemli gelişme yaşanacağını düşünüyorum; çünkü yüksek standartlarda yapı projelerinin sayısının arttığını görüyorum” dedi. 26 haber 27 Vestel bisikletli hayatı destekliyor! Vestel City’de bisiklet şenliği Alpay Erdem ciddi bir bisiklet tutkunu; Vestel ile bisikletimvben. com projesi kapsamında iş birliği yaptı. 51. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nu sponsor Vestel adına izledi. Projenin sosyal medya için hazırlanan tanıtım videosu sayesinde birçok kişi bisiklet sporuyla tanıştı. Vestel, sağlıklı bir yaşam için desteklediği “bisikletli hayat” anlayışını yaygınlaştırmak amacıyla “Vestel’le Geleceğe Pedal Çevir” kampanyasını başlatmıştı. Bu kapsamda sponsor olduğu 51. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, dünyada ilk kez bir bisiklet yarışının bir fabrikanın içinden geçmesiyle çok konuşuldu. V estel sağlıklı yaşam için sporun ve fiziksel aktivitenin yaygınlaşması amacıyla birçok sosyal sorumluluk projesine imza atıyor. Bu bağlamda “Bisikletli hayat” fikrini benimseyen Vestel, başlattığı “Vestel’le Geleceğe Pedal Çevir” kampanyası kapsamında 51. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’na sponsor oldu. 21 takımda tura katılan 12 ülkeden 168 bisikletçi, Vestel’in 1 milyon metrekare üzerine kurulu üretim üssü Vestel City’nin içinden geçerek dünyada bir ilke imza attılar. Yarışın Selçuk’tan start alan 7. etabında tura katılan yarışçıları ağırlayan Vestel City’de; Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, Vestel yöneticileri ve çalışanları, sektör temsilcileri ile Manisa halkından yüzlerce kişi tur heyecanına tanık oldu. Etabın Karşıyaka’daki finiş çizgisinde düzenlenen törende parkurun birincisi Vestel’in akıllı telefonu Venus’le ödüllendirildi. Vestel ayrıca 8 etabı bulunan turda “Türkiye’nin Güzellikleri” adı verilen prim kapılarının da sponsoru oldu. Vestel City, Türkiye Güzellik Kapılarından biri olarak yarışmada yer aldı. Manavgat Şelalesi, Yivli Minare, Hierapolis, Boğaziçi Köprü- sü gibi Türkiye’nin göz alıcı mekanları tur boyunca Vestel’in adıyla anıldı. Turda etaplara göre değişen dört farklı bisikletçi mayosundan beyaz renkli “Türkiye Güzellikleri” mayosu Vestel logosunu taşıdı. Sosyal medyada ses getiren kampanyalar Bisiklet Turu’nun sekiz gün süren soluksuz heyecanını Vestel, mizah yazarı, karikatürist, komedyen ve aynı zamanda bisiklet tutkunu Alpay Erdem ile bisikletimvben.com web sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden takipçilerine yaşattı. Takipçiler, bisikletleriyle birlikte çekilen fotoğraflarını #bisikletimVben etiketiyle paylaşarak yarıştı. Yarışmanın sonunda seçilen fotoğrafların sahipleri sürpriz ödüller kazandı. Vestel’de indirim şenliği 26 Nisan’da Alanya’dan başlayan tur sırasıyla Antalya, Elmalı, Marmaris ve Pamukkale, Selçuk ve İzmir etaplarının ardından 3 Mayıs’ta İstanbul’da son buldu. Vestel, turun geçtiği noktalarda yüzde 20 indirim kampanyası da gerçekleştirerek etkinliği tam anlamıyla bir Vestel şenliğine dönüştürdü. Vestel takipçileri; mizah yazarı, karikatürist ve aynı zamanda bisiklet tutkunu Alpay Erdem’in tur güncesinin yer aldığı bisikletimvben.com web sitesi aracılığıyla 51. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nu en kritik noktalarından soluk soluğa izledi. Bisikletçilerin Vestel City’den geçtiği anı “karnaval” ifadesiyle tanımlayan Alpay Erdem, Alanya’dan başlayarak ve İstanbul’da sona eren turu, her gün hakem, takım ve basın araçlarından takip ederek, sosyal medya üzerinden yarış hakkında anlık bilgi paylaştı. Erdem’in etap sonlarında hem turda yaşanan heyecanı hem de deneyimlerini esprili bir dille kaleme aldığı yazılarını bisikletimvben.com’da takip edenler turun müthiş heyecanını adım adım yaşadı. Projenin tanıtımı için bir de video çekildi ve video kısa sürede ilgi odağı oldu. Spora destek sürecek Türkiye’nin bir markası haline gelen Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’na sponsor olmaktan gurur duyduklarını ifade eden Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu “Zorlu Grubu olarak, gençlerimizi spora ve bisiklet kullanımına teşvik ederken ülkemizde de bu sporun gelişmesine verdiğimiz desteğimizi gelecekte de sürdüreceğiz” ifadesine yer verdi. Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, Vestel’in katkılarıyla bir bisiklet turunun dünyada ilk kez bir fabrikanın içinden geçtiğini vurgulayarak “Ülkemizde bisiklet sporunun yaygınlaşmasını ve bir yaşam biçimi haline gelmesini istiyoruz. İnsanların bisiklete rahat binmeleri için belediye iş birlikleriyle Vestel bisiklet yolları oluşturmayı planlıyoruz. Bisiklet turizminin gelişmesi için yerel bisiklet festivalleri ve sosyal sorumluluk projeleriyle desteğimizi artıracağız. Türkiye artık bisiklet sporunda daha güçlü pedal çevirmeye hazır. Biz de artık ‘Türkiye Vestelleniyor’ sloganının yanına ‘Türkiye Vestel’le bisiklete biniyor’u eklemeye hazırız” dedi. Vestel’in teklifini alır almaz kabul ettiğini belirten Erdem “İki gün gibi kısa bir sürede mükemmel bir video hazırladık. Video yayımlanır yayımlanmaz tebrik yağmuru başladı. Tur boyunca da Vestel’le harika bir iş birliği çıkardığımızı düşünüyorum” diyor. Özellikle bisikletçilerin Manisa’da Vestel City’den geçtiği o an, 51. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun her anlamda zirve anıydı. O karnaval ortamını unutamam. Vestel’in bisiklet sporuna olan desteğinden oldukça umutluyum.” Yarış notları Kariyerindeki ilk İtalya Bisiklet Turu’ndan önce son hazırlıklarını Türkiye’de yapan Tom Boonen’in yanı sıra bisiklet tarihinin gelmiş geçmiş en büyük sprinteri kabul edilen Mark Cavendish de bu yarıştaydı. Cavendish, Vestel City’nin içinden geçilen, Selçuk – İzmir etabının galibi oldu. 2015 Türkiye Turu’nun Kemer-Elmalı etabını 43 yaşındaki İtalyan Davide Rebellin kazandı. Türkiye Güzellikleri Beyaz Mayo kazananı Alanya-Alanya etabında Frederico Zurlo oldu. Mas Bonet İstanbul’daki son 3 km’deki atağıyla etap birincisi olarak takımını genel klasmanda lider yaptı. CCC takımının 43 yaşında sporcusu Sprandi Polkowice, bu senenin en yaşlı etap galibi oldu. 28 haber 29 Bisiklet tutkunu Vestel çalışanları anlatıyor Pazarlama İletişimi Uzmanı İrem Ece Sağlam: Marka Geliştirme & İşbirlikleri Sorumlusu Deniz Demir Artukoğlu: “Gururla” “Onlar da bizim gibi normal insan; yoksa değil mi?” “Türkiye’nin bilinirlik ve tanıtımına önemli katkı sağlayan 51. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nda ‘Gururla Yerli’ ailesi olarak ‘Gururla’ yer aldık. 26 Nisan-03 Mayıs 2015 tarihleri arasında Alanya’da başlayıp İstanbul’a uzanan, 8 gün ve 8 etap süren bu muhteşem organizasyonda bisikletçiler toplam 1.247 km yol katettiler.” “İkinci gün yarış esnasında sadece fotoğraf çekmekle uğraşmama rağmen öyle çok yorulmuştum ki bisikletçilerin insan üstü canlılar olduğunu düşünmeye başladım. Bir insan, normal şartlar altında günlerce bu tempoya nasıl dayanır hala anlayabilmiş değilim.” Vestel olarak 51. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu sponsorluğumuzun netleşmesinin ardından, önümüzde kısıtlı bir zaman ve uzunca bir yapılması gerekenler listesi vardı. Heyecanlı bir serüvene başlamıştık. Dünyanın tek “kıtalararası bisiklet turu” olan bu organizasyon, ilk kez adım attığımız bir alandı ve hayallerimizde de bir sürü proje vardı. Gönüllü olarak görev aldığım bu organizasyon, benim adıma ilk büyük iletişim aktivite deneyimi ve hafızamdan silinmeyecek müthiş bir anı olarak kalacak. Daha önce hobi olarak ilgilendiğim bisiklet sporunu daha farklı bir boyutta görüyordum. Büyük, aynı zamanda keyifli ve stratejik bir organizasyondu. Organizasyon boyunca 1300 kişilik kafile görev yaptı. Türkiye’nin en revaçta sporlarından futbol ve basketbolun yanı sıra bisiklet gibi farklı bir spora bu denli yatırım yapabilmemizin savunduğumuz “Gururla Yerli” anlayışı ile birebir örtüştüğünü düşünüyorum. Türkiye’nin bilinirlik ve tanıtımına önemli katkı sağlayan bu organizasyonda “Gururla Yerli” ailesi olarak “Gururla” yer aldığımıza inanıyorum. Tanıştı- ğımız organizatörlerden, diğer sponsorlardan ve izlemeye gelen seyircilerden aldığımız olumlu geri bildirimler hedefe ulaştığımızı gösteriyor. Başarmanın mutluluğu tüm yorgunluğumuzu ve omuzlarımızdaki yükü alıp götürdü. Alana ilk vardığım andan itibaren yaptığımız onca hazırlığın, kurguladığımız onca planın gerçekleşmiş olduğunu görmek beni çok heyecanlandırdı. Bir turist misali, her gördüğüm Vestel marka uygulamasının fotoğrafını çektiğime şimdi gülsem de o an yerde ve gökte Vestel’i görmenin mutluluğunu tarif etmem mümkün değil. Vestel’e kavuşmam çok özlediğim birini yeniden görmek gibiydi. Alman turistin yaptığı... Bisikletçiler açısından etapların bazıları oldukça zorluydu. Bu etaplarda mücadele eden bisikletçileri izlemek bizler ve seyirciler için heyecan vericiydi. Her bir etapta marka polisi gibi balonlarımızı, prim kapılarımızı defalarca kontrol ederek organizatörlere zaman zaman zorlu anlar yaşatsak da çok keyifli insanlarla çok güzel bir çalışma yaptığımıza inanıyorum. Geriye dönüp baktığımda yaşadığımız ufak tefek aksilikleri şimdi tebessümle hatırlıyorum. O aksiliklerden biri de ilk gün sönen balonumuzdu. Panikle balonun yanına gittiğimizde ne görelim... Meğer bir Alman turist telefonunu şarj etmek için balon fişini çekmiş ve balon da bu yüzden sönmeye başlamış. Balonda yırtık olmadığına sevinerek balonu yeniden eski haline getirdik ve rahat bir nefes aldık. Bizim için kuşkusuz en önemli etap Vestel City Manisa etabıydı. Dünyada ilk kez bir bisiklet yarışı bir fabrikanın içinden geçecekti ve bu ilk bizim fabrikamızda yaşanacaktı. Yarışların tam 190 ülkeden izlendiğini de unutmamak gerek. Haftalar öncesinde fabrikanın her bir metresi karış karış hesaplanarak nerede ne olacağı planlandı. Yarışa 12 ülkeden 21 takım ve 168 bisikletçi katıldı. Geçiş anı kısa sürecek olsa da yeri göğü Vestel marka uygulamalarıyla kapladık. Bu güzelliğin ekranlara yansıdığını görmek, emeğimizin karşılığını almak bizi çok mutlu etti. Böylesine güzel bir organizasyonda bana görev alma şansı veren yöneticilerime ve birlikte çalıştığımız arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Vestel olarak 51. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’na sponsor olma kararı verildiği an ben de tüm arkadaşlarım gibi tarifsiz bir heyecan yaşamıştım. Bir Vestel çalışanı olarak bisiklet sporunu sahiplenmekten, katkıda bulunacak olmaktan büyük gurur duyuyordum. Dünya çapında ve ilk defa yer alacağımız bir organizasyon için oldukça sınırlı bir hazırlık zamanımız vardı. Alanya’dan başlayıp İstanbul’a uzanan parkurda bizim için en önemli etap Manisa Vestel City etabıydı. Günler süren yoğun hazırlık sonrasında yarışın başlayacağı Alanya’da bisikletiçilerin de konakladığı otelimize vardık. Sürekli yabancı spor kanallarında gördüğüm bisikletçileri yürürken, asansöre binerken ya da lobide otururken görmek benim için ilk etabın en ilginç tecrübesiydi. Gözlükler ve kask olmayınca onların da bizler gibi normal birer insan olduklarını fark etmiştim. Oysa televizyonda gördüğüm, her türlü hava koşulunda günlerce pedal çevirmeyi başaran bu bisikletçilerin tam anlamıyla insanüstü canlılar olduğunu düşünüyordum. Mark Cavendish ve Tom Boonen gibi efsanelerle yan yana asansör sırası beklemeye alışıp ilk şoku atlattıktan sonra tanık olduğum her anı fotoğraflamaya başladım. Yarışın birinci günü neredeyse tüm Alanya halkı start alanına gelmişti. Her tarafta rengarenk mayolu bisikletçiler ve birbirinden güzel bisikletler vardı. Hem bisiklet sporunu hem de fotoğrafçılığı çok seven biri olarak bu anlara tanıklık etmek benim için çok değerli idi. Start noktasında yarışın başlamasını beklerken bütün sporcular aralarında sohbet ediyor ve sanki az sonra kilometrelerce sürecek olan yarışta yoklarmış gibi rahat davranıyorlardı. Startın verilmesinin ardından aynı noktadan sporcular iki defa daha geçti. 50-60 km hızla 168 sporcu bisikletleri ile yanınızdan geçerken oldukça korkutucu olabiliyor. Büyük bir heyecanla beklenen bisikletler siz ne olduğunu anlamadan bir çekirge sürüsü gibi geçip gidiyor önünüzden. İkinci gün yarışın içinde sporcularla birlikte hareket eden araçlardan birindeydim. Bu, benim için bambaşka bir deneyimdi. Araçlar önden yola çıkıyor ve arkadan gelen bisikletçilerden bir kısımının öne geçmesi ile yarışın tam ortasında yola devam ediyordu. Bu esnada bisikletçilerle yan yana giderek, dünyanın en çok fiziksel efor gerektiren sporuna şahitlik etme şansı buldum. Yarış esnasında sadece fotoğraf çekmekle uğraşmama rağmen öyle çok yorulmuştum ki bisikletçilerin insan üstü canlılar olduğunu düşünmeye yeniden başladım. Bir insan, normal şartlar altında günlerce bu tempoya nasıl dayanır hala anlayabilmiş değilim. En zorlu etap Elmalı... Üçüncü gün yarışın en zorlu etaplarından biri olan Elmalı etabı için start aldık. Yine yarış aracındaydık. Muhteşem doğa manzarası ve bizi bir devlet büyüğü gibi alkışlayarak karşılayan yerli halk eşliğinde Elmalı’ya doğru ilerledik. Aşağıdan baktığınızda gerçekten sinir bozucu bir şekilde korkutucu görünen tırmanışta bisikletçileri hayal etmek bile yorucuydu. Sadece dik ve dar yollarla değil aynı zamanda 2000 m’de düşük oksijen seviyesi ile de mücalede etmek zorundaydıylar. Sporculardan 1 saat önce bitişe vardık. Elmalı zirvesi tam bir panayır alnına dönüşmüştü. Elmalı Vestel bayimizin organize ettiği mehteran takımı gösterisi eşliğinde tüm Elmalı halkı ile ufukta görünecek ilk sporcuyu beklemeye başladık. Etabı yarışın en yaşlı sporcusu 44 yaşındaki Davide Rebellin birinci tamamladı. Üçüncü günün sonunda görevimi bitirerek İstanbul’a geri döndüm. Üç gün boyunca yarışı izlemeye gelen halk, Türkiye’de bisiklet sporunun önde gelenleri ve bu spora gönül veren herkes Vestel’e bu organizasyona yaptığı katkıdan dolayı teşekkürlerini defalarca yerli yabancı canlı yayınlar dahil farkllı platformlarda dile getirdi. Vestel’in dokunuşları ile tur, izleyiciler için çok daha renkli ve eğlenceli bir hal almıştı. Her gün ayrı bir ilde böylesine karmaşık uluslararası bir organizasyon için hazırılık yapmak bizim için de oldukça öğretici oldu. Bu çok keyifli organizasyondan yüzlerce fotoğraf ve güzel anıyla İstanbul’a döndüm. Önümüzdeki yıl tur hazırlıklarının başlamasını sabırsızlıkla bekliyorum. 30 haber 31 Zorlu Tekstil ve Zorlu Dış Ticaret, bu sene de İhracatın Yıldızları! Zorlu Tekstil ve Zorlu Dış Ticaret, İTKİB tarafından her yıl düzenlenen “İhracatın Yıldızları” ödüllerinden yine ödülle döndü. Her iki şirket de Tekstil kategorisinde platin ödüle layık görüldü. Regal’de yeni dönem başladı 12-13 Haziran’da düzenlenen Regal Satış Motivasyon Toplantısı’nda yeni iletişim ve pazarlama stratejisi paylaşıldı. Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Tunç Berkman sürdürülebilir bir iletişim çalışmasıyla hedefe adım adım ilerleyeceklerini ifade etti. R egal Satış Motivasyon Toplantısı 12-13 Haziran tarihlerinde gerçekleştirildi. Yeni kurumsal kimlik ve pazarlama yol haritasının paylaşıldığı toplantıya yaklaşık 70 kişi katıldı. Yeni pazarlama stratejisi geliştiren Regal, Satış Motivasyon Toplantısı’nda bundan böyle sadece akla değil kalbe de hitap eden bir marka olmanın ilk adımını attı. Kalite, dayanıklılık, güvenilirlik ve teknolojiyi erişilebilir fiyatlarla sunan Regal, bilinirlik ve tanınma ivmesini artırmayı hedefliyor. Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Tunç Berkman, toplantıda yaptığı sunumda 2014 yılına ait pazar verileri üzerinden Regal’in konumunu değerlendirdi. Satılan 3 milyon 405 bin İ stanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) tarafından düzenlenen İhracatın Yıldızları ödülleri sahiplerini buldu. Zorlu Tekstil ve Zorlu Dış Ticaret, Tekstil kategorisinde platin ödüle layık görüldü. Törende her iki şirket için ödülleri Zorlu Grubu adına Zorlu Dış Ticaret Genel Müdürü Arzu Vurur aldı. Geçtiğimiz yıl da benzer bir başarı gösteren Zorlu Tekstil ve Zorlu Dış Ticaret, 2013 yılında ihracatta yüksek performans gösteren firmalar arasında yer alarak Platin ödüle layık görülmüştü. 2014 yılında gerçekleştirdikleri ihracatla ülke ekonomisine katkı sunan hazırgiyim, tekstil, deri ve halı sektörünün başarılı firmalarının ödüllendirildiği törende 132 platin, 270 altın, 420 gümüş ödül ile bin 153 bronz sertifika ve bin 586 başarı sertifikası sahiplerine sunuldu. Tekstil ve konfeksiyon sektörünün değerlendirildiği ödül törenine Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de katıldı. 21 Mayıs’ta gerçekleştirilen ödül töreninde konuşan Zeybekci, tekstil ve konfeksiyon sektörünün önemine değinerek 2023 hedeflerinin 500 milyar dolar mal, 150 milyar dolar hizmet ihracatı olduğunu söyledi. Zorlu Dış Ticaret Genel Müdürü Arzu Vurur 509 adet televizyonun 139 bin 413 adedinin Regal olduğunu söyleyen Berkman, öncelikli hedefin münsahır kanalda büyümek olduğunu dile getirdi. Regal’in marka algısını yükseltmek ve bilinirliğini artırmak hedefiyle yola çıktıklarını belirten Berkman, sürdürülebilir bir iletişim çalışmasıyla hedefe adım adım ilerleyeceklerini söyledi. Kurumsal Satış Genel Müdür Yardımcısı Kıvanç Işık ise yeni pazarlama stratejisi döneminde; Regal’deki değişimden büyük beklentileri olduğunu ifade etti. Toplantı kapsamında yeni Regal logosunun ve renklerinin tanıtımını yapan Pazarlama İletişimi Grup Müdürü Feza Turunçoğlu Erim, “Türkiye’nin dört bir yanında dayanıklı tüketim dendiğinde üstün teknoloji, fiyat avantajı, şıklık ve erişilebilirliği ile tüketicinin tercih edeceği bir marka olmayı hedefliyoruz” dedi. Satış Motivasyon Toplantısı’nda sunum yapan bir diğer isim de Regal Pazarlama Müdürü Alper Karanlık oldu. “Bugünün” Regal’ini tanıtan Karanlık, Regal’in yeni dönemde yeni ürünlerle piyasadaki yerini alacağını ve bu doğrultuda yeni fiyat politikalarını belirlediklerini söyledi. Satış kanallarına özel stratejiler geliştirmek gerektiğini vurgulayan Karanlık, “Konsept mağazalarımızda özel kampanya duyuruları, çeyiz kanalına özel toplu alım fiyatları ve avantajlar gelecek dönemde sık sık gündemimizde olacak” dedi. 32 haber 33 Zorlu Center çalışanlarında Bahar Korçan şıklığı Özgün tasarımlarıyla tanınan Bahar Korçan, Zorlu Center’in Rezidans ve Tedarikçi personel gruplarının üniformalarını tasarladı. Şıklığı ve rahatlığı ön planda tutan Korçan, tasarım sürecinde ihtiyacı tespit etmek için çalışanlarla uzun süren görüşmeler yaptığını belirtiyor. B ahar Korçan tasarım dünyasında özgün çizgisiyle öne çıkan bir isim. 2012’de 1. İstanbul Tasarım Bienali’nde İstanbul Modern’de “Hassas Ritm” ve 2014’te Galata Gergedan Galeri’de “Bunlar” adlı karma sergide “Aşktan Arın” adlı enstalasyonları sergilenen Korçan, Kasım 2014’te Brand Week kapsamında Upcyling konseptli serginin küratörlüğünü de yaptı. “Tasarım, farklı disiplinlerle buluşunca daha besleyici bir damar halini alıyor” diyen Bahar Korçan, Zorlu Center’ın Rezidans Personelinin (Lobi Bay & Bayan / Vale-Bellboy & Doorman) ve Tedarikçi Personelinin (Otopark, Temizlik, Teknik, Vale, Peyzaj ve Taksi) üniformalarını tasarladı. Zorlu Grubu’nun logosundan esinlenerek çok geniş bir yelpazede hazırladığı tasarımlarda modern bir çizgi uygulayan Korçan, çalışanların bu tasarımlar içinde hem rahat olmalarını hem de şık görünmelerini istedi. Zorlu’nun anlayışını tanıdıkça proje beni adım adım kendine çekti. En çok heyecanlandığım peyzaj çalışmalarındaki detaylardı aslında. Bu kocaman yapının doğayla bütünleştirilme çabası beni oldukça etkiledi. Çünkü şuna inanıyorum: İnsanoğlu olarak yok ettiklerimizin yerine bir şeyler koymakta çok eksiğiz. Şu an itibarıyla çok ama çok binamız var ve yeşil alanımız yok. Bu hızla gidersek bize üç – dört dünya daha lazım olacak. Bu anlamda inşa edilen her binanın Zorlu Center mantığında davranıp yeşil alanlar yaratması gerekir. Bunu hem düşünüyor hem de umut ediyorum. Zorlu Center tarafından gelen teklifin ardından proje üstüne çalışmaya başlayan Korçan o esnada inşaat halinde olan Zorlu Center’ın mimari plan ve projelerini incelemeye aldı. En çok peyzaj çalışmalarından etkilendiğini belirten Korçan “İyi bir tasarım, sahne, sanat, yeşil alan vardı, ‘ben de burada olmalıyım’ dedim” sözleriyle duyduğu heyecanı dile getiriyor. Her bir personel grubu için bu tasarımları hazırlarken gerek tasarım gerekse kumaş seçiminde nelere dikkat ettiniz? Öncelikle ekipleri dinlemek çok önemliydi. İhtiyacın ne olduğunu tam olarak anlamak için bu bölümde epey zaman geçirdik. Sonuçta bu tasarımları her gün giyecek kişilerin, öncelikle rahat etmeleri çok önemli. Hem rahat olacaklar hem şık... Hem kullanılan kumaşlar ve aksesuarlar yoğun yıkamaya dayanacak hem de kurumsal kimliğe uygun olacak. Tüm bu kriterler bir arada olmalı, tasarımda dengeli şekilde yer almalıydı. Bu konuda bana destek olan iş arkadaşım Lebib Mısırlı’ya da buradan teşekkürler. Tasarımların dikilmesi ve sonrasında seri Zorlu Center çalışanlarına üniforma tasarlama teklifini aldığınızda ilk olarak neler hissettiniz? Açıkçası ilk etapta uzaktan bakışıyorduk Zorlu Center ile... Önceleri mesafeli bir duruş sergiledim. Sonrasında ekibi ve Performans Sanatları Merkezi de Türkiye için çok ama çok önemli bir yapı. İlk gezdiğimde “Ohh, sonunda şehrimin bir sahnesi var” sözleri dökülüvermişti ağzımdan. Bunları gördükçe proje beni daha da heyecanlandırdı. imalatın gerçekleştirilmesinden Mısırlı sorumluydu. Birlikte çok iyi bir iş çıkardık diye düşünüyorum. Zorlu Gayrimenkul çalışanları için hazırladığınız kostümlerin tarzını, çizgisini nasıl ifade edersiniz? Zorlu Center’ın çok beğendiğim bir logosu var. Logoyu farklı boyutlarda ele alarak değişik bir baskı tekniği kullandık. Tasarımları “şık” ve “rahat” kelimeleriyle tanımlayabiliriz. Gelecek yıllarda tasarımlar üzerinde eklemeler veya daha büyük değişiklikler olabilir mi? Tabii ki olabilir. Moda değişimin göbek adı gibidir. Sonuçta insana dair bir çalışma yapıyoruz. Zaman içinde farklı alanlarda farklı ihtiyaca göre tasarımlar yapabilirim. Mevcut tasarımları dilediğimiz ve ihtiyaç duyduğumuz an güncelleyebiliriz. Tasarımlarınızın hazırlanma sürecinde gerek Gayrimenkul Grubuyla gerekse çalışanlarla nasıl bir iletişiminiz oldu? Öncelikle bana teklifi getiren Zorlu Gayrimenkul Pazarlama ve İletişim Ekibi Müdürü Didem Yanaray ve Kurumsal İletişim Sorumlusu Hayal Türkmen Yılmaz’ın duyduğu heyecan karşısında ben de çok heyecanlandım. Onlar bu projede birlikte çalışmamız gerektiğine inanmışlardı. Onların heyecanı büyük bir motivasyon sağladı. Zorlu Gayrimenkul yönetiminin de projeyi sahiplenmesi ve büyük desteğiyle bu güzel projeyi ortaya çıkarabildim. Oldukça keyifliydi. 