Kosova - Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği
Transkript
Kosova - Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği
Priştine Üniversitesinde patlama: 1 ölü, 2 ağır yaralı P riştine Üniversitesi yemekhanesindeki patlamada 1 kişi öldü, 2 kişi ağır yaralandı. Priştine Üniversitesi Hastanesine Acil Servis Müdürü Basri Lenyanı yaptığı açıkamada, öğlen saatlerinde meydana gelen patlamada 1 kişinin öldüğünü ve en az 2 kişinin ağır yaralı olduğunu söyledi. Kimliği açıklanmayan kişinin yemekhanede özel bir inşaat firmasının çalışanı olduğu tahmin ediliyor. Patlamayla ilgili polis her hangi bir açıklama halen yapmadı. d e v a m ı s a y f a 4 ’ te KOSOVA TÜRKLERÝ`NÝN ÝLK BAÐIMSIZ GAZETESÝ SAYI: 396 YIL: 9 Perþembe, 27 Eylül 2007 Fiyatý: 0.50 N e w Y or k ’ t a gü nd e m K os ov a Türk Eşgüdüm Bürosu Başkanı Prizren’i ziyaret etti Müsteşar Sarnıç temaslarını sürdürüyor T ürk Eşgüdüm B ü r o s u B a ş k a n ı Mustafa Sarnıç, 19 Eylül Çarşamba günü Prizren’i ziyaret etti. Sarnıç ilk olarak Prizren’de Belediyesi Başkanı Eçrem Krüeziu ve yardımcısı Ercan Şpat’la görüştükten sonra, Kosova İslam Birliği Prizren Şubesini, “Doğru Yol” Türk Kültür Sanat Derneğini ve Kosova Türk Öğretmenler Derneği’ni de ziyaret etti. Prizren Belediyesindeki görüşme ardından basına açıklama yapan Prizren Belediye Başkanı Eçrem Krüeziu, Sarnıç’ın ziyaretleri sırasında Türk halkı ve Türkiye Hükümetinin Kosova’ya yönelik çalışmaları ve bu işbirliğin devamı üzerine konuştuklarını söyledi. Krüeziu, geçenlerde Ankara’nın Sincan Belediyesi ile kardeş şehir olmakla işbirliğin daha gelişmesini beklediklerini vurguladı. Türk Eşgüdüm Bürosu Başkanı Mustafa Sarnıç, Prizren Belediyesine nezaket ziyaretinde bulunduğunu ve görüşmede özellikle Türkiye ile Kosova arasında yerel yönetimler düzeyinde geliştirilebilecek işbirliği hususlarını ele aldıklarını ifade etti. “Belediye başkanına Prizren’in bizim için büyük önem taşıdığını ifade ettim” diyen Sarnıç, Prizren’de hatırı sayılır sayıda Türk topluluğun yaşadığını ve Osmanlı döneminden kalma birçok tarih eser olduğunu belirtti. Prizren Türkleri söz konusu olunca, onları dinamik ve aktif bir topluluk olarak nitelendiren Sarnıç, Osmanlı eserlerin korunmasına Türkiye’nin önem verdiğini ve en yakın tarihte TİKA tarafından “Sinan Paşa” Camii restorasyonunun başlatılacağını, daha sonra da “Gazi Mehmet Paşa” Hamamı restorasyonuna geçileceğini vurguladı. d e va mý s a yf a 3’ t e Kosova statüsü ile ilgili ek görüþmelerin New York ayaðýndan bir gün önce Temas Artý Gurubu Dýþiþleri Bakanlarý, Troyka heyeti ile bugün bir araya geliyor. Bu görüþmeye AB ve NATO yetkilerinin de katýlmasý bekleniyor. Troyka heyeti, toplantýya katýlanlarý Priþtine ve Belgrat arasýnda yapýlan ve yapýlacak olan görüþmelerle bilgilendirecek. Bu görüþmeden bir gün sonra da New York’ta taraflar ilk defa baþa baþ bir araya gelecek. E k görüþmeler çerçevesinde tekrar baþlayan görüþmelerin ikinci ayaðýný oluþturan bire bir görüþmeler öncesi Temas Artý gurubu Dýþiþleri Bakanlarý Troyka üyeleri ile bir araya gelerek, heyetin Priþtine ile Belgrat heyetleri ile yaptýðý görüþmeler hakkýnda bilgi alacak. Bu toplantýya Temas Artý Gurubu Dýþiþleri Bakanlarýnýn yanýnda uluslararasý toplumun üst düzey yetkililerinin de katýlmasý bekleniyor. Diplomatik kaynaklarýnca yapýlan açýklamalarda 27 Eylülde yapýlacak olan toplantýya AB Siyasi ve Ortak Güvenlik Yüksek temsilcisi Haviyer Solana ve NATO Genel Sekreteri Jap Hoop de Schefer de katýlacaðý ileri sürüldü. Solana ve Schefer’in 2005 yýlýnýn sonbaharýndan bu güne dek yapýlan tüm Temas Artý Gurubu toplantýlarýna katýlmalarýna dayandýrarak bu yönde bir iddia da bulundular. Ayrýca bu toplantýya AB’nin Geniþlemeden Sorumlu üyesi Oli Rehn ile AB Dýþ iliþkiler sorumlusu Benita Ferroro Valdner’in de katýlabileceði gelen haberler arasýnda bulunuyor. Bu iki üst düzey AB yetkilisinin katýlýp katýlmamasý hakkýn- da hiçbir resmi açýklama yapýlmazken katýlým olasýlýðýný yüksek olduðu ileri sürüldü. New York’ta 27 Eylülde BM örgütünde düzenlenecek Temas Artý Gurubu Dýþiþleri Bakanlarý toplantýsýna BM Kosova Özel temsilcisi Marthi Ahtisari’nin katýlmasý bekleniyor. UNOSEK bu güne dek Troyka önderliðinde yapýlan taraflar arasý görüþmelerde hazýr bulundu. Temas Artý gurubu Balkan yöneticileri Temas Artý Gurubu Dýþiþleri bakanlarý toplantýsýndan sonra bir bildiri yayýnlayacak. Nevw York’ta 27 Eylülde düzenlenecek olan Temas Artý Gurubu Dýþiþleri bakanlarý toplantýsýndan hiçbir yenilik beklenmiyor. Dýþiþleri Bakanlarýnýn, Troyka’nýn çalýþmalarýný desteklemesi, taraflarý yapýcý olmaya davet etmeleri yani yeni fikirlere açýk olmalarýný ve þiddet olaylardan kaçýnmaya davet etmeleri bekleniyor. Toplantý Büyük Britanya Dýþiþleri Bakaný Deyvid Miliband baþkanlýðýnda yapýlacak. Troyka heyeti, toplantýda Priþtine ile Belgrat arasýnda yapýlacak olan karþýlýklý görüþmeler ile ilgili Temas Artý Gurubu Dýþiþleri Bakanlarýný bilgilendirecek. dev amý sayfa 8’de B Haluk Levent yine coşturdu ayrampaşa Belediyesi’nin “Kardeşlik Sınır Tanımaz” adlı Bereket Konvoyu ekibi 22 Ekim tarihinde Prizren’de iki bin kişiye Şadırvan’da iftar yemeği verdi. Her topluğa mensup insanları bir araya getiren yemekte ezan eşliğinde oruçlar açıldı. Şadırvan Meydanı’nda kurulan sahnede ilk olarak sema gösterileri ve akrobatik gösteriler programı sunuldu. Programı Kosovalı sanatçıların konseri ve yarışmalar takip etti. Gecenin kapanışını ise Türkiye’nin ad yapmış rock sanatçısı Haluk Levent, yaptı. Kosova Perþembe, 27 Eylül 2007 Marnak, garanti verdi 2 Kosova’nýn olasý baðýmsýzlýðýný ilan etmesinden sonra Sýrbistan’ýn bunu bir savaþ nedeni sayacaðýný ve bunu önlemek için Kosova’ya bir askeri saldýrýda bulunacaðý tehditlerini KFOR Komutaný Marnak tepki ile karþýladý. Marnak, KFOR’un görevde bulunduðu Kosova’ya kimsenin bir müdahalede bulunmayacaðýný ifade ederken, Kosovalý vatandaþlara bu konuda garanti veri. E ylül ayýnýn baþýnda Kosova’da NATO güçleri komutaný olarak göreve baþlayan Fransýz General Ksaviye de Marnak bu hafta ilk basýn toplantýsýný düzenledi. General de Marnak düzenlediði basýn toplantýsýnda Kosova’da son günlerde cerayan eden geliþmeler yaný sýra Sýrbistan yetkililerinin tehditlerine cevap verdi. KFOR birliklerinin Kosova’da barýþ görevini yerine getirdiðini ve getirmeye de devam edeceðinin altýný çizen General de Marnak, hiçbir halükarda þiddet olaylarýna izin vermeyeceklerini ifade etti. Kosova’ya yönelik yapýlan tehditleri ciddiye almadýklarýný belirten General de Marnak, NATO güçlerinin Kosova’da bulunduðu süre içinde herhangi bir kesimin Kosova’ya saldýrma cesaretinde bulunabileceðine ihtimal vermediðini söyledi. General de Marnak, “Kosova’ya bir askeri saldýrýda bulunma bizim için büyük bir tehdittir. Bu tür açýklamalar kýþkýrtma amacý ile yapýlmaktadýr. Askeri açýdan bu tür açýklamalar bana çok saçma gelmektedir. Ben Kosova halkýnýn güvenliðini saðlamak için görev yapan KFOR birliklerinin baþý olarak Kosova’ya kimsenin müdahale etmesine izin vermeyeceðimizi bir daha tekrarlamak istiyorum. KFOR birlikleri dün olduðu gibi bugün ve yarýn da etnik yada din ayrým yapmadan Kosova halkýnýn güvenlik ve huzurunu korumaya devam edecektir” dedi. NATO Kosova’da bir devlet mi kuruyor gazetecinin sorusuna Marnak, bu tür bir sourunun askere deðil de siyasetçilere sorulmasý gerektiðinin ifade ederken., “Ben General olarak burada NATO’ya baðlý bir devlet kurma peþinde koþmuyorum. Bu bizim misyonumuz deðildir” dedi. L i de r l e r u m u t da ð ýt t ý Ýki günlük Londra ziyaretini ardýndan Priþtine’ye dönen Kosova Müzakere heyeti üyeleri düzenledikleri basýn toplantýsý ile görüþmeleri deðerlendirdiler. Baþkan Seydiu, New York’ta ki görüþmelerde Sýrp tarafý ile bire bir görüþüleceðini ifade ederken, Baþbakan Çeku, Kosova sorunun artýk sorun olmaktan çýktýðýný söyledi. Kosova’da 10 Aralýktan sonra ortaya çýkacak durum hakkýnda açýklamada bulunmak istemeyen General de Marnak, “Görüþme sonuçlarý için spekülasyon yapmak istemiyorum. Burada belli bir misyonda görev yapýyorum. Bu yüzden de spekülasyonlara girmekten kaçýnýyorum. 10 Aralýk hepimizin heyacanla beklediðimiz bir gün. Bu gün Kosova için ya önemli yada sýradan bir gün olacaktýr. Biz KFOR birlikleri olara polis birlikleri ile ortaklaþa görevimizi icra etmeye çalýþýyoruz. 10 Aralýktan sonra Kosova için herhangi bir tehdit görmediðimi açýkça ifade edebilirim” dedi. Mitroviça sorununa da deðinen Marnak, KFOR’un her bölgede görevini yerine getirdiðini belirtti. Kosova’da KFOR güçleri çerçevesinde 35 ülkeden askerler görev yapýyor. Þimdiye de KFOR güçleri komutanlýðý görevini 12 farklý ülkeden general üslendi. Fransýz General Ksaviye de Marnak geçenlerde bu görevi Alman General Roland Kater’den devraldý. Putin, Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný bekliyor Almanya’da yayýn yapan “Die Welt” Putin’in Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný ilan etmesi durumunda bu tarihten sonra Kosova’nýn geleceðinin batýya baðlý olduðunu, kendilerinin siyasi destek dýþýnda Kosova’ya destek verebileceðini söylediði iddia edildi. D ie Welt gazetesi siyasi yorumcusu Michael Stuermer ile bir gurup Erlagen üniversite öðrencisi ile Kosova’nýn baðýmsýzlýðý önünde en önemli engel olarak görülen Rusya Devlet Baþkan Putin ile Soçi kentinde bir araya geldiler. Soçi kentinde düzenlenen toplantýda Kosova konusu da ele alýndý. Michael Stuermer imazlý yazýda Putin’in görüþme esnasýnda “Eðer Kosovalý Arnavutlar yýlýn sonunda tek taraflý baðýmsýzlýðýný ilan ederlerse, bundan sonra herþey batýya baðlýdýr. Kosova’ya ekonomi ve kültürel destek verebiliriz ama siyasi destek asla” dediðini aktarýyor. Stuermer, yazýsýnda Putin’in Kosova için temkinli konuþtuðu belirtiyor. Stuermer, Moskova tarafýndan Kosova statüsünün belirlenmesi konusunda, AB’den Sýrbistan’ý celp edici K osova Müzakere heyeti Priþtine hava limanýnda düzenlediði basýn toplantýsýnda Londra’da Troyka ile yaptýklarý görüþmelerle ilgili bilgi verdiler. Kosova Müzakere heyetti Baþkaný Fatmir Seydiu, New York’ta 28 Eylülde Temas Artý Grubu heyeti ardýndan Sýrp tarafý ilede bire bir görüþeceklerini, bu görüþme ardýnda sonra da tekrar Troyka ile bir araya geleceklerini söyledi. Kosova tarafýnýn 10 Aralýktan sonra yeni görüþmelerin yapýlmasýný kabul etmeyeceðini tekrarlayan Seydiu, görüþmelerin bu zamandan daha önce tamamlanmasýndan yana olduðunu söyledi. Baþkan Seydiu, “Görüþmelerin uzatýlmasý statünün görüþmelerin tutsaðý olacaðý açýktýr. Süresi belli edilmemiþ ve ne kadar süreceði belli olmayan görüþmeleri kabul etmemizi kimse beklemesin” dedi. Baþbakan Agim Çeku yaptýðý konuþmada BM Genel Sekreterine sunulacak olan rapordan sonra görüþme sürecinin uzatýlmasýna karþý olduðunu belirtirken, “Bu süreçten sonra uzun zamanlar beklemek durumunda deðiliz” dedi. Priþtine’nin tek yanlý olarak baðýmsýzlýðý ilan etmesi için çeþitli görüþmeler gerçeklediklerini belirten Çeku, “ Bu konu ile ilgili uluslararasý dostlarýmýz ve Müzakere heyeti üyeleri olarak aramýzda sürekli bu konuda fikir alýþ veriþinde bulunuyoruz. Tutumumuzda erteleme yada uzlaþma söz konusu bile deðildir. 10 Aralýktan sonra olaylarýn nasýl geliþeceðini biz de sabýrsýzlýkla bekliyoruz. Ama burada þunu belirtmek istiyorum ki, bu konuda fazla beklemeyeceðiz” dedi. Müzakere heyetinin Kosova statüsü için yeni görüþmeleri kabul etmeyeceðinin altýný çizen Baþbakan Çeku, “Kosova sorunu bizim için artýk sorun olmaktan çýkmýþtýr” dedi. Müzakere heyeti üyesi PDK Baþkaný Haþim Thaçi, 10 Aralýktan sonra atýlmasý gereken adýmlara dikkat çekerken, “Bu konu ile ilgili aramýzda ve uluslararasý toplumu ile ortak bir tutuma sahip olmamýz gerektiðinden, ABD ve AB ile ortaklaþa koordinasyonda bulunacaðýz” dedi. Sýrbistan ile baðýmsýzlýktan sonra iliþkilerin normalleþmesi için bir dokümanýn kabul edilmesi gerekliliðine iþaret eden Müzakere heyeti üyeleri, bu tür bir dokümanýn uluslararasý toplum tarafýndan da desteklendiðini ifade ettiler. Bakan Seydiu, Kosova tarafýnýn hazýrladýðý bu dokümanýn Kosova halkýna karþý soykýrým iþleyenlerini affedilmesini içermediðini söyledi. Dokümanýn hazýrlanma aþamasýnýn kolay olmadýðýna, bu dokümaný AB ve dünyaya iyi niyet mesajý vermek için hazýrladýklarýný ifade ederken Çeku, “Baðýmsýz Kosova bölgede barýþ gücü olacak. Biz Sýrplarýn yüz yýllarca halkýmýza yaptýklarýný hiçbir zaman unutmayacaðýz” dedi. bir öneride bulunmasýnýn beklediðini aktarýyor. Stuermer’in Putin’in “Kosova’da 1999 yýlýndan sonra ortaya çýkan durumun önceki yýllara oranla daha iyi olduðunu belirttiðini” aktarýyor. New York’ta 27 Eylül’de Temas Artý Gurubu Dýþiþleri bakanlarý toplantýsý ile süreç devam edecek. Troyka üyeleri, Temas Artý Gurubu Dýþiþleri bakanlarýna bu güne dek Priþtine ile Belgrat aralarýnda yapýlan görüþmeler hakkýnda bilgi verecek. Görüþme ile ilgili basýna bir bildirinin yayýnlanmasý bekleniyor. 3 Kosova ABD, Kosova’yý tanýyacak Perþembe, 27 Eylül 2007 B G ü ze l s ö zl e r elgrat’a yayýnlanan “V. Novosti” gazetesi Kosova’nýn baðýmsýzlýðý ile ilgili ilginç bir haber yayýnladý. “V. Novosti” gazetesine göre ABD’nin Aralýk ayýnýn ortasýnda Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný tanýyacaðýný okuyucularýna duyurdu. Gazetede bu açýklamayý Belgrat diplomatik kaynaklarý tarafýndan kendilerine sýzdýrýldýðýný iddia etti. Gazetenin haberine göre Kosova’nýn baðýmsýzlýðý için bir senaryonun hazýrlandýðýna dikkat çekiliyor. Bu senaryoya göre Troyka’nýn 10 Aralýkta BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun’a sunacaðý raporu BM Güvenlik Konseyi kabul etmeyecek ve bundan sonra da Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný tanýmaktan baþka çare kalmayacak. Gazete bu süreç zarfýnda yani Kosova’nýn baðýmsýzlýðýnýn tanýmasý faslýnda en büyük rolü ABD’nin oynayacaðýna dikkat çekiyor. Gazete ayrýca 17 Kasýmda Kosova’da yapýlacak olan seçimler ardýndan Kosova yeni hükümet ve meclisine kavuþacaðýna dikkat çekerken, Kosova kurumlarýnýn baðýmsýzlýk ilanýndan sonra Marthi Ahtisari’nin Kosova çözüm öneri paketinde öngörüldüðü gibi 120 günlük geçici dönemi uygulanacaðýný iddia etti. Kosova ile ilgili farklý açýklamalar Son günlerde Kosova sorunu ile ilgili her kafadan bir ses yankýlanmaya baþladý. Uluslararasý toplumun bir kýsmý baðýmsýzlýðý desteklerken, diðer bir kýsmý ise de bu konuda daha pasif kalmayý tercih ediyor. R usya Belgrat Büyükelçisi Aleksander Alekseyev B 92 kanalýna verdiði demeçte Batý tarafýndan saðlanacak destekle Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný ilan edilebileceðini ifade ederken, “Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný destekleyecek ülkeler böyle bir durumda büyük sorumluluk üstlenmiþ olacaklar. Baðýmsýzlýðýn ilan edilme sonuçlarý büyük bir faciaya dönüþebilir” dedi. ABD Dýþiþleri Bakan danýþmaný Deyvid Kremer, Reuters ajansýna verdiði demeçte Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný bir an önce tanýmasý gerekliliðine iþaret ederken, çözümsüzlükten dolayý artýk Kosovalýlarýn sabrýnýn tükenme noktasýna geldiðini söyledi. Kosova için zoraki de olsa bir çözümün 10 Aralýktan sonra yapýlmasý gerektiðini ifade eden Kramer, “Varýlacak çözümü taraflar beðenmeyebilir. Bu bir gerçektir. Bunun yapýlmasý gerekir” dedi. BM Genel sekreteri Ban Ki Mun, BM Genel Asamblesinin 62. açýlýþ toplantýsýnda yaptýðý konuþmada Kosova sorununun bir akþamda çözülemeyeceðine iþaret ederken, “Yakýn Doðu, Kosova, Afganistan gibi sorunlar bir akþamda çözülecek sorunlar olduðuna inanmýyorum. Bu sorunlarýn çözülmesi için uzun zaman ve aðýr çalýþmalarýn yürütülmesi gerekiyor” dedi. Sýrbistan Cumhurbaþkaný Boris Tadiç Prag’da yayýnlanan “Hospodarzhske Novine” gazetesine verdiði demeçte Sýrbistan’ýn Kosova baðýmsýzlýðý ilan etmesi durumunda Kosova’ya karþý þiddet kullanabileceðini ileri sürdü. Tadiç, “ABD ve bazý Avrupa ülkeleri Kosova’ya baðýmsýzlýðýný ilan etmesi konusunda destek vermese bu konuda taraflar arasýnda bir anlaþmaya varýlabilir. Arnavutlar eðer dýþtan destek alýrlarsa görüþmelerin baþarýsýzlýkla sonuçlanmasý için ellerinden geleni yapacaktýr. Bu çok kötü bir senaryodur. Yani bu bir savaþ demektir” dedi. ABD Baþkaný George Bush, Portekiz Baþbakaný Joze Sokrates ile yaptýðý görüþme ardýndan yaptýðý açýklamada Kosova sorununa da deðindi. Bush, ABD ve AB’nin Kosova sorununun çözülmesine konusunda kararlý olduðunu veya bu konunun daha iyi bir seviyeye getirilmesi için ellerinden gelen çabayý sarf etmeye hazýr olduklarýný dile getirdi. Sýrbistan Dýþiþleri Bakaný Vuk Yeremiç, Londra’da yayýnlanan “The Times” gazetesine verdiði demeçte AB’nin Kosova sorunu ile ilgili “adaletsiz bir karar almasý durumunda” AB’ne sýrtlarýný çevireceðini söyledi. Çin Dýþiþleri Bakan yardýmcýsý Çia Conghuay, Belgrat’ta Sýrbistan Baþbakaný Voyislav Koþtuniça ile yaptýðý görüþme ardýndan Çin’in Kosova statüsünün belirlenmesinde zoraki çözüme karþý olduðunu belirtirken görüþmelerin sonsuza dek sürmesine de karþý olduklarýný söyledi. Düþmanýnla bile konuþ ki, onun neden düþman olduðu ortaya çýksýn. Sockrates Bunlar da kim? Bunlar Kosova’da görev yapan uluslararası gizli servis mensupları Müsteşar Sarnıç temaslarını sürdürüyor K osova’daki güncel konuları da görüştüklerini belirten