Sarten Ambalaj
Transkript
Sarten Ambalaj
SARTEN WORLD 2013 / 06 Sarten Ambalaj iç iletişim yayınıdır 4 ayda bir yayınlanır Sarten Petpak Plastik Fabrikası PLASTİĞİN UZMANI * Akkim’in gelecek planları * Teksüt’ün yeni dönem rotası * Çakırlar Matbaacılık’ın başarı sırları www.sarten.com.tr Editör Yeniliklerin yılı Sarten World Dergisi’nin elinizde tuttuğunuz bu yeni sayısı birçok bakımdan “özel” bir anlam taşıyor. 2013 yılının son dergisini sizlere sunarken, yeni bir yıla da “Merhaba” diyoruz. Sarten bünyesinde gerçekleştirdiğimiz pek çok çalışmanın sonucunu, elde ettiğimiz ödülleri, yeniliklerimizi ve Sarten’den önemli haberleri sizinle yine dergimiz aracılığıyla paylaşıyoruz. 2014 yılına ilişkin hedeflerimizden önce 2013 yılında gerçekleştirdiğimiz birkaç başarıdan söz etmek istiyorum. Sarten olarak Ambalaj Sanayicileri Derneği’nin eylül ayında düzenlediği “Ambalaj Ay Yıldızları” yarışmasında 4 ödül birden kazanmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Aldığımız bu ödüllerin sadece bizim değil, bizim eko sistemimizde yer alan siz değerli paydaşlarımızın desteğiyle gerçeğe dönüştüğünün bilincindeyiz. Bunun yanında sektörünün lider şirketi olma özelliğini her yıl tescil ettiren Sarten, Capital Dergisi’nin 500 dev şirket sıralamasına göre bu yıl da ambalaj sektörünün lideri oldu. Her yıl yayınlanan İSO’nun açıkladığı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırması sonuçlarına göre de şirketimiz, 126’ncı sırada yer alarak, sektör bağımsız büyüklüğünü bir kez daha ortaya koymayı başardı. 2014 yılında sonuçlarını görmeye başlayacağımız yeni bir projeye de start verdik ve bilgi altyapımızı yenileme kararı aldık. Satıştan muhasebeye, üretimden insan kaynaklarına akla gelen tüm fonksiyonlarımızı kapsayan entegre bir bilgi sistemi olan ERP’ye (Kurumsal Kaynak Planlama) geçme kararı aldık. Bunun için sektörünün önde gelen oyuncularından SAP’nin iş ortağı Itelligence ile çalışmaya başladık. Projemizin ilk fazını Nisan 2014’te tamamlamayı planlıyoruz. Bize hız, verimlilik ve esneklik sağlayacak bu projeyle ilgili çarpıcı detayları Sarten World’ün ilerleyen sayfalarında okumanız mümkün. Hiç kuşkusuz bu başarıların ve yeni projelerin arkasında Sarten Ailesi’nin payı büyük. Yeni dönemde de geniş Sarten Ailesi’yle birlikte yeni projelere ve pek çok ilke imza atmak için çalışacağız. Yeni yıla yönelik yine iddialı hedeflere sahibiz. Sizlerin de desteğiyle ambalaj sektöründeki liderliğimizi sürdürmeyi amaçlıyoruz. Bildiğiniz gibi sektörde lider olmaktan çok bu liderliği sürdürmek ayrı bir beceri ve çalışma ister. Biz bunun bilincinde olarak yeni yatırımlara imza atmayı sürdüreceğiz. En önemlisi sektörümüzün en yenilikçi şirketlerinden biri olma misyonumuza daha fazla vurgu yapacağız. Sarten için 2014 yılı yeniliklerin yılı olacak. Birlikte gerçekleştirdiğimiz ve her geçen gün geliştirdiğimiz yeni projelerimizle, 41 yıllık geçmişe sahip şirketimizi her geçen gün bir adım daha ileri götüreceğiz. Bunu yaparken siz tedarikçilerimiz ve müşterilerimizle olan ilişkilerimize azami özeni göstererek, ambalaj sektöründeki yenilikleri ilk olarak sizlerin hizmetine sunmak, her zaman olduğu gibi 2014 yılında da ana stratejimiz olacak. Bu amaçla kaliteli, öncü ve yenilikçi çalışmalarımıza yeni dönemde de devam edeceğiz. İyi okumalar diliyoruz. Sarten World Yayın Kurulu 2013/06 - SARTEN WORLD 3 İçindekiler 04 S arten’den haberler Dairy Pak’ta Yemin Töreni Ödül Yağmuru Yeni Eğitimler Fuarlarda Sarten Rüzgarı Ambalajın Lideri Sarten Heyeti EMPEC’te Yeni yıl hediyeleri öğrencilerden 08 08 Plastiğin uzmanı Manisa Petpak Plastik Fabrikası, yıllık 130 milyon adetlik üretim kapasitesiyle Sarten’in plastik fabrikaları arasında 3’üncü sırada. Gıda, kozmetik, kimya, zirai ilaç, madeni yağ alanlarına hizmet veren üretim merkezi, gücünü ağırlıklı olarak Ege Bölgesi’ndeki bu sektörlerden alıyor. 14 A nahtar teslim kalite anlayışı 14 Sarten’in geçmişinde kalite kontrolün önemi büyük. Şirket, kurulduğu ilk yıldan bu yana bu konuya özel önem veriyor. Bu nedenle şirket bünyesinde kalite kontrolün geçmişi oldukça eskilere dayanıyor. 18 ”İstikrarlı büyüyoruz” OMV Petrol Ofisi, Türkiye’nin ikinci en büyük özel sektör şirketi. 20,2 milyar TL’lik cirosuyla akaryakıt sektörünün n de önde gelen oyuncularından biri. Türkiye madeni yağ sektöründe 3 yıldır liderliğini koruyan şirketin ticari satışlar ve madeni yağlar direktörü Sezgin Gürsu’yla konuştuk. 22 ”Geleceğe yönelik planlarımız hazır” Akkim, yapı kimyasalları sektörünün önemli markalarından biri. 12 yaşındaki genç şirket, ürettiği ürünleri Türkiye dışında 80 ülkeye 18 4 SARTEN WORLD - 2013/06 22 KÜNYE ihraç ediyor. Şirketin yönetim kurulu başkanı Mehmet Ali Akdemir, daha fazla ülkede, daha fazla müşteriye ulaşabilmek için ürün içeriklerini sürekli genişlettiklerini söylüyor. 26 “Kalite anlayışımız bizi başarıya taşıdı” 57 yıllık bir marka olan Teksüt’ün yönetim kurulu başkanı Cevdet Arınık’la, şirketin önemli gıda üreticileri arasına nasıl girdiğini ve son yıllarda gerçekleştirdiği büyüme ivmesinin detaylarını konuştuk. 30 “Katma değeri yüksek işler yapıyoruz” Matbaacılık sektörünün önde gelen şirketlerinden Çakırlar Matbaacılık Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Çakırlar’la yaşadıkları dönüm noktalarını ve Sarten’le olan ilişkilerini konuştuk. 34 “Daha verimli çalışacağız” Sarten Ambalaj, Ocak 2013’te bilgi altyapısını yenileme kararı aldı. Ardından ekip kuruldu ve yola çıkıldı. Projenin ilk fazının Nisan 2014’te tamamlanması planlanıyor. Şirketin yönetim kurulu üyesi Zeynep Oğuz, sistemle birlikte çalışanların asıl işlerine odaklanma imkanına kavuşacağına dikkat çekiyor. 37 “Sarten bizim için bir gereklilik” Sarten’in 6 yıldır müşterisi olan Cosmos Lac, sprey boya sektöründe yıllık 2 milyon kutu üretim hacmiyle dikkat çeken şirketlerden biri. Cosmos Lac’in kurucuları olan 3 kardeş Achilles, Tasos ve Vasilis Segkos, sektörlerinde ambalajın önemini anlattı. 40 “Müze insanın hayatını değiştirir” Türk edebiyatına damgasını vurmuş isimlerden Sunay Akın’la, son göz ağrı olan müzeciliği konuştuk. Akın’ın 20 yılını verdiği müzecilikle ilgili yorumları oldukça dikkat çekici. 46 Ortadoğu’da misafirperver bir kent 48 Saatte Dünya köşesinde Ürdün’ün başkenti Amman’ı mercek altına aldık. Hareketli günlerin yaşandığı bölgede durumu yerinde inceledik. Arap misafirperverliği ve mutfağından aklımızda kalanlar bu sayfalarda. 46 Gezi: İstanbul’dan hızlı kaçış İstanbul’da yaşamak zor. İş stresi, kalabalık, trafik derken zaman akıp gidiyor. Oysa İstanbul’a yakın mesafede, yaz kış demeden her fırsatta kaçabileceğiniz pek çok tatil mekanı var. Dinlenmek, şehrin gürültüsünü geride bırakıp huzur bulmak istiyorum diyorsanız ve bunun için de uzaklara gidecek zamanınız yoksa işte kısa sürede ulaşabileceğiniz beş rota… İmtiyaz sahibi SARTEN Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. adına Zeki Sarıbekir Yayın Kurulu Zeki Sarıbekir Zeren S. Güzelbahar Banu Bayıksel Ege Tayman Editörler Banu Bayıksel, Ege Tayman Ayşe Işık, Nesrin Kaya Tasarım Tolga Çoruh Fotoğraf Çağrı Kılıçcı Baskı Karagön Ofset ve Matbaacılık Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti. Cemal Nadir Sok. No:24 Eminönü/Cağaloğlu - İstanbul Tel: 0212 511 27 29 İletişim Müjde Kösemen SARTEN Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. Merkez Tel : +90 212 275 76 60 Faks : +90 212 272 34 17 Adres : Barbaros Bulvarı, No:68/7 34349 Balmumcu İstanbul / TÜRKİYE E-mail : sarten@sarten.com.tr www.sarten.com.tr SARTEN WORLD 50 İngilizce 2013/06 - SARTEN WORLD 5 Sarten’den Haberler ÖDÜL YAĞMURU A DAIRY PAK’TA YEMİN TÖRENİ Geçtiğimiz aylarda Dairy Pak Fabrikası’nda yemin töreni yapıldı. Törene Plastik Tedarik Zincir Grup Müdürü Ziya Lekesiz ve Plastik Grup Müdürü Nurlan İdemen de katıldı. Düzenlenen yemin törenine tam kadro olarak katılan Dairy Pak çalışanları, kalite seviyesini her geçen gün daha da yükseklere taşımak ve müşteri memnuniyetini sağlayabilmek adına söz verdi. Bu sözlerini de kalite yemin panosuna el izlerini bırakarak gösterdiler. mbalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından düzenlenen Ambalaj Ay Yıldızları 2013 Yarışması ödül töreni, 2 Eylül 2013 tarihinde Four Seasons Bosphorus Hotel’de gerçekleştirildi. Gecede 12 altın, 16 gümüş, 16 bronz ve 52 yetkinlik ödülü sahiplerini buldu. Sarten Ambalaj da ödül töreninden başarıyla döndü. Şirket 2 gümüş, 1 bronz ve 3’te yetkinlik ödülü aldı. Chirton Ecco 300 ML oda spreyi ile Kahve Dünyası 250 GR. kahve kutusu şirkete 2 gümüş ödül getirirken Denizatı 4 LT madeni yağ şişesi bronz ödül kazandırdı. Yetkinlik ödülleri ise Bunge Salat 5 LT formalı madeni yağ tenekesi, Denizatı 1 LT madeni yağ şişesi ve Koçak 4 LT madeni yağ şişesinin oldu. YENİ EĞİTİMLER G FUARLARDA SARTEN RÜZGARI SARTEN “KADIN DOSTU” SEÇİLDİ S SARTEN WORLD 6 SARTEN WORLD - 2013/06 arten Ambalaj, faaliyet alanıyla ilgili fuarları yakından takip ederek bu fuarlara iştirak ediyor. Bu yılın önemli fuarlarından biri olan Rosupak Fuarı, 18-21 Haziran tarihleri arasında Moskova’da gerçekleştirildi. Sarten Ambalaj, bu fuarda başarıyla yerini aldı. Bir başka önemli fuar olan Avrasya Ambalaj Fuarı ise 12-15 Eylül tarihleri arasında TÜYAP’ta gerçekleştirildi. Sarten Ambalaj, standında müşterilerini ve ziyaretçilerini ağırladı. 2426 Eylül tarihleri arasında İspanya’nın Madrid kentinde gerçekleştirilen Aerosol Kongre’sinde de Sarten Ambalaj başarıyla temsil edildi. eçtiğimiz temmuz ayında Sarten Ambalaj’ın Gebze Fabrikası’nda eğitim toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Support yazılım şirketinin temsilcisi Cihan Türkan katılırken Sarten Ambalajı, IT departmanından Ozan Babacan ile kalite departmanı ekibi temsil etti. Toplantıda e-isoftDOC, e-isoftAUDIT, e-isoftDÖF ve e-isoftCCARE konu başlıkları ele alındı. Bu konu başlıklarıyla ilgili olarak yeni eğitim ve güncellemeler talep edildi. C apital Dergisi, Türkiye’de ilk kez kadın istihdam rakamlarıyla öne çıkan şirketleri ortaya koyan “Kadın Dostu Şirketler” araştırmasını yayınlandı. Derginin aralık sayısında okuyuculara sunulan araştırmada, Türkiye’nin kadın dostu 100 şirketi belirlendi. Sarten Ambalaj da bu araştırmada 87. sırada yer aldı. Araştırmada, Türkiye’nin en büyük 500 şirketi, öne çıkan holdingleri ve finans kuruluşları değerlendirildi. 2012 yılı rakamlarına göre 1978 çalışanı olan Sarten Ambalaj’da, 490 kadın çalışan istihdam ediliyor. Yani çalışanların yüzde 24,8’ini kadınlar oluşturuyor. YENİ YIL HEDİYELERİ ÖĞRENCİLERDEN L ions Leo Dernekleri Esen İbak Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi (Okulu), Lions Kulübü, Silivri Belediyesi ve hayırsever iş insanlarının desteğiyle kuruldu. Orta ve ileri düzeyde zihinsel engelli öğrencilerin eğitim gördüğü okula, Sarten Ambalaj da destek verecek. Şirket, müşterilerine göndereceği yeni yıl hediyelerini bu öğrencilerin katılımıyla hazırlayacak. Öğrenciler, Karacabey Sarten DairyPak’ta üretilen yeni plastik kutulara, çikolatalı drajeleri yerleştirerek hediyeleri hazırlayacak. Bu anlamlı hediyeler de Sarten müşterilerine ulaştırılacak. Böylece şirket, okula manevi ve maddi destek vermiş olacak. SARTEN HEYETİ EMPAC’TE PİLOT PROJE A vrupa’daki büyük metal ambalaj üreticileriyle çelik ve kimyasal madde üreticilerini, ilgili birlik ve dernekleri de bünyesinde bulunduran EMPAC’in yıllık toplantısına, Zeki Sarıbekir başkanlığındaki Avni Topsak ve Rıdvan Eğin’den oluşan Sarten heyeti de katıldı. Toplantıda, çeşitli sunumlar yapılarak çalışma grup faaliyetleri gerçekleştirildi. Ayrıca EMPAC’in yıllık faaliyetleri de değerlendirildi. Ambalaj sektörünün en sıcak konularının ele alınıp tartışıldığı bu toplantıda, Sarten olarak EMPAC’in faaliyetlerinde daha aktif olarak yer alınması kararı alındı. AMBALAJIN LİDERİ S arten Ambalaj, Türkiye’nin en büyük şirketlerinin değerlendirildiği çeşitli sıralamalarda başarısını artırıyor. Türkiye’nin lider iş dergisi Capital’in, “Türkiye’nin en büyük 500 özel şirketinin” sıralandığı Capital500 Araştırması’nda, Sarten Ambalaj 244. oldu. Bir önceki yıla göre 4 basamak yükselen şirket, aynı araştırmanın sektörel sınıflandırmasında kağıt ve ambalaj sektörünün lideri durumunda. Yine her yıl İstanbul Sanayi Odası tarafından yayınlanan, üretimden satışlara göre şirketleri sıralayan “500 Büyük Sanayi Kuruluşu” sıralamasında ise Sarten Ambalaj, 126. sırada yerini aldı. AŞAMA AŞAMA DEĞİŞİM S arten Ambalaj, SAP geçiş sürecinde büyük bir dönüşüm yaşıyor. Bu değişimin her aşamasında ise bilgilendirme amaçlı toplantılar düzenleniyor. Geçtiğimiz haziran ayında kavramsal tasarım toplantılarına başlayan QM modülü, SAP toplantılarına katılamayan diğer kalite şeflerini de alınan kararlarla ilgili bilgilendirmek ve ortak bir kararda buluşabilmek adına temmuz ayı içerisinde bir araya geldi. Geçtiğimiz mayıs ayında Sarten Ambalaj Silivri Fabrikası’nda yalın üretim çalışmalarına teorik ve uygulamalı olarak başlandı. Yaklaşık 3 yıl sürecek olan çalışmalar hızla sürüyor. Silivri Fabrikası’ndaki yalın üretim çalışmaları, pilot proje niteliği taşıyor. Bu pilot çalışma ilerleyen zamanlarda diğer fabrikalara da taşınacak. Yalın üretim çalışmalarının ilk aşamasında Nezih Soydan tarafından eğitimler verildi. Ardından teorik ve uygulamalı çalışmalara geçildi. Bu kapsamda Nezih Soydan ile birlikte kapasite çalışmaları ve gelecek durum haritalarının çıkartılmasından sonra talep tahminleriyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Lemi Güngördü ile birlikte de 5S, SMED ve Kaizen ile ilgili çalışmalara başlandı. Her ayın ilk günü 5S denetlemesi, Volkan Okusun tarafından üretim bölümlerinde ve ofislerde gerçekleştiriliyor. 5S aksiyon planında belirlenen aksiyonların durumunun değerlendirilmesine göre puanlamanın yapıldığı çalışmada, bir önceki ayda belirlenen aksiyonlar yerine getirilmediğinde puan düşüşü yaşanırken alınan puan karşılığında ise altın, gümüş ve bronz bayraklardan biri veriliyor. Ayrıca her bölümde Kaizen konuları tespit edilerek çalışmalar başladı. SARTEN WORLD 2013/06 - SARTEN WORLD 7 Fabrika / Petpak Manisa Petpak Plastik Fabrikası Plastiğin uzmanı Manisa Petpak Plastik Fabrikası, yıllık 130 milyon adetlik üretim kapasitesiyle Sarten’in plastik fabrikaları arasında 3’üncü sırada. Gıda, kozmetik, kimya, zirai ilaç, madeni yağ alanlarına hizmet veren üretim merkezi, gücünü ağırlıklı olarak Ege Bölgesi’ndeki bu sektörlerden alıyor. Petpak Fabrika Müdürü Erkan Özmekik, “Müşterilerimize yakın olmak ve ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilmek bizim en büyük avantajımız. Manisa’daki konumumuz, müşterilerimizle daha yakın bir iletişim kurmamızı da sağlıyor” diye konuşuyor. 8 SARTEN WORLD - 2013/06 S arten Manisa Yerleşkesi’nde yer alan Petpak Fabrikası, Amerikan Tech Group ile Sarten Ambalaj’ın ortaklığında 1997 yılında kuruldu. Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde yüksek teknoloji ürünü makinelerle Eylül 1997’de üretime başlayan fabrika, dar ve geniş ağızlı PET ambalaj üretmek amacıyla faaliyete geçti. O dönem, Ege Bölgesi’ndeki tarıma dayalı üretici şirketlerle gıda şirketlerinin plastik ambalaj ihtiyacını karşılamak temel hedefti. Fabrika, çağın ambalajı olarak bilinen PET ürünleri ile evsel kullanıma ve başta gıda olmak üzere kozmetik, kimya, sağlık gibi sektörlere ürünleriyle farklı bir soluk getirdi. Petpak’ı Fabrika Müdürü Erkan Özmekik, o dönemde alternatif tasarımlar ve özel kullanımlara yönelik bilgisayar destekli yeni tasarımlar sunulduğunu söylüyor. Sağlanan servis, güvence, ürün kalitesi ve farklı modellerle bu ürünlerin piyasada kendini kısa sürede kabul ettirdiğini anlatıyor. sarten petpak fabrikası çağın ambalajı olarak bilinen pet ürünleriyle evrensel kullanıma ve başta gıda olmak üzere kozmetik, kimya, sağlık gibi sektörlere ürünleriyle farklı bir soluk getirdi. SARTEN WORLD Kurulduğu ilk yıl 2 adet pet makinesiyle üretime başlandı. Bir yıl sonra 1 makine daha ilave edilerek büyüme sürdü. Pet makinelerinden sonra PET şişirme makinelerinin de gelmesiyle fabrika, hızlı bir şekilde büyümesini sürdürdü. Bu büyümeye paralel olarak kimya, kozmetik gibi sektörlerin müşteri portföyüne eklenmesiyle sektörel çeşitlilik de sağlandı. Piyasaya yeni bir soluk getiren Petpak, 2005 yılı Ekim ayında tamamen Sarten bünyesine katıldı. BÜYÜK KAPASİTE Petpak Fabrikası, bugün gelinen noktada 8 Stretch Blow Molding ve 18 Blow Molding makineye ulaştı. Enjeksiyon makinelerinin de olduğu fabrika, 2012 yılına kadar 3 prosesin bir arada çalıştığı bir yapıya sahipti. Ancak, Karacabey’de uzman bir fabrikanın kurulmasıyla Nisan 2012’de enjeksiyon bölümü buraya taşındı. Bugün Petpak Plastik Fabrikası, yıllık 130 milyon adetlik üretim kapasitesine sahip. Petpak, Sarten’in plastik fabrikaları arasında kapasite ve makine parkuru sayısı açısından Karacabey ve Gebze’den sonra 3’üncü sırada yer alıyor. 