global krizin risk yönetimi perspektifinden değerlendirilmesi
Transkript
global krizin risk yönetimi perspektifinden değerlendirilmesi
B Ý L Ý M S E L Y A Y I N O R G A N I TMSF yýl:2 sayý:18 Temmuz-Aðustos-Eylül 2008 TASARRUF MEVDUATI SÝGORTA FONU GLOBAL KRÝZÝN RÝSK YÖNETÝMÝ PERSPEKTÝFÝNDEN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ Ahmet ERTÜRK, Sayfa 3te MEVDUAT SIGORTACILIÐI AÇISINDAN BASEL-II DÜZENLEMELERÝ Sayfa 6da RAF TEMÝZLÝÐÝ PROJESÝ AHMET MUTLU ile RÖPORTAJ Sayfa 8de ABDDE YAÞANAN BANKACILIK KRÝZÝ Sayfa 21de TÜRKÝYEDEKÝ TASARRUF MEVDUATI HESAPLARININ SÝGORTALANMASINA ÝLÝÞKÝN TEMEL PARAMETRELER SORULAR ve CEVAPLAR SÝGORTA VE RÝSK ÝZLEME DAÝRE BAÞKANLIÐI FAÝZ ORANLARI (%) 30.05.2008 31.12.2007 30.05.2007 Gecelik 15,75 15,75 17,50 Mevduat Faizleri* 16,16 ** 16,86 17,77 TRLIBOR (O/N) 15,79 15,77 17,36 Kaynak: TCMB / TBB *Sektör Ortalamasý/1 aylýk **30.02.2008 BORSA ENDEKSÝ ÝMKB Sýnai Mali Kaynak: ÝMKB Mayýs 2008 39.969 35.144 53.874 Aralýk 2007 55.538 40.567 83.822 YATIRIM ARAÇLARININ GETÝRÝLERÝ Son Deðer 1 ay öncesine (30.05.2008) göre (%) Mayýs 2007 47.081 38.333 69.960 1 yýl öncesine göre (%) ÝMKB Dolar Altýn(YTL/gr) Altýn (Usd/Ons) DÝBS Endeksi 39.969 1,2150 34,80 888,25 -8,0 -5,1 -3,7 2,4 -15,1 -7,4 24,2 34,7 (3 aylýk)* 946,17 1,4 17,0 DÝBS Endeksi 965,92 Kaynak: ÝMKB,Reuters 1,3 16,1 *ÝMKB DIBS performans endeksi (12 aylýk)* GSMH ve GSYÝH (BÝRÝKÝMLÝ) 2007 (4.çeyrek) 2006 (4.çeyrek) GSYÝH (milyar YTL) 856.4 758.4 GSYÝH ( milyar USD) 658.8 526.4 GSYIH (Büyüme)* %4,5 %6,9 Kaynak: TÜÝK *Büyüme oranlarý sabit fiyatlarla ve çeyrek dönemlere aittir. Avrupa Hesaplamalar Sistemine (ESA95) göre hazýrlanan yeni seri ÝÞGÜCÜ VERÝLERÝ(%) Mart 2008 Aralýk 2007 Mart 2007 Ýstihdam Oraný* 41,7 41,2 42,1 Ýþsizlik Oraný 10,7 10,6 10,4 Kaynak: TÜÝK *Ýstihdam/15 ve daha yukarý yaþtaki nüfus Ýmalat Sanayi Kapasite Kullaným Oraný Mayýs 2008 %82,4 Mayýs 2007 %83,3 ÖDEMELER DENGESÝ ÖZET (BÝRÝKÝMLÝ) (milyon USD) Nisan 2008 Nisan 2007 Cari Ýþlemler Hesabý -16.885 -12.488 Dýþ Ticaret Dengesi -16.917 -12.304 Aralýk 2007 %81,1 Aralýk 2007 -38.031 -47.517 Toplam Ýhracat 47.362 33.937 113.185 Toplam Ýthalat 64.279 46.241 160.185 Ýhracat/Ýthalat %73,7 %73,4 %70,4 Kaynak: TCMB (Veriler bir sonraki ayýn 2 inci haftasý açýklanmaktadýr.) BANKACILIK SEKTÖRÜ VERÝLERÝ ÞUBE ve PERSONEL SAYILARI (Nisan 2008) Mevduat Katýlým Kalkýnma ve Bank. Bank. Yatýrým Bank. Banka sayýsý 33 4 13 Yurtiçi Þube 7.917 459 47 Yurtdýþý Þube 49 1 1 Yurtiçi Personel 158.338 9.977 5.382 Yurtdýþý Personel 548 5 3 BÝLANÇO BÜYÜKLÜKLERÝ (Nisan 2008) Mevduat Katýlým Kalkýnma ve milyon YTL Bank. Bank. Yatýrým Bank. Toplam Aktifler Toplam Krediler Konut Kredileri Kredi Kartlarý Takipteki Alacaklar Menkul Kýymet Mevduat/Kat.Fon. Özkaynak Toplam Bilanço Dýþý Ýþlemler -Gayrinakdi Kredi ve Yükümlülükler -Taahhütler YPNGP* Toplam 50 8.423 51 173.697 556 Toplam 587.710 298.931 34.546 28.325 9.497 176.254 378.327 64.231 454.548 22.133 16.402 1.499 478 635 21 17.099 2.494 23.865 20.112 9.897 99 160 2.470 9.400 17.671 629.955 325.229 36.145 28.803 10.291 178.643 395.426 76.125 496.084 94.072 16.207 3.413 113.692 360.476 447 7.658 41 14.258 7 382.392 495 MEVDUAT VE KATILIM FONU milyar YTL Nisan 2008 MEVDUAT HESABI 378,33 Dth oraný %35,2 KATILIM FONU 17,09 Dth oraný %46,9 TOPLAM 395,42 Dth oraný %35,7 milyar YTL Nisan 2007 Hesap Adedi (milyon) 311,67 94,9 %38,1 11,97 1,7 %54,7 323,65 96,6 %38,8 Mart 2008 Sigorta kapsamýndaki mevduat 109,95 Dth oraný %28,9 Sigorta kapsamýndaki katýlým fonu 6,35 Dth oraný %31,2 TOPLAM 116,30 Dth oraný %29,1 *Mudiler her bir bankada ayrý ayrý sayýlmýþtýr. Mart Mudi Adedi* 2007 (milyon) 96,11 %33,6 4,92 %40,3 101,03 %33,9 63.80 1.01 64.81 BANKACILIK SEKTÖRÜ SERMAYE YETERLÝLÝK ORANI (%) % Nisan 2008 Aralýk 2007 Nisan 2007 Mevduat Bankalarý 15,66 17,37 19,75 Katýlým Bankalarý 11,96 16,13 16,33 Kalk. ve Yat.Ban. 61,88 64,74 80,90 Bankacýlýk Sektörü 16,98 18,94 21,57 SÝGORTA PRÝM TAHSÝLATLARI Milyon YTL Mart 2008 Mevduat Bankalarý 158.592 Katýlým Bankalarý 9.922 TOPLAM 168.514 2007 567.079 27.898 594.977 Mart 2007 130.676 5.814 136.480 TMSF - Büyükdere Cad. No:143 Esentepe Ýstanbul Tel: (212) 340 22 00 Faks: (212) 288 53 35 www.tmsf.org.tr Bilgi ve Önerileriniz için: Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi e-mail:srid@tmsf.org.tr Tel: (212) 340 10 57 Kurum içinde baþvuru kaynaðý olarak kullanýlmak üzere derlenmiþ bilgilerden oluþur. Resmi baðlayýcýlýðý yoktur. NOTLAR Bankacýlýk sektörü aktif büyüklüðü Nisan 2008 tarihi itibariyle 629,9 milyar YTL seviyesindedir. Toplam aktiflerin %51,6sýný krediler, %28,3ünü menkul deðerler cüzdaný oluþturmaktadýr. Toplam mevduat / katýlým fonu büyüklüðü 395,4 milyar YTL seviyesindedir. Mevduat / katýlým fonunun %35,7si YP, %64,3si TP mevduat / katýlým fonlarýndan oluþmaktadýr. Mayýs 2007 1,3118 1,7641 2,599 *Serbest Piyasa Aralýk 2007 189.62 203.50 -13.88 34.84 Mayýs 2007 80.14 83.49 -3.34 20.32 Kaynak: BDDK Aralýk 2007 1,1689 1,7144 2,3099 KONSOLÝDE BÜTÇE (BÝRÝKÝMLÝ) (milyar YTL) Mayýs 2008 Gelirler 83.96 86.02 Harcamalar Bütçe Dengesi -2.06 Faiz Dýþý Denge 17.53 Kaynak: Maliye Bakanlýðý Tasarruf mevduatý ve katýlým fonu sigortasý, mevduat ve katýlým fonu toplamaya yetkili mevduat ve katýlým bankalarýnýn (kredi kuruluþlarýnýn) Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafýndan faaliyet izinlerinin kaldýrýlmasý durumunda, mevduat ve katýlým fonu hak sahiplerinin maruz kalacaðý kayýplarýn devlet veya bu amaçla kurulmuþ özel bir kurum tarafýndan kýsmen ya da tamamen ödenmesinin garanti edilmesidir. Türkiye'de mevduatýn ve katýlým fonlarýnýn sigortalanmasý yetki ve görevi kamu tüzel kiþiliðini haiz Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu'na (TMSF) aittir. *Yabancý Para Net Genel Pozisyonu- DÖVÝZ KURU GELÝÞMELERÝ* Mayýs 2008 USD 1,2150 EURO 1,8860 GBP 2,3800 Kaynak: REUTERS Aralýk 2007 219.2 67.1 286.3 Tasarruf Mevduatý ve Katýlým Fonu sigortasý nedir? Kaynak: BDDK milyon USD FÝYATLAR GENEL DÜZEYÝNDEKÝ GELÝÞMELER (%) (Mayýs) Aylýk 12 aylýk ortalama* Önceki yýlýn ayný ayýna göre ÜFE 2,12 7,20 16,53 TÜFE 1,49 8,47 10,74 Kaynak: TÜÝK (Veriler bir sonraki ayýn ilk haftasý açýklanmaktadýr.) (*Cari ay dahil 12 ay ortalamasýnýn, bir önceki 12 aya oraný) MERKEZÝ YÖNETÝM BORÇ VERÝLERÝ (milyar USD) Nisan 2008 Nisan 2007 Ýç Borç Stoku 210.4 197.6 Dýþ Borç Stoku 67.2 67.9 Toplam 277.6 265.6 Kaynak: Hazine Müsteþarlýðý Kaynak: BDDK GENEL EKONOMÝK VERÝLER Türkiye'de hangi bankalar mevduat ve katýlým fonu sigorta sistemine dahildir? Türkiye'de faaliyet gösteren, mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili yerli ve yabancý tüm kredi kuruluþlarý ile merkezi yurt dýþýnda bulunan kredi kuruluþlarýnýn Türkiye'deki þubelerinde bulunan mevduat ve katýlým fonlarý sigorta sistemine dahildir. Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta primleri kim tarafýndan ödenir? Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta primleri ilgili kredi kuruluþu tarafýndan TMSF'ye ödenir. Türkiye'de tüm mevduatlar ve katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Türkiye'de faaliyet gösteren bir kredi kuruluþunun yurt içi þubelerinde gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere konu olmayan Yeni Türk Lirasý, döviz ve kýymetli maden cinsinden; a) Tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamýnýn, b) Katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarýn, 50 bin YTL'ye (ellibin YTL) kadar olan kýsmý sigorta kapsamýndadýr. Yurt dýþýnda yaþayan kiþilerin mevduatlarý veya katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Yurt dýþýnda yaþayan yerli ya da yabancý gerçek kiþilere ait yurt içi þubelerde bulunan tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamý, katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarý sigorta kapsamýndadýr. Türkiye'de faaliyet gösteren kredi kuruluþlarýnýn yurt dýþý þubelerinde açýlan mevduat, katýlma ya da özel cari hesaplarý sigorta kapsamýna dahil midir? Bir gerçek kiþinin birden fazla bankada hesabý bulunmakta ise, her bir bankadaki hesap veya hesaplarýnýn, belirtilen limite kadar olan kýsýmlarý (limitler her bir banka için ayrý ayrý geçerli olmak üzere) garanti kapsamýndadýr. Ticari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr? Gerçek veya tüzel kiþiler adýna açýlan ticari iþlemlere konu olan hesaplar (münhasýran çek keþide edilmesi hariç) sigorta kapsamýnda deðildir. Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigortaya tabi midir? Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigorta kapsamýnda deðildir. Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý, yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya katýlým fonu kabul edebilirler mi? Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya katýlým fonu kabul etmeleri, evrak ya da cüzdan bulundurmalarý, personel istihdam etmeleri, bu kuruluþlarýn reklamýný yaptýrmak suretiyle müþterilerini anýlan kuruluþlara yönlendirmeleri, bu ve benzeri yöntemler kullanarak yurt dýþýnda kurulu kuruluþlar adýna mevduat ve katýlým fonu kabul etmeleri yasaktýr.. Mevduat ve katýlým fonu sigortasýna tabi olmayan diðer hesaplar hangileridir? 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu'nun 63 üncü maddesinin üçüncü fýkrasý uyarýnca, 07.11.2006 tarihli ve 26339 sayýlý Resmi Gazete'de yayýnlanan Sigortaya Tabi Mevduat ve Katýlým Fonlarý ile Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair Yönetmeliðin 5 inci maddesi uyarýnca; a) Kredi kuruluþunun hakim ortaklarý ile bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar, b) Kredi kuruluþunun yönetim veya müdürler kurulu baþkan ve üyeleri, genel müdür ve yardýmcýlarý ile bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar, c) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayýlý Türk Ceza Kanunu'nun 282 nci maddesindeki suçtan kaynaklanan malvarlýðý deðerleri kapsamýna giren mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar sigortaya tabi deðildir. Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým araçlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým araçlarý TMSF'nin sigorta kapsamýnda deðildir. Serbest bölgelerde kurulu kredi kuruluþlarýnda bulunan mevduat, katýlým ya da özel cari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr? Serbest bölgelerdeki bankacýlýk faaliyetlerinin 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu kapsamýnda bulunmasýndan hareketle, kredi kuruluþlarýnýn serbest bölgelerdeki þubeleri nezdindeki hesaplarý da sigorta kapsamýndadýr. TMSF tarafýndan bankacýlýk faaliyetine devam etmekte olan bir kredi kuruluþundaki mevduat/katýlým fonu ile ilgili olarak sigorta kapsamýnda ödeme yapýlýr mý? TMSF, 5411 sayýlý Kanunun 63 üncü maddesinin altýncý fýkrasý uyarýnca yalnýzca faaliyet izni kaldýrýlan kredi kuruluþlarý nezdinde bulunan ve doðruluðu hiçbir þüpheye yer vermeyecek þekilde kanýtlanan mevduat ve katýlým fonunun sigorta kapsamýndaki kýsmýný öder. ÝÇÝNDEKÝLER B Ý L Ý M S E L Y A Y I N O R G A N I TMSF yýl:2 sayý:18 Temmuz-Aðustos-Eylül 2008 TASARRUF MEVDUATI SÝGORTA FONU GLOBAL KRÝZÝN RÝSK YÖNETÝMÝ PERSPEKTÝFÝNDEN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ 2. EDÝTÖRDEN Dr. Yusuf Adýgüzel 3. GLOBAL KRÝZÝN RÝSK YÖNETÝMÝ PERSPEKTÝFÝNDEN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ Ahmet Ertürk Ahmet ERTÜRK, Sayfa 3te 6. MEVDUAT SIGORTACILIÐI AÇISINDAN BASEL-II DÜZENLEMELERÝ Dr. Rýdvan Çabukel 8. AHMET MUTLU ile RÖPORTAJ: RAF TEMÝZLÝÐÝ PROJESÝ 11. MEVDUAT SÝGORTACILIÐI ve BANKA KAYNAKLARININ KORUNMASINDAKÝ ROLÜ Bülent Girgin, Ýsmail Acar, Çaðrý Seyfi 16. AVRUPA BÝRLÝÐÝNDE MEVDUAT SÝGORTASI: MEVCUT DURUM ve GELECEKTEN BEKLENTÝLER Fatih Deniz MEVDUAT SIGORTACILIÐI AÇISINDAN BASEL-II DÜZENLEMELERÝ Sayfa 6da RAF TEMÝZLÝÐÝ PROJESÝ AHMET MUTLU ile RÖPORTAJ Sayfa 8de ABDDE YAÞANAN BANKACILIK KRÝZÝ 21. ABDDE YAÞANAN BANKACILIK KRÝZÝ Biyçe Kuþhan, Yusuf Serdar Aðzýtemiz, Eyüp Sabri Küçük Sayfa 21de 23. MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMLERÝNDE RÝSK ANALÝZÝ Anýl Ertanoðlu 27. AVRUPA BÝRLÝÐÝNDE REFORM ANLAÞMASI: LÝZBON ANLAÞMASI Ahmet Yücel Vural 30. ÝÞTE AHLÂK NEREDEDÝR? Bayram Babacan 32. ETKÝLÝ MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMÝ ÝÇÝN ASLÝ PRENSÝPLER, IADI Ahmet Yücel Vural, Fatih Deniz 37.YARATICI DÜÞÜNME ve BEYÝN FIRTINASI Dr. Bekir Gövdere 40. SOSYAL GÜVENLÝK REFORMU NELER ÖNGÖRÜYOR? Erdal Aydýn 44. FON ÞÝRKETLERÝNDE GÖREV YAPAN DENETÇÝLER VE DENETÝM SÜRECÝ Ercan Doðan 46. DÜNYADAN HABERLER Fatih Deniz : H. Bayram Babacan Yayýn Yönetmeni : Dr. Yusuf Adýgüzel Sorumlu Yazýiþleri Müdürü : Kamil Oðuz Danýþma Kurulu : Doç. Dr. Cüneyt KOYUNCU - Dumlupýnar Üniversitesi, Doç. Dr. Fuat ERDAL - Adnan Menderes Üniversitesi, Y A Y I N TMSF Adýna Sahibi Prof. Dr. Halil Seyidoðlu - Doðuþ Üniversitesi, Doç.Dr. Muhsin Kar - Kahramanmaraþ Sütçü Ýmam Üniversitesi, Doç. Dr. Rahmi B Ý L Ý M S E L O R G A N I 47.GÜZEL ATLAR ÜLKESÝ: KAPADOKYA Ahmet Yýlmaz Muðla Üniversitesi, Doç. Dr. Yusuf Bayraktutan - Kocaeli Üniversitesi, Prof. Dr. Zekai Özdemir - Ýstanbul Üniversitesi, Dr. A. Kadir Deniz Özbay - Marmara Üniversitesi, Doç. Dr. Rasim Yýlmaz - Dumlupýnar Üniversitesi, Prof. Dr. Recep Tarý - Kocaeli Üniversitesi, Prof. Dr. Rýdvan Karluk - Anadolu Üniversitesi, Prof. Dr. Sabri Orman - Ýstanbul Ticaret Üniversitesi, Doç. Dr. Selahattin BEKMEZ Tuna - Ýstanbul Üniversitesi, Dr. Bekir GÖVDERE Süleyman Demirel Üniversitesi Yayýn Kurulu : Fethi Çalýk, H. Bayram Babacan, Ahmet Yýlmaz, Rýdvan Çabukel, Ali Göçer, Abdullah Canbek, Ýsmail Güneþ, Nizamülmülk Güneþ Yayýn Türü : Yerel Süreli Yayýn Periodu : 3 Aylýk - Temmuz-Aðustos-Eylül 2008 Görsel Tasarým : 1111 Adam Yapým &Tanýtým Adres : Büyükdere C. No:143 34394 Esentepe/ istanbul E-posta : koguz@tmsf.org.tr Tel : 0 212 340 16 11, 23 99, 22 96 Faks : 0 212 288 53 35 Baský : FSF Printing House Baský Tel : 0 212 690 89 89 TMSF Çatý Basýn ve Halkla iliþkiler Müdürlüðü tarafýndan hazýrlanmaktadýr. Telif haklarý TMSF'ye aittir. Yazýlarýn sorumluluðu yazarlarýna aittir. TMSF EDÝTÖRDEN Merhaba Çatý Dergisinin 18. sayýsý ile karþýnýzdayýz. TMSF olarak üstlendiðimiz iþleri zamanýnda ve eksiksiz olarak yerine getirmek gibi bir hassasiyetimiz var. Dergimiz yayýmlanmaya baþladýðýnda, bir iki sayý gider, kapanýr diye konuþanlar az deðildi. Bugün 3. yýlý geride býraktýk. Her geçen gün özellikle mevduat sigortacýlýðý konularýnda daha zengin araþtýrma yazýlarýný ve makaleleri sizlerle paylaþmaya çalýþýyoruz. Bu konularda ülkemizde henüz yeterli bir birikim olmadýðý için, TMSFnin öncülüðünde yayýmlanan bu makaleler özellikle bankacýlýk ve finans konularýnda çalýþanlara ve eðitim alanlara önemli bir referans oluyor. Bu sayýmýzda yine çok önemli konularý sizlerle paylaþacaðýz. Ýlk olarak Baþkanýmýz Sayýn Ahmet Ertürkün Finansal Risk Yönetimi Konferansýnda yapmýþ olduðu Global Krizin Risk Yönetimi Perspektifinden Deðerlendirilmesi konulu konuþma metnini bulacaksýnýz. Dr. Yusuf Adýgüzel Yayýn Yönetmeni TMSF Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müdürü 2 Daha önceki sayýlarýmýzda gündeme getirdiðimiz monografik bir çalýþma özelliði taþýyan raf temizliði projesi artýk ete kemiðe büründü ve önümüzdeki günlerde basýlmýþ olarak ilgililere sunulacak hale geldi. Bu konuyla ilgili olarak, en baþýndan beri projenin içinde yeralan, aylardýr neredeyse hergün mesai sonrasýnda saatlerce çalýþarak bu monografilerin ortaya çýkmasýnda büyük emeði geçen, Denetlemeler Dairesi Baþkaný Sayýn Ahmet Mutlu ile bir ropörtajýmýz yer alýyor. Bu ropörtaj ile iç ve dýþ kamuoyunda sýkça tartýþýlan raf temizliði projesini daha yakýndan tanýma fýrsatý bulacaðýz. Baþkan Yardýmcýmýz Sayýn Dr. Rýdvan Çabukelin Mevduat Sigortacýlýðý Açýsýndan Basel-II Düzenlemeleri baþlýklý yazýsýndan sonra da yine mevduat sigortacýlýðý ile ilgili sýrasýyla, Mevduat Sigortacýlýðý ve Banka Kaynaklarýnýn Korunmasýndaki Rolü, ABde Mevduat Sigortasý: Mevcut Durum ve Gelecekten Beklentiler, Mevduat Sigorta Sistemlerinde Risk Analizi, Etkili Mevduat Sigorta Sistemi Ýçin Asli Prensipler yazýlarýný bulacaksýnýz. Geçtiðimiz aylarda yürürlüðe giren Sosyal Güvenlik Reformunýn neler öngörüyordüðü Sayýn Erdal Aydýn tarafýndan iþlenirken, Sayýn Bayram Babacan, 30 yýllýk insan kaynaklarý deneyimini Ýþte Ahlak Nerededir yazýsýyla bizlerle paylaþýyor. Dergimiz ile ilgili görüþ, düþünce, önerilerinizi bekliyoruz. Yayýmlanmasýný istediðiniz yazýlarýnýz, araþtýrmalarýnýz ve makalelerinizi bizlerle paylaþýrsanýz, kurullarýmýzýn uygun bulduklarý gelecek sayýlarýmýzda okurlarýmýzla buluþturabiliriz. Ýlginize teþekkür ediyor, gelecek sayýda buluþmak ümidiyle diyorum. SEMPOZYUM GLOBAL KRÝZÝN RÝSK YÖNETÝMÝ PERSPEKTÝFÝNDEN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ* Bugün küresel finansal sistemin karþý karþýya bulunduðu en büyük tehdit, ne olaðanüstü büyük finansal kayýplar, ne yol açtýðý derin belirsizliktir; tersine, en büyük tehdit, finansal sistemin bu küresel yaygýnlýðý ve karmaþýklýðýyla artýk yönetilemez hale gelmiþ olmasý riskidir. Deðerli Misafirler, Uluslararasý finansal sistemin son bir yýlda yaþadýðý þiddetli sarsýntý, finansal sistemin istikrarýnýn en önemli unsurlarýndan biri olan risk yönetimi alanýnda da artýk sýnýra gelindiðini ve mevcut risk yönetim anlayýþý ve tekniklerinin bu yeni finansal mimarinin risklerini ölçmekte ve kontrol etmekte yetersiz kaldýðýný göstermiþtir. Finansal sistem, aþýrý likidite, dizginlenemez riþk iþtahý ve geleneksel tekniklerle nüfuz edilmesi güç olan yeni finansal kurum ve enstrümanlar karþýsýnda risk yönetimi alanýnda da benzer bir agressiflik ve innovasyon özelliði göstermesi gerekirken bunu gösteremediði veya önemsemediði için bugünkü derin sarsýntýyý yaþamak zorunda kaldý. Bugün küresel finansal sistemin karþý karþýya bulunduðu en büyük tehdit, ne olaðanüstü büyük finansal kayýplar, ne yol açtýðý derin belirsizliktir; tersine, en büyük tehdit, finansal sistemin bu küresel yaygýnlýðý ve karmaþýklýðýyla artýk yönetilemez hale gelmiþ olmasý riskidir. Bunu gördükleri içindir ki uluslararasý sistemin bütün temel oyuncularý, bu tehdidi oluþturan kör noktalarýn neler olduðunu anlamaya ve istikrarý ve yönetilebilirliði yeniden kazanmak için neler yapýlmasý gerektiðini tartýþmaya baþladýlar. Biz de burada bu tartýþmaya bir yerinden katýlmak istiyoruz. Bilindiði gibi, finansal sistemde, denetleyiciler ve oyuncular olmak üzere iki taraflý bir yapý bulunmaktadýr. Bankalar, yatýrýmcýlar ve müþteriler bu yapýda oyuncular tarafýnda yer alýrken; düzenleyici otoriteler, baðýmsýz denetim kuruluþlarý ve baðýmsýz derecelendirme kuruluþlarý finansal sistemin denetleyicileri arasýnda yer almaktadýr. Kusursuz (well functioning) bir finansal sistem, oyuncular ile denetleyiciler arasýndaki kontrol iliþkisinin etkin olmasý halinde mümkün olabilir. Oyuncularýn ve denetleyicilerin kendilerinden beklenen rolleri yeterli biçimde oynamamalarý, uzun vadede mutlaka bir aksaklýða veya krize neden olacaktýr. En son yaþanan mortgage krizinde de oyuncularýn finansal risk yönetiminde beklenen rasyonelliðe sahip bulunmadýðýný ve denetleyiciler ile oyuncular arasýndaki kontrol iliþkisinin yeterli olmadýðýný görmekteyiz. 80li yýllarda ABDde meydana gelen Savings and Loan Association (S&L) krizi ve 90lý yýllarýn sonunda Türkiyede görülen bankacýlýk krizleri, bankalarda risk yönetimi konusundaki yetersizlikler ile denetim tarafýndaki zaafiyetlerden kaynaklanmýþtýr. Kaldý ki, o yýllarda finansal yapý ve ürünler bugüne göre oldukça basit ve anlaþýlabilir bir seviyedeydi. Bugün finansal literatürde sýklýkla kullanýlan ARM, CDS, CDO gibi kavramlarýn hiç biri yoktu. Benzer bir þekilde, bundan birkaç sene önce yaþanan Enron krizi finansal piyasalarda mali tablolarýn güvenilirliðini ve piyasa güvenini yok etmiþtir. Bunun sonucunda, güçlü ve itibarlý bir baðýmsýz denetim kuruluþu, denetim ve itibar risklerini iyi yönetememesi nedeniyle batmýþtýr. Bu olaydan sonra Sarbanes-Oxley yasasýnda kendini bulan kurumsal yönetim (corporate governance) düzenlemeleriyle piyasada yeniden güven yaratýlmaya çalýþýlmýþtýr. Denetleyiciler Finansal sistemin denetleyicileri açýsýndan baktýðýmýzda, baðýmsýz denetim kuruluþlarý, bu krizde doðrudan sorumlu olmamalarýna karþýn krizin çözümlenmesinde önemli bir rol oynayabilirler. Bu rol, yapýlandýrýlmýþ finansal ürünlerin (structured products) fiyatlamasýnda kullanýlan deðerleme (valuation) modellerine dayanýlarak belirlenen fiyatlarýn bilançoda doðru bir þekilde gösterilmesi ve deðer düþüklüklerinin özkaynaklara olduðu gibi yansýtýlmasýdýr. Finansal raporlama standartlarý (IAS39), finansal araçlarýn banka bilançolarýna mark to market veya mark-to-model gibi gerçeðe uygun deðerleme esaslarý kullanýlarak Ahmet ERTÜRK TMSF Baþkaný * 15 Mayýs 2008 tarihinde gerçekleþtirilen Finansal Risk Yönetimi konulu konferansta yapýlan sunumdan alýnmýþtýr. 3 SEMPOZYUM Diðer taraftan, kredi derecelendirme kuruluþlarýnýn krediye iliþkin bir görüþ olarak ortaya koyduklarý bu derecelere; bankalarýn, yatýrýmcýlarýn ve düzenleyici otoritelerin gereðinden fazla anlam yüklemesi krizin derinleþmesinde önemli rol oynamýþtýr. yansýtýlmasýný öngörmektedir. Finansal enstrümanlarýn doðru bir þekilde deðerlenmesi ve bankanýn durumunun doðru bir þekilde yansýtýlmasý, yatýrýmcýlara ve kreditörlere önemli ve doðru bilgiler saðlayacak ve piyasa disiplininin iþlemesine imkan verecektir. Bilindiði üzere, bugün yaþadýðýmýz krizi tetikleyen olgu, sub-prime mortgage kredilerinin geri dönmesine iliþkin olumsuz tahminler ve beklentilerdir. Sorunun temelinde ise, bankalar ile yatýrýmcýlar arasýndaki iliþkinin (originate to distribute model) bozulmasýnýn yaný sýra ileri seviyede istatistik kullanan derecelendirme kuruluþlarý tarafýndan menkul kýymetleþtirme iþlemleriyle ilgili doðru bir derecelendirme yapýlmamasý bulunmaktadýr. Aslýnda, bankacýlar ve özellikle yatýrým bankacýlarý risk yönetim tekniklerini kullanmak suretiyle sub-prime mortgagelarý menkul kýymetleþtirmiþ ve risk aktarým tekniklerini (credit risk mitigation) kullanarak piyasa mekanizmasýyla riski yatýrýmcýlara aktarmýþlardýr. Nihayetinde, istatistiðin risk yönetiminde doðru kullanýlmamasý nedeniyle bankacýlýkta kötü kredi olarak tanýmlanabilecek sub-prime krediler, global finansal istikrar için bir tehdit haline gelmiþtir. Diðer taraftan, kredi derecelendirme kuruluþlarýnýn krediye iliþkin bir görüþ olarak ortaya koyduklarý bu derecelere; bankalarýn, yatýrýmcýlarýn ve düzenleyici otoritelerin gereðinden fazla anlam yüklemesi krizin derinleþmesinde önemli rol oynamýþtýr. Ayrýca, uluslararasý alanda herhangi bir düzenlemeye tabi olmayan derecelendirme kuruluþlarýnýn en önemli riski itibar riskidir. Gelirlerini hizmet verdikleri þirketlerden elde eden bu kuruluþlar açýsýndan bir menfaat çatýþmasý söz konusudur. Nitekim, benzer bir menfaat çatýþmasýnýn söz konusu olduðu baðýmsýz denetim þirketlerinde Enron krizi sonrasýnda Sarbanes-Oxley düzenlemeleri ile danýþmanlýk ve denetim hizmetlerinin ayrýlmasý öngörülmüþtür. En son krizin esas sorumlularýndan biri olarak derecelendirme kuruluþlarý görülmekte ise de, merkez bankalarý, denetim otoriteleri, mevduat sigortacýlarý ve hazine yönetimlerinden oluþan finansal güvenlik aðýndaki eksiklikleri ve boþluklarý da unutmamak gerekir. Bu eksiklikleri gidermek adýna dünyanýn en güçlü merkez bankalarý ve denetim otoritelerinin bulunduðu Ýngiltere ve ABDde önemli raporlar hazýrlanmakta ve kamuoyu ile paylaþýlmaktadýr. Bu eksiklikleri gidermek için; finansal güvenlik 4 aðý üyeleri arasýnda koordinasyon ve iþbirliðini artýrmak, merkez bankalarýnýn görev ve sorumluluklarýný yeninden ele almak, mevduat sigortacýlýðýný geliþtirmek, banka çözümleme mekanizmalarýný etkinleþtirmek ve bireylerin finansal bilgi düzeyini artýrmak gibi yeni hedefler konulmuþtur. Ayrýca, en son krizde finansal güvenlik aðý üyeleri, ekonomik geliþmeleri tahmin ederken emtia fiyatlarýndaki artýþýn olasý etkilerini öngörememiþler ve oyuncularýn kredilendirme süreçlerinde aþýrý iyimser davranmalarýný engelleyememiþlerdir. Bu geliþmeler sonucunda bankalarýn risklerini transfer etmek suretiyle piyasaya aktardýðý menkul kýymetler yatýrýmcýlar tarafýndan satýn alýnmýþtýr. Oyuncular Oyuncular açýsýndan baktýðýmýzda, gevþek kredilendirmeler ve sub-prime mortgagelar tüketicilerin konut sahibi olmalarýna yönelik teþvik olarak görülebilir. Ancak bunun maliyetine sub-prime krediyi alan tüketicinin veya kamunun katlanmasý gerekmektedir, ki her iki durum da toplumsal düzende sorunlara neden olmaktadýr. Birincisi; bu kredi mekanizmalarýyla ödeyemeyecekleri yüklerin altýna giren tüketicilerin ellerindeki cüzi parayý ve evlerini kaybetmelerinin yaratabileceði toplumsal sorunlardýr. Maliyete kamunun katlanmasý ise, bu tüketicilerin verdikleri finansal kararlarýn sonuçlarýna katlanmamalarý nedeniyle ahlaki riziko (moral hazard) sorununu gündeme getirmektedir. Tüketicilerin yüksek düzeyde finans bilgilerinin olmamasý nedeniyle özellikle sermaye piyasasý düzenlemelerinde korunmalarýna iliþkin hükümler bulunmaktadýr. Ancak tüketiciler bankacýlýk yasalarý veya diðer düzenlemeler ile koruma altýna alýnmamýþtýr. Ýktisattaki rasyonel bireysel kararlar varsayýmýnýn basit faiz hesaplamasýný bilmeyen ve sub-prime mortgagea iliþkin riskleri yeterince deðerlendiremeyen tüketiciler için geçerli olmadýðý açýktýr. Bu nedenle, küçük yatýrýmcýlarýn finansal bilgi seviyelerinin geliþtirilmesine yönelik görüþler uluslararasý alanda oluþmaktadýr. Oyunculardan biri de yatýrýmcýlar olup bireysel ve kurumsal olarak iki grupta ele alýnabilir. Bireysel yatýrýmcýlar sermaye piyasalarý kapsamýnda korunmaktadýrlar. Ancak emeklilik fonlarý ve özel fonlarýn da dahil olduðu kurumsal yatýrýmcýlar yeterli seviyede kurumsallaþamamanýn yarattýðý yönetim zaafiyeti içerisindedirler. Bu krizden kendilerine düþen zarara katlanmýþlardýr. SEMPOZYUM Uluslararasý finansal sistemin önemli oyuncularý olan büyük bankalarýn öncelikle piyasa, kredi ve son olarak da operasyonel risk yönetimi modellerini daha da geliþtirmek zorunda olduklarýný bu kriz öðretmiþtir. Aslýnda bu alanda geçmiþte baþlayan bazý çalýþmalarý gözardý edemeyiz. Nitekim bu kapsamda, Basel II düzenlemeleri oluþturulmuþtur. Daha ötesine giderek bankalar, kurumsal yönetim faaliyetlerine paralel olarak yapýlarýný güçlendirmiþ ve kurumsal risk yönetimi uygulamalarýný etkinleþtirmiþlerdir. Ancak Basel IInin denetim otoritesine ve bankalara yükümlülükler getiren ikinci yapýsal bloðuna uyum konusunda zaafiyetler görülmektedir. Piyasa, kredi ve operasyonel riskin yönetiminde kullanýlan modeller istatistik ve çeþitli varsayýmlar içermektedir. Bu istatistik ve varsayýmlar gerek banka risk yönetiminde yer alanlar gerekse finansal güvenlik aðý üyelerince iyi anlaþýlmalýdýr. Sonuç Konuþmamýn sonunda, bankalarýn kurumsal riski yönetmedeki, finansal güvenlik aðý üyelerinin ise finansal istikrarý saðlamadaki güçlüklerinden bahsetmek istiyorum. Bugün, geliþmiþ piyasalarda bulunan yapýlandýrýlmýþ finansal ürünlerin Türkiye gibi geliþmekte olan ülkelerde bulunmamasý krizin etkisini azaltmýþtýr. Ancak bu enstrümanlarýn yaygýnlaþmasý ve uluslararasý bankalarýn daha fazla ülkede faaliyet göstermesi kurumsal riskin yönetilmesi ve finansal istikrarýn saðlanmasýný daha da zorlaþtýracaktýr. Finansal güvenlik aðý üyeleri arasýnda ulusal ve uluslararasý alanda iþbirliði ve koordinasyonun saðlanmasý bir zorunluluktur. Finansal alanda uluslararasý düzenlemelerin bulunmamasý ve denetim alt yapýsýnýn güçlü olmamasý, bir sonraki kriz için risk oluþturmaktadýr. Her ne kadar uluslararasý düzeyde Basel II ve Sermaye Yükümlülüðü Direktifi (Capital Requirement Directive) gibi düzenlemeler standartlaþmada öncülük yapsa da iflas hukukunda farklýlýklar ve finansal kriz yönetiminde yetersizlikler bulunmaktadýr. Finansal güvenlik aðý üyeleri arasýnda ulusal ve uluslararasý alanda iþbirliði ve koordinasyonun saðlanmasý bir zorunluluktur. Global bir finansal krizde Birleþmiþ Milletler, IMF ve Dünya Bankasý gibi kuruluþlarýn finansal istikrarýn saðlanmasýnda rol almalarý, bu kurumlarda ülkelerin temsili ve kurumsal yönetimi konusu ayrý bir tartýþma konusu olarak gündemdedir. Bu sempozyumun finansal risk yönetiminin öneminin daha da iyi kavranmasýna katkýda bulunacaðýna inanýyor, beni dinlediðiniz için teþekkürlerimi sunuyorum. 