lütfen tıklayınız. - Makine Tanıtım Grubu
Transkript
lütfen tıklayınız. - Makine Tanıtım Grubu
Managers Navigator Otomasyon ve Üretim Teknolojileri Dünyasi German Engineering Industry – Partner for Turkey 1. Baskı 2016 VDMA Publishing VDMA Publishing Bakan‘dan Mesaj Knowledge Sevgili okuyucular, VDMA VDMA Pumps + Systems Compressors, Compressed Air and Vacuum Technology Lyoner Str. 18 60528 Frankfurt am Main Germany Phone +49 69 6603-1296 Fax +49 69 6603-2296 E-Mail ulrike.maetje@vdma.org Internet pu.vdma.org kdv.vdma.org Türkiye ile Almanya çok yakın iş ortakları. Birbirimize ihtiyacımız var, özellikle de şu günlerde yaşamakta olduğumuz mülteci sorununda bunu görüyoruz. Ortaklığımızın sağlam bir temele, yani karşılıklı ticari ilişkilere dayanması bu nedenle olumlu bir husustur. Bu ilişkiler uzun yıllardan beri dinamik biçimde gelişiyor. Ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmi son 20 yılda üç katından fazlasına çıktı. 2015’te 37 milyar Euro’luk rekor bir rakama ulaştı. Alman yatırımcılar için de Türkiye çok cazip bir ülke. Onlar için Türk ortaklarının sağlam ve güvenilir bir hukuki çerçeveyi garanti etmesi önem taşıyor. Pumps + Systems Compressors, Compressed Air and Vacuum Technology Pumps and Compressors for the World Market 2016 with Compressed Air and Vacuum Technology Pumps and Compressors for the World Market 2016 pu.vdma.org kdv.vdma.org vf ???????-e Sigmar Gabriel Federal Ekonomi ve Enerji Bakanı Pumps and Compressors for the World Market with Compressed Air and Vacuum Technology This is the VDMA specialised magazine for engineers and the technical management. Please order your copy free of charge simply by sending an e-mail to martina.scherbel@vdma.org or register Bu yılın Ocak ayında Türk ve Alman hükümetlerinin görüşmeleri vesilesiyle Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Şimşek ve Ekonomi Bakanı Sayın Mustafa Elitaş ile karşılıklı ekonomik ilişkilerin geldiği nokta ve gelişme olanakları hakkında konuştum. Almanya daha şimdiden Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı. Bu konumu daha da geliştirmek istiyoruz. Burada çok potansiyel bulunduğunu düşünüyorum, örneğin enerji, Industrie 4.0 ve ileri teknoloji alanlarında. Makine ve sistem imalatı tam da bu alanlardaki gelişmeler için bir lokomotif işlevi görüyor. Makine ve sistem imalatı her sanayinin bel kemiğidir. Türkiye’de şu sıralarda üretimde giderek daha çok otomasyona geçiliyor. Bu alanda Alman şirketleri geleneksel olarak öncü konuma sahip. Bu şirketler Türk sanayinin daha da güçlenmesine ve modernize edilmesine önemli katkılarda bulunabilir – bunu da pek çok örnekte görebildiğimiz gibi yapıyorlar zaten: Alman şirketler açık arayla Türkiye’nin en önemli makine ve sistem tedarikçisi konumunda. 2014 yılında Türkiye’ye toplam 3,5 milyar Euro tutarında fabrika donanımı ihraç ettiler. Fakat ticaret tek yönlü bir yol değildir. Alman şirketleri de Türkiye’den giderek daha çok makine imalatı ürünleri ithal ediyor. VDMA’nın ve Turkish Machinery’nin bu sektör rehberi karşılıklı ticaret ilişkilerinin sağlam temeli üzerinde yükseliyor. Orta ölçekli işletmelerin ağırlıkta olduğu Alman makine ve sistem imalatı sektörü hakkında bilgi edinmek isteyen Türk şirketleri için bu yayın olağanüstü bir yol gösterici olacak. Bu rehber, yeni ilişkilerin kurulmasına ve Türkiye ile Almanya arasındaki ticari işbirliğinin daha da geliştirilmesine katkıda bulunacaktır. online via http://subscription.vdma-verlag.com The magazine is published once a year in April. Bu sektör rehberinin okurlarının tümüne ticari ilişkilerini kurmalarında ve geliştirmelerinde başarılar dilerim. Saygılarımla, www.vdma-verlag.com Sigmar Gabriel Federal Ekonomi ve Enerji Bakanı Managers Navigator 3 İstediğiniz havayı yaratıyoruz "Venti Oelde" olarak da bilinen Ventilatorenfabrik Oelde GmbH; havanın, buharların, gazların, tozun ve havadaki katı maddelerin toplanması, işlenmesi ve filtrelenmesi için geniş kapsamlı ürünler ve hizmetler sunan bir tesis ve bileşen üreticisidir. Üretim programı kapsamında çevreyi koruma amaçlı havalandırma, hava şartlandırma ve ısı geri kazanım tesisleri, yüzey teknolojisi, endüstriyel fanlar ve geri dönüşüm sistemleri ve tesislerinin yanı sıra toz toplama tesisleri bulunmaktadır. 1930 yılında kurulan Venti Oelde, yaklaşık 270 çalışanı bulunan ve Ruhr bölgesinin kuzeydoğusundaki Oelde’de yer alan, orta ölçekli bir şirkettir. Tesislere yönelik bakım, koruma, kontrol, onarım, geliştirme, iyileştirme ve büyütme çalışmaları mevcut hizmetleri tamamlamaktadır. Venti Oelde, çok sayıdaki saha ofisi, temsilcileri ve lisansörleri sayesinde tüm iş ortakları ile yakın temas halindedir. İçindekiler Fan Ürünleri Grubumuz: • Santrifüj fanlar • Yüksek basınçlı fanlar • Malzeme işleme fanları • Özel fanlar • Baca gazı fanları • Kağıt yırtma fanları • Sıcak gaz sirkülasyon fanları Endüstriyel Alanlar: • Çimento endüstrisi • Çelik endüstrisi • Enerji santralleri • Kimya endüstrisi • Matbaa ve kağıt endüstrisi Proses ve Hava İşleme Teknolojisine yönelik Bakan‘dan Mesaj 3 Almanya’nın Makine Sanayi – Türkiye’nin Geleceği İçin Teknoloji Ortağı 8 Rekabetçilik İçin Daha Fazla İnovasyon ve ArGe 12 Otomasyon, Verimlilik, Endüstri 4.0 13 Dijital Otomasyonda Süreklilik ve Yeni Verimlilik Potansiyelleri 14 Kompresör İstasyonlarının Duruma Odaklı ve Otomasyonla Bakımını Yapmak 16 Sanayide Dijital Dönüşüm 18 Ölçüm Sistemlerinin Otomasyonu ve Ağlandırılması: Üretim Ölçüm Teknolojisi 4.0’dan Kaynaklı Değişimler 20 Hidrolik Sistemler İçin Öngörülü Bakım 22 ürün yelpazemiz: • Malzeme tahliye ve taşıma tesisleri • Kuru tip filtreler • Sulu tip filtreler • Çözücü egzoz ve oksidasyon tesisleri • Kurutma tesisleri • Atık arıtma tesisleri • Geri dönüşüm tesisleri • Isı geri kazanımlı endüstriyel havalandırma ve hava şartlandırma tesisleri LINEAR AXES „Zorlu kaynaklar için bütünsel çözüm“ 24 Robotik Çözümleri: Otomasyon Çözümünün Bir Parçası olarak Kumanda Teknolojisi 26 We live motion. Hannover, Germany April 25 – 29 2016 HANNOVER MESSE Hall 16 Booth E04 www.hiwin.de Her eksene uygun çözümler alpha Value Line İçindekiler İnek koltuğa nasıl yerleşti? 28 Proses güvenliği için bir alternatif – „Handle in the Box” 30 Industrie 4.0 – Anahtar Sanayi Olarak Alman Makine ve Sistem İmalatı 32 Industrie 4.0 ile bilişim ve internet teknolojileri ürünlerde ve fabrikalarda daha güçlü biçimde yer alacaktır. 32 Tüm eksenlerde verimlilik Robotik ve Otomasyonla Daha Fazla Verimlilik 34 Başarılı Ürünler İçin Modern Yüzey Teknolojisi 36 Yenilikçi hassas aletlerde gelecekteki beklentiler 38 Üretimde otomasyon-otomasyona geçenler kalıcı olur. 34 Yeni alpha Value Line redüktör serisi farklı sektörlerdeki tüm eksenlerde üniversal kullanıma uygundur ve takriben tüm uygulamalar için en ekonomik çözümü sağlar. İrtibat bilgileri: Tel. +90 216 709 21 23 info-tr@wittenstein.de Ayrıntılardan faydalanın: • • • • maksimum ekonomi adetli siparişler için dahi kısa teslim süreleri yüksek esneklik yüksek güvenilirlik WIN Otomasyon fuarındaki standımıza ziyaretlerinizi bekleriz, 17.-20. Mart: Hol 3, Stand C120 Tam Anlamıyla Kalite – Alman Ölçüm ve Kontrol Teknolojisi 39 Made in Germany tahrik ve akışkan teknolojisi: Geleceğin makine imalatı için en üst düzey teknoloji ve daha fazla verimlilik 40 Künye 42 Industrie 4.0 ve Predictive Maintenance sanayi üretimini kalıcı biçimde değiştirecek ve yeni iş modelleri oluşturacak. 41 WITTENSTEIN alpha – akıllı tahrik sistemleri www.wittenstein-alpha.com/alpha-value-line alpha Managers Navigator 7 vdma Almanya’nın Makine Sanayi – Türkiye’nin Geleceği İçin Teknoloji Ortağı Dr. Reinhold Festge Makine imalatı alanında Türk-Alman ilişkileri sağlam bir temele oturuyor ve her iki taraf temsilcilerinin belli aralıklarla buluşmalarından makine imalatı sanayimizin yararına ortak pozisyonlar geliştirilebiliyor. Karşılıklı ilişkilerin daha da derinleştirilmesine yönelik çeşitli fırsatlar 2016 yılına da damgasını vuruyor. vdma S on aylarda iki ülkenin hükümet başkanları ve kabine üyeleri belli aralıklarla bir araya geldi. Bu görüşmelerin ana konusunu güncel göçmen sorununun üstesinden gelinmesi oluşturmuş olsa da, daha yakın bir ticari işbirliği, AB’nin Türkiye ile gümrük birliğinin genişletilmesi ve Türkiye’nin AB’ye katılımı perspektifi gibi ekonomiye ilişkin konular da gündemde yerini aldı. Yön açık biçimde belirlenmiş durumda. Hem Türk hükümeti hem şirketler Türkiye’yi ileri teknoloji merkezi haline getirmek istiyor. Endüstrinin daha fazla otomasyona ve enerji verimliliğine doğru modernizasyonu özellikle de ihracata yönelik üretim yapan neredeyse tüm sektörlerdeki şirketlere dış pazarlarda daha çok başarı getirmesi bekleniyor. Burada Türkiye özellikle de Alman şirketleriyle ilişkiler kurmayı hedefliyor. Bu planları uygulamaya koyma yönünde bir adım olarak hükümet kısa süre önce araştırma ve geliştirme projelerinin daha güçlü biçimde desteklenmesini, ekonomi ile araştırma kurumları arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi için daha yoğun biçimde çaba gösterilmesini kararlaştırdı. Uzun süreli bir büyümenin ardından Alman makine ve sistem imalatçılarının Türkiye’ye ihracatı 2014’te gerilemişti. Fakat 2015’te pazarda talep yeniden artış gösterdi ve Alman yatırım malları endüstrisi geçen yıl yaklaşık 3,8 milyar Euro değerinde ürünü Türkiye’ye ihraç etti. Bu, bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 11’lik bir artış anlamına geliyor. Özellikle de kalıplar ve sanayi robotları gibi üretim bakımından önem taşıyan sektörlerdeki imalatın modernizasyonu için dünya ortalamasının üzerinde bir taleple karşılaşıldı. Fakat Türkiye ile mal alışverişi tek yönlü bir yol değil. Alman makine imalatı sanayi uzun yıllardan beri Türk makine imalatı sanayinin dünyadaki en büyük alıcısı du- rumunda. 2014 yılında Türk makine imalatı sanayi Almanya’ya 775 milyon Euro değerinde mal ihraç etti. Bu, geçen yıla göre yaklaşık yüzde 10’luk bir artışa karşılık geliyor. 2015 yılında da bu eğilim devam etti. Kasım ayına kadar ithalat %7 artış göstermişti. Böylece Türk ürünlerinin Almanya’da giderek daha çok kabul gördüğü kanıtlanmış oluyor. Fakat mal alışverişi Türkiye’ye yönelik faaliyetlerimizin yalnızca bir yüzünü oluşturuyor. Bunun ötesinde son yıllarda Türkiye Alman makine imalatçıları için önemli bir yatırım merkezi durumuna yükseldi. VDMA’ya üye şirketlerin orada yaptığı üretim ihracat rakamlarının içinde yer almıyor. Bu nedenle Almanya’nın Türkiye pazarındaki payı salt ihracat rakamlarının üzerindedir. Türkiye’den bölgedeki başka ülkelere yapılan ihracatlarda Alman makine imalatçıları Türkiye’nin teknoloji merkezi olarak Avrupa ile Asya arasında bir köprü oluşturduğu yönündeki ününün artmasına da katkı sağlıyor. POWERTRAIN PRODUCTION SYSTEMS power take-off units and front drive units PRE ASSEMBLY | LASER-WELDING | MAIN ASSEMBLY | END OF LINE TEST | PACKAGING + transfer cases + rear drive units + YOUR TURNKEY PRODUCTION SYSTEM PROVIDER FOR HIGHTECH POWERTRAIN UNITS + engines and ancillary components + manual and automatic transmissions EUROPENORTH AMERICAASIA 8 Managers Navigator M&R AUTOMATION sales@mr-automation.comwww.mr- automation.com vdma vdma de nedenlerinden biri. Alman yatırım malları sanayinin 38 uzmanlık alanı üretim zincirinin tamamını kapsıyor ve böylece tek tek ürünlerden çok daha fazlasını sunuyor. Bileşenden sisteme kadar, sistem tedarikçisinden sistem uyumlulaştırıcısına ve oradan hizmet şirketine kadar uzanan bir çizgide Alman makine ve sistem imalatı şirketleri bütünsel çözümler sağlayan bir iş ortağı olarak faaliyet gösteriyor. Geniş kapsamlı hizmet seçeneklerinden dolayı Türk müşterilere üretim için gerek duydukları bütünsel çözümler sunulabiliyor. Danışmanlık, eğitim, bakım ve servis alanlarında bireysel olarak uyarlanmış teklifler memnuniyete katkı sağlıyor ve müşteri sadakatini güçlendiriyor. Bu müşteri sadakatini en optimal hale getirmek ve uzun vadeli olarak biçimlendirmek, Alman yatırım malları endüstrisinin özellikle güçlü olduğu bir konu. Alman makine imalatçıları yıllardan beri dünya çapında endüstriyel ilerlemeyi hızlandırıyor. Bundan sonraki önemli adım, Industrie 4.0 vizyonunu uygulamaya koymak ve inovatif ürünleri ve ürün konseplerini geliştirmek olacaktır. VDMA, bu konunun sanayimize sağlayabileceği fırsatlardan yararlanılabilmesine tam destek veriyor. „Industrie 4.0” kavramının arkasında, değer yaratma zincirinin tamamını değiştirme potansiyelini taşıyan karmaşık bir teknik devrim yatıyor. Yalın bir ifadeyle Industrie 4.0’ın arkasındaki amaç, geleneksel üretim yöntemlerini bilgisayarlaştırmak ve “akıllı” bir fabrika tasarlamaktır. Evrensel dijitalleşme bir ekonomideki tüm üretim birimlerini birbirine bağlıyor ve tedarikçilerin, müşterilerin ve iş ortaklarının süreçlerini üretime entegre ediyor. Müşteri taleplerine hızlı ve esnek biçimde yanıt verebilme ve düşük parti büyüklüklerinde yüksek Bu sektör rehberi Türk şirketlerine Alman makine ve sistem imalatı sanayinde yer alan potansiyel iş ortakları hakkında doğrudan bilgi edinme olanağı sağlıyor. Bu iş ortaklarının giderek artan bir bölümü Türkiye’de doğrudan faaliyet gösteriyor. Bu da iletişim kurmayı ve işbirliğine gitmeyi kolaylaştırıyor. Buradan yeni ve ilginç işbirliklerinin ve ortaklıkların doğacağından umutluyuz. Ülkelerimize bu yolda başılar diliyorum. l Dr. Reinhold Festge VDMA Başkanı Pek çok uzmanlık alanında Türkiye ile uzun süredir sağlam ilişkiler kuruldu ve bu ilişkiler iyi işleyen bir ortaklık için örnek oluşturuyor. değişken sayılarını verimli biçimde üretebilme yetisi artacak ve böylece rekabet gücü ayrıca yükselecektir. Türkiye’de sanayi mallarına olan talep artmaya devam edecek. Bu da tüketim mallarını üreten, enerjilerin verimli biçimde kullanılmasını sağlayan ya da artan mobilite gereksinimini karşılayan ve akıllı bir altyapıyı garanti eden makineleri gerektiriyor. Alman makine imalatçıları inovatif bireysel çözümlerle 21. yüzyıl dünyasına yeni bir bakışı mümkün kılıyor. 