87_Terzi Baba-İlâhiler Derleme
Transkript
87_Terzi Baba-İlâhiler Derleme
1 GÖNÜLDEN ESİNTİLER. TERZİ BABA İLÂHÎLER=DERLEME (87) NECDET ARDIÇ İRFAN SOFRASI NECDET ARDIÇ TASAVVUF SERİSİ (87) 2 BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM. Muhterem okuyucularım, içinde ilâhiler bulunan ve tasavvufi yapıda olan bu kitabın oluşması, uzun senelere bağlıdır. Gençliğimin ilk yıllarından beri, bu tür eserleri nerede bulsam, nerede duysam, hemen yazmaya gayret eder, okuyanlardan da yazabilmek için tekrarlamalarını rica ederdim. Allah kendilerinden razı olsun onlarda kırmazlar, o eseri bana düz olarak tekrar okurlar, bende yazar kendilerine teşekkür ederdim. Bu İlâhi defterinin oluşması yaklaşık yirmi sene kadar sürmüştür. Özellikle Nusret Babama tabi olduktan sonra, huzurunda bulunduğum cemiyetlerde, neler okunursa orada okuyanlardan hemen tekrar etmelerini rica edip, bir şiir defterine kayda almaya gayret ederdim. Bu çalışmayı hep sürdürmüşümdür. Ayrıca okunan ilâhilerin melodi yapılarını da kulağımda ve gönlümde tutmaya çalışır, ayrıca hafızama ve hatıralarıma da kaydederdim. Uzun seneler böyle her bulunduğum mecliste, söylenen değerli söz ve makam nağmelerini, hatırımda tutmaya çalışır, daha sonra kendi kendime veya yakın arkadaşlarımla paylaşırdım, böylece bu/ aşağıda da aslının kopyalarını bulacağınız şiir/İlâhi, defteri ortaya çıkmış oldu. Hani denir ya, (geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer) işte bu İlâhi defteri de, benim için aynen öyledir. Defterin içinde bulunan, herhangi bir İlâhi veya güzel sözlere baktığımda, o İlâhinin ve güzel sözün, söylendiği ve gerçekten çok büyük değerlerle, büyük değerli insanlarla geçen o günleri hatırlar, ve yad eder, iyi ki bu kayıtları almışım derim. Şu anda bu kayıtları yeniden okuyanlarından ve nefes edenlerinden almanın imkânı yoktur, bütün dünyanın malı verilse de gene de mümkün değildir. Çünkü hepsi Mevlâlarına kavuşmuşlardır. Aslında geçmişi düşünmek hali kaybetmektir, ama böyle bir geçmişi düşünmek, kişinin o günlerden ve o güzel insanlardan feyz almış olarak, geleceğini daha da güzelleştirmektedir. Nusret Babamın meclisine birçok yolun 3 müntesipleri gelirler hep beraber İlâhiler okunur kısa da olsa zikirler yapılır daha sonrada sohbete geçilirdi. Nusret babamın Davudi sesi Rahmiye annemin lâtif sesi, Lütfü beyin ince sesi, Hüseyin beyin hazin sesi, Nazan ablamızın nazlı sesi, Sabri beyin yumuşak sesi, tabî fakirde içlerinde bulunarak. Ve isimlerini sayamadığım birçok kimselerimizin de katkılarıyla. -------------Rahmiye Annemin lâtif sesi ile, Niyazi Mısrinin. Bakıp cemâli yare çağırıram dost dost, Dil oldu pare pare, çağırıram dost dost, diyerek bizlerde eşlik ederek. -------------Hatice ablamızın ince sesi ile, Fenerin mumunu yak da gel derviş” “Fenerin camını kırda gel derviş, diyerek bizlerde eşlik ederek. -------------Daha sonra gene hep birlikte Nusret Babamın, Erler demine destur alalım, Pervaneye bak ibret alalım, Aşkın ateşine gel bir yanalım, Dost dost diyerek arşa varalım, Devrane uyup seyran edelim, Eyvah vah vah demeden Allah diyelim. Lâilehe İllâllah Lâilehe İllâllah Lâilehe İllâllahu. Diyerek, beraberinde küçük birde zikir yapılarak sonlandırılırdı, ondan sonra Nusret Babamın lisanından günün mevzuuna ve sohbetin gidişine göre Hakk kelâmı 4 başlar ve belirli bir yol alındıktan sonra, çaylar içilir ne varsa lokma edilir vakit de dolunca herkes fakirhanelerimize dönmek üzere oradan ayrılırdık. Ben genelde gece orada kalır ertesi gün çarşıdaki işimi de görür oradan Tekirdağ’ına dönerdim. -------------Ayrıca Rahmiye Annemin çok sevdiği, Bu dünyadan gider olduk, Kalanlara selâm olsun, Allah Lâilehe İllâllah, Bizim için hayır dua, Edenlere selâm olsun, Allah Lâilehe İllâllah, -------------İlâhisi de okunurdu, bunun hazin bir hatırası da vardır. Rahmiye Annem gerçekten çok yorgun bir insandı, zaman, zaman ya Rabb-i bana dinlenmek için iki sene versen ne olur biraz dinleneyim, diye niyaz ederdi. Gerçekten de Nusret Babamın dünya değiştirmesinden iki sene sonra rahmetlik oldu ve cenazesi adeta düğün alayı gibi idi bindiğimiz otobüste kabristana giderken, adeta yaşadığımız sevinç mi, keder mi? Ayıramıyorduk, kasetten ilâhiler okunuyor idi sanki âdeta daha baştan hesaplanmış kurgulanmış gibi, tam kabristanın önüne geldiğimizde, “bu dünyadan gider olduk” ilâhisi okunmaya başladı, çok sevdiği bu ilâhi ile o da bâki âleme yolcu edilmiş oldu. Bizlerden de kendine bâtın âleminde selâmlar olsun, nur içinde yatsın. Allah kendisinden milyonlarca defa razı olsun. -------------Demek vakti gelmiş ki, bu defter konusu zuhura çıkmak istemiş, bu sebeple Fa…. Oğlumuza defterin içindeki kayıtları bilgisayar ortamına geçirmesini istemiştim sağ olsun oda kayıtları bilgisayar ortamına çevirerek aşağıdaki mail ile şiirleri bilgisayar yazısı ile düzenleyip gönderdi 5 daha evvelce de ikinci bölümde olan defterin aslına uygun fotokopisini daha evvelce göndermiş idi bende bir önsöz yazarak defter hakkında kısa bilgi vermeye çalıştım. Görüldüğü gibi bir hadise veya yaşantı oluşuyor iken güncelliği yönüyle farkında olmadan gelip geçmektedir, bir müddetten sonra da unutulmaktadır. İşte bir değerli oluşum yaşandığı o günlerde kayda alınırsa ancak o zaman kalıcı olmaktadırlar. Bende bu kitabı iki bölüm halinde hazırlamaya çalıştım birinci bölümde defterin içinde bulunan ilâhilerin