34 haber 35 Zorlu Tekstil Grubu EVTEKS’in yıldızı oldu Anneler baş tacımız… Zorlu Tekstil Grubu, CNR Expo’da gerçekleştirilen EVTEKS 21. İstanbul Ev Tekstili Fuarı’nda bu sene de yerini aldı. Fuarın yıldızı Zorlu Tekstil Grubu, TAÇ Inova standında teknolojik yenilikleri sergilerken, TAÇ ve Valeron markalarının son koleksiyonları ile Korteks ve Kristal markalarının yeni ürünlerini tanıttı. Z Z orlu Tekstil Grubu sektörel etkinliklerde yer alarak dünyanın en büyük ev tekstili üreticileri arasındaki yerini sağlamlaştırıyor. Son olarak 19 – 23 Mayıs tarihleri arasında CNR Expo’da düzenlenen EVTEKS 21. İstanbul Ev Tekstili Fuarı’na katılan Zorlu Tekstil benzersiz marka ve ürünleriyle göz doldururken ziyaretçilerin de övgülerini topladı. Zorlu Tekstil standında dünyaca ünlü TAÇ markasının en yeni ürünleri sergilendi. Ayrıca, öncelikle Avrupa’da satışa sunulan ve tasarımlarındaki iddiasıyla “ulaşılabilir lüks” kavramını yaşatan Valeron’un 2015 koleksiyonu da yoğun ilgi gördü. TAÇ Inova’nın ürünleri ilgi odağı oldu Zorlu Tekstil Grubu, markalarının yeni koleksiyonlarıyla beraber son teknolojiyle tasarlanan ve hayatı kolaylaştıran inovatif ürün grubuyla da ilgi odağı oldu. Grubun en yeni inovatif koleksiyonu TAÇ Inova da bu bağlamda EVTEKS’te ziyaretçileriy- le buluştu. TAÇ Inova ürünleri arasında yer alan, sürdürülebilir okaliptus ormanlarındaki ağaçlardan üretilen yepyeni bir elyaf teknolojisi olan TAÇ Tencel, akıllı teknoloji ürünü “Kendini Temizleyen Perde”, okyanusların gizemini yansıtan “TAÇ Derin Tutku” serisi ve minimalist çizgilerle hayata yenilik katan “TAÇ Loft”, yeni inovatif ürün grubunu oluşturuyor. Korteks inovasyonları beğeni topladı Zorlu Tekstil Grubu’nun polyester iplik üretiminde Avrupa ve Orta Doğu’daki en büyük üreticisi unvanına sahip Korteks ise yaşama konfor ve rahatlık getiren ürünleriyle öne çıktı. Doğadan ilham alan Milpa-like ve Linen-like elyafları, nefes alan kumaş Dry Touch, doğanın tüm koşullarına direnen TAÇ UVResistant’ın yanı sıra Cotton-like, Flame-Retardent, Dry Touch Antimicrobial gibi ürünleri fuarda ziyaretçilerinin beğenisini topladı. Zorlu Grubu, hem Anneler Günü’nde hem de yılın muhtelif zamanlarında anneler için özel etkinlikler düzenlerken onların ne kadar değerli olduklarını bir kez daha dile getiriyor. orlu Grubu çok değer verdiği anneleri mutlu etmek için tüm fırsatları değerlendiriyor. Mayıs ayında kutladığımız Anneler Günü de bu fırsatlardan biriydi. Zorlu Center’da çağdaş Türk mutfağının en iyi örneklerini sunan Rocca Restaurant’daki “Anneler Günü Brunch”ı, Zorlu Grubu bünyesinde Anneler Günü kapsamında bu yıl gerçekleştirilen etkinliklerden yalnızca biri. Zorlu Tekstil Grubu’nda özel olarak hazırlanan Anneler Günü koleksiyonu da yine dikkate değer çalışmalar arasındaydı. Annelere verilecek en güzel hediyeler için hem TAÇ hem de Linens birbirinden şık seçenekler hazırladı. Anneler Günü dışında da anneleri hatırlayan ve onlara özel etkinlikler düzenleyen Zorlu Grubu’nda aktiviteler hız kesmiyor. Bu kapsamda Vestel, sponsor olduğu EKS Mutfak’ta hem çocukları hem de annelerini keyifli bir “Pazar Kahvaltı Atölyesi” ile mutlu etti. Rocca’da Anneler Günü Brunch’ı Raffles İstanbul Zorlu Center bünyesinde yer alan ve çağdaş Türk mutfağının kentteki en iyi örneklerinden Rocca Restaurant’ın Executive Chef’i Ali Ronay, Anneler Günü için Akdeniz lezzetlerinin ağırlıkta olduğu zengin bir brunch menüsü hazırladı. 10 Mayıs’ta gerçekleştirilen “Anneler Günü Brunch”ında, Akdeniz lezzetlerinin ve Rocca imzalı kokteyllerin yanı sıra canlı pişirme istasyonlarında hazırlanan yiyecekler de sunuldu. Her yaştan anneler bu güzel pazar gününün keyfini çıkarırken, küçük misafirler de onlara özel olarak hazırlanan aktivitelerle eğlenceli bir gün geçirdiler. Annelere özel koleksiyon TAÇ ve Linens bu yıl Anneler Günü için yine rengarenk birer koleksiyon hazırladı. TAÇ’ın Anneler Günü koleksiyonunda özel olarak tasarlanan pikeli nevresim takımı sunuldu. Ayrıca TAÇ Instagram’da Anneler Günü’ne özel bir kampanya düzenledi. Takipçilerden annelerine en çok benzeyen yönlerini #annemgibi etiketi ile paylaşmaları istendi. En yaratıcı içerik sahibi üç kişiye TAÇ Grace Pikeli Ranforce Nevresim Takımı hediye edildi. Linens’in koleksiyonunda ise çift kişilik nevresim takımı ve havluların yanı sıra pasta tabakları, ayaklı servis setleri, çay ve kahve fincan takımları, demlik, tepsi gibi sofra grubu ürünler ve çerçeve, mücevher kutusu gibi çok çeşitli aksesuarlar yer aldı. Tuba Ünsal ve oğlu Vestel mutfağında “Pazar kahvaltısı” hazırladı Vestel, İstanbul Sapphire’deki EKS Mutfak’ta ünlü oyuncu Tuba Ünsal ve oğlu Civan’ı ağırladı. Tuba Ünsal, “Pazar Kahvaltısı” konseptli mutfak atölyesinde, annelere çocuklarına kahvaltıyı sevdirmekle ilgili tüyolar verdi, yemek istemedikleri gıdaları farklı tariflerle çocuklara nasıl yedirebileceklerinin yollarını annelerle paylaştı. Çocukların gelişimi için en önemli öğün olan kahvaltının çocuklara sevdirilmesini amaçlayan etkinlikte, anneler de çocuklarıyla birlikte Vestel’in mutfak ürünlerini kullanarak kahvaltı hazırladı. Vestel’in sosyal medya üzerinden başlattığı ilki Kadınlar Günü temalı Pazar Kahvaltısı kampanyasının ikincisinde, katılımcılardan çocuklara kahvaltıyı sevdirecek en yaratıcı önerilerin bulunduğu fotoğrafları #pazarkahvaltısı ve #vestel etiketiyle sosyal medya hesaplarından paylaşmaları istendi. Kampanya neticesinde, Tuba Ünsal’ın ev sahipliğini yaptığı atölyeye en yaratıcı öneriler arasından davet edilme şansını yakalayan anneler ve çocukları birlikte pazar kahvaltısı hazırladılar. Vestel mutfak ürünleri kullanılarak yapılan “Pazar Kahvaltısı” atölyesinde Tuba Ünsal, uzman bir EKS Mutfak Şefi ile birlikte çocukların kahvaltıda yiyebilecekleri hem yaratıcı hem de sağlıklı tarifleri de annelerle paylaştı. 36 haber 37 Zorlu Grubu takım ruhuyla sosyalleşiyor Zorlu Grubu’nun sosyal aktiviteleri hız kesmiyor. Her yıl düzenlenen turnuvalar, geziler ve sanat faaliyetleri çalışanların motivasyonunu artırırken takım ruhunu da güçlendiriyor. Ç alışanların motivasyonunu yüksek tutmaya özen gösteren Zorlu Grubu, bu kapsamda gerçekleştirdiği sosyal aktivitelerine ara vermiyor. Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Zorluteks Futbol Turnuvası, bu yıl 29. yaşını kutlayan Vestel Futbol Turnuvası, Zorlu Enerji Tiyatro Kulübü tarafından sahnelenen “Sevgili Doktor” adlı tiyatro oyunu ve Zorlu Doğa Sporları Kulübü’nün Düzce Melen Çayı’nda gerçekleştirdiği rafting etkinlikleri çalışanların bir araya geldiği keyifli etkinlikler olarak gerçekleşti. Turnuvası gerek sahada gerekse tribünlerde ailemizin çoğu üyesini bir araya getirmesi açısından bizim için çok önemli bir organizasyon.” Vestel Futbol Turnuvası Türkiye’nin en büyük kurumsal futbol etkinliklerinden biri kabul ediliyor. Zorluteks Futbol Turnuvası nefes kesti Her yıl düzenlenen Zorluteks Futbol Turnuvası, bu yıl da yine oldukça çekişmeli ve heyecanlı geçti. 27 Nisan’da başlayan futbol turnuvasında 16 takım, final maçı dahil toplam 31 maç gerçekleştirdi. Zorlu Enerji, GFK Tekstil ve Yiğit Makine’nin de yer aldığı turnuvada takım sorumluları kura çekerek grup maçlarını belirlediler. Bir günde iki maç olmak üzere haftada altı maç oynandı. Pis Yedili ve DENİ(Z) İ.K. Lizbon takımları arasında oynanan çekişmeli final maçı izleyicilere heyecanlı anlar yaşattı. Takım oyuncuları arasında dostluk ve centilmenliğin ön planda olduğu final maçında DENİ(Z) İ.K. Lizbon, Pis Yedili karşısında 4-2 üstünlük sağlayarak kupanın sahibi oldu. DENİ(Z) İ.K. Lizbon takımına şampiyonluğu getiren iki gol Umut Bayar’dan gelirken, Burak Güler ve Nail Korkmaz attıkları birer golle taraftarını sevindirdi. Pis Yedili’nin attığı iki gol ise Tibet Günaydın’dan geldi. Zorluteks Genel Müdürü Cemil Çiçek tarafından birinci ve ikinci takıma kupa verilirken, Genel Müdür Yardımcısı Murat Güdücüler ve İnsan Kaynakları Yöneticisi İrfan Tosun, madalya ve diğer hediyeleri takdim ettiler. 16-17 km’lik parkur için botlara binen katılımcılara tecrübeli eğitmenler eşlik etti. Melen Çayı’nın akışına uygun olarak pozisyon alan kulüp üyeleri heyecan dolu anların yaşandığı keyifli bir yolculuk yaptılar. Yaklaşık iki saat boyunca kürek çeken ekip rafting sonunda vadinin dibinde doğanın güzelliğini seyretme fırsatı buldu. Dünyanın en büyük kurumsal futbol ligi 29. kez düzenlenen 2015 Vestel Futbol Turnuvası tamam- Melen’de rafting coşkusu Zorlu Doğa Sporları Kulübü’nün Düzce Melen Çayı’na düzenlediği rafting etkinliği de oldukça heyecanlı geçti. Adrenalin dolu yolculuk ekibin keyifle yaptığı kahvaltının ardından başladı. landı. 8 grupta 67 takımda 1005 sporcunun katıldığı dünyanın en büyük kurumsal futbol ligi, Manisa Tevfik Lav Spor Tesisleri’nde oynandı. 17 Haziran Çarşamba günü oynanan final karşılaşmasında Vcot Center Of Test Factory takımını 5-1 yenen Buzdolabı Yaş Boya takımı şampiyon oldu. 3.’lük ve 4.’lük maçında ise Fc Dijital takımını 2-1 yenen Smps takımı 3. oldu. Maçlarda 1005 Vestel çalışanı top koşturdu. Nisan ayında başlayan Vestel Futbol Turnuvası boyunca her gün 4 maç oynandı. Turnuva, Vestel Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan tertip komitesi tarafından hazırlanan 18 maddelik kurallar çerçevesinde yürütüldü. Vestel Şirketler Grubu İnsan Kaynakları Direktörü Semih Süslü, Vestel Futbol Turnuvası’yla çalışanlar arasındaki takım ruhunu güçlendirmeyi amaçladıklarını söyledi. Vestel’in büyük bir aile olduğunu hissettirmek için mesai saatleri dışında düzenlenen etkinliklere önem verdiklerini belirtti. Süslü, mevcut ast - üst ilişkilerini ve yetkinlikleri bir kenara bırakarak futbol üzerinden yepyeni takımlar oluşturduklarını ifade etti ve şöyle devam etti: “Farklı yetkinliklerimizi keşfediyoruz. Neredeyse 3 – 4 ay süren Vestel Futbol Çehov uyarlamasını sahnelediler Zorlu Enerji’nin hobi ve sosyal aktiviteler çatısında oluşturulan Hobi Tiyatro Kulübü, 30 Mayıs’ta Celal Kadri Kınoğlu’nun yönettiği “Sevgili Doktor” adlı oyunu sahneledi. İnsan kaynaklarından satın almaya, mali işlerden proje yönetimine dek birçok departmanda görev yapan çalışanlar Anton Çehov’un kısa oyun ve öykülerinden yola çıkarak ABD’li oyun yazarı Neil Simon tarafından uyarlanan oyunda başarılı performanslar sergilediler. Birbirinden bağımsız hikayelerden oluşan kısa oyunların bir araya geldiği eser, sınıfsal ayrımlar, sistem sorunu, ezen-ezilen ilişkileri gibi birçok konuya mizahi bir dille yaklaşıyor. Zorlu Enerji Grubu, “Corporate Games” ile takım motivasyonunu yakaladı Bu yıl 22-23-24 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen uluslararası spor organizasyonu “Corporate Games”in (Kurumsal Oyunlar) katılımcılarından biri de Zorlu Enerji Grubu oldu. Bireylerde spor bilincini canlandırarak, firmalar arasındaki rekabeti spor sahalarına taşıyan bir çoklu spor festivali olan “Corporate Games”e beş dalda katılan Zorlu Enerji Grubu sporcuları, zorlu ama keyifli anlar yaşadı. Bowling, masa tenisi, koşu, bocce ve oryantiring branşlarında yarışan çalışanlar, iki gün boyunca birçok firma yarışmacısı ile karşı karşıya geldi. Beş kıta ve 30 ülkede düzenlenen Corporate Games yarışları bünyesinde açık havada yapılan organizasyonlarda Zorlu Enerji Grubu’nu temsil eden çalışanlar, spor kültürü ile takım motivasyonunun örneklerini gösterdiler. Vestel çalışanları İŞ’te KORO’da 2012’den bu yana şirket çalışanlarına yönelik popüler müzik koroları kuran İŞ’te KORO’nun hedefi şirket motivasyonunu artırmaya yönelik çalışmaların Türkiye’de de giderek yaygınlaşmasını sağlamak. 6 Nisan’da Suada’da gerçekleştirilen “Sendromsuz Pazartesi Zirvesi” de İŞ’te KORO’nun en yeni etkinliklerinden biri oldu. Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin desteklediği İŞ’te KORO etkinliklerine Vestel de kurumsal katılım göstererek oluşturulan “Şirketler Korosu”na katkı sağladı. Şirketlerin çalışanlarının yer aldığı popüler müzik korosu, Sendromsuz Pazartesi etkinliğinde sahne alarak pop müzik sanatçısı Gökhan Tepe ile düet gerçekleştirdi. Türkiye’nin önde gelen 500 şirketinin insan kaynakları ve kurumsal iletişim yöneticilerinin davetli olduğu Sendromsuz Pazartesi etkinliğinde Şirketler Korosu konserinin yanı sıra Şirketlerde Eğlence/Aktivite Kültürü ve Mutluluk Kavramı üzerine söyleşiler, kahkaha ve nefes terapileri, canlı orkestra, canlı karaoke ve daha birçok sürpriz yer aldı. 38 haber 39 “Operadaki Hayalet”ten Bartın Sevgi Evleri’ne... Feza Fırat, Başak Oral Roula Habbab Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde sergilenen ve sanatseverlerin beğenisini toplayan “Operadaki Hayalet” müzikalinin maskeleri, Zorlu AVM ve Minik Kalplerle El Ele Derneği işbirliğiyle yeniden tasarlandı. Zorlu PSM’de düzenlenen görkemli kokteylde eserler sergilenmeye başlarken davette elde edilen gelir Bartın Sevgi Evleri’ne bağışlandı. Ahmet Güneştekin Barış Sarıbaş Berrin Zorlu, Dilek Türker Z orlu Alışveriş Merkezi ve Minik Kalplerle El Ele Derneği işbirliği yaparak müthiş bir girişimde bulundu: Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde sahnelenen “Operadaki Hayalet” (Phantom of the Opera) müzikalinin ünlü beyaz maskesi yeniden tasarlanarak çocuklara umut oldu. Aralarında Ahmet Güneştekin, Devran Mursaloğlu, Süleyman Saim Tekcan, Şahin Paksoy, Devrim Erbil, Ergin İnan, Ertuğrul Ateş, Gülcan Karadağ, Günseli Kato, İsmail Acar, Muzaffer Akyol, Reysi Kamhi, Seçkin Pirim, Yiğit Yazıcı, Barış Sarıbaş ve Yusuf Taktak’ın bulunduğu sanatçılar, maskeyi birbirinden farklı uygulamalarla eşsiz birer sanat eserine dönüştürmüştü. Çocuklara yardım sağlamak için geriye sadece bu eşsiz maskeleri sergilemek kalıyordu ve nihayet 28 Nisan akşamı Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi VIP Lounge’da düzenlenen görkemli bir kokteylle eserler tanıtıldı. Gecede elde edilen 150 bin TL’nin üzerindeki gelir ise Bartın Sevgi Evleri’ne bağışlandı. Cemiyet hayatı çocuklar için bir araya geldi Zorlu Alışveriş Merkezi Genel Müdürü Hakan Tomar, Mika- Der ve değerli sanatçılarla yapılan bu işbirliğinin çocukları gülümsetecek olmasından ötürü son derece mutlu olduğunu belirterek “Zorlu Alışveriş Merkezi olarak sosyal sorumluluk projelerimizde geleceğimiz olan çocuklarımıza yönelik projelere odaklanıyoruz. Önümüzdeki günlerde de bu çalışmalarımız devam edecek” ifadesine yer verdi. Davete maskeleri tasarlayan sanatçılar, Mika-Der destekçileri ile Zorlu Gayrimenkul ve Zorlu Alışveriş Merkezi yöneticilerinin yanı sıra; Berrin Zorlu, Roula Habbab, Dalia Garih, Arzu Sabancı, Çiğdem Hitay, Pelin Çebi, Feza Fırat, Başak Oral, Çağla Bostancı, Nesrin Ercan, Zafer Kozanoğlu gibi iş ve cemiyet hayatının tanıdık isimleri katıldı. Davetliler etkinliğin ardından Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde “Operadaki Hayalet” müzikalini de birlikte izlediler. Tasarlanan maskeler ise 17 Mayıs tarihine kadar Zorlu Alışveriş Merkezi’nde sergilendi. İsmail Acar Operadaki Hayalet Efsanevi İngiliz besteci Sir Andrew Lloyd Webber’in ölümsüz eseri “Operadaki Hayalet” (The Phantom of the Opera) Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde 7 Nisan – 17 Mayıs tarihleri arasında sahnelendi. 25 yıldan fazla süredir sahnelenen müzikal, Broadway’in en uzun soluklu ve en büyük prodüksiyonuna sahip. Operadaki Hayalet, aynı zamanda dünya çapında 40 ülke, 110 şehirde, 65 bin performansla 80 milyonluk bir izleyici kitlesine de sahip. Günseli Kato Dalia Garih 42 haber Temiz bir gelecek için Yaklaşık 4,6 milyar yaşındaki dünyamızın kaynakları son yüz yıldır hızla tükeniyor. Neyse ki bilinçli bireyler ve kurumlar çeşitli önlemler alarak tasarrufu destekliyor. Elektrik, su sarfiyatı, yüksek karbon salımı gündemimizin artık baş köşesinde. Peki ya sizin? 43 İ çilebilir su kaynakları hızla tükenirken dünyanın bir tarafında açlık, diğer tarafında ise israf hüküm sürüyor. Küresel ısınmanın da etkisiyle birçok bölgede kuraklık hakim olurken dünyanın başka noktalarında sel felaketleri yaşanıyor. Küresel iklim değişikliği olarak adlandırılan bu dönüşüm sanayi devriminden bu yana insanoğlunun dünyaya verdiği zararın bir sonucu. Özellikle son yüz yılda dünyaya verilen zararın hızının daha da arttığı biliniyor. Oysa bugün hem bireysel hem de kurumsal anlamda alınacak önlemler sayesinde dünyanın kötüye gidişine dur denebilir, herkesin hayatında yapacağı küçük değişiklikler enerji tasarrufuna katkı sağlayabilir. Su tüketimi kontrol altında alınarak var olan su kaynaklarının tamamen tüketilmesinin önüne geçilebilir. Atıklar iyi yönetilerek çevrenin daha fazla kirlenmesi önlenebilir. Isı yalıtımı yapılarak, temiz ve çevreci enerji tüketilerek, yeşil binalar kullanılarak daha az karbon ayak izi bırakılabilir. Gerçekten ihtiyaç duyulan, geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen, mümkünse ambalajsız veya yeniden kullanılabilir ürünleri satın alınarak sürdürülebilir bir alışveriş kültürü yaratılabilir. Elbette tüm dünyada çeşitli iyi uygulamalar da hayat buluyor. Modern teknoloji artık sürdürülebilir, sudan ve elektrikten tasarruf eden ürünler geliştirmek için çalışıyor, teknoloji doğayı yok etmeden hayatı kolaylaştırmanın arayışı içinde. Bir başka ifadeyle çağımızda bilim, insanoğlunun dünyaya verdiği yaraları onarmak için hareket ediyor. Yine de günlük hayatta bazı ayrıntılar unutulabiliyor ve bunlar da önemli kaynak kayıplarına sebep oluyor. Saklı su nedir? Saklı su, bir ürünün içinde bulunan su miktarını değil, üretimden sofranıza gelene kadar geçen süreçte söz konusu ürün için harcanan su miktarını ifade ediyor. Serinlemek için içilen limonata, meyve suyu, üzerine not yazılan küçük kağıtlar, kepek ekmeği, giydiğiniz pantolon ve akla gelebilecek her nevi ürünün saklı su miktarı değerlendirildiğinde dünyadaki su tüketiminin hangi boyutlarda olduğu daha iyi anlaşılabilir. 1 adet A4 kağıtta 10 litre, 1 adet pamuklu tişörtte 2700 litre, 1 fincan çayda 30 litre, 1 fincan kahvede ise 140 litre su saklanıyor. Kahve çekirdeği ve pamuk üretiminde çok miktarda su harcandığı biliniyor. Bu sebepten yalnızca gerçekten ihtiyaç duyulan ürünlerin satın alınması saklı su kaybının önüne geçmek için bir nebze etkili olabilir. Bununla beraber tam olarak tüketilmeden çöpe atılan gıda ve diğer atıklar son raddeye kadar değerlendirildiğinde de saklı su kaybından tasarruf edilebilir. Kısaca ifade etmek gerekirse; her tüketim tercihinde ürünlerdeki saklı su miktarı göz önüne alınırsa su tasarrufu yapılabilir. Atık sular kurtarılabilir Peki ya günlük yaşantımızda birey olarak ne kadar su tüketiyoruz? Bu soruyu kendimize hangi sıklıkla soruyoruz? Her ayrıntıda boşa giden litrelerce suyu kurtarabiliriz. Örneğin gevşeyen muslukları tamir ederek günde 4 litre suyun boşa gitmesi engellenebilir. Dişleri fırçalarken ya da traş olurken ihtiyaç dışında musluğun kapalı tutulması günde 6 litre su tasarruf sağlar. Süs bitkilerini sebze meyve yıkanan suyla sulamak ve benzeri birçok konuda alınacak önlem sayesinde yılda tonlarca atık su kurtarılabilir. Isıdan, elektrikten tasarruf için yalıtım şart Su sarfiyatıyla beraber enerji tasarrufu yapmak yerküreye bırakılan karbon ayak izinin önemli ölçüde azaltılmasına yardımcı olabilir. Örneğin evlere yalıtım yaparak ısınma ve soğutma için kullanılan enerjiden yüzde 45 oranında tasarruf sağlanabilir. Ayrıca evlerin iç ve dış duvarları ile düz çatılarda ısı iletkenliği düşük olan yalıtımlı açık renk boyalar tercih edilirse yüzde 25’e kadar ısı yalıtımı sağlanabilir. Bu boyalar aydınlatma için kullanılan enerjiden de tasarruf etmeye yardımcı olur. Söz konusu ısınmaksa bitkile rin doğru kullanımı da mekanlardaki hava sıcaklığını 10 derece kadar düşürebilir. Uluslararası Fidancılık Derneği’ne göre bir eve gölge veren bir ağacın net serinletme etkisi, günde 20 saat çalışan 10 adet oda tipi klimanın verdiği serinliğe eşit! Tasarruflu ampuller ve enerji cimrisi beyaz eşya kullanarak önemli ölçüde tasarruf sağlayabilirsiniz. Elbette ısınmak için doğa dostu ve hesaplı birçok yöntem bulunuyor. Temiz enerji sınıfına giren güneş enerjisi son yıllarda giderek popüler olmaya başladı. Çatılara döşenen güneş panelleri sayesinde kendi elektriğini üreten yapılar trend oldu. Güneş enerjisi artık apartman ve sitelere de yayılıyor. Paylaşım ekonomisi yayılıyor Çağımızın çevre sorunları insanları paylaşım ekonomisi gibi yeni bir kavrama sürükledi. Örneğin tek başına otomobille seyahat etmek yerine aynı istikamette seyahat edecek insanlarla yolculuk yapmak isteyen sürücüler, sosyal platformlar üzerinden iletişim kurarak yakıt masrafını bölüşüyor. Bu hem ekonomik hem de çevreci bir formül. Eski eşyaların ihtiyaç sahiplerine verilmesi bir Türk geleneği olarak süregelen uygulamalar arasında. Ancak ihtiyaç sahibini tespit edip söz konusu eşyayı ona teslim etmek kimileri için zor addedildiğinden, bu gelenek şehir yaşamında bir süreliğine rafa kaldırılmıştı. Ancak şimdi yeniden revaçta. Her türlü eşya başta sanal platformlar olmak üzere birçok noktada takas karşılığında ya da makul fiyatlara el değiştiriyor. Takas ne güzel Tamamen takasa dayalı alışveriş pazarları da giderek yaygınlaşmaya başladı. Bahçesinde domates eken amatör çiftçi elindeki ürünün fazlasını alıp takas pazarına götürdüğünde, yine kendisi gibi amatörlerin yetiştirmiş olduğu farklı ürünleri satın almak için kullanabiliyor. Böylece sadece yakın çevrede ve doğal yollarla yetişen ürünlerle beslenen insanlar tarım ve diğer ürünlerin taşınma maliyetlerinden ve bu esnada gerçekleşen su ve karbon salımlarından tasarruf etmiş oluyorlar. Paylaşım ekonomisi hızla yayılıyor. Takas pazarlarında tohum alışverişi de oldukça yaygın. Anadolu’nun bozulmamış tohumlarına sahip bireyler bu yöntemle hem kendi ürünlerini yetiştiriyorlar hem de genetik değerleri bozulmamış ürünlerin sonraki nesillere aktarılması sağlanıyor. Elektronik geri dönüşüm Elbette karton kutuların, kağıtların, plastik ve cam atıkların geri dönüşümü çağımızın önemli çevreci eylemlerinden kabul edilebilir. Ancak yalnızca bu maddeler değil, artık elektronik eşyalar ve piller de geridönüşüme gönderilen ürünler arasında yer alıyor. Türkiye’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2013’te elektrikli ve elektronik ürünlerde atıkların geri dönüşümü için başlattığı uygulama, piyasada faaliyet gösteren firmalara sattıkları ürünlerin yarısına kadar eski ürün toplama zorunluluğu getirdi. Bu sayede atıklar piyasanın aktörlerinde toplanarak geridönüşüme somut katkılar sağlandı. Üstelik tüketiciler firmalara geridönüşüm için verdikleri ürünlerin karşılığında indirim veya nakit para da alabiliyorlar. Herkesin yapabileceği bir şey mutlaka var! Dünyayı geleceğe taşımak için elinizi taşın altına koymaktan çekinmeyin. Zorlu Holding Dünya Çevre Günü’nü etkinliklerle kutladı 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla Zorlu Holding renkli etkinliklere sahne oldu. