ziraat fakültesi dergisi - Gaziosmanpaşa Üniversitesi
Transkript
ziraat fakültesi dergisi - Gaziosmanpaşa Üniversitesi
GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Journal of the Agricultural Faculty of Gaziosmanpasa University ISSN: 1300 – 2910 CİLT: 24 SAYI: 1 YIL: 2007 Sahibi Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Adına Prof.Dr. Kadir SALTALI Dekan Yayın Kurulu Prof.Dr. Kemal ESENGÜN Prof.Dr. Sabri GÖKMEN Prof.Dr. Gazanfer ERGÜNEŞ Doç.Dr. Zeliha YILDIRIM Yrd.Doç.Dr. Metin SEZER Yayına Hazırlayan Yrd.Doç.Dr. Murat SAYILI BU SAYIDA HAKEMLİK YAPAN BİLİM ADAMLARI Prof.Dr. Bahri KARLI Prof.Dr. Fikret DEMİR Prof.Dr. Hasan YILMAZ Prof.Dr. İbrahim YILDIRIM Prof.Dr. Kamuran GÜÇLÜ Prof.Dr. Metin GÜNER Prof.Dr. Osman KARKACIER Prof.Dr. Ö.Faruk TAŞER Prof.Dr. Sabri GÖKMEN Prof.Dr. Serra HEPAKSOY Prof.Dr. Yaşar AKÇAY Doç.Dr. Ahmet YILDIRIM Doç.Dr. M.Ali SAKİN Doç.Dr. M.Emin BARIŞ Doç.Dr. Resul GERÇEKÇİOĞLU Doç.Dr. Sibel Göktaş MANSUROĞLU Doç.Dr. Vedat CEYHAN Doç.Dr. Yakup ÖZKAN Yrd.Doç.Dr. Halil KIZILASLAN Yrd.Doç.Dr. Metin AKAY Yrd.Doç.Dr. Murat SAYILI Yazışma Adresi Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlığı (Yayın Kurulu Başkanlığı) 60240 Taşlıçiftlik Yerleşkesi – TOKAT Dizgi ve Baskı: GOÜ Matbaası, 60240 Taşlıçiftlik Yerleşkesi - TOKAT GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ YAYIN VE YAZIM KURALLARI A. YAYIN KURALLARI 1. GOÜ Ziraat Fakültesi Dergisinde, tarım bilimleri alanında öncelikle orijinal araştırmalar ile özgün derlemeler, kısa bildiri ve editöre mektup türünde Türkçe ve İngilizce yazılar yayınlanır. 2. Yapılan çalışma bir kurum/kuruluş tarafından desteklenmiş ya da doktora/yüksek lisans tezinden hazırlanmış ise, bu durum ilk sayfanın altında dipnot olarak verilmelidir. 3. İlk başvuruda eser, biri orijinal ve üçü yazar isimsiz olmak üzere toplam dört kopya halinde, imzalanmış “Telif Hakkı Devri Formu’’ ile birlikte Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayın Kurulu Başkanlığı’na gönderilmelidir. 4. Hakemler tarafından yayınlanmaya değer bulunan ve son düzeltmeleri yapılarak basılmak üzere yayın kuruluna teslim edilen makalelerin basım ücreti ve posta giderleri makale sahiplerinden alınır. Bu ödeme yapılmadan makalelerin son şekli teslim alınmaz ve basım işlemlerine geçilmez. 5. Basımına karar verilen ve düzeltme için yazarına gönderilen eserde, ekleme veya çıkartma yapılamaz. 6. Yayına kabul edilen makalelerin son şekli, bir disket ile birlikte bir nüsha halinde Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayın Kurulu Başkanlığına iletilir. Yayın süreci tamamlanan eserler geliş tarihi esas alınarak yayınlanır.Yayınlanmayan yazılar iade edilmez. 7. Bir yazarın derginin aynı sayısında ilk isim olarak bir, ikinci ve diğer isim sırasında iki olmak üzere en fazla üç eseri basılabilir. 8. Dergide yayınlanan eserin yazarına 10 (on) adet ücretsiz ayrı baskı verilir. 9. Yayınlanan makalelerdeki her türlü sorumluluk yazar(lar)ına aittir. 10. Hakemlere gönderilme aşamasından sonra iki defa makalesini geri çeken araştırıcıların makaleleri bir daha dergide yayınlanmaz. 11. Yukarıda belirtilen kurallara uymayan eserler değerlendirmeye alınmaz. 12. Hazırlanan makaleler, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Yayın Kurulu Başkanlığı, 60250 TOKAT adresine gönderilmelidir. B. YAZIM KURALLARI 1. Dergiye gönderilecek eser, A4 (210 x 297 mm) boyutundaki birinci hamur kağıda üst 3.5, alt 2.5, sol 3.0, sağ 2.5 ve cilt payı 0 cm olacak şekilde, makale başlığı, yazar ad ve adresleri, özet, abstract, anahtar kelimeler ve keywords bölümleri tek sütun halinde; metin ve kaynaklar bölümü ise ortada 0,5 cm boşluk bırakılarak 7,5 cm’lik iki sütun halinde hazırlanmalıdır. Makaleler, Word 7 kelime işlemcide, Times New Roman yazı tipinde ve tek satır aralığı ile yazılmalı ve makale toplam 10 sayfayı geçmemelidir. 2. Makale başlığı (Türkçe ve İngilizce) kısa ve konuyu kapsayacak şekilde olmalı, kelimelerin baş harfi büyük olmak üzere küçük harflerle, 13 punto ve bold olarak yazılmalıdır. Yazar adları makale başlığından sonra bir satır boş bırakılarak 11 punto ile kelimelerin baş harfi büyük olacak şekilde yazılmalıdır. Yazar adları ortalı yerleştirilmeli ve ünvan kullanılmamalıdır. Adresler kelimelerin ilk harfi büyük olacak şekilde adların hemen altında ortalı olarak 10 punto olarak yazılmalıdır. Makalelerin metin bölümlerindeki ana başlıklar ile alt başlıklar numaralandırılmalıdır (1. Giriş, 2. Materyal ve Metot, 3. Bulgular ve Tartışma, 3.1. Tane Verimi vb.). Başlıklar paragraf başından başlamalı, kelimelerin ilk harfi büyük olmak üzere küçük harfle yazılmalıdır. Tüm başlıklar bold olmalıdır. Başlıklarda üstten bir satır boş bırakılmalıdır. Parağraf girintisi 0.75 cm olmalıdır. 3. Dergiye gönderilecek eser özet, abstract, giriş, materyal ve metot, bulgular ve tartışma, sonuç, teşekkür (gerekirse) ve kaynaklar bölümlerinden oluşmalıdır. Makalelerin metin bölümleri tek satır aralığında ve 11 punto olarak yazılmalıdır. 4. Özet ve abstract 200 kelimeyi geçmeyecek şekilde 10 punto ve bir aralık ile yazılmalıdır. Türkçe yazılan makalelerde İngilizce, İngilizce yazılan makalelerde de Türkçe özetin başına eserin başlığı aynı dilden yazılmalıdır. Beş kelimeyi geçmeyecek şekilde Türkçe özetin altına anahtar kelimeler, İngilizce özetin altına da keywords yazılmalıdır. 5. Eserde yararlanılan kaynaklar metin içinde yazar ve yıl esasına göre verilmelidir. Üç veya daha fazla yazarlı kaynaklara yapılacak atıflarda makale Türkçe ise ‘ark.’, İngilizce ise ‘et al.’ kısaltması kullanılmalıdır. Aynı yerde birden fazla kaynağa atıf yapılacaksa, kaynaklar tarih sırasına göre verilmelidir. Aynı yazarın aynı tarihli birden fazla eserine atıfta bulunulacaksa, yıla bitişik biçimde ‘a, b’ şeklinde harflendirme yapılmalıdır. Yararlanılan eserlerin tümü ‘Kaynaklar’ başlığı altında alfabetik sıraya göre numarasız ve 9 punto olarak verilmelidir. Yararlanılan kaynak makale ise; Avcı, M., 1999. Arazi Toplulaştırmasında Blok Öncelik Metodunu Esas Alan Yeni Dağıtım Modeline Yönelik Bir Yaklaşım. Türk Tarım ve Ormancılık Dergisi, 23, 451-457. Yararlanılan kaynak kitap ise; Düzgüneş, O., Kesici, T., Kavuncu, O., ve Gürbüz, F., 1987. Araştırma ve Deneme Metotları (İstatistik Metotları II). Ankara Üniv. Zir. Fak. Yay. No. 1021, 381 s., Ankara. Yararlanılan kaynak kitaptan bir bölüm ise; Ziegler, K.E. and Ashman, B., 1994. Popcorn. in: Specialty Corns. Edited Arnel R. Hallauer. Publ. By the CRS Press, 189-223. Yararlanılan kaynak bildiri ise; Uzun, G., 1992. Türkiye’de Süs Bitkileri Fidanlığı Üzerinde Bir Araştırma. Türkiye I. Ulusal Bahçe Bitkileri Kongresi, 13-16 Ekim 1992, İzmir, Cilt 2: 623-628. Anonim ise; Anonim, 1993. Tarım istatistikleri Özeti. T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü,Yayın No:1579, Ankara. İnternet ortamından alınmışsa; http://www.newscientist.com/ns/980228/features.html olarak verilmelidir. 6. Çizelge halinde olmayan tüm görüntüler (fotoğraf, çizim, diyagram, grafik, harita vb.) şekil olarak adlandırılmalı ve ardışık biçimde numaralandırılmalıdır. Her bir çizelge ve şekil metin içinde uygun yerlere yerleştirilmeli, açıklama yazılarıyla bir bütün sayılıp üst ve altlarında bir satır boşluk bırakılmalıdır. Şekil ve çizelgeler iki veya tek sütun halinde verilebilir. Ancak genişlikleri, tek sütun kullanılması halinde 15 cm’den, iki sütun olması durumunda ise 7.5 cm’den fazla olmamalıdır. Şekil ve çizelge adları şekillerin altına, çizelgelerin ise üstüne, ilk kelimelerin baş harfi büyük olacak şekilde küçük harf ve 9 punto ile yazılmalıdır. Çizelge ve şekil içerikleri en fazla 9 punto, varsa altlarındaki açıklamalar 8 punto olmalıdır. İÇİNDEKİLER Sayfa No Bahçe Bitkileri Bölümü Tokat Merkez İlçede Yetiştirilen Bazı Yerel Elma (Malus communis L.) Çeşitlerinin Fenolojik ve Pomolojik Özelliklerinin Belirlenmesi…………………………………………………………….. Y.EDİZER, T.BEKAR 1 Peyzaj Mimarlığı Bölümü Kum Ocağı İşletmesinin Yeniden Doğaya Kazandırılması; Esendere Kum Ocağı Örneği………… M.E.KOCADAĞİSTAN, M.I.KIRZIOĞLU, B.KOCADAĞİSTAN 9 Tarım Makineleri Bölümü Antepfıstığı (Pistacia vera L.) Kabuklu ve İç Meyvesinin Bazı Fiziksel Özelliklerinin Belirlenmesi E.ALTUNTAŞ, A.MUTLU 19 Tarla Bitkileri Bölümü Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin Genotip x Çevre İnteraksiyonlarının Belirlenmesi…… O.DÜZDEMİR, C.AKDAĞ 27 Tarım Ekonomisi Bölümü Samsun İli Tarım İşletmelerinin Sermaye Yapısı…………………………………………………….. A.YULAFÇI 35 Gümrük Birliğinin Türkiye’nin Avrupa Birliği (15) İle Dış Ticareti Üzerine Etkileri………………. O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN 43 Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerin Risk Davranışına Göre Sosyo-Ekonomik Analizi…………………………………………………………………………………………………. O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN 51 Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerde Riskli Koşullarda İşletme Organizasyonun Belirlenmesi: Gerçek Sapmaların Minimizasyonu Uygulaması………………………………………. O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN 63 GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2007, 24 (1), 1-8 Tokat Merkez İlçede Yetiştirilen Bazı Yerel Elma (Malus communis L.) Çeşitlerinin Fenolojik ve Pomolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Yemliha Edizer Tuba Bekar Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, 60240, Tokat Özet: Bu araştırma, 2004-2005 yıllarında Tokat Merkez ilçede yetiştirilen 10 yerli elma çeşidinin (Tavar, Yağlıkızıl, Arapkızı, Elifli, Demir, Yer Elması, Ekşi Elma, Gelin Elma, Alyanak ve Pehrizoğlu), fenolojik ve pomolojik özelliklerinin belirlenmesi ve çeşitlerin genetik kaynak olarak korunması amacıyla yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; çeşitlerde tam çiçeklenme 9- 25 Nisan tarihleri arasında, meyvelerin olgunlaşması 26 Temmuz- 25 Eylül tarihleri arasında olmuştur. Çeşitlerin ortalama meyve ağırlıkları 48 g (Yer elması)-311 g (Alyanak ); suda çözünebilir kuru madde miktarı %9 (Arapkızı)- %16 (Gelin elma) ile titre edilebilir asitlik ise 4,02 g/l (Yer Elması)-10.72 g/l (Tavar) arasında saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Tokat yöresi, pomoloji, fenoloji, yerel elma çeşitleri Determination Phenological and Pomological Characteristics of Some Local Apple (Malus communis L.) Cultivars Grown in Tokat Province Abstract: This study was carried out on 10 local apple cultivars (Tavar, Yaglikizil, Arapkizi, Elifli, Demir, Yer Elmasi, Eksi Elma, Gelin Elma, Alyanak ve Pehrizoglu) in the central province of Tokat, Turkey, in 2004 and 2005. The aims of the study were to determine the phenological and pomological characteristics and to protect these cultivars as genetical sources. According to observations, the full blooming occured between April 9th and April 25th and the fruits were harvested between July 26th and September 25th in all cultivars. The average fruit weights were between 48 (for Yer Elmasi) and 311 g (for Alyanak). Average total soluble solid ranged between 9 (for Arapkizi) and 16 % (for Gelin) while the highest of titrable acidity was observed between 4,02 g/l in Yer Elmasi cultivar and 10,72 g/l in Tavar cultivar. Key words: Tokat region, pomology, phenology, local apple cultıvars. 1. Giriş Ülkemiz diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi meyvecilik yönünden de gen merkezi durumunda olup, birçok meyve tür ve çeşidi bakımından oldukça zengindir (Özbek, 1978). Birçok meyve türünün anavatanı olan veya anavatanları arasında yer alan ülkemiz, elmanın da anavatanları arasında gösterilmektedir (Ülkümen, 1938; Özbek, 1978). Dünya üzerinde sekiz ayrı anavatan bölgesi (gen merkezi) belirlenmiştir. Bu anavatan bölgelerinden Çin, Orta Asya ve Yakın Doğu elmanın gen merkezi olarak gösterilmektedir. Bu gen merkezlerine, değişik tür ve çeşitlerin yayılma alanını teşkil eden Kuzey Amerika’yı da eklemek mümkündür (Özbek, 1978). Türkiye’de Kuzey Anadolu ile İç Anadolu arasındaki geçit bölgede yer alan Kocaeli, Kastamonu, Amasya, Tokat; Güney Anadolu ile İç Anadolu Bölgesi arasındaki geçit bölgede yer alan Isparta, Burdur, Denizli; Marmara Bölgesinde yer alan Bursa, Balıkesir ve Çanakkale; kurak iklime sahip olan İç Anadolu Bölgesinde bulunan Karaman, Niğde, Nevşehir, Konya Ereğlisi’nin dere, ırmak ve göl kenarlarında ve vadilerde özel iklim koşulları altında, kültürel önlemlerin yardımı ile elma yetiştiriciliği yapılmaktadır (Özçağıran ve ark., 2004). Dünyada elmanın da içinde yer aldığı yumuşak çekirdekli meyve türlerinin üretim alanı 7 287 210 ha olup, 75 315 918 ton’luk üretimi vardır. Elma 5 428 069 ha’lık alanda ve 57 938 065 ton’luk üretimiyle grup içerisinde %76.93’lük oranı ile birinci sırayı alırken, dünya meyve üretimi içerisindeki payı % 9.48’dir. Bu oranıyla dünyada en fazla üretilen meyve türleri içerisinde Yağlık Palmiye sayılmazsa elma dördüncü sırada yer alır. Dünyada en fazla elma üretiminin yapıldığı ülkeler; Çin, A.B.D., Fransa, İran, Polonya ve Türkiye’dir (Anonim, 2004). Türkiye’nin 2003 yılı elma üretimi 2 500 000 ton ve üretim alanı 108 600 ha’dır. Yumuşak çekirdekliler üretimimizin % 83.89’unu elma oluşturur (Anonim, 2004). 2004 yılında 2 300 000 ton üretim ve 108 900 ha alan; 2005 yılında ise 2 550 000 ton üretim Tokat Merkez İlçede Yetiştirilen Bazı Yerel Elma (Malus communis L.) Çeşitlerinin Fenolojik ve Pomolojik Özelliklerinin Belirlenmesi ve 116 551 ha alan olarak gerçekleşmiştir. 2005 yılı Türkiye elma ihracatı 29 752 ton, ithalatı ise 3 461 ton olarak gerçekleşmiştir (Anonim, 2006). Geniş bir meyvecilik kültürüne sahip ülkemizde, yürütülen pomolojik çalışmalar sayesinde çeşitlerin değerleri ortaya çıkarılmaktadır. Ülkemizde yetiştirilen çeşitlerin tamamı pomolojik yönden incelenememiş, bu nedenle yerel çeşitlerin değerleri ortaya konulamamıştır (Akça ve Şen, 1990a). Bu çalışmada, birçok ılıman iklim meyve türünün gen kaynağı konumunda olan Tokat ilinde uzun yıllardır yetiştiriciliği yapılan yerel elma çeşitlerinin bazı fenolojik ve pomolojik özelliklerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Diğer yandan, meyvecilik kültürü çok eski olan Tokat’ta eski bağ evlerinin bahçelerinde bulunan yerel meyve çeşitleri bu alanların imara açılmasına bağlı olarak hızlı bir şekilde kaybolmaktadır. Bu bağ evlerinde yaşamayı bir kültür haline getiren, Tokat il merkezinde birçok meyve türünde olduğu gibi elma türünün de yerel çeşitleri bulunmaktadır. Eski bahçelerde kaybolmaya yüz tutmuş bulunan çeşitleri tesbit etmek, bunları deneme materyali olarak kullanmak ve genetik kaynak olarak korumak da amaçlarımız arasındadır. 2. Materyal ve Yöntem 2.1. Materyal Tokat ili Merkez ilçede bulunan yerel elma çeşitlerinden olan Tavar, Yağlıkızıl, Arapkızı, Elifli, Demir, Yer Elması, Ekşi Elma, Gelin Elma, Alyanak ve Pehrizoğlu çeşidi çalışmanın materyalini oluşturmuş ve araştırma 2004-2005 yıllarında üretici bahçelerinde yürütülmüştür. Araştırmanın yürütüldüğü yıllardaki iklim verileri Çizelge 1 ve 2’de; çeşitlerin meyvelerine ait resimler ise Şekil 1-10’da verilmiştir. Çizelge 1. Köy Hizmetleri Tokat Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Meteoroloji İstasyonu 2004 yılına ait iklim elemanları Meteorolojik Veriler AYLAR Ortalama Maksimum Minimum Yağış Buharlaşma Nisbi Nem Sıcaklık (ºC) Sıcaklık (ºC) Sıcaklık (ºC) (mm) (mm) (%) I 2,4 14,4 -21,1 38,0 80,7 II 3,5 23,3 -11,4 26,6 78,8 III 7,3 26,6 -8,8 59,6 72,2 IV 11,3 30,5 -8,3 32,0 4,3 65,2 V 14,9 31,1 0,7 48,0 66,5 74,2 VI 18,7 32,4 6,5 27,2 40,5 78,6 VII 20,6 36,2 7,0 0,4 181,6 68,0 VIII 21,9 36,4 9,9 4,8 130,3 73,6 IX 16,8 33,3 1,1 0,0 89,6 72,8 X 13,2 22,8 -1,4 0,4 76,4 XI 6,8 23,5 -10,4 1,6 82,8 XII 1,7 18,7 -11,6 4,2 87,5 YILLIK 11,6 36,4 -21,1 242,8 512,8 75,9 Çizelge 2. Köy Hizmetleri Tokat Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Meteoroloji İstasyonu 2005 yılına ait iklim elemanları Meteorolojik Veriler Ortalama Maksimum Minimum Yağış Buharlaşma Nisbi Nem AYLAR Sıcaklık (ºC) Sıcaklık (ºC) Sıcaklık (ºC) (mm) (mm) (%) I 3,7 16,7 -10,9 37,2 79,3 II 4,1 16,8 -11,1 35,6 72,1 III 6,6 21,6 -5,7 109,2 76,8 IV 12,3 28,6 -3,6 67,0 76,2 70,5 V 15,2 32,9 0,9 87,6 132,5 83,0 VI 17,9 32,1 5,2 35,2 138,6 75,1 VII 22,6 37,8 9,8 15,6 179,2 68,8 VIII 23,4 38,3 10,4 6,8 153,3 66,3 IX 17,7 32,2 4,8 17,2 7,9 75,4 X 10,9 27,7 -2,1 44,2 87,3 XI 5,9 21,0 -5,4 9,4 89,4 XII 2,3 18,2 -10,7 30,9 84,6 YILLIK 11,8 38,3 -11,1 495,9 687,7 77,4 2 Y.EDİZER, T.BEKAR Şekil 1. Tavar elma çeşidinin meyve görünümü Şekil 2. Yağlıkızıl elma çeşidinin meyve görünümü Şekil 3. Arapkızı elma çeşidinin meyve görünümü Şekil 4. Elifli elma çeşidinin meyve görünümü Şekil 5. Demir elma çeşidinin meyve görünümü Şekil 6. Yer elması çeşidinin meyve görünümü 3 Tokat Merkez İlçede Yetiştirilen Bazı Yerel Elma (Malus communis L.) Çeşitlerinin Fenolojik ve Pomolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Şekil 7. Ekşi elma çeşidinin meyve görünümü Şekil 9. Alyanak elma çeşidinin meyve görünümü 2.2. Yöntem Tomurcukların kabarması, çiçeklenme başlangıcı, tam çiçeklenme zamanı, çiçeklenme sonu, tam çiçeklenmeden hasat tarihine kadar geçen gün sayısı, hasat tarihi, yaprak döküm tarihi gibi fenolojik özellikler Güleryüz ve Erçişli (1997), Özçağıran (1978), Akça ve Şen (1990a), Büyükyılmaz ve ark. (1983), Onur (1977)’dan yararlanılarak belirlenmiştir. Meyve ağırlığı, meyve eni ve boyu, meyve sapı uzunluğu ve çapı, sap çukuru ile çiçek çukuru genişliği ve derinliği, çekirdek evinin genişliği ve uzunluğu, tohum sayısı, tohum ağırlığı, meyve yoğunluğu, şekil indeksi, meyve zemin ve et rengi, meyve eti sertliği gibi pomolojik özellikler Oğuz ve Aşkın (1993), Özbek (1977), Büyükyılmaz ve ark. (1994), 4 Şekil 8. Gelin elma çeşidinin meyve görünümü Şekil 10. Pehrizoğlu elma çeşidinin meyve görünümü Akça ve Şen (1990b), Karaçalı (1990), Westwood (1978)’dan yararlanılarak belirlenmiştir. Kimyasal özelliklerden suda çözünebilir kuru madde miktarı (Anonim, 1986), titre edilebilir asitlik (Anonim, 1972) ve pH tayini (Cemeroğlu, 1976; Anonim, 1973) yapılmıştır. Yapılan gözlem ve ölçümler Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Laboratuarında değerlendirilmiştir. Ayrıca çeşitler; meyve ağırlığı, meyve eni (çap), meyve eti sertliği, suda çözünebilir kuru madde ve titre edilebilir asitlik değerleri bakımından tartılı derecelendirme yapılarak kıyaslanmış ve üç sınıfa ayrılmıştır. Y.EDİZER, T.BEKAR 3. Bulgular ve Tartışma Çalışmaya esas olan yerel çeşitlere ait fenolojik özellikler Çizelge 3’te, pomolojik özellikler ise Çizelge 4’te ayrıntılı olarak verilmiştir. İncelenen çeşitlerde; çiçeklenmeye ait fenolojik özellikler bakımından, yazlık çeşitlerin güzlük çeşitlere göre erken çiçeklendiği ancak yazlık ve güzlük çeşitlerin kendi aralarında önemli bir farklılık olmadığı gözlenmiştir. En erken çiçeklenme Yer elması çeşidinde, en geç çiçeklenme Ekşi elma çeşidinde gerçekleşmiş diğerleri bu iki çeşit arasında yer almıştır. Çiçeklenme periyodu 710 gün arasında değişmiştir. Tam çiçeklenmeden hasat tarihine kadar geçen gün sayısının, en fazla 159 gün ile Gelin elma çeşidinde, en az 106 gün ile Alyanak çeşidinde olduğu tesbit edilmiştir (Çizelge 3). Bu süreler, özellikle ekoloji ve sıcaklığa bağlı olarak değişebilmektedir. Örneğin, Djouvinov (2003), Bulgaristan ekolojik koşullarında, Coop 12 ve Florina elma çeşitleri için tam çiçeklenmeden hasat tarihine kadar geçen gün sayılarını, vegatasyon süresince ortalama olarak ölçülen 20,3-21,1 ºC’ler arasında, sırasıyla 87,8 ve155,8 gün olarak gözlemiştir. Güleryüz ve Ülkümen (1972) ise Erzincan’da yürüttükleri çalışmada, yazlık çeşitlerin çiçeklenmeden ağaç olumuna 94-109 günde, kışlık çeşitlerin 143-165 günde, güzlük çeşitlerin 124-136 günde geldiklerini tesbit etmişlerdir. Görüldüğü gibi çeşitlerin özelliklerine göre tam çiçeklenmeden hasat tarihine kadar geçen gün sayısı farklılık göstermektedir. Çizelge 3. Yerel elma çeşitlerinin fenolojik özellikleri Yapılan Fenolojik Gözlemler ÇEŞİTLER T.K.T. Ç.B.T. T.Ç.Z. Ç.S.T. T.Ç.H.T.K.G.G.S. Tavar 22.03.05 09.04.05 14.04.05 19.04.05 157 Yağlıkızıl 22.03.05 12.04.05 16.04.05 21.04.05 155 Arapkızı 22.03.05 10.04.05 14.04.05 18.04.05 157 Elifli 22.03.05 09.04.05 14.04.05 19.04.05 157 Demir 28.03.05 11.04.05 16.04.05 21.04.05 155 Yer elması 18.03.05 05.04.05 09.04.05 13.04.05 108 Ekşi elma 27.03.05 18.04.05 21.04.05 25.04.05 150 Gelin elma 22.03.05 07.04.05 12.04.05 15.04.05 159 Alyanak 24.03.05 08.04.05 11.04.05 18.04.05 106 Pehrizoğlu 25.03.05 11.04.05 15.04.05 20.04.05 151 H.T. 18.09.05 18.09.05 18.09.05 18.09.05 18.09.05 26.07.05 18.09.05 18.09.05 26.07.05 18.09.05 Y.D.T 25.11.05 20.11.05 22.11.05 15.11.05 20.11.05 10.11.05 17.11.05 13.11.05 12.11.05 20.11.05 T.K.T.: Tomurcukların Kabarma Tarihi, Ç.B.T.: Çiçeklenme Başlangıcı Tarihi, T.Ç.Z.: Tam Çiçeklenme Zamanı, Ç.S.T.: Çiçeklenme Sonu Tarihi, T.Ç.H.T.K.G.G.S.: Tam Çiçeklenmeden Hasat Tarihine Kadar Geçen Gün Sayısı, H.T.: Hasat Tarihi, Y.D.T.: Yaprak Döküm Tarihi, Çizelge 4. Yerel elma çeşitlerinin pomolojik özellikleri Yapılan Pomolojik Çalışmalar Tavar Yağlıkızıl M.A. (g) 210,87±29,53 151,54±12,73 M.H. (cm3) 204,50±30,04 146,50±12,03 M.Y. (g/cm3) 1,03±0,02 1,04±0,03 M.E. (mm) 87,38±5,12 74,93±2,20 M.B. (mm) 67,41±3,99 61,84±2,45 Ş.İ. 0,77±0,02 0,82±0,03 M.E.S. (libre) 19,46±1,47 15,88±0,63 M.S.U. (mm) 21,22±2,71 20,18±3,80 M.S.Ç. (mm) 2,65±0,48 2,38±0,18 S.Ç.G. (mm) 37,62±3,59 31,23±2,00 S.Ç.D. (mm) 18,09±1,96 15,99±2,26 Çiç.Ç.G. (mm) 31,33±2,70 26,53±4,16 Çiç.Ç.D. (mm) 14,41±3,45 16,17±1,90 Çek.E.G. (mm) 22,45±2,95 17,41±1,90 Çek.E.U. (mm) 17,67±2,32 17,65±1,72 Toh.S. 7,70±4,32 7,20±1,48 Toh.A. (g) 0,15±0,21 0,37±0,08 ÇEŞİTLER Arapkızı 183,42±15,36 183,00±17,51 0,93±0,22 79,21±2,23 63,50±3,90 0,80±0,05 21,90±1,81 23,27±4,29 2,52±0,26 32,85±2,74 14,48±1,22 29,17±2,17 16,24±1,51 19,87±3,34 17,33±2,56 6,60±3,95 0,41±0,23 Elifli 142,63±10,70 140,00±10,80 1,02±0,01 68,93±2,77 67,31±3,71 0,98±0,05 21,84±1,35 18,41±2,77 2,98±0,37 29,08±1,32 14,44±1,48 22,92±0,81 12,07±2,58 16,26±1,83 17,80±2,17 7,20±1,87 0,36±0,08 Demir 99,39±7,22 98,50±7,09 1,01±0,03 58,42±1,57 63,61±1,96 1,09±0,04 21,66±1,87 18,18±1,95 2,31±0,19 21,07±1,60 9,60±1,52 20,71±1,17 9,99±1,15 17,82±1,87 18,19±1,75 8,80±1,32 0,48±0,08 M.A.: Meyve Ağırlığı, M.H.: Meyve Hacmi, M.Y.: Meyve Yoğunluğu, M.E.: Meyve Eni, M.B.: Meyve Boyu, Ş.İ.: Şekil İndeksi, M.E.S.: Meyve Eti Sertliği, M.S.U.: Meyve Sapının Uzunluğu, M.S.Ç.: Meyve Sapının Çapı, S.Ç.G.: Sap Çukuru Genişliği, S.Ç.D.: Sap Çukuru Derinliği, Çiç.Ç.G.: Çiçek Çukuru Genişliği, Çiç.Ç.D.: Çiçek Çukuru Derinliği, Çek.E.G.: Çekirdek Evi Genişliği, Çek.E.U.: Çekirdek Evi Uzunluğu, Toh.S.: Tohum Sayısı, Toh.A.: Tohum Ağırlığı, SÇKM: Suda Çözünebilir Kuru Madde, TA: Titre Edilebilir Asitlik 5 Tokat Merkez İlçede Yetiştirilen Bazı Yerel Elma (Malus communis L.) Çeşitlerinin Fenolojik ve Pomolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Çizelge 4. (Devamı): Yerel elma çeşitlerinin pomolojik özellikleri ÇEŞİTLER Yapılan Pomolojik Çalışmalar Yer Elması Ekşi Elma Gelin Elma M.A. (g) 48,03±6,74 73,98±5,66 112,86±24,93 M.H. (cm3) 48,00±5,37 69,00±5,68 111,00±25,25 M.Y. (g/cm3) 0,99±0,05 1,07±0,02 1,02±0,02 M.E. (mm) 51,77±2,64 58,70±2,04 63,99±4,84 M.B. (mm) 43,38±2,50 45,95±3,03 65,16±5,75 Ş.İ. 0,84±0,03 0,78±0,04 1,02±0,04 M.E.S. (libre) 19,62±2,93 28,15±0,53 27,68±1,11 M.S.U. (mm) 14,20±1,31 13,29±3,00 21,19±3,54 M.S.Ç. (mm) 2,66±0,33 2,81±0,57 2,42±0,33 S.Ç.G. (mm) 22,86±1,29 24,77±2,70 27,28±2,61 S.Ç.D. (mm) 10,46±3,05 8,30±0,73 15,78±2,13 Çiç.Ç.G. (mm) 17,59±2,47 16,92±3,90 21,24±1,82 Çiç.Ç.D. (mm) 10,02±1,32 6,40±0,88 12,79±1,65 Çek.E.G. (mm) 18,98±1,75 17,70±1,50 17,56±3,50 Çek.E.U. (mm) 15,23±1,12 14,92±0,85 15,65±1,26 Toh.S. 7,00±3,50 6,50±1,27 6,90±2,69 Toh.A. (g) 0,35±0,14 0,25±0,05 0,37±0,17 Alyanak 311,02±44,97 309,50±45,00 1,01±3,65 97,50±6,19 72,02±3,04 0,74±0,04 20,56±1,28 21,72±2,62 4,29±0,39 46,14±2,21 18,18±1,24 40,51±4,08 25,47±2,77 30,99±2,78 20,83±1,64 8,00±1,63 0,32±0,20 Pehrizoğlu 160,41±8,11 156,50±7,84 1,03±0,01 70,62±1,74 75,69±1,68 1,07±0,03 18,12±0,83 17,69±3,05 2,72±0,23 28,69±1,21 15,50±1,70 24,42 ±1,96 16,05±1,57 17,11±1,28 19,49±1,18 8,80±1,55 0,40±0,15 M.A.: Meyve Ağırlığı, M.H.: Meyve Hacmi, M.Y.: Meyve Yoğunluğu, M.E.: Meyve Eni, M.B.: Meyve Boyu, Ş.İ.: Şekil İndeksi, M.E.S.: Meyve Eti Sertliği, M.S.U.: Meyve Sapının Uzunluğu, M.S.Ç.: Meyve Sapının Çapı, S.Ç.G.: Sap Çukuru Genişliği, S.Ç.D.: Sap Çukuru Derinliği, Çiç.Ç.G.: Çiçek Çukuru Genişliği, Çiç.Ç.D.: Çiçek Çukuru Derinliği, Çek.E.G.: Çekirdek Evi Genişliği, Çek.E.U.: Çekirdek Evi Uzunluğu, Toh.S.: Tohum Sayısı, Toh.A.: Tohum Ağırlığı, SÇKM: Suda Çözünebilir Kuru Madde, TA: Titre Edilebilir Asitlik Bulgularımızda meyvelerin hasadına, yazlık çeşitlerde 26 Temmuz, güzlük çeşitlerde 18 Eylül’de başlanmıştır. En erken yaprağını döken çeşit Yer elması, en geç döken Tavar çeşidi olmuştur (Çizelge 3). Pomolojik özellikler bakımından, en fazla meyve ağırlığına, meyve hacmine, meyve eni ve boyuna sahip çeşit Alyanak (sırasıyla; 311,02 g; 309,50 cm3; 97,50 mm; 72,02 mm) çeşidi, en az Yer Elması ( sırasıyla; 48,03 g; 48,00 cm3; 51,77 mm; 43,38 mm) çeşidi olmuştur. Diğerleri bu iki çeşit arasında yer almıştır (Çizelge 4). Edizer ve Güneş (1997), Tokat yöresinde gözlemledikleri elma çeşitlerinin meyve ağırlıklarını 71,05 g (Yağlı Kızıl) ile 218,16 g (Tavar); meyve enini 56,60 mm (Yağlı Kızıl) ile 86,30 mm (Tavar); meyve boyunu 45,36 mm(Yağlı Kızıl) ile 72,13 mm (Tavar) arasında belirlemişlerdir. Özkan ve Celep (1995)’te yine Tokat yöresinde inceledikleri Tavar, Alyanak I, Alyanak II, Arapkızı, Gelin Elma, Yağlıkızıl ve Ekşi Elma gibi mahalli elma çeşitlerinde meyve ağırlığını 89,26 g ile 255,67 g arasında; Oğuz ve Aşkın (1993), Erciş’te mahalli elma çeşitleri üzerinde yürüttükleri çalışmalarında, çeşitlerin ortalama meyve ağırlığını 36,55-145,54 g arasında olduğunu bildirmektedirler. Meyve eti sertliği en fazla Ekşi Elma (28,15 libre) çeşidi, en az Yağlıkızıl (15,88 libre) çeşidi; meyve sapının uzunluğu en fazla 6 Arapkızı (23,27 mm) çeşidi, en az Ekşi Elma (13,29 mm) çeşidi olduğu; meyve sapının çapı, sap çukuru genişliği ve çiçek çukuru genişliği en fazla Alyanak (sırasıyla; 4,29 mm; 46,14 mm; 40,51 mm) çeşidi, en az Demir (sırasıyla; 2,31 mm;21,07 mm; 20,71 mm) çeşidi olduğu; sap çukuru derinliği, çiçek çukuru derinliği ve çekirdek evi uzunluğu en fazla Alyanak (sırasıyla; 18,18 mm; 25,47 mm; 20,83 mm) çeşidi, en az Ekşi Elma (sırasıyla; 8,30 mm; 6,40 mm; 14,92 mm) çeşidi olduğu belirlenmiştir. Çekirdek evi genişliği en fazla olan çeşit Alyanak (30,99 mm) çeşidi, en az Elifli (16,26 mm) çeşidi; tohum sayısı en fazla Demir ve Pehrizoğlu (8,80 adet) çeşitleri, en az Ekşi Elma (6,50 adet) çeşidi; tohum ağırlığı bakımından en fazla Demir (0,48 g) çeşidi, en az Tavar (0,15g) çeşidi olduğu saptanmıştır (Çizelge 4). Kimyasal özellikleri bakımından, suda çözünebilir kuru madde miktarı en fazla Gelin Elma (%16) çeşidi, en az Arapkızı (%9) çeşidi; pH’ı en yüksek olan çeşit Yer Elması (4,48) çeşidi, en düşük Arapkızı (2,39) çeşidi; titre edilebilir asitliği en fazla olan Tavar (10,72 g/l) çeşidi, en az Yer Elması ve Gelin Elma (4,02 g/l) çeşitlerinin olduğu belirlenmiştir. Edizer ve Güneş (1997), çeşitlerin suda çözünebilir kuru madde miktarlarını %10,10 (Yağlı Kızıl) ile %12,80 (Elifli) arasında; Özkan ve Celep (1995), SÇKM miktarını %10,30 ile %14,68 Y.EDİZER, T.BEKAR arasında ve pH’ı 2,92 ile 3.38 arasında tesbit etmişlerdir. Şen ve ark. (1992), Ahlat’ta mahalli elma çeşitleri üzerinde yaptıkları analizler sonunda meyve suyunda pH 3,89 (Kışlık Ekşi Elma V) ile 5,44 (Pamuk Elma XI) arasında ve malik asit cinsinden titre edilebilir toplam asitlik 0,19 g/l (Pembe Elma) ile 0,90 g/l (Kışlık Ekşi Elma V) arasında bulmuşlardır. Pırlak ve ark. (1997) Erzurum ilinin Tortum ve Uzundere ilçelerinden seçilen 10 yazlık elma tipinde SÇKM miktarını %10,3-13,8 arasında, malik asit cinsinden toplam asit miktarını 0,191,43 g/100 ml arasında belirlemişlerdir. Güleryüz ve Ülkümen (1972) ise, SÇKM miktarını araştırmanın birinci yılında %13,18%18,00 araştırmanın ikinci yılında ise %12,33%16,80 arasında değişiklik gösterdiğini belirtmişlerdir. Meyve ağırlığı, meyve eni (çap), meyve eti sertliği, suda çözünebilir kuru madde ve titre edilebilir asitlik değerleri üzerine tartılı derecelendirme yapılarak çeşitler üç sınıfa ayrılmıştır. Buna göre: Alyanak çeşidi, meyve ağırlığı; Tavar ve Alyanak çeşitleri, meyve eni; Ekşi elma ve Gelin elma çeşitleri, meyve eti sertliği ve SÇKM miktarı; Tavar, Elifli, Ekşi elma ve Alyanak çeşitleri titre edilebilir asitlik bakımından 1. sınıfta yer almaktadır. Ayrıca TSE Elma Standardına göre yapılan sınıflandırmada; çap ölçümleri dikkate alınarak 65 mm üstündekiler Ekstra, 60-65 mm arası I. Sınıf , 55-60 mm arası II. Sınıf olarak belirtilmiştir (Anonim, 1983). Bu sınıflandırma değerleri göz önünde bulundurulduğunda; çeşitlerin ortalama çap değerlerine göre; Tavar (87,38 mm), Yağlıkızıl (74,93 mm), Arapkızı (79,21 mm), Elifli (68,93 mm), Alyanak (97,50 mm) ve Pehrizoğlu (70,62 mm) çeşitleri Ekstra; Gelin Elma (63,99 mm) çeşidi I. Sınıf; Demir (58,42 mm) ve Ekşi Elma (58,70 mm) çeşitleri II. Sınıf meyveler grubuna girmiştir. Yer Elması (51,77 mm) çeşidi ise bu sınıflandırmaya girecek meyve çapına sahip bulunmamıştır. 4. Sonuç Yapılan gözlemler sonucunda Tavar, Ekşi Elma, Gelin Elma ve Alyanak çeşitlerinde çekirdek evinin kapalı ve çizgi şeklinde oluşu ve çekirdeklerin iz şeklinde az sayıda veya hiç bulunmaması çekirdeksizliğe eğilimli çeşitler olacağı düşüncesini vermektedir. Bu nedenle, bu çeşitlerin ve özellikle de Tavar çeşidinin bundan sonra, bu konuda yapılacak araştırmalar için materyal olarak kullanılması dikkate değer bulunmuştur. Ayrıca Ekşi elma çeşidinde incelenen örneklerin yaklaşık %20’sinde altı karpele ve Gelin Elma çeşidinde incelenen örneklerin yaklaşık %20’sinde dört karpele rastlanması ilgi çekici bulunmuştur. Yağlıkızıl, Arapkızı, Alyanak ve Pehrizoğlu çeşitleri periyodisite göstermemeleri nedeniyle, bunlara ek olarak Tavar çeşidi albenisinin yüksek olması nedeniyle tercih edilen çeşitler arasındadır. Yer Elması çeşidi büyüme gücünün zayıf olması nedeniyle anaçlık özelliği ön plana çıkarılması gereken bir çeşit olarak düşünülebilir. Yapılan bu çalışma mevcut yerel elma çeşitlerimizi belirlemeyi, bu çeşitlerin fenolojik ve pomolojik özelliklerini ortaya koymayı ve genetik kaynak olarak kullanılmasını amaçlamış ve gözlemlerini yaptığımız bu çeşitlerden aşı gözleri alınarak MM106 anacı üzerine aşılanmasıyla genetik kaynak olarak korunması garanti altına alınmıştır. Kaynaklar Akça, Y., Şen, M., 1990a. Van ve Çevresinde Yetiştirilen Mahalli Elma Çeşitlerinin Morfolojik ve Pomolojik Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma. Y.Y.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi, 1/1: 109-128, Van. Akça, Y., Şen, M., 1990b. Gürün ve Çevresinde Yetiştirilen Mahalli Elma Çeşitlerinin Pomolojik Özellikleri Üzerine Bir Araştırma. Y.Y.