5 MAKALE MEVDUAT SIGORTACILIÐI AÇISINDAN BASEL-II DÜZENLEMELERÝ* TMSFnin mevduat sigorta kurumu olarak sigortalama, yatýrým ve çözümleme olmak üzere üç temel faaliyeti bulunmaktadýr. Bu faaliyetler farklý boyutlarda kredi riski, operasyonel risk ve piyasa riskini barýndýrmaktadýr. Konuþmacý olarak beni davet ettikleri için Ýktisadi Araþtýrmalar Vakfý yöneticilerine teþekkür ediyorum. Basel II düzenlemeleri yönünde geçtiðimiz beþ yýl içerisinde ciddi bir yol kat ettiðimizi düþünüyorum. En azýndan artýk kavramlarý konuþabiliyoruz. Örneðin piyasa riski denildiði zaman piyasa riskinin ne olduðunu biliyoruz ve tartýþabiliyoruz. Ýkibinli yýllarýn baþýnda devlet iç borçlanma senetleri için sermaye yükümlülüðü doðmasý dahi algýlanamýyordu. Bununla birlikte bankacýlýk sektöründe saðlanacak ilerlemenin denetim otoritesi, bankalar, müþteriler ve reel sektör olmak üzere çok taraflý olmasý gerekiyor. Bilindiði üzere Basel IIde birinci yapýsal blok, bankalarýn sermaye yeterliliðini daha doðru bir þekilde ölçülmesine yönelik bir düzenlemedir. Ýkinci yapýsal blokla bankalarýn sermaye yeterliliði oranlarýný her bir bankada farklý belirleme imkaný da dahil olmak üzere denetim otoritesine ilave yetkiler verilmektedir. Son olarak üçüncü yapýsal blok ise piyasa disiplini saðlamaya yönelik düzenlemeler getirmektedir. Her üç yapýsal bloðun etkinliði, bankanýn faaliyet izninin kaldýrýlmasýna olan uzaklýðýný (distance-to-default) daha doðru ölçmeye ve mevduat sigortacýsýnýn en büyük risklerinden biri olan düzenleyicinin ertelemesini (regulatory forbarence) önlemeye imkan vermektedir. Mevduat Sigortacýlýðýnda Riskler Dr. Rýdvan ÇABUKEL TMSF Baþkan Yrd. *Ýktisadi Araþtýrmalar Vakfý tarafýndan 25 Nisan 2008 tarihinde gerçekleþtirilen Basel II Çerçevesinde Finans Kesiminde Risk Algýsý ve Risklerin Yönetimi konulu konferansta Fon Baþkan Yardýmcýsý Dr. Rýdvan ÇABUKEL tarafýndan yapýlan sunum ve konuþma esas alýnmak suretiyle hazýrlanmýþtýr. 6 TMSFnin mevduat sigorta kurumu olarak sigortalama, yatýrým ve çözümleme olmak üzere üç temel faaliyeti bulunmaktadýr. Bu faaliyetler farklý boyutlarda kredi riski, operasyonel risk ve piyasa riskini barýndýrmaktadýr. Basel II, TMSF için yüksek bir risk alaný olan sigortalama faaliyetindeki kredi riskini etkileyecektir. Sigortalama faaliyetindeki kredi riskinin tespiti için sektörün yapýsýnýn incelenmesi gerekmektedir. Mevduat bankalarýnýn Þubat 2008 dönemindeki bilançosuna baktýðýmýz zaman yaklaþýk 575 milyar YTLlik bir aktif toplamý vardýr. Bunun 291 milyar YTLlik kýsmý k r e d i l e r d e n o l u þ m a k t a d ý r. H a z i n e Tablo1: Mevduat Sigortacýlýðýnda Riskler bonosu/tahviller 180 milyar YTL, Diðer Aktifler ise 104 Milyar YTL tutarýndadýr. Pasif yapýsýna baktýðýmýzda ise 365 milyar YTLlik mevduat büyüklüðü bulunmaktadýr. Bunun içerisinde sigortalý olan kýsým 111 milyar YTL olup TMSF olarak sorumlu olduðumuz tutar bu miktar ile sýnýrlýdýr. Kredi riski anlamýnda TMSFnin taahhüt ettiði ve herhangi bir banka iflas ettiði zaman ödeyeceði kýsým burasýdýr. Mevduat sigorta kurumlarýnýn ödeme taahhütlerini yerine getirebilmeleri için üye kuruluþlardan fon toplamalarý gerekmektedir. Sigorta prim tahsilatý olarak tanýmlanan bu uygulamayý TMSF, kuruluþ tarihi olan 1983ten beri yapmaktadýr. Diðer taraftan, TMSFnin taahhüt ettiði ve üzerinden prim topladýðý tutar 111 milyar YTL olmakla birlikte BDDK tarafýndan bir bankanýn faaliyet izninin kaldýrýlmasý veya temettü hariç ortaklýk haklarý ile yönetim ve denetiminin TMSFye devredilmesi seçenekleri, sonuçlarý bakýmýndan farklýlýk arz etmektedir. Bankanýn devir edilmesi durumunda TMSFnin sigorta kapsamý deðiþmekte, pasifteki mevduatýn tamamý ve diðer borçlarla birlikte tüm yükümlülükleri kapsayan bir sorumluluk tutarý ortaya çýkmaktadýr. Böyle bir durumda TMSF, mevduat, diðer borçlar ve bilanço dýþý iþlemlerin toplamý olan 776 milyar YTLlik bir MAKALE sorumluluðun altýna girmektedir. Bu durum en basit anlamda kredi riski mantýðýyla fiyatlama veya metodoloji geliþtirme konusunda belirsizlik yaratmakta ve kredi riskinin boyutlarýný deðiþtirmektedir. Tablo2: Bankacýlýk Sektörü Özet Bilançosu: (Milyar YTL, Þubat 2008) Mevduat ve Katýlým Bankalarý Toplamý Kredi 291 Mevduat Hazine Bonosu/Tahvil 180 Sigortalý Mevduat Diðer 104 Diðer Özkaynak ToplamAktif 575 Toplam Pasif Bilanço dýþý 269 365 111 142 68 575 (gayri nakdi & taahhütler) Kaynak: BDDK Aylýk Bülten Nisan 2008 Mevduat Sigortacýlýðýnda Kredi Riski: TMSF, maruz kaldýðý kredi riski nedeniyle bir fon rezervi bulundurmaktadýr. Söz konusu rezerv, beklenen ve beklenmeyen kayýplarý karþýlayacak düzeyde olmalýdýr. Bu anlamda, her bir banka için beklenen kayýp (EL) aþaðýdaki þekilde hesaplanabilir. EL= EAD*PD*LGD (1) Mevduat Sigorta Rezervi= EL+UL (2) Diðer taraftan, TMSFnin beklenmeyen kayýplar (UL) nedeniyle de sermaye bulundurma yükümlülüðü vardýr. Bu iki kalemi topladýðýmýz zaman mevduat sigorta rezervine ulaþýyoruz. TMSF, Mayýs 2008 itibariyle mevduat sigorta rezervinde yaklaþýk 4.2 milyar YTLlik bir fon bulundurmaktadýr. Sadece sektörden toplanan sigorta primleriyle bu tutar yýllýk yaklaþýk 500 milyon YTL artmaktadýr. Herhangi bir üye bankanýn temerrüde düþmesi durumunda TMSFnin uðrayacaðý kaybýn hesaplanmasý öncelikle temerrüde düþme olasýlýðý bulunan bankanýn aktiflerinin tahsil kabiliyetini, dolayýsýyla piyasa deðerlerini tahmin edebilmeyi gerektirir. Herhangi bir þekilde bir banka TMSFye devredildiðinde, TMSF sigortaya tabi mevduatý ödemekte ve mevduat sahibinin yerine geçerek iflas masasýndan öncelikli alacaklý konumuna geçmektedir. TMSFnin iflas masasýndan alamadýðý kýsým bankanýn çözümlenmesi ile karþýlanamayan kayýp olan LGDdir. TMSFnin bankanýn aktiflerinin çözümleyip oradan bir gelir elde etmesi gerekiyor. Bu yolla ödenen sigortalý mevduatýn bir kýsmý geri alýnabilmektedir. TMSF olarak þu anda aktif satýþlarý yoluyla geri kazaným faaliyetleri yürütmekteyiz. Basel II ile bankanýn temerrüt olasýlýðý olarak tanýmlanan PDnin tahmini daha doðru ve saðlýklý hale gelirken LGDnin de daha düþük seviyelerde olmasý mümkün hale gelmektedir. Çünkü back to back ve fiktif kredilendirme süreçlerinin doðru bir þekilde deðerlendirilmesi TMSFnin geri kazanýmýný artýracaktýr. Basel II, kredilendirme süreçlerindeki iyileþtirmeler nedeniyle LGDyi tahmin ve azaltma anlamýnda katký saðlayacaktýr. Ancak bu her üç yapýsal bloðun da bir bütün halinde uygulanmasý ile mümkün olacaktýr. Türkiye Deneyimi 26 bankadan 20si devir suretiyle 5i ise tasfiye süreciyle TMSFye devredilmiþtir. Bugüne kadar tarihi maliyetlerle 28 milyar dolarlýk bir kaynak aktarýmý olmuþtur. Aralýk 2007 itibariyle bunun 15.7 milyar dolarý tahsil edilmiþ ve yaklaþýk 7 milyar dolarlýk bir tahsilat beklentimiz bulunmaktadýr. 20 bankanýn devir yoluyla TMSFye geçmesi sigortaya tabi mevduat tutarýný (EAD) artýrmýþtýr. Tabi ki geçmiþte bilançolarýn uluslararasý muhasebe standartlarýna uygun olmamasý ve gerçeði yansýtmamasý nedeniyle temerrüt olasýlýklarý (PD) doðru bir þekilde ölçülememiþtir. Kanada modeli esas alýnarak geliþtirdiðimiz risk esaslý sigorta tarifesi bankanýn faaliyetleri nedeniyle mevduat sigortacýsýnýn maruz kaldýðý riski bankalar arasýnda paylaþtýrmaya yarayan bir araçtýr. Risk esaslý sigorta tarifesi PD yanýnda, LGDyi ölçmeye yarayan unsurlar içermektedir. TMSF olarak amacýmýz temerrüt olasýlýklarýnýn (PD) doðru tahmin edilmesi ve düþürülmesidir. Bu da Basel-IInin her üç yapýsal bloðunun birlikte uygulanmasý halinde gerçekleþebilecek bir durumdur. Sermaye yükümlülüðünde görülen düþüþler bankalarýn sermaye yeterlilik rasyolarýný yukarý çekmektedir. Bankalarýn lehine gibi görülen bu durum aslýnda bankalarý temerrüde yaklaþtýrmaktadýr. Northern Rock krizinde yaþanan durum budur ve bu olay dünyanýn en iyi denetim otoritelerinden birisinin bulunduðu bir ülkede yaþanmýþtýr. Sonuç Basel II, kredilendirme süreçlerindeki iyileþtirmeler nedeniyle LGDyi tahmin ve azaltma anlamýnda katký saðlayacaktýr. Ancak bu her üç yapýsal bloðun da bir bütün halinde uygulanmasý ile mümkün olacaktýr. 7 RÖPORTAJ AHMET MUTLU ile RÖPORTAJ: RAF TEMÝZLÝÐÝ PROJESÝ Çözümleme süreçleri; ana faaliyetler, kritik faaliyetler ve alt adýmlar olarak belirlendi ve bunlara iliþkin dokümanlarýn kýsaca barkodlama diyebileceðim numaralama sistemi ile elektronik ortama atýlmasý benimsendi. Fona devredilen bir banka adeta bir fabrikadaki üretim bandý gibi fon da çözümleme yani üretim bandýna giriyor. Çatý dergisi olarak bu sayýmýzda, Kurumumuzda yürütülen projelerin en kapsamlý olaný Raf Temizliði Projesi yöneticisi Sn. Ahmet MUTLU ile yaptýðýmýz sohbeti yayýnlýyoruz. Çatý: Kýsaca projeden ve projenin ortaya çýkýþýndan bahseder misiniz? Mutlu: Raf temizliði projesi, bu isimle olmasada çoktandýr gündemimizde idi. 2004 Aðustos ayýnda Varlýk Yönetim Daire Baþkanlýðýna baþladýðýmdan kýsa bir süre sonra o zamanki Fon Bþk.Yrd. Sn. Ferruh Tunç ile, Fona devredilen bankalarla ilgili yapýlan/yapýlacak iþlerin envanterini çýkarma ve bu bankalarla ilgili bundan sonraki sürece iliþkin bir yol haritasý belirleme fikri üzerine hep konuþtuk. Bu konuþmalar üzerine dar kapsamlý da olsa Fon bankalarý ile ilgili temel bilgileri belli bir sistematiðe baðlý olarak derleyip OPAya koyduk. Yaklaþýk 2.5 yýldan beri bu bilgiler OPAda var. Bunlar kýsaca, Fon bankalarýnýn statüsü ve sorunlarý ile ilgili temel bilgilerin yer aldýðý Power point sunumlar, Banka Çözümleme Kronolojileri, Denetim Raporlarý ve bu bankalarýn Fona Maliyeti ile ilgili Rakamlarla Çözümleme baþlýðý (linki) altýnda yer almaktadýr. Bu çalýþmalar bir baþlangýç çalýþmasý niteliðindedir. Zamanla Fon bankalarý ile ilgili çözümleme süreçlerinin etkin yönetilmesi ve raporlanmasý için bu çalýþmalarýn çok baþlangýç seviyede kaldýðýný gördük ve daha kapsamlý bir çalýþma nasýl yapýlýrýn arayýþýna girdik. Aslýnda yapýlacak çalýþma sonucunun ne olmasý gerektiðini az çok biliyorduk ama nasýlý bizi biraz ürkütüyordu. Bu çok kapsamlý ve yorucu çalýþmaya bir türlü baþlayamýyorduk. Bunda bir çok faktör var en önemlisi günlük iþlerin zamanýmýzýn büyük bir bölümünü almasý ve sonuçta stratejik konulara odaklanamamamýz, Ancak Ferruh Bey her toplantýda bu konuyu bir þekilde açmaya baþlamýþtý ve artýk zamaný Ahmet MUTLU Denetim Daire Baþkaný 8 da gelmiþti ve biz çalýþmalara baþladýk. Sayýca çok ve uzun toplantýlar yapýldý. Fon bankalarýnýn çözümleme süreçlerinin elektronik ortamda nasýl takip edilebileceðinin tasarýmý üzerine çok uzun müzakaereler ve çalýþmalar yapýldý. Bu çalýþmalardan bahsetmenin bu röportajýn hacmine sýðmayacaðýný biliyorum. Sonuçta çözümleme süreçleri; ana faaliyetler, kritik faaliyetler ve alt adýmlar olarak belirlendi ve bunlara iliþkin dokümanlarýn kýsaca barkodlama diyebileceðim numaralama sistemi ile elektronik ortama atýlmasý benimsendi. Yani her bir dokümanýn bir numarasý olacaktý. Bu numara o evraðýn hangi banka, hangi ana faaliyet, hangi kritik faaliyet, hangi alt adým ve hangi doküman grubuna ait olduðunu belirtecekti. Bu esaslar dahilinde sisteme atýlan evraðýn çaðrýlmasý da ayný yöntemle olacaðý için dokümana ulaþmada ciddi bir kolaylýk ve zaman tasarrufu saðlanacaktý. Ayrýca sisteme atýlacak dökumanlarý hangi kaynaklardan temin edebileceðimiz üzerine de çalýþma yaptýk. Proje çalýþmalarý bu sistem dahilinde belirlenen döküman gruplarýnýn yine belirlenen kaynaklardan temin edilip sisteme mutabýk kalýnan yöntemle atýlmasý ile baþladý. Çatý: Bu projenin çok ciddi ve kapsamlý bir çalýþma gerektirdiðini söylediniz. Bunu açarmýsýnýz? Mutlu: Tabiiki. Fona devredilen bir banka adeta bir fabrikadaki üretim bandý gibi fon da çözümleme üretim bandýna giriyor. Önce Varlýk Yönetimi Daresine geliyor bu dairede rehabilitasyon, satýþ gibi belli bazý süreçlerden geçiyor. Satýþý mümkün olmayan bankalarýn aktif (ve pasifleri) ya Fona ( Tahsilat, Ýþtirak ve Gayrimenkul Dairesi) ya da Fon bankalarýna devrediliyor veya banka topluca bir baþka Fon bankasýna devrediliyor. Yani özetle bir bankanýn çözümleme süreçlerine Fonun neredeyse tüm daireleri dahil oluyor. Bu süreçlerin ortaya RÖPORTAJ çýkarýlmasý dediðimiz anda Fonun bu dairelerinin tüm iþlemlerine ulaþmamýz gerekiyor. Bu gerçekten çok kapsamlý ve oldukça yorucu ve iddialý bir iþ. Burada bir anekdot nakletmek istiyorum. Sanýrým ne demek istediðim daha net anlaþýlýr. Raf Temizliði Projesi çalýþma gruplarýný oluþturduktan sonra ilk toplantýlardan biriydi yanlýþ hatýrlamýyorsam. Asma katta toplanmýþtýk O zamanki proje yöneticisi Ferruh Bey proje kapsamýnda yapýlmasý gerekenleri anlattýktan sonra; Bu çok iddialý bir proje, baþarabilirsek bu büyük bir baþarý olacak, ancak bu projenin fiyasko olma ihtimali de var. Bana göre ikisi de eþit ihtimal tarzýnda vurucu bir cümlesi olmuþtu. Biz kendi adýmýza mesajý çok net almýþtýk. Çok iddialý bir iþe baþladýðýmýzýn farkýndaydýk. Çok zorlu ve engebelerle dolu bir yola koyulmuþtuk. Nitekim geliþmeler bunu gösterdi. Þunu demek istiyorum. Projeye birlikte baþladýðýmýz kiþilerden bazýlarý daha ilk durakta trenden indi. Ara duraklardan binenlerden bazýlarý bir kaç durak bazýlarý fazla, ama çoðu treni terketti. Ýlk duraktan itibaren tren yolculuðuna devam edenler bir elin parmaðý sayýsý kadar. Bunu þikayet için söylemiyorum tutulan yolun zorluk ve engebelerini göstermek amacým. Burada katkýda bulunan herkese de teþekkür ediyorum. Çatý: Bu Zorluklardan bahseder misiniz? Mutlu: Proje grubu; çözümleme süreçlerine aktif olarak dahil olan 7 daireden seçilen uzmanlardan oluþan çalýþma gruplarýndan oluþmuþtu. Bir de yöneticilerden oluþan Yönlendirme Komitesi vardý. Temel sorun, proje grubunda çalýþan personelin günlük iþlerinin oldukça yoðun olmasý nedeniyle projeye yeterli zaman ayýramamasý ve odaklanamamasý idi. Burda itiaaf etmek istiyorum. Bu projenin yönetiminde baþlangýçtaki temel hatamýz bence çalýþma grublarýný tam zamanlý oluþturmamamýz olmuþtur. Bu durum çalýþmalara ciddi manada sekte vurdu. Çünkü proje çalýþmalarý ciddi bir konsantrasyonu gerektiriyordu. Günlük iþlerden arta kalan zamanda o da eðer moral motivasyon uygunsa çalýþmalar yapýlabiliyordu. Bu durumda Dairenin iþleri öncelendiði için çalýþmalarda aksamalar yaþanýyor, ortaya çýkan ürün de istenilen kývamda olamýyordu.P rojeye yeni katýlan kiþilere projeyi anlatmak ve onlarý ikna etmek çok zamanýmýzý alýyordu.Toplantýlarda çok fazla kiþi olabiliyordu ama aktif katký saðlayanlar sýnýrlý idi. Bunlar þu anda aklýma gelen genel problemler... David A. Schmaltz Körler ve Fil kitabýnýn bir yerinde; Her projenin baþlangýcýnda bir duvar vardýr. Çok dikkatli davranýn etrafýnýzý iyice gözden geçirin, yoksa onu farkedemezsiniz. Gördükten sonra onu ortadan kaldýrmak isteyebilirsiniz.Bu duvar projenize yararlý olabilir,ama ilk baþta anlamlý bir ilerlemenin önünde bir engel oluþturuyormuþ gibi görünür. Þeklinde bir uyarý yapýyor. (Sayfa 40) hatta konunun baþ kýsmýnda; (körlerin) birincisi File yanaþtý. Ve rastlantý sonucu yaslanýnca geniþ ve güçlü gövdesine Aman Tanrým bu fil týpký bir duvar gibi alýntýsýný koymuþ. Bu bana çok anlamlý gelmiþti. Her bir duvar aslýnda projeye ve proje çalýþanlarýna bir þey katmýþtý. Yani þunu demek istiyorum her bir sorunu ,engeli avantaja ve yeni bir açýlýma çevirmeyi baþardýk Ben zorluklarý böyle deðerlendiriyorum. Zaten o anda yaþanan sýkýntýlar çabuk unutuluyor ama kazanýmlar kalýcý oluyor. Çok iddialý bir iþe baþladýðýmýzýn farkýndaydýk. Çok zorlu ve engebelerle dolu bir yola koyulmuþtuk. Nitekim geliþmeler bunu gösterdi. Þunu demek istiyorum. Projeye birlikte baþladýðýmýz kiþilerden bazýlarý daha ilk durakta trenden indi. Ara duraklardan binenlerden bazýlarý bir kaç durak bazýlarý fazla, ama çoðu treni terketti. Ýlk duraktan itibaren tren yolculuðuna devam edenler bir elin parmaðý sayýsý kadar. Bunu þikayet için söylemiyorum tutulan yolun zorluk ve engebelerini göstermek amacým. Burada katkýda bulunan herkese de teþekkür ediyorum. Çatý: Proje þu anda ne aþamada? Mutlu: Proje þu anda aslýnda bitme aþamasýnda. Bunu daha açýk söylemek gerekirse, projenin normal süresi 31.12.2007de bitmiþti. Bu tarihte 20 banka ile ilgili dokümanlar (toplam yaklaþýk 6500 adet doküman 40.000 sayfa evrak) elektronik ortama aktarýlmýþ ve 20 adet çözümlenen banka ve 5 adet iflas bankasý ile ilgili raporlar hazýrlanmýþtýr. Ancak bu raporlarýn kamuoyu ile paylaþýlacak kývamda olmadýðýna dair oluþan yaygýn kanaat üzerine yeni bir çalýþma grubu ile bu raporlarýn yeniden gözden geçirilmesi eksikliklerinin giderilmesi, uslup birliði saðlanmasý için yeni bir çalýþma baþlatýdý. Þu an itibariyle 12 banka raporunun çalýþma grubu tarafýndan editasyonu bitirilmiþtir ve editörümüze gönderilmiþtir. Bu arada editörümüzün fonksiyonundan da bahsetmek istiyorum. Çalýþma Grubu tarafýndan nihai hale getirilen raporlar editörümüz Sn.Dr.Yaþar ERDÝNÇe gönderiliyor. kýsaca söylemek gerekirse, editörümüz bu raporlarý kitaplaþtýrýyor. Yani çözümleme ile ilgili teknik süreçleri tablo resim ve uslup yardýmýyla daha anlaþýlýr ve akýcý hale getiriyor. Þu an itibariyle de editörümüz toplam 10 raporu da kitap haline getirmiþ bulunmaktadýr. Ýnþallah kýsa bir süre içersinde kalan banka raporlarý da editasyon sürecinden geçip kitaplaþacaktýr. Çalýþma planlarýmýzý, Ekim ayý ortasý Proje tanýtýmýný yapacak ve ürünlerimizi 9 RÖPORTAJ Raf temizliði marka ve konsepti tasarlanacak, kitaplar bu konsepe uygun olarak dizgilenecek. Ayrýca raf temizliði web sitesi tasarýmýmýz olacak. Bu adreste banka kitaplarý ve genel raporlar (e-book) kamuoyu ile paylaþýlacak kamuoyu ile paylaþmaya hazýr olacak þekilde dizayn ettik. Çatý: Bundan sonraki çalýþmalar hakkýnda da kýsaca bilgi verirmisiniz? Mutlu: Bundan sonra yapýlacak çalýþmalarý sýralayacak olursak birincisi editörden geçen banka kitaplarýnýn dizgi baský süreci var. Bu aþamada kitaplarýn dizgisi yapýlacak ve baskýya hazýr hale getirilecek ancak daha önce belki eþ zamanlý kitap konsep tasarýmý bölümü var. Bu bölümde raf temizliði marka ve konsepti tasarlanacak, kitaplar bu konsepe uygun olarak dizgilenecek. Ayrýca raf temizliði web sitesi tasarýmýmýzolacak. Bu adreste banka kitaplarý ve genel raporlar (e-book) kamuoyu ile paylaþýlacak , Bu ortamdaki elektronik kitaplar sürekli güncellenecek. Bunlarýn dýþýnda projenin ürünlerinin tanýtýmý için yapýlmasý düþünülen etkinlikler var. Bu etkinlikleri seçilen danýþman firma bizimle koordineli bir þekilde organize edecek. Çatý: Peki son olarak projenin ürünleri neler olacak bir kez daha somutlaþtýrýrsak... bize bunlardan bahsedermisiniz? Mutlu: Aslýnda önceki soruda bu ürünlerden 10 kýsmen bahsettim.Toparlamak gerekirse bu projenin ürünlerini iki ana katagoride ele alabiliriz. Birincisi bizim yani Fon çalýþanlarýnýn kullanýmýna açýk olacak ürünler var. Bunlardan ilki Elektronik Bilgi Takip Seti bu ortamda Fon bankalarýnýn çözümleme süreçlerine iliþkin tüm dokümanlara arama moturu vasýtasýyla kolaylýkla ulaþýlabilecektir. Diðeri, kamuoyu ile paylaþýlan banka kitaplarýnýn en geniþ hali sürekli güncellenecek þekilde Fon çalýþanlarýnýn eriþimine sunulacaktýr. Kamuoyu ile paylaþacaðýmýz ürünler ise herbir Fon bankasýnýn Fona devir nedenleri ve Fondaki banka çözümlemelerinin idari, mali ve hukuki çerçevesini ve uygulama sonuçlarýný ihtiva eden kitaplar ile bu kitaplarýn e-book formatýnda sürekli güncel halde tutulacaðý web ortamý. Çatý: Teþekkür ediyoruz. Çalýþmalarýnýzda baþarýlar diliyoruz. Mutlu: Ben teþekkür ederim, bana projenin tanýtýmý için böyle bir fýrsatý verdiðiniz için minnettarým. Aslýnda söylenecek çok þey var. Ümit ederim proje bittikten sonra, baþtan sona yaþadýklarýmýzý yazma iþi ayrý bir çalýþma olur. MAKALE MEVDUAT SÝGORTACILIÐI ve BANKA KAYNAKLARININ KORUNMASINDAKÝ ROLÜ Mevduat sigortasý uygulamasý, mevduatýn korunmasý konusunda oluþturulan kurumlarýn en geliþmiþidir ve mevduatýn riskinin belli oranda garanti edilmesinden doðan mali külfetin, bankacýlýk sistemi tarafýndan karþýlanmasý ilkesine dayanmaktadýr. I. GÝRÝÞ Bankacýlýk sektörünün saðlýklý bir þekilde iþlemesi, kuþkusuz ekonominin tümü için büyük önem arz etmektedir. Bankalarýn karþýlaþtýklarý en önemli sorunlardan birisi mevduat sahiplerinin birikimlerini ayný anda çekmek istemesidir. Bununla birlikte, yayýlma etkisiyle bankalardan birinde ortaya çýkan bir problem diðer bankalarý da etkileyecek ve tüm sistem için genel bir problem oluþabilecektir. Bu nedenle birçok ülke, banka mevduatlarýna güvence saðlamakta ve nihai borç verme ve denetim mekanizmalarý aracýlýðýyla mevduatýn korunmasýna yönelik güvenlik çemberi oluþturmaktadýr. Mevduat sigortasý, tasarruf sahipleri tarafýndan bankalara yatýrýlan mevduatýn geri ödenmesini güvence altýna almak amacýyla oluþturulan bir sigorta sistemidir. Mevduat sigortasý sistemi, tasarruf sahiplerine mevduatýnýn her halükarda geri ödeneceði hususunda bir güvence saðlayarak özellikle finansal panikler sonucunda bankacýlýk sisteminin çökmesini engellemeyi amaçlamaktadýr. Bu çalýþmamýz, bankacýlýk sektörü ve sektör kaynaklarýnýn korunmasý açýsýndan mevduat sigortacýlýðýnýn dünya örnekleri ve Türkiye uygulamasý çerçevesinde öneminin d e ð e r l e n d i r m e s i n i a m a ç l a m a k t a d ý r. 2. Mevduat Sigortasýnýn Tanýmý ve Banka Kaynaklarýnýn Korunmasýndaki Ýþlevi Bir ülkenin mevduat sigortasý uygulamasýna yönelmesinin birçok sebebi olabilir. Bunlar, hesap sahiplerinin sigortalý mevduatlarýnýn derhal geri ödenebilmesini saðlayacak bir müþteri korumasý saðlanmasý; kamu düzeni ve finansal istikrarýn korunmasý amacýna matuf olarak banka iflaslarýnýn çözümlenmesi ve yayýlmasýnýn önlenmesi; tasarruflarýn arttýrýlarak ekonomik kalkýnmanýn teþvik edilmesi; küçük ve yeni kurulan bankalara, büyük çaplý bankalar ve kamu bankalarýyla rekabet edebilme imkaný verilmesi; hükümetin banka iflaslarý karþýsýnda üstleneceði maliyetlerin sýnýrlarýnýn belirlenmesi ve diðer bankalarýn, çözümleme sürecine giren bankalara katkýda bulunmasýnýn saðlanmasý olarak sýralanabilir 1 . Mevduat sigortasý uygulamasý, mevduatýn korunmasý konusunda oluþturulan kurumlarýn en geliþmiþidir ve mevduatýn riskinin belli oranda garanti edilmesinden doðan mali külfetin, bankacýlýk sistemi tarafýndan karþýlanmasý ilkesine dayanmaktadýr2. 3.Mevduatýn Korunmasý Amacýna Yönelik Sistemler Mevduatýn korunmasý amacýna yönelik olarak iki ana sistemden bahsedebiliriz. Bunlar, zýmni (örtülü) mevduat koruma sistemi ve açýk mevduat sigorta sistemidir3. Zýmni mevduat korumasýnda idari otoritenin, farklý durumlarda mevduatlar üzerinde bir korunmanýn saðlanýp saðlanmayacaðý; saðlanacaksa bu korunmasýnýn nasýl saðlanacaðý, kapsamý, limiti ve korumanýn maliyeti, finansmanýn nasýl saðlanacaðý konusunda karar almasý gerekmektedir4. Uzun vadede ucuz olduðu için tercih edilen ve savunulan bu sistem, normal olarak bu amaçla ayrýlmýþ herhangi bir fon bulunmadýðýndan, devlet bütçesince, Merkez Bankasýnca ya da bankalar için tahakkuk ettirilen özel kesintilerle finanse edilmektedir5. Açýk mevduat sigortasý sistemi ise, kanun ve düzenlemelerle tanýmlanmýþtýr. Bu sistemde, sigortanýn kapsamý, katýlýmcýlar, fonlama ve fiyatlandýrma 1 Garcia, Deposit Insurance and Crisis Management, 2000, s.8. 2 Ayzýt, M., Dünyada ve Türkiyede Mevduat Sigorta Sistemi Uygulamalarý, TCMB, 2004, s.4. 3 Garcia, a.g.e, s.12. 4 Çalýk, A., Mevduatlarýn Korunmasý ve Mevduat Sigorta Sistemleri, 2003,s.59. 5 Mesutoðlu, B., Dünyada Mevduat Sigortasý Uygulamalarý ve Türkiye Ýçin Öneriler, Ankara, 1997, s.29. Bülent GÝRGÝN Fon Denetçisi Ýsmail ACAR Fon Denetçisi Çaðrý SEYFÝ Fon Denetçisi 11 MAKALE Fonun bünyesinde bulundurmasý gereken varlýklar deðerlendirilirken; fondaki tutarlar nispeten düþük riskli varlýklara yatýrýlmalý; bu varlýklar, mümkün olduðunca likit olmalý; fon yatýrýmlarý piyasalarda rekabeti bozucu etkilere neden olmamalý ve fon varlýklarýnýn satýþý büyük parasal etkiler yaratmamalýdýr. gibi konular önceden belirlenmiþtir. Sigorta sistemi, kapsama dahil edilen mevduat miktarýna göre üç gruba ayrýlmaktadýr. Bunlar; I.Sýnýrlý kapsamlý sigorta sistemi, II.Tam kapsamlý sigorta sistemi, III.Yetkili otorite tarafýndan belirlenen sigorta sistemidir. Sýnýrlý kapsamlý sigortada, bankalarda bulunan tasarruf mevduatlarýnýn sigorta limiti dahilinde olan kýsmý sigorta kapsamýna alýnýrken, limiti aþan kýsmý kapsam dýþý býrakýlmaktadýr. Tam kapsamlý sigortada, bankacýlýk sektöründen tasarruflarýn çekilmesinin önlenmesi ve sektörde güven ortamýnýn oluþturulmasý için bankalardaki mevduatýn tamamý sigorta kapsamýna alýnmaktadýr. Yetkili otorite tarafýndan belirlenen sigorta sisteminde, kapsama alýnacak mevduat miktarýnýn belirlenmesi esnasýnda küçük tasarruf sahiplerinin güvence altýna alýnmasýna dikkat edilir. Bu yöntemde yetkili otorite, gerekli gördüðü hallerde kapsama giren mevduat miktarýnda deðiþiklikler yapabilir. Genel olarak bakýldýðýnda, açýk mevduat sigortasý sisteminin, zýmni korumaya göre, amaca ulaþmada daha iþlevsel olduðu görülmektedir. 