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Çocuk Korosu “Yemyeşil bir gelecek için” sloganıyla, Zorlu Holding’e sürpriz bir ziyaret gerçekleştirerek çevreyle ilgili şarkılar söyledi. Ardından ofisleri gezen koro üyeleri holding çalışanlarının ilgisiyle karşılaştı. Etkinliğin sosyal medyada paylaşılan videoları ise Zorlu Grubu çalışanları tarafından beğeni topladı. Dünya Çevre Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen bir diğer etkinlik ise Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun “Çevre” temalı sunumu oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi Afet Yönetimi ve Meteoroloji Bölümü Öğretim Üyesi Kadıoğlu sunumunda; dünyanın dünü, bugünü ve yarınına ilişkin önemli bilgiler verdi. 44 haber 45 Çevre dostu Zorlu Grubu geleceğe koşuyor Zorlu Grubu yer aldığı tüm sektörlerde örnek çevreci faaliyetler gerçekleştirerek sürdürülebilir geleceğe katkı sunuyor. Enerjiden gayrimenkule tüm sektörlerde çevre stratejilerini etkileyen Zorlu Grubu şirketleri kendi sektörlerindeki sorumlu aktörler arasında yer alıyor. Çevre ve sürdürülebilirlik hem ülkemizin hem de dünyanın en güncel meselesi. Çağ değişi- yor. Değişime ayak uyduranlar kazanıyor, ayak uyduramayan yapılar yok olmaya mahkum. Zorlu Grubu sorumluluklarının ve yapabileceklerinin bilincinde. Kurumsal bir yapı olarak tüm şirketlerinde faaliyetlerini çevre duyarlılığıyla yürüten Zorlu Grubu, sürdürülebilir iş yapma modellerini benimseyerek çevrenin ve geleceğin korunması için sorumlulukları- nı yerine getiriyor. Zorlu Grubu’nun enerjiden gayrimenkule tüm sektörlerdeki faaliyetleri bu çevreci anlayışı destekliyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü ve 22 Nisan Yeryüzü Haftası’nı çeşitli etkinliklerle kutlayan Zorlu Grubu farkındalık ve bilgilendirme çalışmalarıyla toplumsal bilinç oluşturmaya yardımcı oluyor. 2015 Dünya Çevre Günü’nün mesajı 7 milyar Rüya. Zorlu Enerji Grubu, sürdürülebilir çevre bilincini güçlendiriyor Tek Dünya. %20 20. yüzyılın son birkaç on yılında dünyadaki mercan kayalıklarının %20’si yok oldu. 0,85 °C 1880-2012 yılları arasındaki dönemde kara ve okyanus yüzeylerindeki sıcaklık ortalama 0,85 °C yükseldi. Kaynak: Milenyum Ekosistem Kaynak: IPCC İklim Değişikliği 2014 Değerlendirme Raporu Raporu 3 gezegen 2050’de dünya nüfusunun 9,6 milyara ulaşması öngörülüyor. Eğer günümüzdeki tüketim ve üretim biçimleri aynı kalırsa 2050 yılında şu an sahip olduğumuz yaşam standardını için 3 gezegene ihtiyacımız olacak. Kaynak: BM Çevre Programı Dikkatli tüket. En sıcak 30 yıl 1983-2012 yılları arasındaki dönemin, Kuzey Yarımküre’de son 1.400 yılın en sıcak 30 yılı olduğu tahmin ediliyor. Kaynak: IPCC İklim Değişikliği 2014 Raporu %40 2050 yılında dünya nüfusunun %40’ının su sıkıntısı çeken havzalarda yaşayacağı öngörülüyor. Kaynak: 2014 Türkiye’nin Su Riskleri Raporu 15.589 15.589 tür - her 4 memeliden 1’i ve her 8 kuştan 1’i - soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Kaynak: IUCN (Dünya Doğayı Koruma Birliği) Kırmızı Listesi Zorlu Enerji’nin güncel yatırımları Türkiye’yi sürdürülebilir enerjide geleceğe taşırken Vestel’in ağaçlandırma kampanyası, elektronik eşyaların geri dönüştürülmesi, Zorlu Tekstil Grubu’nun yeşillendirme, atık pil yönetimi gibi sosyal sorumluluk çalışmaları öne çıkıyor. Diğer taraftan hem Zorlu Gayrimenkul hem de Zorlu Enerji, sektörlerinde kayda değer birçok etkinliğe katılarak sürdürülebilirlik ve çevre alanında stratejilerin belirlenmesine destek olmanın yanı sıra yerel ve uluslararası düzeyde karar alma mekanizmasına yön veriyorlar. Hedef güneş enerjisinde yerli teknolojiyi geliştirmek Yenilenebilir enerjide en yüksek potansiyele sahip ve temiz bir kaynak olan güneşte Türkiye’nin bölgesel üretim üssü olacağının altını çizen Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, “Güneş enerjisi yatırımlarında arzın çok üzerindeki talebin karşılanması halinde yatırımların önü açılacak. Yerli üretimin gerçekleştirilmesinin önemine inanıyoruz” dedi. Teşvik mekanizması dolayısıyla yenilenebilir enerji yatırımlarının ekonomik anlamda da avantajını koruduğunu hatırlatan Ak, “Önümüzdeki dönemde 30 bin megavatın üzerinde güneş santrali ve rüzgar yatırımının devreye gireceğini göz önünde bulundurduğumuzda, yabancı yatırımcıların da bu alanda yatırım yapmalarının önemli olacağını düşünüyoruz” ifadesine yer verdi. Sinan Ak ayrıca, güneş panelleri üretimi konusunda Türkiye’nin önünde ciddi bir fırsat bulunduğunu, eğer bu konuda doğru adımlar atılır ve yerli üretime ağırlık verilirse Türkiye’nin, bölgenin güneş paneli ihtiyacını karşılayabilecek bir üretim üssüne dönüşebileceğini sözlerine ekledi. Ak, “Güneş enerjisinde Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak: “Gelecekte 30 bin megavatın üzerinde güneş santrali ve rüzgar yatırımı devreye girecek. Güneş enerjisi yatırımlarında arzın çok üzerindeki talebin karşılanması halinde yatırımların önü açılacak.” talep, arzın çok üzerinde. Kamunun yatırımları talep oranında desteklemesi yönünde yatırımların artacağını söyleyebiliriz” dedi. Zorlu Enerji Grubu, Solarbaba’nın ana sponsoru oldu Verimli, temiz ve sürdürülebilir bir enerji sektörünün hızlı, adil ve etkili büyüyen bir Türkiye ekonomisinin anahtar bileşeni olacağı kuşkusuz. Yerli ve yenilenebilirlere bağlı olarak gelişen enerji bağımsızlığını desteklemek, iklim değişikliği ile etkili mücadele sağlamak üzere önderlik eden kurumlara ihtiyaç bulunuyor. Bunlardan biri olma yolunda önemli adımlar atan Zorlu Enerji Grubu, sektörel sorumluluklarının bilinciyle 4-5 Mayıs tarihlerinde İstanbul Harbiye Askeri Müze’de gerçekleştirilen Solarbaba 2015 Güneş Enerjisi Konferansı’nın ana sponsoru oldu. Sivil toplum örgütü Solarbaba Güneş Enerjisi Platformu tarafından düzenlenen konferansta, güneş enerjisi yatırımları masaya yatırıldı. Sahada yaşanan teknik ve hukuki süreçlerden güneş enerjili tekstil ürünlerine, yüksek teknolojili ekipmanlardan tarımsal sulama ve konut ısıtmasına, farklı finans çözümlerinden güneş enerjisinin depolanmasına, sektördeki insan kaynağı fırsatlarından güneş enerjisinin ülkemiz ekonomisine kazandıracaklarına kadar uzanan geniş bir yelpazede güneş enerjisi yatırımlarının bugünü ve geleceği değerlendirildi. Yenilebilir enerji alanındaki yatırımlarıyla öne çıkan Zorlu Enerji Grubu’nun ana sponsorluğunda gerçekleşen etkinlik, temiz ve ucuz bir enerji kaynağı olan güneş enerjisi sektöründe yer almış ve almak isteyen tüm katılımcılara açık olarak yapıldı. Zorlu Enerji Grubu yöneticilerinin güneş enerjisi sektörüne adım atan yatırımcılarının deneyimlerini paylaştığı konferansta, enerji ve finans sektörü temsilcileri de bir araya geldi. Enerji sektörünün düşük karbon kahramanı Zorlu Enerji’nin katıldığı bir diğer sektörel etkinlik ise II. İstanbul Karbon Zirvesi oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gibi kamu kurum ve kuruluşlarının desteğiyle Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) ve Enerji Verimliliği Derneği (ENVER) tarafından düzenlenen II. İstanbul Karbon Zirvesi’nde karbon ekonomisinin geleceği tüm yönleriyle tartışıldı. Enerji, sanayi ve iklim değişikliği alanında ulusal ve uluslararası üst düzey sektör temsilcileri, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu yöneticilerini bir araya getiren zirvede, karbon yönetimi, emisyon ticareti, karbon piyasaları ve temiz enerji teknolojileri ile iklim değişikliği müzakereleri masaya yatırıldı. Ak, “Kaynak çeşitliliğimiz ve yenilikçi çözümler üretme yetkinliğimiz ile enerjide arz güvenliğini ve sürdürülebilirliğini destekleyen projelere yatırım yapmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin yenilenebilir enerji stratejisi içinde son dönemde güneş yatırımları öne çıkıyor. Tüm dünyada akıllı çözüm teknolojileri sayesinde entegre sistemler geliştiriliyor. Güneş enerjisi teknolojileriyle yakından ilgileniyor, yeni işbirlikleri geliştirmek istiyoruz” ifadesini kullandı. Panel sonunda düzenlenen törende, karbon yönetiminde başarılı kurum ve aktivistlere Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) tarafından Düşük Karbon Kahramanı ödülleri verildi. Düşük Karbon Kahramanları Ödülü’ne layık görülen Zorlu Enerji’nin iklim değişikliği ile mücadelesini şu üç temel sorumluluk oluşturuyor: Enerjiyi yeterli, kaliteli, düşük maliyetli, sürekli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicinin kullanıma sunmak, yüksek teknoloji ve enerji verimliliğine yatırımı önceliklendirmek ve iklim değişikliğiyle mücadede risk ve fırsatları etkin yönetim için gönüllü insiyatiflere katılmak. Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, ödülle ilgili olarak “İklim değişikliğinden sorumlu tutulan sektörlerin başında gelen enerji sektörünün önemli aktörlerinden biri olarak, karbon ayak izimizi ölçme, izleme ve değerlendirme çalışmalarımızı ulusal ve uluslararası ölçekte kamuoyuyla şeffaf bir biçimde paylaşarak enerji sektörü başta olmak üzere özel sektöre ilham kaynağı olmaktan mutluluk duyuyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Zorlu Enerji fidanları 37 bine ulaştı Zorlu Enerji Grubu da, yıl içinde katılım gösterdiği etkinliklerde stand üretimi ve etkinliğe ulaşım süresince hem şirket hem de stand ziyaretçileri tarafından oluşturulan karbon ayak izini, My Climate Türkiye aracılığıyla hesaplıyor. Ölçümler özel olarak geliştirilen bir yazılımla gerçekleştiriliyor. Elde edilen verilere dayanarak Zorlu Enerji Grubu, mevcut karbon ayak izini telafi etmek için fidan dikiyor. Bu kapsamda oluşturulan Zorlu Enerji Sıfır Karbon Ayak İzi Ormanları, 37 bin fidana ulaştı. Zorlu Enerji, karbon yönetiminde aktif uygulamalarıyla Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği’nin (SÜT-D) Düşük Karbon Kahramanları Ödülü’ne layık görüldü. 46 haber 47 Mimarlar Avrupa’nın en büyük yeşil çatısında buluştu Merkezi Almanya’da bulunan Uluslararası Yeşil Çatı Derneği (International Green Roof Association - IGRA) tarafından dördüncüsü düzenlenen Yeşil Çatı Kongresi Zorlu Center’da gerçekleştirildi. Kongre kapsamında 35 ülkeden yaklaşık 260 mimar ve peyzaj mimarı, Avrupa’nın en büyük yeşil çatı uygulamalarından birine sahip olan Zorlu Center’ın Boğaz manzaralı çatısında buluştu. Kongre kapsamında verilen IGRA Yeşil Çatı Ödülleri 2015 töreninde ise Zorlu Center “Trendsetting Architecture” (Trend Yaratan Mimarlık) kategorisinde ödüle layık görüldü. Yeşil çatılar konusunda dünyadaki en büyük organizasyon olma özelliğine sahip olan Uluslararası Yeşil Çatı Kongresi, Zorlu Gayrimenkul Peyzaj Müdürü Zerrin Bucaklı ve Yüksek Mimar Deniz Aslan’ın (DS Mimarlık) liderliğinde ilk kez gerçekleşen “Zorlu Center Teknik Gezisi” ile başladı. Geziye dünyanın ve Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen, alanlarında uzman yaklaşık 260 mimar, peyzaj mimarı ve tasarımcı katıldı. 72 bin metrekarelik yeşil alana ve 60 bin metrekare ile Avrupa’nın en büyük yeşil çatısına sahip olan Zorlu Center, tarihinde ilk kez böyle bir organizasyona imza attı. 200’ü aşkın bitki ve 68 farklı ağaç türü ile 21. yüzyılda Asya’dan Avrupa’ya geçişte, modern kentin mimari değerlerle kaynaşmasını gösteren önemli bir yapı olma özelliğini taşıyan Zorlu Center, yabancı konukların da ilgi odağı oldu. İstanbul’un nefesi Teknik gezi sonrasında açılış konuşmaları ile başlayan kongrede Zorlu Gayrimenkul Grup Başkanı Mesut Pektaş “Zorlu Center ve yatırımcı perspektifinden yeşil çatılar” odaklı konuşmasında Zorlu Center’ın Avrupa’nın en büyük yeşil çatısına sahip olduğunu ve kentin merkezinde karbon değerlerini düşüren bir yeşil alan yarattıklarını söyledi. Pektaş, “Yeşil alana Zorlu Gayrimenkul Grubu olarak her zaman çok önem verdik. İstanbul’a bir Çatı Bahçesi kazandırarak 72 bin m2’lik bir yeşil alanı armağan etmenin mutluluk ve gururunu yaşıyoruz. Mimariyle peyzajın bu kadar koordine olduğu başka bir proje şu an için yok. Dünya literatürünün önemli yeşil çatılarından birine sahip olan Zorlu Center, bu anlamda, yeşil alanların gayrimenkul projelerinde artırılmasının da en iyi örneklerden biridir” dedi. Etkinliğin liderlerinden Zorlu Center Peyzaj Müdürü Zerrin Bucaklı ise ödüllü çatıya dair ilginç bilgileri kamuoyuyla paylaştı. “Zorlu Center projesini oluştururken amacımız, Türkiye’ye getirdiği diğer yeniliklerin yanı sıra peyzajı ile de İstanbul’un Uluslararası Yeşil Çatı Derneği (IGRA) tarafından düzenlenen Yeşil Çatı Kongresi kapsamında 260 mimar ve peyzaj mimarı, Avrupa’nın en büyük yeşil çatı uygulamalarından birine sahip olan Zorlu Center’ın çatısında buluştu. Kongre kapsamında Zorlu Center “Trendsetting Architecture” (Trend Yaratan Mimarlık) kategorisinde ödüle layık görüldü. ikonlarından biri olacak bir çalışmaya imza atmak oldu. Bu doğrultuda peyzaja yaklaşık 45 milyon TL yatırım yaptık” diyen Bucaklı Zorlu Center’ın peyzajının, Zorlu Gayrimenkul, EAA (Emre Arolat Mimarlık), DS Mimarlık, Yüksel Proje (Müşavir) ve Aktürk (Müteahhit) olmak üzere beş farklı ekibin ortak çalışmasıyla oluşturulduğunu söyledi. Peyzaj projesi için 33 mimar, peyzaj mimarı, mühendis ve 350-400 işçi desteğiyle dev bir ekibin çalıştığını belirten Bucaklı, projenin tamamlanmasıyla birlikte ise beş teknik personel ve 15 bahçevanın rutin bakımlar için istihdam edildiğini belirtti. Büyüleyici peyzaj kültürü Peyzaj kültürünün medeni toplumlarda oldukça geliştiği gözlemlenirken çevre ve şehircilik uygulamalarında son yıllarda bu alana giderek daha fazla yatırım yapılıyor. Bu durum İstanbul için de geçerli. Ancak yine de İstanbul, sahip olduğu doğal güzelliklere rağmen bazı bitki türlerinin yok olmasına da karşı koyamamış. Bu değerlerin yaşatılmasını gözeten Zorlu Center Peyzaj Projesi Ekibi, bitki seçimi aşamasında, mümkün olduğunca kentin doğal dokusunda yer alan bitkileri tercih etmiş. Peyzaj projesinde İstanbul Boğazı’nın karakteristiği kabul edebileceğimiz fıstık çamı, erguvan, kalem servi vb. ağaç türlerine özellikle yer verdiklerini belirten Bucaklı, aynı zamanda İstanbul’un bitki kültürü hafızasında yer almakla birlikte unutulmuş olan lale ağacı, özel akçaağaç türleri, şakayık vb. bitki türlerinin de projeye dahil edildiğini söyledi. Kongre kapsamı boyunca Zorlu Center peyzajının yapım aşamasının anlatıldığı teknik süreçler sergisi de Balo Salonu’nun fuayesinde yer aldı. Zorlu Center’da 2 bin 500 her dem yeşil, 1250 yaprak döken/ yaz yeşili olmak üzere toplam 3 bin 750 adet ağaç, 60 bin çalı, iç mekanlarda ise 16 bin adet bitki bulunuyor. estel Ormanı 10 bin fidanla Ildırı’da yükselecek Vestel, Zorlu Grubu’nun sürdürülebilirlik anlayışı çerçevesinde yürüttüğü faaliyetlerine Enerji Verimliliği Haftası’nda 10 bin fidanlık Vestel Ormanı ile bir yenisini ekledi. Vestel Ormanı, “Gelecek kuşaklar orman yok demesin” sloganıyla 20 yıldır çevre ile ilgili birçok başarılı çalışmaya imza atan Ege Orman Vakfı ile birlikte Çeşme – Ildırı - Kadıovacık’ta oluşturuluyor. Vestel, çevreye ve insana saygının simgesi olarak gördüğü bu ormana hayat vermek için müşterileriyle de işbirliği yapıyor. Vestel müşterilerine Doğa Dostu Sertifikası ile teşekkür edecek Vestel, 10 bin fidanlık Vestel Ormanı’na fidan bağışında bulunan müşterilerine Doğa Dostu Sertifikası yollayarak teşekkür edecek. Kampanya kapsamındaki Vestel ürünlerini alan kullanıcılar, kendilerine kısa mesaj aracılığıyla iletilecek kod ile Vestel web sitesi üzerinden fidan bağışını gerçekleştirebilecekler. Vestel’in kampanya kapsamındaki ürünleri arasında klimalar, çamaşır ve bulaşık makineleri ile ankastre ürünler yer alıyor. Tüketiciler kampanya ile ayrıntılı bilgiye vestel. com.tr üzerinden ulaşabiliyor. Olumsuz etkiler düşünülmeli, bencil davranmamalı! Daha yaşanılabilir bir çevre ve daha sağlıklı insanların, sürdürülebilirliğin temelini oluşturduğunu belirten Vestel Ticaret Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdürü Ergün Güler Vestel Ormanı projesi ile ilgili şunları söyledi: “Doğal kaynakların bilinçsiz kullanımı, plansız yapılaşma ve kontrolsüz atıkların dünyamız üzerinde yarattığı olumsuz çevresel etkiler sadece bugünü değil, geleceğimizi de tehdit ediyor. Sadece anı düşünerek bencil davranmamalı, asırlardır insanlığa ev sahipliği yapan yerküremize gelecek nesilleri de düşünerek sa- Zorlu Tekstil’in çevre dostu vizyonu Zorlu Tekstil Grubu da diğer Zorlu Grubu şirketleri gibi çevre konusunda oldukça duyarlı bir yapı. Sosyal sorumluluk bilinciyle hareket eden Zorlu Tekstil çevre, doğa ve sürdürülebilirlik kapsamında birçok etkinlik ve projeye imza atıyor. Zorluteks Ülkem İçin Hatıra Ormanı 2010 yılında Zorlu Tekstil Grubu tarafından temeli atılan “Ülkem İçin Hatıra Ormanı” her geçen gün büyümeye devam ediyor. Lüleburgaz’da, Zorlu Tekstil Grubu üretim tesislerinin bulunduğu alana kazandırılan ormandaki fidan sayısı, devam eden ağaçlandırma çalışmalarıyla 86 bine ulaştı. 2015 yılında, 4. etap ağaç dikimi yapılması planlanıyor. Türkiye yeşillensin diye… “Her kalem üç ağaç” projesi çerçevesinde, tüm çalışanlarına geri dönüşümlü malzemeden yapılan çam tohumlu kalem hediye eden Zorlu Tekstil Grubu, deprem ve heyelanların yaygın olduğu ülkemizin daha çok yeşillendirilmesi için çalışıyor. Atıl Pil-Atık Yağ projesi Yaşam alanlarının korunması kapsamında çalışanlarının biriktirdiği atık pil ve atık yağları toplayan Zorlu Tekstil Grubu, tesislerde depolanan yağ ve pil atıkların güvenli şekilde bertaraf edilmesini de sağlıyor. Böylece atıkların doğayı ve doğadaki temiz suyu kirletmesini önlüyor. Yapılan araştırmalara göre 1 lt atık yağ 1 milyon lt suyu, 1 adet kalem pil ise 4 milyon kg suyu kirletiyor. Zorlu Tekstil Grubu, çalışanlarına getirmiş oldukları her 3 lt atık yağ için 1 lt ayçiçeği yağı hediye ediyor. Bez Çanta Projesi Tekirdağ T10 kadın ceza evindeki mahkumlar Zorlu Tekstil’in atık kumaşlarından bez çanta dikerek geri dönüşüme katkı sunuyor. Ayrıca, bez çantaları üreten kadın mahkumlar, tahliye olurken Halk Eğitim Merkezi tarafından verilen “usta dikişçi belgesi”ne de sahip oluyor. hip çıkmalıyız. Her bireyin her kurumun çevreye katkı sunmak için yapabileceği bir şey mutlaka vardır. Biz de Vestel olarak bu alandaki kurumsal sorumluluğumuzu seve seve yerine getirmekten son derece mutluyuz.” Vestel’in, doğal kaynakların üzerindeki baskıyı en aza indiren verimlilik odaklı üretim teknolojilerinden enerji tasarruflu ürünlerine kadar her aşamada çevreyi ve insanı dikkate aldığını vurgulayan Güler, Vestel Ormanı’nı “Çevre duyarlılığımızı bir adım öteye taşıyıp tüketicilerimizle paylaştığımız en anlamlı projemizdir” sözleriyle tanımladı. 48 haber 49 Vestel LED Türkiye sokaklarını aydınlatıyor TAÇ, geleceğin tasarımcılarını 13. kez ödüllendirdi Vestel LED Aydınlatma, Türk mühendislerce tasarlanan ve üretilen yerli ürünleriyle Türkiye’yi tasarruflu şekilde aydınlatacak. Sokak lambalarının LED’e dönüşümü için pilot projeler Eskişehir ve Kayseri’de başladı. Vestel LED Aydınlatma çalışmaları, başta Kıbrıs olmak üzere farklı ülkelerde de tasarruflu ürünleriyle yer alacak. 13. kez düzenlenen ve artık hem sektörde, hem de akademik dünyada geleneksel hale gelen “TAÇ Bir de Sen Tasarla” yarışmasının sonuçları 6 Mayıs’ta Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde düzenlenen görkemli törende açıklandı. Sektöre her yıl taze kan aşılayan bu yarışmada yaratıcı gençler destekleniyor. E ekstil sektörüne genç yetenekleri kazandırmak amacıyla TAÇ ve Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) işbirliğiyle düzenlenen “13. TAÇ Bir De Sen Tasarla Yarışması” sona erdi. Yarışmanın sonuçları 6 Mayıs’ta Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde düzenlenen törende açıklandı. Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, Zorlu Ailesi üyeleri, Zorlu Holding ve Zorlu Tekstil Grubu Yöneticileri, akademisyenler ve üniversite öğrencilerinin yanı sıra görkemli törene çok sayıda davetli katıldı. Gazeteci ve teknoloji editörü Serdar Kuzuloğlu’nun konuşmacı olarak yer aldığı törenin moderatörlüğünü ise gazeteci ve program yapımcısı Özlem Gürses üstlendi. nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın aldığı kararnameye bağlı olarak ülkemizde sokak lambaları LED aydınlatma armatürleri ile değiştirilecek ve böylece 15 milyon sokak armatürü yüzde 80’e varan enerji tasarrufu sağlayacak. Sadece üç yıl önce girdiği LED Aydınlatma sektöründe kısa sürede ulaştığı yüzde 14 payla pazar liderliğine yükselen Vestel, aydınlatma ürünleriyle Türkiye’deki sokak lambalarının LED’e dönüşümünde etkin bir role sahip olmayı hedefliyor. Eskişehir ve Kayseri LED’e dönüşümde ilk adımı attı Vestel, Türkiye’de LED’e dönüşüm kapsamındaki en büyük pilot projelerinden birini Eskişehir’de gerçekleştirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü, Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş. ve Vestel ortak çalışmasıyla Mustafa Kemal Atatürk Caddesi’nde bulunan 53 adet 220W enerji tüketimiyle yüksek basınçlı sodyum buharlı lamba içeren yol armatürü, yüzde 50’ye varan enerji tasarrufu sağlaması beklenen 53 adet 128W enerji tüketen Vestel Ephesus LED Yol Armatürü ile değiştirildi. Vestel’in diğer dönüşüm projesi de Kayseri’de Civarı Elektrik Türk A.Ş ortak çalışmasıyla Kayseri Nuh Naci Yazgan Caddesi’nde bulunan 250W’lık yüksek basınçlı sodyum buharlı yol aydınlatma ürünlerinin değişimiyle hayata geçti. 