1 milyondan fazla çalışanı ve neredeyse %77’ye varan ihracat oranıyla Alman makine ve sistem imalatı Almanya’nın en büyük sanayi dallarından biri durumunda. Ortalama 170 çalışana (2013) sahip olan sektör şirketleri ağırlıklı olarak küçük ve orta ölçekli işletme yapısına sahip. Bu yapı, değişen pazar koşulları karşısındaki büyük esnekliğin ve inovasyon gücünün MONORAIL MR – Takım tezgahlar için Profil Kılavuzlamalar • En iyi çalışma karakteristiğine sahip • Masuralının O-Düzeneğinde olması, tüm yönlerde yüksek taşıma ve moment kapasiteye sahip olması • AMS Entegre ölçüm sistem seçeneği mevcut • Etkili sızdırmazlık için çift ön ve boylamasına sıyırıcılı AMS Entegreli ölçüm sistemi – Mutlak ve inkremental ölçüm sistemi • • • • 10 Managers Navigator Almanya dünyanın en başta gelen üretim teknolojisi merkezlerinden biri. Almanya’nın bu konumu klasik makine ve sistem imalatının yanı sıra yazılım, sensorik ya da Micro Technology gibi yeni sektörler için de geçerli. Bu yeni alanları ve genişletilmiş bir hizmet portföyünü Alman makine ve sistem imalatı sektörü doğrudan birbirine entegre etti. Böylece müşterilerinin sektörlerine özgü gereksinimleri için komple çözümler sunabilecek duruma geldi. Bu olağanüstü konumunu Alman yatırım malları sanayi araştırma ve geliştirme alanındaki yoğun çabalarla ve global düzeyde faaliyet göstererek daha da sağlamlaştırmayı amaçlıyor. Yüksek hassas, güvenilir ve az bakımlı Tüm MONORAIL Profil kılavuzlar için mevcut Güvenilir ve sağlam manyeto dirençli sensörlü Analog veya dijital arayüzlü (interface) SCHNEEBERGER GmbH Türkiye İrtibat Bürosu | Dumankaya Vizyon A1-Blok K:6 D:32 | Esentepe Mah. Milangaz Cad. No:77 | Kartal 34870 İstanbul | ismail.aykut@schneeberger.com | www.schneeberger.com MAİB MAİB Otomasyon, Verimlilik, Endüstri 4.0 Adnan DALGAKIRAN Dr. Hüseyin HALICI Dünya makine ihracatı sıralamasında 26. sırada yer almakta olan Türkiye, 2015 yılını yaklaşık 14 milyar $ makine ihracatı ile kapattı. Ülkemiz ekonomisinde lokomotif görevini üstlenmiş olan ve Türkiye’nin ihracat lideri olmaya doğru ilerleyen makine sektöründe ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 2002 yılında % 27 iken 2014 yılında %52 seviyelerine yükseldi. Günümüzde artık rekabet ve sürdürülebilir bir başarı sağlamak için teknolojiye otomasyona dayalı üretim kaçınılmaz bir hal almaktadır. D ünyada ve ülkemizde yaşanan olumsuz ekonomik koşullara rağmen Türk makine sektörü son 10 yılda önemli gelişmeler gösterdi. Makine ihracatımız, son 5 yılda ortalama % 15 ihracat artışıyla dünya ihracat artışıyla dünya ihracat artışı sıralamasında 3. sırada yer alıyor. Tüm alt sektörlerde kaliteli üretim ve ihracat yapan firmalarımız mevcut. Ancak bu firmalarımızın uluslararası arenada uzun vadede rekabet gücünü artırmaları gerekiyor. Mevcut durumda üretimimizin, yüzde 75’ini orta düşük ve düşük teknolojiyle yapıyoruz. Eksik yönlerimizi de düzelterek bu tabloyu daha iyi seviyelere çekmemiz gerekiyor. Kaynak kullanımı, enerji verimliliği, süreç optizimasyonu alanında ilerleme sağlayarak ve teknoloji kullanımımızı artırarak ancak Türk makine sektörü- nün rekabet edebilme gücünü artırabiliriz. Türkiye’nin Makinecileri kurulduğu yıldan itibaren, Türk makinesinin daha iyi tanıtılabilmesi için yurt içinde ve dışında faaliyetler yürütmektedir. Özellikle hedef pazar olarak belirlediğimiz Almanya’da bu tanıtım faaliyetlerimiz daha yoğun şekilde gerçekleşmektedir. 2016’da yaklaşık 25 fuarda Türkiye’nin Makinecilerini temsil edeceğiz ve bunların çoğu Almanya’da olacak. Türkiye’nin Makinecileri olarak biz, sektörün günümüzde geldiği duruma sağladığımız katkıdan gururluyuz. Ancak sektörün gelişmesinin otomasyon ve endüstri 4.0 konularına ağırlık vermekten geçtiğinin bilincindeyiz. “Robotlar Çağı” olarak da anılan bu dönemde, makinelerin akıllanmasının ve istihdamın insandan makine- Fotoğraflar: OAİB Türk-Alman İşbirliği bir model olma potensiyalinde ve özelliğinindedir! Adnan Dalgakıran lere geçişinin tamamlanması öngörülüyor. Bu dönemin 20 yıl içinde entegrasyonunun tamamlanarak firmalar tarafından uygulanabilir hale geleceği düşünülüyor. Amacımız, Endüstri 4.0 altyapı hazırlık sürecinin bir an önce tamamlanmasında firmalarımıza yol göstererek, bu alanda dünyada parmakla gösterilen ülkeler arasında yer almaktır. Bu amaçla, 2016 yılında Türkiye’nin uluslararası pazarlarda görece düşük işgücü maliyetlerine dayalı rekabet anlayışını; Türk makinesinin gücüyle teknoloji üreten ve geliştiren model ile üst seviyeye çıkarmayı amaçlıyoruz. Yeni logomuzla Türkiye’nin Makinecilerini, bu ülkeden yükselen ve dünyaya ışık veren bir yıldız olarak simgeledik. Bundan sonra, AR-GE sayesinde üretim maliyetlerinin düşürülmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi, firmalarımızın iş yaptıkları dış pazarlara ulaşım imkânlarının iyileştirilerek sektörün ihracat kapasitesini artırabilmesi konularına daha fazla odaklanacağız. Bu amaçla 2016 yılında üyelerimizi otomasyon ve endüstri 4.0 konularında bilgilendirecek eğitimler vermeyi planlıyor, Almanya ve Türkiye’de düzenleyeceğimiz “Teknoloji Forumları”na firmalarımızı davet ederek bir taraftan teknolojik trendleri yakından takip etmelerini diğer taraftan işbirliği yapacak firma arayışlarına yardımcı olmayı planlıyoruz. Ülke olarak ileri gitmemizin yolu Ar-Ge ve inovasyona yatırım yapmaktan geçiyor. Bu bilinçten hareketle sağlam adımlarla geleceğe yatırım yapıyor, ihracatçımızın vizyonu açacak faaliyetler yürütmeyi planlıyoruz. l Adnan DALGAKIRAN Makine İhracatçılar Birliği Başkanı 12 Managers Navigator E ndüstriyel otomasyon sektörü, genel endüstriden demir çeliğe, petrokimyadan suya, kağıttan enerjiye, inşaat, çevre gibi akla gelen tüm sektörlere hizmet eden ve çok geniş bir yelpazeye sahip bir sektördür. Bu sektörlerin gelişimleri otomasyon sektörünün gelişimi ile birebir orantılıdır. Gelişmiş bir ülke konumuna gelebilmek ve küresel ölçekte rekabet edebilir seviyeye ulaşmak için kesinlikle gelişmiş imalat sanayiine sahip olmak gerekiyor. Günümüzde modern imalat sektöründe insansız üretim amaçlanmaktadır. Bu da artık makinalara akıl katma döneminin başladığını göstermektedir. Özellikle Bilgisayar teknolojilerinin olağanüstü hızla gelişimine paralel olarak akıllı fabrika dönemi başlayacak. Bu dönem, günümüz başlangıç alınarak Endüstri 4.0 olarak tanımlanıyor. Makinalarda her bileşenin birbiriyle haberleştiği, kendi kendine karar veren ve denetleyen üretim tesisleri devri başlayacak. Siber Fizik Sistemler olarak tanımlanan ya da IoE “Internet of Everythings” olarak da tariflenen Yapay zekaya sahip üretim sistemleri hayal edilmektedir. Özetle akıllı makinalar dönemi yaygınlaştığında, ki yaygınlaşma için start alındığını görüyoruz, o zaman en az adamla en az enerji ile en yüksek verim ve kalitenin yaratılması sonucu işletmenin Kar maksimizasyonunun yolu açılmış olacak. Bunu en çabuk yapan üreticiler rekabette yalnız kalacaklar. Geleneksel yöntemlerle yapılacak üretimler ise muhtemelen bu durumda girdileri açısından rekabet avantajlarını kaybedecekler. Bu durumda satış şanslarını kaybetme riskleri doğacak. Bu gün dünyada olağan üstü bir teknoloji savaşı yaşanıyor. Bu konuda öne geçenler özellikle Amerika, Almanya ve Japonya’dır. Ar- tık emek yoğun ağırlıklı işler yerini akıllı makinelerin yönetimine bırakmaktadır. Gün geçtikçe artan rekabet koşulları bir malı olabildiğince uygun maliyetlerde, kaliteli, verimli, hızlı ve sürdürülebilir üretilmesini gerektirir. Bu da maliyet girdilerini sürekli olarak kontrol etmek ile mümkün olacaktır. Bir üretimin Hammadde, enerji ve işgücü olarak ayırabileceğimiz 3 ana girdisi mevcuttur. Ham maddeyi azaltmak çok fazla mümkün değildir. Ancak belli oranda enerji girdisi azaltılabilir ve insan gücü nerdeyse tamamen ortadan kaldırılabilir. Bu durum sadece gelişmiş ülkelerde değil aynı zamanda gelişmekte olan ve işgücüne dayalı üretim yapan Çin gibi ülkelerde bile algılanmış ve onlarda bu konuda gerekli adımları atmışlardır. Bu durumu dünyadaki robot kullanımı dikkate alınarak örneklemek istersek dünyada en çok robot kullanım oranı artan ülke Çin’dir. Dolayısıyla sadece gelişmiş ülkeler değil gelişmekte olan ülkeler de Endüstri 4.0 kavramını dikkate almak ve üretim teknolojilerini buna göre düzenlemeleri gerekmektedir. Endüstri 4.0 da diğer bir nokta nitelikli işgücüdür. İnsandan bağımsız üretim ve sanayi hedefinde olan firmalar ve bu firmalara proje geliştirerek çözüm sunan şirketler için mühendislik, teknisyenlerin istihdamı giderek daha önemli bir hale gelmektedir. Çünkü kalifiye ve gelişen teknolojiye ayak uydurabilen mühendis ve teknisyen bulmak tüm dünyada firmaların en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. Bunun için personel bulmak, çalıştırabilmek, faydalanabilmek ve firmada tutabilmek çok ama çok önem arz etmektedir. Bunun için yeni jenerasyonları anlayıp onların talepleri ile iş gereksinimlerini ortak bir noktaya taşıyarak yeni bir iş anla- Fotoğraflar: ENOSAD, MAİB Rekabetçilik İçin Daha Fazla İnovasyon ve ArGe yışı ve yaşantısı oluşturulmalıdır. Özetle belirtmek gerekirse, gelişmemiz ve potansiyelimizi daha da arttırmamız için teknolojiyi sadece kullanmak değil aynı zamanda üretmek hedefi ile çalışmalarımızı yürütmeliyiz. Bu bizi dünyada pazar bulan ve tercih sebebi yapan ülke konumuna getirecektir. Türkiye hem jeopolitik açıdan çok önemli bir konuma sahip hem de genç ve dinamik iş gücü kaynağı mevcuttur. Globalleşen dünyada bizim firmalarımızın da global düşünmeleri gerekmektedir. l Dr. Hüseyin HALICI ENOSAD Yönetim Kurulu Başkanı Şubat 2016 Managers Navigator 13 sanayİ 4.0 sanayİ 4.0 Dijital Otomasyonda Süreklilik ve Yeni Verimlilik Potansiyelleri OLAF GRAESER G eleceğin projesi olan sanayi 4.0, A’dan Z’ye mühendislik ve bireyselleştirilmiş bir üretim gerektiriyor. Bunu sağlamak için gerekli verilerin dijital biçimde erişilebilir olması gerekmektedir. Çünkü devre panoları ve makineler neredeyse tüm karmaşık ürünler gibi belli bileşenlerin birleşiminden oluşmaktadır. Bileşenlerin doğru ve verimli biçimde bir araya getirilebilmesi için doğru yazılım araçlarına (Engineering-Tools) ve bu bileşenlere ilişkin bilgilere gerek duyulmaktadır. Fakat bu bilgiler, hala çoğu kez ürün özellikleri formlarında (Datenblätter) yer alıyor. Modern mühendislik araçları, Veri-Portalı olarak adlandırılan, kullanıcı bileşenlerine ilişkin dijital bilgileri çoğu kez kişiye özgü, yani standartlaştırılmamış veri formatında sağlayabiliyen portallar üzerinden çalışmaktadır. Bu nedenle bileşen üreticileri, ürün verilerini çok sayıda farklı formatta hazır bulundurmak zorunda kalıyor. Standartlaştırılmış veri formatlarının ve arayüzlerin kullanılması aslında daha bilimsel bir yaklaşım olacaktır. Bu bağlamda örneğin eCl@ss formatının kullanılmakta olduğu görülmektedir. Teknoloji ağı senaryosunda Eplan’ın mühendislik aracı, dijital ürün açıklamalarını eCl@ss formatında ithal yöntemiyle bunlardan yararlanabilir. Rittal ve Phoenix Contact gibi üreticiler (dijital ürün olarak adlandırılan) bu tarzdaki ürün açıklamalarını kullanıma sunmaya başladılar bile. Dijital ürünler, kataloglarda ve teknik ürün özelliklerinde belirtilen bilgilerin daha fazlasını içermektedir. Şöyle ki, bu dijital ürünler aynı zamanda, otomasyona dayalı işlemeyi destekleyen ürün özel14 Managers Navigator Resim: Phoenix Contact „From the Top Floor to the Shop Floor“ – bu motto Eplan, Rittal ve Phoenix Contact şirketlerinin ortak angajmanını çok güzel özetliyor. „Smart Engineering and Production 4.0“ başlıklı teknoloji ağı çerçevesinde bu iş ortakları otomasyonda süreklilik prosesini sergilemektedirler. Örnekleme prosesi, dijital bazda ürün izahı, iyi bir mühendislikle geliştirilmiş devre panosunun terminal kelepçe blok üretimini kapsıyor. „Smart Engineering and Production 4.0“ adlı teknoloji ağı çerçevesinde Eplan, Rittal ve Phoenix Contact A’dan Z’ye otomasyonu gerçekleştirilmiş bir süreci gösteriyor. liklerini de kapsayabilmektedir. Bir terminal kelepçe bloku örneğinde olduğu gibi, hat kanalları sayısının yanı sıra bunların konumları ve açılım yönleri, etiketlerin mekana uygun yönlendirilmesi gibi bilgiler olabilmektedir. Bu bilgiler daha sonra otomasyona geçirilmiş -örneğin robot destekli kablolama ve yazı yazma işleminde yardımcı oluyor. Bileşen üreticiler dijital ürünü çeşitli yollardan sağlayabiliyor -örneğin bir web sayfası üzerinden ya da bulut tabanlı uygulamalardan da temin edilmesi gibi. Bir sonraki adımda mühendislik işlemi başlıyor. Burada bileşenler uygun bir mühendislik yönteminde birleştirilip sanal bir prototip hazırlanıyor. Daha sonra tüm proses aşamaları uygulanarak nihai ürünün eksiksiz bir görüntüsü elde ediliyor. Ürün zinciri tüm kompleks yapı hakkında bilgi sahibi Bütünsel bir tanımlama, ürün özelliklerinin tek tek listelenmesinden daha fazlasını içermek zorundadır. Bunun yanı sıra, kullanılan bileşenler arasındaki ilişkiler de tanımlanmalıdır: Devre panosu nasıl bir mekanik yapıya sahip? Komponentler birbiriyle nasıl ilişkilendiriliyor, bağlanıyor? Bir ‘Fieldbus’ sistemi kullanılıyor mu? Eğer kullanılıyorsa konfigürasyonu nasıl yapılıyor? Bu soruların yanıtı artık yalnızca eCl@ss ile cevaplanabilmektedir. Aslında makine ve sistem imalatında kompleks ilişkilerin daha net tanım ve özelliklerini anlatan yeni bir betimleme diline gerek duyuluyor. Bunun için de AutomationML’in uygun bir format olduğu ileri sürülmektedir. AutomationML’in ve eCl@ss’ın önemli bir özelliği, her iki standardın farklı biçimlerde birbiriyle ilişkilendirilebilmesidir. Örneğin eCl@ss-XML’i AutomationML’nin bir rol sınıfları kütüphanesine aktarmak mümkün oluyor. Böylece AutomationML’e göre dizayn edilmiş bir sistemde yer alan her bir nesne bir eCl@ss sınıfıyla eşleştirilebiliyor.Böylece, hangi tür komponentlerin birbirlerine entegre edildiği üretim zincirinin tamamı tarafından bilinebiliyor. Sonuçta mühendislik aşamasında oluşturulmuş olan sanal prototip, üretim sırasında veri tabanı olarak kullanılabilmektedir. Sanayi 4.0’ın gerekliliklerini yerine getiremeyen mevcut makine ve sistemler gerek duyulan bilgileri bu yöntemle sanal prototipten edinebiliyor. Örneğin devre panosu imalatında, bu kayıtlar montaj plakasının işlenmesine ilişkin bilgilerden oluşuyor. Burada yer alan önemli bilgiler arasında; montaj plakasının ebatları, delme noktalarının koordinatları ve geometrisi gelmektedir. Yeni geliştirilen sistemler için dijital ürün