Untitled - Inexlibris
Transkript
Untitled - Inexlibris
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ Prof. Dr. Güler ARAS Yrd. Doç. Dr. Nuray TEZCAN Yrd. Doç. Dr. Özlem KUTLU FURTUNA Dr. Aslı AYBARS YAYIN NO: 2014-10 İstanbul, 2014 1 2 İSTANBUL TİCARET ODASI Copyright © İTO (İstanbul Ticaret Odası) Tüm haklar saklıdır. Bu yayının hiçbir bölümü, yazarın ve İTO’nun önceden yazılı izni olmaksızın mekanik olarak, fotokopi yoluyla veya herhangi bir şekilde çoğaltılamaz. Eserin bazı bölümleri veya paragrafları, sadece araştırma veya özel çalışmalar amacıyla, yazarın adı ve İTO belirtilmek suretiyle kullanılabilir. ISBN 978-605-137-354-6 (Basılı) ISBN 978-605-137-355-3 (Elektronik) İTO ÇAĞRI MERKEZİ Tel: 444 0 486 İTO yayınları için ayrıntılı bilgi İleri Araştırmalar Koordinatörlüğü Dokümantasyon Birimi’nden alınabilir. Tel : (212) 455 63 29 Faks : (212) 512 06 41 E-posta: ito.yayin@ito.org.tr İnternet: www.ito.org.tr Adres : Reşadiye Caddesi No: 34112 Eminönü-Fatih/İstanbul Odamız yayınlarına tam metin ve ücretsiz olarak internet sitemizden ulaşabilirsiniz. YAYINA HAZIRLIK, BASKI, CİLT Özkaracan Matbaacılık Tel: (212) 515 49 47 Faks: (212) 602 02 10 ozkaracanmatbaacilik@gmail.com www.ozkaracan.com.tr FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 3 4 İSTANBUL TİCARET ODASI Prof. Dr. Güler ARAS Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme bölümü Finans Ana bilim dalında öğretim üyesi olup, 2014-2015 döneminde Georgetown Üniversitesi McDonough School of Business’da (Washington, Amerika) misafir profesör olarak bulunmaktadır. Aras, aynı zamanda YTÜ Finans Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi kuruculuğunu yapmıştır ve bu merkezin direktörlüğünü yürütmektedir. Güler Aras, 2010-2013 döneminde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı olarak görev yapmış, 2006-2011 yılları arasında ise aynı üniversitede Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü görevini yürütmüştür. Aras, 2006 yılından itibaren DeMontfort Universitesinde (İngiltere) misafir profesör olarak, her yıl düzenli olarak seminerler vermiş ve çeşitli uluslararası araştırma projelerini yürütmüştür. Aras aynı zamanda, University Sains Malaysia`da (Penang, Malezya) misafir profesör ve araştırmacı olarak uluslararası ortak çalışmalar yürütmektedir. Güler Aras, uluslararası bir dergi ile Gower ve Emerald tarafından yayınlanan üç ayrı uluslararası kitap serisinin editörlüğünü yapmakta, birçok uluslararası akademik derginin yayın kurulunda bulunmakta, uluslararası ve ulusal çok sayıda konferansın başkanlığını ve sürekli bilim kurulu üyeliğini yürütmektedir. Güler Aras’ın; finans, sürdürülebilirlik, kurumsal yönetim, kurumsal sosyal sorumluluk, bankacılık, sermaye piyasası, kurumsal yatırımcılar, stratejik sektör çalışmaları alanlarında yayınlanmış 11’i uluslararası olmak üzere 21 kitabı, çok sayıda uluslararası kitapta bölümü, uluslararası ve ulusal makaleleri ve tebliğleri olmak üzere 200’den fazla eseri bulunmaktadır. Aras’ın önemli yayınlarından birisi 2009 yılında Gower tarafından İngiltere’de yayınlanan “Durable Corporation; Strategy for Sustainable Business” olup son kitaplarından bir diğeri ise ‘Governance and Social Responsibility; International Perspectives,’ 2012 yılı Ocak ayında Palgrave McMillan tarafından yayınlanmıştır. Aras`ın son çalışması olan Sustainable Markets FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 5 for Sustainable Business: A Global Perspective for Business and Financial Markets adlı kitabı yayın aşamasındadır. Aras, aynı zamanda çok sayıda mesleki organizasyonun, araştırma merkezinin kurucu üyesi ve yönetim kurulu üyesidir. Ayrıca Uluslararası Finansal Yönetim Enstitüsü - IMA Turkish Chapter - kurucu üyesidir ve enstitünün başkanlık görevini yürütmüştür. Birçok ulusal ve uluslararası konferansta misafir konuşmacı olarak yer alan Aras, aynı zamanda çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarının çalışma komisyonlarında üye olarak görev yapmaktadır. Yrd. Doç. Dr. Nuray TEZCAN Haliç Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde 2005-2009 döneminde araştırma görevlisi olarak çalışmıştır. 2009 yılından bu yana aynı üniversitede öğretim üyesi olarak görevini sürdürmektedir. 1998 yılında Mimar Sinan Üniversitesi İstatistik Bölümü’nden, 2002 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Yönetimi yüksek lisans programından, 2009 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sayısal Yöntemler doktora programından mezun olmuştur. Çalışma alanları; parametrik ve parametrik olmayan regresyon analizi, çok değişkenli istatistiki yöntemler, sınırlandırılmış bağımlı değişkenlerdir. Tezcan, farklı üniversitelerde ve çeşitli alanlardan araştırmacılarla birlikte ulusal ve uluslararası ortak çalışmalar gerçekleştirmektedir. Yrd. Doç. Dr. Özlem KUTLU FURTUNA Yıldız Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe Finansman Anabilim dalında 2005 yılında Araştırma Görevlisi olarak göreve başlamıştır. 2013 yılında Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Muhasebe ve Finansman doktora programını tamamlayarak doktor unvanını almıştır. 2014 yılı itibariyle Yıldız Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görevini sürdürmektedir. 6 İSTANBUL TİCARET ODASI Öğr. Gör. Dr. Aslı AYBARS 2007-2010 yılları arasında Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünde Araştırma görevlisi olarak çalışan Aybars, 2010 yılından itibaren bu görevine Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü Muhasebe Finansman Anabilim dalında devam etmiştir. 2013 yılında Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Muhasebe ve Finansman doktora programını tamamlayıp, doktor unvanını alan Aybars, Marmara Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi Doktor olarak görevine devam etmektedir. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 7 İÇİNDEKİLER Kısaltmalar Li̇ stesi̇ ............................................................................................. 11 Tablolar Li̇ stesi̇ .................................................................................................. 13 Şeki̇ ller Li̇ stesi̇ ................................................................................................... 16 Grafi̇ kler Li̇ stesi̇ ................................................................................................. 17 Sunuş.................................................................................................................. 19 Önsöz................................................................................................................. 21 Yöneti̇ ci̇ Özeti̇ .................................................................................................... 23 Executive Summary........................................................................................... 28 Gi̇ ri̇ ş................................................................................................................... 33 Bölüm 1............................................................................................................. 35 1. Kavramsal Çerçeve ve Hukuki Altyapı...................................................... 36 1.1. İnovasyon Tanımı................................................................................ 36 1.2. İnovasyon Çeşitleri.............................................................................. 38 1.3. Sınaî Mülkiyet Hakkı.......................................................................... 41 1.4. Ar-Ge Faaliyetleri................................................................................ 46 1.5. Ar-Ge Merkezi..................................................................................... 48 1.6. Ar-Ge İle İnovasyon Arasındaki İlişki................................................. 50 1.7. Hukuki Altyapı.................................................................................... 50 8 İSTANBUL TİCARET ODASI Bölüm 2............................................................................................................. 53 2. Türkiye’deki Ar-Ge Faaliyetlerinin Gelişimi ve Uygulanan Teşvikler... 54 2.1.Ar-Ge Faaliyetlerinin Gelişimi............................................................. 54 2.2. Ar-Ge Faaliyetlerine Uygulanan Destek ve Teşvikler......................... 64 2.2.1. TÜBİTAK Tarafından Sağlanan Destekler................................ 65 2.2.2. TTGV Tarafından Sağlanan Destekler...................................... 66 2.2.3. KOSGEB Tarafından Sağlanan Destekler................................ 67 2.3. KOBİ’lere Verilen Teşvikler................................................................ 68 Bölüm 3............................................................................................................. 75 3. İnovasyonu Etkileyen Temel Faktörler...................................................... 76 3.1. Firma Ölçeğinin İnovasyona Etkisi..................................................... 76 3.2. Sektörel Farklılaşmanın İnovasyona Etkisi......................................... 79 3.3. Yabancı Sermayenin İnovasyona Etkisi.............................................. 80 3.4. Halka Açık Firmalarda Farklılaşma..................................................... 81 3.5. İnovasyon Türleri ve Firma Birliklerinin İnovasyona Etkisi.............. 83 Bölüm 4............................................................................................................. 87 4. Dünyada ve Türkiye’de Seçilmiş İnovasyon Göstergeleri....................... 88 4.1. Küresel İnovasyon Endeksi................................................................. 89 4.2. AB İnovasyon Birliği Çalışması.......................................................... 93 4.3. İnovasyon Kapasitesi Endeks Değerleri.............................................. 98 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 9 4.4. Küresel Rekabetçilik Raporu............................................................. 100 4.5. Dünyada Sınai Mülkiyet Hakları Açısından İnovasyon.................... 106 4.6. KOBİ’lerin Ar-Ge ve İnovasyon Kapasitesi ................................... .110 4.7. Türkiye’de Seçilmiş İnovasyon Göstergeleri.................................... 112 4.8. Türkiye’de İSO 500 Şirketlerinin Yenilik Yaratma Gücü................. 124 Bölüm 5........................................................................................................... 129 5. Reel Sektör Firmalarında AR-GE ve Finansal Performans İlişkisinin Analizi............................................................................................ 130 5.1. İnovasyon Ölçüm Yöntemleri........................................................... 130 5.2. BİST’de İşlem Gören Reel Sektör Firmaları Üzerine Bir Uygulama................................................................................................. 135 5.2.1.Ortalama Testleri (T Testi) Sonuçları....................................... 139 5.2.2. Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletmelerin Analiz Sonuçları..... 141 5.2.3.Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelerin Analiz Sonuçları............. 144 5.2.4. Analizin Varsayımlarının İncelenmesi.................................... 148 5.3. Analiz Sonuçlarının Değerlendirilmesi............................................. 150 Bölüm 6........................................................................................................... 153 6. Türkiye’nin Ar-Ge ve İnovasyon Performansının Stratejik Analizi............................................................................................................. 154 6.1. Ar-Ge ve İnovasyon Performansının Stratejik Açıdan Değerlendirilmesi..................................................................................... 155 6.1.1. Ar-Ge ve İnovasyona İlişkin Temel Sorunlar.......................... 155 10 İSTANBUL TİCARET ODASI 6.1.2. Ar-Ge ve İnovasyona İlişkin Olumlu Yönler.......................... 159 6.1.3. Ar-Ge ve İnovasyona İlişkin İyileştirici Öneriler ile Politikalar.......................................................................................... 160 6.2. Ar-Ge ve İnovasyon Performansına Yönelik Bir Strateji Önerisi..... 162 6.2.1. Mevcut Durum........................................................................ 163 6.2.2. Ar-Ge ve İnovasyona İlişkin Kritik Tespitler.......................... 164 6.2.3. Strateji Geliştirme Hedefi........................................................ 166 6.2.4. Ar-Ge ve İnovasyonda Strateji Formülasyonu........................ 167 6.3. Strateji Hedef Sonuç.......................................................................... 168 Sonuç............................................................................................................... 169 Referanslar..................................................................................................... 174 Ekler................................................................................................................ 182 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ KISALTMALAR LİSTESİ AB: Avrupa Birliği ABD: Amerika Birleşik Devletleri Ar-Ge: Araştırma ve Geliştirme BAE: Birleşik Arap Emirlikleri BAP: Bilimsel Araştırma Projeleri BİST: Borsa İstanbul BTYK: Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu DFİF: Destek ve Fiyat İstikrar Fonu EC: Avrupa Komisyonu EPC: Avrupa Patent Sözleşmesi EPO: Avrupa Patent Ofisi EUROSTAT: Avrupa İstatistik Kurumu GSMH: Gayri Safi Milli Hasıla GSYİH: Gayri Safi Yurtiçi Hasıla IMF: Uluslararası Para Fonu INSEAD: Institut Européen d’Administration des Affaires İSO: İstanbul Sanayi Odası İTO: İstanbul Ticaret Odası KOBİ: Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletme 11 12 İSTANBUL TİCARET ODASI KOSGEB: Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı MÜSİAD: Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği OECD: Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü PCT: Patent İşbirliği Antlaşması TCMB: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası TEYDEB: Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı TPE: Türk Patent Enstitüsü TTGV: Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı TÜBİTAK: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu TÜİK: Türkiye İstatistik Kurumu TÜSİAD: Türk Sanayici ve İşadamları Derneği TOBB: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TZE: Tam Zaman Eşdeğer UN: Birleşmiş Milletler USD: Amerikan Doları WEF: Dünya Ekonomik Forumu WIPO: Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı WTO: Dünya Ticaret Örgütü FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 13 TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1.1. Patent ile Faydalı Model Arasındaki Farklar................................ 44 Tablo 1.2. Sektörlere Göre Ar-Ge Merkezi Sayısı......................................... 49 Tablo 2.1. Ar-Ge ve Yenilik Kapasitesinin Güçlü Olduğu Alanlara İlişkin Temel Göstergeler............................................................................... 56 Tablo 2.2. Patent Tescillerinin Yıllara Göre Dağılımı.................................. 60 Tablo 2.3. Endüstriyel Tasarım Tescillerinin Yıllara Göre Dağılımı............. 61 Tablo 2.4. Marka Tescillerinin Yıllara Göre Dağılımı................................... 62 Tablo 2.5. Faydalı Model Tescillerinin Yıllara Göre Dağılımı..................... 63 Tablo 2.6. KOBİ Ar-Ge Desteklerinin Yıllar İtibariyle Gelişimi................... 69 Tablo 4.1. Küresel İnovasyon İndeksinde Yer Alan Bazı Ülkeler ve Sıralamaları.................................................................................................... 92 Tablo 4.2. Seçilmiş Ülkelerin Avrupa İnovasyon Birliği Puan Cetveli Sonuçları........................................................................................................ 96 Tablo 4.3. Seçilmiş Ülkelerin İnovasyon Kapasitesi Endeks Değerleri........ 99 Tablo 4.4. Seçilmiş Ülkelerin Küresel Rekabet Endeksi Kapsamında İnovasyon Faaliyetlerinin Düzeyi................................................................ 101 Tablo 4.5. Seçilmiş Ülkelerin Küresel Rekabet Endeksi Sonuçları............. 103 Tablo 4.6. Fikri Mülkiyet Hakları Başvurularının Yıllar İtibariyle Dağılımı....................................................................................................... 107 Tablo 4.7. Seçilmiş Ülkelerde KOBİ’lerin Ekonomideki Payı.....................111 14 İSTANBUL TİCARET ODASI Tablo 4.8. Türkiye’deki Girişimlerde İnovasyon Faaliyetlerinin Sektörel Dağılımı......................................................................................... 123 Tablo 4.9. İSO 500 İşletmelerinin 2005-2010 Dönemi Sınai Mülkiyet Başvuru Sayıları........................................................................... 124 Tablo 4.10. Arçelik A.Ş.’nin Yıllar İtibariyle Patent Tescil Sayıları............ 125 Tablo 4.11. İSO 500 Firmalarının 2005-2007 Döneminde Sektörel Bazda İnovasyon Göstergelerine Ait Tescil Sayıları................................... 127 Tablo 4.12. İSO 500 Firmalarının 2008-2010 Döneminde Sektörel Bazda İnovasyon Göstergelerine Ait Tescil Sayıları.................................... 128 Tablo 5.1. Bilim, Teknoloji ve İnovasyon Göstergelerinin Tarihsel Gelişimi........................................................................................................ 131 Tablo 5.2. BİST’de Yer Alan İşletmelerin Sektörlere Göre Dağılımı......... 136 Tablo 5.3. Çalışmada Kullanılan Finansal Oranlar..................................... 137 Tablo 5.4. Çalışmada Kullanılan Finansal Oranlara Ait Tanımsal İstatistikler.................................................................................................... 138 Tablo 5.5. Ar-Ge Harcamasına Göre İşletmelerin Dağılımı....................... 139 Tablo 5.6. Ar-Ge Harcamasına Göre İşletmelerin Sektörel Dağılımı.......... 140 Tablo 5.7. İşletmelerin Finansal Oranlara Göre Karşılaştırılması............... 141 Tablo 5.8. Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletmelere Ait Faktör Analizi Sonuçları...................................................................................................... 142 Tablo 5.9. Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletmelere Ait Regresyon Analizi Sonuçları (Aktif Karlılığı)............................................................... 143 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 15 Tablo 5.10. Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletmelere Ait Regresyon Analizi Sonuçları (Satış Karlılığı).............................................................. 144 Tablo 5.11. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelere Ait Faktör Analizi Sonuçları...................................................................................................... 145 Tablo 5.12. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelere Ait Regresyon Analizi Sonuçları (Borsa Performansı).................................................................... 146 Tablo 5.13. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelere Ait Regresyon Analizi Sonuçları. (Aktif Karlılığı)........................................................................... 147 Tablo 5.14. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelere Ait Regresyon Analizi Sonuçları (Satış Karlılığı)............................................................................ 148 16 İSTANBUL TİCARET ODASI ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil 1.1. İnovasyon Çeşitleri........................................................................ 39 Şekil 1.2. Fikri Hakların Kapsamı................................................................. 41 Şekil 5.1. İnovasyon Endeksinin Hesaplanması......................................... 133 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 17 GRAFİKLER LİSTESİ Grafik 2.1. Proje Başvurularında KOBİ’lerin Yıllar İtibariyle Payı.............. 70 Grafik 2.2. Proje Desteklerinde KOBİ’lerin Yıllar İtibariyle Payı............... 71 Grafik 2.3. Proje Başvurularının Firma Ölçeğine Göre Yıllar İtibariyle Dağılımı......................................................................................................... 72 Grafik 2.4. Proje Desteklerinin Firma Ölçeğine Göre Yıllar İtibariyle Dağılımı......................................................................................................... 73 Grafik 4.1. Seçilmiş Ülkelerin Yerli Patent Başvurularının GSYİH İçerisindeki Payı........................................................................................... 109 Grafik 4.2. Seçilmiş Ülkelerin Yerli Patent Başvurularının Ar-Ge Harcamaları İçerisindeki Payı...................................................................... 110 Grafik 4.3. Dünyada Yapılan Ar-Ge Harcamalarının Yüzdesi..................... 113 Grafik 4.4. Yıllar İtibariyle Ar-Ge Harcamasının GSYİH içindeki payı..... 114 Grafik 4.5. Yıllar İtibariyle Ar-Ge Harcamasının Net Satışlar İçindeki Payı.............................................................................................................. 116 Grafik 4.6. Yıllar İtibariyle Ar-Ge Harcamasının Aktifler İçindeki Payı..... 117 Grafik 4.7. Bölgelere göre Ar-Ge Harcaması............................................... 119 Grafik 4.8. Bölgelere göre Ar-Ge Personeli................................................. 120 Grafik 4.9. İstihdam edilen Onbin Kişiye Düşen Ar-Ge Personeli.............. 120 Grafik 4.10. Türkiye’deki Girişimlerde Çeşitli İnovasyon Faaliyetlerinin Yüzdesi................................................................................ 121 18 İSTANBUL TİCARET ODASI FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 19 SUNUŞ Bir ülkenin ekonomik kalkınmasında Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinin önemi büyüktür. Yeni bir bilginin üretilmesi veya eldeki bilgilerin farklılaştırılarak bir araya getirilmesi, elde edilen verilerin kullanılarak kar elde edici ürün ve hizmetlerin oluşturulması, oluşan ekonomik katma değer ile ülkemizin kalkınmasında ihtiyaç duyduğu en önemli itici güçtür. Gelişme ve ilerlemenin hızlı ve sürekli olduğu dünyamızda gündemi takip edebilmek ve yaşama ayak uydurup yerimizi koruyabilmek için Ar-Ge ve inovasyon önemli ve gereklidir. Bugün dünyada gelişmiş ülkelerin ortak özelliği Ar-Ge yatırımlarının yüksek oluşudur. Özellikle Japonya gibi sınırlı sayıda hammadde ve doğal kaynaklara sahip bir ülkenin 2. Dünya Savaşı sırasında gösterdiği gelişme ArGe’nin kalkınma için ne kadar önemli olduğunun göstergesidir. Son yıllarda firmalarımızın Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına olan duyarlılığının artması ile ülkemizde de ilerlemeden bahsetmek açık bir şekilde mümkündür. Ancak inovasyon konusunda yapılanlar henüz yeterli değildir. Bu kapsamda, ülkemizde faaliyet gösteren işletmelerin inovasyon ve Ar-Ge performanslarının değerlendirilmesi, bu değerlendirmeler sonucunda da politika ve stratejilerin oluşturulması daha da önemli hale gelmiştir. Ar-Ge ve inovasyon konularında işletmelerimize vizyon sağlayacağına inanılan “Firmaların Ar-Ge ve İnovasyon Performansının Stratejik Analizi” isimli yayınımızın üyelerimize ve tüm ilgililere faydalı olmasını diler, çalışmayı gerçekleştiren Prof. Dr. Güler ARAS, Yrd. Doç. Dr. Nuray TEZCAN, Dr. Özlem KUTLU FURTUNA ve Dr. Aslı AYBARS’a teşekkür ederim. Ömer BAL Genel Sekreter 20 İSTANBUL TİCARET ODASI FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 21 ÖNSÖZ Rekabetin arttığı ve sınırların ortadan kalktığı günümüz piyasa koşullarında, sürdürülebilir üretimin temelinde Araştırma – Geliştirme (ArGe) ve inovasyon faaliyetleri bulunmaktadır. Türkiye, bu anlamda son yıllarda farkedilir bir ilerleme kaydetmekle birlikte, gelişme henüz istenilen seviyede değildir. Bu alanda ilerleme sağlamak için, öncelikle mevcut durumun anlaşılarak, Ar-Ge ve inovasyonun önündeki sorunların tespit edilmesi ve sonrasında da uygulanabilir bir stratejik yol haritasının varlığı büyük önem taşımaktadır. Bu çalışma ile amaçlanan, Türkiye’deki inovasyon ve Ar-Ge faaliyetleri ile ilgili mevcut durumu bütün yönleriyle ortaya koyabilmektir. Bu kapsamda, ayrıntılı literatür araştırması, sonrasında halka açık reel sektör firmalarının ArGe performanslarının analizi yapılmış ve ayrıca yapılan yüz yüze görüşmeler yoluyla somut sonuçlara ulaşılmaya çalışılmıştır. Bütün süreçte, inovasyon ile Ar-Ge alanında önde gelen ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin üst düzey yöneticileri ve kamu kurumlarının temsilcileri bu konuda son derece önemli bilgi desteği sağlamıştır. İlgili kurum ve kuruluşların, bilgi ve görüşlerinin en etkili şekilde çalışmaya yansıtılmasında büyük hassasiyet gösterilmiştir. Bu araştırmanın öncesinde araştırmacıların konu ile ilgili yaptığı çok sayıda akademik çalışma ve katıldığı uluslararası konferanslarda elde edinilen bilgiler, çalışmanın geliştirilmesinde ve olgunlaştırılmasında büyük fayda sağlamıştır. Araştırmanın gerçekleşmesinde, bize her türlü desteği veren ilgili kamu kurumlarının temsilcilerine, reel sektörün değerli yöneticilerine ve ayrıca çalışmanın yayın haline getirilmesine verdiği büyük destekten dolayı İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) değerli yöneticilerine teşekkür ederim. 22 İSTANBUL TİCARET ODASI Çalışmanın, ilgili kesimlere ve karar mercilerine ulaşması bu araştırmanın temel amacına tam olarak ulaşması açısından son derece büyük önem taşımaktadır. Bu anlamda, çalışmanın ilgili kesimlerce alınacak kararlara ışık tutmasını dilerim. Prof. Dr. Güler ARAS Georgetown Üniversitesi McDonough School of Business Washington, DC Ağustos 2014 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 23 YÖNETİCİ ÖZETİ Firmaların Ar-Ge ve İnovasyon Performansının Stratejik Analizi “Bir şeyler görürsünüz ve ‘Neden?’ diye sorarsınız. Bense asla orada olmayan bir şeyleri sezerim ve ‘Neden olmasın?’ derim. ” G. Bernard Shaw İ novasyon (yenilik), son yıllarda iş, politika ve akademik çevrelerin tartıştığı en önemli konulardan birisi haline gelmiştir. İnovasyon sadece işletmelerin başarısı için değil, ülke ekonomisi için de son derece önemlidir. Türkiye’de son yıllarda her ne kadar işletme düzeyinde inovasyon faaliyetleriyle ilgili çalışmalar hız kazansa da gelinen noktanın henüz istenilen düzeyde olmadığı açıktır. Mevcut durumun tespit edilerek, yapılması gerekenlerin bilinmesi ve çalışmaların daha ileri düzeye taşınması, gerek işletmeler, gerekse ülke ekonomisi açısından önemli katkılar sağlayacaktır. Bu noktadan hareketle, çalışmada Türkiye’nin dünyadaki yerini görebilmek ve bu alandaki hedeflerine ilişkin değerlendirme yapabilmek için çok sayıda küresel endeks incelenmiş ve Türkiye’nin son yıllarda yakaladığı olumlu büyüme trendine rağmen potansiyelinin çok altında kaldığı gözlenmiştir. • Türkiye, Küresel İnovasyon Endeksi’nde yer alan 142 ülke arasında; 2009 yılında 51. sırada iken, 2012 yılında 74. sıraya gerilemiş ve 2013 yılında ise tekrar 68. sıraya yükselmiştir. • Avrupa İnovasyon Birliği Karnesi Raporu’na göre, 34 Avrupa ülkesinin incelendiği raporda, 2013 yılında, inovasyon karnesi AB ortalamasının oldukça altında olan ülkelerin yer aldığı “iddiasız yenilikçiler” kategorisinde Bulgaristan, Letonya, Litvanya, Romanya ve 24 İSTANBUL TİCARET ODASI Türkiye sıralamanın en sonundaki ülkeleri oluşturmaktadır. • Uluslararası Para Fonu (IMF), Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ve Birleşmiş Milletler’in (UN) ortaklaşa düzenlemiş oldukları, ülkelerin inovasyon kapasitesini ortaya koymak amacıyla oluşturulan 2010-2011 İnovasyon Kapasitesi Endeksi’nde Türkiye 131 ülke arasında 62. sırada yer almaktadır. • Dünya Ekonomik Forumu’nun 1979 yılından itibaren her yıl düzenli olarak hazırladığı Küresel Rekabetçilik Raporu’nda ise 2013 yılında, Türkiye 148 ülke arasında 43. sırada yer almaktadır. Bu sonuçların elbette yapısal bazı nedenleri vardır. Türkiye, 1990 yılında Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın (GSYİH) % 0,32’sini, 2013 yılında ise hala sadece % 0,92’sini Ar-Ge çalışmalarına ayırmıştır. Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 yılı için öngörülen Ar-Ge harcamasının milli gelir içindeki payının % 3’e çıkması hedefinin ise, önümüzdeki yıllardaki yıllık % 18’lik bir artış ile mümkün olacağı belirtilmektedir. Bu hedefe ulaşabilmek için, özellikle reel sektörün çok daha yoğun Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri yürütmesi kaçınılmazdır. Bununla birlikte, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Sektör Araştırmalarına göre imalat sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 3.500 firmanın 1996–2011 dönemine ait bilanço ve gelir tablolarından elde edilen Ar-Ge harcamasının net satışlar içindeki payının, 2011 yılında % 0,31 ve aktifler içindeki payının da % 0,37 olarak son derece yetersiz olduğunu söylemek mümkündür. Çalışmada ayrıca, 180 halka açık reel sektör firmasının 2011 yılına ait verileri kullanılarak bir uygulama gerçekleştirilmiştir. Bu yıl itibariye ArGe harcaması olan 82, Ar-Ge harcaması olmayan 98 firma tespit edilmiş ve bu firmaların hangi finansal göstergelerde farklılaştığı belirlenmiştir. Yapılan analiz sonucunda elde edilen bulgular, Ar-Ge harcamalarının olumlu sonuçlarının uzun vadede firmalarda görülebildiğini göstermektedir. Elde FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 25 edilen bu sonuç aslında reel sektörün Ar-Ge ve inovasyonla ilgili uzun vadeli stratejiler oluşturması gerektiğini göstermektedir. Reel sektörün kısa vadeli sonuç beklemeyip, uzun vadeli stratejilere odaklanması ve bu bilinç ile hareket etmesi son derece önemlidir. Çalışma sürecinde ayrıca, Türkiye’deki inovasyon faaliyetlerinin nasıl yürütüldüğü ve karşılaşılan sorunların tespiti amacıyla, inovasyon ile Ar-Ge alanında önde gelen ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin konuyla doğrudan ilgili üst düzey yöneticileri ve kamu kurumlarının temsilcileri ile mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Yapılan analizler ve mülakatlar sonucunda elde edilen bulgular doğrultusunda, konuya ilişkin temel sorunlar somutlaştırılarak, fırsatların değerlendirilmesine ve sorunların çözülmesine yönelik öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır. Yapılan araştırmalar çerçevesinde, tespit edilen temel sorunları aşağıdaki başlıklar altında özetlemek olanaklıdır: • Teknolojik gelişme ve yeniliklerin yakından takip edilememesi, yaratıcılığı engelleyen yapısal sorunlar nedeniyle geçmişten gelen bir ArGe ve inovasyon stratejisinin olmaması, • Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri için ayrılan fonlar ile kamu kesiminin sağladığı teşviklerin yetersizliği ve sağlanan destekler hakkındaki bilgi eksikliği, • Kamu kesimi, reel sektör ve üniversite işbirliğinin istenilen düzeyde olmaması, • Geleneksel sektörlerden çıkıp teknoloji yoğun ve yüksek katma değer yaratan sektörlere geçişin yavaş olması, • Sermaye yetersizliği nedeniyle inovatif fikirlerin ticarileştirilememesi olarak sıralanabilir. • Türkiye’de her ne kadar sorunların kaynağı büyük ölçüde biliniyorsa 26 İSTANBUL TİCARET ODASI da, bunların çözümlenmesi ve bu alanda hızlı bir gelişme sürecinin başlatılabilmesi hiç de kolay değildir. Bu kapsamlı araştırmanın değerlendirmeleri sonucunda, iyileştirici öneriler olarak aşağıdaki tespitler yapılmıştır: • Ar-Ge ve inovasyonda stratejik odaklanmaya önem verilerek, ekonomik kalkınmada öncelikli sektörler belirlenmelidir. • Sınai mülkiyet haklarının korunması konusundaki düzenlemelerin iyileştirilerek, cezai yaptırımlar uygulanmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır. • Üniversite-reel sektör-kamu kesimi işbirliğinin gerçek anlamda geliştirilmesi için örnek bir model oluşturulması ve farklı ölçekteki firmalar arasındaki işbirliklerinin arttırılması son derece büyük önem taşımaktadır. • Girişimcilik odaklı üniversite ile kamu ve özel araştırma merkezlerinin oluşturulması önemli yarar sağlayacaktır. Yukarıda yer alan öneriler doğrultusunda, ilgili kesimlerin inovasyonun Türkiye ekonomisini yukarıya taşıyacak temel faktörlerin başında olduğunun farkında olmaları ve bu konuda gerekli aksiyonun bir an önce alınması büyük önem taşımaktadır. Özellikle, son yıllarda yatırım ortamının iyileşmesi yönünde gözlenen olumlu gelişmeler bu alandaki ilerlemede önemli rol oynayacaktır. Her ülkenin gelişme sürecinde olduğu gibi, Türkiye’nin de kendi önceliklerine göre bir Ar-Ge ve inovasyon stratejisi belirleme zorunluluğu vardır. Çalışmada yer alan değerlendirmeler ışığında, Türkiye’de Ar-Ge ve inovasyon konusunda önerilen strateji formülasyonunda yer alması gereken konular belirlenmiştir. Bu konular arasında ulusal politikalar ve yapılan stratejik planlar çerçevesinde bölgesel kalkınma planları ile bölgesel inovasyon sistemlerinin oluşturulması yer almaktadır. Ayrıca, yapısal sorunlar için kalıcı önlemler alınarak, kolaylaştırıcı tedbirlerin alınması gerekmektedir. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 27 Ar-Ge ve inovasyonda kamu kesiminin rolü ve gücü çok önemlidir. İnovasyonun altyapısının oluşmasında en önemli unsurların başında kamu kesiminin bu konudaki yaklaşımı gelmektedir. Dünyadaki uygulamalara da bakıldığında kamunun öncülüğünde yapılan düzenlemeler, teşvikler, destekler ile akademinin araştırma gücü küresel rekabet ortamı için uygun bir zemin oluşturmaktadır. Küresel rekabet ortamında ayakta kalabilmenin en önemli faktörü Ar-Ge faaliyetlerine yapılan yatırımlar ve inovasyon düzeyidir. Türkiye’nin bu alanda bekleme ya da yavaşlamaya lüksü yoktur. Türk ekonomisinin kalkınmasındaki önemli rol Ar-Ge ve inovasyondan geçmektedir. Türkiye`nin iddiasız yenilikçi ülkeler kategorisinden çıkarak, orta seviye yenilikçiler ve hatta inovasyon liderleri kategorisine girecek potansiyelinin olduğu unutulmamalıdır. Çalışmanın araştırmacıları tarafından bu alanda üretilen çok sayıda makale ve uluslararası konferans tebliğleri ile elde edilen birikimler yürütülen çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Uzun süren bir çalışma dönemi sonucunda hazırlanmış olan bu araştırmanın konu ile ilgili bütün kesimlere faydalı olmasını dileriz. Prof. Dr. Güler ARAS Georgetown Üniversitesi McDonough School of Business Washington, DC, ABD 28 İSTANBUL TİCARET ODASI EXECUTIVE SUMMARY Strategic Analysis of Innovation and R&D Performances of Companies “Some look at things that are, and ask why. I dream of things that never were and ask why not. ” G. Bernard Shaw I nnovation has become one of the most controversial issues in the business, political, and academic environments during the last few years. Companies’ engagement in innovative behavior has extreme importance not only for the companies themselves, but also for the economy of the countries they belong. Even though innovation at the company level has gained momentum in Turkey during the last decade, the desired level of investment has not been met yet. Determining the innovation agenda would make a significant contribution to the evaluation of the current situation and the improvement of the work done at both the firm and economy level. This study was conducted in this context, and numerous global indices have been analyzed to determine Turkey’s global positioning in innovation and evaluating its recent and future objectives. The situation in Turkey however, has been found to be well below its innovation potential despite the recent progress in this field. • Among the 142 countries listed in the Global Innovation Index, Turkey was ranked as 51st in 2009, regressed to 74th in 2012 and was 68th in 2013. • Based on the European Commission’s Innovation Union Scoreboard, which evaluates 34 European countries, Bulgaria, Latvia, Lithuania, FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 29 Romania, and Turkey are listed at the bottom of the rankings of the modest innovators’ performance group. This group includes countries with innovation scores that are far below the average scores of those in EU. • As reported by the 2010-2011 Innovation Capacity Index, prepared by the collaboration of International Monetary Fund (IMF), Organization for Economic Co-operation and Development (OECD), and United Nations (UN) with an intention to reveal the countries’ innovation capacity, Turkey ranked 62nd among 131 countries. • According to the Global Competitiveness Report, prepared annually since 1979 by World Economic Forum, Turkey ranked 43rd among 148 countries in 2013. The results have certain structural reasons. Turkey allocated 0.32% and 0.92% of its GDP to R&D activities in 1990 and 2013, respectively. The long term objective of allocating 3% of national income to R&D by the year 2023, which marks the centenary of Turkish Republic, has been reported to be possible only with an 18% increase in annual R&D expenditures. The simple fact is that the private sector has helped in achieving this long term objective. Moreover, it must be stated that the ratio of R&D to net sales and R&D to total assets are extremely insufficient. These ratios are reported to be 0.31% and 0.37% respectively, in 2011.This information is based on the statement of financial position and financial performance of 3500 companies, during the 1996-2001 period, from the statistics department of the Central Bank of the Republic of Turkey. As a significant part of this study, an empirical analysis was conducted using data available from 180 companies. As of 2011, where 82 firms were classified as incurring R&D expenses, and 98 firms were detected to avoid R&D investments. These firms were evaluated on the basis of selected financial indicators. The results show that the positive impact from R&D on 30 İSTANBUL TİCARET ODASI the company is a direct function of time. Thus, it is important that the real sector focus on longer term strategies rather than settling for short term results. Additionally, interviews have been conducted with the top managers of companies that are significant players in innovation, the R&D arena, and delegates of public institutions. These interviews reveal how innovation activities are being conducted, and detect the problems encountered in Turkey. Based on these findings, a strategic roadmap has been formulated for the furthering of R&D and innovation in Turkey. Based on the research conducted, the basic problems can be summarized under the following headings: • Lack of adequate harmonization, due to structural problems, that hinder creativity • Lack of vision for long-term R&D and innovation strategy, which slow advanced technological development • Lack of adequate funding for R&D, innovation activities, public incentives, and insufficient knowledge about the funds that are being provided. • Inability to attain the desired level of collaboration among public sector, private sector, and universities. • Slow transition from traditional sectors to technology intensive sectors that generate additional value. • Inability to commercialize innovative ideas due to capital inadequacy. Even though the origins of the problems in Turkey are already known, launching an improvement process to deal with them is not an easy task. Assessment of this comprehensive study provides the following recommendations for improvement: FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 31 • Strategic concentration in R&D and innovation should be emphasized together with the determination of sectors that have national priority for development. • Regulations regarding intellectual property rights should be increased and penal sanctions and identity restrictive precautions should be developed. • A comprehensive and transparent model should be put together to improve the cooperation among the public sector, private sector, and universities. Keeping in mind that achieving collaboration among different scaled companies has the utmost importance. • Launching focused entrepreneurship entitities in universities, public and private research centers will prove to be significantly beneficial. This study clearly demonstrates the importance of innovation for all interested parties as a factor that further develops the Turkish economy. The developments observed in the area of investment environment enhancement in recent years plays a significant role. Turkey must generate a R&D and innovation strategy similar to other nations passing through similar development stages. Depending on the appraisals provided in this study, the issues that need to be sited among Turkey’s R&D and innovation strategy have been determined. Regional development plans and innovation systems emerging from national politics and strategic plans are among these aforementioned issues. Furthermore, permanent cautions for structural problems and facilitating measures should be taken. The public sector’s role and influence is very important for R&D and innovation. The establishment of an innovation infrastructure requires a heavily involved public sector. We see that government incentives and support combined with academic research abroad, sets the tone for a globally competitive innovation ecosystem. 32 İSTANBUL TİCARET ODASI The best way to stay globally competitive is to direct investment into R&D and innovation. Turkey cannot afford to be stagnant in this regard. It should be emphasized that Turkey has the potential to be a moderate innovator. Possibly even one of the leaders of innovation in our time, by moving out of the modest innovators’ group. The foundations of this study rests upon knowledge accumulated by numerous papers written and conferences attended by the participating academicians. This study that has been a long time in the making, and we hope it will beneficial to everybody. Prof. Dr. Güler ARAS Georgetown University, McDonough School of Business Washington DC, USA FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 33 GİRİŞ İnovasyon, son yirmi yılda önemi giderek artan ve çok kullanılan bir kavram haline gelmiştir. Bunun en önemli nedeni, inovasyonun işletme ve ekonomi için katma değer ve fayda sağlayan faktörlerin başında gelmesidir. Özellikle rekabetin hızla arttığı günümüzde işletmelerin sektörlerinde fark yaratarak hayatta kalabilmeleri sürekli gelişmelerini sürdürmeleri ve değişime ayak uydurmaları ile mümkündür. Bu değişim ve gelişim sürecinde, yürütülecek inovasyon faaliyetleri işletmelerin karlılık ve verimliliklerini olumlu yönde etkileyerek piyasa değerlerini de arttırmaktadır. Ülkemizde son yıllarda konu ile ilgili çok sayıda araştırma yapılmış, çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından raporlar hazırlanmıştır. Konunun artan önemi gerek akademiyi, gerekse iş dünyasını bu alanda daha kapsamlı çalışmalar yapmaya yönlendirmiştir. Bununla birlikte henüz inovasyonla ilgili verinin kısıtlı olması bu alanda yapılacak nitelikli çalışmaların önündeki en önemli engeli oluşturmaktadır. Özellikle, işletme düzeyinde konu ile ilgili sistematik verinin bulunmaması yapılan araştırma ve analizleri önemli ölçüde kısıtlamaktadır. Bu çalışmada bu alandaki bilgi eksikliğini gidermek üzere reel sektör firmalarının Ar-Ge ve inovasyon performansının stratejik açıdan analizi yapılmıştır. Çalışma altı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, inovasyon ile ilgili temel kavramlar, inovasyon çeşitleri, Ar-Ge ve inovasyon arasındaki ilişki, sınai mülkiyet hakkı ve hukuki çerçeve ele alınmaktadır. İkinci bölümde; öncelikli olarak ülkemizde Ar-Ge faaliyetlerinin gelişimi aktarılmış ve Ar-Ge harcamasının çıktıları olarak kabul edilen patent, faydalı model gibi tescil yoluyla elde edilen kazanımların yıllara göre dağılımlarına yer verilmiştir. Ayrıca bu bölümde Ar-Ge faaliyetlerine verilen teşvikler ve sağlanan destekler yer almaktadır. 34 İSTANBUL TİCARET ODASI Üçüncü bölümde; firma ölçeği, sektörel farklılaşma, yabancı sermayenin varlığı, halka açık olma gibi inovasyonu etkileyen faktörler literatürden örnekler verilerek ele alınmıştır. Çalışmanın dördüncü bölümünde; dünyada inovasyon ile ilgili oluşturulmuş endeks ve raporlar açıklanarak, Türkiye’nin sıralamadaki yeri ve dünya ülkelerinin patent başvurularındaki durumu hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca Türkiye’de Ar-Ge harcamasının yıllara ve bölgelere göre durumu açıklanmıştır. Beşinci bölümde, Borsa İstanbul’da (BİST) işlem gören işletmeler üzerinde bir uygulama yer almaktadır. Reel sektörde faaliyet gösteren işletmelerde Ar-Ge harcamalarının bir sonraki yılın karlılığı ve piyasa değerini etkileyip etkilemediği çalışmanın bu bölümde araştırılmıştır. Altıncı ve son bölümde ise; araştırma sonuçları ile yapılan mülakat ve analizler sonucunda elde edilen bulgular ışığında, Türkiye’nin Ar-Ge ve inovasyon performansının stratejik analizi yapılmıştır. Bu kapsamda, temel sorunlar, avantajlar ve dezavantajlar değerlendirilerek tespitler yapılmış ve çözüm önerileri sunulmuştur. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ BÖLÜM 1 KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE HUKUKİ ALTYAPI 35 36 İSTANBUL TİCARET ODASI 1. Kavramsal Çerçeve ve Hukuki Altyapı “Uygarlık yolunda başarı yenileşmeye bağlıdır. Sosyal yaşamda, ekonomik yaşamda bilim ve fen alanında başarılı olmak için tek olgunlaşma ve ilerleme yolu budur.” Atatürk İ novasyon, günümüzün rekabet ortamında işletmelerin ayakta kalabilmek için kaçınılmaz biçimde içinde oldukları bir süreçtir. Bu süreci kendileri için en iyi şekilde yöneten işletmeler, kârlılık ve verimliliklerini arttırarak ulusal ve uluslararası düzeyde sektörlerinde lider durumuna gelmektedir. İnovasyon ile ilgili çalışmaların yürütülmesinde en önemli noktalardan biri, konu ile ilgili kavramların anlaşılarak bilinç düzeyinin arttırılmasıdır. 1.1. İnovasyon Tanımı İnovasyon kelime anlamı olarak, Latince “innovatus” dan gelmekte ve “toplumsal, kültürel ve idari ortamda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması” olarak ifade edilmektedir1. Günümüzde inovasyon ile ilgili çok sayıda tanım bulunmaktadır. Bu konuda yapılan ilk tanım ünlü iktisatçı Shumpeter’a aittir. Schumpeter neoklasik iktisatın kabul ettiği üretim fonksiyonuna teknoloji ve ekonomik unsurları ekleyerek, fonksiyonu genişletmiş ve inovasyon kavramını gündeme getirmiştir. Schumpeter’a göre; bir icadın yenilik yaratabilmesi için mutlaka üretim faaliyetine uygulanması gereklidir ve inovasyon herhangi bir keşif veya icadın ticari alanda uygulanması ile mümkündür2.. İnovasyon, Türkçe’ye yenilik olarak çevrilerek kullanılmasına rağmen bu ifade inovasyonun anlamını tam olarak karşılamamaktadır. Yenilik ticari başarıya dönüştürüldüğü sürece inovasyon olarak değerlendirilmelidir. 1 2 Elçi, Ş. (2006), İnovasyon Kalkınmanın ve Rekabetin Anahtarı, 7. Baskı, s.1 Aydoğuş, O., Türkcan, B., Çalışkan, E. T., Kopurlu, B. S. (2009), Kriz Teorileri: Kondratieff, Schumpeter ve Wallerstein, Working Paper, No:09/01, Ege Üniversitesi FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 37 Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından yayınlanan Oslo Kılavuzu’na3 göre inovasyon ve inovasyon faaliyetleri aşağıdaki biçimde tanımlanmıştır: “İnovasyon, işletme içi uygulamalarda, işyeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş ürün (mal veya hizmet) veya süreç, yeni bir pazarlama yöntemi ya da yeni bir organizasyonel yöntemin gerçekleştirilmesidir”. İnovasyon faaliyetleri ise, yeniliklerin uygulanmasına yol açan veya yol açması öngörülen tüm bilimsel, teknolojik, organizasyonel, finansal ve ticari adımlardır. Bazı yenilik faaliyetleri kendi başlarına yenilikçi iken, diğerleri yeni faaliyetler olmamakla birlikte yeniliklerin gerçekleştirilmesi için gereklidir. İnovasyon faaliyetleri aynı zamanda, özel bir yeniliğin geliştirilmesi ile doğrudan ilişkili olmayan Ar-Ge’yi de içermektedir 4. İnovasyon ile ilgili yapılan çeşitli tanımlar doğrultusunda inovasyonun temel özelliklerini aşağıdaki biçimde özetlemek mümkündür5. • İnovasyonda, çıktının yaratılması için girdilerin uygun bileşimine gerek vardır. • İnovasyon için kullanılan girdi, maddi ve maddi olmayan varlıklar olabilir6. • Bilgi, inovasyonun en temel girdisidir. • İnovasyonu yaratan girdiler aktiflerdir. 3 4 5 6 Oslo Kılavuzu ile ilgili bilgi için EK 1’e bakınız OECD (2005), Oslo Manuel, Guidelines For Collecting And Interpreting Innovation Data, Third Edition, Çeviri: TÜBİTAK, Oslo Kılavuzu, “Yenilik Verilerinin Toplanması ve Yorumlanması İçin İlkeler” http://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/BTYPD/kilavuzlar/Oslo_3_TR.pdf Stone A., Rose S., Lal B., Shipp S. (2008), Measuring Innovation and Intangibles: A Business Perspective, Science&Technology Policy Institute, II-1, II-7. İnovasyon faaliyetlerinin yürütülebilmesi için kullanılan girdiler hem maddi (bilgi ve iletişim teknolojisi altyapısı, üretim malzemeleri, üretim için kullanılan makine, bina ve yapılar) hem de maddi olmayan varlıklar (patentler, veri tabanları, Ar-Ge çalışmaları, organizasyonel süreçler, işgücünün sahip olduğu bilgi ve beceri) olabilir. 38 İSTANBUL TİCARET ODASI • İnovasyon, ekonomik değerin yaratılması için gerçekleştirilen faaliyetleri içermektedir. • Yürütülen inovasyon süreci karmaşık bir süreçtir. • İnovasyon faaliyetleri beraberinde risk taşımaktadır. • İnovasyon sonucunda elde edilecek çıktılar, tahmin edilemezler. • Bilgi, inovasyonun en temel çıktısıdır. • İnovasyon; araştırma, geliştirme ve ticarileşme içermektedir. İnovasyon ile ilgili yukarıda açıklanan özellikler, aynı zamanda inovasyon ile ilgili ölçümlerin neden zor olduğunu da açıklamaktadır. İnovasyon faaliyetleri; karmaşık, doğrusal olmayan, çok boyutlu ve çıktıları tam olarak tahmin edilemeyen faaliyetlerdir. Bütün zorluklarına rağmen bu faaliyetler ile ilgili tarafsız ölçümlerin yapılabilmesi için belli göstergeler kullanılmaktadır. İnovasyon ile ilgili ölçümler genel olarak, toplam biçiminde ifade edilen göstergeler ve parasallaştırma olmak üzere iki biçimde yapılabilir. Toplam biçimde ifade etme yaklaşımında birkaç göstergeye ait değerler, toplam inovasyon puanı oluşturmak için bir araya getirilmekte; parasallaştırma yaklaşımında ise, inovasyon faaliyetlerinin dolar olarak değeri ölçülmektedir. Her iki yöntemin de kendine göre avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır 7. 1.2. İnovasyon Çeşitleri İşletmelerde yürütülen inovasyon faaliyetleri dört farklı kategoriye ayrılmakta olup bu kategoriler Şekil 1.1’de açıklanmış ve örneklendirilmiştir8. 7 8 Stone A., v.d. (2008), III-2, III-5 OECD (2005), A.g.e., s.52-55 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 39 İnovasyon Çeşitleri Organizasyonda İnovasyon Üründe İnovasyon Süreçte İnovasyon Pazarlama Alanında İnovasyon Şekil 1.1. İnovasyon Çeşitleri Üründe İnovasyon: Mevcut özelliklere veya öngörülen kullanımlara göre yeni ya da önemli derecede iyileştirilmiş bir mal veya hizmetin ortaya konulmasıdır. Üründe inovasyon teknik özelliklerde, bileşenler ve malzemelerde, birleştirilmiş yazılımda önemli derecede iyileştirmeleri içermektedir. Ayrıca kullanıcıya kolaylık ve diğer işlevsel özelliklerin geliştirilmesinde önemli rol oynamaktadır. İlk mikroişlemciler ve dijital kameralar, yeni teknolojiler kullanılarak üretilen yeni ürünlerin örnekleri olmuştur. Mevcut yazılım standartları ile minyatürleştirilmiş hard sürücü teknolojisini bir araya getiren ilk taşınabilir MP3 oynatıcı, mevcut teknolojileri birleştiren yeni bir ürün olmuştur. Otomobillerde ABS frenleme, GPS (Küresel Konumlandırma Sistemi) dolaşım sistemleri ve diğer alt-sistem iyileştirmeleri, giyim eşyalarında nefes alabilir kumaşların kullanımı da, ürün performansını iyileştiren yeni malzemeler kullanımını kapsayan bir ürün inovasyonudur. Süreçte İnovasyon: Yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş bir üretim veya teslimat yönteminin gerçekleştirilmesidir. Bu yenilik, teknikler, teçhizat ve/veya yazılımlarda önemli değişiklikleri içermektedir. Süreç yenilikleri, birim üretim veya teslimat maliyetlerini azaltmak, kaliteyi artırmak veya yeni yada önemli derecede iyileştirilmiş ürünler üretmeyi içermektedir. 40 İSTANBUL TİCARET ODASI Bir üretim hattında yeni otomasyon teçhizatının uygulanması yada ürün geliştirmek için bilgisayar destekli tasarım gerçekleştirilmesi, barkodlu veya aktif RDT (Radyo Frekans Teşhisi) ile mal-izleme sisteminin uygulanması, bir seyahat acentesinde yeni bir rezervasyon sisteminin uygulanması, bir danışmanlık firmasında projelerin yönetimi için yeni tekniklerin geliştirilmesi. Süreç inovasyonu, satınalma, muhasebe, hesaplama ve bakım gibi yardımcı destek faaliyetlerindeki yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş yazılım, teçhizat ve teknikleri de kapsamaktadır. Pazarlama Alanında İnovasyon: Ürün tasarımı veya ambalajlaması, ürün konumlandırması, ürün tanıtımı (promosyonu) veya fiyatlandırmasında önemli değişiklikleri kapsayan yeni bir pazarlama yöntemidir. Yeni bir pazarlama kavramının parçası olan ürün tasarımındaki önemli değişiklikler, ürün tasarım değişiklikleri, ürünün işlevsel veya kullanıcı özelliklerini değiştirmeyen, ürün biçimindeki ve görünüşündeki değişiklikler, gıda, içecek ve deterjan gibi ürünlerin ambalajlamasındaki değişiklikler, gıda veya içecek ürünlerinin tadı, görünüşü ya da biçiminde önemli değişiklikler yapılması, sinema veya televizyon programlarında ürün konumlandırması yada ünlü kişilerin tavsiyelerinin kullanımı gibi önemli derecede farklı medya veya tekniğin ilk kez kullanımı bir pazarlamada yapılan inovasyondur. Organizasyonda İnovasyon: Firmanın ticari uygulamalarında, işyeri organizasyonunda veya dış ilişkilerinde yeni bir organizasyonel yöntem uygulanmasıdır. Organizasyonel yeniliklerin, idari maliyetlerini ve işlem maliyetlerini düşürmek, işyeri memnuniyetini (ve dolayısıyla işçilik üretkenliğini) iyileştirmek, ticari olmayan varlıklara (düzenlenmemiş dış bilgiler gibi) erişim kazanmak ya da araç gereç maliyetlerini düşürmek suretiyle firma performansını arttırması öngörülebilir. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 41 Bilgi paylaşımı ve öğrenimi iyileştirmek amacıyla yeni uygulamaların gerçekleştirilmesi, en iyi uygulamalar, dersler ve diğer bilgilere dair veritabanlarının kurulması, arz zinciri yönetim sistemleri, ticari yenidenyapılandırma, güvenilir üretim ve kalite yönetim sistemleri gibi, genel üretim veya arz faaliyetlerine yönelik yönetim sistemlerinin ilk kez yürürlüğe girmesi organizasyonda yapılan inovasyona örnektir. İşletmelerde inovasyon faaliyetlerinin uygulanabilmesi için en önemli gereklilik, gerçekleştirilen faaliyetlerin işletme için yeni ya da önemli ölçüde iyileştirilmiş faaliyetler olması ve işletmelerde fiili olarak uygulanmasıdır. Bununla birlikte inovasyon faaliyetleri işletmeden işletmeye farklılık göstermekte, bazı işletmeler derinlemesine Ar-Ge faaliyetleri yürütürken, diğerleri ürün, süreç veya organizasyonlarında sürekli olarak iyileştirme yapma yoluna gitmektedir. 1.3. Sınaî Mülkiyet Hakkı İnsan aklının ürünleri, diğer bir ifade ile buluşları olarak tanımlanan fikri haklar, telif hakları ve sınaî mülkiyet hakları olarak ikiye ayrılmaktadır. Fikri Haklar Sınai Haklar Telif Hakları Patent Faydalı Model Ticari Marka Endüstriyel Tasarım Coğrafi İşaret Entegre Devre Topoğrafyaları Şekil 1.2. Fikri Hakların Kapsamı 42 İSTANBUL TİCARET ODASI Telif hakkı ile edebiyat, müzik, güzel sanatlar ve sinema alanındaki eserler korunurken, aynı zamanda, eser sahiplerinin hakları başkalarının izinsiz kullanımına karşı korunmaktadır. Ayrıca, telif hakkı ile eser ve eser sahibi kanun karşısında belirleyici kılınmakta; yine bu haklar ile eser sahipleri eserleri karşılığında para kazanabilmektedir9. Sınaî mülkiyet, insan yaratıcılığının, buluşlarının ve orijinal tasarımlarının geliştirilmesi ve koruma altına alınmasıyla ilgili bir kavramdır. Sınaî Mülkiyet hakkı, buluşların ve yeniliklerin, yeni tasarımların ve özgün çalışmaların ilk uygulayıcıları adına ticaret alanında üretilen ve satılan malların üzerlerindeki üreticisinin veya satıcısının ayırt edilmesini sağlayacak işaretlerin sahipleri adına kayıt edilmesini ve böylece bu kişilerin ürünü üretme ve satma hakkına belirli bir süre sahip olmalarını sağlayan gayri maddi bir haktır. Sınai mülkiyet hakları, patentler, faydalı modeller, ticari markalar, hizmet markaları, endüstriyel tasarımlar, coğrafi işaretler ve entegre devrelerin topoğrafyaları kavramlarını kapsamakta ve teknolojik gelişme, teknolojik geliştirmeyi özendirme, yabancı sermaye, uluslararası ilişkiler ve Avrupa Birliği ile ilişkiler açısından önem taşımaktadır 10. Patent, faydalı model, marka, endüstriyel tasarım, coğrafi işaret ve entegre devre topografyalarından oluşan sınai mülkiyet haklarının Türkiye’deki tescili Türk Patent Enstitüsü (TPE) 11 tarafından yapılmaktadır. Yukarıda adı geçen ve sınai mülkiyet kapsamında yer alan varlıkların tanımları aşağıda kısaca verilmiştir. 9 Karahan, S., Suluk, C., Saraç, T., Nal, T. (2011), Fikri Mülkiyet Hukukunun Esasları, Genişletilmiş 3. Baskı, s.2 10 TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, s.2 11 24 Haziran 1994 tarihinde, 544 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile o dönemki adıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı, özel bütçeye sahip TPE kurulmuştur. 544 sayılı KHK’nın günümüz koşullarına uyumlu hale getirilmesi ve kanunlaştırılması amacıyla 19 Kasım 2003 tarihinde “5000 Sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun” yürürlüğe girmiştir. TPE (2011), 2012-2016 Stratejik Planı, Ankara FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 43 Patent: Sınai mülkiyet hakkında akla ilk gelen ve maddi olmayan duran varlık kapsamına giren patentlerin varlığı özellikle üretim yapan işletmelerde son derece önemlidir. Patent, sınırlı bir yer ve süre için üçüncü kişiler tarafından buluşun izinsiz olarak üretilmesini, kullanılmasını veya satılmasını engelleme yoluyla sahibine tanınan tekel hakkıdır ve bu hakkı gösteren belgenin de adıdır12. Buluş, teknoloji alanında belirli bir sorunun çözümüne ilişkin, teknik özelliği olan fikir ürünüdür. Aynı teknik problemin her farklı çözümü farklı bir buluştur. Buluş, teknik niteliğe haiz olmalıdır. Aksi takdirde sadece soyut ve kavramsal düzeyde bir önermeden bahsedilebilir. Teknik nitelik ürünün fiziksel niteliklerinden, faaliyetin niteliğinden ya da teknik nitelikte olmayan bir faaliyette teknik araçların kullanılmasından kaynaklanabilir13. Patent tescil işlemleri tekniğin bilinen durumunun aşılıp aşılmadığı konusunda TPE tarafından inceleme yapılmasına göre, incelemeli ve incelemesiz olarak iki biçimde yapılmaktadır. Türkiye’de patent başvuru sürecinin nasıl işlediği Ek 1.’de gösterilmektedir. Faydalı Model: Sınai mülkiyet hakkı veren ve tescil gerektiren diğer bir belge ise faydalı modeldir. Faydalı model, Türkiye’de ve dünyada yeni olan, sanayiye uygulanabilen buluşların sahiplerine koruma sağlayan bir sistemdir.14 Faydalı model belgesi verilmesi işlemleri, patent verilmesine oranla, hem zaman hem de masraf açısından daha elverişlidir. Faydalı model koruması elde etme işlemlerinin basit ve ucuz olması nedeniyle özellikle KOBİ ile araştırma kuruluşlarının buluş yapmaları ve bu buluşları sanayiye daha kolay uygulamaları beklenmektedir. Ayrıca, buluşların çok kısa sürede rakipler tarafından taklit edilerek haksız rekabetin önlenmesinde faydalı model 12 TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Patent/Faydalı Model, s.3 13 A.g.e., s.3 14 TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Patent/Faydalı Model, s.3 44 İSTANBUL TİCARET ODASI belgesinin işletmelere büyük katkısı bulunmaktadır15.Patent ile faydalı model arasındaki farklar Tablo 1.1’de verilmiştir. Tablo 1.1. Patent ile Faydalı Model Arasındaki Farklar Patent Faydalı Model Yenilik + + Buluş Basamağı + - Sanayiye Uygulanabilirlik + + Usuller ve Bu Usuller Sonucu Elde Edilen Ürünler + - Kimyasal Maddeler + - Araştırma + - İnceleme + - Yayın + + 20/7 Yıl 10 Yıl Koruma Süresi Kaynak: www.tpe.gov.tr Tablo 1.1’de görüldüğü gibi, faydalı model yenilik ve sanayiye uygulanabilirlik içermekte bunula birlikte buluş basamağına ihtiyaç duymamaktadır. Bir buluşun buluş basamağı içermesi, buluşun ilgili olduğu teknik alanda uzman bir kişi tarafından, tekniğin bilinen durumundan “açık bir şekilde” çıkartılamayacak nitelikte olması demektir. Ayrıca faydalı modelin inceleme sürecinin olmaması nedeniyle, maliyeti patente göre daha azdır ve kısa sürede belgelendirilmektedir. Türkiye’de faydalı model başvuru sürecinin nasıl işlediği Ek 2’de gösterilmektedir. Marka: Marka, bir teşebbüs tarafından sunulan mal ya da hizmetlerin diğer teşebbüslerinkinden ayırt edilebilmesini sağlayan işaretlerdir. Malları veya hizmetleri ayırmak için kullanılan ayırt edici kelimeler, harfler, rakamlar, çizimler, resimler, şekiller, renkler, logolar, etiketler veya bunların kombinasyonları marka olarak tescil edilebilir16. 15 A.g.e., s.3 16 TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Marka, s.3 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 45 Bir markanın tescil edilmesi zorunlu olmamakla birlikte, tescil edilmiş bir markanın sahibi çok sayıda avantaja sahip olmaktadır. Örnek olarak, markanın izinsiz kullanılarak haksız rekabetten doğan kayıplar önlenmekte ve ayrıca tescil edildikten sonra 10 yıllık bir süre ile korunan marka, her 10 yılda bir bu tescilin yenilenmesi yoluyla süresiz bir korunma hakkı elde etmektedir. Endüstriyel Tasarım: Ülkemizde tescili son yıllarda hızla artan diğer bir inovasyon göstergesi ise endüstriyel tasarımdır. Endüstriyel tasarım TPE tarafından aşağıdaki biçimde tanımlanmaktadır: Günlük hayatımızın her anında bize eşlik eden, hayatımızı kolaylaştıran her türlü ürün veya ürün parçaları; hayatımıza renk katan, estetik duyularımıza hitap eden desenler, süslemeler endüstriyel tasarımdır. Su içtiğimiz bardak, sinemaların tanıtım afişleri, giysilerimizin desenleri, hesap makinemiz, klavyemiz, sandalyemiz, ceketimiz, arabamız, trafik levhaları, saatimiz, termometre, oyuncaklar, ajandamızın sayfa düzeni, gözlüğümüz, çantamız buna örnek verilebilir. O halde tasarım, bir ürünün tümü, bir parçası veya üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur ve özelliklerinin oluşturduğu bütün olarak ifade edilebilir 17. Yukarıda yapılan endüstriyel tasarım tanımından anlaşılacağı gibi, tasarımların tescil edilebilmesi için öncelikli olarak “ürün” tanımına uyması gerekmektedir. Endüstriyel tasarımın tescil edilmesi ile üçüncü kişiler için bu tasarımı kullanarak satması ve ticari amaçla kullanması engellenmiş olur. Coğrafi İşaret: Coğrafi işaretler, belirli bir bölgeden kaynaklanan bir ürünü tanımlayan ya da kalitesi, ünü veya diğer karakteristik özellikleri itibariyle coğrafi kaynağına atfedilebilen bir bölgeyi işaret eden sınai mülkiyet hakkıdır. Coğrafi işaretler, menşe adı ve mahreç işareti olarak iki farklı biçimde ifade edilmektedir. Menşe adı, menşe adına konu ürünün üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinin tümüyle coğrafi sınırları belirlenmiş yöre, alan veya bölge sınırları içinde yapılmasını gerektirir. Eskişehir Lületaşı, Çelikhan Tütünü ya 17 TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Endüstriyel Tasarım, s.3 46 İSTANBUL TİCARET ODASI da Ege Pamuğu menşe adına örnek olarak verilebilir. Mahreç işaretleri, her zaman belirli bir nitelik ve kalite ile bağlantılı olmadan herhangi bir ürünün coğrafi olarak kaynaklandığı yeri (ülke, bölge, yöre, şehir) gösterir. Damal Bebeği, Isparta Halısı ve Siirt Battaniyesi örnek olarak verilebilir18. Coğrafi işaretlerin, diğer sınai mülkiyet haklarından en önemli farkı; tek bir üreticiyi değil, belirli şartlar altında üretim yapan kişilerin tümünü birden korumasıdır19. Entegre Devre Topografyası: Çip, mikroçip, silikon çip, bilgisayar çipi olarak da bilinen entegre devreler, nanometre boyutlarında üretilmiş elektronik devrelerdir. Entegre devre, içeriğinde en az bir aktif eleman barındıran ve ara bağlantılarından bir kısmının ya da tamamının bir parça malzeme içerisinde ve/veya üzerinde kullanıldığı ara veya son formdaki bir ürün olarak tanımlanmıştır. Entegre devreyi oluşturan tabakaların üç boyutlu dizilimini gösteren görünüm ise entegre devre topoğrafyasını oluşturmaktadır20. Entegre devreler, teknolojik gelişimin bu kadar hızlı gerçekleşmesinde büyük rol oynamakta ve önemli ölçüde maddi destek ile zaman gerektirmektedir. Diğer bir ifade ile, entegre devre topoğrafyası tasarımı; bilgi birikimi, eğitim ve tecrübe ile gerçekleştirilebilecek bir süreçtir. Bu nedenle, korunma sağlanması oldukça önemli bir konudur21. 1.4. Ar-Ge Faaliyetleri İnovasyon sürecinin ayrılmaz bir parçası olan Ar-Ge’nin tanımı Frascati Kılavuzu’nda aşağıdaki biçimde yapılmaktadır. “İnsan, kültür ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcının arttırılması ve bu dağarcığın yeni uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmalar.”22. 18 TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Coğrafi İşaret, s.3 19 A.g.e., s.4 20 TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Entegre Devre Topoğrafyası 21 A.g.e., s.4 22 OECD (2002), Frascati Kılavuzu, Araştırma ve Deneysel Geliştirme Taramaları İçin FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 47 5746 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’da23 ise, Ar-Ge Faaliyeti benzer bir şekilde aşağıdaki gibi tanımlanmaktadır: Araştırma ve geliştirme, kültür, insan ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bunun yeni süreç, sistem ve uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmaları, çevre uyumlu ürün tasarımı veya yazılım faaliyetleri ile alanında bilimsel ve teknolojik gelişme sağlayan, bilimsel ve teknolojik bir belirsizliğe odaklanan, çıktıları özgün, deneysel, bilimsel ve teknik içerik taşıyan faaliyetlerdir. Yukarıdaki tanımlardan da anlaşılacağı gibi, Ar-Ge çalışmaları bilgi birikiminin arttırılması amacı ile yapılan, bilimsel niteliklere sahip, yaratıcı ve sistematik çalışmalardır. Bu özellikteki çalışmaların yürütülebilmesi için, nitelikli Ar-Ge personeli, önemli ölçüde kaynak ve destek gerekmektedir. Ar-Ge ifadesi temel araştırma, uygulamalı araştırma ve deneysel geliştirme olmak üzere üç faaliyeti kapsamaktadır. Ar-Ge girdilerinin ölçümünde kullanılan en önemli iki kriter, Ar-Ge personeli ve Ar-Ge harcamalarıdır. Ar-Ge personeli ile ilgili verilerin, Tam Zaman Eşdeğer (TZE) ve Ar-Ge’ye tahsis edilen kişi-yıla indirgenmesi sorunu ortaya çıkmakta ve bu sorunu çözmek için, verilerin fiziksel olarak kişi bazında toplanması önerilmektedir. Ar-Ge harcamaları ise, dahili (sektör veya istatistiki birim içinde yapılan) ve harici (sektör veya istatistiki birim dışında yapılan) olarak ikiye ayrılmakta ve bu harcamaların kimler tarafından finanse edildiği bilim politikalarının geliştirilmesi açısından oldukça önem taşımaktadır 24. Ar-Ge girdilerinin parasal olarak ölçümündeki temel zorluk ise, bunların zaman içerisinde ülkeler arasındaki fiyat düzeylerinden etkilenmesidir. Önerilen Standart Uygulama, Altıncı Basım, s.30 23 Ayrıntılı bilgi için bakınız. http://www.mevzuat.gov.tr/Kanunlar.aspx 24 OECD (2002), A.g.e., s.20-21 48 İSTANBUL TİCARET ODASI Özellikle döviz kurlarındaki farklılıklar ve yüksek enflasyon bu konudaki eğilimin gerçekçi biçimde ortaya konmasına engel olmaktadır. Bu durumu önlemek amacı ile Ar-Ge istatistiklerinin hesaplanmasında satın alma gücü paritesinin ve tam Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) kullanılması önerilmektedir25. 1.5. Ar-Ge Merkezi İnovasyon çalışmalarının geliştirilmesinde büyük payı olan Ar-Ge Merkezleri, 5746 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’da, “Dar mükellef kurumların Türkiye’deki işyerleri dâhil, kanunî veya iş merkezi Türkiye’de bulunan sermaye şirketlerinin; organizasyon yapısı içinde ayrı bir birim şeklinde örgütlenmiş, münhasıran yurt içinde Ar-Ge faaliyetlerinde bulunan ve en az 50 tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden, yeterli Ar-Ge birikimi ve yeteneği olan birimler” olarak tanımlanmaktadır. Adı geçen kanuna göre, Ar-Ge Merkezi Belgesi kapsamında sağlanan teşvik ve muafiyetler, işletmelere Ar-Ge bütçelerini arttırmaları için imkan sağlamaktadır. Kanun kapsamında sağlanan teşvikler ile ayrıca, yabancı yatırımcıların Ar-Ge Merkezlerini ülkemize taşımaları ve bu sayede, ülkemizin bölgede Ar-Ge üssü haline gelmesi amaçlanmaktadır. 