Hat Sanatı (Süleyman Berk) - İmam
Transkript
Hat Sanatı (Süleyman Berk) - İmam
ISBN 9944-100-24-2 ÝSTANBUL BÜYÜKÞEHÝR BELEDÝYESÝ SANAT VE MESLEK EÐÝTÝMÝ KURSLARI (ÝSMEK) YAYINLARI Branþ Kitaplarý Serisi Yayýna Hazýrlýk: ÝSMEK Yayýn Editörlüðü Editör: Muhammet ALTINTAÞ Mizanpaj: Doðan SEVEN Tashih: Dilek CAN, Hatice GÖZLEMECÝ Baský: Numune ÝSTANBUL BÜYÜKÞEHÝR BELEDÝYESÝ SANAT ve MESLEK EÐÝTÝMÝ KURSLARI www.ismek.org - (0212) 531 01 41 HAT SANATI TARÝHÇE, MALZEME VE ÖRNEKLER Dr. Süleyman BERK ÝSTANBUL BÜYÜKÞEHÝR BELEDÝYESÝ SANAT ve MESLEK EÐÝTÝMÝ KURSLARI www.ismek.org - (0212) 531 01 41 HAT SANATI Resim 1- Hattat Ali Haydar Beyin celî tâlik zer-endud levhasý el-Kâsibu habîbullah (Sultanahmed Camii). Birinci Cihan Harbinde askerlik münâsebetiyle tanýþtýðým Macaristanlý ressam ve subay bir arkadaþým vardý, ara sýra Ýstanbul câmilerini, müze ve kütübhânelerini birlikte gezer, her çeþid sanat eserlerini ziyâret ve tedkîk ederdik. Bir gün, Sultan Ahmed Câmiindeki Melek Paþazâde Ali Haydar Bey merhûmun talîk celîsi el-Kâsibu habîbullah levhasý önünde bulunuyorduk. Arkadaþým ona bakdý da, sonra bana dönerek: ---Dostum! Bu sizin yazýlarda bir hâl var. Çok dikkat ediyorum, ilk bakýþta sâde bir renk, geometrik bir sessizlik, baktýkça harekete geliyor, canlanýyor, cilveleniyor. Önce bir tatlý bakýþ, arkasýndan yavaþ yavaþ içe süzülen canlý bir akýþ, sessiz bir armoni içinde rûhu oynatan metafizik bir mûsiki var. Lâkin ondaki âhengi kulaklar duymuyor, içler dinliyor, dinledikçe bir baþka âleme yükseliyor. Bakarken ne oluyor anlamýyorum, içimi içine çeken büyüleyici bir çehre, bir güzellik denizi, sevimli titreþimlerle gönlümü ferahlatan bir hava, derken bir melek sesi ve nefesi kadar gizli ve ýlýk bir okþayýþ ve sarýlýþ içinde kalýyorum; o, ben; ben o oluyoruz gibi bir þey oluyor, sizde de böyle þeyler olur mu? demiþti. Mahmud Bedreddin Yazýr, Medeniyet Âleminde Yazý ve Ýslâm Medeniyetinde Kalem Güzeli, c. I, s. 69 4 HAT SANATI BAÞKANDAN... Hüsn-i hat yani yazýlarýn en güzeli Tarih boyunca kalem tutan zarif eller, yazýyý nesilden nesile geliþtirerek güzel sanatlar seviyesine çýkartmýþlardýr. Özellikle Osmanlýlar zamanýnda özel ilgi gören bu sanatýmýz, padiþahlar tarafýndan dahi icra edilmiþtir Gerek padiþahlar gerekse halk tarafýndan çok sevilen hat sanatý, Latin alfabesine geçiþten sonra geleneksel sanatlarýmýz arasýndaki seçkin yerini almýþtýr. çýkmamýz gerektiði gerçeði bütün açýklýðý ile önümüzde durmaktadýr. Çünkü geçmiþine sahip çýkmayan toplumlarýn geleceði de parlak olmamakta, böylelikle tarih sahnesinden silinip giden nice insan topluluðu bulunmaktadýr Yaygýn eðitimin ilkeleriyle gerçekleþtirilen bir yetiþkin eðitimi organizasyonu olarak tanýmlanan ve Ýstanbul Büyükþehir Belediyesinin önemli sosyal doku projelerinden biri olan ÝSMEK, bugün gerek ulaþtýðý yüz binlerce kursiyer sayýsý, gerek eðitim verdiði 193 kurs merkezi ve 97 branþýyla adeta dünyanýn en büyük halk üniversitesi haline gelmiþtir. Genç, yaþlý, kadýn, erkek, özürlü, mahkum ayýrt etmeksizin toplumun her kesimine ulaþan ÝSMEK sadece ücretsiz eðitimleri ile deðil, seminerleri, sergileri, alanýnda önemli bir boþluk dolduran yayýnlarý ile de toplumsal bir hizmete imza atmaktadýr. Bir dünya baþkenti olan kültürler beþiði Ýstanbulumuz, bütün sanatlarda olduðu gibi hat sanatýnda da önemli bir merkez olmuþtur. Nice hattat, tarihin tozlu sayfalarýna, þehrimizin adýný altýn harflerle kazýmýþlardýr. Osmanlýlar zamanýnda en parlak devrini yaþayan hat sanatýnýn, en nefis örneklerine, Ýstanbulumuzun simgesi haline gelen ulu minarelerde, yüce kubbelerde, hüzünlü mezar taþlarýnda kýsacasý hemen hemen bütün tarihi yapýlarýmýzda rastlamaktayýz. Bir hazine deðerindeki el yazmasý kitaplarýmýz, kütüphanelerde muhafaza edilen, müzelerde örnekleri sergilenen müstesna eserlerimiz de o dönemlerden bizlere kalan kýymetli yadigârlardýr. Alanýnda uzman usta öðreticileri vasýtasýyla elleri geleceðe uzanan deðerli sanatkârlar yetiþtiren ÝSMEK, hazýrladýðý branþ kitaplarý ile sanat dünyasýna bir ýþýk tutmaktadýr. Saygýdeðer hat sanatçýsý ve ÝSMEK hat usta öðreticisi Süleyman Berk Beyefendinin Hat Sanatý kitabý ÝSMEK Yayýn Editörlüðü bünyesinde yayýna hazýrlamýþtýr. Bu sanat kokan, enfes kitapta emeði geçen herkese de ayrý ayrý teþekkürlerimi sunuyorum Geçen zaman, geliþen teknoloji ve deðiþen insan yaþamý, sanattaki incelikleri yok etmek için büyük gayret sarfetse de, geleneksel sanatlarýmýz ÝSMEK gibi kurumlar vasýtasýyla yaþatýlmakta, büyük bir özveri, titizlik ve itina ile geleceðe aktarýlmaktadýr. Kültürel deðerlerimize sahip Sanatla güzelleþen, sevgi, saygý ve hoþgörü dolu bir yaþam dileklerimle 5 HAT SANATI FOTOÐRAF DÝZÝNÝ Mehmed Özçay: 12, 20, 24, 27, 32, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 48, 49, 52, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 61, 64, 65, 66, 67, 68, 86, 78, 82, 83, 84, 100, 102, 106, 107, 110, 112, 114, 118, 119, 121, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 136, 135, 140, 141, 142, 143, 146, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 175, 176, 177, 181, 182, 183, 184, 186, 187, 192, 193, 197, 210, 215, 216, 227, 228, 229 Mustafa Yýlmaz: 6, 7, 8, 9, 13, 14, 17, 18, 47, 53, 60, 74, 77, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 98, 104, 115, 116, 120, 122, 123, 124, 134, 137, 171, 173, 174, 175, 188, 191, 194, 195, 196, 206, 207, 211, 212, 213, 214, 219, 225 Bahadýr Taþkýn: 2, 3, 4, 5, 10, 21, 22, 23, 26, 30, 31, 33, 34, 63, 72, 73, 80, 95, 144, 179, 190, 222, 223, 224 Dr. Aras Neftçi: 1, 28, 29, 71, 138 Yavuz Özdemir: 117, 145, 172, 180, 185 Turgut Engin: 51, 96, 97, 125, 178 Abdüsselam Ferþadoðlu: 11, 36, 94 Hâdiye Cangökçe: 19 ve Mehmed Þevki Efendi Meþkleri Muhittin Serin Arþivi: 221 Ali Toy Arþivi: 189, 217, 218, 220, 226 Antik A.Þ. Arþivi: 15, 50, 69, 75, 81, 105, 135 Turan Sevgili Arþivi: 209 6 HAT SANATI ÝÇÝNDEKÝLER Önsöz ...................................................................................................... 8 Genel Kýsaltmalar .......................................................................... 10 III. BÖLÜM Hat Sanatýnda Kullanýlan Malzemeler ................................ 69 3. 1. Kalem .......................................................................................... 70 3. 1. 1. Okuma Parçasý (Kamýþ Kalem) ..................................... 72 3. 2. Kâðýt............................................................................................. 73 3. 2. 1. Kaðýdýn Boyanmasý ve Aherlenmesi ......................... 73 3. 3. Mühre.......................................................................................... 74 3. 4. Mürekkep .................................................................................. 74 3. 5. Mýstar........................................................................................... 76 3. 6. Kalemtraþ .................................................................................. 76 3. 7. Mürekkep Hokkasý................................................................. 77 3. 8. Yazý altlýðý .................................................................................. 77 3. 9. Makta ......................................................................................... 77 I. BÖLÜM Hat Sanatý Tarihi............................................................................. 11 1. 1. Ýslâm Yazýsýna Genel Bir Bakýþ .......................................... 12 1. 1. 1. Arap Yazýsýnýn Doðuþu .................................................... 12 1. 1. 2. Ýslâm Yazýsýnýn Sanat Olarak Çeþitlenmesi ............ 12 1. 1. 3. Emevîler Döneminde Yazý ............................................. 13 1. 1. 4. Abbasiler Döneminde Yazý............................................ 14 1. 1. 5. Selçuklularda Celî Yazý ................................................... 16 1. 2. Osmanlý Yazý Sanatýnda Ekoller....................................... 18 1. 2. 1. Þeyh Hamdullah ve Ekolü.............................................. 19 1. 2. 2. Hattat Ahmed Karahisâri ve Ekolü............................. 22 1. 2. 3. Hâfýz Osman Efendi ve Ekolü........................................ 25 1. 2. 3. 1. Sanatý................................................................................ 26 1. 2. 4. Ýsmail Zühdî Efendi ve Ekolü......................................... 31 1. 2. 5. Mustafa Râkým Efendi ve Ekolü .................................. 33 1. 2. 5. 1. Mustafa Râkýmýn Celî Sülüste Yaptýðý Yenilik. 35 1. 2. 6. Mahmud Celâleddin Efendi ve Ekolü ........................ 40 1. 2. 7. Mehmed Þevki Efendi ve Ekolü................................... 43 1. 2. 8. Hattat Sâmi Efendi ve Ekolü ......................................... 45 IV. BÖLÜM Hat Sanatýnda Tuðra Formu ..................................................... 79 4. 1. Tuðranýn Kýsýmlarý .................................................................. 81 4. 1. 1. Sere ......................................................................................... 81 4. 1. 2. Beyze...................................................................................... 81 4. 1. 3. Tuð ve Zülfe ......................................................................... 81 4. 1. 4. Kol (Hançer).......................................................................... 82 4. 2. Hattat Mustafa Râkýmýn Tuðrada Yaptýðý Yenilikler... 82 V. BÖLÜM Ýcâzetnâme........................................................................................ 85 5. 1. Hat Sanatýnýn Diplomasý (Ýcâzetnâme) ......................... 86 II. BÖLÜM Yazý Çeþitleri..................................................................................... 57 2. 1. Hat Sanatýnda Yazý Çeþitleri............................................... 58 2. 1. 1. Aklâm-ý Sitte ...................................................................... 59 2. 1. 1. 1. Sülüs................................................................................... 59 2. 1. 1. 2. Nesih .................................................................................. 59 2. 1. 1. 3. Muhakkak........................................................................ 60 2. 1. 1. 4. Reyhâni............................................................................. 61 2. 1. 1. 5. Tevkiî ................................................................................. 61 2. 1. 1. 6. Rikaa (Ýcâze Hattý)........................................................ 61 2. 2. Diðer Yazý Çeþitleri ................................................................. 61 2. 2. 1. Kûfi .......................................................................................... 61 2. 2. 2. Dîvâni...................................................................................... 63 2. 2. 3. Celî Dîvâni ............................................................................. 64 2. 2. 4. Talik........................................................................................ 65 2. 2. 5. Rika ........................................................................................ 66 VI. BÖLÜM Celî Bir Yazýnýn Hazýrlanýþý ........................................................ 91 6. 1. Celî Sülüs Bir Hat Levhasýnýn Hazýrlanýþ Safhalarý...... 92 VII. BÖLÜM Lügatçe ve Deyimler .................................................................... 97 7. 1. Lügatçe ve Deyimler............................................................. 98 7. 2. Bibliyografya.......................................................................... 101 VIII. BÖLÜM Hat Sanatýndan Örnekler........................................................ 107 IX. BÖLÜM Hattat Mehmed Þevki Efendinin Sülüs Nesih (TSMK-GY 190/1) Hattat Halim Özyazýcýnýn Rika Meþkleri .........167 7 HAT SANATI ÖNSÖZ Son yýllarda klasik sanatlara karþý büyük bir ilginin ekol sahibi hattatý Þeyh Hamdullah, kendinden önceki olduðu bilinmektedir. Hat, Tezhip, Ebru, Minyatür, Cilt gibi önemli hattat Yâkutun eserleri üzerinde çalýþmýþ, Hâfýz klasik sanatlarýmýza olan ilgi, bu sanatlarýn tarihine ve Osman da Þeyh Hamdullah yazýlarý üzerinde çalýþarak kullanýlan araç-gereçlere olan ilgi ve talebi peþinden ekollerini tesis etmiþtir. XVIII. yüzyýl hattatý Ýsmâil Zühdî getirmiþtir. Efendi ve XIX. asrýn dâhi hattatý Mustafa Râkým, Hâfýz Osmanýn yazýlarý üzerinde uzun tedkîkatlar yaparak, Bu ilgi, yazý sanatýndaki geliþimi hýzlandýrdýðý gibi, yazýda söz sahibi hattatlar olmuþlardýr. Sâmi Efendinin yazý sanatý ve geleneksel sanatlar üzerine yapýlan terakkîsinde, eline geçen Ýsmâil Zühdînin bir murakkaasýnýn çalýþmalarý da artýrmýþtýr. Yüksek lisans ve doktora tezleri büyük tesiri olmuþtur. yanýnda, nitelikli yayýnlar dikkat çekici seviyeye ulaþmýþtýr. Tarihte olduðu gibi bugün de, Ýslâm yazý sanatýnda Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Sanat ve Meslek öncülüðü ülkemiz yapmaktadýr. Bunda, þüphesiz bu sanatýn Eðitimi Kurslarý, sanat eðitimi konusunda Ýstanbulda büyük sýký bir usta-çýrak iliþkisiyle öðretilmesinin rolü büyüktür. bir görevi yerine getirmektedir. Yeni baþlayan kursiyerlere Asýrlarýn oluþturduðu kuvvetli bir gelenek, yazýyý yönelik sanat eðitimi yanýnda, ileri seviyedeki kursiyerlere bozulmadan günümüze taþýmýþtýr. Yazý sanatýnýn açtýðý tekâmül ve ihtisas kurslarýyla ciddi bir sanat eðitimi öðrenilmesinde önemli rolü olan güzel örneklerin vermektedir. Sanat eðitimi alan kursiyerlere pratik eðitim Ýstanbulda olmasý, sanatýn merkezi olarak burayý yanýnda, öðretilen sanatýn tarihi ile ilgili akademik bilgi göstermektedir. Müze ve kütüphânelerde, özel verilmesine ve seminerler düzenlenmesine gayret koleksiyonlarda, dîni ve sivil mimâri eserlerde önemli yazý edilmektedir. örnekleri bulunmaktadýr. Yazý sanatý sýký bir usta-çýrak iliþkisi ile Hazýrlanan bu kitap, meraklýsýna, yazý sanatý ile öðrenilmektedir. Hoca ile talebe dersi bire bir yapmaktadýr. ilgili gerekli bilgiyi vereceði gibi ana kaynaklara yönlendirme Talebenin, hocanýn sözlerine ve eline dikkat kesilmesi görevini de yerine getirecektir. Dipnotlarda ve gerekmektedir. Hocanýn kendisine verdiði dersi dikkatle çalýþmasý yanýnda, güzel örneklerin devamlý incelenmesinin bibliyografyada zikredilen eserler, bu konuda gerekli yazý taliminde önemi büyüktür. Tarihte ekol sahibi hattatlar, yerlere yönlendirecektir. Daha ilk bölümde, Arap yazýsýnýn kendilerinden önce gelmiþ usta hattatlarýn eserleri üzerinde kaynaðý, yazýnýn sanata doðru seyri ve hat sanatýnýn çýkýþ uzun süre çalýþarak ekollerini oluþturmuþlardýr. Osmanlýnýn kaynaðý ile ilgili bilgiler verilmiþtir. Yazý sanatýndaki önemli 8 HAT SANATI ilk dönemlerden sonra, Osmanlýnýn hat sanatýna katkýlarý güzîde sanatkârýmýzýn eserleri verilmiþtir. Yazý sanatýnýn ve hat sanatýnýn kilometre taþlarý, muhtasar da olsa bu tarih olmaktan kurtulduðunu bu eserlerden anlayabiliriz. kitapta yer alan ana konulardýr. Ýslâm sanatýnda kullanýlan Fotoðraflar büyük ölçüde þahsî arþivimden alýnmýþtýr. yazý çeþitleri; aklâm-ý sitte ve diðer yazý çeþitleri tek tek Bunun yanýnda, sanatkâr dostum Ömer Faruk Dere, basým ele alýnarak incelenmiþtir. Hat Sanatýnda kullanýlan merhalesindeki eseri Hattat Hâfýz Osman Efendi kitabýndan malzemelere ayrý bölüm ayrýlmýþtýr. Kamýþ kalem ve bazý fotoðraflarla, fotoðraf arþivinde yer alan Topkapý çeþitleri, kamýþ kalemden baþka kullanýlan kalemlerde Sarayý Müzesi Güzel Yazýlar Bölümü 190/1 numaralý hattat bahsedilmiþtir. Aherli kaðýt ve kaðýdýn terbiye edilmesi, Mehmed Þevki Efendinin sülüs nesih meþk murakkaasýnýn aherlenmesi bu bölümde anlatýlmýþtýr. Kalem açmada fotoðraflarýný hiç tereddütsüz kullanmamýz için vermesinden kullanýlan kalemtýraþ, kalem aðzýnýn kat ve dolayý teþekkürü hak etti. þakkedilmesinde kalemin konulduðu makta, örnekleriyle Meþkler bölümünde, Mehmed Þevkî Efendinin verilmiþtir. Ýnce ruhlu sanatkârlarýn, özenli malzemeleri sülüs-nesih meþkleri yanýnda, XX. asrýn önemli hattatý arasýnda mürekkep hokkasý ve divitin ayrý bir yeri Halim Özyazýcýnýn (1898- 1964) rika meþkleri konulmuþtur. bulunmaktadýr. Tarih boyunca nice sanatkârýn çok büyük Antalya eþrafýndan Hüseyin Tulpar Beye, Halim Hocanýn emeklerle hazýrlattýðý bu malzemelerin numûneleri ilgili meþklerini neþre müsaade ettikleri ve koleksiyonuma bölümde yer almaktadýr. Geçmiþte sanatkârlarýn kullandýðý kazandýrdýklarý için minnet borçluyum. Merhum Emin Barýn âletleri görmesi ve tanýmasý, hat talebesi ile birlikte hat koleksiyonundan çekimlere izin veren Tevfik Barýna, ayný meraklýlarýna da nostalji yaþatacaðý muhakkaktýr. zamanda ÝSMEKten mesâi arkadaþlarým Dr. Münevver ve Hat Sanatýnda ayrý formuyla önemli yeri olan tuðra Dr. Kaya Üçer çiftine koleksiyonlarýný istifademe cömertçe açtýklarý için teþekkür ediyorum. hakkýnda geniþ bilgi verilerek tarihî perspektiften bakýlmýþtýr. Bir baþka önemli konu, bir hat levhasýnýn meydana getiriliþ Öncelikle bu eserin yayýnlanmasýný saðlayan Ýstanbul safhalarý bütün ayrýntýlarýyla altýncý bölümde anlatýlmýþtýr. Büyükþehir Belediye Baþkaný Sayýn Kadir TOPBAÞ Eser yedi ana bölümden oluþmaktadýr. Yedinci Beyefendiye, kendilerinden devamlý feyzaldýðým hocalarým bölümde hat sanatýnýn þeçkin örneklerinden bir demet Prof. Dr. Muhittin Serin ve Prof. M. Uður Derman beylere; sunulmuþtur. Ayrýca, hattat Halim Özyazýcýnýn nesih ve fotoðraflarý çeken sanatkâr dostlarým Mustafa Yýlmaz, rika meþkleri de bu bölüme konmuþtur. Yazý sanatýyla Bahadýr Taþkýn, Dr. Aras Neftçi, Abdüsselâm Ferþadoðlu, ilgili ana kaynaklar, seçme bibliyografyada yer almaktadýr. Turgut Engin ve Galata Mevlevihânesi Müzesi Müdürü Konularla ilgili daha geniþ ve derin bilgi bu kaynaklardan Yavuz Özdemire teþekkür ediyorum. edinilebilecektir. Çalýþmalarýmda büyük desteðini gördüðüm vefakâr Yazý sanatýnda üstad hattatlarýn eserlerinin neþri eþim Dilek hanýma her zaman þükran borçluyum. Kitabýn çok önemlidir. Hat talebesinin bunlar üzerinde yapacaðý hazýrlanmasýnda azami dikkat ve titizlik gösterilmiþtir. tetebbûlar, onu mutlaka sanatýnda ileri noktalara Olabilecek hatalarýmýzýn mazur görüleceði ümidiyle taþýyacaktýr. Katalog kýsmýnda mümkün olduðunca fazla Gayret bizden, baþarý Allahtan eser konulmasýna gayret edilmiþtir. Levha yanýnda mimâri eserler üzerinde bulunan kitâbelerden de örnekler verilmiþtir. Ayný bölümde, geçmiþ hattatlarýmýz yanýnda Dr. Süleyman BERK günümüzün güzîde sanatkârlarýndan Ali Toy, Mehmet Ekim 2006 Özçay ve Osman Özçayýn eserlerinden örnekler verilmiþtir. Akþemseddin- Fatih Bu sanatlarýn, bir geçmiþ zaman sanatý olmayýp günümüzde de hakkýyla icrâ edildiðini göstermesi bakýmýndan bu üç 9 HAT SANATI GENEL KISALTMALAR a.g.e. a.g.m. a.g.r. a.mlf. bkz. c. DÝA Env. No. Haz. h. IRCICA ÝA ÝKMHS m. MEB nþr. ö. s. sy. TÝEM ts. TSMA TSMK-GY TTK : Adý geçen eser : Adý geçen makale : Adý geçen risale : Ayný müellif : Bakýnýz : Cilt : Türkiye Diyânet Vakfý Ýslâm Ansiklopedisi : Envanter Numarasý : Hazýrlayan : Hicrî : Ýslâm Tarih Sanat ve Kültür Araþtýrma Merkezi : Ýslâm Ansiklopedisi : Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat Sanatý : Milâdî : Milli Eðitim Bakanlýðý : Neþreden : Ölümü : Sahife : Sayý : Türk-Ýslâm Eserleri Müzesi : Tarihsiz : Topkapý Sarayý Müzesi Arþivi : Topkapý Sarayý Müzesi Kütüphanesi Güzel Yazýlar Bölümü : Türk Tarih Kurumu 10 HAT SANATI I. BÖLÜM HAT SANATI TARÝHÝ 11 HAT SANATI 1. 1. ÝSLÂM YAZISINA GENEL BAKIÞ 1. 1. 2. Ýslâm Yazýsýnýn Sanat Olarak Çeþitlenmesi 1. 1. 1. Arap Yazýsýnýn Doðuþu Arap yazýsýnýn ortaya çýkýþý hakkýnda Ýslâmî Ýslâm'ýn ilk yýllarýnda yazýnýn, kullaným sahalarý ve mevcuttur.1 kullanýlan malzemenin tesiri ile iki ayrý tarzý doðmaya Bu bilgiler ihtilâflý olduðu gibi kesin de deðildir. Merhum baþladý. Bunlar mushaf, kitabe ve önemli vesikanýn yazýldýðý Nihad M. Çetin (ö. 1991) bu bilgi ve rivayetleri üç ana sert ve köþeli yazý ile günlük iþlerde kullanýlan yumuþak grupta toplamýþtýr.2 Birinci görüþ: Yazýnýn kaynaðý tevkîfî, ve kavisli hatlarýn hâkim olduðu yuvarlak karakterli yazý yani ilâhîdir. Buna göre, bütün yazýlarýn mucidi, ilk insan tarzýdýr.8 kaynaklarda çok farklý ve çeþitli rivayetler ve peygamber olan Hz. Âdem'dir. Hz. Âdem, yazýlarý Yazýnýn asýl geliþme yolunu bulduðu yuvarlak balçýklar üzerine yazmýþ, Nuh tufanýndan sonra da her karakterli yazýnýn kalýn kalemle yazýlmýþ þekline kalemül- kavim kendi yazýsýný bulup öðrenmiþtir. Ýlk Arap yazýsýný celîl adý verilmiþtir. Esasen, o devirde her iki karakterdeki öðrenen Hz. Ýsmail olmuþtur. Ýkinci görüþ: Arap yazýsýnýn yazýnýn kalýn kalemle yazýlan cinsine, bu ad verilmekte "güney arabistan yazýsý" yahut "himyerî" yazýdan türediði idi.9 Osmanlý mektebinde celîl ismi celîye dönüþmüþ ise þeklindedir. Yazý Güney Arabistan'dan, ticarî münasebetler de1 0 baþlangýçtaki celîl yazý ile Osmanlý celîsi arasýnda sebebiyle, önce Þam bölgesine, daha sonra da Hicâz -ikisinin de kalýn yazýlmalarý dýþýnda- bir iliþki yoktur. bölgesine intikal etmiþtir. Üçüncü görüþ ise: Arap yazýsýnýn Yazý Mekke'de mekkî, Medîne'de medenî adýný aldý. nabat yazýsýnýn deðiþiminden elde edildiði þeklindedir. Hz. Ömer ve Hz. Ali hilâfetleri döneminde yazý Basra ve Bugün artýk ilmî araþtýrmalar sonucu kabul edilen Kûfe'de, evvelâ geldiði þehirlere nispeten mekkî ve medenî görüþ, Arap yazýsýnýn nabat yazýsýndan türediði, hatta onun olarak isimlendirildi; kýsa süre sonra da yazý þehirlere Nabatî yazýsýndan nispetle basrî11 ve kûfî isimlerini aldý. Baþlangýcýndan beri, Arap yazýsýna geçiþ, IV. ve V. milâdî asýrda olmuþ, yazýnýn mushaf, kitabe ve önemli vesikanýn tespitinde kullanýlan Hicaz bölgesine geçiþi, Havran, Petra ve el-Ulâ üzerinden sert ve köþeli yazý Kûfe þehrinde geliþtirilerek kûfî ismini gerçekleþmiþtir.4 Arap yazýsý, ârâmi halkasýyla Fenike aldý.12 Böylece ilk defa yuvarlak karakterli yazý ve köþeli yazýsýna baðlanmaktadýr. Arâmi yazýsýndan nabat yazýsý yazý isim ve vasýf olarak kesin olarak ayrýldýlar. Daha doðmuþtur. 5 1- Bkz. el-Belâzurî, Fütuhu'l-Buldan, Çev: Mustafa Fayda, Ankara, Kültür Bakanlýðý, 1987, s. 690-691; Ýbnü'n-Nedim, el-Fihrist, Beþrut, (ts), s. 4; el-Kalkaþandî (Ahmed b. Ali), Subhu'l-A'þa, III, Beyrut, 1987, s. 10-11; Muhammed Hamidullah, Muhtasar Hadis Tarihî ve Sahife-i Hemmam Ýbn Münebbih, Çev: Kemal Kuþçu, Ýstanbul, Bahar Yayýnevi, (ts), s. 15; Ýsmail Hami Dâniþmend, Ýzahlý Ýslâm Tarihi Kronolojisi, I, Ýstanbul, Bâb-ý âli Yayýnevi, 1960, s. 191-205; Selahaddin el-MÜNECCÝD, Dirâsât fî târihi'l-hatti'l-Arabî, Beyrut, Daru'l-Kitâbi'l-Cedîd,1972, s.12-27; Rýfký Melûl MERÝÇ, "Ýslâm Yazýsýnýn Menþei ve Ýntiþârý", (Der. Cüneyt EMÝROÐLU, Ýslâm Yazýsýna Dair), Ýstanbul, Sebil Yayýnevi1977, s. 101; Mahmûd Es'ad Efendi, Ýslâm Tarihi, Ýstanbul, Marifet Yayýnlarý, 1983, s. 158-159; Nihad M. ÇETÝN, Ýslâm Hat San'atýnýn Doðuþu ve Geliþmesi (Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat San'atý), s. 14-15; Ali ALPARSLAN, "Ýslâm Yazý Sanatý", Doðuþtan Günümüze Büyük Ýslâm Tarihi, c. XIV, Ýstanbul, Çað Yayýnlarý, 1993, s. 441-443; B. Moritz, Arabistan (Yazý) ÝA, I, 498-499; Ýbrahim CUM'A, Dirâsât fi tatavvuri'l-kitabati'lkûfiyye, Dâru'l-fikri'l-arabiyye, ts., s. 17. 2- Çetin, a. g. e., 14. 3- Çetin, DÝA, III, 276; a. mlf., ÝKMHS, 14. 4- B. Moritz, Arabistan (Yazý), ÝA, I, 499; Çetin, DÝA, III, 276; a. mlf, ÝKMHS, 15. 5- Müneccid, a. g. e. , s. 19 ; Çetin, ÝKMHS, 15. 6- Çetin, DÝA, III, 276 ; el-Müneccid, a. g. e., 19, 20. 7- Çetin, DÝA, III, 276 ; a. mlf, ÝKMHS, 14; Ali Aktan, Arap Yazýsýnýn Doðuþu, Geliþmesi ve Ýslâm Yazýsý Haline Gelmesi, Ýslâmî Araþtýrmalar, sy. 6 (1988), s. 62; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 445. 8- Çetin, ÝKMHS, 17. 9- Çetin, ÝKMHS, 31. 10- Ali ALPARSLAN, Mimarî Yapýlarýn Yazý Sanatý Bakýmýndan Önemi, Boðaziçi Üniversitesi (Beþerî Bilimler) Dergisi, sy. 4-5, 1976-1977, s. 3; Çetin, ÝKMHS, 30. 11- Basrî hattan günümüze herhangi bir örnek gelmemiþtir. bkz. Müneccid, 75 12- Ýbrahim Cum'a, a. g. e., 19-20; Müneccid, a. g. e., 75; Mustafa el-HABÝB, "Yazý Ýle Mimarînin Kaynaþmasý" Görüþ, sy. 12 (Aralýk 1977), s. 44; Çetin. ÝKMHS, 20-21; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 458; Mübahat S. KÜTÜKOÐLU, Osmanlý Belgelerinin Dili (Diplomatik), Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1994, s. 54. geliþmiþ bir devamý olduðu þeklindedir.3 geliþtirilmiþ ve bundan da Arap yazýsý Nabat yazýsýndan Arap yazýsýna geçiþteki merhaleleri görme imkâný verecek kitabelerin en eskisi Ümmü'l-Cimâl (m. 250) ve en-Nemâre (m. 328) kitabeleridir. Bu kitabeler Araplara ait olduðu halde Nabat kültürünün etkisi ile nabat yazýsýyla yazýlmýþtýr.6 Bahsedilen kitabeler dikkatlice incelendiðinde, ilk devir Arap yazýsýnýn, nabat yazýsý harf þekillerine yakýnlýðý görülebilir. Arapça, Süryâni dili ve yunanca olarak yazýlan Zebed Kitâbesi (m. 512), artýk nabat yazýsýnýn Araplarca benimsendiðini, Arapçanýn da yazý dili olarak kendini göstermeye baþladýðýnýn iþaretidir. Ýslâm'ýn doðuþu sýrasýndaki Arap yazýsý ile, Þam'ýn güneydoðusunda bulunan milâdî 528 tarihli Üveys kitâbesi ve Þam'ýn güneyinde bulunan, milâdî 568 tarihli Harran kitabelerindeki yazýlar arasýndaki benzerlik çok ileri bir seviyededir.7 12 HAT SANATI sonralarý kûfi yazý geliþerek muhtelif bölgelerdeki ayný karakterdeki yazýlarýn ana ismi olmuþtur.13 Kûfî yazý daha sonralarý çok farklý þekillerde tasnif edilmiþtir. Yapýlarýna göre yapýlan tasnifte kûfî yazý beþ kýsma ayrýlmýþtýr; 1Basit kûfî, 2- Yapraklý kûfî, 3- Zemini süslü kûfî, 4- Örgülü kûfî, 5- Geometrik kûfî.1 4 Yazýldýklarý bölgelere göre de kûfî yazý üç kýsma ayrýlmýþtýr; çýktýðý bölge ve çevresinde yazýlanlar kûfî, çýktýðý bölgenin doðusunda yazýlan ve farklý özellikleri bulunanýna meþrik kûfîsi, yine çýktýðý bölgenin batýsýnda yazýlana ise maðrip kûfîsi adý verilmiþtir.1 5 Resim 2- Tûmâr yazýya bir örnek. (TSMK-K 882, 2a) Resim 4- Kûfi yazý. (TSMK-EH, 16, 6a) Meþrik kûfîsi ile maðrip kûfîsi arasýndaki merhalede kayravan kûfîsi ortaya çýkmýþtýr.1 6 1. 1. 3. Emevîler Döneminde Yazý (41-132/661-750) Hat sanatýnýn asýl geliþimi, daha çok yumuþak ve yuvarlak karakterli yazý üzerinde olmuþtur.17 Bu geliþme en belirgin þekilde Emevîler döneminde baþlamýþtýr.1 8 Emevîler döneminde meþhur hattat Kutbetu'l-muharrir kûfî yazý üzerinde deðiþiklik yaparak, dört çeþit yazý meydana getirmiþtir. Bunlar celîl, tûmâr, sülüs ve nýsftan ibârettir.1 9 Emevîlerin sonu ile Abbasîlerin ilk yýllarýnda yaþayan Kutbetül-Muharrir, daha önce kullanýlan ve kalem aðzý geniþliði belli olmayan celîle nispeten, kalem aðzý 13- Çetin, ÝKMHS, 21 14- Ýbrahim Cum'a, a. g. e., 45-46. 15- Derman, ÝKMHS, 179-184 16- Derman, ÝKMHS, 183. 17- Çetin, ÝKMHS, 21. 18- Çetin, ÝKMHS, 20. 19- Clement HUART, Les Calligraphes et Les Miniatures de L'orient Musulman, Paris, Ernest, Leroux, Editer, 1908, s. 12; Müneccid, a. g. e., 81; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 459; Kütükoðlu, a. g. e., 54. Resim 3- Meþrik kûfisine bir örnek. (TSMK-EH 209, 2a) 13 HAT SANATI geniþliði belli olan tûmâr yazýyý icat etti.20 Bu yazý daha eliflerin alt uçlarý sol tarafa doðru kývrýlmýþtýr. Bazý harflerin sonra icat edilecek yazýlar için ana ölçü görevi görmüþtür.21 uç kýsýmlarýna tomurcuk þeklinde çiçek konulmuþtur. Kalem aðzý geniþliði muayyen olmayan celîl 1. 