PDF Anahtar Mart 2016 - Global Cleantech Innovation Programme
Transkript
PDF Anahtar Mart 2016 - Global Cleantech Innovation Programme
MART 2016 T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN AYLIK YAYIN ORGANIDIR MART 2016 YIL: 28 SAYI: 327 Bu dergi 6.500 adet basılmaktadır. ISSN: 1300-2414 Yayın Türü: Yerel Süreli Türkçe - İngilizce SAHİBİ T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADINA GENEL MÜDÜR Anıl YILMAZ GENEL KOORDİNATÖR Dilek BİRBİL SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Cangül TOSUN YAZI KURULU Dilek BİRBİL - Cangül TOSUN - Lütfiye BALKAYA İNGİLİZCE SAYFA SORUMLUSU Gülçin MANZAK AYDIN - Şirin Müge KAVUNCU WEB SİTESİ SORUMLUSU Aytunç AYHAN FOTOĞRAFLAR Hakan CANBAKIŞ - Özgür YURDAKADİM DAĞITIM SORUMLUSU Mehtap EMRE (312) 467 55 90 / 331 mehtap.emre@sanayi.gov.tr Anahtar dergisinin PDF dosyalarını her ay düzenli olarak e-posta hesabınıza gönderilmesini istiyorsanız, konu alanına Anahtar yazıp abone@sanayi.gov.tr adresine boş bir e-posta atabilirsiniz. Dergide yayımlanan yazılardaki görüşler yazarlarına aittir. YÖNETİM YERİ T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Gelibolu Sokak No:5 Kavaklıdere 06690 ANKARA Tel: (312) 467 55 90 (10 Hat) Faks: (312) 427 30 22 Faks (Dergi): (312) 467 47 79 e-posta: vgm@sanayi.gov.tr İnternet: http://vgm.sanayi.gov.tr http://anahtar.sanayi.gov.tr GRAFİK TASARIM VE UYGULAMA Fulya KOÇ BASKI ELMA TEKNİK BASIM MATBAACILIK İvedik OSB Matbaacılar Sitesi 1516/1 Sok. No:35 Yenimahalle-ANKARA Tel:(312) 229 92 65 Faks:(312) 231 67 06 BASILDIĞI TARİH Anahtar dergisinin MART 2016 sayısı 29.02.2016 tarihinde basılmıştır. Küresel iklim değişikliği tehdidi ile mücadele amacıyla Fransa’da gerçekleştirilen Paris İklim Konferansı, 12 Aralık 2015 tarihinde 195 ülke tarafından birlikte oluşturulan Paris Anlaşması ile neticelendi. Küresel emisyonların yaklaşık % 55’ini temsil eden en az 55 ülkenin taraf olması ve 2020 yılında yürürlüğe girmesi hedeflenen anlaşmaya göre, emisyonların azaltılması ve küresel sıcaklık artışının 2 derece ile sınırlı tutulması hedefleniyor. Bu ana hedef için ticaret, üretim, teknoloji, sanayi, enerji vb. pek çok alanda da hedeflerin belirlenmesi gerekmektedir. TÜİK verilerine göre 2013 yılında toplam CO2 emisyonlarının % 82,2’si enerjiden, % 17,6’sı endüstriyel işlemlerden kaynaklanmıştır. Dolayısıyla, Paris Anlaşması çerçevesinde küresel ısınma ve iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle mücadele etmek üzere, düşük karbon ekonomisine geçiş, yeşil büyüme, temiz enerjiler gibi politikaların yanısıra, enerji verimliliğinin sağlanması için yürütülecek çalışmalar daha da önem kazanacaktır. Ülkemizde enerji yoğunluğu, OECD ülkelerinin yaklaşık 1,5 katı, Japonya ve Almanya’nın ise yaklaşık 2 katıdır. Yani birim mal veya hizmet üretmek için OECD ülkelerinde kullanılanın 1,5 katı, Japonya’da kullanılan enerjinin 2 katı enerji sarf edilmektedir. 2012 yılında ülkemizde toplam nihai enerjinin % 35’ini sanayi kesimi tüketmiştir. Ancak şunu biliyoruz ki, sanayide yıllık enerji israfımız en az 6 Milyon TEP (Ton Eşdeğer Petrol) olarak gerçekleşmektedir. Sanayide toplam enerji tasarruf potansiyelimiz % 20’ler civarındadır. 2007 yılında yürürlüğe giren Enerji Verimliliği Kanunu ile bu alanda önemli adımlar atılmış ve çok sayıda yeni düzenleme ve kural getirilmiştir. Enerji alanındaBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak sanayide enerji verimliliğini artırmak için bir dizi çalışma yürütmekteyiz. Çalışmalarımız 10. Kalkınma Planı Öncelikli Dönüşüm Programlarından biri olan “Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Programı” altında Bakanlığımız koordinasyonunda yürütülen “Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması” bileşenine dayanıyor. “Enerji Verimliliği” temasıyla hazırladığımız bu sayıda, Bakanlığımız tarafından enerji verimliliği alanında yürütülen faaliyetlerin yanı sıra, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü, Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği ve Dünya Bankasının faaliyet, proje ve desteklerine yer verdik. Makale ve yazılarıyla bu sayının zengin içeriğinin oluşturulmasında emeği geçen tüm kuruluşlara ve değerli uzmanlarına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Anıl YILMAZ Genel Müdür MART 2016 İÇİNDEKİLER 10 16 04 İmalat Sanayinin 2003-2012 Döneminde Bölgesel Düzeyde Etkinliği ve Enerji Performansı Dr. Yücel ÖZKARA 10 Enerji Verimliliği Kurum Yapılanması Üzerine Değerlendirme Jas SINGH- Yasemin ÖRÜCÜ 16 Enerji Verimliliğini Ülkemizde Nasıl Geliştirebiliriz? Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Enerji Verimliliği Alanında Yürüttüğü Çalışmalar Gözde BOSNALI Sanayide Kullanılan 7,5 KW ve Üzeri AC Motorlara İlişkin Envanter Çalışması Oğuzhan SOY 20 26 30 20 34 38 40 30 4 Uluslararası Enerji Verimliliği Projeleri: KOBİ’lerde Enerji Verimliliği Projesi Saniye KESER KOBİ’ler İçin KOSGEB Enerji Verimliliği Çalışmaları Dr. Mehmet Görkem GÜRBÜZ Sanayide Enerji Verimliliği ve San-Ver Projesi Mevcut Durum Analizi Gökhan ALTUN - Onur YANARTAŞ Beyza KÜÇÜK - Rukiye BOZAN Temiz Teknolojiler Girişimcilik Programı 3.Yılında MART 2016 46 Projeler 50 Bilim, Sanayi ve Teknoloji 52 Haber 54 Temiz Üretim (Eko-Verimlilik) 58 Energy Efficiency 61 Bölgesel Verimlilik İstatistikleri Regional Productivity Statistics 62 Sanayi Göstergeleri Industry Indicators 63 Bilim ve Teknoloji Göstergeleri Science And Technology Indicators 64 Ulusal ve Uluslararası Verimlilik İstatistikleri National And International Productivity Statistics 40 50 55 5 MART 2016 MAKALE İMALAT SANAYİNİN 2003-2012 DÖNEMİNDE BÖLGESEL DÜZEYDE ETKİNLİĞİ VE ENERJİ PERFORMANSI Dr. Yücel ÖZKARA / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Verimlilik Genel Müdürlüğü) Ülkelerin ana hedeflerinden biri olan ekonomik gelişme ve kalkınma, ekonominin yönetimi açısından hep ön planda olagelmiştir. Refah artışının yanında bu artışın dengeli dağılımı toplumsal gelişme ve sosyal refah için gereklidir. Dağılımın mekansal boyutu olarak bölgesel düzeyde de ekonomik gelişmenin doğru yansıtılması, bölgesel farklılıkların azaltılması için önem arz etmektedir. Bölgesel gelişmişlik farklarının tüm boyutları ile irdelenmesi hangi faktörlerin ne oranda bölgesel gelişmişliğe etki ettiğinin bilinmesi bakımından ilgi çekmektedir. Ekonomik gelişmenin sürdürülebilirliği, orta dönemde verimlilik artışları ile sağlanabileceğinden; verimlilik, ekonomik büyümenin en temel yapıtaşını oluşturmaktadır. Verimlilik artışı, bu bağlamda üretim kaynaklarının etkin kullanımlarının bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkelerin ekonomik büyüme düzeylerinin farklılaşmasının altında yatan temel neden verimlilik düzeylerinin farklılığından ileri gelmektedir (Altıok ve Tuncer, 2013). Benzer şekilde, imalat sanayinin bölgeler arası gelişmelerinde gözlenen farklılıkların nedenleri arasında da bölgelerin verimlilik farklılıkları bulunmaktadır. Bu nedenle bölgesel gelişmenin sürdürülebilir biçimde sağlanması amacıyla, lokomotif sektör olan imalat sanayinde, bölgesel düzeyde verimlilik değişimlerinin ölçülmesi ve bileşenlerinin belirlenmesi, bölgesel gelişmenin sürdürülebilmesi açısından karar vericilere yön verecektir. Bölgesel gelişmişlik seviyelerinin sürdürülebilir bir düzlemde artması ve az gelişmiş bölgelerin diğer bölgelere yakınsaması, teknolojik gelişme temelinde yaşanacak 6 verimlilik artışları ile olacaktır. Bölgelerin rekabetçiliğini, istihdamı ve sanayi yapısını geliştirecek bölgesel politikalar, etkinlik ve verimlilik ölçümünün katkısıyla tasarlanmalıdır. İmalat Sanayinin Önemi İmalat sanayi, istihdam ve üretim artışındaki azımsanmayacak katkısı nedeniyle ekonomilerin kalkınma ve büyüme sürecindeki itici gücü olarak nitelendirilmekte ve gelişmekte olan ülkeler için ayrı bir konumda bulunmaktadır. Çünkü imalat sanayi, sanayi kesiminde teknolojik ve yönetsel bilginin ortaya çıktığı, uyumlaştırıldığı ve ekonominin diğer kesimlerine aktarıldığı yegâne sanayi sektörü olmasından dolayı, tüm ülkelerde sürdürülebilir kalkınmanın anahtar sektörüdür. Örneğin, imalat sanayinin geliştirdiği teknolojilerden tarımsal makinalar ve zirai ilaç, gübre gibi kimyevî maddeler tarımda; iletişim araçları, bilgi teknolojileri ve ulaştırmaya dönük makina ve teçhizatlar hizmet sektöründe verimliliğin artışına doğrudan etki etmektedir. Tüm bu yönleriyle imalat sanayi, kalkınma, refah artışı ve ekonomik gelişme için kilit rol oynamaktadır. İmalat sanayinin ekonomi içinde bahsedilen bu rolü, Türkiye için de geçerlidir. Tüm teknolojik seviyelerde sanayileşmenin sağlanması ve erişilen bu yapıyla ortaya çıkan refahın hem diğer sektörlerde hem de mekansal anlamda tüm ülkede uygun biçimde bölüşümünün sağlanması, sürdürülebilir, dengeli ve dinamik bir kalkınma sürecini ortaya çıkaracaktır. Türkiye’de imalat sanayinin 2012 yılı itibarıyla ekonomi içindeki yerine bakılacak olursa imalat sanayi, çalışanlar sayısının % 27,3’ünü, girişim sayısının ise % 12,7’sini; üretim değerinin % 45,4’ünü ve faktör maliyetiyle katma değerin % 33,7’sini oluşturmaktadır (TÜİK, 2014a). 2012 yılında imalat sanayinin cari fiyatlarla gayri safi yurt içi hasıladaki payı ise % 15,5 olmuş (TÜİK, 2014b), toplam ihracattaki payı ise % 93,9 olarak gerçekleşmiştir (TÜİK, 2013). Bu haliyle ihracatın çok büyük bir kısmını; ekonomik üretimin ise yaklaşık olarak yarısını tek başına ortaya koyan imalat sanayinde, bu üretimin etkin ve verimli biçimde yapılması sonucu elde edilecek kaynak tasarrufu ve bununla birlikte gerçekleşecek üretim artışları, ülke ekonomisine oldukça büyük katkı sunacaktır. MART 2016 İmalat sanayinin toplam ekonomiye katkısını ortaya koyan Tuncer ve Özuğurlu (2004)’nun çalışmasındaki bulgulara göre toplam ekonominin çoklu faktör üretkenliğine en fazla katkıyı % 34 ile imalat sanayi sağlamaktadır. Parametrik Olmayan Etkinlik Ölçümü Ülkeler, sektörler ya da bölgeler arası performans karşılaştırmaları yoluyla ekonomi ya da sanayi politikalarının hedeflerinin belirlenmesine yönelik pek çok çalışma ve araştırma literatürde yer almaktadır. Üretim sistemlerinde girdi ve çıktıların iyi bir şekilde modellenmesi ile benzer karar verme birimlerinin (KVB) etkinlik ölçümleri ve performans karşılaştırmaları pek çok yöntem ile yapılabilmektedir. Bu yöntemlerin başında Veri Zarflama Analizi (VZA) gelmektedir. VZA, ekonometrik modellerde olduğu gibi önceden tanımlı bir üretim fonksiyonuna ihtiyaç duymamakta ve kolay uygulanabilmektedir. Bu yönüyle VZA, etkinlik ölçümü çalışmalarında oldukça yaygın kullanılan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. VZA, modellenen üretim sistemini ölçüm biriminden bağımsız olarak tek bir performans ölçüsü ile değerlendirmeye imkân sağladığı için oldukça kullanışlıdır. Zira sistemin performansını tek bir girdi ve çıktı üzerinden ölçen kısmi faktör göstergeleri (iş gücü verimliliği, enerji yoğunluğu vb.) sistem hakkında tek boyutta bilgi sunmakta ve bu sebeple eksik değerlendirmelere yol açabilmektedir. Tek boyutlu bilgi içeren bu tür göstergeler temel alınarak hazırlanan politikalar ise istenilen düzeyde başarılı olamamaktadır. Veri zarflama analizi uygulamalarında tercih edilen girdi ve çıktıların modellenmek istenilen üretim sistemini sağlıklı biçimde temsil etmesi önemlidir. Aksi halde, tek boyutlu bilgi içeren göstergelerde olduğu gibi performans ölçümü ve kıyaslamada hatalı değerlendirmeler ortaya çıkabilir. Özellikle makro düzeydeki etkinlik ölçümlerinde üretim sisteminin iş gücü, sermaye stoku ve enerji gibi temel faktörlerinin birlikte analiz edilmesi, toplam faktör bakış açısıyla etkinlik ölçümünün yapılabilmesini sağlayarak sistemin bütününe ilişkin bilgi içeren performans değerlerini ortaya çıkarmaktadır. VZA’yı tercih eden enerji ve çevre araştırmalarının sayısında son dönemde oldukça büyük artış görülmektedir (Zhou ve diğerleri, 2008). Firma düzeyinde yapılan etkinlik ölçümleri ile karşılaştırıldığında, ülke ve bölge düzeyindeki çalışmaların sayısı belirgin biçimde fazladır. Hu ve Wang (2006)’ın çalışmasında Çin’in bölgeleri, toplam faktör bakış açısıyla analiz edilmiş ve bölgelerin etkinlikleri hesaplanmıştır. Çalışmada, sermaye stoku, iş gücü ve enerji girdi olarak; GSYİH ise çıktı olarak ele alınmıştır. Benzer yaklaşımdaki etkinlik ölçümlerini OECD üyesi olan ve olmayan ülkeler için Chien ve Hu (2007); Japonya’nın bölgeleri için ise Honma ve Hu (2008) yapmıştır. Xiaoli ve diğerleri (2014) ise sermaye, iş gücü ve enerjiyi girdi; katma değeri çıktı olarak ele almışlar ve Çin sanayisinde, hem bölgeler hem de sektörler düzeyinde etkinlik değişimlerini incelemişlerdir. Türkiye için yapılmış çalışmalara bakıldığında 2001 yılından önceki dönemleri içeren gerek ekonomi ya da sektör genelinde gerekse iller ve bölgeler düzeyindeki çalışmaların yaygın olduğu görülmektedir. Bu çalışmalardan bazıları, Deliktaş (2002), Yavuz (2003), Tuncer ve Özuğurlu (2004), Büyükkılıç ve Yavuz (2005), Yalama ve Sayım (2008) olarak verilebilir. Özellikle mülga Milli Prodüktivite Merkezi’nin yayımladığı Verimlilik Raporları da dikkate değerdir. 2001 yılı öncesinde literatürdeki Türkiye ile ilgili çalışmaların niceliksel fazlalılığın başlıca nedeni, söz konusu dönemde Devlet İstatistik Enstitüsü (2005 yılı itibarıyla Türkiye İstatistik Kurumu, TÜİK) tarafından üretilen oldukça kapsamlı veri kümeleridir. Bu veriler arasında hem kamu-özel kesim ayrımında işletme bazında verilerin, hem de sermaye stokuna dair vekil değişken olarak ele alınabilecek verilerin olması, kısmi faktör göstergelerinden daha kapsayıcı bilgiler sunan toplam faktör göstergelerini elde edebilme olanağını araştırmacılara sağlamıştır. 2002 yılından sonraki dönemde ise AB uyum süreci ile Türkiye’de yeni bir istatistik sisteminin kurulmasından dolayı bu veri kümelerinde kırılma yaşanmıştır. Bu nedenle, araştırmacılar için 2002 yılı ve sonrası dönemde özellikle iller ve bölgeler düzeyindeki çalışmalar için büyük bir kısıtlılık ortaya çıkmıştır. Aşağıdaki tabloda, literatürde Türkiye için VZA ile yapılan seçilmiş bazı çalışmalar verilmektedir. 7 MART 2016 MAKALE İMALAT SANAYİNİN 2003-2012 DÖNEMİNDE BÖLGESEL DÜZEYDE ETKİNLİĞİ VE ENERJİ PERFORMANSI Tablo 1. Türkiye’yi Konu Alan Seçilmiş Etkinlik Ölçümü Çalışmaları Yazar Analiz Dönemi Model Türü Uygulama Türü Deliktaş (2002) 1990-2000 Yavuz (2003) 1998 Türkiye’nin iller düzeyinde imalat sanayi ve alt kolları Radyal Etkinlik analizi (Tuncer & Özuğurlu, 2004) 1980-2000 Türkiye İBBS Düzey 1 Bölgeleri Parametrik yöntem Etkinlik ve verimlilik ölçümü (Büyükkılıç & Yavuz, 2005) 1994-2001 Türkiye’nin imalat sanayi ve alt kolları Radyal Malmquist endeks (Yalama & Sayım, 2008) 2005 İMKB’ye kote imalat sanayi kuruluşları Radyal Finansal rasyolarla etkinlik ölçümü (Örkcü & Bal, 2012) 2003 Türkiye’nin illeri Radyal Etkinlik ölçümü (Şimşek, 2011) 1995-2008 Türkiye ve 24 OECD ülkesi Aylak temelli Çevresel performans ve TFV analizi Literatüre bakıldığında, 2002 yılı sonrasında Türkiye’de bölgesel düzeyde özellikle imalat sanayi için yapılan çalışmalar arasında, üretim sistemini toplam faktör bakış açısıyla ele alan; sermaye, iş gücü ve enerji gibi temel üretim kaynakları üzerinden VZA yöntemi ile etkinlik ölçümü yapan bir çalışma olarak Özkara ve Atak (2015)’ın çalışması öne çıkmaktadır. Bu çalışma ayrıca, imalat sanayinin enerji performansını ve tasarruf potansiyelini bölgesel düzeyde tespit etmesi ile literatüre önemli bir katkı sağlamaktadır. Bu makalenin devamında, sözü edilen yazarların çalışmasındaki önemli bulgular aktarılmaktadır. İmalat Sanayinde İBBS Düzey 2 Bölgelerinin Performansları Özkara ve Atak (2015)’ın çalışmasında dört farklı VZA modeli kullanılarak etkinlik ölçümü yapılmıştır. Her bir VZA modeli, etkinlik ölçümü için imalat sanayi üretimini farklı bir açıdan ele almakta ve bunun neticesinde hesaplanan etkinlik sonuçları değişebilmektedir. Bu kısımda, ilgili çalışmanın iki modeline dair sonuçlara yer verilmektedir. Bu VZA modelleri, ilgili çalışmada yer alan temel CCR modeli ile enerji tasarrufu potansiyelini maksimize eden ve CCR 8 Karar Verme Birimleri Türkiye’nin iller düzeyinde imalat sanayi ve alt kolları Radyal Malmquist endeks modeli gibi radyal yapıda olan modeldir. İki modelin arasındaki temel fark, farklı girdi ve çıktıları etkinlik ölçümünde farklı biçimde ele almaları ve enerji tasarrufu potansiyelini hesaplayan modelin ayrıca istenmeyen çıktı olarak CO2 emisyonunu zayıf atılabilirlik varsayımı altında hesaba katmasıdır. Bunun yanında üretim sistemindeki tüm temel girdileri içermesinden dolayı yazarların bu çalışmasındaki etkinlik ölçümü toplam faktör bakış açısını içermektedir. Tablo 2’de bu etkinlik ölçüm modellerinde kullanılan girdi ve çıktılar verilmektedir. Her iki model de girdi odaklı olarak ele alınmıştır. Böylece modeller, karar verme birimlerinin mevcut çıktı miktarının, mümkün olan en az girdi miktarı ile üretilmesini sağlamak amacıyla kurulmuş ve çözümler elde edilmiştir. Türkiye’nin İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) Düzey 2’de yer alan 26 adet bölgenin imalat sanayinin etkinlik skorları 2003-2012 dönemindeki her yıl için hesaplanmıştır. İlgili dönemde bölgelerin performanslarını genel olarak kıyaslamak adına, 2003-2012 yıllarını kapsayan on yılın ortalama etkinlik değerleri Şekil 1’de verilmektedir. Yapısı ve girdi-çıktı tercihi ile CCR modeli ekonomik performansı; enerji tasarrufu potansiyelini maksimize eden diğer model ise emisyonları da hesaba katarak enerji girdisi üzerinden etkinlik ölçtüğü için bütünleşik çevre ve enerji performansını ifade etmektedir. Tablo 2. Etkinlik Ölçüm Modellerinde Tercih Edilen Girdi ve Çıktılar CCR Modeli Enerji Tasarrufu Potansiyelini Maksimize Eden Model Sermaye Stoku Girdi Girdi (Sabitlenmiş) İstihdam Girdi Girdi (Sabitlenmiş) Elektrik Girdi Girdi Üretim Değeri Çıktı Çıktı CO2 - İstenmeyen Çıktı MART 2016 Şekil 1. Bölgelerin 2003-2012 Dönemindeki Ortalama Etkinlik Skorları TR10-İstanbul bölgesinin imalat sanayi, her iki modelde de tüm yıllar için etkin durumdadır. Bu bölgeyi takip eden TR42-Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova ile TR51-Ankara bölgelerinin imalat sanayi en iyi ikinci ve üçüncü performansa sahiptirler. En düşük performans CCR modeline göre TRA1-Erzurum, Erzincan, Bayburt; diğer modele göre ise TRA2-Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan bölgesinde görülmüştür. İmalat Sanayinde Ulusal ve Bölgesel Düzeyde Enerji Tasarrufu Potansiyeli Girdi odaklı veri zarflama analizi modelleri, aynı miktardaki çıktıyı üretecek en az girdi bileşimini sonuç olarak verdiği için, enerji girdisi özelinde hesaplanan iyileştirme miktarları aslında israf edilen enerji miktarı bilgisini karar vericilere sunmaktadır. Böylece her bir bölge düzeyinde imalat sanayinin israf ettiği elektrik enerjisinin tükettiği elektrik miktarına oranı, elektrik enerjisi özelinde enerji tasarrufu potansiyelini vermektedir. Bölgesel düzeyde elektrik enerjisi dışında diğer enerji tüketimlerine dair veri bulunamadığı için, sözü edilen çalışmada imalat sanayinin enerji tüketimini temsil etmek üzere elektrik enerjisi tüketimi kullanılmıştır. Literatürde enerji tasarrufu potansiyelini sabitlenmiş sermaye ve iş gücü girdileri ile istenmeyen çıktılar yoluyla maksimize eden model olarak geçen VZA modeli (Wang, Yu, & Zhang, 2013), CCR modelinin sonuçlarıyla kıyaslandığında, İBBS Düzey 2 bölgelerinin enerji tasarrufu potansiyelini daha yüksek oranlarda hesaplayabilmektedir. Analiz döneminin tamamı göz önüne alındığında Türk imalat sanayinin enerji tasarrufu potansiyeli CCR modeline göre % 26,1 olarak hesaplanmakta; tasarruf potansiyelini maksimize eden diğer model sonucuna göre ise bu oran % 28,7 olarak bulunmaktadır. Yıllar itibarıyla bakıldığında ise her bir model sonucuna göre ulusal düzeyde imalat sanayinin enerji tasarrufu potansiyeli Şekil 2’de verilmektedir. Şekilde yer alan sütunların tamamı ilgili yıldaki imalat sanayinin toplam elektrik tüketimini, koyu renkli kısımlar ise ilgili yılda bölgelerin imalat sanayinin Şekil 2. İmalat Sanayinde Yıllar İtibarıyla Miktar Olarak Elektrik Tüketimi ve Tasarruf Potansiyeli 9 MART 2016 MAKALE İMALAT SANAYİNİN 2003-2012 DÖNEMİNDE BÖLGESEL DÜZEYDE ETKİNLİĞİ VE ENERJİ PERFORMANSI Şekil 3. Enerji Tasarrufu Potansiyelini Maksimize Eden Modele Göre Bölgelerin Ortalama Tasarruf Potansiyelleri 10 MART 2016 etkin olarak kullanmayarak israf ettiği elektrik tüketiminin toplam miktarını göstermektedir. 2009 yılı enerji tasarruf potansiyelinin analiz döneminde en düşük oranda gerçekleştiği yıl olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yılda CCR modeline göre % 17,7; enerji performansını ölçen diğer modele göre ise % 22,2 oranında tasarruf potansiyeli hesaplanmıştır. Enerji tasarrufu potansiyelinin en yüksek gerçekleştiği yıl ise yine sırasıyla % 35,2 ve % 36,5 oranları ile 2006 yılı olmuştur. Şekil 3 ise bölgelerin analiz dönemi genelinde ortalama olarak ne oranda enerji (elektrik) tasarrufu potansiyelinin olduğunu göstermektedir. Verilen bu şekilde, sütunların tamamı bölgelerin analiz dönemindeki on yıllık toplam elektrik tüketimini, sarı renkli kısımlar ise israf edilen elektrik enerjisi toplamını göstermektedir. Şeklin en sol tarafında ise bölgelerin bu iki parametreye bağlı olarak hesaplanan enerji tasarrufu potansiyeli büyükten küçüğe sıralı olarak verilmiştir. Veri zarflama analizi ile göreli etkinlik ölçümü yapıldığından dolayı en iyi ya da başka bir deyişle etkin bölgelerde tasarruf potansiyeli ortaya çıkmamaktadır. Bu nedenle etkinlik skorlarının verildiği bir önceki kısımdan da hatırlanacağı üzere TR10-İstanbul bölgesinin imalat sanayi girdi ve çıktı bileşimi ile diğer bölgelere rol model olduğu için bu bölgede tasarruf oranı sıfır olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin TR31-İzmir bölgesinin imalat sanayinin girdi-çıktı yapısı, TR10-İstanbul bölgesi ile kıyaslandığında elektrik enerjisini ortalama % 26,5 oranında israf ederek yani etkin olmayan biçimde tüketmektedir. Sonuç Burada incelenen çalışmadan elde edilen bulgular, imalat sanayini bölgesel düzeyde etkinlik ve enerji tasarrufu açısından anlamaya yardımcı olacak ve imalat sanayinde bölgesel düzeyde uygulanacak politikalara katkı sunacaktır. Türkiye’de bölgesel gelişmişlik farklılıklarının 7. Özkara, Y., & Atak, M. (2015). Regional total-factor energy efficiency and electricity saving potential of manufacturing industry in Turkey. Energy, 495-510. 8. Şimşek, N. (2011). Türkiye’nin Çevresel Enerji Etkinliği ve Toplam Faktör Verimliliği: Karşılaştırmalı Bir Analiz. Ege Akademik Bakış, 11(3), 379-396. 