2008-2014 döneminde 209 işletme Ar-Ge Merkezi kurmak için başvuruda bulunmuş ve gerekli nitelikleri taşıyan 172 işletmeye Ar-Ge Merkezi Belgesi verilmiştir. 2014 yılı itibariyle, faal olan 159 Ar-Ge Merkezi bulunmaktadır 26. Ar-Ge Merkezi Belgesi’ne sahip işletmelerin sektörlere göre dağılımı Tablo 1.2’de verilmiştir. 25 A.g.e., s.21-22 26 T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (2014), Ar-Ge Merkezleri Hakkında Genel Bilgiler, https://biltek.sanayi.gov.tr/ARGE%20Merkezleri%20Dkmanlar/2014-AGM%20 bilgi%20notu-07%2006%202014.pdf FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 49 Tablo 1.2’den de görüleceği gibi, Otomotiv-Otomotiv Yan Sanayi, Bilgi ve İletişim Teknolojileri ile Elektrik-Elektronik sektörleri en fazla Ar-Ge Merkezi kuran sektörlerin başında gelmektedir. Tablo 1.2. Sektörlere Göre Ar-Ge Merkezi Sayısı Sektör Ar-Ge Merkezi Sayısı Otomotiv Yan Sanayi 42 Kimya 12 Yazılım 11 Savunma Sanayi 11 Otomotiv 11 Makine ve Teçhizat İmalatı 11 Elektrik Elektronik 10 İlaç 9 Dayanıklı Tüketim Malları 8 Tekstil 7 Bilgi ve İletişim Teknolojileri 7 Havacılık 4 İklimlendirme 3 Cam ve Seramik Ürünleri 3 Gıda Sanayi 2 Enerji 2 Bankacılık ve Finans 2 Petrol ve Petrol Ürünleri 1 Perakendecilik 1 Lojistik 1 Deri ve Deri Ürünleri 1 Genel Toplam 159 Kaynak: T.C.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (2014), Ar-Ge Merkezleri Hakkında Genel Bilgiler 50 İSTANBUL TİCARET ODASI 1.6. Ar-Ge ile İnovasyon Arasındaki İlişki Günümüzde önemi giderek artan inovasyon kavramı Ar-Ge ile ilişkili olmasına rağmen içerik olarak farklı bir kavramdır. Bir işletmede yürütülen inovasyon faaliyeti her zaman Ar-Ge gerektirmediği gibi, her Ar-Ge çalışması ticari bir başarıya dönüştürülmeyebilir. Ar-Ge sonucu ortaya çıkan yenilikçi yaklaşımlar, girişimci bir bakış açısı ile ele alındığında, bu yeniliklerin ticarileştirilmesi sonucunda inovasyon ortaya çıkmaktadır.27 İnovasyonu destekleyen faaliyetlerden biri olarak kabul edilen ArGe çalışmaları ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürülüp, katma değer yaratılmadığı sürece inovasyondan bahsetmek mümkün değildir.28 Bunun dışında, inovasyon ile icat (buluş) kavramlarının da birbiri ile karıştırılmaması gerekir. Bir icadın, inovasyon olarak değerlendirilmesi için ticari başarı elde etmesi gerekmektedir. Uzun yıllar Ar-Ge çalışması yapan bir işletme, bu çalışmaları inovatif bir çıktıya dönüştüremediği sürece kar ve verim artışı elde edemeyeceği gibi, ayrıca bu duruma ek olarak Ar-Ge giderine katlanmış olacaktır. Bu durum ise, işletme ve ülke düzeyinde kaynak israfına neden olmaktadır. Diğer taraftan, yapılan binlerce proje içerisinde sadece birisinin dahi başarılı olması önemli olmaktadır. 1.7. Hukuki Altyapı Dünyada fikri ve sınai haklar ile ilgili olarak yapılan ilk çalışmalara 15. yüzyılda rastlanmaktadır. İlk patent kanunu 1474 yılında kabul edilmiş, telif hakkına dair ilk düzenleme 1709 yılında İngiltere’de yapılmıştır (Kraliçe Anne Kanunu). Özellikle sanayi devriminden sonra diğer Avrupa ülkeleri de patent kanunları çıkararak bu konuda öncülük etmişlerdir29. 27 MÜSİAD Araştırma Raporları (2012), Küresel Rekabet İçin Ar-Ge ve İnovasyon, Stratejik Dönüşüm Önerisi, İstanbul, s.56 28 Elçi, A.g.e., s.23 29 Karahan S. v.d., A.g.e. , s.23 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 51 Türkiye sınai mülkiyet korumasına önem veren ve bu alandaki mevzuatını ilk oluşturan ülkeler arasında yer almasına rağmen, daha sonra sınai mülkiyet hakkı ile ilgili düzenlemeler, istenen düzeyde olmamış ve uygulamada çeşitli aksaklıklar yaşanmıştır. Osmanlı Devleti ve Cumhuriyet Dönemi göz önüne alındığında sınai mülkiyet haklarının korunmasına ilişkin ilk düzenleme, markaların korunmasına ilişkin kuralları belirleyen 1871 tarihli Alamet-i Farika Nizamnamesi’dir. 1879 tarihli “İhtira Beratı Kanunu” patent alanında dünyadaki ilk düzenlemeler arasında yer almaktadır.30 . Cumhuriyet’in ilanından sonra, Sınai Mülkiyetin Korunması için Uluslararası Bir Birlik Oluşturulması Hakkındaki Paris Sözleşmesi’ne 1925 yılında katılım sağlanmıştır. Daha sonra, 1947 yılında kurulan Milletlerarası Patent Enstitüsü’ne (daha sonra Avrupa Patent Ofisine dönüşmüştür) 1955 yılında üye olunmuş, 1965 yılında 551 sayılı Marka Kanunu yürürlüğe girmiştir. 1976 yılında Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO) Kuruluş Anlaşması’na katılan Türkiye, böylece sınai mülkiyet hakları koruması alanındaki önemli adımları atmıştır. Ayrıca, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 1951 yılında çıkarılmış ve daha sonra çeşitli zamanlarda yapılan değişikliklerle günümüze kadar gelmiştir. Bu kanunun amacı, fikir ve sanat eserlerini meydana getirenler ile bu eserleri icra eden ve yorumlayan sanatçıların manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak ve yapılacak ihlallere karşı uygulanacak yaptırımları belirlemektir31. Ülkemizde, sınai mülkiyet hakkı ile ilgili işleyiş, çoğunlukla Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ve yönetmelikler ile düzenlenmektedir. KHK’lerin kanunlaştırılması yönünde yapılan çalışmalar karşılaşılan çeşitli zorluklara rağmen sürdürülmektedir. Aşağıda sınai mülkiyet hakkı ile ilgili olarak yürürlükte olan kanun ile KHK’lerin bazıları verilmektedir32. 30 TPE (2011), A.g.e., s.5 31 Ayrıntılı bilgi için bakınız. http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.3.5846.pdf 32 TPE (2011), A.g.e., s.10 52 İSTANBUL TİCARET ODASI • 5000 Sayılı TPE Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun • (19.06.1994 tarih ve 544 Sayılı KHK’nın değiştirilerek kabulüne ilişkin Kanun) • 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında KHK • 554 Sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında KHK • 555 Sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında KHK • 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK • 5147 Sayılı Entegre Devre Topografyalarının Korunması Hakkında Kanun • 551 Sayılı KHK’da değişiklik yapılmasına ilişkin 566 Sayılı KHK • 551, 554, 555 ve 556 Sayılı KHK’larda değişiklik yapılmasına ilişkin 4128 Sayılı Kanun • 551, 554, 555 ve 556 Sayılı KHK’larda değişiklik yapılmasına ilişkin 5194 Sayılı Kanun • 5147 Sayılı Kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin 5728 Sayılı Kanun • 555 Sayılı KHK’da değişiklik yapılmasına ilişkin 5805 Sayılı Kanun • 556 Sayılı KHK’da değişiklik yapılmasına ilişkin 5833 Sayılı Kanun Sınai mülkiyet hakları, ceza veya hukuk davası yoluyla korunmasına rağmen, Anayasa Mahkemesi patent, endüstriyel tasarım ve coğrafi işaretler alanında tecavüz fiillerine ilişkin maddelerin bir kısmını cezai hükümler yönünden iptal etmiştir. Ayrıca, Türk Ceza Kanunu’nda yasal boşluklar bulunmaktadır. Bugüne kadar cezai hükümlere ilişkin herhangi bir düzenleme yasalaştırılamadığından, bu alanlarda ceza davası yoluyla hak aramanın önü kapanmış olup, sadece hukuk davası yoluyla hak aranabilmektedir.33 Avrupa Birliği (AB) mevzuatına uyum sağlaması ve günümüz ihtiyaçlarına cevap vermesi amacıyla Patent Haklarının Korunması Hakkında KHK ile bazı kanun ve KHK’lerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı 2013 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmuş olmasına rağmen henüz yasalaşmamıştır ve konu ile ilgili çalışmalar sürdürülmektedir. 33 TPE (2011), A.g.e., s.7 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ BÖLÜM 2 TÜRKİYE’DEKİ AR-GE FAALİYETLERİNİN GELİŞİMİ VE UYGULANAN TEŞVİKLER 53 54 İSTANBUL TİCARET ODASI 2. Türkiye’deki Ar-Ge Faaliyetlerinin Gelişimi ve Uygulanan Teşvikler “İlham gelmesini bekleyemezsiniz, ilhamı kovalamanız gerekmektedir.” Jack London A r-Ge faaliyetlerinin önemi, dünyada son elli yılda anlaşılmış ve bu konuda yapılan yatırımlar artarak günümüze kadar gelmiştir. Bu faaliyetlere önem veren işletmeler sektörlerinde dünya sıralamasında yer almıştır. Türkiye’de ise Ar-Ge faaliyetlerinin gelişimi son yirmi yıla dayanmaktadır. Bu süreç içinde Ar-Ge harcamalarına ayrılan pay giderek artmasına rağmen, henüz istenen seviyede değildir. Ar-Ge faaliyetleri inovasyon sürecinin önemli bir parçası olup bilgi birikimine dayalı sistematik faaliyetlerdir. Bununla birlikte büyük miktarlarda yatırım gerektirdiği için oldukça maliyetlidir. Bu nedenle, işletmelerin inovasyon yapma sürecinde destek ve teşvikler ile cesaretlendirilmesi gerekmektedir. 2.1. Ar-Ge Faaliyetlerinin Gelişimi Türkiye’de 1963 yılından bu yana dokuz tane beş yıllık kalkınma planı uygulanmış ve son olarak 2014-2018 yıllarını kapsayan Onuncu Kalkınma Planı yürürlüğe girmiştir. Uygulanan beş yıllık kalkınma planları çerçevesinde, Ar-Ge faaliyetleri ile konuyla ilgili destek ve teşvikler farklı boyutlarda gündeme gelmiştir. Beşinci Kalkınma Planı’nda (1985-89), “Türk Bilim Politikası 19832003” başlıklı bir uzun vadeli strateji geliştirilerek Ar-Ge faaliyetlerini önceden belirlenmiş hedeflere yöneltmek ve bu kapsamda öncelikli sektörler, alt sektörler ve alanların belirlenmesi hedeflenmiştir. Beşinci Kalkınma Planı’nda ilk defa dile getirilen ve özellikle son iki plan döneminde önemli ölçüde uygulamaya konmuş olan bir diğer politika ise; Ar-Ge’ye ayrılan kaynakları altyapı imkanları elverişli araştırma kuruluşlarında yoğunlaştırarak FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 55 cazibe merkezlerinin yaratılması, özellikle üniversitelerin kuvvetli oldukları alanlarda yetkinleşmeleri ve üniversite-sanayi işbirliğinin teşvik edilmesi olmuştur34. Dokuzuncu Kalkınma Planı’nda (2007-2013) rekabet gücünün artırılması çerçevesinde Ar-Ge ve yenilikçiliğin geliştirilmesi benimsenmiştir. Bu amaçla, 2013 yılı sonunda Ar-Ge harcamalarının Gayri Sâfi Yurtiçi Hâsıla (GSYİH) içindeki payı %2 olarak hedeflenmiştir35. Aynı planda vurgulanan bir diğer tespit ise; geçmişte konuyla ilgili politikaların oluşturularak benimsendiği fakat bunların tam olarak hayata geçirilemediğidir36. 2014 yılı itibarıyla yürürlüğe giren Onuncu Kalkınma Planı’nda (20142018), Ar-Ge ile ilgili çalışmalara ağırlık verilmiştir. 2013 yılı sonunda ArGe harcamalarının GSYİH içindeki payı olarak öngörülen %2’lik hedefe ulaşılamamış ve Onuncu Kalkınma Planı’nda, 2018 yılı sonunda Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payı %1,8 olarak belirlenmiştir. Ayrıca, ArGe harcamalarının özel sektördeki payının %60, Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) cinsinden Ar-Ge personeli sayısının 220.000 olması hedeflenmiştir37. Ülkemizde son dönemde, geleceğe dönük proje ve planlarda Ar-Ge ve inovasyon ile ilgili stratejik amaçlar ve hedefler belirlenerek kaynak aktarımı yapılmıştır. TPE tarafından yayınlanan 2012-2016 Stratejik Planı’nda dört stratejik amaç bulunmaktadır. Bu amaçlardan bir tanesi “Sınai mülkiyet kültürünü toplumun bütün kesimlerine yaymak ve sınai mülkiyetin ekonomik faydaya dönüşmesini sağlamak” olarak belirlenmiştir. Bu doğrultuda inovasyon kapasitesinin arttırılması ve yeniliklerin üretime dönüştürülmesi çalışmalarının 34 Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013), Bilim ve Teknoloji Özel İhtisas Komisyonu Raporu, s.13-14 35 T.C. Kalkınma Bakanlığı, (2006), Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013) http://www. kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/1/plan9.pdf 36 T.C. Kalkınma Bakanlığı, (2006), A.g.e., s.30 37 T.C.Kalkınma Bakanlığı, (2013), Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) http://www. kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/12/Onuncu_Kalkınma_Planı. pdf 56 İSTANBUL TİCARET ODASI teşvik edilmesi, ulaşılması gereken hedeflerden biri olarak belirlenmiştir38. TÜBİTAK tarafından hazırlanan Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi (UBTYS) 2011-2016’ da stratejik amaçlar, izlenecek olan yaklaşımları temsil eden dikey eksenler ve bunlara hizmet edecek olan yatay eksenler olmak üzere iki bölümde açıklanmıştır. Dikey eksendeki stratejik amaçlar sırası ile; Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin güçlü olduğu alanlarda hedef-odaklı yaklaşımlar, Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin ivme kazanması gereken alanlarda ihtiyaç-odaklı yaklaşımlar, Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin gelişmesinde tabandan yukarı yaklaşımlar olarak belirtilmiştir39. Bu doğrultuda Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin güçlü olduğu alanlar, Ar-Ge harcaması, TZE araştırmacı sayısı ve dış ticaret verileri baz alındığında otomotiv, makine imalatı ve bilgi ve iletişim teknolojileri sektörleri olarak görülmektedir. Adı geçen sektörlere ait temel göstergeler Tablo 2.1’de verilmiştir. Bu sektörlerde yoğun olarak Ar-Ge harcaması ve BTY insan kaynağına yatırım yapıldığı görülmektedir40. Tablo 2.1. Ar-Ge ve Yenilik Kapasitesinin Güçlü Olduğu Alanlara İlişkin Temel Göstergeler Ar-Ge Harcaması (Milyon TL) TZE Araştırmacı Sayısı İhracat (Milyar$) İthalat (Milyar$) Motorlu Kara Taşıtı ve Römorklar İmalatı (Otomotiv) 717 2882 19 16 Başka Yerde Sınıflandırılmamış Makine ve Teçhizat İmalatı 316 3216 10 17 Bilgi ve İletişim Teknolojileri)23 422 3678 3 12 Kaynak: TÜBİTAK (2010), UBTYS 2011-2016 38 TPE (2011), A.g.e., s.37-49 39 TÜBİTAK (2010), Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi 2011-2016, s.6, 40 A.g.e. s.17 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 57 Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin güçlü olduğu otomotiv, makine imalatı, bilgi ve iletişim teknolojileri sektörleri aynı zamanda 2008-2014 döneminde en çok Ar-Ge merkezi açan sektörlerdir. Türkiye’de Ar-Ge ile ilgili araştırmalar son yirmi yıldan bu yana sürdürülmektedir. İlk Ar-Ge araştırması Mayıs 1991-Mayıs 1992 tarihleri arasında 1990 yılı referans alınarak “Araştırma ve Deneysel Geliştirme Taramaları İçin Önerilen Standart Uygulama” adlı Frascati Kılavuzu’na uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten sonra bilgiler yıllık olarak derlenmiştir 41. TÜBİTAK tarafından 2004 yılında yayınlanan 2003-2023 Strateji Belgesi’nde, izlenecek stratejiler arasında “Ar-Ge’ye Kaynak Ayırma” bulunmakta ve bu amaçla Cumhuriyet’in 100. yılında Türkiye’nin olmak istediği noktaya gelmesinde Ar-Ge çalışmalarının önemi vurgulanmaktadır.42 Aynı belgede Ar-Ge’ye kaynak ayırma hedefleri aşağıdaki gibi belirlenmiştir 43 • Ar-Ge yoğunluğunu (yurt içi Ar-Ge harcamalarının gayri safi yurt içi hasılaya oranı) 2013 yılına kadar, bugünkü % 0,64 olan değerinden % 2’ye çıkarmak, • Reel sektör Ar-Ge fonlarının toplam Ar-Ge fonlarına oranını % 60’a çıkarmak (bugün bu oran % 42,9’dur), • Reel sektör Ar-Ge harcamalarının yurtiçi Ar-Ge harcamalarına oranını %65’e (bugün bu oran % 33,4’tür) çıkarmak, 41 TÜİK (2012), “Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması 2011”, Açıklamalar, http://www.tuik.gov.tr/HbGetir.do?id=10931&tb_id=15 Ar-Ge araştırmalarında yapılan derlemeler ile ilgili ayrıntılar aşağıda belirtilmiştir. Yükseköğretim sektöründe “Teknisyen ve dengi personel” ile “Diğer destek personeli” ne ilişkin veri derlenmemektedir. Türkiye’de Ar-Ge harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) içindeki payının hesaplanmasında 2007 yılından itibaren 1998 baz yıllı revize edilmiş GSYİH değeri kullanılmıştır. Yükseköğretim kesimi Ar-Ge personel harcamalarının hesaplanmasında 2007 yılından itibaren brüt ücretler kullanılmaya başlanmıştır. 42 TÜBİTAK (2004), Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları 2003-2023 Strateji Belgesi, (Versiyon 19) 43 A.g.e., s.39 58 İSTANBUL TİCARET ODASI • Reel sektör imalat sanayii Ar-Ge harcamaları içinde “ileri teknoloji” alanlarında yapılan harcamaların oranını % 40’a çıkarmak. Ar-Ge harcamalarının çıktıları olarak nitelendirilen patent, ticari marka, endüstriyel tasarım ve faydalı model tescil sayıları 1995 yılından itibaren incelendiğinde, bahsi geçen her sinai mülkiyet hakkının son yıllarda önemli gelişme gösterdiği görülmektedir. Aşağıda yer alan tablolar, TPE tarafından 1995-2013 tarihleri arasında yapılan patent, marka, faydalı model ve tasarım tescillerinin gelişimi hakkında bilgi vermektedir. İlgili tablolardaki veriler incelendiğinde, tüm sınai mülkiyet başvurularında büyük artışların gerçekleştiği 2012 yılında, TPE tarafından yapılan yerli ve yabancı patent tescillerinin 7.816; marka tescillerinin 55.020; faydalı model tescillerinin ise 2.299 olduğu görülmektedir. 2012 yılında bir önceki yıla göre yerli patent tescillerinde % 21,02, yerli marka tescillerinde % 32,10 ve yerli faydalı model tescillerinde % 15,25 oranında artış gerçekleşmiştir. Bu artışlarla Türkiye son yıllarda, Avrupa’da en çok marka başvurusu yapılan ülke konumuna gelmiştir. İlgili tabloda, Türkiye’den doğrudan geçerli olabilecek bir Avrupa patentinin elde edilme imkanı veren başvurular EPC (European Patent Convention); -Avrupa Patent Sözleşmesibaşvuruları olarak adlandırılmış olup, uluslararası diğer bir başvuru sistemi de PCT (Patent Cooperation Treaty) – Patent İşbirliği Antlaşması- olarak adlandırılmıştır. Aşağıdaki tablolardan birincisi olan Tablo 2.2, farklı sistemlerden yapılan patent tescillerinin 1995-2013 yılları arasındaki gelişimini göstermektedir. Bu yıllarda yabancı EPC patent tescillerinin yerli tescillere göre daha yüksek olduğu ve aynı tabloda PCT yoluyla gelen tescillerin ise en düşük seviyede olduğu görülmektedir. Özellikle 2007 yılında, bir önceki yıla göre yerli patent tescillerindeki % 160,66’lık artış dikkat çekmektedir. Bunun nedeni 2006 yılında yürürlüğe giren TÜBİTAK ve TPE işbirliği kapsamındaki teşvik sisteminden yararlanılmasıdır44. Ayrıca, 2008 yılında 44 TPE (2012), 2011 Faaliyet Raporu, Strateji Geliştirme Müdürlüğü FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 59 yaşanan küresel krizin etkisi, yerli ve yabancı patent tescili artış oranındaki düşüş ile gözlemlenmektedir. 2010 yılında ise % 1,78 ile son 10 yıldaki tek düşüş görülmektedir. Aynı yıl, Fransa’da tescil edilen patent sayısında % 0,2’lik bir düşüş yaşanırken; Çin, Hindistan, Amerika, Japonya, Kore ve Rusya’da ise artış yaşanmaktadır. Bahsi geçen ülkelerdeki en yüksek artış oranı % 28,9 ile Çin’de görülmektedir45. 2013 yılındaki yerli patent tescillerinin toplamı 1.244 iken, yabancı patent tescillerinin toplamı 7.681, genel toplam ise 8.925’dır. Görüldüğü üzere Türkiye’de başvurusu yapılan ve sonrasında tescillenen patentlerin çoğunluğu yabancılara aittir. Yerli patent tescilleri toplam başvurularının yaklaşık % 14’ünü meydana getirmektedir. Bu durum Türkiye’nin teknoloji alanında dışa bağımlı olduğunu göstermektedir. Ayrıca, genel artış oranının bir önceki yıla göre %14,19 olduğu ilgili tabloda görülmektedir. Son yıllarda patent tescillerindeki bu önemli artışın nedenlerinden bazıları firmaların Ar-Ge konusundaki gelişimleri ile üniversite ve sanayi işbirliğinde gerçekleştirilen ortak çalışmaların yürütülmesi olabilir. Tablo 2.3, endüstriyel tasarımın dosya ve tasarım bazlı tescil sayılarını yıllar itibariyle göstermektedir. Toplam dosya ve tasarım sayısı tescillerinin 2013 yılında bir önceki yıla göre yaklaşık % 13 oranında arttığı görülmektedir. Türkiye, marka başvurusu ve alınan tescil konusunda 1990’lı yılların ortasından başlayarak önemli bir yol kat etmiştir. Tablo 2.4, marka tescillerinin 1995-2013 yılları arasındaki dağılımını göstermektedir. Özellikle, 2013 yılında toplam marka tescillerinin, 2012 yılına göre % 29 oranında arttığı görülmektedir. Tablo 2.5, faydalı model tescil sayılarının aynı dönemdeki gelişimini göstermektedir. Burada dikkati çeken, yabancı faydalı model tescil sayılarının son yılda, bir önceki yıla göre % 25 oranında azalış göstermiş olmasıdır. 45 WIPO (2011), World Patent Report 714 879 1068 2011 2012 2013 102 143 33 74 69 47 37 21 15 7 0 1 1 0 0 0 0 0 0 0 EPC 44 59 66 68 48 114 18 29 16 18 28 17 6 5 0 0 0 0 PCT Kaynak: www.tpe.gov.tr 341 507 2009 253 2008 2010 89 183 59 2005 2006 52 2004 2007 44 74 41 2001 2002 17 2000 2003 31 23 7 1997 1999 47 1996 1998 58 TPE 1995 Yıl Yerli 1244 1025 847 642 456 338 318 122 95 68 93 73 58 23 28 31 7 47 58 21,37 21,02 31,93 40,79 34,91 6,29 160,66 28,42 39,71 -26,88 27,4 25,86 152,17 -17,86 -9,68 342,86 -85,11 -18,97 - Artış Oran (%) Toplam 43 28 56 83 93 96 130 142 210 225 226 349 237 267 301 340 443 554 705 TPE 68 53 67 110 149 154 202 410 525 686 685 1351 1814 846 796 403 0 0 0 PCT 7570 6710 5569 4675 4912 4281 4140 3631 2342 957 176 11 0 0 0 0 0 0 0 EPC Yabancı 7681 6791 5692 4868 5154 4531 4472 4183 3077 1868 1087 1711 2051 1113 1097 743 443 554 705 13,11 19,31 16,93 -5,55 13,75 1,32 6,91 35,94 64,72 71,85 -36,47 -16,58 84,28 1,46 47,64 67,72 -20,04 -21,42 Artış Oran (%) Toplam 8925 7816 6539 5510 5610 4869 4790 4305 3172 1936 1180 1784 2109 1136 1125 774 450 601 763 14,19 19,53 18,68 -1,78 15,22 1,65 11,27 35,72 63,84 64,07 -33,86 -15,41 85,65 0,98 45,35 72 -25,12 -21,23 - Genel Genel Toplam Artış Oran (%) 60 İSTANBUL TİCARET ODASI Tablo 2.2. Patent Tescillerinin Yıllara Göre Dağılımı 35543 41414 32397 35858 52386 68391 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Kaynak: www.tpe.gov.tr 34543 26963 2005 40757 18931 2004 2006 14542 2003 2007 10150 13502 10668 2000 2001 12355 1999 2002 9778 6676 1997 1998 5259 7190 1995 1996 Sayı Yıl 30,55 46,09 10,68 -21,77 16,52 -12,79 17,99 28,11 42,43 30,18 7,7 33,02 -4,86 -13,65 85,07 -31,72 35,99 36,72 - Artış Oranı (%) Yerli 4287 3680 2788 2806 3918 3195 3537 2953 2227 2094 1715 2337 2282 3678 5876 3241 5589 3589 3241 Sayı 16,49 31,99 -0,64 -28,38 22,63 -9,67 19,78 32,6 6,35 22,1 -26,62 2,41 -0,38 -37,41 81,3 -42,01 55,73 10,74 - Artış Oranı (%) Yabancı 60 10511 8655 3413 8961 11589 8587 10726 4091 5482 6909 6053 3797 2134 2028 308 0 1 0 0 Sayı 21,44 153,59 -61,91 -22,68 34,96 -19,94 162,19 -25,37 -20,65 14,14 59,42 77,93 5,23 558,44 - - - - - Artış Oranı (%) Madrid Protokolü Başvuruları 14798 12335 6201 11767 15507 11782 14263 7044 7709 9003 7768 6134 4416 5706 6184 3241 5590 3589 3241 Toplam 19,97 98,92 -47,3 -24,12 31,62 -17,39 102,48 -8,63 -14,37 15,9 26,64 38,9 -22,61 -7,73 90,81 -42,02 55,75 10,74 - Artış Oranı (%) 83189 64721 42059 44164 56921 47325 55020 41587 34672 27934 22310 19636 14566 16374 18539 9917 15368 10779 8500 Genel Toplam 28,53 53,88 -4,77 -22,41 20,28 -13,99 32,3 19,94 24,12 25,21 13,62 34,81 -11,04 -11,68 86,94 -35,47 42,57 26,81 - (%) Genel Artış Oranı Toplam FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 61 Tablo 2.3. Endüstriyel Tasarım Tescillerinin Yıllara Göre Dağılımı 18931 26963 34543 40757 35543 2004 2005 2006 2007 2008 Kaynak: www.tpe.gov.tr 68391 14542 2003 52386 13502 2002 2013 10150 2001 2012 10668 2000 35858 12355 1999 2011 6676 1998 41414 9778 1997 32397 7190 1996 2009 5259 1995 2010 Sayı Yıl 30,55 46,09 10,68 -21,77 16,52 -12,79 17,99 28,11 42,43 30,18 7,7 33,02 -4,86 -13,65 85,07 -31,72 35,99 36,72 - Artış Oranı (%) Yerli 4287 3680 2788 2806 3918 3195 3537 2953 2227 2094 1715 2337 2282 3678 5876 3241 5589 3589 3241 Sayı 16,49 31,99 -0,64 -28,38 22,63 -9,67 19,78 32,6 6,35 22,1 -26,62 2,41 -0,38 -37,41 81,3 -42,01 55,73 10,74 - Artış Oranı (%) Yabancı 60 10511 8655 3413 8961 11589 8587 10726 4091 5482 6909 6053 3797 2134 2028 308 0 1 0 0 Sayı 21,44 153,59 -61,91 -22,68 34,96 -19,94 162,19 -25,37 -20,65 14,14 59,42 77,93 5,23 558,44 - - - - - Artış Oranı (%) Madrid Protokolü Başvuruları 14798 12335 6201 11767 15507 11782 14263 7044 7709 9003 7768 6134 4416 5706 6184 3241 5590 3589 3241 Toplam 19,97 98,92 -47,3 -24,12 31,62 -17,39 102,48 -8,63 -14,37 15,9 26,64 38,9 -22,61 -7,73 90,81 -42,02 55,75 10,74 - Artış Oranı (%) 83189 64721 42059 44164 56921 47325 55020 41587 34672 27934 22310 19636 14566 16374 18539 9917 15368 10779 8500 Genel Toplam 28,53 53,88 -4,77 -22,41 20,28 -13,99 32,3 19,94 24,12 25,21 13,62 34,81 -11,04 -11,68 86,94 -35,47 42,57 26,81 - (%) Genel Artış Oranı Toplam 62 İSTANBUL TİCARET ODASI Tablo 2.4. Marka Tescillerinin Yıllara Göre Dağılımı 376 704 678 964 1665 2148 1833 2148 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Kaynak: www.tpe.gov.tr 1993 257 2001 2013 145 2000 2241 160 1999 2012 141 1998 2021 113 1997 1946 0 1996 2010 0 2011 TPE Yıl 1995 2245 1997 4 1948 2022 2151 1833 2148 1665 964 678 704 376 257 145 160 141 113 0 0 Toplam 4 2 1 3 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 PCT Yerli -11,05 15,25 -3,66 -6 17,35 -14,66 29,01 72,72 42,18 -3,69 87,23 46,3 77,24 -9,38 13,48 24,77 - - - Artış Oranı (%) 37 47 25 24 26 31 29 21 12 9 14 13 11 4 11 8 4 0 0 TPE 3 7 3 3 2 5 4 4 1 0 2 0 0 0 0 0 0 0 0 PCT 40 54 28 27 28 36 33 25 13 9 16 13 11 4 11 8 4 0 0 Toplam Yabancı -25,93 92,85 3,7 -3,57 -22,22 9,09 32 92,3 44,44 -43,75 23,07 18,18 175 -63,63 37,5 100 - - - Artış Oranı (%) 2037 2299 1976 2049 2179 1869 2181 1690 977 687 720 389 268 149 171 149 117 0 0 Genel Toplam -11,4 16,34 -3,56 -5,96 16,58 -14,3 29,05 72,97 42,21 -4,58 85,08 45,14 79,86 -12,86 14,76 27,35 - - - Genel Artış Oranı (%) FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ Tablo 2.5. Faydalı Model Tescillerinin Yıllara Göre Dağılımı 63 64 İSTANBUL TİCARET ODASI 2.2. Ar-Ge Faaliyetlerine Uygulanan Destek ve Teşvikler Türkiye’de gerek kalkınma planları gerekse uzun vadeli planlarda öngörüldüğü gibi, işletmelerin inovasyon ve Ar-Ge yatırımları konusunda bilinçlendirilerek, işletme ve ülke düzeyinde katma değer yaratılması öncelikli konulardan biri durumuna gelmiştir. Daha önceki bölümlerde de belirtildiği gibi Ar-Ge faaliyetleri büyük miktarda kaynak gerektiren çalışmalardır ve işletmelerin tek başlarına böyle bir süreci yürütmeleri oldukça zordur. Bu nedenle; TÜBİTAK, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) ve Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından işletmelere destek sağlanmaktadır. Ar-Ge ile ilgili çalışmaların teşvik edilmesi amacı ile 5746 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun 12 Mart 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra 1 Nisan 2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun amacı, Ar-Ge ve yenilik yoluyla ülke ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulması için teknolojik bilgi üretilmesini, üründe ve üretim süreçlerinde yenilik yapılmasını, ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesini, verimliliğin artırılmasını, üretim maliyetlerinin düşürülmesini, teknolojik bilginin ticarileştirilmesini, rekabet öncesi işbirliklerinin geliştirilmesini, teknoloji yoğun üretim, girişimcilik ve bu alanlara yönelik yatırımlar ile Ar-Ge’ye ve yeniliğe yönelik doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkeye girişinin hızlandırılmasını, Ar-Ge personeli ve nitelikli işgücü istihdamının artırılmasını desteklemek ve teşvik etmektir46. Adı geçen kanunla, işletmelere sağlanan en önemli destek Ar-Ge indirimidir. Buna göre, belli özellikteki işletmelerin yaptığı Ar-Ge harcamaları ticari kazancın tespitinde % 100 oranında indirim konusu yapılmaktadır. Bu duruma ek olarak, Ar-Ge indirimi dışında Gelir Vergisi Stopajı Teşviki, Sigorta Primi Desteği, Damga Vergisi İstisnası, Teknogirişim Sermayesi Desteği adı 46 Ayrıntılı bilgi için bakınız. http://www.mevzuat.gov.tr/Kanunlar.aspx FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 65 altında destek, teşvik ve muafiyetler sağlanmaktadır. Konu ile ilgili olarak ayrıca, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda ayrı ayrı düzenlemeler yapılmıştır. 2.2.1. TÜBİTAK Tarafından Sağlanan Destekler Ülkemizde; kamu kurum ve kuruluşları ile reel sektör firmalarının teknoloji ve yenilik üretmesi için teşvik edilmesi konusunda destek sağlayan kurumların başında TÜBİTAK gelmektedir. Ayrıca yatırım teşviği ve Ar-Ge indirimini kapsayan sanayi teşvikleri TÜBİTAK tarafından yürütülmektedir. TÜBİTAK’ın reel sektöre yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde Ar-Ge Destek Programlarının adları ve kodları aşağıda belirtilmektedir47. • 1501- TÜBİTAK Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı • 1503-TÜBİTAK Proje Pazarı Destekleme Programı • 1505-TÜBİTAK Üniversite-Sanayi İşbirliği Destek Programı • 1507-TÜBİTAK KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı • 1511-TÜBİTAK Öncelikli Alanlar Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Destekleme Programı. • 1512-TÜBİTAK Öncelikli Alanlar Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Destekleme Programı • Uluslararası ortaklı destek programları ise; • 1509-TÜBİTAK Uluslararası Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı • AB 7. Çerçeve Programı • Horizon 2020 (H2020) olarak sıralanabilir. 47 Ayrıntılı bilgi için bakınız. http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/sanayi/sanayi-tesvikleri/icerik-hazine-mustesarligiyatirim-tesviki 66 İSTANBUL TİCARET ODASI Horizon 2020 Programı; AB 7.Çerçeve Programı’nın devamı olarak AB tarafından yürütülmektedir. 71 Milyar Euro bütçeye sahip olan program 2014- 2020 yılları arasında yürürlükte olacaktır. Yeni Araştırma ve İnovasyon Çerçeve Programı olan H2020, Araştırma Fonu Programı ile araştırmanın güçlendirilmesi, inovasyonun teşvik edilmesi ve bilim insanları ile Sanayi ve KOBİ’lerin AB destekli projeler için ihtiyaç duydukları fonların alınması süreçlerinin kolaylaştırılması hedeflenmektedir48. Yukarıda belirtilen tüm programlar proje bazlı olup, belli başvuru koşullarına, farklı destek süresi ve destek miktarına sahip programlardır. 2.2.2. TTGV Tarafından Sağlanan Destekler TTGV, özel ve kamu sektörü tarafından ortaklaşa olarak kurulmuş ve kar amacı gütmeyen bir kuruluştur49. TTGV tarafından sağlanan desteklerin amacı, işletmelerin teknoloji geliştirme kapasitelerini en üst düzeye çıkarmak ve bu sayede ulusal, uluslararası düzeyde rekabet edebilen işletmeler haline gelmelerini sağlamaktır. TTGV; Ar-Ge destekleri kapsamında Teknoloji Geliştirme Projeleri Desteği, Ticarileştirme Projeleri Desteği ve İleri Teknoloji Projeleri Desteği adı altında üç program yürütmektedir. 1992 yılında başlatılan ve Türkiye’nin ilk Ar-Ge Projesi desteği olan Teknoloji Geliştirme Projeleri Desteği, çeşitli kurum ve kuruluşlardan sağlanan fonlar aracılığıyla sanayi ve yazılım kuruluşlarına destek sağlamıştır. Fakat 2010 yılından bu yana Destek ve Fiyat İstikrar Fonu’ndan (DFİF) kaynak sağlanamadığı için bu programa başvuru yapılmamaktadır. 48 TÜBİTAK, (2012), H2020: Yeni AB Araştırma ve Yenilik Çerçeve Programı Bilgi Notu, http://www.fp7.org.tr/tubitak_content_files///Horizon2020/Horizon_2020_BTYK_Bilgi_ Notu_26062012_v06.pdf 49 TTGV, 24 özel sektör, 5 kamu, 11 şemsiye kuruluş ve 15 gerçek kişinin biraya gelmesi ile kurulmuş bir vakıftır. Türkiye Cumhuriyeti ve Dünya Bankası arasında imzalanmış olan bir uluslararası borç anlaşması gereğince kurulmuş olduğu için, TTGV Kanunla Kurulmuş Vakıf statüsüne sahip 4 Vakıf’tan biridir. TTGV Türkiye Cumhuriyeti’nin Vakıflar ile ilgili tüm mevzuatına tabidir. http://www.ttgv.org.tr/tr/kisaca-ttgv FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 67 Bir diğer program olan ve 2006 yılında başlatılan Ticarileştirme Desteği Programına, prototip geliştirme aşamasını başarı ile tamamlamış sanayi kuruluşları ve yazılım işletmeleri başvurabilmektedir. Bununla birlikte, yeterli altyapı çalışması sağlanamadığından başvuru yapılmamaktadır. TTGV tarafından sağlanan son destek programı olan İleri Teknoloji Projeleri Desteği ise 2010 yılından itibaren uygulanmaya alınmış ve bu destek ile vakıf tarafından belirlenen öncelikli teknoloji alanlarında yüksek katma değer ve ileri seviyede yenilik içeren projelerin desteklenmesi amaçlanmaktadır50. 2.2.3. KOSGEB Tarafından Sağlanan Destekler KOSGEB, KOBİ’lerin etkinliğini ve rekabet gücünü arttırmak amacı ile kurulmuştur. KOSGEB, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı bir kamu kuruluşu olup çok sayıda ve farklı alanlarda destek programı yürütmektedir. ArGe, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı, bu programlardan biri olup, amaçları aşağıda belirtilmektedir51. • Bilim ve teknolojiye dayalı yeni fikir ve buluşlara sahip KOBİ ve girişimcilerin geliştirilmesi, • Teknolojik fikirlere sahip tekno-girişimcilerin desteklenmesi, • KOBİ’lerde Ar-Ge bilincinin yaygınlaştırılması ve Ar-Ge kapasitesinin artırılması, • Mevcut Ar-Ge desteklerinin geliştirilmesi, • İnovatif faaliyetlerin desteklenmesi, Ar-Ge ile inovasyon proje sonuçlarının ticarileştirilmesi ve endüstriyel uygulamasına yönelik destek mekanizmalarına ihtiyaç duyulması. Bu program dahilinde, Ar-Ge ve İnovasyon Programı için en az 12, en çok 24 ay, Endüstriyel Uygulama Programı için en çok 18 ay, her iki program için de kurul kararı ile 12 aya kadar ek süre verilebilmektedir. 50 http://www.ttgv.org.tr/tr/ar-ge-proje-destekleri 51 http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=6&refContent=68 68 İSTANBUL TİCARET ODASI 2.3. KOBİ’lere Verilen Teşvikler KOBİ’lerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik’e göre, yıllık net satış geliri ya da mali bilançosu 25 milyon TL’yi geçmeyen ve çalışan sayısı 250’den az olan işletmeler KOBİ olarak tanımlanmaktadır. Aynı yönetmeliğe göre, sermayesinin veya oy haklarının %25’inden fazlası kamu kurum veya kuruluşunun kontrolünde olan işletmeler, bu tanımlamanın içinde olsalar bile KOBİ tanımına girmemektedirler52. KOBİ’lerin büyüme hedeflerini yerine getirebilmeleri için öz sermaye karlılıklarını arttırmaları gerektiği kaçınılmaz bir gerçektir. Karlılık artışında önemli rol oynayan faktörlerden bazıları verimlilik artışı, markalaşma, aktif devir hızındaki artış ve Ar-Ge harcamaları olarak sıralanabilir53. Piyasada rekabet üstünlüğü sağlayabilmek için katma değeri yüksek ürün üretmek son derece önemlidir. Ancak Ar-Ge harcamaları doğru alanlara yöneltildiği takdirde, pazar ihtiyaçlarına karşılık verilebilecek ve bahsi geçen karlılık arttırıcı faktörler yerine getirilebilecektir. Küresel Rekabet için Ar-Ge ve İnovasyon başlıklı araştırma raporuna göre Türkiye’de faaliyet gösteren KOBİ’lerin sayısı 500.00’den fazla olmasına rağmen, 2010 yılı itibariyle Ar-Ge ve inovasyon desteği alan KOBİ’lerin sayısının sadece 336 olduğu belirtilmiştir54. 52 Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik, (2005) 53 MÜSİAD Bilim ve Teknoloji Komisyonu (2012), “Küresel Rekabet İçin Ar-Ge ve İnovasyon” 54 A.g.e. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 69 Tablo 2.6. KOBİ Ar-Ge Desteklerinin Yıllar İtibariyle Gelişimi 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Desteklenen projelere verilen hibe destek tutarı (Milyon TL) 135,5 109,9 126,4 125,9 80,7 83,9 Hibe destek verilen KOBİ sayısı 454 465 488 417 422 424 Hibe destek verilen proje sayısı 517 557 606 536 546 562 İşletme başına destek miktarı (TL) 52,029 73,517 84,990 205,898 201,283 327,815 Kaynak: TÜBİTAK (2012), KOBİ Ar-Ge Destekleri Tablo 2.6; TÜBİTAK tarafından 2007-2012 yıllarında KOBİ’lere sağlanan Ar-Ge desteklerini göstermektedir. Hibe destek verilen proje sayısı son yılda artış göstermiştir. Aynı zamanda işletme başına verilen destek miktarı da artmaktadır55. Bu durum toplam destek miktarının son yıllarda artış göstermediğini belirtmektedir. TEYDEB’in 2012 yılında yayınlamış olduğu TÜBİTAK Reel Sektöre Yönelik Ar-Ge ve Yenilik Destek Programlarına İlişkin İstatistikler Raporu’na göre, 13.604 proje başvurusu yapılmış; bu başvuruların 8.371 adedi desteklenmiş ve bunlardan 5.525 adedi tamamlanmıştır56. 55 TÜBİTAK (2012), “KOBİ Ar-Ge Destekleri Proje Raporu” 56 TEYDEB (2012), “TÜBİTAK Özel Sektöre Yönelik Ar-Ge ve Yenilik Destek Programlarına İlişkin İstatistikler Raporu” 70 İSTANBUL TİCARET ODASI Grafik 2.1. Proje Başvurularında KOBİ’lerin Yıllar İtibariyle Payı Kaynak: TEYDEB (2012), “TÜBİTAK Özel Sektöre Yönelik Ar-Ge ve Yenilik Destek Programlarına İlişkin İstatistikler Raporu” KOBİ’lerin ve büyük ölçekli firmaların proje başvurularındaki payını 1995-2011 yılları itibariyle gösteren Grafik 2.1’de görüldüğü gibi, bu başvurularda KOBİ’lerin payı, 1995-2001 yılları arasında % 49 iken, 20022006 yılları arasında % 66’ya yükselmiş, 2007-2011 yıllarında ise % 79’luk düzeye ulaşmıştır. Ayrıca, toplam proje başvuruları 2007-2011 yılları arasında, 1995-2001 yıllarına göre yaklaşık 5 kat, 2002-2006 yıllarına göre ise yaklaşık 4 kat artmıştır. İlgili rakamlar firma bazında incelendiğinde, başvuru yapan 6.204 adet firmanın % 90’ını KOBİ’ler oluştururken, geri kalan % 10’luk kısmını ise büyük ölçekli firmalar meydana getirmektedir57. Bu durum, KOBİ’lerin son yıllarda inovasyona ve Ar-Ge yatırım projelerine verdikleri önemi göstermektedir. 57 TEYDEB (2012), A.g.e. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 71 İtibariyle KOBİ’lerin Payı Grafik 2.2. Proje Desteklerinde Yıllar İtibariyle Payı 1.313 2007 -2011 3.938 5.251 716 2002 -2006 1.169 1.885 683 1995 -2001 582 1.265 0 1.000 Destek kararı verilen proje sayısı Büyük ölçekli firmalara destek kararı ve 2.000 3.000 4.000 5.000 6.000 KOBİ'lere destek kararı verilen proje sayısı rilen proje sayısı Kaynak: TEYDEB (2012), “TÜBİTAK Özel Sektöre Yönelik Ar-Ge ve Yenilik Destek Programlarına İlişkin İstatistikler Raporu” İlgili rapora göre, destekleme kararı verilen proje sayısı 1995-2011 yılları itibariyle incelendiğinde ise, KOBİ’lerin payının, 1995-2001 yıllarında % 46, 2002-2006 yıllarında % 63 ve 2007-2011 yıllarında ise % 75’e yükseldiği görülmektedir. 72 İSTANBUL TİCARET ODASI Grafik 2.3. Proje Başvurularının Firma Ölçeğine Göre İtibariyle Dağılımı YıllarYıllar İtibariyle Dağılımı 1688 2011 363 2010 372 2009 376 2008 381 2007 1325 1755 1383 2001 1625 2285 1904 1498 329 2006 1169 711 265 2005 446 595 217 2004 378 503 160 2003 119 20 02 130 2001 343 418 299 374 244 333 141 192 2000 119 141 0 260 500 KOBİ proje başvurusu 1000 1500 Büyük ölçekli firmaların proje başvurusu 2000 2500 Toplam proje başvurusu Kaynak: TEYDEB (2012), “TÜBİTAK Özel Sektöre Yönelik Ar-Ge ve Yenilik Destek Programlarına İlişkin İstatistikler Raporu” Grafik 2.3. incelendiğinde, KOBİ proje başvuru sayısı, 2011 yılında, 2000 yılına göre yaklaşık 10 kat artarken, büyük ölçekli firmalarda bu artışın yaklaşık 3 kat ile sınırlı kaldığı gözlemlenmektedir. Büyük ölçekli firmalarda kaynak ve kalifiye personel sayısı KOBİ’lere göre fazla olmasına rağmen, bu firmaların teşviklerden yeteri kadar faydalanmadığı görülmektedir. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 73 Grafik 2.4. Proje Desteklerinin Firma Ölçeğine Göre Yıllar İtibariyle Dağılımı 2011 1070 258 2010 812 1075 264 2009 251 2008 249 2007 210 2006 207 2005 172 2004 94 1185 934 1199 950 732 522 534 327 449 277 374 117 2003 811 257 279 185 0 KOBİ desteklenen proje başvurusu Toplam desteklenen proje sayısı Büyük ölçekli firmaların desteklenen proje başvurusu Kaynak: TEYDEB (2012), “TÜBİTAK Özel Sektöre Yönelik Ar-Ge ve Yenilik Destek Programlarına İlişkin İstatistikler Raporu” Proje desteklerinin firma ölçeğine göre dağılımı incelendiğinde ise, desteklenen KOBİ proje sayısı; 2011 yılında, 2000 yılına göre yaklaşık 3 kat artarken, büyük ölçekli firmaların desteklenen proje sayısı ise yaklaşık 4,5 katına çıkmıştır. Yukarıda yer alan grafiklerden görüleceği üzere, son yıllarda KOBİ’lere verilen teşviklerde artış olmasına rağmen, istenilen düzeye ulaşılamamıştır. Bunun nedenleri; teşvik mevzuatının karmaşıklığı, KOBİ’lerin çoğunluğunun bu mevzuatın güncel halinden haberdar olmamaları, teşvik belgesini alana kadar takip edilmesi gereken bürokratik sürecin uzunluğu ve karmaşıklığı olarak sıralanabilir. 74 İSTANBUL TİCARET ODASI FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ BÖLÜM 3 İNOVASYONU ETKİLEYEN TEMEL FAKTÖRLER 75 76 İSTANBUL TİCARET ODASI 3. İnovasyonu Etkileyen Temel Faktörler “Hayalgücü, yaratıcılığın başlangıcıdır. Neyi arzu ederseniz onun hayalini kurarsınız ve neyin hayalini kurarsanız sonunda onu elde edecek yaratıcılığı bulursunuz.” G. Bernard Shaw İ şletmelerin rekabet ortamında öne çıkabilmeleri için, kendilerini diğerlerinden ayıran özelliklere sahip olmaları gerekmektedir. İşletmelerin, artan rekabet ortamında ayakta kalabilmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için de sürekli olarak değişim ve yenilenme çok önemlidir. Özellikle son yıllarda; inovasyon, rakiplere kıyasla çok çeşitli avantajlar sağlayarak, işletmelerin sürdürülebilirliğini sağlayan kritik bir unsur haline gelmiştir. Bu bölüm; firma ölçeğinin, sektörel farklılaşmanın, yabancı sermayenin, işletmelerin halka açık olup olmamasının, inovasyon türleri ve firma işbirliklerinin inovasyon faaliyetleri üzerindeki etkisini içermektedir. 3.1. Firma Ölçeğinin İnovasyona Etkisi Firma ölçeklerinin farklılaşması, inovasyon düzeyine etki eden temel faktörlerden birisidir. Özellikle, KOBİ’lerin, yapılarının küçük olması itibariyle yenilikçi faaliyetlere daha yatkın oldukları bilinmektedir. Bu durum KOBİ’lerin karar mekanizmalarının hızlı ve ilgili süreçlerin kısa olmasından kaynaklı esnek bir yapıya sahip olmalarından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla, küçük ölçekteki firmalar büyük işletmelere göre inovasyon yapma konusunda daha avantajlı bir duruma gelmektedir. Öte yandan, katlandıkları yüksek maliyetler nedeniyle KOBİ’ler, büyük işletmelere göre daha az yatırım yapabilecek güçtedirler. Konu rekabet açısından incelendiğinde ise, küçük ölçekli işletmelerin büyük ölçekli olanlara göre inovasyon sayesinde daha fazla fark ve katma değer yaratmaları beklenmektedir. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 77 2010 yılında, Türkiye’de yapılmış bir pilot çalışmada58 çalışan sayısı 0 ve 49 arasında değişen KOBİ’lerde teknolojik inovasyon faaliyetlerinde bulunma oranının yaklaşık % 20 olduğu, 250 ve 999 çalışanı bulunan işletmelerde ise bu oranının % 40 düzeyine kadar çıktığı raporlanmıştır. Bir diğer çalışma da benzer sonuca ulaşılmış ve işletme çalışan sayısındaki artışın inovasyon başarısını olumlu yönde etkilediği gösterilmiştir59. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, KOBİ’ler Ar-Ge bölümlerinin mevcut olmaması nedeniyle büyük işletmeler ile işbirliğine gitme yolunu tercih etmektedirler. İlgili çalışmada, yeniliğin özelliklerine yer verilmiş ve teknolojiyle inovasyonun Türkiye’de faaliyet gösteren KOBİ’ler için önemi vurgulanmıştır. İnovasyon, örgütsel bir faaliyet süreci olarak tanımlanmış, dolayısıyla tüm örgüt çalışanları tarafından benimsenmesinin öneminden bahsedilmiştir. Yeniliğin gerçekleştirilebilmesi için yeni ürünlerin geliştirilmesinin en az mevcut ürünlerin değiştirilmesi kadar gerekli olduğu belirtilmiştir. Bunun temelinde ilgili kavramın bir değişim ve gelişim sürecini ifade etmesine yer verilmiştir. Katlanılan tüm çabalara rağmen, pazara uyumda yaşanan sıkıntılar sebebiyle, her teknolojik yeniliğin başarılı olması söz konusu değildir. Ayrıca, yenilik kavramının sadece ürün, üretim ve kullanım alanları ile sınırlandırılmaması gerektiği, organizasyonun her aşamasında yer alabildiğinden bahsedilmiştir. Son olarak da yeniliğin çıktılarını teşkil eden ürün ve süreçlerin, üretim fonksiyonu üzerindeki olumlu niteliksel ve niceliksel etkisinden bahsedilmiştir. İnovasyonun, firmalar açısından önemi üç boyutta ortaya çıkmaktadır. • Rekabet • Verimlilik • Büyüme 58 Binicioğulları, N. (2008), “Türkiye ve AB’de KOBİ’lerin Rekabet Edebilirliği için Teknolojik Yeniliğin Önemi”. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi 59 Örücü, E., Kılıç, R., Savaş, A. (2011), “KOBİ’lerde İnovasyon Stratejileri ve İnovasyon Yapmayı Etkileyen Faktörler: Bir Uygulama”. Doğuş Üniversitesi Dergisi, 12(1), s. 58-73 78 İSTANBUL TİCARET ODASI i) Rekabet İşletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmek için olması gereken stratejik bir kavramdır. Günümüzde, rekabet avantajı sağlayan unsurlardan biri de yenilikçiliktir. Rekabet konusunda birçok önemli çalışması olan Porter (2004)60, günümüz rekabet ortamında işletmelerin başarılı olmasının temelinde üretilen ürün, kalite ve güvenilirliğinin artmasının paralelinde, yeni ürün çeşitlerinin artmasını da vurgulamıştır. Dolayısıyla, firmaların rekabet düzeylerini belirleyen en önemli unsurlardan birinin yaratmış oldukları ve pazara sundukları ürün olduğu söylenebilir. Bu bağlamda, dünyanın en büyük piyasa değerine sahip olan şirketlerinden biri olan Apple firmasının, 2007 yılında piyasaya sunduğu iPhone ürünü örnek olarak gösterilebilir. Apple firması, oldukça yenilikçi bir ürün olan iPhone’u piyasaya sürerek, kendi pazarını oluşturmaya odaklanmış ve pazardan en yüksek payı elde etmeyi hedeflemiştir. Bir başka örnek olarak Güney Kore’li Samsung firması gösterilebilir. Samsung sahip olduğu yenilikçi strateji sayesinde teknolojik inovasyon ile sayısız ürün üreterek küresel bir güce dönüşmeyi başarmıştır. ii) Verimlilik İşletmeler, yeni üretim süreçlerini geliştirip, maliyetlerini azaltarak, verimliliklerini arttırma yolu ile avantaj elde edebilirler. iii) Büyüme İnovasyonun bir diğer önemi ise, şirketlerin büyüme süreci üzerinde olumlu bir etkiye sahip olmasıdır. Yapılan akademik çalışmalarda, genel olarak, KOBİ’lerin ürün yeniliklerinde, büyük ölçekli işletmelerin de süreç yeniliklerinde uzmanlaştıkları görülmektedir. Ürün bazında yapılan yeniliklerin süreç bazında yapılan yeniliklere göre daha fazla patent tescili aldığı görülmektedir. Bu nedenle, literatürde bazı çalışmalarda, KOBİ’lerin daha yenilikçi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. 60 Porter, M. (2004),“Competitive Advantage”, Free Press, New Edition Books FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 79 3.2. Sektörel Farklılaşmanın İnovasyona Etkisi İnovasyon konusunda sektörler arasında önemli farklılıkların olduğunu öne süren çalışmalar mevcuttur. Son yıllarda inovasyon konusunda yapılan çalışmalardan birisi olan Aras v.d. 201061, inovasyon alanında öne çıkan otomotiv sektöründe faaliyet gösteren firmaların etkinlikleri ile inovasyon kapasiteleri arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. 2005-2008 yılları arasında, İSO 500’de yer alan otomotiv firmalarını kapsayan çalışma sonuçlarına göre, inovasyon kapasitesi ile firma etkinliği arasında anlamlı ve olumlu bir ilişki bulunmuştur. Yani, inovasyon kapasitesi yüksek firmaların etkinliğinin de daha yüksek olduğu görülmüştür. WIPO 2011 Inovasyonun Değişen Yüzü Raporu’na göre62, dünya çapında teknoloji sektörü bazında yapılan patent başvuru sayılarına bakıldığında, özellikle bilgi işlem sektörünün 2006-2009 yılları arasında sahip olduğu % 8.7’lik büyüme oranı ile ön sırada yer aldığı görülmektedir. Bir başka önemli artış ise % 8.5 ile dijital iletişim sektöründe olmuştur. Nanoteknoloji sektöründeki patent başvuru sayılarının büyüme hızı ise % 6.5 olarak belirtilmiştir. 2006-2009 yılları arasında büyüme hızında en az artış olan sektörün ise % 4.2 ile tekstil ve kağıt ürünleri sektörü olduğu belirtilmiştir. Yine aynı raporda, ilgili veriler ülkeler açısından incelendiğinde ise, Kanada ve ABD’nin bilgisayar teknolojilerinde en çok patent başvurusuna sahip ülkeler olduğu görülmektedir. Sektörel farklılaşmanın inovasyon ve marka performası üzerindeki etkisini inceleyen çalışmada Weerawarden v.d. (2006)63 yöneticilerin sektörel yapılanma üzerindeki algılarının örgütsel strateji ve davranışları etkilediğini 61 Aras, G., Aybars, A., Kutlu, Ö., Tezcan, N. (2010), “The Relationship between Firm Efficiency and Innovation Capacity: An Application on Turkish Automotive Industry Using DEA and Panel Data Analysis”, International Conference on Global Trends in the Efficiency and Risk Management of Financial Services Conference , Chania, Greece 62 WIPO (2011), “The Changing Face of Innovation Report” 63 Weerawarden, J., O’Cass, A., Julian C. (2006) “Does Industry Matter? Examining the Role of Industry Structure and Organizational Learning in Innovation and Brand Performance”, Journal of Business Research, No. 59, s. 37-45. 80 İSTANBUL TİCARET ODASI göstermektedir. Bu etkileşim doğrultusunda rekabetin yoğun olduğu sektörlerde, örgütsel öğrenmenin tetiklendiği ve yöneticilerin firmaların inovasyonunu arttıran ihtiyari kararları daha sıklıkla aldıkları gözlemlenmiştir. Dolayısıyla, rekabetçi sektörlerde faaliyet gösteren firmaların, inovatif aktivitelere daha fazla yoğunluk verdikleri görülmektedir. 1998-2000 yılları arasında halka açık İngiliz şirketler üzerinde yapılan bir çalışmada, şirket büyüklüğü, sektörel farklılaşma, piyasa değeri ve Ar-Ge harcamaları arasındaki ilişki incelenmiştir64. Araştırmaya konu olan şirketler imalat ve imalat dışı olmak üzere iki ana kategoriye ayrılmış ve bu şirketler Ar-Ge harcamaları bakımından sıralandığında bu harcamaların % 88’lik kısmının en büyük ilk 10 alt sektör tarafından yapıldığı tespit edilmiştir. Yine aynı çalışmada şirketler Ar-Ge yoğunluğu açısından incelendiğinde; eczacılık ve biyoteknoloji, elektronik ve elektrik teçhizatı sektörlerinin toplam Ar-Ge harcamalarının yaklaşık % 50’lik kısmını meydana getirdiği görülmektedir. 3.3. Yabancı Sermayenin İnovasyona Etkisi Gelişmekte olan ülke ekonomileri için, yabancı sermaye yatırımlarının etkisi oldukça önemlidir. Firmalar, inovasyon kapasitelerini arttırmak ve yeni teknolojileri kullanma yeteneklerini geliştirmek için de yabancı sermaye yatırımlarına ihtiyaç duymaktadır. Literatürde yabancı sermayenin inovasyona etkisi konusunu çeşitli yönleriyle araştıran çok sayıda çalışma mevcuttur. Aras v.d. (2010)65, firmalardaki yabancı sermaye oranının inovasyon kapasitesi üzerindeki etkisini araştırdığı çalışmada, 2009 yılına ait 144 halka açık firmanın verisini kullanmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, firmalarda bulunan yabancı ortak payı inovasyon ile ilgili faaliyetleri etkilememektedir. İnovasyon ile ilgili faaliyetleri olumlu olarak etkileyen tek değişkenin firma büyüklüğünü ifade eden satışlar olduğu görülmüştür. Uygulama yılının 2008 64 Shah, S. Z. A., Stark, A. W., Akbar, S. (2008), “Firm Size, Sector and Market Valuation of R&D Expenditures”. Applied Financial Economics Letters, No. 4, s. 87-91 65 Aras, G., Aybars, A., Kutlu, Ö., Tezcan, N. (2010), “Does Foreign Capital Impact Firm Innovation Capacity?: An Emerging Market Perspective”. International Journal of Arts & Sciences, No. 7, s.163-172. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 81 küresel krizinin etkilerinin hala hissedildiği bir yıl olması nedeniyle, elde edilen sonuçların bu yönde olduğu görülmektedir. Yabancı sermaye ve inovasyon arasındaki ilişkiyi inceleyen bazı çalışmalarda ise farklı sonuçlara ulaşılmıştır. Bunlardan Falk (2008), 12 Avrupa ülkesine ait 28.000 firmayı incelediği çalışmasında inovasyon performansı ve yabancı yatırım arasında pozitif yönlü bir ilişki tespit etmiştir66. Dachs ve Ebersberger (2009) tarafından yapılmış bir diğer araştırmada ise 1998-2000 yılları arasında 1.294 Avusturya şirketi incelenmiş ve şirketlerin inovatif faaliyetleri ile yabancı sahiplik yapıları arasında bir bağlantı olmadığı rapor edilmiştir. Bu bulguya ek olarak çok uluslu şirketlerin yapısında yer almanın, inovasyon sürecinde karşılaşılan engelleri ortadan kaldırmaya yardımcı olduğu belirtilmiştir67. Farklı sonuçların tespit edildiği bir diğer çalışma ise Almeida ve Fernandes (2007) tarafından 2002-2005 yılları arasında gelişmekte olan 43 ülkeye ait şirketlerin verisi üzerinde yapılmıştır. İlgili çalışmanın sonuçları, yerli ve azınlık yabancı payına sahip şirketlerin, çoğunluk yabancı payına sahip şirketlere göre inovasyon yapma eğilimlerinin daha yüksek olduğunu göstermiştir68. Bahsedilen araştırmaların bulguları incelendiğinde, bu alanda yapılan çalışmaların, ilgili ülke, şirket ve zaman dilimi seçimlerine göre farklı sonuçlara işaret ettiği, dolayısıyla inovasyon ile yabancı sahiplik arasındaki ilişkinin yönüne dair net bir karar verilmesinin mümkün olmadığı söylenebilir. 3.4. Halka Açık Firmalarda Farklılaşma Firmaların halka açıklık durumu ve inovasyon performansı arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalar daha çok piyasa değeri üzerine odaklanmıştır. İnovasyon faaliyetleri için genellikle Ar-Ge harcamaları, patent, ticari marka 66 Falk, M. (2008), “Effects of Foreign Ownership on Innovation Activities: Empirical Evidence for Twelve European Countries”. National Institute Economic Review. No. 204, s. 85-97 67 Dachs, B., Ebersberger, B. (2009), “Does Foreign Ownership Matter for the Innovative Activities of Enterprises?”. International Economics and Economic Policy, No. 6, s. 4157 68 Almeida, R., Fernandes A. M. (2007), “Openness and Technological Innovations in Developing Countries: Evidence from Firm-Level Surveys”. IZA Discussion Paper, No. 2907 82 İSTANBUL TİCARET ODASI gibi belirleyici bir değişken kullanılmış ve bu değişkenin analize konu olan işletmeler için yarattığı değer incelenmiştir. 2000-2009 yılları arasında 14 Avrupa ülkesinde faaliyet gösteren 1.748 halka açık şirket üzerinde yapılan çalışmada; Ar-Ge harcamalarının yaklaşık % 60’ının; % 29,94 ve % 28.38’lik paylarla sırasıyla Almanya ve Fransa’da yer alan işletmeler tarafından yapıldığı belirtilmiştir. Bir başka bulgu ise ilgili harcamaların % 80’den fazla bir kısmının tüketim malları, sanayi malları, teknoloji ve sağlık sektörlerinde yapıldığını göstermektedir. Çalışmanın sonuçları, yapılan Ar-Ge harcamalarının firma değeri üzerindeki olumlu etkisine işaret ederken; geçmiş yıllarda gerçekleştirilmiş ve aktifleştirilmiş Ar-Ge harcamalarının da piyasa tarafından olumlu algılandığını göstermiştir. Ülkeler arasındaki farklılaşmanın nedenleri; ülkelerin finansal sistemlerindeki farklılaşma, hisse senedi piyasası gelişmişlik düzeyi, yatırımcı koruması alanındaki uygulamalar, firma sahiplik yapısındaki yoğunlaşma düzeyi ve kurumsal yatırımcı sahiplik payı olarak belirlenmiştir69. ABD, Almanya ve Japonya’da yer alan halka açık şirketler üzerinde 1996-1998 yılları arasında yapılan bir başka araştırma da ise, hisse senedi piyasası odaklı Amerikan finansal sistemi hakkında sahip olunan firma miyopluğu, dolayısıyla uzun vadeli yatırımların azlığı hakkındaki önyargı kırılmıştır. Bulgular, Amerikan şirketlerinin en az Japonya ve Almanya’daki şirketler kadar Ar-Ge harcaması yaptığını göstermektedir. Ayrıca, ABD’deki piyasa algısının diğer iki ülkedeki gibi pozitif olduğunu fakat onlarda olduğu kadar güçlü olmadığını göstermektedir70. 1996-2002 dönemini kapsayan, halka açık 6.757 gözlem üzerinde gerçekleştirilen bir diğer çalışma ise Ar-Ge harcamaları, patent ve ticari 69 Appolloni, M., Corigliano, R., Duqi, A., Torluccio, G. (2011), “The Market Value of Innovation”. European Journal of Economics, Finance and Administrative Sciences, No. 36, s. 147-169 70 Bae, S. C., Kim, D. (2003), “The Effect of R&D Investments on Market Value of Firms: Evidence from U.S., Germany, and Japan”. The Multinational Business Review, No. 3, s. 51-75 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 83 markanın firma değeri üzerindeki etkisini Tobin’s Q değişkenini kullanarak incelemiştir. Sonuçlar, seçilmiş firma değeri göstergesi olan Tobin’s Q’nun en büyük payının % 19.9 ile Ar-Ge harcamalarından meydana geldiğini ve bunun sırasıyla % 8.1 ve % 4 .7 ile ticari marka ve patentler tarafından izlediği belirtilmiştir71. Aras vd. (2011)72 ise İSO 500 şirketleri içinde halka açık olan ve olmayan şirketlerin finansal performanslarını karşılaştırılarak, halka açık şirketlerin ArGe harcamalarının borsa performanslarına etki edip etmediğini araştırmıştır. Bu çalışmada, İSO tarafından belirlenen Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde yer alan 413 işletme arasında BİST imalat sanayi sektöründe işlem gören işletmeler araştırma kapsamına alınmıştır. İnovasyon ile ilgili faaliyetlere ait etkilerin en az bir yıl sonra işletme performansına etki edeceği varsayımı altında yapılan analizde, işletmelerin borsa performansı üzerine, Ar-Ge harcamaları ile birlikte, diğer finansal göstergelerin etkili olup olmadığı da araştırılmıştır. Çalışma bulgularına göre, işletmelerin borsa performanslarına etki eden tek değişkenin Ar-Ge faktörü olduğu görülmüştür. Elde edilen sonuca göre, İMKB İmalat Sanayinde işlem gören firmaların, Ar-Ge harcamalarının artışı, bu işletmelerin piyasa değerlerini olumlu yönde etkilemektedir. 3.5. İnovasyon Türleri ve Firma İşbirliklerinin İnovasyona Etkisi Çalışmanın ilk bölümlerinde de belirtildiği üzere, inovasyon konusu ürün, süreç, organizasyon ve pazarlama faaliyetlerinde ortaya çıkabilir. Çeşitli inovasyon türleri ile inovasyon performansını araştıran güncel çalışmalardan biri olan Kamber (2010)73, çalışmasında inovasyon türlerinin inovasyon 71 Sandner, P. G. (2011), “The Market Value of R&D, Patents, and Trademarks”. Research Policy, No. 7, s. 969-985 72 Aras, G., Aybars, A., Kutlu, Ö., Tezcan, N. (2011), “Determining Relationship between R&D and The Market Value: The Case of Turkey”, Applied Statistics 2011 International Conference 73 Kamber, S. (2010), “İmalat Sanayinde İnovasyon: Sanayi Kuruluşlarında İnovasyon Aktivitelerinin Inovasyon Performansı Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi”, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi 84 İSTANBUL TİCARET ODASI performansı üzerindeki etkisini 2008 yılında Türkiye’nin ilk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasında yer alan 110 imalat sanayi kuruluşu üzerinde incelemiştir. Bu doğrultuda; ürün, süreç, organizasyon ve pazarlama inovasyon faaliyetleri ile firmaların inovasyon performansı arasında olumlu bir etkinin var olup olmadığı araştırılmıştır. Anket yöntemi kullanılarak yapılan analiz sonuçlarına göre organizasyonel inovasyonun firmaların inovasyon performansını en çok etkileyen bağımsız değişken olduğu tespit edilmiş, bu değişkeni sırasıyla takip eden diğer değişkenlerin ise pazarlama, ürün ve süreç inovasyonları olduğu belirtilmiştir. Aynı çalışmanın analiz sonuçları işbirliklerinin inovasyon performansı üzerindeki olumlu etkisine işaret etmektedir. İşbirliklerinin inovasyon faaliyetleri etkisinin incelendiği bir diğer çalışmada, ODTÜ Teknokent’te yer alan şirketlerin üniversite ile yaptığı işbirliklerinin, inovasyon eğilimleri üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Çalışma dahilinde yapılan analizde ODTÜ Teknokent’te faaliyet gösteren 57 adet şirket incelenmiştir. Anket sonucuna göre, şirketlerin ürün, hizmet ya da süreç geliştirirken üniversiteyle işbirliği içinde bulunmalarının inovasyon yapma eğilimlerini arttırdığını göstermiştir74. Firmaların stratejik işbirlikleri, küresel yenilik yaratma performansları ve finansal performansları arasındaki bağlantıyı inceleyen bir diğer çalışma Sivakumar v.d. (2011)75 tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada stratejik işbirlikleri özellikleri açısından ele alınmış ve bu bağlamda işbirlik tecrübeleri başlığı altında firmaların gerçekleştirdiği işbirliği sıklığı ve sahip oldukları işbirliği ortak sayıları değerlendirilmiştir. Bunlara ek olarak, işbirliği ortaklarının çeşitliliği de yeni bilgi yaratma potansiyeli bakımından yeniliğe katkıda bulunan unsurlar arasında değerlendirilmiştir. İşbirliği yönetiminin alt 74 Çelik, M. (2011), “Şirketlerin İnovasyon Yapma Eğilimlerinde Üniversite-Sanayi İşbirliğinin Rolü ve ODTÜ Teknokent Örneği”. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi 75 Sivakumar, K., Roy, S., Zhu, J., Hanvanich, S., (2011), “Global Innovation Generation and Financial Performance in Business-to-business Relationships: The Case of Crossborder Alliances in the Pharmaceutical Industry”, Academy of Marketting Science Journal, No. 39, s. 757-776 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 85 başlığı olarak da yatay ve dikey işbirliklerinin yanı sıra proje ortaklıkları da çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmada 1985–2008 yılları arasında 20 halka açık Amerikan şirketinin gerçekleştirdiği sınır ötesi işbirlikleri analiz kapsamına alınmış, yaratılan küresel patentler global yenilik yaratma performansını gösterirken, Tobin’s Q da finansal performans değişkeni olarak kullanılmıştır. Analiz sonuçları işbirliği tecrübelerinin ve proje ortaklıklarının finansal performans üzerindeki olumlu etkisini göstermiştir. Bu etkinin anlamlılığının ise küresel yenilik yaratma potansiyelinin düşük ve orta seviyelerde olması durumunda daha belirgin olduğu tespit edilmiştir. Buna ek olarak işbirliği ortak çeşitliliğinin Tobin’s Q üzerindeki olumsuz etkisi gözlemlenmiş ve bu etkinin küresel yenilik yaratma potansiyelinin arttığı durumlarda zayıfladığı gösterilmiştir. İşbirliği tecrübelerinin küresel yenilik yaratma potansiyeli üzerindeki olumlu etkisi de analiz bulguları arasındadır. Son olarak yenilik göstergesi ve finansal performans arasında U şeklinde ters bir ilişki gözlemlenirken; iş birliği tecrübelerinin, çeşitliliğinin, dikey işbirliklerinin ve proje ortaklıklarının finansal performans üzerinde doğrudan anlamlı bir etkisine rastlanmamıştır. Bu bölümde bahsi geçen faktörlerin, ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre inovasyonu farklı yön ve seviyede etkilediği akademik çalışmalardan elde edilen sonuçlarla gösterilmiştir. Literatürde yer alan bu sonuçlar, bir sonraki bölümde ise Dünyada ve Türkiye’de Seçilmiş İnovasyon Göstergeleri başlıklı bölümde çeşitli raporlardan elde edilen bilgilerle desteklenmiştir. 86 İSTANBUL TİCARET ODASI FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ BÖLÜM 4 DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SEÇİLMİŞ İNOVASYON GÖSTERGELERİ 87 88 İSTANBUL TİCARET ODASI 4. Dünyada ve Türkiye’de Seçilmiş İnovasyon Göstergeleri “Yaşamayı başaran; türlerinin ne en güçlüsü, ne de en zekisidir. Yaşamayı başaran, değişime ayak uydurandır.” Charles Darwin İ şletmelerin inovasyon faaliyetlerinde bulunmaları sadece o işletme için değil, işletmenin içinde bulunduğu ülke ekonomisi için de son derece önemlidir. Makroekonomik anlamda da inovasyonun büyüme, kalkınma ve rekabet gücü üzerindeki etkilerinin incelenmesi ve sonuçların irdelenmesi önem taşımaktadır. Bu nedenlerden dolayı; inovasyon, son yirmi yılda akademik çevreler ile araştırmacıların son derece ilgisini çeken bir kavram olmuştur ve gelecekte de olmaya devam edecektir. Çalışmanın bu bölümünde, dünyada seçilmiş inovasyon göstergeleri başlığı altında; gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ile Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerdeki mevcut durum hakkında bilgi verilmiştir. Son aşamada ise, konu Türkiye kapsamında irdelenmiştir. Dünyada seçilmiş inovasyon göstergelerini yorumlarken genel kabul görmüş kurumların yaptıkları çalışma çıktılarına referans vermek gerekir. Bu çalışmalardan en önemlileri; • Küresel İnovasyon Endeksi (Global Innovation Index), • Avrupa Birliği - İnovasyon Birliği Çalışması (European UnionUnion Scoreboard Index) • İnovasyon Kapasitesi Endeksi (Innovation Capacity Index) • Küresel Rekabetçilik Raporu (The Global Competitiveness Report) olarak belirtilmiştir. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 89 4.1. Küresel İnovasyon Endeksi 2007’den bu yana her yıl Fransız işletme okulu INSEAD (Institut Européen d’Administration des Affaires) tarafından yayınlanan Küresel İnovasyon Endeksi76, yıllar itibariyle birçok ülkenin inovasyon göstergelerine dayanılarak oluşturulmaktadır. İlgili rapor, ülkelerin inovasyon kapasitesi ve inovasyon performansı alanlarındaki başarısını sayısal bir değere dönüştürmek amacıyla oluşturulan bir endeks değerine dayanır. En son 2013 yılında hazırlanan Küresel İnovasyon Endeks Raporu, INSEAD ve WIPO tarafından, İnovasyonun Yerel Dinamikleri başlığı altında oluşturulmuştur. Ülke düzeyinde değerlendirilen toplam endeks değeri, genel olarak İnovasyon Girdi Endeksi ve İnovasyon Çıktı Endeksi bileşenleri olarak ikiye ayrılmaktadır. Küresel İnovasyon Endeksinin girdi ve çıktı bileşenleri aşağıdaki şekilde belirlenmiştir. İnovasyon girdi endeksini oluşturan bileşenler; • kurumlar, • beşeri kapasite, • bilgi ve iletişim teknolojileri ile altyapılar, • piyasa ilerlemesi ve • firma ilerlemesi bölümleridir. İnovasyon çıktı endeksini oluşturan bileşenler ise; • bilimsel çıktılar, • yaratıcı çıktılar ve • refah bölümlerinden oluşmaktadır. 76 INSEAD ve WIPO (2014), “The Global Innovation Index 2013: The Local Dynamics of Innovation” 90 İSTANBUL TİCARET ODASI Endeks değerleri, bütün girdi ve çıktı bileşenlerine ait değişkenlerin, ülkeler bazında çeşitli sayısal yöntemler kullanılarak oluşturulması ile geliştirilmiştir. Bu bileşenlere göre ülkelerin inovasyon performansları değerlendirilmektedir. 2011 yılında, 125 ülkenin verisine dayanılarak hazırlanan Küresel İnovasyon Endeksi Raporu, 2012 yılında 141 ülke verisi ve 2013 yılında ise 142 ülke verisinin sonuçlarına göre oluşturulmuştur. Bu rapora göre yıllar itibariyle ortaya çıkan ülke sıralamaları, Tablo 4.1.’de belirtilmektedir. 2013 yılında, ilk sırada yer alan ülke 66,59 puan ile İsviçre olurken, 142 ülke arasında en sonda yer alan ülke ise Yemen olmuştur. İsviçre’yi 61,36 puan ile İsveç; 61,25 puan ile İngiltere izlemiştir. 2009 yılında 7. sırada yer alan İsviçre, 2010 yılında 4. sıraya yükselmiş, son üç yılda ise en üst sırada yerini almıştır. Dikkati çeken bir diğer ülke ise, ABD’dir. 2009 yılında listenin ilk sırasında yer alan ABD, 2010 yılında 11. sıraya gerilemiş, 2011 yılında ise 56,57 puan ile 7. sıraya yükselmiş, 2012 yılında 10. sıraya gerilemiş, 2013 yılında ise 5.sıraya yerleşmiştir. Türkiye ise, 34,10 puan ile 74. sırada yer alarak, 2011 yılında en geride yer alırken, 2013 yılında 36,03 puan ile 68.sıraya yükselmiştir. Türkiye; Peru ve Endonezya gibi ülkelerin önünde yer alırken; Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İtalya, Suudi Arabistan, Yunanistan ve Uruguay gibi ülkelerin de gerisinde yer almaktadır. Bu ülkelerin, son yıllarda inovasyona ağırlık verdikleri ve ciddi ilerlemeler sağladıkları görülmektedir. Özellikle; son yılda BAE, 41,87 puan ile 38. sırada yer alarak, Arap ve Müslüman ülkeler arasında inovasyon kapasitesi bakımından en başarılı ülke olarak raporlanmıştır. İnovasyon girdileri ile çıktıları arasındaki endeks değerindeki sıralamaya bakıldığında, Türkiye’nin inovasyon çıktı bileşenlerinde, inovasyon girdi bileşenlerine göre daha güçlü olduğu görülmektedir. 142 ülke içerisinde, inovasyon girdilerine göre 81. sıradayken, bilimsel ve yaratıcı inovasyon çıktılarına göre ise 53. sırada yer almaktadır77. 77 INSEAD ve WIPO (2014), A.g.e. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 91 Endeksin alt bileşenlerine bakıldığında ise, Türkiye’nin yeni ürün yaratmada ve patent yaratmada diğer ülkelere kıyasla daha güçlü fakat eğitimde zayıf olduğu da görülmektedir. 142 ülkenin verileri değerlendirildiğinde, ülkelerin gelişmişlik düzeyi arttıkça, küresel inovasyon endeksindeki yerlerinin de yükseldiğini söylemek mümkündür. 92 İSTANBUL TİCARET ODASI Tablo 4.1. Küresel İnovasyon İndeksinde Yer Alan Bazı Ülkeler ve Sıralamaları 2013 2012 2011 2010 2009 İsviçre 1 1 1 4 7 İsve ç 2 2 2 2 3 İngilte re 3 5 10 14 4 10 Hollanda 4 6 9 8 ABD 5 10 7 11 1 Finlandiya 6 4 5 6 13 Hong Kong 7 8 4 3 12 Singapur 8 3 3 7 5 Danimarka 9 7 6 5 8 İrlanda 10 9 13 19 21 Kanada 11 12 8 12 11 Almanya 15 15 12 16 2 Norve ç 16 14 18 10 14 Kore 18 21 16 20 6 Fransa 20 24 22 22 19 Japonya 22 25 20 13 9 Male z ya 32 32 31 28 25 Katar 43 33 26 26 35 Porte kiz 34 35 33 34 40 İtalya 29 36 35 38 31 BAE 38 37 34 24 26 Suudi Arabistan 42 48 54 54 32 Make donya 51 62 67 77 89 Yunanistan 55 66 63 46 54 Uruguay 52 67 64 53 80 Türkiye 68 74 65 67 51 Pe ru 69 75 83 88 85 Me ksika 63 79 81 69 61 Endone z ya 85 100 99 72 49 C e z ayir 138 124 125 121 108 Sudan 141 141 124 - - Kaynak: INSEAD ve WIPO (2014) “The Global Innovation Index 2013: The Local Dynamics of Innovation” FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 93 4.2. AB İnovasyon Birliği Çalışması AB, Avrupa 2020 Stratejisi kapsamında, 2010 tarihinde Yenilikçilik Birliği başlıklı bildirimi kabul etmiştir. Bu bildirim, Avrupa 2020 Stratejisi kapsamında oluşturulan yedi girişimden biridir78. İlgili bildirim ile; GSMH’dan Ar-Ge’ye ayrılan payın, özellikle özel sektörün Ar-Ge yatırımları için koşulların iyileştirilmesi amacıyla % 3 düzeyine getirilmesi ve yenilikçilik ölçümü için farklı ve kapsamlı bir göstergenin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Genel olarak, İnovasyon Birliği’nin temel bileşenleri aşağıdaki şekildedir79: i) Avrupa İnovasyon Ortaklıkları (European Innovation Partnerships): Ortak sorunların çözümünü amaçlayan bir yapının oluşturulmasını amaçlar ii) İnovasyon Birliği Puan Cetveli (Innovation Union Scoreboard): AB ülkelerinin inovasyon performanslarını ortaya koymak amacıyla 25 göstergenin birleştirilerek bir inovasyon puan cetvelinin oluşturulmasıdır. 