SOMA KATLİAMI: Gizlenen Meslek Hastalıkları Salgınının Açık

Transkript

SOMA KATLİAMI: Gizlenen Meslek Hastalıkları Salgınının Açık
SOMA
KATLİAMI:
Gizlenen
Meslek
Hastalıkları
Salgınının Açık Faturası /
Prof. Dr. İbrahim AKKURT
Geçtiğimiz günlerde Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk
Tabipleri Birliği (TTB) tarafından “zorlu bir mücadele”den sonra hazırlanan Soma
Maden Faciası inceleme raporu 1 kamuoyu ile paylaşıldı.
mücadele”
ifadesi
belgelendirildiği
raporun
gibi
giriş
mahkeme
bölümünde
kararı
ile
Buradaki “zorlu bir
bahsedildiği
elde
ve
edilebilen
eklerinde
bir
hakkın
kullanımıdır.
Rapor hem işin mühendislik boyutu ile birincil korunmanın esaslarını teşkil eden
teknik özellikleri barındırıyor hem de çalışanların tam bir sağlık gözetimi yönü
olan ikincil korunmanın esaslarını irdelemektedir.
Bu iki özelliği nedeniyle
belki de ülkemizde bugüne kadar yapılmış olan en kapsamlı, en azından geçmekte
olduğumuz süreçte tarihe not düşen çok önemli bir belge niteliğindedir.
Raporda madenin teknik özellikleri çok ayrıntılı olarak verilmiştir.
Bu
ayrıntıların yanında bazı veriler aslında en az 1 ay önceden gelmekte olan
facianın ön habercileri olmuştur.
Başka bir ifadeyle kaza adeta geliyorum diye
önceden “sorumlu yetkilileri” uyarmıştır. Bu uyarının belki de en somut
göstergesi raporun 18. sayfasındadır. Buradaki ifade aynen: “Maden ocaklarında
ortam sıcaklığının ortalama 25 derece civarında olduğu bilinmektedir. Bu
ocaktaki sıcaklık sensörünün sonuçları incelendiğinde; ocaktaki sıcaklığın 13
Mayıs 2014 tarihinden neredeyse 30 gün önce yükselmeye başladığı ve olay günü 45
dereceye kadar çıktığı görülmektedir. Bu durum, ocaktaki kömür yangınının daha
önceden başladığını ve devam ettiğini göstermektedir.” şeklindedir.
Yani başka
bir ifade ile birincil korunma olarak ifade edilen çalışma alanı her an bir atom
bombasına dönüşme sinyallerini en az 1 ay önceden haber vermiştir. Bununla
ilintili olarak incelemeye alınan ortam karbon monoksit sensörlerinden bir
kısmında karbon monoksit değerleri ölçülemeyecek derecede en üst sınırları
aşmıştır.
Bu sınır değerlerinin aşılmakta olduğunun da en büyük göstergesi
sağlık ünitesinde çalışanların her gün avuç avuç ağrı kesici talepleri
olmuştur.
Ortam karbon monoksit seviyesinin aşılmakta olduğunun belki de ilk
bulguları çalışanlardaki zonklayıcı tarzda baş ağrılarıdır.
Bu bile bir uyarıcı
olmamıştır.
Maalesef tüm bunların sonucunda geliyorum diye haber veren katliam 301 cana mal
olmuştur.
Bunların otopsi kayıtlarında “ölüm nedenleri incelendiğinde tüm
olgulardaki kan karboksihemoglobin düzeylerinin müstakilen ölüme neden olacak
sınırları
aştığı”
entoksikasyonudur.
saptanmıştır.
Yani
ölüm
nedenleri
karbonmonoksit
Başka bir ifade ile toplu ölümlerin nedeni geliyorum diyen
bir facia sonucu ortaya çıkan kronik zeminde gelişen ölümcül birer akut meslek
hastalığıdır.
Nitekim raporun eklerinde verilen kaynaklardan da anlaşılacağı
üzere yapılan iki çalışmada kazadan sağ kurtulanlarda bu meslek hastalıklarının
izleri de değişik seviyelerde devam etmektedir.