Sarnıç, Türkiye’nin bakış açısını ve politikasını açıklama fırsatında olduğunu söyledi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sarnıç, Kosova statüsü sözkonusu olunca Türkiye’nin Ahtisaari planını desteklediğini ve Balkanlarda sorunlara istikrarlı çözümlerin getirilmesinden yana olduğunu, gereken katkıyı da aktif bir şekilde sunmaya devam edeceğini söyledi. Mustafa Sarnıç, belediyedeki görüşmeleri ardından “Doğru Yol” TKSD ve Kosova Türk Öğretmenler Derneğini de ziyaret etti. Dernek çalışmalarıyla ilgili bilgi alan Sarnıç, Türkiye’nin kültür ve eğitime şimdiye kadar olduğu gibi ileride de desteğinin devam edeceğinin altını çizdi. Sarnıç, Haziri ve Veliu’yla görüştü Türk Eşgüdüm Ofisi Başkanı Mustafa Sarnıç, nezaket ziyaretleri çerçevesinde Başbakan Yardımcısı ve Yerel Yönetim Bakanı Lutfi Haziri ile Eğitim Bakanı Agim Veliu’yla görüşmelerde bulundu. İki ülke ile iki hükümet arasında çok iyi bir işbirliğin var olduğuna işaret eden Lutfi Haziri, önümüzdeki dönemde bu işbirliğin daha da artacağını belirtti. Haziri, Kosovalıların Türkiye’nin Kosova statü çözümünü ve Ahtisaari planını desteklediği için memnuniyet duyduğunu ifade etti. Türk Eşgüdüm Ofisi Başkanı Mustafa Sarnıç ise, Kosova’daki son gelişmelerin, görüşmenin odağını oluşturduğunu belirtti. Müsteşar Sarnıç, “Türkiye’nin bakış açısından görüş alış verişinde bulunduk, ben kendilerine Türkiye’nin genel olarak, prensip olarak Kosova’nın statü çözümlenmesinde gereken desteği vere- ceğimizi ifade ettim” dedi. “Bu soruna Kosova halkının doğrultusunda bir çözüm bulunması gerektiği inancını paylaştığımızı ifade ettim” diyen Müsteşar Sarnıç, Haziri’nin Yerel Yönetim Bakanı da olmasından faydalanarak, Türkiye ile Kosova arasında yerel yönetimler düzeyinde birçok alanda işbirliği yapılabileceği konusunda oydaş olduklarının altını çizdi. Eğitim Bakanı Agim Veliu ile de bir araya gelen Türk Eşgüdüm Ofisi Başkanı Mustafa Sarnıç, görüşmelerin ana konusunu ikili işbirliğin ilerletilmesi oluşturdu. Bakan Veliu, Kosova ile Türkiye Eğitim Bakanlıkları arasında üst düzey bir işbirliğin olduğunu belirterek, Kosova’dan her yıl büyük sayıda öğrencinin eğitimlerini Türkiye’de sürdürdüklerini söyledi. “Kosova statü çözümünü güçlüce destekleyen ülkelerden biri Türkiye”dir diyen Bakan Veliu, Kosova’daki Türkçe eğitimde karşılaşılan sorunlar üzerinde de durulduğunu açıkladı. Bakan Veliu, Türkçe dilinde de kitapların basılmasına özel önemin verildiğini, ancak bütçenin kısıtlı olması yüzünden belli zorlukların yaşandığını ileri sürdü. Türk Eşgüdüm Ofisi Başkanı Mustafa Sarnıç, yakında yapılacak karşılıklı ziyaretlerle bu işbirliğin güçleneceğine ve okul kitaplarının basılmasında gözlenen birçok eksikliklerin ortadan kaldırılması için ortak çaba verileceğine işaret etti. Kosova Marnak’tan Sýrplara seçimlere katýlýn çaðrýsý Výçýtýrn belediye yetkilileri ile birlikte Sýrplarýn yaþadýðý Goybules köyü ziyaret eden KFOR Komutaný Marnak, Sýrplarý Kosova’da kasým ayýnda yapýlacak olan seçilere katýlmaya davet etti. K FOR Komutaný General Ksaviye de Marnak Vuçitýrýn belediyesine gerçekleþtirdiði ziyaret sýrasýnda belediye üst düzey yetkilileri ile bir araya geldi. KFOR Komutaný General Kva-siye, Vuçitýrýn belediye Baþkaný Muharem Þabani ile yaptýðý görüþmede belediyenin elde ettiði baþarýlardan dolayý duyduðu memnuniyeti dile getirdi. Marnak, “Vuçitýrýn belediyesine yaptýðým ziyaretten ve bu belediyenin bugüne kadar elde ettiði baþarýlardan büyük memnuniyet duyduðumu belirtmek istiyorum” dedi. KFOR güvenlik güçleri çalýþmalarýný da deðerlendire Marnak, Kosova vatandaþlarýnýn güvenliðinin saðlanmasý için çalýþmalarýnýn aralýksýz süreceðini belirti. Vuçitýrýn Belediye Baþkaný Muharem Þabani konu ile ilgili gazetecilere yaptýðý açýklamada, General Kvasye de Marnak’a belediyenin mevcut durum hakkýnda bilgi verdiðini belirtirken, görüþmede ayrýca statü, seçimlerin de ele alýndýðýný söyledi. Generalden Sýrplara ziyaret KFOR Komutaný General Kvasye, Vuçitýrýn belediye yetkilileri ile gerçekleþtirdiði görüþme ardýndan Sýrplarýn yaþadýklarý Goybules köyünü ziyaret etti. Goybules köyü Baþkaný Bratislav Kostiç konuklarý selamlarken, köy sakinlerinin Kosova’da yaþamak konusunda kararlý olduðunu söyledi. Kostiç, “Biz ortak, sakin ve normal bir hayat istiyoruz ve bunun için de çaba harcýyoruz. Bizimle beraber diðer bazý köylerin de bizim bu görüþümüzü paylaþtýðýný söyleyebilirim” dedi. KFOR Komutaný General Kvasiye Kosova’da statü süreci ve seçimler konusuna deðinirken, Sýrplardan Kosova’da kendilerini evlerinde hissetmelerini istedi. 17 Kasýmda yapýlacak seçimlere Sýrplarýn da katýlmasý yönünde çaðrý yapan Marnek, Kosova’da yapýlacak seçimlerin tüm vatandaþlarýn çýkarýna olduðunu belirtirken, seçimler sayesinde herkesin kendi geleceðini belli edebileceðini söyledi. Priþtine’de patlama: 2 ölü, 10 yaralý P azartesi (24 Eylül) sabahý 02:00 sularýnda Priþtine’nin Dardania semtinde þiddetli patlamada 2 kiþi ölürken 10 kiþi de yaralandý. Otel ve restoranlarýn yoðun olduðu Dardania semtinde yaþanan þiddetli patlama çevreye büyük maddi zarar verdi. Olay mahalline yakýn olan bina, otel ve restoranlarýn çamlarý kýrýldý. Patlamada Naim Murati ve Pleurat Slamniku hayatýný kaybederken, yaralanan vatandaþlar Priþtine Hastanesine kaldýrýldý. Yaralýlardan Celal Sinani’nin saðlýk durumu ciddiyetini koruyor. Priþtine Hastanesi yetkilileri yaptýklarý açýklamada durumu ciddi olan bazý hastalarýn Üsküp hastanesine nakledildiðini bildirdiler. Kosova Polis Birlikleri olan ile ilgili geniþ açýklama yapmaktan kaçýnýrken Kosova Polis Birlikleri Basýn sözcüsü Veton Elþani, patlamada iki kiþinin hayatýný kaybettiðini birçok kiþinin de yaralandýðýný belirtirken, patlamanýn olay mahallinde büyük maddi hasarlara yol açtýðýný söyledi. Sözcü Elþani, patlayýcý cinsinin ne olduðunu ve olayda hangi patlayýcý madde kullandýðýný tespit etmeye çalýþtýklarýný söyledi. Patlama ardýndan olay KFOR özel birlikleri, itfaiyeciler ile Ýl Mahkeme Savcýsý olay yerine intikal etti., Kosova kurumlarý, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri Priþtine’nin Bil Clinton caddesinde yaþanan patlamayý kýnadýlar. Patlamaya tepki var : 3 96 ý y a S KOSOVA TÜRKLERÝ’NÝN ÝLK BAÐIMSIZ GAZETESÝ Haftalýk gazete Sahibi ve Genel Müdürü: Mehmet BÜTÜÇ Ýç Haberler: Fevzi KARAMUÇO Kültür: Ýskender MUZBEG Kosova Baþkaný Fatmir Seydiu tarafýndan yayýnlanan bildiride patlama sert bir dille kýnanýrken, bu tür olaylarýn Kosova için kabul edilemez olduðuna deðinildi. Bildiride bu tur olaylarýn zarar, vatandaþlar arasýnda korku ile istikrarsýzlýða yol açacaðýna dikkat çeklidi. Kosova hükümeti patlamayý, “Kosova’nýn çýkarlarýna zarar veren bir kriminel eylem” olarak deðerlendirdi. Baþbakanlýk tarafýndan yayýnlanan bildiride “Kosova’yý istikrarsýzlýða sevk edecek bu tür olaylara izin vermeyeceði bildirildi. Patlamayý Kosova Savunma Güçleri TMK de kýnadý. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Terri Deyvis de patlamayý eleþtirdi. Yayýn Koordinatörü: Taner GÜÇLÜTÜRK Balkan ve Ankara Muhabiri: Erhan TÜRBEDAR Gilan Muhabiri: Celal MUSTAFA Mamuþa Muhabiri: Suphi MAZREK Kadýn: Sezen HASKUKA Gençlik: Sinem ÞÝÞKO Çocuk Sayfasý: Eda BÜTÜÇ Spor: Ýsmail MAKASÇÝ Luan MORÝNA Mizanpaj: Eren BÜTÜÇ Yazýlarda ortaya atýlan fikirler, yazarlara aittir. Gazetemizin resmi görüþü deðildir. Yazýlarýn sorumluluðu yazarlara aittir. e-mail: yenidonem@hotmail.com yenidonem_kosova@yahoo.com Adres: Adem Yaþari No: 8, Prizren/Kosova Tel. 029 623 503 Fax: + 381 (0)29 623 503 Perþembe, 27 Eylül 2007 Seçim pusulalarý hazýr deðil 4 Kosova 17 Kasýmda seçime doðru ilerlerken, seçimler ile ilgili her geçen gün farklý sorunlar baþ gösteriyor. AGÝT þefi Vnend, seçim pusulalarý ihalesinin halen açýlmamsýndan duyduðu endiþeyi UNMIK Yöneticisi Rüker ile paylaþýrken bu konuda destek istedi. K osova’da 17 Kasýmda yapýlacak olan merkezi ve yerel seçimler için süre her geçen gün daha da azalýyor. Kosova Merkezi Seçim Komisyonu partilerin kayýt ve aday listelerinin inceleme prosedürünü halen tamamlamýþ deðil. Partilerin aday listelerini iki hafta önceden beri sunmasýna raðmen bu konu ile ilgili bazý teknik iþlerin tamamlanmasý gerekiyor. AGÝT Misyonu þefi Verner Vnend, Kosova UNMIK Yöneticisi Yoakim Rüker ile yaptýðý görüþmede misyonunun karþýlaþtýðý teknik sorunlar hakkýnda bilgi verdi. Vnend, görüþmede Kosova Merkezi Seçim Komisyonunun seçim pusulalarýn basýlmasý için bu güne dek ihale yapmadýðýný hatýrlatarak bu konuda destek istedi. Kosova’da 17 Kasýmda yapýlacak seçmen listelerinde 1.5 milyon kiþi oy kullanacaðý ile adaylarýn yer aldýðý üç listeyi göz önünde aldýðýmýzda seçim pusulalarýn basýmýnýn uzun zaman alacaðý açýk. UNMIK Basýn sözcüsü Sven Lindholm, görüþme ile ilgili yaptýðý açýklamada UNMIK Yöneticisi Rüker ile Kosova AGÝT Misyonu þefi Vnend’in seçimlerin baþarýyla sonuçlanmasý için daha sýk bir araya geleceklerini söyledi. Seçim pusulalarýn basýlmasý ile ilgili açýklama yapmaktan kaçýnan Lindholm, her þey zamanýnda tamamlanacaðýný söyledi. Lindholm, kýsa bir zaman içinde seçim pusulalarýn basýlmasý için ihalenin de yapýlacaðýný belirtti. Kosova Merkezi Seçim Komisyonu Yürütme sekreteri Mazlum Baraliu, Vnend tarafýndan dile getirilen eleþtirilere katýlmadýðýný ifade ederken, “Sorunlar olabilir. Ama biz bu sorunlarý çözmek için çaba harcýyoruz. Bu sorunlarla baþa çýkacaðýmýza inanýyorum” dedi. Seçim pusulalarý formunun kabul edildiðini belirten Baraliu, parti aday listelerinin kayýtlarýnýn tamamlanmasýndan sonra da seçim pusulalarýnýn basýlacaðýný söyledi. Banka: Raiffeisen Bank Yeni Dönem Hesap No: 1502001000171635 Baský: “SIPRINT” basýmevi Prizren “Yeni Dönem” Kosova Türk Medyasý yayýnýdýr. Yeni Dönem KTM Þirketi Danýþma Kurulu: Fikri Þiþko (Ýl Mahkeme Yargýcý) Refki Taç (Avukat, Uluslararasý Hukuk Uzmaný) Cemil Luma (Esnaf ÝE Derneði Baþkaný) Zeynel Beksaç (Türkçem Dergisi Sahibi) Agim Rifat Yeþeren (Belediye Kamu Avukatý) Levent Koro (UNDP Ekonomi Uzmaný) Elsev Brina (Türk Dili Öðretmeni) 5 Perþembe, 27 Eylül 2007 Kosova gündemi Kosova Sencar Karamuço Gündemi olmayan görüşme T emas Artı Gurubu tarafından Kosova sorununun belirlenmesi için oluşturulan Troyka, 28 Eylülde New York’ta yapılacak olan taraflar arasındaki görüşmelere odaklanmış bulunuyor. Yani Priştine ve Belgrat heyetti 120 günlük ek görüşmeler çerçevesinde New York’ta ilk defa bire bir görüşmede bulunacak. Görüşmelere arabuluculuk yapan Troyka, toplantının gündemini saptamadığından şu anda görüşme gündemi serbest olarak bırakılmış durumda. Troyka tarafların Kosova sorununa farklı yaklaşımlarını göz önünde bulundurarak toplantı gündemini saptamayı uygun görmedi. Troyka sadece “teknik” yönünden tarafların konuşma sürecini tespit etti ve taraflara görüşlerini dile getirmeleri için yarımşar saat tanındı. Bu süre içinde taraflar bir birlerine Kosova statüsünün belirlenmesi ile ilgili tutumlarını açıklayacaklar. Taraflara dar bir sürenin tanındığı gözlerden kaçmamaktadır. Ama tarafların birbiri ile bir türlü konuşmayı beceremediğini dikkate aldığımız zaman bu sürenin çok bile olduğunu düşünebiliriz. Çünkü taraflar yıllardan beri seüren görüşmlerde sadece teknik bir konuda o da görüşmlerin finansmanının ortak yapılması konusunda anlaşmaya varabilmişti. Bu yüzden de tarafların yapacakları bu görüşmelerden bir sonuç beklemek hayalden öteye gitmemektedir. Troyka, tarafların bu görüşmesinden bir gün önce Temas Artı Gurubu Dışişleri Bakanları ile bir araya gelecek ve bu görüşmede bugüne kadar yapılan bütün görüşmelerle ilgili bakanları bilgilendirecek. Bu toplantıdan bir gün sonra da söz taraflara verilecek. Görüşmede, Kosova Müzakere heyetinin karşı tarafa Sırbistan ile ilişkilerin normalleşmesini gündeme getirmesi beklenirken, Sırp tarafının Kosova’ya özerklik vermeye hazır olduğunu teklif etmesi bekleniyor. Yani görüşme gündemi serbest bırakılan görüşmelerde tarafların “eski tas, eski hamam” deyimine sadık kalacaklarının açık bir göstergesi. Kosova tarafının, Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç ve Başbakan Koştuniça’ya görüşmede Ko-sova’nın bağımsızlığına kavuşmasından sonra iki bağımsız ülke olarak akıbeti bilinmeyen kişilerin bulunması, ekonomi, güvenlik başta olmak üzere iki ülke için önem taşıyan sorunlarla ilgili işbirliği önerisinde bulunması bekleniyor. Diğer taraftan Sırbistan heyeti ise yarım saatlik zaman diliminde gerçek özerklik önerisini bir daha dile getirecek. Tarafların görüşlerini dile getirmesinden sonra bir saatlik yorum, polemik, önerilerde bulunma olanakları da bulunuyor. Ama görüşmeden bir sonuç alınamayacak gibi görülüyor. Tarafların bire bir görüşmelerinden sonra her iki tarafta Troyka ile birer görüşmede bulunarak, görüşmeleri değerlendirecek. Vitkovski: “Kosova’da ekonomi durum düzeliyor” Ekonominin geliþimi için bugüne kadar yapýlan çalýþmalarýn bugün meyvelerini vermeye baþladýðýný ifade eden Vitkovski, geçen yýllara oranla 2006 ve sonrasýnda ekonomik geliþimde kýpýrdamalarýn kendini gösterdiðini özellikle de bu geliþimin makro ekonomik alanda gözlendiðini söyledi. U NMIK IV. Kademe yöneticisi yardýmcýsý Andreas Vitkovski düzenlediði basýn toplantýsýnda Kosova’da ekonomik durum hakkýnda bilgi verdi. Kosova’da sekiz yýl içinde ekonomik durumda iyileþmeler görüldüðünü ifade eden Vitkovski, Kosova statüsünün belirlenmesinden sonra durumun daha çok iyileþeceðini söyledi. Vitkovski, UNMIK IV. Kademesi tarafýndan hazýrlanan “Kosova’da 2007 yýlýnda ekonomi geliþme” baþlýklý araþtýrma ile yaptýðý açýklamada, “1999 yýlýndan sonra özel sektörün geliþmesine büyük önem verildiðini” söyledi. Kosova’nýn ekonomi geliþimine deðinen Vitkovski, elektrik enerjisinin yetersizliði, kamu kuruluþlarýn sýnýrlý çalýþmalarý ile iþ pazarýnda kalifiye kadrolarýn bulunmamasýnýn ekonomik geliþimi olumsuz etkilediðinin altýný çizdi. Kosova’da UNMIK çalýþmalarýný deðerlendiren Vitkovski, “Kosova’nýn bölgesel örgütler ile AB’ye üye olmasý için etkinliklerin aralýksýz devam ettiðini belirtti. Vitkovski, ekonomik geliþim için fiskal siyaset çerçevesinde yatýrýmlarýn artmasý, kamu hizmetleri giderlerinin azaltýlmasý ve sosyal hizmetler ile ilgili yoksulluðun azaltmasý gibi önlemlerin alýnmasý gerekliliðine iþaret etti. UNMIK IV. Kademe tarafýndan hazýrlanan araþtýrmaya göre yabancý yardýmlarýn artmasý ile kamu hizmetlerin masraflarýnýn azalmasýndan sonra Kosova ekonomisinde canlanmanýn belirtilerinin kendini gösterdiðine dikkat çekildi. Raporda, “2005 yýlýnda Kosova ihracatýnda düþüþ olmasýna raðmen, 2006’da ihracatýn % 54 artmasý ekonomiye büyük destek verdi. Ýnþaat alanýnda yatýrýmlar %61 artýþ gözlenirken, özel sektörde de hatýrý sayýlýr artýþlar gözlendi” deniliyor. Bu araþtýrmaya göre 2006 yýlýnda makro ekonomide istikrarýn saðlandýðýna dikkat çekilirken, fiskal siyaset ile bu istikrarýn tehlikeye düþebileceðine vurgu yapýlýyor. Araþtýrmada ayrýca özel sektör, yatýrýmlar ile Kosova’nýn AB entegrasyonuna katýlýmý için olumlu reformlar yapýldýðý belirtiliyor. Araþtýrmada Kosova’da iþsizlik sorununa da deðiniliyor. Kosova’da iþsizliðin yüksek seviyede olduðunu, bunun da Kosova ekonomisi için ciddi bir tehlike yarattýðýna dikkat çekiliyor. *** Kosova’da son günlerde yapılan çeşitli açıklamalar sonrası 17 Kasım seçimleri ertelenmiyor mu? şüphesini de beraberinde getirdi. AGİT Kosova Misyon Şefi Vnendt’in Rüker’e yaptığı ziyareti çerçevesinde halen oy pusulalarının basılmamış olduğundan duyduğu kaygıyı dile getirmesi ve Seçim Komisyonunun halen parti adaylarını resmi olarak açıklamamış olmamsı da bu şüpheyi destekler nitelikte. Bu açıklamları takiben Merkezi Seçim Komisyonu yaptığı açıklamada Vnendt’i yaptığı açıklamalar yüzünden eleştirirken, seçim oy pusulaları ile listelerinin ihalesinin en kısa zaman içinde yapılacağını duyurarak şüpheleri gidermeye çalıştı ama pek başarılı olduğu söylenemez. Kosova’nın seçime kilitlendiğini göz önüne aldığımızda şu an için en önemi olan şey,seçim günü oy pusulaları ile aday listelerinin hazır olmasının gerektiği. O yüzden de Seçim Komisyonuna güvenmekten başka bir şansımız yok. O yüzden 17 Kasım gününü bekleyelim ve görelim diyorum. 17 Kasým seçimleri gecikiyor mu? Kosova’da 17 Kasýmda yapýlmasý planlanan seçimler için partilere kayýt ve aday listelerin teslimi için tanýnan süre iki hafta önce doldu. Ama aradan iki hafta geçmesine raðmen seçim komisyonu parti adaylar hakkýnda hiçbir açýklamada bulunulmamsý yoksa seçimler yine mi erteleniyor þüphesini doðurdu. A GÝT Kosova Basýn sözcüsü Sven Lindholm bu konu üzerine gazetecilere bir açýklama yaptý. Lindholm, “Hazýrlýk aþamasýnda bir gecikme söz konusu deðildir. Sürecin baþarýyla sonuçlanmasý için elimizden gelen bütün çabayý sarf ediyoruz. Bugüne kadar Kosova’daki 100 siyasi oluþumdan 38’in komisyona sertifikasýný yaptýrdý” dedi. UNMIK Basýn sözcüsü Rasel Giki, Kosova’da bulunan üç kiþilik heyet yaptýklarý araþtýrma ile ilgili BM Siyasi Sorular Departmanýna bir rapor sunacaklarýn belirtti. Üç kiþilik heyet tarafýndan hazýrlanacak olan raporun teslim süresinin önemli olmadýðýný ifade eden Giki, büyük bir ihtimalle raporun hafta içinde hazýrlanacaðýný söyledi. Kosova’da 17 Kasýmda çeliþkili bir seçim sistem uygulamaya konulacak. BM de bunu göz önünde bulundurarak Kosova’ya üç kiþiden oluþan bir heyet gönderdi. Kosova’da beþ gün süre içinde çalýþmalarýný sürdüren heyetin esas amacý, seçimlerin yapýlmasý için UNMIK’e teknik olanaklar konusunda bilgilendirmekti. UNMIK pazar günü aldýðý bir karara göre Kosova dýþýnda bulunan Kosova vatandaþlarýnýn seçimlerde oy kullanmasýný kabul etti. Kosova dýþýnda yaþayan vatandaþlar UNMIK kararýna göre oylarýný internetten kullanabilecek. ORA Basýn sözcüsü Ylli Hoca düzenlediði basýn toplantýsýnda seçmenin inernet üzerinden oy kullanma kararýný eleþtirirken, bunun yolsuzluklara yol açacaðýný söyledi. Kosova Merkezi Seçim Komisyonu Yürütme sekreteri Mazlum Baraliu siyasi partilerin sertifikasý ve partilerin adaylarýnýn kayýtlarý çalýþmalarý tamamlanmadýðýný ifade ederken, “Yalýnýz listelerde yer alan adaylarýn seçime katýlýmlarý konusunda bir engel taþýyýp taþýmadýklarý araþtýrýlýyor” dedi. Kosova Merkezi Seçim Komisyonu partilerin kayýt ve aday listede bulunan adaylarýn kaydýný tamamlandýktan sonra seçim oy pusulalarý ile listelerinin hazýrlanmasý ve basmasý gerekiyor. 