betimlemesi daha çok bilgi sunmakta ve böylece daha çok bilginin doğru biçimde kullanılması sağlamaktadır. Akıllı kumanda sistemleri tüm üretim sürecini yönlendiriyor Akıllı kumanda sistemlerine bir örnek olarak Phoenix Contact’ın “Industrie 4.0 Demonstrator” diye adlandırılan bu yeni sistemi gösterilmektedir. Bu sistem “It´s OWL” öncü teknoloji Cluster’inin “dönüştürülebilir üretim teknolojisine yönelik otomasyon (AWaPro)” araştırma projesinde Phoenix Contact tarafından üretildi. Fakat sistem üzerinde çalışmalar hala devam etmektedir. Demonstrator’un akıllı iletim sistemi önce sanal prototipi analiz ediyor ve yalnızca parçaları takılmış olan taşıma raylarına bakıyor; ilk adımda hangi üretim aşamalarının gerekli olduğunu kontrol edi- yor. Bu aşamalar içinde, taşıma raylarının ihtiyaca göre boylamasına kesilmesi, farklı terminal kelepçe blok tırnaklarının oturtulması, kelepçelerin etiketlendirilmesi ve bağlantıların gerçekleştirilmesi bulunmaktadır. Ardından iletim sistemi, belirtilen üretim adımlarının eldeki üretim hücreleriyle uygulanabilir olup olmadığını kontrol etmektedir. Herşey uygun ise üretim süreci başlatılabilir durumdadır. Demonstrator’un önemli bir özelliği de personelin üretime dahil edilmesidir. Zira, otomasyona geçirilmesi yüksek maliyetlere neden olacak sistemlerde, el montaj yöntemiyle yapılması gerekenleri öngörebilmektedir. Buna örnek olarak, bağlantıların sağlanması ve kelepçelerin sırasıyla etiketlenmesi verilebilir. Sanal prototipten gelen verilerden yola çıkılarak, parçaların takılacağı taşıma raylarının şematik görüntüleri oluşturularak personele yaptıkları işlemde destek olunmaktadır. Bu nedenle parçalara RFID etiketleri yapıştırılıyor. Etikette başlangıçta, parça takılı taşıma rayının yalnızca sipariş numarası yer alıyor. Telsiz etiket el işçiliğinin yapıldığı birimden geçerken okunuyor. Hücre bu parçanın nasıl işleneceğini kumanda sisteminde soruyor. Yanıt olarak kumanda sistemi, bağlantıları yapılmış ve etiketlenmiş taşıma rayının görüntüsünü montaj yapılacak birimdeki ekrana gönderiyor ve etiketlerin basım işlemini başlatıyor. Montajda çalı- şan personel de ekranda belirtilen işlemlerin montajını bu görüntü doğrultusunda gerçekleştiriyor. Demonstrator, ayrıca parçaların görsel kontrolünü yapabilen bir istasyona da sahip. Bu istasyonda geçerken de RFID etiketi okunuyor. İstasyon kumanda sistemine nelerin kontrol edileceğini tekrar sorgulatıyor. Kumanda sistemi sanal prototipin verilerinden hareketle kontrol parametrelerini oluşturuyor ve bunları kontrol istasyonuna gönderiyor. İstasyon istenilen kontrolleri uyguluyor ve sonucu kumanda sistemine geri bildiriyor. Sanal prototip uygulaması değişik endüstriyel uygulamalarda da kullanılmaktadır. Örneğin görselleştirmenin, montaj ve kablolama işlemlerinde yardımcı olması için de kullanılabilmektedir, hatta genişletilmiş gerçeklik (Augmented Reality) için bile bu sistemden yararlanılabilinir. Detaylandırılmış ve standartlaştırılmış dijital ürün izahı, bir çok teknoloji uygulamalarında kullanılarak yeni otomasyon olanakları yaratacak ve verimliliğin daha da arttırılmasına katkı sağlayacaktır. l Olaf Graeser Technology Development Industrial Automation Manufacturing Solutions Phoenix Contact GmbH & Co. KG Blomberg www.phoenixcontact.com k n o w - ho w Veri alışverişi formatı AutomationML’nin mühendislik araçları için veri alışverişi formatı olarak geliştirilmesi ve standartlaştırılması yönünde ilk adımlar 2006 yılında Daimler AG tarafından atıldı. O dönemin sanayi konsorsiyumu 2009 yılında bir derneğe dönüştü ve yeni üyelerin katılımına açıldı. Mühendislik araçları arasında alışveriş formatı olarak AutomationML, tüm araçların formatta betimlenen bilgiler konusunda aynı anlayışa sahip olmalarını sağlamaktadır. Yeni görev sınıflandırmalarında anlambilimsel tanımdan yararlanılmaktadır. Veri alışverişi formatındaki tüm nesneler için bir görev tasnifi/gruplandırma yapılmak zorunda. Böylece bunların anlamı, yani sınıflandırılması tüm mühendislik sistemleri için aynı olmaktadır. Bu kadar geniş kapsamlı sınıflandırma/tasnif sürekli devam ettirilmesi gereken zorlu bir görevdir. Bu nedenle anlambilimsel tanımlama için halihazırda yerleşmiş bir formatın kullanılmasında yarar vardır. 2000 yılından bu yana yine bir dernek çatısı altında geliştirilen sınıflandırma standardı, eCl@ss da 39.000 ürün sınıflandırması ve 16.000 karakteristik özelliğiyle piyasadaki ürünlerin büyük bir bölümünü kapsamaktadır. Bu bağlamda Automation-ML ile eCl@ss’ın kombinasyonu her iki dernek tarafından şu sıralarda işbirliği içinde yapılan çalışmalar sistemin anlamsal bakımından daha açık ve anlaşılır bir veri alışverişi formatı olma yönünde çok umut vaat etmektedir. www.phoenixcontact.com Managers Navigator 15 sanayİ 4.0 sanayİ 4.0 Kullanıcılar durum, bakım bildirimi, sıcaklık, basınç gibi süreç verilerini ve arızaları bilgisayarlarında, tabletlerinde ya da akıllı telefonlarında dünyanın herhangi bir yerinden ve derhal tanılayabiliyor, analiz edebiliyor ve sonuçlara uygun tepkiler verebiliyor. Bu da hataların düzeltilmesini önemli ölçüde hızlandırıyor. Kompresör İstasyonlarının Duruma Odaklı ve Otomasyonla Bakımını Yapmak matthias eichler de uzaktan tanılama aracı yeni olanaklar yaratıyor. Verilerin akıllı biçimde birbiriyle ilişkilendirilmesi sayesinde basınçlı hava cihazı bayileri (bireysel garanti ve bakım programları gibi ürüne eşlik eden inovatif hizmetler biçiminde)bir çok yeni iş modelleriyle tanışıyor. Ayrıca pragmatik avantajları da var: Örneğin servis hizmeti veren iş ortağı bakımın öne çekilmesi gerektiğini ya da henüz hiç gerekli olmadığını zamanında anlayabiliyor. Bu da lojistik ve kapasite planlaması bakımından belirgin avantajlar sağlıyor. Modern tanılama araçları sayesinde öngörülü bakım; maksimum verimliliği ve güvenliği, daha uzun bakım aralıkları sayesinde de düşük kullanım ömrü döngüsü giderlerini, bileşenlerin daha verimli biçimde kullanılmasını ve giderlerde mümkün olan en büyük şeffaflığı garanti ediyor, kısacası optimal yatırım güvenliği sunuyor. l B ig Data ve sanayi 4.0 çağında sistemler ve uygulamalar giderek daha akıllı hale geliyor ve karmaşık/kompleks bir sanayi yapısına bağlanıyor. Geleceğin işletme tipi olan Smart Factory böylece tüm süreçlerin entegre edilmiş olduğu bütünsel bir sistem olarak işliyor: makineler ve ürünler sensörlerin ve çiplerin yardımıyla teşhis edilebiliyor ve geçmişleri, güncel durumları ve sonraki işlem adımları bilinebiliyor. Makinelerden, depo sistemlerinden ve sarf malzemelerden bir ağ oluşuyor ve bu ağın bileşenleri birbirleriyle gerçek zamanlı bilgi alışverişinde bulunuyor. İş ortakları, tedarikçiler ve müşteriler arasında, şirketin kendi içinde (geliştirme aşamasından mamül ürüne kadar) oluşturulan bu veri geçişkenliği yepyeni iletişim yolları yaratıyor. Basınçlı hava uzmanı Boge Kompressör, ürün geliştirmede kendini sanayi 4.0’a göre ayarladı ve Condition Monitoring vasıtasıyla basınçlı hava sistemlerinin şirketin bilgi işlem sistemi bir ağ üzerinden birbirine bağlanmasına yönelik somut çözümler sunuyor. Modern Condition Monitoring ile kullanıcılar makinelerini ve sistemlerini sürekli çevrimiçi denetleme olanağına sahip olmaktadırlar – gerçek zamanlı olarak ve uzaktan izleyebilmektedirler. Böylece modern tanılama araçları katı bakım aralıklarını ve önleyici bileşen değişimlerini gereksiz kılıyor, esnek ve durum odaklı bakımlar sayesinde verimliliği arttırmak ve giderleri düşürmek için geniş kapsamlı bir potansiyeller havuzu oluşturuyor. 16 Managers Navigator Fotoğraflar: Boge Sanayi 4.0 çağında, üretim süreçleri ağ bağlantıları üzerinden birbiriyle ilişkilendirilmiş ve şeffaf haldedir. Tanılama süreçleri giderek daha da çok otomatikleştiriliyor. Condition Monitoring (durum izleme), çevrimiçi ve gerçek zamanlı uzaktan tanılama işlemlerine olanak sağlıyor. Tüm bunlar verimliliği arttırıyor, kapasite planlamasını iyileştiriyor ve imalat sektöründeki yüksek bakım ve onarım giderlerini belirgin biçimde azaltıyor. Uzaktan tanılama aracı bir web portalı ya da ilgili bir uygulama aracılığıyla 32 bileşene kadar genişletilebilen rahat bir Condition Monitoring’i mümkün kılıyor. Kullanıcı ve servis hizmeti veren iş ortağı, Condition Monitoring sayesinde bakımın öne çekilmesi gerektiğini ya da henüz hiç gerekli olmadığını zamanında anlayabiliyor. Basınçlı hava kullanıcıları için bunun somut anlamı şu; akıllı sistemler ve zeki makine parkları sayesinde işletmeler planlanmış bakımlardan öngörülü bakımlara geçiş yapabiliyor ve böylece kullanım ömrü döngüsü giderlerini ciddi biçimde düşürebiliyorlar. Makinelerin ve sistemlerin akıllı fabrikaya entegrasyonu da bu modern araçlarla mümkün oluyor. Ağlar vasıtasıyla Smart Factory’e geçmek Basınçlı hava konusunda uzman olan bu firma daha 2011 yılında geleceğe yön veren uzaktan tanılama aracını piyasaya sürdü. Bu tanılama aracı, karmaşık sistemlerin ve makine parklarının ileriye yönelik olarak denetlenmesine ve bakımlarının yapılmasına çok uygun. Kullanıcılar durum, bakım bildirimi, sıcaklık, basınç gibi süreç verilerini ve arızaları bilgisayarlarında, tabletlerinde ya da akıllı telefonlarında dünyanın herhangi bir yerinden ve derhal tanılayabiliyor, analiz edebiliyor ve sonuçlara uygun tepkiler verebiliyor. Bakım çalışmalarının planlanması ve koordinasyonu bir yazılım uygulaması aracılığıyla gerçekleştiriliyor. İşletim parametrelerinin tamamının eksiksiz değerlendirilmesi, öngörülü bakımın ve onarımın (Predictive Maintenance) temelini oluşturmaktadır. Ayrıca basınçlı hava temini için gerekli enerjinin yönetimine ilişkin tüm bilgileri de sunuyor ve böylece olası sapmalara karşı enerji yönetiminin hızla tepki vermesini ve olası verimlilik iyileştirmelerinin anında uygulamasını sağlıyor. Aynı zamanda uzaktan tanılama aracı, basınçlı hava sisteminin tamamının akıllı, ayak uydurabilen, bütünsel bir sisteme (SmartFactory) dahil edilebilmesini mümkün kılıyor. Böylece otomatik biçimde ve duruma bağlı olarak gerekli basınçlı hava gücü ve kalitesi verimlilik kıstasları dikkate alınarak üretilmektedir. Aynı zamanda tanılama süreci giderek daha çok otomatikleşiyor, çünkü bakımlar da bu sistemde Condition Monitoring’e bağlı olarak belirleniyor. Şu senaryo çok yakın bir zamanda bile gerçek olabilir: Örneğin, sistemde yer alan bir kompresör yeni bir filtreye gerek duyduğunda uzaktan tanılama uygun parçayı (değiştirme zamanı geldiyse) çevrim içi mağazadan bizzat sipariş edebiliyor ve yedek parçayı takacak servis teknisyenini de beraberinde çağırabiliyor. Böylece filtreler, sıkıştırma basamakları ve motorlar gibi komponentler ancak tanı verileri gerekli olduğunu gösterdiğinde değiştirilmekte ya da yenilenmektedir. Bu da kullanım ömrü döngüsü giderlerinin mümkün olan en düşük düzeyde tutulmasını sağlıyor – hem de sistemin beklenmedik biçimde durma riskini arttırmaksızın. Sanayi 4.0 etiketi altında yürütülen çalışmalar basınçlı hava sektöründe zaten çoktan gerçek oldu. Özellikle de karmaşık basınçlı hava istasyonlarına sahip olan büyük şirketler bu modern kumanda teknolojisinden yararlanıyor: Süreçler belirgin biçimde daha verimli şekillendirilebiliyor ve güvenlik önlemleri mutlak gerekli olan düzeye indirgenebiliyor. Aftermarket’de Matthias Eichler Head of Branding and Marketing Services BOGE KOMPRESSOREN Otto Boge GmbH & Co. KG Bielefeld www.boge.de Bİ LGİ LER Boge hakkında bilgiler 100 yılı aşkın deneyimiyle Boge Kompressoren Otto Boge GmbH & Co. KG Almanya’nın en eski kompresör ve basınçlı hava sistemi üreticilerinden biridir. İster yüksek hızlı turbo kompresörler, vidalı kompresörler, pistonlu kompresörler ister yağlamalı ya da yağlamasız, ister komple sistemler ya da tek cihazlar olsun; Boge farklı istekleri ve en yüksek beklentileri karşılıyor. Uluslararası alanda faaliyet gösteren bu aile şirketi 700 çalışanı istihdam ediyor. Bunların yaklaşık 400’ü Bielefeld’deki ana merkezde çalışıyor. Şirket Wolf D. MeierScheuven ve Thorsten Meier tarafından yönetiliyor. www.boge.de Managers Navigator 17 sanayİ 4.0 sanayİ 4.0 Sanayide Dijital Dönüşüm JOACHIM BEYER Fotoğraflar: Schuler Makine ve sistem imalatında dijitalleşmeye ve ağların kurulmasına yıllar önce başlandı. 2007 yılında biçimlendirme tekniklerine servo teknolojisinin dahil edilmesiyle büyük bir adım atılmış oldu. Preslerin hareket akışı varyasyonu daha önce ancak konstrüksiyonu değiştirmek suretiyle elde edilebilirken, yani her uygulama için buna uygun bir pres tipi optimal olurken, servo teknolojisi hareket eğrilerini akıllı yazılım kumandası esas alarak programlarla biçimlendirilebilmektedir. Böylece sistem esneklik kazanıyor ve bir pres tipi farklı uygulamalar için kullanılabiliyor. Modern bir pres hattının makineleri ve otomasyon cihazları birbirine ağlar üzerinden bağlanıyor. B Arızaları analiz etmek için sistemlerin uzaktan bakımına ilişkin veri miktarları gelecekte büyük bir artış gösterecek. 