1. 4. Abbâsîler Döneminde Yazý (132-656/750-1258) kaleminin tûmara mahsus kalem aðzý geniþliði 24 beygir (birzevn) kuyruðu kýlýdýr.22 Bu da yaklaþýk 15 mm.ye eþittir ki23 celî kaleminde de asgarî ölçü budur. Bu yazý resmî Emevilerin sonu ve Abbâsîlerin baþlarýnda yazýþmalarda kullanýlmýþtýr. Tarihte ilk defa hattat unvaný kaynaklarýn bahsettiði iki önemli sanatkâr, yazýyý Kutbe'nin ile karþýmýza çýkan þahýs Kutbetü'l-muharrir'dir. Kutbe, baþlattýðý yönde geliþtirmiþlerdir. Bunlardan biri ez-Zahhak Arap hattýný sanat olarak geliþtiren ilk þahýs ve kendinden b. Aclân diðeri ise, Ýshak b. Hammad el-Kâtip'tir. 31 sonra gelen büyük hattatlar silsilesinin baþý olarak kabul Abbâsîler'in ilk devrinde yaþayan meþhur vezir ve ayný edilir.24 Ýsminde bulunan muharrir sýfatý, hattat anlamýna zamanda hattat olan Ebû Ali Muhammed b. Ali (Ýbn Mukle) gelmektedir. Gerçek yazý sanatkârý ile yazýsý sadece güzel (ö. 328/940), o zamana kadar uzun tecrübe ve arayýþlarla Muharrirdir.25 elde edilen harf þekillerini belli ölçülere baðladý.32 Artýk Yazýyý sanatlý bir þekilde yazma endiþeleri olmayýp, sadece kûfînin etkisinden kurtulup, aklâm-ý sitteye dönmeye kitap istinsâhý ile uðraþanlara ise verrâk adý verilmiþtir. baþlayan yazýya yeni bir þekil verdi. Bunda sahip olduðu olaný birbirinden ayýran en eski kelime Uzun zaman sonra muharrir kelimesinin karþýlýðý hattat, verrak kelimesinin karþýlýðý ise kâtip olmuþtur. Muhtemelen milâdî XII. yüzyýldan itibaren muharrir sýfatýnýn yerini hattat sýfatý almýþtýr.26 Baþlangýçta kalýn yazýlar için sadece celîl ismi kullanýlmýþtýr. Bu isim, çeþitleri oluþmamýþ biri yuvarlak diðeri düz karakterli yazýlarýn büyük boyda yazýlanlarýna verilen bir isim idi.27 Celîl yazýnýn üst seviyedeki devlet yazýþmalarýnda kullanýlan kalem aðzý kalýnlýðý belirli olan cinsine, dürülüp, bükülen kâðýt yahut deriye nispeten tûmâr adý verildi. Kalemu'l-celîl'in ince boyda yazýlanýna kitap istinsâhýnda kullanýldýðý için neshî, verraklarca kullanýldýðýndan da verrâkî adý verildi; bu yazý ince muhakkak özelliði göstermektedir. Üst seviyedeki devlet yazýþmalarýnda kullanýlan kalemu't-tûmârýn üçte biri nispetinde olanýna üçte bir manasýna gelen sülüs adý verilmiþtir.28 Emeviler döneminde devlet merkezi Þam'da Resim 5- Ali b. Hilâl Yazýsý ( TSMK-Baðdad 125, 34 a) yazý þâmî ismini almýþtýr ki bu yazý kûfî yazýnýn bir kolu 20- el-Müneccid, a. g. e., 81; Çetin, ÝKMHS, 21. 21- Çetin, ÝKMHS, 21. 22- Kalkaþandî, a. g.e . III, 53; Çetin, ÝKMHS, 23. 23- Alparslan, DÝA, VII, 265. 24- Müneccid, a. g. e., 81. 25- Çetin, ÝKMHS, 21; 26- Çetin, ÝKMHS, 29. 27- Çetin, ÝKMHS, 30. 28- M. Uður Derman, "Selçuklu'dan Osmanlý'ya Celî Sülüs Hattýnýn Geliþimi", IV. Millî Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Semineri Bildirileri, 25-26 Nisan 1994 (Ayrý Basým), Konya, Selçuk Üniversitesi, Selçuklu Araþtýrmalarý Merkezi, 1995, s. 91; bkz. Çetin, ÝKMHS, s. 22-23; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 459460; el-Kalkaþandî, a. g. e., s. 54-61. 29- Müneccid, a. g. e., 81. 30- Müneccid, a. g. e., 82. 31- Çetin, ÝKMHS, 21-22. 32- Çetin, ÝKMHS, 24. olarak sayýlmýþtýr.29 Emeviler döneminde þöhret bulmuþ bir diðer isim de Hâlid b. Ebi'l-Heyyâc'dýr; bu þahýs Medine'de Mescid-i Nebevî'nin kýble duvarýna Kur'an-ý Kerim'in son yirmi dört sûresini altýnla ve muhtemelen celîl kûfî ile yazmýþtýr. Emeviler döneminden o zamanýn hattýna delâlet edecek bir örnek zamanýmýza ulaþmamýþ, muhtemelen Abbasiler devrinde yok edilmiþlerdir. 3 0 Endülüs Emevilerinde kullanýlan celîl yazýnýn zemininde süsleme unsurlarý kullanýlmýþtýr. Dik harflerde zülfe kullanýlmamýþ, 14 HAT SANATI Resim 6- Hasankeyfte bulunan Eyyûbiler dönemi Sultan Süleyman Camii celî sülüs kitabesi. hendese bilgisinin de etkisi vardýr.33 Yazýyý düzene kaidelerine baðlý kalmýþsa da daha çok Ýbn Bevvâb'ýn koyarken nokta, elif ve daireyi ölçü olarak aldý.34 Noktayý yazýlarýna zerâfet kazandýrýp, bir üslûp meydana harflerin boyu, elifi dik harflerin boyu, daireyi ise çanak getirmiþtir.42 Yâkût'un bilhassa muhakkak ve reyhânîde þeklindeki harflerin geniþliði için ölçü olarak koydu. Böylece ortaya koyduðu estetik kurallar, âhenk ve nisbet Osmanlý aklâm-ý sitteyi ölçü içerisine alýp düzene soktu. Ýbn-i Mukle hat mektebinin doðuþuna kadar Ýslâm âleminde ideal kalem-i tûmâr-ý kûfi'den bahsetmiþtir ki, kendi ifadesiyle örnekler olarak kabul edilmiþtir. Mustakimzâde, Yâkût'un bu hat cinsi harflerinde yuvarlaklýk olmayan, tamamen Kýbletü'l-Küttab (yazýcýlarýn öncüsü) diye þöhret bulduðunu düz hatlardan meydana gelen kûfidir.35 Bu hat daha sonra kaydeder.43 Abbâsîler'in siyasi hayatlarýnýn bitiþi ve ma'kýlî olarak isimlendirilmiþtir. Yâkut'un vefatýndan sonra Baðdat, san'at merkezi olma özelliðini kaybetmiþ, yerini önce Kâhire'ye daha sonra Ýbn Mukle'den bir asýr sonra gelen ve onun Ýstanbul'a býrakmýþtýr.44 mektebinin ikinci merhalesini temsil eden Ýbnü'l-Bevvâb (ö. 413/1022), Ýbn Mukle'nin seviyesine ulaþmak için, yýllarca Fâtýmîler döneminde kûfî yazýnýn celîl örnekleri onun yazýlarýný inceledi ve taklit etti; Ýbn Mukle yazýsýný kullanýlmýþtýr. Bu dönemde celîl yazýnýn kullanýmýnda geliþtirdi ve güzelleþtirdi.36 Merhum Nihad M. Çetin'in zeminde çiçek ve rûmî motifler bulunmaktadýr. El-Hakim ifadesiyle; "... benzerleri arasýnda ortak husûsiyetleri en 33- Ali ALPARSLAN, Ýbn Mukle'nin Ýslâm Yazýsýna Hizmeti, "Tarih Boyunca Paleografya ve Diplomatik Semineri 30 Nisan/2 Mayýs 1986 Bildirileri", Ýstanbul, Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 1986, s. 11. 34- Adolf GROHMANN, Arabische Palãographie (I. Teil), Wien, 1967, s. 16; Issam el-Said and Ayþe Parman, Geometric Concepts In Islamýc Art, World of Islam Festival Puplishing Company Ltd. London, 1976, s. 131; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 463. 35- Müneccid, a. g. e., 81. 36- Çetin, ÝKMHS, 24; bkz. Mustakimzâde Süleyman Sa'deddin Efendi, Tuhfe-i Hattâtîn, Ýstanbul, Türk Tarih Encümeni Külliyatý, Ýstanbul, 1928, s. 331332; Habib Efendi, Hat ve Hattâtân, Ýstanbul, 1305, s. 44-48, (45-48. sayfalar arasýnda Ýbn Bevvab'ýn yazdýðý hat ve kalem hakkýndaki kasîdesi "Kasîdei râiyye-i Ýbn Bevvâb maa Þerh" mevcuttur.); A. Süheyl ÜNVER, Hattat ALÝ BÝN HÝLAL Hayatý ve Yazýlarý, Ýstanbul, Yeni Laboratuvar Yayýnlarýndan 1958, s. 5. 37- Çetin, ÝKMHS, 26. 38- Selahaddin el-MÜNECCÝD, Yakût el-Musta'simî, Beyrut, Daru'l-Kitâbi'l-Cedîd, 1985, s. 17; Çetin, ÝKMHS, 27. 39- Mustakimzâde, Tuhfe-i Hattâtîn, 575; Çetin, ÝKMHS, 27. 40- Alparslan, Ýslâm Tarihi, 464. 41- el-Müneccid, Yâkut el-Musta'simî, 28; Nihad M. ÇETÝN, "Yâkût Musta'simî, ÝA, XIII, 354; a. mlf., ÝKMHS, 27. 42- Çetin, a. g. e., 27. 43- Mustakimzâde, 575. 44- Muhittin SERÝN, Hattat Þeyh Hamdullah, Hayatý, Talebeleri, Eserleri, Ýstanbul, Kubbealtý Akademisi Kültür ve San'at Vakfý, 1992, s. 14. bâriz þekilde taþýyan hat üslûplarýný seçti ve çok muhtelif kanallarýna yöneltti."37 Ýbn Mukle ve Ýbnul-Bevvâbýn celîl yazýsýna örnek elimizde olmamakla birlikte, Ýbnul-Bevvâb yolunda yazýlmýþ celîl bir yazý örneði mevcuttur. Ýbnü'l-Bevvâb'dan iki asýr sonra, Ebu'l-Mecd Cemâleddin Yâkût b. Abdullah el-Musta'simî (ö. 698/1298), yazýya yeni bir nefes verdi.38 Yakût uzun süre Ýbn Mukle ve Ýbn Bevvâb'ýn yazýlarýný inceleyerek, yazýda yeni bir tavýr ortaya koymuþtur.39 Onun sayesinde aklâm-ý sittenin kâideleri daha bir belirginleþerek, yazý güzelleþmiþtir.40 Yakût'un yaptýðý en büyük deðiþiklik, o güne kadar düz kesilen kalemin aðzýný eðri kesmesi ve eðimini artýrmasýdýr.41 Daha önce de belirtildiði gibi Yâkut, Ýbn Mukle ve Ýbn Bevvâb yazýlarýndan istifade etmiþ, onlarýn 15 HAT SANATI Resim 7- Hasankeyfte bulunan Eyyûbiler dönemi Sultan Süleyman Camii çeþme üstü kitâbe. Camii, el-Ezher Camii harim duvarý, el-Akmer Camiinde dönemde Namazgâh Camii yazýlarý makýlî, Özkent Celâleddin bu örnekler görülebilir. Bu dönemden Halife el-Muntasýr'ýn Hüseyin Türbesi portali tezyinî kûfî, Muhammed b. Nasr kudretli kumandanlarýndan Emirü'l-Cuyûþ Bedrü'l-Cemâlî Türbesinde ise tezyinî celî sülüs örnekleri yer almaktadýr. tarafýndan yaptýrýlan El-Cuyûþî Camii (m. 1085) mihrabýnda Buradaki celî sülüs yazý yalýn olarak deðil tezyinatla birlikte bulunan tezyinî kûfî yanýnda mihrap içerisinde mevcut kullanýlmýþtýr. celî sülüs yazý önemli eserlerdendir. Fatýmî eserlerinden Gazneliler döneminde de mimarî eserlerde tezyinî incelenen tüm yazýlarýn zeminlerinde tezyinat kûfî kullanýlmýþtýr. Aslan Câzib Türbesi kubbe kasnaðý ve bulunmaktadýr.45 pencere üstleri tuðladan yapýlan parçalarla tezyinî kûfîye Karahanlýlar döneminde tezyinî kûfî ve mâkilî ile rastlanýr. birlikte celî sülüs tezyinatlý olarak kullanýlmýþtýr. Bu 1. 1. 5. Selçuklularda Celî Yazý Selçuklularda mimarî eserlerde celî sülüs ve kûfî kullanýlmakla birlikte celî sülüs daha çok tercih edildi. Celî sülüs hem yalýn hem de zemini süslü olarak, kûfîler ise tezyinî olarak kullanýlmýþtýr. Bu dönemdeki yazýlarýn ortak özelliði harflerin cýlýz, dik harflerin yukarýdan aþaðý doðru incelmesidir. Ayrýca, yazýda kalem hareketlerinin özelliklerini görmek mümkün deðildir. Horasan Selçuklularý devrinde yapýlýp bünye deðiþikliði geçirmeden zamanýmýza kadar gelen camilerden, Zavare Mescid-i Cumasý'nda (m. 1136) bulunan kuþak Resim 8- Hasankeyfte bulunan Eyyûbiler dönemi Sultan Süleyman Camii çeþme üstü kitâbe. 45- Bu konudaki örnekler için bkz. Suut Kemal YETKÝN, Ýslâm Sanatý Tarihi, Ankara, Ankara Üniversitesi Ýlâhiyat Fakültesi, Türk ve Ýslâm Sanatlarý Tarihi Enstitüsü Yayýmlarý: 2, 1954, Levha, 67-82. 16 HAT SANATI Resim 9- Hattat Ali b. Yahya Sûfinin celî sülüs hat ile yazdýðý Amasya II. Bâyezid Camii Kitabesi þeklinde kûfî yazýnýn zemini kývrýk dallý motiflerle abidevî bir eserdir. Burada kûfî ve celî sülüs yazý kullanýlmýþ, Ayný dönemden Ardistan Mescid-i celî sülüs yazý zemininde kývrým dallý motifler yeralmýþtýr. Cumasýnda (m. 1160) kubbeye geçiþ bölgesinde ve Kitabelerdeki celî sülüs harfleri yayvan olup, dik harfler mihrapta zemini kývrýk dallý motiflerle süslü celî sülüs yukarýdan aþaðý doðru incelmektedir.48 süslenmiþtir. 46 örneklerini görmek mümkündür. Burada celî sülüs satýr esasýna göre Bu dönem celî sülüsünün ortak özelliði, harflerin yazýlmýþtýr.47 çok basit ve küt, dik harflerin yukarýdan aþaðý doðru Anadolu Selçuklularý döneminde mimarî eserlerde incelmesidir. Yazýlarda Osmanlý döneminde göreceðimiz kûfî, muhakkak ve celî sülüs yazý kullanýlmýþtýr. Bu dönem estetik, kalem hareketlerinin hakký ve özellikleri, istifte eserlerinden yazýlarýyla dikkat çeken Divriði Ulu Camii (m. harflerin birbirini kucaklamasý gibi güzellikleri görmemiz 1129) portalinde zemini süslü celî sülüs kullanýlmýþtýr. mümkün deðildir. Bu dönemde yazýlan kûfî yazýlar celî Burada dik harfler oldukça uzun ve harfler küttür. Milâdî sülüse göre daha baþarýlý sayýlabilir.49 1253 yýlýnda I. Alaaddin Keykubad'ýn kýzý Hond Hatun Orta Asyada Hâkim Tirmizî Türbesinde bulunan tarafýndan inþa olunan Erzurum Çifte Minareli Medresesi celî yazýlar çok baþarýlý, istif ve harfler mükemmeldir. Dik yazýlarý da celî sülüs ile olup zemininde kývrýk dallý motifler harfler dengeli bir þekilde daðýtýlmýþ diðer harflerin bulunmaktadýr. Yazýlar o dönemin özelliðini daðýlýmýnda da çok baþarýlý olunmuþtur. XIV. yüzyýla ait aksettirmektedir. Anadolu Selçuklularý döneminden Konya olan bu mezarýn yazýlarýndaki baþarý Osmanlýda ancak Sýrçalý Medrese (m. 1242), yine ayný dönemden Divriði XVI. yüzyýlda yakalanabilmiþtir. Sitti Melîk Türbesi (m. 1195) portali, Divriði Ulu Camii (m. Semerkand, Bibi Haným Camiinin gerek çini üzeri 1229) inþâ kitabesi yazýlarýnda celî sülüs zemini kývrýmdal gerek taþ üzerine mahkûk celî yazýlarýnýn harfleri tenâsüb rûmî ve geometrik desenlerle süslüdür. Aksaray Sultan olarak oldukça baþarýlý ve canlýdýrlar. XV. yüzyýl baþlarýna Haný portali (m. 1229), Konya Ýnce Minareli Medrese (m. 46- Suut Kemal YETKÝN, Ýslâm Mimarisi, Ankara, Ankara Üniversitesi Ýlâhiyat Fakültesi, Türk ve Ýslâm Sanatlarý Tarihi Enstitüsü Yayýnlarý: 2, Ankara, 1959, s. 144. 47- YETKÝN, a. g. e. , 146-147. 48- YETKÝN, a. g. e. , 212. 49- Bazý müellifler, bu dönemdeki celî sülüslere neshî adýný vermiþlerdir ki, bu isimlendirme yanlýþtýr. Zirâ bu yazýlarýn üslûp ve kaide açýsýndan böyle isimlendirilmesi mümkün deðildir. Bkz. A. Survey of Persian Art, London, 1939, s. 1770-1774; Semra ÖGEL, Anadolu Selçuklularýnýn Taþ Tezyînâtý, Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1987, s. 89-90. 1258) portali ve Konya Karatay Medresesi (m. 1251- 1252) yazýlarý örgülü kûfî ve ma'kýlî yazý kullanýlmýþtýr. Kubbe kasnaðýnda kullanýlan kûfî, o zamana kadar görülen yazýlardan farklýlýk göstermektedir. Tercan, Mama Hatun Kümbeti, Selçuklularýn bir kolu olan Saltuklulardan kalma 17 HAT SANATI Resim 10- Ali b. Yahyâ Sûfinin Topkapý Sarayý Bâb-ý Hümâyûn üzerindeki celî sülüs Müsennâ kitabesi; Tuðra Sultan II. Mahmuda ait olup, Hattat Râkým tarafýndan çekilmiþtir. ait olan bu yazýlarda, istifteki çizgi uyumu zamanýna göre celî sülüse terk etmiþtir.50 dikkat çekici seviyededir. Kûfî yazýnýn mimarî eserlerde kullanýmý Anadolu 1. 2. OSMANLI YAZI SANATINDA EKOLLER Selçuklularýna kadar devam etmiþ, Osmanlýda Fatih devrine kadar da zaman zaman süs unsuru olarak kullanýlmýþ, Ýslâm yazý sanatý en hýzlý geliþmeyi Osmanlý hat Fatih devrinden sonra kûfi yazý bu alanda yerini tamamen 50- Alparslan, Beþerî Bilimler Dergisi, 2-3. 18 HAT SANATI Resim 11- Hattat Þeyh Hamdullah tarafýndan celî sülüs hatla yazýlan Ýstanbul Davud Paþa Camii kitâbesi. mektebinde yaþamýþtýr. Özellikle Fatih Sultan Mehmed halâvetini görmek mümkündür. Bâb-ý hümâyun döneminden itibaren, yazý sanatýnda ekoller geliþmiþ ve kitabelerinin istifi çok girift ve baþarýlýdýr; özellikle müsennâ yaklaþýk her yüz yýlda bir geliþme yaþanmýþtýr. âyet, istif olarak mükemmeldir. Osmanlý döneminde yazýda görülen ilk ciddi geliþme Müsennâ yazýnýn alt kýsmýnda bulunan tarih kitâbesi, hattat Yahya Sûfi51 ve oðlu Ali b. Yahya Sûfi52 ile görülür. girift istifi ve devrine göre harflerin yapýlarýndaki güzellik Yahya Sûfinin Fatih Camii avlu pencerelerinde iç ve dýþ dikkat çekmektedir. Kitabe harf yapýsý ve istifi ile bütünüyle kýsmýnda bulunan yazýlar incelendiðinde, harflerin hareke deðerlendirildiðinde, Râkým öncesi mükemmel bir örnek ve süs iþaretlerinden arýndýrýlmýþ hâli göze çarpar. Ancak olarak kabul edilebilir. Ayný dönemde sülüs ve nesih harflerde istenen olgunluk henüz yoktur. Harfler satýh yazýda Yâkut el-Mustasýmî üslûbu hâkimdir. üzerine dengeli bir biçimde yayýlmýþ durumdadýr. Dik Fatih döneminden sonra temelleri II. Bâyezidin harfler, özellikle Fatih Camii avlu pencereleri iç taraftaki valiliði döneminde Amasyada atýlan aklâm-ý sittedeki yazýlarda uzunca ve hâlâ küt bir haldedir. Bu dönemin uyanýþ, II. Bâyezidin padiþah olmasý ve Þeyh Hamdullahýn belirgin bir özelliði, dik harflerin üzerinde satýr halinde kûfi Ýstanbula gelmesiyle hýz kazanmýþ ve aklâm-ý sittede yazý bulunmaktadýr. Ayný özelliði, hattatý belli olmayan yeni bir devre baþlamýþtýr. Bu dönemde özellikle sülüs ve Çinili Köþk yazýlarýnda da görmekteyiz. Yalnýz burada üst nesih yazý büyük bir geliþme dönemine girmiþtir. kýsýmda bulunan yazýlar muhakkak hattý iledir. 53 1. 2. 1. Þeyh Hamdullah Hayatý ve Ekolü Ali b. Yahyâ Sûfinin yazýlarý, Fatih Camii kitabesinde Osmanlý Hat Ekolünün kurucusu olan Þeyh harfler satýra nisbeten yayýlmakla beraber, dik harflerin yer yer kümelendiði görülmektedir. Kitabe hareke çok 51- Yahya Sûfî: Edirnelidir. Abdullah Sayrafîyi taklit etmiþtir. 882/1477de vefat etmiþtir. Fatih Camii þadýrvanlý avlusunda pencere üstü Fatiha sûresi kendisinindir. (bkz. Nefeszâde, 46; Suyolcuzâde, 43; Mustakimzâde, 583584; Ekrem Hakký AYVERDÝ, Fatih Devri Hattatlarý, 49-50; Rado, 46.) 52- Ali b. Yahya Sûfî: Yahya Sûfînin oðludur. Fatih devri hattatlarýndan olup özellikle celî sülüs ve müsennâ yazýda üstat idi. Celî sülüste açtýðý çýðýr Râkýma kadar devam etmiþtir. Yazýlarýnda harflerin tenâsübü, terkibin mükemmeliyeti ve harflerin satýra diziliþteki baþarýsý, hemen fark edilir. (bkz. Nefeszâde, 47; Suyolcuzâde, 83; Mustakimzâde, 333; Ayverdi, a. g. e., 16-21; Rado, 46.) 53- Fatih Camii ve Çinili Köþk yazýlarý için bkz. Tahsin Öz, Topkapý Sarayýnda Fatih Sultan Mehmet II.ye Ait Eserler. Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1953, s. 13-15 (Resim 27) ; Abdülhamit Tüfekçioðlu, Erken Devir Osmanlý Mimarîsinde Yazý, Ankara, Kültür Bakanlýðý, s. 360-363. 54- Hicr Sûresi, 45-48. 55- Saff Sûresi, 13. 56- Alparslan, Beþerî Bilimler, 7; (Kitâbeler ve okunuþlarý ile ilgili bkz. Abdurrahman az, tezyinî iþaretler ise yok denecek kadardýr. Bu kitabede baþarýlý olmasa da istif denemesine giriþilmiþtir. Ali Sûfînin, sekiz yýl sonra yazdýðý, Topkapý Sarayý Bâb-ý hümâyun kitabesi, kitabe üstü müsennâ âyet,54 sað kapý yuvasýndaki âyet55 ile sol kapý yuvasýndaki ketebe yazýlarý þüphesiz Râkýma kadar celî sülüsün en güzel örnekleri olarak kabul edilmektedir.56 Bu kitabelerde, harf yapýsý olarak çok mükemmel bir seviye yakalanmýþtýr. Fatih Camii kitabesine göre harflerde kalem hakkýnýn 19 HAT SANATI Resim 12- Hattat Þeyh Hamdullah tarafýndan nesih hatla yazýlan Kuran-ý Kerîm. (TSMK-YG 913) 20 HAT SANATI Resim 13- Hattat Þeyh Hamdullah tarafýndan celî sülüs hatla yazýlan Ýstanbul Sultanahmed Fîruzaða Camii kitâbesi. Hamdullah, 1429 yýlýnda Amasyada dünyaya geldi. Babasý, ekolündeki öncülüðünden dolayý kendisine kýblettül- Buhâra Türklerinden olan ve Amasyaya göç eden Mustafa küttâb, hattatlarýn öncüsü; kýdvetü ehlil-hatt, hattatlarýn Dededir. Babasý ayný zamanda Sühreverdiyye tarikatinin baþý gibi sýfatlar verilmiþtir.57 þeyhidir. Þeyh Hamdullah, imzalarýnda daima babasýna Þeyh Hamdullah Amasyada ilim tahsili yanýnda, izafeten ibnuþ-þeyh sýfatýný kullanmýþtýr. Þeyh Hayreddin Maraþîden Yâkut yolunda aklâm-ý sitteyi meþk Hamdullahýn isminin baþýnda bulunan þeyh sýfatý, Okçuluk etmiþtir.58 Yâkut el-Mustasýmî yazýlarý üzerinde uzun Tekkesi Þeyhi olduðundan verilmiþtir. Osmanlý yazý süren çalýþmalar yaptý. Þeyh Hamdullah yazýlarý incelendiði zaman, Yâkut harflerinin en güzellerini alarak ekolünü oluþturduðu görülür.59 Amasyada vali olan II. Bayezid ile dostluk kurdu ve ona hat dersleri verdi. II. Bayezid tahta çýktýktan kýsa bir süre sonra Þeyh de Ýstanbula gelerek Saraya intisap etti. Þeyhin sanat hayatýndaki gerçek terakkî Ýstanbula geliþinden sonra baþlamýþtýr.60 Padiþah kendisine, yazý yazarken hokkasýný tutacak kadar ilgi göstermiþ ve kendisini devamlý desteklemiþtir. Þeyh Hamdullahýn kaynaklarda, ömrü boyunca 47 Kurân-ý Kerîm, sayýsýz enâm ve Kuran cüzü yazdýðý kaydedilmiþtir. Ýstanbul Bâyezid, Sultanahmed Firuzaða, Davud Paþa Edirne Bâyezid Camii celî sülüs kitabeleri Þeyh ÞEREF, Topkapý Sarayý Humâyunu, TOEM, 1 Kanûn-i evvel 1326, cüz, 5, s. 174; Ekrem Hakký AYVERDÝ, Fatih Devri Mimarîsi, Ýstanbul Fetih Cemiyeti Neþriyatý, Ýstanbul, 1953, s. 143, 146, 150, 303, 310, 315.) 57- Süleyman Sa'deddin, Tuhfe-i Hattâtîn, Ýstanbul, Türk Tarih Encümeni Külliyatý, 1928, s. 185 58- Tuhfe-i Hattâtîn, 58; Melek Celâl. Þeyh Hamdullah. Ýstanbul, 1948, s. 6; M. Uður Derman. Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat Sanatý, Ýstanbul, IRCICA, 1992, s. 191; Muhittin Serin. Hattat Þeyh Hamdullah. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyâtý, 1992, s. 28 59- Serin, Þeyh Hamdullah, 28 60- Derman, ÝKMHS, 191 Resim 14- Þeyh Hamdullahýn Karacaahmed 8. adada bulunan Kabir Kitabesi. 21 HAT SANATI Hamdullah hattý iledir.61 Sultan II. Bâyezid, Þeyh Hamdullahtan Yâkut üslûbu dýþýnda bir tavýr geliþtirmesini arzu etmiþ, ayrýca kendisine Saray hazinesinde bulunan Yâkut yazýlarýný vermiþtir. Uzun araþtýrmalardan sonra Þeyh, Yâkutun yazýlarýndan seçmeler yaparak Osmanlý Hat Mektebinin temellerini atmýþtýr.62 Þeyh Hamdullah ile birlikte Mushaf yazýmýnda reyhâni hat yerine nesih yazý kullanýlmýþtýr. Yâkut mektebinde Mushaf kitabetinde aklâm-ý sittenin karýþýk olarak kullanýmý da terk edilerek sadece nesih yazýya öncelik verilmiþtir. Aklâm-ý sitte, Þeyh Hamdullah mektebi ile olgunluk kazanmýþ, koltuklu kýta yazýmý da Þeyh Hamdullah ile baþlamýþtýr. Þeyh Hamdullah nesih yazýda, Yâkuttaki durgunluk ve donukluðu kaldýrarak, canlýlýk ve kývraklýk getirmiþtir. Harflerin yapýsýna büyük deðiþiklik getirmiþ, harflerin satýra oturuþu düzelmiþtir. Hareke ve harfler birbirleri ile uyumlu hâle gelmiþlerdir. Yazý bütünüyle uyumlu bir hüviyet kazanmýþtýr.63 Þeyh Hamdullah mektebinde aklâm-ý sittede gösterilen baþarý, maalesef celîde gösterilememiþtir. Harfler Resim 15- Hattat Karahisari hattýyla sülüs karalama. hâlâ küt ve basit, istif de karýþýktýr. Yine de celi ile yazdýðý giyimli, nur yüzlü, Arapça ve Farsçaya vâkýf, üç dille þiir kitabeler, celi sülüs yazýnýn tarihi geliþimi içerinde önemli söyleyebilecek kadar kültürlü bir zat olduðundan bahsedilir. bir yere sahiptir. Çocuðu olmadýðýndan, yazý talebesi ve kendinden sonra yolunu devam ettiren Hasan Çelebiyi evlatlýk almýþtýr. H. 1520 yýlýnda vefat eden Þeyh Hamdullahýn cenâze 963/ 1556 yýlýnda doksan yaþlarý civarýnda vefat etmiþ, namazýný, devrin Þeyhülislâmý Zenbilli Ali Efendi Ayasofya Sütlücede Ýshak Cemâleddin Halvetînin yanýna Camiinde kýldýrmýþtýr. Þeyh Hamdullah, Üsküdar gömülmüþtür.64 Karacaahmed Mezarlýðýna defnedilmiþtir. Kabri hâlâ ziyaret Þeyh Hamdullahtan sonra Kanuni döneminde hattat edilmektedir. Karahisâri tarafýndan Yâkut ekolüne dönüþ görülmüþtür. 1. 2. 2. Hattat Ahmed Karahisâri ve Ekolü Karahisâri, aklâm-ý sittede Yâkut ekolüne yeni bir güzellik Doðum tarihi kesin olarak bilinmeyen Ahmed kazandýrmýþtýr. Fakat, geliþen Þeyh ekolü karþýsýnda Þemseddin Karahisârinin, Afyonda doðduðu imzalarýndan tutunamayarak kendisinden bir nesil sonra terkedilmiþtir. anlaþýlmaktadýr. Yazýlarýna attýðý imzalarýnda Esedullâhi 61- Muhittin Serin, Þeyhin 30 Mushaf, 50 Enam-ý þerîf ve cüz, 121 murakaa ve kýta, 8 ilmî eser ve altý duâ mecmuasýný tespit etmiþtir. Bkz. Serin, Þeyh Hamdullah, 79-186. 62- Konu ile ilgili daha geniþ bilgi için bkz. Nefeszâde Ýbrahim Efendi. Gülzâr-ý Savâb, Ýstanbul, Güzel Sanatlar Akademisi Neþriyatý, 1939, s. 48; Tuhfe-i Hattâtîn, 185-186; Melek Celâl, Þeyh Hamdullah, 9. 63- Yâkût yazýsý ile Þeyh Hamdullah yazýsýnýn geniþ mukayesesi için bkz. Serin, Þeyh Hamdullah, 36-42 64- Ahmed Karahisârînin hayatýyla ilgili daha geniþ bilgi için bkz. Menâkýb-ý Hünerverân, 25; Nefeszâde, 59-60; Suyolcuzâde, 9-10; Habib, Hat ve Hattâtân, 84-86; A. Süheyl ÜNVER, Hattat Ahmet Karahisari, Ýstanbul, 1964, 13 s.+ 7 Kirmâninin talebesi olduðunu kaydetmiþtir. Esedullahi Kirmâni, Yâkut ekolüne baðlý bir hattattýr. Karahisâri, Þeyh Hamdullahýn yazý talebelerinden Ýshak Cemâleddin Halvetîye intisab ederek tasavvuf yoluna da girmiþtir. Kaynaklarda uzun boylu, zayýf yapýlý ve temiz 22 HAT SANATI Resim 16- Hattat Karahisari tarafýndan muhakkak ve reyhani hatlarýyla yazýlan mushaf. (TSMK-H.5) Karahisârinin özellikle celî sülüste terkip kabiliyeti yazýda istif ve terkip bakýmýndan Þeyh Hamdullahtan vardýr. Þeyh Hamdullahda harf mükemmeliyeti yanýnda ileridir.65 Karahisârideki terkip mükemmeliyeti de olsaydý, Râkýmla 65- Ali ALPARSLAN. Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, Ýstanbul, Yapý Kredi Yayýnlarý, 1999, s. 56. yakalanan geliþme daha erken olabilirdi. Karahisâri, celî 23 HAT SANATI Resim 17- Kaynaklarda, inþâ edildiðinde Karahisârî tarafýndan yazýldýðý bahsedilen Süleymaniye Camii kubbe yazýsý, Sultan Abdülmecid zamanýndaki Fossati tamirinde Hattat Abdülfettah Efendiye yazdýrýlmýþtýr. Resimde görülen kubbe yazýsý Hattat Abdülfettah Efendiye aittir. Resim 18- Hattat Karahisârî talebesi Hasan Çelebi tarafýndan celî sülüs hat ile yazýlan Süleymaniye Camii kitâbesi. Karahisarinin müze, kütüphane ve özel harflerdeki metin tavýrlar dikkat çekmektedir.67 Topkapý koleksiyonlarda eserleri mevcuttur. Kaynaklara göre Sarayý Kütüphânesi Hýrka-i Saadet Dairesinde 5 numarada Süleymaniye Camii kubbe yazýsý ve külliyenin mutfak kayýtlý büyük boy Mushaf onun sanatýný aksettiren önemli yazýsý Karahisârînindir. Fakat, Süleymaniye kubbe yazýsý 66- Süleymâniye Camii yazýlarý için bkz. M. Uður Derman, Süleymaniye Camiinde Hat Sanatý, Mimarî Mirasýn Bugünü. Ýstanbul, IRCICA, 1996, S. 303-305. 67- Karahisârinin bu eseri için bkz. Alparslan, Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, 56; ayný eserde (s. 56) Karahisârinin sanatý için yazýlan þu satýrlar dikkat çekicidir: Ahmed Karahisârî, aklâm-ý sittede Yâkut-ý Mustasýmî ekolünü, Ýstanbulda yeniden, fakat ondan kat kat güzel bir noktaya ulaþtýrarak yaþatan ve onu lâyýkýyla temsil eden büyük bir sanatkâdýr. Bu yüzden, onun sanatýný temsil ettiði ekolün estetik anlayýþý içinde mütâlaa etmek îcâb eder. Sülüs yazýlarýnda ciddî ve azametli; muhakkak yazýlarýnda da âbidevî bir duruþ ve görünüþ sezilir. Hattâ sülüs ve celî yazýda istif ve terkip bakýmýndan Þeyh Hamdullahtan ileridedir. Fossatinin XIX. asýrdaki restorasyonunda hattat Abdülfettah Efendi tarafýndan, Râkým üslûbunda yeniden yazýlmýþtýr.66 Ýstanbul Türk- Ýslâm Eserleri Müzesinde bulunan bir Enamdaki müselsel besmele ve kûfi kompozisyon Karahisârinin sanattaki farklý konumuna iþaret etmektedir. Özellikle müselsel besmeledeki duruþ güzelliðiyle birlikte 24 HAT SANATI Resim 19- Hattat Hâfýz Osman Efendiye ait sülüs nesih bir kýta. (TSMK-GY 146 6a) bir þâheserdir.68 Kaynaklarda, Sinan Türbesi yazýlarý Hâfýz Osman Efendi, Þeyh Hamdullah yazý ekolünün Karahisârîye atfedilirse de tarih olarak mümkün deðildir. incelîklerini öðrenmek için Nefeszâde Seyyid Ýsmâil Zira, Sinan, Karahisârîden 32 yýl sonra vefat etmiþtir. Kezâ, Efendiden71 yeniden meþke baþladý. Bu meþkle, Þeyh Piyale Paþa Camii kapýlarý dýþýndaki yazýlarýn da Karahisârîye vadisinin bütün özelliklerini öðrendi ve h. 1090/1678den ait olmasý mümkün deðildir. Zira, bu cami hattatýn 68- Bu Kuranýn Kültür Bakanlýðý tarafýndan 2000 ve 2003 yýlý olmak üzere iki defa týpký basýmý yapýlmýþtýr. 69- Tarihte hattat olarak adý geçen üç Derviþ Ali vardýr. Bunlar sýrasýyla; I. Derviþ Ali (ö. 1084/1673) ünlü hattat Hâfýz Osman (1642-1698)ýn hocasýdýr. (bkz. Suyolcuzâde Mehmed Necib, Devhatül-Küttâb, Ýstanbul, Güzel Sanatlar Akademisi, 1942, s. 49; Müstakimzâde, 336; Derman, DÝA, IX, 191, 192); II. Derviþ Ali (ö. 1128/1716), I. Derviþ Aliden ayýrmak için Anbârizâde veya Ýmam Derviþ Ali diye de bilinir. (bkz. Suyolcuzâde, 50; Mustakimzâde, 338; Rado, 123; Derman, DÝA, IX, 192); III. Derviþ Ali (ö. 1200/1786), Hüseyin Hablînin talebesidir. Kalenderhâne Camii imam-hatipliðini de yaptý. Râkým kendisinden meþketmiþtir. Râkýmýn bir devir nesih yazýlarý kendisine benzer. (bkz. Mustakimzâde, 340; Derman, DÝA, IX, 192-193.) 70- Suyolcuzâde Mustafa Eyyûbi: H. 1028/1619 tarihinde dünyaya geldi. Eyüpte doðduðu için Eyyûbî, Suyolcu Ömer Aðanýn oðlu olduðu için de Suyolcuzâde lâkabýyla anýlmaktadýr. Davhatül-küttâb müellifi Suyolcuzâde Mehmed Necîb Efendinin büyükbabasýdýr. Baþlangýçta Dede ismiyle bilinen bir hattattan ders almýþtýr. Bu zâtýn vefatý ile I. Derviþ Aliden aklâm-ý sitte meþkederek icâzetnâme almýþtýr. Sultan IV. Mehmed devrinin seçkin hattatlarýndandýr. Suyolcuzâde, Þeyh Hamdullah Mektebinin son halkasý olarak kabul edilir; zîra yetiþtirdiði Hâfýz Osman yeni bir mektebin sahibi olmuþtur. Yetiþtirdiði en önemli talebeleri; Hâfýz Osman (1642-1698), Hocazâde Mehmed (ö. 1695), Câbizâde Abdullah (ö. 1736)týr. Elli kadar mushaf, yüz kadar enam yazdýðý rivâyet olunur. 