12 adet 90W’lık ve 6 adet 128W’lık Vestel Ephesus LED Yol armatürü ile değiştirilen aydınlatmalarla %70’e varan enerji tasarrufu sağlanması hedefleniyor. LED aydınlatmalardaki uzaktan yol armatürlerinin açılıp kapanmasına ve ışık şiddeti gibi ayarlamaların yapılmasına fırsat veren PLC (Power Line Communication) otomasyonuyla ise enerji tasarrufu yüzde 80’e kadar çıkıyor. Ayrıca arıza durumlarında uzaktan rapor alınıp müdahale edilmesi sağlanıyor. Türkiye, Vestel ile LED aydınlatmaya dönüyor Vestel LED Aydınlatma’nın İstanbul’daki en büyük sokak aydınlatma değişim projesi de İstanbul Toptancılar Çarşısı’nda (İSTOÇ) gerçekleştirildi. Çarşı içerisindeki 6 bini aşkın dükkan, yüzde 70’e varan enerji tasarrufu ile 10 kat daha fazla ışık veren Ephesus LED Yol Armatürleri ile aydınlanmaya başladı. LED’e dönüşümü seçen, 960 hektar üzerinde 213 işletmenin yer aldığı Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde ise (MOSB), 1321 adet sodyum buharlı yol aydınlatması Vestel LED Yol Armatürleri ile değiştirilerek sokaklar daha aydınlık ve daha güvenli hale geldi. Vestel olarak hem Türkiye’nin hem de dünyanın geleceğini enerji verimliliği yüksek LED aydınlatma teknolojisinde gördüklerini belirten Vestel LED Aydınlatma Satış Pazarlama Müdürü Tunç Göz, Vestel’in “Türkiye’nin geleceğine yatırım niteliğindeki sokak aydınlatmalarında” LED aydınlatmaya geçişi sağlamada yerli üretici olarak en önemli aktör olduğunu söylüyor. Vestel’in kontrol sistemine sahip akıllı armatürleriyle araç ve yaya trafiğinin yoğun olmadığı saatlerde aydınlatma seviyelerinde ayarlamalar yaparak enerji verimliliğini en üst seviyeye taşıyabileceğini belirten Göz, Türkiye’nin LED dönüşümü sayesinde sağlanan enerji tasarrufu ile cari açığın daralmasına büyük katkı sağlanacağına da dikkat çekiyor. Neden LED? Neden Vestel? Lambaların ömürlerini göz önüne aldığımızda, günde 12 saatlik kullanım sonucunda konvansiyonel lambalar yaklaşık 6 ay-3 yıl arasında bir sürede ömürlerini tamamlıyor. Aynı kullanım şartlarında LED aydınlatma ürünlerinin ömrü ise en az 8 yıl. Vestel’in Manisa’daki üretim üssü Vestel City’de tasarladığı ve ürettiği LED aydınlatma ürünleri konvansiyonel aydınlatmalara göre yüzde 80’e varan, floresan lambalara göre ise yüzde 50’ye varan enerji tasarrufu sağlıyor. Dolayısıyla Türkiye’nin LED dönüşümü tamamlandığında enerji tasarrufu açısından ciddi bir adım atılmış olacak. Böylece ülkenin cari açığındaki en büyük paya sahip kalemlerden enerji ithalatının düşürülmesine Vestel LED Aydınlatma katkı sağlayacak. Bu dönüşüm, toplum sağlığı kadar refahına da yatırım anlamına geliyor. T çe Adaş 5 bin TL ile ödüllendirildi. Yarışmacılar ödüllerini Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu’nun elinden aldılar. Törende, altı adet Mehmet Zorlu Vakfı Özel Bursu ve 3 bin TL değerindeki TETSİAD Özel Ödülü de sahiplerini buldu. İlk üçe girenler, ödüllerini Ahmet Zorlu’nun elinden aldı 13. TAÇ Bir De Sen Tasarla Yarışması’nda tasarımı birinci seçilen Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Derya Acar 10 bin TL, ikinci seçilen Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinden Büşra Dinçtürk 7 bin TL ve üçüncülüğün sahibi Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Rabia Tuğ- Finalistler sosyal medyada da yarıştı Ödül kazanan tasarımlar, www.facebook.com/tacbirdesentasarla sayfası üzerinden bir kez de kendi aralarında yarıştılar. Sosyal Medya Özel Ödülü’nü kazanmak için tasarımlarına ait görselleri Facebook sayfasına yüklediler. Eserler 15 gün boyunca kullanıcıların oylamasına sunuldu. Halk oylaması niteliği taşıyan bu değerlendirme sürecini kazanan ise Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü öğrencisi Melis Bilgiç oldu. “Blur” adlı eseriyle kazanan Melis Bilgiç 3 bin TL değerindeki para ödülünün de sahibi oldu. TAÇ, dereceye giren eserleri üreterek, www.tac.com.tr adresinde satışa sunacak ve tasarımlara tüketici kataloğunda da yer verecek. Kazananlar ayrıca, Zorlu Tekstil Grubu’nda iş veya staj imkanı da elde edebilecek. birincisi Yarışmanın ’ın eseri. ar Ac ya er D cüsü Yarışmanın üçün ’ın eseri. Rabia Tuğçe Adaş Yarışmanın iki ncisi Büşra Dinçtü rk’ün eseri. 50 linens Linens dijital baskı ile fark yaratıyor Dijital baskı tekniğiyle üretilen Linens nevresim takımları ve perdeleri gerçeklik hissi uyandırarak evlere doğanın coşkusunu taşıyor. T ürkiye’nin ev tekstili sektöründeki en önemli temsilcilerinden Linens, Zorlu Tekstil Grubu’nun inovasyon ve çağdaşlık anlayışı çerçevesinde dijital baskı tekniklerini kullanarak kullanışlı, keyifli ve son derece kaliteli ürünleri hayata geçiriyor. Dijital baskı yöntemiyle doğanın tüm renklerini capcanlı sunan Linens Nevresim Koleksiyonu doğanın tüm güzelliğini yansıtıyor. Yumuşak dokusu, farklı boyuttaki desenleri, parlak ve canlı renkleriyle dikkat çeken Linens nevresim takımları dijital baskı teknolojisinin nimetlerini yatak odalarına taşıyor. Gerçeklik hissi veren desenlerin kullanıldığı Linens nevresim takımlarında 86 tel saten kalitesine sahip kumaşlar kullanıldı. Fuşya, turkuaz, yeşil ve mavi gibi capcanlı renklerin yer aldığı desenler evlerde ferahlık ve özellikle yaz aylarında serinlik hissi uyandırıyor. Linens nevresim takımları çiçek desenlerinin yanı sıra, suluboya efektli desenleriyle de göz dolduruyor. Nevresimlerdeki kalite ve şıklık Linens perdelerde de mevcut. Pamuklu kumaşların tercih edildiği Linens perdeler de yine dijital baskı teknolojisiyle evleri renkle giydiriyor. 51 Gençler, Zorlu Enerji desteğiyle hayata daha sıkı tutunuyor Zorlu Enerji Grubu, Buharkent Kaymakamlığı ve Buharkent Belediyesi ile işbirliğine girerek çocuklar ve gençleri hedef alan bir sosyal sorumluluk projesine imza attı. “Buharkent Gençleriyle Hayata Smaç” adını taşıyan çok paydaşlı proje, gençlerin yaşamına daha fazla spor ve aktivite katmayı amaçlıyor. Z orlu Enerji Grubu, çocuklar ve gençlerin yaşamlarını sağlıkla sürdürmeleri ve spor alışkanlığı edinmeleri için yepyeni bir sponsorluğa imza attı. Türkiye’nin en büyük jeotermal sahalarından Aydın ilinin Buharkent ilçesinde hayata geçirilen “Buharkent Gençleriyle Hayata Smaç” projesi, Zorlu Enerji sponsorluğunda Buharkent Kaymakamlığı ve Buharkent Belediyesi’nin yanı sıra birçok kamu kurumunun desteğiyle başlatıldı. Ayrıca Aydın’da hayata geçirilen projenin web sitesi hayatasmac.com da yayına geçirildi. Proje gençlerin, boş zamanlarını basketbol oynayarak geçirmesine ve geleceğin profesyonel sporcularının yetişmesine katkı sağlamayı amaçlıyor. “Buharkent Gençleriyle Hayata Smaç” projesinin Zorlu Enerji Kızıldere Jeotermal Enerji Santrali Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen tanıtım programında konuşan Zorlu Enerji Genel Müdür Yardımcısı Ali Kındap, Zorlu Enerji Grubu’nun yatırım bölgelerinin ekonomisinin yanı sıra sosyal yaşamına da değer kattığının altını çizdi. Kındap, konuya ilişkin olarak “Çocuk ve gençlerin zararlı alışkanlıklardan uzak tutulması ve sağlıklı bir yaşama yönelerek düzenli spor yapmaları, tüm dünyada sivil toplum çalışmalarının önemli alanları arasında yer alıyor. Sürdürülebilirlik anlayışımızı tüm yönleriyle hayata geçiriyoruz. Bu anlamda büyüyen ekonomisi ve genç nüfusu ile dinamik bir ilçe olan Buharkent’te sporun yaygınlaştırılarak, gençlerin enerjisinin doğru yönlendirilmesini önemli buluyoruz” değerlendirmesinde bulundu. “Sadece çocuklarımıza değil geleceğimize de sahip çıkıyoruz” Buharkent Kaymakamı Cemil Öztürk, projenin çocuk ve gençlerde değerlilik duygusu ve özgüven artışı sağlayacağının altını çizerek projenin basketbol eğitiminin yanı sıra sosyal ve kültürel etkinliklerle de desteklendiğini söyledi. “Projenin temel amacı sadece çocuklara basketbol öğretmek değil, aynı zamanda onlara sahip çıkmak” diyen Öztürk, “Çocukların okul dışındaki boş zamanlarını sporla doldurarak yaşamlarındaki dezavantajları ortadan kaldırmak ve sağlıklı bir şekilde toplumsal hayata kazandırmak. Bu vesileyle projenin hayata geçirilmesindeki değerli katkılarından dolayı Zorlu Enerji Grubu ailesine, Belediye Başkanımız Mehmet Erol’a ve tüm paydaşlara teşekkür ediyorum” değerlendirmesinde bulundu. Bu teşekkürün ardından söz alan Buharkent Belediye Başkanı Mehmet Erol ise “Biz bu projeyle sadece çocuklarımıza sahip çıkmıyoruz. Aynı zamanda geleceğimize sahip çıkıyoruz” dedi. Spor, yaşamlarının bir parçası olacak “Buharkent Gençleriyle Hayata Smaç” projesiyle gençler, oyun içinde sporculara bilinçli bir disiplin, kolektif düşünme ve uygulama, takım içinde hızlı karar alma ve uygulama, grup ve toplum düzenine uyum sağlama, kurallara uyma konusunda kendini kontrol edebilme yeterliliği kazandıran bir spor olan basketbol eğitimi alacaklar. Projeyle sosyal ve kültürel faaliyetlerle desteklenecek çocuk ve gençlerin, sporu yaşamlarının bir parçası haline getirmeleri hedefleniyor. Spor, gezi, kamp bir arada Proje kapsamında yapılan seçmelerin ardından, ilköğretim ve lise öğrencilerinden oluşan 51 kişiye basketbol ayakkabısı, basketbol forması ve eşofman takımı hediye edildi. Antrenörler eşliğinde haftada iki gün çalışan öğrenciler, ayrıca Muratbey Uşak Sportif-Anadolu Efes maçını, Muratbey Uşak Sportif’in misafiri olarak yerinde izledi. Karacasu Afrodisias Antik Kenti ve Çanakkale gezileriyle sinema ve tiyatro etkinliklerine de katılan gençler, Buharkent Belediyesi Doğa Yürüyüşü ve Kuşadası Gençlik Kampı’na katılacak. Bu etkinlikler üç yıl boyunca düzenlenmeye devam edecek. Projenin tamamlanmasının ardından basketbol sporuna yeteneği olduğu belirlenen öğrencilerin okul basketbol takımlarında yer almaları ve profesyonel spor kulüplerine yönlendirilmesi sağlanarak projenin sürdürülebilirliğinin artırılması hedefleniyor. 52 haber 53 Vestel LED Aydınlatma’ya 2 ödül birden Tasarımı modern teknolojiyle buluşturan Vestel, Milkyway ve Orion adlı aydınlatma ürünleriyle A Design Awards’da iki ödüle layık görüldü. V Türkiye’nin “marka yüzü” Vestel ödüle doymuyor Vestel, “Gururla Yerli” sloganıyla çıktığı yolda ödülden ödüle koşuyor. Vestel City ile Altın Objektif Ödülleri’nde “Türkiye’nin Marka Yüzü” ödülünün sahibi olan Vestel; Altın Pusula ve Altın Effie ödüllerine de damgasını vurdu. estel, özgün tasarımlı ve fonksiyonel ürünleriyle ödülden ödüle koşuyor. Son olarak LED aydınlatma tasarım ekibinin hazırladığı tamamen yerli ürünler Milkyway ve Orion, A Design Awards yarışmasından iki ödülle döndü. “Aydınlatma Ürünleri ve Projeleri Tasarımı” kategorisinde Orion Platinum birincilik ödülünü alırken, Milkyway ise Gold ikincilik ödülünü kazandı. 20W, 30W ve 44W gibi farklı güçlere sahip, 3000K / 4000K / 6500K renk seçenekleri sunan park ve bahçe ürünleri 93lm/W’e varan etkinlik değerleriyle müşterilerin beğenisine sunuldu. Altın Objektif ödül gecesi Park ve bahçeler için hazırlanan, asimetrik ışık açısına sahip yüksek ömürlü Milkyway ve Orion ürünleri, 50.000 saate dek kullanılabiliyor. Her iki ürünün dört yıl garantisi bulunuyor. 2014 ihracat rekortmeni Vestel T ürkiye’nin 2014 ihracatında en çok paya sahip olan Vestel, İMMİB 2014’ten altı ödülle döndü... 15 bin kişilik dev bir aile olan ve bu yıl itibarıyla toplam 150 ülkeye ihracat yapan Vestel, İMMİB (İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri) tarafından düzenlenen İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde 2014 yılında Türkiye’nin gerçekleştirdiği ihracatta en çok paya sahip firma olarak birincilik ödülünü kazandı. Türkiye TV ihracatının yaklaşık yüzde 90’ını, beyaz eşya ihracatının ise yaklaşık yüzde 30’unu gerçekleştirerek hem Türkiye’yi hem de dünyayı en son teknolojilerle buluşturan Vestel; “Türkiye Geneli Elektrik-Elektronik”, “TV Alıcıları” ve “Diğer Elektrik-Elektronik Üretim ve Dağıtım Ekipmanları” dallarında birinci, “Demir Çelik Eşya” dalında ikinci, “Beyaz Eşya” dalında üçüncü olarak toplam altı “İhracatın Yıldızı” ödülünün sahibi oldu. Elektronik sektöründe 17 yıldır ihracat şampiyon- luğunu koruyan Vestel, tüm kategorilerde en çok birincilik ödülü kazanan ve toplamda en çok ödül alan firma unvanını da elde etti. Düzenlenen törende Vestel’in ödüllerini Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin elinden alan Vestel İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, yaptığı açıklamada Vestel’in Avrupa TV pazarında yüzde 21 payla iki büyük oyuncudan biri olduğuna dikkat çekerek hedeflerinin akıllı telefon üretimi sayesinde teknolojiyi Türkiye’nin en önemli ihracat kalemi yapmak olduğunu vurguladı. Erdoğan, “Yeni kampanyamıza da adını veren “Gururla Yerli” temasını bütün yerli markaların ve kullanıcıların sahiplenebileceği bir söylem olarak görüyoruz. Tüm dünyada teknoloji üretme gücümüzle anılmayı hedefliyoruz. Yerli üretim sayesinde yabancı markalı telefon ithalatını azaltarak cari açığın küçülmesine katkıda bulunmayı, akıllı telefon ihracatıyla Türkiye’nin ihracat kapasitesini artırmayı hedefliyoruz” dedi. İMMİB ödül töreni Z orlu Grubu’nun yenilikçi çizgisi ışığında özgün tasarımlı, kullanışlı ve dayanıklı ürünleriyle öne çıkan Vestel, çalışmalarının karşılığını layık görüldüğü ödüllerle alıyor. Mega Fabrika’ya özel ödül Vestel’in mega fabrikası Vestel City, Avrupa’nın tek lokasyonda üretim yapan en büyük endüstri komplekslerinden biri. 1 milyon metrekarelik alanda kurulu yedi fabrikasıyla herkesin gıpta ile izlediği Vestel City, Magazin Gazetecileri Derneği tarafından, Altın Objektif Ödülleri kapsamında ilk kez verilen “Türkiye’nin Marka Yüzü” kategorisinde özel ödülün sahibi oldu. Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan bu özel ödülü, 2 Haziran 2015’te düzenlenen törende, Magazin Gazetecileri Derneği Başkanı Sinan Tosun’un elinden aldı. 16 bin çalışanıyla “Gururla Yerli” üretim yapan Vestel City ulusal ve uluslararası arenada Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etme başarısını gösterdiği için bu ödüle layık görüldü. Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, verildiği ilk yılda Vestel City’nin aldığı bu ödülden büyük memnuniyet duyduğunu belirtti. “Tamamı gazeteciler- Altın Pusula ödül gecesi den oluşan bir kurulun verdiği Altın Objektif Ödülleri’nde ‘Türkiye’nin Marka Yüzü’ seçilmek bizim için büyük bir gurur kaynağı” diyen Erdoğan, “Bu başarımızda pay sahibi olan tüm Vestel çalışanlarına ve ‘Gururla Yerli’ kampanyamıza en az bizim kadar inanan ve değer katan Kenan İmirzalıoğlu’na teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. Altın Pusula Ödülü Vestel’in! Türkiye Halkla İlişkiler Derneği (TÜHİD) tarafından düzenlenen ve bu yıl on dördüncüsü gerçekleştirilen Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri’nde Vestel “Medya İlişkileri” kategorisinde büyük ödülün sahibi oldu. Türkiye’nin Halkla İlişkiler alanında düzenlenen tek ödül töreni olan Altın Pusula Ödülleri’nde bu gurur verici başarıya ulaşan Vestel, Türkiye’nin ilk yerli tasarım ve üretim akıllı telefonu Venus’un lansmanı ve başarılı iletişim çalışmalarıyla ödüle layık görüldü. Vestel, Eylül 2014’te Berlin’de düzenlenen Avrupa’nın en büyük teknoloji fuarı kabul edilen IFA’da Venus’un lansmanını gerçekleştirmişti. Effie Türkiye 2015 “Çok Düşünen Anneler” Vestel’e Altın Effie getirdi Tüketicileri gülümseten kampanyalarıyla dikkat çeken Vestel, Anneler Günü’ne özel hazırladığı “Çok Düşünen Anneler” kampanyasıyla Effie Türkiye 2015’in Özel Günlerde Başaranlar kategorisinde altın ödülün sahibi oldu. Kristal Elma’dan üç, MediaCat Felis’ten iki ödül alan “Çok Düşünen Anneler” kampanyası, Altın Effie ile birlikte toplam ödül sayısını altıya çıkardı. Vestel’in “Çok Düşünen Anneler” reklam filmi, bir anne ile ona Vestel Sultan Semaver hediye eden oğlunun mizahi hikayesiyle, çok düşünen ama en sonunda hep çocuklarını düşünen annelere sıcacık bir gülümseme hediye etti. Vestel geçen yıl Sevgililer Günü’ne özel düzenlediği “14 Şubat’ta Ne Alınmaz?” isimli kampanyasıyla yine Effie’de ödüle layık görülmüştü. Vestel Şirketler Grubu Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tunç Berkman, çok inanarak hayata geçirdikleri “Çok Düşünen Anneler” kampanyasıyla Effie Türkiye 2015’te ödüle layık görülmekten gurur duyduklarını belirtti. Reklamcılar Derneği ve Reklamverenler Derneği tarafından düzenlenen Effie Türkiye Reklam Etkinliği Yarışması’nda 33 farklı kategoride 226 kampanya yarıştı. 54 haber 55 “En iyi tasarım ödülünü ‘biz’ alabilir miyiz? Aldık bile...” Mehmet Zorlu Vakfı’nın desteği geleceğe Vestel’in yeni reklam filminde Kenan İmirzalıoğlu, Venus’ün “En İyi Tasarım Ödülü”nü aldığı Plus X Awards 2014 ödül törenine katılıyor. İmirzalıoğlu’na filmde Vestel çalışanları eşlik ediyor. Kuruluş amacı gençlerin eğitim, kültür ve spor alanlarındaki faaliyetlerini desteklemek olan Mehmet Zorlu Vakfı, sunduğu değerli katkılar sebebiyle İTÜ ve Darüşşafaka tarafından verilen iki ödüle layık görüldü. K urulduğu 25 Nisan 1999’dan bu yana eğitim, sağlık, kültür gibi alanlarda faaliyet gösteren Mehmet Zorlu Vakfı yaptığı önemli çalışmalar ve bağışlar sebebiyle iki değerli ödüle layık görüldü. 29 Mayıs’ta İTÜ tarafından Gümüş Arı Ödülü’nü alan Mehmet Zorlu Vakfı, 9 Haziran’da Darüşşafaka Cemiyeti tarafından verilen Temel Taşımız Ödülü’nü törenle teslim aldı. T ürkiye’nin sevilen erkek oyuncularından Kenan İmirzalıoğlu “Türkiye Vestelleniyor” kampanyası çerçevesinde yeni reklam filminde rol aldı. Vestel’in “Gururla Yerli” sloganıyla hayata geçirdiği bu yeni reklam filminde İmirzalıoğlu, Venus’ün “En İyi Tasarım Ödülü”nü aldığı Plus X Awards 2014 törenine Vestel’i temsilen katılıyor. Venus akıllı telefonuyla ödül törenini izleyen Kenan İmirzalıoğlu, Vestel adına ödülü almak için sahneye çıkan Vestel çalışanlarını alkışlıyor. Ödül töreni canlandırılıyor Ödül töreninin canlandırıldığı filmde, izleyiciler arasında oturan Kenan İmirzalıoğlu kameraya bakarak “Sizce İtalyanlar, İsveçliler dururken en iyi tasarım ödülünü biz alabilir miyiz?” diye soruyor. Cevabı, sahneye çıkıp gururla ödülü alan Vestel çalışanları veriyor. Filmde Kenan İmirzalıoğlu’yla birlikte Vestel çalışanları rol alıyor. Kreatif direktörlüğünü Kerem Özkut’un üstlendiği filmin yönetmenliğini kampanyanın ilk filmini de yöneten Gönenç Uyanık yaptı. Prodüksiyon ise Depo Film’e ait. Vestel’in “Gururla Yerli” kampanyası farklı mecralarda yayınlanacak yeni filmler ve yaratıcı uygulamalarıyla devam edecek. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)’nin her yıl geleneksel olarak verdiği Arı Ödülleri bu yıl gerçekleştirilen İTÜ 242. yıl kutlamalarında sahiplerini buldu. Kurumların yaptıkları bağışlar sebebiyle ödüllendirildiği törende Mehmet Zorlu Vakfı Gümüş Arı Ödülü ile onurlandırıldı. Eğitimi birinci önceliği kabul eden Mehmet Zorlu Vakfı İTÜ’nün olduğu gibi Darüşşafaka’nın da önemli bağışçılarından. Uzun yıllardır bağışlarını sürdüren Mehmet Zorlu Vakfı, toplamda beş öğrencinin Darüşşafaka’daki eğitim hayatları boyunca eğitim giderlerini üstlenerek “Temel Taş Bağışçısı” oldu. Mehmet Zorlu Vakfı’na Darüşşafaka Cemiyeti Müzesi’nde gerçekleştirilen törenle plaket takdim edildi. Mehmet Zorlu Vakfı adına Zorlu Holding İnsan Kaynakları Direktörü İbrahim İnceçam’a “Temel Taş Bağışçı” plaketi, Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Talha Çamaş tarafından sunuldu. Mehmet Zorlu Vakfı, Zorlu Grubu’nun “geleceğe yatırım” felsefesi ışığında, özellikle gençliğe yönelik eğitim, kültür ve spor alanlarındaki faaliyetlerini artırarak sürdürmeyi planlıyor. Başarılı olmasına karşın maddi yetersizlikler sonucu eğitimini güçlükle sürdüren gençleri ve onları topluma kazandıracak organizasyonları desteklemek vakfın en önemli amaçlarından. 56 haber 57 Ortak bir kültürde buluşmak için TAÇ, sosyal medyada da fark yaratıyor Perakende sektörünün 1 numarası olmayı hedefleyen Vestel, Sabancı Üniversitesi ile işbirliğine giderek Vestel Perakende Akademisi’ni hayata geçirdi. Genel müdürden saha destek ekiplerine kadar herkes bu akademide eğitimden geçecek ve böylece Vestel’de ortak perakende kültürü oluşturulacak. Birbirinden renkli ürünlerini bir o kadar renkli fikirlerle buluşturan TAÇ, sosyal medyada düzenlediği yarışmalarla kullanıcıların dikkatini üzerine çekiyor. Çocuklara ve annelere özel olarak düzenlenen yarışmaların yanı sıra, TAÇ’ın sosyal medya için hazırladığı lisanslı nevresim takımlarına dair videosu da kullanıcılar tarafından çok beğenildi. V estel, Türkiye’de perakende sektörünün “1 numarası” olma vizyonu doğrultusunda Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi’yle iş birliğine giderek Vestel Perakende Akademisi’ni kurdu. Akademide zincir ve bayilerin saha ekipleri de dahil olmak üzere her kademeden çalışanın eğitim almasıyla; perakende kültürü oluşturulması hedefleniyor. Akademi programında yönetim becerileri ve liderlik, iş ve insan yönetimi, mağazacılık trendleri ve değişim yönetimi, proaktif satış, rekabetçi mağazacılık operasyonları, gelecek senaryoları ile stratejik yönetim gibi ana başlıklar altında 40 farklı ders yer alıyor. Ürünler “sessiz” satılacak Vestel Perakende Akademisi programındaki “sessiz satış” adı verilen derste doğru mağaza tasarımı ve ürün yerleştirme, ürünün kendi kendini anlatabileceği bilgilendirme materyalleriyle nasıl etkin satış yapılabileceğine değinilecek. Akademideki teorik eğitimler oyunlar, videolar ve interaktif çalışmalarla destekleniyor. Vestel, Perakende Akademisi’ne ek olarak bir e-öğrenim portalı da oluşturuldu. Akademisi’ye katılanlar eğitimlerini sertifika alarak tamamlayacak. Ortak perakende kültürü oluşturacağız Vestel’de ortak perakende kültürünün oluşturulması için çok ciddi bir adım attıklarını vurgulayan Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan şunları ifade etti: “Sosyolojik ve ekonomik değişimler müşteri talep ve ihtiyaçlarını da etkiliyor. Eğer perakende sektöründeyseniz tüm bu dinamikleri dikkate alarak kendinizi sürekli yenilemeniz gerekir. Biz de perakendecilikte ‘1 numara’ olma hedefimize yakışır bir yatırım yaptık ve Vestel Perakende Akademisi’ni kurduk. Genel Müdürümüzden bayimize, saha destek ekiplerine kadar herkes bu gelişim programına dahil olacak. Bu süreçte gerek uzmanlığı gerek deneyimli kadrosuyla iş ortağımız olan Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi’ne değerli katkılarından dolayı çok teşekkür ediyoruz.” “Vestel, teknoloji kadar perakendecilikte de ‘yerli’ gururumuz” Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi Direktörü Cüneyt Evirgen, Vestel’e özel tasarladıkları perakende akademisinin, ortak bir perakende kültürü geliştirmek kadar verimliliğe ve müşteri memnuniyetine de katkı sağlayacağını belirtti. “Vestel, yeni akademi programı sayesinde teknoloji kadar perakendecilikte de yerli gururumuz olacak” diyen Evirgen, “Akademi kapsamında düzenleyeceğimiz eğitici eğitimleri sayesinde bir süre sonra Vestel çalışanları da eğitmen statüsüne yükselecek” ifadesine yer verdi. E v tekstilinin öncü markası TAÇ, geliştirdiği ürünlerini yaratıcı sosyal medya kampanyaları aracılığıyla kullanıcılara tanıtıyor. Kullanıcılardan yoğun ilgi gören bu kampanyalar arasında, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve Anneler Günü’ne özel olarak düzenlenen yarışmalar ile, TAÇ lisanlı nevresim takımlarını tanıtmaya yönelik video öne çıkıyor. #cocugumunhayali Instagram’da 23 Nisan sebebiyle gerçekleştirilen yarışmada takipçiler çocuklarının çizdikleri resimleri #cocugumunhayali etiketi ile paylaştılar. Jürinin değerlendirmesiyle en yaratıcı beş resim seçildi ve yastık kılıflarına basıldı. Bu yastıklardan kazananlar için birer adet üretilerek resim sahiplerine hediye edildi. #annemgibi TAÇ, anneleri de unutmadı, Instagram’da Anneler Günü’ne özel keyifli bir kampanya düzenledi. İki Instagram ünlüsü Billur Saatçi ve Nil Ertürk ile işbirliği yapan TAÇ, takipçilerden annelerine en çok benzeyen yönlerini #annemgibi etiketi ile paylaşmalarını istedi. Jürinin değerlendirmesi sonucu en yaratıcı içerik sahibi üç kişiye TAÇ Grace Pikeli Ranforce Nevresim Takımı hediye edildi. “Gül Gül Öldüm” diyenlere... TAÇ yalnızca Instagram’da değil hesabının bulunduğu tüm sosyal medya mecralarında etkinliklerini aktif olarak sürdürüyor. Bu kapsamda TAÇ, lisanslı nevresim takımlarının tanıtımı için sosyal medyaya özel 20 saniyelik bir video hazırladı. Videoda yatakta bir kitap okuyan kadın odaya giren eşine “ay gül gül öldüm” diyor ve akabinde eşi “ben de gül gül öldüm” diyerek çiçek desenli yorganı çekiyor. Bu esnada altta Mickey Mouse desenli bir nevresimin giydirildiği ikinci bir yorgan olduğu görülüyor. Gül desenli yorganın altından gül yığınları yere düşerken videodaki erkek kahraman yataktaki eşine bir adet gül uzatıyor. Yayına giren video kısa süre içinde sosyal medyada 2 milyonu aşan izlenme rakamına ulaştı. Yüksek yorum ve paylaşım elde eden TAÇ videosu oldukça dikkat çekti. Videoya, facebook.com/TAC sayfasından ulaşılabiliyor. 