Dizayn İnfo Sayı
Transkript
Dizayn İnfo Sayı
Dizayn Grup tarafından yayımlanmaktadır. • Aralık 2014 • Sayı:26 Dizayn Grup Sadakat Projesi ile farkını ortaya koydu 1987 yılında araştırma geliştirme faaliyetleri yapmak üzere kurulan Dizayn Grup, 1991 yılında ilk Ar-Ge çıktısı olan molekül yapısı özel dizayn edilmiş PPR boru ve ek parçaları üretmeyi başarmıştır. Zaman içerisinde boru ve elemanlarının üretim ve satışıyla özdeşleştiği için “Dizayn” markası boru markası olarak konumlanmış ve Ar-Ge şirketimiz “MirAr-Ge” ismiyle bağımsız bir yapıya kavuşturulmuştur. Dizayn Grup, Mir Ar-Ge şirketimiz ve diğer iştiraklerimiz ile birlikte 2010 yılı itibaryla holding çatısı altında toplanmıştır. Mir Ar-Ge, Mir Holding toplam cirosunun yüzde 6’sını Ar-Ge faaliyetlerinde kullanarak, holding bünyesindeki tüm şirketleri dünyada farklı bir yere oturtabilmeyi başarmıştır. Korige boru, PP atık su borusu, PE 100 temiz su borusu, PEX yerden ısıtma boruları, PE 80 doğal gaz borusu gibi Türkiye’de birçok ilki üreten Dizayn Grup, arkasındaki Ar-Ge desteğiyle sektöründe ve hatta dünyada birçok ilke de imza atmıştır. Ortadan folyolu Oksi Plus Kombi Borusu, plastik ve metalli patentli sistem moleküler bağ ile bağlı PPR ek parçalar ve dünyada ilk kez Dizayn Grup tarafından üretilen 1.600 mm çapta PN 12,5 basınçta PE 100 boru bunlara sadece birkaç örnektir. Dizayn Grup’un ürün portföyünde 4 binin üzerinde ürün ve 23 ayrı sistem bulunmaktadır. ÜSTYAPI ÜRÜN GRUBU • • • • • • Bina içi temiz su sistemleri Bina içi atık su sistemleri Bina içi ısıtma tesisat sistemleri Radyatör ürün grubu Metalli sistemler (Sarı Metal) Kombi ALTYAPI ÜRÜN GRUBU • • • • İçme suyu sistemleri Kanalizasyon sistemleri Doğalgaz sistemleri Ön izolasyonlu şehir ısıtma sistemleri TARIMSAL SULAMA ÜRÜN GRUPLARI • • • Damla sulama sistemleri Yağmurlama sulama sistemleri Sondaj boruları E Dİ T ÖR DE N Hep daha güzele... İhsan Aksu Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Dizayn Grup’un değerli dostları, merhaba. Kurumsal çizgimize daha uygun bir yayın hazırlamak amacıyla verdiğimiz zorunlu bir aranın ardından tekrar birlikteyiz. Umarız, küçük içerik değişiklikleriyle sunduğumuz dergimizi sizler de beğenir ve sahiplenirsiniz. Son iki yılda müşterilerimiz tarafında çizdiğimiz yeni yolu, dergimizi de yenileyerek pekiştirmek istedik. Diğer yandan, ülkemiz de kendi yolunu çiziyor. 80’li yıllardan itibaren içine girdiğimiz dışa açılma süreciyle birlikte Türkiye; içine kapalı, kendi yağıyla kavrulan bir ülke değil artık. İhracatını 150 milyar dolar seviyesine ulaştırmış, dünyada ayak basılmadık ülke bırakmamış, küresel sistemin her geçen gün daha önemli bir parçası haline gelen, bölgesinin ise çok önemli bir aktöründen söz ediyoruz, “Türkiye” derken... Azgelişmiş ülkeler ligini terk ederken, gözünü zirvelere diken bir Türkiye, yalnızca ekonomik alandaki başarılarıyla değil; kültürde, sanatta, teknolojide, bilimde ve demokrasi alanında da uygar dünyanın bir parçası olmanın mücadelesi içinde. Dizayn Grup, bu bağlamda kendine düşen görevleri layıkıyla yerine getiriyor olmanın haklı gururunu yaşıyor. Elbette ki gerek ülke gerekse de sektör olarak daha almamız gereken çok yol var. Ancak, 500’e yakın çalışanı, her yıl artan cirosu ve ihracatıyla Dizayn Grup, ekonomiye sağladığı katma değerin yanı sıra Ar-Ge’ye yaptığı yoğun yatırımlar sonucu inovatif ürünleriyle sektöründe ülkesini yurt dışında da başarıyla temsil etmenin sorumluluğunu taşıyor. Ne var ki, yıllardır yakındığımız haksız rekabetten dolayı sektördeki kârlılık oranları henüz istenen düzeylerde değil. Denetimsizlik yüzünden piyasada yer bulmaya devam eden kalitesiz ve bu kalitesizlik avantajıyla fiyatları dip noktada olan ürünler nedeniyle ürünlerimizi kendi gerçek değerlerinde satarken zorlanmıyor değiliz. Ekonomiyle olduğu kadar insan sağlığıyla da doğrudan ilgili olan sektörümüz ürünlerinin minimum da olsa belirli standartlara bağlanması zorunluluğu, kendisini her geçen gün artan bir oranda hissettiriyor. Ancak tüm bunlara rağmen, ekonomik veriler açısından sıkıntılı başlayan 2014’te bile Dizayn Grup olarak çok iyi bir yol kat ettik. Artık tüm Türkiye sathında daha geniş bir satış kadrosuyla hizmet veriyoruz. İhracat - iç satış dengesinde ise yüzde 45 - 55 aralığında optimum bir nokta yakalamış durumdayız. 15 milyonluk nüfusuyla her firma için en büyük pazar konumunda olan İstanbul’a önümüzdeki dönemde daha fazla ağırlık vereceğiz. Bu çerçevede İstanbul’u üç bölgeye ayırdık. Bu bölgelerde kurulan pazarlama ekiplerimiz, Dizayn Grup ürünlerini bayi ve müşterilerimize tanıtmak için canla başla çalışıyor olacaklar. Tabii ki İstanbul’la yetinmiyoruz. Yurt çapında tüm noktalara nüfuz etme arzumuz var. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde 3. Bölge müdürlüğümüzü oluşturduk. Antalya bölgesi için de bir bölge müdürümüz var artık. Önümüzdeki dönemde daha sınırlı bölgelerde daha yoğun ve daha yakın hizmet veriyor olacağız. Bayi ve müşterilerimizle olan diyaloğumuzu ise daha da derinleştirecek “Sadakat Sistemi” gibi yeni kanallar geliştirdik. Sosyal medyadaki girişimlerimizle de destekleyeceğimiz bu yeni kanallarla insanların kalplerine de ulaşmaya çalışacağız. Dizayn Grup, herkesin de farkında olduğu gibi yalnızca plastik boru üreten bir firma değildir. Bir “teknoloji üreticisi” olarak Ar-Ge çalışmalarımızı önümüzdeki dönemde de tüm hızıyla sürdüreceğiz. Hedefimiz, hem uzun ömürlü hem de sağlıklı ve inovatif ürünlerle ulusal kalkınma sürecimize destek olmak... Gerek ülke gerekse de özel sektör olarak hep “daha güzelini” başardığımız günleri birlikte kucaklayacağımızdan hiçbir şüphemiz yok. Saygı ve sevgilerimizle... ARALIK 2014 • SAYI:26 1 2 İÇ İN DE Kİ L E R Dizayn Grup Adına İmtiyaz Sahibi İhsan Aksu 1 Yazı İşleri Müdürü/Sorumlu Müdür Savaş Özgür 27 Yayın Kurulu Savaş Özgür Anna Ulak Fatih Güler Yayın Türü/Aralığı YEREL SÜRELİ / İKİ AYDA BİR Yönetim Yeri Atatürk Mah. İnönü Cad. No:6 Kıraç Esenyurt İstanbul T: 0212 886 57 41 F: 0212 886 51 93 facebook.com/dizayngroup twitter.com/dizayngroup www.dizayngrup.com info@dizayngrup.com Yayına Hazırlık Genel Yönetmen Gürhan DEMİRBAŞ Genel Yönetmen Yardımcısı Eser SOYGÜDER YILDIZ Görsel Yönetmen Hakan KAHVECI Editör Ertuğrul KAYSERILIOĞLU İletişim Yazı İşleri: 0212 440 27 80 Pazarlama: 0212 440 27 65 ajansd@dunya.com Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi, 34440 Bağcılar-İstanbul Tel: 0 212 440 24 24 NOT: Reklamlar, reklam veren şirketin sorumluluğundadır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflar Dizayn Grup’un izni alınarak, kaynak belirtilerek, tam veya özet alıntı yapılarak kullanılabilir. Dizayn İnfo Dergisi, Dizayn Teknik Boru ve Elemanları San. ve Tic. A. Ş.’nin (Dizayn Grup) ücretsiz, süreli yayınıdır. 8 6 Bizden Haberler 3 Fuarlar - Seminerler 4 Sosyal Medya 5 Ürün / RTP Boru 6 Kapak / Sadakat Projesi 8 12 Bayi Röportajı / Sema İnşaat 12 Makale / Bütünleşik Ar-Ge 16 Teknoloji / Mobil Üretim 20 Alternatif Pazarlar / Romanya 22 Kültür-Sanat 26 22 B İ Z DE N H A B E R L E R 5 bin kişiye istihdam sağlayacak DİZAYN’IM Mağazaları, büyük ilgi gören ilk mağazasından sonra ikinci mağazasını Başakşehir’de açtı. T ürkiye’nin en yaygın yapı marketi olma hedefiyle yola çıkan DİZAYN’IM Mağazaları, ev yenilemede ihtiyaç duyulan tüm ürünleri bir arada sunan, geniş ürün yelpazesi ve toptan fiyatına perakende satışlarıyla büyük ilgi gören ilk mağazasından sonra ikinci mağazasını Başakşehir’de açtı. “Benim Evim, Benim Dizayn’ım” sloganıyla, mahallelerde, özellikle kadınların ev yenileme, dekorasyon, ufak tadilat ihtiyaçlarına özgün, pratik ve hesaplı bir şekilde cevap vermeyi amaçlayan “DİZAYN’IM”, ikinci mağazasını 6 Mayıs 2014 günü yapılan özel bir törenle gerçekleştirdi. Mir Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları, törende, kaybolan mahalle kültürünü yaşatmaya katkı sunmanın yanı sıra mahalle ekonomisine de katkı yapacak yeni bir konseptle bu alana giriş yaptıklarını, Dizayn’ım adlı kaliteli ve ucuz yapı market/ev yenileme zincirlerinin ağırlıklı olarak kadınlara ve profesyonellere hitap edeceğini belirtti. “Toplam alan büyüklüğü 300 ila 600 metrekare arasında olacak bu mağazalarla, ilk etapta 10, ardından 100, devamında da 500 ve 1000 şube psikolojik sınırını aşmayı hedefliyoruz. 1000 adet rakamına ulaştığımızda toplamda 5 bin kişiye istihdam sağlayacağız” diye konuşan Mirmahmutoğulları, “En ucuz bizde olacak diye bir iddiamız yok. Müşteride kaliteyi değerinde aldığı hissi uyanmalı” dedi. Mağazada 5 bin, dijitalde 50 bin çeşit ürün Mağaza raflarında 5 bin, dijital raflarda 59 bin ürün yer alacak. Mağazalarda, raflardan, 13 ana kategori ve 112 alt kategoride 5 bin çeşit ürün alınabilecek. Ürünlerin tamamı TSE ve elektrikli ürünler CE belgeli olacak. Dijital mağazada ise 50 bin çeşit ürün sergilenecek ve pek çok banyo, mutfak ve WC alternatifleri olacak. Dijital mağazadan piyasa fiyatlarının altında, pek çok ürün temin edilebilecek. “Dizayn Bina Çözümleri” yaklaşımının geliştirdiği ve patenti kendilerine ait olan, yenilenebilir enerji ile evlerin ısıtma ve soğutma ihtiyacını mükemmel bir şekilde çözen teknolojisi ve farklı birçok ürün de bu mağazalarda müşterilerle paylaşılıyor. DİZAYN’IM zincirlerinde satış sonrası hizmet de verilecek. Islak hacimlerin renovasyonu, banyo ve mutfak kurulumu yapılacak. Hatta çilingir hizmeti, anahtar kopyalama, batarya kaçağı giderme, batarya değişimi, cam takılması, çerçeve yapılması, matkap isleri, elektrik tesisatı, su kaçak tespiti gibi evlerde sıkça yaşanan sorunlara da çözümler sunulacak. Ortaya konan konseptle, dünyada da benzeri olmayan bir çalışmaya imza attıklarını söyleyen Mirmahmutoğulları, önce İstanbul Avrupa yakasına, sonra Asya yakasına, daha sonra da tüm Türkiye ve dünyaya açılma hedeflerinin olduğunu” söyledi. ARALIK 2014 • SAYI:26 3 4 BİZD EN HA BERLER Dizayn Grup SODEX 2014’te tarih yazdı! 