bilgisayar ortamındaki yazılar ile kaydını yaptım. İkinci bölüme ise defterin kendi aslı üzere olan ve benim el yazılarımdan çekilen kopyasını ilâve ettim. Defterin aslı ise bende çok değerli bir hatıra olarak muhafaza edilmektedir. Rabb-ımıza şükrederiz. -------------Fa…. Bu…. Efendi Babacım hayırlı günler; Sizden aslını almış olduğumuz İlâhi/şiir defterini word'e aktardım, daha önce vermiş olduğunuz sayfa ölçülerini kullandım ve dediğiniz gibi sayfa numarası vermedim. Son bir kez Mu…. Pa… kardeşimle bir mukabele yaptık, hatalarımızı en aza indirebilmek için ama yine de hatamız çıkabilir, şimdiden affınıza sığınıyoruz. Bazı okuyamadığımız yerlerde şiirlerin orijinallerini bulmaya gayret ettik ve bazı kelimelerin yazılışları için Ferit Develioğlu'nun Osmanlıca lügatinden faydalandık. Bu dosyanın çıktılarını almak için yorulmayın lütfen, inşeallah haftaya Kavacık sohbetine geldiğinizde size çıktılarını da takdim ederiz. Hürmetle sizin ve annemin ellerinizden öpüyorum oğlunuz Fa…. -------------- 6 Sevgili okuyucum, bu kitabın yazılışında, düzenlenişinde, basılışında, bastırılışında, tüm oluşumunda emeği ve hizmeti geçenleri saygı ile yad et, geçmişlerine de hayırdua et, ALLAH(c.c.) gönlünde feyz kapıları açsın. Yarabbi; bu kitaptan meydana gelecek manevi hasılayı, evvelâ âcizane, efendimiz Muhammed Mustafa, (s.a.v.)’in ve Ehl-i Beyt Hazaratı’nın rûhlarına, Altı Peygamber Hazaratı’nın ruhlarına ve onların varislerinin de rûhlarına, kendi anne ve babamın da, eşimin de anne babasının, büyükanne ve büyükbabasının rûhlarına, Ayrıca Nusret Babamın ve Rahmiye Aneminde ruhlarına, ayrıca o günleri birlikte yaşadığımız bahsi geçen veya geçmeyen bütün kişilerinde ruhlarına hediye eyledim kabul eyle, haberdar eyle, ya Rabbi. Muhterem okuyucularım; yine bu kitabı da okumaya başlarken, nefs’in hevasından, zan ve hayalden, gafletten soyunmaya çalışarak, saf bir gönül ve Besmele ile okumaya başlamanızı tavsiye edeceğim. Çünkü kafamız ve gönlümüz, vehim ve hayalin tesiri altında iken gerçek mâ’nâda bu ve benzeri kitaplardan yararlanmamız mümkün olamayacaktır. Gayret bizden muvaffakiyet Hakk’tandır. -------------- 7 Şiir/İlâhi defterinin şöyle bir kabı vardır içinde “İbrahim Hakkı Erzurumlunun aşağıdaki iki dörtlüğü ile başlamaktadır. 8 Deme şu niçin şöyle Yerincedir o öyle Bak sonuna sabreyle Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler -----------------------Bir işi murâd etme Oldu ise inâd etme Haktandır o red etme Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Fahri Âlem Efendimize Bu gün gönlüm kaynıyor, sebeb bilmem ne hikmet, Misafiriz âlemde, ev sahibim Muhammed (s.a.v.) Seher vakti Nûsret’in senden şefaat bekler, Ümmete vermek için, ya Hazret-i Muhammed (s.a.v.) Mahbesin içindeyim, saatin dördündeyim, Ağlar seni beklerim, ya Hazret-i Muhammed (s.a.v.) Kula secde yok derler, sana dahi olmazmış, Kırk yıl secdem sanadır, ya Hazret-i Muhammed (s.a.v.) Bilmez âlem bu sırrı, bir Hak onda sen varsın, Gören o görülen sen, ya Hazret-i Muhammed (s.a.v.) Dışı sana benzeyen, içi Hak’tır şüphesiz, Birden gayrı ne vardır, ya Hazret-i Muhammed (s.a.v.) Kâinatın mirâcı velilerde son bulur, Veli sende yok olur, ya Hazret-i Muhammed (s.a.v.) Seni görmeyen bir göz, sana yanmayan bir dil, Zannetmem ki insandır ya Hazret-i Muhammed (s.a.v.) 9 Seninle bitti firkat, sende bulundu vuslât, Sana fedâ bin Nûsret, ya Hazret-i Muhammed (s.a.v.) Senin isminle dahi titremeyen bir gönül, Varsa eğer şaşarım, ya Hazret-i Muhammed (s.a.v.) Senden baktım âleme, yine Allah’ı gördüm, Hakk gözüyle de seni, ya Hazret-i Muhammed (s.a.v.) Bir şehre vardı yolum, kalpten nûr ile doldum, Her vârımla sen oldum, ya Hazret-i Muhammed (s.a.v.) Arşa bastı ayağım, kıble oldu durağım, Sende kayboldu Nûsret, ya Hazret-i Muhammed (s.a.v.) Hz. Nûsret -----------------------Erler demine destur alalım Pervâneye bak ibret alalım Aşk âteşine gel bir yanalım Dost dost diyerek arşa varalım Devrâna uyup seyran edelim Eyvah demeden Allah diyelim Günler geceler durmaz geçiyor Sermâyen olan ömrün bitiyor Bülbüllere bak, feryad ediyor Ey gonca açıl mevsim geçiyor Devrâna uyup seyran edelim Eyvah demeden Allah diyelim Aşıksan eğer gel birleşelim Şeyhin izine yüzler sürelim Tâ fecre kadar zikreyleyelim Feryâd edelim, efgân edelim Devrâna uyup seyran edelim Eyvah demeden Allah diyelim 10 Ey yolcu biraz gel dinle beni Kervân yürüyor sen kalma geri Nûsret denilen deryâ gezeri Hatmetti bugün seyrü seferi Devrâna uyup seyran edelim Eyvah demeden Allah diyelim -----------------------Dü cihan varından geçer Hû isminin aşıkları Dost elinden kevser içer Hû isminin aşıkları Hak lâ ilahe illallah Hû Allah Allah illallah Hû Kim bu zikre gönül verir cümle günahları erir Şübhesiz cennete girer Hû isminin aşıkları Hak lâ ilahe illallah Hû Allah Allah illallah Hû Rasulullahtır hem râhı inan bu söze vallahi Hicabsız görür Allahı Hu isminin aşıkları Hak lâ ilahe illallah Hû Allah Allah illallah Hû Er olan söyler gönülden elestü kalu beliden Ders alırlar Hu Ali’den Hu isminin aşıkları Hak lâ ilahe illallah Hû Allah Allah illallah Hû Ezelden aşkınla ben yane geldim Hay Hay Medet Vücûdum şemine pervane Hay Hay Medet Allahım Allah Allahım Hu Ko beni yatayım şeyh eşiğine Hay Hay Medet Bu tatlı canım kurbane geldim Hay Hay Medet Allahım Allah Allahım Hu İlahi acizem horum hakirem Hay Hay Medet Senin dergahına