2013 yılına ait sonuçlar, çalışmanın ilerleyen aşamalarında raporlanmıştır. Bu yeni ölçüm metodu, Avrupa İnovasyon Puan Cetveli (European Innovation Scoreboard) olarak yerini alacaktır. iii) Finansmana Erişimin İyileştirilmesi: Yeni finansman olanaklarına ulaşabilmek için, Girişim Sermayesi fonlarından Avrupa çapında daha fazla yararlanılmasının sağlanmasıdır. iv) Mevcut Araştırma İnsiyatiflerinin Geliştirilmesi: İlgili raporda, Avrupa Araştırma Alanı’nın (European Research Area) 2014 yılına kadar tamamlanacağı, 8. Çerçeve Programı Avrupa 2020 Stratejisi ile uyumlu olarak şekilde tasarlanacağı bildirilmiştir. Avrupa Araştırma Konseyi ile Avrupa Yenilikçilik ve Teknoloji Enstitüsü’nin daha fazla geliştirileceği belirtilmiştir. 78 T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı (2011), AB Koordinasyon Genel Müdürlüğü, “Avrupa Birliği İnovasyon Politikası Kapsamında Oluşturulan Yenilikçilik Birliği Girişimi” 79 A.g.e. 94 İSTANBUL TİCARET ODASI v) Avrupa Tasarım Liderliği Kurulunun (European Design Leadership Board) ve Avrupa Tasarım Mükemmeliyeti Etiketinin (European Design Excellence Label) oluşturulması. vi) Avrupa Kamu Sektörü İnovasyon Puan Cetvelinin (European Public Sector Innovation Scoreboard) oluşturulması ve özellikle Sosyal Yenilikçiliğin teşvik edilmesi raporda belirtilmiştir. vii) Kamu alımlarında inovatif ürün ve hizmetlere yönelik bütçelerin ayrılmasına da yer verilmiştir. viii) Standardizasyon: İlgili raporda, inovasyonu teşvik etmek ve aynı anda çalışabilirliği (inter-operability) temin etmek üzere standart oluşturmanın hızlandırılması ile modernleştirilmesine dönük bir yasama teklifi hazırlanmasıdır. ix) Fikri Mülkiyet Hakları rejiminin modernleştirilmesi: Avrupa Birliği Patentinin 2014 yılından itibaren hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. x) AB Yapısal Fonlarının ve Devlet Yardımlarının yenilikçiliği destekleyecek şekilde yenilenmesidir. İnovasyon Birliği’nin, yukarıdaki 10 bileşeninden biri olan ve 2. sırada yer alan İnovasyon Birliği Puan Cetveli, AB üyesi ülkelerin inovasyon kapasitesine ilişkin kapsamlı bir değerlendirme sunmaktadır. Avrupa İnovasyon Birliği Raporu80, AB üyesi 27 ülke ile Hırvatistan, İzlanda, Makedonya, Norveç, Sırbistan, İsviçre ve Türkiye çerçevesinde yapılmış bir endeks çalışmasıdır. Ayrıca, raporda AB üyesi 27 ülke ve birliğin küresel rakipleri olan ABD, Japonya, Güney Kore, Singapur gibi uluslararası rekabette öne çıkan ülkelerin de karşılaştırmalı sonuçlarına yer verilmiştir. İlgili endeks; firma faaliyetleri ve inovasyon çıktıları şeklinde 3 ana endeks bileşeni ve 8 inovasyon ölçütü altında toplam 25 farklı göstergeden oluşmaktadır. 80 European Union, European Commision (2012), “Innovation Union Scoreboard 2011 Report” FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 95 Üç ana endeks bileşeni aşağıdakilerden oluşmaktadır; i. Kolaylaştırıcı Araçlar (Enablers) ii. Firma Faaliyetleri (Firm Activities) iii. Çıktılar (Outputs) i) Kolaylaştırıcı Araçlar (Enablers) • İnovasyonun içermektedir. gerçekleşmesine olanak sağlayan araçları • İnsan kaynakları – doktora mezunlarının sayısı, iş hayatında yüksek eğitimli bireylerin varlığı • Açık ve mükemmel araştırma sistemleri – uluslararası bilimsel yayınlar, bilimsel araştırma yayınlarının varlığı • Finansman ve destek – hükümetlerin inovasyon faaliyetlerine verdikleri destek, girişim sermayesi imkanları ii) Firma Faaliyetleri (Firm Activities) • Firma yatırımları – firmaların Ar-Ge harcamaları • Girişimcilik – kamu-özel sektör bağlantıları ve KOBİ’lerin inovasyon faaliyetleri • Fikri haklar – patent başvuruları, endüstriyel tasarım iii)Çıktılar (Outputs) • İnovasyon üreten ve yüksek performans gösteren şirket sayısı • Ekonomik etkiler- Ekonominin bütününe bu faaliyetlerin ne ölçüde yarar sağladığı; inovasyon satış ve istihdam üzerindeki etkisi gibi göstergeler kullanılmaktadır. 96 İSTANBUL TİCARET ODASI Tablo 4.2. Seçilmiş Ülkelerin Avrupa İnovasyon Birliği Puan Cetveli Sonuçları 2013 2012 2011 2010 2009 2008 2007 AB 27 0,554 0,545 0,539 0,533 0,526 0,526 0,517 İsviçre 0,835 0,842 0,833 0,818 0,821 0,805 0,779 İsveç 0,750 0,752 0,755 0,766 0,753 0,767 0,746 Danimarka 0,728 0,722 0,724 0,704 0,688 0,718 0,727 Almanya 0,709 0,708 0,700 0,711 0,693 0,668 0,660 Finlandiya 0,684 0,685 0,691 0,708 0,687 0,642 0,643 Lüksemburg 0,646 0,627 0,595 0,651 0,624 0,622 0,610 Hollanda 0,629 0,644 0,596 0,595 0,590 0,575 0,570 İngiltere 0,613 0,618 0,620 0,599 0,600 0,625 0,620 İzlanda 0,593 0,604 0,603 0,616 0,586 0,573 0,543 Fransa 0,571 0,579 0,558 0,540 0,531 0,515 0,505 İtalya 0,443 0,446 0,441 0,429 0,424 0,423 0,413 Portekiz 0,410 0,402 0,438 0,426 0,412 0,372 0,340 Yunanistan 0,384 0,380 0,343 0,339 0,343 0,355 0,329 TÜRKİYE 0,224 0,221 0,213 0,208 0,200 0,191 0,181 Bulgaristan 0,188 0,191 0,239 0,216 0,205 0,192 0,173 Litvanya 0,221 0,234 0,230 0,213 0,215 0,205 0,191 Kaynak: European Union, European Commision (2014), “Innovation Union Scoreboard 2013 Report” Tablo 4.2’de, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ülkelerin sonuçları 2007-2013 yılları itibariyle görülmektedir. Avrupa Komisyonu’nun 2014 yılında hazırladığı bu rapor, krizin etkilerini gösterdiği 2011 yılı ve sonrasında AB ülkelerinin Ar-Ge ve inovasyon performansı ile ilgili de detaylı sayısal bilgileri göstermektedir. Rapora göre 2012’de bazı ülkelerin Ar-Ge harcamalarını önemli ölçüde azalttığı, bazı ülkelerin de inovasyona büyük ölçüde yatırım yaptığı görülmektedir. 27 AB ülkesi ve 7 Avrupa ülkesi olmak üzere, toplam 34 Avrupa ülkesinin incelendiği raporda, 16 ülkenin ArGe ve inovasyon puanlarının, AB ortalamasında ya da daha yüksek olduğu görülmektedir. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 97 Avrupa İnovasyon Birliği Raporu’nda üye ülkeler dört ana gruba ayrılmaktadır81. i) İnovasyon liderleri (innovation leaders) ; İnovasyon performansları AB ortalamasının üzerinde olan ülkelerin oluşturduğu gruptur. Bu grupta yer alan ülkeler; İsviçre, İsveç, Danimarka, Finlandiya ve Almanya olarak raporlanmıştır. ii) İnovasyon takipçileri (innovation followers); AB ortalamasına yakın bir inovasyon performansı sergileyen ülkelerin yer aldığı bu grupta ise; İngiltere, Belçika, Avusturya, İrlanda, Lüksemburg, Fransa, Hollanda, Slovenya ve Estonya yer almaktadır. iii) Orta seviye yenilikçiler (moderate innovators); AB-27 ortalamasının altında performans sergileyen ülkelerin oluşturduğu bu grupta, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Malta, Polonya, Portekiz, Slovakya ve İspanya yer almaktadır. iv) İddiasız yenilikçiler (modest innovators); İnovasyon puan cetvelinde, AB ortalamasının oldukça altında olan ülkelerin yer aldığı bu gruptaki Bulgaristan, Letonya, Litvanya ve Türkiye sıralamanın en sonundaki ülkeleri oluşturmaktadır. Tablo 4.2.’de, Türkiye’nin 2013 yılında, diğer inovasyon faaliyeti düzeyini çok az oranda iyileştirdiği belirtilmektedir. Avrupa İnovasyon Birliği Raporu’nda, ülkelerin göreli olarak raporda yer alan diğer ülkelere göre üstün olduğu ve zayıf olduğu alanlara da yer verilmiştir. Türkiye’nin, diğer ülkelere göre üstün olduğu alanlar arasında82; • açık, mükemmel ve cazip araştırma sistemleri, • finansman ve destekler, • inovasyon yapan kurumların sayısı ve ekonomik etkileri olarak sıralanmaktadır. 81 European Union, European Commision (2014), A.g.e. 82 Karaata, E.S. (2012), “Bazı İnovasyon ve Bilgi Ekonomisi Ölçümlerinde Türkiye’nin Konumu” TÜSİAD Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu Yayınları. 98 İSTANBUL TİCARET ODASI Türkiye’nin inovasyon performansında, diğer ülkelere göre zayıf olduğu alanlar ise; • insan kaynakları, • firmaların yatırımları ve • fikri varlıklar şeklinde belirtilmektedir. İlgili rapor, ülkelerin büyüme oranları ile ilgili de bilgi vermektedir. Türkiye, büyüme oranları dikkate alındığında sergilediği yüksek orandaki büyüme performansını aşağıdaki göstergeler ile sağlamıştır. Bu göstergeler; • en çok atıf alan bilimsel yayınlar, • işletmelerin Ar-Ge harcamaları • topluluk ticari markaları (community trademark) olarak sıralanmıştır. Avrupa İnovasyon Birliği Raporu’nda, İsviçre tüm AB ülkelerinin önüne geçerek ilk sırada yer almıştır. Dikkati çeken diğer bir nokta ise, 2007-2013 yıllarını kapsayan dönemde, İsviçre’nin en yüksek sonuçları yakalayarak, en üst sırada yer almasıdır. Ayrıca ilgili raporda, özellikle 2008 küresel krizinin, AB ekonomisini olumsuz etkilediği ve bunun sonucu olarak da AB ülkelerinin inovasyon performanslarının, ABD, Güney Kore ve Japonya’nın oldukça gerisinde kaldığı görülmektedir. AB ülkelerinin, bu ülkelerle rekabet etmekte güçlük çektiği de belirtilmektedir. Özellikle, reel sektörde araştırmalara yeterli kaynak ayrılmaması ve patent tescillerindeki azalış da dikkati çekmektedir. 4.3. İnovasyon Kapasitesi Endeks Değerleri IMF, OECD ve BM’nin ortaklaşa düzenlemiş oldukları 2010-2011 İnovasyon Gelişim Raporu’nda ise ülkelerin inovasyon kapasitesini ortaya koymak amacıyla, İnovasyon Kapasitesi Endeksi oluşturulmuştur83. 83 IMF, OECD, BM (2012), “Innovation Capacity Index Rankings 2011, Innovation for Development Report”. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 99 Endeks kapsamında 131 ülke yer almaktadır. İlk sırada İsveç 80,3 puan ile yer alırken, Türkiye ise 50,2 puanla 62. sırada yer almaktadır. En son sırada ise 27,4 puan ile Çad bulunmaktadır. Türkiye; İtalya, Portekiz, Malezya, Suudi Arabistan ve Ukrayna gibi ülkelerin gerisinde yer alırken; Yunanistan ve Endonezya gibi ülkelerin önünde yer almaktadır. Tablo 4.3. Seçilmiş Ülkelerin İnovasyon Kapasitesi Endeks Değerleri İsveç İsviçre Singapur Finlandiya ABD Danimarka Kanada Hollanda Tayvan Lüksemburg Kore Japonya Fransa BAE İtalya Portekiz Malezya Suudi Arabistan Ukrayna TÜRKİYE Yunanistan Endonezya Çad Sıralama 2011 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 16 24 28 36 36 39 48 61 62 64 77 131 80,3 78,1 76,7 76,1 74,8 74,3 73,6 72,8 72,5 72,2 72,1 70,2 65,3 58,9 56,7 56,7 56,4 54,1 50,4 50,2 49,9 46,1 27,4 Kaynak: IMF, OECD, BM (2012), “Innovation Capacity Index Rankings 2011, Innovation for Development Report” 100 İSTANBUL TİCARET ODASI 4.4. Küresel Rekabetçilik Raporu Dünya Ekonomik Forumu’nun 1979 yılından itibaren her yıl düzenli olarak hazırladığı Küresel Rekabetçilik Raporu da inovasyonda Türkiye’nin yerini ortaya koyan çalışmalardan biridir. Ülkeler, rekabet düzeyini niceliksel olarak ölçüp sıralayabilmek için Küresel Rekabet Endeksi’ni kullanmaktadır. Ana endeks 12 grupta toplanmış birbirini tamamlayan verilerin oluşturduğu üç alt endeksten yararlanılarak hesaplanmaktadır84. Alt endekslerden birincisi; • kurumsal yapılanma, • altyapı, • sağlık ve ilköğretim gibi verilerin bir araya getirilerek oluşturulan Temel Gereklilikler bölümüdür. İkinci alt endeks ise; • yükseköğretim ve iş başında eğitim, • mal piyasalarının etkinliği, • pazar büyüklüğü gibi verilerin birleşimi olan Verimlilik Arttırıcılar bölümüdür. Üçüncü alt endeks ise; • inovasyon, • işgücü piyasaları, • makroekonomik ortam ve • mali piyasaların gelişmişliği gibi verileri kapsayan İnovasyon ve Çeşitlilik Faktörleri bölümüdür. 84 World Economic Forum (2013), “The Global Competitiveness Report 2012-2013” FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 101 Tablo 4.4. Seçilmiş Ülkelerin Küresel Rekabet Endeksi Kapsamında İnovasyon Faaliyetlerinin Düzeyi 2013 Sıra Değer 2012 2011 Sıra Sıra İsviçre 1 5,67 1 1 Singapur 2 5,61 10 11 Finlandiya 3 5,54 3 4 Almanya 4 5,51 4 5 ABD 5 5,48 7 6 İsveç 6 5,48 5 2 Hollanda 8 5,42 6 9 Japonya 9 5,40 2 3 İngiltere 10 5,37 9 12 Katar 13 5,24 15 16 BAE 19 5,11 25 27 Suudi Arabistan 20 5,10 29 24 Fransa 23 5,05 18 17 Malezya 24 5,03 23 22 Endonezya 38 4,53 40 41 Polonya 42 4,46 57 59 Türkiye 43 4,45 50 58 İtalya 49 4,41 30 30 Portekiz 51 4,40 37 38 Hindistan 60 4,28 43 40 Kolombiya 69 4,19 56 56 Yunanistan 91 3,93 85 81 Cezayir 100 3,79 144 136 Kaynak: World Economic Forum (2013), “The Global Competitiveness Report 2012-2013” 102 İSTANBUL TİCARET ODASI İlgili raporda, inovasyon alt başlığı altında, Türkiye, Malezya, Polonya ve Endonezya gibi ülkelerin gerisinde yer almaktadır. Türkiye; Yunanistan, İtalya ve Portekiz’in önünde yer alarak 148 ülke arasında 4,45 puanla son iki yıla göre yükselerek, 43. sıraya yerleşmiştir. Katar, Suudi Arabistan ve BAE gibi bazı Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin sosyal ve politik sorunlarına rağmen inovasyon faaliyetlerinin düzeyi kapsamında rekabet gücünün yüksek olması dikkat çekmektedir. Diğer raporlarda olduğu gibi, bu raporda da Katar 13. sıra ile ilgili bölgede lider durumdadır. Raporda son sırada ise 2,85 puanla Çad yer almaktadır. Kuzey Avrupa ülkeleri inovasyon faaliyetleri düzeyinde rekabetçilik özelliklerini devam ettirerek rekabet sıralamasında bir önceki yıl bulundukları pozisyonu korurken, özellikle Güney Avrupa ülkelerinin sıralamadaki yerlerinde ciddi bir düşüş yaşandığı görülmektedir. Buna göre İtalya, Portekiz ve özellikle Yunanistan gibi ülkeler zayıf rekabetçi ülkeler kategorisinde değerlendirilmektedir. Küresel rekabet ortamında ayakta kalmanın en önemli yolu Ar-Ge faaliyetlerinin devamlılığı ve inovasyon faaliyetlerinin düzeyidir. İlgili raporda ülkelerin rekabetçilik düzeyini ortaya çıkaran unsurlar; kurumların etkinliği, altyapı, makroekonomik çevre, sağlık ve temel eğitim konularına verilen önem, yükseköğrenim düzeyi, mal ve işgücü piyasalarının etkinliği, finansal piyasaların yapısı, teknolojik altyapı ve piyasa büyüklüğü olarak belirtilmiştir. Küresel Rekabet Endeksini oluşturan bu alt bileşenler bazında ülkelerin sıralaması ise Tablo 4.5.’de belirtilmektedir. Bu tabloda yer alan ülkelerin sıralaması, bir önceki tabloda yer alan ülkelerin inovasyon düzeyine göre yapılmıştır. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 103 Ülkeler İnovasyon Kurumlar (1) Altyapı (2) Makroekonomik Çevre (3) Sağlık ve Temel Eğitim (4) Yükseköğrenim (5) Mal Piyasalarının Etkinliği (6) İşgücü Piyasaların Etkinliği (7) Finansal Piyasalar (8) Teknolojik Altyapı (9) Piyasa Büyüklüğü (10) Tablo 4.5. Seçilmiş Ülkelerin Küresel Rekabet Endeksi Sonuçları İsviçre 1 5 5 8 8 3 7 1 9 6 39 Japonya 2 22 11 124 10 21 20 20 36 16 4 Finlandiya 3 3 23 24 1 1 18 15 4 10 54 Almanya 4 6 3 30 22 5 21 53 32 15 5 İsveç 5 6 19 13 14 7 12 25 10 1 34 Hollanda 6 7 7 41 5 6 6 17 20 9 20 ABD 7 41 14 11 34 8 23 6 16 11 1 İsrail 8 34 36 64 40 28 43 40 17 29 51 İngiltere 9 13 6 110 17 16 17 5 13 7 6 Avusturya 10 25 15 33 20 18 22 32 34 17 36 Singapur 11 1 2 17 3 2 1 2 2 5 37 Katar 15 4 31 2 23 33 10 14 14 27 58 Fransa 18 32 4 68 21 27 46 66 27 14 8 BAE 25 12 8 7 37 37 5 7 25 32 44 S.Arabistan 29 15 26 6 58 40 14 59 22 35 24 İtalya 30 97 28 102 25 45 65 127 111 40 10 Endonezya 40 72 78 25 70 73 63 120 70 85 16 Hindistan 43 70 84 99 101 86 75 82 21 96 3 Türkiye 50 64 51 55 63 74 38 124 44 53 15 Polonya 57 55 73 72 43 36 51 57 37 42 19 Yunanistan 85 111 43 144 41 43 108 133 132 43 46 Cezayir 144 141 100 23 93 108 143 144 142 133 49 Kaynak: World Economic Forum (2013), “The Global Competitiveness Report 2012-2013” 104 İSTANBUL TİCARET ODASI İnovasyon faaliyetlerinin düzeyi açısından, 148 ülke arasında 43. sırada yer alan Türkiye’nin özellikle işgücü piyasasının etkinliği konusunda, göreli olarak alt sıralarda yer aldığı görülmektedir. Genel kabul görmüş kurumlar tarafından hazırlanan ve yukarıda yer verilen çalışma çıktılarında, inovasyon faaliyetleri açısından ön sıralarda yer alan ülkelerin durumlarını daha detaylı incelemek gerekir. Bu bağlamda, OECD tarafından hazırlanan İnovasyon Politikaları Değerlendirmeleri başlıklı raporlarda, inovasyonda lider ülkelerin Ar-Ge ve inovasyon süreç ile performansları değerlendirilmiştir. İlgili raporlardan 2009 yılında Güney Kore için oluşturulmuş çalışmaya göre, İmitasyon, Transformasyon ve İnovasyon süreçleri başlıkları altında sırasıyla 1960’lar ve 1970’ler, 1980’ler ve 1990’lar ve sonrasını kapsayan dönemler belirlenmiştir. G. Kore’nin inovasyon politikası, ‘Ulusal İnovasyon Sistemi 2004 Uygulama Planı’ başlıklı rapora göre ‘Yetişmek’ odaklı inovasyon sisteminden, ‘Yaratıcı’ inovasyon sistemine geçiş sürecini benimsemiştir. “Yetişme modeli” devletin iştirak ettiği araştırma kurumları ve küresel şirket toplulukların önemli rol oynadığı büyük ölçekli stratejik teknoloji geliştirme modelini benimserken, “Yaratıcı model” ise kamu ve özel sektör tarafından katlanılan yüksek Ar-Ge harcamaları ile tüm sistemde bilgi akışını ve teknoloji transferini benimsemiştir85. Türkiye’de bilim ve teknoloji alanında politika belirlemek adına atılan ilk adımlar G. Kore’ye paralel olarak 1960’lara dayanmaktadır. İlgili dönemde, Türkiye’nin G. Kore’den daha zengin olmasına rağmen, G. Kore tarafından uygulanmış olan etkin teknoloji politikaları, bu ülkenin günümüz koşullarında ülkemizden kalkınma alanında daha yüksek başarı elde etmiş olmasının temel nedenlerinden biridir86. Ayrıca, G. Kore’nin Ar-Ge faaliyetlerinin sektörel gelişim ve ekonomik gelişme üzerindeki olumlu etkisinin hızlı olmasının en 85 OECD (2009), Reviews of Innovation Policy, S. Korea 86 Çalışır, M., Gülmez, A. (2007), “Güney Kore’nin Başarısının Arkasındaki Ar-Ge Gerçeği ve Türkiye ile Bir Karşılaştırma”, Bilgi Ekonomisi ve Yönetimi Dergisi, Cilt:2, sayı. 1, ss. 32-42 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 105 önemli nedeni; reel sektörün Ar-Ge harcamaları içerisindeki payında yaşanan artıştır. Bu artış da toplam harcamaları arttırarak, reel sektör tarafından geliştirilen ürünlerin uluslararası pazarlara girmesini sağlamıştır87. G. Kore dışında, Küresel İnovasyon Endeksi, İnovasyon Birliği Puan Cetveli, İnovasyon Kapasitesi Endeksi ve Küresel Rekabet Endeksi’nde yıllardır üst sıralarda yer alan iki ülke ise; İsviçre ve İsveç’tir. OECD tarafından İsviçre’nin inovasyon politikasının değerlendirilmesi için hazırlanmış bir raporda, ilgili ülkenin bu alandaki güçlü yanları vurgulanmıştır. İsviçre’de faaliyet gösteren Ar-Ge odaklı çok sayıda uluslararası şirket bulunması ve inovatif KOBİ ölçeğinde şirketlere sahip olması, bu ülkenin güçlü ve çok çeşitli bir Ar-Ge tabanı geliştirmesine katkıda bulunmuştur. Endüstriyel araştırmanın üniversite tabanlı kamu araştırma sektörüne ve çok gelişmiş bir araştırma altyapısına sahip olması da bu ülkenin güçlü yönleri arasında yer almaktadır. Aynı raporda Ar-Ge ve inovasyon için gerekli olan güvenilir hukuki altyapı, gelişmiş finansal sistem, eğitimli işgücü gibi pek çok temel koşulun sağlanmış olması bu ülkenin Ar-Ge ve inovasyon alanında gelişmişlik düzeyini arttırıcı etkenler arasında gösterilmektedir. İsviçre’nin patent, yayın ve referanslar ile firmalar tarafından yapılan inovatif faaliyetler alanında uluslararası arenada güçlü olduğu belirtilmiştir. Buna rağmen, son on yıllık dönemde, Avrupa Ülkeleri’nin ve bazı diğer ülkelerin bu alanda hızla yol kat etmesi nedeniyle, İsviçre’nin üstünlüğünün göreceli olarak azaldığı tespit edilmiştir88. OECD tarafından hazırlanan inovasyon değerlendirmeleri raporları serisinden İsveç için hazırlanmış olan dökümanda, İsveç’in 19. yüzyılın ortalarında sanayileşme sürecine başlarken görece fakir ve kaynağa dayalı sanayilerden oluştuğu belirtilmiştir. Buna rağmen, günümüzde İsveç’in dünya sıralamasında en inovatif ülkeler arasında sıralandığı görülmektedir. İsveç’in 87 Arslanhan, S., Kurtsal, Y. (2010), “Güney Kore İnovasyondaki Başarısını Nelere Borçlu? Türkiye için Çıkarımlar”, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) 88 OECD (2006), Reviews of Innovation Policy, Switzerland 106 İSTANBUL TİCARET ODASI inovasyon göstergeleri açısından uluslararası kıyaslamalarda üst seviyelerde yer aldığı ancak İsviçre gibi gelişmiş ülkeler tarafından yakından takip edildiği görülmektedir89. Çin’in inovasyon sisteminin kökeni, fen ve teknoloji alanındaki reformların daha geniş bir çerçeve olan ekonomik reformların arasına dahil edilmesiyle başlayan süreç olan 1980’li yılların ortalarına dayanmaktadır. Çin’deki inovasyon sürecini yavaşlatan faktörlerin arasında dikkati çeken noktalardan biri eğitim sisteminin inovatif düşünce, yaratıcılık ve girişimciliği teşvik etmesindense, pasif öğrenmeye ve sınav performansına dayalı olmasıdır. Çin’deki piyasa aksaklıklarının uygun rekabet koşullarını zedelediği ve dolayısıyla inovasyon faaliyetlerinin karşılığının yeteri kadar alınamadığı OECD tarafından belirtilmiştir. Bunların yanı sıra kurumsal yönetim uygulamalarının ise Çin iş dünyasının inovasyon kapasitesini ve performansını arttırdığı vurgulanmıştır90. Çin’in bu alanda verdiği teşvikler, Samsung’u teknoloji üssü kurmaya yönlendirmiştir. Bu durum, ülkenin yatırım ortamının bu tür alanlardaki gelişmeyi de büyük ölçüde etkilediğini göstermektir. Ülkemizin de küresel endekslerdeki konumunun üst sıralara taşınabilmesi için, yukarıda adı geçen inovatif ülkelerin bu konuda kaydettiği ilerlemeleri yakından takip ederek, bu süreçte karşılaştıkları sorunları çözme yolunda ilerlemesi gerekmektedir. 4.5. Dünyada Sınai Mülkiyet Hakları Açısından İnovasyon Her yıl WIPO ticari marka, patent, endüstriyel tasarım ve faydalı model başvuru sayılarına ait istatistiksel verileri toplamak adına ulusal ve bölgesel fikri mülkiyet ofisleri ile görüşüp anket sonuçlarını raporlamaktadır. İlgili kuruluşun yayınladığı en güncel veriler 2012 yılına aittir. Tabloda 4.6’da yer alan veriler 100’den fazla ofise ait fiili başvuru rakamlarına dayanmakta olup, veri eksikliğinin söz konusu olduğu durumlarda 89 90 OECD (2013), Reviews of Innovation Policy, Sweden OECD (2007), Reviews of Innovation Policy, China FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 107 ise tahminlere dayandırılmıştır. 2008-2009 yılları arasında, ticari marka ve patent ofislerine yapılan başvurularda önemli düşüş olduğu görülürken, endüstriyel tasarım ve faydalı model başvuru sayılarının ise bir önceki yıla göre yükseldiği görülmektedir. 2009-2010 yıllarına ait rakamlar incelendiğinde ise, tüm göstergelerde bir artış olduğu ve özellikle faydalı model başvuru sayısının % 24,3 ile en yüksek artışı sergilediği belirtilmektedir. 2012 yılında ise tüm göstergelerde önemli artış dikkati çekmektedir. Tablo 4.6. Fikri Mülkiyet Hakları Başvurularının Yıllar İtibariyle Dağılımı 2007 2008 2009 2010 2012 (bin) (bin) (bin) (bin) (bin) Ticari Marka 5.490 5.473 5.185 5.588 6.577 Patent 1.866 1.915 1.846 1.979 2.347 Endüstriyel Tasarım 769 557 587 669 1216 Faydalı Model 300 313 399 496 827 Kaynak: WIPO (2013), “Intellectual Property Statistics Report, WIPO Economics and Statistics Services” Patent başvuruları açısından bakıldığında, patent aktivitelerinin ekonomiler arasındaki farklılıkları, ilgili ekonomilerin büyüklük ve gelişmişlik düzeyini yansıtır. Ülkeler arası kıyaslamayı mümkün kılmak adına kullanılan göstergeler arasında patent başvurularının GSYİH içindeki payı ve özel sektörün Ar-Ge harcamalarının düzeyi örnek olarak gösterilebilir. 1995’ten itibaren özel sektördeki Ar-Ge harcamalarının yerli patentlerden daha hızlı artması, yerli patent başvurularının Ar-Ge harcamaları içindeki payının azalan bir eğilim göstermesine sebep olmuştur. İncelenen ülkelerin 108 İSTANBUL TİCARET ODASI büyük bir kısmının yerli patent başvurularının GSYİH ve Ar-Ge harcamaları içerisindeki payının 2011 yılında, 2001 yılına göre daha düşük olduğu görülmektedir. Aşağıda yer alan grafikler, seçilmiş ülkelerin 2011 yılı sonu itibariyle, yerli patent başvurularının GSYİH ve Ar-Ge harcamaları içerisindeki payını göstermektedir. Grafiklerden de görüldüğü üzere ortalama patent aktivitesi yoğunluğu oranı ülkeler arasında önemli ölçüde değişkenlik göstermiştir. WIPO 2012 Fikri Mülkiyet İstatistikleri Raporu’na göre, yerli patent başvurularının GSYİH içerisindeki payı G. Kore için 100,7 iken Türkiye için sadece 3,3 olarak belirtilmiştir. Söz konusu oran Japonya’da 73,4; Çin’de ise 41,8 olarak belirtilmiştir. Ar-Ge faaliyetleri sonucu ortaya çıkan yenilikler yalnızca patent sistemi ile korunduğundan, rekabet gücü kazanmış şirketlerin patent başvuruları da yüksek düzeydedir. Grafik 4.2’de görüldüğü gibi, yerli patent başvurularının Ar-Ge harcamaları içindeki payı ise G. Kore için 3,7 iken Türkiye için 1,3 olmuştur. Son 10 yıllık dönemde, yerli patent başvuruları ve GSYİH benzer oranda arttığı için yerli patent başvurularının GSYİH içindeki payı görece sabit kalmıştır91. İlgili grafiklerde rapor edilmiş ülkeler arasında yerli patent başvuru rakamlarının en yüksek olduğu ülke Çin’dir. Çin, yerli patent başvurularının GSYİH ve Ar-Ge harcamaları içerisindeki payına göre ilk üç ülke arasında yer almaktadır. Yerli patent başvuru sayıları incelendiğinde ise ABD 2. sırada yer almaktadır. Fakat ABD’deki Ar-Ge harcamalarının büyüklüğü göz önüne alındığında ABD’nin yerli patent başvurularının bu harcamalar içerisindeki payının 0,9 olduğu belirtilmiştir. Bu oran ile; G. Kore, Çin, Japonya ve hatta Türkiye’den de alt sıralarda yer almaktadır. Rusya, İtalya ve Türkiye gibi görece az sayıda yerli patent başvuruları bulunan ülkeler, Ar-Ge harcamalarına göre düzenlenmiş göstergeler kullanıldığında daha üst sıralarda yer almaktadır. 91 WIPO (2013), “Intellectual Property Statistics Report”, WIPO Economics and Statistics Services FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ Grafik 4.1. Seçilmiş Ülkelerin Yerli Patent Başvurularının GSYİH İçerisindeki Payı TÜRKİYE 3.3 Kanada 3.8 İtalya 5.5 Romanya 5.6 Ukrayna 9.1 İngiltere 9.9 Fransa İsveç 12.4 16.9 Finlandiya 18.5 Danimarka 18.7 ABD 18.7 Almanya 26.0 İsviçre 26.6 Çin 41.8 Kaynak: WIPO (2012), “Intellectual Property Statistics Report” 110 109 110 İSTANBUL TİCARET ODASI Grafik 4.2. Seçilmiş Ülkelerin Yerli Patent Başvurularının Ar-Ge Harcamaları İçerisindeki Payı Finlandiya 0.7 Norveç 0.8 Fransa 0.9 İngiltere 0.9 ABD 0.9 Slovenya 0.9 İtalya 1.2 TÜRKİYE 1.3 Almanya 1.4 Hollanda 1.5 Rusya 1.9 Ukrayna 2.1 Japonya 2.9 Polonya 3.2 Çin 3.5 G. Kore 3.7 0 1 2 3 4 Kaynak: WIPO (2012), “Intellectual Property Statistics Report” 4.6. KOBİ’lerin Ar-Ge ve İnovasyon Kapasitesi KOBİ’lerin tüm dünyada toplam istihdam ve katma değer içindeki payı oldukça yüksektir. Tablo 4.7 ülkeler itibariyle, imalat sanayindeki işletmelerin FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 111 sayısı ve istihdamın işletme büyüklüğüne göre dağılımını göstermektedir. Seçilmiş ülkelere ait göstergeler incelendiğinde, KOBİ’lerin ekonomideki paylarının çok yüksek olduğu ve birbirine yakın seviyede olduğu fark edilmektedir. Katma değer içindeki paylar incelendiğinde ise, Türkiye’de bu oranın düşük olduğu gözden kaçmamalıdır. Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin artması ile birlikte, bu oranın da giderek yükseleceği kuşkusuzdur. Tablo 4.7. Seçilmiş Ülkelerde KOBİ’lerin Ekonomideki Payı Ülke A.B.D. Hindistan Japonya G. Kore Brezilya Malezya AB 27 İngiltere Almanya İtalya Türkiye Tüm işletmeler Toplam istihdam Katma değer içindeki payı (%) içindeki payı (%) içindeki payı (%) 98,90 97,30 98,20 99,90 99,90 99,90 99,80 99,60 99,50 99,90 99,90 57,90 66,90 66,00 87,70 67,00 65,20 67,40 54,10 60,40 81,10 78,00 50,00 49,30 49,20 31,20 57,70 51,00 53,60 71,30 55,00 Kaynak: KOSGEB (2011), “2011-2013 KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı” Günümüzde KOBİ’lerin yenilik faaliyetleri ve yönetim becerilerinin gelişmiş ülkelere kıyasla yeterli olmadığı görülmektedir. Türkiye’deki KOBİ’lerin yenilik faaliyetlerinin istenilen düzeye ulaşabilmesi için yapılan girişimlerden biri 2011-2013 KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı’dır (KSEP)92. Bu planın genel amacının “Küçük işletme ihtiyaçlarına duyarlı iş ortamında, erişilebilirliği ve niteliği yüksek hizmet ve desteklerle KOBİ’lerin üretim, yatırım miktarı ile katma değerini arttırmak 92 KOSGEB (2011), “2011-2013 KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı” 112 İSTANBUL TİCARET ODASI ve büyümelerini sağlamak” olduğu belirtilmiştir. İlgili plan çerçevesinde izlenilen stratejiler, beş temel başlık altında sınıflandırılmıştır. Bu stratejiler; • Stratejik Amaç 1:Girişimciliğin geliştirilmesi ve desteklenmesi • Stratejik Amaç 2: KOBİ’lerin yönetim becerilerinin ve kurumsal yetkinliklerinin geliştirilmesi • Stratejik Amaç 3: İş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi sürecinde KOBİ’lerin gözetilmesi • Stratejik Amaç 4: KOBİ’lerin Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin geliştirilmesi • Stratejik Amaç 5: KOBİ’lerin ve girişimcilerin finansmana erişimlerinin kolaylaştırılmasıdır. 4.7. Türkiye’de Seçilmiş İnovasyon Göstergeleri Literatürde, ülkelerin Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki paylarına göre ayrıldığı dört ayrı grup bulunmaktadır. Bu gruplar; • Teknolojide lider ülkeler; Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payı % 1,5’in üzerinde olan ülkeler, • İleri teknoloji ülkeleri; Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payı % 1–1,5 arasındaki ülkeler, • Orta derecede teknolojiye sahip ülkeler; Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payı % 0,5-1,0 arasındaki ülkeler, • Düşük teknoloji ülkeleri; Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payı % 0,5’in altında olan ülkeler. Türkiye’deki Ar-Ge harcamalarının durumunu ortaya koymadan önce, dünyadaki Ar-Ge harcamaları ve Türkiye’nin göreli olarak konumu hakkında bilgi vermek gerekir. Grafik 4.3, dünyada 2013 yılında yapılan toplam Ar-Ge harcamalarının içinde ülkelerin yüzdelerini vermektedir. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 113 Grafik 4.3. Dünyada Yapılan Ar-Ge Harcamalarının Yüzdesi Kaynak: Global R&D Funding Forecast (2014), Battelle- The Business of Innovation Reports 2014 Global R&D Funding Forecast Raporu’na93 göre, 2013 yılında dünyada toplam 1.517 milyar USD Ar-Ge harcaması yapılmıştır. Bu harcamaların 447 milyar USD’sini, % 29,47’lik pay ile ABD gerçekleştirmiştir. ABD’yi sırasıyla, 232 milyar USD ile Çin, 160 milyar USD ile Japonya, 92 milyar USD ile Almanya, 59 milyar USD ile Güney Kore ve 52 milyar USD ile Fransa takip etmektedir. Türkiye’nin yaptığı toplam Ar-Ge harcaması ise yaklaşık 9,4 milyar USD olarak belirtilmiştir. ABD, Türkiye’nin yaklaşık 48 katı, Çin ise Türkiye’nin yaklaşık 25 katı kadar Ar-Ge harcaması yapmaktadır. TÜİK Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması, 2012 Raporu94 sonuçlarına göre, Türkiye’de Gayrisafi Yurtiçi Ar-Ge harcaması 2012 yılında bir önceki yıla göre % 17,1 artarak 13.062 milyon TL olarak hesaplanmıştır95. Grafik 4.4. 1990–2012 yılları arasında Türkiye’deki Ar-Ge harcamasının, GSYİH içindeki 93 Global R&D Funding Forecast (2014), “The Business of Innovation Reports” 94 2012 yılı Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması sonuçları; kamu kuruluşları, vakıf üniversiteleri ve ticari sektördeki anket sonuçları ile devlet üniversitelerinin bütçe ve personel dökümlerine dayalı olarak oluşturulmuştur. 95 TÜİK (2013), “Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2012” 114 İSTANBUL TİCARET ODASI payını göstermektedir. Söz konusu oran, 1990 yılında % 0,32 iken, 2012 yılında en yüksek düzeyine % 0,92’ye ulaşmıştır. Yukarıdaki sınıflandırma dikkate alındığında, Türkiye’nin orta derecede teknolojiye sahip ülkeler arasında olduğu söylenebilir. 1990–2012 dönemleri arasında, Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranının inişli çıkışlı bir seyir izlediği dikkati çekmektedir. Bu eğilim, ekonominin büyüme trendine de benzemektedir. 1990’lı yılların ikinci yarısında başlayan yükseliş, 2001 krizi ile bir miktar durmuş, son üç yılda ise tekrar yükselişe geçmiştir. Bu durum, kriz zamanlarında hükümetlerin bu harcamalarda kesintiye gittiklerini göstermektedir. 2009 yılında ekonomide yaşanan durgunluğa rağmen, bu harcamalarda yaşanan sıçrama da önemlidir. Son yıllarda yaşanan bu yükselmede, devletin Ar-Ge faaliyetlerine yapılan harcamaları desteklemesi en büyük etkendir. Devlet, bir taraftan kamunun Ar-Ge harcamalarına hız verirken, bir taraftan da reel sektöre verdiği Ar-Ge teşviklerini arttırmıştır. Mart 2008’de çıkarılan Ar-Ge teşvik yasası ile birlikte, durgunluk sonrasında reel sektörün bu harcamalara daha da hız vereceği düşünülmektedir. Fakat yine de bu oran, Avrupa ortalamasının çok altındadır. Grafik 4.4. Yıllar İtibariyle Ar-Ge Harcamasının GSYİH içindeki payı GSYİH içindeki payı 1.00 0.92 0.90 0.85 0.80 0.70 0.63 0.60 0.53 0.50 0.40 0.30 0.32 0.49 0.49 0.45 0.44 0.50 0.64 0.59 0.54 0.53 0.72 0.58 0.48 0.52 0.36 0.36 0.20 0.10 0.00 Kaynak: TÜİK (2013), “Araştırma-Geliştirme- Faaliyetleri Araştırması, 2012” 0.73 0.86 0.84 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 115 TÜBİTAK Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Hedefleri Raporu’nda ise, 20002012 yılları arasındaki Ar-Ge harcamasının yıllık ortalama artışı hesaplanarak bir öngörüde bulunulmuştur. İlgili yıllardaki artışın % 13 olduğu belirtilmiş, bu eğilimin 2023 yılına kadar devam etmesi varsayıldığında ise 2023 yılında Ar-Ge harcamasının GSYİH içindeki payının % 1,82 olacağı öngörülmüştür96. İlgili raporda, Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 yılı için öngörülen Ar-Ge harcamasının milli gelir içindeki payının % 3’e çıkması hedefinin ise, önümüzdeki yıllardaki Ar-Ge harcamalarında yıllık %18’lik bir artış ile mümkün olacağı belirtilmiştir. Ayrıca, Ar-Ge yoğunluğu oranının % 3’e ulaşması için, Ar-Ge harcamasının en az 85 milyar TL’ye ulaşması gerektiği de belirtilmiştir. Bu hedeflere ulaşabilmek için gerekli olan en az 85 milyar TL Ar-Ge harcamasının, üçte ikisinin reel sektör tarafından gerçekleştirilmesi gerektiği belirtilmiştir. 2012 yılındaki, Ar-Ge harcamalarının dağılımı ise aşağıdaki şekilde yer almaktadır97.Ar-Ge harcamalarının; • % 45,1’i ticari kesim • % 43,9’u yükseköğretim kesimi • % 11’i kamu kesimi tarafından gerçekleştirilmiştir. 2012 yılındaki incelendiğinde ise; Ar-Ge harcamaları, finanse eden kesimler itibariyle Ar-Ge harcamalarının; • % 46,8’inin ticari kesim • % 28,2’sinin kamu kesimi ve • % 21,1’nin yükseköğretim kesimi • % 3,4’ünün yurtiçi diğer kaynaklar ve • %0,6’sının ise yurtdışı kaynaklar tarafından finanse edildiği belirtilmiştir98. 