2014 yılında özellikle yurtdışı fuarlarına katılan Dizayn Grup, İstanbul'da düzenlenen SODEX 2014'te büyük bir başarıya imza attı. D izayn Grup’un fuar takvimi, önceki yıllarda olduğu gibi 2014’te de hayli yoğun bir tempoyla devam ediyor. Neredeyse tamamı yurtdışında yapılan bu fuarlar içinde en etkililerinden biri ise genel katılımların aksine yurtiçindeki bir fuar oldu: ISK-SODEX 2014… Dizayn Grup, SODEX 2014 Fuarı ile birlikte markasını paydaşlarıyla çok daha sıkı ilişkiler içinde, ürün ve hizmet çeşitliliğini çok daha etkili ve Dizayn’a özgü yenilikleri çok daha ön planda gösterebilme şansını elde etti. Bayi temsilcilerinin de Dizayn ekibiyle birlikte standda ev sahipliği yaptığı fuarda, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında gelen konuklar ağırlandı. Konukların kendilerini rahat hissetme- lerini sağlamak amacıyla özel olarak tasarlananan standda, güçlü iş ilişkilerinin yanı sıra yakın dostluklar da kuruldu. Fuarın açık olduğu dört gün boyunca en kalabalık bölge haline gelen Dizayn Grup standının ziyaretçileri, uygulama masasında ürünleri bire bir test etme olanağı buldu. Ürün panellerinde çeşitli ürünlerin özelliklerini inceleyen konuklar, “Akış Verim Standları” önünde de Dizayn farkına bizzat tanıklık etti. SODEX 2014 Fuarı’ndaki standda bu yıl misafir olarak yer alan “Dizayn Bina Çözümleri” firmasının duvardan ve tavandan ısıtma ve soğutma panellerini sergilediği “Soğuk Oda” ve “Sıcak Oda” da ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. B İ Z DE N H A B E R L E R Dizayn Grup sosyal medyada da öncü Dizayn Grup'un resmi Facebook sayfası ve Twitter hesabında, şirket ve sektörle ilgili en güncel gelişmeler sıcağı sıcağına takipçilerle paylaşılıyor. S ektörün öncüsü Dizayn Grup, sosyal medyada da öncülüğünü sürdürüyor. Dizayn Grup, firma hakkındaki tüm haberleri, yeni ürün ve hizmetleri, sosyal sorumluluk projelerini ve sektörle ilgili gelişmeleri Facebook sayfasından paylaşıyor. Dizayn Grup’un Facebook sayfasında aynı zamanda farklı zamanlarda düzenlenen kampanyalarla da takipçilere ve sektör temsilcilerine çeşitli hediyeler dağıtılıyor. Gerek yurtiçi gerekse yurtdışından, ev hanımlarından akademisyenlere kadar farklı kesimlerden ve farklı yaş gruplarından takipçileri olan Dizayn Grup Facebook sayfasında çoğunluğu bayiler, tesisat ustaları, mimar ve mühendisler oluşturuyor. Dizayn Grup, sosyal medyanın en çok kullanılan diğer bir mecrası olan Twitter’da da kısa ve öz bilgilerle takipçilerini her tür gelişmeden haberdar ediyor. Twitter ve Facebook sayfalarını beğenen takipçiler, Dizayn Grup hakkındaki en güncel haberlere ulaşmanın yanı sıra sürpriz hediyelerle de karşılaşma olanağı buluyor. Dizayn PPR Kaynak Makinesi ile kaynak yaparken, boru ve ek parçayı çevirmeye gerek yoktur. Hatta bu önerilmez. Makinenin üzerindeki delikten eriyik malzeme çıkmaya başladığında boru ve ek parçayı paftadan çevirmeden çıkarabilirsiniz. AYIN SORUSU RTP Boru’nun ismindeki RTP’nin açılımı nedir? İpucu: Dizayn Group Facebook sayfasında da bilgileri paylaşılan Dizayn RTP Boru, katmanlı yapısındaki özel teknoloji sayesinde 200 bar’a kadar basınca dayanabiliyor. Ayın sorusuna verilecek doğru yanıtı ad, soyad ve telefon bilgileri birlikte kaynak@ dizayngrup.com adresine gönderen ilk 10 kişiden biri siz olun, patentli Dizayn PPR Kaynak Makinesi ve paftalarının içinde olduğu Dizayn Mini Kaynak Seti’ni kazanın. Katılmak için son tarih: 31 Aralık 2014 * Yarışmaya 18 yaşından küçükler, Mir Holding ve bağlı şirketlerinin çalışanları ile onların yakınları katılamazlar; katılıp kazansalar dahi hediyeleri verilmez. Dizayn Grup’un önceden haber vermeden kampanyayı durdurma hakkı saklıdır. ARALIK 2014 • SAYI:26 5 6 ÜR ÜN TANIT IM Dizayn RTP ile çelik b Termoplastik dış katman Özel geliştirilmiş ara katman Termoplastik iç katman Dizayn RTP Boru Dizayn RTP Borular, ısı yalıtımı gerektiren hatlar için, çelik boruların “yüksek basınç dayanımı” ile plastik boruların “kimyasal dayanımını” birleştirerek, bir devri sona erdiriyor. T ermoplastik malzemeden üretilen “Dizayn RTP Borular”, çelik boruların saltanatını sona erdirdi. En az çelik borular kadar güçlü ama onlardan çok daha uzun süre dayanan Dizayn RTP Borular ile birlikte metal boruların en büyük sorunu olan korozyon artık sorun olmaktan çıktı. Dahası, yüksek Dizayn teknolojisi nedeniyle yüksek basınç gerektiren hatlarda metal boru kullanma zorunluluğu da geçerliliğini yitirdi. Çünkü Dizayn RTP Borular, 315 mm çapa kadar 200 bar basınç dayanımı sağlıyor. Daha büyük çaplar için de muadillerinden daha iyi çözümler sunabiliyor. Plastik boruların esneklik, kimyasal dayanım, korozyona dayanım ve kolay uygulama avantajlarını Dizayn teknolojisi eşliğinde yüksek basınç ve yüksek sıcaklık dayanımı ile birleştiren Dizayn RTP Borular, özel projeler için en iyi çözümü ortaya koyuyor. Üç katmanlı olarak tasarlanan RTP Borular, özel geliştirilmiş olan “sürekli sarım fiber glass” orta katmanı sayesinde ihtiyaca göre PN 15 ile PN 200 arasında basınç dayanımlarında üretilebiliyor. Dizayn RTP Borular, üretim ve uygulama süreçlerini kısaltarak, hem maliyetleri düşürüyor hem de projeler için gerekli süreleri azaltıyor. Neden RTP Boru? Akışkanların ısı ve basıncına dayanım sunan RTP Borular, akışkan taşıyan hatlar için tasarlanmış termoplastik kompozit borulardır. Orta katmandaki sürekli sarımlı fiber glass katman ısı ve basınca karşı dayanım sağlarken; iç ve dış katmanları oluşturan termoplastik katmanlar kompozit yapı için uygulama kolaylığı, yüksek kimyasal dayanım, birleştirme ve diğer işlemler için güven gibi faydalar sunuyor. Ü R Ü N TA NI T I M boru devri kapanıyor! DİZAYN RTP BORULAR İLE ÇELİK VE DİĞER TERMOPLASTİK BORULARIN KARŞILAŞTIRMASI ÖZELLİK ÇELİK BORU TERMOPLASTİK BORU DİZAYN RTP BORU Esneklik + + + Korozyon Dayanımı + + + Kimyasal Dayanım + + + Yüksek Basınca Dayanım - - + Hafiflik + + + Kaynak Kolaylığı + + + İç Duvar İçin Sürtünme Katsayısı - + + Sıcaklık Dayanımı + - T Büyük İç Çap + - + Daha Az Dirsek İhtiyacı - + + Yıpranma Zamanı - - + Bükülme, Kangala Sarılabilme (125 mm’ye kadar) - + + Jeotermal RTP Borular TASARIM GEREKÇELERİ Isı yalıtımının (ısıtma ya da soğutma) önemli olduğu akışkan taşıması uygulamalarında kullanılmak üzere ise yine Dizayn RTP teknolojisi kullanılarak “Dizayn Jeotermal RTP Borular” geliştirildi. Jeotermal RTP Borular, ısı yalıtımı gerektiren hatlar için, çelik boruların “yüksek basınç dayanımı” ile plastik boruların “kimyasal dayanımını” bir araya getiriyor. Poliüretan (İzolasyon katmanı) Jeotermal RTP Boru sisteminin ortasında yer ayan poliüretan katman sayesinde akışkan taşınması sırasında akışkanın ısısı neredeyse birebir korunur (ısıtma ve soğutma hatlarında). Ayrıca, proje gerekliliklerine göre izolasyon katmanı taş yünü, cam yünü ya da diğer malzemelerle de oluşturulabilir. Dizayn Jeotermal Boru sisteminde, müşteri ihtiyacına göre standart kalınlıklar yerine daha kalın izolasyon katmanları yapılabilir. Kılıf boru Yalıtım katmanı Kılıf Boru (HDPE) Kılıf boru, izolasyon malzemesini ve taşıyıcı boruyu zemin suyu, nem ve mekanik etkilerden korumak için yapılmış polietilen bir koruyucu katman olarak tasarlandı ve üretildi. Dizayn RTP Boru Dizayn Jeotermal RTP Boru ARALIK 2014 • SAYI:26 7 8 KAPAK D OSYA SI Dizayn Grup ‘Sadakat Projesi‘ ile farkını ortaya koydu Sadakat Sistemi uygulaması ile bayilerimiz, diğer iş ortaklarımız ve ustalarımız, aldıkları her ürün karşılığında kazandıkları “Dizayn Puan”larla kampanya bitimini beklemeden istedikleri hediyeleri alabiliyor. KA PA K DO S YASI D izayn Grup, sektöründe yine bir ilke imza atıyor. “Sadakat Sistemi” ile Dizayn müşterileri artık anında hediye kazanabiliyor. Kampanyayla birlikte müşteriler, kampanya bitimini beklemeden, istediği hediyeyi seçebiliyor. Bilindiği gibi geleneksel kampanyalarda, bayilere belli miktar alımlar karşılığında ne hediye kazanacakları duyurulur, bayiler de yıl içinde ya da kampanyada belirlenen dönem içinde yapacakları alımlara karşılık firmaya teminat verir ve karşılık gelen hediyeleri kazanır. Ancak bu kampanyalarda sınırlı sayıdaki hediye için çok uzun süreler beklemek gerekebilir. Dizayn Grup’un getirdiği sistemin dayandığı “Dizayn Puan” uygulamasında ise bayilerin yanı sıra onların çalıştıkları alt bayiler, müşteriler ve ustalar, aldıkları her Dizayn Grup ürünü karşılığında anında “Dizayn Puan” kazanıyor. Bu puanlarla müşteriler, “dizayn-hediye.com” internet sitesine girerek, yüzlerce hediye arasından dilediğini seçtikten sonra kampanya bitimini beklemeden çok kısa sürede hediyelerini teslim alabiliyor. Dizayn Grup Genel Müdür Yardımcısı İhsan Aksu, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı... Kampanyanın ötesinde, sadakat sistemi nedir, neyi hedefler? Sadakat sistemlerini, marka ve ürüne bağlılığı artırmak ve marka ile düzenli müşterileri arasında bir iletişim köprüsü kurmak adına oluşturulan ödüllendirme sistemleri olarak tanımlayabiliriz. Sisteme kayıtlı müşterilerin sistem içinde kalarak, marka ile olan ilişkileri devam ettiği sürece, sistem dışında kalanlara göre farklı avantajlardan yararlanması sağlanıyor. Tabii bu basit olarak ürün alımı karşılığında hediye vermek olarak algılanmamalı. Belirli kurallar içinde kalmadan bunu yapan birçok firma mevcut. Belirli kurallar dâhilinde ve kayıtlı olarak aynı şartları sağlayan herkese açık sistemlerdir sadakat sistemleri. Sistemden sağlanan avantajlar bazen fiziki hediyeler olabilirken, bazen de başka kimsenin ulaşamayacağı hizmetleri kapsıyor. Uçuş mili kazandıran kart benzeri yapıların müşterilerine hava limanlarında belli salonlarda bekleme avantajı sunması, sadakat sistemleri içinde edinilebilecek fiziki hediye dışındaki avantajlara bir örnek olarak gösterilebilir. Ülkemizde farklı sektörler içinde sadakat sistemleri yıllardır uygulanıyor. Ancak, Dizayn Grup, kendi sektörü içinde bir ilke imza atarak distribütörlerinden ustalara kadar sunduğu bu sistemi hayata geçirdi. “Dizayn