20 bin m2 alan üzerine kurulu, 2013/06 - SARTEN WORLD 9 Fabrika / Petpak Çok katmanlı (coex) şişe üretebilen makine sayımız fazla. Hem 4 katmanlı hem de 6 katmanlı üretimler yapabiliyoruz. Pet bölümünde ise büyük hacimli kavanoz üretebilen makineler sadece bu fabrikada var. SARTEN WORLD 5 bin 9 bin m2 kapalı alana sahip üretim merkezinde, 26 adet makinenin yanında etiketleme makineleri ile slevleme yapılan body sleev makineleri de mevcut. Tek katmanlı ve çok katmanlı şişeler üretebilen üretim merkezinde, hem küçük hacimli şişeler hem büyük hacimli kavanoz pet ambalajlar üretilebiliyor. Fabrika müdürü Erkan Özmekik, fabrikayı benzerlerinden ayıran önemli özellikleri ise şöyle sıralıyor: “Önemli özelliklerimizden biri, makine parkurumuzun çeşitliliğidir. Çok katmanlı (coex ) şişe üretebilen makine sayımız fazla. Hem 4 katmanlı hem de 6 katmanlı üretimler yapabiliyoruz. Pet bölümünde ise büyük hacimli kavanoz üretebilen makineler sadece bu fabrikada var. Personel mevcudu olarak plastik fabrikaları arasında en fazla çalışana sahip fabrikayız.” AVANTAJLI KONUM “Müşteriye yakın olmak”, Sarten Ambalaj’ın ana felsefelerinden biri. Bu fabrikanın Manisa’da kurulmasının arkasında da bu felsefe yatıyor. Erkan Özmekik, fabrikanın stratejik konumunu şöyle anlatıyor: “Ege Bölgesi’nin tüm illerinde tarıma dayalı sanayi üretimi yapılıyor ve yine bu bölgede kurulu kozmetik, zirai ilaç ve madeni yağ firmaları var. Bu bölgedeki gıda, kozmetik, zirai ilaç ve madeni yağ şirketlerine yakın olmak ve ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilmek bizim en büyük avantajımız. Manisa’daki konumumuz, müşterilerimizle daha yakın bir iletişim kurmamızı da sağlıyor. Ayrıca fabrikamız, organize sanayi bölgesinde olduğu için buranın tüm avantajlarından da yararlanıyoruz. Organize sanayi, kendi elektriğini ve doğalgazını üretebiliyor, atık su ve yağmur suyu toplama ve taşıma hizmeti verebiliyor. Bunun dışında enerji santralinin yan ürünü olarak çıkan sıcak su ve buhar, sanayicilerin hizmetine sunuluyor, kullanma suyu temini ve dağıtımı yapılıyor; sağlık merkezi, itfaiyesi, çevre laboratuvarı, lojistik hizmetleri, sosyal tesisleri ile hizmet veren bir organize yapının içinde olmak da büyük bir avantaj.” Fabrikanın müşterileri arasında Opet, Total, BP, Lukoil, Colgate, Dalan Kimya, Pınar, Eczacıbaşı, Tukaş, Tat, Yudum, Assan, Eker, Baktat, Yörsan, Agri Sciences, Agro- “FABRİKAYI BAŞARILI NOKTALARA TAŞIMAK İSTİYORUM” SARTEN’DE KARİYER 1979 yılı Zonguldak Devrek doğumlu Erkan Özmekik, Sakarya Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. İş hayatına, 2003 Haziran ayında Sarten Ambalaj’ın Gebze Fabrikası’nda plastik bölümünde başlayan Özmekik, 3 yıl üretim şefi olarak görev aldıktan sonra Gemlik Fabrikası’na üretim şefi olarak geçti. Burada 2 yıl üretim şefi olarak çalıştı ve ardından 4 yıl boyunca da fabrika müdürlüğü yaptı. 2012 Ağustos ayında ise Manisa Petpak Fabrikası’na 10 SARTEN WORLD - 2013/06 fabrika müdürü olarak atandı. HEDEF DENEYİM 10 yıldır Sarten’li olan Özmekik, ilk hedefinin Petpak Fabrikası’nı daha başarılı noktalara taşımak ve kendisine de yönetici olarak daha fazla tecrübe kazandırmak olduğunu söylüyor. Özmekik, “Üretimi sevdiğim için kendime ilk etapta kariyer hedefi olarak da Sarten’in tüm plastik üretim operasyonlarında deneyim kazanmayı ve görev almayı belirledim” diye konuşuyor. best, Burcu, Olca, Sibaş, Yonca, Sultan Gıda, Çelenlioğlu öne çıkıyor. Petpak’ta yurtdışı müşterilere de üretim yapılıyor. Bu müşteriler arasında ise Macaristan’da Kallos KFT, Kuzey Kıbrıs’tan Arsal Gıda, İsrail’den Rosenfeld, Yunanistan’dan Kozat adlı şirketler yer alıyor. Bunun dışında Beyrut, İngiltere ve Romanya’ya da ihracat yapılıyor. BAŞARILI BİR YIL 2012’de 71 milyon kutu üretiminin yapıldığı fabrika, yüzde 55 kapasiteyle çalıştı. 2012’de yeni müşteri katılımlarının yanı sıra mevcut müşterilerle birçok proje geliştirerek yeni ürünleri devreye aldıklarını söyleyen Özmekik, stok ürün yelpazelerinin geniş olması nedeniyle pet müşterilerinde artış sağlandığını söylüyor. Özmekik, 2012’de yaptıkları çalışmaları şöyle anlatıyor: “Plastik ambalaj, ürünün dış görünüşüdür. Dolayısıyla müşterilerimizle yeni dış görünüşler yaratma adına sıkı bir çalışma içinde olduk ve 2012’yi yeni projeler ve yeni ürünler açısından verimli geçirdik. Güngör ve Baktat şirketlerinde çeşitli hacimlerde yeni zeytin 2013/06 - SARTEN WORLD 11 Fabrika / Petpak “HER ALANDA KULLANILIYOR” SEKTÖRDE ÖNEMLİ Ambalaj, Türkiye’de plastiklerin yoğun olarak kullanıldığı sektörlerin başında geliyor. Kullanılan ambalaj malzemelerinin değer olarak üçte biri plastik. Türkiye’de kişi başına düşen plastik ambalaj tüketimi ise 24,7 kg. Plastik ambalaj ihracatı, sektörün toplam ihracatı içinde yüzde 67 paya sahip. YAYGIN KULLANIM Plastik ambalajlar çok geniş bir hammadde jeneriğinden üretilen binlerce çeşit malzemeyle ambalaj endüstrisinin her alanında kullanılıyor. Kolay şekil almaları, gazlara karşı koruyucu olmaları, hafif olmaları ve hijyenik olmaları nedeniyle özellikle kap, şişe, tepsi gibi ambalaj üretimlerinin en önemli hammaddeleri arasında yer alıyor. AVANTAJLI MI? Plastik ambalajların avantajları, darbelere karşı iyi dayanması ve kırılma durumunda bile etrafa saçılmaması, hafif olması, estetik görünüm ve ultraviyole ışığına karşı koruma açısından çeşitli renklerde üretilebilmesi, şeffaf olması, kısa süreli üretimlerde ekonomik olması, cam ambalajla karşılaştırıldığında çok çeşitli şekillerde üretilebilme olanağının olmasıdır. SARTEN WORLD 12 SARTEN WORLD - 2013/06 pet kavanozları, Eker’de 1 LT ve 1,5 LT pet ayran şişeleri, Dalan’da yeni sıvı sabun şişeleri, Sultan Gıda’da ketçap-mayonez şişeleri, Assan’da ketçap şişeleri, Olca Gıda’da 1780 ML ve galon pet kavanozları, Opet’te yeni Fuchs ürünlerini kapsayan birçok yeni ürün projemiz oldu. 2012’de toplamda 32 yeni ürün için kalıp yapımı, AR-GE departmanımız tarafından gerçekleştirildi.” 2013’ün ilk 8 ayını da başarıyla geride bırakan fabrika, bir önceki yılın aynı dönemine göre üretim adedini yüzde 14 oranında artırmayı başardı. Hammadde kullanım miktarı, yine bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25 arttı. Buna bağlı olarak kapasite kullanımı da yükseldi. 2013’ün ilk 8 ayında mevcut müşterilerle yeni projelerin sürdüğünü ve yeni ürünleri devreye aldıklarını söyleyen Özmekik, yeni müşterilerin de kazanıldığını açıklıyor. İLK SIRADA GÜVENLİK VAR 29 beyaz ve 135 mavi yakalı olmak üzere 164 kişiye iş sağlayan fabrikanın çalışanlarının yüzde 55’i kadınlardan oluşuyor. Fabrika, 3 vardiya ve 24 saat sistemiyle faaliyetlerini sürdürüyor. Üretim merkezinde çalışanlara büyük önem veriliyor. Bu amaçla çalışanlara yönelik yıllık düzenli eğitim planları gerçekleştiriliyor. Ayrıca çalışanların eksik yanlarını geliştirebilme adına da sürekli tek nokta eğitimleri yapılıyor. Bunun dışında iş güvenliği fabrikanın birinci öncelikleri arasında sayılıyor. Bu nedenle fabrikada planlar dahilinde iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri düzenleniyor. Özmekik, çalışanlara yönelik uygulamaları şöyle aktarıyor: “Her ay düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği kurul toplantıları yapılıyor ve bu toplantılarda işçi temsilcilerimizle birlikte konuşulan ve alınması gereken tedbirleri karara bağlayarak tüm riskleri ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Tüm makinelerimizdeki risk analizlerini gerçekleştirerek makine güvenlik formlarını makine başlarında koyduk. Çalışanlarımızın her yıl sağlık kontrollerini yapıyoruz. Ayrıca fabrika doktorumuz da çalışanlara hizmet veriyor.” AJANDADA NE VAR? Fabrika müdürü Erkan Özmekik, ajandasının ana başlıklarını iş güvenliği, kalite, verimlilik, planlama ve disiplin olarak sıralıyor. 2013’te de bu konulara ağırlık verdiğini anlatan Özmekik, iyi bir planlamanın verimliliği, verimliliğin kaliteyi, kalitenin de iş güvenliğini beraberinde getirdiğini anlatıyor. Bunları başarmanın yolunun ise disiplinli bir çalışmadan geçtiğini belirtiyor. Ona göre bu döngü ne kadar iyi başarılırsa hem çalışanların hem de müşterilerin memnuniyeti daha çok artıyor. Bunların dışında ajandasında 2013’ün sonlarına doğru ve 2014 içinde makine yerleşim planının değişmesine yönelik yoğun bir çalışmanın olduğunu söyleyen yönetici, 2014’te iç ve dış çehresi değişmiş bir fabrika oluşturacaklarına dikkat çekiyor. Diğer hedeflerini ise şöyle aktarıyor: “Yeni müşteri ve yeni ürün kazanımlarına devam ederek kapasitemizi ar- tırmak ve maliyet azaltıcı verimlilik projeleri üretmek istiyoruz. Makine parkurumuzu yeni ürün ve projeler için artırmayı planlıyoruz. Bu yıl içinde fabrika binasına ilave olarak yeni bir depo inşaatı yapıldı. Bu deponun yapılmasıyla fabrikanın mevcut üretim alanı genişleyecek. Makinelerimizin yerleşim planını değiştireceğiz ve bu plan dahilinde yeniden bir yerleşim yapacağız. İlerleyen yıllarda da makine parkurumuzu artırmayı planlıyoruz. Çalışanlarımıza verdiğimiz eğitimler de artacak. Çalışanlarımız için daha fazla etkinlik yapmayı da planlarımız arasına aldık. 2013’te maliyetleri azaltma ve tasarruf çalışmalarına ağırlık verdik.” S 29 beyaz ve 135 mavi yakalı olmak üzere 164 kişiye iş sağlayan fabrikanın çalışanlarının yüzde 55’i kadınlardan oluşuyor. Fabrika, 3 vardiya ve 24 saat sistemiyle faaliyetlerini sürdürüyor. “ÇEVRE DAHA FAZLA KORUNUYOR” PLASTİK YÜKSELİYOR Ambalaj sektöründe plastiklerin kullanımı, dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla artıyor. Gıda endüstrisi ise bu trendde başı çekiyor. Artık sayısız gıda ürünü soframıza plastik ambalajlar içinde geliyor. Gıdalarımızı koruyan, ömrünü uzatan ve hijyen sağlayan plastikler, ambalaj sektörü tarafından en çok tercih edilen malzeme olarak dikkat çekiyor. Ekonomik gelişmeler, kullanım kolaylığı, enerji tasarrufu ve çevresel faktörlerin etkisiyle ambalaj sektöründe plastiklerin kullanımı, her geçen gün artırıyor. Çalışan kadın nüfusunun artmasıyla hızlı tüketimin yaygınlaşması ve hazır yemek sektörünün gelişmesi de bu ürünlere karşı olan ilgiyi artırıyor. RAF ÖMRÜNÜ UZATIYOR Gıda ambalajlarında plastik kullanımının sebeplerine bakıldığında düşük maliyet, taşıma kolaylığı, geri dönüşüm avantajı, değişik üretim teknolojilerinin uygulanabilmesi, hafiflik, saydamlık gibi faktörler ön plana çıkıyor. Plastik ambalajlar, özellikle meyve ve sebze, et, balık ve kümes hayvanları, dondurulmuş gıdalar, hazır yemekler, kuru gıda, şekerleme, fırın ürünleri, süt ürünleri, içecekler, bebek maması ambalajlarında tercih ediliyor. Gıda sektörünün plastik ambalaja yönelmesi gıdaların raf ömrünü uzatırken, gıda israfını da önlüyor. TASARRUF SAĞLIYOR Plastiklerin gıda ambalajlarında kullanımı, ürünlerin lojistiği sırasında daha az enerji harcanmasını sağlıyor. Bu daha az enerji, daha az karbon salımı ve çevrenin daha fazla korunması demek. Plastik olmasaydı ambalajların ortalama ağırlığı 4 katına, ambalaj üretimi için harcanan enerji 2 katına, ambalajın hacmi ise 2,5 katına çıkacaktı. 2013/06 - SARTEN WORLD 13 Departman / Kalite Anahtar teslim kalite anlayışı Sarten, kalite konusunda sektörünün önde gelen şirketlerinden. Şirket bünyesinde yer alan kalite departmanı, Sarten kurulduğu günden bu yana faaliyetini sürdürüyor. Hatta Sarten, sektöründe ISO 9001 belgesini ilk alan şirketler arasında yer alıyor. Sarten Kalite Departmanı, 4 kişilik merkez ve 12 fabrikaya yayılan 81 kişilik kalite ekibiyle müşterilerine anahtar teslim hizmet vermesiyle de dikkat çekiyor. Sarten Kalite Koordinatörü Rıdvan Eğin, bu hizmeti müşteriyi dinleyerek oturttuklarını söylüyor ve “Çok farklı standartlara uygun hizmet üreten ve müşterilerimizin başarılı olmasına dayanan bir anlayışa sahibiz” diye konuşuyor. 14 SARTEN WORLD - 2013/06 “Bizim çok cepheli bir yapımız var. Çok standartlı, çok farklı beklentilere yönelik hizmet veren ve müşterilerimizin başarılı olmasına dayanan bir anlayışa sahibiz.” SARTEN WORLD S arten’in geçmişinde kalite anlayışının önemi büyük. Şirket, kurulduğu ilk yıldan bu yana bu konuya özel önem veriyor. Öyle ki Sarten, ISO 9001 sistemini ilk kuran şirketlerden biri. Bu nedenle şirket bünyesinde kalite güvence anlayışının geçmişi oldukça eskilere dayanıyor. Sarten Kalite Kontrol Departmanı’nda merkezde 4 kişi görev yapıyor. Sarten Kalite Koordinatörü Rıdvan Eğin önderliğinde ilerleyen departmana fabrikalardaki kalite güvence ekipleri de destek veriyor. Sarten’in yurtiçinde dağılmış 12 fabrikasında 81 kişi kalite departmanında çalışıyor. Merkez ekipte Rıdvan Eğin dışında kalite güvence müdürlüğü yapan Hakan Sertçe, kalite denetim uzmanı Sevim Koç ve kalite mühendisi Duygu Gündüz de yer alıyor. ÇOK CEPHELİ YAPI Ambalajda diğer sektörlerden farklı bir yapı mevcut. Sektörün tüm alanlara hizmet veriyor olması, standartların ve beklentilerin çeşitlenmesine neden oluyor. Rıdvan Eğin, “Biz müşterilerimizin nihai müşterilerini düşünerek hareket etmek zorundayız” diye konuşuyor. Bu nedenle şirket olarak hem kendi kalite gereklerine hem de ilgili sektörlerdeki gereklere uygun, nihai müşteriyi de hedef alan bir kalite anlayışına sahip olmaları gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “Dolayısıyla çok cepheli bir yapımız var. Çok standartlı, çok farklı beklentilere yönelik hizmet veren ve müşterilerimizin başarılı olmasına dayanan bir anlayışa sahibiz. Müşterimiz bizden dolayı başarılı olursa biz de kendimizi başarılı hissediyoruz. Müşterimizin başarısı bizim başarımızdır. Kalite departmanı olarak biz ürünün üretilmesinden teslimine kadar her noktada varız. Hammadde giriş kontrolü, tedarikçi denetimleri, ürünün fabrikaya girişi, siparişin alınması, siparişin gözden geçirilmesi, üretimin gerçekleşmesindeki ara operasyonlar, depoya gidiş gibi tüm süreçlerin kontrolüne biz dahil oluyoruz.” “GELECEK YIL DAHA DA İLERİDE OLACAĞIZ” AMAÇ İLERİ GİTMEK Sarten Kalite Departmanı’nın gelecek planları da oldukça iddialı. Rıdvan Eğin, amaçlarının gelecek yıl bu yıldan daha ileride olmak olduğunu söylüyor. Bunu nasıl sağlayacaklarını iyi bildiklerini belirtiyor. “Kalite yolculuğu bir merdivendir” diyen Eğin, bir sonraki basamakta neler yapmaları gerektiğini çok iyi bildiklerini belirtiyor. Sarten’in kalite ve teknoloji anlayışıyla ilgili de şu yorumlarda bulunuyor: TEKNİK KADRO ÇOK İYİ “Teknoloji kalite için çok önemli bir konu. Burada önemli bir teknolojik yatırım var zaten. Bu teknolojik yatırımın istenen amaca uygun olması, hata üretmemesi, istenen performansı vermesi lazım. Bu açıdan Sarten’in teknik kadrosu oldukça güçlü. Bu konuyu bilen, sadece kendi süreçlerini değil müşteri süreçlerini de yakından takip eden bir kadroya sahibiz. İLERİ AR-GE ÇALIŞMALARI Kalite şefi arkadaşlarımız da müşteri süreçlerine son derece hakim kişiler. AR-GE departmanımızdaki çalışmalar oldukça ileri seviyede. Biz şu anda kendi makinelerimizi adapte edebilir, kalıplarımızı yapabilir noktadayız. Bu bizim sektörde çok önemli. “ 2013/06 - SARTEN WORLD 15 Departman / Kalite “Müşterimiz bizden dolayı başarılı olursa biz de kendimizi başarılı hissediyoruz. Müşterimizin başarısı bizim başarımızdır.” SARTEN WORLD KALİTE KAPIDA ORTAYA ÇIKIYOR Sarten’in “anahtar teslim kalite” yaklaşımı, şirketi rakiplerinden ayıran en önemli özelliklerden biri. Rıdvan Eğin, Sarten’in kalitesinin müşterinin kapısında ortaya çıktığını söylüyor. Bu nedenle geniş yelpazeli bir kalite anlayışıyla hizmet verdiklerini belirtiyor ve kalite stratejilerine dair şu bilgileri veriyor: “Kalite departmanında bazı arkadaşlarımız sadece satış sonrası destek vermeye yönelik çalışıyor. Müşterileri geziyorlar, onların hatlarına ve makinelerine bakıyorlar. Makinelerin ayarlarıyla ilgili teknik destek veriyorlar. Biz kalite sistemle, kalite kontrolü birbirinden ayırma taraftarı değiliz. İkisinin de birbiriyle iç içe olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu stratejimiz nedeniyle her noktadaki arkadaşımızın çift şapkası var.” Müşterilerin Sarten’den beklentisiyle ilgili de yorum yapan Eğin, iyi ürün ve bu ürünün kalitesinin sürdürülebilir olmasının önemine değiniyor. Sürdürülebilirliğin bir işaretinin sistem belgeleri olduğunu söylüyor ve “ISO 9001, çok temel olmazsa olmaz her yerde olan bir belge. Gıda fab- rikalarında ISO 22000 belgelerimiz var. Çevreye dost olmak artık günümüzde son derece önemli bir konu. Bu nedenle ISO 14001 belgemiz de mevcut. Çalışanlarla ilgili kriterler, etik değerler uygulamalarını kapsayan SEDEX belgemiz de var” diye konuşuyor. ORTAK KALİTE PROJELERİ Kalite tarafında ne tür problemler yaşandığına gelince... Rıdvan Eğin, müşterilerin beklentileriyle sunulan ürün arasında bir uyumsuzluk varsa o zaman sorunun ortaya çıktığını söylüyor. Sektörde en büyük problemlerin iletişim kaynaklı ortaya çıktığına dikkat çekiyor. “Biz bu iletişim sorununu aşmak için çeşitli kanallar kullanıyoruz. Müşteri ziyaretleri, fuarlar, düzenlediğimiz kalite bülteni bu iletişim araçlarından sadece birkaçı” diye konuşuyor. Sarten bünyesinde kalite ortak diye bir email sistemi de mevcut. Aynı zamanda iç iletişim toplantılarıyla da iletişimde yaşanabilecek olası sıkıntıların önüne geçiliyor. Güncel müdahaleler yapılabiliyor. Rıdvan Eğin, bu yıl başında müş- “İNSANCIL GERİ DÖNÜŞ ÇOK ÖNEMLİ” HAKAN SERTÇE/ KALİTE GÜVENCE MÜDÜRÜ BİREBİR GÖRÜŞME Sarten Kalite Departmanı olarak yıl sonlarına doğru müşterilerimizle birebir görüşmeler yapıyoruz. Özellikle ürünlerimize, bizim ambalajımıza eli değen kişilerle görüşmeye çalışıyoruz. Bizim gönderdiğimiz kutuyu alıp onun içine bir şey dolduran, tekrar kendi ürünü olarak ortaya çıkaran kişiler bizim için özel öneme sahip. ANKETLER DÜZENLİYORUZ Bu görüşmelerin çoğuna da ben katılıyorum. Bu görüşmelerden aldığımız geri dönüşler bizim için çok değerli. Bunun yanında standart olarak anket formlarımız var. Bunlar sayısal değerler içeriyor. Bunları da istatistiki verileri 16 SARTEN WORLD - 2013/06 ölçmek için kullanıyoruz. Ancak özellikle müşterilerimizin istediği insancıl geri dönüşler, müşteri ziyaretleri çok önemli bizim için. GENİŞ SERVİS AĞI FARKLILIĞI Biz müşterimizin her zaman yanındayız. Bu bir Sarten anlayışı aslında. Bizim kadar geniş servis veren rakibimiz yok. Belki büyüklüğümüz de buradan geliyor. Son tüketici rafta bizim müşterimizin ürününü değil, bizim ambalajımızı görüyor. Bu nedenle her şeye dikkat etmek zorundayız. Bazı müşterilerimizin tek tedarikçisiyiz. Müşterinin üretiminin aksamaması bizim için çok önemli. terilerle ortak kalite projeleri de yürütmeye başladıklarını söylüyor ve ekliyor: “Yaptığımız bu ortak projelerin sayısını giderek artıracağız. Kalite seviyesini daha yukarı çekmeye ve müşterilerimizle birbirimizi daha iyi tanımaya yönelik çalışmalar bunlar. Birtakım ortak kararlarla şikayetleri azaltmak hatta mümkünse giriş kontrol seviyesi uygulamasını aradan kaldırıp doğrudan birbiriyle çalışan taraflar olmak için çalışıyoruz. Bu çalışmalarımızın sonucunda da müşterilerimizden çok iyi tepkiler alıyoruz.” AYNI DİLİ KONUŞMAK ÖNEMLİ Sarten’de müşteriyle ortak proje yürütmenin en önemli amacı, iki şirketin yakın çalışması sayesinde çoklu kontak sistemine geçilmesini sağlamak. Rıdvan Eğin, karşılıklı şirketlerin birbirini iyi anlamasıyla tüm sürecin başladığını söylüyor. “Aynı dili konuşmak çok önemli” diye konuşuyor. Müşteriyle kurulan iletişimde dikkat ettikleri noktaları ise şöyle sıralıyor: “Bir kere tanışmak lazım. Bunun dışında müşterinin beklentisini, onun sahasında, makinesinde yaşanan sıkıntıyı Sarten’deki operatörün bilmesi lazım. Sonuçta üretici bir sıkıntı yaşandığı zaman bunun nereden kaynaklandığını tam olarak bilmeyebilir. Belki hata kendi uyguladığı bir süreçten ileri geliyor. Ya da beklentisi çok gerçekçi değil. Bunların karşılıklı konuşulması gerekli. Hataların nasıl kontrol edileceği, nasıl ölçüleceği konusunda mutabakatın sağlanması lazım. Biz müşterilerimizle karşılıklı iyileştirmeler de yapıyoruz. Birbirimize eğitimler veriyoruz. Tüm bunlar müşterilerimizle aynı ekibin parçası gibi çalışmamıza olanak sağlıyor. Bu da erken uyarı sistemlerini çalışmasına ve verimin artmasına neden oluyor.” SARTEN’İN FARKI Müşterilerle ortak projeler geliştirmek Sarten’i rakiplerinden ayıran en önemli özelliklerinden biri. Ancak kalite çatısı altında şirketin tek farklılığı bundan ibaret değil. Rıdvan Eğin, Sarten’in çağdaş bir yaklaşımla hizmet verdiğini söylüyor. Bu çağdaş yaklaşıma ise şu örnekleri veriyor: “Mesela bir görsel fabrika konseptimiz var. Bu görsel fabrika konseptimiz pilot uygulama olarak bazı fabrikalarda başlamış durumda. Yazılı bir talimat olmadan, sadece görsel olarak her şeyi tarif ediyoruz. Aynı şekilde iç talimatlarımızı ve hata tanımlarını görsel talimatlar haline getirmek için çalışıyoruz. Sonuçta bizim işimizde en önemli kişi operatördür. Onların eli kutuya değiyor. Onlara bütün süreçleri anlatma noktasında bu sistem bize büyük avantaj sağlayacak. Eğitim ise Sarten’in çok önemli bir diğer yönü. Sarten Akademi bizim için çok önemli. Kalite formasyonunu da değiştirmeyi amaçlıyoruz. Bu da bize özel bir uygulama olacak. Bahsettiğim görsel fabrikayla uyumlu olarak hata “MÜŞTERİNİN SESİ”Nİ DİNLİYORUZ DUYGU DURSUN GÜNDÜZ/ SARTEN KALİTE MÜHENDİSİ ANINDA GERİ BİLDİRİM Sarten bünyesinde oluşturduğumuz Müşterinin Sesi (voice of customer) isimli bir sistemimiz var. Müşterilerimiz bu sisteme internetten giriş yapabiliyor ve ürünlerimizle ilgili her türlü geri bildirimi bu kanaldan bize iletiyorlar. 