tc gazi üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü uluslararası ilişkiler
Transkript
tc gazi üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü uluslararası ilişkiler
T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLM DALI ERMENİSTAN DIŞ POLİTİKASI (1991-2005) DOKTORA TEZİ Hazırlayan Hatem CABBARLI Danışman Prof. Dr. Haydar Çakmak Ankara-2008 ÖNSÖZ Her şeyin sonu doğal olarak bir başlangıçtır. Sovyetler Birliği’nin dağılması da birçok başlangıçlara neden olmuş, bu süreçte eski Sovyet Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını kazanma fırsatı elde etmiştir. Bu durum sadece devletlerin bağımsızlık kazanmalarına değil, aynı zamanda insanların da bağımsızlık duygularını yaşamasına olanak sağlamıştır; bağımsız yaşamak, düşünmek, çalışmak, eğitim almak. Bu çerçevede, bir zamanlar ulaşılmaz zannettiğim Türkiye’de eğitim almak fırsatını büyük bir memnunlukla değerlendirdim. Yüksek lisans eğitimimi Ankara Üniversitesi’nde tamamladım ve ardından Gazi Üniversitesi’nde doktora eğitimi almaya hak kazandım. Doktora eğitimimde üniversitenin değerli hocalarından ders aldım. Eğitim dönemi ve doktora çalışmaları zamanı bana desteğini esirgemeyen, bilimsel açıdan beni yönlendiren değerli Hocam Prof. Dr. Sayın Haydar Çakmak Bey’e en içten saygı ve hürmetlerimi sunarım. Doktora eğitimini tamamladıktan sonra akademik çalışmalarımda da Sayın Hocamın bana verdiği desteğin devam edeceği inancındayım. Saygılarımla Ankara, 3 Nisan 2008 ii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ .............................................................................................................i İÇİNDEKİLER ...................................................................................................ii SİMGELER VE KISALTMALAR.......................................................................iii GİRİŞ ................................................................................................................1 1. Tezin Amacı .............................................................................................1 2. Tezin Önemi.............................................................................................2 3. Tezin Kuramsal Çerçevesi .......................................................................5 4. Tezdeki Tespitler......................................................................................6 5. Kapsam ve Sınırlıklar ...............................................................................15 6. Tezin İçeriği..............................................................................................15 1. BÖLÜM 1. ERMENİSTAN DIŞ POLİTİKASININ (EDP) KURAMSAL ÇERÇEVESİ 1. 1. ERMENİSTAN DIŞ POLİTİKASINI BELİRLEYEN ÖĞELER VE KAVRAMSAL YAKLAŞIM ...............................................................................28 1. 1. 1. Ermeni Ulusal Kimliği .......................................................................28 1. 1. 2. Ermeni Ulusal Kimliğinin Oluşumunda Türk Faktörü ........................34 1. 1. 3. Jeopolitik Konumu............................................................................44 1. 1. 4. Diaspora...........................................................................................65 1. 1. 5. Hay Dat Doktrini ...............................................................................73 1. 1. 6. Demografik Yapı ..............................................................................77 1. 1. 7. Siyasi Liderler ..................................................................................80 1. 1. 8. Güvenlik Güçleri...............................................................................90 1. 1. 9. Sözde Ermeni Soykırımı ..................................................................96 iii 2. BÖLÜM 2. “BÜYÜK ERMENİSTAN” PROJESİNDE ERMENİSTAN’IN TÜRKİYE VE AZERBAYCAN POLİTİKASI............................................................................108 2. 1. Ermenistan’ın Türkiye Politikası ...........................................................108 2. 1. 1 Ermenistan’ın Türkiye Politikasının Genel Çerçevesi (4 T Planı) .....108 2. 1. 2. Tanıtım.............................................................................................115 2. 1. 3. Tanınma...........................................................................................128 2. 1. 4. Tazminat .........................................................................................134 2. 1. 5. Toprak..............................................................................................139 2. 2. 1. Türkiye-Ermenistan Sınır Kapısı ......................................................142 2. 2. Ermenistan’ın Azerbaycan Politikası ....................................................150 2. 2. 1. Ermenistan’ın Azerbaycan Politikasının Genel Çerçevesi................150 2. 2. 2. Ermenistan-Azerbaycan İlişkilerinin Kısa Tarihi Geçmişi .................150 2. 2. 3. Dağlık Karabağ Sorununun Ortaya Çıkması ....................................162 2. 2. 4. 1988-1994 Yılları Arasında Dağlık Karabağ Sorun ..........................165 2. 2. 5. Tarafların Sorunu Tanımlaması .......................................................168 2. 2. 6. Sorunun Çözümü İçin Girişimler ......................................................170 3. BÖLÜM 3. ERMENİSTAN’IN BÖLGE POLİTİKASI .......................................................189 3. 1. Ermenistan’ın Rusya Politikası.............................................................189 3. 1. 1. Ermenistan Jeopolitiğinde Rusya’nın Yeri ve Önemi .......................189 3. 1. 2. Bağımsızlık Süreci ve Sonrasında Ermenistan-Rusya İlişkileri ........193 3. 1. 3. Siyasi İlişkiler ...................................................................................198 3. 1. 4. Ekonomik ilişkiler .............................................................................200 3. 1. 5. Askeri İlişkiler ..................................................................................205 iv 3. 1. 6. Ermenistan-Rusya İlişkilerinde Diasporanın Rolü .......... 212 3. 2. Ermenistan’ın İran Politikası ..................................................................216 3. 2. 1. Siyasi İlişkiler ....................................................................................216 3. 2. 2. Ekonomik İlişkiler ..............................................................................225 3. 2. 3. Güvenlik Alanında İşbirliği.................................................................235 3. 3. Ermenistan’ın Gürcistan Politikası........................................................244 3. 3. 1. Ermenistan Gürcistan İlişkilerinin Tarihi Geçmiş ...............................244 3. 3. 2. Ekonomik İşbirliği ..............................................................................249 3. 3. 3. Ermenistan-Gürcistan İlişkilerinde Cavaheti Sorunu .........................258 4. BÖLÜM 4. ERMENİSTAN DIŞ POLİTİKASINDA GÜVENLİK ANLAYIŞI, AVRUPA VE ABD İLE İLİŞKİLER ...................................................................................271 4. 1. EDP`NİN GÜVENLİK ANLAYIŞI ..........................................................271 4. 1. 1. Güney Kafkasya’nın Jeopolitiği ve Güvenlik Sorunlar .......................271 4. 1. 2. Bölgesel Güvenlik Örgütü Projeleri ...................................................277 4. 1. 3. Ermeni Ulusal Güvenliği....................................................................284 4. 1. 4. Ermenistan ve BDT Ortak Güvenlik Antlaşması................................291 4. 1. 5. Ermenistan NATO İlişkileri ................................................................295 4. 2. ERMENİSTAN DIŞ POLİTİKASINDA AVRUPA BİRLİĞİ ........................303 4. 2. 1. Avrupa Birliği’nden Güney Kafkasya Bakış .......................................303 4. 2. 2.Ermenistan-AB İlişkileri ......................................................................308 4. 2. 3. Ermenistan AK İlişkileri .....................................................................314 4. 3. ERMENİSTAN-ABD İLİŞKİLERİ ..............................................................321 4. 3. 1. Güney Kafkasya’da Genel Siyasi Durum ..........................................321 4. 3. 2. Ermenistan-ABD İlişkileri...................................................................329 v 4. 3. 3. Ekonomik, Mali ve Enerji Alanında İşbirliği........................................335 4. 3. 4. Ermenistan-ABD İlişkilerinde Diasporanın Yeri ve Önemi.................342 SONUÇ .............................................................................................................347 KAYNAKÇA .....................................................................................................371 EKLER..............................................................................................................420 ÖZET ABSTRACT vi KISALTMALAR AB-Avrupa Birliği ABD-Amerika Birleşik Devletleri a.g.e.-adı geçen eser a.g.m-adı geçen makale AGİT-Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı AK-Avrupa Konseyi AKKA-Avrupa Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Andlaşması AKPM-Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi ASALA-Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia ATK-Askeri-Teknik Komite BDT-Bağımsız Devletler Topluluğu BHSS- Birleşmiş Hava Savunma Sistemi BİO-Barış İçin Ortaklık BM-Birleşmiş Milletler BSGBK-Birleşmiş Silahlı Güçleri Baş Komutanlığı’nın faaliyeti BTC-Bakü-Tiflis-Ceyhan BTE-Bakü-Tiflis-Erzurum DEHAP-Demokratik Halk Partisi DKÖBS-Dağlık Karabağ Özerk Bölge Sovyeti DTÖ-Dünya Ticaret Örgütü EDP-Ermenistan Dış Politikası EP-Emeğin Partisi EUH-Ermeni Ulusal Hareketi (Hayoç Hamazgayin Şarjum) GK-Genelkurmaylar Komitesi GSYH-Gayrı-Safi Yurtiçi Hâsılası INOGATE-Interstate Oil and Gas Transport to Europe IPAP- Individual Partnership Action Plan İHD-İnsan Hakları Derneği KGB-Komitet Gosudartsvennoy Bezopasnosti vii KTB-Kars-Tiflis-Bakü Hay Dat-Ermeni Davası MC-Milletler Cemiyeti MGB-Milli Güvenlik Birimi MGH-Milli Güvenlik Hizmeti MGK-Milli Güvenlik Konseyi MÖ-Milattan Önce NATO-North Atlantic Treaty Organization OGA-Ortak Güvenlik Antlaşması PCA-Partnership and Cooperation Agreement PfP-Partnership for Peace PKK-Lürt İşçi Partisi REB-Rusya Ermenileri Birliği SOFA-Status of Forces Agreements SSCB-Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği STF-Systematic Transformation Facility SDP- Sosyalist Demokrasi Partisi TACIS-Technical Aid to the Commonwealth of Independent States TASS-Telegrafnoe Agentstva Sovetskogo Soyuza (Sovyetler Birliği Telgraf Ajansı) TEİGK-Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi TEUK-Türk-Ermeni Uzlaşma Komisyonu TRACECA -Transport Corridor Europe Caucasus Asia VET-Vocational Education Training YGŞK-Yüksek Görevli Şahıslar Komitesi ZSFSR-Zagafkazskoy Sovetskoy Federatıvnoy Soçialistiçeskoy Respubliki (Zagavkaziya Sovyet Federativ Sosyalist Cumhuriyeti-ZSFSC) GİRİŞ 1. Tezin Amacı Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin (SSCB) dağılması sonucunda yarım yüzyıla yakın devam eden Soğuk Savaşı’nın sona ermesi ve Sovyetler Birliği’ni teşkil eden cumhuriyetlerin bağımsızlıklarını kazanmaları ile dünyanın siyasi haritasında ciddi değişiklikler yaşanmıştır. Yaklaşık 70 yıl SSCB’ye bağlı kalan Ermenistan da bu tarihi değişim ve gelişmelerden yararlanarak 21 Eylül 1991’de bağımsızlığını ilan etmiştir. Bağımsızlık mücadelesi süreci ve sonrasında Ermenistan bölgesel ve uluslararası güvenliği tehdit ederek revizyonist politika izlemiş, Azerbaycan topraklarının yaklaşık % 20’sini işgal etmiş, sözde Ermeni soykırımının uluslararası alanda ve Türkiye tarafından tanınması yönünde diasporanın da yardımlarıyla çok yönlü dış politika hayata geçirmiştir. Eski Sovyet cumhuriyetlerinden Baltık devletleri Avrupa’nın siyasi, ekonomik ve askeri kültürünü benimseyerek Sovyet geleneklerinden uzaklaşmayı başarsalar da, diğer devletler, özellikle de Orta Asya ve Güney Kafkasya ülkeleri devlet yönetim sistemi, ekonomik anlayış ve demokratikleşme yolunda ciddi bir ilerleme kaydedememiştir. Bu devletler genel görünümleri itibariyle değişiklik sürecinin başladığını iddia etseler de, ekonomik, siyasi, sosyal ve güvenlik alanlarında büyük ölçüde eski Sovyet mirasının devamı söz konusudur. Orta Asya ve Güney Kafkasya devletlerinin dış politika doktrinlerinde ulusal özellikler ve çıkarlar ifade olunmuş, genellikle bölgesel ‘status quo’ korunmaya (Ermenistan hariç) çalışılmıştır. 2 Bağımsızlık sonrası Ermenistan’ın siyasi, ekonomik, askeri politikalarını da yukarıda ifade edilen çerçevede değerlendirmek mümkündür. Ancak Ermenistan zaman zaman demografik, sosyal, ekonomik, siyasi ve askeri potansiyelinin çok üzerinde dış politika uygulama cesaretini göstermiş, özellikle Azerbaycan topraklarının işgal edilmesinde, dünya kamuoyuna ve Türkiye’ye yönelik sözde Ermeni soykırımı propagandasında başarılı sonuçlar elde etmiştir. Tezin amacı 21 Eylül 1991’de bağımsızlığını ilan ederek dünya devletleri arasında yer alan, Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) gibi uluslararası kuruluşlara üye olan Ermenistan’ın 1991–2005 yılları arasında uyguladığı dış politikaya açıklık getirmek ve akademik çerçevede değerlendirmektir. Bu bağlamda, Ermenistan’ın dış politikasını belirleyen öğeler ve kavramsal yaklaşımlar çerçevesinde Ermeni ulusal kimliği, Asya/Doğu/Hıristiyanlık, jeopolitik konumu, beşeri/potansiyel unsurlar, diaspora, Hay Dat (Ermeni Davası) Doktrini, demografik yapı, siyasi liderler, güvenlik güçleri, sözde Ermeni soykırımı, ‘Büyük Ermenistan’ projesinde Ermenistan’ın Türkiye ve Azerbaycan; bölge politikası çerçevesinde Rusya, İran ve Gürcistan’a yönelik politikası; Ermenistan dış politikasının güvenlik anlayışı, Avrupa Birliği (AB), Avrupa Konseyi (AK) ve ABD ile ilişkiler araştırılacak ve değerlendirilecektir. Tezde Ermenistan dış politikası değerlendirilirken karşılıklı bağımlılık, Ermenistan’ın lehine ve aleyhine gerçekleşen emredici (imperative) olguların nedenleri üzerinde durulacak ve değerlendirilecektir. 3 2. Tezin Önemi Dünyanın siyasi haritasını değişen olayın-Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Türkiye’nin bağımsızlığını kazanmış eski Sovyet cumhuriyetlerine yönelik politikaları değerlendirildiği zaman bu kadar köklü değişime hazır olmadığı anlaşılmaktadır. Belki, Türkiye’ye hak kazandırmak bakımından SSCB’nin en büyük rakibi olan ABD’nin bile buna hazır olmadığını söylemek mümkün olabilir. Ama ne ABD’de ne de dünyanın hiçbir ülkesinde hiç kimse Atatürk’ün ‘Bugün Sovyetler Birliği bizim dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir’∗ ifadesi ile başlayan ve SSCB sınırları içerisinde kalan Türk cumhuriyetlerine yönelik izlenmesi gereken politikalar hususunda doktrin mahiyetinde görüşlerini bildirmemiştir. Tarihi değeri olan ve geleceği sanki görürmüş gibi yıllar önce açıklayan bu felsefe, maalesef Türk devlet adamları, özellikle de dış politika karar vericileri tarafından gerektiği ve hak ettiği gibi değerlendirilmemiş ve uygulanmamıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılması Türkiye için tehdit ve fırsatları da beraberinde getirmiştir. Ancak Türkiye fırsatları tam anlamıyla kullanamamış ve hatta onu uluslararası alanda zor durumda bırakan tehditlerin ciddiyetini gerekli şekilde değerlendirmemiştir. Bu bağlamda Ermenistan ile olan ilişkilerinde, Türkiye, 600 yıllık devlet geleneği tecrübesinden yararlanarak olaylara yön veren ve taraflar arasındaki ilişkilerde öncelikli konuları belirleyen ∗ Atatürk 29 Ekim 1933 tarihinde yaptığı konuşmada SSCB ve Türk devletleri hakkında görüşlerini söyle ifade eder: ‘Bugün Sovyetler Birliği bizim dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Devlet olarak bu dostluğa ihtiyacımız var! Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı İmparatorluğu gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi, Sovyet Rusya’da parçalanabilir! Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler, avuçlarından sıyrılabilirler. Dünya o vakit yeni bir dengeye ulaşabilir! İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir! Bizim bu dostumuzun yönetiminde dili bir, inancı bir özü bir kardeşlerimiz vardır. Onları arkamıza almaya hazır olmalıyız, kendimizi buna hazırlamalıyız! Hazır olmak yalnız susup o günü beklemek demek değildir! O güne hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanırlar? Manevi köprüleri hazır tutarak! Dil bir köprüdür! Bugün biz bu toplumlardan dil bakımından, gelenek ve görenek bakımından, tarih bakımından ayrılmış, birbirimizden çok uzağa düşmüşüz! Bizim bulunduğumuz yer mi doğru? Yoksa onlarınki mi? Bunun hesabını yapmakta fayda yoktur! Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz; Bizim onlara yaklaşmamız gereklidir.’ “Türk Dünyasına Bakış”, (Erişim) http://www.dunyagundemi.com/ydg/index.php?option =com_c ontent&task=view&id=65&Itemid=70, (Erişim) 23 Mart 2008; “Atatürk’ün Türk Birliği”, (Erişim) http://www.1923turk.org/ataturkun-turk-birligi-t29043.html?t=2 9043, 25 Mart 2008 4 bir konumda olması gerekirken, maalesef, bu avantajların hiçbirini kullanmamıştır. Bu açıdan Ermenistan dış politikasının araştırılması oldukça önemlidir. Türk dış politikasında kararverici konumda bulunanlar bu ülkeye fazla önem vermemiş veya ciddiye almamıştır. Aslında bu önemsememe Türkiye’nin devlet imajını uluslararası alanda ciddi biçimde zedelemektedir. Ermenistan bağımsızlık sonrası Türkiye’yi sözde Ermeni soykırımı ile suçlayarak, sistematik bir şekilde yaptığı propaganda sonucunda birçok Avrupa devletlerinin yerel ve ulusal parlamentolarının ‘Ermeni soykırımını’ tanıyan kararlar almasını sağlayabilmiş, Türkiye’yi bağımsızlığını tehdit eden ülke olarak gördüğünü dünya kamuoyuna duyurabilmiştir. Türkiye ise dış politikasında bütün enerjisini ve dikkatini Orta Doğu, Balkanlar ve ABD ile ilişkilerine verdiği ve Avrupa Birliği üyelik sürecine şartlandığı için Ermenistan’dan kaynaklanan tehditleri değerlendirememiştir. Eğer Türkiye yukarıda ifade edilen alanlarda başarılı sonuçlara ulaşsaydı, belki Ermenistan’dan kaynaklanan olumsuzlukları bir nebze hafifletebilirdi. Ancak maalesef, durum bütün cephelerde Türk dış politikasının aleyhine şekillenmektedir. Çalışmada genellikle Rus, Ermeni, İngiliz, Türk ve Azerbaycan kaynaklarının kullanılması tezde ileri sürülen görüşlerin desteklenmesine, Ermenistan’ın kanıtlarının açıklanmasına ve dış politikasının daha geniş bir tablosunun çizilmesine olanak sağlamıştır. Bu çalışmada Ermenistan dış politikası incelense de, yapılan değerlendirmeler Türkiye’nin bu ülkeye yönelik dış politikasının şekillenmesi için önemli ipuçları verebilir. Özellikle sözde Ermeni soykırımına karşı Türk dış politikasının şekillenmesinde Ermenistan’ın hangi konulara ve yöntemlere öncelik vermesinin tespit edilmesi bakımından önemlidir. 5 Bu çalışma alanında ilgili devlet kurum ve kuruluşlarına, kişilere ve karar vericilere fikir vermesi ve genel durum değerlendirmesi yapmaları bakımından yararlı olabilir. 3. Tezin Kuramsal Çerçevesi Bağımsızlık sonrası Ermenistan dış politikası 1980’li yılların sonu, 1990’lı yılların başlarında bölgesel ve uluslararası alanda yaşanan karışıklık durumu dikkate alınarak uluslararası ilişkiler teorisinin realizm anlayışı çerçevesinde araştırılmış ve değerlendirilmiştir. Bu dönemde bölge devletleri ve bölgede ulusal çıkarlarının olduğuna inanan büyük devletlerarasında yaşanan mücadele, idealizm anlayışının bölge devletleri tarafından kabul edilmesi ve dış politikanın bu teori çerçevesinde yürütülmesi için uygun ortam sağlamamıştır. 1980’li yılların sonlarından itibaren Hazar havzası enerji kaynakları, güvenlik, ekonomik ayrıcalık, bölgesel ve uluslararası terörizmle mücadelede Hobbes’un, “herkesin herkesle savaşması daimi bir tehdittir ve her devlet kendi çıkarlarını güvence altına almada herhangi bir moral veya dini kayıtla bağlı olmaksızın özgürdür. Siyaset, egemen devletler sisteminin kaçınılmaz olarak anarşik karakterli olduğu ve devletleri ahlaki davranmaya ve uluslararası normlar üzerinde mutabakata zorlayacak bir Leviathan’ın yokluğu gerçeği üzerine kurulur.”∗ felsefi anlayışı geçerlidir. Ermenistan’ın siyasi ahlak kurallarını hiçe sayarak tarihi ve hukuki belgelere isnat etmeden Türkiye’yi sözde Ermeni soykırımı ile suçlaması ve ∗ Yeşim N. Erdoğan, ‘Realizmin Körlüğü: ‘Uluslararası İlişkiler’ Nedir?’, (Erişim) http://www.hurfikirler.com/hurfikir.php?name=Yazilar&file=article&sid=4220, 27 Eylül 2006. 6 yine aynı anlayış çerçevesinde Avrupa devletlerinin yerel ve ulusal parlamentolarının Türkiye’yi Ermenilere ‘soykırım’ yapmakla suçlayan kararlar alması, Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgal edilmesini görmezden gelerek, bu işgali ‘ulusun kendi kaderini tayin hakkı’ çerçevesinde görmeleri, Rusya’nın bölgedeki etkinliğini sağlaması için Karabağ Ermenilerine, Abhazya ve Güney Osetya’ya silahlı mücadeleye devam etmeleri için silah ve mühimmat yardımında bulunması, dünya teşkilatı olmaya iddialı Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın bile işgalci ve işgale maruz kalan tarafı tanımlamasındaki çekingenlik tez çalışmasını realizm anlayışı çerçevesinde yapılmasını bir anlamda zorunlu kılmaktadır. 4. Tezdeki Tespitler Bu tezde Ermenistan dış politikasının oluşumunda aşağıdaki varsayımlar sorgulanmaktadır: Ermenilerin etnik kökenleri konusunda kendi tarihçileri arasında görüş birliği yoktur; tartışmalar bugün de devam etmektedir; yerli ve yabancı tarihçiler de bu konuda çeşitli teoriler ileri sürmektedirler. Ermeni ulusal kimliğinin oluşumunda Türk faktörü etkilidir; Ermeni ulusal kimliği ve kültürünün teşekkül süreci henüz tamamlanmamıştır. Bu süreç Ermenistan ve diaspora Ermenileri arasında benzerlik ve farklılıklar arz etmektedir. Ermenilerin Asyalı, Doğulu ve Hıristiyan olmaları, Müslüman bir coğrafyada yaşamaları ulusal kimliklerinin oluşumunda etkili öğelerdir. Ermenistan olumsuz jeopolitik konumundan kaynaklanan tehditleri fırsat olarak değerlendirmiş, ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi, askeri yapı ve özellikleri dış politikanın belirlenmesi ve uygulanmasında kullanmış zaman zaman bu potansiyelin sınırları zorlanmıştır. 7 Diaspora dış politikada etkilidir, bazı durumlarda ikinci dışişleri bakanlığı rolünü oynamaya çalışsa da, devlet ve diaspora karşılıklı olarak birbirilerini kullanmaktadır. Diaspora özellikle Avrupa ve ABD’de sözde Ermeni soykırımının tanınması ve Ermenistan’a yabancı sermaye girişimi yönünde başarılı bir şekilde lobi faaliyetinde bulunmaktadır. Ermenistan dış politikası şekillenmektedir. Bu doktrin Hay özellikle Dat Doktrini çerçevesinde Ermenistan’ın bağımsızlık kazanmasından sonra daha geniş alanda uygulamaktadır. Devlet başkanları anayasadan kaynaklanan yetkilerle dış politikanın oluşum ve uygulanma sürecinde etkili olsalar da, siyasi karizmaya sahip olan liderler zaman zaman dışişleri bakanlığını ikinci plana itebiliyor. Demografik yapının zayıf ve olumsuz özellikler arz etmesine rağmen, dış politikada bu etkenin eksikliği fazla hissedilmemektedir; Ermenistan Hükümeti bu tehdidi fırsat olarak değerlendire bilmiştir. Güvenlik güçleri dış politikanın oluşumunda ciddi mekanizmalara sahiptir; özellikle Ermenistan ordusu halen bu araçları elinde bulundurmaktadır. Ermeni ‘soykırımı’ konusu iktidarlara göre, dış politikada birincil ve ikincil konumlarda olsa da, hiçbir zaman tamamen terk edilmemiş, 1990’lı yılların sonlarından itibaren dış politikanın köşe taşı özelliğini kazanmıştır. Sözde Ermeni soykırımı Ermenistan dış politikasında bölgesel özelliğini aşarak uluslararası özellik kazanan tek öğesidir; sözde Ermeni soykırımı konusu 8 büyük bir ihtimalle Ermenistan dış politikasının gündeminde daha uzun zaman yerini koruyacaktır. Ermenistan yayılmacı dış politika izlemektedir ve dış politikasının şekillenmesinde Türkiye özel öneme sahiptir. Ermenistan dış politikası Türkiye aleyhine emredici bir özellik arz etmektedir. Ermenistan sözde Ermeni soykırımını öne çıkarmayarak, Türkiye ile ekonomik ilişkilerini geliştirerek yaşadığı ekonomik sorunları önemli ölçüde halledebilirdi; 1990’lı yıllardan sonra dünya piyasalarına açılan Hazar havzası enerji kaynaklarından daha çok yararlanabilir, petrol ve doğalgaz boru hatlarının ve çeşitli ulaşım hatlarının kendi topraklarından geçmesini sağlayarak bu güne kadar yaşadığı enerji ve ulaşım sorunlarını tamamen halledebilirdi. Bununla, Güney Kafkasya’nın bölgesel güvenlik sorunları önemli ölçüde halledilir, bölge ve bölge dışı büyük devletlerin mücadelesinde Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan piyon durumuna düşürülmezdi. Türkiye bazı komşuları ile ciddi sorunlar yaşadığı için Ermenistan ile iyi ilişkiler kurarak, Ermenistan’ın kendisine karşı cephede bulunan kampta yer almasını engelleyebilirdi; Türkiye’nin Ermenistan ile iyi ilişkiler kurması sonucunda ABD ve Avrupa’nın baskısını azaltır ve sözde Ermeni soykırımı propagandası uluslararası gündeme taşınmazdı; Ermenistan ile iyi ilişkiler kuran Türkiye ekonomik olarak hem Ermenistan’da hem de Güney Kafkasya’da kendi çıkarlarını daha rahat koruyabilirdi. Ancak Ermenistan’ın uzlaşmaz tavrı nedeniyle Türkiye bu politikasını uygulama fırsatı elde edememiştir. 9 Ermenistan’ın Türkiye’ye yönelik politikası ‘4 T Planı’ çerçevesinde şekillenmektedir. ‘4 T Planı’nın başlıca özellikleri şöyledir: Tanıtım-sözde Ermeni soykırımı tüm dünyada terör ve siyasi propaganda yoluyla tanıtmak, Tanınma-sözde Ermeni soykırımı iddiaları dünya kamuoyu tarafından kabul edildikten sonra Türkiye’nin de tanımasına çalışmak, Tazminat-uluslararası kamuoyu ve Türkiye sözde Ermeni soykırımını tanıdıktan sonra Ermenistan’ın tazminat talebini gündeme taşımak, Toprak-son aşamada ise Türkiye’den toprak talebini uluslararası kamuoyunun dikkatine sunmak. Ermenistan’ın ilk devlet başkanı Levon ter-Petrosyan’ın iktidarda olduğu 1998 yılına kadar ‘4 T Planı’ Türkiye’ye yönelik dış politikada öncelikli konular sırasında yer almamış ancak bu tarihten sonra iktidara gelen Robert Koçaryan bu planı en geniş anlamda uygulamaya çalışmıştır. Sözde Ermeni soykırımı uluslararası kamuoyuna tanıtılması için Ermenistan devleti, Avrupa ve ABD’de yaşayan Ermeni diasporasının elinde bulundurdukları bütün propaganda araçlarını maksimum şekilde kullanmaktadır. Ermenistan, Türk kamuoyunda sözde Ermeni soykırımı konusunda farklı görüşlerin ortaya çıkması ve yayılması için bütün mümkün araçlardan kullanmaya çalışmış ve bu konuda özellikle son yıllarda başlangıç olarak ciddi ilerlemeler kaydetmiştir. Ermenistan’ın Türkiye’den tazminat talebi ‘4 T Planı’nın üçüncü aşamasıdır ve Türkiye gerekli önlemleri almazsa, mutlaka dile getirilecektir. Planın son aşaması ise Türkiye’den toprak talep edilmesidir. Günümüz açısından bu konu belki hayali görünebilir, ama Ermeni soykırımı propagandasının bu kadar başarılı olabilmesi de doksan yıl bundan önce hayali göründüğü gerçeği göz ardı edilmemelidir. Sözde Ermeni soykırımı konusu Avrupa devletleri tarihinin bir parçası olarak kabul edildikten ve Avrupa kamuoyu tarafından benimsendikten sonra 10 sadece Ermenistan değil, Avrupa devletleri tarafından da demokrasi ve insan hakları anlayışı çerçevesinde konu ön plana çıkartılarak tazminat talep edilebilir. Ermenistan Cumhuriyeti 23 Ağustos 1990’da kabul edilen Bağımsızlık Bildirgesinin 11. maddesinde ‘Ermenistan Cumhuriyeti 1915’te Osmanlı Türkiye’si ve Batı Ermenistan’da gerçekleşen Ermeni soykırımının uluslararası kamuoyu tarafından tanınmasını desteklemektedir’ ifadesiyle Türkiye’nin doğu bölgesini ‘Batı Ermenistan’ olarak telakki etmesi, resmen Türkiye’den toprak iddiasında bulunduğunu kanıtlamaktadır. Ayrıca Ermenistan iki ülke arasında sınırları belirleyen Moskova (16 Mart 1921) ve Kars (13 Ekim 1921) Antlaşmaları’nın geçersiz ilan edilmesi veya yürürlükten kaldırılması için propaganda çalışmalarına devam etmektedir. Ermenistan, Sevr Antlaşması’nın (10 Ağustos 1920) tarihin karanlık geçmişinden reenkarnasyon arzusunu genellikle Ermeni diasporası ve ülkede faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri aracılığı ile dile getirmektedir. Ermenistan ‘4 T Planı’nın Tanıtım ve Tanınma aşamasında ciddi ilerlemeler kaydetmiş ve bu yöndeki faaliyetlerinin devam ettirilmesi için daha geniş alana sahip olmuştur. Kısa ve orta vadede Ermenistan’ın Türkiye’ye yönelik politikasında pozitif anlamda ciddi değişikliklerin olacağı mümkün değildir. Ermenistan 20. yüzyılın başlarından itibaren Azerbaycan’ı genişleme sahası olarak görmüş ve bu ülkeye yönelik toprak iddialarını hiçbir zaman gündemden düşürmemiştir. Ermenistan 1990–1994 yıllarında Azerbaycan topraklarının yaklaşık % 20’sini işgal etmiştir. Ermenistan, Dağlık Karabağ sorununun halledilmesi için Azerbaycan ve arabulucu devletlerin barış planını 11 kabul etmediği için bölgesel barışın sağlanması ve korunmasına ciddi şekilde engel teşkil etmektedir. Ermenistan Dağlık Karabağ sorununu ulusun kendi kaderini tayini ve bölgenin hiçbir zaman Azerbaycan’a bağlı olmadığı iddiaları çerçevesinde tanımlamaktadır. Sorunun kalıcı çözüme kavuşturulması için Rusya ve ABD’nin arabuluculuk girişimleri sonuç vermemiş, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslararası teşkilatların da arabuluculuk girişimleri genellikle Ermenistan’ın uzlaşmaz tavrı nedeniyle başarıya ulaşmamıştır. Dağlık Karabağ sorununun kısa ve orta vadede kalıcı çözüme kavuşturulması bugünün perspektifinden mümkün gözükmemektedir. Rusya Ermenistan jeopolitiğinde özel öneme sahiptir ve bu özelliğini daha uzun zaman koruyacaktır. Rusya, Ermenistan ile ilişkilerinde ekonomik, sosyal, siyasi ve askeri araçları kontrol etmektedir. Ermenistan-Rusya ilişkileri Rusya’nın lehine emredici özellik arz etmektedir ve siyasi ilişkiler eşit düzeyde değil, eyalet-merkez ekseninde kurulmakta ve gelişmektedir. Rusya ile ilişkiler Ermenistan için kısa ve orta vadede avantajlar sağlasa da, uzun vadede telafi edilemeyecek sonuçlara neden olabilir. Ermenistan ekonomik olarak Rusya’nın kontrolündedir ve bu dezavantajını giderecek uzun vadeli plan ve projelere sahip değildir. Aslında sanki bunu istememektedir. Ermenistan Rusya ile askeri ilişkilerde bu ülkenin ön karakolu gibi değerlendirilmektedir. İki ülke arasındaki ilişkilerde Rusya’daki Ermeni diasporasının önemli yeri vardır. Ermenistan sınır komşularından sadece İran ile iyi ilişkiler içerisindedir ve bu ülke ile ilişkilerinde zaman zaman İran’ın belirleyici konumda olduğu 12 gözlemlenmektedir. İki ülke arasındaki siyasi ilişkilerde İran açısından daha çok Birleşik Azerbaycan, Ermenistan açısından Dağlık Karabağ sorunu ve Türkiye ön plana çıkmaktadır. İran ile ekonomik ilişkilerde Ermenistan’ın bu ülkeye bağımlılığı artmaktadır; Ermenistan enerji sıkıntısını gidermek için İran-Ermenistan doğalgaz boru hattına özel önem vermektedir. Ermenistan Gürcistan’ı, ‘Büyük Ermenistan’ projesinin gerçekleşmesinde Azerbaycan’dan sonra ikinci en uygun genişleme sahası olarak görmektedir. Ermenistan-Gürcistan ilişkilerinde ikincisi her zaman tedirginlik duymuştur. Ermenistan’ın kuzeye çıkış güzergâhında Gürcistan transit ülke konumundadır. Buna rağmen, Ermenilerin Cevaheti’ye yönelik iddiaları karşısında Gürcüler bu avantajdan yeterince kullanamamıştır. İki ülke arasında ekonomik ilişkiler beklenen düzeye ulaşmamıştır ve geliştirilmesi için her iki ülke yeterli ekonomik altyapıya sahip değildir. Gürcistan’ın Cevaheti bölgesinde yaşayan Ermeniler Gürcistan’ın toprak bütünlüğü için potansiyel tehlike ve hatta savaş nedenidir. Ermenistan Cevaheti Ermenilerinin ayrılıkçı faaliyetlerini desteklemektedir. Ermenistan’ın güvenlik anlayışı dış politikada öncelikli konulardan biri olarak değerlendirilse de, olumsuz jeopolitik konumu dikkate alındığında yapıcı ve barışçıl dış politika izlememektedir. Bölgesel güvenliğin sağlanması ve korunması için bölge ve bölge dışı devletlerin hazırladıkları projelerde yapıcı tutum sergilememiştir. Ulusal güvenliğinin temin edilmesi ve korunmasında tamamen Rusya’ya bağımlıdır. Bu bağımlılık zaman zaman iki bağımsız devlet ilişkileri gibi değil, eyalet-merkez arasındaki ilişkiler gibi gelişmektedir. Kısa ve orta vadede Ermenistan Rusya’nın yörüngesinden uzaklaşamayacaktır. Ermenistan Bağımsız Devletler Topluluğu Ortak Güvenlik Antlaşması’na (BDTOGA) taraftır ve güvenliğini bu kurum çerçevesinde korumaya çalışıyor. Ermenistan aynı zamanda NATO ile de ilişkiler kurmakta ve bu ilişkileri Barış İçin Ortaklık (BİO) projesi çerçevesinde 13 geliştirmeye çalışmaktadır. Ermenistan, devlet başkanı, dışişleri ve savunma bakanları NATO’ya üye olmak istemediklerini çok açık bir şekilde dile getirseler de, NATO işbirliğinde Ermenistan’dan daha heveslidir. AB’nin Güney Kafkasya’nın coğrafi ve siyasi tanımlaması hakkında ortak paydaya geldiği bir tezi yoktur ve AB’nin özellikle 1990’lı yıllardan sonra bölgeye yönelik politikasında bir ilerleme olsa da, Rusya ve ABD ile kıyaslamada yine de yetersizdir. AB, bölge devletlerinin ekonomik kalkınması, demokratikleşme, insan haklarına saygı, basın, yayın ve ifade özgürlüğü gibi alanlarda çeşitli projeler uygulamaktadır. AB, bölgede kendi varlığının da hissedilmesine çalışmaktadır. Ermenistan AB ile daha çok ekonomik ilişkilerine önem vermekte, demokratikleşme, insan hakları ve bu gibi diğer alanlarda işbirliğini fazla önemsememektedir. Ermenistan özellikle ulaşım sorunlarını çözmek için AB projelerinden faydalanmaya çalışmaktadır. SSCB’nin dağılmasından sonra Ermenistan Avrupa Birliği ve diğer Avrupa kurum ve kuruluşları ile işbirliğine başlamış, TACIS (Technical Aid to the Commonwealth of Independent States) ve diğer projelerde yer almıştır. Ermenistan’ın Avrupa kökenli bir dizi programlara katılmasını sadece Avrupa ile ilişkilerinin değil, aynı zamanda NATO ile de ilişkilerinin başlangıcı gibi değerlendirmek mümkündür. Bu süreçte Ermenistan AGİT ve Avrupa Konseyi’ne üyeliğe kabul edilmiş, ‘Barış İçin İşbirliği’ programı çerçevesinde NATO ile ilişkilerini genişletmiş ve Aralık 2005’te Bireysel İşbirliği Planı (Individual Partnership Action Plan-IPAP) Antlaşması’nı imzalamıştır. 14 AB tarafından Ermenistan’ın 2004’te ‘Genişleyen Avrupa-Yeni Komşuluk’ projesine dâhil edilmesi ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcı olmuş, bütünleşme sürecini hızlandırmıştır. Bağımsızlık sonrası Ermenistan ekonomik, siyasi, askeri ve güvenlik politikalarını Rusya’nın bölgedeki varlığı ve tarihi ilişkileri üzerine kursa da, 1990’lı yılların başlarında özellikle dış politikada Avrupa Birliği ile de ilişkilerini geliştirmek istemiş, bu bağlamda Avrupa’ya açılımını Avrupa Konseyi (AK) aracılığıyla gerçekleştirmeye çalışmıştır. Ermenistan’ın AK’ye üyelik talebi Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde (AKPM) tartışılmış ve kabul edilmiştir. Ermenistan dış politikasında ABD özel bir öneme sahiptir. ErmenistanABD ilişkilerinde bu ülkede bulunan Ermeni diasporasının çok özel yeri ve fonksiyonları vardır. Ermenistan diasporası ABD’de Ermenistan’ın çıkarlarını koruyacak yasa ve düzenlemelerin kabul edilmesi için ciddi araçlara sahiptir. Ermenistan ABD ile ilişkilerinde sözde Ermeni soykırımı ve Dağlık Karabağ sorununu ön plana çıkararak ABD’nin Türkiye ve Azerbaycan’a yönelik politikasını etkileyebilmiştir. 1990’lı yılların başlarında ABD eski Sovyet Cumhuriyetleri’nde demokrasi ve insan haklarının geliştirilmesi için özel bir yasa (Freedom Support Act-Bağımsızlığın Desteklenmesi Yasası) çıkarmış, bu devletlere mali ve ekonomik yardım edilmesini kararlaştırmıştır. Ermenistan Azerbaycan topraklarını işgal etmesine rağmen, diasporanın da yardımlarıyla Senato’dan tam tersine Azerbaycan’ın işgalci ülke olduğunu bildiren ve ABD’nin Azerbaycan’a ekonomik yardım etmesini engelleyen karar almasını sağlamıştır. 907 sayılı ek madde olarak bilinen (Section 907 Freedom Support Act) bu karara göre, ABD Hükümeti’nin Azerbaycan’a ekonomik 15 yardım yapması mümkün değildir. Ermenistan İsrail’den sonra ABD’den en çok malı yardım alan ülkedir. Ermenistan ABD ile ilişkilerinde Rusya faktörünü öne çıkararak ‘ikili oynama’ şansına sahiptir. 5. Kapsam ve Sınırlılıklar Tezde 1991–2005 yılları arasında uygulanan Ermenistan dış politikanın kuramsal çerçevesi, dış politikayı belirleyen öğeler ve kavramlar, Türkiye, Azerbaycan, Rusya, İran ve Gürcistan politikası, Ermenistan’ın güvenlik anlayışı, AB, AK ile ilişkileri ve ABD’ye yönelik politikası incelenecektir. Konunun genişliği dikkate alınarak tezde Ermenistan’ın Orta Asya, Orta Doğu ülkeleri ile ilişkileri araştırma kapsamı dışında tutulmuştur. Avrupa’nın büyük devletlerinden olan İngiltere, Fransa ve Almanya ile ilişkileri de AB ve AK ile ilişkiler çerçevesinde ele alınmıştır. Tezin kaynağının toplanmasında başlıca olarak Türkiye, Azerbaycan ve Rusya’dan elde edilen kitap ve makalelerden yararlanmıştır. Ermenistan’dan getirilen sınırlı sayıda kaynaklardan da kullanılmıştır. Tez 1991–2005 yıllarını kaplasa da, bazı konuların devamlılığının bozulmaması bakımından 2006 ve 2007 yıllarında cereyan eden olaylara da değinilmiştir. 6. Tezin İçeriği Tez, Giriş ve Sonuç bölümleri dışında dört bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında tezin amacı, tezdeki varsayımlar ve tezin içeriği üzerinde kısaca durulmuştur. Birinci bölümde kimlik kavramının tanımına yönelik çeşitli görüşlere yer verilecek, Ermeni ulusal kimliğinin şekillenme süreci üzerinde durulacak, bu süreci etkileyen sosyolojik, psikolojik, ekonomik ve tarihsel olaylar ve 16 değişimler incelenecektir. Ermenilerin etnik kökenine değinilecek, bu konuda Ermeni ve yabancı tarihçilerin ve antropologların görüşlerine yer verilecektir. Aynı zamanda Ermeni ulusal kimliğinin oluşumunda Türk faktörü üzerinde durulacak, Ermenilerin tarih boyunca yaşadığı olumsuz olan her şeyi içine sıkıştırdığı bir ‘ötekine’ gereksinim duyduğu ve bu ‘ötekiyi’ de Türk kimliğinde görmesinin neden ve gerekçeleri araştırılacaktır. 1000 yıllık Türk tebaası olmuş Ermenilerin Selçuklardan günümüze kadar Türkleri düşman olarak görmelerinin nedenleri Ermeni ve yabancı kaynaklarına istinaden incelenecek ve açıklık getirilecek, aynı zamanda bu felsefeyi besleyen Ermeni tarihçi ve yazarların eserlerinden örnekler verilecektir. Bu çerçevede Ermenistan ve diaspora Ermenilerinin kimlik anlayışları ayrılıkta ele alınacak, bu anlayışın oluşumuna temel teşkil eden değerler incelenecektir. Yaşadıkları coğrafya itibarıyla Müslüman/Türk kültürünün birçok değerli öğelerini benimseyen Ermenilerin, bu öğeleri yapıcı ve barışçıl araçlar olarak kullanmaları beklenirken, tam aksi bir tutum izlenmiştir. Ermeniler kendilerini dünyanın en büyük kültürel değerlerine sahip olan millet olarak tanımlamalarının, diğer milletleri küçümsemelerinin nedenleri üzerinde durulacaktır. Ermenilerin Doğu’lu ve Hıristiyan olmalarının onların genel kültürlerinin ve ulusal kimliklerinin şekillenmesindeki etkileri araştırılacak ve değerlendirilecektir. Ermenistan’ın jeopolitik konumu değerlendirilirken jeopolitiğin esasını teşkil eden coğrafi/sabit unsurlar olan sınırlar ve coğrafi bütünlük, sınırların genişliği ve stratejik kaynaklar, beşeri/potansiyel unsurlar olan siyasi, askeri, ekonomik yapı ve özellikleri, Ermenistan silahlı kuvvetlerinin kurulması ve faaliyetini düzenleyen hukuki belgeler araştırılacaktır. 17 Ermenistan devletini yurtdışında temsil eden Ermeni diasporasının tanımına açıklık getirilecek, diasporanın dış politikanın oluşumunda ve uygulanmasındaki yeri ve önemi, diaspora-Ermenistan arasındaki karşılıklı ilişkileri düzenleyen ve taraflar arasında işbirliğini koordine eden diaspora konferansları araştırılacak ve değerlendirilecektir. İktidarda olan siyasi partilere göre, diasporanın Ermenistan dış politikasının oluşum ve uygulanmasında etkinliğinin değiştiği ancak hiçbir zaman bu sürecin dışında kalmamasının nedenlerine açıklık getirilecektir. Hay Dat adıyla bilinen ve ‘Tsoviç Tsov Hayastan’ (Denizden Denize Ermenistan) kurmayı hedefleyen bu doktrinin dış politikanın oluşumu ve uygulanmasında ne derecede etkili olduğu araştırılacaktır. Aslında Ermenistan dış politikası büyük ölçüde bu doktrinden doğan hedef ve kavramlar çerçevesinde şekillenmiştir. Hay Dat Doktrini sadece Ermenistan’ın siyasi ve ekonomik hayatını şekillendirmekle kalmayıp, aynı zamanda tüm Ermenilerin sosyal ve kültürel hayatını düzenleyen bir değer ve felsefedir. Eğer bu doktrinin temel ve gayesinin tarihi Ermeni topraklarının geri alınması ve Birleşik/Büyük Ermenistan ulusal devletinin kurulması; tarih boyunca dünyanın çeşitli bölgelerine dağılmış Ermeni ulusunun söz konusu topraklara geri dönmesinin sağlanması; sosyal devletin kurulması olduğu dikkate alınırsa, çok geniş ve kapsamlı değerler bütünü olduğu anlaşılacaktır. Dış politikanın oluşumu ve uygulanmasında dikkate alınacak bir diğer etken de ülkenin demografik yapısıdır. Ermenistan’ın demografik yapısı incelendiği zaman yetersiz kaldıkları bu etkenden özellikle Azerbaycan ve Türkiye’ye karşı zaman zaman nasıl ve hangi konularda başarılı olmalarının nedenleri araştırılacaktır. Ermenistan Azerbaycan nüfusunun üçte biri olmasına rağmen bu ülkenin topraklarının yaklaşık % 20’sini işgal etmiş, Türkiye nüfusunun yirmi beşte biri olmasına rağmen özellikle soykırımın Avrupa ve Türkiye’de tanınması açısından ciddi ilerlemeler kaydetmiştir. 18 Türkiye’de sözde Ermeni soykırımını tanıdığını ve üzgün olduğunu bildirerek bir anda dünya kamuoyunun gündemine çıkan tarihçi ve akademisyenlerin sayıları her geçen gün artsa da, Ermenistan’da bu konuda Türkiye’nin tezlerini destekleyen hiç kimse yoktur. Almanya’da 40 bin Ermeni ve 3 milyondan fazla Türkün yaşamasına rağmen, bu ülkede Ermeni diasporasının faaliyeti ile Türk diasporasının faaliyeti kıyaslanmayacak kadar birincinin lehine gelişmektedir. Bu da sayının değil, teşkilatlanma yeteneğinin propaganda sürekliliğinin önemli olduğu gerçeğini bir daha onaylamaktadır. Ermenistan dış politikasında siyasi liderlerin yeri ve önemi araştırılırken, Levon Ter-Petrosyan, Robert Koçaryan ve Vazgen Sarkisyan’ın bu süreci etkileyen siyasi araçla sahip olmalarının yanı sıra karizmatik özellikleri de ele alınacaktır. Siyasi yönetim sistemi devlet başkanlığı olduğu için liderlerin dış politikada yasal yetkilerini ve kişisel özelliklerini nasıl ve ne zaman kullanmaları araştırılacak ve değerlendirilecektir. Güvenlik güçleri Ermenistan dış politikasını etkileyen ve 2000’li yılların sonlarına doğru bu alanda etkin konumunu koruyan ve zaman zaman daha da güçlendiren ender devlet kurumlarından biridir. Bu bağlamda Ermenistan ordusunun istihbarat ve polis gücünden daha etkili olmasının nedenleri araştırılacaktır. Konuyla ilgili araştırma yaparken ordunun Azerbaycan topraklarının işgal edilmesinde başarılı askeri operasyonlar gerçekleştirmesi ve son 15 yılda sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını koruyabilmesi olgusu üzerinde durulacak ve değerlendirilecektir. Aynı zamanda 1990’lı yılların sonlarından itibaren istihbarat ve polis gücünün de bir süreliğine savunma bakanlığına bağlanması bir diğer neden olarak incelenecek, ordunun yanı sıra Milli Güvenlik Konseyi’nin de dış politikanın oluşum ve uygulanma sürecinde etkili olmasının nedenleri araştırılacaktır. 19 Ermenistan Hükümeti’nin sözde Ermeni soykırımı konusunu dış politikada nasıl ve hangi durumlarda başarılı bir şekilde kullanabilmesinin nedenleri üzerinde durulacak ve değerlendirilecektir. Bu bağlamda Ermenistan’ın dış ve güvenlik politikasında en önemli problemler olan sözde Ermeni soykırımının uluslararası alanda tanıtılması ve Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığının temin edilmesi problemi karşılaştırılacak, sözde Ermeni soykırımı konusunda Ermenistan’ın Türkiye’ye karşı elinde bulundurduğu bütün propaganda mekanizmaları ve baskı araçlarını kullanım şekli ve stratejileri değerlendirilecektir. Tezin ikinci bölümünde ‘Büyük Ermenistan’ projesinde Ermenistan’ın Türkiye ve Azerbaycan ile ilişkileri değerlendirilecek bu ülkelerin Ermenistan dış politikasındaki yeri ve önemine açıklık getirilecektir. Ermenistan’ın Türkiye politikası değerlendirilirken bu ülkenin dış politikasının 1918–1920 yıllarındaki Birinci Ermenistan Cumhuriyeti’nin Türkiye politikası ile benzerlik teşkil etmesinin nedenleri araştırılacaktır. Bağımsızlık mücadelesi ve sonrasında ciddi sorunlarla karşılaşsa da, Ermenistan’ın neden Türkiye ile ilişkilerini geliştirmemesine, sözde Ermeni soykırımını gündeme taşımasına değinilecek, ‘4 T Planı’nın öğeleri olan tanıtım, tanınma, tazminat ve toprak konularına açıklık getirilecektir. Tanıtım-sözde Ermeni soykırımının dünya kamuoyu tarafından ve tanınma-sözde Ermeni soykırımının Türkiye tarafından da kabul edilmesi yönünde Ermenistan’ın propaganda çalışmaları araştırılacak, birinci ve ikinci aşama gerçekleştikten sonra tazminat ve toprak talebinin dünya kamuoyunun gündemine çıkaracakları plan ve mekanizmalara açıklık getirilecektir. Ermenistan-Türkiye arasındaki Kars doğu sınır kapısının 1993’te kapanmasından sonra iki ülke arasındaki sorunlara birinin daha eklenmesi 20 sonucunda ilişkiler daha da gerilmiştir. Türkiye sınır kapısını kapattıktan sonra Ermenistan Hükümeti tarafından ülkeyi ablukaya almakla ve ekonomik ambargo uygulamakla suçlanmıştır. Bu bağlamda 1993–2005 yıllarında gelişen olaylara açıklık getirilecek, Ermenistan’ın bu konuda Avrupa ve ABD’de propaganda çalışmalarına ışık tutulacak ve değerlendirilecektir. İkinci bölümde aynı zamanda Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerine değinilecek, 20. yüzyılın başlarından itibaren Ermenistan’ın Azerbaycan politikası hakkında bilgi verilecek, iki ülke arasındaki ilişkilerin genel çerçevesi çizilecek ve Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesinin nedenleri araştırılacaktır. Bu bağlamda Dağlık Karabağ sorununun tarihi geçmişi, Sovyetler döneminde gelişen olaylar ve 1988’den sonra Dağlık Karabağ’da yaşayan Ermenilerin ayrılıkçı faaliyetleri hakkında bilgi verilecek ve değerlendirilecektir. Dağlık Karabağ sorununa ilişkin Ermenistan ve Azerbaycan’ın yaklaşımlarına, her iki ülkenin bu sorunu uluslararası hukuk açısından tanımlamalarına yer verilecektir. Günümüze kadar devam eden bu sorunun kalıcı barış antlaşması ile halledilmesi için Rusya, ABD, AGİT ve BM’nin arabuluculuk girişimlerine ve taraflara takdim edilen barış projelerine değinilecek ve bütün bu girişimlerin sonuçsuz kalmasının nedenlerine açıklık getirilecektir. Ermenistan’ın bölge politikasının değerlendirildiği üçüncü bölümde bu ülkenin Rusya, İran ve Gürcistan ile ilişkileri ele alınacaktır. Bu bölümde Ermenistan jeopolitiğinde Rusya’nın yeri ve önemine değinilecek, bağımsızlığın ilk yıllarında ve daha sonra Ermenistan’ın Rusya politikasındaki farklılıklar ele alınacak, Güney Kafkasya’da kalmayı amaçlayan ve bunun için Ermenistan’ı destekleyerek bölgedeki mevcudiyetini meşrulaştırmak isteyen Rusya’nın çabalarına Ermenistan’ın yayılmacı açıklık getirilecek, politikasının ana Rusya’nın hatları desteğini alan değerlendirilecektir. Ermenistan dış politikasında Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’ye yönelik 21 politika genellikle emredici özellik sergilese de, Rusya ile ilişkilerde tam tersi bir durum söz konusudur. Rusya sadece ekonomik anlamda değil, siyasi anlamda da Ermenistan’ı kontrol etmektedir. Bu bağımlılığın nedenleri araştırılacak, karşılıklı ilişkilerde Ermenistan’ın zayıf ve güçlü yanları incelenecektir. Aynı zamanda Ermenistan ve Rusya arasında ekonomik ilişkilerin dinamiği, bu ilişkilerde Ermenistan’ın Rusya’ya bağımlılığının nedenleri, Rusya’nın sahip olduğu baskı araçları incelenecek ve değerlendirilecektir. Ermenistan-Rusya ilişkilerinde özel öneme sahip olan konulardan biri de askeri ilişkilerdir. İki ülke arasında sadece askeri ilişkilerde Ermenistan kendi çıkarlarını daha iyi derecede koruyabilmiştir. Aslında ekonomik alanda olduğu gibi askeri alanda da, Ermenistan Rusya’nın desteğine ihtiyaç duymaktadır. Ermenistan’ın bu ihtiyaçlarının neler olduğu incelenecek, iki ülke arasındaki askeri ilişkilerin çerçevesi belirlenecektir. İki ülke ilişkilerinde rol alan bir kurum da Rusya’daki Ermeni diasporasıdır. Bu konuya açıklık getirmek için Ermeni diasporasının tarihi geçmişine açıklık getirilecek, Sovyetler Birliği ve bağımsızlık sonrası diasporanın sosyo-kültürel, siyasi ve ekonomik faaliyeti ve etkinliği araştırılacaktır. Üçüncü bölümde aynı zamanda Ermenistan’ın bağımsızlığını ilan ettikten sonra İran ile özellikle dış politika, ekonomik ve siyasi ilişkilere büyük önem vermesinin nedenleri araştırılacak, dünya pazarlarına İran üzerinden çıkmak için gösterdiği çabalar incelenecektir. Bu bağlamda sosyal, ekonomik, siyasi ve güvenlik problemleri üzerinde durulacak ve değerlendirilecektir. Tarafları siyasi işbirliğine şartlandıran Azerbaycan ve Türkiye olguları üzerinde durulacak, ikili ilişkilerde problemler teşkil eden bazı güvenlik 22 konuları (İran uçağının Dağlık Karabağ üzerinde Ermenistan tarafından düşürülmesi) incelenecektir. Dağlık Karabağ sorununun çözümünde İran’ın arabuluculuk girişimleri araştırılacak, bu girişimin ağırlıklı olarak Ermenistan’ın lehine sonuçlanmasının nedenleri incelenecek, bu bağlamda Azerbaycan-İran ilişkilerinin dinamiği değerlendirilecektir. Ermenistan-İran devlet başkanlarının karşılıklı ziyaretlerinin ilişkilere yansıması, taraflar arasında imzalanan siyasi, ekonomik, ticari ve diğer anlaşmalar hakkında bilgi verilecek ve incelenecektir. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler bağlamında Ermenistan’ın İran ile eşit durumda olmamasının nedenleri araştırılacak, İran’ın bu konularda belirleyici konumda olmasının nedenleri, ekonomik açıdan Ermenistan’ın İran’a olan ihtiyacının çerçevesi belirlenecek ve değerlendirilecektir. Ekonomik ilişkilerde Ermenistan açısından enerji ve ulaşımın öncelikli konular arasında olmasının, nedenleri, İran-Ermenistan doğalgaz boru hattının inşa edilmesi, Aras Nehri üzerinden ulaşımın sağlanması için gerçekleşen projeler araştırılacaktır. İki ülke arasındaki güvenlik alanında işbirliğinin genel çerçevesi değerlendirilirken her iki ülkenin Azerbaycan ve Türkiye’nin bölgedeki mevcudiyetinden duydukları endişeler tespit edilmeye çalışılmış, bu bağlamda Ermenistan, İran, Rusya, Yunanistan ve Türkmenistan arasındaki güvenlik alanında işbirliğinin gelişim sürecine ışık tutulacak ve değerlendirilecektir. Üçüncü bölümde incelenen konulardan biri de Ermenistan-Gürcistan ilişkileridir. Bu bölümde Ermenistan’ın Gürcistan politikasına açıklık getirmek 23 bakımından iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihi geçmişine, Gürcülerin ve Ermenilerin 17. yüzyılın başlarında ortak devlet kurma çabalarına, 19. yüzyılın sonları–20. yüzyılın başlarında iki halk arasında yaşanan olaylara değinilecek, özellikle ulaştırma, enerji güvenliği ve bu ülkede yaşayan Ermeni azınlığın durumu incelenecektir. Taraflar arasında siyasi ilişkiler beklenen düzeyde değildir. Ermenistan ve Gürcistan bu ilişkilerin üst düzeyde olduğunu ifade etseler de, Ermenilerin Hay Dat Doktrin’in uygulanmasında Gürcistan’ı zayıf halka olarak görmeleri nedeniyle Gürcistan’ın Ermenistan’a duyduğu güvensizliğin nedenleri araştırılacak ve değerlendirilecektir. Taraflar bu gerçeği ifade etmeseler de, bağımsızlıklarını elde ettikten bugüne kadar her iki ülke arasında ciddi bir güvensizlik söz konusudur. Ama buna rağmen taraflar arasındaki ekonomik ilişkiler değerlendirildiği zaman siyasi ilişkilerin daha ileride olduğu anlaşılmaktadır. Her iki ülke bağımsızlığını ilan ettikten sonra ciddi ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalmış, ama her ikisinin de ekonomik durumu iyi olmadığından Ermenistan Gürcistan’ı daha çok transit ülke olarak görmüş ve bu açıdan değerlendirmiştir. Gürcistan transit ülke olmanın verdiği avantajı kullanarak Ermenistan’dan maksimum gelir elde etmenin yollarını aramış, Ermenistan Gürcistan’a sattığı elektrik enerjisini koz olarak kullanmaya çalışmıştır. Taraflar arasında bir diğer önemli meselede Cevaheti Ermenilerinin ayrılıkçı taleplerinin gündeme gelmesidir. Ermenistan resmen Cevaheti Ermenilerinin ayrılıkçı taleplerini desteklemediğini ifade etse de, Gürcistan Hükümeti ile yaptığı görüşmelerde bu konuyu gündeme taşımasının nedenlerine, Rusya’nın Cevaheti Ermenilerinin ayrılıkçı taleplerine 24 yaklaşımına ve verdiği desteğe ışık tutulacak, Cevaheti Ermenilerinin ayrılıkçı faaliyetlerine açıklık getirilecek ve değerlendirilecektir. Ermenistan dış politikasında güvenlik anlayışının, AB ve ABD ile ilişkilerin ele alındığı dördüncü bölümde genel olarak Güney Kafkasya jeopolitik konumu itibarıyla büyük devletlerin mücadele alanı gibi görülmüştür. Bölge güvenliğini tehdit eden sorunların 1980’li yılların sonlarından itibaren ortaya çıkan etnik temele dayalı ve büyük devletlerin çıkarlarının çatışması olmasının nedenleri tespit edilecek ve değerlendirilecektir. Bölge güvenliğinin sağlanması ve korunması konusunda devletlerin ortak paydaya gelememelerinin nedenleri araştırılacaktır. Aynı zamanda bölgede yaşanan sorunlar Dağlık Karabağ (Azerbaycan-Ermenistan), Abhazya, Acaristan ve Güney Osetya (Gürcistan), bölge devletlerinin Rusya ile ilişkileri, askeri kontrol, silah kaçakçılığı ve güvenlik, Karadeniz’de sınırların kontrolü (Gürcistan örneği), Hazar Denizi’nin paylaşımı (Azerbaycan, İran, Türkmenistan, Rusya ve Kazakistan örneği), petrol boru hatlarının güvenliği (Hazar havzasında petrol üretimi ve güvenli bir şekilde uluslararası piyasalara nakli. Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC), Bakü-Erzurum, Bakü-Novorossiyk ve BaküSupsa petrol boru hattı, Azerbaycan, ABD, Fransa, İngiltere ve Rusya’nın petrol politikası açısından), bölgesel bütünleşme ve işbirliği, İki milyon civarında olan mülteciler olarak belirlenecek ve değerlendirilecektir. Bölgenin güvenlik sorunları, bölge ve bölge dışı devletlerin hazırladıkları (‘Kafkas Evi’, ‘Barışçıl Kafkasya İçin’, ‘Güney Kafkasya’da Güvenlik Paktı’, ‘Kafkasya Ekonomik Forumu’, ‘Bölgesel Güvenlik ve İşbirliği Paktı’, ‘Barışçıl Kafkasya İçin Pakt’) projeler hakkında bilgi verilecek ve bu projelerin kabul edilmemesinin nedenleri araştırılacaktır. 25 Ermeni ulusal güvenliği problemleri araştırılırken, Ermenilerin ulusal hedefleri, dünya Ermeniliğinin yapısı, halledilmemiş Ermeni sorunu, Batı ve Doğu Ermenistan sorunlarının dünü ve bugünü hakkında pozitif ve negatif görüş, dünya Ermenileri için esas tehdit, asimile olma tehlikesi, dış saldırı tehlikesi, dünya Ermenilerinin esas kaynakları, esas hedef ve görevler gibi problemler ele alınacak ve değerlendirilecektir. Ermenistan’ın güvenliğinin sağlanması ve korunması amacıyla Rusya ile askeri ve güvenlik alanında işbirliğine önem vermesi, bunun için 14 Şubat 1992’de kurulan Bağımsız Devletler Topluluğu nezdinde Savunma Bakanları Konseyi ve BDT Birleşmiş Silahlı Güçler Baş Komutanlığı teşkilatına, 15 Mayıs 1992’de Taşkent’te kurulan Ortak Güvenlik Antlaşması’na (OGA) üye olmasının nedenleri ve gerekçeleri incelenecektir. Güvenlik bağlamında Ermenistan’ın Rusya ile 2000’de ‘21. Yüzyılda Rusya ve Ermenistan Arasında Stratejik İşbirliği Deklarasyonu’ imzalamasının nedenleri ve sonuçları değerlendirilecektir. Aynı zamanda Ermenistan’ın Rusya ve OGA çerçevesinde güvenlik alanında işbirliğine paralel olarak NATO ile de geliştirmeye çalıştığı işbirliği değerlendirilecektir. Ermenistan resmi yetkililerinin açık bir şekilde bu kuruma üye olmak istemediklerini bildirmelerine rağmen, NATO’nun Ermenistan ‘sevdasının’ Azerbaycan’dan daha çok olmasının nedenlerine değinilecektir. Ermenistan’ın 1994’te NATO’nun Barış İçin Ortaklık (BİO) projesine katılmasından sonra bu çerçevede katıldığı askeri eğitim, yüksek teknolojinin uygulanması, İngilizce’nin öğrenilmesi, olağanüstü hallerde sivil hareketin planlanması çalışmalarına açıklık getirilecek ve sonuçları değerlendirilecektir. Dördüncü bölümde aynı zamanda Avrupa Birliği’nin genel olarak Güney Kafkasya politikası kapsamında bölgenin jeopolitik tanımlamasına yer 26 verilecek, özellikle Ermenistan’ın AB politikasının ana hatları belirlenecek ve değerlendirilecektir. Aynı zamanda 1990’lı yılların başlarından itibaren AB’nin Ermenistan’a yaklaşım stratejisine değinilecek, Ermenistan’ın Avrupa ile ilişkilerinde öncelikli konuların ekonomik, ulaşım ve mali yardım projeleri olmasının ekonomik ve siyasi gerekçeleri ve Avrupa’nın Ermenistan’da görmek istediği demokratik değerlerin daha az kabul görmesinin nedenleri araştırılacaktır. Ermenistan’ın Avrupa ile ilişkilerinde önem verdiği konulardan birinin de ulaşım projelerine katılım talebi olması, bununla jeopolitik dezavantajından kaynaklanan eksikliğinin giderilmesine yönelik çalışmalarına açıklık getirilecek, İşbirliği ve Ortaklık Hakkında Antlaşma çerçevesinde kurulan AB-Ermenistan İşbirliği Konseyi’nin (EU-Armenia Cooperation Council) faaliyetine değinilecektir. Ermenistan Avrupa Konseyi ile de ilişkilerine önem vermiş, Avrupa’ya açılım projesini daha çok bu kurum aracılığı ile gerçekleştirmeye çalışmıştır. Bu bağlamda Ermenistan’ın AK’ye üyelik başvuru süreci hakkında bilgi verilecek, gelişmeler ele alınacak, Ermenistan’ın demokratikleşme, insan haklarına saygı ve ifade özgürlüğünün temin edilmesi ve korunması yönünde elde ettiği başarılar değerlendirilecektir. Çeşitli vesilelerle AK’nin program ve projelerine katılan Ermenistan’ın özel davetli statüsüne sahip olduktan sonra ilişkilerindeki değişiklik ve ilerlemeler incelenecek, Şubat 1997’de AKPM’i temsil eden raportörlerin Ermenistan’da yasama ve hukuk sisteminin AK standartlarına uyumlaştırması sürecini değerlendiren rapor hakkında bilgi verilecek, ülkede yapılan yerel ve merkezi seçimlerle ilgili AK gözlemcilerinin izlenimleri değerlendirilecektir. Aynı zamanda Ermenistan’ın AK’ye üye kabul edilirken demokrasinin gelişmesi, insan haklarına saygı gösterilmesi, yönetimde hukuk kurallarına uyulması, AK’nin standartları, ilkeleri ve demokratik değerlerinin Ermenistan anayasasına ve uygulamaya yansımaları, iç hukuk, insan hakları ve Dağlık 27 Karabağ çatışması konularında üstlendiği taahhütler hakkında bilgi verilecektir. Dördüncü bölümde araştırılan bir diğer konu da Ermenistan-ABD ilişkileridir. Bu bağlamda bağımsızlık sonrası Ermenistan dış politikasında ABD’nin özel diasporasının konumunun faaliyeti, olmasının nedenleri, Ermenistan’ın diaspora bu ülkedeki aracılığıyla Ermeni ABD’nin Azerbaycan ve Türkiye politikasını etkileyen araç ve mekanizmalarına açıklık getirilecektir. Ermenistan’ın İsrail’den sonra ABD’den en çok mali yardım almasının sebepleri araştırılırken dış politikanın uygulanma şekli ve diasporanın bu yöndeki çalışmalarına açıklık getirilecek, iki ülke arasında ekonomik ve ticari ilişkiler ele alınacak, güvenlik alanında (daha çok NATO çerçevesinde) işbirliği değerlendirilecektir. Sonuç bölümünde ise yukarıda ifade edilen görüşlerin değerlendirilmesi yapılacaktır. 1. BÖLÜM 1. ERMENİSTAN DIŞ POLİTİKASININ (EDP) KURAMSAL ÇERÇEVESİ 1. 1. ERMENİSTAN DIŞ POLİTİKASINI BELİRLEYEN ÖĞELER VE KAVRAMSAL YAKLAŞIM 1. 1. 1. Ermeni Ulusal Kimliği Biz hepimiz Sümerlerden geldiğimize inanıyoruz. O. Priçak.∗ Ulus ve genel olarak ulusal kimlik problemi tarih boyunca tartışılan bir konu olmuştur ve güncelliğini bugün de korumaktadır. Bu konu daha çok sosyologlar, tarihçiler, kültür araştırmacıları, sosyal bilimciler, antropologlar, sosyal-psikologlar tarafından araştırılmaktadır. Ulusal kimliğin oluşum süreci ve karakteristik özelliklerinin dış politikaya yansımaları ise son yıllarda araştırma konusu olmuştur. Bu bağlamda tezde Ermenistan dış politikasının şekillenmesinde ulusal kimlik öğesinin ne gibi rol oynadığı ve sınırlarının nereye kadar genişlediği araştırılmıştır. ‘Kimlik, mekân ve zaman bilincinin tarihi birikim ve cari gerçeklikler çerçevesinde yeniden kurulması tarih içinde var oluşun ve insanlık birikimine ∗ Omelyan İosifoviç Priçak (7 Nisan 1919–29 Mayıs 2006). Ukrayna asıllı ABD’li doğubilimci. Kendi alanında tanınmış ve birçok eserleri bulunan bilim adamıdır. 29 katkıda bulunabilmenin olmazsa olmaz şartıdır’.1 ‘Kimlik, kültürel bir sürekliliği ve aidiyeti ifade eden bir kavramdır. Etnik ve milli kimliğin başlangıcı sayılabilecek özellikleri içselleştirirken diğerini içerisinde öteki barındırır... kavramı ile Kimlik, ayrıştırır. grup üyelerini Bireyin kendini anlamlandırabilmesi için aidiyetle kendi grubuna dâhil olur’.2 ‘Kimliğin en önemli unsuru aidiyettir. Etnik kimlik, kendini diğerlerinden ayıran sınırları belirlemek için aidiyete ait değerleri üreterek varlık alanını oluşturur. Varlığını sürdürebilmek ve gelecek nesillere aktarabilmek için var olma mücadelesinin en önemli özelliği, kendini diğerlerinden ayıran kimliğin, en belirgin şekli ile ortaya konulmasıyla mümkündür’.3 Kolosov, halkların devletleri değil, devletlerin, daha doğrusu elitlerin milletleri oluşturduğunu savunmuş, Sovyetler Birliği zamanında Ruslar, Ukraynalılar, Kazaklar ve diğer halklar arasında ortak kültürel değerlerin olduğu kanaatine gelindiğini ancak Sovyetlerin dağılmasından sonra bu halklar arasında ciddi kültür farklılığının ortaya çıktığını örnek olarak göstermiştir. Belirli bir grup insanı bir arada tutmak ve onların diğerlerinden farklı olduklarını sergilemek, grup üyeleri arasında birlik ve beraberliği güçlendirmek amacıyla siyasi elitler ve devlet, kültür sistemi veya sembolleri kullanmıştır.4 Anthony Smith, Milli Kimlik adlı eserinde milli kimliğin unsurlarını açıklarken millet ve patria (vatan) ayrımı yapmış,5 çoklu kimlikleri açıklarken ise cinsiyet kategorisinden, mekân ya da ülke/toprak kategorisinden ve sosyal-ekonomik toplumsal sınıf kategorisinden6 bahsetmiştir. Smith’in bu tanımlamasına 1 Ahmet Davutoğlu, Stratejik Derinlik, Türkiye’nin Stratejik Konumu, 11. bs., KÜRE Yayınları, İstanbul, Şubat 2003, s. 30. 2 Peter Burke, Tarih ve Toplumsal Kuram, çev. Mete Tunçay, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994, ss. 55-56. 3 Hüseyin Çakıllıkoyak, Diasporada Ermeni Kimliği, Paris ve Halep Örneği, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2005, s. 71. 4 Vladimir Aleksandroviç Kolosov ve b, “Territorialnaya İdentiçnost i Mejetniçeskie Otnoşeniya na Primere Vostoçnıkh Rayonov Stavrapolskogo Kraya”, (Erişim) http://www.politstudies.ru/fulltext/ 2001/2/6.htm 5 Anthony D. Smith, Milli Kimlik, çev. Bahadır Sina Şener, 2. bs., İletişim Yayınları, İstanbul 1999, ss. 25-27. 6 Smith, a.g.e., ss. 17-18. 30 uygun olarak Ermenilerin, cinsiyet kategorisi, 19. yüzyılın başlarından itibaren sosyal-ekonomik toplumsal sınıf ve 1920’den itibaren mekân ya da ülke/toprak kategorisi içinde yer aldıklarını söylemek mümkündür. Nitekim Piter Rutland Ermeni ulusal kimliğinin normal olmayan şartlarla karşı karşıya kaldığını iddia etmiştir. Rutland’a göre, kendilerine ait devlete sahip olmayan Ermeniler çokuluslu imparatorlukların bir unsuru gibi yaşamaya uygunlaşmaya mecbur olmuştur. Çok güçlü cemaat kimliğini geliştirmelerine rağmen, Ermeniler yalnızca son zamanlarda kendi devletlerine sahip olmuştur.7 Günümüzde dünyada birçok etnik grup belirli bir coğrafyada tarihi süreçte etnik, sosyal, kültürel, fiziksel değişim ve gelişmeleri yaşamış, ulusal kimliğini oluşturabilmiştir. Ama bazı etnik grupların ulusal kimliği ise, doğal bir şekilde yüzyıllar boyu cereyan eden sosyolojik, psikolojik, ekonomik ve tarihsel olayları ve değişimleri içerilerinde eriterek ve benimseyerek değil, uluslararası ortamın değişen dinamiklerinin ortaya çıkardığı imkân ve dış destekten büyük ölçüde yararlanmak suretiyle şekillenmiş veya bu süreç halen devam etmektedir. Bu kategoriye Ermenileri dâhil etmek mümkündür.8 Bazı Ermeni tarihçiler9 bu görüşe katılmasalar da, bazıları bin yıldır devlet geleneğinden yoksun kaldıklarını, Ermenilerin ekonomik ve siyasi nedenlerle büyük bir bölümünün yurtdışında yaşamalarını öne sürerek tarih, kültür, 7 Peter Rutland, “Democracy and Nationalism in Armenia”, Europe-Asia Studies, Vol. 46, No. 5, 1994, pp. 839-861. 8 Ermeni tarihi ve Ermeni milletinin teşekkülü hakkında kaynak eserler aşağıdakilerdir: Esat Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, 2. bs., Belge Yayınları, istanbul 1987; Şota Tetvadze ve Otar Tetvadze, Gürcistanda Ermeniler, çev. Gülnar Tanrıkulu, yayınlanmamıştır, Gürcistan Milli ve Sosyal İlişkiler Akademisi, Tiflis, 1988; Keğam Kevorkyan, Mitolojik Ermeni Tarihi, çev. Sarkis Seropyan, Aras Yayinlari, İstanbul 2000; İovannes Drashanakertçi, İstoriya Armenii, (Erişim) http://www.armenianhouse.org/draskhanakertsi/amhistory/hist_gl1.htm; Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası, 5. bs., Rüstem Yayınevi, 2001, ss. 19-38; İstoriya Armyanskogo Naroda, (Erişim) http://www.armenicawizard.am/hystory/history.html; James Russel, “The Formation Of The Armenian Nation”, The Armenian People, From Ansient To Modern Times, ed. Richard G. Hovannisian, St. Martin’S Press, Nev York, 1997, S. 1, p. 19-36. 9 Artaşes Andreyeviç Arçrunu, Slavyanskaya Pismenno-Khristianskaya Kultura i Armyanskoe Prosvetitelstva, Moskova, 2004, s. 35. 31 gelenek ve görenekler konusunda çeşitli görüş ve anlayış tarzına sahip oldukları için milletleşme sürecini halen tamamlamadıklarını bildirmektedir.10 Ermeni tarihçiler arasında kökenlerinin nereden geldiği konusunda görüş birliği yoktur. Bir grup tarihçi, Ermenilerin kökenini Kitabı Mukaddes rivayetleri ile özdeşleştirerek onların Sincarlı Yasef evladı Hayk’tan türediklerini ileri sürmüştür. Diğer grup tarihçiler ise, Ermenileri Frikyalıların bir kolu olarak tanımlar ve tarihlerini Ermenilerin Frikyalılarla birlikte bulundukları yerlere geldikleri zaman olarak gösterdikleri, Milattan evvel 7. ve 6. yüzyıldan başlatmıştır.11 Bazı Ermeni kaynaklarına göre ise, Ermeni halkı MÖ. 1. yüzyılın sonu 2. yüzyılın başlarında ve sonlarında dağlık Ermenistan’da yaşayan çeşitli etnik grupların bileşiminden oluşmuştur. Tarihi süreçte bu etnik gruplardan bazılarının fiziksel kodları, bazılarının gelenek ve görenekleri, bazılarının da maddi, manevi değerleri ve kültürleri Ermeni etnik kimliği adı altında bütünleşmiştir.12 Hanrish Pudor, Ermenilerin Hıristiyan olmakla beraber Sami ırkından olduğunu, en özgün niteliklerinin burunlarının kambur, kalın ve kaba olduğunu, L. Sufer, Ermenilerin Yahudiler ve Hititlerden geldiğini, S. Valsinger, Ermeni ve Yahudiler arasında göze çarpan benzerlik olduğunu, bunun bedensel benzerliğin yanı sıra ticarete olan yakınlıkları ile de kanıtlandığını, J. Deniker, Ermenilerin esasen karışık bir ırk olduğunu, bunlar arasında Hindu-Afgan-Asurî ve Türk ırklarından ortak noktalar olduğunu, Robart De Gais, Orta Asya ve Pamir yaylalarından gelen Aryen boyları ve 10 Artak Arutyunyan, “İstoriko-Retrospektivniy Analiz Politiki Rossii Na Yujnom Kavkaze”, Yujniy Kavkaz: Problemi Regionalnoy Bezopasnosti i İntegraçii, RAU, c.1, No 1, 2004, (Erişim) http://caucasus.rau.am/doc/arutunyan.pdf; Gerard J. Libaridian, Ermenilerin Devletleşme Sınavı, 1. bs., İletişim Yayınları, İstanbul 2001, ss. 21-73. 11 Uras, a.g.e., s. 22; Sergey Nikolayeviç Glinka, Opisanie Pereseleniya Armyan Adderbidjanskıkh v Predelı Rossii, Moskova, 1831, ss. 3-10. 12 “Proiskhojdenie Armyanskogo Naroda”, (Erişim) http://www.armenica.wizard.am/hystory/history 2.html; Aleksey Sukiasyan, İstoriya Kilikiyskogo Armyanskogo Gosudarstva İ Prava (xı-xıv vv), Mitk Yayınevi, Erivan 1969. 32 Mezopotamya’dan kuzeye çıkan Sami ırkına mensup aşiretlerin karışımı olduklarını öne sürmüştür.13 Rus bilim adamları tarafından Ermenilerin etnik kökenleri geniş araştırılmasa da, doğu kaynaklarına istinaden verilmiş bilgilere göre, Babil döneminde ve Kudüs’ün işgal edilmesinden sonra büyük bir Yahudi kitlesi Ermenileşmiştir. Şantr, Erkert ve Pantyukhov’un yaptıkları antropolojik araştırma sonuçlarına göre, Ermenilerin büyük ekseriyeti barkhiçefal-yani kısa kafalıdır ve bu bakımdan daha çok dağ Yahudileri ve siro-khaldeylere (Asurîlere) benzemektedirler. İngiliz bilim adamı Bertin ise Ermenileri Filistin öncesi dönemi Yahudilerle aynı tip insan grubuna ait etmiştir. Rus bilim adamı Anuçin ise Ermenilerin Arî ırk olmadıklarını, sadece dillerinin Arîleştiğini14 ünlü tarihçisi Glinka ise Ermenilerin Suriyelilerden, Araplardan veya Frigyalılardan geldiklerini iddia etmiştir.15 19. yüzyılın sonlarında Kafkasya Valiliği’nde görevde bulunmuş Rus yazar Veliçko, Tiflis’te Ermenice yayımlanan Murç dergisine istinaden 19. yüzyılın sonlarında Kafkasya Ermenileri arasında önemli miktarda asimle edilmiş çingenelerin olduğunu bildirmiştir.16 Veliçko, İvan İvanoviç Pantyukhov’un 19. yüzyılın sonlarında Osmanlıdan Kafkasya’ya göç eden Ermeniler üzerinde yaptığı antropoloji araştırma sonuçlarına dayanarak, göç edenlerin büyük bir bölümünün safkan Kürt olduğunu bildirmiştir.17 Veliçko aynı zamanda Albanların Ermenilerin iddia ettikleri 13 Mesut Hakkı Çaşın, “Ermenistan Silahlı Kuvvetleri”, Avrasya Dosyası, XI. cilt, sayı 4, Sonbahar 1995-1996, s. 54. 14 Vasili Lvoviç Veliçko, Kavkaz: Russkoe Delo i Mejduplemennıye Voprosı, I. cilt, M.D. Muretov Yayını, S. Petersburg, 1904, s. 65. 15 Sergey Nikolayeviç Glinka, Obozrenie İstoriya Armyanskogo Naroda, Moskova 1832, s. 23. 16 “...dünyada yalnızca iki halkın kendine ait dili ve vatanı yoktur; bunlar Yahudiler ve Çingenelerdir. ne Asya despot rejimi ne ortaçağ takipleri ne de çağımızın kültürü onları asimile edememiştir. ... Asya ve Avrupa’da, eski ve yeni dünyada Çingene-Çingene olarak, Yahudi-Yahudi olarak kalmaktadır. Yalnızca bir tek Ermeniler Çingeneleri asimile edebilmiştir. Bunlar dedikodu değil, ciddi ve güvenilir kaynaklarla desteklenmektedir. Erivan, Şemahı, Yelizavetpol, Tiflis ve diğer bölgelerin Çingeneleri elli yıl bundan önce ermeniler tarafından asimile edilmiştir. Asimile edilen Çingeneler yalnızca soyadlarını koruyabilmiştir. Ermenileşmiş Çingenelerden Ptersburg üniversitesi profesörü Kerobe Patkanyan, Keşiş Alemdaryan ve şair Hasanoğlu’yu örnek göstermek mümkündür.” Ermeni Murç Dergisinin 1897 yıl sayısında yayımlanan “Çingene Ermeniler” adlı makalesinden aktaran: Veliçko, a.g.e., ss. 65-66. 17 Veliçko, a.g.e., s. 66. 33 Ermeni olmadıklarını, onların 19. yüzyılın başlarına kadar Eçmiadzin Kilisesi ile mücadele eden bağımsız Agvan veya Gandzasar (Bugünkü GenceAzerbaycan) Katogikosluğu’nun mevcut olduğunu, bir zamanlar Agvan Katogikosluğu’na bağlı olan Hıristiyanların Ermeniler olarak tanımlandığını ve Albanların Ermeniler tarafından asimle edildiğini bildirmiştir.18 Ermeniler ‘Ben kimim?’ sorusunu yanıtlarken kendi geçmişlerini Nuh Peygamber’e kadar götürmekte, 4500 yıllık tarihe19 sahip olduklarını söylemekte, Hıristiyanlığı ilk kabul eden topluluk olarak övünmekte,20 kendi tarihlerini inanılmaz derecede abartarak, dünya medeniyetini-yazıyı, astrolojiyi, bakır ve demir madenciliğini kendilerinin keşfettiğini ve dünyada insan hayatının Gökçe Gölü sahilinden başladığını iddia etmektedir.21 Ermenilerin kimlik psikolojisini incelemek için Ermeni tarihindeki gelişmeleri ele almakta yarar vardır. Ermeniler, yüzyıllar boyunca tebaa psikolojisini yaşamış bir millettir. Ermeniler, 11. yüzyılda Kilikya Baronluğu’nu kurmuş, bu baronluğun çöküşünden 20. yüzyılın başlarına kadar bağımsız bir devletleri olmamış ve Kilikya Baronluğu’nu tarihini inanılmaz derecede abartmıştır.22 Ermeniler, tarihlerini olduğu gibi değil, görmek istedikleri gibi yazmış ve bunun propagandasını yapmıştır. Yaşadıkları coğrafyada Bizans, Roma, Pers, Arap, Selçuk ve Osmanlı gibi büyük imparatorluk ve devlet kurmuş milletlerin çevresinde kendilerini zayıf ve başarısız olarak gören Ermeniler, tebaa kompleksinden kurtulmak için kendilerini yüce ve büyük millet olduklarına inandırmaya çalışmıştır.23 Hay Dat24 ideologlarından olan ve aşırı milliyetçi 18 Veliçko, a.g.e., s. 66. Suren Ayvazyan, İstoriya Rossii: Armyanskoy Sled, Kron-Press Yayınevi, Moskova 2000, s. 443; Levon Melik Şahnazaryan, “Kharakter Armyanskogo Naroda”, (Erişim) http://www.armenianhouse.org/mshakhnazaryan/nf-ru/character.html 20 Şaginyan M, “Vajnoe Sobıtiye İstorii”, Literaturnaya Gazeta, 13 Eylül 1998. 21 “Kolıbel Çeloveçstva Na Territorii İstoriçeskoy Armenii”, Azg, 1 Ocak 2002. 22 “İstoriya Armyanskogo Naroda”, (Erişim)http://www.armenica.wizard.am/history/history11.html; 22 Haziran 2004; Ayvazyan, a.g.e., ss. 226-251. 23 “İstoriya Armyanskogo Naroda”, (Erişim) http://www.armenica.wizard.am/; Rafael Abramyan, “Armyanskoe Rıçarstva”, Armyanskiy Vestnik, Moskova 1999, No:1-2, (Erişim) http://www.hayastan.ru/armvest/jurnal04/j04_stat27.html; Ter-Gazaryan R. V, “Armyane Na Vizantiyskom Perestole”, (Erişim) http://www.armenia.ru/history/history.php3?page=author 19 34 görüşleri ile tanınan yazar Zori Balayan, Erivan’ın 2702 yıl önce inşa edildiğini, Roma ve Babil kadar antik bir kent olduğunu iddia etmiştir.25 Ermenilerin süje olarak kolektif tecrübeleri-esaret, dışlanmışlık ve yöneticilerinin yaptıkları baskılar, sözde 1915 soykırımı Ermeni tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı olmuş-milletin yok olma korkusunu uyandırmış, bu korku Ermeni milli hareketi ve retoriğinin belirgin özelliğine çevrilmiştir. Tek tarih, dil, mekân hissi Ermeni toplumunun ulusal şuurunun şekillenmesine yardımcı olmuştur. Buna rağmen bu olguların etkisi farklıdır. Örneğin, Anatoli Yamskov’a göre, din olgusu Kafkasya’daki münakaşaların şiddetlenmesinde rol oynamamıştır.26 Büyük bir ihtimalle Dağlık Karabağ Savaşı’nda Ermeni ulusal kimliğinin seferber edilmesinin en önemli faktörü sözde soykırım hakkında ulusal hafıza ve kaçınılmaz olarak bu hafızaya eşlik eden korku hissi olmuştur. Ayrıca Ermenilerin iddia ettikleri gibi, ‘anayurtlarından’ göç ettirilmesi Ermeni toplumu arasında arazi (toprak, mekân) ideolojisine bağlılık hissini uyandırmış ve aynı araziye iddialı olanlar karşısında bu duygularının güçlenmesi ile sonuçlanmıştır. Türk faktörünün Ermeni ulusal kimliğinin şekillenmesinde önemli etkisi olmuştur. Bu etkinin önemli öğeleri Osmanlı tebaası psikolojisi ve Ermenilerin iddia ettikleri sözde soykırım olarak değerlendirilebilir. 1. 1. 2. Ermeni Ulusal Kimliğinin Oluşumunda Türk Faktörü Büyük Fransız Devrimi zamanında millet kavramı, devletin bütün vatandaşlarını ihtiva etse de, birçok millet kendisini etnik kimlik ve kültürü ile tanıtmayı tercih etmiştir. Genellikle milletler kendilerini kabullendirmek için 24 Bu konuda daha geniş bilgi için sayfa 73’e bakınız. Zori Balayan, Oçag, Erivan, Sovetakan Grog Yayınevi, 1984, s. 419. 26 Anatoly Nikolayeviç Yamskov, “Ethnic Conflict İn The Transcausasus: The Case Of NagornoKarabakh”, Theory and Society, Vol. 20, No. 5, Special Issue On Ethnic Conflict İn The Soviet Union, Oct., 1991, pp. 631-660. 25 35 kadim geçmişlerini öne çıkarmaya çalışmıştır. Bundan yalnızca yüzyıllar boyunca gelişmiş kültüre ve muhteşem tarihe sahip olan etnik gruplar yararlanma fırsatına sahip olmuştur. Tarih ve kültürle bu tür dikey ilişki kurmaya çalışan milletler kendilerini kanıtlamak ve güçlendirmek istemiştir.27 Dünyadaki bütün milletler, ister Batı Avrupa’da olduğu gibi içsel dinamiklerin bir sonucu olarak devletini kurmuş; ister bazı ülkelerde olduğu gibi devlet aygıtını ele geçirmiş müteşebbis bir kadro tarafından inşa edilmiş olsun, olumsuz olan her şeyi içine tıkıştırdığı bir ‘ötekine’ gereksinim duymaktadır. Aynı şey devlet içinde geçerlidir.28 Bunun sebebi, ötekinin, ulusu ve devleti daha anlamlı, meşru ve sürekli kılan bir yapıştırıcı ya da harç olarak algılanmasıdır. Ötekinin yaratılıp tanımlandığı süreçte, olumlu öğelerle bezenmiş ‘biz’ de kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Bir başka ifadeyle milletler kendi ulusal kimliklerini oluştururken, kendi bakış açısı ve etik değerleri çerçevesinde diğerlerinin de ulusal kimliklerinin bazı öğelerini oluşturacaktır. Ermenilerin, ulusal kimlik taşlarının yerine oturtulması bakımından yapıştırıcı ya da harç olarak gördüğü ‘öteki’ Türklerdir. Bu öteki kavramı Birinci Dünya Savaşı yıllarında Türklerin Ermenilere karşı yaptığı iddia edilen sözde soykırımla başlamamıştır; çok daha eskilere dayanmaktadır. Özellikle, 1054’te Selçukların,29 1512’de ise Osmanlının tebaası olduktan sonra Ermenilerin bilincinde Türk düşmanlığı yer edinmeye başlamıştır. Ermeni tarihçilere göre Ermenistan’ın bölünmesindeki en önemli nedenlerden biri de Osmanlı ve Safeviler arasındaki savaşlar olmuştur.30 27 Viktor Şnirelman, “Mif o Proşlım i Naçionalizm”, (Erişim) http://balkaria.narod.ru/public/shnirel man.htm, 15 Nisan 2004. 