4.Mevduat Sigortacýlýðýnýn Ýþleyiþi Sisteme üyelik zorunlu veya isteðe baðlý olabilmektedir. Büyük çoðunlukla, bankalar zorunlu üyeliðin olmadýðý ülkelerde bile sisteme dahil olmaktadýrlar. Bunun sebebi, mudilerin böyle bir sistemin varlýðýndan haberdar olmalarý ve iþleyiþe duyarlýlýklarýndan kaynaklanmasýdýr.6 Ahlaki tehlikenin azaltýlmasý ve dolayýsýyla mevduat sigorta fiyatýnýn düþürülmesi için sigorta kapsam ve tutarýnýn uygun þekilde belirlenmesi gerekir. Kapsamýn düþük olmasý, istikrarsýzlýðý artýrarak mevduat kaçýþýna neden olabilir. Kapsamýn yüksek olmasý durumunda ise bankalar aþýrý risk alabilecek, mudiler bir ayrým yapmadan daha riskli bankalara yönelebilecektir.7 Kapsamdan sonra mevduatýn ne kadarýnýn garanti edileceði hususunun belirlenmesi gerekir. Uygulamada genellikle, mevduat sahibi ya da mevduat hesabý baþýna sigorta limiti göze çarpmaktadýr. Banka bazýnda mevduat sahibi baþýna sigorta uygulamasý yaygýn olarak kullanýlan uygulamadýr. Sigortanýn kapsam ve tutarý ne olursa olsun iflas eden bankalarda, küçük tutarda mevduata sahip mudilerin mevduatlarýnýn, gecikmeksizin 12 en kýsa sürede ödenmesi gereklidir. Bir bankanýn iflas etmesi durumunda mudilere geri ödemenin derhal yapýlabilmesi için mevduat sigorta kuruluþunun hazýrda bir kaynaðý olmalýdýr. Aksi halde mevduat ödemelerinde yaþanmasý muhtemel bir gecikme, sisteme olan güveni zedeleyecek ve maliyeti artmasýna neden olacaktýr. Sistemin fonlanmasý özel teþebbüs ya da kamu tarafýndan veya ikisinin ortak katýlýmýyla olabilmektedir. Primler düzenli olarak veya kayýplar oluþtuðunda tahsil edilebilir. Üye bankalar bu sistemden kendileri ve mevduat sahipleri adýna faydalandýklarý sürece maliyetini ödemekle yükümlüdürler.8 Mevduat sigortasý fonu için uygun bir büyüklük belirlemek güçtür. Çünkü iflaslarýn kapsamýný, yani ne sayýda ve ne büyüklükte olacaðýný kestirmek mümkün deðildir. Karar alýcýlar, fon mevcudunun sigortalý mevduata oranýný bir gösterge olarak kullanmaktadýrlar. Örneðin, ABDde bu oranýn % 1,25, Hollandada ise % 2 olmasý öngörülmektedir.9 Fonun bünyesinde bulundurmasý gereken varlýklar deðerlendirilirken; fondaki tutarlar nispeten düþük riskli varlýklara yatýrýlmalý; bu varlýklar, mümkün olduðunca likit olmalý; fon yatýrýmlarý piyasalarda rekabeti bozucu etkilere neden olmamalý ve fon varlýklarýnýn satýþý büyük parasal etkiler yaratmamalýdýr. Mevduat sigorta sisteminde fiyatlama doðrudan prim sistemine yansýmaktadýr. Birçok sistemde primler toplam mevduat üzerinden alýnýrken, sadece sigorta kapsamýnda olan mevduatlar üzerinden prim alýnan sistemler de bulunmaktadýr. Bu konuda baþka bir yöntem de riske dayalý prim uygulamasýdýr. 1 0 Kolay ve basit olmasý nedeniyle, toplam ve sigortaya tabi mevduat üzerinden prim alýnmasý uygulamasýna yoðun olarak rastlanmaktadýr. Bununla birlikte, bankanýn sisteme getirdiði yükü tam olarak yansýtmamasý ve ek bir maliyete maruz kalmadan risklerini artýrmasý nedenleriyle bu uygulamalar eleþtiri konusu olmakta, riske dayalý prim uygulamasý tavsiye edilmektedir. Riske dayalý prim uygulamasý, bankalarýn daha ihtiyatlý risk alýmýný teþvik ederek, bu eleþtirileri azaltabilir. Bu sistemin 6 Bayraktutan,Y. ve Güneþ,N., Dünyada ve Türkiye'de Mevduat Sigortacýlýðý, Active Dergisi Yr:2007 No:52, s.3 7 A.g.m., s.3 8 A.g.m., s.3 9 Mesutoðlu, a.g.e, s. 38. 10 Bayraktutan,Y.,a.g.m., s.4 MAKALE uygulanmasý, gerekli bilgi birikimi saðlandýðýnda tercih edilmektedir. Riske dayalý sistemler önemli sorunlarý da bünyesinde barýndýrmaktadýr. Bunlardan en önemlisi, prim farklýlaþtýrmasýna esas teþkil etmek üzere, bankalarýn toplam riskinin ölçülmesi sorunudur. Bankalarýn riskini ölçmek, çok karmaþýk ve zor bir iþ olup özel ihtisas gerektirmektedir. Ölçme ve deðerlendirme sorunlarý yanýnda, risk derecesi yüksek bankalardan daha fazla prim alýnmasý, riskli bankalarýn likidite sorunlarýný arttýrabilmektedir.11 Riskin fiyatlandýrýlmasýnda genelde sermaye yeterliliði rasyolarý k u l l a n ý l m a k t a d ý r. B u n u n n e d e n i , mevduat/sermaye veya aktifler/öz varlýklar oraný arttýðý ölçüde bankalarýn iflas etme risklerinin de artmasýdýr. 5.Mevduat Sigortacýlýðýnýn Getirdiði Olumsuzluklar Mevduat sigortasý, bankalarýn risk alýmýný teþvik edici bir özelliði vardýr. Bunun nihai sonucu olarak ortaya çýkan olumsuzluklar ise ahlaki risk ve batmasýna izin verilmeyecek kadar büyük olma politikasý düþüncesidir. Finans dünyasýndaki asimetrik bilgi sonucunda ortaya çýkan ahlaki riski mevduat sigortacýlýðý kapsamýnda deðerlendirdiðimizde özellikle yönetim krizine giren bir bankanýn, mevduatlarýn garanti kapsamýnda olduðunu düþünerek, krizi aþmak amacýyla daha yüksek faiz teklif etmesi ve dolayýsýyla daha fazla mevduat toplamaya çalýþmasý ve bunlarý daha riskli alanlara yöneltmesi olarak tanýmlanabilmektedir. Bu sorunun en fazla kendisini hissettirdiði durum, tam sigortanýn uygulandýðý ve tüm bankalarýn eþit oranda prim ödediði mevduat sigorta sistemleridir. Mevduat sigorta sistemleriyle ilgili olarak dile getirilen bir diðer eleþtiri konusu ise, "batmasýna izin verilemeyecek kadar büyük olma (too big to fail)" yaklaþýmýdýr. Bu yaklaþýma göre büyüklükleri nedeniyle bazý bankalarýn, sistemin sarsýlacaðý endiþesiyle sistemden çýkarýlmasýna ya da iflasýna izin verilmemektedir. Bu bir anlamda, batmasýna izin verilemeyecek kadar büyük olan bu bankalarda bulunan tüm mevduatlarýn ve hatta alacaklýlarýn tamamýnýn güvence altýnda olmasý demektir.12 Böylece, büyük bankalarda istismar olasýlýðý artmakta ve bu bankalar, hem risk, hem de fiyatlama yönünden bir sorun ile karþýlaþmayacaklarý için, aþýrý riskli yatýrýmlara yönelmektedirler. Batmayacak kadar büyük olma politikasý, bankalarýn eþit þartlarda rekabet þansýný azaltmaktadýr. Ahlaki risk olgusunda bahsedilen, mevduatýn tamamýnýn sigortalandýðý ve sistemdeki tüm bankalarýn ayný oranda prim ödedikleri sigorta sistemi, batmayacak kadar büyük olma politikasýnýn etkisini de maksimum seviyeye ulaþtýrmaktadýr.13 6.Mevduat Sigortacýlýðýnýn Dünyadaki Durumuna Genel Bir Bakýþ 1929 yýlýnda yaþanan Büyük Buhran ABDde finansal bir kaos ortamýný doðurmuþtur. Bu kaos, 1929 ile 1933 arasýnda 9.000 bankanýn batmasýna neden olmuþ; ülkenin bankacýlýk sistemi tamamen çökmüþtür. Kaos ve çöküþün mirasý, mevduat güvencesi sistemi olmuþtur.14 Finans dünyasýndaki asimetrik bilgi sonucunda ortaya çýkan ahlaki riski mevduat sigortacýlýðý kapsamýnda deðerlendirdiðimizde özellikle yönetim krizine giren bir bankanýn, mevduatlarýn garanti kapsamýnda olduðunu düþünerek, krizi aþmak amacýyla daha yüksek faiz teklif etmesi ve dolayýsýyla daha fazla mevduat toplamaya çalýþmasý ve bunlarý daha riskli alanlara yöneltmesi olarak tanýmlanabilmektedir. Mevduat güvencesi uygulamalarý dünya üzerinde II.Dünya Savaþý sonrasý benimsenmeye baþlanmýþ,1980den sonra ise daha da yaygýnlaþmýþtýr. Pek çok ülke yaþadýklarý bankacýlýk krizlerine tepki olarak mevduat sigorta sistemi uygulamasýna baþlamýþtýr. Çeþitli ülkelerdeki mevduat sigorta sistemlerinin yaklaþýk üçte ikisi son yirmi yýlda tesis edilmiþtir.15 6.1. Amerika Birleþik Devletleri Mevduat Sigorta Sistemi Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) 1933 yýlýnda kurulmuþ ve ertesi yýl faaliyete geçmiþtir. FDICnin faaliyete geçmesini modern anlamda mevduat sigortacýlýðýnýn baþlangýcý olarak kabul edebiliriz. Ýlk uygulamada, mudi baþýna güvence miktarý 2500 dolar olarak belirlenmiþ ve Merkez Bankasý (FED) üye bankalarýnýn tümünün katýlýmýný zorunlu kýlmýþtýr. 1970li yýllara kadar FDIC, ABD bankacýlýk sistemine baþarýlý bir mevduat güvencesi saðlamýþtýr. Batan banka sayýsý azalmýþ, bankalarýn karlarý artmýþ ve fonlarý büyümüþtür. Ancak 1980li yýllara gelindiðinde ülkede 1000den fazla banka batmýþ ve fon ciddi bir açýk ile karþý karþýya gelmiþtir. 1980 yýlýnda mevduat sahibi baþýna güvence 100.000 dolara çýkarýlmýþtýr. Bu seviye halen korunmaktadýr. FDIC riske dayalý prim sistemine 1993 yýlý baþýndan itibaren geçmiþ ve bankalarýn risk durumlarýna göre prim ödemesi esasa 11 Korkmaz, H.S., Riske Dayalý Mevduat Sigorta Sistemi ve Türkiye Ýçin Bir Öneri, BDDK, Ankara, 2002, s. 11. 12 Ayzýt, a.g.e. s.14. 13 Duer, E.A., Mevduat Sigorta Sisteminin Dünya ve Türkiyedeki Uygulamalarý, 2001, s.13. 14 Bayraktutan,Y.,a.g.m., s.5 15 Kunt, A.D. ve Sobacý, Deposit Insurance Around The World: A Data Base, The World Bank, 2000 13 MAKALE Fonun kendisine verilen görevleri yerine getirmek amacýyla yürüttüðü faaliyetlerini 2 bölümde incelemek mümkündür. baðlanmýþtýr. Bu sistemde bankalar, sermayeleri ve denetim sonuçlarýna göre, dokuz kategoriye ayrýlmýþ ve bu kategoriler için FDIC tarafýndan uygulanacak prim oranlarý belirlenmiþtir.16 6.2. Avrupa Birliðinde Mevduat Sigortasý Avrupa Birliði, kredi kurumlarýnýn basiretli yönetimini ve etkin biçimde denetlenmesini saðlamak üzere mevduat sahiplerini korumaya yönelik kurallar içeren bir mevzuat oluþturma yoluna gitmiþlerdir. Bu çerçevede; tüm üye devletlerin kendi ülkelerinde bir ya da birden fazla garanti sisteminin kurulmasýný saðlamalarý, koruma kapsamýnýn, ne çok büyük mevduat bölümünü korumasýz býrakacak ölçüde düþük ne de kredi kurumlarýný saðlýksýz yönetilmeye teþvik edecek kadar büyük olmamasý, garantinin mevduat hesabýna deðil mevduat sahibine verilmesi, maliyetin kural olarak sistemden yararlanan kuruluþlarca karþýlanmasý öngörülmektedir. 30.05.1994 tarihli Avrupa Parlamentosu ve Konsey direktifine göre, sigorta kapsamýna alýnmasý gereken mevduat tutarý en az 20.000 EUROdur.17 6.3. Ýngiltere Mevduat Sigorta Sistemi Ýngilterede 1979 yýlýnda uygulamaya baþlanan ve günümüzde de devam eden mevduat sigorta sisteminde (British Deposit Protection Fund-BDPF) hesaplarýn, 20.000 Ýngiliz Sterlini, 22.000 Euroluk kýsmý güvence kapsamýndadýr. Ýngilterede müþterek koruma olarak adlandýrýlan co-insurance, yani riskin paylaþýmý esasý vardýr. Güvence tutarýnýn % 90ý oranýnda koruma saðlanmaktadýr. Ticari ve tasarruf mevduatý ayrýmý yapýlmadan gerekli þartlarý taþýyan tüm mevduat kapsam içindedir. Ýngilterede fona üyelik zorunludur. 1 8 6.4. Kanada Mevduat Sigorta Sistemi 1967de faaliyete geçen ve faaliyete geçtiði ilk dönemde hesaplarýn 20.000.- dolarlýk kýsmýný güvence altýna alan Kanada Mevduat Sigorta Kuruluþu Canada Deposit Insurance Corporation, bugün itibariyle hesaplarýn 100.000 dolarýna kadar olan kýsmýný garanti kapsamý altýna almýþtýr.19 7.Türkiyede Mevduat Sigorta Sistemi Türkiye'de bugün yürürlükteki sistemin ilk uygulamasý olan Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu 1983 yýlýnda kurulmuþtur. Bazý deðiþikliklerle günümüze kadar devam eden sistemde, mevduat kabul eden tüm bankalara tasarruf mevduatlarýný sigorta ettirme ve belli bir oranda prim ödeme zorunluluðu getirilmiþtir. 1985 yýlýndaki düzenleme ile 14 Fonun Merkez Bankasý tarafýndan idare ve temsil olunacaðý hükme baðlanmýþtýr. Ülkemizde 1994 yýlýnda yaþanan ve ekonominin tüm sektörlerini etkileyen krizden en çok mali sistem etkilenmiþtir. Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunun kuruluþ amacýna, bankacýlýkta güven ve istikrarý korumak, bankalarýn mali bünyelerini güçlendirmek ve gerektiðinde yeniden yapýlandýrmak amaçlarý da eklenmiþtir. 1994 yýlýnda mevduata sýnýrsýz güvence getirilmiþtir. 1999 yýlýnda çýkarýlan 4389 Sayýlý Bankalar Kanunu ile Fonun idare ve temsili, kurulacak olan BDDKya verilmiþtir. 2003 yýlý sonundaki kanun deðiþikliðiyle de, TMSF ayrý ve baðýmsýz bir kurul haline getirilmiþtir. Fonun kendisine verilen görevleri yerine getirmek amacýyla yürüttüðü faaliyetlerini 2 b ö l ü m d e i n c e l e m e k m ü m k ü n d ü r. 2 0 1- Mevduat Sigortacýlýðý:Bu kapsamda Fon, tasarruf sahiplerinin haklarýný korumak amacýyla tasarruf mevduatýnýn sigortalanmasý ile ilgili iþlemleri yürütür.Fonun bu kapsamda gerçekleþtirdiði iþlemler arasýnda bankalardan sigorta primi toplamak, sigorta kapsamýndaki mevduatý izlemek, bankacýlýk iþlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldýrýlan banka mudilerinin sigorta kapsamýndaki mevduatlarýný ödemek ve Bankacýlýk Kanununun 130. maddesinde belirtilen gelirleri (para cezalarý, hisse devir paylarý, sisteme giriþ paylarý, zamanaþýmý gelirleri, vs.) toplamak bulunmaktadýr. 2- Çözümleme Faaliyetleri: Bu kapsamda Fon kendisine devredilen veya yönetim ve denetimi kendisine intikal eden bankalara iliþkin sorunlarýn en uygun þekilde çözümlenmesi; alacaklarýn en yüksek deðerde ve en kýsa sürede tahsil edilmesi; bankalardan devralýnan veya alacaklar sebebiyle edinilen varlýklarýn en uygun þekilde elden çýkarýlmasý ve taraf olduðu davalarýn sonuçlandýrýlmasýna yönelik iþlemleri yürütmektedir. 8. Sonuç Ana fonksiyonlarý tasarruflarý toplayarak yatýrýma dönüþmesine aracýlýk etmek olan, bankalar, alým ve satýmýný gerçekleþtirdikleri malýn, yani paranýn taþýdýðý hassasiyet nedeniyle bir güven ortamý içerisinde çalýþmak zorundadýrlar. Bankacýlýk sektörünün tüm mali 16 Korkmaz, H.S., a.g.e.,s. 20. 17 30.05.1994 tarihinde kabul edilen 94/19/EEC sayýlý AB Konsey Direktifi 18 Bayraktutan,Y.,a.g.m., s.7 19 www.cdic.ca, (25.06.2008) 20 Bayraktutan,Y., a.g.m., s.8 MAKALE sektör ve ekonomi içerisinde arzettiði önem nedeniyle sektörün saðlýklý iþlemesine karþý kayýtsýz kalamayan devletler, sektörün saðlýklý bir þekilde iþleyebilmesi için ayrýntýlý düzenlemeler yapmakta ve tedbirler almaktadýrlar. Mevduat sigortasý sistemi bu tedbirler arasýnda en yeni ve en kapsamlý düzenleme alanlarýndan birisi olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Mevduat sigortasýnýn önemi, dünya ölçeðinde yaþanan bankacýlýk krizleri sonrasý gittikçe artmýþtýr. 1980li yýllarda ve özellikle ABDde, bankalarýn ve tasarruf-kredi kuruluþlarýnýn yaþadýklarý sýkýntýlar, dikkatleri yeniden mevduat sigortasýna çevirmiþ; mevduatýn sigorta edilip edilmeyeceði, eðer edilecekse bu sigortanýn ne þekilde iþleyeceði sorusu üzerinde durulmasýna yol açmýþtýr. Mevduat sigortasýnýn kamusal, özel ya da karma nitelikte uygulama çeþitleri bulunmaktadýr. Mevduat sigorta sisteminin uygulanmasýna iliþkin seçilmiþ ülke örneklerine bakýldýðýnda, her ülkenin yaþadýðý tecrübeler ýþýðýnda kendi sistemini geliþtirdiði ve çoðunlukla açýk mevduat sigorta sisteminin benimsediði görülmektedir. Dünyada olduðu gibi, Türkiyede de, mevduat sigorta sisteminin geliþimine bakýldýðýnda, ilk zamanlarda sistemdeki olumsuzluklar karþýsýnda küçük tasarruf sahiplerinin mevduatýna güvence getirme ve sistemden ani mevduat çýkýþlarýný önleme amacýyla oluþturulan sistemin zamanla kurumsal bir yapýya kavuþtuðu görülmektedir. Mevduat sigorta sisteminin uygulanmasýna iliþkin seçilmiþ ülke örneklerine bakýldýðýnda, her ülkenin yaþadýðý tecrübeler ýþýðýnda kendi sistemini geliþtirdiði ve çoðunlukla açýk mevduat sigorta sisteminin benimsediði görülmektedir. Kaynaklar - Ayzýt, M. (2004), Dünyada ve Türkiyede Mevduat Sigorta Sistemi Uygulamalarý (Yayýnlanmamýþ uzmanlýk tezi), TCMB. -Bayraktutan, Y. , Güneþ, N., Dünyada ve Türkiyede Mevduat Sigortacýlýðý, Active Dergisi Yr:2007 No:52. - Çalýk, A. (2003), Mevduatlarýn Korunmasý ve Mevduat Sigorta Sistemleri (Yayýnlanmamýþ yüksek lisans tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ýþletme Anabilim Dalý. - Duer, E. A. (2001), Mevduat Sigorta Sisteminin Dünya ve Türkiyedeki Uygulamalarý (Yayýnlanmamýþ yüksek lisans tezi), Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ýþletme Anabilim Dalý. - Garcia, G.(2000), Deposit Insurance and Crisis Management. IMF Working Paper,WP/00/57. - Korkmaz, H.S. (2002), Riske Dayalý Mevduat Sigorta Sistemi ve Türkiye için Bir Öneri (Yayýnlanmamýþ uzmanlýk tezi), Ankara, BDDK. - Kunt, A. D. ve Sobacý, T. (2000), Deposit Insurance Around The World: A Data Base, The World Bank, Mayýs 2000 - Mesutoðlu, B. (1997), Dünyada Mevduat Sigortasý Uygulamalarý ve Türkiye Ýçin Öneriler (Yayýnlanmamýþ uzmanlýk tezi), Devlet Planlama Teþkilatý, Ankara. - www.cdic.ca, (25.06.2008) 15 ÇEVÝRÝ AVRUPA BÝRLÝÐÝNDE MEVDUAT SÝGORTASI: MEVCUT DURUM VE GELECEKTEN BEKLENTÝLER Avrupa Komisyonunun 94/19/EC sayýlý ve Mevduat Garanti Sistemleri konulu Direktifi kabul etmesinin üzerinden yaklaþýk 14 yýl geçti. Bu Direktif ile AB üyesi ülkelerde mevduat sigortasýnýn genel anlamda uyumlu hale gelmesi için gereken temeller atýlmýþtý. Üye ülkelerden belirli bir tarihe kadar mevduat garanti sistemlerini resmen kurmalarý istenmekteydi. Direktif asgari uyum prensibini benimsemiþ ve üyelerin kendi sistemlerini nasýl kuracaklarýný kendi tercihlerine býrakmýþtý. Bunun sonucu olarak deðiþik devletlerde deðiþik sistemler ve bir takým sorun alanlarý ortaya çýktý. Bu yazýda mevduat sigortacýlýðýnýn AB içindeki durumu, temel anlaþmazlýk konularý ve uygulamadaki farklýlýklar ele alýnmaktadýr. GÝRÝÞ Son yýllarda yaþanan finansal krizler sonucunda bankalarýn iflas edip batmasýna daha da sýk þahit olmaktayýz. Bu durum mudilerin bir dereceye kadar korunmasý gerekliliðinin finansal güvenlik aðýnýn ayrýlmaz bir parçasý olduðunu gözler önüne sermektedir. Mevduat sigortasý ve bununla ilgili bazý konular bankacýlar, düzenleyiciler, politikacýlar, ekonomistler ve mevduat sigorta kurumlarýnýn yöneticileri arasýnda sýcak tartýþmalarýn yaþanmasýna sebep olmaktadýr. Mevduat sigortasý bir bankanýn batmasý durumunda mudiye kýsmi de olsa bir koruma saðlamaktadýr. 94/19/EC Direktifi tüm AB ülkelerinde genel bir uyum için gereken temelleri atmakta, her ülkenin en az bir tane mevduat sigorta kurumu kurmasýný ve banka battýðýnda kiþi baþý en az 20.000 miktarýnda bir sigorta limiti koymasýný gerektirmektedir. Direktif belli baþlý temel noktalarý düzenlerken, uygulamadaki detaylarý üye ülkelerin tercihlerine býrakmaktadýr. Üye ülkeler sigorta limitinin miktarýný ya da fonlama mekanizmasýnýn nasýl olacaðýný belirlemede serbesttirler. Ayrýca, mevduatýn tanýmý ya da koinsürans gibi konular üye ülkelerde farklý þekillerde yorumlanmakta ve mevduat sigorta kurumlarýnýn iþleyiþi ülkeden ülkeye farklýlýklar göstermektedir. Hangi konularýn daha fazla uyumlaþtýrýlmasý gerektiðini ve hangilerinin üyelerce baðýmsýz bir þekilde düzenlenebileceðini tartýþmak için bir ihtiyaç olduðu aþikârdýr. Bu yazýda tüm AB bölgesi içinde mevduat sigortacýlýðýnýn, ister yorum farklýlýklarýndan isterse farklý tercihlerden kaynaklansýn, uygulamada nasýl farklýlaþtýðý ve bu farklýlaþmanýn sebep olduðu tartýþmalar ele alýnacaktýr. Çeviri: Fatih Deniz TMSF, Strateji Geliþtirme Dairesi 16 A V R U PA B Ý R L Ý Ð Ý N D E SÝGORTASININ TARÝHÇESÝ MEVDUAT Günümüzde Avrupa Birliði ülkelerinin tamamýnda kredi kuruluþlarýnýn üyeliðinin zorunlu olduðu bir mevduat garanti sistemi mevcuttur. ABde mevduat garanti sistemlerinin oluþturulmasý çabalarýnýn temelinde 1986 tarihli Avrupa Komisyonu Tavsiye Kararý bulunmaktadýr. Aslýnda Avrupada bu tarihten önce de mevduat garanti sistemine sahip olan devletler vardý. Örneðin Belçika ve Almanyada 1974 yýlýnda kurulmuþ Fonlar bulunmaktaydý ama bunlara üyelik isteðe baðlýydý. Ýspanya, Fransa, Hollanda ve Ýngilterede de 86 öncesinde mevduat garanti fonlarý mevcuttu. Ýtalyada ise 1973 yýlýnda kurulan ve üyeliði isteðe baðlý olan bir fon kooperatif bankalarýný dolaylý olarak sigortalamaktaydý. Yine Ýtalyada ticari bankalarý ve tasarruf bankalarýný isteðe baðlý olarak sigortalayan bir fonun 1987 yýlýnda kurulduðunu görmekteyiz. 1995e gelindiðinde AB üyesi 12 ülkenin tamamýnda bir mevduat garanti sisteminin bulunduðu görülmektedir. Bu 12 ülke içinde mevduat garanti fonunu kuran en son ülke Yunanistan olmuþtur. 1986 Kararý mevduat garanti sistemlerinin nasýl iþlemesi gerektiðini tam olarak belirlemediði için Avrupadaki sistemler arasýnda pek az bir uyum vardý. Bankalarýn sisteme katýlýmý kimi ülkede zorunlu kiminde isteðe baðlý idi. Mevduat sigortacýlarý sigorta limitini belirlemede tamamen serbestti. Ýngiltere bankasýnýn 1991 yýlýnda ülkedeki en büyük Ýslami banka olan uluslararasý kredi ve ticaret bankasýný kapatma kararý almasý üzerine mudilerin daha resmi bir koruma altýna alýnmalarýna gerek olduðu görüldü. Söz konusu ÇEVÝRÝ banka mudilerinin, mevduatlarýnýn ödenip ödenmeyeceðine ve ödenecekse bunun nasýl olacaðýna dair bir bilgileri yoktu. Böylece 1994 yýlýnda Avrupa Komisyonunun kabul ettiði 94/19/EC Direktifi ile tek pazar amacýna uygun þekilde bazý uyum þartlarý getirildi. Sisteme zorunlu üyelik, minimum sigorta seviyesi ve merkez-ev sahibi devlet sorumluluklarý gibi konularda açýk hükümler getirildi. Direktif her konuda zorunluluk getirmeyen bir çerçeve belgesi olduðu için üye devletlerdeki mevduat sigortacýlarýnýn yorumuna açýk býrakýlan alanlar halen mevcuttu. Örneðin azami sigorta seviyesinin ne olacaðý ya da sistemin nasýl fonlanacaðý gibi hususlar üyelerin tercihine býrakýlmýþtý. MEVDUATLARIN KORUNMASI: Sigorta Limiti ve Koinsürans Yukarýda belirtildiði gibi sigorta limiti ülkeden ülkeye büyük farklýlýklar gösterebilmektedir. Bu bölümde sigorta limiti ve koinsürans gibi iki temel husus ele alýnarak, Avrupadaki mudilere sunulan korumanýn kapsamý ele alýnacaktýr. Sigorta Limiti (level of cover) Sigorta limiti kavramý mudilerin paralarýný yatýrdýklarý bankanýn ödeme aczine düþmesi veya iflas etmesi durumunda ilgili kanuna göre bankadaki mevduat hesaplarýndan geri alabilecekleri azami miktarý ifade etmektedir. Mevduatlarýn bu þekilde korunmasý yalnýzca tüketicilerin korunmasý deðil ayný zamanda finansal sistemin istikrarýnýn korunmasý amacýný da taþýr. Mevduatlarýn korunmamasý, bir bankanýn batmasý halinde mudilerin bankacýlýk sistemine olan güvenini toptan yok edebilir ve sistemik bir krize yol açabilir. Böylesi bir kriz kolaylýkla ülke sýnýrlarýný aþýp uluslararasý bir kimliðe de bürünebilir. Etkin bir korunma için sigorta limitinin mevduatlarýn büyük bir oranýnýn korunabileceði bir seviyede olmasý gerekir. Bu miktarý belirlerken dikkate alýnmasý gereken baþka bir nokta da ahlâki risktir. Buna sonra deðineceðiz. 94/19 Direktifi ile getirilen asgari limit her mudiinin toplam mevduatlarýnýn 20.000lik kýsmýdýr. Asgari veya azami, tüm üyelere ortak bir miktarýn þart koþulmamýþ olmasý uygulamada farklýlýklara yol açmýþtýr. Belçika, Lüksemburg ve Ýspanyadaki mudiler 20.000lik bir koruma altýndayken bu miktar Ýtalyada 103.291dir. Þekil 1de 27 AB ülkesindeki durum özetlenmektedir. Gri kolonlar sigorta limitini gösterirken beyaz kolonlar geri ödenebilir miktarý (payout limit) göstermektedir. Bu konuya bir sonraki baþlýkta deðineceðiz. AB ülkelerinde her ülkenin en az bir tane mevduat sigortasý kurumu olmasý ve bankanýn batmasý durumunda kiþi baþýna 20.000 EURO mevduatýn ödenmesini garanti etmesi kuralý getirilmiþ, ilgili alt düzenlemelerin ülkelerin kendi bankacýlýk sistem ve yasal yapýlarý çerçevesinde düzenlenmesi yolu tercih edilmiþtir. Bu makalede mevduat sigortacýlýðýnýn AB bölgesi içinde uygulamada nasýl farklýlaþtýðý ve bu farklýlaþmanýn sebep olduðu tartýþmalar ele alýnmýþtýr. 17 ülkenin 20.000den yukarý bir sigorta limiti olduðu, en yüksek miktarýn 103.291 ile Ýtalyada olduðu ve 7 ülkede tam 20.000lik bir limit bulunduðu göze çarpmaktadýr. Geçiþ aþamasýný yaþamakta olan Baltýk Cumhuriyetleri Estonya, Letonya ve ÝT FR UK NL DK CZ SE HU FI PT PL SK MK CY ÝE DE SÝ BG AT RO LU ES GR BE LT LV EE Payout limit Level of cover 0 20.000 40.000 60.000 80.000 100.000 Þekil 1: AB üyesi ülkelerin 2007 yýlý itibarýyla uyguladýklarý sigorta ve geri ödeme limitleri 17 ÇEVÝRÝ Mevduat terimi, bir hesapta býrakýlan fonlardan veya normal bankacýlýk iþlemlerinden doðan geçici durumlardan sonuçlanan ve bir kredi kurumunun, geçerli kanuni ve akdi þartlar altýnda geri ödemesi gereken herhangi bir alacak bakiyesi veya bir kredi kurumu tarafýndan düzenlenen bir belge ile kanýtlanan herhangi bir borç anlamýna gelecektir. Litvanyada bu limitin 20.000in altýnda olduðu görülmektedir. 2008 Ocak itibarýyla tüm üyelerin minimum seviyeye ulaþmasý öngörülmüþtür. Avrupa Komisyonu 2005 yýlýnda yayýnladýðý bir tebliðinde tüm ülkelere tek bir üst limitin dayatýlmasýnýn bu ülkelerdeki mudiler açýsýndan ayný derecede uyumlu bir korumayý getirmeyeceðini çünkü ülkelerin deðiþik ekonomik þartlarý bulunduðunu belirtmiþtir. Bu teblið ile asgari sigorta limitinde bir deðiþikliðin de ancak uzun vadede düþünülebileceði belirtilmiþtir. Koinsürans Sigorta limitine belli bir sýnýr getirmenin yaný sýra, mudilerdeki ahlâki riski azaltmanýn bir baþka yolu koinsürans uygulamasýdýr. Bu uygulamada üye devletin mevduat sigortacýsý, bir bankanýn batmasý durumunda mudiye yapýlacak geri ödeme miktarýnýn %10una kadar olan kýsmýyla ilgili kayýp riskini mudiye yükleyebilmektedir. Böylece mudilerin herhangi bir bankaya paralarýný yatýrýrken o bankanýn risk durumunu araþtýrmalarý ve ona göre karar vermeleri amaçlanmaktadýr. Bu uygulamayý benimseyen ülkeler yukarýda þekil 1de görülebilir. MEVDUAT TÝPLERÝ Bir mevduat koruma sisteminin uygun bir þekilde iþleyebilmesi için korunacak mevduat tiplerinin ne olduðu konusunda hiçbir þüphenin bulunmamasý gerekir. 