5 GÜN İÇİNDE DÖNÜŞ Bu geri bildirimler ilk önce pazarlama departmanı kanalıyla fabrikalarımıza ulaşıyor. Kalite şeflerimiz 5 gün içinde problemle ilgili bir geri dönüş yapmak zorunda. Bu geri dönüş problemin direkt çözümüne yönelik olmak zorunda değil. En azından problemi ele aldığımıza dair bir geri bilgilendirme mutlaka yapıyoruz. yapıyoruz. Her fabrikadan tüm kalite şefleri bu toplantıya katılıyor. Bu toplantılarda şikayetlerden, fabrikalarda yapılan iyileştirme çalışmalarına kadar pek çok konuyu paylaşma şansımız oluyor. Bu sayede bir fabrikada ne oluyorsa diğer fabrikalar da anında bunu öğrenebiliyor. HIZLI PAYLAŞIM Biz kendi bünyemizde 2 ayda bir kalite koordinasyon toplantıları “Bizim merkez grubu olarak ana fonksiyonumuz fabrikalardaki durumu izlemek. Fabrikalar arasındaki bilgiyi, uygulamaları arı gibi taşıyor, pişiriyor ve eksiklikleri görüp aksiyon alıyoruz.” SARTEN WORLD tanımlama sistemi oluşturuyoruz. Bütün hataları görsel hale getirip bir istatistiki tabana oturtuyoruz. Bunu da müşterilerimize ve tedarikçilerimizi kalite sözleşmeleri mantığıyla yansıtacağız. Bu, önemli bir adım. Yine bunun arkasından gelen iç müşteri uygulaması mantığı var. Bunlar oldukça ileri ve sektörde görülmeyen adımlar.” YERELDEN GENELE ÇALIŞMA Sarten, daha kaliteli hizmet için pek çok fabrikasında iyileştirme projeleri de geliştiriyor. Rıdvan Eğin, iyileştirme projeleri için ilk önce pilot fabrikalar seçildiğini söylüyor. Yeni uygulamalarda da benzer bir yaklaşımla ilerlediklerini belirtiyor ve ekliyor: “Mesela Silivri fabrikamızda bir yalın üretim projesi var. Bu sistem burada oturduktan sonra buradaki iyi uygulamalar diğer fabrikalara yansıtılacak. Bunun yanında Gebze fabrikamızda operatörlerin eğitiminin etkinliğini ölçmeye yönelik bir operatör denetim uygulamasına başladık. Bu uygulama Gebze’de oldukça iyi sonuçlar verdi. Şimdi bu uygulamayı diğer fabrikalara da aktardık. Biz hep yerelden genele taşımalar yapıyoruz. Bizim merkez grubu olarak ana fonksiyonumuz fabrikalardaki durumu izlemek. Fabrikalar arasındaki bilgiyi, uygulamaları arı gibi taşıyor, pişiriyor ve eksiklikleri görüp aksiyon alıyoruz.” S 2013/06 - SARTEN WORLD 17 Müşterilerimiz / Akaryakıt “Petrol Ofisi Madeni Yağları, Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’da 26 ülkeye ihraç ediliyor. Yılda yaklaşık 10 bin ton madeni yağ ihracatı gerçekleştiriyoruz.” “İstikrarlı büyüyoruz” OMV Petrol Ofisi, Türkiye’nin ikinci en büyük özel sektör şirketi. 20,2 milyar TL’lik cirosuyla akaryakıt sektörünün de önde gelen oyuncularından biri. Türkiye madeni yağ sektöründe 3 yıldır liderliğini koruyan şirketin ticari satışlar ve madeni yağlar direktörü Sezgin Gürsu, başarılarının sırrını, “doğru takım, doğru strateji ve doğru iletişim” üzerine kurulan yol haritasıyla açıklıyor. Bu yol haritasının istikrarlı bir büyüme ve başarı getirdiğini söylüyor ve “Bu yolda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz” diye konuşuyor. 18 SARTEN WORLD - 2013/06 O MV Petrol Ofisi, 20,2 milyar TL’lik cirosuyla Türkiye akaryakıt sektörünün en büyük oyuncularından biri. Türkiye madeni yağ sektöründe 3 yıldır liderliği kimseye kaptırmayan şirket, 2012 yılında toplamda 95 bin ton madeni yağ satışı gerçekleştirmiş durumda. OMV Petrol Ofisi Ticari Satışlar ve Madeni Yağlar Direktörü Sezgin Gürsu, başarılarının arkasında doğru takım, doğru strateji ve doğru iletişim üzerine kurulan yol haritasının olduğunu söylüyor. Bu harita sayesinde istikrarlı bir büyüme gerçekleştirdiklerini belirtiyor. Bu yolda emin adımlarla ilerlemeye devam edeceklerinin de sinyallerini veriyor. Gürsu, sektördeki en büyük farklarının son teknolojileri, dünyayla aynı anda takip etmeleri olduğunu söylüyor. “Gelişen motor teknolojisi ve otomotiv üreticilerinin talepleri doğrultusunda yüksek teknolojili ürün geliştirme ve üretim çalışmaları yapıyoruz” diye konuşuyor. Sezgin Gürsu’yla OMV Petrol Ofisi’nin sektördeki konumunu, son dönemde yaptığı inovatif çalışmaları ve sektöre yön veren trendleri konuştuk: Petrol Ofisi’nin madeni yağ sektöründeki mevcut konumu nedir? 2012 yılında 20,2 milyar TL’lik satış geliri elde ettik. OMV Petrol Ofisi olarak Türkiye’nin en büyük ikinci özel sektör şirketiyiz. Türkiye madeni yağ sektöründe 3 yıldır liderliğimizi koruyoruz. Madeni yağ ve kimyasallardan oluşan toplam madeni yağ pazarına da liderlik ediyoruz. 2012 yılında ihracat da dahil olmak üzere toplam 95 bin ton madeni yağ satışı gerçekleştirdik. Özellikle hedeflenen ürün gruplarında satış tonajı ve pazar payı artışı sağlayarak PETDER 2012 verilerine göre madeni yağ ve kimyasallardan oluşan toplam madeni yağ sektöründe Petrol Ofisi olarak yüzde 4’lük bir büyüme ile yüzde 25,1 pazar payı elde ettik ve pazar lideri konumumuzu koruduk. 2011 yılı rakamlarına göre de yine ihracat da dahil olmak üzere 91 bin ton madeni yağ satışı yaptık ve yılı yüzde 24,4 pazar payıyla tamamladık. Bu alanda Petrol Ofisi liderliğini sürdürebilmek için ne tür çalışmalar yapıyor? “Doğru takım, doğru strateji ve doğru iletişim” üzerine kurguladığımız yol haritamızın bize istikrarlı bir büyüme ve başarı getirdiğine inanıyoruz. Bu yolda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz. Diğer taraftan müşterilerimizin beklenti ve ihtiyaçlarını belirlemek için çeşitli araştırmalar yürütüyoruz. Bu araştırmaların sonuçlarını analiz ediyoruz. “SARTEN ANA TEDARİKÇİMİZ” Sarten’le nasıl bir işbirliği içindesiniz? Sarten’i sektördeki konumu itibarıyla nasıl değerlendirirsiniz? Son beş yıl içinde sürekli artan iş hacmiyle Sarten, plastik ve teneke ambalaj tedariğinde ana tedarikçimiz konumuna yükseldi. Sarten firmasının çalışmaları, müşterileriyle olan işbirlikleri ve yatırımlarının sürekliliği sayesinde sektöründe lider konumda olduğunu görüyoruz. SARTEN WORLD Aynı zamanda Petrol Ofisi Teknoloji Merkezi’mizde (POTEM), özel katkı maddelerinde uzmanlaşmış dünyanın önde gelen global şirketleri ve araç üreticileri işbirliğiyle kapsamlı AR-GE faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Ne tür inovatif ve yeni ürünler ortaya çıkardınız son yıllarda? Bunların müşterilerinize katma değeri nedir? Farklı ihtiyaçlara farklı çözümler sunan, en ileri teknolojiyle üretilmiş ürünlerimizle portföyümüzü her geçen gün daha da genişletiyoruz. 300’ü aşkın madeni yağ ve gres ürününün yer aldığı geniş bir portföye sahibiz. 2013 yılının ilk yarısında farklı sektörlerin çeşitli ihtiyaçlarına yönelik yeni ürünleri de portföyümüze ekledik. Uzun ömürlü ve yüksek koruma sağlayan Turbine Oil TX Serisi yeni nesil türbin yağlarını ve enerji tasarrufu sağlayan, çevreye zararlı çinko gibi içeriklerden arındırılmış özel formülasyonlu Hydro Oil HVI-TX Serisi hidrolik sistem yağlarını yeni ürünlerimize 2013/06 - SARTEN WORLD 19 Müşterilerimiz / Akaryakıt “İyi ve kaliteli ambalajın markalaşma açısından vazgeçilmez olduğunu düşünüyoruz ve tedarikçi seçimimizde bunu ön planda tutuyoruz.” örnekler arasında sayabiliriz. Yeni ürünlerimiz çevreyi korumaya yardımcı olurken, tasarruf da sağlayarak kaynaklarımızın daha verimli kullanılmasına katkıda bulunuyor. Ayrıca geçtiğimiz yıl yeni nesil Petrol Ofisi MAXIMUS 10W-40 dizel motor yağları ailesi için yüzde 50’ye varan daha az eksiltme” vaadiyle başlattığımız kampanyamıza bu yıl kapsamını daha da genişleterek devam ediyoruz. “Eksiltme kontrollü yeni formülü” ve sentetik teknolojisiyle MAXIMUS 10W-40 ürün ailesi en ağır şartlara dayanarak, maksimum koruma ve tasarruf sağlıyor. Ayrıca ağır vasıta sürücüleri, araçlarının yağını daha az kontrol etme ihtiyacı duyuyor ve kullanım boyunca ekleme miktarı da yarıya düştüğü için sürücülerin daha rahat bir sürüş keyfi yaşarken tasarruf sağlamaları da mümkün oluyor. Petrol Ofisi olarak madeni yağ sektöründe rakiplerinizden farklılaştığınız konular neler? Ürünlerimizi Türkiye’nin ve yakın coğrafyanın kendi alanında en kapsamlı teknoloji üssü olma özelliği taşıyan İzmit-Derince’deki Petrol Ofisi Teknoloji Merkezi’mizde (POTEM) geliştiriyoruz. Fabrikamız yıllık 140 bin tonluk üretim kapasitesine sahip. 2012 yılında toplam 91 bin 500 ton üretim gerçekleştirdik. POTEM’de en son teknolojileri, dünyayla aynı anda takip ediyor, gelişen motor teknolojisi ve otomotiv üreticilerinin talepleri doğrultusunda yüksek teknolojili ürün geliştirme ve üretim çalışmaları yapıyoruz. Bu çalışmaları yaparken dünyanın önde gelen teknoloji ortaklığı yaptığımız global firmalar ve OEM’lerle işbirliği yapıyoruz. Pazara sunduğumuz ürünlerin, araç ve motor üreticilerinin beklenti ve standartlarına uygunluğuna önem veriyoruz. Petrol Ofisi Teknoloji Merkezi’nde yürütülen ürün geliştirme ve üretim çalışmalarının yanı sıra aralarında Opel GM, MAN, Karsan, Wirtgen, Hidromek gibi binek araç, ağır vasıta ve iş makinelerine kadar uzanan farklı segmentlerde önde gelen seçkin OEM’lerle AR-GE konularında işbirliklerimiz var. “PAZARDA REKABET YOĞUN” Bu alanda Türkiye’deki rekabeti nasıl değerlendirirsiniz? DOYGUN PAZAR Oldukça doygun sayılabilecek Türkiye madeni yağ pazarında yer alan yerli oyuncuların yanı sıra 50-60 yıldan bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren büyük global şirketler de mevcut. GLOBALLER ÜST SIRADA Bunların hepsi madeni yağ üretimlerini Türkiye’de gerçekleştiriyor. Bu global oyuncular genellikle de sıralamanın üst basamaklarında yer alıyor. Dolayısıyla pazarda agresif ve yoğun bir rekabet söz konusu, diyebiliriz. 20 SARTEN WORLD - 2013/06 İHRACATTA YENİ PAZARLAR HEDEFTE l Önümüzdeki dönemde ihracat gerçekleştirdiğiniz pazarlarda bir çeşitlenmeye gidecek misiniz? Yeni dönemde yeni pazarlarla portföyümüzü genişletmenin yanı sıra mevcut pazarlara ihracatımızı da artırmayı hedefliyoruz. l Mevcut ihracat potansiyeli içinde sizin için en değerli olan ülkeler nereler? Neden? Bizim için ihracat potansiyeli yüksek olan ülkelerin başında Rusya, Irak, Libya, Türkmenistan ve Azerbaycan geliyor. Bu ülkelerde hızlı büyüyen ve gelecek vadeden pazarlar var. Belli bir şekilde doymuş pazarlara göre bu ülkelerde daha fazla yatırım fırsatları bulunuyor. Madeni yağ alanında özellikle hangi sektörlere hizmet veriyorsunuz? Motor yağları, endüstriyel yağlar, gresler ve antifrizler olmak üzere yaklaşık 300’ü aşkın ürünü kapsayan geniş bir ürün yelpazemizle otomotiv, sanayi ve denizcilik sektörlerinin her türlü ihtiyacına cevap veriyoruz. Bu alanda mevcut ihracatınız nedir? 2012 yıl sonu ihracatınız ne kadardı? Petrol Ofisi Madeni Yağları, Türkiye pazarının yanı sıra başta Rusya, Irak, KKTC, Azerbaycan, Libya, Gürcistan, Türkmenistan, Yunanistan, Makedonya, Kosova ve Bosna Hersek olmak üzere Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’da 26 ülkeye ihraç ediliyor. Yılda yaklaşık 10 bin ton madeni yağ ihracatı gerçekleştiriyoruz. Madeni yağ alanında ambalajın önemi nedir? İyi ve kaliteli ambalaj bu alanda ne anlama geliyor? Ambalaj, üreticiyle tüketici arasındaki bilgi kanalıdır, markanın imajıdır. İyi ve kaliteli ambalajın markalaşma açısından vazgeçilmez olduğunu düşünüyoruz ve tedarikçi seçimimizde bunu ön planda tutuyoruz. Sizin ürettiğiniz ürünlerde kaç tip ambalaja sahipsiniz? Bunlar arasından inovatif açıdan son dönemde ortaya çıkan ambalajlar ve özellikleri neler? Ürünlerimize ait ambalajları hacimsel olarak ele alacak olursak 17 cins ambalaja sahibiz. Son dönemde araç sektöründeki geliş- melere bağlı olarak 11 litre ve 9 litre ambalaj kullanımına da başladık. Madeni yağ ürünlerinizi hangi kanallardan satışa sunuyorsunuz? OMV Petrol Ofisi’nin mevcut bayi ağı nedir? Yaygın bir bayi ağına sahip olmanın önemi nedir sizin için? Türkiye geneline dağılmış Petrol Ofisi akaryakıt istasyonları, maxima ve MAXIMUS yağ değişim merkezleri ve yaygın distribütör ağı sayesinde ulaşılan 15 bin 500 satış noktasında müşterilerle buluşuyor. Bu yılın ilk yarısında aramıza katılan 3 yeni distribütörümüzle birlikte ürünlerimizin tüketicilerle buluştuğu nokta sayımızı daha da yukarılara taşımak için çalışıyoruz. Daha geniş müşteri kitlesine ulaşmanın en kısa yolunun buradan geçtiğine inanıyoruz. Ürettiğimiz Petrol Ofisi Madeni Yağları aynı zamanda doğrudan tarafımızdan kamu ve özel sektör kuruluşlarıyla yetkili otomotiv servislerine satılıyor. S YENİ TRENDLER NELER? TEKNOLOJİK ÜRÜNLERE GEÇİŞ Türkiye binek ve ticari araç pazarında, teknolojik ürünlere geçiş trendi hız kazanıyor. Hem binek hem ağır vasıta araç parkında sentetik düşük viskoziteli yağların etkinliği her geçen gün artıyor. Binek araç üreticileri ise yeni ürettikleri araçlarında kendi markalarına uygun sentetik düşük viskoziteli yağları şart koşuyor. SENTETİK YAĞ YÜKSELİŞTE Bu trend çerçevesinde pazardaki binek araçlar için sentetik motor yağı ürün sayısındaki artış sürüyor. Sanayiye yönelik endüstriyel madeni yağ ürünleri pazarında ise ürün kalitesinin garantisi anlamına gelen makine ekipman üreticilerinin onaylarına sahip özel ürünler tercih ediliyor. YAKINDAN TAKİP Bu trendleri göz önünde bulundurarak Derince’deki Petrol Ofisi Teknoloji Merkezi’mizde (POTEM) en son teknolojileri dünya ile aynı anda takip ediyor, gelişen motor teknolojisi ve otomotiv üreticilerinin talepleri doğrultusunda yüksek teknolojili ürün geliştirme ve üretim çalışmaları yapıyoruz. 2013/06 - SARTEN WORLD 21 Müşterilerimiz / Endüstriyel “Geleceğe yönelik planlarımız hazır” Akkim, yapı kimyasalları sektörünün önemli markalarından biri. 12 yaşındaki genç şirket, ürettiği ürünleri Türkiye dışında 80 ülkeye ihraç ediyor. Şirketin yönetim kurulu başkanı Mehmet Ali Akdemir, daha fazla ülkede, daha fazla müşteriye ulaşabilmek için ürün içeriklerini sürekli genişlettiklerini söylüyor. Bu amaçla da araştırma ve geliştirmeye önem verdiklerini açıklıyor. Üretim tesislerini her yıl yeni teknoloji ve üretim sistemleriyle donattıklarını anlatan Akdemir, gelecek dönemlere yönelik yatırım planlarının da hazır olduğuna dikkat çekiyor. A “Bizim en büyük şansımız, alanında uzman, gelişime açık, sorumluluk bilinci yüksek, değer üreten ve ahlaklı bir insan kaynağına sahip olmamızdır.” kkim Yapı Kimyasalları, yapı malzemelerini tamamlayıcı kimyasal ürün ve teknolojiler geliştirmek amacıyla 2001 yılında kuruldu. Daha sonra sürekli gelişim felsefesiyle hareket eden şirket, üretim teknolojileri, AR-GE çalışmaları, kalite kontrol sistemleri ve nitelikli insan kaynağı alanlarında önemli yatırımlar gerçekleştirdi. Bu yatırımların sonucunda ise Türkiye’nin ve bölgesinin önemli üreticileri arasında yerini aldı. Şirket, bugün İstanbul’da 25 bin metrekarelik kapalı alanda kurulu ileri teknolojiyle donatılmış, yüksek üretim kapasitesine sahip tesislerinde poliüretan aerosol köpükler, izolasyon silikonları, poliüretan ve akrilik bazlı mastikler, endüstriyel yapıştırıcılar, teknik aerosol ürünler ve otomotiv bakım kimyasalları üretiyor. Üretilen ürünler ise 80 ülkeye ihraç ediliyor. Yönetim kurulu başkanı Mehmet Ali Akdemir, müşterileriyle ve hatta tedarikçileriyle birlikte büyüyen bir şirket olduklarını söylüyor. Mevcut tesisleri, her yıl yeni teknoloji ve üretim sistemleriyle donattıklarını anlatan Akdemir, gelecek dönemlere yönelik yatırım planlarının hazır durumda olduğunu ve zamanı geldiğinde bu planların hayata geçirileceğini söylüyor. İhracat yaptıkları bölgelerde ve Türkiye’de bu ürün gruplarında öncü şirketler arasında yer aldıklarını belirten Akdemir, “Ancak bunlar yeterli değil. Daha fazla ülkede, daha fazla müşteriye ulaşabilmek için ürün içeriğimizi sürekli genişletiyoruz. Bunun için de yoğun bir AR-GE çalışması yürütüyoruz” diye konuşuyor. “CİDDİ MESAFE KAT ETTİK” AR-GE’ye bakışımız nasıl? Pazarın gelişen ihtiyaçlarına cevap verebilmek için sürekli olarak ürün kalitesinin ve ürün çeşidinin artırılması gerekiyor. Bu aşamada Akkim’in en önemli itici gücü, AR-GE’dir. Akkim, son yıllarda araştırma geliştirme çalışmalarına çok önemli yatırımlar yaptı. Üniversitelerle çalışıyoruz Akkim, hem insan kaynağı konusunda hem de yeni projelerin geliştirmesi anlamında ciddi mesafe kat etti. Birçok projeyi üniversitelerle ve yurtdışında konusunun uzmanı kişilerden destek alarak devam ettiriyor. Şu an yeni ürünlere yönelik çalışmalar ise sürüyor. Akkim, bunları zamanı geldiğinde müşterileriyle paylaşacak. 