28 Engin Berber, “Öteki Kavramlardan Tarih Yazımı”, (Erişim) http://www.siyasitarih.com/arsiv/ oteki.htm, 22 Eylül 2005. 29 “İstoriya Armyanskogo Naroda”, (Armeniya v 11-14 Vekakh), (Erişim) http://www.armenica. wizard.am/hystory/history10.html, 3 Ağustos 2002. 30 “İstoriya Armyanskogo Naroda”, (Novıy Etap Osvoboditelnego Dvijeniya), (Erişim) http://www. armenica.wizard.am/hystory/history13.html, 3 Ağustos 2002. 36 Hay Dat ideologlarından olan Silva Kaputikyan, 1988’de Erivan’da düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada Türk düşmanlığını ‘....4. yüzyıldan itibaren Türklerin zulmüne katlanıyoruz. Daha ne kadar sabredeceğiz’ sözleriyle dile getirmiştir. Kaputikyan’ın Türklere karşı kin ve nefreti Ermenistan’ın bağımsızlık sürecinde ortaya çıkmamıştır. 1950’li yıllarda Moskova’da yapılan bir toplantıda Nazım Hikmet Kaputikyan’la görüşmek isterken, Kaputikyan onu kabaca iterek ‘...İlk önce topraklarımızı verin! Bizim topraklarımızı! Sonra kucaklaşırız!’ diyerek toplantıda Nazım’ı zor duruma düşürmüştür.31 Kaputikyan, Kervan Henüz Yoldadır, Haritanın ve Kalbin Enlemleri adlı kitaplarında da Ermeni toplumunun kadimliğinden bahsetmiş, Türkleri Ermenilerin en büyük düşmanı olduğunu, bağımsızlıklarını kazanmak için yüzyıllardır Türklere karşı mücadele verdiklerini ve tarihi haksızlığı gidererek ‘Büyük Ermenistan’ın sınırlarını çizeceklerini söylemiştir.32 Kaputikyan, Zamanın Başlangıcı adlı kitabında ise Ermenilere nasihat olarak şöyle demektedir: ‘Hayk bilmelidir ki Ermeni ailesinde doğan bir Ermeni sadece kendi hayatını yaşamak için doğmamıştır, o Ermeni milleti için yaşamalı ve çalışmalıdır. Bunun için yeni doğan bir Ermeni bebeğinin kulağına-‘Eyyyy... Aram! Türkler senin düşmanındır!-demek gerekiyor ki düşmanının kim olduğunu tanısın.’33 Ermenilerin, özellikle de Ermeni diasporasının sözde soykırım anlayışını değerlendirirken ulusal kimliğini, gelenek ve göreneklerini koruma içgüdüsünden çok, duygu sömürüsü yaparak Avrupa ve ABD’de daha rahat bir hayat yaşaması için mağdurluk izlenimi bıraktıklarını söylemek mümkündür. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra insan hakları kavramının ulus devletler ve uluslararası kamuoyunda yer edinmesinden 31 32 33 Yuri Pompeev, Krovavıy Omut Karabakha, Azerbaycan Yayınevi, Bakü 1992, s. 31. İgrar Aliyev, Dağlık Karabağ: Tarih, Faktlar, Hadiseler, Bilim Yayınevi, Bakü 1989, s. 33. Silva Kaputikyan, Zamanın Başlangıcı, Erivan 1998, ss. 46-48. 37 sonra Ermeniler bundan fazlasıyla yararlanmıştır. Araştırmacı psikiyatris yazar Erol Göka ise diaspora Ermenilerinin psikolojik durumunu şöyle ifade etmiştir. ‘...Diaspora Ermenileri için, yaşadıkları zengin Batı ülkesinin kimliğine sarılmak dışında, bir ulusal kimlik şansı hiç yoktur ama grup (cemaat) kimlikleri açısından Türk düşmanlığı ve intikam duyguları kurucu bir işleve sahip olabilir. Grup kimliğine sahip olmanın ve mağduriyet psikolojisinin avantajlarını Türk düşmanlığı sayesinde yaşayabilirler...’34 Oganisyan ise diaspora Ermenilerinin psikolojik durumunu şöyle ifade etmektedir. ‘Yurtdışında yaşayan bir Ermeni çocuğunun arkadaşı cumartesi ve pazar günleri beş günlük okul sıkıntısından kurtulmak için futbol oynayıp veya kumsalda dinlenirken, o cumartesi okuluna giderek Ermenice öğrenmeli, Ermeni edebiyatı ve tarihini okumalı, şiirler ezberlemelidir. 9–10 yaşlarında bir Ermeni çocuğu kendi tarihini iyice öğrenmiştir, o dedelerinin Türkler tarafından soykırıma maruz kaldığını bilerek Türklere nefret ediyor, onun arkadaşları daha çocukluk dünyasındayken o artık büyümüştür ve düşmanını tanıyor.’35 Dünyada, Ermeniler hariç, hiçbir millet kendisini ‘zavallı’ olarak tanımlamamıştır. İlginç olan ise bu ‘zavallılık’ olgusunu sistemli ve inatçı bir şekilde, Ermenilerden başka hiçbir ulus yöntem olarak kullanmamıştır.36 Hatta bazı Ermeni yazarlar, dünyada sadece Ermenilerin yakalandığı hastalıktan bahsetmektedir. Bu, sözde soykırıma uğramış Ermenilerin hastalığıdır. Bu hastalığın tedavisi için Türkler ‘soykırım’ yaptığını kabul etmeli ve Ermeni halkından özür dilemelidir. Başka bir tedavi alternatifi yoktur.37 Ermeniler, ‘ezilmiş millet’ kimliğini, ‘Ermenilerin ne kadar uzun süreden beri ezilmiş bir millet oldukları hatırlanır ve geleneklerimiz bilinirse, 34 bizim ruh yapımızda Erol Göka, “Ermeni Sorununun (Gözden Kaçan) Psikolojik Boyutu”, Ermeni Araştırmaları, Ankara, Mart-Nisan-Mayıs 2001, sayı: 1, s.135. 35 Eduard Oganisyan, Vek Borbı, Moskova, Feniks Yayınevi, 1991, s. 451. 36 Şenol Kantarcı, “Ermeni Sorunu: “Ezilmiş Millet” Kimliğiyle Meselenin Psikolojik Boyutu”, Yeni Türkiye, Ermeni Sorunu Özel Sayısı, 1, sayı 37, Ankara, Ocak-Şubat 2001, s. 512. 37 Balayan, a.g.e., s. 289. 38 kendisini çok kötü belirten esirlik psikolojisi gibi bir şey olduğu düşünülür. Keza Türkler bahis konusu olduğu zaman bir korku ve nefret geleneğine sahip olmamız gerektiği- yahut daha doğrusu bunların her ikisinin de bizde olduğu söylenebilir38 şeklinde tanımlamıştır. ‘Bölünmüş Ermenistan’, ‘soykırım’ ve Türk düşmanlığı Ermeni ulusal kimliği ve milliyetçiliğinin temel öğesi ve birleştirici unsuru olarak bütün tarih kitaplarında yer almıştır. Ermenistan tarihi hakkında yazılmış kitaplarda Ermenistan Batı ve Doğu Ermenistan olarak ayrı ayrı araştırılmıştır. Tarihçi Vardan Parsamyan da bu geleneği devam ettirmiş, Ermeni Halkı Tarihi (İstoriya Armyanskogo Naroda) adlı kitabında Erzurum, Kars, Erzincan, Iğdır, Van, Muş ve Rize’yi Batı Ermenistan olarak telakki etmiştir.39 Ermenilerin ulusal kimliği henüz tamamlanmış değildir. Ermenilere göre, sözde soykırım Ermeni ulusal kimliğini tamamlayıcı ve tanımlayıcı ana unsurdur. Bu Ermeni toplumunda isterik bir duruma neden olmuş, sadece halk arasında ve akademik çerçevede değil, dış politikada da ön plana çıkarılarak Türkiye ile diplomatik ilişkilerin kurulmasında sözde soykırımın kabullenmesi şart olarak ileri sürülmüştür.40 İki yüz yıllık Rus yönetimi de Ermeni tarihinde derin izler bırakmıştır. Çar Rusya’nın baskıları ve Ruslaştırma çabaları Rus tebaası olan Ermeniler arasında kültür ve dil birliğine neden olmuştur. Rus/Sovyet yönetiminin dağılması ve Ermenistan’ın bağımsızlık ilanından sonra komşu Türk cumhuriyetlerinden korku hissi duyması ve Rusya’nın 1990’lı yıllardan sonra 38 Leonard Ramsden Hartill, İnsanlar Böyledir, çev. Kerim Cengiz Kevenk, İstanbul 1998, s. 107. Vardan Parsamyan, İstoriya Armyanskogo Naroda, Hayastan Yayınevi, Erivan1972. 40 Ara Bramyan, “Puti İ Sposobı Priznaniya Genoçida Armyan Kak Faktor Armyano-Tureçskikh Otnoşeniy”, Azg, 7 Mayıs 2004; “Çelişkilerle Yaşamaya Alışmak…”,(Erişim) http://www. soykirimgercegi.com/htmpage.asp?id=460, 23 Eylül 2006. 39 39 kaybettiği araçları elde tutmak için gösterdiği baskı nedeniyle Ermenistan üzerinde etkisi devam etmiştir. Son zamanlarda ABD’nin bu ülkeye ilgisinin artması, İran’ın ilişkileri geliştirme çabası ve Rusya’nın ciddi iç problemler yaşaması sonucunda jeopolitik mücadelenin aktörleri artmıştır. Demografi ve coğrafi problemlerle karşılaşan Ermeniler, çoğu zaman Ruslara hizmet etmeye mecbur olmuş, ancak Ruslar birçok durumlarda Ermeni itaatkâr müttefiklerini kendi siyasi çıkarlarına kurban vermiştir.41 Ulusal kimliğin oluşmasında önemli etkenlerden biri de kültürdür. Ermeni toplumunun ulusal kimliğinin şekillenmesinde bu etken ana unsurlardan birini teşkil etmektedir. Kültür, belli bir insan unsurunun herhangi bir coğrafyada belli bir zaman kesiminde sahip olduğu kimlik ve aidiyet duyguları ile biriktirdiği değerler dünyasına dayalı psikolojik, manevi, sosyolojik, siyasi ve ekonomik yapının temel taşlarından biridir.42 Kültür, insan türüne özgü bilgi, inanç ve davranışlar bütünü ile bu bütünün parçası olan maddi nesnelerdir. Toplumsal yaşamın dil, düşünce, gelenek, işaret sistemleri, kurumlar, yasalar, aletler, teknikler, sanat yapıları gibi her türlü maddi ve manevi tinsel ürünü kapsamına alır.43 Ermeni kültürü, 1000 yıl tebaası oldukları Selçuklu/Osmanlı/Müslüman kültür değerlerinden önemli derecede etkilenmiştir. Yaşadıkları coğrafya itibarıyla Asya/Müslüman ve dini inanç itibarıyla Hıristiyanlık kültürünün sentezi Ermeni kültüründe derin izler bırakmıştır.44 41 “The Position Of Nagorno-Karabakh In The South Caucasus: Dynamics, Factors and Prospects”, (Erişim) http://chat.beirut.com/users/tomandjerry/nagornokarabakh.pdf, 25 Nisan 2006. 42 Davutoülu, a.g.e., s. 23. 43 Olgun Adanır, “Kültür ve Zihniyet”, Doğu-Batı, sayı 23, Mayıs-Haziran-Temmuz 2003, s. 23. 44 Yaşar Kalafat, “Türk-Ermeni İlişkilerinde Kültürel Boyut”, I. Uluslararası Türk-Ermeni Tarih ve Kültür Sempozyumu, 27-29 Kasım 2001, Ankara; Yaşar Kalafat, Mahmut Niyazi Sezgin, “Albanlar Tarihi ve Ermeni Kültür Stratejisi”, 2023, Ermeni Sorunu Özel Sayısı, Ankara, Nisan 40 Ermeni kültür tarihinde en değerli ve kadim unsur şüphesiz ki, alfabenin icat ve Hıristiyanlığın kabul edilmesi olmuştur. Bu öğeler süreklilik arz etmiş ve Ermeni toplumunu bir arada tutan en sağlam etkenler olmuştur. MS. 406’da Mesrop Maştoç tarafından hazırlanan alfabede45 tarih boyunca esaslı bir değişiklik olmamıştır ve bugün de kullanılmaktadır. Ermeni kültürünün diğer öğeleri zamanla değişime uğramış, orijinalliğini önemli ölçüde kaybetmiş buna karşılık tarihi süreçte ortaya çıkan yeni öğelerle zenginleşmiştir. Ermenistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra dış politikada Dağlık Karabağ ve diaspora Ermenilerine yönelik politikada kültür öğesini birleştirici unsur olarak kullanmıştır. Ermenilerin ulusal kimliklerini, kültürlerini ve dinlerini koruyabilmelerini yaşadıkları ülkelerde koloniler kurmaları ve genellikle bu koloni dışına çıkmamaları ile açıklamak mümkündür. Bir başka etken de Ermenilerin yaşadıkları ülkelerde kendilerine tanınmış ayrıcalıklar olmuştur. Örneğin Ermeni cemaati Ukrayna’yı yöneten Letonya Prensliği’nden ekonomik ve sosyal ayrıcalık hakları almaları sayesinde kendi milli kimliklerini 2002, ss. 16-25; Yaşar Kalafat, “Türk-Ermeni Kültür İlişkilerinde Mitolojik Boyut”, Eğitim, sayı 38, Nisan 2003, ss. 95-100; Günay Karaağaç, “Türk-Ermeni Dil İlişkileri”, Yeni Türkiye, Ermeni Sorunu Özel Sayısı II, yıl 7, sayı 38, Mart-Nisan, Ankara 2001, ss. 967-973, Meliha Aktok Kaşgarlı, “Anadolu Ermeni Destanları ve Masalları Kritiği”, (III. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi Yayınları, No 78, II. cilt, Ankara 1986, ss. 25-31; Mehmet Kutalmış, “Türkleşen Ermeniler: Kıpçak-Ermeni Dil ve Kültür İlişkileri”, Tarih ve Düşünce, Temmuz 2002, ss. 16-22; Ali İpek, “İlk İslami Dönem MüslümanErmeni Münasebetleri”, Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, der. İdris Bal ve Mustafa Çufalı, I. bs., Nobel Yayınları, Ankara 2003, ss.19-30. 45 Ermeni yazılı edebiyatı grabar (eski Ermenice) ve aşkharabar (yeni Ermenice) olarak ikiye ayrılmaktadır. 16. yüzyıla kadar yazılan bütün kitaplar grabar yazısı ile yazılmıştır. Bugünkü Ermeni dili iki dalda temsil ediliyor: doğu Ermenice ve batı Ermenice. Doğu Ermeni edebiyat dili Ermenistan’da, İran ve Hindistan’da, batı Ermenice ise diğer ülkelerde yaşayan Ermeniler tarafından kullanılmaktadır. Ermeni dili 60’a yakın şive ile temsil olunmuştur. Edebi ermeni dilinin doğu ve batı dalları birbirinden fazla ayrılmamıştır ve rahatlıkla anlaşıyorlar. Bu konuda bkz: Ararat Saakoviç Garibyan, Cülyetta Araratovna Garibyan, Kratkiy Kurs Armyanskogo Yazıka, Luys Yayınevi, Erivan 1987, ss.5-7. 41 koruyabilmiş,46 Polonya’da ise Ermenilere verilen haklar geri alındığı için 18. yüzyıldan sonra Katolikler tarafından kısa bir zamanda asimle edilmiştir.47 Ermeniler doğulu oldukları için olaylara oryantal bir yaklaşım sergilemektedir. Yapı itibarıyla soğukkanlı değildirler. Yaklaşık bin yıllık tebaa psikolojisi Ermeni toplumuna güçlünün yanında olması gerektiğini öğretmiş ve mücadelelerinde her zaman müttefikler aramaya mecbur olmuştur. Osmanlıda yaşadıkları dönemlerde askere alınmadıkları için ticaret ve zanaatkârlıkla uğraşmış, 19. yüzyıldan ise devlet yönetim mekanizmasında özellikle de Osmanlı Hariciyesi’nde görev almışlardır. Kendi kültürlerini koruma imkânına sahip olsalar da, dünya kültür hayatına katkıda bulunan kişi ve eser yetiştirememişlerdir. Her ne kadar bu psikolojik bunalımdan kurtulmak için bazı tarihi şahısları bu düzeye çıkarmaya çalışsalar da,48 yaptıkları propaganda bekledikleri sonucu vermemiştir. Ulusal kimliğin şekillenmesinde kültürün, komşu devletlerin, coğrafyanın etkisi olduğu bilinmektedir. Ayrıca toplumların yaşadıkları bölge ve dini inançlarının da, bu süreçte etkili olduğu konusunda genel bir görüş birliği vardır. Ermeni coğrafyacıların iddialarına göre, Büyük Ermenistan, Paris meridyeni 36–45 derece doğu boylamda, 36–42 derece kuzey enlem içinde, yani Akdeniz, Karadeniz, Hazar Denizi arasında bulunmuş ve Asya’nın batı kısmını teşkil etmiştir.49 Yabancı bilim adamları ise Ermenistan’ın sınırları 46 “Diaspora v Rossi v 11-14 Vekakh”, (Erişim): www.armenianews.narod.ru, 14 Mayıs 2002. Levon Abramyan, “Armeniya i Armyanskaya Diaspora: Raskhojdenie i Vstreça”, Planeta Diasporı, No 1-2, Moskova 2000, s. 56. 48 Hatem Cabbarlı, “Ermeniler Yeni Bir Aziz Arayışında”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/ yazilar.asp?kat=7&yazi=441, 12 Ağustos 2005; Melenya Badalyan, “1915 Şehitlerine ve Komitas’a Azizlik Mertebesi Fikri Olgunlaşmakta,” Azg, 29 Temmuz 2005. 49 Uras, a.g.e., s. 16. 47 42 belirsiz olmakla birlikte, Doğu Anadolu ve güneybatı Kafkasya’yı kapsayan ve iç bütünlüğü bulunmayan bir coğrafya olduğunu bildirmektedirler.50 Ermenilerin Hıristiyanlık öncesi dini inanç sisteminde kendilerine özgü tanrılarının yanı sıra İran, Hint, Sümer-Akad, Suriye-Fenike, Yunan ve Roma kökenli tanrılar da yer almıştır.51 Hıristiyanlıkta, Katolik, Protestan, Provaslav, Gregoryen-bütün kiliseler genellikle kadimlik kazanmaları bakımından kendilerini Hz. İsa’ya veya onun Havarilerine bağlamaya çalışmıştır. Bu ‘kadimlik ve orijinallik’ iddiasında bulunan kiliselerden biri de Gregoryen Ermeni kilisesidir.52 Hıristiyanlığı kabul etmelerinden sonraki dönemde 451’de Hz. İsa’nın ilahi ve dünyevi kimliğinin müzakere edildiği Kadıköy Konsili’nde Ermeni Kilisesi Hz. İsa’nın ilahi kimliğe sahip olduğu monofizit dini görüşünü kabul ederek, Gregoryenlik53 mezhebini seçmiş, Avrupa kilisesinden ayrılmış ve Papa’nın dini otoritesini tanımamıştır.54 Bir başka ifadeyle Ermeniler, dini bakımdan da Avrupa’nın görüşünü kabul etmemiştir. Rusya’da yaşayan Ermeni Piskoposu İosif, 1799’da yayımlanan ‘Ermeni Kilisesinin Hıristiyan Mezhebi’ adlı kitabında Rus Kilisesinin desteğini almak için monofizit görüşlerini gizlemeye çalışmıştır. Anianskiy ise 1900’de yayımlanan ‘Ermeni Kilisesinin Tarihi’ adlı çalışmasında Ermenilerin monofizit görüşlerini yaklaşık 50 Ki Young Lee, Ermeni Sorununun Doğuşu, Kültür Bakanlığı Yayınları, No.2050, Ankara, 1998, ss. 4-5; Süleyman Kocabaş, Ermeni Meselesi Nedir, Ne Değildir?, Vatan Yayınları, İstanbul, 1998, s. 14. 51 Abdurrahman Küçük, Ermeni Kilisesi ve Türkler, Ocak Yayınları, Ankara, 1996, s. 12. 52 Abdurrahman Küçük, “Gregoryen Ermeni Kilisesinin Oluşması ve Konsil Kararları Karşısındaki Tutumu”, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Ankara 1996, 35. cilt, ss. 117-154. 53 Ermeni Kilisesi 314’te Aziz Gregor Lusavoriç (Aydınlatıcı, Aydınlatan) tarafından kurulmuştur. Kilise etnografik olarak Ermeni adını alırken doktrin olarak da Lusavorçagan, kurucusunun adına izafeten Gregoryen (doğru yolda olan anlamında) ortodoks (uğğapar) gibi adlarla anılmıştır. M. Niyazi Sezgin, Ermenilerde Din, Kimlik ve Devlet, Platın Yayınları, Ankara 2005, s. 34. 54 Ermeni kilisesi, tek, kutsal, (surp), apostolik (arakelakan), katolik (gatogige) Ermeni kilisesi (Hayots ekeğeçi) adlandırılmaktadır. Bu tanıma göre: kilise tektir, çünkü dini kurum olan kilise Hz. İsa tarafından kurulmuştur. Kilisenin tek olmasının başka anlamı da Ermeni kilisesinin kökende, amaçta, araçta, inançta, öğretide, ibadette ve idari yapılanmada bir olduğudur. Bkz: Malachia Ormanian, The church of Armenia, gözden geçirilmiş 2. bs., çev. G.Marcar Gregory, yayına hazırlayan Tereing Poladian, A.R. Mowbray & co. Olimited, Londra, 1995, ss.138-139; Hratch Tchilingirian: “The Armenian apostolic orthodox church”, (Erişim) http://www.sain.org/armenian. church/intro.txt, 23 Temmuz 2003; Geraldin Feygan ve Aleksandr Şipkov: “Armyanskoy Konkordat,” Nezavisimaya Gazeta, 26 Eylül 2001. 43 200 yıl gizleyebildiklerini ifade ederek, Ermeni Hıristiyan mezhebinin gerçeklerini açıklamıştır.55 Ermeni kilisesinin Gregoryen mezhebini kabul etmesi ve bu nedenle Hıristiyan dünyası tarafından dışlanması Ermenilerin din ve milliyetçilik duygularını kenetlemiştir.56 Ermenilerin milli kimliklerinin ve değerlerinin korunmasında kilisenin faaliyeti büyük önem taşımaktadır. 11. yüzyıla kadar Ermenistan Katogikosluğu unvanına sahip olan kilise, Ermenilerin Orta Doğu ve Kafkasya’ya göç etmesinden sonra bu unvanı değil, etnik grubu ifade eden Ermeni Katogikosluğu adını almıştır. Ermeniler, kendi devletleri olmadığı için kiliseye bir anlamda devlet statüsü vermiş ve kararlarını tartışmasız kabul etmiştir.57 Son iki yüz yılda Ermenilerin Asya’dan Avrupa’ya göç etmeleri sonucunda oluşan diaspora dikkate alınmazsa kendi devletlerine sahip olan topluluk Asya/Kafkasya coğrafyasında yaşamaktadır. Bu coğrafyada toplu halde yaşamaları ise Çarlık Rusya’nın Osmanlı ve İran’da yaşayan Ermenileri 19. yüzyılın başlarından 20. yüzyılın başlarına kadar Kafkasya’ya göç ettirmesinden sonraya tesadüf etmektedir.58 Dolayısıyla Ermeniler Asya kökenli bir topluluktur. Bugün Ermeni aydınları kendilerinin her ne kadar Avrupa kültürü ve değerlerine59 yakın olduklarını iddia etseler de tarihleri 55 Veliçko, a.g.e., s. 80. Sedat Laçiner, “Ermenistan Dış Politikası ve Belirleyici Temel Faktörler”, Ermeni Araştırmaları, Ankara, Bahar 2002, sayı: 5, s. 183. 57 Abramyan, a.g.m., s. 53. 58 Memmedova Feride, “Kadim (Tarihi) Azerbaycan Arazisinde Ermeni Toprakları Var Mıydı Yahut Kadim Azerbaycan’da Ermeniler Toprak Sahibi Miydiler?”, XI. Türk Tarih Kongresi Bildirileri, Ankara, 5-9 Eylül 1990, V. cilt, ss. 1853-1860, Memmedov Şükür, “Türkiye ve İran’dan Ermenilerin Göç Ettirilme Politikaları”, Türk-Ermeni İlişkileri: 21. Yüzyıla Girerken Tarihe Dostça Bakış, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 2000, ss. 63-68. 59 Levon Abramyan, “Armeniya i Armyane Mejdu Vostokom i Zapadom”, 21 Vek, No: 1, (3), Noravank Yayınları, Erivan 2006, s. 16; “Armeniya i Armyanskiy Narod Prinadlejit K Evropeyskoy Çivilizaçii-Spiker Armyanskogo Parlamenta”, Novosti-Armeniya HA, 9 Ağustos 2006. 56 44 bunun aksini-Ermenilerin kimlik, kültür, inanç, manevi değer ve gelenekleri bakımından Asyalı olduğunu kanıtlamaktadır. 1. 1. 3. Jeopolitik Konumu Jeopolitik kavramı coğrafyanın siyasi olarak yorumu,60 coğrafi mülahazaları siyasi gelişmeler üzerine uygulayan, coğrafyanın siyasi tarihe geçmişte, şimdiki zamanda ve gelecek zamanda ne nispette tesir ettiğini inceleyen, neden bazı ülkelerin güçlü olduğunu, diğerlerinin ise olmadığını açıklamaya çalışan,61 dünya coğrafyasını coğrafi yapı ve evrensel değerleri ile inceleyerek dünya, bölge ve ülke çapında güç ve politik düzeyde hareket araştırması yapan, bugünkü ve gelecekteki politik güç ve politik hedef ilişkisini coğrafi gücü esas alarak inceleyen, hedefleri ve hedeflere ulaşma şart ve aşamalarını belirleyen62 disiplin olarak tanımlanmaktadır. ‘Jeopolitik Duyarlılık’ kitabında jeopolitiğin coğrafi/sabit ve beşeri/potansiyel unsurlarını tanımlayan Suat İlhan’a göre, coğrafi/sabit unsurlar ülkelerin mevcut parametreler içinde kısa ve orta vadede kendi iradeleriyle değiştirmelerinin mümkün olmadığı unsurlardır. Ancak bu durum bahsi geçen unsurların ülkelerin güç denklemindeki ağırlıklarının değişmez olduğu anlamına gelmez. Aksine, değişen uluslararası konjonktür, bu sabit unsurların ülkelerin güç dengeleri içindeki özgül ağırlıklarının değişime uğramasına yol açar. Bu değişimi doğru bir zamanlama ile tutarlı bir yeniden değerlendirmeye tabi tutan ülkeler, bu sabit unsurları dinamik bir dış politika yapımının destek zemini haline dönüştürürler.63 60 Yılmaz Tezkan, M. Murat Taşar, Dünden Bugüne Jeopolitik, Ülke Kitapları: 3, İstanbul, Kasım 2002, s. 15. 61 Jeopolitik İlmi Antoloji Denemesi, 1946, s. 94. 62 İlhan Suat, Jeopolitik Duyarlılık, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2003, ss. 14-15. 63 Davutoğlu, a.g.e., s. 17. 45 Jeopolitiğin beşeri/potansiyel unsurları ise kısa ve orta vadede değişebilir nitelikte olan ve ülke potansiyelinin kullanım kapasitesini yansıtan unsurlardır. Ekonomik kaynaklar, teknolojik altyapı ve askeri birikim ülkenin güç denkleminde değişken unsurlar olarak yer alır. Bu değişken unsurların dış politika yapımında koordineli ve verimli bir şekilde devreye sokulması, ülkenin uluslararası güç Ermenistan’ın dengeleri jeopolitik içindeki konumu ağırlığının bu artmasını tanımlama sağlar.64 çerçevesinde değerlendirilecektir. Ermenistan 29,8 bin km2 yüzölçümüne, 3.213.011 kişi nüfusa65 (2001 nüfus sayımı sonuçlarına göre) sahip olan dağlık Güney Kafkasya ülkesidir ve 38–41 kuzey paraleli, 43–46 doğu meridyenleri arasında yer almaktadır.66 Coğrafi bakımdan çok elverişsiz bir bölgede bulunan Ermenistan67, doğal kaynaklardan da yoksun olan bir ülkedir. Yerleştiği coğrafya bakımından denize çıkışı yoktur ve deniz ulaşımını genellikle Gürcistan üzerinden yapmaktadır. Dünya güç odaklarından coğrafi olarak uzak kalmıştır. Ama başta Rusya olmak üzere, Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD ile iyi ilişkiler kurmaya çalışmıştır. Ermenilerin 1918 yılına kadar bugünkü Ermenistan’ın yerleştiği coğrafyada herhangi bir devlet kurumu mevcut olmamıştır. Birinci Dünya Savaşı yılları ve sonrasında Osmanlı topraklarında otonom veya bağımsız devlet kuramayacakları gerçeği ile karşı karşıya kalan Taşnak (Ermeni Devrimci Federasyonu) ve Bolşevik Ermeniler Kafkasya’da devlet kurma faaliyetlerini yoğunlaştırmıştır. Brest-Litovsk Antlaşması şartları gereğince 64 Davutoğlu, a.g.e., s. 24. Mahmut Niyazi Sezgin, “Geçiş Sürecinde Ermenistan Ekonomisinin Değerlendirilmesi”, Stratejik Analiz, sayı 28, Ağustos 2002, ss. 45–53. 66 Armenia, (Erişim) http://www.dangerdav.narod.ru/htm_files/armenianformation.htm, 1 Kasım 2007. 67 Armen Ayvazyan, “Strategic Gaps in Armenian Political Consciousness or Axioms of the Geopolitical Existence of Armenia”, Golos Armenii, November 10, 2005, No. 121 (19351). 65 46 Kafkasya’dan geri çekilmeye mecbur olmuş Bolşevik Rusya, bölgeye geri dönmeye zemin hazırlamak için Ermenilerin devlet kurmalarına yardımcı olmuştur. I. Petro’dan başlayan Rusya’nın sıcak denizlere inme politikası 20. yüzyılın başlarında olduğu gibi bugünde gündemdedir. Ermenistan devleti Ermenilerin yaşadıkları tarihi topraklarında değil, Rusya’nın güney sınırlarının güvenliği için maddi ve manevi desteği ile Güney Kafkasya’da kurulmuştur. Birinci Ermenistan Cumhuriyeti kurulduğu zaman 9 bin km2 alana sahip olmuş, 1920’de Bolşevik Rusya tarafından işgal edilerek Kafkasya Federasyonu’na katıldıktan sonra ise Azerbaycan ve Gürcistan toprakları hesabına genişleyerek 29,8 bin km2’ye kadar büyümüştür. ErmenistanAzerbaycan arasında sınır konuları müzakere edilirken, Azerbaycan Parlamentosu ileride kurulması düşünülen konfedere devleti dikkate alarak Erivan’ın Ermenistan Cumhuriyeti tarafından başkent ilan edilmesine izin vermişti.68 Ermenistan Cumhuriyeti doğuda Azerbaycan (777km), güneyde İran (35 km), batıda Türkiye (268 km) ve kuzeyde Gürcistan (164 km) ile komşudur.69 Ermenistan coğrafi bütünlüğe sahip değildir, yerleştiği bölge tarih boyunca Roma, Bizans, Arap, Pers, Selçuk, Osmanlı ve Rusya’nın mücadele alanı olmuştur. Ermenistan dağlık ülke olmasına rağmen, sınırlarının dağlar ve nehirler gibi aşılması güç engellerle çevrelenmemesi, doğal savunma mekanizmasının zayıf noktasıdır. Bu gibi doğal engeller ülke savunmasını kolaylaştırdığı ölçüde o ülkeye dış siyasette esneklik imkânı verir. Ayrıca Ermenistan coğrafi olarak savunma derinliğine sahip değildir. Ermenistan’ın savunma derinliğinin olmamasına Taşnaksutyun Partisi’nden bir milletvekilinin 1993’de Ermenistan 68 Nesib Nesibzade, Azerbaycan’ın Harici Siyaseti 1918–1920, Ay-Ulduz Neşriyatı, Bakü, 1996, ss. 104-105. 69 Hatem Cabbarlı, Ermenistan’da İktidar Mücadelesi (Bağımsızlıktan Günümüze Çok Partili Sisteme Geçiş Süreci), Platin Yayınları, Ankara, Nisan 2003, s. 146. 47 parlamentosuna Kars Antlaşması’nın tek taraflı feshini öngören yasa tasarısını takdim etmek istemesi üzerine, dönemin Dışişleri Bakanı Birinci Yardımcısı Gerard Libaridian’ın ‘... Türkiye’nin tankları Erivan’a ulaşmadan Ermenistan tanklarının Van’a ulaşma şansı ne kadardı?’70 şeklinde yaptığı açıklama güzel bir örnektir. Sınırların niteliği ne olursa olsun, üç veya daha fazla ülke ile sınırdaş olan bir ülke dış politikada daha tedbirli davranmalıdır. Ermenistan’ın bu tür elverişsiz bir coğrafyada bulunması ve savunma derinliğine sahip olmadığı için komşuları ile iyi ilişkiler kurması gerekirken, İran dışındaki bütün komşuları ile ciddi sorunlar yaşamaktadır. Sadece İran ile ekonomik ve siyasi ilişkileri üst düzeydedir. Ermenistan Güney Kafkasya’da en küçük yüzölçümü olan ülkedir. Dağlar yakındaki denizlerin etkisini engeller, sıcaklık ve yağış genellikle rakıma bağlıdır. Yüksek rakımlı bölgeler genellikle daha yağışlıdır (Kuzey ve Kuzeydoğu gibi). Merkezi yayla alanlarda yaz ve kış arasında geniş ölçekli sıcaklık değişimleri söz konusudur. Kuzeye ve Güneydoğuya uzayan Küçük Kafkas sıradağları ile çevrilidir. Ermenistan platosu dağların güneybatısındadır. Merkezi Ermenistan’ın belirgin özelliği olan plato, Türkiye ile Batı, İran ile Güney sınırını oluşturan Aras Vadisi’ne doğru hafif meyillidir. Ermenistan’ın ana coğrafi yapısı; Alagöz (Aragats) Dağı ve çevre yaylaları, Gegamskiy Dağı ve Gökçe göl çöküntüsü, tarihi Zengezur bölgesinden oluşmaktadır. Aras Ovalığı hariç diğer bölgeleri tarıma elverişli değildir. Doğal kaynaklardan kömür, demir, molibden, altın, gümüş, kurşun, çinko, mermer, bazalt, tuz ve birçok çeşitte değerli ve yarım 70 Libaridian, a.g.e., s. 36. 48 değerli taşlara sahiptir.71 Yüzölçümünün küçük olması nedeniyle savunma derinliği yoktur. Komşu devletler ile savaşa başladığı takdirde, direk olarak başkent Erivan hedef olabilmektedir. Enerji ihtiyacının tamamını dışarıdan karşılamaktadır. Petrol rezervlerine sahiptir ama sanayi değeri olmadığı için kullanılmamaktadır. Ermenistan elektrik enerjisi ihtiyacının yaklaşık % 40’ını VVER – 440/230 tipli Metsamor Nükleer Santrali’nden karşılamaktadır.72 Metsamor eski model bir santral olduğu için bölgenin çevreyle ilgili güvenliğini tehdit etmektedir. Ermenistan Hükümeti santralin, Richter ölçeğine göre dokuz şiddetinde depreme karşı dayanıklı olduğunu bildirse de, santral fay hattı üzerinde inşa edilmiş, 1988 depreminde zarar görmüş73 ve ilk 10 yılda 150’ye yakın kaza geçirmiştir.74 Nükleer Santralin çalışması için gerekli olan zenginleştirilmiş uranyum, petrol ve doğalgaz bakımından Ermenistan Rusya’ya bağımlıdır.75 Bağımsızlık sonrası 1992’de İran ile doğalgaz anlaşması imzalasa da Ermenistan’ın Rusya’ya olan bağımlılıktan kısa ve orta vadede kurtulması mümkün gözükmemektedir.76 Ermeniler, devlet yönetimi ile ilgili tarihi birikime, yönetim kalitesi ve devlet modeline, birey hak ve özgürlüklerini koruma kültürüne sahip olmamıştır.77 Ermeni toplumu, ciddi anlamda siyasetle uğraşmaya 19. yüzyılın başlarında Osmanlıda, 19. yüzyılın sonu 20. yüzyılın başlarında Rusya’da ve 71 Cabbarlı, a.g.e., s. 146. Hatem Cabbarlı, “Bağımsızlık Sonrası Ermenistan’ın Enerji Politikası”, Avrasya Dosyası, Bahar 2003, IX. cilt, sayı: 1, s. 243. 73 John M. Gleason, “The Decision To Reactivate A First-Generation Soviet Nuclear Power Plant: Conceptual and Decision-Analytic Frameworks”, (Erişim) http://www.fplc.edu/rısk/voı8/winter/ gleason.htm 74 Nazmi Gül, “Şeytanla Dans: Ermenistan ve Nükleer Enerji”, Stratejik Analiz, sayı 17, Eylül 2001, s. 35. 75 Nikolay Polyanski, “Svet İ Teni Energosistemi Armenii”, Nezavisimaya Gazeta, 14 Nisan 2001. 76 Official Energy Statistics From The U.S. Goverment, Caucasus Region, (Erişim) http://www.eia. doe.gov/emeu/cabs/caucasus.html#metsamor 77 Libaridian, a.g.e., ss. 15-73. 72 49 1980’li yılların sonunda bağımsızlık hareketine katılmakla başlamıştır. Ermenistan’da 1960’lı yıllardan sonra münferit muhalif kişi ve gruplar ortaya çıkmış, 1980’li yılların sonlarından ise örgüt niteliği kazanmıştır. Ermenistan Cumhuriyeti (Hayastani Hanrapetutyun) 21 Eylül 1991’de yapılan referandumla SSCB’den ayrılmış ve bağımsızlığını ilan etmiştir. 2 Mart 1992’de ise Azerbaycan, Moldova ve Orta Asya devletleri ile birlikte uluslararası alanda bağımsız devlet gibi tanınmış ve A/RES/46/’227 sayılı bildiri ile Birleşmiş Milletlere üye olmuştur.78 Ermenistan’da ilk çok partili seçim Mayıs 1989’da yapılmıştır. Siyasi partilerin kurulması 1988–1990 yıllarına rastlasa da, onların faaliyetlerini düzenleyen yasa 26 Şubat 1991’de79, Başkanlık Sistemi Hakkında Kanun 1 Ağustos 1991’de80, Anayasa ise 5 Temmuz 1995’te yapılan referandumla kabul edilmiştir. Yeni Anayasada devletin temel kurumları şu şekilde ifade edilmiştir. Devlet-Ermenistan Cumhuriyeti bağımsız, demokratik, sosyal hukuk devletidir. Devletin yetkisi Anayasa ve kanunlar gereğince üç kısma ayrılmıştır. Yasama, Yürütme ve Yargı. 78 “The United Nations“, (Erişim) www.un.org/overview/unmember.html; “Permanent Mission Of The Repablic Of Armenia To The United Nations“, (Erişim) armenia.un.int 79 Garegın Keryan, “Utverjdenie Mnogopartiynosti v Armenii” Central Asia and Caucasus, sayı: 4, 12 Aralık 2001, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2001/journal_rus/cac-04/12.qerru.shtml 80 Devlet Başkanı modelini genelde eski SSCB’den ayrılan bütün ülkeler kabul etmiştir. bu ülkeler, parlamento yönetim modelini kabul edecek kadar demokratik bir yapıya henüz sahip olmadıklarını ireli sürseler de, daha çok sovyet siyasi kültüründen kaynaklanan tek lider siyasal-psikolojik öğenin ağır bastığı iddia edilebilir. 50 Yönetim sistemi-Devlet Başkanlığı. Ermenistan Cumhuriyeti’nde devlet başkanlığı yönetim sistemi kabul edilmiştir. Devlet başkanı Anayasaya uyulmasını, yasama ve yürütme hâkimiyetinin normal uygulanmasını temin etmektedir. Devlet başkanı devletin bağımsızlığının, toprak bütünlüğünün ve güvenliğinin garantörüdür. Devlet başkanı Ermenistan Cumhuriyeti vatandaşları arasından 5 yıllık bir süre için seçiliyor. İki kere seçilme hakkı vardır. Yürütme hâkimiyeti-Hükümet. Yürütme hâkimiyetini hükümet hayata geçiriyor. Hükümeti başbakan ve bakanlardan oluşuyor. Cumhurbaşkanı başbakanı tayin eder ve görevinden alır. Başbakanın önerisi ile bakanları tayin eder ve görevden alır. Yasama hâkimiyeti-Millet Meclisi (Azgayin Joğov). Yüksek yasama yetkisi Milli Meclise aittir. Milli Meclis 131 milletvekilinden oluşuyor. 75 vekil çoğunluk sistemi ile 56 vekil ise parti listesine göre seçiliyor. Milli Meclis halk tarafından 4 yıllık bir süre için seçiliyor. Yargı hâkimiyeti-Mahkemeler. Ermenistan Cumhuriyetinde yargı mahkemeler tarafından Anayasa ve kanunlarına göre uygulanır. Yargı yetkisi Mahkemelere, İstinaf Mahkemesine ve Temyiz Mahkemesine aittir. Bundan başka Ermenistan’da kanunlarla belirlenen ekonomik, askeri ve başka mahkemeler vardır. Yargı organlarının bağımsızlığının garantörü Devlet Başkanıdır. Devlet Başkanı, Adalet Mahkemesi Konseyi’ne Başkanlık ediyor. Ermenistan’da Anayasa kabul edildikten sonra Avrupa Konseyi Anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesini önermiş ve Ermenistan Avrupa Konseyi’ne üye olurken bu değişiklikleri yapmayı taahhüt etmiştir. Uzun süren 51 görüşmelerden sonra koalisyon hükümetinde yer alan Orinaç Yerkir (Kanunlar Ülkesi) ve Taşnaksutyun (Ermeni Devrimci Federasyonu) Partileri Anayasa değişikliği paketi hazırlamış ve 27 Ekim 2005 tarihinde yapılan referandumda değişiklikler kabul edilmiştir. Bu değişiklikle devlet başkanının yetkileri sınırlandırılmış, vatandaşlara Anayasa Mahkemesi’nde dava açma hakkı tanınmış, belediyelerin yetkileri artırılmış, vatandaşlıktan çıkma kolaylaştırılmıştır.81 Bu değişiklik Viyana Komisyonu tarafından memnunlukla karşılanmıştır.82 Bağımsızlığın ilanından sonra iktidara gelen Ermeni Ulusal Hareketi’nin (EUH-Hayoç Hamazgayin Şarjum) bütün girişimlerine rağmen, ekonomik sıkıntılar ve devlet-toplum ilişkilerinde ortaya çıkan güvensizlik ortamı Ermeni halkının genel siyasi süreçten uzaklaşmasına neden olmuştur. Ermeni Ulusal Hareketi mevcut devlet sınırları çerçevesinde, insan potansiyelini kullanarak demokratikleşme ve ekonomiyi kalkındırmaktansa, revizyonist dış politika izlemeyi tercih etmiştir. Uyguladığı politika Ermenistan’ın ekonomik kalkınması, siyasi sistemin kurumsallaşması ve demokrasi değerlerinin benimsenmesinde engel olmuştur. Ermenistan’da siyasi yapı kırılgandır83 ve her an beklenmedik bir kriz yaşanabilir. 27 Ekim 1999 parlamento saldırısı84 siyasi terör tehlikesinin halen devam ettiğini göstermektedir. 1991’den bugüne 81 “Constitution Of The Republic Of Armenia. National Assambly Of Armenia”, (Erişim) www.parliament.am/parliament.php?id=constitution&lang=eng; Draft Amendmets, European Commıssıon For Democracy Through Law (Venice Commıssıon) To The Constitution Of The Republic Of Armenia (After The Third Reading)”, European Commission For Democracy Through Law (Venice Commission), Strasbourg, 14 October 2005, Cdl(2005)091, (Erişim) http://www.venice.coe.int/docs/2005/cdl(2005)091-e.asp 82 “Final Opinion On Constitutional Reform In The Republıc Of Armenia”, European Comission For Democracy Trough Law (Venıce Comission), Adopted By The Venice Commission At İts 64th Plenary Session (Venice, 21-22 October 2005), (Erişim) www.venice.coe.int/docs/2005/cdlad(2005)025-e.asp 83 Bu özellik sadece Ermenistan’a ait değildir. Azerbaycan ve Gürcistan da aynı süreci yaşamış, son onbeş senede her iki ülkede de bir dizi devrimler gerçekleşmiştir. Hatem Cabbarlı, “Ermenistan’da Kardelenler Erken Açabilir Mi?”, (Erişim) http://www.haberanaliz.com/detay.php?detayid=1510; Hatem Cabbarlı, “Gürcistan’da Karanfil, Ukrayna’da Turuncu, Ermenistan’da Kardelen Devrimi Mi?”, (Erişim) http://www.haberanaliz.com/detay.php?detayid=1439, 23 Haziran 2004. 84 Cabbarlı, Ermenistan’da İktidar.., ss. 39-43; Маrк Grigoryan, “The Calm Killer Of Vazgen Sarkisian-Divining Their True Motives”, (Iwpr, Ekim 1999), www.iwpr.net; Janna Aleksanyan, “Yerevan Five Remain Tight-Lipped” (Iwpr, Nisan 2001), www.iwpr.net. 52 kadar birçok devlet görevlisine karşı faili meçhul terör saldırısı gerçekleştirilmiştir. Ermenistan, Sovyetler Birliği döneminde ciddi bir dış tehdit algılamamış, kendisini güvende hissetmiştir. Ancak bağımsızlığının ilanından sonra özellikle Türkiye’yi kendisine ciddi bir tehdit kaynağı olarak görmüş ve Rusya’nın/BDT’nin savunma mekanizmasında kendisine yer edinmiştir. Bağımsızlık sonrası Taşnaksutyun Partisi yayın organlarında Türk tehdidi konusu çeşitli vesilelerle dile getirilmiştir. Taşnaksutyun Partisi’nin 7 Aralık 1993’te yayınladığı habere göre Türkiye, Ermenistan’da PKK terör örgütünün faaliyetini bahane ederek, Nahçivan üzerinden Ermenistan’a saldıracak ve Metsamor nükleer santralini bombalayacaktı.85 1992–1994 yıllarında Yunanistan’ın Ermenistan Büyükelçisi olmuş ve bugün Kanada’da aynı göreve devam eden Leonidas Khrizantopulos’un Londra'da faaliyet gösteren Komitas Ermeni Enstitüsü’nün yayınladığı Kafkasya olayları: Ermenistan'da Ulusal Mücadele ve Diplomasi adlı kitabında da bu tür bir iddia söz konusu olmuştur.86 Ermenistan, eski Sovyetler Birliği Cumhuriyetlerinde milli ordu kurma sürecine başlayan ilk devlet olmuştur. 1980’li yılların sonlarına doğru Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan Dağlık Karabağ sorunu nedeniyle Ermeniler yasadışı olarak askeri/silahlı birlikler kurmuştur.87 Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Ermenistan’da milli ordunun kurulması sürecinde yeni bir dönem başlamıştır.88 Ermenistan ordusunun ilk üyeleri gönüllüler olmuş ancak daha sonra Afganistan Savaşı ve Sovyet 85 Yasin Aslan, Ermenistan Tarihi Yol Ayrımında, Ankara 1996, s. 18. “1993 Yılında Türkiye Ermenistan’a Saldıracaktı” Azg, 18 Eylül 2002. 87 Tişşenko G.G, “Voorujennıye Silı i Voenno Politiçeskiy Kurs Armenii”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, s. 555. 88 David Petrosyan, “Razvitie Voorujennıkh Sil Armenii”, (Erişim) http://www.iran.ru/rus/vooarm. php 86 53 Ordusunda başlamıştır. görev yapan/yapmış subaylar da orduda görev almaya 89 Ermenistan milli ordusunun ideolojisinin temelini Tümgeneral Norat TerGrigoryan’ın çalışmaları oluşturmaktadır. Ermenistan Parlamentosu üyesi Vahan Şahnazaryan başkanlığında Özel Savunma Komitesi kurulmuş ve milli ordu kurulması çalışmaları bu Komite tarafından koordine edilmiştir. Komitenin çalışmaları sonucunda, Hava Kuvvetleri, Hava Savunma Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri kurulmaya başlanmış, yeni seferberlik yasası kabul edilmiştir. 28 Ocak 1992’de Savunma Bakanlığı faaliyete başlamış, 245 kişilik 1. Hava İndirme Alayı kurulmuştur. 22 Mart 1992’de 1. Hava İndirme Alayı yemin töreni düzenlenmiş ve bu tarih Ermenistan milli ordusunun kurulma tarihi olarak kutlanmaya başlamıştır.90 Bu alay 6 Haziran 1992’den itibaren Dağlık Karabağ’da savaşa katılmıştır. Ermenistan Hükümeti milli ordu kurulması aşamasında subay ihtiyacını karşılamak için eski Sovyet ordusunda görev yapan Ermenileri ülkeye davet etmiş ve bu sorunu büyük ölçüde gidermeyi başarmıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra eski Sovyetler Birliği Cumhuriyetlerinde konuşlanmış askeri üslerin ittifak devletleri arasında paylaşımını öngören ve 15 Mayıs 1992’de imzalanan Taşkent Anlaşması gereğince, Ermenistan ülkesinde bulunan 7. Muhafız Ordusu’na bağlı 16. ve 17. Tümenleri ile 250 tank, 220 zırhlı araç, 285 topçu sistemi, 100 savaş uçağı ve 50 saldırı helikopterini devralmıştır.91 89 Gagık Avakyan, Dunkan Khiskok, “Reforma Sektora Bezopasnosti v Armenii”, Problemı Bezopasnosti i Rasprostranenie Strelkogogo Orujiya Na Kavkaze, Saferworld, Mayıs 2005, s. 28. (Erişim) http://www.pircenter.org/index.php?id=72 90 Nelson Aleksanyan, “Nastoyaşiye Soldatı”, (Erişim) http://ra.arminco.com/archive/2000-045/ current.htm, 9 Nisan 2003. 91 Georgiyev V, “Mejetniçeskiye Konfliktov Bıvşım SSSR Porodila Sama Rossiya”, Nezavisimaya Gazeta, 17-23 Ekim 1997. 54 Ermenistan, eski Sovyetler Birliği coğrafyasında kişi başına düşen milli gelire göre en yüksek savunma bütçesine sahiptir. Ermenistan’ın 2002 yılında askeri bütçesi 75 milyon, 2003 yılında 82 milyon92, 2005’te 127 milyon, 2006’da ise 155 milyon93 dolar olmuştur. Ermenistan’ın 2006 yılı askeri bütçesi GSYH’nin % 3’ne eşittir.94 Onsekiz yaşını tamamlamış her bir sağlıklı Ermeni genç 18 ay askerlik yapmakla yükümlüdür. 18–30 yaşlarında askeri mükelleflerin sayısı yaklaşık 400 bindir ve toplam nüfusun % 12’sine tekabül etmektedir.95 Milli ordu için subay hazırlayan askeri okul veya üniversite bulunmamaktadır. Savunma Bakanlığı’na bağlı iki yıllık Babacanyan askeri lisesi faaliyet göstermektedir. Subay olmak isteyen 14–16 yaşlarındaki gençler bu okuldan mezun olduktan sonra Rusya, Ukrayna, Beyaz Rusya, Yunanistan Savunma Bakanlığı ve Ermenistan Savunma Bakanlığı arasında imzalanmış anlaşmaya göre bu ülkelerin askeri okullarında veya askeri akademilerinde eğitimlerine devam etmektedir.96 Ermenistan, bağımsızlığının ilk yıllarında Azerbaycan ile savaş durumunda olduğu ve Türkiye’den tehdit algıladığı için savunma politikasına önem vermiş, henüz milli ordusu kurulma aşamasında olduğundan sınırları içerisinde konuşlanan Rus askeri birliklerini güvenliğinin garantörü olarak görmüştür.97 Ermenistan, milli ordu kurma döneminde, savunma politikasının 92 David Petrosyan, “Razvitie Voorujennıkh…”, İgor Plugataryev, “Baku i Yerevean Zapugivayut Drug-Druga”, Nezavisimaya Gazeta, 11. Kasım 2005; Oleg Yelenskiy, “Nepriznanıkh” İzmatıvayut Gonkoy Voorujenii”, (Erişim) http://www.novopol.ru/article5993.html, 3 şubat 2006. 94 “Armenia”, (Erişim) http://www.materik.ru/index.php?country=3&subsection=politics 95 “Oçenka Kaçestvennıkh Kharakteristik i Boevıkh Sposobnestey Armenii”, (Erişim) http://www.3dpaper.gr/ru/balanceofpower/armenia_pow150101.shtml 96 Bkz, (Erişim) http://3dpaper.gr/ru/balanseofpower/armeniaeval_pow03010 97 Susanna Petrosyan, “Rossiya-Armeniya-İran: Dialog Çivilizatsii”, Central Asia and Caucasus, № 4(5) 1999, (Erişim) http://www.ca-c.org/journal/cac05_1999/st_05_spetrosjan.shtml, 24 Kasım 2002 93 55 hukuki altyapısını düzenleyen Ermenistan Cumhuriyeti Savunma Hakkında Kanun’u kabul etmiştir. Bu kanunu kısaca şöyle özetlemek mümkündür: 1. Ermenistan Cumhuriyeti Savunma Hakkında Kanun Ermenistan Cumhuriyetinin Savunması politik, ekonomik, askeri, sosyal, hukuki ve başka alanlarda ülkenin egemenliğini, bütünlüğünü ve güvenliğini sağlayan proje ve tedbirler sistemidir. Ülkenin savunulması Ermenistan Cumhuriyeti kanunları çerçevesinde organize edilmekte ve uygulanmaktadır. Savunmanın yapılması için silahlı kuvvetler oluşturulmakta ve vatandaşlara askeri mükellefiyet getirilmektedir (m.1). Ermenistan Cumhuriyetinin savunma organizasyonu askeri politikayı oluşturmak, askeri tehditleri önceden görmek ve değerlendirmek, savunma alanında hukuki düzenlemeleri yapmak, gerekli olan yapıda ve sayıda askeri birlikler oluşturmak, bu birlikleri modern silah ve teknoloji ile donatmak, savaş hazırlığını gerekli şekilde yapmak, vatandaşlara askerlik hizmeti yaptırmak ve profesyonel askerliği geliştirmek, kolektif güvenlik ve ortak savunma amacı için uluslararası işbirliği yapmak, ekonomiyi, devlet organlarını, kurumları, ulaştırma ve komünikasyon araçlarını seferberlik için hazırlamak, bölgesel sivil savunmayı planlamak ve organize etmek, askeri sanayi tesislerini, askeri bilim ve eğitimi geliştirmek, devlet sırları ve hizmete özel bilgilerin korunmasını sağlamak, askeri eğitim kurslarını tamamlamış veya askerliğini yapmış vatandaşlar hesabına silahlı kuvvetlerin rezerv gücünü hazırlamak (m. 2).98 şeklinde kurulmuştur. 2. Savunma Alanında Devlet Başkanı, Devlet Kurumları ve Yerel Yönetim Organlarının Yetkileri Devlet Başkanı-Ermenistan Silahlı Kuvvetleri Baş Komutanıdır; devlet organlarının savunma alanında işbirliğini koordine eder; yüksek rütbeli subayları atar veya görevinden alır; subay ve askerleri yüksek devlet nişanı 98 “Zakon Respubliki Armeniya Ob Oborone”, Glava 1, Obşie Polojenıya, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/laws/ru/pasht1.html 56 ve madalyaları ile ödüllendirir; askeri operasyonların başlaması için karar alır ve Genelkurmay Başkanlığının uygulaması için emirler verir (m.4). Hükümet-Ermenistan Cumhuriyeti’nin savunmasını temin eder; Ermenistan Cumhuriyeti’nin askeri politikasını hazırlar ve onaylar; silahlı kuvvetlerin gelişme programını onaylar, hareket planını hazırlar; askeri bilim ve askeri sanayinin gelişmesini planlar ve temin eder; savunma için gerekli olan alımları yapar ve savunma harcamalarını denetler; savunma alanında başka devletlerle görüşmeler yapar, anlaşmalar imzalar; silah taşımacılığını kontrol eder, stratejik maddelerin korunmasına çalışır (m.5). Valiler-Ermenistan Cumhuriyeti’nin savunma alanında belirlediği politikayı uygular; savunma alanında kabul edilmiş kanunların uygulanmasını, silahlı kuvvetlerin seferberlik yeteneğini sağlar; bölgenin sivil savunma işlerini organize eder ve uygular (m.6).99 3. Savunma Alanında İşletme, Kurum ve Teşkilatların, Yetkili Şahısların ve Vatandaşların Hak ve Yükümlülükleri Savunma Alanında İşletme, Kurum ve Teşkilatlar ile Yetkili Şahıslardevletin belirlediği kanunlara uygun olarak siparişleri yerine getirir; seferberlik işlerine yardımcı olur ve sivil savunma konusunda gerekli görülen her şeyi yaparlar (m.7). Ermenistan Vatandaşları-Ermenistan vatandaşları Ermenistan Cumhuriyeti’ni savunmakla yükümlüdür; Ermenistan vatandaşlarının yabancı 99 Glava 2. “Polnomoçiya Prezıdenta Respubliki Armeniya, Gosudarstvennıkh Organov i Organov Mestnogo Samoupravleni v Oblasti Oboronı”, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/ru/ pasht2.html 57 bir devletin ordusunda veya yabancıların Ermenistan silahlı kuvvetlerinde hizmet yapması uluslararası antlaşmalarla düzenlenmektedir (m.8).100 4. Silahlı Birlikler ve Diğer Ordular Savunma alanında silahlı kuvvetlerin görevleri ve kuruluşu-silahlı kuvvetler savunma alanında Ermenistan’ın temel gücüdür; silahlı kuvvetler, devleti silahlı saldırılardan korur, stratejik ve taktik hedefleri belirler; silahlı kuvvetler ülkenin toprak bütünlüğünü korumakla yükümlüdür; silahlı kuvvetler askeri birlikleri, askeri grupları, askeri birleşmeleri, askeri yönetim organlarını, kurum ve teşkilatları, askeri eğitim merkezlerini kendi bünyesinde barındırmaktadır (m.9). Silahlı kuvvetler komutanlığı ve yönetimi-silahlı kuvvetler üzerinde genel komutanlık yetkisi devlet başkanı ve yetkileri çerçevesinde hükümete aittir; savunma Bakanı Ermenistan silahlı kuvvetlerinin doğrudan doğruya komutanıdır; Ermenistan Savunma Bakanlığı silahlı kuvvetlerin devlet yönetim organıdır; devletin savunması, silahlı kuvvetlerin hazırlık düzeyinden sorumludur. Savunma Bakanlığı-kendi yetkileri çerçevesinde askeri-siyasi durumu araştırır, askeri tehditleri belirler, devletin güvenlik derecesini değerlendirir; devletin askeri politikasının hazırlanmasında görev alır; silahlı kuvvetlerin yapısı, sayısı ve lojistik destek hakkında Ermenistan Hükümeti’ne teklif götürür; askeri kuvvetlerin genel askeri-teknik politikasını uygular; askeri bilimsel araştırmalar yapar, askeri araç ve gereçlerin tamiri ile uğraşır; mali, teknik ve lojistik çalışmaları organize ve kontrol eder. 100 Glava 3, “Funkçii Predpriyatii, Uçrejdenii, Organizaçii, Prava i Obyazonnosti Doljonsnıkh Liç i Grajdan v Oblasti Oboronı”, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/ru/pasht3.html 58 Genel Kurmay Başkanlığı-silahlı kuvvetlerin strateji programını hazırlar ve seferberlik işlemlerini yapar; orduların kontrolünü sağlar; devletin güvenliği ve bekasını korumakla görevlidir; karargâh ve orduların savaş hazırlıklarını organize eder (m.10).101 5. Savaş Durumu ve Seferberlik Savaş durumu-Ermenistan bulunulduğunda veya devlet Cumhuriyeti’ne ciddi tehlike ile silahlı saldırıda karşılaştığında yada Parlamentonun aldığı bir kararla, devlet başkanı savaş durumu ilan edebilir; tam ve kısmı şekilde olağanüstü hal ilan edildiğinde hukuki rejim Olağanüstü Hal Hakkında Kanun ile düzenlenmektedir (m.13). Seferberlik-devlet başkanı savaş durumu ilan etmekle beraber genel veya kısmî seferberlik de ilan edebilir; seferberliğin ilan edilmesi bütün devlet yönetim mekanizmalarının savaş durumuna geçmesi demektir; seferberlik hazırlık çalışmaları ve seferberliğin ilan edilmesi Ermenistan Cumhuriyeti kanunları ile düzenlenmektedir (m.14).102 6. Sonuç Belgesi Siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının silahlı kuvvetler içinde faaliyeti yasaktır; silahlı kuvvetler kapsamı içinde siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının kurulması yasaktır; askeri birliklerde, askeri eğitim merkezlerinde, askeri kurum ve kuruluşlarda siyasi partilerin kurulması ve propagandası yasaktır (m.15).103 101 Glava 4, “Voorujennıe Sili i Drugiye Voyska”, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/ ru/pasht4.html 102 Glava 5, “Voennıe Polojeniya, Mobilizaçiya”, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/ ru/pasht5.html 103 Glava 6. “Zaklyuçitelnıe Polojeniya”, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/ru/pasht6. html 59 Bir ülkenin uyguladığı savunma ve dış politikanın gücü ve çeşitliliği genellikle onun ekonomik yapısı ve ekonomik büyüklüğü ile doğrudan bağlantılıdır. Dünya ticaretinde dış ticaret hacmi büyük olan devletler genellikle bu üstünlüklerini korumak için yerleştiği bölge ve önemli ticaret ortakları olan bölgelerde güvenliğin kalıcı olmasına çalışmış ve daha pragmatik dış politika izlemiştir. Ekonomisi zayıf ve ürün çeşidi sınırlı olan ülkeler ise dış politikada titiz ve temkinli davranmaya özen göstermeğebilir. Eğer herhangi bir ülke karşılaştığı ekonomik ve siyasi sorunların halledilmesinin tek yolunu revizyonist dış politika uygulamakta ve tarihi savaşlarla yeniden yazmakta iddialı ise bölgenin güvenliği için önemli tehlike arz etmektedir. Buna örnek olarak Ermenistan’ın bağımsızlık sonrası izlediği dış politikayı göstermek mümkündür. Ermenistan’ın bağımsızlık sonrası revizyonist politika izlemesi ekonomi politikasının önündeki açılımları önemli derecede sınırlandırmıştır. Ulaştırmada zaten ciddi sorunlar yaşayan Ermenistan, kuzeyle ilişkilerini Gürcistan üzerinden sağlamıştır.104 Ermenistan ekonomisi diğer komşu devletlere göre zayıftır ve bağımsızlık sonrası her ne kadar liberal ekonomik değerleri uygulamaya çalışsa da izlediği dış politika ekonomisinin kalkınması için uygun ortamı oluşturmamış, tam tersi zaman zaman engel olmuştur. Ermenistan ekonomisinin zayıf olmasındaki en önemli etkenler yerleştiği coğrafi konum, komşuları ile yaşadığı sorunlar, (Azerbaycan ile Dağlık Karabağ, Gürcistan ile Cevaheti problemi ve Türkiye’ye karşı sözde soykırım iddiası ve toprak talebi) transit ülke konumunda olmaması veya olma şansını kullanamaması ve doğal kaynaklardan özellikle de enerji kaynaklarından yoksul olmasıdır.105 104 Ermenistan’ın ekonomik politikası için bkz: Vaagn Khaçatryan: “Osnovnıe Tendençii Razvitiya Ekonomiki Armenii v 1991–2002 Godakh”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.cac.org/http://www.ca-c.org/online/2002/journal_rus/cac-02/17.hachru.shtml 105 Laçiner, a.g.m., s. 183. 60 Ermenistan 21 Eylül 1991’de bağımsızlığını ilân ettikten sonra çok ciddi ekonomik, siyasi ve sosyal sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Bağımsızlık sürecinde işçilerin greve başlamaları, Aralık 1988 depreminin ekonomiye vurduğu darbe,106 Ermenistan ordusunun Azerbaycan topraklarını işgal etmesi üzerine Azerbaycan ile başlayan savaş, Ermenistan ekonomisini etkileyen önemli faktörlerdir. Şubat 1993’te Başbakanlık görevine getirilen Grant Markaryan, Dünya Döviz Fonu’nun da desteği ile ekonomide ‘şok terapisi’ uygulayarak107 ulaştırma ve enerji alanlarında karşılaştığı sorunları çözmek için uğraşmış, İran ve Rusya ile ekonomik ve siyasi ilişkilerini güçlendirmeye çalışmıştır. Sovyetlerin çökmesi sonucu Ermenistan ekonomisi ayakta durması için gerekli olan hammadde ihtiyacını karşılayamamış, üretilen malların satılması için eski Sovyet mekânında pazar bulamamış, malların kalitesi düşük olduğu için de dünya pazarlarında rekabet edememiştir. Ermenistan daha bağımsızlığını ilan etmeden ekonomik reformlara başlamış ve 23 Ağustos 1990’da kabul edilen ‘Ermenistan’ın Bağımsızlık Bildirgesi’ne dayanarak Eylül 1990’da ‘Ermenistan Cumhuriyeti Devlet Mülkiyeti Hakkında Kanun’u108 kabul etmiştir. Bu kanun ile Ermenistan sınırları içinde bulunan bütün ekonomik, siyasi, sosyal ve idari müesseseler Ermenistan Cumhuriyeti’nin mülkiyetine geçmiştir.109 106 Depremin üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen 15 bin depremzede hâlen vagon, konteynır ve çadırlarda yaşamaktadır. Depremzedelerin sorunları Ermenistan Hükümeti tarafından henüz çözülmemiştir. 1998’den itibaren “Şehir Ekonomisi Enstitüsü Fonu” konut sorununa bir çözüm bulmak için ABD uzmanlarının da katıldığı bir proje hazırlayarak hükümete sunmuştur. 107 Puzanov Y. E, “Voprosı Ekenomiçeskogo Razvitiya Armenii”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, S. 232. 108 “Vısşie Organı Vlasti v Armyanskoy Sovetskoy Soçialistiçeskoy Respublike”, (Erişim) http://www.parliamnet.am./Ru/Ourparliamnet/idexContent.htm 109 Sovyetler Birliği döneminde bazı stratejik öneme sahip olan müesseseler Ermenistan yönetimine değil, doğrudan Moskova’ya bağlı olmuştur. 61 1990’lı yılların başlarında merkezi planlama sistemi ile ekonominin kalkındırılmasının mümkün olmadığını anlayan hükümet, pazar ekonomisinin kurulması ve çeşitli mülkiyet şekillerinin oluşturulması için Şubat 1991’de ‘Ermenistan Cumhuriyeti’nde Özelleştirmenin Esasları Hakkında Kanun’u kabul etmiş, resmi özelleştirme programı ise Haziran 1992’de uygulanmıştır.110 Özelleştirmeye ilk olarak tarım sektöründen başlanmış ve Ocak 1991’de ‘Köylü Toprakları ve Kolektif Köylü Çiftliklerinin Özelleştirilmesi Hakkında Kanun’ kabul edilmiştir. 1991–1992 yılları arasında bu kanunun uygulanmasıyla toprak, devletin tekelinden alınmış ve köylüler arasında paylaştırılmıştır. Toplam 320 bin köylü çiftliği ve kolektif çiftlik oluşturulmuştur. Ne var ki, topraklar paylaştırıldıktan sonra hükümet, çiftçilerin sorunları ile ilgilenememiştir. Ermenistan Hükümeti ancak 1995–1996 yıllarında ekonomide belli bir gelişme kaydettikten sonra çiftçileri teknik ve mali açıdan desteklemiştir. 1990’lı yılların başlarında Ermenistan Hükümeti deprem bölgesindeki yarım kalmış inşaatları tamamlama gücüne sahip değildi. Bu şantiyelerde inşaatın yeniden başlaması için Ağustos 1992’de ‘Devlet Müesseselerinin ve Yarım Kalmış Şantiyelerin Devletsizleştirilmesi ve Özelleştirilmesi Hakkında Kanun’ kabul edilmiştir. 1993–1994 yıllarında Sanayi Bakanlığına ait 286, Hafif Sanayi Bakanlığına ait 147 müessese özelleştirme programına dahil edilmiştir. 1994–1995 yıllarında ise orta ve büyük ölçekli sanayi müesseselerinin özelleştirilmesine başlanmıştır. Özelleştirme ihalelerinde yapılan yolsuzluklar ve usulsüzlükler serbest ekonomik ilişkilerin gelişmesine ciddi şekilde engel olmuştur. Ermenistan Yüksek Sovyet’in Haziran 1993’te kabul ettiği bir kanunla sosyal konutların özelleştirilmesine başlanmış ve özelleştirme birkaç sene devam etmiştir. 110 Puzanov, a.g.m., s. 235. 62 Ermenistan’ın planlı ekonomiden serbest pazar ekonomisine geçiş süreci çok sancılı olmuştur. Ermenistan ekonomisi dünya pazarlarına açılacak güçte olmadığı için geleneksel ticaret ortakları ile (eski Sovyetler Birliği ülkeleri ile) ilişkilerini devam ettirmeye büyük önem vermiş, ancak, 1994 yılına kadar ülke ekonomisinin kalkınması için gereken şartları sağlayamamıştır. Bağımsızlık sonrası Ermenistan ekonomisindeki gelişmeleri iki başlık altında değerlendirmek mümkündür. 1) 1990–1994 Yılları: Bu dönemde serbest pazar ekonomisine geçiş için gerekli hukuki altyapı çalışmaları yapılsa da, hükümet ekonomik çöküşün önünü alamamıştır. Alınan tedbirlerin etkisiz kalmasının en büyük nedeni özelleştirmede yaşanan yolsuzluklar, Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırısının devam etmesi, reform çalışmalarının yetersizliği, siyasi ve askeri istikrarın sağlanamaması nedeniyle iç ve dış yatırım riski olmuştur. Ekonominin ve dolayısıyla da dış politika mekanizmasının güçlü veya zayıf olmasında ülkenin nüfus oranı da ciddi rol oynamaktadır. Ayrıca, zaten az olan nüfusun önemli bir bölümü ekonomik, sosyal ve siyasi nedenlerden dolayı dışa göç ediyorsa ekonomik anlamda ciddi sıkıntılar yaşanması olasıdır. Ermenistan’da 1991’den itibaren önemli oranda işgücü dışarıya göç etmiştir. Ekim 2001’de yapılan son nüfus sayımı verilerine göre Ermenistan’ın nüfusu 3 213 011 kişidir. Ancak birçok analizci Ermenistan’ın aldığı dış yardımların azalmasını önlemek amacıyla, nüfusu olduğundan daha çok gösterdiği konusunda ortak görüşü paylaşmaktadır. Ermenistan’ın şu anki nüfusunun 1,5–2 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir ve nüfusun yaklaşık % 20’si son on yılda, başta Rusya olmak üzere çeşitli ülkelere göç etmiştir. Göç edenlerin üçte birinin üniversite mezunu olduğu dikkate alınırsa, uzun vadede Ermenistan ekonomisinin kalifiye işgücü konusunda ciddi sıkıntı 63 yaşayacağı söylenebilir.111 Kalifiye işgücünün dışarıya gitmesi ekonomiyi olumsuz etkilese de, dışarıya göç edenler Ermenistan’a büyük miktarda para akışı sağlamaktadırlar. Yurtdışında yaşayan Ermeniler, ülkelerine yılda ortalama 250 milyon Dolar para transferi gerçekleştirmektedirler. Bu miktar ise, Ermenistan GSYH’nın % 12’sine eşittir.112 Yurtdışından yapılan para transferleri bazı sorunları halletse de kalifiye iş gücü yabancı ülkelerde çalıştığından Ermenistan için kalıcı ekonomik verimlilik ciddi bir sorundur. 1994 yılı sonlarına kadar, Ermenistan ekonomisi küçülmeye devam etmiştir. Hükümet kalkınma programlarını uygulasa da, Dağlık Karabağ Savaşı giderleri ve iç politikada yaşanan siyasi çalkantılar buna imkân vermemiştir. GSYH, 1990 yılına göre % 60 oranında küçülmüştür. Bütçe açığı 1997 yılı sonlarına doğru GSYH’nın % 56’sını oluşturmuş, enflasyon oranı yıllık % 3700’lere ulaşmıştır.113 2) 1995–2005 Yılları: Mayıs 1994’te Azerbaycan ile ateşkes anlaşması imzalandıktan sonra ekonomiyi kalkındırmak için imkân elde eden hükümet, reform çalışmalarına hız vermiş ve savaş için harcanan paranın bir bölümünü ekonomiye aktarmıştır. Bütçe açığı kapatılmaya başlanmış, 1994’te GSYH % 5,4 büyümüştür. Uluslararası örgütlerin desteğini alan hükümet makroekonomik gelişmeyi sağlamak için bir dizi reformlar uygulamıştır. Hükümet, 1993 sonunda milli para birimi olan Dram’ı tedavüle sokmuştur. Ermenistan Hükümeti, 1995’te Uluslararası Döviz Fonu’ndan Sistematik Dönüşüm Programı (Systematic Transformation Facility) çerçevesinde aldığı 24,8 milyon Dolar, Borç Düzenlemesi (Stand By Arrangement) programı çerçevesinde aldığı 30 milyon Dolar ve Dünya Bankası’ndan aldığı 63,5 111 Sezgin, a.g.m.., s. 47. Aleksandr Melkumyan, “Dostijeniya i Problemı Armyanskoy Ekonomiki”, ArmİNFO, 18 Temmuz 2001. 113 Olga Boguslavskaya, “Ekonomika Respubliki Armenii”, Trud, 29 Ekim 1998. 112 64 milyon Dolar114 kredi ile mali sorunlarını hallederek ekonomiyi kalkındırmaya başlamıştır. Ermenistan ekonomisi bütün alanlarda değil, özellikle makroekonomik açıdan ilerleme kaydetmiştir. Genel ekonomik kalkınmanın söz konusu olmadığı belirtilmelidir. BDT Devletlerarası İstatistik Komitesi’nin hazırladığı rapora göre, 2004 yılında Ermenistan 1970’li yılların ekonomik düzeyinde olmuştur. GSYH’sı 1999 yılı verilerine göre, 1970, sanayi üretimi 1973, tarım ürünleri 1976, taşımacılık 1953, konut inşaatı 1946, toplam ticaret hacmi ise 1973 yılı düzeyindedir.115 Ermenistan Devlet İstatistik Komitesi’nin verilerine göre ekonomide kalkınma olmasına rağmen, sonuçları sosyal hayata yansımamıştır. Hizmet sektöründeki gelişme 1993’te % 10,6, 1994’te % 17,5, 1996’da % 11,7, 1997’de % 13,2 ve 1998’de % 4,7 olarak belirlenmiştir.116 Dünya Bankası’nın verilerine göre Ermenistan’da orta sınıf bulunmamaktadır. Ülke nüfusunun % 20’si milli gelirin % 80’ini kontrol etmektedir.117 Sosyal hayattaki bu dengesizlik sadece ekonomiyi değil, ülkenin siyasi hayatını da etkilemiştir. Ermenistan’da 2003–2004 yıllarında GSYH % 13,9 ve % 10,1 artış göstermiş, yabancı sermaye 2003’te 120,9 milyon ABD Doları, kişi başına düşen milli gelir 950 ABD Doları, 2004’te ise 1,120 ABD Doları118 olmuştur. Dünya Bankası’nın verdiği bilgilere göre, Ermenistan’ın dış borcu 733,1 milyon, The Economist Intelligent’in hazırladığı rapora göre 1,08 milyar ABD Dolarıdır.119 Ermenistan ekonomi ağırlıklı uluslararası kuruluşlarla da 114 Boguslavskaya, a.g.m., Vaan Haçatryan, “Osnovnıye Tendençii Razvitiya Ekonomiki Armenii v 1991–2002 Godah”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2002/journal_rus/cac-02/17.hac hru.shtml 116 Haçatryan, a.g.m., 117 Haçatryan, a.g.m., 118 “The Worl Bank Group-Armenıa Data Profile”, (Erişim) ww.devdata.worldbank.org/external/ 119 “Armenia İnternal Instability Ahead ICG Europe”, Reprt N0 158, 18 October 2004), p. 18. 115 65 ilişkilerine önem vermiş, 5 Şubat 2003’te Dünya Ticaret Teşkilatına üye olmuştur.120 Yeni ekonomik sisteme geçiş sürecinde devlet kurumları gerektiği gibi çalışmadığından yolsuzluk ve rüşvet için uygun ortam oluşmuştur. Pazar ekonomisinin ‘acı gerçekleri’ ile karşılaşan bürokrasi, yüksek enflasyon nedeniyle elindeki her şeyi kaybettiği için yolsuzluk yaparken veya rüşvet alırken kendisini haklı görmüştür. Dünya Bankası’nın Ermenistan’daki yolsuzluğun durumunu belirlemek için 95 büyük fabrika sahibi ve devlet yetkilisi arasında yaptığı anket araştırmasında, gümrük ve vergi memurları, polis, mahkeme ve savcılık gibi kurumlarda büyük yolsuzlukların yapıldığı sonucuna varılmıştır.121 Ermenistan ekonomisinin bu tür ciddi sıkıntı yaşamasına rağmen, hükümet ekonomik sorunları çözmekten daha çok, Azerbaycan topraklarının işgal edilmesine öncelik tanımıştır. Bu taktik 1994’te imzalanan ateşkes antlaşmasından sonra Ermenistan ekonomisinde kayda değer bir gelişme olsaydı kendini kanıtlamış olurdu. Ancak Ermenistan Hükümeti ekonomide yaşanan bazı sorunları halletse de, köklü bir değişiklik söz konusu olmamıştır. 1. 1. 4. Diaspora Genellikle bilimsel literatürde diaspora122 terimi Yahudilerin sürgün hayatını ifade etse de, zamanla değişerek benzer durumlarda olan grup ve olayları tanımlamak için kullanılmıştır. Postmodernist yaklaşım sonucunda 120 “The World Trade Organization”, (Erişim) www.wto.org/english/thewto_e/whatis_e/org6_e.htm Karpis İradyan, “Nıneşnaya Ekonomiçeskaya Situaçiya v Armenii i Dalneyşie Zadaçi”, Azg, 19 Eylül 2002, 122 Terimin dilbilgisi bakımından açıklanması için bkz: Armyanskaya Diaspora, (Erişim) http://www.armenia.ge/diaspora/diasp_gen_rus.php; Diaspora (Spyurk), (Erişim) http://www.genocide.ru/enc/diaspora.htm 121 66 diaspora terimi ilk anlamından oldukça uzaklaşsa da,123 diaspora terimini ilk anlamı ile özdeşleştirenler Yahudi örneğini ideal bir tip olarak savunmaktadırlar.124 Ermeniler, genelde diaspora terimini değil, Ermenice yurtdışında yaşayan Ermeniler anlamına gelen ‘spyurk’125 terimini kullanmaktadırlar. Burada, yurtdışında yaşayan Ermeniler hakkında bilgi verirken, genel olarak kabul görmüş postmodernist yaklaşım dikkate alınarak diaspora terimi kullanılacaktır. Ermeni kaynaklarına göre, bugün, dünyanın 79 ülkesinde toplam 15 milyona yakın Ermeni yaşamaktadır.126 Ermeniler Avrupa127, Asya ve ABD’de128 yaşamalarını genellikle 1915 tehciri ile açıklasalar da,129 bu tarihe kadar adı geçen coğrafyalarda Ermenilerin yaşadığı bir gerçektir. Bazı araştırmacılar ise 15. yüzyılda Kilikya Ermeni Baronluğu’nun dağılmasından 123 Viktor İnnokentyeviç Dyatlov, “Diaspora: Popıtka Opredelitsya v Ponyatiyakh”, Diasporı, Moskova 1999, No 1, ss. 8-23; Aleksandr Militarev, “O Soderjanii Termina “Diaspora” (K Razrabotke Definiçii), Diasporı, Moskova 1999, No 1, ss. 24-33. 124 William Safran, “Diasporas in Modern Societies: Myths of Homeland and Return”, Diaspora.N.Y. 1991. Vol. 1. № 1. p. 84. 125 Bağramyan R. H, Halilov İ. H, Hay-Adrbejaneren Bararan, Luys Yayınevi, Erivan 1978, s. 482. 126 “Rasselenie Armyan v Mire”, (Erişim) http://www.armenia.ge/diaspora/diasp_world_rus.php, 18 Mayıs 2006. 127 Samim Akgönül, “Fransa Ermeni Toplumu ve Türkiye: Propaganda ve Lobicilik”, Ermeni Araştırmaları, Bahar 2002, sayı 5; Çakıllıkoyak, a.g.e., Hasan Babacan, “I. Dünya Savaşı Öncesinde Yurtdışına Göç Eden Ermeniler ve Ermeni Diasporası’nın Oluşumu”, (Erişim) http://www.stradigma.com/turkce/ozel/makale_04.html; Rusya’daki Ermeni diasporası hakkında bkz: Hatem Cabbarlı, “Rusya’da Ermeni Diasporu: Oluşumu ve Faaliyetleri”, Ermeni Araştırmaları, Eylül-Ekim-Kasım 2001, sayı: 3, s. 131-152. 128 Şenol Kantarcı, Amerika Birleşik Devletleri’nde Ermeniler ve Ermeni Lobisi, 1. bs. Alfa Akademi Yayınevi, İstanbul, Ekim 2004; Tayyar Arı, Amerika’da Siyasal Yapı, Lobiler ve Dış Politika, İstanbul 1997; Mesrop Ashjian, The Armenian Church in America, New York, 1995, Sarkis Ataimian, The Armenian Community: The Historical Development of a Sosial and İdeological Conflikt, New York, 1995. 129 Hayk Kotanjian, “Armenian Security and U.S. Foreign Polisy in the South Caucasus”, Connectıon, Vol. 3, No 2, June 2004, p. 17. 67 sonra Ermenilerin bugünkü yaşadıkları coğrafyaya-İran, Osmanlı ve Rusya topraklarına ve daha sonra Avrupa’ya göç ettiğini düşünmektedirler.130 Ermeni diasporasının büyük bir bölümü 20. yüzyılın sonlarına kadar dil, alfabe ve gelenek farkları nedeniyle Ermenistan’ı anavatan olarak görmemiş,131 diasporayı bağımsız, başlı başına bir değer ve bir tür anavatan gibi değerlendirmiştir.132 Diasporada yaşayanların bir grubu ise Ermenistan’ı anavatan olarak görseler de, kendilerini bu ülkeyle fiziki olarak bağlı hissetmemiştir.133 Diaspora da kendi içinde tek bir vücut olarak şekillenmemiştir ve çeşitli özelliklerine göre, birçok tanımlama yapılabilir. Diasporanın en belirgin özelliği ise kapitalist ve sosyalist dünya görüşüne sahip olması ve bu iki grup arasında yaşanan anlaşmazlıktır.134 Sosyalist sistemin çökmesine rağmen, ideolojik sınırların halen devam etmesi yalnızca diaspora içinde değil, aynı zamanda diaspora ve Ermenistan Ermenilerinin bir gaye etrafında birleşmelerine engel olmaktadır.135 Bazı araştırmacılar diasporanın Ermenistan ile ilişkilerinin başlangıcını Aralık 1988 depremi ve bağımsızlığın ilan edilmesi faktörü ile açıklasa da,136 aslında ikili ilişkilerin başlaması Sovyetler Birliği’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan zaferle çıktığı 1945’e rastlamaktadır. Diaspora Ermenileri, SSCB’ye karşı koymaktansa savaştan daha da güçlenerek çıkan bu ülke ile ilişkileri geliştirmenin Ermenistan ve diasporaya daha yararlı olacağına inandığı için 130 “Armeniya: v Preddverii Vnutripolitiçeskoy Nestabilnosti”, Doklad MGPK No 158 Evropa, Erevan/Brussel, 18 Ekim 2004, s. 1. 131 “V Obşem Dome”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/ Armvest/Jurnal06/j06_stat01.html 132 Libaridian, a.g.e., s. 171. 133 Armeniya: v Preddverii..., s. 8. 134 Burada SSCB sınırları içerisinde ve Batı dünyasında yaşayan Ermeniler kastedilmektedir. 135 Naira Ayrumyan, “Tri Dnya Pod Znakom Diasporı”, (Erişim) http://www.karabakhopen.com/src/ index.php?lang=ru&id=2&nid=3461 136 Soner Karagül, “20. Yüzyılda Ermeni Diasporası ve Faaliyetleri”, Dünden Bugüne TürkErmeni İlişkileri, der. İdris Bal ve Mustafa Çufalı, I. bs., Nobel Yayınları, Ankara 2003, ss. 569590; Aleksandr Mutaloviç Khalmukhamedov, “Armyanskaya Diaspora Kak Soçiokultırnıy i Politiçeskiy Fenomen”, Soçiologiçeskie İssledovanie, Moskova, 1999. No 2, ss. 54-59. 68 taktiğini değiştirmiştir. Zira bu tarihten sonra diaspora SSCB aleyhine faaliyetlerini önemli derecede sınırlandırmıştır. 1980’li yıllara kadar Arap coğrafyasında yaşayan Ermenilerin bir bölümü Ermenistan Hükümeti tarafından ülkeye göç ettirilmiştir.137 Ancak diaspora Ermenilerinin ilk defa bağımsız olarak ülkeye gelmelerine sebep Aralık 1988 depremi olmuş, bu tarihten sonra ise ikili ilişkiler daha da gelişmiştir. Ermenistan, bağımsızlığının ilk dönemlerinde Batı desteği ve ekonomik yardım almak bağlamında diasporaya ihtiyaç duymuş ve olanaklarını değerlendirmiştir. 1990’lı yılların başlarına kadar diaspora maddi ve manevi olarak Ermenistan’ı desteklemiş, ancak bu tarihe kadar sürgünde faaliyet gösteren Taşnaksutyun, Hınçak (Kilise Çanı) ve Ramkavar Azatakan (Liberal Demokrat) partilerin ana vatana geri dönerek siyasi faaliyete başladıktan ve bu süreçte kendi siyasi çıkarlarını uygulamaya koyduktan sonra diasporaErmenistan ilişkilerinde birtakım sorunlar ortaya çıkmıştır.138 Ermenistan Ermenilerine göre, diaspora her ne kadar ülkeye yardımda bulunsa da, ülkede yaşanan ekonomik, siyasi, sosyal problemleri onlar değil, kendileri yaşamaktadır. Batı ve ABD’de lüks hayat yaşayan diasporanın Ermenistan ile fiziki bağlantısı yoktur ve burada herhangi bir şekilde hak iddia edemez ve kendilerinden üstün konuma gelemezler.139 Ermenistan ve diaspora arasında görüş ayrılığının ortaya çıkması ve bazı temel meselelerde farklı yaklaşım benimsemelerine neden karşıt siyasi sistemde yaşamaları olmuştur.140 137 Hatem Cabbarlı, “Geçmişten Günümüze Ermenistan’da Azerbaycan Türkleri”, Ermeni Araştırmaları, Aralık 2001-Ocak-Şubat 2002, sayı: 4, ss. 122-146. 138 Arutyun Marutyan, “İstoriçeskaya Pamyat v Dialoge Mejdu Kulturami: Vozmojnost ili Prepyatstvie”, (Erişim) http://www.pogranicze.sejny.pl//download/historical_memory_final.pdf, Libaridian, a.g.e., ss. 165-203. 139 Armeniya: v Preddverii..., s. 8. 140 Melkonyan E, Armenia-Armyanskaya Diaspora: Na Puti Vzaimoponimaniya, Armeniya i Diaspora na Poroge XXI Veka, Erivan, 1988, ss. 76-77. 69 Ermenistan ve diaspora arasında ilişkilerin kurulmasından sonra diaspora 1990’lı yılların ortalarına kadar özellikle dış politikada konumunu güçlendirmiştir. Bunun en önemli nedenlerinden biri de Ermenistan’ın ilk Dışişleri Bakanı Raffi Ovanisyan’ın ve hükümette önemli mevkilerde bulunan bazı kişilerin diaspora kökenli olmasıdır. Ancak dönemin devlet başkanı Petrosyan, bu durumu kontrol etmeye çalışmış ve zaman zaman diasporanın faaliyetini sınırlandırmıştır.141 Diaspora-Ermenistan arasında yaşanan anlaşmazlık Taşnaksutyun Partisi’nin ve diğer diaspora kökenli partilerin Ermenistan’da faaliyete başlamasından sonra siyasi zemine taşınmıştır. Diaspora partileri özellikle dış politikada daha radikal siyaset izlemeği talep etseler de, hükümet uluslararası ve bölgesel dengeler üzerinde oynamaya ve özellikle Rusya ile ilişkilerini korumaya çalışmıştır. Başta Taşnaksutyun Partisi olmak üzere diğer diaspora partileri hükümetten Türkiye’ye yönelik daha sert politika uygulamasını-sözde soykırım propagandasını Antlaşması’nı uluslararası tanımamalarını, toprak alana ve taşımalarını, tazminat talep 1921 Kars etmelerini, Azerbaycan topraklarının işgal edilmesi için askeri operasyonlara devam etmelerini, Gürcistan’ın Cevaheti eyaletinde yaşayan Ermenilerin ayrılıkçı faaliyetlerini desteklemeyi ve diaspora Ermenilerine vatandaşlık statüsü vermelerini talep etmiştir. Ayrıca Ermenistan’a önemli ekonomik yardımlarda bulunan Ermeni Yardım Kuruluşu, ABD Ermeni Asamblesi, Ermeni Genel Hayır Birliği, Galust Gulbekyan Aleks Manukyan ve Kirk Kiryon Vakfları da zaman zaman kendi taleplerini hükümete kabul ettirmeye çalışmıştır.142 141 Vincent Lima, “The Diaspora Establishment Convenes in Armenia”, Armenian Forum, 2, No 2, s. 94; Ter-Petrosyan, Taşnaksutyun Partisi hakkında 28 Aralık 1994’de “siyasi terörizm” ve “uyuşturucu madde kaçakçılığı” suçlamasında bulunmuş, ardından da partinin faaliyetleri askıya alınmıştır. Daha sonra Ermeni Üst Mahkemesi partinin ve bağlantılı kuruluşların (özellikle Dro) faaliyetlerini önce altı aylığına askıya almış, belirlenen zamanda şartlar yerine getirilmeyince de önlemlerin uygulanma süresi uzatılmıştır. Libaridian, a.g.e., s. 69. 142 Libaridian, a.g.e., s. 173. 70 Ermenistan’ın dış politikasındaki temel konular belirlenirken diasporanın görüşleri değerlendirilmiş ve ortaklaşa uygulanmıştır. Buna karşılık Ermenistan diasporadan beklediği ekonomik yardımı ve desteği alamamıştır. Ermenistan dış politikasında özellikle diaspora Ermenileri için değiştirilmesi, tartışılması ve gündemden düşürülmesi imkansız sözde soykırım, tarihi ana vatan, toprak ve tazminat gibi bazı konular vardır. Bu konularda Ermenistan’ın Türkiye’ye taviz vermesi mümkün değildir. Bağımsızlık sonrası seçilen iki devlet başkanının ve hükümette savunma ve dışişleri bakanlarının da diaspora kökenli olması nedeniyle143, diaspora halen ülkede etkili olmaya devam etmektedir. Koçaryan 1998’de iktidara geldikten sonra Ermenistan’ın diaspora politikasını yeniden belirlemiş ve ilişkilere önem vermiştir. Ermenistan özellikle dış politikada faaliyet alanının genişletilmesi ve ekonominin kalkınması anlamında diasporanın potansiyelinden faydalanmak istemiştir. Bu bağlamda dünya Ermenilerinin yeniden örgütlenmesi ve karşılıklı faaliyetlerin koordine edilmesi için Koçaryan’ın desteği ve girişimleri sonucunda üç defa Ermenistan-Diaspora Konferansı düzenlenmiştir.144 Aslında diaspora Ermenistan’a yakın görünse de, ikili ilişkilerde halen aşılamayan psikolojik bariyer vardır.145 Taraflar eşit durumda olmadığı için sorunların giderilmesi için düzenlenen konferanslar da çözüm üretememiş, diaspora kuruluşlarının tek taraflı olarak Ermenistan’ı etkileme çabaları devam etmiştir.146 143 Bu konuda sayfa 78’e bkz. “Armenia-Diaspora Conference I”, (Yerevan, September 22-23, 1999), (Erişim) http://www.armeniadiaspora.net/conference99/index.html; “Armenia-Diaspora Conference II”, Yerevan, May 27-28, 2002, (Erişim) http://www.armeniadiaspora.net/conference2002/htms/ pre_conf.htm; “Armenia-Diaspora Conference III”, (Yerevan, September 18-20, 2006), (Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/conference2006/ 145 Armeniya: v Preddverii..., s. 8. 146 Sedat Laçiner, Türk-Ermeni İlişkileri, Kaknüs Yayınları, I. bs., İstanbul, Eylül 2004, ss. 199201. 144 71 Koçaryan’ın girişimleri ile ilk Ermenistan-Diaspora Konferansı 22–23 Eylül 1999 tarihlerinde Erivan’da yapılmıştır. Koçaryan bu forum aracılığı ile diaspora Ermenilerinden ülkeye yaptıkları maddi yardımları ve yatırımları arttırmalarını ve Karabağ konusunda bulundukları ülkelerde Ermenistan tezlerini savunmalarını istemiştir. Diaspora Ermenilerinin Ermenistan’dan en büyük beklentisinin ise sözde Ermeni soykırımının tanınması konusunda daha aktif davranması olduğu görülmektedir.147 İkinci Ermenistan-Diaspora Konferansı 27–28 Mayıs 2002 tarihinde Erivan’da yapılmıştır.148 Konferans sonunda yayınlanan bildirgede, tarihi olaylar konusunda,149 Ermenilerin, Osmanlının planlaması ve icra etmesi sonucunda, 1,5 milyon Ermeni’nin öldürülmesiyle yara aldığını ancak bu yok etme politikasına karşı Ermeni halkının dayanabildiği, 28 Mayıs 1918 tarihli savaşlar sonucunda150 Birinci Ermenistan Cumhuriyeti’nin kurulduğu ancak yeni bir Türk saldırısıyla151 Ermenistan’ın bölündüğü ifade edilmiştir. Bildirgede diasporanın, dünyanın çeşitli ülkelerindeki ayrı siyasi ve kültürel koşullar altında milli karakter, gelenek, kültür ve kimliğin korunması ve geliştirilmesinin başlıca sorun olduğuna dair sözler de sarf edilmiştir. Sonuç bildirgesinde sözde Ermeni soykırımı hakkında şu satırlar yer almıştır: ‘Konferans, dünyanın her ülkesinde Ermeni soykırımının uluslararası alanda tanınmasının gerçekleşmesi için kararlılığını tekrar teyit eder. Konferans, 147 Ömer Engin Lütüm, “Olaylar ve Yorumlar”, Ermeni Araştırmaları, sayı 5, Bahar 2002, (Erişim) http://www.iksaren.org/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=285 148 “Diaspora-Armenia Conference”, (Erişim) http://www.armeniadiaspora.net/conference 2002/htms/VOInterviewJan.html 149 Bildirgenin metni için bkz: (Erişim) www.armeniadiaspora.com/conference2002/htms/declar/ eng.htm 150 Sardarabad Savaşı’ndan söz edilmektedir. 1918 yılında Rusya’nın 1878 savaşında elde ettiği Osmanlı topraklarını boşaltmasının ardından Ermeniler bu toprakları ele geçirmek amacıyla Osmanlı kuvvetleriyle çarpışmışlar ve ancak başarı kazanamamışlardı. Osmanlı ordusunun Erivan’a doğru ilerlemesi 1918 yılı Mayıs ayı sonunda Sardarabad’da durdurulmuş ancak daha fazla savaşamayan Ermeniler, 4 Haziran 1918 tarihinde Batum Antlaşması’nı imzalayarak Osmanlı Hükümeti’nin tüm isteklerini kabul etmişlerdi. 151 Ermeniler Sevres Antlaşması’yla Ermenistan’a verilen Doğu Anadolu topraklarını ele geçirmek amacıyla komutanlığını Kazım Karabekir’in yaptığı Türk kuvvetleriyle 1920 yılı Eylül ayı sonunda çarpışmışlar ve fakat yenilerek 3 Aralık 1920 tarihinde, Sevres’in geçersizliğini tanıyan Gümrü Antlaşması’nı imzalamışlardı. 