58 haber 59 Zorlu’da herkes mutlu Zorlu Alışveriş Merkezi, yaza Sertab Erener’in muhteşem konseriyle merhaba dedi. Sevilen şarkıcı, hit parçalarının yanı sıra “Operadaki Hayalet” müzikaline ait popüler şarkıları da seslendirdi. İstanbul şehir ve sosyal yaşamının vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelen Zorlu Alışveriş Merkezi, düzenlediği etkinliklerle farklı zevklere sahip ziyaretçilerini mutlu etmeyi başarıyor. En çok da çocuk ziyaretçileri... G üneşin, bu yıl uzun süren kış mevsiminin ardından yeniden İstanbul semalarında görünmeye başlamasıyla Zorlu Alışveriş Merkezi’nde de şenlik havası esmeye başladı. Alışverişin keyfini çıkarmak isteyen büyük küçük tüm ziyaretçiler Zorlu Alışveriş Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliklerden payına düşen mutluluğu aldı. Zorlu Alışveriş Merkezi’nin en özel konukları ise her zaman olduğu gibi yine çocuklardı. 23 Nisan kutlamalarıyla çocukları mutlu eden Zorlu Alışveriş Merkezi, zet.com’un üç gün süren tasarım ürünler sergisine ev sahipliği yaparak alışveriş tutkunlarının gönlünü fethetti. Sertab Erener konseriyle yaza “merhaba” diyen Zorlu’da etkinlikler bitmiyor. 23 Nisan’da çocuklarla bir başka “Devr-i Alem” Zorlu Alışveriş Merkezi, 17 - 27 Nisan tarihlerinde, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı şerefine çok özel bir etkinliğe yer verdi: 6 yaş ve üstü tüm minikleri Metro katında kurulan “Devr-i Alem”e davet eden Zorlu, burada çocuklara bayram gibi bayram yaşattı. Minik ziyaretçiler, her kıtaya özel bir konsept içeren etkinlik alanında eğlence dolu anlar geçirdiler ve bu sayede coğrafya bilgilerini de pekiştirdiler. “Devr-i Alem” alanında, pasaportlarını hazırladıktan sonra dünya turuna çıkan minikler, Asya kıtasında “3 Boyutlu Yuva Yapımı” atölyesine katılırken, Afrika’da “Dijital Bongo” çaldılar, Amerika kıtasında ise kıtanın adeta simgesi haline gelen sarı taksilerin maketlerini tasarladılar. Avrupa kıtasında ise çocuklar “Dijital Graffiti” yaparak kendi sanat eserlerini yarattılar. Kıtalara özgü renkli aktivitelerle unutulmaz bir eğlence deneyimi yaşayan minikler 23 Nisan’ı böylece coşkuyla kutladılar. Minik ziyaretçilerimizin aileleri ise aktivite boyunca Instagram’da #zorludadevrialem hashtag’iyle paylaştıkları fotoğrafların Instaprint’ten çıkışını alarak bu eğlenceli günü ölümsüzleştirdiler. 23 Nisan haftasında da gelenek bozulmadı ve çocuklar Zorlu Alışveriş Merkezi’nin Metro katındaki “Devr-i Alem” etkinliğinde yine kendilerini çok özel hissettiler. “Devr-i Alem”de tüm kıtaları gezen çocuklar, hem bayramı coşkuyla kutladı hem de eşsiz bir coğrafya deneyimi yaşadı. Sertab Erener’le yaza merhaba Tatlı bahar rüzgarları İstanbul’un tüm renklerini uçuştururken, yaz mevsimini erkenden karşılamak isteyen Zorlu Alışveriş Merkezi 3 Mayıs’ta görkemli bir konsere sahne oldu: Sertab Erener’in muhteşem konseri Zorlu Alışveriş Merkezi’nin ziyaretçilerine ilk yaz sürpriziydi. Coşkulu konserde Sertab Erener, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde sahnelenen ve büyük ses getiren Broadway’in ünlü müzikali “Operadaki Hayalet” (Phantom of the Opera) müzikalinin parçalarını da seslendirdi. Renkli konser, sanatçının en hit parçaları ile devam etti. Zorlu Center Meydan Katı Park Alanı’nda gerçekleşen konserde Sertab Erener sahne enerjisiyle dikkat çekerken unutulmayan şarkılarıyla İstanbullulara keyifli anlar yaşattı. Tasarım pazarı Zet.com, Zorlu’da kuruldu Meydan katı ve Köprü katının birleştiği nokta zevkli tasarımlarla dolu bir etkinliğe sahne oldu; aksesuardan kıyafete, mobilyadan kırtasiyeye dek birçok ürünü, özgün butikleri ve tasarımcıyı e-ticaret tutkunlarıyla buluşturan zet.com bu kez en seçkin ürünlerini Zorlu Alışveriş Merkezi’ne taşıdı. 17 – 18 – 19 Nisan boyunca bu alanda yer alan tasarımcıların pazar yeri zet.com, Zorlu misafirlerinin ilgi odağı oldu. Binden fazla özgün tasarımcısı ve 53 binden fazla ürünüyle dikkat çeken zet.com pazarı üç gün boyunca ziyaretçilerin beğenisini toplarken keyifli ve farklı bir alışveriş deneyimi sundu. Festival havasında gerçekleşen etkinlikte Gülçin Uzunalan, Moria, Cassette, İndigo, Önder Özkan ve Melike Gündüz gibi tasarımcıların eserleri sergilendi. Zorlu’nun stil ve zevk sahibi ziyaretçileri ise bu tasarımcıların ürünlerine yoğun ilgi gösterdi. Tasarımcıların pazar yeri zet.com İstanbul şehir yaşamının gözde merkezi Zorlu’da kuruldu. Üç gün süren etkinlikte keyifli anlar yaşandı. Zorlu ziyaretçileri, tasarım harikası ürünlere yoğun ilgi gösterdi. 60 haber 61 Zorlu Tekstil’de bir yazar Engelli çocuklar üretime katılıyor Zorluteks Perde İşletmesi Brode Bölümü çalışanı Sonkut Aksu, çalışma arkadaşlarından ve yöneticilerinden aldığı destekle edebiyat dünyasında yeni izler bırakmaya hazırlanıyor. Son kitabı “Devir” ise şimdiden polisiye tutkunlarının kitaplıklarındaki yerini aldı. Vestel, Manisa ZİÇEV ile gerçekleştirdiği proje kapsamında engelli çocukların sosyal yaşama ve üretime katılmalarına destek oluyor. G üven, sevgi, düşmanlık ve ihanet duygularını sorgulayan “Hayatın Adaleti” adlı kitabından tam dört yıl sonra yazar Sonkut Aksu, bu kez “Devir “adlı bir polisiyeyle okurlarına merhaba dedi. 14 Ekim 2014 Pazar sabahı saat 05.15’te İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne isimsiz bir ihbar yapılır. Şişli’nin Sultanbey mahallesinde Korkut Sokağı’ndaki alt geçitte lüks bir otomobilin içinde üç kişi ölü bulunur. Biri maden mühendisi, diğeri kabadayı iki kardeş ve sır dolu cinayetler. Henüz okuma fırsatı bulamamışlar için Aksu’nun kitabı böyle özetlenebilir: Soluksuz okunan bir polisiye… Yazar Sonkut Aksu aynı zamanda Zorluteks Perde İşletmesi Brode Bölümü çalışanı. Hem edebiyat ve hem de tekstil sektöründe faaliyet göstermek onun için müthiş bir zenginlik ve ilham kaynağı. 1978’te Trabzon Sürmene’de doğan yazar 1998’den bu yana Zorlu Tekstil Grubu bünyesinde çalışıyor. Felsefe bölümünü mezunu Aksu, ilk kitabından sonra okurlarından olumlu geri bildirimler alınca ikinciyi yazmak için cesaretlenmiş. Cinius Yayınevi tarafından yayına hazırlanan her iki kitap da edebiyat dünyasındaki yerini çoktan almış durumda. Çalışma arkadaşlarına ve yöneticilerine desteklerinden ötürü müteşekkir olan Aksu her iki kitabının yayımlanmasının ardından Zorluteks Lüleburgaz Fabrikası’nda imza günü de düzenledi. Aksu, şimdi üçüncü kitabının hazırlığını yapıyor. Neden polisiye? Sonkut Aksu: Polisiye filmleri, kitapları ve dizileri her zaman sevmişimdir. Birikim diyelim. Polisiye romanların gerçekçi oluşu, heyecanı ve yaşamdan izler barındırması beni etkilemiş olabilir. Neden yazmak? Sonkut Aksu: Kitap yazarken kendimi stresten uzaklaşmış, üzüntülerden arınmış hissediyorum. Kitabımla başbaşa kalarak huzur buluyorum. Genellikle akşamları yazdığım için günün yorgunluğunu da böyle atıyorum diyebiliriz. Günde bazen iki, bazen de altı saat yazdığım oluyor. Bu kitabın konusunu nasıl oluşturdunuz? Sonkut Aksu: İlk olarak romandaki hikayeyi kurgusal olarak tasarladım, sonrasında romanın kahramanlarını hikayeme yerleştirdim ve icra ettim. Yazarken nelere dikkat ediyorsunuz? Sonkut Aksu: Kitabımda geçen olayların gerçekci olması ve olaylar arası bağlantıların kopuk olmamasına dikkat ederim. Çalışma arkadaşlarınız ve yöneticileriniz bu konuda size destek oldu mu? Sonkut Aksu: Kitabım çıkana kadar ailem konuyu biliyordu ve bu aşamada çok destek oldular. İlk kitabım ve ikinci kitabım çıktıktan sonra Genel Müdürümüz Cemil Çiçek ve Genel Müdür Yardımcımız Ali Canbulat fabrika sahamızda bulunan ve halka açık olan Café’Z de imza günü yapmam konusunda bana destek oldular. Yazar adaylarına teknik anlamda neler tavsiye edersiniz? Sonkut Aksu: İlk olarak romandaki hikayeyi kurgusal olarak tasarlamak gerekiyor. Sonrasında ise romanın kahramanlarını hikayeye yerleştirmek ve icra etmek önemli. Ben de böyle yaptım. Kitabımda geçen olayların gerçekçi olması ve olaylar arası bağlantıların kopuk olmamasına dikkat ederim. Yazar adaylarına naçizane önerim de bu ayrıntılara dikkat etmeleri yönünde olacaktır. V estel, üretim üssü Vestel City’nin bulunduğu Manisa’da başlattığı sosyal sorumluluk projelerini aralıksız sürdürüyor. Manisa ZİÇEV (Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı) ile düzenlediği proje de bunlardan biri. Manisa ZİÇEV, projelerle bakımını ve yetiştirilmesini üstlendiği çocukların gelişimlerine de katkıda bulunmak amacıyla Manisa’daki fabrikalardan aldığı işlere çocukların katılımını sağlıyor. Vestel de bu projeye destek veriyor. Vestel’in 2014 yılında HAKSAN işbirliğiyle Manisa ZİÇEV ile zihinsel engelli çocukların eğitimine katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirdiği “Yeter ki Şans Ver” adı verilen sosyal sorumluluk projesinde, Vestel Çamaşır Makinaları için hazırlanan Nakliye Vidası Grubu’nun önemli bir bölümü Manisa ZİÇEV’deki zihinsel engelli çocuklar tarafından yapıldı. Vestel bunun devamında ise sosyal sorumluluk projeleri kapsamında, fabrika ve ZİÇEV arasındaki nakliye ve ulaşım ihtiyacını karşılamak üzere vakfa bir araç hediye etti. Vestel’in sosyal sorumluluk projelerinde yer almasını bir misyon olarak gördüklerini ifade eden Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, desteklenen projelerle engelli çocukların sosyal yaşamda engelleri aşabilmelerine yardımcı olmayı hedeflediklerini belirtti. Doğal bir eğitim alanı sağlayan bu projelerde çocuklara problem çözme, paylaşma, üretken ve yaratıcı olma gibi değerler kazandırılarak onların kişisel gelişimlerine büyük katkıda bulunuluyor. Vestel’in hem ekipman yatırımı ve hem de araç ihtiyacı konusunda destek olduğu projelerde vakıftaki çocukların aktif ve üretken olmaları hedefleniyor. Manisa’da Vestel’in farklı sosyal sorumluluk çalışmaları devam edecek. 62 gezi 63 Begüm ÖZTÜRK Zorlu Enerji Grubu Yardımcı Uzman, Kurumsal İletişim Ankara’dan Kars’a Doğu Ekspresi “Gitme”nin “varmak”tan daha önemli olduğu rüya gibi bir yolculuk... Ç ingeneler boşuna dememiş: “Evde oturan erken ölür.” Evde oturmamak için zaman, para ve ikisinin bir araya gelebilmesi şart. Gerisi kolay... Yapmak istediğim çok şey var. Karavan yolculuğu, yelkenli bir tekne kullanmak, bahçeli bir dağ evinde kedim, köpeğim ve sevdiklerimle yaşamak gibi... Açıkçası kısa süre öncesine kadar, uzun bir tren yolculuğu yapmak istediklerim listesinde değildi. Nasıl da atlamışım diye hayıflandım Doğu Ekspresi seyahati sonrasında. Sizin bir listeniz var mı? Cevabınız evetse ve listenizde “trenle Kars” yoksa hiç durmayın hemen ekleyin. Müthiş bir deneyim! Dilim döndüğünce anlatayım: Gitme kızım, yapma kızım! 23 yaşındaki küçük (!) kızının -bu ben oluyorum- Ankara’dan kalkıp 24 saatte Kars’a varan bir trene binmesini “ay kızııım ne kadar ilginçmiş, ne güzeldir o tren” diyerek ve heyecanla karşılayan bir anneye sahip olduğum için bu seyahate çıkmak için gereken “aile izni”ni almakta hiç zorlanmadım. Ancak gelin görün ki ne titiz bir arkadaş çevrem varmış, en az on kişi “o tren pistir,” “kaçırırlar seni,” “çantanı çalarlar,” “aç kalırsın,” “uçakla gitsene” gibi binbir bahaneyle beni bu yolculuktan vazgeçirmeye çalıştı. Elbette vazgeçmediğim için şu an bu satırları okuyorsunuz. Evim Pendik’e yakın olsaydı ya da Haydarpaşa Garı gibi önemli bir kültür mirasımızı bir alışveriş merkezi-otel projesine kurban vermemiş olsaydık İstanbulAnkara arasını da hızlı trenle gitmek istiyordum. Ama ne yazık ki seyahate hızlı bir başlangıç yapabilmek için uçak kullanmak zorunda kaldım. Ankara havalimanından sürekli kalkan servis otobüsleri 1 saatte gara varıyor. Karşımda Ankara Garı yazısını görünce tahmin ettiğimden fazla heyecanlandım. Daha önce trene hiç binmediğimi söylemiş miydim? Gideceksen en uzağa... Dağcılığa yeni başlayan birinin ilk tırmanışını Everest’e yapması beklenemez herhalde. Hiç trene binmemiş olan ben, ilk tren tecrübem için uzun ve zor bir seçim mi yapmıştım acaba?.. Neyse ki yalnız değildim. Üstelik yol arkadaşım bana hala zorlu görünen bu yolculuğu daha önce deneyimlemiş uzman bir gezgindi! Ankara’da treni beklerken birkaç saatimiz vardı. Hızlı bir turla ilk Meclis Binası’nı, Ankara Kalesi’ni ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni görüp güzel bir yemek yeme şansı bulduk. Kale’nin hemen altındaki Kebapçı Emin Usta’da enfes köfte, kuru fasulye ve Ankara tavası yedik. Trene hala 2 saatimiz olduğunu fark edip gelmişken Kuğulu Park’a da çıkalım dedik. Tabii günlerden kış ortasında güneşli bir Cumartesi olunca Tunalı Hilmi’deki trafiği hesaplayamadık. Canım İstanbul’da mıyız ki adım atarken cep telefonundan trafik durumuna bakalım?.. Hızlı bir plan yapıp ilk gördüğümüz bakkaldan bisküvi, atıştırmalık, meşrubat ve su aldık. Birer de büyük sandviç yaptırıp yolculuk çıkınımızı hazır ettik. Öğlen çantalarımızı emanet dolabına bırakırken gardaki büfede her şeyin çok pahalı olduğunu keşfetmiştik. Hızlı gitmesi için motive edilen taksici, koşarak çantaların alınması, 2 nolu yolun bulunması derken trenin kalkmasına 10 dakika kala kendimizi vagona atabildik. Garın büyük, modern ve kalabalık bekleme salonunda fotoğraf çekemediğim için biraz üzüldüm. Ama olsun, uzun bir yolculuk ve bir sürü fotoğraf bizi bekliyordu nasılsa. Treni görünce kalbim daha da hızlı atmaya başladı. Dış görünüşü hiç de fena değildi. Eski filmlerdeki buharlı trenler gibi hur- da bir şey beklerken bu çok lüks geldi. Amma da korkutmuşlar beni! Kondüktör (biletleri kontrol eden kişiye böyle deniyormuş) biletimize bakıp sıcak bir hoşgeldinizle bizi vagonumuza buyur etti. En arkadaki vagondayız: 1. Mevki Yataklı. 1. Mevki dediğime bakmayın. Kişi başı otobüs parasına yataklı kompartıman. Şansımıza en arka kompartımanda yer bulabilmiştik bileti TCDD’nin web sitesinden alırken... Vagona adım attım ve ilk dikkatimi çeken şey pırıl pırıl bir koridor ve tertemiz büyük camlar oldu. Nasıl da ürkek adımlar attım yerimize doğru ilerlerken. Yürürken bir yandan da geçtiğimiz kompartımanlarda kimler kalıyor diye göz ucuyla içeri bakıyordum. Tek başına oturan bir kadın, bebekli bir aile, yaşlı bir turist çift, yalnız bir genç adam, yaşlı bir amca ve teyzeden sonra da en sonda biz! Kompartımanımızın kapısını açar açmaz gözlerime inanamadım. Burası nasıl da güzel bir odaydı böyle! Evet, oda. Koltuk, açılan ranza tipi iki yatak, masa, lavabo, mini buzdolabı ve raflar. Konfor ve donanım beklediğimin çok üzerindeydi. Bir an önce fotoğrafını çekip “gitme Begüm, yapma Begüm” diyen arkadaşlarıma göndermek istedim. Yerleşme işini tamamlayamadan hafif bir sarsıntı oldu veee, trenimiz hareket ediyordu işte! Camı açıp derin bir nefes aldım. Gar havası nasıl da güzelmiş! Adı Doğu Ekspresi olan bir trenle “en uzağa” gitmek ne kadar da heyecan vericiymiş... Trende su gibi akan zaman... 24 saat süren bir yolculukta zaman nasıl geçerdi sorusunun Doğu Ekspresi’ndeki cevabı kesinlikle “su gibi!” Tren Ankara’dan hava kararırken kalktığı için fotoğraf çekecek pek bir şey bulamadık. Sandviçlerimizle mükellef bir akşam yemeği yedikten sonra yataklarımızı açıp kendimizi trenin tıngır mıngır melodisine bıraktık. Erkenden de uykuya daldık. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim; çarşaflar, yastık kılıfları ve nevresimler pırıl pırıldı. Gece boyu hafif sarsıntılı, sık sık bölünen ama keyifli bir uyku çektik. Dışarısı kış havası fakat kompartıman o kadar sıcak ki, dijital klimayı kıstığımız halde “Treni görünce kalbim daha da hızlı atmaya başladı. Dış görünüşü hiç de fena değildi. Eski filmlerdeki buharlı trenler gibi hurda bir şey beklerken bu çok lüks geldi.” 64 gezi 65 “Sabah bir trende uyanmanın ne kadar farklı ve güzel olduğunu anlatsalar inanmazdım. Camın dışında akıp giden köyler, dağlar, nehirler ve sürekli değişen bir manzara! Hareket halindeki bir otelde olmak gibi tren...” camı da araladık. Doğru okudunuz, kimselerin beğenmediği Doğu Ekspresi’nin yataklı vagonunda her kompartımanın kendine özel sıcaklığı ayarlanabilir kliması var. Sabah bir trende uyanmanın ne kadar farklı ve güzel olduğunu anlatsalar inanmazdım. Camın dışında akıp giden köyler, dağlar, nehirler ve sürekli değişen bir manzara! Hareket halindeki bir otelde olmak gibi tren... Haritamızı açıp geçtiğimiz istasyonları harita üzerinde bulmaya çalıştık bir süre. Yolda olmak insanı acıktırıyor. İstasyonlarda en fazla 2-3 dakika durduğu için trenden inip yiyecek bir şey almak mümkün değil. Zaten istasyonlarda genellikle in-cin top oynuyor. Ayrıca trenin son derece keyifli bir yemek vagonu ve kahvaltı dışında ızgara çeşitleri, alkollü-alkolsüz içeceklerden oluşan geniş sayılabilecek bir menüsü var. Masalar iyi bir restoranı aratmayacak ölçüde düzenli ve temiz. Uzun uzun kahvaltı yapıyoruz yemekli vagonda. Bizim dışımızda 2-3 kişi var. Koca tren, neden kimse gelip kahvaltı yapmıyor diye düşündüm ve neden öyle olduğunu vagonlar arasında kısa bir yürüyüşe çıkınca anladım. Hemen her koltukta yolcular yanlarında getirdikleri bisküvi ya da sandviçlerle meyve suyu eşliğinde keyifli bir kahvaltı yapıyor. Eskiden aynı trende tüpte yumurtalar pişirilir, çaylar demlenirmiş. Şimdiki tren bunu yapmak için biraz fazla modern. En azından yol boyunca hiç menemen kokusu almadık. Vagonları da gezdik, gördük. Yola çıkarken daha fazla fotoğraf (özellikle insan fotoğrafı) çekebileceğimi düşünmüştüm ama tren hem biraz boş hem de insanlar kendi halinde uyuyor, dinleniyor ya da cep telefonuna-tabletine gömülmüş. Biraz hayal kırıklığı yaşadım doğrusu. Daha retro bir tren ve geçmişten gelen yolcular mı hayal ettim ne? İstasyonlar istasyonları, saatler saatleri kovalarken yolculuğun yarısından fazlası geride kalmıştı bile. Birkaç fotoğraf çektik, yemekli vagonda Karslı çok sempatik bir abiyle tanıştık, kibar kondüktörümüzle sohbet ettik. Erzurum’dan sonra trenin dışındaki dünya beyaza bürünmüştü. Erzurum’u da arkamızda bırakmış olmak, aslında yolculuğun da sonuna yaklaştığımız anlamına geliyordu. Değil saatlerin, bir günün nasıl geçtiğini anlayamadık. Kompartımanımız evimiz gibi olmuştu, o derece alıştık o küçük odada yaşamaya. Bu bir rüya! Bu yolculuğu tek kelimeye sığdırdım: Rüya. Yani “Raylar üze- Vestel çalışanları ve bayiler el ele Vestel çalışanları sahaya indi, bayileri ziyaret ederek aktif satışta rol aldı. Bu satış deneyimi aynı zamanda bir yarışma. En çok satışı kimin yapacağı yıl sonunda belli olacak ve elbette bu başarı ödüllendirilecek. V rinde yolculukla Anadolu.” Gözümüzü kapattık tren, açtık istasyon, yol boyu raylar. Anadolu’nun ortasından, başkentinden başlayan sıra dışı bir yolculuktu Doğu Ekspresi’nin hikayesi... Issız ovalar-dağlar aştık, köyler-kasabalar geçtik, nehirler gördük, her istasyonda insanlara ve ağaçlara el salladık. Sarıkamış’a yaklaşırken güneş bir kez daha battı, hüzünlendik. Yolculuğun sonuna gelmiştik. Vagonumuzun yüksek merdiveninden inerken yüzümüze vuran soğukla kendimize gelip demir ağlarda gözden kaybolan trenimizin arkasından el salladık. Tren şiirleri okumuştuk yolda ve içlerinden ikisini defterime yazmıştım. Havada bembeyaz buhar olan uzun bir nefes verip cebimden defterimi çıkardım, o ana en çok uyan şiiri okudum. Nereye bu gece vakti, güzel tren garip tren? Düdüğün pek acı geldi, hatıra neler getiren. Çok mudur mendil sallamam, her yolcu az çok âşinam. Haydi yolun açık olsun; geçtiğin köprüler sağlam tüneller aydınlık olsun. Cahit Sıtkı Tarancı Yanağıma süzülen bir damla göz yaşı mıydı tenimi yakan, Sarıkamış’ın ayazı mı, istasyonun hüzünlü yalnızlığı mı, bilemedim. Yününün yüzümü acıtmasına aldırmadan eldivenimle sildim yanağımı, son bir kez raylara döndüm yüzümü, havadan da soğuktu karanlığa bürünmüş tren yolu... Yolculuk Rehberi Doğu Ekspresi’ne Bir Bilet Lütfen! Bilet almak çok kolay. www.tcdd.gov.tr sitesine girip yerinizi seçerek alacağınız bir çıktıyla doğrudan trene gidebiliyorsunuz. Doğu Ekspresi her gün Ankara’dan 18.00’da, Kars’tansa 07.45’te kalkıyor. Ankara’dan Kars 24-26 saat kadar sürüyor. Dönüşü uçakla yapmak mümkün. Trende Son derece konforlu, güvenli ve temiz bir seyahat sizi bekliyor. Biz kışın seyahat ettik ve gayet sıcaktı. Yemekli vagonda karnınızı doyurursunuz ama kompartımanda atıştırmak için yanınızda abur cubur bulundurun. Kompartımanlarda mini buzdolabı var, yanınızda su ve içecek getirebilirsiniz. Küçük ve yumuşak sırt çantası tipi bagajla yolculuk etmek dar kompartımanda yer sorununu ortadan kaldırır. Tuvaletler sürekli temiz, tuvalet kağıdı, kağıt havlu ve sabun daima var. Yolun Sonu Kayak severler Sarıkamış’ta kalabilir (www.camkarotel.com), daha fazla gezmek isteyenler Kars şehir merkezini tercih edebilir (www. karsotel.com). Sarıkamış’ta kayak merkezi ve Katherina Köşkü olarak bilinen ve çivi kullanılmadan yekpare ağaçtan inşa edilmiş 120 yıllık ilginç yapı mutlaka görülmeli. Kars civarında ise gezilecek-görülecek yer çok fazla. Kent merkezindeki yapılar, Rus mimarisi, kilise ve camilerle tarihi kale başlıca duraklar. Bir-iki saat mesafede ise Çıldır Gölü ve Ani Harabeleri gezginlerin önemli durakları arasında yer alıyor. Kışın giderseniz kaz etini deneyebilir, her mevsim kaşar peyniri ya da Kars gravyeri satın alabilirsiniz. estel çalışanları ile bayiler arasında daha güçlü bir bağ kurmak ve müşteriyi daha iyi anlayabilmek için benzersiz bir saha uygulaması başladı. Vestel çalışanları bayilere giderek aktif satışta rol alıyorlar. Bu yeni saha operasyonu aynı zamanda ciddi bir yarış. Çünkü her satış tecrübesinin ardından ilk beşe girenlere ödüller sunuluyor ve yıl sonunda en çok satışı gerçekleştiren çalışanı da sürpriz bir ödül bekliyor. Yaklaşık bir yıldır devam eden uygulamayı Vestel Pazarlama ekibi başlattı. Satış ekibinin de dahil olmasıyla tüm şirkete ve tüm Türkiye’ye yayılan uygulama, bayiler tarafından benimsendi. Yöneticiler tarafından belirlenen illere giden gruplar, farklı bayilerde bir tam gün geçirerek satış yapıyorlar. Bire bir müşteriyle karşılaşan çalışanlar bu saha projesiyle, bayilerin yaşayacakları olası problemler karşısında empati yeteneklerini geliştiriyorlar ve müşterilerin beklentilerini daha iyi gözlemleme olanağına sahip oluyorlar. satış deneyiminden oldukça memnun kaldılar. Bayileri ve çalışanlarıyla Vestel’in büyük bir aile olduğunu vurgulayan bu proje ile bayilerin motivasyonu arttı. Farklı illere giden çalışanlar da yeni bir kültürle tanışmanın mutluluğunu yaşadılar. Uygulama önümüzdeki dönemde de devam edecek. Mardin Vestel bayi Bayiler ise Vestel çalışanlarıyla beraberce gerçekleştirilen bu Başarının sırrı takım olabilmekte saklı V estel Pazarlama ekibi, takım çalışması ve iletişim yetkinliklerini güçlendirmek, ekip ruhuyla yapılan çalışmaların sonuçlarını göstermek için outdoor aktiviteleriyle zenginleştirilen bir etkinlikte bir araya geldi. 