Puan” olarak adlandırdığımız bu sistem ile Dizayn ürünlerinin ticaretini yapan ya da kullanan bayi, perakendeci ve son kullanıcıların markamıza olan teveccühlerinin ödüllendirmeyi hedefledik. Dizayn Puan sistemi, yukarıda sayılan tüm paydaşların gönüllerini de fethederek, işbirliğimizin uzun soluklu ve keyifli hale gelmesini hedefliyor. ARALIK 2014 • SAYI:26 9 10 KAPAK D OSYA SI Kampanyayla ilgili somut hedefler ortaya konmuş muydu? Sadakat sistemi, satış sistemimizin yeniden yapılanmasını amaçlayan büyük projenin bir parçası olarak doğdu. Projenin uzun vadeli olarak hazırlanmış bulunan yol haritasında tabii ki somut hedefleri bulunan farklı adımlar mevcut. Büyük projenin bir parçası olan sadakat sistemimizin de kendi içerisinde somut hedeflere sahip birkaç adımı bulunuyor. İlk adım, bayi ve alt bayilere yönelik alt yapının kurulması ve faaliyete geçmesiydi. Bu aşama başarı ile tamamlandı. Ardından perakendeci ve son kullanıcıların sisteme dâhil edilmesi geliyordu ki, bu kısım yeni başladı ve hızla ilerliyor. Dizayn Puan sistemi ile ortaya konulan hedeflerden biri de müşteri memnuniyetini en üst seviyelere çıkarabilmek. Bunun en güzel örneği, bağlantı karşılığında verilen tatil hediyeleridir. Artık müşterilerimiz, alımları karşılığında anında kazandıkları puanlarla bağlantı sonunu beklemeden istediği tatili seçebiliyor ve bizim onlara vereceğimiz tarihleri beklemeden istediği tarihe göre planlamasını kendi yapabiliyor. Dizayn Puan sistemi içinden dizayn-hediye.com web sitesine girip birkaç tıkla bunu yapabiliyorlar. Tatil dışında da yüzlerce seçenek sunuyoruz. Sistemin getirdiği en büyük avantajlardan biri de bu... Önceden açıklanan belirli hediyelerle sınırlı kalmak zorunda değil Dizayn Puan üyeleri. dizayn-hediye.com web sitesi üzerinde yayımlanan yüzlerce ürün içerisinden dilediklerini seçebiliyorlar. Seçtikleri fiziki hediyeler 10 iş günü gibi çok kısa sürelerde adreslerine teslim ediliyor. Bu hizmetlerin sağlanmasında Türkiye’nin önde gelen e-ticaret ve teknoloji marketlerinden destek alıyoruz. Tabii ileride bu seçenekleri artırıp, dizayn-hediye.com dışında da avantajlar sunuyor olacağız. Kampanya ilgi gördü mü, bayilerin tepkisi ne oldu? Beklentilerin üzerinde ilgi gördü diyebiliriz. İlk önce sisteme mesafeli bakan az sayıda bayimiz bile sonradan avantajlarını ve kolaylıklarını fark edip ilgi göstermeye başladı. Somut sonuçlar gelmeye başladı mı? Sonuçlardan memnun musunuz? Sonuçlar bizi son derece memnun etti diyebiliriz. Hatta öyle ki, sistemin başlangıçta ön göremediğimiz pek çok avantajını da sonuçlarla birlikte keşfettik. Bunları fırsat olarak görüyoruz ve ileride etkin şekilde kullanacağız. Bizi asıl mutlu eden, bayilerimizin bu işi çok kısa sürede benimsemiş olması… Onlardan aldığımız geri bildirimler sistemin çok kısa sürede yaygınlaşacağını ve müşteri memnuniyetinin hızla arttığını gösteriyor. Üstüne katarak ilerliyor olacağız. Müşterilerimizden aldığımız geri bildirimler bir yandan da sistemin gelişimine katkıda bulunuyor. Örneğin, hediye anlamında keşke bu da olsaydı dedikleri ürünleri çok kısa sürede sistemin içine dahil edebiliyoruz. Müşterilerimizin ürün dışı ihtiyaçlarına da çok kısa sürelerde yanıt verebiliyoruz. Bu kampanya firmanızın hangi biriminin sorumluluğunda yürütülüyor? Şu anda Satış ve Pazarlama’nın ortak sorumluluğunda - işbirliğinde yürütülüyor. Her birimin sistemin işleyişinde sorumlu olduğu alanlar belirlendi. Bir elmanın iki yarısı olarak gördüğümüz Satış ve Pazarlama birimlerimiz her zaman olduğu gibi bu projede de ortak çalışıyor. Dizayn Grup’taki bu anlayış diğer tüm işler için de geçerli olduğundan Satış ve Pazarlama’nın üst yönetimi de Genel Müdür Yardımcısı olarak bendenizde toplanmış durumda. Zaten bu iki bölümü, birbirinden çok ayrı işler yapan iki farklı yapı olarak görmüyoruz.” KA PA K DO S YASI Bizi asıl mutlu eden, bayilerimizin bu işi çok kısa sürede benimsemiş olması… Onlardan aldığımız geri bildirimler sistemin çok kısa sürede yaygınlaşacağını ve müşteri memnuniyetinin hızla arttığını gösteriyor. Üstüne katarak ilerliyor olacağız. Müşterilerimizden aldığımız geri bildirimler bir yandan da sistemin gelişimine katkıda bulunuyor. Neden böyle bir kampanyaya ihtiyaç duyuldu? Hediye tesliminde dikkat edilecek noktalar “Aslında buna bir kampanya, yani geçici bir fırsat sunumu gibi bakmamak gerekir. Biz de sektörümüzdeki birçok firma gibi ana distribütörlere ve onlar aracılığı ile alt satış noktalarına alışverişleri karşılığında çeşitli ödüller veriyorduk. Zaten uzun süredir farklı biçimlerde uygulanmakta olan ödül sistemini daha pratik ve düzenli hale getirmek istedik. Böylece, kuralların önceden tanımlı olduğu, herkese açık, kimin ne karşılığında ne kazanacağının net belli olduğu bir sistemi hayata geçirdik. Ayrıca, Dizayn Puan sayesinde projenin üçüncü aşamasında hayata geçirilecek şekilde, ustalarla işbirliği hedefini de gerçekleştirebiliyor olacağız. Artık tesisat ustaları da Dizayn Grup markası ile bire bir ilişki kurup satın aldığı ürünler karşılığında hediyeler kazanma imkânı bulacak. Dizayn Puan, ürünlerimizi bir şekilde kullanan tüm paydaşları bir çatı altında toplama ve tümünü ödüllendirebilme fırsatı sunuyor.” Hediye olarak talep edilen ürünlerle ilgili teslim anı ve sonrasında yaşanabilecek sorunları en aza indirmek için aşağıdaki önerilere dikkat etmekte yarar bulunuyor. • Hediye ürün teslimatlarında, kargo teslim fişini imzalamadan önce kargo kolisi hasarlı olan hediyeler teslim alınmamalı ve kargo görevlisine iade edilmelidir. Tersi durumda ürünle ilgili iade ve değişim yapılamaz. • Ürünün orijinal kutusu içinden çıkan Garanti Belgesi ve irsaliye atılmamalıdır. Bu belgeler, garanti süresi boyunca yaşanabilecek arıza durumlarında yetkili servislere ibraz edilmesi gereken belgelerdir. • Beyaz eşya gibi ağır ürünlerin kargo taşımacılığı daire kapısına değil, apartman kapısına kadar yapılır. • Beyaz eşya ve TV gibi kurulum gerektiren ürünlerin kurulumu yetkili servis tarafından yapılmalıdır. • Talep edilen ürünler stoklarda kalmamış ise muadil ürün gönderimi yapılabilir. ARALIK 2014 • SAYI:26 11 12 BAYİ R ÖPORTA J “Dizayn’la ilişkilerimiz o kadar güçlü ki ortak olduğumuzu düşünenler bile oldu” Sema İnşaat Malzemeleri Üretim Pazarlama A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Osman Uzun, 1995'teki ilk kuruluş yıllarından bu yana firmasının Dizayn Grup bayiliğini yaptığını hatırlatarak, kurulan bu ilişkinin günlük çıkarların ötesinde, belirli değerlere dayandığını vurguluyor. İki kuruluş arasında oluşan hukukun, piyasadaki dalgalanmaların kolaylıkla atlatılmasına olanak tanıdığını belirten Uzun, Ar-Ge'deki öncü rolü nedeniyle Dizayn Grup'un aynı zamanda bir teknoloji firması olduğuna dikkat çekiyor. Dizayn Info'nun bu sayısının konuğu olan Osman Uzun, sorularımızı yanıtladı... Öncelikle sizi tanımak isteriz; ne iş yapıyorsunuz, ticaret hayatınız nasıl başladı, kaç yıldır ticaretle uğraşıyorsunuz? Biz bir aile şirketiyiz. Yaklaşık 25 yıllık geçmişi olan bir firmayız. Ağırlıklı olarak yapı ve doğal gaz malzemeleri sektöründe çalışıyoruz. Ayrıca küçük çaplı da olsa bir üretim mecramız da var. Sulama hortumları imal ediyoruz. Ama işimiz yüzde 80-90 oranında pazarlama ağırlıklı. Dizayn Grup ile 20 yıllık bir bayilik ilişkimiz var; ilk kuruluş yıllarından itibaren birlikteyiz. En önemli satış kalemlerimizden birini de distribütörlüğünü yapmış olduğumuz Dizayn Grup’un ürünleri oluşturuyor zaten. Yani plastik malzeme grubu... Perakende satışımız çok sınırlı, daha çok toptan pazarlama alanında faaliyet gösteriyoruz. Müşterilerimiz arasında müteahhitler, nalburlar, doğal gaz taahhüt firmaları var. Doğal gaz malzeme grubunda perakende satışlarımız da olabiliyor. B AY İ R Ö PORTAJ 13 KORİGE BORULAR ÇOK ÖNEMLİ KOLAYLIKLAR GETİRDİ Size göre, Dizayn Grup’un şimdiye kadar ürettiği en iyi ürün ya da ürün grubu hangisidir? Bence Korige boruların, özellikle kullanım kolaylığı sağlaması açısından çok önemli bir yeri var. Bilirsiniz, eskiden belediyeler iç içe geçen beton boruları kullanırdı. Bu borular hantal ve ağır oldukları için çok büyük ölçülerde olamazdı. Korige boruların piyasaya sunulması, bence çok önemli bir aşamadır. Tabii ki, sayabileceğim birçok ürün var ama Dizayn Grup’un benim en çok dikkatimi çeken tepe ürünü odur bence. Çünkü korige borular 6 metre boyunda, oysa beton boruları bu ölçüde üretmeniz mümkün değil. Dolayısıyla maliyet, taşıma, montaj, kullanım açılarından ciddi kolaylıklar sağlıyorlar. Farklı firmalar bu boruları Dizayn’dan sonra ürettiler. ARALIK 2014 • SAYI:26 14 BAYİ R ÖPORTA J Dizayn kritik anlarda kritik malzemeler üretir! Folyolu boru bunlardan biridir. Kalorifer tesisatlarında kullanılan plastik boruların sıcaklığa dayanımını artıran, tesisata oksijen girişini önleyerek tesisattaki tüm cihazların ömrünü uzatan, ortadan alüminyum folyolu borulardır bunlar. Dizayn Grup, bu boruları üreterek, hem montaj sürecinde işçinin işini son derece kolaylaştırdı hem de ısı kaybının önemli ölçüde önüne geçti. Dizayn Grup ve onun ürünleriyle ilk nasıl ve ne zaman tanıştınız? Dizayn Grup aslında kendi sektöründe, yani plastik boru sektöründe üretime başlayan ilk üç firmadan biri. Bildiğiniz gibi, Türkiye’de plastik boru kullanılmadan önce metal, galvaniz borular kullanılıyordu, ki onlar eski binalarda hala varlığını sürdürüyor. İşte o malzemenin yarattığı birçok sorun nedeniyle piyasa zaten bir arayış içindeydi. Bu süreçte yurt dışından ese rüzgarların da etkisiyle plastik boru üretimine başlandı. Öncelikle, zemin altına döşenen PEX boruların ve onların parçalarının üretimine başlandı. Daha sonra her tür plastik üretimine girildi. Bizim Dizayn Grup ile tanışma sürecimiz de bu plastik boru üretimine başlamasından sonra oldu. Daha önce farklı üretici firmalarla diyaloglarımız vardı ama Dizayn üretime başladığı andan itibaren ilk gözağrımız olan bir firma oldu. Şirketin başında benden önce abim Yusuf Bey vardı. Ben 2001 yılından itibaren firmaya katıldım. Dolayısıyla onun zamanından, yani 1994-95 yıllarından beri Dizayn Grup’la ilişkimiz sağlam bir temele oturmuş durumda. İlişkilerimiz, ürettiği malzemelerdeki gelişmeye de paralel bir biçimde genişleyerek, kesintisiz devam etti. Elbette ki, piyasada yaşanan dalgalanmalara bağlı olarak acı-tatlı hatıralarımız var ama hiç kopmadık. Çünkü bizim Dizayn Grup’la olan ilişkimiz özel bir ilişkidir. Bazı insanlar bu duruma bakarak, bizim sanki Dizayn’la gizliden gizliye bir ortaklık ilişkimiz olduğunu bile düşünebildi. Neden bu kadar uzun bir birliktelik, neden farklı alternatifleri denemiyoruz diye... Kısacası, biz bir aile gibiyiz Dizanyn’la. Dizayn Grup ile çalışmanın avantajları, diğer markalardan öne çıkan bir farklılığı var mı? Dizayn Grup kendi sektöründe hep ilklerin firması oldu. Birçok malzemeyi Türkiye’ye ilk tanıtan, geliştiren, üreten, piyasaya süren firma hep Dizayn olmuştur. Örneğin mobil sistem... Bunu da ilk yapan firma Dizayn Grup’tur. Keza altyapıda, kanalizasyonlarda kullanılan “korige” denilen boruyu da Türkiye’ye ilk getiren firma yine Dizayn’dır. PE 100 dediğimiz yüksek yoğunluklu içme suyu borularını da yine Dizayn getirmiştir. 