Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.
Transkript
Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.
K›br›s Tarihine ‹z B›rakan Rum Liderler Şevki KIRALP* Tarihçilere düşünürlerin felsefi doktrinleri yol göstermektedir. 19.yy filozoflarından Wilhelm Hegel, tarihin birbirleriyle çatışan ideolojilerin rekabeti ile ortaya çıktığını öne sürmektedir ve Hegelci tarihçiler, diyalektik idealizm kuramı doğrultusunda, tarihi, tezler ve antitezler ekseninde yorumlarlar. Karl Marks ise tarihin birbirinden farklı ekonomik çıkarlara sahip sosyal sınıflar arasındaki mücadele ile şekillendiğini öne sürmektedir ve Marksist tarihçiler, diyalektik materyalizm kuramı doğrultusunda, tarihi, sınıfsal rekabet ışığında aydınlatmaya çalışmaktadır. Tarihçilerin kullandığı bir diğer yöntem ise “büyük adamlar tarihi” olarak bilinir. Bu sistematik çerçevesinde tarih, liderlerin ve tarihi kişiliklerin siyasi tercihleri ve şahsiyetleriyle olayların akışında oynadıkları roller çerçevesinde incelenir.1 Hiç şüphesiz liderler, tarihi olayların akışını tek başlarına tayin etmezler. Ancak, önemli dönüm noktalarında liderlerin kişiliklerinden izler bulmak da rastlantı değildir. Örneğin, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Milletler Cemiyeti’nin kurulmasında, dünya barışı için ortaklaşa güvenlik prensibine inanan ABD Başkanı Woodrow Wilson’un payı büyüktür.2 Aynı şekilde, Sovyet lider Joseph Stalin’in SSCB ve Doğu Avrupa’daki Komünist rejimler haricindeki bütün ulusları ötekileştiren dış politika anlayışının Soğuk Savaş’ın iki merkezli ve iki kutuplu bir yapılanma içerisinde başlamasında rolü büyüktür.3 Mustafa Kemal’in ulus devlete ve siyasi hürriyete olan inancının Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal bilince ve seçme-seçilme özgürlüğüne dayalı bir yapıda doğmasına olan etkisi tartışılmazdır. Bu çalışma, Kıbrıs Tarihi’ni Rum liderlerin siyasi referanslarında yorumlamayı ve tarihe iz bırakan Rum liderlerin politik vasıflarını incelemeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle, “büyük adamlar tarihi” olarak bilinen yöntem kullanılacaktır. Makarios, Grivas, Papayannu, Yorgacis, Sampson, Lissaridis, Kiprianu, Vasiliu, Kleridis, Papadopulos, Hristofyas, günümüz parti liderleri ve Rum liderlerin uzlaşmazlığındaki temel sebebe kısaca değinilecektir. III. Makarios Muskos, 1950 yılında II. Makarios’un ölümünden sonra Başpiskopos olarak Rum toplumunun dini ve siyasi liderliği görevini üstlenerek selefinin de lakabı olan ve “dingin” anlamına gelen “Makarios” ismini almıştır. Siyasi kariyerine Enosis girişimleri ile başlamıştır. 1960’lardan * 1 2 3 Keele Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Öğrencisi Robin George Collington, The Idea of History, Clarendon Press., Oxford: 1946 Tim Dunne, Liberalism, John Baylis, Steve Smith, Patricia Owens (der). Globalization of World Politics: an Introduction to International Relations, Oxford., Oxford University Press : 2008 s.110-113. Oral Sander, Siyasi Tarih 1918-1994 Cilt II. Ankara., İmge Yayınları : 2007 s. 370-375. Aralık ’10 • Sayı: 24 21. YÜZYIL [75] fievki K›ralp itibaren SSCB’nin yanı sıra, Üçüncü Dünya ile yakın siyasi ilişkiler geliştirmiştir. Batılılarca “Kızıl