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi, 1/1: 98-108, Van. Anonim, 1972. Meyve ve Sebze Mamulleri Titre Edilebilir Asitlik Tayinleri. TS 1125, TSE, Ankara. Anonim, 1973. Methods of Analysis, International Federation of Fruit Juice Producers, Eschens. Anonim, 1983. Elma Standartı. TS 100/Nisan 1983, UDK 634.11, TSE, Ankara. Anonim, 1986. Meyve ve Sebze Mamulleri Çözünür Katı Madde Miktarı Tayini. Refraktometrik Yöntem, TS 4890, TSE, Ankara. Anonim, 2004. www.fao.org. FAO Statistical Databases. Anonim, 2005. Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Meteoroloji İstasyonu, İklim Elemanları, Tokat. Anonim, 2006. www.fao.org. FAO Statistical Databases, Agriculture, Agriculture and Food Trade, Apple Export in the World. Büyükyılmaz, M., Bulagay, A.N., Burak, M., 1983. Marmara Bölgesi İçin Ümitvar Armut Çeşitleri. II. Bahçe Dergisi, 12/2, Yalova. 7 Tokat Merkez İlçede Yetiştirilen Bazı Yerel Elma (Malus communis L.) Çeşitlerinin Fenolojik ve Pomolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Büyükyılmaz, M., Bulagay, A.N., Burak, M., 1994. Marmara Bölgesi İçin Ümitvar Armut Çeşitleri. III. Bahçe Dergisi, 23/1-2, Yalova. Cemeroğlu, B., 1976. Reçel, Marmelat, Jöle Üretim Teknolojisi ve Analiz Metotları. Gıda İşleri Genel Müdürlüğü, Bursa Gıda Kontrol Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Yayınları, No: 5, s: 57, Ankara. Djouvinov, V., 2003. Results of Phenological Studies on Scab-Resistant Apple Cultivars, Period of Ripening and End of Vegetation. Rasteniev’dni Nauki, 40 (5): 415-420. Edizer, Y., Güneş, M., 1997. Tokat Yöresinde Yetiştirilen Yerel Elma ve Armut Çeşitlerinin Bazı Pomolojik Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma. Yumuşak Çekirdekli Meyveler Sempozyumu (Bildiriler), Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, 53-60, Yalova. Güleryüz, M., Ercişli, S., 1997. Kağızman İlçesinde Yetiştirilen Mahalli Armut Çeşitleri Üzerinde Pomolojik Bir Araştırma. Yumuşak Çekirdekli Meyveler Sempozyumu (Bildiriler), Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, 37-44, Yalova. Güleryüz, M., Ülkümen, L., 1972. Erzincan’da Yetiştirilen Bazı Önemli Elma ve Armut Çeşitlerinin Pomolojileri ile Döllenme Biyolojileri Üzerinde Araştırmalar. Ata.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi, 3/3: 65-92, Erzurum. Karaçalı, İ., 1990. Bahçe Ürünlerinin Muhafazası ve Pazarlanması. E.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları, No: 494, s: 24, Bornova/İzmir. Oğuz, İ., Aşkın, M.A., 1993. Erciş’te Yetiştirilen Mahalli Elma Çeşitlerinin Morfolojik ve Pomolojik Özellikleri Üzerine Araştırmalar. Y.Y.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi, 3/1-2: 281-298, Van. Onur, S., 1977. Yerli ve Yabancı Erik Çeşitlerinin Seçimi. Yalova Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Dergisi, 8/1: 57-64, Yalova. 8 Özbek, S., 1977. Genel Meyvecilik. Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları, No: 2, s: 386. Adana. Özbek, S., 1978. Özel Meyvecilik (Kışın Yaprağını Döken Meyve Türleri). Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları, No: 128, Ders kitabı: 11, Adana. Özçağıran, R., 1978. Bazı Can Eriklerinin Döllenme Biyolojileri Üzerine Araştırmalar. Yalova Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Dergisi, 9/1-3: 28-31, Yalova. Özçağıran, R., Ünal, A., Özeker, E., İsfendiyaroğlu, M., 2004. Ilıman İklim Meyve Türleri (Yumuşak Çekirdekli Meyveler). Cilt:2, E.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları, No: 556, Bornova/İzmir. Özkan, Y., Celep, C., 1995. Tokat İlinde Yetiştirilen Yerel Elma Çeşitlerinin Pomolojik Özellikleri Üzerine Bir Araştırma. GOÜ Ziraat Fakültesi Dergisi, 12/1: 8-14, Tokat. Pırlak, L., Güleryüz, M., Aslantaş, R., Eşitken, A., 1997. Erzurum İlinin Tortum ve Uzundere İlçesindeki Yetişen Yazlık Elma Tiplerinin Seleksiyon Yoluyla Islahı Üzerinde Bir Araştırma. Yumuşak Çekirdekli Meyveler Sempozyumu (Bildiriler), Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, 21-28, Yalova. Şen, S.M., Bostan, S.Z., Cangi, R., Kazankaya, A., Oğuz, H.I., 1992. Ahlat’ta Yetiştirilen Önemli Mahalli Elma Çeşitlerinin Morfolojik ve Pomolojik Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma. Y.Y.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2/2: 53-65, Van. Ülkümen, L., 1938. Malatya’nın Mühim Meyve Çeşitleri Üzerinde Morfolojik, Fizyolojik ve Biyolojik Araştırmalar. Yüksek Ziraat Enstitüsü Çalışmaları, Sayı: 65, Ankara. Westwood, M.N., 1978. Temprote-Zone-Pomology (Pastharvest, Storage and Nutritional Value): 280281. Kum Ocağı İşletmesinin Yeniden Doğaya Kazandırılması; Esendere Kum Ocağı Örneği M. Engin Kocadagistan1 M. Ilgar Kırzıoğlu2 Beyhan Kocadağistan3 1- Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Müdürlüğü, Atatürk Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Erzurum 2- Süleyman Demirel Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Isparta 3- Atatürk Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Erzurum Özet: Madencilik faaliyetleri, ülkeler açısından önemli ekonomik katkılar sağlamakta fakat ne yazık ki doğal yapılarını yok etmeye yönelik değişik boyutlarda etkilere de sahip olmaktadır. Açık ve kapalı sistemlerle yürütülen madencilik çalışmaları, her ikisiyle de tabiat dengesini bozucu, çevreyi kirletici, arazi şeklini bozucu veya değiştirici ve canlı yaşamına olumsuz etki yapıcı bir özelliğe sahiptir. Buna rağmen, her yıl daha fazla artan talepler ve ihtiyaçlar nedeniyle vazgeçilmez olan bu faaliyetlerin çevreye yönelik etkilerinin en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Bunun için hem yasal düzenlemeler aracılığıyla, yaptırımlar arttırılmalı hem de biyolojik onarım olarak tanımlanan çalışmalara yönelik gerekli kurumsal ve finansal altyapı oluşturulmalıdır. Bu çalışmada önemli ölçüde doğa tahribatına neden olan bir işletme konumundaki Esendere Kum Ocakları’na yönelik biyolojik onarım çalışması yapılabilmesi için bir peyzaj onarım stratejisi önerilmiştir. Bu strateji kapsamında, düzenli bir işletme eşliğinde ekonomik aktiviteler yürütülürken, onarım ve yeniden doğaya kazandırma çalışmalarının da nasıl yürütülebileceği üzerinde durulmuştur. Çalışmada, görsel analizler yapılması sonucunda alan kullanım stratejileri belirlenerek, koruma ve restorasyon çalışmalarına yönelik bir çerçeve hazırlamak ve kum ocağının farklı kesimlerindeki üretimin peyzaja etkisini tanımlamak amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Kum ocağı, biyolojik onarımı, alan kullanımı, peyzaj, görsel analiz Regain to the Nature of the Sand Quarry; The Sample of Esendere Sand Quarry Abstract: Mining activities contribute greatly to the economies of countries but unfortunately, they exterminate the existing natural beauty and environmental assets. Conducted by surface and underground mining systems, both activities ruin the balance of nature, pollute the environment, corrupt or chance the land shape and show a negative effect on living creatures. However, because of the increasing demand and needs every year, precautions should be taken minimize the negative effect on the environment of these unavoidable mining activities. For that, sanctions should be increased through legal arrangements and also organizational and financial structure for the biological restoration efforts should be established. In this study, a landscape restoration strategy for biological restoration at Esendere Sand Quarry, a serious nature destruction site, was prepared. With this project, while the financial activities processed through an organized management, emphasises was given on how to conduct restoration and nature restoration efforts. The study aimed to provide a framework for protection and restoration efforts through a land usage strategy by means of visual analysis and to define landscape impact of extraction on different sections of the quarry. Keywords: sand quarry; biological restoration; land use; planting, landscape, visual analysis 1.Giriş Madencilik faaliyetleri dünyanın en eski endüstrilerinden biridir. Teknolojiyle paralel olarak madencilik faaliyetleri de gelişmekte, daha zor şartlar dahi kolaylıkla aşılmaktadır. Madenlere olan taleplerin artışıyla madencilik alanlarında da bir genişleme, yeraltı ve açık işletmeler açısından bir büyüme söz konusu olmuştur. Bununla birlikte her iki işletme türü için de daha önceden imkânsız gibi görünen derinliklere inmek mümkün olmuş, daha geniş maden çukurları oluşturulmuştur. Bu gelişmeler aslında madencilik alanına girmemekle birlikte, çalışma yöntemleri açısından aynı tür etkinliklerin görüldüğü kum ve taş ocaklarında da görülmektedir. Günümüzde yaşanan çevre problemlerinin ana kaynağını, mevcut doğal dengenin insan eli tarafından bozulması teşkil etmektedir. Farklı tipte alan kullanımlarıyla peyzajda da önemli değişiklikler ve zararlar meydana gelmektedir. Genellikle açık işletmede, diğer madencilik yöntemlerine nazaran, daha büyük çevresel bozulma ve etkilere neden olunmaktadır. Bu faaliyetler sırasında, işletme sonrası toprak ve çevresi – özellikleri kısmen bozulmuş da olsa- bir değere sahiptir. Zira işletme sırasında altındaki rezervin çıkarılması için kaldırılan bu toprağın Kum Ocağı İşletmesinin Yeniden Doğaya Kazandırılması; Esendere Kum Ocağı Örneği dökümünün şekillendirilmesiyle, doğal-ekolojik karakteri, özellikleri, coğrafi yeri, bileşimi bozulmamakta dolayısıyla da diğer doğal kaynakları da etkilememekte ve yeniden kullanılır özelliği de bozulmamaktadır. Çevrenin ve ekosistemin korunması için bu faaliyetin çevre üzerindeki etkilerinin minimuma indirgenmesi veya tamamen ortadan kaldırılması, onarıma esas olacak kullanım planlaması ile gerçekleştirilebilir (Evirgen ve Onacak, 1995). Bu konuda Kirkbride (1995), Hong Kong adasındaki “Shek O” taşocağı restorasyonu için toprak ıslahı ve ardından peyzaj takviyeli bir fizibilite çalışması hazırlamıştır. Çalışmasında taşocağının üniform-yarım daireler şeklinde, basamak azaltılması ile düzenlenmesi, bu basamakların bitkilendirilebilecek şekilde eğimlendirilmesini önererek 12 yıllık bir plan hazırlamıştır. İngiltere’de Peak Bölgesi Ulusal Parkı içinde yer alan Hope Çimento Tesisleri için 1943’de 50 yıllık bir peyzaj planı yapılmıştır (Jarvis, 1995). Yine İngiltere’de Dartmoor Ulusal Parkı’ndaki Lee Moor Bölgesindeki English China Clays ve Watts Blake Berane işletmelerinde, 1951’de tasarlanmış peyzaj düzenlemelerini de kapsayan bir plan hazırlanmıştır (Swann, 1995). 1989–1993 yılları arasında İngiltere’de Berkshire Kontluğu tarafından kum-çakıl işletmeleri için yerel bir plan ile, peyzaj ve restorasyon stratejisi hazırlanmıştır (Kirkham, 1995). Yine İngiltere’de doğayı koruma amaçlı, maden işlerine yardım amacıyla değerlendirilen bir nihai proje hazırlanarak Hope ve Tunstead taşocaklarında uygulanmıştır (Mills et al. 1995). Bunların yanında Essex, Dartford ve Gravesen’deki taş ocaklarının alan kullanımı için proje çalışmaları yapılmıştır (Withycombe, 1995). Malezya’daki Sungei Besi Kalay Madeni çevresel kirliliğe neden olduğu için bu alana bir master peyzaj planı geliştirilerek 1995 ortalarında tamamlanmıştır (Austin 1995). Almanya’da da Karsdorf kasabasındaki taşocağında peyzaj geliştirme planı yapılmış ve 2013’de tamamlanmak üzere halen devam etmektedir (Pope, 1995). Martin Duque et al. (1998), yapmış oldukları çalışmada silis kumu işletmesinin orijinal mimariye bağlı olarak bir jeomorfolojik tasarımın, ekolojik ve peyzaj ıslahının nasıl yapılacağını bildirmişlerdir. Yine açık işletme ve taş ocakları restorasyonu için üç boyutlu yapılar ve sanal gösterimlerinin 10 kullanıldığı bir çalışma da yapılmıştır (Pinto et al. 2002). Ülkemizde yasal zorunluluk olmadığı için bu tip çalışmalar yapılmamakla birlikte Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından Garp Linyitleri İşletmesinde yaklaşık 1000 da döküm sahasında %90’ı çam, %10’u akasya olmak üzere ağaçlandırma çalışması yapılmıştır (Anonim, 1988). Yine Sivrihisar-Kaymaz Altın Madeni ve çevresindeki doğa onarımı ve alan kullanım planlaması bu amaca yönelik en kapsamlı çalışmadır (Başal ark. 1995). Bu çalışmada açık ocak şeklinde işletilen kum ocağının bir takım görsel analizlere tabi tutularak alan kullanım stratejileri belirlenerek, koruma ve restorasyona yönelik bir planının hazırlanması ile biyolojik onarım amaçlı peyzaj planlamasına hazır hale getirilmesi amaçlanmıştır. 2.Materyal ve Yöntem Taş ve kum ocaklarında yapılan faaliyetlerle bozulan alanın iyileştirilmesindeki ana hedef, etkilenen alanın ekolojik değerini mümkün olduğu ölçüde geri kazanmak ve peyzajı onarmaktır. Çalışmada temel materyali, biyolojik onarıma esas tutulan “Esendere Kum Ocakları” alanı oluşturmaktadır. 1/25 000 ölçekli topografik harita (Şekil 1), Demirdöven Barajı sulama projeleri, alanla ilgili fotoğraflar ve bölgeye ait tarımsal çalışma ve raporlar ile bu konuda yapılmış çalışmalara ait literatür ise yardımcı materyalleri oluşturmaktadır. Şekil 1. Planlama alanının topografyası Çalışma amacı ve kapsamı belirlendikten sonra, çalışma alanına ait mevcut verilerin M.E.KOCADAĞİSTAN, M.I.KIRZIOĞLU, B.KOCADAĞİSTAN analizi ve değerlendirmeleri yapılmıştır. Bunun için alanın iklim, topografya, su durumu, mevcut yerleşim, bitki ve yaşam özellikleri ile kum ocağından çıkarılan malzemenin özellikleri araştırılarak tanımlanmıştır. Daha sonra kum ocağının faaliyetlerinin düzenlenmesi için, açık işletme yöntemine göre, düzenli ve basamak sistemi ile çalışmalarına devam ettirilmesi amacıyla plan yapılmıştır. Yapılan bu planla, hem işletmenin düzenli çalışmasının sağlanması hem de yapılacak peyzaj planlaması ve bitkilendirilmesi için onarım çalışmalarına destek sağlanması planlanmıştır. Görsel analizlerle alanda, planlamaya destek olacak mevcut bitki ve peyzaj elemanları ile yeni oluşturulacak tesis ve elemanların tespiti yapılmış ve alan kullanım stratejileri belirlenerek sonrasında koruma ve restorasyona yönelik kullanım seçeneklerinin belirlenerek alan kullanım kararları ve önerileri gerçekleştirilmiştir. Belirlenen bu yöntemler ışığında tüm veriler toplanarak bir peyzaj onarım stratejisi önerilmesi yöntemin ana aşamalarını oluşturmaktadır. 3. Bulgular ve Tartışma 3.1. Planlama Alanının Tanımı Planlama alanı, Türkiye’nin doğusunda Erzurum-Pasinler ovasında yer alan Köprüköy ilçesi sınırlarında (Şekil 2), bu ilçeye 6 km mesafedeki Deliçermik Kalpıca Tesislerinin bitişiğindeki Esendere Kum Ocağı işletmesidir. Kum ocakları yaklaşık 35 yıldır işletilmekte olup, çıkarılan malzeme perlit özelliklerine sahip, bünyesinde SiO2 (%60-70) ve Al2O3 bulunan, kimyasal bileşimi genel olarak topraklardaki bazı kil minerallerine benzer özelliklere sahip bir kum türüdür. Bu özellikleriyle işletilen kum ocağından çıkarılan kumun yaklaşık %30-40’ını çevre il ve ilçeler kullanmakta olup, kapasitesi yaklaşık 200-400 m3/gündür. Ocaklar alt ve üst ocak olmak üzere iki kısımda faaliyet göstermektedir. Alt ocak, Deliçermik Kaplıca tesisleri’nin hemen sınırında ve 1700 m kotlarında, üst ocak ise yaklaşık 300 m daha uzakta ve 1750 m kotlarındadır. Pasinler ovası 39°55’- 40°10’ enlem ve 41°35’- 41°55’ boylamları arasında yer alır. Ova alanı 350 km2, drenaj alanı ise 1420 km2’dir. Ortalama kot 1740 m’dir. Ortalama eğim ise 0,0068’dir. ERZURUM ANKARA ESENDERE ÇALIŞMA ALANI PASİNLER PASİNLER HORASAN ERZURUM KÖPRÜKÖY KÖPRÜKÖY Şekil 2. Çalışma alanı yer bulduru Planlama alanının güney-doğusunda yaklaşık 100 yatak kapasiteli 2 otel, kafeterya ve modern havuzlu termal tesislere, şifalı çamur havuzuna ve madensuyu kaynağına sahip Deliçermik Kaplıca Tesisleri ile güneyinde Köy Hizmetleri Müdürlüğü tarafından oluşturulmuş sulama ve mesire amaçlı 23 Temmuz Göleti bulunmaktadır (Anonim, 1971). Özellikle kaplıca tesislerine yapılan ek tesislerle kapasitenin artırılması ve göletin ağaçlandırılması tamamlanmıştır fakat kum ocağının faaliyetlerini sürdürmesi bununla tezat teşkil etmektedir. Bu yüzden çalışma alanı olarak seçilen bölge, üzerinde durulması gereken bir konumdadır. Kum ocakları; kaplıca tesisi, gölet ve Esendere köyüne kıyasla daha yüksek bir konumda olup, peyzaj açısından her iki kısma da hâkim ve seyir açısından da bir öneme sahiptir. Planlama alanının eğim haritası Şekil 3’de, yükseklik analizi Şekil 4’de verilmiştir. Planlama alanında karasal iklim hüküm sürmektedir. Yıllık yağış ortalaması 431,9 mm, sıcaklık ortalaması +7 °C’dir. Planlama alanında yükseklikler 1600–1950 m arasında değişmektedir (Şekil 4). Ovanın drenaj alanı 1750–2000 m arasında olup bu yüksekliklerde yağış ortalaması 682 mm dir (Anonim, 1971). Pasinler ovası akarsular bakımından zengin bir durumdadır. Drenaj alanından her yönde ovaya giren yan dereler bir yatakta birleşerek Köprüköy ilçesinden Aras nehrine 11 Kum Ocağı İşletmesinin Yeniden Doğaya Kazandırılması; Esendere Kum Ocağı Örneği katılmaktadır. Yüzey suları bütün ovayı kaplayan toprak kanal şebekesiyle sulamada kullanılmaktadır. Deliçermik ve Kızılçermik deresi, Köprüköy arkı ve gölet yüzey suları olarak çevre için yeterli su kaynaklarıdır. Bölgede yapılacak bitkilendirme için gerekli su hemen hemen hiçbir ek işlem yapılmadan bu kaynaklardan sağlanabilecektir. ÇALIŞMA ALANI DELİÇERMİK 3.2. Sörvey ve Çevre Analizleri Planlama alanı, mevcut özelliklerine göre birçok konuda görsel değerlendirmeye tabi tutulmuştur ve bu kapsamda yapılan çalışmalar aşağıda sıralanmıştır (Şekil 5). GÖLET 12345- (Akçaağaç), Pinus sylvestris (sarı çam), Hippophae rhamnoides (yabani iğde) ve Betula verrucosa (huş) türü ağaçların ve Berberis crataegina (kadın tuzluğu), Cornus australis (kızılcık), Cotoneaster nummularia (dağ muşmulası), Paliurus aculatus (karaçalı), Rosa canina (kuşburnu) ve Tamarix parviflora (ılgın) gibi ağaçcıkların varlığı bölgede ağaçlandırmanın mümkün olacağını göstermektedir. Ayrıca, Gypsohylla bicolor (gelin teli), Campanula stevenii (sümbül), Artemisia spicigera (yavşan otu), Thymus fallax (kekik), Astragalus aureus (sarı çiçekli geven), Verbascum oreodoxum (sığır kuyruğu), Iris taochia (süsen) ve Crocus vernus (çiğdem) gibi çeşitli türde yer örtücü otsu ve soğanlı bitkiler bulunmakta olduğu tespit edilmiştir (Davis 1965, Yılmaz and Irmak 2004). 90°-22º eğim 22°- 11º eğim 11°- 8 º eğim 8°- 6 º eğim 6°- 0 º eğim KÖPRÜKÖY Şekil 3. Planlama alanının eğim analizi 1800-750 m ÜST OCAK 1750-1700 m ALT OCAK 1700-1650 m DELİÇERMİK 1650-1600 m GÖLET DERE YATAĞI BAKI YÖNLERİ DERE YATAĞI (kuru) YENİ YOL HATLARI YOL GÜZEL GÖRÜNTÜ SU KAYNAĞI ÇALIŞMA ALANI SINIRLARI TEPE STEP GÖRÜNTÜ GÖLET ALANI KÖPRÜKÖY 0 25 km DRENAJ YÖNÜ HÂKİM RÜZGÂR YÖNÜ KAYALIK GÖRÜNTÜ KAPLICA ALANI KORUMA AĞAÇLAMASI ENERJİ NAKİL HATTI KÖY GÖRÜNTÜSÜ KUM OCAĞI SINIRLARI ÇEVREYOLU GÖRÜNTÜSÜ AÇIK İŞLETME ALANI TEMEL BAKI YÖNÜ Şekil 4. Planlama alanının yükseklik analizi Şekil 5. Planlama öncesi yapılan görsel analizler Alanda bulunan perlit tabakasını örten toprağın kalınlığı 70–150 cm arasındadır. Kaplıca tesisleri civarında görülen Populus sp. (kavak), Salix sp. (söğüt), Acer negundo 12 * Görüş alanının tek bir noktadan başlamaması gözlemler sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Çünkü açık işletme sahası diğer M.E.KOCADAĞİSTAN, M.I.KIRZIOĞLU, B.KOCADAĞİSTAN objelere göre daha yüksek bir konumda olup tüm bunlara hâkim bir konumdadır. Burada yapılacak çalışma daha ziyade kum ocağı işletmesinin basamaklandırılması ve bitkilendirilecek konuma getirilmesidir. Ayrıca, işletme alanı “şu anki sınırları” ve terk edileceği zamanki sınırları” olmak üzere ayrı ayrı düşünülmüştür. 23 Temmuz Göleti ile kaplıca tesisleri daha alt kotlarda olup bugünkü haliyle sınır ağaçlandırmasıyla kum ocaklarından ayrılmış durumdadır. Bu iki tesisin planlamada kum ocağına yollarla bağlantısının kurulması ve onarım planlaması dışında tutulması gerekmektedir. Zira bu bölümlere onarım gerekmediği görsel analizlerle tespit edilmiştir. Kızılçermik deresi ayrı özelliklere sahip olup önerilecek peyzaj projesinde oluşturulacak su gösterisi için kullanılacak ve onarım yanında alan kullanımlarından faydalanılacaktır ve değişik amaçlara hizmet edecektir. * Planlama alanındaki kayalık bölüm; kayalık görüntü olarak planlamada mümkün olduğunca gizlenmesi düşünülmüştür. Esendere Köyü tarafı; köy manzarası kapsamında değerlendirilmiş ve önerilecek peyzaj planlamasında kum ocakları ile ilişkilendirilmesi için yollarla bağlantıları kurulmuştur. Step alanlar; step manzarası olarak ele alınıp bitkilendirilerek onarım planlamasına katkıları sağlanacaktır. Tepeler; bakı yönü olarak belirlenmiş ve bunlarla güzel-çirkin görüntülerin elde edilmesinde yararlanılmıştır. Peyzaj planlamasında temel bakı yönlerine göre kurulacak tesis ve bitkilendirme için bu tepeler baz teşkil edecektir. * İşletme yönteminden etkilenebilecek alan sınırları belirlenerek gerekli tedbirlerin alınması sağlanmıştır. Böylece onarım faaliyetlerinin sınırları da belirlenmiş olmaktadır. Kum ocağında dekapaj olmaması ve çok büyük işletme kapasitesine sahip olmamasından dolayı eğer düzenli bir işletme yöntemi belirlenip, basamaklar oluşturulmazsa, kum çıkarılmasıyla oluşan boşlukların daha fazla büyüyerek genişlemesi söz konusu olacak ve dolayısıyla örtü için dışarıdan toprak takviyesi de gerekecektir. Bu bakımdan da hem çalışma öncesinde hem de çalışma sırasında ve sonrasında toprak kaybı olacaktır. Kum ocaklarının işletilmesi sırasında açılan çukurların derinlikleri fazla olmayıp tamamen arazi topografyasından yararlanılmıştır, bu da genel eğimi değiştirecek derecede değildir. * Alanın sınırlama, mahremiyet, koruma ve ağaçlandırma bölgeleri tespit edilmiştir. Özellikle kum ocaklarının restorasyonu sonucunda önerilecek peyzaj tesislerinin bitkilendirmesinde kaplıca tesislerinin mahremiyeti ve koruma stratejisi düşünülmüş, buna uygun sınırlar belirlenmiştir. Sınırlama ve mahremiyet açısından Esendere Köyü tarafı ve step manzarası olarak tespit edilen kısımların koruma amaçlı ağaçlandırılması planlanmıştır. Köyün ortak merası ve tarlalarının oluşturulacak onarım sahasına yakınlığı nedeniyle özellikle sınırlama ağaçlandırması düşünülmüştür. * Hakim rüzgar yönüne karşı “rüzgar perdelemesi” için ağaçlandırma planlanmıştır. * Yüksek tepeler ve hafif yükseltiler bakı yönlerine temel baz alınmıştır. * 23 Temmuz göleti ve çevreleri ile Kızılçermik deresi üzerinde oluşturulması planlanan mini gölet estetik açıdan ön plana çıkarılarak planlamaya katılmıştır. * Enerji hattının planlama alanından geçiyor olması dikkate alınmıştır. * Drenaj için kuzeyden güneye eğim azalışı olması ve iki tepe aralarındaki kuru veya akan dere yataklarının mevcudiyeti sulama için bir avantaj olarak düşünülmüştür. * Planlama alanı güney bakarlı olduğu için kar açısından da avantajlı konumdadır. Zira tüm birimler kış mevsiminin bitimiyle kar birikintilerine maruz kalmayacaktır. * Onarım sonrasında önerilmesi düşünülen peyzaj projesinde oluşturulacak spor tesisleri için de arazi topografyasının uygun yerleri belirlenmiştir. * Planlama alanında korunması gereken doğal alan bulunmadığı da görsel analizler sonucunda tespit edilmiştir. 3.3. Biyolojik Onarım Projesinin Oluşturulması Öncelikle planlama alanı kullanım kabiliyeti açısından, bölgenin ekonomik ve sosyal açıdan gelişmemiş bir kesimi olması, burada bulunan kaplıca tesisleri ve bünyesindeki “şifalı çamur” açısından yardım edilmesi gereken bir bölgedir. Bu yüzden planlamada çevre düzenlemesi ve biyolojik onarımın yanında güncel yapıya uygun ve paralel kullanımların getirilmesi de önemlidir. Planlamada öncelik, alan sınırlarının belirlenmesidir. Çünkü perlit yatakları çok geniş bir alana yayılmaktadır. Ama çevresinde 13 Kum Ocağı İşletmesinin Yeniden Doğaya Kazandırılması; Esendere Kum Ocağı Örneği bulunan gölet, kaplıca tesisleri ve civar köylere ait tarlalar, bu alanın işletmeyle fazla yayılamayacağını göstermektedir. Yine, açık işletme nizamnamesine ve kumun özelliklerine göre, belirlenecek sınırlara kadar basamaklı sistemle çalışmak şartıyla 1680 m kotuna kadar inilmesi ve şev açılarının 1/1 (45°) eğimle hazırlanması hesap edilmiştir (Şekil 6 ve 7). Bununla birlikte planlamada –özellikle köy sınırları açısından- bir sınır ağaçlandırması gerekmektedir. Bu aynı zamanda güvenlik amaçlı olacağından, seçilen ağaç türüne özellikle dikkat edilmiştir. Arazinin değerlendirilmesi, arazi kullanım yöntemi, arazi değişikliklerinin çeşidi ve ölçeği, kum ocağı yataklarının işletilmesi, örtü ve atıkların taşınması, yeniden kullanım için depolanması da göz önüne alınmıştır (Evirgen ve Onacak 1995). Arazi koruma ve geliştirme açısından öncelikle mevcutlar incelenmiştir. Bunların başında işletme tarafından düşünülmeyip, bundan sonra uyarılar vasıtasıyla korumaya alınabilecek toprak tabakası gelmektedir. Üst toprağın ve örtünün değerli kısımlarının alınması, ileride arazi ve toprak iyileştirmesi ve yeni oluşturulacak alanlar için kullanılabilecektir. Bugüne kadar korunamamış toprakların yerine çevreden toprak nakli de gerekmektedir. Yüzey drenajının sağlanmasına paralel olarak temiz su drenaj sistemi de oluşturulmakta, bunun yanında planlama alanı civarında bulunan barajın “sol sahil sulama kanalı” planlama alanı içerisinde yer almakta olup, projede kullanılacak suya dayalı aktivitelerin beslenmesi ve sulama suyu da bu yolla karşılanmaktadır. Dolguların, çalışma yerlerinin ve eğimlerin koruyucu toprak tabakası ile kaplanması da planlanmıştır. Planlama safhasına geçilmeden önce, doğal ve kültürel peyzaj özellikleri ile tertip için sağlayacağı imkânların tespiti yapılmıştır. Bu işlem çıplak gözle ve alanın çekilen fotoğraflarıyla gerçekleştirilmiş ve yatırım masrafı yapılması düşünülen bu alanda en azından bu yatırımı karşılayacak düzeyde öneriler getirilmesi gerekmektedir. Zira bitişiğinde bulunan kaplıca tesisleri termal turizm yanında piknik ve mesire yönünden de çevre yerleşim yerlerinde önemli bir kapasiteye sahiptir. Bu gibi konulara yeni kullanım ve işlevlerin katılabilmesi için bir takım koruyucu ve geliştirici önlemlerin belirlenmesi de yapılmıştır. Bundan sonra da, peyzaj 14 düzenlemesinin kaçınılmaz ve asıl detaylarının bulunduğu rekreasyona yönelik kullanımlar (korunması gereken toprağın kullanımı, çıkarma teknikleri, depolanması, verimli toprağın iyileştirilmesi, eğim ve basamakların oluşturulması, yol güzergâhları, yenileştirilmeleri veya yeniden inşası, bitki seçimi, tanımı) ele alınmıştır. 17 30 C’ 17 2 0 17 0 0 16 90 1 6 80 17 1 0 B ASAM A KLA R ÜS T OCA K B’ A ALT OCAK D E L İÇ E R M İK A’ B C 0 Şekil 6. Kum ocaklarının basamaklı işletilmesi sonucu alacağı son durum 10 km olarak 1750 m ESKİ ARAZİ FORMU C’ 1730 m YENİ OLUŞTURULACAK ARAZİ FORMU 0 20 40 1710 m 60 m 1690 m 1670 m C Şekil 7. Kum ocaklarının eski arazi formu ile basamaklı sistem uygulandıktan sonra alacağı nihai formu gösteren (C-C’) kesiti Kum ocaklarında sistemli bir çalışmaya geçilmesi yapılan arazi çalışmaları sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Bunun için ilk olarak üst ocaktaki maksimum kot (1760 m) hesaba alınarak, üretime buradan başlanıp 30 m inildikten sonra, (Kızılçermik Deresi üzerinde oluşturulması düşünülen göletin maksimum M.E.KOCADAĞİSTAN, M.I.KIRZIOĞLU, B.KOCADAĞİSTAN yüksekliği olan) 1710 m kotuna kadar 10’ar m yüksekliğinde ve yaklaşık 10 m genişliğinde basamaklar planlanmıştır. Basamak oluşturması sırasında alınan toprak depolanacak, gerekirse iyileştirmesi yapılacaktır. Basamaklar kumdan ibaret olacağından şev açıları minimum 45° alınmıştır. Bu şekilde 6 basamakla gerçek topografyaya ulaşılacak ve 1670 m kotundaki kaplıca tesisleri de bu sistemden etkilenmemiş olacaktır. Bu basamak sistemiyle üstten alta inildikçe hem üretim yapılabilecek, hem de üstte terk edilen kısımlarda düzenleme ve bitkilendirme çalışmaları yürütülebilecektir. Bunu yanında planlama alanı içerisinde bulunan Kızılçermik deresinin aktığı kayalık bölge, çirkin görünümün giderilmesi amacıyla önerilecek proje içerisinde önü set oluşturularak kesilip yükseklik kazandırılarak, hareketli ve durgun su gösterisi için planlanmıştır (Şekil 8). Bu arada basamaklarda bozulan toprak tabakası için, mevcutların yanında dışarıdan toprak takviyesi yapılacaktır. Toprak takviyesi sırasında toprağın statik dengesinin bozulması, asit-toksin madde oranının artması toprağın verimliliğini düşüreceğinden mevcutların çok iyi korunması önerilmiştir (Tüzün, 1995). Sonuçta kum ocağı işletme ömrünü tamamladığında, biyolojik onarımı da tamamlanmış olacaktır. Bitkilendirme çalışmalarında, kullanılacak bitki materyali hem fonksiyonel hem de estetik yönden kullanılmıştır. Bitkilendirmede kullanılacak örtü toprağının ağaçlandırma için 120-200 cm, tarımsal amaçlar için en az 80-120 cm olması planlanmıştır. Bunların yanı sıra üst toprak 25-40 cm lik tabakalar halinde yüzeylere serilecektir (Başal, 1995). Bu süreçte karşılaşılabilecek süreç, rüzgâr ve su erozyonu olacağından, bundan korunmak amacıyla bitki yetiştirilmeye başlanması da önerilmiştir. Bitkilendirmede gölgelenme, mesire ve piknik alanları oluşturma, mahremiyet ve sınırlama ile rüzgâr perdeleme amaçlanarak planlamada kullanılmıştır. Bunların kullanımlarından önce hangi iklim koşullarında yetişebildikleri, çevreye ne kadar uyum gösterebilecekleri, dikilen bitkinin alan yöneyi, korunmuşluk durumu da araştırılmıştır. Bu amaçla yörede yetişen ve iklimine uygun, hızlı büyüyen ve kullanım amaçlarına uygun türler seçilmiştir. Ayrıca bitki materyali ve kompozisyonuna önem verilerek, ölçü, form, renk ve tekstür özelliklerine göre kompozisyonların oluşturulması düşünülmüştür (Güçlü, 1993). Bunarlın yanı sıra perlit tabakasının yüzeye yakın yerlerinde kumu seven bitkilerle ve yer yer de yükseltilmiş tanklarda bitki yetiştirilmesi önerilmiştir. Onarım planlamasında ağaçlandırmada grup şekli yoğun olarak kullanılmış ve gruplar form, norm doku ve renk özellikleri benzer bitki türlerinden seçilmiştir (Tanrıverdi 1987, 1973). Bitkilendirmede yöre iklimine uygun olarak kullanılacak bitkilerden birkaçının şunlar olması önerilmiştir; ağaç türleri, Pinus sylvestris, juniperus communis Nana, Sambucus nigra, Acer negundo, Betula verrucosa, Salix alba, Populus sp., Ulmus campastris, Querqus rubra, Fraxinus excelsior, çalılar, Syringa vulgaris, Rosa canina, Spiraea vanhouttei, Berberis sp., Cornus sp., Cotoneaster bicolor, Juniperus communis, Forsythia intermedia, otsu bitkilerden, Campanula stevenii, Anthemis finctorla, Primula auriculata, Gladiolus atraviolaceus, Tulipa acuminata, muscari armeniacum (Davis, 1965, Yılmaz and Irmak, 2004). Bunların yanında Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından yöre iklimine özel olarak geliştirilen uygun çim karışımı kullanılması önerilmiştir (Tanrıverdi, 1987). Tesviye, reglaj, ortam iyileştirme, gibi konulara yönelik çalışmaların da yapılması önerilen projede planlanmıştır. B’ X’ KÜÇÜK GÖLET ŞELALE 1700 m B DOLGU 1680 m X A’ KUM OCAĞININ ÇALIŞILMIŞ BÖLÜMÜ X’ A BASAMAKLAR 1700 m 1690 m 1680 m BASAMAK SİSTEMİ İLE ÇALIŞMA SONRASI OLUŞACAK YENİ ARAZİ FORMU SET İÇİN DOLGU X KIZILÇERMIK DERESİ Şekil 8. Oluşturulacak özel su gösterisi ile ilgili (BB’ ve C-C’) kesiti Bu proje önerilen peyzaj planlamasının bir parçası olup yapılan çalışmanın sonucunu ortaya koymak için verilmiştir. Projede mini havuz olarak planlanmış kısım hariç, sadece kum ocağının, faaliyetini tamamladıktan sonra alacağı son şekli ifade etmekte ve basamaklandırma dışında arazinin doğal 15 Kum Ocağı İşletmesinin Yeniden Doğaya Kazandırılması; Esendere Kum Ocağı Örneği yapısına dokunulmamaya planlanması önerilmiştir. dikkat edilerek 4. Sonuç Planlama alanında yapılan görsel analizler sonucunda işletme yönteminden etkilenebilecek alanın sınırları belirlenmiştir. Alanın çevresinin sınırlama, mahremiyet ve koruma ağaçlandırması bölgeleri tespit edilmiştir. Özellikle Esendere Köyü tarafının “sınırlama ve mahremiyet”, step manzarası bölümlerinin “koruma” amaçlı ağaçlandırılması düşünülmüştür. Hâkim rüzgâr yönüne göre “rüzgâr perdelemesi” yapılması düşünülmüştür. Yüksek tepeler ve hafif yükseltiler bakı yönlerine temel baz alınmıştır. Her iki gölet ve çevreleri “güzel görünüm” alanları olacağından, buralarda estetik ön plana çıkarılarak planlamaya katılmıştır. Büyük gölet aynı zamanda mesire ve piknik alanı olacağından ayrıca ağaçlandırma yapılması planlanmıştır. Drenaj için iki tepe arasındaki kuru veya akan dere yatakları ile kuzeyden güneye hissedilir bir eğim azalışı olduğundan çok kapsamlı drenaj işlemlerine gerek kalmamaktadır. Spor alanı olarak planlanan kısım, arazi topografyasının bu bölgede çok uygun olmasından dolayı seçilmiş ve aynı zamanda gölet, kaplıca tesisleri ve sosyal tesisler üçgeni içinde yar almıştır. Kızılçermik deresi önünde set oluşturularak gölet haline getirilip belirli bir yükseklik kazandırıldıktan sonra, üzerinden aşırılarak şelale özelliği kazandırılmıştır. Nihai projenin oluşturulması, gerekli araştırmalar, analiz ve değerlendirmeler sonucunda önerilen alan kullanımlarıyla, gerçekleştirilmiştir (Şekil 9). Planlama alanında oluşturulacak yeşil alanlar, alan kullanımlarıyla ilgili olarak düzenlenmiştir. Kum ocağı işletilmesi sonrasında bozulan arazi ve ekosistemin yeniden kazanılması ve oluşan çevre sorunlarının minimuma indirilmesi, turizm kompleksine varana dek pek çok yeni peyzaj tesisinin de çevreye kazandırılması, ekonomik canlılık ve gelir kazandırılması ve bunun sonucunda da yapılan bu çalışmaların yatırım giderlerini de kısa sürede karşılayacağı gerçeği ile biyolojik onarım planlamasının önemi ve gerçeği ortaya çıkarılmıştır. Planlanan projelerin tamamlanması, kum ocaklarının ömrünü tamamlamasından önce olacaktır. 