22 SARTEN WORLD - 2013/06 Akkim Yapı Kimyasalları Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Akdemir ile gerçekleştirdiğimiz sohbetin detayları şöyle… Akkim Yapı, ne zaman kuruldu? Nasıl bir kuruluş öykünüz var? Akkim, yaklaşık 20 yıllık bir birikimin sonucu olarak 2001 yılında ticari faaliyetlerine başladı. Poliüretan montaj köpükleri, derz dolgu silikon ve mastikleri, endüstriyel yapıştırıcılar ve teknik aerosoller olmak üzere 4 ana grupta, farklı sektörlere yönelik geniş bir yelpazede ürünler sunuyor. Bugün geldiği noktada, ülkesinin ve bölgesinin önemli üreticileri arasında yer alıyor. İlk yıllarında sadece ürün dolumu yapan Akkim, müşterilerine daha kaliteli, daha ekonomik ve sürdürülebilir bir hizmet sağlamak, aynı zamanda ülke ekonomisine daha fazla katma değer oluşturabilmek için kendi ürünlerinin üretimine başladı. Bu tarihten itibaren de hızlı bir büyüme yakalayan Akkim, bugün 80 ülkeye ihracat yapan, ürün ve hizmet kalitesini sürekli artıran, araştırma geliştirme çalışmalarına önemli yatırımlar yapan, sektörel normların gelişmesine katkı sağlayan, uluslararası oyunculardan biri oldu. Akkim’in size göre ilk önemli dönüm noktası, kırılım noktası ne zaman yaşandı? Büyümenize ivme katan ilk gelişme ne oldu? Akkim, 2006 yılında kendi fabrikasına taşınarak hem üretim çeşitliliğini artırdı hem de daha geniş bir müşteri kitlesine hizmet vermeye başladı. Aynı zamanda daha önce sadece dolumunu yaptığı birçok ürünün üretimini de kendisi yapar hale geldi. Bu Akkim için önemli bir adımdı. Şu anda Türkiye’nin önde gelen yapı kimyasalları şirketlerinden birisiniz. Büyümenizde kilometre taşları neler oldu? Akkim’in büyümesindeki en önemli kilometre taşı, müşterilerine verdiği yüksek değer ve bunun sonucu olarak müşterilerinin Akkim’e olan yüksek güvenidir. Kuruluş yıllarında çalışmaya başladığı şirketler, bugün Akkim’in en büyük müşteri grubunu oluşturuyor. Akkim için kısaca müşterileriyle ve hatta tedarikçileriyle birlikte büyüyen bir şirket de denebilir. İkinci olarak, dünya genelinde ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde ciddi bir yeniden yapılanma var. Bu durum Akkim’in ürün ve hizmetlerinin dünyanın çok farklı ülkelerine ulaşmasında önemli bir fırsat oluşturdu. Yurtdışında Türk firmaları ve markalarına yönelik teveccühün artması da Türk ihracatçısı için büyük bir avantaj sağladı. Büyüme süresince finansmanınızı nasıl sağladınız? Kendi sermayenizle mi ilerlediniz hep? Akkim, öncelikli olarak kendi öz kaynaklarıyla hareket etmeyi prensip edindi. Dengeli bir büyüme planı var. Gerek olmadıkça dışarıdan finansman kullanmamaya çalışıyor. Büyüme aşamasında sizi en fazla zorlayan konular neler oldu? 2008 yılında yaşanılan ekonomik durgunluk, bu konuların başında gelir. Akkim, bu dönemi, tek bir çalışanını işten çıkarmadan ve tek bir müşterisini kaybetmeden atlattı. Yine 2013/06 - SARTEN WORLD 23 Müşterilerimiz / Endüstriyel “Mevcut ürünlerin daha geniş coğrafyalara ulaşması için çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Daha farklı müşterilere hizmet verebilmek için yeni ürün geliştirme çalışmalarına önem veriyoruz. Bu iki konuda istenilen hedeflere ulaşabilmek için gerekli eylem planlarımız hazır.” SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YAKLAŞIMI Akkim Yapı’nın özellikle son yıllarda sürdürülebilir bir büyüme gösterdiği görülüyor. Büyümeyi yakalamak zor ancak bunu sürdürülebilir kılmak daha zordur. Bunu hangi stratejinize bağlıyorsunuz? Akkim’in öncelikli amacı, ülke nitelikli insan kaynağından mahrumsanız, dünyanın en mükemmel stratejileri bile işe yaramaz. Biz Akkim olarak alanında uzman, gelişime açık, sorumluluk bilinci yüksek, değer üreten ve ahlaklı bir insan kaynağına sahibiz. Bu bizim en önemli stratejimiz. ekonomisine katkıda bulunmak ve bunu sürekli kılmak. Bunun için iyi tedarikçilerle çalışıyoruz. Kaliteli insan kaynağı istihdam ediyoruz. Kaliteli ürünler üretiyor ve iyi müşterilerle çalışıyoruz. Akkim müşterilerini Ürettiğiniz ürünleri de düşünürsek çevre konusunda yaptığınız çalışmalar ve çevre politikanız hakkında bilgi verir misiniz? Araştırma geliştirme çalışmaları dinliyor, pazarı anlamaya gayret edip, içerisinde çevreci ürünlere öncelik veriliyor. istek ve beklentilerini karşılayacak Akkim, istikrarlı bir ekonomik hayatın ürünlerle müşterilerinin karşısına çıkıyor. sağlıklı bir toplumla yakalanacağı bilinciyle Sürdürülebilir büyüme için en önemli hareket ediyor. Tüm faaliyetlerinde çevrenin strateji, nitelikli çalışanlara sahip olmaktır. ve çevre sağlığının korunmasına yönelik Yaptığınız tüm planları hayata geçirecek tedbirler alarak üretimini devam ettiriyor. bir diğer konu, komşu ülkelerde yönetim değişiklikleri, iç savaşlar gibi önemli gelişmeler yaşanıyor. Bunlar büyüme aşamasındaki her şirketi derinden etkileyebilecek gelişmeler. Şu anda kaç müşteriniz var? Bu müşterilerin kaçı yurtdışı, kaçı yurtiçinde yer alıyor? Akkim, 80’in üzerinde ülkeye ürün ve hizmetlerini ulaştırıyor. Üretiminin büyük bölümünü ihraç ederek ülke ekonomisine katkıda bulunuyor. Özel markalı ürünler, üretiminizin ne kadarını oluşturuyor? Akkim, sektörünün lideri olan ve dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteren çok sayıda saygın marka ve şirket için özel ürün üretimi de yapıyor. Özel markalı ürünler, Akkim üretiminin önemli bir kısmını oluşturuyor. Mevcut ürünlerinizdeki pazar payınız hakkında bilgi verir misiniz? Pazar payınızı artırmak için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Poliüretan köpükler, silikon mastikler, yapıştırıcılar ve teknik aerosoller olmak üzere 4 ana ürün grubunda geniş bir çeşitliliğe ve pazar payına sahibiz. İhracat yaptığımız bölgelerde ve Türkiye’de bu ürün gruplarında öncü şirketler arasındayız. Ancak bunlar yeterli değil. Daha fazla ülkede, daha fazla müşteriye ulaşabilmek için ürün içeriğimizi sürekli genişletiyoruz. Bunun için de yoğun bir AR-GE çalışması yürütüyoruz. Hangi ülkede, hangi müşteri grubunun neye ihtiyacı var, önce onu çözüyoruz. İhtiyaca yönelik geliştirdiğimiz ürünlerin entegre bir şekilde iletişimini yapıyoruz. Global ve yerel müşterilerimizi ihtiyaçları doğrultusunda destekliyor, ilerlemelerine katkıda bulunuyoruz. Ürünleriniz arasında cironuzdan en fazla payı hangisi alıyor? Bunun önümüzdeki dönemde değişeceğini düşünüyor musunuz? Dolgu ve montaj köpükleri, silikonlar ve poliüretan bazlı ürünler, Akkim cirosunun önemli 24 SARTEN WORLD - 2013/06 “İKİ ŞİRKET BİRBİRİNİ ÇOK İYİ TANIYOR” Ambalajın yeri Sektördeki ürünlerin büyük çoğunluğu raflarda satılan ürünler. Ürünün satış noktasına sorunsuz bir şekilde ulaşması ve rafta diğer ürünlerden farklı durması için ambalaj çok kritik bir öneme sahip. Sattığımız her ürün, en az iki farklı ambalaj kullanılarak tüketiciye ulaştırılıyor. Yoğun bir ambalaj malzemesi kullanımımız var. Ambalajın kaliteli, sağlam ve görsel açıdan düzgün olması ürünlerimizin satışını doğrudan etkiliyor. Bu da kullanılan ambalajın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. İhtiyaçlarımızı biliyorlar bir kısmını oluşturuyor. İlerleyen dönemlerde yeni ürün gruplarının katılımıyla hem Akkim’in cirosunda önemli bir artış olacak hem de çeşitlilik artacak. Sektörünüzde kuruluş yıllarınızda nasıl bir rekabet söz konusuydu? Şu andaki durumla kıyasladığınızda farklılıklar neler? Şu anki rekabet, kuruluş yıllarına oranla çok daha zor. Kuruluş yıllarındaki rekabet daha çok ülke içerisindeydi. Şimdi dünyanın çok farklı coğrafyalarına hitap ediliyor. Dünyada artık daha global bir yapı söz konusu. Farklı coğrafyalardan rakiplerle rekabet ediyorsunuz. Teknolojinin ilerlemesi, üretici sayısının artışı, tüketici beklentilerinin her geçen gün daha da artması, ticarette fiziksel sınırların gittikçe önemini kaybetmesi, artan hammadde maliyetleri, gelişmekte olan ülkelerdeki siyasal istikrarsızlıklar gibi bugünün rekabet koşullarını zorlaştıran en önemli etkenler mevcut. 2012 yılı performansınız üretim ve cirosal anlamda nasıl gelişti? 2013 yıl sonu için beklentiniz ne yönde? Akkim, 2012 yılı içinde hedeflerine çok yaklaştı. 2013 yılında da bu başarıyı gösterecektir. Mevcut tesisinizi büyütme ya da yeni tesisler açma gibi planlarınız var mı? Önümüzdeki döneme yönelik başka ne tür yatırım planlarınız var? Akkim, mevcut tesislerini her geçen yıl yeni teknoloji ve üretim sistemleriyle donatıyor. Gelecek dönemlere yönelik yatırım planları ise hazır durumda. Zamanı ve yeri geldiğinde bu planlar hayata geçirilecek. Size yurtdışından satın alma teklifleri geliyor mu? Bu tekliflere nasıl bakıyorsunuz? Akkim, faaliyet alanında bugün dünyanın önde gelen üreticilerinden biri. Haliyle bu birilerinin dikkatini çekecektir. Zaman zaman bu tür teklifler gelebilir. Sadece Akkim’e değil, son yıllarda çok sayıda Türk şirketine yönelik yurtdışından ciddi satın alma talepleri var. Bu telifler karşısında adım atmadan önce ülke ekonomisine, çalışanlara, müşterilere, tedarikçilere ve ekosisteminiz içerisindeki diğer paydaşlara uzun vadede fayda sağlayıp sağlamayacağına bakmak gerekir. Akkim, satın alma tekliflerine bu çerçeveden bakıyor. Şirket olarak önümüzdeki 5 yıl için stratejik büyüme planınız nedir? Bu anlamda ne tür yeni hedefler koymuş durumdasınız? Öncelikli olarak mevcut ürünlerin daha geniş coğrafyalara ulaşması için çeşitli çalışmalar yapılıyor. Aynı zamanda daha farklı müşteri kitlesine hizmet verebilmek için yeni ürün geliştirme çalışmalarına büyük önem veriliyor. Bu iki konuda istenilen hedeflere ulaşabilmek için gerekli eylem planları hazır. S Akkim kuruluş yıllarından itibaren Sarten’le çalışıyor ve uzun yıllar birlikte çalışmanın getirisi olarak iki şirket de birbirini çok iyi tanıyor. Akkim’in neye ihtiyacı olduğunu ve ne beklediğini bilen Sarten, bu doğrultuda çözümler üretiyor. Ürün ve hizmet kalitesinin yanı sıra müşterisiyle güçlü bir iletişim kurabiliyor olması Sarten’in en büyük avantajı. Önemli üreticilerden biri Sarten, Türkiye’nin ve bölgesinin önemli ambalaj üreticilerinden. Türkiye’de ambalaj sektörünün gelişmesinde önemli katkıları var. Ülkenin en büyük endüstri işletmelerinden biri. Tüm bu özellikleri Sarten’in ülke ve dünya pazarındaki konumunu açıklamaya yeter diye düşünüyorum. Akkim, daima müşterisi için en iyiyi üretme bilinciyle hareket eden bir kurum. Bu nedenle en iyi tedarikçilerle çalışmak zorunda. Bu nedenle Sarten’le uzun yıllardır birlikte çalışıyor ve bundan sonrada çalışmaya devam edecek. 2013/06 - SARTEN WORLD 25 Söyleşi / Gıda “Kalite anlayışımız bizi başarıya taşıdı” Teksüt, 57 yıllık bir marka. Yaşam döngüsü içerisinde çeşitli aşamalardan geçen şirket bugün Türkiye’nin önemli gıda üreticilerinden biri. 2012 yılında 172,5 milyon TL ciro yapan şirket, bu yılı en az yüzde 15 büyüyerek kapatmayı planlıyor. Şirketin yönetim kurulu başkanı Cevdet Arınık, “Yeni ürünler piyasaya süreceğiz ve kapasiteyi artıracağız. Yeni fabrika inşaatımızın tamamlanmasıyla birlikte yeni ürünlerimizi de tüketicimizin beğenisine sunacağız” diye konuşuyor. T eksüt, kurucusu Recep Arınık önderliğinde 1956 yılında Balıkesir Gönen’de kuruldu. Bir aile şirketi olarak bugünlere gelen şirket, baba Recep Arınık’ın açtığı yolda ilerleyen oğul Cevdet Arınık tarafından bir markaya dönüştürüldü. Yaklaşık 8 bin metrekare kapalı alanda üretim yapan şirket, 320 personeliyle günde 400 ton süt işliyor. 2012 yılını 172,5 milyon TL ciro ile kapattıklarını anlatan Teksüt Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Arınık, 2013’ü ise en az yüzde 15 büyüyerek tamamlayacaklarını söylüyor. İhraç pazarlarını da geliştireceklerini açıklayan Arınık, “Önümüzdeki dönemde Bağdat’a da 26 SARTEN WORLD - 2013/06 Teksüt sütlerini ihraç etmeyi hedefliyoruz. İhracat miktarımızı 2013’ün sonuna kadar Teksüt markalı sütlerimizle birlikte yaklaşık yüzde 25 artırmayı hedefliyoruz” diye konuşuyor. Bu yıl, en çok satış alanlarını artırmak, ürün gamına yeni çeşitler eklemek ve kapasiteyi artırmak için çalıştıklarını açıklayan Arınık, “Yeni ürünler piyasaya süreceğiz ve kapasiteyi artıracağız. Yeni fabrika inşaatımızın tamamlanmasıyla birlikte yeni ürünlerimizi de tüketicimizin beğenisine sunacağız” diye konuşuyor. Teksüt Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Arınık ile Teksüt’ün kuruluş öyküsünü ve bugün geldiği noktayı konuştuk: Teksüt, ne zaman, kim tarafından kuruldu? Nasıl bir kuruluş hikayesi var? Teksüt, 1956 yılında Balıkesir iline bağlı Gönen ilçesinde babam Recep Arınık tarafından kuruldu. Kurucumuz babam Recep Arınık, 50’li yıllarda bakkal dükkanı işletiyordu. Köylerden süt alır, mandıralara satardı. 1956 yılında bir gün sel olunca sütleri almaya kimse gelememiş. O da sütler bozulup ziyan olmasın diye yoğurt mayalamış ve satmış. Bu yoğurdu herkes çok beğenmiş, ardından tekrar talep gelmiş. Babamın yoğurtçuluğa başlama hikayesi böyle şekilleniyor. Daha sonra beyaz peynir ve kaşar peyniri üretimiyle devam ediyor. İşler yolunda gidince de üreticiliğe girerek devam etmiş. Önceleri sadece beyaz peynir üretimi üzerine kurulmuş olan Teksüt mandırası, 1990 yılında halen üretim yapılmakta olan modern tesislere taşındı. 50 yılı aşan üretim süresince kaliteyi her zaman ön planda tutarak ürün yelpazemizi de geliştirmeyi ihmal etmedik. Beyaz peynir ile başlayan Teksüt serüveni, bugün kaşar peyniri, krem peynir, tereyağı, sürülebilir beyaz peynir, labne, kaymak, yoğurt, ayran, UHT süt ve yöresel peynirler gibi farklı çeşit ve gramajlarda birbirinden leziz ürünlerle devam ediyor. Bugün Teksüt, kapasite, büyüklük, üretim gücü olarak hangi rakamlara geldi? Yaklaşık 8 bin metrekare kapalı alanda 320 personelimizle hizmet veriyoruz. Günde 400 ton süt işliyoruz. Hangi kategorilerde kaç çeşit ürünle faaliyetlerinizi sürdürüyorsunuz? Teksüt’te beyaz peynir, kaşar peyniri, krem peynir, tereyağı, sürülebilir beyaz peynir, labne, kaymak, yoğurt, ayran, UHT süt ve yöresel peynirler gibi farklı çeşit ve gramajlarda birbirinden lezzetli ürünler sunuyoruz. 2012 yılını hangi rakamlarla kapattınız? Nasıl bir büyüme elde ettiniz? 2012 yılını 172,5 milyon TL ciro ile kapattık. Son iki yılda hangi alanlara yatırım yaptınız? Yeni fabrika inşaatımızın temellerini 2012 yılında attık. 2013 yılını hangi verilerle ve nasıl kapatacaksınız? 2013 sonunda 2012 cirosunu en az yüzde 15 artırmayı hedefliyoruz. 320 çalışanınız olduğunu söylediniz. Nasıl bir İK stratejisine sahipsiniz? Müstesna firmalar, müstesna çalışanlara ihtiyaç duyar. Hammadde seçimimizdeki özeni, mutlaka ki çalışan seçimimizde de gösteririz. “KALİTELİ ÜRÜNLER BAŞARIYI GETİRDİ” ÖZENLİ YAKLAŞIM Doğallığa ve doğallıktan gelen ürünlere olan özenli yaklaşımımız, başarımızın temelini oluşturur. Sütün toplandığı noktadan başlayarak müşterinin alışveriş poşetine girene kadar tüm ürünlerimiz kalite prensiplerimize göre üretiliyor. BAŞARININ NEDENİ Öncelikle uluslararası kalite standartları, daha sonra müşterilerimizin talepleri ile yükseltilmiş kalite prensiplerimize göre ürünlerimiz üretiliyor, teşhir ediliyor ve takibe alınıyor. Hem yerel hem de uluslararası pazardaki başarımız, kaliteye verdiğimiz önemi ürünlerimize en iyi şekilde yansıtmış olmamızın sonucudur. SARTEN WORLD Sorumluluk sahibi, vatanını seven, haklarının bilincinde ve tam güven içinde çalışan tüm personelimize, üretkenliğin hazzını yaşatacak çalışma koşullarını sağlamak için elimizden gelen her şeyi yaparız. Çalışanlarımızın sosyal koşullarına, eğitimine ve gelişimine verdiğimiz değer, markamızın değerlenmesine temel katkıdır. Bu yüzdendir ki Teksüt ekibi her zaman, aynı tebessüm ve aynı aidiyet duygusuyla sizi karşılar, bu da markamıza yapılan en vazgeçilmez yatırımdır. Teksüt’ün ihracat kapasitesi nedir, ihracat cironuzdan yüzde kaç pay alıyor? Hangi ülkelere ihracat gerçekleştiriyorsunuz? Teksüt olarak Irak ve ABD’ye yaptığımız toplam ihracatın miktarı 4 milyon dolar civarında. Şu an bu ülkelere ihracını yaptığımız “İLK SATIŞ ARACI AMBALAJDIR” l Sarten Ambalaj’la ne zamandır çalışıyorsunuz? Ambalaj sektöründe yükselen bir şirket olan Sarten ile 2006 yılından bu yana sürekli şekilde çalışıyoruz. Ambalaj, tüm sektörlerde birincil öneme sahiptir. Ürün ne kadar iyi ve kaliteli de olsa ambalaj olmadan pazarlanması imkansızdır. Bu nedenle ilk satış aracı ambalajdır. Ürün kalitesi ise müşteride marka bağımlılığı sağlar. 2013/06 - SARTEN WORLD 27 Söyleşi / Gıda Kısa vadeye ilişkin değişim, yatırım planlarınız neler? Nasıl bir büyüme hedefiniz var? Bu yıl en çok satış alanlarını artırmak, ürün gamına yeni çeşitler eklemek, kapasiteyi artırmak için çalışıyoruz. İhracat miktarımızı ise Teksüt markalı sütlerimizle birlikte yaklaşık yüzde 25 artırmayı hedefliyoruz. Yeni ürünler piyasaya süreceğiz ve kapasiteyi artıracağız. Yeni fabrika inşaatımızın tamamlanmasıyla birlikte yeni ürünlerimizi de tüketicimizin beğenisine sunacağız. 8 bin metrekare kapalı alanda üretim yapan Teksüt, günde 400 ton süt işliyor. çeşitler, tercihlere göre farklılık gösteriyor. 