18 Managers Navigator Üretkenlik, simülasyon yazılımlarıyla arttırılabiliyor, makineler sanal olarak görüntülenebiliyor. içimlendirme tekniğine servo teknolojisinin dahil edilmesi zahmetli mekanik çözümlerden yalıtılmış akıllı kumandalara doğru geçişe bir örnektir. Bu yeni kumandaların akıllı olması onların dijital altyapısından kaynaklanıyor. Modern bir pres hattının makineleri ve otomasyon cihazları da günümüzde ağ bağlantıları üzerinden birbirine bağlanıyor. Ağ bağlantılarının kurulması belirgin bir üretim artışı sağlıyor ve aynı zamanda enerji gereksinimini azaltıyor (örneğin Schuler Pres hatlarının otomasyonuna yönelik Schuler robotu da “Sanayi 4.0” için bir arayüze sahip. tarafından geliştirilmiş olan “akıllı” bir elektrik şebekesi ya da akıllı bir standby ve ara verme şalteri aracılığıyla) İlke olarak verilerin önemi artıyor, özellikle de üretim verileri ve bunların makine ve sistem imalatında değerlendirmeye tabi tutulması önem kazanıyor. Bu eğilime ve artan esnekliğe olan talep, makine geliştirirken göz önünde bulundurulmak zorundadır. Preslerin donanımsal durumları haricinde bilişim çözümlerine olan gereksinim de artıyor. Örneğin, bu yeni bilişim çözümleriyle süreç optimizasyonu ya da süreç analizi daha iyi yapılmaktadır. Burada atılan ilk adımlardan biri, Remote Service çözümlerinin (uzaktan bakım) uygulamaya konulmasıyla, arızalar çevrimiçi tanılanabilmekte ya da analiz edilebilmektir. Veri miktarlarındaki artışın gelecekte yüksek olacağından dolayı, zorunlu olarak analiz çalışmalarının yoğunluğu da artacak. Aynı zamanda daha büyük veri miktarları sayesinde durum kontrolü gibi (Condition Monitoring) geniş kapsamlı analizler yapma fırsatı da artıyor. Pres hatlarının üretkenliği, makineleri ve otomasyon cihazlarını sanal olarak görüntüleyen optimal simülasyon yazılımlarının kullanımıyla da arttırılabiliyor. Bu tür bilişim araçlarının yardımıyla bir pres hattında kalıp, makine ve otomasyon dikkate alınarak işlenecek malzeme miktarı en uygun biçimde belirlenebiliyor. Giderek artan dijitalleşme ve ağ bağlantıları, inovasyon açısından daha da önem kazanmaktadır. İnovasyonlar Schuler’in büyüme çizgisinin önemli bir dayanağını oluşturuyor. Bu nedenle şirket bir dizi önlemle kendini dijital dönüşüme hazırlıyor. Örne- Schuler’in TechCenter diye adlandırılan teknoloji merkezlerinde, müşteriler çözümleri bizzat inceleyebiliyor ve bireysel danışmanlık hizmeti alabiliyor. ğin yazılım konusundaki bilgiler çalışanlar için giderek daha önemli hale geliyor. Bu nedenle bu tür bilgilere sahip çalışanların oranı mekanik konstrüksiyon alanında bilgi sahibi olanlara kıyasla artıyor. Yeni gündeme gelen disiplinlerarası geliştirme ekipleri; simülasyon, elektrik ve mekanik alanlarından gelen eski çalışanlardan oluşuyor. Evrim sürecinde Schuler bu geliştirme ekiplerinde daha önce de dijitalleşme kapsamında kısmi çözümleri geliştirdi ve gerçekleştirdi. Servo pres hatları için doğru akım şebekeleri ve akıllı Standby ve ara verme şalter sistemlerinin yanı sıra, pres hatlarının otomasyonu için bir “Sanayi 4.0” uyumlu arayüze sahip Robotor 4.0’ı geliştirildi. Atılan adımlar arasında tanılama ve durum denetimi sistemlerinin geliştirilmesi de yer alıyor. Bu sistemlerle yeni servis biçimleri mümkün oluyor, ayrıca internet üzerinden yürütülen ve akıllı telefonlar ya da tabletler gibi uç cihazlarda çalışabilen standartlaştırılmış kumanda yapıları oluşturulabiliyor. En modern teknolojinin kullanılmasıyla iş akışlarının ve ürün çıkışı performansının bütünsel optimizasyonu için bir başka olanağı da Schuler’in TechCenter diye adlandırılan yeni merkezleri sunuyor. Burada müşteri, çözümleri bizzat görebiliyor ve bireysel danışmanlık hizmeti alabiliyor. Erfurt, Gemmingen, Heßdorf ve Canton, Michigan’da (ABD) sistemler şimdiden devreye sokuldu ve şirketin ana merkezi olan Göppingen’de bulunan TechCenter’a bir yenisi daha ekleniyor. Çin’in Tianjin şehrinde de böyle bir sunum ve deney merkezi şu sıralarda kuruluyor. Kullanıcılarla Schuler uzmanlarının yoğun teması sayesinde, spesifik sorular açığa kavuşturulabiliyor ve müşterinin kendi üretimine uygun verimlilik artışları sağlanabiliyor. Fakat dijital dönüşüm için ana pazar Almanya’da ve Avrupa’da koşullar uygun olmaktan epey uzak. Özellikle de yazılım ve arayüzler için standartların eksik olması, ayrıca yazılıma ilişkin uzmanlık bilgilerinin güvenliği/korunması da bir sorun oluşturuyor. Yazılımın korunması ve güvenliği için bir şifrelemenin uygulamaya konulması düşünülebilir. Yeni dijital teknolojilerin üretimi ve kullanımı konusunda bilgisi olan eğitimli ve kalifiye personelin eksikliği de yaygın biçimde biliniyor. Yazılım, dijital dönüşümde kilit bir öneme sahip, ve bu yazılımın geliştirilmesinde ABD öncü rol oynuyor. Politikacıların; Almanya’da bilişim sektörünün güçlendirilmesi, çalışanların eğitilmesi ve yetkinlik kazanması için eğitim programlarını uyarlanması ve geliştirilmesi, dijital teknolojilerin üretimde kullanılmasını destekleyen esnek çalışma modelleri ve de örneğin büyük veri miktarlarını iletebilecek güçte altyapının kurulması gibi uygun koşulları yaratması zorunludur. l Joachim Beyer Chief Technology Officer Schuler AG Göppingen www.schulergroup.com Managers Navigator 19 sanayİ 4.0 sanayİ 4.0 nin saptanmasının yanı sıra başka fonksiyonlar da üstlenmektedir. Ölçüm teknolojisindeki diğer eğilim ise süreç yetenek analizidir. Hassaslık faktörü önemli ölçüde artmaktadır. Örneğin tekrarlanan ölçüm değerleri arasında düzenli dağılım olarak yalnızca kırkta bir toleransa izin veren yöntemler bulunmaktadır. Bu, bir mikrometrelik (milimetrenin binde biri) bir toleransta arada çıkartılan ve yeniden takılan parçaya uygulanan iki ölçüm arasında 14 nanometreden (milimetrenin 14 milyonda biri) az bir sapma bulunması anlamına gelmektedir. Bu hassaslık faktörü ise ölçüm teknolojisinin gelişiminde çok eksenli makinelerden daha çok yararlanılmasına neden oluyor. Çünkü ancak bu şekilde kullanıcı etkisi asgari düzeye indirilebilmektedir. “Closed Loop”, yani işlem makinesinin ölçüm istasyonundan elde ettiği sonuçlara göre kumanda edilmesi artık teknolojinin standart bir özelliği haline geldi. Üretim sürecine dahil edilen ölçüm sürecinin çok istikrarlı biçimde ve kaçak olmaksızın işlemesi burada özellikle önem taşımaktadır. Aksi taktirde süreç “aşırı düzenleme” nedeniyle bozulmaktadır. Yani “Closed Loop” gelecekte yalnızca işleme makinesi ile ölçüm istasyonunun kombinasyonuyla sınırlı kalmayacaktır. Ölçüm Sistemlerinin Otomasyonu ve Ağlandırılması: Üretim Ölçüm Teknolojisi 4.0’dan Kaynaklı Değişimler UTZ WOLTERS Sanayi 4.0 vizyonu üretim sistemleri ve makineler için yepyeni gereklilikleri beraberinde getiriyor. Üretilecek ürünler sürekli değiştiğinden üretim sistemlerinin ve makinelerin ayak uydurabilir olması gerekiyor. Bunun sonucunda üretim bireyselleşiyor, esnekleşiyor ve hızlanıyor. Bu gelişmeler ışığında Sanayi 4.0 bazlı ölçüm teknolojisine hangi yeni görevler düşüyor? G görüntülemesi) komponentlerin kendi aralarında sınırsız biçimde iletişim kurabilmesiyle ulaşılmaktadır. Bu vizyon, üretimde esnek, otomatikleştirilmiş ve ağlar üzerinden birbirine bağlanmış makinelere ağırlık veriyor. Ürün yüklemesinin robotla yapıldığı bir dalga ölçüm sisteminde eksantrik millerin ölçümü, üretim hattında kalite güvencesi kontrollerinin nasıl yapılabileceğini göstermek açısından iyi bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. Mahr’ın bu yönteme sahip olan ölçüm makineleri, üretim makinesine bir ağ üzerinden bağlanabiliyor. Böylece sapma gösteren toleranslarda üretim kendiliğinden uyarlanabilmektedir. Kullanıcı hatalarından arındırılmış parça güvencesi sayesinde üretim süreçleri belirgin biçimde daha güvenilir hale gelmektedir. Çeşitli parçaların esnek biçimde ve ağlar üzerinden birbirine bağlanarak ölçülmesi; parçaların otomatik olarak tanınması, parçaların üzerine yazı yazılması ve robot tarafından elleçlemesine yardımcı oluyor. Bunlar ölçüm teknolojisinin, günümüzün ve geleceğin üretim sistemlerine getirdiği yeni olanaklardır. Ölçüm teknolojisi günümüzde üretimde anahtar role sahip bir teknolojidir ve ölçüm değerleri- yüksek beklentileri karşılayabilecek sensörlere olan ihtiyacı beraberinde getirmektedir. Ayrıca bunlar maliyet tasarrufu için en büyük potansiyeli de sunmaktadır, çünkü makinenin kritik elementlerinin kullanım ömründen fazlasıyla yararlanılabilmeyi ve aynı zamanda gerekli onarım işlemlerinin üretim planına uygun zamanda gerçekleşmesini temin etmektedir. Sanayi 4.0 şu anlama gelmektedir ●● daha yüksek kalitede üretim ●● bilginin yeniden kullanılması ve şeffaflığı sayesinde daha yüksek kalite ●● gerçek zamanlı bilgi ve sipariş tarihlerine bağlı kalmanın arttırılmasıyla daha yüksek kalite ●● daha düşük maliyetli, daha hızlı ve verimli süreçler ●● daha yüksek kapasite ve bununla birlikte daha kısa işlem süreleri ●● müşteri ile tedarikçi arasındaki iletişimde yeni bir kalite, çünkü ağlar üzerinden sağlanan işbirliği iş ortaklarının yeni, zorunlu yükümlülüklere uymasını gerektirmektedir. l Utz Wolters Sektör ve Uygulama Pazarlama Müdürü Mahr GmbH Göttingen www.mahr.de Fotoğraflar: Mahr elecekte tüm etkinliklerin hedefi, kalite açısından daha zorlu ürünlerin üretilmesi ve böylece genel maliyetlerin düşürülmesi olacaktır. Bu da üretimde kullanılan ölçüm teknolojisi alanındaki makineler ve araçlar için şu noktaları ortaya çıkartmaktadır: ●● Kontrol maliyetlerini en aza indirme hedefini güden bir yapıtaşı olarak otomasyon. ●● Kontrol birim maliyetlerini en aza indirebilmek için ölçüm süreçlerini bilmek ve yönetebilmek. ●● Ağlar üzerinden birbirine bağlanmış sistemlere ve Cloud Monitoring’e (bulut Ağlar üzerinden bilgi paylaşımı sayesinde ölçüm istasyonları arasında iletişim ve böylece etkileşim gerçekleşecektir. Süreç, nominal değere yakın olduğunda ya da nominal değere tam uyduğunda rastgele örnek alma sıklığı, yani ölçüm sıklığı bir sonraki kontrol sürecinde azaltılmaktadır. Ya da bir sonraki süreç için daha büyük bir toleransa izin verilmektedir. Süreç ideal durumdan uzaklaştığında ise bunun tersine yine baştaki kontrol sürecine geçilmektedir. Bu da bunun için gerekli olan zekanın yanı sıra süreçlerin görselleştirilmesini, ölçüm teknolojisi süreçlerini de kapsayan genişletilmiş yeni süreç gözetimi birimlerini gerektirmektedir. Sınırsız biçimde iletişim, ölçüm aletleri aralarında veri alışverişini ve bunların birbirini karşılıklı olarak etkilemesini içermektedir. Tolerans sınırları aktif biçimde değişmektedir. Burada verilerin görselleştirilmesi işlemi bireyselleştirilerek ve söz konusu duruma göre uyarlanarak yürütülmek zorundadır: Mümkün olduğunca çok bilgi değil, yalnızca o anda gerektiği kadar bilgi. Modern durum görüntüleme sistemleri; ölçüm verilerinin saptanması ve iletilmesi, ölçüm verilerinin otomatik olarak işlenmesi (çözümleme, tanılama), sisteme özgü bilgiler gibi konularda ileri derecede Üretim adımları 1 -b Ölçüm istasyonları 1 -n Süreç bilgisi Kalite güvencesini sağlamak için ölçümler üretim hattında gerçekleştirilmektedir. Mahr ölçüm makineleri, üretim makineleriyle ağlar üzerinden birbirine bağlanmaktadır. Böylece tolerans sapmalarında üretim kendiliğinden buna göre uyarlanabilmektedir. 20 Managers Navigator Çeşitli iş parçalarının esnek biçimde ve ağlar üzerinden birbirine bağlanarak ölçümü parçaların otomatik olarak tanılanmasına, parçaların üzerine yazı yazılmasına ve robot elleçlemesine yardımcı oluyor. Ölçüm teknolojisi üretimde kilit öneme sahip bir teknolojiye dönüştü. Sınırsız biçimde iletişim kurmak: Ölçüm cihazı ile üretim makinesi verileri aralarında kendiliklerinden paylaşıyor. Sanayi 4.0 ana fikri altında birbirlerini karşılıklı olarak etkiliyorlar ve o andaki duruma göre kendilerini uyarlıyorlar. Managers Navigator 21 sanayİ 4.0 sanayİ 4.0 Hidrolik Sistemler İçin Öngörülü Bakım Aşama Özellikler Aşama 3 Data Mining • • - Aşama 2 Yerinde hata denetimi ve tanılaması • Y alın Condition Monitoring, örneğin partikül sayacı, su oranı, sıcaklık, basınç, tahrik verileri, filtre kirliliği • Sınır değerin takip edilmesi/ devre dışı kalmaya ilişkin basit analizler - Bildirimler, uyarılar, devre dışı kalma öngörüleri Aşama 1 Hidrolik sıvısı sınır değer denetimi • • • - HEIKO SCHWINDT Ağlar ile birbirine bağlanmış hidrolik sistemlerin durumunun sürekli ve güvenli biçimde takip edilmesi hem maliyette tasarruf yaratmakta hem de makinelerin, sistemlerin hazır, kullanılabilirliğini arttırmaktadır. Bosch Rexroth, sunduğu bir servis paketi ile Sanayi 4.0’ın ve Data Mining’in olanaklarını öngörülü bir Condition-Monitoring hizmetine dönüştürmektedir. Fotoğraflar: Bosch Rexroth büyüyen veritabanıyla, potansiyel yanlış alarmların sayısı azaltılmaktadır. Herhangi bir yerde devam eden süreçler, bu veri toplama işleminden etkilenmemektedir. Tanısal ağ sistemine aktarım şifrelenmiş olarak ve güvenli mekanizmalar üzerinden gerçekleştirilmektedir. Toplanan bilgiler yalnızca Robert Bosch GmbH şirketinin sunucularında kaydedilmekte ve işlenmektedir. Bu sunucular şirketler grubunun sıkı veri koruma kurallarıyla korunmaktadır. Öngörülü bakım maliyetlerde tasarruf sağlar ODiN Predictive Analytics Service Data Mining tabanlı devre dışı kalma öngörüleri Makine sağlığı dizini (MHI) Bakım ve onarım tavsiyeleri Düzenli durum raporları Servis ve yedek parça optimizasyonu Çevrimiçi denetleme amaçlı web portalı S ıvı denetimi, örneğin partikül sayacı, su oranı, sıcaklık Sıvının durumunun takip edilmesi İki sürüm: çevrimiçi/çevrimdışı (Rexroth Service) Yeşil, sarı, kırmızı lambalarla gösterim İkinci uygulama aşamasında, yalın bir yerel Condition Monitoring devre dışı kalmaya yol açabilecek başka kritik parametrelerin saptanıp görselleştirilmesini sağlıyor. Bu parametreler arasında tahrik bilgilerinin yanı sıra basınç ve filtrelerin kirlenme derecesi de yer almaktadır. Hata tanılamalarının yanı sıra devre dışı kalmalar,durmalar bu sistemde öngörülenilir şekilde hesaplanmakta ve bunlara uygun bildirimler ve uyarılar gönderilmektedir. Sunulan hizmetler Öngörülü servis: Data Mining destekli bakım sözleşmeleriyle Bosch Rexroth makinelerin ve sistemlerin kullanılabilirliğini arttırıyor. G eniş kapsamlı bir veri toplama çalışmasıyla makinelerin ve tesislerin kullanılabilirliğinin en optimal hale getirilmesi, Sanayi 4.0 çağında birbirine ağlar ile bağlanmış sistemlerin en büyük avantajlarından sayılmaktadır. İşleyiş durumları sürekli ve güvenli biçimde saptanması ve kritik bileşenlerde durum değişiklikleri erkenden tanılanması, bakım ve onarım önlemleri zamanında başlatılabilmesini mümkün kılmaktadır. Bu da bileşenlerin devre dışı kalmasını ve sistemlerin durma durumunu azaltmaktadır. Bosch Rexroth servis paketi ile Condition Monitoring’i hidrolik sistemleri kullanan üretim tesisleri için uygulanabilir hale getirmektedir. İlk aşamada, devre dışı kalma giderleri normalde yüksek olan sistem22 Managers Navigator lerle ilgili uygulamalara odaklanılmaktadır. Çözüm yöntemi sadece veri toplamak ve hazır bulundurmaktan ibaret değildir. Esas yenilik verilerin işlenme biçiminde yatmaktadır. Bosch Rexroth, aşınmalardan kaynaklanan devre dışı kalma durumlarını zamanında öngörebilmek ve kullanılan bileşenlerin maksimum kullanım ömründen yararlanabilmek için Data Mining’den yararlanmaktadır. Merkez dışında ne kadar çok veri toplanırsa ve merkezi olarak veritabanına dayalı hata modelleriyle, kendi kendine öğrenen algoritmalar aracılığıyla ne kadar çok veri değerlendirmeye alınabilirse oluşturulan risk