16 Planlama alanı üzerinde öncelikle biyolojik onarım sonra da aktif turistik tesis ve rekreasyon alanları oluşturulması sayesinde bu ocaklar kirletici olmaktan uzaklaştırılacaktır. Kullanım dışı kalan maden ocaklarında yapılan doğa tahribatları işletmelerin terk edilmesi veya plansız işletilmesi sonucunda görünüm ve çevre sorunları açısından problemler yaratmaktadır. Çalışma alanı bugünkü haliyle önemli bir sağlık turizmi potansiyeline sahiptir, çevresinde yer alan köy ve gölet nedeniyle bir biyolojik onarım çalışmasına ihtiyaç duymaktadır. Kum ocaklarının inşaat sektörüne katkıları nedeniyle planlama uzun vadeli düşünülmüş, ömrünü tamamlamasına dek kademeli ve madencilik çalışmaları ile paralel yürütülmesi planlanmıştır. Kaplıca tesisleri, şifalı jeotermal suyu, çamuru ve madensuyu ile oldukça önemli özelliklere sahip olup ülke çapında adını pek duyuramamıştır. Planlanan ve yapılacak yatırımların tamamlanmasıyla hem adını duyuracak, hem de turistik kapasite artacak, aynı zamanda da çevre peyzajı şekillenerek rekreasyonel açıdan önem kazanacaktır. Orman alanları oluşturularak hem ekonomik katkı, hava kirliliğine çözüm, hem de yeşil alan elde etmek açısından avantajlar sağlanacaktır. Yapılacak eğlence ve dinlenme yerleri, parklar ile rekreasyon ihtiyacı karşılanacak, yeni inşaat alanlarının açılacak olmasıyla yeni iş imkanlar elde edilecektir. Oluşturulacak su alanları ile balıkçılık, piknik alanları ve diğer toplumsal ihtiyaçlara cevap verilmiş olacaktır. Görülüyor ki, madencilik çalışmaları peyzajı tamamen değiştirmekte ve bu yüzden de uzun vadeli ve kapsamlı planlamalar yapılması gerekmektedir. Ülkemiz yeraltı kaynakları açısından çok zengin olup bu çalışmada belirtilen sorunlarla çok sık karşılaşılacağından, üretim metodu açık işletme olduğu sürece, üretim yapıldıktan sonra eğer istenirse, açılan bu alanlar, muhtemel bir gölet veya havuz haline getirilebilir ve diğer tesisleriyle önemli bir turizm kompleksi elde edilebilir. Bitkilendirme çalışmaları ile bitki seçimi ve maliyet ile alanın peyzaj planının detayları da yapılmış olup, bu çalışmada yer verilmemiştir. Şekil 9. Önerilen alan kullanımları Kaynaklar Anonim, 1971, Hydrogeological survey report of Pasinler Plain, D.S.İ. Genel Müdürlüğü Yeraltısuları Dairesi Başkanlığı, Ankara. Anonim, 1988. Açık Ocak Kömür Madenciliği, VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kömür Özel İhtisas Komisyonu, Açık İşletme Grubu, Ankara. Austin, P., 1995, Unlimited restoration landscape design, Journal of the Landscape Ist., 238: 26-28. Başal, M., Yılmaz, O., Kurum, E., Akpınar, N., Çabuk, A., Ekşioğlu, T., 1995, Sivrihisar-Kaymaz Altın Madeni doğa onarımı ve alan kullanım planlaması, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bilimsel Araştırma ve İncelemeler, Ankara, s 790. Davis, P.H., 1965-1985. Flora of Turkey and East Aegean Islands, Edinburg Uni. Pres., Edinburg. Evirgen, M., M., Onacak, T., 1995, Madencilik faaliyetlerinden sonra çevrenin düzenlenmesi ve iyileştirilmesi, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yayınları, Ankara, 21. Güçlü, K., 1993, Bitki materyali ve kompozisyonu ders notları, yayınlanmamış. Güçlü, K., 1993, Geniş yapraklı süs ağaç ve ağaççıkları, Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi ders notları, Erzurum, 146. Jarvis, D., 1995, Hope springs eternal, Landscape Design, Journal of the Landscape Inst., 238: 1013. Kirkbride, M., 1995, A barren rock, Landscape Design, Journal of the Landscape Inst.,244: 13-16. Kirkham, B., 1995, Raising the profile, Landscape Design, J. of the Landscape Inst., 238: 21-22. Martin Duque, J., F., Pedraza, J., Diez, A., Sanz, M.A., Carrasco, R.M., 1998, A geomorphological design for the rehabilitation of an abandoned sand quarry in central Spain, Landscape and Urban Planning, 42: 1-14. Mills, J., Box, J., Coppin, N., 1995, Natural Legacies, Landscape Design, Journal of the Landscape Inst., 238, p 25. Pinto, V., Font, X., Salgot, M., Tapias, J.C., Mana, T., 2002, Using 3-D structures and their virtual representation as a tool for restoring opencast mines and quarries, Engineering Geology, 63: 121-129. Pope, S., 1995, Restoring unity, Landscape Design, Journal of the Landscape Inst., 238: 45-46. Swann, P., 1995, Planning for the future, Landscape Design, Journal of the Landscape Inst., 238: 11-13. Tanrıverdi, F., 1973, Erzurum şehrinin gelişmesinde peyzaj mimarisi bakımından ele alınması lazım gelen problemler. Atatürk Üniversitesi yayını, 149. Tanrıverdi, F., 1987, Peyzaj mimarlığı bahçe sanatının temel ilkeleri ve uygulama metotları. Atatürk Üniversitesi yayını, 643. Tüzün, G., 1995, Açık linyit ocaklarının üretim sonrası doğaya tekrar kazandırılması; Kilyos-Karaburun örneği. Tasarıma ve planlamaya ekolojik yaklaşım. Mimar Sinan Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, İstanbul, s. 386-406. Yılmaz, H. ve Irmak, M.A., 2004. Erzurum kenti açık-yeşil alanlarında kullanılan bitki materyalinin değerlendirilmesi, Ekoloji Dergisi, 13, 52, 9-16. Withycombe, D., Making amends, Landscape Design,Journal of the Landscape Inst., 238, p 47-49 GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2007, 24 (1), 19-25 Antepfıstığı (Pistacia vera L.) Kabuklu ve İç Meyvesinin Bazı Fiziksel Özelliklerinin Belirlenmesi Ebubekir Altuntaş Alper Mutlu Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Makinaları Bölümü, 60240, Tokat Özet: Ürünlerin taşıma, temizleme-sınıflandırma, işleme ve depolamayla ilgili tarım makinaları tasarımında tarımsal ürünlerin fiziksel özellikleri önemli bir kriterdir. Bu çalışmada, antepfıstığı (Pistacia vera L.) kabuklu ve iç meyvesinin bazı fiziksel özellikleri belirlenmiştir. Uzunluk, genişlik, kalınlık ve geometrik ortalama çap değerleri antepfıstığı kabuklu materyali için sırasıyla 19,81, 10,94, 9,33 ve 12,60 mm ve iç meyvesi için ise 15,32, 7,64, 7,03 ve 9,71 mm olarak bulunmuştur. Antepfıstığı kabuklu meyvesi için tek meyve ağırlığı (0,917 g), küresellik (%63.72), yığılma açısı (16,97°), yığın hacim ağırlığı (539,04 kg/m3), tane hacim ağırlığı (1050,18 kg/m3), tek meyve hacmi (0,874 cm3), yüzey alanı (5,00 cm2) ve porozite (%48,62) olarak belirlenmiştir. Antepfıstığı iç meyvesi için tek meyve ağırlığı (0,452 g), küresellik (%60,55), yığılma açısı (18,34°), yığın hacim ağırlığı (518,82 kg/m3), tane hacim ağırlığı (953,53 kg/m3), tek meyve hacmi (0,474 cm3), yüzey alanı (2,76 cm2) ve porozite (% 45,55) olarak belirlenmiştir. Araştırmada incelenen antepfıstığı kabuklu ve iç meyvesinin sürtünme katsayısı değerleri de incelenmiştir. Dinamik sürtünme katsayısı değerleri, galvaniz metal, sac ve lastik sürtünme yüzeyleri üzerinde antepfıstığı kabuklu meyvesi için sırasıyla 0,248; 0,317 ve 0,525 ile iç meyvesi için ise 0,321; 0,326 ve 0,798 olarak bulunmuştur. Lastik sürtünme yüzeyi, hem kabuklu ve iç meyve için en yüksek statik ve dinamik sürtünme katsayısı değeri verirken galvaniz metal ise en düşük değerleri vermiştir. Anahtar kelimeler: Antepfıstığı (Pistachio vera L.) kabuklu ve iç meyvesi, fiziksel özellikler Determination of some physical properties of pistacia( Pistacia vera L.) nut and its kernel Abstract : To design of equipment to transport, separate, process and store, the physical properties of the agricultural materials should be known. In this study, some physical properties of pistachio (Pistacia vera L.) nut and its kernel were determined. The mean values of lenght, width, thickness and geometric mean diameter were 19.81, 10.94, 9.33, and 12.60 mm for pistacia and 15.32, 7.64, 7.03, and 9.71 mm for its kernel. The mean single fruit mass, sphericity, angle of repose, bulk and true density, single nut volume, surface area, porosity values were obtained as 0.917 g, 63.72 %, 16.97°, 539.04 kg/m3, 1050.18 kg/m3, 0.874 cm3, 5.00 cm2 and 48.62 % for nut of pistacia, respectively. The mean single fruit mass, sphericity, angle of repose, bulk and true density, single kernel volume, surface area, porosity values were obtained as 0,452 g, 60.55%, 18.34°, 518.82 kg/m3, 953.53 kg/m3, 0.474 cm3, 2,76 cm2 and 45.55% kernel of pistacia, respectively. The mean values of coefficient of dynamic friction against galvanized metal, mild metal and rubber surfaces were 0.248; 0.317 and 0.525 for nut of pistacia and 0.321; 0.326, and 0.798 for kernel of pistacia, respectively. The maximum and minimum static and dynamic friction coefficients were found for rubber surface and galvanized metal, respectively. Keywords: Pistacia ( Pistacia vera L.) nut and its kernel, physical properties 1. Giriş Pistacia cinsinin hemen bütün türlerine sert kabuklu fıstık denirse de bu isim doğru olarak sadece ‘‘ Pistacia Vera L.’’ türüne verilir. Pistacia cinsi içerisindeki 10 veya daha fazla sayıdaki türlerden sadece Pistacia vera L. (antepfıstığı) ticari alanda değere sahip olup, kuruyemiş olarak alınıp satılan ve meyveleri yenen bir ürün olarak kabul edilir. Antepfıstığı, dünyada kuzey ve güney yarım kürelerinin 3045o paralellerinin uygun mikro klimalarında yetişmektedir. Ülkemiz, kuzey yarıküresinde ve fıstığın gen merkezi üzerindedir. Antepfıstığının kültür formlarının gen merkezi ise Anadolu, İran, Suriye, Afganistan ve Filistin olduğu bildirilmektedir. Güneydoğu Anadolu bölgesi antepfıstığı üretimi bakımından Türkiye antepfıstığı üretiminin %94,2’sini (32.986 ton) karşılar. Bölge üretiminin, %80,3'ü (26.498 ton) ve Türkiye üretimini %75,7 si yalnız Şanlıurfa ve Gaziantep illerimizden sağlanmaktadır. Antepfıstığı meyvesi fındık, badem ve yer fıstığı gibi yağlı meyvelerle mukayese edildiğinde; protein bakımından %22,6 karbonhidrat bakımından %15,6 ve kalori değeri bakımından 3250 ile birinci, %54,5 yağ oranı bakımından fındıktan sonra ikinci sırayı almaktadır. Bu kadar yüksek besin değeri ve Antepfıstığı (Pistacia vera L.) Kabuklu ve İç Meyvesinin Bazı Fiziksel Özelliklerinin Belirlenmesi çerez olarak her yerde aranılan bir meyve, ayrıca dünya kültürünün yayıldığı yerlerin sınırlı oluşu nedeniyle antepfıstığı, iç ve dış pazarlarda hep alıcı bulabilir duruma gelmiştir. Günümüzde dünyada yıllık üretimi 250.000 tona ulaşan antepfıstığı, özellikle Türkiye, İran ve ABD’de yetiştirilmektedir. Ülkemiz genelinde 56 ilde üretilmekte olan antepfıstığının en yoğun olarak yetiştirildiği il Gaziantep’tir. 1995 yılı verilerine göre Türkiye antepfıstığı ağaç sayısı 42,7 milyondur. Türkiye'de yaygın olarak çeşitleri Siirt, Kırmızı, Uzun, Halebi ve Ohadi çeşididir (Anonymous, 2007). Son yıllarda çok sayıda araştırmacı tarafından örneğin, yerfıstığı kabuklu ve iç meyvesi (Olajide and Igbeka, 2003; Akcali et al. 2006; Aydin, 2007), badem ve iç meyvesi (Aydin, 2003), ’’neem nut’’ (Visvanathan et al. 1996), ’’Raw Cashew nut’’ (Balasubramanian, 2001), kayısı ( Hacıseferoğulları et al. 2007), fındık (Ozdemir and Akinci, 2004) ve çamfıstığı (Özgüven and Vursavuş, 2005) gibi farklı meyvelerin fiziksel özellikleri incelenmiştir. Bu çalışmayla, antepfıstığı kabuk ve iç meyvelerinin bazı fiziksel özelliklerinin (boyut özellikleri, küresellik, tek meyve ağırlığı, yığın hacim ve tane hacim ağırlığı, meyve hacmi, yüzey alanı, porozite, yığılma açısı ile statik ve dinamik sürtünme katsayıları) belirlenmesi amaçlanmıştır. 2. Materyal ve Metot Çalışılan antepfıstığı, Gaziantep ilinden temin edilmiştir. Örnekler olgunlaşmış meyvelerden ve yabancı artıklardan temizlenmesi için elle ayrılmıştır. Çıtlatılmamış antepfıstığı meyveleri kabuklu ve kabuksuz olarak kullanılmıştır. Kabuklu materyal, dış kırmızı renkli kabuklu kısımdan ayrılmış olarak denemeye alınmış ve iç meyveler aynı kabuklu meyveden elde edilmiştir. Antepfıstığı kabuk ve iç meyvelerinin mevcut nemi, 105 0C fırında 24 saat etüvde örnekler kurutularak kuru baza (% k.b.) göre belirlenmiştir (Suthar and Das, 1996; Özgüven and Vursavuş, 2005). Üçer tekerrürlü yapılan denemeler sonucunda, çalışmamızda ortalama nem içeriği kabuklu ve kabuksuz meyve için % 14,40 ve %9,05 olarak belirlenmiştir. Antepfıstığı kabuk ve iç meyvelerinin fiziksel özelliklerinden boyut özelliği için 100 20 adet rasgele seçilen örneklerin uzunluk, genişlik ve kalınlıkları 0,01 mm hassasiyetindeki dijital kumpas ile ölçülmüştür. Antepfıstığı kabuk ve iç meyvelerinin geometrik ortalama çap (Dg) ve küresellik (Φ) değerleri aşağıdaki eşitlikler yardımıyla hesaplanmıştır (Mohsenin, 1970). Dg = (LWT)1/3 (1) Φ ={ (LWT)1/3 /L } x 100 (2) Eşitliklerde; L: uzunluk (mm), W: genişlik (mm) ve T : kalınlık (mm)’tır. Antepfıstığı kabuk ve iç meyvelerinin tek meyve ağırlıklarının belirlenmesi için 0,001 g hassasiyetli elektronik tartıdan yararlanılmıştır. Yığın hacim ağırlığı için hektolitre kabı kullanılmış; tane hacim ağırlığı ve tohum hacmi için ise sıvı yer değiştirme metodu kullanılmıştır. Sıvı yer değiştirme yöntemiyle tane meyve hacmi ve tane hacim ağırlıklarının belirlenmesinde tolüen sıvısı kullanılmıştır. Toluen sıvısı suya göre tohum tarafından daha az absorbe olma özelliğine sahiptir (Desphande ve ark. 1993; Suthar ve Das 1996). Yüzey alanı ve porozitenin belirlenmesi için aşağıdaki eşitlikler kullanılmıştır. = {1- (ρb / ρt ) } 100……………(3) S = Dg 2 ……….….. (4) Eşitliklerde; : porozite (%), S: Yüzey alanı (mm2), ρb: yığın hacim ağırlığı (kg/m3) ve ρt: Tane hacim ağırlığı (kg/m3) ve Dg: geometrik ortalama çap (mm)’tır (Olajide and Ade-Omowaye, 1999; Altuntas et al. 2005). Yığılma açısının belirlenmesinde, 300 x 500 mm ölçülü boş bir silindir kullanılmıştır. Silindir düz bir zemin üzerine yerleştirilip antepfıstığı kabuk ve iç meyveleri örnekleriyle doldurulmuştur. Daha sonra silindir yavaşça kaldırılıp bir koni oluşumu sağlanmış, koni yüksekliği ve çapından gidilerek açı değeri hesaplanmıştır (Kaleemullah ve Gunasekar, 2002). Antepfıstığı kabuk ve iç meyvelerinin sürtünme katsayılarının ölçümünde sürtünme ölçüm düzeneği kullanılmıştır (Şekil 1). Bu düzenek, metal kutu, sürtünme yüzeyi ve elektronik üniteden oluşmaktadır. Elektronik ünite ise mekanik kuvvet ünitesi, elektronik varyatör, yük hücresi, elektronik ADC (analog dijital çevirici) kart ile bir bilgisayar bağlantısından oluşmaktadır. Yük hücresi, metal kutuya (üstü açık 30x30x30 cm ölçülü) bir demir çubuk ile bağlıdır. Sürtünme kuvveti ölçümleri için, metal kutu içindeki antepfıstığı E.ALTUNTAŞ, A.MUTLU kabuklu ve iç meyvesi, sürtünme yüzeyleri (galvaniz metal, sac ve lastik) üzerinde sabit 0,02 m/s hızla yatay olarak hareket ettirilmiştir (Özgöz ve ark. 2004) (Şekil 1). Statik ve dinamik sürtünme katsayısı aşağıdaki eşitlikle formüle edilebilir: µ = F / Nf ……………………… (5) Eşitlikte µ: sürtünme katsayısı, F: ölçülen sürtünme kuvveti (N) ve Nf ise normal kuvvet (N) tir. Yük hücresiyle alınan sürtünme kuvveti değerleri, ADC kart ile sayısal rakamlara dönüştürülerek bilgisayara kaydedilmiştir. Elde edilen ortalama değerler dinamik, maksimum değerler ise statik sürtünme katsayısı değerleri olarak kullanılmıştır (Kara ve ark. 1997). Sürtünme katsayısı değerleri için ölçümler üçer tekerrürlü, diğer fiziksel özelliklerin ölçümü için onar tekerrürlü uygulama yapılmıştır. 3. Araştırma Sonuçları Antepfıstığı kabuk ve iç meyvesi ile ilgili incelenen tüm fiziksel özellikler, Çizelge 2 ve 4’de verilmiştir. Şekil 2 ve 3 ise antepfıstığı kabuk ve iç meyvesinin boyut ve ağırlık dağılımını karakterize etmektedir. Antepfıstığı kabuklu meyvesi ile ilgili fiziksel özellikler Antepfıstığı kabuklu meyvesinin büyüklüğü-nü belirten uzunluk, genişlik ve kalınlık değerleri sırasıyla, 16,47 - 22,6 mm, 9,50 - 12,46 mm ve 7,36 - 10,52 mm arasında değişiklik göstermiştir. Tek meyve ağırlığı ise 0,61 – 1,23 g arasında bulunmaktadır. Boyut dağılımı incelendiğinde antepfıstığı kabuk meyvesinde, uzunluk değerleri değişimi, örnek toplamında % 85 oranında 18,16-21,73 mm, genişlik değerleri % 78 oranında 10,33-11,67 mm arasında, kalınlık değerleri %82 oranında 8,24 – 10,10 mm arasında ve tek meyve ağırlık değerleri ise %75 oranında ise 0,79-1,08 g arasında değişmiştir (Şekil 2). Çizelge 1’de antepfıstığı kabuksuz meyvesinin boyutları arasındaki korelasyon katsayısı ilişkileri açıklanmıştır. Uzunluk, genişlik, kalınlık, tek meyve ağırlığı arasındaki ilişkilere ait korelasyon katsayısı değerleri (R); L/W, L/T, L/Dg, L/S ve L/ istatistiksel açıdan önemli bulunmuştur (p<0.01). L/M arasındaki ilişkiler istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır. Antepfıstığı kabuklu meyvesi örnekleri bazı fiziksel özelliklere ait ortalama ve standart sapma değerleri Çizelge 2’de verilmiştir. Antepfıstığı kabuklu meyvesi örneklerinin geometrik ortalama çap, küresellik değerleri sırasıyla 11,03–13,91 mm ve %57,84 – 70,09 arasında değişmiştir. Kabuklu meyve örneklerinin tek meyve hacim değerleri 0,842 – 0,912 cm3 arasında bulunmuştur. Kabuklu meyve örneklerinin yığın hacim ağırlıkları ve tane hacim ağırlıkları değerleri, sırasıyla 536,5– 544,0 kg/m3 ile 1006,2–1089,1 kg/m3 arasında değişmiştir. Kabuklu meyvelerin yüzey alanı ve porozite ve yığılma açısı değerleri ise sırasıyla, 3,82–6,08 cm2, % 46,43–50,51 ve 15,70–18,78° arasında değişmiştir. Antepfıstığı kabuklu meyvesinin statik ve dinamik sürtünme katsayısı değerleri değişimi farklı sürtünme yüzeylerine göre Çizelge 2’de görülmektedir. Buna göre, galvaniz metal, sac ve lastik sürtünme yüzeylerinde, statik sürtünme katsayısı değerleri sırasıyla; 0,289; 0,371 ve 0,656 olarak elde edilmiştir. Dinamik sürtünme katsayısı değerleri ise galvaniz metal, sac ve lastik sürtünme yüzeylerinde sırasıyla, 0,248; 0,317 ve 0,525 olarak bulunmuştur. Statik ve dinamik sürtünme katsayısı değerlerinde en yüksek değer lastik yüzeyde elde edilirken en düşük değer ise galvaniz sac yüzeyde bulunmuştur. Antepfıstığı kabuklu meyveler, lastik sürtünme yüzeyinde daha fazla tutunurken, galvaniz sac yüzeyde ise daha parlak ve kaygan bir yüzey olmasından dolayı daha kolay kayma eğilimi gösterdiği söylenebilir. Benzer sonuçlar, yerfıstığı için (Olajide and Igbeka, 2003; Aydin, 2007), fındık (Ozdemir and Akinci, 2004) ve çamfıstığı (Özgüven and Vursavuş, 2005) araştırmacılar tarafından açıklanmaktadır. 21 Antepfıstığı (Pistacia vera L.) Kabuklu ve İç Meyvesinin Bazı Fiziksel Özelliklerinin Belirlenmesi Şekil 1. Sürtünme kuvveti ölçüm cihazının şematik resmi Meyve sayısı (adet) 35 Uzunluk(L),mm Genişlik (W), mm Kalınlık (T), mm Ağırlık (M), g 30 25 20 15 10 5 0 M, g 0,59-0,69 T, mm W, mm L, mm 0,69-0,79 0,79-0,89 0,89-0,99 0,99-1,08 1,08-1,18 1,18-1,28 7,31-7,78 7,78-8,24 8,24-8,71 8,71-9,17 9,17-9,63 9,63-10,10 10,10-10,56 9,44-9,88 9,88-10,33 10,33-10,78 10,78-11,22 11,22-11,67 11,67-12,12 12,12-12,56 16,38-17,27 17,27-18,16 18,16-19,05 19,05-19,95 19,95-20,84 20,84-21,73 21,73-22,63 Boyut ve ağırlık dağılımı Şekil 2. Antepfıstığı kabuklu meyvesinin boyut ve ağırlık dağılımına ait değerler ( % 14,40 k.b.) Çizelge 1. Antepfıstığı kabuklu meyvesine ait korelasyon katsayıları Özellikler Ortalama L/W 1,814 L/T 2,130 L/M 22,063 L/Dg 1,572 L/S 3,980 0,312 L/ ** p<0.01 ns önemsiz Minimum 1,577 1,790 15,250 1,427 3,553 0,244 Maksimum 2,069 2,586 34,066 1,729 4,742 0,376 Standart sapma 0,118 0,163 3,685 0,064 0,239 0,030 Serbestlik derecesi 98 98 98 98 98 98 Korelasyon katsayı (R) 0,400** 0,364** -0,043ns 0,781** 0,780** -0.693** Çizelge 2. Antepfıstığı kabuklu meyvesi örneklerinin bazı fiziksel özelliklerine ait sayısal değerler (%14,40 k.b.) Fiziksel özellikler Uzunluk, L (mm) Genişlik, W (mm) Kalınlık, T (mm) Geometrik ortalama çap, Dg (mm) Küresellik, Φ (%) Tek meyve ağırlığı (g) Yığın hacim ağırlığı (ρb) (kg/m3) Tane hacim ağırlığı (ρt) (kg/m3) Tek meyve hacmi (cm3) Yığılma açısı (°) Porozite (%) Yüzey alanı, S (cm2) Galvaniz sac Sac Lastik Ortalama Minimum 19,81 16,47 10,94 9,50 9,33 7,36 12,604 11,031 63,72 57,84 0,917 0,896 539,04 536,46 1050,18 1006,20 0,874 0,842 16,97 15,70 48,62 46,43 5,00 3,82 Sürtünme Katsayısı (*) 0,248 0,199 0,317 0,244 0,525 0,411 Değerler Maksimum 22,60 12,46 10,52 13,914 70,09 0,931 544,00 1089,13 0,912 18,78 50,51 6,08 0,289 0,371 0,656 (*) Sürtünme katsayısı değerlerinde ortalama değerler, dinamik, maksimum değerler ise statik sürtünme katsayısı değerleridir. 22 Standart sapma 1,274 0,576 0,639 0,593 2,595 0,129 2,214 41,695 0,035 0,873 2,056 0,467 0,019 0,030 0,056 E.ALTUNTAŞ, A.MUTLU Antepfıstığı kabuksuz meyvesi ile ilgili fiziksel özellikler Antepfıstığı kabuksuz meyvesinin büyüklüğünü belirten uzunluk, genişlik ve kalınlık değerleri sırasıyla, 11,76 – 17,79 mm, 6,08 – 8,85 mm ve 5,22 – 9,13 mm arasında değişiklik göstermiştir. Tek meyve ağırlığı ise 0,25 – 0,64 g arasında bulunmaktadır. Boyut dağılımı incelendiğinde antepfıstığı kabuk meyvesinde, uzunluk değerleri değişimi, örnek toplamında %80 oranında 13,41–16,98 mm, genişlik değerleri % 77 oranında 6,88–8,53 mm arasında, kalınlık değerleri % 74 oranında 6,34 –8,16 mm arasında ve tek tane ağırlık değerleri ise %81 oranında ise 0,35–058 g arasında değişmiştir (Şekil 3). Çizelge 3’de antepfıstığı kabuksuz meyvesinin boyutları arasındaki korelasyon katsayısı ilişkileri açıklanmıştır. Uzunluk, genişlik, kalınlık, tek meyve ağırlığı arasındaki ilişkilere ait korelasyon katsayısı değerleri (R); L/W, L/T, L/Dg, L/ ve istatistiksel açıdan önemli bulunmuştur (p<0.01). L/M ve L/S arasındaki ilişkiler istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır. Antepfıstığı kabuklu meyvesi örnekleri bazı fiziksel özelliklere ait ortalama ve standart sapma değerleri Çizelge 4’de verilmiştir. Antepfıstığı kabuksuz meyvesi örnekleri için geometrik ortalama çap, küresellik değerleri sırasıyla 7,66–10,54 mm ve % 54,36 – 71,17 arasında değişmiştir. Kabuksuz meyve örneklerinin tek meyve hacim değerleri 0,247 – Meyve sayısı (adet) 45 0,635 cm3 arasında bulunmuştur. Kabuksuz meyve örneklerinin yığın hacim ağırlıkları ve tane (gerçek) hacim ağırlıkları değerleri, sırasıyla 512,66–531,16 kg/m3 ile 922,78– 987,40 kg/m3 arasında değişmiştir. Kabuksuz meyvelerin yüzey alanı ve porozite ve yığılma açısı değerleri ise sırasıyla, 1,84–3,90 cm2, %43,78 – 47,46 ve 17,48–19,14° arasında değişmiştir. Antepfıstığı kabuksuz meyvesinin statik ve dinamik sürtünme katsayısı değerleri değişimi farklı sürtünme yüzeylerine göre Çizelge 4’de görülmektedir. Çizelgeye göre, galvaniz sac, sac ve lastik sürtünme yüzeylerinde, statik sürtünme katsayısı değerleri sırasıyla; 0,342; 0,399 ve 0,843 olarak elde edilmiştir. Dinamik sürtünme katsayısı değerleri ise galvaniz sac, sac ve lastik sürtünme yüzeylerinde sırasıyla, 0,321; 0,336 ve 0,798 olarak bulunmuştur. Statik ve dinamik sürtünme katsayısı değerleri, antepfıstığı kabuksuz meyve örnekleri için en yüksek değer lastik yüzeyde en düşük ise galvaniz metal yüzeyde bulunmuştur. Benzer sonuçlar, yerfıstığı için (Olajide and Igbeka, 2003; Aydin, 2007), badem ve iç meyvesi (Aydin, 2003), ’’neem nut’’ ( Visvanathan et al. 1996), kayısı ( Hacıseferoğulları et al. 2007), fındık ( Ozdemir and Akinci, 2004) ve çamfıstığı (Özgüven and Vursavuş, 2005) araştırmacılar tarafından açıklanmaktadır. Uzunluk(l),mm Genişlik (w), mm Kalınlık (t), mm Ağırlık (m), g 40 35 30 25 20 15 10 5 0 m, g 0,337-0,295 0,295-0,352 0,352-0,409 0,409-0,466 0,466-0,523 0,523-0,580 0,580-0,637 t, mm 5,13-5,78 5,78-6,34 6,34-6,95 6,95-7,55 7,55-8,16 8,16-8,77 8,77-9,38 w, mm 6,06-6,47 6,47-6,88 6,88-7,29 7,29-7,71 7,71-8,12 8,12-8,53 8,53-8,94 l, mm 11,63-12,52 12,52-13,41 13,41-14,30 14,30-15,20 15,20-16,09 16,09-16,98 16,98-17,88 Boyut ve ağırlık dağılımı Şekil 3. Antepfıstığı kabuksuz meyvesinin boyut ve ağırlık dağılımına ait değerler ( % 9,05 k.b.) 23 Antepfıstığı (Pistacia vera L.) Kabuklu ve İç Meyvesinin Bazı Fiziksel Özelliklerinin Belirlenmesi Çizelge 3. Antepfıstığı kabuksuz meyvesine ait korelasyon katsayısıları Özellikler L/W L/T L/M L/Dg L/S L/ ** p<0.01; Ortalama Minimum 2,010 2,195 35,144 1,641 5,536 0,252 ns önemsiz 1,624 1,655 23,064 1,405 4,563 0,165 Maksimum 2,499 2,930 62,323 1,840 7,006 0,320 Standart sapma 0,166 0,224 7,590 0,077 0,536 0,028 Serbestlik derecesi 98 98 98 98 98 98 Korelasyon katsayısı (R) 0,532** 0,543** 0,142 ns 0,840** 0,079ns -0,461** Çizelge 4. Antepfıstığı kabuksuz meyvesi örneklerinin bazı fiziksel özelliklerine ait sayısal değerler ( % 9,05 k.b.) Değerler Fiziksel özellikler Uzunluk, L (mm) Genişlik, W (mm) Kalınlık, T (mm) Geometrik ortalama çap, Dg (mm) Küresellik, Φ (%) Tek meyve ağırlığı (g) Yığın hacim ağırlığı (ρb) (kg/m3) Tane hacim ağırlığı (ρt) (kg/m3) Tek meyve hacmi (cm3) Yığılma açısı (°) Porozite (%) Yüzey alanı, S (cm2) Galvaniz sac Sac Lastik Ortalama Minim um 15,32 11,76 7,64 6,08 7,03 5,22 9,709 7,66 60,55 54,36 0,452 0,247 518,82 512,66 953,53 922,78 0,474 0,457 18,34 17,48 45,55 43,78 2,76 1,84 Sürtünme Katsayısı (*) 0,360 0,265 0,326 0,289 0,798 0,762 Maksimum 17,79 8,85 9,13 10,54 71,17 0,635 531,16 987,40 0,489 19,14 47,46 3,90 Standart sapma 1,300 0,631 0,794 3,841 6,52 0,094 5,747 32,420 0,034 0,643 1,843 0,414 0,342 0,399 0,843 0,022 0,028 0,034 (*) Sürtünme katsayısı değerlerinde ortalama değerler, dinamik, maksimum değerler ise statik sürtünme katsayısı değerleridir. 4. Sonuç Ülkemiz, dünya antepfıstığı üretiminde önemli bir yere sahiptir. Antepfıstığı içerdiği kimyasallar ile de önemli bir besin maddesi olmaktadır. Bu derecede önemli olan antepfıstığının fiziksel özelliklerinin bilinmesi bu meyvenin kabuklu ve kabuksuz olarak çeşitli tarım makinaları (taşıma, temizlemesınıflandırma, işleme ve depolama) tasarımları için önemlidir. Bu çalışmada belirlenen bazı özellikler aşağıda özetlenmiştir. - Antepfıstığı kabuklu meyvesinin uzunluk, genişlik ve kalınlık değerleri sırasıyla, 19,81; 10,94 ve 9,33 mm ve kabuksuz meyvesinde ise; 15,32; 7,64 ve 7,03 mm olarak bulunmuştur. - Küresellik değerleri antepfıstığı kabuklu ve kabuksuz meyvesinde sırasıyla % 63,72 ve % 60,55 olarak bulunmuştur. - Hacim ağırlıkları için yığın hacmi ve gerçek tane hacim ağırlıkları antepfıstığı kabuklu ve kabuksuz meyvesinde sırasıyla; 539,04 ve 518,82 kg/m3 ile 1050,18 ve 953,53 kg/m3 olarak bulunmuştur. - Sürtünme katsayısı değerleri statik ve dinamik olarak antepfıstığı kabuklu ve kabuksuz meyvesinde lastik yüzeyde en yüksek ve galvaniz metalde ise en düşük bulunmuştur. Kaynaklar Akcali. I.D., A. Ince, and E. Guzel, 2006. Selected Physical Properties of Peanuts. International Journal of Food Properties, 9: 25–37. Altuntas, E., E. Ozgoz, O.F. Taser, 2005. Some Physical Properties of Fenugreek (Trigonella foenum-graceum L.) Seeds. Journal of Food Engineering, 71: 37-43. Anonymous, 2007. Antepfıstığı. http://bilgisitesi.cwrwgl.com/k/antep_fistigi.html. 24 Aydin, C., 2003. Physical Properties of Almond Nut and Kernel. Journal of Food Engineering, 60: 315-320. Aydin, C., 2007. Some Engineering Properties of Peanut and Kernel. Journal of Food Engineering, 79: 810816. Balasubramanian, D., 2001. Physical Properties of Raw Cashew Nut. Journal of Agricultural Engineering Research, 78: 291-297. E.ALTUNTAŞ, A.MUTLU Deshpande, S.D., S, Bal, & T.P. Ojha, 1993. Physical Properties of Soybean Grains. Journal of Agricultural Engineering Research, 56: 89-92. Haciseferogullari, H., İ. Gezer, M.M. Ozcan, B. Muratasma, 2007. Post Harvest Chemical and Physical-Mechanical Properties of Some Apricot Varieties Cultivated in Turkey. Journal of Food Engineering, 79: 364-373. Kaleemullah, S., J.J. Gunasekar, 2002. MoistureDependet Physical Properties of Arecanut Trues. Biosystem Engineering, 82: 331-338. Kara, M., N. Turgut, Y. Erkmen, & İ.E. Güler, 1997. Bazı Taneli Ürünlerin Sürtünme Katsayılarının Belirlenmesi. 