1997 yılından beri ABD’ye, 2006’dan beri de Irak’a devamlı satışımız var. Ayrıca Libya’ya da ürünlerimizi ihraç etmeye başladık. Satışlarımız her geçen gün artıyor. Ürün gamımıza o bölgedeki mutfağa uygun ürünler ilave ederek satışlarımızı artırmaya devam ediyoruz. Ayrıca Teksüt markalı sütlerimiz Erbil’de de yer alıyor. Önümüzdeki dönemde Bağdat’a da Teksüt sütlerini ihraç etmeyi hedefliyoruz. İhracat miktarımızı 2013’ün sonuna kadar Teksüt markalı sütlerimizle birlikte yaklaşık yüzde 25 artırmayı planlıyoruz. Sektörünüzde hijyen çok önemli bir yere sahip. Bu konuda felsefeniz nedir? Biz 1956 yılında faaliyetimize başladıktan sonra her zaman gelişim ve büyümeyi hedefledik. Bu hedefimizi her gün, her dakika hatırladık. Alınan her kararda, yapılan her yatırımda hedefimiz, her zaman daha kaliteli, daha sağlıklı ve daha lezzetli ürünler üretmek oldu. Ürün çeşitlerimizi mümkün olduğunca müşterilerimizin istekleri doğrultusunda oluşturduk ve onların önerilerini ve taleplerini her zaman yol göstericimiz olarak gördük. Süt ürünlerinin ne kadar hassas yapıda olduğunu, hijyenin önemini hem kendimiz her gün hatırladık, hem de çalışanlarımıza verdiğimiz eğitimlerle hijyeni bir zorunluluktan öte alışkanlığa dönüştürmelerine olanak sağladık. Ürünlerimizin içeriklerini her zaman doğal ve sağlıklı tutmayı amaçladık. Kendi çocuklarımıza yedirmeyeceğimiz hiçbir ürünü üretmedik. Kazanılmış kalite belgelerimiz ve sürekli gerçekleşen denetimlerin olumlu sonuçların- KRİTİK DÖNÜM NOKTALARI İLK ÜRETİM BAŞLIYOR 1956 yılı Teksüt için kritik. Çünkü bu tarihte kurucu Recep Arınık, Gönen’deki bakkal dükkanında kalan sütleri, bozulmasın diye mayalayarak yoğurt yapıp lokantalara satmaya başladı. Yoğurtlar yoğun talep alınca Arınık, sütleri mandıraya satmayı bırakıp yoğurt yapmaya başladı. Bir sonraki yıl bir dükkan kiraladı ve ürün gamına Mihaliç peynirini de ekledi. İŞLER İYİCE BÜYÜYOR 1961 yılına gelindiğinde Gönen Rüstem Mahallesi’ndeki 3 bin 500 metrekarelik bir arsa alınarak mandıra kuruldu ve böylelikle beyaz peynir üretimi başladı. Rekabetin yoğun olduğu o dönemde Recep Arınık işine ortaklar alarak 28 SARTEN WORLD - 2013/06 dan anlıyoruz ki bu amacımıza her zaman ulaşıyoruz. Kalite ve hijyen açısından Türkiye’nin en iyi tesislerinden biriyiz. Kaliteli ürün üretmenizin temelinde neler yatıyor? Bulunduğumuz bölgenin, güzel Gönen’in, iklimsel avantajlarının getirdiği yüksek süt kalitesiyle ürettiğimiz ürünlerimizin bu kadar kaliteli olmasının bir başka nedeni de sütün toplandığı noktada yılların bilgi birikimi olan, sadakatini esirgemeyen çiğ süt üreticimizin çok deneyimli ve eğitimli olmasıdır. Lojistik prensibimiz çerçevesinde çiğ sütün toplandığı noktadan başlayarak market reyonuna varan peynirin yolculuğunda bizleri destekleyen müşteri ve paydaşlarımız bizim için çok değerli. Bütün ürünlerinizi Gönen’den mi temin ediyorsunuz? Gönen ve çevresinde beslenen hayvanın eti, sütü ve hatta derisi çok farklı bir kaliteye sahip. Sütün tamamını Gönen ve çevresinden alarak bu kaliteyi ürünlerimize de yansıtıyoruz. Gönen’in doğal güzelliğini sunuyoruz. Peynir zor bir ürün. Bu üründe yenilikçi yaklaşımlar gerçekleştirmeyi nasıl başarıyorsunuz? Peynir doğa ve kültürün mükemmel bir birleşimi. Ülkemiz hem doğa hem de kültür açısından zenginliğiyle her zaman üretimimize ilham kaynağı oldu. Peynir, mucidi tek olsa da ürün olarak son derece gelişime açık ve esnek bir ürün. Biz peyniri baştan icat ede- devam etti. 5 ortaklı yapı sürmeyince Arınık yola kendi devam etme kararı aldı. Çarşıda kiralanan dükkan da önemli bir dönüm noktası oldu. ÖNCÜ DENEMELER BAŞLADI 1970 yılında çilekli yoğurtla meyveli yoğurt denemesi yapıldı. Ancak dönemin gıda tüzüğünün uygulayıcısı belediyelerdi. Belediye yetkilileri, tarla çileğini yabancı madde sayarak meyveli yoğurt üretimine izin vermedi. 1972 yılında yoğut plastik kaplarla satılmaya başlandı. Ancak belediye bunu da uygunsuz bulunca eski sisteme dönüldü. 1974’te, ekonomik çalkantıların yaşandığı dönemde krema ticareti başladı. YENİ KAPASİTE DEVREDE 1980’li yıllarda Manyas’taki mandıra açılarak “İhracatımızı, Teksüt markalı sütlerle birlikte yaklaşık yüzde 25 artırmayı hedefliyoruz. Yeni ürünlerimizi piyasaya süreceğiz ve kapasitemizi artıracağız.” meyiz, ancak onu mükemmelleştirmek ve en rafine hale getirmek için tüm deneyimimizi, emeğimizi ve varlığımızı bu işe adamış bulunuyoruz. SARTEN WORLD kapasite artırıldı. 1982 yılında ise ilk ihracat gerçekleştirilerek bir eşik daha aşıldı. İlk ihracat Almanya’ya 2 tır peynir gönderilerek gerçekleştirildi. İki yıl sonra Teksüt markasının tescili yapıldı. 88’de ise ilk fabrikanın inşaatı başladı. 1990’da açılan fabrika ile günde 30 ton süt kapasitesine ulaşıldı. YENİ ÇEŞİTLER DEVREDE 1990’lı yıllar önemli gelişmeler sahne oldu. Yeni fabrikada beyaz peynir, tereyağına ilave olarak kaşar peyniri üretimine başlandı. Bu ürünleri ayran ve yoğurt izledi. Kıbrıslı bir ortakla orada üretime başlayıp iç piyasaya satış yapıldı. İhracat ayağında ise Irak, ABD, Arnavutluk, Japonya, Makedonya, Özbekistan pazarlarına ulaşıldı. Ürün çeşitliliği de sürdü. Teksüt’ün nasıl bir vizyonu var? İlk önce misyonumuzdan bahsetmek istiyorum. Misyonumuz sağlıklı beslenmeye katkıda bulunmak. Sağlıklı beslenme ana prensibimiz. Peynir hem kültürel olarak hem de doğal ihtiyaç olarak temel beslenme ürünlerinden biri. Daha çok ve daha kaliteli süt ürünü üreterek, sağlıklı nesiller yetişmesine katkıda bulunmak ve toplumumuzun kahvaltısına en kaliteli peyniri taşımak hedefiyle çalışıyoruz. Vizyonumuz ise sektörde öncü olmak üzerine kurulu. Yüksek ahlaki değerler çerçevesinde, vazgeçilmez kalite prensiplerimizle yenilikçi, çağdaş, teknolojide güncel, damak tadında geleneksel değerleri benimsemek ve müşteri memnuniyetini maksimum seviyede tutmak vizyonumuzun önemli bir parçası. Sektörünüzdeki gelişmeleri nasıl yorumlarsınız? 1980 sonrası süt sektörü büyüme dönemine girdi. 2000 yılına kadar süt sanayisi kalkınma hamlesini yaptı. İhracat atağı ve desteği arttı. Ülkemiz 15 milyon ton çiğ süt üretimiyle dünya sıralamasında üst sıralara çıktı. 10 yıllık süreçte Tarım Bakanlığı süt üreticiliğine büyük destek verdi. Büyüme devam edecektir. S 2013/06 - SARTEN WORLD 29 Tedarikçi / Matbaacılık “Katma değeri yüksek işler yapıyoruz” Orhan Çakırlar, matbaacılık sektörünün önde gelen şirketlerinden Çakırlar Matbaacılık’ın yönetim kurulu başkanı. Bugün ulaştıkları noktada katma değeri yüksek işler yapmalarının büyük payı olduğunu söylüyor. Müşterilerine en kaliteli, en uygun ve sorunsuz ürünü nasıl üretebilecekleri üzerine çalıştıklarını belirtiyor ve “Önemli olan dost bildiğimiz, hizmet verdiğimiz firmaların her zaman yanımızda olmasıdır” diye konuşuyor. Ç akırlar Matbaacılık, matbaacılık sektörünün önde gelen şirketlerinden biri. Gücünü Türkiye’nin önemli markalarına yaptığı üretimden alıyor. Çakırlar Matbaacılık Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Çakırlar, müşterilerine katma değerli ürünler ürettiklerini söylüyor. “Bizde bas, kes, yapıştır tipi üretim yoktur” diye konuşuyor. Kuruldukları günden bu yana bu anlayışları nedeniyle müşterileriyle uzun soluklu 30 SARTEN WORLD - 2013/06 birliktelikleri olduğuna dikkat çeken Çakırlar, “Bizim kalitemizin güvencesi çalıştığımız şirketlerdir. Onlar bizi her zaman destekliyor. Bizim için para kazanmak mühim değil ancak güven çok önemli. Güven olunca zaten para kazanabiliyorsunuz” diyor. Çakırlar Matbaacılık Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Çakırlar’la, matbaacılık sektörüne girişlerini, yaşadıkları dönüm noktalarını ve sektörle ilgili öngörülerini konuştuk: Çakırlar Matbaacılık nasıl kuruldu? Matbaamızı ben ve kardeşim Numan Çakırlar birlikte 1978 yılında kurduk. O yıllarda küçük bir matbaaydık. Zaman içinde büyüdük. Farklı baskı tekniklerini de bünyemize katarak alanımızın en büyük matbaalarından biri olduk. Tam olarak hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz? Ne tür baskı teknikleri uyguluyorsunuz? Çakırlar Matbaacılık olarak siligraf, tipo, laminat, ofset baskının yanında, özel bir programla plastik baskı teknolojisi kullanıyoruz. Bizim iş kapasitemizin yüzde 65’ini plastiğe yapılan IML etiket oluşturuyor. Bunun yanında kozmetik kutular üretiyoruz. Gıda, kozmetik ve boya sektörüne hizmet veriyoruz. Çikolata, dondurma, yoğurt, peynir ve boya ambalajlarının etiketlerini basıyoruz. Kozmetik kutu basit bir kutu değil. Avrupa’ya ihracatımızın büyük bölümünü kozmetik kutular oluşturuyor. Bunun yanında IML de ihraç ediyoruz. Bugün Sarten’e ürettiğimiz ürünler de IML. Çikolata grubunda kimlerle çalışıyorsunuz? Ülker Çikolata Grubu’nun tablet çikolata grubunun dış ambalajlarını burada yapıyoruz. Bu ambalaj da oldukça özel bir ürün. Üzerinde yaldız ve çok ince kokusuz bir lak var. Lakı ne kadar ince atarsanız o kadar kaliteli oluyor. Evyap’ta da metalize kutuları biz yapıyoruz. Bizde bas, kes, yapıştır tipi kutular yok. Katma değeri yüksek olan işler yapıyoruz. Matbaamız da teknolojik olarak bu katma değerli işleri yapmaya elverişli durumda. İlk kurulduğunuz yıllarda ne tür ürünler üretiyordunuz? Bu işe nasıl başladınız? 48 yıl önce Arı Matbaası’nda çalışmaya başladık. Ustam mükemmel bir insandı. Sanatımı orada geliştirdim. Askerliğimi de Narlıdere Yedek Subay Okulu’nda yaptım. Oradaki matbaada da 20 ay askerlik yap- “Kapasitemiz ve teknik gücümüz çok yüksek. Makinelerimiz yeni, kadromuz iyi ve matbaamızdan iş akışı oldukça hızlı. Haftada 10 milyon kozmetik kutu ve metalize kutu üretme kapasitesine sahibiz. Tahmini olarak haftada 20-25 milyon adet etiket üretebiliyoruz.” tım. Matbaacılık tecrübem askerlikte de arttı. En çok da yönetimle ilgili bilgim arttı diyebilirim. Dönüşte de kardeşimle birlikte küçük bir matbaa açtık. Matbaanızı nasıl finanse ettiniz? Ne tür zorluklar yaşadınız? Biz aile olarak birbirimize çok bağlıyız. Babamız bize, “Eğer matbaacılık yapmak istiyorsanız, benim bir birikimim var, makine almak için bunu kullanabilirsiniz” dedi. Biz de ilk makinemizi aldık. Bu makineyle 50-60 metrekare bir yerde evrak işleri basmaya başladık. Ülker’in evraklarını basarak işe girdik. Restoranların adisyonlarını da basıyorduk. SARTEN WORLD Hemen iyi müşterilerle çalışmaya nasıl başladınız? 1 yıl gibi kısa bir sürede biraz da şansın yardımıyla Ülker’le çalışmaya başladık. Onlar bizi çok destekledi. Bizde bir yerde Ülker terbiyesi var. Onlardan gördüklerimizi işimize uyguladık. O zamanlar ambalaj “SARTEN BİZİM İLK MÜŞTERİLERİMİZ ARASINDA” BİZE GÜVENDİLER Sarten bizim ilk müşterilerimizden. Ben bu işe başlamadan önce Silivri’ye çok sık gidiyordum. Oradaki mühendislerle arkadaş olmuştuk. Sarten’le çalışmaya başladık. Bize güvendiler, devamlı çalışmak istediler. GELİŞMELER ÇOK HIZLI OLDU Sarten’de gelişmeler çok hızlı oldu. Bu nedenle bizim onlarla çalışma hacmimiz de arttı. Onlar bize güveniyor. Biz de güvenlerine layık olmaya çalışıyoruz. KURUMSAL BİR ŞİRKET Sarten kurumsal bir şirket. Sarten’le biz IML ve plastikte çalışıyoruz. Plastiğin etiket kısmını biz götürüyoruz. Bazen teknik olarak da belli zamanlarda karşılıklı yardımlaşıyoruz. 2013/06 - SARTEN WORLD 31 Tedarikçi / Matbaacılık VERİMLİ ÇALIŞMA FORMÜLÜ l Maliyetlerde verimlilik sağlamak için neler yapıyorsunuz? UYGUN FİYAT İÇİN ÇALIŞIYORUZ Biz kısa terminlerle, mevcut kalitemizde daha uygun fiyatı vermek için çalışıyoruz. Sonuçta bizim malzemelerimiz belli. O malzemeleri değiştiremiyoruz. Ucuz maliyetli hammadde kullanma imkanımız yok. Biz şu anda frene basmaya çalışsak ancak 15 milyon etiket piyasaya gittikten sonra durabiliriz. HER MALI KULLANMIYORUZ Kalite kontrolün onayladığı mal dışında başka bir malla çalışamıyoruz. Bunun yanında farklı mallar kullanırsak o zaman hammadde aldığımız yerde bir ağırlığımız kalmıyor. Sonuçta bir yerden malzemeyi alırsak fiyat avantajı da elde etmiş oluyoruz. SABİT GİDERLER YERİNDE SAYIYOR Aslında hammadde maliyetlerinde bir artış yok. Fakat biz TL cinsinden satış yaptığımız için kurdan dolayı bir sıkıntı yaşıyoruz. SARTEN WORLD “Bizim çalıştığımız şirketler kendini sürekli yenileyen yapılara sahip. Bu nedenle talepler de sürekli değişiyor.” 32 SARTEN WORLD - 2013/06 yoktu. Biz de Ülker’in evrak işlerini yapıyorduk. 1985’te ambalaja girdik. Ülker’in çikolata kutularını yapmaya başladık. Ambalaja geçmek önemli bir dönüm noktası. Ambalaja geçmeye nasıl karar verdiniz? Birden karar verdik. Daha sonra da kozmetik kutu üretmeye başladık. Ben tipo’dan geldim. Biz direkt ofset’le tanışmadık. Tipo ayrı bir sanat. Seligraf sanatının ise sonu yok. Tipo’dan geldiğimiz için ofset’in üzerinde neler yapabiliriz diye araştırdık. Yaldız, gofre yapabildik. Bu ürünlerin üzerine seligraf’la bazı deneyler yaptık. Metalize üzerine kabartmalar uyguladık. O zamana kadar yapılmayan pek çok ilke imza attık. Bu ilkleri hayata geçirmek nereden aklınıza geldi peki? Avrupa’ya da üretim yaptığımız için onlardan gelen talepleri karşıladıkça tüm bu yenilikleri öğrendik. Tecrübe kazandık, iç piyasaya da aynı şekilde çalışmaya başladık. IML’e geçişiniz nasıl oldu? Yaklaşık 15 yıl önce IML’e geçtik. O zaman bir tek İzmir’de bir iki matbaa bu işi yapıyordu. Bu nedenle şirketler bu etiketleri Belçika, İsrail ya da İtalya’da bastırıyorlardı. Burada bu kadar matbaa olmasına rağmen IML basılmıyordu. Biz bu teknolojileri geliştirerek bugünlere geldik. Şu anda başka matbaalar da bu teknolojileri uygulamaya başladı. Yurtdışıyla tanışmanız nasıl oldu? 15 yıl önce IML’le ihracata başladık. Fuarlara katıldık. Fransa, Mısır, İran ve Balkanlar’daki fuarlarda yer aldık. En büyük ihracatımızı Fransa’ya yapıyorduk. Cezayir de bizden mal almaya başladı. Bizim maliyet ve kalite avantajımız vardı. Termin olarak da daha uygun hizmet veriyorduk. Daha sonra İsviçre, Rusya, İran, Mısır, Sırbistan, Makedonya, Bosna Hersek’e ihracat yapmaya başladık. Yurtdışında kaç şirketle çalışıyorsunuz? Yaklaşık 15 şirketle işbirliğimiz var. İhracat, ciromuzdan yüzdesel olarak büyük bir pay almıyor. Çünkü biz iç piyasaya yönelik çalışmamızı sürdürüyoruz. Bazı matbaalar sadece yurtdışına çalışıyor. Biz bu anlamda zoru tercih ediyoruz açıkçası. Sonuçta yurtdışında vadeler daha uygun. Biz IML’de 2 ay vadeli çalışabiliyoruz iç piyasaya. Yurtiçinde sürekli çalıştığınız kaç müşteriniz var? 50’ye yakın müşterimiz var. IML olarak çok geniş çalışıyoruz. IML’de dünya markası şirketlerin tedarikçisiyiz. Bunların arasında Sarten gibi Türkiye’nin önde gelen markaları var. Müşteri profilimiz büyük ölçekli şirketlerden oluşuyor. Genelde müşterilerinizle uzun yıllara dayanan bir geçmişiniz var. Bu sürdürülebilirliği nasıl sağlıyorsunuz? Bizim çalıştığımız şirketler kendini sürekli yenileyen yapılara sahip. Bu nedenle talepler de sürekli değişiyor. 35 yıldır biz onlara yetişmek için çalışıyoruz. Sonuçta biz de kendimizi sürekli yeniliyoruz, yeni teknolojilere yatırım yapıyoruz. Bu sayede müşterilerimizle uzun soluklu çalışıyoruz. Bizim için önemli olan müşterilerimize en kaliteli, en uygun ve sorunsuz ürünü üretmektir. Sonuçta müşterilerimiz için çalışıyoruz. İyi anılmak isteriz. Önemli olan dost bildiğimiz, hizmet verdiğimiz firmaların her zaman yanında olmaktır. Ne kadar sürede bir teknolojiye yatırım yapıyorsunuz? Matbaacılıkta 10 yılda bir makine değişir. Bizim kullandığımız makineler marka olarak kolay satılabilen makineler. Biz de zamanı geldiğinde makinelerimizi Avrupa’ya satıyoruz. Bu nedenle makine değiştirmek bizim için zor olmuyor. Üretim stratejinizden bahseder misiniz? Biz yatırımı büyütmektense sıkı ve dar alanda yüksek üretim yapmak için çalışıyoruz. Burası 16 bin 500 metrekarelik bir tesis. Biz de çok çeşitli işler için ayrı ayrı makineler mevcut. Ana makine olarak adlandıracağımız baskı makinelerimizin sayısı 7, toplam 22 adet. Standartların ve kalite anlayışının değişmesi sizin işinize nasıl yansıdı? Biz IML’e ilk geçtiğimiz zaman şanslıydık açıkçası. Ufak tefek hatalarda müşteri bize kolaylık sağlıyordu. Bu işi yapan yoktu sonuç- ta. Biz bu işi geliştirdikçe, kalite artmaya başladı. Kalite kontroller de ortaya çıktı. Şu anda daha önceden bastığımız işin 20’de bir hatasına iade söz konusu. Bu nedenle bu işe yeni giren matbaaların işi biraz daha zor. Çünkü onların belli bir teknolojiye ulaşması için yol kat etmesi lazım. Standartlar, kalite anlayışı değişti. Buna uyum sağlamanız da gerekiyor. Kalite anlayışınız hakkında bilgi verir misiniz? Bizim kalitemizin göstergesi çalıştığımız şirketlerdir. Bir de sağ olsunlar bizi her zaman destekliyorlar. Bunu biz sürekli hissediyoruz. Bizim için bu çok önemli... Para kazanmak mühim değil ancak güven çok önemli. Güven olunca zaten para kazanabiliyorsun. Kapasite kullanım oranınız nedir? Kapasitemiz ve teknik gücümüz çok yüksek. Makinelerimiz yeni, kadromuz iyi ve matbaamızdan iş akışı oldukça hızlı. Haftada 10 milyon kozmetik kutu ve metalize kutu üretme kapasitesine sahibiz. Tahmini olarak haftada 20-25 milyon adet etiket üretebiliyoruz. Şu anda bizim matbaamız tam kapasiteyle çalışıyor. Ancak bazı sıkıntılar ve konjonktürel etkiler nedeniyle kapasite kullanma oranımız yüzde 60-65’e kadar düşebiliyor. Kısacası konjonktürel ve mevsimsel etkilere göre kapasite kullanımımız etkileniyor. Bunları önceden ayarlamak da mümkün değil. Bazen 1-2 ay yüzde 60-65 kapasiteyle, bazen 6 ay yüzde 100 kapasiteye çalışabiliyoruz. Genelde diğer şirketler de öyle çalışıyor. 1500-1800 ton IML kullanıyoruz yıllık olarak. S “Çakırlar Matbaacılık olarak siligraf, tipo, laminat, ofset baskının yanında, özel bir programla plastik baskı teknolojisi kullanıyoruz.” SARTEN WORLD MATBAACILIKTA YAŞANAN SIKINTILAR l Yeni dönemde matbaacılıkta yaşanan sıkıntılar neler? DÖVİZDE ARTIŞ SORUN Hammaddeyi biz nakit tedarik ediyoruz. Dövizde artış oldukça cari hesapta bir erime oluyor. Bunun yanında bizim kadromuz ve bulunduğumuz yer nedeniyle masrafımız ağır. 7 ana makineyle çalışıyoruz. Bu nedenle kadromuzu azaltmamız da mümkün değil. MALİYET SORUN OLUYOR Daha az makineyle çalışan matbaaların ise eleman maliyeti daha düşük. Bu nedenle çok uygun fiyat verebiliyorlar. Bu arada bu matbaaların çoğu, büyümek için yatırım yapıyor. Yatırımları nedeniyle borçlandıkları için inanılmaz indirim yapıyorlar. Bu da sıkıntılı bir durum yaratıyor açıkçası. KÂR MARJLARI DÜŞÜK Biz de onlara uymak durumunda kalıyoruz. Maliyetler de ağır. Tüm bu nedenlerle bugün kâr marjları çok düşmüş durumda. Ancak bu sadece bizim sektöre özel bir durum değil. Bakıyorum plastikçiler arasında da büyük rekabet var. 2013/06 - SARTEN WORLD 33 Yatırım / SAP “Daha verimli çalışacağız” Sarten Ambalaj, Ocak 2013’te bilgi altyapısını yenileme kararı aldı. Ardından ekip kuruldu ve yola çıkıldı. Projenin ilk fazının Nisan 2014’te tamamlanması planlanıyor. Şirketin yönetim kurulu üyesi Didem Zeynep Oğuz, sistemle birlikte herkesin asıl işine odaklanma imkanına kavuşacağına dikkat çekiyor. Oğuz, “Muhasebe bilgilerine anlık ulaşabileceğimiz için denetleme, raporlama gibi konularda daha verimli çalışacağız. Vaktikmizi daha çok analiz yapmaya ayırabileceğiz” diyor. G eçtiğimiz ocak ayında Sarten’de önemli bir değişime karar verildi. Şirket, satıştan muhasebeye, üretimden insan kaynaklarına kadar akla gelen tüm fonksiyonlarını kapsayan entegre bir bilgi sistemi olan ERP’ye (Enterprise Resource Planning-Kurumsal Kaynak Planlama) geçme kararı aldı. Bunun için SAP ve iş ortağı Itelligence ile çalışmaya başlayan şirket, sürecin ilk fazını Nisan 2014’te tamamlamayı planlıyor. Sarten Ambalaj Yönetim Kurulu Üyesi Didem Zeynep Oğuz, müşterinin ilk tercihi olmayı ve onların ihtiyaçlarına hızlı ve kaliteli çözüm üretmeyi hedeflediklerini söylüyor. Şirketteki ERP dönüşümünün bu hedeflere ulaşmak için iş süreçlerini yalın yaklaşımla yeniden yapılandırarak ihtiyaç duyulan altyapıyı oluşturacağını anlatıyor. Oğuz, sistemin devreye girmesiyle herkesin asıl işlere odaklanma imkanına kavuşacağına da dikkat çekiyor. Sarten Ambalaj Yönetim Kurulu Üyesi Didem Zeynep Oğuz’la ERP’ye geçiş sürecini, beklentileri ve hedef leri konuştuk: ERP projesi için karar ne zaman alındı? Hangi ihtiyaçtan dolayı değişim başladı? Ocak 2013’te bilgi işlem müdürümüz Selçuk Tonta, artık mevcut sistemin Sarten büyüklüğündeki bir şirketi kaldırmayacağı, bu konuda bir önlem almazsak sistemin 1-2 yıl içinde çökeceği hakkında yönetimi uyardı. Bu konuyla ilgili bir çalışma başlatmamız için Zeki Bey, Avni Topsak, Selçuk Tonta, Mahmut Gürtuna, Başak Arslan, Ersin Doğan ve beni bir araya getirdi. 