seyrane geldim Hay Hay Medet Allahım Allah Allahım Hu 11 Bu cihan fanidir kaygusuz olmaz Hay Hay Medet Bunda üç beş on gün mihmane geldim Hay Hay Medet Allahım Allah Allahım Hu Yusufum aldırdım Kenan ilinden Hay Hay Medet Arayı arayı bu hale geldim Hay Hay Medet Allahım Allah Allahım Hu Hz. Niyazi Mısri ------------------------ Bakıb Cemali yare çağırıram dost dost Dil oldu pare pare ah çağırıram dost dost Ne yerdeyim ne gökte ne mürdeyim ne zinde Her yerdeyim her demde ah çağırıram dost dost Sular gibi çağ çağ dolaşırım bağ bağ Hayran bana sol ve sağ ah çağırıram dost dost Geldim cihane garib oldum güle andelîb Her dem ciğerim delik ah çağırıram dost dost Hep görünen dost yüzü ondan ayırmam gözü Gitmez dilinden sözü ah ah ah çağırıram dost dost Aşkın ile dolmuşum zühdümü yanılmışım Mestü müdam olmuşum ah ah ah çağırıram dost dost Derya olunca nefes parelenince kafes Ta kesilince bu ses ah çağırıram dost dost Mescidü meyhanede hanede viranede Kâbede puthanede ah çağırıram dost dost Geldim o dost elinden koka koka gülünden Niyazi’nin dilinden ah çağırıram dost dost Hz. Niyazi Mısri 12 -----------------------Aşkın beni rüsvay-ı cihan eyledi gitti, İlmin ise dânâyı cihan eyledi gitti, (Sensin) dediğim benliğimi, anladığım an, Rûhum kafesi tenden, uçup Hû dedi gitti. Bekler dururum sağ ve solu yel gibi geçti, Ömrüm oluyor bir sene ki altmışı geçti, Sussam duramam, sözlerimi anlayanım yok, Gönlüm, kalemim, leyl-ü nehar, inledi gitti. Lütfun beni Kârûn-u cihân eyledi gitti, Gafil gezenin ömrü bitip ağladı gitti, Kimden kime izah edeyim, vasl-ı firakı, Nûsret yaradan Rabb’ına Allah dedi gitti. Toprak diye gam çekmiş olan toprağa gitti, Taş taş dedi ahar kimisi taş yedi gitti, Terk eyledi beni bahtım gelmez sanıyordum, Çok hızlı gelip bir yanağım öptü de gitti. Dûzeh diye korkmakta olan yandı da gitti, Cennet diye kokmakta olan, cennete gitti, Sen Nûsret’e sor âlemi icmâl ediversin, Hakk ehli olan, Hakk olarak, bildi ve gitti. Hz. Nûsret -----------------------Kış geçti bahar geldi yine coştu tabiat, Her yer kokuyor misk gibi sen bu ne kudret, Ezhar ile evzak nerede gizleniyordu, Hem gizleneni hem kokanı bulsana Nûsret. Hz. Nûsret ------------------------ 13 Âlemi eflâki gezdim indim arza ey garib Boynumu büktüm ve diz çöktüm olunca andelîb Bağı hüsnünde gül oldum her devir Mevlâ deyip Postla âlûde iken ben dostu buldum ey necip Dem bu demdir, dem bu demdir, dem bu dem Biz hümayı vahdetiz amma cihanda bendeyiz Şems-i zâtım arza düşmüşse ne gam hep Hû deriz Bir Habib’e bir habib olmak için ah eyleriz Vuslat eyyamında firkat nağmesin arz eyleriz Dem bu demdir, dem bu demdir, dem bu dem Nerde kaldın kırk yıl âgâh olmadın sen ey gönül Tabl-ı Ahmed inliyor, beş kerre günde ey gönül Aybı arı terk edib ifşaya geldim ey gönül Nefhalar zinde kılarken mürde-i gel ey gönül Dem bu demdir, dem bu demdir, dem bu dem Zât-ı Hakk’ı kendi zâtında ara bul evvelâ, Sonra benler, hep sen olmuş olur kulak ver ey şehâ Gönlümüz şems oldu sen de gir ve şems ol mehlika, Gerçi surette harabatız, harabız sâkiya Dem bu demdir, dem bu demdir, dem bu dem Her kulundan Hakk zuhur eyler bunu bil hürrem ol, Hakk deyince gönlü sızlar Nûsretin gel Hakk’ı bul, Zât-ı Hakkı bulmak istersen, gönülde sen yok ol, Nerde ağyar görmedim ben, sende ben ol yâri bul, Dem bu demdir, dem bu demdir, dem bu dem Yâri bulduk, yâre uyduk şimdi olduk yârla yâr, Kimi tasdik kimi inkâr eder amma bizde yâr, Perde-i ağyârı yırt ki zahir olsun dilde yâr, Aşka yaktın perde-i ağyârı kaldı şimdi yâr, Dem bu demdir, dem bu demdir, dem bu dem Hz. Nûsret ------------------------ 14 Ben Hakk’a âşık olmuşum Dâim onun hayranıyım Dost bağına zînet gerek Al koncanın bülbülüyem Bilmem ne hâl oldu bana Ben sen miyim, sen ben misin? Yine Hakk’tan geldim bugün Hakk’a gider râhım benim Dünya sarayında benim Hünkârın aşk mecnunuyum Bilmem ne hâl oldu bana Ben sen miyim, sen ben misin? Küfrüm îmân oldu benim, Cismim cânân oldu benim, Eski halim noldu benim, Bilmem ne hâl oldu bana Ben senmiyim, sen benmisin? Kâfi oldun her vücûda Varım verdim sen mevcûda Nazar kıldın bu vücûda Bilmem ne hâl oldu bana Ben sen miyim, sen ben misin? Çün aklım oldu benim kül, Dost dahil oldu sağ ve sol, Anın için hayran gönül, Bilmem ne hâl oldu bana Ben sen miyim, sen ben misin? Bu dil aşktan usanmadı, Bir lâhza ayrı kalmadı, Dünyaya rağbet kalmadı, Bilmem ne hâl oldu bana Ben sen miyim, sen ben misin? Mekân gözden oldu nihân, Her yerlerde oldu âyân, 15 Fehm eyle Fahrettin Ziya, Dost gözünün dürbünüyem Bilmem ne hâl oldu bana Ben sen miyim, sen ben misin? -----------------------Bahar içre baharım ben, heyulâyı cihanım ben, Aşk derdine devayım ben, beni kaldır gör Allah’ı Zaman içre zamanım ben, mekân içre mekânım ben, Vücûd içinde cânım ben, beni kaldır gör Allah’ı Gözünde nokta-i nûrum, özünde inleyen rûhum, Günün her vakti sarhoşum, beni kaldır gör Allah’ı Cehennemde yananda ben, cennetinde gezende ben, Hakk ile Hakk olanda ben, beni kaldır gör Allah’ı Gönülde Mustafa’yım ben, gözünde Murtaza’yım ben, Bebekte Nûsrata’yım ben, beni kaldır gör Allah’ı Göklerinde tek nûrum ben, gönüllerde huzurum ben, Anla seraba rûhum ben, beni kaldır gör Allah’ı Asıl adı Muhammed’dir, dünya mülkünde Nûsret’tir, Cismim âleme rahmettir, beni kaldır gör Allah’ı Kâinatta bir taneyim, seher vakti üryaneyim Dost elinde şehzadeyim, beni kaldır gör Allah’ı