17. Ulusal Tarımsal Mekanizasyon Kongresi, Bildiri Kitabı, 609614, Tokat. Mohsenin, N.N., 1970. Physical Properties of Plant and Animal Materials. Gordon and Breach Science Publishers, New York. Olajide, J.D., & J.C. Igbeka, 2003. Some Physical Properties of Groundnut Kernels. Journal of Food Engineering, 58: 201-204. Olajide, J.D., & Ade-Omowaye, B.I.O., 1999. Some Physical Properties of Locust Bean Seed. Journal of Agricultural Engineering Research, 74 : 213-215. Olajide, J.O., J.C. Igbeka, 2003. Some Physical Properties of Groundnut Kernels. Journal of Food Engineering, 58, 201–204. Ozdemir, F., I. Akinci, 2004. Physical and nutritional properties of four major commercial Turkish hazelnut varieties . Journal of Food Engineering, 63,3, 341-347. Özgüven, F., K. Vursavuş, 2005. Some Physical, Mechanical and aerodynamic properties of pine (Pinus pinea) nuts. Journal of Food Engineering, 68:191-196. Özgöz, E., Ö.F. Taşer, G. Ergüneş, E. Altuntaş, 2004. Bazı Tarımsal Ürünlerin Fiziksel Özelliklerinin Belirlenmesi. GOÜ. Bilimsel Araştırma (2001/43 no’lu) proje sonuç raporu. (Yayınlanmamış Araştırma Projesi). Suthar, S.H., & S.K. Das, 1996. Some Physical Properties of Karingda [Citrus lanatus (thumb) mansf ] Grains. Journal of Agricultural Engineering Research, 65: 15-22. Visvanathan, R., P.T. Palanisamy, V. Gothandapani, V. Sreenarayanan, 1996. Physical Properties of Neem Nut. Journal of Agricultural Engineering Research 63: 19-26 25 GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2007, 24 (1), 27-34 Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin Genotip x Çevre İnteraksiyonlarının Belirlenmesi* Oral Düzdemir Cevdet Akdağ Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, 60240, Tokat Özet: Genotip x çevre interaksiyonlarını belirlemek amacıyla 14 nohut çeşidi, 2001 ve 2002 yıllarında, dört farklı çevrede (Tokat-Tahtoba, Tokat-Pazar, Tokat-Zile ve Amasya-Gökhöyük) yetiştirilmiştir. Tarla denemeleri tesadüf blokları deneme deseninde 4 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Dekara tane verimi bakımından genotip x çevre etkileşimleri %1 düzeyinde önemli bulunmuştur. Denemede çevrelerin ortalama tane verimleri 81.9-191.9 kg/da arasında değişmiş, en yüksek verim Tokat-Tahtoba’da, en düşük verim ise Tokat-Zile’de 2002 yılında elde edilmiştir. Çeşitlerin tane verimleri 94.9-153.1 kg/da arasında değişmiş, en yüksek tane verimini Akçin-91, en düşük ise Uzunlu-99 ve Küsmen-99 çeşitleri vermiştir. Tane verimi için çeşitlerin adaptasyon sınıfları incelendiğinde, Menemen-92, Aziziye-94, Sarı-98, Sıra Nohut ve Konya tipi genotipleri tüm çevrelere orta, Akçin-91’in tüm çevrelere iyi, İspanyol’un iyi çevrelere orta, Er-99 ile Gökçe’nin iyi çevrelere iyi, Aydın-92, Damla-89 ve İzmir-92’nin kötü çevrelere orta ve Uzunlu-99 ile Küsmen-99’un ise kötü çevrelere kötü uyum gösterdikleri belirlenmiştir. Çalışmada tane verimi bakımından Menemen-92 ve Aziziye-94 çeşitlerinin daha stabil olduğu tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler: Nohut, genotip x çevre interaksiyonları, verim, stabilite Determination of Genotype by Environment Interactions of some Chickpea (Cicer arietinum L.) Varieties Abstract: Fourteen chickpea varieties were grown in four locations (Tokat-Tahtoba, Tokat-Pazar, Tokat-Zile and Amasya-Gökhöyük) in 2001 and 2002 in order to determine their genotype by environment interactions. Trials were conducted in Completely Randomized Block Design with four replications. Seed yield per decare trait was studied. Location x variety interaction was significant at 1% of probability for seed yield. Seed yield, the most important trait, varied from 81.9 to 191.9 kg per decare. Of the locations, 2002-Tahtoba had the highest yield while 2002-Zile the lowest. Seed yield of the varieties varied from 94.9 to 153.1 kg/da. Akçin-91 had the highest but Uzunlu-99 and Küsmen-99 the lowest seed yield. When adaptation classes of the varieties were considered, Menemen-92, Aziziye-94, Sarı-98, Sıra Nohut and Konya had moderate adaptation to all environments, Akçin-91 had good adaptation to all environments, İspanyol had moderate adaptation to good environments, Er-99 and Gökçe had good adaptation to good environments, Aydın-92, Damla-89 and İzmir-92 had moderate adaptation to poor environments, and Uzunlu-99 and Küsmen-99 had poor adaptation to poor environments. According to yield stability parameters, Menemen-92 and Aziziye-94 were the most stable varieties. Key words: Chickpea, genotype by environment interactions, yield, stability 1. Giriş Nohut, yüksek oranda protein (%15-32) ve karbonhidrat (%50-74) içeriği yanında fosfor, kalsiyum ve demir gibi mineral maddeler ile A, B ve Niacin gibi vitaminlerce zengin olması nedeniyle insan beslenmesinde önemli bir yere sahiptir (Akçin, 1988; Bressani and Elias, 1988). Mercimeğin ardından kurağa ve düşük sıcaklığa dayanıklı ikinci yemeklik tane baklagil cinsi olan nohut, toprak isteği bakımından da fazla seçici değildir. Drenajı iyi, hafif asit veya alkali reaksiyonlu, kireçli ve kıraç sayılabilecek topraklarda bile yetişebilir. Köklerinde ortak yaşam sürdüren Rhizobium bakterileri vasıtasıyla havadaki elementer azottan faydalanabilmesi, yetiştiriciliğinin * Bu makale, doktora tezinden özetlenmiştir. kolay ve gelişme döneminin kısa olması (Azkan, 1989; Sepetoğlu, 1994), onu tahılnadas ekim nöbeti sisteminde yer alan birkaç bitkiden birisi yapmaktadır (Işık, 1992). Ülkemizde nohut 1940’lı yıllarda 85 000 ha ekim alanı ile 77 200 ton üretime sahip iken, 2005 yılı itibariyle ekim alanı 650 000 ha’a ve üretimi de 610 000 ton’a ulaşmıştır (Anonim, 2006). Günümüzde tarım alanlarının son sınırlarına ulaşması, artan nüfusun beslenebilmesi için birim alan veriminin artırılmasını gerektirmektedir. Bu, modern tarım tekniklerinin uygulanması ve üstün özelliklere sahip çeşitlerin kullanılmasıyla mümkündür. Fakat, bitkiler diğer bazı Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin Genotip x Çevre İnteraksiyonlarının Belirlenmesi yönlerden olduğu gibi verim kapasiteleri bakımından da cins ve tür olarak birbirine benzememekte hatta aynı tür içinde de farklılıklar görülmektedir. Buna değişim denir ve nedenleri de genetik yapı ile çevre ve bunların etkileşimleridir (Şehirali ve Özgen, 1988). Dolayısıyla, farklı çeşitlerin değişik çevrelerde performans ve uyum yetenekleri farklılıklar göstermektedir (Açıkgöz ve Açıkgöz, 1994; Altınbaş ve ark. 1999a). Bitki ıslahçıları, kaliteli ve yüksek verimli çeşitlerin tespitinde genotip x çevre ilişkileriyle yakından ilgilenirler. Genellikle, geliştirdikleri çeşitlerin değişik çevre şartlarına uygun, çevreden en az etkilenen bir genetik yapıda olmasını istemektedirler (Demir ve Tosun, 1991). Bu nedenle yeni çeşit ve/veya çeşit adayları birçok çevrede denemeye alınmakta, ancak bunlarda genotip x çevre etkileşimlerinin önemli çıkması genetik potansiyelleri hakkında karar vermeyi güçleştirmektedir. Bu durumda, farklı çevrelerde yetiştirilen genotiplerin uyum yeteneklerini ortaya koyan stabilite testleri yapılmaktadır. Stabilite, biyolojik anlamda çeşitlerin farklı çevrelerde sabit bir verim göstermesi, tarımsal anlamda da bir çeşidin belli bir çevrede, o çevrenin belirlenen verimlilik düzeyinde olması şeklinde ifade edilmektedir (Yılmaz ve Tuğay, 1999). Ayrıca stabilite genel adaptasyon yeteneği olarak da tanımlanmaktadır (Gencer ve Kıllı, 1994). Yates and Cohran (1938), stabilite olarak regresyon analizi tekniğiyle, önemli çıkan genotip x çevre interaksiyonlarının öğelerine ayrılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Daha sonra bu modeli temel alan araştırmacılar farklı stabilite kriterleri ortaya koymuşlardır. Örneğin Finlay and Wilkinson (1963) her bir genotipin değişik çevrelerde aldıkları genotip değerlerinin çevre ortalamaları üzerine olan regresyonunu, Eberhart and Russel (1966) ise regresyon katsayısı ile birlikte regresyondan sapma (hata) kareler ortalamasını kullanmışlardır. Chandra et al. (1971), nohutta genotiplerin, çevre ve agronomik uygulamalar ile etkileşimlerinin genotip x yıl interaksiyonuna göre daha önemli olduğunu ifade etmişlerdir. Buna karşın Singh et al. (1974), iyi seçilmiş bir çevrede yıllar itibariyle tekrarlamanın bitki boyu ve tane ölçüsü bakımından etkin bir seçim için yeterli olduğunu ileri sürmüşlerdir. 28 Shah et al. (1983), 1979-1983 yılları arasında 14 nohut genotipinden oluşan bir set ile 5’i kıraç ve 4’ü yağışlı olmak üzere 9 çevrede yaptıkları çalışmada, tane verimi için genotip x çevre etkileşimlerini önemli bulmuşlar, stabilite testlerinde de Eberhart and Russel ile Wricke’nin belirttiği parametreleri kullanmışlardır. Singh and Singh (1989), 66 genotip ile 3 yıl boyunca farklı ekim tarihleri, sıra aralıkları ve gübre dozlarını içeren 9 mikro çevrede stabil çeşit belirlemeyi amaçladıkları çalışmada, tüm karakterler için genotip, çevre ve genotip x çevre etkileşimleri önemli olmuş, stabil çeşitleri belirlemek için de regresyon katsayısı (bi) ve regresyon katsayısından sapma (S2d) kullanılmıştır. Singh and Bejiga (1990), Suriye ve Lübnan’da 3 çevre ile 2 ekim zamanında 3 yıllık çalışmada, tane verimi için genotip x çevre etkileşimlerinin önemli olduğunu saptamış, stabilite parametresi olarak da Eberhart and Russel’ın regresyon katsayısından sapmaları (S2d) kullanmışlardır. Özdemir ve Engin (1996), Çukurova şartlarında beş yıl süre ile 14 nohut çeşidinde verim stabilitesini inceledikleri çalışmada, Eberhart and Russel’ın belirttiği stabilite parametresini kullanmışlar ve çeşitlerin performanslarında mevsim şartlarına göre oldukça önemli farklılıklar gözlemlemişlerdir. Toker (1998), Antalya şartlarında, iki yıl süreyle, 2 çevrede 8 nohut genotipiyle yaptığı çalışmada, ele alınan tüm özellikler bakımından genotip x çevre interaksiyonları önemli çıkmıştır. Altınbaş ve ark. (1999b), 10 nohut genotipi ile 1997-1999 yılları arasında Bornova şartlarında yazlık, 1997-1998 yıllarında Isparta’da yazlık ve kışlık olarak, 7 çevrede yaptıkları çalışmada, Eberhart and Russel, Wricke, Shukla ve Lin et al.’in önerdikleri parametreleri ele almışlardır. Araştırmacılar, genotip x çevre interaksiyonlarının verimde önemli değişimlere sebep olduklarını saptamışlar, performans stabiliteleri yönünden genotipler arasında bir ayrımın yapılmasında regresyon katsayılarının (bi) ve regresyondan sapma varyanslarının (S2d) etkili bir ölçüt olabileceğini ifade etmişlerdir. Çalışmanın amacı; bazı nohut çeşitlerinin tane verimi için genotip x çevre etkileşimleri ve stabilite durumlarının belirlenmesidir. O.DUZDEMİR, C.AKDAĞ 2. Materyal ve Yöntem 2.1. Materyal Çalışmada 11 tescilli ve 4 köy çeşidi olmak üzere toplam 15 tane çeşit kullanılmış ve bunlara ait bazı bilgiler Çizelge 1’de verilmiştir. Tarla çalışmaları 2001 ve 2002 yıllarında Tokat-Tahtoba köyü, Pazar ve Zile ilçeleri ile Amasya-Gökhöyük olmak üzere 4 farklı çevrede yürütülmüştür. Çizelge 1. Denemede kullanılan nohut çeşitlerine ait bazı bilgiler Çeşit Adı Aydın-92 Menemen-92 Akçin-91 Aziziye-94 Damla-89 Er-99 Uzunlu-99 Gökçe Küsmen-99 İzmir-92 Sarı-98 Sıra Nohut İspanyol Konya Tipi Meksika Tipi Temin Yeri TİGEM TİGEM TİGEM TİGEM TİGEM Tar.Bit.Mer.Arş.Ens. Tar.Bit.Mer.Arş.Ens.. Tar.Bit.Mer.Arş.Ens. Tar.Bit.Mer.Arş.Ens. Ege Tar.Arş.Ens. Ege Tar.Arş.Ens. Tokat Tokat Tokat Tokat Islah Merkezi Ege Tar.Arş.Mer.Ens. Ege Tar.Arş.Mer.Ens: Tar.Bit.Mer.Arş.Ens: D.Ana.Tar.Araş.Ens: Krd.Tar.Ara.Ens.Ens: Tar.Bit.Mer.Arş.Ens. Tar.Bit.Mer.Arş.Ens. Tar.Bit.Mer.Arş.Ens. Tar.Bit.Mer.Arş.Ens. Ege Tar.Arş.Mer.Ens. Ege Tar.Arş.Mer.Ens. --------- Deneme alanları ve yıllarına ilişkin bazı iklim özellikleri değerleri çizelge 2’de verilmiştir. Buna göre, aylık ortalama sıcaklık değerleri tüm çevrelerde 2001 yılında 2002 yılı ve uzun yıllık değerlere göre daha yüksek olmuştur. Buna karşın 2001 yılındaki toplam yağış miktarları 2002 ve uzun yıllara kıyasla daha düşük ve yağış rejimi de daha düzensiz olmuştur. 2001 yılında tüm deneme alanlarında en yüksek yağış miktarları Mayıs ayında alınmıştır. Özellikle ilk yıl ekimlerinin yapıldığı Mart ayından sonraki aylarda alınan yağış miktarları düşük olmuş ve kurak bir periyot yaşanmıştır. Bu durum çevreler içinde özellikle Gökhöyük’te çok etkili olmuş ve bitkilerin gelişimlerini olumsuz bir şekilde etkilemiştir. Araştırmanın ikinci yılında tüm çevrelerde düşen yağış miktarı ilk yıl ve uzun yıllara göre daha fazla olmuştur. Aylık nispi nem değerleri de ortalama sıcaklık ve toplam yağış miktarına benzer bir seyir izlemiş ve ilk yıl değerleri ikinci yıl ve uzun yıllara göre daha yüksektir. Deneme alanları toprakları, 2001 yılında Pazar’da siltli-killi-tınlı, diğer alanlarda killitınlı ve tınlı tekstür sınıfına girerken, 2002 yılında ise tüm deneme alanları toprakları killidir. Deneme alanları toprakları tuzsuz (%0.029-0.049), hafif alkali reaksiyonlu, sadece 2001 yılında Gökhöyük’te orta alkalidir. Organik madde oranları %1.25-2.66 arasında değişmiştir. Pazar ve Tahtoba’daki deneme alanlarının ilk yılında organik madde oranları orta, diğerleri azdır. Kireç içerikleri %2.6 ile Özelliği Tescilli Çeşit Tescilli Çeşit Tescilli Çeşit Tescilli Çeşit Tescilli Çeşit Tescilli Çeşit Tescilli Çeşit Tescilli Çeşit Tescilli Çeşit Tescilli Çeşit Tescilli Çeşit Köy Çeşidi Köy Çeşidi Köy Çeşidi Köy Çeşidi Tane Tipi Koçbaşı Koçbaşı Koçbaşı Koçbaşı Koçbaşı Koçbaşı Koçbaşı Koçbaşı Koçbaşı Koçbaşı Koçbaşı Kuşbaşı Koçbaşı Koçbaşı Koçbaşı Bintane Ağ. (g) 350 450 400-430 500 450-500 470-480 500-510 440-460 500-510 450 500-510 --------- Antraknoza day. Dayanıklı Tol.- Dayanıklı Toleranslı Dayanıklı Toleranslı Dayanıklı Toleranslı Dayanıklı Dayanıklı Tol. – Dayanıklı Dayanıklı Hassas Hassas Hassas Hassas %48.4 arasında değişmiştir. Tahtoba çok fazla kireçli ve çok kireçli özellik gösterirken, diğerleri az ve kireçli özellik sergilemişlerdir. Gökhöyük dışında tüm deneme çevrelerinde, bitkiye elverişli fosfor oranları nohudun ihtiyaç duyduğu miktardan yüksek, potasyum miktarları ise yeterlidir. 2.2. Metot Araştırmada, tarla denemeleri Tesadüf Blokları Deneme deseninde 4 tekerrürlü olarak düzenlenmiştir. Çeşitler 5 m x 0.40 m x 6 sıralı (toplam 12 m2) parsellerde 10 cm sıra üzeri mesafe ile ekilmişlerdir. Çeşitler arasında boşluklar bırakılmamış; fakat blok baş ve sonuna gelen çeşitlerde kenar tesiri olarak dış taraflarına birer sıra daha ekilmiştir. Ekimden önce her bir parsele 2.7 kg saf N/da ve 6.9 kg saf P2O5/da hesabı ile 15 kg/da diamonyum fosfat (DAP) gübresi verilmiştir. Gerekli bakım işlemleri uygun yöntemlerle ve eşit olarak yürütülmüştür. Ekimler ilk yıl 26/03 (Pazar), 27/03 (Gökhöyük) 28/03(Zile), 29/03/2001 (Tahtoba) ve ikinci yılda sırasıyla 19/03, 18/03, 07/04/2002 ve 12/04/2002’de yapılmıştır. Hasat her çeşitte parsel başlarından 50’şer cm ile blokların baş ve son kısımlarına denk gelen çeşitlerde en dıştaki birer sıra kenar tesiri bırakıldıktan sonra kalan alanda yapılmıştır. Hasat edilen bitkiler kurutulduktan sonra harmanlanmış, parsel verimleri dekara tane verimlerine dönüştürülmüştür. 29 Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin Genotip x Çevre İnteraksiyonlarının Belirlenmesi Çizelge 2. Deneme alanları ve yıllarına ait bazı iklim verileri . İklim Özellikleri Çevre Mart 11.3 9.3 6.9 11.4 19.9 7.2 12.6 10.2 Nisan 13.5 11.1 12.5 13.0 10.3 12.6 14.7 12.5 13.6 Mayıs 14.4 15.6 16.2 14.3 16.4 16.3 16.3 18.4 17.7 Aylar Temmuz 23.6 23.2 22.1 24.9 24.8 22.0 25.9 22.8 23.7 Haziran 20.2 18.8 19.5 21.2 19.6 19.5 22.9 21.3 21.4 2001 Pazar1 2002 Uzun Yıl. 2001 Ortalama Zile2 2002 Sıcaklık Uzun Yıl. (0C) 2001 G.Höyük 2002 Uzun Yıl. 2001 Tahtoba 2002 Uzun Yıl. 2001 19.3 39.6 92.2 5.6 1.0 Pazar 2002 29.2 68.4 16.8 57.6 37.6 Uzun Yıl. 38.2 62.4 59.5 38.6 10.4 2001 31.7 26.5 112.1 3.4 0.3 Toplam Zile 2002 9.8 85.3 43.6 34.6 14.2 Yağış Uzun Yıl. 38.5 62.7 60.0 38.1 10.9 (mm) 2001 21.0 14.0 104.0 0.0 0.0 G.Höyük 2002 21.0 40.0 2.0 29.0 8.0 Uzun Yıl. 45.7 50.1 36.0 13.7 2001 36.6 36.5 95.8 0.0 0.0 Tahtoba 2002 44.3 112.6 12.0 47.7 56.4 Uzun Yıl. 2001 64.4 68.0 75.9 60.6 64.4 Pazar 2002 63.8 76.6 65.1 76.4 70.4 Uzun Yıl. 59.8 59.5 60.2 57.8 55.0 2001 62.5 67.0 72.6 60.1 66.8 Nispi Zile 2002 64.1 75.4 64.0 66.7 63.7 Nem Uzun Yıl. 59.3 58.9 59.7 56.9 53.7 (%) 2001 53.8 54.5 57.2 47.9 50.5 G.Höyük 2002 54.4 57.9 45.7 50.7 52.0 Uzun Yıl. 58.0 58.0 55.0 54.0 2001 Tahtoba 2002 Uzun Yıl. Kaynaklar: 1- Köy Hizmetleri Araştırma Enstitüsü Kayıtları, Tokat. 2- Zile Meteroloji İstasyonu Kayıtları, Tokat. 3 - TİGEM Gökhöyük Üretme Çiftliği Müdürlüğü Kayıtları, Gökhöyük/Amasya. 4 - Şeker Şirketi Artova Şefliği Kayıtları, Artova/Tokat. 2.3. Verilerin Değerlendirilmesi Varyans Analizi: İki yıl süre ile yürütülen bu çalışmada 2001 yılında yoğun kuraklığın görüldüğü Gökhöyük’ten ve antraknoz nedeniyle Meksika yerel çeşidinden sağlıklı veri elde edilemediği için değerlendirme dışı tutulmuşlardır. Denemeden elde edilen veriler her deneme yeri bir çevre kabul edilerek toplam 7 yer üzerinden birleştirilerek varyans analizine tabi tutulmuş ve önemli çıkan ortalamalar arası farklılıklara Duncan çoklu karşılaştırma testi uygulanmıştır (Yurtsever, 1984; Düzgüneş ve ark., 1987). Stabilite Analizi: Önce genotip ve çevreleri içeren çift taraflı tablolar Lin et al. (1986)’un belirttiği şekilde oluşturulmuştur. Bu çizelgeden yararlanılarak, Finlay and Wilkinson (1963)’a göre her bir genotipin değişik çevrelerde 30 Ağustos 23.3 21.4 21.7 24.3 22.5 21.6 25.9 23.4 23.4 Eylül 19.6 18.8 17.8 20.8 20.0 17.9 22.6 21.1 Top./Ort. 17.9 16.9 16.7 18.6 19.1 16.7 20.1 18.5 1.2 11.2 7.0 10.6 14.3 5.5 22.0 37.0 6.6 9.2 16.9 20.4 11.4 17.7 6.5 36.4 17.5 0.0 48.0 179.3 232.2 233.8 191.2 238.2 233.2 161.0 185.0 31.8 28.2 209.9 318.1 65.5 72.1 56.8 68.0 68.1 54.7 48.9 53.3 55.0 66.8 75.0 60.2 61.7 69.5 58.4 49.2 56.9 66.5 71.3 58.5 65.5 67.4 57.4 51.7 52.9 aldıkları genotip değerlerinin çevre ortalamaları üzerine regresyonu hesaplanmıştır. bi = a j =1(XiJ- X i.) ( X .j- X ..)/ a j ( X .j- X ..)2 Eşitlikte; i = genotipler, j = çevreler, XiJ- X i. = i'inci genotipin fenotip değeri ile bütün çevreler üzerindeki genotip ortalaması arasındaki fark ve X .j- X .. = j'inci çevrenin etkisidir. İkinci parametre olarak da Eberhart and Russell (1966)’ın bildirdiği her bir genotipin değişik çevrelerde almış olduğu değerin çevre ortalamaları üzerine olan regresyondan sapma (hata) kareler ortalamasından faydalanılmıştır. S2 d=1/q-2 [ a j =1 (xij- X i. )2 -bi 2 a j =1 (x.j - X ..)2 ] Eşitlikte; xij - X i. = i'inci genotipin fenotip değeri ile bütün çevreler üzerindeki genotip ortalamaları arasındaki fark, X .j - X .. = j'inci O.DUZDEMİR, C.AKDAĞ çevrenin etkisi, bi = Finlay and Wilkinson regresyon katsayısı ve q = çevrelerin sayısıdır. Bu parametrelere göre, ortalaması genel ortalamadan yüksek, regresyon katsayısı 1'e eşit, regresyondan sapma varyansı sıfır veya sıfıra yakın olan çeşitler stabil çeşit olarak değerlendirilmiştir. Stabilite parametrelerinin bi>1 xi<x bi>1 bi=1 bi=1 bi<1 xi<x bi<1 xi=x bi>1 bi=1 bi<1 xi>x iyi çevrelere kötü uyum bi=1 tüm çevrelere kötü uyum kötü çevrelere kötü uyum tespitinden sonra da Finlay and Wilkinson (1963)'ın deneme ortalaması ile regresyon katsayısını kullanarak geliştirdikleri grafik metoduna göre çeşitlerin adaptasyon sınıfları belirlenmiştir (Şekil 1). Denemenin genel ortalaması ve regresyon hattı (b=1) için güven sınırı; G.S.= X + t.S X formülü ile bulunmuştur. i ç t o o u ç u k o ç u iyi çevrelere iyi uyum tüm çevrelere iyi uyum kötü çevrelere iyi uyum Şekil 1. Genotipik adaptasyonun matematiksel ve sözel izahı 3. Bulgular ve Tartışma İki yıl süreyle 7 farklı çevrede 14 nohut çeşidi ile yapılan denemede, dekara tane verimi çevre, çeşit ve çevre x çeşit etkileşimlerine göre istatistiksel olarak 0.01 önem düzeyinde değişim gösterdiği tespit edilmiştir. Çevrelerin ortalama tane verimleri 81.9191.9 kg/da arasında değişmiştir. 2002 yılında Tahtoba (191.9 kg/da) en yüksek tane verimini verirken yine 2002 yılında Zile (81.9 kg/da) en düşük değeri vermiştir (Çizelge 3). Çizelge 3. Farklı çevrelerde yetiştirilen nohut çeşitlerinin tane verimine (kg/da) ait ortalamalar ve Duncan çoklu testine göre yapılan gruplandırmalar 2001 2002 Çeşitler Pazar Zile Tahtoba Pazar Zile Gökhöyük Aydın-92 99.5 ab 181.8 a 138.8 ab 169.2 abc 77.4 a 125.7 bc Menemen-92 99.7 ab 151.9 ab 126.3 ab 131.0 a-f 74.6 a 130.2 bc Akçin-91 96.4 abc 182.4 a 149.1 ab 172.9 ab 99.5 a 174.4 ab Aziziye-94 86.7 abc 114.5 bc 153.7 ab 142.2 a-e 86.5 a 159.8 ab Damla-89 78.7 abc 144.0 abc 122.6 ab 164.1 a-d 91.6 a 162.2 ab Er-99 80.5 abc 184.3 a 152.0 ab 160.3 a-d 85.7 a 181.2 ab Uzunlu-99 65.8 abc 90.7 c 99.6 b 107.9 def 75.8 a 96.4c Gökçe 105.3 a 136.4 abc 134.8 ab 182.7 a 77.6 a 212.2 a Küsmen-99 40.7 d 107.7 bc 100.7 b 113.7 c-f 48.3 a 131.6 bc İzmir-92 102.1 ab 156.6 ab 147.9 ab 121.5 b-f 104.0 a 144.0 bc Sarı-98 85.2 abc 140.7 abc 165.1 a 147.6 a-d 83.4 a 167.3 ab Sıra Nohut 73.4 abc 138.7 abc 119.5 ab 87.7 ef 81.4 a 164.0 ab İspanyol 44.2 bc 105.9 bc 174.8 a 74.9 f 74.4 a 156.5 ab Konya Tipi 96.6 abc 142.3 abc 160.2 a 126.4 a-f 86.1 a 176.0 ab Ortalama 82.5 c 141.3 b 138.9 b 135.9 b 81.9 c 155.8 b ** Aynı sütunda aynı harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar 0.01 seviyesinde önemli değildir. Çevre ortalamaları olarak çeşitlerin dekara tane verimleri 94.9-153.1 kg/da arasında değişmiştir. En yüksek tane verimini 153.1 kg/da ile Akçin-91 verirken, en düşük ise Uzunlu-99 (99.6 kg/da) ve Küsmen-99 (94.9 kg/da) çeşitleri vermiştir. Tane verimi üzerinde genotipin önemli etkisi olmaktadır. Çalışmada incelenen tescilli çeşitlerin hemen hepsi Tahtoba 178.4 abc 204.2 ab 197.2 ab 202.4 ab 180.0 abc 219.9 a 160.7 bc 205.5 ab 121.6 c 192.1 ab 188.4 ab 202.6 ab 228.2 a 205.3 ab 191.9 a Ortalama 138.7 abc 131.1 bc 153.1 a 135.1 abc 134.7 abc 152.0 ab 99.6 d 150.6 ab 94.9 d 138.3 abc 139.7 abc 123.9 c 122.7 c 141.8 abc antraknoza karşı dayanıklı yada toleranslıyken, yerel çeşitler hassastırlar. Çevrelere göre şiddeti değişen antraknoz epidemileri yerel çeşitlerin performanslarını etkilemiş ve inişli çıkışlı bir seyir izlemelerine neden olmuştur. Dekara tane verimi açısından çeşitlerin çevreler ile etkileşime girdikleri belirlenmiştir. Örneğin, İspanyol çeşidi antraknozun 31 Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin Genotip x Çevre İnteraksiyonlarının Belirlenmesi etkilerinin az ve yağışın yeterli olduğu Tahtoba’da her iki deneme yılında en yüksek değer veren çeşitler arasında yer alırken, yağışın daha az ve antarknozun daha yoğun epidemi olduğu 2001’de Pazar ve Zile’de, 2002’de yine Pazar’da çevre ortalamasının oldukça altında kalmıştır. Nohutta dekara tane verimi ile çeşitli bitkisel karakterlerde çeşit ile çevre şartlarına bağlı varyasyonlar söz konusudur (Saxena and Singh, 1985). Farklı çalışmalarda bu değişimler üzerinde çevre x çeşit interaksiyonlarının etkili olduğu tespit edilmiştir (Toker, 1998; Mart, 2000). Örneğin, nohutta antraknozdan kaçmak amacıyla ekimin geciktirilmesi etkili ilkbahar yağışlarının kaçırılmasına neden olmaktadır. Bu durumda toprak nemi dekara tane verimini belirleyici en önemli faktör haline gelmektedir (Akçin, 1988; Sepetoğlu, 1994). Ayrıca, antraknoz verimde önemli düşüşlere neden olmakta, hastalığa dayanıklı çeşitlerin verimleri daha yüksek olmaktadır (Toker ve Çağırgan, 1996; Akdağ, 2001). Nohutta farklı çeşitlerin çevresel şartlar ile etkileşimlere girerek verimlerinde değişimlerin meydana gelmesi araştırmacıları, çevresel şartlara tepkileri daha az ve geniş alanlara uyumlu stabil çeşitleri tespit etmeye yöneltmiştir. Bu amaçla yapılan çalışmalarda çeşitler ile çevreler arasındaki karşılıklı tepkilerin önemli olduğu ve çeşitlerin stabilite açısından farklılıklar sergiledikleri tespit edilmiştir (Chandra et al., 1971; Singh et al., 1974; Shah et al., 1983; Singh and Singh, 1989; Özdemir ve Engin, 1996; Toker, 1998; Altınbaş ve ark., 1999b; Mart, 2000). Denemede de dekara tane veriminde çeşit x çevre etkileşimlerine göre istatistiksel olarak çok önemli değişimler gözlenmiş olması, stabilite analizlerinin yapılmasını gerektirmiştir. Farklı çevrelerde yetiştirilen nohut çeşitlerinde dekara tane verimine ait çift yönlü tablo Çizelge 4’te verilmiştir. Çizelge 4. Farklı çevrelerde yetiştirilen nohut çeşitlerinde dekara tane verimine ait çift yönlü tablo Çeşitler Aydın-92 Menemen-92 Akçin-91 Aziziye-94 Damla-89 Er-99 Uzunlu-99 Gökçe Küsmen-99 İzmir-92 Sarı-98 Sıra Nohut İspanyol Konya Çevre Top. Çevre Ort. Çevre İnd. Pazar 99.5 99.6 96.3 84.6 78.8 80.4 46.4 105.2 40.6 102.1 85.2 73.4 44.2 97.3 1155.3 81.0 -50.1 2001 Zile 181.8 151.8 182.4 114.5 144.0 184.3 90.8 136.3 107.6 156.6 140.1 138.7 105.8 142.3 1977.8 140.5 8.7 Tahtoba 139.2 126.4 149.1 153.6 122.6 152.0 99.6 134.8 100.7 147.9 165.0 119.5 174.8 160.2 1944.9 139.0 6.3 Pazar 162.2 131.0 172.9 142.2 164.1 160.3 107.9 182.7 113.7 121.4 147.6 87.8 74.9 126.4 1901.9 135.9 3.3 Tane verimi için deneme ortalaması 132.6 kg/da olduğu ve çeşit ortalamalarının 94.9153.1 kg/da arasında değiştiği; 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8, 10, 11 ve 14. çeşitlerin tane verimlerinin deneme ortalamasından daha yüksek olduğu görülmektedir (Çizelge 5). Tane verimi için Finlay and Wilkinson (1963)'ın belirttiği yöntemle belirlenen regresyon katsayıları 0.691.29, Eberhart and Russel (1966)'a göre hesaplanan regresyondan sapma kareler ortalamaları da 9280.20-162305.00 arasında değişmiştir. Regresyon katsayıları için güven aralığı da 0.85<bi<1.11 arasında değişmiştir. 32 2002 Zile G.höyük 77.3 125.7 85.6 130.2 99.5 174.4 86.4 159.8 91.6 162.2 85.7 181.2 75.8 96.4 77.6 212.2 48.3 131.6 103.9 144.0 83.3 167.3 81.4 164.0 74.3 156.5 86.0 176.0 1145.9 2181.6 82.6 155.8 -50.7 23.2 Tahtoba 178.4 204.2 197.2 202.4 179.9 219.9 160.7 205.5 121.8 192.1 188.4 202.6 228.2 205.2 2686.3 191.9 59.3 Çeşit Toplam. 970.3 917.9 1071.8 945.7 943.1 1063.8 696.9 1054.4 664.2 968.7 977.7 867.3 858.7 992.8 Çeşit Ort. 137.7 132.7 153.1 134.8 134.7 152.0 96.8 150.6 94.9 138.3 139.6 123.9 122.7 141.9 Çeşit Etkisi 5.1 0.1 20.5 2.2 2.1 19.4 -35.8 18.0 -37.7 5.7 7.0 -8.7 -9.9 9.3 132.6 Çeşitlerin adaptasyon sınıfları, çeşit ortalamaları ve regresyon katsayıları yardımıyla oluşturulan Grafik 1’de verilmiştir. Buna göre; 2, 4, 11, 12 ve 14 numaralı çeşitler Finlay and Wilkinson (1963)’a göre tüm çevrelere orta uyum gösteren stabil çeşitlerdir. 6 ve 8 numaralı çeşitler iyi çevrelere iyi uyum, 3 numaralı çeşit ise tüm çevrelere iyi uyum göstermişlerdir. Bunun yanında 13 numaralı çeşit iyi çevrelere orta uyum gösterirken, 7 ve 9 numaralı çeşitler kötü çevrelere kötü uyum sergilemişlerdir. 1, 5 ve 10 numaralı çeşitler ise kötü çevrelere orta uyum göstermişlerdir. 2 ve 4 O.DUZDEMİR, C.AKDAĞ numaralı çeşitler Eberhart and Russel (1966)’a göre stabil çeşit olarak ön plana çıkmışlardır. Regresyon katsayıları ile regresyondan sapmalar birlikte ele alındığında 2 ve 4 numaralı çeşitlerin tane verimleri bakımından daha stabil oldukları görülecektir. Çizelge 5. Farklı çevrelerde yetiştirilen nohut çeşitlerinin dekara tane verimi için saptanan stabilite parametreleri Çeşitler 1- Aydın-92 2- Menemen-92 3- Akçin-91 4- Aziziye-94 5- Damla-89 6- Er-99 7- Uzunlu-99 8- Gökçe 9- Küsmen-99 10- İzmir-92 11- Sarı-98 12- Sıra Nohut 13- İspanyol 14- Konya Tipi Ortalama Güven sınırı Reg. Sapma KO. (S2d) 14111.00 9280.20 15990.20 9862.91 13658.00 9666.49 70445.69 162305.00 64271.60 134488.80 137139.70 118247.19 119332.20 141373.40 72866.56 (S2d) ±765.68 Regresyon Katsayısı (bi) 0.82 0.96 0.96 1.02 0.77 1.29 0.69 1.14 0.83 0.76 1.00 1.11 1.29 1.05 0.98 bi ± 0.13 Ortalama ( X ) 137.7 132.7 153.1 134.8 134.7 152.0 96.8 150.6 94.9 138.3 139.6 123.9 122.7 141.9 132.6 X ± 9.65 20,13 X:132,59 145,05 1,30 13 6 1,20 8 1,10 1,11 12 4 1,00 14 bi:1,00 11 3 2 0,90 0,85 0,80 9 1 5 0,70 10 7 0,60 90,00 100,00 110,00 120,00 130,00 140,00 150,00 160,00 Grafik 1. Farklı çevrelerde yetiştirilen nohut çeşitlerinin tane verimine ait adaptasyon sınıfları 4. Sonuç Çalışmada elde edilen bulgulara göre, denemedeki çevreler nohut tarımına uygunluğu açısından farklılıklar sergilemişlerdir. Diğer çevrelere göre Tahtoba ön plana çıkmakta, dekara tane verimi bakımından da denemenin yürütüldüğü 2002 yılında en yüksek değeri vermesi ile nohut tarımı için uygunluğunu göstermiştir. Dekara tane veriminde çevre x çeşit etkileşimlerinin önemli çıkması nedeniyle stabilite testi yapılmıştır. Regresyon katsayıları 0.69-1.29, Eberhart and Russel (1966)'a göre hesaplanan regresyondan sapma kareler ortalamaları da 9280.20-162305.00 arasında değişmiştir. Her iki stabilite parametresine göre tane veriminde Menemen-92 ve Aziziye-94 çeşitleri daha stabil çeşitlerdir. Yukarıdaki sonuçlar ışığında, çevrelere göre çeşit önerileri yapmak gerekirse, tüm çevrelerde öncelikle stabil bir tane verimi göstermeleri bakımından Menemen-92 ve Aziziye-94 çeşitleri önerilebilir. 33 Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin Genotip x Çevre İnteraksiyonlarının Belirlenmesi Kaynaklar Açıkgöz, N. ve Açıkgöz, N., 1994. Nohutta Farklı Ekim Zamanı ve Çeşitlerde Verimin Oluşumunda Etkili Olan Özelliklerin Path Analizi ile İrdelenmesi. Tarla Bitkileri Kongresi, Cilt I, İzmir, 121-125. Akçin, A., 1988. Yemeklik Dane Baklagiller. S.Ü. Zir.Fak. Yayınları No: 8, Konya. Akdağ, C., 2001. Tokat’ta Yüksek Verim Sağlayacak Nohut Çeşitleri İle Ekim Zamanlarının Belirlenmesi. GOÜ. Zir.Fak. Yayınları No:59, Araştırma Serisi No:19, Tokat. Altınbaş, M., Sepetoğlu, H. ve Karasu, A., 1999a. Nohutta Verim Öğelerinin Farklı Çevre Koşullarında Verime Etkileri Üzerine Bir Araştırma. Türkiye 3. Tarla Bitkileri Kongresi, Cilt III, Adana, 348-353. Altınbaş, M., Karasu, A. ve Sepetoğlu, H., 1999b. Yeni Geliştirilen Nohut Hatlarının Verim ve Uyum Yetenekleri Üzerinde Bir Araştırma. Türkiye 3. Tarla Bitkileri Kongresi, Cilt III, Adana, 330-335. Anonim, 2006. http\\www.fao.org.com. Azkan, N., 1989. Yemeklik Tane Baklagiller. U.Ü. Zir.Fak. Ders Notları No: 40, Bursa. Bozoğlu, H., 2000. Kuru Fasulyede (Phaseolus vulgaris L.) Bazı Tarımsal Özelliklerinin Genotip x Çevre Interaksiyonları ve Stabilitelerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma. Turk. J. Agric. Forest., 24, 211-220. Bressani, R. and Elıas, L.G. 1988. Seed Quality and Nutrional Goals in Pea, Lentil, Faba Beans and Chickpea Breeding. Cool Season Food Legumes, Kluwier Academic Publishers, 381-404. Chandra, S., Sohoo, M.S. and Singh, K.P., 1971. Genotype x Environment Interaction for Yield in Gram. J. Res, Punjab Agric. Unıv., 8, 165-168. Demir, İ ve Tosun, M., 1991. Buğdayda Stabilite İstatistikleri ve Stabilite Üzerine Araştırmalar. E.Ü. Zir.Fak. Dergisi, 28(1), 7-24. Düzgüneş, O., Kesici, T., Kavuncu, O. ve Gürbüz, F., 1987. Araştırma ve Deneme Metotları. A.Ü. Zir.Fak. Yayınları No: 1021, Ankara. Eberhart, S.A. and Russel, W.A., 1966. Stability Parameters for Comparing Varieties. Crop Science, 6, 36-40. Finlay, K.W. and Wilkinson, G.N., 1963. The Analysis of Adaptation a Plant-Breeding Programme. Aust. J. Agric. Res., 14, 742-754. Gencer, O. ve Kıllı, F., 1994. Gossypium hirsitum L. türü 12 Pamuk Genotipinin Lif Verimleriyle Teknolojik Özelliklerine İlişkin Stabilite Analizleri ve Uyum Yetenekleri Üzerine Bir Araştırma. Tarla Bitkileri Kongresi, Cilt II, İzmir, 231-234. Işık, Y., 1992. Konya Ekolojik Şartlarında AzotluFosforlu Gübre Uygulamaları ve Bakteri İle Aşılamanın, Nohut Çeşitlerinin (C. arietinum L.) Dane Verimi, Danenin Kimyasal Kompozisyonu ve Morfolojik Özellikleri Üzerine Etkileri Konusunda Bir Araştırma. TKB, KHGM, Konya Köy Hizmetleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Yayınları Genel Yayın No: 150, Rapor Seri No: 123, Konya. 34 Lin, C. S., Binns, M.R. and Lefkovitch, L.P., 1986. Stability Analysis: Where Do We Stand? Crop Science, 26, 894-899. Mart, D., 2000. Çukurova Koşullarında Nohut (Cicer arietinum L.)’da Bazı Önemli Özellikler Yönünde Genotip x Çevre İnteraksiyonları ve Uyum Yeteneklerinin Saptanması Üzerine Bir Araştırma. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Tarla Bitkileri Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Adana. Özdemir, S ve Engin, M., 1996. İri Taneli Bazı Nohut Çeşitlerinin Çukurova Bölgesinde Stabilite Analizleri. Turkısh Journal of Agriculture and Forestry, 20 , 157-161. Saxena, M.C. and K.B., Sıngh, 1985. The Chikpea. (Chapter7: Genetics of Chikpea, F.J. Muehlbauer and K.B. Singh) C.A.B. İnter.Cent..Sales, Wallingford, Oxon OX10 8DE, UK. Sepetoğlu, H., 1994. Yemeklik Dane Baklagiller. E.Ü. Zir.Fak. Yayınları No: 24, İzmir. Shah, R.M., Pathak, A.R., Zaveri, P.P., Patel, J.A. and Patel, P.K., 1983. Genotype x Environment Interaction and Stability Analysis for Yield in Chickpea. Inter. Chickpea Newsletter 8, 9-10. Singh, L., Sharma, D., Baghel, S.S., Tomar, G.S. and Mıshra, P.K., 1974. Estimation of Genetic and Environmental Variability in Bengal Gram. Sabrao Jour., 6: 207-211. Singh, V. and Singh, F., 1989. Genetic Diversity and Stability in Chickpea. Ind. J. Genet, 49 (3), 349-353. Singh, K.B. and Bejıga, G., 1990. Analysis of Stability For Some Characters in Kabuli Chickpea. Euphytica 49, 223-227. Şehirali, S. ve Özgen, M., 1988. Bitki Islahı. A.