94/19 Direktifinin 1/1 maddesinde mevduat þöyle tanýmlanmýþtýr: Mevduat terimi, bir hesapta býrakýlan fonlardan veya normal bankacýlýk iþlemlerinden doðan geçici durumlardan sonuçlanan ve bir kredi kurumunun, geçerli kanuni ve akdi þartlar altýnda geri ödemesi gereken herhangi bir alacak bakiyesi veya bir kredi kurumu tarafýndan düzenlenen bir belge ile kanýtlanan herhangi bir borç anlamýna gelecektir. Bu tanýmýn oldukça geniþ olduðu açýktýr. Direktif hem zorunlu hem de isteðe baðlý olarak koruma dýþýnda býrakýlacak belirli mevduat kategorilerini saymaktadýr. Bunun mevduat sigortacýsýnýn bankacýlýk sektörünün saðlýðýný deðerlendirme yeteneði ile iliþkisi vardýr. Direktifin 2. maddesi korunmayacak mevduatlarý (bankalar arasý mevduatlar, öz fonlar, kara para aklama faaliyetinden kaynaklanan mevduatlar gibi) açýkça saymaktadýr. Madde 7/2 ise mevduat sigortacýlarýnýn tercihine baðlý olarak garanti kapsamý dýþýnda tutulabilecek veya daha düþük seviyede sigortalanabilecek mevduat tiplerini belirtmektedir. Bunlara örnek olarak sigorta þirketlerine, merkezi ve yerel kamu kurumlarýna, kolektif yatýrým þirketlerine ve emeklilik fonlarýna ait olan mevduatlar gösterilebilir. Direktifin ekinde (ek 1) isteðe baðlý olarak koruma dýþýnda býrakýlabilecek mevduat tipleri detaylý olarak listelenmiþtir. Listedeki 14 kalemin 11i 3 ülke dýþýnda Avrupadaki tüm mevduat sigortacýlarý tarafýndan koruma kapsamý dýþýnda býrakýlmýþtýr. Finlandiya, Ýsveç ve Danimarka koruma kapsamýný daha geniþ tutmayý tercih eden ülkelerdir.1 FONLAMA MEKANÝZMALARI: Ex ante / Ex post? Mevduat sigortacýsý korunacak olan mevduatlarýn tanýmlanmasý konusunu hallettikten sonra, mevduatlarýn geri ödenmesi durumunda gerekecek olan fonlarý nasýl artýracaðýna karar vermelidir. 94/19 Direktifi bu konuda detaylý kurallar koymamaktadýr. Direktif yalnýzca sistemin finansmanýnýn bizzat kredi kuruluþlarýnca üstlenilmesi gerektiðini ve mevduat sigortacýsýnýn finansman 1EK I Madde 7 (2)de deðinilen, hariç tutulan kalemlerin listesi 1. 89/646/EEC sayýlý Direktifin 1(6)maddesinde tanýmlanan mali kurumlar tarafýndan yatýrýlan mevduatlar. 2. Sigorta teþebbüsleri tarafýndan yatýrýlan mevduatlar. 3. Hükümet ve merkezi idari makamlar tarafýndan yatýrýlan mevduatlar. 4. Ýl, bölgesel, yerel ve belediye makamlarý tarafýndan yatýrýlan mevduatlar. 5. Toplu yatýrým teþebbüsleri tarafýndan yatýrýlan mevduatlar. 6. Emekli aylýðý ve emeklilik fonlarý tarafýndan yatýrýlan mevduatlar. 7. Bir kredi kurumunun kendi yönetim kurulu üyeleri, müdürleri, þahsen sorumlu hissedarlarý, kredi kurumunun sermayesinin en az %5ine sahip olanlar, kredi kurumunun muhasebe belgelerini kanunen denetlemekten sorumlu kiþiler ve ayný gruptaki diðer þirketlerde bulunan, benzer statüdeki mevduat sahipleri tarafýndan yatýrýlan mevduatlar. 8. Madde 7de atýfta bulunulan mevduat sahiplerinin adýna hareket eden üçüncü kiþiler ve yakýn akrabalar tarafýndan yatýrýlan mevduatlar. 9. Ayný gruptaki diðer þirketler tarafýndan yatýrýlan mevduatlar. 10. Sahibinin adý belirtilmemiþ mevduatlar. 11. Mevduat sahibinin, ayný kredi kurumundan, bireysel esasa göre, kredi kurumunun mali durumunun kötüleþmesine yardýmcý olmuþ olan fiyatlar ve mali imtiyazlar aldýðý mevduatlar. 12. Ayný kredi kurumu tarafýndan düzenlenen, borçluluk ifade eden menkul kýymetler ve kredi kabullerinden ve emre yazýlý senetlerden doðan borçlar. 13. Aþaðýdaki para cinslerinden farklý (baþka) para cinsi ile ifade edilen mevduatlar: - Üye Devletlerin para cinsleri - ECU. 14. Belirli türdeki þirketlerin yýllýk hesaplarýna iliþkin Sözleþmenin 54 (3) (g) maddesine dayanan, 25 Temmuz 1978 tarihli, 78/660/EEC sayýlý Dördüncü Konsey Direktifinin 11. maddesi uyarýnca, kýsaltýlmýþ bilânço düzenlemelerine izin verilemeyecek kadar büyük olan þirketler tarafýndan yatýrýlan mevduatlar. 18 ÇEVÝRÝ kapasitesinin, sorumluluklarý ile orantýlý olmasý gerektiðini belirtmektedir. Fonlama kurallarýyla ilgili bu kýsýtlý hükümlerden dolayý Avrupadaki mevduat sigortacýlarýnýn finansman konusunda deðiþik yollara baþvurduklarý görülmektedir. Bir mevduat sigortacýsý geri ödemeler ve idari masraflar için sistemin katýlýmcýlarýndan düzenli katký alarak bir fon oluþturabileceði gibi sadece geri ödeme yapmak zorunda kaldýðý durumlarda para toplamayý da tercih edebilir. Ekstra katký toplama imkânýný ortadan kaldýrmadan fonlarýn önceden oluþturulduðu sistem ex-ante olarak adlandýrýlmaktadýr. Muhtemel geri ödemeleri karþýlamak için önceden bir fonun oluþturulmadýðý sistem ise ex-post olarak adlandýrýlmaktadýr. Bu ikisinin karýþýmýný tercih eden mevduat sigortacýlarý da bulunmaktadýr. Her iki sistem için de hem olumlu hem olumsuz yorumlar yapýlabilir. Exante bir sistemin avantajý fonlarýn önceden mevcudiyeti sayesinde finansal bir kriz riskinin ortadan kalkmasýdýr. Yeter ki fon büyüklüðü yeterli olsun. Bu sistemde katýlýmcýlarýn düzenli ve sürekli katkýlarý sayesinde risk daha da düþer çünkü maliyetler daha uzun bir döneme yayýlýr ve tek bir seferde aðýr bir katký istenmemiþ olur. Ex-ante sistemde tüm üyelerin katký yapmalarý gerekirken, ex-post sistemde iflas etmiþ olan bankadan katký beklenmez. Düzeni katkýlar üyelerin ahlâki riskini de azaltýr. Exante sistemin zayýf yanlarý fonu kurabilmek ve yönetebilmek için gereken idari maliyetler ile kâr marjlarýnýn düþtüðü gerekçesiyle üyelerden sürekli olarak gelen katkýlarýn azaltýlmasý isteðidir. Ex-post bir sistemin temel faydasý herhangi bir düzenli katkýnýn olmamasýdýr. Sadece idari masraflar için küçük bir harç ve baþlangýçtaki sisteme katýlým payý vardýr. Üyelerin ödediði prim vs. bulunmamaktadýr. Bu sistemde bankalar diðer bankalarýn risk profillerini izlemeye teþvik edilebilir. Bu sistemin dezavantajý herhangi bir iflas durumunda ortada kullanýlabilecek bir fon olmamasýdýr. Bir üyenin iflasý durumunda diðer üyelerden batan bankanýn mudilerine ödeme yapmalarý istenir. Tabii ki büyük bir finansal kriz esnasýnda hiçbir fonlama mekanizmasýnýn mudilerin paralarýný ödemeye yetmeyeceði açýktýr. 16 AB üyesi düzenli olarak prim toplamayý tercih ederken, 5 üye ex-post sistemi tercih etmiþtir. Bunlar Avusturya, Ýtalya, Lüksemburg, Hollanda ve Slovenyadýr. Ýngiltere temelde expost sisteme sahiptir ama gelecek bir yýl için ihtiyaç duyulacaðýný öngördükleri küçük miktarlarý ex-ante olarak istemektedirler. Kalan 5 devlette ise küçük miktarlar ex-ante olarak toplanýrken, iflas durumunda ex-post sistem devreye sokulmaktadýr. Bu üyeler de Kýbrýs, Danimarka, Fransa, Malta ve Polonyadýr. Þekil 2de AB üyesi devletlerdeki fonlama tipleri görülmektedir. Mixed %19 Ex Ante %59 AB üyeleri için ortak bir uygulama getirmenin bazý sonuçlarý olacaktýr. Tüm devletler ex-post sistemi kullansýn dense ortada birikmiþ fon kalmayacaktýr. Tüm devletler ex-ante sistemi kullansýn dense þu anda ex-post sistemi kullanan üyeler için yüksek bir maliyet ortaya çýkacaktýr. Ex Post %22 Þekil 2: AB üyesi ülkelerin 2007 yýlý itibarýyla sahip olduklarý fonlama mekanizmalarý Bazý üyeler fon büyüklüðü açýsýndan bir hedef seviye belirlemekte ve bu hedefe ulaþýldýðýnda artýk düzenli olarak prim toplamamakta veya topladýðý prim miktarlarýný azaltmaktadýr. Fonlama mekanizmalarýnýn farklýlýðý sebebiyle bir sisteme üye olan banka düzenli prim öderken diðer sisteme üye olan banka bu parayý yatýrým yaparak kullanabilmektedir. Tüm AB üyeleri için ortak bir uygulama getirmenin bazý sonuçlarý olacaktýr. Tüm devletler ex-post sistemi kullansýn dense ortada birikmiþ fon kalmayacaktýr. Tüm devletler ex-ante sistemi kullansýn dense þu anda ex-post sistemi kullanan üyeler için yüksek bir maliyet ortaya çýkacaktýr. PRÝM HESAPLAMASI Ex-ante bir sistemde fon oluþturma yöntemi veya ex-post bir sistemde yaþanan bir banka Other %21 Covered Deposits %5 Balance Sheet %5 Eligible Deposits %47 Þekil 3: AB üyesi ülkelerin 2007 yýlý itibarýyla kullandýklarý prim matrahlarý 19 ÇEVÝRÝ Son yýllarda banka batýþlarýyla sonuçlanan finansal krizlerin sayýsýnda bir artýþ gözlenmektedir. Bu durum tasarruflarýný bankalara yatýran bireylerin daha fazla korunmasý ihtiyacýný gözler önüne sermiþtir. Sigorta limitinin sýnýrlý tutulduðu ve korumanýn önceden açýkça belirtildiði sistemler hâlâ herkes tarafýndan ortak kabul görmüþ deðildir. iflasýndan sonra üyelerden ne þekilde para toplanacaðý ülkeden ülkeye deðiþen bir uygulamadýr. Bununla birlikte, genel bir uygulama olarak, birçok AB ülkesi primleri hesaplamak için bir matrah kullanýrlar. Bu matrah bir sistemden öbürüne deðiþen bir þekilde tanýmlanan bir referans deðerdir. Þekil 3te AB ülkelerinde kullanýlan prim matrahlarý görülebilir. Mevduat sigortacýlarýnýn yaklaþýk yarýsýnda primi hesaplamak için referans deðer olarak sigortalanabilir mevduatlarýn2 kullanýldýðý, çeyreðinde sigortalanan mevduat toplamýnýn, Hollandada ve Almanyadaki fonlardan birisinde bilânçodaki verilerin, diðerlerinde ise risk aðýrlýklý bilânço aktifleri, gözetim sermayesi ya da sistemin sigortaladýðý stokun kota edilmiþ deðeri gibi çeþitli deðiþkenlerin kullanýldýðý görülmektedir. AB ülkelerinde fonlama sistemlerinin ex-post ve ex-ante karakterler, deðiþik prim ve matrah tanýmlarý sebebiyle farklýlýklar göstermesi kredi kuruluþlarý arasýndaki sýnýr ötesi rekabeti etkilemektedir. Daha düþük katký toplayan ve hemen hemen hiç iflas yaþanmayan sistemlere üye olan bankalarýn bu rekabette öne çýktýklarý görülmektedir. Avrupa Komisyonu yayýnladýðý teblið ile bu konuda bir uyum yakalanmasýnýn çok zor olduðu sonucuna varmýþtýr. DÝÐER POTANSÝYEL SORUNLAR Buraya kadar anlatýlan konularýn yanýnda potansiyel olarak sorun kaynaðý olabilecek diðer bir konu da top-up3 düzenlemeleridir. Bu düzenleme ile bankanýn diðer AB ülkelerindeki þubeleri bulunduklarý ülkenin sigorta limitinin kendi merkez ülkelerindekine göre daha yüksek olmasý halinde aradaki koruma farkýndan yararlanabilmektedir. Mevcut çerçeve içinde ev sahibi ülke fonu bankanýn AB þubesine ek sigorta saðlamaktadýr. Bankanýn ev sahibi ülke fonuna üye olmak için gönüllü olarak baþvurmasý yeterlidir. Bankanýn batmasý durumunda merkez ülkenin mevduat sigortacýsý kendi yasal düzenlemelerinde belirtilen miktara kadar geri ödeme yaparken, ev sahipliði yapan ülkenin fonu yalnýzca ek sigortadan sorumlu olacaktýr. Kaynaklar - Kaynak: Jessica Cariboni, Karlien Va n d e n B r a n d e n , F r a n c e s c a Campolongo ve Manuela De Cesare, Avrupa Komisyonu, Ortak Araþtýrma Merkezi, Ispra, Ýtalya, Journal of Banking Regulation, Þubat 2008, Cilt 9, Sayý 2, ss. 82-101 20 Top-up seçeneði rekabetin bozulmasýný engelleyen ve tüketicilerin korunmasýný saðlayan bir etkiye sahiptir. Bununla birlikte bu uygulama bazý sorunlar da doðurabilir. Primleri toplamak zor olacaðý için uygulamada sýkýntýlar doðabilir. Banka þubesi merkez ülkedeki denetim otoritesi ve yasalara tâbi iken ev sahibi ülke fonu tarafýndan mudilere geri ödemede bulunmasý istenebilir. Bankalarýn bu uygulama açýsýndan daha düþük prim toplayan ülkeleri tercih ederek fýrsatçý davranmalarý risklerin belli ülkelerde toplanmasýna ve finansal istikrarýn bozulmasýna yol açabilir. AB içinde þu ana kadar yedi adet ikili anlaþma ile uygulanmakta olan top-up seçeneði mevduat sigortacýlarýnýn dikkat etmesi gereken hassas bir konudur ve bunun uygulanmasýnýn nasýl olacaðý konusundaki tartýþmalar halen devam etmektedir. SONUÇ Son yýllarda banka batýþlarýyla sonuçlanan finansal krizlerin sayýsýnda bir artýþ gözlenmektedir. Bu durum tasarruflarýný bankalara yatýran bireylerin daha fazla korunmasý ihtiyacýný gözler önüne sermiþtir. Sigorta limitinin sýnýrlý tutulduðu ve korumanýn önceden açýkça belirtildiði sistemler hâlâ herkes tarafýndan ortak kabul görmüþ deðildir. Bazý yazarlar ahlâki riskin artmasý ve piyasa disiplininin azalmasýndan kaynaklanan sorunlarýn bu sistemin getirdiði korumayla elde edilen faydadan daha büyük olduðunu savunmaktadýr. Örneðin, Kaufmana göre batýk bankalarýn verimli bir þekilde çözümlenmesi, ahlâki risk ve diðer sorunlar karþýsýnda, koinsürans ve risk-bazlý prim uygulamalarýndan daha etkili bir yoldur. McCoy mevduat sigortasýnýn ahlâki riski ve banka krizi olasýlýðýný artýrdýðýný ileri sürmekte ve açýk korumanýn bu sorunlarý çözmek için nasýl tasarlanmasý gerektiðini tartýþmaktadýr. Demirgüç-Kunt ve Kane ahlâki riski kabul etmekte ve buna ek olarak politik baskýlar sonucu hükümetlerin sýnýrsýz koruma getirebildiðini belirtmektedirler. Bu yazýda ABdeki mevduat sigortacýlarý arasýndaki çeþitli farklýlýklarý vurgulayarak mevcut durumu ortaya koymaya çalýþtýk. Bizim görüþümüz açýk mevduat sigortasýnýn finansal istikrarý artýrmak için tavsiye edilebilir olduðu yönündedir. Son olarak, Direktifte yapýlabilecek deðiþiklikler ve uyumun artýrýlmasý konularý ele alýnýrken risk-bazlý prim sistemine geçiþ gibi teknik öðelerin daha ayrýntýlý bir þekilde incelenmesi gerekmektedir. 2 Sigortalanabilir mevduat (eligible deposit): Geri ödeme limiti uygulanmadan önce, üye devletin ulusal yasalarý uyarýnca mevduat sigortacýsý tarafýndan ödenebilecek olan tüm mevduatlarýn toplamýdýr. 3 Top-up: Bir kredi kuruluþunun merkezi herhangi bir AB üyesinde (merkez devlet) iken, þubelerinden birinin baþka bir üyede (ev sahibi devlet) bulunmasý ve bu iki üye devletin mevduat sigorta sistemlerinde uygulanan sigorta limitinin merkez devlette daha düþük olacak þekilde farklýlýk arz etmesi durumunda, söz konusu kredi kuruluþunun ev sahibi devletteki þubesinin oradaki daha yüksek sigorta limitinden (sigorta limitleri arasýndaki fark kadar) yararlanabilmesi durumudur. Þube aradaki fark için gereken primi bulunduðu ülke Fonuna öder. ÝNCELEME Uluslararasý Finansal Alanda Yaþanan Sistematik Krizin Etkisiyle ABDDE YAÞANAN BANKACILIK KRÝZÝ Krizin etkisiyle Amerikan mevduat sigorta kurumu FDIC tarafýndan 2007 yýlýnda 3, 2008 yýlýnda 8 bankaya el konulmuþ, 40,5 milyar USD banka aktifi ve 26,9 milyar USD mevduat FDICye intikal etmiþtir. Uluslararasý finansal alanda yaþanan sistemik krizin yansýmasý olarak ABDde Fannie Mae, Freddie Mac gibi kuruluþlarýn yaný sýra bankalarda da önemli bir güven krizi yaþanmaktadýr. Krizin etkisiyle Amerikan mevduat sigorta kurumu FDIC tarafýndan 2007 yýlýnda 3, 2008 yýlýnda 8 bankaya el konulmuþ, 40,5 milyar USD banka aktifi ve 26,9 milyar USD mevduat FDICye intikal etmiþtir. Banka Ýsmi Metropolitan Savings Bank, Pittsburgh, PA Kapanma Tarihi 2 Þubat 2007 NetBank, Alpharetta, GA 28 Eylül 2007 Miami Valley Bank, Lakeview, OH 4 Ekim 2007 Douglass National Bank, Kansas City, MO 25 Ocak 2008 Hume Bank, Hume, MO 7 Mart 2008 ANB Financial, NA, Bentonville, AR 9 Mayýs 2008 First Integrity Bank, NA, Staples, MN 30 Mayýs 2008 IndyMac Bank, Pasadena, CA 11 Temmuz 2008 First Haritage Bank, NA Newport Beach, CA 25 Temmuz 2008 First National Bank of Nevada, Reno NV 25 Temmuz 2008 First Priority Bank, Bradenton, Florida 1 Aðustos 2008 Kaynak:http://www.fdic.gov/bank/individual/failed/banklist.html 11 Temmuz 2008 tarihinde ülkenin yedinci büyük mortgage kuruluþu olan IndyMac Bankasý OTS (Office of Thrift Supervision) tarafýndan kapatýlmýþ ve FDICye devredilmiþtir. Bankanýn aktif büyüklüðü 31 Mart 2008 itibarýyla 32,01 milyar USD, mevduat tutarý ise 19,06 milyar USDdir. FDIC tarafýndan 275.000 mevduat sahibi için 16,5 milyar USD garanti kapsamýnda ödeme yapýlacaktýr. IndyMac, OTS tarafýndan denetlenen finansal kuruluþlar içinde batanlarýn en büyüðüdür; FDIC verilerine göre ise Amerikan tarihinde Continental Illinoisden sonra batan en büyük ikinci finansal kurumdur. Bankanýn FDICye maliyetinin 4-8 milyar USD olmasý beklenmektedir. Bankanýn zor duruma düþmesinde en büyük etken likidite sýkýþýklýðýdýr. Bir senatör tarafýndan IndyMac hakkýnda OTSye ve FDIC ye gönderilen mektubun kamuoyunca duyulmasýndan sonra bankadan 11 gün içinde 1,3 milyar USDlik mevduatýn çekilmesi, bankanýn batmasýna neden olmuþtur. IndyMac Bankasý, köprü bankasý kurulmak suretiyle çözümlenmiþ olup IndyMac Federal Bank adýyla halen faaliyet göstermektedir. FDIC hak sahibi mudileri belirlemiþ ve yeni bankanýn güvenli bir þekilde çalýþmasýna imkan tanýmýþtýr. IndyMac vakasýndan sonra 25 Temmuz 2008de, 3,4 milyar USD aktif büyüklüðü olan First National Bank of Nevada ve 254 milyon USDlik aktif büyüklüðü olan First Heritage Bank OCC tarafýndan kapatýlmýþ ve FDIC her iki bankaya çözümleyici olarak atanmýþtýr. FDIC, deðiþik bir çözümleme metodu kullanmýþ ve üçüncü bir banka olan Mutual Bank of Omaha Bank, Omaha, Nebraska ile P&A (Purchase and Assumptions) anlaþmasý yaparak iki bankanýn tüm sigortalý ve sigortalý olmayan mevduatý ile bazý aktiflerini bu bankaya transfer etmiþtir. Ýki bankanýn toplam 28 þubesi, 28 Temmuz 2008 itibariyle Mutual Bank of Omaha olarak açýlmýþ, mudiler ise herhangi bir iþlem yapmalarýna gerek olmaksýzýn Omaha Bankýn müþterileri haline gelmiþtir. Ýki bankanýn mevduatlarýný devralan Omaha Bank, FDIC ye %4,41 oranýnda prim ödeyecektir. Omaha Bank, söz konusu bankalardan devraldýðý mevduatlara ilave olarak yaklaþýk 200 milyon USD tutarýndaki aktifi de satýn almýþtýr. Bankalarýn diðer aktifleri ise daha sonra satýlmak üzere FDICnin bünyesinde kalmýþtýr. FDIC tarafýndan Omaha Bankýn tüm mevduatlarý iktisap etmesinin en düþük maliyetli çözüm olduðu belirtilerek toplam maliyetin 862 milyon USD olmasýnýnýn beklendiði ifade edilmiþtir. Son olarak, 1 Aðustos 2008 tarihinde First Priority Bank, Bradenton, Florida (First Priority) BÝYÇE KUÞHAN TMSF Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi Fon Uzmaný YUSUF SERDAR AÐZITEMÝZ TMSF Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi Fon Uzmaný EYÜP SABRÝ KÜÇÜK Birleþik Fon Bankasý Yetkili 21 ÝNCELEME Kapatýlan son üç bankanýn toplam 3,8 milyar USDlik aktifi FDIC tarafýndan sigortalanan yaklaþýk 8500 kuruluþun sahip olduðu 13,4 trilyon USDlik aktif büyüklüðünün % 0,03üne karþýlýk gelmektedir. Florida Finansal Düzenleme Dairesi (Florida Office of Financial Regulation) tarafýndan kapatýlmýþ ve FDIC bankaya çözümlemeci olarak atanmýþtýr. 30 Temmuz 2008 tarihi itibariyle 259 milyon USD aktifi ve 227 milyon USD toplam mevduatý bulunan bankanýn FDICye çözümleme maliyetinin yaklaþýk 72 milyon USD olacaðý belirtilmiþtir. FDIC, SunTrust Bank, Atlanta, Georgia, (SunTrust Bank) ile yapýlan P&A anlaþmasý ile bu kez bankanýn sigortalý mevduatý ile yaklaþýk 42 milyon USDlik varlýklarýný söz konusu bankaya satmýþtýr. Satýlan varlýklar çoðunlukla nakit, nakit benzeri deðerler ve menkul kýymetlerden oluþmaktadýr. Bunun yaný sýra FDIC, LNV Corporation, Plano, Texas, ile First Prioritynin 14 milyon USDlik varlýklarýnýn satýlmasý hususunda da ayrý bir anlaþma yapmýþtýr. Kapatýlan son üç bankanýn toplam 3,8 milyar USDlik aktifi FDIC tarafýndan sigortalanan yaklaþýk 8500 kuruluþun sahip olduðu 13,4 trilyon USDlik aktif büyüklüðünün % 0,03üne karþýlýk gelmektedir. FDIC, banka çözümlemesinde uluslararasý alanda en etkin kuruluþlardan biridir. Yaklaþýk 5000 kiþilik personeli 1980li yýllardan sonra yaþanan Savings&Loan krizinden sonra çok büyük deneyim sahibi olmuþtur. Cuma günü kapatýlan bir bankanýn Pazartesi günü yeni bir banka olarak faaliyetine devam etmesi veya bilançosunun bir baþka bankaya devredilmesi çok büyük bir operasyonu gerektirmektedir. FDIC fonlama açýsýndan 53 milyar USD ile dünyada en büyük mevduat sigorta fonu rezervine sahiptir. Ancak, piyasanýn büyüklüðü ve mevduat sahiplerinin yeterince bilinçli olmamasý banka iflaslarýnda paniðe neden olmuþtur. Dolayýsýyla IndyMac olayýndan sonra yapýlan Endiþe etmeyin, bankalarýn ödeyemediði paralar için 53 milyar USD ayýrdýk açýklamasý yerinde bir mesaj deðildir. FDIC aslýnda sistemde var olan bütün küçük mevduatý garanti etmektedir ve böylesine Kaynaklar http://www.fdic.gov/news/news/press/2008/index.html http://www.fdic.gov/bank/individual/failed/ http://www.newsweek.com/id/146772/page/1 22 büyük bir bankacýlýk sektörü için ise 53 milyar USD büyük bir anlam ifade etmemektedir. Diðer bir ifadeyle FDIC, mevcut rezerv tutarýnýn ötesinde devlet adýna küçük tasarruf sahiplerine güvence vermek suretiyle mevduatlarý garanti altýna almaktadýr. ABDdeki bankacýlýk krizi münferit banka iflaslarýndan daha çok sistemik bir krizden kaynaklanmaktadýr. Sistemik krizlerin tek baþýna mevduat sigorta fonlarý tarafýndan çözülmesi mümkün deðildir. FED, OCC, SEC gibi denetim otoritelerinin bu kuruluþlarýn yeterince kontrol altýnda tutulduðuna dair güvence vermeleri önemlidir. Bu kapsamda, ABD Hazine Bakaný tarafýndan bir plan açýklanmýþtýr. Benzer bir kriz Northern Rock ile Ýngilterede yaþanmýþ olup bunun sonucunda finansal sektörde denetim, koordinasyon ve mevduat sigortacýlýðýna iliþkin Finansal Ýstikrar ve Mudilerin Korunmasý adlý bir rapor çýkartýlmýþtýr. FDIC ve TMSF gibi kuruluþlarýn mevduat sigortacýlýðý fonksiyonu sistemik kriz dönemlerinde sekteye uðramaktadýr. Kriz dönemlerinde finansal güvenlik aðýnýn bütün aktörlerinin iþbirliði içerisinde üzerlerine düþen görevi yerine getirmeleri bir zorunluluktur. FDIC tarafýndan mevduat sigorta rezervi olarak tutulan 53 milyar USD bile sistemik kriz anýnda yeterli güvenceyi saðlamaya yetmeyecektir. TMSFnin mevduat sigorta rezervi 3.75 milyar USD olup herhangi bir bankacýlýk probleminde etkin biçimde kullanýlabilecektir. Söz konusu tutar sigorta altýna aldýðýmýz 97 milyar USDnin %3,9una karþýlýk gelmekte olup, bu oran fon r a s y o s u o l a r a k a d l a n d ý r ý l m a k t a d ý r. Üyesi bulunduðumuz IADI ve EFDI bünyesinde mevduat sigorta fonlarýnýn etkinliðinin ve verimliliðinin artýrýlmasý için çeþitli çalýþmalar yapýlmaktadýr. TMSF bu çalýþmalara 2001 krizinde edindiði deneyimle önemli katkýlar saðlamaktadýr. SEMÝNER MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMLERÝNDE RÝSK ANALÝZÝ Avrupa Mevduat Sigortacýlarý Birliði (EFDI) Yönetim Kurulu Toplantýsý, Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði (IADI) Avrupa Bölgesel Komite Toplantýsý ve yine IADInin düzenlediði Mevduat Sigorta Sistemlerinde Risk Analizi konulu uluslararasý seminer 26-28 Mayýs 2008 tarihleri arasýnda Rusya Federasyonunun baþkenti Moskovada gerçekleþtirilmiþtir. Söz konusu toplantýlara ve seminere Kurumumuzu temsilen Fon Baþkan Yardýmcýsý Dr. Rýdvan ÇABUKEL ile Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi Uzmaný Anýl ERTANOÐLU katýlmýþtýr. Üyesi olduðumuz IADInin Avrupa ve Avrasya Bölgesel Komiteleri tarafýndan düzenlenen Mevduat Sigorta Sistemlerinde Risk Analizi konulu uluslararasý seminer 27 Mayýs 2008 tarihinde gerçekleþtirilmiþtir. Rusya Mevduat Sigorta Kurumu (DIA) Genel Müdürü Alexander TURBANOV, IADI Genel Sekreteri Donald INSCOE, EFDI Baþkaný Roberto MORETTI ile Rusya Merkez Bankasý Yönetim Kurulu Üyesi ve Kredi Kurumlarýný Yetkilendirme ve Mali Rehabilitasyon Dairesi Baþkaný Mikhail SUKHOVun açýlýþ konuþmalarý ile baþlamýþtýr. Açýlýþ konuþmalarýnda; mevduat sigortacýlýðýnda risklerin analizinde modern yöntemlerin uygulanmasýnýn ve risklerin tahmin edilmesinin önemine iþaret edilmiþ; IADInin mevduat sigortacýlarýna yönelik olarak genel ilkeler oluþturmaya çalýþtýðýndan; söz konusu genel ilkelerin ülke deneyimlerinin paylaþýlmasý sonucunda daha verimli kullanýlabileceðinden; piyasalarda yaþanan güncel geliþmelerin sigortalý mevduat miktarýnýn düzeyi, kamu farkýndalýðý, finansal güvenlik aðý üyelerinin iliþkileri, banka çözümlenmesi ve ahlaki risk hususlarýný tekrar gündeme getirdiðinden; mevduat sigorta sisteminin mali sistemin istikrarý için taþýdýðý önemden bahsedilmiþ ve DIA, DIAnýn rolü ve çalýþmalarý hakkýnda bilgi verilmiþtir. Mevduat Sigorta Sistemlerinde Risk Analizi konulu ilk oturumun Mevduat Sigorta Sistemlerinde Risk Analizine Yönelik Temel Yaklaþýmlar konulu ilk bölümü DIA Planlama ve Stratejik Geliþim Dairesi Müdürü Andrei PEKHTEREV baþkanlýðýnda gerçekleþmiþtir. Ýlk konuþmacý olan DIA Genel Müdür Yardýmcýsý Andrei MELNIKOVun Mevduat Sigorta Sistemlerinde Mali Riskler: Sýnýflandýrma ve Analiz konulu sunumunda; kredi riski, piyasa riski, operasyonel risk ve likidite riskine deðinilmiþ, bir mevduat sigorta fonu için basit, canlý bir formülasyon bulunduðundan, bahsedilmiþ, mevduat sigortacýsýnýn kayýplarýnýn beklenen ve beklenmeyen kayýplardan oluþtuðu, mevduat sigortacýsýnýn gelirlerinin tahmin edilmesinin önemi, risk analizinde sigorta primlerinin piyasa riski faktörlerince etkilenip etkilenmediði ile yüksek riske karþýlýk yüksek prim alýnýp alýnmamasý hususlarýn deðerlendirilmesi gerektiðine deðinilerek sunum sonlandýrýlmýþtýr. Ýkinci konuþmacý Uluslararasý Para Fonu Para ve Sermaye Piyasalarý Bölümünden David PARKER Mevduat Sigorta Sistemlerinin Temel Riskleri: Uygulamasal Bir Bakýþ Açýsý konulu sunumunda, bir mevduat sigorta sisteminin temel risklerinin; belli önkoþullar karþýlanmaksýzýn bir mevduat sigorta sistemi oluþturmak, yeni bir mevduat sigorta sistemine geniþ yetki vermek, mevduat kabul eden kuruluþlarý özellikle de devlet bankalarýný mevduat sigorta sistemine üyelikten muaf tutmak, ticari bankalarla ayný sýký düzenleme ve denetlemelere tabi olmayan mali kuruluþlarý mevduat sigorta sistemine üye yapmak olduðunu belirtmiþtir. PARKER bankalararasý mevduat vs. gibi mevduat türlerini sigorta kapsamýna almanýn, sigorta tutarýný belirlerken AB direktiflerine veya diðer uygulamalara aþýrý baðlý kalmanýn, coinsurance uygulamasýna yer vermenin, mevduat sigorta sistemini ex-post olarak oluþturmanýn ve hedef rezerv düzeyini ulaþýlmasý güç bir oran olarak belirlemenin diðer temel riskler olduðunu ifade etmiþtir. PARKER, yeni kurulan bankalardan sisteme giriþ payý almamanýn, acil olarak kaynaða ihtiyaç duyulduðunda herhangi bir beklenmedik durum planýna veya aracý kuruluþa sahip olmamanýn, mevduat sigorta sisteminin üye bankalardan borçlanabilmesine imkan tanýmanýn, denetleyici otoriteden zamanýnda ve anlamlý bilgi alamamanýn, kamu iliþkilerine, iletiþime ve eðitime önem vermemenin, bankalarýn batmasý öncesinde Anýl ERTANOÐLU Fon Uzmaný Sigorta ve Risk Ýzleme Daire Baþkanlýðý 23 SEMÝNER Fon Baþkan Yardýmcýsý Dr. Rýdvan ÇABUKEL sunumunda; ülkemizdeki mevduat sigorta sisteminin tarihçesi, mevduat sigorta prim tarifesi, yeni sigorta prim tarifesi ve risk kriterleri hakkýnda bilgi vermiþtir. bir iletiþim planý geliþtirmemiþ olmanýn, özellikle kriz dönemlerinde diðer güvenlik aðý üyeleriyle iletiþim stratejisini koordine edememenin, sigortalý mevduatýn geri ödenmesinde anlamsýz gecikmeler yaþanmasýnýn, sigortalý mevduatýn geri ödenmesinde baþka bankalarý kullanmamanýn ve iflas/tasfiye sürecinde pasif bir alacaklý olarak hareket etmenin mevduat sigorta sistemleri için ciddi sýkýntýlar yaratabilecek hususlar olduðunu ifade ederek sözlerini noktalamýþtýr. Konuya iliþkin Mevduat Sigorta Sisteminde Bankalarýn Risklerinin Hesaplanmasý: Geleneksel ve Yenilikçi Yaklaþýmlar baþlýklý üçüncü sunum Ýtalya Cagliari Üniversitesinden Prof. Riccardo DE LISA tarafýndan gerçekleþtirilmiþtir. DE LISA sunumunda, geleneksel yaklaþýmlar bölümünde erken uyarý sistemine iliþkin olarak iki gösterge bulunduðundan bahsetmiþ, daha yenilikçi yaklaþýmlara