Senin ağzından ben dedim, onun ağzıyla sen dedim, Sen ben yokuz hep O dedim, bizi kaldır gör Allah’ı Beytullah’ta habib oldum, İstanbul’da fakir oldum, Nûsret’te pür safa oldum, bizi kaldır gör Allah’ı Göklerinde uçan da ben, arz üstünde gezende ben, Denizlerde yüzen de ben, bizi kaldır gör Allah’ı 16 Rabbimle oldum pür safa, ayrı düştüm çektim cefa, Gafillere verdim selâ, seni kaldır gör Allah’ı Tek seda oldu son sözüm, Hû dedim feth oldu özüm, Beni dinle a iki gözüm, bizi kaldır gör Allah’ı Hz. Nûsret -----------------------Bir gün seherden evvel uyandım, Aşkıyle Rabbin eflâke baktım, Ses yok seda yok bir hayli daldım, Gönlü Allah’ın önünde sandım. Allah’u Ekber Allah’u Ekber Allah’u Ekber Allah’u Ekber Ay ve yıldızlar, kurtlarla kuşlar, Escar ve esma, hepsi sarhoşlar, Ebhar ve enhar, Arş üzre rûhlar, Huzuru Hakk’ta sübhan okurlar. Allah’u Ekber Allah’u Ekber Allah’u Ekber Allah’u Ekber Aşıkın gönlü şemsten münevver, Aşıksan oldun nûrlardan enver, Gaflette kalma olma tenperver, Servere ser ver ol sende server. Allah’u Ekber Allah’u Ekber Allah’u Ekber Allah’u Ekber Cahillik etme dalma sivaya, Beş vakit boyun bük sen Mustafa’ya, Sabret erersin bir gün sefaya, Bab-ı sır açıktır merdi Hüdaya. Allah’u Ekber Allah’u Ekber Allah’u Ekber Allah’u Ekber 17 Ezan sesiyle mü’min uyandı, Aşık gönüller nûrla boyandı, Gözler coşunca, yaşlar boşandı, Uyan ey Âdem âlem uyandı. Allah’u Ekber Allah’u Ekber Allah’u Ekber Allah’u Ekber Hamd sûresiyle durdum namaza, İhlâsla çıktım arzdan semaya, Nûr âyetiyle vardım Hüdaya, Gönlüm dolunca indim selâya. Allah’u Ekber Allah’u Ekber Allah’u Ekber Allah’u Ekber Âdem yatakta, Nûsret ayakta, Ben bir mum oldum sahr-ı cihanda, Yandı tutuştu gönlüm şu anda, Buldum huzuru meydan-ı zâtta. Allah’u Ekber Allah’u Ekber Allah’u Ekber Allah’u Ekber Hz. Nusret -----------------------Semadan sırrı tevhidi duyan gelsin bu meydane Derun içre bugün Allah diyen gelsin bu meydane Duyanlar sırrı settarı, görenler nuru gaffarı Cihanda şişe-i arı kıran gelsin bu meydane Salâhdır ehli irfana getirsin canı meydane Bugün başını kurbane koyan gelsin bu meydane Gönül maksudunu buldu cihan envar ile doldu Bugün Nûsret imam oldu duyan gelsin bu meydane ------------------------ 18 Aşkın şarabın içmeyen Mest olup hayran olur mu? Zinciri aşka düşmeyen Soyunup üryan olur mu? Akıt gözlerinden yaşı Gör kim işler işi Kul olursa bir kişi Bu mülke sultan olur mu? Aşka ciğerin yakmayan Mürşide doğru bakmayan Bahri muhite akmayan Göl iken umman olur mu? Gel aşık geçirme çağın Ko yansın yürekte yağın Gülleri bitmeyen bağın Bülbülü seyran olur mu? Nakşi açıldı gözüm Hakk’ı görür oldu özüm Bilmem ki münkire Kâr etti mi bu sözüm? Bir Nakşi İlahisi -----------------------Ey Allah’ım beni senden ayırma Ayırıpta gafletlere daldırma ya Hû Seni sevmek benim dinim imanım İlahi dini imandan ayırma ya Hû 19 Şeyhim güldür ben onun yaprağıyam İlahi yaprağı gülden ayırma ya Hû Şeyhim baldır ben onun arısıyam İlahi arıyı baldan ayırma ya Hû Eşrefoğlu senin kemter kulundur İlahi kulu sultandan ayırma ya Hû -----------------------Ben bendene himmet kıl Ahvalime şefkat kıl Lütfunla inayet kıl Ya Hazreti Mevlâna Aşıkım sana giryan Yandı yüreğim pürhan Bu canım sana kurban Ya Hazreti Mevlâna Bir el verdim bir ere Kaydolunduk deftere Namın geçti her yere Ya Hazreti Mevlâna Nurdan kandiller yansın Arştan huriler insin Aşka da gelenler dönsün Ya Hazreti Mevlâna Manâ gülleri pembe Kokusu gönüllerde Ey pirim aşkım sende Ya Hazreti Mevlâna Kapında olan canlar Eşiğini beklerler Sendedir gizli sırlar Ya Hazreti Mevlâna 20 Sen tıfıl iken ey sultan Göklerde ettin seyran Melâik sana hayran Ya Hazreti Mevlâna -----------------------Gökten itildim bir kenara düştüm, Mecnun gibi ben ahu zare düştüm, Göz yaşlarımla niyaza düştüm, Ey Allah’ım seni bulan nerdedir? Aşkın ile gece gündüz ağlarım, İçin için yanar yürek dağlarım, Senin için dert üstü dert bağlarım, Ey Allah’ım seni gören nerdedir? Seni gözler seni arar dideler, Senin için inler bir çok sineler, Bağda kırda yırtıldı elbiseler, Ey Allah’ım senin izin nerdedir? Gafil geçen ömrüm hep heba oldu, Gece gündüz dünya bana dar oldu, Aşık iken cümlemize yar oldu, Ey Allah’ım kılavuzun nerdedir? Gelecek mi acep vuslat demleri, Görecek mi göz Hakk’a erenleri, Peşimden gel yaşa şu hoş demleri, Ey Allah’ım senden haber kimdedir? Nûsret yandı artık benlik kalmadı, Ondan sonra kendin, ancak anladı, Hep dost imiş âlem ağyar kalmadı, Hâzır nâzır o dost Nûsret nerdedir? 21 Yandım derken nûr olmuştu sözleri, Öze vardı geçti diğer özleri. Kamaştırdı vuslat bütün gözleri, Aramayın Nûsret her dem bizdedir. Nehir bahre ulaşınca ses olmaz, Kar üstüne kar yağarsa iz olmaz, Âşık bir gün mâşuk olur şek olmaz, Yâr ile yâr oldu Nûsret bizdedir. Hz. Nûsret -----------------------Durakları Aşalım Gelin dostlar bizde aşka yanalım, Yanalımda neş’e ile dolalım ya Hay Gönlümüzde daim Hakk’ı bulalım Bulalım da Hakk ile Hakk olalım ya Hay Hû hû ile coşalım Coşalımda durakları aşalım ya Hay Erenler arifler bu yola girdi Girdi de kendi benliğin buldu ya Hay Bulduğunu anlayınca O oldu Oldu da cümle şerlerde yok oldu ya Hay Hû hû ile coşalım Coşalımda durakları aşalım ya Hay Dem geçmeden gel demi demliyelim Demliyelim de kıymetin bilelim ya Hay Gafleti geçip huzura erelim Erelim de daim neş’e edelim ya Hay Hû hû ile coşalım Coşalımda durakları aşalım ya Hay 