analizleri ve eylem önerileri doğruluğu bir o kadar artmaktadır. Sisteme bağlanan her bir yeni makineyle ve bundan dolayı Bu yeni hizmet, Predictive Service Agreement’in (öngörülü bakım sözleşmesinin) bir parçasını oluşturmaktadır. Bu hizmet kapsamında söz konusu eylem önerileri verimli bir biçimde ve doğrudan uygulamaya konuluyor. Bu sayede bakım çalışmaları planlanabilir kılınmakta olup, bileşenlerin maksimum kullanım süresinden yararlanılabilindiğinden dolayı bakım ve yedek parça maliyetleri düşmektedir. Aynı zamanda devre dışı kalma riski de azalmaktadır. Bu da, üretimde sürekli durmalar yaşayan ve de bundan kaynaklanan yüksek maliyetler yaşayan işletmeler için ilginçtir. Bu sektörlere örnek olarak madencilik ve malzeme elleçleme, metalürji, selülöz ve kağıt, şeker üretimi ya da denizcilik ve offshore gösterilebilir. Tesisteki ölçüm sistemleri, en yalın haliyle kritik sınır değerlere ulaşılıp ulaşılmadığını ölçmektedir. Yeşil, sarı ve kırmızı lambalı bir göstergede özellikle hidrolik sıvısındaki kirlenmeler takip edilebiliyor, aynı şekilde su oranı ya da sıcaklık da izlenebiliyor. Bosch Rexroth’un Condition Monitoring 3.sürümünün en önemli artısı, Data Mining bazlı sistem aracılığıyla üretimde durma riskini öngörebiliyor olmasıdır. Predic- tive-Analytics-Service diye adlandırılan bu hizmet, kullanıcıya düzenli aralıklarla durum raporları ve eylem önerileri gönderiyor. Özel bir web portalı üzerinden makinenin anlık durumu istenildiği zaman görüntülenebiliyor ve Bosch-Rexroth servisinin desteğiyle bakım için zamanında girişimlerde bulunulabiliyor. Burada kullanılan gösterge Bosch Rexroth tarafından geliştirilen ve Machine-Health-Index (MHI) diye adlandırılan dizindir. Bu dizin, makinenin durumunu bir grafik aracılığıyla görselleştirmektedir. Akıllı algoritmalar sayesinde kullanıcının herhangi bir eşik değer ayarlamasına gerek kalmamaktadır. Öngörülü (ileriye yönelik) bakım hizmet anlaşması çerçevesinde Bosch Rexroth hazırlık ve entegrasyon aşamalarında da des- tek vermektedir. Bu destekler arasında müşterinin söz konusu isteklerinin analizi ve teknik koşullar da yer almaktadır. Bir örnek vermek gerekirse, önce sensörlerin belirlenmesi ve seçilmesi, duruma göre ek donanım ya da yazılımın kurulması ve de Bosch’un sunucularına olan veri bağlantısının ayarlanması gerekmektedir. Data Mining sayesinde kullanıcı daha bugünden öbür gün nelerin olacağını bilebilmekte ve ekonomik biçimde tek elden en uygun yedek parça teminini, makinelerin ve sistemlerin mümkün olan en uzun süreli kullanılabilirliğini güvence altına alabilmektedir. Bosch Rexroth’un değişik içerikler ile donatılmış Condition Monitoring paketleri, şahsi gereksinimlere uygun ayarlamalar yapılmasına olanak sağlamaktadır. Paketler, makinelerdeki sıvıların basit biçimde takip edilmesinden geniş çalışma ortamlarında en az personel kullanımıyla takip edilmesine ve yüksek maliyet şeffaflığına kadar bir çok olanak sunmaktadır. l Heiko Schwindt Sanayi Uygulamaları Servisi Müdürü Bosch Rexroth AG Lohr am Main www.boschrexroth.de k n o w - ho w Sanayideki kullanıcılar için Data-Mining Öngörülü bakım maliyetlerde tasarruf sağlamaktadır. Çünkü bakım çalışmaları planlanabilir hale gelmektedir ve bileşenlerin kullanım sürelerinden optimal biçimde yararlanılabildiğinden dolayı, bakım ve yedek parça maliyetleri düşmekte, aynı zamanda devre dışı kalma riski de azalmaktadır. „Bu kitabı satın alan okurlar şu makalelerle de ilgilenmektedir“: Çevrimiçi mağazalarda Data-Mining’in artık gündelik yaşamın bir parçası halinde geldiği vurgulanılıyor. Satıcılar Data Mining’i kullanarak bireysel tavsiyeler oluşturuyor ve müşterileri için bir artı değer yaratıyor. Bosch Rexroth şimdi bu yaklaşımdan sanayideki kullanıcıları için de yararlanıyor – bu yöntemle hidrolik sistemlerin çalışma durumlarını çevrimiçi analiz ediyor ve aşınmaları erkenden saptıyor. Kendiliğinden bildirimde bulunan algoritmalar arka planda aşınma öngörülerinin oluşturulmasını, bağlanan her bir makineyle birlikte veritabanının daha da genişlemesi sayesinde bu öngörülerin doğruluk oranının daha yükselmesini sağlıyor. www.boschrexroth.com Managers Navigator 23 OTOMASYON OTOMASYON „Zorlu kaynaklar için bütünsel çözüm“ Çevrimiçi lazer sensörlü robotlar en iyi kaynak sonuçları için optimal STEFANIE NÜCHTERN-BAUMHOFF Kaynak robotu, uç kısmından c biçimli bir tutucuya bağlıdır. Bu konum, robotun iş parçasına daha kolay erişmesine olanak sağlıyor. C biçimli tutucu, hareket olanaklı bir düzleme monte edilmiş şekildedir, böylece robot yatay olarak iki istasyon arasında hareket ettirilebilmektedir. Ayrıca robot çevrimiçi bir lazer sensörle donatılmış durumdadır. Sensör önce programlamada belirlenmiş olan başlangıç konumuna gitmektedir. İşlem yapılacak mesafe bunun ardından otomatik olarak kaynak sırasında çevrim içi ölçülmektedir. İşlem yapılan en uç noktaya paralel biçimde yerleştirilmiş olan lazer başlığı bu amaçla parçanın yüzeyine bir lazer ışını gönderiyor, geri yansıyan ışığı algılıyor ve ölçüm sonuçlarını doğrudan robot bilgisayarına aktarıyor. Orada veriler değerlendiriliyor ve parça toleranslarıyla Fotoğraflar: Cloos Kamyonlar için alüminyum tankların kaynak işlemlerinde Türk şirketi AKP Otomotiv „Made in Germany“ etiketli kaliteye ağırlık veriyor. Carl Cloos Schweißtechnik GmbH şirketinin (en modern kaynak teknolojisiyle donatılmış) iki istasyonlu robot sistemi en uygun kaynak sonuçlarını ve maksimum verimliliği sağlamaktadır. Robotun uç kısmından tutturulması, parçaya en iyi şekilde ulaşabilinmesini sağlamaktadır. Çevrimiçi lazer sensör düzeltmelerini doğrudan uyguluyor ve en uygun kaynak sonuçlarını garanti ediyor. A KP Otomotiv, ticari araç ve otomobil sanayi için tedarik parçaları üzerine uzmanlaşmış bir firmadır. Merkezi Bursa’da bulunan ve sahibi tarafından yönetilen şirket Türkiye’nin geçtiğimiz yıllardaki ekonomik kalkınmasından 24 Managers Navigator olumlu yönde etkilenmiştir. 1976 yılındaki kuruluşundan bu yana AKP sürekli büyüme kaydediyor ve artık 200’den fazla çalışana sahip. AKP işletme müdürü Uğur Çağlar Memiş: “Başlıca müşterilerimiz arasında Türkiye’deki üretimlerini önümüzde- ki yıllarda daha da arttırmayı amaçlayan Mercedes ve Ford gibi üreticiler var”. Ticari araçlarda da araç hafifletme yöntemleri önem kazanmaya başladı. Bu nedenle AKP de giderek daha çok alüminyum parçalar kullanmaktadır. Bu malzeme, klasik diğer malzemelere oranla daha hassas olduğundan kaynak işleminde belli zorlukları da beraberinde getirmektedir. 2012’den beri AKP alüminyum tankların kaynak işlemlerini Cloos marka robot sistemiyle yapıyor. Buna nasıl başladıklarını Uğur Çağlar Memiş „Müşterilerimizden biri bize Cloos’u tavsiye etti ve yetkin bir iş ortağı olduğunu söyledi”, diye belirtiyor. Cloos marka robot sisteminde günde 60’tan fazla alüminyum tankın kaynak işlemleri yapılmaktadır. Sistemin iki istasyonlu olarak kurulmuş olması tüm süreç akışında ileri derecede zaman kazandırıyor, çünkü sisteme dönüşümlü olarak parça gönderilebiliyor. Robot, bir istasyonda parçaya kaynak yaparken, diğer tarafta çalışan personel kaynak işlemi tamamlanmış olan tankı çıkartıp ve kaynak yapılacak yeni parçayı yerleştirebiliyor. Parça konumlandırıcısı kaydırılabilir karşı yatağa sahip olduğundan, tank kapağı ve tabanının otomatik olarak bir araya getirilmesine olanak sağlamaktadır. Böylece tankın parçalarının önceden zahmetli biçimde birbirine yapıştırılması işlemine gerek kalmamaktadır. Parça konumlandırıcısının iki bileşeni, ortak bir ana çerçeveye monte edilmiş, böylece karşı yatak, temel çerçeve üzerinde otomasyon aracılığıyla hareket ettirilebilmektedir. Bundan dolayı iki levha arasındaki mesafe, farklı tank büyüklüklerine göre esnek biçimde ayarlanabilmektedir. Bu fuarda takım tezgahları ve hassas takım sektörü ile talaş kaldırmalı metal işleme sektörünün önde gelen lider firmaları buluşuyor. www.amb-expo.de Messe Stuttgart Ares Fuarcılık, Ufuk Altıntop, Tel. +90 (212) 2841110, E-posta: ufuk.altintop@messe-stuttgart.com.tr ısı gecikmesi dengeleniyor. Anlık değerlere dayanarak sistem, kaynak ucunun konumunu değiştiriyor ve parametreleri uyarlayarak yeniden belirliyor. Kaynak işleminde otomasyona geçilmesinden çalışanlar da yararlanıyor. Kaynak robotu ağır fiziksel iş üstlendiğinden dolayı, arkların ve kaynak dumanının yarattığı genel tehlike daha aza indirilmektedir. Aynı zamanda kaynağı yapan personel, süreç takibine daha fazla odaklanabilmektedir. İnovatif teknolojinin tüm olanaklarından yararlanabilmek için çalışanlar, Cloos’un Türkiye’deki şirketinin uzmanları tarafından yoğun bir eğitime tabi tutuluyor. Cloos’un Haiger’deki fabrikasına yaptığı ziyarette Uğur Çağlar Memiş özellikle de kaynak uzmanlarının ileri boyuttaki üretim derinliğine hayran kalmıştı: “Hem Haiger’deki çalışanlar hem Cloos’un Türkiye’deki temsilcileri bizi başından beri mümkün olan en iyi şekilde destekliyor”, diye belirten Uğur Çağlar Memiş. “Standart bir sistem yerine Cloos bizim zorlu kaynak işlemlerimiz için bireysel ve bütünsel bir çözüm sundu”, diye sözlerine ekliyor. Birkaç hafta önce AKP neredeyse aynı tipte ikinci bir Cloos robot sistemini devreye aldı. Şu anda bununla henüz küçük parçalar üretilmektedir ama gelecek yıldan itibaren bu sistemle çelik tankların seri bir biçimde kaynak yapılması planlanmaktadır. Manuel yöntemli kaynaklar için de AKP, Cloos’tan yararlanmaktadır. Yakın zamanda iki adet cihaz, üretimde farklı kaynak işleri için kullanılmaya başlanacak. l Stefanie Nüchtern-Baumhoff Carl Cloos Schweißtechnik GmbH http://en.cloos.de/cloos/tr/ Makina İmalatı Dünyası OTOMASYON OTOMASYON Robotik Çözümleri: Otomasyon Çözümünün Bir Parçası olarak Kumanda Teknolojisi JOCHEN WEILAND Fotoğraflar: Schneider Electric Makine sanayisinde IEC 61131-3 standartına uygun programlanabilir donanım ve yazılım entegrasyonu ile robotik otomasyon çözümleri için en uygun koşullar sağlanmış oldu. Buna ek olarak komple mekanik paketleri ve bireysel mühendislik hizmetleri özellikle de yeni başlayanların robotiğe girişte karşılaşabileceği finansal riskleri azaltıyor ve gerekli bilgi birikiminin oluşturulmasında yardımcı oluyor. PacDrive robotları ambalajlama ve malzeme akışı alanında çok sayıda uygulamayı yürütmek için kullanılmaktadır. R obotik alanında bir patlama yaşanıyor. Bu büyümenin bir bölümü otomotiv ve makine imalatı sektörlerinden kaynaklanıyor. Fakat özel koşulların da bunda bir rolü vardır. Robotlar, ağırlıklı olarak makine konseptlerine dahil ediliyor ve ambalajlama, montaj ya da işleme süreçlerinde özellikle Pick&Place, Toploading ya da başka işlem süreçlerini üstleniyor. Çoğunlukla, belirgin hareketlerde bulunmayan ve robot oldukları anlaşılmayan özel kinematikler iş başında. Bu tür süreçlerin esnek olarak şekillendirilebilmesi için, robotiğin bir makinenin donanım ve yazılım konseptine kusursuz 26 Managers Navigator oturması gerekiyor. Bir yandan kendine ait olan ek robot kumandaları makine için ek maliyetlere yol açıyor, diğer yandan da başka bir arayüz söz konusu oluyor, bu da bir dezavantaj oluşturmaktadır. Çünkü, böylece makinenin başka süreç parametrelerine esnek biçimde geçmesi zorlaşmaktadır. Yine de otomasyonla ilgilenen pek çok kişi veya işletmeler bu yaklaşıma bağlı kalıyor. Schneider Electric firması robotiği, kumanda tekniği ile otomasyon teknolojisine entegre edilmiş bir öğe haline getiriyor: Müşterinin kendi kinematikleri için servo motorlarının ve servo güçlendiricile- rinin kullanılmasıyla ya da üçüncü kişilerden sağlanan kinematiklerle robotik makinelerin otomasyon mimarisinin entegratif bir öğesi haline geliyor. Schneider Electric firmasının bu konsepti iki nesildir süre geliyor. Yüksek performanslı Logic/MotionController birimleri, tiplerine göre 99 eşzamanlı eksene kadar tek bir senkron bütünlük halinde birleştirme özelliğine sahip. Böylece, kumanda bakımından bir robot, gerekli sayıda eksene ve zorlu eşzamanlı koşullara sahip bir Motion Control sistemine indirgenebilmektedir. Bu sayede kumanda uç noktalarda 30’a kadar robotu Çizgisel konumlandırıcı ve portal robot: Standart bileşenleri olan çift eksen sistemi ve cantilev ekseninin kombinasyonundan oluşan çizgisel konumlandırıcı, 50 kilograma kadar ağırlığı büyük bir hassasiyetle hareket ettiriyor. (bir yandan başka makine işlevlerini yönetirken) tek bir programdan yönetebilmektedir. Robotların ve makinenin programlanması, makine hareket programlama yazılımı Epas üzerinden gerçekleştirilebilmektedir. Bu da Pick&Place işlemleri için bir simülasyon işlevi anlamına gelmektedir. Bunun bir avantajı da, robotların bir makinenin kullanım konseptine ya da ortak tanılama konseptine rahatlıkla dahil edilmesidir. Robot bir yazılım modülünde tanımlanmaktadır. Bu modül tıpkı başka mekatronik makine modüllerinde olduğu gibi modüler, IEC-61131-3 standardına uyumlu program yapılarına dahil olabilmektedir. Hareket verilerinin girişi bir program ya da tablo üzerinden gerçekleşmektedir. Gerektiğinde parametreler girilerek taşınmakta olan ürüne etki eden ivme kuvvetleri sınırlandırılabilmektedir. Opsiyonel olarak belirlenebilen hareket çizgisinden çıkma parametreleri, hareket çizgisinin en uygun biçimde belirlenmesi potansiyelini sunmaktadır. Gerçek robot eksenlerinin hareketlerine kadar diğer her şeyi arşiv işlevi (libraryfunktion) tabanlı kumanda üstleniyor. Hareket çizgileri Path jeneratörüyle de oluşturulabiliyor. Bu jeneratör başlangıç ve hedef koordinatlarının girilmesinin ardından otomatik olarak ideal ve eliptik hareket çizgilerini belirliyor. Robot dar ve üç boyutlu alanlarda çalışmak zorunda kaldığında da Pathfinder işe yaramaktadır. Engellere ilişkin önemli koordinatların girilmesinin ardından bu engeller hareket çizgisinin hesaplanmasında dikkate alınıyor. Robotik çözümün yazılım konseptinde hareket optimizasyonu ve bunun robot kinematiğine aktarımı ayrı işlemlerdir. Bu nedenle robot kinematiğinin seçimi, oluşturulan hareket programından bağımsız olarak gerçekleştirilebilmektedir: İster bireysel olarak oluşturulan kinematik ister kendine özgü mekanik olsun, duruma uygun olan dönüştürme modülü, seçilen hareket program çözümüne adapte oluyor. girişi kolaylaştırıyor ve maliyet konusunda da şeffaflık sağlıyor. Robot