20 mm çaptan 1600 mm çapa kadar değişen ölçülerdeki bu boruları Türkiye’ye hediye eden, bu çapta üretebilen yine Dizayn Grup’tur. Yani Dizayn, klasiğe oynayan, “belli standartlarda kalalım” diyen bir firma olmadı hiç. Hep “daha yeni ne üretebiliriz” diye düşünen, yenilikçi bir tarafı olan, vizyonu olan ve ürettiği ürünü de nitelikli üreten bir firma oldu. Mesela atık su boruları... Bu borular Türkiye’de Dizayn’dan önce PVC hammaddeden üretilirdi. PVC hammadde, içinde tebeşir tozu dediğimiz kalsit’in dolgu malzemesi olarak kullanıldığı, dolayısıyla ortaya çıkan ürünün sıkıntılı olduğu bir malzemedir. Sağlıksız bir malzeme olduğu için Avrupa’da kullanılmaz, yanıcılığı fazladır vs... Dizayn Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Bey, bu konuda hep “Türkiye’ye layık bir boru üretelim” diye düşünen bir insan. Bu nedenle baştan itibaren bayilerin de çok sıkı baskısına rağmen PVC boruları hiç üretmedi. Dizayn bu alanda PP diye tabir ettiğimiz “polipropilen” boruları üretti. Bunlar yüzde 30 daha sessiz, zehirli gaz üretmeyen borulardır. Kısacası hem yenilikçi hem ürettiği ürüne nitelik katan, bu anlamda da yeri geldiğinde fedakarlıktan geri durmayan bir firma oldu Dizayn Grup. İşin açıkçası, Dizayn’ın bu vizyonu bizi de cezbetti. Tabii ki bu durumun maliyet açısından rakiplere göre bir dezavantaj oluşturabildiği dönemler oldu. Rakipler daha “ucuz” ürünlerle piyasaya çıkabiliyor ve bizi satış noktasında geri bıraktırabiliyordu. Ama biz de vazgeçmedik; “bu ürünlerin belirli bir kaliteli düzeyi var, bundan taviz vermeyeceğiz” dedik. Çünkü bir satıcı olarak siz de her malzemeyi satmak istemiyorsunuz. Sizin de bir çizginiz var ve o çizgiye uygun ürünler satmak istiyorsunuz. O ürünlerin avantajlarının yanında dezavantajları da olabilir, sizin bunun yolunu, yordamını bir şekilde oluşturmanız gerekir. Sonuçta Dizayn’ın bu ürün ve kalite çizgisi belli bir kesimin beğenisini topladı, bu da bizim avantajımız oldu diyebilirim. Şöyle bir örnek de verebilirim. Dizayn kritik anlarda kritik malzemeler üretir. Oksi Plus olarak adlandırılan folyolu boru bunlardan biridir. Kalorifer tesisatlarında kullanılan plastik boruların sıcaklığa dayanımını artıran, tesisata oksijen girişini önleyerek tesisattaki tüm cihazların ömrünü uzatan, ortadan alüminyum folyolu borulardır bunlar... Dizayn Grup, bu boruları üreterek, hem montaj sürecinde işçinin işini son derece kolaylaştırdı hem de ısı kaybının önemli ölçüde önüne geçildi. Bu nedenle çok tutulan bir ürün oldu bu borular piyasada. Dizayn’ın şimdilerde ise piyasa ortalamalarına göre farklı, estetik bir tasarıma sahip ve de yüksek kalitede ürünler sunan yeni nesil Dizayn PPR serisi var. Bu seriyle Dizayn, rakiplerine fark atmış durumda bence. Çok da beğeniliyor piyasada. Yani bu tür avantajları var Dizayn Grup’la çalışmanın... Müşteri gözüyle Dizayn Grup’un kalitesi ve bilinirliği ne durumda? Sizce müşteri neden Dizayn Grup’u seçiyor? Dizayn’ın müşteri gözündeki imajı her zaman olumlu olmuştur. Elbette ki farklı düşünenler vardır ama rakiplerinden daha iyi ürün ürettiği konusunda genel bir kanı vardır diyebilirim. Kaliteyle doğru orantılı olarak maliyetler biraz artsa bile, müşterideki Dizayn Grup’un anlamlı ve kaliteli ürün üreteceğine dair algı, bu farkı tahammül edilebilir kılıyor. Şunu da söylemek isterim; bu algıyı yıkmak da o kadar kolay değil. Tek tük hadiseler, müşterideki Dizayn Grup imajını sarsamıyor. B AY İ R Ö PORTAJ Sizce, Dizayn Grup plastik boru ve ek parçaları üretmiyor olsaydı, ne iş yapardı? Dizayn Grup’a ilişkin genel algımız teknoloji üretmesi yönünde. Nitekim şirketin yönetim kurulu başkanı İbrahim Bey de bu zihniyette, mühendis zihniyetinde olan bir insandır. Hatta şunu da vurgulamak isterim; hadiselere hep mühendis gözüyle bakmanın bazen dezavantajları da olur. Yani siz bir ürüne kilitlenirseniz, o ürün gerçekten başarılı olabilir, fakat piyasa sizin o yaklaşımınızı kendi beklentileriyle bağdaştıramayabilir. Maliyet açısından bakıp çok anlamlı görmeyebilirler. Ya da bizdeki “neme lazımcılık” anlayışının bir uzantısı olarak, “şu şu ürün böyle de olsa idare eder, bize bir şey olmaz” diyebilir ve kalite açısından daha azla yetinmek isteyebilirler... Ama İbrahim Bey’in literatüründe bu yoktur. Bir şey üretilecekse “nitelikli” üretilecektir. PVC boruları üretmemesinin de altında yatan aynı mantıktır mesela. Dolayısıyla, Dizayn Grup boru üretmeseydi bir şekilde teknoloji üreten bir firma olurdu diye düşünürüm. Zaten bünyesinde iddialı bir Ar-Ge ekibi olmasının yanı sıra ayrıca “Beyin göçüne karşı beyin gücünü destekliyoruz” diye bir kampanyası var. Gençlere yönelik bu kampanya ile Dizayn, “bir projen varsa getir, destekleyelim” diyor. Yalnızca plastik boru üzerinden değil de Türkiye’ye katkı sağlayabilecek her tür yüksek teknoloji ürününe ağırlık verecek bir firma olarak düşünürüm Dizayn Grup’u. Gelecek için öngörüleriniz neler? Dizayn Grup ile işbirliğiniz daha da gelişebilir mi? Biz plastik boru işine Dizayn ile başladık, öyle de devam edeceğiz. Dizayn Grup’u bırakmak, farklı bir firmayla devam etmek gibi bir düşüncemiz yok. Biz firma olarak da ben kişisel Dizayn’ın şimdilerde piyasa ortalamalarına göre farklı, estetik bir tasarıma sahip ve de yüksek kalitede ürünler sunan yeni nesil Dizayn PPR serisi var. Bu seriyle Dizayn, rakiplerine fark atmış durumda bence. Çok da beğeniliyor piyasada. olarak da Dizayn Grup’la aramızda gelişen hukuka inanıyoruz. Hayatın sadece çıkarlar üzerine inşa edilmediğine inanan insanlarız biz. Çıkarlarınız sizi farklı noktalara doğru yönlendirse bile eğer inandığınız bir takım “değerler” varsa, ki bu bir karakter meselesidir aynı zamanda, siz o değerler yönünde ilerlersiniz. Biz firma olarak hiçbir firmayla günlük çıkarlara dayalı diyaloglar kurmadık. Her şeyden önce, çalıştığımız firmayla yaklaşım itibarıyla uyuşabilir miyiz diye baktık. Tabii ki bir alışveriş içinde olduğunuz insanları yüzde 100 sevmek zorunda değilsiniz ama ticari değerler, ticari ilişki biçimleri, hukuk geliştirme tarzları gibi konularda asgari bir mutabakatı hedefledik. Olaylara günlük çıkarların ötesinde bir ufukla baktık ve kalıcı ilişkiler kurmaya çalıştık. Pek çok firmayla da bunu başarabildik. İşte bu hukuku en sağlam şekilde kurabildiğimiz firma Dizayn Grup’tur. Onun içindir ki, bu 20 yıllık süreçte Dizayn Grup bayisi olarak birçok firma geldi geçti ama biz kaldık. Çünkü o firmalar günlük karlılıklarına göre hareket ettiler. Ama biz başka bir markanın bayisi olursak daha mı çok kazanırız diye bir hesabın içinde girmeden Dizayn Grup’la çalışmaya devam ettik. Biz bu diyalogdan genel olarak memnunuz. Dolayısıyla gelecekte de bu işi devam ettirdikçe Dizayn Grup’la diyaloğumuzu daha da geliştirmeye yönelik çalışmak gibi bir hedefimiz var. Bu konuda bizim açımızdan bir muğlaklık yok. ARALIK 2014 • SAYI:26 15 16 MAKAL E Bütünleşik AR-GE ve teknoloji yöneticiliği Ülkemizin gelişmiş ülkeler sınıfında yer alabilmesi için teknoloji geliştirmeye ve yenilikçi ürünler üretmeye şiddetle ihtiyacı vardır. Ancak ve ancak, politika ve stratejilerimizi bu yönde geliştirmeye başladığımız zaman, ülkemizin içinde bulunduğu sosyal, kültürel ve ekonomik koşulları da iyileştirme yolunda bir adım atmış oluruz. Dr. Zafer GEMİCİ Mir Araştırma ve Geliştirme A.