22 Ey Allah’ım bizi mahsun eyleme Eyleyipte vahımızı dinleme ya Hay Neş’emizde her zaman tamam olsun Olsun da nefsimiz hep viran dursun ya Hay Hû hû ile coşalım Coşalımda durakları aşalım ya Hay el F. Necdet -----------------------Aman Allah Bana bir hâl oldu bugün Ey ahbablar sizde duyun Kalmadı hiç eski huyum Açıldı gönülde kuyum Ah aman Allah Allah Allah Canım Allah Allah Allah Anladım nûr bütün soyum Gönülden geldi hay suyum Bildim bende öyle nûrum Bakarsan fakirde kulum Ah aman Allah Allah Allah Canım Allah Allah Allah Gezer yürür divane ben Girerim hep divana ben Kalma nûrdan bigane sen Delindi bak kafesi ten Ah aman Allah Allah Allah Canım Allah Allah Allah Her an bülbül gibi ötem Hemen uçup Hakka gidem Allah Allah deyip dönem Arşa çıkıp yere inem Ah aman Allah Allah Allah Canım Allah Allah Allah el F. Necdet ------------------------ 23 İki varlıktan biri mâşuk olur Diğeri elbet ona âşık olur Mahbubumdur Hakk’ın habibi benim Her tarafta onu arar gözlerim İçi mâşuk dışı âşık bir vücud Her taraf bir kıbledir etsek sücud Kalksa vücud kümbeti puthaneden Kim kalır kim gider meyhaneden Kâh erihnâ kâh Hümeyrâ der Habib Bin selâmlar sana bizden ey tabib Hasta gönüle sıhhat istersem eğer Sonra ona yalvarırım tâ seher Bir zehir ver beyaz olsun içeyim Gönlün etrafında tavaf edeyim Sen tohum ol ben de toprak olayım Âlem içre bağ ve bostan kurayım Gönül coştu hayretimden ağladım Şefaat sırrını şimdi anladım Nûr doğarsa her taraf pür nûr olur Cife dahi nûr ile mesrur olur Meğer bende canlı bir âlemmişim Veyahut can âlemine ermişim Ya Hümeyrâ git yetiş imdadına Nûsret’in son gelmiyor feryadına Mürşidin gönlüne bir cümbüş olur Söyletirler çok söyleme suç olur Hz. Nusret 24 Mürşit gözünden lâyezâl göründü, Bî mîsal bî nikâp Cemâl göründü. Perdeler gözümden bir bir açıldı Gönüller bir oldu nûrlar saçıldı Ayıldım kendimi onu aradım Ne ben var ne o var şimdi anladım Rücûu ilâllah desek bu işe Vuslat deyiniz siz bu gidişe Âlemde görmedim hiç böyle makam Cihânı vereyim ben orda kalam Lüzum yok dediler her taraf birdir Mekân-ı lâ mekân hepsi senindir Hz. Nûsret -----------------------Fidandım büyüdüm goncayla doldum Bahara yetiştim kızardım soldum Kokuma bir müddet dostlar üşürdüm Dikenim yaprağım arza düşürdüm Ben ve sen meğer kuru lâfmış Her vücûd Hakk’ın maada yalanmış Dâima hazır ol ey anı vuslat Nâr-ı aşkınla nûr oldu Nûsret Hz. Nusret ------------------------ 25 Ey Âdemoğlu nerden gelirsin Geçmekte ömrün her dem erirsin İdrak edersen sen bir emirsin Durmaz gidersin kemâle doğru Sahilde bir gün sabah edersen Gafil görünme mihrabdasın sen Dağlar denizler tekbir okurken Tut şeyh elinden git Hakk’a doğru Yokluktur evvel şartı kemâlin Elbet gizler dilber cemâlin Bir gün tadarsın zevkin visâlin Sanma gidersin hevaya doğru Kendin mi mahzun yarin mi bilmem Kalbin okur Hû ey nûr-ı dîdem Âlem kemâ-kân devrinde her dem Çık arşa bir an bak ferşe doğru Dalma derinden bahri sıfata Düşsen mukabil mir’ât-ı zâta Hakk gör bakarken şah-ü gedaya Gönlün açılsın mevlâya doğru Her nokta cevval, her zerre raksân Her katre-i can aşk ile handân Cennet mi bilmem her bağ ve bostân Meydan senindir devrana doğru İdrâki noksan olduysa merdin Kemâle seyrini bilmezse ferdin Koşup yürürler peşinde dehrin Elbet giderler hayale doğru İnsân isen gel mâşûku seyret Fânî vücûdu bâkîye devret Mahbubu Hakk’sın ilminde zevket Yorulma gitme celâle doğru 26 Coştum giyindim meydâna geldim Uşşâkî dilden seyrâna geldim Ey dertli etfâl dermâna geldim Merd ol soyun gel ummâna doğru Ey veçhi bâkî maşuku canan Bak cismi fânî hasretle nâlân Âdemle Havva gurbette giryan Elbet giderler visâle doğru Mânen büyüksün yoktur sana eş Gönülde neler var boş durma eş Ufku ezelden doğan bir güneş Gider mi acep zevâle doğru Ölmezden evvel ölmek gerekmiş Cânana cânı kurban gerekmiş Uşşâk içinde Nûsret bilinmiş Çevir yüzünü cemâle doğru Hz. Nûsret -----------------------Bir âlemden bir âleme Devren geldim bu âleme Hasret kaldım ol Âdeme Nerededir yârin yolu? Gece gündüz demedim ben Yola düştüm giderim ben Ararım her sabah erken Nerededir yârin yolu? Ben bir garib biçareyim Bağrı yanık âvareyim Aşk oduna pervaneyim Nerededir yârin yolu? 27 Gökte sordum meleklere Ay yıldıza feleklere Acımam ben emeklere Nerededir yârin yolu? Tâ sübha dek mevlâ derim Bazen ya Hû ya Hakk derim Eyvah demem Allah derim Nerededir yârin yolu? Nerde kokan gülleri Nerde öten bülbülleri Bulabilsem erenleri Nerededir yârin yolu? Dolaşırım solu sağı Aşarım ben taşı dağı Nerede vuslat durağı Nerededir yârin yolu? Gurab değil bir garibim Hakk’la zengin bir fakirim Öksüz yetim bir hakîrim Nerededir yârin yolu? Dosttan haber verin bana Sende gel benimle ara Bakmayın pek öte yana Nerededir yârin yolu? Göz yaşımla söndüreyim Cehennemi yok edeyim Soran varsa söyliyeyim Nerededir yârin yolu? Müjde müjde buldum yâri Hilâfım yoktur vallahi Gözümden bakar billâhi Bize varır yârin yolu 28 Cennetlerden cennet beğen Hurilerden huri beğen Bütün bunlardan vazgeçen Bize varır yârin yolu Sabahları Konya’dayım İkindiyin Uşşak’tayım Her gece Beytullah’tayım Bize varır yârin yolu Dilimizde Hakk’ın sözü Gözümüzde aşkın gözü Özümüz Mustafa özü Bize varır yârin yolu Ahımla âlem kül olur Nefhamla yaprak gül olur Âşık bir gün mâşuk olur Bizde biter yârin yolu Nûsreti bul vuslata er Gönlüne gir Kâ’be’ye er Sözümden aldınsa haber Bizde biter yârin yolu Hz. Nûsret -----------------------Bülbülü râ’nâyı sev amma hümay-ı aşka bak Cümle ezhârı sev amma gel gül-ü râ’nâya bak Ey fakir insân bu âlem içre geldin neyledin? Cümle eşyayı muhit olmuş dîl-i dânâya bak Biriz mânâda canânım, sûrette ayrıldık biz, Libas-ı aşkı ben giydim, libas-ı hüsnü sen giy… Kıblegâh-ı cümle âlemdir, bunu bilmez cehil Vâkıf-ı esrâr-ı Hakk’tır, anlamaz echel cehil Sen dîl-i dânâyı buldun, anladınsa ebsem ol Îyd-i ekber ol gün oldu, sonra olma muzmahil 29 Biriz mânâda canânım, sûrette ayrıldık biz, Libas-ı aşkı ben giydim, libas-ı hüsnü sen giy… Ol dîl-i dânâ da, mestur etti kendin, zât-ı Hakk Âdem’in gönlünde kenzi mahfiyim ben dedi Hakk Taht-ı gâh etti dîl-i dânâyı oradan coştu Hakk Tâc-ı Kerramnâ’yı giydirdi, temâşa kıldı Hakk Biriz mânâda canânım, sûrette ayrıldık biz, Libas-ı aşkı ben giydim, libas-ı hüsnü sen giy… Hakk ile geldik cihâne, sonra cümle olduk halk Lâm-ı istidadı kaldır, cümle âlem oldu Hakk Gel dîl-i dânâya râm ol dediler bu dad-ı Hakk Levh-i mahfuzun kitabın kim okursa oldu Hakk Biriz mânâda canânım, sûrette ayrıldık biz, Libas-ı aşkı ben giydim, libas-ı hüsnü sen giy… Hakk olan Hakk bildi kendin âleme mir’at dedi Neş’ey-i mahbubiyyetle baktı ya Ahmed dedi Mustafa ayinesinden baktı taaşşuk eyledi Kendi kendinden temaşâ etti de nâz eyledi Biriz mânâda canânım, sûrette ayrıldık biz, Libas-ı aşkı ben giydim, libas-ı hüsnü sen giy… Bilmedi iblis-i lâin, kim ol dîl-i dânâdadır Cahil-ü nadânı bil amma ki canân ordadır Kendi bildi kendi örttü vechini bil perdedir Şükrü çok kıl ârif-i billâh isen hep sendedir Biriz mânâda canânım, sûrette ayrıldık biz, Libas-ı aşkı ben giydim, libas-ı hüsnü sen giy… Lütf edip Fahri Rasul açmakta vechinden nikâab Geh kapar nûr’u Hüdayı, hem görünmez âfitab Ey fakir Nûsret, bu âlem içre geldin neyledin Bil ve setret ki, cemâlin âleme vermekte tâb Biriz mânâda canânım, sûrette ayrıldık biz, Libas-ı aşkı ben giydim, libas-ı hüsnü sen giy… Hz. Nûsret 30 -----------------------Meyhanede kaldık bu gece ah mestiz efendim Bir şeyle mukayyet değiliz serbestiz efendim Ta’n etme bizi sofi gibi hoş gör efendim Bir şey ile mukayyet değiliz serbestiz efendim -----------------------Kâh çıkarım gökyüzüne seyrederim âlemi Kâh inerim yeryüzüne seyreder âlem beni Ah Haydar Haydar seyreder âlem beni Kâh giderim medreseye ders okurum halk için Kâh giderim meyhaneye dem çekerim Hakk için Ah Haydar Haydar dem çekerim Hakk için Sofular haram derler bu aşkın şarabına Ben doldurur ben içerim günah benim kime ne Ah Haydar Haydar günah benim kime ne Sofular secde eder caminin mihrabına Benim secdegâhım yâr eşiği kime ne Ah Haydar Haydar yâr eşiği kime ne Nesimi’ye sormuşlar yârin ile hoş musun? Hoş olayım olmayayım o yâr benim kime ne Ah Haydar Haydar o yâr benim kime ne Hz. Nesimi -----------------------Şol cennetin ırmakları akar Allah deyu deyu Çıkmış İslam bülbülleri öter Allah deyu deyu Aydan aydındır yüzleri, şekerden tatlı sözleri Cennette huri kızları gezer Allah deyu deyu 31 Salınır tuba dalları Kur’an okur hem dilleri Cennet bağının gülleri kokar Allah deyu deyu Kimler yeyip kimler içer hep melekler rahmet saçar İdris nebi hulle biçer sübhanallah deyu deyu Yunus Emrem diyarına, koma bugünü yarına Yarın Hakk’ın divanına, varam Allah deyu deyu Hz. Yunus -----------------------Durma yanalım ateşi aşka Şule verelim ateşi aşka Evvel aldandım pek kolay sandım Kat be kat yandım ateşi aşka Aşk ehli ölmez yerde çürümez Yanmayan bilmez ateşi aşka Ey padişahım affet günahım Yanmaktır kârım ateşi aşka Seyyid Nesimi terk eyle resmi Yandır bu cismi ateşi aşka Hz. Nesimi -----------------------Ben yürürem yane yane, aşk boyadı beni kane Ne akilem ne divane gel gör beni aşk neyledi Kâh eserim yeller gibi kâh tozarım yerler gibi Kâh çağlarım sular gibi gel gör beni aşk neyledi 32 Akar sularım çağlarım, dertli yüreğim dağlarım Yârim için ben ağlarım, gel gör beni aşk neyledi Ben yürürem ilden ile, dost sorarım dilden dile Gurbette halim kim bile, gel gör beni aşk neyledi Gurbet elinde yürürem, dostu düşümde görürem Uyanır melûl olurum, gel gör beni aşk neyledi Benzim sarı, gözlerim yaş, bağrım pare, ciğerim taş Halim bilen dertli kardeş, gel gör beni aşk neyledi Aşkın beni mest eyledi, aldı gönlüm hasteyledi Öldürmeye kast eyledi, gel gör beni aşk neyledi Ben Yunusu biçareyim, aşk elinde avareyim Baştan ayağa yâreyim, gel gör beni aşk neyledi Hz. Yunus -----------------------Didemiz giryan sinemiz suzan ruhumuz hayran, Halvetileriz biz Cismimiz püryan derdimiz derman aşkımız bürhan, Celvetileriz biz Seyr ile seyran aşk ile devran ederiz her an, Kadirileriz biz Zikrimiz esma fikrimiz müsemma seyrimiz ev edna, Bedevileriz biz Bizdedir halvet yâr ile ülfet bulmuşuz vuslat, Dusukileriz biz Mahremiz raze bülbülüz yâre harız ağyare, Rifaileriz biz 33 Hayyül bakiyiz dost müştakıyız aşka sakiyiz, Nakşileriz biz Ölmeden öldük sonra dirildik uçmağa girdik, Mevlevileriz biz Oniki seyran ederiz her an manada sultan, Bektaşileriz biz Hakk için bulduk nûr ile dolduk aşk ile yoğrulduk, Şazelileriz biz On iki pire bendeyiz bende Hakkın yolunda, Hüsamileriz biz Sâmi ko halkı ara bul Hakk’ı yoldur aşkı, Uşşâkileriz biz Hz. Sâmi Niyazi -----------------------Severim ben seni candan içeri Yolum geçmez bu erkândan içeri Nereye bakar isem dopdolusun Seni nerde koyam benden içeri O bir dilberdir ki yoktur nişanı Nişan olur mu