6 Kosova Priþtine Üniversitesinde rekor öğrenci sayısı Perþembe, 27 Eylül 2007 Fev zi K ara muço Dost olalım V iyana’dan sonra taraflar yeniden Londra’da Üçlü heyet ile bir araya geldiler. Viyana’da görüşmelerin bir gün olmasına rağmen Londra görüşmeleri 2 gün sürdü. Kosova Müzakere heyeti görüşmelere geçen sefer olduğu gibi Londra’ya en güçlü kadrosu ile katılırken, Sırbistan, Viyana’ya giden heyette sadık kaldı. Sırbistan hükümeti, Kosova’dan sorumlu Bakan Slobodan Samarciç yönetiminde görüşmelere katıldı. Londra’da iki gün süren görüşmelerde hiçbir yenilik göze çarpmadı. Taraflar, görüşme ardından yaptıkları açıklamalarda da yeni bir şer ortaya atmaya hiç niyetleri olmadıklarını gösterdiler. Sırbistan heyetine kıyasen, Kosova Müzakere heyetti Londra’ya boş elle gitmedi. Londra’ya hareket etmeden önce Müzakere heyeti Sırbistan’a dostluk elini uzatarak iki ülke arasında bağımsızlıktan sonra ilişkilerin normalleşmesini öngören bir doküman hazırladı. 120 günlük ek görüşmelerin süresi yaklaşırken Kosova Müzakere heyeti de hazırladığı döküman ile iki koşmu gibi dost bir şekilde yaşama tohumlarını atmış oldu. Başkan Seydiu hazırladıkları doküman hakkında açıklama yapmaktan kaçınırken, Üçlü’ye sunduktan sonra bu dökümanı kamuoyuna açıklayacaklarını ifade ederken, “Komşu ülke ile iyi ilişkiler kurmak için Kosova halkı yaşadıkları şeyleri atlamaya hazırdır” demekle yetindi. Kosova tarafı bu dökümanı hazırlaması ile Kosova sorununda artık bir çözüm istediğini dünyaya duyurmuş oldu. Kosova Müzakere heyetti ayrıca Sırbistan’la teknik soruları, akıbeti bilinmeyen kişilerin bulunması, ekonomi, güvenlik ve iki ülkeyi ilgilendiren önemli olan sorunları masaya yatırabileceklerinin sinyallerini verdi. Başka bir deyişle Kosova Müzakere heyeti Londra’ya hareket etmeden önce tutumları ile ilgili renk vermiş oldu. Başbakan Çeku da takınacakları tutuma ilaveten, “İki egemen ve bağımsız devlet olarak teknik sorunları görüşmeye hazırız. Statü ve bağımsızlık bizim için artık müzkere edilemez ve tartışılamaz ” dedi. Bütün bunları dikkate aldığımız zaman Kosova Müzakere heyetinin günah çıkaran üçlü rahibe Viyana’dan bu güne dek yaptıkları görüşmelerin boşa gitmediğini ve komşusuyla iyi ilişkiler ve dostluk temellerini atmak istediklerini kanıtlamış oldular. bi i gi aynı dak na’ hava a y Vi da da bur Sırbistan ise hiç bir yeni öneri ortaya atmadan aynı yerde saymaya devem ediyor. Eskisi gibi Kosovalılara özerklik önerisini çantasında bulunduruyor. Sırbistan heyeti başkanı Slobodan Samarciç, Reuters ajansına verdiği demeçte Arnavutların Sırp planını kabul ettikleri takdirde AB’nden yardım isteyeceklerini duyurdu. Kosova Müzakere heyeti tarafından hazırlanan dokümanın gün ışığına çıkmasıyla Sırp heyeti bu öneriyi sessiz bir şekilde kabul etmeyeceklerinin mesajını verdi. Sırbistan Dışişleri bakanı Vuk Yeremiç, Kosova Müzakere heyetinin açıklaması ardından yaptığı açıklmada Sırbistan ile dostluk ilişkileri kurulmasını öneren metni kabul etmeyeveklerini belirtirken, “Müzakere heyeti tarafından sunulan anlaşma gerekli yere atılan bir adım değildir. Görüşmelerde bu tür önerinin yer almasının hiçbir anlamı yok. Bundan daha önemli soruları ele alıp görüşmemiz gerekiyor” dedi. Londra’da yapılan görüşmeler hakkında hiç bir resmi açıklama yapılmazken, Rusya’nın Üçlü temsilcisi Aleksandar Bocan Harçenko, Belgrat ve Priştine önceki görüşmede olduğu gibi çözüme yaklaşacak hiçbir adım atmadıklarını söyledi. Rus temsilci, New York’ta 28 Eylülde yapılacak bire bir görüşmelerde bu sorunun çözülmesi için çaba göstereceklerini sözlerine ekledi. Şu anda tarafların bir anlaşmaya varması çok zor gibi görünmektedir. Taraflar, uluslararası toplum, hepsi bunun açıkça farkında. Bir anlaşmaya varılabilmesi için ilk önce Arnavutlar ve Sırplar arasında güven sağlanması gerekiyor. Bunun için de zaman gerekli. Bu uğurda bir gün, aylar, yıllar gerekebilir. Tarih iki halk arasında derin izler de bıraktığı tartışılmaz bir gerçek. Görüşmelerin başlanması ile taraflar arasında Kosova sorununun çözümü için hiçbir somut adım atılmadı. Dünya da bunun farkında. Bu veriler üzerinden yola çıktığımız zaman daha nice 120 günlük görüşmeler yapılsa dahi tarafların bir anlaşmaya varmaları hayal gibi gözüküyor. Bundan dolayı de bu tür oyalamalara son verilmeli. Ahtisari’nin planı bunun için en uygun çözüm yolu olarak gözüküyor. 120 günlük ek görüşmelerin tamamlanması ardından bu planın uygulamaya konulacak gibi görünmektedir. Beklemekten başka çaremiz olmadığı için, bekleyelim ve görelim diyorum. Kosova Eðitim Bakaný Agim Veliu ve Priþtine Üniversitesi rektörü Enver Hasani ortak düzenledikleri ortak basýn toplantýsýnda Priþtine Üniversitesi geçen yýla kýyasen bu yeni eðitim yýlýna 9.000 yeni talebe ile baþlayacaðýný duyurdular. K o s o v a E ð i t i m B a k a n ý Agim Veliu, “Kabarýk sayýda Kosovalý gencin üniversite dýþýnda kalmasýný göz önünde bulundurarak, Priþtine Üniversitesi rektöründen, üniversiteye ek öðrenci alýnmasýný rica ettik. Bu ricamýza Priþtine Üniversitesi Rektörü Enver Hasani’den olumlu yanýt aldýk. Bu yeni öðretim yýlý için alýnan öðrenciler bu günlerde kayýtlarýný yaparak öðrenimlerine baþlayacaklar” dedi. Priþtine Üniversitesine bu eðitim yýlý çalýþmalarýný da deðerlendiren Bakan Veliu, öðrencilerin fen bilimlerini daha çok tercih ettiklerini söyledi. Priþtine Üniversitesinde araþtýrmalarýn memnun edici seviyede olmadýðýný belirten Bakan Veliu, bakanlýk tarafýndan araþtýrmalar ile ilgili özel fonlar yaratacaklarýný söyledi. Bakan Veliu, Rektör Hasani’den her bir fakülte için rektör yardýmcýlarýný da seçmesi talebinde bulundu. Priþtine Üniversitesi rektörü Enver Hasani üniversiteye ek öðrenci- P lerin kabulünü olumlu bir inisiyatif olarak deðerlendirirken, eðitim için daha çok çalýþma alaný yaratýlmasý gerektiðini söyledi. Rektör Hasani, bazý üniversitelerde ek bölümlerin yapýldýðýný belirtirken, geçen yýla kýyasen çalýþma alaný 4 — 5 bin metre kare arttýðýna dikkat çekti. Priþtine Üniversitesi Senatosu, Kosova Eðitim Bakanlýðýna Týp ve Mimarlýk fakültelerinde öðrenci sayýsýnýn % 10, diðer fakültelerde ise % 20, sýralý olmayan ve paralý eðitime devam eden öðrenci sayýsýnda %50 artýþ yapýlmasý önerisinde bulundu. Priþtine Üniversitesi 2007/08 eðitim yýlýnda 7.669 öðrenci kayýt yaparken, bunlarýn 5.250 sýralý, 1.499 paralý ve 920 sýrasýz talebeden oluþuyor. Prizren’de Türkçe eğitiminde %8.5 artış rizren’de 2008/2009 eğitim yılında Türkçe eğitime kaydını yaptıran öğrencilerin sayısında geçen yıla oranla %8.5 artış kaydedildi. Prizren Eğitim Müdürlüğünün verilerine göre, Mustafa Baki ilkokuluna 15, Motrat Çiriyazi ilkokuluna 50, Mati Logoretsi ilkokuluna 22, Emin Durak ilkokuluna 23, Abdül Fraşeri ilkokuluna 12 ve Lek Dugacini ilkokuluna da 4 olmak üzere Türkçe eğitime toplam 126 öğrenci kaydını yaptırdı. Geçen yıl Mustafa Baki ilkokuluna 14, Motrat Çiriyazi ilkokuluna 41, Mati Logoretsi ilkokuluna 17, Emin Durak ilkokuluna 30, Abdül Fraşeri ilkokuluna 11 ve Lek Dugacini ilkokuluna da 3 öğrenci olmak üzere toplam 116 öğrenci kaydını yaptırmıştı. Prizren Eğitim Müdürlüğü Türkçe eğitimi yetkilileri, bu artışın Kosova Türk Sivil Toplum Kuruluşları, KDTP ve Eğitim Müdürlüğünün ortaklaşa girişimleri neticesinde elde edildiğini ifade ettiler. Kadro yetersizliği ve ders kitapları eksikliğinin her geçen gün azaldığını ifade eden yetkililer, 1, 2, 6 ve 7. sınıflar için gerekli ders kitaplarının tamamının basıldığını, yeni yıla kadar da 3, 4 ve 8. sınıflar için ders kitaplarının basımdan çıkmasının planlaştırıldığını vurguladılar. Bilhassa Prizren’in Kurila semtindeki “Panda” kırtasiyesinde bulunan Türkçe ders kitapları arasında basımdan yeni çıkan 3. sınıflar için yurttaşlık ve 8. sınıflar için de tarih kitabı bulunuyor. Bu yıl 5. ve 9. sınıflar için gerekli ders kitapları baskıya yetişemedi. Elde ettiğimiz bilgilere göre, bu yıl beşinci sınıf öğrencileri, eğitim müfredatında yer alan konuları değişik kitaplardan fotokopi ederek, bir araya getirip kitaplaştırdı. Okul öncesi eğitim söz konusu olduğunda, bu yıl Abdül Fraşeri anaokuluna 18, Motra Çiriyazi anaokuluna 22 ve Mustafa Baki anaokuluna 33 öğrenci kaydını yaptırdı. 7 Perþembe, 27 Eylül 2007 Belgrat’tan Kosova’ya yeni teklif Kosova B elgrat'ın Kosova Bakanı Slobodan Samarciç, Sırp hükümetinin Kosova'ya “%95'lik bağımsızlık” teklif etmeye hazır olduğunu söyledi. “Sırbistan'ın önerisi yeni ve net ve günümüz dünyasında görülmemiş derecede azami bir özerklik biçimi sunuyor” diyen Samarciç, planın kabul halinde edilmesi Kosova'nın Sırbistan ile yalnızca “zayıf ve asgari düzeyde” ilişkiler sürdüreceğini de sözlerine ekledi. Plan, üst düzey Sırp ve Kosovalı yetkililer arasında Cuma günü New York'ta gerçekleşecek yüz yüze görüşmelerde açıklanacak. ABD Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice Reuters'e verdiği ve Pazartesi günü yayınlanan bir röportajda, AB'yi Kosova'nın bağımsızlığını desteklemekte ABD'ye katılmaya çağırdı. Rice, “Bu, A Dışişleri BD Bakanı Kondeliza Rice, Reuters ajansına verdiği demeçte bir daha ABD Kosova’nın bağımsızlığı ile ilgili tutumunu açıkladı. Kosova’nın bağımsızlığını desteklediklerini belirten Bağımsız Kosova Balkanlarda istikrarı sağlayacağını söyledi. Üçlü heyetin çalışması “barışçıl bir çözüm “ olduğunu belirten Rice taraflar aralarında uzlaşmadıkları takdirde ABD Kosova’nın bağımsızlığını tanacağını söyledi. Rice “Bağımsız bir Kosova olacak. Biz bundan yanayız. Bu çözüm Balkanlarda istikrarsızlığı değil istikrarı sağlayacaktır” dedi. Balkanlar'da istikrarı bozmaktansa istikrar sağlama potansiyeline sahip tek çözümdür.” dedi. Bakan, iki tarafın taban tabana zıt tutumlarına rağmen sürmekte olan müzakerelerin “dostça bir anlaşmayla” sonuçlanma ihtimalinin hala geçerli olduğunu da belirtti. Suroi: “Bağımsızlık için Sırbistan’dan izin gerekmez” “Kosova, New York’a bağımsızlığı için veya yüzde 95 oranlık bir özerklik için Belgrat’tan izin istemeye değil, iki bağımsız ülke arasında iyi komşu ilişkiler teklifinde bulunmak için gidiyor” diyen ORA Partisi Başkanı Veton Suroi, Kosova kurumlarının kesin bir programa sahip olmakla birlikte en geç bu yılın sonuna kadar bağımsızlığa hazır olmaları gereğine işaret etti. Rice: “Bağımsız Kosova Balkanlarda istikrarı sağlayacak” Priştine ile Belgrat arasındaki müzakere sürecinin ağır bir süreç olacağını ileri süren Veton Suroi, Kosova sorununun daha geniş bir jeopolitik konumuna getirilebileceğini belirtti. Kosova’nın yeni bir jeopolitik çerçeveye alınmasının ise statü sürecine zarar vereceğini belirten ORA lideri Veton Suroi, bu durumda Kosova kurumlarının ayan ve kesin bir çalışma programına sahip olmaları gereğini savundu. Şu aşamada dünya topluluğunun bir bölümünden müzakerelerin uzatılmasına dair istemlerin ortaya atılacağına dikkat çeken Suroi, Rusya tarafından 10 Aralık’ın müzakereler için son müddet olmadığını ileri sürdüğünü hatırlattı. Suroi, ayrıca seçimlere değinirken, oy kullanmanın bireysel ve gizli bir hak olduğunu, Kosova dışından da oy kullanma önerisinin yolsuzluklara davetiye çıkaran bir öneri olduğunu söyledi. Suroi, Kosova’nın seçimlerde iyi bir tecrübeye sahip olduğunu, bunun için yeni denemelere ihtiyaç olmadığını kaydetti. Kosovalılar tarafından tek yanlı bağımsızlığın ilan edilmesine karşı olduklarını belirten ABD Dışişleri Bakanı Rice, Kosovalılara tek yanlı bağımsızlığın ilan etmelerinin iyi bir fikir olmayacağını ifade etti. Kosova statüsünün nasıl çözüleceği sorusu üzerine Rice, “ABD ve AB ortakjlaşa hareket etmelidir. Avrupalılar Balkanların ABD’den daha uzak ama Avrupaya çok yakın olduğunun farkındalar. Eğer onlar istikrarlı bir Balkan kurmak isterseler ağır bir karar almalıdırlar” şeklinde konuştu. Berişa: “Devlet Sembolleri yakında açıklanacak” K osova Meclisinin önümüzdeki Perşembe yapılacak toplantısında, Ahtisari paketiyle öngörülen birçok kanun tasarısının onaylanması bekleniyor. Onaylanması beklenen kanun tasarılarından biri de Kosova devlet sembollerinin kullanılmasına ait kanun tasarısı olacak. Kosova Meclisi Başkanlık Kurulunun toplantısında, devlet sembollerinin kullanılmasına ve Ahtisari paketiyle öngörülen diğer kanun tasarıların, statüyle ilgili gelişmeleri gözetmeksizin, en geç bu meclis oluşumunun görev süresinin tamamlanmasına kadar onaylanması gereğine işaret edildi. Bu konuda kesin bir tarih söylemek durumunda olmadığını belirten Meclis Başkanı Kol Berişa, Kosova devlet sembollerinin hazırlandığını ve yakında sunulacaklarını söyledi. Meclis Başkanlık Kurulu Üyesi Cavit Haliti ise Kosova devlet sembollerinin ancak statü çözümünden sonra sunulması gerektiğini belirtti. Kaidanov’dan iftar yemeği A BD Priştine Eşgüdüm Bürosu Şefi Tina Kaidanov, Ramazan ayı dolayısıyla Kosova İslam Birliği yöneticilerine bir iftar yemeği verdi. Prtiştine’nin “Pellumbi” restoranında düzenlenen iftar yemeşğine Kosova İslam Birliği Başkanı Müftü Naim Trnava ve çok sayıda davetli katıldı. Kaidanov ve Müftü Tırnava, yaptıkları konuşmalarda barış mesajları ve Kosova’nın geleceği ile ilgili olumlu dileklerde bulundular. ABD Priştine Eşgüdüm Bürosu Şefi Kaidanov, Kosova İslam Birliği Başkanı Müftü Naim Trnava’nın ABD Dışişleri Bakanlığına bu yılın Mart ayında yaptığı ziyarette, barış ve hoşgörü mesajlarını dile getirdiğini hatırlattı. Haluk Levent yine coşturdu Güncel Perþembe, 27 Eylül 2007 8 “ESNAF” İşadamları ve Esnaflar Derneği ile Türkiye Mezunlar Derneğinin düzenlediği Arnavutça kursunun sertifikaları verildi Luma: “Geniş ufka sahip gençlerimiz geleceğimizin garantisidir” Türkiye Mezunları Derneği Başkanı Altay Mısırlı, söz konusu kurslardan büyük fayda gördüklerini ve bu kursların devamını istedi. Mısırlı, katkılarından dolayı Esnaf Derneğine teşekkür belgesi sundu ve iki dernek arasındaki işbirliğin sürmesini istedi. P rizrenli gençlerle şarkılarını hep bir ağızdan söyleyen Levent, hem coştu, hem de Prizrenlileri coşturdu. İki saat boyunca sahnede kalan Levent, ilk defa Prizren için yazıp bestelediği şarkısını söyledi. Prizren ve Prizrenlilerin kendisindeki sevgisinin apayrı olduğunu söyleyen Levent, konserde en çok sevilen şarkılarını yanı sıra geçenlerde yaşamını yitiren Barış Akarsu’nun anısına söylediği “Islak ıslak” şarkısını seslendirdi. Prizren ardından 25 Ekim tarihinde Üsküp’e geçen Bereket Konvoyu, Ramazan coşkusunu Üsküplülerle de paylaştı. Üsküp kalesinde konser veren Haluk Levent konserinde Üsküplü gençler unutulmaz bir gece yaşadı. “DAG” Derneği iftar yemeği verdi B rod köyünün “DAG” Kültür ve Araştırma Derneği, Kosova Türk Tabur Görev Komutanlığını devralan yeni tabur komutanı Kurmay Yarbay Kerim Acar ve taburun yeni görevli personelin şereflerine hafta içerisinde yemek verdi. Dernek merkezinde verilen iftar yemeğine Kosova Türk Tabur Görev Komutanlığı Komutanı Kurmay Yarbay Kerim Acar yanı sıra Dragaş bölüğü komutanı Yüzbaşı Ali Biter, Yüzbaşı Servet Balta, Yüzbaşı Tuncay Ulema, Üsteğmen Murat Doğusoy, Kayseri- Melikgazi Müftüsü İmam Ahmed Aydın, köy ilkokul müdürü Zenun Mandak ve köy sakinleri katıldı. Yemekte tabur komutanını ve misafirleri katılımlarından dolayı selamlayan “DAG” Kültür ve Araştırma Derneği Başkanı Yahya Maznikar, Türk askerinin Goralılara yönelik yardımlarından dolayı teşekkür etti. 1999 yılından bu yana yöreye yönelik yapılan yardımlar üzerine konuşan Başkan Maznikar, Türk hükümetinde görev yapmakta olan Goralı ad yapmış isimler üzerine konuştu. Maznikar, Hacı Arif Beyefendinin her yıl Goralılara yönelik yardımları ve cami minaresinin onarımında sunduğu katkılardan dolayı teşekkürlerini iletti. “ESNAF” İşadamları ve Esnaflar Derneği ile Türkiye Mezunlar Derneğinin 02.04.2004 ila 30.06.2007 tarihleri arasında düzenlenen Arnavutça Kursunun sertifika töreni düzenlendi. 22 Eylül Cumartesi akşamı Esnaf Derneği ofisinde düzenlenen sertifika törenine “ESNAF” İşadamları ve Esnaflar Derneği Başkanı ve Bağımsız Türk Milletvekili Adayı Cemil Luma, Priştine Uluslar arası Üniversitesi Yönetim Kurulu Başkanı Fehmi Azemi, Türkiye Mezunları Derneği Başkanı Altay Mısırlı, Esnaf Derneği Yönetim Kurulu üyeleri, kabarık sayıda esnaf ve işadamları ile Arnavutça kurusunda başarı gösteren adaylar katıldı. 