iliþkin olarak beklenmedik risklerin/zararlarýn önemi ve modelleþtirilmeleri üzerinde durmuþtur. Yaptýklarý çalýþmalarýn hem geleneksel hem de yenilikçi yaklaþýmlarý takip ettiðine deðinen DE LISA, Basel IInin uygulanmasýnýn bankalarýn risklerini hesaplamada ve deðerlendirmede geniþ ve yeni bir veri kaynaðý oluþturacaðýný ve bankalarýn tasfiyesi için genel bir taným yerleþtirmede ortak bir paydanýn bulunmasýna yardýmcý olacaðýný ifade ederek sunumunu sona erdirmiþtir. Ýlk oturumun Mevduat Sigorta Sisteminde Risk Esaslý Prim Sistemiyle Birlikte Kredi Riski Analizi isimli ikinci bölümü Çek Cumhuriyeti Mevduat Sigorta Fonunun Yönetim Kurulu Baþkaný Josef TAUBER baþkanlýðýnda yapýlmýþtýr. Ýkinci oturumun ilk konuþmacýsý Kanada Mevduat Sigorta Kurumu Sigorta ve Risk Deðerlendirme Bölümü Baþkan Yardýmcýsý Michele BOURQUE olmuþtur. BOURQUE Risk Analizi: Risk Esaslý Bir Prim Sistemi Ne Zaman Uygundur? konulu sunumunda; kurumsal risk yönetimi ve sigorta riski hakkýnda bilgi vermiþ, risk deðerlendirmesinin neden / nasýl yapýldýðýna, risk deðerlendirme motodolojisine deðinmiþtir. Teknolojinin, tüm üye kuruluþlarýn süregelen izlenme sürecinin, denetçilerle sýký etkileþimin, ilgili, stratejik ve zamanýnda raporlamanýn ana baþarý faktörleri olduðunu belirten BOURQUE, ülkelerinde uygulanan risk esaslý prim sistemi (kriterler, faktörler, prim kategorileri, oranlar) hakkýnda bilgi vererek sunumunu tamamlamýþtýr. Ayný oturumun ikinci sunumunu Kazakistan Mevduat Sigorta Fonu Banka Analiz ve Ýstatistik Bölümü Yöneticisi Bakhytgul TUYAKOVA 24 Mevduat Sigorta Sisteminin Maruz Kaldýðý Kredi Riskini Deðerlendirmede Bir Araç Olarak Risk Esaslý Prim Sistemi: Kazakistan Deneyimi konusunda yapmýþtýr. TUYAKOVA, ilk olarak risk esaslý prim sisteminin ana amaçlarý, ilkeleri, özellikleri ve sistemi geliþtirme aþamalarýna deðinmiþtir. Ülkelerindeki yasal altyapýnýn 2006 yýlýnda oluþturulduðunu, sistemin uygulamaya 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren konduðunu belirten TUYAKOVA, bankalara iliþkin deðerlendirmelerinde kantitatif göstergelerin %70, kalitatif göstergelerin %30 aðýrlýða sahip olduðunu ifade etmiþtir. Bankalarýn A, B, C, D, E notlarýyla deðerlendirildiðine ve ödenen prim oranlarýnýn onbinde 4ten onbinde 38e kadar deðiþtiðine iþaret eden TUYAKOVA, 2007 Aralýk dönemi itibariyle sistemlerindeki 33 Bankanýn 16sýnýn D, 11inin C, 4ünün E, 1inin A ve 1inin B grubunda yer aldýðýný, ülkelerindeki Mevduat Sigorta Yasasýna göre mevduat sigortacýsýnýn hedef rezerv tutarýnýn tüm sisteme üye bankalarýn sigortalý mevduatýnýn toplamýnýn %5inden az olamayacaðýný, sermaye yeterliliði, varlýk kalitesi, varlýklarýn yoðunlaþmasý, karlýlýk, likidite, düzenleyici çevre ve uluslararasý derece notu kategorilerinin risk kategorileri olarak kabul edildiðini ve söz konusu kategorilerde 17 farklý oran hesaplamasý yapýldýðýný belirterek sunumuna son vermiþtir. Konuya iliþkin son sunum Fon Baþkan Yardýmcýsý Dr. Rýdvan ÇABUKEL tarafýndan Türkiyede Risk Esaslý Prim Sistemini Geliþtirmede Yaþanan Güçlükler konusunda yapýlmýþtýr. Sunumuna Türkiyedeki finansal güvenlik aðý ve mevduat sigorta sisteminin tarihçesine deðinerek baþlayan ÇABUKEL, 2000-2001 yýllarýnda ülkemizde yaþanan krize ve nedenlerine, fon rezerv düzeyine, zaman içindeki geliþimine ve mevcut prim sistemi deðinerek sözlerine devam etmiþtir. Yeni prim sistemini geliþtirme adýmlarýna deðinen ÇABUKEL, yeni prim sistemimize temel teþkil eden Kanada prim sistemi, yeni prim sistemimiz ve risk kriterleri hakkýnda bilgi vermiþtir. ÇABUKEL, TMSF açýsýndan TMSFnin Hazineye olan borcuna iliþkin problemin, yasal düzenlemelerimizde hedef fon rezervasyonunun belirlenmemiþ olmasýnýn, prim oraný bir defa düþürüldüðünde söz konusu oraný yükseltmenin kolay olmadýðýnýn, TMSF nin beklenen ve beklenmeyen kayýplarý üstlenmesi gerektiðinin; denetleyici otorite açýsýndan; CAMELS Sisteminin tutarlýðýnýnýn saðlanmasýnýn ve sistemin uygulanmasýnda yaþanan sýkýntýlarýn, Bankacýlýk sektörü açýsýndan ise; fonlama maliyetini azaltmak için daha az prim ödeme SEMÝNER isteðinin bulunmasýnýn temel güçlükler olduðuna iþaret ederek sunumuna son vermiþtir. Seminerin ikinci oturumu Yeterli Fon Rezervinin Tahmini baþlýðý altýnda yapýlmýþtýr. Ýkinci oturumun Yeterli Fon Rezervinin Tahmin Edilmesi Ýçin Bir Araç Olarak Hedef Rezerv Rasyosu konulu ilk bölümü Alman Bankalar Birliði Mevduat Koruma Bölümü Baþkaný ve EFDI Baþkan Yardýmcýsý Dirk CUPEÝ baþkanlýðýnda gerçekleþtirilmiþtir. Ýlk olarak söz alan IADI Genel Sekreteri Don INSCOE, Uygun Bir Mevduat Sigorta Fonu Muhafaza Etmek konulu sunumuna, sigorta fonunun ne kadar büyük olmasý gerektiði sorusunun yanýtlanmasý zor bir soru olduðunu belirterek baþlamýþtýr. INSCOE, uygun bir sigorta fonu boyutunun bankacýlýk sektöründeki genel risk düzeyine baðlý olduðunu, fon büyüklüðünü sabitlemeye çalýþtýkça primlerin daha istikrarsýz hale gelme eðiliminde olduðunu ifade etmiþtir. Amerika Birleþik Devletleri (ABD) örneðinden hareketle fonun hedefi tutturduðu veya hedefin üstünde bulunduðu durumlarda ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumunun (FDIC) iyi idare edilen ve iyi sermayeli kuruluþlardan sigorta primi almadýðýna iþaret eden INSCOE, katý bir fon hedef rasyosu bulunmasýnýn primlerin düzgün olarak fiyatlanamamasý ve prim yükünün adil olmayacak þekilde daðýtýlmasý gibi sonuçlarý bulunduðunu söylemiþtir. INSCOE, 2006 yýlýnda fon hedef rasyosu düzeyini belirlemede yeni bir esnekliðe ulaþýldýðýný, buna göre bahsedilen oranýn %1,15 ile %1,5 aralýðýnda olabileceðini, halihazýrda oranýn %1,25 olarak hesaplandýðýný, her 3 ayda bir FDICnin Beklenmeyen Zarar Rezervini hesapladýðýný, söz konusu rezervin bir sonraki yýl FDICnin banka ve tasarruf kurumu batýþlarýnda karþýlaþabileceði olasý ve tahmin edilebilen zarar tutarlarýný içerdiðini belirtmiþ, deðerlendirme kategorileri, deðerlendirme oranlarý ve 31.12.2007 itibariyle kuruluþlarýn risk kategorileri daðýlýmlarý ve deðerlendirmeleri hakkýnda bilgi vererek sözlerini tamamlamýþtýr. Daha sonra Litvanya Mevduat ve Yatýrým Sigortasý Kurumu Müdürü Raimundas ZÝLÝNSKAS Mevduat Sigorta Sisteminin Erken Uyarý Sisteminde Tasarlanmýþ Risk Rasyosu konulu sunumunu gerçekleþtirmiþtir. ZÝLÝNSKAS sunumuna, Litvanya bankalarýnýn 2007 yýlsonu itibariyle sigortalý mevduat tutarlarý hakkýnda bilgi vererek baþlamýþ, risk uyarý sistemlerinin 5 anahtar risk göstergesinin deðerlendirilmesini içerdiðini, 5 anahtar göstergenin sermaye yeterliliði, kredi kayýp oraný, risk düzeyi, karlýlýk düzeyi ve likidite normlarý olduðunu ifade etmiþtir. Daha sonra risk göstergelerinin içerikleri hakkýnda bilgi veren ZÝLÝNSKAS, her kredi kuruluþunun Fona olan riskinin hesaplandýðýný, risk oranýnýn 0 ile 0,05 arasýnda olasý durumunda kendileri için herhangi bir risk bulunmadýðýný, risk oranýnýn 1den büyük olmasýnýn ise en yüksek riski iþaret ettiðini belirterek sözlerine son vermiþtir. Bölümün son sunumu Tayvan Merkezi Mevduat Sigorta Kurumu (CDIC) Baþkan Vekili Yvonne FAN tarafýndan Mevduat Sigorta Fonunun Karþýlaþtýrmalý Deðerlendirilmesi: Teorik ve Pratik Yaklaþým konusunda gerçekleþtirilmiþtir. Ex-ante bir fonlama sisteminin hedef rezerv rasyosu bulunmasýyla birlikte saðlayacaðý avantajlara deðinerek sunumuna baþlayan FAN, fonlama hususlarý ile ilgili teorik yaklaþým hakkýnda bilgi vermiþ, pratik yaklaþýmlara iliþkin olarak da ekonomik ve mali durumun, üye kuruluþlar üzerindeki yükün, sistemik krizin ve mevduat sigortacýsýnýn bir yatýrým portföyü seçmesi/belirlemesinin önemine iþaret etmiþtir. Ülkelerindeki mevduat sigorta sisteminin tarihçesine deðinen FAN, ex-ante bir fonlama sistemine ve risk esaslý prim sistemine sahip olduklarýný, sigorta kapsamýndaki mevduatýn %2si olmak üzere hedef rasyolarý bulunduðunu belirtmiþ ve yatýrým politikalarý hakkýnda bilgi vermiþtir. Uluslararasý geliþmeler nedeniyle belli bir süre hedef rasyoya ulaþamayacaklarýný ve risk esaslý prim sisteminin uygulamasýnda kademeli yaklaþýmý benimsediklerini belirten FAN, hedef rasyolu bir ex-ante fonlama sisteminin tavsiye edilen bir sistem olduðunu belirterek sözlerini tamamlamýþtýr. IADI Genel Sekreteri Don INSCOE sunumunda; sigorta rezervinin büyüklüðünün ne olmasý gerektiði sorusunun yanýtlanmasý zor bir soru olduðunu belirtmiþ, ABDde halihazýrda fon hedef rasyosunun %1,25 olduðunu ifade etmiþtir. Konferansýn son bölümü Risk Analizi Temelinde Yeterli Fon Rezervinin Tahmini hususunda olmuþ, oturuma Macaristan Ulusal Mevduat Sigorta Fonu Müdür Yardýmcýsý Andras Fekete-GYÖR baþkanlýk etmiþtir. Konuya iliþkin olarak ilk söz DIA Planlama ve Stratejik Geliþim Dairesi Müdürü Andrei PEKHTEREVe verilmiþtir. PEKHTEREV Yeterli Fon Rezervinin Ölçülmesi konulu sunumuna, 2 temel fon rezervi ölçme metodundan bahsederek baþlamýþtýr. Risk analizi temelinde yeterli fon rezervi ölçülmesi metodunda üye bankalarýn temerrüt olasýlýklarýnýn tahmin edilmesinin önemini belirtmiþ, yeterli fon rezervinin ölçülmesinde iki baðýmsýz husus bulunduðuna, bunlardan bir tanesinin yeterli fon rezervinin kýsa vadeli hesaplanmasý, diðerinin yeterli fon rezervinin uzun vadeli tahmini olduðuna iþaret etmiþ, beklenen ve beklenmeyen kayýplarýn kýsa vadeli hesaplanmasýnda iki formulün ön plana çýktýðýna deðinerek sözlerine son vermiþtir. 25 SEMÝNER Seminerin son sunumunu gerçekleþtiren KDIC Baþkaný DaeDong PARK, likidite krizi yaþanmasý durumunda fonlarýnýn diðer hesaplarýndan, piyasadan, hazine ve merkez bankasýndan borçlanabildiðini, bono da ihraç edebildiklerini ifade etmiþtir. Daha sonra Ukrayna Mevduat Garanti Fonu Ekonomik Analiz ve Güncel Ýzleme Dairesi Baþkaný Tetyana RAYEVSKA Mevduat Garanti Sisteminin Katýlýmcýlarý Olan Bankalarýn Faaliyetlerinde Riskin Etkisi Ölçümü konulu sunumunu yapmýþtýr. Pay-box özelliðine ve kýsmi denetimsel güçlere sahip olan sistemlerine iliþkin bilgi vererek sözlerine baþlayan RAYEVSKA, bankalarýn mali durumlarýnýn analizi için bankalardan raporlar temin ettiklerini, 176 üye bankanýn bulunduðu mevduat sigorta sistemlerinde bankalarýn mali tablolarýnýn analizinin makro ve mikro düzeylerde gerçekleþtirildiðini belirtmiþtir. RAYEVSKA, notlama ve uzman deðerlendirmesi olarak iki risk belirleme ve deðerlendirme metodu kullandýklarýný, sermaye, varlýklar, yönetim, likidite, verimlilik standartlarýnýn ve ve büyüme oranlarýnýn notlandýðýný, bankanýn faaliyetlerinde tespit edilen herhangi bir riske ve olasý bir zarara iliþkin olarak üst yönetim kademesinin bilgilendirildiðini ve bankalarýn faaliyetlerinde tespit edilen risklere iliþkin olarak Ukrayna Merkez Bankasýyla bilgi paylaþýmýna gidildiðini belirterek sunumunu sona erdirmiþtir. Oturumun ve seminerin son sunumu Kore Mevduat Sigorta Kurumu (KDIC) Baþkaný DaeDong PARK tarafýndan Mevduat Sigorta Fonunun Yeterliliði: Kore Örneði hususunda gerçekleþtirilmiþtir. PARK, Korede mevduat sigorta fonunun gücünü artýrmada önem taþýyan faktörlerden bahsederek sunumuna baþlamýþ, hedef fon rezervinin bulunmasýnýn avantajlarýna deðinerek sözlerine devam etmiþtir. Kurumlarýnýn her mali sektör için hedef fon rezerv düzeyi belirlediðini ve Yumuþak Hedef Metodunu1 uyguladýðýný belirten PARK, likidite krizi yaþanmasý durumunda fonun diðer hesaplarýndan, piyasadan, hazineden ve merkez bankasýndan borçlanabildiðini, ayrýca bono ihraç edebildiklerine iþaret etmiþ, her beþ yýlda bir veya mali sistemde ani bir geliþme olduðunda fon rezervinin yeterliliðinin gözden geçirildiðini, hedef rasyonun Kantitatif Metot ile Ýhtiyari Metotun birlikte uygulanmasýyla belirlendiðini2, fon rasyolarýnýn %2,41, fon rezervlerinin ise 6,2 milyar USD olduðunu, söz konusu rezerv ile Kurumlarýnýn eþ zamanlý olarak 6 küçük bölgesel banka ile 5. ve 6. büyük ticari bankayý çözümleyebilecek durumda bulunduklarýný belirterek sözlerini tamamlamýþtýr. 1 Hedef düzey belli bir aralýktadýr ve fon düzeyi aralýktan sapma gösterdiðinde prim oranlarý kademeli olarak deðiþtirilebilir. (Ç.N.) 2 Kantitatif Metotun uygulanmasý ile mevduat sigorta fonunun kaybýnýn daðýlým oranýný tahmin etmek suretiyle uygun hedef rezervin boyutu hesaplanabilir. Ýhtiyari Metot ile, hedef rezerv, finansal kuruluþlarýn sigorta primlerine katlanabilme kabiliyetlerine, finansal krizlerin çözülmesine iliþkin tarihi deneyime, diðer ülke deneyimlerine ve mevduat sigorta fonuna likidite saðlama tedbirlerine göre belirlenmektedir. Örneðin, toplam sigortalý mevduatýn %1-2si olarak belirlenebildiði, söz konusu düzeyin Korede 5 orta ölçekli finansal kuruluþun ayný anda mevduat geri ödemelerini kaþýlayabilecek bir düzey olduðu belirtilmiþtir. 26 ARAÞTIRMA AVRUPA BÝRLÝÐÝNDE REFORM ANLAÞMASI LÝZBON ANLAÞMASI Anayasanýn ve imzalanmýþ olan anlaþmanýn amacý, kalabalýk bir Birlikte ortak politika üretmenin ve karar almanýn kolaylaþtýrýlmasý; veya bir baþka ifadeyle ABnin yönetilebilir hale getirilmesidir. Bu baðlamda, örneðin Avrupa Komisyonundaki temsilci sayýsý 27den 18e azaltýlarak üye sayýsýnýn altýna düþürülmektedir. Avrupa Birliðinin kurumsal yapýsýnda önemli deðiþiklikler öngören ve Reform Anlaþmasý olarak da anýlan Lizbon Anlaþmasý 13 Aralýk 2007 tarihindeki AB Zirvesinde imzalanmýþtýr. Söz konusu anlaþmanýn, Ekim2007de dönem baþkaný Portekizin ev sahipliðinde Lizbonda yapýlan zirvede onaylanmasý nedeniyle, belge Lizbon Anlaþmasý adýyla tarihe geçmiþtir. 10 Haziran 2009 tarihinde gerçekleþtirilecek Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde yürürlüðe girmesi beklenen ve Avrupa Birliði Anlaþmasý ve Avrupa Topluluðunu kuran Anlaþmada deðiþiklikler öngören yeni Anlaþma, Hollanda ve Fransa tarafýndan reddedilen Anayasa sonrasýnda Üye Devletlerin farklý kaygýlarýna yanýt verecek þekilde düzenlenmiþtir. Lizbon Anlaþmasýnda yapýlan 250 deðiþikliðin sadece 10unun, reddedilen Anayasadan farklý olduðu göz önüne alýndýðýnda iki metnin %96 oranýnda ayný olduðu anlaþýlmaktadýr. Bu baðlamda, en önemli fark Birliðin sembolleri, marþý ve sloganý gibi öðelerin yeni Anlaþmadan çýkarýlmýþ olmasýdýr. Ne var ki, Belçika, Bulgaristan, Almanya, Yunanistan, Ýspanya Krallýðý, Ýtalya, GKRY, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Avusturya, Portekiz, Romanya, Slovenya ve Slovakya, Avrupa Birliðinin sembolleri hakkýnda Deklarasyon (no 52) ile AB bayraðýna, marþýna ve sloganýna baðlýlýklarýný belirtmiþlerdir. Anlaþma ile getirilen önemli deðiþiklikler þu þekilde özetlenebilir; Anayasa- Anlaþma 2005 yýlýnda Fransa ve Hollandadaki halk oylamalarýnda reddedildikten sonra bir süreliðine rafa kaldýrýlan Avrupa Anayasasýnda yapýlan baþlýca deðiþiklik anayasa kavramýnýn kullanýmdan çýkarýlmasý olmuþtur. 2004 yýlýnda tamamlanan anayasa, tüm anlaþmalarýn tek metinde toplanmasýný hedeflerken, yeni belgede böyle bir giriþim bulunmamaktadýr. Anayasadan farklý olan bir baþka önemli gözüken deðiþiklik; AB bayraðý, marþý gibi ortak simgelere yapýlan atýflarýn çýkarýlarak AB ile ilgili oluþan süper-devlet algýlamasýný ve korkusunu ortadan kaldýrmaya çalýþmak olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Yönetsel Hususlar Anayasanýn ve imzalanmýþ olan anlaþmanýn amacý, kalabalýk bir Birlikte ortak politika üretmenin ve karar almanýn kolaylaþtýrýlmasý; veya bir baþka ifadeyle ABnin yönetilebilir hale getirilmesidir. Bu baðlamda, örneðin Avrupa Komisyonundaki temsilci sayýsý 27den 18e azaltýlarak üye sayýsýnýn altýna düþürülmektedir. Bu þekilde, üye ülkeler beþ yýlda bir yapýlan yenilemelerle dönüþümlü olarak komisyona temsilci gönderebileceklerdir. Altý ayda bir deðiþen baþkanlýk sisteminin kaldýrýlarak 2,5 yýllýðýna Avrupa Konseyine bir baþkan atanmasý, yenilikler arasýnda yer almaktadýr. Parlamento Lizbon Anlaþmasý, Avrupa Parlamentosu ile ulusal parlamentolara eskiye göre daha fazla yetki vermekte olup, temel insan hak ve özgürlüklerini baðlayýcý hale getirmektedir. Avrupa Parlamentosundaki 786 olan üye sayýsý 750ye düþürülmekte, ülkelerin AP da temsil edileceði üye sayýsý en az 6, en fazla 96 olmaktadýr. Parlamento üyeleri beþ yýl için seçilmekte ve AP, baþkanýný kendi üyeleri arasýndan seçmektedir. Parlamento Baþkaný, milletvekili sayýsýna dahil edilmemektedir. Olaðan yasama usulü olarak tanýmlanan ortak karar usulünün kapsamýnýn geniþletilmesi ile Avrupa Parlamentosunun rolü güçlendirilmektedir. AP ye ayný zamanda Ko m i s y o n b a þ k a n ý n ý s e ç m e y e t k i s i tanýnmaktadýr. Dýþ Politika AB Konseyi, nitelikli çoðunlukla, Komisyon Baþkaný ile de anlaþarak, Dýþ Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisini atayacaktýr. Yüksek Temsilci, Birliðin Ortak Dýþ ve Güvenlik Politikasýný yürütmekle görevlendirilmiþtir. Ayrýca, Yüksek Temsilci, Dýþ Ýliþkiler Konseyine baþkanlýk yaptýðý Ahmet Yücel Vural Strateji Geliþtirme Dairesi Fon Uzmaný 27 ARAÞTIRMA 13 Aralýk 2007 tarihinde imzalanan ve Reform Anlaþmasý olarak da bilinen Lizbon Anlaþmasý, Anayasanýn reddinin ardýndan gözden geçirilmiþ ve ABnin kurumsal yapýsýnda önemli deðiþiklikler içerecek þekilde yeniden düzenlenmiþtir. Yeni anlaþmanýn 10 Haziran 2009 tarihinde yapýlacak Avrupa Parlementosu seçimleri öncesinde yürürlüðe girmesi beklenmektedir. Bu makalede; yeni anlaþma ile getirilen önemli deðiþiklikler ele alýnmakta ve sözkonusu deðiþiklikler AB-Türkiye iliþkisi açýsýndan deðerlendirilmektedir. gibi, Komisyon Baþkan Yardýmcýsý olarak da görev almaktadýr. Dýþ iliþkilerden sorumlu komiser ile yüksek temsilcinin görevleri birleþtirilerek dýþ politikada tek temsilciye geçilmektedir. Böylece AB, global düzlemde daha aðýrlýklý bir rol oynamayý hedeflemektedir Karar Alma Mekanizmalarý Karar alma mekanizmalarýnda yapýlan en önemli yenilik çifte çoðunluk sistemi denilen oylama esasýnda yapýlan düzenleme olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Yaklaþýk 50 politika alanýnda veto kullanýmý kaldýrýlýrken, üye ülkelerin yüzde 55inin, nüfus olarak ise yüzde 65inin oyu ile kararlarýn alýnmasý öngörülmektedir. Dýþ politika, vergi ve bütçe gibi hassas alanlarda oy birliði geçerliliðini Güçlendirilmiþ iþbirliði, üye devletlerin, AB çerçevesinde, diðer üyeler dahil olmasalar da gruplar halinde hareket edebilmeleri ilkesine dayanmaktadýr. Grup üyeleri, diðer AB Üye Devletlerini davet etmeden nitelikli çoðunluk ile karar alabileceklerdir. Bu model dýþ politikaya iliþkin tüm alanlarda uygulanabilecektir. Temel Haklar Þartý Anlaþmanýn imzalanmasýndan bir gün önce Strazburgda kabul edilecek Avrupa Birliði Temel Haklar Þartý, bazý Üye Devletlerin (Çek Anlaþmanýn Üye Ülkelerde Onay Süreci Ülke Almanya, Ýtalya,Ýspanya, Yunanistan, Portekiz, Macaristan,Ýsveç, Litvanya, Letonya,Slovenya, Estonya, GKRY,Malta, Bulgaristan, Romanya Onay usulleri Son durum ve açýklamalar Anlaþma, Almanya, Yunanistan, Portekiz, Macaristan, Litvanya, Parlamentoda basit çoðunluk aranýyor. Anayasada Letonya, Slovenya, Estonya, Referandum þartý bulunmuyor. Malta, Bulgaristan Onayladý. Ýtalya, Ýspanya, Ýsveç ve GKRY onay sürecindedir. Avusturya, Finlandiya Parlamentoda üçte iki çoðunluk aranýyor. Anlaþma Onaylandý. Polonya Parlamentoda, Anlaþma anayasal deðiþiklik gerektiriyorsa üçte iki, gerektirmiyorsa basit çoðunluk aranýyor. Anlaþma Onaylandý. Belçika Parlamentoda üçte iki çoðunluk aranýyor. Ayrýca her iki kamaranýn ve bölgesel meclislerin onaylamasý Anlaþma Onay sürecindedir. gerekiyor. Fransa Anayasal deðiþiklik yapýlmasý gerekiyor. Kongrede bu deðiþiklik için üçte iki, Lizbon Anlaþmasýnýn onaylanmasý için beþte üç çoðunluk aranýyor. Slovakya,Çek Cumhuriyeti Mutlak çoðunluk aranýyor. Danimarka Birliðe yetki devri söz konusu ise her iki mecliste de altýda beþ, deðilse üçte iki çoðunluk aranýyor. Ayrýca, bölgesel meclislerin de kararý onaylamasý gerekiyor. Ýrlanda Anlaþma Onaylandý. Parlamentoda beþte üç çoðunluk aranýyor (Çek Anlaþma Slovakyada onaylandý. Cumhuriyetinde Senatoda da bu çoðunluk Çek Cumhuriyetinde onay aranýyor). sürecindedir Lüksemburg Ýngiltere, Hollanda 28 sürdürecektir. Polonyanýn itirazlarýnýn, bu yeni sistemin uygulamaya konmasýný 2014 yýlýna kadar ertelettiði, 2017ye kadar ise vazgeçilmesine olanak tanýdýðý unutulmamalýdýr. Anlaþma Onaylandý. Anlaþma Onaylandý. Ýngiltere, Hollanda Her iki kamarada da basit çoðunluk Anlaþma, Ýngilterede aranýyor. onaylanmýþ olup, Hollandada onay sürecindedir. Referanduma gidilmesi zorunlu olan tek ülke.. Anlaþma Referandumda reddedildi.. ARAÞTIRMA Cumhuriyeti, Polonya, Ýngiltere ve Ýrlanda) dýþarýda kalmasýna raðmen, diðer Üye Devletler için hukuki baðlayýcýlýk kazanmaktadýr. Anlaþma, ABye üye 26 ülkenin parlamento onayýndan geçecektir. Anlaþmayý, halk oylamasýna sunmak zorunda olan tek ülke Ýrlanda olmaktadýr. 2001 yýlýnda Nice Anlaþmasýný geri çeviren Ýrlanda halký, yeni düzenlemeler yapýlmasý sonucu 2003te ayný anlaþma için olumlu oy kullanmýþ, ancak bu süre içinde Birlik içinde ufak bir krize sebep olmuþtur. Bugün itibariyle, Anlaþma 19 ülkede onaylanmýþ bulunmaktadýr. Birliðe üye 7 ülkede onay süreci devam etmekte olup Ýrlandada gerçekleþtirilen referandumda Anlaþma reddedilmiþtir. AB-Türkiye iliþkileri açýsýndan önemi Avrupa Birliðinin Türkiyeye karþý net bir siyasi tavýr belirlemesi için kendi içindeki sorunlarý çözmesi gerekmektedir. Bu baðlamda Lizbon Anlaþmasý ile getirilen deðiþikliklerin kurumsal aksaklýklarý ortadan kaldýrmasý, Türkiyenin daha az sorunlu bir Birliðe katýlýmýný kolaylaþtýracaktýr. Ne var ki, Anlaþmanýn, gelecek geniþlemeler için bir öngörüde bulunmamasý olumsuz bir durumdur. Akdeniz Birliði gibi önerileri daha sýk gündeme getirebilecek güçlendirilmiþ iþbirliði ile birlikte deðerlendirildiðinde, bu durum, Türkiye karþýtý bazý Üye Devletler tarafýndan kullanýlabilir. Diðer taraftan, yukarýda belirtildiði gibi nüfus, Konsey ve Avrupa Parlamentosunun oluþumunda daha önemli bir etmen haline gelmektedir. Dolayýsýyla imtiyazlý ortaklýk gibi tam üyelik dýþýndaki öneriler daha fazla gündeme gelebilir. Bu baðlamda Türkiyenin akýlcý, süratli, ýsrarcý ve dikkatli bir strateji izlemesi gerekmektedi. Bugün itibariyle, Anlaþma 19 ülkede onaylanmýþ bulunmaktadýr. Birliðe üye 7 ülkede onay süreci devam etmekte olup Ýrlandada gerçekleþtirilen referandumda Anlaþma reddedilmiþtir. Avrupa Birliði Haritasý-Lizbon Anlaþmasý Onay Durumu Kaynaklar Kaynak: http://europa.eu/lisbon_treaty/countries/index_en.htm Anlaþmanýn kabul edildiði ülkeler: Anlaþmanýn onay sürecinde olduðu ülkeler Anlaþmanýn reddedildiði ülkeler www.europa.eu www.ikv.org.tr www.euractiv.com www.asam.org.tr 29 MAKALE ÝÞTE AHLÂK NEREDEDÝR? Tüm mesleklerin ortak bir kavrama ihtiyacý vardýr. Bu ahlak kavramý olmalýdýr. Mesleði icra edenlerin ahlaklý olmasý olmazsa olmazýdýr. Örneðin doðruluk, dürüstlük, sözünde durma, yalan söylememe vb. nitelikler her mesleði yapanda bulunmasý gereken ahlaki niteliklerdir. Yolsuzluk yapmamak, rüþvet yememek, adam kayýrmamak, gücü kötüye kullanmamak, muhasebe hileleri ile hýrsýzlýk yapmamak, eksik tartmamak her mesleðin gerektirdiði ahlak ilkeleri deðil midir? Ýþ ahlaký; toplumda sýkça duyulan bir kavram. Çoðu kez kalmadýðýndan, eskiden var olan fakat günümüzde azalan bir olgudan bahsedilir. Kimileri buna meslek ahlaký der. Öyle ise her meslekten insaný ilgilendiren bir kavramdan söz ederken, örneðin basýn ahlaký, ticaret ahlaký, siyaset ahlaki, iþveren ahlaký, üretici ahlaký diye saydýðýmýzda kapsamýn ne kadar geniþ olduðunu görürüz. Peki, mesleðin bizzat kendisi için ahlaklý yada ahlaksýz biçiminde bir ayýrým yapýlabilir mi? Bu soru önemlidir. Zira þahýslar tarafýndan icra edilen, her toplumun ortak deðer yargýlarý ile baðdaþmayan bazý iþler vardýr ki bunlar birer meslek deðildir. Örneðin hýrsýz vardýr ama hýrsýzlýk bir meslek deðildir. Böyle deðerlendirildiðinde meþru addedilen ve icra edildiðinde ekonomik faaliyet içeren iþleri meslek olarak nitelendirmek gerekir. Meþrutiyeti tartýþmasýz olan meslek niteliðindeki iþlerin de ahlaklý-ahlaksýz gibi bir sýnýflamasý olamaz. Tüm mesleklerin ortak bir kavrama ihtiyacý vardýr. Bu ahlak kavramý olmalýdýr. Mesleði icra edenlerin ahlaklý olmasý olmazsa olmazýdýr. Örneðin doðruluk, dürüstlük, sözünde durma, yalan söylememe vb. nitelikler her mesleði yapanda bulunmasý gereken ahlaki niteliklerdir. Yolsuzluk yapmamak, rüþvet yememek, adam kayýrmamak, gücü kötüye kullanmamak, muhasebe hileleri ile hýrsýzlýk yapmamak, eksik tartmamak her mesleðin gerektirdiði ahlak ilkeleri deðil midir? Elbette her meslek icra edilirken uyulmasý gereken ya da uyulmasý beklenen ahlaki sayýlabilecek ilkeler vardýr ve olmalýdýr. Hakimin, avukatýn, gazetecinin, bankacýnýn mesleðini icra ederken uymasý gereken temel kurallar yanýnda içinde yaþamýþ olduklarý kurumlara, toplumlara ve tabiata karþý da sorumluluklarý vardýr. Hakim adaletli omalý, avukat müvekkilinin hak ve hukukunu Bayram BABACAN TMSF, Daire Baþkaný 30 gözetmeli, ticaret yapan dürüst olmalý derken temel bir olguya vurgu yapmýþ oluyoruz. Bu da insanýn ahlaklý omasý gerektiðidir. Ahlak, doðru ve iyi þeyin ne olduðunu veya yanlýþ ve kötü þeyin ne olduðunu açýklayan bir davranýþ kodunu oluþturan kural koyucu ilkeler setidir. diye tanýmlanabilir. Bu tanýmý çok statik bulan bazý düþünürler olmuþtur. Deðiþimin ahlak tanýmýný da farklýlaþtýrdýðýný savunan Charles Powers ve David Vogel , Ahlak, insan refahýný oluþturan unsurlarýn neler olduðunu inceleyen ve bunlarý teþvik etmek için gerekli davranýþ ve karar türlerini açýklayan bir süreçtir diyerek yeni bir taným getirmiþlerdir . HELLRIGEL, D., & SLOCUM, J.W. (1986) . MANAGEMENT (4TH EDITION) Tarihsel süreci dikkate alan bir tanýmý ise Doç. Dr. Þevki Özgener þöyle yapmaktadýr: Ahlak bir birey veya grubun belirli eylemlerinin doðruluðunu veya yanlýþlýðýný, eylemde bulunanlarýn iyi veya kötü yanlarýný ve bu eylemlerin yönelmiþ olduðu hedeflerle iliþkili olarak insanlýðýn refahýný oluþturan unsurlarýn neler olduðunu araþtýran ve bu unsurlarý teþvik etmek için gerekli davranýþ ve karar türlerini açýklayan standartlar, deðerler, ilkeler ve kurallar bütünüdür (Ýþ Ahlaký Dergisi, Mayýs 2008) Bu genel ahlak tanýmýnýn yanýnda bir iþ ahlaký tanýmýndan da bahsedilemez mi? Elbette bunu da yapmýþlardýr. Yine Özgenere göre; Ýþ ahlaký, ekonomi ve iþ dünyasýnýn saðladýðý olanaklar karþýsýnda saðduyulu seçimler yapmalarý için bireylere yol gösteren ilkeler ve deðerleri inceleyen bir disiplindir. (Þ. Özgener, Ýþ Ahlaký Dergisi, Mayýs 2008) Ýþ ahlaký, ya da meslek ahlaký kavramýnýn güncel hale gelmesinin önemli nedeni ahlaki sorunlarýn büyük ölçüde ekonomi ve ekonomik sonuçlarla ilgili olduðu noktasýnda genel bir kanaatin MAKALE oluþmuþ olmasýdýr. Hortumculuk yolsuzluk, rüþvet, banka içi boþaltmalarý toplumun son yýllardaki ana gündemini oluþturmuþtur. Toplum tarafýndan gayri ahlaki olarak nitelendirilen bu eylemler ekonomik olarak da bir deprem etkisi yapmýþtýr. Hukuk ve ahlak kurallarý içerisinde iþlemeyen bir ekonomik sistem, bütün toplum açýsýndan sorun yaratýr. Nitekim Türkiyenin son onbeþ yýlýna damga vuran bazý hukuk dýþý ve gayri ahlaki ekonomik sistem sonuçlarý, her kesimi derinden etkilemiþtir. Ýþ ahlaký, birey, aile ve toplum ahlakýndan baðýmsýz deðildir. Ýþ ahlakýnýn varlýðý, ancak ahlaklý bir birey ve toplumun varlýðý ile mümkündür. Ayrýca ahlaksýzlýðý önleyecek hukuk kurallarýnýn doðru konmasý ve icrasý önemlidir. Meslek kuruluþlarý, mensuplarýnýn ahlaklý ve erdemli davranýþlarýný ödüllendirmeli, ahlaksýz davranýþlarýný ise cezalandýrmalýdýr. Sivil toplum kuruluþlarý bu çerçevede daha etkin bir rol üstlenmelidir. Kurumlar iþ ahlaký konusunda ahlak kurallarý belirlemeli ve bu kurallara uygun hareket etmelidir. Etik Kurulunu aktif olarak çalýþtýrmalýdýr. Ýþ ahlakýna uygun davranýþlarý ödüllendirmeli ve uygun olmayan davranýþlarý gerekirse cezalandýrýlmalýdýr. Makro düzeyde yapýlan ve iþ ahlakýna sýðmayan davranýþlar daha alt düzeyde kurumlarda çalýþanlar açýsýndan da dikkate alýnmalýdýr. Çalýþtýðý kurumlarda görevini ihmal etmek, kurumun araç-gereç ve malzemelerini özel olarak kullanmak veya israf etmek, kurumun gizli bilgilerini sýzdýrmak, iþin yapýlmasýný gereksiz yere uzatmak, iþ saatlerine uymamak, çalýþma saatlerinde özel iþler yapmak, kayýt ve belgelerde tahrifat yapmak vb. iþ ahlakýna uymayan davranýþlar olarak görülür. Sonuç olarak denilebilir ki, iþ ahlaký, genel ahlak kavramýndan ayrý tutulamaz. Birey ve toplum olarak refah içinde, dengeli, sosyal ve ekonomik geliþmede baþarýya ulaþýlmasý isteniyorsa kiþisel çýkarlarý pompalayan homo economicus merkezli, ekonomik ahlak anlayýþýnýn bertaraf edilmesi gerekir. Hukukun adil ve þeffaf olarak egemen olmasý, yetersiz kaldýðý durumlarda kamuoyu bilinci ve baskýsýnýn kendisini hissetirmesi zorunlu hale gelmiþtir. Ýþ ahlaký, birey, aile ve toplum ahlakýndan baðýmsýz deðildir. Ýþ ahlakýnýn varlýðý, ancak ahlaklý bir birey ve toplumun varlýðý ile mümkündür. Ayrýca ahlaksýzlýðý önleyecek hukuk kurallarýnýn doðru konmasý ve icrasý önemlidir. Meslek kuruluþlarý, mensuplarýnýn ahlaklý ve erdemli davranýþlarýný ödüllendirmeli, ahlaksýz davranýþlarýný ise cezalandýrmalýdýr. Ahlaklý bireylerden oluþan toplumlar yarýþta daima ilk sýralarda yer alýr. Ýþ ahlaký genel ahlakýn ayrýlmaz parçasýdýr. Ahlaksýzlýk terazide deðil tartanda olur. 31 SUNUM ETKÝLÝ MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMÝ ÝÇÝN ASLÝ PRENSÝPLER IADI (ULUSLARARASI MEVDUAT SIGORTACILARÝ BÝRLÝÐÝ) IADI (Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði), rehberliði yaparak ve uluslararasý iþbirliðini teþvik ederek mevduat sigorta sistemlerine katkýda bulunmak amacýyla için 2002 yýlýnda kurulmuþtur. IADInin bugün itibariyle 48 üyesi bulunmaktadýr. IADI, kuruluþ misyonu doðrultusunda mevduat sigorta sistemi kurmayý veya mevduat sigorta sistemini deðiþtirmeyi düþünen ülkelere rehberlik yapmasý amacýyla, yayýnlamýþ olduðu araþtýrma raporlarýndan, IADI kurucu üyelerinden, Finansal Ýstikrar Forumunun çalýþmalarýndan ve çeþitli çalýþma gruplarýnýn yayýnlarýndan faydalanmak suretiyle, Asli Prensipleri oluþturmuþtur. Söz konusu prensipler, bir çok ülkenin mevduat sigorta sistemlerini kurarken ve/veya geliþtirirken yaþamýþ olduðu tecrübeleri yansýtmakta olduðundan uygulanabilirlik düzeyinin oldukça yüksek olduðu düþünülmektedir. Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý tarafýndan Þubat-2008de yayýnlanmýþ olan Etkili Bir Mevduat Sigorta Sistemi Ýçin Asli Prensiplerin çeþitli dillere çevirisi yapýlmýþ ve www.iadi.org internet sitesinde mevduat sigortacýlarýna rehber bir kaynak olarak yayýnlanmýþtýr. Önsöz 1- Politika yapýcýlarýn, mudilerin nasýl korunabileceði ve finansal sistemin istikrarýna nasýl katký yapýlacaðý ile ilgili birçok seçenekleri bulunmaktadýr. Açýk- kapsamý sýnýrlý- mevduat sigortasý, diðer alternatiflere göre örtülü mevduat sigortasý-daha çok tercih edilir duruma gelmiþtir. Bir mevduat sigorta sistemi, yetkililerin mudilere karþý yükümlülüklerine açýklýk getirmekte, takdire baðlý kararlarýn kapsamýný daraltmakta, kamuoyu güvenini arttýrmakta, iflas etmiþ kurumlarýn çözümleme maliyetlerinin kontrolüne yardýmcý olmakta ve ülkelere banka iflaslarýyla daha düzenli bir süreç içinde ilgilenme fýrsatý saðlamaktadýr. 2- Bir ülkede saðlýklý bir bankacýlýk sistemi ve etkili bir kurumsal çevre mevcut olduðunda mevduat sigorta sisteminin kurulmasý veya mevduat sigorta sisteminde deðiþikliðe gidilmesi süreci, daha baþarýlý olur. Mevduat sigorta sisteminin kredibilitesinin yüksek olmasý, iyi yapýlandýrýlmýþ, gereði gibi tasarlanmýþ ve iyi yürütülen bir finansal sistem güvenlik aðýnýn parçasý olmasýna baðlýdýr. Sistem, ihtiyatlý düzenlemeler ve denetlemeler, güçlü bir muhasebe ve bilgilendirme sistemi ve yasalarýn etkili bir þekilde uygulanmasý ile desteklenmelidir. Ayný zamanda, etkili bir mevduat sigorta sistemi, mevcudiyeti, faydalarý ve sýnýrlamalarý ile birlikte yüksek seviyede bir kamu bilinci ile de desteklenmelidir. Bir mevduat sigorta sistemi ayný anda sýnýrlý sayýda banka iflasý ile ilgilenebilmekte olup, sistemik bir ÇEVÝRÝ: Ahmet Yücel VURAL Strateji Geliþtirme Dairesi Fon Uzmaný Fatih DENÝZ Strateji Geliþtirme Dairesi Fon Uzmaný 32 bankacýlýk krizinin çözümlemesi ise bütün finansal güvenlik aðý aktörlerinin birlikte etkin bir þekilde çalýþmasýný gerektirmektedir. Asli Prensipler 3- Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði (IADI), rehberlik yaparak ve uluslararasý iþbirliðini arttýrarak mevduat sigorta sistemlerinin etkinliðine katkýda bulunma misyonuyla 2002 yýlýnda kurulmuþtur. IADI, görevinin bir parçasý olarak, asli prensipler ve etkin uygulamalar biçiminde mevduat sigortasý ile ilgili olarak rehberlik oluþturmak için araþtýrmalar yapmaktadýr. 4- IADI, mevduat sigorta sistemi kurmayý veya mevduat sigorta sistemini deðiþtirmeyi düþünen ülkelere fayda saðlamasý amacýyla Asli Prensipleri oluþturmuþtur. Asli prensipler, mevduat sigorta sistemlerinin etkinliðini arttýrmak için oluþturulmuþ ve IADInin araþtýrma raporlarý ile IADInin kurucu üyeleri, Finansal Ýstikrar Forumu Mevduat Sigortacýlýðý Çalýþma Grubunun 2001 yýlýnda ve Asya Pasifik Ýþbirliði Örgütü Mevduat Sigortacýlýðý Diyalog Grubunun 2005 yýlýnda yayýnlamýþ olduðu raporlardan derlenmiþtir. IADI, asli prensiplerin oluþturulmasýnda, tam ve katýlýmcý üyeleri ile gözlemcilerin pratik tecrübelerinden azami ölçüde faydalanmýþtýr. Bu suretle, asli prensipler, bir çok ülkenin þartlarýný ve sistemlerini yansýtmakta ve o ölçüde uygulanabilir olmaktadýr. IADI, zaman içerisinde asli prensipleri geliþtirmeyi tasarlamaktadýr. SUNUM 5- Asli prensipler, etkili mevduat sigorta uygulamalarý için hazýrlanmýþtýr. Ulusal yetkililer, etkili mevduat sigorta sistemine ulaþmak için kendi görev alanlarý ile ilgili olarak ek tedbirler getirmekte serbest olacaklardýr. 6- Asli prensipler on bir grup içinde deðerlendirilmektedir: Amaçlarýn belirlenmesi ve dýþsal çevre (prensip 1 ve 2), sorumluluklar ve yetkiler ( prensip 3 ve 4), yönetiþim (prensip 5), finansal güvenlik aðýnýn diðer aktörleri ile iliþkiler ve sýnýr ötesi hususlar (prensip 6 ve 7), üyelik ve kapsam (prensip 8-10), fonlama (prensip 11 ve 12), Kamuoyu bilinci (prensip 13), seçilmiþ yasal hususlar (prensip 14 ve 15), çözümleme (prensip 16-18), tazmin (prensip 19 ve 20), ahlaki sorunlar (prensip 21). Amaçlarýn Belirlenmesi ve Dýþsal Çevre 1. prensip- Kamu Çýkarýnýn Gözetilmesi: Mevduat sigorta sisteminin kurulmasýnda veya mevcut sistemin deðiþtirilmesinde ilk adým, ulaþýlmak istenen kamu çýkarýna uygun amaçlarýn belirlenmesi ve bunlarýn iyi anlaþýlmasýdýr. Mevduat sigorta sisteminin asli amacý; ülkenin finansal istikrarýna katký yapmak ve finansal konularda daha az bilgili olan mudilerin mevduatlarýný korumaktýr. Mevduat sigorta sisteminin, kamu çýkarý amacýný ve sorumluluðunu ne ölçüde saðladýðýnýn, sürekli iyileþtirme süreci ile gözden geçirilmesi gerekmektedir. 2. prensip- Durum Analizi: Mevduat sigorta sisteminin benimsenmesi veya sistemin deðiþtirilmesinde, politika yapýcýlarýn durum analizi yaparak mevcut þartlarý ve etkenleri gözden geçirmeleri gerekmektedir. Bu þartlar ve etkenler arasýnda; ekonomik faaliyetlerin seviyesi, mevcut para ve maliye politikalarý, bankacýlýk sisteminin durumu ve yapýsý, kamuoyunun yaklaþýmý ve beklentileri, yasal çerçeve, ihtiyatlý düzenleyici, denetleyici sistem ile muhasebe ve bilgilendirme sistemi yer almaktadýr. Mevcut þartlar ve faktörler uygun deðilse, bunlarýn ne olduðunun tespit edilmesi oldukça önemlidir. Tedbirlerin alýnmasýný gerektiren bir durum var ise, bu tedbirler önceden alýnabileceði gibi mevduat sigorta sisteminin benimsenmesi veya sistemin deðiþtirilmesi ile eþ zamanlý da alýnabilir. Sorumluluklar ve Yetkiler 3. prensip- Sorumluluklar: Bütün mevduat sigortacýlarý için uygun tek bir sorumluluk veya sorumluluklar dizisi bulunmamaktadýr. Mevduat sigortacýlarý, ödeme veznesi olarak adlandýrýlan dar kapsamlý sorumluluktan, en geniþ kapsamlý sorumluluk olan risk minimizasyonuna kadar birçok farklý sorumluluðu taþýmaktadýrlar. Sorumluluk her ne olursa olsun, sorumluluklar ile amaçlar ve mevduat sigortacýsýna verilen yetkiler arasýnda tutarlýlýk olmasý oldukça önemlidir. Mevduat sigortacýsýna verilen sorumluluðun belirlenmesi, mevduat sigortasýnýn finansal güvenlik aðý içindeki rolüne açýklýk getirecektir. 4. prensip- Yetkiler: Mevduat sigortacýsý, sorumluluklarýný yerine getirmek için gerekli tüm yetkilere sahip olmalýdýr. Bütün mevduat sigortacýlarý, mudilere karþý sorumluluklarýný bir an önce yerine getirmek için anlaþmalar yapmak, uygun þartlarý belirlemek ve bilgiye zamanýnda ve net olarak ulaþmak gibi yetkilere sahip olmayý talep ederler. Mevduat sigorta sisteminin asli amacý; ülkenin finansal istikrarýna katký yapmak ve finansal konularda daha az bilgili olan mudilerin mevduatlarýný korumaktýr. Mevduat sigorta sisteminin, kamu çýkarý amacýný ve sorumluluðunu ne ölçüde saðladýðýnýn, sürekli iyileþtirme süreci ile gözden geçirilmesi gerekmektedir. Yönetiþim 5. prensip- Yönetiþim: Finansal sistem güvenlik aðýný oluþturan aracýlarýn etkili yönetiþimi finansal sistemin yapýsýný güçlendirir ve sistemin istikrarýna katkýda bulunur. Sorumluluklarý net, usulsüz politik ve sektörel etkilemelerden izole edilmiþ operasyonel olarak baðýmsýz ve sorumlu, hesap verebilir finansal güvenlik aðý aktörleri, bu þekilde bir baðýmsýzlýða sahip olmayan kurumlara göre daha fazla dürüstlük, kredibilite ve meþruiyet taþýmaktadýrlar. Mevduat sigorta sistemi idari organlara sahip olmalýdýr ve bu organlar mevduat sigorta sisteminin yetkilerini almýþ olduðu otoriteye karþý sorumlu olmalýdýr. Mevduat sigorta sistemleri, potansiyel usulsüz politik ve sektörel etkilemeler ile idare organý aktörlerinin çýkar çatýþmalarýndan en az etkilenecek þekilde yapýlandýrýlmalýdýr. Finansal Güvenlik Aðýnýn Diðer Aktörleriyle Ýliþkiler ve Sýnýr Ötesi Hususlar 6. prensip- Finansal Güvenlik Aðýnýn Diðer Aktörleriyle Ýliþkiler: Mevduat sigortacýsýnýn karþýlýklý iliþki yönetimi sorumluluk ve yetkilerine göre deðiþiklik gösterebilir, fakat finansal güvenlik aðýnýn aktörleri arasýndaki koordinasyon ve bilgi paylaþýmý her koþulda önem arzetmektedir. Bu tür bilgi, zamanýnda, net ve gerektiðinde gizliliði korunmak suretiyle uygun bilgi olmalýdýr. Bilgi paylaþýmý uygulamalarýnýn; kanunlarla, iyi niyet anlaþmalarýyla, yasal anlaþmalarla veya bunlarýn kombinasyonuyla somutlaþtýrýlmasý arzu edilmektedir. Bu uygulamalar, güvenlik aðý aktörlerinin ilgili diðer faaliyetlerinin koordinasyonunda da genel bir çerçeve oluþturulmasý için yardýmcý olacaktýr. 33 SUNUM Mevduat sigorta sisteminin etkili olabilmesi için kamuoyunun, sigorta sisteminin faydalarý ve limitleri hakkýnda bilgi sahibi olmasý zorunludur. Kamuoyunun güvenini korumak ve güçlendirmek için mevduat sigorta sisteminin özellikleri hakkýnda düzenli olarak bilgilendirme yapýlmalýdýr. 7. prensip- Sýnýr Ötesi Hususlar: Mevduat sigortacýlarý ve güvenlik aðýnýn diðer aktörleri arasýndaki koordinasyon ve bilgi paylaþýmý sýnýr ötesi bakýþ açýsýna göre de oldukça önemlidir. Farklý görevlerdeki mevduat sigortacýlarý arasýnda ve mevduat sigortacýlarý ile finansal güvenlik aðýnýn diðer aktörleri arasýnda gerekli bilgilerin deðiþimi, gizlilik temin edilmek suretiyle, gerektiðinde yapýlmalýdýr. Ev sahibi ülke sisteminin yabancý banka þubeleri için ek kapsam saðladýðý durumlarda, çoklu tazminlerin önüne geçilmelidir. Ana ülke tarafýndan halen saðlanan mevduat sigortasýnýn harçlar ve primler ile sýnýrlandýrýlmasý esasý kabul edilmelidir. Üyelik ve Kapsam 8. prensip- Zorunlu Üyelik:Ters seçimlerin önlenmesi amacýyla üyelik kriterlerini karþýlayan bankalar için üyelik zorunlu olmalýdýr. Mevduat sigorta sistemi içinde yer alan mevduat kuruluþlarý saðlam, ihtiyatlý düzenleme ve denetlemeye tabi olmalýdýr. 9. prensip- Kapsam: Politika yapýcýlar kanun veya özel sözleþme ile neyin sigortalanabilir mevduat olduðunu açýk bir þekilde tanýmlamalýdýrlar. Sigorta tutarý (seviyesi) ilgili verilerin incelenmesi ile belirlenebilir. Hangi tutar seçilirse seçilsin, bu miktar güvenilir ve sistemin diðer tasarým özellikleri ile iç tutarlýlýða sahip olmalýdýr. Dahasý, sistemin kamu politikasý hedeflerine ulaþýlabilmesi için, bu miktarýn mudilerin yeterli çoðunluðunu içine almasý gerekmektedir. Sigorta limitlerinin, enflasyon ve diðer faktörler sebebiyle periyodik olarak ayarlanmasý gerekebilir. 12. prensip- Farklýlaþan Prim Uygulamalarý: Önceden fonlama sisteminin uygulandýðý mevduat sigorta sistemlerinde, Politika yapýcýlar, bankalarýn bireysel risk profiline göre farklýlaþan, sabit oranlý prim sistemi veya risk bazlý prim sistemi arasýnda tercih yapabilirler. Risk bazlý farklýlaþan prim sisteminde esaslar ve kriterler tüm üyelere karþý þeffaf olmalýdýr. Bununla birlikte, risk bazlý prim sistemini uygulayacak olan kurumlar, sistemin düzgün bir þekilde iþleyebilmesi için gerekli olan kaynaklarý saðlamalýdýrlar. 13. prensip- Kamuoyu Bilinci: Mevduat sigorta sisteminin etkili olabilmesi için kamuoyunun, sigorta sisteminin faydalarý ve limitleri hakkýnda bilgi sahibi olmasý zorunludur. Kamuoyunun güvenini korumak ve güçlendirmek için mevduat sigorta sisteminin özellikleri hakkýnda düzenli olarak bilgilendirme yapýlmalýdýr. Fonlama Bütün mevduat sigortacýlarý, mevduat sigorta sistemi hakkýnda kamuoyu bilincini sürekli olarak arttýrmaya çalýþmalýdýr. Kamuoyu bilincini arttýrma programýnýn ana hedefleri; finansal sistemin istikrarýna katký yapmak için, kamu çýkarý hedefini baþarmak ve kamuoyunun eðitimini artýrmak için mevduat sigorta sistemlerinin etkinliðini saðlamaktýr. Kamuoyu bilincini arttýrma programýnýn amaçlarý net olarak belirlenmeli ve program kamuoyu çýkarý ve mevduat sigortacýsýnýn sorumluluklarý ile uyumlu olmalýdýr. 11. prensip- Fonlama: Fonlama ile ilgili düzenlemeler, etkin bir mevduat sigorta sistemi için oldukça önemlidir. Mevduat sigorta sistemi, mudilerin taleplerine iliþkin tazmin ödemelerinin hemen yapýlabilmesi için gerekli tüm fonlama mekanizmalarýna sahip olmalýdýr. Önceden fonlama sistemi, mevduat sigortasý kapsamýna giren ödemeler ile iflas sonrasýnda ortaya çýkan diðer maliyetleri karþýlayacak düzeyde fon birikmesini ve muhafazasýný gerektirmektedir. Sonradan fonlama sisteminde ise, fonlar ancak 14. prensip- Yasal Koruma: Mevduat sigortacýlarý ve finansal güvenlik aðýnýn diðer aktörleri için çalýþan kiþiler, sorumluluklarýný yerine getirirken vermiþ olduklarý kararlar ile iyi niyetle gerçekleþtirdikleri iþlemlerden dolayý açýlabilecek hukuki davalara karþý korunmalýdýrlar. Ancak, ayný çevrede hesap verilebilirlik yasal koruma ile bir arada olmalýdýr. Bu durum, söz konusu kiþilerin yasal koruma altýnda olduklarý halde, hesap verilebilirliklerini 10. prensip- Sýnýrsýz Garantiden Mevduat Sigorta Sistemine Geçiþ: Bir ülke, sýnýrsýz garantiden, mevduat sigorta sistemine geçmeye karar verdiðinde geçiþ süreci ülkenin þartlarý izin verdiði ölçüde süratli olmalýdýr. Politika yapýcýlar, kamuoyunun yaklaþýmýna ve beklentilerine özel bir dikkat göstermelidirler. 34 bir banka iflas ettiði zaman saðlanýr. Üye kurumlar, banka iflas ettiði zaman fon ödemesinde bulunurlar. Üye bankalar, hem kendileri hem de müþterilerinin mevduat sigorta sisteminden faydalanmalarý nedeniyle, mevduat sigortasýnýn maliyetini ödemek zorundadýrlar. Mevcut IADI araþtýrmalarý, sigortalý mevduatlarýn tazminlerinin hemen yapýlmasý ve kamuoyu güveninin saðlanmasý amacýyla ve mevduat sigortacýlýðý deðerlemelerinin arttýrýcý etkilerinden kaçýnmak için önceden fonlamanýn avantajlarýnýn dezavantajlarýndan daha fazla olduðuna iþaret etmektedir. Seçilmiþ Yasal Hususlar: SUNUM temin etmek üzere, yeminlerine baðlý, çýkar çatýþmasý kurallarýna ve ahlaki kurallara uygun davranmalarý anlamýna gelmektedir. Yasal koruma, mevzuatta ve idari prosedürlerde yer almalý, uygun koþullarda tazmin edilenler için yasal maliyetleri de karþýlamalýdýr. 15. prensip- Banka Ýflasýnda Kusurlu Olanlara Karþý Muamele: Mevduat sigortacýsýna veya diðer ilgili güvenlik aðý aktörüne, bankanýn iflasýnda kusuru bulunanlara iliþkin olarak araþtýrma yapma ve gerekli ise dava açma yetkisinin verilmesi gerekir. Ýflas etmiþ/iflas etmekte olan bir bankanýn çalýþanlarý, müdürleri, yöneticileri, denetçileri ve ilgili diðer taraflarý hakkýnda araþtýrma yetkisine sahip olunmasý, sigortacýnýn tahsil kabiliyetini güçlendirir ve görevi kötüye kullanmaya karþý önlemleri güçlendirerek ahlaki problemlerin azalmasýný saðlar. Çözümleme 16. prensip- Acil Düzeltici Çalýþmalar için Tetikleyici Mekanizmalar: Finansal sistem güvenlik aðýnýn aktörleri, zor durumdaki bankalarýn acil tespiti ve çözümlemesi için bir çerçeve çalýþma yapmalýdýrlar. Bir bankanýn zor duruma düþmesi veya zor duruma düþme olasýlýðýnýn tespit ve teþhisi, iyi tanýmlanmýþ ve þeffaf tetikleyici mekanizmalar temelinde güvenlik aðý aktörlerinin harekete geçme konusundaki operasyonel baðýmsýzlýk ve yasal otoritesi çerçevesinde erkenden yapýlmalýdýr. Bu hazýrlýklar, güçlü düzenleme ve denetleme, etkin muhasebe ve bilgilendirme sistemi ve yasal sistemle desteklenmelidir. 17. prensip- Etkili Çözümleme Süreçleri: Çözümlemede üç ana seçenek bulunmaktadýr: mudilerin taleplerinin tazmini ve tasfiyesi, satýþ, finansal yardým. Ýflas kanunlarý ve diðer yasalar, ülkelere göre farklýlýk gösterdiði ve bazý durumlarda belirli çözümleme metotlarýnýn uygulanmasýný zorlaþtýrdýðý için, çözümleme seçeneðini oldukça etkilemektedir. Bankalarýn ve banka iflaslarýnýn özel önemi nedeniyle, politika yapýcýlar iflas yasalarýnýn zor durumda bulunan bankalarýn sistemden çýkýþýný kolaylaþtýrýp kolaylaþtýrmadýðýný gözden geçirmek isteyebilirler. Bu durumda, bankalar için özel çözümleme sistemi dikkate alýnmalýdýr. Etkili çözümleme süreçleri; mevduat sigortacýsýnýn yükümlülüklerini karþýlamalý, mudilerin tazmininin hemen ve doðru olarak gerçekleþmesini saðlamalý, çözümleme maliyetlerini ve piyasa karýþýklýðýný minimize etmeli, varlýklarýn geri kazanýmýný maksimize etmeli, iyi niyetli talepleri zamanýnda ve tarafsýz olarak ödemeli, dikkatsizlik ve diðer hatalara karþý yasal tedbirler ile disiplini kuvvetlendirmelidir. 18. prensip- Geçiþ Bankasý: Mevduat sigortacýsý veya diðer ilgili güvenlik aðý aktörünün, nihai çözümleme süreci tamamlanana kadar, geçiþ bankasý kurma, iflas eden bankanýn varlýklarýnýn mülkiyetini edinme ve yükümlülüklerini üstlenme yetkisine sahip olmasý gerekmektedir. Geri Ödeme 19. prensip- Mudilere Yapýlan Ödemeler: Mevduat sigortacýsý, banka kapanmadan önce, sigortalý mevduatýn zamanýnda ödenmesi için hazýrlýk yapabilmek için yeterince haberdar edilmeli veya bilgilendirilmelidir. Sistemler ve süreçler, zor durumda bulunan bankalarýn mevduat yükümlülüklerine iliþkin hazýrlayýcý bilgiler edinilebilecek þekilde oluþturulmalýdýr. Mevduat sigortacýsýnýn ne zaman ve hangi þartlarda tazmin sürecini baþlatacaðýný ve uygulanacak sigorta limitlerini öðrenmek isterler. Mudilere, hangi tazminlerin ne zaman ödeneceði ile ilgili bilgi verilmelidir. Banka kapanmadan önce gerekli mevduat bilgilerinin elde edilmesi, kayýt manipülasyonu riskini azaltýr, tazmin sürecinin tamamlanmasý süresini kýsaltýr ve kamuoyu güveninin muhafazasýný saðlar. Tazmin sürecinde, kimlere tazmin ödemesi yapýlacaðý ve mevduat sigortasý limitlerinin gözetilmesinin temin edilmesi oldukça önemli adýmlardýr. Mudiler, mevduat sigortacýsýnýn ne zaman ve hangi þartlarda tazmin sürecini baþlatacaðýný ve uygulanacak sigorta limitlerini öðrenmek isterler. Mudilere, hangi tazminlerin ne zaman ödeneceði ile ilgili bilgi verilmelidir. Banka kapanmadan önce gerekli mevduat bilgilerinin elde edilmesi, kayýt manipülasyonu riskini azaltýr, tazmin sürecinin tamamlanmasý süresini kýsaltýr ve kamuoyu güveninin muhafazasýný saðlar. 20. prensip- Tazmin Talepleri ve Ödemeler: Varlýk yönetimi ve elden çýkarma stratejileri ticari mülahazalarla ve varlýklarýn ekonomik deðerleriyle, varlýklarýn kalitesiyle, piyasalarýn derinliði ve durumuyla, varlýk yönetimi ve elden çýkarmada ekspertiz uygunluðuyla, varlýklarýn elden çýkarýlmasý ile ilgili yasal gerekliliklerle ve kamuoyu çýkarý gözetilerek oluþturulmalýdýr. Ahlaki Sorunlar 21. prensip- Ahlaki Sorunlarýn Azaltýlmasý: Ýyi düzenlemiþ bir finansal güvenlik aðý, finansal sistemin istikrarýna katkýda bulunur, ancak iyi düzenlenmemiþ bir finansal güvenlik aðý ise riskleri, özellikle ahlaki sorunlarý arttýrýr. Ýyi kurumsal yönetiþim ve bankalarýn etkili risk yönetimi, etkili piyasa disiplini ve ihtiyatlý düzenleme, denetleme ve kanunlarýn birlikte kullanýmý ahlaki sorunlarý azaltabilir. Mevduat sigorta sisteminin belirli özellikleri taþýmasý da ahlaki sorunlarý azaltabilir. Söz konusu özellikler; sigorta edilen tutarlarýn sýnýrlandýrýlmasý, belirli kategorideki mevduatlarýn kapsam dýþýnda tutulmasý, 35 SUNUM Mevduat sigorta sisteminin belirli özellikleri taþýmasý da ahlaki sorunlarý azaltabilir. farklýlaþtýrýlmýþ veya risk bazlý prim sisteminin uygulanmasý, sorunlu bankalarýn erken kapatýlmasý suretiyle zarar riskinin azaltýlmasý, yöneticiler ve usulsüz iþlemlerde bulunan diðer kiþiler hakkýnda yasal yollara baþvurma isteði gösterilmesini içermektedir. 7- Öncelikli hedeflere ulaþýldýðý sürece, Asli Prensipler mevduat sigortacýlýðýna karþý farklý yaklaþýmlara karþý tarafsýzdýr. Asli Prensipler, bütün bankacýlýk sistemlerinin ihtiyaçlarýný ve þartlarýný kapsamak üzere oluþturulmamýþtýr. Bunun yerine ülkelerin kendine özgü þartlarý Kaynak www.iadi.org 36 ile kamuoyu çýkarýný gözetme ve mevduat sigortacýsýnýn sorumluluðunu yerine getirmesi için, mevcut yasalar ve yetkiler çerçevesinde uygun bir þekilde dikkate alýnmalýdýr. 8- Asli Prensiplere en üst düzeyde uyum, finansal sistemin istikrarýna ve mudilerin korunmasýna katkýda bulunur. 