5 kişilik ekibimiz çalışmaya başlayarak müthiş bir performans sergiledi. Yönetim kurulu 19 Nisan’da ERP değişim projemize onay verdi ve SAP çözüm ortağımız Itelligence ile sözleşme 10 Mayıs 2013’te imzalandı. 34 SARTEN WORLD - 2013/06 “SAP’In devreye girmesiyle birlikte tüm SARTEN AİLESİ, sağlıklı bilgilerle asıl işlerine daha fazla yoğunlaşabilecek.” “Projenin devreye girmesiyle hammadde stoklarında yüzde 20 azalma öngörüyoruz. Ara stok seviyelerimizde ise yüzde 40’a varan düşüşler bekliyoruz.” Neden SAP ve Itelligence’ı seçtiniz? Bunun birçok sebebi var. Ama en önemlisi, SAP’ın uzman danışman kadrosu sayesinde süreç analizi konusunda başka danışmanlık şirketi kullanmamıza ihtiyaç kalmaması oldu. Itelligence’ı, bize SAP önerdi. Itelligence’ın 21 ülkede 2 bin 700 kişilik, Türkiye’de ise 250 kişilik kuvvetli bir danışman gücü var. Bu kadroyla bize tam destek oluyorlar. Projede kaç kişi çalışıyor? Projede yaklaşık 60 kişi, 8 modülden oluşan bölümlerde çalışıyor. Bu modüller, ba- kım-onarım, kalite kontrol, üretim planlama, satış dağıtım, maliyet muhasebesi, mali muhasebe, insan kaynakları ve satın alma işlemlerinden oluşuyor. Modüller arası toplantıları aynı mekanda gerçekleştirmemizin büyük önemi olduğu için özel bir daire tuttuk ve haftada 3-4 gün arkadaşlar, danışmanlara iş süreçlerimizi açıklıyor, olması gereken süreçler üzerinde tartışıyorlar. Grubun büyük çoğunluğu İstanbul dışından geliyor. Gün sonu delege ettikleri ya da edemedikleri işlerini tamamlıyorlar. Herkes için çok özveri ve yoğun çalışma gerektiren bir süreç. Bunu çok takdir ettiğimizi belirtmek isterim. 2013/06 - SARTEN WORLD 35 Yatırım / SAP “SAP ile birlikte ürünlerimizi rekabetçi fiyatla üreterek müşterilerimize zamanında ve kaliteli ürün sunma hedefimize ivme kazandırmayı planlıyoruz.” Proje ne zaman tamamlanacak? Mayıs ayındaki hazırlık aşamasından sonra 3,5 ay sürmesi planlanan Kavsamsal Tasarım’a başladık. Daha sonra gerçekleştirme aşamasına geçip birim test çalışmasına başlayacağız. Projenin 1’inci fazının Nisan 2014’te canlıya geçmesini hedefliyoruz. Bu projeyle neler hedefleniyor? Ne kadar bir tasarruf sağlamayı planlıyorsunuz? Temel hedeflerimiz, müşterinin ilk tercihi olmak, müşteri ihtiyaçlarına kaliteli ve hızlı cevap verebilmek. Bunun için de iş süreçlerimizi yalın yaklaşımla yeniden yapılandırarak bunu sağlayacak bir altyapı oluşturmak istiyoruz. Projenin devreye girmesiyle birlikte hammadde stoklarında yüzde 20 azalma, tüm operasyonlarımızdaki ara stok seviyelerimizde ise yüzde 40’a varan düşüşler bekliyoruz. SAP projesinin ardından şu anda yürüyen iş süreçlerinizde ne gibi değişimler olacak? Verimlilik anlamında ne tür kazançlar elde edeceksiniz? Temel değişim, iyileştirilmiş ve yalınlaşmış süreçler ile sistem ana yapısının yeniden oluşturulması olacak. Sağlıklı anlık bilgilerle asıl işlerimize yoğunlaşmayı hedefliyoruz. Üretim ve sevkiyat aşamasında SAP ERP çözümünden ne tür faydalar elde etmeyi düşünüyorsunuz? SAP çalışmalarıyla tüm süreçlerimizde olduğu gibi üretim süreçlerimiz de gözden geçiriliyor. Bazıları yalın bir anlayışla yeniden “EKİBİMİZ BÜYÜK ÖZVERİYLE ÇALIŞIYOR” Ekibimiz, büyük heyecan ve özveriyle projeyi yönlendirmeyi sürdürüyor. Öncelikle Avni Topsak’ın üretim ve pazarlama deneyimi, sunum hazırlama ve sunma becerisi; Selçuk Tonta’nın bilgi işlem deneyimi, süreçlere hakimiyeti, gerekli temasları en hızlı şekilde kurması; Başak Arslan’ın denetim 36 SARTEN WORLD - 2013/06 deneyimi, grubu motive eden konuşmalar yapması ve bizi zorlayan sorular sorması; Ersin Doğan’ın muhasebe deneyimi, disiplin anlayışı ve düzenliliği; Mahmut Gürtuna’nın satın alma deneyimi... Aklıma gelen özelliklerden bazıları… Projede emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum. tasarlanıyor. Üretimin tüm aşamalarındaki bildirimler ERP sisteminin sağlıklı çalışması için en kritik aşamalardan biri. Yeni kurduğumuz yapıyla üretimin tüm aşamalarında hat bazında bilgiler, konulacak kullanıcı ekranlarıyla toplanacak. Bu sayede veri toplama tabana yayılarak üretimde çalışan kişilerce sistemde oluşturulması sağlanacak. Böylece mevcut ERP sistemimize göre veri toplama iş gücünde önemli tasarruf sağlanacak ve çok daha sağlıklı veriye sahip olacağız. MRP kullanımıyla birlikte malzeme ihtiyacının belirlenmesi, zamanında tedarik edilmesi ve üretim planlarının müşteri ihtiyaçlarını zamanında karşılayacak şekilde yapılması hedefleniyor. Bununla birlikte sevkıyat planlarının detaylı bir şekilde yapılıp nakliye giderlerinin minimize edilmesi planlanıyor. Muhasebe ve insan kaynakları anlamında ne tür kazançlar elde edilecek? Neyi, hangi maliyetle, ne zaman, ne kadar üreteceğimiz, ne zaman sevk edeceğimiz ve süreçlerin etkinliği bilgi teknolojileriyle yönetilebiliyor. Muhasebe, bilgilere anlık ulaşabileceği için üretim maliyetlerimizi denetleme, raporlama, kaynak yönetimi, yatırımların yönlendirilmesi gibi konularda daha verimli olacağız. Vaktimizi daha çok analiz yapmaya ayırabileceğiz. Projeyle rekabette nasıl bir ivme kazanacağınızı düşünüyorsunuz? Bu sistemle birlikte ürünlerimizi rekabetçi fiyatla üreterek müşterilerimize zamanında ve kaliteli ürün sunma hedefimize ulaşacağımıza inanıyoruz. Sektörünüze özel gereksinimlere daha efektif çözümler üretebilecek misiniz? Özel gereksinimlerimiz içinde merkezi planlama, darboğaz yönetimi, sürecin tüm aşamalarındaki stokların azaltılması, doğrudan sipariş üzerinden MRP ile üretim planı ve malzeme talep planlarının oluşturulması, müşteri sipariş süreci yönetimi ve otomasyon yer alıyor. Yeni ERP değişim projesiyle bütün bunlara imkan sağlayacağız. S 2013/06 - SARTEN WORLD 37 Yabancı müsteri / Cosmos Lac “Sarten bizim için bir gereklilik” Sarten’in 6 yıldır müşterisi olan Cosmos Lac, sprey boya sektöründe yıllık 2 milyon kutu üretim hacmiyle dikkat çeken şirketlerden biri. Cosmos Lac’in kurucuları olan 3 kardeş Achilles, Tasos ve Vasilis Segkos, sektörlerinde ambalajın çok önemli olduğunu düşünüyor. Bu nedenle çalıştıkları tedarikçilerde kalite, iyi hizmet, hızlı üretim, kaliteli hammadde gibi konulara çok dikkat ettiklerini belirtiyorlar. Bu anlamda Sarten’le işbirliklerinin mükemmel gittiğine değinen Segkos Kardeşler, Sarten’in artık şirketleri için bir gereklilik olduğuna da değiniyorlar. Sarten, sektöründe çok ciddi bir oyuncu. Kalite kontrol ve AR-GE departmanı, hammaddelerinin kalitesi, makinelerinin yüksek teknolojisi bizim gördüklerimiz arasında en iyilerinden biriydi.” Achilles, Tasos ve Vasilis Segkos Sarten’le nasıl çalışmaya başladıklarını ve bu işbirliğiyle ilgili düşüncelerini konuştuk: Sarten’le ne zamandır çalışıyorsunuz? ACHILLES SEGKOS: Biz Sarten’le 2005 yılında Atina’daki bir ambalaj fuarında tanıştık. Ancak 2 yıl sonra çalışmaya başladık. Başlarda bazı çekincelerimiz vardı. Bunların en başında iki ülke arasındaki pek çok tarihsel problem geliyordu. Bunun yanında Cosmos Lac, Yunanistan merkezli bir şirket. O sıralarda 20 yılı aşkın bir süredir bir Yunan şirketiyle çalışıyorduk. Bunların dışında ambalaj sektöründe birinci öncelik olan servis kalitesi konusunda da bazı çekincelerimiz vardı. Sonuçta iyi ürün ve fiyatı bulmak çok kolay. Ancak stok tutma kapasitesi olan, kısa sürelerde üretim gerçekleştirebilecek ve her zaman en iyi çözümü sunacak bir tedarikçi bulmak çok zor. “Sarten’le 6 yıldır çalışıyoruz ve işbirliğimizden oldukça memnunuz. En önemlisi SIFIR problemle çalışmaktan da çok mutluyuz.” 38 SARTEN WORLD - 2013/05 2013/06 C osmos Lac, sprey boya sektöründe Yunanistan’ın önde gelen şirketlerinden biri. 2007 yılından bu yana Sarten’le işbirliği yapıyor. Cosmos Lac’in 3 kurucusu Achilles, Tasos ve Vasilis Segkos, Sarten’le çalışmaktan oldukça mutlu olduklarını söylüyor. Segkos Kardeşler, gelinen noktada Sarten’in kendileri için bir “gereklilik” olduğunu belirtiyorlar. Sarten’le çalışma nedenlerini ise şöyle özetliyorlar: “Takımımızla birlikte Silivri Fabrikası’na yaptığımız ziyaret sonrasında çok basit bazı gerçekleri gördük. Peki tüm bu tereddütlerinize rağmen Sarten’le çalışmaya nasıl karar verdiniz? TASOS SEGKOS: Açıkçası 2007 yılında Sarten’in Silivri Fabrikası’nı ziyaret edince kafamdaki tüm bu soru işaretleri de silindi. Her şeyden önce İstanbul’da karşılaştığımız sıcak misafirperverlik bizi çok etkiledi. Bir de Sarten’in misafiriyseniz sizinle ayrı ilgileniyorlar. Bu ziyaretimiz sırasında ekibimizin kendisini rahatsız hissedeceği tek bir olayla bile karşılaşmadık. Hatta bunun tam tersi oldu diyebilirim. Sarten, Türk kültürü ve misafirperverliğinin en iyi temsilcilerinden biri. Toplantılarımız sırasında çok akılcı fikirler gündeme geldi. Bunun yanında müthiş yemekleri ve muhteşem tarihi mekan turlarını da burada belirtmeden geçemeyeceğim. Peki bu ziyaretiniz sırasında Sarten’in kalite anlayışıyla ilgili ne tür ipuçları aldınız? VASILIS SEGKOS: Takımımızla birlikte Silivri Fabrikası’na yaptığımız ziyaret sonrasında çok basit bazı gerçekleri gördük. Sarten sektöründe çok ciddi bir oyuncu. Sarten’in kalite kontrol ve AR-GE departmanı, hammaddelerinin kalitesi, makinelerinin yüksek teknolojisi bizim gördüklerimiz arasında en iyilerinden biriydi. Bu alanda pek çok şirketi de gördüğümüzü söylemek isterim. Bu şirketler arasından Sarten açık ara farkını bize bu ziyaretimiz sırasında gösterdi. Sarten’le 6 yıldır çalışıyoruz ve işbirliğimizden oldukça memnunuz. En önemlisi sıfır problemle çalışmaktan da çok mutluyuz. Servis kalitesi anlamında Sarten’i nasıl değerlendiriyorsunuz? ACHILLES SEGKOS: 2 bin müşteriye sahip bir tedarikçi düşünün. Satışları 200 milyon Euro’nun üzerinde ve 40’tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Bunun karşısında ise biz dünyanın ekonomik anlamda en tehlikeli çevresinden gelen yüzlerce kodla uğraşan, küçük miktarlarla çalışan bir müşteriyiz. Tüm bunlara rağmen biz hiçbir zaman Sarten’in en iyi müşterisinden daha az bir ilgiyle karşılaşmadık. Sarten’in KOBİ olarak sabrını ve kapasitesini de test ettik. Çok yüksek taleplerimiz vardı ve düşük kârlılık oranları söz konusuydu. Sarten, tüm taleplerimizde sadece başarılı olmakla kalmadı aynı zamanda bizim için çok daha fazlası oldu. Açıkçası Sarten bizim için bir gereklilik haline geldi. Bizim görüşümüze göre Sarten’in bize sunduğu hizmeti aynı şekilde verebilecek başka bir şirket yok. S “Ambalaj sektöründe BİRİnci öncelik olan servis kalitesi konusunda da bazı çekincelerimiz vardı. Sonuçta iyi ürün ve fiyatı bulmak çok kolay. Ancak stok tutma kapasitesi olan, kısa sürelerde üretim gerçekleştirebilecek ve her zaman en iyi çözümü sunacak bir tedarikçi bulmak çok zor.” SARTEN WORLD RAKAMLARLA COSMOS 1 Yıllık 2 milyon üretim hacmi 2 120 farklı dizayn 3 Sadece 5 gün içinde ürün teslimi 4 Sarten kutularıyla Avrupa’dan alınmış 2 önemli dizayn ödülü “Takımımızla birlikte Silivri Fabrikası’na yaptığımız ziyaret sonrasında çok basit bazı gerçekleri gördük. Sarten sektöründe çok ciddi bir oyuncu. Kalite kontrol ve AR-GE departmanı, hammaddelerinin kalitesi, makinelerinin yüksek teknolojisi bizim gördüklerimiz arasında en iyilerden biriydi.” 2013/06 - SARTEN WORLD 39 Söyleşi / Müze “Müze insanın hayatını değiştirir” Sunay Akın, Türk edebiyatına damgasını vurmuş isimlerden biri. Aynı zamanda konuşma üstadı. Müzecilik ise Akın’ın çok çalışarak ve emek vererek öğrendiği bir konu. “20 yılımı müzeciliği öğrenerek geçirdim” diyen Akın, oyuncak müzesinin insan hayatını değiştiren bir deneyim yaşattığını söylüyor. Geleceği var edenin hayaller olduğunu, insanların oyuncak müzesi sayesinde geliştiğini belirtiyor ve “Barış ve sevgi dolu bir gelecek için çocukların hayallerine ihtiyaç var” diye konuşuyor. 40 SARTEN WORLD - 2013/06 A slında Sunay Akın deyince herkesin aklında başka bir görüntü beliriyor. Şair, yazar, televizyon programcısı olan Akın, son dönemde en fazla müzeci kimliğiyle ön planda. Müzesinde yer alan oyuncaklardan canlı varlıklar gibi söz ediyor. Her birinin hikayesini biliyor. Müzeciliği öğrenmek için ise 20 yılını verdiğini söylüyor. Sunay Akın’la onun için özel anlamı olan Oyuncak Müzesi’ni kendi ağzından dinlemek için buluştuk. Bizi sıcak bir gülümseme ve oyuncaklarla dolu ofisinde karşılayan Akın, Oyuncak Müzesi’ni nasıl açmaya karar verdiğini, kendisi için özel oyuncakları ve 20 yılı aşkın süredir oyuncaklarla olan serüvenini anlattı: 2005 yılında oyuncak müzesini açtınız. Müzeyi açmadan önce ne kadar süre hazırlık yaptınız? Müzeyi açmadan önce yaklaşık 15 yıl, oyuncağın tarihi konusunda çalışmalar yapıp oyuncak topladım. Ancak bu sürenin ilk 5 yılı hiç oyuncak almadım. Yüzlerce kitap okuyarak hazırlandım. Ben müzeciyim. Oyuncak koleksiyoncusu değilim. Hep müze açmayı düşünüyordum. Ancak oyuncak müzesi açmak için ilk önce oyuncağın tarihini bilmem gerektiğini düşündüm. Her oyuncak müzeye alınmamalı sonuçta. Bu konuda insanların kafasında büyük bir yanılgı var. Bizde müzecilik bilinmediği için benim bile evlerdeki eski oyuncakları toplayarak müze açtığım düşünülüyor. Herkesin evinde resim de asılı. Bunları alıp resim müzesine koymak mümkün mü? Hatta pek çok kişi de eski oyuncaklarını bana getiriyor. Bir şeyin müzeye ait olması için kendi alanında bir ilk, öncü ve bulunmayan olması gerekiyor. “Geçen yıl Avrupa Müze Akademileri tarafından ‘Dünyadaki En İyi Müze’ ödülünü aldık. Dünyada oyuncak alanında ilk 5 müze dendiğinde akla ilk biz geliyoruz. “ 5 yıllık araştırmanın sonunda müzeye ilk oyuncağınızı ne zaman aldınız? 5 yılın sonunda Berlin’de, bir antika oyuncakçıda beyaz bir at gördüm ve onu aldım. O zamana kadar oyuncak satan pek çok koleksiyonerle tanıştım. Çok mağazaya girdim, çıktım. Ancak oyuncak satın almıyordum. Çünkü benim görüşüme göre ilk önce öğrenmeliydim. Bu eğitim üzerine bile öyle hatalar yaptım ki... Almamam gereken pek çok oyuncak aldım. SARTEN WORLD Peki müze değeri olan oyuncak ne demek? Bunu bir örnekle anlatabilirim. Benim elimde şu anda bir Minnie Mouse oyuncağı var. ALMAN OYUNCAKLAR FARKLIDIR İLK OYUNCAK FABRİKALARI Alman oyuncaklar kesinlikle çok farklıdır. Sanayi Devrimi’nden sonra ilk oyuncak fabrikaları Almanya’da kuruldu. Almanlar bu nedenle bütün dünya oyuncak pazarını ele geçirdi. 1900’lü yılların ilk başındaki oyuncakların etiketinde hep Almanya yazar. Ancak 1950 yılından sonra Japonlar dünya oyuncak pazarını ele geçirdi. ÇİN YÜKSELİŞTE 100 yıl sonra yani 2113 yılında bu döneme ait oyuncakların yanında hangi ülke yazacak diye soracak olursanız, Çin derim. Bugün oyuncaklar Çin’de yapılıyor. Dünyanın neresine gidersen git, eline bir oyuncak al üzerinde “Made In China” yazar. PARALLELLİK VAR Çok ilginç bir şey daha var: Almanya oyuncak endüstrisine öncülük ediyor ve kendisi de bunun üzerine güçleniyor. Japonya 2. Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılıyor. İnsanı kalmıyor. Ama çok güzel oyuncaklar yapıyor ve sonra Japon Devrimi’ni gerçekleştiriyor. Çin, 1980’lerde oyuncak pazarını ele geçiriyor. Bugün Çin üretimin her alanında öncü. Bir paralellik yok mu acaba? Bunu düşünmek lazım. 2013/06 - SARTEN WORLD 41 Söyleşi / Müze Bugün Minnie Mouse’tan binlerce adet bulabilirsiniz. Ancak onların hiçbiri elimdeki bu oyuncak gibi müzelik değildir. Çünkü benim elimde, Walt Disney’in tasarlamış olduğu ilk Minnie Mouse var. Üstelik şimdikinden çok farklı bir görünüme sahip. Minnie, ilk tasarlandığında daha çok fareye benzetilmiş. Bu nedenle de çocuklar pek sevmemiş. Bu oyuncağı başka bir yerde bulmanız mümkün değil. Bu tür oyuncakları satan koleksiyonerleri nasıl buluyorsunuz? Zamanla oturan bir yapı bu... Araştırmalarım sonucunda oyuncak koleksiyonerlerini tanımaya başladım. Bir de Avrupa’da yılda birkaç kez toplanıyorlar. Büyük bir galeride, küçük tezgahlara kendi oyuncaklarını getirip satıyorlar ya da takas ediyorlar. “Minnie Mouse ilk tasarladığında daha çok fareye benziyormuş. Bu nedenle de çocuklar pek sevmemiş” Dünyada 500’ü aşkın oyuncak müzesi var. Sizin bu müzeler arasındaki yeriniz nedir? Geçen yıl Avrupa Müze Akademileri tarafından “Dünyadaki En İyi Müze” ödülünü aldık. Dünyada oyuncak alanında ilk 5 müze dendiğinde akla ilk biz geliyoruz. Koleksiyonerlerden aldığınız oyuncaklarda hata yapmamak için nelere dikkat ediyorsunuz? Nasıl ki bir arkeolog toprağı kazıdığında, çıkardığı bir eserin hangi döneme ait olduğunu biliyorsa ben de artık bir oyuncağı gördüğüm zaman onun hangi döneme ait olduğunu anlayabiliyorum. Hatta oyuncağın hangi toplumsal ve sosyolojik olaydan etkilendiğini, onu üreten fabrikanın neresi olduğunu anlayacak entelektüel birikimim var. Sonuçta benim oyuncaklarla olan geçmişim 20 yıla dayanıyor. Kaç tane oyuncak topladıktan sonra müze açmaya karar verdiniz? Öncelikle bu aldığım oyuncaklar evimde, kütüphanemde, eşyalarımın arasında duruyordu. Sayıları çoğalıp eve sığmamaya başlayınca aynı apartmanda oturduğumuz annem ve babamın bir odasını işgal ettim. O esnada şu anda içinde bulunduğumuz binayı müze şeklinde hazırlamaya karar verdik. Burada sahne tasarım sanatçısı Ayhan Doğan devreye girdi. Bu süreç, 2 yıl sürdü. Bu sırada oyuncak da toplamaya devam ettim. Evde nasıl korudunuz oyuncakları? Oyuncakları korumak çok zor. Oyuncakların formları zaten iyi ancak çok da yorgunlar. Onları korumak için bazı özel solüsyonlar, bazı koruyucu malzemeler kullanmanız gerekiyor. Onlar da çok pahalı. Bunları da yapmak zorundayız. Oyuncaklar camekanların içinde tozlanıyor. Onların teker teker alınıp, bakımının yapılıp tekrar yerine konması önemli bir tıbbi operasyona benziyor. Bu konuda müze çalışanlarımız yetişmiş durumda. Artık onlara rahatlıkla oyuncakları emanet edebiliyorum. Müzede eskiden sizin olan oyuncak var mı hiç? Hayır, benim annem tüm oyuncaklarımı mahalledeki ihtiyacı olan çocuklara verirdi. İyi de yapardı. Oyuncak sektörü ne zaman gelişmeye başladı? Bizim çocukluğumuzda az sayıda oyuncak vardı. Bizde oyuncak sektörü gerçek anlamda 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıktı. Ondan öncekiler hep çocuğu oyalayan oyuncaklardı. Hayal dünyasını geliştirici oyuncaklar değildi. Şu anda Çin malı oyuncaklar çok fazla. Bu konuda da toplumda gereksiz bir tepki var. Dünyanın en güzel oyuncakları Çin’de yapılıyor. Bu oyuncaklar maalesef Türkiye’ye getirilmiyor. 