72 dünyanın çeşitli başkentlerinde Ermeni halkının doğruyu gören dostlarının, uluslararası toplumun soykırım konusundaki giderek artan kararlılığının kanıtını oluşturan çabaları karşısında memnuniyetini ifade eder.’152 Böylece, diasporanın olduğu kadar Ermenistan’ın da sözde soykırımının tanıtılması faaliyetlerine devam etmeye kararlı oldukları anlaşılmaktadır. Bu da, Ermenistan Türkiye ilişkilerinde yaşanan sorunların devam edeceği anlamına gelmektedir. Yaklaşık iki bin delegenin katıldığı üçüncü Ermenistan-Diaspora Konferansı 18–20 Eylül 2006 tarihinde Erivan’da gerçekleşmiştir.153 Konferansta 21. Yüzyılda Milli Devlet ve Milli Kimlik, Diaspora-Anavatan İlişkilerinin Mekanizması-İki Taraflı Yol, Vatana Dönüş ve Tek Milli Kimlik Bölgesi ve 2020’de Diasporaya Bakış154 adlı konular müzakere edilmiştir. Önceki konferanslarda olduğu gibi, bu konferansta da, diaspora temsilcileri diaspora-Ermenistan ilişkilerini koordine eden bir devlet kurumunun kurulmasını talep etseler de, bu konuda karar alınmamıştır. Önceki konferanslarda alınmış kararlar değerlendirildiğinde tarafların işbirliği imkânlarını değerlendirmek istemelerine rağmen, beklenen sonuca ulaşamadıkları, Ermenistan ve diaspora arasında olduğu gibi, diasporanın kendi içindeki problemlerin mevcutluğu genel ve planlı işbirliğine engel olduğu anlaşılmıştır. Diasporanın Ermenistan’ı dış politikada sıkıntıya sokmasında bir başka neden de kendilerinin siyasi sorumluluğunun olmamasıdır. Ermenistan’ın ekonomik, kültürel, sosyal ve askeri gerçeklerini ve potansiyelini en iyi şekilde ülkenin devlet adamlarının bilmesine rağmen, diaspora zaman zaman hükümetten imkânsızı talep etmektedir. 152 Lütem, a.g.m., 3. Konferans için bkz: (Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/conference2006/ 154 Konular üzere tartışmalar için bkz: (Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/conference2006/ forum.html 153 73 Ermenistan’ın son 15 yıllık bağımsızlık tarihinde diaspora ile ilişkileri değerlendirilirken, diasporanın bazı önemli kararlar alınmasında etkili olduğu, bazen gölgede kaldığını ancak hiç bir zaman olayların dışında olmadığını iddia etmek mümkündür. Büyük bir ihtimalle taraflar arasındaki ilişkilerde kısa ve orta vadede ciddi anlaşmazlık yaşanmayacaktır. Ancak bu durumun değişmesi Ermenistan’da ciddi bir ekonomik bunalım yaşandığında veya Dağlık Karabağ’da askeri operasyonların başladığı takdirde istisna edilmemelidir. 1. 1. 5. Hay Dat Doktrini Bazı milletler tarih boyunca yaşadıkları olumsuzlukları tehdit olarak değil, fırsat olarak değerlendirmiş ve başarılı olmuştur. Buna örnek olarak Yunanistan’ın Osmanlı egemenliğinden ayrılmasından sonra yaşadığı ekonomik, kültürel, siyasi, milli ve ideolojik sıkıntıyı gidermek ve ülke sınırlarını genişlendirmeye ve kalkındırmaya yönelik ortaya atılan Megali İdea,155 Yahudilerin 2500 yıllık sürgün hayatına son veren Siyonizm156 ve Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra harap olmuş Alman ekonomisini, siyasetini ve milli duygularını yeniden canlandıran ve geliştiren-Alman dış politikasının sacayaklarından biri olan Lebensraum157 (her ne kadar sonucu tartışmaya açık olsa da) doktrinlerini göstermek mümkündür. Bu bağlamda Ermenilerin 19. yüzyılın sonlarında ortaya attıkları Hay Dat (Ermeni Davası) Doktrini hakkında bilgi verilecek ve Ermenistan dış politikasının oluşumuna etkisi değerlendirilecektir. 155 Türk Dış Politikası, “Yunanistan Dış Politikası ve Megali İdea” Kutusu, der. Baskın Oran, 1. bs., 2001, İstanbul, s. 180; Ünal Metin: “Megali İdea”, (Erişim) http://www.ufukotesi.com/ yazıgoster.asp?yazi_no=20050843; “Megali İdea”, (Erişim) http://tr.wikipedia.org/wiki/Megali_ Idea, 156 Türk Dış Politikası, “Siyonizm” Kutusu, der. Baskın Oran, s. 201; Benyamin Noyberger, Çto Takoe Sionizm?, Moskova 1996; Are Barats, Fenomen İudaizma, Moskova 1990, Abdulvahap Al Masiri, “Sionizm i Antisemitizm: Dve Storonı Odnoy Medali”, Al İttihad gazetesi, Birleşmiş Arap Emirliği, 7 Mayıs 2005, (Erişim) http://www.palestine-info.ru/code/AFF/aff.php?id=8245& categuorie=4; “Sionizm”, (Erişim) http://mb-oft.com /believe/trc/zionism. Htm; “Sionizm”, (Erişim) http://www.eleven.co.il/article/13819 157 Türk Dış Politikası, “Hitler Döneminde Almanya” Kutusu, der. Baskın Oran, s. 301. 74 Hay Dat Doktrini’nin bel kemiğini oluşturan ideoloji büyük ölçüde Ermeni kilisesi ve aydınları tarafından yüzyıllardır yaşatılan, her şeye rağmen uygulanması öngörülen ulusal değerlerin XIX. yüzyılın sonu, XX. yüzyılın başlarında doktrin haline getirilmiş bütünüdür. Bu doktrinin oluşmasında Taşnak Partisi’nin önemli rolu olmuştur. 1920’de Birinci Ermenistan Cumhuriyeti’nin Bolşevikler tarafından işgal edilmesinden sonra Avrupa’ya göç eden iktidar partisi Taşnaksutyun’un ciddi siyasi bunalım dönemi başlamıştır. İdeolojik bölünmelerin karşısının alınması ve sürgünde yaşamak için mücadele eden Taşnaksutyun zamanla Hay Dat Doktrini’ni benimsemiş ve sahiplenmiştir.158 Doktrin, 1965 yılına kadar Taşnaksutyun Partisi ile birlikte sürgün hayatı yaşamıştır. Bu tarihte Ermenistan SSC’nin sözde Ermeni soykırımı kurbanlarının anılmasına izin vermesinden sonra Hay Dat Doktrini’ni oluşturan ideoloji Ermenistan’a girmiş, bağımsızlığın ardından ise konumunu daha da güçlenmiştir. Hay Dat Doktrini 1990’lı yıllara kadar özellikle diaspora Ermenilerinin ulusal değerleri ve milli kimliğinin korunmasına hizmet etmiş ve bu özelliğini büyük ölçüde bugün de devam ettirmektedir. Hay Dat sadece büyük hedeflere yönelik bir doktrin değildir. Hay Dat, kimlik krizlerinden cemaat içi birliğe, farklı cemaatlerden kimselerle evlilikleri engelleyecek mekanizmalar bulunmamasından, üniversitelerde Ermeni tarihinin meşrulaştırılmaya, kuşak çatışmalarından, Türklerin ‘soykırım’ yaptığını inkâr etmesine ve soykırımın uluslararası düzeyde tanınmasına dek Ermenilerle ilgili her şeyi içeriyordu.159 Libaridian, ‘...Ermeni Davası tedrici olarak, uluslararası ilişkiler dünyasında mistik stratejilerle yürütülen efsanevi 158 “Armyane SŞA za Djona Kerri: İntervyu Glavı “Ay Data” Kiro Manoyana İA REGNUM”, (Erişim) http://www.volgainform.ru/allnews/305294/ 159 Libaridian, a.g.e., s. 176. 75 bir mücadeleye dönüştü160’ dese de, Ermenistan’ın bağımsızlığının ilanından sonra Hay Dat Doktrini’ni oluşturan sistematiğin neredeyse aynısı dış politikada uygulanmaya başlanmıştır. Bu, sistematik uygulamada iktidarda bulunan siyasi güçlerin dünya görüşü ve ideolojileri bakımından birincil ve ikincil konumda olsa da, prensip bakımından doktrinden kesin dönüş veya sapma söz konusu olmamıştır. Hay Dat Doktrini 19. yüzyılın sonu, 20. yüzyılın başlarında bağımsız Ermenistan devletinin henüz kurulmadığı gerçeği ve içinde bulundukları koşullar dikkate alınarak oluşturulan, kesin değişmez ebedi ulusal amaçlar olarak benimsenen üç temel amacı vardır. Bu amaçlar: -Tarihi Ermeni topraklarının geri alınması ve Birleşik/Büyük Ermenistan ulusal devletinin kurulması; -Tarih boyunca dünyanın çeşitli bölgelerine dağılmış Ermeni ulusunun söz konusu topraklara geri dönmesini sağlamak; -Sosyal devletin kurulmasıdır. Hay Dat Doktrini’nin teorik esasını, bölgesel güçlerin yayılmacı politikalarını ulusal güvenlikleri için başlıca tehdit olarak kabul eden Ermeni tarihsel politik geleneği oluşturmaktadır. Bunun nedeni ise Ermenilerin tarih boyunca ulusal devletlerinin bulunmaması ve bulunduğu zaman da yayılmacı politika güden diğer devletlerin egemenliği altında kalarak, verimli işlev yürütememesidir. Hay Dat’dan da görüldüğü gibi, hiçbir toplum Ermeniler kadar devamlı olan bir mağduriyet psikolojisi oluşturmamıştır. Gizli Ermeni sürgün organizasyonları tarafından Türk vatandaşlarına karşı uygulanan terör Türkiye ile olan ilişkileri rasyonel diyalogu imkânsızlaştıran bir noktaya getirmiştir.161 Ermenistan, 1990 Bağımsızlık Bildirgesinde yer aldığı ‘Büyük 160 Libaridian, a.g.e., ss. 175-177 Paul B. Henze, “Gürcistan ve Ermenistan’da Sıkıntılı Bağımsızlık”, Avrasya Etüdleri, sayı: 2, Yaz: 95, TİKA Yayınları, Ankara, s. 30 161 76 Ermenistan’ hayalinin Türkiye’ye yönelik hedeflerinden, 1915’deki sözde Ermeni soykırımı iddialarından ve tazminat taleplerinden vazgeçmediğini ortaya koymuştur162. Bu konuda diaspora, Ermenistan dış politikasının tamamlayıcı unsuru olarak hareket etmiş, Ermenistan’ın ABD ve Avrupa ile ekonomik ve siyasi ilişkiler kurmasında büyük rol oynamıştır. Ermenistan dış politikası hakkında değerlendirmelerde bulunan Ermeni akademisyen ve tarihçiler genelde Hay Dat Doktrini üzerinde bilinçli veya bilinçsiz olarak fazla durmazlar. Ancak bugün, Ermenistan Hükümeti’nin uyguladığı dış politika Hay Dat doktrininde öngörülen bütünün parçalarıdır. Dış politika tablosuna kuş bakısı ile bakıldığı zaman Hay Dat Doktrini’nde çizilen tabloyu görmek mümkündür. Hay Dat Doktrini’nin merkezi ofisi Erivan’da bulunmaktadır. Ayrıca, Taşnaksutyun Partisi’nin bulunduğu bütün ülkelerde163- ABD, Brüksel, Rusya, İran164 ve Lübnan’da165 büroları faaliyet göstermektedir. Tarihi geçmişi, siyasi ve ekonomik bağlantıları bakımından Hay Dat ABD büroları daha geniş faaliyet göstermektedir. Hay Dat Büroları özellikle devlet başkanlığı, Senato, Temsilciler Meclisi ve yerel seçimlere daha aktif katılmaktadır. 2004’te yapılan Senato ve Temsilciler Meclisi seçimlerinde Hay Dat Bürolarının desteklediği 202 adaydan 199’u seçilmiştir.166 162 Ermenistan parlamentosunun 23 Ağustos 1991”de kabul ettiği Bağımsızlık Bildirisi’nin 11. maddesinde şu ifadeler yer almaktadır: “Ermenistan Cumhuriyeti, Osmanlı Türkiyesi tarafından 1915’te Batı Ermenistan’da işlenen soykırımı suçunun uluslararası alanda kabul edilmesi için sürdürülecek çabaları destekleyecektir”. Bildiride, Türk topraklarından “Batı Ermenistan” diye söz edilmesi de, tarihi tartışmak istemekten güdülen amacın, Türkiye’yi, tazminat ve toprak taleplerini gündeme getirecek bir sürece sokmak olduğunu ortaya koyuyor. Şükrü Elekdağ, “TürkiyeErmenistan İlişkileri”, Milliyet, 15 Mayıs 1998. 163 “Armyane SŞA za...”, 164 “V Novoy Djulfe Sostayalas Otkrıtie Novogo Zdaniya Komissii Ay Data”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=25245, 10 Temmuz 2006. 165 “Konferentsiya Komitetov ‘Ay Dat’ v Livane”, (Erişim) http://news.genocide.ru/2005/10/25/ 99.htm, 25 Kasım 2005. 166 ABD’de “Hay Dat Dostları” diye bir teşkilat kurulmuştur. Bu teşkilata genellikle Ermeni iddialarını savunan Senato ve Temsilciler Meclisi üyeleri, işadamları, kültür ve sanat dünyasında 77 Hay Dat Doktrini’nde ülkenin iç politikasına yönelik görüşler olsa da, genelde, dış politikada önemli yeri olan sözde Ermeni soykırımının uluslararası alanda tanıtımı, Türkiye’den sözde soykırımı tanıması, toprak ve tazminat talebi, ayrılıkçı Dağlık Karabağ Ermenilerinin bağımsızlığının tanınması ve diğer konularda olduğu gibi ciddiyet gösterilmemiştir. Hay Dat bugün Ermenistan Hükümeti, diaspora ve Ermeni görüşlerini destekleyen bazı Avrupa devletlerinin yardımıyla başarılı bir uygulanma aşamasını yaşamaktadır. 1. 1. 6. Demografik Yapı Bir ülkenin uluslararası alanda siyasi, ekonomik ve askeri gücünün yanı sıra, nüfus yapısı da önem taşımaktadır. Ülkeler dış politikasını belirlerken bu öğenin olumlu/olumsuz yanlarını da dikkate almalıdır. Zira bu faktörü göz önüne almadan uygulanan bir dış politikada ciddi eksikliklerin olma ihtimali yüksektir. Nüfusun sadece kalitesi değil, büyüklüğü de önem arz etmektedir. Bunu Çin örneğiyle açıklarsak, bir milyarı aşkın nüfusuyla Çin’i uluslararası ilişkilerde göz ardı etmek mümkün değildir. Ekonomilerin zayıf nüfuslarının ‘güçlü’ olması nedeniyle Hindistan ve Pakistan’ı da bu açıdan değerlendirmek gerekir.167 Ermenistan dış politikası incelendiğinde ise nüfus öğesinin olumlu/olumsuz unsurlarının dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Ermenistan bağımsızlık sonrası karşılaştığı ekonomik, siyasi, sosyal, demografik sorunlara rağmen, ‘Tsoviç tsov Hayastan’ projesini uygulamaya çalışmıştır. Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarını sonsuza kadar elinde tutabilmesi ciddi tartışma konusu olmasına rağmen, bu ülke askeri, ekonomik, siyasi ve nüfus gücüne ters orantılı olarak Rusya’nın güneyini, İran’ın tanınan şahıslar dahildir. “Druzya Ay Data Obyedinilis”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index. php?sub=news_arm &exp=policy_news&&day=18&month=08&year=2003&id=3093, 18 Ağustos 2003; “V Senat İzbranı Vse Podderjivaemıe Komitetom Ay Data Kandidatı”, (Erişim) http://www.golos.am/2000/november_2004/06/st07.html, 6 Ekim 2000. 167 Laçiner, a.g.e., s. 168-171. 78 kuzeyini, Azerbaycan’dan Karabağ ve Nahçivan’ı, Türkiye’nin ise doğu bölgesini tarihi Ermenistan’ın sınırları içerisinde göstermiştir. Ermenistan yerleştiği bölgede en az nüfusa sahip olan ülkedir ve bağımsızlık sonrası sürekli dışarıya göç vermiştir. İstatistik veriler özellikle bu nedenle Ermenistan nüfusunun azaldığını (negatif göç) göstermektedir.168 1991’den sonra göç edenlerin (özellikle Rusya’ya) büyük bir bölümü ailelerini de yanlarına aldıkları için zincirleme göç olgusu ortaya çıkmıştır. Ermenistan nüfusu bağımsızlığın ilk yılında resmi rakamlara göre 3.800.000169 civarında, 2001 nüfus sayımı sonrasında açıklanan de jure sonuca göre, 3.213.011, de facto sonuca göre ise 3.002.594 kişi olmuş,170 Haziran 2006 verilerine göre ise 2.976.372’ye171 kadar gerilemiştir. Ermenistan’da bulunan bazı büyükelçiliklerin verdiği bilgiler ise nüfusun 850 bin–1 milyon 200 bin kişi arasında olduğunu göstermektedir.172 Ermeni uzmanların görüşüne göre, 1991’den sonra yaklaşık 700.000173, Uluslararası Göç Teşkilatı’na göre ise bir milyon174 kişi Ermenistan’ı terk etmiştir. Göç edenlerin büyük bir bölümünün gittikleri ülkelerde vatandaşlık başvurusunda bulunmaları Ermenistan’ın nüfus yapısının gelişimine ciddi engeldir.175 Ermenistan nüfusunun hızla azalmasındaki nedenler ekonomik ve sosyal problemlerin yanı sıra 1988– 1990 yılları arasında yaklaşık 300 bin Azerbaycan Türkünün zorla göç ettirilmesi olmuştur.176 Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesini 168 “Za Pyat Let Ofıçialnaya Çislennost Armenii Umenşilas na 1.1%, Rossii-2.3%.”, REGNUM HA, 8 Mart 2006. “Armenia Takes Second Place After Russia On The Number Of People Who Want To Receive Accomodation In western Europe Countries”, ARKA HA, 30 May 2002. 169 Sezgin, a.g.m., ss. 45–53. 170 “De facto and De Jure Populatıon by Administrative Territorial Distribution and Sex; p. 1.-The Results of the Census of the Republic of Armenıa of 2001’, National Statistical Service of the Republic of Armenıa” (Erişim) www.docs.armstat.am/census/pdfs/11.pdf 171 “Armenia”, (Erişim) https://www.cia.gov/cia/publications/factbook/geos/am.html 172 “Sayılar Kafa Karıştırdı”, Agos, 22 Şubat 2002. 173 Gevork Pogosian, “Migration in Armenia: Case Study”, The Centre for Migration and Development Working Papers, 2001, p. 1. 174 “Armenia: İnternal İnstability Ahead”, İCG Euorope Report N0 158, 18 October 2004, p.19, (Erişim) www.cirisisgruop.org/home/index.cfm?id=3076&|=1 175 “Armenia: İnternal İnstability... ”, p. 20. 176 İsrafil Mamedov, Trilogıya Panarmenizma, Adiloğlu Yayınevi, II. cilt, Bakü, 2006. 79 müteakiben yaşanan ekonomik ve sosyal sorunlar ülke nüfusunun hızla azalmasına sebep olmuştur. Dışarıya göç edenlerin önemli bir bölümü kalifiye işgücüne sahip kişilerdir. Kalifiye işgücünün göç etmesi fabrika ve sanayi tesislerinin çalışmadığı 1990–1994 yılları arasında fazla hissedilmese de, daha sonra canlanmaya başlayan ekonomide ciddi uzman kadro sıkıntısının yaşanmasına neden olmuştur.177 Göç edenlerin yaklaşık % 30’u üniversite mezunu, % 49’u ise orta-lise ve meslek okulu eğitimine sahiptir. Yani sadece % 21 gibi bir kısım ilköğretim mezunudur ve içlerinde yok denecek kadar az bir kısmı eğitimsizdir. Ermenistan’da 1991–997 yılları arasında hukukçuların, iktisatçıların ve öğretmenlerin % 12’si ülkeyi terk etmiştir. Bu rakam 1997–2004 yıları arasındaki göçler ile birlikte % 20 civarına ulaşmıştır.178 2006 yılı verilerine göre, doğurabilen her kadına 1,33 çocuk düşmektedir.179 BM ve AGİT’in dünyanın farklı ülkelerindeki göç, ekonomik ve sosyal gelişim parametrelerinin değerlendirildiği rapora göre, 2050 yılında Ermenistan nüfusu 2.334.000 kişi olarak tahmin edilirken, 2000 yılında % 63 olarak görülen çalışabilir nüfus, 2050’de % 48,9, aynı yılda çalışan bir kişiye karşılık çalışmayan bir kişi olarak tahmin edilmiştir.180 177 Sezgin, a.g.m., s. 47. Laçiner, a.g.e., 171-173. 179 “People Armenia”, (Erişim) https://www.cia.gov/cia/publications/factbook/geos/am.html 180 “Ermenistan Nüfusu 2050’de Yaklaşık 1 Milyon Azalacak Mi?” (Erişim) http://www.iksaren. org/index.php?Page=GBultenDetay&BultenNo=2598&Lisan=tr 178 80 Milli İstatistik Komitesi’nin 2006 yılı açıklamasına göre, Ermenistan nüfusunun üçte biri (1.103.500) başkent Erivan’da yaşamaktadır. Toplam nüfusun 1.542.000’i erkeklerden, 1.671.000’i ise kadınlardan oluşmaktadır. Nüfusun % 99,1’i Ermenistan, % 0,2’si Rusya, % 0,1’i Gürcistan vatandaşıdır, % 0,4’ünün ise vatandaşlığı yoktur. Geri kalanlar ise diğer ülkelerin vatandaşlarıdır.181 Ermenistan Dışişleri Bakanlığı’nın desteği ile hazırlanmış diaspora internet sitesinde dünyadaki Ermeni nüfusu 9 milyondan182 fazla, bir diğer kaynak ise 15 milyona yakın olduğu bildirilmiştir.183 En büyük Ermeni diasporası Rusya’da yaşamaktadır. Eğer, yukarıda ifade edildiği gibi, Büyükelçiliklerin verdiği bilgileri dikkate alırsak Rusya’da yaşayan Ermeni nüfusu Ermenistan nüfusundan fazladır. 1980’li yılların sonlarından itibaren dışa göçün devam etmesi, uzun vadede ülkeye ekonomik, siyası, sosyal, kültürel ve savunma alanında olumsuz etki göstermiştir. 1. 1. 7. Siyasi liderler Ermeniler ilk defa 1918–1920 yılları arasında Birinci Ermenistan Cumhuriyeti kurulduğu zaman dış politika uygulamaya fırsat bulmuştur. Ancak bu dönemde Ermenistan’ın uyguladığı dış politika hakkındaki tartışmalar bugün de devam etmektedir.184 1920–1991 yılları arasında Sovyet Ermenistan’da formalite olarak Dışişleri Bakanlığı bulunsa da, hukuken hiçbir 181 “V Armenii Projivaet 3 Milliona 213 Tısyaç Çelovek!, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus?sub= news_arm&id=4602, Dünyadaki Ermenilerin ülkelere göre dağılımı için bkz: Tablo 1, s. 420. 182 (Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/populatin/ındex.html 183 “Rasselenie Armyan v Mire”, (Erişim) http://www.armenia.ge/diaspora/diasp_world_rus.php, 18 Mayıs 2006. 184 Oganisyan, a.g.e., 81 yetkiye sahip olmamıştır. Dolayısıyla Ermenistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra az sayıda ve deneyimsiz bir diplomat kadrosu ile dış politikasını uygulamaya çalışmıştır. Hükümet bu eksikliği gidermek için yurtdışından diplomaside deneyimi olan Ermeni kökenli kişileri ülkeye davet etmiştir.185 Hatta Ermenistan’ın ilk dışişleri bakanı olan Raffi Ovanisyan diaspora kökenlidir.186 Bağımsızlık sürecinde milli liderler ortaya çıksa da, uluslararası hukuku bilen, dış politikada deneyim ve birikime sahip profesyonel diplomatlara ihtiyaç duyulmuştur. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı bu sıkıntıyı 1990’lı yılların sonlarına kadar yaşasa da, 2000’li yıllardan sonra bu sorunu büyük ölçüde halletmiştir. Ermenistan’da bakanlıklar siyasi makam olmasa da günümüze kadar Dışişleri Bakanı olanlardan hiçbiri meslek itibarıyla diplomat olmamıştır. Ermenistan dış politika planlaması hazırlanırken ulusal hedefler Hay Dat Doktrini çerçevesinde belirlense de, uygulamada liderlerin kişisel görüş ve tezleri de zaman zaman ön plana geçmiştir. Ama günümüze kadar hiç bir lider Hay Dat doktrininden kırılma noktası sayılabilecek şekilde uzaklaşmamıştır. Dışişleri Bakanlığı ülkenin dış politikasının hazırlanma sürecine katılsa da, önemli bir yere sahip değildir ve daha çok uygulayıcı bir özellik arz etmektedir. Dış politika genellikle hükümet tarafından hazırlanmaktadır. Sivil toplum örgütlerinin,187 akademisyenlerin, hukukçuların ve iktisatçıların bu süreçte yer almaları neredeyse imkânsızdır. Ermenistan’da bağımsızlık sonrası, geniş yetkilerle donatılmış devlet başkanı yönetim şekli kabul edilmiştir. Bu sistemde Devlet Başkanı çok güçlü 185 Libnaridian, a.g.e., ss. 15-101. Torosyan, Za Vitrinoy Vlasti, Erivan 2004, s. 13. 187 Aleksey Babayan, “Osobennosti Razvitiya NPO Kak İntegralnogo Elementa Grajdanskogo Obşestva v Armenii”, (Erişim) http://www.spectrum.am/rus/articles.php?id=29 186 82 bir konuma ve ciddi kontrol mekanizmalarına sahiptir. Ancak bu gücü ve kontrol mekanizmalarını kullanma yeteneği ve becerisi devlet başkanının kişisel gücü ve karizması ile doğru orantılıdır. Ermenistan’ın bağımsızlığından sonra dış politikada üç siyasi lider etkili olmuştur. Bunlar, devlet Başkanı Levon-Ter Petrosyan, Robert Koçaryan ve başbakan Vazgen Sarkisyan’dır. Petrosyan diaspora kökenlidir ve Suriye (Halep) doğumludur. 1946’da ailesi Ermenistan’a göç etmiştir. Erivan Devlet Üniversitesi’nin doğu bilimleri fakültesinden mezun olmuştur.188 Siyasi faaliyete 1960’lı yıllarda başlamış, 1980’li yılların sonlarına doğru Ermenistan’ın bağımsızlık sürecinde Ermeni Ulusal Hareketi’nin liderliğine kadar yükselmiş, 1990’da Ermenistan Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkanı,189 16 Ekim 1991’de devlet başkanı, 22 Eylül 1996’da ikinci defa bu göreve seçilmiştir. Petrosyan 1991–1996 yıllarında ülkeyi tam anlamıyla kontrol etmiş ve gerektiğinde aşırı güç kullanmaktan çekinmemiştir. Başkanlık dönemi bağımsızlığın ilk yıllarına tesadüf ettiği için uyguladığı dış politikada başlıca hedefi Ermenistan’ın bağımsızlığının uluslararası alanda tanınması, uluslararası örgütlere üyelik, ekonomik sorunların halledilmesi, Azerbaycan topraklarının işgal edilmesini, Karabağ Ermenilerinin ‘self-determination’ hakkı olarak uluslararası kamuoyunun dikkatine sunmak ve ekonomik ilişkileri geliştirmek olmuştur. Petrosyan dış politikada diaspora faktöründen yararlansa da, diasporanın dış politikada belirleyici etken olma istek ve talebini kesinlikle kabul etmemiştir. Petrosyan’ın dış politikada diasporanın 188 “Levon A. Ter-Petrosyan”, (Erişim) http://www.peoples.ru/state/king/armenia/ter-petrosyan/ Libaridian, a.g.e., s. 26; Ara Tadevosyan, “Armenia: Eks-Prezident Gatovitsya Vernutsya? (Erişim) http://www.iwpr.net/?apc_state=henicrs2002&l=ru&s=f&o=160026; Aram Abramyan, “Levon-Ter Petrosyan: Mif ili Realnost”, Aravot, 11 Ocak 2005. 189 83 etkin olmasına karşı çıkmasının bir diğer nedeni de, diasporanın özellikle Türkiye’ye yönelik sözde soykırım ve toprak talebi konusunda daha radikal dış politika izlemek talebi olmuştur. Petrosyan, sözde soykırım konusunun müzakere edilmesi gerektiğini, ancak bu faktörün Türkiye ile ekonomik ve diplomatik ilişkiler kurmaya engel olmadığı savunmuştur.190 İktidarda kaldığı yıllarda sözde soykırım dış politikada öncelikli konular arasında yer almamıştır. Petrosyan iktidarının ilk yıllarında revizyonist dış politika izlese de, 1994’te Dağlık Karabağ Savaşı’nda ateşkes antlaşması imzalandıktan sonra ‘status quo’cu bir siyaset izlemiş, daha sonra ise problemi her iki tarafın kabul edebileceği bir barış antlaşması imzalayarak çözmeye çalışmış, ancak iç ve dış dinamikler Petrosyan’ın bu planı uygulamasına fırsat vermemiştir. Birinci başkanlık döneminde yönetim mekanizmaları üzerinde kontrolü sağlayan Petrosyan, ikinci dönemin başlarında bu devamlılığı sağlayamamıştır. Özellikle Dağlık Karabağ sorununun çözümü konusunda kendi takımında kilit konumda olan kişileri bile ikna edememesi, bu süreçte Rusya’yı bertaraf etmek istemesi sonucunda konumu daha da zayıflamış ve şahinler olarak bilinen dönemin savunma bakanı Vazgen Sarkisyan ve Başbakan Koçaryan ön plana çıkmıştır. Petrosyan’ın siyasi kariyerini bitiren olay ise Eylül 1997’de AGİT Minsk Gurubu’nun Dağlık Karabağ konusunda barış taslağını kabul etmesi olmuştur.191 Petrosyan bu konuda görüşlerini 5 Kasım 1997’de Ermeni halkına hitaben Ermenistan Cumhuriyeti gazetesi ile Nezavisimaya Gazete’de eşzamanlı olarak yayımlanan ‘Savaş ve Barış’ adlı mektubunda ifade etmiştir.192 Şahinlerin ve Rusya’nın baskılarına karşı dayanamayan Petrosyan Şubat 1998’de görevinden istifa etmiştir.193 Bu istifa Petrosyan’ın siyasi kariyerini bitirse de Ermeni siyasi kültüründe ciddi bir 190 Ruben Safrastyan,“Problema Priznaniya Genoçida vo Vneşney Politike Armenii: Raznourovnevıy Analiz”, 21 Vek, No 1, 2005, ss. 3-11. 191 Libaridian, a.g.e., s. 75. 192 Levorn Ter-Petrosyan, “Voyna i Mir”, Respublika Armeniya, 5 Kasım 1997. 193 Emil Danielyan, “A Look Back At Armenia Since Ter-Petrosian”, Russıa and Eurasıa Revıew, Volume 1, Issue 13, December 3, 2002, (Erişim) http://www.jamestown.org/publications_ details.php?volume_id=15&&issue_id=611 84 gelişme olmuştur. 1990’lı yıllardan sonra eski Sovyet ülkelerinde hiçbir devlet başkanı (Rusya devlet başkanı Boris Yeltsin’in istifa etmesi hariç) istifa ederek görevinden ayrılmamıştır. Ancak Koçaryan’ın devlet başkanı seçilmesinden sonra bu siyasi kültür geliştirilmemiş, aksine daha da zayıflatılmıştır. Koçaryan doğmuş, 194 da diaspora kökenlidir, 1954’te Azerbaycan SSC’de siyasi kariyerine Azerbaycan’a bağlı Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi’nin başkenti Hankendi’nde bulunan ipek fabrikasında Komünist Partisi Genel Sekreteri olarak başlamıştır. Karabağ Ermenilerinin 1988’de ayrılıkçı talepleri gündeme geldiği zaman ise Karabağ Ermenileri Milli Savunma Komitesi’ne başkanlık etmiştir.195 1994’de sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti devlet başkanı seçilmiş, 1997’de ise iktidarda bulunan Ermeni Ulusal Hareketi aracılığıyla Ermenistan’da başbakanlık görevine getirilmiştir.196 Bu dönemde Ermenistan devlet başkanı Petrosyan ciddi imaj kaybına uğramıştı ve yeni müttefike ihtiyacı vardı. Dağlık Karabağ Savaşı kahramanı olan Koçaryan, müttefik olarak Petrosyan için ideal bir aday olmuştur. Başbakanlık görevine atanan Koçaryan Dağlık Karabağ Ermenileri için lider olsa da, Azerbaycan vatandaşı olması itibarıyla Ermenistan Ermenileri tarafından ilk anda kabul görmemiştir.197 Petrosyan’ın Şubat 1998’de istifa etmesinden sonra yapılan devlet başkanlığı seçimlerini kazanan Koçaryan, ilk dönemde hâkimiyet mekanizmaları üzerinde kontrolü sağlayamamış, devlet fiilen başbakan Vazgen Sarkisyan tarafından yönetilmiştir.198 27 Ekim 1999’da parlamento saldırısında Sarkisyan hayatını kaybettikten sonra Koçaryan konumunu güçlendirmiş199 ve kontrolü sağlayabilmiştir. Koçaryan özellikle ülkenin dış ve 194 “Biografiya Prezidenta Armenii”, (Erişim) http://www.president.am/president/rus/?task=12 “Biographi of the President of Armenia”, (Erişim) www.president.am 196 Freedom House’un 1998 yılı Raporu, “Nations in Transit-Armenia”, (Erişim) www.freedomhouse.org 197 “Armeniya: v Preddverii... ”, s. 10 198 Karen Torosyan, Za Vitrinoy Vlasti, 2003, s. 61. 199 Parlamento saldırısından sonra Ermeni basınında bu saldırının arkasında devlet başkanı Robert Koçaryan ve Milli İstihbarat Bakanı Serj Sarkisyan’ın olduğu hakkında çeşitli haberler yayınlanmıştır. Cabbarlı, Ermenistan’da İktidar., s. 39, “Tak Kto Rasstrelyal Parlament Armenii”, (Erişim) http://www.souzarmyan.ru/ar/400.shtml 195 85 ekonomi politikasında etkili olmuştur. Bu iki konu Ermenistan’da iktidarların ömrünü belirleyen en önemli etkenlerdir ve devlet başkanları bu meseleleri ihmal etmemeye ve ilgili bakanlıklara bırakmamaya çalışmıştır. Koçaryan devlet başkanı seçildikten hemen sonra dış politikada aşağıda gösterilen konulara öncelik tanımıştır. -Sözde soykırım propagandası, -Sözde Dağlık Karabağ cumhuriyeti’nin bağımsızlığının tanınması, -Diaspora ile ilişkileri geliştirmek, -Ekonomik sorunları halletmek ve ilişkileri geliştirmek. -Sözde soykırım propagandası: Koçaryan, Ter-Petrosyan’ın Türkiye’ye yönelik yürüttüğü dış politikanın tam karşıtı politika hayata geçirmiş, asılsız soykırım iddiasını dış politikanın öncelikli konuları arasına almakla ikili ilişkileri daha da gerginleştirmiş,200 ‘Karabağ çatışmalarındaki gerginliği neredeyse aynı sertlikte Ermenistan’ın dış politikasına yansıtmıştır.’201 Devlet başkanlığı seçim propagandasında ‘seçimi kazanırsam Türkiye ile ilişkilerde bazı yeni şeyler, yeni vurgulamalarımız olacaktır’202 diyen Koçaryan kendisini savaş meydanındaki kahraman olarak görmüştür. Koçaryan iktidara geldikten sonra sözde soykırımın Avrupa devletleri tarafından kabul edilmesi süreci hızlanmış, birçok Avrupa devletlerinin yerel ve ulusal parlamentoları sözde Ermeni soykırımı tanıyan kararlar kabul etmiştir. -Sözde Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığının tanınması: Petrosyan, Dağlık Karabağ sorununu Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü çerçevesinde halletmeği kabul etmesine rağmen, Koçaryan Karabağ Ermenilerinin bağımsızlığını 200 Safrastyan, a.g.m., ss. 3-11. Laçiner, a.g.e., 210-218. 202 Sibel Yeşilmen, “Gizli Flört’te Yeni Başlangıç”, Diplomasi Yazıları, No. 1, Haziran 1998, s. 28. 201 86 savunmuş ve zaman zaman Ermenistan ile birleşmesi gerektiğini bildirmiştir. Dağlık Karabağ problemi Petrosyan’ın olduğu gibi, Koçaryan’ın da kâbusudur ve tarafların kabul edeceği bir barış antlaşması imzalanmadığı sürece diğer devlet başkanlarının da kâbusu olacaktır. Petrosyan’dan farklı olarak Koçaryan bu kâbusla karşılaşmak istememiş, selefi Petrosyan’ın acı sonunu görmüş, koltuğunu ve Karabağ Savaşı kahramanı imajını korumaya üstünlük vermiştir. -Diaspora ile ilişkileri geliştirmek: 1990’lı yılların başlarında Ermeni diasporasının ülkeye yönelik yoğun ilgisi olmuştur. Bunun en önemli nedenleri ise Aralık 1988 depremi, bağımsızlık mücadelesi ve Dağlık Karabağ Ermenilerinin ayrılıkçı faaliyeti olmuştur. Petrosyan, ilk yıllarda diasporanın maddi ve manevi desteğine ihtiyacı olduğu için diaspora ile iyi geçinmeye özen göstermiştir. Koçaryan ise diasporaya sadece önem vermemiş, aynı zamanda diasporayı yeniden örgütlemek, onun gücü ve aracılığı ile Ermenistan’ın ulusal çıkarlarının korunması yönünde çeşitli projeler hazırlamış, üç defa Ermenistan-Diaspora Konferansı düzenlemiş, diasporayı dış politikanın önemli aracı olarak kullanmıştır. -Ekonomik ilişkileri geliştirmek: Dağlık Karabağ Savaşı’nda Mayıs 1994’de ateşkes antlaşması imzalandıktan sonra Ermenistan ekonomik sorunları halletmek için fırsat bulmuş ve askeri harcamaların bir bölümünü ekonomiye aktarmıştır. Koçaryan iktidara geldiğinde ekonomik sorunların tamamı olmasa da, birçok problemler halledilmişti.203 Koçaryan’ın karşılaştığı en ciddi sorun dış borçların ödenmesi meselesi olmuştur. Bu konuda devlet başkanı özellikle Rusya’ya olan borcunu ödemek için stratejik önem taşıyan sivil ve askeri sanayi tesislerinin kontrolünü bu ülkeye devretmiştir. 203 Ermenistan’ın ekonomik sorunları için bkz: Puzanov, “Voprosı Ekenomiçeskogo Razvitiya Armenii”, ss. 227-252; Prokofyev İ. V, “Promışlennost Respubliki”, ss. 253-264, Jarkov G. A, “Selskoe Khozyaystva”, ss. 265-274, Armenıya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998. 87 Koçaryan, ülke ekonomisi karşısında duran sorunları işgal ettiği topraklardan geri çekilerek Azerbaycan, sözde soykırım propagandasını durdurarak ve toprak talebinden vazgeçerek Türkiye ile ilişkilerini geliştirerek değil, Rusya ve İran ile ekonomik ilişkilere öncelik vererek çözmek istemiştir. Ermenistan’ın batı ve kuzey ulaşım yolları üzerinde bulunan Azerbaycan ve Türkiye’nin göz ardı etmesi neticesinde İran ve Rusya ile işbirliği ekonomik sorunların çözülmesinde beklenen sonuçları vermemiştir. Ermenistan Rusya’ya sadece askeri ve güvenlik anlamında değil, aynı zamanda ekonomik olarak bağımlı hale gelmiştir. Zaten ekonomik olarak ciddi kaynaklara ve altyapıya sahip olmayan Ermenistan bölgesel ekonomik güç olmak iddiasında değildir. Ermenistan devlet başkanlarının ve dış politika planlayıcılarının gözardı edemediği konu Rusya ile ilişkilerdir. Bu ülkeyi rahatsız eden açıklamalarda bulunan veya Ermenistan üzerinde etkisini zayıflatmaya çalışan herhangi bir gücün Ermenistan siyasi hayatında kalması mümkün değildir. Bunu Petrosyan ve eski parlamento başkanı Artur Bagdasaryan204 örneğinde görmek mümkündür. Koçaryan’ın izlediği dış politikada bu anlamda ciddi bir sapma söz konusu değildir. Sarkisyan, 1959’da Ararat ilinin Ararat köyünde doğmuş,205 Erivan Üniversitesi’nin beden eğitimi fakültesinden mezun olmuştur. 1990–1995 yıllarında milletvekili, 1990–1992 yıllarında Yerkrapah (Vatan Bekçileri) silahlı birliğin komutanı, 1993–1995 ve 1995–1999 yıllarında Savunma Bakanı, 11 Haziran 1999–27 Ekim 1999 yılları arasında Başbakanlık görevinde bulunmuştur. Ermenistan siyasi hayatında Petrosyan’ın ikinci dönem devlet 204 Ermenistan Parlamento Başkanı görevinde bulunan Artur Bagdasaryan 11 Mayıs 2006 tarihinde görevinden istifa etmiştir. İstifa nedeni ise Ermeni medyası tarafından Bagdasaryan’ın batı yanlısı tutumundan dolayı iktidar takımı içerisinde rekabette yenilmesi ile açıklanmıştır. 205 “Sarkisyan Vazgen Zavenoviç”, (Erişim) http://forum.openarmenia.com/index.php?showtopic=67 48&st=60 88 başkanlığından itibaren etkili olmuştur. Azerbaycan topraklarının işgal edilmesinde Ermeniler açısından başarılı askeri operasyonlara imza atmıştır. Askeri alandaki başarılarını siyasete taşımaya çalışmıştır. Savunma Bakanı ve Başbakan görevindeyken de facto ülkeyi yönetmiştir. Sarkisyan 1996’da yapılan devlet başkanlığı sonuçlarına itiraz edenlere karşı, kontrolünde olan gayrı resmi silahlı birlik olan Yerkrapah’ın gücünden yararlanmış ve meşhur ‘halka iktidar kullanmıştır. 206 mekanizmasını değişmeye izin verilmemelidir’ ifadesini Siyasi ve askeri başarılarına göre gayrı resmi olarak ‘gri kardinal’ ve ‘gri katagıkos’207(Baba) adını almıştır. Petrosyan’ı devlet başkanlığının ikinci döneminde desteklemiş, ancak daha sonra bu nedenle kendi konumunun da zayıfladığını anlamış ve Petrosyan’a karşı çıkmıştır. Sarkisyan’ın resmi ordudan başka, gayrı resmi güçlü askeri birlikleri kontrol etmesi diğer liderleri onunla mesafeli davranmaya mecbur etmiştir. Ermeni yazar Karen Torosyan 2003’de yayınladığı Za Vitrinoy Vlasti (Hâkimiyet Vitrininin Arkası) adlı kitabında Sarkisyan’ın siyasi gücünü ‘...herkes Vazgen Sarkisyan’ın izni ve onayı olmadan siyasi, kadro, ekonomik ve maliye sorunları halledilmediğini biliyor. Savunma Bakanı’ndan habersiz önemli sorunların halledilmesi mümkün değildir’208 şeklinde açıklamıştır. 1996–1999 yılları arasında Ermenistan’ın iç, dış ekonomi ve savunma politikaları Sarkisyan tarafından hazırlanmış ve uygulanmıştır. Sarkisyan iyi bir komutan olsa da iyi bir siyasetçi olmamıştır. Savunma Bakanı ve Başbakanlık görevindeyken bütün sorunları askeri yöntem kullanarak çözmeği yeğlemiştir. Eylül 1999’da borçlanmak için gittiği ABD ziyaretinde ABD yönetimi ve Ermeni diaspora tarafından iyi karşılanmamıştır. ABD yönetimi borç vermemiş, aksine, daha önce verilen borçların yabancı bankalarda Ermenistan yönetiminde bulunan kişilere ait hesaplarda bulunduğunu ve bu 206 Lina Minasyan, “Rol Armii v Armyanskoy Politike”, Institute for War & Peace Reporting, CRS No. 5, 4-Nov-99, (Erişim) http://iwpr.gn.apc.org/?apc__state=henfcrs159258&l=ru&s= f&o=159258 207 Bu adla genelde perde arkasında devlet yönetiminde etkili olanlar adlandırılmaktadır. Derin devletin temsilcisi olarak da tanımlanabilir. 208 Torosyan, a.g.e., s. 61. 89 meselenin araştırılmasını talep etmiştir.209 Sarkisyan bu karşılanmadan gerekli sonuç çıkarmamış ve ülkeyi kendi kuralları ile yönetmeye devam etmiştir. Koçaryan iktidarının ilk yıllarında da Sarkisyan gayrı-resmi olarak ülkenin tek hâkimi ve yöneticisi olmuş, bu konumunu 27 Ekim 1999’da210 parlamento saldırısında hayatını kaybettiği güne kadar korumuştur. Petrosyan’ın istifa etmesi ve Koçaryan’ın iktidara gelmesinden sonra Sarkisyan özellikle Dağlık Karabağ konusunda uzlaşmaz tavır sergilemiş, uyguladığı/uygulattığı iç, dış ve ekonomi politikası ile Ermenistan’ın bazı önemli bölgesel projeler dışında kalmasına neden olmuştur. Petrosyan’ın istifa etmesinden sonra görev dağılımı yapılırken Sarkisyan ‘mütevazı’ bir şekilde başbakan ve devlet başkanı olmak istemediğini bildirmiş,211 ancak daha sonra bir türlü ‘aday bulunmadığı için boş kalmış’ başbakanlık görevine kendisini ‘tayin etmiştir.’ Sarkisyan bu dönemde Ermenilerin Çar’ı ve Allah’ı212 gibi davranmış, ne halkın iradesi ne de yönetimde bulunan kişilerin görüşleri ile hesaplaşmamıştır. Bu dönemde Sarkısyan’ın gölgesinde kalarak ‘psikolojik bunalım’ geçiren Koçaryan’ın istifa etmek istediği iddia edilmiştir.213 Petrosyan, devlet başkanı seçildikten sonra izlediği dış, ekonomik, sosyal ve güvenlik politikaları ile Ermenistan’ın bağımsızlık tarihine damgasını vurmuş liderdir. Her ne kadar devlet başkanlığının ikinci döneminde ciddi saygınlık kaybetse de bu gerçeği değiştirmemektedir. İkinci lider ise Sarkisyan olmuştur. Sarkisyan, diplomat yeteneğine sahip olmasa da, sorunları daha çok Büyük İskender gibi ‘Gordi Düğünü’nü kılıçla keserek bir anda halletmeğe üstünlük vermiştir. Diplomasi eksikliği Sarkisyan’a siyasi kariyerini ve hayatını 209 Torosyan, a.g.e., s. 82. Tigran Akopyan, “Politiçeskoe Nasilie v Armenii”, Central Asia and Caucasus, Haziran 2002, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2002/journal_rus/cac-05/11.akorus.shtml 211 Torosyan, a.g.e., s. 76. 212 Torosyan, a.g.e., s. 70. 213 Torosyan, a.g.e., s. 77. 210 90 çok erken kaybetmesine neden olmuştur. Koçaryan ise, iktidarının ilk yıllarında olayların gerisinde kalsa da, Sarkisyan’ın ölümünden sonra kendisini toparlaya bilmiştir. Ermenistan’da demokrasinin yerleşmesi ve gelişmesi önünde ciddi engeller vardır. Bu konuda önemli ilerleyişler olmadan Ermenistan dış politikasının oluşumunda kısa ve orta vadede sivil toplum örgütleri, kamuoyu, akademisyenler ve hukukçuların önemli katkılarından bahsetmek mümkün değildir. 1. 1. 8. Güvenlik Güçleri Nicole Ball, ‘Democratic Governance in the Security Sector’ adlı araştırmasında devletlerin güvenlik alanında beş kurumun etkili olduğunu ve bu kurumlardan ilk üçünün faaliyetinin kanunlarla belirlendiğini, diğer ikisini ise bu tanımlamanın dışında kaldığını ifade etmiştir.214 Ball’ın bu tanımlaması genellikle, devletleşme ve demokratikleşme sürecinde uzun bir tarihi geçmişe ve birikime sahip olan devletler için geçerlidir. Söz konusu bağımsızlığını yeni kazanmış bir devlet olduğu zaman bu tanımlama ciddi ölçüde dar anlamda yorumlanmalıdır. Nitekim bu tür devletlerde ordu ve kolluk kuvvetleri sadece güvenlik politikalarında değil, sosyal, ekonomik ve dış politikada da etkin 214 Bu kurumlara örnek olarak–1. Yasalarla güç kullanmaya yetkili olan organlar-silahlı kuvvetler, polis, yarı askeri güçler, jandarma, askeri ve sivil istihbarat, sahil güvenlik, sınır birlikleri, sivil savunma, devlet başkanlığı muhafız alayı, halk gönüllüleri, 2. Sivil yönetim ve kontrol etmeye yetkili olan organlar-devlet başkanı, başbakan, Milli güvenlik konseyi, yasama organı ve özel komiteler, savunma, içişleri, dışişleri bakanlıkları, hukuka ve geleneğe dayalı hükümetler, maliyle yönetim organları ve sivil cemiyet teşkilatları, 3. Mahkeme ve güvenlik kuvvetleri-adalet bakanlığı, cezaevleri, savcılık ve adli takip, insan hakları komisyonları ve halk koruyucuları, mahkemeler, hukuka ve geleneğe dayalı kolluk kuvvetleri, 4. Yasalarla güç kullanmaya yetkili olmayan kurumlarözgürlük ordusu, gönüllü birlikleri, geleneksel halk direnişi, gönüllüler, özel güvenlik şirketleri, 5. Yasalarla güç kullanmaya yetkili olmayan organlar- profesyonel teşkilatlar, sendikalar, araştırma merkezleri, toplum çıkarlarını savunan kuruluşlar, medya, dini teşkilatlar, sivil toplum örgütleri, çıkar grupları göstermek mümkündür. Bkz: Nicole Ball, “Democratic Governance in the Security Sector”, Presentation prepared for UNDP Workshop on “Learning from Experience for Afghanistan”, 5 February, 2002, (Erişim) http://www.undp.org/eo/afghanistan/doc/Nicole_Ball.pdf 91 olabilmektedir. Eski Sovyetler Birliği Ermenistan’da bu durum söz konusudur. cumhuriyetlerinde olduğu gibi, 215 Ermenistan’da ordu ve kolluk kuvvetleri üzerinde kontrolü sağlayamayan veya bu kurumların ciddi desteğini alamayan herhangi siyasi gücün iktidara gelmesi neredeyse imkânsızdır.216 Ordu ve kolluk kuvvetleri sosyal hayatın her alanına müdahale ederken, parlamento ve diğer devlet kurumları dekoratif bir görünüm sergilemektedir.217 Bağımsızlık sonrası iktidara gelen siyasi partilerin yakın tarihinin değerlendirilmesi bu iddiayı destekler niteliktedir. Siyasiler, demokratik değerleri, insan haklarını liberal ekonomik anlayışı genelde muhalefetteyken savunur. İktidara geldiğinde ise bu değerleri gözardı etmek ve yok saymak kabul görmüş bir yaklaşımdır. İktidar muhalefetin ciddi baskısını hissettiği zaman gayet rahatlıkla askeri birlikleri kullanabilmiştir. Nitekim 1996 ve 2004 yıllarında iktidar muhalefete karşı ordu birliklerini kullanmış218 ve Avrupa devletlerinden ciddi tepki almıştır. Ordu diğer kolluk kuvvetlerinden daha çok siyasileşmiştir. Orduyu kontrol eden ülkeyi de kontrol etmiştir. Ordunun diğer kolluk kuvvetlerinden daha üstün konumda olmasının esas nedeni, bağımsızlık sonrası Azerbaycan topraklarının işgal edilmesinde başarılı olmasıdır. Her ne kadar 12 yıldır taraflar arasında ateşkes antlaşması imzalansa da, ordunun siyasi hayata müdahale imkânı halen oldukça geniştir. Ordu son 15 yılda diğer hiçbir bakanlığın ulaşamadığı başarılara imza atmıştır. Azerbaycan topraklarının işgal edilmesinde profesyonel olmayan Ermeni komutanlar gönüllü birlikler üzerinde kontrolü sağlayabilmiştir.219 Ermenistan’ın ilk Savunma Bakanı Vazgen Sarkisyan olmuştur. Sarkisyan karizmatik kişiliği ve profesyonel komutanlara olan saygısı ile ordunun yapılanmasında önemli rol oynamıştır. İki dönem bakanlık görevinde bulunan 215 “Armenia: v Preddverii... ”, s. 13. Liana Minasyan, “The role of the army in Armenia”s polisy”, İWPR, Nowember 1999, p. 13. 217 “Armenia: v Preddverii... ”, s. 13. 218 Grach Melkumian, “Military polise presence at opposition rallies confirmed”, RFE/RL, September 22, 2004. 219 Azerbaycan ve Gürcistan’da silahlı birliklerin komutanları profesyonel olmayan kişilerdi. Sonuçta onlar ülkeyi savunamamış ve askeri operasyonlarda yenilmişlerdi. 216 92 Sarkisyan ciddi ekonomik sıkıntılar yaşayan Ermenistan Hükümeti’ne ordu bütçesini kısmaya imkân vermemiş, ayrıca ekonomik ve sosyal alanlar üzerinde gayri-resmi kontrolü sağlamıştır. Mayıs 1994’de ateşkes antlaşması imzalanana kadar, ordunun ve diğer kolluk kuvvetlerinin dış, güvenlik, savunma, ekonomik ve sosyal siyasetin belirlenmesinde tartışılmaz üstünlüğü olmuştur. Bu tarihten sonra ordunun ve kolluk kuvvetlerinin üstünlüğü devam etse de, zamanla bazı konularda diğer bakanlıkların da görüşleri dikkate alınmış ve uygulanmıştır. Dağlık Karabağ sorununda ateşkes antlaşması imzalandıktan sonra da, ordu, önemli ölçüde görüşmelere müdahale etmiştir. Bu bağlamda özellikle Dışişleri Bakanlığı Savunma Bakanlığı’nın görüşlerini dikkate almaya mecbur olmuştur ve bu durum bugün de devam etmektedir. Ermenistan’da ordunun onaylamadığı herhangi bir barış projesinin kabul edilmesi neredeyse imkânsızdır. Eğer Savunma Bakanı kişisel olarak hükümette etkin konumdaysa, barış antlaşması için kesinlikle onun onayı gerekmektedir. Ermenistan savunma bakanlığı reformların en az ve yavaş uygulandığı bakanlıklardan biridir. Ordu üzerinde sivillerin kontrolü konsepti önemli ölçüde kabul görmemiş, savunma bakanı ve genelkurmayın yetkileri tam olarak belirlenmemiştir. Savunma Bakanlığı eski Sovyet modeli standartlarına göre kurulmuştur. Savunma Bakanlığının gizli olmayan faaliyetleri hakkında bile bilgi edinmek oldukça zordur. Pratik olarak orduyu sadece devlet başkanı, savunma bakanı ve her ikisine yakın olan oldukça küçük bir grup kontrol edebilmektedir. Ancak bu grubun bile orduyu nasıl kontrol ettiği hakkında kesin bilgi bulunmamaktadır.220 220 Aghasy Yenokian, “Armenia: Civilians in National Security Policy”, Paper presented at the 1st Workshop on “Civilians in National Security Policy” held in Geneva 2-4 November 2002, (Erişim) http://www.dcaf.ch/censp/ev_geneva_papers_yenokian.pdf 93 Sovyetler Birliği döneminde Ermenistan İçişleri Bakanlığı Moskova’ya bağlı olsa da, özerk bir yönetime sahip olmuş ve sadece üst düzey görevliler Moskova tarafından atanmıştır. Bu dönemde ülke genelinde suç oranı düşük olsa da, içişleri en büyük yolsuzlukların yaşandığı bakanlıklardan biri olmuştur. Bağımsızlık sonrası içişlerinin statüsü ve rolü görevde bulunan bakanların kişisel anlayışları ve gücü orantısında bir kaç defa değişmiştir. İçişleri 1992–1996 yıllarında daha çok siyasileşmiş ve politik hayata müdahale etmiştir.221 Dönemin İçişleri Bakanı Vano Siradegyan aynı zamanda ekonomik alana da müdahale etmiş ve daha ileri giderek siyasi rakiplerine karşı suikast düzenleyen özel bir tim kurmuştu. Siradegyan görevden alındıktan sonra İstihbarat Bakanı görevinde bulunan Serj Sarkisyan İçişleri Bakanı görevini de üstlenmiş, bakanlıkta bazı reformları uyguladıktan sonra bu görevi bırakmıştır. İçişleri bakanlığında yaşayan problemlerin nedeni 2002 yılına kadar eski Sovyet kanunları ile yönetilmesiydi. İçişlerinin faaliyetini düzenleyen kanun kabul edilmeden sorunların devam edeceği gerçeği anlaşılınca, 2002’de ‘Polis Hakkında Kanun’ kabul edilmiştir.222 Bu kanun gereğince içişlerinin bakanlık statüsü kaldırılarak direk hükümete bağlanmış ve polisin iç politikaya alet olmasının önü önemli derecede alınmıştır. SSCB döneminde Ermenistan istihbaratı Komitet Gosudartsvennoy Bezopasnosti223 (KGB-Devlet Güvenlik Komitesi) büyük ölçüde Moskova tarafından kontrol edilmiştir. Komite yerel hükümetten bağımsız faaliyet göstermiştir. Komitenin başlıca faaliyet alanı genel olarak ülkenin güvenliğini sağlamak olmuştur. Bağımsızlık sonrasında ülke genelinde oldu gibi KGB de bazı değişiklikler yaşanmış, Komite’nin adı değiştirilerek Milli Güvenlik Birimi (MGB) adlandırılmış ve 1996’da İçişleri Bakanlığı ile birleştirilmiştir. İçişleri Bakanlığından 1999’da ayrılarak bakanlık düzeyine değiştirilse de, 2002’de 221 Avakyan, a.g.e., s. 31. Kanun metni için bkz: (Erişim) http://www.coe.int/T/E/Legal_Affairs/Legal_cooperation/Police_and_internal_security/Documents/CO-POL%20LAWS%20(2004)01%20Armenia %LawPolice.asp 223 Bu konuda bkz: (Erişim) http://www.agentura.ru/dossier/armenia/ 222 94 tekrar statüsü ve ismi Milli Güvenlik Hizmeti (MGH) olarak değiştirilmiş ve yalnızca devlet başkanı karşısında sorumlu olmak şartıyla hükümete bağlanmıştır.224 Bu değişiklik sonucunda devlet başkanı güvenlik kurumları üzerinde kontrolünü güçlendirmiştir. İktidarın bazen MGH’yi kullanarak muhalefetin siyasi faaliyetleri hakkında bilgi aldığı ve bertaraf ettiği iddia edilmiştir. Bağımsızlıktan hemen sonra kurum Moskova’nın direk kontrolünden uzaklaşmış ve cumhuriyetlerinden milli farklı özelliğe olarak kavuşmuştur. KGB, Diğer bağımsızlık eski Sovyet mücadelesinde Moskova’nın yanında olduğu görünümü verse de, aslında bağımsızlık hareketine destek vermiştir. Ermenistan istihbaratı bağımsızlık süreci ve sonrasında olaylara profesyonel bir yaklaşım sergilemiş ve büyük ölçüde siyasetin dışında kalmayı başarmıştır. MGH ordu ve içişleri kadar Ermenistan siyasi hayatına müdahale etmemiştir. Profesyonel ciddiyetini koruyan ve yolsuzluğun en az yaşandığı ender kurumlardan biri olarak faaliyetine devam etmektedir. Milli Güvenlik Konseyi (MGK) bağımsızlıktan sonra kurulmuş ve devlet başkanı, devlet başkanı yardımcısı, başbakan, başbakan yardımcısı, parlamento başkanı, milli güvenlik baş danışmanı, savunma bakanı, milli güvenlik hizmeti başkanı, içişleri ve dışişleri bakanları Konseye üye seçilmiştir. Konsey kısa vadeli planlama yaptığı gibi, uzun vadeli ulusal güvenlik doktrini hazırlamakla uğraşmıştır. Bağımsızlığın ilk yıllarında konsey ulusal güvenliğin korunmasında, ordunun, siyasi sistemin ve diğer strateji alanların geliştirilmesinde önemli rol oynamıştır.225 Ancak zamanla bu fonksiyonu bozulmuş ve 1990’lı yılların ortalarından itibaren konsey iktidarların siyasi çıkarlarının korunması için kullanılmıştır. Örneğin, konseyin 224 225 Avakyan, a.g.e., s. 34. Avakyan, a.g.e., s. 35. 95 1996 devlet başkanlığı seçimlerinde Petrosyan’ın seçilmesi için yasaları ihlal ettiği iddia edilmiştir.226 ‘Güvenlik Hakkında Kanun’da konsey hakkında kısaca bilgi verilse de, konseyin statüsü bugüne kadar herhangi bir yasayla belirlenmemiştir. Devlet başkanı Konsey Başkanı, Savunma Bakanı ise Genel Sekreteridir. Konseyin sekreterliği yoktur. 1990’lı yılların sonlarından itibaren faaliyetini oldukça sınırlandırmış ve iç politikaya müdahale etmemiştir.227 Özetlemek gerekirse, konseyin hukuki statüsündeki belirsizlik ve idari mekanizmanın kurulmaması onun faaliyetini sınırlayan esas nedenlerdir. Ordu ve diğer kolluk kuvvetleri üzerinde sivil denetim olmadığı için diğer bakanlıklara göre yolsuzluk oranı daha yüksektir. Hükümetin yolsuzluğa karşı mücadele programı diğer alanlarda uygulanarak başarılı sonuçlar elde edilse de, söz konusu alanlarda ne tam anlamıyla uygulanmış ne de, başarı elde edilmiştir. Ordunun, ülke genelinde önemli saygınlığı vardır. Ordunun kamu, dış, güvenlik, ekonomi ve sosyal hayata müdahale etmesinin bir nedeni bağımsızlık sürecinde ve Azerbaycan topraklarının işgal edilmesinde başarılı olmasıysa, diğer nedeni, ordunun bu faktörü istismar etmesi ve demokrasinin eksikliğidir. Ordu diğer kolluk kuvvetlerine göre daha çok siyasileşmiştir. Dağlık Karabağ sorunu kesin ve kalıcı çözüme kavuşmadığı sürece, ordu ve kolluk kuvvetleri faaliyet alanını genişlendirecek ve demokrasinin yerleşmesine engel olacaktır. Bundan başka hükümet yayılmacı politika izlemeye devam ettiği sürece, ordunun ve kolluk kuvvetlerinin sosyal ve kamu hayatına müdahalesi devam edecektir. 226 227 Avakyan, a.g.e., s. 35 Avakyan, a.g.e., s. 35. 96 1. 1. 9. Sözde Ermeni Soykırımı Ermenistan’ın sözde Ermeni soykırımının uluslararası alanda tanınması için propaganda çalışmaları dış politikanın bölgesel niteliğini aşarak çağdaş dünyada ve uluslararası politikada kabul görmüş olan tek öğesidir. Bu konu özellikle son çeyrek yüzyıldır birçok devletler ve özellikle Avrupa Birliği tarafından tartışmaya açılmıştır. 1950’li yıllardan sonra uluslararası kamu oyunda siyasi olayların etik değerler ve hukuki boyutları bakımından ele alınma geleneği üstünlük teşkil etmiştir. Ermenistan’ın dış politikasında özellikle son yıllarda önemli yere sahip olan sözde soykırım konusu bu yaklaşımla uluslararası kamuoyu tarafından müzakere edilmekte, tanınmakta ve uluslararası suç olarak değerlendirilmektedir.228 Konunun bir diğer özelliği ise sözde Ermeni soykırımının Ermenistan dış politikasında süreklilik arz etmesinin iktidarda olanların tercihine göre değişmesine rağmen, bu konunun bağımsızlıktan sonra iktidara gelen güçler tarafından hiç bir zaman önemini kaybetmemiş olmasıdır. Nitekim Ermenistan’ın ilk devlet başkanı Levon Ter Petrosyan bu konuda daha ahlaki ve diplomatik davranmayı tercih etmiş, Robert Koçaryan 1998’de iktidara geldiğinde ise bu konuyu özellikle Türkiye’ye yönelik Ermenistan dış politikasının vazgeçilmez unsuru olarak değerlendirmiş, iki taraflı ve uluslararası ilişkilerde başarılı şekilde kullanmıştır. 228 Koçar Meri, Armyano-Tureçskie Politiçeskie Otnoşeniya i Armyanskiy Vopros, Erivan Üniversitesi Yayınları, Erivan 1986; Armen Zalinyan, “Pravovaya Otvetstvennost Tureçskogo Gosudarstva za Genoçid Armyan”, (Erişim) http://www.artsakhtert.com/rus/index.php?id=1775, 23 Nisan 2004; Ara Abramyan, “Puti i Sposobı Priznanie Genoçide Armyan Kak Faktor ArmyanoTureçskikh Otnoşenii”, Azg, 7 Mayıs 2004, 97 Ermenistan dış politikasında iki önemli problem olan sözde Ermeni soykırımının uluslararası alanda tanınması ve Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığının temin edilmesi problemi karşılaştırılırken, ikincisinin çözümü için uluslararası örgüt olan AGİT Minsk Grubu’nun meşgul olduğu ve bu konuda Ermenistan’ın genelde savunma pozisyonunda kaldığı anlaşılırken, sözde Ermeni soykırımı konusunda Ermenistan’ın Türkiye’ye elinde bulundurduğu bütün propaganda mekanizmaları ve baskı araçlarını kullandığı görülmektedir. Ermenistan sözde soykırım iddialarını gündeme taşırken tarihi belgelere ve uluslararası hukuka istinat etmeden, ahlaka aykırı bir tutum sergileyerek özellikle 20. yüzyılın ortalarından itibaren uluslararası nitelik kazanan ve Avrupa kamuoyunun daha duyarlı olduğu insan hakları konteksinden hareket etmiştir. Ermenistan’ın bu konuyla ilgili dış politikadaki hedefleri başta Türkiye olmak üzere dünya devletlerinin sözde Ermeni soykırımını kabul etmeleri ve kınamalarını sağlamak olmuştur. Bu konu özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren daha çok gündeme getirilmiştir. Avrupa, ABD,229 Asya ve Orta Doğu’da bazı devletlerin yerel ve merkezi parlamentolarında sözde Ermeni soykırımını tanıyan kararların kabul edilmesi, özellikle 2001’de Fransa’nın ‘soykırımı’ tanıması ve 2006’da sözde Ermeni soykırımı inkâr yasasını kabul etmesini230 Ermenistan dış politikasının başarısı ve aynı zamanda Avrupa devletlerinin Türkiye’ye yönelik ikiyüzlü politikası gibi değerlendirmek mümkündür. Ermenistan tarihinde sözde Ermeni soykırımından başka ikinci bir konu kamuoyu tarafından milli dava olarak bu kadar geniş şekilde benimsenmemiştir. Dağlık Karabağ problemi konusunda zaman zaman çeşitli 229 “Genoçid Armyan 1915 Goda Priznali Eşe Ttri Ştata SŞA”, REGNUM HA, 30 Nisan 2004. Yasa Fransa Senatosu alt kanadı tarafından kabul edildiği için yürürlüğe girmese de Senato’nun üst kanadı ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanma ihtimalı yüksektir. 230 98 muhalif görüşler dile getirilse de, sözde Ermeni soykırımı konusunda ciddi görüş birliği vardır ve aksini tartışmak mümkün değildir. Nitekim Bağımsızlık Bildirgesi’nin 11. maddesinde ‘Ermenistan Cumhuriyeti 1915 yılında Osmanlı Türkiye’si ve Batı Ermenistan’da düzenlenen Ermeni soykırımının uluslararası alanda tanınmasına çalışmaktadır’ 231 ibaresinin yer alması ve 1995’te anayasa kabul edilirken kaynağının bu bildiri olduğunun altının çizilmesi yukarıdaki iddiayı destekler niteliktedir. Sözde Ermeni soykırımının dünya devletleri tarafından tanınması konusu diasporada, Sovyet Ermenistan’ında ve bağımsız Ermenistan’da çeşitli düzeylerde tartışılmıştır ve bu tartışmalar bu gün de devam etmektedir. Diaspora 20. yüzyılın birinci çeyreğinden sonra sözde soykırımın tanınması için umutsuzca propaganda yapmış, ancak 1970’li yıllara kadar ciddi başarı elde edememiştir. Sözde soykırım, diaspora Ermenileri için hayati önem taşımaktadır; ulusal kimliklerinin korunmasında en esas öğelerden biridir ve bu özelliğini bugün de önemli ölçüde korumuştur.232 Sovyet Ermenistan’ında Ermeniler 1940’lı yılların ortalarına kadar Türkiye aleyhinde ciddi propaganda faaliyetinde bulunamasalar da, hiç bir zaman bu konuyu gündemden düşürmemiştir. Nitekim Haziran 1945’te Eçmiadzin Katogikosluğu seçimleri nedeniyle dünya Ermeni kuruluşlarının ileri gelenleri Eçmiadzin’e toplanarak amaçları dışında siyasi karar almış, Kars ve Ardahan’ın Sovyetler Birliği tarafından ilhak edilmesini talep etmiştir. Ermeniler bu taleplerini BM’nin kurulduğu San Frasisko Konferansı (Nisan 1945) zamanı SSCB, ABD ve İngiltere devlet başkanlarına, Potsdam Konferansı’na233 (Temmuz 1945) katılan temsilcilere, Berlin Konferansı’na (Ağustos 1945) katılan devletlerin Dışişleri Bakanları Şurası’na, Londra (Eylül 231 “Deklaraçiya o Nezavisimosti Armenii”, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/ru/9t9w 4k.html 232 Ruben Safrastyan, “Problema Priznaniya Qenoçida vo Vneşney Politike Armenii: Raznourovnevıy Analız”, 21 Vek, No: 1, 2005, s. 5. 233 Uras, a.g.e., s. LXXIV. 99 1945), Moskova (Aralık 1945) toplantılarına, BM’nin I. Londra toplantısına (Ocak 1946) iletmiş, ancak sonuç alamamışlardı. Ermeni diasporasının bu taleplerine paralel olarak bütün Ermenilerin Katogikosu VI. Gevork 29 Ekim 1945’te SSCB, ABD ve İngiltere Hükümetleri’nden Türkiye’nin ‘Ermeni vilayetlerinin’ Sovyet Ermenistan’a birleştirilmesini talep etmişti.234 ABD ve İngiltere’nin bu talebe sıcak bakmamaları ve SSCB lehine sınırların değiştirilmesini kabul etmemelerinden dolayı SSCB yönetimi de Türkiye’ye yönelik arazi iddialarından vazgeçmiştir. Batılı müttefiklerinin desteğini alamayan SSCB, 30 Mayıs 1953’te ‘iyi komşuluk ilişkilerinin korunması, barış ve güvenliğin sağlanması adına Ermenistan ve Gürcistan Hükümeti Türkiye’ye yönelik arazi iddialarından vazgeçiyor... Böylece, Sovyet Hükümeti Sovyetler Birliği’nin Türkiye’ye yönelik arazı iddiasının olmadığını bildiriyor’ şeklinde açıklama yaparak konuyu kapatmıştır. Bundan sonra merkezi hükümet sözde Ermeni soykırımı ve toprak talebinden vazgeçse de, Ermenistan bu konuda bilimsel ve propaganda faaliyetine devam etmiştir. Bu bağlamda 1960’lı yılların başlarında Udjan köyünde Antranik’in anıtının açılmasından sonra propaganda faaliyetleri daha da genişlemiştir. Bu dönemi, bir sonraki dönemin-sözde soykırım propagandasının altyapısının hazırlandığı dönem olarak da tanımlamak mümkündür. 1960’lı yıllardan itibaren dünya kamuoyunun Ermeni meselesi ve sözde Ermeni soykırımı konusuna ilgisi artmaya ve bu konu bazı uluslararası örgütlerde tartışılmaya başlanmıştı. Sözde Ermeni soykırımı BM’nin İnsan Hakları Komisyonu’nun Ayrımcılığın Haberdar Edilmesi ve Milli Azlıkların Korunması alt komisyonunda tartışılmıştı. 1973’te Ruanda temsilcisinin hazırladığı raporun 37. maddesinde ‘bu yüzyıla geçerken, 20. yüzyılda ilk 234 Aram Kirakosyan, Armyanskiy Vopros i Genoçid Armyan, Noravank Yayınları, Erivan 2006, s. 67. 100 soykırım gibi tanımlanan Ermeni katliamlarını kaydetmek mümkündür’. ifadesi yer almıştır.235 Ermenistan’da 1950’li yıllara kadar Türkiye araştırmaları merkezi olmamıştır. Ancak 1954’te Ermenistan Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü’nde Şarkiyat Kürsüsü açılmış daha sonra bağımsız bir bilim dalı olmuş ve 1971’de Şarkiyat Enstitüsü’ne dönüştürülmüştür. İleriki yıllarda ise Şarkiyat Enstitüsü’nde Türkoloji bölümü genişletilmiş ve enstitünün önde gelen bölümlerinden biri olmuş, Türkiye’nin siyasi, sosyal, ekonomik gelişmeleri araştırılmış, coğrafyası, toplumsal yapısı, tarihi ve kültürü üzerine araştırmalar yapılmış, yüzlerce makale ve kitaplar yayımlanmıştır.236 1965’ten itibaren Ermenistan’ın resmen 24 Nisan sözde Ermeni soykırımını anma törenleri düzenlemesi Ermeni kamuoyunda Türk düşmanlığının yeni bir dalgasını başlatmıştır. 1965’e kadar sözde soykırım sınırlı sayıda akademisyenler ve toplumun bazı kesimlerinde tartışılırken, bu tarihten itibaren resmi devlet politikasına dönüşmüştür. Çiçernakabert kentinde sözde soykırım kurbanlarının anısına büyük bir anıt dikilmiş, her yıl 24 Nisanda bu anıtı ziyaret ederek çelenk koymak ve mum yakmak gelenek haline gelmiştir. Soykırım konusu Ermeni toplumsal hayatının bir parçası olmuş, propaganda faaliyetleri genişlemiş237 ve Erivan’da sözde soykırım müzesi açılmıştır. 235 Kirakosyan, a.g.e., s. 68. Sarkisyan E. K, “İz İstorii Turkologii v Sovetskoy Armenii”, Mergavor yev Micin Arevelki Erkrner yev Joğovordner, XII. Turkiya, Erivan, Ermenistan SSCB Bilimler Akademisi Yayınları, 1985, ss. 248-274. 237 Gerbert Adams Gibbons, Poslednıa İzbineniya v Armenii. Faktı i Otvetstvennosti, İngilizceden çeviri, Petrograd, Voennaya Tipografiya İmperatriçı Yekatrinı Velikoy, 1916; Koçar M, Armyano-Tureçskie Obşestvenno-Politiçeskie Otnoşeniya i Armyanskiy Vopros, Erivan 1988. 236 101 Ermeni diasporasının girişimleri sonucunda sözde Ermeni soykırımı konusu Nisan 1984’te Halkların Daimi Mahkemesi’nin Paris toplantısında müzakere edilmiş ve karar alınmıştı.238 Bu karara göre: -Ermeni halkı temel ve bireysel hukukları uluslararası hukuk normlarına uygun olarak geçmişte ve bugün korunmalı olan halk olmuştur ve olacaktır. -9 Aralık 1948 tarihli Soykırım Cinayetinin Haberdar Edilmesi ve Cezalandırılması Konvansiyonu’nun öngördüğü gibi, tehcir ve kitlesel katliamlarla Ermeni halkının mahvedilmesi soykırım olarak takdim edilir. -Genç Türkler Hükümeti 1915–1917 yıllarında gerçekleştirdikleri soykırıma göre sorumludur. -Ermeni soykırımı aynı zamanda ‘uluslararası bir cinayettir’ ve bugünkü Türk devletinin Osmanlı’nın varisi olmadığı iddia edilse de, Türkiye sorumlu tutulmaktadır. -Bu sorumluluk gereğince Türkiye soykırımı kabul etmekle yükümlüdür ve sonuç itibarıyla Ermeni halkına değen zarar karşılanmalıdır. -BM ve onun bütün üyeleri bu konuda Ermeni halkına yardım, Türkiye ve diğer devletlerden soykırımın tanınmasını talep edebilir. Ermenistan’ın bağımsızlık mücadelesi sürecinde sözde Ermeni soykırımına ilişkin iki yaklaşım söz konusu olmuştur: 1. Bu konunun Türkiye ile ilişkilerde öne çıkarılmasını istemeyen Ermeni Ulusal Hareketi (EUH), 2. Sözde Ermeni soykırımının tanınmasının Türkiye ile ilişkilerin kurulmasına şart olarak koşan gelenekselciler veya Taşnaklar. Bağımsızlık mücadelesinin liderliğini üstlenen EUH birinci tüzüğünde sözde Ermeni soykırımının tanınmasına ve kınanmasına yer vermesine 238 Arman Kirakosyan, “Gosudarstvennıy Mentalitet Turçii Otriçaet Vozmojnost Priznaniya Genoçida Armyan”, PanARMENIAN.Net, 22 Mayıs 2006. 102 rağmen, bu konunun Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin kurulmasına ve gelişmesine engel olmayacağını bildirmiştir. Geleneksel akımdan olan bazı siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri ise Taşnaksutyun Partisi etrafında birleşerek EUH’ne karşı çıkmıştır.239 EUH 1990’da iktidara geldikten sonra geleneksel akıma karşı koyamadığı için bu konu Bağımsızlık Bildirgesi’nde de yer almıştır. Ancak 1998 yılına kadar iktidarda olan EUH bu konuyu gündemde tutmamıştır.240 Ermenistan ve diaspora ile birlikte Eçmiadzin Kilisesi de, sözde Ermeni soykırımı propagandasında bazı sonuçlar elde etmiştir. Bu bağlamda Dünya Kiliseler Birliği’nin Mayıs 1989’da ABD’de toplanan kurultayı Ermeni soykırımı hakkında karar almıştır. Kararda ‘Bütün dünya devletleri hükümetlerine müracaat ederek Türkiye’nin sözde Ermeni soykırımını tanıması için baskı uygulamaları’ ve ‘işgal edilen Ermeni topraklarını geri vermesi, diaspora Ermenilerinin kendi vatanlarına geri dönmelerine yardım edilmesi, Türkiye’de son 75 yılda dağıtılan 2500’den çok kilisenin yeniden inşa ve tamir edilmesi’ talep edilmiştir.241 Sözde Ermeni soykırım konusu Ermenistan ve diasporada bilimsel olarak çeşitli açılardan ele alınmış ve değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmelerin genel çerçevesini özetlemek gerekirse, aşağıdaki gibi bir tasnifat yapıldığı görülmektedir. 1. Yaşam alanının kaybedilmesi Ermeniler 1915 yılına kadar kendilerinin ‘beş bin’ yıldır ‘ana vatanlarında’ yaşadıklarını iddia etmektedirler.242 Bu vatan anlayışına Ermeniler kendileri ile hiçbir fiziki ve manevi bağlantısı olmamasına rağmen, Dağlık Ermenistan’ı 239 Libaridian, a.g.e., ss. 21-25. Safrastyan, a.g.m. s. 5. 241 Kirakosyan, a.g.e., s. 69. 242 Armen Ayvazyan, “Strategiçeskie Posledstviya Genoçida Armyan”, Vizantiyskoe Nasledstvo, No 3, 2002, ss. 15-17. 240 103 dâhil etmekte ve Ermenistan’ın 350.000 kilometrekare alanı kapsadığını bildirmektedirler. Tarihçiler Ermeni halkının bağımsızlığını koruma çabasının 14. yüzyıla kadar devam ettiğini, bu tarihten sonra yabancılar tarafından Ermenistan’ın işgal edilmesi ile yalnızca dağlık bölgelerde yaşayan bir grup Ermeni yarı bağımsızlığını koruyabilmiştir. Ermeniler bu dönemden sonra Ermenistan’ın bağımsız olmasa da, mevcudiyetlerinin devam etmesini demografik faktörle-‘vatanlarında’ çoğunlukta olmaları ile açıklamaktadırlar. Ermenistan tarafından Moğol-Tatarların, Türkmenlerin bölgeye girmelerinin ve Osmanlı-İran savaşlarının Ermeni halkı üzerinde ciddi etkisi olduğu ve sonuç itibarıyla ‘Büyük Ermenistan’ın ortadan kalktığı iddia edilmektedir. Ermeniler, bugünkü Ermenistan’ı ‘Küçük Ermenistan’ olarak tanımlamaktadır. Bu bağlamda Ermenistan Türkiye’den toprak ve tazminat talebinde 243 bulunmuştur. 2. Kültürel mirasın kaybedilmesi Ermeni kültürünün kaybı hesaplanmayacak kadar çoktur. Ermeniler bu kaybın yalnızca bazı kilise, monastr, tarihi değere sahip yapıtlar olmadığını, aynı zamanda bin yıllar boyunca inşa edilen şehirlerin, kasabaların, köylerin, kütüphanelerin, elyazmaların mahvolduğunu öne sürmektedirler. 3. Maddi kayıplar Bu bağlamda Ermeniler ‘Batı Ermenistan’da yaşayan halkın mal varlığının yağmalanmasını,244 kolektif Ermeni hayatının bozulmasını, ulusal yaşam tarzının ortadan kaldırılmasını ve fiziki yaşam imkanlarının ellerinden alındığını tekrarlamaktadırlar. 4. Psikolojik Sarsıntı 243 “K Turçii Nado Predyavlyat Territorialnıe Pretenzii, Sçitaet Glava Ofisa “Ay Dat” (Armenii)”, REGNUM HA, 23 Nisan 2007. 244 Djon Kirakosyan, Zapadnaya Armeniya v Godı Pervoy Mirovoy Voynı, Erivan Üniversitesi Yayınları, Erivan 1971. 104 Ermeniler, yaşam alanlarının, kültürel mirasın, maddi değerlerin kaybedilmesinin Ermeniler üzerinde ciddi psikolojik etkide bulunduğunu, ulusal değerlerden koparıldıklarını ve sözde soykırımın Ermenilerde aşağılık kompleksinin, yarınlara güvensizlik duygusunun, bütün yabancılar önünde baş eğme, milli değerlerin inkâr edilmesi ve hatta kendinden korkar psikolojik durumun oluşmasına neden olduğunu iddia etmektedirler.245 5. Öncü kişilerin, organize olmuş toplum ve yapıların-halkın yok edilmesi Ermeniler, sözde soykırım sürecinde aynı zamanda halkın, kilisenin, okulların, çeşitli Ermeni örgüt ve ulusal yapılanmaların, siyasi ve kültürel elitin mahvedildiğini öne sürmektedirler.246 Ermeniler, sözde soykırıma maruz kalan ve yurtdışına göç ettirilen Ermenilerin yalnızca çok küçük bir bölümünün organize olarak ulusal değerlerini ve milli kimliklerini koruyabildiklerini, büyük bir bölümünün ise yaşadıkları ülkelerde asimile oldukları bildirilmektedir. 6. İnsan kaybı Ermeniler, sözde soykırımın 1894-1922 yılları arasında merhalelerle gerçekleştiğini, yaklaşık 2 milyon yerli Ermeninin (300 bin 1894-1896 yıllarında, 1.5 milyon 1915-1916 yıllarında, 300 bin 1918-1922 yıllarında (!!)) sözde soykırıma maruz kaldığını iddia etmektedirler. Yukarıda ifade edilenler bütün Ermeni araştırmacılar tarafından kabul görmüştür. Ayrıca, paranoya gibi değerlendirilebilecek tezlerle Ermeni davasına katkıda bulunanlar bile vardır. Nitekim Suren Ayvazyan sözde soykırımı konusunda kesinlikle etik ve akademik çerçeveye sığmayan bir 245 Aleksey Babayan, “Kollektivnaya Pamyat i Ee Proyavlenie v Naşi Dni”, (Erişim) http://www.spectrum.am/rus/articles.php?id=67 246 Diev G. A, “Armyanskiy Vopros v Turçii”, Genoçid Armyan i Russkaya Publiçistika, der. Amirkhanyan M. D, Armyanskaya Obşina Moskvı, I. cilt, Moskova 1997, ss. 9-70. 105 şekilde Türkiye’yi suçlamış ve sözde soykırıma uğramış Ermenilerin sayısının 15 milyon (!) olarak açıklamıştır.247 Ermenistan bağımsızlık sonrası Türkiye’nin ekonomik, ticari ve ulaştırma imkânlarından yararlanmak istemiştir. Ancak daha sonra Ermenistan’ın Türkiye’nin sınırlarını tanımadığı, doğu bölgesini Batı Ermenistan olarak adlandırdığı, Kars ve Moskova Antlaşmalarının248 tek taraflı olarak iptal edilmesine çalıştığı ve Azerbaycan topraklarını işgal ettiği gerekçesiyle Türkiye 1993’te sınırları kapatmıştır.249 Bundan sonra Ermenistan diaspora ile birlikte sözde Ermeni soykırımı ve Türkiye’nin ülkeyi ablukaya aldığı yönünde propaganda faaliyetlerini daha da genişletmiştir.250 1998’de Robert Koçaryan’ın iktidara gelmesinden sonra hükümet Türkiye ile ilişkilerini yeniden değerlendirmiş ve sözde Ermeni soykırımının Ermenistan dış politikasının öncelikli konuları arasına almasına ve uluslararası alanda tanınması için propaganda faaliyetini genişlendirmesine rağmen,251 sözde Ermeni soykırımının ilişkilerin kurulmasına engel olmadığını savunmuştur. Ermenistan sözde Ermeni soykırımını 1990’lı yılların sonlarına kadar genelde iki ülke arasında tartışmaktan ve Türkiye’nin sözde Ermeni soykırımını kabullenmesinden yana olmuştur. Ancak daha sonra Ermenistan Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin hızlanmasından252 ve birçok Avrupa devletinin sözde Ermeni soykırımını tanıyan kararlar kabul etmesinden sonra uluslararası alanda başarı şansının daha yüksek olduğunu anlamış ve sözde 247 Ayvazyan, İstoriya Rossii, ss. 466-467. Aleksandr İgolkin, “Mosskovskiy Dogovor s Turçiey. Vzglyad iz Rosii Çerez 77 Let”, Armyanskiy Vestnik, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal03/j03_stat27.html, “Molodyej Armenii Trebuet Priznat Nedeystvitelnımi Moskovskiy i Karsskiy Dogovorı”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=22205,14 Mart 2006; “Rossiya Segodnya Nam ne Drug: K 85-letiyu so Dnya Podpisaniya Russko-Tureçskogo Dogovora (Armeniya), REGNUM HA, 16 Mart 2006. 249 Hatem Cabbarlı ve Araz Aslanlş, “Türkiye-Ermenistan Sınır kapısı: Amaç mı, Araç mı?”, Stratejik Analiz, IV. cilt, sayı: 42, Ekim 2003, s. 57. 250 Hatem Cabbarlı, “Sözde Ermeni Soykırımının 90. Yıldönümü ve Türkiye”, Stratejik Analiz, V. cilt, sayı 59, Mart 2005, s. 47. 251 “Аrmyane Planiruyut Sobrat Polnıy Paket Dokazatelstv” Genoçida 1915 Goda v Osmanskoy Turçii, REGNUM HA, 5 Mayıs 2004. 252 “Do Vstupleniya v ES Turçiya Doljna Reşit Vopros o Priznanii Genoçida Armyan”, REGNUM HA, 9 Nisan 2004. 248 106 Ermeni soykırımının tanınması ve kınanması konusunu dünya kamuoyunun gündemine taşımıştır. Ermenistan 1990’lı yılların başlarından sözde Ermeni soykırımı propagandasına başlamasına ve başarılı sonuçlar almasına rağmen, son on beş yıldır Türkiye ile ilişkilerde bu problemi istediği düzeye çıkararak müzakere konusu yapamamıştır. Ermeniler bu durumu Türkiye’nin sözde soykırımı kabul etmemesi ve konunun tarihçiler tarafından tartışılması gerektiğini söylemekle konunun muhteviyatını değişme ve önemini azaltma girişimleri ile açıklamaktadır.253 Ermenistan’da sözde soykırım konusunu tarihin karanlığında takılıp kalmış bir mevzu değil, Ermeni tarihinin unutulması mümkün olmayan bir sayfası olarak değerlendirmekte ve konunun tarihçilerin değil, siyasilerin tartışması gerektiği talep edilmektedir.254 Türk-Ermeni Uzlaştırma Komisyonu’nun başarısız olmasının sebeplerinden biri de budur.255 Ermenistan dünya kamuoyuna hiç bir ön koşul olmadan Türkiye ile ekonomik, ticari ve siyasi ilişkiler kurmak istediğini bildirse de, gerçekte sözde soykırımın tanınmasını şart olarak ileri sürmekte ve ahlaki davranmamaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin Ermenistan’ın elverişsiz coğrafi konumundan yararlanarak bazı kabul edilmez şartlar ileri sürdüğünü iddia etmiştir. Ermenistan’ın Türkiye karşısında konumunu güçlendiren bir neden de ABD’nin, Avrupa ve Asya devletlerinin bazılarının sözde soykırım konusunda bu ülkeyi desteklemeleridir. Bu bağlamda Avrupa Parlamentosu’nun 18 253 Safrastyan, a.g.e., s 7. Aram Kirakosyan, Haykakan Harçı yev Hayeri Çeğasbanutyun, (Ermeni Meselesi ve Ermeni Soykırımı), Noravank Yayınları, Erivan 2006, ss. 3-40. 255 Tatul Akopyan, “Predstoyaşaya Vstreça Tureçko-Armyanskoy Komisii po Primireniyu-v Erevane?”, Azg, 23 Ocak 2004; Tatul Akopyan, “Andranik Migranyan Vışel iz TureçkoArmyanskoy Komisii po Pirimireniyu”, Azg, 24 Ocak 2004; “Komissiya Po Primireniyu Samoraspustalis, Tak i Ne Pirimiriv Armyan i Turok”, (Erişim) http://news.artsakhworld.com/ ArCNews/Rus/index.php?cover=2&id=1527, 254 107 Haziran 1987’de ‘Ermeni Sorununun Siyasi Çözümü Hakkında’ aldığı karar256 Türkiye için ciddi bir sorun olmuştur. Söz konusu kararda AP, AB Konseyi’nden257 Türk Hükümeti’nin 1915–1917 yılları arasında Ermenilere yapılan soykırımı tanıması ve Ermeni tarafının temsilcileriyle diyaloga girmesi için çağrıda bulunmasını istemektedir. Bu tarihten sonra sözde Ermeni soykırımı konusu Avrupa devletlerinin, 1990’lı yıllardan sonra ise ABD dış politikasının gündemine taşınmıştır. Ermenistan bağımsızlık elde ettikten sonra, özellikle 1990’lı yılların sonlarında sözde soykırım konusunu ABD ve Avrupa devletleri ile ilişkilerde ön plana çıkarmış ve bununla Türkiye’nin AB üyeliği sürecini aksatmaya ve ABD ile ilişkilerini zedelemeye çalışmıştır. Fransa parlamentosunun 2001’de sözde Ermeni soykırımını tanıması hakkında kanun kabul etmesi ve 2004’te Avrupa Birliği ülkelerinde siyasilerin ve aydınların Türkiye’den ’soykırımı’ kabul etmesi yönünde baskıları Ermenistan’ın Türkiye’ye karşı faaliyet alanını daha da genişlendirmiştir. Ermenistan için sözde Ermeni soykırımının dünya devletleri tarafından tanınması bağlamında yeni bir safha açılmıştır. Bu konunun Avrupa ve ABD kamuoyu tarafından tartışıldığı dikkate alınırsa, kısa ve orta vadede gündemden düşme ihtimali zayıftır. 256 Suat Sezgin, “Ermeni Soykırım Yasası Bağlamında Turkiye Avrupa Birliği İlişkilerinin Değerlendirilmesi”, Müdafaa-i Hukuk, , sayı 31, Şubat 2001. 257 Erhan Akdemir, “Türkiye’nin AB’ye Üyelik Süreci ve Ermeni Sorunu”, (Erişim) http://www.abhaber.com/haber_sayfasi.asp?id=11337, 2 Mayıs 2006. 2. BÖLÜM: 2. “BÜYÜK ERMENİSTAN” PROJESİNDE ERMENİSTAN’IN TÜRKİYE VE AZERBAYCAN POLİTİKASI 2. 1. ERMENİSTAN’IN TÜRKİYE POLİTİKASI 2. 1. 1. Ermenistan’ın Türkiye Politikasının Genel Çerçevesi (‘4 T Planı’) Ermenistan’ın bağımsızlık sonrası Türkiye politikası,258 1918–1920 yıllarında mevcut olmuş Birinci Ermenistan Cumhuriyeti’nin geleneksel dış politikası çerçevesinde şekillenmiş ve pozitif anlamda bir gelişme yaşanmamıştır. Ermenistan bağımsızlığını ilan etmeden önce iktidar uğrunda yaşanan mücadelede bu ülkenin dış politikasının ana hatları tartışılmıştır. Bu dönemde Ermenistan Rusya ve bütün komşularını ciddi tehlike kaynağı olarak görmüş, ancak gelişmeler üzerine Rusya’nın siyasi, askeri ve mali desteği olmadan mevcudiyetini devam ettiremeyeceğini anladıktan sonra bu ülke ile ilişkilerini geliştirmiştir. Ermenistan bağımsızlık süreci ve sonrasında ciddi ekonomik sıkıntılar yaşamasına rağmen, Türkiye ile 258 İdris Bal, “Türkiye-Ermenistan İlişkileri”, Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, der. İdris Bal ve Mustafa Çufalı, Nobel yayınları, I. bs., Ağustos 2003, ss. 605-635. 109 ilişkilerine öncelik tanımamış, bu ülkeye karşı asılsız iddialarda bulunmuş ve Türkiye üzerinden Avrupa ile bütünleşme sürecinin dışında kalmayı tercih etmiştir. Her ne kadar 1990’lı yılların ortalarına kadar Ermenistan Devlet Başkanı Ter-Petrosyan’ın önderliğinde bir grup, dönemin siyasi ve ekonomik şartlarını değerlendirerek, Türkiye ile normal ilişkiler kurmak istese de, gelenekselcilerin siyasi baskıları daha etkili olmuş ve ilişkiler kurulamamıştır. Tam tersine, Robert Koçaryan’ın 1998’de devlet başkanı seçilmesinden sonra bölgesel ve uluslararası alanda Ermenistan’ın Türkiye’ye yönelik politikası daha da uzlaşmaz bir nitelik kazanmıştır. Ermenistan için Türkiye 2,5 milyon Ermeni katletmiş suçlu bir devlettir ve bu suçu tekrar etmeye eğilimlidir.259 Ermenistan’ın Türkiye politikası bölgesel temelde değerlendirilse de, özellikle sözde Ermeni soykırımı ve ulusal güvenliği bakımından uluslararası bir nitelik arz etmektedir. Taraflar arasında siyasi, ekonomik ve güvenlik konuları özellikle 1990’lı yılların sonlarından itibaren başta ABD olmak üzere Avrupa devletleri tarafından da izlenmekte ve Ermenistan’ın lehine Türkiye’ye baskı yapılmaktadır. Bu baskı genellikle sözde Ermeni soykırımı, iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kurulması ve sınır kapılarının açılması konularında daha fazla hissedilmektedir. SSCB’nin dağılmasından ve BDT’nin kurulmasından sonra Ermenistan ve Türkiye antlaşmasının arasındaki ilişkileri imzalanması düzenleyecek öncelikli modus meselelerden biri vivendi260’ olsa da, Ermenistan’ın dış politikada uyguladığı Türkiye politikasının ana hatları buna 259 Armen Ayvazyan, “Pokhlışe TAKP”, Golos Armenii, 10 Aralık 2002, “Koçaryan: Türkiye Soykırım Yapabilir!” (Erişim) http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=14, 20 Şubat 2007. 706, Ömer Engin Lütem, “Başkan Koçaryan’ın Görüşleri”, (Erişim) http://www.eraren.org/index. php?page=makaleler&makaleno=481, 2 Eylül 2006. 260 Mevcut durumda taraflar arasında anlaşmaya varılamadığında imzalanan geçici antlaşma, Aleksanr Bereçka, “Voyna Kak Modus Vivendi”, (Erişim) http://telegraf.by/blog/2007/06/21/ modusvivendi/, 21 Haziran 2007. 