9. Tuncer, İ., & Özuğurlu, Y. (2004, Aralık). Türkiye Ekonomisinde Büyüme ve Sektörel Üretkenlik Analizleri: Bölgesel Karşılaştırmalar 1980-2000. Mayıs 31, 2010 tarihinde http://www.tek.org.tr. adresinden alındı 10.TÜİK. (2013). Türkiye İstatistik Kurumu Dış Ticaret İstatistikleri Haber Bülteni. URL: http://tuik.gov.tr/ZipGetir. do?id=13428&class=onceki, 11.TÜİK. (2014a). Türkiye İstatistik Kurumu Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri, 2012 Haber Bülteni, Kaynaklar Tablo-1: Ekonomik faaliyetlere 1. Altıok, M., & Tuncer, İ. (2013). Türkiye (Programcılık ve yayıncılık faaliyetleri, İmalat Sanayinde Yapısal Değişim finans ve sigorta faaliyetleri hariç) ve Üretkenlik: 1980–2008 Dönemi. göre bazı temel göstergeler. URL: Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler http://tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri. Dergisi, 13(2). do?id=16181, 2. Büyükkılıç, D., & Yavuz, İ. (2005). İmalat 12.TÜİK. (2014b). Türkiye İstatistik Sanayiinde Toplam Faktör Verimliliği Kurumu İktisadi Faaliyet Kollarına - Teknik Değişim, Teknik Etkinlik Göre Cari Fiyatlarla Gayri Safi Yurtiçi (1994-2001). Ankara: Milli Prodüktivite Hasıla, NACE Rev. 2. URL: http://www. Merkezi . tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_ 3. Chien, T., & Hu, J.-L. (2007). id=2217,. Renewable energy and macroeconomic 13.Xiaoli, Z., Rui, Y., & Qian, M. (2014). efficiency of OECD and non-OECD China’s total factor energy efficiency economies. Energy Policy, 35(7). of provincial industrial sectors. Energy, 4. Deliktaş, E. (2002). Türkiye özel sektör 65, 52-61. imalât sanayiinde etkinlik ve toplam faktör verimliliği analizi. ODTÜ Gelişme 14.Yalama, A. ve Sayım, M. (2008). Veri Zarflama Analizi ile İmalat Sektörünün Dergisi, 29(3-4), 247-284. Performans Değerlendirmesi. Dokuz 5. Honma, S., & Hu, J.-L. (2008). TotalEylül Üniversitesi İktisadi ve İdari factor energy efficiency of regions in Bilimler Fakültesi Dergisi, 23(1), 89-107. Japan. Energy Policy, 36(2), 821-833. 15.Yavuz, İ. (2003). Verimlilik ve Etkinlik 6. Örkcü, H., & Bal, H. (2012). A New Ölçümüne Yeni Yaklaşımlar ve İllere Approach To Cross Efficiency In Göre İmalat Sanayiinde Etkinlik Data Envelopment Analysis and Karşılaştırmaları. Ankara: Milli Performance Evaluation of Turkey Prodüktivite Merkezi. Cities. Gazi University Journal of Science, 25(1), 107-117. giderilmesi ve bölgesel gelişmenin daha dengeli bir yapıya kavuşması için, ekonominin üretken gücü olan imalat sanayinin bölgesel düzeyde etkinliğinin artırılması önemlidir. Etkinliği artan bir imalat sanayi, kaynaklarını israf etmeden kullanarak orta ve uzun dönemde ortaya koyacağı tasarruf ve birikimler yoluyla yatırımlarını ve kapasitesini artırabilecek ve bunun yanında hem rekabetçiliğini hem de büyümesini sürdürebilecektir. Çevreye duyarlı ve verimliliği yüksek bir sanayi yapısı, özellikle orta ve az gelişmiş bölgelerin kalkınmasında önem arz etmektedir. Bu nedenle, başta kalkınma ajansları olmak üzere bölgesel düzeyde politika geliştiren kurumlar tarafından, özellikle bu bölgelerde yenilikçiliğe ve teknoloji geliştirmeye dayalı, katma değerli üretim desteklenmelidir. 11 MART 2016 MAKALE ENERJİ VERİMLİLİĞİ KURUM YAPILANMASI ÜZERİNE DEĞERLENDİRME Jas SINGH- Yasemin ÖRÜCÜ / Dünya Bankası 10. Kalkınma Planının aralarında enerji verimliliği de bulunan birçok odak alanı için ayrıntılı eylem planları yayınlanmıştır. Enerji Verimliliği Eylem Planı belgesinde ‘Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’nün (YEGM) diğer kurum ve kuruluşların enerji verimliliği faaliyetlerini de yönlendirecek ve koordine edecek daha güçlü bir yapıya kavuşturulması” öngörülmektedir. Türkiye’nin rekabet gücünü önemli ölçüde artırabilecek potansiyele sahip olan enerji verimliliği politikalarını programatik ve etkin bir şekilde kullanabilmek ve kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi için bu iyileştirmelere ihtiyaç duyulmakla birlikte, yönetişim, bağımsızlık ve hesap verebilirlik konularında paralel iyileştirmelerin kaydedilebilmesi için ilave çabalar gerekecektir. Dünya Bankası 2014-15 yıllarında, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile istişare içerisinde ‘Enerji Verimliliği Kurumsal İncelemesi’ çalışmasını gerçekleştirmiştir. İncelemenin temel amacı Türkiye’nin enerji verimliliği (EV) politikalarını ve programlarını yönetme yeteneğini geliştirmek ve böylelikle açıklanan ulusal enerji verimliliği hedeflerini tutturmasına katkıda bulunmak olmuştur. İnceleme kapsamında, uluslararası deneyim ve en iyi uygulamalar ışığında Türkiye’de enerji 1 2 12 verimliliği alanında rol ve sorumluluklar da dâhil olmak üzere mevcut kurumsal yapının ayrıntılı bir değerlendirmesi yapılmıştır. Bu yazıda yer alan bilgiler, söz konusu inceleme sonucunda hazırlanan raporun1 özetini, dolayısıyla kurumsal seçenekleri ve önerileri içermektedir. Kurumsal Yapıların ve İyi Uygulamaların Uluslararası İncelemesi Dünya Bankası, 2013 yılında yürütülen bir çalışma ile2 27 gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede 2 ila 30 yıllık enerji verimliliği program ve kurumlarını incelemiştir. İnceleme kapsamında yedi ayrı kurumsal model belirlenmiştir. Buna gore, 1990’larda yapılanma geniş kapsamlı ulusal enerji kurumları iken, son on yılda bunların yerini enerji verimliliği ve ilgili temiz enerji yatırımları üzerinde odaklanan ihtisaslaşmış, özerk kurum veya kamuya ait şirket statüsünde kurulan uygulayıcı kurumlar almaya başlamıştır. Çalışma sonucunda ‘başarılı’ enerji verimliliği yapılanmalarının belirli ortak niteliklere sahip oldukları gözlenmiştir. Buna göre bu kurumlar genellikle özerk ve esnektir, görünür ve hesap verebilirdir, uygun personel ve kaynağa sahiptir ve çeşitli paydaşlar ile iş birliği yapabilmektedir. Türkiye’de Mevcut Sistemin Değerlendirilmesi ve Bulguların Özeti Dünya Bankası, başarılı enerji verimliliği programlarına ilişkin geliştirdiği çerçeveye dayalı olarak Türkiye’nin genel enerji verimliliği programının bir değerlendirmesini yapmıştır, bu Türkiye Cumhuriyeti: Enerji Verimliliği Kurumsal İncelemesi, Dünya Bankası, Mayıs 2015. Gelişmekte Olan Ülkelerde Talep Tarafı Enerji Verimliliği Uygulaması için Kurumsal Yönetişimin Geliştirilmesi, Dünya Bankası, 2011. MART 2016 değerlendirme aynı zamanda kamu ve özel sektör paydaşları ile mülakatlardan elde edilen bulguları da içermektedir. Politika Çerçevesi Türkiye’de enerji verimliliğine ilişkin politika çerçevesi makul derecede güçlü ve uluslararası iyi uygulamalara dayanmaktadır. Enerji Verimliliği Kanunu ve daha sonra çıkarılan yönetmelikler enerji kullanan tüm anahtar sektörleri kapsamaktadır; kurumsal görev, yetki, sorumluluklar, hedefler, uygulama mekanizmaları, teşvikler, cezalar ve fiyatlandırma hususları nispeten açık bir şekilde belirlenmiştir. Ancak, EİE’nin kapatılması sonrasında, Enerji Verimliliği Kanununun gözden geçirilmesi ve güncellenmesi, EİE’ye verilen sorumlulukların YEGM de dâhil olacak şekilde ilgili Bakanlık birimlerine ve kuruluşlarına resmi olarak yeniden tevdi edilmesi gerekmektedir. Bakanlıkların enerji verimliliği programlarının desteklenmesine ilişkin rolleri yeterli derecede açık değildir ve bu durum enerji verimliliği programı oluşturulmasında bazı kurumsal çakışmalara ve rekabete yol açmıştır. Ayrıca halen, politika çerçevesinin tamamlanabilmesi ve mevcut politika ve düzenlemelerin sistematik bir şekilde uygulanabilmesi için bazı ikincil mevzuat düzenlemelerine ihtiyaç duyulmaktadır. ihtiyaç duyulmaktadır. Bilgilendirme kampanyaları başarılı bir şekilde uygulanmıştır, ancak kampanyaların zamanla etkinliğini kaybettiği görülmektedir. Veri ve Bilgiler Mevcut mevzuatta genel olarak veri toplama ve bilgilendirmeye ilişkin kurumsal roller tanımlanmıştır. Büyük kullanıcıların enerji tüketim bilgilerinin toplanması ve bu bilgiler için veri tabanlarının geliştirilmesi ve tutulması sorumluluğu birincil olarak YEGM’ne verilmiştir. Bununla birlikte, raporlama yükümlülüklerinin yerine getirtilmesi, veri işlenmesi ve analizi, karşılaştırma ve sektörel analiz kabiliyetlerinin geliştirilmesi gibi alanlarda kapasitenin güçlendirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca, başarılı uygulama örneklerinin tekrarlanabilmesi için, uygulama deneyimlerine ilişkin (örnek uygulama incelemeleri, finansman türleri, örnek sözleşme taslakları başta olmak üzere) bilgi toplayacak sistemlerin geliştirilmesine ve finansman ve uygulamanın daha fazla desteklenmesine yönelik programların geliştirilebilmesine Teşvikler ve Uygulama Desteği Çeşitli teşvik uygulamaları ve teknik yardım programları geliştirilmiştir ve bunlar çalışır durumdadır, ancak program planlama ve uygulama fonksiyonlarının tümü (piyasa etütleri, program tasarımı, uygulama planları, izleme ve raporlama, değerlendirme ve program yeniden tasarımı gibi) uygulanmamaktadır. Çoğu teşvik uygulaması daha büyük sanayi tüketicilerini hedeflemekle birlikte, fonlar her zaman istenilen düzeyde kullandırılamamıştır. Kamu tesislerini, ticari binaları veya konut sektörünü spesifik olarak hedefleyen veya enerji verimliliği danışmanlık şirketleri (EVD) gibi yeni mekanizmalara yönelik teşvik programları bulunmamaktadır. Çeşitli durumlarda bazı teknik yardım girişimleri bulunmakla birlikte, bunların çoğunun donörler tarafından finanse edilen, birkaç yıl sonra kademeli olarak uygulamadan kaldırılacak geçici nitelikte programlar 13 MART 2016 MAKALE ENERJİ VERİMLİLİĞİ KURUM YAPILANMASI ÜZERİNE DEĞERLENDİRME olduğu görülmektedir. Son kullanıcılara kapsamlı teknik, finansal ve uygulamaya ilişkin bilgi sağlayacak fonksiyonel EV bilgilendirme merkezleri, web siteleri veya uygun diğer araçlar bulunmamaktadır. İzleme ve Değerlendirme Türkiye’de izleme ve değerlendirme (İ-D) fonksiyonları tam olarak geliştirilmiş ve faaliyete geçirilmiş değildir. Bazı İ-D fonksiyonları planlanmış veya politikalarla belirlenmiştir, ancak bunlara ilişkin resmi değerlendirme raporları bulunmamaktadir. Ulusal düzeyde belirlenmiş hedefler mevcuttur ancak hedeflerin uygunluğu, uygulama maliyetleri, finansman kaynakları, vs. 14 hakkında yapılan analizler oldukça sınırlıdır. Nispi öncelik sıralamalarını veya enerji tasarrufu potansiyellerini belirlemeye yönelik sektör veya alt sektör hedefleri belirlenmemiştir. Öte yandan, ulusal hedefler doğrultusunda kaydedilen ilerlemenin nasıl ölçüleceğini ve ne aralıklarla raporlanacağını belirlemeye yönelik olarak kabul edilmiş bir metodolojinin bulunmadığı da görülmektedir. Program ve proje düzeyinde, bunların etkilerini veya etkinliğini belirlemeye yönelik belirlenmiş değerlendirme ve ölçüm–doğrulama metodolojileri veya planları bulunmamaktadır. Piyasa Segmenti Bazında Değerlendirme Türkiye’deki mevcut durum piyasa segmentleri bazında da incelenmiştir. Örnegin küresel deneyim göstermektedir ki, fiyat sinyallerine ve teşviklere cevap veren özel sektörün aksine, kamu sektörünün motive edilmesi daha karmaşıktır. Genel olarak politika üzerine daha fazla odaklanmak gerekir, enerji verimliliği iyileştirmeleri uygulamalarını daha kolay ve daha az riskli hale getirmek için destekleyici programlara da ihtiyaç duyulur. Başarılı programların önemli bir unsuru kamu ihale düzenlemelerinin ve prosedürlerinin; (a) en düşük ilk maliyet yerine yaşam döngüsü maliyetleri ve (b) kamu kurumlarının enerji faturalarını düşürmeleri halinde bütçe MART 2016 davranışsal eylemsizliğe yol açan yüksek risk algısı bunlardan bazılarıdır. Dünya Bankası’nın ve diğer uluslararası finansal kuruluşların deneyimleri kamunun engellerden bazılarını ortadan kaldırmalarına olanak tanıyacak çeşitli finansman seçeneklerinin mevcut olduğunu göstermektedir. Uluslararası tecrübe, konut sektöründe enerji verimliliği iyileştirmelerinin desteklenmesine yönelik dört ana finansman seçeneğine işaret etmektedir: (a) enerji verimliliği döner sermayeleri, (b) ticari banka finansmanı ile uygulanan kredi hatları, (c) kısmi kredi veya risk garantileri, (d) kamu hizmet şirketlerinin yükümlülükleri. Diğer sektörlerde olduğu gibi, dört seçeneğin her biri altındaki seçimlerin, tasarım özelliklerinin ve sunulan ürünlerin ülke koşullarına göre tasarlanması gerekmektedir. ödeneklerinin azaltılmamasını sağlayacak bir bütçeleme düzenlemesi üzerinde odaklanarak uyarlanmasıdır. Finansman seçenekleri ile ilgili olarak, uluslararası deneyimler önemli potansiyel ve cazip geri ödeme sürelerine rağmen, bazı piyasa başarısızlıklarının enerji verimliliği finansmanını engellediğini göstermektedir; örneğin, (a) kredi değerliği olan kamu kurumlarının ve belediyelerin sayısının sınırlı olması, (b) düşük veya sınırlı borçlanma kapasitesi; (c) yüksek işlem maliyetlerine yol açan küçük proje ölçekleri, (d) yüksek kaliteli EV proje tekliflerini hazırlamak için bütçe kapasitesinin ve teknik kapasitenin sınırlı olması, (e) Türkiye için Anahtar Kurumsal İlkeler Türkiye enerji verimliliğini desteklemek için sağlam bir politika çerçevesi ile güçlü programların ve kurumların oluşturulması bakımından övgüye değer bir iş yapmış olmasına rağmen, ulusal programının etkin uygulama düzeyine taşınmasına yardımcı olmak için ilave iyileştirmelere ihtiyaç duyulmaktadır. Kurumsal düzenlemelere bilgi girdisi sağlayacak bazı ana ilkeler şunlardır: 1. Türkiye görünür ve bağımsız bir enerji verimliliği birimi kurmayı değerlendirmelidir. 2. Bu enerji verimliliği birimi geniş temsilli bir yönetim kurulu ile en etkin şekilde faaliyet gösterecek şekilde oluşturulmalıdır. 3. Enerji verimliliği birimi, enerji verimliliği alanında devletin ana uygulama kolu olarak hizmet vermelidir. 4. Enerji verimliliği birimi tüm program fonksiyonlarını geliştirecek ve idame ettirecektir — piyasa analizinden program formülasyonuna, uygulamaya ve değerlendirmeye, kamu program planlarına ve değerlendirme raporlarına kadar. 5. Yönetim ekibi, yönetim kurulunun periyodik kurum performans incelemelerine tabi olmalıdır; personeli işe alma ve işten çıkarma, iyi performansı ödüllendirme esnekliklerine sahip olmalıdır. 6. Bu yeni enerji verimliliği birimi, kamu ve konut sektörleri gibi hâlihazırda yetersiz hizmet verilen piyasaları acil bir şekilde ele alabilmek için çaba göstermelidir. Türkiye için Kurumsal Seçenekler Bu proje sırasında gerçekleştirilen değerlendirmeler temelinde, Türkiye için potansiyel seçenekler olarak aşağıdaki modeller belirlenmiştir (Tablo 1). Burada sunulan seçeneklerin, tamamen yeni bir birimin kurulmasından ziyade YEGM’nin olası bir yeniden yapılandırması olarak değerlendirilebileceğini vurgulamak gerekir. Bu çalışma kapsamında gelecekteki enerji verimliliği birimi olarak hizmet vermek üzere ya bir bağımsız yasal kurum ya da bir kamu-özel sektör ortaklığı (KÖO) girişimi oluşturması tavsiye edilmektedir. Her iki seçenek de uygun özel sektör katkısı ve etkisiyle yeterince güçlü bir bağımsızlık sağlayacaktır. Yeni EV biriminin ana rolü EV programları bakımından devletin uygulayıcı kolu olarak hizmet vermek olacaktır. Programlama bakımından, mevcut her bir EV programının kurul tarafından onaylanması ve program uygulama planının açık bir strateji ile birlikte hazırlanması ve onaylandıktan sonra kamuoyuna açıklanması gerekecektir. Birim faaliyete geçtikten sonraki altı aylık süre içerisinde, ana sektörlerin her birine yönelik — sanayi, kamu, konut —strateji ve planları geliştirilmelidir. 15 MART 2016 MAKALE ENERJİ VERİMLİLİĞİ KURUM YAPILANMASI ÜZERİNE DEĞERLENDİRME Kurulda EV sorumluluğu bulunan tüm kamu kurumlarının yer aldığı geniş bir temsil yapısı olacaktır. Seçilen sektör derneklerinden, bankalardan, tüketici gruplarından, akademik kuruluşlardan ve sivil toplumdan temsilcilerin de katılımı değerlendirilmelidir. Kurulun ana sorumluluğu, yönetim ekibinin atanması ve yenilenmesi, stratejik belgeler, yıllık bütçelerin ve çalışma planlarının onaylanması, tüm yeni program planlarının onaylanması, ilerleme ve değerlendirme raporlarının gözden geçirilmesi ve EV kurumunun etkili bir şekilde faaliyet göstermesini sağlayacak diğer görevler de dâhil olmak üzere enerji verimliliği biriminin gözetiminde olacaktır. Program düzeyindeki kararların çoğunluğu kurul tarafından alınacağı için, Enerji Verimliliği Koordinasyon Kurulu (EVKK) muhtemelen Başbakanlık başkanlığında bakanlıklar arası koordinasyon, politika formülasyonu ve güncellemeleri, düzenlemelerin uygulanması gibi konular üzerinde odaklanan daha üst düzeyde bir EV Politikası Komitesi’ne dönüştürülebilir. Bu Komite aynı zamanda yeni programlama çalışmaları, yeni düzenlemelere ilişkin kamuoyu bilgilendirme ihtiyaçları, vs. bakımlarından EV biriminin kuruluna tavsiyelerde bulunabilir. Sonuç Dünyada geniş kapsamlı enerji kurumlarından bağımsız yapılara sahip daha ihtisaslaşmış kurumlara doğru bir geçiş eğilimi gözlenmektedir. Bu durum karar vermeyi, yetişmiş personelin elde tutulmasını, ihtisaslaşmış becerilere erişimi ve program uygulamasını kolaylaştırmaktadır. Başarılı ülkeler ve modeller arasında EV kurumlarının piyasa etütleri, veri toplama ve veri analizi, program planlaması ve formülasyonu, program uygulaması ve idaresi, program değerlendirmesi ve raporlama fonksiyonları genel olarak benzerdir. Birçok kurum hem etkilerin ölçülmesi, hem de kamu kaynaklarının kullanımında Tablo 1. Türkiye için Kurumsal Seçenekler 16 Seçenek Açıklama Uluslararası Örnekler 1 ETKB bünyesinde enerji verimliliği alanına özel bir genel müdürlük (EVGM) kurulması • Vietnam: Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesindeki EV Dairesi 2 ETKB’ye bağlı olan, kurul üyeleri kamudan gelen Bağımsız bir EV kurumu • • • • 3 Birden fazla bakanlık altında çalışan (örn. ETKB, BSTB, ÇŞB), kurul üyeleri kamudan-özel sektörden gelen bağımsız bir EV birimi • Fransa: ADEME • Avusturya Enerji Ajansı 4 • • Enerji Verimliliği alanında faaliyet gösterecek, kurul üyeleri kamudan • gelen Kamu İktisadi Teşebbüsü • • 5 Kurul üyeleri kamudan-özel sektörden gelen bağımsız yasal kurum • • • • 6 Enerji Verimliliği alanında faaliyet gösterecek, hissedarları ve kurul üyeleri kamu - özel sektörden gelen Kamu-Özel Sektör Ortaklığı • Almanya: dena • Polonya Ulusal Tasarruf Ajansı 7 Tüm program fonksiyonları performansa dayalı sözleşmeler kapsamında özel sektörce yerine getirilen küçük idari kurum • ABD: Eyalet EV şirketleri • Güney Afrika: Eskom standart teklif programı Hindistan: Elektrik Bakanlığı’na bağlı BEE Rusya: Enerji Bakanlığı’na bağlı REA Tayland: Enerji Bakanlığı’na bağlı DEDE Meksika: Enerji Bakanlığı’na bağlı CONUEE Kore Cum.: KEMCO Güney Afrika: NEEA Finlandiya: Motiva Norveç: ENOVA İspanya: IDAE İngiltere: EST Japonya Enerji Tasarrufu Merkezi İrlanda Sürdürülebilir Enerji Kurumu Sri Lanka Sürdürülebilir Enerji Kurumu MART 2016 Başarılı EV kurumları genellikle özerk ve esnektir, görünür ve hesap verebilirdir, uygun personel ve kaynağa sahiptir ve çeşitli paydaşlar ile iş birliği yapmaktadır. Elbette spesifik bir model seçimi siyasi bir karar olacaktır, bununla birlikte mümkün olan en kısa süre içerisinde bir seçeneğin seçilmesi ve bir geçiş planının uygulamaya konması tavsiye edilmektedir. Bu raporda belirtilen küresel deneyimin yansıtıldığı ilkelere göre yapılması halinde, sonuçta açıklanan ulusal EV amaç ve hedeflerinin başarılmasını hızlandıracak gelişmiş bir EV kurumsal yapısı ve artan program performansı elde edilecektir. maliyet etkinliğin sağlanması için hesap verebilirlik konusunda daha fazla baskıya maruz kalmaktadır. Kamu ve özel sektörün temsil edildiği yönetim kurulları daha yaygın hale gelerek daha geniş yelpazeye yayılan paydaşların kurum çalışmalarını etkilemesine olanak tanımaktadır. Yönetim kurulları aynı zamanda yaklaşımlar konusunda uzlaşı oluşturulmasına, kuruluşların birbirlerine katkıda bulunmalarına, performans raporları ve incelemeleri yoluyla daha fazla hesap verebilirlik sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Politika formülasyonuna ve program tasarımına özel sektör katkısı ve özel sektörün uygulamaya katılımı önemlidir. Diğer yandan, EVD’ler sanayi, ticaret ve kamu sektörü piyasalarına hizmet verilmesine yardımcı olabilecek hizmet sunum mekanizmalarından birisidir, ancak bunun için tek mekanizma olmadığı gibi, bu mekanizma bir “sihirli kurşun” da değildir. EVD gelişimi uzun vadeli bir kararlılık gerektirir ve karmaşık bir süreçtir. Öncelikle kamu sektörüyle başlamanın, daha basit iş modelleri üzerinde odaklanmanın ve EVD’leri finansörler olarak değil hizmet sağlayıcılar olarak geliştirmenin etkili yaklaşımlar olduğu ortaya konulmuştur. 17 MART 2016 MAKALE ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ ÜLKEMİZDE NASIL GELİŞTİREBİLİRİZ? Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği Enerji verimliliği sadece artan enerji maliyetleri ve cari açık konuları üzerine odaklı çalışmalarla kısıtlanabilecek bir konu değildir. Enerji Verimliliği aynı zamanda Türkiye’nin enerji arz güvenliğini sağlamasına, büyümeyi sürdürmesine, rekabetçiliğine, çevreyi korumasına ve iklim değişikliğini azaltmasına yardımcı olacaktır. Türkiye için arz istikrarını sağlamak amacıyla talep tarafında enerji verimliliğini artırmak kritik öneme sahiptir. Enerji verimliliğinde atılacak somut adımlar, Türkiye’nin rekabetçiliği ve uzun vadeli sürdürülebilir ekonomik büyümesi için hayati öneme sahiptir. Enerjinin etkin kullanılmaması işletmeler için yüksek maliyet anlamına gelir, dolayısıyla enerji verimliliğinde sağlanacak iyileşmeler Türkiye’nin küresel ekonomide rekabetçiliğini koruyabilmesi için temel bir gerekliliktir. Enerjinin yönetilememesi aynı zamanda daha fazla kamu kaynağının enerjiye harcanması, bir başka deyişle ulusal bütçeden enerji harcamaları için daha fazla pay aktarılması anlamına gelir. İklim değişikliğinin etkisini azaltmak artık gelişmiş ülkelerde ve özellikle ABD ve AB ülkelerinde öncelikli politikadır. Ülkemizde kişi başına düşen sera gazı emisyonları hala düşük olmasına rağmen, 18 Türkiye‘deki toplam sera gazı emisyonları artış oranı gelişmekte olan ülkeler arasında üst seviyelerdedir. teşvik etmeye yönelik düzenleyici ve kurumsal çerçevelerin oluşturulması bakımından önemli adımlar atılmış, Ulusal Enerji Verimliliği Stratejisi, enerji verimliliği yatırımlarının tespit edilmesi ve uygulanması için kurumsal ve mali destek sağlanmasına yönelik bir politika ortaya koymuştur. Kalkınma Bakanlığı’nın hazırladığı Ulusal Planlarda da Enerji Verimliliği başlığına önem verildiği görülmüştür. Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER), yapılan tüm çalışmalara rağmen alınacak çok yol olduğuna inanmaktadır. EYODER, somut öneriler-çözümler üzerinde tartışmak ve “ortak akılla” hareket etmek gerekliliği, koordineli, doğru ve hızlı hareket etmek mecburiyeti olduğunu düşünmektedir. EYODER’in 2010 yılından bu yana sektörün en önemli oyuncularından olan EVD (Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketi) şirketlerini temsil eden bir sivil toplum örgütü olarak pazarda karşılaştığı sorunlar ve bunlara yönelik çözüm önerileri aşağıda özetlenmiştir. Türkiye enerji verimliliği mevzuatı ve düzenlemesi alanlarında güçlü başlangıç adımlarını atmış olup, artık enerji verimliliği alanındaki güçlü potansiyeli kullanmak üzerine odaklanmanın zamanı gelmiştir. Enerji verimliliğini 1. Enerji Yönetimi Bilincinin Olmaması Enerjinin tüm kullanıcılara yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve sürdürülebilir olarak ulaştırılması, enerji politikalarının üretimden tüketime bütünsel yaklaşımla ele alınması ve yönetilmesi gerekmektedir. MART 2016 Devlet, arz güvenliği için gerekli önlemleri, orta ve uzun vade beklenti ve olasılıkları göz önüne alınarak ve mümkün olduğunca yerli kaynakları önceliklendirerek belirlemeli ve kriz durumları için uygulanabilir Acil Eylem Planları hazırlamalıdır. Talep artış tahminleri ve buna bağlı enerji planlamalarının; enerji arzını artırarak karşılanması şeklindeki klasik yaklaşım (megawat) yerine, düşük karbon, yerli kaynak, yerli teknoloji, Ar-Ge ve istihdam artışı sağlayacak olan enerji verimliliğini baz alan talep tarafı yaklaşımı (negawatt) çerçevesinde yapılması ve yenilenebilir enerjinin de desteklenmesi gereklidir. Enerji yöneticisi sertifikalı uzman sayısı zamanla artış gösterse bile işletmelere enerji verimliliği anlamında olumlu yansıması olmamıştır. Başta bilgi ve deneyim eksikliği olmak üzere çeşitli nedenlerle belgelerin işlevlerini yeterince yerine getiremediği açıktır. Zaten birçok görevi üstlenmiş durumda olan enerji yöneticilerinin birinci önceliği üretimi yetiştirmek olmakta, enerjinin etkin yönetimi için yapmaları gereken faaliyetleri gerçekleştirememektedir. Bir diğer sorun ise üst yönetime enerji verimliliği konusunu aktaramamalarıdır. Yönetmeliklerle VAP desteklerinden yararlanmak için ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi zorunluluğu getirilmiş olması, bu alanda atılmış en somut adımlardandır. 2. Katılımcı Yapılanma Enerji Verimliliği uygulamalarının tamamı tüm aktörlerin katılımı ve katkısını gerektirmektedir. Enerji Verimliliği Kanununun yayımlanmasından bugüne çok sayıda yönetmelik yürürlüğe girmiştir. Gerek mevzuat hazırlık aşamasında ve gerekse uygulama aşamasında, daha fazla görüş alışverişine ve iş birliğine ihtiyaç vardır. Yönetmelikler taslak aşamasında paylaşılmakta ancak yönetmeliklerle ilgili görüşler göz önüne alınmamaktadır. Mevzuatın hazırlığı ve uygulamaların izlenmesinde de katılımcı bir süreç, koordinasyon ve danışma yapısı oluşturulmalıdır. Uygulama sürecindeki her türlü aksaklığın Enerji Verimliliğinin önündeki engel olduğu unutulmamalı, mevzuat piyasa dinamiklerine uygun olarak güncellenmelidir. EVD şirketlerindeki bilgi birikimi değerlendirilmeli, yetişmiş ve nitelikli insan gücü ve sektörel birikimleri atıl duruma sokulmamalı, şirketlerin deneyimleri ve hafızaları yok edilmemelidir. İşlemeyen bir yapının karmaşanın büyümesini kolaylaştıracağı açıktır. Diğer yandan enerji verimliliği konusunu sahiplenme, hedef koyma, sonuçları takip etme, tarafları koordine etme gibi konularda devletteki parçalı yapı, yaratılan etkiyi sınırlandırmakta ve hatta bazen olumsuzluklara yol açmaktadır. Dünya Bankası tarafından hazırlanan raporda da dikkat çekilen bu konu dikkatlerden kaçmamalı, Enerji Verimliliği konusu, güçlü, esnek, yetkili ve hızlı aksiyon alabilecek bir kurum tarafından bütüncül bir anlayışla yönetilmelidir. 19 MART 2016 MAKALE ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ ÜLKEMİZDE NASIL GELİŞTİREBİLİRİZ? 3. Enerji Yoğunluğunun İzlenmesi Türkiye, enerji yoğunluğu açısından, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında; gelişmiş ülkelere göre bir birim GSYH üretimi için 2 ila 4 katı enerji tüketimiyle “enerji yoğun” ekonomilerden birisi olarak değerlendirilmektedir. Kanun çıkmasına ve yeni yapılanmalara rağmen, Türkiye’nin enerji verimliliğinde durumu net olarak halen bilinmemektedir. Sektörel enerji yoğunluğu hedefleri belirlenmeli ve izlenmelidir. Hedeflere ulaşabilmek için gerekirse vergi artışları gibi yaptırımlar ve/ veya destekler hayata geçirilmelidir. Enerji tasarrufu potansiyeli yüksek olan sanayi ve bina sektörlerinde enerji ve enerji tüketimini etkileyen hususlarda çeşitli istatistiklerin düzenli olarak toplanması ve enerji verimliliğiyle ilgili göstergelerin izlenmesi gerekmektedir. EVD şirketlerinin yaptığı etüt çalışmaları bu konuda önemli bir kaynaktır. Etütlerin zorunlu hale getirilmesi, YEGM’in belirlenmiş güçten fazla enerji tüketen endüstriyel ve ticari işletmelere hatırlatma yazısı göndermesi bu konuda atılmış en somut adımdır. Bu adımın bir sonraki aşaması izlenirliğinin sağlanması ve uygulamanın yapılması olmalıdır. Sonuçlar mutlaka sayısal olarak izlenmeli ve daha etkin sonuçlar için gerektiğinde politikada güncellemeler yapılmalıdır. Verilerin düzenli olarak izlenmesi devletin tüm kurumlarında enerji verimliliği politikasının benimsenmesine yardımcı olacaktır. Enerji verimliliği mevzuatının 20 öngördüğü cezalar konusunda da istikrarlı olunmalıdır. Cezai yaptırımların uygulanmaması, iyi niyetli olmayan fırsatçılara yaramaktadır. 4. Enerji Verimliliği Piyasasının Sorunları Ülkemizde yerli sermaye ile kurulmuş olan Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketlerinin know-how, beceri seviyesi, bilgi ve iletişim alanındaki modern teknolojiye erişimi ve bu teknolojinin EVD yapılanmaları oluşmuş, ancak bu firmaların enerji verimliliği alanındaki global know-how’larının ülkemize transferi, Türkiye’deki pazarın yeterince olgunlaşamaması nedeniyle sınırlı seviyede kalmıştır. EVD şirketleri kuruluşlarından itibaren kendi sektörlerinin gelişmesi için çeşitli faaliyetlerde bulunmuş, devlete konu ile ilgili destek vermişlerdir. Bu süreçte mevzuat değişiklikleri nedeniyle istikrarsızlığının hakim olduğu bir ortamda faaliyet göstermek zorunda kalmışlardır. Enerji verimliliğinin artırılması ve sürdürülebilir bir enerji sistemi oluşturulması amacıyla; ekonominin her sektöründe enerji yoğunluğunun düşürülmesi, enerji verimliliğinin yükseltilmesi, enerji verimliliği alanında sağlıklı bir iç pazar yaratılması ancak Enerji Verimliliği danışmanlık şirketlerinin güçlenmesiyle mümkündür. Piyasanın yaygınlaşması isteniyorsa engeller kaldırılmalı, bilgi ve tecrübeye dayalı oluşumların önü açılmalıdır. sağladığı avantajlardan faydalanma kabiliyeti, yabancı şirketlerden daha az seviyede değildir. Aksine Avrupa’nın 6. büyük ekonomisi olan ülkemiz şirketleri yurt dışında iş yapan inşaat şirketlerinde görüleceği üzere bu konuda da söz sahibi olabilecek kapasitededir. Diğer yandan ülkemizde faaliyet gösteren yabancı sermayeli üretici firmaların Yönetmelikte belirtilen EVD olma koşulları ile piyasanın gerçekliği örtüşmemektedir. Pazardaki enerji verimliliği hizmetlerine olan talep seviyesi, EVD şirketlerinin mevzuat gereği istenen nitelikli iş gücü istihdamını neredeyse imkânsız hale getirmekte, bu ise EVD şirketlerinin kurumsal kapasitelerini artırmalarına engel olmaktadır. MART 2016 5. Kamu Desteklerindeki Uygulama Sorunları Verimlilik artırıcı projeler (VAP) ve gönüllü anlaşma süreci karmaşık ve oldukça yavaştır. Etüt, eğitim ve danışmanlık için kullanılabilen KOSGEB desteklerinde ve diğer finansman kaynakları için izlenen süreç ve bürokratik işlemler sektörden görüş alınarak uygulanabilir/ulaşılabilir şekilde değiştirilmelidir. Yapılan enerji etüt proje, VAP ve uygulamaların doğru olup olmadığını kontrol için, basit ve kolay uygulanabilir “ölçme ve doğrulama” standartları, metodolojisi bir an önce ortaya konmalıdır. Türkiye’de Enerji Verimliliği sektörünün sağlıklı gelişimini sağlamaya yardımcı olmak, enerji verimliliği, enerji yönetimi, enerji yöneticiliği ve EVD şirketlerinin toplum içinde anlaşılması, toplumun bilinçlenmesi ve hizmete güvenilmesi için girişimlerde bulunmak, toplumunsektörün bu alandaki çıkarlarını korumak, enerji verimliliği sektörü ile özel ve kamu kuruluşları arasındaki ilişkileri düzenleyici esasları tespit etmek amacı ile araştırmalar yapmak, enerji verimliliği esaslarını ve standartlarını, enerji yönetimi işletme usul ve kurallarını ülkemiz koşullarına uyarlamak, ülkede yaymak ve sürdürülebilirliğini sağlamaktır. YEGM etütler ve etkileri konusunda analizler yapmalı ve kamuoyu ile paylaşmalıdır. Hizmetlerin elle dokunulamama, bölünememe, fiyatlandırılamama, stoklanamama, mekanik kontrol süreçlerine elverişsiz olma, yüz yüze ilişkilerle üretilme gibi özelikleri nedeniyle hizmet kalitesinin nasıl ölçüleceği tartışma konusu olmaktadır. Bu nedenle ölçüm ve raporlama hizmetlerinin bir standarda oturtulması gerekmektedir. Enerji Verimliliğini artıracak projelerin kamu, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör tarafından sahiplenilmesi gerekmektedir. Yanlış enerji verimliliği uygulamalarından kaynaklanan olumsuz algıların önüne geçilmesi için ise kamunun gerekli önlemleri alması gerekmektedir. Enerji konusunda çalışan herkesin uzun vadeli bakış açısına sahip olması, hedeflerini belirlemesi ve kaynakları hedeflere göre yönlendirebilmesi, hesap verme sorumluluğu ve saydamlık içinde çalışabilmesi gerekmektedir. EYODER Hakkında Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER), kurulduğu 2010 yılından bu yana enerji verimliliği sektörünün sağlıklı olarak gelişmesi için çalışan bir sivil toplum örgütüdür. ENERJİ VERİMLİLİĞİ DANIŞMANLIK ŞİRKETLERİNİN TEMSİL EDİLDİĞİ TÜRKİYE’DEKİ TEK YAPILANMADIR. 6. Amacı İlgili mevzuata uygun olarak yetkili Enerji Verimliliği Danışmanlık (EVD) Firmalarını bir araya getirmek ve böylece 21 MART 2016 MAKALE BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI’NIN ENERJİ VERİMLİLİĞİ ALANINDA YÜRÜTTÜĞÜ ÇALIŞMALAR Gözde BOSNALI / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Verimlilik Genel Müdürlüğü) Gelişmiş ülkelere kıyasla “enerji yoğun” ekonomilerden biri olan ve nihai enerji tüketiminin yaklaşık % 34’ünün, net elektrik tüketiminin ise % 47,2’sinin sanayi sektöründe gerçekleştiği ülkemizde, sanayide enerji verimliliği alanında yapılabilecek iyileştirmeler kaynak verimli ve sürdürülebilir bir üretim yapısına geçişin sağlanmasında önemli potansiyel taşımaktadır. İşletmelerin üzerindeki en büyük yüklerden birinin enerji maliyetleri olması ve ülkemizin enerji açısından büyük oranda dış ülkelerin arzına bağlı bir yapı sergilemesi, enerji verimliliği konusunu öncelikli bir alan hâline getirmiştir. Bu bağlamda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (BSTB), ilgili mevzuat, üst politika ve strateji belgeleriyle belirlenmiş eylemlerin yürütülmesi yoluyla sanayide enerji verimliliğinin artırılmasına yönelik çalışmalarda bulunmaktadır. Bu makalede, bu politika belgeleri özetlenerek söz konusu faaliyetler detaylı olarak açıklanmaktadır. Enerjinin verimli kullanılmasının sağlanması ve etkin bir enerji verimliliği programının uygulanması, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi, enerji verimliliği konusunda bir bilinç oluşturulmasıyla uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmesi kapsamında genel politikaları ve idari çerçeveyi 2007 yılında yürürlüğe giren 5627 sayılı “Enerji Verimliliği Kanunu” ve ilgili yönetmelikleri belirlemektedir. Bu kanunu dayanak alarak, seçilmiş bazı sektör ve alanlarda enerji verimliliğini iyileştirmeye yönelik çalışmalar yürütülmesi, mevcut bazı uygulamaların yaygınlaştırılması, örnek uygulamaların duyurularak kamuoyu bilincinin yükseltilmesi ve nihayetinde talep 22 yönetimine katkıda bulunulması amacıyla 2012 yılında “Enerji Verimliliği Strateji Belgesi (2012-2023)” yürürlüğe girmiştir. Sanayide Enerji Verimliliği alanında bir diğer önemli ulusal politika belgesi niteliğindeki Onuncu Kalkınma Planı’nın Öncelikli Dönüşüm Programlarından biri olan “Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Programı”dır. Söz konusu program kapsamındaki 3. Bileşen: Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması’na ilişkin olup bileşen kapsamındaki eylemlerin yürütülmesinden Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı MART 2016 sorumludur. Bileşen kapsamında yer alan politikalar aşağıdaki gibidir: Politika 1: Düşük verimli AC elektrik motorlarının daha yüksek verimli olanlarıyla değiştirilmesi, Politika 2: KOBİ’lerin enerji verimliliği konusundaki eğitim, etüt ve danışmanlık hizmetlerinin desteklenmesine yönelik mekanizmaların iyileştirilmesi, Politika 3: Enerji verimliliği alanındaki teknolojilerin ve iyi uygulama örneklerinin KOBİ’lerde yaygınlaştırılması. motorlarının daha yüksek verimli olanlarıyla değiştirilmesidir. Bu çerçevede Verimlilik Genel Müdürlüğü, “Sanayide Kullanılan Düşük Verimli AC Elektrik Motorlarının Daha Yüksek Verimli Olanlarıyla Değiştirilmesi” olarak başlık verilen politikayı bir program çerçevesinde yürütme kararı almıştır. “Sanayide Elektrik Motorlarının Dönüşümü Programı”nın amacı, “Türk sanayisinin enerji verimli üretim yapmasına ve karbon salınımının azaltılmasına katkı Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından yürütülecek olan bu program kapsamında gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetler 5 ana bileşen etrafında oluşturulmuştur: 1. Sanayide kullanılan 7,5 kW ve üzeri AC motorlarına ilişkin envanterin çıkarılması, 2. Enerji verimli elektrik motorlarına ilişkin mevzuatın ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, 3. Sanayideki elektrik motorlarının dönüşümünün hızlandırılması için finansal destek modellerinin geliştirilmesi, 4. Elektrik motoru üreticilerinin teknoloji düzeylerinin ve üretim kapasitesinin geliştirilmesi, 5. İşletmelerde enerji verimli motorlara ilişkin farkındalığın artırılması. Program kapsamda, sanayicilerimize yönelik destek ve teşvikler, sanayicimizi bu konuda bilgilendirecek eğitimler, üretilecek kılavuzlar ve mevzuatla belirlenecek asgari enerji performans standartları, hedeflenen dönüşümün gerçekleştirilmesinde önemli birer araç olarak kullanılması öngörülmektedir. Bu politika bileşenleri altındaki ilgili eylemler Bakanlığımız koordinasyonunda ve Türkiye Sanayi Strateji Belgesi (2015-2018) ve Verimlilik Stratejisi ve Eylem Planı (2015-2018) belgelerindeki tamamlayıcı eylemlerle uyumlu olarak yürütülmektedir. Bu bileşen kapsamındaki en önemli politika başlığı, düşük verimli AC elektrik sağlamak üzere üretimde kullanılan bağımsız ve akuple 7.5 kW ve üzeri elektrik motorlarının verimli motorlarla değiştirilmesi ve gerek elektrik motoru üreticileri gerekse nihai kullanıcıların teknolojik gelişiminin desteklenmesi”dir. “Sanayide Kullanılan Verimsiz Elektrik Motorlarının Dönüşümü Programı” çok taraflı ve katılımcı bir bakış açısı ile uzun vadede nihai hedeflerine ulaşabilecektir. Bu bileşenlere ilişkin yürütülen: • Sanayide kullanılan elektrik motorları envanteri, • KOBİ’lerde enerji verimli elektrik motorlarının kullanımının teşvik edilmesi projesi (GEF), • Sanayide kullanılan verimsiz elektrik motorlarının dönüşümü Kayseri pilot projesi, • Denetim faaliyetleri, • Motor test laboratuvarı, • Bilinçlendirme faaliyetleri kapsamında yürütülen çalışmalar aşağıda özetlenmiştir. 23 MART 2016 MAKALE BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI’NIN ENERJİ VERİMLİLİĞİ ALANINDA YÜRÜTTÜĞÜ ÇALIŞMALAR Yapılan analizler sonucu mevcut stoktaki AC motorların verimlilik durumlarının beklenenden düşük olduğu göze çarpmaktadır. Motor Dönüşüm Programı ile hedeflenen verimlilik seviyesi olan IE 3 sınıfına ait motorların % 1’lik seviyeye bile ulaşamadığı ve IE 1 verim sınıfına sahip motorların toplam motorlar içerisinde % 60’tan fazla paya sahip olduğu gözlemlenmiştir. Ön analiz işlemi akabinde çalışmaların sürdüğü detaylı analiz bölümünde ise elektrik motorlarının sanayi tüketimindeki payı, tasarruf potansiyelleri, dönüşüm maliyeti, yatırım geri dönüş süreleri hem ülke geneli hem de sektörel-bölgesel olarak analiz edilecek ve söz konusu rapor nihai hale getirilerek “Motor Envanteri Raporu” adı altında motor dönüşüm programının en önemli girdisi olarak ilgili kurum ve kuruluşların hizmetine sunulacaktır. 1. Sanayide Kullanılan Elektrik Motorlarının Envanterinin Çıkarılması Projesi Onuncu Kalkınma Planı Öncelikli Dönüşüm Programlarından biri olan “Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Programı” altında yer alan “Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması” bileşeninin koordinasyonu Ekim 2014’ten bu yana Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Bu bileşen kapsamındaki en önemli politika başlığı, düşük verimli AC elektrik motorlarının daha yüksek verimli olanlarıyla değiştirilmesidir. Bu çerçevede Verimlilik Genel Müdürlüğü, “Sanayide Kullanılan Düşük Verimli AC Elektrik Motorlarının Daha Yüksek Verimli Olanlarıyla Değiştirilmesi” olarak başlık verilen politikayı bir program çerçevesinde yürütme kararı almıştır. 24 Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından yürütülecek olan bu program kapsamında yer alan faaliyetler içerisinde öncelikli olarak “Sanayide kullanılan 7,5 kW ve üzeri AC motorlarına ilişkin envanter çıkarılması” eyleminin gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Bu doğrultuda; toplam 62 ilde yer alan ve sayısal olarak önceden belirlenen imalat sektörlerine ilişkin faaliyet gösteren 887 sanayi işletmesine ait motor envanteri bilgileri, BST İl Müdürlüklerinin çalışmaları sonucu elde edilmiş ve analiz çalışmalarına başlanmıştır. Ön analiz raporu kapsamında işletmelerden alınan AC (alternatif akım) ve DC (doğru akım) motor verileri incelenerek yerli-ithal üretim oranı, ortalama güç, verimlilik durumu vb. sonuçlar elde edilmiş, ayrıca mevcut stokta yer alan motor sayısı ve buna ilişkin temel veriler hesaplanmıştır. 2. KOBİ’lerde Enerji Verimli Elektrik Motorlarının Kullanımının Teşvik Edilmesi Projesi KOBİ’lerde kullanılan elektrik motorlarının piyasa dönüşümü ile verimli hale getirilmesini amaçlayan Proje teklifi Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü ile UNDP tarafından hazırlanarak Küresel Çevre Fonu’na (GEF) sunulmuş ve projenin uygulama projesi olarak detaylandırılması GEF tarafından Haziran 2015’de onaylanmıştır. Proje ortakları arasında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (YEGM), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Türk Standartları Enstitüsü, KOSGEB, Ankara Sanayi Odası, İstanbul Sanayi Odası ve yerli motor üreticileri yer almaktadır. MART 2016 “KOBİ’lerde Enerji Verimli Elektrik Motorlarının Kullanımının Teşvik Edilmesi Projesi”; KOBİ’lerde kullanılan verimsiz elektrik motorlarının piyasa dönüşümü ile daha verimli hale getirilmesini sağlamak üzere aşağıdaki beş ana bileşenden oluşmaktadır: • Türkiye’de yeni ve mevcut motorların enerji verimli hale getirilmesi için ilgili yasal çerçevenin güçlendirilmesi, • Elektrik motoru sektörü için uygun yönetişim ve bilgi altyapısının geliştirilmesi, • Türk Standartları Enstitüsü (TSE) test laboratuarlarının test imkânlarının geliştirilmesi, • Motor dönüşümüne yönelik mali destek modellerinin geliştirilmesi ve uygulanması, • Kapsamlı farkındalık ve eğitim programı uygulanması. Toplam süresi 5 yıl olarak belirlenen ve 3,75 milyon dolarlık kısmı GEF katkısı olmak üzere kurumların ayni katkıları ile yaklaşık 30 milyon dolar bütçeye sahip olan Proje 2016 yılı sonu itibarıyla başlayacak olup, 5 yıl sürecektir. 3. Sanayide Kullanılan Verimsiz Elektrik Motorlarının Dönüşümü Kayseri Pilot Projesi Türkiye imalat sanayinde yer alan işletmelerde kullanılmakta olan verimsiz elektrik motorlarının verimli olanlar ile değiştirilmesi yoluyla ülke düzeyinde elektrik enerjisi tasarruf ve verimliliğin sağlanması amacıyla başlatılan “Sanayide Kullanılan Verimsiz Elektrik Motorlarının Dönüşümü Programı” kapsamında Verimlilik Genel Müdürlüğü ve KOSGEB işbirliği ile “Sanayide Kullanılan Verimsiz Elektrik Motorlarının Dönüşümü Destek Kredisi Programı” adı altında yeni bir kredi faiz desteği program tasarlamıştır. Bu çerçevede, ilgili destek programının Kayseri OSB’de faaliyette bulunan, Enerji tarafları olan KOSGEB, BSTB ve Kayseri OSB Müdürlüğü (KOSBM) arasında protokol Verimliliği Etüt Çalışması yürütmüş veya etüt çalışması yaptıracak KOBİ’ler Ekim 2015 tarihinde imzalanmıştır. faydalanabilecektir. Pilot proje kapsamında KOBİ’lerin mevcut Ayrıca, her KOBİ uygulanacak kredi faiz/ verimsiz elektrik motorlarını IE3 ve üzeri kar payı desteğinden yeterli KOSGEB elektrik motorları veya değişken hız kaynağı olması ve Banka’nın uygun sürücüsü ile teçhiz edilmiş IE2 motorlar görmesi halinde kredi üst limitini aşmamak ile değiştirmeleri amaçlanmaktadır. Verimsizleri ile değiştirilen verimli elektrik kaydı ile birden fazla yararlanabilecektir. Program hakkında bilgi almak için KOBİ’ler motorları sayesinde işletmelerin daha az KOSGEB ve Kayseri Organize Sanayi Bölge enerji ile daha çok üretim yapabilmeleri Müdürlüğü’ne başvurulabilecektir. Program ve böylece daha çok kazanç elde etmeleri 2016 yılı sonuna kadar geçerli olacaktır. öngörülmektedir. Kredi Faiz Desteği Programına göre KOSGEB’in belirlediği bankalar tarafından sağlanacak kredi ile KOBİ başına en fazla 300.000 TL tutarında, 1 yıl geri ödemesiz geri kalanı 3’er aylık eşit taksitler halinde toplam 36 ay vadeli ve Banka tarafından talep edilmesi durumunda %80’i KGF tarafından teminatlı kredi kullandırılacaktır. KOBİ’lere kullandırılacak kredinin faizi KOSGEB tarafından karşılanacaktır. Pilot proje kapsamında uygulanan kredi faiz desteğinden KOSGEB Veri Tabanında yer alan ve KOBİ Beyannamesi onaylı, 4. Denetim Faaliyetleri 10. Kalkınma Planı Sanayide Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Eylem Planları kapsamında Sanayi Ürünleri ve Denetimi Genel Müdürlüğü Elektrik Motorları ile ilgili denetimleri öncelikli faaliyetleri arasına almıştır. Bu çerçevede, öncelikle bir pilot denetim projesi kurgusu oluşturulmuştur. Test sonuçlarına göre pilot denetim esnasında elde edilen tecrübeler ışığında; kontrol listeleri ile denetim usul ve esasları 25 MART 2016 MAKALE BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI’NIN ENERJİ VERİMLİLİĞİ ALANINDA YÜRÜTTÜĞÜ ÇALIŞMALAR gözden geçirilecek olup idari yaptırımlarla ilgili çalışmaların sonuçlandırılmasının ardından il müdürlüklerine denetim talimatı verilecektir. birliği geliştirilmesi hedefleri çerçevesinde doğrulanması amacıyla TSE’de bir elektrik faaliyetler planlanmıştır. motoru test laboratuvarının kurulmasına yönelik piyasa araştırması ve fizibilite 5. Elektrik Motorları Test Laboratuvarı çalışmaları başlatılmıştır. Elektrik motorlarına yönelik olarak ithalatta ve iç piyasada yürütülecek denetim faaliyetlerinin; Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Türk Standartları Enstitüsü yetkililerin yer alacağı alt bir çalışma grubu oluşturularak Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü koordinasyonunda sürdürülmesi kararlaştırılmıştır. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (BSTB) ile kamu ve sektör temsilcileri arasında yapılan toplantılar neticesinde Elektrik motoru denetim sürecinin iç piyasa denetimleri ve ithalat denetimleri olmak üzere iki aşamada yürütülmesi planlanmıştır. Buna göre denetim sürecinin tüm yönleri ile alınarak; denetçilerin uzmanlaştırılması; denetçilerin bu ürün grubu ile ilgili denetim kapasitesinin geliştirilmesi ve uzman denetçi havuzu oluşturulması; iç piyasa denetimleri ile ilgili iyi denetim modeli kurulması; ithalat/gümrük denetimleri ile ilgili usul esaslar oluşturulması; uygunluk değerlendirmesi sürecinin ortaya konması, laboratuvar alt yapısının yeterliliğinin incelenmesi; sektörün mevzuata uygunluk seviyesinin ve uyumla ilgili sorunlarının tespit edilmesi, uygunluk seviyesinin artırılması için denetimlerin araç olarak kullanılması; sektörel analiz yapılması (piyasa aktörleri, piyasaya arz akışı, kullanıcı profili ve şekli, ürün profili ve kullanım miktarları) ve sektör ile Bakanlığın denetimden sorumlu birimi arasında ortak bir anlayış ve iş 26 Bu aşamada 2014 Şubat ayında TSE tarafından tamamlanan fizibilite çalışmasına istinaden laboratuvar kurulumu için ihale süreci başlatılmış ve güç aralığı 0,7590 kW olan Motor Deney Laboratuvarı, Mart 2015 tarihinde, TSE (Gebze) Kalite Kampüsü Elektroteknik Laboratuvarı Müdürlüğünde tesis edilmiştir. Laboratuvar, kabul testleri sonrası Ağustos 2015 tarihinde aktif olarak çalışmalarına başlamış bulunmaktadır. Ayrıca bu süreç içerisinde TÜRKAK Akreditasyon denetiminden başarı ile geçmiş ve konusunda ilgili standartlardan akreditasyonunu tamamlamıştır. 6. İşletmelerde Enerji Verimli Motorlara İlişkin Farkındalığın Artırılması/ Bilinçlendirme ve Kapasite Geliştirme Faaliyetleri üretici laboratuvarları dışında ülkemizde bu testleri yapabilecek bir laboratuvar bulunmadığı, etkin bir piyasa denetimi yapılamayacağı ve sonuç olarak bilhassa ithal elektrik motorları bağlamında sektörün problemler ile karşılaşma ihtimali tespit edilmiştir. BSTB’nin enerji verimliliği çalışmaları kapsamında elektrik motorlarının verimlilik sınıflarının “Sanayide Elektrik Motorlarının Dönüşümü Programı” kapsamında öncelikle kullanıcılar olmak üzere üreticiler, kamu ve özel kesimdeki tüm ilgili tarafların bilinçlendirilmesi ve bu dönüşümün getireceği faydaların aktarılmasına yönelik etkinliklerin yürütülmesi Programın temel bir ayağını oluşturmaktadır. Bilinçlendirme ve kapasite geliştirmeye yönelik etkinlikler, başta işletmeler olmak üzere Organize Sanayi Bölgeleri, Sanayi Odaları, Sektör Birlikleri, Meslek Kuruluşları ve konunun politika ve MART 2016 yaptırım düzeyindeki paydaşı olan ilgili kamu kurumlarını hedef almaktadır. Bir diğer yandan söz konusu dönüşümün gerçekleştirilmesinde finansal destek mekanizmalarının oluşturulması temel bir bileşen olarak görüldüğünden KOSGEB, Kalkınma Bankası, Kalkınma Ajansları ve TURSEFF gibi finansal destek ve teşvik sağlayan kuruluşlar da Programın katılımcı bakış açısında önemli paydaşlar olarak görülmektedir. Verimlilik Genel Müdürlüğü bu doğrultuda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı taşra teşkilatı olan Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüklerine yönelik bilinçlendirme etkinlikleri düzenlemektedir. Ayrıca Organize Sanayi Bölge Müdürlüklerinde düzenlenen konuya ilişkin toplantılar, konferanslar ve paneller ile daha kapsamlı bilinçlendirme etkinlikleri yürütülmektedir. İşletmeler düzeyinde ise uygulanacak pilot çalışmalar ile elde edilen faydanın ortaya koyulması ve iyi uygulama örneklerinin yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır. odakları ve bu alanda ilgili yasal ve idari düzenlemelere yer verilmiştir. Söz konusu kitapçıklar; 120 OSB, motor üreticileri, EVD’ler, envanter çalışmasına katılım sağlayan yaklaşık 1.000 firma ve 81 BST İl Müdürlüğü ile ilgili kurum ve kuruluşlara dağıtılmıştır (20.000 adet). Kitapçığa şu bağlantıdan ulaşılabilmektedir: http://www.temizuretim.gov.tr/Files/ ElektrikMotorlar_brosur.pdf Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen bilinçlendirme faaliyetleri arasında, motor üreticileri ile bilinçlendirme toplantıları; elektrik motorları ve temiz üretim alanında VGM tarafından gerçekleştirilen çalışmaların sunulduğu konferans, panel, seminer vb. etkinliklere katılım sağlanması, üniversitelerde “Sanayide Enerji Verimliliği” konulu konferanslar düzenlenmesi, Verimlilik Haftası kapsamında panel, çalıştay vb. etkinlikler yer almaktadır. Bu çalışmalara ek olarak, sanayide verimsiz elektrik motorlarının dönüşümü konusunda bilinç ve farkındalığın artırılmasına yönelik “Elektrik Motorları ve Verimlilik” başlıklı bir kitapçık hazırlanmıştır. Elektrik Motorları ve Verimlilik kitapçığında; elektrik motorları hakkında genel bilgiler, yüksek verimli motorların kullanımının artırılmasının sağlayacağı faydalar, konuya ilişkin iyi uygulamalar, elektrik motorlarının kullanıldığı sistemlerde enerji verimliliği 27 MART 2016 MAKALE SANAYİDE KULLANILAN 7,5 KW VE ÜZERİ AC MOTORLARA İLİŞKİN ENVANTER ÇALIŞMASI Oğuzhan SOY / Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı (Verimlilik Genel Müdürlüğü) Ülkemizde sanayi elektrik tüketiminin yaklaşık % 70’i, toplam net elektrik tüketiminin % 36’sı üç fazlı asenkron elektrik motor sistemlerinden kaynaklanmaktadır. Verimsiz elektrik motorlarının yüksek teknolojili ve verimli olan yenileriyle değiştirilmesi temelinde yapılacak bir dönüşüm ile imalat sanayi elektrik tüketiminde kayda değer bir düşüş sağlanmasının mümkün olduğu öngörülmektedir. Onuncu Kalkınma Planı Öncelikli Dönüşüm Programlarından biri olan “Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Programı” altında yer alan “Sanayide 28 Enerji Verimliliğinin Artırılması” bileşeninin koordinasyonu Ekim 2014’ten bu yana Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Bu bileşen kapsamındaki en önemli politika başlığı, düşük verimli AC elektrik motorlarının daha yüksek verimli olanlarıyla değiştirilmesidir. Bu çerçevede Verimlilik Genel Müdürlüğü, “Sanayide Kullanılan Düşük Verimli AC Elektrik Motorlarının Daha Yüksek Verimli Olanlarıyla Değiştirilmesi” başlıklı verilen politikayı bir program çerçevesinde yürütme kararı almıştır. Verimlilik Genel Müdürlüğü (VGM) tarafından yürütülecek olan bu program kapsamında yer alan faaliyetler içerisinde öncelikli olarak “Sanayide kullanılan 7,5 kW ve üzeri AC motorlarına ilişkin envanter çıkarılması” eyleminin gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Söz konusu envanter çalışması; saha analizi, son 10 yıla ilişkin üretim ve ithalat verileri adı altında üç ayrı bileşen olarak 2015 yılında yürütülmeye başlanmıştır. Saha Analizi Mevcut stokta kullanılan 7,5 kW ve üzeri AC ve DC motorlara ilişkin verilerin elde edilmesi amacıyla, toplam 62 ilde MART 2016 Saha çalışmasında aktif bir role sahip Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü personeli için konuya ilişkin 28 Mayıs 2015 tarihinde Ankara’da bir tam günlük eğitim düzenlenmiştir. Teknik bilgiler, işletme seçimi, seçilen işletmeler ile yapılacak görüşmeler, motor etiketi okunması ve “Motor Envanteri Bilgi Formunun” doldurulmasına ilişkin esasların yer aldığı eğitim sonrasında söz konusu personel, görev yaptıkları illerde envanter çalışmasına katılacak işletmeleri belirleyerek Verimlilik Genel Müdürlüğü’nün onayına sunmuştur. İşletme seçiminde; daha önce VGM tarafından örneklem metoduyla oluşturulan işletme listesi esas alınarak enerji verimliliği konusunda ilgili ve tecrübeli, rakip firmaları konuya ilişkin özendirebilecek prestije sahip ve ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi sertifikası olan işletmeler tercih edilmiştir. Grafik 1. Sektörlere Göre Motor Verim Sınıflarının Dağılımı yer alan ve imalat sanayiinde faaliyet gösteren, yıllık elektrik tüketimi 50 TEP1 ve üzeri olan 887 sanayi işletmesine ait motor envanteri bilgileri, Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüklerinin çalışmaları sonucu elde edilmiş ve analiz çalışmalarına başlanmıştır. Söz konusu çalışmalar öncesinde ilk olarak motor bilgilerinin yer aldığı “Motor Envanteri Bilgi Formu”, sektörle ilgili çeşitli uzmanların da incelemesi sonucunda tasarlanmıştır. Söz konusu formun gönderileceği işletmeler belirlenirken 2013 Sanayi Sicil Sisteminde yer alan tüm işletmeler örneklem metodu kullanılarak bulunduğu il ve faaliyet gösterdiği sektör bakımından sıralanmış, her il ve sektöre belirli katsayılar atanmıştır. Bu katsayılar sonucunda 23 adet imalat sektörü ve 62 ilin kapsandığı bir işletme listesi elde edilmiştir. 1 Grafik 2. Güç Aralıklarına Göre Motor Verim Sınıflarının Dağılımı TTEP(Ton Eşdeğer Petrol)=Enerji kaynaklarının tek birim ile ifade edilmesini sağlayan ve bir birimi 11.626 kWh değerine tekabül eden enerji birimidir. 29 MART 2016 MAKALE SANAYİDE KULLANILAN 7,5 KW VE ÜZERİ AC MOTORLARA İLİŞKİN ENVANTER ÇALIŞMASI sınıflı motorların piyasadaki hâkimiyeti göze çarpmaktadır. Motor dönüşüm programının doğrultusunda, kullanımının yaygınlaşmasının hedeflendiği IE 3 verim sınıfının ise % 1’den az bir dilimi kapsadığı görülmektedir. Sektörler açısından bu durum incelendiğinde ise “İçecek ürünlerinin imalatı (11 no’lu NACE kodu)”, “Ağaç, ağaç ürünleri ve mantar ürünleri imalatı (16 no’lu NACE kodu)” ve “Kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı (22 no’lu NACE kodu)” sektörlerinde kullanılan elektrik motorlarının daha çok IE 2 verim sınıfına sahip olduğu tespit edilmiştir. Diğer imalat sektörleri için yine IE 1 verim sınıfına sahip motorların sektöre hâkim olduğu gözlemlenmiştir (Bkz. Grafik 1). Grafik 3. Sektörlere Göre Motorlarda Değişken Hız Sürücüsü Kullanımı 2015 Temmuz-Ağustos döneminde gerçekleştirilen saha çalışmaları sonucu toplam 887 işletmeye ait motor envanteri bilgileri derlenerek Verimlilik Genel Müdürlüğü bünyesinde toplanmış ve analiz çalışmaları için düzenlenmiştir. Söz konusu süreçte önemli konularda veri eksikliği yaşanmış olsa da alternatif yollar izlenerek analize hazır bir veri seti oluşturulmuştur. Yapılan analizler sonucu hem ülke geneli hem de sektörel-bölgesel bazda motor verimliliği, yaşı, menşei, yeniden sarım durumu2, değişken hız sürücüsü3 kullanımı gibi önemli kalemlere ilişkin sonuçlar ortaya konmuş ve bu sonuçlar doğrultusunda elektrik motoru dönüşüm programı için çok kıymetli girdiler elde edilmiştir. Konuyla ilgili tüm analizleri içerisinde barındıracak “Motor Envanteri Raporu” 2016 yılı ilk çeyreğinde Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanacaktır. Bununla birlikte, söz konusu sonuçlar içerisinden büyük önem arz eden birtakım grafikler ise bu makalede okurlara sunulmuştur. İmalat sektörlerinde4 kullanılan 7,5 kW ve üzeri AC motorların verimlilik durumu incelendiğinde, IE 1 verim Motorun en önemli karakteristik verisi olan güç (kW) değeri açısından verimlilik dağılımının incelendiği Grafik 2’de yer alan sonuçlar ise güç değeri önemli olmaksızın piyasada yer alan motorların IE 1 verim sınıfında olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte IE 2 verim sınıfının dağılım içindeki payının yüksek güçlü motorlarda daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Motor verimini artırıcı ekipmanlar içerisinde en fazla paya sahip olan değişken hız sürücüsü kullanımı da envanter çalışması kapsamında analiz edilmiştir. Özellikle değişken yük gerektiren proseslerde verimlilik faktörünü % 30 ila % 50 değerlerine kadar artıran söz konusu ekipmanın kullanımı hem sektörel hem de motor gücü temel alınarak incelenmiştir. Grafik 3 incelendiğinde, imalat sektörlerinin büyük bir kısmında değişken hız sürücüsü kullanılan elektrik motoru oranının % 50’yi aşmadığı görülmektedir. Elektrik motorlarında meydana gelen yanma olayı sonucu, motor içerisindeki sargılar tekrar sarılmaktadır. Sıklıkla uygulanan bu metot motor verimini önemli ölçüde düşürmektedir. 3 Sanayide yer alan birçok proseste motor ile birlikte değişken hız sürücüsü(Frekans Konventörü) kullanımı önerilmektedir. Motorun hızını proses ihtiyacına göre optimum seviyeye ayarlayan bu cihaz, motor verimliliğini önemli ölçüde artırmaktadır. 4 Envanter analizi kapsamında yapılan sektörel çalışmalarda NACE Rev.2 sektör tanımlamaları kullanılmıştır. 2 30 MART 2016 Grafik 4. Güç Aralıklarına Göre Motorlarda Değişken Hız Sürücüsü Kullanımı Grafik 4’de yer alan analiz sonuçlarında ise motor güç değeri farkı olmaksızın değişken hız sürücüsü kullanımının yine % 50’lik seviyelere ulaşmadığı tespit edilmiştir. Sonuç ve Değerlendirme Ülkemiz imalat sanayisinde kullanılan 7,5 kW ve üzeri AC elektrik motorlarına ilişkin yapılan envanter çalışması önümüzdeki dönemlerde düzenlenecek, elektrik motorlarında verimlilik konusuyla ilişkili tüm proje ve programlara girdi oluşturacak seviyede ve yeterlilikte hazırlanmıştır. Yapılan saha çalışmaları ve analiz süreçleri esnasında işletmelerin konuya olan ilgisizliği ve bilgi eksikliği, veri yetersizliği gibi birçok problemle karşılaşılmıştır. Söz konusu problemler ülkemizde enerji verimliliği bilinç ve farkındalığının henüz oluşmadığını ve bu konuyla ilgili çalışmalar yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Söz konusu bilincin artırılmasına ilişkin VGM tarafından “Elektrik Motorlarında Enerji Verimliliği” kitapçığı hazırlanarak ilgili kurum ve kuruluşlara gönderilmiştir. Envanter verilerinin analizi esnasında karşılaşılan veri eksikliği ise alternatif metotlarla giderilerek, verilerin mümkün olduğunca sağlıklı sonuçlar ortaya çıkarması için gerekli çalışmalar yapılmıştır. Söz konusu eksiklikler, enerji verimliliğine ilişkin ulusal ve kapsamlı bir veri tabanının oluşturulmasının önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Son olarak yapılan analizler sonucunda sahada kullanılmakta olan elektrik motorlarının verimlilik durumunun olumlu seviyelerde olmadığı, ülkemiz sanayisinin elektrik tüketiminin büyük bir kısmının verimsiz şekilde harcanmasına sebep olduğu tespit edilmiştir. Konuyla ilgili yapılacak çalışmaların öncelikle eski ve verimsiz motorların değişimini özendiren pilot projelerle hayat bulması ve daha sonra sürdürülebilir bir dönüşüm projesi kimliğine bürünmesi gerekmektedir. Motor dönüşümünün fayda-maliyet açısından optimum seviyede olmadığı durumlarda ise verim artırıcı ekipman kullanımını (başta değişken hız sürücüsü olmak üzere soft starter, harmonik filtre vb.) yaygınlaştıracak proje ve programlar yürütülmelidir. İşletmeler söz konusu cihazlara ilişkin bilgilendirilmeli ve bu cihazların yerli üretimi teşvik edilerek ekonomik ulaşılabilirlikleri artırılmalıdır. Elektrik motorlarının verimliliğine ilişkin yapılacak tüm iyileştirmeler, sanayi ile birlikte ülkemizin enerji verimliliği politikalarına büyük bir etki yaparak sürdürülebilir kalkınma adına geleceğe daha umutla bakmamızı sağlayacaktır. 31 MART 2016 MAKALE ULUSLARARASI ENERJİ VERİMLİLİĞİ PROJELERİ: KOBİ’LERDE ENERJİ VERİMLİLİĞİ PROJESİ Saniye KESER / Uzman Yardımcısı (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Dış İlişkiler ve AB Genel Müdürlüğü) 1.Giriş: Enerji Verimliliği Projeleri Enerji verimliliği, ülkemizin enerji politikası bileşenleri içerisinde gerek arz güvenliği gerekse çevresel kaygılar nedeniyle giderek artan öneme sahip bir bölümü oluşturmaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) enerji verimliliği alanında pek çok faaliyet ve projeyi eş zamanlı olarak yürütmektedir. Bu çalışmalarda, ETKB kendi kaynaklarının yanı sıra çeşitli uluslararası finans kuruluşlarından sağlanan kaynaklardan da yararlanmaktadır. Ayrıca diğer Bakanlıkların da kendi görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda enerji verimliliği projeleri bulunmaktadır. ETKB tarafından yürütülen uluslararası projelerden başlıcaları şöyledir: • Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerde (KOBİ) Enerji Verimliliği Projesi (GEF1 hibesi ve IBRD2 kredisi) • Türkiye Enerji Sektörü Projesi Faz 1 Enerji Verimliliği Bileşeni (IPA3 fonu) • Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması Projesi (GEF/UNDP4) • Binalarda Enerji Verimliliğinin Artırılması Projesi (GEF/UNDP) Bilindiği üzere, enerji verimliliğine ilişkin görevler ETKB çatısı altındaki Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü (YEGM) tarafından yürütülmektedir. Yukarıda bahsi geçen Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması Projesi ile Binalarda Enerji Verimliliğinin Artırılması Projesi YEGM tarafından yürütülen projelerdir. İlk iki projenin uygulama birimleri ise ETKB Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü (DİAB) bünyesindedir. Ancak enerji verimliliği Şekil 1. Proje Bileşenleri ve Bütçenin Dağılımı alanındaki tüm projeler YEGM ile koordineli bir şekilde yürütülmektedir. Burada DİAB tarafından yürütülen KOBİ’lerde Enerji Verimliliği Projesi hakkında detaylı bilgi verilecektir. GEF: Global Environment Facility/Küresel Çevre Fonu IBRD: International Bank for Reconstruction and Development/Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası 3 IPA: Instrument for Pre-accession Assistance/Katılım Öncesi Yardım Aracı 4 UNDP: United Nations Development Programme/Birleşmiş Milletler Kalınma Programı 1 2 32 2. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerde Enerji Verimliliği Projesi 2.1. Proje Hakkında Genel Bilgi KOBİ’lerde Enerji Verimliliği Projesi, GEF ve IBRD tarafından finanse edilen bir projedir. Hibe Anlaşması 6 Mayıs 2013 tarihinde imzalanan ve 22 Temmuz 2013 tarihinde yürürlüğe giren projenin kapanış tarihi 28 Eylül 2018’dir. Projenin amacı ticari bankaların enerji verimliliği kredilerinin artırılması yoluyla KOBİ’lerde enerji kullanımında verimliliği artırmaktır. Projeye, GEF 3,64 milyon dolarlık hibe, IBRD ise 201 milyon dolarlık kredi sağlamaktadır. Bu projede, GEF hibesi Dünya Bankası tarafından aktarılmaktadır. Şekil 1’de bütçenin dağılımı görülmektedir. Şekil 1’de görüldüğü üzere Projenin 1. bileşeni üç kamu bankası tarafından yürütülmektedir. Bu bileşende bankalar KOBİ’lerin enerji verimliliği projelerine kredi aktarmaktadır. Ayrıca kredi kayıp rezervi oluşturulması ve proje geliştirme, değerlendirme ve izleme faaliyetleri için GEF hibesinin bir kısmı bankalara ayrılmıştır. MART 2016 Şekil 2. Danışmanın Niteliklerine Dayalı Seçim Yöntemi Projenin ETKB tarafından yürütülen kısmı 2. bileşendir. Bu bileşende yer alan çeşitli danışmanlık hizmetleri ile lojistik destek, proje yönetimi gibi hizmetler tamamen GEF hibesiyle finanse edilmektedir. Proje kapsamında DİAB bünyesinde bir Proje Uygulama Birimi (PUB) kurulmuştur. 2.2. Projede Yer Alan Danışmanlık Hizmetleri Projede üç adet danışmanlık hizmeti yer almaktadır. Danışmanlık hizmeti alımlarında Dünya Bankası’nın “Danışmanın Niteliklerine Dayalı Seçim” yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntemle yapılan satın almalarda öncelikle, yayınlanan ilan ile ilgililerin İlgi Beyanı toplanmıştır. İlgi beyanları YEGM ve DİAB personelinden oluşturulan bir komisyon tarafından değerlendirilerek sıralama yapılmış ve birinci sırada yer alan firmalar teknik ve finansal tekliflerini vermeye davet edilmiştir. Tekliflerin değerlendirilmesi neticesinde, tekliflerin iş tanımı gereklerini karşıladığı tespit edildikten sonra firma müzakereye davet edilmiştir. Müzakereler neticesinde ise anlaşmaya varıldığı takdirde firma ile sözleşme imzalanmıştır. Yöntem Şekil 2’de özetlenmiştir. Şekil 2’de özetlenen yöntem ile ETKB sorumluluğundaki 2. bileşende yer alan üç danışmanlık hizmeti de neticelendirilmiş ve danışman firmalar çalışmalarına başlamıştır. Danışmanlık hizmetleriyle ilgili detaylı bilgi Tablo 1’de yer almaktadır. Tablo 1. Proje Kapsamındaki Danışmanlık Kontratları Kontrat Adı Firma Başlama Bitiş MENR-CS-01.a KOBİ’lerde ve Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketleri (EVD) nde Enerji Verimliliği ve Enerji Verimliliği Finansmanı Konularında Bilincin Artırılması G&G Yön. Dan. ve Tic. Ltd. Şti. (Lider) (Türkiye), Motiva Services (Ortak) (Finlandiya), Exergia Energy and Environment Consultants SA (Ortak) (Yunanistan) ve Onur Enerji Ltd. Şti. (Ortak) (Türkiye) Ortaklığı Ağustos 2015 Kasım 2016 MENR-CS-02 Politika Boşluk Analizi (Gap Analizi) ve Enerji Verimliliği Program Değerlendirmesi Montgomery Watson Harza (MWH) Mühendislik ve Müşavirlik Ltd.Sti. (Lider) (Türkiye) ve Wuppertal Institute Climate, Environment and Energy (Ortak) (Almanya) Ortaklığı Şubat 2015 Şubat 2016 MENR-CS-03 Enerji Hizmet Firmaları için Enerji Performans Sözleşmeleri Rehberi Hazırlanması ve Vaka Çalışması Geliştirilmesi Econoler (Kanada) Haziran 2015 Haziran 2016 33 MART 2016 MAKALE ULUSLARARASI ENERJİ VERİMLİLİĞİ PROJELERİ: KOBİ’LERDE ENERJİ VERİMLİLİĞİ PROJESİ 2.2.1. MENR-CS-01.a KOBİ’lerde ve EVD’lerde Enerji Verimliliği ve Enerji Verimliliği Finansmanı Konularında Bilincin Artırılması Kısa adıyla bilinçlendirme kontratı kapsamında temel amaç, özellikle KOBİ’lerin enerji verimliliği ve enerji verimliliği finansmanı konularında bilinç düzeyinin artırılmasıdır. Kontrat kapsamında iletişim ihtiyaçlarının belirlenmesiyle beraber mevcut program ve ürünlerin değerlendirilmesi, iletişim stratejisinin tasarlanması, iletişim materyallerinin geliştirilmesi, geliştirilen strateji ve materyallerin test edilmesi ve etkililiğinin değerlendirilmesi ve katılımcı geribildirimi ve değerlendirmelerine dayanarak gerekli değişikliklerin yapılması yer almaktadır. Enerji verimliliği yatırımları her ne kadar kendini finanse eden yatırımlar olsa da ilk yatırım maliyetlerinin karşılanması konusunda özellikle KOBİ’ler önemli sıkıntılar yaşamaktadır. İncelemeler neticesinde görülmektedir ki KOBİ’lerin yaptırdığı ön etüt veya etütlerde yer alan tedbirler yatırıma dönüşmemektedir. Bunun nedenlerinin belirlenerek, enerji verimliliği konusundaki bilinç ve isteklilik seviyesinin artırılması ile bilinçlendirmeye yönelik materyallerin bu danışmanlık 34 hizmeti sonucunda ortaya çıkması beklenmektedir. Bu kontrat, araştırma, tasarım ve planlama ile uygulama olmak üzere üç ana bölümden oluşmaktadır. Mevcut durumda ilk aşama olan araştırma aşaması tamamlanmak üzeredir. 2.2.2. MENR-CS-02 Politika Boşluk Analizi (Gap Analizi) ve Enerji Verimliliği Program Değerlendirmesi Politika boşluk analizi kontratı, KOBİ’ler konunun merkezinde olacak şekilde genel bir mevzuat ve program değerlendirmesini kapsamaktadır. Kontrat kapsamında sağlanacak hizmetler kısaca şöyledir: 1. Türkiye’de enerji verimliliği için politika boşluk analizi çalışmasının yürütülmesi ve politika ve kurumsal açıdan eksikliklerin giderilmesine yönelik adımların geliştirilmesi, 2. KOBİ’lerde enerji verimliliğinin sağlanmasına yönelik yürürlükte olan bilgilendirici ve teşvik edici devlet politikalarının gözden geçirilmesi, etki analizlerinin yapılması ve süreçlerin değerlendirilmesi ile bu politikaların etkilerinin artırılmasına yönelik tavsiyelerin geliştirilmesi. Politika boşluk analizinden elde edilen sonuçlara yönelik olarak tavsiyelerin geliştirilmesinin yanı sıra mevcut programların değerlendirilmesi, enerji verimliliği konusunda somut gelişmeler kaydedilmesi açısından oldukça önem arz etmektedir. Bu şekilde sonraki dönemde programların etkisinin artırılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştirilebilecektir. Proje kapsamında başlayan ilk kontrat olan politika boşluk analizi kontratı tamamlanmak üzeredir. 