nişandan içeri? Beni sorma bana bende değilim Suretim boş yürür dondan içeri Beni benden alana ermez elim Kadem kim basa sultandan içeri Tecelliden nasib erdi kimine Kiminin maksudu bundan içeri Kime didar gününde şule değse Onun şulesi var günden içeri Senin aşkın beni benden almıştır Ne şirin dert bu dermandan içeri 34 Şeriat, tarikat yoldur varana Hakikat, marifet ondan içeri Süleyman kuş dilin bilir dediler Süleyman var Süleyman’dan içeri Hz. Yunus -----------------------Dervişlik bana derki Sen derviş olamazsın Gel ne diyeyim sana Sen derviş olamazsın Sen Hakk’ı bulamazsın Derviş bağrı boş gerek Gözü dolu yaş gerek Koyundan yavaş gerek Sen derviş olamazsın Sen Hakk’ı bulamazsın Dövene elsiz gerek Söğene dilsiz gerek Derviş gönülsüz gerek Sen derviş olamazsın Sen Hakk’ı bulamazsın Dilin ile şakırsın Çok maniler okursun Vara yoğa kakırsın Sen derviş olamazsın Sen Hakk’ı bulamazsın Bağırıp varmayınca Mürşide gelmeyince Hakk nasip etmeyince Sen derviş olamazsın Sen Hakk’ı bulamazsın 35 Derviş Yunus gel imdi Ummanlara dal imdi Ummanlara dalmayınca Sen derviş olamazsın Sen Hakk’ı bulamazsın Hz Yunus -----------------------Neş-e paşı Hazret-i Mustafa’yız Muhibbân-ı Âliyyel Murtaza’yız Ehl-i Beyt’e biz mir’âtı safayız Biz Uşşâkileriz, berk-i Hüdayız Hu hu hu Allah Hay hay hay Allah Hakk güneşi tariklerin başıdır Gönlümüzde son yol aşkın yoludur Kervanımız âşıklarla doludur Biz Uşşâkileriz bahr-ı safayız Hu hu hu Allah Hay hay hay Allah Levlâke levlâk lema halektül eflâk Hayran bize ins-ü melek ve eflâk Hakk’tan gayra yoktur asla inhimak Biz Uşşâkileriz nûr-u Hüdayız Hu hu hu Allah Hay hay hay Allah Hep dertliyiz fakat aynı devayız Âlem bize gıpta etse sezayız Aşk denilen cevhere mübtelâyız Biz Uşşâkileriz sırrı cihanız Hu hu hu Allah Hay hay hay Allah 36 Zaman olur başımız hep sücûdda Huzurdayız arş üstünde huzurda Nûsret’e uyduk gideriz bu yolda Ne ten kaldı ne cân kaldı vücûdda Hu hu hu Allah Hay hay hay Allah Hz. Nûsret -----------------------Dem bu dem devran bu devran mesti hayranız bugün Terki hesti eyleyen aşıklarız geldik bugün Beş gün evvel almışız kadri beratın Gönlümüz mihrakı aşktır şemsi can olduk bugün Maşukum âşık dilinden âleme saldın sâlâ Can-ı başı terk eden merdane Hayyaalessâlâh Biz vücûdu mutlakız terk edip kat kat libası Her ne yönden bakmış olsak biz o nûr-u mutlakız Biz Muhammed Mustafa’ya uymuşuz cân bulmuşuz Haki gafletten silindik vechi paki mutlakız Maşukum âşık dilinden âleme saldın sâlâ Can-ı başı terk eden merdane Hayyaalessâlâh Bir cân verdik fakat bin cân ile doldu gönül Her dala konmaktan âr etti huzuru buldu gönül Narı gafletten halasla nûr-u mahz olduk bugün Nûsret ismi aldı coştu derde dermandır gönül Maşukum âşık dilinden âleme saldın sâlâ Can-ı başı terk eden merdane Hayyaalessâlâh Hz. Nûsret ------------------------ 37 Gönül nedir diyene Gönül veresim gelir Gönülden bilmeyene Hissiz diyesim gelir Aşk nedir sevda nedir Bunu bilmek gerekir Bunu bilen aşığı Her dem göresim gelir -----------------------Benlikle varılmaz ol ulu dergâha Allah Allah Varını yoğunu at da gel derviş Fenerin mumunu yak da gel derviş Mâna tezgahında hulle doku Allah Allah Elestii bi Rabbi’yi bilerek oku İlim meclisinden koku al koku Allah Allah Hulleyi enine giy de gel derviş Fenerin mumunu yak da gel derviş Mürşide teslim ol mevtalar gibi Allah Allah Yumuver gözün amâlar gibi Lâkin zamanında deryalar gibi Allah Allah Coşkun sular gibi ak da gel derviş Fenerin camını kır da gel derviş ------------------------ 38 Mevsim gene gülden Bülbül yine susmuş Duyulan ses gene meyden gene meyden Gönlüm yara hala Seni sevmek gibi şeyden gibi şeyden Bülbül yine susmuş Duyulan ses gene meyden gene meyden -----------------------Ey Allah’ım seni sevmek ne güzel şey ne güzel şey Bu başı yoluna can etmek Allah ne güzel şey Şol ismi zâtını bilmek visali gülünü dermek Cemâli pakini görmek ne güzel şey Allah ne güzel şey Sürüp dergahına yüzler akıtsın yaşın gözler Bir olsa gece gündüzler ne güzel şey Allah ne güzel şey Medine şehrine varsam ravzasına yüzüm sürsem O mübarek yeri görsem ne güzel şey Allah ne güzel şey Visali derdine düşmek yanıp aşk odununda pişmek Sonunda sana erişmek ne güzel şey Allah ne güzel şey Niyazi yârini bulsam eylenüp yanında kalsam Varsam bir ile bir olsam ne güzel şey Allah ne güzel şey -----------------------Ey gonca-i bâğ-ı safâ, ey verd-i handânım yetiş Bûyin senin derde devâ ey derde dermânım yetiş Dolmuş gözüm gönlüm senin aşkınla ey nazlı güzel Sensiz cihânı neylerim ey mûnis-i cânım yetiş 39 İçtim gözünden bir kadeh aşkın şarâbın mest olup Ayılmazam tâ haşra dek ey çeşm-i mestânım yetiş Ey tûti-i sükker –dehân nutkun verir bu cisme cân Kurban yolunda baş u cân ey mâh-ı tâbânım yetiş Nûr-ı cemâlin şem’ine pervâne veş yandı gönül Aşkından ayırma beni ey şems-i tâbânım yetiş Dil bülbülü feryâd eder ağlar durur şâm u seher Bekler o cânândan haber ey cân-ı cânânım yetiş Ey gonce-i bâğ-ı emel ey hüsn ü ânı bî-bedel Ey Hazmî’nin leylâsı gel sultân-ı hûbânım yetiş M.Hazmi TURA -----------------------Asitânın senin dâru’l-emândır Himmet eyle bize Pîr Hüsâmeddîn Şarâb-ı vahdetden kalbimiz kandır Himmet eyle bize Pîr Hüsâmeddîn Allah Allah ya ya Allah Hay Hay Allah Allah Hû Hû Allah Tarikat Pîrleri sana geldiler Kutb-ul vakt olduğun bildiler Hizmetin yolunda canlar verdiler Himmet eyle bize Pîr Hüsâmeddîn Allah Allah