1097/1686 tarihinde vefat ederek Eyüpsultanda topraða verildi. Mezarý tahrip olunca, mezartaþý kitâbesi Ýstanbul Türk ve Ýslâm Eserleri Müzesinde muhafaza altýna alýndý. Daha geniþ bilgi için bkz: Suyolcuzâde, 73; Mustakimzâde, 536-537; M. Uður Derman, Hattat Suyolcuzâde Eyyûbî, Mustafa Efendi, Yeþilay, sy. 413 (Nisan 1968) s. 18-20; Rado, 104; Alparslan, Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, ; Dere, Hâfýz Osman Efendi, Yüksek Lisans Tezi. 71- Nefeszâde Ýsmail Efendi: Ýstanbulludur; Nefeszâde olarak bilinir. Gülzâr-ý Savâb müellifi Nefeszâde Seyyid Ýbrahim Efendinin akrabasýdýr. Sülüs ve nesih yazýyý Halid Erzurûmîden meþketmiþtir. Þeyh Hamdullah vâdisinde vefatýndan 21 yýl sonra yapýlmýþtýr. Talebeleri arasýnda Hasan Çelebi (ö. 1594ten sonra), Ferhad Paþa (ö. 1574) ve Derviþ Mehmed (ö. 1591) sayýlabilir. 1. 2. 3. Hattat Hâfýz Osman Efendi ve Ekolü Hattat Hâfýz Osman Efendi h. 1052/1642 yýlýnda Ýstanbul Hasekide dünyaya gelmiþtir. Babasý, Haseki Sultan Camii müezzini Ali Efendidir. Küçük yaþta Kurân-ý Kerimi ezberlediði için kendisine hâfýz lakabý verilmiþtir. Köprülü Fâzýl Ahmed Paþa (1637-1691) himâyesinde öðrenim görmüþ ve bu esnada yazýya ilgi duymuþtur. Yazýyý, önce I. Derviþ Aliden69 meþk etmiþtir. Derviþ Ali, o sýralar çok yaþlý olduðundan, bu kabiliyetli genci, önde gelen talebelerinden olan Suyolcuzâde Mustafa Eyyûbi Efendiye70 gönderdi. Hâfýz Osman, Suyolcuzâde den h. 1070/1686 tarihinde, on sekiz yaþýnda icâzet aldý. 25 HAT SANATI Resim 20- Hattat Hâfýz Osman Efendinin ilk hocasý I. Derviþ Alinin sülüs nesih bir kýtasý. sonra tamamen Þeyh Hamdullah üslûbunda yazmaya geçiren Hâfýz Osman, tedavi sonucu rahatsýzlýðý hafif baþladý. Þeyh Hamdullah üslûbunu elde etmek için, onun geçirmiþ, fakat bu durum yazýlarýna olumsuz tesirde eserlerini tetkik ettiði gibi, Sarayda bulunan bir Þeyh bulunmuþtur.76 Hastalýðý esnasýnda, kalem açma hizmetini mushafýný da takliden yazmýþtýr.72 Sultan II. Mustafa, Hâfýz talebesi Çinicizâde Abdurrahman Efendi77 görmüþtür.78 Osman Efendiye çok hürmet gösterir; yazý yazarken Ömrünün sonlarýnda Silahtarda oturmuþtur. hokkasýný tutardý. Bir ders esnasýnda Padiþah Artýk Hâfýz Hâfýz Osman Efendi, genç denilebilecek bir yaþta, Osman gibi bir hattat yetiþmez deyince, Hâfýz Osman elli sekiz yaþýnda 29 Cemâziyelevvel 1110/ 3 Aralýk 1698 Efendinin Efendimiz gibi hocasýna hokka tutan padiþahlar tarihinde vefat etmiþtir. Kabri, Kocamustafapaþa Sümbül geldikçe, daha çok Hâfýz Osmanlar yetiþir hünkârým Efendi Camii haziresindedir. cevabýný verdiði çok meþhurdur.73 1. 2. 3. 1. Sanatý Bir gün hocasý Suyolcuzâde ile Sadrazam Fâzýl Ahmed Paþa (1635-1676)nýn bulunduðu bir mecliste Hâfýz Osman Efendi kendi üslûbunu yakalamak için sadrazam, Hâfýz Osmandan bir Mushaf yazmasýný ister; önce, Þeyh vadisinde yazan bu mektebin önemli isimleri bu arada hocasýnýn kim olduðunu sorar. Hâfýz Osman, I. Derviþ Ali, Suyolcuzâde Mustafa Eyyûbi ve Nefeszâde hocasý Suyolcuzâdeyi iþaret ederek Efendi hazretlerinden Ýsmail Efendiden ders almýþ; Þeyh yazýlarý üzerinde uzun mezûnum cevabýný verir. Bu cevaptan çok mütehassis çalýþmalarda bulunmuþtur. Hâfýz Osman yazýlarýnda bulunan olan Suyolcuzâde, dýþarý çýktýklarýnda talebesinin alnýndan özellikler yer yer Þeyh Hamdullah yazýlarýnda mevcuttur. öper ve ona hayýr dua eder.74 Yine karlý bir kýþ günü, Hâfýzýn yaptýðý bu özelliklerin yazýlarýnda karar bulmasýdýr. Hasekiden Eyüpsultana yalýnayak derse gitmesi, hocasýnýn rakipsiz olduðu bilinmektedir. H. 1090/1679 tarihinde vefat etmiþtir. Bkz. Tuhfe-i Hattâtîn, 129; Rado, 102. 72- M. Uður Derman, Hâfýz Osman, DÝA, c. XV, s. 99 73- Derman, DÝA, 98 74- Tuhfe-i Hattâtîn, 301-302. 75- Tuhfe-i Hattâtîn, 302. 76- Tuhfe-i Hattâtîn, 303 77- Çinicizâde Abdurrahman Efendi: Ýstanbulludur. Sülüs ve nesih yazýyý Ramazan Efendiden öðrenmiþ ve ondan icâzet almýþtýr. Gubârî yazý yazmýþtýr. Padiþahýn mevlidhanlýðýný yapmýþtýr. Derviþ tabiatlý olduðu rivayet edilir. H. 1137/1724 yýlýnda vefat etmiþtir. Tuhfe-i hattâtîn, 253-254; Çýð, Hattat Hâfýz Osman Efendi, 7; Rado, 131. 78- Tuhfe-i Hattâtîn, 303 takdir ve sevgisini kazanmasýna vesile olmuþtur. Aðakapýlý Ýsmail Efendinin Hüsn-i hattý biz bildik, Osman Efendimiz yazdý sözü çok meþhur olmuþtur.75 Sünbüliye tarikatine intisablý olan Hâfýz Osman, Sümbül Efendi Dergâhý þeyhi Seyyid Alaaddin Efendiden mânevi eðitim almýþtýr. Ölümünden üç yýl kadar önce felç 26 HAT SANATI Resim 21- Hattat Hâfýz Osman hattýyla bir hilye-i þerif, (Sadberk Haným Müzesi 11671 Y12). Padiþah hattatý olunca, Þeyh üslûbunu daha iyi elde ulaþtýrmýþtýr. Þeyh Hamdullahtan Hâfýz Osmana kadar edebilmek maksadýyla, Topkapý Sarayýnda bulunan Þeyh gelen hoca silsilesi þöyledir: Þeyh Hamdullah, Þükrullah Hamdullah mushafýndan taklid sahifeler yazmýþtýr. Bir Halîfe, Pir Mehmed Dede, Hasan Üsküdâri, Halid Erzurûmi, manada, klâsik yoldan, Þeyh Hamdullah yolundan II. Derviþ Ali ve Mustafa Eyyûbi.79 ayrýlmadan sülüs ve nesih yazýyý kemâl noktasýna 79- A. Süheyl Ünver. Hattat Hâfýz Osman, Ýstanbul, 1967, s. 7 27 HAT SANATI Resim 22- Hattat Hâfýz Osman hattýyla nesih Enam-ý Þerîf (Ömer Faruk Dere Fotoðraf Arþivi). Hâfýz Osman ile Þeyh Hamdullah yazýlarý düþürülerek harfe hareket verilmiþtir. karþýlaþtýrýldýðýnda þunlar söylenebilir:80 7- Hâfýz Osman, ortada ve sonda yazýlan ayýn harfinin ortasýný devamlý kapalý yazmýþtýr. 1- Dik harfler devamlý olarak satýra yarým nokta sola meyilli yazýlmýþtýr. 8- Hâfýz Osmanda vav, fe ve kaf harflerinin baþ kýsmý öne eðik durumdadýr. 2- Rý ve vav gibi bülbül týrnaðý bulunan harflerin týrnaklarýnýn yukarý olan aþýrý meyilleri törpülenmiþtir. 9- Þeyh Hamdullah keþîdeyi çok kullanmýþken, 3- Ayýn harfinin baþ kýsmýnýn sola olan düþüklüðü Hâfýz fazlaca kullanmamýþtýr. düzeltilmiþtir. 10- Þeyh Hamdullah nesih yazýda kapalý cezm hiç 4- Lafza-i celâlde sondaki he harfi küçüldüðü kullanmamýþtýr. gibi, he harfinden önceki lam harfinin açýklýðý artmýþ 11- Hâfýz Osman harfleri, Þeyh Hamdullah harflerine ve yukarý çýkýþ daha narin bir hâl almýþtýr. nazaran daha küçüktür. 5- Ýsm-i Nebi yazýmýnda ha harfinden mim Hâfýz Osman Efendi, sanat vadisinde ilerleyiþ harfine geçiþte Þeyhte bulunan açýklýk Hâfýzda kapanmýþ, serüvenini bizzat kendisi kaleme almýþtýr. Burada, Þeyh ikinci mim harfi de küçülerek, isim daha narin bir hâl Hamdullaha olan hayranlýðýný ve çalýþma gayretini kazanmýþtýr. 6- Sin harfinin ikinci dendaný yarým cezim aþaðý 80- Daha geniþ bilgi için bkz. Dere, Hâfýz Osman Efendi, 38-50. 28 HAT SANATI Resim 23- Hattat Hâfýz Osman hattýyla sülüs nesih bir kýta. (TÝEM, 2469) görmekteyiz. Hâfýz Osmanýn nesih hatla yazdýðý ve Topkapý Allahýn kullarýnýn en zayýfý ve bu isme en az lâyýk Sarayýnda olan bu belge Arapçadýr ve tercümesi þöyledir: olana Kuran hâfýzý Osman81 Benim yazýma dikkatlice ve insafla bakan kiþi! Hattat Hâfýz Osman Efendi, sülüs, nesih, muhakkak, Allah binlerce, binlerle merhamet etsin. Þunu bil ki ben, reyhâni ve tevkiî (rikaa) yazý çeþitleriyle eser vermiþtir. ilâhi lütûflara mahzar olmuþ ve Ýbnuþ-þeyh olarak bilinen Sülüsleri, ileride celî sülüste büyük atýlým yapacak olan Hamdullahýn zamanýna ulaþamadým. Onun yanýna gidip Mustafa Râkým (1758-1826)a örnek olan Hâfýz Osman, celî gelerek bu güzel sanatý nasýl öðrettiðini göremedim. Onun sülüsle de eser vermiþtir.82 Bugün, kolaylýkla görülebilecek terbiyesinden geçme mertebesine de nâil olamadým. Fakat Üsküdar Doðancýlar Þehit Süleyman Paþa Camii çeþmesi birçok latîf kýtasýný toplayarak onlar üzerinde mütâlaalar kitabesi ile Karacaahmed Mezarlýðýnda Siyavuþ Paþa yaptým ve ondan nakiller yapmaya kendimi mecbur mezartaþý Hâfýz Osmanýndýr.83 gördüm. Gece gündüz çalýþarak, sonsuz ilim ve kudret Hâfýz Osmanýn sanatýnýn en parlak yýllarý 1678- sahibi olan Allahýn yardýmý ile bu seviyeye ulaþtým. 81- TSMK - EH. 2213; Ayrýca bkz. Dere, Hâfýz Osman Efendi, 27-28. 82- Hâfýz Osmanýn, Hattat Mustafa Râkýma tesiri hakkýnda geniþ bilgi için bkz. Süleyman Berk. Hattat Mustafa Râkým Efendi, Ýstanbul, Kaynak Yayýnlarý, 2003, s. 85 83- Ýmzasý bulunmayan bu eserlerin Hâfýz Osmana aidiyeti, üstad Necmeddin Okyayda bulunan yazma bir tarih kitabýndaki nottan naklen; M. Uður Derman, Hâfýz Osmanýn Yazý Sanatýmýzdaki Yeri, Hayat Mecmuasý, sy. 52 (1967), s. 9 Allahtan, ulaþamadýðým baþka derece ve merhalelere de nâil kýlmasýný, en kalbî hislerimle niyâz ederim. Çünkü, bu çalýþmalarým gençlik yýllarýmda olmuþtur. Þimdi ise zaman þüphesiz, daha ileri safhalara ilerleme zamanýdýr. 29 HAT SANATI Resim 24- Hatat Hâfýz Osman Efendiye ait sülüs nesih bir kýta. 1688 yýllarý arasýdýr.84 Özellikle 1690 yýlýndan sonraki Hâfýz Osman Efendi, Kurân-ý Kerim, Enâm-ý þerîf, yazýlarýnda nesih harfleri küçülmüþ ve daha olgun bir hâl Delâil-i hayrât, kýta, murakkaa, karalama, hilye ve kitabe almýþtýr.85 þeklinde bir çok eser vermiþtir. Kaynaklarda, hayatý boyunca yirmi beþ Kuran yazdýðý kayýtlýdýr. Eserleri, Ýstanbulda Hâfýz Osmanýn yazýda yeni üslûp oluþturmasýndan Topkapý Sarayý Müzesi, Türk ve Ýslâm Eserleri Müzesi, baþka, yaptýðý diðer önemli bir yenilik, Hilye-i þerif formu Vakýflar Hat Sanatlarý Müzesi, Süleymaniye Kütüphanesi, oluþturmasýdýr. Hz. Peygamberin beþerî ve ahlâki vasýflarýnýn Ýstanbul Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi, Sadberk Haným yazýyla anlatýlma þekli olan hilyenin, bugün de en çok Müzesi, Sakýp Sabancý Müzesi, Bursa, Türk ve Ýslâm Eserleri kullanýlan formu, ilk defa Hâfýz Osman tarafýndan Müzesi, Ýstanbul Üniversitesi Kütüphanesi ve birçok özel geliþtirilmiþtir.86 Baþmakam denilen kýsýmda Besmele, koleksiyonda görülebilir.88 göbek kýsmýnda genellikle Hz. Ali rivayeti olan metin; bu kýsmýn dört köþesinde Hulefâ-i râþidîn (Hz. Ebûbekir, Hz. Hâfýz Osman yazýda birçok talebe yetiþtirmiþtir. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali) isimleri; göbek kýsmýnýn hemen 84- Derman, Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat Sanatý, 199; a. mlf. P Sanat Dergisi, 142. 85- Ünver. Hattat Hâfýz Osman, 6. 86- M. Uður Derman. Yazý Sanatýmýzda Hilye-i Saadet, Ýlgi, Yýl. 13, sy. 28 (Aralýk 1979), s. 35. 87- Hilye hakkýnda geniþ bilgi için bkz. Derman. Yazý Sanatýmýzda Hilye-i Saadet, Ýlgi, 32-39; M. Uður Derman. Türk Hat Sanatýnýn Þâheserleri. Ýstanbul, Kültür Bakanlýðý, 1982, L. 49; Ali Yardým. Peygamberimizin Þemâili. Ýstanbul, Damla Yayýnlarý, 1997, s. 55-60 88- Hâfýz Osman Efendinin talebeleri ve eserlerinin toplu listesi için bkz. Dere, Hâfýz Osman Efendi, Talebeleri için s. 12-24, eserleri için s. 67-199. altýnda Hz. Peygamberle ilgili bir âyet, alt kýsýmda da göbekte yazýlý metnin devamý bulunacak þekilde tasarlanan bu hilye formu, bugünkü bilgilerimize göre ilk defa Hâfýz Osman tarafýndan tasarlanmýþtýr.87 30 HAT SANATI Resim 26- Hattat Ýsmail Zühdî Efendiye ait bir levha. (Özel Koleksiyon) baþka, Eyüp Defterdarda Þah Sultan Türbesindeki celî yazýlar,95 Ortaköy sýrtlarýnda talebesinden Þânizâde Atâullah Resim 25- Hatat Hâfýz Osman Enamýndan bir sahife. (Özel Koleksiyon) Efendinin yaptýrdýðý çeþmenin h. 1198/1784 tarihli celî Bunlarýn içinde en çok tanýnanlarý, Yedikuleli Seyyid kitâbesi96 ile Fatih Niþancý Camii haziresinde h. 1219/1804 Abdullah Efendi, Rodosizâde Abdullah Efendi, Ýkinci Derviþ tarihli Hatice Haným mezartaþý kitâbesi, Ýsmail Zühdî nin Ali, Hasan-ý Üsküdâridir.89 önemli eserlerindendir. 1. 2. 4. Ýsmail Zühdî Efendi ve Ekolü 1 Þevval 1221/12 Aralýk 1806 tarihinde vefat eden Ýsmâil Zühdî, Edirnekapý mezarlýðýna defnedildi. Kabir Orduya baðlý Ünye kazasýnda dünyaya geldi. Doðum 89- Hâfýz Osman Efendinin talebelerinin toplu listesi ve hayat hikayeleri için bkz. Dere, Hâfýz Osman Efendi, 12-24. 90- M. Uður Derman, Hattat Ýsmail Zühdî Efendi, Hayat Mecmuasý, sy. 49 (27 Kasým 1969), s. 26; a. mlf. Ýsmail Zühdü, Yeni Türkiye Diyanet Vakfý Ýslâm Ansiklopedisi (DÝA), Ýstanbul, Türkiye Diyanet Vakfý, 2001, s. 125 91- Ahmed Hýfzý Efendinin hayatý için bkz. Mustakimzâde Süleyman Sadedin Efendi, Tuhfe-i Hattâtîn, Ýstanbul, Türk Tarih Encümeni Külliyatý, 1928, s. 86-87; Rado, Türk Hattatlarý, 169; Devhatül-Küttâb, 43; Derman, ÝKMHS, 203 92- Ýbnülemin, 472; A.Süheyl Ünver. Hattat Ýsmail Zühdü Efendi, Ýstanbul 50 Sanat Sever Serisi, 1, 1953, s. 1; Derman, Hayat Mecmuasý, sy. 49 (27Kasým 1969), s. 26; a. mlf. , ÝKMHS, 204; a.mlf. , DÝA, s. 125; Bu kaynaklardan Son Hattatlar s. 472de ve Derman, ÝKMHS, 204de 1180/1766 yýlýnda icazet aldýðý belirtilmesine raðmen, Derman, DÝA, 125te bunun zaman olarak mümkün olamayacaðý belirtilmiþtir. Zira, belirtilen tarihten üç yýl sonra 1183 tarihinde Ýsmail Zühdî, kardeþi Mustafa Râkýma sülüs-nesih yazýdan icazet vermiþtir; belirtilen tarihte Ýsmail Zühdî baþarýlý bir hattattýr. Yine M. Uður Dermanýn tespitiyle, en eski eseri 1175/1761 tarihini taþýdýðýndan, bu tarihten evvel icâzet almýþ olmalýdýr. 93- Derman, Hayat Mecmuasý, 26; a. mlf. DÝA, s. 125. 94- Derman, Hayat Mecmuasý, 26 95- Eyüp Þahsultan Türbesi içerisinde bulunan paftalý celî sülüs yazýlarla ilgili bkz. Süleyman Berk, Eyüpsultanda Celî Sülüs Kuþak Yazýlar, Tarihi Kültürü ve Sanatýyla V. Eyüpsultan Sempozyumu, 11-13 Mayýs 2001, s. 109-110 96- Bu çeþme ile ilgili bkz. Affan Egemen, Ýstanbulun Çeþme ve Sebilleri, Ýstanbul, Arýtan Yayýnlarý, 1993, s. 780-781; Berk, Hattat Mustafa Râkým Efendi, 34. tarihi belli deðildir. Genç yaþta, takriben 1750 yýllarýnda90 babasý Mehmed Kaptan tarafýndan Ýstanbula getirildi. Ýlim tahsili yanýnda, Ahmed Hýfzý Efendiden91 sülüs ve nesih meþk etti. Bu arada Mehmed Emin isimli bir baþka hattattan da istifade ederek icâzetini ve Zühdî mahlasýný aldý. Ýcâzeti zamanýmýza kadar gelmediðinden hangi tarihte icâzetname aldýðý bilinmemektedir.92 Kendisinden önce yaþamýþ ve ayný ismi taþýyan hattat Ýsmail Zühdî (ö. 1144/1731)den ayýrt etmek için Yeni, Ýkinci ve Zühdî-i Sâni olarak da anýlmýþtýr.93 Sultan III. Mustafa devrinde Enderûn-i Hümâyuna yazý hocasý oldu, vefatýna kadar bu görevde kaldý.94 Kýrk Mushaf, birçok hilye-i saadet, murakkaa, kýta ve levha yazdý. Bugün, müze ve özel koleksiyonlardaki eserlerinden 31 HAT SANATI Resim 27- Hattat Ýsmail Zühdî Efendiye ait celî sülüs bir levha. Ýmza kýsmýnda Veli Efendi Çayýrýnda yazýldýðý belirtilmiþtir. (Türk Petrol Vakfý Koleksiyonu) kitâbesi, talebesi ve kardeþi Mustafa Râkým (1758- 1826) özelliði olmuþtur.98 Ýsmail Zühdî Efendi yazýdaki üslûbuyla tarafýndan nazmedilip yazýldý. Kabri, hat meraklýlarýnca kendinden sonra gelen hattatlarý derinden etkilemiþtir. hâlâ ziyaret edilmektedir. Vakit bulduðunda mesire yerlerine giden Ýsmail Celîde eski tarza baðlý olan Zühdî Efendi, sülüs ve Zühdî Efendi, buralarda boþ durmamýþ ve yazdýðý kýtalarýn nesih yazýlarýnda, Þeyh Hamdullah ve Hâfýz Osmandan altýna, mekânýn adýný da kaydetmiþtir. Veliefendi Çayýrý, sonra harf ve kelimelere zarif bir görünüþ kazandýrmýþtýr. Sâdâbâd, Yedikule Bostaný ve Çeþme Meydaný gibi Sülüs ve nesih yazýlarýnda Hâfýz Osman yolunu en güzel mahallerin isimlerini belirttiði yazýlarý bulunmaktadýr. Kuþ þekilde, Ýsmâil Zühdî geliþtirmiþtir. formu þeklinde besmele istifi, yaþadýðý devre göre yenilik sayýlabilecek terkip ve tertipteki yazýsýdýr. 9 9 Hat sanatý tarihinde Ýsmail Zühdî Efendinin önemi, özellikle sülüs ve nesih yazýda, Þeyh Hamdullah ve Hâfýz Ýsmail Zühdî Efendinin yazmýþ olduðu sülüs nesih Osmandan sonra bir atýlým gerçekleþtirmiþ olmasýdýr. bir murakkaa, yýllar sonra 1310 yýlý Ramazanýnda hattat Kendisinden evvel yaþamýþ bu iki hattatýn eserleri üzerinde Sâmi Efendinin eline geçmiþtir. Murakkaa üzerinde çalýþan uzun süre çalýþýp tetkiklerde bulunduktan sonra, beðendiði Sâmi Efendi, celî sülüste yeni bir döneme girmiþtir.100 harf ve kelimeleri seçerek, kendi üslûbunu ortaya 97- Ünver, 50 Sanat Sever Serisi, 1; Derman, Hayat Mecmuasý, 26 98- Derman, DÝA, 126; a.mlf. Sabancý Koleksiyonu, 100. 99- Topkapý Sarayý Müzesi Güzel Yazýlar Bölümü 314/40 numarada olan ve altýn mürekkebiyle iþlenen bu yazýnýn tarihi sehven h. 1013/1604 olarak atýlmýþtýr. Bkz. Derman, Hayat Mecmuasý, 26; a. mlf. DÝA, 126 100- Bu murakkaanýn Sâmi Efendinin eline geçiþiyle ilgili daha geniþ bilgi için bkz. M. Uður Derman, Hattat Sâmi Efendinin Diþ Kirasý, Hayat Tarih Mecmuasý, sy. 12 (Ocak 1969), s. 20-22 koymuþtur.97 Fakat sülüs ve nesih yazýda üslûbu Hâfýz Osmana daha yakýndýr. Elinden tashihsiz harf çýkarmadaki mahareti onu, hattatlar arasýnda öne çýkaran bir diðer 32 HAT SANATI Resim 28- Hattat Mustafa Râkým Efendinin Fatih Nakþýdil Türbesi avlu giriþ kapýsý üzerindeki celî sülüs kitâbesi. Enderundaki yazý hocalýðý dolayýsýyla imzalarýnda sülüs'te geçmiþ bütün üslûplarý silen Râkým mektebi, Sâmi Kâtib-i Saray-ý Sultâni, Hâce-i Enderûn-i Hümâyun Efendide kemâl noktasýný bulmuþtur.106 Sert ve durgun sýfatlarýný kullanmýþtýr. 1 Þevval 1221/12 Aralýk 1806 bir üslûba sahip olan Mahmud Celâleddin mektebi, bu tarihinde vefat eden Ýsmail Zühdî Efendi, Edirnekapý özelliðinden dolayý Râkým mektebi karþýsýnda kabristanýna defnedilmiþtir. Celî sülüs baþ taþý ile celî talik tutunamamýþtýr.107 ayak taþý kardeþi hattat Mustafa Râkým Efendi tarafýndan Sanat hayatýnda devamlý arayýþ ve yenilik içinde yazýlmýþtýr. Manzum ayaktaþý yine kardeþi tarafýndan olan, serbest nükteleriyle bunu yazýlarýnda gösteren Râkým, nazmedilmiþtir. yeni ortaya koyduðu celî üslûbunu ancak, aðabeyi ve Ýsmâil Zûhdi ile alâkalý olarak, merhum Necmeddin hocasý olan Ýsmâil Zühdînin vefatýndan sonra ortaya Okyay ve merhum Mâcid Ayral birlikte, M. Uður Derman çýkarmýþtýr.108 Râkýmýn eserleri kronolojik olarak tasnif Beye þu tespitte bulunmuþlardýr; Tashihsiz olarak elinden edildiði zaman durum açýkça görülebilir. Aðabeyinin güzel harf çýkartmakta, Ýsmâil Zûhdi Efendinin geçmiþ vefatýndan sonra, Râkým celîsinde hýzlý bir geliþme görülür. üstatlar içinde benzeri gelmemiþtir.101 Mustafa Râkým, celîden baþka padiþah tuðralarýný da hat ve þekil yönünden ýslah ederek, bu konuda da Bilinen en meþhur talebesi ayný zamanda kardeþi inkýlâp yapmýþtýr. Tuðranýn harflerine kalem hakkýný olan hattat Mustafa Râkým Efendidir. 1. 2. 5. Mustafa Râkým Efendi ve Ekolü 101- Derman, ÝKMHS, 204 102- Alparslan, Ünlü Türk Hattatlarý, 90; M. Râkým Dosyasý, Derman Arþivi, Dosyada Necmeddin OKYAYdan naklen þöyle bir not mevcut: Bir defaya mahsus olmak üzere, mahalle mektebinde ilk yazý gösterdiðim Ahmed Cenâb Beyin elinde bir (Hâfýz Osman Murakkaasý) vardý. Takdîr-i ilâhî ile onu bana bir aralýk sattý. Çýkartmýþ olduðum (Mustafa Râkýma ait) fotoðraflarla bunu bir de karþýlaþtýrdým ki, Râkým bu murakkaadan çalýþarak tirfilin açýk yerini dahi aynen taklit etmiþ. Hakký Bey bize gelmiþti. Bir tatbikat yaptýk, hayretlere gark oldu. Sonra Emîn (Yazýcý) ve biraderi Ömer (Vasfi) Efendiye bu murakkaý aldým götürdüm. Fotoðraflarý çýkarýp karþýlaþtýrdýlar. Râkým Efendinin yazýyý Hâfýz Osmanýn bu meþkinden yazdýðýný görünce, ondan sonra Hâfýz Osman Efendiye ehemmiyet vermeye baþladýlar. 103- Alparslan, Ýslâm Tarihi, 491- 492. 104- Ýsmail Hakký BALTACIOÐLU, Sanat, Sühulet Kütüphanesi, 1934, Ýstanbul, s. 64; Derman, ÝKMHS, 34; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 492. 105- Derman, ÝKMHS, 35. 106- Derman, TA, XIX, 58. 107- Derman, ÝKMHS, 35; Baþlangýçta Sultan Abdülmecidin tesiriyle, Mahmûd Celaleddin mektebine tabi olan Kadýasker Mustafa Ýzzet Efendi, birgün talebesi Muhsinzâde Abdullah Beye, Abdullah Bey, Abdullah Bey! Gidilecek yol Râkým yoluymuþ, biz bunu anlamakta niye gecikmiþiz? demiþtir. (Derman, Sabancý Koleksiyonu, 120) 108- Derman, Türk Hat Sanatýnýn Þaheserleri, Lv. 22; Sâmi Efendi bu konuda, Üstada tazim böyle olur. Bulmuþ olduðu þiveyi, olur ki gücenir diye hocasý ölünceye kadar meydana koymamýþtýr. Ondan sonra bulmuþ olduðu yolu yürütmüþtür demiþtir. (M. Râkým Dosyasý, Derman Arþivi). Celî sülüste ve tuðrada yaptýðý inkýlâpla, mektep sahibi olan Mustafa Râkým, bunu saðlayabilmek için uzun süre Hâfýz Osman yazýlarý üzerinde çalýþmýþtýr.102 Râkýmýn yazý sanatýndaki yeri deðerlendirilirken üç hususa dikkat çekilir: 1- Celî sülüs harflerinin estetiðinde saðladýðý baþarý 2- Celî sülüsün istifinde saðladýðý âhenk. 3- Tuðra ölçülerinde yaptýðý estetik yenilik103 Râkýmýn yaptýðý bu deðiþiklik ve yenilikler inkýlâp kelimesi ile ifade edilmiþtir.104 Celî sülüs ve tuðra, Râkýmýn yaptýðý büyük deðiþim sebebiyle Râkým öncesi-Râkým sonrasý þeklinde bir ayýrýma tâbi tutulmuþtur.105 Celî 33 HAT SANATI Resim 29- Hattat Mustafa Râkým Efendi tarafýndan celî sülüs hat ile yazýlan Fatih, Nakþýdil Türbesi kuþak yazýsýndan bir bölüm. vererek ýslah etmiþ, kürsü kýsmýnda istifi yeniden tertip görseler pesend edip, alnýndan bûs ederlerdi. Yazdýðý ederek kürsüye tok bir görünüm kazandýrmýþtýr. yazýlarda sülüs kaleminden itibâren bir karýþa kadar bir kalemle yazý yazsa hüsnünü muhafaza ederdi. Bütün Râkýmýn, sanattaki kudretini ve yerini þu hüküm esrâr-ý hatta vakýf olup, Rabb-ý Bedîin yedinde ihsân çok güzel özetlemektedir: Yalnýz þu kadarýný söyleyelim eylediði perkâr-ý kudretini bir kuluna bahþ etmiþ deðildir. ki bir Sinan, Türk mimarlýðýnda, Michelange, heykeltraþlýkta Bundan böyle de gerçi tecelliyât-ý ilâhiyesi mahdûd ne yapmýþsa, daha ziyâdesini Râkým yazýda yapmýþtýr.109 olmamakla berâber böyle bir zâtýn âlem-i hatta Titiz bir sanatkâr olan Râkým, yaptýðý herþeyi düþünerek yetiþmesine imkân göremem. Bu sözüme Fatihde, ve hesap ederek yapmýþtýr. Bu kudretteki eserler de ancak Cihangir112 ve Tophânede yazdýðý celî yazýlar bürhân-ý böyle meydana getirilebilir.110 Topkapý Sarayý Müzesi Arþivinde celîdir ki, kýyâmete deðin mislini kimse vucûda bulunan111 ve getiremeyecektir. Kaldý ki, bu abd-i fakîr pergâr-þinaslýkda Sultan Mahmuda hitaben yazýldýðý anlaþýlan bir arîzada, olan mahareti de inzimâm ederek istif meselesini de bir Mustafa Râkýmýn sanat kudreti þu þekilde anlatýlmaktadýr: hatt-ý mustakîme irca ile üst ve altýný mýstara yerleþtirmiþtir. Þir u inþâ ve kitabet-i cedîdede yed-i tûlâsý cümlenin Benim Efendim, müsellemidir. Rahmetullâh-i aleyhi rahmeten vâsiaten. Buyurmuþsunuz ki, yazýlarýný Mustafa Râkým Cenab-ý Hak turâb-ý menþûri kadar sizleri pâyidar hazretleri gibi yazsýn. Ayâ, cihanda anýn mislini yazan 109- Ýsmail Hakký BALTACIOÐLU, Türk Yazýlarýnýn Tetkikine Medhal, DarülFünûn Ýlâhiyat Fakültesi Mecmuasý, sy. 5-6 (Haziran, 1927), s. 30. 110- Ünver, Tarih Dünyasý, 275. 111- Bu ariza TSMA.E. 1193, numarada olup 24.5 x 12 cm. ölçülerinde ve krem rengi Alikurna kaðýdýna yazýlmýþtýr. 112- 1290/1873 yýlýnda yanan eski Cihangir Camiinde Râkýmýn celî sülüs bir kuþaðý mevcut idi. TÝEMdeki Râkým Efendinin kuþak yazý kalýplarý tasnif edildiðinde, bu yazýnýn 2646 Envanter numaralý Mülk suresi yazýsý olabileceði kanaatine varýlmýþtýr. Konu ile ilgili daha geniþ bilgi için bkz. Süleyman BERK, Cihangir Camisi Yazýlarý, AD Art Dekor, sy. 89 (Aðustos 2000), s. 156-164. gelmiþ midir ki bu fakîr yazabileyim? Kendi mikdârýmca yazabildiðim bu kadardýr. Vâzýulasl Hamdullah Efendi ve Hâfýz Osman Efendinin ahsen olan murakkâtýndan yazýp ve onlardan da en güzel harflerini intihâb ederek bu uslûba eriþtirmiþtir ve hatt-ý müselsel olarak müfredât hurûfu muttasýlan bir Murakkaa yazmýþlardýr ki, sâlifuzzikr üstâdân 34 HAT SANATI Resim 30- Hattat Mustafa Râkým Efendinin çizdiði papaðan taslaðý ve ayný taslaðýn içini doldurduðu yazý-resim. (M. Uður Derman koleksiyonu) ve serîr-i saltanatýnýzda berkarar buyursun. Âmin. Râkým celî'sinin azametini ve farkýný ortaya koyacaktýr. Râkým'da önce harfler yapý olarak geliþmiþ ve güzelleþmiþ, Ýlm-i hattýn sýr olan bekâretini daha sonra da istifteki yerlerine en güzel þekilde Fâþ edip celîle gösterdi. oturmuþlardýr. Bu arîzada, Râkýmýn sanat kudreti, güzel tespitlerle 1. 2. 5. 1. Mustafa Râkýmýn Celî Sülüste ortaya konmuþtur. Bunlar sýrasýyla; Râkýmýn, Þeyh Yaptýðý Yenilik Hamdullah ve Hâfýz Osmanýn sülüs harflerinden seçmeler Mustafa Râkýmým celî sülüste yaptýðý deðiþim þu yaparak, celîde bir üslûp oluþturmasý, bu üstadlarýn sülüs baþlýklarda toplanabilir. Bunlar: harflerindeki canlýlýðý celî harflerine tatbik etmesidir. Arîzada, istife getirdiði yeniliðe de iþaret edilmiþtir. Râkýmýn müselsel113 1- Harflerin bünyesini ýslah etmiþtir. olarak yazdýðý hurûfat meþkine iþaret edildikten 2- Harflerin kalýnlýðý ile kalem kalýnlýðý arasýndaki baþka, hat sanatýnda böyle bir zatýn yetiþmeyeceði ideal ölçüyü yakalamýþtýr. belirtilmiþtir ki, bu konu ile ilgili olarak, hattat Sâmi Efendi; Râkým geçilemez, onu geçmek isteyen geri döner! demek suretiyle Râkým'ýn büyüklüðünü ifade etmeye 3- Ýstifte baþarý saðlamýþtýr. çalýþmýþtýr.114 Mustafa Râkýma gelinceye kadar hattatlar, celî Râkým'ýn celî sülüs yazýsýndaki estetik güzelliklerin açýkça görülebilmesi için daha önce ortaya konan örneklere 113- Bu müselsel hurufat meþkinin iki kýtasý bugün, Emin Barýn koleksiyonundadýr. Bu meþklerle alâkalý olarak bkz. Derman, Türk Hat Sanatýnýn Þaheserleri, Lv. 30; a. mlf., ÝKMHS, 205; Berk, Hattat Mustafa Râkým Efendi, 64. 114- M. Uður DERMAN, Büyük Bir Hat Sanatkârýmýz: Sâmi Efendi Hayat Tarih Mecmuasý, 5 (Haziran, 1969), s. 7. bakýlmasý, Osmanlý dönemi örneklerinin ise dikkatle incelenmesi gereklidir. Bu konuda kýsa bir karþýlaþtýrma 35 Resim 31- Hattat Mustafa Râkým Efendiye ait celî sülüs levha. (TSMK-GY 1319) HAT SANATI 36 HAT SANATI Resim 32- Hattat Mustafa Râkým Efendinin sülüs bir yazýsý. sülüs harflerinde ölçüyü bir türlü saðlayamamýþlardýr. Ayný Bu durum Râkýma kadar devam etmiþtir. Râkým, Hâfýz harfin yazýmýnda bile standart tutturulamamýþ, yazý sadece Osmanýn sülüs ölçülerini büyüterek, celî sülüse baþarý ile kalýn yazýlabilmiþtir.115 Osmanlýda baþlangýcýndan, Fatih tatbik etmiþtir.119 Bu sebeple Râkýmýn celî harfleri canlý devrine kadar celî sülüs, mimarîde bir süs unsuru olarak ve hareketli bir yapýya sahiptir.120 Bu durum, harfler tek görüldüðü için baðýmsýz ele alýnmamýþ, bu sebeple de celî tek incelendiðinde açýk bir þekilde görülebilir. sülüste gerek harf yapýsý, gerekse istif yönünden aklâm-ý Yazýda harflerin veya harfleri teþkil eden kýsýmlarýn, sitte derecesinde baþarý saðlanamamýþtýr. 1 1 6 genel bir tabirle istifi oluþturan çizgilerin istif sahasýna Râkýmýn celî sülüste yaptýðý yenilik uyumlu bir þekilde ve ayný nispette yayýlmasý yani istif deðerlendirilirken þu hüküm çokça kullanýlýr: Hâfýz Osmanýn örgüsünün her tarafýnýn ayný yoðunlukta olmasý istifte sülüste yaptýðýný, Râkým celîde yapmýþtýr."117 Sâmi organik bütünlüðün temini, çizgiler arasýnda denge, uyum, Efendinin þu tespiti bu hükmü doðrular mahiyettedir: 115- Derman, ÝKMHS, 34; a. mlf., Baþlangýcýndan Bugüne Türk Sanatý, 385. 116- Baltacýoðlu, Türklerde Yazý Sanatý, 45; Derman, Baþlangýcýndan Bugüne Türk Sanatý, 385. 117- Baltacýoðlu, Türklerde Yazý Sanatý, 46; Derman, ÝKMHS, 35; Alparslan, Ünlü Türk Hattatlarý, 90; a. mlf., Ýslâm Tarihi, 491-492. 