28 Ocak 2016 tarihinde elde edilen bulguların ve önerilerin paylaşıldığı ve bunlara yönelik olarak paydaşların görüş ve değerlendirmelerinin alındığı bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirilmiştir. Final raporu bu toplantıda alınan görüşler doğrultusunda şekillendirilecektir. 2.2.3. MENR-CS-03 Enerji Hizmet Firmaları için Enerji Performans Sözleşmeleri Rehberi Hazırlanması ve Vaka Çalışması Geliştirilmesi Bu kontratta ise enerji verimliliği finansmanının geliştirilmesine yönelik çalışmalar yer almaktadır. Ayrıca, diğer sektörlere örnek teşkil etmesi açısından kamu binaları piyasasına yönelik de bir MART 2016 • Enerji verimliliği alanında yer alan başka bir önemli sorun ise “izleme ve değerlendirme” konusundaki eksikliklerdir. Türkiye geneline ait enerji verimliliği ile ilgili kapsamlı ve güvenilir bir veritabanı gerekmektedir. Konulan enerji verimliliği hedeflerine yönelik olarak gelişmelerin izlenip değerlendirilmesi açısından bu konu önem oluşturmaktadır. Ayrıca EVD piyasasına yönelik enerji verimliliği yatırım projeleri için de izleme ve değerlendirme mekanizmasının geliştirilmesine ihtiyaç vardır. kısım bulunmaktadır. Kontrat kapsamında sağlanacak hizmetler aşağıdaki gibidir: 1. Enerji hizmetleri piyasasının değerlendirmesi ve başarılı modellerin ve yaygın engellerin belirlenmesi, 2. Vaka çalışmalarının geliştirilmesi, 3. Rehber, örnek belge/sözleşmelerin geliştirilmesi ve 4. Türkiye’de kamu binalarına yönelik piyasa değerlendirmesi. Kontratta EVD piyasası ve kamu binaları piyasasına yönelik olmak üzere iki ana bileşen bulunmaktadır. Enerji verimliliği yatırımlarının teşviki açısından vaka çalışmaları ve doküman şablonlarının geliştirilmesi gibi piyasaya yönelik daha somut çıktıların olduğu bir kontrattır. Mevcut durumda bahsi geçen iki bileşen eşzamanlı olarak yürütülmektedir. Kamu binaları bileşeni kapsamında 16 Şubat 2016 tarihinde ilgili paydaşların davet edildiği bir çalıştay gerçekleştirilmiştir. 2.2.4. İlk Bulgular Projede yer alan üç danışmanlık hizmeti de henüz tamamlanmamıştır. Çalışmalardaki bulguların nihai halde olmaması nedeniyle sonuçlar paylaşılamamaktadır. Ancak şu ana kadar proje kapsamında çeşitli görüşmeler yapılmış, ara raporlar hazırlanmış ve çeşitli paydaşların katılım sağladığı toplantılar yoluyla görüşler alınmıştır. Bu süreçte elde edilen bilgiler ışığında öne çıkan konular genel hatlarıyla aşağıda yer almaktadır. • Sanayide enerji verimliliğinin en önemli sorunu yapılan etütlerde belirlenen önerilerin uygulamaya geçmeyişidir. KOBİ’ler/sanayiciler etüt sonrasında enerji verimliliği yatırımına yönelmemektedir. Bunun ise başta gelen nedeni finansmana erişimde yaşanan sıkıntılardır. Bu sorunu aşmakta bilinçlendirme çalışmaları her ne kadar önemli görülse de Türkiye’de gözlemlenen en önemli boşluk enerji performans sözleşmelerinin yer aldığı bir enerji hizmetleri piyasasının gelişmemiş olmasıdır. • Örnek teşkil etmesi ve belirlenen 2023 hedeflerine ulaşılması için kamu binalarında enerji verimliliği yatırımlarının artırılması gerekmektedir. Kamu binalarında enerji performans sözleşmeleriyle bu yatırımların gerçekleştirilebilmesinin önünde yatan engellerin kaldırılması için de kamuda satın almalarla ilgili mevzuat değişiklikleri gerekmektedir. 3. Genel Değerlendirme Özellikle iklim değişikliğinin dünya gündeminde geniş yer tutması ve enerji sektörünün sera gazı emisyonlarındaki büyük rolü nedeniyle enerji verimliliği hem ülkelerin hem de uluslararası kuruluşların öncelik verdiği konulardan biridir. Kendi kendini ödeyen yatırımlar olması sebebiyle de enerji verimliliği yatırımları diğerlerine göre cazip olmaktadır. Ancak, istenilen etkinin sağlanabilmesi için politik sahiplenme de oldukça önemlidir. Yürütülen projelerden elde edilen çıktılar dikkate alınarak atılacak adımlar sektördeki dönüşüm için önem taşımaktadır. Ulusal ve uluslararası tüm projelerde yapılan toplantılar ve üretilen raporlardan sonra sektör somut adımlar beklemektedir. Bir başka önemli değerlendirme konusu ise yürütülen projelerde ve sonrasında atılacak adımlarda tüm kurum ve kuruluşların iş birliği ve koordinasyon içinde hareket etmesidir. Ancak bu şekilde Türkiye’ye giren uluslararası fonlar daha verimli şekilde kullanılabilecek ve projeler amaçlarına ulaşabilecektir. 35 MART 2016 KOSGEB ÇALIŞMALARI KOBİ’LER İÇİN KOSGEB ENERJİ VERİMLİLİĞİ ÇALIŞMALARI Dr. Mehmet Görkem GÜRBÜZ / Enerji Projesi Koordinatörü-Uluslararası İlişkiler Müdür V. (KOSGEB) KOBİ’lerin de enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve çevre uygulamaları ile ilgili projelerinin desteklenmesi için KOSGEB (Küçük ve Orta İşletmeleri Geliştirme İdaresi Başkanlığı) çalışmalarını sürekli olarak sürdürmektedir. KOSGEB tarafından uygulanan projeler ile, KOBİ’lerin ekonomide rekabet gücünün artırılması, enerji kaynaklarında dışa bağımlılığının azaltılması ve çevrenin korunabilmesi amacıyla; işletmelerin enerji tüketiminin ve üretim süreçlerinin izlenerek ürün ve proseslerin iyileştirilmesi, enerjinin etkin kullanılması, israfın önlenmesi ve enerji maliyetlerinin KOBİ’ler üzerindeki yükünün hafifletilmesi, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, temiz üretim (ekoverimlilik) ve endüstriyel simbiyoz Dünyada su, gıda ve enerji temini giderek zorlaşmaktadır. Dünya nüfusunun, 2040 yılında 8 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Kaynakların giderek sınırlandığı dünyamızda, büyüyen ekonomik refaha rağmen, sosyal ve çevresel sistemleri kontrol etmek büyük önem arz etmektir. Bu çerçevede, sanayide çevre dostu ürünlerin üretilmesi, çevreye duyarlı teknolojilerin kullanılması, süreçlerin geliştirilmesi ve endüstriyel kirliliği azaltma yönünde tedbirlerin alınması zorunlu hale gelmiştir. Günümüzde sanayi tesislerinde üretim tekniklerinin geliştirilmesi, ileri teknolojilerin uygulanması, enerjinin verimli kullanılması vb. çalışmalara yönelik yapılacak yatırımların programlamasının yapılması, mevcut en iyi tekniklerin imalat sanayinin sektörlerine tanıtılması ve uygulama maliyetlerinin sektörel bazda belirlenmesi önem kazanmıştır. 36 MART 2016 uygulamalarının yaygınlaştırılması, üretim girdilerinin etkin kullanılması, atık yönetimi, çevrenin korunması ve sektörel gelişime katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Türkiye küresel ısınmanın potansiyel etkileri açısından risk grubu ülkeler arasındadır. Atmosferdeki sera gazı birikimlerinin artışına bağlı olarak gelecekte gerçekleşebilecek bir iklim değişikliğinin Türkiye’de neden olabileceği çevresel ve sosyo-ekonomik etkiler; tarım alanlarının ve çeşitliliğin azalması, ekonomik yapının değişmesi, çevre kirliliği, su ihtiyacının artması ve enerji ihtiyacının artması şeklinde değerlendirilmektedir. Yaşamsal boyutunun yanı sıra başta enerji, sanayi, ulaştırma, tarım ve ticaret olmak üzere tüm ekonomik faaliyetlerde, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri en yoğun şekilde hissedilmektedir. Enerji verimliliğinin artırılması, yenilenebilir enerji kullanımının etkinleştirilmesi ve çevresel uygulamalar; enerji güvenliğine, iklim değişikliği etkilerinin azaltılmasına ve ekonomiye olan katkıları nedeniyle istihdam üzerine de olumlu etkiler yaratmaktadır. Türkiye’nin en önemli sorunlarının başında enerjide arz güvenliğini sağlamak gelmektedir. Yapılan projeksiyonlara göre hızlı bir büyüme içerisinde bulunan ülkemizin 2014 yılında yaklaşık 125 milyon TEP olan toplam birincil enerji tüketiminin, 2023 yılında yüzde 90 oranında artarak yaklaşık 220 milyon TEP’e ulaşması beklenmektedir. Birincil enerji talebimizin sektörlere göre dağılımı incelendiğinde; yüzde 27’sinin sanayi, yüzde 26’sının konut ve hizmet sektörü, yüzde 14’ü ulaştırma ve yüzde 24’ünün çevrim sektöründe kullanılmış olduğu görülmektedir. Birincil enerji talebi içerisinde doğal gazın payı yüzde 32, kömürün payı yüzde 31, petrolün payı yüzde 26, hidrolik enerjinin payı yüzde 4 ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının payı yüzde 7’dir. Türkiye enerjide dışa bağımlı bir ülke konumundadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’nin 2014 yılındaki ithalatı yaklaşık 255 milyar doları bulurken, bu miktarın yaklaşık 56 milyar dolarlık bölümünü “enerji ithalatı” oluşturmaktadır. Başka bir deyişle ülke olarak ithalat için ödediğimiz her 100 doların 1/5’ini enerji ürünleri için harcamaktayız. Cari açıktaki en büyük faktör olan enerji ithalatına son 10 yılda ödenen miktar ise yaklaşık 400 milyar dolardır. Enerjide büyük ölçüde dışa bağımlı olan Türkiye’nin, ithalat faturasının önümüzdeki dönemde büyük oranda artması beklenmektedir. 37 MART 2016 KOSGEB ÇALIŞMALARI KOBİ’LER İÇİN KOSGEB ENERJİ VERİMLİLİĞİ ÇALIŞMALARI Tablo 1. Ön-Etüt Etüt Raporları Bulguları-Örnek İşletme Verisi Enerji alanında ortaya konulacak projeler sonucunda yeni teknoloji ve çözümlerin geliştirilmesine ve kullanımına destek olmak, tasarım, mühendislik ve yenilik yaratma kabiliyetini desteklemek, verimlilik ve rekabet gücünün artırılmasını sağlamak için bu programın yürütülmesi amaçlanmaktadır. Üretime yönelik esnek yapıları ve yeni teknolojilere kolay adapte olabilmeleri KOBİ’lere rekabet avantajı sağlayacaktır. Bu ise, gerçekçi bir planlama ve doğru kurgulanmış destek mekanizmaları ile mümkün olacaktır. Söz konusu planlamaların sağlıklı şekilde yapılabilmesi için öncelikle KOSGEB’in konuya ilişkin kapasitesinin geliştirilmesi ihtiyacı doğmuştur. Enerji Verimliliği konusunda, KOSGEB uluslararası iş birlikleri kapsamında, UNDP, UNIDO ve Fransız Kalkınma Ajansı ile iş birliği içinde bulunmaktadır. Enerji Verimliliği’ Projesi ve UNDP ve UNIDO ile yürütülen iş birliği kapsamında, “Türkiye’de Sanayide Enerji Verimliliğinin İyileştirilmesi Projesi” başarılı bir şekilde devam etmektedir. sağlanarak, Türkiye’de enerji verimliliğinin artırılması amaçlanmaktadır. KOSGEB’in ayni katkı ve katılımlarıyla 3 Milyon EURO’luk toplam bütçesi olan proje 2016 yılı içinde tamamlanacaktır. Projeler kapsamında, Türkiye’de faaliyet gösteren KOBİ’lerin enerji verimliliği uygulamalarına, düşük karbon enerji kullanımlarına ve çevresel performanslarının iyileştirilmesine katkı sağlanarak, Türkiye’de enerji verimliliğinin artırılması amaçlanmaktadır. Projenin Amacı Türkiye’de faaliyet gösteren KOBİ’lerin enerji verimliliği uygulamalarına, düşük karbon enerji kullanımlarına ve çevresel performanslarının iyileştirilmesine katkı sağlayarak Türkiye’de enerji verimliliğinin artırılması olarak belirlenmiştir. Türkiye’de KOBİ’lerde Enerji Verimliliğinin Artırılması Projesi (AFD) Fransız Küresel Çevre Fonu finans katkıları ile yürütülen “Türkiye’de KOBİ’lerde Enerji Verimliliği’ Projesi 2013 yılı Haziran ayı itibarıyla başlamıştır. Projenin Temel Hedefleri • KOSGEB’in enerji verimliliği konusunda kurumsal kapasitesinin artırılması, • KOBİ’ler için Enerji Verimliği gösterim projelerinin uygulanmasıyla enerji verimliliği pazarının gelişmesine katkı sağlanması, • KOBİ’lerde enerji verimliliği farkındalığını artırarak KOBİ’lerin enerji maliyetlerinin düşürülmesi ve rekabet gücünün artırılmasına katkı sağlanmasıdır. Proje kapsamında, Türkiye’de faaliyet gösteren KOBİ’lerin enerji verimliliği uygulamalarına, düşük karbon Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) ile iş birliği enerji kullanımlarına ve çevresel içerisinde yürütülen ‘Türkiye’de KOBİ’lerde performanslarının iyileştirilmesine katkı 38 MART 2016 2015 Yılı Faaliyetleri KOSGEB, KOBİ’lerde enerji verimliliğinin geliştirilmesine yönelik olarak, Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) ile iş birliği içerisinde yürüttüğü “Türkiye’de KOBİ’lerde Enerji Verimliliği” projesi kapsamındaki çalışmalarına 2015 yılında devam etmiştir. KOBİ’lere yönelik ön-etüd ve detaylı etüt çalışmaları, pilot iller olan Ankara, Kocaeli, Antalya ve Bursa’da sürdürülmüştür. • AFD tarafından KOSGEB’e gönderilen “Q7-Q10” 3 aylık faaliyet raporları değerlendirilmiş ve sonuçlar ilgili kuruma aktarılmıştır. • “KOSGEB Enerji Strateji Dokümanı” ve “Eylem Planları” ile ilgili çeşitli toplantılar gerçekleştirmiştir. • 25 Haziran 2015 tarihinde Lyon’da AERE ve KOSGEB yetkilileri ile proje uzmanlarının katılımıyla KEET Tool (KOSGEB Enerji Verimliliği Veritabanı) üzerine geliştirme toplantısı yapılmıştır. • 08.09.2015 tarihinde, “Enerji Verimliliği Projesi” değerlendirme toplantısının üçüncüsü, KOSGEB Başkanlık Binası Konferans salonunda, Enerji Verimliliği Danışmanları ve Banka Temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. • 20-21 Ekim 2015 tarihlerinde 4. Değerlendirme Toplantısı Lyon/ Fransa’da yapılmıştır. • 10 Aralık 2015 tarihinde 2. Danışma Kurulu Toplantısı (İlgili Bakanlık ve Kuruluş Temsilcileri) Ankara’da yapılmıştır. • 29 Aralık 2015 tarihinde Enerji Verimliliği Proje Ekibi ile Ankara’da toplantı yapılmıştır. “KOBİENVER” ismi ile web sayfası için alan adı alınmıştır. Proje için web sayfası İngilizce ve Türkçe olarak hazırlanmıştır. • Projenin görünürlüğünü sağlamak ve tanıtımını yapmak amacıyla, proje içerisinde gerçekleştirilecek farklı faaliyetlerde kullanılmak üzere taslak broşür İngilizce ve Türkçe olarak hazırlanmıştır. Web sitesi yayına alınmıştır. Enerji Verimliliği Projesi ile ilgili iletişim planı taslağı Resim 1. İşletme Örnek Foto Resim 2. İşletme Örnek Foto hazırlanmıştır. Enerji Verimliliği Projesi ile ilgili tanıtım materyalleri taslakları hazırlanmıştır. • Bu çerçevede Proje başlangıcından itibaren, toplamda, 46 ön-etüd çalışması ve 4 adet detaylı etüt çalışması gerçekleştirilmiştir (Ankara’da 16 ön etüt ve 1 adet detaylı etüt, Antalya’da 4 ön etüt, Kocaeli’nde 4 ön etüt, Bursa’da 22 tane ön etüt ve 3 adet detaylı etüt gerçekleştirilmiştir). • 04-05 Şubat 2016 tarihlerinde 5. Değerlendirme Toplantısı Ankara’da yapılmıştır. Yapılan etütler genel olarak değerlendirildiğinde, KOBİ’lerin enerji giderlerini % 10-30 arasında azaltmalarının mümkün olduğu söylenebilmektedir. KOBİ’lerde yapılan ön etüt çalışmalarında birim parça ve ton üretim başına enerji maliyetinin % 3-30 arasında düşürülebileceği görülmüştür. İşletmelerde yapılan etütlerde görüldüğü üzere, yalıtım yapılmamış veya yalıtımı eskimiş sıcak bir yüzeyden ortama doğru ısı kayıpları meydana gelmektedir. Yalıtımın yenilenmesi veya onarılmasıyla birlikte bu kayıpların % 90’ının önüne geçmek mümkündür. KOSGEB, KOBİ’lerin çeşitli enerji tasarruf tedbirleri ve enerji verimli teknolojiler kullanması yönünde teşvik edilmesi ve kapasitelerinin artırılması sonucunda, enerjiyi daha etkin kullanmaları yoluyla, enerji verimliliğinin artırılmasını amaçlayan projeler ile etkin işleyen bir enerji verimliliği piyasası oluşturulmasına katkı sağlamayı hedeflemektedir. 39 MART 2016 SAN-VER PROJESİ SANAYİDE ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE SAN-VER PROJESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ Gökhan ALTUN - Onur YANARTAŞ - Beyza KÜÇÜK - Rukiye BOZAN / İkitelli OSB Enerji Yönetim Birimi İkitelli OSB Enerji Yönetim Birimi Enerji verimliliği; binalarda yaşam standardı ve hizmet kalitesinin, endüstriyel işletmelerde ise üretim kalitesi ve miktarının düşüşüne yol açmadan, birim hizmet veya ürün miktarı başına enerji tüketiminin azaltılmasıdır. Yani aynı işi daha az enerji harcayarak yapmaktır. Ülkemizde tüketilen enerjinin büyük bir bölümü fosil yakıt kaynaklıdır. Hızlı nüfus artışı, konfor standartlarının yükselmesi, sanayi ve teknolojideki gelişmeler ile birlikte enerji tüketimleri de artmaktadır. Enerji tüketiminin artışı ülkemizin sahip olmadığı petrol, doğal gaz gibi dışa bağımlı olduğumuz kaynaklara yapılan harcamaları da ciddi oranda arttırmaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’nin enerji ithal bağımlılığı 2012 yılı itibarıyla % 71,5 oranındadır. Yani tüketilen enerjinin yerli üretimle karşılanan oranı % 28,5’ tir. 2012 yılı itibarıyla Türkiye’nin toplam ithalat harcamaları ise 236 milyar Dolardır (Kaynak: PETFORM). Bu harcamaların yaklaşık 60 milyar Doları enerji ithalatı için kullanılmıştır. Toplam ithalat harcamaları içerisinde enerji ithalat payı yaklaşık % 25 oranındadır. Ülkemizin 2013 yılı cari işlemler açığının 65 milyar Dolar (Kaynak: TCMB) olduğu göz önüne alınacak olursa, cari açık miktarı enerji ithalatına ödenen para ile hemen hemen eşdeğerdir. Bu durum enerjinin verimli kullanılması ve yerliyenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık verilmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. 40 Endüstriyel işletmelerde enerji maliyetleri çoğu zaman tesislerin kârına eşit veya daha yüksek orandadır. İyi organize olmuş bir sanayi tesisinde enerjinin verimli kullanılmasıyla satın alınan enerji miktarında önemli ölçüde azalma olmakta, maliyetler düşmekte ve kârlılık payı artmaktadır. Sanayi sektöründe % 20 oranında enerji tasarruf potansiyeli mevcuttur. Endüstriyel işletmelerdeki üst yönetimler, enerji maliyetlerinin azaltılmasını yeni bir kaynak olarak görmelidirler. Bu kaynağı elde edebilmek için enerji yönetim programları hazırlamalıdırlar. Genel olarak sanayide enerji yönetiminin uygulanması; enerji muhasebesini ve enerji tüketimlerinin sürekli ölçülmesini gerektirmektedir. İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen ve İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı tarafından 01.09.2014– 01.09.2015 tarihleri arasında yürütülen SAN-VER (Sanayide Enerji Verimliliği) projesi ile sanayide enerji verimliliği uygulamalarını yaygınlaştırmak ve endüstriyel işletmeler ile hizmet binalarının enerji maliyetlerini düşürerek gerek İkitelli OSB’de gerekse İstanbul’da bulunan firmaların hem ulusal hem de uluslararası rekabette avantajlı konumda olmalarını sağlamak ve sera gazı salınımlarını azaltmak hedeflenmiştir. Proje kapsamında sanayi tesisleri ve yönetim binalarındaki enerji verimliliği ile ilgili gözlemler ve noktasal ölçümler yapılarak bu ölçümlerin analiz edilebilmesi için enerji verimliliği etüt cihazlarının bulunduğu bir ön etüt merkezi kurulmuştur. İkitelli OSB’de faaliyet gösteren işyerlerinde çalışan 50 mühendise enerji verimliliği uygulamaları konusunda kapasitelerinin geliştirilmesini sağlayacak enerji yöneticisi eğitimleri, bölgedeki firmalarda çalışan 71 adet idari ve teknik personele dünyada ve Türkiye’ de enerji verimliliği ile ilgili örnek uygulamaların anlatıldığı eğitimler, yine bölgede yer alan firmalarda çalışan 644 kişiye enerji verimliliği ile ilgili farkındalık eğitimleri verilmiştir. Ayrıca 8 adet kamu hizmet binasında enerji verimliliği ön etütleri yapılmıştır. SAN-VER projesi faaliyetlerinden ‘’Mevcut durum analizinin yapılması’’ konu başlığı altında İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 100 adet küçük ölçekli ve 9 adet büyük ölçekli tesis olmak üzere toplamda 109 firmada mevcut durum analizleri yapılmıştır. 100 adet küçük ölçekli sanayi tesisinde kısa süreli gerçekleştirilen MART 2016 enerji verimliliği çalışmaları ile sanayiciye kısa vadede tasarruf sağlayabilecekleri bilgiler verilmiştir. Mevcut durum analizleri kapsamında ön etüt çalışmaları yapılan 9 adet büyük ölçekli firmada enerji verimliliği potansiyellerini ortaya koymak amacıyla enerji verimliliği ön etüt çalışmaları yapılmıştır. Ön etüt çalışmaları kapsamında endüstriyel tesisler bünyesinde bulunan ve enerji harcayan sistemler incelenmiş, gerekli görülen noktalarda enerji verimliliği etüt cihazları ile ölçümler yapılmış ve hesaplamalara temel teşkil etmek üzere yetkililerden gerekli bilgiler alınmıştır. Endüstriyel tesislerde genel olarak basınçlı hava sistemleri, havalandırma sistemleri, elektrik motorları, ısıtma-soğutma sistemleri, aydınlatma sistemleri, tesisat sistemleri, pompa ve fan sistemleri ile ilgili incelemeler yapılmıştır. • Atık ısı geri kazanım sistemlerinin kullanılmadığı, • Verimsiz aydınlatma armatürleri kullanıldığı, • Eski tip düşük verimli elektrik motorlarının kullanıldığı, • Elektrik motorlarının gereğinden daha fazla kapasitelerde seçildiği, • Kayış kasnak mekanizmalı havalandırma fanlarında periyodik olarak kasnak gerginlik ve aşınma kontrollerinin yapılmadığı tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda işletmelerin birçoğunda; Yapılan çalışmalarda sanayi sektöründe enerji verimliliği ile ilgili ciddi bilgi eksiklikleri olduğu görülmüştür. Sanayicimiz enerjiyi verimli kullanması durumunda üretim maliyetlerinin de düşeceğinin farkındadır. Bazı tesislerin enerji verimliliği ile ilgili birtakım çalışmalar yaptıkları görülmüştür. Fakat hiç çalışma yapmayan tesis sayısı bir hayli fazladır. İşletmelerde birinci öncelik üretime verildiğinden enerji verimliliği çalışmalarına gereken önemin verilmediği tespit edilmiştir. Verimlilikle ilgili yapılabilecek iyileştirmelerin üretimin aksayacağına neden olacağının düşünülmesi, maddi kaynak yetersizliği, enerji yönetimi konusunda firma • Kompresör sistemlerinde ihtiyaçtan daha yüksek basınçta hava kullanıldığı, • Kompresör odalarının ve kompresör yerleşimlerinin uygun olmadığı, • Basınçlı hava hatlarında hava kaçaklarının olduğu, • Kompresör periyodik bakımlarının yapılmadığı, • Sıcak su ve buhar kazanı yüzeylerinde ve tesisat hatlarında ısı yalıtımlarının yapılmadığı, • Brülör hava-yakıt oranı ayarlarının uygun olmadığı, Enerji verimliliği gözlem ve ölçüm çalışmalarının sonucunda ön etüt yapılan 9 adet işletmede ortalama % 5’lik enerji tasarruf potansiyeli olduğu (toplam 951.728 TL/yıl tasarruf potansiyeli) ve yapılacak iyileştirmeler ile yıllık 2490 ton CO2 salınımının azaltılabileceği hesaplanmıştır. yöneticilerinin ve çalışanlarının bilgi eksiklikleri, gerekli bilinçlendirme ve farkındalık çalışmalarının yetersiz oluşu gibi sebeplerden dolayı sanayicinin enerji verimliliği çalışmalarını yeteri kadar yapamadığı tespit edilmiştir. Kamu, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör işbirlikleri ile enerjinin yoğun olarak tüketildiği organize sanayi bölgelerinde enerji verimliliği konusunda gerekli bilinçlendirme ve farkındalık çalışmalarının artırılması, bünyesinde 50’den fazla işletme olan OSB’lerde kurulması zorunlu olan enerji yönetim birimlerinin teknik bilgi ve becerilerinin artırılması, bazı sanayiciler tarafından hazırlanan enerji verimliliği uygulama projelerinin finansal açıdan kolayca desteklenmesi ve mevcut prosedürlerin basitleştirilmesi ile sanayi sektöründe enerji verimliliği çalışmalarının yapılmasının sağlanacağı, enerji tüketimlerinin azalacağı ve bununla beraber büyük bir bölümü enerji tüketimlerinden dolayı meydana gelen sera gazı salınımlarının azalmasıyla enerji tüketiminin çevreye olan zararlı etkilerinin de azalacağı düşünülmektedir. Unutulmamalıdır ki en ucuz enerji, verimli kullanılan enerjidir. 