96 TÜBİTAK (2012), “Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Hedefleri Raporu” 97 TÜİK (2013), “Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2012” 98 A.g.e. 116 İSTANBUL TİCARET ODASI Özel sektörün, Ar-Ge harcamalarını yıllar itibariyle daha detaylı inceleyebilmek adına, TCMB’nin Sektör Araştırmaları Birimi tarafından imalat sektöründe faaliyet gösteren firmaların bilgileri de çalışmaya dahil edilmiştir. Yaklaşık 3.500 firmanın 1996–2011 dönemine ait bilanço ve gelir tablolarından elde edilen veriler Grafik 4.5 ve 4.6’da gösterilmektedir. Grafik 4.5. Yıllar İtibariyle Ar-Ge Harcamasının İçindeki Payı NetSatışlar Satışlar İçindeki Payı 0.0050 0.0045 0.0040 0.0043 0.0038 0.0032 0.0030 0.0025 0.0020 0.0034 0.0038 0.0035 0.0040 0.0037 0.0034 0.0030 0.0031 0.0028 0.0029 0.0031 0.0031 0.0024 0.0022 0.0015 0.0010 0.0005 0.0000 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Kaynak: www.tcmb.gov.tr Grafik 4.5’te görüldüğü üzere, Ar-Ge harcamalarının net satışlara oranı, 2000 yılında % 0,43 seviyesi olan en yüksek değere ulaşmıştır. Bu gösterge, 2001 yılından itibaren ise hafif bir düşüş eğiliminde olurken, 2005 yılında tekrar % 0,40 seviyesine yükselmiştir. Son yıllarda ise, % 0,31 seviyelerinde seyretmektedir. Bu eğilim, özel sektörün yaptığı Ar-Ge harcamalarının net satışlar içindeki payının istikrarlı olduğunu gösterebilir. Aynı zamanda, imalat sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 3.500 firmanın Ar-Ge harcaması ile net FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 117 satışlar düzeyinin artış ve azalış eğilimlerinin benzer olduğu sonucuna da ulaşılabilir. Grafik 4.6. Yıllar İtibariyle Ar-Ge Harcamasının Aktifler İçindeki Payı 0.0060 0.0051 0.0050 0.0044 0.0040 0.0030 , 0.0047 0.0045 0.0040 0.0030 0.0047 0.0037 0.0041 0.0038 0.0036 0.0037 0.0034 0.0033 0.0031 0.0027 0.0020 0.0010 0.0000 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Kaynak: www.tcmb.gov.tr Grafik 4.6 ise, ilgili döneme ait Ar-Ge harcamalarının aktiflere oranını göstermektedir. Bu gösterge ise en yüksek seviye olan % 0,51 düzeyine 2000 yılında ulaşmıştır. 2008 küresel krizinin etkisiyle, oran azalırken; 2011 yılında ise, bu oranın artarak % 0,37 seviyesine geldiği görülmektedir. Özellikle 2011 yılında, imalat sektöründe faaliyet gösteren firmaların aktiflere oranla Ar-Ge harcamalarını arttırdığını söylemek mümkündür. Söz konusu firmalara ait Ar-Ge harcamasının net satışlar içindeki payının eğilimi, Ar-Ge harcamasının aktifler içindeki payının seyri ile paralellik göstermektedir. Her iki tabloda da görüleceği üzere, 2000’li yıllarda artış gösteren oran, 2008 yılında düşüş eğilimine girmiş, son yıllarda ise tekrar artış eğilimine girmiştir. 118 İSTANBUL TİCARET ODASI Dikkati çeken bir diğer konu ise, büyük ölçekli işletmelerin bir kısmının yüksek satış rakamları elde etmesine rağmen, mali tablolarında Ar-Ge harcamalarının yer almamasıdır. Örneğin, Enerji Bakanlığı şirketlerinden Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ)’ın 2011 yılında 26 milyar 611 milyon TL satış geliri elde etmesine rağmen, şirketin aynı dönemdeki Ar-Ge harcamalarının hiç olmadığı raporlanmıştır99. TÜİK İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması100, Türkiye’de 2012 yılında yapılan Ar-Ge harcamalarının toplamını 13.062 milyon TL olarak belirtmektedir. En yüksek Ar-Ge harcamasının olduğu bölge 3.719 milyon TL ile Batı Anadolu bölgesi iken, bu rakamın toplam içindeki payı % 28,48 olarak raporlanmıştır. Ar-Ge harcamalarının bölgesel dağılımında Batı Anadolu’nun ilk sırada yer alması, başkent Ankara’nın bu bölgede bulunmasından kaynaklanmaktadır. TÜİK’in verilerine göre, 2011 yılında ise aynı bölgede 3.147 milyon TL Ar-Ge harcaması yapılmıştır. Aynı rapora göre, ikinci sırada, Doğu Marmara % 20,58’lik pay ile yer almaktadır. Tek bir bölge olarak kabul edilen İstanbul ise % 19,96’lık pay ile üçüncü sırada yer almaktadır. 99 http://kobidestek.org/26-milyar-liralik-botasin-ar-ge-harcamasi-sifir 100 TÜİK (2013), “Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2012” FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 119 Grafik 4.7. Bölgelere göre Ar-Ge Harcaması (milyon TL) 13 062 TÜRKİYE Batı Anadolu 3 719 İstanbul 2 607 Doğu Marmara 2 688 1 261 Ege Akdeniz 718 Batı Marmara 357 Orta Anadolu 388 Güneydoğu Anadolu 332 Batı Karadeniz 322 Ortadoğu Anadolu 276 Doğu Karadeniz 182 Kuzeydoğu Anadolu 207 2 000 4 000 6 000 8 000 10 000 12 000 14 000 Kaynak: TÜİK (2013), “Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2012” İlgili raporda, Ar-Ge ile ilgilenen kurumlar özel kesim, kamu kesimi ve üniversiteler olarak üç bölümde incelenmektedir. Ar-Ge faaliyetlerinde çalışan personel sayısına bakıldığında ise, 2012 yılında Türkiye’de Ar-Ge faaliyetlerinde 184.301 kişinin çalıştığı belirtilmiştir. Bu kişilerin % 60’ı üniversitelerde, % 31’i özel sektörün Ar-Ge bölümlerinde ve % 9’u da kamu kurumlarında istihdam edilmektedir. Ar-Ge personel sayısına göre ise % 22,83 ile Batı Anadolu bölgesi ilk sırada yer almaktadır. Bu bölgeyi, % 21,81 ile İstanbul ve % 15,43 ile Doğu Marmara bölgeleri izlemektedir. 120 İSTANBUL TİCARET ODASI Grafik 4.8. Bölgelere Göre Ar-Ge Personeli 184 301 TÜRKİYE Batı Anadolu 42 089 İstanbul 40 197 Doğu Marmara 28 438 20 630 Ege Akdeniz Batı Marmara Orta Anadolu Güneydoğu Anadolu 11 873 6 149 7 762 6 035 Batı Karadeniz 6 619 Ortadoğu Anadolu 5 524 Doğu Karadeniz 4 457 Kuzeydoğu Anadolu 4 528 50 000 100 000 150 000 200 000 Kaynak: TÜİK (2013), “Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2012” Kişi başına düşen Ar-Ge harcaması miktarı bir ülkenin bilim ve teknolojiye verdiği önemi gösteren bir unsurdur. Ar-Ge çalışanlarının sayısının toplumun geneline ve istihdam edilenlerin sayısına oranı da önemli bir göstergedir. 2011 yılında istihdam edilen on bin kişiye düşen TZE Ar-Ge personeli sayısı 39 iken, 2012 yılında bu rakam artış göstererek 42.4’e ulaşmıştır. Grafik 4.9. İstihdam Edilen Onbin Kişiye Düşen Ar-Ge Personeli 50.0 45.0 42.4 40.0 35.0 30.6 31.7 30.0 25.0 24.5 20.0 15.0 10.0 18.1 34.6 36.2 38.5 26.7 20.4 12.9 13.6 5.0 0.0 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Kaynak: TÜİK (2013), “Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2012” 121 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ TÜBİTAK Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Hedefleri Raporu’nda, 2023 yılında % 3 Ar-Ge yoğunluğuna ulaşabilmek için, araştırmacı sayısının da Ar-Ge harcamalarına göre artış göstermesi gerekmektedir. Grafik 4.9’dan da görüleceği üzere, istihdam edilen on bin kişiye düşen Ar-Ge personeli sayısı yıllar itibariyle artış göstermekle birlikte, yeterli değildir. İlgili raporda, yıllar itibariyle olan artışın devam etmesi halinde, 2023 yılında istihdam edilen on bin kişiye düşen Ar-Ge personeli sayısının 300 olması hedeflenmektedir101. Türkiye için diğer bir önemli gösterge ise ülkemizdeki girişimlerdeki inovasyon faaliyetlerinin yüzdesidir. Aşağıdaki grafik; pazarlama, organizasyon, teknoloji, süreç ve ürün yeniliği yapan girişimlerin yüzdesi ile ilgili bilgi vermektedir. Grafik 4.10. Türkiye’deki Girişimlerde Çeşitli İnovasyon Faaliyetlerinin Yüzdesi Pazarlama yeniliği yapan 34,7 Organizasyon yeniliği yapan 31,7 Organizasyon ve/veya pazarlama yeniliği… Teknolojik yenilik faaliyeti sonuçsuz kalan 43 3,7 Teknolojik yenilik faaliyeti devam eden 14,2 Süreç yeniliği yapan 20,4 Ürün yeniliği yapan 17,7 Ürün ve/veya süreç yeniliği yapan 27 Teknolojik yenilik faaliyeti yürüten 27 Yenilik faaliyeti yürüten 48,5 0 10 20 30 40 50 60 Kaynak: TÜİK (2013) “2010-2012 Yenilik Araştırması” TÜİK’in 2013 tarihinde yayınladığı 2010-2012 Yenilik Araştırması, Türkiye’de yürütülen inovasyon faaliyetlerinin güncel durumu ile ilgili bilgiler sunmaktadır102. İlgili rapor sonuçlarına göre, süreç inovasyonu 101 TÜBİTAK (2012), “Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Hedefleri Raporu” 102 TÜİK tarafından 2013 yılında yapılan “Yenilik Araştırması”, OECD Metodolojisine 122 İSTANBUL TİCARET ODASI yapan girişimlerin yüzdesi % 20,4 iken, ürün inovasyonu yapan girişimlerin yüzdesi ise % 17,7’dir. İnovasyon türleri kapsamında ise girişimlerin % 27’si teknolojik inovasyon faaliyetinde bulunmuştur. Teknolojik inovasyon faaliyeti kapsamında girişimlerin % 27’si ürün veya süreç inovasyonu yaparken, teknolojik inovasyon faaliyeti devam eden girişimlerin oranı ise % 14,2, teknolojik inovasyon faaliyeti sonuçsuz kalan girişimler ise %3,7 olarak görülmektedir103. İlgili rapora göre, ürün ve/veya süreç yeniliği faaliyetinde bulunan girişimler en önemli bilgi kaynağı olarak % 30,3 ile özel sektördeki müşterileri göstermiştir. Bunu % 28,9 ile kurum içi kaynaklar, % 26 ile makine, teçhizat, malzeme ve yazılım sağlayıcıları, % 14 ile rakip girişimler ve aynı sektördeki diğer girişimler izlemiştir. Grafik 4.10.’da girişimlerin % 31,7’sinin organizasyon inovasyonu yaptığı görülmektedir. Girişimleri, ilgili inovasyon alanına yönlendiren faktörlerin başında ürün/hizmet kalitesinin geliştirilmesinin yer aldığı belirtilirken, bunu müşteri/tedarikçi ihtiyaçlarının cevaplanmasının takip ettiği raporlanmıştır. İlgili grafikte, girişimlerin % 34,7’sinin pazarlama inovasyonu yaptığı görülmektedir. Girişimleri, bu alandaki inovatif faaliyetlere yönelten etkenlerin başında pazar payını korumak/arttırmak gelirken, bunu ürünlerin yeni müşteri grubuna tanıtılması izlemektedir. TÜİK Yenilik Araştırması 2013 Raporu, yenilik faaliyeti yürüten girişimlerin oranını, ekonomik faaliyet kollarına göre raporlamıştır. Ekonomik faaliyetler, sanayi ve hizmet ana sektörleri olarak ikiye ayrılmıştır. Tablo 4.8, ilgili sektörler bazında inovasyon faaliyetlerini yürüten girişimlerin dağılımını 2008-2010 ve 2010-2012 dönemlerine ait veriler ile göstermektedir. Ekonomik faaliyetler kapsamında sanayi sektörü incelendiğinde, inovasyon faaliyetinin en yüksek olduğu alt sektörün, % 50,3 ile hizmet sektörü olduğu uygun olarak Oslo Kılavuzu’na dayanan “Topluluk Yenilik Anketi Model Soru Kâğıdı’nın” uyarlanması ile iki yılda bir üç yıllık dönemlere ilişkin olarak yapılmaktadır. İlgili rapor, 2010–2012 dönemini kapsamaktadır. 103 TÜİK (2013), “Yenilik Araştırması, 2012” FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 123 görülmektedir. Aynı dönemde, bu sektöre ait alt sektörlere ilişkin veriler incelendiğinde ise, inovasyon yürüten işletmelerin oranının en yüksek olduğu alt sektörün % 88,1 ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin olduğu belirtilmiştir. Tablo 4.8. Türkiye’deki Girişimlerde İnovasyon Faaliyetlerinin Sektörel Dağılımı Ekonomik Faaliyet Kolları ve Büyüklük Grupları 2008-2010 2010-2012 Genel 51.4 48.5 Sanayi 52.2 49.8 Madencilik ve taşocakçılığı 32.5 37.7 İmalat sanayi 53.0 50.4 Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretim ve dağıtımı 39.9 39.1 Su temini, kanalizasyon, atık yönetim ve iyileştirme faaliyetleri 36.6 35.5 Hizmet 50.3 50.3 Toptan ticaret 54.4 49.7 Ulaştırma ve depolama 40.0 40.1 Bilgi ve iletişim 54.6 67.0 Finans ve sigorta faaliyetleri 41.0 45.2 Mimarlık ve mühendislik faaliyetleri, teknik test ve analiz faaliyetleri 47.2 39.8 Bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetler 84.0 88.1 Kaynak: TÜİK (2013), “2010-2012 Yenilik Araştırması” İlgili tablodaki veriler, büyüklük bazına göre değerlendirildiğinde, inovasyon faaliyeti yürüten işletmelerin oranının yaklaşık % 50 ile % 70 arasında olduğu ve işletme ölçeğiyle doğru orantılı olarak değiştiği görülmektedir. 2010–2012 yıllarını içeren dönemde 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerin yaklaşık yarısı inovasyon faaliyetinde bulunmuştur. 124 İSTANBUL TİCARET ODASI Bu kapsamda; • 10–49 arası çalışanı olan işletmelerin % 49,4’u, • 50–249 arası çalışanı olan işletmelerin % 58,9’u ve • 250 ve daha fazla çalışanı olan işletmelerin ise % 69,7’si inovasyon faaliyetinde bulunmuştur. 4.8. Türkiye’de İSO 500 Şirketlerinin Yenilik Yaratma Gücü Günümüz bilgi ekonomilerinde, bilgi ve onun ticari ürün ve süreç haline dönüşmüş hali, başarı için en önemli girdilerden biri haline gelmiştir. Dolayısıyla, bilgiyi satılabilir bir varlık haline getiren fikri mülkiyet hakları, şirketlerin büyümesinde, verimliliklerinin artmasında, finansal performanslarının iyileşmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda da, son yıllarda, şirketlerin mali tablolarında, sahip olunan varlıklar içinde gayri maddi varlıkların oranında büyük artışlar olduğu görülmektedir. Şirketlerin rekabet güçlerinin artmasında, finansal sermayenin yanında yenilikçi göstergelerinin de artması kaçınılmazdır. İSO tarafından yayınlanan ilk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinin ilk sıralarında da, Türkiye’de en çok patent alan şirketlerin olması, bu durumu doğrulamaktadır. Tablo 4.9, 2005-2010 tarihleri arasında her yıl Türkiye’nin birinci 500 işletmesi listesine giren işletmelerin inovasyon göstergelerine ait başvuru sayılarını göstermektedir. Tablo 4.9. İSO 500 İşletmelerinin 2005-2010 Dönemi Sınai Mülkiyet Başvuru Sayıları 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Patent 24 22 129 101 109 115 Ticari Marka 734 844 1.080 1.162 423 284 Faydalı Model 21 59 64 45 17 18 Endüstriyel Tasarım 236 312 395 402 862 1.020 Kaynak: www.tpe.gov.tr FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 125 Yukarıdaki tablo incelediğinde, Türkiye’nin ilk 500 şirketinde bile inovasyon alanında fazla yatırım yapılmadığı görülmektedir. 2007 yılında şirketlerin patent tescil sayısı en yüksek iken, bu sayı 2008 krizin etkisiyle düşme eğilimi göstermiştir. 2007 yılında, Arçelik şirketi, 112 patent tescil sayısı ile patent tescil sayısı bakımından en üst sırada yer almaktadır. 2008 yılında ise Şölen Çikolata Gıda San. ve Tic. A.Ş. 145 ticari marka tescil sayısı ile en üst sırada yer almaktadır. Türkiye’den yapılan patent başvurularının, üçte birini gerçekleştirerek bu konuda lider olan Arçelik, WIPO’da en çok uluslararası patent başvurusuna sahip ilk 500 şirket arasındaki tek Türk şirketi olarak 2010 yılında 95. sırada yer almıştır. 2010 yılında, önceki yıllara paralel olarak 142 adet patent başvurusu gerçekleştirmiştir. Şirket, 2010 yılında TPE tarafından verilen; en çok patent başvurusu yapan şirket, en çok patent tescili alan şirket ve en çok uluslararası patent başvurusu yapan şirket ödüllerini de almıştır. Tablo 4.10’da Arçelik A.Ş.’nin 2005-2010 yılları arasında tescil ettirdiği patent sayıları belirtilmektedir. Arçelik A.Ş., 2010 yılında İSO 500 firmalarının tescil ettirdikleri toplam patent sayısının tek başına % 80’ini tescil ettirerek liderliğini sürdürmüştür. Tablo 4.10. Arçelik A.Ş.’nin Yıllar İtibariyle Patent Tescil Sayıları 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Patent Tescil Sayısı 17 15 112 83 93 Toplam İçindeki Pay (%) 70.83 68.18 86.82 66.34 76.15 80.87 67 Kaynak: www.tpe.gov.tr Arçelik, 1990 yılından bu yana hız kesmeden sürdürdüğü Ar-Ge ve teknoloji yatırımları ile uluslararası pazarlarda da sektörünün önde gelen şirketlerinden biri olmuştur. Son yıllarda, özellikle değişen çevre bilinci, enerji alanındaki kısıtlamalar, diğer sektörlerdeki gelişmeler birçok yeni özelliğin ve 126 İSTANBUL TİCARET ODASI tasarruflu ürünlerin piyasaya sunulmasını arttırarak, beyaz eşya ürünlerinde enerji ve su tüketimlerinde çok hızlı bir iyileşme sağlanmıştır. Bu iyileşme ve düzenlemelerin arkasında da yoğun Ar-Ge faaliyetlerinin payı kaçınılmazdır. Sektörel açıdan, İSO 500 firmalarının inovasyon göstergelerinin 20052010 yılları itibariyle değişimi Tablo 4.11 ve Tablo 4.12’de görülmektedir. Tüm sektörler incelendiğinde, en çok patent tescilinin 2007 yılında, 129 tescil ile gerçekleştiği görülmektedir. İlgili patent tescillerinin 114’ü Arçelik A.Ş.’nin de içinde bulunduğu Metal Eşya, Makine ve Teçhizat sektörü tarafından gerçekleştirilmiştir. Geri kalan patent tescillerinin en yüksek olduğu sektörler ise Kimya, Petrol Ürünleri, Lastik ve Plastik Sektörü, Taş ve Toprağa Dayalı Sektör ve Otomotiv Sektörü tarafından gerçekleştirilmiştir. Toplam ticari marka tescilinin ise 1.161 tescil sayısı ile 2008 yılında yapıldığı görülmektedir. Özellikle, Gıda, İçki ve Tütün sektörü 565 ticari marka tescili ile tüm sektörlerdeki tescillerin yaklaşık % 50’sini gerçekleştirmiştir. Faydalı model tescil sayılarının ise diğer göstergelere göre oldukça düşük olduğu söylenebilir. En çok endüstriyel tasarım tescilinin 2010 yılında, 1.020 tescil ile gerçekleştiği görülmektedir. İlgili endüstriyel tasarım tescillerinin yarısından fazlasının Dokuma, Giyim Eşyası, Deri ve Ayakkabı Sektörü tarafından gerçekleştirildiği görülmektedir. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 127 Tablo 4.11. İSO 500 Firmalarının 2005-2007 Döneminde Sektörel Bazda İnovasyon Göstergelerine Ait Tescil Sayıları 2005 2006 2007 P TM FM ET P TM FM ET P T FM ET Madencilik ve Taşocakçılığı 0 2 0 0 0 0 0 0 0 2 0 0 Gıda, İçki ve Tütün Sanayi 0 223 1 25 0 343 0 43 0 461 1 32 Dokuma, Giyim Eşyası, Deri ve Ayakkabı Sanayi 0 51 0 53 0 80 1 67 0 76 3 60 Orman Ürünleri ve Mobilya Sanayi 0 15 1 64 0 30 0 63 0 46 0 146 Kağıt, Kağıt Ürünleri ve Basım Sanayi 0 9 0 3 0 11 0 4 0 12 0 7 Kimya, Petrol Ürünleri, Lastik ve Plastik Sanayi 2 254 11 22 1 230 15 25 8 304 12 18 Taş ve Toprağa Dayalı Sanayi 4 3 0 25 1 22 5 61 4 29 3 66 Metal Ana Sanayi 1 22 0 1 0 17 1 3 0 24 4 2 Metal Eşya, Makine ve Teçhizat 17 115 8 36 19 74 9 33 114 83 16 28 Otomotiv Sanayi 0 35 0 7 1 34 27 12 3 41 25 33 Diğer İmalat Sanayi 0 2 0 0 0 1 0 1 0 2 0 2 Elektrik Sektörü 0 3 0 0 0 1 1 0 0 0 0 0 Toplam 24 734 21 236 22 843 59 312 129 1.080 64 394 P: Patent, TM: Ticari Marka, FM: Faydalı Model, ET: Endüstriyel Tasarım Kaynak: www.tpe.gov.tr 128 İSTANBUL TİCARET ODASI Tablo 4.12. İSO 500 Firmalarının 2008-2010 Döneminde Sektörel Bazda İnovasyon Göstergelerine Ait Tescil Sayıları 2008 2009 2010 P TM FM ET P TM FM ET P T FM ET Madencilik ve Taşocakçılığı 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 Gıda, İçki ve Tütün Sanayi 0 565 0 24 0 65 0 20 0 36 0 8 Dokuma, Giyim Eşyası, Deri ve Ayakkabı Sanayi 3 89 0 43 1 41 1 539 0 42 0 604 Orman Ürünleri ve Mobilya Sanayi 0 59 1 174 0 1 0 31 0 3 3 1 Kağıt, Kağıt Ürünleri ve Basım Sanayi 0 10 0 3 1 8 0 18 0 11 1 3 Kimya, Petrol Ürünleri, Lastik ve Plastik Sanayi 4 258 4 8 5 229 8 10 3 128 3 13 Taş ve Toprağa Dayalı Sanayi 1 35 0 77 2 3 0 159 2 15 0 64 Metal Ana Sanayi 4 33 1 2 0 11 1 0 93 19 1 281 Metal Eşya, Makine ve Teçhizat 77 56 5 45 89 53 2 61 6 8 8 10 Otomotiv Sanayi 11 51 30 23 10 10 4 7 10 17 2 35 Diğer İmalat Sanayi 1 5 0 2 1 1 0 17 1 5 0 0 Elektrik Sektörü 0 0 4 0 0 1 0 0 0 0 0 1 101 1.161 45 401 109 423 16 284 18 1.020 Toplam 862 115 P: Patent, TM: Ticari Marka, FM: Faydalı Model, ET: Endüstriyel Tasarım Kaynak: www.tpe.gov.tr FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ BÖLÜM 5 REEL SEKTÖR FİRMALARINDA AR-GE VE FİNANSAL PERFORMANS İLİŞKİSİNİN ANALİZİ 129 130 İSTANBUL TİCARET ODASI 5. Reel Sektör Firmalarında Ar-Ge ve Finansal Performans İlişkisinin Analizi “Ölçemediğiniz hiçbir şeyi kontrol edemez, kontrol edemediğiniz hiçbir şeyi yönetemezsiniz” Peter Drucker G ünümüzde inovasyonun işletmeler üzerindeki artan önemine paralel olarak, literatürde şirketlerin inovasyon ve Ar-Ge performansının ölçülüp, değerlendirilmesine yönelik birçok çalışma yer almaktadır. Çeşitli çalışmalarda, inovasyon göstergesi olarak; işletmelerin patent tescil sayıları, Ar-Ge harcamalarının miktarı veya toplam maliyetler içindeki payı ve Ar-Ge bölümünde istihdam edilen personel sayısı kullanılmaktadır. Bu bölümde, ilk olarak inovasyon ölçüm yöntemleri hakkında bilgi verilerek, daha sonra Türkiye’de halka açık şirketler üzerinde bir uygulama yapılmıştır. Bu çerçevede, inovasyon göstergesi olarak, işletmelerin Ar-Ge harcamalarının toplam aktife, toplam satış hasılatına ve özkaynaklara oranlanması ile elde edilen değişkenler kullanılmıştır. 5.1. İnovasyon Ölçüm Yöntemleri Bilim, Teknoloji ve İnovasyon göstergelerinin tarihsel gelişimi, inovasyon ölçüm yöntemleri hakkında temel bilgiler vermektedir. Millbergs ve Vonortas’ın 2006 yılında yaptığı çalışmada, Bilim, Teknoloji ve İnovasyon (STI) göstergelerinin tarihsel gelişimi dört ayrı evre dahilinde değerlendirilmiştir104: Birinci evreyi meydana getiren göstergeler; Ar-Ge yatırımları, eğitim harcamaları, sermaye yatırımları, Ar-Ge personeli, üniversite mezunları ve teknoloji yoğunluğu gibi girdiler olarak tanımlanmaktadır. İkinci evre göstergeleri, birinci evre göstergelerini tamamlayıcı nitelikte olup, patent sayıları, bilimsel yayınlar, yeni ürün ve süreçler, yüksek teknolojiye dayalı ticaret gibi bilim ve teknoloji faaliyetlerinin ara çıktılarından mey104 Milbergs E., Vonortas N. (2006), “Innovation Metrics:Measurement to Insight” FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 131 dana gelmektedir. Üçüncü evre göstergeleri, anket ve halka açık bilgiye dayalı olarak oluşturulan, daha geniş kapsamlı inovasyon göstergeleri ve endekslerine odaklanmaktadır. Bu süreçte temel hedef, bir ülkenin inovasyon faaliyet kapasitesinin diğerleriyle kıyaslanıp, sıralanmasıdır. Uluslararası veri karşılaştırılmasında yaşanan güçlükler ve hizmet sektöründeki inovasyonun anketlere dahil edilmesi konusundaki sorunlar, bu evredeki temel sıkıntıları meydana getirmektedir. Dördüncü evre göstergeleri ise bilgi kıstasları, şebekeler gibi göstergelerden oluşmaktadır. Bu evrede, inovasyon koşulları henüz oluşum aşamasındadır. Tablo 5.1’de, söz konusu dört evre ve göstergelerin gelişimi yıllar itibariyle özetlenmektedir. Tablo 5.1. Bilim, Teknoloji ve İnovasyon Göstergelerinin Tarihsel Gelişimi Birinci Evre Girdi Göstergeleri (1950-1960’lar) İkinci Evre Çıktı Göstergeleri (1970-1980’ler) Ar-Ge Harcamaları Bilgi Teknolojileri Personeli Patent Bilimsel Yayınlar Sermaye Yeni Ürünler Teknolojik Yoğunluk Kalite Değişikliği Üçüncü Evre İnovasyon Göstergeleri (1990’lar) İnovasyon anketleri Endeksler İnovasyon kapasitesi kıyaslaması Dördüncü Evre Süreç Göstergeleri (2000’ler) Bilgi Maddi Olmayan Varlıklar Şebeke Talep Kümeler Yönetim Teknikleri Risk/Getiri Sistem Dinamikleri Kaynak: Millbergs ve Vonartas (2006) 132 İSTANBUL TİCARET ODASI Son yıllarda, ülkelerin inovasyon yapabilme potansiyelini değerlendirmek adına, kapsamlı bir İnovasyon Kapasitesi Endeksi oluşturulmuştur. Claros ve Mata (2011), bu endeksi oluştururken, beş ana unsuru dengeli bir şekilde değerlendirmeye dahil etmişlerdir. Bu unsurları aşağıdaki şekilde sıralamışlardır105: • Kurumsal Çevre • Beşeri sermaye, eğitim ve sosyal çevre • Düzenleyici ve yasal çerçeve • Araştırma ve Geliştirme • Bilgi ve iletişim teknolojilerine uyum olarak sınıflandırılabilir. Claros ve Mata, yukarıda yer alan beş ana unsurun, ilgili endekste hangi oranda ağırlıklandırılacağını, üzerinde çalışılan 131 ülkenin gelişmişlik düzeyine göre belirlemiştir. İnovasyon endeksi oluşturulmasına ilişkin bir diğer çalışma ise Stone v.d. (2008) tarafından yapılmıştır. Bu çalışmada inovasyon endeksinin hesaplanmasında kullanılan faktörler dört temel başlık altında listelenmiştir. Bu başlıklar; şekil 5.1.’de detaylı bir biçimde listelenmiştir106. 105 Claros, A.L. Mata, Y. N. (2011), Policies and Institutions Underpinning Country Innovation: R esults from the Innovation Capacity Index, EFD-Global Consulting Network 106 Stone A., v.d., A.g.e. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 133 İnovasyon Endeksinin Hesaplanmasında Kullanılan Faktörler Makro Ekonomi Ülke ekonomisi Uluslararası ticaret Uluslararası yatırım İstihdam Fiyat genel düzeyi Devlet/Yönetim Kamu finansmanı Maliye politikas Kurumsal çerçeve İş kanunu Toplumsal çerçeve İş Ortamı/Ticaret Verimlilik ve etkinlik İşgücü Finansman Yönetim uygulamaları Davranış biçimi ve değerler Altyapı ve Kaynaklar Temel altyapı Teknolojik altyapı Bilimsel altyapı Sağlık&Çevre Eğitim Şekil 5.1. İnovasyon Endeksinin Hesaplanması OECD tarafından 2008 yılında yayınlanmış olan Handbook on Constructing Composite Indicators: Methodology and User Guide isimli kılavuzda107, inovasyonu ölçmek amacıyla oluşturulan birleşik göstergelerin avantaj ve dezavantajlarına yer verilmiştir. Avantajları; • Karışık ve çok boyutlu göstergeleri, karar verici için tek bir değişkene indirger. • Yorumlanması daha kolaydır. • Ülkelerin yıllar içindeki gelişiminin değerlendirilmesini sağlar. • Tek bir göstergede, daha fazla bilginin yer almasını mümkün kılar. • Kamuya açık iletişim sayesinde hesap verilebilirliği arttırır. • Kullanıcıların, karmaşık boyutları etkin bir şekilde kıyaslamasına imkan sağlar. 107 OECD and European Community Joint Research Centre (2008), Handbook on Constructing Composite Indicators: Methodology and User Guide 134 İSTANBUL TİCARET ODASI Dezavantajları; • İlgili endeksler, yanlış bir şekilde oluşturulup yorumlanırsa, yanıltıcı sonuçlara sebebiyet verebilir. • İstenilen politikaların kullanılması adına suistimal edilebilir. • Seçilen kıstaslar ve ağırlıklar, politik tartışmalara sebebiyet verebilir. • Ölçülmesi zor olan performans boyutları göz ardı edilirse, isabetsiz politikalara yol açabilir. OECD ve Avrupa Komisyonu’nun birlikte çalışmasıyla oluşturulan Oslo Kılavuzu’nda, inovasyon tanımı ve inovasyon ölçüm metotlarıyla ilgili birçok standart ortaya konulmuştur. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, bu kılavuzda yer alan standartlar doğrultusunda, kendi ülkelerinde bulunan işletmelere inovasyon anketi düzenlemektedir. Dünya Bankası, INSEAD, Economist Intelligence Unit ve Avrupa Komisyonu tarafından gerçekleştirilen inovasyon anketleri, ülkemizde de TÜİK tarafından birçok işletmeye uygulanmaktadır. Akademik literatürde ise işletmelerin inovasyon kapasitesini belirlemek amacıyla çok sayıda ölçü kullanılmakta, bununla birlikte tek bir göstergenin kullanılması farklı sektör ve faaliyet alanında yer alan işletmelerin karşılaştırılmasında sakınca yaratmaktadır. Bu durumun sonucu olarak, farklı inovatif faaliyetleri göz önünde bulunduran birleşik bir ölçü kullanılması gerekli hale gelmiş ve bu amaçla çalışmalarda inovasyon endeksi oluşturulmuştur. Firma bazında oluşturulan inovasyon endeksinin oluşturulması konusundaki ilk çalışmalardan biri Feeny ve Rogers (2001) tarafından yapılmıştır108. Bu çalışmada Avustralya’da faaliyet gösteren firmaların inovasyon kapasiteleri çok yönlü olarak ölçülmeye çalışılmış ve böylece firmaların inovatif faaliyetleri ve performansları arasındaki ilişki detaylı olarak araştırılmıştır. 108 Feeny, S., Rogers, M., (2001), Innovation and Performance: Benchmarking Australian Firms’, Melbourne Institude Working Paper, No. 7/01. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 135 Türkiye’de inovasyon endeksine ilişkin çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalardan biri olan Aras v.d. 2010109, 2005 ve 2009 yılları arasında, İSO 500’de yer alan firmaların inovasyon kapasitelerini ölçmek amacı ile patent, ticari marka, faydalı model ve endüstriyel tasarım tescil sayılarını panel veri analiz yöntemi ile ağırlıklandırarak bir endeks oluşturmuştur. Yapılan panel veri analizinde, bağımlı değişken olarak aktif devir hızı, bağımsız değişken olarak patent, ticari marka, faydalı model ve endüstriyel tasarım sayıları ile kontrol değişkeni olarak kaldıraç oranı ve ihracat miktarı kullanılmıştır. Analiz sonucunda elde edilen denklemin katsayıları inovasyon ile ilgili faaliyetlerin aktif devir hızı üzerindeki ortalama etkisini gösterdiği için, istatistiki olarak anlamlı olan katsayılar inovasyon endeksinin oluşturulmasında kullanılmıştır. 5.2. BİST’de İşlem Gören Reel Sektör Firmaları Üzerine Bir Uygulama Çalışmanın bu bölümünde, Borsa İstanbul’da (BİST) işlem gören reel sektör firmalarının Ar-Ge harcamaları ile finansal performansları, piyasa değerleri ve karlılıkları arasında bir ilişki olup olmadığını araştırılmıştır. Ayrıca Ar-Ge harcaması yapan ve yapmayan işletmeler çeşitli finansal oranlar bakımından karşılaştırılarak Ar-Ge harcamalarının işletme performansında istatistiki olarak anlamlı bir fark yaratıp yaratmadığı incelenmiştir. Bu amaçla, 2010 ve 2011 yıllarında BİST’de işlem gören 214 reel sektör firması çalışmaya dahil edilmiştir. Reel sektörde yer alan firmaların ağırlıklı olduğu veri setinin sektörlere göre dağılımı Tablo 5.2’de yer almaktadır. Çalışmadaki en önemli kısıt, inovasyon ve Ar-Ge harcamaları ile ilgili verinin sınırlı olmasıdır. İşletmeler bazında Ar-Ge personeli hakkında ayrıntılı bilgi bulunmadığı için sadece Ar-Ge harcaması ile ilgili finansal oran hesaplanmıştır. 109 Aras, G., Aybars, A., Kutlu, Ö., Tezcan, N. (2010), “The Relationship between Firm Efficiency and Innovation Capacity: An Application on Turkish Automotive Industry Using DEA and Panel Data Analysis”, International Conference on Global Trends in the Efficiency and Risk Management of Financial Services, Greece, Chania 136 İSTANBUL TİCARET ODASI Tablo 5.2. BİST’de Yer Alan İşletmelerin Sektörlere Göre Dağılımı Kod SEKTÖR 1 MADENCİLİK 2 İMALAT SANAYİ İşletme Sayısı 2 143 21 GIDA, İÇKİ VE TÜTÜN 21 22 DOKUMA, GİYİM EŞYASI VE DERİ 15 23 ORMAN ÜRÜNLERİ VE MOBİLYA 3 24 KAĞIT VE KAĞIT ÜRÜNLERİ, BASIM VE YAYIN 14 25 KİMYA, PETROL, KAUÇUK VE PLASTİK ÜRÜNLER 24 26 TAŞ VE TOPRAĞA DAYALI SANAYİ 26 27 METAL ANA SANAYİ 13 28 METAL EŞYA, MAKİNE VE GEREÇ YAPIM 24 29 DİĞER İMALAT SANAYİ 3 3 ELEKTRİK, GAZ VE SU 4 4 İNŞAAT VE BAYINDIRLIK 3 5 TOPTAN ve PERAKENDE TİCARET OTEL VE LOKANTALAR 24 51 TOPTAN TİCARET 3 52 PERAKENDE TİCARET 16 53 LOKANTA VE OTELLER 5 6 ULAŞTIRMA, HABERLEŞME VE DEPOLAMA 4 61 ULAŞTIRMA 3 62 HABERLEŞME 1 7 EĞİTİM, SAĞLIK SPOR ve DİĞER SOSYAL HİZMETLER 6 71 TIBBİ VE DİĞER SAĞLIK HİZMETLERİ 1 72 SPOR HİZMETLERİ 4 73 EĞLENCE HİZMETLERİ 1 8 HOLDİNGLER VE YATIRIM ŞİRKETLERİ 18 9 TEKNOLOJİ 10 91 BİLİŞİM 9 92 SAVUNMA 1 TOPLAM 214 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 137 Çalışmada işletmelerin borsa performansı ve finansal performanslarını değerlendirmek için kullanılan oranlar; seçilmiş karlılık oranları, likidite oranları, kaldıraç oranları, borsa performası oranları ve Ar-Ge harcamalarına ilişkin oranlar olarak belirlenmiştir. Çalışmada kullanılan finansal oranlar Tablo 5.3’de verilmiştir. Tablo 5.3. Çalışmada Kullanılan Finansal Oranlar Değişkenler Kısaltma Tanım Borsa Performansı PDDD(t) Piyasa Değeri/Defter Değeri Aktif Karlılığı AK(t) Kar/Aktif Toplamı Satış Karlılığı SK(t) Kar/Satışlar Ar-Ge Harcaması ArgeA(t-1) Ar-Ge Har. /Aktif Toplamı Ar-Ge Harcaması ArgeS(t-1) Ar-Ge Har. /Net Satışlar Ar-Ge Harcaması ArgeÖ(t-1) Ar-Ge Har. /Özkaynak Satışların Karlılığı SK(t-1) Net Kar/Net Satışlar Özkaynak Karlılığı ÖK(t-1) Net Kar/Özkaynaklar Aktif Karlılığı AK(t-1) Net Kar/Aktif Toplamı Cari Oran CO(t-1) Dönen Varlıklar/Kısa Vadeli Borçlar Likidite Oranı LO(t-1) Dönen Varlıklar-Stoklar/Kısa Vadeli Borçlar Nakit Oranı NO(t-1) Para ve Para Benzeri Değerler/Kısa Vadeli Borçlar Kaldıraç BAktif(t-1) Toplam Borç/Aktif Toplamı Kaldıraç BÖzkaynak(t-1) Toplam Borç/Özkaynak Kaldıraç UVBÖzkaynak(t-1) Uzun Vadeli Borç/Özkaynak Bağımlı Değişken Bağımsız Değişken 138 İSTANBUL TİCARET ODASI İşletmelere ait finansal oranlar incelendiğinde borsa performansının göstergesi olan PDDD oranı ve özellikle kaldıraç oranlarında uç değerlere rastlanmıştır. Analiz sonuçlarını yanıltması nedeni ile bu işletmeler belirlenerek çalışma dışında bırakılmıştır. Bu nedenle çalışmanın başında 214 işletme mevcutken, aykırı değerlerin (outliers) çıkarılması sonucu işletme sayısı 180’e inmiştir. Değişkenlere ait tanımsal istatistikler Tablo 5.4.’ de yer almaktadır. Tablo 5.4. Çalışmada Kullanılan Finansal Oranlara Ait Tanımsal İstatistikler Değişkenler (Finansal Standart N Minimum Maksimum Ortalama ArgeA 180 0.0000 0.2509 0.0044 0.0208 ArgeS 178 0.0000 0.4508 0.0067 0.0378 ArgeÖ 180 0.0000 0.2982 0.0080 0.0277 BÖzkaynak 180 -4.7900 6.7300 1.1219 1.3459 BAktif 180 0.0200 2.3100 0.4618 0.2732 UVBÖzkaynak 180 -1.5500 4.2100 0.2906 0.5230 CO 180 0.1800 15.1600 2.2755 2.1679 LO 180 0.1000 15.1600 1.7340 1.9018 NO 180 0.0000 7.3400 0.6277 1.1247 AK 180 -0.7800 0.4800 0.0267 0.1173 ÖK 180 -0.7700 1.6300 0.0644 0.2253 SK 178 -1.2100 2.2400 0.0673 0.3037 PDDD2011 176 0.2600 4.5100 1.5005 0.9436 AK2011 180 -1.1900 0.5300 0.0329 0.1310 ÖK2011 180 -1.2000 0.6100 0.0432 0.2377 SK2011 178 -0.9800 8.9100 0.0975 0.7178 Oranlar) Sapma FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 139 5.2.1.Ortalama Testleri (t Testi) Sonuçları Çalışma kapsamında bulunan BİST’de işlem gören işletmelerin bir bölümünün Ar-Ge harcaması bulunmamaktadır. Bu işletmelerin 2010 ve 2011 yıllarına göre dağılımı Tablo 5.5’de yer almaktadır. 2010 yılında Ar-Ge harcaması olmayan 95 işletme bulunurken, bu sayı 2012 yılında 98 olmuştur. Dolayısıyla toplam 180 işletmeden Ar-Ge harcaması olan işletmeler 2010’da 85 iken, bir sonraki inceleme yılında 82 olarak görülmektedir. Tablo 5.5. Ar-Ge Harcamasına Göre İşletmelerin Dağılımı İşletmeler Yıllar 2010 2011 Ar-Ge Harcaması Olmayanlar 95 98 Ar-Ge Harcaması Olanlar 85 82 Toplam 180 180 Ayrıca 2010 ve 2011 yıllarında Ar-Ge harcaması olan ve olmayan işletmelerin sektörlere göre dağılımı Tablo 5.6’da verilmektedir. Çalışma kapsamında işletmelerin bulundukları bazı sektörlerde Ar-Ge’ye fon ayıran hiç bir işletme bulunmadığı gibi, bazılarının ağırlıklı olarak Ar-Ge yapan işletmelerden oluştuğu görülmektedir. Özellikle metal eşya, makine ve gereç yapım sektörü başta olmak üzere, sırasıyla kimya, petrol, kauçuk ve plastik ürünler, taş ve toprağa dayalı sanayi, dokuma giyim eşyası ve deri sektörleri, gıda, içki, tütün ve bilişim sektörleri daha çok Ar-Ge yapan işletmelerin bulunduğu sektörlerin başında gelmektedir. 140 İSTANBUL TİCARET ODASI Tablo 5.6. Ar-Ge Harcamasına Göre İşletmelerin Sektörel Dağılımı Kod SEKTÖR Ar-Ge Harcaması Olan İşletme Sayısı Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletme Sayısı 1 MADENCİLİK - 2 3 ELEKTRİK, GAZ VE SU 1 1 21 GIDA, İÇKİ VE TÜTÜN 7 9 22 DOKUMA, GİYİM EŞYASI VE DERİ 9 5 23 ORMAN ÜRÜNLERİ VE MOBİLYA 2 1 24 KAĞIT VE KAĞIT ÜRÜN., BASIM VE YAYIN 4 9 25 KİMYA, PETROL, K. VE P. ÜRÜNLER 12 11 26 TAŞ VE TOPRAĞA DAYALI SANAYİ 13 10 27 METAL ANA SANAYİ 5 7 28 METAL EŞYA, MAKİNE VE GEREÇ YAPIM 17 3 29 DİĞER İMALAT SANAYİ 2 1 4 İNŞAAT VE BAYINDIRLIK - 2 51 TOPTAN TİCARET - 3 52 PERAKENDE TİCARET 1 9 53 LOKANTA VE OTELLER - 4 61 ULAŞTIRMA - 2 62 HABERLEŞME - 1 72 SPOR HİZMETLERİ - 3 8 HOLDİNGLER VE YATIRIM ŞİRKETLERİ 6 8 91 BİLİŞİM 5 4 92 SAVUNMA 1 - TOPLAM 85 95 2010 yılı için Ar-Ge harcaması yapan ve yapmayan işletmeler çeşitli finansal oranlar açısından karşılaştırılmıştır. Yapılan t-testinin sonuçlarına FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 141 göre, 2010 yılında Ar-Ge harcaması yapan ve yapmayan işletmeler borsa performansı ve aktif karlılığı bakımından farklılaşırken, 2011 yılında ise, Ar-Ge harcaması yapan ve yapmayan işletmelerin yalnızca aktif karlılığı bakımından farklılaştığı Tablo 5.7’den görülmektedir. Bir diğer ifade ile, Ar-Ge harcaması yapan ve yapmayan işletmelerin diğer finansal oranlar bakımından aralarında istatistiki olarak anlamlı bir fark olmadığı anlaşılmaktadır. Tablo 5.7. İşletmelerin Finansal Oranlara Göre Karşılaştırılması t Testi Sonuçları Finansal Oran t Değeri Serbestlik Derecesi p değeri 2010 PDDD AK 1.8640 -1.7680 176 178 0.064* 0.076* 2011 AK -2.3000 178 0.023** * p<0.10; ** p<0.05; *** p<0.01 5.2.2. Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletmelerin Analiz Sonuçları Çalışmanın ikinci aşamasında, Ar-Ge harcaması yapan ve yapmayan işletmeler ayrılarak her iki veri seti için faktör ve çoklu regresyon analizi yapılmıştır. Analizde çok sayıda ve birbiriyle ilişkisi olan finansal oranın kullanılması nedeni ile ilk olarak faktör analizi uygulanmış ve finansal oranların birbirinden bağımsız faktörlere dönüşmesi sağlanmıştır. Öncelikli olarak 2010 yılında Ar-Ge harcaması yapmayan 95 işletme ele alınmıştır. Faktör analizi sırasında kavramsal anlamlılığı bozduğu için 2 değişken analizden çıkarılmış ve sonuç olarak 7 değişkenden 3 faktör elde edilmiştir. Faktör analizinin sonuçları Tablo 5.8’de verilmektedir. 142 İSTANBUL TİCARET ODASI Tablo 5.8. Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletmelere Ait Faktör Analizi Sonuçları Faktör Adı Likidite Faktörü Karlılık Faktörü Kaldıraç Faktörü Finansal Oranlar Faktör Yükleri LO CO NO SK AK UVBÖzkaynak 0.974 0.968 0.935 0.927 0.911 0.900 BÖzkaynak 0.886 Madde Sayısı Varyans (%) 3 40.14 2 24.57 2 23.56 Toplam 88.27% KMO Ölçüsü 0.668 Bartlett’s Test Yaklaşık Ki-Kare 512.822 Serbestlik Derecesi Anlamlılık Açıklanan 21 0.0000 Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) Ölçüsü verilerin faktör analizine uygun olup olmadığını test eden bir ölçü olup, alt sınırı 0,50’dir. 0,668 çok yüksek bir oran olmamasına rağmen kabul edilebilir bir değerdir. Faktör analizinde “Varimax” adı verilen dik döndürme yöntemi kullanılmış ve açıklanan varyans oranı % 88,27 olarak bulunmuştur. Elde edilen faktörler sırası ile “Likidite”, “Karlılık” ve “Kaldıraç” faktörleridir. Çalışmanın ikinci aşamasında faktör analizi sonucu elde edilen faktörler ile işletmelerin 2011 yılına ait “Borsa Performansı” (Piyasa Değeri/ Defter Değeri) arasında bir ilişki olup olmadığı çoklu regresyon analizi ile araştırılmıştır. Analiz sonucuna göre, işletmelerin “Likidite”, “Karlılık” ve “Kaldıraç” durumlarının bir sonraki yılın borsa performansını etkilemediği görülmüştür. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 143 Çalışmanın devamında, faktör analizi ile elde edilen faktörler ile 2011 yılına ait “İşletme Karlılığı ” arasında bir ilişki olup olmadığı çoklu regresyon analizi ile araştırılmıştır. Karlılık için hem aktif karlılığı, hem de satış karlılığı ele alınmıştır. Elde edilen sonuçlar aşağıdaki tabloda verilmiştir. Tablo 5.9. Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletmelere Ait Regresyon Analizi Sonuçları (Aktif Karlılığı) Bağımlı Değişken: Aktif Karlılığı Regresyon Katsayısı Standart Hata t değeri p değeri 0.022*** 0.0039 2.745 0.007 Likidite Faktörü 0.015* 0.0086 1.906 0.060 1.001 Karlılık Faktörü 0.029*** 0.0028 3.261 0.002 1.001 Kaldıraç Faktörü -0.014* 0.0071 -1.666 0.099 1.001 Sabit Terim Gözlem Sayısı F değeri 91 6,005*** R 0.412 Rkare 0.17 D-W İstatistiği 1.948 VIF * p<0.10; ** p<0.05; *** p<0.01 Regresyon analizine göre, kurulan model istatistiki olarak anlamlıdır ve çoklu korelasyon katsayısı 0,412 bulunmuştur. Tüm faktörler istatistiki olarak anlamlıdır. Likidite ve karlılık faktörleri, aktif karlılığını pozitif yönde etkilerken, kaldıraç faktörü negatif olarak etkilemektedir. 144 İSTANBUL TİCARET ODASI Tablo 5.10. Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletmelere Ait Regresyon Analizi Sonuçları (Satış Karlılığı) Bağımlı Değişken: Satış Karlılığı Regresyon Katsayısı Standart Hata t değeri p-değeri 0.028* 0.017 1.681 0.0960 Likidite Faktörü 0.054*** 0.017 3.192 0.0020 1.005 Karlılık Faktörü 0.082*** 0.018 4.438 0.0000 1.013 Kaldıraç Faktörü -0.0270 0.017 -1.569 0.1200 1.008 Sabit Terim Gözlem Sayısı F değeri 89 10.667*** R 0.521 Rkare 0.2710 D-W İstatistiği VIF 2.053 * p<0.10; ** p<0.05; *** p<0.01 Çoklu regresyon analizi sonuçlarına göre, kurulan model istatistiki olarak anlamlıdır ve çoklu korelasyon katsayısı 0,521 olarak bulunmuştur. Likidite ve karlılık faktörleri istatistiki olarak anlamlı ve satış karlılığını pozitif yönde etkilerken, kaldıraç faktörü istatistiki olarak anlamlı değildir. 5.2.3. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelerin Analiz Sonuçları Çalışmada çok sayıda ve birbiriyle ilişkisi olan finansal oranın kullanılması nedeni ile ilk olarak faktör analizi uygulanmış ve finansal oranların birbirinden bağımsız faktörlere dönüşmesi sağlanmıştır. Öncelikli olarak 2010 yılında Ar-Ge harcaması olan 85 işletme ele alınmıştır. Faktör analizi sırasında kavramsal anlamlılığı bozduğu için 1 değişken analizden çıkarılmış ve sonuç olarak 11 değişkenden 4 faktör elde edilmiştir. Faktör analizinin sonuçları aşağıdaki tabloda verilmektedir. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 145 Tablo 5.11. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelere Ait Faktör Analizi Sonuçları Faktör Adı Ar-Ge Faktörü Likidite Faktörü Karlılık Faktörü Kaldıraç Faktörü Açıklanan F i n a n s a l F a k t ö r Madde Va r y a n s Oranlar Yükleri Sayısı (%) ArgeA 0.992 ArgeS 0.980 3 26.31 ArgeÖ 0.963 LO CO NO AK ÖK SK UVBÖzkaynak BÖzkaynak 0.925 0.949 0.842 0.929 0.919 0.874 0.946 0.869 3 24.37 3 22.94 2 16.35 Toplam 89.97% KMO Ölçüsü 0.598 Bartlett’s Test Yaklaşık Ki-Kare 1207.487 Serbestlik Derecesi 55 Anlamlılık 0.0000 KMO Ölçüsü 0,598 olarak bulunmuştur. Bu değer çok yüksek bir oran olmamasına rağmen kabul edilebilir bir değerdir. Faktör analizinde “Varimax” adı verilen dik döndürme yöntemi kullanılmış ve açıklanan varyans oranı % 89,97 olarak bulunmuştur. Elde edilen faktörler sırası ile “Ar-Ge”, “Likidite”, “Karlılık” ve “Kaldıraç” faktörleridir. Çalışmanın ikinci aşamasında faktör analizi sonucu elde edilen faktörler ile işletmelerin 2011 yılına ait “Borsa Performansı” (Piyasa Değeri/ Defter Değeri) arasında bir ilişki olup olmadığı çoklu regresyon analizi ile araştırılmıştır. 146 İSTANBUL TİCARET ODASI Tablo 5.12. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelere Ait Regresyon Analizi Sonuçları (Borsa Performansı) Bağımlı Değişken: Piyasa Değeri/Defter Değeri Regresyon Standart t Katsayısı Hata değeri Sabit Terim p değeri VIF 1.368*** 0.0780 17.629 0.0000 Ar-Ge Faktörü 0.0760 0.0780 0.980 0.3300 1.000 Likidite Faktörü 0.0540 0.0780 0.701 0.4850 1.000 Karlılık Faktörü 0.1570** 0.0780 2.007 0.0480 1.000 Kaldıraç Faktörü 0.3190*** 0.0780 4.112 0.0000 1.000 Gözlem Sayısı 83 F değeri 5.619 R 0.471 Rkare 0.2210 D-W İstatistiği 1.827 * p<0.10; ** p<0.05; *** p<0.01 Çoklu regresyon analizi sonuçlarına göre, kurulan model istatistiki olarak anlamlıdır ve çoklu korelasyon katsayısı 0,471 olarak bulunmuştur. Analiz sonucuna göre, işletmelerin “Karlılık” ve “Kaldıraç” faktörlerinin bir sonraki yılın borsa performansını etkilediği görülmüştür. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 147 Tablo 5.13. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelere Ait Regresyon Analizi Sonuçları (Aktif Karlılığı) Bağımlı Değişken: Aktif Karlılığı Regresyon Katsayısı Standart Hata t değeri p değeri 0.057*** 0.008 17.629 0.0000 0.0290 0.028 0.980 0.3110 1.439 Likidite Faktörü 0.020*** 0.007 0.701 0.0030 1.016 Karlılık Faktörü 0.057*** 0.007 2.007 0.0000 1.142 Kaldıraç Faktörü -0.034*** 0.007 4.112 0.0000 1.289 Sabit Terim Ar-Ge Faktörü Gözlem Sayısı 81 F değeri 28.172 R 0.771 Rkare 0.5940 D-W İstatistiği 1.915 VIF * p<0.10; ** p<0.05; ***p<0.01 Çoklu regresyon analizi sonuçlarına göre, kurulan model istatistiki olarak anlamlıdır ve çoklu korelasyon katsayısı 0,771 olarak bulunmuştur. Likidite ve karlılık faktörleri istatistiki olarak anlamlı ve aktif karlılığını pozitif yönde etkilerken, kaldıraç faktörü istatistiki olarak anlamlı fakat aktif karlılığını negatif yönde etkilemektedir. Ar-Ge faktörünün aktif karlılığına etkisi bulunmamaktadır. 148 İSTANBUL TİCARET ODASI Tablo 5.14. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelere Ait Regresyon Analizi Sonuçları (Satış Karlılığı) Bağımlı Değişken: Satış Karlılığı Regresyon Katsayısı Standart Hata t değeri p değeri 0.044*** 0.016 2.702 0.0080 Ar-Ge Faktörü 0.0020 0.060 0.041 0.9670 1.439 Likidite Faktörü -0.0180 0.014 -1.286 0.2020 1.016 Karlılık Faktörü 0.131*** 0.015 8.752 0.0000 1.142 Kaldıraç Faktörü -0.034* 0.016 -1.808 0.0740 1.289 Sabit Terim Gözlem Sayısı VIF 81 F değeri 23.471 R 0.741 Rkare 0.5490 D-W İstatistiği 1.819 * p<0.10; ** p<0.05; *** p<0.01 Çoklu regresyon analizi sonuçlarına göre, kurulan model istatistiki olarak anlamlıdır ve çoklu korelasyon katsayısı 0,741 olarak bulunmuştur. Karlılık faktörü istatistiki olarak anlamlı ve satış karlılığını pozitif yönde etkilerken, kaldıraç faktörü istatistiki olarak anlamlı fakat satış karlılığını negatif yönde etkilemektedir. Ar-Ge ve likidite faktörlerinin satış karlılığına etkisi bulunmamaktadır. 5.2.4. Analizin Varsayımlarının İncelenmesi Regresyon analizi ile elde edilen sonuçların tahmin ve yorumlarda kullanılabilmesi için belli varsayımların sağlanıp sağlanmadığı çeşitli yöntemlerle test edilmelidir. Çoklu regresyon analizinin belli başlı varsayımları ise aşağıda belirtilmiştir: FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 149 • Hata terimleri arasında otokorelasyon olmamalıdır. • Hata terimlerine ait varyanslar eşit olmalıdır (Eş varyanslılık). • Bağımsız değişkenler arasında çoklu doğrusal bağlantı olmamalıdır. • Hatalar normal dağılıma uymalıdır. Hata terimleri arasında otokorelasyon olup olmadığı Durbin- Watson testiyle araştırılabilir. Bu amaçla kurulan hipotezler ρ ; hata terimleri arasındaki otokorelasyonu göstermek üzere H o : ρ = 0 (Otokorelasyon yok) H1 : ρ ≠ 0 (Otokorelasyon var) biçiminde olup, % 5 anlamlılık düzeyinde test edildiğinde, H 0 hipotezi kabul edilmiş ve regresyon modellerinde otokorelasyon olmadığına karar verilmiştir. Bir diğer varsayım olan hata terimlerinin eş varyansa sahip olması, standartlaştırılmış hatalar ile bağımlı değişenin tahmini değerleri arasında serpilme diyagramı incelenerek araştırılmıştır. Yapılan incelemede eş varyanslılığın olmadığı görülmüştür.110 Çoklu doğrusal bağlantının varlığı, “Varyans Artış Faktör (VIF)” değerleri incelenerek araştırılmıştır. Varyans artış faktörleri, tahmini regresyon katsayılarına ait varyansların, bağımsız değişkenler doğrusal olarak birbirlerine bağımlı olmadığı duruma kıyasla ne kadar arttığını gösteren değerlerdir.111 VIF değerlerinin 5’ten küçük olduğu durumlarda çoklu doğrusal bağlantının olmadığı kabul edilmektedir. Regresyon analizi sonucunda elde edilen VIF değerleri incelendiğinde ise, hiçbirinin sınır değeri aşmadığı görülmektedir. 110 Orhunbilge Neyran (2002), Uygulamalı Regresyon ve Korelasyon Analizi, İkinci Baskı, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Yayın No: 281, s. 230 111 A.g.e., s.241 150 İSTANBUL TİCARET ODASI İncelenmesi gereken son varsayım, hataların normal dağılıma uyup uymadığıdır. Bu amaçla, Kolmogorov-Simirnov testi yapılmış ve hataların normal dağılıma uyduğu anlaşılmıştır. Yukarıda açıklandığı gibi, çoklu regresyon analizinin gerektirdiği tüm varsayımların sağlandığı görülmektedir. Bu durumda elde edilen sonuçların, tahmin ve yorumlarda kullanılabilmesi mümkün olmaktadır. 5.3. Analiz Sonuçlarının Değerlendirilmesi Yapılan t testi, faktör analizi ve çoklu regresyon analizi sonucu elde edilen sonuçlar aşağıda özetlenmektedir. • Ar-Ge harcaması yapan ve yapmayan işletmeler yalnızca piyasa değeri ve aktif karlılığı bakımından farklılaşmaktadır. • Ar-Ge harcaması yapmayan işletmeler için faktör analizi sonucunda likidite, karlılık ve kaldıraç olmak üzere 3 faktör elde edilmiş ve bu faktörler ile 2011 yılının piyasa değeri arasında ilişki olmadığı, bununla birlikte adı geçen faktörlerin aktif karlılığını etkilediği görülmektedir. Satış karlılığını etkileyen faktörlerin likidite ve karlılık olduğu belirlenmiştir. • Ar-Ge harcaması yapan işletmeler için faktör analizi sonucu ArGe, likidite, karlılık ve kaldıraç olmak üzere 4 faktör elde edilmiş ve bu faktörler ile 2011 yılının piyasa değeri arasında ilişki olup olmadığı araştırılmış; sonuç olarak karlılık ve kaldıraç faktörlerinin piyasa değerini etkilediği görülmüştür. Ayrıca, adı geçen faktörlerden likidite, karlılık ve kaldıraç faktörleri ile aktif karlılığı arasında; karlılık ve kaldıraç faktörleri ile satış karlılığı arasında istatistiki olarak anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Ar-Ge faktörünün ise; bir sonraki yılın piyasa değerini ve karlılığını etkilemediği görülmüştür. Sonuç olarak; BİST’de işlem gören ve uygulama kapsamında bulunan firmalar çeşitli finansal göstergeler açısından karşılaştırıldığında, piyasa değeri ve aktif karlılığı bakımından farklılaştıkları gözlenmektedir. Ar-Ge harcaması FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 151 yapmayan işletmelerde likidite, karlılık ve kaldıracın bir sonraki yılın piyasa değerini etkilemediği bununla birlikte karlılığı etkilediği belirlenmiştir. ArGe harcaması yapan işletmelerde ise; karlılık ve kaldıraç faktörlerinin bir yıl sonraki piyasa değerini ve karlılığı etkilediği görülmüştür. Diğer bir ifade ile Ar-Ge harcaması yapan işletmelerde karlılık ve kaldıraçtaki iyileşme piyasa değerini ve karlılığı arttırmaktadır. Analizden elde edilen bir diğer önemli sonuç ise, yapılan Ar-Ge harcamasının bir yıl sonraki piyasa değerini ve karlılığı etkilememesidir. Bu durum, Ar-Ge harcaması ile elde edilmesi beklenen sonuçların kısa vadede gerçekleşmeyeceğinin ve işletmelerin bu konuda sabırlı olmaları gerektiğinin göstergesidir. 152 İSTANBUL TİCARET ODASI FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ BÖLÜM 6 TÜRKİYE’NİN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 153 154 İSTANBUL TİCARET ODASI 6. Türkiye’nin Ar-Ge ve İnovasyon Performansının Stratejik Analizi “.........Ne kadar söz varsa düne ait Şimdi yeni şeyler söylemek lazım” Mevlana B u bölümde, bir önceki bölümde yapılan analiz sonuçları, literatürde yer alan araştırma sonuçlarından edilen bilgiler ve saha çalışması kapsamında yapılmış olan mülakat sonuçlarının birlikte değerlendirilmesi sonucu konu ile ilgili stratejik bir plan ortaya konulmaya çalışılmıştır. Türkiye’deki inovasyon faaliyetlerinin nasıl yürütüldüğü ve karşılaşılan sorunların tespiti amacıyla, inovasyon ile Ar-Ge alanında önde gelen, farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin üst düzey yöneticileri ve ilgili kamu kurumlarının temsilcileri ile mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Bu bölümde sunulan Stratejik Yol Haritası, gerçekleştirilen araştırmalar sonrasında elde edilen bulgular ile Türkiye’de bu konuda lider konumda olan yöneticiler ve ilgili kamu kurumlarının yöneticileri ile yapılan mülakatların değerlendirilmesi sonucunda oluşmuştur. Bu çerçevede, konunun bütün tarafları olan özel sektör, kamu ve üniversiteler kapsamında yapılan değerlendirme, aslında bu çalışmada ulaşılmak istenen hedeflerin temelini oluşturmaktadır. Şu ana kadar bu alanda yapılan benzer çalışmalar genellikle uzaktan bilgi edinme yöntemi ile hazırlanmak zorunda olduğundan, bu çalışma, kullanılan çok boyutlu metodoloji sayesinde uygulamadan kaynaklanan eksiklikleri ve sorunların yansıtılmasındaki yetersizlikleri de gidermeyi amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında, bu araştırmanın araştırmacıları, yüz yüze yapılan yoğun görüşmeler sonrasında konu ile ilgili fiili durumu ve gerçek sorunları tespit ederek, son derece değerli bilgilere ulaşmışlardır. Bu çerçevede, stratejik planın sunumunda öncelikli olarak, ülkemizde ArGe ve inovasyona ilişkin temel sorunlar, olumlu yönler ve iyileştirici öneriler FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 155 hakkında bilgi verilerek, ülkemizin Ar-Ge ve inovasyon performansı stratejik açıdan değerlendirilmiştir. Sonrasında ise, Ar-Ge ve inovasyonun mevcut durumu ortaya konularak, yüz yüze yapılan mülakatlar sonucunda elde edilen bilgiler doğrultusunda konuya ilişkin kritik tespitler yapılmıştır. Son aşamada ise, strateji geliştirme hedefi ve konuya ilişkin strateji formülasyonu ortaya konularak bir strateji önerisi hazırlanmıştır. 6.1. Ar-Ge ve İnovasyon Performansının Stratejik Açıdan Değerlendirilmesi Türkiye’de Ar-Ge ve inovasyonun önemi son derece geç anlaşılmış, gelişmenin ve ekonomik büyümenin yolunun buradan geçtiği geç farkedilmiştir. Bununla bağlantılı olarak, hazırlanan kalkınma planlarında bu konuya ilişkin stratejiler çoğu zaman eksik kalmış ve bu alanda uygulanabilir bir stratejik yol haritası oluşturulamamıştır. Bütün bunlarla birlikte son yıllarda bu konuda önemli bir bilinçlenme artışı gözlenmekte ve gerek kamu da, gerekse özel kesimde ciddi mesafe alınmaya başlandığı görülmektedir. Bu bölümde Ar-Ge ve inovasyona ilişkin temel stratejilerin belirlenebilmesi için öncelikle temel sorunların belirlenmesi yoluna gidilmiş ve ardından, mevcut koşullar içinde bu alandaki avantajlar ortaya konularak, konuya ilişkin iyileştirici önerilere yer verilmiştir. 6.1.1. Ar-Ge ve İnovasyona İlişkin Temel Sorunlar Önceki bölümlerde elde edilen sonuçlar, Türkiye’nin inovasyon yapabilen ve teknoloji üretebilen bir ülke olması için geçmek zorunda olduğu uzun ve zorlu bir yapısal dönüşümün varlığını göstermektedir. Özellikle bu çalışmanın beşinci bölümünde yer alan analiz sonuçlarına göre de, reel sektörde faaliyet gösteren firmaların Ar-Ge giderlerinin, bir sonraki yılın piyasa değeri ile aktif ve satış karlılığını etkilemediği sonucuna da ulaşılmıştır. Bu durumda, kısa vadede katlanılan Ar-Ge giderlerinin, şirketlerin karlılığına doğrudan yansımadığını göstermektedir. Bu durum öncelikle bu alandaki yatırımların uzun vadeli olduğunun anlaşılmasının, buna göre beklentilerin oluşturulmasının ve uzun vadeli stratejiler yapılmasının önemini göstermektedir. 156 İSTANBUL TİCARET ODASI Bu bilgilerden yola çıkarak Türkiye’nin, Ar-Ge yatırımlarının ve inovasyon kapasitesinin yeterli düzeyde olmamasının nedenlerini aşağıdaki başlıklar altında özetleyebiliriz; i) Geçmişten gelen Ar-Ge ve inovasyon stratejisinin olmaması Ar-Ge ve inovasyona ilişkin temel sorunların başında, ülkemizde bu konuda stratejik odaklanmanın eksikliği gelmektedir. Ar-Ge ve inovasyon konusunda toplum bilincinin giderek artmasına rağmen, istenilen düzeyde bilinçli farkındalığın gelişmemiş olması önemli sorunların başında gelmektedir. İşletmeler açısından bakıldığında ise, bu tür faaliyetlerin etkisini uzun bir süre sonra göstereceği inancının yaygın olması ve kısa vadeli beklentilerin ön planda olması nedeniyle bu alanın uzun yıllardır ihmal edilmesine neden olmuştur. ii) Yetişmiş nitelikli işgücü eksikliği Eğitim sisteminde bu konulara yeterince yer verilmemesi, yaratıcılığı teşvik edecek bir öğretim sisteminin uygulanamaması ve uzmanlaşmaya yönelik eğitim ve eğilimin eksikliği bu konudaki sıkıntıları arttırmaktadır. İşbirlikçi, yaratıcı, meraklı, yüksek motivasyonlu genç mühendislerin yurtiçinde cazip iş imkanları yada uygun çalışma olanakları bulamayarak, yurtdışına yerleşmeleri (beyin göçü) nitelikli işgücü eksikliği sorununu daha da büyütmektedir. iii) Ekonomik durumdan kaynaklanan sorunlar ve bu faaliyetler için ayrılan fonların yetersizliği Küresel ekonomide yaşanan sıkıntılar ve ekonomideki belirsizliklerin yarattığı çekingenlik, yatırım ortamı için uygun koşulların yaratılamamasına neden olmaktadır. Halka açılma yoluyla finansman imkanının sınırlı olması, risk sermayesi ve özel sermayeli fonların yeterince gelişmiş olmaması da bu faaliyetler için ayrılan fonların yetersiz olmasına sebebiyet vermektedir. Söz konusu olumsuzluklar, şirketlerin bu tür faaliyetleri kısa vadeli olarak düşünüp, bütçeden yeterli pay ayırmamasına da neden olmaktadır. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 157 iv) Kamu kesiminin sağladığı teşviklerin yetersizliği Son yıllarda bu konulara verilen önem ve teşvikler dikkat çekici boyutlardadır. Fakat, ağır işleyen bürokratik sistemler, hukuki alt yapı eksikliği ile iş yapma ve karar alma süreçlerinin yavaş olması ise sistemi olumsuz etkilemektedir. Fikri mülkiyet haklarıyla ilgili koruyucu yasal düzenlemelerin eksikliği, mevzuat ve hukuksal değişikliklerin işletmelerce yeterince takip edilememesi ve beraberinde hukuk sisteminin yavaşlığı da teşviklerden istenilen düzeyde yararlanılmamasına sebep olmaktadır. Ayrıca, uluslararası hukuki düzenlemelere uyumun yetersizliği de, yurtdışı sınai mülkiyet haklarının tescil sayılarının istenilen düzeyde olmamasına neden olmaktadır. Yapılan mülakatlar sonucunda elde edilen bilgiler doğrultusunda, fikirlerin korunma altına alınması ile ilgili uygulamadaki eksiklikler ve teşvik sisteminin yavaş işlemesi, alanında önde gelen inovatif şirketlerin özellikle belirttikleri temel sorunların arasındadır. Teşviklerle ilgili bilginin yetersizliği, teşviklerin etkin kullanılamaması ve teşviklerle ilgili denetimin eksikliği de diğer sorunların başında gelmektedir. v) Üniversite-sanayi işbirliğinin istenilen seviyede olmaması İstenilen sayı ve yetkinlikte araştırma merkezi, enstitü ve kurumların bulunmaması, teknoparkların yeterince etkin kullanılamaması ve ortak iş yapma kültürünün yetersizliği de temel problemler arasında yer almaktadır. İş dünyası ile yapılan görüşmeler, üniversitede görev yapan öğretim üyeleri ve sanayi arasındaki ilişkinin zayıflığını ve iki tarafın da bu ilişkiyi kısa vadeli olarak değerlendirdiğini göstermektedir. Aynı zamanda, işletmelere danışmanlık ile eğitim sağlayan mekanizmaların yeterli olmaması ve bu alandaki gelişmelere uyum sürecinin gerekli hızda olmaması da özel sektörün sorunları arasındadır. 158 İSTANBUL TİCARET ODASI vi) Teknolojik gelişme ve yeniliklerin yakından takip edilememesi ve yaratıcılığı engelleyen yapısal sorunlar İlköğretimden itibaren uygulanan eğitim sisteminin bireysel yaratıcılığı geliştirmeye uygun olmaması, inovasyon yapma yeteneğini engelleyen temel sorunların başında gelmektedir. Eğitim sisteminin yaratıcılığı ve araştırmayı teşvik etmede yetersiz kalması aynı zamanda teknolojik gelişimin hızına ayak uydurmayı da engellemektedir. vii) Geleneksel sektörlerden çıkıp, yüksek katma değer yaratan sektörlere geçiş sürecinin iyi planlanamaması Ar-Ge ve inovasyona ilişkin sorunlardan birisi de, ülkemizde teknoloji kullanımındaki dışa bağımlılık ve sektörel boyutta strateji eksikliğinin varlığıdır. Her sektörde Ar-Ge ve inovasyona yoğunlaşmak mümkün olamayacağından, sektörel odaklanma gerekmektedir. Bu sorun, ülkemizin küresel alanda rekabet edebileceği sektörlerin belirlenmesini ve beraberinde kaynak ile teşviklerin bu sektörlere aktarılmasını zorunlu kılmaktadır. viii) İnovatif fikirlerin ticarileşmesine ilişkin sorunlar İnovatif fikirlerin ticarileşmesinin önündeki engellerin başında, fikirleri gerçekleştirmek ve yatırıma donüştürmek için sermaye kaynaklarının yeterli olmaması gelmektedir. Ar-Ge ve inovasyon konusundaki desteklerin tamamının ticarileşme kapasitesi olan projelere yönlendirilemediği de mülakatlar sonucunda tespit edilmiştir. ix) Ar-Ge ve inovasyona yönelik ulusal finansal destek mekanizmalarının yeterince bilinmemesi Son yıllarda sağlanan teşviklerin artmasına rağmen, yapılan araştırmalar ticarileştirilebilecek inovatif fikirleri olanların ya da Ar-Ge kapasitesi olan işletmelerin bu kaynaklara hızlı ve etkin ulaşma yollarını bilmediklerini göstermiştir. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 159 6.1.2. Ar-Ge ve İnovasyona İlişkin Olumlu Yönler Çalışmada elde edilen bulgular ve yapılan saha araştırmaları sonucunda elde edilen bilgiler doğrultusunda, Ar-Ge ve inovasyona ilişkin yukarıda bahsi geçen kısıtlara ve zorluklara karşılık, bu alanda avantajlı olduğumuz hususlar da bulunmaktadır. Bunları aşağıdaki şekilde sıralamak olanaklıdır: i) Türkiye’nin bölgesel bir çekim merkezi olması Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle geniş ve ulaşılabilir bir pazara sahip olması ve dolayısıyla yabancı sermaye çekme olasılığının yüksek olması, Ar-Ge yapma potansiyelini arttıran önemli faktörlerden birisidir. Yabancı sermayeli şirketlerin, sahip oldukları vizyon ve altyapı nedeniyle inovasyona yatırım yapma eğilimlerinin yüksek olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla, ülkemize gelen yabancı sermaye yatırımları, inovasyon kapasitesini arttıracak ve yerli şirketlerin pazardaki rekabet güçlerini koruyabilmek adına bu konuya daha çok yönelmelerini beraberinde getirebilecektir. ii) Ar-Ge ve inovasyon konusunda son yıllarda verilen teşviklerin ve motivasyonun artması Bu alanda verilen teşviklerin son dönemlerde belirgin bir şekilde arttığı gözlemlenmektedir. Özellikle, TÜBİTAK’ın KOBİ’lere verdiği destek miktarındaki artış dikkat çekici boyuttadır. Son yıllarda yaşanan diğer bir olumlu gelişme de, KOBİ’lerin teşvikler alanındaki düzenlemelerden haberdar olabilmeleri ve farkındalıklarını arttırabilmeleri için düzenli olarak ticaret odaları tarafından gerçekleştirilen toplantı ve eğitim programlarındaki artıştır. iii) Kamu algısındaki olumlu gelişmeler ve medyanın bu bilincin yaygınlaşmasına olumlu etkisi Kamuoyunda inovasyona yönelik özendirici faaliyetlerin artması, üniversiteler çapında sosyal inovasyon alanında yarışmaların düzenlenmesi ve girişimciliğin özendirilmesi gibi gelişmeler kamu algısını olumlu yönde etkilemektedir. Özellikle bu tür faaliyetlerin medya tarafından geniş kitlelere 160 İSTANBUL TİCARET ODASI duyurulması ve sosyal medyanın etkin olarak kullanımı başarı hikayelerinin paylaşılmasını sağlamaktadır. iv) Yasal altyapı ve düzenlemelerin iyileştirilmesi Son yıllarda yavaş işleyen mevzuatın iyileştirilmesi konusunda önemli adımlar atılmış olup süreçlerin hızlanması ve kolaylaşması adına tedbirlerin alındığı görülmektedir. v) Teknopark ve araştırma merkezlerinin sayısının artması 2001 yılında teknoparkların kurulmasıyla ilgili yasa ile başlayan süreç beraberinde teknopark sayısının artışını getirmiştir. Teknopark bünyesinde kurulan şirketlerin geliştirilmesi konusunda da önemli adımlar atılmıştır. Üniversite sayısının artması ile birlikte araştırma merkezlerinin sayısının ve niteliğinin de artması süreci olumlu yönde etkilemektedir. vi) Özel sektörün Ar-Ge ve inovasyona verdiği önemin ve bunun için ayrılan fonların arttırılması Çalışmanın ilgili bölümlerinde, inovasyonun şirketlerin rekabet gücünü arttırdığına ilişkin bilgiler verilmiştir. Reel sektörde bu çerçevede artan bilinç sayesinde uzun vadede, inovasyonun önemi kavranıp, bu alana ayrılan fonların büyüklüğü artmaya başlamıştır. vii) Danışmanlık sisteminin daha etkin kullanımı Bu alanda takip edilmesi gereken süreçler, teşvikler, dünyadaki gelişmeler artık işletmelerin daha donanımlı olmalarını gerektirmektedir. Bu anlamda danışmanlık sisteminin sürecin başından itibaren daha fazla önem kazandığı görülmektedir. 6.1.3. Ar-Ge ve İnovasyona İlişkin İyileştirici Öneriler ile Politikalar Ar-Ge ve inovasyona ilişkin karşı karşıya bulunulan temel sorunlar, mevcut avantajlar ve olumlu yönler birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’de ArGe ve İnovasyona ilişkin daha somut, uygulanabilir öneriler ile politikalar geliştirebilmek olanaklıdır. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 161 Bu alandaki iyileştirici öneri ve politikalar aşağıdaki şekilde sıralanabilir; • Daha fazla uluslararası yatırım çekebilmek için, yabancı yatırımların, fikri ve sinai mülkiyet haklarının etkin bir şekilde korunması gerekmektedir. Bu durum, cezai yaptırımların arttırılması ve parasal cezaların yanı sıra hüviyeti kısıtlayıcı önlemlerin de alınarak caydırıcılığın arttırılması ile mümkün olabilir. • Fikri ve sınai mülkiyet hakları konusundaki regülasyonlar arttırılırken, yaratıcılığın engellenmemesi gerekmektedir. • Ar-Ge merkezlerinin sayısı son yıllarda artış göstermesine rağmen henüz istenilen düzeyde değildir. Entegrasyonların, küçük şirketlerin ArGe faaliyetlerini destekleme ve arttırma etkisi olduğu için, ortak teknoloji kullanımını sağlayacak kümelenmeler, ortak teknoparklar yaygınlaştırılmalıdır. • Taklit ürünlerle mücadeleye önem verilmesi son derece önemlidir. Ruhsat verilmesi aşamasında, çok sıkı denetim yapılmasına rağmen, ilerleyen yıllarda ürünün aynı içerikli üretilip üretilmediğinin kontrolünün yapılmasında yaşanan sıkıntıların giderilmesi gerekmektedir. • KOBİ’lerle, sanayi-üniversite arasındaki ilişkiyi daha fazla geliştirecek yeni bir işbirliği sistemin kurulması gerekmektedir. Üniversiteler, KOBİ’ler ve reel sektör arasındaki ekileşimin arttırılması gerekmektedir. • Üniversitelerde, fikri mülkiyet konunda yüksek lisans programlarının yaygınlaştırılması, lisans müfredatlarında bu konulara daha fazla önem verilmesi ile konuyla ilgili etkinlik, seminer ve çalıştayların düzenlenmesi gerekmektedir. • Ülkemizdeki patentli başvurulardaki fikri sınai mülkiyetin daha fazla ticarileştirilerek piyasaya kazandırılması gerekmektedir. Türkiye’deki reel sektör üreticileri, inovasyonun ticari tarafına daha fazla ağırlık vermektedirler. 162 İSTANBUL TİCARET ODASI • Üniversite müfredatlarında reel sektörün ihtiyaçlarına yönelik derslerin eklenmesi ve nitelikli Ar-Ge çalışanı sayısının arttırılmasına ihtiyaç vardır. Mülakata dahil edilen ve sektörde önde gelen işletmelerden birinin, sektörde cam mühendisliği alanından mezun kişilerin bulamamasındaki sıkıntı durumu gözler önüne sermektedir. • İnovasyon ve Ar-Ge faaliyetlerinin işletmelerin sürdürülebilir performansı ile ilişkisi son derece önemlidir. Bu konuya yönelik akademik çalışmaların arttırılması gerekmektedir. • Mevzuatın iyileştirilmesi ve düzenlemelerin daha pratik hale getirilmesi son derece önemlidir. • Ar-Ge ve inovasyonda stratejik odaklanma konusu kritik önem taşımaktadır. Geleneksel sektörlerden çıkıp, yüksek katma değer yaratan sektörlere odaklanmak gerekmektedir. Sektör stratejisi konusunun üzerinde durularak hangi alanlarda Ar-Ge ve inovasyonun teşvik edilmesi gerektiği ve bu alandaki eksiklikler belirlenmelidir. Çalışmanın önceki bölümlerinde de belirtildiği üzere, dünyadaki Ar-Ge harcamalarının sektörel dağılımına göre ilk sıralarda yer alan sektörler olan ilaç, biyoteknoloji, teknolojik ekipman ve elektronik gibi yüksek katma değer üreten sektörlere odaklanmak gerekmektedir. • Üniversite ve kamu araştırma merkezleri, girişimciliği merkeze alan yeni bir anlayışla yeniden yapılandırılmalıdır. • Büyük ölçekli firmalar ile küçük ölçekli firmalar arasındaki işbirliklerinin arttırılıp, inovasyon konusunda bilgi alış verişinin sağlanması gerekmektedir. 6.2. Ar-Ge ve İnovasyon Performansına Yönelik Bir Strateji Önerisi Ar-Ge ve inovasyon performansının stratejik açıdan değerlendirilmesinden sonra bu bölümde, Türkiye’nin, küresel rekabette yerini alması ve mevcut durumdaki koşullarını iyileştirmeye katkı sağlayacak bir strateji önerisi geliş- FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 163 tirilmeye çalışılmıştır. Strateji formülasyonu, öncelikle mevcut durumun tam olarak tespit edilmesi, sorunların ortaya konulması ve ardından çözümlerin geliştirilmesine yöneliktir. Bu aşamada temel hedef, mevcut durum ve yapılan araştırmaların tümü göz önüne alınarak sorunların tespit edilip, çözüme ulaşılmasını sağlamaktır. 6.2.1. Mevcut Durum Çalışmanın dördüncü bölümünde yer alan dünyada inovasyon göstergelerinin durumu başlıklı bölümde, bu alanda yayınlanmış birçok rapor incelenmiş ve ilgili raporlarda ülkemizin son yıllarda yakaladığı olumlu büyüme seyrine rağmen potansiyelinin çok altında kaldığı belirtilmiştir. Türkiye, Küresel İnovasyon Endeksi’nde yer alan 141 ülke arasında, 2009 yılında 51. sırada yer alırken, 2012 yılında listede yer alan ülkelere göre inovasyon kapasitesi 74. sıraya gerilemiş, 2013 yılı sonunda ise 68. sıraya yükselmiştir. Avrupa İnovasyon Birliği Raporu’na göre, 27 AB ülkesi ve 7 Avrupa ülkesi olmak üzere, toplam 34 Avrupa ülkesinin incelendiği raporda, 2013 yılında Türkiye sonuncu sırada yer almaktadır. IMF, OECD ve BM’in ortaklaşa düzenlemiş oldukları 2010-2011 İnovasyon Gelişim Raporu’nda ise 131 ülke arasında 62. sırada yer almaktadır. Ayrıca, Dünya Ekonomik Forumu’nun 1979 yılından itibaren her yıl düzenli olarak hazırladığı Küresel Rekabetçilik Raporu’nda ise 2013 yılında, 144 ülke arasında 43. sırada yer almaktadır. Türkiye’de son yıllarda, şirketlerin fikri ve sınai mülkiyet haklarının etkin bir şekilde korunması konusu oldukça önem taşımaya başlamıştır. Sürdürülebilir büyümenin gerçekleşmesi ve güvenli bir yatırım ortamının sağlanabilmesi için patent, faydalı model, endüstriyel tasarım ve ticari marka kapsamındaki sınai hakların korunması gerekmektedir. Ancak bu haklar korunduğu taktirde potansiyeli yüksek olan yabancı yatırımların düzeyi de artacaktır. 164 İSTANBUL TİCARET ODASI Çalışmanın ilgili bölümlerinde de detaylı olarak değinilen TPE verilerine göre, sınai mülkiyet haklarına yapılan başvuruların yaklaşık % 10’u belgeye dönüşürken, bu başvuruların ancak % 2’si reel sektöre aktarılmaktadır. Patent başvuru rakamları incelendiğinde, ülkemizin potansiyelini kullanamadığı ve Güney Kore’nin 20 yıl önceki durumunda olduğu görülmektedir. Son yıllarda ise, yurt dışından TPE’ye yapılan patent başvuruları ile Türkiye’den yurt dışındaki patent ofislerine yapılan başvurular arasındaki değişim incelendiğinde, bu başvurular arasındaki farkın gittikçe azaldığı görülmektedir. Bu durum, uluslararası şirketlerin ve ülkemizdeki yerel şirketlerin korunma taleplerinin TPE tarafından karşılandığını göstermektedir. TPE verilerine göre, 2000 yılında ülkemizden yurt dışı patent ofislerine yapılan başvuru sayısı 70 iken, yurtdışından TPE’ye yapılan başvuru sayısı ise 3.000’dir. İlgili rakamlar 2011 yılı itibariyle incelendiğinde, sırasıyla 541 ve yaklaşık 6.000 civarında olduğu raporlanmıştır. Ticari marka başvurularında ise, 2011 yılı itibariyle ülkemizde 118.000 marka başvurusu yapıldığı ve bu rakam ile Avrupa’da en çok marka başvurusu yapan ülke olduğumuz belirtilmektedir. Her ne kadar ticari marka başvurusu yüksek olsa da, tescil konusunda istenilen düzeye gelemediğimiz fark edilmektedir. Rakamlar, endüstriyel tasarım başvurusu açısından incelendiğinde, Avrupa’da başı çeken ilk üç ülke arasında yer aldığımız gözlemlenmektedir. Ülkemizin, Ar-Ge ve inovasyon açısından bir arayış içerisinde olduğu, küresel arenada iddiasız yenilikçi ülkeler kategorisinde yer almasına rağmen orta derecede yenilikçi ülkeler kategorisine doğru yükseldiği söylenebilir. 