Ş., Genel Müdür Yardımcısı, AR-GE Koordinatörü G ünümüzde inovasyonun sağladığı ekonomik büyümeden hem firmaların hem de dolayısıyla toplumların fayda sağlaması amacıyla Ar-Ge yapmak, tartışılmaz derecede önem arz etmektedir. Daha 1930’lu yıllarda ünlü Avusturyalı ekonomist Joseph Schumpeter, inovasyonu ekonominin ve gelişmenin itici gücü olarak tanımlamış ve inovatif faaliyetler sonucunda ekonomilerin yeniden şekilleneceğini öngörmüştür. Gerçekten de hızla değişen müşteri tercihleri ve ihtiyaçları, teknolojik gelişmeler, farklılaşan iş dünyası dinamikleri ve artan rekabet nedeniyle inovasyon yapmak bir zorunluluk halini almıştır. Bugün inovasyonun gerekliliği herkes tarafından kabul edilmekle birlikte, nasıl yapılması gerektiği konusunda hem iş dünyası hem de akademik çevreler bir konsensüse varmış değildir. Ancak her ne şekilde gerçekleştiriliyor olursa olsun inovasyon çıktısı elde edebilmek amacıyla Ar-Ge sürecinin çok önemli bir yeri vardır. MA KA L E Ar-Ge’nin önemi Hayatımızın her aşamasında yer alan Ar-Ge çalışmaları doğrudan insan yaşamıyla ilgilidir. Ar-Ge, ülkelerin, toplumların mevcudiyetini ve yaşam kalitesini dert edinir. Japonya, Kore ve İsrail gibi ülkeler Ar-Ge’ye verdikleri önem sonucu başarılı Ar-Ge politikaları geliştirerek toplumlarının refah seviyesini kat kat artırmayı başarmışlardır. Baş döndürücü bir hızla değişimin yaşandığı günümüzde, zengin ülkelerle fakir ülkeler arasındaki farklar giderek artmaktadır. Teknolojiyi elinde bulunduran ve böylelikle gelişmiş bir sanayiye sahip olan ülkeler, üçüncü dünya ülkelerini her geçen gün kendilerine daha fazla bağımlı hale getirmektedir. Ülkemizin bu gelişmiş ülkeler sınıfında yer alabilmesi için teknoloji geliştirmeye ve yenilikçi ürünler üretmeye şiddetle ihtiyacı vardır. Ancak ve ancak, politika ve stratejilerimizi bu yönde geliştirmeye başladığımız zaman, ülkemizin içerisinde bulunduğu sosyal, kültürel ve ekonomik koşulları da iyileştirmek yolunda bir adım atmış oluruz. Türkiye’nin gelişmiş ülkelerle rekabet edebilmesi ve ekonomik olarak tam bağımsız bir ülke olabilmesinin yolu Ar-Ge’den geçmektedir. Sadece tüketen değil aynı zamanda üreten bir toplum olabilmek ve bu anlamda farklılaşabilmek için Ar-Ge’ye dayalı ekonomi politikaları uygulanmalıdır. Bu nedenle de Ar-Ge, yönetim stratejimizin bir parçası değil, bizzat stratejimiz olmalıdır. Burada kısaca Ar-Ge’nin ne olduğundan bahsetmek gerekiyor. Kimilerine göre Ar-Ge yeni bir ürün üretmek olarak düşünülürken, kimilerine göre ise salt bilimsel çalışmalar yapmak olarak algılanmaktadır. Genel kabul gören bir tanım olarak Ar-Ge, bilimsel ve teknik bilgi birikimini artırmak amacıyla, sistematik bir temele dayalı olarak yürütülen, sıra dışı üretken çaba ve bu bilgi birikiminin yeni uygulamalarda kullanımıdır. Bazı Ar-Ge faaliyetlerinde hedef yeni bir ürün geliştirmek veya geliştirilmesine bilimsel altyapı sağlamaktır. Ar-Ge, mevcut bir ürünün daha etkin ve ucuz üretilmesi ya da hiç üretilmemiş ama ileride üretilmesi planlanan, pazarda öncü olmak amacıyla herhangi bir alanda araştırmaya kaynak ayırmaktır. Ar-Ge, özel çalışma gerektiren, kamu, özel sektör ve üniversitelerde yapılabilen yine özel bir faaliyettir. Ar-Ge, adından da tam olarak anlaşıldığı gibi; önce bir araştırma, henüz bulunmamışı bulma ve sonra da bilgiyi veya bir ürünü geliştirme veya yenilemeyi içerir. Ar-Ge’nin önemi Hayatımızın her aşamasında yer alan Ar-Ge çalışmaları doğrudan insan yaşamıyla ilgilidir. Ar-Ge, ülkelerin, toplumların mevcudiyetini ve yaşam kalitesini dert edinir. Japonya, Kore ve İsrail gibi ülkeler Ar-Ge’ye verdikleri önem sonucu başarılı ArGe politikaları geliştirerek toplumlarının refah seviyesini kat kat artırmayı başarmışlardır. Dünyada yaşanan krizler incelendiğinde ortaya ilginç bir sonuç çıkmaktadır. Ar-Ge’nin krizlerden etkilenmeyip aksine kriz zamanlarında daha çok getiri sağlayan bir faaliyet alanı olduğu görülmektedir. Bu nedenle de Ar-Ge’nin verimsiz bir yatırım olduğu, harcanan kaynağın boşa gideceği zihniyeti terk edilmelidir. Zira Ar-Ge yatırımlarına harcanan paranın kısa vadede olmasa bile orta ve uzun vadede çok daha fazlasıyla geri döndüğü kanıtlanmış bir gerçektir. Bu durumda, “iyi bir Ar-Ge için neler yapmak gerekir” sorusu önem arz etmektedir. Her şeyden önce “bekleyelim, önce ekonomik istikrar sağlansın, daha sonra Ar-Ge yaparız” yaklaşımı bir an önce terk edilmelidir. Zira Türkiye’nin daha fazla beklemeye tahammülü yoktur. Bütünleşik Ar-Ge ve teknoloji yönetimi Son zamanlarda Ar-Ge yönetimini de içine alan “teknoloji yönetimi” kavramı bir üst kavram olarak kullanılmaktadır. Sadece araştırma ve geliştirme faaliyetleri yapmak rekabette günümüzün hızlı değişen yenilikçi ürünlerine cevap vermek için yeterli olamamaktadır. Amaç; daha hızlı bir şekilde daha inovatif ürünler pazara sunabilmek olmalıdır. Bu nedenle Ar-Ge departmanlarının ürünlerini bir adım daha iyileştirme çalışmaları ne zaman ne de maddi imkânlar açısından yeterli seviyede çıktı sağlamamaktadır. Bu nedenle, teknoloji yönetiminin içerisinde yer alan aşağıdaki konularda da firmaların yetkin olması son derece önemlidir. • Teknolojik Planlama • Teknolojik Öngörü • Teknoloji İzleme ve Değerlendirme • Ar-Ge Yönetimi • Proje Yönetimi • Teknoloji Pazarlama • Ürün Geliştirme ve Yönetimi • Teknoloji Stratejileri • Teknoloji Satınalma • Teknoloji Transferi • Teknoloji Entegrasyonu • Teknoloji ve Organizasyonel Değişimlerin Yönetimi • Bilgi Yönetimi • Fikri Mülkiyet Hakları • İnovasyon ve Teknoloji Sistemleri • Risk sermayesi • Üniversiteler, araştırma kuruluşları ile işbirlikleri Tüm bu faaliyetler, M. J. Gregory (1995) tarafından tarif edilen ve aşağıda şematik olarak gösterilen beş adımın içerisine yerleştirilebilmektedir. Türkiye’nin hedeflediği Ar-Ge kapasitesine ulaşabilmesi için bu beş adımı bir bütün olarak yürütebilen Ar-Ge firmalarına ihtiyacı vardır. ARALIK 2014 • SAYI:26 17 18 MAKAL E Bütünleşik Ar-Ge ve katma değeri A grubu çok zor bulunuyor ve kıymetli. B ve C ile aynı şekilde değerlendirilmemeli. A Bütünleşik (holistic) Ar-Ge yapanlar B Teknoloji yönetiminin beş adımı olarak belirtilen bu faaliyetleri “Bütünleşik Ar-Ge” olarak da tarif etmek mümkündür. Bunlardan herhangi birinin eksik olması bugünün gelişmiş teknoloji arenasında rekabet etmeyi imkânsız kılacaktır. Zira gelişmiş toplumlar bu enstrümanları son derece etkin bir şekilde kullanmaktadır. Aşağıdaki şekilden de görüldüğü gibi az sayıda olan, bütünleşik Ar-Ge faaliyetleri yürütebilen firmalar, daha büyük katma değer oluşturmaktadırlar. Destekler ve bütünleşik Ar-Ge yöneticiliği Son yıllarda Türkiye’de Ar-Ge’ye artan bir oranda teşvik sağlandığı gözlemlenmektedir. Geçmişle kıyaslandığında bu eğilim çok net bir şekilde görülmektedir. 2003 yılında verilen teşviklerin toplamı 640.000.000 TL iken 2010 yılında bu rakam 1.743.000.000 TL’ye çıkmıştır. 1983 – 2004 yılları arasında 9 kez toplanabilen Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK), 2004 – 2014 yılları arasında yılda iki kez olmak üzere toplam 18 kez Başbakan’ın başkanlığında toplanmış ve ülkenin “teknoloji yönetimi” politikalarında çok önemli kararlar alınmıştır. Bu gelişmeler son derece heyecan verici ve aynı zamanda da gelecek adına umutlandırıcıdır. Bu durum Türkiye’nin artık bilgi üreten bir ekonomiye sahip olacağına dair önemli işaretler içermektedir. İçinde Ar-Ge çalışmalarını destekleyecek inisiyatifi dolu dolu barındıran Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın varlığı, bu konudaki önemli göstergelerdendir. 2006 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulan UTB (Uluslararası Teknoloji Birliği) uzun yıllardır böyle bir bakanlığın Türkiye’nin teknoloji gündemini ve önceliklerini belirlemesi açısında son derece önemli olduğunu savunmuştur. (www.utb.org.tr). Ar-Ge’ ye verilen teşviklerin daha da artırılacağı hemen hemen her gün dillendirilmektedir. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ayrılan teşvik bütçesinin 2023 yılında çok Ü Teknoloji Yönetiminin beş temel adımı (Gregory Framework) B Ğ KLÜ C ÜYÜ C Özendirme Ar-Ge’si yapanlar A RB B Bir Ar-Ge departmanı olarak faaliyet gösteren ve fakat tamamlayıcı Ar-Ge yapanlar E DEĞ MA KAT A C daha yüksek seviyelere çıkarılacağı görülmektedir. Buna göre 2023 yılı Ar-Ge harcamalarının gayrisafi milli hasıladaki oranının yüzde 3 olacağı belirtilmektedir. Gayrisafi milli hasılanın da 2 trilyon USD olarak hedeflendiği dikkate alındığında Ar-Ge için ayrılması düşünülen rakamın ne kadar büyük olduğu görülmektedir. Üstelik bu rakamın en az üçte ikisinin (bugünün tersine) özel sektör tarafından harcanması planlanmaktadır. Peki, ama bu nasıl mümkün olacaktır? Özel sektör bunu yapabilecek kabiliyette midir? Altyapısı, özellikle de insan kaynakları yeterli midir? Bu konuda şimdiden bir yol haritası çizmek gerekmez mi?.. İnsan kaynağına yatırım yapmak Ar-Ge bilincini oluşturmak için öncelikli hedeflerden olmalıdır. Bu çerçevede teknoloji yönetimi konusunda eğitimler teşvik edilmeli, firmaların Ar-Ge tepe yöneticileri teknoloji yönetimi konusunda çeşitli lisansüstü ve/veya sertifika programlarına yönlendirilmelidir. Bu eğitimler öncelikli olarak desteklenmelidir. Zira teknoloji yönetimini bilen insan kaynağının yürüteceği Ar-Ge projeleri çok daha başarılı olacaktır. Bu sayede teşvikler de daha etkin olarak kullandırılabilecektir. Desteklemede önemli olan bir diğer husus da teşviklerin verildiği firmaların önceliklendirilmesi gerekliliğidir. Ayrılan teşvik bütçesinin her başvuran firma ya da projeye az da olsa dağıtılması büyük hedeflerin gerçekleştirilmesi ve istenilen sıçramanın yapılabilmesi için yeterli değildir. Bu tarz bir destek, piramidin altında yer alan firmaları özendirmek amaçlı destekler olarak kalacaktır. Ya da adımsal iyileştirmeler yapan, ürünlerini bir adım daha iyileştiren firmaları bir müddet daha motive edecektir. Elbette ki bu desteklere de ihtiyaç vardır. Fakat katma değer maalesef çok azdır. Yıkıcı inovasyona gidecek, alışkanlıkları değiştirecek, yeni Facebook, yeni Google ya da yeni Apple’lar oluşturacak firmaları bu şekilde çıkarabilmek mümkün değildir. Hedeflenen Ar-Ge kapasitesine ve dolayısıyla çıktısına ve ihracat rakamına ulaşmak ise hiç mümkün olmayacaktır. MA KA L E Oysa tüm bunlar, piramidin tepesinde yer alan, bütünleşik Ar-Ge yapan firmaların seçilmesi ve bunların mütemadiyen desteklenmesi ile mümkün olabilir. Türkiye’deki herkesin, son derece hızlı koşanların olduğu bir maratona katılması mümkün değildir. Maratona katılacakların seçilmesi, bu maratona hazırlanması ve sürekli olarak desteklenmesi gerekmektedir. Özetle, uzun zaman önce Ar-Ge yolculuğuna başlamış ve ArGe’ye çok büyük kaynaklar ayıran gelişmiş ve büyük firmalarla rekabet edebilecek firmalara ihtiyaç vardır. Destekleme mekanizmaları bu rekabette yer alabilecek firmaları oluşturabilmeyi başarmalıdır. Kore örneğinde olduğu gibi bu firmalar, güdümlü destekleme mekanizmaları ile desteklenerek dünya devlerinin yer aldığı birinci ligde önde koşabilecek firmalar haline getirilmelidir. Bugün Samsung, LG, Hyundai, gibi markalar uluslararası arenada boy gösteren hepimizin bildiği Koreli firmalardır. Mir Araştırma ve Geliştirme A.Ş. örneği Mir Araştırma ve Geliştirme A.