110 engel olmuştur. Dolayısıyla taraflar arasındaki iletişim iki komşu devlet arasında iyi ilişkiler ve dostluk çerçevesinde değil, Ermenilerin ‘tarihi saplantıları’ çerçevesinde şekillenmiştir.261 Türkiye, Ermenistan dış politikasında Ermenistan açısından kendi mevcudiyetini uluslararası alanda tanıtacak ve kabullendirecek bir ‘savaş meydanıdır’.262 Tarihten kaynaklanan isterik siyasi düşünce bağımsızlık sonrası Ermeni siyasetçilerin görüşlerinde hâkim olmuştur ve bu günde olmaktadır.263 Ermeniler yaşadıkları bütün problemlerin kaynağını Türkiye olarak görmektedir.264 Ermeniler, sözde Ermeni soykırımının uluslararası kamuoyu ve Türkiye tarafından tanınması için propaganda faaliyetlerinde bütün araç ve mekanizmaları kullanmayı uygun görseler de, bu konuda aksi görüşlerin tartışılmasını ve demokratik bir ortamda çoksesliliğin yükselmesine kesinlikle müsaade etmezler. Bunu ulusal birlik ve beraberliği tehdit eden çok ciddi problem olarak görmektedirler. Nitekim Türk-Ermeni Uzlaşma Komisyonu (TEUK) kurulduğu zaman başta Taşnaklar olmak üzere bir sıra aşırı milliyetçi grup ve diasporanın önemli kesimi buna karşı çıkmıştır. İki ülke arasında resmen diplomatik ilişkiler kurulmasa da, Türkiye’nin girişimleri sonucunda Ermenistan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’na üye kabul edilmiş ve bu çerçevede Ermenistan’ın İstanbul’da temsilciliği açılmıştır. Ermenistan devlet başkanları ve hükümet temsilcileri Türkiye’yi 261 Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001. 262 Sedat Laçiner, “Türk-Ermeni İlişkilerinde “Nefret Unsuru”, (Erişim) http://www.turkishweekly.net/ turkce/yorum.php?id=482, 26 Nisan 2007; Türk- Ermeni İlişkileri ve Mağduriyet Psikolojisi, (Erişim) http://www.psikolojiturk.com/makale/turk-ermeni-iliskileri-ve-magduriyet-psikolojisi.html, 26 Temmuz 2007. 263 “Türk- Ermeni Meselesinde Büyük-Grup Kimliği”, (Erişim) http://www.donusumkonagi.net/ makale.asp?id=2207&baslik=turk__ermeni_meselesinde_buyuk_grup_kimligi&i=psiko_politik_ba kis, 26 Temmuz 2007. 264 Sedat Laçiner, “Ermeni Kimlik Bunalımı ve Güç Politikalarının Bir Ürünü Olarak Ermeni Sorunu”, 2023, 15 Nisan 2002, sayı: 12, ss. 56-61. 111 ziyaret etmekte,265 gayrı-resmi olarak ticari ilişkiler kurulmakta ve gelişmekte, Ermenistan vatandaşları rahat ve sorumsuz bir şekilde Türkiye’yi ziyaret etmektedir. Ermenistan bağımsızlık süreci ve sonrasında Türkiye’ye yönelik politikasında asılsız iddialarla bu ülkeyi sözde soykırımla yargılayacak kadar ileri gitse de, Türkiye daha temkinli davranmıştır. Daha Sovyetler Birliği dağılmadan önce Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Volkan Vural Güney Kafkasya cumhuriyetlerini ziyareti çerçevesinde Nisan 1991’de Ermenistan’ı da ziyaret etmiş266 ve değişen uluslararası ortamda bu ülke ile karşılıklı ilişkilerin müzakere edilmesinin gerekliliğini vurgulamıştı. Ermenistan tarafının iddialarına göre, görüşmeler zamanı Ermeniler daha çok ekonomik ve ticari meseleleri öne çıkarmaya çalışsa da, Vural aksine TürkiyeErmenistan sınırının tanınması, uluslararası alanda sözde Ermeni soykırımı propagandasının durdurulması ve Dağlık Karabağ probleminin halledilmesi meselelerini müzakere etmek istemişti.267 Ermeni araştırmacılar 1990’lı yılların ortalarına kadar Türkiye’nin Ermenistan’a yönelik daha baskıcı politika uyguladığını, görüşülecek konuların ortaklaşa değil, daha çok Türkiye’ni istediği şekilde tespit edildiğini iddia etmiştir. Bu dönemde Ermenilere göre, Türkiye Dağlık Karabağ sorununu ön plana çıkarmış ve yapıcı bir politika izlememiştir.268 Ermenistan’ın Dağlık Karabağ dışında kalan Kelbecer ilini işgal etmesinden sonra Türkiye Ermenistan sınır kapısını ve hava ulaşımını kapatmıştır. 265 Ruben Safrastyan, “Armyano-Tureçskie Otnoşeniya: Popıtka Teoretiçeskoy İnterpretaçii s Poziçiey Realistiçeskoy Şkolı (Vvodnıe Zameçaniya)”, Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınevi 2002, s. 39. 266 Mustafa Aydın, “Ermenistan’la İlişkiler,” Türk Dış Politikası, der. Baskın Oran, II. cilt, İstanbul 2001, s. 407. 267 Safrastyan, a.g.m., s. 45. 268 Safrastyan, a.g.m., s. 45. 112 Araştırmacılar 1990’lı yılların başlarında Ermenistan ve Türkiye arasında ilişkilerin normalleşmesi için Ermenistan ve Türkiye açısından olumlu noktaları şu şekilde tanımlamıştır: Ermenistan için: -Tehditler fırsatları da beraberinde getirir. Ermenistan tehdidi fırsat gibi değerlendirerek, sözde Ermeni soykırımını öne çıkarmayarak,269 Türkiye ile ekonomik ilişkilerini geliştirerek yaşadığı ekonomik sorunları önemli ölçüde halledebilirdi. -1990’lı yıllardan sonra dünya piyasalarına açılan Hazar havzası enerji kaynaklarından daha çok yararlanabilir, petrol ve doğalgaz boru hatlarının çeşitli ulaştırma hatlarının kendi topraklarından geçmesini sağlayarak bu güne kadar yaşadığı enerji ve ulaştırma sorunlarını tamamen halledebilirdi. -Güney Kafkasya’nın bölgesel güvenlik sorunları önemli ölçüde halledilir, bölge ve bölge dışı büyük devletlerin mücadelesinde Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan piyon durumuna düşürülmezdi. Türkiye için: -Türkiye bazı komşuları ile ciddi sorunlar yaşadığı için Ermenistan ile iyi ilişkiler kurarak, bu ülkenin kendisine karşı cephede bulunan kampta yer almasını engelleyebilirdi. -Türkiye’nin Ermenistan ile iyi ilişkiler kurması ABD ve Avrupa’nın baskısını azaltır ve sözde Ermeni soykırımı propagandası uluslararası gündeme taşınmazdı. -Ermenistan ile iyi ilişkiler kuran Türkiye ekonomik olarak hem Ermenistan’da hem de Güney Kafkasya’da kendi çıkarlarını daha rahat koruyabilirdi.270 269 Vorobeva L. M, “Tragediya Armyanskogo Naroda: Straniçı İstorii”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, ss.167-218. 270 Gayk Demonyan, “Nekotorıye Aspektı Armyano-Tureçskikh Otnoşeniy v Kontekste Regionalnıkh Proçessov”, Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınevi 2002, s. 49. 113 Bazı araştırmacılar, Ermenistan’da Türkiye ile iyi ilişkiler kurulması gerektiğini savunanların Türkiye’nin sivil ve demokratik bir devlet olduğuna inandıklarını iddia etmiştir.271 Ancak daha sonra Türkiye’nin Ermenistan’dan: -Türkiye’ye yönelik toprak iddialarından, -İki ülke arasında sınırları saptayan Kars ve Moskova Antlaşmalarının feshedilmesi için uluslararası alanda faaliyetlerinden, -Türkiye’nin soykırımı kabul etmesi talebi ve uluslararası alanda tanınması çalışmalarından vazgeçmesini272 ve -Azerbaycan topraklarının işgalini durdurmasını talep etmesi üzerine ikili ilişkilerde uzun süren bir durgunluk yaşanmıştır. Yukarıda ifade edilenleri kısaca özetlersek Ermenistan Cumhuriyeti’nin nihai hedefinin ‘Büyük Ermenistan’ı273 kurmak olduğu anlaşılmaktadır. Ermenistan, bu projenin gerçekleşme imkânlarını sınırlı ve zaman zaman da olanaksız olarak görse de, bölgesel ve uluslararası ortamın kendilerine tanıdığı fırsatları her zaman iyi değerlendirmiş, gelişmelerden maksimum fayda sağlamaya çalışmış ve bunu başarmıştır. Bu süreçte bütün araçları makbul olarak gören Ermenistan, terör dâhil birçok siyasi mekanizmaları kullanmıştır. Büyük Ermenistan'a giden yolda atılması gereken en önemli adım, bu hedefin gerçekleşmesi yönünde kamuoyu oluşturmak ve Türkiye'ye yönelik politikalarını gerçekleştirmektir. Ermenistan’ın ‘Büyük Ermenistan’ kurma projesinde Türkiye’ye yönelik politikasını ‘4 T Planı’ şeklinde açıklamak mümkündür. Bu kısaca, Tanıtım, Tanınma, Tazminat ve Toprak olarak açıklanabilir. Buna göre: -Tanıtım-sözde Ermeni soykırımı tüm dünyada terör ve siyasi propaganda yoluyla tanıtılacak, 271 Ajdar Kurtov, Aleksandr Khalmukhamedov, “Armeniya-Turçiya: Protivostayanie İli Sotrudniçestvo?”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, s.450. 272 Ayk Djanpoladyan, “Forpostu Dorogi Ne Nujnı”, REGNUM HA, 6 Mayıs 2007. 273 Boltunova A. İ, Sarkisyan G. Kh, Sovetskaya Ensiklopediya, Moskova 1970, 3. bs., II. cilt, s. yy. 114 -Tanınma-sözde Ermeni soykırımı iddiaları dünya kamuoyu tarafından kabul edildikten sonra Türkiye tarafından da tanınacak, -Tazminat-uluslararası kamuoyu ve Türkiye sözde Ermeni soykırımını tanıdıktan sonra Ermenistan tarafından tazminat konusu gündeme taşınacak, -Toprak-son aşamada ise Türkiye’den toprak talebi uluslararası kamuoyunun dikkatine sunulacaktır. Koçaryan’ın 1998’de devlet başkanı seçilmesinden sonra ‘4 T Planı’nın uygulanmasına hız verilmiştir. Planın nihai hedefi Türkiye ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne yöneliktir ve bu devletleri parçalamayı öngörmektedir. Bu strateji, artık sadece Taşnakların ve bazı siyasi partilerin hedefi olmaktan çıkmış, Ermenistan devletinin ülküsü halini almıştır. Bugünkü Ermenistan’ın en önemli üç belgesine bakıldığında bu durum açıkça görülmektedir. Bunlar ‘Bağımsızlık Bildirgesi’, ‘Bağımsızlık Kararı’ ve 1995 yılında kabul edilen ‘Ermenistan Anayasası’dır.274 Taraflar arasındaki bir diğer önemli sorun da Ermenistan’ın Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanımamasıdır. Daha Sovyetler Birliği dağılmadan önce Ermenistan resmileri Kars Antlaşması ile oluşturulmuş Türkiye sınırını tanımadıklarını bildirmiş ve bu söylem bu güne kadar devam etmektedir. Ermenistan Parlamentosu Şubat 1991’de Türkiye ile sınırları tanımadığını bildirmesi üzerine, Türk Hükümeti 1992’de Ermenistan’ın Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanımadığı takdirde, diplomatik açıklamıştır.275 274 Kadir Hekimoğlu, “Günümüzde Türk-Ermeni İlişkileri”, (Erişim) http://www.ermenisorunu.gen.tr/ turkce/ozet/bugun.html 275 Aydın, a.g.m., s. 407. ilişkiler kurmayacağını 115 2. 1. 2. Tanıtım Sözde Ermeni soykırımı276 olgusu Ermenistan tarafından Türkiye’ye karşı kullanılan ve ciddi başarı sağladıkları baskı araçlarından biridir; kısa ve orta vadede de bu özelliğini koruyacağı iddia edilebilir. Bu konu özellikle Ermenistan bağımsızlığını kazandıktan sonra hem Ermenistan’da hem de uluslararası kamuoyunda gündeme taşınmıştır. Sözde Ermeni soykırımının uluslararası kamuoyu ve Türkiye tarafından kabul edilmesi yönünde propaganda faaliyeti, Ermenistan dış politikasının ana hattını teşkil etmektedir. Yaklaşık 90 yıldır Ermeniler dünya kamuoyunu 1915 tehcirinin kendilerine karşı yapılmış “soykırım” olduğuna inandırmaya çalışmaktadır. Öteki merkezli mistik-oryantalist zihniyetli bu yaklaşım tarzı Türklere karşı kin psikolojisini tetiklemektedir. Ermenistan Hükümeti ve Ermeni diaspora kuruluşları sözde Ermeni soykırımının uluslararası alanda tanıtılması yönünde ortak strateji ve taktikler uygulasalar da, anlaşmaya varamadıkları tek konu sözde soykırıma 276 Sözde Ermeni Soykırımı iddiaları için bkz: Bayram Kodaman, “Ermeni Sorununu Ortaya Çıkaran Gelişmeler”, Belgelerin Işığında Ermeni Meselesi Semineri, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınları, 1. bs., 24-25 Nisan 2003, ss. 60-69, Kazım Karabekir, Ermeni Dosyası, Yayına Hazırlayan Faruk Özdemir, Emre Yayınları, İstanbul 2000, Grant E, Armyanskiy Vopros Vçera i Segodnya, Maştoç Ermeni Eğitim Cemiyeti Yayınları, Moskova 1992, Kazım Karabekir, 1917-20 Arasında Erzincan’dan Erivan’a Ermeni Mezalimi, Emre Yayınları, 1. bs., İstanbul 2000, Kemal Çüçek, “Türk-Ermeni İlişkileri ve Tehcir”, Ermeni Soykrımı İddiaları, der. Mustafa Çalık, Gedit neşriyat, Ankara 2006, ss. 135-178. Justin McCarthy, “Kim Başlattı?”, Ermeni Soykrımı İddiaları, der. Mustafa Çalık, Gedit Neşriyat, Ankara 2006, ss. 11-34, Yuri Barsegov, Genoçid Armyan-Prestuplenie po Mejdunarodnomu Pravu, XXI Vek-Soglasie Yayınevi, Moskova 2000, Cezmi Eraslan, “Ermeni Komiteleri, Propagandaları ve Osmanlı Devletinin Aldığı Tedbirler”, Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektorlüğü, 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001, ss. 77-106, Nezihi Ş. Aykut, “Arşiv Belgelerine Göre Ermenilerin Anadolu’da yaptıkları Katliamlar”, Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektorlüğü, 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001, ss. 191-216, Turgay Uzun, “Osmanlı Devleti’nde Toplumsal Yapı ve Ayrılıkçı Ermeni Hareketinin Doğuşu”, Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, editörler İdris Bal ve Mustafa Çufalı, Nobel yayınları, 1. bs., Ağustos 2003, ss. 191-204. 116 uğrayan Ermenilerin sayısıdır. Bu konuda Ermeni ve yabancı277 kaynaklar çeşitli rakamlar ileri sürülmektedir. 1965’e kadar Ermenistan sözde Ermeni soykırımını genellikle diaspora Ermenileri aracılığı ile tanıtmış ancak 1965’ten itibaren Ermenistan da resmen bu konuda faaliyete başlamıştır. 1965’te Ermenistan Hükümeti sözde soykırım kurbanlarını anmak için 24 Nisan’da törenler düzenlemeye başlamış ve Çiçernakabert kentinde soykırım anıtı inşa etmiştir. Bu tarihten sonra Ermenistan Hükümeti yurtdışında yaşayan Ermenilerin soykırım propagandası faaliyetlerini koordine etmeye başlamıştır. Ermenistan, SSCB içinde istediği gibi serbest bir şekilde propaganda çalışmalarına devam etmekte zaman zaman sıkıntılar yaşamış, ancak 21 Eylül 1991'de bağımsızlığını kazandıktan sonra soykırım propagandası konusunda faaliyet alanı oldukça genişlemiş ve çeşitli araçlara sahip olmuştur.278 Ermenistan bağımsızlığını ilan edene kadar Avrupa ve ABD’de çeşitli ülke parlamentoları ve yerel meclisler Türkiye’yi sözde soykırımla suçlayan kararlar almış ve sözde soykırım kurbanları Ermenilerin anısına anıtlar inşa etmiştir. Bu kararlardan en önemlisi ise Haziran 1987'de Avrupa Birliği Parlamentosu tarafından sözde Ermeni soykırımı hakkında alınan karar 277 Toynbee Birinci Dünya Savaşı zamanı ölen Ermenilerin sayısını yaklaşık olarak 600 bin göstermiştir. Bkz: Arnold Toynbee, The Western Question in Greece and Turkey, London, Constable and Company, second edition, 1923, p. 342. 278 Hatem Cabbarlı, “Sözde Ermeni Soykırımının 91. Yıldönümünde Türkiye’yi Neler Bekliyor?”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat=45&yazi=17, 16 Nisan 2006. 117 olmuştur.279 Daha sonra Fransa Parlamentosu sözde Ermeni soykırımını tanıyan bir karar kabul etmiştir.280 Avrupa ülkeleri ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde olan Ermenistan Hükümeti ve diaspora kuruluşları sözde Ermeni soykırımının kabul edilmesi için genel olarak üç yönde faaliyet göstermektedir:281 -Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere diğer ülkelerle ikili ilişkilerde sözde soykırımın kabul edilmesi yönünde çalışmaları,282 -Uluslararası örgütlerin sözde soykırımı kabul etmesi yönünde propaganda çalışmaları283, -Türkiye’nin sözde soykırımı kabul etmesine yönelik propaganda çalışmaları284. Sözde Ermeni soykırımının Türkiye ve uluslararası kamuoyu tarafından tanınması konusunu Ermenistan resmileri her zaman ön plana çıkarmıştır. Bu konuda genel bir görüş birliği sağlansa da, devlet adamları genelde toprak talebi ve tazminat konusunda daha muğlâk konuşmaktadırlar. Bunu hem Türkiye’yi daha fazla endişelendirmemek hem de bu iddianın hukuki altyapısının zayıf olması ile açıklamak mümkündür. 279 Sezgin, “Ermeni Soykırım Yasası.. ”, Erhan Akdemir, “Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci ve Ermeni sorunu”, (Erişim) http://www.abhaber.com/haber_sayfasi.asp?id=11 337html, 2 Mayıs 2006; “Türk-Ermeni İlişkilerinin Dünü Bugünü”, (Erişim) http://www.anadolu.be/ ermeni/ermeni; Kamer Kasım, “AB Raporu Ermeni Taraftarı,” (Erişim) http://www.hakimiyetimilliye.org/ index.php?news=49, 16 Ekim 2006. 280 “Fransa Soykırım’ı Tanıdı. Türkiye’den Fransa’ya Sert Tepki”, (Erişim) http://www.belgenet. com/arsiv/ermeni/fransa_01.html, 18 Ocak 2001; “Fransa “Soykırımı” Tartışıyor”, NTV-MSNBC, 10 Ekim 2006. 281 “Tri Napravleniya v Voprose Priznaniya Armyanskogo Genoçida”, Azg, 5 Haziran 2004. 282 Tigran Martirosyan, “K Voprosı o Priznanii Fakta Genoçida Armyan na Geopolitiçeskoy Doske Zakavkazye, Blijnego i Srednego Vostoka”, Central Asia and Caucasus, № 2 (32) 2004, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2004/journal_rus/cac-02/20.marrus.shtml 283 “Çennost OON Podrıvaetsya Tem, Çto Ona Ne Mojet Vıskazıvatsya Protiv Otriçaniya Turçiey Genoçida”, (Erişim) PanARMENIAN.Net, 21 Nisan 2007; “Nyu-York Tayms Nazval Truslivoy Organizaçii OON, Kotoraya Boitsya Slova Genoçid”, Azg, 17 Nisan 2007. 284 Karina Manukyan, “Sozdanie Sovmestnoy Armyano-Tureçskoy Komissii Pomojet Sovremennoy Turçii İzbavitsya Ot “Kompleksa Vinı”, ArmİNFO, 20 Mart 2007. 118 Devlet Başkanı Koçaryan’ın ‘Soykırımı tarihçiler değil, siyasiler incelemeli’285 şeklindeki açıklaması da bu konuda Ermenistan’ın kararlılığının göstergesidir. Aynı zamanda Koçaryan’ın Mart 2001’de Mehmet Ali Birand’a verdiği demeç şu şekilde özetlenebilir: - Ermeni soykırımı, Ermenistan'da ve uluslararası alanda tartışmasız kabul edilen bir olgu olması nedeniyle tarihçilerin işi olmaktan çıkmıştır. ABD'nin, Ermeni diasporasının ve Ermenistan'ın elinde soykırımının gerçekten olduğunu kanıtlayan belgeler vardır. - Soykırımının tanınması yolundaki faaliyetler Erivan'dan değil, diaspora Ermenileri tarafından yürütülüyor. - Soykırım Türkiye tarafından tanınırsa, Ermenistan toprak ve tazminat talebinde bulunmaz. Sadece, soykırımı kurbanları ile torunları şahsen tazminat talebinde bulunabilirler. - İki ülke ilişkilerinin düzelmesi ve sağlıklı bir zemine oturması için Türkiye soykırımı gerçeğini resmen tanımalıdır. Bunun için dolaylı değil, doğrudan diyalog gerekli.286 Bu açıklamalar, Koçaryan'ın bugüne kadar Türkiye'ye karşı izlediği politik çizgiyi değiştirmediğini ortaya koyduğu gibi, gerçeklerle de bağdaşmıyor. Koçaryan sözde Ermeni soykırım konusunda daha ileri giderek siyaset ve ahlak kurallarından uzak sorumsuz bir açıklama yapmıştır. 2006 yılında Fransa’da düzenlenen Ermenistan yılı etkinliklerine katılan Koçaryan, konuyla ilgili görüşlerini ‘Türkiye’nin soykırım iddialarını tanıması bizim için ulusal güvenlik sorunudur. 1915’te olduğu gibi, işlediği suçu kabul etmeyen bir komşuya sahibiz. Bu yapılanların tekrarlanma riski var’287 şeklinde açıklamıştır. Koçaryan buna benzer görüşlerini Katar’ın El 285 Mehmet Ali Birand, “Hayır Başkan Yanıltıyorsunuz”, (Erişim) http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/ goster/haber.aspx?id=5475526&p=2, 21 Kasım 2006. 286 Şükrü Elekdağ: “Koçaryan’ın Beyanları”, Milliyet, 5 Şubat 2001. 287 “Koçaryan: Türkiye Soykırım Yapabilir!”, (Erişim) http://www.iyibilgi.com/haber.php ?haber_id=14706, 20 Şubat 2007. 119 Cezire Haber Ajansı’na 28 Eylül 2006’da verdiği demeçte de tekrar etmiştir.288 Sözde Ermeni soykırımının 90. yıldönümü arifesinde Dışişleri Bakanı Vardan Oskanyan konuyla ilgili görüşlerini ‘Türkiye geçen yüzyılda işlediği cinayeti itiraf etmek istemiyor, tam tersi her şey için Ermenistan’ı suçluyor. Türkiye’nin bu gün daha sabırlı davranması gerekirken hücuma geçmesi de anlaşılmazdır. Türkiye sadece kendi tarihini tahrif etmiyor, aynı zamanda diğer devletlerden de bu konuyla ilgili görüşlerini değiştirmelerini talep ediyor. Bana göre, soruna bu tür yaklaşım bumerang etkisi yaparak Türkiye’ye zarar verecektir... Askeri olarak bugün çok daha güçlü olan komşumuz Türkiye’nin soykırımı kabul etmemesi ve Dağlık Karabağ sorununda Azerbaycan’ın yanında olması nedeniyle biz Türkiye’ye güven duyamıyoruz.’ 289 şeklinde açıklamıştır. Ermenistan Hükümeti’nin zaman zaman söyleyemediği görüşler genellikle siyasi partiler, akademisyenler, sivil toplum örgütleri ve araştırma merkezleri tarafından dile getirilmektedir. Ermenistan Milli Demokratik Birliği lideri Vazgen Manukyan Ermenistan-Türkiye ilişkilerini değerlendirirken Türkiye’yi sözde soykırımla suçlamış, sınır kapılarının açılmasını talep etmiş, aynı zamanda sözde Ermeni soykırımının uluslararası alanda tanıtılması için Ermenistan’ın propaganda çalışmalarına devam etmenin önemini vurgulamıştır.290 Rusya diasporasının temsilcisi Andranik Migranyan da Manukyan ile aynı görüşleri paylaşmaktadır. Migranyan, 8 Mayıs 2004 tarihinde düzenlediği basın toplantısında Ermenistan Devlet Başkanı Koçaryan’ın, ‘Bizim için soykırımın kabul edilmesi önemlidir. Toprak ve tazminat talebi ise Ermenistan devletinin değil, diasporanın talebidir’ 288 Ömer Engin Lütem, “Başkan Koçaryan’ın Görüşleri”, (Erişim) http://www.eraren.org/index. php? page=makaleler&makaleno=481, 2 Ekim 2006. 289 Tigran Avetisyan, “V Preddverii 90-oy Godovşinı Genoçida Armyan”, Aravot, 14 Nisan 2005. 290 REGNUM HA, 19 Mayıs 2004. 120 şeklinde yaptığı açıklamayı doğru bulmadığını bildirmiş, ‘İki ülke arasında diplomatik ilişkiler kurulduktan, sınır kapısı açıldıktan ve ekonomik ilişkiler geliştikten sonra bile Ermenistan Hükümeti’nin ‘soykırım’ propagandası ve Türkiye’den ‘soykırımı’ tanıma talebinden bir an bile olsun vazgeçmemesi gerektiğini’ özellikle vurgulamıştır. Sözde Ermeni soykırımı propagandası ile uğraşan ve özellikle Hıristiyan dünyasında başarılı sonuçlar elde eden bir diğer kurum da Ermeni kilisesidir. Kilikya Katogikosluğu Divanı Kilikya Baş patriği I. Aram İsveç ziyaretinde İsveç Kilisesi’nin düzenlediği ‘Soykırım ve Uzlaşma’ konferansında Katogikos, tarihi bellek ve ulusal kimliğin korunmasında soykırımın önemi, affın ön şartları, uzlaşma ilkeleri ve bu süreçte kilisenin rolüne ilişkin açıklamalarda bulunmuştur. Katogikos, Ermeni soykırımına değinirken, Türkiye’nin sadece ahlaken Ermeni ‘soykırımını’ tanımasını değil, ayrıca hukuki anlamda bunun bedelini Ermeni halkına ödemesi gerektiğini ifade etmiştir.291 Türkiye’nin uluslararası alanda elde ettiği en küçük başarıyı bile hazmedemeyen Ermenistan, sözde Ermeni soykırımının uluslararası alanda propagandasında bütün imkânları kullanmaya çalışmaktadır. Bu bakımdan ABD ve Avrupa’da yaşayan Ermeniler sözde Ermeni soykırımı propagandasında en önemli araçtır. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik sürecinde ciddi gelişmeler sağladığı bir dönemde,292 Ermenistan Hükümeti ve Ermeni diasporası Türkiye’nin sözde Ermeni ‘soykırımını’ kabul etmesini AB tarafından tam 291 “Uzlaşmanın Önşartı Soykırımın Tanınması ve Adaletin Tesisidir”, Azg, 6 Ekim 2004. “REUTER: Ermenistan, Türkiye AB’ye Üye Olduğunda Sınırı Yeniden Açacağını Umuyor”, REUTER, 10 Aralık 2004. 292 121 üyelik için şart olarak ileri sürülmesi yönünde propaganda faaliyetlerini güçlendirmiştir. Türkiye’nin AB üyelik sürecini engellemek için yoğun faaliyette bulunan Hay Dat Komisyonu Avrupa Birliği Ofisi, 10 Haziran 2004 tarihindeki 25 ülkede Avrupa Parlamentosu seçimlerine adaylıklarını koymuş olan 1354 adaydan Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği ve başka konular hakkındaki görüşlerini almak istemiştir. Buna göre adaylardan: -Türkiye’nin sözde soykırımı inkâr etmesi, -Ermeni kültür ve sanat abidelerinin Türkiye’de planlı bir şekilde dağıtılması, -Türkiye’nin Ermenistan’a ekonomik ambargo uygulaması ve -Avrupa Birliği’nin nihai sınırlarını nerede gördükleri konusunda görüş bildirmelerini talep etmiştir.293 Bu yönde propaganda çalışmaları Ermenistan ve Ermeni diasporası tarafından yapılmaktadır. Türkiye’nin AB’ye tam üyelik yolunda ciddi adımlar atması, hem Ermenistan Hükümeti ve diasporasını hem de Türkiye’nin AB’ye tam üye olmasını istemeyen bazı ülkeleri oldukça rahatsız etmekte ve Ermenilerin Türkiye’ye yönelik suçlamaları bu ülkeler tarafından tereddütsüz bir şekilde kabul edilmektedir. Taşnaksutyun Partisi Batı Avrupa Merkez Komitesi Başkanı Murat Papazyan ve Fransa Sosyalist Partisi Genel Başkan Yardımcısı Franchois Golland 3 Haziran 2004 tarihinde Sosyalist Parti karargâhında düzenledikleri basın toplantısında Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde sözde soykırım faktörünün önemi ve Türkiye’nin ‘soykırımı’ kabul etmesi için yapılması gereken işler konusunda görüşlerini dile getirmiş ve Ortak Bildiri yayınlanmıştır. Bu bildiride:294 293 “Ofis Komissii Ay Data v Evrope Provodit Opros Sredi Kandidatov v Evroparlament”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=7051, 11 Haziran 2004. 294 “Soçpartiya Françii i ARF Daşnakçutyun Vıstupili s Sovmestnım Zayavleniem”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=6865, 4 Haziran 2004. 122 -Türkiye’nin Kopenhag kriterlerini yerine getirmediği,295 -Türkiye’nin devlet yapısının AB üyeliğine uygun olmadığı, -Ordunun iç ve dış politikada üstün konuma sahip olduğu, -Demokratik değerlerin korunmadığı veya uygulanmadığı, -Milli azınlıkların, özellikle Kürtlerin haklarının ihlal edildiği, -Türkiye’nin Ermeni ‘soykırımını’ kabul etmediği,296 -Avrupa Parlamentosu’nun 18 Haziran 1987 yılında kabul ettiği sözde Ermeni soykırımına ilişkin kararın Türkiye tarafından tanınmadığı ifade edilmiştir. Ermenistan Hükümeti ve Ermeni diasporası özellikle 2 Kasım 2004 tarihinde ABD’de yapılacak Başkanlık seçimleri sürecinde daha aktif politika izlemeye başlamıştır. ABD’deki Ermeni diasporasını temsil eden Ermeni Milli Komitesi ve ABD Ermeni Asamblesi bu seçim sürecini ciddi şekilde takip etmektedir. ABD’deki Ermeni cemaatinin başlıca amacı, adayların sözde Ermeni soykırımı konusundaki yaklaşımlarına ve Dağlık Karabağ’ın bağımsız devlet olarak tanınması konularında Ermeniler lehine karar alınmasını sağlamaktır. Demokrat ve Cumhuriyet Partileri bu konular hakkında kesin görüş bildirmemelerine rağmen, Ermenileri ilgilendiren konularda işbirliği yapacaklarını ifade etmiştir. ABD Hay Dat Ofisi Başkanı Kiro Manoyan Türkiye-Ermenistan ilişkilerini değerlendirirken Ermeni toplumunun tarihsel nedenlerle Türkiye’yi düşman ülke olarak algıladığını, Türkiye’nin 1915’te Ermenilere yaptığı 295 “Avrupa Parlamentosu’nun Solcuları, Ermenileri Himaye Ediyor”, Nethaber, 20 Ekim 2004. “Тurçiya Doljna İzmenitsya i Priznat Svoyu Otvetstvennost za Genoçid: Kiro Manoyan”, REGNUM HA 24 Nisan 2007; “Pridet Den Rasplatı”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/ index.php?sub=news_ arm&id=30248, 24 Nisan 2007; “Tureçskie Pravozaşitniki Prizıvayut İzvinitsya Pered Armyanskim Narodom”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php? sub=news_arm&id=30260, 25 Nisan 2007; “Vardan Oskanyan: İstoriya Ne Vsegda Daet Çeloveçstvu Vtoroy Şans, No u Nas On Est”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=30310, 27 Nisan 2007; “Posol Armenii vo Françii: Priznanie Genoçida Armyan Neobkhodimo v Pervuyu Oçered Samoy Turçii”, ArmİNFO, 25 Mayıs 2007; “Genoçid Armyan: Tureçskogo Pisatelya i Deputata Zulfu Livaneli Nazıvayut “Vtorım Orkhanom Pamukom”, PanARMENIAN.Net, 4 Haziran 2007. 296 123 ‘soykırımın’ tarihte kalmadığını, yakın geçmişe kadar devam ettiğini, sadece Batı Ermenistan’ın değil, Doğu Ermenistan topraklarının bir bölümünün de Türkiye tarafından işgal edildiğini ifade etmiştir. ‘Soykırımın’ uluslararası alanda ve Türkiye tarafından kabul edilmesi gerektiği yönünde çalışmalara devam ettiklerini bildiren Manoyan, bununla sadece manevi açıdan tatmin olmakla yetinmeyeceklerini, arkasından tazminat konusunun gündeme geleceğini, ‘soykırımın’ Ermeniler için geçmişin değil, geleceğin sorunu olduğunu vurgulamıştır.297 Manoyan, 23 Mart 2004 tarihinde Erivan Devlet Üniversitesi Şarkşünaslar Derneği’nin düzenlediği ‘Ermeni Meselesinin Öğrenilmesi’ adlı toplantıda konu ile ilgili değerlendirmede bulunmuştur. Manoyan, Hay Dat Komisyonu’nun başlıca amacının, ‘soykırımın’ tanınması, Dağlık Karabağ ve Cevaheti Ermenilerinin haklarının savunması olduğunu dile getirmiştir. Soykırımın uluslararası alanda tanınması konusunda ciddi başarılar elde ettiklerini ve bu yönde propaganda çalışmalarının devam ettiğini vurgulayan Manoyan, Türk-Ermeni Uzlaştırma Komisyonu’nun faaliyetinden ciddi endişe duyduklarını bildirmiştir. Bu Komisyonun faaliyetine prensip itibarıyla karşı olmadıklarını ancak görüşmelerde ‘soykırım’ konusunun ele alınmadığı gerekçesiyle sonuç olarak Ermeni Davası’na zarar verdiğini ifade etmiştir. Manoyan, Hay Dat Komisyonu olarak başlıca hedeflerinin Türkiye’nin ‘soykırımı’ kabul etmesini sağlamak olduğunu dile getirerek, özellikle uluslararası sivil toplum örgütleri ve Avrupa Birliği çerçevesinde başarılı bir propaganda ile Türkiye’ye baskı uyguladıklarını vurgulamıştır. ‘Soykırımın’ Türkiye tarafından kabul edilmesinden sonra ise maddi ve manevi tazminat konusunun gündeme taşınacağını ve bu yöndeki çalışmaların başarı ile sonuçlanacağına inandığını bildirmiştir.298 297 “Armyane SŞA za Djona Kerri”, REGNUM HA, 9 Ağustos 2004; “Problema Normalizaçii Armyano-Tureçskikh Otnoşeniy Zaklyuçaetsya ne Tolko v Priznannie Genoçida”, PanARMENIAN.Net, 7 Ağustos 2007. 298 “Turçiya Doljna Vozmestit i Moralnıy i Materialnıy Uşerb”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/ index.php?sub=news_arm&id=4895, 23 Mart 2004. 124 Sözde Ermeni soykırımı meselesini Ermeni halkının milli birlik ve beraberliğinin, dayanışmasının, işbirliğinin ve Ermenistan dış politikasının köşe taşı olarak gören hükümet, iddialarının uluslararası kamuoyu tarafından kabul edilmesi için verdiği destekle Ermenistan Milli Bilimler Akademisi ve Dünya Ermenileri Birliği ‘kanıtlar paketi’ hazırlama çalışmalarına başlamıştır. Bu amaçla Dünya Ermenileri Birliği, Ermenistan Milli Bilimler Akademisi salonunda 6-7 Mayıs 2004 tarihinde ‘ErmenistanTürkiye İlişkilerinin Normalleşmesinde Soykırım Faktörü’ adlı konferans düzenlemiştir. Dünya Ermenileri Birliği Başkanı Ara Abramyan düzenlediği basın toplantısında konferansa Ermenistan, Almanya, Yunanistan, Fransa, İtalya, ABD, Rusya, Avusturya, Kanada ve İsviçre’den “soykırım” konusunda uzmanların katılacağını açıklamıştır. Konferansın başlıca amacı Ermenilerin iddiasını uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde tanımlamak ve dünya kamuoyuna duyurmaktır. Bu amaçla, konferans sonucunda konunun daha geniş bir şekilde öğrenilmesi için konunun uzmanlarından oluşan özel bir komisyonun kurulmasına karar verilmiştir. Bu komisyon çalışmaları sonucunda elde edilen belgeler ve hukuki değerlendirmeler Ermenistan’ın sözde soykırımın uluslararası alanda tanıtılması için resmi belge ve kaynak teşkil edecektir. Bu kaynaklara dayanarak baskılarla yapılan karşılaşan çalışmalar sonucunda Türkiye’ye sözde uluslararası soykırımın alanda kabul ciddi ettirilmesi amaçlanmıştır. Konu ile ilgili görüşlerini açıklayan Andranik Migranyan, bu konferansın düzenlenmesinin Ermenistan’a uluslararası alanda destek sağlayacağına inandığını bildirmiştir.299 Ermeni ‘soykırımının’ uluslararası alanda tanınmasının, Türkiye’nin de ‘soykırımı’ tanıması yönünde ciddi etkisi 299 “Politolog Andranik Migranyan o Prespektivakh Priznaniya Genoçide Armyan Mejdunarodnım Soobşestvom i Turçiey”, REGNUM HA, 6 Haziran 2004. 125 olacağını ifade eden Migranyan, Türkiye’den toprak ve tazminat talep edilmesi gerektiğini de savunmuş ancak bu konuda hem Ermeni diasporası hem de Ermenistan devletinin değişik görüşleri olduğunu ve henüz ortak paydaya gelinmediğini dile getirmiştir.300 Ermenistan Hükümeti Türkiye ile ilişkilerin başlanması ve geliştirilmesi için hiç bir zaman somut adım atmamıştır. Uluslararası kamuoyu karşısında yapıcı tutum sergilemeye çalışan Ermenistan bu konuda istekli olduğunu bildirse de, pratikte Türk resmileri ile görüşmekten ve sorunları tartışmaktan kaçınmıştır. Ermenistan devleti asılsız soykırım iddialarını kanıtlaya bilmemektedir. Bunun için öncelikle sivil toplum teşkilatlarını ve özel olarak kurulan komisyonları müzakere sürecine dâhil ederek anlaşmaya çalışan taraf imajı oluşturmak istemiştir. Bu bağlamda Türk-Ermeni Uzlaştırma Komisyonu’nun301 kurulmasını örnek göstermek mümkündür. Ancak bu 300 “Armyane Planiruyut Sobrat “Polnıy Paket Dokazatelstv” Genoçida 1915 Goda Osmanskoy Turçii”, REGNUM HA, 5 Haziran 2004. 301 Hükümetler arası görüşmelerle aşılamayan sorunların “sivil diplomasi” yoluyla aşılması amacıyla, Ağustos 2001’de kurulan TARC’ın altı Türk, dört Ermeni üyesi var. Uzlaşma Komisyonu, çatışmaları önleme uzmanı Amerikalı David L. Philips’in girişimi ile oluşturuldu. Türk tarafı adına emekli büyükelçiler Gündüz Aktan, Özdem Sanberk ve eski Dışişleri Bakanı emekli Büyükelçi İlter Türkmen ile emekli Korgeneral Şadi Ergüvenç ve siyaset bilimci Prof. Üstün Ergüder katıldı. Prof. Vamık Volkan da, komisyona New York’tan katıldı. Ermeni kanadında da eski Dışişleri Bakanı Alexander Arzoumanian, Prof. David Hovhannissian ve iki diaspora Ermenisi yer aldı. Amerikan Ermeni Kongresi Başkanı Van Z. Krikorian, soykırımının daha iyi anlaşılabilmesi için kurulan Ermenistan Milli Enstitüsü’nün (ANI) de yönetim kurulu üyesi. Ermenilerin en kalabalık diasporaya sahip oldukları Rusya da unutulmamış ve komisyona Boris Yeltsin’in devlet başkanı iken danışmanlığını yapan Andranik Migranyen dâhil edilmiştir. Migranyen, Rusya diasporası içinde nüfuzlu isimler arasında sayılıyor. TARC’ın kurulmasında esas rolü oynayan David L. Philips, ABD”nin en seçkin düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’nin (Council On Foreign Relations-CFR) Önleyici Eylem Merkezi’nin başkan yardımcısıdır. Eski Başkan Bill Clinton döneminde Dışişleri Bakanlığı’nda danışman olan Philips’e, uzlaşma girişimi konusunda Dışişleri Bakan Yardımcısı (eski Ankara Büyükelçisi) Marc Grossman tavsiyede bulunmuştur. Türk-Ermeni sivil diplomasi girişimi, TARC’ın yanı sıra öğretim görevlilerinin değişimi, Türkiye ve Ermenistan”da karşılıklı algılamaların araştırılması, medya işbirliğinin desteklenmesi, kültürel değişimler gibi girişimleri kapsamaktadır. Bütün bu çalışmaları ABD Dışişleri Bakanlığı, Amerikan Üniversitesi Küresel Barış Merkezi üzerinden finanse ediyor. Barış Merkezi’nin başkanı da bizzat Philips’in kendisi. Bkz: Erhan Başyurt, “Sivil diplomasiye “soykırımı” oyunu”, Aksiyon, sayı: 538, (Erişim) http://www.aksiyon.com.tr/yazdir.php?id=20550, 28 Mart 2005; TEUK hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: David L. Phillips, Unsilencing the Past-Track Two Diplomacy and Turkish-Armenian Reconciliation, Berghahn Books, New York, 2005; “ARF Bureau Declaration Regarding the Turkish-Armenian Reconciliation Commission”, Asbarez, 14 Temmuz 2001. 126 Komisyon’da da Ermenistan resmen temsil olunmasa da, diaspora temsilcilerini görüşmelerde yetkili kılmıştır. İki ülke arasındaki sorunların çözülmesi için her iki ülkenin eski bürokratları (6’sı Türk 4’ü Ermeni) tarafından kurulan ve Türk-Ermeni Uzlaştırma Komisyonu olarak bilinen bir grup tarafından 9 Temmuz 2001 yılında müzakerelere başlamıştır. Türkiye ve Ermenistan arasında ilişkilerin geliştirilmesi, sivil toplum örgütleri arasında, ekonomik, kültürel, turizm, eğitim araştırma ve başka alanlarda işbirliğinin sağlanması konuları Uzlaştırma Komisyonu’nun Terms of Reference adlı belgede açıklanmıştır. Sözde ‘soykırım’ ve Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgali meselesi üzerinde uzlaşmanın çok zor olduğu göz önünde bulundurularak görüşmelerin önünü tıkamamsı için bu konuların daha sonraki görüşmelerde ele alınmasına karar verilmiştir.302 Komisyon faaliyete başladıktan sonra başta Ermeni diasporası olmak üzere Ermenistan’daki birçok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları komisyona katılan Ermeni temsilcileri kınamıştır. Bu kuruluşların başlıca endişesi, komisyonun yukarıda ifade edilen konular üzerinde anlaşma sağlamasından sonra Ermeni diasporası arasındaki görüş ayrılığının daha da derinleşmesi olmuştur. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Uzlaştırma Komisyonu303 ile ilgili yaptığı açıklamada sivil girişimi desteklediklerini ifade etse de daha sonra Taşnaksutyun Partisi ve diğer örgütlerin tepki göstermeleri üzerine komisyonun kurulmasından habersiz olduklarını bildirmiştir. Uzlaştırma Komisyonu 2001 yılı sonlarına kadar 302 Markar Eseyan, “Barış Aritmetiği”, Agos, sayı 277, 20 Temmuz 2001, s. 9; Emil Danielyan, “Genocide Study Row Leaves Turkish-Armenian Panel In Limbo”, RFE/RL, Armenian Report, 12 Aralık 2001; Gündüz Aktan, “Kuğunun Ölümü”, Radikal, 8 Ocak 2002; Barışma Komisyonunun dağılması ile ilgili olarak bakınız: Gündüz Aktan, “Why Can Not It Be?”, Turkish Daily News, 9 Ocak 2002; Semih İdiz, “The Blood Feud Goes On”, Turkish News, 14 Aralık 2001; Taner Akçam, “TARC Niçin Başarısız Oldu?”, Agos, 21 Aralık 2001; Saadet Oruç, “Will TurkishArmenian Dialogue Remain As a Memory of the Year 2001?”, Turkish Daily News, 9 Ocak 2002. 303 Tatul Hakobyan, “Ermeni-Türk Barış Komisyonu’nun Baş İlkesi İlkesizliktir”, Azg, 3 Ekim 2001. 127 görüşmelere devam etmiş, ancak 11 Aralık 2001 tarihinde Ermeni temsilcilerin komisyondan çekildiklerini açıklamaları ile görüşmeler sona ermiştir. Uzun bir aradan sonra Uzlaştırma Komisyonu 12–14 Ocak 2004 tarihleri arasında Londra’da görüşmelere yeniden başlamıştır. Görüşme sonrasında yapılan açıklamada yukarıda ifade edilen konular üzerinde görüşmelerin devam ettiği açıklanmıştır. Komisyonun bir sonraki toplantısının Erivan’da yapılması teklifi görüşülürken Ermeni temsilciler Türk heyetinin Ermenistan’a geldiğinde görüşmelere başlamadan önce soykırım anıtını ve müzesini ziyaret etmelerini şart koşmalarına Türk temsilcilerin itiraz etmiş ve sonuçta Erivan toplantısı hakkında anlaşma sağlanmamıştır.304 Uzun müzakerelerden sonra görüşmelere Mayıs 2004 tarihinde Ankara veya Moskova’da devam edilmesi konusunda mutabakata varılmıştır. Ancak Moskova görüşmesinin hemen ardından Komisyon yaptığı açıklamada kendisini feshettiğini bildirmiştir.305 Komisyon üyeleri TürkErmeni Uzlaştırma Komisyonu çerçevesinde görüşmeyeceklerini açıklasalar da Harvard’da Çatışmaların Çözüm Merkezi’nde konu ile ilgili forum düzenleyeceklerini bildirmiştir. İki ülke arasındaki ilişkilerin kurulması ve geliştirilmesini amaçlayan komisyon bu konuda hiçbir başarı elde edemeden dağılmış, Türkiye’nin diyalog çağrısını değerlendirmek istemeyen Ermenistan Hükümeti ve kamuoyu ise Türkiye karşıtı politika uygulayarak sözde Ermeni soykırımının propagandasına devam etmektedir. Komisyon çalışmalarının sona ermesi Türkiye ve Ermenistan’ın yanı sıra ABD’nin de başarısızlığının bir göstergesidir. 304 ABD Dışişleri Bakanlığı’nın arabuluculuk girişimleri “Predsoyaşaya Vsterça Tureçsko-Armyanskoy Komissii Po Primireniyu-v Erevane?”, Azg, 23 Ocak 2004. 305 “Komissiya Po Primireniyu Samoraspustilas, Tak i Ne Primiriv Armyan i Turok”, PanARMENIAN.Net, 20 Nisan 2004. 128 başarısızlıkla sonuçlanmış ve bir ilerleme kaydedilmemiştir. Bu durum özellikle sözde Ermeni soykırımı konusunda ABD’nin girişimlerinin Ermenistan tarafından olumlu karşılanmadığını kanıtlamaktadır. 2. 1. 3. Tanınma Ermeniler soykırıma uğradıklarının son seksen yılda yayınladıkları binlerce kitap ve makale ile propagandasını yaparak Yahudi holokostundan da önce yapılmış soykırım olarak dünyaya kabul ettirmeye çalışmıştır. ‘Ermenilerin bu çabalarının bir noktadan sonra Ermeni tezinde kendi ulusal menfaatleri doğrultusunda faydalanmak isteyen ve tarihte ilk soykırımı gerçekleştiren halk olma durumundan kurtulmak isteyen Almanya tarafından desteklenirken, Ermeni sorunu kendi politik kültürünün aşamadığı bir parçası olan Fransa tarafından da hoşgörü ile kabul edilmiştir. Ermeni lobisi böylece Batı dünyasında Ermeni tezini genel ve Yahudi soykırımı gibi bir gerçek olarak kabul ettirmeyi başarmıştır.’306 Bu propaganda 1980’li yılların sonlarına kadar genelde diaspora tarafından gerçekleşse de, Ermenistan’ın bağımsızlık elde etmesinin ardından Türkiye’nin sözde Ermeni soykırımını kabul etmesi bağlamında Ermeni propagandası daha da genişlemiştir. 1990’ların sonu 2000’lerin başında Türkiye’de Ermeni tezini destekleyen 25 kitap çıkmış ve en ufak bir tepki görmeden satılmıştır. Ermenistan Hükümeti ve Ermeni diasporası Türkiye’de ve yurtdışında yaşayan ve ‘Ermeni soykırımını’ kabul eden Türk vatandaşlarını son yıllarda sözde Ermeni soykırımının uluslararası alanda tanıtılması için bir araç olarak kullanmaktadır. Bu tür bir propaganda özellikle Avrupa ve ABD’de daha inandırıcı gözükmektedir. Kendilerini Türk vatandaşı ve milliyetçe Türk 306 Ümit Özdağ, “Yayına Başlarken”, Ermeni Araştırmaları, sayı 1, Mart-Nisan-Mayıs 2001, s. 4. 129 olarak tanıtan bu kişiler-Taner Akçam307, Halil Berktay308, Ali Ertem309, Hülya Engin310, Doğan Ahanli ve Zülfü Livaneli311 Türkiye’nin 1915 yılında Ermenilere karşı ‘soykırım’ yapıldığını kabul etmesi gerektiğini dile getirmekle Ermenilerin tezini savunmaktadırlar.312 Yukarıda adı geçen kişilerin bu konudaki bütün görüşleri, yazdıkları kitap ve makaleleri kısa sürede Ermeniler tarafından yabancı dillere tercüme edilerek Avrupa ve ABD’de yayınlanmaktadır. Yılmaz Karakoyunlu’nun kaleme aldığı ‘Salkım Hanımın Taneleri’ romanının beyaz perdeye aktarılmasında da Türkiye’deki Ermeni diasporasının ciddi lobi çalışmalarının olduğu bilinmektedir313. Türkiye’nin azınlıklara yönelik hoşgörüsünü eleştiren filmin yapım masraflarının Kültür Bakanlığı tarafından karşılanması da ilginçtir. Orhan Pamuk’un ‘Türkler 30 bin Kürdü ve 1,5 milyon Ermeniyi katletti314’ ifadesiyle bir anda dünya kamuoyunun gündemine oturması, Nobel Ödülü’nü ve birçok ‘demokrasi ve insan haklarını savunan’ uluslararası kuruluşların ödüllerini alması, Batı dünyasının Türkiye’ye yönelik ‘haçlı seferlerinin’ devamı ve Ermenistan dış politikasının başarısı gibi değerlendirilebilir. 307 Ermeni Tabusu Aralanırken, Su Yayınları, 2000; Insan hakları ve Ermeni sorunu: Ittihat ve Terakki”den Kurtulus Savası”na, Imge Kitabevi, 1. bs., 1999; Türk Ulusal Kimliği ve Ermeni Sorunu, İstanbul, İletisim Yayınları, 4. bs., Kasım 1995; “Dialogue Across an International Divide: Essays Towards a Turkish-Armenian Dialogue”, The Zoryan Institute, 2001; Cem Fakir, “Ermeni sorunu (2): Belgeler”, (Erişim) NTV-MSNBC, 27 Mart 2006; “Akçam “potansiyel tehdit” için AİHM’e gidiyor”, NTV-MSNBC, 23 Haziran 2007. 308 Derya Sazak, “Tehcir Kanunu Etnik Temizlik”, Milliyet, 07 Mart 2005; Davut Şahiner, “Berktay, “Etnik Temizlik” ve Tarihçilik”, (Erişim) http://www.turkishweekly.net/turkce/ makale.php?id=69, 9 Mart 2005; Kürşat Bumin, “Halil Berktay’ı Okurken”, Yeni Şafak, 4-5 Mayıs 2004. 309 Ali Ertem, “24 Nisan 1915 Ermeni-Süryani Soykırımının 89. Yil Dönümü Nedeniyle Insan Haklarina Saygılı Türkiyeli Demokratik Kurumlara ve Sahsiyetlere Çagri”, Frankfurt, Mart 2004, (Erişim) http://lalettre.hayway.org/protected/communique00010082.html, 30 Temmuz 2007. 310 “1915/16 yılındaki Ermeni Soykırımıyla İlgili Fotoğraf Sergisi”, (Erişim) http://tuday.de/turkce/ etkinlikler/soykirim_ve_izdusumleri_program.htm 311 Benny Ziffer, “Muslim moderate”, (Erişim) http://www.haaretz.com/hasen/spages/858176.html, May 17, 2007, “Tureçskiy Jurnalist Stavit Ostrıye Voprosı”, (Erişim) www.genocide.ru/week/00014. html 312 Lilit Grigoryan, “V Turçii Uje İdet Sereznıy Dialog o Genoçide”, Azg, 6 Mayıs 2003. 313 “Salkım Hanımın Taneleri Tartışması”, (Erişim) http://www.intersinema.com/sinema-haberleri/ haber_966.asp, 04 Aralık 2001, http://www.ntvmsnbc.com/news/122548.asp; “Salkım Hanım İktidarı Böldü”, (Erişim) http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2001/11/28/56027.asp 314 “Yazar Orhan Pamuk. Türkiye’yi Karalayan Yazıları”, (Erişim) http://www.bolsohays.com/ haberac.asp?referans=4900, 28 Temmuz 2007. 130 Ermenistan Türkiye’de faaliyet gösteren sivil toplum teşkilatlarını, araştırma merkezlerini ve birçok ünlü gazetecileri kendi görüşleri doğrultusunda haberler yaymaya ve sözde Ermeni soykırımı konusunda Türkiye’yi suçlayan mahiyette konferans ve sempozyumlar düzenlemeye ikna edebiliyor. Boğaziçi Üniversitesi ‘İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri’ başlıklı 25 Mayıs 2005 tarihli konferans düzenlemeyi amaçlamıştı. Bu konuyu kamuoyunun dikkatine getiren Milliyet gazetesi yayımladığı haberde: ‘Boğaziçi Üniversitesinde Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili olarak geniş katılımlı bir konferans düzenleniyor. Düzenleyiciler, Bilgi Üniversitesi’nden Murat Belge, Sabancı Üniversitesi’nden Halil Berktay ve Boğaziçi Üniversitesi’nden Selim Deringil. Konferanstaki konuşmacıların hemen tümü Ermeni soykırımının varlığını iddia eden ya da bu konuda resmi tezleri sorgulayan isimler. Düzenleyiciler, demokrat olma iddiasında kişiler; ama konferansta, soykırımı olmadığı tezini savunacak isimler yok.315’ Konferans programında bu etkinliğin amacının ‘Ülkemizin tarihindeki bu trajik olay konusunda doğrudan doğruya Türkiye'nin kendi bilim ve düşünce insanlarının, resmi tezlerden farklı seslerini topluca yükseltmeleri ve katkılarını ortaya koymaktır’ şeklinde açıklanması Türkiye’de sözde Ermeni soykırımı konusunda kamuoyunun ikiye bölünmesinin başlangıcı olarak değerlendirilebilir. ‘Bu konferans düzenleyicileri, devletin tarih konusunda görüş açıklaması yanlıştır noktasından hareketle, resmi tez sözcüklerine, Türk Devletinin inkârcı görüşü anlamını yüklüyorlar ama aynı zevat, Ermeni Devletinin tezlerinin avukatlığını yapmakta hiçbir beis görmüyor’.316 Bu konferans Türk basınında tartışıldığı zaman hükümet konuyla ilgili net tavır sergilememiştir.317 AKP Hükümeti Ermeni meselesi konusunda her zaman çelişkili açıklamalarda bulunmuştur. Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in ‘Bu Türk milletini arkadan hançerlemektir’ dediği konferansın bizzat Başbakan 315 Ömer Erbil, “Tartışılan Konferans”, Milliyet, 21 Mayıs 2005; “Alternatif Ermeni Konferansı”, Milliyet, 20 Mayıs 2005. 316 “TBMM’de Ermeni Konferansı Konulu 24 Mayıs Tartışmaları Tutanağı”, 24 Mayıs 2005, Millet vekili Şükrü Elekdağ’ın konuşmasından, (Erişim) http://www.hyetert.com/yazi3.asp?s=0&AltYazi =Makaleler%20%5C%3E%20Genel&Id=222&DilId=1, 30 Temmuz 2007. 317 Hasan Ünal, ‘Ne Hallere Düştük’, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat1 =2&yazi=526, 30 Eylül 2005. 131 Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül tarafından desteklenmesi, Erdoğan’ın, Boğaziçi Üniversitesi Rektörüne, ‘Ertelenmesine Avrupa’dan büyük tepkiler gelen konferansın, AB ile tam üyelik müzakerelerinin başlayacağı 3 Ekim’den önce düzenlenmesinin yararlı olacağını’ vurgulaması, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün ise ‘programım uygun olursa böyle geniş katılımlı bir konferansa prensip olarak katılabilirim,’318 söylemesi hükümetin sözde Ermeni soykırımı konusunda ne derecede sorumsuz davrandığını göstermektedir. Kamuoyunun baskılarından sonra Boğaziçi Üniversitesi konferansı iptal ettiğini açıklamıştır.319 Ermenistan özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren Türkiye’de Ermeni soykırımını savunan ve kabul eden kişi ve kuruluşları tespit ederek bu konuda daha ciddi çalışmaktadır. Bu bağlamda sözde Ermeni soykırımının 90. yıldönümü 2005’te Ermenistan’da ve dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de anılmıştır. 24 Nisan 2005 tarihinde Türkiye İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, yaptığı bir açıklamada soykırıma uğramış Ermeni halkının acılarını paylaştığını dile getirmiş ve derneğin İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin görüşlerini ‘Bugün acılı bir günü yaşıyoruz. İHD olarak Ermeni halkının acılarını paylaşıyoruz. Acınız bizim acımızdır. Bir daha hiç tekrarlanmaması için, yaşananları biz de hiç unutmayacağız diyoruz.320’ şeklinde ifade etmiştir. DEHAP, SDP ve EP temsilcilerinin de katıldığı toplantıda Keskin daha da ileri giderek ‘20. yüzyılın başında Anadolu nüfusunun yüzde 20’si 318 Murat Çabaş, “Boğaziçi’nde Bir Soykırım Rüzgarı”, (Erişim) http://www.yenimesaj.com.tr/ index.php?haberno=5012889&tarih=2005-01-23, 23 Ocak 2005. 319 Ayça Abakan, “Uzmanlar Ermeni Soykırımı İddialarını Tartışamadı”, (Erişim) http://www.bbc.co.uk/turkish/europe/story/2005/05/050525_armenian_conference.shtml, 5 Mayıs 2005. 320 “Türkiye İnsan Haklar Derneğinin Ermeni Soykırımına İlişkin Taziye Açıklaması”, Azg, 26 Nisan 2005. 132 gayrimüslimken bu oran bugün binde 2’lere düşmüştür’321 demiş ve Türkiye Cumhuriyeti’ni suçlamıştır. Sözde Ermeni soykırımını kabul eden bilim adamlarına devlet tarafından baskı uygulandığını öne süren Keskin, bir grup tarihçinin de devletin tezini savunmaları için görevlendirildiğini iddia etmiştir. Ayrıca kendisini ‘soykırım propaganda getiriminden’ siyasi ve maddi pay almak isteyen bazı sözde aydın ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinden biri olan Avrupa Türk İşçileri Konfederasyonu Başkanı Özgür Can, düzenlediği basın toplantısında 1915’te Ermenilere yapılmış soykırımdan dolayı ‘zavallı’ ve ‘mağdur’ Ermenilere taziyelerini sunmuş ve Türkiye’nin Ermeni halkından özür dilemesi gerektiğini bildirmiştir. Basın toplantısına katılan Uluslararası Kültür Değişimi Federasyonu Başkanı Yasar Arif, Can’ın görüşlerini paylaştığını bildirmiş ve İstanbul’da Ermeni soykırım anıtı dikilmesini teklif etmiştir.322 Bu teklif Avrupa Parlamentosu üyesi Cem Özdemir tarafından da desteklenmiştir.323 Türkiye’de siyasiler, bilim adamları, sanatçılar, yazarlar ve sivil toplum örgütleri sözde Ermeni soykırımını kabul ettiklerini bildirerek ‘Nobel Ödülü’ne ve çeşitli demokrasi ödüllerine sahip olurken, Ermenistan’da soykırımın aksini savunmak ve bu konuda konferanslar düzenlemek mümkün değildir.324 Ayrıca Ermenistan, Ermeni diasporası ve sözde Ermeni soykırımını tanıyan devletler de Türk arşivlerinin açık olduğunu bildikleri halde kapalı olduğunu dünya kamuoyuna duyurarak gayri ahlaki bir politika yürütmektedirler. 321 a.g.m., “Тurki Prizıvayut Postroit v Stambule Memorial Jertv Genoçida Armyan”, REGNUM HA, 25 Nisan 2005. 323 “Çlen Frakçii Zelenıx Evroparlamenta: “Armyane Doljnı İmet Svoy Pomyatnik Turçii”, REGNUM HA, 4 Mayıs 2005. 324 Bu iddianın desteklenmesi açısından bkz: Turhan Çömez, “Ermenistan Ne Düşünüyor?”, Akşam, 15 Haziran 2005; Hatem Cabbarlı, “Sakın Kimse Duymasın... Türkler Ermenilere Soykırım Yapmadı”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat1=3&yazi=392, 17 Haziran 2005. 322 133 Ermenistan sözde Ermeni soykırımı ve sınırların açılması konusunda Türkiye’nin devlet gururu ve onurunu alay konusu ederken,325 Türkiye, çaresiz ve şaşkın bir şekilde Ermeni kiliselerinin ortaya çıkarılıp tamir edilmesi ile umutsuz bir şekilde Ermenistan’ın ve Hıristiyan dünyasının gönlünü hoş etmeye çalışmaktadır. Türk Dışişleri Bakanlığı bununla Ermeni propagandasının karşısını alabileceklerini umsalar da, tam tersine, Ermenistan Türkiye’nin bu tutumunu geri adım olarak değerlendirmekte ve bütün cephe boyu hücumlarını güçlendirmektedir. Bu konuda Türkiye’deki bazı medya organları da Ermenistan’ı haklı çıkaracak ortamı hazırlamaktadır.326 Ermenistan’ın tamir edilen Aktamar Kilisesi’ne Haç koyulmadı iddiasını destekleyen bazı önde gelen Türk medyası Türkiye’yi sıkıntıya sokan sözde Ermeni soykırımı propagandasına karşı da nedense aynı duyarlılığı göstermemektedir. Sözde Ermeni ve Kürt soykırımını savunarak Nobel ödülünü almak için kuyruğa giren birçok Türk aydını çeşitli üniversite ve vakıflarda Türkiye’nin aleyhine sözde Ermeni soykırımını tartışabiliyorsa, demokrasi ve hak eşitliği çerçevesinde benzer konferansın neden Ermenistan’da düzenlenmediğini sorgulamamaktadır. Türkiye sözde Ermeni soykırımı konusunda uluslararası alanda değil, kendi kamuoyuna yönelik de başarısız politika izlemektedir. Bu oldukça önemli bir konudur ve Türk Hükümeti’nin duyarsızlığı Ermenistan ve destekçi devletleri tarafından propaganda mekanizmasında düzenli olarak kullanılırsa, fikri temelde Türkiye kamuoyunu ikiye bölebilir.327 325 Aktamar kilisesinin açılışına gelen Ermeni temsilciler Kars’ı ziyaret ederken, ilin geri kalmışlığını “Kars, bizim için ilginç ve enteresan bir ortaçağ kentidir.” demiştir. “Ermenistan’dan 20 Kişilik Aktamar Heyeti Kars’ı Görünce Ne Dedi?”, Zaman, 28 Mart 2007. 326 Hatem Cabbarlı, “Sözde Ermeni Soykırımı: Türkiye Psikolojik Bunalımda Mı?” Dunya Gündemi, 22-29 Nisan 2007, s. 7. 327 “Маnoyan:Mejdunarodnoe Priznaniye Genoçida Armyan İzmenit Vnutripolitiçeskuyu Situaçiyu v Turçii”, REGNUM HA, 22 Ekim 2006. 134 Türk Hükümeti sadece Avrupa ve ABD’deki sözde Ermeni soykırımı propagandasına değil, aynı zamanda Türkiye’de yürütülen propaganda faaliyetlerine karşı koyamamaktadır. Hükümetin, sözde Ermeni soykırımı konusunu kökünden reddetmesi gerekirken, uluslararası alanda sözde Ermeni soykırımı konusunun tartışıldığı bir zamanda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 13 Nisan 2005 tarihinde ‘1915 olaylarıyla ilgili gerçeklerin araştırılması için iki ülkeden tarihçilerin ve diğer uzmanların da katılımıyla araştırma komisyonu kurulması’ yönündeki teklifine, Erivan’ın ‘önce siyasi diyalog kurulsun’ şeklinde karşılık vermesi diyalogun başlanmasına olanak sağlamadı.328 AKP Hükümeti ve genelde bütün Türk Hükümeti’nin ‘tartışılacak hiçbir şey yoktur, Osmanlıda Ermenilere soykırım yapılmamıştır’ tezini savunması gerekirken, her hangi bir tartışmayı kabul etmesi Ermenileri haklı çıkarmakta ve asılsız Ermeni iddialarını peşinen kabul ettiği anlamına gelmektedir. 2. 1. 4. Tazminat Yaklaşık yüz yıllık sözde Ermeni soykırımı propagandası çerçevesinde Ermeniler tazminat konusunu 1990’lı yılların sonlarına kadar güdeme taşımamıştır.329 Aslında konunun gündeme taşınmaması Ermenilerin tazminat talep etmeyeceği anlamına gelmiyor. Bu, planlı ve koordineli bir şekilde uygulanan tanıtma, tanınma, tazminat ve toprak talebinin üçüncü aşamasıdır ve daha resmi olarak bu aşamaya başlanılmamıştır. Ama zaman zaman Ermenistan ve Avrupa basınında tazminat konusunda yayımlanan haberlerle uluslararası ve Türkiye kamuoyu bu konuya alıştırılmaktadır. Ermenistan devleti resmi olarak sözde Ermeni soykırımı kurbanları için tazminat talebinde bulunmasa da, bu isteğini genelde Taşnaksutyun Partisi başta olmak üzere diğer milliyetçi partiler, gruplar ve diaspora aracılığı ile 328 “Türk-Ermeni İlişkilerinin Dünü Bugünü”, (Erişim) http://www.anadolu.be/ermeni/ermeni.html “İntervyu Armena Khanbabayana s Doktorom Yuridiçeskikh Nauk Professorom Yuriem Barsegovım”, (Erişim) http://armenianhouse.org/barsegov/also-ru/khanbabyan.html 329 135 gündemde tutmaya çalışmaktadır.330 Hükümet, tazminat talebinin sözde soykırım kurbanlarının olduğunu bildirerek bildirmiştir.331 torunlarının dolayısıyla Nitekim Dışişleri bu ve diaspora konuda Bakanı Ermenilerinin onları Vardan hakkı destekleyeceğini Oskanyan tazminat konusunun bugün gündemde olmadığını, ancak bu konunun ilk fırsatta dünya kamuoyunun gündemine taşınacağını bildirmişti.332 Hay Dat Merkezi Ofisi Başkanı Kiro Manoyan, tazminat konusuna açıklık getirirken görüşlerini ‘Osmanlı Türkiyesi Ermenilere uyguladığı soykırıma göre cezasız kalmamalıdır. Ankara Osmanlının hukuki varisi olduğu için Ermenilere tazminat ödemelidir.’333 şeklinde ifade etmiştir. Ermeniler, tazminat konusunun hukuki altyapısını oluşturmak için Milletler Cemiyeti’nde konunun tartışılmasını istemiş ve aşağıda gösterilen grupların tazminat talep etme hakkı olduğunu bildirmiştir:334 -Terör, katliam ve Ermenileri katledenlerin cezalandırılmaması nedeniyle Osmanlı İmparatorluğu’nu 1878–1915 yılları arasında Osmanlı pasaportu ile veya bu belgesi olmadan terk edenler, -1915–1920 yılları arasındaki katliamlardan kurtulan (tehcire tabi tutulanlar dahil) pasaportsuz Ermeniler, 330 Tazminat talebinin gerekçeleri için bkz: “O Materialnoy Otvetstvennosti za Genoçida Armyan”, (Erişim) http://www.armenianembassy.ru/barseg1.html 331 Elekdağ: “Koçaryan’ın Beyanları”, Milliyet, 5 Şubat 2001. 332 Avetisyan, a.g.m., Aravot, 14 Nisan 2005. 333 “Аrmeniya Budet Trebovat u Turçii Vozvrata Ryada Territorii-ARF Daşnaksutyun”, NOVOSTİ-ARMENİYA, 23 Nisan 2007. 334 Konuyla ilgili Türk tezleri için bkz: Ermeniler: Sürgün ve Göç, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, XVI. Dizi, sayı 101, Türk Tarih Kurumu Basımevı, Ankara 2004; Necdet Sevinc, Arşiv Belgeleriyle Tehcir. Errmeni İddiaları ve Gerçekler, Avrasya Bir Vakfı Yayınları, Ankara 2003; Süleyman Beyoğlu, “1915 Tehciri ve Soykırım İddiaları,” Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektorlüğü, 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001, ss. 171-190; Hasan Köni, “Günümüzde Ermeni Sorunu ve Gerçekler”, Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektorlüğü, 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001, ss. 441-452; Ferit Hakan Baykal, “Sözde Ermeni Soykırımına Hukuksal Bakış”, (Erişim) http://www.turkhukuksitesi.com/ showthread. php?t=7706 ve http://hukukgrubu.org/makale5.htm; Yücel Acer, “Ermeni Soykırım İddiaları Uluslararası Hakemliğe Götürülmeli mi?”, (Erişim) http://www.usakgundem.com/yazarlar.php? type=7&id=505, 4 Aralık 2006; Gündüz Aktan, “Divan ve Soykırım Hukuku (1)”, Radikal, 3 Mart 2007. 136 -Bu yıllarda devletin verdiyi pasaportlarla Osmanlıyı terk edenler, -İşgal süresinde, işgalci güçler tarafından verilen belgelerle ülkeyi terk edenler, -Fransa’nın Kilikya’yı Türklere devretmesinden sonra ikinci defa bölgeyi terk edenler, -Türk ordusunun katliam yapacakları tehditleri sonucunda İzmir’i terk edenler, -Osmanlı ordusunun 1918’de Kars’a girmesinden, Türk ordusunun 1920’de Ermenistan Cumhuriyetine saldırmasından ve 1921 Moskova Antlaşması’ndan sonra bölgeyi terk edenler, -Türk ordusunun Nahçivan, Şahtahtı ve Sürmeli’ye girerek Azerbaycan silahlı birlikleri ile katliam yapmasından ve bu bölgelerin Moskova Antlaşması’na göre Azerbaycan’a devredilmesinden sonra bölgeyi terk edenler, -1918–1920 yıllarında Bakü ve Gence’de, aynı zamanda Azerbaycan SSCB’de yapılan katliamlardan sonra bölgeyi terk edenler, -Sonraları Gürcistan’a birleştirilen Ahılkelek bölgesinde Türkler tarafından katliama maruz kalanlar.335 İspanya, İtalya ve İsveç’in girişimleri sonucunda Milletler Cemiyeti Konseyi Birinci Dünya Savaşı’ndan önce Osmanlı sınırlarını terk eden Ermenilerin mallarına ve banka hesaplarına devletin yasal olmayan yollarla el koymasını araştırmaya başlamıştı. Ancak Birinci Dünya Savaşı’na kadar Rusya, daha sonra ise Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan sınırları içerisinde kalan Ermeniler bu araştırmanın dışında bırakılmıştı. Türkiye Cumhuriyeti’nin itirazlarından sonra bu konu üzerinde fazla durulmamıştı. 20 Ekim 1925’te Türk Hükümeti Milletler Cemiyeti Genel Sekreteri’ne mektup göndererek Lozan Antlaşması336 imzalanmadan önce ülkeyi terk etmiş 335 Barsegov, a.g.e., ss. 202. Ali Güler, “Lozan’dan Günümüze Ermeni Sorunu”, (Erişim) http://www.ermenisorunu.gen.tr/ turkce/makaleler/makale44.html 336 137 Ermenilerin bugünkü durumunun İsmet Paşa’nın Lozan Konferansı’nın337 17 Temmuz 1923 tarihli 13 numaralı oturumunda verdiyi bildiri ile düzenlediğini bildirmiştir.338 Türkiye’nin Ermenilerin MC nezdindeki iddialarını Lozan Antlaşması çerçevesinde hukuki olarak çürütmesinin ardından Ermeniler tazminat taleplerinin hukuki zeminini hazırlamak için başka yolları da aramaktadır. Son zamanlara kadar tazminatın meblağı konusunda kesin bir görüş ifade edilmese de, artık bu konu da tartışılmaya açılmıştır. Ermenistan Ulusal Bilimler Akademisi'ne bağlı Tarih Enstitüsü üyesi Stepan Stepanyan'a göre, Ankara'nın, soykırım varislerine 'soykırım tazminatı' olarak 60 milyar dolar ödemesi gerekiyor. Stepanyan, sözde Ermeni soykırımı mağdurlarının Türkiye'nin, işgal ettiği 'Batı Ermenistan' topraklarını terk etmesi, 1915 soykırımını tanıması ve tazminat ödemesi taleplerini yenilemiştir. Basın toplantısında ABD yönetimini de eleştiren Stepanyan, 15 ülkenin Ermeni ‘soykırımını’ tanıdığı halde Washington'nın soykırımı tanımadığını ve Türkiye'yi desteklediğini iddia etmiştir. Stepanyan, soykırım sorumlusunun sadece Osmanlı İmparatorluğu olmadığını, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin de soykırımdan sorumlu tutulması gerektiğini ifade etmiş, Türkiye'nin soykırım kurbanlarının yakınlarına maddi tazminat ödemesi gerektiğini dile getirerek, bu tazminatı 60 milyar dolar olarak değerlendirmiştir.339 337 Mustafa Çufalı, “Lozan Konferansı ve Antlaşması’nda Ermeni Sorunu”, Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, editörler: İdris Bal ve Mustafa Çufalı, Nobel Yayınları, 1. bs., Ağustos 2003, ss. 539-550; Hasan Tatlı, “Bolşevik İhtilali’nden Lozan Barış Konferansı’na Türk-Ermeni İlişkileri,” Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, editörler: İdris Bal ve Mustafa Çufalı, Nobel yayınları, 1. bs., Ağustos 2003, ss. 514-538. 338 Barsegov, a.g.e., s. 203. 339 “60 milyar dolarlık soykırım tazminatı”, (Erişim) http://www.birgun.net/index.php?sayfa=63& devami=6499, 28 Mart 2005. 138 Ermeniler, Türkiye’den tazminat almak yönünde ABD ve Fransa sigorta şirketlerinden sözde soykırım kurbanlarının hayat sigortalarının mirasçılarına verilmesi yönünde girişimlerinin başarıyla sonuçlanmasını ilk adım olarak değerlendirmiş ve bu konu üzerinde yoğunlaşmıştır. 30 Temmuz 2004 tarihinde California Mahkemesinde ‘soykırıma’ maruz kalan Ermenilerin New-York Life Sigorta Şirketi’ne açtıkları sigorta davasının lehlerinde sonuçlanması ve mahkemede ‘soykırım’ kelimesinin kullanılması Ermenileri oldukça umutlandırmıştır. Ayrıca New-York Life Sigorta Şirketi’nin Türkiye’yi dava etme ihtimali olması da Ermenilerin işine gelmektedir. Uzun süren görüşmelerin ardından New York Life Sigorta Şirketi sözde Ermeni soykırımında ölenlerin mirasçılarına, ödenmemiş sigorta poliçeleri karşılığında toplam 20 milyon dolar ödemeyi kabul etmiştir. Yaklaşık 2 bin 400 poliçeyi kapsayan dava, sözde Ermeni soykırımını tanımada bir adım olarak değerlendirilmiştir.340 Sözde soykırıma maruz kalan Ermenilerin mirasçılarına tazminat ödeyen bir diğer şirket de Fransa’nın AXA firmasıdır.341 AXA, 2005 yılında ödemeyi kabul ettiği tazminat için son başvuru tarihini 1 Ekim 2007 olarak belirlemiş, elindeki listede bulunan 7 bin Ermeni’ye toplam 12,7 milyon EURO ödeme yapacağını bildirmişti.342 Fransa ve ABD şirketlerinin Ermenilere tazminat ödemeleri bu gün Ermenistan tarafından ön plana çıkarılmasa da, ‘4 T Planı’nın üçüncü aşaması olan tazminat konusunun propaganda süreci başladığı zaman 340 “Sözde Soykırım Tazminatı”, Akşam, 30 Ocak 2004. Mariettı Khaçatryan, “Novıe Svedeniya Dlya Naslednikov Zastrakhovannıkh AXA Jertv Genoçida”, Azg, 28 Temmuz 2007. 342 “AXA Ermenilere Soykırım Tazminatı Ödüyor”, (Erişim) http://www.gazeten.com/axaermenilere-soykirim-tazminati-oduyor/, 13 Temmuz 2007; “Potomki Jertv Genoçida Armyan Mogut Poluçit ot Françuzskogo Banka Kompensaçiyu $17,5 Milyon”, ARKA HA, 10 Temmuz 2007. 341 139 örnek olay/emsal gibi değerlendirilebilir. Sözde soykırım propagandasının tarihi sürecine dikkat edildiğinde bunun imkânsız olmadığı iddia edilebilir. 2. 1. 5. Toprak ‘4 T Planı’nın son aşamasını Ermenistan’ın Türkiye’den toprak talebi oluşturmaktadır. Tazminat konusunda olduğu gibi Ermeniler bu konuyu devlet seviyesinde gündeme taşımasalar da, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve akademisyenler tarafından dile getirilmesini desteklemektedir. Ermenistan 1992’de AGİT’e üye olurken343 sınırların değişmezliği ilkesini kabul etmesine rağmen, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanımadığı ve Azerbaycan topraklarının yaklaşık % 20’sini işgal ettiği için demokratik değerlere önem verdiğini iddia eden Batı tarafından bu ülkeye hiç bir baskı yapılmamıştır. Bağımsızlık süreci ve sonrasında Ermenilerin toprak talebi sık sık gündeme taşınsa da,344 Ter-Petrosyan’ın başkanlığı döneminde bu konu fazla tartışılmamış, onun istifasından sonra, özellikle de 2000’li yılların başlarından itibaren yeniden gündemi işgal etmiştir. Bu konunun gündeme taşınmasında özellikle de son bir kaç yılda Avrupa devletlerinin ulusal ve yerel parlamentolarının sözde Ermeni soykırımını tanımaları yönünde aldıkları kararlar etkili olmuştur ve olmaktadır.345 Ermenistan Devlet Başkanlığı İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Paryur Hayrikyan, Ermenistan'a ait olduğunu iddia ettiği bölgeleri Türkiye'ye ve Azerbaycan'a verdiği iddiasıyla 1921 Kars Antlaşması’nın iptalini talep etmiştir.346 Armenpress'in verdiği habere göre, Hayrikyan, antlaşmanın iptali 343 Bal, a.g.m., 623. Libaridian, a.g.e., s. 36 345 Nerdun Hacıoglu, “Ermenistan Türkiye ve Azerbaycan’dan Toprak İstiyor”, Hürriyet, 13 Mart 2001 346 Bu konuda ayrıntılı bilgi içn bkz: Melik Arsen-Barsam, “Poçemu Mı Boimsya Bıt Pobeditelem?”, PanARMENIAN.Net, 13 Mart 2006; “Molodej Armenii Trebuet Priznat Nedeystvitelnımi Moskovskiy i Karsskoy Dogovorı”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index. 344 140 için kampanya başlattığını bildirmiş ve Ermenistan'daki tüm siyasi partilere de kampanyayı birlikte yürütme çağrısı yapmıştır. Hayrikyan, Ermenistan'a ait olduğunu iddia ettiği Kars ve Ardahan ile Azerbaycan’ın Nahçivan bölgesinin, bu antlaşma ile Ermenistan’ın elinden çıktığını öne sürmüştür. Ermenistan’ın, ‘müttefiki Rusya'ya da Kars Antlaşması’nın iptal edilmesi için başvurması gerektiğini savunan Hayrikyan, Ermenistan’ın birinci Devlet Başkanı Levon Ter- Petrosyan'ı da iktidarı döneminde 'anti-Ermeni dış politika izlemekle’ suçlamıştır.347 Hayrikyan bu konuda daha da ileri giderek sözde Ermeni soykırımı konusunda Ermenistan’ın politikası sadece tanınma yönünde olmamasını, aynı zamanda, Türkiye’den sorumluluğu üstlenmesi ve tazminat talep edilmesi gerektiğini savunmuştur. Taşnaklsutyun Partisi Hayrikyan’ın bu görüşünü desteklemiş ve Türkiye’nin Ermenilere ve Ermenistan’a vurduğu maddi ve manevi zarar konusunda kesin bir tespitin bu güne kadar yapılmadığını, eğer Türkiye tazminat ödemeyi kabul ederse, bunun sorun olacağını bildirmiştir.348 Ermenistan Bilimler Akademisi’nde 16 Mart 2006 tarihinde Moskova Antlaşması’nın 85. yıldönümü dolayısıyla yuvarlak masa toplantısı düzenlenmiştir. Toplantıya katılan siyasi parti liderleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve akademisyenler tarihi yanlışlığın düzeltilmesi için Ermenistan Parlamentosu ve Rusya Devlet Duması’na müracaat ederek Moskova Antlaşması’nın iptal edilmesini talep edilmesi yönünde karar almıştır.349 php?sub=news_arm &id=22205, 14 Mart 2006; “Mosskovskiy i Karsskoy Sovetsko-Tureçskie Dogovora”, (Erişim) http://www.genocide.ru/ sovietic.html#moskars 347 “Ermenistan Türkiye’den Toprak Talep Ediyor”, Zaman, 15 Mart 2001. 348 “Paruyr Ayrikyan: Jestkaya Politika Armenii po Voprosu Genoçida Armyan Privedet k Sgovorçivosti Turçii”, REGNUM HA, 23 Kasım 2006. 349 Mikhail Agadjanyan, “Aleksandrettskiy Sandjak: Poteryannaya Rodina Armyan”, (Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19&f=853, 17 Mayıs 2007; “Rossiya Segodnya Nam ne Drug”: K 85-leiyu So Dnya Podpisaniya Russko-Tureçskogo Dogovora”, REGNUM HA, 16 Mart 2006; “Dogovor Na Vse Vremena? İspolnilas 85 Let, Kak Armeniya Lişilas Çasti Svoikh İskonnıkh Zemel”, (Erişim) http://www.nv.am/lica.htm 141 Ermeniler Kars ve Moskova Antlaşmalarının iptal edilmesi taleplerini antlaşmaların hukuki olarak 25 yıllığına imzalandığını gösteren arşiv belgelerine dayandırdıklarını bildirmektedirler. Ermeni kaynaklarına göre Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi Vinogradov’un 1925’te Türkiye Dışişleri Bakanlığına resmi nota göndererek Kars ve Moskova Antlaşmalarının iptal edilmesinin talep etmiştir. Ermeni iddialarına göre, Vinogradov görüşlerini ‘Biz 25 yıl bekleyemeyiz. Antlaşmayı zayıf olduğumuz için imzalamıştık. Ancak şimdi biz güçlüyüz ve eski Ermenistan sınırlarını yeniden çizmek istiyoruz’ şeklinde açıklarken, İsmet İnönü ‘Yeni ülkenin uluslararası yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekir. 25 yıl sonra elbette, Türkiye bu bölgeyi geri verecektir’ demiştir.350 Ermeniler bu sürenin 16 Mart 1946 yılında dolduğunu ve tarafların antlaşmanın süresini uzatmak yönünde siyasi irade beyan etmediklerinden dolayı antlaşmanın hukuken geçersiz olduğunu ileri sürmektedirler. Ermenilerin sözde soykırım propagandası, tazminat ve toprak talebi konusunda haklı olduklarını iddia ettikleri olay Agos gazetesi Genel Yayım Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesi olmuştur. Münferit bir cinayet olan olay Ermenistan ve değerlendirilmiş351 diaspora ve dünya tarafından ‘soykırımın kamuoyunun dikkatine devamı’ gibi sunulmuştur. Ermenistan basını Dink’i milli kahraman olarak adlandırmış,352 Dışişleri Bakanı Vardan Oskanyan Dink’in ölümünü ikili ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesinde fırsat olarak görmüştür.353 350 “V 1946 godu Turçiya Bıla Obyazana Vernut Armyanskie Provinçii”, PanARMENIAN.Net, 17 Mart 2007; Sistemnaya İstoriya Mejdunarodnıkh Otnoşeniy, 1918-1991, der. Bogaturova А.D, I. cilt, Moskovskiy Raboçiy Yayınevi, Moskova, 2000; Aleksandr İgolkin, “Mosskovskiy Dogovor s Turçiey. Vzglyad iz Rossii Çerez 77 Let”, Armyanskiy Vestnik, No: 3-4, 1998, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal03/j03_stat27.html 351 “İspolitelnıy Direktor Komissii Ay Data Ameriki Aram Abramyan: “Posle Ubiystva Dinka Mı Ubedilis, Çto Trudno İzmenit Turçii İznutri”, Azg, 14 Mart 2007. 352 Aleksandr Tovmasyan, “Kak Skajite, Kak Vzyat Mne i Uyti?”, Golos Armenii, 26 Nisan 2007. 353 “Vardan Oskanyan: Ankara Upustila İsklyuçitelnıy Şans”, REGNUM HA, 7 Şubat 2007. 142 2. 2. 1. Türkiye-Ermenistan Sınır Kapısı Teorik olarak, her bir devlet diğer devletler ile, özellikle de komşularıyla iyi ilişkilere sahip olmayı önemsemektedir. Çünkü diğer devletlerle, özellikle de komşularıyla ne kadar az/çok sorun yaşanırsa, eldeki kaynaklar o kadar verimli/verimsiz alanlarda kullanılabilir. Ama diğer devletlerle, özellikle de komşularla iyi ilişki tek başına siyasi hedef ya da değer değildir. Devletlerin bunun ötesinde ve öncesinde varlık amaçları ve varlıklarına yönelik tehditler vardır. Temel hedef, varlık amaçlarına, buna göre belirlenmiş uzun vadeli stratejilere uygun davranmaktır. Bu doğrultuda, mümkün olduğunca daha fazla devlet ile bu arada komşularla iyi ilişki hedeflenmektedir. Ama ne olursa olsun, tüm komşularla iyi ilişki halinde olunacak diye bir kural da yoktur. Bir devletin, varlık amaçları gerektirdiği zaman, ya da uzun veya kısa vadeli stratejilerine uygun olduğu zaman başka bir devlet ile bu devlet komşusu dahi olsa, iyi ilişkiler içerisinde olmaması, hatta yoğun bir gerginlik yaşaması mümkün ve bazen de gereklidir. Türkiye-Ermenistan ilişkileri ve iki ülke arasındaki sınır kapısı meselesi, her nedense yukarıda ifade edilenler bir kenara bırakılarak tek başına bir değermiş gibi sunulmaya çalışılmaktadır. Olayın çeşitli boyutları sürekli olarak bir kenara bırakılmakta, sadece ‘komşuluk’, ‘ticarî ilişki’, ‘Batı’nın istekleri’ ve benzeri kavramlar ön plana çıkarılarak Türkiye’nin bir an önce Ermenistan ile iyi ilişkiler kurması gerektiği vurgulanmaktadır.354 1980’lerin ikinci yarısında SSCB içerisindeki gelişmeler, dağılması sonrasında ortaya çıkan cumhuriyetlerin onun kaderlerinin şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Uzun zamandan beri Ermenistan toplumunda yerleştirile gelen Türkiye ve Türk düşmanlığının yanı sıra, bu 354 Sedat Laçiner, “Ermenistan Sınır Kapısını Açmanın maliyeti”, (Erişim) http://www.turkishweekly.net/turkce/makale.php?id=80, 9 Mayıs 2005. 143 süreçte Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik toprak talepleri paralelinde gelişen bağımsızlık hareketi başarıya ulaşmış, aynı zamanda Azerbaycan’a yönelik işgal faaliyetleri, hem bu ülkenin içerisindeki gelişmelerin, hem de dış politikasının belirleyici etkeni olmuştur. Kuşkusuz, Türkiye de bu süreçten nasibini almıştır. Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin ilk dönemlerine baktığımız zaman, Ermenistan’ın olumsuz tavırlarına rağmen Türkiye’nin ilişkileri geliştirmeye yönelik politikalarını gözlemlemekteyiz.355 Bu dönemlerde zaman zaman sözde ‘soykırım’ iddialarını bir kenara bırakmanın ve Türkiye ile ilişki geliştirmenin gerekliliğinden bahsedenler olmuşsa da, Ermenistan genelde saldırgan siyasetini sürdürmeye devam etmiştir. Bardağı taşıran damla ise, Ermenistan’ın Türkiye’den en çok yardım aldığı dönemde Azerbaycan’ın Kelbecer ilini işgal etmesi olmuştur. Türkiye, Nisan 1993 başlarında Azerbaycan’a yönelik işgal girişimlerini sürdüren Ermenistan’ı saldırılarını durdurması konusunda uyararak, aksi takdirde ilişkilerde doğabilecek olumsuz gelişmelerden sorumlu olmayacağını açıklamıştır.356 3 Nisan 1993’te Kelbecer’in Ermenistan tarafından tamamen işgal edilmesinden sonra Türkiye yine Ermenistan’a yönelik, işgalden vazgeçme çağrılarını sürdürmüş, bu arada ilişkileri de kademeli olarak sınırlandırmaya başlamıştır. Ermenistan’ın işgalci tavrını sürdürmesi üzerine Türkiye, Ermenistan ile olan sınırını kapatmış, 5 Nisan 1993’te dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile birlikte Türkistan Cumhuriyetleri gezisine katılan Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, basına yaptığı açıklamada, ‘Ermenistan’ın Azerbaycan’a son saldırılarından sonra Türkiye üzerinden geçmekte olan tüm insanî yardım uçuşlarının da durdurulduğunu, hiçbir uçuşa izin verilmeyeceğini, buna rağmen geçmek isteyen uçakların 355 Ermenistan Devlet Başkanlığı resmi sayfası, (Erişim) http://www.president.am/eng/?folder= lib&sub=constitution&chapter=1; Ermenistan Dışişleri Bakanlığı resmi sayfası: (Erişim) www.armeniaforeignministry.com/htms/doi.html 356 BBYGM resmi sayfası: (Erişim) http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/AyinTarihi/1993/ nisan 1993.htm. 144 gerektiğinde ateş açılarak indirileceğini’ bildirmiştir357. Bu arada, 6 Nisan 1993’te Ermenistan Savunma Bakan Vekili Vazgen Manukyan’ın, TASS Ajansı’na yaptığı açıklamada, Erivan yönetiminin, sınırların değişmezliği ilkesini kabul etmediğini, bu ilkenin iki dünya savaşı sonucunda oluşmuş olan Batı ve özellikle Avrupa sınırları için geçerli olduğunu, ‘eski Sovyet Cumhuriyetlerinin rasgele kalem darbeleriyle çizilmiş olan sınırlarının ise aynı ilkeler çerçevesinde tanınamayacağını’ iddia etmesi, Türkiye yetkilileri tarafından, Ermenistan yönetiminin ‘Büyük Ermenistan’358 hayalinin peşinde olduğunun göstergesi olarak kabul edilmiştir359. Ermeniler, Avrupa ülkeleri ve ABD ile yaptığı görüşmelerde Ermenistan ekonomisinin karşılaştığı sorunların temelini, Türkiye’nin sınır kapılarını açmaması ile açıklamakta ve bu devletlerden Türkiye’ye baskı uygulamalarını talep etmektedirler. Aslında durum hiç de iddia edildiği gibi değildir. Ermenistan’ın eski Başbakanı Hosrov Arutyunyan yaptığı bir açıklamada Ermenistan ekonomisinin karşılaştığı sorunların yalnızca dörtte birinin Türkiye ve Azerbaycan’ın uyguladığı ekonomik ambargodan kaynaklandığını, diğer sorunların hükümetin başarısızlığı nedeniyle yaşandığını itiraf etmiştir.360 Arutyunyan’ın ifade ettiği gibi, Ermenistan ekonomisinde yaşanan sorunların ekonomik ambargodan daha çok, hükümetin başarısızlığından kaynaklandığı göz önünde bulundurulursa, Türkiye ve Azerbaycan’ın Ermenistan’a ekonomik ambargo uyguladığı konusundaki haberler abartıdan başka bir şey olmayıp Ermenistan Hükümeti’nin işine gelmektedir. Çünkü kendi başarısızlıklarını Türk düşmanlığı altında gizleyebilmektedirler. Bağımsız araştırmacıların yaptıkları hesaplamalara göre Ermenistan’ın ilk Devlet Başkanı Levon Ter357 BBYGM resmi sayfası: (Erişim) http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/AyinTarihi/ 1993/nisan 1993.htm. 358 Salim Çöhçe, “Büyük Ermenistan’ı Kurma Projesi”, (Erişim) http://www.ermenisorunu.gen.tr/ turkce/makaleler/makale24.html 359 BBYGM resmi sayfası: (Erişim) http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/AyinTarihi/ 1993/nisan1993.htm. 360 Karen Torosyan, Za Vitrinoy Vlasti, Erivan 2003, s. 35. 145 Petrosyan’ın iktidarı zamanında (1991–1998) kanunsuz olarak ülkeden yaklaşık iki milyar Dolar çıkarılmıştır.361 Hükümet 1998–1999 yıllarında uluslararası kuruluşlardan aldığı 384 milyon Dolar kredinin 152 milyon Dolarının nereye harcandığını açıklayamamaktadır.362 Ermenistan Ulaştırma ve İletişim Bakanı Andranik Markaryan konuyla ilgili yaptığı açıklamada Türkiye ile tarihi sorunların olduğunu, hiçbir Ermenistan vatandaşının Hay Dat Doktrini’nden vazgeçmemesi gerektiğini, ancak günümüz şartlarında Türkiye ile ekonomik ilişkilerin kurulması gerektiğini ifade etmiştir. Markaryan’a göre, Ermenistan ekonomisi bu gün zayıf konumdadır; sınırlar açılmalı, ekonomi düzeltilmeli ve daha sonra Hay Dat Doktrini yeniden uygulanmalıdır.363 Görüldüğü üzere, Markaryan, Türkiye ile yaptıkları ticaretten elde edecekleri geliri Türkiye aleyhine kullanacaklarını şimdiden ifade etmektedir. Ermenistan Dışişleri Bakanı Vardan Oskanyan sınır kapısının açılması konusunda görüşlerini ifade ederken ilk adımın Türkiye tarafından atılması gerektiğini vurgulamıştır. Bu konu Ermenistan’da siyasi partiler arasında hem siyasi hem de ekonomik açıdan tartışma konusu yapılmaktadır. Başta Taşnaksutyun Partisi olmak üzere bazı radikal partiler sınır kapılarının açılmasına karşıdır. Konuyu siyasi açıdan tartışan partilerin görüşlerine göre Türkiye ‘soykırımı’ tanımadan sınır kapılarının açılması doğru değildir. Ekonomik açıdan konuyu ele alanlar da kendi aralarında ikiye ayrılmaktadır. Birinci grup kayıtsız şartsız olarak sınır kapılarının açılmasını savunmaktadır. İkinci grup ise sınır kapılarının açıldığı takdirde Türk mallarının Ermenistan pazarlarını ‘işgal’ edeceğini ve Ermenistan’daki küçük ve orta ölçekli işletmeleri zor duruma düşüreceğini savunmaktadır. 361 Torosyan, a.g.e., s. 35. Torosyan, a.g.e., s. 73. 