41 MART 2016 TEMİZ TEKNOLOJİLER TEMİZ TEKNOLOJİLER GİRİŞİMCİLİK PROGRAMI 3.YILINDA Global Cleantech Innovation Programme (GCIP) Türkiye’de, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayelerinde ve TÜBİTAK’ın ev sahipliğinde, Birleşmiş Milletler Sınai ve Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) ile 2014 yılında yürütülmeye başlandı. “Gelecek Vaat Eden Temiz Teknoloji İş Fikirlerini arıyor, kaynak sağlıyor ve teşvik ediyoruz” sloganı ile Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 7 ülkede sürmekte olan programda, başta Eğitim ve Mentorluk destekleri olmak üzere, Tanıtım ve Sermayeye Ulaşım kilit aktiviteleri ile ülkemizdeki temiz teknoloji girişimlerini destekleniyor. Ulusal ve uluslararası olmak üzere iki farklı aşamada yürütülen ve içeriğinde bir de yarışma barındıran GCIP hızlandırıcı programında başarılı ekipler Kasım ayındaki Global Girişimcilik Haftasında San-Francisco’da düzenlenen Global Forum’da hem çeşitli aktivitelere katılıyor hem de diğer ülke ekipleri ile yarışma olanağı buluyor. Bu sayıda GCIP-Türkiye 2015 programında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Özel ödülünü kazanan TYT Enerji ile Ulusal Birinci ve San-Francisco Global Forum’da en iyi ikincilik (Best Runner Up) ödülünü alan Pozitif Enerji’nin girişimcilik hikâyelerine yer veriyoruz. POZİTİF ENERJİ www.positivenerji.com/ Soner HACIHALİLOĞLU Pozitif Enerji Kurucu Ortağı 1- Sizce Pozitif Enerjiyi sektörde faaliyet gösteren benzeri diğer firmalardan ayıran özellik nedir? Pozitif Enerji Temmuz 2014 yılında enerji alanında 8 yıllık bir tecrübeye 42 sahip 3 mühendis tarafından Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü Teknoloji Merkezinde KOSGEB Ar-Ge desteği ile kuruldu. Kurucuların özellikle enerji verimliliği alanında ulusal ve uluslararası alanda proje ve operasyon yöneticiliği yapmış olması bu alanda mevcut teknolojilerin hangi yönden eksik olduğunu ve pazarın neye ihtiyacı olduğunu görmeleri bu projeye başlamalarında en büyük etken oldu. Pozitif enerji olarak ilk yola çıkarken aslında piyasanın enerji ve sayaç uzaktan okuma sistemi üzerine odaklandık. Bu teknolojinin akıllı binalarda kullanılacak olan bir sistem olduğundan yola çıktık. Ancak daha sonra sahada 100’ün üzerinde bina yöneticisi ve otomasyon mühendisi ile yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde gerçek ihtiyacın cihazları uzaktan açıp kapamak veya enerji tüketimini ölçmek değil gün içinde enerjinin nasıl tüketildiğini analiz etmek olduğunu anladık. Kendi buluşumuzda ısrar etmek yerine piyasanın neye ihtiyacı olduğunu görerek projemizin yönünü değiştirdik. Bu noktadan sonra özellikle ticari binalarda ve zincir mağazalarda bu teknolojinin kabul oranı çok hızlı bir şekilde olumlu yönde değişti. Bu aşamadan sonra en önemli ikinci aşamamız sistemi satmak yerine kiralama modeline geçmemiz oldu. Bu tür sistemlerde esas olan enerji tasarrufu yaptırmak. Bütün firmalar ilk yatırım maliyetini düşürmek için çok büyük çalışmalar yapıyor. Bizim iş modelimiz ile firmalar yeni bir bütçe ayırmak yerine sistemi kiralayarak yapmış oldukları enerji tasarrufu üzerinden sistemin maliyetini ödedikleri için bu yöntem cazip bir sistem halini almıştır. 2- Girişimcilik yolculuğunuzda şu ana kadar hangi aşamaları geride bıraktınız? Tüm bu girişimcilik süreçlerden geçerken fark ettiğimiz en büyük sıkıntı Türkiye’de MART 2016 girişimciler için uygun hızlandırıcı programların eksikliği olmuştur. Yeni bir firma kurarken yatırımcı ile nasıl görüşme yapılır, nasıl sunum yapılır, yol haritası ve iş planı nasıl hazırlanır? Bu tür önemli ayrıntıları öğreten bir merkezin olmamasının eksikliğini çok hissettik. Tam bu noktada E-Tohum Programında ilk 15’e seçilerek bu alanda önemli bir eksikliğimizi tamamladık. 2014 yılında Lüksemburg hükümetinin İnovasyon haftası etkinliğinde Türkiye’den en iyi teknoloji girişimcisi seçildik. Bu bizim aldığımız ilk uluslararası ödül oldu. Daha sonra Avrupa Birliği Bulut ödüllerinde (Eurocloud) İnovasyon alanında en iyi 3 firma arasına girdik. Bu başarılarımız sonucunda şu anda IBM – Microsoft ve Amazon gibi firmaların enerji veri analizi alanında seçilmiş ortak firması olduk. Positive Enerji olarak 2015 yılında Avusturya merkezli enerji alanında yatırım yapan bir yatırım grubundan ilk yatırımımızı aldık. Bu yatırım ile EnerjiSA’nın eski CEO‘su Bernhard Raberger ilk yatırımcı olarak Pozitif Enerjiye ortak oldu. Ardından 2015 yılının son aylarında “Şirket Ortağım” liderliğinde bir yatırım grubu ile ikinci tur yatırımımızı da alarak ekibi ve firmayı daha da güçlendirdik. Ekibimiz şu anda 3 mühendis ile ArGe çalışmalarını devam ettirmektedir. Yılsonuna doğru toplam 12 kişilik bir ekip ile gerek Türkiye’de gerekse Avrupa ve MENA bölgelerine açılmayı hedeflemekteyiz. gösterdik. Bu bizim uluslararası alanda aldığımız en büyük ödül oldu. GCIP programına katıldığımız EnBeacon projesi; enerji tüketim noktalarını, insan davranışlarını, bina kullanım alışkanlıklarını ve çevresel faktörleri 3- GCIP-2015 Türkiye Programında ulusal gerçek zamanlı analiz eden sürdürebilir bir enerji yönetim sistemidir. Kısaca ve uluslararası arenada derece aldığınız EnBeacon, binanın yaşam döngüsünde projenizden bahseder misiniz? Enerji verimliliği kategorisinde katıldığımız gerçek zamanlı, 7/24 çalışan ve bina GCIP programında 2015 yılı ulusal birincisi / kurum yöneticilerine sanal enerji ve GCIP’nin uluslararası aşaması olan San danışmanlığı yapan bir donanım ve yazılım Fransisco’da gerçekleşen Global Forum’da sistemi bütünüdür. ikinci (Best Runner-up) olma başarısını Günümüzde gelişen bulut teknolojisi ve nesnelerin interneti teknoloji ile artık Ticari ve konut binaları insanlardan bağımsız çalışan nesneler olmaktan çıkıp insanlar ile iletişime geçen ve beraber çalışan bir varlık haline geldi. Binalardan alınan enerji tüketimi bilgisi ve verisi son kullanıcıların anlayacağı hale geliyor. Akıllı ve yaşayan binaların zamanı geldi. Akıllı enerji analizi teknolojisi ile binaların yapısı, kullanım alışkanlıkları ve çevre şartları gerçek zamanlı analizler ve karar destek sistemi ile bina kullanıcılarına binanın hayat döngüsünün nasıl olduğu 43 MART 2016 TEMİZ TEKNOLOJİLER TEMİZ TEKNOLOJİLER GİRİŞİMCİLİK PROGRAMI 3.YILINDA ilk adım olarak Berlin merkezli Avrupa’nın en büyük Cleantech Merkezlerinden biri olan Berlin Cleantech Hub’da yerimizi almak ve firmanın Avrupa merkezini açmak için çalışmalara başladık. Bunun yanında stratejik bir pazar olarak gördüğümüz MENA bölgesinde stratejik ortak ile projelerimize başlamak istiyoruz. hakkında bilgi vermektedir. Bu sayede enerjiyi ne kadar değil NASIL tükettiklerin görebilmekteler ve kayıp, kaçak noktalarını tespit edip otomasyon sistemini daha doğru yönetebilmektedirler. Yararları • Kolay ve Verimli Yönetim: Enerji Analizi teknolojisi ile gerçek zamanlı veri analizi ile binanızda kurulu olan sistemler ile her zaman iletişimde kalmanız sağlanacak ve sistemin analizi sunulacaktır. • Enerji Tüketim Analizi: ısı, nem, CO2, ışık sensörü ile binadaki enerji yoğunluk analizi yapılacak ve enerji tüketim alışkanlıklarını tespit edeceksiniz. Bu sayede kurulu otomasyon sisteminin sabit senaryosuna bağlı kalmadan sürekli 44 analiz ile enerji tüketim noktalarını görmüş olacaksınız. • Prediktif Analiz: Mevcut enerji profilinize ve bina kullanım alışkanlıklarına göre mevcut enerji tüketiminize göre ileriye dönük hava durumuna enerji piyasası fiyatlarına ve enerji profilinize göre enerji tüketim tahmini oluşturacak ve bütçenizde buna uygun planlama yapmanız sağlanacak. 4- Aldığınız bu dereceler girişimcilik yolculuğunuzun sonu mu, yoksa yeni başka hedefleriniz de var mı? Pozitif Enerji’nin hedefi Enerji Analizi alanında hem donanım hem de bulut tabanlı bir veri analizi platformuna sahip olan global bir ‘Sürdürebilir Enerji Yönetimi’ firması olmak. Şu anda bu yönde 5- Temiz Teknoloji alanında çalışan diğer girişimcilerinde 2016 ve devam eden yıllarda GCIP süreçlerinde yer almalarını önerir misiniz? Bizce, GCIP’nin diğer hızlandırıcı programlardan en önemli farkı bir gün sunum yapıp ertesi gün ödül verilen bir program olmaktan öte geliştirilen projenin pazarlama stratejisi, iş planı, finansal tablolar ve hedef /pazar strateji ile birlikte bir bütün olarak ele alınan bir program olması. Bu niteliği ile klasik bir yarışma olmaktan daha öte, girişimcinin ciddi bir iş geliştirme sürecine dâhil edildiği mini MBA tadında bir hızlandırıcıdır. Özellikle GCIP kapsamında uluslararası mentorler ile yaptığımız görüşmeler Pozitif Enerji’yi global bir oyuncu olma yolunda daha hızlı adımlar atmaya yöneltmiştir. Bu bizce Türkiye’deki teknoloji girişimcilerinin ihtiyaç duyduğu en önemli noktadır. TYT ENERJİ - www.tytenergy.com/tr Cemil Cihan ÖZALEVLİ TYT Enerji Kurucu Ortağı 1- TYT Enerji kimdir ve ne yapar? TYT, rejeneratif, yani kaynakların hem sürdürülebilir hem de yenilenebilir olduğu bir geleceğe ulaşmak için farklı enerji üretim sistemlerini birleştiren teknolojiler geliştiren inovatif bir teknoloji ve Araştırma-Geliştirme şirketidir. TYT ekibi olarak, YGA’da (Young Guru Academy) tanıştık. Harvard’ın global ortağı olan YGA, sosyal bilinçli liderler yetiştirmek vizyonuyla 2000 yılında Türkiye’de kurulan uluslararası bir liderlik okulu. YGA’da sosyal sorumluluk projelerinde aktif olarak sorumluluk alan gönüllüler teknik bilgilerini de geliştirme fırsatı MART 2016 buluyor. Şirketimizin vizyonu, daha iyi bir Türkiye ve daha iyi bir dünya hayali ile bir araya gelen YGA gönüllülerinden oluşan ekibimizin vizyonu ile örtüşüyor. Birlikte başarma ikliminin hakim olduğu şirketimizde, hatalar gelişim için çok değerli deneyimler olarak görülüyor. “Bensiz” inovatörlerin bir araya geldiği TYT ekibinde, ne yapıldığından çok kiminle, neden ve nasıl yapıldığına odaklanıyoruz. 2- Ekibin bir araya geldiği günden itibaren nasıl bir süreçten geçilerek bu günlere geldi? TYT ekibi 2012’de bir araya geldi. Bir araya geldiğimiz günden itibaren çeşitli projeleri hayata geçirdik. TÜBİTAK desteği ile tamamladığımız ilk proje olan GeoSolar’da, jeotermal enerji ile yoğunlaştırılmış güneş enerjisini birlikte kullanarak dünyada bir ilke imza attık. GeoSolar’da, Aydın’ın Germencik ilçesinde bulunan Gümüşköy Jeotermal Enerji Santrali’ne yoğunlaştırılmış güneş enerjisi sistemi entegre ettik. İkinci projemiz HydroSolar ise fotovoltaik (PV) panellere alternatif kurulum alanları yaratmak üzerine olan, yüzer güneş enerjisi sistemleri üzerine. Kurduğumuz sistem Türkiye’de türünün ilk örneği oldu. Enerji depolama alanında ise, YGA ile ısı enerjisi depolama üzerine bir proje yürüttük. Bu proje sonucunda çıkan ürün sayesinde, güneş enerjisi sistemi yardımıyla üretilen enerjiyi termal batarya içerisinde ısı enerjisi olarak depolayabilen bir sistem geliştirdik. Soğutma veya ısıtma için kullanılabilen bu sistem, süt soğutma merkezlerinden soğuk hava depolarına kadar birçok alanda fayda sağlayacak bir proje oldu. Kaynağı kitlesel fonlama ile yaratılan projenin ilk fazı tamamlandı, ikinci fazının ise Nisan 2016’da tamamlanması bekleniyor. Çalıştığımız üç alanın da iki ortak özelliği var. Birincisi, hepsinde güneş enerjisini kullanıyoruz. İkincisi ise farklı bir teknoloji ile güneş enerjisini destekliyoruz. Güneş enerjisinin eksik kaldığı yerde, diğer teknolojiler tamamlayıcı rol üstleniyor. Her şeyden önemlisi, hep birlikte dünyada hem sürdürülebilir hem de yenilenebilir gelecek için bir adım daha atmış oluyoruz. 3- Bundan sonrası için hedefleriniz neler? Bugüne kadar birçok kilometre taşına ulaştık, bundan sonraki süreçte ise HydroSolar’ı daha yaygın hale getirmek istiyoruz. Kara ve çatı kurulumlarına göre daha çok verim elde eden HydroSolar’ın yaygınlaşması için Zorlu Enerji ile birlikte yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Haziran 2016’da Zorlu Enerji Grubu’na ait Erzincan’da bulunan Tercan Hidroelektrik Santrali’nde 60 kW’lık bir yüzer güneş enerjisi sistemi kurulumu yapacağız. Projede ince film güneş paneli kullanılacak ve bu anlamda dünyada ince film teknolojisi ile kurulan ilk yüzer sistemi hayata geçirmiş olacağız. Ondan sonraki süreçte ise HydroSolar’ın yüzdürücü plastik aksanlarının üretimi için bir hedefimiz var. Şu an projede kullanılan aksanları farklı alt yüklenicilerden temin ediyoruz ancak bizim 45 MART 2016 TEMİZ TEKNOLOJİLER hedefimiz yüzdürücü altyapının kendi üretimimiz olması. Bu altyapıyı şirketimiz bünyesinde kurmak için 2017’nin ilk çeyreğinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teknoyatırım destek programına başvurmayı planlıyoruz. 4-GCIP’de yer aldığınız aynı zamanda “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Özel Ödülü”nü kazandığınız iş fikriniz ve bu iş fikrini taşımak istediğiniz yer neresi? GCIP’e su rezervuarlarına güneş enerjisi sistemi kurulabilmesini sağlayan, HydroSolar projemiz ile başvurduk. HydroSolar’ın ilk prototipi olarak Mersin’in Mut ilçesinde bulunan Azmak 2 HES’te kurulan 10 kW’lık sistemi TÜBİTAK desteği ile geliştirdik. Ar-Ge çalışmalarına Eylül 2013’te başladığımız ve Ekim 2014’te devreye aldığımız HydroSolar Türkiye’de kurulan ilk yüzer güneş enerjisi sistemi oldu. Kurulum sırasında edindiğimiz deneyimler doğrultusunda, HydroSolar tasarımımızı yeniledik ve çok daha maliyet etkin ve çevreye duyarlı bir tasarım ortaya çıkardık. Bu tasarım ile de Türk Patent Enstitüsü’ne patent başvurumuzu yaptık. HydroSolar projesi, güneş enerjisi alanında yaptığımız çalışmalar sırasında sahada karşılaştığımız problemlere çözüm ararken ortaya çıktı. İlk problem panellerin sıcaklık artışı ile verim kaybı yaşaması. PV güneş panelleri, teknolojisinden dolayı 250�C’de optimum verimde çalışıyor. Özellikle yaz günlerinde, panellerin sıcaklığı 500�C’nin üzerine çıkıyor ve verimlilik % 17’den % 13’lere kadar düşüyor. Işınımın en yüksek olduğu yaz dönemlerinde, düşük verimde enerji üretimi sağlanıyor. İkinci problem ise uygun arazi bulma zorluğu. Türkiye’nin % 36’sı tarım arazisi. Bu 46 TEMİZ TEKNOLOJİLER GİRİŞİMCİLİK PROGRAMI 3.YILINDA arazilere doğal olarak güneş enerjisi sistemi kurulumu mümkün değil. Kalan arazilerin de çoğunlukla dağlık, engebeli alanlarda ve elektrik iletim hatlarına uzak olduğunu gördük. Birçok şirkette çalışan mühendislerin, sahada arazi aramak için mesai harcadığını biliyoruz. Üçüncü problem ise, güneş enerjisi sistemleri ile ilgili değil ama bizce daha önemli. Dünyanın yaşadığı su problemi günden güne büyüyor. Coğrafyamızdaki birçok ülkede yaşamı daha güç hale getiriyor. The New York Times’tan Thomas Erdbrink’in yaptığı habere göre Suriye’nin 10 yıl önce yaşamaya başladığı gibi, İran da bugün su problemi yaşamaya başlıyor. Sadece yerüstü değil aynı zamanda yeraltı su kaynaklarının da azalması, büyük bir probleme yol açabilir. Sadece Ortadoğu değil ABD’de de bu problem mevcut. Los Angeles’ta bulunan içme suyu rezervuarında buharlaşmayı % 80 oranında azaltmak için, plastik gölge topları kullanıldı, proje için 34,5 milyon dolar harcandı. HydroSolar ise tüm bu problemlere çözüm sunuyor: • Su yüzeyine kurulan güneş panelleri, su kaynaklı soğutma sayesinde tasarım veriminde çalışıyor ve elektrik üretimi, kara kurulumlarına göre yıllık % 15’e kadar artış gösteriyor. •Hidroelektrik santral, arıtma tesisleri, sulama havuzları gibi tüm su rezervuarlarına kurulabilen HydroSolar, arazi gereksinimini ortadan kaldırıyor. Bu aynı zamanda, arazi tesviyesi ve konstrüksiyon kurulumu gibi maliyetleri de ortadan kaldırmış oluyor. Kurulan yüzer güneş enerjisi sistemi güneş ile direkt teması kestiği için, kurulu olduğu alanda buharlaşmayı %60 azaltıyor. • Sistemin en önemli katkılarından biri de kurulum sürelerinin, kara kurulumlarına göre üç kat daha kısa sürmesi. Böylece sistem yatırım maliyetleri düşüyor. 5- Orta ve uzun vadede kendinizi nerede görüyorsunuz? Bu sistem Türkiye’de yaygın olarak kullanılmıyor ve biz bu sistemi Türkiye içinde ve dışında yaygınlaştırmak istiyoruz. Geliştirdiğimiz sistem, devlete ekstra bir maliyet çıkarmadan, yenilenebilir enerji alanındaki iki önemli engeli ortadan kaldırıyor. Türkiye’de yaygın olarak MART 2016 kullanılmamasının sebepleri, Türkiye’nin mevcut elektrik iletim ve dağıtım altyapısının ne yazık ki yenilenebilir enerji kaynaklarındaki süreksizliği kaldırabilecek düzeyde olmaması ve aynı zamanda trafo merkezlerinin mevcut kapasitesinin daha yüksek kurulumlara imkân sağlamaması. Altyapının ve trafo merkezlerinin yenilenmesi için gereken kaynağın yüksek olması da, yenilenebilir enerji kapasitesinin artışını sınırlandırıyor. Fakat Türkiye’de yenilenebilir enerji alanında özel şirketlerin büyük bir iştahının bulunduğunu biliyoruz. Geçtiğimiz yıl içerisinde açılan 600 MW’lık lisans çağrısına gelen 9000 MW’lık başvurudan bunu kolaylıkla görebiliyoruz. Yani trafo merkezi kapasitesi problemi çözüldüğünde ve mevcut altyapının kullanımı verimli hale getirildiğinde yenilenebilir enerji sistemi kullanımı kesinlikle artacaktır. Bugün Türkiye’de kurulu olan HES’lerin tamamını inceledik. Su rezervuarı olan ve yüzeyine HydroSolar kurulabilecek santralların toplam kapasitesi 18.000 MW. Bu kapasitenin tamamı için de trafo merkezi kapasitesi ayrılmış ve altyapısı tamamlanmış. Son 10 yılın verilerini incelediğimizde, bu HES’lerin yıl boyunca % 40 oranında kullanıldığını görüyoruz. Yani su olmadığında HES’ler çalışmıyor ve su yaz aylarında olmuyor. Bizim önerimiz, GES’leri farklı arazilere kurmak yerine, HES rezervuarlarına kurup, mevcut altyapıyı kullanmak. Bu şekilde iletim hattı ve trafo merkezi kapasitesi kullanımını % 40’tan % 60’a çıkarmış olacağız. Bu kolay çözüm, devlete de enerji yatırımcılarına da büyük kazanımlar getiriyor. Bu sistem sayesinde iletim hatlarındaki kararsızlık azaltılmış olacak ve yenilenebilir enerji uygulamalarının önü açılacak. Bunun yapılabilmesi için, EPDK, Enerji Bakanlığı ve TEİAŞ tarafından bazı mevzuatlarda değişikliğe gidilmesi gerekiyor. Bu konuda da yetkili kişilere görüşlerimizi bildirdik. Dünyadaki yüzer güneş enerjisi sistemlerinden en büyük farkımız, HES’leri odak noktasına koymamız. Tüm sistem HES’lerdeki su seviyesi değişimine ve bahar aylarında yaşanabilen taşkınlara uygun şekilde tasarlanıyor. Türkiye’de bulunan 18.000 MW’lık HES kapasitesi, aslında 18.000 MW’lık GES kapasitesi demek. Kapasite faktörünü % 40’tan % 60’a çıkaracak olan bu sistem, devleti de 2,5 milyar lira yatırım yapmaktan kurtarıyor. Gördüğünüz gibi Türkiye’de inanılmaz bir potansiyel var. Biz orta vadede Türkiye’de bu sistemlerin sayısını artırmayı ve Türkiye’nin enerjide bağımsızlığını kazanması için elimizden gelen katkıyı vermeyi hedefliyoruz. Uzun vadede ise, coğrafyamızda su problemi yaşayan ve yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmak isteyen ülkelere HydroSolar’ı ihraç etmeyi amaçlıyoruz. 47 MART 2016 PROJELER TURİZME REKABETÇİ YAKLAŞIM Rekabetçi Sektörler Programı ile bölgelerin rekabet gücünün artırılması için o bölgelerde öne çıkan sektörlere yönelik projeler desteklenmektedir. Farklı sektörleri bünyesinde bulundurması nedeni ile çatı program özelliğini taşıyan program, bir yandan lisanslı depo ya da lojistik merkezi kurulmasına, diğer yandan finansal araçların geliştirilmesini öte yandan sürdürülebilir turizmin gelişmesini destekleyen geniş kapsamlı bir program. Program 2007-2013 yıllarını kapsayan ilk dönemde kişi başı milli geliri Türkiye ortalamasının yüzde 75’in altında kalan 43 ilde 60’a yakın projeyi desteklemek üzere tasarlandı. Bu kapsamda Mardin, Siirt, Erzurum, Erzincan, Kars, Şanlıurfa, Adıyaman, Ardahan ve Rize illerine yönelik turizm odaklı projeler Program tarafından desteklenmek üzere kabul edildi. Program kapsamında 8 adet turizm projesi için toplam 63,3 milyon Avro kaynak ayrıldı; projeler bu kaynaklarla hayata geçiriliyor. Turizm, ülkemizin milli gelirinin önemli bir kalemidir. Ancak ülkemizde turizm denince akla sahil turizmi gelmekte ve turizm gelirlerinin önemli bir kısmını bu alan oluşturmaktadır. Sahil turizmi yılın sadece belli dönemlerinde gerçekleşebilmektedir. Çeşitlilik yaratarak turizmde gelirleri sürekli kılarak ve ayrıca nispeten geri kalmış illerimizdeki kültürel mirası turizme kazandırarak ve doğa sporları imkânlarını geliştirerek bölgeleri kalkındırmak hem ülkemizin hem de bölgelerimizin rekabet gücünü artıracaktır. Bölgelerde rekabet gücünü artırmak için Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen programlardan biri de Rekabetçi Sektörler Programı. Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği mali iş birliği anlaşması çerçevesinde uygulamaya konan 900 milyon avro bütçeli program turizm projelerine de destek sağlıyor. 48 Mardin’de Sürdürülebilir Turizm Projesi Rekabetçi Sektörler Programının desteklediği turizm sektöründe, Mardin projesi göz dolduruyor. Mardin, M.Ö 4500 yıllarından bugüne uzanan tarihi, ev sahipliği yaptığı birçok medeniyetin günümüze kadar korunan kültürel mirası ve inanç turizmiyle sadece Türkiye’nin değil, dünyanın ilgisini çeken bir kent. Mardin Sürdürülebilir Turizm Projesi, yaklaşık 9,2 milyon Avroluk bütçe ile hayata geçirildi. Proje ekibi tarafından hazırlanan kapsamlı Turizm Strateji Planı’nın son derece somut hedefleri bulunuyor: 2023 yılına kadar ziyaretçi sayısında yüzde 100, ortalama konaklama süresinde yüzde 10 ve turistlerin harcamalarında yüzde 35 artış sağlanması gibi. Gerçekleştirilen faaliyetlerde Mardin’deki muazzam kültürel mirasın ve doğal varlıkların korunmasına önem verildi. Turizm sektöründe rekabetçiliği ve bunun getireceği ekonomik avantajları artırmayı amaçlayan projeyle Mardin sit MART 2016 alanı içerisinde bulunan 1. Cadde’nin kuzey ve güney taraflarında bulunan dükkânların cepheleri renove edilerek fiziksel turizm altyapısı iyileştirildi. Toplam 664 dükkanda kepenk, tente ve doğrama sistemleri değiştirilerek, cephe yüzeyleri ve yan yüzeyler mimari dokuya uygun olarak iyileştirildi ve görüntü kirliliğinden arındırıldı. Mardin Markalaşıyor, Turizm Hizmet Kalitesi Artıyor Proje kapsamında kentteki turizm işletmelerine başta gıda üretimi ve servis becerileri olmak üzere hizmet kalitesinin iyileştirilmesi ve farkındalığın artırılması amacıyla çeşitli konularda eğitimler verildi. Restoran işletmeleri, otel tur operatörleri, tur rehberleri ve turizm enformasyon memurlarına yönelik eğitimler düzenlendi. Siirt’te Turizm Tillo ile Atağa Geçiyor Evliyalar diyarı Güney Doğu Anadolu’daki medrese kültürünün önemli merkezlerinden biri olan Tillo, Siirt’te turizm sektörünün canlandırılmasında öncü rol oynayacak. Turizm Sektörünün Canlandırılması Projesi ile kentin sosyo-ekonomik gelişmesine yeni bir ivme kazandırılması amaçlanıyor. Sufi Yolu olarak da bilinen ve Siirt merkezine altı kilometre mesafede yer alan Tillo, her yıl 12 bin turist tarafından ziyaret ediliyor. Program çerçevesinde Siirt Projesine 3.2 milyon Avro kaynak ayrıldı. Proje kapsamında Tillo’yu ziyaret eden turistlerin kullanacağı tesisin yapımı ve yenilenmesi, şehrin atmosferine ve çevre düzenlemesine uygun olarak sokakların ışıklandırmalarının yapılması, bazı sokak ve meydanların restorasyonu, Tillo’daki türbe ve mezarlıkların bulunduğu bölgeyi çevreleyen duvarların onarılarak düzenlenmesi, tanıtım faaliyetleri çerçevesinde ise Tillo’nun “Batıdan Doğuya Uzanan Sufi Yolu” teması kullanılarak bilinirliğinin artırılması, ekinoks günlerinde etkinliklerin düzenlenmesi ve çeşitli aktivitelerle desteklenmesi sağlanıyor. Turizme ‘Koridorlar’ Açılıyor Doğudaki bu çeşitlilik, sadece Siirt ile kalmıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Türkiye Turizm Stratejisi 2023’’ kapsamında 8.8 milyon Avro bütçe ile turizmde çeşitlilik sağlanması ve tüm yıla yayılması amacıyla, doğal ve kültürel değerlerin farklı turizm taleplerini karşılaması ve çeşitlendirilmesi için turizm sektöründe “koridorlar” oluşturulması yönünde çalışmalar yürütülüyor. “Erzurum, Erzincan ve Kars Kış Turizmi Koridoru” Projesi ile yeni turizm girişimlerinin kurulması ve turizm sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’lerin rekabet gücünün artırılması hedefleniyor. Proje kapsamında Erzurum, Erzincan ve Kars’ta “Turizm Bilgilendirme Merkezleri” kurulacak. Merkezlerden tur operatörleri, seyahat acentaları, yatırımcı ve girişimciler kış turizmiyle ilgili bölgede gerçekleştirebilecekleri yatırımlar hakkında danışmanlık hizmeti alabilecek, turistlere ise halkla ilişkiler hizmeti verilecek. 