Ş., birçok farklı disiplinde araştırma ve geliştirme faaliyetleri yürüten, teknoloji üreten, ürün geliştiren ve gerektiğinde başlangıç şirketi (spin-off) kurarak bunları ticarileştiren ve/veya bu teknolojileri satan, üniversite sanayi işbirliğini etkin bir şekilde yürüten ve bugün yüzün üzerinde patenti olan, özetle “bütünleşik” Ar-Ge yapan bir Ar-Ge firmasıdır. Mir Araştırma ve Geliştirme A.Ş. bu yapısıyla adeta bir enstitü gibi çalışmaktadır. Öte yandan Mir Araştırma ve Geliştirme A.Ş., geliştirdiği teknolojilerin daha etkin olarak ticarileştirilmesi amacıyla aşağıdaki şekilde de tarif edildiği gibi gerçek ölçekli prototip üretimi, ön seri üretim aşamalarını da bünyesinde gerçekleştirmektedir. Bu sayede teknolojinin rüştünü ispatlaması sağlanmakta, üretim esnasında gerekli olan iyileştirmeler yapılabilmekte ve müşterinin ihtiyaç duyabileceği tüm teknik dokümanlar oluşturulabilmektedir. Hatta Mir Araştırma ve Geliştirme A.Ş., henüz endüstriyel aşamaya geçmeden önce tanımlı müşteriler geliştirerek, Ar-Ge çıktılarının ilk ve ön satışlarını da kendisi yaparak ürünün müşteri beklentilerine uygun olup olmadığını yakından izlemekte, beklenti eksikliklerinin bizatihi kendi bünyesinde giderilmesi ihtiyacını karşılamakta, kısaca pazar performansını da incelemektedir. Bununla beraber Mir Teknoloji Holding rüştünü ispat eden tüm teknolojilerin ilk gerçek ölçekli yatırımcısı olmaktadır. Bu sayede geliştirilen teknolojilerin yüzde 100 pazarla buluşturulması da modellenmiş olmaktadır. Projelerin, teknolojilerin ve/veya ürünlerin ölüm vadisine düşürülmeden müşterilerle buluşturulması kurulan bu modelle etkin bir şekilde realize edilmektedir. Stratejik görülen herhangi bir konuda Ar-Ge çalışması yürütülmek istendiğinde farklı disiplinlerden oluşan bölümlerden ilgili uzmanların olduğu bir proje ekibi kurulmaktadır. Bu ekip gerekli alt yapıların oluşturulmasını ve işbirliklerinin geliştirilmesini proje kapsamında planlamaktadır. Ayrıca proje için gerekli olan finansman da baştan plana dâhil edilmektedir. Kurulan sistem sayesinde Mir Araştırma ve Geliştirme A.Ş.’de, Türkiye’de çok yaygın olarak görüldüğü gibi, şirketlerin Ar-Ge departmanlarında yapılan, ağırlıklı olarak ürün geliştirme ve/veya adımsal iyileştirme (incremental improvement) çalışmaları değil bütünleşik (holistic) Ar-Ge çalışmaları yapılmaktadır. Bu sayede ticarileştirme aşamasına kadar A’dan Z’ye tüm faaliyetler Mir Araştırma ve Geliştirme A.Ş. tarafından yürütülebilmektedir. ARALIK 2014 • SAYI:26 19 20 TE KN OL OJİ Dizayn Mobil (Yerinde) Üretim Sistemi: İnovasyonun gücü artıyor, maliyetler düşüyor. D ünyada ilk kez Dizayn Grup’un kullandığı ve bir benzeri olmayan korige sarmal boru mobil üretim sistemi, büyük avantajlar sağlamaya devam ediyor. Üretim ve özellikle nakliye maliyetlerinden büyük kazançlar sağlayarak, ülke ekonomisine artı değer katan “Dizayn Grup Mobil Üretim Tesisi”, ortadan kaldırdığı enerji giderleriyle de çevrenin korunmasına katkıda bulunuyor. Önceki yıllarda Sivas, Çorum ve Sinop’ta kullanılan, 2013 yılından bu yana da Ordu’daki bir proje için kullanılmakta olan bu görkemli teknoloji sayesinde yüklenici firmaların gider kalemlerinde büyük düşüş sağlanıyor. Dizayn Grup’un yerinde üretim teknolojisi sayesinde nakliye masrafı büyük oranda ortadan kalkıyor ve proje maliyetinde büyük bir düşüş sağlanıyor. Mobil üretim tesisi 2,5 metre çapa kadar boruları yerinde üretilebildiği için özellikle HES projelerinde ihtiyaç duyulan büyük çaplı korige sarmal borular müşteriye anında teslim edilebiliyor. Mobil Üretim Tesisi ile Dizayn Grup’un proje sahiplerine ve yüklenicilerine sağladığı önemli avantajlardan biri de montaj maliyetlerindeki düşüş olarak ortaya çıkıyor. Nakliye zorunluluklarından dolayı en fazla 10 metre uzunlukta üretilebilen korige sarmal borular, Dizayn Grup Mobil Üretim teknolojisi ile 100 metre uzunluğa kadar üretilebiliyor. Bu sayede diğer masraf- Dizayn Grup’un mobil üretim teknolojisi, işverenin ve yüklenici firmaların taşıma ve montaj maliyetlerini ciddi oranda düşürürken, ülke ekonomisine ve çevrenin korunmasına da önemli katkılar sağlıyor. ların yanı sıra montaj masrafları de önemli miktarda azalıyor. Ayrıca, bu ürünlerin nakliyesi sırasında söz konusu olan fire verme riski de yerinde üretimle ortadan kaldırılmış olurken, onlarca tırın yüklenmesi ve boşaltılması için gerekli yüzlerce saatlik zamandan da tasarruf edilmiş oluyor. Bu tür projelerde tasarrufu sağlanan önemli bir gider kalemi de dışa bağımlı olduğumuz petrol ürünlerinin daha az kullanılması... Onlarca adet tırın yüzlerce kilometrelik yolda harcayacağı tonlarca litre mazottan hem ülke ekonomisi hem de proje maliyetleri adına tasarruf ediliyor. Mobil üretim tesisinin sağladığı avantajla bu tırların yollara çıkması engellenerek hem oluşturacakları trafik hem de bu tırların seyahati sırasında atmosfere salınacak zehirli egzoz gazlarının önüne geçilmiş oluyor. Odağındaki insana hizmet anlayışı ile sektöründe sürekli olarak yeniliklere imza atan Dizayn Grup, mobil üretim teknolojisiyle sayesinde hem proje sahiplerine hem de çevreye büyük katkı sağlıyor. Ülke ekonomisine de büyük katkı sağlayan Dizayn Grup Mobil Üretim teknolojisi, birçok projede hem işverenin hem de yüklenici firmaların elini güçlendiriyor. Çevrenin korunmasına sağladığı katkı ile de önemini katlayan Dizayn Grup Mobil Üretim Tesisi ile geleceği üretiyor. T E KNOL O J İ altyapı ilanı EKİM 2014 DİZAYNINFO 21 22 ALTER N ATİF PA Z A RLA R : e k l ü n a ğ o d n e d n i r e Küll A LT E R NAT İ F PA Z A R L AR Ekonomisi kabuk değiştiriyor P olonya’dan sonra Orta Avrupa’nın ikinci en büyük piyasası olan Romanya, bir Avrupa Birliği ülkesi olmasının yanı sıra, yaklaşık 1000 kilometrelik bir alanda 200 milyon tüketiciye ulaşan çok önemli ticaret yolları ve merkezlerin kavşağında bulunuyor. Karadeniz ve Tuna bağlantılarıyla Avrupa ve Ortadoğu arasında coğrafi yerleşim açısından oldukça stratejik bir konumda bulunan Romanya için Tuna Nehri, paha biçilemez bir öneme sahip. Çok partili, iki kamaralı meclis sistemine dayalı Romanya’da parlamento; “Senato” ve “Temsilciler Meclisi”nden oluşuyor. Seçimlerin dört yılda bir yapıldığı ülkede 9 Aralık 2012’de gerçekleştirilen son genel seçimlerden Victor-Viorel Ponta önderliğindeki USL galip çıktı. Ponta’nın liderliğinde oluşturulan kabine, 21 Aralık 2012’den bu yana görevini sürdürüyor. Ülkenin idari yapısı ise eyaletler, kentler ve komünlerden oluşuyor. Romanya’da 41 eyalet ve bunlara ek olarak eyalet statüsüne sahip başkent Bükreş, 83’ü belediye statüsüne sahip 263 kent ve 2685 komün (13.285 köy ile birlikte) bulunuyor. 1989’da sosyalist sistemin çöküşünden sonra serbest piyasa sistemine adapte olmaya başlayan Romanya, hızlı bir ekonomik yeniden yapılanma ve özelleştirme sürecine girdi. Yaşamın her alanında birçok reform yapılırken, hisselerinin çoğu devlet kontrolü altında bulunan bütün kuruluşlar hızlı bir biçimde özelleştirildi, tarım ve sanayi sektörlerinin GSYİH içindeki payı giderek azaldı ve ülkedeki hayat standardının yükseltilmesi yönünde politikalar uygulamaya konuldu. Bu reformlarla birlikte 2012 yılında tarımın GSYİH’daki payı yüzde 10,3, sanayinin 37,3 ve hizmetlerin 54,9 olarak gerçekleşti. 1 Ocak 2007 itibarıyla da ülkenin Avrupa Birliği üyesi olması ise Romanya’yı daha cazip hale getirdi. Romanya gerek nüfusu gerek yüzölçümü itibariyle bölgede önemli bir ülke. Küresel mali kriz öncesi yaklaşık on yıllık dönemde, AB pazarlarındaki yüksek talep, iç tüketim ve yatırımlar sayesinde düzenli bir ekonomik büyüme gösteren Romanya, 2008 yılında AB’nin en hızlı büyüyen ekonomisi oldu. Ancak küresel mali krizin Romanya ekonomisini olumsuz etkilemeye başlaması üzerine, 2009 yılında hükümet ile IMF arasında AB Komisyonu ve Dünya Bankası destekli, 20 milyar avroluk bir “stand-by” anlaşması imzalandı. Alınan tedbirler ülkenin makro ekonomik değerlerini olumlu etkiledi ve ekonomi yüzde 0,31 küçüldüğü 2011 yılından itibaren tekrar büyümeye başladı. 2013 yılında yüzde 3,5 olan büyüme oranı ile Romanya AB üyeleri arasında en yüksek orana ulaşan ülke oldu. ARALIK 2014 • SAYI:26 23 24 Romanya ayrıca doğal ve tarihi güzellikleriyle her yıl milyonlarca turist çekmekte ve bu turistler de ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamakta. Turizm halen ülkenin en dinamik ve hızlı büyüyen sektörü. Dünya Gezi ve Turizm Konseyi’ne göre Romanya turizm alanında en hızlı büyüyen dördüncü ülke. ALTER N ATİF PA Z A RLA R İhracat ve ithalat hızla artıyor 1990’lı yıllarda ihracatta tekstil, giyim, ayakkabı gibi hafif sanayi sektörlerinin ön plana çıktığı Romanya’da, sermaye yoğun ürünlerin ihracattaki payı diğer geçiş dönemindeki ülkelere göre oldukça düşük düzeyde kaldı. Bununla beraber ülkenin ihracat yapısı son yıllarda orta düzeyde teknolojik ürünlere doğru kayma gösteriyor. Türkiye’den Romanya’ya yapılan ihracatta ise sanayi ürünlerinin payı yüksek olduğu gibi ihraç edilen ürünlerin miktarı ve çeşidi de sürekli artış gösteriyor. İnşaat sektörünün büyüme hızının yükseldiği son yıllarda inşaat malzemeleri en önemli ihraç kalemlerinden biri oldu. Ülkede hayat standardının yükselmesine paralel olarak taşıt araçları, oto yan sanayi ürünleri, beyaz eşya, hazır giyim, mobilya ev tekstili ürünleri gibi tüketiciye yönelik ürünlerin ihracatı da artmış durumda. Romanya’nın mart 2009 itibarıyla en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında İtalya, Almanya, Fransa, Türkiye, Macaristan, İngiltere, Avusturya, Norveç, Bulgaristan ve İspanya sayılabilir. Ülkenin başlıca ihraç ürünleri şöyle: • Makine ve mekanik cihaz, elektrikli ev aletleri, ses ve görüntü cihazları • Adi metaller ve adi metallerden eşya • Kumaş, örme ve dantelli tekstil malzemelerinden konfeksiyon ürünleri • Ulaşım araçları • Mineral ürünler (ham petrol, ve petrol ürünleri, kömür,çimento, tuz vb.) • Plastikler ve mamulleri; kauçuk ve mamulleri Romanya’nın ithalatında ise aynı tarih itibarıyla Almanya, İtalya, Macaristan, Fransa, Rusya Federasyonu, Türkiye, Avusturya, Hollanda, Polonya, Çin