kinematiği, tahrik elektroniği ve yazılımı birbirine göre uyarlanmış bileşenlerin tümüdür. İhtiyaç halinde sadece bir makinenin bir bölümü robotik çözümler için Schneider Electric’e havale edilebilir, böylece işletmenin mühendislik kapasitesi artırılmış olur. l Jochen Weiland Schneider Electric Automation GmbH www.schneider-electric.com Komple robot kinematikleri ve modüler çözümler Robotik portföyü genişletiliyor. Portföyde artık birden fazla standart kinematikler için ve bireysel çözümlerin oluşturulması için modüler sistem yer almaktadır. En üst düzey model, isteğe bağlı olarak dönüş eksenli ya da eksensiz satın alınabiliyor. Bu modeller, 1,5 kilogram ağırlığa kadar Pick&Place çözümleri için üretilmiş, ivme azaltıldığında 15 kilograma kadar ağırlıkları taşıyabiliyor. Düşük kullanım yüklerinde dakikada 200 konum döngüsüne ulaşılabiliyor. Tek tek ürün çözümlerinin yanı sıra komple robotik paketler de satın alınabiliyor. Bunlarla Schneider Electric robotiğe Bİ LGİ LER Schneider Electric Otomasyon Merkezi Marktheidenfeld’de bulunan Schneider Electric Automation GmbH şirketi Schneider-Electric şirketler topluluğunun bir üyesidir. Şirket Machine Solutions ve System Consistency alanlarında özellikle makine ve tesis imalatı için otomasyon çözümlerine yönelik donanım ve yazılım ürünleri üretiyor. Bunun yanı sıra şirketler topluluğunun Machine Solutions alanındaki çalışmaları da Marktheidenfeld’den yönetiliyor. www.schneider-electric.de Managers Navigator 27 OTOMASYON OTOMASYON İnek koltuğa nasıl yerleşti? Christine Matt Hassas konumlandırma işlemi suni deri ya da laminat üretim sürecinde iş akışını kolaylaştırmaktadır. Akıllıca bir yöntemle doğal yüzeylerin kabartmaları ayrıntılı bir biçimde saptanmaktadır. Elde edilen bu verilere dayanarak nihai ürünlere şekil verilmeleri için gofraj silindirleri hazırlanabilmektedir. Yükseklik profillerinin otomasyonla taranması ve ölçümü için çizgisel motor tahriğine sahip ileri derecede hassas minyatür makas köprüsü kullanılmaktadır. Artı/eksi iki mikrometrelik bir hassasiyetle çalışan bu makas köprüsü, malzeme yüzeylerinin kelimenin tam anlamıyla dikişsiz, tek parça halinde kartografyasını çıkartmaya olanak sağlıyor. Fotoğraflar: AKK Deri gibi organik malzemelerin yükseklik profilinin 3 boyutlu olarak fotoğraflanması hassas bir işlemi gerektirmektedir. L aminat zemin kaplamasında şaşırtıcı biçimde gerçek görünen ahşap desen ya da hayvan derisinden ayırt etmesi zor olan suni deriden yapılan tasarımlar tüketicileri hayran bırakıyor. Geniş yüzeylerde doğal yapıların taklit edilmesi hiç de kolay bir durum değil; doğal görünümlü yüzeyleri elle oluşturmaya kalkmak her tasarımcıyı zorlayan/aşan bir durumdur, zira biyolojik yapıların ya da mineral yapıların (fayanslar da dahil) sentetik biçimde oluşturulması arzu edilen doğal sonucu vermeyecektir. 28 Managers Navigator Normalde ilk akla gelen şey, yüzeylerin fotoğraflarını çekmek ve uygun yöntemlerle gofraj silindirini hazırlamaktır. Fakat bu fikir öyle kolayca uygulanamıyor: Malzemenin hesaplanması, ışık yansımalarının zorluğu ve değişken özellikleri 3 boyutlu fotoğrafların kullanılabilirliğini olumsuz yönde etkilemekte ve söz konusu malzemenin derinlik yapılarındaki kabartmalarının eksiksiz bir şekilde taklit edilmesini engellemektedir. AKK, çeşitli malzemelerin gravürü için lazerleri, gofraj levhalarının ve silindirle- rinin üretimi için balmumu jet gravürü makinelerini dünyanın dört bir yanında satışa sunuyor. Baskılı folyolar aracılığıyla kalıp üretimi de şirketin rekabetçi ürünleri arasındadır. Yüzey yapılarının çok hassas biçimde ölçülmesine yönelik 3 boyutlu bir tarayıcının geliştirilmesi için AKK, akıllı bir çözüm geliştirdi. Şirket, yansıma sorununu çözdü ve kabartma yapılarının kullanılabilir yüksek çözünürlüklü 3 boyutlu fotoğraflarını elde etmeyi başardı. Düz tarayıcının hassas konumlandırma sistemi, kamerayı bir nevi satranç tahtası AKK Genel Müdürü Bernhard Anker motiflerine benzer bir şekilde çıkış malzemesinin üstünden geçirmektedir. Fakat gofraj silindirlerinin üzerine sonradan aktarılacak olan yüzeyin doğrudan fotoğrafını çekmek yerine, önce ince bir jel yastığı Z ekseni boyunca mevcut malzemenin üstüne bastırılmaktadır. Bu esnek jel yastığının yüzeye değen tarafı en ince çukurlara bile girebilmektedir. Böylece jel yastığının üst tarafında malzeme yüzeyinin kusursuz bir örneği oluşmaktadır. Jelin normlaştırılmış yansıtma özelliklerinin hesaplanabilir olması sayesinde, jel yastığının yüzeyinde kopyalanan yapıların kullanılabilir fotoğraflarının elde edilmesi mümkün olmaktadır. Bu amaçla jel yastığının fotoğraflanan üst yüzeyi altı farklı LED ışığı ile farklı yönlerden ve arka arkaya aydınlatılmaktadır. Bu işlem sırasında 3 boyutlu çekimler “Shape from Shades” (gölgeden şekil) ilkesine dayanarak değerlendirilmektedir. Bunun anlamı, gölgelerin yoğunluğundan ve ışık kaynağının bilinen açısından yola çıkılarak, fotoğraflanan yüzey yapılarının derinlik yapısının kesin bir biçimde hesaplanabilmesidir. Taranan yüzeyin çözünür- lüğü (bu küçük yastık 1,5 x 1,5 santimetrelik kenar uzunluklarına sahip) 3600 dpi ya da daha fazlası olmaktadır. 3 boyutlu çekimlerin derinliği 32 Bit’lik bir hassasiyetle elde edilmekte, böylece mikrometre düzeyinde yükseklik farkları bile saptanabilmektedir. Elastik jel yastığı her bastırma işleminin ardından önceki şekline geri dönmekte ve bir sonraki bastırma işlemi için hazır hale gelmektedir. Fotoğraflanan yüzeylerin daha sonra birleştirilmesi sırasında olası atlanmış noktalardan dolayı “dikiş yerlerinin” oluşmasını önlemek için malzeme çekimleri yüzde onluk bir üst üste bindirme payıyla gerçekleştirilmektedir. Sistemin kalibrasyonu için AKK filigran desenli bir fayans kullanmaktadır. Bu fayans, tarama işleminin başında tanımlanmış bir noktada tarayıcı yatağına yerleştirilmekte ve kamera buradaki desenleri otomatik olarak tanımakta ve buna uygun ayarı yapmaktadır. Ahşap, deri, kumaş ya da minerallerin derinlik yapısını gofraj silindirlerine mümkün olduğunca doğal bir biçimde aktarmak için asitle yakma-dağlama işlemi birkaç adımda gerçekleştirilmektedir. Bu amaçla işlenmemiş silindirlerin asitle eritilmeyecek noktalarına bir balmumu tabakası püskürtülmektedir. Bu işlemin ardından da daha büyük derinlikler adım adım oluşturulmaktadır. Aynı şekilde lazer yardımıyla 3 boyutlu profiller sert plastiğe ya da metale kazılarak işlenebilmektedir. Bu şekilde silindirin üzerinde çıkış malzemesinin bire bir görüntüsü oluşmaktadır. Doğru konumlandırma Çıkış malzemesin otomasyonla taranması, jel yastığı damgasının konumlandırılması ve 3 boyutlu kamera için AKK çok hassas, daha az bakım onarıma ihtiyaç duyan, aynı işlemi yüksek doğrulukla tekrarlayabilen bir konumlandırma çözümüne gerek duyuyordu. Bunun için HIWIN’in minyatür bir makas köprüsü sistemi seçildi. Bu sistem, AKK’nın belirlediği gereksinimlere göre, kablolarla ve değişken bir taban plakası dahilinde kablo yoluyla ve terminal şalterleriyle donatıldı. “Sistem bize teslim edilir edilmez işlemlerimize başlayabildik”, diye açıklıyor AKK’nın müdürü Bernhard Anker. X ekseninin hareket yolu uzunluğu 300 milimetre. Jel yastıklı kavrama donanımının ve kamera sisteminin monte edildiği Y ekseni ise 400 milimetre uzunluğunda. Jel yastığının Z yönündeki hareketi mevcut donanımda AKK tarafından pnömatik bir şekilde kumanda edilmektedir. Demir içermeyen motorlarda, görsel yol ölçüm sistemiyle donatılmış olan çizgisel motor eksenlerinin olması, hem eylemsizliği minimize etmekte ve aynı zamanda da vuruntu momenti olmadan yüksek ivmelenmelere olanak sağlayabilmektedir. “Fakat makas köprü sisteminin hızı bizim için en önemli husus değil”, diye belirten bay Anker “Bizim için sistemin hassaslığı, bakım gerektirmemesi ve kolay kurulumu ön plandaydı” diye ekliyor. l Christine Matt HIWIN GmbH Offenburg www.hiwin.de AKK’nın düz yataklı 3 boyutlu tarayıcısının prototipi. Managers Navigator 29 OTOMASYON OTOMASYON Proses güvenliği için bir alternatif – „Handle in the Box” RALF HÖGEL Modern üretim sistemlerinde hattın parça ile tedariğinde kullanıcıların beklentileri şöyle özetlenebilir: hız, esneklik ve özellikle de proses akış güvenliği. Robotlarla çalışan yeni ve modüler bir sistem konsepti tam da bu beklentileri karşılıyor. S risine kolayca uyarlanabilmektedir ve böylece geniş bir görev yelpazesi için kullanıma uygundur. Besleme sisteminin odak noktasında otomotiv alanındaki uygulamalar yer alıyor; aynı şekilde bu uygulamaların tıbbi alanlarda ve başka sanayilerde de kullanılması mümkündür. Çeşitli besleme görevleri için proses akış güvenliği sağlayan, azami beş kiloluk iş parçası ağırlığıyla dakikada 40 parçaya kadar yükleme yapabi- len bu robotik çözüm “Handle in the box” işlemi personelle karşılaştırıldığında hem belirgin biçimde daha hızlı çalışılmakta, hem de belirgin biçimde daha yüksek bir kullanılabilirlik avantajı sağlanmaktadır. Kaotik bir düzen içinde hazırlanan nesnelerin görsel sensörlerle donatılmış robotlar tarafından ayrı ayrı elleçlenmesi, pek çok durumda gerekli ürün çıkışı sayısına ulaşılmasını sağlayamıyor, çünkü bu çözüm ileri derecede karmaşık olmasın- Sortimat marka inovatif besleme sisteminde görev yapan robot. Fotoğraflar: Yaskawa istemin konsepti yalın olduğu kadar dahiyane de: İlk kez bir robot, parçaların elleçlenmesini üstleniyor. Sistem modüler, değişik komponentlerden oluşuyor. Bunlar arasında depo, titreşimli sarmal konveyör, konveyör beslemesi, servo kollu robotlar ve opsiyonel bir görüntü işlem sistemi bulunmaktadır. Bu bileşenler üzerinde derli toplu, yalın ve bakım gerektirmeyen bir besleme çözümü ortaya çıkıyor. Bu çözüm her türlü parça geomet- dan ve çok sayıda potansiyel bozucu öğeden oluşmasından dolayı çoğu kez yalnızca yavaş kalmıyor, aynı zamanda arızalanmaya da daha yatkın oluyor. Proses güvenliği ve verimi garanti Yeni konsept ise farklı: Burada parçalar bir depo üzerinden yalın biçimde düzenlenmiş titreşimli sarmal bir konveyöre ulaşıp burada kabaca tek tek sıralanıyor. Buradan ürünler tutulup alınmaları için bir konveyöre aktarılıyor. Bu aşamada parçaları yalnızca kaba biçimde yönlendirmek ve tanımlanmamış bir 3 boyutlu konumdan düzenli bir 2 boyutlu konuma geçirmek tamamen yeterlidir. Kalan her şeyi robot halletmektedir. Altı eksenli bir robot, örneğin tek tek parçaları banttan alıp istenilen konuma, istenilen yönde yerleştiriyor. Açık biçimde tanımlanmış ürün alma konumlarını içe- Entegre görüntü işleme sistemi sayesinde iyi ve kötü parçaları tanılayabilen robot, yapı parçalarını konumlandırırken. 30 Managers Navigator ren basit çözümlerin dışındaki çözümlerin çoğunda sabit bir görüntü işlem sistemi kullanılmaktadır. Robot, tutulacak parçanın tam koordinatlarını görüntü işleme sisteminden alıyor ve böylece bu parçayı güvenli ve hassas biçimde kavrayabiliyor ve istenildiği biçimde konumlandırabiliyor. Robotun büyük bir avantajı: Mevcut bir arayüz üzerinden görüntü işlem sistemi çok kolay ve hızlı biçimde entegre edilebiliyor. Yüksek kullanılabilirliğe sahip, hızlı, altı eksenlilere talep çok Altı eksenli kinematikten yana bir seçim yapmanın haklı gerekçeleri var: hızlılık, kompakt tasarım ve geniş erişim mesafesi. Doğru robotu seçmek büyük bir öneme sahiptir. Robot yalnızca azami verim oranını ve kullanılabilirliği temelden etkilemekle kalmamakta, aynı zamanda sistemin bütününde ulaşılan esneklik derecesini belirlemektedir. Beş kilo yük taşıma özelliği ve 700 milimetre erişim mesafesiyle bu robot, besleme sistemlerini üreten şirketin uygulama yelpazesini komple kapsamaktadır. Tıbbi ya da ilaç sanayisi gibi özel beklentilerin yerine getirilmesi gereken besleme çözümleri için özel olarak tasarlanmış robotlar da bulunmaktadır. Bu robotlar, yeni sistem konseptini iki yanaklı akıllı servo tutucunun da katkısıyla farklı parça geometrileriyle ve ağırlıklarla baş edebilen, geniş bir besleme görev yelpazesi için uygun, çok yönlü gerçek bir yeteneğe sahiptir. Sistemin hafızaya alma, önceden seyreltme, tanılama, yönlendirme, elleçleme ve yerleştirme gibi temel işlevlerine müşterinin istekleri doğrultusunda iyi/kötü ürünü tanılama gibi klasik ek görevler de ilave edilebilmektedir. l Ralf Högel Högel Endüstriyel Komünikasyon www.yaskawa.eu.com Managers Navigator 31 vdma vdma Industrie 4.0 – Anahtar Sanayi Olarak Alman Makine ve Sistem İmalatı Dr. Beate metten Resim: iStockphoto / alengo Industrie 4.0’ın başarısı bunun sanayide uygulama temposuna, dinamizmine doğrudan bağlıdır. Bunun için yoğunlaştırılmış araştırma-geliştirme çabaları, genel ve herkesce uyulan normlar ve standartlar, etkin biçimde ürün ve Know how fikri mülkiyet koruması ve sanayideki işbirlikleri olmazsa olmazlarıdır. 