49 MART 2016 PROJELER TURİZME REKABETÇİ YAKLAŞIM Kış Turizmi Eylem Planı Valilikler, Belediyeler, Kalkınma Ajansları, altyapı birlikleri, sivil toplum kuruluşları ve ilgili meslek birliklerinin destek verdikleri projeyle kış turizminin geliştirilmesi, pazarlama, tanıtım, markalaşma ve özendirme faaliyetlerinin gerçekleşmesi ve sonuç olarak turist sayısının artırılması amaçlanıyor. Projenin bir diğer hedefi ise kış turizmi eylem planının ihtiyaçlara göre hazırlanması, pazarlama ve tanıtım stratejisinin belirlenmesi, bölgeye olan ilginin ve yatırımların artırılması oluşturuyor. Bu bağlamda, uluslararası bir kış turizmi kongresi düzenlenecek. Ardahan’a Kış Sporları Merkezi Kurulacak Ardahan-Yalnızçam Kış Turizmi Altyapısının İyileştirilmesi Projesi kapsamında, kış turizmi potansiyelinden yararlanmak ve bölgenin kalkınmasına katkı sağlamak amaçlanıyor. 6.3 milyon Avro bütçeye sahip projede Uğurludağ’da kış sporları merkezi için bir telesiyej hattının kurulması planlanıyor. Kurulacak telesiyej tanıtımı ve genel anlamda kış sporları ve turizmin tanıtılması için teknik yardım hizmet alımı da yapılacak. Proje ile Ardahan’a gelecek turistlerin bölgede yerleşik olan KOBİ’lerin gelirlerini artırması bekleniyor. Karadeniz’in Oksijen Deposu Kaçkar Dağları Milli Parkı Şahlanacak Karadeniz’de de turizm ile ilgili faaliyetlere destek veriliyor. Kaçkar Dağları Milli Parkı, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı oksijen parkurlarından biri olarak niteleniyor. Dünya Vahşi Yaşamı Koruma Forumu’nun Avrupa’da korunması gereken 100 ormandan biri olarak ilan ettiği Kaçkar Dağları Milli Parkı, Türkiye’de 1994 yılında doğal park unvanına kavuştu. İlginç jeolojik ve jeomorfolojik yapısı, zengin doğası, florası, endemik bitkileri ve hayvanları, dağları ve ormanlarıyla dağ ve kış sporları açısından da büyük bir ekoturizm potansiyeline sahip. 50 Panpark Ağına Katılacak Program bünyesindeki Kaçkar Dağları Milli Parkında Sürdürülebilir Turizmi Geliştirme Projesinin bütçesi 3,5 milyon Avro. Projenin amacı Kaçkar Dağları Milli Parkını uluslararası standartlara kavuşturmak, dünya milli parklar ağına entegrasyonunu sağlayarak Panpark özelliğine kavuşması ve bu şekilde parkın doğal dengesi bozulmadan turizme kazandırılması olarak belirlendi. Kars Tarihi Kimliğiyle Canlanıyor Tarihi Kimliği ile Kars Kenti Projesi, 9.6 milyon Avro bütçe ile hayata geçiriliyor. Bu Proje ile Kars ilinin tarihi sokak ve caddelerde iyileştirmeler yapılması, eğitim ve danışmanlık faaliyetlerinin gerçekleşmesi, gerekli strateji belgelerinin hazırlanması, tanıtımpromosyon faaliyetlerinin düzenlenmesi hedefleniyor. MART 2016 Nemrut Dağı Anıtsal Heykelleri Binlerce yıldır güneşin en güzel doğduğu kent olarak anılan Adıyaman, M.Ö. 69 yılında kurulan Kommagene Uygarlığı’na ev sahipliği yapıyor. Adıyaman, zengin arkeolojik varlıkları ve kültürel zenginliğiyle dünyanın önemli turizm merkezlerinden biri olma potansiyeli taşıyor. amaçlanmakta. Proje kapsamında gerçekleştirilecek faaliyetler arasında Urfa ilindeki tarihi sokak, cadde ve meydanlardaki sokak aydınlatmalarının ve sokak mobilyalarının yapılması, tarihi binalarda cephe iyileştirmeleri ve çevre düzenlemeleri yapılarak mevcut Kommagene Nemrut Turizm Odaklı Canlandırma Projesi yaklaşık 7 milyon Avro bütçesiyle Adıyaman’da turizm alanında faaliyet gösteren işletmeler, kamu kurumları, sivil toplum örgütleri ve Adıyaman halkının turizm sektöründe daha aktif yer alması ve proje kapsamında geliştirilecek altyapıyla bölgeye daha fazla turist çekilmesini amaçlıyor. Proje kapsamında Nemrut Dağı Milli Parkı’nda yer alan 11 farklı noktada yaya yolları ve ışıklandırmalar, peyzaj gibi altyapı düzenlemelerinin yapılması ve turistlerin kullanımına sunulan bazı tesislerin yenilenmesi çalışmaları yürütülecek. Dünya turizminde 6’ncı sırada bulunan Türkiye, her yıl ziyaretçi sayısını istikrarlı şekilde artırarak önemli bir başarıya imza atıyor. Ancak bu gelişme, Türkiye’nin turizm potansiyelinden yeterli derecede yararlandığını göstermiyor. 2015 Dünya Ekonomik Forumu’nun Seyahat ve Turizm Rekabet Endeksi’ne göre Türkiye, 141 ülke arasında 44. sırada yer alıyor. Türkiye’nin sahip olduğu tarihi, kültürel ve doğal değerler göz önüne alındığında çok daha üst sıralara çıkması mümkün görülüyor. Bunun için ülkede turizmin 12 aya yayılması ve özellikle potansiyelin çok gerisinde kalan kış turizminin farklı bölgelerde geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması büyük önem taşıyor. Rekabetçi Sektörler Programı verdiği desteklerle bölgelerin turizm potansiyellerini hayata geçirilmesine olanak sunuyor. Öte yandan proje kapsamında bölgede turizm alanında faaliyet gösteren işletmelere turistik ürün tasarımı ve pazarlaması konularında bir dizi eğitim verilerek, yeni ürünler ile piyasanın zenginleştirilmesi öngörülüyor. Göbeklitepe İnsanoğlunun Bilinen En Erken Dönem Anıtı Şanlıurfa’da Tarih Yeniden Canlanıyor Projesi kapsamında yaklaşık 9.6 milyon Avro bütçe ile bölgenin turizm potansiyelinin güçlendirilmesi binalara işlev kazandırılması ve son olarak Göbeklitepe ören yeri arkeolojik kazı alanının üst örtüsünün yapılması Göbeklitepe Arkeolojik Alanı’nı da içeren bir Alan Yönetim Planı geliştirmek yer almakta. 51 MART 2016 BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ ALANINDA GÜNCEL GELİŞMELER* Ayağınızın Altına Yeni Teknoloji Yeni geliştirilen pedal düzeneğiyle sürüş destek sistemlerine bir teknoloji daha katıldı. Bosch aktif gaz pedalı adı verilen sistem birçok kolaylık sağlama potansiyeline sahip. Özyeğin Üniversitesi Sürdürülebilirlik Konusunda Dünyaya Örnek Oldu İlk defa bir Türk üniversitesi Küresel Üniversite Liderleri Forumu’nun en iyi örnek vaka çalışmalarının yer aldığı yıllık raporun bir parçası oldu. • Hafif titreşim, gaz pedalı üzerinde basıncı azaltabiliyor ve yanlış yönde giden sürücüleri uyarabiliyor. • Yüzde 7’ye kadar daha az yakıt tüketimi. • Navigasyon sistemine bağlı pedal, keskin virajlarda uyarıyor. • Online veriler, gerçek zamanlı uyarı işlevini mümkün kılıyor. Bugüne kadar, bu temel kural hakkında yapılabilen tek şey yavaş sürmek ve ekonomik sürüş dersleri almaktı. Ancak Bosch, aktif gaz pedalı şeklinde bir teknik yardımcı geliştirdi: hafif titreşim, gaz pedalındaki ayağa hafifçe dokunarak ters şeride geçtikleri konusunda sürücüleri uyarıyor. Aktif gaz pedalı, sürücülerin gaz pedalına oldukça hafif basmasına da yardımcı oluyor. Pedaldan alınan geribildirim, yakıt tüketimini yüzde 7’ye kadar azaltmayı sağlıyor. Ve CO2 emisyonları da aynı şekilde azalıyor. Gaz pedalının şanzıman gibi diğer otomobil işlevleri ile bağlantılı olması bunu sağlıyor. Bugüne kadar sürücülerin vites değiştirmenin en iyi zamanı ile ilgili aldıkları en iyi gösterge, kontrol paneli üzerindeki küçük oklar şeklindeydi. Aktif gaz pedalı, en iyi vites değiştirme zamanını hissedilir bir şekilde belirtme seçeneğine sahip (http://otomobil.mynet. com/teknoloji/ayaginizin-altina-yeniteknoloji-834). üniversite’ alanında örnek teşkil eden vaka çalışmalarını paylaştı. Özyeğin Üniversitesi de dünyadan en iyi örnek vaka çalışmalarının yer aldığı bu yıllık raporun bir parçası oldu. Özyeğin Üniversitesi, üniversitelerin kurumsal ortaklarla iş birliği halinde sürdürülebilirlik becerilerini nasıl geliştirdikleri ve kapasitelerini nasıl artırdıklarını ele alan “Kapasite Artırımı” ve ”En İyi Uygulamalar için İnovasyon” konulu seçili vaka çalışmaları ile kabul edilen 19 üniversiteden biri oldu. Bu üniversiteler arasında University of Oxford, Harvard University, Princeton University, Yale University, University of CaliforniaBerkeley, University of British Columbia, Technical University of Denmark, Hong Kong University of Science and Technology gibi dünyanın saygın üniversiteleri yer aldı. Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olarak kurulan “Uluslararası Sürdürülebilir Kampüs Ağı”, sürdürülebilirliği kampüs operasyonları, eğitim-öğretim ve araştırma ile bütünleştirmek için el ele vermiş 20’yi aşkın ülkeyi ve 80 üyeyi temsil eden, dünyanın lider üniversiteler ve yüksekokullarından oluşuyor (http://www. dunya.com/). Davos’ta gerçekleşen 2016 Dünya Ekonomik Forumu (DEF) görüşmelerinde, Uluslararası Sürdürülebilir Kampüs Ağı (ISCN) ile DEF’in akademik platformu olan Küresel Üniversite Liderleri Forumu, dünyanın lider üniversiteleri tarafından sunulan ve ‘sürdürülebilir Fransız Şirketten Patentli Solar Otoyol Duyurusu Fransa’nın en büyük yol inşaat firması (otoyol, demir yolu, sinyalizasyon vb.) Colar, Fransa Solar Enerji Enstitüsü ile birlikte geliştirdiği ve patentlediği solar yol teknolojisini gün yüzüne çıkardı. Fransız yol yapım şirketi Colar, yol için tasarlanmış özel güneş panelleri sayesinde kurulum alanlarından tasarruf * Bu sayfalar; Avrupa Birliği Uzmanları Gökhan Gökçeoğlu, Neriman Bozca, Tuba Demir Doğan ve Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Halil Arslan tarafından hazırlanmıştır. 52 MART 2016 edilmesini sağlayarak bu konuda önemli bir başarıya imza attı. Günümüzde özel cetveller ya da makinelerle bu alfabeyi kullanmak mümkünken dijital açıdan sıkıntılar Firma Wattway ismini verdiği yaşanıyor. Dijital yazıyı Braille solar yol teknolojisinin yaklaşık alfabeye çeviren cihazlar mevcut, 20 m² alana kurulumuyla elde ancak bunlar hem oldukça pahalı edilecek elektrik enerjisinin hem de her seferinde sadece tek ortalama bir evin günlük ihtiyacını satır gösterebiliyorlar. Bu da kitap 37.2 ile Ege ilk sırada, yüzde 36.9 ile karşılayacağını iddia ediyor. ya da makale okumak isteyenler için Marmara, yüzde 15.2 Akdeniz, yüzde 7.8 5 yıllık Ar-Ge çalışmasının sonucunda işi oldukça zorlaştırıyor. Öte yandan grafik, İç Anadolu, yüzde 1.70 Karadeniz ve yüzde ortaya çıktığı belirtilen Wattway’in tablo gibi bir sayfada gösterilecek verilerin avantajları arasında yollara döşenmesi için 0.58 ile Güneydoğu Anadolu olarak tespit tek satırla gösterilebilmesi imkânsız. edildi. Raporda, işletmede olan santrallerin Dolayısıyla dijital ortam Braille alfabesi mevcut yolların sökülerek yeniden özel Balıkesir, İzmir, Manisa, Hatay, Osmaniye, yolların inşa edilmesinin gerekmemesi kullanıcıları açısından hâlâ sıkıntılarla dolu. Çanakkale, İstanbul, Aydın, Mersin, Kırşehir, Bunu fark eden Michigan Üniversitesinden olduğuna vurgu yapılıyor. Yüksek Afyon, Kayseri, Uşak, Kırklareli, Sivas, mühendislik çabaları gerektirmeden öğretim üyeleri Sile O’Modhrain, Brent Bursa, Amasya, Bilecik, Tokat, Tekirdağ, mevcut yol yüzeylerine uygulanabildiği Gillespie ve doktora öğrencisi Alexander Muğla, Adıyaman, Kahramanmaraş ve belirtilen teknolojinin, fiyat bilgisi henüz Russomanno, geliştirdikleri sistemle Edirne’de olduğu belirtiliyor. paylaşılmadı. Colar’ın, Fransız Hükümeti Braille alfabesiyle yazılmış bir sayfayı ile beraber yürüttüğü saha testlerinin gösterebilmeyi umuyorlar. Yeni geliştirilen devam ettiği belirtilirken Wattway’in içinde Lisanslı RES’lerde Marmara Bölgesi sistem, ekrandaki kabartılı noktaları Yoğunlukta bulunduğumuz yılın ilerleyen aylarında iğneli yapıyla oluşturmak yerine tablet İnşaası başlamamış 88 adet lisanslı RES’in benzeri bir ekranda mikro-akışkan ya da satışa sunulacağı tahmin ediliyor (http:// toplam kurulu gücü 3.144 MW’ı bulurken, www.donanimhaber.com/). küçük miktarlarda likitin/gazın balonumsu bölgelere göre dağılımında 1.412 MW ile kabarcıkları doldurması ve boşaltmasının Marmara ilk sırada, 780 MW ile Ege ikinci, dikkatli şekilde yönetilmesiyle sağlanıyor. Rüzgarda Kurulu Güç 4.718 MW Oldu Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği’nin (TÜREB) 352 MW ile de İç Anadolu bölgesi üçüncü sırada yer aldı. İllere göre dağılımında ise her yıl hazırladığı rüzgar istatistik raporu Daha önce benzeri dokunmatik cihazlar 456 MW ile Çanakkale ilk sırada gelirken, yayınlandı. Raporda 2015 yılı içinde 956 üzerinde çalışılsa da bu çalışma Braille onu 369 MW ile İstanbul, 303 MW ile İzmir için geliştirildiği duyurulan ilk sistem. Ekip, MW’lık santralin işletmeye alınarak ve 236 MW ile Konya izliyor (http://www. toplamda 4.718 MW’a ulaşıldığı belirtildi. çalışmanın birkaç yıl içinde ticari olarak tureb.com.tr/tr/tureb-basin-bildirisi/591İşletmedeki rüzgâr enerjisi santrallerinin piyasaya sürülebilecek hale geleceğini tureb-08022016-basin-bildirisi#ag2016). kurulu güç bakımından yüzde 74’ü Ege tahmin ediyor. Cihazın kör bireylere ve Marmara bölgelerinde bulunuyor. İller yardımcı olmasının yanı sıra başka Braille Alfabesinin Kullanıldığı bazındaki sıralama bu yılda değişmedi. alanlarda da kullanım alanları bulacağı Dokunmatik Dinamik Ekranlar Geliyor Balıkesir’in 923 MW ile birinci olduğu öngörülüyor (https://gaiadergi.com). 19’uncu yüzyılda askeri raporda, 807 MW ile İzmir ikinci, 574 MW sistemlerden esinlenilerek ile Manisa üçüncü sırada yer alıyor. kör bireyler için geliştirilen Braille alfabesi, kullanıcının Ülkemizdeki toplam rüzgar kurulu gücü, parmaklarıyla kabartı 2012’de 2.312 MW iken, 2013 yılında halindeki noktalara dokunarak 2.958 MW, 2014 yılında 3.762 MW olarak belirtiliyor. 2015 yılı sonu itibarıyla toplam yazılanları okumasını sağlıyor. Braille alfabesi her birinde rüzgâr kurulu gücü 4.718 MW kapasiteye üç nokta içeren iki paralel ulaşırken, inşası devam eden 61 RES’in satırın oluşturduğu altı noktalı toplam kurulu gücü 1.868 MW’ı buluyor ızgara bir yapıda kelimelerin, karakterlerin oluşturulmasına İşletmedeki RES’ler daha çok Ege’de dayanıyor. İşletmedeki RES’lerin kurulu güç bakımından bölgelere dağılımında yüzde 53 MART 2016 HABER AR-GE REFORM PAKETİ YASALAŞTI Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayladığı araştırma ve geliştirmenin yanı sıra tasarımı da teşvik kapsamına alan 6676 sayılı “Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 26 Şubat 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı. Tasarım merkezlerinde çalışan tasarım personelini kapsamına alan kanunla, çalışan personelin niteliğini artırmak amacıyla doktora, yüksek lisans ve lisans mezunları için farklı oranlarda gelir vergisi istisnası getirilecek. Bunun yanında temel bilim alanları mezunlarının istihdamı da teşvik edilecek. Yükseköğretim öğrencilerine verilen burs, kredi ve her türlü nakdi yardımlara ilişkin ödemeler, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından yapılacak. Ulusal ve uluslararası düzeyde düzenlenen bilimsel yarışmalarda ilk 3’e giren öğrencilere, ilgili dallardaki lisans programlarına yerleştirilmelerinde ek puan uygulanarak bilim alanında başarılı öğrenciler teşvik edilecek. ve hizmetinden yararlanılacak diğer kişiler için yapılacak harcamalar, KOSGEB bütçesinden gerçekleştirecek. Bakanlık, kira üst limitlerini belirleyebilecek Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, gerekli görmesi halinde teknoloji geliştirme bölgelerindeki kira üst limitlerini belirleyebilecek. Teknoloji geliştirme bölgesiyle ilgili başvurular kurucu heyetin yanı sıra yönetici şirket tarafından da yapılacak. Oluşturulacak değerlendirme kurulu, başvuruları değerlendirecek. Kurulda, Bakanlık Bilim ve Teknoloji Genel Müdürünün başkanlığında, Maliye, Çevre ve Şehircilik ile Kalkınma Bakanlıkları, YÖK, TÜBİTAK, TOBB, KOSGEB ve teknoloji konusunda faaliyet gösteren bir özel kuruluştan birer temsilci yer alacak. Bölge, en fazla 3 yıl içerisinde faaliyete geçirilecek Bölge kuruluş kararının Resmi Gazete’de yayımlanması tarihinden itibaren; yönetici şirketin kuruluşu bir yıl içerisinde sonuçlandırılacak ve bölge en fazla 3 yıl İhtisas geliştirme bölgeleri oluşturuluyor içerisinde faaliyete geçirilecek. aynı sektör grubunda ve bu sektör grubuna dâhil alt sektörlerde faaliyet Teknoloji geliştirme bölgelerinde, yabancı gösteren girişimcilerin yer aldığı uyruklu Ar-Ge personelinin yanı sıra tematik teknoloji geliştirme bölgeleri tasarım personeli de yer alacak. olarak “İhtisas teknoloji geliştirme Ar-Ge projelerinin daha kısa sürede ve bölgeleri” oluşturuluyor. Bu bölgedeki daha düşük maliyetle tamamlanarak girişimcilerin Katma Değer Vergisi Kanunu ticarileşmeye hazır hale gelmesi için kapsamındaki teslim ve hizmetleri, proje kapsamında yurt dışından yapılacak KDV’den istisna olacak. alımlar gümrük vergisi, her türlü fon, damga vergisi ve harçtan müstesna Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri tutulacak. Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığınca (KOSGEB) desteklenen Yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinde olduğu araştırma ve geliştirme, tasarım ve yenilik gibi, ülke açısından stratejik önemi haiz faaliyetlerine ilişkin görevlendirilen olan tasarım faaliyetlerinden elde edilen öğretim elemanları ile kamu görevlileri kazançlar da 31 Aralık 2023’e kadar gelir 54 ve kurumlar vergisinden muaf tutulacak. İhtisas teknoloji geliştirme bölgelerinde çalışan tasarım personelinin görevleri ile ilgili ücretleri de 31 Aralık 2023’e kadar her türlü vergiden istisna tutulacak. Bursiyerler de sigortalı sayılacak Kamu kurum ve kuruluşları tarafından desteklenen projelerde görevli bursiyerler de sigortalı sayılacak. Kanunla, tasarım personelinin görevleri ile ilgili ücretleri de gelir vergisi stopajı teşviki kapsamına alınıyor. Ar-Ge ve tasarım personelinin, hak kazanılmış hafta tatili ve yıllık ücretli izin süreleri ile ulusal bayramlar ve genel tatil günlerine isabet eden ücretleri istisna kapsamına alınarak, personelin daha esnek çalışmasına olanak sağlanıyor. Ar-Ge, tasarım ve yazılım personelinin yüksek lisans ve doktorada geçirdiği sürelerin gelir vergisi stopajı kapsamında değerlendirilmesi için Bakanlar Kuruluna yetki verilecek. TÜBİTAK-Marmara Araştırma Merkezi Teknoloji Serbest Bölgesinde çalışan tasarımcı personelinin ücretleri de Gelir Vergisi istisnası kapsamına alınacak. Teknogirişim sermayesi desteği Kanunla, teknogirişim sermayesi desteğinin, girişimcilerin ihtiyaçlarına göre daha etkin bir şekilde verilebilmesine yönelik olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına yetki veriliyor. Teknoloji alanında orijinal bir fikri olan ancak bunu hayata geçirecek yeteri kadar finansmana sahip olmayan girişimcilerin finansmana erişimi kolaylaştırılacak. Bu kapsamda, girişimcilere tahsis edilen desteklerin belirli bir bölümü Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecek. MART 2016 Öğretim elemanlarından Ar-Ge veya tasarım merkezlerinde gerçekleştirilen faaliyetlerde araştırmacı, tasarımcı ya da idari personel olarak hizmetine ihtiyaç duyulanlar, üniversite yönetim kurullarının izniyle tam zamanlı veya yarı zamanlı olarak görevlendirilebilecek. Bu kapsamda görevlendirilen öğretim elemanlarına yapılacak ödemeler, döner sermaye kesintisinden etkilenmeyecek. Tam zamanlı görevlendirilecek personele kurumlarınca aylıksız izin verilecek. Türk Tasarım Danışma Konseyinin önerileri doğrultusunda, tasarım yarışmalarında sergilenen tasarımların tescil giderleri, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesine konulacak ödenek imkânları çerçevesinde geri ödemesiz olarak desteklenebilecek. Rekabet öncesi işbirliklerine proje bedelinin yüzde 50’sine kadar olan kısmı geri ödemesiz olarak desteklenebilecek. Tasarım faaliyetlerinde bulunanların aldıkları destekler, özel fon hesabı uygulamasından yararlanabilecek. Ar-Ge projesi kapsamında yurt dışından yapılacak alımlar, Gümrük Vergisi, her türlü fon, Damga Vergisi ve harçtan müstesna tutulacak. Ar-Ge ve tasarım imkân ve kapasiteleri kısıtlı olan özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, sözleşme çerçevesinde siparişe dayalı olarak Ar-Ge veya tasarım merkezlerinde gerçekleştirilen Ar-Ge ve tasarım harcamalarının belirli bir kısmını beyanname üzerinden indirim konusu yapabilecek. Ar-Ge ve tasarım personelinin merkezde yürüttüğü projelerle doğrudan ilgili olmak şartıyla, merkez dışındaki bu faaliyetlere ilişkin ücretleri ile yüksek lisans ve doktorada geçirilen sürelerin Gelir Vergisi stopajı teşviki kapsamında değerlendirilmesine yönelik Bakanlar Kuruluna yetki veriliyor. Tasarım personelinin görevleri ile ilgili ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin yarısının bütçeden karşılanmasına imkân sağlanıyor. Yerindelik ve denetim faaliyetleri Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerine ilişkin yerindelik ve denetim faaliyetleri Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılacak. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, “bilişim sektörünün rekabet gücünü artırmak için gerekli çalışmaları yapmak, kamu bilişim projelerini tedarik edecek firmaları; taşımaları gereken yeterlik veya standartlar doğrultusunda yetkilendirmek, teknik içerikli kriterler uyarınca yetkilendirmeyi iptal etmek Damga vergisinden müstesna olacak veya geçici olarak durdurmak, kamu Tasarım faaliyetlerine ilişkin olarak bilişim projelerine ilişkin sözleşmelerin düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden yürütülmesinde kamu kurumlarının ve müstesna tutulacak. yüklenicilerin başta kalite ve güvenlik yeterlik veya standartlar olmak üzere Temel bilimler alanlarında en az lisans uyacakları usul ve esasları belirlemekle” derecesine sahip Ar-Ge personeli istihdam görevli olacak. eden Ar-Ge merkezlerine, bu personelin her birine ödedikleri aylık ücretin o yıl için uygulanan asgari ücretin aylık brüt tutarı kadar olan kısmı, iki yıl süreyle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca karşılanacak. 