34 adayın sertifika aldığı gecede konuşma yapan “ESNAF” İşadamları ve Esnaflar Derneği Başkanı ve Bağımsız Türk Milletvekili Adayı Cemil Luma, bu kursların önemine dikkati çekti. Başkan Luma, söz konusu kurslara şimdiye kadar olduğu gibi, şimdiden sonra da destek sunacaklarını, birinci aşamanın başarısının ikinci aşama için önemli bir zemin oluşturduğunu vurguladı. Bu kursların gençlerimizin iş ve istihdam sahasında özel ile kamu sektörünün her kademesinde yer alabilmeleri için önemli olduğunun altını çizen Luma, “Kosova çapında gençlerimize iş yeri açabilmek ve onlara perspektif garantilemekle kalmayacak, ayrıca gençlerimizin en kısa zaman içerisinde yönetici olarak yer almalarına mutlaka öncelik tanıyacaktır. Bunun için elimizden geleni yapacağız. Eğitim seviyesi yüksek, kültürlü ve geniş ufka sahip gençlerimiz bizlerin de geleceğimizin garantisidir” dedi. Priştine Uluslararası Üniversitesi Yönetim Kurulu Başkanı Fehmi Azemi, bu girişimi selam- larken, Türk Toplumu ile gençlerine sadece bu kurslar dışında destek sunarak, Kosova dışında da bu tür eğitimlerin örgütleyeceklerinin sözünü verdi. Kosova dışındaki diğer üniversitelerle yapılan anlaşmalara göre, bu üniversitelerden birinin Tirana Üniversitesi olduğunu kaydeden Azemi, aynı desteği Arnavutluk’un diğer üniversitelerinden de sağlamaya çalışacaklarını vaat etti. Azemi, bu eğitimle gençlerin her kademede görev yapabilmek için tam donanımlı birer kadro unvanına sahip olabileceklerinin altını çizdi. Türkiye Mezunları Derneği Başkanı Altay Mısırlı, söz konusu kurslardan büyük fayda gördüklerini ve bu kursların devamını istedi. Mısırlı, katkılarından dolayı Esnaf Derneğine teşekkür belgesi sundu ve iki dernek arasındaki işbirliğin sürmesini istedi. Esnaf İşadamları Derneği Yönetim Kurulu üyesi Mehmedali Macun, gençlerimizi elde ettikleri başarıdan dolayı tebrik etti ve dernekte daha aktif olmalarını dilerken, derneklerine sahip çıkmalarını istedi. Macun, şimdiye kadar olduğu gibi, şimdide sonra da gençlerimize her türlü desteği sunacaklarını ifade etti. Arnavutça dili Hocası Abdül Simtçiu tarafından eğitim verilen kurs adaylarına sertifikalarının takdimine geçilirken, törenin sonunda katılımcılara mütevazi ikram sunuldu. 9 Balkan Perþembe, 27 Eylül 2007 Kostuniça’dan, seçimlerinin ertelenmesi yönünde bir çaðrý daha S ýrbistan Demokrat Partisi genel baþkaný ve Baþbakan Vojislav Kostuniça, Vecernje Novosti gazetesine verdiði demeçte, ülkenin toprak bütünlüðü söz konusuyken cumhurbaþkanlýðý seçimleri düzenlemenin akýllýca olmayacaðýný söyledi. Kostuniça, Sýrbistan’ýn bütün enerjisi ve çabalarýný Kosova sorununu çözmeye odaklamasý gerektiðini savundu. Baþbakan, partisinin Demokrat Parti (DS) genel baþkaný Boris Tadiç’in tekrar seçilme hedefini destekleyip desteklemeyeceðini söylemekten kaçýnarak, yalnýzca “bütün dikkatlerin Kosova’nýn savunmasýna çevrilmesi gerektiðini” ifade etti. DS ve iktidar koalisyonunda yer alan diðer partiler -Yeni Sýrbistan ve G17 Plus- cumhurbaþkanlýðý ve yerel seçimlerin takvime göre, yani yýl sonuna kadar yapýlmasýný istiyorlar. Gregorian’dan, liderlere uyarý B osna Hersek Yüksek Temsilci Yardýmcýsý Raffi Gregoryan, ABD’den dönüþünde yaptýðý açýklamada, siyasi elit polis reformu üzerinde uzlaþma saðlayamaz ve BH’deki siyasi durum devam ederse, uluslararasý toplumun buna katý þekilde tepki vermek zorunda kalacaðýný söyledi. Gregoryan, ABD yönetiminin kendisine siyasi liderleri görevden almak ve partilere ceza vermek de dahil olmak üzere Yüksek Temsilci Miroslav Lajcak’ýn önereceði her türlü yaptýrýmý destekleyeceðini söylediðini belirtti. Yetkili, polis reformu konusunda yaþanan çýkmazda sorumluluðun hem Sýrp Cumhuriyeti (SC) Baþbakaný Milorad Dodik hem de Boþnak lider Haris Silayciç’te olduðunu da sözlerine ekledi. Öte yandan Pazar günü Dodik, aktarýldýðýna göre Kosova’nýn statü sürecinin SC’nin BH’den baðýmsýzlýk istemesine emsal oluþturacaðý yönündeki sözlerinden geri adým attý. Pazar günü konuþan baþbakan, Kosova’nýn statü sorununun çözümüyle SC’nin geleceði arasýnda bir iliþki bulunmadýðýný söyledi. PASOK Kasým’da yeni liderini seçecek Y unanistan’da 16 Eylül’de yapýlan genel seçimi kaybeden ana muhalefet partisi PASOK, 11 Kasým’da baþkanlýk seçimini yapma kararý aldý. PASOK içtüzüðüne göre, genel baþkan parti üyeleri ve kendilerini partinin dostlarý olarak PASOK kayýtlarýna kaydettirmiþ olanlarýn oylarýyla seçiliyor. PASOK Genel Baþkaný Yorgo Papandreu, 2004 yýlýnda yapýlan seçimde bir milyonu aþkýn oyla seçilmiþti. Papandreu’nun þu anki tek resmi rakibi, PASOK ileri gelenlerinden Evangelos Venizelos. E RH A N T ÜR B E DA R Ankara Mektubu E-posta:eturbedar@gmail.com R Kosova Emsal Olur mu? (II) usya’nın aksine, ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin büyük bir kısmı, Kosova’nın nihai statüsü ile ilgili hangi çözüm çıkarsa çıksın, dünyanın diğer sorunlarına emsal teşkil etmeyeceğini ifade ediyor. Nitekim, BM Güvenlik Konseyi’ne sunulmak üzere, Vaşington ve Brüksel tarafından Kosova için hazırlanan karar tasarısının giriş kısmında, Kosova sorunun özel bir durumu teşkil ettiği, bu yüzden Güvenlik Konseyi tarafından bir emsal olarak dikkate alınmayacağı belirtiliyor. Genel olarak Batılı ülkeler, her çatışmanın kendine özgü nedenleri olduğunu belirterek, her sorunlu bölgenin kendi dinamikleriyle ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Bu arada, Avrupa ülkelerinin büyük bir çoğunluğu Kosova’nın bağımsızlığını destekliyor. Kosova’nın bağımsızlığı konusu, özellilikle Romanya, Slovakya, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi gibi AB üyelerinde endişe yaratıyor. Teorik bir değerlendirme yapıldığı zaman da, Kosova’nın emsal olamayacağı sonucu ortaya çıkıyor. Bilindiği gibi günümüzde bir devletin egemenliği altına olup, bağımsızlık talep eden değişik insan toplulukları bulunuyor. Örneğin, Kanada’da Quebecliler, İspanya’da Katalanlar ve Basklılar, Belçika’da Flamanlar, Britanya’da İskoçlar, Irak’ta Kürtler, Rusya Federasyonu’nda Çeçenler, kendi kendini yöneten ayrı toplumlar olmak istiyor. Bu sorunlu bölgeler, sıradan bir insanın geniş ölçüde varlıklarından haberdar olduğu bölgelerdir. Gerçekte ise sorunlu bölgelerin sayısı çok daha kabarıktır. Bilindiği gibi, günümüzde BM tarafından bağımsız devlet olarak tanınmış 192 ülke bulunuyor. Bu ülkelerde 5 bine yakın ırksal, etnik, dini, kültürel ve dilsel grubun yaşadığı belirtiliyor. Bunların içinden ise en az 500 kadarının, kendi kendini yönetmesiyle ilgili değişik talepleri bulunuyor. Dolayısıyla, Kosova emsal teşkil edecektir tezinden hareketle, her grubun isteklerine olumlu cevap vermek, dünyayı bir kaosa sürükleyebilirdi. İşte bu sebepten dolayı, Kosova sorunu başka bölgelere, Rusya’nın savunduğu anlamda emsal teşkil etmemesi gerekirdi. Uluslararası hukukta da, hangi halkın kendi kaderini belirleme ilkesinden faydalanabileceği hakkında evrensel bir uygulama geliştirilmemiştir. Uluslararası hukuk buna net cevap veremediğine göre, o zaman bir milletin kendi kaderini belirleme hakkını kullanıp kullanamayacağını belirleyen kriterlerin ne olduğu üzerinde düşünmek gerekir. Batılı ülkelere yakınlık, bu konuda bir kriter olabilir. Örneğin, Avrupa’nın göbeğinde 1995’in ortalarında gerçekleşen ve 8 binin üzerinde Boşnakın katledilmesiyle sonuçlanan Srebrenitsa soykırımını medya ile akademisyenler bugün bile konuşuyor. Oysa, Srebrenitsa soykırımından yaklaşık bir yıl önce gerçekleşen ve 800 bin üzerinde insanın ölümüyle sonuçlanan Ruanda’daki soykırım hakkında çok fazla ses çıkmıyor. Bir sorunun medyada nasıl yansıtıldığı da önemli bir kriterdir. Örneğin, Kosova konusunda Batı medyası Arnavutları “iyi ve kurban”, Sırpları ise “kötü ve katil” olarak yansıttı. Bu, dünyada Kosova sorunu karşısında Arnavut yandaşlarının artmasına kaynaklık etti. Diğer taraftan, Rusların Çeçenistan’da yaptıkları, Sırpların Kosova’da yaptıklarından çok daha kötü olabilir. Ancak, Çeçenler Batı medyasında İslam adına yapılan terörizm ile bağdaştırıldığı için, destekten mahrum kalıyor. Doğru zamanda doğru yerde olmak da, bir milletin kendi kaderini belirleme hakkını kullanıp kullanamayacağını belirleyen kriterler arasında sayılabilir. Örneğin, ABD Irak lideri Saddam Hüsein’i yıkma kararı aldığı andan itibaren, bu ülkedeki Kürtler önemli hale geldi. İşte bu tür kriterler çoğaltılıp uygulandığı zaman, hangi sorunlu bölgeyi nasıl bir geleceğin beklediğini tahmin etmek daha kolay olabilecektir. Sonuç olarak, Kosova sorunu başka bölgelere, Rusya’nın savunduğu anlamda emsal teşkil etmeyeceği söylenebilir. Ancak, Kosova sorununun, uluslararası alanda dondurulmuş sorunlar üzerine düşünmeyi teşvik edeceği belirtilebilir. Dahası, Güney Osetya, Abhazya ve Transdienstr gibi sorunlu bölgeler, Kosova üzerine gelişmeleri kendilerine bir esin kaynağı olarak görebilirler. Ancak, bu sorunlu bölgeler zaten bağımsızlıklarını daha önce de ilan etmiş bulunuyorlar. Önemli olan, ilan edilen bağımsızlıkların BM üyesi ülkeler tarafından tanınmasıdır. Diğer taraftan, Rusya Güney Osetya, Abhazya ve Transdienstr’in bağımsızlığını tanımaya kalkışsa bile, bu sorunlu bölgeler, sadece Türkiye tarafından tanınmış olan KKTC’nin konumuna düşecektir. Dünya Turu Ýran’dan gövde gösterisi Ýran-Irak savaþýnýn 27’inci yýldönümü Tahran’da askeri geçit töreniyle anýldý. Ýran ordusu, silahlarýyla gövde gösterisi yaptý. Tahran’daki geçit töreninde savaþ uçaklarý, tanklar, radara yakalanmayan füzeler, insansýz hava araçlarý ve diðer Ýran yapýmý silahlar sergilendi. Füzelerin üzerinde ABD ve Ýsrail karþýtý sloganlar dikkat çekti. Ýran yapýmý iki yeni savaþ uçaðý da gösteri yaptý. Ýran Cumhurbaþkaný Mahmud Ahmedinejad, törende yaptýðý konuþmada Batý’ya gözdaðý verdi. Ahmedinejad, Ýran’a saldýrmayý düþünenlerin piþman olacaðýný da söyledi Le Pen’den Türkiye karþýtý imza kampanyasý Fransa’da aþýrý saðcý Ulusal Cephe Partisi lideri Le Pen, Türkiye’nin AB üyeliðine karþý ulusal düzeyde imza kampanyasý baþlattý. Ulusal Cephe Partisi Genel Baþkaný JeanMarie Le Pen’in kýzý ve ayný zamanda parti genel baþkan yardýmcýsý olan Marine Le Pen, imza kampanyasýnýn kamuoyuna duyurulmasý amacýyla yaptýðý basýn toplantýsýnda, “Þu anda Türkiye’nin AB üyeliðine sýcak bakýyor” dediði Cumhurbaþkaný Nicolas Sarkozy’nin seçimler öncesi ‘seçmenlere yalan söylediðini” öne sürdü. Le Pen, “Sarkozy’nin görüþlerini deðiþtirdiðini göstermek konusunda Fransýz seçmenlerin gözünü açma gibi bir sorumluluðumuz var” diye konuþtu. Kürt yönetimi: PKK ve PJAK yasadýþý Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt yönetimi, terör örgütü PKK ve Ýran’daki uzantýsý PJAK’ý yasadýþý olarak kabul ettiklerini duyurdu. Bölgesel Kürt yönetimi sözcüsü Cemal Abdullah, komþu ülkeler karþýsýndaki politikalarýnýn açýk ve net olduðunu söyledi. Abdullah, yasadýþý hiçbir örgüte, Kuzey Irak topraklarýndan, komþu ülkelerin istikrarýný bozmasýna izin vermeyeceklerini belirtti. Kürt yönetiminin, terör örgütü PKK ve Ýran’daki uzantýsý PJAK’ý yasadýþý kabul ettiðini söyleyen sözcü, “Bu iki örgütü siyasi yaþamýn bir parçasý olarak kabul etmiyoruz” dedi. Bakuba’da camiye bomba: 26 ölü Bakuba’da Sünnî ve Þii aþiret liderlerinin uzlaþma amacýyla bir araya geldiði camiye bombalý intihar saldýrýsý düzenlendi. Aralarýnda Bakuba polis þefinin de bulunduðu 26 kiþi öldü. Saldýrýda 50 kiþi de yaralandý. Yaralananlar arasýnda Bakuba’nýn yer aldýðý Diyala eyaletinin valisi Raþhid El Tamimi ve iki ABD askeri de var. Saldýrýda Dünya ABD Ortadoðu’da amacýna ulaþamadý Ortadoðu’da, kendi politikalarýyla uyumlu rejimler olmasýndan yana tavrýný açýkça belli eden ABD, bu amacýna ulaþabildi mi? Guardian gazetesi için bir makale kaleme alan tarihçi-yazar William Dalrymple’a göre bu sorunun yanýtý “Hayýr”. A BD’de neo-conlar olarak da bilinen yeni muhafazakarlar akýmýnýn, özellikle 11 Eylül’den sonra Ortadoðu’da demokrasiyi tesis etme niyeti ve amacý, siyasal Ýslam’ýn elini güçlendirdi.” Bu tespit, Guardian gazetesinde bir makalesi yayýmlanan tarihçi-yazar William Dalrymple’a ait. ABD’de iktidarý elinde bulunduran Cumhuriyetçi Parti’nin Ortadoðu’da aslýnda liberal partilerin iktidara gelmesini istediðini hatýrlatan yazara göre Washington, Afganistan ve Irak savaþlarý yüzünden baþarýsýz oldu. Dalrymple, “Afganistan ve Irak’ýn ABD tarafýndan iþgalinden bu yana Müslüman seçmenlerden birbiri ardýna benzer tercihler geldi. Lübnan, Irak, Filistin, Pakistan, Mýsýr, Türkiye ve Cezayir’de seçmenler daha önce hiç olmadýðý kadar yüksek oranda dinci par- tilere oy verdiler” diyor ve ekliyor: “ABD’nin Ortadoðu’da izlediði kaba politikalar, devrimci deðiþimlere yol açtý ve en ýlýmlý görüþü bile radikalleþtirdi. Sonuç da 1950’lerden beri süregiden statükonun kýrýlmasý oldu.” ABD baþta olmak üzere Batý dünyasýndaki Ýslam korkusunun yersiz olduðunu dile getiren William Dalrymple sanýlanýn aksine, Ýslamcý partilerin dinle alakasý olmayan nedenlerden iktidar olduðunu vurguluyor ve bu partilerin halkýn gözünde adaleti, dürüstlüðü temsil ettiði görüþünü öne sürüyor. Avrupa Birliði, 2004’ten sonra yeni üyelerin katýlýmýyla deðiþtirilmesine karar verilen 1 Euro’luk madeni paralarýn arkasýnda yer alan Avrupa haritasýnda Türkiye’ye yer vermedi. Ý L “Keþke Türkiye’yi silmek bu kadar kolay olsaydý” ifadesini kullanan Financial Times, Mersin’in güneyindeki Kýbrýs’ýn, Türkiye haritada yer almasýn diye, yüzlerce kilometre kaydýrýlarak Girit’e yaklaþtýrýldýðýna dikkat çekti. Avrupa Parlamentosu’nun bazý üyeleri de “Belarus gibi bir dikta yönetimi haritada var, ama katýlým müzakereleri yürüten Türkiye yok” diyerek tepkilerini dile getirdi. Fransýz basýný: Sarkozy sempatisini yitiriyor Fransýz basýný, Cumhurbaþkaný Nicolas Sarkozy’nin yurtdýþýnda da giderek antipatik olmaya baþladýðý yorumunu yapýyor. iberation gazetesi, BM Genel Kurulu dolayýsýyla hazýrladýðý bir araþtýrmada, dýþ politikadaki tarzý ve açýklamalarýyla “Sarkozy, dünyayý sinirlendiriyor” ifadesini kullanýrken, Le Parisien gazetesi, Ýngiltere ve ABD’nin Sarkozy’nin ‘tonu yüksek’ konuþmalarýndan mutlu olduðunu, ancak AB’nin birçok ülkesinin eleþtirdiðini yazdý. Liberation gazetesi, özellikle Almanlarýn “Küçük Napolyon” diyerek Sarkozy ile dalga geçtiðine dikkat çekerken, AB ülkelerindeki sol partilerin de Fransa Cumhurbaþkaný’ný sert biçimde eleþtirdiklerine dikkat çekti. Gazete, Ýsveç’te Sarkozy için “Tek kiþilik þov adamý” yorumlarý yapýldýðýný yazarken, 10 esas hedefin Diyala Valisi El tamimi olabileceði söyleniyor. Iraklý yetkililer, saldýrýnýn arkasýnda El Kaide’nin olduðundan þüpheleniyor. Ahmedinejad New York’ta AB Euro’da Türkiye’ye yer vermedi ngiltere’de yayýmlanan ekonomi gazetesi Financial Times’a göre, Avrupa Birliði Komisyonu, madeni paralarýn arkasýna Hazar Denizi’ne kadar uzanan, Türkiye’yi tamamen içine alan bir Avrupa haritasý konulmasýný önerdi. Ancak Avrupa Konseyi’nde, Türkiye’nin haritadan çýkartýlmasýna karar verildi. Perþembe, 27 Eylül 2007 Ortadoðu ülkelerinin de Sarkozy’nin ABD ve Ýngiltere politikalarýna yaklaþmasýný endiþeyle izledikleri ifadesini kullandý. Fransa’da düzenlenen kamuoyu araþtýrmalarý, Sarkozy’nin popülaritesinin düþüþe geçtiðini ortaya koyuyor. Ýfop araþtýrma merkezinin, Paris Match dergisi için yaptýðý araþtýrmaya göre, Sarkozy’nin popülaritesi son bir ayda yüzde 67’den yüzde 62’ye geriledi. Muhalefetteki Sosyalist Parti, önce gün yaptýðý açýklamada, Sarkozy’nin “her þeyi ben bilirim, ben yaptým” tavrýnýn, fiziksel olarak küçük adam kompleksinden kaynaklandýðý eleþtirisinde bulunmuþtu. New York ziyaretinin baþýnda Siyonizm karþýtý bir Yahudi grubun önde gelen isimleriyle görüþen Ahmedinejad, Washington’daki Ulusal Basýn Kulübüyle video konferans aracýlýðýyla basýn toplantýsý düzenledi. Ahmedinejad, ‘’Ýsrail rejimini, iþgal ve ýrkçýlýk üzerine kurulduðu için tanýmýyoruz’‘ dedi ve Suriye ile Lübnan’ý iþaret ederek, Ýsrail’in sürekli olarak komþularýna saldýrdýðýný söyledi. ABD’ye yönelik eleþtirilerde de bulunan Ahmedinejad, Washington’ýn dünyayý yönetmeye çalýþma biçimine karþý olduklarýný, bu yöntemin yanlýþ olduðunu düþündüklerini belirterek, ABD’nin yönteminin savaþa, ayrýmcýlýða ve kan dökülmesine yol açtýðýný söyledi. ABD’den Hrant Dink’e ‘Seçkin Ýnsan Ödülü’ ABD’deki önemli Ermeni kuruluþlarýndan Amerika Ermeni Meclisi (AAA), kuruluþun “Seçkin Ýnsan Ödülü”nun, bu yýl baþlarýnda öldürülen gazeteci Hrant Dink’e verilmesinin kararlaþtýrýldýðýný ve ödülün, onun adýna eþi Rakel Dink’e sunulacaðýný duyurdu. Lübnan’da baþkanlýk seçimi ertelendi Lübnan’da bugün cumhurbaþkanlýðý seçim süreci baþladý. Ancak bunun için gerekli üçte ikilik çoðunluk saðlanamadýðý için seçimin yapýlmasý 23 Ekim’e ertelendi. Cumhurbaþkanýnýn seçilmesi için gereken üçte ikilik çoðunluk saðlanamadýðý için Meclis Baþkaný Nebil Berri, oturumu tatil etti ve bir sonraki seçim turunun 23 Ekim’de yapýlacaðýný açýkladý. Bu tarihteki oturuma kadar, taraflarýn bir cumhurbaþkaný ismi üzerinde uzlaþmalarý için giriþimlerin sürmesi bekleniyor. BM’deki Irak toplantýsý sonuçsuz Toplantýya, Irak’a komþu ülkeler ile sanayileþmiþ 8 ülkenin yaný sýra Güvenlik Konseyi’ne üye ülkelerin temsilcileri katýldý. Toplantýda Irak’ýn güvenliði ile bu ülkeye yapýlabilecek yardýmlar ele alýndý. Toplantýya Irak’a komþu ülkelerin