Papaz” olarak anılır.4 Kıbrıs Sorunu’nun Birleşmiş Milletler bünyesine taşınması bizzat Makarios’un projesidir. Bu dönemde Türklere azınlık hakları tanınmasını ya da Enosis’i BM onayı ile meşrulaşacak bir Self-Determinasyon oylaması talep eder. Bu gerçekleşmeyince Yunan Cuntası ile iktidar savaşına girerek doğrudan Enosis yerine Kıbrıslı Türklerin siyasi haklarını sınırlandırma ve azınlık durumuna geriletme stratejisini benimser.5 Kıbrıs Türklerinin iradesini dikkate almama eğilimi taşıyan Makarios, 1964 yılında başlayan görüşmelerde, toplumlararası eşitliğe yönelik her öneriyi reddederken, hem demokratik hem de askeri Yunan hükümetlerinin Enosis tekliflerini geri çevirmiştir. Buna rağmen, Türk tarafının Enosis’in anayasa yoluyla yasaklanması önerisini de kabul etmemiştir. Kendisinden sonra ardılları tarafından da uygulanan, “daha fazlasını elde edebilmek için mevcut metinleri reddederek zamana oynama” stratejisinin mimarı olmuştur.6 Yorgios Grivas (Digenis) Grivas, Yunanistan’da eğitim almış bir subaydır. Siyasi kariyeri, koloni döneminde İngiltere’ye, koloni sonrası dönemde ise Kıbrıs Türkleri ve Makarios’a karşı yürüttüğü gerilla savaşları ile şekillenmiştir. Yasadışı faaliyetlerinden ötürü kamuflaj amacıyla “Digenis” takma adını kullanan Grivas, EOKA (Kıbrıs Ulusal Mücadeleciler Teşkilatı) ve EOKA B örgütlerinin lideridir.7 1960’larda Türklere yönelik silahlı eylemler düzenlemiş, 1967’de onlarca sivil Türkün katledilmesi sonrasında Makarios ve Türkiye’nin girişimleri ile Kıbrıs’tan uzaklaştırılmıştır. 1970’lerde, Yunan Cuntası tarafından, bu kez Makarios’u ortadan kaldırmak üzere geri gönderilmiştir.8 Ömrünü Enosis’e ve Yunan Milliyetçiliğine adayan Grivas, EOKA B bünyesinde düzenlediği silahlı eylemlere ilaveten, özellikle Başpiskopos Makarios’un koltuğunda gözü olan pis4 5 6 7 8 [76] Makarios Druşotis, Karanlık Yön EOKA, çeviri: Öztürk Yıldırımbora, Galeri Kültür Yay., Lefkoşa : 2005 s. 40-41; .Mehmet Hasgüler. Kıbrıs’ta Enosis ve Taksim Politikaları’nın Sonu, Alfa Yayınları., İstanbul: 2007 s. 103-110. Niyazi Kızılyürek, Daha Önceleri Neredeydiniz? İletişim Yayınları., İstanbul: 2009 s. 21-24. Kızılyürek, a.g.e 2009 s. 32. Makarios Druşotis, a.g.e Melek Fırat, “1960-1980: Göreli Özerklik 3; Yunanistan’la İlişkiler”, Baskın Oran (der.) Türk Dış Politikası Cilt I: 1919-1980, İletişim Yay., İstanbul: 2004. s. 736-740. 21. YÜZYIL Aralık ’10 • Sayı: 24 K›br›s Tarihi’ne ‹z B›rakan Rum Liderler koposlar ile işbirliği yaparak siyasi muhalefete de liderlik etmiş9 1974 yılında, darbeden kısa bir süre önce ölmüştür. Ezekias Papayannu AKEL’in (Çalışan Halkın İlerici Partisi) en uzun soluklu genel sekreteri olan Papayannu, aynı zamanda Stalin’den Gorbaçov’a kadar bütün Soğuk Savaş dönemi boyunca Komünist bir partiyi yöneten tek liderdir.10 1960’larda Makarios’un doğrudan Enosis yerine adadaki Türk egemenliğini sınırlandırma stratejisini benimsemiştir. Makarios’un en güçlü ve en yakın yerel müttefiki olmuştur. Arkasındaki geniş kitle desteğine rağmen hiçbir zaman devlet başkanlığına aday olmamıştır.11 Makarios-Papayannu ikilisi, Cunta’ya karşı sürdürdükleri güç savaşında, amacı NATO birliğini sarsmak olan12 Sovyetlerin çıkarları doğrultusunda kışkırtılmış