55 MART 2016 TEMİZ ÜRETİM (EKO-VERİMLİLİK) BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇEVRE PROGRAMI (UNEP) TARAFINDAN HAZIRLANAN “KAMUDA SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK PROGRAMI KAZANÇLARININ ÖLÇÜLMESİ VE YAYGINLAŞTIRILMASI RAPORU” YAYIMLANDI İlknur FROLET / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Verimlilik Genel Müdürlüğü) Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) 2016 yılı başında “Kamuda Sürdürülebilir Tedarik Programının kazançlarının incelendiği ve tartışıldığı bir rapor yayımlamış bulunmaktadır. Rapor, hem 2014 yılında başlatılan programın farklı ülkelerde nasıl uygulandığının bir dökümünü yapmakta, en önemlisi de bundan sonrası için programın getirdiği faydaların sayısallaştırılıp ölçülebilmesi ve böylelikle karşılaştırılabilir olması adına bir kılavuz çerçevesi geliştirmeyi amaçlamaktadır. Sürdürülebilir Tedarik (SPP), kuruluşların mal, hizmet, iş ve kamu hizmetleri ihtiyaçlarını karşılarken ödedikleri paranın karşılığını sadece kuruluşun değil toplum ve ekonominin de yararına olacak şekilde alacakları ve aynı zamanda çevreye verilen zararı en aza indirecekleri bir yönetim süreci olarak tanımlanmaktadır. SPP, sürdürülebilir kalkınmanın üç temeli (ekonomik, çevresel ve toplumsal) arasında en uygun dengenin kurulmasını amaçlar. Sürdürülebilir Tedarik yerine kullanılan farklı sürdürülebilir satın alma terimleri de bulunmaktadır: Yeşil Satın Alma (GPP), Çevresel Olarak Tercih Edilir Satın Alma (EPP), Sosyal Sorumlu Satın Alma (SRP) ve Sorumlu Satın Alma (RP). Kamuda tedarik ise devlet kurum 56 kuruluşları için mal ve hizmet alımını tanımlamaktadır. İktisap, satın alma gibi terimler de kullanılabildiği gibi bunlar birbirleri yerine de kullanılabilmektedir. olumsuz etkilerin azaltılması için şemsiye bir terim olarak kullanılmaktadır. Sözü edilen tüm bu terimler UNEP raporunda “kamuda sürdürülebilir tedarik programının kazançlar” ya da kısaca “SPP kazançları” terimleri ile ifade edilmektedir. Kamuda Sürdürülebilir Tedarik (SPP) 10 Yıllık Çerçeve Programı, dünya çapında sürdürülebilir satın alma uygulamalarını destekleyen küresel ve çok paydaşlı bir platformdur. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), Sürdürülebilir Tedarik (SPP) 10 Yıllık Çerçeve Programı’nı Kore Çevresel Sanayi ve Teknoloji Enstitüsü (KEITI) ve Sürdürülebilirlik için Yerel Yönetimler (ICLEI) ile koordineli olarak yürütmektedir. Kazanç ya da fayda ile kast edilen ise bir program ve eylemlerinin sonuç ve çıktılarını belirtmekte olup ekonomik, toplumsal ve çevresel koşulların iyileştirilmesi ve bunlar üzerindeki Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim Kalıpları için 10 Yıllık Çerçeve Programlar (10YFP), Rio +20’nin somut ve operasyonel bir çıktısıdır. 10 YFP, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilir tüketim ve üretim kalıplarına geçişi hızlandırmak amacıyla uluslararası iş birliğini olanaklı kılan küresel bir çerçevedir. Gelişmekte olan ülkelere kapasite geliştirme, teknik ve finans gibi konularda destek sağlarken tüm ülke ve paydaşları inovasyon ve MART 2016 iş birliğine özendirmektedir. UNEP, 10 YFP’nin sekretaryasını yürütmektedir. Kamuda Sürdürülebilir Tedarik Programı (SPP), 10 YFP’nin altı programından biridir ve 1 Nisan 2014 yılında başlatılmıştır. Programın spesifik amaçları: a) SPP konusundaki bilgiyi artırmak ve sürdürülebilir tüketim ve üretim için bir araç olarak etkili kullanımını sağlamak, aynı zamanda yeşil ekonomiler ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek, b) Artan iş birliği ve kapasite artırma araçlarına daha kolay ulaşılabilmesi ve SPP uzmanları aracılığıyla SPP’nin sahada uygulanmasını desteklemek olarak tanımlanmıştır. Programın vizyonu, hükümetlerin tam desteği ile kamu satın almalarında ve buna bağlı tedarik zincirlerinde çevresel, ekonomik ve toplumsal boyutların göz önüne alındığı bir dünyadır. SPP’nin uygulanması, uygulama ve etkilerinin değerlendirilmesi, engellerin belirlenerek yenilikçi çözümlerin geliştirilmesi ve özel sektör ile iş birliği yapılması 2016-2017 yılları için iş planını oluşturmaktadır. UNEP’in bu raporu dünyadaki uygulamaların gözden geçirilmesi ile gelecek için bir kılavuz çerçevesi geliştirilmesini amaçlamaktadır. Kamuda Sürdürülebilir Tedarik Kazançları Neden Ölçülmeli ve Yaygınlaştırılmalıdır? Kamu ajanları sahip oldukları satın alma gücünü sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek ve yeşil ekonomilere geçiş için olumlu bir araç olarak giderek daha fazla kullanmaktadırlar. Hükümetler neredeyse yirmi yıldır yeşil satın alma programları yürütüyor olsalar da, bu programların getirdiği kazançları ölçmek ve sonuçları yaygınlaştırmak için standart ve kapsayıcı bir metodolojinin oluşturulduğunu söylemek mümkün değildir. Sürdürülebilir satın alma ve çevresel, ekonomik ve toplumsal kazançlar arasındaki ilişki mantıklı görünse de uygulama sonuçlarını dokümente etmek ve kolay anlaşılır şekilde ifade etmek konusunda zorluklar bulunmaktadır. SPP sıklıkla ekonominin güçlendirilmesi, sürdürülebilir tüketim ve üretim modellerinin özendirilmesi, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması, sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesi ve ekonomik rekabet edebilirliğin artırılmasına ilişkin politika hedefleriyle bağlantılandırılmaktadır. Kamu kuruluşları için SPP programlarının potansiyel kazançlarının özet bir listesine aşağıda yer verilmiştir: Çevresel Kazançlar: • Sera gazı emisyonlarının azaltılması, • Enerji, su ve yakıt tüketiminin azaltılması, • Atıkların azaltılması, • İyileştirilmiş hava kalitesi, • Kaynakların etkin kullanımı, • Zararlı madde kullanımının azaltılması, • Biyoçeşitliliğin korunması. Toplumsal Kazançlar: • Yeni iş olanaklarının yaratılması, • İş sağlığı ve güvenliğinin iyileştirilmesi, • Toplumsal içerilmenin iyileştirilmesi, • Yerel kişi ve işletmelere ekonomik fırsat yaratılması, • Adil ve eşit ticaret, • İşle alımlarda fırsat eşitliği, • Küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmesi. Ekonomik Kazançlar: • Maliyetlerin azalması, • Yenilikçiliğin özendirilmesi, • Yerel ekonomik gelişme, 57 MART 2016 TEMİZ ÜRETİM (EKO-VERİMLİLİK) • Sürdürülebilir mal ve hizmetler için pazar yaratılması, • Gelirlerin artırılması, • Risklerin azaltılması. SPP ayrıca, yenilikçi ve sürdürülebilir ürünler için talep yarattığı için potansiyel olarak uygun teknolojiler ve yenilikçi çözümler için yeni pazarlar da yaratmaya katkıda bulunmaktadır. SPP’nin daha fazla kullanılmasını sağlamanın yollarından biri de bu kazanımları ölçmek ve faydalarını yaygınlaştırmaktır. Hem uygulamaların gerçekleştirildiği kurumlarda daha fazla destek görmesi ve sürdürülmesi hem de daha kapsamlı politika hedeflerine bu tedbirlerin yansıtılması için bu iletişim kritik önemdedir. Paydaşların menfaat ve endişelerine cevap verebilmek, vatandaşlara vergilerinin nasıl kullanıldığı konusunda hesap verebilirlik ve politika hedeflerine ulaşma oranları bu şekilde mümkün olabilecektir. Bu ölçüm ve çıktılar SPP yürütücülerinin de yön ve kapsam belirlemelerine yardımcı olacaktır. SPP’nin etkin bir biçimde uygulanması, veri sorunları, yöntem ve kazanımların yaygınlaştırılması için paylaşılan bir çerçevenin olmayışı nedeniyle yavaşlayabilmektedir. Diğer yandan, paydaşların ihtiyaçlarına göre ölçümler yapabilmek kolay değildir ve mevcut ölçme yöntemleri ve kazançları hesaplama yaklaşımları bulunsa da bütün olarak bakıldığında bunların parçalı bir görünüm sunduğu ve bazen de birbirleriyle çeliştiği görülmektedir. Veri temini konusunda da ayrıca sorunlar yaşanmaktadır. Bu çerçevede SPP programlarının gelişimini izleyebilmek, konuyu kamuoyuna net bir şekilde aktarabilmek ve iç ve dış paydaşları 58 konuya dâhil edebilmek noktasında sıkıntılar yaşanmaktadır. Raporda kamu ajanları tarafından ölçülmesi ve yaygınlaştırılması beklenen SPP program kazançları arasında sayılan • Azalan operasyonel, tamir bakım ve yerine koyma maliyetleri, • Azalan enerji, su ve yakıt tüketim maliyetleri, • Azalan atık bertaraf maliyetleri, • Azalan iş sağlığı ve güvenliği maliyetleri, •Azalan yasal giderler ve sigorta maliyetleri. Kamu kurum ve kuruluş tedarikçileri satış yapacakları kuruluş ile imzaladıkları sözleşme uyarınca bazı anahtar çevresel kriterlere uyduklarını belgelemek ve raporlamak durumundadırlar. Genellikle tedarikçilerden ürün çeşit ve modellerini, sürdürülebilir ürünlerle sürdürülebilir olmayan ürünlerin fiyat, maliyet ve adetlerini, eko-etiket sertifikalarını raporlamaları beklenmektedir. Tedarikçi tarafından sağlanan bu tür veriler de SPP kazançlarının ölçümünde kullanılmaktadır. Mevcut Uygulamaların Değerlendirilmesi ve Bir Kılavuz Çerçevesi Geliştirilmesi Yukarıda sıralanan nedenlerle, UNEP raporunda SPP kazançlarını ölçmek amacıyla uygulanan mevcut yöntemler bir literatür taraması ile belirlenmiş, bunlar arasındaki boşluk ve tutarsızlıkları incelenmiş, bu alanda çalışan profesyonellerle var olan yöntemler değerlendirilmiş ve bir kılavuz hazırlayabilmek için gerekli anahtar kavramların dökümü yapılmıştır. Kılavuz çerçevesinin amacı devlet kuruluşlarına SPP ve anılan kamu sektörüne özel ve azalması programlarını ve eylemlerini uygularken beklenen maliyet kalemleri ise şu şekilde yarattıkları kazançları planlamak, sıralanabilir: ölçmek ve yaygınlaştırabilmek için • Azalan ilk maliyet, izleyebilecekleri aşamaları adım adım • Azalan toplam sahip olma maliyeti, tasarlanmış bir kılavuz sunmaktır. Daha • Azalan yaşam döngüsü maliyetleri, önce belirtildiği gibi, ölçüm ve sonuçların MART 2016 yaygınlaştırılmasında zorluklarla karşılaşılmaktadır ve programın süresi boyunca göz önüne alınması gereken çok çeşitli faktörler bulunmaktadır. Kılavuzla yapılmaya çalışılan ise bu konudaki yöntem ve stratejileri kapsayacak şekilde geniş çerçeveli ve özellikle bu konudaki programlara yeni başlayan devlet kuruluşlarının ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar esnek bir yaklaşım ortaya koymaktır. • Program tasarımı, • Programa bağlı kalınması ve programın uygulamaya alınması, • Analiz, • Planlama, • Uygulama stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanması, • Sonuçların raporlanması • Ek stratejik değerlendirmeler. Raporda önerilen SPP kazançlarının ölçülmesi ve yaygınlaştırılması için Değerlendirmeler sonucunda ortaya konan hazırlanmış taslak bir çerçeveye yer kılavuz çerçevesi ise şu başlıklardan verilmiştir. Şekilde bu çerçeve ve adımları oluşmaktadır: görülmektedir. • Vizyon belirlenmesi, • Paydaşların listelenmesi, Şekil 1. Çevresel, Toplumsal ve Ekonomik Koşullar 59 MART 2016 SUMMARY ENERGY EFFICIENCY Energy Efficiency in Industry and Current Situation in San-Ver Project In line with one of the activities of SAN-VER Project, analysis of current situation of total 109 enterprises in İkitelli Organized Industrial Zone has been completed. It was seen that there is a serious lack of information about energy efficiency in the industry sector. The industrialists are aware of the fact that efficient energy use helps decreasing production costs. Although some of the firms make some studies about energy efficiency, the majority of the enterprises haven’t made any studies. Since enterprises give priority to production process, they do not give the necessary concern to energy efficiency studies. The observed reasons of inadequate energy efficiency applications was the lack of financial resources, the lack of knowledge on energy efficiency, the thought that productivity enhancement projects will cause an interruption in the production process. Efficiency and Energy Performance of Manufacturing Sector on a Regional Basis for 2003-2012 Period The results of the project will help understand the efficiency and energy performance of the manufacturing sector on a regional basis and contribute to regional policies. The improvement of the efficiency of manufacturing sector on the regional basis is crucial for the elimination of differences in regional development and making regional development more balanced. A more efficient industry will save resources and in the mid and long term will not only increase investment and capacity but also 60 maintain its competitiveness and growth. An environmentally conscious and highly productive industry plays a critical role in the development of underdeveloped regions. Therefore the production of high value added goods based on innovation and technology development must be supported in those regions by regional policy makers such as Development Agencies. Energy Efficiency Studies Undertaken by the Ministry of Science, Industry and Technology Energy efficiency improvements in the industry sector has a huge potential for the transition to a more resource productive and sustainable production pattern in Turkey which is an “energy intensive” economy compared to developed countries and 34% of final electricity consumption and 47,2% of net electricity consumption is observed in the industry. Since energy costs is a big burden on the enterprises and since Turkey is highly dependent on energy, energy efficiency is one of the top priority issues. In this context Ministry of Science, Industry and Technology is undertaking energy efficiency studies in the industry via actions defined by law, policy papers and strategy documents. Global Cleantech Innovation Programme (GCIP) in its 3Rd Year Global Cleantech Innovation Programme (GCIP) has started to be conducted in Turkey with UNIDO, under the aegis of Ministry of Science, Industry and Technology, TUBITAK being the host. Clean technology startups are being supported with the programme via key activities like advertising, access to funds, training and mentorship in 7 countries including Turkey. The very best startups will have the chance to join several activities and competitions in the Global Forum to be held in San Francisco in November which is organized in national and international levels. Energy Efficiency Studies Undertaken by Small and Medium Enterprises Development Organization (KOSGEB) The projects carried out by KOSGEB are aiming at improving the competitiveness, decreasing the level of energy dependency, improving the productions and processes of enterprises by monitoring the consumption of energy and production processes. In addition efficient use of energy, waste prevention, lowering the burden of energy costs on enterprises, renewable energy projects, cleaner production, industrial symbiosis, efficient use of inputs, waste management, environmental protection are also targeted by the projects. Within the context of the projects supports are provided for energy efficiency implementations, low carbon energy uses, improvements of environmental performance of SMEs in order to improve energy efficiency in Turkey. KOSGEB is aiming at contributing the formation of a more efficient energy market through projects in SMEs. Inventory Study Regarding 7,5 kW AC Motors Used in the Industry Inventory Study Regarding 7,5 kw AC Motors Used in the Industry sector of Turkey is conducted to be an input for all the projects and programmes to be prepared on the subject of electric MART 2016 motors in the upcoming periods. A list of problems was faced during the field and analysis phases such as the lack of interest and knowledge of firms and inadequacy of data. Such problems show that the awareness on the issue of energy efficiency is still weak and a lot of practice should be done on the subject. “Energy Efficiency in Electric Motors” brochure was printed by the Directorate General for Productivity and sent to organizations relevant to this issue. How Can Energy Efficiency Be Improved in Turkey Energy efficiency is not an issue that can be limited to subjects of increasing energy costs and current account deficits. It is an issue related to the safety of energy supply of the country, economic growth, competitiveness, environmental protection and climate change. It is critical for Turkey to improve energy efficiency on the demand side in order to provide stability of the supply. Substantial steps taken towards energy efficiency are vital for the competitiveness and sustainable growth of Turkish economy. Since inefficient use of energy means higher costs for the firms, energy efficiency improvements are essential for Turkey’s international competitiveness in the global markets. Uncontrollable use of energy also means more consumption of public resources on energy in other words more funds from public budget being reserved for energy spendings. 61 MART 2016 62 N N P S TR31 TR22 N P TR32 P S M TR33 P S TR10 TR21 TR22 TR31 TR32 TR33 TR41 TR42 TR51 TR52 TR61 TR62 TR63 S 36,6 I I TR61 P TR41 P I N S TR52 N İstanbul Tekirdağ, Edirne, Kırklareli Balıkesir, Çanakkale İzmir Aydın, Denizli, Muğla Manisa, Afyon, Kütahya, Uşak Bursa, Eskişehir, Bilecik Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova Ankara Konya, Karaman Antalya, Isparta, Burdur Adana, Mersin Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye P P TR51 TR81 N S S TR42 P 5,9 P N TR62 P TR71 M S I TR71 TR72 TR81 TR82 TR83 TR90 TRA1 TRA2 TRB1 TRB2 TRC1 TRC2 TRC3 Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir Kayseri, Sivas, Yozgat Zonguldak, Karabük, Bartın Kastamonu, Çankırı, Sinop Samsun, Tokat, Çorum, Amasya Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane Erzurum, Erzincan, Bayburt Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli Van, Muş, Bitlis, Hakkari Gaziantep, Adıyaman, Kilis Şanlıurfa, Diyarbakır Mardin, Batman, Şırnak, Siirt B C D E F G H I J L M N P Q R S Source : TurkStat, VGM-Regional Productivity Statistics I S 15,7 İBBS TR Düzey 2 Bölge Sınıflaması - NUTS Level 2 Regional Classification Kaynak: TÜİK, VGM-Bölgesel Verimlilik İstatistikleri P S N P P 9,8 S 6,0 S 13,5 7,5 22,5 TR10 6,2 11,5 9,6 27,9 16,3 31,8 19,3 10,9 11,2 7,5 12,8 24,8 17,9 6,2 13,6 24,6 11,3 13,9 17,9 10,7 26,9 13,8 13,3 10,2 8,0 TR21 25,1 S TR82 S P 10,3 P P I S S P N TR63 TR72 N S N TR90 TRC1 S P S P P P S N N TRC2 TRB1 TRA1 N S TRB2 N P N S R P P I S 12,1 0 - 40.000 TL 40.000 - 80.000 TL 80.000 - 120.000 TL 120.000 - 160.000 TL 160.000 - 200.000 TL TR Düzey 2 bölgelerinin çalışan kişi başına ciro değeri (Sektörler Toplamı) The turnover per employee value of NUTS 2 regions (Total Sectors) TRC3 P S TRA2 11,2 Mining and quarrying Manufacturing Electricity, gas, steam and air conditioning supply Water supply; sewerage, waste management and remediation activities Construction Wholesale and retail trade; repair of motor vehicles and motorcycles Transportation and storage Accommodation and food service activities Information and communication Real estate activities Professional, scientific and technical activities Administrative and support service activities Education Human health and social work activities Arts, entertainment and recreation Other service activities NACE Rev.2 Sanayi ve Hizmet Sektörleri Sınıflaması - NACE Rev. 2 Industrial and Service Sector Classification N TR83 10,4 Madencilik ve taş ocakçılığı İmalat Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri İnşaat Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı Ulaştırma ve depolama Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri Bilgi ve iletişim Gayrimenkul faaliyetleri Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler İdari ve destek hizmet faaliyetleri Eğitim İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor Diğer hizmet faaliyetleri L 16,1 7,2 13,7 14,0 13,7 4,9 11,2 16,2 10,1 5,1 23,6 8,8 4,7 10,6 10,9 13,5 The lowest three sectors based on turnover per employee value according to economic activity sections in NUTS 2 regions, 2012 (Nace Rev. 2) (1000 TL) 10,3 12,7 13,9 13,8 13,8 9,3 20,5 20,9 İBBS TR Düzey 2 Bölgelerinde Ekonomik Faaliyet Kısımlarına Göre Çalışan Başına Ciro Bazında En Düşük Üç Sektör, 2012 (Nace Rev. 2) (1000 TL) 5,8 8,8 11,3 11,1 10,0 13,5 12,0 16,2 16,1 13,2 8,6 11,8 11,4 9,7 11,9 12,3 İBBS TR The Düzey 2 bölgelerinde Ekonomik faaliyet kısımlarına göre çalışan ciro bazında en in düşük sektör,2012 2012(Nace (Nace 2) (1000 Lowest Three Sectors Based on Turnover per Employee Value According to başına Ecconomic Activity Sections NUTSüç 2 Regions, Rev.Rev. 2) (1000 TL) TL) MART 2016 BÖLGESEL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ / REGIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS 63 MART 2016 SANAYİ GÖSTERGELERİ / INDUSTRY INDICATORS MAKALE Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) - İmalat Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) Industrial Production Index (2010 Avg.=100) - Manufacturing Industry Production Index (2010 Avg.=100) DEĞERLENDİRMEfgfgfgfgflkglfglfkgflkglfkglklfkglfkglkgflkgflglgklkglfgkflgkflkgl Kaynak: TÜİK - Source: TurkStat İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (%) Capacity Utilization Rate of Manufacturing Industry (%) 64 Kaynak: Merkez Bankası - Source: Central Bank of The Republic of Turkey MART 2016 BİLİM VE TEKNOLOJİ GÖSTERGELERİ / SCIENCE and TECHNOLOGY INDICATORS Türkiye ve Seçilmiş OECD Ülkelerinde 1000 Çalışan Başına Ar-Ge İnsankaynağı Sayısı (Tam zaman eşdeğeri) (2014) Total R&D Personnel Per Thousand Total Employment in Turkey and Selected OECD Countries (Full time equivalent) (2014) Türkiye ve Seçilmiş OECD Ülkelerinde Toplam Ar-Ge İnsankaynağı Sayısı Yıllık Büyüme Oranı (Tam zaman eşdeğeri) (2014) Total R&D Personnel Annual Growth Rate in Turkey and Selected OECD Countries (Full time equivalent) (2014) Kaynak: TÜİK, OECD MSTI - Source: TURKSTAT, OECD MSTI Türkiye’ de ve Seçilmiş OECD Ülkelerinde Toplam Ar-Ge İnsankaynağı Sayısı (Tam zaman eşdeğeri) (2002 - 2014) Total R&D personnel in selected OECD Countries and Turkey (Full time equivalent) (2002 - 2014) Türkiye’ de Ar-Ge İnsankaynağı Yıllık Büyüme Oranı (Tam zaman eşdeğeri) (2014) Total R&D Personnel Annual Growth Rate in Turkey (Full time equivalent) (2014) Kaynak: TÜİK, OECD MSTI - Source: TURKSTAT, OECD MSTI 65 MART 2016 ULUSAL VE ULUSLARARASI VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ NATIONAL and INTERNATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS İmalat Sanayi Verimlilik Değişimleri (Yıllık ve Üç Aylık) ve Üç Aylık için Eğilimler Productivity Changes in Manufacturing Industry (Annually and Quarterly) and Trends for Quarterly Data Resmi statistik Kalite Belgesi Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İstatistikleri - Source: National Productivity Statistics of Turkey Seçilmiş Avrupa Ülkeleri Son Dört Çeyrek Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Ortalaması ve Ortalama Yıllık Değişim Oranları / Index of Production Per Person Employed; Average of Last Four Quarters and Annual Average Rate of Growth For Selected European Countries 66 Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İstatistikleri ve EUROSTAT - Source: National Productivity Statistics of Turkey and EUROSTAT