yaný sýra, Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyi üyeleri ile sanayileþmiþ 8 ülkenin de dahil olduðu 24 ülke katýldý. Toplantýda somut bir anlaþmaya varýlamamasýna raðmen, 31 Ekim’de Ýstanbul’da düzenlenecek Irak konferansýna destek verildi. Dünya Turu 11 Perþembe, 27 Eylül 2007 Türkiye kısa kısa Gül, Teziç’i kabul etti Türkiye Cumhurbaþkaný Abdullah Gül, YÖK Baþkaný Prof. Dr. Erdoðan Teziç’i Çankaya Köþkü‘nde kabul etti. Basýna kapalý gerçekleþtirilen görüþme yaklaþýk 1 saat sürdü. Teziç görüþme sonrasý gazetecilere kýsa bir açýklama yaptý. Cumhurbaþkaný Gül’e yüksek öðretimin, üniversitelerin içinde bulunduðu ve karþýlaþtýðý sorunlarý anlattýðýný ifade eden Teziç, “O da bunu dikkatle dinledi. Sýkýntýlarýn çözüm yollarýný söyledim. Ýþte kadro, özlük haklarý, 22 üniversite ile çalýþýldýðý zamanki yüksek öðretim kurumunun personeli ile 115 üniversiteye ulaþtýðýmýzda personelin varlýðý ayný. Bu durumda daha fazla, yüksek öðretim kurumunun görevlerini ve sorumluluklarýný yerine getiremeyeceðini, bunun çok zor olacaðýný anlattým. Kendiside üniversiteye yabancý deðil.Gençlik yýllarýnda akademik hayatýn içinden geldiði için bunlarý dinledi. Bunlar üzerinde konuþtuk. Teziç, Gül ile görüþmesinde türban konusunun gündeme gelmediðini söyledi. Toptan: Anayasa çalýþmasý kimseyi ürkütmesin TBMM Baþkaný Köksal Toptan, yeni anayasa konusunda kimsenin endiþeye kapýlmamasýný istedi, “Cumhuriyetin niteliklerinden ne bir adým geriye gitme niyeti olabilir, ne de kimse böyle bir karar almayý düþünebilir” dedi. Baþbuð’dan ABD’ye Uyarý Türkiye Kara Kuvvetleri Komutaný Orgeneral Baþbuð terör örgütü PKK’nýn K. Irak’taki varlýðýyla ilgili ABD’ye sert mesajlar gönderdi. Baþbuð, “Belki Türkiye’nin bulunan þartlarda tek baþýna Irak’taki geliþmelere yön verebilecek güçe sahip olmadýðý söylenebilir ancak Türkiye’nin geliþmeleri engelleyebilecek bir güce sahip olmadýðý da söylenemez” dedi. STK’lar anayasa için öneri paketi hazýrlayacak Türkiye’nin en büyük sekiz sivil toplum örgütü, yeni anayasa çalýþmalarýnýn toplumun tüm kesimlerinin katkýsýyla hazýrlanmasý çaðrýsýnda bulundu. Tartýþma platformu oluþturacaklarýný söyleyen TOBB Baþkaný, yeni anayasayla ilgili bir öneriler paketi hazýrlayacaklarýný da belirtti. TESK, TOBB, HAK-ÝÞ, TÜRK-ÝÞ, Türkiye Ziraat Odalarý Birliði ve Kamu-Sen baþkanlarý sivil anayasa çalýþmalarýný deðerlendirmek üzere bir araya geldi. baþladý. Türkiye Erdoðan: Kyoto’ya olumlu bakýyoruz BM’de düzenlenen panelde konuþan Baþbakan Erdoðan, iklim deðiþikliðinin insanlýðýn karþý karþýya bulunduðu en büyük çevre tehdidi olduðunu belirterek, Türkiye’nin Kyoto Protokolü’ne taraf olmaya olumlu baktýðýný söyledi. Ý klim deðiþikliðinin, bugün insanlýðýn karþý karþýya bulunduðu “en büyük çevre tehdidi” olduðunu vurgulayan Türkiye Baþbakaný Recep Tayyip Erdoðan, þunlarý kaydetti: “Küresel iklim deðiþikliðinin en büyük nedeninin sera gazlarý emisyonu olduðu da bir vakýadýr. Ýklim deðiþikliðinin en adaletsiz yönlerinden biri, sorunun olumsuz sonuçlarýndan en fazla etkilenen ülkelerin, bu sorunun ortaya çýkmasýnda en az sorumluluk sahibi ülkeler olmalarýdýr. Geliþme yolundaki ülkeler ile en az geliþmiþ ülkelerin, uluslararasý mekanizmalar, uyuma yönelik fonlar ve yeni teknolojilerden daha kapsamlý bir þekilde yararlanmasý gerekir. Geliþmekte olan ülkeler ise özgün þartlarý da göz önünde bulundurularak adil ve esnek bir çerçevede uluslararasý çabalara katýlmalýdýr. Bu amaçla mevcut mekanizmalar geliþtirilip yaygýnlaþtýrýlmalý, mutlaka gönüllü ve esnek düzenlemeler oluþturulmalýdýr.” Erdoðan, tarihsel sorumluluða sahip sera gazý salýmý yüksek olan geliþmiþ ülkelerin, 2012 sonrasý dönemde daha yüksek düzeyde salým azaltýmýna gitmeleri gerektiðini söyledi. Türkiye’nin, sera gazý salýmýný azaltmak üzere hidroelektrik potansiyelinden azami faydalanma, enerji verimliliði ve enerji tasarrufu teþviki, araçlarda yakýt kalitesinin iyileþtirilmesi, eski araçlarýn trafikten çekilmesi, çimento ve demir çelik üretim tesislerinde enerji verimliliðinin artýrýlmasý konularýnda bir dizi çalýþma yaptýðýný vurgulayan Erdoðan “Sürdürülebilir kalkýnma ilkesi çerçevesinde ekonomik geliþmesini devam ettirmeye büyük önem veren Türkiye, ‘hakkaniyet’ ve ‘ortak fakat farklýlaþtýrýlmýþ sorumluluklar’ ilkeleri temelinde, iklim deðiþikliðine karþý mücadeleye devam etmek konusunda kararlýdýr” dedi. Türkiye’nin, henüz Kyoto Protokolü’ne taraf olmadýðýný anýmsatan Erdoðan, “Halen, Türkiye’nin Kyoto Protokolü’ne taraf olmasýnýn yüksek düzeyde deðerlendirildiði bir süreç içindeyiz. Türkiye, özel koþullarýndan ötürü diðer Ek-I ülkelerinden daha farklý durumda bulunan bir Ek-I ülkesi olduðu dikkate alýnmak kaydýyla Kyoto Protokolü’ne taraf olmaya olumlu bakmaktadýr” diye konuþtu. Babacan ve Bakoyanni görüþmesi olumlu N ew York’ta temaslarýný sürdüren Türkiye Dýþiþleri Bakaný ve Baþ müzakereci Ali Babacan, Yunan mevkidaþý Dora Bakoyanni ile bir araya geldi. Görüþme sonrasý açýklama yapan Babacan, Türk-Yunan iliþkilerini daha da güçlendirmek için çalýþmaya karar verdiklerini söyledi. Bakoyanni de, iliþkilere, yeni bir ivme kazandýrmak için çalýþacaklarýný belirtti. Kuzenini terör saldýrýsýnda kaybeden Babacan’a baþsaðlýðý dileklerini de sunan Yunan Dýþiþleri Bakaný, terörizmin her türlüsüne karþý olduklarýný ve ellerinden gelen yardýmý bu konuda yapmaya hazýr olduklarýný söyldi. Bakoyanni, Atina’ya davet ettiði Babacan’a, Yunanistan Baþbakaný Kostas Karamanlis’in Türkiye ziyaretiyle ilgili hazýrlýklarý birlikte yap- New York’taki görüþmenin son derece sýcak bir ortamda geçtiði ve görüþmede iki bakanýn, iki ülke arasýndaki iliþkilerin daha da geliþmesi için irade beyanýnda bulunduklarý bildirildi. mayý önerdi. Norveç’ten Türkiye’ye AB desteði Türkiye Dýþiþleri Bakaný Babacan, Norveç Dýþiþleri Bakaný Jonas Gahr Stoere ile de bir araya geldi. Norveçli bakan, ülkesinin Türkiye ile pek çok konuda iþbirliði yapma isteðini dile getirdi. Diplomatik kaynaklar, “Türkiye’nin, Ortadoðu barýþ süreciyle ilgili görüþlerini ve yaptýðý katkýyý biliyoruz” diyen Norveçli bakanýn, “Biz AB üyesi deðiliz ama Türkiye’nin üyeliðini ciddi biçimde destekliyoruz” dediðini aktardý. Bakan Babacan ayrýca, BM binasýnda düzenlenen Afganistan konulu toplantýya katýldý. Toplantýda konuþan Babacan, Türkiye’nin, Afganistan’a desteðinin hem güvenlik hem de imar alanýnda süreceðini söyledi. Org. Başbuğ'un ilk dersinin şifreleri K ara Harp Okulu'nun 2007-2008 eğitim ve öğretim yılı açılış töreninde, Harbiyelilere ilk dersi Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ verdi. Org. Başbuğ'un verdiği ilk ders, iyi hazırlanmış bir dünya, bölge ve Türkiye analizi niteliğindeydi. İlk dersin şifrelerini çözelim. 1- AKP'ye: Laiklik tartışılamaz Org. Başbuğ'un mesaj yolladığı adreslerin ilki AKP'ydi. Org. Başbuğ, laiklik ilkesi ve tanımının, son dönemde yeni anayasa tartışmalarına konu edilmesine üstü kapalı gönderme yaparak, AKP'ye "Anayasa'daki laiklik ilkesine ilişkin işlevsel tanımlar tartışma konuları içerisine çekilmemelidir" mesajını yollamış oldu. 2- ABD'ye: Irak'ta engelleme yaparız Org. Başbuğ'un mesaj gönderdiği ikinci adres ise ABD'ydi. Başbuğ, ABD'ye üç mesaj gönderdi: A- ABD ve Irak, PKK'ya karşı bugüne kadar hiçbir yaptırımda bulunmadı, B- ABD, Türkiye'nin desteğini almayan bir çözümün Irak'ta kalıcı bir çözüm olmayacağını ve PKK'nın Türkiye için hayati bir tehdit oluşturduğunu, zamanın söz söyleme değil, eylem zamanı olduğunu anlamalı ve görmelidir, C- Türkiye'nin bulunulan şartlarda Irak'taki gelişmelere tek başına yön verebilecek güce sahip olmadığı söylenebilirse de, gelişmeleri engelleyebilecek, maliyetlerini artırabilecek bir güce sahip olmadığı söylenemez. Başbuğ, "engelleme ve maliyeti artırma gücü"nden ne kastetti? Belli ki, Kuzey Irak açısından Türkiye'nin gördüğü yaşamsal işlevi anımsatmak istedi. Habur kapısı, Kuzey Irak'ın nefes borusu. Elektriği, gıda maddeleri, ihracatı, ithalatı, kısaca dünyayla bağlantıyı Türkiye sağlıyor. Keza Kuzey Irak'ta istikrar ve güvenlik bağlamında Türkiye'nin ne kadar etkili olabileceğini tahmin etmek de zor değil. Türkiye, Kuzey Irak'ta yaşamı zorlaştırabilecek silahsız ve silahlı güce sahip. 3- DTP'ye: Kürtçe eğitim olmaz Org. Başbuğ'un konuşmasının bir bölümünün adresi de DTP'ydi. Org. Başbuğ, bölücü terör hareketinin temelinde etnik milliyetçilik olduğunu vurguladıktan sonra, "etnik kimliklerin anayasal güvenceye kavuşturulmasının sık sık ve açıkça dile getirilen bir husus" olduğuna dikkat çekti. Başbuğ, bu vurgusuyla, dolaylı olarak, PKK ve siyasi alanda aynı çizgiyi izleyen DTP'nin taleplerinin kabul edilemeyeceği mesajını verdi. Bu taleplerin hedefinin ulus devlet ve üniter devlet yapısını ortadan kaldırmak olduğunu söyledi. Org. Başbuğ, "Kürtçe’nin eğitim dili" olarak kullanılması talebini de, "kabul edilemez" olarak niteledi. Başbuğ, bu konuda çerçeveyi şöyle çizdi: "Türkçenin dışında bazı etnik grupların kendi dillerini öğrenmek istemelerini kabul etmek ve bu isteğe saygı göstermek farklı bir durumdur; bu dillerde eğitim ve öğrenim yapılmasını kabul etmek ise çok farklı bir durumu ifade eder. İkincisini ulus devlet anlayışıyla bağdaştırmak mümkün değildir." 4- Tesadüflere karşı önlem Org. Başbuğ, konuşmasında Popper, Habermas, Antonio, Fukuyama gibi düşünürlerden alıntılarla, modernizm-postmodernizm karşılaştırması da yaptı. Postmodernist akımların, küreselleşme ve iç etkenler nedeniyle Türkiye'yi de etkilediğini, dinsel ve etnik kimliklere alan açtığını söyledi. Türkiye'de dinsel örgütlenme modelini kullanan bazı cemaatlerin yeni bir kültürel kimliğin oluşumunda etkili olduğunu; etnik kimlikleri öne çıkaran kesimin ise cumhuriyet tarihinde görülmediği kadar siyasallaştığını vurguladı. Modernist yaklaşımdan yana yorum yapan Başbuğ, modernist yaklaşımın gerekli zamanda gerekli önlemi almak olduğunu belirterek, "Önlem, aklın tesadüflere karşı hazırlıklı olmasıdır" dedi ve ekledi: "Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; Atatürk devriminin koruyucusu olan kişi ve kurumlara düşen temel görev, tesadüflere karşı gerekli önlemlerin yerinde ve zamanında alınmasıdır." (Fikret Bila’nın yazısı 26. Eylül 2007 tarihli Milliyet gazatesi’nden alınmıştır) Türkiye’den Mamuşa’ya İmam Geldi Güncel Perþembe, 27 Eylül 2007 12 O n bir ayin s u l t a n i Mübarek Ramazan ayı boyunca, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı tarafınca Mamuşa’da teravih ve vaaz vermekle görevlendirilen Manisa ili Akisar Müftüsü Mikail Polat Mamuşa’ya geldi. Mamuşa cemaati ve Mamuşa imamı Murat Mazrek tarafından karşılanan Polat, Mamuşa’da bulunmaktan dolayı duyduğu mutluluğu dile getirdi. Polat, “Diyanet İşleri Başkanlığı bu yıl Kosova’da görev yapması için iki imamı görevlendirdi. Ben Mamuşa’da diğer imam arkadaşta Prizren’de görev yapacak. Mamuşa’yı umduğumdan daha iyi bulduğumu itiraf etmek istiyorum. Burada sizler tarafından Türkiye’de ki gibi karşılandım. Mamuşa’da günlerim dolu bir şekilde geçiyor. Günde iki defa hatim okuyarak, yatsı namazından önce vaaz vererek Ramazan etkinliklerimizi sürdürüyoruz. Her akşam ayrı bir evde iftar yemeğine katılarak hem dinimizin emirlerinin yerine getiriyoruz hem de Osmanlı Türk töresinin mükemmel bir şekilde yaşandığına şahit oluyoruz. Küreselleşen dünyada burada yaşayan kardeşlerimizin birlik ve beraberlik içinde demokratik mücadelelerini vererek, hak ettikleri yerlere gelmesini temenni ediyorum. Gazetenizin aracılı ile şimdiden bütün Kosova vatandaşlarının Ramazanın en hayırlı gecesi olan Kadir gecesi ile Ramazan Bayramlarını tebrik ederim” dedi. Suphi Mazrek Doğru Yol Derneği’nden tasavvuf müziği konseri D oğru Yol Türk Kültür Sanat Derneği, Ramazan faaliyetleri çerçevesinde bu akşam saat 20:15’te (Teravih namazından sonra) konser düzenliyor. Mübarek Ramazan ayı münasebetiyle Prizren’in “Cemayli Berişa” Kültür Evi salonunda düzenlenecek Tasavvuf Müziği konserinde, “Geleneksel Türk Tasavvuf Müziği”nin en güzel ve seçkin örnekleri sunulacak. Geçen yıl aynı konseri Kosova’nın değişik şehirlerinde düzenleyen Doğru Yol Türk Kültür Sanat Derneği, aynı geleneği bu yıl da sürdürmeyi planlaştırıyor. Geçenlerde Spanca Şiir Akşamları şöleninden dönen Doğru Yol Türk Kültür Sanat Derneği, şölende kültürümüzü ve sanatsal değerlerimizi başarılı bir şekilde sunmuştu. MESK Derneğinden Ramazan ve Bayram etkinlikleri “Filim Sinemada İzlenir” K osova’da ilk defa “Türk Sinema Haftası” düzenleyen MESK Gençlik Derneği, beş akşam boyunca birbirinden güzel Türk filmleri yanı sıra görkemli bir bayram konseri de düzenliyor. Üsküp’ün ad yapmış rock gurubu “Süleyman&Sultan Calls”la daha da görkemleşecek bayram coşkusu PrizrenÜsküp dostluğunu bir daha pekiştirecek. Prizren’de yaşayan bütün etnik topluluklara mensup gençlerden oluşan MESK Çokuluslu Kosova Derneği, ara vermeden sürdürdüğü etkinliklere yenilerini eklemeye devam ediyor. Kosova’da bir ilke imza atmaya hazırlanan MESK’li gençler, Kosova’da ilk defa “Türk Sinema Haftası” düzenliyor. 2 - 6 Ekim 2007 tarihlerinde düzenlenecek film haftası Prizren’in “Akdere” Sinemasında düzenlenecek. “Filim Sinemada İzlenir” sloganıyla düzenlenecek “Türk Sinema Haftası”nın genel sponsorluğunu TİKA Kosova Koordinatörlüğü yapıyor. Prizrenliler, 5 akşam boyunca saat 20:30’da gösterime girecek birbirinden güzel Türk filmlerini ücretsiz olarak izleme imkanı bulacaklar. Gösterime girecek filimler arasında “Babam ve Oğlum”, “Amerikalılar Karadeniz’de”, “Takva”, “Beynelmilel” ile “Cem Yılmaz”ın gösterisi yer alacak. Dolayısıyla Prizrenliler hafta boyunca her gece hem duygusal, hem de kahkaha dolu eğlenceli anlar yaşayacak. Bayramda Üsküp-Prizren dostluğu “Süleyman &Sultan Calls”la pekişiyor MESK Çokuluslu Kosova Derneğinin Ramazan etkinlikleri Ramazan Bayramının üçüncü akşamı Prizren Sinemasında düzenlenecek muhteşem bir bayram konseriyle zirveye ulaşacak. Anadolu Rock müziğinin en güzel örnekleriyle renklenecek Bayram coşkusunu Haluk Levent’le aynı sahneyi paylaşan Makedonya’nın ad yapmış rock gurubu ve ismi “Süleyman&Sultan Calls”la daha da görkemleşecek. Prizren’de konser vermeye gelen “Süleyman&Sultan Calls” gurubu Kıraç, Haluk Levent, Funda Arar, Cem Karaca, Mor ve Ötesi, Duman, Bulutsuzluk Özlemi, Teoman, Barış Manço, Haramiler gibi gurup ile sanatçıların unutulmaz besteleri ve kendi eserlerinden birbirinden en güzel seçkileri seslendirecek. Unutulmaz bir gece yaşatacak olan Üsküplü gençlerin 14 Ekim Ramazan Bayramının üçüncü akşamındaki konseri, Prizren “Akdere” sinema salonunda düzenlenecek. Konserin biletlerini MESK Gençlik Derneğinden ve Yeni Dönem’den temin edebilirsiniz. Yıllar sonra müziğin evrenselliğiyle Üsküp ile Prizren dostluk köprülerinin daha da pekişeceği bu muhteşem konseri kaçırmayın. 13 Perþembe, 27 Eylül 2007 Balkanlar’daki Türkiye Yatýrým istenen düzeyde deðil, ticaret yükseliyor... S oðuk Savaþ’ýn sona ermesiyle Balkanlar’da baþlayan ekonomik yarýþta genel anlamda Türkiye pek yol alamadý. Yatýrým konusunda yalnýzca Romanya ve Bulgaristan’da Türk firmalarý varlýk gösterebiliyor. Yunanistan ise sorun yaþadýðý ülkelere dahi yatýrým yapýyor. Son yýllarda Türkiye’nin Balkanlar’a yönelik ticaretinde ciddi artýþlar gündeme gelmeye baþladý. Balkanlar’daki Türk varlýðý Türkiye’nin bölgesel çýkarlarýyla deðil þirket çýkarlarýyla uyumluluk gösteriyor. Mehmet ÞAHÝN TUSAM Balkan Araþtýrmalarý Masasý Soðuk Savaþ yýllarýnda ekonomik olarak SSCB’ye baðýmlý olan Balkan ülkelerinin ekonomilerinde geride býraktýðýmýz on beþ yýl içerisinde büyük deðiþimler gerçekleþti. Zira bu ülkelerin birçoðunda Rusya ile ticaret hacmi son yýllarda yüzde 10’un bile altýna indi. Bugün en önemli ticaret ortaklarý Almanya ve Ýtalya olan bu ülkelerdeki en büyük dýþ yatýrýmcýlar ise Avusturya ve Yunanistan’dýr. Bununla birlikte çeþitli çoklu veya ikili anlaþmalar sayesinde birbirleriyle veya komþu ülkelerle çeþitli sektörlerde birlikte faaliyet göstermektedirler. Son yýllarda bölgede özellikle Yunanistan’ýn atýlýmlarý göze çarparken Balkanlarýn en büyük ekonomisine sahip olan Türkiye birçok alanda faaliyet göstermesine karþýn varlýðýný Balkanlarda beklenilen düzeyde sürdürememektedir. Bölgeyle tarihi, kültürel ve siyasal baðlarý bulunan Türkiye’nin yerine bölgenin sorun üretici ülkesi Yunanistan’ýn Balkanlar’a Türkiye’ye nazaran daha fazla önem vermesi üzerinde düþünülmesi gereken bir durumdur. Türkiye son yýllarda ticaret hacmini büyük oranda geliþtirmesine raðmen, Türk firmalarýnýn bölge ülkelerine yatýrýmý Romanya ve Bulgaristan hariç diðer bölge ülkelerinde çok düþük miktardadýr. Buna karþýlýk, Yunanistan’ýn bölgedeki yatýrýmlarý Türkiye’nin kat kat üstündedir.(1) Türk sermayesinin Balkanlarda en yüksek miktarda olduðu ülke Romanya’dýr. Nitekim Romanya, Türkiye’nin ihracatýnda sekizinci, ithalatýnda ise on altýncý sýrada yer almaktadýr. Ýki ülkenin ticaretinin bu denli ileri düzeyde olmasýnýn en büyük nedeni 2002 yýlýnda sanayi ürünlerinde gümrük vergilerinin kaldýrýlmasýdýr. 2007 yýlýnýn OcakMayýs döneminde Romanya’ya ihracat, geçen senenin ayný dönemine oranla yüzde 85,5’lik artýþ göstererek 1.442.532.000 dolara ulaþtý. Bu rakam Türkiye’nin toplam ihracatýnýn yüzde 3,6’lýk kýsmýný oluþturmaktadý r. Yine ayný dönemdeki ithalat ise yüzde 19,2’lik artýþla 1.211.942.000 dolar olarak gerçekleþti.