118- Alparslan, Ünlü Türk Hattatlarý, 90; M. Uður Derman Beyin, Necmeddin Okyaydan tespit ettiði þekliyle, Sâmi Efendi þöyle söylemiþtir: Râkýmýn yazýlarýný küçülttüðünüz vakit, Hâfýz Osmanýn aynýný bulursunuz. Lâkin öyle Hâfýz Osman yazýlarý sizin elinize nereden geçecek. (M. Râkým Dosyasý, Derman Arþivi). 119- Derman, ÝKMHS, 35; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 491-492. 120- Baltacýoðlu, Türk Plastik Sanatlarý, 117. Hâfýz Osmanýn sülüslerini büyütürseniz Râkýmýn celîsini, Râkýmýn celîsini küçültürseniz Hâfýz Osmanýn sülüslerini bulursunuz."118 Osmanlý hat mektebinde sülüste, Þeyh Hamdullah ve Hâfýz Osmanla birlikte harflerin estetik ölçüsünde baþarý saðlanmýþ, fakat celîde bu ölçü bir türlü saðlanamamýþtýr. 37 HAT SANATI Resim 33- Hattat Mustafa Râkým Efendinin Nakþî Tâcý þeklinde istiflediði yazýsý. (TSMK-Arda 90) 38 HAT SANATI Resim 34- Hattat Mustafa Râkým Efendinin Eyüp Mihriþah Sultan Türbesi için hazýrladýðý hilye. (TÝEM 2732) 39 HAT SANATI canlýlýðý celîye aktarmýþtýr. 1 2 4 Râkýmla ayný asýrda yaþayan Mahmud Celâleddin de Þeyh Hamdullah ve Hâfýz Osman yazýlarý üzerinde çalýþmýþ, sülüs ve nesihte latif bir tavra sahip olmakla birlikte, celî sülüs harfleri donuk ve katý kalmýþtýr.125 de harfler birbirleriyle alâkasýz ve daðýnýk bir görünüm Resim 35- Hattat Mahmud Celâleddin Efendiye ait sülüs celi sülüs bir levha. (Kaya Üçer Koleksiyonu). almýþtýr. Mahmud ritim ve ahengin bulunmasý güzel bir istifin temel Celâleddin'in celîlerinde unsurlarýdýr. Râkým, harflerdeki tenâsübü ve ölçüyü hareke ve diðer tezyinî saðlamakla beraber, gerek satýr, gerekse katmerli istiflerde iþaretler seyrek olduðundan, harfleri birbirleri ile kaynaþtýrmýþtýr. Ýstifte harfler âdeta harfler bütün donukluðu ve birbirlerini kucaklamýþlardýr. Harflerin tenâsübünde, istifteki katýlýðý ile ortaya çýkar. yer ve duruþlarýna göre, bazý tasarruflarda bulunmuþtur. 1.2.6 Harflerin ölçüsünü yerine göre büyültmüþ yerine göre ise Celâleddin Efendi ve Ekolü küçültmüþtür, istif icabý bunu yerine göre denemiþtir.121 Bu durum istifte yazýnýn güzelliðine güzellik katmýþ, harf gövdeleri donup kalmamýþtýr.122 Mahmud Aslen Daðýstanlý olan Nakþýdil Türbesi yazýlarý, Mahmud Celâleddin Efendi, özellikle Nakþýdil Ýmaret Çeþmesi üzerindeki müsennâ babasý Þeyh Mehmed Efendi âyet ve aslý Atina Benaki Müzesinde olan papaðan ile birlikte Ýstanbula gelmiþtir. þeklindeki istif, harflerin onun elinde nasýl yumuþadýðýnýn Doðum tarihi belli deðildir.126 delilidir. Ayrýca Râkým, istiflerinde tezyinî iþaretleri çok Ýlk yazý derslerini Ak fazlaca kullanmamýþtýr; Râkým yazýlarý, harf gövdeleri ile Resim 36- Hattat Mahmud Celâleddinin Eyüp Þeyh Murad Tekkesinde bulunan kabir taþý. Ýstifte ön plandadýr. Ancak harfler yerlerine oturduktan sonra Molla Ömer Efendi ve Hoca Râsim Efendinin talebelerinden belli sayýda, yazýyý boðmayacak miktarda hareke ve tezyinî Abdüllatif Efendiden almýþtýr. Yamakzâde Sâlih Efendi ve iþareti kullanmýþtýr. Þu bir gerçektir ki, Osmanlý'da istif, Ebubekir Râþid Efendiye yazý dersi almak için yaptýðý Râkým'la birlikte geliþme yoluna girmiþtir. müracaatlar ise, dik baþlýlýðý sebebiyle reddedilmiþtir. Bunun üzerine, Hâfýz Osman Efendi (1942-1698)nin Önceki yüzyýllarýn celî yazýlarý ile Râkým'ýn harf, kelime gruplarý ve istifleri karþýlaþtýrýlýrsa Râkýmýn harflerindeki canlýlýk, azamet ve istiflerindeki güzellik daha 121- M. Bedreddin Yazýr buna kaide üstü durumlar ismini vermiþtir. (bkz. Kalem Güzeli, III, 308-309). 122- Baltacýoðlu, Türk Yazý Sanatý, 47-48. 123- Ahmed Süreyyâ, Osmanlýlarda Sanâyi-i Nefîse ez-Cümle Hutûtu Bedîa, Sýrât-ý Mustakîm, sy. 174 (14 Muharrem 1329), s. 282. Hattat Hasan Rýzâ Efendinin (1849-1920) oðlu olan Ahmed Süreyyâ (Saltuk) bu makâlesinde, Râkým celîsinin özelliklerini dört madde halinde belirtmiþtir. Bunlar özetle: Harflerin týknazlýðý, hareketliliði, tenâsübü ve istifin âhengidir. 124- Alparslan, Ünlü Türk Hattatlarý, 90; a. mlf., Ýslâm Tarihi, XIV, 491. 125- Derman, Kök, 14; Alparslan, Ünlü Türk Hattatlarý, 103-104. 126- Ýbnülemin, 187. Doðum tarihi kesin olarak bilinmeyen Mahmud Celâleddin Efendinin, doðum tarihi ile ilgili olarak, M. Uður Derman, Sabancý Koleksiyonu, s. 104de þöyle bir bilgi mevcuttur: Doðum yýlý belli olmamakla birlikte gördüðümüz 1188/1774 senesinde yazýlmýþ mükemmel bir murakkaasýndan 1163/1750 tarihi civarýnda doðduðu neticesini çýkarýyoruz. iyi görülebilir. Râkým öncesi celî harflerinde mevcut donukluk ve orantýsýzlýk, yerini tenâsüp ve canlýlýða býrakmýþ, istif daðýnýklýktan kurtulmuþtur. Râkým istiflerinin diðer bir özelliði ise, harflerin uzaktan rahatça görülebilecek toklukta oluþlarýdýr. Harfler yazýlacaklarý yahut asýlacaklarý yere göre güzellik ölçüsüne kavuþmuþlardýr. 1 2 3 Râkým, Þeyh Hamdullah, özellikle Hâfýz Osman yazýlarý üzerinde çalýþmýþ, Hâfýz Osmanýn sülüslerindeki 40 HAT SANATI Resim 37- Hattat Mahmud Celâleddin Efendiye ait celî sülüs bir levha. (Mehmet Çebi Koleksiyonu). eserlerine bakarak kendi kendini yetiþtirmiþtir. 127 Celâleddin Efendi yolunda eserler vermiþseler de, padiþahýn ölümü ile bu yol terkedilmiþtir. Sülüs ve nesih yazýda kendine has güzel bir tavra sahip olmuþ ve çok kuvvetli ve kudretli eserler ortaya Râkým ile Mahmud Celâleddinin arasýndaki farkla koymuþtur. Celî sülüste ise ayný baþarýyý gösterememiþtir; alâkalý olarak, hattat Ömer Vasfî Efendi, Sâmi Efendiden celî sülüs harfleri donuk ve küt kalmýþtýr. Celînin istifinde naklen þu hadiseyi anlatýrmýþ; Vaktiyle Ýstanbulun tanýnmýþ de harfler birbirinden baðýmsýz gibi kalmýþ, hareke ve hattatlarýndan biri cuma günleri kendisinden celî dersi tezyinat iþaretlerini baþarýlý bir þekilde daðýtamamýþtýr. almaya gelen öðrencilerine Mustafa Râkým çýðýrý ile Ayný asýrda yaþayan celî sülüs üstâdý hattat Mustafa Mahmud Celâleddin çýðýrý arasýndaki ayrýlýðý akla gelmeyen Rakýmýn celî sülüste yaptýðý atýlým ve deðiþimin yanýnda, bir yolda anlatýrmýþ. Bu yazý üstadýnýn uzun boyu, uzun Mahmud Celâleddinin celî anlayýþý tutunamamýþtýr.128 sakalý varmýþ. Ayaða kalkar, dimdik durur, sonra sakalýný Sultan Abdülmecidin, Mahmud Celâleddinin 127- 101. Habib, 166; Ýbnülemin, 187; M. Uður Derman, Mahmud Celâleddin Kültürde ve Sanatta Kök, c. 1, sy. 20-22 (Ekim-Kasým-Aralýk 1982), s. 14; a. mlf. ÝKMHS, 205 128- Ýbnülemin, 188; Derman, KÖK, 14; a.mlf., ÝKMHS, 206; Süleyman BERK, Hattat Mustafa Râkýmda Celî Sülüs ve Tuðra Estetiði, s. 94-95. talebesi Mehmed Tâhir Efendi (?-1846)nin talebesi olmasý sebebiyle bir ara bütün hattatlar padiþah sevkiyle Mahmud 41 Resim 38- Hattat Mahmud Celâleddin Efendinin talebesi Mehmed Tahir Efendinin celî sülüs bir levhasý. HAT SANATI 42 HAT SANATI 1. 2. 7. Hattat Mehmed Þevki Efendi Sülüs ve nesih yazýnýn zirve ismi olan Þevki Efendi h. 1244/1828 yýlýnda Kastamonu Seyyidlerde Ýstanbula getirilerek ilmî tahsili yanýnda, dayýsý hattat Mehmed Hulûsi Efendiden sülüs ve nesih dersleri aldý. Hulûsi Efendiden h. 1257/1841 yýlýnda icazetini aldý. Menþe-i Küttâb-ý Askerîde rika hocalýðý yaptý. Ayrýca Sultan II. Abdülhamidin þehzâdelerine iki yýldan fazla yazý dersi verdi. Esas görev yeri Harbiye Nezâreti Mektûbi Kalemindeydi.132 Ýcâzetini verdikten sonra hocasý kendisine Ben yazýyý sana bu kadar öðretebilirim; yazýyý ilerletmen için Kazaskere götüreyim Resim 39- Hattat Mehmed Þevkî Efendinin Amme Cüzünden bir sahife. (Gülbün Mesara Koleksiyonu). deyince: Ben sizden baþka hocaya Resim 40- Hattat Mehmed Þevkî Efendinin Merkez Efendi kabristanýnda bulunan mezar taþý kitabesi. dünyaya geldi.131 Küçük yaþta ileri doðru uzatýp, gözlerini açar, ileri atýlýr gibi durup Ýþte gitmem cevabýný vermiþtir. Bu cevap Mustafa Râkým elifi dermiþ. Sonra sakinleþir, sakalýný üzerine hocasý, Þevki Efendiye hayýr duada bulunmuþtur. göðsünün üzerine dayar, gözlerini kapar Ýþte Mahmud Aslýnda bu sebat ve vefâ, Þevki Efendi Mektebinin Celâleddin elifi dermiþ."129 Hattat Necmeddin Efendi, doðmasýna vesile olmuþtur. Eðer Kazasker Mustafa Efendiye Râkým ile Mahmud Celâleddin arasýndaki farký, dinlerdeki devam etseydi, Kazasker yoluna mensup Þefik Bey, mezhep ayrýlýðýna benzetmiþtir. Ýkisinin kaynaðý da Þeyh Muhsinzâde Abdullah Efendi, Abdullah Zühdî Efendi ve ve Hâfýz Osmana varýr.130 Hasan Rýza Efendi gibi isimlere bir yenisi eklenmiþ olacaktý. Mahmud Celâleddin Efendinin, mushaf ve dua Fakat kendisi, ekol sahibi her hattatýn yaptýðýný yaparak kitaplarý yanýnda, hilye ve kýta þeklinde de eserleri Þeyh Hamdullah, Hâfýz Osman, Ýsmail Zühdî Efendi ve mevcuttur. Eyüp, Mihriþah Sultan Türbesi celî sülüs iç Mustafa Râkýmýn yazýlarýný inceleyerek ve onlarýn yolundan kuþak yazýsý Mahmud Celâleddin Efendiye aittir. H. yürüyerek kendi üslûbunu oluþturmuþtur. 1 3 3 1245/1829 yýlýnda vefat etmiþ ve Eyüp Niþancý Þeyh Murad 13 Þaban 1304/7 Mayýs 1887 tarihinde vefat eden Dergâhýna defnedilmiþtir. Mezartaþý kitâbesi þöyledir: Þevki Efendi, Merkezefendi Kabristanýnda hocasý ve dayýsý Huvel-Hayyul-Bâkî Meþâyih-i hattâtînden 129- Baltacýoðlu, Türk Plâstik Sanatlarý, 117 130- Baltacýoðlu, Yeni Adam, sy. 447, s 7. 131- Ýbnülemin, 397 ve Derman, ÝKMHS, 214te doðum tarihini h. 1244/1828 olarak; A. Süheyl Ünver, Hattat Mehmed Þevki, Ýstanbul, 50 Sanat Sever Serisi-6, 1953, s. 1 ve Rado, 225te Ünverden naklen doðum tarihi 1245/1829 olarak vermiþlerdir. 132- Derman, ÝKMHS, 214 133- Ünver, Hattat Mehmed Þevki Efendi, 1; Derman, ÝKMHS, 214 Cennetmekân merhum ve maðfûr Mahmud Celâleddin Efendinin Ruhîçûn el-Fatiha Sene 1245 43 HAT SANATI Resim 41- Hattat Mehmed Þevkî Efendinin Kurân-ý Kerîminden bir sahife. (TSMK-GY.309-111, 2b) 44 HAT SANATI Mürekkebi ile hazýrlamýþ ve çok iyi tashih etmiþtir. Bu kalýplardan Þevki Efendi, Râkýmýn celî sülüsteki özellik ve müzehhibler levhalarý hazýrlamýþ güzellikleri aynen sülüs yazýsýna aktarmýþtýr. Sülüs yazýlarý yahut taþa hakkedilmiþtir. kývrak ve metindir. Þevki Efendi, itinalý ve tekellüflü yazan bir hattattý. Bu sebeple yazýlarý pürüzsüz ve çok temizdir. Sâmi Efendinin müze ve Celî sülüsün eþsiz hattatý Sâmi Efendi Þevkînin elinden koleksiyonlardaki yazýlarýndan istese de fenâ harf çýkmaz demiþtir. Þevki Efendinin baþka özellikle h. 1290/1873ten sonraki yazýlarý kemâl noktasýna Nûrosmaniye 135 ulaþmýþtýr. Bu bakýmdan, bu tarihten sonraki yazýlarý Þevki kapýsý üstü celî talikleri Efendinin örnek yazýlarýdýr. mükemmeldir. Bâyezid kapýsý Kapalýçarþý ve Fesçiler üzerinde de II. Abdülhamid adýna Þevki Efendinin sülüs yazýlarýndaki olgunluk yanýnda, tertiplediði tuðra bulunmaktadýr. harflerin satýra diziliþleri mükemmeldir. Bu yönüyle, Nallý Mescid, Þehzâdebaþý, Atikali harflerde akýcýlýk hemen göze çarpmaktadýr. Sülüs ve nesih Paþa camileri celî sülüs yazýlarý harflerinde olgunluk ve mükemmellik Þevki Efendi ile yanýnda Yenicami Sebili celî sülüs yakalanmýþtýr. Ayný þekilde nesih yazýda, harflerin satýra kitâbesi çok meþhurdur. Sâmi diziliþi ve satýra oturuþu, Þevki Efendinin yazýdaki önemli Efendinin Yeni Cami sebili kitabesi maharetlerindendir. celî sülüs yazýlarý, celî sülüs öðrenmek isteyenlere âdeta hoca Bakkal Ahmed Ârif Efendi ve Fehmi Efendi en önemli Sâmi Efendi bu talebelerindendir. Fehmi Efendi, Þevki Efendinin hakký olmuþtur. 136 olduðu halde fazla tanýnmayan talebesidir. Fehmi Efendinin kitabede celî sülüsün bütün bugün, Medinede Mescid-i Nebevîde büyük boy hilyesi nüktelerini göstermiþtir.137 bulunmaktadýr. Resim 42- Hattat Mehmed Þevkî Efendinin hocasý Mehmed Hulûsi Efendi için yazdýðý celî sülüs kabir taþý kitabesi. Mehmed Hulûsi Efendinin ayak ucuna defnedilmiþtir. Sâmi Efendi (1838- 1912) XX. asrýn baþlarýnda h. 1310/1893ten sonra bir atýlým yaparak, celî sülüste eksik 1. 2. 8. Hattat Sâmi Efendi kalan kýsýmlarý tamamlamýþtýr.138 1310/1893 Ramazanýnda Râkým Efendi mektebine dahil fakat farklý bir þîve eline geçen Ýsmâil Zühdînin sülüs-nesih murakkaasýndan sahibi olan Sâmi Efendi, 16 Zilhicce 1253/13 Mart 1838 seçmeler yaparak Râkýmýn eksikliklerini tamamlamýþtýr. tarihinde Ýstanbulda dünyaya geldi. Babasý Yorgancýlar Celî sülüs'ün en önemli unsurlarý Sâmi Efendide kemâl kethüdasý hacý Mahmud Efendidir. Asýl adý Ýsmail Hakkýdýr.134 bulmuþtur. Celî sülüs'teki iþaretler (tirfil, mim, mimli tirfil, Sýbyan Mektebinde Boþnak Osman Efendiden hurûf-u mühmele ve harekeler) yanýnda rakamlar da Sâmi sülüs-nesih meþketti. Daha sonralarý celî sülüs yazýyý Efendide kemâl noktasýna varmýþtýr. Tezyinat iþaretlerinin Râkýmýn talebesi Mahmud Þakir Recâi Efendi (1804- düz kýsýmlarý Sâmi Efendi'de daha deðirmi bir hal alarak 1874)den aldý. Talik yazýyý önce Kýbrýsîzâde Ýsmâil Hakký kývraklýk ve canlýlýk kazanmýþtýr. Meselâ, tirfilin sol kýsmý, Bey (1785- 1862)den sonra Ali Haydar Bey (1802 1870)den þeddenin sol kolu Râkým'a göre Sâmi Efendi'de daha meþketti. Dîvâni yazýyý Ebûbekir Nâsýh Efendi (1813 1885), 134- Eskiden, kalem efendilerine ikinci bir isim, mahlâs vermek âdet olduðundan Ýsmail Hakkýya da Sâmi ismi verilmiþtir. Sâmi Efendinin mezar taþýnda ismi Ýsmâil Hakký Sâmi olarak geçmektedir. Bkz. M. Uður DERMAN, Büyük Bir Hat Sanatkârýmýz: Sâmi Efendi, Hayat Tarih Mecmuasý. sy. 5, Haziran 1969, s. 4. 135- Bu kitabenin yeniden yapýlýþý serüveni için bkz. Refiî Cevad ULUNAY, Hatâ Düzelir, Milliyet, 08. 07. 1959; a. mlf., Ýnandý Teres, Milliyet, 17-18 Eylül 1961. 136- Derman, Yeni Cami Sebilinin Kitâbesi, Lâle, 4 (Aralýk 1986), s. 15. 137- Derman, a. g. m., 15. 138- M. Uður DERMAN, Hattat Sâmi Efendinin Diþ Kirasý, Hayat Tarih Mecmuasý, sy. 12 (Ocak, 1969), s. 22; a. mlf., Türk Hat Sanatýnýn Þâheserleri, 36. rika yazýyý Ebûbekir Mümtaz Efendi (1810 1871)den meþketti. Sâmi Efendi asýl maharetini celî sülüs ve celî talik yazýda ortaya koymuþtur. Yazýlarý daha çok zerendûd ile hazýrlanmýþtýr. Mürekkeple yazýlmýþ yazýsý yok denecek kadar azdýr. Kendisi yazýlarýný genellikle siyah kaðýda Zýrnýk 45 HAT SANATI Resim 43- Hattat Sâmi Efendinin celî sülüs levhasý. (Merkez Efendi Camii) yumuþak ve deðirmi bir hal almýþtýr. Harekelerde ötrenin bir fark yoktur. Râkým harflerine göre Sâmi Efendi baþ kýsmýnda baþlangýç noktasý Sâmi Efendi'de bir es harflerinde canlýlýk mevcuttur. Sâmi Efendi'de harf zülfeleri çizerek baþlamýþ, Râkým Efendi'de ise burasý düz bir þekil yarým nokta daha fazladýr; Râkýmda bir buçuk nokta olan almýþtýr. Dolayýsýyla Sâmi Efendi'nin bu yumuþak hareketi elif zülfesi Sâmi Efendide iki noktadýr. Elif harfi Sâmi ötreye bir canlýlýk ve yumuþaklýk kazandýrmýþtýr. Sâmi Efendi'de dibe doðru, son üç noktada hafif bir kývrým Efendi'de ötre kuyruðunun alt kýsmý, Râkým'a göre biraz yaparak, Râkým'a göre daha bir hareketlilik kazanmýþtýr. daha besli bir hâldedir. Diðer harekelerde iki üstat arasýnda Esasen bu durum dik harflerin tamamýnda mevcuttur. Rý, 46 HAT SANATI Resim 44- Hattat Sâmi Efendinin zýrnýk mürekkebiyle hazýrladýðý bir celî sülüs levha kalýbý. (Süleyman Berk koleksiyonu) vav gibi kuyruklu harflerin satýra meyli Râkým'da bir buçuk iþaretleri celî sülüse Râkýmla girmeye baþlamýþtýr. Çok nokta iken, Sâmi Efendi'de bu meyil daha fazla ve iki titiz bir sanatkâr olan Sâmi Efendi, yazýnýn tashihi ile fazlaca nokta kadardýr. Sin diþlerinde mevcut uðraþýr, elinden altý ayda yazý çýktýðý olurmuþ.139 Râkýmýn kývraklýk ve canlýlýk Sâmi Efendi'de tamamlayýcýsý olarak kabul edilen Sâmi Efendi, celî sülüs daha belirgin bir hal almýþtýr. ve tuðrada Râkým mektebine dahil olmakla birlikte farklý Râkým'da nun harfinin çanaðý sol bir þiveye sahiptir.140 Resim 45- Hattat Sâmi Efendinin mezar taþý kitabesi. Fatih Türbesi Haziresi. tarafta baþ kýsma bir buçuk Hayatýnýn sonlarýný felçli olarak geçiren Sâmi Efendi nokta kala bitmiþken, Sâmi 16 Recep 1330/ 1 Temmuz 1912 tarihinde vefat etmiþtir. Efendi de sol kýsmýn bitiþ noktasý, Kabri, Fatih Camii haziresinde olup, mezar taþý kitâbesi nun baþlangýcý ile neredeyse talebesi Kâmil Akdik tarafýndan celî sülüs ile yazýlmýþtýr. ayný seviyededir. Hüseyin Hâþim Bey'in Sâmi Efendi hakkýnda yazdýðý kasidesinin bir beyti þöyledir:141 Sâmi Efendi yazýda tezyinat unsurlarýný bol miktarda Râkým da eðer görse celî hattýný derdi kullanmýþtýr. Bu durum onun Samî-i senâ celî divânî ile fazlaca meþgul pâye bu vâdide yemandýr olmasýndan kaynaklanmýþtýr. Üstat merhum Necmeddin Okyay, hocasý da olan Râkým Efendi'nin istiflerinde Sâmi Efendinin vefatýna düþürdüðü tarihte, onun vefatý ile Râkým yolunun üstadsýz kaldýðýna iþaret eder. Tarih harfler, kendi yapýlarý ile ön þöyledir:142 plandadýr, bazý istiflerinde 139- Kemankeþ Bâhirin bir sözü var: Sâmi Efendi merhumun yazýlarýný Râkým Efendi görse idi, mutlaka hayýr duâ eder idi. Zîra yazýda çok titiz davranmýþtýr. Kök, sy. 15 (Mayýs 1982), s. 43. 140- Derman, Hayat Tarih Mecmuasý, sy. 5 (Haziran, 1969), s. 7; a. mlf., ÝKMHS, 217. 141- Ýbnülemin, 359 142- M. Uður DERMAN, Hattat Sâmi Efendi, Hayatý ve Eserleri, 50 Sanat Sever Serisi, 18-1962, Ýstanbul, s. 2. tezyinat unsurlarý yok denecek kadar azdýr. Bunun sebebi daha önceki devirlerde de harekenin dahi çok kýsýtlý kullanýlmýþ olmasýdýr. Hareke ve tezyinat 47 HAT SANATI Resim 46- Hattat Sâmi Efendinin Þehzâdebaþý Camiinde bulunan celî sülüs kitâbesi. Resim 47- Hattat Sâmi Efendinin Kapalýçarþý Fesçiler Kapýsý üzerinde bulunan celî tâlik kitabesi. Serfürû eyler cihan, târih-i Necmeddin için, Göçtü Daha sonra Aziz Efendiden sülüs ve talik, hacý Kâmil Efendiden sülüs, divanî ve celî divanî, nihayet Sâmi Efendiden de talik, celî talik ve celî sülüs meþketti. Celî yazýda, hocasý Sâmi Efendiden sonra o yolun en usta takipçisi oldu. Hýrka-i Þerif Camii hatipliðini de yapan Ömer Vasfi Efendi 1928 yýlýnda vefat etti. Kabri, Eyüp Gümüþsuyundadýr (bkz. Ýbnülemin, 262-267; Derman, Ýki Kardeþ Hattatýmýz Ömer Vasfi Efendi (1880-1928), Neyzen Emin Efendi (1883-1945), 50 Sanat Sever Serisi, Ýstanbul, 1966, 9 s.; Rado; 251; Derman ÝKMHS, 226-227). 147- Neyzen Emin YAZICI: 1883 yýlýnda Ýstanbulda dünyaya geldi. Ýlk yazý derslerini Rüþdiye Mektebinde iken aldý. Aðabeyi Ömer Vasfi, Sâmi Efendiye derse gittikçe onu da götürdü. Aðabeyi gibi düzenli ders almadý. Aðabeyinin yazýlarýný tashih ederek celîde maharetini arttýrdý. Dinî ve lâdinî musikîde de behre sahibi idi. 3 Þubat 1945 tarihinde vefat ederek aðabeyinin yanýna defnedildi (bkz. Ýbnülemin, 80-84; Derman, Ýki Kardeþ Hattatýmýz, 9 s.; Rado, 255-256; Derman, ÝKMHS, 226-227). 148- Mustafa Halim ÖZYAZICI: Babasý Kýrýmlý, anasý Sudanlý olan Halim Efendi 14 Ocak 1898 tarihinde Ýstanbulda dünyaya geldi orta tahsili sýrasýnda hattat Hâmid Beyden Rika meþketti. Daha sonra Medresetül-Hattâtînde devrin önemli hat üstatlarý, Hasan Rýza, Kâmil Efendi, Hulûsi Efendi ve Tuðrakeþ Ýsmail Haký Beyden yazý meþketti. Her yazý cinsini büyük bir kudretle yazdý. 1963 yýlýnda emekliliðine kadar Güzel Sanatlar Akademisinde yazý dersi verdi. 30 Eylül 1964 tarihinde vefat etti (bkz. Ýbnülemin, 104-106; Derman, Hattat Mustafa Halim Özyazýcý (1898-1964), 50 Sanat Sever Serisi, Ýstanbul, 1965, 3 s.; Rado, 260-261; Derman, ÝKMHS, 227; Süleyman BERK, Hattat Halim Efendinin Bilinen Tek Hilyesi, Tarih ve Düþünce, sy. 2002/7(Temmuz 2002), s.56-64). 149- Hâmid AYTAÇ: 1893 yýlýnda Diyarbakýrda doðan Hâmid Bey, ilk yazý derslerini de orada aldý. Ýstanbula gelerek önce Hukuk daha sonra da Sanâyi-i Nefîse Mektebine devam etti ise de tamamlayamadý. Geçimini saðlamak için piyasaya yazý iþleri yaptý. Hattat Nazif Beyden yazý dersine baþlamýþsa da ancak bir ders devam edebildi. Harf inkýlâbýndan sonra matbaacýlýk yaptý, ancak yazýyý býrakmadý. Zamanýn büyük hattatlarý ile görüþtükçe onlardan istifade etti. Her cins yazýyý büyük bir kudretle yazan Hâmid Bey çok titiz bir sanatkârdý. 18 Mayýs 1982 tarihinde vefat eden üstat, Karacaahmed Kabristanýnda, Þeyh Hamdullahýn yanýnda medfundur. (bkz. Ýbnülemin, 119-123; Ali Alparslan, Hattat Hamid Aytaç, Hayat Tarih Mecmuasý, sy. II, 1972, s. 16-22; Rado, 267-269; M. Hüsrev SUBAÞI, Aytaç, Hamit, Türkiye Diyanet Vakfý Ýslâm Ansiklopedisi, Ýstanbul, Türkiye Diyanet Vakfý, 1991, c. IV, s. 287-289; Derman, ÝKMHS, 229; Hattat Hâmid Aytaç la ilgili geniþ bir deðerlendirme için bkz. Hattat Hâmid Aytaç (Âmidî) Anma Paneli - Eylül 1996, Ýstanbul, Diyarbakýr Büyükþehir Belediyesi, 1997; Hattat Hâmid Aytaç Kitabý, (Hazýrlayan Ýsmail Yazýcý). Ýstanbul, Kitabevi, 2002, 216 s. ) Sâmi, kaldý Râkým mesleki üstâdsýz. 1330 H. Sâmi Efendiden sonra talebeleri, Nazif Bey,143 Tuðrakeþ Ýsmail Hakký Bey,144 Aziz Efendi,145 Ömer Vasfi Efendi146 ve Neyzen Emin Yazýcý147 celî sülüste Râkým yolunda, Sâmi Efendi þivesinde yazmýþlardýr. Son devrin önemli hattatlarýndan Halim Özyazýcý148 ve Hâmid Aytaç149 da ayný vadide eser vermiþlerdir. Son iki üstad doðrudan olmasa da, Sâmi Efendinin eserlerinden istifade ile celî yazýda maharet sahibi olmuþlardýr. 143- Mehmed Nazif Bey: 1846 yýlýnda bugün Bulgaristanda kalan Ruscukta doðdu. Aslen Kýrýmlýdýr. Ýstanbula hicretten sonra Enderuna intisap etti. Þefik Beyden sülüs ve nesih meþketti. Daha sonra Sâmi Efendiden celî sülüs, celî talik, divanî ve tuðra meþketti. Erkân-ý Harbiye Dairesi hattatlýðý yapan Nazif Bey, ayný yerde mümeyyiz oldu. Celî sülüste Ýsmâil Zühdî ve Râkým yolunu takip eden Nazif Beyin celîleri tokça görünümlüdür. Bunun sebebi, yazýlarýný yazdýktan sonra pertevsuzla (mercek) tashih etmesiydi. 1913 yýlýnda vefat eden Nazif Bey, Yahya Efendi Kabristanýna defnedildi. (bkz. Ýbnülemin, 232-235; M. Uður Derman, Hattat Nazif Bey, 50 Sanat Sever Serisi, Ýstanbul, 1965, 3 s.; Rado, 242-244). 144- Tuðrakeþ Ýsmail Hakký ALTUNBEZER:1873 yýlýnda Ýstanbulda doðdu. Ýlk yazý derslerini hattat olan babasý Ýlmî Efendiden aldý. Divan-ý Hümâyun kalemine girdi ve burada Sâmi Efendiden, divanî, celî divanî, celî sülüs ve tuðra meþketti. Müzehhib Bahaeddin Beyden tezhip öðrendi. Ressam olmasýnýn verdiði avantajla, yazýda çok güzel istifler meydana getirdi. 1945 yýlýna kadar Güzel Sanatlar Akademisinde dersler verdi. 19 Temmuz 1946 tarihinde vefat ederek, Karacaahmed Mezarlýðýna defnedildi (bkz. Ýbnülemin, 97-101; Derman, Tuðrakeþ Ýsmail Hakký Altýnbezer, Hayat Tarih Mecmuasý, sy. 6, 1971 , s. 43-51; Rado, 258-259; Derman, ÝKMHS, 255). 145- Aziz Efendi: 1871 yýlýnda Trabzon/Maçkada doðdu. Küçük yaþta Ýstanbula gelerek, evvelâ Bakkal Arif Efendiden sülüs-nesih meþkederek 1896 yýlýnda yazdýðý hilye ile icâzet aldý. Talik yazýyý Hasan Hüsnü Efendiden, celî sülüs ve celî taliki de Sâmi Efendiden meþketti. Davet üzerine gittiði Mýsýrda uzun süre kalarak orada yazýlar yazdýktan baþka talebe de yetiþtirdi. 16 Aðustos 1934te vefat etti, kabri Edirnekapýsý Necatibey Mezarlýðýndadýr (bkz. Ýbnülemin, 68-72; Serin, Hattat Aziz Efendi, 119 s.; Rado, 251; Derman, ÝKMHS, 220). 146- Ömer Vasfi Efendi: 30 Nisan 1880 tarihinde Ýstanbul/Tophanede doðdu. Rüþdiye Mektebinde okurken Çukurcumalý Kadri Efendiden yazý meþketti. 48 HAT SANATI Resim 48- Hattat Sâmi Efendinin Fallahu hayrun hâfizan levhasýnýn zýrnýkla yazýlmýþ kalýbý. Bu kalýpta tashih edilen yerler siyah boya ile belli olmaktadýr. Harflerin kenarý iðnelenmiþ durumdadýr. Görülen bu kalýp üst kalýptýr. Bu kalýptan zerendud olarak levhalar hazýrlanmýþtýr. (Süleyman Berk koleksiyonu) 49 Resim 49- Hattat Sâmi imzalý zýrnýk mürekkebiyle hazýrlanmýþ celî sülüs levha kalýbý. (Türkpetrol Vakfý koleksiyonu) HAT SANATI 50 Resim 50- Hattat Sâmi Efendi imzalý zerendud celî sülüs levha. HAT SANATI 51 HAT SANATI Resim 51- Hattat Sâmi Efendinin Yeni Cami Sebili üzerinde bulunan celî sülüs Kitâbesi. Resim 52- Hattat Mehmed Nazif Beyin Sülüs bir levhasý. (Mehmet Özçay koleksiyonu) 52 HAT SANATI Resim 53- Hattat Sâmi Efendinin Kapalý Çarþý Nuruosmaniye kapýsý üzerinde bulunan celî tâlik kitâbesi. Resim 54- Hattat Sâmi Efendinin talebesi Ömer Vasfi Efendinin Eyüpte Sultan Reþad Türbesi üzerinde bulunan celî sülüs müsennâ kitabesi. 53 HAT SANATI Resim 55- Hattat Mehmed Nazif Beye ait istifli celî sülüs bir levha. Resim 56- Hattat Ýsmail Hakký Altunbezere ait istifli celî sülüs bir levha. Resim 57- Hattat Ýsmail Hakký Altunbezere ait istifli zerendud celî sülüs bir levha. 54 HAT SANATI Resim 58- Hattat Mehmed Nazif Beye ait celî sülüs bir levha. Resim 59- Hattat Kazasker Mustafa Ýzzet Efendi yolunu geliþtiren Hattat Þefik Beye ait celî sülüs levha. (Süleyman Berk koleksiyonu) 55 HAT SANATI Resim 60- Hattat Sâmi Efendinin celî sülüs zerendud levhasý. (Aksaray, Vâlide Sultan Camii) Resim 61- Hattat Mustafa Halim Özyazýcýnýn celî sülüs bir levhasý. (Süleyman Berk koleksiyonu) Resim 62- Hattat Mehmed Nazif Beyin celî sülüs bir levhasý. (Abdurrahman el-Uweys koleksiyonu, Dubai) 56 HAT SANATI II. BÖLÜM YAZI ÇEÞÝTLERÝ 57 HAT SANATI Resim 63- Muhsinzâde Abdullah Beyin Sülüs Nesih kýtasý. yazýþmalarda kullanýlmýþtýr. Ýleriki dönemlerde dîvanlar 2.1. HAT SANATINDA YAZI ÇEÞÝTLERÝ ve fetvâlar talik yazý ile yazýlmýþtýr. Dîni ve sivil mimâri Ýslâm yazýsýnýn kaynaklarda birçok çeþidinden eserlerde, uzaktan daha rahat görülebilen celî sülüs, celî bahsedilmiþtir. Yapý ve þekil olarak harfler birbirine yakýn kûfi ve celî talik yazý kullanýlmýþtýr. Kullaným sahalarýna olsalar da, yazý çeþitlerinin harfleri arasýnda nüanslar göre yazýnýn kullanýmýnda, harflerin yapýlarýna estetik bulunmaktadýr. Ýslâm yazýsýnýn bu çeþitlenmesi, sanat müdahaleler de bulunulmuþ ve bazý farklýlýklar oluþmuþtur. olarak ve kendi içindeki bir sýnýflamadýr. Sülüs yazýda, Tarihi süreç içerisinde oluþan bu durum, yazýnýn estetik yahut nesih yazýda, yahut kûfi yazýda her harfin ana yapýsý çeþitlenmesini doðurmuþtur. aynýdýr. Fakat sanat olarak, farklý yazý çeþitlerindeki yazýlýþta bir takým farklýklar ortaya çýkmaktadýr. Meselâ sülüs, nesih Asýrlarca süren arýnma ve süzülme sonucu, yazý yahut muhakkak yazýda sin harfinde dendan, diþ estetik olarak güzelleþirken çok çeþitlenen yazýlar belli bulunurken, talik yazýda bu diþler çoðu kere bir tasnifte toplanmaya baþlamýþtýr. Aklâm-ý sitte adý bulunmamaktadýr. Kezâ, diðer yazý çeþitlerinde elif altýnda toplanan yazýlarýn temeli, Hz. Peygamber harfinde zülfe bulunurken talik ve rika yazýda zülfe döneminde ortaya çýkan iki ana karakterden, köþeli ve kullanýlmamaktadýr. Bu farklýlýklar daha da çoðaltýlabilir. yuvarlak karakterli yazýdan neþet ederek çeþitlenmiþtir.151 Bu yazýlarýn ana çizgileri Ýbn Mukle ve Ýbn Bevvâb tarafýndan Ýslâm yazýsý baþýndan itibaren kullaným alanýna belirlenmiþ, Yâkut el-Mustasýmî tarafýndan kaideleri göre çeþitlenmeye baþlamýþtýr. Çünkü yazý, Müslüman konmuþtur.152 Yazý çeþitlerini þöyle tasnif edebiliriz: toplumda, baþlangýcýndan itibaren bir sanat konusu olarak 150- Yazýr, Kalem Güzeli, II, 75 151- Daha geniþ bilgi için bkz. Nihad M. ÇETÝN. -Ýslâm Hat Sanatýnýn Doðuþu ve Geliþmesi (Yâkût Devrinin Sonuna Kadar), Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat Sanatý. Ýstanbul, IRCICA, 1992, s. 15 152- Serin, Hat Sanatý ve Meþhur Hattatlar, 72 ele alýnmýþ ve iþlenmiþtir.150 Kûfi yazýnýn temelini oluþturan köþeli yazý, dîni metinlerin tespitinde kullanýlýrken, kullanýmý daha kolay olan yuvarlak karakterli yazý günlük 58 HAT SANATI Resim 64- Ýlk dönem kûfi yazý örneði. kýsma ayrýlmaktadýr. Aklâm-ý sitte denilen altý çeþit yazý þunlardýr: 1-Muhakkak 1- Meþrik kûfîsi 2-Reyhâni 2- Maðrip kûfîsi 3-Sülüs 3- Kayravan kûfîsi 4-Nesih 2. 1. 1. Aklâm-ý Sitte 5-Tevkii 2. 1. 