Ü. Zir.Fak. Yayınları:1059, Ders Kitabı: 310, Ankara. Toker, C. ve Çağırgan, İ.M., 1996. Kışlık Nohut (Cicer arietinum L.) Ekimi ve Islah Yaklaşımları. Akdeniz Üniv.Zir.Fak.Dergisi, 9, 123-137. Toker, C., 1998. Adaptation of Kabuli Chickpeas (Cicer arietinum L.) to the Low and Highlands in the WestMediterranean Region of Turkey. Turkısh Journal of Field Crops: 3, 10-15. Yates, F. and Cochran, W.G., 1938. The analysis of groups of experiments. J. Agric. Sci. 28, 556–580. Yılmaz, G. ve Tuğay, M.E., 1999. Patateste Çeşit x Çevre Etkileşimleri. I. Stabilite Parametreleri Yönünden İrdeleme. Turkısh Journal of Agriculture and Forestry , 23, 97-105. Yurtsever, N., 1984. Deneysel İstatistik Metotları. TKB KHGM Yayınları, Ankara. A.YULAFÇI Samsun İli Tarım İşletmelerinin Sermaye Yapısı Ahmet Yulafcı Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Samsun Özet: Bu araştırmada, Samsun ilindeki 102 tarım işletmesinin sermaye yapısı incelenmiştir. Bu işletmelerde ortalama arazi büyüklüğü 4,8 ha’dır. Erkek işgücü birimine düşen arazi miktarı 1,2 ha, traktör başına düşen arazi miktarı ise 6,2 ha’dır. Mevcut arazinin %86,7’sı mülk arazilerden oluşmaktadır. İşletmelerde sermaye dağılımı oldukça dengesizdir. Aktif sermaye içindeki işletme sermayesinin oranı yalnızca %9,77’dir. Hayvan sermayesi miktarı, olması istenilen miktarın 1/8’i düzeyindedir. Arazi ıslahı sermayesinin aktif sermaye içindeki oranı %1’den daha azdır. İşletmelerin kullandığı yabancı sermaye oranı %10,62’dir. Anahtar Kelimeler: Samsun (Türkiye), sermaye, tarım, işletme, üretim faktörleri Capital Structure of Farms in Samsun Province of Turkey Abstract: In this study, capital structure of 102 farms was researched in Samsun province. These farms have average size of 4,8 ha. Size of 1,2 ha is per labor unit. Size of 6,2 ha is per tractor unit. 86,7 percent of area is property area. Capital distribution is out of balance too much Only 9,77 percent of capital is working capital. Animal capital is 1/8 of ideal amount. Percentage of land improvement capital is less than 1 %. Percentage of debt used is 10,62 %. Key Words: Samsun (Turkey), capital, agriculture, farm, production factors 1. Giriş Tarımsal üretimde arazi, emek ve müteşebbisle birlikte dört ana üretim faktöründen biri olan sermaye, üretimde kullanılan arazi ve insan işgücü haricinde kalan bütün malları (makine ve ekipman, hayvanlar, malzeme, binalar ve para) kapsayan bir üretim faktörüdür (Aksöz, 1972). İnsanın üretimde emeğe yardımcı olarak kullandığı, fakat kendileri de üretilmiş olan her şey sermayedir (Türkay, 1990). Üretim tekniği bakımından sermaye, doğal kaynakların ve emeğin ekonomik faydasını ve verimini artıran bir araç olarak görülmektedir. Tamamen doğal kaynaklardan ve insan gücünden yararlanılarak yapılan üretimde doğadan sınırlı ölçüde yararlanılmış ve emeğin verimi düşük kalmıştır. Bu iki kaynağın yanında üretimde bazı araçlar kullanıldığı zaman gerek doğal kaynaktan gerekse insan işinden daha çok yararlanıldığı anlaşıldıktan sonra üretimde sermaye adı verilen araç ve gereçler kullanılmaya başlanmıştır (Karagölge, 1987). İşletmelerin başarısında sermayenin miktarı kadar sermayeyi oluşturan unsurların dağılımı, yani sermaye yapısı da önemlidir. İşletmelerin tipi ve büyüklüğüne göre değişmekle birlikte bir işletmenin normal çalışabilmesi için o işletmede muhtelif sermaye türlerinin belli oranda bulunması lazımdır (Aksöz, 1972). Türkiye tarım işletmelerinde aktif sermaye içinde en büyük pay arazi sermayesine aittir. Bunun sebebi toprak sermayesinin diğer sermaye gruplarına göre fazla olmasıdır. Bu durum ekstansif tarımın bir göstergesidir. Birim araziye sermaye kullanımı yoğun değildir (Cinemre, 1999). Türkiye’de arazi sermayesinin işletme sermayesinden daha fazla olmasının diğer nedenleri arasında; para sermayesi ile malzeme sermayesinin sağlıklı olarak tespit edilememesi, arazinin sosyal prestij vasıtası olması, çiftçiliğin hayat tarzı olarak benimsenmesi nedeniyle arazi değerlerinin toprağın üretim kapasitesinin çok üzerinde olması sayılabilir (Cinemre ve ark., 1995). Karadeniz Bölgesinde yapılan araştırma sonuçlarına göre işletmelerde genel olarak toprak sermayesinin fazla olduğu ve bunun aktif sermaye içerisinde %70 düzeyine yaklaştığı belirtilmektedir (Güneş ve Fidan 1999). Bu araştırmada; Karadeniz Bölgesinde arazi varlığı ve üretim potansiyeli açısından önemli bir yeri olan Samsun ilindeki tarım işletmelerinin sermaye yapısı incelenmiştir. Araştırmanın bu konuda mevcut olan veri ihtiyacının giderilmesine katkı sağlaması amaçlanmıştır. 39 Samsun İli Tarım İşletmelerinin Sermaye Yapısı 2. Materyal ve Yöntem 2.1. Materyal Araştırmanın ana materyalini, örnek işletmelerden anket yoluyla toplanan bilgiler oluşturmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili yapılmış yayın ve istatistiklerden de yararlanılmıştır. Araştırmada 2001-2002 üretim periyodu esas alınmıştır. 2.2. Yöntem 2.2.1. Örnekleme Safhasında Kullanılan Yöntem Araştırma Samsun ilinde gerçekleştirilmiştir. İlgili üretim faaliyetleri için Samsun ilini iklim koşulları, tarım tekniği gibi açılardan temsil edebilecek yeterli sayıda ilçe ve bu ilçeleri temsil edebilecek köyler teknik kuruluşlarda çalışan elemanlar ve istatistiki kayıtlar yardımıyla gayeli olarak seçilmiştir. Seçilen köylerde bulunan çiftçiler araştırmanın populasyonunu oluşturmuştur. Anket uygulanacak çiftçi sayısı işletme arazisi büyüklükleri kriter alınarak belirlenmiştir. 10 ilçeye ait 32 köyde 2.672 adet işletmenin arazi büyüklükleri belirlenmiş elde edilen veriler aşağıdaki formüle göre değerlendirilmiştir (Yamane, 1967): n N ( zC ) 2 Nd 2 ( zC ) 2 Formülde; N ana kitledeki işletme sayısını, z istenen güven derecesine karşılık gelen standart normal dağılım değerini (1.65), C varyasyon katsayısını, d araştırmada kabul edilen hata payını (%±10), n ise gerekli örnek hacmini ifade etmektedir. Yapılan bu değerlendirme sonucunda 102 adet işletme ile anket yapılması gerektiği ortaya konulmuştur. 2.2.2. Verilerin Değerlendirilmesinde Kullanılan Yöntemler İşletmelerde sermaye nevilerinin kıymetlerinin belirlenmesinde yıl sonu değerler esas alınmıştır. Toprak sermayesinin belirlenmesinde çiftçi beyanları ve mahalli rayiç bedeller dikkate alınmıştır. Arazi ıslahı, bina ve alet-makine sermayelerinin kıymet takdirinde; yeniler için maliyet bedeli dikkate alınmış, eskiden yapılmış yatırımlar için ise eskime ve yıpranma 36 durumu dikkate alınarak yıl sonu değerleri tahmin edilmiştir (Bülbül, 1979). Bitki sermayesinin kıymet takdirinde; yeni tesisler, çıplak toprak kıymeti hariç olmak üzere tesis masrafları üzerinden değerlendirilmiş ve tarla demirbaşı dikkate alınmıştır. Meyveli ağaçların değeri işletmecinin takdiri, meyvesiz ağaçlar ise odun kıymeti üzerinden değerlendirilmiştir (Erkuş, 1979). Hayvan sermayesinin kıymet takdiri; hayvanların yaş ve verimlilik durumlarına göre yöredeki alım-satım kıymetleri ve çiftçinin beyanı esas alınarak yapılmıştır. Para sermayesinin belirlenmesinde işletmeci beyanlarına itibar edilmiştir (Demirci, 1978). Malzeme-mühimmat sermayesinin belirlenmesinde; işletme dışından temin edilenler için satın alma bedelleri, işletmede üretilenler için çiftlik avlusu fiyatları esas alınarak değerlendirme yapılmıştır (Erkuş, 1976). Kiracılık ve ortakçılıkla tutulan arazi kıymeti hem aktif hem de pasif sermayeler için gösterilmiştir. İşletmelerde mevcut iş ve irat hayvanları büyükbaş hayvan birimi (BBHB) cinsinden ifade edilmişlerdir. İşletmelerin mevcut işgücü erkek işgücü birimi (EİB) cinsinden hesaplanmıştır. Örnek seçilen işletmelerde doldurulan anketler ayrı ayrı gözden geçirilerek gerekli kontrol ve hesaplamalar tamamlanmış, veriler SPSS (Statistical Package for the Social Sciences) paket programında analiz edilmiştir. 3. Araştırma Bulguları ve Tartışma 3.1. İşletmelerle İlgili Genel Bilgiler 3.1.1. Arazi Tasarruf Şekilleri ve Arazi Kullanımı İşletme başına düşen ortalama arazi büyüklüğü 48,29 da’dır (Çizelge 1). Bu arazi büyüklüğü, Karadeniz Bölgesi ortalaması olan 26,26 da’ın iki katına yakındır (Anonim, 2004). Türkiye ortalaması olan 61,01 da’dan ise daha azdır. İşletmelerde kullanılan arazinin büyük bir bölümü (%86,7) mülk arazilerden oluşmaktadır. Mülk arazinin fazlalığı, arazi kirası gibi girdileri azaltması ve arazinin itinalı kullanımı yönünden olumlu bir durumdur. Mülk, kira ve ortakçılıkla kullanılan arazi oranları Türkiye ortalaması ile hemen hemen aynıdır (Anonim, 2004). A.YULAFÇI Çizelge 1. İncelenen İşletmelerde Arazi Mülkiyeti ve Arazi Tasarruf Durumu Arazi tasarruf şekilleri da Mülk arazi 41,88 Kiracılıkla kullanılan arazi 5,68 Ortakçılıkla kullanılan arazi 0,73 Toplam işletme arazisi 48,29 Tarla bitkilerine ayrılan arazinin toplam arazi içindeki payı %60,76 olup, birinci sırada yer almaktadır. Tarla arazisi oranı %66,47 olan Türkiye ortalaması ile birbirine oldukça yakındır (Anonim, 2004). Meyve, kavak ve söğüt gibi uzun ömürlü bitkilerin kapladığı alan ise %27,47 oranında olup, bu oran %9,79 olan Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir. Bu durum Samsun ilinde fındık arazisinin fazlalığından kaynaklandığı söylenebilir. İncelenen işletmelerde nadas arazisine rastlanmamıştır. Sebze arazilerinin oranı %6,38 olup, %2,01 olan Türkiye ortalamasının 3 katıdır. Çayır ve otlak arazilerin oranı ise %4,62 iken Türkiye’de bu oran %2,30’dur. İncelenen işletmelerde ortalama parsel sayısı 5 adet, parsel alanı ise 9,65 da’dır. Türkiye’de ortalama parsel sayısı 4,08, parsel alanı ise 14,96 da’dır (Anonim, 2004). 3.1.2. Nüfus ve İşgücü Durumu İncelenen işletmelerde hane başına düşen nüfus sayısı 5,32 kişidir. Bu sayı Türkiye köy nüfus ortalaması olan 5,19’dan yüksektir (Anonim, 2003). Nüfusun büyük bir bölümünü, 15-64 yaş grubu nüfus oluşturmaktadır (%78,38). Bu durum işletmelerin işgücü kapasitesi yönünden olumludur. İncelenen işletmelerde işletme başına düşen toplam işgücü 3,97 EİB’dir. Bu miktar Çarşamba ovasında 3,65 EİB olarak bulunmuştur (Cinemre ve ark., 1995). İşletmelerde erkek işgücü birimi başına 12,16 da arazi düşmektedir. Dekara erkek işgücü saati 166,88 olup, traktör başına düşen arazi miktarı ise 61,91 da’dır. Cinemre ve ark. (1995), traktör başına düşen arazi miktarını 71,43 da olarak belirlemişlerdir. Hasannebioğlu (1999), Tekirdağ’da bir traktör için optimal işletme büyüklüğünün 312 da, Bursa’da (sulu) 327 da, Konya’da (kuru) 1.713 da olduğunu belirtmiştir. % 86,7 11,8 1,5 100 3.2. Sermaye İşletmelerin sahip oldukları sermaye unsurlarının incelenmesi onların bünyelerinin daha iyi tanınması açısından önemlidir. Sermayenin çeşitli tasnifleri bulunmakla birlikte, bu araştırmada sermaye fonksiyonlarına göre sınıflandırılmıştır. Tarım işletmelerinde sermaye durumu incelenirken genellikle itibar edilen veya kullanılması uygun görülen tasnif şekli, sermayenin fonksiyonlarına göre tasnifidir. Bunun nedeni, bu şekildeki sermaye ayrımının tarımsal muhasebedeki işlemlere daha uygun olmasıdır. Muhasebedeki aktif ve pasif denkliği esas alınarak tasnif aktif ve pasif şeklinde yapılmakta, bunlar da kendi içinde alt gruplara ayrılmaktadır (Karagölge, 1987). 3.2.1. Aktif Sermaye Aktif sermaye, çiftlik (arazi) ve işletme sermayesi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Çiftlik sermayesi; toprak, arazi ıslahı (meliyorasyon), bina ve işletmede yetiştirilen toprağa bağlı bitkilerden (meyveli, meyvesiz ağaçlar vs.) meydana gelmektedir. İşletme sermayesi ise; hayvan sermayesi, alet-makine sermayesi, malzeme ve mühimmat sermayesi ile para mevcudundan ibarettir. İncelenen işletmelerde işletme başına düşen ortalama aktif sermaye miktarı 108.879 YTL’dir (Çizelge 2) . 3.2.1.1. Çiftlik Sermayesi İncelenen işletmelerde işletme başına düşen ortalama çiftlik sermayesi 98.241 YTL’dir. Bu değer aktif sermayenin %90,23’ünü oluşturmaktadır (Çizelge 2). Çiftlik sermayesinin fazlalığı toprak sermayesinin fazlalığından kaynaklanmaktadır. Toprak sermayesinin sermaye grupları içinde büyük pay almasının, tarım işletmelerinin ekstansif çalışmalarının bir sonucu olduğu belirtilmektedir (Cinemre 1999). 39 Samsun İli Tarım İşletmelerinin Sermaye Yapısı Çizelge 2. İncelenen İşletmelerde Sermaye Çeşitleri ve Aktif Sermayeye Oranları Sermaye çeşitleri AKTİF SERMAYE Çiftlik sermayesi Toprak sermayesi Arazi ıslahı sermayesi Bina sermayesi Bitki sermayesi İşletme sermayesi Hayvan sermayesi Alet-makine sermayesi Malzeme ve mühimmat sermayesi Para sermayesi PASİF SERMAYE Yabancı sermaye Borçlar Ortağa veya kiraya tutulan arazi Öz sermaye Birim arazi başına düşen çiftlik sermayesi 2.034,4 YTL’dır (Çizelge 3). Toprağın verimliliğini korumak ve artırmak için yapılan yatırımları içeren arazi ıslahı sermayesinin inceleme alanında çok az olması (%0,41), YTL 108.879 98.241 78.180 442 16.278 3.341 10.638 2.111 5.969 1.043 1.515 108.879 11.559 1.181 10.378 97.320 Çizelge 4. İncelenen İşletmelerde Bina Kapasiteleri Bina türü Ev Ahır Samanlık Diğer (seren, kümes, kuruluk vb.) 38 90,23 71,80 0,41 14,95 3,07 9,77 1,94 5,48 0,96 1,39 100,00 10,62 1,08 9,53 89,38 bu sermaye grubunun pahalı yatırımları gerektiriyor olması ile izah edilebilir (Cinemre ve ark., 1995). Bu sermaye grubunun az olmasının arazi verimliliğini ve kullanım değerini önemli ölçüde azalttığı söylenebilir. Çizelge 3. İncelenen İşletmelerde İşletme Arazisinin Dekarına Düşen Sermaye Miktarları Sermaye çeşitleri AKTİF SERMAYE Çiftlik sermayesi Toprak sermayesi Arazi ıslahı sermayesi Bina sermayesi Bitki sermayesi İşletme sermayesi Hayvan sermayesi Alet-makine sermayesi Malzeme ve mühimmat sermayesi Para sermayesi PASİF SERMAYE Yabancı sermaye Borçlar Ortağa veya kiraya tutulan arazi Öz sermaye Toprak sermayesinden sonra aktif sermaye içinde en büyük payı bina sermayesi almaktadır. Bu sermayenin oranı %14,95’tir (Çizelge 2). Bir dekar işletme arazisine ise 337,1 YTL bina sermayesi düşmektedir (Çizelge 3). İşletmelerin sahip oldukları bina % 100,00 YTL 2.254,7 2.034,4 1.618,9 9,2 337,1 69,2 220,3 43,7 123,6 21,6 31,4 2.254,7 239,4 24,5 214,9 2.015,3 varlıkları Çizelge 4’te görülmektedir. İşletmelerin sahip olduğu ev genişliği 152 m2 olarak tespit edilmiştir. Cinemre ve ark. (1995), Çarşamba ovasındaki tarım işletmelerinde ev genişliğini 115,42 m2; Ocaktan (1997) ise, Havza ilçesi tarım işletmelerinde ev genişliğini 113 m2 olarak tespit etmişlerdir. Alanı (m2) 152 87 88 129 A.YULAFÇI 3.2.1.2. İşletme Sermayesi Çiftlik sermayesinin aktif hale getirilebilmesi için işletme sermayesine de ihtiyaç duyulmaktadır. İncelenen tarım işletmelerinde işletme sermayesi aktif sermayenin %9,7’sini oluşturmaktadır (Çizelge 2). İşletme arazisinin dekarına isabet eden işletme sermayesinin payı; işletme büyüklüğüne, makinalaşma seviyesine, bölgesel şartlara, arazi tasarruf şekillerine, bitkisel ve hayvansal üretim kompozisyonlarına ve sermaye yapısı ile ilgili diğer hususlara bağlı olarak değişmektedir. Hayvan sermayesinin aktif sermaye içindeki payı %1,94’tür (Çizelge 2). İncelenen işletmelerde BBHB (büyükbaş hayvan birimi) cinsinden işletme başına ortalama 4,11 büyükbaş ve 0,23 küçükbaş olmak üzere toplam 4,34 adet hayvan bulunmaktadır (Çizelge 5). Cinemre ve ark.(1995), Çarşamba ovasındaki tarım işletmelerinde hayvan sayısını 3,91, Ocaktan (1997) ise Havza ilçesi tarım işletmelerinde hayvan mevcudunu 3,97 olarak tespit etmişlerdir. İşletmenin tarımsal üretim faaliyetlerinde kullandığı her türlü alet-makineyi içeren aletmakine sermayesi aktif sermaye içinde %5,48’lik bir yere sahiptir. İncelenen işletmelerde traktöre sahip işletme oranı %64 olup, bu oran Türkiye ortalamasının iki katıdır (Anonim,2004). Çizelge 5. İncelenen İşletmelerde Hayvan Mevcudu (BBHB) Hayvan cinsi Büyükbaş Küçükbaş Toplam Mibzere sahip işletme oranı ise %5 olup, bu oran ise Türkiye ortalamasının yarısı düzeyindedir. Mibzer sayısının az olması işletmelerin büyük bir bölümünün serpme ekim yaptığını göstermektedir. Bu ise gereğinden fazla tohumluk kullanılmasına, çıkışların ve olgunlaşmanın düzensiz olmasına yol açan olumsuz bir husustur. Pulluk sahibi işletmeler de yine oransal olarak Türkiye ortalamasının 2 katı düzeyindedir. İşletmede kullanılan tohumluk, yem, gübre, ilaç ve yakıt ile satılmak üzere ayrılmış ürünlerin kıymetlerinden oluşan malzememühimmat sermayesi %0,96, işletmedeki para mevcudu ile işletmenin alacakları toplamından oluşan para sermayesi ise %1,39’luk paya sahiptir. Adet 4,11 0,23 4,34 Bitkisel üretim, hayvancılık ve ziraat sanatları faaliyetlerini birleştirmek suretiyle rasyonel olarak çalışan işletmelerde ideal sermaye dağılımı; toprak sermayesi %25, bina sermayesi %25, hayvan sermayesi %25, aletmakine sermayesi %10, malzeme mühimmat sermayesi %10 ve para mevcudu %5 şeklindedir (Erkuş ve ark., 1995). Bu oranlar kesin olmayıp işletmenin faaliyet alanına, işletme tipine, ihtisaslaşma düzeyine, teknolojik düzeye, rekabet durumuna vb. gibi değişebilmektedir. Örneğin; hayvancılığın ağırlıkta olduğu işletmelerde hayvan sermayesi daha fazladır. İncelenen işletmelerde, aktif sermayenin dağılımının ideal ölçüden oldukça farklı olduğu saptanmıştır (Çizelge 6). Çizelge 6. Aktif Sermayenin Unsurları İtibarıyla Dağılımı (%) Aktif sermaye unsurları İdeal ölçü Çiftlik sermayesi 50 Toprak+arazi ıslahı+bitki sermayesi 25 Bina sermayesi 25 İşletme sermayesi 50 Hayvan sermayesi 25 Alet-makine sermayesi 10 Malzeme ve mühimmat sermayesi 10 Para sermayesi 5 3.2.2. Pasif Sermaye İşletmede üretim amacıyla bulundurulan varlıkların sağlanmasında kullanılan kaynaklar, Mevcut durum 90,23 75,28 14,95 9,77 1,94 5,48 0,96 1,39 işletmenin pasif sermayesini oluşturmaktadır. Pasif sermaye, temin edildikleri kaynaklar 39 Samsun İli Tarım İşletmelerinin Sermaye Yapısı itibarıyla öz sermaye ve yabancı sermaye olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Aktif sermaye, bizzat işletmeci tarafından sağlanmış ise, işletmedeki mal varlığının kaynağı “öz sermaye”dir. Aktiflerin tamamı öz sermaye ile temin edilmeyip dış kaynaklara başvurulmuş ise “yabancı sermaye” kullanımı söz konusudur (Karagölge 1987). Kiracılık ve ortakçılık suretiyle işlenen arazi değerleri aktif sermaye içinde gösterildiğinden, kiracılık ve ortakçılık yapan işletmeler bu arazi değeri üzerinden borçlandırılmıştır. 3.2.2.1. Borçlar İncelenen işletmelerin %39,7’si borçlanma suretiyle sermaye kullanmaktadır (Çizelge 6). Kullanılan borçların pasif sermaye içindeki oranı %10,62’dir. Borç faizi ortalaması %75’tir. Borçlar büyük ölçüde malzeme ve ekipman için alınmaktadır. Borç kaynaklarında birinci sırayı Tarım Kredi Kooperatifleri almaktadır (Çizelge 7). 3.2.2.2. Öz sermaye Aktif sermayeden yabancı sermayenin çıkarılması ile öz sermaye bulunmaktadır. Araştırma bölgesinde yer alan işletmelerin faaliyetleri büyük ölçüde öz sermayelerine dayanmaktadır. Pasif sermayenin %89,38’ini öz sermaye oluşturmaktadır (Çizelge 2). Araştırma yöresinde yer alan işletmelerde, kredi kullanımında karşılaşılan güçlükler ve maliyetinin yüksekliği nedeniyle borçlanma düşük düzeydedir. Bu durum işletmeleri öz sermayeleri ile çalışmaya zorlamaktadır. İnceleme alanında yer alan işletmelerin, pazara yönelik büyük çaplı ticari işletmeler olmayıp, kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik aile işletmeleri olması da kredi kullanım oranının düşük olmasına neden olarak gösterilebilir. Çizelge 7. İşletmelerin Borçlanma Durumu Borçlu işletme oranı Borç faizi Borcun alınma nedeni Malzeme ve ekipman Borç ödemek için Ev giderleri için Borç kaynakları Tarım Kredi Kooperatifleri Ziraat Bankası Şahıs 4. Öneriler Samsun ilindeki tarım işletmelerinin sermaye yapısının incelendiği bu çalışmada; çiftlik sermayesi, aktif sermayenin %90,20’sini oluşturmaktadır. Daha yüksek oranda işletme sermayesi için hayvancılık faaliyetlerine ağırlık verilmelidir. Traktör başına düşen arazi miktarı olması gerekenin altındadır. Bu durum traktörlerin rantabl bir şekilde kullanılmasını zorlaştırmakta ve sabit masrafların artışına yol % 39,7 75,0 88,5 3,8 7,7 70,0 10,0 20,0 açmaktadır. Mibzer kullanımı da oldukça yetersizdir. Bu gibi aletlerin kullanımında kooperatifleşmeye gidilmelidir. Kredi faizlerinin yüksekliği ve kredi teminindeki güçlükler kredi kullanımını azaltmakta, bu da işletmelerin üretimi için gerekli olan sermayenin karşılanmasını zorlaştırmaktadır. Bu sebeple kredi faizlerinin düşürülmesi ve kullanımının kolaylaştırılmasında yarar vardır. Kaynaklar Aksöz, İ. 1972. Zirai Ekonomiye Giriş. Zirai İşletmecilik Genel Kısım. Atatürk Üniversitesi Yayın No: 15, 298 s., Erzurum. Anonim, 2003. 2000 Genel Nüfus Sayımı T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, Yayın No: 2759, Ankara. Anonim, 2004. 2001 Genel Tarım Sayımı Köy Genel Bilgileri D.İ.E. Yayınları Yayın No : 2898, Ankara. 40 Bülbül, M., 1979. Bafra İlçesi Tarım İşletmelerinin Ekonomik Yapısı, Finansman ve Kredi Sorunları. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Mesleki Yayınlar Serisi, Ankara. Cinemre, H.A., Ceyhan, V. ve Kılıç, O. 1995. Çarşamba Ovası Tarım İşletmelerinin Ekonomik Analizi. O.M.Ü. Ziraat Fakültesi Araştırma Seri No:2, 104s., Samsun. A.YULAFÇI Cinemre, H. A., 1999. Tarım Ekonomisi. O.M.Ü. Ders Kitabı No:11, 183 s., Samsun. Demirci, R., 1978. Kırşehir Merkez İlçesi Hububat İşletmelerinde Optimum İşletme Organizasyonları ve Yeter Gelirli İşletme Büyüklüklerinin Saptanması Üzerine Bir Araştırma (Doçentlik Tezi), Ankara. Erkuş, A., 1976. Tavşanlı İlçesi Şeker Pancarı Yetiştiren Tarım İşletmelerinin Doğrusal (Linear) Programlama Metodu İle Planlanması. Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Yayın No: 3, Latif Matbaası, Ankara. Erkuş, A., 1979. Ankara İli Yenimahalle İlçesinde Kontrollü Kredi Uygulaması Yapılan Tarım İşletmelerinin Planlanması Üzerine Bir Araştırma. A.Ü. Ziraat Fak. Yayın No : 709, Bilimsel Araştırma ve İncelemeler 415, 112 s., Ankara. Erkuş, A., Bülbül, M., Kıral, T., Açıl, A. F. ve Demirci, R. 1995. Tarım Ekonomisi. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Vakfı Yayınları No: 5. 298 s., Ankara. Güneş, E. ve Fidan, H., 1999. Karadeniz Bölgesi Tarım İşletmelerinin Ekonomik Yapısı ve Tarımsal Kredi Kullanımı. Karadeniz Bölgesinde Tarımsal Üretim ve Pazarlama Sempozyumu, 15-16 Ekim 1999, Samsun. 275-280. Hasannebioğlu, C., Ü. 1999. Türkiye’nin Tarım Siyaseti. http://www.unaldi.org/cumali/list.asp?mode= yazilar&poetryID=129 Karagölge, C., 1987. Tarım Ekonomisi. Atatürk Üniv. Yayın No : 642, Ziraat Fakültesi Yayınları No: 290, Atatürk Üniv. Basımevi, 169 s., Erzurum. Ocaktan, A., 1997. Samsun İli Havza İlçesi Tarım İşletmelerinin Ekonomik Analizi Optimal İşletme Organizasyonları Yeter Gelirli İşletme Büyüklüğü. KHGM Samsun Araşt.Enst. Müdürlüğü Yayınları Genel Yayın No: 88, Rapor Serisi No: 75, Samsun. Türkay, O. 1990. İktisat Teorisine Giriş: Mikroiktisat. Turhan Kitabevi, 176 s., Ankara. Yamane, T., 1967. Elemantary Sampling Theory. Printice Hall Inc. Englewood Cliffs. NT. 41 GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2007, 24 (1), 43-49 Gümrük Birliğinin Türkiye’nin Avrupa Birliği (15) İle Dış Ticareti Üzerine Etkileri Orhan Gündüz1 Kemal Esengün2 1- Tarım İl Müdürlüğü, Proje ve İstatistik Şubesi, Malatya 2- Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü, 60240, Tokat Özet: Çalışmada, Türkiye’nin AB (15) üyesi ülkelerle olan dış ticaretine Gümrük Birliği’nin olası etkilerinin analizi amaçlanmıştır. Bu amaçla, 1987-2003 yılları arası zaman serisi verileri kullanılarak çeşitli istatistiki testler uygulanmıştır. Kukla değişkeninin kullanıldığı regresyon analizinde, Gümrük Birliği neticesinde Türkiye’nin ithalat değerlerindeki büyümenin ihracattan fazla olduğu ortaya konulmuştur. Chow testi ile 1996 yılı öncesi ve sonrası için dönemler arasında dış ticaret değerleri bakımından önemli yapısal farklılıklar olduğu belirlenmiştir. Granger nedensellik testi ile de çalışmada kullanılan değişkenlerin birbirlerinin nedeni olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Gümrük Birliği, İthalat, İhracat, Chow Test, Granger Nedensellik Testi. The Impact of Custom Union on the Foreign Trade of Between Turkey and EU (15) Abstract: The aim of this study is to analyze the impacts of Custom Union on the foreign trade of between Turkey and EU (15). The various statistical tests were applicated on the data sets by using the time series data sets between 1987 and 2003. In the regression analysis which dummy variable was used, it was revealed that the growth of import values of Turkey bigger than growth of export values after the Custom Union. With the Chow test is to determined structural differences from the values of foreign trade between pre 1996 and past 1996. Granger causality test was revealed that variables of the model were the reasons of one another. Key Words: Custom Union, Import, Export, Chow Test, Granger Causality Test. 1. Giriş 20.yy’da hızla gelişen küreselleşme eğilimiyle, ülkeler bir yandan bu eğilimin beraberinde getirdiği yoğun rekabetten korunabilmek ve dünya ile bütünleşme sürecini hızlandırabilmek amacıyla çeşitli zamanlarda ekonomik bütünleşme sürecine girmişlerdir. Bu süreç içerisinde dünya ticaretinde önemli değişimler yaşanmış, artan küresel rekabet ortamında ülkeler dış ticaret politikalarını yeniden düzenlemişlerdir. Özellikle dış ticareti kısıtlayan tarife ve kotalar giderek azalmış, serbest ticaret anlayışı uluslararası ticarete hâkim olmuştur. İkinci Dünya Savaşından sonra özellikle sanayileşmiş batılı ülkeler, dünya ticaretinde çok yönlü denkleşmeye imkan sağlamak, dış ticareti canlandırmak amacıyla ekonomik bütünleşme sürecine girmişler ve çeşitli organizasyonlar kurmuşlardır. Bu şekilde ortaya çıkan organizasyonların en önemlisi kuşkusuz Avrupa Birliği (AB) ve üyeler arasında uygulanan Gümrük Birliği’dir (GB) (Uyar, 2000). Cumhuriyetin ilanından sonra tüm alanlarda yönünü batıya çeviren Türkiye, özellikle ekonomik alanda AB ülkelerinin önemli bir partneri olmuş ve bu ülkelerin oluşturdukları organizasyonlar içinde yer almak istemiştir. Türkiye’nin 1963 yılında başlayan birlik macerası 1996 yılında GB’nin kabul edilmesiyle yeni bir boyut kazanmıştır. GB, Türkiye’nin Avrupa Topluluğu ile başlangıcı 1960’lara uzanan ortaklık ilişkisinin temel taşlarından biridir. GB’nin çerçevesi 1963 yılında yürürlüğe giren Ankara Anlaşması ile çizilmiş, detayları ise Katma Protokol ile belirlenmiştir. 6 Mart 1995 tarihli Ortaklık Konseyi Kararı ile 22 yıl süren geçiş dönemi tamamlanmış, taraflar GB’nin tesis edilmesi için gerekli koşulların oluştuğuna karar vermişler ve böylece 1 Ocak 1996 tarihi itibariyle Türkiye-AB arasındaki GB tamamlanmıştır (Uyar, 2001) GB, sanayi ürünlerini ve işlenmiş tarım ürünlerini kapsamakta, iki ülke arasında ithalat ve ihracatta gümrük vergilerinin ve eş vergilerin, miktar kısıtlamalarının ve eş etkili tedbirlerin kaldırılmasını öngörmektedir. Üçüncü ülkelerden ithal edilen ürünler için ise, birliğin ortalama gümrük tarifesi kabul edilmiştir (Karlı, 2004). Gümrük Birliğinin Türkiye’nin Avrupa Birliği (15) İle Dış Ticareti Üzerine Etkileri Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe giren Gümrük Birliği, Türk ticaret ve rekabet mevzuatı ile politikalarında çeşitli değişikliklere yol açmış Türkiye Ekonomisi için yeni fırsatlar yarattığı gibi çaba gerektiren unsurlar da doğurmuştur. GB’nin kabul edilmesinden sonraki süreçte dinamik ve statik etkileri çerçevesinde Türkiye ekonomisini etkilemesi kaçınılmaz olmuştur. Bu araştırmanın amacı; GB’ye geçişin Türkiye’nin dış ticaretini olumlu veya olumsuz etkileyip etkilemediğini incelemek ve ithalat ve ihracatın genel eğilimlerini, ekonometrik modellerle tahmin edip buna bağlı sonuçları ortaya koymaktır. 2. Materyal ve Yöntem Çalışmada geçen süre içerisinde GB’nin Türkiye ekonomisi üzerinde ne gibi sonuçlar doğurduğunu tespit etmeye çalışılmıştır. Türkiye’nin AB(15) ülkeleriyle 1996 yılı başında GB uygulamasına geçmesi sonucunda bu ülkelerle gerçekleştirdiği ihracat ve ithalat miktarlarındaki gelişmeler, 1987–20003 dönemlerini kapsayacak şekilde ithalat ve ihracat modelleriyle analiz edilmiştir. Çalışmada kullanılan veriler, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Devlet Planlama Teşkilat (DPT) ve Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) istatistiklerinden derlenmiştir. Araştırmada, GB’nin Türkiye’nin ihracatı (İHR) üzerine etkisini ortaya koyacak faktörler olarak; Gayri Safi Milli Hâsıla (GSMH), Reel döviz kuru(RKUR), ihracat fiyat indeksi (İHFE) ve kukla değişkeni (D) kullanılmıştır. İthalat Modeli (İTH) için; Gayri Safi Milli Hâsıla (GSMH), Reel döviz kuru (RKUR), ithalat fiyat indeksi (İTFE) ve kukla değişkeni (D) kullanılmıştır. Araştırmada modellerin sonuçlarını ortaya koymak için birçok fonksiyon tipi (linear, loglinear, kuadratik) denenmiş, istatistiksel olarak anlamlı sonuçlara çift logaritmik doğrusal fonksiyon (double-log linear) tipi yardımıyla ulaşılmıştır. Oluşturulan ekonometrik modeller ve bu modellerin değişkenleri şöyledir: log IHR t 0 1 log GSMH t 2 log RKUR t 3 log İHFE t 4 log D t t İHRt: GSMHt: RKURt: İHFEt: D: log ITHt 0 1 logGSMHt 2 log RKURt 3 log İTFEt 4 log Dt t İTHt : GSMHt: RKURt: İTFEt: D: (2) Türkiye’nin AB üyesi ülkelere toplam ithalatı ($) Gayri safi milli hasıla ($) Reel döviz kuru (1982=100) (Döviz Kuru Ağırlıkları 0.75 * US$ + 0.25 * EURO olarak alınmıştır. İthalat fiyat indeksi (1989=100) Kukla değişkeni. D = 0 (1987–1995) D = 1 (1996 – 2003 yılları) Ekonometrik modelin güvenilirliğini sınamak için bir dizi yapısal test uygulanmıştır. Bu testler sonucunda elde edilen modelde, GB’nin Türkiye’nin dış ticareti üzerinde bir etkiye sahip olup olmadığını görmek için bir kukla değişkene (D) de yer verilmiştir. GB 1996 yılında yürürlüğe girdiği için 1987 yılından 1995 yılına kadar olan süre için D = 0 ve 1996 yılından başlayarak 2003 yılına kadar olan süreler için de D = 1 olarak alınmıştır. 44 (1) Türkiye’nin AB üyesi ülkelere toplam ihracatı ($) Gayri safi milli hasıla ($) Reel döviz kuru (1982=100) (Döviz Kuru Ağırlıkları 0.75 * US$ + 0.25 * EURO olarak alınmıştır. İthalat fiyat indeksi (1989=100) Kukla değişkeni. D = 0 (1987–1995) D = 1 (1996 – 2003 yılları) Ayrıca GB’nin Türkiye’nin dış ticareti üzerinde yapısal bir değişikliğe neden olup olmadığını bulmak için de kukla değişkeninin çıkarıldığı model iki ayrı modele dönüştürülmüş ve Chow test uygulanmıştır. Aynı ana kütleden, çekilen iki ayrı örneğe ait katsayıların ya da regresyon denklemlerinin birbirinden önemli derecede farklılaşıp farklılaşmadığı başka bir kritik F testi ile araştırılabilmektedir. Bu sınamanın yapıldığı test Chow testi olarak adlandırılmaktadır ve O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN aşağıdaki gibi formüle edilmektedir (Chow, 1960; Tarı, 1999; Gujarati, 1995): k KritikF 2 B 2 1 2 1 2 2 2 2 (3) n1 n 2 2 k Hesaplanan Kritik F değeri, F tablo değerinden büyük ise hipotez reddedilir. Yani dönemler arasında bir farklılaşma olduğu söylenebilir. GB’nin Türkiye dış ticareti üzerinde etkisinin çeşitli değişkenlerle belirlendiği bu çalışmada, bağımlı değişkenin bağımsız değişkenlerin nedeni olduğu ya da bağımsız değişkenlerin bağımlı değişkenin nedeni olduğunu ortaya koymak için gecikmeli modellerden faydalanılmıştır. Araştırmada nedensellik sınaması için Granger yöntemi kullanılmıştır. Granger nedenselik testi aşağıdaki modeller kullanılarak yapılmaktadır (Granger, 1969; Gujarati, 1995; Tarı, 1997: Tarı, 1999). Granger nedensellik sınaması, çözümlemede kullanılan gecikme sayısına çok duyarlıdır. Bunun için gecikme sayısının fazlalaştırılması tavsiye edilmektedir (Gujarati, 1995). m m Yt 0 i Yt i i X t i i i 1 m m X t 0 i X t i i Yt i i i 1 (4) i 1 (5) i 1 Burada; Y: Bağımlı Değişken, X:Bağımsız Değişkeni ifade etmektedir. Modeller karşılıklı olarak sınandıktan sonra hesaplanan F değerleri dikkate alınarak, hipotezler reddedilir veya kabul edilir. Şayet; Yt Xt ise X, Y’yi etkilemektedir. Xt Yt ise Y, X’i etkilemektedir. 