Facianın ilk günlerinde
tablonun çalışma ortamlarındaki mesleki etkilenmelerin izlenmesindeki bir
sorundan daha da ötesi ortaya çıkan hastalıkların gizlenmesindeki bir durumun
aşikar hale gelmesinden dolayı meydana geldiği kuşkusu bende hep vardı.
O
nedenledir ki o günlerde bunu ifade etmiş ve yayınlamıştım2.
Bu facia ülke olarak çok yönlü ders almamız gereken bir olaydır.
Bundan ders
almazsak maalesef giderek benzeri hatta daha büyük olayları yaşamak durumunda
kalacağız.
Çünkü hemen her kaynakta yazıldığı gibi işçi sağlığı ve güvenliği
(İSG) (ya da çalışan sağlığı ve güvenliği-ÇSG) bütüncül bir yaklaşımı
gerektirir.
İş
kazaları
çalışma
ortamlarındaki
yetersizliğinin/eksikliğinin birer göstergesidir.
güvenlik
önlemlerinin
Bu nedenle “ramak kala
olaylar” dahil her türlü küçük iş kazalarının kayda alınması, nedenlerinin
sorgulanması gerekir ki iş cinayetleri olarak adlandırılan iş kazalarına bağlı
ölümler gelişmesin.
Çünkü her bir iş cinayetinin de gizlenen yüzlerce iş
kazasının bir faturası olduğu artık bilinmektedir.
hastalıkları
için
de
geçerlidir.
Meslek
Keza aynı durum meslek
hastalıklarının
gizlenmesinin
faturaları da maalesef ya toplumda kronik hastalıklarda beklenmeyen artışlar ya
da bu faciada olduğu gibi kaza mı, meslek hastalığı mı tartışmasının
sonuçlanamayacağı facialara yol açmaktadır.
Ülkemizde Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarının sadece İş kazası ve meslek
hastalıkları (İKMH) sigortacılık mantığının gerekleri doğrultusunda kayıt
aldığı; olayın hastalıklar boyutunun sağlık sunucusunun kontrolünde olması
gerektiği gerçeğini artık kabul etmek zorundayız.
Ancak bu noktada devlet
erklerinin dışında konuyla ilgili bağımsız uzmanlık kuruluşlarının da ciddi
desteği ile bir aydınlanmaya varmamız mümkündür.
Bunun için de Çalışma
Bakanlığının çalışma ortamlarının hemen her aşaması için konun yetkin kurumları
olan TMMOB ve bağlı uzmanlık dernekleri ile yakın işbirliği yapmak zorundadır.
Çünkü çalışma alanlarının güvenliği konusunda aynı amaca hizmet eden kurumlar
karşı değil yan yana olmak zorundadırlar.
Öte yandan Sağlık Bakanlığının da
artık çalışma yaşamında çalışanların sağlık sorunları konusunda elini taşın
altına koyması, bu konuda TTB başta olmak üzere konunun bağımsız uzmanlık
kuruluşları ve üniversiteler ile yakın bir işbirliği içinde olmak zorundadır.
Soma benzeri faciaları gelecekte yaşamamak için ülke olarak, çalışan insanlar
olarak bu işbirliklerini bir şekilde sağlamak zorundayız.
Prof. Dr. İbrahim AKKURT
İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanı
1.
Soma
Maden
Faciası
inceleme
raporu.
Nisan
2016
http://www.ttb.org.tr/images/stories/haberler/file/somasonweb1.pdf
2.
Akkurt İ. Soma katliamı yaşanmayabilirdi.
Önlem Dergisi. 2014, Sayı:34
http://www.onlemdergisi.com.tr/soma-katliami-yasanmayabilirdi/

Benzer belgeler

Okuma Testi (Zor

Okuma Testi (Zor Baş ve kulak ağrısının tıbbi bir muayene olmadan belirlenmesi neredeyse imkânsız olan birçok potansiyel sebebi vardır.Hem kulak hem de çevresindeki ağrıya sebep olan yaygın durumlar baş ağrılarında...

Detaylı