ve kullanılmıştır. Papayannu, Yunanistan’ın yeniden NATO’nun askeri kanadına katıldığı dönemde ise Atina’ya yakın politikalar uygulayan Kiprianu ve partisi DİKO ile yol ayrımına düşmüştü.13 Buradan Papayannu’nun koyu bir Sovyet yandaşı olduğu anlaşılabilir. Tarih bazen ideolojiler, bazen sosyal s›n›flar, bazen ise tarihi kiflilikler ve liderler ekseninde araflt›r›l›r. Papayannu’nun göz ardı edilmemesi gereken bir diğer özelliği ise, Yunan Milliyetçiliği’nin uç unsurları tarafından “hain” olarak suçlanmasıdır. 1950’lerde bütün Rum liderler Makarios ve Enosis etrafında birleştikleri zaman Papayannu da bu saflardaydı. Ancak, Papayannu ve partisinin o dönemde EOKA’ya ihanet ederek İngilizler ile işbirliği içinde olduğu iddia edilmiş ve pek çok AKEL üyesi katledilmişti. Papayannu’nun 1960 ve 70’lere yönelik karşılaştığı ihanet suçlaması ise, Ruslar ile işbirliği yaparak Enosis aleyhtarı bir kamuoyu yaratmasına dayanır.14 Polikarpos Yorgacis (Akritas) Yorgacis, 1950’lerde giriştiği EOKA seferberliğinde ve diğer yasadışı silahlı eylemlerinde deşifre olmamak için “Akritas” takma adını kullanmıştır. 1960’ta kurulan ilk hükümette Makarios’un içişleri bakanlığını yapmıştır. Stratejik yerleşim alanlarındaki Türklerin kuşatılarak etkisiz hale getirilmesi, direnişle karşılaşılırsa kanlı çatışmalara girmek pahasına hâkimiyet sağlanması ve Enosis’e gidecek siyasi zeminin sağlanmasını öngören meşhur Akritas Planı’nı hazırlamış, yaşanan kanlı çatışmalarda önemli bir rol oynamıştır.15 İçişleri Bakanlığı döneminde polis gücü üzerinde mutlak bir nüfuza sahip olan Yorgacis, Makarios’u bile çekincelere sevk eden bir otoriteye sahipti. Belki bunun da etkisi ile Makarios, Cunta ile arasını düzeltebilmek adına sadrazamı durumundaki Yorgacis’i görevden almıştı. Bu 9 Kyriakos Markydes, The Rise and Fall of The Cyprus Republic,. Yale., Yale University Press: 1977 s. 86-114. 10 Ahmet An, AKEL’deki Perestroyka Mücadelesi ve ADİSOK’un Hazin Sonu, Masis Kürkçügil (der) Kıbrıs Dün ve Bugün, İthaki Yayınlar., İstanbul: 2003 s.257-261. 11 Niyazi Kızılyürek, Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti: Doğmamış Bir Devletin Tarihi, İletişim Yayınları., İstanbul: 2005. 12 Thomas W. Adams & Alvin J. Cotrell, Cyprus Between East and West, The John Hopkins University Press., Baltimore 1968 s.29-30 (akt.) Hasgüler a.g.e 2007 s. 178’de atıf. 13 Papayannu ile ittifakı fes eden Kiprianu idi. Ancak bu AKEL’in Kiprianu ve Papandreu ikilisini “NATOculuk” ile suçlamasından kaynaklanmıştı. Kızılyürek a.g.e 2005 s. 174. 14 Spiros Papageorgiu. ∞∫∂§,ΔÔ ÕÏÏÔ ∫∫∂. [Diğer Yunan Komünist Partisi AKEL] Ekdosis G. Ladias., Atina: 1984. 15 Makarios Druşotis, İlk Bölünme : Kıbrıs 1963-1964, çeviri: Ali Çakıroğlu, Galeri Kültür Yay., Lefkoşa : 2008.s 8598. Aralık ’10 • Sayı: 24 21. YÜZYIL [77] fievki K›ralp olay Yorgacis’i muhalefetin saflarına iterken 1970 yılında Makarios’a bir suikast düzenlenmiş, Makarios son anda ölümden kurtulmuş ve Yorgacis bu suikastın ardındaki isim olarak algılanarak göz hapsine alınmıştı. Başarısız suikasttan bir hafta sonra, Yorgacis faili meçhul bir cinayete kurban gitmişti.16 Nikos Sampson Sampson, 20’li yaşlarında olmasına rağmen, İngiliz idaresine karşı yürütülen EOKA seferberliğinde adı Grivas ve Yorgacis ile anılmaktaydı. Sıkı bir Enosis taraftarı olan Sampson, 1960’larda İlerici Parti ile seçimlere girmiş fakat başarılı olamamıştır. Türklere karşı çok sayıda silahlı eylem yönetmiş, teslim aldığı köylerden indirdiği Türk bayrakları ile resimler çektirip kitaplarda boy göstermiştir. Makarios’a değil Grivas’a yakındı ve daha sonra EOKA B örgütüne katılıp Makarios’a açık bir muhalefet göstermişti. 