3. Bulgular ve Tartışma 3.1. Türkiye’nin Dış Ticareti Türkiye’nin dış ticaretinin önemli bir bölümünü AB üyesi ülkelerle yapılan ticari ilişkiler oluşturmaktadır. Türkiye’nin ihracatının yaklaşık %60’ı, ithalatının ise %50’si AB üyesi ülkelere yapılmaktadır. Dış ticaret hacminin %50’si AB ülkeler tarafından oluşturulmaktadır (DTM, 2007). AB üyesi ülkelere yapılan ihracat içerisinde tarım sektörünün payı gittikçe azalmaktadır. AB üyesi ülkelere yapılan toplam ihracatın düzeyi önceleri yaklaşık %20 iken, son yıllarda bu değerler %8’e kadar düşmüştür (DTM, 2007). Bu durum GB’nin belki de en olumsuz etkilerinden birisidir. Yani Gümrük Birliğinin Tarım sektörü için olumlu sonuçlar doğurduğunu söylemek oldukça güçtür. Türkiye’nin, AB ile dış ticaretinin mal gruplarına göre dağılımı dikkate alındığında ihracatı oluşturan en önemli mal grubu tüketim mallarıdır. Tüketim malları AB’ne yapılan ihracatın yaklaşık %60’ını oluştururken, ara mallar %35’ini, yatırım malları %5’ini oluşturmaktadır. AB’nden ithal edilen en önemli en önemli mal grubunu ara mallar oluşturmaktadır. İthalatın %60’ını ara mallar, %30’unu yatırım malları ve %10’unu da tüketim malları oluşturmaktadır (DTM, 2007). Araştırmada kullanılan veriler ışığında Türkiye’nin dış ticaret değerlerinin gelişim seyri Şekil 1’de de gösterilmiştir. Bu grafik, Türkiye’nin yıllar geçtikçe ekonomik olarak büyümesini göstermesi bakımından önem arz etmektedir. Şekil 1 incelendiğinde, Türkiye’nin dış ticaret hacminin, 1987 yılına göre yaklaşık 5 katlık bir artış gösterdiği görülmektedir (TÜİK, 2005). 2001 yılı ekonomik krizinin ülkenin dış ticareti üzerinde yaratmış olduğu olumsuz etki de, grafikte dikkat çeken diğer bir önemli husustur. Türkiye’nin toplam dış ticaret hacmi içerisinde en önemli payı Avrupa Birliği üyesi ülkeler almaktadır. Toplam ihracat ve ithalat değerlerinin yaklaşık %50’si bu ülkelere gerçekleştirilmiştir. Söz konusu durum Şekil 2’de verilmiştir. Yıllar itibariyle Avrupa Birliği üyesi ülkelere yapılan ihracat değerleri, ithalat değerlerinden yüksektir. Yani Türkiye, Avrupa Birliğine ithalattan çok ihracat yapmaktadır. 45 Gümrük Birliğinin Türkiye’nin Avrupa Birliği (15) İle Dış Ticareti Üzerine Etkileri 500 400 300 200 Türkiye'nin Toplam İhracatı Türkiye-AB İhracatı 2003 2002 2001 2000 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 0 1988 100 1987 İndeks(1987=100) 600 Türkiye'nin Toplam İthalatı Türkiye-AB İthalatı Şekil 1. Türkiye'nin Dış Ticaret Göstergeleri 100 Pay (%) 80 60 40 20 0 87 988 989 990 991 992 993 994 995 996 997 998 999 000 001 002 003 19 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 2 2 2 2 Zam an İhracat (AB / Toplam) % İthalat (AB/Toplam) % Şekil 2: Türkiye’nin Dış Ticaret hacmi içerisinde AB(15)’in Payı 3.2. Türkiye ile AB’nin dış ticaret ilişkilerinde Gümrük Birliğinin Etkisi: Chow test ve Granger Nedensellik Sınaması Çalışmada, Gümrük Birliği’nin Türkiye’nin AB ile dış ticareti üzerine etkileri incelenmesi amaçlandığından, GB’nin başlangıç yılı olan 1996 yılı için bir kukla değişkeni konmuştur. Bu değişken yardımıyla Gümrük Birliği Türkiye’nin dış ticaretini etkilemiştir tezi test edilmiştir. İhracat ve İthalat modelleri için kukla değişken eklenerek yapılan analizler neticesinde hesaplanan değerler Çizelge 1 ve 2’de verilmiştir. F test neticesine bakıldığında, her iki modelde de fonksiyonun bir bütün olarak %5 düzeyinde anlamlı olduğu belirlenmiştir. İhracat modelinde, (R-square) 0.89 olup, bağımsız değişkenlerin İhracatta meydana gelen değişimlerin %89’unu açıklamakta yeterli olduklarını göstermektedir. İthalat modelinde, (R-square) 0.98 olup, bağımsız değişkenlerin 46 ithalatta meydana gelen değişimlerin %98’ini açıklamakta yeterli olduklarını göstermektedir. Ramsey’s Reset testi, modellerde spesifikasyon hatası olup olmadığını, yani modelin doğru kurulup kurulmadığını gösterir. Buna göre; F- istatistiği ve olabilirlik oranı (Log likelihood ratio) %5 anlamlılık derecesinden yüksek olduğu için modelde spesifikasyon hatası olmadığı, başka bir deyişle, her iki modelin de doğru olarak kurulduğu belirlenmiştir. Modellerde kullanılan zaman serisi verileri için otokorelasyon olup olmadığı Durbin – Watson (DW) istatistik testi yapılarak kontrol edilmiştir. Çünkü, zaman serisi analizleri serial korelasyon varlığının test edilmesini gerektirmektedir (Judge 1996). İhracat Modeli için hesaplanan DW istatistik değeri: 1.36, ithalat modeli için DW:1.78 olup % 5 önem seviyesinde kritik değerler tablosunda kararsız bölgeye düşmektedirler. Bu durumda korelasyon varlığı yada yokluğu hakkında yorum yapmak O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN anlamsız olacağından Von-Neumann istatistiğine geçilmiştir (Karkacıer, 2001). İhracat modeli için hesaplanan Von Neumann test değeri 1.496, ithalat modeli için hesaplanan Von-Neumann değeri 1.96’dır. Von - Neumann v oranı tablosundan % 5 önem seviyesindeki v alındığında, Von değerleri arasına modelde de rastlanılmamıştır. Çizelge 1. GB’nin Türkiye – AB ihracat modeli için hesaplanan istatistikler Adj. Constant RKUR GSMH İHFE Dummy R2 R2 -5,66 -0,90 1,28 -1,49 0,05 0,890 0,850 Coefficient -2,01 -1,64 4,02 -1,95 0,54 t-stat. 0,07 0,13 0,00 0,08 0,60 P Value 2,815 0,546 0,318 0,765 0,086 Std Dev Modellerde hesaplan test ve parametre sonuçlarının güvenilir çıkması, modeller üzerinde yorum yapma fırsatını vermektedir. İhracat modeli için, Dummy’e ait t- değerine bakıldığında, istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülür. Bu da kukla değişkeninin modelde anlamlı olmadığını ve modeli açıklama gücü bulunmadığını ifade etmektedir. Bu durumda GB’nin Türkiye’nin AB ile olan ihracatını çok fazla etkilemediği söylenebilir. Soğuk (2002) tarafından yapılan bir araştırmada; Gümrük Birliği sonrasında Türkiye’nin dış ticaretinin, Türkiye’nin AB’ye ihracatında da sürekli bir artış kaydedilmesine rağmen ithalat lehine bir dağılım gösterdiği saptanmıştır. Bu durum, ulaşılan sonuçlarla doğru orantılı olması bakımından önemlidir. Modelde yer alan diğer değişkenler, belli bir önem seviyesinde Türkiye’nin AB ile olan ihracatını açıklamada istatistiksel olarak anlamlı çıkmışlardır. Reel kur değişkeni %13, GSMH değişkeni %1 ve İhracat fiyat indeksi %8 düzeyinde sıfırdan farklıdırlar (Çizelge 1). İncelen zaman sürecinde reel döviz kuru değişkeninin (RKURt) katsayısı -0.90’dır. Bu sonuç, Türk Lirasının diğer paralar karşısındaki değer kaybı, ihracat değerlerinde de aynı yönde etki yaptığını göstermektedir. Yani döviz kurunun TL aleyhine bir birim artması, ihracatta 0.90 birimlik azalmaya neden olmaktadır. kritik değerleri dikkate Neumann test değeri, tablo denk geldiğinden her iki otokorelasyon varlığına DW 1,360 Vonneumann 1,496 Ramsey’s Reset 216,00 F Test 22,240 Gayri Safi Milli Hâsıla değişkeninin katsayısı pozitif ve 1.28’dir. Gayri safi milli hâsılada meydana gelecek bir birimlik artış ihracat değerlerinde yaklaşık 1.28’lik bir artışa neden olacaktır. Türkiye’nin ihracat fiyatları indeksi değişkeninin katsayısı negatif ve 1.49 olarak hesaplanmıştır. Bu sonuç, ihraç mallarının yurt içi fiyatlarında oluşacak bir artışın ihracat üzerine olumsuz etki yaratacağını göstermektedir. Fiyatlar bir birim artarsa, ihracat yaklaşık 1.5 birim azalacaktır. İhracat modeli için hesaplanan değerler, genel ekonomik çerçevede düşünüldüğünde oldukça anlamlıdır. İthalat modeli için t değerlerine bakıldığında kukla değişkeni %1 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı çıkmıştır ve Kukla değişkeninin modeli açıklama gücünün olduğunu ifade etmektedir. Bu sonuç, GB’nin Türkiye’nin AB(15) üyesi ülkelerle olan ithalatında önemli bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. GB birliği ile beraber, Türkiye ithalatında önemli değişimler olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. İthalat modelinde yer alan reel kur değişkeni %1, GSMH değişkeni %1 ve İhracat fiyat indeksi %2 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlıdır. Çizelge 2. GB’nin Türkiye – AB ithalat modeli için hesaplanan istatistikler Coefficient t-Stat. P Value Std. Dev Constant RKUR GSMH -12,02 -7,99 0,00 1,50 -1,15 -4,19 0,00 0,28 1,42 9,83 0,000 0,14 İTFE 1,19 2,71 0,02 0,44 Dummy 0,20 5,22 0,00 0,04 R2 0,98 Adj. R2 0,97 DW 1,78 VonRamsey’s F neumann Reset Test 1,958 6,86 143,78 47 Gümrük Birliğinin Türkiye’nin Avrupa Birliği (15) İle Dış Ticareti Üzerine Etkileri Reel döviz kuru değişkeninin katsayısı negatif ve 1.15 olarak hesaplanmıştır. Döviz kurunu yerli para karşısında değer kazanması ülkenin hem ihracatını hem de ithalatını olumsuz etkilemektedir. Döviz kurunun TL aleyhine bir birim artması, ithalatta 1.15 birimlik azalmaya neden olmaktadır. Bu durumda ithalatın ihracattan daha fazla etkilendiği görülmektedir. Gayri Safi Milli Hâsıla değişkeninin katsayısı pozitif ve 1.42 olarak hesaplanmıştır. Gayri safi milli hâsılada meydana gelecek bir birimlik artış İthalat değerlerinde yaklaşık 1.42’lik bir artışa neden olacaktır. İthalat fiyatları indeksi değişkeninin katsayısı pozitif ve 1.19 olarak hesaplanmıştır. Hesaplanan bu değer, istatistiksel olarak anlamlı çıkmış olsa da pratikte çok anlamlı gözükmemektedir. Bu nedenle yorum yapmaktan kaçınılmıştır. Kukla değişkenini modelden çıkarıp, GB ile beraber yapısal bir değişim olup olmadığını başka bir yönden test etmek amacıyla 1996 yılı için Chow test uygulanmıştır. Test neticesinde elde edilen kritik F değerleri Çizelge 3’de verilmiştir. Çizelge 3: Chow test sonuçları (1996 kırılma yılı için) İhracat İthalat 2 B 0,068 0,056 2 1 0,001 0,004 2 2 0,022 0,004 4,166* 12,291* n:16 n:8 n:8 Kritik F * 0,05 üzeyinde anlamlı Kritik F istatistiği sonuçları ihracat ve ithalat modelleri için %5 düzeyinde anlamlı çıkmıştır. Bu sonuçlar %5 anlamlılık derecesinde “GB ile birlikte yapısal bir değişim olmadığı” hipotezinin reddedilmesini, diğer bir ifadeyle GB’nin Türkiye’nin dış ticareti üzerinde önemli derece bir yapısal farklılık ortaya çıkardığını göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Sonuç olarak GB ile birlikte Türkiye’nin dış ticaretinde yapısal değişimlerin olduğu söylenebilir. Bu değişimler; ticaret hacminin artması ve özellikle GB’nin ilk yıllarında ithalatın ihracattan daha hızlı artması şeklinde gerçekleşmiştir. Regresyon analizleri, değişkenler arasındaki bağımlılık ilişkilerini incelemektedir. Ancak değişkenler arasındaki bağımlılık, aralarında mutlak bir nedensellik olduğu anlamına gelmemelidir. Yani bağımsız değişken (X), bağımlı değişken (Y)’nin mutlak sebebidir (nedenidir) anlamına gelmez. Aralarında nedensellik ilişkisi bilimsel olarak ortaya konulmalıdır (Granger, 1969; Gujarati, 1995; Tarı, 1997; Tarı, 1999). Araştırmada, Gümrük Birliği yürürlüğe girdikten sonra Türkiye’nin Avrupa Birliği üyesi ülkeler olana ihracat ve ithalat değerlerinin mi GSMH’nın, döviz kuru’nun ya da fiyatların nedeni olduğu yoksa GSMH’nin, döviz kuru’nun, ya da fiyatların mı ihracat ve ithalata neden olduklarını belirlemek için Granger metodu kullanılarak nedensellik sınaması yapılmıştır. Elde edilen bulgular Çizelge 4’te verilmiştir. Çizelge 4: Granger nedensellik testi sonuçları Boş hipotez Gözlem Sayısı İHR (İTH), RKURt--1’in nedeni değildir 16 RKUR, İHRt–1 (İTHt–1)’in nedeni değildir İHR (İTH), GSMHt--1’in nedeni değildir 16 GSMH, İHRt–1 (İTHt--1)’in nedeni değildir İHR (İTH), İHFE t–1 (İTFE t–1)in nedeni değildir 16 İHFE (İTFE), İHRt--1 (İTHt--1)’in nedeni değildir *Pr (0,05) ve **Pr (0,10) düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı 48 F statistics Gecikme Sayısı: 1 Gecikme Sayısı: 2 İhracat İthalat İhracat İthalat için için için için 1,927 2,988 8,85* 6,24* 1,223 3,627** 10,44* 9,37* 1,944 0,509 17,11* 20,02* 3,993** 1,153 14,91* 12,01* 3,676** 0,017 3,09** 0,98 2,163 5,310* 10,20* 16,26* O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN Granger nedensellik testi dikkate alınan gecikme yılı sayısına oldukça duyarlıdır. Anlamlı sonuçlara ilk yıl ulaşılmadığı takdirde birkaç yıl gecikmeli değerler kullanıldığında ulaşılabilmektedir. Çalışmada anlamlı sonuçlara 2 yıl gecikmeli değerler kullanıldığında ulaşılmıştır. Gecikmeli verilerin kullanıldığı test sonuçlarına göre, ithalat değerleri ile ithalat fiyat endeksi arasında bir nedensellik ilişkisi kurulamamıştır. İthalat, ithalat fiyat endeksinden çok başka diğer faktörlerden etkilenmektedir, denilebilir. Bunun dışındaki diğer faktörler arasında anlamlı düzeyde bir nedensellik ilişkisi kurulmuştur. 4. Sonuç Araştırmada Gümrük Birliğinin, Türkiye’nin Avrupa Birliği (15) üyesi ülkelerle olan dış ticareti üzerine etkisini belirlemek amaçlanmıştır. Bu amaca ulaşmada 17 yıllık (1987–2003) zaman serisi verilerinden faydalanılmıştır. Yapılan ampirik çalışmaya dayanarak; GB ile birlikte Türkiye’nin dış ticaretinde yapısal değişimlerin olduğu söylenebilir. Bu değişimler; ticaret hacminin artması ve özellikle GB’nin ilk yıllarında ithalatın ihracattan daha hızlı artması şeklinde gerçekleşmiştir. Gümrük Birliği’nin, Tarımsal ürünler dış ticaretini, özellikle ihracat değerlerini olumsuz etkilediği söylenebilir. Buna neden olarak birliğin istediği norm ve standartlarda üretim yapılamayışı ve ortak tarım politikasına uyum da sıkıntılar yaşanması olarak gösterilebilir. Türkiye’nin, Avrupa Birliği sürecinin hızla işlediği şu dönemde uyum çalışmalarını gerçekleştirmek yönünde yakaladığı ivmeyi kaybetmemek için önümüzdeki dönemde daha çok çaba göstermesi gerekmektedir. Türkiye, makro ekonomik dengeleri sağlamlaştırdığı, yapısal reformları tamamladığı, yabancı sermaye ve teknoloji transferini gerçekleştirdiği takdirde Gümrük Birliği ortamından optimum faydayı sağlayabilecektir. Gümrük Birliği Türkiye’nin çağdaşlaşma yönünde en temel hedefi olan Avrupa Birliği tam üyelik yolundaki önemli bir kilometre taşıdır. Türkiye açısından yapılması gereken, Gümrük Birliği nedeniyle AB norm ve standartlarına ulaşma yolunda kaydedilen mesafeyi iyi kullanmak ve özellikle adaylık süreci çerçevesinde yer alan hedeflere en kısa sürede ulaşarak AB tam üyeliğine doğru hızla ilerlemek olmalıdır. Kaynaklar Chow, G.C., 1960. Tests of equality between sets of coefficients in two linear regressions, Econometrica, 28(3): 591-605. DTM, 2007. Dış Ticaret Müsteşarlığı (http://www.dtm.gov.tr/ab/rakamlar/ditcaret.htm (erişim:22.03.2007)) Granger , C.W.J, 1969. Investigation causal Relations by econometric Models and cross-spectral methods, Econometrica: 424-438 Gujarati, D.N, 1995. Basic econometrics, 3rd edition, McGraw-Hill: New York. Judge, G. G., 1996. Introduction To The Teory and Practice of Econometrics. John Willey and Sons., Inc. USA. Karkacıer, O., 2001. “Tarım Ekonomisi Alanına İlişkin Fonksiyonel Analizler ve Bu Analizlerden Çıkartılabilecek Bazı Kantitatif Bulgular”, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları No.49, Ders Notları Serisi No.26, Tokat. Karlı, B., 2004. Türkiye –AB Dış ticaret yapısı ve gümrük birliğinin Türk tarım ürünleri Dış Ticaretine Etkileri, Türkiye VI. Tarım Ekonomisi Kongresi, 16-18 Eylül 2004, Tokat,289-96. Soğuk, H. 2002. Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisine Etkileri, İstanbul: İktisadi Kalkınma Vakfı Yayınları no: İKV 179. Tarı, R., 1997. Türkiye’de enflasyon, faiz, ve döviz kuru arasındaki nedensellik ilişkileri (Ekonometrik analiz:1973-1995 dönemi), Kocaeli Üniv. İİBF Dergisi, Cilt 1 (1), İzmit. Tarı, R., 1999. Ekonometri, Alfa yayınları no:609, İktisat dizisi no:03, İstanbul. TÜİK, 2005. Türkiye'nin Dış Ticaret Göstergeleri, Türkiye İstatistik Kurumu yayınları (http://www.die.gov.tr/TURKISH/SONIST/DISTICI ST/disticist.html )) Uyar, S., 2000. “Ekonomik Bütünleşmeler ve Gümrük Birliği Teorisi”; Dış Ticaret Dergisi, sayı:19, Ankara. Uyar, S., 2001. Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisine Etkileri; Dış Ticaret Dergisi, sayı 20, Ankara. 49 GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2007, 24 (1), 51-62 Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerin Risk Davranışına Göre Sosyo-Ekonomik Analizi* Orhan Gündüz1 Kemal Esengün2 1- Tarım İl Müdürlüğü, Proje ve İstatistik Şubesi, Malatya 2- Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü, 60240, Tokat Özet: Çalışmada Tokat ili Merkez ilçede domates yetiştiriciliği yapan tarım işletmelerinin risk tutumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın verileri Neyman yöntemi ile belirlenen 77 adet üreticiden anket yoluyla sağlanmıştır. İncelenen işletmelerin riske karşı tutumları referans kumarı ve tercih eğrisi yardımı ile belirlenmiştir ve neticede işletmelerin 25 tanesi riski seven, 52 tanesi de riski sevmeyen grubunda yer almışlardır. İncelenen işletmelerin sahip oldukları sermaye yapısı ve yıllık faaliyet sonuçları bakımından aralarında belirgin farklılıkların olmadığı tespit edilmiştir. Riski seven işletmelerin sahip olduğu işletme arazisi büyüklüğü 40,10 dekar iken, riski sevmeyen işletmelerin arazi büyüklüğü 34,32 dekardır. İşletme arazilerinin yaklaşık %70’i tarla arazisi karakterindedir. Domates yetiştirilen alanlar toplam işletme arazisinin yaklaşık %5’ini oluşturmaktadır. İşletme arazisi dekarına en yüksek brüt kar, her iki davranış grubunda da domates’e aittir. Brüt hâsılayı oluşturan unsurlar içerisinde de en yüksek pay domatese aittir. İşletme masrafları içerisinde en yüksek pay ise işçilik ücretlerine aittir. Her iki davranış grubunda yer alan işletmelerde de yaklaşık 6 000 YTL tarımsal gelir elde edilmekte olup, kişi başına düşen toplam aile geliri risk seven işletmelerde 1280 YTL, risk sevmeyen işletmelerde 1600 YTL’dir. Anahtar Kelimeler: Risk, Domates Üretimi, Tercih Ölçeği, Referans Kumarı, Tokat Socio-economic Analysis of Tomatoes Farms According to Risk Attitude in the Central District of Tokat Province Abstract: The aim of this study is to determine risk behaviour of farms producing in central districts of Tokat province. Data were obtained from 77 farms that were determined using Neyman Method via questionnaire. Behaviour of investigated farms to risk was determined by means of reference game and preference curve, and it was determined that 25 farms were risk taker and 52 were risk averse. It was determined that there were no statistically significant differences between capital structure of the farms and their annual activity results. Average farm land size is 40 da for farms that are risk lovers and 34 da for those that are risk averse. Nearly 70% of the land has field land characteristics. Tomatoes areas constitute 5% of the total farm land. Tomatoes have the highest gross profit per land in both behaviour groups. Tomatoes also have the highest proportion within gross income. Labour cost constitutes the highest ratio within farm costs. Farms in both behaviour groups have about YTL 6000 agricultural income. Total family incomes per capita are YTL 1280 for risk takers and YTL 1600 for not risk averse. Key words: Risk, tomatoes production, preference scale, reference game, Tokat 1. Giriş Tarım işletmelerinde; üretim, pazar, finansman, teknoloji, politika ve iklim koşullarından kaynaklanan risk ve belirsizlikler söz konusudur (Akçaöz, 2001). Tarımsal ürünlerin fiyatlarında ve girdi fiyatlarında meydana gelen değişmeler, amacı maksimum kâr olan işletmelerin üretim deseni üzerinde değişikliklere yol açmaktadır. Doğru kararlar alabilmek için işletmelerin mevcut durumlarını iyi analiz etmeleri yanında üretimde risk faktörünü de dikkate almaları gerekir (Ceyhan, 2003). Tarımda risk ve belirsizlik altında karar alma yöntemleri incelenirken çiftçilerin risk karşısındaki duruşlarının da ortaya konulması sağlıklı sonuçlar alınmasına yardımcı olacaktır. Çünkü çiftçiler, amaçlarına ve mali varlıklarına göre farklı reaksiyonlar gösterebilmektedirler. Bu şekildeki davranışları da onların tarımsal etkinliklerini faklı etkilemektedir. Çalışmada, üreticilerin risk karşısındaki tutumlarını ortaya koyabilmek için Tokat İlinde Domates yetiştiren işletmelerden elde edilen veriler kullanılmıştır. Tokat ilinde tarımsal üretiminin gelişmesine paralel olarak, yoğun teknoloji ve girdi kullanımı da üst seviyelere çıkmıştır. Bu durum tarım işletmelerinin birim alanda daha fazla sermaye kullanmasına sebep olmuş ve üretimde karşılaşılan riskleri de arttırmıştır. İşletmeler bir taraftan yağış, sıcaklık vb gibi * Bu çalışma doktora tezinden bir bölüm olup, TÜBİTAK tarafından 105 O 723 proje numarasıyla desteklenmiştir. Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerin Risk Davranışına Göre Sosyo-Ekonomik Analizi iklim faktörlerinin oluşturduğu verim riski ile uğraşırken, diğer taraftan girdi ve çıktı fiyatlarında meydana gelen değişimler gelirlerinde dalgalanmalara yol açmaktadır. Tokat ili ekonomisini canlı tutan sektörlerin başında tarım gelmektedir. 2005 yılı verilerine göre 321 549 hektar işlenen tarım arazisine sahip Tokat’da bitkisel ve hayvansal üretim faaliyetleri yoğun olarak gerçekleştirilmektedir (Anonim, 2006). Tokat ili Türkiye domates talebini önemli oranlarda karşılayan illerden biridir. Tokat ilinde, sebzeler işlenebilir toplam arazinin sadece %6’sını kaplamasına rağmen, Tokat ili bitkisel üretim değerinin %37 gibi büyük bir kısmını teşkil etmektedir. Sebze üretim faaliyeti içerisinde ise domates 2005 yılı verilerine göre 8 199 ha üretim alanı ve 520 000 ton üretim miktarı ile ilk sırada gelmektedir. Özellikle sırık domatesin üretime girmesiyle Tokat ili domates verimi Türkiye ortalamasının çok üstüne çıkmıştır (Tokat’ta domates verimi 4.63 ton/Da, Türkiye’de 3,75 ton/Da) (Anonim, 2006). Tokat İli Merkez İlçesinde domates üreten işletmelerin incelendiği bu araştırmanın amacı; Domates üreten çiftçilerin riske karşı tutumlarını (risk davranışlarını) belirlemek ve domates yetiştiriciliği yapan işletmelerin risk davranış grupları itibarı ile sermaye yapısını ve yıllık faaliyet sonuçlarını ortaya koymaktır. Araştırma sonuçları inceleme alanında risk konusunda bundan sonra yapılacak çalışmalara yön verebilecek, domates üreticilerinin riskli koşullarda karar almalarını kolaylaştırabilecektir. 2. Materyal ve Yöntem Araştırmanın verileri Tokat İli Merkez İlçede domates yetiştiriciliğinin yoğun olarak yapıldığı 13 köyde tabakalı tesadüfî örnekleme yöntemlerinden Neyman yöntemi ile belirlenen 77 adet tarım işletmesinden anketler yoluyla sağlanmıştır (Esin ve ark., 2001). ( N h Sh )2 n 2 2 N D N h S h2 n = Örnek hacmini Sh2 = Tabakaya ait varyansı Nh = h’ncı tabakadaki işletme sayısını 52 D = d/z d = Ortalamadan izin verilen hata payı z = İstenen güven derecesini gösteren zdeğerini ifade etmektedir. Araştırmada örnek hacminin belirlenmesinde %10 hata ve %95 güvenilirlik (z=1.96) sınırları içerisinde çalışılmıştır. Örneğe çıkan işletmelerin risk davranışı bakımından (riski seven, riske tepkisiz ve riski sevmeyen) hangi grupta yer aldığı referans kumarı ve tercih ölçeği metotları yardımıyla belirlenmiştir. Üreticilerin risk davranışları, onların farazi seçenekler arasında yaptıkları seçimler yoluyla belirlenmiştir. Riskli alternatifler ile sonucu belli olan alternatifler arasında kayıtsız kalınan noktalar, kişilerin risk taşıma eğilimlerini (risk davranışlarını) göstermektedir (Holloway, 1979). Üreticilerin hangi risk davranışı grubunda yer aldığı aşağıdaki aşamalar takip edilmek suretiyle saptanmıştır (Ceyhan ve ark., 1997): i. Üreticiye belirli bir olasılığa bağlı ödül verileceği ifade edilmiştir. ii. Üreticiye, birinci adımda sunulandan daha küçük ama garantili bir ödül alternatifi sunulmuştur. Üretici hangisini tercih etmektedir? Eğer birincisini tercih etti ise, ikinci alternatifin değeri arttırılmıştır. Kişi, bu iki alternatif arasında karasız kalıncaya kadar bu işlem sürdürülmüştür. iii. Birinci adımdaki olasılık değeri arttırılarak, ikinci adımdaki işlem tekrarlanmıştır. iv. Sonuçta, Yatay eksende kararsızlık (kayıtsızlık) noktalarının, dikey eksende olasılıkların gösterildiği bir grafik düzenlenmiştir (Tercih Eğrisi). Üçüncü adımda elde edilen sonuçlar, bu grafiğe aktarılarak risk davranışları belirlenmiştir. Çalışmada, referans kumarından yararlanılarak çiftçilerin risk davranışını ortaya koyan tercih ölçeği eğrisinin şekli, Şekil 1’de verilmiştir (Holloway, 1979). Referans kumarı ve Tercih ölçeği eğrisi yardımı ile 77 üreticinin risk davranışları bakımından hangi grupta oldukları belirlenmiştir. Üreticilerin 25’i riski seven, 16’sı riske nötr ve 36’sı riski sevmeyen olarak belirlenmiştir. O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN Kazanma olasılığı Riski sevmeyenler Riske nötr olanlar Riski sevenler Kayıtsızlık noktası Şekil 1: Tercih Eğrisi Riske nötr olma risk karşıtlığının özel bir durumu olduğu için (Holloway, 1979; Ceyhan ve ark. 1997), çalışmada işletme özelliklerinin risk davranışlarına göre incelendiği bölümde, riske nötr olan üreticiler risk sevmeyen grubuna dahil edilmiştir. Böylece risk seven grubunda 25, risk sevmeyen grubunda 52 adet üretici yer almıştır. Buna göre çiftçilerin %32’si risk seven ve %67’si risk sevmeyen davranış grubunda yer almıştır. İşletmelerin nüfus durumu belirlenirken işletmelerde mevcut nüfus cinsiyete ve yaşlara göre belirlenmiştir. Nüfusun eğitim durumu cinsiyete ve eğitim süresine göre, eğitim düzeyi belirlenirken öğrenim süreleri yıl olarak dikkate alınmıştır. Aile işgücü potansiyelinin belirlenmesinde erkek işgücü birimi (EİB) esas alınmıştır. Erkek işgücü birimi ergin (15-49 yaş arası) bir işçinin günde ortalama 10 saat çalışması ile ortaya koyduğu işgücüdür (İnan, 1994). İşletmelerde 765 yaş arası nüfusun fiilen çalışabilir nüfus olduğu ve bölgede çalışılabilir gün sayısının 300 gün olduğu kabul edilmiştir (Baydaroğlu ve Akçay, 2000). Böylece işletmelerde aile işgücü potansiyeli (kullanılabilir işgücü) belirlenirken fiilen çalışabilir nüfustan devamlı hastalık, askerlik ve eğitim nedeniyle çalışmayan nüfus çıkartılarak, fiilen çalışabilir nüfus yaş ve cinsiyeti Çizelge 1’deki katsayılar kullanılarak erkek işgücü birimine çevrilmiştir. İşletmelerin sermaye miktar ve bileşimlerinin ortaya konulmasında sermayenin fonksiyonlarına göre sınıflandırma şekli esas alınmıştır (Açıl ve Demirci, 1984). Çizelge 1. E.İ.B hesaplanmasında kullanılan emsaller (Açıl, 1956) Yaş Erkek Kadın 7-14 0,50 0,50 15-49 1,00 0,75 50-64 0,75 0,50 İşletmede yıllık faaliyet sonuçlarına ilişkin analizler iki aşamada yapılmıştır. Birinci aşamada, üretim dalları düzeyinde brüt kar analizleri yapılarak, üretim dalları arasında kısmi kârlılıkları karşılaştırılmıştır. İkinci aşama olarak işletme bir bütün halinde ele alınarak, işletmenin bir yıl boyunca yapmış olduğu faaliyetlerin sonucu ortaya konulmuştur. Üretim dalları düzeyinde yapılan analizlerde brüt kar hesaplanmıştır. Her bir üretim dalı için hesaplanan brüt kar hesabında üretim dallarının gayri safi üretim değerinden değişken masrafların çıkartılmasıyla bulunmuştur (Erkuş ve ark., 1995). Gayri safi üretim değeri, tarımsal faaliyetler neticesinde elde edilen bitkisel ve hayvansal ürün miktarlarının çiftçi eline geçen fiyatlarla çarpılması sonucu bulunan değere, bitki ve hayvan sermayesindeki prodüktif artışların ilavesi ile bulunmuştur (Erkuş ve ark., 1995; Esengün ve Akay, 1998). Üretim döneminde yapılan ve üretim hacmine bağlı olarak değişen masraflar değişken masraf olarak alınmıştır (Esengün ve Akay, 1998). İncelenen işletmeler daha sonra bir bütün olarak ele alınarak yıllık faaliyet sonuçları belirlenmiştir. Yıllık faaliyet sonuçları olarak gayri safi hasıla, işletme masrafları, gerçek masraflar, saf hasıla (saf hasıla), tarımsal gelir 53 Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerin Risk Davranışına Göre Sosyo-Ekonomik Analizi (net çiftlik geliri) ve toplam aile geliri hesaplanmış ve yorumları yapılmıştır. Gayri safi hasıla bir üretim dönemini kapsayan üretim faaliyeti sonunda yaratılan nihai mal ve hizmetlerin değer toplamı olarak tanımlanmaktadır (Aras, 1988). İşletmelerde giderler, işletme giderleri ve gerçek giderler olarak iki şekilde incelenmiştir. İşletme masrafları, işletmecinin gayri safi hasılayı elde etmek için işletmeye yatırılan aktifin faizi hariç, yapmış olduğu her türlü masrafların toplamı şeklinde tanımlanmaktadır (Aras, 1988). Bu çalışmada işletmeleri birbiriyle karşılaştırmak için bütün işletmeler ekonomik yönden bağımsız ya da borçsuz ve mülk arazilerini işleyen işletmeler olarak düşünülmüş ve borç faizleri ile arazi kirası giderleri işletme masraflarına dahil edilmemiştir. Ayrıca işletmede üretilip de tekrar üretimde kullanılan ürünlerin (çiftlik gübresi, hayvan yemleri gibi ara malların) bedelleri işletme masraflarına dahil edilmemiştir (Aras, 1988). Yıllık faaliyet sonuçları ortaya konurken diğer önemli bir kriter de saf hasıladır. Brüt hâsıladan işletme masrafları çıkartılarak bulunmuş ve böylece işletmeleri borçtan ve mülkiyet koşullarından arındırmış olarak, birbirleriyle karşılaştırma imkânı sağlanmış olmaktadır (Aras, 1988). Yıllık faaliyet sonuçları ile ilgili bir diğer gösterge tarımsal gelirdir. Bu çalışmada tarımsal gelir, brüt hâsıladan gerçek giderlerin çıkartılması ile elde edilmiştir (Aras, 1988). Yıllık faaliyet sonuçlarının değerlendirilmesinde bir diğer kriter de toplam aile geliridir. Bu çalışmada toplam aile geliri, tarımsal gelire, aile işgücünün tarım sektörü dışında çalışmasından elde ettiği gelir, kiraya verilen arazi karşılığı sağlanan gelir ve diğer gelir servetleri ( kira geliri, emekli maaşı vb.) eklenerek elde edilmiştir. Tarım işletmeleri için ekonomik rantabilite ((Saf Hasıla+ Ödenen Faizler) / Toplam İşletme Sermayesi)*100, mali rantabilite (Saf Hasıla / Öz Sermaye*100) ve rantabilite faktörü (Saf Hâsıla /Gayri saf Hâsıla*100) formülleri ile hesaplanmıştır (Erkuş ve ark., 1995). Ayrıca, farklı risk davranışı sergileyen gruplar arasında gerçek anlamda fark olup olmadığı 2 ve t testi ile ortaya konulmuştur. 3. Bulgular ve Tartışma 3.1. İncelenen işletmelerde nüfus, işgücü ve eğitim durumu İncelenen işletmelerde risk davranış gruplarına göre nüfusun yaş ve cinsiyet itibariyle dağılımı Çizelge 2’de verilmiştir. Çizelgeden de görüleceği gibi işletme başına düşen nüfus, risk seven grubunda yer alan işletmelerde daha fazladır. 