32 Managers Navigator İ novasyon ve teknoloji işbirlikleri/ağlar Alman makine ve sistem imalatının odağında yer almaktadır. Böylece, en yeni teknolojiler ürünlere ve üretim süreçlerine entegre ediliyor ve bu da teknoloji alanındaki lider konumda bulunmasını sağlamaktadır. Son yıllarda, özellikle bilişim teknolojilerinin ve yazılımın sürece entegrasyonu giderek artan bir önem kazandı. Daha bugünden makine imalatına yönelik bir ürünün üretim maliyetinin yaklaşık yüzde 30’unu bilişim teknolojileri ve otomasyon teknolojisi oluşturmaktadır ve bu eğilim daha da artmaktadır. Industrie 4.0 ile bilişim ve internet teknolojileri ürünlerde ve fabrikalarda daha güçlü biçimde yer alacaktır. Sanal dünya, üretimin gerçek dünyasının bilişim teknolojileriyle bütünleşecek. İnsanlar, makineler, üretim araçları ve ürünler gelecekte doğrudan ve açıkça tanımlanabilecek biçimde birbiriyle iletişim kuracak. Şu anda Industrie 4.0 henüz bir yönelim ve denenme evresinde bulunuyor. Alman makine ve sistem imalatçıları, pek çoğu araştırma bölümlerinden gelen ilk prototipler ve gösterim cihazları üzerinde artık ilk gerçekleştirilmiş ürünleri ve çözümleri sergiliyor. Bu alandaki yelpaze açık ve akıllı otomasyon öğelerinden imalattaki internet teknolojilerine ve Industrie 4.0 yönelimli makinelere ve üretim sistemlerine kadar uzanıyor. Industrie 4.0 kısa vadeli bir uygulama değil, adım adım ilerleyen evrimsel bir süreci kapsamaktadır. Bununla birlikte Industrie 4.0 imalat konusunda global rekabet başarısında belirleyici öneme sahip olacak yeni potansiyelleri ortaya çıkartma fırsatını sunuyor. Burada anahtar sözcükler enerji ve kaynak verimliliği, esneklik ve bireyselleştirme, maliyetin ve hızın optimizasyonu. Özellikle de lot büyüklüğü 1 için bunun büyük bir önemi var. Araştırmaya ve geliştirmeye yatırım yapmak Alman sanayinin uluslararası rekabette Industrie 4.0 çözümleri arzında lider konuma gelip gelemeyeceği büyük ölçüde araştırma-geliştirme çalışmalarına bağlıdır. Bu alanda Alman makine ve sistem imalatı iyi bir konumda; rekabet öncesi ortak araştırma çalışmalarında Alman şirketleri ulusal çaptaki ve Avrupa çapındaki 200’den fazla araştırma kurumuyla işbirliği yapıyor. Çok sayıda platform, ortaklaşa yürütülen araştırmalardan elde edilen bilgilerin transferine olanak sağlıyor ve Alman üniversitelerinin Industrie 4.0 araştırmaları konusundaki inovasyon merkezleri hakkında bilgi edinilmesine olanak tanıyor. Böylelikle araştırma ve geliştirme alanında elde edilen bilgilerin işletmenin üretim tesislerine transferi başarılacaktır. Standartlar işin anahtarıdır Industrie 4.0 türdeş veriler kullanılarak iletişim kurulması anlamına geliyor. Bundaki amaç, şirketlerin, tesislerin, üreticilerle müşterilerin sistem bileşenlerinin ağ üzerinden birbirine bağlanmasıdır. Industrie 4.0’ın başarılı biçimde uygulanması için ortak bir iletişim standardının oluşturulması kaçınılmazdır. Alman normları ve standartları küresel pazarlarda herkesce kabul görülmektedir. Bunlar Alman makine ve sistem imalatı sektörünün uzman temsilcilerinin önemli katkılarıyla sürekli yeniden biçimlendiriliyor. Böylelikle işletmelerin, sistemlerin ve komponentlerin ürün ve üretim bilgileri dünyanın dört bir yanında aynı şekilde anlaşılmaktadır. Başarı etkeni olarak güvenlik lemez. Bu nedenle ağlar aracılığıyla birbirine bağlanmış üretim sistemlerinin otomatikleştirilmiş veri alışverişini güvenilir ve sağlam biçimlendirmek, süreç aktörlerinin açık biçimde teşhisinin kontrolü ve ürünlerin, yöntemlerin, makinelerin ve sistemlerin Know-how’unu korumak zorunludur. VDMA’nın üretimden sorumlu kişiler arasında yaptığı bir anket günümüzde risklerin daha çok insan faktöründen kaynaklandığını ortaya koydu. Bu nedenle çalışanların güvenlik konusunda duyarlı bir hale getirilmesi ve eğitilmesi çok önemlidir. Odak noktasında insan İnsan yalnızca güvenlik bakımından önem taşımıyor. Hiçbir sanayi ülkesi, Alman makine ve sistem imalatı kadar teknik bilgiyi ve beceriyi üstün ürünlere dönüştürme yetisini simgelemiyor. Böylece Alman makine ve sistem imalatı Alman mühendislik sanatının bir eşanlamlısı durumunda – hem de haklı olarak, çünkü makine imalat sanayisi yüzde 17’lik pay ile Almanya’daki en büyük mühendis istihdamı yaratan sektördür. Otomatikleştirilmiş üretimden otonom üretime giden yolda personelin üretim sürecindeki görevleri sürdürelebilirlik kıstası önemli olmakla birlikte değişecektir. Gündelik işleri destekleyen yeni akıllı kumanda ve asistan sistemleri yeni yetileri gerektiriyor. Alman mühendisler ve uzman elemanlar bu gerekliliklerin üstesinden gelmek için en uygun koşullara sahip. l Dr. Beate Metten VDMA Industrie 4.0 Forumu Frankfurt am Main http://industrie40.vdma.org Şirket sınırlarını aşan üretim süreçlerinde verilerin ve Know-how’ın korunması/güvenliği çok büyük bir önem arz etmektedir. “Güvenlik” olmadan Industrie 4.0 düşünüManagers Navigator 33 vdma vdma Robotik ve Otomasyonla Daha Fazla Verimlilik Anne Wendel Süreklilik arz eden büyüme rakamları bize şunu kanıtlıyor: Robotik ve otomasyon önemli bir eğilim olarak, dünyanın dört bir yanında ve neredeyse tüm sektörlerde karşılaştığımız bir uygulama haline geldi. Robotik ve otomasyon kullanımı; istikrarlı ekonomik gelişme, yüksek katma değerli ve ergonomik çalışma alanları için, güvenli ve satın alınabilir fiyatta ürünler için önemli fırsatlar sunuyor. M Fotoğraflar: robomotion odern üretim, otomasyon bazlı üretimdir. Şirketler günümüzde ancak bu şekilde rekabet güçlerini kalıcı olarak güvence altına alabilir, kilit teknolojilerin başka bölgelere kaymasını önleyebilir, kalifiye eleman istihdamı yaratabilir ve yeni pazarlar kazanabilirler. Düşük birim maliyetlerine ve yüksek üretkenliklere zahmetli üretim yöntemleri ile değil, çok yüksek verimliliğe sahip tam ya da kısmen otomasyonlu işletmelerde ulaşılabilinmektedir. Buna çoğunlukla üç vardiyada – hiç durmaksızın, haftanın yedi günü 24 saat ile ulaşılmaktadır. Ürün değişikliğine gidildiğindeyse olgunlaşmış, yüksek performanslı otomasyon çözümleri hızlı biçimde ve kolayca yeniden programlanıp tekrar kullanılabiliyor. İster bireysel uyarlamalar olsun ister standart ürünler olsun – otomasyon, aynı kalan yüksek kaliteyi %100’lük bir tekrarlanma doğruluğuyla, ödün vermeyen kalite kontrolleriyle ve sürekli geriye doğru takip edilebilirlikle sağlıyor. Gündelik yaşamımızdaki pek çok ürün böylesine bir otomasyonlaşma derecesi olmasaydı hiç mümkün olmazdı – ya da ödenemez fiyatlara satılırdı. Robot ve Yeni İstihdam-Çelişki değil İnsan ile makinenin mükemmel uyumu yüksek nitelikli, sürdürülebilir istihdam sağlıyor. Monoton ve ağır bedensel işleri ileri derecede uzmanlaşmış, robotlardan oluşan ve akıllı görüntü işleme özelliğine sahip bir makine parkuru üstleniyor. Dünya çapında bir karşılaştırma yapıldığında Almanya, robotların en yaygın biçimde kullanıldığı ülkeler arasında geliyor. Dünya Robot Birliği’ne (IFR) göre Almanya’da ürün işleyen sektördeki 10.000 iş yerine 292 robot kullanımı düşmektedir. Yalnızca Kore (478) ve Japonya (314) daha yüksek bir robot yoğunluğuna sahip. Sansasyonel haber başlıklarının tersine, insanların işini elinden alan robotlara ilişkin endişeler yersiz. Bu durum örneğin Alman otomobil sanayinde görülüyor: Robotların büyük arayla en büyük müşteri sektörü olan bu sanayide Almanya’da 2010’dan 2014’e kadar yüzde 15’lik bir artışla birim sayısı 92.000’e ulaştı. Aynı zaman aralığında çalışanların sayısı yüzde 10 artışla 775.000’e yükseldi. Artık pek çok durumda insan ile makinenin doğrudan birlikte çalışması da mümkün hale geldi. Robotlar sensörler yardımıyla güvenli hale getirilmekte ve artık koruyucu bariyerler olmaksızın kullanılabilmektedir. Robotiğin bu yeni çağı “İnsan- Robot İşbirliği” olarak adlandırılıyor ve çok sayıda yeni kullanım olanağı sağlıyor. Robotik ve otomasyon dünyası Robotik ve otomasyon dünyasına ileri derecede yenilikçi üç alan damgasını vuruyor: Robotik, entegre birleştirme çözümleri (Integrated Assembly Solutions) ve endüstriyel görüntü işleme. Robotik sanayi günümüzde yüksek inovasyon yapısı, güçlü pazar büyümesi ve hızlı teknik gelişmelerle öne çıkmaktadır. Sanayi robotları artık üretim süreçlerinde vazgeçilmez oldu. Otomasyonun çekirdek öğesi olarak bunlar stratejik şirket kararlarının odak noktasına doğru kaymaktadır. Robotlarla dakikada 600 sosis 34 Managers Navigator Integrated Assembly Solutions – bütün parçaların toplamından daha fazlasıdır Bİ LGİ LER VDMA Robotics + Automation hakkında VDMA, Avrupa’daki en büyük sanayi birliği ve makine imalatı alanında 3.100’den fazla üye şirketine sahip güçlü bir birliktir. VDMA Robotik + Automation 275’ten fazla üyesi bulunan yeni bir uzmanlık birliği kuruyor: bunlar robotik, Integrated Assembly Solutions ve endüstriyel görüntü işleme alanlarında faaliyet gösteren üreticiler. Endüstrinin öncüsü bu platformun hedefi, robotik ve otomasyonu geniş bir etkinlik ve hizmet yelpazesiyle desteklemektir. Ağırlıklı çalışma konuları statik analizler ve piyasa araştırmaları, pazarlama faaliyetleri, normlaştırma, halkla ilişkiler, gelecek araştırmaları, fuar politikası, ayrıca ağ oluşturma etkinlikleri ve konferanslar. Integrated Assembly Solutions ile milyonlarca parçadan her gün yeni ürünler oluşmaktadır. Birleştirme, montaj, elleçleme, biçim değiştirme, ölçme, kontrol etme, dozaj ayarlama ya da üstüne yazı basma – bu sektörde faaliyet gösteren şirketler bunun için gerekli donanımı ve bunların bileşenlerini tasarlayıp üretiyor. Burada vazgeçilmez bir öğe de, insan ile makinelerin “beyin gücü” bileşimidir – akıllı, iyi düşünülmüş ve bu sayede üstün çözümler yaratmak için. Endüstriyel görüntü işleme – makineler gördüğünde ve algıladığında Kameralar görüntüler üretiyor, yazılım bunları otomatik olarak değerlendiriyor. Görüntü işleme sistemleri kaliteyi kontrol ediyor, makineleri yönetiyor, süreçleri yönlendiriyor, yapı parçalarını teşhis ediyor, kodları okuyor ve üretimin optimizasyonu için değerli bilgiler sağlıyor. Görüntü işleme teknolojisi giderek daha başka uygulama alanlarını da fethediyor, fabrika dışı uygulamalarda da. Kalite, verimlilik ve ürün güvenliği için bu teknoloji sürekli kullanılıyor. http://rua.vdma.org alıyor. Gelecekte teknolojik bakımdan yüksek gereklilikleri olan pazarlara giriş yapabilmek için bu iki ülkede otomasyon teknolojisine giderek daha çok yatırım yapılıyor. Robotik ve otomasyon sektörüne genel bir bakış 2015 cirosu: 12 milyar € İhracat oranı: %55 ●● 2014’te Almanya’da istihdam: yaklaşık 51.600 ●● Teknolojiler: Robotik, Integrated Assembly Solutions, endüstriyel görüntü işleme ●● En önemli fuarlar: AUTOMATICA – Münih’te düzenlenen Uluslararası Otomasyon ve Mekatronik Fuarı; 21-24 Haziran 2016; www.automaticamunich.com VISION – Stuttart’ta düzenlenen dünyanın en büyük görüntü işleme fuarı; 8-10 Kasım 2016; http://www.messestuttgart.de/vision/. l ●● ●● Robotik ve otomasyon rekor düzeyde Alman endüstriyel görüntü işleme teknolojisi üreticileri yüzde 9’luk bir büyüme sağladı ve Integrated Assembly Solutions ile robotikten 2014 yılında 11,4 milyar Euro’luk bir ciro elde etti. İstikrarlı sipariş gelişmesinden dolayı sektör 2015’te de büyüme çizgisini sürdürdü: Üreticiler yüzde 5’lik sağlam bir büyüme olacağını tahmin ediyor. Böylece 12 milyar Euro’nun üzerinde bir ciro rekoru elde edilmiş olacak ve robotik ile otomasyonun başarı öyküsü etkileyici biçimde sürdürülecek. 2016 için sektörün yüzde 5’lik bir büyümeyle 12,6 milyar Euro’ya ulaşılacağı bekliyor. Otomobil endüstrisinin haricinde ve hatta tipik fabrika ortamının dışında da robotik ve otomasyon yerleşti ve giderek yeni kullanım alanlarını fethediyor. İhracat yaklaşık yüzde 55’lik bir paya sahip. Önemli pazarlar arasında ABD ve Çin yer Anne Wendel VDMA Robotics + Automation Frankfurt am Main rua.vdma.org Managers Navigator 35 vdma vdma tajlar sağlamaktadır. Endüstriyel plazma yüzey teknolojisini, makine komponentlerinin daha az sürtünme ve aşınmasına olanak sağlamakla belirgin bir biçimde daha verimli çalışmaktadır. Böylece yüzey teknolojisi, endüstriyel üretimin başka üretim aşamalarında da daha yüksek enerji verimliliğine sahip sistemlerin ve kalıpların oluşturulmasına önemli bir katkıda bulunmaktadır. Başarılı Ürünler İçin Modern Yüzey Teknolojisi dr. martin riester Yüzey teknolojisi hemen hemen her endüstriyel üretim hattında yer alan bir öğedir. Verimli üretim için yüzey teknolojisi Üretimde enerji verimliliği Endüstriyel üretimde kalite ve verimlilik kriterlerine uyulması için yüzey teknolojisinden yararlanmak çoğu alanda vazgeçilemez bir durumdur. Parçalar üretim boyunca defalarca temizlenmektedir ve ayrıca yüzeylerin kaplanması ya da yapılandırılması da gerekmektedir. İstenilen Üretim maliyetlerinin optimizasyonu, üretim sanayisinde sürekli gündemde olan bir konudur. Enerji tüketiminin yoğun olduğu üretim aşamalarında enerji tüketiminin azaltılması genelde büyük tasarruf olanakları sağlamaktadır. Yüzey teknolojisi süreçlerinde, sistem teknolojisinin söz konusu sürecin özel gerekliliklerine göre uyarlanmasıyla önemli tasarruflar sağlanabilmektedir. Özel ihtiyaçlara göre ve yüksek bir yatırım yapılarak sipariş edilmiş bir makine teçhizat tesis teknolojisi, kaynakların daha optimize kullanılması ve düşük enerji maliyetlerinin sonucunda işletme genel maliyetlerindeki bir düşüş dolayısıyla maddi bir iyileştirme sağlamakta ve kendini daha hızlı amortize etmektedir. Sistemlerin uzun bir kullanım ömrünün bulunması, maliyetlerin azaltılması yoluyla rekabet gücünün arttırılmasını kısa bir zamanda sağlamaktadır. Yüzey teknolojisi, yüzey işleme süreçlerinde en düşük enerji tüketim optimizasyonu sağlamasının yanı sıra başka üretim aşamaları ve ürünler için de büyük avan- Yüzey teknolojisi sürdürülebilirliğin anahtarıdır Sanayi 4.0’ın ışığında yüzey teknolojisi Yüzey işleme süreçlerinin otomasyonu, üretimin sürecinin istikrarında ve kalite düzeyinde önemli bir role sahiptir. Yüzey teknolojisinin dünya çapında liderleri olan Alman üreticiler, mühendislik alanında sağlam temellere dayanan bir bilgi birikimini ve uygulanabilir, verimli yüzey işleme yöntemleri ile olgunlaştırılmış konseptler sunuyor. Alman ürünleri bu sektörde teknolojinin geldiği son noktayı ifade ediyor. Sanayi 4.0 çerçevesinde yürütülen dijital mühendislik çalışmaları aracılığıyla Alman şirketleri günümüzde yüzey teknolojisiyle bağlantılı makine sanayisini biçimlendirmektedir. Sanayi 4.0 doğrultusunda yürü- Yüzey teknolojisini kullanan işletmeler, bu kullanım ile ekonomik, ekolojik ve sosyal sorunların aşılmasında önemli katkılar sağlamaktadır. Zira, ancak gelişmiş makineler, sistemler, üretim süreçleri ve ürünler dünya çapında sürdürülebilirliği mümkün kılmaktadır. Yüzey teknolojisi hem yarattığı ürün özellikleri aracılığıyla, hem de Dr. Martin Riester VDMA Surface Treatment Technology Frankfurt am Main ot.vdma.org Fotoğraflar: LUTRO Luft- und Trockentechnik GmbH Fotoğraflar: REITER GmbH + Co. KG Oberflächentechnologie ürün özelliklerine bağlı olarak yüzey teknolojisinin geniş yelpazesinden bu noktada çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Hammaddelerin yüzey teknolojisi aracılığıyla optimizasyonu, başarılı bir ürün için çoğunlukla temel bir öneme sahiptir. Bu nedenle yüzey teknolojisi endüstriyel üretimde kilit bir rol oynamaktadır. yüzeylerin işlenmesinde uygulanan yöntemlerin hammadde verimliliğinin optimizasyonu aracılığıyla sürdürülebilirlik sağlamaktadır. Yüzey teknolojisi makineleri üretenler, yüzey işleme süreçlerinin sürdürülebilir hale getirilmesine yönelik teknolojileri birbirine entegre etmektedir. Böylece enerji verimliliği, hammadde kullanımı ve atıkların azaltılması gibi etkenleri en optimal hale geldiği görülmektedir. Yüzey