9- Finansal Ýstikrar Forumunun ve diðer uluslararasý otoritelerin, düzenleme çerçevelerini güçlendirmeleri, mudilerin korunmasý ve finansal sistemin istikrarýna katký için Asli Prensipleri göz önüne almasý önerilmektedir. MAKALE YARATICI DÜÞÜNME ve BEYÝN FIRTINASI Yazarlar yaratýcýlýk fabrikasýnýn faaliyete geçebilmesi için; ben yerine biz denilmesi, birlikte çalýþýlan kiþileri ciddiye almak ve bunu hissettirmek, insanlara güvenmek, yardým istemek ve çalýþanlarýn tatile çýkmasýna izin vermek gibi ilk baþta sýradan gözüken yaklaþýmlarýn ne kadar etkili olduðunu göstermiþlerdir. Yaratýcý fikirlerin önemine ve nasýl ortaya çýkarýlabileceðine iliþkin sayýsýz kitap ve makale yayýnlanmaktadýr. Örneðin, Foster ve Corby, yaratýcýlýk fabrikasý adlý eserlerinde bir iþyerinin yaratýcý fikir fabrikasýna dönüþebilmesi için çok sayýda pratik öneri geliþtirmiþlerdir. Yazarlar yaratýcýlýk fabrikasýnýn faaliyete geçebilmesi için; ben yerine biz denilmesi, birlikte çalýþýlan kiþileri ciddiye almak ve bunu hissettirmek, insanlara güvenmek, yardým istemek ve çalýþanlarýn tatile çýkmasýna izin vermek gibi ilk baþta sýradan gözüken yaklaþýmlarýn ne kadar etkili olduðunu göstermiþlerdir. Alex Osborn tarafýndan geliþtirilen beyin fýrtýnasý kavramý yeni fikirler oluþturmak üzere, düþüncelere engel koymaksýzýn, önceden belirlenmiþ kurallar dahilinde yapýlan fikir yaratma yöntemi olarak tanýmlanmaktadýr (Wikipedia). Osborna göre grubun yapacaklarý; olabildiðince çok fikir üretmek, olabildiðince çarpýcý fikirler üretmek, birbirlerinin fikirlerine katkýda bulunmak ve fikirlere önyargýlý yaklaþmamak þeklinde olmalýdýr (Johannsson, 2007: 132). Kýsaca ifade etmek gerekirse, beyin fýrtýnasý yeni fikir üretmek için kullanýlan bir tekniktir. Bu tekniðin etkili olmasýný saðlayan beþ önemli ilkesi vardýr (Luecke, 2008:57): Bunlar; odaklanma, yargýda bulunmama, kiþisel güvenlik, seri tartýþma ve fikirler inþa etmedir. Söz konusu beþ ilkeden odaklanma, belirli bir soruna yoðunlaþýlmasýný; yargýda bulunmama, fikirlerin üretim aþamasýnda en uç fikirlerin bile teþvik edilmesini ve önyargýyla deðerlendirilmemesini; kiþisel güvenlik, mevcut yapýya yönelik eleþtirel fikirleri ortaya atan kiþilerin kendini, o anda ve sonrasýnda güvende hissedebilmesini; seri tartýþma, tartýþmanýn bir konuþmayla, bir seferle sýnýrlý kalmasýný; fikirler inþa etme ise beyin fýrtýnasý süresince diðerlerinin ortaya attýðý fikirlerden hareketle yeni fikir üretilmesini kapsamaktadýr. Aþaðýdaki kýsýmda ilk olarak beyin fýrtýnalarýnýn kurumlara faydalarý ele alýnmýþ ve bu süreçlerde etkinliði azaltan unsurlara deðinilmiþtir. Daha sonra ise beyin fýrtýnalarýnýn nasýl iyileþtirilebileceði konusunda görüþlere ve önerilere yer verilmiþtir. Beyin fýrtýnalarýnýn kurumlara faydalarý Beyin fýrtýnalarýnýn kurumlara faydalarýndan öne çýkan üç tanesi þöyledir (Kelley ve Littman, 2007: 209-210): Birinci faydasý kurumun hafýzasýný güçlendirmesidir. Bir kurumda çalýþanlar farklý takýmlarda görevler alabilirler. Bu elemanlarý beyin fýrtýnasýnda bir araya getirmek ve böylece kurumsal bilgi ve deneyimden herkesin faydalanmasýný saðlamak mümkündür. Bu þekilde takýmýn geçmiþteki, þimdiki ve gelecekteki sorunlarý irdelemesi, takýmýn sürekli hafýzasýný ve zekasýný çalýþtýrmasý için zemin hazýrlanmýþ olmaktadýr. Ýkinci faydasý akýlcý tavýrlarý desteklemesidir. Yazarlar akýlcý tavýrdan, kiþinin bildiklerine tam bir güven duymasýný, karþýt fikirleri dinleyebilmesini ve bu ikisi arasýnda kurulan dengeyi kastetmektedirler. Beyin fýrtýnasý kiþiyi, diðer yaratýcý zihinlerle ayný seviyede fikir üretmeye iter. Bu þekilde karþýlýklý fikirler birbirini geliþtirmektedir. Üçüncü faydasý ise yaratýcý kiþilerin kiþisel markalarýný geliþtirmesidir. Yazarlara göre beyin fýrtýnalarý yarattýklarý özgür ortam ile herkese kendisini göstermesi için bir fýrsat sunmaktadýr. Kiþi diðerlerinin nasýl çalýþýp düþündüðünü görürken, diðerleri de söz konusu kiþiyi daha iyi algýlayacaklardýr. Böylece yaratýcý zihinlerin kiþisel markalarý güçlenecektir. Beyin fýrtýnalarýnda yaratýcýlýðý sýnýrlayan unsurlar Beyin fýrtýnalarýnýn yukarýda deðinilen ve deðinilmeyen faydalarýnýn ortaya çýkabilmesi bütün kurumlar için son derece önemlidir. Burada kilit önemde rol oynayan kurumsal Dr. Bekir GÖVDERE Süleyman Demirel Üniversitesi Ýktisat Bölümü Öðretim Üyesi 37 MAKALE Kurum kültürü yaratýcý fikirlerin filizlenmesi ve kolaylýkla ifade edilmesine imkan veren bir tarzda oluþturulabilirse, beklenen sonuçlara daha kolaylýkla ulaþýlabilir. Ancak, uygulamada beyin fýrtýnalarýndan beklenen yeni ve yaratýcý fikirlerin -yeterinceçýkmadýðý görülmektedir. kültürdür. Kurum kültürü, baþarý ve baþarýsýzlýðýn temelinde yatmaktadýr (Goffee ve Jones, 2000). Kurum kültürü yaratýcý fikirlerin filizlenmesi ve kolaylýkla ifade edilmesine imkan veren bir tarzda oluþturulabilirse, beklenen sonuçlara daha kolaylýkla ulaþýlabilir. Ancak, uygulamada beyin fýrtýnalarýndan beklenen yeni ve yaratýcý fikirlerin -yeterinceçýkmadýðý görülmektedir. Diehl ve Stroebe, bunun nedenini; otlakçý fenomeni, deðerlendirilme kaygýsý ve engelleme olmak üzere 3 kuramla açýklamaktadýrlar (Johannsson, 2007: 134). Otlakçý fenomeni: Grupsal beyin fýrtýnalarýnda hiç kimse tek baþýna yeni fikir üretmekten sorumlu olmadýðý, sorumluluk bütün grubun olduðu için, katýlanlar farklý bir psikolojik yaklaþým içinde olabilmektedir. Örneðin, grup üyeleri nasýlsa birisi yeni fikir ortaya atar, onun üzerinde tartýþýrýz þeklinde bir düþünceye hakim olabilmektedirler. Bu düþüncedeki grup üyeleri, yeni fikir üretmek için kendisini yeterince zorlamayacaktýr. Deðerlendirilme kaygýsý: Yukarýda deðinilen kiþisel güvenlik kavramýna karþýlýk gelmektedir. Grup üyelerinden bazýlarýnýn, diðerleri tarafýndan yargýlanacaklarý, dýþlanacaklarý kaygýsý taþýmalarýdýr. Bu kaygýyý taþýyan kiþiler özgün ve sýra dýþý fikirlerini açýklamaktan kaçýnmaktadýrlar. Engelleme: Grupsal çalýþmalarda herkes sýrayla konuþmaktadýr. Kýsa dönemli belleklerimiz bir yandan eskilerini canlý tutarken bir yandan da yeni fikirler üretebilmeyi beceremez. Bir yandan baþkalarýnýn fikirlerini dinleyip deðerlendirirken, diðer yandan kendi yaratýcý fikirlerimizi geliþtirmek söz konusu deðildir. Kiþi baþkalarýnýn fikirlerini ifade etmesini beklerken, muhtemelen kendi fikirlerini unutabilir. Beyin fýrtýnalarýnýn daha etkin hale getirilmesi Yukarýda deðinildiði gibi, otlakçý fenomeni, deðerlendirilme kaygýsý ve engelleme, beyin fýrtýnalarýnýn baþarýsýný sýnýrlandýrmaktadýr. Daha açýk bir ifade ile istenilen sonucun alýnabilmesi için söz konusu üç engelin bertaraf edilmesi gerekmektedir. Bu amaçla konu üzerinde çalýþan yazarlar farklý öneriler geliþtirmiþlerdir. Bu önerilerden bir tanesi Johansson tarafýndan yapýlmýþtýr. Buna göre, bireysel beyin fýrtýnasý yaþanmasýna izin vermek gerekmektedir. Bunun için önce, 1520 dakika sürecek bireysel beyin fýrtýnasý 38 aþamasýna yer verilmeli ve daha sonra grupsal beyin fýrtýnasýna geçilmelidir. Yazarýn bir baþka önerisi ise dile getirilen bütün fikirlerin tahtaya yazýlmasý ve çoðunun da tartýþýlmasýdýr. Bu amaçla kiþiler toplantýya katýlmadan fikirlerini yazýp getirmekteler ve her bir fikir tahtaya yazýlmaktadýr (Johansson, 2007: 135). Diehl ve Strobe ise beyin fýrtýnalarýný iyileþtirmek için beyin yazýmý tekniðini önermiþlerdir: Beyin yazýmý tekniðinde insanlar ayný anda, ayný sorun konusunda yazýlý fikirler üretmektedirler. Birbirlerinin fikirlerini konuþmaksýzýn yapýlandýrma imkanýna sahiptirler. Herkes bir masanýn çevresine oturmaktadýr. Masanýn ortasýnda herkesin eriþebileceði bir yerde bir kaðýt destesi durmaktadýr. Öncelikle çözüm aranacak sorun tanýmlanmaktadýr. Herkes bir kaðýda bir tek fikir yazmakta ve baþka birinin yazdýðý fikri okumaktadýr. Ne zaman biri ortadaki kaðýtlardan bir tane alsa, önceki fikirler okunmakta, çaðrýþýmlar kurulmaya ve yepyeni bir fikir yakalanmaya çalýþýlmaktadýr (Johansson, 2007: 135-6). Kelley ve Littman ise beyin fýrtýnalarýnýn yedi sýrrý ile baþka bir öneri getirmiþlerdir: Birinci sýr, odaðýn daraltýlmasýdýr. Problemin açýk bir þekilde tanýmlanmasýný içerir. Ýkinci sýr, kurallara dikkat etmektir. Bu kurallar; sayý hedeflemek, uçuk fikirler denemek, görsel olmak, hüküm vermekten kaçýnmak ve bir seferde bir konuþma y a p m a k t ý r. Ü ç ü n c ü s ý r, f i k i r l e r i n numaralandýrýlmasýdýr. Yazarlar saatte yüz fikir üretilmesinin iyi ve akýcý bir beyin fýrtýnasýnýn iþareti olarak görmektedirler. Ayrýca bunun bir baþka faydasý da, 98. fikir geliþtirildiðinde takýmýn yüzüncü fikre ulaþabilmesi için yeni bir enerji ile dolacaðýný düþünmeleridir. Dördüncü sýr, zýplamalar ve atlamalardýr. Her beyin fýrtýnasý süresince yeni fikirlerin ortaya atýldýðý, fikir sayýsýnýn azaldýðý anlar gelebilir. Bu anlarda yöneticilerin farklý yaklaþýmlarla deðinilmiþ bir fikre dönerek ivmeyi yeniden artýrmalarýný ifade etmektedir. Beþinci sýr, alaný kullanmaktýr ve fiziksel alanýn kullanýlmasýna iþaret eder. Fikirlerin görsel hale getirilmesi, yazýlmasý gibi. Altýncý sýr, ilk önce esneme hareketlere izin vermektir. Örneðin, beyin fýrtýnasýna katýlacaklara önceden ev ödevi verilmesi, kelime oyunu oynanmasý gibi. Yedinci sýr ise, fiziksel sonuçlardýr. Yazarlar, prototipler, çizimler, modeller oluþturabilmek için, basit araçlarýn ve malzemelerin hazýr bulundurulmasýnýn faydasýna iþaret etmektedirler (Kelley ve Littman, 2007: 211-212) MAKALE Arman Kýrým Mor Ýneðin Akýllýsý eserinde habercilikte kullanýlan 5N1K yönteminin beyin fýrtýnalarýnýn etkinliðini artýrmak için kullanýlabileceðini belirtmektedir. Yazar kendi deneyimlerine dayanarak, beyin fýrtýnalarý ile ilgili gözlemlerinden hareketle bu yöntemi önermektedir. Bilindiði gibi 5N1K; ne, ne zaman, nerede, neden, nasýl ve kim sorularýný ifade etmektedir. Kýrým, söz konusu sorulara ayrýca daha baþka ne olabilir sorusunun eklenmesinin de etkili olacaðýna deðinmektedir. Yazar, 5N1K yönteminin þu þekilde dizayn edilebileceðini göstermektedir: Örneðin, müþteri nerede, ne zaman, nasýl, neden ve kiminle birlikteyken sizin ürününüzü kullanmak isteyecektir? (Kýrým, 2003: 99-101). Beyin fýrtýnasý bu sorulara cevap bularak ilerleyecektir. Deðerlendirme ve sonuç Günümüzün en çok atýf yapýlan kavramlarýnýn arasýnda farklýlaþmak yer almaktadýr. Bir iþletmenin rakipleri arasýndan farklýlaþabilmesi için ise yeni ve yaratýcý fikirler üretmeleri gerekmektedir. Bunu elde etmenin yolu ise kurumsal kültürü bu farkýndalýkla dizayn etmekten geçmektedir. Oluþturulan kültürü paylaþabilen, ayný vizyona odaklanmýþ elemanlardan oluþan ekipler kurulmasý bir sonraki adýmdýr. Ancak, bunlar, yaratýcý fikirler için yeterli deðildir. Yukarýda da deðinildiði gibi, zihindeki yaratýcý fikirlerin ortaya çýkarýlmasý için yapýlmasý gerekenler bulunmaktadýr. Beyin fýrtýnasý tekniði bu amaçla kullanýlmakla birlikte, burada da yeterince yeni fikirler ortaya çýkmayabilir. Beyin fýrtýnasý tekniðinden güçlü ve çok sayýda yaratýcý fikrin doðabilmesi için basit ve pratik öneriler yapýlmýþtýr. Bunlar arasýnda -belki deen faydalýsý ilk önce bireysel beyin fýrtýnasý, ardýndan grupsal beyin fýrtýnasýnýn yapýlmasýdýr. Bireysel olarak yazýlý hale getirilen fikirlerin tahtaya sýralanmasý ve tartýþýlmasýdýr. Kiþiler böylelikle deðerlendirilme kaygýsý taþýmadan yazýlý fikirler üzerinde görüþlerini belirtebileceklerdir. Ayrýca, herkesin yeni fikir geliþtirmesi gerekeceðinden otlakçý fenomeni de en azýndan belli ölçülerde devre dýþý kalacaktýr. Fikirlerin yazýlarak ifade edilmesi, kurumda bir tepkinin ortaya çýkmasýný engelleyerek baþka bir katkýda daha bulunabilir. Bu tepki, sürekli yeni fikirler ortaya atanlara karþý, kurumda içten içe oluþan gerilimi ifade etmektedir. Söz konusu gerilimi ve sonucuna iliþkin Daniel Keyesin Algernona Çiçekler adlý romanýnda güzel bir anekdot bulunmaktadýr. Bu romanýn kahramaný zihinsel özürlüdür. Bilim adamlarýnýn geliþtirdiði bir teknikle bu özründen kurtulmasý, hatta üstün zekalý olabilmesi mümkündür ve deðinilen tekniðin kendisi üzerinde uygulanmasýný kabul eder. Öyle ki, çok kýsa sürede birkaç dil öðrenmiþ, iktisat profesörüne Arman Kýrým Mor Ýneðin Akýllýsý eserinde habercilikte kullanýlan 5N1K yönteminin beyin fýrtýnalarýnýn etkinliðini artýrmak için kullanýlabileceðini belirtmektedir. Yazar kendi deneyimlerine dayanarak, beyin fýrtýnalarý ile ilgili gözlemlerinden hareketle bu yöntemi önermektedir. soru sorabilecek noktaya gelmiþtir. Ancak, iþ arkadaþlarý ile arasý gittikçe açýlmaktadýr. Romanýn kahramaný bunu, iþ arkadaþlarýnýn kendisine ve baþarýlarýna baktýklarýnda, kendi yetersizliklerini görmelerine baðlamaktadýr. Kendi yetersizliklerini fark etmelerine neden olduðu için arkadaþlarýna içten içe içerlemekte ve tepki vermektedirler. Romandan yapýlan alýntýnýn vurguladýðý noktadan devam edersek, beyin fýrtýnasýnda fikirlerin önceden yazýlý olarak getirilmesi, hem grubun tüm üyelerinin fikir üretmesini teþvik edecektir hem de fikir üretemeyenlerin zihinlerinde yetersizliklerine iliþkin bir þüphenin filizlenmesini önleyebilecektir. Bundan dolayý, gruba katýlacak herkesin fikir üretmesi ve bu fikirleri yazýlý hale getirmeleri, böyle bir tepkinin de önünü alabilir. Kaynaklar Foster J. ve L. Corby, (2008), Yaratýcýlýk Fabrikasý, (çev. E. Duru), Optimist Yay., Ýstanbul. Goffee, R. ve G. Jones, (2000), Kurum Kültürü, (çev. K. Kutmandu), MediaCat, Ýstanbul. Johansson, F., (2007), Yaratýcýlýk ve Ýnovasyon, (çev. D. Tayanç), MediaCat, Ýstanbul. Kelley, T. ve J. Littman, (2007), 10 Ýnovasyon Emri, (çev. C. Sungur), MediaCat, Ýstanbul. Keyes, D. (2005), Algernona Çiçekler, Beyaz Balina Yay., Ýstanbul. Kýrým, A., (2003), Mor Ýneðin Akýllýsý, Sistem Yayýncýlýk, Ýstanbul. Luecke, R., (2008), Ýþ Dünyasýnda Yenilik ve Yaratýcýlýk¸ (çev. T. Parlak), Türkiye Ýþ Bankasý Kültür Yayýnlarý, Ýstanbul. 39 HUKUK SOSYAL GÜVENLÝK REFORMU NELER ÖNGÖRÜYOR? Kamuoyunda Sosyal Güvenlik Reformu diye bilinen 5510 sayýlý Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý Kanunu 1 Ekim 2008 de yürürlüðe girecek.Kanunun yürürlüðe girmesiyle birlikte sosyal güvenlik alanýnda yeniliklerle tanýþacaðýz. Ülkemizde SSK, Bað-Kur ve Emekli Sandýðý kapsamýnda 15 milyon aktif sigortalý bulunmaktadýr. Çalýþanlarýn bakmakla yükümlü olduðu kiþilerle beraber sosyal güvenlik þemsiyesi 60 milyona yakýn kiþiyi kapsamaktadýr. Yeþil Kartlýlar da ilave edildiðinde saðlýk hizmetleri karþýlananlarýn oraný nüfusun %90ýný geçmektedir. Kamuoyunda Sosyal Güvenlik Reformu diye bilinen 5510 sayýlý Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý Kanunu 1 Ekim 2008 de yürürlüðe girecek.Kanunun yürürlüðe girmesiyle birlikte sosyal güvenlik alanýnda yeniliklerle tanýþacaðýz. 5502 SAYILI Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile SSK,Bað-Kur ve Emekli Sandýðý tek çatý altýnda toplanmýþtýr. 10/7/1953 tarihli ve 6132 sayýlý At Yarýþlarý Hakkýnda Kanuna tabi jokey ve antrenörler hakkýnda da uygulanýr. 4/c(Emekli sandýðý)kapsamýna kimler girer a)Ýþçi sendikalarý ve konfederasyonlarý ile sendika þubelerinin baþkanlýklarý ve yönetim kurullarýna seçilenler, b) Baþbakan, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, belediye baþkanlarý, il encümeninin seçimle gelen üyeleri, b) Bir veya birden fazla iþveren tarafýndan çalýþtýrýlan; film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçýlarý ile müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diðer uðraþlarý içine alan bütün güzel sanat kollarýnda çalýþanlar ile düþünürler ve yazarlar, c) Birinci fýkranýn (c) bendi kapsamýnda iken, bu kapsamdaki kiþilerin kurduðu sendikalar ve konfederasyonlarý ile sendika þubelerinin baþkanlýklarý ve yönetim kurullarýna seçilenlerden aylýksýz izne ayrýlanlar, d) 2/7/1941 tarihli ve 4081 sayýlý Çiftçi Mallarýnýn Korunmasý Hakkýnda Kanuna göre çalýþtýrýlanlar, e) 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayýlý Umumi 40 4/b (Bað-Kur) sigorta kapsamýna baþka kimler girer? 4/a (SSK) lý Sigorta kapsamýna baþka kimler girmekte? c) Mütekabiliyet esasýna dayalý olarak uluslararasý sosyal güvenlik sözleþmesi yapýlmýþ ülke uyruðunda olanlar hariç olmak üzere, yabancý uyruklu kiþilerden hizmet akdi ile çalýþanlar, Fon Denetçisi f) Milli Eðitim Bakanlýðý tarafýndan düzenlenen kurslarda usta öðretici olarak çalýþtýrýlanlar, kamu idarelerinde ders ücreti karþýlýðý görev verilenler ile 657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanununun 4 üncü maddesinin (C) bendi kapsamýnda çalýþtýrýlanlar, a) Kuruluþ ve personel kanunlarý veya diðer kanunlar gereðince seçimle veya atama yoluyla kamu idarelerinde göreve gelenlerden; bu görevleri sebebiyle kendilerine ilgili kanunlarýnda Devlet memurlarý gibi emeklilik hakký tanýnmýþ olanlardan hizmet akdi ile çalýþmayanlar, *5510 sayýlý Yeni yasanýn yürürlüðe girmesiyle birlikte, SSKlýlar 4/a,Bað-Kurlular 4/b,Emekli sandýðýna tabi olanlar ise 4/c li olarak adlandýrýlacak. Erdal AYDIN Hýfzýsýhha Kanununda belirtilen umumî kadýnlar, d) Harp okullarý ile fakülte ve yüksek okullarda, Türk Silâhlý Kuvvetleri hesabýna okuyan veya kendi hesabýna okumakta iken askerî öðrenci olanlar ile astsubay meslek yüksek okullarý ve astsubay naspedilmek üzere temel askerlik eðitimine tâbi tutulan adaylar, Kimler sigortalý sayýlmayacaklar Sigortalý sayýlmayanlar kýsa ve uzun vadeli sigorta kollarý hükümlerinin uygulanmasýnda; HUKUK a) Ýþverenin iþyerinde ücretsiz çalýþan eþi, b) Ayný konutta birlikte yaþayan ve üçüncü derece dahil bu dereceye kadar hýsýmlar arasýnda ve aralarýna dýþardan baþka kimse katýlmaksýzýn, yaþadýklarý konut içinde yapýlan iþlerde çalýþanlar, c) Ev hizmetlerinde çalýþanlar (ücretle ve sürekli olarak çalýþanlar hariç), d) Askerlik hizmetlerini er ve erbaþ olarak yapmakta olanlar ile yedek subay okulu öðrencileri, e) Yabancý bir ülkede kurulu herhangi bir kuruluþ tarafýndan ve o kuruluþ adýna ve hesabýna Türkiye'ye bir iþ için gönderilen ve yabancý ülkede sosyal sigortaya tâbi olduðunu belgeleyen kiþiler ile Türkiye'de kendi adýna ve hesabýna baðýmsýz çalýþanlardan, yurt dýþýnda ikamet eden ve o ülke sosyal güvenlik mevzuatýna tâbi olanlar, f) Resmî meslek ve sanat okullarý ile yetkili resmî makamlarýn izniyle kurulan meslek veya sanat okullarýnda ve yüksek okullarda fiilen normal eðitim süreleri içinde yapýlan, tatbikî mahiyetteki yapým ve üretim iþlerinde çalýþan öðrenciler, g) Saðlýk hizmet sunucularý tarafýndan iþe alýþtýrýlmakta olan veya rehabilite edilen, hasta veya malûller, h) Baðkur ve emekli sandýðý olarak sigortalý sayýlmasý gerekenlerden 18 yaþýný doldurmamýþ olanlar, ý) Kamu idareleri hariç olmak üzere, tarým iþlerinde veya orman iþlerinde hizmet akdiyle süreksiz iþlerde çalýþanlar ile tarýmda kendi adýna ve hesabýna baðýmsýz çalýþanlardan; tarýmsal faaliyette bulunan ve yýllýk tarýmsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete iliþkin masraflar düþüldükten sonra kalan tutarýn aylýk ortalamasýnýn, bu Kanunda tanýmlanan prime esas günlük kazanç alt sýnýrýnýn otuz katýndan az olduðunu belgeleyenler, k) Kendi adýna ve hesabýna baðýmsýz çalýþanlardan gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayýtlý olanlardan, aylýk faaliyet gelirlerinden bu faaliyetine iliþkin masraflar düþüldükten sonra kalan tutarý, prime esas günlük kazanç alt sýnýrýnýn otuz katýndan az olduðunu belgeleyenler, l) Kamu idarelerinin dýþ temsilciliklerinde istihdam edilen ve temsilciliðin bulunduðu ülkede sürekli ikamet izni veya bu devletin vatandaþlýðýný da haiz bulunan Türk uyruklu sözleþmeli personelden, bulunduðu ülkenin sosyal güvenlik kurumunda sigortalý olduðunu belgeleyenler ile kamu idarelerinin dýþ temsilciliklerinde istihdam edilen sözleþmeli personelin uluslararasý sosyal güvenlik sözleþmeleri çerçevesinde ve temsilciliðin bulunduðu ülkenin ilgili mevzuatýnýn zorunlu kýldýðý hallerde, iþverenleri tarafýndan bulunulan ülkede sosyal sigorta kapsamýnda sigortalý yapýlanlar, Reformdan sonra sonra ilk defa iþe girecek sigortalýlardan Bað-Kur ve Emekli Sandýðýna tabi olanlar için halen uygulanan 9000 gün korunmuþ, SSKlýlar için ise 7000 gün yerine 7200 gün þartý getirilmiþtir. m) Polis Akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda, Emniyet Genel Müdürlüðü hesabýna okuyan veya kendi hesabýna okumakta iken Emniyet Genel Müdürlüðü hesabýna okumaya devam eden öðrenciler, Yaþ Konusu 4447 sayýlý Kanuna göre 2000 yýlýndan sonra ilk defa iþe giren kadýn sigortalýlar 58, erkek sigortalýlar ise 60 yaþýnda emekli olacaklardýr. Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý Kanununda mevcut çalýþanlarýn emeklilik yaþý konusunda herhangi bir deðiþiklik yapýlmamýþtýr. Reform ile 2036 yýlýnda kadar emeklilik yaþýnda bir deðiþiklik bulunmamaktadýr. 2036 yýlýndan sonra emekli olacaklarda ise kademeli bir artýþla erkeklerde 2046 yýlýnda, kadýnlarda 2048 yýlýnda 65 yaþ uygulanacaktýr. Emeklilik yaþýnda getirilen kolaylýkla da Kanundan sonra ilk defa iþe giren sigortalýlarýn SSKlý iseler 7200 günü, Bað-Kur veya Emekli Sandýðýna tabi iseler 9000 günü tamamladýklarý tarihte geçerli olan yaþ ne ise hangi tarihte emekli olurlarsa olsunlar, bu yaþtan emekli olabileceklerdir. Prim Ödeme Gün Sayýsý: Reformdan sonra sonra ilk defa iþe girecek sigortalýlardan Bað-Kur ve Emekli Sandýðýna tabi olanlar için halen uygulanan 9000 gün korunmuþ, SSKlýlar için ise 7000 gün yerine 7200 gün þartý getirilmiþtir Aylýk Baðlama Oraný: Aylýk baðlama oraný;sigortalýnýn malullük,yaþlýlýkve ölüm sigortalarýna tabi geçen toplam prim ödeme gün sayýsýnýn her 360 günü için %2 olarak uygulanacaktýr Mevcut uygulamada, SSK ve Bað-Kur sigortalýlarý için aylýklarýn hesabýna esas aylýk baðlama oraný hizmet süresi arttýkça azalan bir seyir takip etmektedir. Buna göre; SSK ve Bað-Kurlu sigortalýlarýn aylýk baðlama oraný ilk 3600 gün için %3,5 sonraki 5400 gün için %2 ve daha sonraki her 360 gün için %1,5, Emekli Sandýðý tabi 41 HUKUK Reform ile SSK, Bað-Kur ve bu Kanundan sonra ilk defa iþe giren kamu görevlilerinin aylýklarý her altý ayda gerçekleþen TÜFE oranlarýna göre artýrýlacaktýr. olanlarýn ise % 3tür. Aylýk baðlama oraný % 2 olarak uygulanacaktýr. Reform ile Mevcut sigortalýlarýn bu Kanundan önce geçen hizmetleri halen uygulanan aylýk baðlama oranlarý üzerinden, bu Kanundan sonra geçen hizmetleri ise yeni aylýk baðlama oraný üzerinden belirlenecektir. Ayrýca, 3600 günü doldurmamýþ mevcut sigortalýlarýn kazanýlmýþ haklarýnýn korunmasý amacýyla, Kanunun yürürlük tarihinden sonra 3600 güne tamamlayan kýsmý için aylýk baðlama oraný % 3 olarak uygulanacaktýr. Güncelleme Katsayýsý: Mevcut uygulamada SSK ve Bað-Kurda, TÜFE ve GHnin (% 100ü) çarpýmý ile aktif sigortalýlýkta geçen prime esas kazançlar aylýk baðlama yýlýna kadar güncellenmektedir. Emekli Sandýðýnda en yüksek ek göstergeli görevine ait keseneðe tabi kazancý esas alýnmaktadýr. Reform ile SSK, Bað-Kurlular ile ilk defa bu Kanundan sonra göreve baþlayacak kamu görevlileri için TÜFEnin tamamý ve GHnin % 30unun toplamý alýnarak kazançlarýn güncellenmesi düzenlenmiþtir. Alt sýnýr aylýðý: Mevcut uygulamada SSKlýlar için aylýk baðlandýðý tarihteki asgari ücretin % 35i olarak uygulanmaktadýr. Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý Kanununda, sigortalýnýn hizmetinin geçtiði yýllara ait asgari kazançlarýnýn güncellenmiþ deðerinin % 35i, bakmakla yükümlü olduðu eþi veya çocuðu olan sigortalýlar için % 40ý olarak düzenlenmiþtir. Aylýklarýn artýrýlmasý: 4447 sayýlý Kanuna göre SSK ve Bað-Kurda aylýklar TÜFE ile Emekli Sandýðýnda ise memur maaþ katsayýsýyla artýrýlmaktadýr. Reform ile SSK, Bað-Kur ve bu Kanundan sonra ilk defa iþe giren kamu görevlilerinin aylýklarý her altý ayda gerçekleþen TÜFE oranlarýna göre artýrýlacaktýr. Mevcut kamu görevlilerinin aylýklarý ise memur maaþ katsayýsýyla artýrýlacaktýr. Kamu görevlisine iliþkin düzenlemeler Reformun yürürlük tarihinden önce kamu görevlisi olanlara 5434 sayýlý Kanunun u y g u l a n m a s ý n a d e v a m e d i l e c e k t i r. Yalnýzca bu sigortalýlardan mevcut alýnan 42 primlerine ilaveten % 12 oranýnda genel saðlýk sigortasý primleri Kurumlarýndan alýnacaktýr. Reformdan sonra kamu görevlisi olanlarýn aylýk baðlama þartlarý, aylýklarýnýn hesabý, güncelleme katsayýsý, aylýk baðlama oraný, alýnacak prim bakýmýndan SSK ve Bað-Kur sigortalýlarýnýn tabi olduðu hükümlere tabi olacaktýr. Yeni iþe girecek kamu görevlilerinin prime esas kazançlarýna makam, görev veya temsil tazminatlarý dahil, ancak almakta olduklarý ek ödeme, döner sermaye ödemeleri prime tabi olmayacaktýr. Reformun yürürlük tarihinden önce ölen ve hizmet yýlý 5 yýldan fazla 10 yýldan az olmasý nedeniyle aylýk baðlanamayan hak sahiplerine Kanunun yürürlük tarihinden sonra aylýk baðlanmasý imkaný getirilmiþtir Genel Saðlýk Sigortasýna iliþkin düzenlemeler Saðlýk hizmetlerinden yararlanabilmek için mevcut uygulamada; SSK sigortalýlarýnda 90, sigortalýlarýn eþ ve çocuklarýnda 120, Bað-Kur sigortalýlarýnda 240 gün prim ödeme þartý bulunmaktadýr. Yapýlan düzenleme ile Bað-Kur ve SSKlýlar da dahil olmak üzere genel saðlýk sigortalýlarýndaki bu süre 30 gün olarak belirlenmiþtir. Mevcut uygulamada Bað-Kur sigortalýlarýnýn saðlýk hizmetlerinden yararlanabilmeleri için hiçbir borcunun bulunmamasý þartý aranmaktayken; Reform ile Bað-Kur sigortalýlarýnýn 60 günlük borcunun bulunmasý halinde saðlýk yardýmlarýndan yararlanmalarý imkaný getirilmiþtir. Mevcut uygulamada Yeþil Karttan yararlanabilmek için aile içindeki gelirin kiþi baþýna düþen aylýk tutarý net asgari ücretin üçte birinden daha az geliri olmasý aranmaktadýr. Reform ile net asgari ücret yerine brüt asgari ücretin üçte biri esas alýnmýþ ve aile içindeki gelirin kiþi baþýna düþen aylýk tutarý brüt asgari ücretin üçte birinden az olanlarýn primlerinin devlet tarafýndan ödenmesi imkaný getirilmiþtir. 213 YTLden daha az geliri olanlarýn GSS primleri devlet tarafýndan karþýlanacaktýr Asgari ücretin üçte biri ile asgari ücret arasýnda geliri olanlar (213-638 YTL) asgari ücretin üçte biri üzerinden % 12 prim (26 YTL) ödeyeceklerdir. HUKUK Asgari ücret ile asgari ücretin iki katý arasýnda geliri olanlar (638-1.277 YTL) asgari ücret üzerinden prim (77 YTL) ödeyeceklerdir. Asgari ücretin iki katýndan daha yüksek geliri olanlar asgari ücretin iki katý üzerinden (153 YTL) prim ödeyeceklerdir. 18 yaþýný doldurmamýþ olan çocuklarýn ana ve babalarýnýn sigortalý olup olmadýðýna bakýlmaksýzýn ve herhangi bir þart aranmaksýzýn saðlýk hizmetlerinden yararlanmalarý imkaný getirilmektedir. Katýlým payýnda üst sýnýr: Bu Kanunda, katýlým payý üst sýnýrý asgari ücretin % 75i olarak belirlenmiþtir. Þartsýz saðlýk hizmeti verilecek olan kiþiler: Mevcut uygulamada acil haller de dahil olmak üzere herhangi bir düzenleme bulunmamaktadýr. Reform ile 18 yaþýný doldurmamýþ olan kiþiler, bakýma muhtaç kiþiler, acil haller, iþ kazasý ve meslek hastalýðý halleri ile bulaþýcý hastalýklarda genel saðlýk sigortalýsýnýn 30 gün priminin bulunup bulunmadýðý veya borcu olmamasý þartý arananlarda bu borcun olup olmadýðýna bakýlmaksýzýn saðlýk hizmetlerinden y a r a r l a n m a i m k a n ý g e t i r i l m e k t e d i r. Cenaze ödeneði: Cenaze ödeneði sýrasýyla sigortalýnýn eþine yoksa çocuklarýna oda yoksa ana babasýna oda yoksa kardeþlerine verilmektedir. Mevcut uygulamada SSK ve Bað-Kurlulara 247 YTL, Emekli Sandýðýna tabi olanlara 940 YTL cenaze ödeneði verilmektedir. Bu Kanunla cenaze ödeneði miktarý, sosyal taraflarýn da temsil edildiði Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu Kararý ve Bakan onayý ile belirlenecektir. Evlenme ödeneði: Evlenme ödeneði;evlenmeleri nedeniyle gelir ve aylýklarýnýn kesilmesi gereken kýz çocuklarýna verilmektedir. 18 yaþýný doldurmamýþ olan çocuklarýn ana ve babalarýnýn sigortalý olup olmadýðýna bakýlmaksýzýn ve herhangi bir þart aranmaksýzýn saðlýk hizmetlerinden yararlanmalarý imkaný getirilmektedir. Mevcut uygulamada yetim kýz çocuklarýna SSKda 24 ay, Emekli Sandýðýnda ise dul eþ ve hak sahibi ana da dahil olmak üzere 12 ay evlenme ödeneði verilmektedir. Reform ile Bað-Kurlu yetim kýz çocuklarýna ilk defa bu hak verilmek suretiyle evlenme ödeneði 24 ay olarak belirlenmiþtir. Evlenmeleri nedeniyle gelir ve aylýklarýnýn kesilmesi gereken kýz çocuklarýna evlenmeleri ve talepte bulunmalarý halinde almakta olduklarý aylýk ve gelirlerininiki yýllýk tutarý bir defaya mahsus olmak üzere evlenme ödeneði peþin ödenir Ölüme Baðlý Toptan Ödeme SSKlýlar(4/a),Bað-kur(4/b)kapsamýndaki sigortalýlar ile ilk defa emekli sandýðý kapsamýnda sigortalý olanlardan ölen sigortalýlarýn hak sahiplerine ölüm aylýðý baðlanamamasý durumunda ölüm tarihi esas alýnmak kaydýyla hesaplanan tutar hak sahiplerine toptan ödeme verilmektedir. Hak sahiplerine yapýlacak toptan ödemenin toplamý sigortalýya yapýlacak toptan ödeme tutarýný geçememektedir. 