29-30 Mayıs tarihlerinde Tuzla Radisson Blu Otel’de gerçekleştirilen organizasyonda, ortak hedefe koşan tüm ekip üyeleri başarıya giden yolun takım çalışmasıyla mümkün olacağını eğlenceli aktivitelerle deneyimleyerek gördüler. Bu özel etkinliğin moderatörü ise kanal yönetimi ve satış konusunda danışmanlık yapan Alper Güney oldu. Keyifli ve eğlenceli anların yaşandığı organizasyonda ritm atölyesinden çalışma yönetimi sunumuna dek birbirinden farklı, etkileyici sunumlar ve oyunlar hayat buldu. Bu yıl ikinci kez düzenlenen organizasyonda kazananlar yine birer madalyayla ödüllendirildi. 66 haber 67 Zorlu Çocuk Tiyatrosu bine yakın oyun sahneledi Zorlu Çocuk Tiyatrosu Instagram’da! Karlar Ülkesi Müzikli Oyunu Bir sosyal sorumluluk projesi olarak var olan ve olabildiğince çok çocuğa ulaşarak tiyatroyu sevdirmeyi amaçlayan Zorlu Çocuk Tiyatrosu şimdi de Instagram’da. Açıldığı ilk günden itibaren takipçi sayısı hızla artan Zorlu Çocuk Tiyatrosu, sosyal medyadaki bu yeni hesabı sayesinde ebeveynlere ve dolayısıyla çocuklara ulaşmaya devam ediyor. Türkiye’yi il il gezerken sahnelenen oyunlardan çeşitli görüntülerin paylaşıldığı hesapta çocukların ilgisini çeken görsellere de yer veriliyor. 600 bin çocuk sanatla tanıştı Çocuklara tiyatro ve sanat sevgisini aşılamayı hedefleyen Zorlu Çocuk Tiyatrosu, 12 yılda bine yakın oyun sergileyerek 600 bin çocuğu tiyatroyla buluşturdu. Bu sezon ise sahnelediği müzikli-danslı çocuk oyunu “Karlar Ülkesi” , post-modern müzikal “Kibritçi Kız” ve “Kurbağa Prens” Anadolu turnesiyle 12. sezonunu tamamladı. Kibritçi Kız Müzikali Kurbağa Prens Oyunu Karlar Ülkesi Müzikli Oyunu Zorlu Çocuk Tiyatrosu’ndan kitap bağışı Zorlu Çocuk Tiyatrosu, Türkiye’yi karış karış dolaşarak çocukları tiyatroyla buluşturmakla yetinmiyor aynı zamanda yaptığı kitap bağışlarıyla da çocukların kültür ve sanat bilgilerinin gelişmesine yardımcı oluyor. Son olarak İzmir Menderes’te bulunan Çamönü Naile Karadeniz İlkokulu’na Zorlu Çocuk Tiyatrosu tarafından sergilenen oyunların kitapları gönderildi. Bu bağış sayesinde çocuklara tiyatro ve müzikaller tanıtılırken okuma alışkanlığını geliştirmelerine de katkı sunulmuş oldu. Z orlu Çocuk Tiyatrosu kurulduğu günden bu yana çocukları sanatla tanıştırmayı amaçlıyor. Tam 12 yıldır bir sosyal sorumluluk projesi olarak var olan ve her geçen gün büyüyen Zorlu Çocuk Tiyatrosu, Türkiye’de bu alanda çok önemli bir boşluğu dolduruyor. Çocukların kişisel gelişiminde kültür ve sanatın önemli rol oynadığı gerçeğinden yola çıkan Zorlu Çocuk Tiyatrosu, bugüne dek tam 600 bin çocuğu tiyatroyla buluşturdu. Oyunları ise tam bin kez sahnelendi. Zorlu Çocuk Tiyatrosu bu sezonda da yine Türkiye’yi il il gezerek binlerce çocuğa tiyatro dünyasının kapılarını araladı. Zorlu Çocuk Tiyatrosu bünyesinde bu sezon; “Karlar Ülkesi” Oyunu, “Kibritçi Kız” Müzikali ve “Kurbağa Prens” Müzikli Oyunu olmak üzere tam üç oyunu sahneye konuldu. “Karlar Ülkesi” Oyunu ve “Kibritçi Kız” Müzikali’ni Ekim 2014-Mayıs 2015 tarihleri arasında, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde ücretsiz olarak sergileyen Zorlu Çocuk Tiyatrosu, Anadolu Turnesi kapsamında “Kurbağa Prens” Oyunu’nu Türkiye’nin birçok ilinde sahneledi. Mevsimler, hayal dünyası ve ötesi... Özlem Saraç’ın, Hans Christian Andersen’in “Karlar Kraliçesi” masalından yola çıkarak yazdığı ve Gaye Cankaya’nın yönettiği “Karlar Ülkesi” çocuklara bir yandan dostluğun önemini anlatıyor, diğer yandan da doğa sevgisini aşılaya- rak onların kültürel gelişimine katkı sağlıyor. Her mevsimin kendine has özelliklerini sergileyen oyun, çocukların yaşadığı dünyayı anlamasına da yardımcı oluyor. Sezon boyunca izleyiciden büyük ilgi gören “Karlar Ülkesi” dört yaş ve üzeri seyircilere hitap ediyor. Yoğun ilgi üzerine üç sezondur sahnede! “Kibritçi Kız” müzikalini, tiyatro oyun yazarı ve Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Sahne Sanatları Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hasan Erkek, yine Hans Christian Andersen’in ünlü masalından yola çıkarak hazırladı. Ancak müzikal masalın aksine mutlu bir finale sahip. “Kibritçi Kız” müzikali, sokaklarda akordeon çalıp şarkı söyleyerek kibrit satan bir kızın hikayesini anlatırken; değiştirilen mutlu finaliyle yaşama sevinci, dostluk ve dayanışmayı sanatsal bir dille övüyor. Müzik, dans, mim, jonklörlük ve resim sanatlarının buluştuğu müzikal aynı zamanda sokak çocukları konusunda farkındalık yaratmayı da amaçlıyor. Hasan Erkek’in yönetmenliğini de üstlendiği oyun beş yaş ve üzeri izleyicilere sesleniyor. “Kibritçi Kız” müzikali, 2013-2014 sezonu içinde 39. İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri kapsamında “Yılın En İyi Çocuk Oyunu Ödülü” ve Tiyatro Seyircileri Derneği Direklerarası Ödülleri kapsamında “Müzikal Yapım Ödülü”ne; 2014 yılında ise Tiyatro Gazetesi tarafından “En İyi Yapım Ödülü”ne layık görülmüştü. “Kurbağa Prens”i izlemeyen kalmasın diye... Grimm Kardeşler’in ünlü masalı “Kurbağa Prens” de yine Özlem Saraç tarafından günümüze uyarlanarak Zorlu Çocuk Tiyatrosu tarafından Gaye Cankaya’nın yönetmenliğiyle sahnelendi. Anadolu turnesi kapsamında Türkiye’nin dört bir yanında sergilenen “Kurbağa Prens” oyunu, izleyicilere “İlk görüşte önyargıyla yaklaştığınız insanların içlerindeki ‘güzelliği’ ancak onları tanıdıkça keşfedebilirsiniz” mesajını veriyor. “Kurbağa Prens” oyunu, Assitej ve Sahne Dergisi işbirliğiyle verilen Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Ödülleri kapsamında “En İyi Kadın Oyuncu” ve “En İyi Erkek Oyuncu” ödüllerine de layık görülmüştü. 68 haber 69 Enerjinin çarkları Zorlu Enerji ile dönüyor Ekonomik, çevresel, toplumsal ve jeopolitik boyutlarıyla enerji politikasını belirlemek, karmaşık ve uzun vadeli bir süreç. Enerji politikasının sürdürülebilir kalkınmanın gereksinimlerini yansıtacak hedeflerini karşılamak üzere Zorlu Enerji, ulusal ve uluslararası tüm platformlarda yerini alıyor. Her yıl yaklaşık 16 bin kişinin ziyaret ettiği ICCI fuarının açılışını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız yaptı. Enerji sektörünün ana ve alt kollarının ulusal ve uluslararası temsilcilerinin buluştuğu etkinliği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun yanı sıra 25 sivil toplum örgütü desteklerken, fuarın bu yılki ana sloganı “Enerji sanayi sektöründe 21. yıl” olarak belirlendi. Türkiye’nin bu en geniş kapsamlı enerji fuarında üç gün boyunca beş paralel salonda, 200’e yakın sunum yapıldı. 36 oturumun gerçekleştirildiği konferanslarda, Zorlu Enerji O&M Genel Müdür Yardımcısı Gülten Yılmaz, “Enerji Santrallerinde İşletme ve Bakım” başlıklı oturumun moderatörlüğünü üstlendi. Türkiye’nin enerji üreticileri ve tüketicileri arasında yer alan konumuyla önemli bir enerji köprüsü oluşturduğunun vurgulandığı oturumlarda, sektörün gelişimi için kamu-özel sektör işbirliğinde sürdürülebilir uygulamaların önemine değinildi. Zorlu Enerji Grubu’nun faaliyet gösteren tüm şirketleri fuarda temsil edilirken ziyaretçilere elektrik üretimi, ticareti, doğal gaz dağıtımı, işletmesi, onarım ve bakım gibi hizmetlerine ilişkin bilgiler verildi. Zorlu Enerji Grubu yetkilileri, enerji ve çevreye dair tüm sektörlerdeki işbirliği olanaklarını değerlendirirken gelişmeleri yakından takip etme fırsatını da buldular. Fuarın en ilgi çeken köşelerinden biri ise ziyaretçilerin karbon ayak izinin hesaplandığı uygulama oldu. T ürkiye’nin küresel enerji piyasasında daha aktif ve gün geçtikçe daha fazla söz sahibi olması sayesinde, uluslararası enerji etkinliklerinin çoğu artık ülkemizde gerçekleştiriliyor. Küresel aktörlerin yer aldığı bu etkinliklerde enerji piyasasının geleceği de tasarlanıyor. Gelecek 50 yıl içinde yaşanacak olası enerji sorunlarına karşı alternatif çözümler geliştiren dünya devleri küresel meseleleri bu etkinlikler aracılığıyla masaya yatırarak sektöre katkı sağlıyor. İşte başarılı girişimleri ve projeleriyle Zorlu Enerji Grubu da bu etkinliklere katılarak ülkemizi en iyi şekilde temsil ediyor. Küresel aktörler karşısında Türkiye’nin olumlu enerji politikalarının somut bir örneği olarak yerini alıyor. Zorlu Enerji Grubu ICCI 2015’te büyük ilgi gördü Zorlu Enerji Grubu, Türkiye’nin en büyük enerji fuarı kabul edilen Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nın (ICCI 2015) katılımcıları arasında yer aldı. 6-8 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen fuarda Zorlu Enerji Grubu’nun standı katılımcıların ilgi odağı oldu. STK’lara destek Zorlu Enerji Grubu, yalnızca yatırımlarıyla değil aynı zamanda enerji politikalarını yönlendiren sivil toplum kuruluşları, organizasyon ve araştırma merkezlerine verdiği destekle de sektöre katkı sağlıyor. İşte bu organizasyonlardan biri de küresel enerjinin buluşma noktası kabul edilen ve “kutup yıldızı” olarak tanımlanan Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC). Enerji ve iklim konularında nesnel ve geleceğe dönük nitelikli ekonomi-politik çalışmalar yapmak üzere kurulan bu organizasyonda Zorlu Enerji Grubu eşbaşkan konumuyla bağımsız araştırmalara ve politika geliştirilmesine destek veriyor. Zorlu Enerji Grubu’nun desteklediği bir diğer sivil toplum platformu ise Enerji Ekonomisi Derneği (EED). Enerjinin verimli, akılcı, temiz, ucuz, güvenilir üretimi, iletimi, dağıtımı ve tüketimi ile ilgili araştırma, tecrübe ve politikaların tartışılmasına olanak sağlayan platformlardan biri olan Enerji Ekonomisi Derneği (EED), Türkiye’nin farklı üniversitelerinden enerji ekonomisi konularındaki çalışmalarıyla öne çıkan akademisyenler tarafından kuruldu. EED, Zorlu Enerji’nin de aralarında olduğu üyelerine; 100’ün üzerinde ülkede 4 bin 500’den fazla üyesi bulunan Uluslararası Enerji Ekonomisi Derneği (International Association for Energy Economics-IAEE)’nin olanaklarından faydalanabilme imkanı da sağlıyor. G20 öncesinde “Enerji Güvenliği” Enerjinin arzı kadar güvenliği de son derece hayati bir konu. Gündemi her dönemde meşgul eden enerji güvenliği, Zorlu Enerji’nin eşbaşkan olarak destek verdiği IICEC tarafından 15 Mayıs’ta gerçekleştirilen 6. IICEC Uluslararası Enerji Forumu’nda “G-20 Antalya Zirvesi Yolunda: Küresel Enerji Güvenliğinin Bugünü ve Yarını” başlığıyla ele alındı. İstanbul’da gerçekleştirilen forum, paydaşların yerel ve küresel ölçekte analizlerinin paylaşımına olanak sağladı. Zorlu Enerji Grubu, yatırımlarının yanı sıra enerji politikalarını yönlendiren sivil toplum kuruluşlarına verdiği destek ve katıldığı etkinliklerle de sektöre katkı sağlamaya devam ediyor. Kasım ayında Antalya’da Türkiye’nin başkanlığında düzenlenecek ve ana konu başlıklarından biri enerji olacak G20 ve B20 zirveleri öncesi düzenlenen forumda, enerji güvenliği, ekonomik gelişmeler ve çevre ihtiyaçlarına uygun olarak zamanında yapılacak enerji yatırımlarında söz sahibi olabileceği vurgulandı. Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu’nun yönetim kurulunda görev aldığı IICEC, hükümetler, sanayi ortakları, uluslararası örgütler, düşünce kuruluşları ve dünyadaki üniversitelerle işbirliği ağı kuruyor ve karar alıcıları enerjiyle ilgili temel sorunlar hakkında bilgilendirmeyi ve bu paydaşlara gerçekçi analizler sunmayı hedefliyor. Enerji güvenliğini ele alan etkinliklerden biri ise 38. Uluslararası IAEE Konferansı oldu. Zorlu Enerji Grubu; EED’nin bu yıl “Enerji Güvenliği: Küresel Teknoloji ve Sürdürülebilirlik Zorlukları” başlığıyla düzenlediği konferansa sponsorluk desteği verdi. Zorlu Enerji Grubu, 25-27 Mayıs’ta Antalya’da düzenlenen etkinliğin sonuçlarını iş süreçlerinde dikkate alacak. Jeotermal enerjinin dünü, bugünü Türkiye’nin enerji ve dolayısıyla ekonomik gündemini meşgul eden petrol, doğal gaz ve jeotermal enerji konularında endüstri-üniversite ilişkilerini güçlendirmek için düzenlenen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) 25. Petrol ve Doğal Gaz Semineri ve Sergisi de sektörün kayda değer etkinliklerinden biri oldu. Zorlu Enerji’nin sponsorluk desteği verdiği seminerde “Jeotermal Enerjinin Dünü, Bugünü” başlıklı bir sunum yapan Zorlu Enerji Genel Müdür Yardımcısı Ali Kındap “Jeotermal enerji yatırımlarında, başladığımız 2004 yılından bu yana çok hızlı gelişmeler yaşansa da, bugün aşmamız gereken tüm sorunlarda kamu, özel sektör ve diğer tüm paydaşlar olarak sorumluluğa sahibiz” dedi. Dünya enerji regülatörleri İstanbul’da buluştu Enerji sektörünün önemli aktörlerinin bir araya geldiği etkinliklerden bir diğeri de 6. Dünya Enerji Düzenleme Forumu (WFER) oldu. 25-28 Mayıs’ta İstanbul’da düzenlenen forumda, dünyada enerji regülasyonu konusunda enerji düzenleyicileri ve enerji piyasasındaki paydaşlar, politika yapıcılar, enerji piyasasında faaliyet gösteren şirketler, finans kuruluşları, akademisyenler ve tüketici temsilcileri bir araya geldi. “Enerji Düzenleme Dünyasını Buluşturmak” teması altında toplanan forumda, enerji düzenlemesi alanında gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkelerin ortak yaklaşımlar geliştirmesine yönelik diyalog fırsatları yaratıldı. Zorlu Enerji Grubu’nun stant ve sponsorluk desteği verdiği etkinlik, altısı genel ve ikisi özel olmak üzere 24 oturumda gerçekleşti. 70 haber 71 Ortak gelecek için ortak sorumluluk Sürdürülebilir bir dünya için yerkürede bulunan enerji kaynaklarının korunması, yönetilmesi ve kontrollü şekilde kullanılması için herkese görev düşüyor. Zorlu Enerji Grubu da kurumsal sosyal sorumluluk anlayışıyla çeşitli etkinlikler ve farkındalık çalışmaları yapıyor. K urumsal sosyal sorumluluk, çağdaş şirketlerin önemsediği bir kavram. Sorumluluk bilinci ve toplumsal görev farkındalığı gelişmiş şirketlerde, kurumsal sosyal sorumluluk bir gelenek haline dönüşüyor. Zorlu Enerji Grubu içinde de aynı anlayış hakim. Yeryüzünde var olan mevcut kaynakların korunması ve kontrol edilmesi için çeşitli farkındalık çalışmaları yürüten Zorlu Enerji sürdürülebilir bir geleceğin toplumun her kademesi için bir zorunluluk olduğunun bilincinde. Elektrikten doğal gaza tüm şirketlerinde kurumsal bir yapı olarak bu toplumdan aldıklarını yine bu toplum için harcamayı tercih eden Zorlu Enerji, bu bağlamda kurumsal sosyal sorumlulukta da dikkat çeken etkinlikler gerçekleştiriyor. Grup şirketlerinden GAZDAŞ’ın katıldığı 02-10 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen Give&Gain Çalışan Gönüllülüğü Haftası etkinlikleri bunlardan yalnızca biri. Özel sektör çalışanlarının, tecrübelerini, becerilerini ve zamanlarını sivil toplum kuruluşları iş birliğiyle toplumun ihtiyaçları doğrultusunda gönüllü olarak değerlendirmesini amaçlayan bu organizasyonda, GAZDAŞ gönüllüleri Yeşil Ejderha ismini verdikleri projeleri ile Çevre ve Doğal Gaz bilinçlendirme sunumlarını Türkiye’nin farklı illerinde 10 ilköğretim okulunda toplamda 50 gönüllü ile gerçekleştirdiler. Dünya Çevre Günü’nde “Enerjimiz Çocuklar İçin” GAZDAŞ’ın kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarından bir diğeri ise “Enerjimiz Çocuklar İçin” projesi. Zorlu Enerji tarafından 2010’da başlatılan ve bugüne kadar Türkiye’nin dört bir yanında 180 binin üzerinde çocuğa ulaşan “Enerjimiz Çocuklar İçin” projesi çerçevesinde GAZDAŞ Gönüllüleri bu yılki çalışmalarını tamamladı. Türkiye’de bir enerji şirketi tarafından yürütülen ulusal ölçekli ilk enerji konulu eğitim projesi olan “Enerjimiz Çocuklar İçin” projesi bu defa 5 Haziran Dünya Çevre Günü ile ilişkilendirildi. 24 GAZDAŞ Gönüllüsü Gaziantep, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve Lüleburgaz’da 2 bin 414 öğrenciye temiz ve tasarruflu enerji kullanımının değerini anlattı. Ortak gelecek için çıkar gözetmeksizin çaba gösteren ve zaman ayıran GAZDAŞ Gönüllülerine ve etkinliklere katılan tüm öğrencilere duyarlılıkları için teşekkürler. Enerjimiz Çocuklar İçin / Gaziantep Writers Bar’da Edebiyat Sohbetleri devam ediyor Raffles İstanbul Zorlu Center bünyesinde yer alan Writers Bar, Gül İrepoğlu ile başlayan ve kısa sürede çok sevilen “Edebiyat Sohbetleri” etkinliğinde bu defa Zülfü Livaneli’yi konuk etti. 2 Haziran’da gerçekleştirilen etkinlik Periscope’tan canlı yayınlandı. R affles İstanbul Zorlu Center, tüm Raffles otellerinin sahip olduğu yenilikçi ve sıra dışı hizmet anlayışını kültür ve sanat etkinlikleriyle perçinliyor. Bu kapsamda 11 Nisan 2015’te Gül İrepoğlu’nun konukluğuyla başlatılan Writers Bar Edebiyat Sohbetleri devam ediyor. Son olarak Zülfü Livaneli’nin ağırlandığı Writers Bar Edebiyat Sohbetleri’nde değerli yazarlar, son derece nezih ve keyifli bir ortamda okurları ile buluşuyor; edebiyat severler ise ücretsiz olarak katıldıkları bu etkinliğin tadını çıkarırken sevdikleri yazarla sohbet etme fırsatını yakalıyor. Enerjimiz Çocuklar İçin / Tekirdağ “Konstantiniyye Oteli”, Writers Bar’da Writers Bar Sohbetleri’ne 2 Haziran’da konuk olan ve eserleri birçok dile çevrilen Zülfü Livaneli etkinlikte son kitabı “Konstantiniyye Oteli” üzerine okurlarıyla söyleşti. Kitaba ilişkin olumlu yorumlar alan Livaneli “Konstantiniyye Oteli”nden çeşitli bölümler okudu. Twitter’ın Periscope uygulamasından canlı olarak yayınlanan söyleşide, Periscope kullanıcıları da Livaneli’ye sorularını yöneltme şansını yakaladılar. Elmasın peşinde, Osmanlı’nın izinde... Dünya edebiyatına bin selam! Doğan Kitap işbirliğiyle hayata geçirilen etkinlik serisinin ilkinde Gül İrepoğlu, okurlarıyla “İstanbul Yıldızı” adlı eserine dair sohbet etmişti. Kanuni Sultan Süleyman’ın miğfer-tacı, cellat pazarına düşen mücevher saat, Kösem Sultan boğulduğunda kulağından çalınan paha biçilmez küpeler, İkinci Abdülhamid’in Paris’te satılan mücevherleri… İrepoğlu’nun 2014’te yayımlanan bu eserinde görkemli bir elmasın peşine düşen okurlar Osmanlı tarihine keyifli bir yolculuk yapıyordu; edebiyat tutkunları bu etkinliği çok sevdi. Raffles Otelleri’nde bulunan Writers Bar tam anlamıyla kitap dostu bir mekan. Singapur’da 1887 yılında kurulan ilk otelinde Ernest Hemingway, Rudyard Kipling, Somerset Maugham, Pablo Neruda gibi yazar ve şairleri ağırlayan Raffles Otelleri bu yazarlara ithafen “Writers Bar” markasını yarattı. Dubai’den Paris’e İstanbul’dan Jakarta’ya kadar dünyanın birçok özel kentinde hizmet veren Raffles Otelleri, Writers Bar ve burada düzenlenen özel etkinlikler sayesinde dünya edebiyatına, kültür ve sanata değerli bir selam gönderiyor. 72 haber 73 Meta Nikel, geleceğin teknolojilerine odaklanıyor Kuzey Yarımküre’de bir benzeri daha bulunmayan tesisleriyle ilkleri gerçekleştiren Meta Nikel, uç ürünlerle katma değerini artırmayı ve Avrupa’nın sayılı firmalarından biri olmayı hedefliyor. 2 001 yılından beri nikel arama çalışmaları yürüten Meta Nikel, 2007 yılında başladığı tesis yatırımını 2014 yılı Aralık ayında tamamlayarak ilk ürünlerini elde etti. Manisa Gördes’te kurulan tesisler, aynı zamanda nikel uç ürünlerini de üretecek. Meta Nikel Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Safder İplikçioğlu, Genel Müdür Yardımcısı Barış Soyuer ve İşletme Müdürü Barış Erdem tesisler hakkında bilgi verdi. Meta Nikel’in kuruluş fikri nasıl doğdu? Kuruluş öykünüzü aktarır mısınız? Ali Safder İplikçioğlu: Meta Nikel Kobalt Madencilik’in kuruluş hikayesi Meta Madencilik ile başlar. Meta Madencilik, bir grup genç idealist arkadaşın benim önderliğimde oluşturduğu bir şirket... 2000 yılı sonrasında Manisa Turgutlu Çaldağ’daki ilk nikel üretim ve ihracatının gerçekleştiği sahanın işletilmesiyle tecrübe kazanan ekibimiz, söz konusu sahanın İngilizler tarafından satın alınmasından sonra Manisa Gördes Türkmençardağı bölgesinde, ikinci bir nikel cevheri üreten maden sahasını geliştirdi. 2002 yılından itibaren Gördes’te başlatılan sondaj ve arama faaliyetlerimizi 2003 sonrasında üretim ve ihracat aşamasına getirdik. 200.000 ton civarında nikel cevheri üreterek bu bölgeden Yunanistan’a ihraç ettik. Ortalama yüzde bir tenöre sahip olan nikel cevherinin konsantre edilmeden satılması çok eko- Soldan sağa: Meta Genel Müdür Yardımcısı Barış Soyuer, İşletme Müdürü Barış Erdem, Genel Müdür Ali Safder İplikçioğlu Zorlu Grubu bu proje için nasıl ikna oldu, farkınız neydi? Ali Safder İplikçioğlu: Zorlu Grubu bu kararı verirken oksitli nikel cevheri işleyen dünya üzerindeki ilk 10 tesisten biri olacağını, Türkiye’ye yepyeni bir teknoloji getireceğini ve ülkemizde bir ilki gerçekleştireceğini bilerek cesur ve anlamlı bir yatırımı hedefledi. 