teknolojisi sektörü, enerji verimliliği yüksek makineler alanının öncüsü konumundadır. l Fotoğraflar: RUMP STRAHLANLAGEN GmbH & Co. KG T ipik olarak parçalar bir üretim sürecinden geçerken çeşitli yüzey işlemlerine tabi tutulmaktadır. Buradaki amaç, ürünün istenilen ve gerekli özelliklerde mümkün olduğunca düşük maliyetle üretilmesidir. Alman makine sanayisinin geliştirdiği yüzey teknolojileri bu konuda önemli bir katkı sağlamaktadır. tülen mühendislik çalışmaları bir sistemin bütün ömür döngüsü üzerine odaklanmış bulundurmaktadır. Üretim sırasındaki mantıklı süreçlerin optimizasyonu ve tedarikçilerle, müşterilerle ağ bağlantıları kurulması enerji verimliliğinin daha da arttırılması için önemli potansiyeller sunmaktadır. Fotoğraflar: OerlikonBalzers Coating Germany GmbH Rotasyonlu boya püskürtücü 36 Managers Navigator Ağır sanayi için ışın teknolojisi Fotoğraflar: Sprimag Spritzmaschinenbau GmbH & Co. KG Gemi dizel motorunun boyanması Kaplanmış merdane freze Boyama işlemi için zincir otomatı Managers Navigator 37 vdma vdma Yenilikçi hassas aletlerde gelecekteki beklentiler Alfred Graf Zedtwitz Kısmen de olsa hassas aletlerle imal edilmemiş yahut işlem görmemiş herhangi bir yatırım ve tüketim ürünleriyle karşılaşmak oldukça zordur. likte geliştirilen çok sayıda yenilikçi ürün de, birçoğu kendi segmentlerinde dünya çapında teknoloji lideri olan Alman alet üreticilerine rekabet avantajı kazandırmaktadır. Son birkaç yıl içinde bu sektördeki geniş alanların yalnızca alet tedarikçilerinden alet gereksinimleri için tam kapsamlı ürün ve hizmet tedarikçilerine doğru gelişim gösterdiğini ve bunun sonucu olarak da bugün alet sektörünün bütünüyle ürün döngüsünü, örneğin eş zamanlı mühendislik, alet lojistiği ve alet veri yönetimini desteklediğini görüyoruz. Nihayetinde, başarı aletlere, aygıtlamaya ve kişiselleştirilmiş ve müşteriye göre hazırlanmış hizmetlere bağlıdır. Burada hassas aletlere dayanan yenilikçi çözümlere ve bunların müşterilerinin küresel piyasalarda rekabet etmesini nasıl mümkün kıldığına dair bazı örnekler verilmiştir. Fotoğraflar: AMF Modern Germe/Sıkma Sistemleri üretim prosesi başlamadan önce tüm şartların yerine getirilip getirilmediğini kontrol eder. İster sanayi üretiminde kalite ve güvenlik söz konusu olsun, ister sağlık ya da beslenme – bu alanların tümünde güvenilir biçimde ölçülmesi, tartılması ve kontrol edilmesi gerekiyor. Akıllı aletler Bir “Endüstri 4.0” fabrikasının sanal-fiziki üretim sistemleri akıllı hassas aletler gerektirir. Bugün sensör kontrollü kesme aletleri makineyle iletişime geçmekte, mevcut ve hedeflenen değerler arasındaki sapmaları örneğin çaplarını değiştirerek kendi kendine ayarlamaktadır. Akıllı baskı kalıpları kelepçeleme cihazlarını iş parçalarının gerçek ihtiyaçlarına göre ayarlamakta ve pres atölyelerinin ıskartaya çıkarma oranlarını düşürmelerine olanak sağlamaktadır. Sıfır Noktasında Kelepçeleme Sıfır noktasında kelepçeleme teknolojisiyle çalışma parçası montajı otomasyon için kilit önemdeki hususlardan biridir. Yenilikçi kelepçeleme cihazları takım tezgâhının kumandasıyla veri alışverişi yapar. Bu, makineye sadece işi tanımlama imkânı tanımakla kalmaz, aynı zamanda doğrama süreci için tüm ön şartların yerine gelip gelmediği konusunda raporlama da yapar. Dolayısıyla, müşteri güvenli otomatikleştirilmiş üretim süreci elde eder. Koruyucu soğutma Kalıp üreticileri, koruyucu soğutma parçalarının (Conformal Cooling inserts) üretimi için gittikçe artan bir sıklıkla 3D baskı veya vakum lehimleme teknolojilerini kullanmaktadır. Daha hızlı ısıtma ve soğutma, müşterilere enjeksiyon kalıplama süreçlerinin süresini daha da azaltma konusunda yardımcı olur. l Alfred Graf Zedtwitz VDMA Precision Tools Frankfurt am Main pwz.vdma.org 38 Managers Navigator Hans-Günter Heil Ö lçüm ve kontrol teknolojisinin bu büyük öneminin üstesinden gelebilmek için yaklaşık 160 üretici VDMA çatısı altında ihtisas birliğini kurarak bir birleşti. Böylece girişimleri koordine etmek ve sektör için ve sektör hakkında önemli bilgileri toplamak için güçlü bir ortak platforma sahip oldular. VDMA Ölçüm ve Kontrol Teknolojisi şu anda sektördeki cironun yaklaşık %80’ini temsil ediyor. Bu sektör Almanya’da yaklaşık 25.000 çalışanı ve 2014 yılında toplam 5 milyar Euro’nun üzerinde bir ciro ile büyük önemlilik arz etmektedir. Bu şirketlerin çoğu küçük ve orta ölçekli işletmeler olup, “Hidden Champions” (gizli şampiyonlar) diye adlandırılan ve üstün teknolojiye sahip ürünleriyle dünyanın dört bir yanında pazarlardaki boşlukları çok başarılı biçimde dolduran firmalardır. Fotoğraflar: Jenoptik S ektörün mekanik işlemeye yönelik teknik bilgisi, yüksek kalite düzeyinde güvenilir üretimi kolaylaştırır, imalat süresini ve maliyetlerini düşürür. Dolayısıyla, yüksek teknoloji aletleri daha da kısa geliştirme ve üretim döngüsünün baskısı altında müşterinin rekabet gücünün arttırılmasına belirleyici bir katkı yapar. Hassas alet üreticisi müşterilerine aşağıdakileri sunar: ●● Mekanik İşleme/Kesme Aletleri ●● Aynaya Bağlama ve Kelepçeleme Cihazları ●● Pres aletleri, Jigler ve Fikstürler, Model ve Kalıplar Alman hassas alet sanayisinin temel belirleyici özelliği tam kapsamlı büyük tedarikçilerin yanı sıra küçük ve orta ölçekli çok sayıda şirketin de bu sektörde oldukça etkili olmasıdır. Yalnızca geniş kapsamlı hizmetler değil aynı zamanda müşterilerle bir- Tam Anlamıyla Kalite – Alman Ölçüm ve Kontrol Teknolojisi Otomobil sanayi için hassas ölçüm ve kontrol teknolojisi Otomobil sanayindeki modern teknolojiler ve yöntemler en üst düzeyde hassaslık ve asgari üretim toleranslarına göre tercih ediliyor. Ancak bu sayede çıtası yükseltilmiş verimlilik ve tüketim beklentileri daha az kaynak kullanımıyla ve en fazla dayanıklılıkla karşılanabiliyor. Böylece otomobil sanayi ile sıkı bir işbirliği içinde, ölçüm vidasından olağanüstü karmaşık ve istenilen bütün özelliklere uygun simülasyon kontrol tezgahına kadar motorlu taşıtların üretiminde vazgeçilmez olan ürünler ve sistemler ortaya çıkıyor. Örneğin günümüzde istenilen tasarruflu ve uzun ömürlü motorların güvenilir biçimdeki seri üretimi silindir deliklerinin ya da krank millerinin mikrometre düzeyinde doğruluğa sahip ölçümleri saye- sinde mümkün olabilmektedir. Otomobil camlarının üç boyutlu optik kontrolü hatasızlığı garanti ediyor ve böylece en üst düzeyde güvenlik sağlıyor. Sürüş simülatörleriyse araç parçalarına uygulanan zorlama testlerinin gerçek sürüş koşullarından alınıp kontrol standına aktarılmasını sağlıyor. Daha az enerji tüketimi ve azalan emisyonlar ancak daha hafif araçların üretilmesiyle mümkün oluyor. Burada en önemli noktalardan biri de ince duvarlı, ileri derecede sağlam/hassas çeliklerin kullanılması. Sac kalınlığının aynı kalması koşulu ancak ileri derecede hassas ölçüm sistemleri sayesinde sağlanabiliyor. Bunun sonucunda da karoseri daha sağlam ve hafif olmasına rağmen mükemmel çarpışma özellikleri elde ediliyor. Ağırlığın yanı sıra aerodinamik de önemli bir rol oynamaktadır; rüzgar kanallarındaki tartı sistemleri burada hava akışın geldiği yöne doğru uygulanan gücü ölçüyor ve böylece mühendisler araçların sürtünme katsayısını düşürebilmeyi ve bu yolla araçların yakıt tüketimini azaltmayı başarabiliyor. Alman sanayisi çalışanlarına ve onların mühendislik sanatına nasıl güvenebiliyorsa, dünyanın dört bir yanındaki müşteriler de Almanya’da üretilen ölçüm ve kontrol sistemlerinin etkinliğine her zaman güvenebilirler. l Hans-Günter Heil VDMA Measuring and Testing Technology Frankfurt am Main mup.vdma.org Managers Navigator 39 vdma vdma Made in Germany tahrik ve akışkan teknolojisi: Geleceğin makine imalatı için en üst düzey teknoloji ve daha fazla verimlilik Datamining aracılığıyla toplamanın ve güçlü simülasyon modelleri aracılığıyla değerlendirmenin mümkün olması da burada önemli bir etken. Bernard Rensinghoff Alman tahrik ve akışkan teknolojisi dünya pazarının lideri olarak dünyanın dört bir yanındaki makine imalatçılarına anahtar bileşenler sunuyor. Makine imalatı alanında geleceğin bakım stratejilerinin nasıl olabileceğini Alman şirketleri Hannover Messe 2016’da düzenlenen „Predictive Maintenance 4.0“ başlıklı özel gösteride canlı olarak sergiliyor. Daha fazla verimlilik ve daha düşük maliyetler Predictive Maintenance’dan beklentiler büyük: “Bu yeni bakım stratejisinin hedefi, beklenmedik devre dışı kalma durumlarını önlemek ve devre dışı kalmayla bağlantılı üretim darboğazlarını azaltmak, hatta ortadan kaldırmaktır. Bu sayede verimlilik artıyor, bakım ve onarım maliyetleri düşüyor, üretim kalitesi ve planlama güvenliği yükseliyor. Sonuç olarak toplam işletme maliyetleri düşüyor”, diyor VDMA’ya bağlı Akışkan Teknolojisi Meslek Birliği’nın müdür yardımcısı Peter-Michael Synek. Dünya Ekonomik Forumu ile Accenture danışmanlık şirketinin güncel bir araştırmasına göre planlanmış onarımlarda planlanmamış onarımlara göre yüzde 12 ve bakım maliyetlerinde de neredeyse yüzde 30 tasarruf sağlanabiliyor. Üstelik makinelerin plansız biçimde durma oranı yüzde 70 azalabiliyor. Fotoğraflar: Deutsche Messe AG, VDMA Alman tahrik ve akışkan teknolojisi sektörünün anahtar rolü I ndustrie 4.0 sektörün en önemli konularından biri durumunda ve aynı zamanda „Integrated Industry – Discover Solutions“ sloganıyla Hannover Messe 2016’nın da ana konusu. Bu bağlamda Predictive Maintenance konusu makine imalatı sektörü için ve özellikle de tahrik ve akışkan teknolojisi için önemli bir rol oynuyor. Industrie 4.0 ortamında birbirine ağlar üzerinden bağlanmış olan ve aralarında iletişim kurabilen akıllı bileşenlere ve sistemlere ihtiyaç var. İki önemli tedarikçi 40 Managers Navigator sektör olan tahrik ve akışkan teknolojisi sektörleri bunun için gerekli en üst düzey teknolojiyi sağlıyor ve böylece daha fazla verimlilik, daha büyük güvenilirlik ve daha fazla müşteri memnuniyeti elde edilmesine katkıda bulunuyor. Nedir bu Predictive Maintenance? Predictive Maintenance, öngörülü bakım anlamına geliyor ve yeni bakım stratejisi olarak giderek daha büyük önem kazanı- yor. Makine bileşenlerinin arızalanma olasılığı ve devre dışı kalma tehlikesi sürekli uygulanan durum kontrolleri ve veri değerlendirmeleriyle önceden tahmin edilebiliyor ve böylece önlenebiliyor. En uygun bakım zamanı böylece sorun daha ortaya çıkmadan planlanabiliyor. Bunu mümkün kılan şey ise modern sensör teknolojisi, akıllı veri analizi, dijital ağlar ve makinelerin, iş parçalarının ve Industrie 4.0 ortamındaki diğer bileşenlerin birbiriyle iletişimidir. Günümüzde büyük veri miktarlarını Gelecekte veri kaynağı olarak da hizmet etmesi gereken anahtar bileşenlerin sağlayıcısı olarak Alman tahrik ve akışkan teknolojisi şirketleri Industrie 4.0 felsefesinin ve Predictive Maintenance’ın uygulamaya konulmasında temel bir rol oynuyor. Onların ürünleri ve çözümleri geleceğin üretimine yön veriyor. Uluslararası rekabette elde edilen bu konumu koruyabilmek ve geliştirebilmek için inovasyon yetisi ve en ileri teknoloji gerekiyor. Bu nedenle Alman şirketleri doğrudan ve tutarlı biçimde araştırma ve geliştirmeye ağırlık veriyor, Industrie 4.0 ve Predictive Maintenance gibi önemli konu alanlarına eğiliyor: “Buna hiç kuşku yok, Industrie 4.0 ve Predictive Maintenance sanayi üretimini kalıcı biçimde değiştirecek ve yeni iş modelleri oluşturacak. Tahrikler ve akışkanlar alanındaki Alman tedarikçilerinin inovatif ürünleri, makine ve sistem imalatçılarının rekabet günücünü arttırmakta önemli bir paya sahip. Hannover Messe 2016’da Alman şirketleri yeni, geleceğe yön veren çözümleri gösteriyor”, diyor VDMA’nın müdür yardımcısı ve Tahrik ve Akışkan Teknolojisi Meslek Birliği’nin müdürü olan Hartmut Rauen. Hannover Messe 2016’da Predictive Maintenance Sanayiyle ve Deutsche Messe AG ile birlikte VDMA bu konuyu Hannover Fuarı’nda ele alıyor ve konuya çok yönlü biçimde ışık tutuyor: “Predictive Maintenance 4.0” başlıklı özel sergide Aventics, Bosch Rexroth, Festo, Schaeffler, Schmalz, Siemens ya da ZF gibi Alman tahrik ve akışkan teknolojisi şirketleri somut çözümlerini ve stratejilerini sergiliyor; buna ek olarak konuyu firma stantlarında derinleştirmek üzere rehberli turlar sunulmaktadır. Sanayiden gelen uzmanların Automation Forumu’nda sunacakları bildiriler de Industrial Predictive Maintenance’a ilişkin bilgileri tamamlayıcı nitelikte. Dünya çapında en önde “Made in Germany” tahrik ve akışkan teknolojisi bir ihracat şampiyonu. Tahrik teknolojisinin ihraç edilme oranı 2015 yılında yaklaşık yüzde 80’di, akışkan teknolojisinde (hidrolik ve pnömatik) ise yaklaşık yüzde 55’ti. Tahrik teknolojisi 88000’den fazla çalışanı istihdam ediyor ve yaklaşık 17 milyar Euro (2015) ciro elde ediyor. Akışkan teknolojisi yaklaşık 33 000 çalışanıyla 6,7 milyar Euro’nun üzerinde (2015) bir ciroya ulaşıyor. Alman tahrik teknolojisi dünya ihracatının %21’ini elinde bulunduruyor ve dünya çapında tartışmasız biçimde bir numara. Hatta akışkan teknolojisinde dünya ticaretindeki payı %25. Türkiye’ye 2014 yılında 216 milyon € ile Alman tahrik teknolojisi ihracatının yaklaşık %1,5’i gitti. Akışkan teknolojisinde 141 milyon € ile bu oran yaklaşık %2,6 oldu. l Bernard Rensinghoff VDMA Power Transmission Engineering and Fluid Power Frankfurt am Main ant.vdma.org, fluid.vdma.org Managers Navigator 41 Künye Yayımcı ve Yayınevi VDMA Verlag GmbH Lyoner Straße 18 60528 Frankfurt am Main Almanya Telefon +49 69 6603-1232 Faks +49 69 6603-1611 E-postaverlag@vdma.org Webwww.vdma-verlag.com İş ortağı VDMA e.V. www.vdma.org Turkish Machinery www.turkishmachinery.org Türkiye’nin Makinecileri www.turkiyeninmakinecileri.org Redaksiyon Georg Dlugosch, Oberndorf VDMA Verlag GmbH, Frankfurt am Main Sayfa düzenlemesi ve tasarımı VDMA Verlag GmbH Üretim designtes, Frankfurt am Main Baskı 10.000 adet Uniprint Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Hadımköy / İstanbul 42 Managers Navigator Resimler Kapak resmi: fotolia / industrieblick Copyright VDMA Verlag GmbH Uyarı Kısmen dahi olsa herhangi bir şekilde yayınlanması ancak VDMA Verlag adlı yayınevinin izniyle mümkündür. Yayın evinin kadrolu yazarı olmayan yazarların makaleleri yayınevinin görüşlerini yansıtmayabilir. vf 901416_1 www.vdma-verlag.com