gibi ülkeler başı çekiyor. Romanya’nın başlıca ithal ürünleri de şöyle sıralanıyor: • Makine ve mekanik cihaz, elektrikli ev aletleri,ses ve görüntü cihazları • Ulaşım araçları • Mineral ürünler (ham petrol, ve petrol ürünleri, kömür,çimento, tuz vb.) • Adi metaller ve adi metallerden eşya • Kumaş, örme ve dantelli tekstil malzemelerinden konfeksiyon ürünleri • Kimyasal ürünleri Ülke pazarında reklam ve promosyon faaliyetlerinin yanı sıra uzun dönem kredi olanaklarıyla satış yapılması ve satış sonrası hizmetler için yerli ortaklarla işbirliği yapmak tüketici tercihlerini belirleyen önemli unsurlar arasında yer alıyor. Rumen tüketiciler için fiyat ve ödeme koşullarının, kaliteden daha ağırlıklı yer tuttuğu gözlemleniyor. İkili ilişkiler artık “stratejik” düzeyde T ürkiye ile Romanya arasındaki ilişkiler, Devlet Başkanı Traian Basescu’nun 2011 Aralık ayında Türkiye’ye yaptığı ziyarette imzalanan Stratejik Ortaklık Belgesi’yle “stratejik ortaklık” düzeyine yükseltildi. Türkiye, Romanya’nın Balkanlar’daki en büyük ticaret ortağı olduğu için ekonomik ilişkiler, Romanya ile işbirliğinin önemli bir boyutunu oluşturuyor. TÜİK verilerine göre 2012 yılında 5,7 milyar dolara ulaşan iki ülke arasındaki ticaret hacmi, 2013 yılında 6,2 milyar dolar civarında gerçekleşti. Bu çerçevede Romanya, Türkiye tarafından 20142015 döneminde hedef ülkelerden biri olarak belirlendi. Romanya’ya yönelik ihracat ise 2013 yılı itibarıyla 2,6 milyar dolar düzeyinde. Ekonomik ilişkilerin daha da geliştirilmesi bakımından en büyük avantajı ise uzun süredir Romanya’da bulunan ve yerel çalışma şartlarına alışmış çok sayıda Türk işadamının varlığı oluşturuyor. Türkiye’nin, üçüncü ülkeler üzerinden gelenlerle beraber Romanya’da 5 milyar doların üzerinde yatırımı bulunuyor. Bu rakamlarla Türkiye, değer itibarıyla Romanya’da en fazla yabancı sermaye yatırımı yapan on birinci ülke, yatırımcı sayısı itibarıyla da üçüncü ülke konumunda. Bu durum, Türk yatırımlarının nispeten küçük ölçekli yatırımlar olduğunu gösteriyor. Birçoğu KOBİ statüsünde olan 7 binin üzerinde Türk firması toptan ve perakende ticaret, imalat ve hizmetler alanında faaliyet gösteriyor. Bunlar arasında tarımsal ve gıda maddeleri üretimi de dahil olmak üzere önemli imalat ve inşaat yatırımları, basın yayın, eğitim, internet hizmetleri ve sağlık yatırımları yer alıyor. Romanya’da ayrıca iki Türk bankası bulunuyor. A LT E R NAT İ F PA Z A R L AR Resmi Adı:�����������������������������Romanya Yönetim Şekli:�����������������������Parlamenter Cumhuriyet Başkent:���������������������������������Bükreş Nüfus:��������������������������������������22.2 milyon Yüzölçümü:����������������������������238,291 km2 Konuşulan Diller:�����������������Romence (resmi dil), Macarca, Roman dili, diğer azınlık dilleri Önemli Kentleri:�������������������Köstence, Timisoara, Yaş (Iasi), Galati, Craiova, Cluj-Napoca, Braşov Din :������������������������������������������Hıristiyan (yüzde 87 Ortodoks, yüzde 6,8 Protestan, yüzde 5,6 Katolik), Diğer (yüzde 0,6) Para Birimi:����������������������������Romen Leyi GSMH:�������������������������������������133,5 milyar avro (2012) Kişi Başı GSYİH:�������������������8820 Dolar Etnik Yapı:������������������������������Romen yüzde 88.6, Macar yüzde 6.5, Roman yüzde 3.3, Ukraynalı yüzde 0.3, Alman yüzde 0.2, Rus yüzde 0.1, Türk-Tatar yüzde 0.2, Diğer yüzde 0.5 Üyesi Olduğu Kuruluşlar����� BM, AB, NATO, AGİT, AK, KEİ, IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü, Avrupa Yatırım ve İmar Bankası (EBRD), Merkezi Avrupa Girişimi (MAG) Bunlara dikkat! R omanya’ya seyahat edecek normal pasaport sahibi Türkiye vatandaşlarının seyahat amaçlarına uygun vize almaları gerekiyor. Romanya Avrupa Birliği ülkesi olmasına rağmen, henüz Schengen Alanı’na dahil değil. Ancak, 1 Şubat 2014 tarihinde yürürlüğe giren bir düzenlemeyle geçerli Schengen vizesi veya ikamet tezkeresi hamili yabancıların Romanya’ya giriş vizesine ihtiyaç duymadan girebilmeleri ve son 180 gün içerisinde 90 günü aşmayacak şekilde ülkede ikamet edebilmelerine olanak sağlanmış durumda. Türkiye vatandaşları da bu olanaklardan yararlanabiliyor. Romen sınır makamları, gerekli giriş vizeleri bulunsa veya vizeden muaf olsalar dahi Türkiye vatandaşlarından sınır kapısında sağlık sigorta poliçesi ile kendilerini davet edenler tarafından düzenlenmiş davetiyelerin asıllarını isteyebilmekte, otel rezervasyonlarını kontrol edebilmekte, ayrıca ülkede bulunulacak süre zarfında geçimlerini sağlayacak maddi imkanlara sahip olup olmadıklarını sorgulayabilmekte. Bu nedenle, bu tür kanıtlayıcı belgeler ile yeterince nakit para veya kredi kartının bulundurulması önem taşıyor. Romanya’ya kendi özel araçlarıyla seyahat edeceklere ”rovignette” adı verilen elektronik otoyol geçiş kartlarını da sınır kapılarında mutlaka satın alarak araçlarının ön camlarına takmaları ve ülkenin trafik kurallarına uymaları tavsiye ediliyor. Ayrıca, Romanya’da sağlık hizmetleri tatminkar düzeyde olmadığından, yaptırılacak sağlık sigortalarının ambulans uçakla nakle imkan verecek teminatlar içermesine özen gösterilmesi gerekiyor. Romanya hakkında bilgi alınabilecek yararlı adresler Romanya Ticaret ve Sanayi Odası Romanya Büyükelçiliği Romanya İhracatı Geliştirme Ve Yatırım Ajansı Romanya Türk İşadamları Derneği (TİAD) T.C. Bükreş Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği ARALIK 2014 • SAYI:26 25 26 KÜLTÜR - SA NAT .KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTAP...KİTA M “ENDGAME: ÇAĞRI” PROJESİ KİTAP FUARI’NDA Yazar: James Frey Yayınevi: Pena Yayınları Pena Yayınları, ABD’li yazar James Frey’in şimdiden dünyada fenomen olmaya aday kitap dizisinin ilk romanı “Endgame: Çağrı”yı Türkçe olarak, 7 Ekim’de dünyada 38 ülkeyle aynı anda yayımlanmasıyla birlikte kitap Türkiye’de büyük ilgi gördü. Kitabın ilk baskısı iki günde tükendi. Endgame: Çağrı, kitapçıların ardından 33. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda okurlarıyla buluştu. Endgame, bir kitap olmanın ötesinde; sinema, bilgisayar oyunu, sosyal ağlar, bir dizi hikâye ve sayısız interaktif uygulamayı kapsayan yapısıyla, çok kapsamlı bir proje aynı zamanda. BİN GÖZLE SEVDİK BİRBİRİMİZİ HER ŞEYDEN ÖNCE İNANÇ VARDI! KUYU VE SARKAÇ Yazar: Şebnem Şenyener Yayınevi: Labirent Yayınları İstanbul’da iki “yaka”, iki “kara” öykü: Sedir ve Divan. Ortaköy ve Kandilli. Tavus kuşları, kuşlarla kendi dilinde sohbet eden bir dedektif. Sanat tarihi kaçakçılığı ve bu kovalamacanın içinde Cevriye’nin aşkı, Yusuf... Şebnem Şenyener, ustaca kurguladığı dili, olay örgüsü ve Osmanlı’ya varan tarihi kesitleriyle tadı damaklarda kalacak bir edebi ziyafet sunuyor okurlara. Ve onları şu soruyla baş başa bırakıyor: Suç, en saf haliyle de suç mudur? Yazar: Yonca Eldener Yayınevi: Altın Kitaplar Yonca Eldener, “Göbekli Tepe Muhafızı” ile okuru, Anadolu’nun en derin ve kadim gizemlerinin fısıldandığı, gizemli inançlarla tek tanrılı dinlerin harmanlandığı ve insanlık tarihinin baştan yazıldığı bir mabedin sırlarına ortak etmeye hazırlanıyor. Yazarın ilk romanı olan Göbekli Tepe Muhafızı ile yaşadığımız toprakların derinlerinde gizlenen kadim bilgeliğe giden yolun sır kapılarını aralıyor. Romanın öyküsü kısaca şöyle: Milas’ta kalan son Musevi olan bilgisayar korsanı Kamil, dil bilimci annesi Eren’i defnettikten sonra onun sırlarla dolu çalışmalarını incelerken, kendisini dünyanın ilk mabedi Göbekli Tepe’de bulacaktır… Yazar: Edgar Allan Poe Yayınevi: Can Yayınları Kuyu ve Sarkaç, Edgar Allan Poe külliyatının en önemli örneklerini içeren bir seçki. “Şehrazat’ın Bin İkinci Masalı”, “Morgue Sokağı Cinayetleri”, “Gammaz Yürek”, “Usher Evi’nin Çöküşü”, “Kara Kedi” ve diğerlerinden oluşan derlemede; dehşet, delilik, şiddet ve doğaüstü güçler hüküm sürüyor. Poe’nun kâh fantastik kâh gotik kâh gizemli ama her daim ustalıkla yazılmış öykülerinden oluşan Kuyu ve Sarkaç, yazarın eşsiz dilini ve insanın içinde pusuda bekleyen karanlığı ortaya koymayı öyle bir başarıyor ki... ..SİNEMA...SİNEMA...SİNEMA...SİNEMA...SİNEMA...SİNEMA. Uzun Yol 5 Aralık'ta vizyonda Yönetmen: Nihat Seven, Oyuncular: Hakan Yufkacıgil Nil Günal Ahmet Özarslan Murat Muslu Bora Cengiz BAFTA tarafından İngiltere’nin Yabancı Dildeki En İyi Film dalında Oscar aday adayı gösterilen Nihat Seven’in Uzun Yol filmi, büyük gişe beklentili filmlerin arasında sinemacılardan beklediği talebi görememesi üzerine vizyon tarihini değiştirdi. Avrupa’da dikkatleri çeken film, Türkiye’de de festivallerde de izleyicinin büyük ilgisini kazanmıştı. Vizyonu 5 Aralık’a ertelenen ödüllü film, İngiltere’de gördüğü talebin Türkiye’deki sinemalardan da gelmesini bekliyor. Malatya'da sinema bayramı! Malatya Valiliği ve Malatya Kayısı Araştırma - Geliştirme ve Tanıtma Vakfı tarafından; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Başbakanlık Tanıtma Fonu, Malatya Büyükşehir Belediyesi ve İnönü Üniversitesi’nin destekleri ile bu yıl beşincisi gerçekleştirilecek olan Malatya Uluslararası Film Festivali (MUFF), 21 Kasım Cuma günü perdelerini açıyor. Dünyanın dört bir yanından nitelikli yapımları seyirciyle buluşturacak olan festival, hem Malatya’ya, hem de Türkiye’ye yarışma heyecanının yanı sıra, etkinlikleriyle de sinema dolu bir hafta yaşatacak. Festival, 27 Kasım gecesi Ödül Töreni’yle sona eriyor. Arkeolojinin 27 ME S S -en ME Vbüyük İŞBİRLİĞİ keşiflerinden biri Göbeklitepe AP...KİTAP... MÜZİK...MÜZİK...MÜZİK... MÜZ ... SEZEN AKSU Yeni ve Yeni Kalanlar Türk pop müziğin en başarılı sanatçılarından olan Sezen Aksu, “Yeni ve Yeni Kalanlar” isimli yeni çalışmasıyla hayranlarına tekrar “merhaba” diyor. Oğlu Mithat Can’ın besteleriyle harmanlanan toplam beş parçalık yeni maxi single, daha şimdiden müzikseverlerden tam not almış gibi görünüyor. YÜKSEK SADAKAT IV İlk çıktıkları günden bu yana Türk rock müziğine bambaşka bir renk katan Yüksek Sadakat, dördüncü stüdyo albümü “IV“ ile tekrar hayranlarının karşısına çıkıyor. Grubun yeni vokalisti Selçuk Sami Cingi ile taze kan bulan grubun bu yeni çalışmasında, keyifle dinlenebilecek toplam 11 parça yer alıyor. Albüm, rock müzik severlerin beklentilerini fazlasıyla karşılayacak bir yapım. SONNY ROLLINS Road Shows Vol.3 Dünyadaki sayılı tenor saksafon virtüözlerinden, Grammy ödüllü caz efsanesi Sonny Rollins’in ünlü canlı performans serisi albümlerinin üçüncüsü olan “Road Shows Vol.3”, müzikseverlerle buluşuyor. Toplam altı parçadan oluşan albüm, sanatçının 2001-2012 yılları arasında kaydedilen performanslarından derlenerek hazırlandı. Albüm, piyasaya çıktığı günden itibaren yarattığı ilgiliyi hâlâ üzerinde barındırıyor. NEIL YOUNG A Letter Home Hayranlarının yıllardır merakla beklediği, rock müziğinin büyük ismi, unutulmaz şarkıların sahibi Kanadalı müzisyen Neil Young’un, bir süredir üzerinde çalıştığı yeni albümü “A Letter Home”, geçtiğimiz günlerde piyasadaki yerini aldı. Tüm dünyada albüm satışları milyonlara ulaşmış olan sanatçının bu yeni çalışması da müzik tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı çalışmaları arasına gireceğe benziyor. 