2007 yılı Mayıs ayında yapılan iş birliği anlaşması ile çıkılan bu yolda son derece büyük bürokratik ve teknik zorluklara rağmen başta Ahmet Zorlu olmak üzere Zorlu Grubu her aşamada yanımızda oldu ve desteklerini sürdürdü. Yeni fikirlerle çıkmış kişiler olarak hayal etmek, yenilikçilik ve inovasyon konseptlerini nasıl yorumlarsınız? Ali Safder İplikçioğlu: Mevcut olanı iyi bilmiyorsanız yeniyi geliştiremezsiniz. İnovasyon dünyanın, ekonominin ve teknolojinin gideceği yeni mecraları hissedenlerin geliştirebileceği yeniliklerdir. Bu nedenle doğayla uğraşan madencilik geleceğin teknolojilerinin ihtiyacı olan malzemeleri bugünden tespit eden ve onların ekonomik şekilde üretilmesini geliştiren bir sektör. Nikelin stratejik önemi nedir? Ali Safder İplikçioğlu: Nikel aslında evimize giren ve hayatımıza dokunan her şeyde var. Bindiğimiz uçakta, çatal kaşıkta, tıbbi cihazlarda nikel var. En önemlisi endüstri devriminin en gelişmiş ürünü paslanmaz çelik nikelle üretiliyor. Ülkemizde çok geniş bir nikel potansiyeli var. Bu madeni biz 2000’li yılların başından beri arıyoruz. Bugün 100 milyon ton kaynağa ulaştık. Bu aramaların Türkiye’de artacağını düşünüyoruz. Nikel, yeni teknolojilerle beraber çok daha önemli bir noktaya gelecek. Bu nedenle özellikle Zorlu Grubu olarak geleceğe yönelik dünyadaki en önemli malzemelerden birine ulaşmış olacağız. nomik olmadığı için bu bölgede bir nikel ve kobalt konsantre tesisisin kurulmasını planlandık. Bu hedefe ulaşabilmek için de çeşitli yatırımcı gruplar ile görüşmeler yaptık, proje bu aşamada iken Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül ile paylaştık. Ömer Yüngül’ü nasıl ikna ettiniz. Ahmet Zorlu’yla ne zaman tanıştınız, görüşmenizi nasıl geçti hikayesini anlatır mısınız? Ali Safder İplikçioğlu: Ömer Bey’in çok etkilendiği ve detaylar üzerinde çalışılması gerektiğini belirttiği bu proje, Zorlu Grubu’nun yönetimine de derhal sunulmuş. İki-üç gün gibi kısa bir süre içinde de Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu’nun katılımı ile ikinci görüşmeyi gerçekleştirdik. Bu görüşmede Ahmet Bey ve Ömer Bey ile Meta Grubu’nu temsilen ben ve şu anki Yönetim ve İcra Kurulu Üyelerimiz Musa Mete Yeşil ve Mustafa Kerpiçci bulundular. Ahmet Bey’e proje ile ilgili detaylı bir sunum yaptık, dünyadaki emtia fiyatlarının süratle yükseldiği bu dönemde böyle bir yatırımın hem Türk madenciliği ve Türkiye ekonomisi açısından hem de yatırımcı grup yönünden son derece olumlu sonuçlar yaratacağını ifade ettik. Ahmet Bey bu görüşmeden sonra prensip olarak böyle bir yatırıma olumlu baktıklarını ama en geç üç aylık bir süre içerisinde yabancı bir uzman gruba proje değerlendirmesini yaptırmayı düşündüklerini ve olumlu bir sonuç almaları halinde böyle bir projeyi ancak META ekibi de projenin içinde olacaksa gerçekleştirmeyi arzu ettiğini belirtti. Üç ayın sonunda denetimi yapan yabancı grup Standard Bank’ın, olumlu değerlendirmesinin ardından, böyle büyük bir yatırım ortaklığını gerçekleştirmeye ve Türkiye’deki ilk nikel ve kobalt konsantre tesisini kurmaya karar verdik. Nikel cevherini işlemek üzere kurduğunuz entegre tesisler hakkında bilgi verebilir misiniz? Ali Safder İplikçioğlu: Madencilikte özellikle düşük tenörlü cevherlerin ticareti son derece zordur. Katma değer yaratan ürün elde etmek istiyorsanız muhakkak ileri teknolojiyle rekabet edebilen ve uç ürüne gidebilecek bir sistem kurmanız lazım. Biz de son 20 yılda gelişmiş, dünyada bilinen en iyi teknolojiyi kullanarak cevherimizi işliyoruz. Türkiye ağırlıklı olarak bu ürünleri ithal ediyor. Nikelin ülkemizde işlenmesi, Türkiye’ye de çok büyük miktarda döviz getirecek. Barış Erdem: İlk aşamada yıllık 1.6 milyon ton nikel cevherini madenlerimizden açık işletme yöntemiyle çıkararak bu tesisi besleyeceğiz. Burada yıllık yaklaşık 27 bin ton nikel konsantresi üreteceğiz. Bu da, yıllık bazda ilk aşamada metal olarak 10 bin ton nikele karşılık geliyor. Bu yatırımla, Zorlu Grubu bünyesinde nasıl bir katma değer üretilmiş olacak? Ali Safder İplikçioğlu: Madencilik sonuç itibarıyla son derece riskli ve ön hazırlığı uzun süren bir sektör. Ama ürün işlendiği zaman uç ürünlere gidebilecek bir perspektif yaratacak. Zaten bizim ana hedefimiz de bu. Böyle bir teknolojiyi kullanarak bu kadar katma değeri yüksek ürünleri elde etmek Zorlu Grubu’nun gücüne çok büyük güç katacaktır. Bu üretimi karşılamak üzere hangi yatırımları yaptınız? Barış Erdem: Ana konsantre tesisimiz var ve bu konsantre tesisiyle birlikte buhar üretme tesisi, asit depolama tankları ve atık depolama tesisimiz var. Yılda yaklaşık 250 bin ton da nikel cevheriyle kireç taşı üretimi yapacağız. Bu kireç taşı tesisimizde üretmek üzere kırma-eleme-öğütme tesislerimiz bulunuyor. Tam otomasyonlu prosese sahip olan tesislere sahibiz. Tesislerin çalışması sırasında her şey proses kontrol sistemleriyle uzaktan yönetilebiliyor. İlk ihracatını Çin’e yaptı Ülkemizin ilk nikel kobalt konsantre ve rafine tesisini kuran Meta Nikel, 19 Mayıs’ta ilk ihracatını Çin’e yaptı. Meta Nikel, 2015 yılının ikinci yarısında konsantre ürün ihracat faaliyetlerini artırarak, mevcut yatırımının ikinci aşamasının çalışmalarına başlayacak. Yatırımın ikinci aşaması kapsamında 2018 yılında kapasite iki katına çıkarılarak nikel metal eldesi veya nikel kimyasalları için izabe tesisi yatırımlarının tamamlanması planlanıyor. Meta Nikel aynı zamanda, İstanbul’da Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı’nın düzenlediği gecede Metal Madenciliği alanındaki yatırım ve yeni teknolojiler uygulama konularındaki başarılı çalışmaları nedeni ile 2014 yılı hizmet ödülünü aldı. Barış Soyuer: Tesislerimizde oldukça özellikli ve yüksek mukavemetli malzemeler kullandık. Çoğunlukla titanyum gibi nikel içerikli özel alaşımlar kullanıldı. Kaç kişilik bir ekibiniz var? İstihdamı nasıl sağladınız? Barış Erdem: Meta Nikel Gördes işletmesinde 466 kişiyiz. Bunun da yaklaşık yüzde 52’sini bölge sakinlerinden sağlıyoruz. Bununla birlikte tüm Meta Nikel olarak yani Eskişehir faaliyetlerimiz ve Ankara genel merkez faaliyetlerimizle birlikte toplamda yaklaşık 500 kişilik bir istihdamımız bulunuyor. Yaşanan kazalar nedeniyle iş güvenliği endişeleri çok arttı. Siz bu konuda hangi çalışmaları yapıyorsunuz? Ali Safder İplikçioğlu: İş güvenliği konusunda Meta Nikel’in standartlarının dünyadaki birçok standardın da üzerinde olduğunu söyleyebilirim. Çünkü iş güvenliği sadece zaman zaman verilecek eğitimlerle ya da zaman zaman alacağınız bir takım önlemlerle sürdürülebilir bir şey değil. İş güvenliği aslında yaptığınız işin bir parçası. Her anınızda, en ufak bir dikkatsizlik kazayla sonuçlanabiliyor. Sıfır kaza hedefimiz var. Çevre konusunda ne gibi yatırımlarınız oldu? Barış Erdem: Tüm tesislerimizi ve madenlerimizi kapsayan entegre bir ÇED raporu hazırlattık. Yaklaşık 25 milyon Dolar yatırım yaparak Türkiye madencilik sektöründeki en büyük, en modern ve en güvenli atık depolama tesisini inşa ettik. Aynı zamanda, projeye başlamadan önce 900 dönüm bir alanda yaklaşık 250 bin ağaç fidanı dikerek tesisimizin bulunduğu bölgede bir ağaçlandırma çalışması başlattık ve tamamladık. Meta Nikel dünyaya kendini anlattı Meta Nikel, Avustralya’nın Perth kentinde 25-27 Mayıs 2015 tarihlerinde düzenlenen 20. ALTA Nickel-Cobalt-Copper Konferansı’na davet edildi. Konferansa Meta Nikel Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Safder İplikçioğlu, Yönetim Kurulu Üyesi Mete Yeşil ve Teknoloji ve Ar-Ge Danışmanı Yavuz Topkaya katıldı. Bu konferansta Gördes Nikel-Kobalt tesisini ilk defa dünyaya tanıtan “Gördes Nickel Cobalt HPAL Project in Turkey” başlıklı bir makale 200 kadar kayıtlı delegenin bulunduğu bir oturumda sunuldu. kültür-sanat 75 74 gökyüzünün getirdikleri Elementlere göre kişilik özellikleri Astrolojide dört element bulunur: Hava, su, toprak, ateş. Her biri hepimizin içinde bulunan enerjiyi ve bilinci temsil eder. Doğum haritamızda yer alan bu elementler ise evrenin bize sunduğu bireysel özelliklerin sembolüdür. Hangi element, hangi burcu temsil ediyorsa kişilik özelliklerimiz o yönde şekillenir. Hava: İkizler, Terazi, Kova Hava sakinlik ve dinginliktir. Bu elementi temsil eden burçlar da sakin bir mizaca sahiptir. Kendinden emin ve incelikli konuşmalarıyla çevrelerini kolaylıkla etkiler. Zeki ve meraklıdırlar. Bu nedenle aldıkları her işi sorgulayarak ve iyi araştırarak tamamlamaya çabalarlar. Bu da onları bilgi edinmek ve bilgiyi yönetmek konusunda başarılı kılar. İkizler, Terazi ya da Kova burcundan birinin sevdiği bir işte başarılı olmaması mümkün değildir. İyimserlikleri ve pozitif enerjileri ekip arkadaşlarına da yansır ve bu burçtaki kişilerle çalışmak her zaman keyifli bir hal alır. Sorumluluk sahibi ve detaycıdırlar. Beklenmedik durumlar karşısında sergiledikleri sakin ve tarafsız yaklaşımları her zaman beğeni toplar. Fedakar ve iyi niyetlidirler. Ancak iyi niyetleri suistimal edildiğinde bunu kendilerine yediremez ve bir anda kendilerini geri çekerler. Hava her zaman durağan değildir. Kimi zaman şiddetli rüzgarlar eser, kimi zamansa küçük bir esinti. Bu da hava burçlarının yerinde duramaz, hareketli yanını temsil eder. Onlar için monoton bir hayat asla kabul edilemez. Yaşamın tadını çıkarmak ve dostluk onlar için vazgeçilmezdir. Su: Yengeç, Akrep, Balık Su durgun ve derindir. Bu nedenle su burçları duygusaldır ve kolayca derin hislere kapılır. Dışarıdan bakıldığında hareketli ve dışa dönük gözükseler de kapalı bir kutu gibidirler. Onları anladığınızı zannetseniz de yanılmış olma ihtimaliniz büyüktür. Derinliklerde duygular olduğu kadar hırslar da yatar. Hırslarına ulaşmak için çok çabalarlar. Bu nedenle su burcundan biriyle iş ortaklığı her zaman doğru bir karar olacaktır. İşlerini aksatacaklarından şüphe etmeye gerek yoktur. Planlı ve programlıdırlar. Rahat ve lüks bir yaşam özlemi duyarlar. Çok fazla hayal kurarlar. Sevdikleri kişilere sonsuz bir bağ ile bağlanıp hayallerinde her zaman bu kişilere yer verirler. Kolay kolay aldatmazlar. Aile bağları kuvvetlidir. Bu nedenle su burcundan olan biriyle birlikte olmak insana güven ve mutluluk verir. Dostluk duyguları da çok gelişmiştir. Arkadaşlarına çok önem verirler ve bu nedenle geniş bir arkadaş çevreleri vardır. Ancak kendisine yapılan olumsuz davranışlardan etkilenirler ve kolay affetmezler. Game of Thrones Taht Oyunları 4. Cilt Yazar: George R. R. Martin Çizer: Tommy Patterson Yayınevi: Akılçelen Kitaplar İlk üç cildi büyük bir ilgi ve beğeniyle karşılanan A “Game of Thrones” (Taht Oyunları)’nın IV. Cildi hayranlarıyla buluşuyor. “Game of Thrones”, G. R. R. Martin ve fantastik romanların bir başka ustası Daniel Abraham tarafından romanın aslına sadık kalınarak uyarlandı ve Tommy Patterson’un olağanüstü çizgileriyle görsel bir şölene dönüştürüldü. Her karesi bir poster niteliğinde olan çizgilerle “Game of Thrones”un bütün ciltleri oldukça keyifli ve tam anlamıyla koleksiyonluk. Toprak: Boğa, Başak, Oğlak Toprak sert ve güçlüdür. Bu elementin burçları da güçlü bir karaktere sahiptir. Toprak gibi üretken ve yapıcıdırlar. Hayatlarına giren işlerden ve ilişkilerden kolay kolay kopmazlar. Onlara derin köklerle bağlanırlar. Toprak burçları için onları rahatsız eden olumsuz değişimler intikam duygusunu perçinler. Kendilerine yapılanların arkasında kalmak istemezler. Bu nedenle sadık insanlarla ilişki kurmaya çalışırlar. İş hayatında çalışkan ve azimlidirler. Sorumluluk almaktan kaçmazlar. Fırsatları iyi değerlendirirler ve yatırım yapma konusunda başarılıdırlar. Hem iş hayatında hem de toplumda itibar görmek isterler. Aldıkları görevi sonuna kadar götürmek isterler ancak tedbiri hiçbir zaman elden bırakmazlar. İş hayatında olduğu gibi özel hayatlarında da kararlı ve tutucudurlar. Geleneklerine bağlıdırlar. Kendilerini güvende hissettikleri ilişkiler kurmak isterler. Kendilerine bakmaya ve temizliğe özen gösterirler. Sağlıklarına düşkündürler, doktor kontrollerini aksatmazlar. Ateş: Koç, Aslan ve Yay Ateş bir anda parlayıp her yeri kasıp kavurur, hiç beklenmedik bir anda sönüverir. Ateş grubu burçları da çok çabuk heveslenip çabuk vazgeçerler. Hareketleri ve enerjileri ile göz doldururken bir anda her şeyi bırakıp gidebilirler. Ancak bu elementin burçları çok yönlü ve beceriklidir. Girişimci ruhlarını biraz daha dizginleyip mantıklı hareket ettiklerinde çok başarılı işlere imza atarlar. İdealisttirler. Aldıkları işi eksiksiz yapmaya çalışırlar. Akıllarına koydukları işi mutlaka yapmak isterler. Bu nedenle içlerinde hep bir huzursuzluk vardır ama huzursuzlukları ile çevrelerindekileri rahatsız etmezler. Çabuk parlayan bu elementin burçları duygularını saklamakta da başarısızdır. Bir anda kendilerini dışa vurabilir, kimi zaman kırıcı olabilirler. Ateş elementinin burçları çok cesurdur ve kendini beğenmiştir. Düşündüklerini hiç çekinmeden söylemekten hoşlanırlar. Ancak neşeli ve iyi niyetli doğaları sayesinde insanlara kendilerini kabul ettirmesini bilirler. Yeni insanlar tanımaktan ve yeni yerler görmekten mutluluk duyarlar. Ateş burcundan biriyle birlikte olmak her zaman renkli ve eğlencelidir. Nesnelerin İnterneti ve İşbirliği Çağı Yazar: Jeremy Rifkin Yayınevi: Optimist Jeremy Rifkin, “Nesnelerin İnterneti ve İşbirliği Çağı”nda yeni bir ekonomik sistemin dünya sahnesinde boy göstermek üzere olduğunu haber veriyor. Rifkin, İletişim İnternetiyle yeni yeni güç kazanmaya başlayan Enerji İnterneti ve Lojistik İnterneti’nin 21. yüzyıla yakışan akıllı bir altyapıda, diğer bir deyişle Nesnelerin İnterneti üzerinde nasıl bir araya geldiğini açıklıyor. Bu birliktelik sayesinde üretkenlik oranları artıyor ve birçok mal ve hizmetin marjinal maliyeti sıfıra yakın seviyeye iniyor. Mal ve hizmetler bollaşıyor ve neredeyse bedava denilebilecek fiyatlardan ulaşılır hale geliyor. Enrique Iglesisas Konseri Küçükçiftlik Park, İstanbul İstanbul bir dünya starını ağırlamaya hazırlanıyor. Pop müziğin asi romantiği Enrique Iglesias, Sex&Love turnesi kapsamında 19 Ağustos’ta KüçükÇiftlik Park’ta olacak. Albümleriyle dünya çapında 100 milyondan fazla satış grafiği yakalayan ve sahip olduğu onlarca Grammy ile milyonlarca müzikseverin kalbini fetheden Enrique Iglesias, Sex&Love turnesi kapsamında Unilife ve VolumeUp organizasyonuyla İstanbul’a geliyor. 1995’te henüz 20 yaşındayken çıkardığı ilk albümü “Enrique Iglesias” ile müzik sektörüne hızlı bir giriş yapan Enrique Iglesias, sadece İspanyolca şarkılardan oluşan bu albümü ile albüm çıktıktan üç hafta sonra Altın Plak kazandı. Toplamda 137 milyon sa- tışa ulaşan Latin popun kralı Iglesias, müzik dünyasının en prestijli ödülleri olan Grammy ve Latin Grammy de dahil olmak üzere toplamda 150’den fazla ödülü kucakladı. Yiyecek - İçecek Yönetiminde Performans Analizi Yazar: Necdet Koç Yayınevi: Detay Yayıncılık Uzun yıllar yiyecek-içecek sektöründe faaliyet gösteren yönetici-iş adamı Necdet Koç tarafından hazırlanan bu eser, hem profesyonel yönetim anlayışına hem de akademik çalışmalara ışık tutuyor. Kitap, mevcut analiz ve çözümlemelerin bir kısmına hizmet eden istatistiksel ve sayısal yöntemlerin kullanılması üzerine yoğunlaşıyor. Operasyonel süreçlerin etkin ve verimli yönetimi için kullanılan çeşitli istatistiksel yöntemler üzerinde duran bu çalışma, bunu yaparken yiyecek-içecek işletmelerinin bugün itibarıyla kullandığı teknikleri de aktarmaya çalışıyor. The 39 Steps - 39 Basamak Yönetmen: Alfred Hitchcock Oyuncular: Madeleine Carroll, Robert Donat Tür: Korku/Gerilim Alfred Hitchkock’tan heyecan dolu bir casusluk hikayesi… John Buchan’ın romanından uyarlanan bu klasik hikaye, gerilim ustası Hitchcock’un en zekice ve keyifli filmlerinden biri kabul ediliyor. Richard Hannay (Robert Donat) bir komplo sonucu kendisini İskoçyalılarla amansız bir takibin içinde bulur. Hem av hem de avcı durumundaki Richard, aynı zamanda güzel Pamela (Madeleine Carroll) ile beklenmedik bir aşkın içine düşer. Geometri Yazar: Mustafa Kemal Atatürk Yayınevi: Kaynak Yayınları Bu kitabı Atatürk, ölümünden bir buçuk yıl kadar önce, III. Türk Dil Kurultayı’ndan hemen sonra, 1936-1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe Sarayı’nda kendi eliyle yazdı. Geometri, eski terimle “hendese”, eğitim örgütümüzde önemli bir yer tuttuğu halde, bunun terim düzeni çok ağdalı ve çapraşıktı. Arapça ile Farsça okul programından kaldırılmış, fakat Arapça üzerine kurulmuş olan terimler kalmıştı. İşte bu küçük kitapta boyut, uzay, yüzey, düzey, çap, yarıçap, kesek, kesit, yay, çember, teğet, üçgen, dörtgen, beşgen, köşegen, eşkenar, türev, alan, varsayı, gerekçe gibi terimler hep bu amaçla Atatürk tarafından türetilip konuldu. Kocan Kadar Konuş Yönetmen: Kıvanç Baruönü Oyuncular: Ezgi Mola, Murat Yıldırım, Nevra Serezli Şebnem Burcuoğlu’nun çok satan Kocan Kadar Konuş romanından uyarlanan film, Türkiye’de yaşayan kadınların çocukluktan itibaren “koca bulmaya” programlandıklarını anlatıyor. Efsun (Ezgi Mola) gerçek aşkı, sevgiyi, dürüstlüğü arar ama diğer kızlar gibi numara yapmayı, bilmediğinden düzgün bir ilişkisi olmamıştır. Efsun’un İzmirli ailesi ise ona kadınlığı öğretmeye kararlıdır. Efsun’un karşısına aniden hiç unutamadığı, üstüne yenisini koyamadığı lise aşkı Sinan (Murat Yıldırım) çıkar. 76 kısa kısa 77 Ergin İnan’ın sıra dışı “Günlükler”i Zorlu’da Sanatın ve sanatçının destekçisi, İstanbul kültür ve sanat yaşamının gözde mekanı Zorlu Performans Sanatları Merkezi bu kez çağdaş Türk sanatının tanımış isimlerinden Ergin İnan’ın eserlerini ziyaretçilerle buluşturdu. 8 Nisan - 25 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen “Günlükler” adlı sergi sanatçının son üç yıl içinde yaptığı 77 eseri kapsıyordu. Uluslararası alanda çeşitli ödüllere layık görülen Ergin İnan’ın BeyazArt işbirliği ile gün yüzüne çıkan 77 eseri ziya- retçilerden yoğun ilgi gördü. Yurt içi ve yurt dışında onlarca sergi açan İnan’ın eserleri birçok müzenin kalıcı koleksiyonları arasına girmeyi başardı. Oldukça farklı malzemeler ve teknikler kullanarak oluşturulan bu eserler İnan tarafından adeta bir günlük tutar gibi resmedildi. Zaten sergi adını da bu kronolojiden alıyor. İnan, eserlerinde, tuvalin yanı sıra ahşap, duralit, kağıt ya da el yapımı özel kağıtlar vb. taşıyıcılar üstüne yağlıboya, suluboya, tempera, renkli mürekkep ve kolaj gibi değişik teknik ve malzemeler kullanıyor. Teknoloji ve sanat buluştu V estel ile Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü iş birliğiyle düzenlenen “Venus’ten Bak Dünyaya!” adlı sergi, İzmir Resim Heykel Müzesi ev sahipliğinde 1 Temmuz’da açıldı. 25 Temmuz’a kadar devam eden sergi, 12 Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisinin Vestel Venus ile çektiği fotoğraflardan oluşuyordu. Akıllı telefonların fotoğraf makinelerinin yerini aldığı günümüzde, fotoğrafçı adaylarının Venus kullanarak çektikleri fotoğraflar ilgiyle izlendi. Osmaniye Demirspor Zorlu Enerji Grubu desteğiyle ilklere imza atıyor Z orlu Enerji Grubu’nun, 2013-2014 ve 2014-2015 sezonlarında sponsorluk desteği verdiği Osmaniye Yahya Mazlum Halk Eğitim Merkezi Spor Kulübü, yeni adıyla Osmaniye Demirspor’un sporcuları başarıdan başarıya koşuyor. 2014 yılında kurularak bölgesel amatör ligde yer aldığı ilk yıl önemli başarılara imza atan Osmaniye Demirspor Kadın Voleybol Takımı, Osmaniye’de bir ilki gerçekleştirdi. Takım, göstermiş olduğu yüksek performans dolayısıyla Türkiye Voleybol Federasyonu’ndan özel davetiye ile üçüncü lige davet edildi. Ayrıca minikler kadın güreş şampiyonasında Osmaniye Demirspor’un minik güreşçisi Ayşe Kaya Osmaniye tarihinde bir ilki başararak uluslararası bir şampiyonada madalya alan ilk kadın sporcu oldu. Türkiye Güreş Federasyonu tarafından İzmir’de Celal Atik Spor Slonu’nda düzenlenen 18. Uluslararası Yıldızlar Mahmut Atalay & Yaşar Erkan Serbest, Grekoromen ve Kadınlar Güreş Turnuvası’nda Türkiye’nin yanı sıra Kazakistan, Azerbaycan, Bulgaristan, İran, Macaristan, Romanya, İsviçre, Gürcistan, Kırgızistan ve Fransa’dan 348 sporcu katıldı. Esnafın maliyetleri Zorlu Elektrik indirimleriyle azalıyor Z orlu Elektrik, esnafa ve küçük işletmelere indirim fırsatları sunmaya devam ediyor. Cazip indirimler esnaf ve KOBİ’lerin maliyetlerini azaltmalarına yardımcı oluyor. Şekerbank ve Kadoil ile yapılan işbirlikleri de bu amaca hizmet ediyor. Esnafın elektrik maliyetlerinin düşürülmesine destek olmayı amaçlayan Zorlu Elektrik, Şekerbank tarafından oluşturulan “Kapımız Esnafa Açık” platformuna dahil oldu. Ekonominin temel dinamiği olan küçük işletmelere destek çıkarak üretimi artırmayı amaçlayan bu işbirliği kapsamında, aylık elektrik faturası 130 TL ve üzerinde olan Şekerbank müşterisi esnaf ve küçük işletmeler, Zorlu Elektrik’ten yüzde 13’e varan indirim avantajı kazanacak. Tüm Türkiye’de geçerli olan bu anlaşma ile esnaf ve küçük işletme sahibi Şekerbank müşterilerinin bankalarından alacakları başvuru formunu doldurarak Zorlu Elektrik’e iletmesi gerekiyor. Başvurusu kabul edilen müşterilerin Zorlu elektrik faturası için Şekerbank’a otomatik ödeme talimatı vermesi yeterli olacak. Esnaf ve küçük işletme sahibi müşterilerin yanı sıra Şekerbank’ın bireysel, kurumsal, esnaf ve çiftçi tüm müşteriler de elektrik ödemelerinde bu indirimden yararlanabilecek. Kadoil Genel Müdür Vekili Çağdaş Demirağ ve Zorlu Elektrik Genel Müdür Yardımcısı İnanç Salman Zorlu Elektrik’in Kadoil ile yaptığı işbirliği kapsamında ise aylık elektrik faturası 130 TL ve üzerinde olan serbest tüketiciler, Kadoil Genel Müdürlüğü’ne yapacakları başvurularla Zorlu Elektrik’ten indirim avantajına sahip olacaklar. Ülke genelinde 350’yi aşkın bayi ile müşterilerine akaryakıt dağıtım hizmeti veren Kadoil’in kurumsal müşterilerinin yanı sıra bireysel müşterileri de kampanya fırsatlarından yararlanabilecekler. İşbirliğine ilişkin protokol, Zorlu Enerji Grubu Genel Müdür Yardımcısı İnanç Salman ve Kadoil Genel Müdür Vekili Çağdaş Demirağ’ın katılımıyla Zorlu Enerji Grubu Genel Müdürlüğü’nde imzalandı. Zorlu Elektrik Genel Müdür Yardımcısı İnanç Salman ve Şekerbank Perakende Bankacılık Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Ertürk Yepyeni renkleriyle Venus İ lk kez Mobile World Congress’te görücüye çıkan Vestel Venus’ün altın ve titan renkleri, Venus ailesine renk katmaya hazır. 5.0” ve 5.5” olmak üzere iki farklı ekran boyutu seçeneğine sahip yeni modellerin X ve V olmak üzere iki tasarım alternatifi bulunuyor. X tasarımlı model keskin, V tasarımlı model yuvarlak hatlarıyla öne çıkıyor. Venus 5.5” akıllı telefon, Gorilla Glass ekran teknolojisi ile darbe ve çizilmelere karşı çok daha dayanıklı. 4G teknolojisine şimdiden hazır olan ve NFC desteği sağlayan model 1.2 GHz hızında 4 çekirdekli Qualcomm Snapdragon işlemcisi ile de dikkat çekiyor. Fotoğraf, video ve müzik için 10 GB kapasitesinde güvenli depolama alanı V-Cloud, Vestel Venus akıllı telefon kullanıcılarına 2 yıl boyunca ücretsiz sunuluyor. Minik şeflere ve annelere özel! Ö düllü şef Sergi Arola kendisi gibi yetenekli aşçıların yetişmesi için restoranı Arola’da bir dizi etkinlik düzenliyor. 23 Nisan ve Anneler Günü’ne özel düzenlenen mutfak atölyeleri de bu etkinlikler arasında yer aldı. Raffles Otel İstanbul Zorlu Center bünyesinde faaliyet gösteren Arola’da etkinlikler hız kesmek bilmiyor. Gastronomi tutkunlarını her seferinde kalbinden vuran restoranda, yemek yapmayı seven çocuklar nisanda anneler ise mayıs ayında yemek atölyesine davetliydi. Grubun Gökçedağ Rüzgar Enerjisi Santrali’nin bulunduğu Osmaniye şehrinde çocuk ve gençlerin spor yapmalarını teşvik etmek üzere desteklediği Osmaniye Demirspor, 21 spor dalında 1000’i aşkın çocuk ve gence hizmet veriyor. Bu destekle bulunduğu konum itibarıyla doğal güzellikleri ve kültürüyle ülkemizin önemli şehirlerinden olan ve yapılan yatırımlarla büyüyen ekonomisi ve genç nüfusu ile dinamik bir şehir olan Osmaniye’de gençler arasında sporun yaygınlaştırılması hedefleniyor. Çocuklarla yemek keyfi Nisan ayının en önemli misafirleri küçüklerdi. Arola’nın mutfak şefi Omar Mosquera, Çocuk Bayramı’nı kutlamak amacıyla 7-12 yaş arasındaki küçük misafirleri için eğlenceli bir yemek atölyesi düzenledi. Atölyede marshmallow, ev yapımı jöleler, pizza kurabiyeler ve Sponge Bob kekleri yapıldı. Ebeveynler dahil 12 kişilik grupların katıldığı atölye çalışmalarında annebabalar da en az çocukları kadar şendi! Tanıdığınız en iyi şef anneniz değil mi? Michelin yıldızlı şef Sergi Arola’nın Anneler Günü’ne özel yemek atölyesinde ise çeşitli pişirme teknikleri ve İspanyol mutfağından tarifler yer aldı. 23 Mayıs’ta gerçekleşen yemek atölyeleri, Mutfak Sanatlarında Geleceğin Şefi Ödülü’nün sahibi Sergi Arola gibi büyük bir şefle yemek pişirmek için kaçırılmaz birer fırsattı. Ve tabii “En iyi şef benim annem” deyip annesine hediye almak isteyenler için de güzel bir seçenekti. 78 kısa kısa 79 Zorlu Tekstil çalışanları 100. yılda Çanakkale’deydi Z orlu Tekstil çalışanları Çanakkale’ye keyifli bir gezi gerçekleştirdiler. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nda düzenlenen bu etkinliğe Lüleburgaz fabrikasında çalışan 1250 kişi katıldı. Bu tarihi günde böylesine keyifli bir geziye katılan çalışanlar, Zorlu Tekstil Ailesi’nin mensubu olmaktan duydukları mutluluğu dile getirdiler. En büyük mutluluk ise Çanakkale destanının 100. yılında bu zaferin kazanıldığı topraklara ayak basmaktı. Sabah birlikte yapılan kahvaltının ardından ilk durak noktası Seyit Onbaşı anıtı oldu. Seyit Onbaşı 214 kg (bazı kaynaklara göre 276 kg) ağırlığındaki mermileri sırtlanarak top kundağına yerleştirmeyi başarmıştı. Bu sayede yapılabilen ilk atışlarda “Ocean” adlı Fransız zırhlısı yara almış, üçüncü atışta ise Çanakkale’nin sularına gömülmüştü. Çanakkale Savaşları’nda bu stratejik hamleyi gerçekleştiren kahramanı andıktan sonra Zorlu Tekstil çalışanlarının gezisi Şehitlik bölgesinde devam etti. Ardından Conk Bayırı’na kadar tüm alanlar gezildi. Katılımcılar günün sonunda böyle anlamlı bir gezi yapmanın mutluluğuyla otobüslerine binerek Lüleburgaz’a dönüş yolculuğuna geçtiler. Derya Baykal, İzmitli hayranlarıyla buluştu S unduğu televizyon programındaki neşeli tavırlarıyla dikkat çeken Derya Baykal, İzmit Alkanlar Vestel mağazalarında yaşam enerjisinin sırlarını hayranlarıyla paylaştı. Tükenmek bilmeyen enerjisiyle ekranlara konuk olan sunucu ve tiyatrocu Derya Baykal, İzmit Alkanlar Vestel mağazalarında İzmitli izleyicileri ile buluştu. Sağlıklı beslenme sırlarını paylaşan Baykal, günlük hayatın yorucu temposunda nasıl enerjik kalabildiğini de hayranlarına anlattı. Baykal sağlıklı beslenme tariflerini de paylaştı. Yazlık tarifler Ihlamur kokusu haziran akşamlarını buram buram sararken Derya Baykal da yazın tadını çıkarmak isteyenlere “Ihlamur Çiçeği Reçeli” tarifini önerdi. “Hazım Çayı” ve “Detoks İçeceği” olmak üzere iki sağlıklı tarifini de paylaşan Baykal, “Sebze Sote” reçetesiyle dengeli beslenmek isteyenlere leziz bir tavsiyede bulundu. Gelenek bozulmadı, KORTEKS yine şampiyon! B ursa Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (BOSİAD) tarafından düzenlenen 11. BOSİAD Futbol Turnuvası’nda KORTEKS beşinci kez şampiyonluğu göğüsledi. 32 firmanın katıldığı turnuvanın final karşılaşması 15 Haziran’da gerçekleştirildi. EMARC ÇELİK’le finalde karşı karşıya gelen KORTEKS rakibini 3-1 mağlup ederek şampiyon oldu. Turnuvaya katılan tüm takımlarla beraber KORTEKS futbolcularını, teknik ekibini ve taraftarlarını kutluyoruz. Vestel LED Aydınlatma Google Play ve App Store’da! V estel müşterileri Vestel LED Aydınlatma’nın bütün broşürlerine, 2015 kataloğuna ve fiyat listesine Google Play ve App Store’dan indirilebilen bir uygulama ile kolayca ulaşabiliyor. Bu uygulama sayesinde ilgilenen herkes, her yerde Vestel LED ürünlerini inceleyebilir, kendisine en yakın Vestel bayisini bulabilir ya da online satıştan ürünlere rahatlıkla sahip olabilir. Vestel LED Aydınlatma artık Instagram’da! V “En İyi Tekstil Şirketi” Zorlu Tekstil İ stanbul Gelişim Üniversitesi tarafından düzenlenen ve eğitimden otomotive birçok sektörün değerlendirildiği “Sektörün Enleri” ödüllerinde Zorlu Tekstil, “En İyi Tekstil Şirketi” ödülüne layık görüldü. 20 Mayıs’ta düzenlenen ödül töreninde Linens AR-GE Müdürü Hüseyin Yaman, Grup adına ödülü aldı. Ödül töreninde açılış konuşmasını yapan İstanbul Gelişim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdülkadir Gayretli tüm alanlarda Türkiye için çalışmak gerektiğini vurgulayarak ödül alan kuruluşları tebrik etti. estel LED Aydınlatma, “vestelledlight” hesabıyla yer aldığı Instagram’da bir ilke imza atıyor. Artık satış temsilcileri Vestel LED Aydınlatma’nın referans projelerini anında Instagram üzerinden müşteriler ve bayilerle paylaşabiliyor, yanında referans proje broşürü olmasına gerek kalmadan satış yapmaya devam ediyor. Ayrıca Vestel LED aydınlatma ürünleriyle ilgilenen herkes de bu hesabı takip ederek hangi projede hangi ürünlerin kullanıldığı konusunda detaylı bilgiye sahip olabiliyor. 80 kısa kısa 81 “Yaşasın Yerliler” Vakko Esmod Zorlu Tekstil kumaşlarını tercih etti T ürkiye’de iletişim sektörünün en önemli etkinliklerinden kabul edilen Media Summit 2015, 27-28 Nisan tarihlerinde The Marmara Taksim’de gerçekleştirildi. Vestel Medya Satın Alma ve Planlama Müdürü Yiğit Tartan, 3C (Change, Connection, Content) vurgusuyla gerçekleştirilen etkinlikte “Yaşasın Yerliler! Vakalarda Yerel Medya” oturumunda Vestel adına sunum gerçekleştirdi. Vestel’in yerel medyada düzenlediği kampanyalar ve projelere değinen Tartan, sunumunda Vestel’in medya ve iletişim çalışmalarına ne denli önem verdiğini vurguladı. “Gururla Yer- Zorlu Tekstil Sosyal Sorumluluk Kulübü kütüphane kurdu akko Esmod İstanbul Moda Akademisi, Texworld İstanbul Fuarı’nda düzenledikleri “Drapaj Tekniğiyle Gömlek Uygulama Atölyesi”nde Zorlu Tekstil kumaşlarını kullanmayı tercih etti. Katılımcılar Zorlu Tekstil’de üretilen kumaşları kullanarak birbirinden yaratıcı çalışmalara imza attılar. İstanbul Lütfü Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda 7-8-9 Nisan’da gerçekleştirilen Texworld dünyanın en önemli hazır giyim ve aksesuarları fuarlarından biri kabul ediliyor. Medya planlama ve satın alma ajansları, reklamverenler, medya kuruluşları da dahil olmak üzere iletişim sektöründe faaliyet gösteren her yapının buluştuğu etkinliğin sunuculuğunu Savaş Karakaş, moderatörlüğünü ise Alpay Alptekin üstlendi. V estel hazırladığı eğlenceli sosyal medya filmiyle bu yıl Babalar Günü’nü “aranmayan babalara” adadı. Reklam filmi sadece 5 gün içinde 6 milyondan fazla kişi tarafından izlenerek kısa sürede büyük ilgi uyandırdı! Vestel‘in Babalar Günü filmi, uzaktaki çocukların ailelerini ararken işe annelerinden başlaması, babayı ise genellikle ikinci plana bırakması iç görüsünden yola çıkıyor. Eğlenceli reklam filminde, telefonları sadece ihtiyaç halinde çalan babaların isyanı, Erkin Koray‘ın “Anma Arkadaş” şarkısı üzerine yazılan sözlerle dile getirildi. Ramazan boyunca “Mobil İmsakiye” V estel’in hayatı kolaylaştıran teknolojileri Ramazan boyunca da kullanıcılarının yanında olmaya devam etti. Vestel Mobil İmsakiye Uygulaması; şehre göre namaz saatlerini gösteriyor, İftar ve İmsak vakitlerine ne kadar kaldığını belirtiyor, sabah ve akşam ezanı okunduğunda hatırlatma yapıyor. OKUNMUŞ KİT APL NOKTALARIND ARINIZI KART BASMA AKİ KİTAPLIKL ARIMIZA GETİRİN, HEM ÇALIŞA NLARIMIZ HEM İHTİYAÇ SAHİBİ OKULL AR FAYDALAN SIN! KAMPANYA DEVAM EDİY OR! Tüm çalışanları, okudukları kitapları kart basma noktalarında bulunan kitaplıklara teslim etmeye davet eden kulüp böylelikle binlerce kitap toplamayı hedefliyor. Bu sayede hem çalışanlar arasında okunan kitaplar el değiştirecek hem de toplanan kitaplardan ihtiyaç sahibi bir okulda kütüphane kurulacak. “Nerede o eski Ramazanlar?” özlemine birbirinden güzel sesli manilerle bir nebze de olsa yanıt vermeye çalışarak geçmişe götürürken mazinin güzelliklerini hatırlattı! Her gün Ramazan sofralarına ilham kaynağı olan, sofraları zenginleştiren günün menüsünü sundu. Türk İşi V estel, NTV’de 2 Mayıs’tan itibaren yayınlanmaya başlayan “Türk İşi” adlı programda ürün yerleştirme yapıyor ve ürünlerini programın merkezine koyarak bu teknoloji programını sahipleniyor. Vestel’in “Gururla Yerli” motto’suyla bire bir örtüşen program; Türk mühendis, yazılımcı ve tasarımcıların da “icat” çıkarma konusunda ne kadar yaratıcı olabileceklerini gözler önüne seriyor. Programı her biri farklı dallarda çalışan beş arkadaş sunuyor. Her biri kendi dalında uzman beş kişi hurda parçalarından teknoloji harikaları yaratıyor. Örneğin, 3D yazıcılarını kendileri yapıyor, biyonik el tasarlıyor, uzaktan kumandalı jimmy jib yapıp, görüntü alıyorlar. Programda üretilen teknolojik aletler Vestel ürünleri kullanılarak geliştiriliyor. Her hafta farklı icatların yapıldığı bu eğlenceli ve öğretici programı her cumartesi günü 19.15-19.55 saatleri arasında yayınlanıyor. Yayınlanan bölümün kısa videosu ise bir sonraki çarşamba günü Vestel Facebook ve Twitter hesaplarında paylaşılıyor. V estel, kullanıcılarının “Vestel Ankastre ürünleri mutfağımda nasıl duracak?”, “Hangi ürün mutfağıma daha çok uyacak?”, “Seçtiğim ürünleri satın alırsam ne kadar tutacak?” gibi sorularının yanıtını Vestel Ankastre Sihirbazı uygulamasıyla veriyor! Kullanıcıların, mutfaklarının bir benzerini oluşturarak hangi ankastre ürünün nasıl durduğunu görebildikleri uygulama ankastresihirbazi.vestel.com.tr’de yayında! Uygulamaya girildiğinde öncelikle mutfağın rengine karar veriliyor. Dört aşamada kullanılan uygulamanın mutfak renkleri için sekiz seçeneği bulunuyor. Aynı şekilde mutfak zemini için de sekiz seçenek yer alıyor. Sonraki aşamada ankastre eşya için oluşturulmuş boş alanlar Vestel ürünleriyle dolduruluyor. Vestel, bu yıl Babalar Günü’nü “aranmayan” babalara adadı! S osyaliz Sorumluyuz, sloganıyla yola çıkan Zorlu Tekstil Sosyal Sorumluluk Kulübü, bu kez de kütüphane kurmak için kolları sıvayarak kitap toplama kampanyası başlattı. V li” sloganını tüm iletişim çalışmalarında öne çıkaran Vestel için “yerel”in önemini anlatan Tartan iletişim faaliyetlerinde de “yerel” medyanın gücünden nasıl yararlandıklarını örnekleriyle ifade etti. 51. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu sponsorluğunu örnek olarak sunan Tartan, sosyal medya çalışmalarına da değindi. Ankastreye karar vermeyenlere özel... Ramazan döneminde beslenmeye, oruca ve sağlığa yönelik püf noktalarını da kullanıcılarıyla paylaştı. Ayrıca, Ramazan’ın olmazsa olmazı Ramazan Davulu ile Ramazan neşesine neşe kattı. iOS ve Android kullanıcıları tarafından kullanılabilen uygulama, toplam 27 bin indirilme sayısına ulaşarak büyük ilgi ile karşılandı. Toplam fiyat ve indirimli set fiyatları da bu uygulamada görülebiliyor. Tamamla butonuna tıkladıktan sonra ise mutfağın “Vestellendiği” son hali ekranda beliriyor. ankastresihirbazi. vestel.com.tr sayesinde hayallerindeki mutfağı evlerinden önce web üzerinde yaratan kullanıcılar, bu uygulama sayesinde artık karar vermekte zorlanmıyorlar. 82 english summaries 83 Innovation in the spirit I nnovation, one of the popular concepts of our era, can be reached with sustainable R&D and the correct management of technology and human resources. Most start-ups in the world go after innovative ideas. Innovation is “a must” for companies in order to maintain success over the years. Zorlu Group is a structure that has managed to implement innovation to its each and every operating company within the holding. Zorlu Group pioneers with an approach of “how to do our job better” in every sector varying from energy and textile to real estate and technology by continuously investing in R&D. Innovation is a Must for Zorlu Energy Zorlu Energy Group is an entity that has managed to integrate innovation to its every process. The Group utilizes innovation as a competitive advantage by engaging mobile applications that shows instant production and other technical data of the power plants in their production portfolio. On the other hand, Zorlu Energy Group considers the opinions of experts who have innovative perspective for not only plant productivity but also for the delivery of the projects while paying much attention to feasibility activities that are applied prior to each project. The most important aspect that distinguishes Zorlu Energy Group from other energy companies is business conducted without subcontractors as well as Zorlu Energy, “global actor” W ith each passing day, Turkey has a say in the global energy market even more. In this respect, many of the international energy events take place in our country. While the future of the sector and market conditions are discussed in these events to which global actors participate, Zorlu Energy also steps forwards firmly. By discussing about the alternatives to possible energy problems that the world may encounter in fifty years, world giants contribute to the sector through these events and organizations. And Zorlu Energy Group finely represents our country by attending to these events. Among these significant events are Turkey’s biggest energy fair namely the International Energy & Environment Fair & Conference (ICCI 2015) to which Zorlu Energy participated, 38th International IAEE Conference and 6th World Forum on Energy Regulation (WFER) as well as IICEC that was supported by cochair Zorlu Energy on May 15. With successful initiatives and projects, Zorlu Energy stands as the concrete proof of Turkey’s affirmative policies before self-managed investment. Zorlu Energy proceeds as a group by analyzing each phase from the investment decision until the implementation of the project. The procedure after feasibility consists of three phases with regards to implementation: engineering, purchase and construction. Zorlu Real Estate Has a Pioneering Role Developing a precise business approach to any kind of social, environmental and job problems and avidly supporting necessary cultural and artistic activities for social development forms a part of the corporate identity of Zorlu Real Estate. Having carried out one of the most spectacular structures of Istanbul that offers various services such as shopping, accommodation, catering and arts under the name of Zorlu Center, the Group builds all of its projects with innovative technologies such as recycling, energy efficiency and nature-friendly structures. Yüce Demirseren, Construction Director of Zorlu Real Estate Group states: “As the pioneer of its field in Turkey, Zorlu Real Estate Group has set the standards with its projects”. Vestel Grows with Innovation Offering cutting-edge technologies to its customers with accessible prices is the fundamental principle of Vestel. But what is more important is to produce this technology with Turkish designers and engineers in Vestel City. Adopting the slogan of “Proud to be a Domestic Supplier”, Vestel demonstrates that Turks can also be as good as notable world leaders in R&D and innovation. Overcoming the psychological barrier caused by the idea of “unwelcome innovations” that resides in our traditional culture, today Vestel produces high technology that becomes the source of pride for Turkey and it not only offers that technology to our domestic market, but also to abroad. Vestel City is one of the greatest industrial complexes of Europe in which manufacturing is conducted in a single field. Against all the reproaches that fail to associate Turkey with technology production, Vestel produces local smart-phones, tablets, 4K televisions and record holder white appliances. “Zorlu” as the New Generation Textile Having introduced the concepts of self-cleaning, breathing and anti-microbial textiles to Turkish textile sector, Zorlu Textile Group continues its R&D activities in line with the innovative working principles adopted by the Zorlu Family. In this respect, while working on modern production techniques by utilizing high-technology, Zorlu Textile Family continues to make a difference in the sector with innovative product lines. An innovative product line that is designed with high technology for the purpose of easing life, Zorlu Textile Group’s Taç Inova collection is an outcome of all the hard work. Taç Inova collection consists of four different product lines namely Tencel, Self-Cleaning Curtains, Deep Passion and Loft. global actors by participating in these valuable conferences and events. Zorlu Energy Group supports not only national and international events, but also non-governmental organizations and other sectoral components. Among these NGOs are Association for Energy Economics (EED) which is one of the platforms that give the opportunity to discuss research, experience and policies on efficient, logical, clean, cost-effective, safe production, transmission, distribution and consumption of energy and the Istanbul International Center for Energy and Climate (IICEC) of Sabancı University that is defined as the “pole star”. A Bahar Korçan Style among Zorlu Center Staff B ahar Korçan is an outstanding name with her uniqueness in fashion world. Korçan’s installations were on display under the name of “Precise Rhythm” in 1st Istanbul Design Biennial at Istanbul Modern and in 2014 at Galata Gergedan Gallery under the name of “Aşktan Arın” (Get Purified by Love) at a joint exhibition “Bunlar” (These) and she served as the curator of the exhibition with an Upcycling concept in November 2014 within the scope of Brand Week. Claiming that “the design becomes more substantial once it meets with other disciplines”, Bahar Korçan designed the uniforms of the personnel at Zorlu Center Residence (Lobby Male & Female / Vale-Bellboy & Doorman) and the supplier personnel (parking lot personnel, cleaning staff, vale, landscape and taxi). Inspired by the logo of Zorlu Group, Korçan applied a modern touch with her designs that were prepared on a large scale and intended to create a stylish look for the staff members meanwhile providing them a comfortable design. Upon receiving an offer from Zorlu Center, Korçan started to work on the project while at the same time investigating the architectural plan and projects of Zorlu Center which was under construction at the time. Asserting that she was mainly affected by landscape works, she expresses her excitement with these words: “There was a fine design, stage, art and green areas and I said to myself ‘I also have to be a part of it’”. What was the primary reason for you to agree to create uniforms for Zorlu Center staff? There was a fine architectural design, art, stage and green areas. I thought to myself “I have to be in this”. How would you describe the style and fashion of the costumes you made for Zorlu Center staff? Zorlu Center has a fine logo that I really like. We used a different kind of printing by handling with the logo in different perspectives sizes. We could very well describe the designs as “stylish” and “comfortable”. 84 english summaries The sense of reality comes from the digital L inens Bedclothes and Curtains that are produced with the application of digital printing bring the passion of nature to our homes by giving a sense of reality. Humanity and textile sector have come a long way since when first printing technique was developed. While textile sector regarded digital printing as a mere dream only 40 years ago, now the industry has got the hang of the age with digital printing technique. One of the most significant representatives of Turkish home textile industry, Linens offers practical, pleasant and extremely high quality products with the application of digital printing techniques within the framework of Zorlu Textile Group’s innovative and modern approach. Offering the lively colors of nature to us with the printing technique, Linens Bedclothes Collection reflects the beauty of nature. Drawing attention with its soft texture, different-sized patterns and bright and live colors, Linens bedclothes collection utilizes the fineness of digital printing technology within bedrooms. Satin fabric that is defined as 86 fibers was used in Linens Bedclothes collection whose patterns give a feeling of reality. Vivacious colors such as fuchsia, turquoise, green and blue are used in patterns that give a refreshing and especially a cool feelings in summertime. Manufactured with digital textile printing method, Linens Bedclothes are eye-catching with their flowery and watercolor paint effect patterns. The quality and beauty in the beddings can also be seen in Linens curtains. Instead of satin fabric, cotton fabric is preferred in Linens curtains and they bring the colors of nature to your home again with the digital printing technology. Vestel supports bike-life! V estel is engaged in various social responsibility projects in order to popularize sports and physical activities for the promotion of a healthy life. In this respect, by adopting the idea of “Bike-life”, Vestel sponsored the 51st Presidential Cycling Tour of Turkey with its “Pedal for Future with Vestel” campaign. By going through Vestel’s 1 million square meter production base Vestel City, 168 cyclists from 12 countries participating in the tour with 21 teams broke new ground. Hosting the cyclists who joined the tour on 7th stage starting from Selçuk, board chairman of Zorlu Holding Ahmet Zorlu, Vestel administrators and staff members, sector representatives and hundreds of people from Manisa witnessed the tour’s excitement. Regarding the event, Ahmet Zorlu stated: “As Zorlu Group, we are proud that Vestel is hosting a racetrack in a ranking race that international sportsman participate. While we encourage our young people to engage in sports and cycling as Zorlu Group, we will also continue to support the development of this sport in our country in the future”. In the finish line of the stage in Karşıyaka, the first-place winner was awarded a Vestel smart-phone with a ceremony. Trending Campaigns in Social Media 51st Presidential Cycling Tour of Turkey took a breath taking 8 days, and was shared with the followers of social media by Vestel; humorist, caricaturist, comedian and also a bike-lover Alpay Erdem and through the bisikletimvben.com web site. In the social media event of Vestel within the same campaign, the followers shared their photos with their bikes with #bisikletimVben hashtag while racing. The selected photographs after the race were awarded with surprise gifts. 600 thousand children gathered with Zorlu Children’s Theater B elieving that culture and arts play an important role in children’s personal growth, Zorlu Children’s Theater introduced 600 thousand children with theater and this season traveled all over Turkey once again and opened the gates of theater for thousands of children. Within the scope of Zorlu Children’s Theater, the play Land of Snow, musical The Match Factory Girl and melodrama the Frog Prince were staged this season. Land of Snow and The Match Factory Girl were staged free of charge at Zorlu Performance Arts Center between October 2014-May 2015 by Zorlu Children’s Theater and The Frog Prince was staged in many cities of Turkey within the scope of the Anatolian Tour. Zorlu Children’s Theater is in Instagram! As a 12 year-old social responsibility project that aims to reach as many children as possible and engage them with the love for theater, Zorlu Children’s Theater is now in Instagram. Zorlu Children’s Theater, whose followers are growing day by day on social media, is reaching to parents and children through this new account. While various images from the performances given in many cities are shared on this account, interesting visuals that draw children’s attention are also shared. Book Donation by Zorlu Children’s Theater Zorlu Children’s Group not only travels all over Turkey and introduce children with theater, but also supports children’s knowledge on culture and arts by donating books for them. Recently, plays that were staged by Zorlu Children’s Theater were donated to Çamönü Naile Karadeniz Primary School in Izmir, Menderes. Thanks to this donation, the children were introduced to theater and musicals and contributions were made to have them acquire a reading habit. Zorlu Children’s Theater will continue with their donations.