42 SARTEN WORLD - 2013/06 “Bir şeyin müzeye ait olması için kendi alanında bir ilk, öncü ve bulunmayan olması gerekiyor. “ SARTEN WORLD Neden getirilmiyor? Bizde oyuncağa ayrılan bütçe dardır. Çocuk tutturunca ağlayınca oyuncak alınır. Bu nedenle ekonomik olarak biraz daha yüksek fiyatlı bir oyuncağı ithal edersen satamazsın. Bir de Türkiye’de oyuncaktan alınan stopaj yüzde 18. Bu hatanın düzelmesi şart. Çocukların doğru oyuncağa ulaşması gerekir. Bu bilinç oluşsun diye de uğraşıyorum. Çocukların dünyasının, gelişiminin önündeki engellerin kalkması gerekiyor. Bunun için de mücadele veriyoruz. Müze açıldıktan sonra tam olarak nasıl bir yer olduğu anlaşıldı mı? Hemen ilgi gördü mü? Çığ gibi büyüyen bir ilgiyle karşılaştık. Aynı duyguyu ben Almanya’nın Nürnberg kentinde oyuncak müzesini gezerken yaşamıştım. Çok değişik bir duyguydu. Oyuncak müzesi insanın hayatını değiştirir. Çünkü geleceği var edenin hayaller olduğunu insanlar bu sayede görüyor. Barış ve sevgi dolu bir gelecek için çocukların hayallerine ihtiyaç var. İnsanlar önce hayal etmiş, oynamış ondan sonra onu gerçekleştirmiş. Bunun somut belgeleri var. Oyuncak müzesindeki bir saat, bin kitabın ışığına bedeldir. Ayrıca oyuncak müzesinde 3 kuşak bir ara- da ve mutlu dolaşabiliyor. Dedeler, çocuklar ve torunlar hep birlikte burayı gezebiliyorlar. Bir araya gelip ortak mutluluğu paylaşıyorlar. Benim amacım bu nedenlerle bu işin yayılması. Bu nedenle aileye değer veren, hayallere değer veren, bir ülkenin geleceğinin çocukların hayallerinde olduğunu bilen her yöneticiyi davet ediyorum. Başka yerlerde de oyuncak müzesi açmak konusunda yardıma açığım. S OYUNCAĞIN HİKAYESİ OLMALI l Dönemsel olarak baktığınızda oyuncak müzesinde hangi dönemlere ait oyuncaklar var? Toprak altı oyuncak kabul etmiyoruz. Arkeolojik oyuncaklarla arkeoloji müzeleri ilgilenmeli. Oyuncak Müzesi’nde Sanayi Devrimi’nden sonra ortaya çıkan oyuncaklara yer veriyoruz. El yapımı oyuncağın da bir değeri yok. Bunun nedeni, bu oyuncakların çok tekrar edilmesi. Herkesin teyzesi ona bez bebek yapar. Oyuncağın bir hikayesi olmalı, bir dönemi, bir şeyi anlatmalı... Örneğin elimde şu anda bir gitar var. Bu gitarın yıllardır peşindeydim. 20 yılda ancak bir tane bulabildim. Neden müzelik değeri var derseniz çünkü bu gitar, Elvis Presley’nin patentiyle üretilmiş. Sonuçta bu gitarda müziğin tarihi de var. Sert plastik, 1950’lerde yapılmış, hemen kırılır.... Ancak çok değerli. 2013/06 - SARTEN WORLD 43 48 Saatte Dünya / Amman Ortadoğu’da misafirperver bir kent “Ürdün’ün başkenti Amman’a gerçekleştirdiğimiz seyahatle müşterilerimizi ziyaret ederek hareketli günlerin yaşandığı bölgede durumu yerinde inceledik. Hem hızlı ve verimli bir iş seyahati yaptık hem Arap misafirperverliğini tanıdık hem de Arap mutfağının lezzetlerini tatma fırsatı bulduk.” Hazırlayan: Hande Ergen Amman 44 SARTEN WORLD - 2013/06 Ü rdün Krallığı’nın başkenti Amman, Ortadoğu’nun önemli sanayi merkezlerinden biri. Bu merkeze, hızlı ve verimli bir iş seyahati gerçekleştirdik. Bu seyahatteki amacımız, müşterilerimizi ziyaret ederek hareketli günlerin yaşandığı bölgede durumu yerinde incelemekti. Kuzeyinde Suriye, kuzey doğusunda Irak, güneyinde ve doğusunda Suudi Arabistan, batısında İsrail ve Batı Şeria ile sınır komşusu olan Ürdün, Sarten Ailesi olarak uzun yıllardır ihracat yaptığımız, stratejik part- nerlerimizin konumlandığı ve bizlerin sıklıkla ziyaret ettiği Ortadoğu başkentlerinden biri. Amman, Ortadoğu ve Afrika’da iş için sık gidilen ve turistler tarafından çok ziyaret edilen şehirler arasında sekizinci sırada yer alıyor. Amman’a THY’nin 20:50 uçağıyla gerçekleştirdiğimiz uçuşumuz, 3 saat sürdü. Geçtiğimiz yıl kullanıma açılan, modern mimarinin öne çıktığı, konforun ve teknolojinin hemen fark edildiği “Queen Alia Uluslararası Havalimanı”na indiğimizde, saatlerimiz gece yarısını geçiyordu. Hande Ergen, Zakaria Ibrahim Qasem, Fikret Salman Türk vatandaşları için vize uygulaması olmadığı için hızla ülkeye giriş işlemlerimizi tamamladık ve bizleri karşılamaya gelen misafirperver müşterilerimizin araçlarıyla otelimize doğru yola çıktık. ARAP MİSAFİRPERVERLİĞİ Ertesi sabah, günümüz kahvaltılı toplantı ile başladı. Hareketli ve uzun görüşmelerle zorlu iş günümüzde, planladığımız tüm ziyaretlerimizi tamamlayarak otelimize döndük. Birkaç saatlik molanın ardından, akşam yemeği için müşterimizle ve aileleriyle buluştuk. Geçmişte yazlık ev olarak kullanılan, yemyeşil bir bahçede, gecemizi yıldızlar altında, lezzetli Arap mutfağı yemeklerini yiyerek tamamladık ve yorgunluğumuzu unuttuk. Arap misafirperverliğinin hissedildiği ve zengin mutfağının tanıtıldığı bu keyifli gecede, bölgenin politik hareketliliğinden günlük hayata, bölge ülkelerini bekleyen gelişmelerden ticaretin seyrine kadar değişik konularda sohbet ederek fikir alışverişinde bulunduk. Dönüş yolculuğumuzda tercihimiz THY’nin 07:00 uçağı oldu. Sabah 10:00 itibarıyla Atatürk Havalimanı’na inerek hareketli bir İstanbul gününe başladık. PETRA’YI UNUTMAYIN Her ne kadar bizim görme fırsatımız olmasa da Amman’a gideceklerin, seyahat programlarına mutlaka Petra Antik Kenti’ni de eklemelerini tavsiye ederiz. Geçmişten günümüze kalan, etkileyici ve görkemli dünya miraslarından biri olarak kabul edilen Petra, 2 bin yıl önce Nebatilerin kumtaşından oyarak yarattıkları, mimari alandaki mucizeleri ve doğal güzelliğiyle olduğu kadar insanlığa sunduğu derslerin kalıcı olmasıyla da sadece Ürdünlüler için değil tüm insanlık için özel bir anlam taşıyor. Salih Peygamber’in yaşadığı bölge olarak da bilinen ve devasa kayalara nakış nakış işlenen bir antik şehir olan Petra, Ortadoğu’nun en görülmeye değer turistik bölgesi olarak kabul ediliyor. Eğer yolunuz Amman’a düştüyse burayı mutlaka görmenizi öneririz. S “Amman’da Nebatilerin kumtaşından oyarak yarattıkları Petra Antik Kenti, Ortadoğu’da görülmeye değer turistik bölgelerden biri.” 2013/06 - SARTEN WORLD 45 Gezi İstanbul’dan hızlı kaçış İstanbul’da yaşamak zor. İş stresi, kalabalık, trafik derken zaman akıp gidiyor. Oysa İstanbul’a yakın mesafede, yaz kış demeden her fırsatta kaçabileceğiniz pek çok tatil mekanı var. Dinlenmek, şehrin gürültüsünü geride bırakıp huzur bulmak istiyorum diyorsanız ve bunun için de uzaklara gidecek zamanınız yoksa işte kısa sürede ulaşabileceğiniz beş rota… KONAKLAMA: ağva Nehrin iki yanında da bol miktarda otel mevcut. www.agvaotelleri.org adresinden bütün otellerle ilgili bilgi bulabilirsiniz. Bizim size birkaç önerimiz de olacak. Ağva Green River, bu otellerden biri. Göksu Nehri’ne komşu olan otel, doğanın içinde essiz ve büyüleyici atmosferiyle beğeni topluyor. Ağva Acquaverde Otel’i “Bir İstanbul Masalı” adlı dizinden hatırlarsınız. İtalyancada yeşil su anlamına gelen otelde, 50 yatak kapasitesi var. 4,5 dönüm bahçesi, nehir kenarında iskelesi ve restoranı bulunan otel, kalmak için iyi alternatiflerden biri. Woody Wille, Ağva’ya 20 km uzaklıktaki Akçakese Köyü’nde yer alıyor. Sessiz, huzurlu ve sakin bir tatil isteyenler için ideal. Green River ROTALAR: Ağva merkez ve civarında keşif gezilerine çıkabilirsiniz. Örneğin Kilimli Koyu, bir doğa harikası. Mağaraları ve müthiş kayalıklarıyla gezinizi renklendirebilir. Tekne turu da yapabilirsiniz. Sonbaharda doğanın müthiş renkleri ile gözlerinizi dinlendirebilirsiniz. Trekking turlarına da katılabilirsiniz. Tam günlük trekking turları bulunuyor. Göksu Köyü de gidenler tarafından çok övülüyor. Yeşili, canlılığı, tarihi değirmeni yerinde görme şansınız var. Hem gezerim hem fotoğraf çekerim diyenlere de hitap edecek çok renkli bir coğrafya olduğunu da ekleyelim. Woody Wille AcquaverdE 46 SARTEN WORLD - 2013/06 polonezköy ROTALAR: Yürüyüş burada yapabileceğiniz en önemli aktivitelerin başında geliyor. Yapacağınız uzun yürüyüşlerle ormanın keyfini çıkarabilirsiniz. Meryem Ana Kilise’si ziyaret edebileceğiniz kültürel ortamlardan biri. Azize Anna Kilise’sinin 1894’teki İstanbul depreminde yıkılmasının ardından 1914’te bugünkü Czestochovalı Meryem Ana Mabedi inşa edildi. Zofia Rizi Anı Evi, Polonezköy’ün en eski evlerinden biridir. Halk ziyaretine açık olan evde, Polonezköy ve Rizi ailesiyle ilgili fotoğraf ve dokümanlar sergileniyor. Polonezköy Kültür Evi, “Polart Gallery” ve “Polonezköy Kütüphanesi” olarak hizmet veriyor. Burayı da ziyaret etmenizi öneririz. Çünkü burada yıl içerisinde pek çok kültürel ve sosyal aktivite düzenleniyor. KONAKLAMA: Polonezköy’de konaklama için çeşitli otel ve pansiyonlar mevcut. Klon Jawor Boutique Hotel&Garden, butik otel konseptini, 5 yıldızlı otel hizmetiyle birleştiren işletmelerden biri. Berik Pansiyon, daha ekonomik konaklama arayışında olanlar için uygun. Pansiyon özel menüleriyle ilgi topluyor. Hera Pansiyon da başka bir güzel alternatif. Rum bir ailenin işlettiği pansiyon, menülerindeki Rum spesiyaliteleriyle beğenilen mekanlar arasında yer alıyor. 2013/06 - SARTEN WORLD 47 Gezi SAPANCA ROTALAR: Sapanca Gölü ve civarında 76 köy bulunuyor. Bunlar arasında Ormanlık Köyü, iyi bir alternatif olabilir. Şelale Deresi, Erdemli’den geçerek Ormanlık Köyü’ne ulaşıyor. Son yıllarda SPA denilince ilk akla gelen mekanlardan. Buradaki iki otel de ziyaretçi akınına uğruyor. Rüstem Paşa Camii, çarşıda yer alıyor. 1554 yılında yapılan camiyi de ziyaret edebilirsiniz. 100 yaşını aşan Limonlu Kahve’yi de rotanıza eklemeyi ihmal etmeyin. Çok seveceksiniz. Feyziye Köyü’ndeki 500 yıllık değirmeni görmeyi de sakın unutmayın. Türkiye’de balonla uçma tecrübesini yaşayabileceğiniz iki yerden birinin Sapanca olduğunu ekleyelim. KONAKLAMA: Sapanca’da çok seçkin konaklama seçenekleri bulunuyor. Güral Sapanca Wellness&Convention, bu seçeneklerden biri. SPA otelinde çok keyifli bir zaman geçirebilirsiniz. Bir diğer SPA alternatifi ise Richmond Nua Wellness&Spa. Otel çarşının merkezinde bulunuyor. Çevresinde çok güzel balık restoranları da mevcut. Villa Sapanca, göle, çarşı merkezine 100 metre mesafede bulunuyor. Şehir konforunu aratmayan pansiyon, country tarzındaki odalarıyla dikkat çekiyor. Güral Sapanca Wellness&Convention, 48 SARTEN WORLD - 2013/06 POYRAZKÖY KIYIKÖY ROTALAR: Pabuç Dere’de mutlaka bir gezinti yapmayı ihmal etmeyin. Sandal ve kano kiralayabilirsiniz. Selves Koyu, uzun yürüyüş yapabileceğiniz bir yer. Yazın da denize girmek mümkün. Köyün ilk yerleşimcileri olan Rumlar tarafından, kayalara oyularak yapılan ama artık harabeye dönmüş olan Aya Nikola Manastırı’nı da rotanıza ekleyin. Köydeki kahveler de güzel dinlenme mekanları. Asmalı Kahve ile Marina Kahve güzel alternatifler. ROTALAR: Burada ilk durak Anadolu Feneri olmalı. Buradaki eşsiz manzara her şeyi unutturacak güzellikte. Eğer arabayla gittiyseniz Akbaba Köyü’nü rotaya dahil edin. Ceviz ağaçlarıyla ünlü köyde çınar altı kahvede mutlaka çay için. Yuşa Hazretleri Türbesi de ziyaret edebileceğiniz mekanlar arasında yer alıyor. Türbe, 17 metre uzunluğunda. Yoros Kalesi’ne tırmanmayı da unutmayın. Muhteşem manzarasıyla insanı büyülüyor. YEME İÇME Poyrazköy’de yeme içme de neredeyse tek alternatif var: Balık… Anadolu Kavağı balık restoranlarıyla zengin bir yer. Her türlü deniz ürününü bulabileceğiniz bu restoranlar arasında. İsmail’in yeri bu restoranlardan biri. Denize sıfır olan restoran 3 katlı. Zengin menüsü ve mezeleriyle beğeni topluyor. Yosun Restaurant, 33 yıllık bir geçmişe sahip. Anadolu Kavağı vapur iskelesinin yanında yer alan mekan, denize sıfır. KONAKLAMA: Koç Pansiyon, Kale Mahallesi Toplar mevkiinde bulunuyor. Odadan çıkmadan denizin güzelliğini görmek isteyenler için çok uygun. Ayın ve güneşin doğuşunu da seyredebilirsiniz. Marina Konaklama, Aya Nikola kordon boyunda yer alıyor. Burası da konaklamak için uygun mekanlardan biri. Endorfina Otel’in sahibi bir biyolog. Özel çaylar, organik kremler hazırlıyor. Değişik bir deneyim yaşayabilirsiniz. Lezzetli kalkan yemek içinde uygun bir mekan. 2013/06 - SARTEN WORLD 49 English Summary PRODUCTION & TECHNOLOGY MANİSA PETPAK PLASTIC FACTORY THE EXPERT OF PLASTIC MANİSA Petpak Plastic Factory is in the 3rd place of Sarten’s plastic factories with the capacity of production of 130 million items per year. The production center is giving service in the fields of food, cosmetic, chemistry, agricultural medicine, lube oil. It is getting its force dominantly from these sectors in the Agean region. Petpak Factory Manager Erkan Özmekik says that “To be close to our customers and to respond rapidly to their needs are our greatest advantages. Our location in Manisa is gives us the opportunuty of making a closer connection with our customers.” P etpak Factory is exisiting in the sarten manisa Campus. It was founded up in 1997 with the cooperation of Amerikan Tech Group and sarten Package. It started to the production with the high – tech machines in September 1997 in Manisa Organized Industry Region. The factory started its activities by producing thin and narrow mouthed PET package. PETPAK joined to the structure of Sarten in October 2005 completely. Petpak factory has 8 Stretch Blow Molding and 18 Blow Molding Machine in the point it has come today. The factory has also injection machines. It had a structure in which 3 processes were working together. But, whwn an expert factory was founded up in Karacabey in April 2012, the injection department was carried here. Today, Petpak Plastic Factory has a capacity of production to 130 Millions items per year. Petpak is in the 3rd place between the Sarten’s plastic factories after Karacabey and Gebze whwn compared in the sides of capacity and the numbers of racecourse. It is founded up over 20 thousand meter square and has a closed area for 5.700 meter squared production center. It has 26 machines, additionally body sleev machines and brandin machines are also existing. Single leveled and multi-leveled bottles can be produced in the production center. Both little volumed bottles and big volumed pot pet packages can be produced. Petpak Factory Manager Erkan Özmekik classifies the properties of the factory which are differing it from the simillar ones as follows: “One of the 50 SARTEN WORLD - 2013/06 most properties of us is the variety of our machine racecourse. We have many multi – leveled (coex) bottle producing machines. We can make both 4 leveled and 6 leveled productions. The machines which can produce big volumed pot in the pet department are anly existing in this factory. We are the factory where the greatest number of the personnel are working between the plastic factories.” ADVANTAGED LOCATION “To become close to the customer” is one of the main philosophies of sarten Package. The foundation of the factory in Manisa is based on this philosophy. Erkan Özmekik is telling the strategic location of the factory as follows: “In every cities in the Agean Region, production based on the agricultura is being performed. Founded cosmetic, agricultural medicine and lube oil firms are located in this region. To be closed to food, cosmetic, chemistry, agricultural medicine, lube oil companies and to respond to the needs of them rapidly is our the greatest advantage. Our location in Manisa is supplying us the opportunuty of making a closer connection with our customers. Additionally, since our factory is in the organized industry region, we are using all of the advantages of here. Organized industry has the capability of producing its own electricity and the natural gas. Wastewater treatment, rain water collecting and transportation services can be given. Besides, steem and hot water, which are the secondary production of the generating station are being given to the order of the industrialists. It is an organized structure with the clean water supply and distribution are being performed. Health center, fire brigade, environment laboratory, logistic services, social facilities. Being located in such a structure is also a great advantage. Opet, Total, BP, Lukoil, Colgate, Dalan Kimya, Pınar, Eczacıbaşı, Tukaş, Tat, Yudum, Assan, Eker, Baktat, Yörsan,Agri Sciences, Agrobest, Burcu, Olca, Sibaş, Yonca, Sultan Gıda, Çelenlioğlu are coming out between the custo- mers of the factory. Petpak is making production fort he customers abroad too. The companies like Kallos in Hungary, Kozat in Greece, Arsal Gıda in the Northen Cyprus are existing between these customers. Besides, export is being done to England, Romania and Beirut. S 2013/06 - SARTEN WORLD 51 English Summary OUR PLANS ARE READY FOR THE FUTURE Akkim is one of the most important brands of the construction chemicals sector. The young company is 12 years old. It is exporting its products to 80 countries out of Turkey. The president of the administration board of