(2) Böylece ilk defa Romanya ile ticarette Türkiye ticaret fazlasý verdi. Benzer iliþki Romanya’da faaliyet gösteren Türk þirketlerinde de gözükmektedir. Türkiye bugün 9.000 firmasý ve 391 milyon dolarlýk yatýrým ile Romanya’daki en büyük dokuzuncu yabancý yatýrýmcý konumundadýr. (3) 3 Aralýk 1998 tarihinde dönemin cumhurbaþkaný Süleyman Demirel tarafýndan Efes Pilsen üretim tesisinin açýlmasýyla baþlayan Türk sermaye akýmý kýsa sürede büyük þirket ve holdinglerin yatýrýmlarýyla birlikte özelleþtirmelerde birçok kurumun satýn alýnmasýyla hýz kazandý. 2004 yýlýnda yirmi altý müteahhitlik firmasýnýn kýrktan fazla ihale aldýðý Romanya’da ayrýca Libra Bank ve Garanti Bankasý faaliyet yürütmekte. Geçtiðimiz yýl Yunanistan Milli Bankasý’na (NBG) satýlan Finansbank da 2006 yýlýna kadar ülkede faaliyet gösteren üçüncü Türk bankasýydý. NÝCELÝÐÝ ÇOK, NÝTELÝÐÝ AZ Güncel Türkiye’nin, diðer ülkelere nispeten ekonomik baðlamda önemli ölçüde iliþkide bulunduðu diðer ülke, komþu Bulgaristan. Geçtiðimiz yýllarda 200 milyon dolar civarýnda seyreden ihracat, 2007’nin OcakMayýs dönemi için bir önceki yýlýn ayný dönemine oranla yüzde 45,9’luk artýþ göstererek 762.480.000 dolara ulaþtý. Ayný dönemde ithalat ise yine geçen seneki döneme oranla yüzde 23,4’lük artýþla 729.155.000 dolara ulaþtý.(4) Böylece Romanya ile birlikte Bulgaristan ticaretinde de Türkiye kâr eden taraf oldu. Yabancý yatýrýmý konusunda ise AB’nin yeni üyesi Bulgaristan, üyelik gereði ekonomisini dýþ yatýrýmcýlara açarken Türk firmalarý beklenen düzeyde faaliyet gösterememektedir. Bugün 6.000 Türk firmasý ve 114 milyon Avro’luk yatýrým ile Türkiye bu ülkedeki on üçüncü dýþ yatýrýmcý iken 1.500 firmasý ile ülkenin ikinci büyük dýþ sermayesi konumunda bulunan Yunanistan’ýn ülkedeki yatýrýmlarýnýn toplamý 863,7 milyon Avro. Paravan olarak kullandýðý Kýbrýs Rum Kesimi menþeli firmalarý da eklenince Yunanistan’ýn buradaki toplam varlýðý 1,4 milyar Avro’ya ulaþýyor. Yani Türkler sayýca Yunanistan’dan dört kat daha fazla olmasýna raðmen, ekonomik olarak Yunanistan’ýn ancak yedide biri kadar etkililer. Türkiye’de faaliyet gösteren Bulgar firmalarýnýn sayýsý ise 30 Haziran 2005 itibariyle 95 olup bunlardan 67 tanesi Haziran 2003’ten sonra kurulmuþtur. Bu da gösteriyor ki önümüzdeki yýllarda Bulgar ekonomisi büyüdükçe, Türk pazarýnda ciddi ölçüde yer almak isteyeceklerdir. Henüz yeni liberalleþmeye baþlayan Arnavutluk ekonomisi büyük ölçüde Ýtalya’ya baðlý durumda. Yunanistan’ýn da son senelerdeki atýlýmlarý, özelleþen birkaç kurumun Yunan sermayesine geçmesini saðladý. Türkiye ise 2007’nin Temmuz ayýnda Çalýk Holding’in Albtelecom’u almasýyla, ülkedeki üçüncü büyük yabancý yatýrýmcý olma durumunu pekiþtirdi. 2005 yýlýnda Arnavutluktaki Türk yatýrýmý 40 milyon dolar olarak tespit edilmiþti. Mevcut yasalarý gereði özelleþtirme veya yabancý sermaye giriþinin zor olduðu Arnavutluk’ta önümüzdeki yýllarda, çýkarýlacak yasalarla ve özelleþtirmelerle beraber Yunanistan’ýn büyük atýlýmlar yapmasý bekleniyor. Arnavutluk ile derin tarihi ve kültürel baðlarý bulunan Türkiye’nin de en azýndan bu ülkeyle ciddi sorunlar yaþayan Yunanistan kadar atýlým yapmasý gerekmektedir. Aksi takdirde uzun vadede Türkiye, dostluk iliþkilerinin son derece sýký olmasý lazým gelen Arnavutluk’ta ekonomik ortaklýkla paralel bir þekilde siyasi ortaklýðý da Yunanistan’a kaptýracaktýr. BOSNA-HERSEK Geride býraktýðýmýz on yýl içinde BosnaHersek’e ortalama 30 milyon dolar civarýnda ihracat yapan Türkiye bu yýlýn ilk beþ ayýnda geçen yýlýn ayný dönemine oranla yüzde 190’lýk artýþla 135 milyon dolarlýk ihracat gerçekleþtirdi. Ýthalat ise son yýllarda yükselmesine raðmen hâlâ çok küçük miktarlarda seyrediyor. Ancak ticaret alanýndaki bu olumlu geliþmenin yatýrýmlar söz konusu olduðunda kendisini göstermediðini de eklemek gerekir. Bosna-Hersek’te 285 Türk firmasý olmasýna raðmen bunlardan sadece 60’a yakýný faal durumda ve bunlar yalnýzca 10 milyon Avro’luk yatýrým gerçekleþtirmekte. 1997 yýlýnda ülkede faaliyete giren Ziraat Bankasý’nýn sermayesinin o dönemde 12 milyon Avro olduðu hesaba katýlýrsa, iþ adamlarýnýn yatýrýmlarýnýn ne kadar az miktarda olduðu anlaþýlacaktýr. Öyle ki geride býrakýlan 10 sene içinde ilerleme yerine gerileme kaydedildiði itiraf edilmelidir. Türkiye’nin siyasi ve kültürel olarak yakýn iliþki içerisinde olduðu Makedonya ile ekonomik iliþkileri beklenen düzeyde deðil. Makedon ekonomisi bugün büyük oranda dýþ piyasalara, özellikle de siyasi sorunlar yaþadýðý Yunanistan’a baðlý durumda. Ýhracat, 2007 yýlý OcakMayýs döneminde bir önceki yýla nazaran iki katýna çýksa da hâlâ düþük düzeydedir. Buna mukabil ithalat hiçbir zaman ticari iliþkilerin baþladýðý yýl olan 1995’teki seviyesini yakalayamamýþtý r. Makedonya ekonomisinde yer alan Türk sermayesi de ayný þekilde beklenen oranda deðildir. Ýnþaat ve telekomünikasyon alanýnda baþlayýp ambalaj, gübre, ayakkabý, gýda vb sanayilerde piyasaya giren Türk firmalarýnýn sayýsý resmen 200 olmasýna raðmen, Üsküp Büyükelçiliði Ekonomi Müþavirliði tarafýndan bu sayý 45 olarak bildirilmiþtir. Bu þirketlerin Makedon ekonomisine katkýlarý sadece 20 milyon dolardýr. Bu rakam da Üsküp Büyükelçiliðinin verdiði sayýyý doðrulamakta, 150’den fazla þirketin aslýnda faaliyet göstermemekte olduðunu ortaya çýkarmaktadýr. ESKÝ YUGOSLAVYA Siyasi kargaþalýklar, ulaþým zorluklarý gibi sorunlardan dolayý eski Yugoslavya ülkelerinden Hýrvatistan, Sýrbistan, Karadað ve Slovenya ile ticari iliþkiler ise kýsýtlý kalmýþtýr. Bu yýl söz konusu ülkelerle yapýlan ticaret hacmi geçen yýllara nazaran yüzde 100’ün üzerinde artýþ göstermiþ ancak yine de hiçbiri 200 milyon dolara bile ulaþamamýþtýr. Yine de bu ülkelerle olan ticarette açýk vermememiz sevindiricidir. 2004 yýlý verilerine göre; bu ülkelerden sadece Sýrbistan’da 14, Karadað’da ise 1 adet Türk faaliyette olup ne kadar yatýrým yaptýklarý bilinmemektedir. Hýrvatistan ile 1994’ten bu yana 12 ticari anlaþma imzalanmýþ olmasýna raðmen bunlardan sadece 4 tanesi resmi gazetede yayýnlanarak yürürlüðe girebilmiþtir. Öte yandan Hýrvatistan ve AB ülkesi Slovenya’da hiçbir Türk firmasý yer almazken Türkiye’de 3 Sloven firmasý faaliyettedir. Balkanlar’ýn ekonomik anlamda büyüyen ülkesi Yunanistan ile son yýllarda artan ticarette Türkiye’nin lehine geliþen bir durum gözlenirken, yatýrým açýsýndan tam tersi göze çarpmaktadýr. Ticarette, Türkiye ticaret fazlasý vermekteyken, Yunanistan’ýn Türkiye‘de gerçekleþtirdið i çok büyük yatýrýmlara Türk sermaye sahipleri karþýlýk verememektedir. 2007 yýlýnýn ilk beþ aylýk döneminde Yunanistan’a yapýlan 800 milyon dolarlýk ihracat, Türkiye’nin toplam ihracatýnýn yüzde 2’sine karþýlýk gelmektedir. Bu rakam geçen yýlýn ayný dönemine oranla yüzde 44 daha fazladýr. Ýthalat ise yüzde 20’lik bir azalma göstermiþ ve 350 milyon dolarýn altýnda düþmüþtür. Ancak yatýrým açýsýndan durum farklýdýr. Bugün Türkiye’de ikisi banka olmak üzere toplam 130 Yunan þirketi faaliyet gösterirken, Yunanistan’da faaliyet gösteren Türk þirketlerinin sayýsý 9’dan ibarettir. Bu durum ileriki yýllarda Türk sanayicisini zor durumda býrakarak, uzun vadede siyasi arenada Yunanistan’ýn eline pek çok anlamda koz verebilir. Örneðin, Türk bankalarýnýn Yunanlýlarýn eline geçmesi, Türk giriþimcilere, Türk yatýrýmcýlarýna Yunanistan milli çýkarlarýna aykýrý olduðu iddiasýyla büyük zorluklar yaþatabilir. BALKANLARDA AKTÖR OLMAK Görüldüðü gibi son yýllarda Türkiye, Balkanlarda özellikle Bulgaristan ve Romanya’da ciddi biçimde ekonomik ilerleme göstermiþtir. Ancak baþta Yunanistan olmak üzere diðer yabancý devletlerin faaliyetleri göz önüne alýndýðýnda bu bölgesel bir güç olmak isteyen Türkiye’nin yetinmesi gereken seviye deðildir. 1995’te ilk adýmlarý atýlan bu ekonomik iþbirliklerin ilerleyen yýllarda beklenen seviyede olmadýðý gözlemlenmektedir. Ticarette son iki üç yýlda ortalama olarak yüzde 80’lere varan artýþlar gözlemlenmesine raðmen rakamlar hâlâ çok düþük düzeydedir ve bazýlarýnda 200 milyon dolarýn bile altýndadýr. Yatýrýmlarda ise durum daha da kötüdür. Türkiye, bölgenin diðer büyük ülkesi Yunanistan’ýn yanýnda bu konuda âdeta yaya kalmýþtýr. En büyük açmaz da kayýtlý Türk firma sayýsýnýn faal durumda olanlardan oldukça fazla olmasýyla ilgilidir. Daha da önemlisi, diðer büyük ülkelerin aksine Türkiye’de iþadamlarýnýn çoðunluðunun devlet politikalarýna göre deðil, daha ziyade þirket çýkarlarýna göre hareket etmeleri, Türkiye’nin ekonomik gücünü siyasi alana taþýmasýný zorlaþtýrmaktadý r. Türkiye’nin zaten tarihi ve kültürel baðlarýnýn olduðu bölgede bu kozu da kullanmasý uzun dönemde Balkan siyasetinin belirleyici aktörü olmasýný saðlayacakken bu konuya ciddi bir þekilde ilgi gösterilmemesi büyük kayýp olarak deðerlendirilmelidir . Dipnotlar: 1- Türkiye’nin GSMH’sý 393 milyar Dolar iken Yunanistan’ýn 300 milyar Dolar’dýr. 2- http://www.tuik. gov.tr/PreHaberB ultenleri. do?id=523 3- http://www.oecd. org/dataoecd/ 49/39/34479020. pdf 4- http://www.deik. org.tr (Strateji 27.08.2007) Kültür Hazırlayan: İskender Muzbeg Dünyanın Dört Bir Yanında Mevlana (II) U NESCO’nun 2007 yýlýný Dünyada Mevlana Hoþgörü Yýlý olarak kutlama kararý Mevlana’nýn, dolayýsýyla Türk kültürünün dünyada tanýtýlmasý için bir fýrsattýr. Hoþgörüye muhtaç dünyamýzda Mevlana hoþgörüsünün — Mevlana felsefesinden yayýlan huzur verici aydýnlýðýn paslanmýþ kalplere, hýrslý beyinlere yeni, 21. yüzyýla özgü bir biçimde hitap etmesinin çok yönlü yararlarý olacaktýr. Kosova Türk aydýnlarý, dernekleri ve kuruluþlarý olarak bu Mevlana Hoþgörü Yýlý’nda etkinliklerimizi Mevlana’nýn kendi aramýzda olduðu gibi, iç içe yaþadýðýmýz diðer toplumlar arasýnda da tanýtýlmasý alanýnda çalýþmalýyýz. Ýlhami Emin: Mevlana’nýn “Mesnevi”sinde Kimi Bengi Fikirler (II) Umut Üstüne Söylenenler Ýnsan, hak yolunda umudu hiçbir vakit yitiremez. Daha doðrusu, umutsuz olan kendini gerçek bir insan sayamaz. “Umutsuzlar köyüne uðrama ne olur, baþka yerlerde bulursun çünkü umut”diyen Mevlana, kendisinde güç bulamayanlara yön göstericiliði yapmak ister, anlaþýlan. “Karþýnda gün var, düþün, Umut veren aðacýn serinliði altýna gel”, diyor Mevlana. Çünkü erdemli kiþinin bilgi serinliðinde herkes iç ateþine derman bulabilir. Umut sözcüðüne, Mevlana’da pek sýk rastlanýr. Çaðdaþ þairlerin genelde karamsar çýkýþ ile tavýrlarý karþýsýnda büyük Mevlana günümüz insanýna da ne denli yararlý olabileceðini açýkça göstermektedir. Bugünden daha mutlu muydu acaba Mevlana dönemi? Belki, ancak þair daima mutsuzlara yol göstericilik yapmakla yüklendirilmiþtir. Olacak da. Bu görevi þairler, þiirin baþlangýcýndan bu yana üstlenmektedir. Bugün dünden daha çok susamýþtýr insan umuda, bugünün ideolojileri, çünkü feylozoflarý daha çok kataklizmalardan, uçurumlardan söz etmektedir. Çaðdaþ þiir kendi kendiyle bocalayýp içine kapanmýþ bir durumdayken, sýradan biri, hatta sýradanlar deðil, tek çýkar yolu din baðrýnda buluyorlar, haklý olarak, ya da maddiyatta. Çünkü kutsal kitaplar, tüm yýkýmlar yaný sýra, insaný, öbür dünyada olsun umuda baðlýyor. Mevlana’nýn þiiri ile felsefesi bu yolda din ile þiir arasýnda, insaný umut kýyýlarýna çýkaran altýn bir köprü olsa gerek. Ortak Dil Üstüne Söylenenler Mevlana’nýn güncelliði ile kalýcýlýðý bir daha konuda — ortak dil bulmada, ayrýca belirgin. Bugünün bileþik milliyetler arasý çekiþmeler döneminde, din, ýrk ayrýmýna bakmaksýzýn, sorunlarý insancýllýk açýsýndan ele almakta büyük düþünürü daima hatýrlayabiliriz. O kadar çok sayýda Hindi ve Türk yaþar, Oysa ortak dil bulabilmiþlerdir”, der Mevlana. Öbür yanda: “Çoðu kez, dilleri ayný olan iki Türk de dersin yabancýdýrlar birbirine”. Kosova’da Osmanlı Mimari Şaheserlerinden... (7) SÝNAN PAÞA CAMÝÝN KURULUÞUYLA ÝLGILÝ EFSANELER B Raif VIRMÝÇA ugüne kadar Prizren’de Sinan Paþa Camiinin kuruluþuyla ilgili en çok tartýþýlan konulardan biri, Sinan Paþa Camiin kuruluþunda “Sveti Arhangel Manastýrý” taþlarýnýn kullanýp kullanýlmadýðý ve ayný manastýrýn Sinan Paþa tarafýndan yýktýrýlýp yýktýrýlmadýðýdýr. Bu iki konuyu daha yakýndan aydýnlatmak için, bizim de kabul ettiðimiz Dr. Hasan Kaleþi‘nin 1972 yýlýnda “Yugoslavya’da Arapça Yazýlan En Eski Vakýfnameler” adlý eserinin 263—264 sayfalarýnda yaptýðý açýklamasýnýn bir bölümünü Türkçeye tercüme ederek, olduðu gibi aktarmaya uygun gördük. Aynýca metnin devamýnda bu konu üzerinde Sýrp kaynaklarda da mevcut olan bazý bilgileri aktararak bu durumu aydýnlýða kavuþturmakla gerçekleri yansýtmaya çalýþtýk. Aktarýlan yazýda, Sinan Paþa Camiinin inþaatý süresince, Prizren yakýnlýðýnda bulunan Sveti Arhangel Manastýrý taþlarýnýn kullanýldýðýna dair belgeler vardýr, denilmektedir. Bunu bildirirken ortaya þu soru da çýkmaktadýr. “Sveti Arhangel Manastýrýnýn” Sofi Sinan Paþa tarafýndan yýktýrýlýp yýktýrýlmadýðýdýr. Bilim adamlarýn bazýlarý rivayetlere dayanarak, Sinan Paþanýn bu manastýrý yýktýðýný ve onun taþlarýndan da bu camii inþa ettiðini ileri sürmektedirler. Oysa rivayete göre zamanýnda Sinan Paþa söz konusu manastýrda eþkýyalarýn gizlendiklerini ve buradan geçen yolcularý öldürdüklerine dair bir bildiri yazmýþ. Bu savýný doðrulamak için, Sinan Paþa, Lokviça köyündeki Vuyiç ailesinin en itibarlý üyesini yanýna çaðýrýp onunla bir sandýk altýn karþýlýðýnda, Hýristiyan köylülerden kendileri tarafýndan manastýrýn yýkýlmasý istendiðine dair imza toplamasýný istemiþ. Ancak Sinan Paþa sözünde durmayarak, bu köylülere bir sandýk gerçek altýn yerine, sahte altýn iade etmiþ. Bu yüzden Sýrplar Sveti Arhangel Manastýrýný bir sandýk sahte altýn için sattýklarýndan dolayý, huzursuzluk duyarak, sultandan Sinan Paþa hakkýnda bir davanýn açýlmasýný istemiþler. Sultan da Sinan Paþanýn Perþembe, 27 Eylül 2007 Hýristiyan köylülerini aldattýðýna emin olduktan sonra, Sinan Paþaya bir ipek sicim göndererek þu emri vermiþ: “Ya camii yýkýp yerine manastýrý inþa edersin, ya da þu ipek sicimle asýlýrsýn”. Sinan Paþa da camii yýkýp yerine manastýrý inþa etmektense, asýlmayý tercih etmiþ diye rivayet edilmektedir. Hasan Kaleþi’ye göre, bu rivayette bir gerçek var ki, o da Sinan Paþanýn merkez idarenin haberi ve izni olmadan bu kadar ünlü manastýrý yýkmadýðý anlaþýlmaktadýr. Ancak, manastýr önceden yýkýlmýþ ve kendi haline býrakýlmýþsa, durum büsbütün baþkadýr. O yýllarda manastýrýn hizmete açýk olduðuna dair elimizde gerçekten hiçbir bilgi yoktur. Oysa diðer yandan, manastýrýn kendi haline býrakýldýðý ve yýkýlmýþ halde olduðuna dair kanýtlar vardýr. Yastrebov eserinde, o dönemde manastýrýn yýkýlmýþ halde olduðunu þu sözlerle beyan etmektedir. “Sofi Sinan Paþa, Prizren’den geçerken manastýrýn bu halini görünce, manastýr taþlarýnýn iyi bir iþ için kullanýlmasýnýn daha hayýrlý olacaðýný ve Hýristiyanlarýn bu manastýrý 14 Dil, Mevlana’ya göre insanlarý yaklaþtýrýp baðlar. Ancak, mevlana, dili hiç de saklt bildiðimiz konuþma aracý çerçevelerine kapamýyor. Dil, insanlarýn birbirleriyle geçinmesi, iyi anlaþmasý demektir her þeyden önce. Olsun ki, “her yaprak ve her ürün kendi dilinde þarkýsýný söyler”, kendi konuþmasýnda önce karþýdakinin konuþmasýný yeðler Mevlana, çünkü, “dinlemek gelir ilkin, sonra konuþmak”. Ýnsanlarýn, dolayýsýyla uluslarýn birbirleriyle iyi geçinmesi ve anlaþmasý onlarýn hoþgörülerine baðlý. “Ýstenildiðinde, konuþma gücünde olmayan nesneler dahi yüz dilde konuþurlar” der Mevlana, ki insanýn insanla anlaþmasýnýn sakýncalýðýný insandan baþkasýnda asla aramamaktadýr. (Sürecek) tamir etmek için olanaklarýnýn olmadýðýný, diye düþünmüþ. Hýristiyanlar manastýrý yýkýmdan kurtaramadýklarý için, manastýrýn kubbesi düþmüþ, tabii afetler sayesiyle tamamýyla yýkýlmaya yüz tutmuþtu”. 1519 yýlýndan kalan bir belgeden, manastýrýn daha o zamanlarda harap olduðu, Ýguman’ýn (baþpapaz) da ister manastýrýn taþlarýný ister de kendi kitaplarýný satmaya baþladýðýný, rahiplerin ise manastýrý terk etmeye baþladýklarýný öðreniyoruz. R. Gruyiç manastýrýn daha XV. yüzyýlda harap olmaya baþladýðýný ileri sürmüþtür. Prizrenliler’den biri (Kukli Bey Vakfýnýn mütevellisi) Yastrebov’a verdiði bilgide, manastýrýn yýkýlmýþ halde olmasý nedeniyle Sinan Paþa tarafýndan manastýr taþlarýnýn satýn alýndýðý ileri sürülmektedir. Bu rivayetlerde ne kadar yanlýþlarýn var olduðunu ve bu bilgilere dayanmanýn ne kadar tehlikeli olduðunu þu delillerle kanýtlayabiliriz. Camiin manastýrýn bulunduðu yerde inþa edilmediði, Sinan Paþanýn asýlarak deðil, doðal ecelden öldüðünü ve Menakýp’ta vurgulandýðýna göre, camiin manastýr þeklinde deðil, baþka bir camii örnek alarak inþa edildiðine dair gerçekler göstermektedir. (Sürecek) 15 Perþembe, 27 Eylül 2007 Güncel ‘Garfield-3’ geliyor S enaryosunu Garfield serisinin yaratıcısı Jim Davis’in yazdığı, yönetmenliğini Mark Dippe’nin yaptığı “Garfield Geri Dönüyor-Garfield Gets Real” 1994 yılında yayınlanan “Garfield and Friends”ten bu yana yapılan ilk baştan sona animasyon “Garfield” filmi özelliğini taşıyor. Filmin öyküsü kısaca şöyle: “Çizgi bant yıldızı olmanın tekdüzeliğinden sıkılan Garfield, gazete sayfasından firar ederek ‘gerçek dünyanın’ yolunu tutar. Gerçek bir ev kedisi olarak düşük profilli hayat yaşarken, gazete baskıya girmeden geri dönmediği takdirde çizgi serinin iptal edileceğini öğrenir. Ancak bugüne kadar gerçek dünyaya kaçan hiçbir çizgi karakter, sonradan geri dönmeyi başaramamıştır. Üstelik bir takım şeytani güçler, onun çizgi roman dünyasına geri dönüşüne engel olmaktadır.” “Garfield Geri Dönüyor”da, çizgi bant serisinin baş karakterleri olan Garfield, Jon Arbuckle, Odie, Nermal ve Arlene’in yanı sıra yeni karakterler de boy gösterecek. Filmin yeni karakterleri arasında Wally, Bonita, Billy Bear ve Eli yer alıyor. Ayrıca yeni bir karakter olan Sheckny adlı kedi de bu filmde üne kavuşacak. Hazýrlayan: Abdülhadi Taduþka SOLDAN SAĞA 1. Galatasaraylı Hakan Şükür’ün eski takımı, kulübü. 