363 Anna İsraelyan, “Çto Sulit Armenii Otkrıtie Graniçı s Turçiey”, Aravot, 28 Ağustos 2003. 362 146 Ermenistan Komünist Partisi de Türkiye-Ermenistan sınır kapılarının açılmasından çok Abhazya demir yolunun açılması yönünde çalışılması gerektiğini ileri sürmektedir. Komünistleri görüşlerine göre demir yolunun açılması hem Gürcistan ile siyasi ve ekonomik ilişkilerin gelişmesine neden olacak hem de Ermenistan’ın Rusya ile ticari ilişkilerine ciddi bir ölçüde katkıda bulunacaktır. Komünistlerin bir diğer endişe duydukları konu da sınır kapısının açılması sonucunda Ermenistan’ın NATO’ya giden yolunun açılmasıdır. NATO ile işbirliğine karşı çıkan Komünistler, Rusya’nın 300 yıllık dostluğunun göz ardı edilmemesi gerektiğini ve Rusya’nın halen bölgede etkili güce sahip olduğunu ifade etmiştir. Ermenistan Komünist Partisi Genel Sekreteri Ruben Tovmasyan, sınır kapısının açılması konusunda diaspora Ermenilerinin görüşünü almak gerektiğini, Türkiye’nin ‘soykırımı’ kabul etmediği sürece bunun mümkün olmadığını açıklamıştır. Tovmasyan’a göre her halükarda sınır kapısı açılırsa iki ülke arasında ticaret hacmi ihracata göre % 40 - % 70 oranında Ermenistan’ın lehine olması gerektiğini vurgulamıştır.364 Ermenistan, sınır kapısının açılması konusunun uluslararası bir sorun olarak kabul edilmesini sağlayabilmiştir. Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi (TEİGK) Kafkasya raportörü Per Carton ve Avrupa Konseyi Türkiye’yle ilişkileri geliştirme heyeti başkanı Chust Lagentiyg’in, 3 Nisan 2003 tarihinde yapılan ‘Türk-Ermeni Sınırının Kapatılmasının 10. Yıldönümü’ isimli konferansta Ermenistan ve Türkiye arasındaki ekonomik ve kültürel bağların güçlendirilmesinin ve siyasi görüş ayrılıklarının çözülmesinin başlangıcı için sınır kapılarının açılmasının bir zorunluluk olduğunu belirtmişlerdir.365 Ermenistan ile sınır ticaretinden elde edilecek gelir konusunda yapılan açıklamalar bir biri ile çelişmektedir. Bu konuda Ermenistan Devlet İstatistik 364 365 Nelli Grigoryan, “Alternativa Po Kommunistiçeski”, Aravot, 1 Ekim 2003. “Türk-Ermeni Sınırının Açılması Talep Edildi”, Azg, 9 Nisan 2003. 147 Komitesi’nin açıklama yapması gerekirken, başka kurumlar değişik rakamlar vermiştir. Ermenistan Sanayiciler ve İşadamları Derneği Başkanı Arsen Kazaryan yaptığı bir açıklamada iki ülke arasındaki ticaret hacminin yılda 50–150 bin Dolar arasında olduğunu ifade ederek, ilişkilerin düzelmesi ve sınır kapılarının açılması durumunda bunun 3–4 katına çıkacağını bildirmiştir. Kazaryan’a göre sınır kapıları açılır ve diplomatik ilişkiler kurulursa, iki ülke arasındaki ticaret hacmi 600 bin Dolara kadar artabilir.366 Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi de Ermenistan ile sınır kapılarının açılmasını istemektedir. Konsey, iki ülke arasında yapılacak ticaretten Türkiye’nin yılda yaklaşık 600 milyon Dolar kazanç elde edeceğini savunmaktadır. Ermenistan Ticaret ve Ekonomik Kalkınma Bakanı Tigran Davtyan’ın yaptığı açıklamaya göre, Türkiye ve Ermenistan arasında sınır kapılarının açılması halinde Ermenistan’ın ithal ettiği malların değeri % 30 civarında ucuzlayacak ve Ermenistan yılda yaklaşık 1 milyar Dolar gelir elde edecektir.367 Ancak bu konuda verilen istatistikî rakamların hiç biri gerçekleri yansıtmamaktadır. Zira Türkiye ile Gürcistan arasında sınır kapılarının açılmasından günümüze kadar olan sürede en büyük yıllık ticaret hacmi, 2000 yılında 287 milyon Dolar olmuştur.368 Bu rakam sadece Gürcistan ile ticaret hacmini göstermemektedir. Türkiye-Ermenistan arasında sınır kapısı açık olmadığı için, Türkiye’nin Ermenistan ile Gürcistan üzerinden yaptığı ticaret miktarı da buraya eklenmiştir. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda ise, bazılarının iddia ettiği, 600 milyon Dolar rakamının gerçeklikle alakası olmadığı ortadadır. 366 “Po Neofiçialnim Oçenkam, Tovarooborot Mejdu Turçiey Sostavlyaet 50-150 Tisyaç Dollarov v God”, PanARMENIAN.Net, 14 Mayıs 2003. 367 “Otkrıtie Graniçı s Turçiey Prineset Armenii do Milliarda Dollarov v God”, ROSBALT HA, 1 Temmuz 2003. 368 Hasan Kanbolat, “Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan Zirvesi ve Gölgedeki Ortak Ermenistan”, Stratejik Analiz, III.cilt, sayı 26, 2002, s. 57. 148 Özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren ABD Ermenistan’ı Rusya’nın etkisinden uzaklaştırmak için sınır kapılarının açılması konusunda Türkiye’ye baskı uygulamaktadır. ABD’ye göre sınır kapılarının kapalı olması Ermenistan’ı Rusya ile işbirliğine zorlamaktadır. Sınır kapılarının açılması durumunda Ermenistan’ın Türkiye üzerinden Avrupa’ya açılması hem Rusya’nın bölgede faaliyet alanını kısıtlayacak hem de, Türkiye-Ermenistan arasında siyasi sorunların halledilmesinde önayak olacaktır. Sınırın kapanmasından sonraki dönemde konu gündeme geldiğinde Türkiye, Ermenistan’ın, işgal ettiği Azerbaycan topraklarını terk etmediği sürece sınırın açılmasının söz konusu olmayacağını vurgulamıştır. Özellikle, 2000 yılından itibaren Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkiler konusunda sistematik istekler içerisine girdiği görülmektedir. 2004’te düzenlenen Kars Kent Kurultayı’nda yaşanan bir gerginlik sonrasında Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normale dönmesi konusunun üç parametreye dayandığını belirterek, bu parametreleri, ‘Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sinin işgal altında olması, Ermenistan’ın sözde ‘Ermeni soykırımı’ iddialarını sürekli gündemde tutması ve Ermenistan Anayasası’nda yer alan Türkiye’den toprak talebi’ olarak sıralamıştır.369 Sınır kapılarının açılması sorunu bugün de iki ülke arasındaki ilişkilerde güncelliğini korumaktadır. Bu sorunun esasen Ermenistan’ın uzlaşmaz tavrı nedeniyle kısa ve orta vadede çözüleceğini beklemek doğru değildir. Genel bir değerlendirme yapılırsa, sınır kapısı sorununun taraflar arasında güvenlik ve sözde soykırım konularından sonra geldiğini iddia etmek mümkündür. Sadece sınır kapıları sorununun çözülmesi ikili ilişkileri 369 Orhan Karakaş ve Ayhan Ulusoy, “Ermenistan'a Tavır”, Zaman, 30 Haziran 2000. 149 geliştirmekte yeterli değildir. Bu sorun taraflar arasındaki ilişkilerde ortaya çıkan sorunlar bütününün bir parçasıdır ve sadece Türkiye’nin iyi niyetine rağmen çözülme ihtimali oldukça zayıftır. 150 2. Ermenistan’ın Azerbaycan Politikası 2. 2. Ermenistan’ın Azerbaycan Politikasının Genel Çerçevesi 2. 2. 1. Ermenistan-Azerbaycan İlişkilerinin Kısa Tarihi Geçmişi Hay Dat Doktrini gereğince Büyük Ermenistan’ı kurma sürecinde Ermenistan dış politikası açısından Azerbaycan en zayıf halkadır. Ermenistan son 17 yılda Azerbaycan karşısında ciddi başarılar elde etmiştir. Özellikle Azerbaycan topraklarının işgal ederek (Dağlık Karabağ Ermenilerinin dünya kamuoyu tanımasa da), de facto bağımsızlığını sağlaması bakımından Azerbaycan’ı zor duruma düşürmüş, hatta Azerbaycan’ı işgalci ülke gibi tanıtarak, ABD’nin bu ülkeye yönelik birtakım ambargolar370 uygulamasını sağlamıştır. 19. yüzyılın sonu, 20. yüzyılın başlarından itibaren Ermeniler/Ermenistan Azerbaycan ile ilişkilerinde her zaman bir adım önde olmuş ve bu ilişkiler Ermenistan açısından emredici 370 1990’lı yılların başlarında ABD eski Sovyet Cumhuriyetleri’nde demokrasi ve insan haklarının geliştirilmesi için özel bir yasa (Freedom Support Act-Bağımsızlığın Desteklenmesi Yasası) çıkarmış, bu devletlere mali ve ekonomik yardım edilmesini kararlaştırılmıştır. Bu yasadan bütün devletlerin yararlanmasına rağmen, ABD’deki Ermeni diasporasının yoğun lobi faaliyetleri sonucunda Azerbaycan’ın Ermenistan’a ve Dağlık Karabağ bölgesine ambargo uyguladığı gerekçesiyle ABD’nin Azerbaycan’a yardım etmesi yasaklanmıştır. 907 sayılı ek madde olarak bilinen (Section 907 Freedom Support Act) bu sınırlamaya göre, ABD hükümetinin Azerbaycan’a yardım yapması mümkün değildir. Azerbaycan hükümeti 2001 yılına kadar ABD ile yapılan bütün görüşmelerde 907 sayılı ek maddenin kaldırılması için mücadele etse de başarılı olmamıştır. Bu kararın ertelenmesi için ABD terörün soğuk yüzünü kendi topraklarında görmeyi beklemiştir. 11 Eylül saldırısından sonra ABD hükümeti bu kararı yeniden gözden geçirmiş, 24 Ekim 2001’de Senato, 14 Kasım 2001’de Kongrenin iki kanadı arasındaki Uzlaşma Komisyonu, 19 Aralık 2001’de ise Temsilciler Meclisi ‘2002 yılı sonuna kadar 907 sayılı ek maddenin uygulanmasının durdurulması konusunda’ ABD Başkanına yetki verilmesine ilişkin kararı onaylamıştır. Bush, 907 sayılı ek maddeyi 2002 yılı sonuna kadar yürürlükten kaldırmış ve bu karar 2003 yılı için yeniden bir yıl daha uzatılmıştır. Aralık 2003 tarihinde 907 sayılı karar bir yıl daha George Bush tarafından yürürlükten kaldırılmıştır. Bkz: Kenneth Shaitelman, “The Azerbaijan-Armenia Conflict: The War in NagornoKarabakh, Section 907, and their Impact on Oil Pipeline Routes”, January 4, 1999, (Erişim) http://www.wws.princeton.edu/wws 401c/1998 /ken.html 151 özellik taşımıştır. Konuya açıklık getirmek ve Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik uygulamakta olduğu dış politikasının detaylarını anlamak bakımından tarihi geçmişi özetlemekte yarar vardır. 18. yüzyıldan itibaren Osmanlı sınırları içerisinde devlet kurmak için yoğun faaliyete başlayan Ermeniler, uygun ortamı 20. yüzyılın başlarında Güney Kafkasya’da bulmuştur. Bu dönemde Rusya proletaryasının ayaklanması eyaletlerde de büyük yankı uyandırmıştı. 18. yüzyılın başlarından itibaren Osmanlı ve İran’da yaşayan Ermenilerin Rusya tarafından Güney Kafkasya’ya göç ettirilmesinden sonra bölgenin etnik yapısı değişmiş, Kafkasya’ya göç ettirilen Ermeniler Rusya’nın desteği ile örgütlenerek bölgede Azerbaycanlıları ve Gürcüleri siyasi anlamda sıkıştırmaya başlamıştılar. 20. yüzyılın başlarına kadar Rusya tarafından Ermenilerin Kafkasya’ya göç ettirilmesi devam etmiştir. Artık bu dönemde Erivan eyaletinde yaşayan Azerbaycan Türklerinin sayısı önemli ölçüde azalmıştı.371 20. yüzyılın başlarında Rusya’da yaşanan siyasi gelişmeler Kafkasya’da dikkatle izlenmiş, başarısız olmasına rağmen özellikle Ocak 1905 devrimi büyük yankı uyandırmış ve Ermeniler ciddi bir şekilde örgütlenmiştir. Çarlık Rusya’sı Kafkasya’da tutunmak için “böl ve yönet” taktiğini uygulayarak Ermenileri Türklere karşı ayaklanmaya teşvik etmiştir. 371 Deportasiya, der. İsamayıl. Veliyev, Azerbaycan Ansiklopedisi Yayınevi, Bakü, 1998, s. 17; İsmayil. Memmedov İsrafil, Sabir Asadov, Ermenistan Azerbaycanlıları ve Onların Acı Kaderi, Bakü, Azerbaycan Yayınevi, 1992, s. 8; Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslarda ve Anadolu’da Ermeni Mezalimi, I, 1906–1918, Ankara, T. C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No:23, s. 3; Feride Memmedova, Azerbaycan’ın Siyasi Tarihi ve Tarihi Coğrafyası, Bakü, 1993, Azerbaycan Devlet Yayınevi; Vartan Khaçaturyan, “Stanovlenie Armyanskikh Koloniy v Rossii”, Planeta Diasporı, Moskova, 2000, No: 1–2, s. 85; İsmayılov, Azerbaycan 19-20. yüzyılın Başlarında, der. İgrar Aliyev, Azerbaycan tarihi, Bakü, 1993, Bilim Yayınevi, s. 204; Şavrov, Novaya Ugroza Russkomu Delu v Zakavkasye: Predstoyaşaya Rasprodaja Mugan İnorodtsam, Petersburg, 1911, ss. 59–61. Aktaran: Sabir Asadov, Ermenistan Azerbaycanlılarının Tarihi Coğrafyası, Bakü, Gençlik Yayınevi, s. 26; Hasan Nifteliyev, “50 Yıl Önce Azerbaycanlıların Ermenistan’dan Deportasiyası Başladı”, der. Veliyev, Deportasiya, Bakü, 1998, 152 Ermeniler, özellikle 1905–1920 yılları arasında bölgede yaşanan otorite boşluğundan yararlanarak Erivan eyaletinde, Zengezur, Bakü, Şamahı, Gökçe, Mehri, Kafan, Eçmiadzin, Zengibasar ve Karabağ’da Azerbaycan Türklerine karşı savaşmış, binlerce Azerbaycan Türkü katledilmişti. Bu dönemde Ermeni siyasi mücadelesinin liderliğini yapan, Ermenileri örgütleyen Taşnaksutyun Partisi’nin siyası ve askeri stratejisi kısaca şu şekilde açıklanabilir: -Taşnaksutyun Partisi diktatör yönetimi uygulamış, Azerbaycan Türkleri ve Gürcülere yönelik silahlı saldırılara başlamış, - Taşnaksutyun Partisi 1905 Rusya devrimi zamanı yerel Çar yönetiminin zayıflaması ve olaylarda Ermenilerin lehine çifte standart uygulamasından ve -Müslüman Türk halkın bilgisizliği ve gelişen siyasi olaylardan habersiz olmalarından yararlanmıştır.372 Taşnaksutyun çetelerinin silahlı çatışmalara başlamasının en önemli nedenlerinden biri de Erivan ve civarında yaşayan Azerbaycan Türklerinin sayısını azaltmak ve burada Ermenistan devleti kurmak olmuştur.373 Çünkü Birinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Osmanlıda devlet kuramayacaklarını anlayan başta Taşnaksutyun Partisi olmak üzere, birçok siyasi parti ve devrim komiteleri bu hedeflerini Kafkasya’da gerçekleştirmek için uygun ortam ve desteği bulmuştur. 1905–1906 katliamlarında istedikleri sonucu elde ede bilmeyen Ermeniler, 1905–1920 yıllarında Azerbaycan Türklerine yönelik katliamlara devam etmiştir. 1918–1920 Taşnak iktidarı zamanı Ermenistan’da yaşayan 575.000 Azerbaycan Türkünün 565.000’i 372 Memmed Seid Ordubadi, Kanlı Yıllar, Bakü, 1991, s. 8-9. 1920-1980 yılları arasında Ermenistan’ın Azerbaycan politikası hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: Cemil Hesenli, SSRİ-Türkiye: Soyug Müharebenin Sınag Meydanı, Adiloğlu Yayınevi, Bakü 2005, ss. 372-413. 373 153 katledilmiş veya zorla göç ettirilmişti. Bazı Ermeni araştırmacıları da bu verileri onaylamaktadır.374 Ermeni çeteleri ve Kafkasya’da bulunan başıbozuk Rus askerlerinin ortak hareket planı beklenen sonuçları vermese de, Erivan eyaletinde birçok Türk köyü işgal edilmişti. Ermenilerin Azerbaycan Türklerine yönelik saldırıları ve etnik temizleme operasyonları 1920 sonlarına kadar devam etmiştir. Ermenistan’ın Bolşevik Rusya tarafından işgal edilmesinden sonra hükümet bölgenin ekonomik kalkınmasını sağlamak için Osmanlı ve İran’a sığınan Azerbaycan Türklerini geri getirmeye çalışmıştır. Ermenistan Devrim Komitesi geri dönen Azerbaycan Türklerinin barınmaları meselesini ve sosyo-kültürel faaliyetlerini ön plana çıkarmıştı. Sovyet hâkimiyetinin ilk yıllarında Leninakan, Kirovakan ve Dereçiçek’te eğitim kursları düzenlenmiştir. Hatta Ermenistan Halk Komiserleri Sovyeti Başkanı Sarkis Kasyan Ermenilerin yaşadığı bölgelerde Ermeni dilinin, Azerbaycan Türklerinin yaşadıkları bölgelerde ise Azerbaycan Türkçesi’nin devlet dili olması konusunda kararname imzalamıştı. Azerbaycan Türklerinin toplu yaşadıkları Amasya, Basarkeçer, Vedi, Karabağlar, Zengibasar ve Krasnoselo illerinde Azerbaycan Türkçesi devlet dili olarak kullanılmıştır. Bu illerde 1953’e kadar İl Parti Başkanları ve İl Sovyetleri Yönetim Başkanları Azerbaycan Türkleri olmuştur.375 1920–1935 tarihleri arsındaki dönemi araştırırken dikkati çeken bir noktaya açıklık getirmekte yarar vardır. Dağlık Karabağ’ın Ermenistan ile birleştirilmesini talep eden Ermenistan Hükümeti buna paralel olarak Ermenistan’da yaşayan Azerbaycan Türklerine bazı haklar tanımıştır. 374 Ermeni tarihçi Korkodyan konuyla ilgili makalesinde “1920’de Sovyet hükümeti zamanı Taşnakların yürüttüğü politika sonucu burada 10.000 kişiden biraz fazla Türk kalmıştı. 1922’de 60.000 göçmen geri döndükten sonra Azerbaycan Türklerinin sayısı 72.596 kişi olmuştur”. Ayrıntılı bilgi için bkz: Z. Korkodyan, “Sovetakan Hayastani Azqabnaqçutyunı-1831-1931”, (Sovyet Ermenistan’ın Nüfusu. 1831–1931) Erevan 1932, s. 184-185. 375 Memmedov, Asadov, a.g.e., s. 50 154 Ermeniler bu hakları öne sürerek görüşme masasında Azerbaycan Hükümeti’nden Dağlık Karabağ konusunda taviz vermeyi talep edeceklerdi. Yapılan uzun tartışmalardan sonra Karabağ’ın Ermenistan ile birleştirilmesi talebi reddedilmiş, Karabağ’a özerklik statüsü verilmişti. Karabağ’ın Ermenistan ile birleştirilmesi başarısızlıkla sonuçlandıktan hemen sonra Ermenistan Hükümeti Azerbaycan Türklerine tanıdığı birçok hakları geri almıştır. Ermenistan Hükümeti 1930–1990 yıllarında Türklere ait her ne varsa ortadan kaldırmaya, tarih sayfasından silmeye çalışmıştır. 1935’e kadar Ermenistan’da köy, kasaba ve coğrafi yer adlarının % 95’i Türkçe olmuştur. Bu iddiamızı Çar doğrulamaktadır.376 Rusya’sı Burada zamanı yaşayan hazırlanmış Azerbaycan askeri Türklerini haritalar kendi geçmişlerinden uzaklaştırmak için öncelikle yaşadıkları bölgelerin adlarını değiştirmek gerekiyordu ve Ermeniler zaten Rusya’nın yardımları ile bu işe daha 19. yüzyılda başlamıştı. Örneğin, 1828’de İrevan-Yerevan, 1837’de Kever-Nor-Beyazıt, 1840’da ise Gümrü-Aleksandropol olarak değiştirilmişti. Ermenistan Yüksek Sovyeti kararı gereğince Türkçe coğrafi yer adlarının resmi olarak değiştirilmesi 1935’de başlamıştı. Bu süreçte ne Azerbaycan Türklerinden, ne de Azerbaycan devletinden konuyla ilgili ciddi itirazlar gelmediğini gören Ermenistan Hükümeti, 1988’e kadar bu konuda 18 karar daha imzalamıştı.377 Ermenistan’da Türklüğün simgesi olan köy ve kasaba adlarının değiştirilmesine378 paralel olarak Ermenistan Hükümeti 1930-1937’de Stalin’in uyguladığı komünizm için her türlü tehlikeyi yok etme 376 Veliyev, a.g.e., s. 386 Nazim Mustafa, “Ermeni Sahtekârlığı-Ermeni İhaneti”, Deportasiya, der. Veliyev İ, Bakü, 1998, s. 155. 378 Haykakan SSH Vardjateritorial Bajanumı Ar 1-ı Hunvari 1976 t, (Ermenistan SSC’nin Yönetim Bölgüsü 1 Ocak 1976 Ylına Kadar) Hayastan Yayınevi, 5. bs., Erivan 1976. 377 155 politikasını öne sürerek ‘kulak’∗ adıyla binlerce Azerbaycan Türkünü Orta Asya’ya sürmüş, onlarca köy tamamen boşaltılmıştı.379 1923’de Dağlık Karabağ’a Azerbaycan merkezi yönetimine bağlı özerklik statüsü verilse de, Ermeniler Karabağ’ın Ermenistan ile birleştirilmesi konusunu her zaman gündemde tutmayı başarmıştır. 1918– 1923 yıllarında gelişen olaylarda önce bağımsız Azerbaycan, sonra da Sovyet Azerbaycan’ı Ermenistan’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin hayatını garanti altına almak için hiçbir girişimde bulunmamıştır. Birinci hükümet 18 aylık iktidarı boyunca içinde bulunduğu zor şartlardan dolayı bunu yapamamış, Sovyetler zamanı ise sosyalist ideolojiyi benimseyen Azerbaycan Bolşevikleri, Dağlık Karabağ’a özerklik statüsü verilmesi görüşmelerine başlarken Ermenistan’da toplu halde yaşayan Azerbaycan Türklerine de özerklik verilmesi konusunu hiç tartışmaya açmamıştır. Karabağ’ın Azerbaycan yönetimine bağlı kalması gerçeği ile Ermeniler hiçbir zaman barışmamıştır. Nitekim 1945’de Ermenistan Komünist Partisi Genel Sekreteri Grigori Arutyunov Stalin’e mektup yazarak Dağlık Karabağ’ın Ermenistan’a verilmesini rica etmişti. Stalin, bu konuyla ilgili Azerbaycan Komünist Partisi Genel Sekreteri Bağırov’un da görüşlerini almayı uygun bulmuştu. Bağırov, Stalin’e yazdığı mektupta prensip itibarıyla bunun mümkün olabileceğini, ancak buna karşı Ermenistan, Gürcistan ve Dağıstan’da Azerbaycan Türklerinin toplu yaşadıkları bölgelerin Azerbaycan’a verilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Ermeniler bu koşullar ∗ Kulak-1940’lı yıllara kadar devam eden Sovyetleşme döneminde zengin köylülere verilen ad. Kulaklar zengin oldukları için karşı devrim gerçekleştirebilecekleri endişesiyle Orta Asya steplerine ve Sibirya’ya sürgün edilmiştir. 379 Bu konuda daha geniş bilgi için bakınız: Emir Guliyev, “Göçürülme (1948–1953)”, Deportasiya, der. Veliyev, Bakü, 1998, s. 210. 156 altında Karabağ’ın Ermenistan’a verilmesinin bir anlamı olmadığını bilerek konuyu kapatmıştır.380 Ermenistan Hükümeti Dağlık Karabağ’ın Ermenistan ile birleştirilmesi konusunu 1964’de Mikoyan ve Ermenistan Komünist Patisi Genel Başkanı Yakov Zorabyan, Khuruşov’la görüşünde Kırım’ın Ukrayna’ya verildiğini örnek göstererek Dağlık Karabağ’ın da Ermenistan ile birleştirilmesini talep etmiştir. Khuruşov ise cevabında “Size Dağlık Karabağ’dan Ermenistan’a taşınmanız için 24 saat ve 12 bin askeri kamyon vermeye hazırım”381 demiştir. Her ne kadar Karabağ konusunda merkezi yönetimden olumlu cevap almasalar da Ermeniler bu konuda hiçbir zaman taviz vermemiş ve propaganda faaliyetlerine devam etmişler. Azerbaycan Türklerinin yüzyıllardır yaşadıkları bugünkü Ermenistan sınırları içerisinden göç ettirilmesine 1905-1906’da başlanmıştır. Göçün ikinci dalgası 1918-1920’de, üçüncüsü 1948-1953’de, dördüncü ve son göç ise 1988-1990’da yaşanmıştır. Ermenistan hükümeti nüfusunun az olduğunu ileri sürerek yurtdışında yaşayan Ermenileri Ermenistan’a yerleştirmek istemiş ve sonuçta “Nüfus artışı programı” Türklerin aleyhine “başarıyla” sonuçlanmıştır. Ermenistan’dan zorla göç ettirilen Azerbaycan Türklerinden daha az sayıda Ermeni kabul edilmiştir. Gerçek amaç nüfus artırmaksa Azerbaycan Türklerine karşı mecburi göç planı uygulanmadan da dışarıda yaşayan Ermenileri yerleştirmek mümkündü. Ancak Ermenilerin asıl amacı mono etnik yapıya sahip Ermenistan kurmak olmuştur. Dışarıda yaşayan Ermenilerin Ermenistan’a göç ettirilmesi için uygun ortam 1943’de Tahran konferansında ortaya çıkmıştır. Ermeni diasporası Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Molotov’a müracaat ederek İran’da yaşayan Ermenilerin Ermenistan’a göç etmeleri için izin istemiştir. Molotov Stalin’le görüştükten 380 381 Veliyev, a.g.e., s. 78. Pompeev, a.g.e., s. 19-20. 157 sonra yurtdışında yaşayan Ermenilerin Ermenistan’a göç ettirilmesine izin verilmiştir.382 SSCB Bakanlar Konseyinin kararı gereğince Azerbaycan Türkleri üç aşamada-1948’de 10 bin, 1949’da 40 bin, 1950’de ise 50 bin kişi göç etmeli idi. Toplam 100 bin kişinin göç ettirilmesi planlanmıştı. Bu karara karşı Azerbaycan Hükümeti’nden hiç kimse itiraz etmedi, sadece Bakanlar Konseyi Başkanı Kuliyev Molotov’a mektup yazarak Ermenistan’dan göç ettirilen Azerbaycan Türklerinin Kur, Aras Ovalığı’na değil, coğrafi bakımdan onların yaşadıkları ortama daha uygun olan Azerbaycan’ın kuzey bölgelerine veya Bakü’ye yakın yerlere göç etmelerine izin verilmesini istemiştir. Ancak Kuliyev’in bu mektubu cevapsız kalmış ve Azerbaycan Hükümeti 14 Nisan 1948 tarih ve 455 No'lu kararı ile SSCB Bakanlar Konseyinin kararlarını uygulamıştır. 1 Kasım 1948’e kadar Ermenistan’dan Azerbaycan’a 7747 kişi göç ettirilmiştir. Aynı yıl 2384 kişiden oluşan 429 aile de kendi başına Ermenistan’ı terk ederek Azerbaycan’a gelmiş, Aralık ayına kadar ise toplam 11007 kişi Azerbaycan’a göç ettirilmiştir. Göçmenleri Azerbaycan’da barındırmakta bazı sorunlarla karşılaşan hükümet SSCB Bakanlar Konseyine müracaat ederek 1949’da 12–15 bin kişinin göç ettirilmesini istemiştir. Ermenistan Hükümeti ile görüştükten sonra 1949 yılında toplam 15713 kişinin göç ettirilmesi konusunda anlaşma sağlanmıştır. Bunlardan 5420 kişi ilkbaharda, 10293 kişi ise sonbaharda göç ettirilmeli idi. Ancak SSCB Bakanlar Konseyi taraflar arasında varılmış anlaşmaya itiraz ederek 1949’da toplam 40 bin kişinin göç ettirilmesini talep etmiş ve konuyla ilgili Bakanlar Konseyi’ne rapor verilmesini istemiştir. Kuliyev, SSCB Bakanlar Konseyi Başkan Yardımcısı’na müracaat ederek ciddi sorunlarla karşılaştıklarını ve 1949 yılında toplam 10 bin kişinin göç ettirilmesini rica 382 Bu konuyla ilgili olarak SSCB Bakanlar Konseyi 23 Aralık 1947 tarih, 4083 No’lu “Ermenistan SSCB’den köylülerin ve başka Azerbaycanlı ahalinin Azerbaycan SSCB’nin Kur ve Aras ovalığına göç ettirilmesi hakkında” ve 10 Mart 1948 tarih, 754 No’lu “Göç Ettirmenin Şartları Hakkında” iki karar almıştır. Ayrıntılı bilgi için bkz: Guliyev, a.g.m., s. 210. 158 etmiştir. 1953’e kadar devlet 53 bin kişiyi Azerbaycan’a göç ettirmiş, yaklaşık bu kadar da kendi başına göç ederek Azerbaycan’a yerleşmiştir.383 Stalin’in ölümünden sonra göç durdurulmuş ve daha sonra göç edenlerin birçoğu geriye dönmüştür. Arşiv belgelerine göre Ermenistan’dan Azerbaycan’a 100 bin kişi değil 144.654 kişi göç ettirilmiştir.384 Göç ettirilen bu insanların yaklaşık 1/3’i açlık ve hastalık gibi nedenlerden hayatını kaybetmiştir.385 Zorla göç ettirilen 144.654 kişiden hiç biri Karabağ’a sokulmamıştır. Göçmenlerin bazıları Karabağ’a yerleşmek isteseler de devlet güç kullanarak onlara izin vermemiştir. 1949’de göç süreci başlayınca Abovyan Üniversitesinin Azerbaycan Türkçesinde eğitim veren dört fakültesi, bir yüksek okul, yüzlerce ortaokul ve lise kapatılmıştır.386 Ermenistan’dan Azerbaycan’a göç ettirilmiş insanların yaklaşık % 45’i Stalin’in ölümünden sonra geri dönmüştür. Ermenistan Hükümeti ve yerel yönetim geri dönen insanlara karşı haksızlıklar yapmış, yerleşme ve barınmalarına engel olmuştur. 1948-1953’de Azerbaycan Türklerinin zorla göç ettirilmesi olayı değerlendirirken şu sonuçlara varmak mümkündür; amaç, nüfus sayısını arttırmak değil, Azerbaycan Türklerini tamamen göç ettirmek veya hiç değilse sayılarını çok aza indirmek, Azerbaycan Türklerine ait okul, lise, yüksek okul, üniversite, kültür merkezi ve başka sosyal faaliyet merkezlerini kapatmak olmuştur. Ermenistan Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin Ocak 1975 tarihli genel toplantısında konuyla ilgili sunulan raporlarda Azerbaycan Türklerinin boşalttığı 476 köye Ermenilerin yerleştirilmediği ve bu köylerin boş kaldığının387 gösterilmesi bu iddiayı doğrulamaktadır. 383 Memmedov, Ermenistan Azerbaycanlıları ve..., s. 49 Zakir Serdarov, “En Büyük Tarihi Adaletsizlik”, Deportasiya, der. Veliyev, s. 279 385 Memmedov, Asadov, a.g.e., s. 49 386 Atahan Paşayev, “Göçürülme”, Deportasiya, der. Veliyev, s. 67. 387 Memmedov, Asadov, a.g.e., s. 50. 384 159 Sadece Ermenistan Hükümeti değil, aynı zamanda Ermeni kilisesi de Azerbaycan’a yönelik çeşitli iddialarda bulunmuştur. Dini kurumların siyasetle uğraşmasının en tehlikeli olduğu 1950’li yıllarda Eçmiadzin Kilisesi’nin lideri bütün Ermenilerin Katogikosu I. Vazgen (Palçyan) SSCB Bakanlar Konseyi Başkanı N. A. Bulganin’e iki mektup yazarak Dağlık Karabağ’ın, Nahçivan’ın ve Gürcistan’ın Ahılkelek bölgesinin Ermenistan’a birleştirilmesini talep etmiştir.388 Buna gerekçe olarak ise bu bölgelerde toplu halde Ermenilerin yaşadığını göstermişti. Ermenistan Hükümeti 1988’e kadar Azerbaycan Türklerine karşı her tür baskı araçlarını kullanmıştır. 1960’lı yıllara gelindiğinde ise Erivan ve Ermenistan’ın bütün illerinde yüksek görevlerde bulunan Azerbaycan Türkleri görevlerinden uzaklaştırılmıştı.389 1965’de Ermenistan Hükümeti Moskova’dan sözde Ermeni soykırımının 50. yıldönümünü anmak için izin almış, 24 Nisan’da 400 bin kişinin katıldığı mitingde “Batı Ermenistan (yani Anadolu) Bizim Olmalıdır!”, “Dağlık Karabağ Bizimdir!”, “Nahçivan Ermenistan Toprağıdır!” sloganlarıyla Azerbaycan ve Türkiye’ye karşı gösteriler yapılmıştır.390 Bu tarihten itibaren hükümetin ve Ermenilerin Azerbaycan Türklerine karşı baskıları daha da artmıştır. Ermenilerin iddia ettiği gibi Karabağ harekâtı 1980’li yılların ikinci yarısından sonra Gorbaçov yönetiminin uyguladığı glasnost (açıklık, aleniyet) ve perestroyka (yeniden yapılanma) politikasının sonucu değildir. Taşnak Komitelerinin Azerbaycan ve Türkiye’ye karşı uyguladığı politika 388 “Pismo Katolikosa Vsekh Armyan Vazgena”, (Erişim) http://www.bvahan.com/ ArmenianWay/AW/ main_ar/kat-r.html 389 Sadece Amasya ilinde 1988’e kadar İl Komünist Parti Başkanı Azerbaycan Türkü olmuştur. Son Başkan ise Yıldırım Bağırov idi. Bağırov, 1988 Aralık depremine kadar Amasya ili Komünist Partisi Genel Sekreteri olarak çalışmıştır. Kendisine karşı birkaç defa suikast edilse de, hafif bıçak yarası alarak kurtara bilmiştir. Amasya ilinde yaşayan Azerbaycan Türklerinin güvenli bir şekilde Azerbaycan’a ulaşmalarını sağlamıştır. 390 Memmedov, Asadov, a.g.e., s.55 160 Sovyet Ermenistan’ın resmi politikası olmuştur. 1988’e kadar Ermenistan’da Azerbaycan ve Türkiye düşmanlığını anlatan yüzlerce kitap basılmıştır. Ermeniler “mets yegern” (büyük katliam) konusunu Ermenistan Sovyet ansiklopedisinde daha geniş olarak ele almıştır. Nitekim ansiklopedinin bütün ciltlerinde Türkiye’de Ermenilerin yaşadığı köylerin adı verilmiş ve köy sakinlerinin Türkler tarafından katledildiği yazılmıştır.391 1960’lı yıllardan başlayarak Ermenistan Hükümeti gayrı-resmi olarak Ermeni yazarları ve tarihçilerini 1918–1920 Taşnak Hükümeti’nin Ermenistan’ın milli devlet kurumu ve Karabağ’ın Ermeni toprakları olduğu propagandasını yapmaları için örgütlemiştir. 1976’da Sovetakan Grakanutyun (Sovyet Edebiyatı) dergisinin 8. sayısında editör Stepan Kurtikya’nın “Milli Özgürlük Mücadelesinin Vakayinamesi” adlı bir makalesi yayınlanmıştır. Kurtikyan, Taşnaksutyun Hükümeti’nin iki yıllık iktidarının Ermenilerin özgürlük mücadelesinin şerefli sayfası olduğunu, Sovyet Hükümeti’nin ise Ermenilerin bağımsızlık tarihini silmeye çalıştığını ifade etmişti.392 Makale büyük yankı uyandırmış, Ermenistan Komünist Partisi Merkez komitesinde tartışılmış ve Kurtikyan “ciddi” bir şekilde eleştirilmiştir. 1980’li yılların başlarından itibaren Ermenistan’ın ayrı-ayrı bölgelerinde Azerbaycan Türklerine karşı saldırılar başlamış, bu saldırılar 1990 yılına kadar devam etmiştir.393 1987 yılı sonlarına doğru Karabağ sorununun 391 Cabbarlı, Rusya’da Ermeni Diasporası.., s. 141. Oganesyan, Vek Borbı, s. 19. 393 24 Nisan 1983’de Zengibasar ilinde (Masis) bir gurup Ermeni Türklerin düğününü basarak birçok insanı yaralamış, daha sonra ise Türklerin mezarlarını dağıtmıştır. Bu olayı Zengibasar Emniyet Müdür Yardımcısı Anastas İskenderyan organize etmişti. Ermenilerin bu tutumu ciddi karışıklığa neden olmuş, itiraz seslerini duyurmak için Zengibasar’ın Türk ahalisi TürkiyeErmenistan sınırına toplanarak sınır hattını geçmeye çalışmıştır. Ancak Moskova’nın müdahale etmesiyle olayların karşısı alınmıştır. Olayların sorumlusu olarak Zengibasar İl Komünist Parti Komitesi Başkan Yardımcısı milliyetçe Azerbaycan Türkü olan Memmedov görevinden alınmıştır. Bu olaydan sonra Azerbaycan Türklerine karşı resmi hükümet dairelerinden ciddi baskılar yapılmış, 392 161 ortaya atılmasıyla durum daha da kötüleşmiş, Ermenistan’da yaşayan Azerbaycan Türkleri ciddi tehlikeyle karşı karşıya kalmıştır. 1987’den başlayarak Ermeniler Karabağ’ın Ermenistan’a birleştirilmesi konusunu uluslararası gündeme taşımaya başlamıştır. 18 Kasım 1987’de Gorbaçov’un ekonomik danışmanı Abel Aganbekyan Fransa’nın “L’Humanite” gazetesine verdiği demeçte Karabağ’ın ekonomik ve siyasi “sorunları” hakkında bilgi vererek bölgenin Ermenistan’a birleştirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.394 Aganbekyan’nın bu konuşmasını Avrupa ve ABD’deki Ermeni gazetelerini manşetten vermesine rağmen Moskova, konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçınmıştır. Bu Ermenileri daha da cesaretlendirmiş, artık, sadece Dağlık Karabağ’ın değil, Nahçivan’ın da Ermenistan ile birleştirilmesi talep edilmiştir. 20 Şubat 1988’de Dağlık Karabağ Halk Delegeleri Yüksek Sovyeti, bölgenin Ermenistan’a birleştirilmesi hakkında karar almıştır. Azerbaycan Yüksek Sovyeti bu kararı reddettikten sonra olayların yönü tamamen değişmiştir. Ermenistan’da yapılan mitinglerde Azerbaycan Türklerinin derhal ülkeyi terk etmeleri talep edilmiş, Mayıs ayından itibaren Ermeni silahlı çeteleri Türklerin yaşadığı köy ve kasabalara saldırmaya başlamıştır. Ermenistan güvenlik güçleri Türklere yapılan saldırıları önlemektense, çetelerle birlikte hareket etmiştir. Ermenistan radyo ve televizyonu da gerçek dışı haberler yayınlayarak, etnik düşmanlığı daha da alevlendirmiştir. Mayıs 1988’den itibaren Azerbaycan Türklerine karşı yapılan baskılar daha da artmış, onlara gıda ürünleri ve günlük tüketim malları satılmamış, hastanelerde sağlık hizmetleri verilmemiştir. Ermenilerin baskılarına dayanamayan ve Azerbaycan Hükümeti’nden hiçbir destek almayan Türkler, üst düzey devlet görevlerde bulunan Azerbaycan Türkleri görevlerinden alınmıştır. Ayrıntılı bilgi için bkz: Hatem Cabbarlı, “Geçmişten Günümüze Ermenistan’da Azerbaycan Türkleri”, Ermenı Araştırmaları, Aralık 2001-Ocak-Şubat 2002, sayı: 4. ss. 122-143. 394 Pompeev, a.g.e., s. 20. 162 Azerbaycan’a göç etmek zorunda kalmıştır. Yaklaşık 300 bin395 Azerbaycan Türkü yüzyıllardır yaşadıkları topraklardan sürgün edilmiştir. 1988–1989 yıllarını arasında Ermenistan’da yaşayan Azerbaycan Türklerinden 214 kişi Ermeniler tarafında katledilmiştir.396 Ermenistan’da yaşayan Azerbaycan Türkleri hiç bir destek almadıkları için Ermenilerin baskılarına dayanamamış, 1990 yılına kadar tamamı Azerbaycan’a sığınmaya mecbur kalmıştır. 2. 2. 3. Dağlık Karabağ Sorununun Ortaya Çıkması 1917 Bolşevik devriminin gerçekleşmesi sonucunda Kafkasya temsilcileri Transkafkasya Federasyonu oluşturmuşlardı. Rusya’da iktidara gelen Bolşevikler milletlerin kendi geleceğini tayin etmesi ilkesini kabul ettiklerini açıklayan ‘Milletlerin Haklar Bildirisi’ni ilan ettikten sonra bölgede bir güç boşluğu oluşmuştur. Bu durumu iyi değerlendiren Ermeni Devrimci Federasyonu önderliğinde silahlanan Ermeniler, Osmanlı’da ve Azerbaycan’da çeşitli saldırılar düzenlemiştir. Ermenilerin bu saldırıları Azerbaycan’ı işgal etmek niyetinde olan Rusya tarafından desteklenmiştir. 1918 Mart’ında Ermeni silahlı birlikleri Bakü’de toplu Türk katliamları yapılmış, bu süreçte, Bolşevikler milliyetçi Ermenilerle işbirliği yapmıştır.397 Bakü ve civar bölgelerde başarı elde edemeyeceklerini anlayan Ermeniler Karabağ398 bölgesinde yoğunlaşmaya başlamış, burada yaşayan Ermeni 395 United Nations Development Programme, The Report on the Status of Women of Azerbaijan Republic, p. 51. 396 Memmedov, Asadov, a.g.m., s. 61; Bu süreçte 1918 olaylarında binlerce Türkü katleden Njde’nin anısına Mart 1989’da Gafan’da dikilen anıtın açılış töreninde bir konuşma yapan Gafan Komünist Parti Başkanı Mkrtçyan şöyle demişti: “...Siz çok çalıştınız, ancak Ermenistan’dan Azerbaycanlıları çıkaramadınız. Sizin büyük arzunuzu torunlarınız yerine yetirdi. Şimdi, Ermenistan’da bir kişi olsun bile Azerbaycanlı kalmamıştır”. Memmedov, Asadov, a.g.m., s. 62. 397 Teodor Swietochowski, Muslüman Cemaatten Ulusal Kimliğe Rus Azerbaycan’ı (19051920), İstanbul 1988, Bağlam Yayınevi, ss. 154-159. 398 Reşid Göyüşov, Karabağ’ın Geçmişine Seyahat, Bakü, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, 1993, s. 75; Rusya bölgede bir Ermeni devletinin kurulmasının planlarını uzun yıllardan beri yapmaktaydı. 1967 yılında Ermenistan’ın başkenti Erivan’da basılan “18 yüzyılda Ermeni-Rus ilişkileri” isimli kitapta (s. 204-205’de) şöyle denilmektedir: Daha 19 Mayıs 1783’de Knyaz G.A.Potyomkin, II Yekatrina’ya yazdığı mektupta “fırsat bulunca Karabağ’ı hemen Ermenilerin kontrolüne vermek ve 163 azınlığı silahlandırarak bölgeyi Azerbaycan koparmak talebini gündeme getirmiştiler. Ermenilerin Karabağa yönelik iddiaları Azerbaycan’ı fiilen kontrol eden İngilizler tarafından da kabul görmemiştir. 28 Mayıs 1918’de Azerbaycan bağımsızlığını ilan ettikten sonra da Karabağ bölgesi onun sınırları içerisinde yer almıştır. 15 Ağustos 1919’da toplanan Karabağ Ermenileri 7. Kurultayı, Geçici Genel Vali Hosrov Sultanov’la anlaşma yapmış, bu anlaşma ile bir ortak konsey kurarak, Karabağ’ın yönetimini önemli ölçüde bu konseye havale etmişlerdir. Bu anlaşmada aynı zamanda, Paris Barış Konferansı’nda Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olarak kabul gördüğüne de işaret edilmiştir.399 böylece Asya’da bir Hıristiyan devleti ortaya çıkarmak için gerekenleri yapacaklarından” bahsetmiştir. Bu nedenle bu kadar büyük göçlerin gerçekleşmesinde Rusya’nın çıkarları bulunduğunu da unutmamak gerekiyor. Bunun yanında buradaki Müslümanlardan da (Türklerden de) önemli bir miktar Gacar yönetimi altındaki topraklara göç ettirilmişti. Bu kadar geniş kapsamlı göçe rağmen, 1832 yılındaki Çarlık Rusya’sı resmi sayımlarında Karabağ bölgesi nüfusunun % 64.8-i Müslüman (Azerbaycan Türkü), %34.8-i Ermeni olarak kayda geçmiştir. 1887 yılında Fransa’da yayınlanan “Nouveau Dictionnaire de Geographie Universelle” (“Yeni Evrensel Coğrafya Sözlüğü”) isimli kitabın “Karabağ” maddesinde, 250.000 olarak gösterilen toplam nüfusun en az yarısının Azerbaycan Türklerinden, geri kalanının Ermenilerden ve bazı İranlı ve Ruslardan oluştuğu kaydedilmektedir. Hatta Ermenistan kaynakları bile Karabağ sorununa ilişkin göreceli olarak sessizliğin yaşandığı dönemlerde, 19. yüzyıl başlarında Karabağ bölgesinde Ermeni nüfusun azınlıkta kaldığını ifade etmekteydiler. Nitekim 1972 yılında Erivan’da yayınlanan “Batı Ermenistan’ın Rusya’ya birleştirilmesi” isimli bir kitapta (s. 562), bu yıllar için Karabağ bölgesinde 12 bin ailenin bulunduğu ve bunların sadece 2500-ünün Ermeni ailesi olduğu belirtiliyor. Ermenilerin buraya sonradan geldiğinin kendilerince bir başka ifadesi de, 1978 yılında eski DKÖB’ne bağlı Ağdere (eski Mardakert) ilinde, “Bölgeye Gelişimizin 150. Yılı” anıtını dikmeleri olmuştur. 1980’lerde olayların yeniden tırmanmasıyla bu anıt Ermeniler tarafından yıkılsa da, onunla ilgili video görüntüler ve fotoğraflar mevcudiyetini korumaktadır. Bkz: İgrar Aliyev, Dağlıq Qarabağ, Bakü, Elm, 1989, ss.75-78. 399 Cemalettin Taşkıran, Geçmişten Günümüze Karabağ Meselesi, Ankara 1995, Genelkurmay Basımevi, ss. 249-251; Karabağ konusunda tartışmalar devam ederken, 22 Mayıs 1919’da, Bolşevik Ermeni liderlerden Anastas Mikoyan, RK(b)P MK’ne (Rusya Komünist (Bolşevik) Partisi Merkez Komitesi) Vladimir Lenin’e konuyla ilgili görüşlerini ‘Ermeni Taşnakları Karabağ’ı Azerbaycan’dan koparıp Ermenistan’a birleştirme çabasındalar. Fakat bu, Karabağ için yaşam kaynağı olan Bakü’den ayrılmak ve hiçbir bağı bulunmayan Erivan’a birleşmek anlamına geliyor. Ermeni köylüleri 5. Kurultayda Azerbaycan’ı tanımayı ve onun yönetimi altında kalmayı kararlaştırmışlardır.’ şeklinde ifade etmiştir. Bkz: Dursun Yıldırım, Cihat Özönder, Karabağ Dosyası, KÖK Yayınları, Ankara 1993. 164 28 Nisan 1920 tarihinde Azerbaycan’da Sovyet yönetimi ilan edildiğinde Karabağ ve şu anda Ermenistan sınırları dâhilinde bulunan Zengezur, Azerbaycan Sovet Cumhuriyeti’nin sınırları içerisinde bulunmuştur. Ancak Karabağ’ın Ermenistan’a birleştirilmesi taleplerinden vazgeçmeyen Ermeniler, konunun Moskova tarafından müzakereye çıkarılmasını sağlamıştır. Bu arada Ruslar Ermenistan’da Sovyet yönetimi kurularsa bunun karşılığında Karabağ ve Zengezur’la ilgili olarak birtakım vaatler vermiştir. Bunun en önemli örneklerinden biri, Moskova’da zehirlenerek öldürülen, dönemin Azerbaycan Sovyet yönetiminin başında bulunan Neriman Nerimanov tarafından Ermenistan Komünistlerine gönderilen bir telgraf olmuştur. 1 Aralık 1920 tarihinde gönderilen bu telgrafta, Ermenistan’da Sovyet Yönetimi kurulması karşılığında, Azerbaycan’ın Nahçıvan, Zengezur ve Karabağ’ı Ermenistan’a verilebileceği ifade edilmiştir. Burada amaç yukarıda da ifade edildiği üzere, Ermenistan’ı Sovyet yönetimine geçme konusunda teşvik etmek idi. Rusya, Ermenistan’ı işgal etmeden önce bu gibi vaatlerle onları kendi taraflarına çekmeye çalışsa da, Haziran 1920’de, Orconikidze, Lenin ve Çiçerin’e çektiği telgrafta, Karabağ ve Zengezur’un köylülerini Azerbaycan’ın bir parçası olarak gördüklerini ifade etmekle Azerbaycan yanlısı görüş bildirmiştir.400 Ermenistan Bolşevikler tarafından işgal edildikten sonra Komünist Ermeniler Karabağ’ın Azerbaycan’dan koparılması için uygun fırsatın ortaya çıktığını görerek taleplerini daha da yoğunlaştırmıştır. Ermenistan yönetimi Karabağ’ın Ermenistan’a birleştirilmesi taleplerini Moskova’ya iletmiş ve Komünist Bolşevik Partisi (K(b)P) Kafkas Bürosunda dile getirmiştir. Ermenilerin talebi üzerine konu müzakere edilirken, 27 Haziran 1921’de Azerbaycan KP MK toplanarak Ermenilerin iddialarını reddetmiş ve Karabağ’ın Azerbaycan’dan koparılamayacağını ifade etmiştir. 4 Temmuz 1921’de toplanan RK(b)P Kafkas Bürosu Dağlık Karabağ’ın Ermenistan’a 400 İgrar Aliyev, Dağlık Karabağ: Tarih, Faktlar, Hadiseler, Bakü 1989, Elm Yayınevi, s. 80. 165 verilmesi gerektiği konusunda görüş bildirmiş, ancak Azerbaycan’ın ciddi tepki göstermesinden sonra, 5 Temmuz tarihinde RK(b)P MK’den temsilcilerin de katılımıyla Rusya Komünist Partisi Kafkas Bürosu yeniden toplanmış ve Karabağ’ın Azerbaycan’ın sınırları içerisinde kalmasına karar verilmiştir.401 Karabağ’a özerk vilayet statüsünün verilmesi yaklaşık iki yıl sürmüş, 27–28 Haziran 1923 tarihlerinde toplanan RK(b)P Kafkas Bölge Komitesi bir ay içerisinde Karabağ’a özerk bölge statüsü verilmesini talep etmiştir. Uzun müzakerelerden sonra 7 Temmuz 1923’de Azerbaycan Merkezi Yürütme Komitesi, Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi’nin oluşturulması kararı alınmış,402 bununla da Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki sorun yerini geçici ve göreceli sessizliğe bırakmıştır.403 2. 2. 4. 1988–1994 Yılları Arasında Dağlık Karabağ Sorunu 1985 yılında SSCB’de Mihail Gorbaçov KP Genel Sekreteri seçildikten sonra ülkenin Komünist ideolojisi ile yönetilemeyeceğini anlaması üzerine ‘glasnost’ ve ‘perestroyka’ doktrinini uygulayarak siyasi ve ekonomik bunalımı atlatmak istemiş, ancak başarılı olamamıştır. Ermeniler bu fırsattan yararlanarak Dağlık Karabağ’ın Ermenistan’a birleştirilmesi talebini gündeme getirmiştir. Bu siyasi cesareti onlara ‘perestroyka’ ve ‘glasnost’, Gorbaçev ile yakın ilişkileri ve Azerbaycan yönetiminin basiretsizliği vermiştir. 20. yüzyılın başlarından itibaren kuluçka dönemini yaşayan Dağlık Karabağ sorunu Ermeniler tarafından yeniden gündeme taşınmıştır. 401 Ayrıca toplantı sonucunda alınan karar doğrultusunda Orconikidze ve Nazaretyan’ın önerisiyle ‘Müslümanlar ve Ermeniler arasında milli sulhun gerekliliği, Yukarı ve Aşağı Karabağ’ın iktisadi alakasının zaruriliğine, onun Azerbaycan’la olan daimi bağlantısı gibi hususlardan hareketle Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti sınırları içinde kalmasına, bölge dahilinde bulunan Şuşa şehrinin idari merkez olmak üzere bölgeye geniş bir özerklik verilmesine’ karar verilmiştir. Mirzoyan, bu çözümden sonra ‘Aslında Karabağ diye bir sorun yoktur. Ermeni köylüleri Bakü ve Ağdam’la bağlantıları olmadan yaşayamayacaklarını söylüyorlar’ demiştir, Aliyev, a.g.e., ss. 84-85. 402 Nesib Nesibli, Azerbaycan’ın Jeopolitiği ve Petrol, Bakü 2000, Hazar Üniversitesi, s. 183. 403 Vostrikov S. B, “Karabakhskiy Krizis i Politika Rosii na Kavkaze”, Obşestvennıe Nauki i Sovremennost, No 3, 1999, ss. 73-86. 166 Dağlık Karabağ Özerk Bölge Sovyeti (DKÖBS) 20 Şubat 1988’de Azerbaycan ve Ermenistan Yüksek Sovyetlerine Azerbaycan’dan ayrılarak Ermenistan’a birleşmek talebi ile müracaat etmiştir. 21 Şubat’ta toplanan Sovyetler Birliği KP MK Ermenilerin isteklerinin gerçekleşemeyeceğine karar vermiştir. 12 Temmuz 1988’de DKÖB Yerel Meclisi, Azerbaycan’dan ayrılma kararını alması üzerine Azerbaycan Yüksek Sovyeti Başkanlık Divanı yerel meclisin kararını geçersiz ilan etmiştir. 18 Temmuz’da toplanan SSCB Yüksek Sovyeti Başkanlık Divanı, her iki cumhuriyetin kararını değerlendirmiş ve karar almıştır. Müzakereler zamanı Gorbaçov, Karabağ’da ekonomik sorunların olduğunu kabul etmış, ancak bu sorunların Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü çerçevesinde halledilmesi gerektiğini bildirmiştir. 20 Temmuz 1988 tarihli ‘Komünist’ (Bakü) gazetesinde yayınlanan kararda, Azerbaycan ve Ermenistan’ın sınırlarının ve anayasayla belirlenen toprak bütünlüğünün değiştirilmesinin mümkün olmadığı, bu kararın SSCB Anayasası’nın 78. maddesine (herhangi bir Sovyet cumhuriyetinin sınırı onun rızası olmadan değiştirilemez) dayandığı ifade edilmiştir.404 Ermeniler beklemedikleri bir karar verildiğini anladıktan sonra Azerbaycan’dan ayrılma yönündeki faaliyetlerini daha da artırmıştır. Olayların tırmanması ile bölgede küçük çaplı silahlı çatışmalar başladıktan sonra 12 Ocak 1989’da, Sovyetler Birliği Yüksek Sovyeti DKÖB’nin yönetimini geçici bir süre için Azerbaycan’dan alarak Arkadi Volski başkanlığında Moskova’ya bağlı Özel Yönetim Komitesi’ne 405 devretmiştir. 28 Kasım 1989’da, Sovyetler Birliği Yüksek Sovyeti DKÖB yönetiminin yeniden Azerbaycan’a bırakmıştır. Bu karardan memnun kalmayan 404 Yıldırım, Özönder, a.g.e., ss. 62-64. Fahrettin Çiloğlu, Rusya Federasyonu’nda ve Transkafkasya’da Etnik Çatışmalar, çev. Neşenur Domaniç, Sinatle Yayınevi, İstanbul, 1998,s. 144-145. 405 167 Ermenistan daha da ileri giderek 1 Aralık 1989’da Karabağ’ı kendisine birleştirme kararı almıştır.406 7 Aralık 1989’da, Azerbaycan Yüksek Sovyeti Ermenistan Parlamentosu’nun aldığı kararı kınamış ve Karabağ’ı yönetmek üzere, Egemenlik Yasası gereğince Azerbaycan KP ikinci sekreteri Viktor Polyaniçko’nun başkanlığını yaptığı ‘Teşkilat Komitesi’ni kurmuştur. 9 Ocak’ta Ermenistan Parlamentosu’nun 1990 yılı bütçesi onaylarken ekonomik kalkınma plan kapsamına Karabağ’ı da dahil etmesi olayları çığırından çıkarmıştır. Azerbaycan’da yeni ortaya çıkan muhalif güçlerin hem Moskova yönetimine, hem de Azerbaycan yönetimine karşı protesto gösterileri artmıştır.407 12 Ocak’ta Ermenilerin Karabağ’daki iki Türk yerleşim birimine saldırmaları sonucu, 12 kişi ölmüş, 22 kişi rehin alınmıştır.408 Olayların daha da büyümesini önlemek için Moskova, Bakü’de ve Azerbaycan’ın birçok bölgesinde (DKÖB dahil) olağanüstü hal uygulamıştır. 19 Ocak 1990’da Sovyet Ordusu havadan, karadan ve denizden Azerbaycan’a çıkartma yapmıştır. Olağanüstü hal uygulanmaya konduğu gün Sovyet Ordusu tarafından 130 kişi öldürülmüş, yüzlerce kişi yaralanmıştır.409 Ağustos 1990’da Gorbaçov’a karşı düzenlenen darbe operasyonunun başarısızlıkla sonuçlanması üzerine, Karabağ sorununun hukuki ve siyasi boyutu da ciddi ölçüde değişmiştir. 30 Ağustos 1991’de Azerbaycan bağımsızlığını ilan etmesine paralel olarak Karabağ Ermenileri ‘Artsak Ermeni Cumhuriyeti’ni ilan etmiştir. Azerbaycan Parlamentosu bu kararın, Azerbaycan ve SSCB Anayasası’na aykırı olduğunu öne sürerek itiraz 406 Bruno Koppiters, Federalizm Na Kavkaze, Moskovskiy Çentr Karnegi Yayınları, No 2, Moskova 2002, ss. 14-18. 407 Fahir Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, II cilt, Ankara Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1994, s. 211. 408 Mehmet Kengerli, “Karabağ Azerbaycan Toprağıdır Dünya Durdukça da Öyle Olacaktır”, Azerbaycan, Ankara, s. 14 409 Çiloğlu, a.g.e., ss. 147-148. 168 etmiştir. Azerbaycan, Rusya ve Kazakistan devlet görevlilerini taşıyan helikopterin 20 Kasım 1991’de Ermeniler tarafından düşürülmesi ve bütün yolcuların ölmesinden sonra Azerbaycan Yüksek Sovyeti 26 Kasım 1991’de DKÖB’nin statüsünü ortadan kaldırmış ve yönetimi Bakü’ye bağlamıştır.410 Taraflar arasında yapılan görüşmelerin, uluslararası kuruluşların, Rusya, İran ve ABD’nin arabuluculuk girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine, 1991 yılı sonlarından başlayan askeri operasyonlara 9 Mayıs 1994’te ateşkes antlaşması imzalanana kadar ara verilmemiş ve Ermenistan Azerbaycan topraklarının yaklaşık % 20’sini işgal etmiştir. 2. 2. 5. Tarafların Sorunu Tanımlaması Ermenistan Azerbaycan topraklarını işgal etmesini meşrulaştırmak için Dağlık Karabağ’ın hiç bir zaman hukuken Azerbaycan’a bağlı olmadığı iddiasını savunmuş ve konuyla ilgili aşağıdaki argümanları öne sürmüştür:411 -Bağımsız Azerbaycan devleti SSCB’nin bir parçası olduğu zaman Karabağ Azerbaycan’ın egemenliği altında olmamıştır.412 Milletler Cemiyeti’nin (MC) Azerbaycan’ın Ermeniler yaşayan Doğu Kafkasya bölgesi ve Dağlık Karabağ üzerine hak iddia etmesi nedeniyle bağımsızlığını tanımamış, Azerbaycan kendi sınırları çerçevesinde devlet kontrolünü sağlayamamış ve devlet sınırlarını MC’ye kabul ettirememiştir. -SSCB’nin dağılma sürecinde Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’dan ayrılma ve ‘Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’ni kurulmasını ilan etmesi yasal temellere dayanmıştır. Ermenistan bu iddiasını desteklemek için SSCB’de 3 410 Taşkıran, a.g.e., s. 161. Mejdunarodnoe Priznanie Statusa Karabaxa Kak Spornoy Territorii, (Erişim) http://nkr.am/rus/ facts/barseg.htm 412 Eduard Geyvandov, “Tri ‘Ne’: Nenastoyaşyaya, Neligitimnaya, Nesostayatelnaya o Tak Nazıvaemoy ‘Çelostnosti’ Postsovetskikh Nesostoyavşikhsya Mimi-İmperii”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2 1999, (Erişim) http://www.hayastan.ru/ 411 169 Nisan 1990’da kabul edilen ‘İttifak cumhuriyetlerinin SSCB’den ayrılması ile ilgili olan sorunların halledilmesi prosedürü’ yasasını ön plana çıkarmıştır.413 -SSCB’nin dağılmasından sonra Azerbaycan’ın SSCB’nin hukuki varisi olmadığını bildirmiştir. Ermenistan, bununla Azerbaycan’ın eski sınırlarına sahip olmayacağını iddia etmektedir.414 Azerbaycan Ermenistan’ın tezlerini çürütmek için aşağıdaki tezi benimsemiştir: -İngiliz ordusu 1918’de Bakü’yü işgal ederken Dağlık Karabağ ve Zengezur bölgesini Azerbaycan’ın bir parçası olarak tanımıştır. İngiliz kumandanlığı Azerbaycan Hükümeti tarafından Dağlık Karbağ’a Genel Vali olarak atanan Hosrov Sultanov’un tayinini onaylamıştır. Dağlık Karabağ Ermeni Asamblesi 1919’da Azerbaycan hâkimiyetini resmen kabul etmiştir. -Azerbaycan Cumhuriyeti 1918–1920 yıllarında birçok devletlerle diplomatik ilişkiler kurmuş, büyük çoğunluğu ile antlaşmalar imzalamış, on altı devlet Bakü’de diplomatik temsilciliğini açmıştır. -12 Ocak 1920’de Paris Konferansı’nda Azerbaycan’ın bağımsızlığı de-facto tanınmıştır. -Paris Konferansı’na gönderilen Azerbaycan temsilciliği 1 Ekim 1920’de MC Genel Sekreteri’ne mektup yazarak, Azerbaycan’ın MC’ye üye kabul edilmesini talep etmiştir. MC Genel Sekreteri 24 Ekim 1920 tarihli cevap mektubunda, konferansta iştirak eden Azerbaycan temsilcilerinin Nisan 1920 tarihine kadar hâkimiyette olan hükümet tarafından verildiğini bildirmiştir. Mektupta MC’ye üyelik için dilekçenin artık bu hükümetin işbaşında olmadığı (1 Ekim 1920’de) tarihte verildiğini, bu hükümetin Nisan 1920 tarihinden de-facto olarak hâkimiyette bulunmadığını ve ülkenin tamamını kontrol etmediğini bildirmiştir.415 MC’nin bu mektubu Ermenistan’ın 413 Ayrıntılı bilgi için bkz. SSCB Yüksek Sovyeti yasası, 1990, No 15, ss. 303-308. Bu konudfa Ermenistan’ın iddiaları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: BM belgeleri, Е/1990/5/Add.36 и CCPR/C/92/Add.2; ООН E/CN.4/2005/G/23 “Legal aspects for the right to self-determination in the case of Nagorny Karabakh”; Velyaminov G.M, “Priznanie ‘Nepriznanıkh’ i Mejdunarodnoe Pravo”, Rossiya v Globalnoy Politike, Ocak-Şubat2007, (Erişim) http://www.globalaffairs.ru/numbers/24/ 7050.html 415 Fuad Musayev, “Pravovıe Aspektı Nagorno-Karabakhskogo Konflikta”, (Erişim) http://www.mfa.gov.az/ssi_eng/armenian_aggresion/legal/Legal%20aspects%20of%20NK %20conflict%20-%20Rus.pdf 414 170 ‘Azerbaycan’ın Ermeniler yaşayan Doğu Kafkasya bölgesi ve Dağlık Karabağ üzerine hak iddia etmesi nedeniyle bağımsızlığını tanımamıştır’ iddiasını geçersiz kılmaktadır. -Bu dönemde Ermenistan da MC’ye üyelik için başvurmuş, ancak MC Ermenistan’ın sınırlarının belirsiz olduğunu, statü ve anayasasının olmaması ve hükümetin zayıf olduğunu bildirerek, 16 Aralık 1920’de üyelik başvurusunu reddetmiştir.416 Taraflar bu iddialarını çeşitli uluslararası kuruluşların tribünlerinden dile getirerek kendi argümanlarının destek bulmasına çalışsalar da, bu argümanlar uluslararası kamuoyu tarafından kabul edilmemiştir. Sorun çoktan bu argümanları aşmış ve daha ciddi bir nitelik kazanmıştır. 2. 2. 6. Sorunun Çözümü İçin Girişimler Askeri operasyonların devam ettiği 1994 Mayıs ayına kadar AGİT, Rusya, daha sonra ise ABD ve Fransa arabuluculuk girişimlerinde bulunsa da, ciddi bir netice elde edilmemiştir. Bugün sorunun çözümü için uğraşan AGİT Minsk Grubu çeşitli projeler hazırlasa da, ciddi bir başarı sağlayamamıştır. Çözüme yönelik çalışmalar genel olarak aşağıdaki gibi sıralanabilir: -Azerbaycan ve Ermenistan yetkilileri arasındaki temaslar yoluyla; -Çeşitli aralarındaki devletlerin devlet görüşmelerde başkanları soruna ilişkin ve Dışişleri Bakanlarının değerlendirmeler yapmaları yoluyla; -Uluslararası kuruluşların arabuluculuk çalışmaları yoluyla; 416 League of Nations. Annex 30 B. Future Status of Armenia. Memorandum agreed to by the Council of the Leagues of Nations, meeting in Paris on 11 April 1920. League of Nations Document 20/41/9, p. 27; See also Admission of new Members to the League of Nations. Armenia. Assembly Document 209, pp. 2-3; Assembly Document 251. Aktaran: Musayev, “Pravovıe Aspektı Nagorno-Karabakhskogo Konflikta” 171 -Azerbaycan ve Ermenistan’ın sivil toplum kuruluşları arasındaki görüşmeler yoluyla; -Resmi kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından gerçekleştirilen konferans ve benzeri organizasyonlar yoluyla.417 Bu bağlamda daha çok her iki devlet başkanlarının görüşmeleri, 1994 yılına kadar Rusya, 1990’lı yılların sonlarından itibaren ABD ve Fransa’nın girişimlerine paralel olarak BM ve AGİT Minsk Grubu’nun arabuluculuk girişimleri ön plana çıkmış, diğer mekanizmalar sadece yardımcı fonksiyonlara sahip olmuştur. Yukarıda adı geçen devlet ve uluslararası teşkilatların sorunun çözümü için arabuluculuk girişimlerine açıklık getirilecektir. Rusya Federasyonu aslında sorunun çözümüne yönelik girişimlerini SSCB’den devralmıştır.418 SSCB’nin 21 Aralık 1991 yılında dağılmasına kadar Rusya bu sorunu iç sorun olarak değerlendirmiş ve hukuki açıdan girişimler genelde SSCB, Azerbaycan ve Ermenistan Anayasaları çerçevesinde yapılmıştır. Bu tarihten sonra Rusya’nın belli bir ölçüde soruna müdahale etme mekanizmaları zayıflamış ve sorun bölgesel niteliğini değişerek uluslararası özellik taşımıştır.419 Rusya’nın soruna ilk ciddi müdahalesi 21 Eylül 1991’de Devlet başkanı Boris Yeltsin ve Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in 417 Araz Aslanlı, Karabağ Sorunu ve Çözüm İlkeleri, Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi, SBE, Ankara, 2004, s. 35. 418 Rusya’nın soruna yönelik politikası için bkz: Arsen Gasparyan, “Dinamika Karabakhskogo Konflikta i Rol Rosiiskoy Federaçii”, Central Asia and Caucasus, No 6, 1999, (Erişim) http://www.ca-c.org/ journal/cac-06-1999/gasparyan.shtml, 24 Ağustos 2007; Lısenko V, “Regionalnıe Konfliktı v Starnakh SNG: Opıt Uregulirovaniya”, Polis, No 2, 1998, ss. 147-157. 419 Samvel Martirosyan, “Moskovskaya İntriga v Karabakhskom Voprose”, (Erişim) http://www.globalaffairs.ru/region-sng/articles/3489.html, 14 Ocak 2005. 172 bölgeye seferi ile başlamıştır. Yelçin ve Nazarbayev’in arabuluculuk girişimleri sonucunda tarafların Rusya’nın Jeleznovodsk kentinde biraraya gelmeleri hakkında anlaşma imzalamış ve bu görüş 23 Eylül 1991’de gerçekleşmişti. Görüşme sonucunda imzalanan bildiride yasadışı silahlı birliklerin faaliyetinin durdurulması ve zorunlu göçe tabii tutulan kişilerin geri dönmeleri ve birtakım güvenlik sorunlarının halledilmesi kararlaştırılsa da, bildiride öngörülenler hayata geçmedi.420 Taraflar zaman zaman uzlaşmaya yakın olsalar da, bazı beklenmedik olayların yaşanması bu uzlaşmaların hayata geçmesine engel olmuştur. Bu tür olaylarda biri de 20 Kasım 1991’de Azerbaycan, Rusya ve Kazakistan devlet adamlarını taşıyan helikopterin düşürülmesi olmuştur.421 Olayın ardından daha önce elde edilen anlaşmalar da uygulanmamıştır. Rusya’nın girişimleri sonucunda Ocak 1992’de Azerbaycan ve Ermenistan Dışişleri Bakanları Moskova’da bir araya gelerek ateşkes, ulaştırma ve insani yardımların yerlere ulaştırılması hakkında anlaşmaya varsalar da, anlaşma şartları uygulanmamıştır. 1992 yılı ortalarına kadar Rusya Karabağ sorununda diğer devletlerin arabuluculuk girişimlerinde taraf olmaya çalışmıştır. Ancak Haziran 1992’de Azerbaycan’da Halk Cephesi iktidara gelmiş, Türkiye ve Batı yanlısı politika izlemiştir. Bunun üzerine Rusya 420 sorunun çözümü için elinde bulundurduğu mekanizmaları INFO TASS, AIST-87, NOM=AF 684, 673, 1991, 24 Eylül. 20 Kasım 1991’de Ermeni teröristler tarafından ısıya duyarlı roketle düşürülen helikopterde barış görüşmelerinin başlatılması için Karabağ’a giden, Azerbaycan Devlet Bakanı İsmayılov T, Başbakan Yardımcısı Haciyev Z, İçişleri Bakanı Esedov M, Başsavcı Gayıbov İ, millet vekilleri Caferov V, Mehmetov V, Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Mirzeyev O, Devlet Bakanı Namazaliyev G, Dağlık Karabağ Başsavcısı Plavskiy İ, Dağlık Karabağ İstihbarat Örgütü Başkan Yardımcısı İvanov S, Dağlık Karabağ İçişleri Bakanı Tüğgeneral Kovalev V, Dağlık Karabağ Olağanüstü hal Komutanı Jilkin N, Devlet Başkanı Danışmanı Yardımcısı Mehmetov R, Azerbaycan Devlet Televizyon Komitesi’nde çalışan Mustafayev A, Hüseynzade A, Şahbazov F, Rusya temsilcileri Tüğgeneral Lukaşov İ, Albay Koçarov V. ve Kazakistan İçişleri Bakanı Birinci Yardımcısı Tüğgeneral Serikov S. hayatını kaybetmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz: Hatem Cabbarlı, “Ermenistan ve Terör”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat1=1&yazi=359, 1 Mayıs 2005. 421 173 kaybedeceğini anlamış ve Ermenistan’ı desteklemiştir. Ayrıca Halk Cephesi’nin Rus ordularını ülkeden çıkarma talebinde bulunmaları ve bu işlemin 25 Mayıs 1993’te tamamlanmasından sonra Rusya artık iddia ettiği ‘tarafsız arabulucu’ (zaten tarafsız değildi) olma özelliğini büyük ölçüde kaybetmişti. Bütün bunlara rağmen Rusya’nın arabuluculuk girişimleri devam etmiş, 19 Eylül 1992’de Soçi’de, bir araya gelen Azerbaycan, Ermenistan, Rusya ve Gürcistan Savunma Bakanları 25 Eylül’den itibaren ateşkesin sağlanması ve diğer konular üzere anlaşma imzalamıştır. Ancak bu anlaşma da diğer anlaşmalar gibi uygulanmamıştır. Sorunun çözümü için Rusya, Türkiye ve ABD temsilcileri 29 Nisan 1993’te Moskova’da toplanmıştır. Tarafların amacı Azerbaycan ve Ermenistan’a barış teklifleri hazırlamak olmuştur. ‘Üçlü Girişim’ olarak da bilinen bu teklifler Azerbaycan, Ermenistan ve Dağlık Karabağ Ermenilerine sunulmuş, ancak Ermenistan ve Dağlık Karabağ Ermenileri teklifi kabul edilmez olarak değerlendirmiştir.422 Azerbaycan’da yaşanan iç gerginlik nedeniyle Devlet Başkanı Elçibey’in Bakü’yü terk ederek doğduğu Keleki köyüne sığınması ve Haydar Aliyev’in iktidara gelmesinden sonra Rusya-Azerbaycan ilişkilerinde ilerleme kaydedilmiştir. Ülkenin dış ve güvenlik politikasında Rusya’yı dışlamanın hiç bir yarar sağlamayacağı gerçeğini Elçibey örneğinde gören Aliyev, ekonomik ve siyasi olarak Rusya politikasını yeniden gözden geçirmiştir. Rusya Aliyev’in itimadından suiistimal ederek çatışma bölgesine Rus ordusunu getirmek istemiş, ancak Aliyev’in ciddi itirazları ile karşılaşmıştır.423 422 Mityayev V. G, “Karabakskiy Konflikt v Kontekste mejdunarodnıkh Otnoşeniy”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, ss. 487-554. 423 Mityayev, a.g.m., s. 509. 174 Rusya arabuluculuk girişimlerinde bölge devletleri ve uluslararası örgütlerin yardımından ve işbirliğinden de yararlanmıştır. Bu bağlamda, 3 Mayıs 1993’te Rusya Devlet Başkanı Yeltsin’in girişimiyle Rusya, Türkiye, ABD ve AGİK çerçevesinde barış sürecini başlatmıştır. Rusya’nın Ermenistan’ı destekleyeceğini anlayan Azerbaycan, dengeyi sağlamak için ABD’nin de görüşmelere katılmasında ısrarlı olmuş ve bu talebini kabul ettirmiştir. Tarafların, Ermenistan’ın 14 Mayıs 1993’e kadar Kelbecer’i boşaltması, 17 Mayıs 1993’ten itibaren de AGİK çerçevesinde barış görüşmelerinin devam ettirilmesini öngören tekliflerini Azerbaycan kabul etse de, Ermenistan önce itiraz etse de, daha sonra kabul etmiştir. Ancak Karabağ Ermenileri bu teklifleri kabul etmediklerinden dolayı süreç yeniden tıkanmıştır.424 Rusya’nın sorunun çözümüne yönelik en başarılı girişimi Bağımsız Devletler Topluluğu çerçevesinde olmuştur.425 Rusya, Nisan 1994’de BDT Parlamentolararası Asamblesi temsilcilerinden olan bir grubu Kırgızistan Yüksek Sovyeti Başkanı Şerimkulov’un başkanlığında bölgeye ziyarete göndermiştir. BDT Parlamentolararası Asamblesi temsilcileri taraflarla görüşmüş ve mümkün olan barış tekliflerini sunmuştur. Aynı zamanda Azerbaycan, Ermenistan ve Karabağ Ermenilerinin temsilcilerinin Mayıs ayında Bişkek’te görüşmeleri hakkında anlaşma sağlanmıştı. BDT Parlamentolararası Asamblesi’nin temasları devam ederken, Rusya sorunun üç aşamada çözülebileceğini bildirerek, burada öncelikli konunun ateşkesin sağlanması olduğunu kaydetmişti.426 BDT Parlamentolararası Asamblesi ve tarafların uzun süren görüşmeleri sonucunda Sonuç Protokolü’nün metni hazırlanmış ve 5 Mayıs’ta imzalanmasına karar verilmişti. Ancak daha sonra Azerbaycan Protokolü imzalamayacağını bildirmesi üzerine, orta yol olarak 424 Çiloğlu, a.g.e., ss. 167. Rusya’nın Kafkasya’daki sorunların çözümüne yönelik girişimleri için bkz: Ksimena Kurovska, Rol Rosii i SNG v Uregulirovanii Voorujennıkh Konfliktov v Zagafkaze, (Erişim) http://www.mpa.ru/ analytics/issue.php?id=110, 24 Temmuz 2007. 426 Diplomatiçeskiy Vestnik, No 9-10, Mayıs 1994. 425 175 Protokolün içeriğine itirazı olmayanların imzalaması, diğer tarafın istediği zaman imzalaması için de açık kalması teklifi kabul görmüştü. Yine bu sorunun çözüme kavuşturulması için Bişkek’te uzun süren müzakerelerden sonra 9 Mayıs 1994’te Protokol imzalanmış ve 12 Mayıs‘ta ateşkes antlaşması yürürlülüğe girmiştir. Rusya’nın Dağlık Karabağ sorununa yönelik girişimleri Ermenistan ve Azerbaycan araştırmacıları tarafından farklı değerlendirilmiştir. Azerbaycan Rusya’yı Ermenistan’ı, suçlamıştır.427 Ancak Ermenistan netice da itibarıyla Azerbaycan’ı Ermenistan’ın desteklemekle Azerbaycan topraklarının % 20’sini işgal etmesi gerçeği Azerbaycan’ı haklı çıkarmıştır. Rusya’nın arabuluculuk girişimleri ile ateşkes antlaşmasının imzalanması Rusya’nın sorunun ortaya çıkması ve gelişmesinde ne kadar güçlü mekanizmalara sahip olduğunu kanıtlamaktadır. Sorunun çözümü için mücadele eden bir ülke de ABD’dir. ABD genelde ateşkes antlaşmasının imzalanmasından sonra soruna kalıcı çözüm arayışları sürecinde etkili olmaya çalışmıştır. 1990’lı yılların sonlarına geldiğinde BM, AGİT Minsk Grubu, Rusya ve İran’ın arabuluculuk girişimleri sonuçsuz kalmış, Dağlık Karabağ’da 9 Mayıs 1994’te imzalanan ateşkes antlaşması nihai barış antlaşması ile sağlama alınmamıştı. Bu tarihe kadar ABD sorunun çözümüne yönelik AGİT Minsk Grubu çerçevesinde faaliyet gösterse de, daha sonra doğrudan bu sorunun çözümü için taraflarla görüşmelere başlamıştır. ABD ağırlıklı olarak her iki 427 İgor Muradyan, “Karabakhskaya Problema i Politika Rossii”, (Erişim) http://www.karabakhopen. com/src/index.php?lang=ru&id=3&nid=11281, 25 Haziran 2007, Naira Melkumyuan, “Nagornıy Karabakh: V Poiskakh Ustoyçivigi Mira”, Central Asia and Caucasus , No 4, 1999, (Erişim) http://www.ca-c.org/journal/cac-04-1999/st_09_melkumjan.shtml, 23 Ağustos 2007. 176 ülkenin devlet başkanlarını bir araya getirerek, barışın sağlanmasına çalışmıştır. ABD, NATO’nun kuruluşunun 50. yıl kutlamalarında bu talebini her iki tarafa iletmiş ve olumlu cevap almıştı. ABD, sorunun çözümüne yönelik isteklerini Başkan Bill Clinton’un her iki ülkenin devlet başkanları ile görüşünde ve telefon konuşmalarında mektup (Eylül 1993 ve Ocak 2001) diplomasisi ile bildirmiştir. ABD taraflardan bir an önce soruna çözüm bulmalarını talep etmiş, anlaşmaya varıldıktan sonra her iki ülkeye mali ve siyasi yardımlarda bulunacaklarını bildirmişti.428 Konuyla ilişkin ABD en somut adımı 15 Mart 2001’de açıklama yapan Dışişleri Bakanı Colin Powell’in, Aliyev ve Koçaryan'ı, 3 Nisan 2001’de Karabağ sorunu hakkında görüşmelere Kei-West’e, yeniden başlamaya davet etmesi ile atmıştır.429 ABD’nin bu girişimi bölgesel ve dünya basınında olumlu değerlendirilmiş ve sorunun halledilmesi umutlarını artırmıştı. Azerbaycan ve Ermenistan devlet başkanları daveti kabul etmiş ve ABD’nin arabuluculuk girişiminin olumlu sonuç vereceğinden umutlu olduklarını bildirmiştir.430 ABD’nin, görüşmeler başlamadan önce hazırladığı “Karabağ sorununun geçmişine dair” raporda ilk defa olarak, Ermenistan ordusunun Azerbaycan topraklarını işgal altında bulundurduğuna ilişkin ifadelere yer 428 Bizim Asr, 1 Mart 2001. Ayrıntılı bilgi için bkz: (Erişim) http://www.trt.net.tr/Haber/Haber/hdevamsonuc.asp? haberno=29 073 430 Sergey Şakaryanç, “Ki-Uest i Posle Ego”, (Erişim) http://www.acnis.am/articles/rus/ keywest.htm, 4 Mayıs 2001. 429 177 vermesi431 her geçen gün Rusya’nın yörüngesine bir az daha yaklaşan Ermenistan’a yapılan uyarı ve baskı olarak değerlendirilmişti.432 Powell aracılığıyla gerçekleştirilen görüşmelere Haydar Aliyev ve Robert Koçaryan, AGİT Minsk Grubu eşbaşkanları ve çok sayıda dışişleri mensupları katılmıştı. Görüşmelerin ilk günlerinde Aliyev’in sert açıklamalarda bulunması ve devlet başkanlarının görüşünün iptal edilmesi, görüşmelerin beklenen sonuçlarla bitmeyeceğini göstermişti.433 Bu görüşmenin gerçekleşmemesinin hemen ardından AGİT Minsk Grubu eşbaşkanları ortak bildiri yayınlayarak, görüşmelerde olumlu gelişmelerin kaydedildiğini bildirmiştir. Ciddi bir ilerlemenin kaydedilmediği Kei-West görüşmelerinden sonra Aliyev ve Koçaryan Başkan Buş’la görüşmüş ve görüşün sonuçları müzakere edilmiştir. Daha sonra konuyla ilgili değerlendirme yapan Koçaryan, ‘Karabağ görüşmelerinin yapıcı geçtiğini ve 13 yıllık sorunu sona erdirecek yeni bir barış planının yolunu açtığını’, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Vilayet Kuliyev ise, ‘Ermenistan'ın, karşılıklı tavizlere gidilmesi yoluyla çözüm bulunacağını nihayet anladığını’ ifade etmiştir.434 Dağlık Karabağ sorununun nihai barış antlaşması ile halledilmesi için arabuluculuk girişimlerinde bulunan ve diğer uluslararası örgütlere göre 431 Araz Aslanlı, “The Karabakh Question in Light of The Latest Development”, Turkish Daily News, 17 Mart 2001 432 Sergey Şakaryanç, “Arçakhskiy Spektr i Regionalnaya Politika”, (Erişim) http://www.acnis.am/ articles/rus/artsakh.htm, 23 Mayıs 2001. 433 Brenda Şaffer, “SŞA i Karabakhskiy Konflikt”, (Erişim) http://news.bbc.co.uk/hi/russian/ in_depth/newsid_3548000/3548360.stm 434 Aslanlı, a.g.m., 178 daha çok çaba harcayan Avrupa Güvenlik ve işbirliği Teşkilatı∗ (AGİT) olmuştur.435 AGİT, 1992 yılı başlarına kadar sorunu SSCB’nin iç problemi olarak değerlendirmiştir. Ancak SSCB’nin dağılmasından sonra soruna taraf olan bölge devletlerinin Ocak 1992’de AGİT’e ve 2 Mart 1992’de BM’ye üye olmalarından sonra sorun SSCB’nin iç sorunu olmaktan çıkmış ve uluslararası nitelik kazanmıştır.436 Şubat 1992 tarihinden itibaren AGİT Dağlık Karabağ sorunu ile ilgilenmeye başlamıştır. Bu amaçla kurum Azerbaycan’a özel bir delege göndermişti. AGİT, Yüksek Görevli Şahıslar Komitesi’nin (YGŞK) 27–28 Şubat’ta Prag’da yapılan 7. toplantısında bu delegenin hazırladığı rapor dinlenilmiştir. Raporda Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’a ait olması onaylanırken, sınırların değiştirilmemesi şartıyla sorunun barış yoluyla halledilmesi vurgulanmıştır.437 YGŞK’nın 13–14 Mart tarihinde Helsinki’de yapılan 8. toplantısında sorun yeniden müzakere edilmiş ve barış yolu ile halledilmesi gerektiği tekrarlanmıştı. Bu toplantıdan sonra YGŞK Başkanı Yan Kubişin bölgeye sefer etmiştir.438 Kubşin’in amacı gelişmeleri yerinde değerlendirmek ve AGİT gözlemcilerinin bölgeye yerleştirilme imkânlarını araştırmak olmuştur. ∗ 5-6 Aralık 1994’te düzenlenen Budapeşte Zirve toplantısına kadar Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konseyi (AGİK) adında olan kurumun adı bu toplantıda 1 Ocak 1995 yılı tarihinden geçerli olmak şartıyla Avrupa Güvenlik ve işbirliği Teşkilatı (AGİT) olarak değiştirilmiştir. Bu çalışmada 1 Ocak 1995 yılı başlarına kadar olan gelişmelerde kolaylık bakımından Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ismi kullanılmıştır. 435 Sorunun çözümüne yönelik AGİT Minsk Grupu’nun girişimleri için bkz: Aleksandr Grigoryan, Armyano-Azerbaydjanskie Otnoşeniya: Realii i Perspektivı, Ermenistan Stratejı ve Ulusal Araştırmalar Merkezi Yayınları, Erivan 2001, ss. 17-21; Suren Zolyan, Nagornıy Karabakh: Problema i Konflikt, Lingva Yayınevı, Erivan 2001, ss. 171-193; Ali Abasov, Arutyun Khaçatıryan, Variantı Reşeniya Karabakhskogo Konflikta: İdei i Realnost, Yeni Nesil Yayınevi, Bakü 2002, ss.69-76. 436 Elçin Ahmedov, Ermenistan’ın Azerbaycan’a Saldırısı ve Uluslararası Örgütler, Bakü 1998, s. 11. 437 Ahmedov, a.g.e., s. 12. 438 Hayat, 24 Mart 1992. 179 Mart ayı boyunca askeri operasyonlar devam ederken, AGİT Dışişleri Bakanları Konseyi’nin 24 Mart’ta yapılan toplantısında bölgedeki son gelişmeler değerlendirilmiş ve kabul edilen sonuç bildirisinin 3–11. maddelerinde sorunun çözümü için Beyaz Rusya’nın Minsk kentinde bir konferans toplanmasının kararlaştırılmıştır. 9. maddede konferansın katılımcıları olarak Azerbaycan, Almanya, ABD, Ermenistan, Beyaz Rusya, İsveç, İtalya, Fransa, Rusya, Türkiye, Çek ve Slovakya Federal Cumhuriyeti (toplam 11 devlet) belirlenmiştir.439 YGŞK 18–21 Mayıs tarihleri arasında Helsinki’de konuyu yeniden müzakere etmiş ancak Ermenistan’ın uzlaşmaz tavrı nedeniyle ciddi bir netice elde edilememişti. AGİT Minsk Grubu’nun konuyla ilgili ilk toplantısı İtalya parlamentosu üyesi Mario Rafaelli başkanlığında 1–5 Haziran’da gerçekleşmiştir.440 Azerbaycan tarafı bu görüşmeye Dağlık Karabağ temsilcilerinin gözlemci statüsünde katılmasına razı olsa da, Karabağ Ermenileri özerk cumhuriyetin temsilcisi gibi katılmak istediklerini beyan ederek toplantıya katılmamıştır. 27 Ağustos’ta Minsk Grubu Başkanı Rafaelli bölge devletlerini ziyaret ederek ateşkes talebini yenilemiştir. Minsk Grubu’nun da girişimleri sonucunda taraflar arasında ilk defa olarak uzlaşma sağlanmış ve Azerbaycan, Ermenistan ve Kazakistan Dışişleri Bakanları arasında 27 Ağustos 1992’de Alma-Atı Beyannamesi imzalanmıştır.441 Beyanname şartlarına göre, 1 Eylül 1992’den itibaren ateşkes sağlanmış, 3 Eylül 1992’de Ermenistan’ın İcevan ilinde protokol imzalanmıştır. Üç taraflı 439 Şamil Mehti, “Azerbaydjano-Armyanskiy Konflikt i Politika OON i OBSE: İtogi za 10 Let”, (Erişim) http://conflicts.aznet.org/conflicts/konf/konf_k9.htm, 23 Ağustos 2007; Ayrıca Bkz: (Erişim) http://www.osce.org/docs/russian/1990-1999/mcs/adhels92rhtm, 13 Kasım 2002. 440 Ahmedov, a.g.e., s. 14. 441 Safarov P.Ş, 90’lı yıllarda Azerbaycan’ın Uluslararası Durumu ve Dış Politikası, Bakü, Elm, 1999, s. 31. 180 çalışma grubu 14–15 Eylül 1992 tarihlerinde faaliyete başlasa da, daha sonra Ermenistan Alma-Atı Beyannamesi’ni kabul etmediğini bildirmiştir.442 Minsk Grubu girişimlerinin sonuçsuz kalmasının bir diğer nedeni de 3 Nisan 1993’te Ermenistan’ın Azerbaycan’ın Kelbecer ilini işgal etmesi olmuştur. Azerbaycan bu tarihten sonra AGİT barış görüşmelerine katılmayacağını bildirmiştir.443 Minsk Grubu Mayıs 1994’te ateşkes antlaşması imzalandıktan sonra soruna kalıcı çözüm bulmak için mekik diplomasisini hızlandırmış ve Aralık 1996’ta Lisbon’da düzenlenen AGİT toplantısında konuyu yeniden müzakere etmiştir. Azerbaycan AGİT prensiplerine uygun olarak toprak bütünlüğünün korunması şartıyla Dağlık Karabağ Ermenilerine en yüksek özerklik statüsü vereceğini açıklamış ve bu sonuç bildirisinin 20. maddesinde yer almıştı. Ermenistan bu teklife olumlu yaklaşmamış ve toplantıda kararların alınmasında uzlaşma yöntemi geçerli olduğundan 20. maddeye ilişkin veto hakkını kullanmıştır. Buna karşılık Azerbaycan’da veto hakkından yararlanarak sonuç bildirisini imzalamamıştır. Ancak sonuç itibarıyla Azerbaycan’ın çıkarlarının ifade edildiği 20. madde sonuç bildirisinde yer almamıştı. Buna karşılık AGİT dönem Başkanı Flavio Kotti sorunun halledilmesine ve tarafları ortak paydaya getirebilecek ilkeleri şöyle açıklamıştı: -Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü, -Dağlık Karabağ Bölgesi’nin Azerbaycan toprakları içerisinde en geniş ‘kendi kaderini tayin’ hakkını elde etmesi, 442 Safarov, a.g.e., s. 31. Aslanlı, “Tarihten Günümüze Karabağ Sorunu”, Avrasya Dosyası, Azerbaycan Özel, İlkbahar 2001, VII. cilt, sayı 1, s. 407. 443 181 -Dağlık Karabağ’ın güvenliği ve anlaşma şartlarına uyulması yönündeki garanti.444 Bu şartlar konferansa katılan devletler tarafından kabul edilse de, Ermenistan Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığından bahsedilmediği için buna karşı çıkmıştı. Uzun zaman barışın sağlanması için çaba harcayan Minsk Grubu Mayıs 1997’de taraflara yeni bir barış planı takdim etmişti. Buna göre: -Dağlık Karabağ silahlı birliklerinin, Laçin dahil işgal ettikleri topraklardan çekilmesi, -Cephe hattı boyunca tampon bölgede devriye gezmesi için ve her yılda bir yenilenebilir manda altındaki bir barış gücünün yerleştirilmesi, -Laçin’ın Azerbaycan tarafından AGİT’e ve bu yoldan da Dağlık Karabağa kiralanması, -İşgal altındaki bölgeleri terk etmiş kişilerin geri dönmelerini sağlamak, -Ermenistan ve Dağlık Karabağ’a yönelik ambargonun kaldırılması, -Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün sağlanması şartıyla Dağlık Karabağ’ın kendini yönetebilmesi, gerekli ve maksimum ölçüde ‘milli müdafaa’ ya sahip olabilmesi.445 Plan Azerbaycan tarafından kabul edilse de, Ermenistan kabul etmeyeceğini bildirmişti. Bu planın da kabul edilmemesinden sonra Minsk Grubu taraflara çeşitli barış planları sunmuş ancak hiç biri kabul görmemişti. Bu planları aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür: 444 Ahmedov, a.g.e., s. 48. Nicolas Tavitian, “Karşı Konulamaz Bir Güce Karşı, Hareket Ettirilemez Bir Madde: Dağlık Karabağ‘ın Üzerine Minsk Grubunun Düzenlediği Görüşmeler”, ‘yy’, ‘yy’, ‘ty’. 445 182 -Paket Çözüm (Haziran 1997) -Aşamalı Çözüm (Ekim 1997) -Ortak Devlet (Kasım 1998)446 Planlar genelde birbirilerine benzese de, aralarında ciddi farklılıklar mevcuttur. Planların benzer yanları daha çok ekonomik içerikli, farklı yanları ise Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tehlikeye alan unsurların sırasıyla daha da artmasıdır. Paket Çözüm planı (resmi ismi “Dağlık Karabağ Sorununun Çözüme Kavuşturulmasına İlişkin Çok Boyutlu Sözleşme), adıyla taraflara 18 Temmuz 1997’de sunulan plan adından da belli olduğu gibi sorunun çözümüne ilişkin paket antlaşma mekanizmasını önermiştir.447 Planda tarafların BM Antlaşması’na, BM Güvenlik Konseyi’nin 822, 853, 874 ve 884 sayılı kararlarına AGİT’in temel ilkelerine, uluslararası hukukun genel kurallarına bağlı kalmaları teklif edilmişti. Bu teklife göre, imzalanacak iki antlaşmadan birincisi barışın şartlarını, ikincisi ise Dağlık Karabağ’ın statüsü problemine açıklık getirecekti.448 Aşamalı Çözüm planı (resmi ismi Dağlık Karabağ Silahlı Çatışmasının Durdurulmasına İlişkin Sözleşme), 2 Aralık 1997’de taraflara sunulmuştur. Bu plana göre, barışın sağlanması, mültecilerin geri dönmelerinin şartları hazırlanacak Ermenilere verilecek özerklik statüsünün belirlenecek, işgal altında bulunan Laçın, Şuşa ve eski Şaumyan illerinin hukuki statüsü ise 446 Rovshan İbrahimov, “Dağlık Karabağ Sözde Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığının Tanınması Durumunda Uluslararası Ortamda Ortaya Çıkabilecek Sorunlar”, Ermeni Araştırmaları, Ankara, sayı 6, yaz 2002, s.116. 447 “Dağlık Karabağ Münakaşasının Aradan Kaldırılmasına Dair Herterefli Saziş”, Azerbaycan, 21 Şubat 2001. 448 “Dağlık Karabağ Münakaşasının Aradan Kaldırılmasına Dair Herterefli Saziş”. Azerbaycan, 21 Şubat 2001. 183 daha sonra tartışılacaktı.449 Bu konularda anlaşmaya varıldığı takdirde ise bölgeye, AGİT 1994 Budapeşte Zirvesi’nin Sonuç Bildirisi’ çerçevesinde Barışı Sağlama Birlikleri yerleştirilecekti. Ortak Devlet planı (resmi ismi Dağlık Karabağ Silahlı Çatışmasının Çok Yönlü Çözümünün İlkelerine İlişkin) 7 Kasım 1998’de taraflara sunulmuştur. Bu planda ‘Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin kurulması ve Azerbaycan sınırları içinde, ortak devlet oluşturması öngörülmüştür.450 Planda ortak devletin idaresi için Azerbaycan’ın ve ‘Dağlık Karabağ’ın devlet başkanlarının, başbakanlarının ve parlamento başkanlarının temsilcilerinden oluşan ortak komitenin kurulması yer almıştı. Planda aynı zamanda imzalanacak anlaşmaların geçerliliğinin garanti altına alınması için Rusya, ABD ve Fransa devlet başkanlarının ortak çalışmalar yapacağı vurgulanmıştı.451 Bu tekliflerden ilk ikisi Ermenistan, üçüncüsü ise Azerbaycan tarafından kabul görmemiştir. Ermenistan Dağlık Karabağ’a bağımsızlık verilmesini talep ederken, Azerbaycan en yüksek özerklik statüsünün verilebileceğini bildirmiştir. Minsk Grubu’nun arabuluculuk girişimleri bugün de devam etmektedir. Minsk Grubu’nun arabuluculuk girişimi BM tarafından desteklenmiş ve sanki BM sorunun çözümünü bu kuruma devrederek sorumluluktan kurtulmak istemiştir. Minsk Grubu’nun başarısız olmasının bir diğer nedeni de Dağlık Karabağ sorununun çözümü ile ilgilenmeye başlayıncaya kadar kurumun daha önce bu tür sorunların çözümüne yönelik girişimleri ve netice itibarıyla tecrübesinin olmaması, işgalci ve işgale maruz kalan tarafların tasnifinde belirsizliğe yol vermesi, aldığı kararların sadece 449 “Dağlık Karabağ Silahlı Münakaşasının Dayandırılması Hakkında Saziş”, Azerbaycan, 21 Şubat 2001. 