the company, Mehmet Ali Akdemir says that they are making larger continuously the contents of their products to reach more customers in more countries. That’s why they are giving importance to R & D. He adds that they are renewing their production facilities every year with new technology and production systems. He also stresses that their investment plans are ready for the future terms. A kkim construction chemicals has been founded up in 2001. The company is set up over 25 thousand meter square area in İstanbul. It has improved technology and high production capability having facilities. The factory is producing polyurethane aerosol bubbles, isolation silicones, polyurethane and acrylic based putties, industrial splicers, tecnic aerosol products and automotive care chemicals. The products are being exported to 80 countries. The president of the administration board of the company, Mehmet Ali Akdemir says that they are a company which is growing with their customers and even the suppliers. He adds that they are renewing their production facilities every year with new technology and production systems. He also stresses that their investment plans are ready for the future terms and these plans will be realized when its time comes. The details of the discussion with Mehmet Ali Akdemir is as follows: When was Akkim founded? What is your foundation story? Akkim was founded up and started to its commerical activities in 2001 as the result of a 20 year experience. It was doing only product filling in the first times. Later on, it started to produce its own products in its own facilities. Its aim was to produce more added value products for the economy and to perform a more constant and economic service. From that time, Akkim has caught a rapid growth rate. Today, it is making export to 80 countries. It is increaing its product and service quality, making important investments to R & D. It is making additionto the developments of the sectoral norms. So, it has been an international player. According to you, when was the first breaking point, lived? What was the first development accelerated your growth? Akkim was carried to its own factory in 2006. So, it both increased its production kindness and started to give service to a larger customer volume. Besides, it started to the production of many products, of which Akkim was only doing their filling operations. This was an imporetant step for Akkim. You are one of the towering construction chemical company. What are the milestones of your growing? The most important milestone in the growing of Akkim is the high value Akkim gives to its customers and as its result, the high confidence of customers to Akkim. The companies, which Akkim had started to work with, has become the greatest customer group of Akkim today. 52 SARTEN WORLD - 2013/06 Akkim can be briefly called as a company which is growing with its customers and the suppliers. Secondly, a serious reorganizing is exsisting all around the World, especially in the developing countries. This situation has given an important opportunity to Akkim to make very different countries of the world be received the products and the services of Akkim. The increasing of the interest to the Turkish firms and brands abroad has also supplied a great advantage for the Turkish exporters. What is the number of your customers just now? How many of them are in Turkey and how many of them are abroad? Akkim is giving service and making production for 80 countries. Most of its production is being exported, so akkim is making addition to the economy of Turkey. What is your strategic growing plan for the following 5 years as the company? In this sense, what kind of targetjs have you put in front of yourself ? First of all, we are making studies for our exisiting products to be reached to larger geographical areas. Additionally, new product development studies are being given much importance to give service to different customer crews. Our performance plansa re ready to reach both of these goals. S 2013/06 - SARTEN WORLD 53 English Summary WE ARE GROWING CONSTANTLY OMV Petrol Ofisi is the second greatest private sector company of Turkey. It has a revenue of 20,2 Billion TL. The company is keeping its leadership in the sector of lube oil for 3 years. Lube oil director of the company, Sezgin Gürsu, is explaining their success secret with the road map based on “true team, true strategy and true communication”. He says that “this road map is bringing a stable growth and success. We are continuing going over this road with sure steps.” O MV Petrol Ofisi is one of the most important players of the fuel products sector with its revenue of 20,2 Billion TL. The company is keeping its leadership in the sector of lube oil for 3 years. It realized 95 Thousand tons of lube oil sales in 2012. OMV Petrol 54 SARTEN WORLD - 2013/06 Ofisi Commercial Sales and Lube Oil Director Sezgin Gürsu is explaining their success secret with the road map based on “true team, true strategy and true communication”. He says that “this road map is bringing a stable growth and success. We are continuing going over this road with sure steps.” Gürsu says that their greatest difference in the sector is that they are following the last technologies in the same time with the rest of the world. He adds that they are making production and product developing studies in the direction of the improving motor technology and the demands of the automotiv producers. We have talked to Sezgin Gürsu about the position of OMV Petrol Ofisi in the sector, the innovative studies in the last period and the trends directing the sector: What is the existing position of Petrol Ofisi in the lube oil sector? We had a revenue of 20,2 Billion TL. in 2012. As OMV Petrol Ofisi, we are the second greatest private sector company of Turkey. We are keeping our leadership in the sector of lube oil for 3 years. We are also leading the total market composed of the lube oil and the chemicals. We realized 95 Thousand tons of lube oil sales in 2012. Our export figure is included to this. We have realized the growth of the market share and the tonage of the sales especially in the aimed product groups. According to the 2012 datas of PETDER, Petrol Ofisi had a growth of % 4 in the total sector composed of lube oil and chemicals. Our market share has been % 25.1 and we have kept our market leadership. According to the 2011 figures, we had a sale of 91 Thousand lube oil, export is included, and finished the year with a % 24.4 market share. What kind of studies is Petrol Ofisi doing to survive its leadership in this field? We believe that our road map based on “true team, true strategy and true communication” is bringing us a stable growth and success. We are continuing going over this road with sure steps. On the other hand, we are making various investigations to determine the demands and needs of our customers. We are analyizing the results of these studies. At the same time, We are performing R&D studies in our Petrol Ofisi Technology Center (POTEM) with the cooperation of auto producers and the global companies of the world experted about the special adding materials. How many types of packages do you have in the productions you produce? What are the exisiting packages in the side of innovation in these and what are the properties of them? We have 17 types of package if we talk about the volume of our packages belonging to our products. We have started to use 11 litres and 9 litres package related with the developments in the auto sector in the last periods. From which channels are you supplying your lube oil products? What is the exsisting retailer network of OMV Petrol Ofisi? What is the importance of having a widespread retailer network for you? We are meeting with the customers in 15.500 sales point. This figüre is being reached thanks to the widespread distributor network, Petrol Ofisi Oil Stations, maxima and MAXIMUS oil change centers distributed all over Turkey. 3 new distributors have joined us in the first half of this year. We are working for increasing our point figure where our products and the customers meet with these new 3 distributors. We believe that the shortest way to reach a larger customer volume passes from here. Petrol Ofisi Lube Oil we produce, is being sold directly from us to the public and private sector establishments and to the authorized automotive services. S “SARTEN IS OUR MAIN SUPPLIER” What kind of cooperation do you have with Sarten? How do you evaluate Sarten in terms of its position in the sector? Sarten has become our main supplier in the plastic and tin package suppliying with its constantly increasing business volume. We see that Sarten is the leader in its own sector thanks to its studies, cooperations with the customers and the continuity of its investments. Hayrettin Çaycı 2013/06 - SARTEN WORLD 55 OUR QUALITY PERCEPTION HAS CARRIED US TO THE SUCCESS TEKSÜT is a brand for 57 years. It has passed from different steps in the lifecycle. Today, it is one of the most important fod prodeuceers of Turkey. It has a revenue of 172.5 Million TL. It is planning to close this year with a % 15 growth. The president of the administration board of the company Cevdet Arınık is saying that “we are going to produce new products in the market and increase the capacity. We are going to supply our new products to the taste of our customers when the construction of our new factory will be finished.” T eksüt was founded up by Recep Arınık in Balıkesir gönen in 1956. The company has arrived these days as a family company. It was turned into a brand by Cevdet Arınık, the son of Recep Arınık, who has göne forwarded in the way of his 56 SARTEN WORLD - 2013/06 father. The company is making production over a 8 thousand meter square closed area. It has 320 personnel and is processing 400 tons of milk per day. The president of the Teksüt administration board of the company Cevdet Arınık says that they closed the year 2012 with a revenue of 172.5 Million TL and they are planning to close the year 2013 with a % 15 growth. He declares that they are going to improve their export markets. Arınık says that: “We are aiming to export Teksüt milk to Baghdad in the following period. We plan to increae our export volume nearly % 25 until the end of the year with our Teksüt branded milk. We have mostly tried to increase selling fields, add new kinds to the product line and increase the capacity. We are going to produce new products in the market and increase the capacity. We are going to supply our new products to the taste of our customers when the construction of our new factory will be finished.” We have talked to Cevdet Aranık about the story of the foundation of Teksüt and the point it has arrived today: How, when and by whom was Teksüt founded? What is its foundation story? Teksüt, was founded up by my father, Recep Adınık, in Balıkesir Gönen in 1956. Our founder Recep Arınık was a grocer in the 1950s years. He had been buying milk from the willages and selling to mandıralar. One day in 1956, it rains too much and nobody comes to buy milk. My father decides to make yoghurt with the milk for it not to be wasted.. Everybody likes this yoghut too much and demands again. The story of my father’s yoghurt selling starts so. Later on, he starts to produce cheese and yellow cheese. Since the Works goes on well, he goes on production by making the jobs grower. In the beginning, Teksüt Mandıra was only producing White cheese. In 1990, it was carried to the modern places where still the production is being done. We developed our production line and the quality has always become first for us in production process over 50 years. Our advanture has started with cheese production. Today, it is surviving with tasteful products like yellow cheese, butter, soft White cheese, labne, clotted cream, yoghurt, ayran, UHT milk and regional cheeses with different kinds and weights. What are the figures of Teksüt in the fields of production, capacity and volume? We are serving in 8 thousand meter square closed area with our 320 personnel. 400 tons of milk is being processed per day. In which categories and with how many kinds of product are you performing? We are supplying tasteful products like yellow cheese, butter, soft White cheese, labne, clotted cream, yoghurt, ayran, UHT milk and regional cheeses with different kinds and weights. What is the export capacity of Teksüt? What is its share of it from your revenue? To which countries are you exporting? As Teksüt, our export volume to Iraq and USA is about 4 Million dollars. The kinds we are exporting to these countries now are differing according to the choices. We have constant sales to USA since 1997, to Iraq since 2006. Besides, we have started to export our products to Libya. Our sales are increasing from day to day. We are going on to increase our sales by adding the suitable products available to the kitchens in that region to our production line. Additionally, our Teksüt branded milks are exisiting in Erbil too. We are aiming to export Teksüt milks to Baghdad in the following period. We are aiming to increase our export volume with Teksüt branded milks about % 25 until the end of 2013. What are your investment and change plans fort he short term? How a growing plan do you have? We have mostly tried to increase selling fields, add new kinds to the product line and increase the capacity in this year. . We are aiming to increase our export volume with Teksüt branded milks about % 25. We are going to produce new products in the market and increase the capacity. We are going to supply our new products to the taste of our customers when the construction of our new factory will be finished. S With which figures have you closed 2012? We have closed 2012 with a revenue of 172.5 Million TL. Which fields did you invest in the last two years? We have started to the construction to our new factory in 2012 How do you plan to close 2013 and with which figures? We are aiming to increase % 15 our 2012 revenue until the end of 2013. 2013/06 - SARTEN WORLD 57 English Summary SUPPLIER WE ARE DOING JOBS HAVING HIGH ADDED VALUE Orhan Çakırlar is the president of the administration board of Çakırlar Typography, which is one of the most important companies in the typography sector. He says that the share of doing jobs which have much added value, is high in reaching the position they have today. He declares that they are working over how they can produce the most suitable and non – problem having productions to their customers with the best quality. He is adding that “the important point is to be always with you of the firms you know as friend and you serve.” Ç akırlar Typography is one of the most important companies in the typography sector. It takes its power from the production it does fort he important brands of Turkey. The president of the administration board of Çakırlar Typography, Orhan Çakırlar says that they are producing high added value having products for their customers. He says “we don’t have a production type like, print, cut, paste.” He stresses that they had long term alignment with their customers because of their this perception. He says that “the confidencece of our quality is the companies we are working with. They are always supporting us. Confidence is much more important for us than earning money. When you receive confidence, you can also receive money.” We talked to the president of the administration board of Çakırlar Typography, Orhan Çakırlar about his predictions of the future of the sector, their entrance to the typography sector and the turning points they had in the past: When was Çakırlar Typography founded up? I and my brother Numan Çakırlar founded our press up in 1978 together. We were a small press in those years. We have As Çakırlar Typography, we are using the printing technologies silgraf, letterpress, offset printing. Besides, we are using a plastic printic technology with a special program. 58 SARTEN WORLD - 2013/06 grown up as the time passed. We have been one of the greatest press in our field by adding different printing techniques to our structure. In which fields are you serving properly? Which kind of printing techniques are you using? As Çakırlar Typography, we are using the printing technologies silgraf, letterpress, offset printing. The % 65 of our job capacity is composed of IML label formed of plastic. Besides, we are using a plastic printic technology with a special program. We are serving in the fields of food, cosmetics and painting. We are printing the labels of the packages of chocolate, ice cream, cheese and painting. Cosmetic box is not a simple box. Most of the our export to the Europe is composed of the cosmetic boxes. Besides, we are exporting IML. The productions we are producing for sarten are IML too. Whom are you working with in the chocolate sector? Ülker Group is wth us. We are producing the outer packages of Tablet Chocolate Group. This package is very special product too. There is gold latten and very thin smelless lak over it. The more lak is thin, the more quality it has. That’s why we are using Switzerland manufactured machines. We are producing metalized boxes in Evyap too. We do not have print, cut, paste type boxes. We are doing added value having jobs. Our press is suitable to produce for these value added jobs. Which kinds of products were you producing in your first years? How did you start this job? We had started in Arı Press 48 years ago. My expert was a perfect person. I developed my art there. I have performed my military service in Narlıdere reserve Staff School. I had 20 months in the press there. My typography experience increased in my military service. I can say that my information about the management has increased most. When I retuned, I opened a small press with my brother. S