2. Arnavutluk para birimi, - Kadın Rahip, Hastanede çalışırlar. 3. Amerikyum’un kısaltması — Oniki aydan biri — Hidrojen. 4. Niton — Amerikalı eski actor Grat — Bizmut’un kısaltması 5. Biniciyi sarsmayan at, At yürüyüşlerinden biri — 1000 kg. 6. Kosova’lı bayan şarkıyı Bayram, Eski Hırvakt boksörü Parlov. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1. Türkiye’de Akdenizde bir tatil yeri. Bulmaca No: 21 2. Hazırlanan çayın istenilen rengi — Ordu kelimesinin kısaltması. 3. Beyaz — “KİNG RELEY TRANSMİSİON”. 4. Uzun kuyruklu bir tür papağan. 5. Bir renk — metre. 6. Amerikalı erkek actor Bred — Tantal’ın kısaltması 7. “Office Belgiyum” — Uzun Konçlu, Kapalı Ayakkabı 8. Tutak, Ele geçirilen kimse. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ No: 20 Ders, Alem, Eta, Adana, So, Acem, S, T, OSİM, At, Abdal, Ebe, Nail, Omar. Türkçenin Kosova’sý Kosova’nýn Kafkas Ardýndaki Devamý B ir saat yirmi beþ dakika havada kaldýktan sonra uçaðýn penceresinden küçük ýþýklar görünmeye baþladý. Uçak iniþe geçti ve ýþýklar da gitgide büyüdü. Artýk altýmýzda yayvan bir þehir vardý. Yerleþim uzun mu uzundu. Bu þehrin bir de deniz kýyýsý vardý. Ankara’dan baþlayan uçak yolculuðu, güzel bir sahil þehrinde sona ermiþti. Uçak, alana indi ve yerini aldý. Kapýlar açýldý ve yolcular, eþyalarýný alýp uçak kapýsýna doðru yöneldiler. Artýk, heyecan ve merak at baþý gidiyordu. Uçaðý havaalanýna baðlayan holden geçtikten sonra pasaport kontroluna geldik. Ýþte, yeni bir macera da böylece baþlamýþ oldu. Karþýmda Azerbaycan duruyordu. Pasaport kontrollarý yapýldý, bavullar ve eþyalar alýndý. Selamlaþmanýn ardýndan, yorgunluðun tatlý merakla karýþtýðý deðiþik ve hoþ bir duygu içinde Bakü’nün özüne doðru yürüdük. Ýlk selamlaþma Azerbaycan Türkçesiyle idi. Azerbaycan Havayollarý uçaðýnda baþlamýþtý ilk irtibat. Havaalaný levhalarýnda devam etti ve havaalaný personeliyle çoðaldý. Ýlk selamlaþmanýn ardýndan havaalanýnýn son kýsmýnda bizi Sayýn Haným Halilova karþýladý. Haným hoca, Azerbaycan Kadýn Hukuklarý Müdafaa Cemiyeti Baþkaný idi. Azerbaycan Türk Kadýnlar Birliði Baþkaný Tenzile Rüstemhanlý ile beraber, Bakü’de bizi aðýrlayacaklardý. Haným Halilova, Tenzile Rüstemhanlý ve onlarýn dostlarý, iþ arkadaþlarý bizim Azerbaycan’ý daha iyi tanýmamýz ve kendimizi tanýtmamýz için bekliyorlardý. Ayrýca, Azerbaycan Türklerinin yüz aklarý, bizim gibi genç beyinler de bize Bakü’de dâhil olacaklardý. Havaalaný dýþýna çýkýp bizim için tahsis edilen otobüsümüzle Bakü’nün içine doðru yol almaya baþladýk. Bu sýrada saatler 02.30’u geçmiþti. Günün karanlýðýnda bizim gözlerimiz otobüs camlarýnýn dýþýndaki Bakü’nün seyrine dalmýþtý. Bir o yana bir bu yana bakýyorduk. Keþfetmek isteyen gözlerle dýþarýyý seyre dalmýþken, oturduðum koltuðun arkasýndan bir hanýmefendinin Bakü’yü anlatmaða baþladýðýný fark ettim. E bu tam da aradýðým þeydi. Anlatan kiþi Sezen hanýmdý. Haným Halilova hocanýn torunu. “Demek bizim rehberimiz Sezen idi” diyiverdim içimden. Azerbaycan’ýn durumunu da sormaya baþlamýþtýk zaten. Azerbaycan günleri boyunca Sezen’i sorularla ve sohbetlerle meþgul ettik. Öðrenmek ve paylaþmak güzel. Bakü’nün merkezine girdik, ilerledik ve otobüsümüz çok güzel bir þekilde ýþýklandýrýlmýþ bir kale kapýsýnýn önünde durdu. Burasý “Ýçeri Þeher” idi ve bu kapý da onun güzel giriþiydi. Bakü’nün içindeki þehir... Kale duvarlarýyla çevrili bir bölge. Otelimiz de bu bölgedeydi. Azerbaycan’a çok güzel bir niyetle gelmiþtik. Türkiye’de, Manisa merkezli olarak Türk Dünyasý Gençlik Topluluðu kurulmuþtu. Ýçlerinde Türk Dünyasýnýn çeþitli bölgelerinden birbirinden deðerli arkadaþlarýn bulunduðu bu topluluk, ilk büyük etkinliðini “1. Türk Dünyasý Gençlik Buluþmasý” adýyla Manisa’da gerçekleþtirmiþti. Bu sefer, bu buluþmanýn daha geliþkin bir ikinci ayaðý için Bakü’deydik. Ben ve deðerli dostum Necmettin Yeta da Kosova’yý temsilen bu güzel ülkedeydik. Topluluk, kurumsal yapýsýný tamamlamýþ deðil. Süreçlerle geliþkinliðini arttýrýp daha da büyük iþler gerçekleþtirmesini dilerim. Alpay ÝÐCÝ Bu tarz oluþumlara, kurumlara bizim çok fazla ihtiyacýmýz var. Türk Dünyasýnýn insanlarýnýn birbirlerini daha iyi öðrenmeleri, tanýmalarý lazým. Telefon çalýyor. Ýkinci kez çaldý ve ben uykumdan uyandým. Etrafa baktým. Üçüncü kez çaldýðýnda da telefonun ahizesini kaldýrdým. Resepsiyondan aranýyorduk; uyandýrma servisi. “Tamam, geliyoruz” deyip telefonu kapadým. Sabaha karþý yatýnca sabah uyanmak sanýldýðý kadar kolay olmuyor. Hele bir de Bakü’nün o tatlý havasýyla uykudayken... Sakal týraþý olundu; saçlar hazýrlandý; takým elbiseler giyildi ve lobiye inildi. Diðer arkadaþlarýmýz da hazýrlanýp lobiye inmiþlerdi. Kravatlý, takým elbiseli beyefendi ve hanýmefendiler olarak Ýçeri Þeher sokaklarýnda yürüyüp otobüsümüze vardýk. Bakü’de bu ilk gün diðer günlerden farklýydý. Etrafa aþina deðildik. Yerleri öðrenmek için bakýnýyorduk, binalara ve caddelere. Otobüsümüz Millî Meclisin yanýnda bulunan Þehitler Hýyabaný’nda durdu. Burasý, Nuri Paþa komutasýndaki Kafkas Ýslam Ordusu’nun þehitleri anýsýna yapýlan bir yer. Çok anlamlý bir yer. 1918 yýlýnda, Azerbaycan’ýn Bakü’nün iþgali üzerine Osmanlý Devleti paþalarý, ülkeleri binbir dert içinde olmasýna raðmen, Azerbaycanlý kardeþlerini kurtarmak için giriþimde bulunurlar. Osmanlý paþasý Nuri Paþa komutasýnda, içinde Kafkas halklarýndan erlerin de bulunduðu Kafkas Ýslam Ordusu, Azerbaycan’ýn kuzeybatýsýndan ilerleyerek düþmaný daðýtýr. Ermeni iþgalcileri ve diðerlerini, Azerbaycan topraklarýndan atar. Kahraman ordu, Bakü’ye varýr ve Bakü’yü azat kýlar. Kafkas Ýslam Ordusu bir Osmanlý kara ordusuydu ve Mart 1918 — Aðustos 1918 arasýnda iþ görmüþtü. Enver Paþa’nýn kardeþi olan Nuri Paþa, bu ordunun baþýna geçip bu bölgenin güvenliðini ve hürriyetini saðladý. Bugün ne yazýk ki, Kafkas Ýslam Ordusu’nu ve onun yaptýðý büyük iþleri bilmeyen kiþilerin sayýsý çok. Bunu Bakü’de de gözlemledik. Biz kültürümüzü ve geçmiþimizi iyi bilmeliyiz. Üstelik bu olay yakýn geçmiþe ait. Þehitler Hýyabaný’nda, þehitlerimize Fatihalar okuduk. Türk Dünyasýnýn çeþitli bölgelerinden gelen arkadaþlarýmýz, o Türk bölgesinin bayraklarýyla alana geldiler. Biz de arkadaþlarýmýzla beraber bayraklarý tuttuk. Bu sýrada, Azerbaycan ve Türkiye televizyon kanallarýndan birçok kameraman ve muhabir bizimle beraberdi. Türkiye televizyon kanallarýndan Kanal7’den Seyfullah Türksoy da oradaydý ve kendisinin yapýmýný gerçekleþtirdiði Türksoy’la Ýpek Yolu programýnýn son bölümünde biz de yerimizi aldýk, böylece. Azerbaycan bizden bir parça. Bunu bir kez daha, yakýndan gördüm. Kosova’da veya Türkiye’de Azerbaycan’ýn kardeþliðinden bahsetmiþizdir. Bu sefer bizzat Azerbaycan’da bunu gözlemlemek çok anlamlýydý. Prizren, Ýstanbul, Ýzmir, Üsküp, Kýrcaali, Kerkük ve diðer þehirler nasýl bizdense Bakü, Þamahý ve diðer Azerbaycan þehirleri de bizden. Bir sürü yeni dost edinmek çok hoþ. Þehitliðin ardýndan birçok güzel ve anlamlý yere gittik. Azerbaycan günlerinin geri kalan kýsmýný ve bu güzel Türk ülkesi Azerbaycan’dan edindiklerimi sizle paylaþmak istiyorum. Bunlarý da bir sonraki yazýmda yerleþtirmiþ olacaðým. Çýkarýlmasý gereken çok ders, öðrenilmesi gereken çok yer ve kiþi var. Kültür Gelenek ve Göreneklerimiz S SÜNNETTÝN YAPILIÞI ünnet yaþý genelRAÝF VIRMÝÇA likle 5 ila 10 yaþ arasýnda olduðundan, çocuðun okulu olmadýðý yaz aylarýnda yapýlýr. Sünnet olmadan önce çocuk berber tarafýndan soyulur ve üzerine sünnet entarisi giydirilir. Soyulan çocuðun rubalarýný bir çocuk alýr ve annesine götürür. Rubalarý getiren çocuða anne para verir. Çünkü sünnet yapýldýðý esnada baba ve anne odaya alýnmaz. Ailenin en yakýnlarý bir çarþaf alýp berber ile çocuðu yaný sýra çocuðu ve ayaklarýný tutacak daha iki kiþiyi de çarþafla oluþturan bölüme alýrlar. Baþkalarýn görmemesi için çarþaf kaldýrýlýr. Çocuk güçlü olan dayý, amca veya baþka bir akraba tarafýndan kaldýrýlýr. Bu arada kaldýrýlýrken el ve baþýný bakmasýn diye usülüne göre sýkýca tutar. Diðer kiþi ise onun arkasýndan çocuðun ayaklarýný açarak, sünnet esnasýnda oynamasýn diye kendine çekip sýký tutar. Hoca sünnet duasýný okuduðu esnada berber diz çökerek çocuðun karþýsýna çýkar, usturayý eline alýr ve tekbir getirmeye baþlar, tekbire oradaki bütün cemaat kaýlýr. Tekbir sona erince odadan bir feryat veya büyük bir alkýþ kopar. Bu feryat veya alkýþ sünnetin bittiðini gösterir. Böylece çocuk sünnet edilir ve yarasý sarýlýr. Sünnet edilen çocuk berber tarafýndan kucaða alýnýr ve yapýlan kerevete yatýrýlýr. Üzerine de bir kutu konulur ve çarþafla örtülür. Sünnet edildikten sonra bütün cemaat hayýrlý uðurlu olsun der ve alkýþlar devam eder. Avluda veya baþka odalarda bulunan misafirler bu alkýþlarý duyunca sünnetin yapýldýðýný anlar ve o anda avluda bulunan çalgýcýlar tarafýndan müzik yapýlýr. Bundan sonra babasý akabinde de annesi odaya girip çocuðunu bakmaya gelirler. Anne ve babadan sonra oradaki misafirler kadýn, erkek olsun herkes çocuðun baþucuna gelip geçmiþ olsun diyerek armaðanlarýný verirler bu Sünnet adet ve gelenekleri armaðan ise genelde para vermekle gerçekleþir. Bütün bu dönem içinde berber ise çocuðun yanýndan hiç ayrýlmaz. Ancak çocuk uyuduktan ve uzun bir zaman geçtikten sonra berber buradan ayrýlýr. Çocuk yataðýna yatýrýlýnca mevlit okutulur, mevlidin sonunda sünnette katýlan misafirler için yemek verilir. Çocuðun iyi olup olmadýðýný ve yarasýný sarmasý için berber beþ gün sýralý olarak çocuðu ziyaret eder. Sünnet edildikten sonra çocuðun fazlalýðý bir tabla içinde kadýnlara gösterilir ve o esnada tablaya kadýnlar tarafýndan para atarlar. Tablada toplanan para berbere verilir ve buna “sünnet baþkiþi” denir. Aynýca sünnet yapan berbere ziyaretinin son gününde sünnet edilen çoðun annesi tarafýndan “bohçalýk” denilen hediye de verilir ki bu bohçalýkta: mintan (gömlek) don (kilot), atlet ve çorap bulunur. Bu bahþiþler yaný sýra sünnet yapan berbere belli bir ölçüde meblað da verilir. SÜNNET DÜÐÜNÜ Prizren’de sünnet iki þekilde yapýlýr: Mevlitle ve Sünnet düðünüyle. Erkeklerin bulunduðu kýsýmda sünnet olunduktan sonra mevlid okunur, yemekler yenir ve cemaat daðýlýr. Bütün bu esnada müzik eþiliðinde avluda eski Prizren oyunlarý, þarký ve türküler söylenir. Bütün esnada çeþitli meþrubat ve kuru yemiþ ve diðer yitecekler misafirlere ikram edilir. Gelen misafirler de çocuðu ziyaret edip getirmiþ olduklarý hediyeleri çocuðun yataðýnýn baþýna býrakýlýr. Çocuk sünnet ettirilirken, maddi durumu iyi aileler sünnet düðünü yaparlar ve düðün haberini ve gününü yakýn akrabalarýna bildirirler. Sünnet düðününden önce yakýn akrabalar düðün hediyesi olarak koç ve baklava getirirler. Koçlarýn getirilmesi çalgý-müzik eþliðinde, baklava getirilmesi de def eþliðinde gerçekleþmektedir. Sünnet düðünü öncesi bütün aile kadýnlarý ellerine kýna takarlardý. En yakýn aile üyeleri ise ellerine “bayraklý” denilen kýna takarlardý. Tabi ki sünnet düðününden önce, düðüne katýlacak olan misafirlere verilmek üzere yemekler de hazýrlanýr. Önceleri Prizren’de sünnet düðünlerinde altý veya dokuz türlü yemek yenilir. Bu yemekler arasýnda mutlaka paça, sarma, musakka ve helva bulunur. Yemekler gurup halinde büyük sofralarda yenilirdi. Baþ sofraya hoca ve en yaþlýlar oturur. Yemekten sonra misafirlere kahve ve sigara ikram edilir. Yaþlýlar yemekten sonra daðýlýrken, düðün, avluda müzik þenlikleriyle sabahýn geç saatlerine kadar eðlenceler, oyunlar yapýlarak sünnet düðünü tamamlanýr. Prizren’de sünnet düðünleri Cumartesi akþamlarý yapýlýrken, Mevlitli düðünleri ise Perþembe akþamlarý yapýlmaktadýr. Sünnettin ilk gününde, en yakýn akrabalarý hariç, çocuðun ziyaretine gidilmez Ancak sünnettin ikinci gününde düðüne katýlan misafirler sünnet edilen çocuðun ziyaretine gelirler ve çocuðu gördükten sonra hediyelerini verirler ve Hal hatýr sorulduktan sonra misafirler ayrýlýrlar. Bu ziyaretler genelde 3 gün fakat bazý defa 5 gün de sürmektedir. Önceleri gelen misafirlere sadece lokum ve gül þurubu verilirken bugün ise gül þurubu yerine meþrubat ikram edilmektedir. Üç günden sonra yani ziyaretlerin sona ermesiyle Sünnet düðünün de bittiði sayýlýr. Sünnet düðününün bitmesine raðmen yapýlan kerevet hemen bozdurulmaz. Bütün olarak daha bir zaman öyle kalýr. Çünkü erkeklerden sonra belli bir zamana kadar kadýnlar da sünneti kutlamak için ziyarette gelirler. (Sürecek) Perþembe, 27 Eylül 2007 16 Tefrika (21) 17 To p l u m “Ýhtiyarlarý baban, Din ve Toplum gençleri kardeþin bil!” Perþembe, 27 Eylül 2007 M. Tevfik Yücesoy tyucesoy@mynet.com tyucesoy@hotmail.com ORUÇ, BIÇAÐA GEREK DUYULMAYAN BÝR AMELÝYATTIR. O ruç, Ýslam Ülkelerinin dýþýnda da hýzla yayýlmakta, bu konuda birçok kiþi araþtýrma yaparken, hastalýklarýn önlenmesi için orucu tavsiye eden mütehassýs doktorlarýn sayýsý her geçen gün artmaktadýr. Þu anda Batý Almanya’daki 29 klinikte, oruç ile tedavi yapýlýyor. Ve oruç, hemen hemen her hastalýðý tedavi ettiði gibi, fazla kilolarýn da saðlýklý bir þekilde atýlmasýný saðlýyor. Oruç Mütehassýsý olarak bilinen Dr. Hellmut Lützner’e göre oruç, vücudun senelerce depo ettiði zehirleri ve pislikleri dýþarýya atmanýn en tabii yoludur. Sýhhatini kaybeden canlýlar, yeme ve içmeyi terk ederler. Bunun açýklamasý þudur: Tehlikeye maruz kalan vücut, hazým ile uðraþmayý istemez. Çünkü bu hadise ile, canlýnýn aldýðý gýda enerjisinin üçte biri harcanýr. Bu sebeple vücut bütün gücünü, hastalýða karþý savunmaya yöneltir. Orucun unutulan kýymetlerini Batý Dünyasýna tekrar anlatmakta büyük payý olan Dr. Otto Buchinger (18821970) “Þifalý Oruç” adýndaki kitabýnda, bizzat kendisinin büyük bir hastalýk neticesinde oruca baþladýðýný yazmaktadýr. Tehlikeli bir mafsal romatizmasýna yakalanan Buchinger, hastalýðýn arttýðýný, kaslarýnýn eriyerek karaciðerinin büyüdüðünü ve safra kesesinin iltihaplandýðýný görünce oruç tutmaya baþlamýþtýr. Buchinger, Alman oruç uzmanlarýnýn en tecrübelisi sayýlan Gustav Riedl’in kontrolünde oruç tutmuþ ve tamamýyla iyileþerek sýhhatine kavuþmuþtur. Dr. Buchinger, on binlerce hasta üzerinde yapmýþ olduðu araþtýrmalarýný þu cümleyle özetler: “Tansiyon düþüklüðü gibi istisnalar hariç, hiçbir hastalýk yoktur ki, orucun faydasý olmasýn veya tamamýyla iyileþtirmesin! Oruç, býçaða gerek duyulmayan bir ameliyattýr.” Oruç mütehassýsý Dr. Lützner de, eski 10 bin metre koþucularýndan 54 yaþýndaki bir sporcunun en iyi derecelerini, 49. oruç gününde elde ettiðini belirtmiþtir. Oruç mütehassýslarýndan biri olan, bayan Dr. Helga Bühler, “açlýk grevi” ile “oruç” arasýndaki farký þöyle belirtmektedir: “Ýkisinin arasýndaki tek fark, insanýn niyetidir. Oruç, pozitif ve istekli bir harekettir. Açlýk grevi ise, öfke ve gazaptan kaynaklanýr. Bilindiði gibi öfke ve sinirlilik halleri mide asidi üretmekte, mide asidi ise acýkmaya sebep olmaktadýr. Dolayýsýyla oruçlu kiþi açlýk hissetmezken, diðeri büyük bir açlýkla karþý karþýyadýr.” Oruçlu bir insan, yemek yeme telaþýndan kurtulduðu gibi, ikide bir de yemek hazýrlamak veya bulaþýk yýkamak derdinden de kurtuluyor. Bu arada insan, bambaþka þeylerden kurtulduðunu da anlýyor. Psikolog Jurgen Von Scheidt, bu konuda þunlarý söylüyor: “Özellikle kendini eþyaya baðýmlý hissedenler için baðýmsýzlýk kazanmak, son derece kýymetlidir. Orucun verdiði baðýmsýzlýk duygularý ile, böyle bir hazineye sahip olmak mümkündür. Oruç ile, esas problemleri baðýmlýlýk olan bütün insanlarýn, uyuþturucu madde müptelalarýnýn ve alkoliklerin psikoterapi yoluyla tedavi edilmeleri mümkün oluyor.” Dr. Hellmut Lützner, “Oruç Sayesinde Yeni Doðmuþ Gibi” adlý kitabýnda, þu gerçekleri dile getiriyor: “Oruçlunun hissettiði acýkma safhalarý, aslýnda tedavi seanslarýdýr. Bu safhalar, hastalýklý ve zararlý maddelerin dokulardan koparýldýðý ve vücutta dolaþtýðý saatlerdir. Oruç sýrasýnda bazý vücutlarda meydana gelen aðýz ve ter kokularý, bu zararlý maddelerin vücuttan atýlmasý sebebiyledir.” Dr. Hellmut Lützner, þöyle devam ediyor: Oruç tutmanýn verdiði zevki, saðlamýþ olduðu þu faydalarý öðrendikten sonra, daha iyi tadabilirsiniz. * Güçlü bir maneviyat. * Kendi ruh dünyanýza ve vücudunuza karþý, gitgide artan bir alaka. * Tasavvur ve hatýrlama gücünde elde edilen artýþ. * Kendinize olan güveninizin saðlanmasý ve kararlarýn büyük bir soðukkanlýlýkla alýnabilmesi. * Tad alma duygusunun güçlenmesi ve oruçtan sonra, çok daha saðlýklý bir beslenmenin elde edilmesi. Bütün bu sayýlan faydalarýn oruçla elde edilmesi, gerçekten hayret vericidir. Orucun ilk günlerinde ortaya çýkan güçlükler ise, basit bir yolla giderilir. Oruca baþlanýlan günlerde bol meyve yemek, midede kalan et parçalarýnýn çürümesine mani olmakta, böylece mide bulantýsý veya baþ aðrýsý gibi rahatsýzlýklar da giderilmektedir. Yazýmýzý Dr. Buchinger’in bir sözü ile noktalýyoruz.