1.1 Sülüs 6-Rikaa (Ýcâze Hattý) Diðer Yazý Çeþitleri Aklâm-ý sitte içerinde yer alan ve üçte bir anlamýna 7-Kûfi gelen sülüs yazý, ismini baþlangýçtaki yuvarlak karakterli 8-Talik yazýdan geliþen tûmar yazýnýn üçte bir ölçüsünden almýþtýr. 9-Dîvâni Kalem aðzý kalýnlýðý 3 mmdir. Hat sanatýnda, sanat olarak 10-Celî Dîvâni yazýnýn anasý ümmül-hutût olarak kabul edilmiþtir. 11-Rika Muhakkak yazýya göre harfleri biraz küçüktür. Çanaklý Kûfi yazý çeþitli kollara ayrýlmaktadýr. harflerin çanaklarý derindir. Nesih yazý ile birlikte geliþimi A- Yapýlarýna göre kûfi yazý Osmanlýda çok hýzlý olmuþtur. 1- Basit kûfî 2. 1. 1. 2. Nesih 2- Yapraklý kûfî 3- Zemini süslü kûfî Kelime anlamý ortadan kaldýrmak, iptal etmek 4- Örgülü kûfî 5- Geometrik anlamýna gelmektedir. Kitap yazýmýnda diðer yazýlara göre kûfî153 daha fazla kullanýldýðý için bu ismi almýþtýr. Kalem aðzý B- Yazýldýklarý bölgelere göre de kûfî yazý üç 153- Ýbrahim Cum'a, a. g. e., 45-46. 59 HAT SANATI Resim 65- Hattat I. Derviþ Aliye ait muhakkak ve reyhâni hatlarýyla bir kýta. kalýnlýðý, sülüs kaleminin üçte biri kadardýr. Sülüs kaleminin pirinç tanesi üzerine ihlâs sûresi yazýldýðý da olmuþtur. üçte biriyle ona tabi olmuþtur. Þeyh Hamdullah ile birlikte Sultan Ahmed Camiinin celî yazýlarýný yazan Seyyid Kâsým, Kurân-ý Kerîm yazýmýnda nesih yazý kullanýlmaya bir pirinç tanesi üzerine ihlâs sûresini yazdýðý için kendisine baþlanmýþtýr. Gubârî sýfatý verilmiþtir. Bu yazýyla XX. asýr baþlarýnda Mehmed Nûri Sivâsi154 baþarýlý örnekler ortaya koymuþtur. Baþlangýçta muhakkak, verrâki ve ýrâkî denilen 2. 1. 1. 3 Muhakkak neshî yazý üzerinde yapýlan çalýþmalar neticesinde, ileride iki ayrý tarz ortaya çýkmýþtýr. Reyhâni ve nesih yazýnýn Kelime anlamý itibariyle muntazam ve muhkem ortaya çýkmasýndan sonra, özellikle nesih yazýnýn kâideleri gibi anlamlara gelmektedir. Kalem aðzý kalýnlýðý, sülüs Yâkut tarafýndan belirlenmiþtir. Osmanlýda Þeyh Hamdullah kalemine tabidir. Harfleri sülüs yazýya göre daha büyüktür. ile birlikte hýzlý bir geliþim merhalesine girmiþ ve Osmanlýnýn Yatay harfler ve harflerin yatay kýsýmlarý daha yayýk ve son döneminde estetik zirveye ulaþmýþtýr. uzundur. Çanaklar geniþçe ve sülüs yazýya göre daha Burada yeri gelmiþken gubârî yazýdan bahsetmek 154- Sivaslý Mehmed Nûrinin hayatý bilinmemektedir. Ancak gubârî yazý geleneðinin son temsilcisidir. Bazý yazýlarýnýn ketebe kayýtlarýnda kendi mesleði kaydetmiþ ve hocasýnýn ismini vermiþtir. Bir yazýsýnýn ketebesinde Mülgâ Dâire-i Meþihat Mektûbi Kalemi Mütekâidi olduðunu belirtmiþtir. Meþihat Kalemi kâtiplerinden Ahmed Efendinin oðludur. Þeyh Mahmud Hamdiden yazý dersi almýþtýr. Daha çok 1905-1935 yýllarý arasýnda eser vermiþtir. Eserlerini koyu zemin üzerine üstibeç boya kullanarak meydana getirmiþtir. Bkz. Alparslan, Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, 187; Zübeyde Cihan Özsayýner, Yöresel Hattatlarýmýzdan Mehmet Nuri Sivasî, V. Milletlerarasý Türk Halk Kültürü Kongresi, Ankara, Kültür Bakanlýðý, ts, s.340- 342. gerekir. Adýný Arapça toz anlamýna gelen ðubardan alan gubârî yazý, nesih yazýdan çok ince, bazen gözle zor görülebilecek kadar ince yazýlan yazýya verilen isimdir. Bu hat ile sanattan ziyade maharet gösterilmektedir. Sancak Kurânlarý bu yazý ile yazýlmýþtýr. Bazen bir 60 HAT SANATI Resim 66- Reîsül-hattâtîn Haci Ahmed Kâmil Akdik hattýyla sülüs nesih bir kýta. düzdür. Satýr halinde yazýlýr, istifli olarak yazýlmaz. gelmektedir. Tevkiî yazýnýn küçüðüdür. Onun kurallarýna tabidir. Ýcazetnameler bu hat ile yazýldýðý için Hatt-ý icâze 2. 1. 1. 4 Reyhâni diye isimlendirildiði de olmuþtur. Ayrýca, talik yazý geliþene Nesih yazý nasýl sülüs kalemine tabi ve onun üçte kadar bu yazýyla vakýf kayýtlarý tutulmuþtur. biri ise, reyhâni de yazý kurallarý bakýmýndan muhakkak 2. 2. DÝÐER YAZI ÇEÞÝTLERÝ yazýya tabidir. Kalem aðzý kalýnlýðý ise muhakkak yazýnýn üçte biri kadardýr. Muhakkak ve reyhâni yazý XV. asra Kûfi kadar mushaf yazýmýnda kullanýlmýþtýr. Dîvâni 2. 1. 1. 5 Tevkiî Celî Dîvâni Tevkiî yazý, sülüs yazýnýn ihmal edilmiþ þeklidir. Rika Sülüs yazýnýn kurallarýna tabidir. Daha çok divana ait kýsa metinlerin yazýmýnda kullanýlmýþtýr. Daha sonra yerini Talik Dîvâni yazýya býrakmýþtýr. Sülüs yazýya göre harflerin boylarý, 2. 2. 1 Kûfi çanaklar, küpler ve elifler daha kýsa, küçük ve kývraktýr. Kalem aðzý kalýnlýðý sülüs kalemine tabidir. En belirgin Ýslâmýn ilk yýllarýnda kullanýlmakta olan sert köþeli özelliði birleþmeyen harflerin birleþmesidir. yazý daha sonra Kûfe þehrinde iþlenerek, geliþtirildiði þehre nisbetle kûfi adý verilmiþtir. Yazýldýðý yere ve yapýsýna göre 2. 1. 1. 6 Rikaa çeþitlenmiþtir. Kelime olarak küçük sayfa ve mektup anlamýna 61 HAT SANATI Resim 67- Hattat Halim Özyazýcýnýn rikaa hattý. 4- Örgülü kûfî: Bazý harflerinin örülmesinden dolayý bu ismi almýþtýr. Bu çeþit kûfinin en erken örnekleri h. V. asra uzanmaktadýr. En eski örneði Ýran Râdekân Kalesinde (h. 411) Tunus Kayrevan Camii mescidinde (h. 431), en bilinen ve meþhur örnek ise Ýran Pir Alemdar kabrindedir. 5- Geometrik kûfî :156 Diðer kûfi çeþitlerinden dik ve keskin çizgileriyle ayrýlýr. Ortaya çýkýþý hususu pek fazla aydýnlatýlamamýþtýr. Ýran ve Irak mescidlerinde çok fazla yaygýndýr. B- Yazýldýklarý bölgelere göre de kûfî yazý üç kýsma ayrýlmaktadýr. 1- Meþrik kûfîsi 2- Maðrip kûfîsi 3- Kayravan kûfîsi Resim 68- Hattat Hâmid Aytaç hattýyla Þevkî Efendiye takliden yazýlmýþ nesih bir sahife. (Mehmet Özçay koleksiyonu) Kûfi yazý çeþitli kollara ayrýlmaktadýr. 1 5 5 A- Yapýlarýna göre kûfi yazý 1- Basit kûfî: Ýslâmýn ilk yýllarýnda þark ve garbda yayýlan kûfidir. En güzel örnekleri Kubbe-i Sahra ve Tolonoðlu Camii kitâbesidir. Bu çeþit kûfide her hangi bir süsleme mevcut deðildir. 2- Yapraklý kûfî: Aðaç yapraklarý gibi süslemelerin bulunduðu çeþittir. 3- Zemini süslü kûfî: Resim 69- Makýlî yazýya Sirkeci Hubyar Camiinden bir örnek. Zemininde kývrýk dallý motiflerin bulunduðu kûfidir. Bu çeþit kûfinin en güzel örnekleri Ýranda Gaznede ve 155- Kûfi yazýyla ilgili geniþ bilgi için bkz. CUM'A, Ýbrahim. Dirâse fî Tatavvuri'lKitâbâti'l-Kûfiyye. Dâru'l Fikri'l-Arabî, ts. 286 s. 156- Ýbrahim Cum'a, a. g. e., 45-46. Kâhire Sultan Hasan Medresesinde bulunmaktadýr. 62 HAT SANATI Resim 70- Hattat Mehmed Nûri Sivâsînin gubâri levhasý. 2. 2. 2 Dîvâni Yazý hükümdarý Uzun Hasaný maðlup ettikten sonra Ýstanbula getirdiði Ýranlý sanatkârlarýn, kadîm talik hattýnýn Terim olarak, padiþahýn iradelerini emirlerini, iþlenmesinden çýktýðý söylenebilir.157 Çünkü harflerin þekli buyruklarýný yazmak için kullanýlan yazý anlamýna ve birleþmeleri yönünden büyük benzerlik mevcuttur.158 gelmektedir. Akkoyunlu ve Karakoyunlularda kadim talik 157- M. Uður Dermandan naklen 158- Alparslan, Sanat Dünyamýz, sy. 35, s. 36 resmi yazýþmalarda kullanýlmýþtýr. Bu yazý Fatihin Akkoyunlu 63 HAT SANATI Resim 71- Mehmed Tevfik Ebuzziya (1843-1912) tarafýndan kûfi hat ile yazýlan Yýldýz Hamidiye Camii kubbesi (Necm Sûresi ilk âyetler). Geliþmiþ dîvâni örneklerinin girift görüntüsü vardýr. kullanýlmýþtýr. Bazen satýrlarýn biri mürekkep birinin altýnla Dîvâni yazý sadece devlet yazýþmalarýna tahsis edildiði için yazýldýðý ferman ve beratlar bulunmaktadýr. Son dönemde gizliliði korumak kaydýyla girift yazýlmýþtýr. Ayrýca, dîvâni Ebûbekir Mümtaz Efendi (1810- 1871), Vahdetî Efendi yazý, Osmanlýda sadece sarayda kullanýlmýþ, dýþarýda (1833- 1871), Mehmed Þefik Bey (1820- 1880), Ebûbekir kullanýlmasý yasaklanmýþtýr. Nâsýh Efendi (1813- 1885), Ferid Bey (1858- 1925), Mehmed Ýzzet Efendi (1841- 1904), Sâmi Efendi (1838- 1912), Ahmed 2. 2. 3 Celî Dîvâni Ýlk bakýþta, sülüs ve talik yazý çeþitlerinde olduðu gibi bu yazýnýn da dîvâni yazýnýn kalýn kalemle yazýlaný olduðu anlaþýlabilir. Fakat aralarýnda fark vardýr. Bu farklar þöylece tasnif edilebilir:159 1.Dîvâni yazýda hareke ve tezyîni iþaretler olmamasýna karþý, celî dîvâni yazýda hareke ve çok fazla tezyinî iþaret bulunmaktadýr. Celî dîvânide küçük noktalar da tezyinî iþaret olarak kullanýlmaktadýr. 2.Dîvâni istifsiz, satýr hâlinde yazýlmasýna karþý celî dîvâni yazý istifli ve girift olarak yazýlýr. 3.Celî dîvâni geniþ aðýzlý kalemle yazýlmaktadýr. Resim 72- Bursa Ulucamide Þefik Bey hattýyla celî sülüs ve kûfi yazý. Celî Dîvâni yazý sadece devlet yazýþmalarýnda 159- Daha geniþ bilgi için bkz. Alparslan, Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, 192- 193. 64 HAT SANATI Resim 73- Bursa Ulucamide Mehmed Þefik Beye ait celî divani levha. Resim 74- Bursa Ulucamide Mehmed Þefik Beye ait celî divani levhanýn benzeri Ýstanbul Tophane Kýlýç Ali Paþa Camiinde bulunmaktadýr. Kâmil Akdik (1860- 1941), Ýsmail Hakký Altunbezer (1869- XIX. asra kadar Ýran nestalik ekolüne baðlý olan 1946), Halim Özyazýcý (1898- 1964), Hamid Aytaç (1891- Türk hattatlarý, Yesârî Mehmed Esad Efendi bilhassa oðlu hattatlarýdýr. 160 ve talebesi Yesârîzâde Mustafa Ýzzet Efendi elinde talik 1982) önemli dîvâni ve celî divâni yazý yeni þîve kazandý. Ýran ve Türk nestaliki ayrý ayrý 2. 2. 4 Talik netleþti.162 Daha sonralarý bu farký belirtmek için Türk uslûbu nestalik, talik olarak isimlendirilmiþtir. 163 Aklâm-ý sitteden sonra en çok meþhur olan ve kullanýlan yazý çeþididir. Talik kelime anlamý itibarýyla Ýranýn meþhur hattatý Mir Ýmad Hasenî elinde talik asma, asýlma anlamlarýna gelmektedir. Harekesi olmayan yeni bir uslûba büründü. Ýmad, Osmanlý hattatlarýnca da bu yazýnýn kalýn aðýzlý kalemle yazýlanýna, týpký sülüsteki önemle takip edilen bir hattattýr. Ýmad uslûbu Türkiyeye gibi celî talik adý verilmiþtir. talebesi Buharalý Derviþ Abdi (ö. 1647) tarafýndan getirilmiþtir. Talik yazýya Ýranda nestalik adý verilmektedir. Osmanlý talik hattatlarýndan Abdülbâki Ârif Efendi (ö. 1688), Türkiyede de bu isimle anýldýðý olmaktadýr. Türkiyede Durmuþzâde Ahmed Efendi (ö. 1716), Þeyhulislâm talik yazýyý bu isimle anma bazý karýþýklýða sebep olacaðý Veliyuddin Efendi (ö. 1768), Kâtipzâde Mehmed Refi Efendi muhakkaktýr. Ýranda ilk icâdýnda kullanýlan talik yazý elinde geliþtirilmiþtir.164 Talik yazýda sanat bakýmýndan geliþtirilerek yeni ortaya farklý tavýrdaki yazýya nestalik Ýranlý ve Osmanlý hattatlarý ayný seviyede baþarý adý verilmiþtir. 160- Bkz. Alparslan, Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, 194- 198. 161- Ali Alparslan, Ýslâm Yazý Çeþitleri: 4 Nestalik, Sanat Dünyamýz, Yýl. 11, sy. 34 (1985), s. 3 162- Alparslan, Osmanlý Hat Sanatý, 155. 163- Nestalik ve talik isimlendirmesiyle ilgili geniþ bilgi için bkz. M. Uður DERMAN, Piyer Loti Kitâbesi ve Talîk Hattýna Dâir Bir Mülâhaza, Kültürü ve Sanatýyla IV. Eyüpsultan Sempozyumu, Tebliðler, 5- 7 Mayýs 2000, Ýstanbul, Eyüp Belediyesi, 2000, s. 278- 283. 164- Alparslan, Sanat Dünyamýz, sy. 34, s. 6 Kadî talik yazý Ýranda, aklâm-ý sitte ile birlikte günlük yazýþmalarda kullanýldý. Yazma ve okunma zorluðundan dolayý bu yazý üzerinde bazý deðiþiklikler yapýlarak nestalik yazý ortaya çýkarýlmýþtýr. 1 6 1 65 HAT SANATI 2. 2. 5 Rika Yazýsý: Osmanlý tarafýndan icâd edilmiþ bir yazýdýr. Divâni yazýnýn harflerinin küçültülmesi, sadeleþtirilmesiyle geliþtirilmiþtir. Divânî yazýya göre harflerin kavis ve meyilleri azaltýlmýþtýr. Harekesiz olan rika yazýsý, sade ve süratli yazýlmaya müsait olduðundan günlük hayatta kullanýlmýþtýr. Sýbyan mekteplerinde, çocuklara yazý öðretimine bu yazý ile baþlanmakta idi.166 Rika hattý, Dîvân-ý Hümâyunda ortaya çýkýp geliþmiþtir. Zamanla kâideleri teþekkül edip sanatlý þekilde yazýlmýþtýr. Bu yazýda baþlýca iki tarz geliþmiþtir. Birincisi Mümtaz Efendi yahut Bâb-ý Âli rikasý denen tarz, ikincisi ise Ýzzet Efendi rikasýdýr. Ýzzet Efendi rikasýnýn sanat özelliði daha baskýndýr. Son dönemde hattat Hâmid ve hattat Halim Bey, Mümtaz Efendi tarzýnda güzel örnekler vermiþlerdir. Resim 75- Dîvâni hattýyla hazýrlanmýþ, II. Abdülhamid tuðralý ferman. göstermiþlerdir. Fakat celî talikte Osmanlý hattatlarý daha baþarýlý olmuþlardýr.165 Türk talikinin kesinleþmiþ kaidelerine raðmen Ýran nestalikinin kesinleþmiþ kaideleri yoktur. Ýran nestalikinde ayný harf çok farklý ölçülerde yazýlabilmektedir. Halbuki Türk talikinin kaideleri bellidir. Osmanlý talik ekolünün kurucusu Yesârizâde Mustafa Ýzzet Efendiden sonra uslûbu talebeleri Kýbrýsizâde Ýsmâil Hakký (ö. 1862), Ali Haydar Bey (ö. 1870), Kazasker Mustafa Ýzzet Efendi (1876) eliyle yayýlmýþtýr. Ýkinci nesilden hattat celî sülüsün de yegâne usta hattatý olan Sâmi Efendi, talikte bazý eksiklikleri tamamlayarak ayrý bir þîve sahibi oldu. Sami Efendiden sonra talebeleri Mehmed Nazif Bey (ö. 1913), Ömer Vasfi Efendi (ö. 1928), Mehmed Aziz Efendi (ö. 1934), Hulusi Yazgan (ö. 1940) ve Necmeddin Okyay talik yazýnýn Sâmi Efendi yolundaki usta takipçileri olmuþlardýr. Hulûsi Efendiden talik meþk eden hattat Resim 76- Ýmada ait tâlik bir kýta. Hâmid Aytaç (ö. 1982) ve hattat Halim Özyazýcý (ö. 1964), Yesârizâde Mektebi, Sâmi Efendi kolunun yakýn dönem 165- Alparlsan, Sanat Dünyamýz, sy. 34, s. 5 166- Bugün de hat öðretimine ekseriyetle rika yazýsý ile baþlanmaktadýr. usta hattatlarýdýr. 66 HAT SANATI Resim 77- Hattat Mehmed Hulûsi Efendiye ait celî tâlik levha. (Emin Barýn koleksiyonu) Resim 78- Hattat Sâmi Efendiye ait zerendud celî tâlik levha. 67 HAT SANATI Resim 79- Hattat Halim Özyazýcýnýn rika yazýsýna bir örnek. (Süleyman Berk koleksiyonu). Resim 80- Hattat Yesârizâde Mustafa Ýzzet Efendinin tâlik hat ile yazdýðý Hilye-i Hâkâninin ilk kýtasý. 68 HAT SANATI III. BÖLÜM HAT SANATINDA KULLANILAN MALZEMELER 69 HAT SANATI Resim 81- Makta, kalemtraþ ve mürekkep hokkalarýndan oluþan bir yazý takýmý. Þüphesiz her sanat eseri için bir takým âlet ve 7-Mürekkep hokkasý malzemeler kullanýlmaktadýr. Kullanýlan âlet ve malzemenin 8-Mýstar kalitesi, doðrudan sanat eserinin kalitesine tesir etmektedir. 9-Yazý altlýðý Bu konuda söylenmiþ bir atasözü bunu teyid eder: Kem 3. 1. KALEM168 âlât ile kemâlât olmaz.167 Kaliteli, saðlam ve iyi malzeme ile kaliteli ve güzel iþler çýkarýlacaðý muhakkaktýr. Kaliteli Kurân-ý Kerimde kalem üzerine yemin edilmiþ, ve saðlam bir kalem, kaliteli ve iyi bir mürekkep, iyi terbiye Hz. Peygamber de kaleme özel önem atfetmiþtir. edilmiþ aherli kaðýdýn kullanýldýðý bir yazý, ayný evsafý Medeniyetlerin kalem ucundan satýra dökülenlerle taþýyacaktýr. Kalem, kâðýt ve mürekkebin iyi ve uyumlu oluþmasý, insan hâfýzasýnýn en büyük yardýmcýsý olmasý olmasý, iyi bir yazý için çok büyük önem arz eder. gibi daha birçok þey, kalemin önemini gösterir. Yazýnýn üç önemli unsurundan birisi kalemdir.169 Hat sanatýnda geçmiþte kullanýlan malzemeler küçük deðiþikliklerle bugün de kullanýlmaya devam Hat sanatýnda kamýþ kalem ve kalemler çok edilmektedir. Kullanýlan ana malzemeler kamýþ kalem, çeþitlidir: aherli kâðýt ve is mürekkebinden oluþmaktadýr. Hat 1-Kamýþ kalem sanatýnda kullanýlan kalem ile günümüzde normal hayatta 2-Meneviþli (Hindî) kalem kullanýlan kalem arasýnda hiçbir benzerlik yoktur. Hat 3-Cava kalemi sanatýnda kullanýlan malzemeyi þöyle sýralayabiliriz: 4-Bambu kalemi 1-Kalem 5-Kargý kalemi 2-Kâðýt 6-Tahta kalem 3-Mürekkep 167- Muhittin Serin, Hat Sanatý ve Meþhur Hattatlar. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 2003, s. 333. 168- Hat literatüründe kalem iki farklý anlam için kullanýlmaktadýr. Biri yazý çeþidi anlamýnda, diðeri ise kamýþ kalem anlamýnda kullanýlmaktadýr. 169- M. Uður Derman, Eski Mürekkebciliðimiz, Ýslâm Düþüncesi, yýl 1, sy. 2 (Haziran 1967), s. 97 4-Mühre 5-Kalemtraþ 6-Makta 70 HAT SANATI Resim 82- Hattat Ýsmail Hakký Altunbezere ait çeþitli kalemler. (Mehmet Özçay koleksiyonu) Yazý sanatýnda kullanýlan kamýþ kalem denildiðinde; bulunan Vâsýt þehrinden temin edilen kamýþ kalem anlaþýlýr. daha çok Hazar denizi kenarý ile Irak Dicle nehri kenarýnda Kamýþ kalemin ham hâli nohûdi renkte olup, renginin kararýp sertleþmesi için gübre içine yatýrýlýr. Gübre içerisinde sertleþen kamýþýn rengi koyu kahverengi olur.170 Bu kurutma iþlemi, sýcak ülkelerde güneþe karþý serilerek de yapýlmaktadýr. Hindistanda yetiþen içi dar, uzun boðumlu ve dýþý benekli kalemler (Meneviþli kamýþ) kendileri sert olduðu için gübreye yahut güneþe yatýrma iþlemi yapýlmamaktadýr. Bambu kamýþý, bambu isimli bitkiden elde edilmektedir. Sandalye yapýmýnda da kullanýlmaktadýr. Normal kamýþ kaleme göre daha sert ve kalýndýr. Kargý kalemi ise, ney yapýmýnda da kullanýlan kamýþtan elde edilmektedir. Boðumlarý kesilerek kullanýlmaktadýr. Kargý kalem de normal kamýþ kaleme göre daha sert ve kalýndýr. Cava kalemi, Uzakdoðuda Cavada yetiþen bir 170- Kamýþ kalemle ilgili daha geniþ bilgi için bkz. M. Uður Derman, Kalem, Ýslâm Düþüncesi, yýl 1, sy. 3 (Eylül 1967), s. 165 Resim 83- Ucu açýlmýþ bir celî kalemi. (Mehmet Özçay arþivi) 71 HAT SANATI 3. 1. 1. Okuma Parçasý Beni, kimler parmaklarý arasýnda tutmadý ki? KAMIÞ KALEM Koca Fatih, daðlardan aþýrdýðý kadýrgalarýný Ýstanbul surlarýna indirdikten sonra, Bizansýn yýkýk dökük halini Görünürde basit, fakat iç yüzü acýklý bir mâcera tasvir eden meþhur mýsralarýný, kâðýt üzerinde benim dinledim. dilimle döktü. Bir çift kamýþ kalemin hazin âkýbeti. Ondan evvel ve ondan sonra gelen nice padiþahýn Bir terekeden satýn alýnan, henüz açýlmamýþ, çift elinde, ben gâh gene böyle içden gelme melâlli veya parçalý iki uzun kamýþ kalem. Masa üzerine býrakýlmýþ. Masanýn sahibi odada þehametli sözleri ilk tercemaný oldum, gâh ince ruhlarýn yokken, kamýþ kalemin ne olduðunu bilmeyen bir çift elemlerini ve emellerini terennüm ettim. Zaman oldu; devletli baþlar, kimseciklere açamadýklarý gizli dertlerini yabancý el, can sýkýntýsýný gidermek için, bunlarý ufacýk benimle paylaþtýlar; gâh, yabancý taçlýlara, benim dilimden ufacýk parçalar halinde doðramýþ. dökülen haþmetli sözlerle iltifatnâmeler, dehþet saçan Doðranmasaydý, bu bir çift kamýþ kalem ne iþe kelimelerle korkunç fermanlar yolladýlar. yarayacaktý? Yazý âleti olmaktan çoktan çýktýðý için, uzun Sana tavsiye ederim; þu yaþadýðýn þehirdeki asýrlar görmeye devam ettiði o iþi artýk yapacak deðildi kütübhaneleri, müzeleri, antikacý dükkânlarýný, eski ailelerin elbette. Fakat bir antika gibi, mükemmel bir vitrin eþyasý evlerini gez dolaþ. vazifesi görecekti. Oralarda hep benim âciz vücudumun eseri olan Kendileri kadar narin yapýlý bir mahfaza içinde, yüksek bahada, cildler dolusu kitab, meþhur hattatlarýn vitrinin bir köþesinde, ebedî uykularýný uyurlarken, ara elinden çýkma, baha biçilemez levhalar bulacaksýn. sýra yüzlerine bakanlara, uzun tarihlerinin þanlý Zaman oldu, Nefîlerin, Namýk Kemallerin, Âkiflerin sahifelerinden öyle menkýbeler nakledeceklerdi ki, elinde arslanlar gibi kükredim. Cýlýz vücudumdan hiç kendileriyle beraber, ayný vitrin içinde yorgun argýn umulmayan davudî bir ses, bütün bir milleti tek ruh dinlenen bütün öteki antika parçalar, utanacaklar, halinde vecde getirdi. Zaman oldu, içli þairlerinizin elinde, benimle ayný sinecekler, söneceklerdi. hamurdan yoðurulmuþ olan ney gibi, inim inim inledim. Kamýþ kalemi parça parça eden o bir çift elin Gün geldi, yazdýðým muhteþem fermanlar, Garbýn nice sahibine, iþlediði cinayetin azametini kalemin kendi dilinden maðrur hükümdarýný dize getirdi. anlatabilmeyi ne kadar isterdim! Gün geldi, dilimden dökülen ateþli sözler, en insafsýz Bu merhametsiz parmaklar arasýnda, narin vücudu güzellerin gözlerinden yaþlar akýttý. liyme liyme olurken, incecik kamýþ kalem, belki þöyle Süleyman Nazif Firak-ý Irak ýný, Tevfik Fikret Sisini, feryad etmiþdir: Âkif Çanakkale Þehidlerini benimle yazdý. -Ne büyük bir suç iþlediðini bilmiyorsun gafil genç! Beni, masanýn üstünde halsiz halsiz yatarken Senin þanlý tarihinin yapraklarýný yazanýn, benim þu nâçiz gördün de, çöp sandýn, deðil mi genç adam? vücudum olduðunu bilseydin, þu dakikada utancýndan Haklýsýn. Kabahat sende deðil, benim kim olduðumu sana öðretmemiþ olanlarda. yerlere geçerdin. Ben, uzun bir tarih boyunca, senin atalarýna çok Ben bir zamanlar, o kadar baþ tacý idim ki, Türk hizmet ettiði için yorulmuþ, tarihin sinesinde dinlenmeye çocuðu, elifbesini okumak için kullandýðý Hilâl adlý, süslü çekilmiþ bir emekdarým. demirden, iþaret âletini býrakýp da beni eline alabildiði Beni kýrdýðýna iyi etmedin. Ama bilmeyerek kýrdýðýn gün kendisini bahtiyar sayar, artýk okumuþ yazmýþ insanlar için, seni gene affediyorum! arasýna gireceðini benim sayemde idrak eder, ruhunda Hamdi Varoðlu, Cumhuriyet Gazetesi 27 Ocak bir büyüklük duyardý. O günden itibaren, ben o çocuðun 1957171 fikir hayatýna, kâðýt üzerinde yürüyen sivri ucumun çýkardýðý 171- M. Uður Derman, Kalem, Ýslâm Düþüncesi, yýl 1, sy. 4 (Aralýk 1967), s. 265-266dan naklen vakur ve tatlý cýzýrtý ile istikamet çizerdim. 72 HAT SANATI cins aðacýn yaprak diplerinde bulunan sert, ince ve uzun kýsýmdýr. Kurân-ý Kerim gibi uzun metinlerin yazýmýnda, normal kamýþ kalemin ucu zaman zaman bozulup tekrar açýlmayý gerektireceðinden, kalemin aðýz kalýnlýðý, önceki aðýz kalýnlýðý gibi olamayacaðýndan, daha sert olan ve aðzý çabuk bozulmayan cava kalemi tercih edilmiþtir. 172 Bambu ve kargý kaleminin yetmediði kalýnlýktaki yazýlar için tahta kalem kullanýlmýþtýr. Mukavemetli ve saðlam yapýlý aðaçlardan imal edilen bu tip kalemlerin sap kýsýmlarý elin kavramasý için ince yapýlmýþtýr. Çok fazla geniþ aðýzlar için kalem imal edilmemiþ, bu tip kalýn yazýlar kareleme usulü kullanýlarak çizme suretiyle meydana getirilmiþtir.173 Resim 84- Kalemin kat edilmesi. (Mehmet Özçay arþivi) 3. 2. KÂÐIT sünger yardýmýyla boyanýrsa buna da sürme usûlü Yazý sanatýnýn önemli malzemelerinden biri kâðýttýr. boyama adý verilmektedir.174 Kâðýt hat sanatýnda, ham hâliyle, terbiye edilmeden kullanýlmaz. Kalem ve mürekkeple uyum saðlayacaðýndan, Bazý kâðýtlar orta kýsmý farklý, yan kýsýmlarý farklý usûlünce boyanmýþ ve terbiye edilmiþ kâðýt kullanýmý boyanýrsa, böyle boyanmýþ kâðýtlara akkâse kâðýt adý önemlidir. Ham kâðýt, yani aherlenmemiþ kâðýt mürekkebi verilmektedir. emeceðinden ve tashihe imkân vermeyeceðinden makbul Kâðýt boyandýktan sonra aharlama iþine hazýr deðildir. Ahar, kalemin kâðýt üzerinde kolayca hareket demektir. Ahar iki çeþittir. Niþasta aharý ve yumurta aharý. etmesini saðlar. Hat sanatýnda kullanýlan kaðýdýn asitsiz Özellikle celî yazýlarda kullanýlacak kâðýtlar önce niþasta olmasýna dikkat edilmesi gerekmektedir. Çünkü asit kâðýdýn ile sonra yumurta aharý ile aherlenmelidir. zamanla yanmasýna sebep olmaktadýr. Niþasta aharý, bildiðimiz niþastanýn suyla karýþtýrýlýp Eskiden Ýtalyada üretilen kalýnca kaðýt çokça ateþte kaynatýlmasýyla elde edilmektedir. Niþasta evvela kullanýlmýþtýr. En ziyade celî sülüs yazý için kullanýlmýþtýr. soðuk su ile ezilir, hafif ateþte karýþtýra karýþtýra kaynatýlýr. Ýtalya'nýn Toskana eyaletinin güneyinde güzel bir þehir Elde edilen kývam soðuduktan sonra, sünger yardýmýyla, olan Livurna'da yapýlan bu kâðýtta (A. Ligorna) kelimesi kaðýda yedirilerek sürülür; kâðýt kurumaya terk edilir. soðuk damga ile vurulduðundan tahfife uðrayarak "Ali Niþasta aharýnýn üzerine duruma göre en az iki kat veya Kurna" olmuþtur. daha fazla yumurta aharý sürülür. 3. 2. 1. Kaðýdýn Boyanmasý ve Aherlenmesi Yumurta aharý; yeterli miktarda yumurta aký bir Kâðýt aherlenmeden önce boyanmalýdýr. Boyama kaba alýnýr. Yumurta büyüklüðünde bir þap avuç içine için çok çeþitli bitkilerden çeþitli renkler elde edilmektedir. alýnarak yumurta aký kesilinceye kadar çýrpýlýr. Çýrpma Fakat tercih edilen renk, çaydan elde edilen nohûdi renktir. iþlemi yumurta aký kesilinceye kadar devam etmelidir. Renk elde edilmek istenen bitki, geniþ bir kaba konularak Kesilerek köpüklü bir hal alan karýþým bir müddet daha þapla birlikte kaynatýlarak boya elde edilir. Elde edilen 172- Cava kalemi ilk defa Hattat Çömezzâde Mustafa Vâsýf Efendi ve talebesi Kazasker Mustafa Ýzzet Efendi tarafýndan kullanýlmýþtýr. Bkz. Derman, Ýslâm Düþüncesi, sy. 2 (Haziran 1967), s. 168. 173- Meselâ, Ayasofyanýn, kalem aðzý kalýnlýðý 35 cm. olan ciharyâr yazýlarý ile kalem aðzý kalýnlýðý 15 cm. olan kubbe yazýsý bu suretle yazýlmýþtýr. 174- Daha geniþ bilgi için bkz. Boya, Mürekkeb, âhar Mecmuasý. Millet Kütüphânesi. Ali Emîri Efendi, Tarih, no 809; Yazýr, Kalem Güzeli, II, 191193; Nefeszâde, Gülzâr-ý Savâb, s. 107; Serin, Meþhur Hattatlar, 341. boya geniþ ve yayvan bir kaba alýnarak kâðýt bunun içine batýrýlmak suretiyle boyanýr. Bu þekilde kâðýt boyama usûlüne banyo usûlü adý verilmektedir. Eðer kâðýt bir 73 HAT SANATI Resim 85- Kaðýt aherlemede kullanýlan çakmak taþý mühre. (Emin Barýn koleksiyonu) karýþtýrýlýr. Bir müddet dinlendirildikten sonra tülbentten çakmak taþý yahut camdan üretilmektedir. Saplý bir tahtaya süzülerek elde edilen ahar maddesi bir sünger yardýmýyla tespit edilen cam yahut çakmak taþýnýn, kaðýda deðen çok dikkatli bir þekilde kaðýda sürülür. Gerek niþasta aharý yani mühre yapýlan kýsmýnýn gayet pürüzsüz ve temiz gerek her yumurta aharýndan sonra kâðýt mührelenir. Bu olmasýna dikkat edilmelidir. konu kâðýt mühreleme bahsinde ayrýca anlatýlacaktýr. 3. 4. MÜREKKEP Aharlanan ve mührelenen kâðýtlar tavlanmasý için Hat sanatýnda kullanýlan mürekkepler þöyle tasnif bir müddet baský altýnda dinlenmeye býrakýlýr. Bu dinlenme edilebilir: müddetinin en az altý olmasý gerektiði kaynaklarda belirtilse 1-Ýs mürekkebi de daha önce kullanýlabilir. 2-Lal mürekkebi 3-Üstübeç mürekkebi 3. 3. MÜHRE 4-Altýn mürekkebi Kâðýt üzerine yapýlan aharýn parlatýlmasý ve 5-Zýrnýk mürekkebi pürüzlerinin giderilmesi maksadýyla çakmaktaþý, akik taþý 6-Tashih mürekkebi ve camdan mamul mühre ile mührelenir. Mühreleme iþleminin, mühre tahtasý veya pesterk denilen damarsýz Hat sanatýnda kullanýlan ana mürekkep, is ve ve eksiz ýhlamur aðacý üzerinde yapýlmasý tercih edilir. zamktan elde edilen, siyah is mürekkebidir. Bezir yaðý, balmumu, neft yaðý, çýra ve gazyaðý gibi çok çeþitli Daha pratik olarak karton kâðýtlarýn konulmasýyla maddelerden elde edilen is,176 eritilip boza kývamýna yumuþatýlmýþ zemin üzerinde de yapýlabilir. Sürülen her getirilen arap zamký içerisine katýlýr, iyice karýþtýrýlarak ahardan sonra mühre yapýlýr; son kat ahar üzerine mühre dövülür. Bu karýþýma gerekli miktarda saf su katýlarak direkt yapýlýr. Diðer zemin aharlarý ise bir kâðýt üzerinden inceltilir ve mürekkep kullanýlýr.177 yapýlýr. Son kat aharý mührelenirken, mührenin kâðýt üzerinde rahat kaymasý ve mührenin kaðýdý çizmemesi için kaðýdýn üzerine fýndýk yaðý sürülmelidir.175 Yalnýz, yazý yazmadan evvel, fýndýk yaðýnýn tesirini gidermek için kâðýt, pudra tozu ile silinmelidir. Zira yaðlý zeminin mürekkebi tutmasý mümkün deðildir. Mühreleme mühre âleti ile yapýlýr. Mühreler 74 175- Kaynaklarda, mührelemeden önce kaðýda kuru sabun sürülmüþ çuha gezdirilmesi tavsiye edilmektedir. Fakat daha sonra bu sabun, pudralama ile giderilemediðinden yazý yazmada büyük zorlukla karþýlaþýlmaktadýr. En doðrusu, fýndýk yaðý yahut cildin tabii yaðýnýn kaðýda sürülmesidir. Merhum hattat Halim Özyazýcý (1898-1964)nýn mühreleme için baþýnda bulunan ve hiç yýkamadýðý takkesini kullandýðý rivayet edilmiþtir. 176- Ýs elde edilmesi ile ilgili geniþ bilgi için bkz. Nefeszâde Ýbrahim. Gülzâr-ý Savâb. Ýstanbul, Güzel Sanatlar Akademisi Neþriyatý, 1939, 93-94; M. Bedreddin Yazýr. Medeniyet âleminde Yazý ve Ýslâm Medeniyetinde Kalem Güzeli, II, Ankara, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Yayýnlarý, 1974, 183; Derman, Ýslâm Düþüncesi, sy. 2 (Haziran 1967), s. 98-99. 