ya ya Allah Hay Hay Allah Allah Hû Hû Allah Enbiyâ evliyâ ervâhı bile Ârifîn âşıkîn erenler ile Günâhımız afvın sen Hakk’tan dile Himmet eyle bize Pîr Hüsâmeddîn Allah Allah ya ya Allah Hay Hay Allah Allah Hû Hû Allah 40 Hazreti Ali’den almışın desti Hazreti Rasulun sevgili dostu Bir kuru tahtadır döşeği postu Himmet eyle bize Pîr Hüsâmeddîn Allah Allah ya ya Allah Hay Hay Allah Allah Hû Hû Allah Ravzana yüz süren olur ber-murâd Tarîkat rüknünde kıldın ictihâd Hüsâmî kulundur eyleme âzâd Himmet eyle bize Pîr Hüsâmeddîn Allah Allah ya ya Allah Hay Hay Allah Allah Hû Hû Allah Hz. Ahmed Hüsâmî -----------------------Aşık oldur kim kılar cânın feda cânânına Meyli cânân etmesin her kim ki kıymaz cânına Cânını cânânına vermektir kemâli aşıkın Vermeyen cân itiraf etmek gerek noksanına Mevlâm ver aşkını bana hayranın olayım senin Bülbül gibi cemâline, nâlânım olayım senin Yandır beni yandır beni, aşk meyine kandır beni Beyhuş edip döndür beni, mestanın olayım senin Mansûr’um aşkın darına, mazhar olup dîdarına Şem-i cemâlin nûruna, sûzânım olayım senin Al bende benlik kalmasın, kimseler halim bilmesin Nâm’u nişânım kalmasın, pinhânın olayım senin Bu cân kuşum sana uçur, aşk meyinden daim içir Bu tâcı hırkadan geçir, üryanın olayım senin 41 Vasleyle yâri yârine, koma bugünü yarına Yak beni aşkın nârına, bûryanın olayım senin Seyyid Nizamoğlu hocam, ayırma kendinden yüce Gerek gündüz gerek gece, mihmanın olayım senin Hz. Seyyid Nizamoğlu -----------------------Şu dünyada behey Âdem elinde defterin olsun O defter rûzi mahşerde elinde rehberin olsun Gece gündüz Hüda ismi dilinde ezberin olsun Rasûlullah muinindir melekler yaverin olsun Yarın rûz-i kıyamette yükünde cevherin olsun Gece gündüz Hüda ismi dilinde ezberin olsun Bu dünya bir değirmendir durmayıp daim döner Yarın kıyamet kopunca dünya harabaya döner Gece gündüz Hüda ismi dilinde ezberinde olsun Emri Hakk vaki olunca bir gün kandilin söner Ben Mevlâ’ya kavuşunca yalan dünya sizin olsun Gece gündüz Hüda ismi dilinde ezberinde olsun -----------------------Allah bize lütfetti Şükür elhamdülillah Nimetine gark etti Şükür elhamdülillah Allah lâ ilâhe illâllah Hû hû Allah illâllah Yiyelim nimetini Övelim rahmetini Analım hasretini Şükür elhamdülillah Allah lâ ilâhe illâllah Hû hû Allah illâllah 42 Gönderdi doğru yola Kullar kulluk eyleye Hakk bize kulum deye Şükür elhamdülillah Allah lâ ilâhe illâllah Hû hû Allah illâllah Muhammed kadem bastı Şefî’ olmaktı kastı Hakk’ın sevgili dostu Şükür elhamdülillah Allah lâ ilâhe illâllah Hû hû Allah illâllah Ol habîbin yârları Cennettedir cânları Severiz biz onları Şükür elhamdülillah Allah lâ ilâhe illâllah Hû hû Allah illâllah Bağdadi’nin bu sözü Kabul eyle niyazı Dergaha sürdük yüzü Şükür elhamdülillah Allah lâ ilâhe illâllah Hû hû Allah illâllah Yemek İlâhisi -----------------------Buyruğun tut Rahmânın Tevhîde gel tevhîde Tazelensin imanın Tevhîde gel tevhîde Allah lâ ilâhe illâllah Allah lâ ilâhe illâllah 43 Sen seni ne sanırsın Faniye aldanırsın Hoş bir gün uyanırsın Tevhîde gel tevhîde Allah lâ ilâhe illâllah Allah lâ ilâhe illâllah Hüdâi’yi gûş eyle Aşka gelip cûş eyle Bu kevserden nûş eyle Tevhîde gel tevhîde Allah lâ ilâhe illâllah Allah lâ ilâhe illâllah Hz Hüdayi -----------------------Ey aşık-ı sadıklar Gelin Allah diyelim Bezm-i Hakk’a layıklar Gelin Allah diyelim Sübhan Allah, sultan Allah Her dertlere derman Allah Varalım doğru raha Yüz sürelim dergaha Yalvaralım Allah’a Gelin Allah diyelim Sübhan Allah, sultan Allah Her dertlere derman Allah Dinlen derviş Himmet’i Tutun farzı, sünneti Ey Muhammed ümmeti Gelin Allah diyelim Sübhan Allah, sultan Allah Her dertlere derman Allah ------------------------ 44 Cân kafesten uçmadan gel Ruhu sultan idegör Geç aradan göçmeden gel Nûru burhan idegör Sen hakikat rahına ir Cân gözünü açagör Gel Muhammed Ali bağı Sende bağı idegör İrmediler bu hakikat Menziline şirk koşan Kendini kendinde setr ol Hakk’ı her an idegör Mürşidinden feyz alanlar Çün bilüpdür zatına Kâmili bul şaşmadan gel Hakk’ı seyran idegör Şah Hulûsi, eyliyalar Enbiya emrindedir Görmeden mizan sıratı Burada mizan idegör Şah Hulûsi -----------------------Gece gündüz döne döne İstediğim Hakk’tır benim Allah deyu yana yana İstediğim Hakk’tır benim Gafiller aşk halin bilmez Münafıklar yola gelmez Ağlar bu gözlerim gülmez İstediğim Hakk’tır benim Ko yanayım kül olayım Taşkın akan sel olayım Çiğnet beni yol olayım İstediğim Hakk’tır benim 45 Seyyid Nizamoğlu gönül Bulagör kendinde yâri Ağlayuben zâri zâri İstediğim Hakk’tır benim İnleyüben zâri zâri İstediğim Hakk’tır benim Aman ……. Aman….. Ağlayuben zâri zâri İstediğim Hakk’tır benim İnleyüben zâri zâri İstediğim Hakk’tır benim -----------------------Bu dünyadan gider olduk Kalanlara selâm olsun Allah lâ ilâhe illâllah Bizim için hayır dua Edenlere selam olsun Allah lâ ilâhe illâllah Ecel büker belimizi Söyletmeye dilimizi Allah lâ ilâhe illâllah Hasta iken halimizi Soranlara selam olsun Allah lâ ilâhe illâllah Derviş Yunus söyler sözü Yaş doludur iki gözü Allah lâ ilâhe illâllah Bilmeyenler neyi bilsin Bilenlere selam olsun Allah lâ ilâhe illâllah 46 ------------------------------------------------------Kayda alınanlar burada bitmektedir. Aşağıya da kendi aslı olan el yazmaları kopyalanacaktır. T.B. ------------------------ 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162