6.2.2. Ar-Ge ve İnovasyona İlişkin Kritik Tespitler Ar-Ge ve inovasyonda kritik tespitleri ortaya koymak, strateji geliştirme hedefini oluşturmada ve sonrasında da bu konuda strateji formülasyonunu belirlemede önemli rol oynamaktadır. Çalışmanın ilgili bölümlerinde de detaylı olarak yer verildiği üzere, TÜBİTAK’ın yayımladığı Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları 2003-2023 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 165 Strateji Belgesi’nde112 ülkenin öncelikli sektörleri belirlenmiştir. Bu rapora göre, öncelikli sektörler; bilgi ve iletişim teknolojileri, biyoteknoloji ve gen teknolojileri, nanoteknoloji, mekatronik, üretim süreç ve teknolojileri, malzeme teknolojileri, enerji ve çevre teknolojileri, tasarım teknolojileri olmak üzere 8 ana başlık altında toplanmıştır. TÜBİTAK’ın belirlediği alanlardan, rekabet gücümüzü arttıran önceliklerin belirlenmesi gerekmektedir. Çalışmanın araştırma bölümünde ve reel sektörde inovasyonda lider şirketlerle yapılan görüşmelerde ortaya çıkan kritik noktaları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür; • Şirketler, Ar-Ge ve inovasyon konusunun ticarileşme kısmının ön plana çıkarılmasını beklemektedir. Zira inovasyon para getiren yenilik olarak ifade edilmektedir113. • Şirketlerin tescil edilmiş patent sayılarının istenilen düzeyde olmamasının nedeni, patent tescil süresinin uzun sürmesi ve maliyetinin yüksek olması olarak belirtilmektedir. Patent tescil sürecinde iyileştirmeye ve teşviklere ihtiyaç vardır. • Yönetsel inovasyon alanında yapılan faaliyetler mevcut çalışma verimini önemli ölçüde arttırmakta ve çalışanı motive etmektedir. • İnovatif olmaya aday şirketlerin çalışan yeniliğini de ön planda tutmaları gerekmektedir. • Bürokrasi, inovasyondan en uzak olması gereken konu olmalıdır. Bürokrasinin, inovasyonu yavaşlatan en zorlayıcı faktör olduğu gözlemlenmiştir. • “İcat, ihtiyaçtan doğar” fikri son derece önemlidir. Bu fikir, pazarlama ile Ar-Ge bölümlerinin işbirliğini ve müşteri odaklı olması gerekliliğini göstermektedir114. 112 TÜBİTAK (2004), A.g.e. 113 Mülakat aşamasında görüşülen bir kurum yöneticisi her yıl düzenlediği “fikir yarışmalarının”, ödül sistemi olarak değerlendirildiğini belirtmiştir. 114 Türkiye”nin önde gelen Ar-Ge şirketi tarafından ürün geliştirme fikirlerinin tamamen 166 İSTANBUL TİCARET ODASI • Ürün alanında yapılan inovasyonda, uzun vadeli ürün haritalarının oluşturulmasının gerekli ve önemli olduğu gözlemlenmiştir. • İnovasyonun, reel sektör tarafından kısa vadeli olarak algılanmaması gereklidir. Özel sektörün önde gelen şirketleri bu konuda uzun süreli fon ayrılması gerektiğinin bilincindedir. Bu bilincin diğer firmalara yaygınlaştırılması önem taşımaktadır. • Ar-Ge sürekli bir süreçtir. Sonraki yıllarda üretilecek olan ürünlerin altyapısının çok önceden hazır olması gereklidir. • Firmaların kendi aralarındaki rekabet kaynaklı gizlilik son derece önemlidir ve şirketlerin bunlara karşı çok hassas oldukları gözlenmiştir. Bu çalışmanın mülakat aşamasında, şirketlerin bu konudaki hassasiyetine de azami dikkatle yaklaşılmıştır. • Çalışmanın analiz sonuçlarından da görüleceği üzere, Ar-Ge harcamalarının firmalarda olumlu etkilerinin görülmesi için zamana ihtiyaç vardır. Özel sektörün de hemen sonuç beklemeyip, uzun vadeli stratejilere odaklanıp, bu bilinç ile hareket etmesi gerekmektedir. • İnovatif faaliyetler, finansal kaynak ihtiyacını gerektireceğinden, inovatif firmalar için finansmana erişimin güçlendirilmesi amacıyla yeni finansman yöntemleri geliştirilmelidir. • İnovasyon bir kurum kültürü olarak benimsenmelidir. Bu nedenle, bu vizyona sahip yöneticilerin varlığı gerekmektedir. 6.2.3. Strateji Geliştirme Hedefi Ar-Ge ve inovasyon performansının geliştirilmesi ile amaçlanan; • Reel sektörün küresel rekabet gücünü arttırmak, • Üretimde - süreçte - hizmette hız, kalite ve verimliliği arttırmak, müşterilerle dogru iletişim sonucu onların ihtiyaçlarını doğru anlamalarından kaynaklandığını belirtmiştir. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 167 • Teknoloji kullanımını yaygınlaştırmak ve arttırmak, • İnovasyon ve Ar-Ge’de mevcut durumu ileriye taşımak, • Katma değeri yüksek alanlara yönelinmesini sağlamak, • Nihayet ülkenin refah düzeyini arttırmak ve, • İddiasız yenilikçi ülkeler kategorisinden orta derecede yenilikçi ülkeler kategorisine yükselmeyi hedeflemektir. 6.2.4. Ar-Ge ve İnovasyonda Strateji Formülasyonu • Üniversitelerde Ar-Ge merkezlerinin daha etkin hale gelmesi ve etkinleştirmeyi destekleyecek mekanizmaların artması sağlanmalıdır. • Öne çıkan sektörlerin titizlikle belirlenip, bu sektörlere yönelik çalışmaların yoğunlaşması, öncelikli teşvik ve desteklerin verilmesi gerekmektedir. • Sürdürülebilir rekabetin sağlanması için ucuz işgücü ve ihracat yapısı ile düşük teknoloji kullanan bir sistemden, orta ve daha yüksek teknoloji yapısına geçişin sağlanması gerekmektedir. • Küresel rekabette üstün olduğumuz alanlar doğrultusunda ulusal hedefler belirlenmelidir. Teknolojide üstün olabileceğimiz alanlar için öngörü ve gelişim planları yapılmalıdır. • Temel hedeflere ulaşmak için iyileştirici, geliştirici ve rekabetçi koşullar sürekli izlenmelidir. • Uzun vadeli stratejik hedefler belirlenmeli ve buna yönelik planlar yapılmalıdır. • Yapısal sorunlar için kalıcı önlemler alınarak, kısa vadeli sorunların çözümü ve kolaylaştırıcı tedbirlerin alınması sağlanmalıdır., • Kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları ile uyum sağlanmalı ve ortak hedefler geliştirilmedir. 168 İSTANBUL TİCARET ODASI • Ulusal politikalar ve stratejik planlar doğrultusunda hazırlanacak bölgesel kalkınma planları ve sonucunda bölgesel inovasyon sistemleri oluşturularak, somut politikalar belirlenmelidir. • İş dünyasına daha yakın ve birlikte iş yapan bir akademik çevrenin varlığı sağlanmalıdır. 6.3. Strateji Hedef Sonuç “Ar-Ge ve İnovasyon Performansının Stratejik Analizi” ile elde edilmesi beklenen sonuç, bu stratejilerin hayata geçirilmesi ile; • Reel sektörün rekabet gücünün artması, • Küresel rekabet potansiyelinin artması, • Ekonomik iyileşmenin sağlanması ve • Milli refahın artmasını sağlamaktır. Bir şirket, bir sektör, bir ekonomi ve bir ülke için en temel sorun ilerleyeceği hedefin ve yönün bilinmemesi ya da nasıl ilerleyeceğinin belirlenmemiş olmasıdır. Stratejiler ve stratejik yol haritaları doğru hedefin ve rotanın belirlenmesinde temel yol göstericiler olarak başarıya ulaştıracak çok değerli araçlardır. Türkiye ekonomisinin, hedeflenen şekilde gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşması ve dünyanın başlıca ekonomileri içerisinde yer alması için bu alanda doğru stratejilerin hayata geçirilmesi son derece önemlidir. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 169 SONUÇ “Yenilik , ekonomik refah için temel bir faktördür.” Michael Porter İ novasyon, en genel tanımıyla yeni ya da önemli derecede iyileştirilmiş ürün, süreç veya pazarlama ya da organizasyon alanında yapılan yeniliklerdir. Yapılan bir yeniliğin inovasyon olarak adlandırılması için ticari alanda mutlaka uygulanması gerekmektedir. Ar-Ge ise inovatif yaratıcı ve sistematik çalışmalar bütünüdür. Bilimsel, teknolojik, özgün ve uygulanabilir hedeflere ulaşmanın yol haritasıdır. Günümüzde inovasyon ve Ar-Ge, sürdürülebilir büyüme ve kalkınma için vazgeçilmez unsurlardan birisidir. Dünyada Ar-Ge ve inovasyon konusunda önde gelen ülkelerin aynı zamanda dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alması bu faaliyetlerin ülke ekonomileri açısından önemini göstermektedir. Ar-Ge ve inovasyonun işletmeler ve ülke düzeyinde rekabet avantajı sağlaması orta ve uzun vadeli stratejik planlarda temel olarak yer almasını gerektirmektedir. İnovasyon aynı zamanda mevcut kültürün değişimini gerektiren bir süreçtir. Bu süreçte, öncelikli olarak değişime olan ihtiyacın anlaşılarak iyi yönetilmesi ve işletmelerin ihtiyacına uygun hale getirilmesi gereklidir. Bununla birlikte, inovasyon süreci uzun süreli, karmaşık ve maliyetli olduğu için işletmelerin bu süreci tek başlarına yürütmeleri çoğu zaman mümkün değildir. Bu nedenle kamu ve diğer ilgili kurumlar tarafından işletmelerin desteklenmesi son derece önemlidir. Bu çalışmada temel olarak, Türkiye’de inovasyon ve Ar-Ge faaliyetlerinin hangi aşamada olduğu karşılaştırmalı ve analitik olarak değişik metodolojilerden yararlanılarak araştırılmış, kısa ve uzun vadeli planlar 170 İSTANBUL TİCARET ODASI çerçevesinde belirlenen hedeflere ulaşmak için hangi stratejilerin izlenmesi gerektiği konusunda öneriler geliştirilmiştir. Türkiye’de son yirmi yıldan bu yana Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinin ve buna bağlı olarak patent, marka ve faydalı model tescil sayılarının artmakta olduğu gözlemlenmektedir. Bununla birlikte, inovasyon faaliyetlerinin ve ArGe yatırımlarının ülkelerarası karşılaştırma yapıldığında son derece sınırlı olduğu bir gerçektir. İnovasyon ile ilgili küresel endeksler ve raporlarda Türkiye’nin yerine bakıldığında, farklı endekslerde benzer sonuçlara ulaşılmaktadır. WIPO 2012 Fikri Mülkiyet İstatistikleri Raporu’nda, yerli patent başvurularının GSYİH içerisindeki payı Güney Kore’de 100,7 iken, Türkiye’de sadece 3,3 olduğu görülmektedir. Söz konusu oran Japonya’da 73,4; Çin’de ise 41,8’dir. ArGe faaliyetleri sonucu ortaya çıkan yenilikler yalnızca patent sistemi ile korunduğundan, rekabet gücü kazanmış şirketlerin patent başvuruları oldukça yüksektir. İlgili raporda, yerli patent başvurularının Ar-Ge harcamaları içindeki payı ise, Güney Kore için 3,7 iken Türkiye için 1,3 olmuştur. Dünyadaki Ar-Ge harcamalarının dağılımına bakıldığında ise, 2012 yılında Türkiye’nin toplam 13,62 milyar TL Ar-Ge harcaması yaptığı görülmektedir. Bu rakam, ABD’de Türkiye’nin yaklaşık 48 katı, Çin’de ise yaklaşık 20 katıdır. Aslında bu durum analiz edildiğinde bu alana ayrılan fonların ve teşviklerin yetersizliği temel sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum aslında, bu faaliyetlerin ilgili tüm taraflarca desteklenmesi gerektiği gerçeğini de beraberinde getirmektedir. Türkiye, Küresel İnovasyon Endeksi’nde yer alan 142 ülke arasında 2009 yılında 51. sırada iken, 2012 yılında 74. sıraya kadar gerilemiş ve 2013 yılında tekrar 68.sıraya yükselmiştir. Avrupa İnovasyon Birliği Karnesi Raporu’na göre, 34 Avrupa ülkesi içerisinde, inovasyon karnesi AB ortalamasının oldukça altında olan ülkelerin yer aldığı “iddiasız yenilikçiler” kategorisinde Bulgaristan, Letonya, Litvanya ve Romanya’nın içinde bulunduğu grupta yer FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 171 almaktadır. Bu düzey Türkiye’nin içinde olmak istediği son noktadır. İşletmelerin bu alandaki durumuna bakıldığında ise, inovasyon ve Ar-Ge faaliyetlerinin firma ölçeği, sektör, firmaların sermaye yapıları, hatta firma kültürüne göre farklılaştığı görülmektedir. Çalışmanın analiz kısmında, halka açık 180 reel sektör firmasının 2010 ve 2011 yıllarına ait verileri analiz edilerek, Ar-Ge harcaması yapan ve yapmayan işletmelerin hangi finansal göstergelerde farklılaştığı ortaya konulmuş ve bu firmaların, Ar-Ge performansları değerlendirilmiştir. Yapılan analiz sonucuna göre, Ar-Ge harcamalarının firmaların performanslarını kısa vadede etkilemediği görülmüştür. Bu durum, Ar-Ge ile ilgili çalışmaların ve Ar-Ge yatırımlarının sonuçlarının uzun vadede ortaya çıktığını göstermektedir. Dolayısıyla buradan çıkarılacak sonuç, reel sektörün, uzun vadeli stratejilere odaklanması ve bu bilinç ile hareket etmesi gerektiğidir. Ayrıca, Ar-Ge alanında önde gelen ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin üst düzey yöneticileri ile yüz yüze yapılan görüşmeler de uygulamadan elde edilen sonuçları desteklemektedir. • Çalışmada yapılan araştırma ve analiz sonuçlarına göre bir stratejik yol haritası önerilmektedir. Bu çerçevede Ar-Ge ve inovasyonda kritik noktalar ortaya konularak, strateji geliştirme hedefleri belirlenmiş ve strateji formülasyonu oluşturulmuştur. Bu çalışma sonucunda öncelikle tespit edilen temel kritik noktalar aşağıdaki şekilde özetlenebilir; • Ar-Ge sürekli bir süreçtir. Sonraki yıllarda üretilecek olan ürünlerin çok önceden altyapısının hazır olması gereklidir. Ayrıca, ürün alanında yapılan inovasyonda, uzun vadeli ürün haritalarının oluşturulmasının gerekli ve önemli olduğu gözlemlenmiştir. • İşletmelerin tescil edilmiş patentlerinin olmamasının nedeni olarak, patent tescil süresinin uzun sürmesi ve maliyetinin yüksek olması belirtilmektedir. Patent tescil sürecinde iyileştirmeye ve teşviklere ihtiyaç vardır. 172 İSTANBUL TİCARET ODASI • Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri, finansal kaynak ihtiyacını gerektireceğinden, firmalar için fon kaynaklarına erişimin güçlendirilmesi amacıyla yeni finansman modelleri geliştirilmelidir. • Ar-Ge ve inovasyon, reel sektör tarafından kısa vadeli bir faaliyet ve yatırım olarak algılanmamalıdır. Özel sektörün önde gelen şirketleri bu konuda uzun süreli fon ayrılması gerektiğinin bilincindedir. Bunun diğer firmalara yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır. • Yönetsel inovasyon alanında yapılan faaliyetler mevcut çalışma verimini önemli ölçüde arttırmakta ve çalışanı motive etmektedir. Aynı zamanda, firmaların inovasyon potansiyelini arttırmak için çalışan yeniliğini ön planda tutmaları önemlidir. • İnovasyonun bir kurum kültürü olarak benimsenmesi önemlidir. Bu vizyona sahip yöneticilerin varlığı ulaşılacak sonucu önemli ölçüde etkilemektedir. Çalışmada bu tespitler ışığında strateji geliştirme hedefleri oluşturulmuştur. Strateji geliştirmede temel amaç, reel sektörün rekabet gücünü arttırmak ve bu sayede Türkiye ekonomisinin küresel rekabette güçlenmesini sağlamaktır. Bu açıdan, çalışmada Türkiye’nin sanayileşme sürecine çok geç entegre olmuş bir ülke olarak, katma değeri yüksek alanlara yönelmesi gerektiğinin altı çizilmiştir. Geliştirilen strateji formülasyonunda, kamu, özel sektör ve ve akademi arasında uyumlu ve sürdürülebilir bir işbirliğinin sağlanması, ortak hedefler geliştirilmesi ve yapısal sorunlar için kalıcı önlemlerin alınması gerektiği önemle vurgulanmıştır. Ar-Ge ve inovasyon performansının geliştirilmesinin temelinde uygulanabilir bir stratejik yol haritasının varlığının önemi unutulmamalıdır. Çok defa stratejik yol haritaları hazırlansa da bunlar gerektiği şekilde uygulamaya geçirilememekte, sürekliliği ve denetiminin sağlanmasında ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Ar-Ge ve İnovasyon Performansının Stratejik Analizi ile elde edilmesi FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 173 beklenen sonuç, geliştirilen stratejilerin hayata geçirilmesi ile, reel sektörün rekabet gücünün arttırılması, küresel rekabette güçlenerek, sürekli ekonomik gelişmenin sağlanması ve sonuç olarak milli refahın artması olarak belirtilebilir. Türkiye ekonomisinin, hedeflenen şekilde dünyanın ilk 10 ekonomisi içerisinde yer alması için bu stratejilerin hayata geçirilmesi kaçınılmazdır. 174 İSTANBUL TİCARET ODASI REFERANSLAR Almeida, R., Fernandes A. M. (2007), “Openness and Technological Innovations in Developing Countries: Evidence from Firm-Level Surveys”. IZA Discussion Paper, No. 2907 Appolloni, M., Corigliano, R., Duqi, A., Torluccio, G. (2011), “The Market Value of Innovation”. European Journal of Economics, Finance and Administrative Sciences, No. 36, s. 147-169 Aras, G., (2015), Sustainable Markets for Sustainable Business A Global Perspective for Business and Financial Markets, Aldershot; Gower, (Forthcoming) Aras, G., D. Crowther (2012), Business Strategy and Sustainability, Emerald Book Series Developments in Corporate Governance and Responsibility Aras, G., Aybars, A., Kutlu, Ö., Tezcan, N. (2010), “The Relationship between Firm Efficiency and Innovation Capacity: An Application on Turkish Automotive Industry Using DEA and Panel Data Analysis”, International Conference on Global Trends in the Efficiency and Risk Management of Financial Services, Chania, Greece Aras, G., Aybars, A., Kutlu, Ö., Tezcan, N. (2011), “Determining Relationship between R&D and The Market Value: The Case of Turkey”, Applied Statistics 2011 International Conference, Slovenia Aras, G., Aybars, A., Kutlu, Ö., Tezcan, N. (2010), “Does Foreign Capital Impact Firm Innovation Capacity?: An Emerging Market Perspective”. International Journal of Arts & Sciences, No. 7, s.163-172 Aras, G., D. Crowther (2010), “Sustaining Business Excellence”, Total Quality Management and Business Excellence, Vol 21, No. 5, pp. 565-576 Aras, G., D. Crowther (2019), Making Sustainable Development Sustainable”; Management Decision, Vol.47 Issue 6 pp 975-988 FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 175 Aras, G., D. Crowther (2010), The Durable Corporation: Strategies for Sustainable Development; Aldershot; Gower Arslanhan, S., Kurtsal, Y. (2010), “Güney Kore İnovasyondaki Başarısını Nelere Borçlu? Türkiye için Çıkarımlar”, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Aydoğuş, O. Türkcan, B. Tunalı Çalışkan, E. Kopurlu, B.S. (2009), Kriz Teorileri: Kondratieff, Schumpeter ve Wallerstein, Working Paper, No:09/01, Ege Üniversitesi Bae, S. C., Kim, D. (2003), “The Effect of R&D Investments on Market Value of Firms: Evidence from U.S., Germany, and Japan”. The Multinational Business Review, No. 3, s. 51-75 Binicioğulları, N. (2008), “Türkiye ve AB’de KOBİ’lerin Rekabet Edebilirliği için Teknolojik Yeniliğin Önemi”, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi Çalışır, M., Gülmez, A. (2007), “Güney Kore’nin Başarısının Arkasındaki ArGe Gerçeği ve Türkiye ile Bir Karşılaştırma”, Bilgi Ekonomisi ve Yönetimi Dergisi, Cilt:2, sayı. 1, ss. 32-42 Çelik, M. (2011), “Şirketlerin İnovasyon Yapma Eğilimlerinde ÜniversiteSanayi İşbirliğinin Rolü ve ODTÜ Teknokent Örneği”. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi Claros, A.L. Mata, Y. N. (2011), Policies and Institutions Underpinning Country Innovation: Results from the Innovation Capacity Index, EFD-Global Consulting Network Dachs, B., Ebersberger, B. (2009), “Does Foreign Ownership Matter for the Innovative Activities of Enterprises?”. International Economics and Economic Policy, No. 6, s. 41-57 Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013) Bilim ve Teknoloji Özel İhtisas Komisyonu Raporu, s.13 176 İSTANBUL TİCARET ODASI Elçi, Ş. (2006), İnovasyon Kalkınmanın ve Rekabetin Anahtarı, 7. Baskı, s.1 European Union, European Commision (2012), “Innovation Union Scoreboard 2011 Report” European Union, European Commision (2014), “Innovation Union Scoreboard 2013 Report” Global R&D Funding Forecast (2014), Battelle- The Business of Innovation Reports Falk, M. (2008), “Effects of Foreign Ownership on Innovation Activities: Empirical Evidence for Twelve Europeran Countires”. International Journal of Arts& Sciences, No.7, s.163-172 Feeny, S., Rogers, M., (2001), “Innovation and Performance: Benchmarking Australian Firms”, Melbourne Institude Working Paper, No. 7/01 IMF, OECD, BM. (2012), “Innovation Capacity Index Rankings 2011, Innovation for Development Report” INSEAD ve WIPO (2014), “The Global Innovation Index 2013: The Local Dynamics of Innovation” Kamber, S. (2010), “İmalat Sanayinde İnovasyon: Sanayi Kuruluşlarında İnovasyon Aktivitelerinin İnovasyon Performansı Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi”, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi Karaata, E.S. (2012), “Bazı İnovasyon ve Bilgi Ekonomisi Ölçümlerinde Türkiye’nin Konumu”. TÜSİAD Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu Yayınları Karahan, S., Suluk,C., Saraç, T., Nal, T. (2011), “Fikri Mülkiyet Hukukunun Esasları”, Genişletilmiş 3. Baskı, s.2 KOSGEB (2011), “2011-2013 KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı” FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 177 Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik (2005) Milbergs E., Vonortas N. (2006), “Innovation Metrics: Measurement to Insight” MÜSİAD Bilim ve Teknoloji Komisyonu (2012), “Küresel Rekabet için ArGe ve İnovasyon”. OECD (2009), Reviews of Innovation Policy, S. Korea OECD (2006), Reviews of Innovation Policy, Switzerland OECD (2013), Reviews of Innovation Policy, Sweden OECD (2007), Reviews of Innovation Policy, China OECD (2005), Oslo Manuel, Guidelines For Collecting And Interpreting Innovation Data, Third Edition, Çeviri: TÜBİTAK, Oslo Kılavuzu, “Yenilik Verilerinin Toplanması ve Yorumlanması İçin İlkeler” http://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/BTYPD/kilavuzlar/Oslo_3_ TR.pdf OECD (2002), Frascati Kılavuzu, Araştırma ve Deneysel Geliştirme Taramaları İçin Önerilen Standart Uygulama, Altıncı Basım, s.30 OECD and European Community Joint Research Centre (2008), Handbook on Constructing Composite Indicators: Methodology and User Guide Orhunbilge, N. (2002), “Uygulamalı Regresyon ve Korelasyon Analizi”,. İkinci Baskı, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Yayın No: 281, s. 230 Örücü, E., Kılıç, R., Savaş, A. (2011), “KOBİ’lerde İnovasyon Stratejileri ve İnovasyon Yapmayı Etkileyen Faktörler: Bir Uygulama”. Doğuş Üniversitesi Dergisi, 12(1), s. 58-73 Porter, M. (2004), “Competitive Advantage”, Free Press, New Edition Books 178 İSTANBUL TİCARET ODASI Sandner, P. G. (2011), “The Market Value of R&D, Patents, and Trademarks”. Research Policy, No. 7, s. 969-985 Sivakumar, K., Roy, S., Zhu, J., Hanvanich, S. (2011), “Global Innovation Generation and Financial Performance in Business-to-business Relationships: The Case of Cross-border Alliances in the Pharmaceutical Industry”, Academy of Marketting Science Journal, No. 39, s. 757-776 Shah, S. Z. A., Stark, A. W., Akbar, S. (2008), “Firm Size, Sector and Market Valuation of R&D Expenditures”. Applied Financial Economics Letters, No. 4, s. 87-91 Stone A., Rose S., Lal B., Shipp S. (2008), “Measuring Innovation and Intangibles: A Business Perspective”, Science & Technology Policy Institute T.C.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (2014), Ar-Ge Merkezleri Hakkında Genel Bilgiler, https://biltek.sanayi.gov.tr/ARGE%20Merkezleri%20Dkmanlar/2014AGM%20bilgi%20notu-07%2006%202014.pdf T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı (2011), AB Koordinasyon Genel Müdürlüğü, “Avrupa Birliği İnovasyon Politikası Kapsamında Oluşturulan Yenilikçilik Birliği Girişimi” T.C. Kalkınma Bakanlığı, (2006), Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013) http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/1/plan9. pdf T.C. Kalkınma Bakanlığı, (2013), Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) http:// www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/12/Onuncu_ Kalkınma_Planı.pdf TEYDEB (2012), “TÜBİTAK Özel Sektöre Yönelik Ar-Ge ve Yenilik Destek Programlarına İlişkin İstatistikler Raporu” FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 179 TÜBİTAK (2010), Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi 2011-2016, s.6 http://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/BTYPD/strateji_belgeleri/ UBTYS_2011-2016.pdf TÜBİTAK (2004), Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları 2003-2023 Strateji Belgesi, (Versiyon 19) http://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/vizyon2023/Vizyon2023_ Strateji_Belgesi.pdf TÜBİTAK (2012), “Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Hedefleri Raporu” TÜBİTAK (2012), “KOBİ Ar-Ge Destekleri Proje Raporu” TÜBİTAK (2012), “H2020: Yeni AB Araştırma ve Yenilik Çerçeve Programı Bilgi Notu”, http://www.fp7.org.tr/tubitak_content_files///Horizon2020/Horizon_2020_ BTYK_Bilgi_Notu_26062012_v06.pdf TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları http://www.turkpatent.gov.tr/ dosyalar/yayinlar/bilgikitapciklari/GenelTanitBro.pdf TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Patent/Faydalı Model http://www. turkpatent.gov.tr/dosyalar/yayinlar/bilgikitapciklari/PatentFM.pdf TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Marka http://www.turkpatent.gov. tr/dosyalar/yayinlar/bilgikitapciklari/Marka.pdf TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Endüstriyel Tasarım http://www.turkpatent.gov.tr/dosyalar/yayinlar/bilgikitapciklari/Endstriyel_ Tasr.pdf TPE, Resmi Yayınları,Bilgi Kitapçıkları, Coğrafi İşaretler http://www. turkpatent.gov.tr/dosyalar/yayinlar/bilgikitapciklari/Cografiisaretler.pdf 180 İSTANBUL TİCARET ODASI TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Entegre Devreler http://www.turkpatent.gov.tr/dosyalar/yayinlar/bilgikitapciklari/ EntegreDevre.pdf TPE (2011), 2012-2016 Stratejik Planı, Ankara http://www.tpe.gov.tr/portal/ duyurular/TPE_SP_2012_2016.pdf TPE (2012), 2011 Faaliyet Raporu, Strateji Geliştirme Müdürlüğü TÜİK (2012), “Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması, 2011” TÜİK (2013), “Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması, 2012” TÜİK (2013), “Yenilik Araştırması, 2012” Weerawarden, J., O’Cass, A., Julian C. (2006). “Does Industry Matter? Examining the Role of Industry Structure and Organizational Learning in Innovation and Brand Performance”, Journal of Business Research, No. 59, s. 37-45 WIPO (2011), “World Patent Report” WIPO (2011), “The Changing Face of Innovation Report” WIPO (2012), “Intellectual Property Statistics Report”, WIPO Economics and Statistics Services WIPO (2013), “Intellectual Property Statistics Report”, WIPO Economics and Statistics Services World Economic Forum (2013), “The Global Competitiveness Report 20122013” http://www.tpe.gov.tr http://www.tcmb.gov.tr http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/sanayi/sanayi-tesvikleri/icerik-hazinemustesarligi-yatirim-tesviki FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 181 http://www.mevzuat.gov.tr/Kanunlar.aspx http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.3.5846.pdf http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/sanayi/sanayi-tesvikleri/icerik-tcmaliye-bakanligi-ar-ge-indirimİ http://www.ttgv.org.tr/tr/kisaca-ttgv http://www.ttgv.org.tr/tr/ar-ge-proje-destekleri http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=6&refContent=68 http://kobidestek.org/26-milyar-liralik-botasin-ar-ge-harcamasi-sifir 182 İSTANBUL TİCARET ODASI EKLER EK 1: Oslo Kılavuzu İnovasyonun ölçülmesi amacıyla uluslararası alanda karşılaştırılabilir verilerin elde edilmesi için çeşitli kılavuzlar geliştirilerek kullanıma sunulmuştur. OECD ülkelerinde inovasyon ile ilgili ölçümler için ilk defa 1960’lı yıllarda çalışmalar yapılmış, Ar-Ge konusunda nasıl bilgi toplanması gerektiği ve bu konuda izlenmesi gereken yöntem 1963 yılında Frascati Kılavuzu’nun (Frascati Manual) birinci baskısı ile açıklanmıştır. O tarihten bu yana, yayınlanan çeşitli kılavuzlar Frascati Ailesi (Frascati Family) olarak bilinmektedir. Bu kılavuzlardan biri olan Oslo Kılavuzu (Oslo Manual) inovasyon faaliyetlerinin tanımlanarak diğer faaliyetlerden ayırt edilmesi ve anlaşılması amacıyla OECD tarafından hazırlanmıştır. Oslo Kılavuzunun ilk baskısı 1992 yılında, ikinci baskısı ise 1996 yılında yayınlanmıştır. Bu baskıda, inovasyon sürecinin daha iyi anlaşılması için çeşitli kavram ve tanımlamalar ile izlenmesi gereken yöntem verilmiş ve saha araştırmalarına ait tecrübelerin güncellenmesi vurgulanmıştır. Kılavuz ayrıca, karşılaştırılabilir göstergelerin geliştirilmesini ve bu göstergeler ile ilgili analitik ve politik problemlerin tartışılmasını amaçlamaktadır. Oslo Kılavuzu’nun güncellenmiş son baskısı 2005 yılında yayınlanmıştır. Günümüzde Oslo Kılavuzu, OECD üyesi olan ve olmayan 50’den fazla ülkede kullanılmaktadır. Kılavuz, Ar-Ge harcamalarından daha çok inovasyon faaliyetlerinin boyutu ve diğer harcamalara ait verinin toplanmasına dair bir çerçeve çizmeyi amaçlamaktadır. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) 10 Mart 2005 tarihli 11. toplantısında “Frascati, Oslo ve Canberra Kılavuzları’nın, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında Ar-Ge istatistiklerinin toplanması, Ar-Ge ve Ar-Ge desteği kapsamına giren konuların belirlenmesi ve ilgili diğer hususlarda referans olarak kullanılmasına” karar vermiştir. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ EK 2: Patent Başvuru Süreci EK 2: Patent Başvuru Süreci PATENT BAŞVURUSU ŞEKİL İNCELEME Eksiklik Var DÜZELTME (3 AY) Eksiklik Yok ARAŞTIRMA TALEBİ (15 AY) Hayır GERİ ÇEVİRME ARAŞTIRMA SİSTEM TERCİHİ (3 AY) YAYIN (6 AY) GÖRÜŞ BİLDİRME İNCELEMELİ SİSTEM İNCELEMESİZ SİSTEM İNCELEMESİZ PATENT BELGESİ 2 YIL Talep Edilirse DETAYLI İNCELEME 1-3 KEZ Raporlu Olumlu İNCELEMELİ PATENT BELGESİ 20 YIL Kaynak: www.tpe.gov.tr Kaynak: www.tpe.gov.tr Raporlu Olumsuz RED 183 184 İSTANBUL TİCARET ODASI EKEK 3: Faydalı Model Başvuru Süreci Süreci 3: Faydalı Model Başvuru FAYDALI MODEL BESGESİ BAŞVURUSU Eksiklik Var DÜZELTME (3 AY) Eksiklik Yok ŞEKİL İNCELEME ERKEN YAYIN TALEBİ Hayır DÜZELTME (3 AY) İTİRAZLAR GÖRÜŞ BİLDİRİMİ 3 AY FAYDALI MODEL BELGESİ 10 YIL Kaynak: www.tpe.gov.tr Kaynak: www.tpe.gov.tr 193 18 AY BEKLETİLİR FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 185 İTO YAYINLARI (2012) 2012-1 Kur’an Hat ve Tezhibinden Parıltılar 2012-2 Osmanlı Ticaret ve Sanayi Albümü (2.bs) 2012-3 The Colorful Treasures of İstanbul: From Byzantine Mosaics To Ottoman Ceramic Tiles 2012-4 Fiyat İndeksleri (=Price Indices) 2012-5 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu: “Ticari İşletme” ve “Ticaret Şirketleri”ne Getirilen Yenilikler 2012-5 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu: “Ticari İşletme” ve “Ticaret Şirketleri”ne Getirilen Yenilikler (güncelleştirilmiş 2.bs.) 2012-6 Makroekonomik Göstergeler (=Macroeconomic Indicators) 2012-7 Vakıflarda Vergi Muafiyeti ve Vergi Teşvikleri 2012-8 Haberlerden Yansıyan İTO 2011 2012-9 İstanbul Ticaret Odası Tahkim-Uzlaştırma-Hakem Bilirkişilik Yönetmeliği 2012-9 / 10 İstanbul Ticaret Odası Tahkim-Uzlaştırma-Hakem Bilirkişilik Yönetmeliği - İstanbul Chamber of Commerce Regulation on Arbitration-Conciliation-Expert Arbitration) 2012-12 Dünden Yarına Bugünün Sözleri 2012-13 İlan-ı Ticaret : Resimli İlanlar Perspektifinde Osmanlı’dan Cumhuriyet’e İstanbul Ticari Hayatı (2.bs) 2012-14 İTO’dan Yükselen Nağmeler (cd-rom) 2012-15 Ekonomik Rapor: 2011 Yılında Türkiye ve Dünya Ekonomisi 2012-16 Economic Report: Turkish and World Economy in 2011 2012-17 Yolu İstanbul’dan Geçen Kervan’ın Sarayları (2.bs.) 2012-18 KOBİ’ler İçin Şirket Anayasasının Önemi ve Oluşturulması 2012-19 Türkiye’de Ticaretin Öncü Kuruluşu İstanbul Ticaret Odası: 1923 1960 2012-20 İstanbul Ticaret Odası Yayın Kataloğu : 1885 - 2012 2012-21 2011 Yılı İstanbul Küçük Sanayi Kapasite Kullanım Araştırması 186 İSTANBUL TİCARET ODASI 2012-22 Rakamlarla Türkiye Ekonomisi 2012-23 Kaybolan Meslekler ve Son Ustalar – II 2012-24 AB’de ve Türkiye’de Nüfusun Yaşlanmasının Ekonomik ve Sosyal Sonuçları (digital baskılı-çoğaltma) 2012-25 Küresel Kriz ve Türkiye Ekonomisinin Dönüşümü 2012-26 Turkey in Figures 2012-27 Şerefeden Seyrİstanbul (=View of İstanbul From Minaret Balcony) 2012-28 Sektörel Olarak Komşu Ülkelerde Türkiye’nin İhracat Potansiyeli 2012-29 Türkiye’de Yayın Hayatı 2012-30 Başarılı Vergi Mükellefleri (cd-kitap) 2012-31 Türkiye’de İnşaat Sektörü ve Dünyadaki Yeri 2012-32 Medeniyet ve Değerler: Açık Medeniyet – İstanbul Yaklaşımı 2012-33 Civilizations and Various 2012-35 İstanbul’un Ekonomik ve Sosyal Göstergeleri 2012-36 Social and Economic Indicators of İstanbul 2012-37 Avusturya Örneğinde Mesleki Eğitim Sistemi ve Odaların Etkinliği 2012-38 Bir Finansal Enstrüman Olarak Sukuk: Katılım Bankalarına Uyum Modellemesi 2012-40 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu: Yenilikler ve Değişiklikler FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 187 İTO YAYINLARI (2013) 2013-3 Makro Ekonomik Göstergeler 2013-4 Hayallerini Uçuran Adam: Nuri Demirağ 2013-5 İstanbul’un Rengi Erguvan (2.bs.) 2013-6 Fiyat İndeksleri 2013-8 İstanbul Halkının Konut Eğilimleri Araştırması 2013-9 Başarılı Vergi Mükellefleri 2011 2013-10 Noktalar ve Çizgiler Arasında Hasan Çelebi 2013-11 Teşvik Serisi: Yatırımlarda Devlet Yardımları (gnşl.2.bs) 2013-15 Haberlerden Yansıyan İTO: 2012 2013-16 Ekonomik Rapor 2013-17 Economic Report 2013-22 Company Establishment and Registration Procedures in Turkey 2013-23 Les Procédures de Création d’Entreprise en Turquie 2013-24 Yabancı Sermayeli Yatırımcılar İçin Rehber (Arapça) 2013-25 Yabancı Sermayeli Yatırımcılar İçin Rehber (Rusça) 2013-26 Ticaretin Efsanesi (2.bs.) 2013-27 İstanbul’un Renkli Hazineleri: Bizans Mozaiklerinden Osmanlı Çinilerine (2.bs.) 2013-28 The Colorful Treasures of İstanbul: From Byzantine Mosaics to Ottoman Ceramic Tiles (2.bs.) 2013-29 Bacıyan-ı Rum’dan Günümüze Türk Kadınının İktisadi Hayattaki Yeri (2.bs.) 188 İSTANBUL TİCARET ODASI İTO YAYINLARI (2014) 2014-1 2014-2 2014-3 2014-5 2014-6 2014-17 2014-18 2014-19 Üsküb’ün Tarih ve Kültür Nişanesi: Fatih Sultan Mehmet Köprüsü Balkan Çarşıları Bahçekapı: Kadim Ticaretin Bahçekapı ve Çevresindeki Serüveni Uncitral Tahkim Kuralları Türkiye’de Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırım İkliminin İyileştirilmesi Üzerine Görüş ve Öneriler İşyerleri Personel Toplu Taşıma Projesi Uluslararası Sözleşmelerde Elektronik İletilerin Kullanılması Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması Türk Sinemasının Durum Analizi Türk Sinema Tarihi'nde Tüccar ve Ticaret Reklam Yönetimi Aralık 2014 itibariyle 2014-11 2014-14 NOT: YAYINLARIMIZA İNTERNET SİTEMİZDEN TAM METİN OLARAK ÜCRETSİZ ULAŞILABİLMEKTEDİR. FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ 189