177- Mürekkep yapýmý ile ilgili geniþ bilgi için bkz. Gülzâr-ý Savâb, 94- 100; Yazýr, Kalem Güzeli, II, 180- 183; Derman, Ýslâm Düþüncesi, sy. 2 (Haziran 1967), s. 100-103. HAT SANATI Resim 86- Porselen hokka takýmý. (Emin Barýn koleksiyonu) Ýs ve arap zamkýnýn karýþýmýndaki oran; dört kýsým hokkaya bir mikdar lýka ve siyah mürekkep ve su koyup zamka, bir kýsým is konulmasýdýr. Mürekkebin karýþýmýna iyice karýþtýrdýktan sonra aðzý açýk olarak güneþte býrakýlýr, zamk fazla konulduðunda, yazýda mürekkep parlama ara sýra çubukla karýþtýrýlýr. Su azalýp mürekkep kuruyacak yapar, kalemden zor akar, dolayýsýyla yazý zor yazýlýr. hale gelince biraz daha su ilâve olunup karýþtýrýldýktan Ayrýca yazý murakkaa gerildiðinde kusma yapacaðý gibi, sonra yine güneþte býrakýlýr. Bu tarzda beþ-on gün devam mürekkep ileride çatlama da yapabilir. Ýs fazla olunur. Mürekkebin parlaklýðý gidip mat bir hal alýr. Þayet, konulduðunda ise, yazýya el deðince siyahlýk yayýlarak kullanýldýðý zaman is zerreleri kaðýda, üzerinde daðýlýp yazýnýn bozulmasýna sebep olur. bulaþýrsa, az miktarda süzülmüþ bal ilâve edilip karýþtýrýlmalýdýr. Bununla yapýlan tashihler belli olmaz, yazý Tabiatta bulunan çeþitli renkteki pigmentler, arap kenarlarý þiþip kabarmaz. Ýðnelenirken rahat ve muntazam zamký ile karýþtýrýlarak istenilen renkte mürekkep elde iðnelemeye de yardýmý olur.179 edilebilir. Siyah is mürekkebinden baþka nadiren de olsa kýrmýzý (lal) mürekkep, beyaz (üstübeç) mürekkep ve zerendûd (altýn) mürekkep hat sanatýnda kullanýlmaktadýr. Ayrýca XIX. asýrda yazý kalýbý çýkarýlmasýnda sodyum ve arsenik sülfürün arap zamký ile karýþtýrýlýp dövülmesiyle elde edilen sarý (zýrnýk) mürekkebi kullanýlmýþtýr. Üstübeç mürekkebi ile mushaflarýn sûre baþlýklarý yazýlmýþtýr. Zerendud levhalarýn hazýrlanmasýnda varak altýn, arap zamký yahut bal ile ezilip, jelatinli su ile sulandýrýlarak kamýþ kalem veya fýrça ile kullanýlýr. 178 Zerendud Resim 87- Mürekkep hokkasý ve rîhdan. (Emin Barýn koleksiyonu) levhalardaki altýn, daha sonra zermühre denilen mühre 178- Renkli mürekkep imali için bkz. Yazýr, Kalem Güzeli, II, 184- 186; Derman, Ýslâm Düþüncesi, sy. 2 (Haziran 1967), s. 103-105. 179- Yazýr, Kalem Güzeli, II, 186 ile parlatýlýr. Bir de tashih mürekkebi vardýr ki sadece M. Bedreddin Yazýr bahsetmiþ ve tarifini þöyle yapmýþtýr: Bir 75 HAT SANATI kalemin iyi ve güzel açýlmýþ 3.5. MISTAR saðlamak için kamýþ kalemin yazýmýnda, formun ve satýr çizgisinin tespiti için kullanýlan açýldýðý kalemtýraþýn gayet kaliteli malzemedir. Yazýlacak her ayrý eser için ayrý mýstar ve keskin olmasý lâzýmdýr. Burada hazýrlanýr. Sayfa boyuna göre hazýrlanmýþ olan mukavva bahsedilen kalemtýraþýn bugün üzerinde, satýr çizgilerinin baþý ve sonu iðne ile delinerek kurþun kalem açmada kullanýlan ibriþim bu deliklerden geçirilir. Sayfa üzerinde, ibriþimin kalemtýraþla herhangi bir alâkasý düðmesiz olmasýna dikkat edilmelidir. Sayfanýn sað ve bulunmamaktadýr. Hat sanatýnda soluna da dikine ibriþim çekilir. Yazý yazýlacak kâðýt bu kamýþ kalem açmada kullanýlan mukavvanýn üzerine konularak parmak uçlarý ile ip izinin kalemtýraþ, sap kýsmý, kesici kaðýda çýkarak satýrýn belirmesi saðlanýr. kýsýmdan en az iki kat büyük Mýstarlar meþk mýstarý, sahife mýstarý, hilye mýstarý olan býçak görünümündedir. Hat olmak üzere kullanýlacaklarý formlara göre sýnýflanýrlar.180 sanatýnda, kamýþ açma ve tashihte kullanýlan iki çeþit Bugün daha pratik olarak ýþýklý masada, kâðýt altýna kalemtýraþ bulunmaktadýr. Tashih konan ve satýrlarý koyu kalemle çizilmiþ kâðýtlar, satýrý belli için kullanýlan kalemtýraþlar etmek için, mýstar niyetine kullanýlmaktadýr. normal kalemtýraþlardan çok Resim 88- Bir kalemtýraþýn sap, parazvana ve týð kýsmýnýn görünüþü. Kalemtýraþý yapan ustanýn mührü týð kýsmýnda görülmektedir. (Emin Barýn koleksiyonu) olmasý gerekmektedir. Bunu Eskiden, Kurân-ý Kerim, kýta ve hilye gibi metinlerin daha küçüktür. 3. 6. KALEMTIRAÞ Kalemtýraþ üç ana kýsýmdan meydana gelmektedir: Harflerin güzel ve keskin yazýlabilmesi için kamýþ 1-Su verilmiþ çelikten imal edilen ve tîð denen kesici kýsým 2-Çeþitli maddelerden imal edilen sap kýsmý 3-Sap ile kesici kýsmý birbirine baðlayan parazvana denen kýsým Kesici kýsým yapýlýþ þekline göre hattâtî, kâtibî, söðüt yapraðý, cam kýrýðý gibi çok çeþitli isimler almýþtýr.181 Eski kalemtýraþlarda, kesici kýsmýn parazvanaya yakýn yerinde usta ismi yer almýþtýr. Günümüzde klasik tipte kalemtýraþ imal edilmekle birlikte daha pratik olmasý bakýmýndan kýrtasiye tipi kesim býçaklarý da kullanýlmaktadýr. Tashih için de daha pratik olmasý sebebiyle neþter kullanýlmaktadýr. Kamýþ kalemin açýlmasýnda önce boðuma yakýn kýsmý yatay olarak kesilir. Bu ana kesimde sonra, kalemde oluþan ve dil tabir edilen kýsým, istenilen incelik elde 180- Mýstar yapýmý ile ilgili geniþ bilgi için bkz. Yazýr, Kalem Güzeli, II, 208- 210. 181- Bkz. A. Süheyl Ünver, Türk Kalemtýraþçýlarý, Yücel, c. IV, sy. 34 (1937), s. 170; Derman, Ýslâm Düþüncesi, 2, s. 170 Resim 89- Nesih sahife mýstarý. (Süleyman Berk koleksiyonu) 76 HAT SANATI çok önemlidir. Mürekkebin iyisi ve kalitelisi ayný þekilde kaðýdýn iyisi, doðrudan yazýlacak yazýya tesir etmektedir. Bu sebeple atalarýmýz Kem âlât ile kemâlât olmaz demiþlerdir. Ýyi eserin iyi malzeme ile çýkacaðý muhakkaktýr. Kaliteli mürekkebin kullaným kabýnýn da önemi bulunmaktadýr. Sýrlanmamýþ toprak saklama kaplarý ile mermerden mâmul hokkalar mürekkebin hassasiyetini kaybetmesine sebep olmaktadýr. Seramik ve cam hokkalar mürekkebin özelliðini kaybetmemesi açýsýndan daha iyidir. Geçmiþte gayet sanatlý, seramik ve camdan, mürekkep hokkalarý üretilmiþtir. 3. 8. YAZI ALTLIÐI Kamýþ kalemin kaðýda iyice oturmasý için kaðýdýn tatlý sert bir zemine oturmasý gerekmektedir. Bir miktar kaðýdýn üst üste tutturulmasýyla oluþturulan altlýklar, talik yazý için farklý þekilde hazýrlanmýþtýr. Bazen deri, yazý altlýðý olarak tercih edilmiþtir. Resim 90- Kalemtýraþ çeþitleri. (Emin Barýn koleksiyonu) 3. 9. MAKTA edilinceye kadar sað ve soldan týraþlanýr. Kalemin kaðýda Arapça kesim yapýlan yer anlamýna gelmektedir. dokunacak, yazý yazacak kýsmý kalemtýraþla, makta Kamýþ kalemin dil denilen kýsmý kat edilirken yahut üzerinde kat edilerek elde edilir. Kat edilen dil kýsmýndan þakkedilirken býçaðýn aðzýnýn zarar görmemesi ve kalemin mürekkebin akýþýný saðlamak için, dil kýsmýný ortadan ikiye uygun zeminde bu ameliyeye tabi tutulmasý için kullanýlan ayýrmak için þakk edilir. Þakkýn dikkatli yapýlmasý, yarýlan alettir. Daha çok kemik, fildiþi, abanoz gibi maddelerden kýsmýn iki eþit iki parçaya ayrýlmasý gerekmektedir. Esasen imal edilmiþtir. Maktada kalemin oturtulduðu bir yuvasý kalemin þakký, yazýlacak yazýnýn cinsine göre deðiþmektedir. vardýr. Zamanýnda, maktanýn daha pratik olmasý için cepte taþýnanlarý da imal edilmiþtir. Kalem þakký, nesih ve talik yazý kaleminde, dilin sað üçte birden þakk edilmelidir ki, nesih ve talik yazýdaki yarým hareketler ortaya çýkabilsin. Sülüste sol üçte birden; rika yazýda tam ortadan þakkedilir. Dîvâni ve celî dîvâni yazýda sol üçte birden þakk tavsiye edilmiþtir. Kalem açýlmasýnda kesme ve yontma usulü kullanýlýr. Kaba kýsýmlar alýnýrken kesim yapýlýr, kabasý alýnmýþ kaleme istenilen incelik ve kývam verilirken ise kesmeden ziyade yontma iþlemi uygulanýr. Bütün bunlar yapýlýrken kalemtýraþýn gayet keskin olmasýna dikkat Resim 91- Cep maktaý. (Emin Barýn koleksiyonu) edilmelidir.182 182- Hattat Kâmil Akdike, Hangi talebeniz daha güzel yazýyor efendim? diye sorulunca: Kalemini en iyi açan yazmaktadýr cevabýný vermesi, kalemi düzgün ve kývamýnda açmanýn önemini göstermektedir. Eski üstadlar kalem açma üzerinde durmuþ ve Kalem açýþýnda çok sýrlar var, o sýrlar yakalanmadan güzel yazý yazýlamaz demiþlerdir. 3. 7. MÜREKKEP HOKKASI Yazý sanatýnda kullanýlan malzemenin kaliteli olmasý 77 HAT SANATI Resim 92- Makta çeþitleri. (Emin Barýn koleksiyonu) Resim 93- Hat sanatýnda kaðýt kesmek için kullanýlan makas. (Emin Barýn koleksiyonu) Resim 94- Sultan III. Ahmed tuðralý, iþlemeli divit. (Mehmet Çebi Koleksiyonu) 78 HAT SANATI IV. BÖLÜM HAT SANATINDA TUÐRA FORMU 79 HAT SANATI Osmanlý hânedanýnýn niþan ve alâmeti olan tuðra183 olanýn çektiði tuðradýr. Bunun dýþýnda birçok hattat Oðuzca bir kelime olup, aslý tuðraðdýr. Anadolu lehçesinde tarafýndan padiþahýn deðiþik ibare ve istiflerle tuðrasý kelime sonundaki (ð) okunmadýðýndan, bu kelime tuðra yapýlmýþtýr. 195 Osmanlýda padiþah tahta çýktýðýnda, olarak telaffuz edilmiþtir.184 Arapçasý tevkî, Farsçasý ise kendisine gösterilen deðiþik tuðra örneklerinden birini Tuðra, Büyük Selçuklular, Anadolu Selçuklularý, beðenir, bu da saltanatýn sonuna kadar padiþahýn alâmeti niþandýr.185 Memlûklular, Anadolu Beylikleri ve Osmanlýlarda olurdu.196 kullanýlmýþtýr.186 Osmanlýda ilk tuðra, Sultan Orhana aittir. Orhan Oðuz hanlarýnýn kullandýklarý tuðralar hakkýnda bir Gazinin elde mevcut tuðralarýndan ilki m.1324 tarihli, bilgiye sahip deðiliz.187 Selçuklu tuðralarýnýn þekli hakkýnda diðeri ise m. 1348 tarihlidir.197 Her iki tuðranýn ibaresi de ise Bündârînin Zübdetün-Nusra ve Nuhbetül-Usra adlý Orhan b. Osman þeklindedir. Milâdî 1324 tarihli tuðrada eserinde bazý tarifler mevcuttur. Buna göre Selçuklu üç nun harfi sola keþideli bir biçimde iç içe yerleþtirilmiþ, altýndadýr.188 dik harflerden de üç adet tuð elde edilmiþtir. Milâdî 1348 Memlûklularda ise þekil tamamen farklýdýr. Memlûklu tarihli tuðrada ise üç nun harfi soldan saða doðru yukarýda tuðralarýnda, hükümdar ve baba ismi olmakla birlikte, birleþmiþ, dik harflerden elde edilen tuðralara zülfe bunlar düz bir satýra dik harfler yukarý uzatýlarak meydana takýlmýþtýr.198 tuðralarý kavisli olup, sultan alâmeti bu kavisin getirilmiþtir.189 Bazen de hükümdar ve baba ismi bu dik Ýki beyzeli üç tuðlu tuðra yapýsý I. Murad tuðrasý ile harflerin üzerine daha kalýn bir kalemle yazýlmýþtýr. Anadolu baþlamýþtýr. Zülfeler ise, Orhan Gazi tuðrasýnýn aksine sola beyliklerinin tuðralarý, Selçukîlerde olduðu gibi kavisli ve doðrudur. I. Murad tuðra ibaresi Murad b. Orhandýr. münhanilidir; bu kavis ve münhani Osmanlý tuðralarýnda da devam etmiþtir.190 Bunun yanýnda Osmanlý tuðrasýnýn Baþlangýcýndan itibaren tuðra metinlerinde bir takým þekli, kendine munhasýr bir geliþme göstermiþtir. 191 deðiþiklikler meydana gelmiþtir. I. Bayezid tuðrasýnda, baba ismine baðlý hân unvaný kullanýlmýþtýr.199 II. Mehmed Osmanlýda tuðrayý karþýlayan birçok deyim (Fatih) ile bu tabire dâima kelimesi eklenmiþtir. 200 kullanýlmýþtýr; tevkî-i hümâyun, tevkî-i refî, niþân-ý þerîfi 183- Ali, Tuðray-ý Hümâyun, TOEM, sy. 43 (1 Nisan 1333), s. 53; Mübahat S. KÜTÜKOÐLU, Osmanlý Belgelerinin Dili (Diplomatik), Ýstanbul, Kubbealtý Akademisi Kültür ve Sanat Vakfý, 1994, s. 71. 184- Ýsmail Hakký UZUNÇARÞILI, Tuðra ve Pençeler, Belleten, sy. 17-18, 1941, s. 102; 185- Uzunçarþýlý, Belleten, 101; Midhat SERTOÐLU, Osmanlý Türklerinde Tuðra, Ýstanbul, Kardeþ Matbaacýlýk, 1975, s. 3. 186- Sertoðlu, a. g. e., s. 8. 187- Suha UMUR, Osmanlý Padiþah Tuðralarý, Ýstanbul, Cem Yayýnevi, 1980, s. 13. 188- Uzunçarþýlý, Belleten, 102; J. DENY, Tuðra, ÝA, XII-2, 7. 189- Uzunçarþýlý, Belleten, 105. 190- Uzunçarþýlý, Belleten, 105; Umur, a. g. e., 13. 191- Umur, a. g. e., 15; J. Deny, ÝA, XII-2, 8. 192- Uzunçarþýlý, Belleten, 106; Sertoðlu, a. g. e., 10; Umur, a. g. e., 17; Bekir Sýtký BAYKAL, Tuðra, TA, 12-2, Ýstanbul, MEB, 1982, 455. 193- Uzunçarþýlý, Belleten, 109; Sertoðlu, a. g. e.,10; Umur, a. g. a., 17. 194- Uzunçarþýlý, Belleten, 105. 195- Umur, a. g. e., 17. 196- Umur, a. g. e., 18. 197- Sertoðlu, 10; Baykal, TA, 12-2, 455; 198- Orhan Gazinin bu tuðralardan milâdî 1324 tarihli olaný, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Atatürk Kitaplýðý Muallim Cevdet kýsmýnda, milâdî 1348 tarihli olaný ise TSMK Arþivindedir. (bkz. Sertoðlu, 10) 199- Umur, 28; J, Deny, ÝA, 12-2/8; Zarif ORGUN, Tuðralarda el-Muzaffer Daima Duasý ve Þah Unvaný, Þehzade Tuðralarý, Mehmed IInin Tuðra, Ýmza ve Mühürleri Türk Tarih Arkeologya ve Etnografya Dergisi, sy. 5, Ýstanbul, 1949, s. 210da han ünvanýnýn I. Mehmed ile baþladýðýný belirtmiþtir ki doðrusu, baba adýna izafeten I. Bayezid ile baþladýðýdýr. 200- Ayný makale (Zarif ORGUN, Türk Tarih Arkeologya ve Etnografya Dergisi, s. 204)de Murad II. ninkinde el-Muzaffer daima ile tuðra bildiðimiz þekle yakýn hal alýr demektedir. Halbuki daima kelimesi tuðraya II. Mehmed (Fatih) ile girmiþ, el-Muzaffer daima ise Kanunî ile girmiþtir. II. Murad tuðrasýndaki beyzelerin ortasýnda bulunan nokta « bin »deki nunun noktasýdýr. Bu noktanýn zorlama ile dâimâ þeklinde okunmasýna âlî þân-ý sultânî ve tuðrây-ý garrây-ý sâmi mekâný hakânî, tevkîi refii hümâyun, niþân-i hümâyun, niþân-i hümâyun ve misâl-i meymûn, tuðray-ý garra, niþân-ý þerîf-i âliþan ve alâmet-i þerîfe tabirlerinin hepsi tuðra demektir. 192 Tuðralar genel olarak, berat, menþur, ferman, sikkeler, defterhane defter ve kâðýtlarý baþýnda, bayrak, pul, nüfus kâðýtlarý, antlaþmalar, vakfiyeler ve binalar üzerinde kullanýlmýþtýr.193 Memlûklular ile Selçuklular, Anadolu Beylikleri ve Osmanlýlarda tuðra çekilmesi arasýnda fark vardýr. Memlûklarda tuðra gerekli yere bizzat divân-ý inþâ reisi tarafýndan çekilmeyip, daha evvel kâtib-i destler tarafýndan hazýrlanan tuðralar gerekli yere yapýþtýrýlýrdý. Diðerlerinde ise, tuðrayý bizzat gerekli yere Tuðrâî denilen niþancý çekerdi.194 Padiþah tuðralarý deðiþik yerlerde kullanýlmakla beraber, gerçekte resmî evrak üzerine ve bu iþle görevli 80 HAT SANATI Resim 95- Mustafa Râkým tarafýndan çekilmiþ Sultan IV. Mustafa tuðrasý. (TSMK-GY 1207) baþlamýþtýr. IV. Mustafa tuðrasý ile de kaidesi Yavuz Sultan Selim (I. Selim) ile tuðraya Þâh ünvaný yuvarlaklaþmýþtýr. girmiþ, I. Süleyman, II. Selim ve III. Muradýn tuðralarýnda Þâh kelimesi hem padiþah hem de baba ismine izafeten 4. 1. 2. Beyze iki defa kullanýlmýþtýr.201 III. Mehmed tuðrasýnda Þâh ünvaný tamamen kalkar, I. Ahmedle Þâh ünvaný tekrar (Ýç ve dýþ beyze): Bin ve han kelimelerinin nun tuðraya girer. II. Mahmûd dahil bütün tuðralarda kullanýlýr. harfinin kývrýlmasýyla ve iç içe yazýlan iki beyzî þekle denir. Yalnýz bu tuðralarda þah ünvaný tek Þâh iki he ile el-Muzaffer kelimesi tuðraya girdikten sonra bu kelimenin yazýlmýþtýr.202 rý harfi, beyzelerden sola doðru uzanarak beyzeleri ikiye ayýrmýþtýr. 4. 1. TUÐRANIN KISIMLARI 4. 1. 3. Tuð ve Zülfe II. Mehmed (Fatih) tuðrasý ile standart þeklini alan203 tuðra formu þu kýsýmlardan meydana gelmektedir:204 Tuðra metnindeki dik harfler yahut eliflerden meydana gelir. Tuða flama ismi de verilmiþtir.205 Tuðlardan 4. 1. 1. Sere (Kürsü) imkân yoktur. TSMA. E. 6465te bulunan II. Murad tuðrasý incelendiðinde bu durum sarahatle görülebilir. (bkz, Umur, 105) Yine muzaffer kelimesinde de el takýsý mevcut deðildir. (bkz. Umur, 103-107, J. DENY, ÝA, 12-2, 8.) 201- Orgun, a. g. m., 204-205; Umur, 29. 202- Orgun, a. g. m., 205; Umur, 29. 203- J. DENY, ÝA, 12-2, 9. 204- J. DENY, ÝA, 12-2, 9; Orgun, a. g. m., 219; Umur, 25-26. 205- Kütükoðlu, a.g.e., 71 (Umur, a.g.e., 26da zülfeye diðer bir isim olarak Tuðra metnini ihtiva eden, padiþahýn ve babasýnýn ismi, þah, han, el-Muzaffer ve bin kelimelerinin yerleþtirildiði kýsýmdýr. Önceleri dikdörtgen þeklinde olan sere, III. Muraddan itibaren üstü daralarak üçgen halini almaya 81 HAT SANATI Resim 96- Emirgân çeþmesi üzerinde, Râkým öncesi anlayýþla çekilmiþ, Sultan I. Abdülhamid tuðrasý. baba ismi ile el-muzaffer kelimelerinin yerleþtirilmesi saða doðru sarkan kavislere de zülüf206 ismi verilmiþtir önem arz eder. Râkýmdan evvel, serenin sol yarýsý, önceleri 4. 1. 4. Kol (Hançer) Þâh kelimesinin çift he si, sonralarý da þekli doldurucu Beyzelerin devamý olan tuðranýn saðýna ve aþaðý iþaretlerle dilimli bir þekilde istif edilmesi, nahoþ bir görüntü doðru uzanan kýsma verilen isimdir. meydana getirmiþtir. Ayrýca kürsünün görüntüsü alttan iki yana sarkmýþ durumdadýr. Râkým, istifi yeniden tertip 4. 2. HATTAT MUSTAFA RÂKIMIN TUÐRADA ettikten baþka, kürsünün alttan iki yana sarkýk görüntüsünü YAPTIÐI YENÝLÝKLER de ortadan kaldýrmýþtýr. III. Murad tuðrasýnda üstü daralarak Celî sülüste harflerin tenâsübünü saðlayýp, terkipte üçgen bir hal alan sere kýsmý, Râkýmla, IV. Mustafa de büyük yenilik yapan Mustafa Râkým, ayný þekilde tuðrasýndan itibaren yuvarlak bir hal almaya baþlamýþtýr. tuðrada da büyük deðiþim yapmýþ, kendinden sonra gelenler onun koyduðu estetik ölçülere baðlý kalmýþlardýr.207 Þekil deðiþikliði: Râkýmýn tuðrada yaptýðý deðiþim üç kýsýmda Râkým, tuðranýn aksamýndaki orantý bozukluklarýný mütalâa edilir:208 gidererek, tuðraya estetik görünüm kazandýrmýþtýr. Beyzelerin sol tarafýný yukarý kaldýrarak germiþ, sereyi Hat deðiþikliði: toparlamýþ, tuð ve zülfeleri genel görünüm ile uyumlu Tuðranýn harfleri, celî divanî ve sülüs karýþýmý hale getirmiþtir. Daha önceleri dik olan tuðlarý birer nokta üslûplaþtýrýlmýþ bir tarzdýr.209 Râkým, tuðranýn harflerini sola yatýrmýþ, zülfeleri de daha aþaðýdan sarkýtmýþtýr. Ayrýca ýslah ederek, onlara kalem hakkýný vermiþtir. Râkýmýn h. flama derken, Kütükoðlu, a.g.e., 71de tuða bu ismi vermiþtir.) 206- Umur, a.g.e., 26. 207- M. Uður DERMAN, Padiþah Tuðralarýndaki Þekil Ýnkýlâbýna Dair Bilinmeyen Bazý Gerçekler, VIII. Türk Tarih Kongresi, Ankara, 11-15 Ekim 1976, Kongreye sunulan Bildiriler, c. III, Ankara, 1983, s. 1615; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 492. 208- Derman, VIII. Türk Tarih Kongresi, 1614. 209- Derman, a. g. m., 1614. 1230dan sonraki tuðralarýnda harfler dolgun bir hâl almýþtýr. Ýstif deðiþikliði: Tuðranýn özellikle sere kýsmýnda, padiþahýn ve 82 HAT SANATI Resim 97- Mustafa Râkým tarafýndan çekilmiþ Sultan II. Mahmud tuðrasý. (Topkapý Sarayý Bâb-ý Hümâyun üzeri.) ilk defa Sultan ll. Mahmud tuðrasýnýn sað tarafýna adlî Mahmûd için tertiplediði ve bugün TSMK-GY. 825te bulunan mahlasýný koyarak tuðranýn þeklini tamamlamýþtýr. tuðra, Sultan II. Mahmudun h. 1230 yýlýnda olgunlaþan tuðralarýna nispetle kalemi ince, genel görünüþü itibariyle Râkým Efendiden önce, tuðranýn beyzeleri aþaðý de zariftir. Sere kýsmý nisbeten toparlanmýþ, fakat istif sarkýk, kürsü sað ve sol taraftan yanlara yayýlmýþ ve seyrek kalmýþtýr; tuðlar ise oldukça uzundur. Tuðlarýn sarkmýþ durumda, sere kýsmý da üçgen bir halde idi. Tuðlar uzunluðu sebebiyle zülfeler de uzunca ve sarkmýþ ise genel görünüm ile ölçüsüz bir biçimde, hem uzunca þekildedir. Sultan II. Mahmud için tertip ettiði ilk tuðralardan hem de dikçe idi. Genel olarak, Râkým öncesi tuðranýn olan bu tuðra, h. 1230 yýlýnda olgunlaþarak en güzel þeklinde bir âhenk mevcut deðildir. Râkým Efendi, daha seviyesine ulaþmýþtýr. Tuðranýn sað üst köþesine, Adlî III. Selim tuðrasýnda210 serenin iki yanýný, sað ve soldan mahlasý yerine ayný tuðranýn minyatürünü çekmiþ, bu hafif toparlamýþ, iç ve dýþ beyzeyi yukarý kaldýrmýþ; harfleri minyatür tuðranýn sað üst köþesine ise Adlî mahlasý düzelttikten baþka istifini de yeniden tertiplemiþtir. Ýstifte koymuþtur. harfler aþaðýdan yukarýya doðru örülmüþlerdir. 1223/1808 tarihli IV. Mustafa tuðrasýnda da arayýþlarýný sürdüren Râkýmýn tuðradaki yenilik giriþimleri aslýnda celî Râkým, bu tuðrada sere ve zülfeleri toparlamýþ, tuðlarý ise sülüsteki atýlýmlarý ile paralellik göstermektedir. Râkýmýn hafif sola meylettirmiþtir. Zülfeler ve hançerdeki uyumsuz celî sülüste olgunluk döneminin baþlangýcý olan 1230/1815 görünüm ile istifteki problem ise bu tuðrada hâlâ devam yýlý ayný zamanda tuðradaki yeniliði tamamlayýp, estetik etmektedir. Çünkü serenin sol alt kýsmý, sað tarafa göre güzelliðine kavuþturduðu tarihtir. Topkapý Sarayý Müzesi oldukça seyrektir. Zülfeleri III. Selim tuðrasýnda aþaðýya Bâb-ý Hümâyun ve Bâb-ý Selâm üzerindeki tuðralar çekmiþ iken bu tuðrada tekrar yukarý almýþtýr. Hançerin 1230/1815 tarihli olup, bu tuðralarda istif yerine oturmuþ, son kýsmýnda ise önce yukarý çýkýþ, sonra aþaðý iniþ sere ve beyzeler toparlanmýþ, serenin kaidesi yuvarlak mevcuttur. Yalnýz bu tuðrada kalem hakkýnýn özellikleri 210- Üsküdar, Çiçekçide III. Selim Çeþmesi üzerinde iken, 1970li yýllarýn baþýnda Vakýflar, Türk Ýnþaat ve Sanat Eserleri Müzesine nakledilmiþtir. Tuðra, bugün hâlâ bu müzededir. Tuðranýn sað tarafý kýrýktýr. hakkýyla verilmiþtir. Râkýmýn h. 1223 yýlýnda Sultan II. 83 HAT SANATI Resim 98- Hattat Abdülfettah Efendi tarafýndan çekilen Sultan Abdülaziz tuðrasý. (Aksaray Vâlide Sultan Camii avlu kapýsý) bir hâl almýþ, beyzeler gerilmiþ, tuðlar hafif sola meyletmiþ, zülfeler ve hançer de genel yapý ile uyumlu hale gelmiþtir. Tuðranýn sað üst kýsmýna, yine bir yenilik olmak üzere, ilk defa sülüs ile Adlî mahlasýný da Râkým koymuþtur.211 Aynalýkavak Kasrý giriþi üzerindeki h. 1233 tarihli tuðrada da Râkým ayný estetik kudreti göstermiþtir.212 Mustafa Râkým ile tuðra, harf ve yapý olarak dolgun bir görünüm kazanmýþ, çizgiler gergin bir hal almýþtýr. Râkýmýn, celî sülüs ve tuðrada yaptýðý yenilikten sonra, peþinden gelenler onun yolundan yürümüþler, bu yolu benimsemeyenler ise silinip gitmiþlerdir.213 Sanat vadisinde Râkýmýn mütemmimi214 olarak kabul edilen hattat Sâmi Efendi, padiþah tuðralarýný estetiðin zirvesine ulaþtýrmýþtýr.215 Kürsünün geniþliði ve olgunluðuna paralel olarak, beyzeler hafif büyümüþ, tuð ve zülfeler uzamýþtýr. Sâmi Efendi, tuðrada kürsüyü esas alarak yirmidokuz yerde ölçü birliðini saðlamýþtýr.216 211- Derman, VIII. Türk Tarih Kongresi, 1615. (II. Mahmûd adlî mahlasýný þehzadeliðinde almýþtýr. Bkz. Derman, II. Mahmûd Semineri, 40.) 212- Râkým III. Selim, IV. Mustafa ve II. Mahmûddan baþka, þehzadeliðinde Sultan Abdülmecid için de tuðra tertip etmiþtir. (Bkz. A. Süheyl ÜNVER, Ýsmail Zühdî ve Mustafa Râkým, Hamsi, sy. 9, 1955, s. 8.) 213- Derman, VIII. Türk Tarih Kongresi, 1615. 214- Derman, Sami Efendi, 7. 215- Derman, VIII. Türk Tarih Kongresi, 1617. 216- Derman, VIII. Türk Tarih Kongresi, 1617. 84 HAT SANATI V. BÖLÜM ÝCÂZETNÂME 85 HAT SANATI Resim 99- Silâhî Sâlih Efendinin Ýcâzetnâmesi. (Ýsmet Gülnihal koleksiyonu) 5. 1. HAT SANATININ DÝPLOMASI (ÝCÂZETNÂME) 898/1492) Besmele Kasîdesini217 yahut Hâkâni Mehmed Beyin (ö. 1015/1606) Hilye-i Hâkânisini218 yazarlar. Yazý Yazý sanatý usta-çýrak iliþkisiyle öðretilmektedir. talebesi bu kýsýmda da dersini yazmakta, hocasý Birebir, hoca talebesiyle ilgilenerek dersi göstermektedir. beðenmediði kýsýmlara çýkarma yaparak doðru olaný Hoca, dersi talebeye yazmakta, daha sonra yazdýðý kýsmýn göstermektedir. Mürekkebât kýsmýnda artýk talebeye istif talebesi tarafýndan aynen taklid edilmesini istemektedir. nükteleriyle birlikte hareke ve süs iþaretleri de Bir sonraki derse kadar talebe, hocasýnýn verdiði derse gösterilmektedir. çalýþmakta, istenilen yazýyý aynen taklide gayret etmektedir. Müfredat derslerinden sonra mürekkebât kýsmýný Esasen hat derslerinde belli bir usul takip talebe baþarýyla bitirdiði takdirde, hocasý tarafýndan edilmektedir. Yazý dersine teberrüken Rabbiyessir duasý talebeye hat eðitimini tamamladýðý ve yazýlarýnýn altýn ile baþlanmaktadýr. Bu derste baþarýlý olunduðu takdirde ketebe219 imza atabileceði ve ders verebileceðine dair müfredat denilen elifba harflerinin ( Elif- be- cim- ha ) izni ihtiva eden icâzetnâme: diploma verir. yazýlmasýna geçilmektedir. Elifba harfleri baþarýyla geçilince bu sefer, her harfin diðeri ile yazýlýþ þekline geçilmektedir. Ýcâzetnâme için geçmiþ üstad hattatlarýn yazdýðý Be harfinin elifle, be harfinin be ile, be harfinin bir kýta yahut hilye aynen taklid edilerek yazýlmaktadýr. cim harfi ile bitiþik þekli yazýlarak ( bâ, beb, bec ) Talik icâzeti için genellikle XVIII. asrýn Ýran talik üstadý çalýþýlmaktadýr. Ýmadül-Hasenînin yazýlarý taklid olarak yazýlýr. Hazýrlanan 217- Molla Câminin Besmele Kasîdesinin, hattat Hulûsi hattýyla bir örnek için bkz. M. Uður Derman. Osmanlý Hat Sanatý. Ýstanbul, Deutsche Guggenheim, 2001, s. 151. 218- Hâkâni Mehmed Beyin Hilye-i Hâkânisinin hattat Arabzâde Mehmed Sadullah Efendi hattýyla örnek metni için bkz. Derman, Osmanlý Hat Sanatý, 103. 219- Deðiþik ketebe sýgalarý için bkz. Yazýr, Kalem Güzeli, c. I, s. 154-155. Müfredat kýsmý baþarýyla tamamlandýktan sonra, sülüs ve nesih çalýþan talebeye genellikle âyet, hadis ve kelâm-ý kibar gibi metinler yazdýrýlýr. Talik çalýþanlar, Ýranýn büyük sûfilerinden Abdurrahman Molla Caminin (817/1414- 86 HAT SANATI Resim 100- Mustafa Hulûsi Efendinin, Mehmed Hulûsi Efendiden aldýðý icâzetnâme. bu yazýlarýn alt kýsmýna hoca tarafýndan izin cümlesi yazýlýr. Þeyh Ýbn-iþ Þeyh Hamdullah Efendinin intihab ettiði kavaidi rüsumu üzere sahib ül hatt-ý Hümayun, azametlû, Ýzin cümlesi, farklý þekilleriyle þu þekilde mehabetlû, kudretlû Ýbn üs Sultan Þehzade Mahmud-ý yazýlmaktadýr: Bismillahi teyemmüne bizikrihil-celîl. Bu Adlî ibn üs Sultan Abdülhamid Han ibn üs Sultan Ahmed güzel, mubârek, latîf kýtayý yazan Mehmed Þefik Beye Han efendimiz Hazretlerinin istihkaký nümayan olmaðile, Allah ömrünü uzun eylesin, ilmini ve marifetini artýrsýn, hilyeleri ve kitâbetleri zeyline ketebe tahririne izin verdim. Allah murad ve maksuduna yükseklik versin; Âmin, bi Hüvel-Üstad Vasfî, 1222 H.222 hurmeti seyyidil-enbiyâi vel-murselîn- ketebe koyma Ýzin kýsmýna, icâzet verme yetkisine sahip baþka izni verdim. Ben, Eyyûb Ensâri Camii hatîbi, fakîr es-Seyyid Mustafa Ýzzet, hattatlar tarafýndan da tasdik konabilir. Tarihte çok sayýda 1255.220 tasdiki bulunan icâzetnâmeler bulunmaktadýr. 223 Ýzin cümleleri Arapça yazýldýðý gibi Türkçe de 220- Bu tercüme, Derman, Ýcâzetnâmeler, resim 19da bulunan icâzetnâmeden yapýlmýþtýr. 221- Hilye þeklinde olan bu icâzetnâme TSMK-GY 1353tedir. 222- Derman, Ýcâzetnâmeler, 724 223- Ýcâzetnâmelerle ilgili geniþ bilgi için bkz. M. Uður Derman, Türk Yazý Sanatýnda Ýcâzetnâmeler ve Taklid Yazýlar, VII. Türk Tarih Kongresi, yazýlmýþtýr. Kebecizâde Mehmed Vasfî Efendiden sülüsnesih icâzeti221 alan Sultan II. Mahmudun icâzetinin izin kýsmý þöyledir: Bu hatt-ý latîf ve kelâm-ý münîf, Hazret-i 87 HAT SANATI Resim 101- Hattat Bakkal Ahmed Ârif Efendinin hocasý Mehmed Þevkî Efendiden aldýðý hilye þeklinde sülüs nesih icâzetnâmesi. Altta sað kýsýmda zamanýn önemli hattatý Yahya Hilmi Efendinin tasdiki, sol kýsýmda ise talebenin hocasý Þevki Efendinin icâzet izin kýsmý yer almaktadýr. (TSMK-GY. 335) 88 HAT SANATI Resim 103- Hattat Halim Özyazýcýnýn üslûplaþmýþ imzasý. (Süleyman Berk koleksiyonu) Resim 102- Hattat Ömer Vasfî Efendinin Hattat Sâmi Efendiden aldýðý talik icâzetnâmesi. (TSMK-GY.324) Resim 104- Hattat Hulûsi Efendinin tâlik bir kýtasýnýn altýndaki imza. (Emin Barýn koleksiyonu) icâzetnâme verilmiþtir. Bu icâzetnâmede talebenin yazdýðý Osmanlýnýn son döneminde 1915 yýlýnda açýlan ve devrin kudretli sanatkârlarýnýn ders verdiði Medrese-i bir ibâre bulunmamaktadýr.224 Hattâtînden mezun olanlara, klâsik icâzet yerine, mektebin Ankara, 25-29 Eylül 1970, Kongreye Sunulan Bildiriler. Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1973, s. 716- 728. 