1974 yılında ise, Grivas ve Yorgacis hayatta olmadığı için Makarios’u devirmek kendisine düşmüştü. Daha sonra sadece Türk kamuoyu değil, Rumlar tarafından da yasadışı ve kanlı eylemlerinden dolayı ağır eleştiri ve ithamlara tabi tutuldu.17 Vasos Lissaridis Makarios’un özel doktoru olan Lissaridis, EDEK’in (Birleşik Demokratik Merkez Birliği) kurucusudur. Sosyalist bir çizgiye sahiptir. Makarios’un müttefikidir ve Cuntaya açık şekilde meydan okuyan diğer bir isimdir.18 Makarios sonrasında Kiprianu ile hareket ederek uzlaşmazlar safında yer almış, 1988’de Kiprianu seçimlerin ilk turunu kaybedince Kleridis’e karşı Vasiliu’yu desteklemiştir. Bu hamleyi sadece Klerides’i engellemek için yaptığını ise Vasiliu-Denktaş görüşmelerine yönelttiği ağır ithamlarla ortaya koymuştur.19 1969’da kurduğu partisine 1990’lara kadar başkanlık etmiştir. Spiros Kiprianu Kiprianu, Makarios hükümetlerinde Adalet ve Dışişleri bakanlığı yapmıştır. DİKO’nun (Demokrat Parti) kurucusudur. Makarios’un ölümü sonrasında uzlaşmazlık çizgisini devralmıştır. 1976 ve 1983 başkanlık seçimlerini AKEL’in desteği ile kazanmıştır. Her iki seçimde de halkı Kleridis’i hedef göstererek manipüle etmiş, rakibini federatif tezi benimsemesi nedeniyle teslimiyetçi davranacağını iddia ederek yenmiştir. KKTC’nin kuruluş evresinde BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar’ın çözüm önerilerine katı bir dille eleştirerek reddetmiştir. 2000’li yıllara kadar liderlik ettiği DİKO’yu ölüm döşeğinde iken Tasos Papadopulos’a bırakmıştır. 20 Yorgos Vasiliu Liberal-Demokrat bir altyapıdan gelen ve oldukça uzlaşıcı bir zihniyete sahip olan Vasiliu, 1988 yılında bağımsız aday olarak katıldığı başkanlık seçimlerini AKEL’in desteği ile kazanmıştır.21 Aşırı milliyetçi söylemleri ve bilindik yöntemleri tamamen reddederek Rum seçmenin kar16 Markydes a.g.e 1977 s. 90-93. 17 Thomas Adams. AKEL: The Communist Party of Cyprus,Hoover Institution Press., California: 1972 s.147-149 ; Markydes, a.g.e 1977; Druşotis a.g.e 2005. 18 Markydes, a.g.e 1977 s.49. 19 Kızılyürek, a.g.e 2005 s. 169-170. 20 Kızılyürek, a.g.e 2005 s. 157-180. 21 Sula Zavou, 20 , [20. Yy’da Kıbrıs’taki siyasi partiler] Ekdosis Kastanioti., Atina: 2002 s. 433-438. [78] 21. YÜZYIL Aralık ’10 • Sayı: 24 K›br›s Tarihi’ne ‹z B›rakan Rum Liderler şısına makul ve çözüme dönük vaatlerle çıkmış, bu tutumunu Denktaş ile sürdürdüğü müzakerelere de yansıtmıştır. Kleridis önderliğindeki muhalefet tarafından sürekli olarak baltalanarak 1993 seçimlerinde kıl payı mağlup edilmiştir.22 Kendisinden sonra, Rum siyasetinde meydan yeniden popülist söylemlere kalmıştır. Glafkos Kleridis Kleridis, Makarios tarafından Müzakere Temsilcisi ve Adalet Bakanı mevkilerine atanmış, 1974 sonrasında ise Makarios ile yolları ayrılmıştır. 