10 yıl önce bir çiftçi tarafından tesadüfen keşfedilen Göbeklitepe antik tapınağı, dünyanın en eski tapınak merkezi olarak kabul ediliyor. Göbeklitepe’nin önemi, tarlasını karasabanla sürerken bulduğu oymalı taşı müzeye götüren bir çiftçi sayesinde anlaşıldı. Bu kaya parçası, bilim dünyasını hayrete düşüren bir dizi keşfe yol açarken, yapılan kazılarda, 11 bin yıl önce insan eliyle toprağa gömülmüş bir tapınak ve dev taş anıtlar bulundu. Mısır Piramitleri bile 4.500 yaşında olduğu için Göbeklitepe, dünyanın en önemli arkeolojik keşiflerinden biri konumuna yükseldi. Göbeklitepe ayrıca, şehir hayatına geçmemiş olduğu düşünülen avcı - toplayıcı toplumların, bir tapınak inşa edebildiğini gösteren ilk örnek. Operanın yaşayan efsanesi Domingo İstanbul’a geliyor! Tarih: 19 Ocak 2015 Yer: Ülker Sports Arena Dünyanın en önemli sahnelerinde yarım yüzyılı aşkın kariyeri boyunca, 140’tan fazla rol seslendiren, 3.600’ü aşkın performans gerçekleştiren, 100’ü aşkın albüm çalışmasına imza atan, dokuz Grammy ödülü sahibi İspanyol tenor Plácido Domingo, zengin repertuvarını 19 Ocak 2015 Pazartesi akşamı Ülker Sports Arena’da İstanbullu müzikseverler için seslendirecek. Son olarak 30 Ekim akşamı Londra’da gerçekleştirilen iTunes festivalinin kapanış konseri ve geçtiğimiz ay yayımladığı Akdeniz şarkılarını içeren “Encanto del Mar” albümüyle izleyicileri büyüleyen Domingo, ilerleyen yaşına rağmen aktif sanat hayatıyla “operanın kralı” unvanını koruyor. Plácido Domingo, klâsik operanın 40’ı aşkın baştenor rolünde unutulmaz performanslara imza attı. Tarih ve sanatseverler Urartu Takıları Sergisi’nde buluşuyor Tarih: 22 Mayıs 2014 - 31Temmuz 2015 Yer: Rezan Has Müzesi, Kadir Has Üniversitesi Cibali Kadir Has Üniversitesi Rezan Has Müzesi Koleksiyonu’nun önemli bir parçasını oluşturan yaklaşık 1100 parçalık Urartu takıları, 22 Mayıs 2014’te tarih ve sanatseverlerle buluştu. Bank of America Merrill Lynch’in küresel ölçekli Sanatı Koruma Projesi kapsamında destek verdiği Urartu Takıları Sergisi, dünyada alanındaki en geniş koleksiyonlardan biri olma niteliği taşıyor. Doğu Anadolu’ya özgü bir uygarlığa sahip olan Urartu Krallığı’na ait takıların yer alacağı sergide, MÖ 8. ve 7. yüzyıl’a ait iğneler, yüzükler, küpeler, bilezikler, fibulalar, kemer ve kemer parçaları, adak levhaları, pazıbentler, boyunluklar, kolyeler, saç spiralleri ve pektoral yer alıyor. EKİM 2014 DİZAYNINFO 28 PR ATİK BİLGİ Kış geldi: Tesisatınız soğuklarda donmasın! Kış soğukları tesisatlar için donma ve çatlama gibi önemli kayıplara yol açıyor. Bu tür sorunların önüne geçilebilmesi için Dizayn teknolojisiyle üretilen PPR borularının, usülüne uygun montajlanması gerekiyor. T üm ustalar için kış mevsiminin ortak sorunu soğuklardır. Soğuk hava ve tesisatların içinde kalan sulardan kaynaklanan sorunlar, hem emeklerinizin boşa gitmesine hem de artı masrafa neden oluyor. Tüm bu riskleri minimuma indirmek için benzersiz Dizayn teknolojisiyle üretilen Yeni Nesil Dizayn PPR Serisi boru ve ek parçaları kullanmak, en doğru çözüm. Tabii, çözüm için yalnızca bu tercih yeterli değil. Bu tarz sorunlarla karşılaşmamanız için PPR Boru kullanımında dikkat edilmesi gereken noktalar var. Bunlar özetle şöyle toparlanabilir: Patlamalar ve çözüm önerileri Evdeki su tesisatları ve kombi tesisatları gibi sistemlerde su, uzun süre akmadan duruyorsa ve bina içindeki sıcaklık düşmeye başlamışsa tehlike var demektir. Durgun su +4°C’de donmaya başlar ve 0°C’de tamamen donarak buz halini alır. Tesisattaki su homojen bir şekilde donduğunda, Dizayn PPR borular suyun donma sırasında oluşturduğu yaklaşık yüzde 10’luk genleşmeyi tolere eder ve donmuş su (buz) borularda patlamaya neden olmaz. Çelik, beton, duktilfont, PVC boruların tamamı, yüzde 10’luk genleşmeyi tolere edemediği için bu borular patlayabilir, eksene paralel çatlayabilir. Ancak, su genelde homojen donmaz. Yani, suyun tamamı aniden buza dönüşmez. Suyun tamamının aynı anda donup aynı anda çözünmediği durumlarda, “donmuş” suyun “donmamış” suya yapmış olduğu basınç nedeniyle boru içinde oluşan basınca hiçbir PPRC boru dayanamayacağı gibi dayanabilecek bir boru türü de yoktur. Dizayn PPR boruların anlık basınç dayanımı 120 bara kadar çıkmaktadır . “Donmuş” suyun “donmamış” suya yaptığı basınç (Piston Etkisi) ise 20003000 bar civarındadır. Bu basınç, dev binalar büyüklüğündeke kayaları bile parçalayabilecek güçtedir. Kaya çatlakları arasına giren sonbahar yağmuru suları, kış ile birlikte en dış kısmından itibaren donmaya başlar. Donmuş su donmamış suya doğru ilerler. Bu ilerleme, sıvıların sıkıştırılamaz olduğu prensibinden hareketle, yukarıda sözünü ettiğimiz 2000 - 3000 bar gibi basınçları oluşturur. İşte bu basınçlar dev kayaları parçalar. Bu nedenle, tesisatların içinde test sonrası su bırakılmamasına özen gösterilmesi ve standartlara uygun ham maddelerden yapılmış PPRC borular kullanılması çok önemlidir. Birçok önemli kuruluştan kalite sertifikası olan, TSE belgeli Dizayn Grup, ürünlerini yüzde 100 PPRC hammaddeden üretmektedir. Tesisatın donma tehlikesine karşı korunması gerekliliği, Dizayn PPR Kataloğu’nda açık bir şekilde, çözümüyle beraber belirtilmiştir: “PPR boru tesisatları donma tehlikesine karşı korunmalıdır. Donma riskinin olduğu bölgelerde yalıtım yapılmalıdır. Tesisat kullanılmayacak ise tesisattaki su boşaltılmalı ve boruların donma neticesinde oluşacak yüksek basınçlar nedeni ile zarar görmesi engellenmelidir.” Çatlamalar ve çözüm önerileri Özellikle soğuk havalarda ortaya çıkan bir başka tehlike de boruların çatlamasıdır. Bu durum uygulama öncesi oluşur ve dikkat edilmezse ilerleyen zamanlarda borularda sızıntılara ve daha da kötüsü patlamalara neden olabilir. PPRC hammaddeden üretilen borular, malzeme yapısı gereği 0°C’de camsı özellik göstermeye başlar ve kırılganlık hassasiyeti daha fazla ortaya çıkar. Bu nedenle, şantiyede vb. montaj işlemi yapan ustalarımıza, tesisatın uzun ömürlü olabilmesi için sorumluluklar düşmektedir. PPR boruların kullanımında (taşıma, uygulama vb.) her zaman özen gösterilmelidir, ancak soğuk havalarda bu çok daha önemlidir. PPR ürünlerimiz “polimer zincirleri”nden oluşmaktadır. Polimer zincirlerinin uzun mesafeli hareketleri, başka bir deyişle segmental hareketleri ise “camsı geçiş sıcaklığı”na erişildiğinde durmaktadır. Artık bu noktadan sonra polimer, sert ve camsı davranışa geçer; cam gibi küçük darbelerle kırılabilir hale gelir. Polipropilen (PPR) gibi polimerler, düşük sıcaklıklarda sertleşerek camsı hale gelir ama yüksek sıcaklıklarda daha esnek haldedir. Yüksek sıcaklıklardan bu sıcaklığa doğru yaklaşıldıkça malzemenin kırılganlığı artar. Bu sebepten dolayı polipropilenin kullanım sıcaklığı, bu camsı geçiş sıcaklığının üzerinde olmalıdır. Yüksek sıcaklıklara çıkıldığında ise malzemenin esnekliği artar, yani kırılması zorlaşır. Kullanım sıcaklığında üst nokta ise malzemenin erimeye başladığı ilk sıcaklıktır. Yani, polipropilenden mamul ürünler “camsı geçiş sıcaklığı” ile erimeye başladığı ilk sıcaklık arasında kullanılabilir. Normal hava şartlarında kırılma göstermeyip, soğuk havalarda bu davranışı göstermesinin sebebi tam olarak budur. Şantiye ortamında borulara standardın üzerinde bir darbe gelmiş olma ihtimali göz önünde bulundurularak, sıva yapılmadan önce hattın basınç testine tabi tutulması ve basınç testi sonrasında muhafaza altına alınması için de hemen sıva ile kapatılması gerekmektedir. Özellikle soğuk havalarda, PPR ürünlerin uygulamadan önce boru uçlarından 5’er santim olacak şekilde ve keskin bıçak ağızlı bir boru makasıyla kesilmesi, bu sorunla karşılaşılmasının önüne geçmede yararlı olacaktır. Çünkü borularda çatlama genellikle boruların uç kısımlarında (nadiren de orta kısımlarında) oluşur. Bunun nedeni ise boruların taşınma esnasında en kolay darbe aldığı yerin uç kısımlar olmasıdır. Ayrıca, boruların soğuk havalarda simit şeklinde taşınması da iç gerilme oluşturur ve orta kısımlarda çatlamalara neden olabilir. PPR BORULARIN KELEPÇE ARALIKLARI (cm) BORU ÇAPI (mm) Sıcaklık farkı (0C) 0 20 30 40 50 60 70 2025324050637590110125 60 50 50 50 50 50 50 80 100135150160170180200210 60 75 100110120130140150160 60 75 100110120130140150160 60 70 90 100110120130140150 60 70 90 100110120130140150 55 65 85 100110120130140150 50 60 80 90 100110120130140 PPR boru ve ek parçalarının kaynak yöntemine ilişkin ayrıntılı bilgi için lütfen internet sitemizi ziyaret ediniz. Kayaları bile çatlatan soğuklarda tesisatlar ekstra özen ister. Dizayn Yeni Nesil PPR Serisi’ni kullanın; donma ile gelen tehlikelere karşı tesisatınızı koruyun. ARALIK 2014 • SAYI:26 Dizayn PPR Ek Parçalar, benzersiz ve kompakt tasarımı ile sürtünme kuvvetinde %30 azalma sağlar. virajlarda hız kesmeyen teknoloji ilanı gözlerinizle görün! dizayngrup.com /dizayngroup