2 Testi neticesinde risk seven üreticiler ile risk sevmeyen üreticiler arasında %95 güven sınırları içerisinde yaş bakımından fark olmadığı belirlenmiştir (p>0.10, 2 : 3,524). Türkiye’de 2001 genel tarım sayımı neticesine göre, işletme başına ortalama nüfus miktarı 7,87 kişiden oluşmaktadır. (TÜİK, 2001). Anket uygulanan işletmelerin sahip olduğu nüfus Türkiye ortalamasının altında çıkmıştır. Çizelge 2. İncelenen işletmelerde yaş grupları ve cinsiyete göre nüfus durumu (ortalama kişi ve %) İŞLETME GRUPLARI YAŞ GRUPLARI 0-6 7-14 15-49 50- 64 65- + TOPLAM İşletme Başına Ortalama Kişi Faal Nüfus Oranı (%) Erkek 6 16 45 14 3 84 3,36 Risk Seven Kadın Toplam 9 15 15 31 44 89 10 24 7 10 85 169 3,40 6,76 52,70 İncelenen işletmelerde risk seven grubunda yer alan işletmelerde kadın nüfusun, risk sevmeyen işletmelerde ise erkek nüfusun ağırlıkta olduğu belirlenmiştir. 2000 yılı nüfus 54 % 8,88 18,34 52,66 14,20 5,92 100,00 Erkek 16 22 95 22 5 160 3,08 Risk Sevmeyen Kadın Toplam 10 26 19 41 82 177 21 43 6 11 138 298 2,66 5,74 59,41 % 8,72 13,76 59,40 14,43 3,69 100,00 sayımı neticesinde Türkiye’deki nüfusun %50,66’sı erkek, %49,44’ü kadın nüfusundan oluşmaktadır (TÜİK, 2000). İncelenen O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN işletmelerde de Türkiye ortalamasına yakın sonuçlar elde edilmiştir. 2 testi ile üreticilerin erkek ve kadın olma bakımından risk seven üreticiler veya risk sevmeyen olup olmadıkları incelenmiş ve risk davranışının cinsiyete bağlı olmadığı 2 belirlenmiştir (p>0.10, : 0.687). İncelenen işletmelerde yedi ve daha yukarı yaştaki bireylerin okuryazarlık durumu incelendiğinde, okur-yazar erkeklerin oranının, okur-yazar kadınların oranından oldukça yüksek olduğu görülmektedir (Çizelge 3). Çizelge 3. Yedi ve yukarı yaştaki nüfusun okur-yazarlık oranı (%) Erkek (%) Kadın (%) Toplam (%) RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI Risk Seven Risk Sevmeyen 98,72 95,83 80,26 90,63 89,61 93,38 İnceleme alanında, risk seven işletmeler ile risk sevmeyen işletmelerde yaşayan hane halkları arasında eğitim görülen yıl bakımından fark olmadığı belirlenmiştir. (p> 0,10; t: 1,12). İşletme yöneticilerinin risk davranış gruplarına göre ortalama yaş ve öğrenim süresi Çizelge 4’te verilmiştir. Risk davranışı bakımından işletme yöneticilerinin gerek yaşları gerekse de eğitim gördükleri yıl bakımından aralarında farklılıklar olmadığı belirlenmiştir. Çizelge 4. İşletme yöneticilerinin yaşı ve öğrenim süresi RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI Risk Seven Risk Sevmeyen Yaşı (ortalama) 48,76 48,27 Öğrenim. Süresi (yıl) 5,20 5,42 İşletmelerde risk davranış gruplarına göre aile işgücü mevcudu ve kullanım durumu ile ücretli işgücü kullanım durumu Çizelge 5’te ortaya konulmuştur. Erkek İş gücü birimi cinsinden kullanılabilir aile işgücü miktarı birinci grup işletmelerde 4.36 kişi, ikinci grupta 3,92 kişidir. İnceleme alanında risk seven grubunda yer alan işletmeler, risk sevmeyen işletmelere oranla aile işgücünden daha az yararlanmaktadırlar (p< 0,01; t: 3,21). Risk seven işletmelerde aile işgücünün %11.61’i tarım dışında istihdam edilmektedir. Potansiyel aile işgücü varlığının önemli bir kısmı eğitim, askerlik, hastalık v.b nedenlerle kullanılamamaktadır. İşletmelerde daimi işgücü varlığı oldukça azdır. İnceleme alanında kullanılan yabancı işgücü miktarı bakımından risk tutum grupları arasında fark olmadığı belirlenmiştir. (p>0,10; t: 0,01). Çizelge 5. İncelenen işletmelerde işgücü mevcudu ve kullanım durumu (ortalama erkek iş günü) İşletme Dışında Kullanılan Aile İşgücü Tarımda Tarım Dışında İşletmede Kullanılan Aile İşgücü (A) Kullanılmayan (Atıl) Aile İşgücü İşletmede Kullanılabilir Aile İşgücü İşletmede Kullanılan Aile İşgücü (A) İşletmede Kullanılan Geçici Ücretli İşgücü (B) İşletmede Kullanılan Devamlı Ücretli İşgücü (B) İşletmede Kullanılan Toplam İşgücü (A + B) EİG. Erkek İş Gücü Birimi Cinsinden İşgünü Sayısı 3.2. Sermaye Yapısı Bu araştırmada sermaye, fonksiyonlarına göre sınıflandırılarak incelenmiştir (Açıl ve Demirci 1984). Buna göre sermaye, aktif ve pasif olarak iki grupta incelenebilmektedir. Aktif sermaye unsurları, çiftlik sermayesi ve işletme sermayesi olarak, Pasif sermaye ise özsermaye ve yabancı sermaye (borçlar) olarak ikiye ayrılmaktadır (Erkuş ve Ark., 1995). İŞLETME GRUPLARI Risk Seven Risk Sevmeyen EİG % EİG % 4,27 0,33 4,27 0,36 151,82 11,61 151,82 12,90 553,71 42,35 611,05 51,93 597,65 45,71 409,57 34,81 1 307,45 100,00 1 176,71 100,00 523,71 82,28 611,05 90,42 92,82 14,58 40,99 6,07 20,00 3,14 23,75 3,51 636,53 100,00 675,79 100,00 İncelenen işletmelerde risk davranışı itibariyle sermaye bileşimi ve işletmelerin mali durumlarını belirlemek amacı ile sermaye oranları hesaplanmış ve Ek 1’de verilmiştir. Öz sermayenin aktife oranı risk seven işletmeler grubunda %96.41, risk sevmeyen işletme grubunda %97.90’dir. İncelenen işletmelerde, aktif sermayenin yaklaşık %85’i arazi sermayesinden oluşmaktadır. Arazi sermayesi içerisinde ise en 55 Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerin Risk Davranışına Göre Sosyo-Ekonomik Analizi yüksek pay toprak sermayesine aittir (yaklaşık %70). İşletmelerin sahip olduğu sermaye miktarı bakımından risk davranışı açısından belirgin farklılıklar yoktur. her iki grupta yer alan işletmelerde yaklaşık 150 bin YTL sermayeye sahiptir. İnceleme alanındaki işletmelerin pasif sermayesinin yaklaşık %95’i öz sermayeden oluşmaktadır. Döner Sermaye oranı, risk davranış grupları itibariyle 0,80 ile 3,33 arasında değişmektedir. İşletmelerin kısa dönem borçlarını rahatlıkla ödeyebilmesi için Döner sermaye oranının 1 ve 1’den büyük olması arzulandığından, riski sevmeyen işletmelerin kısa vadeli borçlarını riski seven işletmelere göre daha kolay ödeyebilecekleri belirlenmiştir (Ek 1). İşletme Sermaye oranı, riski seven işletmelerde 14,44 ve riski sevmeyen işletmelerde 26,37 olarak hesaplanmıştır. İşletme Sermaye oranının en az 2 ve daha büyük olması arzu edildiği dikkate alınırsa, her iki davranış grubunda da değerlerin 2’den daha yüksek olduğu görülmektedir. Buna göre incelenen işletmelerin mevcut işletme sermayeleri ile orta ve kısa vadeli borçlarını karşılayabilecek güce sahip oldukları söylenebilir (Ek 1). Net Sermaye oranı ise, risk seven işletmelerde 100,01 ve risk sevmeyenlerde 111,67 olarak hesaplanmıştır. Bu durum incelenen işletmelerin mevcut aktif sermayeleri itibariyle tüm borçlarını rahatlıkla karşılayabileceğini göstermektedir (Ek 1). İncelenen işletmelerde sermaye oranlarının arzulanan değerlerden oldukça yüksek çıkması, aslında işletmelerin yeterince borçlanmadıklarını, borçlanmadan kaçındıklarını ve faaliyetleri öz kaynaklarıyla yapmaya çalıştıklarını da göstermektedir. Riski seven işletmeler dahi, kredi kullanımından veya borçlanmadan kaçınmaktadırlar. İşletmeler genel olarak incelendiğinde bulunan sermaye oranlarının yüksek değerlerde olması, işletmelerin borçlarını ödemede zorluk çekmeyeceklerini ifade etmektedir (Ek 1). 3.3. Arazi Mevcudu İnceleme yöresinde arazi çeşitleri olarak, tarla arazisi, meyvelik arazi, sebzelik arazi ve bir miktarda ağaçlık arazi mevcudu belirlenmiştir. Risk davranış gruplarına göre arazi nevi’leri ve işletme arazisi içerisindeki payları düzenlenerek Çizelge 6’da verilmiştir. Her iki davranış grubunun sahip olduğu işletme arazisi mevcudu içerisinde en yüksek paya tarla arazisi varlığı hâkimdir. Risk seven işletmelerin arazi varlığının %72’si, risk sevmeyenlerinkinin %69’u tarla arazisidir. Ancak sahip olunan tarla arazisi varlığı bakımından davranış grupları arasında bir fark yoktur (p> 0,10; t: 0,08). Tarla arazisi ise büyük oranda sulama imkânına sahip arazilerden oluşmaktadır. Risk seven grubundaki işletmelerin sahip olduğu tarla arazisinin %81’i, sevmeyenlerinkinin ise %83’ü suludur. İşletme arazileri içerisinde ikinci sırayı sebzelik arazi almaktadır. Risk davranış grupları arasında sahip olunan sebzelik arazi varlığı bakımından fark yoktur (p> 0,10; t: 0,33). Çizelge 6. İncelenen işletmelerde arazi nev’ileri (da) ve dağılımı (%) RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI Risk Seven Risk Sevmeyen da % da % Sulu 23,42 58,40 19,57 57,02 Tarla Arazisi Kıraç 5,50 13,72 4,12 12,00 Toplam 28,92 72,12 23,69 69,03 Meyve 4,98 12,42 3,85 11,22 Meyvelik Arazi Bağ 0,56 1,40 0,14 0,41 Toplam 5,54 13,82 3,99 11,63 Sırık Domates 4,08 10,17 4,83 14,07 Yer Domatesi 0,98 2,44 0,62 1,81 Sebze Arazisi Diğer Sebze 0,50 1,25 0,56 1,63 Toplam 5,56 13,87 6,01 17,51 Ağaçlık Arazi 0,08 0,20 0,63 1,84 Toplam İşletme Arazisi 40,10 100,00 34,32 100,00 56 O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN Sebze arazisi içerisinde en yüksek pay domates’e aittir. Risk seven işletmelerde sebze arazisinin %73’ünü sırık domates, %18’ini yer domatesi işgal etmiş iken, risk sevmeyen işletmelerin sebze arazisinin %80’ini sırık domates, %10’unu yer domatesi işgal etmiştir. Domates yetiştirilen alan bakımından risk seven ve sevmeyen işletmeler arasında önemli bir fark yoktur (p> 0,10; t: 0,08). İşletmelerin sahip olduğu meyvelik arazi değerleri arasında da davranış grupları açısından belirgin bir fark yoktur (p> 0,10; t: 0,31). Kavak, söğüt v.b sadece odun değeri bulunan ağaçların kapladığı alan her iki davranış grubunda da yok denecek kadar azdır. 3.4. İncelenen İşletmelerde Yıllık Faaliyet Sonuçları Araştırmada yıllık faaliyet sonuçları iki farklı yaklaşımla ortaya konulmuştur. Birinci yaklaşımda, ekonomik yorumlanmış, bütün olarak irdelenmiştir. üretim dalları düzeyindeki bulgular sergilenmiş ve ikinci yaklaşımla da işletme bir ele alınarak işletme sonuçları 3.4.1. Üretim Dalları İtibariyle Faaliyet Sonuçları Üretim dalları itibariyle faaliyet sonuçları brüt kar yöntemi ile ortaya konulmuştur. Gayri safi üretim değerinden, işletmelerin değişken masraflarının çıkartılması ile bulunan brüt kâr, işletmelerin başarı derecesini gösteren önemli bir kriterdir (Erkuş ve ark. 1995). İncelenen işletmelerde risk davranışı itibariyle her üretim faaliyeti için ayrı ayrı olarak hesaplanan brüt kârlar toplamı işletmenin bir bütün olarak brüt kârını da ortaya koymakta olup, elde edilen değerler Çizelge 7’de verilmiştir. Çizelge 7. İncelenen işletmelerde brüt kâr (YTL) ve işletme arazisine düşen değerleri (YTL/da) RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI Risk Seven Risk SEVMEYEN YTL YTL/da YTL YTL/da Hayvancılık Üretim Faaliyeti Brüt kârı 1 739,82 43,39 1 991,74 58,03 Sebzecilik Üretim Dalı Brüt kârı 3 575,56 89,17 3 480,20 101,40 Tarla Ürünleri Üretim Dalı Brüt kârı 2 315,99 57,76 2 257,66 65,78 Meyvecilik Üretim Dalı Brüt kârı 770,49 19,21 646,98 18,85 İşletme Brüt kâr toplamı 8 401,86 209,52 8 376,58 244,07 İncelenen işletmelerde toplam brüt kâr her iki davranış grubunda da yaklaşık 8 500 YTL olarak hesaplanmıştır. Risk davranış arasında işletme arazisi dekarına düşen brüt kâr değerleri arasında fark yoktur (bitkisel üretim brüt kâr ı için; p> 0,10; t: 0,32, hayvansal üretim brüt kâr ı için p> 010; t: 0,53). 3.4.2. İşletmelerde Bir Bütün Olarak Yıllık Faaliyet Sonuçları Tarım işletmelerinin yıllık faaliyetlerinin bir bütün olarak ortaya koyan sonuçlar; Gayrisafi hâsıla, işletme masrafları, gerçek masraflar, saf hâsıla, net çiftlik geliri ve toplam işletme geliri gibi ekonomik göstergelerdir. İncelenen işletmelerde risk davranış gruplarına göre kendisini oluşturan unsurlar itibariyle Gayrisafi hâsıla değeri ve dağılımı Çizelge 8’de verilmiştir. İnceleme alanında risk davranışı itibariyle gayrisafi hâsılayı oluşturan en önemli unsur her iki grupta da %67 ile bitkisel ürünler satış tutarıdır. Satılan bitkisel ürünler içerisinde en yüksek pay ise domatesin satışından elde edilen gelirdir. Risk seven işletmelerde bitkisel ürünler satış tutarının %52’sini, risk sevmeyenlerde ise %54’ünü domates satış geliri oluşturmaktadır. Satılan ürünlerin değerleri içerisinde ikinci sırada en önemli katkıyı tarla ürünleri yapmaktadır. Gayrisafi hasılayı oluşturan unsurlar içerisinde ikinci sırada envanter kıymet artışları yer almaktadır. Risk seven işletmelerin gayrisafi hasılasının %12,83’ü, sevmeyen işletmelerin ise %16,49’u envanter kıymet artışlarından oluşmaktadır. Envanter kıymet artışlarını oluşturan en önemli unsur ise hayvan varlığında oluşan artıştır. Risk seven işletmelerin envanter kıymet artışının %46’sını, risk sevmeyenlerin ise %60’nı hayvan varlıklarında oluşan artış oluşturmaktadır. 57 Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerin Risk Davranışına Göre Sosyo-Ekonomik Analizi Çizelge 8. İncelenen işletmelerde gayri safi hâsıla (YTL) ve oransal dağılımı (%) RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI Risk Seven Risk Sevmeyen Değeri % Değeri % Domates 5 469,84 35,06 5 589,44 36,45 Diğer sebze 71,90 0,46 212,11 1,38 Bitkisel ürünler Tarla ürünleri 4 169,07 26,72 3 972,62 25,90 satış tutarı Meyveler 815,44 5,23 589,93 3,85 Toplam 10 526,25 67,47 10 364,10 67,58 Hayvansal ürünler satış tutarı 966,60 6,20 772,62 5,04 Domates 222,76 1,43 138,73 0,90 Diğer sebze 26,20 0,17 29,81 0,19 Tarla ürünleri 160,39 1,03 193,53 1,26 Ailede tüketilen çiftlik ürünleri Meyveler 23,76 0,15 56,37 0,37 Hayvansal ürünler 449,84 2,88 284,86 1,86 Toplam 882,95 5,66 703,30 4,59 Domates 14,00 0,09 0,00 0,00 Diğer sebze 3,50 0,02 0,00 0,00 Tarla ürünleri 12,00 0,08 8,57 0,06 İşçilere verilen çiftlik ürünleri Meyveler 0,00 0,00 0,00 0,00 Hayvansal ürünler 0,00 0,00 0,00 0,00 Toplam 29,50 0,19 8,57 0,06 İkametgâh kira karşılığı 1 078,00 6,91 844,71 5,51 Aile işgücünün çalışmasıyla sağlanan 104,40 0,67 66,83 0,44 Hizmet gelirleri Alet makine kiraya verilmesiyle 12,00 0,08 47,12 0,31 Toplam 116,40 0,75 113,95 0,74 Tarla demirbaşı 555,12 3,56 547,81 3,57 Bitki (nebat) varlığı 390,00 2,50 276,71 1,80 Envanter kıymet Hayvan varlığı 926,20 5,94 1 528,69 9,97 Artışları Malz.-Müh. varlığı 131,04 0,84 175,42 1,14 Toplam 2 002,36 12,83 2 528,63 16,49 Gayri safi hâsıla 15 602,06 100,00 15 335,88 100,00 İncelenen işletmelerde her iki davranış grubunda da satılan bitkisel ürün değerleri ve envanter kıymet artışlarından sonra gayri safi hasılayı oluşturan unsurlar önem sırasına göre ikametgah kira karşılığı, hayvansal ürünler satış değerleri, ailede tüketilen ürün değerleri, hizmet gelirleri ve işçilere verilen ürünlerin değerleri şeklinde sıralanmaktadır. İşletmeler bir üretim dönemi boyunca yaklaşık 15 000 YTL gayri safi hâsıla elde etmektedirler. Araştırmada, işletme masrafları; İşçilik Masrafları, Materyal masrafları, pazarlama masrafları, diğer cari masraflar, amortismanlar ve envanter kıymet azalışlarından oluşturulmuş ve Çizelge 9’da verilmiştir. Risk seven işletmeler üretim dönemi boyunca 11 790 YTL, sevmeyen işletmeler ise 11 991 YTL masraf yapmışlardır. Her iki davranış grubunda da işçilik maliyetleri en önemli masraf kalemidir (yaklaşık %40). Riski seven işletmelerin işçilik masraflarının %79’u, riski sevmeyenlerin ise %86’sı aile işgücü ücret karşılığıdır. 58 Materyal masrafları her iki davranış grubunda da işletme masrafları içerisinde işçilik maliyetinden sonra ikinci sırayı almaktadır. Materyal masrafları içerisinde ise gübre, tohum-fide, yem ve ilaç maliyetleri yüksek pay almaktadırlar. Masraf kalemleri içerisinde üçüncü sırada amortismanlar yer almakta olup, amortisman masraflarının önemli bölümü, alet-makine amortismanı almakta ve bunu bina amortismanı ve arazi ıslahı amortismanı takip etmektedir. İşletme masrafları içerisinde bu üç masraf kaleminden sonra diğer masraf unsurları; diğer cari masraflar, envanter kıymet eksilişleri, pazarlama masrafları ve köy harcamalarına katılım masrafları şeklinde sıralanmışlardır. İncelenen işletmelerde elde edilen saf hâsıla ve saf hâsılanın farklı birimlere düşen miktarları Çizelge 10’da verilmiştir. Çizelge incelendiğinde, işletme başına düşen saf hâsıla, risk seven işletmelerde 3 811,97 YTL ve riske karşı olan işletmelerde ise 3 344,56 YTL olduğu belirlenmiştir. O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN Çizelge 9. İncelenen İşletmelerde Unsurları İtibarı ile İşletme Masrafları (YTL) ve Oransal Dağılımı (%) RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI Risk Seven Risk Sevmeyen Değeri % Değeri % Aile İşgücü Ücret Karşılığı 3 816,80 32,37 3 953,94 32,97 İşçilik Yabancı İşçi Ücretleri 1 022,80 8,68 634,58 5,29 Masrafları Toplam 4 839,60 41,05 4 588,52 38,27 Tohum-Fide Masrafı 596,23 5,06 651,58 5,43 Torf, viyol, naylon, tel v.b masraflar 401,72 3,41 421,51 3,52 İlaç Masrafı 550,00 4,66 602,06 5,02 Gübre Masrafı 666,84 5,66 814,53 6,79 Materyal Masrafları Su Masrafı 482,99 4,10 480,22 4,00 Yem Masrafı 639,48 5,42 623,50 5,20 Akaryakıt Masrafı 217,84 1,85 188,81 1,57 Toplam 3 555,10 30,15 3 782,21 31,54 İpi Çuval, Kasa v.b. Masrafı 39,00 0,33 134,52 1,12 Pazarlama Taşıma Masrafı 229,76 1,95 253,58 2,11 Masrafları Toplam 268,76 2,28 388,10 3,24 Alet Makine Kirası 502,40 4,26 482,68 4,03 Alet Makine Tamir-Bakım Mas. 149,60 1,27 220,38 1,84 Diğer Cari Bina Yıllık Tamir-Bakım Mas. 52,80 0,45 111,54 0,93 Masraflar Veteriner, Aşım, ilaç v.b Mas. 36,36 0,31 44,85 0,37 Toplam 741,16 6,29 859,45 7,17 Alet Makine Amortismanı 1 304,94 11,07 1 375,18 11,47 Bina Amortismanı 666,30 5,65 650,69 5,43 Amortisman Arazi Islahı Amortismanı 73,81 0,63 32,50 0,27 Toplam 2 045,05 17,35 2 058,37 17,17 Nebat (Bitki) ve Tarla Demirbaşı 42,16 0,36 27,18 0,23 Hayvan Varlığı 154,00 1,31 69,58 0,58 Envanter Kıymet Azalışları Malzeme-Mühimmat Varlığı 112,34 0,95 183,04 1,53 Toplam 308,50 2,62 279,80 2,33 Köy Harcamalarına Katılım Giderleri (Salma-Koruma) 31,92 0,27 34,87 0,29 TOPLAM İŞLETME MASRAFLARI 11 790,09 100,00 11 991,32 100,00 Çizelge 10. İncelenen işletmelerde saf hâsıla ve farklı birimlere düşen miktarları (YTL) RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI Risk Seven Risk Sevmeyen Gayri saf hâsıla (A) 15 602,06 15 335,88 İşletme Masrafları (B) 11 790,09 11 991,32 Saf hâsıla (A-B) 3 811,97 3 344,56 İşletme Arazisi 95,06 97,45 Domates Arazisi 753,35 613,68 Dekara Saf hâsıla Sebzelik Arazi 685,61 556,50 Meyve Arazisi 688,08 838,24 Tarla Arazisi 131,81 141,18 İşletmede Kullanılan EİG’ne Düşen 5,99 4,95 Aktif Sermayeye Oranı (%) 2,50 2,17 İşletme arazisi dekarına düşen saf hâsıla risk seven işletmelerde 95,06 YTL, risk sevmeyen işletmelerde ise 97,45 YTL’dir. Risk seven işletmelerin dekara düşen saf hâsılasının miktar bakımından risk sevmeyen işletmelere göre biraz düşük olmasına rağmen, bu farklılık istatistikî açıdan önemsizdir (p>010; t: 0,02). Saf hâsılanın aktif sermayeye oranı ise %2,50 ve %2,17 olarak hesaplanmıştır. Sonuç olarak işletmelerin başarılarını ölçmede kullanılan önemli kriterlerden olan saf hâsılaya bakılarak, inceleme alanında işletmelerin tarımsal faaliyetlerinin başarı düzeyinin düşük olduğu ifade edilebilir. Çizelge 11’de incelenen işletmelerde işletme başına düşen tarımsal gelir değerleri, farklı birimlere düşen miktarları ile aktif sermayeye oranı verilmiştir. İncelenen işletmelerde her iki davranış grubunda da işletme arazisi dekarına düşen tarımsal gelir açısından farklılık yoktur (p> 0,10; t: 0,98). 59 Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerin Risk Davranışına Göre Sosyo-Ekonomik Analizi Çizelge 11. İncelenen işletmelerde tarımsal gelir ve farklı birimlere düşen miktarları (YTL) Gayri safi hasıla (A) Gerçek Masraflar (B) Tarımsal Gelir (A-B) Domates arazisi dekarına düşen tarımsal gelir İşletme arazisi dekarına düşen tarımsal gelir Tarımsal gelirin özsermaye’ye oranı (%) Tarımsal gelirin aktife oranı (%) Tarımsal gelirin öz sermayeye ve aktif sermayeye oranı risk davranışına göre büyük farklılıklar ortaya çıkarmamaktadır. Risk seven işletmelerde tarımsal gelirin öz sermayeye oranı %4,31 ve aktif sermayeye oranı %4,16 iken, RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI Risk Seven Risk Sevmeyen 15 602,06 15 335,88 9 267,80 8 960,00 6 334,26 6 375,88 1 251,83 1 169,89 157,96 185,78 4,31 4,23 4,16 4,14 risk sevmeyen işletmelerde tarımsal gelirin öz sermayeye oranı %4,23 ve aktif sermayeye oranı %4,14’dür. İncelenen işletmelerde toplam aile gelirine ilişkin veriler Çizelge 12’de verilmiştir. Çizelge 12. Toplam aile geliri (YTL ve % ) ve kişi başına düşen aile geliri (YTL) TARIMSAL GELİR (A) Tarım sektörü dışında çalışan aile işgücü geliri Kiraya verilen arazi geliri TARIM DIŞI GELİR Diğer servet gelirleri Toplam(B) TOPLAM AİLE GELİRİ (A+B) Kişi Başına Düşen Aile Geliri TARIMSAL GELİR TARIM DIŞI GELİR Tarım sektörü dışında çalışan aile işgücü geliri Kiraya verilen arazi geliri Diğer servet gelirleri Toplam(B) TOPLAM AİLE GELİRİ İncelenen işletmelerde risk sevmeyen işletmelerde kişi başına düşen aile geliri risk sevenlere nazaran daha yüksek olmasına rağmen bu fark istatistik açıdan önemli değildir (p> 0,10; t: 0,47). Riski seven işletmeler bir yılın sonunda toplam olarak 8 678 YTL gelir elde ederlerken, riski, sevmeyenler 9 306 YTL gelir elde etmektedirler. Toplam aile gelirinin çok büyük kısmı tarımsal faaliyetler neticesinde elde edilmektedir (yaklaşık %70). Aile işgücünün tarım dışı faaliyetlerde çalışması ile elde edilen gelir, toplam aile gelirini oluşturan en önemli ikinci unsurdur. Bunu servet gelirleri ve kiraya verilen arazi gelirleri takip etmektedir. İncelenen işletmelerin rantabl çalışıp çalışmadıklarını ortaya koyabilmek için hesaplanan çeşitli kriterler Çizelge 13’de verilmiştir. 60 RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI Risk Seven Risk Sevmeyen 6 334,26 6 375,88 1 426,60 1 782,12 6,00 68,75 912,00 1.080,00 2 344,60 2 930,87 8 678,86 9 306,75 1 283,86 1 621,39 % 72,98 68,51 16,44 19,15 0,07 0,74 10,51 11,60 27,02 31,49 100,00 100,00 Çizelge 13. İncelenen işletmelerde rantabilite faktörü (%) Risk Davranış Grupları Risk Seven Risk Sevmeyen Mali Rantabilite 2,59 2,22 Ekonomik Rantabilite 3,35 2,77 Rantabilite Faktörü 24,43 21,81 Mali rantabilite risk seven işletmelerde %2,59, risk sevmeyen işletmelerde %2,22 olarak bulunmuştur. Diğer bir ifade ile risk seven işletmelerde, her 100 YTL’lik öz sermaye yaklaşık 2,59 YTL, risk sevmeyen işletmelerde 2,22 YTL kâr ortaya çıkarmaktadır. Ekonomik rantabilite ise, risk seven işletmelerde %3,35 ve risk sevmeyen işletmelerde %2,77 olarak bulunmuştur. Türkiye gibi, enflasyonist baskıların uzun süre yaşandığı ülkelerde, rantabilite oranları cari faiz oranlarının altında çıkmaktadır. Bunun sebebi ise, aktif sermaye içinde yer alan toprak ve bina gibi sabit varlıkların, enflasyon sebebiyle aşırı değer kazanmasıdır (İnan 1992, O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN Gündoğmuş 1993). Bu sebeple rantabilite oranlarının değerlendirilmesinde, hesaplanan değerlerin cari faiz oranı ile değil, ülkedeki reel faiz oranı ile karşılaştırılması daha sağlıklı bir fikir verebilecektir. İncelenen işletmelerde, hesaplanan mali ve ekonomik rantabilite değerleri, Türkiye’de mevcut ortalama reel faiz oranları (yaklaşık %6,5) (DPT, 2005) ile karşılaştırıldığında; her iki grupta hesaplanan değerler bu oranın altında kalmaktadır. Mali ve ekonomik rantabilite değerleri, işletmelerin sermayeyi iyi kullanıp kullanmadıklarını belirlemektedir. İnceleme alanında yer alan işletmelerde ekonomik rantabilite mali rantabiliteden yüksek çıkmış olup, bu durum işletmelerin yabancı sermayeyi daha iyi kullandıklarını ortaya koymaktadır. 4. Sonuç ve Öneriler Çalışmanın amacı, Tokat ili Merkez İlçede domates yetiştiriciliği yapan işletmelerde risk tutumlarının belirlenmesi, risk tutumlarına göre sermaye yapısının ve yıllık faaliyet sonuçlarının ortaya konulmasıdır. Araştırma tabakalı tesadüfî örnekleme yöntemi ile belirlenen 77 adet işletmeyi kapsamaktadır. Referans kumarı ve tercih ölçeği yardımıyla belirlenen risk tutumlarına göre, çiftçilerin %32’si risk seven ve %68’ii risk sevmeyen davranış grubunda yer almaktadırlar. Risk davranış gruplarına göre riski seven işletmeler daha fazla nüfusa sahiptirler. Risk seven grubunda yer alan işletmelerde kadın nüfusun, risk sevmeyen işletmelerde ise erkek nüfusun ağırlıkta olduğu belirlenmiştir. Her iki grupta da erkek nüfusun %95’inden fazlası okuryazardır. İşletme yöneticilerin yaklaşık 48 yaşında olduğu ve 5 yılın üzerinde eğitim gördükleri belirlenmiştir. Risk davranış gruplarına göre risk seven işletmelerde aile işgücü potansiyelinin %42’si, risk sevmeyenlerde %52’si işletmede kullanılmaktadır. İnceleme alanında risk davranış gruplarına göre arazi sermayesi içerinde toprak sermayesi her iki davranış grubunda da en yüksek paya sahiptir. Risk seven işletmelerde işletme arazisinin yaklaşık %72’si tarla arazisi, %13’ü domates arazisidir. Risk sevmeyenlerde ise yaklaşık %69’u tarla arazisi, %16’sı domates arazisidir. Risk seven işletmelerde toplam aile gelirinin %73’ü, risk sevmeyenlerinkinin %68’i tarımsal faaliyetlerden elde edilmiştir. Yörede tarımsal faaliyetlerde etkinliğin saplanması için bir takım öneriler geliştirilmiştir. Bunlar; - Aile işgücü içerisinde atıl işgücünü değerlendirecek tarımsal faaliyetler çeşitlendirilmelidir (Hayvancılık gibi, yem bitkileri üretimi gibi) - Üreticiler geleneksel alışkanlıklarını ve üretim planlarını değiştirerek belirli bir münavebe planı takip etmek durumundadırlar. Bu sebeple, yayım çalışmaları ile münavebe gerekliliği çiftçilere aktarılmalı ve münavebe ve yeni ürünlerin yetiştiriciliği konularında çiftçilerin ihtiyaç duyduğu teknik destek sürekli sağlanmalıdır. - Üreticilerin risk konusundaki tutum ve davranışlarının belirlenmesine yönelik çalışmalara ağırlık verilerek, buna uygun üretim desenleri önerilmelidir. Sonuç olarak, risk ve belirsizlik altında karar alan üreticilere yönelik bu tür çalışmaların arttırılması ile hem üretici, hem yöre ekonomisi ve hem de ülke ekonomisi kazançlı çıkacaktır. Teşekkür Araştırmaya verilen büyük katkıdan dolayı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Tarım Ormancılık ve Veterinerlik Araştırma Grubu (TOVAG)’na sonsuz teşekkür ederiz. Kaynaklar Açıl, F., 1956. Samsun İli Tütün İşletmelerinde Rantabilite, A.Ü. Basımevi, s.19, Ankara. Açıl, F., Demirci, R., 1984. Tarım Ekonomisi Dersleri, A.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları, No: 880, Ders Kitabı No: 245, A.Ü. Basımevi, Ankara. Akçaöz, H.V., 2001. Tarımsal Üretimde Risk, Risk Analizi ve Risk Davranışları: Çukurova Bölgesi Uygulamaları, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Adana. Anonim, 2006. TKB Tokat Tarım İl Müdürlüğü Proje ve İstatistik Şube Kayıtları, Tokat. Aras, A., 1988. Tarım Muhasebesi, E.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları, No: 486, Bornova, İzmir. Baydaroğlu, N., Akçay, Y., 2000. Tokat İli Erbaa Ovası Tarım İşletmelerinin Ekonomik Analizi ve Planlaması, GOPÜ Ziraat Fakültesi Dergisi, Cilt:17, Sayı:1, Tokat. 61 Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerin Risk Davranışına Göre Sosyo-Ekonomik Analizi Ceyhan, V., Cinemre, H.A., Demiryürek, K., 1997. Samsun İli Terme İlçesinde Çiftçilerin Risk Davranışlarının Belirlenmesi, Ondokuz Mayıs Üniv. Ziraat Fakültesi, Araştırma Serisi No:3, Samsun. Ceyhan, V,. 2003. Tarım İşletmelerinde Risk Analizi: Çorum İli Kızılırmak Havzası Örneği, Ondokuz Mayıs Üniv. Ziraat Fakültesi, Araştırma Seri No:6, Samsun. DPT, 2005. T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı, Ankara. (http://ekutup.dpt.gov.tr/tg/index.asp?yayin=teg&yil =0&ay=0 den alınmıştır) Erkuş, A., Bülbül, M, Kıral, T., Açıl, A.F., Demirci, R.1995. Tarım Ekonomisi. A.Ü. Ziraat Fakültesi Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Vakfı Yayınları No: 5, Ankara. Esengün, K., Akay, M., 1998. Tokat İli Artova Bölgesi Tarım İşletmelerinin Yapısal Analizi ve Faaliyet Sonuçları, GOÜ Ziraat Fakültesi Yayınları No: 24, Araştırma Serisi No: 4, Tokat. Esin A., Bakır, M.A., Aydın, C., Gürbüzsel, E., 2001. Temel Örnekleme Yöntemleri, Literatür Yayıncılık No:53, ISBN:975-8431-34-X, s.68-70, İstanbul. (Çeviri; YAMANE, T., 1967. Elemantary sampling Theory, Prestice-Hall, Inc. Englewood Cliffs, N.S.) Gündoğmuş, E.1993.Ankara İli Çubuk İlçesi Sığır Besiciliği İşletmelerinin Ekonomik Analizi. A.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi (Yayımlanmamış), Ankara Holloway, C., 1979. Decision making under uncertainty: models and choices, Prentice-Hall, Inc., englewood Cliffs, New Jersey. İnan, İ.H. 1992. Tekirdağ İli Süt Sığırcılığı İşletmelerinin Doğrusal Programlama Yöntemi ile Planlanması ve Planlı Çalışmanın İşletme Gelirine Etkisi. Trakya Bölgesi 1. Hayvancılık Sempozyumu, Hasad Yayıncılık, Hayvancılık Serisi 2, İstanbul. İnan, İ.H., 1994. Tarım Ekonomisi, Trakya Üniv. Ziraat Fakültesi Yayınları No: 30, Tekirdağ. TÜİK, 2001. Genel tarım sayımı, Ankara. (http://www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_i d=125 den alınmıştır) TÜİK, 2000. Genel Nüfus Sayımı Sonuçları, (http.