224- Bkz. Derman, Ýcâzetnâmeler, resim 23 bütün hocalarýnýn imza yahut mühürlerinin bulunduðu Resim 105- Hattat Ali Hamdi Efendiye ait sülüs karalama. 89 HAT SANATI Resim 106- Günümüz hattatlarýndan Mehmet Özçaya ait nesih Besmele ve Rabbiyessir meþki. Resim 107- Günümüz hattatlarýndan Mehmet Özçayýn kullandýðý Ketebehû Mehmed þeklindeki imzasý. 90 HAT SANATI VI. BÖLÜM CELÎ BÝR YAZININ HAZIRLANIÞI 91 HAT SANATI Resim 108- Hattat Halim Özyazýcýnýn celî sülüs bir levhasý için hazýrladýðý kalýp. (Süleyman Berk arþivi) 6. 1. CELÎ SÜLÜS BÝR HAT LEVHASININ HAZIRLANIÞ altý ayda vücûda getiren hattat Sâmi Efendi de ayný çileli SAFHALARI yoldan geçerek eser vermiþtir. Bir Mustafa Râkýmýn, bir Yesârinin, bir Osman Hamdinin de ayný çileli yollardan Karþýsýnda durup hayranlýkla seyrettiðimiz sanat geçerek eser verdiklerine þüphe yoktur. eserlerinin nasýl bir emekle meydana getirildiðini çoðu zaman aklýmýza getirmeyiz! Bir eserin, sanatkârýn zihninde Bir hat eseri, elifbâ harfleri, kamýþ kalem, kâðýt ve berraklaþmasýndan, meydana gelene kadar geçen süre mürekkep kullanýlmak suretiyle meydana getirilmektedir. içerisinde çekilen zahmet, verilen göz nuru aslýnda esere Yazýlacak bir metinde, harflerin yanýnda okutma iþaretleri verilen ruh kadar önemlidir. Bir sanatkârýn eserini evlâdý olan harekeler bulunmaktadýr. Yine normal metin gibi sahiplenmesi baþkalarýna garip gelse de, bu alýn teri yazýmýnda olmamakla birlikte, özellikle celî sülüs, celî ve çilenin bir neticesidir.225 dîvâni gibi yazýlarda, harf ve harekenin yanýnda bir takým süsleme iþaretleri de kullanýlmaktadýr. Yerine ve lüzûmuna Hemen bütün sanat dallarýnda, bir eserin meydana göre tirfil, mimli tirfil, týrnak ve hurûf-ý mühmele denilen geliþ safhalarý birbirine benzemektedir. Þiirinde kullanacaðý þekiller, celî sülüs levha yazýmýnda istifin doldurulmasýnda uygun kelimeyi uzun müddet düþündükten sonra bulan Yahya Kemal Beyatlý da ayný çileyi çekmiþ, bir levhasýna 225- Bu yazý, IX. Tarihi Sanatý ve Kültürüyle Eyüpsultan Sempozyumuna teblið olarak sunulmuþtur. 92 HAT SANATI gibi bazý metinlerin istifleri günler, hatta aylar sonra ortaya çýkabilmektedir. Ýstifin oturmasý, bazen zaman istemektedir. Yazýlacak metnin istifi oluþuncaya kadar, hattatýn zihnini devamlý meþgul eder. Bu arada, zaman içerisinde geliþtirilen istifler de yeri gelince kullanýlmak üzere muhafaza edilir veya daha iyisi bulunana kadar istif üzerinde çalýþýlýr. Bazý hattatlarýn dosyasýnda daha sonra geliþtirilmek üzere birçok istif çalýþmasý bulunabilmektedir. Bazen tamamlanmýþ istifler, çok sonralarý levha hâline getirilmektedir. Ýstifin oluþma safhasýnda, meslektaþlar arasýndaki istiþârenin de önemi çok büyüktür. Yazýlacak metin, evvela kurþun kalemle çalýþýlýr, yazýlabileceðine kanaat getirilen istifin taslaðý çýkarýlýr. Ýkinci ve önemli safha, kurþun kalemle yapýlan taslaðýn, sülüs yazý ve kamýþ kalemle sýnýrlarý tespit edilmiþ alana yazýlmasýdýr. Bu safhaya geçmeden evvel, metinde bulunan bütün harfler tek tek çalýþýlmaktadýr.226 Bu çalýþma esnasýnda beðenilen harf, metinde kullanýlmak üzere Resim 109- Hattat Mustafa Halim Özyazýcýnýn çeþitli istif çalýþmalarý. (Süleyman Berk arþivi) saklanmaktadýr. Eðer metinde ayný harften iki adet varsa, diðeri için de, daha önce çalýþýlmýþ harf kullanýlmaktadýr. önemli rol oynamaktadýr. Harflerin yanýnda, hareke ve Celî sülüs harfler çalýþýlýrken hattat Sâmi Efendi, Nazif Bey, tezyinî iþâretlerin gayet düzenli, intizamlý, yerinde ve Neyzen Emin Efendi, Halim Özyazýcý gibi Sâmi Efendi dengeli kullanýlmasý, istif sahasýna düzenli bir þekilde ekolüne mensup hattatlarýn harfleri örnek alýnmalýdýr. Celî yayýlmasý önem arz etmektedir. Burada sanatkârý sýnýrlayan sülüs yazý için þu tespiti yapmak mümkündür; celî sülüs husus, harflerin ve harekelerin, teþrifata uygun, yani yerli harfleri, ölçü ve estetik olarak hattat Sâmi Efendi eliyle yerinde kullanýlmasý; metnin mânâsýný bozacak uygunsuz mükemmel hâle getirilmiþtir; ayný þeyi istif bakýmýndan yere konulmamasýdýr. söylemek mümkün deðildir. Celî sülüsün istifinde Mustafa Yazýda harflerin veya istifi meydana getiren diðer Râkýmla birlikte, özellikle Sâmi Efendi ile çok mesâfe unsurlarýn, istif sahasýna uyumlu bir þekilde ve ayný nisbette alýnmýþtýr ama, yapýlmasý gereken daha çok þey olduðu yayýlmasý, yani istif örgüsünün her tarafýnýn ayný yoðunlukta muhakkaktýr. Yapýlanlar hâlâ çok azdýr. olmasý, istifte organik bütünlüðün temini, çizgiler arasýnda uyum, denge, ritm ve ahengin bulunmasý güzel bir istifin 226- Bu konu ile ilgili Mahmud Bedreddin Yazýrýn ait Kalem Güzeli (Kalem Güzeli/I, s. 151) isimli eserde anlattýðý olay çok önemlidir: Nitekim, hocam Ömer Vasfî Efendiye bir gün yazý göstermeye gitmiþtim. Odasýna girdiðimde, siyah kaðýd üzerine sülüs celîsiyle kad eflaha.. sûresini yazarken meþgul buldum. Gel birâder gel! diye yanýna çaðýrdý. Bir (dal) harfini baþka bir siyah kaðýd üzerine defalarca -hatýrýmda kaldýðýna göre yirmi kadar- yazmýþtý ve nihayet Hah oldu! diye birisini beðendi ve onu iðneleyip asýl yazdýðý yere silkti, sonra üzerinden itina ile tekrar kalemle yazdý, sebebini öðrenmek için Niye böyle yaptýnýz? diye sordum, þu cevabý verdi: Elimiz öteki þekillere alýþmýþ, buraya uygun olaný bir türlü çýkaramadým, yaza yaza kývamýný bulduruncaya kadar uðraþmaya zaruret hasýl oldu. Ýþte, çok yazmanýn bir manasý da budur. Bu þekli bir daha yapabileceðime güvenim olmadýðýmdan, iðneleyip silkmek ve üzerinden yazmak kolaylýðýný tercih ettim. Gördün ya, hocamdan icazet alalý, yani bana hattat denileli þöyle böyle yirmi seneyi geçtiði ve þu harfi binlerce defa yazdýðým halde, istiften doðma icaplara uygun olacak surette ve belki de buraya mahsus olmak üzere, harfi kürsüsüne oturtmak noktasýnda bir talebe kadar ter döktüm. Fakat, muvaffak oluþum, yorgunluðumu giderdi. temel unsurlarýdýr. Harflerdeki tenâsüp ve ölçü yanýnda, gerek satýr, gerekse katmerli istiflerde, harflerin birbirleri ile kaynaþmýþ bir halde bulunmasý önemlidir. Genel olarak, yazýlacak metin seçilirken mânâya dikkat edildiði gibi, seçilen metnin istife uygun olup olmayacaðý da göz önünde bulundurulmaktadýr. Yalnýz, bir ibârenin, istife uygun düþüp düþmeyeceðini önceden kestirmek zordur. Ýstif üzerinde çalýþma, çeþitli zuhûratlara sebep olabilir. Bazý metinlerin istifi kolaylýkla çýkabildiði 93 HAT SANATI Resim 110- Hattat Osman Özçaya ait titiz bir þekilde tashih edilmiþ, celî sülüs levha. (Tezhib: Fatma Özçay; Abdurrahman el-Uveys Koleksiyonu - Dubai) Ýkinci safhada metin, tespit edilen sýnýrlara yazýlýr. ince tashihi yapýlýr. Aslýnda bir levhanýn en önemli Gerektiði taktirde ayný kâðýt üzerinde, þekil ve estetik safhalarýndan biri de bu kýsýmdýr. Levhanýn kalýptan aherli olarak beðenilmeyen harflere müdâhalede bulunulur. kaðýda aktarýlmasý uzun sürmese de tashihi, özellikle ince Burada þu husus akýldan çýkarýlmamalýdýr; istifte harflerin tashihi epeyce zaman alabilmektedir. Toplu iðne ucu ölçüsü, meþkte öðrenildiði gibi deðildir. Ýstif icâbý harflerin kadar demir uçlu yahut cava kalemi ile yapýlan ince tashih ölçüsünde belli bir noktaya kadar deðiþiklik mümkündür. dikkat ve ihtimam istemektedir.228 Meselâ celî sülüste, nun harfinin çanak tabir edilen kýsmý Levhanýn yazým ve tashihi bittikten sonra fotokopi normalde beþ nokta ölçüsündedir. Ýstif icabý bu çanak dört usulü ile küçültülerek cýlýz kalan yerler tashih edilmek buçuk nokta ölçüsünde olabileceði gibi, beþ buçuk nokta 227- Önceleri, fotokopi imkânýnýn olmadýðý zamanlar, yazý kalýbý, þablonu hazýrlamak için siyah kâðýt kullanýlýrdý. Siyah kaðýda sarý zýrnýk boya ile yazý yazýlýr, beðenilmeyen kýsým siyaha boyanmak sureti ile istenen kýsým ayný yere, sarý zýrnýk ile tekrar yazýlýrdý. Ayrýca yazý kalýbýnýn, esas levhanýn yazýlacaðý büyüklükte yazýlmasý gerekmekte idi. Ayný yazýnýn ayrý ölçüsü gerektiðinde tekrar ayný usullerle kalýp hazýrlanmasý zorunluydu. Günümüzde fotokopi usûlü, yazý kalýbý hazýrlama iþini epeyce kolaylaþtýrmýþtýr. Bir gün, hattat Mehmet Özçayýn Eðer Sâmi Efendi zamanýnda fotokopi olaydý, kim bilir ne yazýlar yazardý! dediðini çok iyi hatýrlýyorum. 228- Yazýnýn tashihi yazýdan da önemli bir husustur. Tashih için yazý sanatýna çok iyi vâkýf olunmasý gerekmektedir. Sâmi Efendinin ifadesi ile yazýnýn neresinden alýnýp, neresine verileceðinin iyi bilinmesi gerekmektedir. Yazý asýl güzelliðini tashihten sonra almaktadýr. Tashihte dikkat edilecek hususlar þunlardýr: 1- Kalemin hakkýný vermek, 2- Kalemin nefes gibi akýþýný muhafaza etmek, 3- Harfin tenâsüp ve tenâzurunu muhafaza etmek, 4- Bu kayýt ve þartlar altýnda noksanlarý görüp tamamlamak, 5Fazlalýklarý giderip yazýyý þekil ve durum bakýmýndan lâyýk olduðu kürsüsüne oturtmak (Yazýr, Kalem Güzeli, III, 297). Yazý tashihi için ayrýca bkz: Savaþ Çevik, Hat Sanatýnda Tashih, M. Uður Derman 65. Yaþ Armaðaný. Ýstanbul, Sabancý Üniversitesi Yayýný, 2000, s. 209- 219. ölçüsünde de olabilmektedir. Ýstif hazýrlanýrken hareke ve tezyinî iþâretler birlikte düþünülür ve çalýþýlýr. Dördüncü safhada, hareke ve tezyinî iþâretler üzerinde durulur. Unutulmamalýdýr ki baþarýlý bir istif, hareke ve tezyinî iþaretler kapatýldýktan sonra, harflerinin dengeli daðýlým gösterdiði istiftir. Beþinci safhada, yazý fotokopi usulü ile yazýlacak büyüklüðe getirilerek, harekelerin de son kontrolleri yapýlýr. Levha artýk, aherli kaðýda yazýlacak hâle gelmiþtir.227 Altýncý safhada artýk yazý, aharlý kâðýt üzerine yazýlýr, 94 HAT SANATI Resim 111- Hattat Halim Özyazýcý tarafýndan titizlikle tashih edilmiþ bir levha. (Tezhib: Münevver Üçer) üzere tespit edilmelidir. Bu iþ için özellikle beyaz kâðýt imza ve tarih konulur. Levha artýk tezhibe hazýr hâle tercih edilir, çünkü beyaz kâðýt, hatalarý daha bâriz bir gelmiþtir. Levhada imza ve tarih en son düþünülen þekilde göstermektedir. Tekrar yapýlan bu tashihte ayrýca, hususlardýr. harflerin kalem hakkýnda bir bozulma meydana gelmiþse Burada sýralanan safhalar, peþ peþe icra edilebildiði bu da giderilir. Çünkü tashihte kalemin tabii cereyan gibi, uzun zaman aralýklarý ile de icra edilebilmektedir. hakkýnýn bozulmamasý çok önemlidir. Hattat Nazif Bey (ö. Tashih kýsmýnýn fazlaca zaman aldýðý bilinmelidir. Titiz bir 1913)in yazýlarýnýn tashihini bitirdikten sonra fotoðrafla sanatkârýn yazýnýn her safhasýnda, hiçbir ayrýntýyý ihmal küçültüp harflerin cýlýz kalan yerlerini tashih ettiði etmediði, güzellik ve mükemmelliðin ayrýntýlarda gizli kaynaklarda belirtilmiþtir. Bu tashihler yapýldýktan sonra olduðunu akýldan çýkarmadýðý muhakkaktýr. 95 HAT SANATI Resim 112- Hattat Osman Özçaya ait titiz bir þekilde tashih edilmiþ, sülüs levha. (Tezhib: Fatma Özçay) Resim 113- Hattat Halim Özyazýcý tarafýndan titizlikle tashih edilmiþ bir levha. (Tezhib: Münevver Üçer) 96 HAT SANATI VII. BÖLÜM LÜGATÇE VE DEYÝMLER 97 HAT SANATI Osman ve Hz. Ali için özellikle sünnî müslümanlar tarafýndan 7. 1. LÜGATÇE ve DEYÝMLER kullanýlan bir tabir. Âher: Genellikle, niþasta, yumurta aký ve pirinçten Çýkarma: Hocanýn, talebenin yazdýðý meþkin altýna, yapýlan ve ham kâðýtlarýn terbiyesinde kullanýlan sývý. yapamadýðý harfleri tekrar yazmasýna verilen isimdir. Âhenk: Harflerin yapýlarýnýn, estetik ölçülerinin, Dendan: Sin diþlerine verilen addýr. hem münferid hem de diðer harflerle uyum içerisinde olmasýdýr. Bunlar da tenâsüp ve terkiple ifade olunmuþlardýr. Dýval: Kadife üzerine sýrma ya da gilapdanla Aklâm-ý Sitte: Türkçesi, "altý kalem", Farsçasý "þeþ kabartma olarak yapýlan iðne iþi. Ýþlenecek desenler kalem" dir. Sülüs, nesih, muhakkak, reyhânî, tevkî ve mukavva veya deri üzerine çizilir. Bunlar kesilerek gergef rýkaa' yazýlarýna verilen toplu isim. veya kasnaða gerilen kadife üzerine yerleþtirilir. Gergef veya gilaptan bu kalýplarý örtecek þekilde iþlenir. Bindallý Ali Kurna: Eskiden kullanýlan kâðýtlardan birinin kadýn elbiseleri ile birlikte bohçalar, keseler, örtüler dival adýydý. En ziyade sülüs yazý için kullanýlýrdý. Ýtalya'nýn iþi olarak bu teknikle süslenir. Türk el iþleri arasýnda divalin Toskana eyaletinin güneyinde güzel bir þehir olan yeri büyüktür. Livurna'da yapýlan bu kâðýtta (A. Ligorna) kelimesi soðuk Ebrû: Su yüzeyine serpilen toz boyalara kâðýt tatbik damga ile vurulduðundan tahfife uðrayarak "Ali Kurna" olunarak yapýlan boyama. olmuþtur. Envanter: Döküm, liste. Babüssaâde: Arz kapýsý, taht kapýsý. Topkapý Sarayý'nýn üçüncü kapýsý olup Enderun ve Bîrun'u birbirinden Esma-i Hüsnâ: Allah'ýn en güzel ve þerefli doksan ayýrýrdý. dokuz ismine verilen addýr. Bâb-ý Hümâyûn: Topkapý Sarayý'nýn Ayasofya'ya Estampaj: Taþa mahkuk olan yazýlarýn üzerine kâðýt bakan birinci kapýsýna verilen ad. konmak suretiyle kalýbýnýn alýnmasý. Bâb-ý Selâm: Topkapý Sarayý'nýn Bab-ý Hümâyûndan Estetik: Duygu ilmi manasýný ifade ederse de bugün sonra gelen ikinci kapýsý olup, daha ziyade Ortakapý diye sanattaki güzelliðin mahiyetinden bahseden ilim; güzellik anýlýr. duygusu uyandýran, güzel olan. Berat: Osmanlý Devleti teþkilatýnda bazý vazife, Evâhir: Son dönem, ustalýk dönemi. hizmet ve memuriyetlere, tayin edilenlere vazifelerini icrâ Evâil: Ýlk dönem, çýraklýk dönemi. selâhiyetini tevdi etmek üzere, padiþahýn tuðrasý ile verilen mezuniyet veya tayin emirleri. Evâsýt: Orta dönem, kalfalýk dönemi. Beyze: Tuðra'nýn kýsýmlarýndan olup, saðdan sola Ferman: Bir iþ veya maslahat sipariþini mutazammýn ve yukarý doðru çekilen çift þekil. padiþah tarafýndan verilen yazýlý emir. Beyzî: Yumurta biçiminde olan, oval. Fersûde: Yýpranmýþ, eskimiþ, aþýnmýþ; eski, yýrtýk. Celî Sülüs: Sülüs yazýnýn yaklaþýk 9 mm.'den kalýn Gubâri Yazý: Arapça toz anlamýna gelen gubardan yazýlanýna verilen addýr. Sülüs yazýya göre bu yazýda hatlar ismini alan yazýdýr. Çok ince ve küçük hatta gözle zor daha belirgin bir hâl alýr. görülebilecek yazýlara verilen isimdir. Celîl: Celî yazýnýn Abbasiler dönemindeki adý. Hâfýz: Kur'ân-ý Kerîmi tamamen ezberleyen ve ezberinde tutan kimse. Ciharyâr-ý Güzîn: Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. 98 HAT SANATI Mahkûk: Maden, taþ, tahta vesaire üzerine demir Hançer: Tuðra'da beyzelerin devamý olarak saða kalemle çukur veya kabartma olarak yazýnýn oyulmasý. uzanan çif kola verilen ad. Ma'kýlî: Hiçbir parçasýnda yuvarlaklýk bulunmayan, Hasaneyn: Hz. Peygamberin torunlarý Hz. Hasan düz, dik ve köþeli yazý biçimidir. ve Hz. Hüseyin için kullanýlan tabirdir. Mahlas: Asýl addan baþka kullanýlan ikinci ada Hazire: Etrafýnda duvar veya çit bulunan aðýl, verilen isimdir. Þairler þiire baþladýklarý vakit böyle ikinci mezarlýk ve saire. bir ad alýrlar, onu þiirlerinde kullanýrlardý. Devlet Hurûf-u Mühmele: Arap elifbasýndaki noktasýz memuriyetine girenlerin bazýlarýna da âmirleri tarafýndan harfler. mahlas verilirdi. Ýbda': Bir sanat eseri meydana getirmek. Ýbda' Malakârî: Tavan ve duvarlara alçý ile az kabartma olunmuþ bir eser demek, hiçbir modeli olmayan ve kimseyi olarak yapýlan tezyinat. Kabartmalar gayet az kalýnlýktadýr taklit etmeyerek vücuda getirilen aslî eser demektir. ve ekseriya bir santimi geçmez. Bu tarz iþe malakârî denilmesi, mala gibi küçük bir aletle yapýldýðý içindir. Ýcâzet: Hat sanatýnda müfredat ve mürekkebat meþklerini bitirenlere hocalarý tarafýndan, yazýlarýnýn altýna Mektep (Ekol): Sanatta ayný esaslara tâbi olan, ketebe koyma iznini veren diploma. ayný sanat prensiplerini müdafaa eden ve o tarzda çalýþan sanatkârlar grubuna denir. Ýmza: Hat sanatýnda, hattatýn levhanýn uygun yerine, yahut yazdýðý kitabýn genelde son sahifesine ismini yazmasý. Muhakkak: Sülüs yazýya göre harfleri daha Levhalara genellikle ismin stilize þekli konmuþtur. düzümsü, çanaklarý geniþçe ve derin olmayan yazýdýr. Ýptidaî: Basit, geliþmemiþ, iþlenmemiþ. Kuyruðu olan harflerin kuyruklarý daha uzuncadýr. Ýstif: Bir þeyi birbiri üzerine ve sýra ile dizip yýðmak Muharrir: Tahrir eden, yazý yazan, kâtip, yazar, bir mevzuyu yazý ile anlatan. demek olan bu kelime Ýslâm yazýsýnda kelimeleri satýr nizamý dýþýnda birbirinin üzerine çýkarmak yerinde kullanýlýr Murakkaa: Hattatlarýn, ayrý ayrý kâðýtlara yazarak bir tabirdir. körük gibi bir ciltte topladýklarý yazý albümü. Murakka' albümleri çeþitli yazý türlerini içine alýr. Ketebe: Bir hattatýn yazdýðý yazýya ismini koymasý yerinde kullanýlýr. Ýmza demektir. Muvakkithane: Vakit tayinine yarýyan saat gibi aletlerin bulunduðu yerler hakkýnda kullanýlýr bir tabirdir. Kitabe: Camii, mescit, medrese, kale, türbe, kervansaray, han, hamam gibi bir mimarî eserin kapýsý Mücellid: Kitap ciltleyen, ciltci. üzerine veya uygun bir yerine yerleþtirilen, üzeri kabartma Müderris: Medrese ve camiide talebeye ders okutan yazýlý taþ levha. hoca yerinde kullanýlan bir tabirdir. Kuþak: Bir abidenin çevresini tamamen, yahut Müfredat: Yazý sanatýnda elifba harflerinin tek tek kýsmen kuþatan ve uzaktan okunabilmesi için celî þekliyle ve birbirleriyle yazýlmasýndan oluþan ders. yazýlmýþ olan yazýlar. Mürekkebât: Müfredat dersinden sonra, âyet, hadis Külliye: Osmanlý zamanýnda Araplardaki bazý ve kelâm-ý kibârdan oluþan yazý dersi. medreselere üniversite kelimesinin karþýlýðý verilen bir ad. Müselsel Hat: Zincirleme, ardý ardýna, aralarý Lahit: Harç ile yapýlan mezar, ölüleri koymaya kesilmeden, zincirleme yazýlan yazý. mahsus sanduka yerinde kullanýlýr bir tabirdir. 99 HAT SANATI Teþrifat: Yazýda harflerin, yerli yerinde takdim ve Müsenna Yazý: Ayný ibarenin harflerinin karþýlýklý tehir yapýlmaksýzýn kullanýlmasý. olarak yazýlmasýdýr. Bu yazýya aynalý yazý da denmektedir. Tevkiî: Sülüs'e tabi olup, onun ihmal edilmiþ þeklidir. Müstensih: Ýstinsah eden, bir yazýnýn kopyasýný, Ayrýca bitiþmeyen harfler de birbirlerine bitiþtirilerek yazýlýr. suretini çýkaran. Nesih: Sülüs'e tabi olup, onun üçte biri kadardýr. Tezhib: Yazma kitaplarla murakka'larda, boya ve Bu yazý teknik bakýmýndan sülüsün üçte ikisini neshetmiþ altýn tozu ile yapýlan her türlü süsleme iþine verilen ad. ve üçte biriyle de ona tabi olmuþtur. Daha çok kitap Týrnak: Celî sülüs istiflerinde süs unsuru olarak istinsahýnda kullanýlmýþtýr. kullanýlan Perspektif: Eþya ve nesnelerin uzaktan görünüþü; þeklindeki iþaret. Tirfil: Celî sülüs istiflerinde süs unsuru olarak nesneleri bir yüzey üzerine görüldükleri gibi çizme sanatý. kullanýlan Reyhâni: Muhakkak'a tabi olup onun ince kalemle þeklindeki iþaret. Tuð: Tuðra'nýn kýsýmlarýndan olup sereye dikine yazýlanýna verilen ad. olarak yukarý doðru çekilen üç eþit hatta denir. Bunun yerine elif de denir. Rýkaa': Tevki' yazýya tabi olup onun ince kalemiyle yazýlan yazýdýr. Tuðrâî: Berat, ferman ve sair tuðra çekilen kâðýtlara Sere: Tuðra'nýn þekillerinden olup, tuðra metninin tuðra çeken yerinde kullanýlýr bir tabirdir. Bu vazifeyi gören yazýldýðý kýsýmdýr. Bu kýsýmda padiþahýn ve babasýnýn adlarý memura Tuðrâî, Niþancý, Tevkiî de denilirdi. yazýlýrdý. Bu kýsma "kürsü" de denilir. Tuðra Çekmek: Berat, ferman ve sair vesikalara tuðra denilen alâmetin yazýlmasý yerinde kullanýlýr bir Seren: Kef harfinin üst çizgisi. tabirdir. Sülüs: Her harfinin altýda dört parçasý düz, altýda Üslûp: Tarz, yol, biçim, usûl. ikisi de yuvarlak olan yazýdýr. Ýslâm yazýlarý içerisinde ümmü'l-hutût olarak isimlendirilmiþtir. Umumiyetle aðzý Üslûplaþtýrma: Stilize etme, belli bir biçime sokma. 3-4 mm. geniþliðinde kalemle yazýlýr. Varak Altýn: Kâðýt halinde gayet ince hale getirilmiþ Tasdik: Ýcâzetnâmeye, talebenin hocasýndan baþka altýn. hocalarýn koyduðu kayýt. Yazý Silkelemek: Harf kenarlarý iðnelenen bir Tashih: Hat sanatýnda harfin fazla veya pürüzlü yazýnýn, zemin rengine göre kömür yahut tebeþir tozu ile kýsýmlarýnýn, yalama yahut traþlama suretiyle giderilmesi, yazý üzerinden gidilerek, yazýnýn esas yazýlacaðý zemine eksik kýsýmlarýnýn ise tashih mürekkebi ile doldurulmasý tespit edilmesi. suretiyle yapýlan iþlem. Zerendûd: Kaðýdýn üzerine sývama altýn sürülmesi Teberrüken: Baþlanýlan iþin hayýrlý ve bereketli anlamýna kullanýlan bir tabirdir. olmasý için. Zülfe: Sülüs yazýsýndaki eliflerin ucunda çengele Tenâsüp: Ölçülü olma; hüsn-i hatta aranan bir verilen ad. vasýftýr. Harflerin boylarý, kalýnlýklarý, harf aralýklarý , kalem kalýnlýðýna göre olmasýdýr. Terkip: Ýstif anlamýnda, hat sanatýnda harf ve kelimelerin âhenkli bir surette tertip edilmesi. 100 HAT SANATI Akþam Gazetesi. 4 Aðustos 1950. 7. 2. BÝBLÝYOGRAFYA -(Ýstanbul Yazýlarý. Ýstanbul, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Kültür Ýþleri Dairesi Baþkanlýðý Yayýnlarý No: 15, 1994, s. 260-262). Kurân-ý Kerim ve Türkçe Açýklamalý Meali. Ankara, Türkiye Diyanet Vakfý Yayýnlarý,1993. ACAR, Þinasi. Türk Hat Sanatý. Ýstanbul, Antik A.Þ., 1999, 305 s. ARSEVEN, Celâl Esad. Sanat Ansiklopedisi (I-V). Ýstanbul, MEB, 1966. -Hattat Mezar Taþlarý (I-II), AD Art Dekor, sy. 8182 (Aralýk 1999- Ocak 2000), s. 112-122, 112-118 AYVAZOÐLU, Beþir. Mustafa Râkým Efendi, Aksiyon. sy. 150, (18-24 Ekim 1997), s. 58-59. -Ünlü Hattatlarýn Mezarlarý Gelimli Gidimli Dünya. Ýstanbul, 2004, 128 s. -Geleneðin Direniþi. Ýstanbul, Ötüken Yayýnlarý, 1996 -Hattat Mustafa Râkým Efendi, Türk Edebiyatý. sy. 290 (Aralýk 1997), 12-14. AKTAN, Ali. Arap Yazýsýnýn Doðuþu, Geliþmesi ve Ýslâm Yazýsý Haline Gelmesi, Ýslâmî Araþtýrmalar. c. II, sy. 6, 1988, s. 61-67. -Kuðunun Son Þarkýsý. Ýstanbul, Ötüken Neþriyat, 1999, s. 125-133. Âli. Tuðray-ý Humâyun, TOEM. sy. 43 (1 Nisan 1333) s. 53-58. -Acý bir manzara ve bir teklif, Not Defteri, Zaman Gazetesi, 20. Ekim. 1997 Âli, Gelibolulu Mustafa. Menâkýb-ý Hünerverân. Ýstanbul, Türk Tarih Encümeni Külliyatý, 1926, 133+92 s. AYVERDÝ, Ekrem Hakký. Fatih Devri Hattatlarý ve Hat Sanatý. Ýstanbul, Ýstanbul Fetih Cemiyeti, 1953, 56 s. ALPARSLAN, Ali. Hattat Hamid Aytaç, Hayat Tarih Mecmuasý. sy. II, 1972, s. 16-22. -Yazý-Resim, Boðaziçi Üniversitesi (Beþerî Bilimler) Dergisi. c. I, 1973, s.1-27. BALTACIOÐLU, Ý. Hakký. Ýslâm Yazýlarýnýn tarihçesi III Sülüs Nevi, Tedrîsât-ý Ýbtidâiye Mecmuasý. c. II-III, No: 1327-1328, s. 213-222, 1-13. -Mimarî Yapýlarýn Yazý Sanatý Bakýmýndan Önemi Boðaziçi Üniversitesi (Beþerî Bilimler) Dergisi. c. IV-V, 19761977, s. 1-14. -Türk Yazýlarýnýn Tedkîkine Medhal, Dârül-Funûn Ýlâhiyat Fakültesi Mecmuasý. c. II, sy. 5-6, Haziran 1927, s.111-136. -Ünlü Türk Hattatlarý. Ankara, Kültür Bakanlýðý Yayýnlarý, 1992, 147 s. -Sanat. Sühulet Kütüphanesi, Ýstanbul, 1934, 238 s. -Necmeddin Okyay ile Görüþtüm, Yeni Adam. sy. 447 ( 22 Temmuz 1943), s. 6, 7, 11. -Ýslâm Yazý Sanatý, Doðuþtan Günümüze Büyük Ýslâm Tarihi. c. XIV, Ýstanbul, Çað Yayýnlarý, 1993, s. 441522. -Mustafa Râkým, Türke Doðru. 1943, c. II, s. 70-71. -Türk Plâstik Sanatlarý. Ankara, MEB., 1971, s. 115- -Celî, DÝA/VII. Ýstanbul, 1993, s. 265-267. 121. -Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, Ýstanbul, Yapý Kredi Yayýnlarý, 1999, 215 s. -Türklerde Yazý Sanatý. Mersin, Kültür Bakanlýðý, 1993, 143 s. -Ýslâm Yazý Çeþitleri : 3 Celî Sülüs, Sanat Dünyamýz, sy. 33 (1985), s. 27-35. BAYAT, Ali Haydar. Hüsn-i Hat Bibliyografyasý. Ankara, Kültür Bakanlýðý, 1990, 160 s. -Ýslâm Yazý Çeþitleri : 4 Nestalik, Sanat Dünyamýz, sy. 34 (1985), s. 3-11 BAYKAL, Bekir Sýtký. Tuðra, Türk Ansiklopedisi (TA) XII/2, Ýstanbul, Milli Eðitim Bakanlýðý, 1982. -Ýbn Muklenin Ýslâm Yazýsýna Hizmeti, Tarih Boyunca Paleografya ve Diplomatik Semineri 30 Nisan/ 2 Mayýs 1986 Bildirileri, Ýstanbul, 1986, s.11-14. BERK, Nurullah. Ýslâm Yazýsýnda Plastik ve Ýfâde AÜÝFD. sy. I-II, 1995, s. 49-57. BERK, Süleyman, Eyüpsultan Sýnýrlarý Ýçerisinde Hattat Mustafa Râkýma Ait Mezartaþý Kitabeleri, III. Eyüpsultan Sempozyumu Tebliðler (28-30 Mayýs 1999), -Gubâri, DÝA, c. XIV, s. 167 ALUS, Sermet Muhtar. Eski Yazýlar, Hattatlar, 101 HAT SANATI Eyüpsultan Sempozyumu 11-13 Mayýs 2001 (V. Eyüpsultan Sempozyumu/ Tebligler, Eyüp Belediyesi, 2002, s. 106111) Ýstanbul, Eyüp Belediyesi, 2000, s. 242-249. -Hattat Mustafa Râkým Efendinin Ýstanbuldaki Mezartaþý Kitabeleri, AD Art Dekor, sy. 87 (Haziran 2000), s. 120-125. -Hattat Ýsmâil Zühdî Efendi, VI. Eyüpsultan Sempozyumu 10-12 Mayýs 2002 (VI. Eyüpsultan Sempozyumu/Tebligler, Eyüp Belediyesi, 2003, s. 336-341) -Cihangir Camisi Yazýlarý, AD Art Dekor, sy. 89 (Aðustos 2000), s.156-164. -Ýstanbulun Sur Kapý Kitâbeleri, VII. Eyüpsultan Sempozyumu 09-11 Mayýs 2003 (VI. Eyüpsultan Sempozyumu/Tebligler, Eyüp Belediyesi, 2003, s. 300-303) -Sultanahmet-Firuzaða Camisi Kitabesi, AD Art Dekor, sy. 90 (Eylül 2000), s. 130-133. -Hattat Mustafa Râkýmýn Celî Sülüsün Estetiðinde Ortaya Koyduðu Yenilikler, M. Uður Derman 65. Yaþ Armaðaný, Ýstanbul, Sabancý Üniversitesi, 2000, s. 145-174. -Celî Sülüs Bir Hat Levhasýnýn Meydana Getiriliþ Safhalarý, IX. Eyüpsultan Sempozyumu 13-15 Mayýs 2005 (IX. Eyüpsultan Sempozyumu/Tebligler, Eyüp Belediyesi, 2005. -Hattat Mustafa Râkým Hatýra Defteri, Türk Edebiyatý Dergisi, sy. 343 (Mayýs 2002), s. 48-53. -Celî Sülüsün Þâheserleri, AD Art Dekor, sy. 87(Haziran 2000), s. 120-125. -Filibeli Ahmed Ârif Efendi, AD Art Dekor, sy. 88 (Temmuz 2000), s. 148-154. -Ýstanbul Açýk Hava Hat Müzesi, Aksiyon. Sy. 440 (12 Mayýs 2003), s. 52-56. -Bir Hilye-i Hakâni, AD Art Dekor, sy. 97 (Nisan 2001), s. 94-95. -Hattat Filibeli Bakkal Ahmed Ârif Efendi (1252/18361327/1909), Umran, sy. 123 (Kasým 2004), s. 81-83. -Hat Sanatýnýn Öðretiminde Meþk Murakkaalarý, Tarih ve Düþünce, sy. 06 (Haziran 2001), s. 64-68. -Hüsni- Hat Yazýlarýn En Güzeli, El Sanatlarý Dergisi, sy. 1 (Mayýs 2005), 134- 137. -Hattat Halim Efendinin Bilinen Tek Hilyesi, Tarih ve Düþünce, sy. 07 (Temmuz 2002), s. 56-64. -Bir Zafer Abidesi: Ulucami, Aksiyon, sy. 580 (16 Ocak 2006), s. 74-75. -Hattat Hâmid Aytaç (1893-1982)la Alâkalý Birkaç Not, Hattat Hâmid Aytaç Kitabý. Ýstanbul, Kitabevi, 2002, s. 109-114. -Gelenek ve Gelecek, ÝSMEK El Sanatlarý Dergisi, sy. 2, 2006, s. 78-95. -Osmanlý Hat Sanatýnda Estetik Unsurlar, Yaðmur, Yýl 6 sy. 25, (Ekim-Kasým-Aralýk 2004), s. 44-48. BOYDAÞ, Nihat. Talik Yazýya Plastik Deðer Açýsýndan Bir Yaklaþým. Ýstanbul, MEB,1994, 159 s. -Hüsn-i Hat, Güzel Yazý Üzerine, Standard, Yýl 44, sy. 519 (Mart 2005), s. 92-95. -Ýslâm Yazýsý ve Musiki (I), Türk Dünyasý Tarih Dergisi, sy. 35, (1989), s. 18- 24. -Hattat Mustafa Halim Efendi ve Kartvizit Çalýþmalarý, Tüliya, sy. 1 (Mayýs 2005). s. 390-335 -Ýslâm Yazýsý ve Musiki (II), Türk Dünyasý Tarih Dergisi, sy. 36, (1989), s. 45- 50. -Hattat Hâfýz Osman Efendi, Antik Dekor, sy. 90 (Eylül Ekim 2005), s. 108-113. -Ýslâm Hat Sanatýnda Ritm, Gazi Üniversitesi Eðitim Fakültesi Dergisi, c. IV, sy. 1 (1988), s. 299- 310. -Tarihi Silmek, Türk Edebiyatý, sy. 386 (Aralýk 2005), s. 69-71. -Hat Sanatýmýz ve Batýya Tesiri, Vakýflar Dergisi, s. 16 (1982), s.161-164. -Mütevazi, Hoþsohbet, Nüktedan, Türk Edebiyatý, sy. 389 (Mart 2006), s. 42-43. -Epigrafik Malzeme Olarak Ýslâm Yazýsý, Türk Kültürü Araþtýrmalarý, c. XXVI/2, 1989, s. 131-139. -Eyüpte Medfun Bir Hattat Filibeli (Bakkal) Ahmed Ârif Efendi (1252/1836-1327/1909), IV. Eyüpsultan Sempozyumu 5-7 Mayýs 2000 (IV. Eyüpsultan Sempozyumu/Tebligler, Eyüp Belediyesi, 2001, s. 324-335) -Ýslâm Yazý Sanatýnda Plastik Elemanlar, Yedi Ýklim, c. VIII, s. 59 (Þubat 1995), s. 45-56. -Plastik Deðerler Açýsýndan Bir Mezar Taþý, IX. Millî Mevlâna Kongresi, 15-16 Aralýk 1997, (Tebliðler), Konya, Selçuk Üniversitesi, 1998, s. 115-121. -Eyüpsultanda Celî Sülüs Kuþak Yazýlar, V. 102 HAT SANATI CUM'A, Ýbrahim. Dirâse fî Tatavvuri'l-Kitâbâti'lKûfiyye. Dâru'l-Fikri'l-Arabî, ts. 286 s. -Türk Yazý Sanatýnda Ýcâzetnâmeler ve Taklîd Yazýlar, VII. Türk Tarih Kongresi, Ankara, 25-29 Eylül 1970, Kongreye Sunulan Bildiriler. Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1973, s. 716-728. ÇAÐMAN, Filiz- AKSOY Þule. Osmanlý Sanatýnda Hat. Ýstanbul, Kültür Bakanlýðý, 1998,115 s. -Mezâr Kitabelerinde Yazý Sanatýmýz, TTOK Belleten. sy. 49, 1975, s. 36-47. ÇETÝN, Nihad M. Ýslâmda Paleografyanýn Doðuþu ve Geliþmesi (Tarih Boyunca Paleografya ve Diplomatik Semineri, 30 Nisan/2 Mayýs 1986 Bildirileri) Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Ýstanbul, 1988, s. 1-10 (Levhalar, 223-230) -Ölümünün Yüzüncü Yýldönümünde Kadýasker Mustafa Ýzzet Efendi, Meydan. sy. 540-22, Aralýk, 1976, s. 43-45. -Ýslâm Hat Sanatýnýn Doðuþu ve Geliþmesi (Yâkût Devrinin Sonuna Kadar), Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat Sanatý. Ýstanbul, IRCICA,1992, s. 14-32. -Yazý Sanatýmýzda Hilye-i Saadet, Ýlgi Mecmuasý. sy. , Aralýk 1979, Yýl: 13, s. 33- 39. -Mahmud Celâleddin, Kök. sy. 20, 21,22 (Ekim, Kasým, Aralýk 1982), s.14-17. -Yâkût Mustasýmî, Ýslâm Ansiklopedisi (ÝA) c. XIII, Ýstanbul, Milli Eðitim Bakanlýðý, 1986, s. 352- 357. -Padiþah Tuðralarýndaki Þekil Ýnkýlâbýna Dair Bilinmeyen Bazý Gerçekler, VIII. Türk Tarih Kongresi, Ankara, 11-15 Ekim 1976, Kongreye Sunulan Bildiriler. c. III, Ankara 1983, s. 1613-1618 Resimler, s. 485-496. ÇEVÝK, Savaþ. Hat Sanatýnda Tashih, M. Uður Derman 65. Yaþ Armaðaný. Ýstanbul, Sabancý Üniversitesi Yayýný, 2000, s. 209- 219. ÇIÐ, Kemal. Hattat Hâfýz Osman Efendi. Ýstanbul, Uzman Laboratuvarý, 1948, 47 s. -Sultan II. Mahmûdun Hattatlýðý, Sultan II. Mahmûd ve Reformlarý Semineri, 28-30 Haziran 1989, Ýstanbul. Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Araþtýrmalarý Merkezi, Ýstanbul, 1990, s. 37- 47. DENY, J. -Tuðra, Ýslâm Ansiklopedisi (ÝA) XII/2, Ýstanbul, Milli Eðitim Bakanlýðý,1988, s. 5-12. -Hat Sanatýnda Osmanlý Devri, Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat Sanatý. Ýstanbul, Ýslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araþtýrma Merkezi (IRCICA), 1992, s. 33-43, 178-244. DERE, Ömer Faruk. Hat Sanatýnda Hâfýz Osman Efendi ve Ekolü. Ýstanbul, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayýmlanmamýþ Yüksek Lisans Tezi, 2001, 212 s. - Türk Hat Sanatý, Baþlangýcýndan Bugüne Türk Sanatý. Ankara, Türkiye Ýþ Bankasý Kültür Yayýnlarý, 1993, s. 373- 396. -Hat Sanatýnda Üç Ekol, El Sanatlarý Dergisi, sy. 2, 2006, s. 102-107. -Selçukludan Osmanlýya Celî Sülüs Hattýnýn Geliþimi, IV. Millî Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Semineri Bildirileri ( 25-26 Nisan 1994). Konya, Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araþtýrmalarý Merkezi, 1995 (Ayrý Basým) s. 91-95. -Duaya Vesile Ýmzalar, Tarih ve Düþünce, sy. 9 (Eylül 2003), s. 52-58. DERMAN, M. Uður. Diþ Kirasý, Hayat Tarih Mecmuasý. sy. 12, 1 Ocak 1969, s. 20-22. -Hat, Sabancý Koleksiyonu. Ýstanbul, Akbank Kültür ve Sanat Kitaplarý: 61, 1995, s., 14-179. -Hat Sanatýmýzda Resim-Yazýlar, Kubbealtý Akademi Mecmuasý. sy. 3, Temmuz 1972, s. 65-72. -Büyük Bir Hat Sanatkârýmýz: Sâmi Efendi, Hayat Tarih Mecmuasý. sy.5, Haziran 1969, s. 4-10. -Râkýmýn Celî Sülüs Kuþaklarýna Dair, IX. Milletlerarasý Türk Sanatlarý Kongresi 23-27 Eylül 1991 AKM (I-III). Ankara, Kültür Bakanlýðý, 1995, s. 47-49. -Hattat Ýsmâil Zühdî Efendi, Hayat. sy. 49, 27 Kasým 1969, s. 26. -Süleymaniye Camiinde Hat Sanatý, Mimarî Mirasýn Bugünü. Ýstanbul, IRCICA, 1996, S. 303-305. -Yazý Tarihimizde Hattat Ýmzâ ve Þecereleri, VII. Türk Tarih Kongresi, Ankara, 25-29 Eylül 1970, Kongreye Sunulan Bildiriler. Ankara, TTK,1973, s. 728-733. 193. -Derviþ Ali, Üçüncü, DÝA/IX. Ýstanbul, 1994, s. 192- Baþlangýcýndan Bugüne Türk Sanatý. Ankara, Türkiye Ýþ Bankasý, 1993, s. 373-396. -Hat, Türk Ansiklopedisi, c. XIX. Ýstanbul, Milli Eðitim Bakanlýðý, 1971, s. 49-60. -Yeni Câmi Sebilinin Kitabesi, Lâle, sy. 4 (Aralýk 103 HAT SANATI Hattat Hâmid Aytaç (Âmidî). Anma Paneli - Eylül 1996, Ýstanbul, Diyarbakýr Büyükþehir Belediyesi, Kültür ve Sanat Yayýnlarý No: 5, 1997, 88 s. 1986), s. 14-17. -The Sultans Signature. Ýstanbul, Deutsche Guggenheim, 2001, 211 s. Hattat Rýfat Yazgan Canlý Tarihler/IV. Ýstanbul, Türkiye Yayýnevi, 1946, s. 3-8. -Calligraphies Ottomanes. Ýstanbul, Reunion Des Musees Nationaux, 2000, 204 s. HATTATOÐLU, Muhittin. Ýstanbul Silivrikapýda Topçubaþý Bâlâ Süleyman Aða Mimarî Manzûmesi, Vakýflar Dergisi. 4, 1958, s. 183-191. -Osmanlý Hat Sanatý. Ýstanbul, Deutsche Guggenheim, 2001, 211 s. -Sabancý Üniversitesi Sakýp Sabancý Müzesi Hat Koleksiyonundan Seçmeler. Ýstanbul Akbank, 2002, 272 s. -Hâþim Efendi, Mehmed, DÝA, XVI, s. 408-409. HUART, Clement. Les Calligraphes et Les Mini aturistes de Lorient Musulman. Paris, Ernest, Leroux, Editer, 1908, 388 s. -Türk Hat Sanatý: Ýncelîkleri ve Bediî Deðerleri, Arýþ, sy. III (Aralýk 1997), s. 54-67. Hurûf (Sergi Kataloðu). Dubai, Abdurrahman b. Uveys Vakfý Yayýný, 2003. -Ýsmâil Zühdü, Yeni, DÝA, XXIII, s. 125-126. HÜSEYÝN HÂÞÝM. Zamanýmýzdaki Hattâtîne Dâir, Osmanlý Ressamlar Cemiyeti Dergisi. 17 Cemâyizel-âhir 1329, No: 6, s. 41-43. - Piyer Loti Kitâbesi ve Talîk Hattýna Dâir Bir Mülâhaza, Kültürü ve Sanatýyla IV. Eyüpsultan Sempozyumu, Tebliðler, 5- 7 Mayýs 2000, Ýstanbul, Eyüp Belediyesi, 2000, s. 278- 283. -Hat, Osmanlý Ressamlar Cemiyeti Dergisi, 1 Safer 1329, No: 2, s. 9- 12. -Osmanlý Celî Hattýnda Klasik Kavramý, Sanat ve Klasik, Nisan 2006, s.11- 38. -Hutût-u Ýslâma Ýnkisâr, Osmanlý Ressamlar Cemiyeti Dergisi. 25 Nisan 1328, No: 12 2. sene s. 106-107. -Medresetül-Hattâtîne Dâir, Prof. Dr. Mübahat S. Kütükoðluna Armaðan. Ýstanbul, Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Osmanlý Müesseseleri ve Medeniyeti Anabilim Dalý, 2006, s. 511- 547. ISSAM el-Said and Ayþe Parman. Geometric Concepts In Islamic Art. World of Islam Festival Publishing Company Ltd. London, 1976, s. 129-134. ÝBNÜLEMÝN (Mahmud Kemal ÝNAL). Son Hattatlar. Ýstanbul, 1955, 837 s. -Hattat Mustafa Râkým Efendi, Dosya, M. Uður DERMAN Arþivi. Ýmlâ Klavuzu. Ankara, Türk Dil Kurumu, 1999, 354 s. DEVELLÝOÐLU, Ferit. Osmanlýca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat. Ankara, Aydýn Kitabevi, 500 s. el-HABÝB, Mustafa. Yazý ile Mimarinin Kaynaþmasý, Görüþ. sy. 12 (Aralýk 1977), s. 38-52 Ýslâm Ansiklopedisi (ÝA) Ýstanbul, Milli Eðitim Bakanlýðý, (I-XIII) (1940-1988). Ýstanbul Ansiklopedisi (Ýst. A). (I-X), Ýstanbul, 19581974. ERDEN, Hasan. Mustafa Râkým ve Hat Sanatýmýz, Pýnar. c. I, sy. 22, Ekim 1973, s. 20-24. KAYAOÐLU, Ý. Gündað, Divitler, Antik Dekor, sy. 5 (1989), s. 50-54. GÖKBÝLGÝN, M. Tayyib. Mustafa Râkým Efendi, Dünya Gazetesi. 30 Mart 1954. KÖKER, Hüseyin Sýdký.Mustafa Ýzzet Efendi, Selâmet. 6, 7, 12 ( Eylül, Ekim 1962, Mart 1963 ) GROHMAN, Adolf. Arabische Palãographýe (I. Teil) Wien, 1967, 154 s. KUÞOÐLU, Mehmet Zeki. Dünkü SanatýmýzKültürümüz. Ýstanbul, Ötüken, 1994, 188 s. GULAM, Yousif Mahmud. The Art of Arabic Calligraphy. Arap Cultural Center, 1982, 464 s. KÜTÜKOÐLU, Mübahat S. Osmanlý Belgelerinin Dili (Diplomatik). Ýstanbul, Kubbealtý, Neþriyatý, 1994, 605 s. HABÝB. Hat ve Hattâtân. Ýstanbul, 1305, 285 s. -Tarih Araþtýrmalarýnda Usûl. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1997, 182 s. HAKKÂKZÂDE, Mustafa Hilmi. Mîzânül-Hat. Millet Kütüphanesi, Ali Emîri Efendi Koleksiyonu, Tarih Bölümü No: 812. MANSOUR, Nassar. The Ijaza in arabic Calligraphy. 104 HAT SANATI Amman, Dar Majdalawi, 2000, 240 s. s. 280-285. Melek Celâl. Þeyh Hamdullah. Ýstanbul, 1948, 16 s.+26 Resim. SELAHADDÝN el-Müneccid. Dirâsât Fî Târihil-HattilArabî. Beyrut, Darul-Kitâbil- Cedîd, 1972, 150 s. MERÝÇ, Rýfký Melûl. Ýslâm Yazýsýnýn Menþei ve Ýntiþârý. (Derleyen: Cüneyd Emiroðlu, Ýslâm Yazýsýna Dâir), Ýstanbul, Sebil Yayýnevi, 1977, s. 101-126. -Yâkut el-Mustasýmî. Dârul-Kitâbil-Cedîd, 1985, Beyrût, 79 s. SERÝN, Muhittin. Hat Sanatýmýz. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1982, 136 s. MORITZ, B. Arap Yazýsý, Ýslâm Ansiklopedisi (ÝA) c.I, Ýstanbul, Milli Eðitim Bakanlýðý, 1993, s. 498-512. -Hattat Aziz Efendi. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1988, 119 s. MUSTAKÎMZÂDE, Süleyman Sadeddin. Tuhfe-i Hattâtîn. Ýstanbul, Türk Tarih Encümeni Külliyâtý, 1928, 756 s. -Âhenk, DÝA, c. I, 1988, s. 521-523. ORGUN, Zarif. Tuðra; Tuðralarda el-Muzaffer dâima, duasý ve þah ünvaný, Þehzâde Tuðralarý, Mehmet IInin Tuðra, Ýmzâ ve Mühürleri, Türk Tarih, Arkeologya ve Etnografya Dergisi. sy. 4, 1949, s. 203-220. -Hattat Þeyh Hamdullah. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1992, 203 s. -Kubbealtý Akademisi Kültür ve Sanat Vakfý Ekrem Hakký Ayverdi Hat Koleksiyonu Envanteri, Ekrem Hakký Ayverdi Hatýra Kitabý. Ýstanbul Fetih Cemiyeti, Ýstanbul, 1995, s. 25-54. Osmanlý-Türk Hat Sanatý Koleksiyonu. Yurtbank, 1998, 107 Resim. ÖGEL, Semra. Anadolu Selçuklularýnýn Taþ Tezyînâtý, Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1987. -Kâhire Dârul-Kütübül-Mýsriyyede Osmanlý Hat Sanatýna Âit Eserler, Kubbealtý Akademi Mecmuasý. Yýl: 26, Ekim 1997, sy. 4, s. 49-62. ÖZ, Tahsin. Topkapý Sarayýnda Fatih Sultan Mehmet II. ye Ait Eserler. Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1953, 39 s. 88 resim. -Þevki Efendi'nin Sülüs Nesih Meþk Murakkaý. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1996. Özçay (Sergi Kataloðu). Dubai, Abdurrahman b. Uveys Vakfý Yayýný, 2004. -Kazasker Mustafa Ýzzet Efendi'nin Sülüs ve Nesih Meþk Murakkaý. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1996. ÖZEN, Mine Esiner. Yazma Kitap Sanatlarý Sözlüðü. Ýstanbul, 1985, 91 s. -Hulûsî Efendi'nin Ta'lik Meþk Murakkaý. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1999. ÖZSAYINER, Zübeyde Cihan. Mahmud Celaleddin Efendi Tarihi, Kültürü ve Sanatýyla VI. Eyüpsultan Sempozyumu (10- 12 Mayýs 2002), Tebliðler, Ýstanbul, Eyüp Belediyesi, 2003, s. 342- 347. -Hat Sanatý ve Meþhur Hattatlar. Ýstanbul, Kubbealtý Akademisi Kültür ve Sanat Vakfý, 1999, 327 s. -Ekrem Hakký Ayverdi Þahsiyeti ve Hat Koleksiyonu (1899-1984), Kubbealtý Ekrem Hakký Ayverdi Koleksiyonundan Seçmeler Sergisi. Ýstanbul, Sadberk Haným Müzesi, 2000, s. 2000. -Yöresel Hattatlarýmýzdan Mehmet Nuri Sivasî, V. Milletlerarasý Türk Halk Kültürü Kongresi, Ankara, Kültür Bakanlýðý, ts, s.340- 342. -Hat Sanatý ve Meþhur Hattatlar. Ýstanbul, Kubbealtý Akademisi Kültür ve Sanat Vakfý, 2003, 383 s. PAKALIN, M. Zeki.Osmanlý Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüðü (I-III). Ýstanbul, Milli Eðitim Bakanlýðý, 1946. SERTOÐLU, Midhat. Osmanlý Tarih Lûgatý. Ýstanbul, Enderun Kitabevi, 1986. RADO, Þevket. Türk Hattatlarý. Ýstanbul, Yayýn Matbaacýlýk, ts. (1984), 303 s. Seyyid Mehmed Mecdî. Sülüs Yazýsý Rehberi. (nþr. Mustafa Necâtüddin) ts. Medîne-i Münevvere, 42 s. REVNAKOÐLU, C. Server. Hattat Mustafa Râkým (Dosya) Dîvan Edebiyâtý Müzesi. Dosya No: 38. SUBAÞI, M. Hüsrev. Hattat Osmanlý Padiþahlarý. Ýstanbul, Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sonçað Tarihi Kürsüsü (Yayýmlanmamýþ Mezuniyet Tezi), 1977, 86 s. , 7 ref. SALTUK, Ahmed Süreyya. Ýslâmî Yazýlarda Âhenk, ÝTA. I, 1941, s. 154. -Osmanlýlarda Sanayi-i Nefîse ez-Cümle Hutût-u Bedîa, Sýrât-ý Mustakîm, 14 Muharrem 1329, c. 7, sy. 174, 105 HAT SANATI -Hattat Osmanlý Padiþahlarý, Osmanlý, c. XI, Ankara, Yeni Türkiye Yayýnlarý, 1999, s. 52-60. -Mart Ayýnda Kaybettiðimiz Üç Büyük Sîma: Râkým, Âkil Muhtar, Ali Rýza, Cumhûriyet Gazetesi. 16 Mart 1951. -Aytaç, Hamit, Türkiye Diyanet Vakfý Ýslâm Ansiklopedisi (DÝA), Ýstanbul, Türkiye Diyanet Vakfý, 1991, c. IV, s. 287-289. - Hattat Ýsmail Zühdü Efendi, 50 Sanat Sever Serisi 1. Ýstanbul, 1953, 2 s. - Hattat Mustafa Râkým Efendi, 50 Sanat Sever Serisi 3. Ýstanbul, 1953, 2 s. SUYOLCUZÂDE, Mehmed Necib. Devhatül-Küttâb. Ýstanbul, Güzel Sanatlar Akademisi Neþriyatý, 1942, 160 s. - Türk Yazý Çeþitleri. Ýstanbul, Yeni Laboratuvar Yayýnlarý, 1953, 44 s. SÜHEYLE YASÝN, el-Cubûri. Aslul-Hattil-Arabî ve Tatavvuruhu Hattâ Nihayeti'l-Asri'l-Emevî. Matbaatul-Edîb, el-Baðdad, 1977, 184 s. -Ýsmail Zühdî ve Mustafa Râkým, Hamsi, sy. 9, 1955, s. 6-9. ÞANÝZÂDE, Mehmed Atâullah Efendi. Þânizâde Tarihi (I-IV). Cerîde-i Havâdîs Matbaasý, 1873. -Hattat Mustafa Râkým, Sebîlürreþâd, c. IX, sy. 203, 1955, s. 47- 48. ÞEHSUVAROÐLU, Halûk Y. Hattat Mustafa Râkým, Cumhuriyet Gazetesi. 12.9.1955, (Ayný makale: Sebilürreþad. c. IX, sy. 204, 1955.) -Hattat Ahmet Karahisari. Ýstanbul, 1964, 13 s.+71 Resim. -Zat-ý Sâmîlerini Ziyâret, Kök. cilt, 2, sy. 14, Nisan 1982, s. 41-43. TAÞKALE, Faruk- GÜNDÜZ, Hüseyin. Hat Sanatýnda Hilye-i Þerîfe. Ýstanbul, Antik AÞ. Yayýnlarý, 2005, 300 s. - A. Süheyl ÜNVERin Ýstanbulu. Ýstanbul, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Kültür Ýþleri Daire Baþkanlýðý Yayýnlarý, 1996, 249 s. The International Exhibition of The Arabic Calligraphy. 2005, Goverment of Dubai-Department of Tourism and Commerce Marketing-Researc Centre for Islamic History, Art and Culture. S. 26-27. - Sevdiðim Ýstanbul, Ýstanbul, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Kültür Ýþleri Daire Baþkanlýðý Yayýnlarý, 1996, 53 s. TÜFEKÇÝOÐLU, Abdülhamit. Erken Devir Osmanlý Mimarîsinde Yazý, Ankara, Kültür Bakanlýðý, 2001, 768 s. -Hattat Mustafa Râkým Efendi", SK. Süheyl Ünver Baðýþ Dosyalarý. No: 84. Türk-Ýslâm Eserleri Müzesini Ziyâret, Selâmet. sy. 50 (30 Nisan 1948), s. 6, 7, 15. -Türk Kalemtýraþçýlarý, Yücel, Ýlkkânun 1937, s. 167-173. Türkçe Sözlük (I-II). Ankara, Türk Dil Kurumu, 1998. YAZIR, Mahmud Bedreddin -Yazýda Âhenk, ÝTA/I. No: 35, 30 Mayýs 1942, s. 2-3. Türkiye Diyanet Vakfý Ýslâm Ansiklopedisi (DÝA). (I- ), Ýstanbul, (1988- ) -Medeniyet Âleminde Yazý ve Ýslâm Medeniyetinde Kalem Güzeli. Ankara, DÝB, (I-III), I/1972, II/1974, III/1989. ULUNAY, Refiî Cevad, Hatâ Düzelir, Milliyet, 08. 07. 1959 -Eski Yazýlarý Okuma Anahtarý. Ankara, Vakýflar Genel Müdürlüðü, 1978, 284 s. - Ýnandý Teres, Milliyet, 17-18 Eylül 1961. UNAT, Fâik Reþit. Hicrî Tarihleri Mîlâdî Tarihe Çevirme Klavuzu. Ankara, TTK, 1988, 175 s. UZUNÇARÞILI, Ýsmail Hakký. Tuðra ve Pençeler, Belleten. sy. 17-18, 1941, s. 101-157. -Osmanlý Devletinin Ýlmiye Teþkilâtý. Ankara, TTK, 1984, 349 s. ÜNVER, A. Süheyl. Ressam Üsküdarlý Ali Rýza (Hayatý ve Eserleri 1858- 1930), Ýstanbul, 1949, 14 s. -Hattat Mustafa Râkým Efendi, Tarih Dünyasý. sy. 7, Temmuz 1950, s. 271- 275. 106 HAT SANATI VIII. BÖLÜM HAT SANATINDAN ÖRNEKLER 107 HAT SANATI Resim 114- Hattat Hâmid Aytaç hattýyla sülüs nesih bir kýta. (Tezhib: Fatma Özçay) 108 HAT SANATI Resim 115- Hattat Halim Beye ait Azapkapý Sokollu Camii kubbe yazýsý. Resim 116- Süleymaniye Camii kubbe ve aslan göðüslerinde bulunan yazýlar. 109 HAT SANATI Resim 117- Kazasker Mustafa Ýzzet Efendinin Ayasofya kubbesinde bulunan yazýsý. Resim 118- Hattat Hâmid Aytaç hattýyla Eyüp Sultan Camii kubbe yazýsý. 110 HAT SANATI Resim 119- Hattat Halim Beyin Ankara Maltepe Camii kubbe yazýsý. Resim 120- Ýsmail Hakký Altunbezer hattýyla Beyoðlu Hüseyinaða Camii kubbe yazýsý. 111 HAT SANATI Resim 121- Günümüz hattatlarýndan Osman Özçaya ait sülüs bir levha. (Tezhib: Emel Türkmen; Abdurrahman el-Uveys Koleksiyonu - Dubai) 112 HAT SANATI Resim 122- Fatih Camii avlu penceresi üzerinde Hattat Yahya Sûfiye ait celî sülüs kûfi yazý. Resim 123- Beþiktaþ, Küçükmecidiye Camii avlu kapýsý üzerinde hattat Kazasker Mustafa Ýzzet Efendiye ait celî tâlik kitâbe. 113 HAT SANATI Resim 124- Günümüz hattatlarýndan Osman Özçaya ait celî sülüs istifli besmele. (Muhammed el-Murr Koleksiyonu - Dubai) Resim 125- Hattat Sâmi Efendinin Çemberlitaþ Atikalipaþa Camii giriþi üzerindeki celî sülüs kitabesi. 114 HAT SANATI Resim 126- Hattat Osman Özçay hattýyla celî sülüs levha. (Tezhib: Gamze Yorgancý; Dr. Enver Gargaþ Koleksiyonu - Dubai) Resim 127- Hattat Osman Özçayýn, Mehmed Nazif Beyden naklen yazdýðý celî sülüs levha. (Tezhib: Ayten Tiryaki; Ali Demirel koleksiyonu) 115 HAT SANATI Resim 128- Hattat Osman Özçayýn, Hâmid Aytaçtan naklen yazdýðý celî sülüs müsenna yazýsý. (Tezhib: Gamze Yorgancý; Muhammed el-Murr Koleksiyonu - Dubai) Resim 129- Hattat Osman Özçayýn celî sülüs besmelesi. 116 HAT SANATI Resim 130- Hattat Osman Özçayýn celî sülüs levhasý. (Muhammed el-Murr Koleksiyonu - Dubai) Resim 131- Hattat Osman Özçay hattýyla celî sülüs levha. (Muhammed el-Murr Koleksiyonu - Dubai) 117 HAT SANATI Resim 132- Hattat Osman Özçayýn celî sülüs müsennâ levhasý. (Osman Þerif Koleksiyonu - Dubai) 118 HAT SANATI Resim 133- Hattat Osman Özçayýn celî sülüs müsennâ levhasý. (Tezhib: Hasan Türkmen; Abdurrahman el-Uveys Koleksiyonu - Dubai) Resim 134- Hattat Sâmi Efendinin Zerendud celî sülüs levhasý. 119 HAT SANATI Resim 135- Kazasker Mustafa Ýzzet Efendinin celî sülüs levhasý. Resim 136- Hattat Mehmed Nazîf Efendinin zerendud celî sülüs levhasý. (Topkapý Sarayý Hýrka-i Saadet Dairesi) 120 HAT SANATI Resim 137- Hattat Ýhsan Efendinin celî sülüs bir levhasý. (Þiþli Camii Vakfý koleksiyonu) Resim 138- Ayasofya Camiinden Sultanahmed Camiine nakledilen hattat Mehmed Hulûsi Efendinin zerendud celî tâlik levhasý. Resim 139- Sultan II. Mahmud imzalý celî sülüs levha. (Topkapý Sarayý Hýrka-i Saadet Dairesi) 121 HAT SANATI Resim 140- Hattat Þefik Beyin Zerendûd celî sülüs levhasý. (Bâlâ Süleyman Aða Camii). Resim 141- Hattat Þefik Beyin Zerendûd celî sülüs levhasý. (Bâlâ Süleyman Aða Camii.) Resim 142- Hattat Yesârizadenin celî tâlik hattýyla yazdýðý Bahçekapý I. Abdülhamid Medresesi kitâbesi. 122 HAT SANATI Resim 143- Hattat Kazasker Mustafa Ýzzet Efendinin sülüs nesih hilyesi. 123 HAT SANATI Resim 144- Hattat Mustafa Halim Özyazýcýnýn bilinen tek hilyesi. (Tezhib: Hasan Türkmen) 124 HAT SANATI Resim 145- Hattat Hâfýz Vahdetî Efendi hattýyla sülüs nesih hilye. (Galata Mevlevîhanesi Müzesi) 125 HAT SANATI Resim 146- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý. (Bu yazýlarýn tümü 2003 yýlýnda yapýlan restorasyonda silinmiþtir.) Resim 147- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý. Resim 148- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý. Resim 149- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý. Resim 150- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý. Resim 151- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý. Resim 152- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý. Resim 153- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý. 126 HAT SANATI Resim 154- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý. Resim 155- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý. Resim 156- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý. Resim 157- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý. Resim 158- Beþiktaþ Sinanpaþa Camiinde h. 1395 tarihli ve Râgýp Torun imzalý pencere üstü yazýsý. Resim 159- Hattat Þefik Beyin talebesi Alaaddin Beyin Beþiktaþ Sinan Paþa Camii pencere üstünde bulunan yazýsý. Resim 160- Beþiktaþ Sinanpaþa Camiinde h. 1395 tarihli ve Râgýp Torun imzalý pencere üstü yazýsý. 127 HAT SANATI Resim 161- Hattat Osman Özçayýn celî sülüs - sülüs levhasý. (Abdurrahman el-Uveys Koleksiyonu - Dubai) Resim 162- Hattat Osman Özçayýn celî sülüs ve sülüs karalamasý. (Muhammed el-Murr Koleksiyonu - Dubai) Resim 163- Hattat Osman Özçayýn celî sülüs Besmelesi. (Tezhib: Arda Çakmak; Dr. Enver Gargaþ Koleksiyonu - Dubai) 128 HAT SANATI Resim 164- Hattat Þefik Beyin zýrnýkla hazýrladýðý celî sülüs levha kalýbý. (Savaþ Çevik koleksiyonu). Resim 165- Hattat Osman Özçayýn celî sülüs levhasý. (Tezhib: Neslihan Çakmak; Osman Þerif Koleksiyonu - Dubai) 129 HAT SANATI Resim 166- Günümüz hattatlarýndan Osman Özçayýn celî sülüs müsennâ levhasý. (Tezhib: Fatma Özçay; Abdurrahman el-Uveys Koleksiyonu - Dubai) Resim 167- Hattat Osman Özçayýn istifli sülüs levhasý. (Tezhib: Fatma Özçay) 130 HAT SANATI Resim 168- Günümüz hattatlarýndan Osman Özçayýn celî sülüs levhasý. (Dr. Enver Gargaþ Koleksiyonu - Dubai) 131 HAT SANATI Resim 169- Hattat Halim Özyazýcýnýn sülüs Âyetül-Kürsî levhasý. (Tezhib: Hasan Türkmen) 132 HAT SANATI Resim 170- Hattat Halim Beyin istifli celî sülüs besmelesi. Ýmza kýsmýnda Halim Bey, Hamid Beyin talebesi olduðunu belirtmiþtir. (Ýsmail Yazýcý Koleksiyonu) 133 HAT SANATI Resim 171- Sivas Burûciye Medresesinde devrinin özelliðini yansýtan celî sülüs ve kûfi yazýlar. Resim 172- Ayasofya Camii içerisindeki hattat Kazasker Mustafa Ýzzet Efendiye ait celî sülüs levhalar. 134 HAT SANATI Resim 173- Hattat Aðakapýlý Ýsmail Efendiye ait Fatih Feyzullah Efendi Medresesi (bugünkü Millet Kütüphanesi) kapýsý üzeri celî sülüs kitâbe. Resim 174- Durmuþzâde Ahmed Efendiye ait Fatih Feyzullah Efendi Medresesi (bugünkü Millet Kütüphanesi)ne bitiþik çeþme üzeri celî tâlik kitâbe. Resim 175- Hattat Ýsmail Hakký Altunbezer hattýyla Hüseyin Âgah Beyin celî sülüs mezar taþý kitâbesi. (Sultan II. Mahmud Türbesi Hazîresi) 135 HAT SANATI Resim 176- Hattat Mustafa Kütâhiye sülüs nesih Hilye-i Þerîf. 136 HAT SANATI Resim 177- Hattat Bakkal Ahmed Ârif Efendiye ait sülüs nesih Hilye-i Þerîf. 137 HAT SANATI Resim 178- Beþiktaþ, Orhaniye Kýþla Camii kýble duvarý üzerinde kûfi pano. Resim 179- Topkapý Sarayý Müzesi, Seferli Koðuþunun Reîsül-hattâtîn Ahmed Kâmil Akdik hattýyla celî sülüs kitâbesi 138 HAT SANATI Resim 180- Mehmed Hulûsi Efendinin celî sülüs levhasý. (Galata Mevlevîhânesi Müzesi) Resim 181- Hattat Osman Özçayýn Mehmed Nazif Beyden naklen yazdýðý celî sülüs levha. (Tezhib: Fatma Özçay; Ali Demirel Koleksiyonu) 139 HAT SANATI Resim 182- Hattat Fehmi Efendinin sülüs nesih hilyesi. 140 HAT SANATI Resim 183- Hattat Mahmud Celâleddin Efendinin sülüs nesih hilyesi. 141 HAT SANATI Resim 184- Günümüz hattatlarýndan Mehmet Özçayýn sülüs nesih hilyesi. (Tezhip: Necati Sancaktutan; Hususi Koleksiyon - Ýstanbul) 142 HAT SANATI Resim 185- Yesârizâde Mustafa Ýzzet Efendinin zerendûd tâlik hilyesi. (Galata Mevlevîhânesi Müzesi.) 143 HAT SANATI Resim 186- Hattat Hâfýz Vahdetî Efendiye ait Hz. Peygamberin on mûcizesinin anlatýldýðý levha. 144 HAT SANATI Resim 187- Hattat Mehmet Özçaya ait sülüs nesih bir hilye. (Osman Þerif Koleksiyonu - B.A.E.) 145 HAT SANATI Resim 188- Hattat Ýsmail Hakký Altunbezerin Üsküdar Þemsipaþa Camii kubbe, kuþak ve cami takýmý yazýlarý. Resim 189- Günümüz hattatlarýndan Ali Toya ait bir levha. Ýstanbul muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan ve onu fetheden ordu ne güzel ordudur. (Hz. Muhammed s.a.v.) 146 HAT SANATI Resim 190- Hattat Bakkal Ahmed Ârif Efendinin celî sülüs-sülüs hilyesi. 147 HAT SANATI Resim 191- Hattat Muhsinzâde Abdullah Beyin oðlu Mehmed Rahmi Beyin celî sülüs levhasý. (Emin Barýn Koleksiyonu) 148 HAT SANATI Resim 192- Hattat Hasan Rýza Efendinin sülüs nesih hilyesi. 149 HAT SANATI Resim 193- Hattat Þefik Beyin Ýstanbul Üniversitesi giriþ kapýsý üzerindeki celî sülüs kitâbeleri. Üst kýsýmda T.C. rumuzunun bulunduðu mermerin altýnda Hattat Abdülfettah Efendinin Sultan Abdülaziz tuðrasý bulunmaktadýr. Resim 194- Hattat Mustafa Halim Özyazýcýnýn Merkez Efendi Kabristanýndaki bir mezar taþýnda bulunan celî sülüs müsennâ yazýsý. 150 HAT SANATI Resim 195- Hattat Ýsmail Hakký Altunbezerin Beyoðlu Hüseyin Aða Camiinde çini üzerinde bulunan celî sülüs bir yazýsý. Resim 197- Hattat Þeyh Hamdullah Efendinin sülüs nesih bir kýtasý. 151 Resim 196- Hattat Þevki Efendinin Merkez Efendi kabristanýnda bulunan bir mezar taþý üzerindeki celî sülüs yazýsý. HAT SANATI Resim 198- Hattat Mustafa Halim Efendinin kartviziti. (Süleyman Berk Koleksiyonu) Resim 199- Hattat Halim Bey tarafýndan hazýrlanan kartvizit. Resim 200- Hattat Halim Bey tarafýndan hazýrlanan kartvizit. Resim 201- Hattat Ýhsan Bey tarafýndan hazýrlanan kartvizit. Resim 202- Hattat Halim Bey tarafýndan hazýrlanan kartvizit. Resim 203- Hattat Halim Bey tarafýndan hazýrlanan kartvizit. Resim 204- Hattat Halim Bey tarafýndan hazýrlanan kartvizit. Resim 205- Hattat Halim Bey tarafýndan hazýrlanan kartvizit. 152 HAT SANATI Resim 206- Hattat Ahmed Kâmil Akdikin fotoðrafý. (Emin Barýn arþivi) Resim 207- Hattat Ýsmail Hakký Altunbezerin fotoðrafý. (Emin Barýn arþivi) Resim 208- Hattat Mustafa Halim Özyazýcý. (Ýsmet Gülnihal arþivi) 153 HAT SANATI Resim 209- Hattat Hâmid Aytaçýn ressam hattat Turan Sevgili tarafýndan yapýlan portresi. 154 HAT SANATI Resim 210- Hattat Hamid Aytaçýn Þiþli Camii kapýsý üzerinde bulunan celî sülüs müsennâ kitâbesi. Resim 211- Hattat Ýsmâil Hakký Altunbezere ait eski Sultanahmet Cezâevi üzerindeki celî sülüs kitâbe. 155 HAT SANATI Resim 212- Mehmed Þevkî Efendinin celî sülüs Kelime-i Tevhîdi. (Fatih Camii) Resim 213- Fatih Camiinde taþa mahkûk h. 1376 tarihli Hattat Hâmid Aytaç hattýyla celî sülüs fetih hadis-i þerîfi. 156 HAT SANATI Resim 214- Son halife Abdülmecid Efendi hattýyla celî sülüs levha. (Fatih Camii) Resim 215- Muhsinzâde Abdullah Beye ait celî sülüs kitâbe. (Sultanhamam Haci Küçük Camii) 157 HAT SANATI Resim 216- Günümüz hattatlarýndan Mehmet Özçay hattýyla celî sülüs levha. (Tezhib: Gülsüm Gügercin; Ali Demirel Koleksiyonu - Ýstanbul) 158 HAT SANATI Resim 217- Günümüz hattatlarýndan Ali Toya ait Lafzatullah levhasý. 159 HAT SANATI Resim 218- Günümüz hattatlarýndan Ali Toya ait divâni levha. Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sýhhat gibi. Kânûni Sultan Süleyman 160 HAT SANATI Resim 219- Hattat Hamid Aytaç hattýyla sülüs Âyetül-Kürsî. Resim 220- Günümüz hattatlarýndan Ali Toya ait celî talik levha. (Talak Sûresi, 7) 161 HAT SANATI Resim 221- Hattat Abdülfettah Efendiye ait Bursa Ulucamideki celî sülüs müsennâ levhanýn 1940 öncesi görünümü. (Fotoðraf: Mustafa Düzgünman. Muhittin Serin fotoðraf arþivi.) Resim 222- Hattat Abdülfettah Efendiye ait Bursa Ulucamideki celî sülüs müsennâ levha. (Alt kýsýmda bulunan hattat imzasý 1940lý yýllarda siyah boya ile kapatýlmýþtýr.) Resim 223- Sultan II. Mahmud imzalý, malâkâri tekniði ile yapýlmýþ celî sülüs levha. (Bursa Ulucami) 162 HAT SANATI Resim 224- Bursa Ulucamide Þefik Bey hattýyla celî sülüs müsennâ vavlar. Resim 225- Hattat Halim Efendinin Þiþli Camii kubbe yazýsý. 163 HAT SANATI Resim 226- Günümüz hattatlarýndan Ali Toy hattýyla celî tâlik Âyetül-Kürsî levhasý. 164 HAT SANATI Resim 227- Günümüz hattatlarýndan Mehmet Özçaya ait sülüs nesih hilye. (Hususi Koleksiyon - Ýstanbul) 165 HAT SANATI Resim 228- Günümüz hattatlarýndan Mehmet Özçaya ait celî sülüs bir levha. (Tezhip: Fatma Özçay; Merhum A. Aydýn Bolak Koleksiyonu - Ýstanbul) Resim 229- Günümüz hattatlarýndan Mehmet Özçaya ait sülüs nesih bir kýta. (Tezhip: Ayten Tiryaki; Dr. Enver Gargaþ Koleksiyonu - Dubai) 166 HAT SANATI IX. BÖLÜM HATTAT MEHMED ÞEVKÎ EFENDÝNÝN SÜLÜS-NESÝH (TSMK-GY 190/1) ve HATTAT HALÝM ÖZYAZICININ RÝKA MEÞKLERÝ 167 HAT SANATI 168 HAT SANATI 169 HAT SANATI 170 HAT SANATI 171 HAT SANATI 172 HAT SANATI 173 HAT SANATI 174 HAT SANATI 175 HAT SANATI 176 HAT SANATI 177 HAT SANATI 178 HAT SANATI 179 HAT SANATI 180 HAT SANATI 181 HAT SANATI 182 HAT SANATI 183 HAT SANATI 184 HAT SANATI 185 HAT SANATI 186 HAT SANATI 187 HAT SANATI 188 HAT SANATI 189 HAT SANATI 190 HAT SANATI 191 HAT SANATI 192