“Oruç, býçaða gerek duyulmayan bir ameliyattýr.” Ý slam tarihinde, devlet baþkanlarýnýn ayrý bir yeri ve önemi olmuþtur. Yaþlarý ne olursa olsun halk, devlet baþkanýný her derdiyle ilgilenen bir “baba” olarak görmüþ; devlet baþkanlarý da halkýný, ailesinin birer ferdi kabul etmiþlerdir. Ülkesindeki her olaydan kendilerini mesul tutmuþlardýr. Hazreti Ömer’in, “Dicle Nehri kenarýnda koyun güden çobanýn, bir koyunu zayi olsa, korkarým ki, Allahü teâlâ, niçin o çobanýn koyunlarýný gözetmedin diye benden sorar” sözü meþhurdur. Hemen hemen bütün devlet baþkanlarý bu anlayýþta idiler. Bu anlayýþýn zirvede olduðu baþkanlardan biri de, Ömer bin Abdülaziz’dir. Kendisinden önceki devlet baþkaný Süleyman bin Abdülmelik’in ölümünden sonra, vasiyeti açýldýðýnda, iki oðlu olmasýna raðmen kendisinden sonra, Ömer bin Abdülaziz’in devlet baþkaný yapýlmasýný istediði görüldü. Ömer bin Abdülaziz bunu duyunca, bu aðýr yükün altýna girmekten korkarak, bu görevi kabûl etmedi. Fakat, orada bulunanlar, ittifakla kabûl etmesini istediler. Bunun üzerine mecbûren kabûl etti. Sonra kürsüye çýkýp þunlarý söyledi: Çalýþma þartlarý “Ey insanlar! Bizimle beraber çalýþacak kimselerde þu beþ þartýn bulunmasý lâzýmdýr: 1- Halkýmýz her hâlini bize ulaþtýramaz, bunun için halkýmýn hâlini bana bildirmek. 2- Hayýrlý iþlerde bize yardýmcý olmak. 3- Kimse hakkýnda gýybet etmemek. 4- Boþ þeylerle meþgûl olmamak. 5- Hayra delâlet eden iþlerle meþgûl olmak, zararlý þeylerden uzak olmak. Bir kimsede bunlar yoksa bizimle beraber olmasýn!” Sonra kendini saraya götürmek üzere alay atlarýný getirdiler. Yanýndakilere, “Bu atlar nedir?” diye sordu. “Bunlar sizin atlarýnýzdýr. Sizi saraya götürmeye geldiler” cevabý üzerine, “Benim bunlara ihtiyâcým yoktur. Benim bineðim bana yeter. Ayrýca, þu anda orada rahmetlinin çocuklarý oturuyor, onlar taþýnana kadar ben yine eski kýl çadýrýmda kalýrým.” Hizmetçisi, kendisini çok üzüntülü görünce sebebini sordu. Ömer bin Abdülaziz dedi ki: “Doðudan batýya kadar bütün Müslümanlarýn haklarýný koruma iþi bana verildi. Bundan daha zor bir iş olur mu? Üzüntümün sebebi budur.” Sonra hanýmýna þöyle bir teklifte bulundu: “Büyük bir yük altýna girdim. Belki bundan sonra sana karþý gereken vazifemi yapamayabilirim. Seni serbest býrakýyorum. Buna raðmen benimle beraber yaþamak istersen, üzerindeki bütün zînetleri Beyt-ül-mala hediye etmeni istiyorum. Peygamber efendimizin sevgili kýzlarý, hazret-i Fâtýma gibi, ma’nevî süslerle zînetlenmeni istiyorum.” Bunun üzerine, hanýmý bütün zînetlerini hediye etti... Ömer bin Abdülaziz hazretleri devlet baþkanlýðý makamýna oturduðu gün, zamanýnýn büyük âlimlerinden bazýlarýný çaðýrýp, onlardan nasîhat aldý. Âlimlere sordu: - Halk bu makamý büyük bir ni’met olarak görüyorsa da ben taþýyamayacaðým kadar aðýr bir yük olarak görüyorum. Bu yükün altýna mecbûren girmiþ bulunuyorum. Bu yükü nasýl taþýyabilirim, bu konudaki nasîhatleriniz nedir? Âlimler kendisine şu nasîhatte bulundular: - Yarýn kýyâmet günü kurtulmak istersen, halkýn ihtiyarlarýný baban, gençlerini kardeþin ve küçüklerini de evlâdýn bil! O zaman bütün Müslümanlara kendi evindeki, ana-baba, kardeş ve evlâd gibi muâmele etmiş olursun! Ömer bin Abdülaziz hazretleri, üzerine aldýðý bu mesûliyetten çok korkardý. Herkese nasýl adâletle muâmele yapabileceðini düþünür, kendisini hiç düþünmezdi. Bir gün suç iþlemiþ birini gördü. Ona cezâ vermek Hazýrlayan: Prof. Ahmed YARDIM isteyince suçlu kendisine hakaret etti. Ömer bin Abdülaziz, ona cezâ vermekten vazgeçti. Sebebini sorduklarýnda: - Araya nefsim girer, bana hakaret ettiði için cezâ veririm diye korktum, onun için vazgeçtim, buyurdu. Devlet baþkanlýðý döneminde en çok üzerinde durduðu konu adalet oldu. Bunun için kendisine “Ýkinci Ömer” denildi. Devletin bütün imkanlarýný halka aksettirdi. Ömer bin Abdülaziz zamanýnda, refah o kadar yükselmiþti ki, Müslümanlar zekâtýný verebilmek için, günlerce yol yürümek, zekât verecek kimse aramak zorunda kalýyorlardý. Çünkü herkes zengindi. Fakir kimse bulmada zorluk çekiliyordu. Kalbinizi düzeltin! Ömer bin Abdülaziz hazretleri son konuþmasýnda buyurdu ki: Ey insanlar, içinizi, kalbinizi düzeltin. Eðer kalbinizi düzeltirseniz, iþleriniz de düzelir, a’zâlarýnýz, gözleriniz, ayaklarýnýz, kulaðýnýz, elleriniz hayýrlý ameller iþler. Allahü teâlânýn râzý olduðu iþler ile meþgûl olur, âhiret için sâlih ameller iþlersiniz. Her yolculuðun kendine has bir azýðý, hazýrlýðý vardýr. Âhiret yolculuðu için de, takvâyý azýk edinin! Allahü teâlânýn vereceði ni’metleri görmüþ gibi sevinin ve vereceði cezâyý, azâbý da görmüþ gibi korkun! Tûl-i emele yâni uzun emele kapýlmayýn, hiç ölmeyecekmiþ gibi dünyaya sarýlmak, bitmek bilmeyen istek ve arzûlarýn peþinden koþmak, insanýn kalbini katýlaþtýrýr. Ýnsaný, düþmaný olan þeytanýn eline düþürür. Dünyaya aldanmýþ, huzûr ve saâdet arayan nice insanlar gördük. Huzûr ve saâdet ancak Allahü teâlânýn rýzâsýný kazananlar içindir. Neþe, sevinç de kýyâmetin zorluðunu atlatanlar içindir... Ya ş a m Perþembe, 27 Eylül 2007 ''Ramazanda sinirlerinize hakim olun'' Ramazan ayında oruç tutan kişilerin uzun süre aç kalmalarından dolayı kan şekeri seviyelerinin düştüğü, buna bağlı olarak sinirlilik ve hiddet eğilimlerinin artabildiği bildirildi. K linik Psikolog Yalçın Kireçci, yaptığı açıklamada, oruç tutanlarda, uzun süre aç kalmaları nedeniyle kan şekeri seviyelerinin düştüğünü, bu durumun bazı sıkıntıları beraberinde getirdiğini söyledi. Özellikle kan şekeri seviyesinin en düşük olduğu akşamüstü saatlerinde, oruçlu kişilerde sinirlilik ve hiddet eğiliminin artabildiğini belirten Kireçci, bu noktada orucun anlam ve amacını bilmenin önem taşıdığını ifade etti. Kireçci, oruçlu insanın öncelikle bilinçli olması gerektiğini vurgula- yarak, şöyle konuştu: ''Oruç, insanların kendi nefislerine ve beden isteklerine hakim olmayı öğrenmek için bir tür antrenmandır. Oruçlu insan bu bilinçle ne kadar açlık hissetse de ne kadar kan şekeri düşse de daha dikkatli, aklı başında, hoşgörülü ve anlayışlı olmak zorunda. Zaten insanlar orucun bilincinde olduğu sürece sorun yok. Orucun bilincinde olanlar, bu dönem içinde daha duyarlı ve sakin olmaya kendilerini davet ediyorlar. İnsanlar, inançları gereği oruç tutarlar ve oruçlu olan insan kendini Allah'a daha yakın hisseder. Bu nedenle davranışların daha fazla kontrol altında tutulması gereklidir.'' Genel anlamda aç kalmasında sakınca bulunmayan kişilerin oruç tutmasının, özellikle bilimsel ruh sağlığı açısından oldukça önemli bir kişilik eğitimi anlamına geldiğini bildiren Kireçci, huzurlu, mutlu ve uyumlu bir yaşam için, insanların en güçlü içgüdülerini ya da dürtülerini denetleyebilmelerinin şart olduğunu kaydetti. 18 Kireçci, oruçlu insanın bütün olumsuz düşünce ve duygulardan arınması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Oruçlu insan, bedensel isteklerini belirli bir süre için dinlendirir. Bu da oruçlu insanın kararlı ve tutarlı olmasını sağlar. Oruçluyken kesinlikle bu bilinçten uzaklaşılmamalı. Hatadan, dedikodudan, bütün olumsuz hareketlerden uzak durmaya daha fazla özen gösterilmeli. Oruç, sorun yaşamak için asla bir bahane değildir. Aksine, nefislerin denetlenememesi nedeniyle oluşan kirliliklerin silinmesi için bir fırsattır. En güçlü içgüdü ve dürtü sayılan beslenme içgüdüsünü denetlemek, insana önemli bir yetenek kazandırır. İnsanlar, oruç süresince tüm hayatı, tüm canlıları takdir etmeyi öğrenecek.'' R Ramazanda sigarayþ bþrakma yollarþ amazan ayının gelmesini fırsat bilerek sigarayı bırakmak isteyenlere, iftarda sebze yemeği yemeleri, özellikle nikotin bakımından zengin olan patlıcan ve marulu tüketmeleri öneriliyor. Oruç tutan sigara tiryakisinin 14 saat sigara içmiyor, bu durumda bunu devam ettirilmesinin de zor olmaması gerekiyor. Bu avantajı değerlendirmek isteyenlerin öncelikle bu bağımlılıktan kurtulma isteğinde olması gerekiyor. Çünkü bu sigarayı bırakmak için ilk adım olacaktır. Özellikle patlıcan, marul ve siyah kuru üzüm yiyin Ramazan boyunca kişinin açlığa alıştığı gibi sigarasızlığa da alışabilmesi mümkün. İftar menüsünde yapılacak değişikliklerle sigarayı bırakmak da kolaylaşabilir. Ramazan ayında sigarayı bırakmak isteyenlerin, iftarda et yerine sebze yemeğini tercih etmelerinin öneriliyor. “Sebze yemek, kişinin sigara isteğini azaltacaktır. Ramazanda evden özellikle nikotin bakımından zengin olan patlıcan ve marul eksik edilmemeli, iftarda bu yiyecekler tercih edilmelidir. Yine yemeğin ardından yenilebilecek siyah kuru üzüm de nikotin ihtiyacını karşılayacak güçtedir” diyen uzmanlar, yemeğin ardından sigarayı çağrıştırabilecek çay, kahve gibi içeceklerin içilmemesi gerekiyor. Bunun yerine bitki çayları ve meyve sularının tercih edilmesi öneriliyor. İftarın ardından kişinin küçük pet şişedeki suyunu yanından ayırmaması gerekiyor. Sigara içmek istendiğinde azar azar suyunu yudumlaması bu isteği gidermekle birlikte, ayrıca bu durumlarda mümkünse açık havada, değilse bulunulan yerde derin nefes alıp verilmesi gerekiyor. E Meyveleri kabuklarıyla tüketin Meyvelerin güneşten sağladıkları renk maddelerinde vitamin yüksek. lma, armut, incir gibi kabuklu meyvelerin, güneşten sağladıkları renk maddelerindeki vitamin değerleri dolayısıyla kabuklarıyla tüketilmesi gerektiği bildirildi. Meyvelerin renk maddelerinin oluşması için güneş ışığı görmesi gerektiğini, bu sayede vitamin C ve glikoz oluşuyor. Meyvelerdeki renk maddelerinin tümünün, antikanserojen olduğu için kabuğuyla tüketilmesinin önemli olduğunu vurgulayan uzmanlar: “Kabukları, meyvelerin doğal koruyucu unsurudur. Organik asitler yönünden çok zengindirler. Ancak, meyveler ne kadar yıkanırsa yıkansın zirai ilaç kalıntısı olabilir. Bu nedenle gıda güvenliği açısından kabuğunu soymak zorunda kalıyoruz. Elma, armut, incir gibi meyveler, güneşten sağladıkları renk maddelerindeki vitamin değerleri dolayısıyla kabuklarıyla tüketilmelidir” diyor. Gr ip a ş ı s ın ı n ta m z a ma nı S onbaharla birlikte grip kendini göstermeye başladı. Grip aşısı yaptırmanın zamanı da geldi. Gripten korunmak için elleri sık sık yıkamak, tokalaşmak ve öpüşmekten kaçınmak, kalabalık yerlerde bulunmamak önemli yer tutuyor. Son yıllarda gripten korunmanın tek yolu gibi görülen grip aşısı ise bilinenin aksine sağlıklı bireylere önerilmiyor. Uzmanlar, “Şeker hastalığı böbrek hastalığı gibi astım gibi hastalıklar varsa, ama rutinde çocukluk grubunda da önerilmiyor pediatristler tarafından biz de erişkinlerde belli kriterler olmadıktan sonra sağlıklı bireylerin aşılanmasını istemiyoruz. 65 üstündeki bütün bireylere öneriyoruz, kronik hastalığı olan bu akciğer, kalp metabolik hastalık dediğimiz şeker hastalığı gibi hastalığı olanlar, özellikle bakımevlerinde kalan yaşlılar. HIV pozitif kişiler, sürekli aspirin alan kişiler bunlar çok duyarlıdır influanza virüsüne karşı mutlaka korunmalıdır.” diyor. 19 Perþembe, 27 Eylül 2007 Anma/Reklam 20 Eylül 2007 tarihinde hakkın rahmetine kavuşan değerli annemiz, kayınvalidemiz, ninemiz NAZUÇE (BURNİK) HACILAR’ı (1934 – 2007) vefatının 7. gününde rahmetle anar, mekanının Cennet olması için Yüce Mevla’ya duacıyız. Seni hiçbir zaman unutmayacak olan: Kızın: Ayşe, damadın: İsmail, torunların: Arta, Ertan ve Erten Sadıker Kızın: Ferzane, damadın: Mustafa, torunların: Amir, Visar ve Zana Rusinovci Kızın: Nazmiye, damadın: Güner, torunların: Yurtsev ve Yılmaz Paçariz Oğlun: Latif, torunların: Oktay ve Sevim Hacılar Asim (Rüstem) Pala’yı Ölümünün 6. ayında rahmetle anıyoruz Altı ay oldu yanımızdan ayrılalı. Bu süreç içinde ne sessini duyduk ne de yüzünü gördük. Gözlerimiz, kulaklarımız arar durur seni her yerde. Gittin, bir daha gelmez oldun fani dünyaya. Hayatımızda ve kalbimizde her zaman bir taraf boş kalacak. Büyüklüğünü ve kalbimizdeki hiçbir şey dolduramayacak. Seni hiçbir zaman unutmayacağız. Her zaman en güzel anımız olarak kalacaksın. Bizler var oldukça sende bizlerle birlikte var olmaya devam edeceksin. Ruhun şad mekanın cennet olsun. Eşin: Saniye, Oğlun: Orhan, Kızların: Ümran, Ürcan ve Severcan, Gelinin: Sebahat, Damatların: Nezir, Rami, Luan ve torunların Ev işlerine yardım edecek bayan temizlikçi aranmaktadır. Ev tel: 244 — 510 Cep tel: 044 354 — 960 Tuzsuz mahallesinde: Spor Kanaryanın işi zor! Perþembe, 27 Eylül 2007 Turkcell Süper Lig'de 6. hafta maçlarının skorları ve 7. haftanın programı. S Çaykur Rizespor-Sivasspor: 0-2 Gençlerbirliği OFTAŞ SporGaziantepspor: 1-2 Kasımpaşa-Galatasaray: 0-1 Vestel Manisaspor-Trabzonspor: 1-1 Ankaragücü-İstanbul Büyükşehir Belediyespor: 1-0 Bursaspor-Fenerbahçe: 1-1 Kayserispor-Ankaraspor: 3-1 Beşiktaş-Denizlispor: 3-2 Konyaspor-Gençlerbirliği: 1-1 on 2 haftada puan sıralamasında ilk sırada yer alan sarı-kırmızılı takım, 6. haftayı da en yakın takipçisi 14 puanlı Beşiktaş'ın 2 puan önünde lider olarak bitirdi. Gol duellosu şeklinde geçen ve 5 golün atıldığı Beşiktaş-Denizlispor maçından 3-2'lik galibiyetle üstün ayrılan Beşiktaş, ligdeki 4. galibiyetini elde etti. Galatasaray ve Beşiktaş'ın 3 puanla kapadığı haftada son şampiyon Fenerbahçe ise, Bursaspor deplasmanında 1 puan kazanırken, 2 puan daha yitirdi. Gol krallığı yarışında ise, bu hafta Gençlerbirliği OFTAŞ Spor filelerini 1 kez havalandıran Geziantepsporlu De Nigris, 6 haftada attığı toplam 5 golle ilk sıraya yükseldi. 7. HAFTANIN PROGRAMI Fenerbahçe-Ankaragücü Galatasaray-Beşiktaş Gençlerbirliği OFTAŞ -Ç. Rizespor Denizlispor-Kayserispor İstanbul B. B.-Vestel Manisaspor Trabzonspor-Konyaspor Gençlerbirliği-Kasımpaşa Sivasspor-Bursaspor Gaziantepspor-Ankaraspor D 1 Galatasaray 2 Sivasspor 3 Beşiktaş 4 Kayserispor 5 Ankaragücü 6 Trabzonspor 7 Gaziantepspor 8 Fenerbahçe 9 Büyükşehir Bld. 10 Manisaspor 11 Bursaspor 12 Kasımpaşa 13 Denizlispor 14 Gençlerbirliği 15 G.Birliği Oftaş 16 Konyaspor 17 Ç.Rizespor 18 Ankaraspor 6 6 6 6 6 6 6 6 6 6 6 6 6 6 6 6 6 6 Ronaldinho Chelsea'ye uçuyor ! 16 15 14 11 11 9 9 9 9 8 6 6 5 5 4 4 4 2 ünyanın en iyi futbolcusu olarak gösterilen Ronaldinho, Chelsea ile anlaştı.Barcelona'da huzursuz olan Ronaldinho, İngiltere'nin Chelsea kulübü ile yılda 11.6 milyon pound karşılığında anlaştı. Beş yıllık anlaşmaya imza atacak 27 yaşındaki futbolcu toplam 58 milyon pound alacak. Haftada 223 bin pound alacak Ronaldinho için Chelsea ile Barcelona pazarlık masasına oturacak. Ronaldinho için mavi-beyazlıların 70 milyon poundluk rekor bonservis bedeli önerisinde bulunacağı belirtiliyor. Bu arada Ronaldinho, Sevilla maçının ardından Real Zaragoza maçının kadrosuna da alınmadı. 180 milyon Euro ! A bramovich'in, ünlü hocayı Chelsea'den kovması ona tam 180 milyon Euro'ya mal olacak Abramovich'in, ünlü hocayı Chelsea'den kovması ona tam 180 milyon Euro'ya mal olacak. Chelsea’de kovulan Mourinho’yu unutturmak Rus milyarder Abramovich’e pahalıya patlayacak gibi görünüyor. Bunun altında da adı bir süredir İngiliz ekibiyle geçen ve şu anda Barcelona ile yolları ayırmış gibi görünen Ronaldinho yatıyor. Priştine kaldığı yerden P riştine, futbol takımı Kosova Futbol şampiy- Besiana onasının 6. hafta maçın- Kosova ovası Gilan da Trepça’yı 1:0 yenerek liderDrenica liğini sürdürüyor. Kosova KEK Futbol şampiyonasının 6. hafta Priştine maçlarında ev sahipleri 4 galiTrepça 89 biyet alırken, 2 maç berabere Şçiponya kalırken, 2 maçta da konuk takımlar galip ayrıldı. 6. haftada 15 gol kaydedilirken, Priştine lider- 1. Priştine liğini devam ettirdi. Bu hafta yani 7. 2. 2 Korriku 3. Gilani hafta bir derbi maçına sahne olacak. 4. Vlaznimi Ligde ikinci sırada bulunan 2 Korriku 5. Besa takımı lider Priştine’yi konuk ederek 6. Bediasna averajla da olsa liderliği ele geçirmeye 7. Trepça çalışacak. 8. Hüsi 29 ile 30 Eylülde oynanacak olan Kosova Futbol şampiyonası 7. hafta maçları: Drita — Besiana ; Vlaznimi — Şçiponya; Trepça — Trepça 89 ; 2 Korriku — Priştine; Hüsi — KEK Flamurtari — Dreniça; Kosova (V) — Gilan ve Besa — Kosova ovası karşılaşmaları oynanacak. Besa Kosova (V) Flamurtari Hüsi 2 Korriku Trepça Vlaznimi Drita 9. Trepça 89 10. Dreniça 11. Şçiponya 12. Drita 13. Kosova ovası 14. Flamurtari 15. KEK 16. Kosova (V) 0:0 1:1 2:0 1:0 2:3 1:0 0:1 2:1 18 15 14 12 10 9 8 8 7 7 7 7 5 4 3 1 Marsilya'da yeni patron Gerets Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'ndeki rakiplerinden Marsilya'nın başına tanıdık bir isim geldi. Beşiktaş'ın Avrupa Şampiyonlar Ligi (A) Grubu'ndaki rakiplerinden Fransa'nın Olimpique Marsilya takımının yeni teknik direktörü, Galatasaray'ın eski çalıştırıcısı Belçikalı Eric Gerets oldu. ulüpten yapılan açıklamada, menajer Albert Emon'un görevine son verildiği bildirilirken, Eric Gerets'in takımın başına getirildiği duyuruldu. Geçen yıl Marsilya'nın Fransa Ligi'ni Lyon'un ardından 2. sırada tamamlamasını sağlayan ve takımını Şampiyonlar Ligi'ne sokan Emon, takımın ligde oynadığı son 4 maçın 3'ünü kaybetmesi üzerine şimşekleri üzerine çekmesine karşın, Şampiyonlar Ligi (A) Grubu'nun açılış maçında geçen hafta Beşiktaş'ı 2-0 yenerek lige iyi bir başlangıç yapmıştı. Kulübün internet sitesinde, ''Takım için yeni bir yol çizmemiz lazım'' diyen Marsilya Kulübü Başkanı Pape Diouf, ''Eric Gerets bunun için aradığımız kişi olabilir'' ifadesini kullandı. K