1976’da DİSİ’yi (Demokratik Seferberlik) kuran Kleridis, 1993 ve 1998 yıllarında devlet başkanı seçilmiştir. Diğer liderler tarafından Makarios’un iktidarına göz dikmekle ve EOKA B üyelerini partisine almakla suçlanmaktadır. Ayrıca federasyon tezini makul karşıladığı için “teslimiyetçi” olarak anılmaktadır.23 Makarios, müzakere Diğer liderlerin, taviz vereceği yönündeki şüpheleri ve metinlerinin kendisine olan güvensizliği nedeniyle uzun yıllar iktidar olaöngördü¤ünden daha mayan Kleridis, çözüme en çok yaklaşılan dönemeçlerden fazlas›n› elde etmek birinde Denktaş-Vasiliu görüşmelerine seçim ihtiraslarından 24 stratejisine dayal› dolayı taş koymuştur. Vasiliu’ya muhalefet ederek EDEK ve DİKO’yu kendi saflarına katmış, bu vesileyle seçimleri uzlaflmazl›¤›n mimar›d›r. kazanarak devlet başkanı olmuştur. 2000’li yıllarda Denktaş ile sürdürdüğü görüşmelerde, Vasiliu’ya kurduğu tuzağa Papadopulos tarafından bu kez kendisi düşürülmüş ve aktif siyaseti noktalanmıştır.25 Tasos Papadopulos Papadopulos, Yorgacis’in sağ koludur. Makarios hükümetinde Çalışma Bakanı olan ve adı “EOKA elitleri” arasında anılan bir diğer isimdir. Yorgacis’ten farkı Makarios’a silah çekmemesidir. Üne kavuşması 2000’lerin başında DİKO başkanı olması ve AKEL’in desteği ile devlet başkanı seçilmesiyle gerçekleşmiştir.26 Annan Planı’nın görüşüldüğü dönemde, metnin federatif yapısını “Taksim” şeklinde yansıtmış, “devleti teslim etmem” söylemleri ile Rum toplumunun referandumda “hayır” oyu vermesinde en etkili isim olmuştur. Makariosçu uzlaşmazlık geleneğinin en önemli temsilcilerindendir.27 Dimitris Hristofyas AKEL’in Papayannu sonrasındaki lideri olan Hristofyas, Rum toplumunun şu anki lideridir. Partiyi 1980’lerin sonunda devralmıştır. AKEL’i yeniden Makariosçu cepheye dâhil etmiş, karşılığında 2001 yılında Meclis Başkanı,28 2008’de Devlet Başkanı olmuştur. Annan Planı döneminde Türk toplumunda yarattığı hayal kırıklığı ile üne kavuşmuştur. Federasyon tezine uygun 22 Kızılyürek, a.g.e 2009 s. 77-89. 23 Kızılyürek, a.g.e 2005 s. 157-168. 24 Cankat Çeribaşı Pilter, Rauf Raif Denktaş’ın Bir Devlet’in Doğuşunda Liderlerle İlgili Anıları. Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı Yayınları., Lefkoşa: 2009 s.21-22. 25 Kızılyürek a.g.e 2005 s. 198-209. 26 Kızılyürek a.g.e 2005 s. 209-214. 27 Themos Dimitriu ve Sotiris Vlahos, İhanete Uğramış Ayaklanma, çeviri Sibel Babacan, Arkadaş Yay., Ankara:2009, 28 Kızılyürek a.g.e 2005 s. 203-205. Aralık ’10 • Sayı: 24 21. YÜZYIL [79] fievki K›ralp bir metin olan Annan Planı’nı, “emperyalist komplo” olarak değerlendiren Hristofyas,29 bu açıdan popülist söylemlerde hükümet ortağı Papadopulos’u aratmaz. Sonuç olarak PapadopulosHristofyas ikilisinin el birliğiyle karaladığı metin, referandumda tarihe gömülmüştür. Hristofyas, EDEK ve DİKO ile ittifakının bedelini, KKTC ikinci ve üçüncü Cumhurbaşkanları (Mehmet Ali Talat ve Derviş Eroğlu) ile sürdürdüğü müzakerelere yönelik ağır eleştirilere maruz kalarak ödemektedir. Günümüzdeki Parti Liderleri Hristofyas seçimleri kazanınca, yirmi yıla yakın bir süre liderlik ettiği partideki yerini Andros Kiprianu’ya bırakmıştır. Yeni genel sekreterin de sol görüşlü Türk sendikaları ve partileri (özellikle