450 “Dağlık Karabağ Silahlı Münakaşasının Herterefli Hellinin Prinsipleri Hakkında”, Azerbaycan, 21 Şubat 2001. 451 “Dağlık Karabağ Silahlı Münakaşasının Herterefli Hellinin Prinsipleri Hakkında”. Azerbaycan, 21 Şubat 2001. 184 teklif ve öneri şeklinde olması, yaptırım gücü ve mekanizmasının olmamasıdır. Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik BM’nin de bazı girişimleri olmuş ve bu girişimler pasif şekilde bugün de devam etmektedir. Rusya’nın Ermenistan’a askeri ve siyasi desteği sonucunda topraklarının büyük bir bölümünün Ermenistan tarafından işgal edilmesinden sonra Azerbaycan Rusya’nın girişimlerini engellemek ve sorununun çözümü için Birleşmiş Milletler, arabuluculuk girişimlerini kabul etmiştir. BM’nin sorunun çözümüne yönelik ilk girişimleri Başkan Butros Gali’nin özel temsilcisi olarak atanan Sayruse Vens’in 17 Mart 1992’de bölgeye gelerek olayları gözlemlemek ve durum tespiti yapması ile başlamıştır. Vens’in konuyla ilgili 26 Mart’ta Gali’ye sunduğu raporda BM’nin AGİT’in girişimlerine destek verilmesi ve barışın sağlanmasının gerekliliği ifade edilse de, barışı sağlamak için net bir teklif veya mekanizma ortaya konmamıştı.452 Ermenistan’ın 9 Mayıs 1992’de Şuşa’yı işgal etmesinden sonra Türkiye, BM Güvenlik Konseyi’nin toplanarak sorunun müzakere edilmesini talep etmişti.453 Azerbaycan’ın talebi üzerine Güvenlik Konseyi’nin 3072. toplantısı düzenlenmiş, Dağlık Karabağ sorunu müzakere edilmiş, Konsey Başkanı’nın konuşmasında genel olarak son durumun tespit edilmesi için bölgeye temsilci gönderilmesi ve savaş bölgesini terk eden insanlara insani yardımların ulaştırılması gerektiği ifade edilmiştir.454 452 Mityayev, a.g.m., s. 505. Ahmedov, a.g.e., s. 60. 454 Ahmedov, a.g.e., s. 60. 453 185 AGİT’in sorunun çözümüne yönelik barış girişimleri sonuçsuz kalmış ve askeri operasyonlar devam etmiştir. Bunun üzerine, BM Güvenlik Konseyi, taraflardan ateşkesin sağlanmasını ve Minsk Grubu’nun acil toplanmasını talep etmiştir. Ermenistan’ın askeri operasyonları genişleterek 3 Nisan 1993’te Kelbecer ilini işgal etmesinden sonra Azerbaycan’ın BM’deki temsilcisi Hasan Hasanov, BM Güvenlik Konseyi’nden olayla ilgili açıklama yapmasını ve Ermenistan ordusunun Kelbecer’den çekilmesini sağlayan karar alınmasını talep etmiştir. 6 Nisan 1993’te Güvenlik Konseyi yapılan açıklamada taraflar arasındaki durumun daha da kötüleşmesinden, Ermenilerin∗ Kelbecer’i işgalinden bölgedeki barışı tehdit eden tüm bu türden hareketlerden duyduğu rahatsızlığı ifade etmiştir. Açıklamada ayrıca, sınırların değişmezliği ve toprak bütünlüğü ilkeleri çerçevesinde AGİK’in barış girişimlerini desteklediklerini, BM Genel Sekreterinden konuyla ilgili Güvenlik Konseyi’ne rapor sunması istenmiştir. 14 Nisan 1993’te Genel Sekreter tarafından Güvenlik Konseyi’ne sunulan raporda, Karabağ’daki askeri operasyonlara ve Kelbecer’in işgal edilmesinde Ermenistan’ın ne gibi rol üstlendiğinin karanlık kaldığı, ancak modern silahlar kullanıldığı, yerel Ermeniler dışında da gücün bulunduğu ifade edilmiştir. Kelbecer ilinin işgalinden sonra Türkiye, Pakistan, İran, İngiltere, İKÖ, İtalya ve Fransa olayı kınayan açıklamalarda bulunsalar da, sorunun çözümü için somut hiçbir adım atılmamıştır.455 Azerbaycan’ın girişimleri sonucunda BM Güvenlik Konseyi 30 Nisan 1993’te Kelbecer’in işgali konusunu müzakere etmiş ve 15 üyenin oybirliği ile 822 sayılı karar456 kabul edilmiştir. Bu kararda, Kelbecer’in Ermeniler tarafından işgal edilmesi kınanmış, sınırların ihlal edilememesi, işgalin kabul edilmemesi, ∗ devletlerin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne saygı Kararda Ermenistan’ın adı değil, sadece Ermeniler ifadesi kullanılmıştır. Nazim Cafersoy, Elçibey Dönemi Azerbaycan Dış Politikası (Haziran 1992-Haziran 1993), Ankara, ASAM yayını, 2001, s. 85. 456 Resolutıon 822 (1993), S/RES/822 (1993), 30 April 1993, (Erişim) http://www.un.org/Docs/ scres/1993/ 822e.pdf; 455 186 gösterilmesi ilkeleri hatırlatılmıştır. Kararda ateşkese kesin olarak uyulması; işgal güçlerinin Kelbecer ilinden ve Azerbaycan’ın işgal edilmiş diğer illerinden çıkarılması amacıyla bütün askeri operasyonların ve düşmanca eylemlerin durdurulması talep edilmiş; ilgili tarafların çatışmanın AGİK Minsk Grubu barış süreci çerçevesinde çözümü için görüşmelere hemen ve tekrar başlanması ve sorunun barışçıl araçlarla çözümünü zorlaştıracak eylemlerden kaçınması ısrarla vurgulanmış; sivil halkın zorluklarını azaltmak için bölgede, özellikle çatışmanın etkili olduğu bütün illerde insani yardımların yapılabilmesi için engellerin kaldırılması istenmiş; bütün tarafların uluslararası insani hukukun ilke ve normlarına uymak zorunda olduğu belirtilmiş; Genel Sekreterden AGİK Başkanı, ayrıca AGİK Minsk Grubu ile görüşmeler yaparak bölgedeki, özellikle Azerbaycan’ın Kelbecer ilindeki durumu değerlendirerek bu konuda Güvenlik Konseyi’ne rapor sunması istenmiş; bu konuyla aktif olarak ilgilenme kararı alındığı ifade edilmiştir.457 Kararda Kelbecer ve işgal edilen diğer bölgelerden Ermeni silahlı birliklerinin geri çekilmesi gerektiğini ifade eden BM Güvenlik Konseyi, Azerbaycan’ın bütün ısrarlarına rağmen Ermenistan’ı işgalci ülke olarak tanıma cesaretini göstermemiştir. BM’nin etkisiz kalan birinci kararından sonra Ermenistan ordusu askeri operasyonlara devam ederek, 23 Temmuz 1993’te Ağdam ilini işgal etmiştir. Azerbaycan’ın talebi üzerine toplanan BM Güvenlik Konseyi, 853 sayılı karar458 kabul etmiştir. Kararda Konsey, Azerbaycan topraklarının işgalini kınamış, en kısa sürede ateşkesin sağlanmasını ve işgal edilmiş bölgenin geri verilmesini talep etmiştir. Konseyin kararında aynı zamanda AGİT’in 457 Aslanlı, “Tarihten Günümüze Karabağ...”, ss. 393-430. Resolution 853 (1993), S/RES/853 (1993), 29 Temmuz 1993, (Erişim) http://www.un.org/Docs/scres/ 1993/853e.pdf; 458 187 bölgeye temsilci göndermesinden duyulan memnuniyet ifade edilmiş ve taraflara bu kurum aracılığı ile doğrudan görüşmelere başlamaları önerilmiştir. Güvenlik Konseyi Başkanı 18 Ağustos’ta Azerbaycan- Ermenistan arasında siyasi ilişkilerin daha da gerginleşmesi ve cephe bölgesinde askeri operasyonların hızlanmasından duyduğu endişeyi dile getirmiş, ateşkes anlaşmasının imzalanması gerektiğini ve devletlerden çatışan her iki tarafa silah satmamasını talep etmiştir.459 Ateşkes antlaşmasına 18 Ağustos–14 Eylül tarihleri arasında riayet edilmiş ve 5 Kasıma kadar uzatılması hakkında görüş birliğine varılmıştır. Ancak Ermenistan bu antlaşma şartlarına uymamış ve 23 Ağustos 1993’te Fizuli, 25–26 Ağustosta Cebrayıl, 31 Ağustosta da Gubatlı işgal edilmiştir. Bu arada BM Güvenlik Konseyi 14 Ekim 1993’te toplanarak 874 sayılı bu karar460 almıştır. Karada taraflardan ateşkese uymaları, Güvenlik Konseyi’nin 822, 853 sayılı kararlarından doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi talep edilmiştir. Ancak bu kararda diğer kararlar gibi uygulanmamış, Azerbaycan iç politikasında yaşanan hâkimiyet uğrunda mücadeleyi, Rusya’nın siyasi ve askeri desteğini, BM ve dünya kamuoyunun ilgisizliğini fırsat bilen Ermenistan 10 Ekim’den itibaren güney cephesi boyunca geniş askeri operasyonlara başlamış ve 23 Ekimde Horadiz kasabasını, 28 Ekim–1 Kasım tarihlerinde Zengilan’ı işgal ederek Karabağ üzerinde fiili kontrolü sağlamıştır. Bölgedeki durumu değerlendiren BM Güvenlik Konseyi 11 Kasım 1993’te 884 sayılı karar461 kabul etmiştir. Diğer kararlarda olduğu gibi bu kararda da, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü bir daha teyit edilmiş, sınırların değiştirilmemesi ve silaha başvurmadan toprak elde etmenin yol verilmez olduğu vurgulanmıştır. 459 Mityayev, a.g.m., s. 511. Resolution 874 (1993), S/RES/874 (1993), 14 Ekim 1993, (Erişim) http://azerbaijan-ungeneva.az/ documents/un_874.pdf; 461 Resolution 884 (1993), S/RES/884 (1993), 14 Ekim 1993, (Erişim) http://www.un.org/Docs/ scres/1993/884e.pdf; 460 188 BM Güvenlik Konseyi’nin Dağlık Karabağ sorunu ile ilgili aldığı bütün kararlarda Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün korunması, Ermenistan’ın soruna taraf olması, işgal edilen Azerbaycan topraklarından hemen ve kayıtsız şartsız geri çekilmesi vurgulansa da, elde olan somut verilere rağmen (Kelbecer’in işgali sırasında iki taraftan-Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinden ve Ermenistan sınırından saldırıldığı video görüntülerle de tespit edilmiştir), Ermenistan işgalci ülke olarak tanınmamış, Ermenistan’a herhangi bir (Kuveyt’in Irak işgalinden kurtarılması örneğinde olduğu gibi) yaptırım uygulanmamıştır. Ateşkes anlaşmasının imzalanmasından sonra nihai barış anlaşmasının imzalanması için BM, AGİT Minsk Grubu, Rusya, Fransa, İran ve ABD’nin teklif ettiği barış planı Azerbaycan ve Ermenistan tarafından kabul edilmediği için sorun halen devam etmektedir. BM uluslararası örgütlerin ve devletlerin arabuluculuk girişimlerini desteklediğini bildirse de, sorunun çözümüne yönelik proje hazırlayarak taraflara sunmamıştır. Müzakereler zamanı BM barış gücünün bölgeye yerleştirilmesi konusu ele alınsa da, ciddi bir sonuç elde edilmemiştir. BM’nin dünya devletleri örgütü olması itibarıyla sorunun çözümü için ciddi girişimlerde bulunması gerekirken, bu görevini Minsk Grubu ve başka devletlere devretmesi, Güvenlik Konseyi’nin aldığı kararların zaafiyetini ve yetersiz kaldığının ifadesidir. yerine getirilmemesi örgütün 3. BÖLÜM 3. ERMENİSTAN’IN BÖLGE POLİTİKASI 3. 1. ERMENİSTAN’IN RUSYA POLİTİKASI 3. 1. 1. Ermenistan Jeopolitiğinde Rusya’nın Yeri ve Önemi Coğrafi bakımdan çok elverişsiz bir bölgede bulunan ve doğal kaynaklardan yoksun olan Ermenistan’ın, denize çıkışı yoktur ve ulaştırma genellikle Gürcistan üzerinden yapılmaktadır. Böyle bir coğrafyada bulunan bir ülkenin yakın çevresi ile iyi ilişkiler kurması gerekirken, günümüzde Ermenistan, komşuları ile ciddi sorunlar yaşamaktadır. Sadece İran ile ekonomik ve siyasi ilişkileri üst düzeydedir. Ayrıca Rusya ile sınırı olmamasına rağmen, güvenlik ve ekonomik anlamda büyük ölçüde bu ülkeye bağımlıdır.462 Rusya’nın Ermenilerin tarihinde büyük önemi vardır. 18. yüzyılda sıcak denizlere inme politikasını uygulayan Rusya, Kafkasya’da Azerbaycan Türkleri ve Gürcülere güvenmediğinden dolayı, bölgede çıkarlarını koruyacak Ermenileri İran ve Osmanlıdan Kafkasya’ya göç ettirmiş463 ve 462 Atadjanyan İ. A, İz İstorii Russko-Armyanskikh Vzaimootnoşeniy s X po XVIII Veka, Erivan, Lingva 2006; L. M. Melikset-Bek, Drevnya Rus i Armyane, Sbornik Trudov İnstıtuta im Marra N. Ya, Erivan 1946; K. N. Grigoryan, “Russkie Peçatnıye İstoçniki Konça XVIII-Naçalo XIX vv. Ob Armenii”, İzvestiya AN SSSR, No: 6, 1955. 463 Parsamyan, a.g.e., ss. 19-71. 190 devlet kurmalarına yardımcı olmuştur.464 Kafkasya’da Ermeni devletinin kurulması Rusya için güney sınırlarının güvenliği anlamına gelmiştir ve Ermenistan bu özelliğini bugün de korumaktadır. Ermenistan’ın 1920–1991 yıllarında SSCB/Moskova ile ilişkilerini jeopolitik açıdan değerlendirmek mümkün olmasa da, bağımsızlık elde ettiği 1991’den itibaren bu ülkenin jeopolitiğinde Rusya büyük önem kazanmıştır. Güney Kafkasya’da dar bir coğrafyaya sıkışan Ermenistan, Azerbaycan topraklarının işgal edilmesinde Rusya’nın ciddi ölçüde ekonomik, siyasi ve askeri desteğini almıştır. Bağımsızlık sürecinde Ermenistan, ülkesinde konuşlanan Rus askeri üslerini çıkarmamış, aksine Azerbaycan ve Gürcistan’dan çıkarılan askeri üsleri kendi topraklarında konuşlandırmıştır.465 Bağımsızlığının ilk yıllarında Rusya karşıtı görüşler ortaya çıksa da, jeopolitik dezavantajını telafi etmek isteyen Ermenistan daha sonra Rusya ile ilişkilerini üst düzeyde tutmaya çalışmıştır. Ermenistan’ın, siyasi ve ekonomik varlığının devam etmesi büyük ölçüde Rusya’ya bağlıdır. Rusya, Ermenistan ekonomisi, güvenlik ve dış politikasında belirleyici ve temel ülke konumundadır. Rusya ile tarihi ilişkilerini göz önünde bulunduran Ermenistan için, ülkenin güvenliğinin Ermenistan’da ve konuşlanan bağımsızlığının Rus askeri tek garantörü birlikleridir.466 Rusya Baltık ve ülkeleri, Azerbaycan ve Gürcistan Rusya’nın liderliğinde kurulan Bağımsız Devletler Topluluğu’na üye olmaktan kaçınırken Ermenistan kayıtsız şartsız 21 Aralık 464 Ayvazyan, a.g.e., ss. 264-452. Malışeva, a.g.m.,; “Rusya Federasyonu Savunma Bakanlığı Gürcistan’daki Askeri Donanımı Ermenistan’a Nakletmeye Başladı”, Azg, 21 Mayıs 2003. 466 Arsen Gasparyan, “Natsioanalnaya Bezopasnost Kak Prioritet v Armyano-Rossiyskih Otnoşeniyakh”, (Erişim) http://www.armenianembassy.ru/arsen.html 465 191 1991’de BDT’ye üye olmuştur. 18–19 Mayıs 1999’da Erivan’da düzenlenen ‘Rusya-Ermenistan-İran: Uygarlık Diyalogu’ adlı konferansta konuşma yapan Taşnaksutyun Partisi Merkez Yönetim Kurulu Başkanı ve Devlet Başkanı Koçaryan’ın Danışmanı görevinde bulunan Vahan Ovannisyan Ermenistan’ın son 300 yıllık tarihinde Rusya’nın büyük rol oynadığını ve Ermenistan’ın bağımsızlığının garantörü olduğunu ifade etmiştir.467 Ovannisyan’ın bu görüşü 8 Ekim 2002’de Moskova’da düzenlenen ‘Yüzyılın Kavşağında Dünya Ermenileri ve Uluslararası İlişkilerin Güncel Sorunları’ adlı konferansta konuşma yapan Rusya Dışişleri Bakanı İgor İvanov’un görüşleri ile uyuşmaktadır. İvanov görüşlerini, ‘…Rusya Kafkasya devletidir ve bu bölgede doğal çıkarları vardır. Rusya’nın Kafkasya politikası tarihi, ekonomik, siyasi, dini ve kültürel ilişkilerin sürekliliğine dayanmaktadır. Bizim başlıca amacımız bu bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamaktır. Bizim bölgedeki varlığımız istikrarın sağlanması için yeterlidir. Bu konu bugün de bizim için güncelliğini korumaktadır. Ermenistan Kafkasya ülkeleri arasında Rusya için özel öneme sahiptir. İki ülke arasındaki ilişkiler dostluk ve işbirliği prensibine, karşılıklı anlaşmaya, milli çıkarların örtüşmesine ve tarihi geleneklere dayanmaktadır’.468 şeklinde ifade etmiştir. Rusya’nın desteğini alan Ermenistan silahlanmakta ve bölgesel güvenliği tehdit etmektedir.469 Ermenistan’ın Hay Dat Doktrini’ni uygulaması, bir anlamda Rusya’nın Kafkasya politikası ile örtüşmektedir. Rusya, Azerbaycan, Türkiye ve Gürcistan toprakları hesabına kurulması planlanan ‘Büyük Ermenistan’ projesine önem vermiş ve Ermenistan’ın yayılmacı politikasını askeri ve siyasi anlamda desteklemiştir.470 467 Susanna Petrosyan, “Rossiya-Armeniya-İran: Dialog…”, Vstuplenie Ministra İnostrannıh Del Rossii İ. S. İvanova Zaklyuçitelnom Plenarnom Zasedanii Mejdunarodnıy Konferantsii “Armyane na Rubeje Vekov i Aktualnıe Problemı Mejdunarodnıkh Otnoşenii”, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Bülteni, Moskova, 9 Ekim 2002, 469 Vartan Tonoyan, “Robert Koçaryan: Rossiya i Armeniya Blizki, Kak Nekogda Ranşe”, İzvestiya, 22 Mayıs 2003. 470 “K. Zatulin: Rossiya ne Mojet Pozvolit Sebe Roskoş Poteri Svoego Deystvitelno Posledovatelnogo Soyuznika na Kavkaze-Armenii”, Novosti-Armeniya HA, 1 Şubat 2007. 468 192 Ermenistan’ın jeopolitiğinde Rusya’nın önemi güvenlik anlamında ve siyasi açıdan bazı avantajlar sağlasa da, ekonomik olarak bölgesel işbirliği imkânlarından yoksun bırakmıştır. Ancak Ermenistan yönetimi Ermenistan’ı bölgedeki ekonomik ve siyasi gelişmelerin dışına iten faktörlerden daha çok Rusya ile işbirliğinin olumlu yönlerini göz önünde bulundurmuş ve kamuoyuna bunun propagandasını yapmıştır. Bununla Ermenistan: -Türkiye’nin Kafkasya politikasına ve özellikle Türkiye’den kaynaklandığını düşündüğü tehdide karşı Rusya’yı denge unsuru olarak görmüş, -Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tehdit eden Cavaheti Ermenilerinin ayrımcılık faaliyetini desteklemiş, -Türkiye politikasını sözde soykırımın tanınması\ toprak talebi ve tazminat alınması şartları üzerinde kurmuş, -Bölgesel güvenliği ve istikrarı tehdit eden bir dış politika izlemiştir. Aynı zamanda Rusya da Ermenistan ile olan stratejik işbirliği sonucunda: -Ermenistan’da konuşlanan Rus askeri üsleri sayesinde Azerbaycan ve Gürcistan’ı kontrol altında tutmuş, -Kafkasya, Rusya’nın siyasi ve askeri eliti tarafından özel bir bölge olarak tanımlanmış ve bu yönde politika izlenmiş, -Hazar havzası enerji kaynaklarının uluslararası piyasalara çıkarılmasında Kafkasya’nın mevcut Rus boru hatlarına alternatif konumunu zayıflatmaya çalışmış (Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Bakü-Supsa petrol boru hatları), -1990’lı yılların sonlarına doğru Azerbaycan ve Gürcistan’ın Rusya’yı dışarıda bırakarak yeni güvenlik mekanizmalarını kurmalarını engellemiş,471 -Kafkasya’daki askeri ve siyasi varlığını koruyabilmiş,472 471 David Darçiaşvili, “Rossiyskoe Voennoe Prisutstvie v Gruzii-Poziçii Storon i Perspektivı”, Kavkazskie Regionalnıe İssledovaniya, II. cilt, dizi 1, 1997, (Erişim) http://poli.vub.ac.be/publi/ crs/rus/R02-004.html; Vaagn Aglyan, “Rossiyskaya Federaçiya i Yujnıy Kavkaz: Strukturnaya Vzaimosvyazannost i Perspektivı Razvitiya Otnoşenii”, 21 Vek, Erivan, No: 1, (3), 2006. ss. 146173. 472 Vitaliy Naumkin, “Rossiya i Zakavkaze”, Kavkazskie Regionalnıe İssledovaniya, III. cilt, No: 1, 1997, (Erişim) http://poli.vub.ac.be/publi/crs/rus/03_0 2R.htm 193 -Ermenistan üzerinden bölgede daha etkili siyasi, ekonomik ve askeri politika uygulamış ve bölgedeki etnik sorunları kontrol edebilmiştir.473 Ermenistan jeopolitiğinde Rusya’nın rolü ve etkisi daha çok Rusya’nın menfaatlerinin korunması çerçevesinde bu gün de devam etmektedir; bugünkü şartlarda kısa ve orta vadede Rusya’nın bu ülke üzerindeki etkinliğinin herhangi bir kesintiye uğrayacağını iddia etmek mümkün değildir. 3. 1. 2. Bağımsızlık Süreci ve Sonrasında Ermenistan-Rusya İlişkileri Bağımsızlık sürecinde Ermeni kamuoyunda Rusya karşıtı görüşler şekillenmeye başlamıştır. Ermeni aydınları miting ve toplantılarda yaptıkları konuşmalarda 1918–1920 yılları arasındaki Birinci Ermenistan Cumhuriyeti’nin devrilmesinde Bolşevik Rusya’yı suçlamıştır. Ermenistan bağımsızlık mücadelesini başlatan Ermeni Ulusal Hareketi Rusya’yı Ermenistan’ın bağımsızlığı karşısındaki en büyük engel olarak görmüştür. Bu süreçte Ermenistan’da yaşayan Ruslara baskı uygulanmış, Rus ordusuna karşı saldırılar düzenlenmiştir. 1990’da Ermenistan’da ‘David Sasunçi’, ‘Vrejkhdrutyun’ (İntikam), ‘Hay Dat’, ‘Ankakh Gumartak’ (Bağımsız Müfreze), ‘Nart’ ve ‘Muş’ adlı silahlı gruplar,474 ülkede konuşlanan Rus askeri üslerine saldırmıştır. Ancak 1990’dan sonra Ermenistan’da iktidarda bulunan EUH liderleri Rusya’nın siyasi, ekonomik ve askeri desteği olmadan Dağlık Karabağ ve ekonomik sorunları halledemeyeceklerini anlamış, Rusya ile ilişkilerine önem 473 Мaykl Emerson, “Podkhodı k Stabilizaçii Na Kavkaze”, Kavkazskie Regionalnıe İssledovaniya, V. cilt, No: 1-2, 2000, (Erişim) http://poli.vub.ac.be/publi/crs/rus/Vol5/ EmersonNEWRUS.htm 474 Pompeev, a.g.e., ss. 176-181. 194 vermiştir. Bu tarihten sonra bağımsızlık sürecinde Rusya 70 yıllık istibdadın merkezi olarak değil, bağımsızlık sonrası işbirliği yapılacak ülke ve müttefik olarak algılanmıştır.475 Bağımsızlığının ilk yıllarından itibaren, Karabağ Ermenilerinin ayrılıkçı taleplerini destekleyen Ermenistan, bu konuda da Rusya’nın desteğine ihtiyaç duymuş ve Ermenistan’ın çıkarlarının korunması açısından politika izlemiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Kafkasya’da yaşanan etnik sorunlar ve silahlı çatışmaları kendisinin bölgede kalması için fırsat olarak değerlendiren Rusya, bölgedeki ayrılıkçı hareketleri siyasi açıdan desteklemiş, askeri ve teknik açıdan yardımda bulunmuştur. Bu dönemde Ermenistan’ın Rusya politikası Dağlık Karabağ sorunu ve yaşadığı ekonomik sorunlara çerçevesinde şekillenmiştir. 1990’da Ermenistan’ın egemenliğini ilan etmesinden sonra Rusya, Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan’ı destekleyerek Ermenistan’a baskı uygulamıştır. Ancak 1991’den sonra Azerbaycan’da yaşanan siyasi gelişmeler ve 1992’de iktidara gelen Azerbaycan Halk Cephesi’nin Rusya karşıtı politika izlemesi üzerine Rusya, Ermenistan ile siyasi ve askeri işbirliğini yeniden gözden geçirmiş ve Ermenistan’ı desteklemiştir. Bu tarihten itibaren Ermenistan da Rusya’nın bölgedeki etkinliğini göz önünde bulundurarak, ikili ilişkileri geliştirmek için çaba harcamıştır. Özellikle ekonomik sorunların çözülmesi ve Dağlık Karabağ konusunda Rusya’nın siyasi, askeri ve ekonomik desteğine ihtiyaç duyan Ermenistan, Rusya’nın ileri sürdüğü şartları koşulsuz olarak kabul etmiştir. 475 Bağımsızlık sonrası Ermenistan-Rusya ilişkileri için bkz: Sergey Şakaryanç, Politika Postsovetskoy Rosii Na Kavkaze i Ee Perspektivı, Ermenistan Stratejik ve Milli Araştırmalar Merkezi Yayınları, Erivan 2001. 195 1990’li yılların başlarında Rusya’nın askeri, siyasi ve ekonomik açıdan Ermenistan’da kalmasını ülkenin hayati çıkarları ile örtüştüğü kanaatinde olan Petrosyan, 1996 yılından itibaren Rusya’ya yönelik politikasında bazı değişiklikler yapmak istemiştir. 1988–1996 yılları arasında Ermeni devleti ve kamuoyu tamamen Dağlık Karabağ sorunu ile ilgilenmiş, bölgedeki jeoekonomik ve jeopolitik gelişmelerin dışında kalmıştır. Bölge devletlerinden Azerbaycan ve Gürcistan uluslararası ekonomik ve siyasi ortamla bütünleşmeye olmaya çalışmış, ciddi ekonomik gelişmeler elde etmiş, Azerbaycan ‘Asrın Anlaşması’ olarak bilinen petrol anlaşmasını imzalamıştır. Azerbaycan yabancı petrol şirketleri ile görüşmelere devam ederken Gürcistan, kendi açısından çok etkili bir genel durum değerlendirmesi yaparak Hazar havzasındaki petrolü dünya pazarlarına taşıyacak petrol boru hatlarının kendi topraklarından geçmesi için Azerbaycan hükümeti ve şirketler birliği ile görüşmelere başlamıştır. Bu dönemde ise Ermenistan, Azerbaycan topraklarının işgaline devam ederek kendisini bu sürecin dışında bırakmayı tercih etmiştir. Rusya, özellikle Dağlık Karabağ Savaşı’nda Ermenistan’ı desteklemiş, bu ülkenin Türkiye ile sorunlarını ön palana çıkararak Ermenistan’ı kontrol etmeye çalışmıştır. Ermeniler de Türk düşmanlığı duyguları ile Rusların politikasının etkisinde kalmıştır. Yaklaşık 300 yıldır Kafkasya’da varlığına devam eden Rusya, Türkleri Ermenilere ‘büyük düşman’ olarak tanıtmış ve Ermenilerin koruyuculuğunu üstlenmiştir. Bir başka deyişle Rusya’nın Kafkasya’daki siyasi ve askeri varlığının devam etmesindeki etkenlerden biri de Ermenilerin Türkiye düşmanlığıdır. Ruslar Türkiye’yi Ermenistan’ın varlığı için ciddi bir tehdit kaynağı olarak göstermiş ve Ermenileri, büyük bir devlet tarafından savunması gerektiğine inandırmışlar. 1990’lı yılların ikinci yarısında bölgesel ve uluslararası koşulları değerlendiren Petrosyan, Ermenistan’ın Rusya’nın uydusunda kaldığı 196 sürece, ne Karabağ sorununun çözüleceğine ne de ekonomik kalkınmanın mümkün olmayacağını anlamış ve Rusya ile olan ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi gereğine inanmış, istifa etmeden kısa bir süre önce Ermeni halkına ‘Savaş mı, Barış mı?’ adlı bir mektup yazarak sesini duyurmaya çalışmıştır. Bu mektupta Petrosyan, Ermenistan’ın bağımsızlığını ilan etmesinden itibaren yaşanan siyasi, askeri ve ekonomik gelişmeler değerlendirilmiş, Ermenistan’ın kendisini bölgedeki ekonomik ve siyasi gelişmelerden izole etmesinin ciddi bir hata olduğunu, bölgesel güvenlik ve istikrarın sağlanması için bölge devletlerinin kendi aralarında anlaşması gerektiğini, özellikle Dağlık Karabağ Savaşı’nda nihai barış anlaşmasının imzalanmasının şart olduğunu vurgulamıştır. Mektupta Petrosyan özellikle Rusya’nın bölgedeki varlığını sorgulamış, Karabağ Savaşı’nda Rusya’nın Ermenistan’a verdiği desteğin sonsuza kadar devam etmeyeceğini ve Rusya’nın Karabağ’ın bağımsızlığını tanımayacağını, uzun vadede Ermenistan’ın daha ciddi ekonomik ve siyasi sorunlarla karşı karşıya kalmaması için barış anlaşmasının imzalanması gerektiğini kanıtlamaya çalışmıştır.476 Petrosyan mektubunda sadece Ermenistan’ın iç ve dış politikasında yaşanan sorunlara değil, bölgesel ve uluslararası sorunlara da değinmiş, başta ABD olmak üzere Batı’lı petrol şirketlerinin Azerbaycan ile anlaşma imzaladıktan sonra Ermenistan’a yapılan baskıların arttığını ve Ermenistan’ın ciddi sıkıntılar içinde olduğu bir dönemde bu baskılara karşı fazla dayanamayacağını ifade ederek bu konuda Ermeni halkının desteğinin gerekli olduğunu savunmuştur. Perosyan’nın Rusya’nın etkisinden kurtulma çabası başarıyla sonuçlanmamıştır. Rusya ile ilişkilere daha çok önem veren Koçaryan’ın 1998’de devlet başkanı seçilmesinden sonra Ermenistan’ın iç ve dış politikasında ciddi değişiklikler olmuştur. Her şeyden önce, Rusya ile ilişkilerini geliştirmeye çalışan Koçaryan, askeri, ekonomik ve siyasi açıdan Rusya ile işbirliğine önem vermiştir. Koçaryan, iktidarının ilk yıllarında 476 Levon Ter-Petrosyan, “Voyna İli…” 197 ekonomik sorunlardan daha çok siyasi sorunların çözülmesine öncelik vermiştir. Koçaryan dış politika çerçevesinde başta Rusya olmak üzere ABD ve Avrupa ülkeleri ile ilişkileri geliştirmeye çalışmıştır. Ermenistan ve Rusya arasında ekonomik ve ticari ilişkileri etkileyen en önemli sorunlardan biri de Ermenistan’ın Rusya’ya olan borcunun ödenmesinde yaşanan zorluklar olmuştur. Bağımsızlığın ilk yıllarında Rusya’nın verdiği borçlarla ayakta kalmaya çalışan Ermenistan, birkaç yıl sonra bu borçları ödeyemez duruma gelmiştir. Rusya bulduğu her fırsatta Ermenistan’a borcunu geri ödemesi gerektiğini hatırlatmış ve verdiği doğalgazda kesintiler yapmaya başladıktan sonra, Ermenistan Hükümeti Rusya’ya olan borcunu ödemek için yollar aramıştır. Taraflar arasında yapılan uzun görüşmelerden sonra Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan’ın teklifi üzerine Rusya, toplam 101 milyon Dolar borç karşılığında Ermenistan’ın büyük askerî sanayi tesisi olan Nairit, Mars ve ülke elektrik ihtiyacının % 40’nı üreten Hrazdan hidroelektrik santrali başta olmakla beş büyük sanayi tesisini almaya karar vermiş ve 17 Temmuz 2002’de bu konuda anlaşma imzalanmıştır.477 Taraflar arasında imzalanmış bu anlaşmada Rusya’nın kontrolüne verilmiş sanayi merkezlerinin demirbaş sayısının kesin olarak hesaplanmadığı için uzun süre Rusya Duma’sında onaylanmamıştır. Yapılan görüşmelerden sonra bu konudaki anlaşmazlıklar da halledilmiş ve Rusya Duma’sı Ermenistan ile imzalanmış anlaşmayı 15 Mayıs 2003 tarihinde onaylamıştır. 20 Mayıs 2003 tarihinde Rusya federasyonu Sanayi, Bilim ve Teknoloji Bakanı İlya Klebanov yaklaşık 80 Rus işadamı ile birlikte Ermenistan’a resmi bir ziyarette bulunmuştur. Koçaryan, Rus heyetini kabul ederken Ermenistan 477 “Devlet Duması “Borca Karşı Mülk” Şartnamesini Onayladı“, Azg, 15 Mayıs 2003, “Rossiya Poluçila ot Armenii Nauçnıye İnstitutı v Sçet Uplatı Dolga”, (Erişim) http://lenta.ru/economy/2002/ 11/05armenia 198 ve Rusya arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da geliştirilmesi imkânlarının olduğunu ifade etmiştir. Klebanov ise Rusya’nın Ermenistan ile bilim ve teknoloji alanında işbirliğini geliştirmek istediklerini vurgulamış, iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin siyasi ilişkilerin gölgesinde kaldığını dile getirmiştir. Klebanov, Ermenistan’a yatırım yapmak için Rusya vatandaşı Ermeni işadamlarının heyette yer almasının önemini belirtmiş ve Ermenistan’a yatırım için teklif edilen koşulların çok etkileyici olduğunu, tek engelin ise ulaştırmada yaşanan sorunlar olduğunu bildirmiştir. Klebanov, birinci toplantının devamının olması ve benzer toplantıların gelenek haline gelmesi gerektiğini vurgulamıştır. Ermenistan Ticaret ve Ekonomik Gelişme Bakanı Karen Cşmarityan ise Rusya’nın Ermenistan’ın kimya ve metalürji alanında yatırımları olduğunu ifade ederek, bankacılık, finans hizmeti, sigortacılık ve başka alanlarda da işbirliğinin geliştirilmesinin önemli olduğunu bildirmiştir.478 3. 1. 3. Siyasi İlişkiler Araştırmacılar Güney Kafkasya devletlerinden hiç birinin kendi iç kaynakları, ekonomileri ve askeri güçleri ile ulusal güvenliklerini ve bağımsızlıklarını koruyamayacağı görüşünde hemfikirdir.479 Bu araştırmacılar özellikle, Ermenistan’ın jeopolitik konumu itibarıyla bu konuda yetersiz kaldığını ve ulusal çıkarlarının bölgede etkili olan bir devletin çıkarları ile örtüşmediği sürece, kendisini siyasi, askeri ve ekonomik olarak güvende hissetmeyeceğini ifade etmiştir. 478 Ara Mardirosyan, “Rusyalı İşadamları Ülkemizin Yatırım Koşullarını İnceleyecek”, Azg, 21 Mayıs 2003. 479 Ruben Şugaryan, “Stabilnost Na Kavkaze: Vosem Printsipov Regionalnogo Sotrudniçestva”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2001/journal_rus/cac01/01.shugr.shtml, 14 Aralık 2001; Gülşen Paşayeva, “Sistema Regionalnoy Bezopasnosti Yujnogo Kavkaza: Mifı i Realnost”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.cac.org/online/2001/journal_rus/cac-01/03.pashr.shtm, 21 Aralık 2001. 199 Azerbaycan ve Gürcistan’ın Rusya’ya mesafeli davranmaları, Rusya’yı Ermenistan ile işbirliğine iten nedenlerden biridir. Bu devletler sahip oldukları ekonomik potansiyellerini ve jeopolitik konumlarını (Azerbaycan’ın sahip olduğu Hazar enerji kaynakları ve Gürcistan’ın Karadeniz’e kıyısının bulunması açısından) göz önünde bulundurarak, Rusya’nın bölgede yeniden başat güç olmasına karşı çıkmışlardır. 1991’den itibaren hukuken bu devletler üzerindeki egemenliğini büyük ölçüde kaybeden Rusya, Kafkasya’daki varlığını korumak için Ermenistan’ı desteklemiştir. Ermenistan, Rusya’nın Azerbaycan ve Gürcistan ile siyasi ve ekonomik işbirliğinden ciddi şekilde rahatsız olmuş, bu devletlerin Rusya ile anlaşması durumunda Ermenistan’ın azalacağından endişe Rusya duymuştur. için öneminin Vladimir büyük Putin’in bir devlet ölçüde başkanı seçilmesinden sonra Kafkasya devletlerinden ilk olarak Azerbaycan’ı ziyaret etmesi Ermeni siyasileri ve basını tarafından ‘Ermenistan-Rusya ilişkilerinde kriz döneminin başlangıcı’ olarak değerlendirilmiştir. Rusya’daki Ermeni diasporası ise bu olaydan dolayı büyük hayal kırıklığı yaşadıklarını dile getirmiştir.480 Güney Kafkasya’da çıkarları aleyhine gelişen siyasi olaylar Rusya’yı doğal olarak bölge devletlerinden biri ile ittifak arayışı içine sokmuştur. Rusya 1991’de Ermenistan ile ‘Dostluk İşbirliği ve Karşılıklı Yardımlaşma Anlaşması’ imzalamış, 1997’de ise bu anlaşmayı yenilemiştir. Anlaşma şartlarına göre üçüncü bir devlet Ermenistan veya Rusya’ya karşı askeri müdahalede bulunursa her iki ülke birbirine yardım edecektir.481 480 “Rossiya i Armeniya. Dvuhstoronniye Otnoşeniya v Svete İzmenyayuşihsya Vneşnepolitiçeskih Prioritetov Armyanskoy Politiçeskoy Elitı”, (Erişim) http://www.e-jurnal.ru/p_bzarub-st-12.html, 1 Mart 2005. 481 Malışeva, a.g.m., 200 3. 1. 4. Ekonomik ilişkiler Ermenistan ve Rusya arasındaki ekonomik ilişkiler daha çok Rusya’nın leyine olan özellik arz etmektedir.482 İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin, siyasi ve askeri ilişkiler kadar iyi olmamasına rağmen, özellikle Ermenistan açısından büyük önem taşımaktadır. Siyasi ilişkiler iki ülke arasında ekonomik ilişkileri belirlemiştir. Özellikle enerji alanında Rusya’nın yardımı bu konuda ciddi sıkıntılar yaşayan Ermenistan için hayati önem taşımıştır. Ancak bu işbirliği Rusya gibi büyük ekonomik yapıya sahip olmayan Ermenistan için tek taraflı şekilde gelişmiş, başta enerji olmakla birçok alanda Rusya’ya bağımlı kalmıştır. Taraflar arasında siyasi işbirliğinin gölgesinde kalan ekonomik işbirliğinin yetersiz kalmasının nedenleri ise Ermenistan’ın ekonomik potansiyelinin zayıf olması, ulaştırmada yaşanan sorunlar ve iki ülke arasında kara bağlantısının olmamasıdır. Ermenistan ve Rusya arasında ekonomik işbirliği aşağıdaki anlaşmalar çerçevesinde yürütülmektedir: -1996’da Önemli Ürünlerin Gönderilmesi Hakkında Rusya Federasyonu Hükümeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İmzalanan Protokol (No: 317. 21.03. 1996). -1997’de Ermenistan Cumhuriyeti’ne Devlet Kredisi Verilmesi Hakkında Rusya Federasyonu Hükümeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İmzalanan Protokol (No:1068. 29. 08. 1997). -Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardımlaşma Hakkında Rusya Federasyonu ve Ermenistan Cumhuriyeti Arasında İmzalanan Anlaşma (No: 339-rp. 28.08. 1997). -Rusya Federasyonu Hükümeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında 1996–1997 Yıllarda Ticari ve Ekonomik İlişkiler Hakkında İmzalanan Anlaşma (NO: 318. 21. 03. 1996). 482 İvanov E. M, “Ekonomiçeskoe Sotrudniçestvo Armenii s Rossiey”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, s. 291. 201 -Rusya Federasyonu Hükümeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında 1995 Yılında Ticari Ekonomik İlişkilerin Genel Prensipleri Hakkında İmzalanmış Anlaşma (No: 99. 01. 02. 1995). -Rusya Federasyonu Hükümeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti’ne Verilen Teknik Kredi Borçlarının 1992 Yılı Sonuçları ve Ocak-Nisan 1993 tarihleri Arasında Geri Ödenmesini Yeniden Düzenleyen Anlaşma (No: 5652. 20.08. 1993). -Rusya Federasyonu ve Ermenistan Cumhuriyeti Arasında 1993 Yılında Ermenistan’a Devlet Kredisinin Verilmesi Hakkında Anlaşma (No: 5650-1. 20. 08. 1993). -Rusya Federasyonu Hükümeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında 1993 Yılında Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti’ne Verilen Teknik Kredi Borçlarının geri Ödenmesinin Yeniden Düzenlenmesi Hakkında Anlaşma (5651-1. 20.08. 1993).483 -Rusya ve Ermenistan Arasında Ekonomik ve Ticari Anlaşma (1992,1993, 1994, 1995 ve 1996–1997 yılları arasında). -Savunma Sanayi Tesisleri Arasında Üretim ve Teknik-Bilimsel Araştırmaların Geliştirilmesi Hakkında Anlaşma. -Devletlerarası Ekonomik Yapılanma Hakkında Anlaşma. -Üretim ve Altyapının Geliştirilmesi Hakkında Anlaşma. -Sanayi Mülkiyetinin Korunması Alanında İşbirliği Hakkında Anlaşma. -Çevre Korunması Hakkında Anlaşma. -Meteoroloji ve Sertifikaların Standartlaştırılması Hakkında Anlaşma. -Rusya Bilimler Akademisi ve Ermenistan Bilimler Akademisi Arasında Bilimsel İşbirliği ve İletişimin Genişletilmesi Hakkında Anlaşma. -Eski Sovyetler Birliği’nin Dış Borçlarının Paylaşımı Hakkında Anlaşma. -Vergilendirme Alanında İşbirliği ve Yardımlaşma Hakkında Anlaşma. -Hukuki Bilgilerin Paylaşılması Hakkında Anlaşma484 vs. 483 Marat Kenjetaev, “Oboronnaya Promışlennost Respubliki Armeniya,” (Erişim) http://cast.ru/ russian/publish/1997/oct-dec/1.html, 19 Ağustos 2003. 484 İvanov, a.g.m., s. 297. 202 Ermenistan ve Rusya arasındaki ticaretin büyük bir kısmı değerli taş ve metallerin ithal ve ihracına dayanmaktadır. Rusya 1996’da ham elmas üretiminin % 77’sini, işlenmesi için Ermenistan’a göndermiştir. Bu dönemde Ermenistan işlenmiş elmas üretiminin % 45’ini, altın işlemelerinin % 75’ini ve konyak üretiminin % 90’ını Rusya’ya ihraç etmiştir. Bağımsızlık sonrası Ermenistan savunma sanayisinde yaşanan sorunlara rağmen, Rusya askeri sanayisine elektronik ürünler ve yan ürünleri göndermeğe devam etmiştir.485 Ulaştırmada yaşanan sorunlar, ithalat ve ihracatın büyümesi, Rusya ile ticari ilişkilerin dengesiz biçimde gelişmesi Ermenistan ekonomisinin önünde duran ciddi sorunlardır. Bu sorunu halletmeye çalışan Ermenistan ve Rusya Abhazya demir yolunun açılması konusunda Gürcistan’a baskı uygulamaktadır. Bazı kaynaklar bu konu üzerinde mutabakat sağlandığını ve detayların görüşüldüğünü bildirmiştir. Bu konuda bir açıklama yapan Gürcistan Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze, Abhazya demiryolunun açılmasının mümkün olduğunu, ancak eşzamanlı olarak Gürcü mültecilerin Abhazya’ya geri dönmeleri gerektiğini ifade etmiştir.486 Gürcü mültecilerin Abhazya’ya geri dönmelerinin kısa vadede mümkün olmadığı göz önüne alınırsa, Ermenistan’ın daha uzun süre ulaştırma sorununu çözemeyeceği söylenebilir. Güney Osetya’daki gerginliğin azalması sonucunda taraflar arasında kara yolu ulaştırması Kuzey Kafkasya, Güney Osetya ve Gürcistan sınırlarından geçen yol ile sağlanmıştır. Rusya-Ermenistan arasında bir başka ulaştırma hattı da Karadeniz’den sağlanmaktadır. Rus malları Batum veya Poti limanlarına, buradan da demir yolu ile Ermenistan’a taşınmaktadır. Ancak bu hat üzerinde yapılan taşımacılık çok pahalı ve güvenli olmadığı için fazla kullanılmamaktadır. 485 İvanov, a.g.m., s. 295. Hatem Cabbarlı, “Ermenistan’da Türkiye-Rusya Rekabeti mi?”, (Erişim) http://www.avsam.org /gunlukbulten/, 24 Nısan 2004. 486 203 Ermenistan-Rusya arasında demir yolu ulaşımı sağlanamadığı için Ermenistan sanayi tesisleri toplam üretim gücünün 1/3 oranında çalışmaktadır. Ermenistan kimya sanayisi Rusya’ya yılda yaklaşık 50–60 ton amonyak, kalsiyum ve diğer kimyasal maddeler satmaktadır. Ermenistan’ın bağımsızlık sonrası Rusya pazarını büyük ölçüde kaybetmesinden sonra başta Nairit, Rubin, Polivinilaçelat ve lastik fabrikaları olmak üzere toplam 17 sanayi tesisinde üretim tamamen durmuştur.487 Ermenistan enerji ihtiyacının büyük bir kısmını Rusya’dan karşılamış, Metsamor Nükleer Santrali’ne zenginleştirilmiş uranyumu bu ülkeden temin etmiştir. Ermenistan ciddi enerji sıkıntısı yaşadığı için Rusya ile enerji ağını birleştirmek istemektedir. Rusya Ermenistan’ın bu isteği doğrultusunda enerji alanında da Kafkasya’ya geri dönmek yönünde ciddi girişimlerde bulunmuştur. Rusya, Sovyetler Birliği zamanında olduğu gibi Kafkasya ülkelerinin enerji dağıtımını merkezi bir sistemden gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu girişimleri sonucunda Tiflis’in enerji dağıtım şebekesi Rus şirketi tarafından kontrol edilmektedir. Rusya aynı zamanda Ermenistan Metsamor Nükleer Santrali ve Sevan-Hrazdan Hidroelektrik Santralleri’nin de (buna beş hidroelektrik santrali dâhildir) kontrolünü üstlenmiştir.488 Ermenistan ve Rusya 1997’de Rusya-Gürcistan-Ermenistan doğalgaz boru hattı inşaatı hakkında anlaşma imzalamıştır. Bu anlaşmayla Ermenistan’ın doğalgaz ihtiyacının tamamının karşılanması ve hattın Türkiye’ye kadar uzanması öngörülmüştür. Rusya, Ermenistan-İran doğalgaz boru hattının inşaatını da desteklemektedir. Özellikle Ermenistan’da yönetimde bulunan bazı çevreler bu boru hattına büyük önem vererek, Kafkasya’da Ermenistan-Rusya ve İran işbirliğine büyük katkı sağlayacağını 487 488 Respublika Armenia, 29 Şubat 1996, s. 2. “İ. Klebanov: “Yes Rosii” Ermenistan’da Faaliyet Göstermeye Hazır”, Azg, 2 Ekım 2003. 204 düşünmektedir.489 Ayrıca, bu boru hattı üzerinden Rusya’nın Basra Körfezi’ne ve doğu pazarlarına çıkacağı öngörülmektedir. 1990’lı yılların ortalarına kadar iki ülke arasında ulaştırma, haberleşme, petrol ve gaz sanayinin gelişmesi ve Metsamor Nükleer Santrali’nin yeniden üretime başlaması hakkında hükümetler ve kurumlar arası anlaşmalar imzalanmıştır. Ermenistan ve Rusya arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler Ermenistan Kaynak Rezervleri Bakanlığı ve Rusya’nın Roskontrakt şirketi arasında yapılmıştır. Her iki ülkenin ekonomisinde yaşanan sorunlar iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri de etkilemiştir. Ermenistan Rusya’ya olan borcunu ödeyemediğinden dolayı Rusya 1995’te ‘Ticaret ve Ekonomi İşbirliğinin Yeni Prensipleri Hakkında Anlaşma’ şartlarını geçici bir süre uygulamamıştır. 1996 yılı sonlarında Ermenistan’ın borcunun bir kısmını ödemesi üzerine, yukarıda ismi geçen anlaşma yeniden yürürlüğe girmiş, iki ülke arasında ihracat ve ithalat yeniden canlılık kazanmıştır.490 Nisan 1994’te BDT ülkeleri kendi aralarında Serbest Ticaret Bölgesi’nin oluşturulması için bir anlaşma imzalamıştır. Bu anlaşmada gümrük ve diğer vergilerin kaldırılması, dış ticaretin gelişmesi için gerekli görülen bütün yasal düzenlemelerin yapılması öngörülüyordu. Ancak bu anlaşma BDT devletleri tarafından yürürlüğe konmamıştır.491 Ocak 1995’te Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Rusya arasında Gümrük Birliği Anlaşması (GBA) imzalanmıştır. Rusya hükümeti Ermenistan’ı da bu anlaşmaya katılmaya davet etmiş, ancak Ermenistan hükümeti ekonomik sorunları halletmeden GBA’ya katılmanın söz konusu olmadığını ifade etmiştir. 489 Hatem Cabbarlı, “Bağımsızlık Sonrası…”, ss. 250-252. Anna Agbabayan, “Armeniya: Yejekvartalnıy Analitiçekiy Obzor (Haziran-Eylül 2003)”, (Erişim) http://www.mpa.ru:8081/ analytics/issue.php?id=223, 3 Temmuz 2005. 490 N. Polyakov, Rossiya-Armeniya: Sostayanie i Prespektivı Razvitiya TorgovoEkonomiçeskih Otnoşenii, Vneşnaya Torgovlya, Moskova, 1996, No: 10-11, s. 23. 491 İvanov, a.g.m., s. 305. 205 2000’li yılların başlarına kadar Ermenistan ve Rusya arasında ekonomik ve ticari ilişkilerin üst düzeyde olduğunu söylemek çok zordur. Ancak bu tarihten itibaren taraflar ekonomik ilişkilerini geliştirmeye çalışmıştır. Bölge devletlerinden Azerbaycan ve Gürcistan’ın ABD ve Avrupa ülkeleri ile ekonomik, siyasi ve ticari ilişkilerini geliştirmesi de taraflar arasındaki ekonomik işbirliğinin güçlenmesine neden olmuştur. Güney Kafkasya’daki etkinliğini sadece Ermenistan’da bulunan askeri varlığı ile sürdüremeyeceğini anlayan Rusya, be nedenle özellikle Putin’in iktidara gelmesinden sonra (26 Mart 2000) ekonomik anlamda Ermenistan’a daha çok yardımda bulunmuştur. Örneğin, 2001’de Ermenistan-Rusya arasında dış ticaret 2000 yılına göre % 30 oranında artarak 230,9 milyon Dolar olmuştur. 180 milyon Dolarlık yatırımla Rusya Ermenistan ekonomisine en çok yatırım yapan devlettir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Eylül 2001’de Ermenistan’a yaptığı ziyaret zamanı ‘2010 Yılına Kadar Uzun Vadeli Ekonomik İşbirliği Anlaşması’ imzalanmıştır.492 3. 1. 5. Askeri İlişkiler Ermenistan dış politikasında bağımsızlığın uluslararası alanda tanınması konusu 1992 yılı sonlarına kadar gündemde olmuş, bu tarihten sonra ise Karabağ Ermenilerinin ayrılıkçı taleplerine uluslararası destek bulmak, ülkenin güvenliğini sağlamak ve ekonomik sorunları halletmek öncelikli konular olmuştur. Bütün bu konularda Ermenistan Rusya’nın desteğini alabilmiştir. Tabii ki, Rusya da Ermenistan ile askeri ilişkilerini geliştirmekle kendi çıkarlarını korumaya çalışmıştır. Rusya’nın savunma politikasında güney bölgelerden gelebilecek saldırıların karşısının alınması ve aynı zamanda Ermenistan’ın güvenliğinin sağlanması ve Kafkasya’nın jeopolitik özelliği bakımından Rusya için Ermenistan’da askeri varlığının 492 Rossiysko-Armyanskie Otnoşeni, (Erişim) http://www.ln.mid.ru/ns-rsng.nsf/6brsng.nsf/6bc38ac eada6e44 b432569e700419ef5/432569d80022146643256ac7004d095e?OpenDocument 206 devam etmesi büyük önem taşımaktadır.493 Ermenistan’ın Rusya ile askeri ve askeri teknik işbirliğinin en temel nedenlerinden biri de, Ermenistan’ın uzun vadede Rusya’nın bu bölgede askeri-siyasi varlığının devam etmesini sağlamaktır. Ermenistan’ın Türkiye’den algıladığı askeri tehdit de ülkedeki Rus askeri varlığının devam etmesini sağlayan nedenlerden biridir.494 Bu nedenle de Ermenistan ve Rusya arasında askeri işbirliği her iki ülke açısından büyük önem taşımaktadır. Ermenistan, yerleştiği coğrafi konum ve bağımsızlık sonrasında izlediği yayılmacı politikası gereğince Rusya’nın askeri desteğine ihtiyaç duymuş, 1991’den itibaren Rusya ile özellikle askeri ilişkilerine önem vermiş, ulusal ordu kuruculuğunda Rusya’nın askeri ve ekonomik desteğini almıştır. Ermenistan bağımsızlığını kazandıktan sonra başta Rusya olmak üzere BDT çerçevesinde askeri ilişkilerini geliştirmiş, bu bağlamda 15 Mayıs 1992’de BDT’ye üye devletlerin Taşkent’te imzaladığı Kolektif Güvenlik Örgütü’ne katılmış ve 7 Ekim 2002’de kabul edilen tüzüğü Ermenistan parlamentosu onaylamıştır.495 Üye devletler arasında askeri-politik işbirliğini öngören BDT Devlet Başkanları Komitesi’nin kabul ettiği ‘BDT Entegre Çalışmalarının Genel Yönleri’ adlı memorandum Ermenistan tarafından desteklenmiştir. Ermenistan 10 Şubat 1995’te ‘Ortak Güvenlik Antlaşması’na Üye Devletler Arasında Kolektif Güvenlik Konsepti’ adlı anlaşmayı kabul etmiş ve Kasım 1995’te Parlamento bu anlaşmayı onaylamıştır. Ermenistan, BDT çerçevesinde ‘Hava Savunma Sistemi Koordinasyon Komitesi’ ve ‘Askeri Teknik Komite’ olmakla iki askeri organda temsil olunmaktadır.496 493 Filip Kazin, “Rossiya i Armeniya: Çto Dalşe?”, (Erişim) http://www.mpa.ru:8081/analytics/ issue.php?id=102, 14 Eylül 2006 ve (Erişim) http://www.day.az/view.php?id=2077. 494 Kazin, a.g.m., 495 “Natsionalnoe Sobranie Armenii Ratifiçirovalo Ustav Organizaçii Dogovora o Kollektivnoy Bezopasnosti”, (Erişim) http://www.newspb.ru/allnews/155192/, 10 Eyll 2003. 496 Tişşenko G, “Voorujennıe Silı i Voenno-Politiçeskiy Kurs Armenii”, der. Kojokina E. M, Armenia: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, ss. 558-559. 207 İki ülke arasındaki askeri işbirliğinin temeli Ermenistan Devlet Başkanı Petrosyan döneminde atılmış, Koçaryan döneminde ise daha da gelişmiş, çeşitli askeri analaşmalar imzalanmıştır. 1992 yılına kadar eski Sovyetler Birliği’nin 7. Muhafız Ordusu Ermenistan’da bulunmuştur. Aynı yılın ortalarında 7. Muhafız Ordusuna bağlı 16. ve 17. Tümen Ermenistan’a devredilmiştir. Ermenistan ve Rusya arasında 21 Ekim 1994’de imzalanan anlaşma şartlarına göre, Rusya’ya Gümrü ve Erivan’da olmak üzere iki askeri üs kurmasına izin verilmiştir.497 Aslında bu askeri üsler daha Sovyetler Birliği dağılmadan önce de Ermenistan’da bulunmaktaydı. Ancak Ermenistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra bu üslerin hukuki statüsü ile ilgili belirsizlik söz konusu olmuştur. Ermenistan bu üsleri ulusal bağımsızlıklarının garantörü olarak gördüğünden dolayı bu konuda Rusya için sorun çıkarmamıştır. Ermenistan Savunma Bakanı Serj Sarkisyan ‘Trend Haber Ajansı’na verdiği bir demeçte ‘Ermenistan’da bulunan Rus askeri üslerinin varlığı bizim ulusal güvenliğimizin ayrılmaz bir parçasıdır’498 ifadesini kullanmıştır. Petrosyan’ın Ağustos 1997’de imzaladığı ‘Rusya ile Dostluk ve Karşılıklı Yardımlaşma Anlaşması’nın 2. maddesinde ‘...Anlaşmaya varan taraflar, herhangi silahlı saldırı tehlikesi ile karşılaşır veya silahlı saldırıya uğrarsa, en kısa sürede anlaşmayı imzalayan diğer tarafla görüşmelere başlayarak savunmayı sağlayacak, barış ve güvenliğin korunması yönünde ortak hareket edeceklerdir.’ 3. maddede ise ‘...Anlaşmaya varan taraflar, herhangi bir devlet veya devletler grubu tarafından barış ve güvenliği tehdit edildiği takdirde, barış ve güvenliğin sağlanması için BM anlaşmasının 51. 497 Kenjataev, a.g.m., “Natsionalnaya Bezopasnost Kak Prioritet v Armyano-Rossiyskih Otnoşeniyah”, (Erişim) http://www.armenianembassy.ru./arsen.html, 24 Haziran 2003. 498 208 maddesi gereğince askeri yardım da dâhil olmak üzere birbirilerine yardım edeceklerdir’499 ifadesi göz önünde bulundurulursa Sarkisyan’ın, Türkiye ve Azerbaycan’ı uyararak bu devletlerin Ermenistan’a saldırıda bulunması halinde Rus askeri üslerinin de kullanılacağını ima ettiği anlaşılmaktadır. Anlaşma imzalandıktan sonra Azerbaycan Rusya’ya itiraz ederek Ermenistan’ın fiilen Azerbaycan ile savaş durumunda olduğunu ve bu anlaşmanın Azerbaycan’a karşı imzalandığını dile getirse de, Rusya ve Ermenistan bu anlaşmanın herhangi bir devlete karşı imzalanmadığını açıklamıştır. Dağlık Karabağ Savaşı devam ettiği bir zamanda Türkiye’nin Nahçivan’a asker göndermesinin gündeme gelmesi üzerine, Rusya buna ciddi şekilde itiraz etmiş, BDT Savunma Bakanı Şapoşnikov, konuyla ilgili yaptığı açıklamada ‘Türkiye’nin sadece Nahçivan’a ordu göndermesi değil, Kafkasya’daki gelişmelere müdahale etmesi bile üçüncü dünya savaşına neden olur’ ifadesini kullanmış, Rusya Devlet Başkanlığı Ofisinden ise Türkiye’nin Nahçiva’a ordu gönderdiği takdirde taraflar arasında imzalanmış Kars ve Moskova Anlaşmaları’nın yeniden gözden geçirebilecekleri vurgulanmıştır.500 İkili ilişkilerde askeri ilişkileri düzenleyen bir diğer anlaşma da 16 Mart 1995’te imzalanmıştır. Anlaşma gereğince Gümrü’de bulunan 102. Rus askeri üssüne yaklaşık 3000 kişiden oluşan birlik, SU-27 savaş uçağı filosu, hava savunma birlikleri ve S-300 roketleri konuşlandırılmıştır.501 Bundan başka ‘Rusya Federasyonu ve Ermenistan Cumhuriyeti Arasında Hava Savunma Güçleri Arasında Ortak Eylem’ anlaşması imzalanmış, ortak hava savunma sistemi kurulmuş ve koalisyon savunma birliklerinin oluşturulması için çalışmalara başlanmıştır.502 Rusya ve Gürcistan arasında Rus askeri 499 Rossiyskogo Gazeta, 13 Eylül 1997. Şakaryants, a.g.e., s. 47; “Ermenistan’ı Bölen Anlaşmaların Geçersiz İlan Edilmesi Gerekir.” Azg, 9 Haziran 2001; “Problema Nakhiçevana v Svete Mejdunarodnıh Dogovorovi Karabakhskogo Konflikta”, (Erişim) http://www.iatp.irex.am/grants/artsakh/nakhichevan.htm 501 Golotyuk Y, “Zakavkazskaya Gonka Voorujenii”, İzvestiya, 23 Ocak 1999. 502 “U Rossi i Armenii-Yedinaya Sistema PVO”, (Erişim): http://www.aviaport.ru/news/Aviation/ 4028.html, 29 Ağustos 2004. 500 209 üslerinin çıkarılması konusunda imzalanmış anlaşma gereğince Rusya, Gürcistan’ın Vizaini bölgesinde bulunan askeri üssünden asker ve silahların bir bölümünü Ermenistan’a sevk etmiştir. Ermenistan bununla da yetinmeyip 22 Aralık 2002’de Gürcistan’da çıkan muhabere birliklilerinin bir kısmını kendi sınırlarında konuşlandırmıştır. Bu birlikler, Rusya’nın Güney Kafkasya Askeri Birlikleri Komutanlığı’na verilmiştir. Konuyla ilgili görüşlerini açıklayan Azerbaycan Dışişleri konuşlandırılmasına Bakanlığı itirazını Rus bildirmiş, bu üslerinin durumun Ermenistan’a Dağlık Karabağ sorununun çözümünü engelleyeceğini ifade etmiştir. Ayrıca, silahların Ermenistan’a nakledilmesi Rusya’nın ve Ermenistan’ın Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması’nın şartlarının ihlal ettiği anlamına gelmektedir. Günümüzde Rusya’nın, Ermenistan’ın Gümrü şehrinde 12, Ahuryan’da 4, Aragaç’ta 2, Eşterek’te 1, Erivan’da 7, Kafan’da 1, ve Nubaraşen kasabasında 2 askeri üs olmak üzere toplam 29 askeri karakolu bulunmaktadır. Rus askeri üslerinin yerleştiği bölgelere dikkat edilirse toplam 14 üssün Türkiye sınırına yakın bölgelerde konuşlandığı görülmektedir.503 Şubat 1992’de Ermenistan ve Rusya arasında imzalanmış anlaşmaya göre Ermenistan-İran ve Ermenistan-Türkiye sınırları Rusya Sınır Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Komutanlığı’nda korunmakta yaklaşık 1500 ve Rus Ermenistan subayı görev Sınır Kuvvetleri yapmaktadır.504 Anlaşmanın imzalanmasından sonra Rus basınında konu ile yapılan yorum ve değerlendirmelerde, Ermenistan sınırlarının BDT ve Rusya sınırları olduğu ifade edilmiştir. Burada dikkati çeken bir nokta, Ermenistan’ın Rusya 503 Kenjetaev, a.g.m., Ermenistan’da 102. Rus askeri üssüne bağlı olarak konuşlanan askeri birliklerin numaraları ve yerleştikleri bölgeler için bkz: Tablo 2. s. 422. 504 Tişşenko, a.g.m., s. 560. 210 ile kara bağlantısı olmamasına rağmen, sınırlarının Rusya sınırları gibi gösterilmesidir. 2000’de ise taraflar arasında Gümrü’de konuşlanan Rus askeri üssün gayri menkulleri ile birlikte karşılıksız olarak 25 yıllığına Rusya’nın kontrolüne verilmesini öngören bir anlaşma imzalanmıştır. Ermenistan Rus sınır koruma kuvvetleri masraflarının % 30’unu karşılamaktadır.505 Ermenistan’da konuşlanan Rus askeri üsleri ve mühimmat bölge güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmektedir. Zira herhangi bir tehlike söz konusu olursa, Ermenistan bu birlikler ve silahlarla kısa bir sürede ordusunu bir kaç defa güçlendirmek imkânına sahiptir. Ermenistan’da Rus askeri varlığının bulunması Rusya’ya sadece Ermenistan’ın değil, aynı zamanda tüm Kafkasya’da gelişen siyasi olaylara müdahale etmek olanağı sağlamıştır. Ermenistan’da konuşlanan 102. Rus askeri üssü ve Ermenistan ordusu sık sık askeri tatbikat düzenlemektedir. Eylül 1996’da düzenlenmiş en büyük tatbikata ise yaklaşık dört bin asker, bin tank ve zırhlı araç, elli topçu sistem ve dört Su-27 savaş uçağı katılmıştır.506 Eylül 2001’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ermenistan’ı ziyaretinden kısa süre önce, Ermenistan ve Rusya Savunma Bakanları düzenledikleri basın konferansında iki ülke arasında askeri ilişkiler hakkında bilgi vererek taraflar arasında 40’tan çok askeri anlaşma imzalandığını bildirmiştir. Rusya Savunma Bakanı Sergey İvanov, Rusya’nın kısa ve orta vadede Kafkasya ve özelliklede Ermenistan’daki askeri üslerden vazgeçmeyeceklerini ifade ederek, bunun Rusya açısından jeopolitik bir zorunluluk olduğunu dile getirmiştir. Ermenistan ve Rusya arasında 27 Eylül 505 506 Malışeva, a.g.m., Şakaryants, a.g.e., s. 173. 211 2000’de ‘Ortak Güvenliğin Sağlanması Açısından Ortak Askeri Birlikler/Güç Kullanılması Hakkında’ anlaşma imzalanmıştır.507 Bu askeri anlaşmalardan başka Rusya, 1993–1996 yılları arasında Ermenistan’a karşılıksız olarak yaklaşık 1 milyar Dolarlık silah göndermiştir.508 Azerbaycan Parlamentosu Rusya Devlet Duma’sına mektup yazarak bu konunun araştırılmasını talep etmiş ve Rusya’nın Ermenistan’a bir milyar Dolarlık silah vermesi ile Karabağ sorununun çözümü için arabulucu girişimlerine ters düştüğünü ifade etmiştir. Rusya hükümeti konuyla ilgili yaptığı açıklamada Ermenistan’a verilen silahların yasadışı yollarla değil iki ülke arasında imzalanmış olan anlaşmalar çerçevesinde verildiği konusunda açıklama yapmasına rağmen, Ermenistan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Rusya’nın Ermenistan’a silah vermediği bildirilmiştir.509 Ermenistan ve Rusya, aralarındaki askeri işbirliğinin stratejik önem taşıdığını ve bölgede her iki devletin siyasi ve askeri çıkarlarına hizmet ettiğini çeşitli vesilelerle dile getirmiştir. Ermenistan, topraklarında konuşlanan Rus askeri üslerini denge unsuru görürken, Rusya hem Kafkasya sınırlarının güvenliğinin korunması açısından hem de bölgeyi kontrol etmek açısından askeri işbirliğinin önemini vurgulamıştır. 507 Şakaryants, a.g.e., s. 182. Grunin V. F, “Azerbaydjan: Etot Nelegkiy Suverenitet”, Jurnal Teorii i Praktiki Evraziystva, No 3, (Erişim) http://www.e-journal.ru/bzarub-st2-3.html; “Azerbaydjan Obvinyayet Rossii v Nezakonnıkhkh Postavkakh Orujiya v Armenii”, (Erişim) http://www.rambler.ru/db/news/msg. html?mid=1377063 &s=11, 4 Aralık 2000; “Russian İllegal Arm Supplies to Armenia”, (Erişim) http://www.karabakh.org/?id=3004&item=1 509 O Napryajennosti v Armyano-Azerbaydjanskikh Otnoşeniyakh, (Erişim) http://www.nns.ru/ analytdoc/ims/obzory/0104_18.html, 8 Mart 2006. 508 212 3. 1. 6. Ermenistan-Rusya İlişkilerinde Diasporanın Rolü Ermenistan’ın bağımsızlığını ilan ettikten sonra yaşadığı ekonomik kriz, Aralık 1988’deki deprem ve Dağlık Karabağ Savaşı nedeniyle bu ülkeden Rusya’ya göçün ikinci büyük dalgası yaşanmıştır. Öteden beri Rusya’da yaşayan ve kendilerini Ermenistan’ın bu ilkedeki bir parçası olarak tanımlayanlar, bağımsızlık sonrası göç edenleri vatana ihanet etmekle suçladıkları için ikinci kuşak Ermeniler diasporanın gelişmesine ve faaliyetlerine fazla katkıda bulunmamıştır. Avrupa ve ABD Ermeni diasporasını Rusya’daki Ermeni diasporası ile karşılaştırırken birçok farkın olduğu görülmektedir. Büyük finans gücüne sahip ABD ve Avrupa Ermeni diasporasının Ermenistan’ın siyasi ve sosyal hayatında daha etkili olduğu ve zaman zaman iç ve dış politikayı yönlendirecek girişimlerde bulunduğu bilinmektedir. Örneğin, Türk-Ermeni Uzlaştırma Komitesi kurulduğu zaman Avrupa ve ABD diasporası buna karşı çıkmış ve Ermenistan Dışişleri Bakanlığı önce bu komite hakkında olumlu görüş bildirmesine rağmen, daha sonra böyle bir organizasyondan habersiz olduklarını açıklamıştır.510 Devlet Başkanı Levon Ter-Petrosyan diasporanın Ermenistan’ın iç ve dış işlerine müdahale etmesine karşı çıkarken, Robert Koçaryan bu konuda daha ılımlı bir tutum izlemeye çalışmıştır. Daha kısıtlı siyasi ve ekonomik gücü olan Rusya’daki Ermeni diasporası ise Ermenistan iç ve dış politikasına müdahale edebilme yeteneğine henüz sahip olamamıştır. Rusya’da yaşayan Ermeniler, özellikle 1990’lı yıllardan sonra siyasi ve kültürel örgütlenme sürecine başlamıştır. Bu örgütlerden ilki ‘Kendi Kaderini Tayin Etme’ ve ‘Siyasi Mahkûmların Haklarının Korunması İçin Ermeni 510 Tatul Hakopyan, “Ermenistan Türk-Ermeni Uzlaştırma Komisyonunun İhtiyacını Hissetmiyor.” Azg, 21 Mayıs 2002; Harut Sasunyan, “Uzlaştırma Komisyonu’nun Sonu mu?, Azg, 12 Ocak 2001. 213 Komitesi’ olmuştur.511 Ermeniler bu örgütler aracılığıyla ileriki yıllarda yapacakları siyasi eylemlerin altyapısını hazırlamıştır. Siyasi ve kültürel merkezlerin sayısı bakımından Rusya’da Yahudi, Ukraynalı ve Tatarlardan sonra Ermeniler dördüncü sırada yer almaktadır.512 Rusya’nın kültürel hayatında iyi tanınan Abel Aganbekyan, Armen Cigerhanyan ve Artur Çilingarov’un maddi ve manevi desteği ile ‘Ermenistan ve Dünya’ dergisi yayınlanmaktadır. Bu derginin esas amacı Ermenistan’da ve dünyada gelişen olaylar, Ermeni kültürü ve tarihi, ABD, Avrupa ve Rusya’daki Ermeni diasporası konusunda bilgi vermektir. Rusya’nın toplumsal hayatında, büyük ve orta ölçekli ticarette, siyasi dairelerde ve kültür kurumlarında tanınmış Ermenilerin olmasına rağmen, bu ülkedeki Ermeni diasporası Avrupa ve ABD diasporası kadar siyasi ve kültürel faaliyette bulunmamaktadır ve lobi faaliyetleri zayıftır. Birçok konuda da Avrupa diasporasının görüşlerini benimsemektedir. Bunun birkaç nedeni vardır: -1980’li yıllardan önce Rusya’ya göç eden Ermeniler buradaki siyasi ve kültürel hayata adapte olmuş, daha sonra göç eden Ermeniler ise halen adapte sürecini tamamlamamıştır ve bu iki kesimin kültür anlayışlarında da farklılıklar vardır. -Rusya’da yaşayan Ermenilerin ekonomik durumunun genelde çok iyi olmasına rağmen, büyük bir kısmı diaspora faaliyetlerine katılmamaktadır. Ermenistan’ın Rusya Büyükelçiliğinden yapılan açıklamada maddi durumu iyi olan Ermenilerin mafya örgütleri ile işbirliği yaptıkları ve diaspora ile ilgilenmedikleri ifade edilmiştir.513 -Ermenistan’daki siyasi partiler arasında Rusya’daki Ermeni diasporasında etkili olmak için rekabet yoktur. Taşnaksutyun Partisi hariç, diğer partilerin Rusya’da altyapı çalışmaları ve faaliyetleri mevcut değildir. 511 512 513 Eldar İsmayılov ve.d., Azerbaycan Tarihi, Öğretmen Yayınevi, Bakü, 1995, s. 311. Tamara Poloskova, “Armyanskaya Diaspora v Rossii”, (Erişim) www.armenia.ru, 14 Eyll 2002. Poloskova, a.g.m., 214 Rusya’daki Ermeni diasporası kuruluşlarının faaliyetlerini düzenleyen kanun yoktur. Bazı diaspora kuruluşları arasında ideolojik görüş ayrılıkları devam etmektedir. Ermeni aydınlarının ve iş adamlarının en çok bulunduğu bölge Moskova’dır. Moskova Ermenileri daha etkin bir örgütlenme sürecini başlatmış ve 1988’de ilk Ermeni diaspora teşkilatını kurmuştur. Rusya’daki Ermeni diasporası, Ermenistan-Rusya arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi yönünde ciddi faaliyette bulunmuştur. Ermeni diasporası liderleri Rus işadamlarının Ermenistan’a yatırım yapmaları yönünde propaganda yapmaktadır. Özellikle Rusya Ermenileri Birliği’nin (REB) bu konuda ciddi girişimleri vardır. REB Başkanı Aram Abramyan başkanlığında bir gurup Rus ve Ermeni işadamı 3 Mart 2001’de Ermenistan’ı ziyaret etmiş ve Devlet Başkanı Robert Koçaryan’la görüşmüştür. Bu görüşmede Rus işadamlarının Ermenistan’a yatırım imkânları hakkında bilgi verilmiştir. Koçaryan da her konuda Rus işadamlarının yatırım planlarını değerlendireceğini ve Ermenistan’ın Rus sermayesine ihtiyacı olduğunu bildirmiştir. REB, sözde Ermeni soykırımının Rusya Duma’sı tarafından görüşülmesi ve bu konuda kanun çıkarılması için yoğun çalışmalarda bulunmuştur. Liberal Demokrat Partisinden milletvekili Aleksey Mitrofanov’un 1995’te hazırladığı ve Rusya Duma’sı tarafından ‘Batı Ermenistan’da 19151922’de Ermeni halkı soykırımının kınanması hakkında’ bildiriyi kabul etmesi Ermeni diasporası faaliyetlerinin bir sonucudur. Rusya Devlet Başkanı 15 Eylül 2001’de Ermenistan’a yaptığı ziyaret sırasında sözde Ermeni soykırımı anıtına çiçek koymuş, anıt defterine ‘Rusya her zaman Ermeni halkının acı 215 ve trajedilerine duyarlı olmuştur. Soykırım kurbanları önünde saygıyla eğiliriz’514 diye yazmıştır. Rusya Ermenileri 1990’lardan itibaren açıkça Türkiye’ye karşı toprak iddiaları ileri sürmeye başlamıştır. Ermeniler, ‘Batı Ermenistan’ diye adlandırdıkları Erzurum, Trabzon, Van ve Bitlis’ten 1917’ye kadar göç etmiş Ermeniler adına Moskova’da ‘Batı Ermenistan’ Halkına Yurtdışında Temsilcilik Kurması Hakkında Çağrı’ yayınlamıştır. Bu çağrıda, Osmanlı’da yaşayan Ermenilere ‘soykırım’ yapıldığını, bütün dünya devletlerinin yanı sıra Türkiye’nin de ‘soykırımı’ tanıması ve sorumluluğunu üstlenmesi gerektiği bildirilmiş, ‘Batı Ermenistan’ halkının nüfus sayımı yapılması ve sürgünde olan ‘Batı Ermenistan’ın Millet Meclisi ve Hükümeti’nin kurulması öngörülmüştür. Ermeni kuruluşları ve yayın organları Moskova’daki Ermeni işadamları ve akademisyenler tarafından maddi olarak desteklenmektedir. Ancak bu yardımlar sadece ekonomik destek bağlamında değil, aynı zamanda kendilerinin ekonomik ve siyasi çıkarlarını korumak için yapılmaktadır. Rusya’daki Ermeni diasporası mali açıdan Avrupa ve ABD Ermeni diasporası kadar zengin olmasa da iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi yönünde ciddi faaliyette bulunmuştur. Diaspora temsilcileri Rusya devlet yöneticileri ile işbirliği yaparak lobi çalışmalarına başlamış, Rus işadamlarının Ermenistan’a yatırım yapmaları için Ermenistan’a geziler düzenlenmiş ve sosyal, psikolojik ve kültürel bütünlüklerini korumak için çeşitli sivil toplum kuruluşu ve dernek kurmuştur. 514 Svideteli, (Erişim) http://www.hayastan.com/armenia/genocide/ru/content/index7.php, 10 Ağustos 2007. 216 3. 2. ERMENİSTAN’IN İRAN POLİTİKASI 3. 2. 1. Siyasi İlişkiler Ermenistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra İran ile yakınlaşarak jeopolitik konumundan kaynaklanan sıkıntısını gidermeye çalışmış, bu ülke ile Gürcistan ve Azerbaycan’dan daha yakın ilişkiler kurmuş ve geliştirmiştir.515 Kuzey ve batı ulaştırma hatlarını kullanamadığından dolayı Ermenistan İran topraklarından dünyaya açılmaya çalışmıştır.516 Ermenistan sadece ulaştırma alanında değil, dış politikada da İran’ın desteğinden başarılı bir şekilde yararlanmıştır. Ermenistan-İran ilişkileri sadece iki ülkenin komşu olması jeopolitik gerçeği ile değil,517 aynı zamanda Ermenistan’ın yayılmacı politika izlemesi, gerek İran’ın, gerekse Ermenistan’ın birbirlerini hem politik hem de ekonomik açıdan dış dünyaya açılan bir kapı olarak görmesi, iki ülke arasında üzerlerinde yoğun olarak çalışılan ve bir bölümü hayata geçirilen stratejik değerdeki projelerin gerçekleştirilmesi, Ermenistan ve Azerbaycan arasında yaşanan Dağlık Karabağ probleminde İran’ın tutumu, Türkiye’nin bölgeye yönelik ilgisi,518 özellikle Azerbaycan ile kurmaya çalıştığı ilişkiler ve Azerbaycan’ın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra İran’da yaşayan sayıları 30–35 milyon tahmin edilen Azerbaycan Türklerinin hareketlenmesi temelinde şekillenmiştir. İkili ilişkilerde bugün de yukarıda ifade edilen faktörler geçerlidir.519 515 Maud Mandel, “Old Neighbors, New Perspectives: Armenia and Iran in Modern Times” The Journal of the International Institute, Vol. 4, No. 2: Winter 1997. 516 Eduard Kazaryan, “K Voprosı ob Armyano-İranskikh Otnoşeniyakh”, Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınları, 2002, s. 62. 517 Peimani Hooman, Regional Security and the Future of Central Asia: The Competition of Iran, Turkey and Russia, London: Praeger, 1998. pp. 24-25. 518 Fuller E. Graham, Turkey Faces East: New Orientations Toward the Middle East and the Old Soviet Union. Santa Monica, CA: Rand, 1992. p. 45. 519 İslam Nazarov, “Azerbaydjano-İranskie Vzaimootnoşeniya Segodnya i Perspektivı na Blijayşie Godı”, Central Asia and Caucasus, No: 5, 2000, (Erişim) http://www.ca- c.org/online/2002/ journal_rus/cac-05/10.nazrus.shtml, 21 Kasım 2002. 217 İran, SSCB’nin dağılmasından sonra Güney Kafkasya ülkelerinin bağımsızlığını Rusya’nın onayını aldıktan sonra tanımış ve bölgede yaşanan silahlı çatışmalardan rahatsız olduğunu bildirmiştir. Bazı araştırmacılar ise İran Cumhurbaşkanı Ali Ekper Rafsancani’nin “Sovyetler Birliği’nin dağılması bizi mutlu etmedi”520 ifadesine dayanarak, Sovyet Cumhuriyetleri’nin bağımsızlıklarını ilan etmesinden sonra özellikle dış politika ve güvenlik konusunda ciddi sorunlarla karşılaşacağı endişesiyle Sovyetlerin dağılmasından İran’ın memnun olmadığını bildirmiştir. Bu bağlamda Ermenistan ilk başlarda İran’dan beklediği ilgi ve girişimi görmemiştir. İki ülke arasında siyasi ilişkiler Dışişleri Bakanlarının Tahran’da 2 Şubat 1992’de imzaladığı antlaşmadan sonra başlamıştır. Antlaşma şartlarına göre, karşılıklı olarak büyükelçilikler açılmalı ve İran Ermenistan’a doğalgaz vermeliydi. Bu görüşmede İran Ermenistan’da petrol rafine fabrikası inşa etmeyi teklif etmiş ve Ermenistan’ın İran üzerinden transit geçiş şartları karara bağlanmıştı.521 İran’ın, 1992 yılında girişimlerde bulunması 522 Dağlık Karabağ sorununun çözümü için dönemin Devlet Başkanı Petrosyan tarafından memnunlukla karşılanmıştı. Azerbaycan ve Ermenistan’ın daveti üzerine bölgeye gelen İran Dışişleri Bakanı Ali Ekper Vilayeti bu konuda her iki devletin yetkili makamları ile görüşmüştü. Ziyaret sırasında Vilayeti sorunun barış görüşmeleri çerçevesinde çözülmesi gerektiğini bildirerek, arabuluculuk girişimlerine devam edeceklerini bildirmişti.523 Mart 1992’de İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mahmut Vaezi Erivan’ı ziyaret etmiş ve Dağlık Karabağ sorununun çözümü için teklifler paketini Petrosyan’a sunmuştu. İran’ın 520 Nezavisimaya Gazeta, 11 Kasım 1992. Ajdar Aşiroviç Kurtov, “Armyano-İranskie Otnoşeniya”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. E. M. Kojokin, Moskova 1998, s. 401. 522 Ali Akpar Velayeti, “The Constructive Role of the IR Iran in Maintaining Regional Security”, Amu Darya: The Iranian Journal of Central Asian Studies, 1996, Vol. 1, No. 2. pp. 183-191; “Rouhani: İran Gotov Sodeystvovat Uregulirovaniyu Karabakhskogo Konflikta”, REGNUM HA, 9 Şubat 2005. 523 İNFO-TASS (Moskova), 28 Şubat 1992. 521 218 arabuluculuk girişimleri Azerbaycan ve Ermenistan tarafından memnunlukla karşılansa da, daha sonra İran’ın Karabağ’ın görüşmelere taraf olarak katılması şartını Azerbaycan’a kabul ettirmeye çalışması üzerine sonuçsuz kalmıştır. İran’ın aktif bir şekilde Dağlık Karabağ sorununun çözümüne katkıda bulunmaya çalışması Ermenistan tarafından olumlu karşılanmıştır.524 Nitekim Petrosyan Ermeni Ulusal Hareketi’nin 4. kurultayında komşu devletlerle ilişkilerini ‘Ermenistan’ın komşularıyla, özellikle de İran ve Türkiye ile ilişkileri ülkenin dış politikasının köşe taşlarıdır’525 şeklinde tanımlamıştır. Petrosyan, özellikle İran ile ilişkileri değerlendirirken iki ülkenin ortak siyasi çıkarları olduğunu, taraflar arasındaki işbirliğinin daha da genişlediğini ve kısa zamanda sonuçlarının ortaya çıkacağını ifade etmişti.526 Bu dönemde Azerbaycan da İran’ın Dağlık Karabağ konusunda arabuluculuk girişimlerini desteklemiş, soruna kalıcı bir çözüm istemiştir.527 Ancak Tahran görüşünden hemen sonra Ermenistan silahlı birlikleri askeri operasyonlara başlayarak Şuşa’yı işgal etmiş ve Ağdam cephesi boyu hücuma geçmişti.528 Ermenistan’ın saldırıya geçmesi üzerine dönemin devlet başkanı yetkilerini üstlenen Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Yakub Memmedov İran Cumhurbaşkanı Haşimi Refsancani’yi arayarak Ermenistan’ın askeri operasyonları durdurmasını talep etmişti. Rafsancani, Petrosyan ile telefon bağlantısı kurmaya çalışsa da, Petrosyan teknik nedenleri bahane ederek onunla görüşemeyeceğini bildirmişti.529 12 Mayıs’ta Bakü’den Erivan’a gelen Mahmut Vaezi, Petrosyan ile görüşmüş ve arabuluculuk girişimlerine devam edeceklerini bildirmişti. Ermenistan ordusunun Şuşa’yı işgal etmesinden sonra İran’ın arabuluculuk girişimlerine 524 “İran i Ego Poziçiya po Nagornomu Karabakhu: Novıye Realii”, REGNUM HA, 2 Şubat 2005. Kurtov, a.g.m., s. 406. 526 İNFO-TASS, 23 Mart 1992. 527 İNFO-TASS, 6 Mayıs 1992. 528 Andranik Aşkharyan, Arçakhyan Goyapaykar (1985–1992 t), Lingva Yayınevi, Erivan, 2004, s, 210. 529 “V Khode Vsego Perioda Karabakhskogo Konflikta İran Zanimal Proarmyanskuyu Poziçiyi”, (Erişim) http://www.zerkalo.az/new/view.php?category=3#21883, 29 Mart 2007. 525 219 özellikle Azerbaycan’ın güveni sarsılsa da, Mayıs sonuna kadar İran arabuluculuk girişimlerine devam etmişti. Krizin ortaya çıkmasına Ermenistan’ın sebep olmasına rağmen, Ermeniler Nahçivan-Ermenistan sınırında yaşanması muhtemel yeni bir krizin önlenmesi için İran Hükümeti’ne müracaat etmişti. Dağlık Karabağ’da askeri operasyonların devam ettiği Mayıs 1994 yılına kadar İran arabuluculuk girişimleri Ermenistan’ın Şuşa ve Kelbeceri işgal etmesinden sonra sonuçsuz kalmış ve durdurulmuştur. İran Dışişleri Bakanlığı’nın girişimleri sonucunda 10 Nisan 1992’de Erivan’da Büyükelçilik açılmıştır. Açılış törenine katılan Devlet Başkanı Petrosyan, iki ülkenin bölge politikalarında örtüşen birtakım noktalar olduğunu ve prensip itibarıyla ciddi görüş ayrılıklarının olmadığını vurgulamıştı. Bu dönemde iki ülke arasında üst düzey devlet adamlarının karşılıklı ziyareti gerçekleşmişti. Ermenistan-İran ilişkileri 1990’lı yılların başlarından itibaren gelişmeye devam etmiştir. Petrosyan’ın 6 Mayıs 1992 tarihli İran’a seferi zamanı Aras Nehri üzerinde duba köprüsünün açılış töreni düzenlenmişti. Aralık 1992’de iki ülke arasında Posta Antlaşması imzalanmıştı. Bu antlaşmaya göre, iki ülke arasında posta ulaşımı artık Rusya veya diğer aracı ülkeler üzerinden değil, doğrudan gerçekleşecekti. Başlangıçta Ermenistan için İran ile ticari ve ekonomik ilişkiler büyük önem arz etmiş, ekonomik krizden kurtulmayı amaçlayan Ermenistan, İran ile ilişkilerini geliştirmeye çalışmıştır. Kasım 1992’de Ermenistan Devlet Başkanı Levon Ter Petrosyan’ın imzaladığı kararnameyle Erivan’da ‘Ermenistan-İran İlişkilerini Geliştirme Komisyonu’ oluşturulmuştur. Aynı yılda iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla Tahran’da, ‘İran-Ermenistan Ticari Birliği’ adlı ve daha sonra İran ve Ermeni işadamlarından oluşan bir konsey kurulmuştur. Birbiriyle koordineli çalışan 220 bu iki kuruluş İran-Ermenistan ilişkilerinin geliştirilmesi amacıyla pek çok proje hazırlamıştır. Taraflar işbirliği çerçevesinde telefon diplomasisine önem vermiş ve sık sık görüşmüştür. Rafsancani 8 Eylül 1993’te Petrosyan ile yaptığı telefon görüşmesinde bölgenin askeri, siyasi ve ekonomik dinamiklerini değerlendirmiş ve Karabağ sorununun çözülmesi için girişimlere devam edeceklerini açıklamıştır.530 İran Dışişleri Bakanının özel temsilcisi Behram Hasemi 9 Eylül’de resmi ziyaretle Erivan’a gitmiş ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Vahan Papazyan’a mektup sunmuştu.531 Mektupta bölgesel durum değerlendirilmiş532 ve Karabağ sorununun daha ciddi sonuçlar doğurmadan halledilmesinin önemli olduğu vurgulanmıştı.533 Ermenistan’ın Dağlık Karabağ dışındaki bölgeleri de işgal etmesi, İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin ayaklanması ve iç güvenliğin sağlanması bakımından tehlike oluşturmaktaydı. İki ülke arasındaki ilişkilerin yüksek düzeyde olmasına rağmen, 11 Şubat 1994’te İran’ın iki savaş uçağı Ermenistan hava sınırını ihlal ederek Mehri ili merkezinde bulunan demiryolu istasyonunu bombalamıştı. Bu olay Ermenistan tarafından resmi müzakereye çıkarılmadı ama Moskova-Tahran seferini yapan İran ordusuna ait C–130 askeri uçağın 17 Mart 1994’te Dağlık Karabağ Ermenilerinin kontrolünde olan hava sahasında füzeyle vurulması demiryolu istasyonunun bombalanmasına misilleme olarak değerlendirilse de, Ermeniler uçağın Azerbaycan tarafından düşürüldüğünü iddia etmişti. İran Dışişleri olayın 530 “Armyano-İranskie Otnoşeniya Yavlyayutsya Vajnım Faktorom Stabilnosti i Mira v Regione”, PanARMENİAN HA, 14 Haziran 2004. 531 Kurtov, a.g.m., s. 416. 532 “İran Rassmatrivaet Bezopasnost Stran Yujnogo Kavkaza, Kak Sobstvennuyu Bezopasnost”, REGNUM HA, 8 Eylül 2004. 533 Amayak Martirosyan, “Armyano-İranskie Otnoşeniya: Proşloe i Nastoyaşee”, Central Asia and Caucasus, Ağustos 2000, (Erişim) http://www.ca-c.org/journal/cac-08-2000/20.martiros.shtml, 13 Ekim 2002; Tigran Martirosyan, “Balansirovanie na Burnıkh Volnakh”, (Erişim) http://www.tolrus.ru/feature/ iran2103 03.html 221 araştırılması için Karabağ ve Ermenistan’a sefer eden İran yetkililerinin yaptıkları araştırmalar sonucunda hazırladıkları rapora dayanarak uçağın Ermeniler tarafından düşürüldüğünü açıklamıştır. İran basını konuyu müzakereye çıkararak uçağın Ermeniler tarafından düşürülmesinin iki ülke arasındaki ilişkileri ciddi şekilde zedelediğini iddia etse de, Ermenistan bu olayı unutmayı tercih etmiştir. İlişkilere yeni bir ruh getirilmesi bakımından olayın hemen ardından Ermenistan Başbakan Yardımcısı Gagik Arutyunyan Tahran’a resmi ziyarette bulunmuştur. Arutyunyan, İran’ın yüksek rütbeli devlet resmileri ile görüşmüş, ekonomik ve siyasi konular müzakere edilmiş, taraflar arasında işbirliğinin genişletilmesi üzerinde görüş alış verişinde bulunmuştur. Arutyunyan aynı zamanda öncelikli konulardan biri olan Aras Nehri üzerinde köprü inşaatına en kısa zamanda başlanması için Ermenistan’ın talebini iletmiştir. Bu ziyaret sırasında sınırdan geçişlere ve sınır ticaretine kolaylık sağlanması şartları müzakere edilmiştir. Arutyunyan, uçak kazası ile ilgili kendilerinde olan bütün belgeleri karşı tarafa ilettiğini bildirmiştir. Ziyaret zamanı ayrıca her iki ülkenin hükümeti nezdinde kurulan ekonomik ilişkilerin koordinesi ile uğraşan komisyonun en kısa zamanda biraraya gelmesi hakkında anlaşma sağlanmıştı.534 Bombalama ve uçağın düşürülmesi gibi sorunlu ilişkilere rağmen, Ermenistan ve İran birbirilerine ihtiyaçları olduğunu anlıyordu. Her iki ülkenin de Azerbaycan ve Türkiye ile problemleri vardı ve işbirliği sayesinde ortak düşman olarak algıladıkları bu ülkelere karşı mücadele edebilirlerdi. Bu arada İran, Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından geri çekilmesi talebini zaman zaman hatırlatarak Azerbaycan’ın gönlünü almaya çalışmıştı. Ermenistan 1990’lı yılların ortalarına kadar kuzeye çıkmak için mücadele ettiği bir zamanda, İran ile ilişkilerine özel önem vermiştir.535 Ağustos 1995’te İran Parlamentosu’ndan bir heyetin Ermenistan’a sefer 534 Kurtov, a.g.m., s. 421. Emil Danielyan, “Caucasus: İran, Armenia Seeking Closer Relations”, RFE/RL Yerevan, 25 January 2001. 535 222 etmesi ilişkileri bir adım daha ileri taşımıştı. Ancak aynı yılda üç İran vatandaşının Ermenistan’da öldürülmesi ilişkileri etkilemişti. İran’ın Ermenistan Büyükelçisi Nekkar İsfahani Ermenistan güvenlik güçlerinin İran vatandaşlarının can ve mal güvenliklerini sağlamakta yetersiz kaldıklarını bir kez daha hükümet resmilerinin dikkatine sunmuştu. Anacak bu ilişkilerin seyrini değiştirmedi. Petrosyan Eylül 1996’da yaptığı bir açıklamada İran ile ilişkilerinin sıfırdan başlamasına rağmen, kısa sürede ciddi işbirliğinin gerçekleştiğini bildirmiştir. Ermenistan’ı Aralık 1996’da ziyaret eden İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hasan Habibi Petrosyan ile görüşürken, İran’ın bütün bölge devletleriyle ve aynı zamanda Ermenistan ile iyi komşuluk ilişkilerine önem verdiğini bildirmişti. Habibi, Ermenistan Başbakanı Armen Sarkısyan ile görüşünde, iki ülke arasında sanayi, enerji, ticaret, bilim, kültür, bankacılık ve gümrük nezareti konularına önem verdiklerini bildirmiştir. Habibi ziyaret zamanı İran’ın maddi yardımları ile kurulan ‘İranşünaslığın Kafkasya Merkezi’ adlı araştırma merkezinin açılışını yapmıştı. Merkezin Başkanı Garnik Astaryan iki ülke ilişkilerini değerlendirirken, 1992’den itibaren Ermenistan’da İran-name adlı derginin yayınlandığını bildirmiş ve merkezin araştırmalarının iki ülke arasındaki ilişkilere bilimsel anlamda katkı sağlayacağını ifade etmiştir.536 Sefer sonunda iki ülke arasında ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkileri düzenleyen memorandum imzalanmıştır. Ermenistan Dışişleri Bakanı Aleksandr Arzumanyan’ın Haziran 1997’de Tahran’ı ziyaret etmesi iki ülke arasında yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkiler ve bölgesel sorunlar tartışılmış, İran’ın bölgeye yönelik politikası değerlendirilmiştir. Ziyaretten önce Rusya’nın Ermenistan’a verdiği yaklaşık 1 milyar Dolarlık silahların İran üzerinden Ermenistan’a taşındığı haberleri bölge basınında tartışılmaya başlanmıştı. İran ise bu yönde yayımlanan haberleri tekzip etmişti.537 Aynı yılın 536 537 sonlarına doğru Ermenistan Kurtov, a.g.m., s. 424. Washington Times, 1997 14 April. Hükümeti’ni temsil eden Şagen 223 Karamanukyan’ın İran’ı ziyaret etmesi, özellikle, hükümetler arası ilişkilerin daha da gelişmesine neden olmuş, enerji ve ticaret alanında yeni işbirliği imkânları müzakere edilmişti.538 Ermenistan Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın daveti üzerine İran Devrim Muhafızları Başkanı Ayetullah Cenneti bu ülkeyi ziyaret etmiştir. Ziyaret sırasında iki ülke arasında hukuki ve yargı meselelerinde işbirliği perspektifi değerlendirilmiştir.539 Ziyaretin hemen ardından İran Kooperatif Meclisi’nden bir grup Ermenistan’ı ziyaret etmiş, iki ülke arasındaki ticaret ilişkileri ve potansiyeli değerlendirilmiş, ‘Ermenistan-İran Ticaret Meclisi’nin kurulması hakkında antlaşma imzalanmıştır.540 Taraflar arasındaki ilişkiler devlet başkanlarının karşılıklı ziyaretleri çerçevesinde yapılan antlaşmalarla daha da gelişmiştir. İran Cumhurbaşkanı Muhammet Hatemi’nin 8–10 Eylül 2004 tarihleri arasında Ermenistan ziyareti de bu bağlamda değerlendirilebilir.541 İki ülke arasında diplomatik ilişkiler kurulduktan sonra Hatemi, Ermenistan’ı ziyaret eden ilk İran Cumhurbaşkanı olmuştur. Ziyaret zamanı Hatemi, sözde Ermeni soykırım anıtını ziyaret etmiş,542 Koçaryan ile görüşmüş ve Ermenistan Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkileri değerlendirmiştir. Hatemi, Erivan Devlet Üniversitesi’ni de ziyaret etmiş ve bölgesel sorunları tartışan bir konferans vermiştir. İki ülke arasında kurulan ‘Hükümetler Arası Komisyon’un çalışmaları sonucu üzerinde mutabakat sağlanan ekonomik ve ticari ilişkiler, ulaştırma, doğalgaz alımı, enerji üretimi konularında çeşitli anlaşmalar imzalanmıştır. 