43 MAKALE FON ÞÝRKETLERÝNDE GÖREV YAPAN DENETÇÝLER VE DENETÝM SÜRECÝ Türkiyede þirketler genellikle anonim ve limited þirket þeklinde örgütlenmiþken, ortak sayýsý 20 veya daha fazla sayýda olan limited þirket sayýsý çok azdýr. Bu nedenle çalýþmamýzda denetçiler ve denetim organlarý anonim þirketler açýsýndan ele alýnmýþtýr. Denetim; Ýktisadi faaliyet ve olaylarla ilgili iddialarýn önceden saptanmýþ ölçütlere uygunluk derecesini araþtýrmak ve sonuçlarý ilgi duyanlara bildirmek amacýyla tarafsýzca kanýt toplayan ve bu kanýtlarý deðerleyen sistematik bir süreç olarak tanýmlanmýþtýr1. Bu çerçevede denetimin unsurlarý; (a) Bir iktisadi faaliyet veya olayýn olmasý, (b) Belirlenmiþ kriterler olmasý, (c) Tarafsýzlýk unsuru, (d) Denetim sonuçlarýnýn raporlanmasý þeklinde özetlenebilir. Sosyal ve ekonomik hayatta pek çok farklý kurum ve kuruluþ tarafýndan sistematik denetim faaliyetleri denetçiler eliyle gerçekleþtirilmekte olup, denetçi türlerini ana hatlarý ile; (a) Ýç denetçiler, (b) Baðýmsýz denetçiler, (c) Kamu denetçileri ve (d) Þirket denetçileri olarak sýnýflandýrmak mümkündür. 6762 Sayýlý Türk Ticaret Kanununda þirket denetçilerinin görev ve sorumluluklarý anonim þirket denetçileri için 347. ile 359. maddeler arasýnda, limited þirket denetçileri için ise 548. madde de düzenlenmiþtir. Denetçiler veya denetim organý anonim þirketler için mecburi bir unsur iken, limited þirketler için kanun koyucu ortaklarýn sayýsý yirmiyi aþan limited þirketlerde bir veya birden fazla murakýpýn bulunmasý gerektiðini belirtmiþtir2. Türkiyede þirketler genellikle anonim ve limited þirket þeklinde örgütlenmiþken, ortak sayýsý 20 veya daha fazla sayýda olan limited þirket sayýsý çok azdýr. Bu nedenle çalýþmamýzda denetçiler ve denetim organlarý anonim þirketler açýsýndan ele alýnmýþtýr. Zaten kanun koyucu limited þirketler için yapmýþ olduðu 548. maddedeki düzenlemenin devamýnda ...Bu fasýlda baþka bir hüküm bulunmadýðý takdirde anonim þirketlerdeki murakýplara ait hükümlerin limited þirket murakýplarýna da tatbik olunacaðýný... belirtmiþtir. Ercan Doðan Anonim þirketlerin denetleme organý daimi, yasal ve zorunlu bir organ niteliðinde olup, yokluðu þirketin feshi sonucunu doðurmaktadýr. Anonim þirketlerde denetçilerin seçimi için umumi yetki genel kurulda olmakla birlikte; (a) Sözleþme ile atama, (b) Kuruluþ genel kurul kararý ile atama, (c) Denetçiler Kurulunun denetçi seçimi, (d) Mahkemece denetçi atanmasý, (e) Özel denetçi seçimi (f) Kamu tüzel kiþilerinin denetçi atamasý gibi istisnai haller de mevcutur. Fon þirketlerinde ise denetçiler Fon Kurulu Kararýna istinaden atanabilmektedir. Þirket denetçiliðinin sona ermesi ise aþaðýdaki hallerin varlýðýna baðlýdýr. a. Ölüm, istifa, bir maniden dolayý vazife yapamayacak halde bulunma, iflas, hacir altýna alýnma, aðýr hapis cezasýyla cezalandýrýlma, sahtekârlýk, emniyeti suistimal, hýrsýzlýk, dolandýrýcýlýk suçlarýndan dolayý mahkumiyet almasý vb., b. Genel kurul kararý ile azil olmasý, c. Genel kurulda ibra olduktan sonra tekrar seçilmemesi, d. Yönetim kurulu üyeliðine seçilmesi veya þirkette iþe girmesi halinde, bu iki görevinden birisini tercih etmek zorunda kalmasý, e. Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlýðýndan çýkmasý halinde yasal (TTK Md: 347) þansý kalmaz ise. Þirket denetçilerinin esas görevi þirketin iþ ve iþlemlerini denetlemek olup, 6762 Sayýlý Türk Ticaret Kanununun 353. ile 359 maddeleri arasýnda bu görev ve yetkileri belirtilmiþtir. Yetkilerinin kullanýlmasýna ve görevlerinin yerine getirilmesine baðlý olarak Denetçilerin sorumluluðu ise TTK md. 359da düzenlenmiþtir. Söz konusu maddeye göre; 1 GÜREDÝN, E., Denetim, 5. Baský, Ýstanbul, 1993, s.5. 2 TEKÝNALP/ÇAMOÐLU, Türk Ticaret Kanunu ve Ticari Mevzuat, 11.Baský, Ýstanbul, 2004, s.215-216. Fon Denetçisi 44 MAKALE görevini hiç veya gereði gibi yerine getirmemiþ olan denetçiler, doðan zararlardan dolayý, kusursuz olduklarýný ispat etmedikçe, müteselsilen sorumludurlar. Ancak, Fon þirketlerine atanmýþ denetçilerin durumu, diðer þirket denetçilerine göre bazý farklýlýklar arz etmektedir. Fon þirketlerinde, Fon tarafýndan atanmýþ/görevlendirilmiþ denetçilerin sorumluluklarý ile ilgili olarak 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununun 127. maddesinde; 1. Görevlerinin ifasý sebebiyle açýlan veya açýlacak her türlü alacak davalarý ile þahsi sorumluluk davalarý Fon aleyhine açýlmýþ sayýlýr, 2. Fonun ilgililere rücu edebilmesi için, bu kiþiler hakkýnda kusurlu olduklarýna iliþkin mahkeme kararýnýn kesinleþmesi gerekir, 3. Þirketlerin kamu borçlarýnýn ödenmemiþ olmasý nedeniyle denetçilere þahsi sorumluluk yüklenemez, 4. Ortaklar genel kurulunca görevden alýnamayacaðý gibi ibra edilmeyerek haklarýnda görev yaptýklarý dönem veya dönemler dýþýnda þahsi sorumluluk davasý açýlamaz þeklinde düzenlemeye yer verilmiþtir. Diðer taraftan, Fonun yönetim ve denetiminde bulunan þirketlere Fon tarafýndan atanan þirket denetçilerinin görevleri ile ilgili veya görevleri sýrasýnda iþledikleri iddia edilen suçlar nedeniyle haklarýnda yürütülecek soruþturmalarda tabi olduklarý usul þirket denetçisinin Fon Personeli, Kamu Personeli veya bunlar dýþýndaki haricen atanan kiþi olmasýna baðlý olarak deðiþmektedir. Statüleri Bakýmýndan Fon Þirketleri Denetçileri Cezai Sorumluluðu Fon Personeli Denetçiler Denetçilik görevinin ikinci görev þeklinde deðerlendirilmesi halinde 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanununun 127. Maddesi kapsamýnda iþlemde bulunulur. Kamu Personeli Denetçiler Fon görevini ek olarak ikinci görev þekinde deðerlendirilmesi halinde 4483 sayýlý Memurlar ve Diðer Kamu Görevlilerinin Yargýlanmasý Hakkýnda Kanun kapsamýnda iþlemde bulunulur. Haricen Atananlar Genel hükümlere göre iþlemde bulunulur Fon þirketlerinde görev yapan denetçilerin sadece söz konusu þirketin yönetim ve denetiminin Fon tarafýndan devir alýndýðý tarihten sonraki dönemi deðil devir öncesi dönemi de dikkate almasý gerekmektedir. Zira, her ne kadar genel kabul görmüþ muhasebe ilkeleri gereði þirketlerde dönemsellik sözkonusu ise de iþletmelerin sürekliliði ilkesi de göz önünde bulundurulduðunda içinde bulunulan dönemin daha saðlýklý deðerlendirilebilmesi için denetçinin geçmiþ ve/veya Fona devir öncesi dönemleri de dikkatle incelemesi gerekmektedir. Þirketin iþ ve iþlemlerinin incelenmesi çerçevesinde denetçi tarafýndan yerine getirilmesi gereken temel iþlem adýmlarý ; Ýþ ve iþlemlerin incelenmesi, Ýhbar ve þikayetlerin deðerlendirilmesi, Meydana gelen zarar ve/veya usulsüz iþlemler ile bunlarýn sorumlularýnýn tespit edilmesi Konunun rapora baðlanmasý ve sözkonusu raporda; Yasal dayanaklarýn, Somut delillerin, Ýþlem bazýnda zarar tutarýnýn, Þahýs bazýnda net sorumluluk tutarlarýnýn, Alýnmasý gereken idari ve yasal tedbirlerin Kaynaklar - ALPTÜRK, Ercan, Ýç Denetim Rehberi, Ankara, Ocak 2008. - ERDOÐAN, Melih, Denetim, 3.Baský, Ankara, Mart 2006. - GÜREDÝN, Ersin, Denetim, 5. Baský, Ýstanbul, Haziran 1993. - KUMKALE, Rüknettin, Anonim Þ i r k e t l e r d e D e n e t ç i l e r, www.alomaliye.com (eriþim tarihi:30.05.2008). - S E V Ý Ð , Ve y s i , S e ç i l m i þ Denetçilerin Sorumluluðu, w w w. u b t . c o m . t r ( e r i þ i m tarihi:30.05.2008). - TEKÝNALP/ÇAMOÐLU, Türk Ticaret Kanunu ve Ticari Mevzuat, 11.Baský, Ýstanbul, 2004. - www.tide.org.tr açýk bir þekilde ortaya konulmasý, Eðer yöneticiler ibra edilmiþler ise ibranýn iptali kararýna varýlmasý veya ibra edilmemeleri Sorumlular hakkýnda yasal sürecin baþlatýlarak, gerekli davalarýn açýlmasýnýn saðlanmasý þeklinde özetleyebiliriz. Sonuç olarak, Fon Þirketlerine atanan denetçilerden beklenenler baþta Türk Ticaret Kanunu olmak üzere yürürlükteki mevzuat ve Fon uygulamalarý çerçevesinde þirket iþ ve iþlemlerinin gerçekleþtirilip gerçekleþtirilmediðinin tespiti olmak üzere; Zarar ve/veya usulsüz iþlemler ile bunlarýn sorumlularýnýn tespit edilmesi, Þirketin varlýklarýný ve alacaklarýný azaltacak iþlemlerin önlenmesi, Borçlarýný ve yükümlülüklerini artýracak iþlemlerin önlenmesi, Hisselerinin satýþ deðer ve kabiliyetini azaltacak iþlemlerin önlenmesi, Nihayetinde Fon gelirlerinin azalmasýnýn veya Fon zararýna sebebiyet verecek mahiyette iþlemlerin oluþmasýnýn önlenmesi ve gerekli tedbirlerin alýnmasýný teminen Fona bilgi verilmesidir. 45 DÜNYADAN HABERLER Macaristan Mevduat Sigorta Fonu, 7-8 Nisan 2008 tarihinde Karadað Mevduat Sigorta Fonu ile birlikte bir çalýþtay düzenlemiþtir.Söz konusu çalýþtayda, fonlama ve prim uygulamalarý, etkin tazmin prosedürleri, kapsam ve limitler ile ilgili avantajlar ve dezavantajlar konularý gündeme gelmiþtir. IADI 24. Ýcra Kurulu Toplantýsý ile Daimi Komite Toplantýlarý 912 Haziran 2008 tarihlerinde Çek Cumhuriyetinin Prag kentinde düzenlendi. 410 Mayýs 2008 tarihleri arasýnda Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði IADI, son üç yýldan beri düzenlenmekte olan uluslararasý mevduat sigortasý haftasýný kutladý. IADIýn 6 Mayýs 2008deki 6. yýldönümü ile çakýþan haftanýn temasý kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve istikrar oldu. IADI Baþkaný Martin Gruenberg yapmýþ olduðu konuþmada uluslararasý finansal piyasalarda son dönemlerde yaþanan dalgalanmanýn, finansal istikrarýn sürdürülmesi ve tüketicilerin korunmasý açýsýndan açýk mevduat sigorta sistemlerinin önemini gösterdiðini belirtti. Gruenberg konuþmasýnýn devamýnda etkili bir mevduat sigorta sisteminin saðlam bir finansal sistemin dayandýðý sacayaklarýndan birisi olduðunu, mevduat sigortasý ve bunun faydalarý ile ilgili olarak kamuoyunun bilinçlendirilmesinin bankacýlýk sektörüne olan güvenin sürdürülmesinde önemli rol oynayabileceðini ifade etti. Arnavutluk Mevduat Sigortasý Birliði 5 Mayýs 2008de Tiranda Finansal Ýstikrarýn Güçlendirilmesinde Mevduat Sigortasýnýn Rolü konulu bir seminer düzenledi. Bulgaristan Mevduat Sigorta Fonu, uluslararasý mevduat sigortacýlýðý haftasýnda basýn bildirileri ve röportajlar yaparak Bulgar mevduat sigorta sistemini anlattý. Fon Baþkaný 9 Mayýsta Sofyadaki ulusal ekonomi üniversitesinde öðrencilere Finansal Güvenlik Aðýnýn Bir Parçasý: Mevduat Sigortasý konulu bir konuþma yaptý. Bulgar Fonunun sisteme üye olan bankalara soru ve cevaplarla mevduat sigortasýný anlatan bir broþürü ücretsiz olarak daðýtacaðý bildirildi. Kore ve Tayvan Mevduat Sigorta Þirketleri arasýnda daha önceden imzalanmýþ bulunan iþbirliði ve bilgi paylaþýmý konulu mutabakat zaptý 8 Mayýsta Taipeide güncellenerek yenilendi. Tayvan Mevduat Sigorta Þirketinin ülkenin büyük üniversite ve kolejlerinde mevduat sigortasýný konu alan faaliyetler düzenleyeceði bildirildi. Malezya Mevduat Sigorta Þirketinin 2008 yýlýnda ülkenin büyük televizyon, radyo ve basýn kuruluþlarýnda yýl boyunca yayýnlanacak olan bir reklâm kampanyasý baþlatacaðý bildirildi. Ürdün Mevduat Sigorta Þirketinin 2008 yýlýnda yazýlý ve görsel basýnda mevduat sigortasý konulu reklâmlar yayýnlayacaðý ve ülkedeki deðiþik üniversitelerde konuþmalar düzenleyeceði bildirildi. Fatih DENÝZ Rusya Mevduat Sigorta Ajansý tarafýndan 2728 Mayýs 2008 tarihlerinde Moskovada Strateji Geliþtirme Dairesi Fon Uzmaný 46 Mevduat Sigorta Sistemlerinde Risk Analizi konulu bir uluslararasý seminer düzenlendi. Kurumumuz temsilcilerinin de yer aldýðý seminerde mevduat sigorta sistemlerinde risk analizine temel yaklaþýmlar, farklýlaþtýrýlmýþ prim sisteminde kredi riski analizi, rezerv yeterliliðinin tespitinde bir enstrüman olarak hedef rezerv rasyosu ve temel risk analizinde rezerv yeterliliði tahmini gibi konular ele alýndý IADI 24. Ýcra Kurulu Toplantýsý ile Daimi Komite Toplantýlarý 912 Haziran 2008 tarihlerinde Çek Cumhuriyetinin Prag kentinde düzenlendi. Ýlk iki gün veritabaný alt komitesi, araþtýrma ve rehberlik komitesi, üyelik ve iletiþim komitesi, eðitim ve konferans komitesi ile finans ve planlama komiteleri toplantýlarý yapýlmýþ olup, üçüncü gün bu komitelerin Ýcra Kuruluna sunduklarý raporlar deðerlendirildi ve son gün ise IADI - EFDI iþbirliði imkânlarý ele alýndý. O R G A N I S AT I O N FOR ECONOMIC C O - O P E R AT I O N AND DEVELOPMENT OECD Ekonomik Kalkýnma ve Ýþbirliði Örgütü (OECD) tarafýndan, Mevduat Sigortacýlýðý ile Ýlgili Çeþitli Hususlar ve Mevduat Sigortasý ile ilgili Tehditler konulu iki adet rapor yayýnlanmýþtýr. Mevduat Sigortacýlýðý ile Ýlgili Çeþitli Hususlar konulu raporda; açýk mevduat sigorta sisteminin karþý karþýya olduðu tehditlerin; kapsam, fonlama, risk priminin belirlenmesi, üyelik, güvenlik aðý üyelerinin iliþkileri ve banka çözümleme hususlarý olduðu, son zamanlarda yaþanan ekonomik karmaþanýn mevcut düzenlemeleri gözden geçirmek adýna bir fýrsat oluþturduðundan bahsetmektedir. Mevduat Sigortasý ile ilgili Tehditler konulu rapor ise; finansal istikrar, ulusal ve uluslararasý iliþkilerin yeterli olup olmadýðý, finansal piyasalarda sigortacýlarýn rolü, þeffaflýk hususlarý üzerinde durmaktadýr. IADI, Afrika Bölgesel Komitesi tarafýndan 13-15 Aðustos 2008 tarihlerinde Abuja, Nijeryada Mevduat Sigortasýnda Kapsam ve Kamu Bilinci konulu bir çalýþtay düzenlendi. GEZÝ GÜZEL ATLAR ÜLKESÝ KAPADOKYA Güvercinlik vadisinden Göremeye, Aþk vadisinden Çavuþinine kadar uzanan parkurlarda kendinizi baþka bir dünyada hissedersiniz. Kýzýl vadide, günbatýmýnýn vadide oluþturduðu esrarý ve renk cümbüþünü seyretmenin doyumsuz güzelliðini baþka bir yerde bulamazsýnýz. Erciyes ve Hasan daðlarý arasýnda kalan bölgede yanardaðlarýn kül ve lavlarýnýn zamanla rüzgar ve suyun oluþturduðu erozyonla þekillenmesi sonucu ortaya çýkmýþ bir açýk hava müzesi karþýlar sizi. Bu bölgede yerleþim M.Ö. 3000 yýllarýna kadar uzanan tarihi bir birikimi de beraberinde yaþatýr. Halk, bölgedeki oluþumlarý Peri bacasý olarak isimlendirmiþ, kayalara oyulan yer altý þehirler ilk Hýristiyanlara barýnak olmuþ büyük bir uygarlýk yaratýlmýþtýr. Peribacalarý en yoðun þekilde ÜrgüpÜçhisar-Avanos üçgeni arasýnda kalan vadilerde görülür. Uçhisarý konaklama merkezi olarak belirledikten sonra çevredeki vadilerde günübirlik yürüyüþlerle bölgedeki güzellikleri görme imkaný elde edebilirsiniz. Nevþehir merkezine 10 km. uzaklýkta bulunan Uçhisar, doðal konumu nedeniyle bir hisar görünümündedir. Kapadokya manzarasýna hâkimdir. Güvercinlik vadisinden Göremeye, Aþk vadisinden Çavuþinine kadar uzanan parkurlarda kendinizi baþka bir dünyada hissedersiniz. Kýzýl vadide, günbatýmýnýn vadide oluþturduðu esrarý ve renk cümbüþünü seyretmenin doyumsuz güzelliðini baþka bir yerde bulamazsýnýz. Aksaray'a 40 km. Uzaklýktaki Ihlara Vadisi lavlarýn soðumasýyla ortaya çýkan çatlaklar ve çökmeler sonucu oluþmuþ esrarengiz bir kanyondur. Vadide kayalara oyulmuþ sayýsýz barýnak, mezar ve kilise bulunmaktadýr. Ihlara Vadisinin rengarenk kelebekleri tüm güzellikleri ile y ü r ü d ü ð ü n ü z y e r d e k a n a t l a n ý r. Göreme Açýk Hava Müzesinde M.S. 4. Ahmet YILMAZ 47 GEZÝ Kaymaklý ve Derinkuyu Yeraltý Þehirleri yerin yedi ve dokuz kat altýna kadar inen kayalara oyularak oluþturulmuþ bir medeniyetin izlerini taþýmaktadýr. yüzyýldan 13. yüzyýla kadar yaþanan manastýr hayatýnýn kalýntýlarý kaya bloðuna oyulmuþ kiliseler, þapeller, yemekhaneler ve oturma mekânlarý ile ziyaretçilerini karþýlar. Doðrudan doðruya kaya yüzeyi düzeltilerek yapýlan Kiliselerdeki boyamalar Ýncil ve Hz. Ýsa'nýn hayatýndan alýntýlarý canlandýrmakta ise de bu tarihi deðerlerin bir çoðu insan eliyle tahrip edilmiþtir. Bölgeden geçen Kýzýlýrmaktan çýkarýlan kýrmýzý toprak ve milden elde edilen çamurun Avanos'un mahir çanak çömlek ustalarýnýn elinde Hititlerden beri süregelen serüveni babadan oðula geçerek günümüze kadar gelmiþtir. Geziden geriye hatýra olarak, hitit desenli çömleklerden ve kaplardan, halý ve kilimlerden, onyx taþýndan yapýlmýþ süs eþyalarýndan hediyelik alabilirsiniz. Kaymaklý ve Derinkuyu Yeraltý Þehirleri yerin yedi ve dokuz kat altýna kadar inen kayalara oyularak oluþturulmuþ bir medeniyetin izlerini taþýmaktadýr. Tüm bu güzellikleri gökyüzünden seyretmek isterseniz mutlaka balon turlarýna katýlmalýsýnýz. 48 TÜRKÝYEDEKÝ TASARRUF MEVDUATI HESAPLARININ SÝGORTALANMASINA ÝLÝÞKÝN TEMEL PARAMETRELER SORULAR ve CEVAPLAR SÝGORTA VE RÝSK ÝZLEME DAÝRE BAÞKANLIÐI FAÝZ ORANLARI (%) 30.05.2008 31.12.2007 30.05.2007 Gecelik 15,75 15,75 17,50 Mevduat Faizleri* 16,16 ** 16,86 17,77 TRLIBOR (O/N) 15,79 15,77 17,36 Kaynak: TCMB / TBB *Sektör Ortalamasý/1 aylýk **30.02.2008 BORSA ENDEKSÝ ÝMKB Sýnai Mali Kaynak: ÝMKB Mayýs 2008 39.969 35.144 53.874 Aralýk 2007 55.538 40.567 83.822 YATIRIM ARAÇLARININ GETÝRÝLERÝ Son Deðer 1 ay öncesine (30.05.2008) göre (%) Mayýs 2007 47.081 38.333 69.960 1 yýl öncesine göre (%) ÝMKB Dolar Altýn(YTL/gr) Altýn (Usd/Ons) DÝBS Endeksi 39.969 1,2150 34,80 888,25 -8,0 -5,1 -3,7 2,4 -15,1 -7,4 24,2 34,7 (3 aylýk)* 946,17 1,4 17,0 DÝBS Endeksi 965,92 Kaynak: ÝMKB,Reuters 1,3 16,1 *ÝMKB DIBS performans endeksi (12 aylýk)* GSMH ve GSYÝH (BÝRÝKÝMLÝ) 2007 (4.çeyrek) 2006 (4.çeyrek) GSYÝH (milyar YTL) 856.4 758.4 GSYÝH ( milyar USD) 658.8 526.4 GSYIH (Büyüme)* %4,5 %6,9 Kaynak: TÜÝK *Büyüme oranlarý sabit fiyatlarla ve çeyrek dönemlere aittir. Avrupa Hesaplamalar Sistemine (ESA95) göre hazýrlanan yeni seri ÝÞGÜCÜ VERÝLERÝ(%) Mart 2008 Aralýk 2007 Mart 2007 Ýstihdam Oraný* 41,7 41,2 42,1 Ýþsizlik Oraný 10,7 10,6 10,4 Kaynak: TÜÝK *Ýstihdam/15 ve daha yukarý yaþtaki nüfus Ýmalat Sanayi Kapasite Kullaným Oraný Mayýs 2008 %82,4 Mayýs 2007 %83,3 ÖDEMELER DENGESÝ ÖZET (BÝRÝKÝMLÝ) (milyon USD) Nisan 2008 Nisan 2007 Cari Ýþlemler Hesabý -16.885 -12.488 Dýþ Ticaret Dengesi -16.917 -12.304 Aralýk 2007 %81,1 Aralýk 2007 -38.031 -47.517 Toplam Ýhracat 47.362 33.937 113.185 Toplam Ýthalat 64.279 46.241 160.185 Ýhracat/Ýthalat %73,7 %73,4 %70,4 Kaynak: TCMB (Veriler bir sonraki ayýn 2 inci haftasý açýklanmaktadýr.) BANKACILIK SEKTÖRÜ VERÝLERÝ ÞUBE ve PERSONEL SAYILARI (Nisan 2008) Mevduat Katýlým Kalkýnma ve Bank. Bank. Yatýrým Bank. Banka sayýsý 33 4 13 Yurtiçi Þube 7.917 459 47 Yurtdýþý Þube 49 1 1 Yurtiçi Personel 158.338 9.977 5.382 Yurtdýþý Personel 548 5 3 BÝLANÇO BÜYÜKLÜKLERÝ (Nisan 2008) Mevduat Katýlým Kalkýnma ve milyon YTL Bank. Bank. Yatýrým Bank. Toplam Aktifler Toplam Krediler Konut Kredileri Kredi Kartlarý Takipteki Alacaklar Menkul Kýymet Mevduat/Kat.Fon. Özkaynak Toplam Bilanço Dýþý Ýþlemler -Gayrinakdi Kredi ve Yükümlülükler -Taahhütler YPNGP* Toplam 50 8.423 51 173.697 556 Toplam 587.710 298.931 34.546 28.325 9.497 176.254 378.327 64.231 454.548 22.133 16.402 1.499 478 635 21 17.099 2.494 23.865 20.112 9.897 99 160 2.470 9.400 17.671 629.955 325.229 36.145 28.803 10.291 178.643 395.426 76.125 496.084 94.072 16.207 3.413 113.692 360.476 447 7.658 41 14.258 7 382.392 495 MEVDUAT VE KATILIM FONU milyar YTL Nisan 2008 MEVDUAT HESABI 378,33 Dth oraný %35,2 KATILIM FONU 17,09 Dth oraný %46,9 TOPLAM 395,42 Dth oraný %35,7 milyar YTL Nisan 2007 Hesap Adedi (milyon) 311,67 94,9 %38,1 11,97 1,7 %54,7 323,65 96,6 %38,8 Mart 2008 Sigorta kapsamýndaki mevduat 109,95 Dth oraný %28,9 Sigorta kapsamýndaki katýlým fonu 6,35 Dth oraný %31,2 TOPLAM 116,30 Dth oraný %29,1 *Mudiler her bir bankada ayrý ayrý sayýlmýþtýr. Mart Mudi Adedi* 2007 (milyon) 96,11 %33,6 4,92 %40,3 101,03 %33,9 63.80 1.01 64.81 BANKACILIK SEKTÖRÜ SERMAYE YETERLÝLÝK ORANI (%) % Nisan 2008 Aralýk 2007 Nisan 2007 Mevduat Bankalarý 15,66 17,37 19,75 Katýlým Bankalarý 11,96 16,13 16,33 Kalk. ve Yat.Ban. 61,88 64,74 80,90 Bankacýlýk Sektörü 16,98 18,94 21,57 SÝGORTA PRÝM TAHSÝLATLARI Milyon YTL Mart 2008 Mevduat Bankalarý 158.592 Katýlým Bankalarý 9.922 TOPLAM 168.514 2007 567.079 27.898 594.977 Mart 2007 130.676 5.814 136.480 TMSF - Büyükdere Cad. No:143 Esentepe Ýstanbul Tel: (212) 340 22 00 Faks: (212) 288 53 35 www.tmsf.org.tr Bilgi ve Önerileriniz için: Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi e-mail:srid@tmsf.org.tr Tel: (212) 340 10 57 Kurum içinde baþvuru kaynaðý olarak kullanýlmak üzere derlenmiþ bilgilerden oluþur. Resmi baðlayýcýlýðý yoktur. NOTLAR Bankacýlýk sektörü aktif büyüklüðü Nisan 2008 tarihi itibariyle 629,9 milyar YTL seviyesindedir. Toplam aktiflerin %51,6sýný krediler, %28,3ünü menkul deðerler cüzdaný oluþturmaktadýr. Toplam mevduat / katýlým fonu büyüklüðü 395,4 milyar YTL seviyesindedir. Mevduat / katýlým fonunun %35,7si YP, %64,3si TP mevduat / katýlým fonlarýndan oluþmaktadýr. Mayýs 2007 1,3118 1,7641 2,599 *Serbest Piyasa Aralýk 2007 189.62 203.50 -13.88 34.84 Mayýs 2007 80.14 83.49 -3.34 20.32 Kaynak: BDDK Aralýk 2007 1,1689 1,7144 2,3099 KONSOLÝDE BÜTÇE (BÝRÝKÝMLÝ) (milyar YTL) Mayýs 2008 Gelirler 83.96 86.02 Harcamalar Bütçe Dengesi -2.06 Faiz Dýþý Denge 17.53 Kaynak: Maliye Bakanlýðý Tasarruf mevduatý ve katýlým fonu sigortasý, mevduat ve katýlým fonu toplamaya yetkili mevduat ve katýlým bankalarýnýn (kredi kuruluþlarýnýn) Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafýndan faaliyet izinlerinin kaldýrýlmasý durumunda, mevduat ve katýlým fonu hak sahiplerinin maruz kalacaðý kayýplarýn devlet veya bu amaçla kurulmuþ özel bir kurum tarafýndan kýsmen ya da tamamen ödenmesinin garanti edilmesidir. Türkiye'de mevduatýn ve katýlým fonlarýnýn sigortalanmasý yetki ve görevi kamu tüzel kiþiliðini haiz Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu'na (TMSF) aittir. *Yabancý Para Net Genel Pozisyonu- DÖVÝZ KURU GELÝÞMELERÝ* Mayýs 2008 USD 1,2150 EURO 1,8860 GBP 2,3800 Kaynak: REUTERS Aralýk 2007 219.2 67.1 286.3 Tasarruf Mevduatý ve Katýlým Fonu sigortasý nedir? Kaynak: BDDK milyon USD FÝYATLAR GENEL DÜZEYÝNDEKÝ GELÝÞMELER (%) (Mayýs) Aylýk 12 aylýk ortalama* Önceki yýlýn ayný ayýna göre ÜFE 2,12 7,20 16,53 TÜFE 1,49 8,47 10,74 Kaynak: TÜÝK (Veriler bir sonraki ayýn ilk haftasý açýklanmaktadýr.) (*Cari ay dahil 12 ay ortalamasýnýn, bir önceki 12 aya oraný) MERKEZÝ YÖNETÝM BORÇ VERÝLERÝ (milyar USD) Nisan 2008 Nisan 2007 Ýç Borç Stoku 210.4 197.6 Dýþ Borç Stoku 67.2 67.9 Toplam 277.6 265.6 Kaynak: Hazine Müsteþarlýðý Kaynak: BDDK GENEL EKONOMÝK VERÝLER Türkiye'de hangi bankalar mevduat ve katýlým fonu sigorta sistemine dahildir? Türkiye'de faaliyet gösteren, mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili yerli ve yabancý tüm kredi kuruluþlarý ile merkezi yurt dýþýnda bulunan kredi kuruluþlarýnýn Türkiye'deki þubelerinde bulunan mevduat ve katýlým fonlarý sigorta sistemine dahildir. Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta primleri kim tarafýndan ödenir? Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta primleri ilgili kredi kuruluþu tarafýndan TMSF'ye ödenir. Türkiye'de tüm mevduatlar ve katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Türkiye'de faaliyet gösteren bir kredi kuruluþunun yurt içi þubelerinde gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere konu olmayan Yeni Türk Lirasý, döviz ve kýymetli maden cinsinden; a) Tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamýnýn, b) Katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarýn, 50 bin YTL'ye (ellibin YTL) kadar olan kýsmý sigorta kapsamýndadýr. Yurt dýþýnda yaþayan kiþilerin mevduatlarý veya katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Yurt dýþýnda yaþayan yerli ya da yabancý gerçek kiþilere ait yurt içi þubelerde bulunan tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamý, katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarý sigorta kapsamýndadýr. Türkiye'de faaliyet gösteren kredi kuruluþlarýnýn yurt dýþý þubelerinde açýlan mevduat, katýlma ya da özel cari hesaplarý sigorta kapsamýna dahil midir? Bir gerçek kiþinin birden fazla bankada hesabý bulunmakta ise, her bir bankadaki hesap veya hesaplarýnýn, belirtilen limite kadar olan kýsýmlarý (limitler her bir banka için ayrý ayrý geçerli olmak üzere) garanti kapsamýndadýr. Ticari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr? Gerçek veya tüzel kiþiler adýna açýlan ticari iþlemlere konu olan hesaplar (münhasýran çek keþide edilmesi hariç) sigorta kapsamýnda deðildir. Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigortaya tabi midir? Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigorta kapsamýnda deðildir. Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý, yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya katýlým fonu kabul edebilirler mi? Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya katýlým fonu kabul etmeleri, evrak ya da cüzdan bulundurmalarý, personel istihdam etmeleri, bu kuruluþlarýn reklamýný yaptýrmak suretiyle müþterilerini anýlan kuruluþlara yönlendirmeleri, bu ve benzeri yöntemler kullanarak yurt dýþýnda kurulu kuruluþlar adýna mevduat ve katýlým fonu kabul etmeleri yasaktýr.. Mevduat ve katýlým fonu sigortasýna tabi olmayan diðer hesaplar hangileridir? 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu'nun 63 üncü maddesinin üçüncü fýkrasý uyarýnca, 07.11.2006 tarihli ve 26339 sayýlý Resmi Gazete'de yayýnlanan Sigortaya Tabi Mevduat ve Katýlým Fonlarý ile Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair Yönetmeliðin 5 inci maddesi uyarýnca; a) Kredi kuruluþunun hakim ortaklarý ile bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar, b) Kredi kuruluþunun yönetim veya müdürler kurulu baþkan ve üyeleri, genel müdür ve yardýmcýlarý ile bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar, c) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayýlý Türk Ceza Kanunu'nun 282 nci maddesindeki suçtan kaynaklanan malvarlýðý deðerleri kapsamýna giren mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar sigortaya tabi deðildir. Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým araçlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým araçlarý TMSF'nin sigorta kapsamýnda deðildir. Serbest bölgelerde kurulu kredi kuruluþlarýnda bulunan mevduat, katýlým ya da özel cari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr? Serbest bölgelerdeki bankacýlýk faaliyetlerinin 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu kapsamýnda bulunmasýndan hareketle, kredi kuruluþlarýnýn serbest bölgelerdeki þubeleri nezdindeki hesaplarý da sigorta kapsamýndadýr. TMSF tarafýndan bankacýlýk faaliyetine devam etmekte olan bir kredi kuruluþundaki mevduat/katýlým fonu ile ilgili olarak sigorta kapsamýnda ödeme yapýlýr mý? TMSF, 5411 sayýlý Kanunun 63 üncü maddesinin altýncý fýkrasý uyarýnca yalnýzca faaliyet izni kaldýrýlan kredi kuruluþlarý nezdinde bulunan ve doðruluðu hiçbir þüpheye yer vermeyecek þekilde kanýtlanan mevduat ve katýlým fonunun sigorta kapsamýndaki kýsmýný öder. B Ý L Ý M S E L Y A Y I N O R G A N I TMSF yýl:2 sayý:18 Temmuz-Aðustos-Eylül 2008 TASARRUF MEVDUATI SÝGORTA FONU GLOBAL KRÝZÝN RÝSK YÖNETÝMÝ PERSPEKTÝFÝNDEN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ Ahmet ERTÜRK, Sayfa 3te MEVDUAT SIGORTACILIÐI AÇISINDAN BASEL-II DÜZENLEMELERÝ Sayfa 6da RAF TEMÝZLÝÐÝ PROJESÝ AHMET MUTLU ile RÖPORTAJ Sayfa 8de ABDDE YAÞANAN BANKACILIK KRÝZÝ Sayfa 21de