Devrimci İşçi Sendikası, Cumhuriyetçi Türk Partisi) ile diyalogu güçlüdür. EDEK’in şimdiki lideri Yannakis Omiru’dur. Omiru, Annan Planı’nın bir diğer muhalifi olup, Hristofyas Dönemi’nde müzakerelerde verilen tavizlerin çok büyük olduğunu öne sürerek partisini hükümetten çekmiştir. DİKO’nun şu anki başkanı, aynı zamanda meclis başkanı olan Ermeni kökenli Marios Karoyan’dır.30 Karoyan, Hristofyas’ı müzakere sürecinin Rumlar açısından olumlu gelişmediği ve kendisinin bunun aksi bir izlenim yaratmaktan kaçınması yönünde uyarmaktadır. DİSİ ise düne kadar Derviş Eroğlu ve UBP ile diyalog içerisindeyken ve makul davranılarak federatif çözüme ulaşılmasını savunurken, bugün Hristofyas’ı diğer partilerin isteklerini dikkate almamakla suçlayarak bir anlamda seçimlere oynayan31 Nikos Anastasiadis tarafından yönetilmektedir. Bu strateji, Vasiliu’nun devirmesiyle sonuçlanan Kleridis hamlesini çağrıştırmaktadır. 29 Kızılyürek a.g.e 2005 s. 348. 30 Karoyan’ın bir diğer özelliği, sözde “Ermeni Soykırımı” iddiaları ile uluslararası kamuoyunu Türkiye aleyhine etkin bir biçimde yönlendirmeye çalışmasıdır. 31 Kıbrıs Gazetesi, Hristofyas’a Sert Eleştiriler, 5-08-2010, erişim: http://www.kibrisgazetesi.com/index.php/cat/3/news/99187/PageName/Guney_Kibris [80] 21. YÜZYIL Aralık ’10 • Sayı: 24 K›br›s Tarihi’ne ‹z B›rakan Rum Liderler Rum Liderlerin Uzlaşmazlığındaki Temel Sebep Makarios 1963’te yaşanan hükümet krizi sonrasında BM’den Self Determinasyon hakkı talep ederek Kıbrıs Sorununu Uluslararası Hukuk mekanizmalarını Rumlar lehine yönlendirerek çözme girişimlerinde bulunmuştu.32 Bu taktik başarıya ulaşamamıştı çünkü Kıbrıs Sorunu o dönemde henüz günümüzdeki küresel niteliğe erişmemişti ve Moskova’nın müdahalelerine rağmen NATO’nun iç meselesi durumundaydı. Yine de, Makarios 1964’ten itibaren taraflara sunulan bütün önerileri Rumlar adına daha fazlasını elde etmek amacıyla reddederek zamana oynadı. Makarios sonrasında toplumun lideri olan Kiprianu, Yunan başbakan Papandreu ile ortak stratejisi doğrultusunda NATO diplomasisinden destek bulmaya çalıştı. Kiprianu-Papandreu ikilisi Türk birliklerinin adadan çıkarılmasını talep ederken Güney Kıbrıs’ın havalimanları NATO devletlerinden bazılarına 1974 y›l›nda, silahl› (doğal olarak Türkiye hariç) serbest bırakılmıştı. Dönemin eylem liderlerinden ABD Başkanı Ronald Reagan ise Kenan Evren’i Kıbrıs Sorunu’nda yapıcı adımlar atması konusunda sıkıştırıyordu. Grivas ve Yorgacis Böylece, Cuellar Paketi’ne göre daha hızlı ve daha etkin bir hayatta olmad›¤› için Türk tasfiyesi peşinde olan Kiprianu, görüşme metinlerini Makarios'u genç yafltaki kabul etmedi.33 Sampson devirir. İlerleyen süreçte NATO’dan ümidi kesen Rum liderler bu kez Türkiye’nin üye olmadığı başka bir uluslararası örgüte yöneldiler. 