538 Respublika Armeniya, 5 Kasım 1997. Golos Armenii, 22 Ekim 1997. 540 Respublika Armeniya, 22 Kasım 1997. 541 Hatem Cabbarlı, “Hatemi’nin Azerbaycan Ziyareti Azerbaycan-İran İlişkilerinde Yeni Bir Dönemin Başlangıcı mı?”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?yazi=84&kat=5+, 25 Mayıs 2005; Hakop Çakıryan, “İran Devlet Başkanı Hatemi’nin Ziyareti Ermenistan İçin Özel Öneme Sahip”, Azg, 4 Eylül 2004; “Vizit Prezidenta İrana v Armeniyu Pridast Çelostnost Dvustoronnim Otnoşeniyam”, REGNUM HA, 3 Eylül 2004. 542 “Prezident İrana Poçtil Pomyat Jertv Genoçida Armyan v Turçii”, REGNUM HA, 9 Eylül 2004; “İran Rassmatrivaet Bezopasnost Stran Yujnogo Kavkaza Kak Sobstvennuyu Bezopasnost”, PanARMENİAN HA, 14 Hazıran 2004. 539 224 Ermenistan kadar İran da ikili ilişkilerin geliştirilmesinden yana olmuştur. Özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren ABD’nin bu bölgeye askeri olarak yerleşmeye çalışması üzerine, İran Güney Kafkasya politikasını yeniden gözden geçirmiş, bu bağlamda Azerbaycan ile ilişkilerini geliştirmeye çalışmıştır. Hatemi’nin 5–7 Ağustos 2004 tarihleri arasında Azerbaycan’ı ziyaret etmesi de bu girişimlerin bir sonucu olarak görülmektedir. Hatemi, Azerbaycan ziyaretinde İran’ın geleneksel dış politikasına ters düşen bir açıklama yaparak, Dağlık Karabağ’ın Ermenistan tarafından işgal edildiğini bildirmiş ve Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından geri çekilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu konuyla ilgili Ermenistan Dışişleri Bakanlığı tarafından resmi bir görüş bildirmese de, Ermeni basını bu açıklamayı ciddi şekilde eleştirmiştir. Ermenistan Devlet Başkanı Koçaryan başkanlığında büyük bir heyet 5 Temmuz 2004’te İran’I ziyaret etmiştir. Ziyaret zamanı İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejat ile görüşen Koçaryan, ikili ilişkileri müzakere etmiş, bölgesel ve uluslararası güvenlik problemlerini tartışmış, ekonomik, ticari, enerji ve başka konularda antlaşmalar imzalanmıştır.543 Özellikle ‘Ermenistan ve İran Hükümetleri Arasında Karşılıklı Anlayış ve Ermenistan’ın Gelişmesi İçin İran’ın Yardımları Hakkında Memorandum’, ‘Ermenistan ve İran Arasında Adli Yardımlaşma Hakkında Antlaşma’ ve diğer antlaşmalar iki ülke arasındaki işbirliğini daha da geliştirmiştir.544 Eylül 2006’da Ermenistan’ı ziyaret eden İran Parlamento Başkanı Gulam Ali Haddad-Adelem ziyaretin sonuçları hakkında düzenlediği basın konferansında Ermenistan ile ilişkilerin daha da geliştirilmesi için çaba harcadıklarını 543 ve her iki ülkenin uluslararası teşkilatlarda birbirini “V Tegerane Sostayalas Vstreça Tet-a-Tet Prezidentov Armenii i İrana”, REGNUM HA, 5 Temmuz 2006. 544 “İran i Armeniya Podpisali Ryad Dogovorov v Oblasti Ekonomiçeskogo Sotrudniçestva”, REGNUM HA, 6 Tammuz 2006. 225 destekleyecekleri hakkında anlaşmaya vardıklarını bildirmiştir. Bu anlaşmayla Ermenistan Ortadoğu’da, İran ise Avrupa’da faaliyet gösteren örgütler nezdinde çıkarlarının korunmasına çalışmıştır.545 Haddad-Adelem’in ziyareti Ermeni basınında çeşitli açılardan ele alınmış, ekonomik, siyasi, askeri ve güvenlik işbirliğine paralel olarak parlamentolar arası ilişkilerin de geliştirilmesinin önemi ve gerekliliği vurgulanmıştır.546 3. 2. 2. Ekonomik İlişkiler Ermenistan’ı İran’la siyasi işbirliğine yönlendiren nedenler ekonomik ilişkilerin kurulması ve gelişmesinde de etkili olmuştur. Bağımsızlık sonrası yayılmacı dış politika hayata geçiren Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’nin bütün iyi niyet girişimlerine rağmen, iyi komşuluk ilişkilerinin kurulmasında beklenen inisiyatifi kullanmamıştır. Ermenistan ekonomik sorunlarını Rusya ve İran ile işbirliği yaparak çözmeye çalışmıştır. İran ile siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin kurulması Ermenistan açısından hayati önem taşımıştır. Ermenistan siyasi ve ekonomik bakımdan İran ile işbirliğinde eşit statüde olmamıştır ve bu dengesizlik bugün de devam etmektedir. Bağımsızlık sonrası Ermenistan ekonomisinde yaşanan sorunlar, ulaştırmada yaşanan aksaklıklar ve Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesi ile ortaya çıkan Dağlık Karabağ sorunu ekonomiyi 1960’lı ve 1970’li yılların düzeyine düşürmüştü. Özellikle enerji ve ulaştırma alanında yaşanan sıkıntılar Ermenistan’ı İran ile işbirliğine iten başlıca nedenler olmuştur. Azerbaycan üzerinden geçen doğalgaz boru hattı çalışmadığı, Gürcistan üzerinden geçen doğalgaz boru hattı ise minimum ihtiyacı 545 “Armeniya i İran Budut Podderjivat Drug-Druga v Mejdunarodnıkh Strukturakh”, REGNUM HA, 12 Eylül 2006. 546 “Armyano-İranskie Svyazi Obreli Parlamentskiy Akçent”, (Erişim) http://www.nv.am/tema.htm 226 karşılamadığından dolayı Ermenistan 1992’de anlaşmaya varılmış547 İranErmenistan doğalgaz boru hattının bir an önce inşaatına başlamak istiyordu.548 Doğalgaz boru hattının gerçekleşmesine İran’dan daha fazla ihtiyaç duyan Ermenistan görüşmelere Başbakan Yardımcıları ve Bakanlar düzeyinde temsil olunurken, İran Komite Başkanları düzeyinde görüşmelere katılmıştı.549 Ermenistan ayrıca doğalgaz boru hattı konusunda yapılan görüşmelerde ortaya çıkması ihtimal edilen sorunların en kısa zamanda halledilmesi için hükümet nezdinde daimi komisyonlar kurmuştu.550 Ermenistan’ın İran ile ciddi ekonomik ilişkileri bulunmasına rağmen, eski Sovyet Cumhuriyetleri’nin İran ile ticaret ilişkilerinde Rusya, Azerbaycan ve Kazakistan’dan sonra 4. sırada yer almaktadır. Bunun nedeni ise Ermenistan ekonomisinin İran ekonomisi karşısında zayıf ve yetersiz kalması ile açıklanabilir. Ermenistan Sovyet döneminde de sadece sanayi üretiminde değil, aynı zamanda gıda ihtiyacını da kendisi karşılayamamış, merkezi planlama çerçevesinde ayrılan ödenekler hesabına bu sorunları halledilmişti.551 Ermenistan’ın İran’la ticaret hacmi son yıllara göre, 1995’te en yüksek hadde ulaşarak 35 milyon Dolar olmuştur. İki ülke arasında ticaret hacminin artmasının nedeni 1994’te Aras Nehri üzerinde inşa edilen köprünün hizmete açılması olmuştur. Ermenistan ticari ilişkilerinde bir türlü dengeyi sağlayamamış ve ticaret her zaman Ermenistan’ın aleyhine gerçekleşmiştir. 1996 yılında iki ülke arasında ticaret hacmi daha da artarak yaklaşık 200 547 İNFO-TASS, 25 Aralık 1993. Kurtov, a.g.m., s. 428. 549 İNFO-TASS, 16 Mart 1993. 550 Mihail Vermişev, “Sostayanie Ekonomiki Armenii”, Dialog, 1996, No: 2, s. 7 551 M. A. Gevorkyan, “K Analizu Ekonomiki Perekhodnogo Perioda” (Na Primere Armenii), Problemı Prognozirovaniya, 1995, No: 3, s. 50. 548 227 milyon Dolar olmuştur.552 Ermenistan Devlet Gümrük Komitesi’nin verdiği bilgilere göre, iki ülke arasında 1996’da 178,1 milyon Dolar olsa da, 1997’de 107,7 milyon Dolara kadar gerilemiştir. Bu dönemde İran’ın Ermenistan’dan ithalatı 40 milyon Dolar, Ermenistan’a ihracatı ise 63 milyon Dolar olmuştur.553 Taraflar arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesini sağlamak ve hukuki altyapısını oluşturmak ihtiyacı ortaya çıkınca Ermenistan Başbakanı Hrant Markaryan başkanlığında bir heyet resmi ziyaretle Tahran’a gitmişti. Bu ziyaret taraflar arasındaki ilişkileri bir adım daha ileri götürmüş, sermayenin korunması ve teşvik edilmesi, çifte vergilendirmenin kaldırılması, ticaret ve enerji alanında işbirliği, gümrük işinde yardımlaşma, sanayi, tarımcılık, bilim, eğitim, merkez bankaları arasında, sağlık alanında ilişkileri düzenleyen bir düzüne antlaşma imzalanmıştı. Markaryan’la birlikte ziyarete giden Ermenistan işadamları ve İran işadamları arasında işbirliğinin daha da geliştirilmesi hakkında mutabakat sağlanmıştı.554 Ziyaret sırasında Aras Nehri üzerinde iki hidroelektrik santralinin inşa edilmesi ve Ermenistan’a sıvılaştırılmış doğalgaz verilmesi hakkında antlaşma imzalanmıştır.555 Enerji alanında yapılan görüşmeler sonucunda 1 Mayıs 1997’de iki ülke arasında elektrik enerji sistemlerini birleştiren istasyonun açılışı gerçekleşti. Ermenistan 1997 sonuna kadar İran’dan 330 milyon KW/saat enerji almıştı. 1990’lı yılların sonuna kadar İran, Ermenistan ile ticarette üçüncü sırada yerini korumuştur. 1997 yılı ikinci yarısı verilerine göre, Ermenistan’dan İran’a 18 milyon Dolar değerinde ihracat, İran’dan ise 50 milyon Dolar ithalat 552 Babookhanian H, “An Armenian view of İran’s transformation”, Executive İntelligence Review, 1997, Vol. 24, N 28, 4 July, p. 69. 553 Arthur Yernjakian, “Iran Loses Its Posıtıons At Armenıan Market”, (Erişim) http://www.snark.am/ partnership-issue1.html 554 İNFO-TASS, 3 Mayıs 1997, 5 Mayıs 1997 555 Sergey Verezemskiy, “Dobro Pojalovat v Kavkazskiy Gazovoy Koridor”, Neft i Kapital, 1997, No: 10. s. 54. 228 yapılmıştır.556 İran Ermenistan’a enerji ve gıda ürünleri ihraç, Ermenistan’dan ise genellikle maden ürünleri ve metal atıkları ithal etmiştir. İran, Ermenistan makine sanayisi için yüksek kaliteli kömür göndermiş, karşılığını ise hazır ürünle almıştır.557 İran aynı zamanda Ermenistan’ın bakır madenleri ile de ilgilenmektedir. Ermenistan’ın bakır üretiminin tek müşterisi olan İran, bu alanda kontrolü sağlamaya çalışmaktadır. Madenlerin çalıştırılması için dinamiti İran’dan alan Ermenistan zaman zaman ciddi sorunlarla karşılaşmıştır. İran şirketleri bakır üretimi için ortak şirket kurulmasını önerse de, Ermenistan bu teklife sıcak bakmamıştır.558 Birçok bağımsız araştırmacı iki ülke arasında özellikle sanayi alanında geniş imkânların olduğunu vurgulamaktadır.559 Nitekim İran Sosyal Güvenlik Direktörü Meyedi Karbasian’inin Nisan 1996’da Ermenistan’a gerçekleşen seferinde Sanayi Bakanı Aşot Safaryan ile görüşürken bu konular müzakere edilmiş, sanayi üretiminde işbirliği imkânları değerlendirilmiştir.560 İran, Ermenistan ekonomisine sermaye yatırımına göre 1996 yılında ikinci sırada olmasına rağmen, büyük projelerde değil, küçük şirketlerle ve turizm alanında işbirliği yapmaktadır. Aynı zamanda ortak sermayeli şirketler de faaliyet göstermektedir. 1997 yılında Ermenistan’da yabancı sermayenin miktarı 33,8 milyon Dolar olsa da, İran’ın payı oldukça düşük olmuştur.561 Taraflar arasında imzalanmış anlaşma şartlarına göre, haberleşme, doğalgaz satışı, doğal kaynaklar, petrol, enerji, ulaşım, vergi, sınır, sanayi ve ticaret meseleleri ile bağlı sekiz komite kurulmuştu. Ermenistan İran sermayesini kimya sanayisine özellikle de, Nairit, Vanadzor Kimyakombinat, Otolastik ve Kimyasal Lifler Fabrikalarına yönlendirmeye çalışıyordu. 556 Soçialno-Ekonomiçeskoe Polojenie Respubliki Armeniya v Yanvare-İyune, Erivan1997, s. 26. İNFO-TASS, 23 Ekim 1993. 558 Vardan Aloyan, “Noçnaya Jizn v Kadjarane”, Metallı Evraziya, 1997, No: 5, ss. 44-45. 559 Babookhanian, a.g.m., ss. 68-69. 560 Tigran Ovanesyan, “Armyano-İranskie Ekonomiçeskie Svyazi Uglubyatsa”, Azg, 2 Mayıs 2002. 561 Respublika Armeniya, 9 Ocak 1998. 557 229 Sovyetler Birliği zamanı bu fabrikaların ürünleri yaklaşık 70 ülkeye satılıyordu. Ancak bağımsızlık sonrası ekonomik ilişkilerin kopması sonucunda kimya sanayisinin esas müşterileri Rusya ve İran olmuştu. Ermenistan’ın dış ticaret hacminin yarıdan fazlası İran’ın payına düşmektedir. 1996 yılı sonlarında iki ülke arasında ilaç sanayisi, haberleşme, elektrik ve doğalgaz temini, doğal hayatın korunması, dağ-maden sanayisi, ulaştırma, bankacılık ve gümrük alanında işbirliğini öngören antlaşmalar imzalanmış, Otolastik Fabrikası’nın hisselerinin % 60’ını İran’a satılmıştı.562 Bu arada Ermenistan halen çözemediği ulaştırma sorununun halledilmesi için İran üzerinden Türkmenistan’a transit demir yolu hattının açılması girişiminde bulunmuş, Türkmenistan ise Ermenistan’a petrol ve elektrik enerjisi teklif etmiş, ancak Ermenistan’ın bu arzusu proje olmaktan öteye geçememişti.563 Ermenistan ayrıca Merend-Mehri-Agarak demiryolu ve sınır bölgelerinde serbest ticaret bölgesi projesini hazırlamış ancak İran bu teklife sıcak bakmamıştı.564 Ermenistan İran ile ticari ve mali ilişkilerinin geliştirilmesine çalışsa da, İran 1990’lı yılların ortalarında yaşadığı döviz sorunu halletmek ve yurtdışına döviz akışını kontrol etmek amacıyla Ermenistan’da Mellat Bankası'nın şubesini açmıştı. Bu Ermenistan tarafından bir başarı olarak kamuoyuna takdim edilse de, kısa süre sonra bankanın kredi ve diğer mali işlemlerde yetersiz kaldığı anlaşılmıştı.565 1990’lı yılların sonlarına doğru Ermenistanİran işbirliğinde Yunanistan da yer almaya çalışmıştır.566 Taraflar arasında imzalanan üçlü anlaşma şartlarına göre, sesli ve rakamlı bilgisayar setinin kurulması gerçekleşecekti.567 Bu projede teknik konuların İran tarafından 562 İNFO-TASS, 27 Haziran 1997. İNFO-TASS, 11 Nisan 1994. 564 İ. M. Muradyan, S. A. Manukyan, “İran i Evraziyskaya İdeya”, Os Moskova-Tegeran”, Erivan, 1997, ss.69-70. 565 Novoe Vremya, 25 Ekim 1997, Golos Armenii, 15 Haziran 1997. 566 Hakan Aksay, “Yunanistan - Ermenistan - İran - Rusya: Dörtlü ittifak mümkün mü?”, Cumhuriyet, 4 Temmuz 1999. 567 Respublika Armeniya, 18 Eylül 1997. 563 230 halledilmesi öngörülse de, daha sonra tarafların ilgisizliği nedeniyle bugüne kadar proje uygulanmamıştır. İran İslam Cumhuriyeti'nin Hükümet heyeti, Ticaret Bakanı Şeriat Madari başkanlığında 11 Eylül'de Ermenistan'ı ziyaret etmişti. İran heyetini 12 Eylül'de ayrıca Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan, Başbakan Andranik Margaryan ve Dışişleri Bakanı Vardan Oskanyan ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Karen Cışmarityan kabul etmişti. Ermenistan-İran arasında ekonomik ilişkilerinin gelişmesinin önemine değinen Cışmarityan, iki ülkenin karşılıklı işbirliğinin gelecekte ticaret, sanayi, turizm, inşaat sektörü ve ulaşım alanlarında daha da gelişeceğini vurgulamıştı. Bakan, ikili ilişkilerde ayrıca biyolojik ve teknik bilimler alanında, uluslararası kuruluşlarda işbirliği imkânlarının daha geniş olduğunu vurgulamıştır. İran Ticaret Bakanı ise, iki ülke arasında işbirliğinin gelecekte yoğunlaşmasında hukuksal alanın iyileştirilmesi ile banka sistemlerinin uyumlaştırılmasının olumluluğuna değinmiştir. Şeriat Madari'ye göre, İran ve Ermenistan arasında ticaretin yoğunlaşması, yatırımların korunması ve ücret politikasıyla ilgili anlaşmaların imzalanması aciliyet arz eden konular olmuştur. Her iki ülke ulaştırma alanında sadece karayolu ulaşımına değil, hava ulaşımına da önem vermiştir. Erivan-Tahran arasındaki hava ulaşımını 1996 Kasım’ına kadar İran Devlet Hava Yolları şirketi gerçekleştirmiş, daha sonra ise, ‘Caspian Airlines’ adlı Ermeni Havayolu şirketi de haftada bir defa gerçekleşen seferle bu ulaşıma katılmıştır. Ermenistan’ın mal üretimi İran’la kurduğu bu bağlar sayesinde 1994–1998 yılları arasında üç kat artmıştır. Bu yıllar arasında İran, Ermenistan’ın dış ticaret ilişkilerinde (ithalat ve ihracatında) birinci sırayı almıştır. 231 İki ülke arasında ekonomik işbirliği bağlamında gerçekleşen en büyük proje İran-Ermenistan doğalgaz boru hattı projesidir.568 Ermenistan Hükümeti Rusya’dan aldığı doğalgazın verilmesinde aksaklıklar yaşanması üzerine, İran ile görüşmelere başlamış, 1992’de Ermenistan ve İran arasında doğalgaz boru imzalandığı hattı sırada inşası hakkında Ermenistan ciddi anlaşma ekonomik imzalanmıştır. ve mali Proje sıkıntılar yaşamaktaydı. Bu nedenle de dış mali destek arayışında idi. Avrupa Kalkınma Bankası’nın projeye mali destek sağlayacağı konusunda çeşitli haberler yayımlansa da, Banka yetkilileri tarafından yapılan açıklamada bu haber doğrulanmamıştı.569 Proje değeri 120 milyon dolar olan doğalgaz boru hattının anlaşma şartlarına göre, inşaat işlerinin 1995’de tamamlanması öngörülse de, bazı teknik ve mali problemlerin yaşanması nedeniyle inşaat işleri hedeflenen tarihte tamamlanamamıştır. Yılda 1 milyar m3 doğalgaz taşıma kapasitesi olan boru hattı,570 141 km uzunluğunda olup, 100 km’si İran, 41 km’si ise Ermenistan arazisinden geçecekti.571 Ermenistan Enerji Bakanı Armen Movsesyan REGNUM Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, İran ile yapılan görüşmelerde her iki ülkenin kendi sınırlarından geçecek boru hattının inşa edilmesi konusunda anlaşmaya vardıklarını bildirmiştir.572 568 “Agreement on Pipeline Construction to be Signed during Kocharian’s Visit to Iran”, ArmenPress HA, November 29, 2001. 569 “Evrobank ne Nameren Uçastvovat v Finansirovanii Gazaprovoda İşran-Armeniya”, REGNUM HA, 19 Mayıs 2004. 570 Valeria Krasnikova, “Gazoprovod İran-Armeniya”, (Erişim) http://www.ia-centr.ru/public_ details.php?id=287, 22 Ocak 2007. 571 Oleg Maksimenko, “Novıy Etap Armyano-İranskikh Otnoşenii”, (Erişim): http://www. armenianews.narod.ru/ 572 “Armeniya ne Vedet Kakikh Libo Peregovorov o Prodoljenii Gazoprovoda İran-Armeniya v Storonu Evropı”, REGNUM HA, 29 Mart 2004. 232 Ermenistan’ın enerji probleminin halledilmesinde siyasi çıkarları olan AB bu projeyi desteklemiştir. Bu destek bağlamında AB573 İran-Ermenistan doğalgaz boru hattının inşa projesiyle ilgili teknik ve hukuksal altyapı projelerini hazırlamak için 2001 yılında 30 milyon EURO vermiştir.574 Bu konuda anlaşma 23–25 Ocak 2001 tarihinde Erivan’da gerçekleşen ‘Ermenistan-İran Ekonomik İşbirliği Komisyonu’ toplantısında imzalanmıştır.575 Projeye AB’nin mali yardım sağlamasından sonra Ermenistan ve İran bu konuda doğalgaz boru hattını Ermenistan ve Gürcistan sınırından geçerek Karadeniz kıyısına kadar uzatmayı,576 buradan deniz tabanı ile döşenmesi planlanan boru hattı ile Ukrayna’ya taşımayı ve son nokta olarak da Avrupa ülkelerinin tüketimine sunmayı amaçlamıştı.577 İran doğalgazının Ermenistan üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması konusunda bir soruyu cevaplandıran Movsesyan, İran heyeti ile bu konuda görüşmediklerini bildirmiş, Avrupa devletlerinin bu yönde teklifleri olursa değerlendirebileceklerini ifade etmiştir (Projenin toplam uzunluğu 550 km’dir). Bu projenin uygulanması için 5 milyar Dolar gerekmektedir. Bu miktar, inşaatı uzun süre tartışılan Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının maliyetinin iki katıdır. Avrupa devletlerinin 5 milyar Dolar harcayarak ciddi sorunlar yaşanan Kafkasya bölgesinden boru hattının geçme riskini göze almaları ihtimali zayıftır ve bu projenin verimliliği de tartışmaya açıktır. İran kendi gazını satacağı, Ermenistan Gürcistan ve Ukrayna ise transit ülke olmaları bakımından bu projeye sıcak baksalar da maliyeti ve ciddi siyasi 573 “EU Contributes to Construction of Iran-Armenia Gas Pipeline”, Tehran Times, January 27 2001. 574 “European Union To Assign 30 Million Euro For Preparation Of Documentation For IranArmenia Gas Pipeline”, The Russıan Oıl And Gas Report, January 22, 2001, Monday. 575 Azg, 20 Ocak 2001. 576 “Armenia, Iran May Sign Transit Agreement for Gas Pipeline”, ArmenPress HA, November 19, 2001. 577 “Prodoljenie Gazaprovoda İran-Armeniya do Ukrainıi Stran ES Stoit 5 Mlrd Dollarov”, REGNUM HA, 29 Mart 2004. 233 risklerin bulunduğu da bir gerçektir.578 Ermenistan boru hattının uygulanabilir proje olduğunu kanıtlamak için Gürcistan’ın da bu projede yer almasına çalışmıştır. Bu bağlamda Başbakan Andranik Markaryan Ermenistan-İran işbirliğinin bölgenin yararına olduğunu ve enerji projelerine Gürcistan’ın da katılabileceğini vurgulamıştır.579 Proje tartışıldığı bir zamanda Rusya bu projeye karşı olduğunu açıklamıştır.580 Çünkü İran-Ermenistan doğalgaz boru hattı Ukrayna’ya kadar uzarsa, hem Ermenistan Rusya’ya olan enerji bağımlılığından büyük bir ölçüde kurtulacak hem de, Avrupa’da Rus gazına alternatif bir kaynak ortaya çıkacaktır ki bu da Rusya’nın aleyhine bazı ciddi fiyat değişiklikleri ile sonuçlanabilir. Çok küçük bir miktarda fiyat değişikliği ise Rusya’ya milyonlarca Dolara mal olabilirdi. Zaten tartışmalı olan İran-Ermenistan doğalgaz boru hattının inşaatına taraflar arasında yaşanan anlaşmazlık ve mali sıkıntılar nedeniyle bir türlü başlanamamıştı. İran doğalgazının Avrupa’ya nakledilmesi konusu müzakere edilirken Rusya’nın ciddi itirazını bildirmesinden sonra projenin uygulanma şansı bir az daha tehlikeye girmişti. Nihayet uzun tartışmalardan ve Rusya’nın onayı alındıktan sonra İran’dan Ermenistan’a doğalgaz akışını sağlayacak projenin çalışmalarına 12 Ocak 2004’te başlandı.581 Projenin 2006 sonlarında tamamlanması öngörülse de, bazı teknik nedenlerden 578 Emmanuel Mkrtçyan, Knstantin Martirosyan, “Armneii Neobxodimo İmet Strategiçeskuyu Programmu Razvitiya Svoey Energetiki”, ARMİNFO HA, 22 Nisan 2006. 579 Nanı Petrosyan, “Armyano-İranskoe Sotrudniçestvo İskhodit iz İnteresov Regiona”, Azg, 13 Temmuz 2006. 580 “V Armenii Obespokoenı Potorey Energetiçeskoy Nezavisimostı”, (Erişim) http://www.analitika.az/articles.php?item_id=20061104035815527&sec_id=8, 11 Nisan 2006. 581 Tatul Hakopyan, “İran-Ermenistan Gaz Boru Hattı Ermenistan Kısmının İnşaatı Bugün Başladı”, Azg, 1 Aralık 2004. 234 dolayı inşaat çalışmaları Mart 2007’de tamamlanmıştı.582 14 Mart’ta gerçekleşen açılış törenine katılan Ahmedinejat ve Koçaryan doğalgaz boru hattı inşasının tamamlanmasının iki ülke arasında son 15 yılda başarıyla hayata geçirilen en büyük proje olduğunu bildirmiştir.583 Ekonomik ve ulaştırma açısından iki ülke sorunlarını önemli derecede halledecek projelerden biri de, 3 km uzunluğunda olan Kacaran tünelinin inşa edilmesi hakkında yapılan antlaşmadır. Ermenistan’ın ‘Armgiprotrans Proje Enstitüsü’ tarafından hazırlanan projenin mali değeri 45 milyon Dolardır. Tünel sadece yolu 12 km kısaltmayacak, aynı zamanda ulaşımın deniz seviyesinden yaklaşık 500 metre aşağıdan yapılmasına olanak sağlayacak ki, bu zaman kışın elverişsiz hava şartlarında bile yolun açık olması mümkün olacaktır. Ermenistan’ın mali durumu iyi olmadığından projenin gerçekleşmesi için maliyetin yaklaşık % 85’nin İran’ın karşılamasını istiyor.584 Bu projeden başka Ermenistan, Rusya, İran ve Hindistan arasında imzalanmış istediğini güzergâhı ‘Kuzey-Güney’585 bildirmiştir. projesinin başlanmamıştır. Proje uluslararası çerçevesinde uygulanması Ermenistan bölgede ulaşım projesine katılmak Ermenistan-Enzeli-Astrahan öngörülse uygulanan de, inşaat projelerin işlerine tamamına katılmak istese de, AB’nin finans desteği sunduğu projeler dışında uluslararası öneme sahip Bakü-Tiflis-Cehyan, Bakü-Tiflis-Erzurum, KarsAhalkelek-Tiflis-Bakü ve diğer projelerden kenarda kalmıştır. Ermenistan resmileri bu projelerden kenarda kalmanın siyasi ve ekonomik maliyetini kamuoyunda gizlemeye çalışsalar da, daha pahalıya mal olan İran ve Türkmenistan üzerinden dünyaya açılan projelere katılma çabaları da, beklenen neticeleri vermemiştir. 582 “Gaz iz İrana Naçnet Postupat v Armeniyu do Konça Tekuşego Goda”, REGNUM HA, 8 Nisan 2006. 583 Goar Gevorkyan, “Makhmud Akhmedinedjat: V Voprose Uglubleniya Otnoşenii s Armeniey Dlya İrana Net Nikakikh Prepyatstvii”, Azg, 22 Mart 2007. 584 Kazaryan, a.g.m., s. 64. 585 Sevak Saruhanyan, “Mejdunarodnıy Transportnıy Koridor “Sever-Yuıg” i Rossiysko-İranskie Otnoşeniya v Transportnoy Sfere”, 21 Dar, 2 (4), Erivan 2004, ss. 74-93 235 3. 2. 3. Güvenlik Alanında İşbirliği Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Güney Kafkasya ülkeleri ulusal güvenliklerinin genelde NATO ve BDT OGA çerçevesinde korunmasına çalışsalar da, bölge devletleri ile de güvenlik bağlamında ilişkilerini geliştirmeye çaba harcamışlardır ve bu süreç bugün de devam etmektedir.586 Ermenistan BDT OGA ile askeri ilişkilerini geliştirmeye ve güvenliğinin bu kurum çerçevesinde korunmasına üstünlük verse de, NATO ile ilişkilerini iyi düzeyde kurmayı başarmıştır. Ermenistan aynı zamanda İran ile de askeri ilişkiler kurmuş ve geliştirmiştir.587 İki ülke arasında askeri ilişkilerin kurulmasında her iki ülkenin karşılıklı gereksinimleri, Azerbaycan, Türkiye ve İsrail588 arasında kurulduğu iddia edilen askeri işbirliği etkili olmuştur.589 Aslında İran ve Ermenistan askeri ve güvenlik bağlamında kendilerine hak kazandırmak için Azerbaycan, Türkiye ve İsrail arasında işbirliğinin mevcutluğunu gereğinden fazla abartmıştır. Bugün, Azerbaycan ve Türkiye arasında askeri ve güvenlik işbirliğinden bahsedilse de, bu, Ermenistan-Rusya arasında askeri işbirliğinin yanında gölgede kalmaktadır ve İsrail sacayağının ‘güvenirliği ve sağlamlığı’ şüphe götürmektedir. İsrail, 1990’lı yılların sonlarına kadar İran’ın Güney Kafkasya ve Orta Asya’da üstün konuma gelebilme ihtimalini değerlendirerek, Azerbaycan ile askeri ve 586 Tair Faradov, Foreign Policy Orientations in Azerbaijan: Public and Elite Opinion, NATOEAPC Individual Research Fellowship 2001–2003, Final Report, Baku - June, 2003; Elkhan Mekhtiev, Security Policy in Azerbaijan, NATO-EAPC Research Fellowship 1999–2001; Anatoli Çiganok, “NATO İdet İz Baltii Na Kavkaz”, Nezavisimaya Gazeta, 9 Temmuz 2004; Svante E. Cornel, Regional Security in theSouth Caucasus: The Role of NATO, Central Asia-Caucasus Institute, Paul H. Nitze School of Advanced International Studies, The Johns Hopkins University, United States of America, 2004. 587 Abbas Maleki, “İran i Turan: K Voprosu Ob Otnoşeniyakh İrana s Gosudarstvami Çentralnoy Azii i Zakavkazya”, Central Asia and Caucasus, No: 5, 2001, (Erişim) http://www.cac.org/online/2001/journal_rus/cac-05/11.malru.shtml, 20 Aralık 2001. 588 Sergey Minasyan, “İzrail-Turçiya: Voenno-Politiçeskoe i Voenno-Tekhniçeskoe Sotrudniçestvo (v aspekte problem regıonalnoy bezopasnosti)” Central Asia and Caucasus, No: 1, 2004; Dietrich Jung, Wolfango Piccoli, The Turkish-İsraeli Alignment: Paranoia or Pragmatism?, Security Dialoque, March 2000, Vol 31, N. 1, P. 91-104; Bülent Aras, Turkish-İsraeli-İranian Relations in the Nineties: İmpact on the Middle East, Middle East Polisy, Vol VII, N. 3, June 2000, p. 151164. 589 Sergey Minasyan, “Strategiçeskoe Sotrudniçestvo İzrailya i Turçii v Kontekste Problem Regıonalnoy Bezopasnosti”, 21 Dari, 2 (4), 2004, ss. 74-93; Anar Veliyev, ”Treugolnik İzrailTurçiya-Azerbaydjan: Realnost i Prespektivı”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2000/journal_rus/cac08_2000/11.veliev.shtml, 29 Kasım 2003. 236 güvenlik işbirliğine önem vermiştir. Ancak 2000’li yıllara gelindiğinde İran’ın bu bölgelere ekonomik ve siyasi olarak tahmin edildiği kadar sağlam ve kalıcı mevki kazanamadığı ortaya çıkınca, İsrail, Azerbaycan ile askeri ve güvenlik bağlamında işbirliğine fazla hevesli olmamıştır. Güney Yunanistan 590 Kafkasya’da İran-Ermenistan-Rusya ve İran-Ermenistan- işbirliğinin gelişmesi Azerbaycan ve Türkiye’yi rahatsız etmiştir. Bu ülkelerin işbirliği yapmalarındaki başlıca amaç bölgede Türkiye ve Azerbaycan’ın hareket alanını kısıtlamak ve bu ülkeleri bölgenin ekonomik ve siyasi gelişmelerin dışında bırakmak olmuştur. Yunanistan ve Türkiye arasında Kıbrıs ve Ege Denizi sorunlarının gündeme taşınması İranErmenistan-Yunanistan ittifakını hızlandırmıştır. Bölgede yaşanan siyasi gelişmeler ise İran-Ermenistan-Rusya ittifakının daha kolay gerçekleşeceğine işaret etmektedir. Bu ittifak bir anlaşma ile onaylanırsa Azerbaycan dost olmayan devletler tarafından çembere alınacaktır. Ancak Azerbaycan Türkiye ile siyasi-askeri bir anlaşma imzalar ve gelişmekte olan İsrail-Türkiye-Azerbaycan işbirliğini gerçekleştirebilirse İran-Ermenistan- 591 Rusya ittifakının etkilerini bir dereceye kadar azaltabilir. 1990’lı yılların ortalarına doğru kurulmakta olan Ermenistan-İran592 askeri ve güvenlik işbirliğine Yunanistan da katılmıştır. Yunanistan taraflar arasında imzalanmış antlaşmaların askeri ve güvenlik içerikli olmadığını bildirse de, bu diplomatik bir açıklamadan başka bir şey değildi.593 Yunanistan’ın katılımından sonra Türkmenistan’ın da, bu üçgende yer aldığı iddia edilse de, Türkmenistan’ın bu mekanizmada yeri ve katılımının sınırları 590 İgor Muradyan, “Sovremennıe Armyano-Gruzinskie Otnoşeniya”, Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınevi 2002, s. 80. 591 Veliyev, a.g.m., ss. 105-111. 592 Tigran Martirosyan, “Balansirovanie na Burnıkh Volnakh”, (Erişim) http://www.tolrus.ru/ feature/iran210303.html, 21 Mart 2003. 593 “Armeniya, Greçiya i İran ne Presleduyut Çeli Sozdavat Voennıy Soyuz, Zayavil v Erevane Ministr İnostrannıkh Del Greçii”, (Erişim) http://scripts.online.ru/misc/news/99/09/08_068.htm 237 henüz tam açık değildir. Türkmenistan’ın Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkilerinin iyi olmadığı Saparmurad Niyazov’un devlet başkanlığı döneminde Ermenistan-İran ve Yunanistan üçgeninde özellikle enerji ve ulaştırma konusunda faaliyetinden bahsetmek mümkün olsa da, Niyazov’un Aralık 2006’da vefat etmesinden sonra aynı görüşleri paylaşmak mümkün değildir. 1990’lı yılların ortalarına kadar Ermenistan-İran-Yunanistan arasında ekonomik ve askeri alanda işbirliğinden bahsedilse de, adı geçen ülkeler arasında işbirliği bu tarihten itibaren daha da gelişmiştir. İlk defa 1997’de biraraya gelen Ermenistan, İran ve Yunanistan Dışişleri Bakanlarının 4. görüşü Mart 2001’de gerçekleşmiştir.594 Bu görüşte, ekonomik, ticaret, iletişim, sanayi, teknoloji, enerji ve turizm alanlarında işbirliğini kapsayan memoranduma imzalanmıştı.595 Toplantıda aynı zamanda İran doğalgazının Avrupa'ya nakledilmesi meselesi müzakere edilmişti. İran Dışişleri Bakanı Kemal Harrazi taraflar arasında enerji alanında işbirliğinin önemini vurgulayarak, projeyi ekonomik ve stratejik açıdan değerlendirmişti. Bu konuda İran doğalgazının Ermenistan-GürcistanUkrayna veya Türkiye-Yunanistan güzergâhıyla Avrupa’ya taşıyan projeler üzerinde durulmuştu. Mayıs 2001’de Atina’da biraraya gelen Ermenistan, İran ve Yunanistan Dışişleri Bakanları taraflar arasındaki ekonomik, siyasi, askeri, güvenlik, enerji ve turizm alanında ilişkilerin geliştirilmesi hakkında memorandum imzalamıştır.596 Yunanistan Dışişleri Bakanı Georgios Papandreu, ülkesinin Avrupa Birliği’ne üye olması dolayısıyla İran ve Ermenistan’ın bu kurumla ilişkilerinin gelişeceğini bildirmiştir. Taraflar arasındaki askeri işbirliğinin 594 “Yunanistan’ın Türkiye Odaklı Şer İttifakları”, INAF, 14 Mart 2001; “İran’ın Kafkaslardaki Emelleri ve İzlediği Politika”, (Erişim) http://www.inaf.gen.tr/turkish/newslet/tnl024.htm 595 “Ermenistan İran ve Yunanistan Üçlü Memorandum İmzaladılar”, Azg, 14 Mart 2001. 596 Emma Begidjanyan, “Memorandum Znamenatelen v Kontekste Truboprovoda, a Ne Formirovaniya Politiçeskiy Osi”, Azg, 15 Mart 2001. 238 gelişmesinde çıkarları olan bir diğer devlet de Rusya’dır. Rusya, özellikle Ermenistan aracılığıyla işbirliğine destek vermiştir. NATO üyesi olan Yunanistan’ın ‘Şer ekseni’ olarak bilinen İran ve OGA çerçevesinde Rusya ile askeri işbirliği yapan, Ermenistan ile askeri ve güvenlik bağlamında ilişkilerini geliştirmesi NATO’da görüş ayrılığına neden olmuştur. Nitekim Yunanistan Savunma Bakanı Haziran 1999’da Tahran’a sefer ederken, iki ülke arasında güvenlik ve askeri işbirliği alanında antlaşma imzalayacakları iddiası tartışıldığı bir zamanda ABD’nin konuyla ilgili açıklama talep etmesi üzerine Yunanistan İran ile askeri ve güvenlik işbirliğinin söz konusu olmadığını bildirmişti.597 ‘Ermenistan, İran ve Yunanistan İşbirliğinin İcra Komitesi’nin 6. oturumu Dışişleri Bakan Yardımcıları düzeyinde, 13 Şubat 2002’de Erivan’da gerçekleşmişti. İcra Komitesi Dışişleri Bakan Yardımcıları düzeyinde yılda iki kez toplanmaktadır. Görüşmelere Ermenistan adına Dışişleri Bakan Yardımcısı Armen Martirosyan, Yunanistan adına Dışişleri Bakanlığı Baş Sekreteri Georgios Savaidis, İran adına ise, Dışişleri Bakan Yardımcısı Hoseyn Adel başkanlığında heyet katılmıştır. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, İcra Komitesi; işbirliği faaliyetlerini sistemleştirecek, ilgili faaliyetler düzenleyecek, İşbirliği sürecini değerlendirecek, üçlü işbirliği programlarıyla ilgili ön hazırlık çalışmaları için talimatlarda bulunacaktı. Ermenistan-Yunanistan ve İran arasında üçlü işbirliğinin kurulmasına Ağustos 1995’te karar verilmiş, ilk toplantısı ise, 22 Aralık 1997 tarihinde ise Atina'da gerçekleşmiştir. Üçlü İşbirliği adı altında altı alt komite faaliyet göstermektedir. İcra Komitesi’nin Erivan oturumu sonucunda taraflar arasında işbirliğinin daha da geliştirilmesini öngören memorandum imzalanmıştır.598 597 598 Begidjanyan, a.g.m., “Ermenistan-Yunanistan-İran Üçlü Toplantı Yerevan’da”, Azg, 12 Şubat 2002. 239 Yunanistan Genel Kurmay Başkanı Georgio Antonakopulos’un Ağustos 2003’te yaptığı Ermenistan ziyareti taraflar arasında askeri ilişkileri daha da pekiştirmiştir. Antonakopulos, Devlet Başkanı Koçaryan ve Dışişleri Bakanı Oskanyan ile görüşmüş, iki ülke arasında askeri ilişkileri daha da geliştirmenin mümkün olduğunu ve fırsatları değerlendirmek gerektiğini vurgulamıştır. Antonakopulos Ermenistan ile askeri ilişkilerinin stratejik işbirliği çerçevesinde şekillendiğini bildirmiştir.599 Ermenistan İran ile ekonomik ilişkilere paralel olarak askeri ilişkileri de geliştirmeye, Yunanistan’ın Türkiye ile yaşadığı Kıbrıs sorunundan istifade ederek bu ülkeyi de işbirliğine davet etmek istemiştir. Ermenistan Devlet Başkanı Koçaryan 25 Aralık 2001’de İran’a sefer etmiştir. Ziyaret sırasında askeri işbirliğinden daha çok ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi bölge basınında yer alsa da, ziyaret gerçekleşmeden önce Ermenistan Savunma Bakanı Serj Sarkisyan’nın İran’ın Ermenistan Büyükelçisini kabul etmesi, iki ülke arasında askeri işbirliğini daha da geliştirmek isteği gibi değerlendirilebilir.600 Mart 2002’de İran Savunma Bakanı Amiral Ali Şamhani’nin Ermenistan ziyaretinde iki ülke arasında askeri antlaşma imzalandı.601 Antlaşmada taraflar arasında askeri işbirliğinin geliştirilmesi, çeşitli askeri projelerin uygulanması, tecrübe mübadelesi, Koçaryan’ın Aralık 2001’de İran’a seferi zamanı imzalanmış antlaşmaların uygulanmaya konması, doğalgaz boru hattının inşaatına başlanması ve ortak şirketlerin kurulması öngörülmüştü. 599 “Delegaçiya Voruujennıkh Sil Greçii v Erevane”, Azg, 2 Eylül 2003; “Greçskaya Delegaçiya v Armenii”, Hayastani Hanrapetutyun, 3 Eylül 2003; “Perspektivı Armyano-Greöskogo Voennogo Sotrudniçestva”, Ayoç Akhşarh, 4 Eylül 2003; Obçie Çeli i Obşie İnteresı, Respublika Armeniya, 5 Eylül 2003. 600 Nurani, “İran i Armeniya Namerenı Rasşiryat Voennoe Sotrudniçestvo”, (Erişim) http://www2.echo-az.com/archive/242/foreign.shtml 601 Gamlet Matevosyan, “Voennaya Sblijenie Armenii i İrana ne Ponravitsya SŞA”, (Erişim) http://www.strana.ru/stories/01/10/25/1867/119369.html, 11 Mart 2002 240 Ziyaret ve imzalanan antlaşmanı değerlendiren Şamhani, Erivan Tahran işbirliğinin üçüncü bir ülkeye karşı olmadığını bildirse de, Azerbaycan, Ermenistan-İran işbirliğinden rahatsız olmuştu. Şamhani, bölgesel güvenlik problemlerini değerlendirirken, imzalanan antlaşmanın Güney Kafkasya’da güvenliğin sağlanmasına yardımcı olacağını vurgulamış, ABD’yi kastederek, İran ile sınır olan coğrafyaya bölge dışı güçlerin askeri olarak yerleşmesine kesinlikle karşı olduğunu bildirmişti. Şamhani bununla o dönemde ABD’nin Azerbaycan’da askeri üs kurmak için görüşmelere başladığı iddialarına cevap olarak aslında Azerbaycan’ uyarmak istemiştir. 2000’li yılların başlarına kadar ABD, Güney Kafkasya’ya askeri bakımdan yerleşmeye öncelik tanımasa da, bu tarihten sonra bölge ülkelerinin birinde (Gürcistan veya Azerbaycan’a) askeri üs kurmak istediğini bildirmişti. Ermenistan bundan yararlanarak İran’ın dikkatini Azerbaycan’a yönlendirmeye çalışmıştır. Ermenistan’ın İran ile ekonomik ve askeri işbirliğini geliştirmesi nedense ABD’nin dikkatini çekmemiştir. Türkiye İran arasında imzalanan doğalgaz antlaşmasına ciddi şekilde karşı çıkan ABD, aynı tepkiyi İran Ermenistan doğalgaz antlaşması imzalandığı zaman göstermemiştir. ABD’nin Irak’ı işgal etmesinden sonra gerginleşen İran-ABD ilişkilerini Ermenistan, İran ile işbirliğini daha da genişletmeye engel olarak görmemiştir. Azerbaycan ve Gürcistan bu konuda ABD’nin çıkarlarını göz önünde bulundurmaya mecbur oldukları halde, Ermenistan bu kadar diplomatik davranmamıştır. Ermenilere göre, bölgede İran Türkiye’den daha avantajlı konumdadır ve Ermeni diasporasının yaşadığı bazı Arap ülkelerinde İran’ın konumu daha güçlüdür. Bu nedenle de Ermenistan’ın İran ile ilişkilerin geliştirilmesi dış politikada öncelikli meselelerden biridir.602 602 Matevosyan, a.g.m., 241 Şamhani’nin Ermenistan ziyareti sırasında Gürcistan ordusu özel kuvvetlerine terörle mücadele eğitimi vermek amacıyla ABD’nin yaklaşık 200 askeri bu ülkeye gelmişti. Bu dönemde ABD’nin Gürcistan’ın Panki Deresi’ne askeri üs kurmak talebi bölge basınında tartışılmaktaydı. ABD askerlerinin Gürcistan’a gelmesi Şamhani’nin ziyareti ile üst üste düşmesi rastlantı olsa da, Şamhani ABD askerlerinin Gürcistan’a gelmesini eleştirmiştir.603 İki ülke arasında askeri ilişkilerin geliştirilmesi bağlamında Ermenistan Savunma Bakanı Serj Sarkisyan 7–9 Şubat 2005 tarihinde İran’a resmi bir ziyarette bulunmuştur. Sarkisyan, Cumhurbaşkanı Muhammet Hatemi, İran Ulusal Güvenlik Kurulu Sekreteri Hasan Rohani ve İran Koruma Kurulu Başkanı, eski Cumhurbaşkanı Ali Akper Rafsancani tarafından kabul edilmiştir.604 Ziyaret sırasında taraflar arasında askeri, savunma, güvenlik, ekonomik, enerji, ulaştırma konuları müzakere edilmiştir. Sarkisyan, savunma bakanı olmasına rağmen dış politikanın belirlenmesinde etkili olmuştur ve bu özelliğini 2000’li yılların başlarından itibaren korumaktadır. Ermenistan’ın bağımsızlığından sonra İran özel önem arz etmiş ve bu özelliğini halen korumaktadır. Nitekim Sarkisyan tarafından hazırlanan ‘Ermenistan Cumhuriyeti Ulusal Güvenlik Stratejisinin İstikametleri’ adlı raporda İran ile ilişkiler ‘Büyük ekonomik, askeri, kültürel potansiyele ve bağımsız dış politikaya sahip olan İran’ın bölgede askeri ve siyasi ortamın şekillenmesinde önemli rolü vardır; ekonomik ve siyasi bağlamda Türkiye ile rekabet etmektedir... Türkiye ve İran rekabeti bölgede dengelerin korunmasına hizmet etmektedir; Ermenistan-İran işbirliği TürkiyeAzerbaycan bloğunun Ermenistan’a karşı propagandasını zayıflatmaktadır... Bu maksatla biz ABD ile işbirliğimizde İran’ın çıkarlarını pazarlık unsuru 603 Gayane Movsesyan, “İran i Armeniya Nalajivaet Voenno-Politiçeskoe Sıotrudniçestvo”, GazetaSNG, (Erişim) http://www.zatulin.ru/institute/sbornik/048/04.shtml, 6 Mart 2001. 604 “İran Devlet Başkanı Serj Sarkisyan’ı Kabul Etti”, Azg, 9 Şubat 2005, “Ministr Oboronı Armenii Posetit İran”, REGNUM HA, 2 Şubat 2005. 242 olarak kullanmıyoruz’605 şeklinde değerlendirilmiştir. Ermenistan dış politikasını belirleyen kurum ve kişiler ABD’ye rağmen İran ile ilişkilerini geliştirmeye çalışsalar da, muhalefet partileri hükümeti daha diplomatik davranmaya davet etmiş, bölge devletlerine yönelik politikaların belirlenmesinde ABD’nin bu ülkelere yönelik politikasını dikkate almaları gerektiğini hatırlatmıştır.606 ABD-İran gerginliğinde Ermenistan’ın izleyeceği politikanı değerlendiren Ermeni araştırmacılar,607 Ermenistan’ın büyük ve güçlü devlet olmadığını, her ne kadar İran ile iyi ilişkiler içinde olsa da, ABD’nin olası İran saldırısında sessiz kalması gerektiğini ve İran’ın Ermenistan’dan ciddi destek beklemesinin doğru olmadığını bildirmiştir.608 Yabancı araştırmacılar ise ABD-İran gerginliğinde609 Ermenistan’ın bazı sorunlarla karşılaşacağını istisna etmeseler de, bazı değerlendirmelerde öngörüldüğü gibi olduğundan ciddi problemlerle karşılaşmayacağını bildirmiştir.610 Ermenistan ve İran askeri ilişkilerini ‘kimseye karşı olmadığı’ şeklinde değerlendirseler de, aynı zamanda Gregoryen Ermeni Kilisesi ve İran Şiî İslam’ın biraraya geldiği ilginç bir kültürel beraberlik sergilemektedirler.611 Bağımsızlık sonrası Ermenistan-İran ilişkileri Ermenistan dış politikasının en 605 “Serj Sarkisyan: Sotrudniçestvo Armeniya-SŞA ne Protivopostavlyayetsya İnteresam İrana”, REGNUM HA, 6 Mart 2006. 606 “Predsedatel Narodnoy Partii Armenii: Voyna v İrane Stanet Katastrofoy Dlya Armenii i Nagornogo Karabakha”, (Erişim) http://www.bakililar.az/lenta/?id=16325, 22 Nisan 2006. 607 Karine Ter-Saakian, Armenia, Iran Strengthen Ties, Institute for War & Peace Reporting, CRS No. 275, 24 Şubat 2005, (Erişim) http://iwpr.net/?apc_state=hrufcrs239853&l=en&s=f&o=239854 608 “Levon Melik-Şahnazaryan, “V Sluçae Voynı s İranom Proigraet Vse, v Tom Çisle i Armeniya”, PanARMENIAN.Net, 03.04.2006; “V Sluçae Ataki SŞA na İran Armeniya ne Smojet Ostavatsya Neytralnoy”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=29402, 1 Mart 2007. 609 Olası ABD-İran gerginliğinde Ermenistan’ın izleyeceği politika için bkz: Levon Kazaryan, “İran i Uran: Vızıvı Dlya Armenii”, (Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19&f=344; Arutyun Khaçaturyan, “Armeniya: Polemika Vokruk Otnoşeniy s SŞA İranom”, (Erişim) http://www.eurasianet.org/russian/departments/insight/articles/eav031407ru.shtml, 14 Mart 2007; D. Rudyan, “Çentralnaya Aziya Kak Zona Naçionalnıkh İnteresov SŞA”, (Erişim) http://iran.ru/rus/news_iran.php?act=news_by_id&news_id=12542, 10 Eylül 2003. 610 “Armeniya v Kontekste Yadernoy Programmı İrana: Uvyazka ne Mojet Bıt Stol Oçevidnoy”, REGNUM HA, 11 Mayıs 2006. 611 Nazmi Gül-Gökçen Ekici, “Ortak Tehdit Algılamaları ve Stratejik İttifaklığa Doğru İlerleyen İran-Ermenistan İlişkileri”, Stratejik Analiz, II. cilt, sayı 22, Şubat 2002, ss. 37-46. 243 önemli ve başarılı istikameti olarak değerlendirilebilir. Ancak bu başarı kendinde Ermenistan dış politikasında kısa ve orta vadede hissedilmeyecek bazı ciddi sorunlar barınmaktadır. İran’ın Müslüman devlet olmasına rağmen Ermenistan bu ülke ile ilişkilerini üst düzeyde kurmuş, zaman zaman ortaya çıkan sorunları başarılı bir şekilde çözmüş ve ilişkileri daha da sağlamlaştırmıştır. Bu ilişkileri karşılıklı bağımlılık bağlamında değil, tek taraflı olarak Ermenistan’ın ekonomik ve bazen de siyasi bağımlılık çerçevesinde gelişmesi ise Ermenistan açısından dezavantajdır. Özellikle son yıllarda BTC petrol boru hattı, BTE doğalgaz boru hattı, KTB demir yolu, İran-Ermenistan doğalgaz boru hattı projelerinin uygulanması jeopolitik ve jeoekonomik bağlamda Ermenistan’ın İran’a olan bağımlılığını daha da artırmıştır. Ermenistan zaman zaman özellikle enerji ve ekonomik açıdan Rusya ekseninden kurtulmaya çalışsa da, bölgede uyguladığı revizyonist politika onu birçok önemli projelerden kenarda kalmasına neden olmuştur. İran, 35 milyonluk Azerbaycan Türkünün kültürel bağımsızlık talebini göz önünde bulundurarak Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarının işgalinin sürmesini desteklemektedir. Ancak bölgesel güvenlik ve ekonomik dinamizm değiştiği zaman İran isterse Karabağ sorununun çözümüne yönelik politikasını değiştirip Ermenistan’a baskı yapabilir. Bunun için İran, Ermenistan üzerinde baskı kurması için gerekli araçlara sahiptir. Ermenistan’ın jeopolitik, jeoekonomik konumu, Azerbaycan, Türkiye ve Gürcistan’dan toprak talebinde bulunması onu başta Rusya olmak üzere İran’a yöneltmektedir. Bölgesel barış ve güvenliğin sağlanamadığı takdirde Ermenistan’ın bağımsız dış politika uygulaması mümkün değildir. İran ile ilişkiler Ermenistan’ın sorunlarını belli bir zaman kesimi için halletmiş gibi gözükebilir. Ancak uzun vadede kalıcı çözümler üretilmesinde bu başarılı bir araç değildir. 244 3. 3. ERMENİSTAN’IN GÜRCİSTAN POLİTİKASI 3. 3. 1. Ermenistan Gürcistan İlişkilerinin Tarihi Geçmişi Ermenistan dış politikasında Gürcistan ile ilişkiler özellikle ulaştırma, enerji güvenliği ve bu ülkede yaşayan Ermeni azınlık bakımından önem taşımaktadır. 19. yüzyılın sonlarına kadar Ermeni toplumu ve Gürcü halkı arasında siyasi ve ekonomik bağlamda ciddi ilişkiden bahsetmek mümkün değildir. Özellikle bu tarihte Rusya tarafından İran ve Osmanlı’dan göç ettirilen Ermenilerin Kafkasya’ya yerleştirilmesinden sonra ilişkiler işbirliği çerçevesinde değil, siyasi, anlaşmazlık ve zaman zaman silahlı çatışmalar ekseninde gelişmiştir. 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar ilişkilerde ciddi sorunlar yaşansa da, Bolşeviklerin Güney Kafkasya’yı işgal etmesinden SSCB’nin dağılmasına kadar olan zaman kesiminde ciddi sorunlara gebe kalan uzun süren bir sessizlik dönemi yaşanmıştır. Ancak bu ‘sessizlik’ döneminde bile Ermeni tarihçi ve araştırmacılar 1960’lı yıllardan itibaren yayınladıkları makale ve kitaplarda Gürcistan’ın Cavaheti ve Ahalkelek bölgelerine karşı çeşitli iddialar ileri sürmüşlerdir. Sovyetlerin dağılmasından sonra Ermeniler Hay Dat Doktrini çerçevesinde planladıkları Büyük Ermenistan projesini hayata geçirmek için geniş çaplı faaliyete başlamıştır. Büyük Ermenistan’ın sınırları Gürcistan’ı da kapsamaktadır ve Gürcistan’ın Cavaheti bölgesinde yaşayan Ermeniler bu faaliyet planının ana unsurlarından biri olarak değerlendirilmiştir.612 Ermenistan’ın Gürcistan’a yönelik dış politikasını değerlendirirken sadece 1991’den sonraki dönem ele alınacak olursa, konu tam anlamıyla açıklığa kavuşturulamaz. Bu nedenle de, Ermeni toplumu ve Gürcü halkının tarihi geçmişine kısaca değinmekte yarar vardır. 612 Bağımsızlık sonrası Ermenistan-Gürcistan ilişkileri için bkz. Durmişidze Nugzar, “GruzinoArmyanskie Otnoşeniya v Perspektive Yujno-Kavkazskogo Sotrudniçestva”, (Erişim) http://www.scirs.org.ge/russian/analytic/round_five/durmishidze.htm, 9 Ağustos 2007; Jegneti Konstantin, “Gruzino-Armyanskie Otnoşeniya v Svete Menyayuşikhsya Geopolitiçeskikh, Regionalnıkh Realii”, (Erişim) http://www.scirs.org.ge/russian/analytic/round_five/zhgenti.htm, 9 Ağustos 2007 245 Gürcü, Rus, Azerbaycan ve bazı Ermeni kaynakları Ermenilerin Kafkasya’nın avtohton nüfusu olmadığını gösterse de, Ermeni tarihçiler büyük bir gayretle kendilerinin Kafkasya’nın yerlisi olduklarını ispatlamaya çalışmaktadır.613 Gürcü tarihçileri Ermenilerin Kafkasya’ya göç etmelerini üç döneme ayırmaktadırlar. Birinci dönem 1-9. yüzyılları, ikinci dönem 15-18. yüzyılları, üçüncü dönem ise 18. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar olan zamanı kapsamaktadır. Birinci dönemde, Gürcistan’a göç eden Ermenilerin sayısı konusunda Ermeni ve Gürcü kaynaklarında bilgiye rastlanmamaktadır. Selçuklu Türklerinin egemenliği altındaki Ermenilerin Tiflis ve sınır bölgelere göç etmeleri üzerine Ermeni ve Gürcü ilişkileri yeni bir döneme girmiştir. Bu süreç 9. yüzyılda genişlemiş ve 18. yüzyıldan itibaren süreklilik kazanmaya başlamıştır. İkinci dönemde Ermenilerin Gürcistan’a göç etmeleri daha da hızlanmış ve bu tarihlerde Gürcistan’a göç eden Ermeniler ülkenin toplumsal ve ekonomik hayatında yer edinmeye başlamıştır.614 Üçüncü dönemde Ermenilerin Gürcistan’a göç etmesi Nadir Şah’ın Gürcistan’a hücum etmesinden sonraya rastlamaktadır. Bu hücumlar sonucunda birçok Gürcü şehir ve kasabaları boş kalmıştır. Gürcü Çarı II. Erekle ticaret ve ekonominin canlanması için boşalmış şehir ve kasabalara Ermenilerin yerleşmesine izin vermiş ve Ermeniler Ktsia-Berduçi civarına Taşiri, Abotsi, Tiflis, Gori, Baraleti, Saçheidzo-Aragveti ve Kutaisi’ye yerleştirilmiştir.615 Gürcü devletinin güçlü olduğu dönemlerde sessizliğini koruyan Ermeniler, devletin zayıfladığı dönemlerde ayaklanmıştır. Nitekim Rusya’nın Gürcistan’a hücum ettiği zaman Ermeniler Ruslara işbirliği teklif etmişti. Rusya’nın Kafkasya’ya hücum ederek Derbent’i işgal etmesinden sonra, 613 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bakınız: Vardan Aramoviç Parsamyan, Şmavon Rubenoviç Arutyunyan, Hay Joğovordi Patmutyun, Erivan: Luys Yayınevi, 1979; V. A. Parsamyan, İstoriya Armyanskogo Naroda, Erivan: Hayastan Yanınevi, 1972; Sergey Glinko, Pereseleniya Armyan Adderbaydjanskikh v Peredelı Rossii, Moskova: Doğu Dilleri Enstitüsü, Lazarev Yayınevi, 1831, V. L. Veliçko, Russkoe Delo i Mejduplemennıe Voprosı, Petersburg: 1904. 614 Tetvadze, a.g.e., s. 25. 615 Ter- Mkrtçyan, Armeniya Pod İgom Nadir Şakha, Moskova: 1963, s. 61. 246 Gürcü Kralı II. Erekli Ruslarla görüşmelere başlamaya mecbur olmuştur. II. Erekli’nin Rusya ile anlaşma imzalamak istediğini bilen Ermeni Piskoposu ve tüccarları 3 Mart 1783’de Ermeni milleti adına temsilci gönderip Rusya’ya sadık olacaklarını bildirerek Gürcü egemenliğinden kurtulmaları için Ruslardan yardım istemiştir.616 Arap, Pers, Selçuklu, Safevi hücumları karşısında dayanamayarak Gürcü topraklarına sığınan Ermenilerin Ruslardan yardım istemeleri ve Rus egemenliğini kabul etmeleri Gürcüler tarafından ihanet olarak değerlendirilmiştir. Perslerin siyasi ve ekonomik baskılarına dayanamayan birçok Ermeni Gürcistan’da kendilerine yer edinip, ekonomik ve ticari alanda başarılar kazanmasına rağmen, 1795’de Ağa Muhammet Şah Gacar’ın Tiflis’e hücumu zamanı Ermeniler Gacar ordusuna kılavuzluk yaparak II. İrakli’nin mağlup edilmesine neden olmuşlardı.617 Ermeni-Gürcü ilişkilerinde ilginç noktalardan biri de 17. yüzyılın başlarında Gürcistan’da yaşayan az sayıda Ermenileri temsil eden Ermeni Piskoposu’nun ortak Ermeni-Gürcü devleti kurmak için girişimlerde bulunmasıdır. Bu girişim 18. yüzyılın ikinci yarısında tekrar gündeme gelmiş, Ermenilerin lideri konumunda olan Loseb Emin, ortak devlet projesini hazırlayarak II. Erekle’ye sunmuştur. II. Erekle ortak devlet kurulmasını prensip itibarıyla kabul etse de, Piskopos Simon’un önderliğinde bazı Ermeni aydınları buna karşı çıkmıştır.618 19. yüzyılın başlarında Çarlık Rusya’sı yeniden Kafkasya’ya saldırmış, 1801’de Batı Gürcistan, 1803’de Megreli, 1804’de İmeretiya ve Guriya Rusya tarafından işgal edilmiştir.619 Rus ordusunun Gürcistan’ı işgale başladığı dönemde bazı Ermeni ileri gelenleri ve din adamları 1801’de Gürcistan’ın 616 Tetvadze, a.g.e., s. 31. Veliçko, a.g.e., s. 36. 618 Özellikle VI. Vakhtang bu işte Ermeni cemaatinin önderliğini yapmıştır. 17. yüzyılın sonlarında ise İsrael ve Tigran Minasyan ortak devlet kurulması için ekonomik ve politik zemin oluşturmak için faaliyet göstermişlerdir. Bkz: Tetvadze, a.g.e., s. 34. 619 Parsamyan, a.g.e., s. 20. 617 247 işgal edilmesinde Ruslara her türlü yardımı göstermiştir. Çarlık Rusya’sı Ermenilerin davranışlarını değerlendirmiş ve sonraki yıllarda Osmanlı ve İran’dan göç eden Ermenilerin bir bölümünü Gürcistan’a yerleştirmiştir. Gürcistan Valisi Rtişçev Ermenilerin Rusya devletine sadakatle hizmet ettiklerini ve Ermenilerin ödüllendirilmesi gerektiğini Çar’dan rica etmiştir.620 1828–1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Osmanlı’nın yenilgiye uğraması sonucu Rusya’nın yönetimine geçen Ahalkelek ve Mesheti’den zorla göç ettirilen yaklaşık 30 bin Türk’ün boşalttığı köylere Kars, Erzurum ve Beyazıt’tan 140.000 Ermeniden 30 bini Ahalkelek ve Mesheti’ye yerleştirilmiştir.621 19. yüzyılın sonlarına kadar Ermenilerin Gürcistan’a göç ettirilmesi sonucunda 1800’de Gürcistan’da yaşayan Ermenilerin toplam sayısı 47 bin olmasına karşılık 1897’de 197 bine ulaşmıştır622. Özellikle Samtshe-Cavaheti bölgesinde nüfus yapısının Ermenilerin lehine değişmesi, daha sonraki yıllarda Ermeni-Gürcü anlaşmazlığın temelini oluşturmuştur. Özellikle, 19. yüzyıldan başlayarak Gürcistan’da yaşayan Ermeniler, ekonomik ve ticari alanda büyük başarılar elde ettikten ve Gürcistan’ın siyasi hayatında önemli mevkilere geldikten sonra Ermeni Piskoposların ve zengin Ermenilerin önderliğinde Gürcü kiliselerinin Ermenileştirilmesine başlanmıştır.623 Ermeni tarihçileri Gürcistan’daki kiliselerin ve bazı bölgelerin Ermenilere ait olduğu hakkında makale ve kitaplar yazmış, Ermenilerin etkisinde kalan bazı yabancı tarihçiler de bu görüşü desteklemiştir. Örneğin, 620 Mektupta Rtişçev görüşlerini şöyle ifade etmekteydi: “...Majestelerinizin yüksek himayesiyle Ermenilere yardım yapıyoruz... Onlar (Ermeniler) hayatlarını ve varlıklarını esirgemiyorlardı. Bizim askerlerle (Rus askerleri ile) birlikte karşı tarafın (Gürcülerin) mahvedilmesi için çaba gösteriyorlardı. Devletin Ermenilere teşekkür etmesi gerekiyor. Ermeniler, isyancıların ne zaman hareket edeceğini, mevzilerinin nerede olduğunu önceden belirliyor ve bize haber veriyorlardı.” Bkz: Tetvadze, a.g.e., s. 46. 621 Tetvadze, a.g.e., s. 7-11. 622 Tetvadze, a.g.e., s. 58 623 Bondo Arveladze, “Armyanskie” ili Gruzinskiye Çerkvi v Gruzii”, Tiflis: 1996; Levon İsakhanyan, “Sovremennoe Polojenie Eparkhii Armyanskoy Apostolskoy Çerkvi Gruzii” PanARMENIAN.Net, 18 Mart 2006. 248 Rus tarihçisi Patkanov, Gürcü halkının en değerli yazılı kaynaklarından olan ‘Kartlis Çkhovreba’ Gürcü Hayatının Büyük Kronolojisi adlı kitabın Ermenilere ait olduğunu, bu eserin 12. yüzyılda Ermenice yazıldığını ve daha sonra Gürcü diline çevrildiğini iddia etmiştir.624 Ermenilerin Gürcülere karşı tutumu dönemin Gürcü basınında da değerlendirilmiştir. 625 Mayıs 1918’de Ermenistan ve Gürcistan bağımsızlıklarını ilan ettikten sonra taraflar arasında sınırların belirlenmesi ile ilgili ortaya çıkan anlaşmazlığın yanı sıra, Ermeni göçmenlerin kabul edilmesi ve yerleştirilmesi sorunu ortaya çıkmıştı. Gürcistan Parlamentosu’nun 1918 tarihli toplantı kayıtlarına göre, aynı yılın başlarında Gürcistan’da bulunan 150 bin göçmenin 120 bini Ermeni, 15 bini Rum, geri kalanları ise başka milletler idi.626 Ermeni göçmenlerin sayısının artması üzerine Gürcistan Milli Şurası özel bir komisyon kurmuştu. Komisyonun başlıca amacı, yeni göçmenlerin gelmesine engel olmak, silahlı göçmenlerin silahlarını toplamak, Gürcistan Savunma Bakanlığı ile sıkı işbirliği yapmak ve Ermenistan Milli Şurası ile görüşerek taraflar Hükümeti’nin Bağımsızlığının arasında göçmenlerle ilk ilişkilerin ilgili aylarında bozulmaması tedbirler Gürcistan’ın için alınmasını ekonomik Ermenistan sağlamaktı.627 durumunun iyi olmamasına rağmen Ermeni göçmenlere para yardımı yapmış, ancak Ermeni Milli Şurası bu paranın tamamını silah almaya harcamıştı. Ermenistan’ın Gürcistan’la olan ilişkilerinde Borçalı, Cavaheti bölgesi ve Ahalkelek’e karşı iddiaları ciddi bir sorun olmuştu. Özellikle, İran ve Osmanlıdan göç eden Ermenilerin bu bölgelere yerleşmesi sonucu 20. 624 İlya Grigoryeviç Çavçavadze, Armyanskiye Uçenıye i Vopiyuşiye Kamni, Tiflis, 1902, s. 19. Konuyla ilgili İveriya gazetesi 1885”de şunları yazmıştı. “Bizim hoşgörümüz sayesinde burada yerleşen Ermenilerin zamanla Gürcülere düşman olduğunu, Gürcistan”ın 200 yıl Arapların işgali altında kalmasına rağmen Gürcü kilise ve manastırlarına karşı saygısızca davranmadıklarını, ancak Ermenilerin Gürcü kilise ve manastırlarını dağıttığını, yazılı taşların ve anıtları yok ettiklerini, Azizlerin resimlerinde gözlerinin çıkarıldığını görmekteyiz.” Bkz: Arveladze, a.g.e., s. 34. 626 Şota Vadaçkoria, Voprosı Gruzino-Armyanskix Vzaimaotnoşenii v Politiçeskoy Mısli Gruzii (1918–1920), Tiflis: Meçniereba Yayınevi, 1999, s. 88. 627 Vadaçkoria, a.g.e., s. 88. 625 249 yüzyılın başlarında bölgenin nüfus yapısı ciddi şekilde Gürcülerin aleyhine değişmişti. Bağımsızlığını yeni kazanmış Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan arasında yaşanan ciddi anlaşmazlıklar nedeniyle Kafkasya’da istikrarı ve ekonomik düzeni sağlayamadılar. Bolşevik Rusya’nın güneye doğru ilerlemesinin önlemek için ittifak yapmaları gerekirken özellikle Ermenistan’ın Azerbaycan ve Gürcistan topraklarını talep etmesi sonucu ErmenistanGürcistan ve Ermenistan-Azerbaycan arasında yaşanan savaş durumu daha da ciddileştirmiştir. 1920’de Bolşevik Rusya Azerbaycan ve Ermenistan’ı, 1921’de ise Gürcistan’ı işgal etmiştir. 3. 3. 2. Ekonomik İşbirliği Bağımsızlık sonrası her iki cumhuriyetin ekonomisinde yaşanan zorluklar Ermenistan ve Gürcistan’ı işbirliği yapmaya mecbur etmiştir. Ermenistan’ın Azerbaycan ve Türkiye’den toprak ve sözde soykırımı kabul etmesi talebi nedeniyle sınırları kapalı kalmış ve dış ticaretini Gürcistan üzerinden gerçekleştirmiştir.628 Ermenistan Parlamento Başkanı Karen Demirçiyan Gürcistan’la çok özel ilişkilerinin olduğunu ve Gürcistan’ın Ermenistan için transit629 ülke olma ve dünya pazarlarına açılmasında büyük öneme sahip olduğunu ifade etmiştir.630 Ermenistan Sovyetler döneminde de ulaştırmada Gürcistan’a bağımlı olmuştur. Ermenistan bu bağımlılıktan kurtulmak için demir yolu hattını Azerbaycan’ın Akstafa bölgesine kadar 628 İgor Muradyan,“Sovremennıye Gruzino-Armyanskie Otnoşeniya”, (Erişim) http://www.artsakhworld.com/igor_muradian/Current/index.html 629 Ermenistan’ın ulaştırma alanında yaçadığı sıkıntılar için bkz: Riçard Beylok, “Çto Nepravilno v Armenii”, The International Association For Caucasian Regional Studies, Law Politics Sociology Economics Modern History International Relations, Caucasian Regional Studies, Vol. 4, Issue 1, 1999, s. 7. 630 “Gruziya-Armeniya”, (Erişim) http://ames.kiev.ua/cgi-bin/txts/5/return_txt.cgi?uri=%2Fvar%2 Fwww%2Fames.kiev.ua%2Ftxts%2F5%2F051999005.txt&back=http%3A%2F%2Fames.kiev.ua% 2F5%2Fp1.html 250 uzatarak Azerbaycan üzerinden Rusya ile yeni bir ulaşım hattı projesini gerçekleştirmiştir.631 Bağımsızlığın ardından iki ülke arasındaki kültürel, ekonomik ve siyasi ilişkilerde 1990’lı yılların ortalarına kadar zayıflama dönemi söz konusu olmuştur. Bu, her iki ülkede yaşanan ekonomik, siyasi ve sosyal problemlerin yanı sıra genel olarak bölgede yaşanan Dağlık Karabağ, Abhazya ve Güney Osetya sorunları ile açıklanabilir. ‘Gürcistan Gürcüler içindir’ sloganı ile iktidara gelen Zviad Gamsahurdiya’nın 1992’ye kadar devam eden hâkimiyeti zamanı ikili ilişkiler gerilmiş ve Gürcistan’daki Ermeni nüfusu ciddi şekilde tedirginlik yaşamıştır. Ancak bu Gamsahurdiya’nın iktidardan uzaklaştırılmasından sonra bir süre Ermenistan’da barınmasına engel olmamıştır. Gürcistan Hükümeti’nin itirazlarından sonra Ermenistan Gamsahurdiya’yı sınır dışı etmiştir.632 Ermenistan ve Gürcistan arasında ilk hükümetler arası anlaşma Temmuz 1991’de Gamsahurdiya döneminde imzalansa da, her iki ülkede yaşanan problemler nedeniyle yürürlüğe girmemiştir.633 Bu gerginlik Mart 1992’de Eduard Şevardnadze iktidara geldikten ve Temmuz 1992’de iki ülke arasında diplomatik ilişkiler kurulduktan sonra bir nebze giderilmiş, Gürcistan-Ermenistan ilişkileri yeni bir düzene girmiştir.634 Taraflar arasında ilk geniş kapsamlı anlaşma Mayıs 1993’te Şevardnadze’nin Ermenistan ziyareti sırasında imzalanmıştır. Anlaşma taraflar arasında siyasi, ekonomik, kültürel ilişkileri düzenlemekteydi. Bu 631 The legasy of History in Russia and the new state of Eurasia, S. Frederick Starr-editor, Publisher: M. E. Sharpe, Armonk, NY. Publication, 1994. 632 NFO-TASS. AİST-87, 8 Ocak 1992, 12 Ocak 1992, 15 Ocak 1992, 16 Ocak 1992. 633 İNFO-TASS. AİST-87, 28 Temmuz 1991, 12 Ocak 1992. 634 Respublika Armeniya, 3 Şubat 1995. 251 ziyaret zamanı iki ülke arasında ‘Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardımlaşma’ antlaşması imzalanmıştı.635 1994, 1995 ve 1997’de her iki ülkenin devlet başkanlarının karşılıklı ziyaretleri ilişikleri daha da pekiştirmiştir. Ermenistan ve Gürcistan arasında ilişkilerin gelişmesinde sadece devlet başkanlarının karşılıklı ziyaretleri değil, aynı zamanda parlamentolar arasında işbirliği de önemli rol oynamıştır. 1996’da Gürcistan-Ermenistan Parlamentolar Arası Komisyon’un kurulması bu süreci daha da hızlandırmıştır.636 Devlet başkanlarının karşılıklı ziyaretlerinin gerçekleşmesi ve parlamentolar arası ilişkilerin kurulmasından ve gelişmesinden sonra Şubat 1995’te her iki ülkenin iktidar partileri Ermeni Ulusal Hareketi ve Gürcistan Vatandaşları Birliği arasında anlaşma imzalanmıştı.637 Devlet başkanları ve parlamentolar siyasi ve ekonomik işbirliğine, iktidar partileri ise sosyal ve kültürel ilişkilere önem vermiş, 1990’lı yılların ortalarına kadar gelişme kaydedilmeyen bu alanlarda yeni işbirliği fırsatlarını değerlendirmiştir.638 Taraflar arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkileri değerlendiren siyasiler, siyasi ve kültürel alanda yaşanan kayda değer gelişmelerin ekonomik alanda gözlemlenmediğini bildirmiştir.639 Bunun en önemli nedeni tarafların ciddi ekonomik sıkıntılar yaşamasına rağmen daha çok siyasi alanda işbirliğine ihtiyaç duymasıdır. Bu ülkelerde üretilen ürünler tarafların ekonomik ihtiyaçlarını karşılamamıştır. Bir diğer neden de, Ermenistan ve Gürcistan’ın daha çok siyasi ilişkilere önem vermeleri olmuştur. 1990’lı yılların ortalarına kadar her iki ülke bağımsızlıklarını koruyup pekiştirdikten sonra ikinci planda kalan ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine çalışmıştır. Temmuz 1994’te her iki ülkenin başbakanları görüşürken özel olarak ekonomik sorunlar masaya 635 Respublika Armeniya, 20 Mayıs 1993. R. A. Şilova, “Armeniya-Gruziya: Dobrososedstvo i Svyaz s Vneşnim Mirom”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. E. M. Kojokin, Moskova 1998, s. 468. 637 Respublika Armeniya, 2 Şubat 1995. 638 Şilova, a.g.m., s. 469. 639 Svobodnaya Gruziya, 18 Haziran 1996. 636 252 yatırılmış, problemler değerlendirilmiş ve çözüm yolları aranmıştır. Başbakanların başlıca amacı ekonomik ilişkileri Sovyetlerin dağılmadan önceki seviyeye ulaştırmak olmuştur.640 Ancak başbakanların bu girişimleri ekonomik sorunları çözmekte yetersiz kalmıştır. İlişkiler belirli plan çerçevesinden değil, rasgele gelişmiştir. 1997 yılına kadar Ermenistan ve Gürcistan arasındaki ticaret hacmi Rusya, İran ve Türkmenistan’dan daha düşük olmuştur. Ermenistan’ın bölge ülkeleri ile ticaretinde Gürcistan 4. sırada yer almıştır641 ve Ermenistan’ın toplam dış ticaretinde % 3.6’lık paya sahiptir.642 İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerde mali işbirliği, borçların ödenmesi, tarife ve hizmetlerin düzenlenmesi konuları ciddi problem olmuştur. Bu ve diğer ekonomik sorunlar Şevardnadze’nin Mayıs 1993’te gerçekleşen Erivan ziyaretinde müzakere edilmiştir. 1990’lı yılların sonlarına doğru bu alanda bazı ilerlemeler kaydedilse de, birçok sorunlar bugüne kadar halledilmemiştir.643 Ekonomik bunalımın 1990’lı yılların ortalarına kadar atlatılamaması, Abhazya ve Güney Osetya sorunu nedeniyle kuzey ulaştırma hattını kullanamaması Ermenistan’ın özellikle ulaştırma sorununun katmanlaşmasına neden olmuştur. Ermenistan Batum ve Poti limanlarından yararlanmak imkânı elde etse de, bu sorunların halledilmesi için yeterli olmadı. 1991’den 2000’lı yılların ortalarına kadar Ermenistan’ın Gürcistan ile ekonomik ilişkilerinde ulaştırma problemi öncelikli konular arasında yer almıştır. Mayıs 1993’te demir yolu ulaşımı ve transit geçişlerin düzenlenmesi için hükümetler arası anlaşma imzalamıştı. Ancak bu anlaşma Ermenistan’ın 640 İNFO-TASS. AİST-87, 2 Temmuz 1994. Soçialno-Ekonomiçeskoe Polojenie Respubliki Armeniya v Yanvare-İyune 1997 g, Upravlenie po Statistike, Gosudarstvennomu Registru i Analizu Respubliki Armeniya, Erivan 1997, s. 26. 642 Respublika Armeniya, 11 Haziran 1996. 643 Şilova, a.g.m. s. 475. 641 253 bu alanda karşılaştığı sorunları tam anlamıyla çözemediği için konu bugün de taraflar arasında müzakere edilmektedir.644 Gürcistan transit ülke olma açısından Ermenistan için büyük öneme sahiptir. Ermenistan nakliye araçlarının Gürcistan üzerinden geçişi sırasında Gürcistan gümrüğünde yaşanan bürokratik engeller Ermenistan şirketlerine çok pahalıya mal olmuştur. Gürcistan’ın tahsil ettiği toplam transit geçiş ücretinin % 97’si Ermenistan ve Azerbaycan’a geri kalanı ise Orta Asya cumhuriyetlerine aittir. Ermenistan şirketleri Gürcistan’a transit geçiş yaparken yılda yaklaşık 100 milyon dolar ödemektedir.645 Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesi üzerine Azerbaycan topraklarından geçen doğalgaz boru hattı kapatılmıştır. Ciddi enerji sıkıntısı ile karşılaşan Ermenistan, Rusya doğalgazını 1991’de Gürcistan üzerinden devreye sokulan Rusya-Ermenistan doğalgaz boru hattı ile almıştır.646 Doğalgaz boru hattının Gürcistan üzerinden geçmesi nedeniyle Gürcistan’la yaşanan herhangi bir sorun Ermenistan ekonomisini büyük bir ölçüde etkileyebilir. Ayrıca Ermenistan zaman zaman boru hattından doğalgazın çalındığını iddia etmiş, Gürcistan ise doğalgaz teminatında yaşanan aksaklıkları teknik nedenlerle açıklamıştır.647 Ermenistan, özellikle bağımsızlığının ardından bölgede gerçekleşen ve Avrupa Birliği tarafından desteklenen projelerden tam anlamıyla yararlanmamıştır. Birçok bağımsız araştırmacı Mayıs 1993’te uygulanmaya 644 Respublika Armeniya, 9 Şubat 1996. “Programma TRASEKA ne Opravdıvaet Ojidanii”, (Erişim) http://www.snark.am/promedia.htm 646 Şilova. a.g.m., s. 472. 647 Segodnya, 17 Ağustos 1995. 645 254 başlanan Transport Corridor Europe Caucasus Asia648 (TRACECA) projesinde yer alsa da, Gürcistan ve Azerbaycan kadar planlarını gerçekleştiremediğini vurgulamıştır.649 Bu konu daha çok Ermenistan muhalefeti tarafından gündeme getirilmiş, dış politikada hükümetin uğursuzluğu gibi değerlendirilmiştir. Ermenistan’ın katılamadığı bir diğer stratejik öneme sahip olan proje de, Kars-Ahalkelek-Tiflis-Bakü demir yolu projesidir.650 Daha önce bu projenin Gümrü üzerinden gerçekleşeceği öngörülse de, Ermenistan’ın sözde Ermeni soykırımı propagandası ve Dağlık Karabağ probleminin çözümünde uzlaşmaz tavrı nedeniyle Azerbaycan ve Türkiye’nin girişimleri ile Ermenistan ‘bay-pass’ edilmiştir. Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Projesi'nde dışlanan Ermenistan, Türkiye'nin Orta Asya ile demiryolu bağlantısında kendisini devredışı bırakacak Kars-Ahalkelek-Tiflis-Bakü demiryolu projesinin gerçekleşmesini engellemek istemiştir. Gürcistan Hükümeti'ne yaptıkları baskılardan sonuç alamayan Erivan yönetiminin, projeyi sekteye uğratmak için Gürcü bürokratlara rüşvet verdiği iddia edilmiştir.651 Bu proje, Ermenistan Parlamento üyesi değerlendirilmiş 648 ve Amayak ikili Ovanesyan ilişkilerde ciddi tarafından olumsuz sorunlara neden olarak olacağını Mayıs 1993’te uygulanmaya başlayan TRACECA - Transport Corridor Europe Caucasus Asia projesinin başlıca amacı kuzey ulaştırma hattına alternatıf olan Avrupa-Kafkasya-Asya ulaştırma projesinin inşa edilmesidir. Bu projede beş Orta Asya ve üç Güney Kafkasya devleti yer almıştır. Daha sonra diğer devletler de projeyle ilgilenmiş ve ileride TRACECA’nın Avrasya karayolu olarak genişletilmesi öngörülmüştür. 649 Mıkırtıç Emmanuel, “Regionalnaya İntegraçiya: Razruşennıe İlluzii”, (Erişim) http://www.snark.am/promedia.htm; Aşot Aramyan, “Kavkazskiy Jeleznıy Krug”, (Erişim) http://forum.hayastan.com/index.php?showtopic=268, 22 Kasım 2001. 650 Samvel Oganyan, David Petrosyan, Armeniya, Evropa, Aziya: Koridorı i Perekrestki, Ermenistan Stratejik ve Ulusal Araştırmalar Merkezi, Erivan 2001; Ayk Demonyan, “Evraziyskaya Politika Turçii i Jeleznaya Doroga Kars-Akhalkalaki-Baku”, (Erişim) http://www.noravank.am/ ?l=2&d=19&f=289, 26 Ocak 2006. 651 Akop Çakryan, “Srıvaetsya Proekt Jeleznoy Dorogi Kars-Akhalkalaki”, Azg, 12 Temmuz 2006; “Erivan, Demir İpek Yolu’nu Rüşvet Vererek Engelledi”, Yeni Şafak, 6 Temmuz 2006. 255 bildirmişti.652 Türkiye'nin etüt projesini üslendiği hattın gerçekleşmesi için Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan Hükümetleri anlaşma imzalanmış, 2004 yılı sonunda Tiflis'te yapılan 7. Türkiye-Gürcistan Karma Ulaştırma Komisyonu toplantısında Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye ‘Kars-AhalkaleTiflis Demiryolu Hattı'nın yapımıyla ilgili ortak bildirge yayınlanmıştı. Projenin gerçekleşmesi için yapılan görüşmelerde Gürcistan Hükümeti’nin sürekli sorunlar çıkarması Gürcistan'a Ermenistan'ın baskısı gibi değerlendirilmiştir. Kars-Tiflis Demiryolu Projesi'ne Azerbaycan'ın da dâhil olması Ermenistan'ı tedirgin etmiştir. Anlaşma imzalanmadan önce Ermenistan ve ABD Ermeni diasporası projenin ABD tarafından maliyeleştirilmemesi yönünde lobi faaliyetine başlamış ve ABD Hükümeti’nin bu projeyi finans desteği sağlamaması için karar almasını sağlamıştı.653 7 Şubat 2007’de Azerbaycan, Türkiye ve Gürcistan resmi yetkililerinin Kars-Ahalkelek-Tiflis-Bakü projesinin gerçekleştirilmesi hakkında anlaşma imzaladıktan sonra Kazakistan Çin654 ve İsrail’in projeye ilgi göstermesi ve katılma talebinde bulunması Ermenistan’ı dış politikada ciddi sıkıntıya sokmuştur. Ermenistan projeye karşı koyamayacağını anladıktan sonra kamuoyuna yönelik açıklamalarda ülkenin bağımsızlıktan sonra karşılaştığı ambargolara karşı bağışık olduğunu bildirmiştir.655 Bu arada Türkiye’de Ermenistan’ın görüşlerini benimseyen bir grup projenin pahalıya mal olacağını iddia etmiştir.656 Kars-Ahalkelek-TiflisBakü projesi anlaşması imzalandıktan sonra da Ermenistan’ın Gürcistan Hükümeti’ne baskıları devam etmiş, projenin gerçekleşmesi için Ahalkelek Ermenilerinin izni olması gerektiğini bildirerek, burada yaşayan Ermenilerin 652 “Povtorit li Djavakheti Sudbu Karabakha?”, REGNUM HA, 2 Kasım 2006. “Senat SŞA Okonçatelno Zablokiroval Finansovoe Sodeystvie Stroitelstvu J/D Kars-Baku”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=26686, 4 Ekim 2006. 654 Artem Erkanyan, “Kitay Pozvalyaet Sebya v Antiarmyanskuyu Avantyuru?”, PanARMENIAN.Net, 29 Temmuz 2006; E. Godjaeva, “KKK (İz Kitaya Çerez Kazakhstan v Kars)” Zerkalo, 30 Ağustos 2006; “Kitay i Kazakhstan Prisoedinilis k Proektu Stroitelstva Jeleznoy Dorogi Kars-Akhalkalaki-Tbilisi”, REGNUM HA, 28 Ağustos 2006. 655 Ruben Grdzelyan, “ K Blokadam u Armenii Ustoyçivıy İmmunitet”, Golos Armenii, 5 Ekim 2006. 656 “Kaan Soyak: Proekt Kars-Akhalkalaki-Tbilisi-Baku Ekonomiçeski Nejisnesposoben i Ubıtoçen”, REGNUM HA, 15 Ocak 2007. 653 256 Gürcistan’a hatırlatmıştır. yönelik ayaklanma fırsat ve imkânlarının olduğunu 657 Ermenistan revizyonist dış politika izlemekle komşu devletlerle sorun yaşamış, ciddi ekonomik ve sosyal sorunlarla karşılaşmış, 1990’lı yılların başlarından itibaren bölgede gerçekleşen bazı stratejik önem taşıyan projelerin dışında kalmıştır. Bu projelerden biri de Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı projesidir. Azerbaycan Hazar Denizi’nin kendi bölümünde bulunan petrol yataklarının kullanımı için yabancı petrol şirketleri ile görüşmelere başlamış ve 24 Eylül 1994’te ‘Asrın Anlaşması’ olarak bilinen petrol anlaşmasını imzalamıştı.658 Azerbaycan Hükümeti’nin yabancı petrol şirketleri ile görüşmelere devam ettiği bir sırada Gürcistan kendi açısından çok etkili bir genel durum değerlendirmesi yaparak, Hazar havzasındaki petrolü dünya pazarlarına taşıyacak petrol boru hatlarının kendi topraklarından geçmesi için görüşmelere başlamış, Ermenistan Azerbaycan topraklarının işgaline devam ederek kendisini bu sürecin dışında bırakmıştır. Ancak Ermenistan 1997 sonlarında enerji hatlarından uzak kaldığını anladıktan sonra Hazar enerji kaynakları ile ilgilenmeye başlamıştır. Azerbaycan’ın petrolü Bakü-Novorossiysk ve Bakü-Supsa Petrol Boru hatlarıyla dünya pazarlarına taşımaya başlamasından ve BTC boru hattının inşa edilmesi hakkında anlaşma imzalandıktan sonra Ermenistan’ın bu ilgisi fazla rağbet görmemiştir. Ermenistan Hükümeti, ABD Ermeni diasporasını 657 Agvani Arutyunyan, “Vopros Stroitelstva Kars-Akhalkalaki Doljen Bıt Soqlasovan s Akhalkalakçami”, Azg, 24 Şubat 2007. 658 Azerbaycan’ın petrol politikası hakkında bkz: Hatem Cbbarlı, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Petrol Politikası, (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2001; Olga Vinogradova, “Resursı Bolşogo Kaspiya”, Pro et Contra, V. cilt, No:3, Yaz 2000, ss. 104-116; Umirserik Kasenov, “Kaspiyskaya Neft i Mejdunarodnaya Bezopasnost”, Central Asia and Caucasus, No: 11, 1997, (Erişim) http://www.cac.org/journal/11-1997/st_07_kasenov.shtml, 26 Mayıs 2003; Pamir, “Hazar Bölgesi’nde Enerji Politikaları: Avrupa’nın ve ABD’nin Konseptleri”, “Avrupa’nın ve Türkiye’nin Kafkasya, Orta Asya ve Orta Doğu’da Ortak İlgi Alanları” Uluslararası Sempozyumu, 13–14 Kasım 2000, Ankara, Türkiye; T. Adams, Gregory Rich, “Great Power Politics and the Azerbaijan Pipeline: An Update”, Special Policy Forum Report, The Washington Institute for Near East Policy, Feb. 24, 1997; Rovşan İbragimov, “Energetiçeskiy Potençial Azerbaydjana: Mojet li On Bıt İspolzovan Kak Alternativa Rossii”, (Erişim) http://www.eurasianhome.org/xml/t/expert.xml?lang=ru&nic=expert &pid=905 257 devreye sokarak, projeye karşı propaganda faaliyetine başlasa da, projenin uygulanmasına engel olamamıştır. Ermenistan Hükümeti’nin BTC projesini engellemeye çalışması Ermenistan-Gürcistan ilişkilerinde gerginliğe neden olmuş, ancak ilişkileri fazla etkilememiştir. Ermenistan, BTC’den sonra Hazar havzası doğalgaz rezervlerini Türkiye’ye ulaştıracak Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattına ilgi gösterse de, beklediği sonuca ulaşamamıştır. Bu konuyla ilgili ABD Ermeni diasporasının doğalgaz boru hattının inşaatına engel olmak çabaları Gürcistan ve Ermenistan arasında probleme neden olsa da, diasporanın girişimleri BTC örneğinde olduğu gibi sonuçsuz kalmıştır. 1990’lı yılların sonlarına kadar her iki ülke siyasi ve ekonomik sorunlarını halledemedikleri için birbirilerine ihtiyaç duymuştur. 2000’li yılların başlarından itibaren Gürcistan’ın batıya yönelmesi, Ermenistan’ın ise her geçen gün Rusya’ya yakınlaşması ile iki ülke arasında siyasi, ekonomik ve kültürel alanda bazı ciddi anlaşmazlıkların temeli atılmıştır.659 Gürcistan’ın aksine Ermenistan dış politikasında karar verme konumunda bulunanlar Avrupa ile bütünleşme felsefesini kabullenmekte zorlanmaktadır. Gürcistan sadece siyasi olarak değil, kültürel ve ekonomik olarak Rusya’nın uydusu olmaktan kaçınmıştır. Bu da doğal olarak ekonomik, sosyal, kültürel ve güvenlik bağlamında Ermenistan ve Gürcistan arasında anlaşmazlıkların yaşanmasına neden olmuş ve Gürcistan’ın NATO’ya üye kabul edilmesinin tartışıldığı bir dönemde anlaşmazlıklar daha da artmıştır. 659 Ayk Djanpoladyan, “Dela Rosii na Yujnom Kavkaze İdut Ne Oçen Khoroşo”, REGNUM HA, 27 Mart 2007. 258 3. 3. 3. Ermenistan-Gürcistan İlişkilerinde Cavaheti Sorunu Ermenistan’da 1980’li yılların sonlarından itibaren bağımsızlık mücadelesini veren güçler ilk dönemlerde Gürcistan bağımsızlık hareketini desteklemiştir. Ancak daha sonra Sovyetlerin ömrünün tükendiği gerçeği anlaşılınca 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarında Taşnaksutyun Partisi’nin Gürcistan’a yönelik toprak ve özerklik talepleri yeniden gündeme getirilmiştir. Ermenistan’ın Gürcistan’a yönelik politikasını Ermenistan’ın ekonomik durumu belirlemektedir. Zira Ermenistan ekonomik ilişkilerinin büyük bir bölümünü Gürcistan üzerinden düzenlemekte, petrol ve doğalgaz ihtiyacını Gürcistan üzerinden karşılamaktadır. Bu nedenle Ermenistan Hükümeti Gürcistan’la olan ilişkilerine önem verse de, bazen Cavaheti sorunu ile ilgili olarak Gürcistan’ı rahatsız edecek demeçler vermekten çekinmemiştir. Ermenistan Gürcistan’da yaşayan Ermenilerin sosyal, kültürel ve siyasi olarak örgütlenmesini desteklemiş ve faaliyetlerini koordine etmiş, bölgede yapılan miting ve gösteriler bu ülke tarafından yönetilmiştir.660 İki ülke arasındaki ilişkilerinde önemli olan bir diğer etken de Ermenistan’ın Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tanıma meselesidir. Ermenistan resmen Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü desteklese de, fiilen Cavaheti problemine göre ülkenin federatif yapıyla yönetilmesini istemektedir. Ayrıca Abhazya’da yaklaşık 70 bin Ermeninin661 yaşadığını dikkate alan Ermenistan bu bölgenin tekrar Gürcistan’ın yönetimine girmesine karşıdır. 