//www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_i d=194 den alınmıştır) Ek 1. İncelenen işletmelerde sermayenin toplu gösterimi (YTL ve %) RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI Risk Seven Risk Sevmeyen Değer % Değer % AKTİF SERMAYE Toprak Varlığı 91 790,00 60,22 96 773,07 62,82 Arazi Islahı Varlığı 1 489,64 0,98 548,73 0,36 Bina Varlığı 30 718,00 20,15 28 856,75 18,73 ARAZİ SERMAYESİ Bitki Varlığı 3 458,92 2,27 1 792,74 1,16 Tarla Demirbaşı Varlığı 886,24 0,58 768,56 0,50 Arazi Sermayesi Toplamı 128 342,79 84,20 128 739,84 83,57 Alet-Makine Varlığı 13 490,60 8,85 14 068,08 9,13 Sabit İşletme Sermayesi Hayvan Varlığı 9 331,60 6,12 9 718,80 6,31 İŞLETME Malz. Müh. Varlığı 675,84 0,44 876,82 0,57 Döner İşletme SERMAYESİ Sermayesi Para Varlığı 577,80 0,38 642,69 0,42 İşletme Sermayesi Toplamı 24 075,84 15,80 25 306,39 16,43 AKTİF SERMAYE TOPLAMI 152 418,63 100,00 154 046,23 100,00 PASİF SERMAYE TCZB 2 032,00 1,33 1 839,38 1,19 Kooperatifler 451,36 0,30 243,23 0,16 BORCUN Tüccarlar 1 416,80 0,93 513,38 0,33 KAYNAĞI Şahıslar 860,00 0,56 200,00 0,13 Toplam 4 760,16 3,12 2 795,99 1,82 Kiraya ve Ortağa Tutulan Arazi Değeri 704,80 0,46 445,77 0,29 Öz Sermaye 146 953,67 96,41 150 804,47 97,90 PASİF TOPLAMI 152 418,63 100,00 154 046,23 100,00 Döner Sermaye Oranı 0,80 3,33 SERMAYE İşletme Sermaye Oranı 14,44 26,37 ORANLARI Net Sermaye Oranı 100,01 111,67 62 GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2007, 24 (1), 63-72 Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerde Riskli Koşullarda İşletme Organizasyonun Belirlenmesi: Gerçek Sapmaların Minimizasyonu Uygulaması* Orhan Gündüz1 Kemal Esengün2 1- Tarım İl Müdürlüğü, Proje ve İstatistik Şubesi, Malatya 2- Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü, 60240, Tokat Özet: Çalışmada Tokat ili Merkez ilçede domates yetiştiriciliği yapan tarım işletmelerinde riskin dikkate alınarak optimal işletme planlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın verileri Neyman yöntemi ile belirlenen 77 adet üreticiden anket yoluyla elde edilmiştir. İnceleme alanında riskli koşullarda işletme planları MOTAD yöntemiyle yapılmıştır. Optimum üretim planlarının uygulanması neticesinde mevcut üretim deseni ile sağlanan gelirden yaklaşık %40 daha fazla gelir elde edileceği belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Risk, Planlama, Domates, MOTAD, Tokat Estimation of Farm Planning Under Risk In The Tomatoes Farms of Central District of Tokat Province: An Application of Minimization of the Absolute Deviation Abstract: The aim of this study is to estimation of farm planning under risk of tomatoes farms in central districts of Tokat province. Data were obtained from 77 farms that were determined using Neyman Method via questionnaire. In the research area, farm plans in risky conditions were made by MOTAD method. It was determined that 40% increase in income could be achieved via implementation of optimal production plans, compared to that in current production pattern. Key words: Risk, Planning, Tomatoes, MOTAD, Tokat 1. Giriş İnsanoğlu, gelecekte ne olacak, nasıl olacak şeklindeki sorulara sürekli cevap aramaktadır. Gelecekte oluşabilecek olayların kesin olarak tahmin edilmesi mümkün değildir. Bazen kişinin elinde olmayan nedenlerden ötürü ulaşılması hedeflenen noktaya varmada beklenen sonuçlar elde edilmeyebilir. Özellikle işletme yönetiminde geleceğe yönelik kararların alınmasında risk ve belirsizliklerin dikkate alınması optimum sonucun alınmasına yardımcı olacaktır. Tarımda geleceğe yönelik işletme planları yapılırken tarımın doğasında var olan risk ve belirsizliklerin göz önünde tutulup, risklerin analiz edilmesi gerekmektedir. Çünkü tarımsal faaliyetler iklim, verim, fiyat gibi risk faktörleri ile sürekli karşı karşıyadır. Tarım işletmelerinde temel amaç, kar maksimizasyonu olduğuna göre, mevcut kaynakların etkin ve verimli bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Bu da sağlıklı işletme planlarının oluşturulması ile mümkündür. Tarımla ilgili politikaların ve yayım programlarının daha sağlıklı oluşturulabilmesi ve işletmelerde daha doğru kararlar alınıp üretim faktörlerinin etkin kullanımının sağlanabilmesi için riskin planlamaya dahil edilmesi konularında orijinal ve kullanılabilecek bilgilere büyük oranda gereksinim duyulmaktadır. Ancak işletme planlarının oluşturulmasında riskin dikkate alınması çok sık karşılaşılan bir durum değildir. Riskin dikkate alındığı işletme planlarının yapıldığı bir çok yabancı araştırma (Brink and McCarl, 1978; Zimet and Spreen, 1986; Bauer, 1991; Elamin and Rogers, 1992; Vladu et al., 2004; Kehkha et al, 2005) mevcut iken Türkiye’de bu tür çalışmaların sayısı (Özçelik, 1988; Miran ve Dizdaroğlu, 1994; Özkan ve Akcaöz, 2002; Ceyhan, 2003; Ceyhan ve Cinemre, 2004) oldukça sınırlıdır. Riskin dikkate alınarak işletme planlarının yapılması amaçlanan bu araştırma Tokat ili Merkez ilçede domates yetiştiren işletmeleri kapsamaktadır. Çünkü Tokat ilinde domates üretimi oldukça yoğun olarak yapılmakta olup, Türkiye domates talebinin önemli bir kısmı bu ilden karşılanmaktadır. Tokat ilinde, sebze üretim alanı işlenebilir * Bu çalışma doktora tezinden bir bölüm olup, TÜBİTAK tarafından 105 O 723 proje numarasıyla desteklenmiştir. Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerde Riskli Koşullarda İşletme Organizasyonun Belirlenmesi: Gerçek Sapmaların Minimizasyonu Uygulaması toplam arazinin sadece %6’sını kaplamasına rağmen, ilin bitkisel üretim değerinin %37 gibi büyük bir kısmını teşkil etmektedir. Özellikle sırık domatesin üretime girmesiyle Tokat ili domates verimi Türkiye ortalamasının çok üstüne çıkmıştır (Tokat’ta domates verimi 4.63 ton/da, Türkiye’de 3,75 ton/da) (Anonim, 2006). Tokat ili merkez ilçesinde dinamik bir ortamda üretim faaliyetlerini sürdüren çiftçiler, üretim faaliyetlerinin çeşitli aşamalarında sayısız kararlar almak durumunda kalmakta ve genellikle kararlarını alırken karşılaştıkları riski göz ardı etmektedirler. Bunun sonucu olarak riski hesaba katmayan çiftçilerin kararları genellikle doğru olmamakta ve bu yüzden sahip oldukları üretim faktörlerini (arazi, işgücü, sermaye) etkin olarak kullanamamaktadırlar. Oysa tarım işletmelerinde risk kaynaklarının tespit edilmesi ve riskin ölçülerek alınan kararların etkinleştirilmesi tarım işletmeciliğinin temel prensipleri arasında yer almaktadır. Optimum üretim deseninin belirlenmesinde risk unsurunun dikkate alınması, hem kaynakların daha etkin kullanılmasını sağlayabilmekte hem de daha uygulanabilir işletme planlarının elde edilmesini mümkün kılmaktadır. 2. Materyal ve Yöntem Tokat ili Merkez ilçede domates yetiştiriciliğinin yoğun olarak yapıldığı 13 köyde domates üretimi yapan ve Neyman yöntemi ile belirlenen 77 adet tarım işletmesinden anket yoluyla sağlanan veriler araştırmada analiz edilen ana materyali meydana getirmiştir. Anketler ile sağlanan verilerin yanı sıra ikincil verilerden de yararlanılmıştır. Araştırmada kullanılan ikincil veriler; Tokat Tarım İl Müdürlüğü ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’ndan temin edilmiştir. Çalışmada optimum işletme organizasyonlarının risk dikkate alınarak belirlenmesinde Hazell (1971) tarafından geliştirilen Beklenen Gelirden Toplam Sapmaların Minimizasyonu (MOTADMinimization of Total of Absolute Deviation) metodu kullanılmıştır. MOTAD yöntemi ile, üretimi sınırlayan belirli şartlar çerçevesinde çok sayıda alternatif üretim faaliyetleri arasında, en yüksek geliri veren veya en düşük 64 masrafla üretimi sağlayan optimum ürün ve kaynak bileşimi ortaya konulmakta ve gelir dalgalanmalarından meydana gelen risk dikkate alınmaktadır (Hazell, 1971). MOTAD yönteminin en önemli avantajı, klasik doğrusal programlama metodu ile aynı çözüm yöntemini kullanmasıdır (Hardaker et al., 1997). Doğrusal programlamanın temel varsayımları (Heady and Candler, 1973; Erkuş ve Demirci 1985) MOTAD metodunda geçerliliğini sürdürmektedir. Sadece yıllar itibariyle gelir dalgalanmaları ve bunların meydana gelme ihtimalleri doğrusal programlama çözümüne ilave edilmektedir. MOTAD yönteminin esası, işletmenin brüt gelirinde meydana gelen ortalama sapmalara ve bunların meydana gelme ihtimallerine dayanmaktadır. Bu yöntemde işletmenin beklenen brüt kârını değiştiren ortalama sapma değerleri tespit edilmektedir. Bu yöntemi klasik doğrusal programlamadan ayıran iki unsur bulunmaktadır. Bunlardan birincisi faaliyetlerin brüt kârlarının beklenen brüt kâr değerlerinden sapmalarını gösteren D matrisidir. D matrisinin oluşturulmasında, planlamaya dahil edilen üretim faaliyetlerinin 2001-2005 yılları arasındaki verimleri, ürünlerin fiyatları ve fiziki girdi kullanım miktarları (çalışmada fiziki girdi kullanım miktarlarının yıllar itibariyle değişmediği varsayılmıştır) ile girdi fiyatları kullanılmıştır. Ürünlere ait verim ve fiziki girdi kullanım miktarları anket yoluyla üreticilerden alınmıştır. Benzer şekilde 2001-2005 yılları arası dönemde verimler, ürünlerin fiyatları ve fiziki girdi kullanım miktarları ile girdi fiyatları için en yüksek, en düşük ve tipik değerler de çiftçilerden anket yoluyla elde edilmiştir. Ayrıca aynı veriler, yani 2001-2005 yıllarını kapsayan verim, ürünlerin fiyatları ve girdi fiyatları İl Tarım Müdürlüğünden de temin edilmiştir. Çünkü, sadece çiftçilerden elde edilen veya sadece ikincil veriler gerçek değerleri tam anlamıyla temsil etmemektedir. En uygun değer, ancak bu iki verinin harmanlanması ile oluşacak subjektif değerlerdir. Bu nedenle elde edilen verim, ürünler ve girdi fiyatlarının incelenen çiftçileri temsil etmesi için, çiftçilerden elde edilen en düşük, en yüksek ve tipik değerler kullanılarak aşağıdaki formül yardımıyla ikincil verilere dönüştürülmüştür. (Hardaker et al., 1997). O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN s2j gnij E gs j ghij E gh j h2j Eşitlikte; g n ij ; i. yıl j. faaliyet için subjektif olarak düzenlenmiş verim, ürün fiyatı veya girdi fiyatını, E g s j ; j. faaliyet için ilgilenilen değişkene ait üçgen dağılımda hesaplanan subjektif ortalamayı, g h ij ; i. yıl j. faaliyet için ilgilenilen değişkene ait değeri E g h j ; j. faaliyet için ilgilenilen değişkene ilişkin brüt kârlar yıllar itibariyle belirlenerek D matrisi oluşturulmuş ve başlangıç matrisinde kullanılmıştır (Ceyhan, 2003). İkinci önemli farklılık ise, brüt kârların meydana gelme ihtimallerinin programa dâhil edilmesidir. İşletmelerde elde edilen brüt kârların meydana gelme ihtimalleri, incelenen 5 yıllık dönem için sırasıyla 2001 için 0.05, 2002 için 0.15, 2003 için 0.40, 2004 için 0.25, 2005 için 0.15 olarak kullanılmıştır. MOTAD Yöntemin matematik ifadesi aşağıda özetlenmiştir (Hardaker et al., 1997): ait gerçek ortalamayı, s j ; j. Faaliyet için E cx f (maksimum) subjektif Eşitlikte; olarak hesaplanan standart sapmayı, h j ; j. faaliyet için zaman serisine ait standart sapmayı ifade etmektedir. E g s j hesaplayabilmek için çiftçilerden alınan ve subjektif bir dağılım olan en düşük, en yüksek ve tipik değer gibi üç parametreye sahip üçgen dağılım (tringular distribution) kullanılmaktadır. Üçgen dağılım aşağıdaki formül yardımıyla hesaplanabilmektedir (Hardaker at al., 1997; Bozoğlu ve ark., 2001). 2 F x x a b a m a x m 2 F x 1 b x b a b m x m Üçgen dağılımın birinci momenti ortalamaya eşit olup E g s j a m b 3 formülü ile hesaplanmaktadır. Üçgen dağılımın ikinci momenti varyansa eşit olup b a 2 sj m a m b 18 formülü ile hesaplanmaktadır. Formüllerde “a” en düşük değeri, “b” en yüksek değeri, “m” tipik değeri ifade etmektedir (Hardaker et al., 1997). Ürün fiyatları çiftçi eline geçen fiyatlar endeksi kullanılarak 2005 yılı fiyatlarıyla ifade edilmiştir. Değişken masrafların hesaplanırken, üretimde kullanılan her girdinin fiyatı ÜFE (Üretici Fiyatları endeksi) kullanılarak 2005 yılı fiyatları ile ifade edilmiştir. Son olarak üretim değerlerinden, değişken masrafların çıkartılmasıyla üretim faaliyetlerine E : İşletmenin beklenen kârını, c : Alternatif faaliyetlerin beklenen brüt kârlarını, x : Üretim faaliyetlerinin seviyelerini, f : Sabit masrafları göstermektedir. Alternatif faaliyetlerin beklenen brüt kârları c pC eşitliği ile hesaplanmaktadır. Bu eşitlikte; p : Brüt kârların meydana gelme olasılıklarını, C : Alternatif faaliyetlerin brüt kârlarını ifade etmektedir. Amaç fonksiyonu, aşağıda ifade edilen faktör sınırlılıkları çerçevesinde maksimum kılınacaktır. Ax b Dx Iy u 0 py M x, y 0 Burada; A : Girdi-çıktı katsayılarını gösteren matrisi b : Üretim kapasitelerini (arazi, iş gücü, sermaye, ahır yeri vs:) x : Üretim faaliyetlerinin seviyelerini D : Faaliyetlere ait ortalama brüt kârlardan sapmaları gösteren matris, I : Tanımlayıcı matrisi u : 1’lerden oluşan vektörü y : Gelirden negatif sapma gösteren üretim faaliyetlerini tanımlayan vektörü p : Olasılıkları 65 Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerde Riskli Koşullarda İşletme Organizasyonun Belirlenmesi: Gerçek Sapmaların Minimizasyonu Uygulaması M : Ortalama sapmayı ifade etmektedir. Alternatif faaliyetlerin ortalama brüt kârdan sapmaları eşitliği D C uc yardımıyla hesaplanmaktadır. M modelde değişik değerler alabilmektedir ve bu değerler her optimum plan için yapılan hassasiyet analizleri ile belirlenmektedir. 3. Bulgular ve Tartışma MOTAD programlama yönteminde doğrusal programlama yöntemindeki gibi öncelikle amaç fonksiyonunun ve sınırlayıcıların orta konulması gerekmektedir. Amaç fonksiyonu; Araştırmada, amaç fonksiyonu “brüt kârın maksimum düzeye çıkarılması” olarak belirlenmiştir. Sınırlayıcılar; Sınırlayıcı denklemelerin oluşturulmasında işletmelerin sahip olduğu kaynaklar işletmeci beyanından çıkarılmıştır. Mevcut kaynaklar ve diğer faktörler çerçevesinde incelenen işletmeler için sınırlayıcılar olarak; arazi büyüklüğü (maksimum 36,20 da), ahır büyüklüğü (maksimum 45,51 m2) ve dönemler itibariyle aile iş gücü miktarları kullanılmıştır (1.dönem. 4192 saat, 2. dönem.2076 saat, 3. dönem.1913 saat, 4. dönem.1506 saat ve 5. dönem. 2523 saat). Ayrıca, incelenen işletmelerin ihtiyaç duyacağı krediyi rahatlıkla bulabileceği varsayımıyla işletme sermayesi modele dâhil edilmiştir. İnceleme alanında yürütülen 25 adet üretim faaliyeti planlamaya dâhil edilmiştir. Bu faaliyetler şunlardır; 1-Patlıcan, 2-Hıyar, 3-Kabak, 4-Sırık Domates, 5- Yer Domatesi, 6-Biber, 7-Armut, 8-Ayva, 9-Elma, 10-Erik, 11-Kiraz, 12-Şeftali, 13-Vişne, 14-Üzüm, 15-Fasulye, 16-Barbunya, 17-Sarımsak, 18-Soğan, 19-Buğday, 20-Arpa, 21-S. Mısır, 22-Fiğ, 23-Şeker Pancarı, 24Yonca, 25-Süt Sığırcılığı MOTAD yönteminde kullanılmak üzere birincil ve ikincil veriler yardımıyla düzenlenen sübjektif değerler çizelgeler halinde ekte verilmiştir. Brüt kar değerine ulaşmak için subjektif olasılık ile düzenlenen verim değerleri Çizelge 1‘de, ürünlere ait çiftçi eline geçen fiyatlar subjektif olasılık yöntemi kullanılarak düzenlenerek Çizelge 2’de, inceleme alanındaki bitkisel ve hayvansal üretim faaliyetlerinin subjektif olarak belirlenen beklenen brüt kârları Çizelge 3’te, brüt kar’a ulaşmak için üretimde 66 kullanılan girdilere ait Subjektif Olasılık yöntemi ile hesaplanan yeni girdi fiyatları Çizelge 4’te, işletmelere ait mevcut üretim deseni ve planlama sonucunda oluşan üretim deseni ile brüt kâr değerleri Çizelge 5’te, incelenen işletmelere ait girdi çıktı katsayılar matriksi Çizelge 6’da verilmiştir. İşletme arazisi varlığı 36,20 dekardır. İnceleme alanında 36,20 dekar işletme arazisine sahip olan bir işletmenin en yüksek gelire ulaşabilmesi için, sahip olduğu araziden; sebzelere 5,43 dekar (%15) ayırması gerekmektedir. (Patlıcan, Hıyar, Kabak, Bibere 0,72’şer dekar (%1,99’ar), Sırık Domatese 2,19 dekar (%6,05), Yer Domatesine 0,36 dekar (%0,99) Meyvelere ise 3,62 dekar (%10) ayırması gerekmektedir. (Armuda 0,18 dekar (%0,50), Ayvaya 0,14 dekar (%0,39), Elmaya 0,54 dekar (%1,49), Eriğe 0,18 dekar (%0,50), Kiraza 0,36 dekar (%0,99), Şeftaliye 1,74 dekar (%4,81), Vişneye 0,36 dekar (%0,99), Üzüme 0,12 dekar (%0,33). Tarla ürünlerine de 27,15 dekar (%75) ayırmalıdır. (Fasulyeye 2,53 dekar (%6,99), Barbunyaya 2,53 dekar (%6,99), Sarımsağa 0,72 dekar (%1,99), Soğana 1,09 dekar (%3,01), Buğdaya 7,62 dekar (%21,05), Şeker Pancarına 8,36 dekar (%23,09), Yoncaya 4,30 dekar (%11,88). Bunun yanında 3,85 ÜB Süt Sığırcılığı yapması da gerekmektedir. (Çizelge 5). Planlama neticesinde bulunan optimum çözümde en dikkat çekici nokta Fasulye, Barbunya, Şeker pancarı, Yonca ve Süt inekçiliği faaliyetini önemli ölçüde teşvik etmesidir. Yine buğday ekim alanının da azaltılması halinde işletme karının yükseltilebileceği ortaya çıkmaktadır. Arpa, Silajlık Mısır ve Fiğ ürünleri ise optimum plana giremeyen ürünlerdir. MOTAD yöntemi ile ulaşılan optimum çözümde, şayet üreticiler ortaya çıkan üretim desenini uygularsa yılda 10,945,40 YTL’lik gelire ulaşabileceklerdir. İşletmeler planlama sonuçlarını uyguladıklarında 8,379,01 YTL’lik mevcut gelirlerini yaklaşık %30,63 oranında arttırması mümkün olabilecektir. Tarımsal gelirde ise, yaklaşık %40’lık bir artış gerçekleşebilecektir. Planlama öncesinde 6,362,37 YTL olan tarımsal gelir, planlama sonrasında 8,928,76 YTL’ye yükselmiştir. Optimum planın uygulanmasıyla işletme arazisi dekarına düşen tarımsal gelir 175,76 YTL’den 246,65 YTL’ye yükselebilecektir (Çizelge 5). O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN Çizelge 1. Subjektif olasılık ile belirlenen verim değerleri (kg/da) ÜRÜN GRUPLARI SEBZELER MEYVELER TARLA ÜRÜNLERİ SÜT Patlıcan Hıyar Kabak Sırık Domates Yer Domatesi Biber Armut Ayva Elma Erik Kiraz Şeftali Üzüm Vişne Fasulye Barbunya Sarımsak Soğan Buğday (S) Buğday (K) Arpa (S) Arpa (K) S.Mısır Fiğ Pancar Yonca Büyükbaş Küçükbaş 2001 2 701,02 2 960,08 1 593,59 4 982,05 2 232,07 1 267,03 1 395,54 1 772,70 1 336,19 2 257,61 815,86 882,61 682,53 489,35 950,96 917,26 771,45 1 570,39 347,58 223,32 160,46 165,15 3 600,91 376,49 5 823,98 1 285,35 1 234,21 163,40 2002 2 724,39 3 147,17 1 603,51 6 318,95 2 421,03 977,66 1 358,54 1 506,68 1 086,50 1 696,44 742,62 862,39 454,46 503,58 1 086,34 752,15 771,45 1 841,19 406,44 226,70 228,78 170,86 3 704,83 611,05 5 705,52 1 372,57 1 595,26 250,00 2003 1 805,57 2 383,55 1 648,39 7 774,32 2 921,22 970,37 1 346,88 1 517,29 1 098,15 1 684,55 750,80 809,06 453,22 513,40 1 068,89 761,96 881,08 1 950,29 406,44 226,70 228,78 170,86 2 633,50 366,40 4 691,67 690,77 1 939,39 250,00 2004 2 967,93 2 995,97 2 586,93 6 787,15 2 120,91 961,27 1 327,49 1 506,51 1 113,92 1 482,61 707,91 809,06 451,90 507,56 1 142,81 774,07 950,93 2 673,18 406,44 226,70 243,96 170,86 2 633,50 366,40 4 843,22 512,32 2 080,43 250,00 2005 3 134,42 3 513,22 1 734,23 12 470,86 3 638,10 1 240,34 738,21 1 196,82 1 698,56 2 045,46 1 066,14 1 303,55 457,88 986,11 584,34 627,90 1 125,09 1 964,96 599,76 346,57 304,69 238,93 3 260,60 529,67 7 268,94 972,32 2 317,37 336,60 Çizelge 2. Subjektif olasılık ile belirlenen çiftçi eline geçen fiyatlar(YTL/kg) ÜRÜN GRUPLARI SEBZELER MEYVELER TARLA ÜRÜNLERİ SÜT Kabak Hıyar Patlıcan Sırık Domates Yer Domates Biber Armut Ayva Elma Erik Kiraz Şeftali Vişne Üzüm Fasulye Barbunya Sarımsak Soğan Buğday (S) Buğday (K) Arpa (S) Arpa (K) S.Mısır Fiğ Pancar Yonca Süt Kabak 2001 0,21 0,18 0,18 0,24 0,14 0,28 0,35 0,27 0,32 0,26 0,47 0,35 0,44 0,48 0,39 0,45 0,72 0,21 0,20 0,20 0,17 0,17 0,04 0,16 0,06 0,08 0,25 0,21 2002 0,19 0,18 0,20 0,24 0,16 0,37 0,39 0,36 0,49 0,34 0,60 0,54 0,60 0,59 0,51 0,68 1,11 0,22 0,22 0,22 0,18 0,18 0,05 0,17 0,07 0,09 0,38 0,19 2003 0,27 0,25 0,20 0,24 0,15 0,36 0,36 0,45 0,66 0,37 0,54 0,46 0,33 0,54 0,51 0,59 1,30 0,25 0,31 0,31 0,22 0,22 0,05 0,25 0,09 0,09 0,38 0,27 2004 0,34 0,32 0,23 0,32 0,22 0,28 0,40 0,38 0,45 0,41 0,68 0,49 0,46 0,58 0,51 0,73 0,90 0,19 0,28 0,28 0,28 0,28 0,06 0,25 0,09 0,10 0,38 0,34 2005 0,19 0,31 0,27 0,29 0,20 0,46 0,34 0,37 0,33 0,37 0,45 0,24 0,50 0,47 0,58 1,27 0,97 0,33 0,31 0,31 0,27 0,27 0,06 0,26 0,10 0,14 0,38 0,19 67 Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerde Riskli Koşullarda İşletme Organizasyonun Belirlenmesi: Gerçek Sapmaların Minimizasyonu Uygulaması Çizelge 3. Üretim faaliyetlerine ait beklenen brüt kâr değerleri (YTL/da) FAALİYETLER 2001 2002 2003 2004 2005 Patlıcan 363,93 376,43 164,89 524,60 692,45 Hıyar 282,37 262,07 232,34 798,64 889,09 Kabak 162,33 83,82 201,34 762,00 180,50 Sırık Domates 79,00 127,44 231,87 947,09 2.076,31 Yer Domatesi 106,02 128,23 141,22 239,79 463,21 Biber 141,30 101,08 46,31 21,58 269,18 Armut 393,01 409,50 339,32 432,13 141,37 Ayva 388,50 423,63 540,59 483,97 328,51 Elma 292,57 360,41 529,58 355,85 372,46 Erik 441,78 390,08 401,79 491,60 609,15 Kiraz 130,86 127,11 40,04 293,34 233,42 Şeftali 80,15 174,78 37,40 239,82 111,24 Vişne 56,26 100,86 -62,33 90,84 304,13 Üzüm 167,94 74,33 18,44 87,98 -24,10 Fasulye 249,39 390,59 355,94 408,79 132,64 Barbunya 294,19 353,65 261,87 392,44 587,71 Sarımsak 375,61 632,42 878,89 632,03 816,34 Soğan 145,29 167,70 225,38 356,32 473,98 Buğday 18,82 16,48 34,96 12,57 69,29 Arpa -18,42 -33,88 -42,55 -36,46 -31,06 S.Mısır 429,60 598,55 430,79 480,70 607,71 Fiğ 6,67 32,93 2,76 -5,75 26,92 Pancar 187,81 212,64 175,46 269,83 532,40 Yonca 77,09 89,62 48,51 61,32 304,02 Süt Sığırcılığı 276,32 561,23 681,78 725,28 806,15 Çizelge 4. Subjektif olasılık ve üçgen dağılım yöntemi ile hesaplanan girdi fiyatları (YTL/kg) 2001 2002 2003 2004 2005 Suni Yem 0,23 0,27 0,30 0,37 0,39 Kepek 0,09 0,13 0,17 0,19 0,19 Küspe 0,01 0,01 0,01 0,02 0,02 Mazot 0,82 1,01 1,25 1,50 1,77 Fungusit 8,89 10,17 11,63 12,26 17,03 İnsektisit 7,52 8,31 9,02 9,36 14,71 Herbisit -2,78 -2,25 -1,84 -1,61 8,48 Erkek İşgücü (>16 Yaş) 7,07 9,27 10,17 13,09 16,30 Kadın İşgücü (>16 Yaş) 5,08 6,07 7,01 9,66 11,61 Sulama Ücreti 4,38 5,40 7,00 6,79 7,98 Üre 0,21 0,28 0,35 0,45 0,64 %33 (Amonyum Sulfat) 0,19 0,24 0,28 0,38 0,54 %26 (Kalsiyum Amonyum Nitrat) 0,14 0,20 0,24 0,30 0,36 %21 (Amonyum Nitrat) 0,13 0,18 0,25 0,27 0,32 TSP 0,22 0,28 0,36 0,42 0,55 DAP 0,25 0,33 0,42 0,49 0,67 Kompoze 0,20 0,26 0,32 0,38 0,52 Veteriner 13,72 17,76 19,76 25,19 31,10 Diğer 20,19 32,13 41,42 46,45 50,47 68 O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN Çizelge 5. İşletmelerin mevcut organizasyonu ve planlama sonucu bulunan optimum üretim deseni Mevcut organizasyon Optimum plan Üretim faaliyetleri ve brüt kâr Birim Alan/ÜB % Alan/ÜB % Patlıcan da 0,03 0,07 0,72 1,99 Hıyar da 0,12 0,33 0,72 1,99 Kabak da 0,02 0,06 0,72 1,99 Sırık Domates da 4,59 12,67 2,19 6,05 Yer Domatesi da 0,74 2,04 0,36 0,99 Biber da 0,39 1,07 0,72 1,99 Armut da 0,15 0,40 0,18 0,50 Ayva da 0,08 0,22 0,14 0,39 Elma da 0,65 1,78 0,54 1,49 Erik da 0,29 0,81 0,18 0,50 Kiraz da 0,47 1,29 0,36 0,99 Şeftali da 2,27 6,28 1,74 4,81 Vişne da 0,31 0,86 0,36 0,99 Üzüm da 0,28 0,76 0,12 0,33 Fasulye da 0,39 1,09 2,53 6,99 Barbunya da 1,34 3,69 2,53 6,99 Sarımsak da 0,26 0,71 0,72 1,99 Soğan da 0,80 2,20 1,09 3,01 Buğday da 13,66 37,73 7,62 21,05 Arpa da 0,72 1,98 0,00 0,00 S.Mısır da 2,04 5,63 0,00 0,00 Fiğ da 0,19 0,53 0,00 0,00 Pancar da 4,82 13,32 8,36 23,09 Yonca da 0,77 2,13 4,30 11,88 Ağaçlık ve nadas alanı da 0,85 2,35 0,00 0,00 Planlamaya giren işletme arazisi da 36,20 100,00 36,20 100,00 Süt ineği ÜB 3,30 3,85 Brüt kâr YTL 8 379,01 10 945,40 Tarımsal gelir YTL 6 362,37 8 928,76 Tarımsal gelir / da YTL 175,76 246,65 69 Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerde Riskli Koşullarda İşletme Organizasyonun Belirlenmesi: Gerçek Sapmaların Minimizasyonu Uygulaması Çizelge 6. İşletmelere ait başlangıç matriksi Faaliyet/Sınırlılıklar Amaç Fonksiyonu (YTL/da) Toplam Arazi (Da) (%75) Tarla Arazisi (Da) (%15) Sebze Arazisi (Da) (%10) Meyve Arazisi (Da) %50 Buğday (Da) %50 Arpa (Da) %10 Fasulye (Da) %50 Fiğ (Da) %10 Barbunya (Da) %33 Şeker Pancarı (Da) %10 S. Mısır (Da) %17 Yonca (Da) %10 Patlıcan (Da) %10 Hıyar (Da) %10 Kabak (Da) %30 Sırık Domates (Da) %15 Yer Domatesi (Da) %10 Biber (Da) %10 Sarımsak (Da) %15 Soğan (Da) %18 Şeftali (Da) %10 Kiraz (Da) %5 Erik (Da) %5 Armut (Da) %15 Elma (Da) %4 Ayva (Da) %5 Üzüm (Da) %10 Vişne (Da) Toplam Yem(Mcal) Kuru Ot (Mcal) Saman (Kg) Ahır Yeri (M2) İşletme Sermayesi (YTL) I. Dönem İşgücü (Saat) II. Dönem İşgücü (Saat) III. Dönem İşgücü (Saat) IV. Dönem İşgücü (Saat) V. Dönem İşgücü (Saat) I. Yıl Sapma (YTL) II. Yıl Sapma (YTL) III. Yıl Sapma (YTL) IV. Yıl Sapma (YTL) V. Yıl Sapma (YTL) Olasılık 70 1 375,63 1 2 479,39 1 3 318,80 1 4 664,04 1 5 210,45 1 6 86,52 1 1 1 1 1 1 1 7 346,04 1 8 469,47 1 9 425,36 1 10 455,59 1 11 149,97 1 12 121,83 1 13 61,34 1 14 45,30 1 1 1 1 1 1 1 1 1 15 335,53 1 1 16 358,77 1 1 17 745,66 1 18 282,75 1 1 1 19 30,93 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 -380 160,96 0,78 1,67 10,62 7,00 18,79 -11,70 0,80 -210,75 148,97 316,81 261,51 0,00 0,00 0,76 37,59 99,73 -197,02 -217,32 -247,05 319,25 409,70 179,16 0,32 0,68 13,70 14,09 1,91 -156,47 -234,98 -117,46 443,20 -138,30 1380,64 0,36 2,40 182,72 106,16 74,09 -585,04 -536,60 -432,86 283,06 1412,27 249,40 0,36 0,21 50,92 54,66 43,24 -104,43 -82,22 -69,23 29,34 252,75 264,87 0,00 3,36 47,34 32,79 63,32 54,78 14,56 -40,21 -64,95 182,65 112,06 0,00 12,99 15,50 9,10 42,34 46,96 63,46 -6,72 86,09 -204,67 112,06 0,00 12,99 15,50 9,10 42,34 -80,98 -45,84 71,12 14,49 -140,97 167,06 0,00 23,51 5,67 5,67 51,72 -132,79 -64,94 104,23 -69,50 -52,90 163,55 0,00 7,31 4,65 34,67 15,42 -13,81 -65,51 -53,80 36,01 153,57 275,91 0,64 17,11 185,52 38,71 0,00 -19,11 -22,87 -109,93 143,36 83,45 243,05 0,61 36,83 43,36 83,00 80,89 -41,67 52,96 -84,42 117,99 -10,59 185,13 0,00 11,36 10,94 97,39 14,39 -5,08 39,52 -123,67 29,50 242,79 199,22 3,33 33,60 16,37 0,00 23,77 122,64 29,03 -26,86 42,68 -69,40 170,47 0,78 1,67 10,62 7,00 18,79 -86,14 55,06 20,41 73,26 -202,89 172,42 0,78 1,67 10,62 7,00 18,79 -64,59 5,12 -96,90 33,67 228,94 233,97 2,50 0,00 19,30 0,00 68,00 -370,05 -113,24 133,23 -113,63 70,68 202,75 2,50 0,00 21,30 1,25 68,00 -137,46 -115,05 -57,07 73,57 191,23 86,14 0,68 0,00 1,23 1,79 0,00 -12,11 -14,45 4,03 -18,37 38,36 O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN Çizelge 6. İşletmelere ait girdi çıktı matriksi (Devamı) Faaliyet/Sınırlılıklar Amaç Fonksiyonu (YTL/da) Toplam Arazi (Da) (%75) Tarla Arazisi (Da) (%15) Sebze Arazisi (Da) (%10) Meyve Arazisi (Da) %50 Buğday (Da) %50 Arpa (Da) %10 Fasulye (Da) %50 Fiğ (Da) %10 Barbunya (Da) %33 Şeker Pancarı (Da) %10 S. Mısır (Da) %17 Yonca (Da) %10 Patlıcan (Da) %10 Hıyar (Da) %10 Kabak (Da) %30 Sırık Domates (Da) %15 Yer Domatesi (Da) %10 Biber (Da) %10 Sarımsak (Da) %15 Soğan (Da) %18 Şeftali (Da) %10 Kiraz (Da) %5 Erik (Da) %5 Armut (Da) %15 Elma (Da) %4 Ayva (Da) %5 Üzüm (Da) %10 Vişne (Da) Toplam Yem(Mcal) Kuru Ot (Mcal) Saman (Ton) Ahır Yeri (m2) İşletme Sermayesi (YTL) I. Dönem İşgücü (Saat) II. Dönem İşgücü (Saat) III. Dönem İşgücü (Saat) IV. Dönem İşgücü (Saat) V. Dönem İşgücü (Saat) I. Yıl Sapma (YTL) II. Yıl Sapma (YTL) III. Yıl Sapma (YTL) IV. Yıl Sapma (YTL) V. Yıl Sapma (YTL) Olasılık 20 21 1,88 1 1 22 9.04 1 1 23 8,98 1 1 24 258,75 1 1 25 42.65 1 1 672,95 İGK1 -1,68 İGK2 -1,68 İGK3 -1,68 İGK4 -1,68 İGK5 -1,68 Saman Yapma -20,16 Saman Alma -100 Ot Alma -190 -1395 -1395 -1691 -1691 I. Yıl II. Yıl III. Yıl IV. Yıl V. Yıl 1 1 1 1 1 -1672 -357 -357 -1691 -1691 1260 337 39,81 0,00 4,22 8,52 8,52 8,52 -20,54 -8,01 -49,13 -36,31 206,38 11,82 378,76 66,99 33,82 28,51 21,23 38,21 -396,63 -111,72 8,82 52,32 133,20 -310 74,09 135,90 0,00 0,74 0,43 0,69 0,13 31,74 1,00 0,00 0,00 27,22 18,38 -65,31 2,92 103,64 -5,76 -64,12 0,34 -14,21 5,74 11288,00 1000 83,69 0,00 0,43 0,13 1,00 0,00 -2,31 23,95 -6,22 -14,73 17,95 199,28 2,49 20,93 17,01 0,63 21,93 -70,98 -46,15 -83,33 11,04 273,62 -1 -1 -1 -1 5,15 -1 -1 -1 -1 -1 0,05 0,15 0,40 0,25 -1 0,15 İşaret = <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= >= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= <= Sınırlılı klar Max 36,20 25,34 7,24 3,62 12,67 12,67 2,53 12,67 2,53 8,36 2,53 4,30 0,72 0,72 0,72 2,19 0,36 0,72 0,72 1,09 1,74 0,36 0,18 0,18 0,54 0,14 0,18 0,36 0,00 0,00 0,00 45,51 0,00 4192,00 2076,00 1913,00 1506,00 2523,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 M Faaliyetler. 1-Patlıcan, 2-Hıyar, 3-Kabak, 4-Sırık Domates, 5- Yer Domatesi, 6-Biber, 7-Armut, 8-Ayva, 9-Elma, 10-Erik, 11-Kiraz, 12-Şeftali, 13-Vişne, 14-Üzüm, 15-Fasulye, 16-Barbunya, 17-Sarımsak, 18-Soğan, 19-Buğday, 20-Arpa, 21-S. Mısır, 22-Fiğ, 23-Şeker Pancarı, 24-Yonca, 25-Süt Sığırcılığı, İGK-İşgücü Kiralama 71 Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerde Riskli Koşullarda İşletme Organizasyonun Belirlenmesi: Gerçek Sapmaların Minimizasyonu Uygulaması 4. Sonuç Bu çalışmanın amacı, Tokat ili Merkez ilçede domates yetiştiriciliği yapan işletmelerde riskli koşullarda optimum işletme planlarının yapılmasıdır. Araştırmada birincil ve ikincil verilerden yararlanılmıştır. Araştırma tabakalı tesadüfi örnekleme yöntemi ile belirlenen 77 adet işletmeyi kapsamaktadır. Riskli koşullarda optimum işletme organizasyonu MOTAD yöntemi ile yapılmıştır. MOTAD yöntemi ile ulaşılan optimum çözümde ortaya çıkan üretim deseninin uygulanması ile üreticilerin tarımsal gelirlerinde yaklaşık %40’lık bir artış söz konusu olacaktır. Yani incelenen işletmelerin riske girdikçe brüt kârlarının yükselmekte olduğu, ancak riskten kaçındıklarında gelirlerinin azaldığı saptanmıştır. Optimum çözüm neticesinde işletme arazisinin tamamı plana dahil olmuştur. Plana dahil olduğu halde buğday ve üzüm üretim dallarının arazileri tam olarak kullanılmamıştır. Araştırma alanında en yüksek marjinal değere sahip üretim faktörü sarımsak ve domates arazisidir. Yöre üreticisi bir çok risk faktörü altında faaliyette bulunmaktadır. Üretime girişilirken riskler göz ardı edilmektedir. Çünkü üretici riskin Kaynaklar Anonim, 2006. Tokat Tarım İl Müdürlüğü Proje ve İstatistik Şube Kayıtları, Tokat. Bauer, L.L., 1991, "A Target Motad Analysıs Of Sweet Potato Marketıng" Southern Journal of Agricultural Economics, Vol.23 (2): 123-129. Bozoğlu, M., Ceyhan, V., Cinemre, H. A., 2001. Tonya İlçesinde Süt İşletmelerinin Ekonomik Yapısı ve Karşılaştıkları Riskler. Risk Ölçümü ve Uygun Risk Yönetimi Stratejileri, Türkiye Ziraat Birliği Yayınları No. 228, Ankara. Brink, L., McCarl, B., 1978. The Tradeoff Between Expected Return and Risk Among Cornbelt Farmers, American J. Of Agr., 60(2): 259-263. Ceyhan, V,. 2003. Tarım İşletmelerinde Risk Analizi. Çorum İli Kızılırmak Havzası Örneği, Ondokuz Mayıs Üniv. Ziraat Fakültesi, Araştırma Seri No.6, Samsun. Ceyhan, V., Cinemre, H.A., 2004. Estimation of Risk Efficient Farm Structures along the Kızılırmak River in North Central Anatolia: An Application of Minimization of the Absolute Deviation, Turkish Journal of Agricuture and Forestry, 28: 131-140. Elamin, E. M., Rogers, L. F., 1992. Estimation and use of Risk Aversion Coefficent for Traditional Dryland Agriculture in Western Sudan, Agr. Econ. Elseiver Science Publishers B.V., Amsterdam, 7: 155-166. Erkuş, A., Demirci, R., 1985. Tarımsal İşletmecilik ve Planlama. A.Ü. Ziraat Fakültesi Yayın No. 944, Ankara Hardaker, J.B., Huirne, R.B.M., Anderson, J.R. 1997. Coping with Risk in Agriculture. CAB International, ISBN 0 85199 119 X, Biddles Ltd., UK. 72 ne demek olduğunu ve nasıl önlemler alınacağı konusunda bilinçsizdir. Risk konusunda yapılacak bu tür çalışmalar neticesinde ulaşılan sonuçların üreticiye aktarılması ile üretici bilinci arttırılabilir. Tarımsal üretimde risk ve belirsizlikler üzerine yapılan araştırmaların sayısı arttırılmalıdır. Böylece riskin neden olabileceği olumsuz etkiler azaltılabilecektir. Üretim faaliyetinin çeşidine göre uygun risk yönetim stratejileri geliştirilerek üreticinin bilinçlenmesi sağlanmalıdır. Sözleşmeli üretim, tarımsal sanayinin geliştirilmesi, işletme dışı tarımsal gelirleri arttırıcı politikaların üretilerek hayata geçirilmesi gibi risk yönetim stratejilerinin geliştirilmesi ve üreticiye yansıtılması sağlanmalıdır. Sonuç olarak, risk ve belirsizlik altında karar alan üreticilere yönelik bu tür çalışmaların arttırılması ile hem üretici, hem yöre ekonomisi ve hem de ülke ekonomisi kazançlı çıkacaktır. Teşekkür Araştırmaya verilen büyük katkıdan dolayı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Tarım Ormancılık ve Veterinerlik Araştırma Grubu (TOVAG)’na sonsuz teşekkür ederiz. Hazell, P.B.R. 1971. A Linear Alternative to Quadratic and Semivariance Programming for Farm Planning under Uncertainity. American Journal of Agricultural Economics, 53(1): 53-62. Heady, E.O., Candler, W., 1973. Linear Programming Methods. The Iowa State University Press, Ames, Iowa, USA. Kehkha, A.A., Mohammadi, G.S., Villano, R., 2005. "Agricultural Risk Analysis in the Fars Province of Iran. A Risk-Programming Approach" Univerdsity of New England, Grad. School of Agr. And Res. Econ., working paper series No.2005-2. Miran, B., Dizdaroğlu, T:, 1994. Tarımsal İşletme Planlamasında Risk. Bir Oyun Teorisi Denemesi, I. Tarım Ekonomisi Kongresi, 8-10 Eylül, İzmir. Özçelik, A. 1988. Linear Programlama Metodu İle Hesaplanan Optimum İşletme Organizasyonlarının Risk Değerlemesi. A.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları No. 1034, Bilimsel Araştırma ve İncelemeler. 532, Ankara. Özkan, B., Akcaöz, H. 2002. Oyun Teorisi ve Antalya İli Tarla Bitkilerine Uygulanması, Turk J Agric For, 26: 303-309. Vladu, M.I., J.L, Novak., P. Duffy., 2004. "Optimum Crop Insurance Options for Alabama Cotton-Peanut Producers. A Target-MOTAD Analysis" Southern Agricultural Economics Assocation Annual Meeting, Tulsa, Oklahoma, february 14-18 (available from http.//agecon.lib.umn.edu/). Zimet D.J., Spreen, T.H., 1986 "A Target Motad Analysis of A Crop and Livestock Farm In Jefferson County, Florida" Southern J. of Agr. Econ., 18(2): 175-185. O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN 73