2004 yılında AB’ye tam üye olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin lideri Papadopulos, AB hukuku ve diplomasisinin Annan Planı’nın vereceğinden çok daha fazlasını vaat ettiğini öne sürerek önemli bir kamuoyu yarattı34 ve Rumlar bir metni daha bu kez AB kozunu oynamak üzere reddettiler.35 Günümüzde Rum liderler mülkiyet sorununa ve Kuzey Kıbrıs’a uygulanan siyasi ve ekonomik ambargoda, Avrupa Birliği’nin hukuk ve diplomasi unsurlarını Rum tezi lehine yönlendirme çabaları içerisindedir. Ayrıca, Türkiye limanlarının Rum gemilerine açılabilmesi için temaslar yürütmektedir. Bu açıdan, Rum liderler, Makarios’tan bu yana adadaki iki toplumun siyasi eşitliğini ön gören müzakere metinlerini değil, kendi hukuki ve diplomatik kanalları ile Rum toplumuna belirli üstünlükler sağlayacak stratejileri esas almaktadır. Türk toplumunun hassasiyetlerini ve müzakere metinlerinin içeriklerini bağlayıcı olarak kabul etmeyen Rum liderlerin bu yaklaşımının toplumlar arası uzlaşı kültürünü olumsuz etkilediği söylenebilir. Sonuçlar Büyük Adamlar Tarihi analizi çerçevesinde Rum liderlerin vasıflarında, İngiliz idaresine karşı yürütülen mücadeleye ve Makarios Dönemi’ne baktığımız zaman terörün ve şiddetin hüküm sürdüğü bir atmosfere tanıklık ederiz. Grivas, Sampson ve Yorgacis gibi şahısların siyasi kişiliklerinin yanı sıra yasadışı özelliklerini de gözlemleriz. Liderlerinin bile kelle koltukta siyaset yaptığı bir adanın tarihinde, şiddete ve yıkıma rastlamak şaşırtıcı değildir. Rum demokrasisinin sağ32 Kızılyürek, a.g.e 2009 s. 21-28. 33 Kızılyürek, a.g.e 2005 s. 174; Melek Fırat. “1990-2001; Küreselleşme Ekseninde Türkiye: Yunanistan’la İlişkiler”. Baskın Oran (der.) Türk Dış Politikası Cilt II: 1980-2001 İletişim Yayınları, İstanbul: 2009 34 Kızılyürek a.g.e 2005 s. 340. 35 Türk Diplomasisi 1980 ve 90’larda hiç kuşkusuz zor şartlar altındaydı. Ancak, NATO üyesi olarak Yunanistan’ın askeri kanada, Garantör Ülke olarak da Kıbrıs’ın AB’ne katılımını veto etme kozuna sahipti ve bu koz Rum-Yunan ikilisini makul bir çözüme ikna etmek için daha etkin bir biçimde kullanılabilirdi. Aralık ’10 • Sayı: 24 21. YÜZYIL [81] fievki K›ralp Rum liderler, müzakere metinlerinden çok kendi lıklı bir zemine oturtulmasında, 1974 Barış Harekâtı’nın silahlı teröre son vermesinin de doğrudan etkili olması tarihin ilginç bir cilvesidir. hukuki ve diplomatik Makarios sonrası dönemde, Vasiliu haricindeki bütün liderlerin iç politikada rakiplerini “teslimiyetçilik” ile suçlamak yöntemine başvurduğunu anlarız. Ayrıca, yine Vasiliu Rum ç›karlar›n› gelifltirme hariç bütün liderlerin partilerini yaklaşık yirmişer yıl yönetçabas› içerisindedir. tikten sonra yerlerini başkalarına devrettiklerini görürüz. Rum demokrasisinin aynı isimler, aynı söylemler ve aynı yöntemler etrafında şekillenmesi ve toplumun bu yönde manipüle edilmesinin iç siyasette kısır bir döngüye sebep olduğu söylenebilir. kanallar›n› kullanarak Kıbrıs Sorunu açılımlarına baktığımız zaman, “teslimiyetçilik” suçlamasının seçim stratejisinden ibaret olduğunu anlarız. Çünkü liderlerin çoğunun diplomasi ve hukuk unsurlarını Rumlar lehine yönlendirerek müzakere metinlerinin vaatlerinden fazlasını elde etme amacında oldukları görülür. Bu unsurların günümüzdeki somut şekli Avrupa Birliği’dir. Sonuç olarak, büyük adamlar tarihi analizinin Makarios ve sonrasına ilişkin başlıca tespiti, Rum liderlerin iç politikada teslimiyetçilik söylemlerinin, Kıbrıs Sorununda ise metinlerden daha fazlasını elde edecekleri yönündeki inançlarının çözümsüzlükle özdeşleşen Kıbrıs Sorunu’nun tarihinde etkin bir rol oynadığıdır. 21. YÜZYIL [82] 21. YÜZYIL Aralık ’10 • Sayı: 24