1920’li yıllardan itibaren uygulanan etnik temizlik 660 Bu talepler hakkında bkz: “Armyane Gruzii Vıdvunili Ryad Trebovanii Politiçeskogo i Soçialnogo Kharaktera”, REGNUM HA, 13 Nisan 2007; Tatul Hakopyan, “Armyano-Gruzinskikh Otnoşeniyakh Situaçiya Paradoksalna”, Azg, 19 Mart 2001; Naira Mamikonyan, “Rossiya Ne İzmenila Kharakter Svoikh Deystvii”, Aravot, 15 Ağustos 2001, 661 Abhazya Ermenileri hakkında daha geniş bilgi için bkz: “Ermenilerle Kıyaslanmak Abhazları İncitti”, (Erişim) http://www.globalyorum.com/inc/newsread.asp?readid=1294, 13 Nisan 2007; “Ermeniler Abhazya’da da Sorun”, (Erişim) http://www.globalyorum.com/inc/newsread.asp? realid=1207, 24 Şubat 2008; G. İnandj, “Armyane Sozdayut Novuyu Problemu-Uje v Abkhazii”, Zerkalo, 17 Nisan 2007; Treysi Djerman, Abxaziya i Yujnaya Osetiya: Stolknovenie Rossiyskikh i Gruzinskikh İnteresov, Programma İssledovanii po Rosii i NNG, Institut Français des Relations Internationales, Haziran 2006. 259 sonucunda662 mono-etnik bir yapıya ulaşan Ermenistan, Dağlık Karabağ (Cavaheti ve Abhazya) sorunu sebebiyle ulusal azınlıkların, uluslararası hukukta sömürge toplumları için geçerli olan, kendi kaderini tayin hakkını savunmaktadır. Bu nedenle de Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tanısa da, Abhazya ve Güney Osetya’daki ayrılıkçı yönetimlere sıcak yaklaşmaktadır. Bu durum sadece sempati ile sınırlı kalmamakta, Ermenistan Dağlık Karabağ ayrılıkçı yönetimi üzerinden bu yönetimlerin zirve toplantılarına katılmakta, seçimlere gözlemci göndermektedir.663 Ermenistan tarafından Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tanıma meselesinin bir diğer boyutu ise bu ülkedeki Ermeni azınlığı meselesidir. 2002 nüfus sayım sonuçlarına göre, Gürcistan’da 248.929 Ermeni yaşamaktadır ki, bu da genel nüfusun yüzde 5,7’sine tekabül etmektedir. Ermeniler, Gürcülerce coğrafî bölge olarak Cavaheti adı verilen, (bölgeye Ermeniler Cavah demektedirler) ülkenin güneyindeki Samtse-Cavaheti vilayetine bağlı Ahalkale ve Ninosmin vilayetinde yoğun olarak yaşamaktadırlar.664 Özellikle Dağlık Karabağ Ermenilerinin ayrılıkçı hareketinin Rusya tarafından desteklenmesi ve dönemin Gürcistan Devlet Başkanı Zviad Gamsahurdiya’nın Gürcü milliyetçiliğini öne çıkarması Gürcistan’da yaşayan Ermenilerin özerklik/bağımsızlık taleplerini daha da güçlendirmiştir. Ancak Gamsahurdiya’nın ülkeden ayrılmasından sonra Ermenilere yapılan baskının azalması, 662 Dağlık Karabağ probleminin siyasi mücadeleden silahlı Bu konuda daha geniş bilgi için bkz: Hatem Cabbarlı, “Geçmişten Günümüze Ermenistan’da Azerbaycan Türkleri”, Ermeni Araştırmaları, Aralık 2001-Ocak-Şubat 2002, sayı 4. s. 39; Memmedov İ, Asadov S, Ermenistan Azerbaycanlıları ve Onların Acı Kaderi, Bakü, Azerbaycan Yayınevi, 1992; Veliyev İ. ve d. Deportasiya, Bakü, 1998, Azerbaycan Ansiklopedisi Yayınevi; Lalayan A, “Kontrevalyutsionnıy Daşnakstyun i İmperialistiçeskaya Voyna 1914–1918” Azerbaycan Bilimler Akademisi Haberleri, Felsefe ve Hukuk Sayısı, 1989, No 4. 663 Kamil Ağacan, “Ermenistan-Gürcistan İlişkileri” Ermeni Araştırmaları, sayı 19, Sonbahar 2005. ss. 62-82 664 Ağacan, a.g.m., s. 73. 260 mücadeleye kayması Gürcistan Ermenilerinin özerklik/bağımsızlık talebinin kuluçka döneminin uzamasına neden olmuştur. Nitekim Gürcistan ‘Özgürlük’ Partisi Başkanı Rezo Şavişvili, 1990’da yaptığı bir açıklamada ‘Ermeniler, eğer Dağlık Karabağ konusunu üretmeselerdi, Gürcistan’daki Ermeni bölgesinin Ermenistan’a katılması talebinde bulunacaklardı’665 değerlendirmesini yapmıştır. Karabağ probleminde yaptıkları yanlışlıkları tekrar etmek istemeyen Ermeniler, Cavaheti sorununun çözüm planını yeniden müzakereye çıkararak daha uygun bir tarihi ortamın yetişmesini beklemiştir. Ermenistan Dağlık Karabağ sorununu kısa bir sürede kendi lehine hallederek Cavaheti konusu üzerinde yoğunlaşmayı hedeflemişti. Ancak Ermenistan’ın Karabağ dışında da bazı Azerbaycan topraklarını işgal etmesi ve sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda tanınmamasından dolayı Ermenistan Cavaheti üzerindeki taleplerini ertelemiştir. İki cephede silahlı mücadele Ermenistan’ı zor durumda bırakabilirdi. Cavaheti sorununun gündemden düşmesinin bir nedeni de Ermenistan’ın bağımsızlık sonrası ulaştırma konusunda yaşadığı sorunlar olmuştur. Kuzeye sadece Gürcistan üzerinden çıkabilen Ermenistan, bu ülkeye yönelik politikasında daha titiz davranmaya mecbur olmuş, iddialarını genelde hükümet kontrolünde bulunan sivil toplum örgütleri aracılığı ile dile getirmiştir. Ermenistan Hükümeti Gürcistan Ermenilerinin siyasi ve kültürel örgütlenmesi için gerekli her türlü yardımı yapmıştır. Ermenistan 1990’lı yılların ortalarına kadar (Dağlık Karabağ Savaşı’nda ateşkes anlaşması imzalanana kadar) Cavaheti’de faaliyet gösteren siyasi örgütlerin sınırlı bir çerçevede faaliyet göstermelerini tercih etmiş, ancak bu tarihten sonra 665 Kamil Ağacan, “Kaderdaş Devletler: Azerbaycan-Gürcistan İlişkileri”, Avrasya Dosyası, (Azerbaycan Özel), İlkbahar 2001, VII. cilt, sayı 1, s. 326. 261 zaman zaman onları Gürcüstan Hükümeti’ne karşı ayaklandırmıştır. Bununla sanki Ermenistan Gürcistan’a Abhazya ve Güney Osetya sorunlarına bir yenisinin daha eklenebileceğini hatırlatmış ve Cavaheti Ermenilerinin siyasi, ekonomik ve sosyal taleplerinin dikkate alınmasını talep etmiştir. Ermenistan Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tanıdığını bildirse de, kendisine yakın olan sivil toplum örgütleri aracılığı ile Cavaheti Ermenilerinin özerklik/bağımsızlık taleplerini desteklemesi bunun aksini göstermektedir. 1990’lı yılların sonlarından itibaren Cavaheti’nin fiili bağımsızlığı durumunda bazı değişiklikler yaşanmıştır. Bunun nedenleri ise Gürcistan’ın kendisini toparlaması ve Ermenistan’ın da Cavaheti Ermenilerinin ayrılıkçı eğilimlerini törpülemesi olmuştur. Erivan, Cavaheti konusunda tam bir ikilem yaşamaktadır. Bir taraftan coğrafi konumu sebebiyle özellikle ulaştırma alanında kendisi için önem arz eden Gürcistan’la ilişkileri bozmaktan kaçınırken, diğer taraftan da Cavaheti Ermenilerinin ayrılıkçılık yönündeki taleplerine de sırt çevirememektedir. Özellikle 2003’ten itibaren iktidar ortağı olan Taşnaksutyun partisi Cavaheti konusuna daha fazla ağırlık verilmesini talep etmiştir. Cavaheti’yi Büyük Ermenistan’ın bir birleşeni olarak gören Taşnaksutyun’un stratejisine göre, Dağlık Karabağ’dan sonra sıra ‘haklarını yeni aramaya’ başlayan Cavah’a gelmektedir’.666 Bu bağlamda Cavaheti doğumlu Ermenilerin Erivan’da “Zor Hayrenik” (Güçlü Anavatan) adlı siyasi bir parti kurmaları da önemli bir gelişmedir.667 Bütün bunlara rağmen Levon Ter-Petrosyan iktidarı, ülkede, bölgede ve uluslararası ortamda yaşanan gelişmeleri dikkate alarak Gürcistan Ermenilerinin siyasi faaliyetlerini kontrol altında tutmaya çalışmıştır. 1997’de Şevardnadze-Petrosyan görüşmesinde Ermenilerin kültürel özerklik haklarının dikkate alınacağı ve Ermeni okullarında Ermenistan tarihinin 666 667 Libaridian, a.g.e., ss. 118-119. Ağacan, “Ermenistan-Gürcistan..”, s. 77. 262 okutulması için gerekli her türlü kolaylığın gösterileceği ifade edilmiştir. Buna karşılık, Ermenistan Hükümeti Samtse-Cavaheti Ermenilerinin bölücülük faaliyetlerini destekleyen ve bu bölgenin Ermenistan tarafından ilhak edilmesi gerektiği konusunda bir dizi makaleler yazan-Taşnaksutyun Partisinin Lragir adlı gazetesini kapatmıştır.668 Ancak Koçaryan’ın iktidara gelmesinden sonra resmi devlet yetkilileri Gürcistan Ermenileri konusunda çeşitli açıklamalarda bulunmuştur. Ermenistan Parlamentosu Komisyon Başkanı Vaan Ovanisyan yaptığı bir açıklamada Ermenistan-Gürcistan sınırını cephe olarak tanımlaması Ermeni basını tarafından dönemin siyasi denklemleri açısından hiç de zamanında yapılmış bir değerlendirme olmadığı ifade edilmiştir.669 Bu gibi açıklamalar Gürcistan tarafından endişe ile karşılansa da, Ermenistan Hükümeti genel çerçevede Gürcistan’la olan iyi ilişkilerini korumaya çalışmıştır. 1988’de Dağlık Karabağ Ermenilerinin Azerbaycan’dan ayrılma faaliyetlerine başlaması Gürcistan Ermenilerinin de milliyetçilik duygularının uyanmasına neden olmuştur. Özellikle Cavaheti Ermenileri ciddi bir örgütlenme sürecini başlatarak 1991’de Cavah Halk Hareketi’ni kurmuştu.670 Bu Hareketin başlıca amacı Cavaheti’ye özerklik verilmesi ve ileride bu bölgenin Ermenistan’a birleştirilmesidir. Cavah Halk Hareketi Ermenistan’da bulunan milliyetçi guruplarla ve özellikle 8 Ağustos 1990’da Taşnaksutyun Partisi Ermenistan’da şube açtıktan sonra bu parti ile sıkı işbirliği yapmaktadır. Başta Taşnaksutyun Partisi olmak üzere, Cavaheti milliyetçilerinin en büyük siyasi hedefi Ermenistan’ın sınırlarını genişleterek II. Tigran (MÖ 95–55) zamanındaki Ermenistan’ı kurmaktır. 668 Hasan Kanbolat ve Nazmi Gül, “Kafkasya”da (Cavaheti) ile Krasnodar (Rusya) Ermenilerinin Jeopolitiği ve Özerklik Arayışları”, Stratejik Analiz, I. cilt, sayı 6, Ekim 2000, s. 11. 669 Ovannes Papikyan, “Djavakh ne Kray Sveta”, Azg, 27 Mart 2002. 670 “Separatistskoe Dvijenie na Yuge Gruzii Ugrojaet Çeleostnosti Gosudarstva”, Azg, 4 Mayıs 2002. 263 Cavah Halk Hareketi’nin siyasi faaliyete başlamasından sonra Gürcistan Hükümeti ile ilk anlaşmazlık 1991’de bir gurup silahlı Ermeni tarafından hükümet temsilcisinin bölgeye girmesine izin vermemesi ile başlamıştı. Bunun üzerine 1994’de Gürcistan devlet başkanının 237 sayılı kararnamesi gereğince Ermenilerin meskûn bulunduğu Mesheti ve Cavaheti vilayetleri birleştirilerek Samtse-Cavaheti vilayeti oluşturuldu.671. Samtse-Cavaheti vilayeti coğrafi olarak Gürcistan ile bütünlük arz etse de, siyasi, kültürel ve ekonomik olarak kopuk bir izlenim vermektedir. Gürcistan’ın sınır koruma güçlerinden oluşan küçük bir birlik dışında 1991’den itibaren bu bölgeye Gürcistan ordusu girememiş, Cavah Halk Harekâtı ve Virk’in672 yaklaşık 10 bin aktif üyesi ve Cavaheti Ermenilerinin Parvent askeri örgütünün silahlı üyeleri bölgeyi gayrı-resmi kontrol etmiştir. Yerel ve bölgesel basında Parvent’in silahlı üyelerinin Ahalkelek’te bulunan 62. Rus Askeri Üssü ile ortak askeri tatbikat yaptıkları ve Ermeni terörist gurubu ASALA’nın yayınlanmıştır.673 Cavaheti’de Cavah Halk yerleştiği Harekâtı 674 Hükümeti’nden özerklik talep etmiştir. liderleri konusunda haberler defalarca Gürcistan Gürcistan Parlamentosu’nun 21. yüzyıl Gurubu Başkanı Vakhtang Boçorişvili konuyla ilgili yaptığı bir değerlendirmede Ermenistan Hükümeti’nin Gürcistan Ermenilerinin faaliyetlerini kontrol ettiğini ve Erivan’ın izni olmadan Cavah Halk Harekâtı’nın özyönetim hakkını talep edemeyeceğini ifade etmiştir.675 Ermenistan Başbakan Müşaviri Stepan Margaryan, Cavaheti’yi ziyareti sırasında yaptığı bir konuşmada Cavaheti’nin Gürcistan Hükümeti’nden özerklik talebinin Gürcistan anayasasına aykırı olmadığını ifade etmiştir.676 671 Kanbolat, a.g.m., s. 9. “Virk” kelimesi Ermenice’den çeviride Gürcüler anlamına gelmektedir. Bkz: R. H. Bğramyan, İ. H. Halilov, Hay-Adrbejaneren Barraran, Erivan: Luys Yayınevi, 1978, s. 501. 673 “Separatistskoe Dvijenie na Yuge...”, Azg, 4 Mayıs 2002. 674 Sergey Minasyan, “Situaçiya v Djavakhe v Kontekste Problema Vıvoda Rossiyskikh Voennıkh Baz iz Gruzii”, 21 Vek, Erivan, No: 1, 2005, ss. 27-78. 675 Tatul Hakopyan, “Djavakhku Samoupravlenie?”, Azg, 22 Şubat 2002. 676 525. Gazete, 11 Nisan 2002. 672 264 Cavah Halk Harekâtı, Virk, Zang örgütleri ve Büyük Vatan Partisi sözde Ermeni soykırımının Gürcistan tarafından tanıması için faaliyet göstermektedir. Örneğin Gürcistan Parlamentosu Başkanı Nino Burcanadze Mart 2002’de bölgeyi ziyaret ederken Ermeni örgütleri temsilcileri kendisinden Parlamento’nun sözde Ermeni soykırımını tanımasını talep etmişlerdi. Burcanadze ise bu konunun Ermenistan ve Türkiye arasında görüşüldüğünü ve sonucu beklemenin daha uygun olduğunu ifade etmiştir.677 Ermenistan Hükümeti’nin Cavaheti Ermenilerini örgütleme biçimini genel olarak ‘güvercinler’ ve ‘şahinler’ olarak tanımlamak mümkündür. Hükümet Cavaheti Ermenilerinin özerklik/bağımsızlık taleplerini güvercinler aracılığı ile dile getirmekte, Gürcistan Hükümeti olumsuz tepki gösterirken şahinleri devreye sokarak ‘havuç ve sopa’ politikası uygulamaktadır. Bu politika başarılı bir şekilde bugün de uygulanmaktadır. Bu tasnife göre, Cavah Halk Harekâtı, Zang ve Büyük Vatan teşkilatları güvercinler, Virk ve Parvent örgütleri ise şahinler olarak tanımlanabilir. Ermenistan Hükümeti Cavaheti Ermenilerinin problemlerini gündeme getirirken, aynen Dağlık Karabağ örneğinde olduğu gibi ülke genelinde yaşanan ekonomik problemlerden daha ziyade problemi etnik azınlıklara yapılan baskı çerçevesinde tanımlamıştır. Gürcistan zaman zaman ülkedeki etnik gruplara karşı baskı yapsa da, bu genel ve devamlı değildir.678 Abhazya ve Güney Osetya problemini halletmeden ülkede yaşayan diğer etnik gruplara baskı uygulamaya Gürcistan’ın siyasi, ekonomik ve askeri gücü imkân vermese de, Ermeniler ‘denenmiş ve başarılı sonuçlar vermiş’ Dağlık Karabağ örneğini uluslararası gündeme taşımaya çalışmıştır.679 677 525. Gazete, 19 Mart 2002. “Edinıy Djavakh: Vlasti Gruzii Pıtayutsya Slomit Volyu Armyanskogo Naseleniya Kraya”, REGNUM HA, 11 Mart 2006. 679 “Armyanskiy Deputat: Gruziya Doljna Vıpolnyat Obyazatelstva po Obespeçeniyu Prav Naçmenşistv”, REGNUM HA, 4 Nisan 2007. 678 265 Rusya ve Gürcistan arasında imzalanmış anlaşmaya göre 62. Rus askeri üs boşaltılırken üsse ait olan silahların birçoğu Ermenistan’a gönderilmiştir. Bu silahların bir kısmını Parvent grubu devralmış, Gürcistan Hükümeti ise bölgenin askeri denetiminde yetersiz kalmıştır. Parvent grubu üyeleri ve birçok gönüllü Karabağ savaşına katılmıştır.680 Her ne kadar Cavaheti’de faaliyet gösteren Ermeni örgütleri Cavaheti’nin özerklik statüsünü sivil mücadele yolu ile kazanmak istediklerini beyan etseler de, silahlı birliklerin kurulması bunun aksini göstermektedir. Gürcistan ordusunun Ermenistan’la sınır bölgelerinin kontrolünü sağlayamaması, Abhazya ve Güney Osetya sorununu bir çözüme kavuşturamaması Ermenileri cesaretlendirmektedir. Gürcistan üzerinde kontrolünü kaybetmek istemeyen Rusya, Cavaheti Ermenilerinin taleplerini desteklemektedir. Konuyla ilgili Gürcistan Parlamentosu Savunma ve Güvenlik Komisyonu Başkanı Giya Baramidze yaptığı bir açıklamada Rusya’nın Cavaheti Ermenilerini desteklediğini ifade etmiştir.681 1990’lı yıllardan sonra Güney Kafkasya’da siyasi ve ekonomik etkinliğini kaybeden Rusya, Gürcistan’ı kontrol altında tutmak için Ermeni kartını büyük bir ustalıkla kullanmaktadır. Gürcistan Hükümeti 62. Rus askeri üssünün Cavaheti’den çıkarılmasını talep ederken,682 Ermeniler ekonomik olarak bu üsse bağımlı olduklarını öne sürerek üssün boşaltılmasına karşı çıksalar da, asıl neden Ermenilerin bu üssü güvenliklerinin garantörü olarak görmeleridir. Askeri üssün taşınması konusu müzakere edilirken, bazı Ermeni araştırmacılar Türkiye veya NATO bölgeye gelmeden önce Ermenistan’ın 680 Cavaheti’ye ordu sokması gerektiğinden bahsederek Voitsekh Guretski, “The Question Of Javakheti”, Caucasian Regional Studies, Vol. 3, Issue 1, 1998, (Erişim) http://poli.vub.as.be/publi/crs/ eng/0301-05.htm, 14 Temmuz 2002. 681 Tatul Hakopyan, “Separatistskoe Dvijenie Na Yuge Gruzii Ugrojaet Territorialnoy Çelestnosti Gosudarstva”, Azg, 4 Mayıs 2002. 682 “Parlamentarii: Problemı Djavakha Usugubilas s Naçalom Vıvoda Rossiyskoy Bazı”, REGNUM HA, 20 Haziran 2006. 266 Gürcistan’ı rahatsız etmişler.683 Cavaheti’de bulunan Ermeni örgütleri 62. Rus askeri üssünün varlığını Türk ‘tehdidine’ karşı bir güvence olarak kabul etmiştir.684 Bu durum Dağlık Karabağ Ermenilerinin Hankendi’nde bulunan 366. Rus Motorize Birliği’ni güvence olarak kabul etmesine çok benzemektedir. Nitekim daha sonra 366. Rus Motorize Birliği Ermeni silahlı guruplarının Hocalı‘yı işgal etmesine yardım etmişti. Gürcistan Hükümeti ise askeri üssün kapatılması halinde işsiz kalan Ermenilerin istihdam etmeleri için yeni bir proje uygulamaya koymuştur. Ancak Gürcistan’ın ekonomik durumunu göz önüne aldığımızda bu projenin başarıyla uygulanma şansının az olduğu ve Ermenilerin taleplerini karşılamayacağı anlaşılmaktadır. Ermenistan Cavaheti sorununu Dağlık Karabağ sorunu çerçevesinde değerlendirmiş ve bağımsızlık taleplerini daha önce Dağlık Karabağ’da uygulanan stratejisine göre gündeme getirmiştir. Nitekim Birleşik Cavaheti teşkilatının Başkanı Vaan Çakhalyan her iki problemi karşılaştırırken benzer yanlarının olduğunu ve Ermenilerle Gürcü yönetimi arasında silahlı çatışmanın olabileceğini belirtmiştir. Kars-TiflisBakü demir yolu hattının inşa edilmesinde Cavaheti Ermenilerinin görüşlerinin alınmadığını ve Gürcistan’daki Ermeni Apostol Kilisesinin mevcut durumunun onları tatmin etmediğini bildirmiştir.685 Ermenistan-Gürcistan ilişkilerinde problemli konulardan biri de, Ahıska Türklerinin686 ana yurtlarına geri dönüş meselesidir. Gürcistan Avrupa 683 Tamar Minasyan, “Levon Melik-Şakhnazarov: Armeniya Doljna Vvesti Voska v Djavakh do Togo, Kak İkh Vvedet Turçiya”, Azg, 26 Ekim 2006. 684 “Burcanadze Ermenilerin Güvenliği İçin Söz Verdi”, Azg, 22 Mart 2002. 685 “Gruzinskaya Pravoslavnaya Çerkov Prizıvaet Armyanskuyu Apostolskuyu Çerkov ne Obostryat Otnoşeniya”, REGNUM HA, 29 Aralık 2005; “Povtorit li Djavakheti Sudbu Karabakha?”, REGNUM HA, 2 Kasım 2006. 686 Ahıska Türklerinin geri dönüş problemi hakkında bkz: Vadim Tütünnik, “Turki iz Meskhetii: Vçera i Segodnya. Tak Eto Bıla”, Naçionalnıe Represii V SSSR, 1919-1952. Represirovannıe Narodı Segodnya, der. Svetlana Aliyeva, III. cilt, Moskova 1993, ss. 145-163; Svetlana Chervonnaya, “The Problem of the Repatriation of the Meskhet-Turks”, MINELRES: FUEN 267 Konseyi’ne üye kabul edilirken687 Ahıska Türklerinin geri dönmelerini ve yerleştirilmesini taahhüt etmiştir. Ermenistan Hükümeti ve Cavaheti Ermenileri Ahıska Türklerinin geri dönmelerine kesinlikle karşı çıkmış,688 her vesile ile bu süreci olumsuz yönde etkilemeye çalışmıştır.689 Aslında Gürcistan Hükümeti de, Ahıska Türklerinin geri dönmelerini istememektedir. Bu ülkede Müslüman/Türk sayısının birdenbire artmasından ve Cavaheti’de yaşayan Ermenilerle Ahıska Türkleri arasında yaşanması ihtimal edilen anlaşmazlıktan kaynaklanmaktadır. Ermenistan Hükümeti ve Cavaheti Ermenileri Ahıskalıların bölgeye yerleşmesi ile özellikle bölgenin güvenliği konusunda ciddi sorunların yaşanacağını iddia ederek Gürcü yönetimini tehdit etmiştir.690 Gürcistan’da 2003’de yaşanan ‘kadife devrim’ Cavaheti sorunu açısından bir dönüm noktası olmuştur. Devrim heyecanı devam ederken Saakaşvili iktidarı Acaristan’da merkezî yönetimin egemenliğini sağlamıştır. Aynı zamanda Moskova 2008’e kadar Ahalkale’de bulunan 62. Rus askeri üssünün kapatılmasını taahhüt etmiştir. Bu gelişmeler Cavaheti’deki ayrılıkçıların hareket alanlarını sınırlandırırken, diğer taraftan da Saakaşvili report on Meskhet Turks, 1998, (Erişim) http://arts.uwaterloo.ca/MINELRES/min/meskh/ FUEN_Meskh.htm; Gabriel Goldberg, “O Problemakh Turok-Meskhetinçev”, Central Asia and Caucasus, 1998. № 2 (14), (Erişim) http://www.ca-c.org/journal/14_1998/st_09_goldberg.shtml; İrina Baduraşvili, “Problemı Repatriaçii Meskhov v Gruzii”, (Erişim) http://www.ca2000/21.badurashv.shtml; Binali Aliyev, “Meskhetiya i Meskhi (Turki-Meskhetinçı): Etnopolitiçeskaya İstoriya Naroda”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.cac.org/online/2002/journal_rus/cac-01/19.alievru.shtml, 23 Mayıs 2003; Stepanyan Arnold, “Problema Meskhetinskikh Turok i Novıe Podkhodı k Ee Reşeniyu”, (Erişim) http://www.scirs.org.ge/ russian/analytic/round_five/ solakhyan.htm 687 Erdoğan Ilgaz, “Ahıska Türkleri Trajedisinde Ülkelerin Sorumlulukları”, (Erişim) http://www.azsam.org/modules.php?name=News &file=article&sid=200, 19 Şubat 2008. 688 “Razdan Madoyan, “S Otureçivaniem Djavakha Turçiya Vosstanavlivaet Sploşnoy Tureçskiy Poyas iz Anatolii v Azerbaydjan”, PanARMENIAN.Net, 20 Haziran 2006; Artem Erkanyan, “Turki-Meskhetinöı Vozvraşayutsya v Gruzii, No Ne v Djavakh”, PanARMENIAN.Net, 21 Nisan 2006. 689 Naciye Saraç, “Cavaheti Ermenilerinin Oyunları”, Global Yorum, 25 Eylül 2006. 690 Agvani Arutyunyan, “Molodejnıe Organizaçii Obraşayutsya k Poslu Gruzii v Armenii”, Azg, 15 Mart 2006; “Gruziya Eksportiruet Napryajenost: Zayavlenie Demokratiçeskogo Alyansa “Edinıy Djavakh”, REGNUM HA, 13 Mart 2006; “Ot Premer-Ministrov Trebuyut Prekratir Politiku Diskriminaçii Armyan”, (Erişim) http://www.iravunk.com/rus/2004/01/p5301.html, 27 Temmuz 2005. 268 yönetimi Cavaheti’de denetimi çalışmalarını yoğunlaştırmıştır. 691 sağlamak için bu bölgeye yönelik Özerklik/bağımsızlık için tarihi fırsatı kaçıracaklarından endişe eden Ermeniler, Gürcistan Hükümeti’nin Abhazya ve Güney Osetya üzerinde kontrolü sağlamadan bu hedeflerini gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Ermenilere göre, 62. Rus askeri üssünün kapatılmasını ve Ahıska Türklerinin dönüş sürecinin başlaması durumunda özerk statü almaları mümkün olmayacaktır. Bu yüzden de giderek taleplerini yoğunlaştırmakta ve üsluplarını sertleştirmektedirler. Cavaheti’deki sivil toplum örgütleri yaşadıkları ekonomik ve sosyal sorunlarını özerklik aldıktan sonra çözme fırsatına sahip olacakları ile açıklamışlardır. Sorunların devam etmesinden dolayı bölgeden yoğun bir göçün yaşandığını mevcut yönetimin kendilerine karşı ‘beyaz soykırım’ uyguladığını ileri sürmektedir.692 Gürcistan Ermenileri kültürel alanda olduğu gibi siyasi alanda da ciddi bir şekilde örgütlenmiş ve özerklik arayışlarını yoğunlaştırmıştır.693 Gürcistan Ermenileri Birliği üyesi Ayk Sanosyan özerklik taleplerinin Ermenilerin her zaman gündeminde olan konu olduğunu bildirmiştir.694 Gürcistan Hükümeti Cavaheti Ermenilerinin onayını almadan bölgede günlük rutin işleri bile yapamamaktadır. Devlet başkanının Samtse-Cavaheti bölgesine atadığı birçok vali Ermeniler tarafından valilik binasına sokulmamış veya baskı 691 Eylül 2005’te Cavaheti’deki Ermeni sivil topum örgütleri tarafından “Gürcistan devlet yapısında Cavah’ın Statüsü” adlı konferans düzenlemiştir. Cavaheti’ye geniş özerklik verilmesinin yanısıra Gürcistan”ın iç ve dış politikası ile ilgili pek çok konuda çeşitli talepler bu konferansın sonuç bildirgesinde yer almıştır. Oldukça sert bir üslubu olan bu bildirgeyle ilgili Gürcü yetkiler herhangi bir açıklama yapma ihtiyacı duymamışlardır. 692 Giga Çiladze, “Problemi Samçhe-Djavaheti: Realnıe i Mifiçeskie”, Zerkalo, 2 Ocak 2006. Ermenilerin “beyaz soykırım” iddiaları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: Smbat Minasyan, “Zabıtıy Genoçid İli Vınujdennoe Molçanie?”, (Erişim) http://www.mitq.org/genocid27_11.html, 10 Ağustos 2007. 693 “Tigran Arseniçvili: Eşo Odna Popıtka Obedinit Samçkhe-Djavakh”, REGNUM HA, 3 Şubat 2007. 694 “Ayk Sanosyan, “Soyuz Gruzinskikh Armyan Vıstupaet za Avtonomizaçiyu Djavakha”, REGNUM HA, 15 Mart 2007. 269 sonucunda görevden alınmıştır. Cavaheti Ermenilerinin ayrılıkçı faaliyetleri sonucunda bölgenin siyasi yönetiminin Gürcistan’ın kontrolünden çıkması Gürcistan Hükümeti için ciddi bir tehlikedir. Dağlık Karabağ Ermenileri de ilk önce sosyal ve ekonomik sorunlarını öne çıkarmıştı. Azerbaycan Hükümeti’nin kendilerinin hak ve özgürlüklerini ihlal ettiğini iddia etmiş ve kendi silahlı birliklerini oluşturmuşlardı. Günümüzde Cavaheti Ermenileri de aynı stratejiyle hareket etmelerine rağmen Gürcistan Hükümeti yakın geçmişte sınırlarının hemen yanında cereyan eden bu olaydan gerekli sonuç çıkarmamıştır.695 Ermenistan’ın bölge politikası incelendiği zaman Azerbaycan’la savaş durumunda olduğunu (her ne kadar Mayıs 1994’de ateşkes anlaşması imzalanmışsa da), ekonomide ve ulaşımda yaşadığı sorunlara rağmen Cavaheti sorununu öne çıkardığını, Türkiye ile tarihi düşmanlığını sürdürdüğünü, buna karşılık İran’la çok iyi ekonomik ve siyasi ilişkileri olduğu görülmektedir. Rusya’nın doğrudan Ermenistan’la sınırı olmamasına rağmen bağımsızlık sonrası Ermenistan Hükümeti’nin geleneksel Rusya politikasından vazgeçmediğini (Levon Ter-Petrosyan iktidarının son iki yılı istisna olmakla) söylemek mümkündür. Ermenistan’ın dış politikasında ABD, İran ve Rusya özel bir konuma sahiptir. Ermenistan, ABD’nin mali desteği, Rusya’nın verdiği silahlar ve İran’ın sağladığı günlük tüketim malları sayesinde ayakta durmaktadır. Eski Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri’nden hiç biri buna benzer çok yönlü dış politika izlemeyi başaramamıştır. Ermenistan, Gürcistan’la olan ilişkilerinde 1990’lı yılların sonlarına kadar siyasi ilişkileri öne çıkarmış, bu tarihten sonra ise siyasi ve ekonomik 695 Hatem Cabbarlı, “Ermenistan’ın Bölge Politikasında Gürcistan: Tarihi Süreçte Karşılıklı İlişkiler”, Ermeni Araştırmaları, yaz 2002, sayı 6. s. 179. 270 ilişkilerine önem göstermiştir. Ermenistan Gürcistan’a ulaşım açısından bağımlı olsa da, her zaman Cavaheti konusunda bu ülkeye baskı uygulamıştır. Ermenistan, Dağlık Karabağ Savaşında Azerbaycan topraklarının % 20’sini işgal etmesiyle Gürcistan’la ilişkilerinde savaş galibi devlet olarak kendi görüşlerini kabul ettirmek niyetindedir. Her ne kadar iki ülke aralarında ekonomik ilişkilerini geliştirmeye çalışsalar da, Cavaheti sorunu her iki tarafın kabul ettiği bir çözüme kavuşturulmadığı takdirde, Gürcistan-Ermenistan ilişkilerini belirleyecek en önemli faktör olacaktır. 4. BÖLÜM 4. ERMENİSTAN DIŞ POLİTİKASINDA GÜVENLİK ANLAYIŞI, AVRUPA VE ABD İLE İLİŞKİLER 4. 1. Ermenistan Dış Politikasının Güvenlik Anlayışı 4. 1. 1. Güney Kafkasya’nın Jeopolitiği ve Güvenlik Sorunları Brzezinski’nin ‘Avrasya’nın Balkanları696’ olarak tanımladığı Güney Kafkasya, 20. yüzyılın sonlarından itibaren bölgesel ve dünya gücü olmak isteyen devletlerin mücadele alanı olmuştur.697 Karadeniz ve Hazar Denizi arasında yerleşen bu bölge güney-kuzey, doğu-batı enerji ve ulaştırma hatlarının kesişmesi ve Hazar havzası enerji kaynaklarına sahip olması bakımından büyük önem taşımaktadır. Güney Kafkasya Asya kıtasında önemli jeopolitik konuma sahiptir ve bu özelliyi Sovyetler Biriliği’nin dağılmasından sonra yeni bir ivme kazanmıştır. Bölge doğal yapısı itibarıyla tarih boyunca halkların ve medeniyetlerin güneyden kuzeye, batıdan doğuya göç yolu olmuştur. Bu göçler Güney Kafkasya halklarının siyasi tarihinin şekillenmesinde önemli etken olmuş, var oluş ve bağımsızlık tarihinde derin izler 696 bırakmıştır.698 Trenin, Güney Kafkasya’nın kuzey Ortodoks Z. Brzezinski, The Grand Chessboard. American Primacy and Its Geostrategic Imperatives (N.Y., 1997), pp. 123-124. 697 Gyulşen Paçayeva, “Sistema Regionalnoy Bezopasnosti Yujnogo Kavkaza: Mifı i Realnost”, Central Asia and Caucasus, No: 1, (13) 2001, (Erişim) http://www.ca- c.org/online/2001/journal_ rus/ cac-01/03.pashr.shtml 698 Artak Arutyunyan, “İstoriko-Retrospektivnıy Analiz Politiki Rossii na Yujnom Kavkaze”, Yujnıy Kavkaz: Problemı Regionalnoy Bezopasnosti i İntegraçii, RAU, T.1, No 1, 2004, (Erişim) http://caucasus.rau.am/doc/arutunyan.pdf 272 İmparatorluğu (Rusya) ve Orta Doğu’da Müslüman devletler (Osmanlı ve İran) arasında tampon bölge ve mücadele alanı olduğunu ifade etmiştir.699 1990’lı yıllardan sonra sadece bölge devletleri değil, kıta dışı devletler de Kafkasya’da jeopolitik mücadelenin aktörleri olmuştur. Bugün, bölge ile ilgili yapılan bütün araştırmalarda Güney Kafkasya’nın yalnızca coğrafi anlamda bir bütünlük arz ettiği vurgulanmaktadır. Diğer bütün ölçütlere göre (sosyal, ekonomik, siyasi, askeri ve kültürel), bölge farklı değerlere ve felsefi anlayışa sahiptir. 1990’lı yıllardan itibaren bölgedeki bu farklı değer ve felsefelerin uyumlaştırılması bölgesel işbirliğinin temin edilmesi ve güvenliğin sağlanması bakımından çeşitli projeler üretilmiştir.700 Güney Kafkasya tarihsel olarak Osmanlı, Rusya ve İran’ın701 mücadele alanı olmuş ve bu devletler bölge üzerinde kendi kültürel ve siyasal izlerini bırakmıştır.702 Son 300 yıllık tarih dikkate alındığı zaman bölgenin kontrolü bu devletlerden birinin elinde olduğu-Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’ın aynı güvenlik sistemi içinde bulundukları takdirde güvenlik konusunda sorun ortaya çıkmamış, bölgenin askeri ve güvenlik anlamında ikiye ayrıldığı zaman ise ciddi çatışmaların yaşandığı anlaşılmaktadır. 18. yüzyılın başlarından itibaren Rusya’nın kontrolüne geçen Güney Kafkasya’da Rus hâkimiyeti 1918–1920 yılları istisna olmakla 20. yüzyılın sonlarına kadar (Aralık 1991) devam etmiştir. 1917’de imzalanan BrestLitovsk 699 Antlaşması gereğince Rusya’nın Güney Kafkasya’dan Dimitri Trenin, “İnteresı Bezopasnosti i Politika Rossi v Kavkazskom Regione”, Spornıye Qranitsı na Kavkaze, der. Bruno Koppiters, Moskova, 1996, s. 103. 700 Paşayeva, a.g.m., 701 Mikhail Volokhonskiy, “Tureçskiy i İranskiy Faktorı na Yujnom Kavkaze”, Konfliktnıy Potençial i Proçessı Transformaçii v Kavkazskom Regione, Kafkasya Araştırmaları Merkezi, Yayın: 4 (16), Moskova, Mayıs 2006, ss. 3-10. 702 “Yujnıy Kavkaz: Naçionalizm”, Konfliktı i Menşinstva, (Erişim) http://www.minorityrights.org/ translated-pubs/SouthCaucasus%5BRussian%5D.pdf 273 çekilmesinden ve Rusya Genel Meclisi’nin, Bolşevikler tarafından dağıtılmasından sonra Genel Meclisi’n Kafkasya’dan olan üyeleri 23 Şubat 1918’de ‘Mâverây-ı Kafkas Komiserliği’ni kurmuştur. Ama Mâverây-ı Kafkas Komiserliği üyeleri arasında Kafkasya’nın dış politikası konusunda ciddi anlaşılmazlıkların ortaya çıkması üzerine, 22 Nisan 1918’de ‘Kafkasya Bağımsız Federe Devleti’ kurulmuş, anlaşmazlıkların yine de devam etmesi sonucunda 27 Mayıs 1918’de Gürcistan, 28 Mayıs’ta ise Azerbaycan ve Ermenistan bağımsızlıklarını ilan etmiştir. Bölge 1920’de Bolşevik Rusya tarafından işgal edilmiş ve 1991’e kadar Sovyetler Birliği güvenlik mekanizmasında yer almıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılması ve bölgede üç bağımsız devletin kurulması Güney Kafkasya’da yeni ekonomik, askeri ve siyasi değerlerin oluşmasına neden olmuştur.703 Bölge ülkeleri çeşitli güvenlik sorunları ile karşılaşmış, bölgesel ve uluslararası güvenlik teşkilatlarına üye olmaya ve işbirliğini genişletmeğe çalışarak çözüm yolu aramıştır.704 Bu dönemde Ermenistan özellikle ekonomik ve güvenlik konularında Rusya ile ilişkilerine önem vermiştir.705 1980’li yılların sonlarından başlayarak günümüze kadar devam eden siyasi, askeri ve etnik zemine dayalı yerel silahlı çatışmalar bölgenin güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmiştir. Bu sorunların halledilmesi için yapılan projeler, büyük devletlerin bölgeye yönelik ekonomik, siyasi ve askeri 703 politikaları Güney Kafkasya’da bölgesel güvenliğin önemini Gayk Kotanjian, Etnopolitologiya Konsensusa-Konflikta: Civilizacionniy Aspekt Natsionalnoy Bezopasnosti, Moskova, Luç Yayınevi, 1990, ss. 104-120. 704 Gayk Kotanjian, “The South Caucasus: Developing A Regional Security Architecture”, NDUSNSEE, 2004, The “Strategic Assessment of Central Eurasia”, research report published by CACI and the Atlantic Council of the US done at the request of the US Joint Chiefs of Staff in February 2001, P. 56-71. 705 Sergey Minasyan, “Voenno-Politiçeskoe Sotrudniçestvo Rossii i Armenii v Kontekste Problem Regionalnoy Bezopasnosti Yujnogo Kavkaza”, Voronej Devlet Üniversitesi Haberleri, Sosyal Bilimler Serisi, 2005, No 1, s. 338. 274 artırmıştır. Bu konuda çeşitli projeler ileri sürülse de Güney Kafkasya’da bağımsızlık sonrası ortaya çıkan sorunların hiçbiri çözüme kavuşmamıştır. Bu sorunlar şöyle sıralanabilir: -Dağlık Karabağ706 (Azerbaycan-Ermenistan), -Abhazya, Acaristan ve Güney Osetya707 (Gürcistan), -Bölge devletlerinin Rusya ile ilişkileri708, -Askeri kontrol, silah kaçakçılığı709 ve güvenlik710, -Karadeniz’de sınırların kontrolü711 (Gürcistan örneği), -Hazar Denizi’nin paylaşımı712 (Azerbaycan, İran, Türkmenistan, Rusya ve Kazakistan örneği), -Petrol boru hatlarının güvenliği 713 (Hazar havzasında petrol üretimi ve güvenli bir şekilde uluslararası piyasalara nakli. Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü706 Tigran Balayan, “Karabakhskaya Problema: Perspektivı Vozobnovlenie Peregovornogo Protsessa”, Yujnıy Kavkaz Problemı Regionalnoy Bezopasnosti i İntegratsii, Bilimsel makaleler Toplusu, I. cilt, No: 1, Rusya-Ermenistan Üniversitesi Yayını, Erivan 2004, ss. 90-99. 707 Svante E. Cornell, “Autonomy as a Source of Conflict. Caucasian Conflicts in Theoretical Perspective”, World Politics, Ocak 2002, s. 54; Georgiy Jorjoliani, İstoriçeskie i Politiçeskie Korni Konflikta v Abhazii/Gruziya, Tiflis, Gürcistan Bilimler Akademisi Yayını, Meçniereba Yayınevi, 2000; Pavel Baev, “Russia’s Policies in the Caucasus, Londra, The Royal Institute of International Affairs, 1997; Dov Lynch, “The Conflict in Abkhazia. Dilemmas in Russian “Peacekeeping” Policy”, Londra, The Royal Insitute of International Affairs, 1998; Taras Şamba ve Aleksandr Neproşin, “Kak Vernut Suverenitet Abkhazii”, Grajdanin, №1, 2004. 708 Fiona Hill ve Ömer Taşpınar, “Rossiya i Turçia Na Kavkaze: Sblijenie Radi Soxraneniya Status Kvo?”, Rusya ve BDT Araştırmaları Programı, Ocak 2006, (Erişim) www.ifri.org/files/Russie/hilltaspinar_russe.pdf 709 Anna Matveeva, “Orujie i Voprosı Bezopasnosti na Kavkaze”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, der. Anna Matveeva ve Duncan Hiscock, çev. Maksım Pyaduşkin ve Evgeni Zagaynov, Moskova, Şubat 2004, ss. 23-36; Gagik Avakyan, “Armenia: Obespeçenie Spokoystiya”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 37-50; Arif Yunusov, “Azerbaydjan: v Ojidanii Peremen Pod Bremenom İstorii”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 51-72; David Darçiaşvili, “Gruziya: Zalojniça Orujiya”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 77-114; Alan Parastaev, “Severnaya i Yujnaya Osetiya: Starıye Konfliktı i Novıye Trevogi”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 125-144; Maksim Gvindjia, “Abkhaziya: Problemı Bezopasnosti Sakhranyayutsya”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 115-124, Enver Kisriev, “Dagestan: Sila v Balanse”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 145-162. 710 İvlian Khaindrava, “Na Yujnom Kavkaze Presekayutsa Dva Vektora”, REGNUM HA, 21 Eylül 2006; Dimitriy Kosırev, “Kto Otveçaet za Bezopasnost Postsovetskogo Prostranstva?”, (Erişim) http://www.newsarmenia.ru/analytics/20060921/41593416.html, 21 Eylül 2006. 711 Uluslararası Mücadelenin Yeni Odağı: Karadeniz, der. Osman Metin Öztürk, Yalçın Sarıkaya, Platin Yayınevi, Ankara 2005, Sinan Ogan, “Küresel Mücadelenin Yeni Rekabet Alanı: Karadeniz”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat1=1&yazi=907, 22 Haziran 2007. 712 Hatem Cabbarlı, “Hazar Denizi’nin Hukuki Statüsü”, Azerbaycan, sayı 344, Yıl: 50. Eylül-Ekim 2002, ss. 21-26; M. P. Crossiant, Cynthia M. Crossiant, “The caspian Sea Status Despute: Azerbaijani Prespectives”, Caucasian Regional Stadies, Vol: 3, No: 1, 1999; Rüstem Mamedov, “Mejdunarodno-Pravavoy Status Kaspiyskogo Morya Kak Pograniçnogo Ozera”, Beynelhalk Hukuk, Bakü, No:1, G. Nugman, “Hazar Denizi’nin Hukuki Statüsü”, Avrasya Etüdleri, İlkbahar 1998, sayı 13. 275 Tiflis-Erzurum, Bakü-Novorossiyk Azerbaycan, ABD, ve Fransa, İngiltere Bakü-Supsa ve petrol boru hattı. Rusya’nın petrol politikası açısından), -Bölgesel bütünleşme ve işbirliği714 -İki milyon civarında olan mülteciler sorunu715 1991’den sonra bölgede iki güvenlik örgütü egemen konuma gelmek için mücadele etmektedir. Birincisi, Rusya’nın liderliğinde Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Ortak Güvenlik Antlaşması (OGA), ikincisi ise ABD liderliğinde NATO.716 Bölge için kurulması düşünülen güvenlik mekanizmaları bu veya diğer şekilde Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’ı içine almaktadır. Güney Kafkasya’da güvenlik ve istikrarın sağlanamamasındaki en önemli nedenlerden biri de, bölgede güvenliğin temin edilmesi için sadece bölge ülkelerinin değil, büyük devletlerin de kendi ekonomik, siyasi ve askeri çıkarları doğrultusunda güvenlik mekanizması oluşturma çabalarıdır.717 Başta Rusya olmak üzere, ABD ve Avrupa Birliği bölgede kendi çıkarlarına uygun güvenlik sistemi kurmaya çalışmaktadır. Azerbaycan ve Gürcistan Batı sistemi-NATO güvenlik mekanizması ile bütünleşmeye çalışırken, Ermenistan Rusya’nın liderliğini yaptığı BDT Ortak Güvenlik Antlaşması güvenlik sistemi içinde ulusal güvenliğini korumak 713 Voenno-Politiçeskaya Rasstanovka Sil v Kaspiysko-Çentralnoaziatskom Regione, der. M. S. Aşimbaev, Kazakistan Devlet Başkanlığı Stratejik Araştırmalar Yayını, Almatı 2003, 714 Manvel Sarkisyan, Politiçeskie Problemı Kavkaza i Armenii, Ermenistan Milli ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayını, Erivan 1998, s. 11; Dina Malışeva, “Konfliktı u Yujnıh Rubejey Rosii”, Pro et Contra, V. cilt, No 3, yaz, ss. 7-33, Laura Bagdasaryan, “Sotrudniçestvo Stran Zakavkasya: Teoretiçeskie Rassujdeniya i Praktiçeskie Protivoreçiya”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2002/journal_rus/cac-02/12.bagru.shtml; Areşidze Mamuka, “Yujnıy Kavkaz: Regionalnaya İntegraçiya”, (Erişim) http://www.scirs.org/russian/analytic/round_ one/areshidze.htm 715 Mamuka, a.g.m., 716 Bölgesel güvenlik örgütlerinin kurulması projeleri için bkz: Buzan Barry, People, States and Fear, An Agenda for International Security Studies in the Post-Cold War Era. New York- London: Harvester Wheatsheaf, 1991, pp. 186–229; Bruno Koppiters, “Zaklyuçenie: Kavkaz Kak Kompleks Bezopasnosti, Spornıye Qranitsı na Kavkaze, der. Bruno Koppiters, Moskova, Ves Mir, 1996, ss. 213-225; Vladimir Zakharov, Nikolay Silayev, Politika SŞA i NATO v Kavkaze: Vozmojnıye Podsledstvie, Kafkasya Araştırmaları Merkezi, Yayın: 1 (3), Moskova, Ocak 2005, ss. 14-19. 717 Bruno Koppiters, “Regionalnaya Sistema Bezopasnosti Dlya Kavkaza”, Kafkasya Araştırmaları Merkezi, V. cilt, No 1-2, 2000, (Erişim) http://poli.vub.ac.be/publi/crs/rus/Vol5/coppieters. htm 276 istemektedir. Bununla beraber Ermenistan, NATO ile de ilişkilerini geliştirme çabası içerisindedir. Azerbaycan ve Gürcistan bölgesel ve uluslararası sistem ile siyasi ve ekonomik ilişkilerini geliştirmeye çalışmış, Ermenistan ise siyasi ve ekonomik ilişkilerinde Rusya’ya öncelik tanıyarak bu sürecin dışında kalmayı tercih etmiştir.718 Bölgedeki etnik çatışmalar, güvenlik sorunları ve işbirliği imkânları değerlendirilirken, bölge barışı ve işbirliğinin sağlanması için meseleye birbiri ile bağlantılı üç ayrı paradigmadan bakmak mümkündür. -Problemleri çözmek, güvenlik sistemi kurmak, işbirliği ve entegrasyon çalışmalarını hızlandırmak, -Toplum şuurunda işbirliği değerlerinin yer edinmesine, karşılıklı güvenin sağlanmasına, korunmasına ve geliştirilmesine çalışmak, -Bölgesel ve uluslararası güçlerin bölgeye yönelik çıkarlarını uyumlaştırmak ve küreselleşen dünyada Güney Kafkasya’nın yerini ve rolünü belirlemek.719 Ancak bölge sorunlarına bu tarz yaklaşım kendi başına çözüm olamaz. Bu yaklaşımın bölge devletleri ve halkları tarafından paylaşılmadığı, Rusya, ABD ve Avrupa ülkeleri tarafından maddi ve manevi olarak desteklenmediği takdirde başarı şansı oldukça düşüktür. Burada en ciddi sorun bölge devletlerinin yaşadıkları sorunları soğukkanlı şekilde değerlendirmemeleri ve Güney Kafkasya’yı bir bütün olarak görememeleridir. Diğer bir neden ise, büyük devletlerin bölgeye yönelik politikalarında farklı ekonomik, siyasi, askeri ve kültürel değerlerin uygulanmasıdır.720 718 David Şahnazaryan, “Armeniya na Paroge 21-ogo Veka”, Nezavisimaya Gazeta, 27 Haziran 2001. 719 Graçya Galstyan, “Osnovı Regionalnoy Bezopasnosti”, (Erişim) http://www.scirs.org/russian/ analytic/round_one/galstyan.htm 720 ABD ve Avrupa ekonomik ve siyasi düşünce bağlamında Batı, Rusya geleneksel yayılmacı, İran ise özellikle Azerbaycan’a yönelik doğu (dini) değerleri uygulamaya çalışmaktadır. 277 Son on beş yıldır bölgede yukarıda ifade edilen sorunlar halen devam etse de, uluslararası721 ve bölgesel722 örgütlerin, bölge723 ve bölge dışı724 devletlerin uygulamaya çalıştıkları barış projelerinin hiç biri başarıyla sonuçlanmamış, tam aksine sorunlar daha da katmanlaşmıştır. Sorunların özelliği, bölge ve bölge dışı devletlerin farklı yaklaşımları ve farklı çözüm modelleri önermeleri, bölge devletleri arasında karşılıklı güven ve taviz verme anlayışlarının olmaması Güney Kafkasya’daki sorunların daha uzun zaman devam edeceğini göstermektedir. 4. 1. 2. Bölgesel Güvenlik Örgütü Projeleri Güney Kafkasya’da yaşanan sorunlar ve işbirliği perspektifleri bilim adamlarının, siyasetçilerin ve devlet adamlarının son onbeş yıldır çeşitli açılardan tartıştığı ve bundan sonra da tartışılacağı konulardır725. Özellikle bölgenin güvenliği konusunda yapılan değerlendirmelerde genelde Batı ve Rusya yanlısı görüşler ortaya çıkmıştır. Bu görüşlerin ortak noktaları bölgedeki sorunları devletlerin toprak bütünlüğü çerçevesinde halletmekten daha çok ‘status quo’nun korunması şartıyla silahlı çatışmaların başlamasına engel olmak veya ayrılıkçı rejimleri desteklemektir. Bu görüş özellikle Dağlık Karabağ sorununun halledilmesinde belirgin şekilde hissedilmektedir.726 721 Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Avrupa Konseyi (AK). Bağımız Devletler Birliği (BDT), Bağımsız Devletler Birliği Ortak Savunma Örgütü (BDBOSÖ). 723 Rusya, İran ve Türkiye. 724 ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Çin. 725 Akhvani Karakhanyan, “Problemı i Perspektivı Yujno-Kavkazskogo Sotrudniçestva”, (Erişim) http://www.scirs.org/russian/analytic/round_one/karaxanian.htm 726 Moldova’da Rusya yanlısı Dnestr bölgesinde Eylül 2006 tarihinde yapılan ve Güney Osetya’da 12 Ekim 2006’da yapılmasına karar verilen referandum sonuçlarını kabul etmeyeceklerini bildiren Avrupa Konseyi, sözde Dağlık Karabağ’da yapılan devlet başkanlığı, Parlamento ve yerel seçimlerle ilgili görüş bildirmekten ziyade susmaya üstünlük vermiştir. Bkz: “Trekhstoronniy Plan Reşeniya Pridnestrovskogo Voprosa”, Analiz Belgesi, Moldova, Ukrayna ve Romanya bilirkişi grupları tarafından hazırlanmıştır, Budapeşte, Kişinev, Kiev, Ocak 2006, (Erişim) www.carnegie.ru/en/pubs/books/9802doklad_Prednistrovie.pdf; Pavel Burnistov, “O Nekotorıkh Podkhodakh k Ponimaniyu Rossiysko-Gruzinskikh Otnoşenii”, Konfliktnıy Potençial i Proçessı Transformaçii v Kavkazskom Regione, Kafkasya Araştırmaları Merkezi, Yayın: 4 (16), Moskova, Mayıs 2006, ss. 11-17; G. Hansen, Humanitarian Action in the Caucasus: A Guide for 722 278 Kafkasya halklarının birlik ve beraberliğini sağlamaya, bölgesel güvenliğin, barışın ve istikrarın korunmasına ilişkin ilk projeler 20. yüzyılın başlarında hazırlanmıştır. Azerbaycan Türkleri, Ermeniler, Gürcüler ve Kuzey Kafkasya halkları temsilcileri 1915’te Osmanlı’da biraraya gelerek Kafkasya Komitesi’ni kurmuştur. Lozan Konferansı’na temsilci gönderen Komite, Gürcüler, Azerbaycan Türkleri, Ermeniler ve Kuzey Kafkasya halklarından oluşan konfederasyon şeklinde bir devlet kurulması için büyük devletlerden yardım istemiştir. Ancak Birinci Dünya Savaşı ve Rusya’da gerçekleşen Şubat 1917 Burjuva Devrimi ve 1920’de Bolşevik Rusya’nın Güney Kafkasya’yı işgal etmesi bu projenin gerçekleşmesine engel olmuştur.727 Güney Kafkasya’da Bolşevik hâkimiyeti kurulduktan sonra 1922’de Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan ZSFSR’de (Zagafkazskoy Sovetskoy Federatıvnoy Soçialistiçeskoy Respubliki, Zagavkaziya Sovyet Federativ Sosyalist başlamıştır. Aynı Cumhuriyeti-ZSFSC) birleşmek için görüşmelere yıl Aralık ayında ZSFSR’ın kurulma çalışmaları tamamlanmış ve Birinci Zakavgaziya Şurası Kurultayı’nda Zagavkaziya Sovyet Federativ Sosyalist Cumhuriyeti’nin (ZSFSC) kurulması hakkında karar alınmıştır.728 ZSFSR’in kurulması formaliteden ileriye gidememiş, Güney Kafkasya’nın ekonomik ve güvenlik meseleleri yine de Moskova’dan halledilmiştir. Practitioners, Humanitarianism and War Project, and Local Capacities for Peace Project, Watson Institute, Brown University, Providence RI, 1998; S.N. Macfarlane Minear, L. and S. Shenfield, “Armed Conflict in Georgia: Case in Humanitarian Action and Peacekeeping”, Providence, Watson Institute, Brown University, Occasional Paper no. 21, 1996; “Referendum o Nezavisimosti Yujnoy Osetii Naznaçen na 12 Noyabrya”, (Erişim) http://www.analitika.az/articles.php?item_id=20 060911053359926&sec_id=25; G.P. Ltjava, Abkhaziya: Anatomiya Mejnaçionalnoy Napryajennosti, ÇİMO, Moskova, 1999; Stanislav Lakoba, Abkhaziya Posle Dvukh İmperii, XXXXI vv, Moskova, Materik Yayınevi 2004; Mikhail Delyagin, “Referendumı Pro Zapad”, (Erişim) http://www.globalaffairs.ru/article /0/6106.html, 13 Eylül 2006; Andrey Fedotuk, “Lovuşka po Sosedstvu”, (Erişim) http://www.globalaffairs.ru/articles/6099.html, 12 Eylül 2006. 727 Edişer Hoştariya-Brosse, “Kavkazskiy Politiçeskiy Uzel v Proşlom i Nastoyaşem”, Central Asia and Caucasus, 2001, No: 5, (17), ss. 80-86. 728 “İstoriya Armyanskogo Naroda”, (Erişim) http://www.armenica.wizard.am/Hystory/history 22.html 279 Kafkasya ülkelerinin, güvenlik mekanizmaları olarak bilinen BDT Ortak Güvenlik Antlaşması, NATO Barış İçin İşbirliği Programı’na, GUUAM ve başka örgütlere üye olması Kafkasya’da yaşanan sorunların halledilmesi için yeterli olmamıştır. Bu sorunların çözülmesi ve bölgenin ekonomik olarak kalkınmasını sağlamak için bütün Kafkasya ülkelerinin kabul ettikleri bir güvenlik doktrinin hazırlanması ve uygulaması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Ancak günümüzde Kafkasya’da oluşan ekonomik, siyasi ve askeri kutuplaşma göz önünde bulundurulduğunda, böyle bir doktrin üzerinde anlaşma sağlamanın imkânsız olduğu görülmektedir. Büyük devletlerin Kafkasya’daki çıkarları da dikkate alındığında, Kafkasya’nın güvenliği artık bölgesel bir sorun olmaktan çıkmış ve uluslararası bir boyut kazanmıştır.729 Rusya, Kafkasya’daki son kalesi Ermenistan ile ekonomik, siyasi ve askeri ilişkilerini en üst düzeye çıkarmak azminde; ABD, Hazar enerji kaynaklarının kontrolünü sağladıktan sonra askeri ve siyasi olarak bölgeye yerleşmek istemekte; AB ülkeleri de bu pastadan kendilerine düşen payı almak için mücadele etmekte; Türkiye ilk yıllarda ‘Adriyatik’ten Çin Seddi’ne’ deyimini öne çıkararak kendine yer edinmeye, İran Azerbaycan ve Orta Asya devletlerinde dini ve ekonomik olarak yerleşmeye çalışmıştır. 1980’li yılların sonlarından itibaren Kafkasya’da Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan Dağlık Karabağ, Ermenistan-Gürcistan arasında Cevaheti ve Gürcistan’da Abhazya ve Güney Osetya sorunları bugün de devam etmektedir. Bu sorunların ciddiliği ve özellikle Rusya’nın olaylara yön verme imkânları henüz azalmamıştır. 1980’li yılların sonlarında Sovyetler Birliği’nde gelişen ekonomik ve siyasi olaylar sonucunda, Rusya’nın Kafkasya’daki etkisi azalmaya başlamıştır. Ancak özellikle, Kasım 1993’te kabul edilen Rusya’nın askeri doktrininde savunma alanındaki işbirliği önceliğinin, BDT ülkelerine ve BDT içindeki kolektif savunma mekanizmalarına verilmesi ve BDT ülkelerindeki yerel silahlı çatışmaların, 729 İda Nikolayevna Kukulina, “Problemı Bezopasnosti v Çernomorsko-Kaspiyskom Regione”, Mirovaya Ekonomika i Mejdunarodnıye Otnoşeniya, Moskova 2002, No: 1, ss. 90-97. 280 Rusya için en önemli tehdit niteliği taşıdığının ifade edilmesinden sonra, Rusya eski Sovyet Cumhuriyetleri’ni BDT’ye üye olmaları için zorlamaya başlamıştır. Doktrinde kullanılan bu ve benzeri ifadeler, Rusya’nın ‘yakın çevresine’ yöneldiğini, eski SSCB coğrafyasını kendi ulusal güvenlik sahası olarak değerlendirdiğini ortaya koymuştur.730 Kafkasya devletlerinin ulusal güvenlik anlayışı bu devletlerin birbirinden kaynaklanan tehdit algılamalarına dayanmaktadır. Bu devletler sınırlarından uzakta yerleşen büyük devletler tarafından işgal edilme tehlikesi ile değil, doğrudan sınır komşuları ile yaşadıkları siyasi ve askeri sorunlar itibarıyla tehdit algılamaktadır. Ermenistan, asılsız ve tarihi gerçekleri yansıtmayan 1915 olaylarına istinaden Türkiye’den duyduğu güvenlik endişesini öne çıkararak bölgeye yönelik revizyonist politikasını gizlemeye çalışmıştır. Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesinde Rusya’nın Ermenistan’ı ekonomik, siyasi ve askeri açıdan desteklemesi, Ermenistan’ın Rusya ile askeri ve ekonomik anlamda bütünleşme sürecini başlaması üzerine, Azerbaycan ve Gürcistan bu ülkeleri bölgesel güvenliği ve istikrarı tehdit eden devlet olarak görmüştür. Bölgesel güvenliğin sağlanmasında en büyük engel Ermenistan’dır. Zira bu devlet bağımsızlık sürecinde Azerbaycan topraklarının yaklaşık % 20’sini işgal etmiş, Gürcistan’ın Cevaheti bölgesinde yaşayan Ermenilerin ayrılıkçı faaliyetlerini desteklemiş, Türkiye’yi sözde Ermeni soykırımı ile suçlamış, toprak ve tazminat talep etmiştir. Rusya’nın uluslararası terörizmle mücadeleyi gerekçe göstererek Gürcistan’a askeri müdahalede bulunması ihtimali ve Panki Vadisi 730 Osman Metin Öztürk, Rusya Federasyonu Askeri Doktrini, ASAM Yayınları, Ankara 2001, Rusya-Ukrayna Araştırmaları Dizisi–2, s. 36. 281 konusunda Rusya’nın Gürcistan’a uyguladığı ekonomik, siyasi ve askeri baskı, Rus savaş uçaklarının ‘yanlışlıkla’ Gürcistan’ı bombalaması bu ihtimalin pratikte uygulamasının mümkün olduğunu göstermiştir. Her ne kadar Azerbaycan terörle mücadele konusunda Rusya ile işbirliği yapmayı kabul etse de, Rusya’nın Azerbaycan’a karşı izlediği politikada olumlu bir gelişmenin olduğunu söylemek mümkün değildir. Kafkasya’da yaşanan bütün bu sorunlara paralel olarak, bölge devletleri ve diğer büyük devletler bu sorunların halledilmesi için çeşitli projeler üretmiştir. Bu projelerin başlıca amacı bölgedeki sorunları kalıcı bir barış anlaşması ile halletmek, bölgenin ekonomik ve sosyal hayatında gelişmeyi sağlamak ve en önemlisi ise kendilerinin bölgeye yönelik ekonomik politikalarını rahat bir şekilde uygulayabilecekleri bir ortamı oluşturmaktır. Bu projelerden ilki 1993’te Gürcistan Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze tarafından ‘Kafkas Evi’ adı altında ileri sürülen ve daha sonraki yıllarda ‘Barışçıl Kafkasya İçin’ adıyla bilinen projedir.731 Bölgenin askeri, siyasi ve ekonomik sorunlarının Kafkasya ülkeleri arasında görüşmeler yolu ile halledilmesini öngören bu proje diğer devletler tarafından olumlu karşılanmasına rağmen, bölge ülkeleri görüşmelere başlama iradesi gösterememiştir. 1996’da Şevardnadze ve Aliyev arasında ‘Barışçıl Kafkasya İçin Pakt’ imzalanmıştır732. Ancak bu projede de Rusya dışlandığı için, bölgede bu 731 Ruben Şugaryan, “Stabilnost Na Kavkaze: Vosem Printsipov Regionalnogo Sotrudniçestva”, Central Asia and Caucasus, 2001, № 1 (13), (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2001/journal_ rus/ cac-01/01.shugr.shtml 732 Jegneti Konstantin, “Neskolko Soobrajeniy po Problemam Regionalnoy Bezopasnosti Yujnogo Kavkaza”, (Erişim) http://www.scirs.org/russian/analytic/round_one/zgenti.htm 282 şekilde gruplaşma veya sorunların çözümü için böyle bir mekanizma oluşturulması çabaları Rusya’yı tedirgin etmiştir. Kafkasya ülkeleri liderlerinin 3 Haziran 1996’da Kislovodsk’ta yapılan toplantısında Çeçen temsilciler bölgesel güvenliğin sağlanması için AGİT benzeri bir mekanizma kurulmasını ve uluslararası statü verilmesini teklif etmiştir. Ancak ‘Barışçıl Kafkasya İçin’, projesi konusunda hiçbir gelişme sağlanmamıştır. Bu durumu, devletlerin bölgesel güvenlik anlayışını farklı şekillerde yorumlamaları ile açıklamak mümkündür. Ermeni siyasileri bölgesel sorunların halledilmesi için Rusya ve İran’ın katılımını şart olarak koşmalarına rağmen, Gürcistan, İran’ın bölgesel sorunlara müdahale etmesine karşı çıkmış ve onun yerine ABD’yi tercih etmiştir. Aynı zamanda Gürcistan ve Azerbaycan da Rusya’ya mesafeli davranmaya çalışmıştır. Bununla da Azerbaycan ve Gürcistan toprak bütünlüğünü korumak, NATO ve ABD yardımları ile ekonomik ve askeri sorunlarını halletmek istemiştir. Bölgesel güvenliğin sağlanması konusunda bir diğer proje ise Azerbaycan eski Devlet Başkanı Haydar Aliyev tarafından AGİT’in 1999’da yapılan İstanbul Zirve Toplantısı’nda ‘Güney Kafkasya’da Güvenlik Paktı’ adı ile açıklanmıştır. Bu projede terörizme karşı mücadelenin güçlendirilmesi, yabancı askeri birliklerin Kafkasya’ya konuşlanmasının ve ayrılıkçı grupların faaliyetlerinin, etnik gruplara baskı uygulanmasının yasaklanması ve bölgesel ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi öngörülmüştür.733 Bölge devletlerinin yanı sıra ABD de bölgesel güvenliğin sağlanması için bazı girişimlerde bulunmuştur. ABD Dışişleri Bakanı Madeline Ollbrayt 733 Malışeva, a.g.m., 283 1999’da ‘Kafkasya Ekonomik Forumu’ adlı bir proje ileri sürmüştür. Ancak bu proje de uygulamaya konmamıştır.734 Bölge devletlerinden Ermenistan Dışişleri Bakanı Vardan Oskanyan, 15 Mart 1999’da İngiltere Kraliyet Enstitüsü’nde yaptığı bir görüşmede Kafkasya’da güvenliğin ve istikrarın korunması ve Avrupa ile bütünleşmenin sağlanması için ‘Bölgesel Güvenlik ve İşbirliği Paktı’ kurulması gerektiğinden bahsetmiştir.735 Bu projeyi Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan AGİT’in İstanbul Zirve Toplantısı’nda yeniden gündeme taşımasına rağmen taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır. Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan temsilcilerinin 20 Haziran 2000’de yapılan Moskova toplantısında Oskanyan, Güney Kafkasya devletlerinin Rusya ile diyaloglarının ve güvenlerinin sağlanması için 3+1 (Güney Kafkasya Cumhuriyetleri+Rusya) çerçevesinde iki yılda bir toplanabileceklerini ifade etmiştir. ‘Kafkasya G8’i de olarak da tanımlanan 3+3+2 (Güney Kafkasya Cumhuriyetleri+Rusya+Türkiye+İran+ABD ve AB) adlı736 proje, bölgesel ve uluslararası alanda değerlendirilse de, uygulanma şansı bulmamıştır. Güney Kafkasya’nın güvenliğini etkileyen en önemli nedenlerden biri de bölgeye büyük miktarda silah toplanması ve kanunsuz silahlı birliklerin oluşmasıdır. Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra bölgede kontrol edilemeyen bölücü gruplar çok sayıda ağır silahlara sahip olmuştur. 1993’te Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin etnik çatışmaların yaşandığı bölgelere silah gönderilmesini yasaklayan karar imzalamasına rağmen, Ermenistan ve 734 Şugaryan, a.g.m., Hasan Kanbolat, Gökçen Ekici, “21. yüzyıl Başında Kafkasya’da İşbirliği Arayışları ve Ekonomik Boyutları”, Jeo Ekonomi, II. cilt, sayı 2-3, Yaz/Sonbahar 2000, ss. 31-37. 736 The Russia Journal, (Erişim) http://www.russiajournal.com/start/politics/article_67_3106htm 735 284 Gürcistan’da konuşlanan Kafkasya’daki Rus Ordu Grubu, bölgedeki bölücü gruplara silah temin etmiştir.737 Son yıllardaki siyasi ve askeri gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda Kafkasya’da güvenlik ve istikrarın sağlanması için yeni projelerin hazırlanacağı söylenebilir. Ancak yeni projelerin başarılı olacağını iddia etmek mümkün değildir. 4. 1. 3. Ermeni Ulusal Güvenliği Ermenistan 1920–1991 yıllarda ciddi güvenlik endişesi yaşamamış, ancak SSCB’nin dağılması sürecinde ve bağımsızlığını ilan ettikten sonra, özellikle Türkiye’den kaynaklanan ‘ciddi güvenlik sorunu’ ile karşılaştığını iddia etmiştir.738 Ermenistan bu iddiasını sürekli olarak uluslararası kamuoyu gündeminde canlı tutmaya çalışarak revizyonist politikasını uygulamaya çalışmıştır. Ermenistan, SSCB’nin dağılması sürecinde yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen, karşılaştığı tehditleri başarılı şekilde fırsat olarak değerlendirmiş,739 yaşadığı ciddi sosyal, ekonomik, siyasi ve askeri sorunlara rağmen Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinde yaşayan Ermenilerin ayrılıkçı taleplerini desteklemiş,740 1991–1994 yılları arasında 737 Malışeva, a.g.m., Abramyan, “Puti i Sposobı... ”, Libaridian, a.g.e., ss. 15-39. 739 Elman Ağayev, “Problemı i Perspektivı Yujno-Kavkazskogo Sotrudniçestva”, The South Caucasus Instıtute of Regıonal Securıty, “Ot Transkavkazskogo Dialoga k Konçepçii Regionalnoy Bezopasnosti”, Likani, 8-30 Nisan, 2002, I. Yuvarlak Masa Toplantısı SCIRS, (Erişim) http://www.scirs.org/russian/ analytic/round_one/agaev.htm 740 Konflikt v Nagornom Karabakhe, der. İ. Ş. Şükürov, Azerbaycan Devlet Yayınevi, Bakü 1990; Nagornıy Karabakh: Razum Pobedit, İnstitut İstorii Partii Pri ÇK KP Azerbaydjana-Filial İnstituta Marksizma-Leninizma Pri ÇK KPSS, Azerbaycan Devlet Yayınevi, Bakü 1989. 738 285 Azerbaycan topraklarının yaklaşık % 20’sini işgal etmiş,741 Türkiye’ye yönelik sözde soykırım propagandasını uluslararası alana taşıyarak742 başarılı sonuçlar elde etmiştir. Günümüzde Ermenistan devleti ve hükümeti tarafından resmen onaylanmasa da, 1991 yılından itibaren uygulanan dış politika değerlendirildiğinde Ermenistan’ın ulusal güvenlik anlayışını aşağıda ifade edilen çerçevede tanımlamak mümkündür: 1. Ermenilerin Milli Hedefleri: -Ermeniler için hayati önem taşıyan ulusal hedefleri, Ermeni uygarlığını bugünkü bölgesel ve uluslararası şartlarda korumak ve daha da geliştirmek. 2. Dünya Ermeniliğinin Yapısı: -Dünya Ermeniliğinin bugünkü durumu ve karşılaştığı problemler doğrudan 1915–1923 yıllarında yaşanan trajik olayların sonucudur.743 Ermenilerin büyük bir bölümü tarihi topraklarından kenarda yaşamaktadır. Doğu Ermenistan’ın bir bölümünü (Ermenistan Cumhuriyeti, Dağlık Karabağ 741 Aleksandr Manasyan, Karabakhskiy Konflikt (Klyuçevıye Ponyatiye i Khronika), Erivan, Noravank Yayınları 2005; Sergey Minasyan, Mikhail Agadjanyan ve.b., Karabakhskiy Konflikt (Bejençı, Territorii, Bezopasnost), Erivan, Nairi Yayınevi 2005; Vladimir Kazimirov, “Karabakh: Kak Eto Bıla”, Mejdunarodnaya Jizn, No 5, 1996, ss. 41-52 742 Yuri Barsegov, Genoçid Armyan Prestuplenie po Mejdunarodnomu Pravu, Moskova, XXI Vek-Soglasie Yayınevi, 2000; Genoçid Armyan v Osmanskoy İmperii, (Sbornik Dokumentov i Materialov, der. M. G. Nersisyan, Erivan, Gözden geçirilmiş ikinci baskı, Hayastan Yayınevi, Erivan 1983; İstoriya Armyanskogo Naroda s Drevneyşikh Vremen do Naşikh Dney, Erivan 1980; Armyanskoy Vopros, Ansiklopedi, Erivan 1991; S.S Stepanyan, Germanskie İstoçniki o Genoçide Armyan, Erivan 1991; Helen Davenport Gibbons, The Red Rugs of Tarsus: A Woman’s Record of the Armenian Massacre of 1909, New York: The Century Co., 1917; (Erişim) http://armenianhouse.org/gibbons/tarsus/red-rugs.html; J. Rendel Harris & B. Helen Harris, Letters from the Scenes of the Recent Massacres in Armenia, London, James Nisbet & Co., Limited, 1897; Ariadna Tırkova, Staraya Turçiya i Mladoturki. God v Konstantinopole, Petersburg 1916; Arman John Kirakosyan, Mladoturki Pred Sudom İstorii, Erivan, Hayastan Yayınevi 1989. 743 Andrey Nuykin “Sarkoma Genoçida”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2000. 286 ve Cevaheti) korumak mümkün olmuştur. Çağdaş Ermenilik kısaca Ermenistan, Dağlık Karabağ ve Cevaheti şeklinde formüle edilebilir.744 3. Halledilmemiş Ermeni Sorunu:745 -Rusya İmparatorluğu dağılana kadar (Ekim 1917) Ermeni sorunu adı altında Osmanlı’da yaşayan Ermeniler ve onların durumlarını iyileştirmek için yapılan reformlar anlaşılmıştır. Rusya’da Bolşeviklerin iktidara gelmesi ve 1920’de Birinci Ermenistan Cumhuriyeti’nin işgal edilmesinden sonra Doğu Ermenileri sorunu da ortaya çıkmıştır.746 3.1. Batı Ermenistan sorunu:747 -İşgal edilmiş topraklar, sürgünde yaşayan halk,748 -Türkiye749 ve dünya kamuoyu tarafından ‘Ermeni soykırımının’ tanınmaması,750 -Ermenilerin uğradığı soykırıma göre, topraklarının geri verilmesi, maddi ve manevi tazminat talep edilmesi,751 3. 2. Doğu Ermenistan sorunu: 752 Stalin ve Türk diplomasisinin baskıları sonucunda milli-arazi yönetim şeklinin kabul edilmesi üzerine ortaya çıkmıştır. Netice itibarıyla Doğu 744 Vagan Melikyan, “Armyanskiy Vopros na Syezdakh Zapadnıkh Armyan v 1917 i 1919 Godakh”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2002, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal07/j07_stat 01.html 745 Gayane Makhmuryan, Liga Naçii, Armyanskiy Vopros i Respublika Armeniya, Erivan, Artagres Yayınevi 1999. 746 Doğu Ermenileri sorunu hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: V. Melikyan, Fevralskaya Revolyuçiya i Armenia, Erivan, 1997. 747 Kratkiye Vedemosti Zapadnoarmyanskogo Syezda i Sçet Organizaçionnogo Komiteta, Tiflis, 1919. 748 Robert Fişk, “Poçenu Kholokost Armyan ne Doljen Bıt Vıtravlen iz İstorii”, (The Independent (London), November 20, 2000. 749 Maksim Yusin, “Mest Yanıçar. Turçiya Nado Uçitsa Vesti Sebya kak Çivilizovannaya Strana”, İzvestiya, 1 Şubat 2001. 750 Gregory H. Stanton, “Eight Stages of Genocide”, (Erişim) http://www.genocidewatch.org/8 stages.htm; Pismo Kongressmenov v Prezidentu SŞA Buşu s Prizıvom Vıpolnit Predvıbornoe Obeşanie o Polnom Priznanie Fakta Genoçida Armyan, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2002, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal07/j07_stat13.html; Lloyd George, Pravda o Mirnıkh Peregovorakh, Dış Edebiyat Yayınevi, Moskova, 1957, 751 Ara Abramyan, “Çerez Priznanie Genoçida Armyan k Novım Otnoşeniyam”, (Erişim) http://www.genocide.ru/week.html, 24 Nisan 2003. 752 Hayastani Hanrapetutyun 1918–1920 Tarreri, Belgeler ve Maddeler Toplusu, Erivan 2002, s. 88. 287 Ermenistan Kemalistler ve Sovyet Azerbaycan’ı arasında bölünmüştür. Rusya İmparatorluğu dağılmadan önce hiçbir Ermeni siyasi örgütü Rusya’dan ayrılarak çok milletli Rusya eyaletinde bağımsız Ermenistan devleti kurmak istememiştir. 3. 3. Doğu Ermenistan sorunu bugün: -Ermenistan devletinin gelişmesi ve yaşam kabiliyetinin artması, -Kurtarılmış bölgelerin yeniden yapılandırılması ve iskan edilmesi, -Rusya İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra ortaya çıkan sınır, bölgesel ve etnik sorunlarda kendi çıkarlarını savunmak, -Rusya ve yurtdışında yaşayan Ermenilerin birleştirici felsefi görüşlerinden yararlanmak,753 4. Dünya Ermeniliğinin bugünkü durumu: 4. 1. Pozitif görüş; - Elverişsiz şartlara rağmen, tarihin derinliklerinden gelen Ermeni uygarlığı yaşıyor ve gelişiyor,754 -Tarihi Ermeni topraklarının 9/10’nun işgal edilmesine ve Ermenilerin sürgüne gönderilmesine rağmen, ulus devlet kurmak süreci devam ediyor.755 1990’lı yılların başlarında Azerbaycan’ın saldırılarının karşısı alınmıştır, (!) -‘Ermeni soykırımı’ndan sonra bütün dünyaya dağılmış Ermeniler yaşadıkları ülkelerde güçlü Ermeni cemaati oluşturabilmiştir, -Yeni ve daha adaletli bir dünya düzeninin oluşması yönünde gelişmeler (özgür ve daha güçlü bir Rusya’nın kurulmasını temenni ederek) Ermenilerin yeniden kalkınması için uygun ortamı da beraberinde getirmektedir, 4. 2. Negatif Görüş; 753 Eduard Geyvandov, “Vneşnyaya Politika Diasporı?”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/j06_stat05.html, 754 “Na Puti k Uçrejdeniyu Vsemirnogo Armyanskogo Kongressa”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2000. 755 “Seminar vo Vserossiyskim Armyanskom Kongresse”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/j06_stat34.html 288 -1915 yılına kadar Ermenilerin toplu halde yaşadıkları geniş bir arazi kaybedilmiştir,756 -Ermeni halkı bölünmüş ve dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmıştır. Bu durum Ermenilerin asimile olma tehlikesini doğurmuştur,757 -Doğu Ermenileri ulusal kimlik ve bilinçlerini kaybetmiştir,758 -Siyasi ve dini nedenlerle takipler sonucunda Batı Ermenistan’da faaliyet gösteren siyasi partiler yapılan baskılara karşı eşdeğer siyaset yürütememiş, kaybedilenleri geri almak için diaspora Ermenileri beklenen şekilde organize olamamıştır, -Dünya Ermenilerinin teşkilatlanması genel duruma ve tehdit eden tehlikelere karşı koyacak düzeyde değildir. 5. Dünya Ermeniliği İçin Esas tehdit: 5. 1. Asimile olma tehlikesi; -Ermenilik ruhunun ve milli bilincin kaybedilmesi, -Dini, Ermeni-Hıristiyan değerlerin, dilin, gelenek ve kültürün kaybedilmesi, -Dışa göçün devam etmesi, bazı bölge devletleri ile (Azerbaycan, Türkiye ve Gürcistan) karşı durma, ekonomik bunalımlar, 5. 2. Dış Saldırı Tehlikesi; -Azerbaycan’ın Ermenistan’dan açık şekilde toprak talep etmesi (!), -Türkiye’nin Ermenistan karşıtı759 dış politika izlemesi ve Azerbaycan ile yaptığı işbirliği,760 756 “Obraşenie k Narodu Zapadnoy Armenii ob Uçrejdenii Svoego Pravitelstva v Emigraçii”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001. (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/j06_stat 34.html 757 Armen Ayvazyan, “O Sovremennom Krizise Armyanstva i Fiktivnosti Armyanskogo Gosudarstva”, Golos Armenii, 19 Eylül 2002, 758 Ali Hikmet Alp, “Today’s Armenia and Motıves Behind The Genocide Accusations: More Than A Matter of National Identity”, Ermeni Araştırmaları, sayı 2, Haziran-Temmuz-Ağustos 2001, s 145-158. 759 Aleksandr Savaranç, “Pantyurkizm vo Vneşnopolitiçeskoy Strategii Turçii v 90 Godakh”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2000, 760 “Deklaraçiya Vserossiyskogo Armyanskogo Kongressa”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/j06_stat35.html 289 Ermeni diplomasisinin kurtarılmış toprakların (Dağlık Karabağ) Azerbaycan’ın daha önce işgal etmiş topraklar (!) olduğunu dünya kamuoyunun dikkatine sunamaması,761 -Rusya ve Batı arasında karşıdurmadan yararlanan Türkiye ve Azerbaycan’ın revizyonist politikası,762(!) -Bölgede mücadele eden büyük devletlerin ‘jeopolitik oyununda’ Ermenistan’ın ‘kurban edilebilir piyon’ olması, siyasi ve ekonomik açıdan bağımsızlığın korunamaması tehlikesi. 6. Dünya Ermeniliğinin Esas Kaynakları;763 -Tarihi süreçte korunabilen Ermeni uygarlığı ve milli şuur, diaspora ve ana vatan arasında bağların korunması, tarihi hafıza, adalet ve iyiliye olan inam, mücadele azmi, dayanaklılık, -Ermenilerin bütün zorluklara, olumsuzluklara ve ekonomik problemlere rağmen halen yaşadıkları tarihi Ermeni topraklarının bir bölümünün korunması (Ermenistan Cumhuriyeti, Dağlık Karabağ ve Cevaheti), -İyi organize olmuş Ermeni cemaatlerinin bulunması, -Diaspora Ermenilerinin biriktirdiği bilimsel, kültürel, ekonomik değerlerin ana vatana transfer edilmesi, 7. Esas Hedef ve Görevler;764 -Çağdaş milli-siyasi doktrinin hazırlanması,765 -Dünya Ermeniliğinin yeniden organize olması, 761 Grant Arutyunov, “Ya! Ob Odnom Psikhologiçeskom Tipe Politiçeski Aktivnogo Armyanina”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2000. 762 “Taynıe Opasnosti Tureçskoy Khitrosti”, (Erişim) http://www.genocide.ru/week.html, 22 Mart 2004. 763 Vladimir Stupişin, “Etnos, Narod, Naçiya Naçionalnoe Sanmoopredeleniye”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/ j06_stat09.html 764 “Novomu Armyanskomu Politiçeskomu Mışleniyu-Novaya Organizaçiya Mirovogo Armyanstva”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 1999. 765 Razmik Pannosian, “Post-Soviet Armenia: Nationalism & Its (Dis)contents”, Making and Protecting the Nation in Postcolonial & Postcommunist States, edited by Lowell W. Barrington, The university of Michigan press Ann Arbor, p. 225-247. 290 -Ermeni halkının birlik ve beraberliğini, bütünlüğünü oluşturan öğelerinin güvenliğinin korunması,766 -Ermeni sorununu günün şartlarına uygun olarak yeniden gündeme çıkarılması ve halledilmesi, -Siyasi istikrar, milli dayanışma, sağlam ve güçlü ekonomik yapılanma, -Ekim Devrimi’nden sonra bölünen Rusya eyaletlerinde ortaya çıkan arazi sorunlarının halledilmesi, -Ermenilerin Ermenistan ve Dağlık Karabağ’a geri dönmelerinin sağlanılması,767 -Diaspora Ermenilerinin milli kimlik ve şuurunun korunması.768 Ermenistan’ın yukarıda ifade edilen güvenlik sorunları genel çerçevede gösterilmiştir. Ancak Ermenistan 1991’den itibaren ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel ve askeri güvenlik sorunları ile karşılaşmıştır. Hayati önem taşıyan konular ise: -Toprak bütünlüğünün korunması ve devlet sınırlarının güvenliği, -Ülke nüfusunun güvenliğinin sağlanması, -Siyasi ve ekonomik istikrarın temin edilmesi769 olmuştur. Bu konular bugün de Ermenistan’ın güvenliğinin temel sorunlarıdır. Aslında bütün bu sorunlar Ermenistan’ın komşu ülkelere yönelik toprak talebinden kaynaklanmıştır. Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’ın iyi ilişkiler kurmak çabalarını Ermenistan desteklememiştir. 766 Rawi Abdelal, “Memorıes Of Natıons and States: Instıtutıonal Hıstory and Natıonal Identıty In Post-Sovıet Eurasıa”, Nationalities Papers, Vol. 30, No. 3, 2002, p. 459-484. 767 Tamara Minasyan, “Segodnya v Mire Proizoşli İzmeneniya, Mı Obyazanı Priznat İkh”, Azg, 9 Nisan 2004. 768 Rafael Zvardjo, “Armyanskiy Vopros i Problemı Organizaçii Mirovogo Armyanstva”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/j 06_stat01.html 769 Richard Giragosian, “Toward a New Concept of Armenian National Security”, Armenian İnternational Polisy Research Group, Working Paper No. 05/07, January 2005, (Erişim) http://www.armpolicyresearch.org/Publications/WorkingPapers/pdf/WP0507.pdf 291 Ermenistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra yaklaşık iki yüz yıldır şekillenen ve zamanla yeni siyasi değerler katılan yukarıda ifade edilen doktrini hayata geçirmeye çalışmıştır. Ermenistan bu hedeflerine kısa ve orta vadede değil, uzun vadede adım adım yaklaşmaktadır. Bölgenin siyasi, ekonomik, askeri, güvenlik ve tarihsel dinamiklerinin değiştiği bütün tarihi olaylarda ve dönemlerde Ermeniler her zaman bir adım daha ileriye gidebilmiştir. Ermeniler bunun için komşu devletlerin bölgesel ve uluslararası güçlerle olan ilişkilerini/sorunlarını iyi değerlendirmiş ve kendi çıkarları doğrultusunda kullanmıştır. 4. 1. 4. Ermenistan ve BDT Ortak Güvenlik Antlaşması Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Asya/Kafkaslardan Avrupa’ya kadar geniş bir coğrafyada ekonomik, siyasi ve güvenlik bağlamında ciddi boşluk ortaya çıkmıştır. Bu süreçte yalnızca Baltık devletleri ekonomik, sosyal ve güvenlik sorunlarını çözerek Avrupa ile bütünleşmeyi sağlayabilmiştir. Buna mukabil, Kafkasya devletleri ekonomik, sosyal ve güvenlik sorunlarını bugüne kadar çözememiştir. 1990’lı yılların başlarında Rusya’nın bölgede etkinliğini kaybetmesi üzerine Azerbaycan ve Gürcistan Rusya’nın nüfus alanından uzaklaşmaya çalışırken, Ermenistan siyasi, ekonomik ve güvenlik bağlamında Rusya ile sıkı işbirliğine girmiştir.770 770 Sergey Minasyan: “Voenno-Politiçeskoe Sotrudniçestvo Rosii i Armenii v Kontekste Problem Regionalnoy Bezopasnosti Yujnogo Kavkaza”, Vestnik VGU, Sosyal Bilimler Serisi, No: 1, 2005, ss. 338-349; Armen Khanbabayan, “Politiçeskoe Pole Armenii Opustelo”, Nezavisimaya Gazeta, 29 Ekim 1999; Ara Tadevosyan, “Novıy Vitok Napryajennosti v Otoşeniyakh Armenii s Sosedyami”, (Erişim) http://www.iwpr.net/?apc_state=henicrs2001&l=ru&s=f&o=160938, Petrosyan, “Rossiya-Armenia-İran:Dialog…”; İgor Plugatarev, “Speçalnıe Obstayatelstva Strategiçeskogo Partnerstva”, Nezavisimaya Gazeta, 17 Kasım 2003; Ömer Kocaman, “Rusya’nın Ermenistan Politikası: Tek Boyutlu Siyasetten Çok Boyutlu Siyasete Doğru”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp? kat1=1&yazi=797, 18 Şubat 2006. 292 Ermenistan bağımsızlık sonrası karşılaştığı sorunlara rağmen, siyasi ve askeri kapasitesinin gerçekleşmesine imkân vermediği dış politikayı önemli derecede Rusya’nın desteğini alarak uygulamaya çalışmıştır. Rusya ekonomik anlamda Güney Kafkasya’da kalmanın imkânsız olduğunu görmüş ve sadece etnik çatışmalar devam edeceği takdirde bölgede varlığına devam edeceğini anlamıştı. Ermenistan’ın revizyonist dış politika izlemeye ve Azerbaycan topraklarını işgal etmeye başlaması Rusya’nın bölgeye yönelik askeri beklentilerini karşılamıştır.771 Bu süreçte Rusya eski Sovyet coğrafyasında ekonomik ve sosyal yapılanmadan daha çok askeri ve askeri-siyasi yapılanmaya önem vermiştir. Nitekim 14 Şubat 1992 Bağımsız Devletler Topluluğu nezdinde Savunma Bakanları Konseyi ve BDT Birleşmiş Silahlı Güçler Baş Komutanlığı teşkilatı kurulmuş ve Ermenistan bu teşkilata üye olmuştur.772 Teşkilatın öncülüğünü Rusya üstlense de, BDT’nin kurulması ve askeri-siyasi açıdan güçlenmesinde çıkarları olan bazı Orta Asya devletleri ile beraber Ermenistan da Rusya/BDT güvenlik şemsiyesi altında kalmaya üstünlük vermiştir. Ermenistan güvenlik endişelerini gündeme taşımak ve kuzey kampında kalmasının kaçınılmaz olduğunu meşrulaştırmak amacıyla Haziran 1992’de Türkiye’nin Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’ı işgali ve Ermenistan’da PKK’nın faaliyetini bahane ederek bu ülkeye saldıracağını iddia etmiştir. Hatta Rusya olayları bir az daha abartarak bunun gerçekleşeceği takdirde Rusya’nın müdahale edeceği ve 3. Dünya Savaşı’nın başlayacağı ile tehdit etmiştir.773 771 Ksimena Kurovska, “Rol Rosii i SNG v Uregulirovanii Voorujennıkh Konfliktov v Zakavkazye”, (Erişim) http://www.mpa.ru/analytics/issue.php?id=110 772 Sergey Minasyan, “Proçess Formirovaniya Sistemı Kollektivnoy Bezopasnosti v Ramkakh SNG: İstoriya i Perspektivı”, (Erişim) http://caucasus.rau.am/doc/MinasianS.pdf 773 Sergey Şakaryanç, “Voprosı Kollektivnoy Bezopasnosti SNG i Armeniya”, Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınevi 2002, ss. 97-98. 293 Ermenistan ve BDT’ye üye olan diğer devletler askeri işbirliği yapsalar da, eşzamanlı olarak kendi ordularını kurmaya çalışmış, ancak BDT savunma mekanizmasından kenarda kalmak istememiş, daha az maliyetle yeni güvenlik örgütü kurmaya çalışmıştır.774 Bu amaçla Rusya, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan 15 Mayıs 1992’de Taşkent’te biraraya gelerek Ortak Güvenlik Antlaşması’nı (OGA) imzalamıştır. Daha sonra Azerbaycan (24 Eylül 1993), Gürcistan (9 Aralık 1993) ve Beyaz Rusya (3 Ocak 1994) bu Antlaşmaya katılmıştır. Antlaşma 20 Nisan 1994’te yürürlüğe girmiştir.775 Eski Sovyet ülkelerinin bazıları askeri işbirliğine BDT ve OGA çerçevesinde devam etseler de, birtakım sorunların devam etmesi süreci önemli derecede aksatmıştır. Bu nedenle de, Şubat 1992’de kurulan BDT Birleşmiş Silahlı Güçleri Baş Komutanlığı’nın faaliyeti (BSGBK) BDT ülkeleri arasında askeri işbirliğini koordine eden karargâh olarak değiştirilmiştir. Daha sonra askeri bütünleşme çerçevesinde 10 Şubat 1995’te BDT ülkeleri Birleşmiş Hava Savunma Sistemi (BHSS),776 Genelkurmaylar Komitesi (GK), Askeri-Teknik Komite (ATK) ve diğer yardımcı komiteler kurulmuştur.777 1990’lı yılların ortalarında Rusya ve Ermenistan hariç diğer BDT üyelerinin özellikle askeri işbirliği konusunda pek samimi olmadığı gerçeği ortaya çıkmıştır. Bazı devletler geleceğinden emin olmadıkları savunma mekanizmasında kalmak veya aktif katılmak istememiştir. Bu nedenle de BDT ülkeleri sadece OGA çerçevesinde değil, ikili ilişkilrerde de işbirliğine önem vermiştir.778 774 L. G. İvaşov, A. N. Buligin, “Kollektivnaya Bezopasnost v Ramkah Sodrujestva Nezavisimıkh Gosudarstv”, Voennaya Mısl, Moskova, 1998, No: 3, ss. 8-10. 775 Minasyan, a.g.m., 776 “Rossiya i Armenia Obyedinyayut Protivovozduşnıye Silı”, (Erişim) http://www.prima-news. ru/news/news/2001/5/4/11334.html 777 P. N. Andreev, “Voenno-Politiçeskoe Sotrudniçestvo Gosudarstv SNG: Etapı i Osnovnıye Napravleniya Razvitiya”, Voennaya Mısl, Moskova 2000, No: 4, ss. 22-30. 778 Мoskovin L. B, “Mnogourevnevaya Sistema İntegraçii v SNG (Priçini, Problemı, Tendençiyii Razvitiyaa), Vestnik Moskovskogo Universiteta, dizi 12, Siyaset Bilmi, 1999 No: 1, ss. 6-7. 294 OGA çerçevesinde Ermenistan’ın faaliyeti değerlendirildiğinde, bu ülkenin bazı savunma ve güvenlik projelerinde yer almasına rağmen, askeri işbirliğini daha ziyade Rusya ile geliştirdiği anlaşılmaktadır. OGA’nın yürürlükte kalması süresi 1999’da uzatıldıktan ve 2000’de ’21. yüzyılda Rusya ve Ermenistan Arasında Stratejik İşbirliği Dekerasyonu’ imzalandıktan sonra Ermenistan ve Rusya askeri ilişkilerini daha da geliştirmiştir.779 Rusya Ermenistan’ı OGA çerçevesinde en güvenilir müttefik olarak gördüğü ve ‘önem’ verdiğini göstermek amacıyla kurumun bazı zirve toplantıları bu ülkede düzenlemiştir. Rusya, özellikle Abhazya, Güney Osetya, Dağlık Karabağ ve Çeçenistan’da askeri operasyonlar devam ederken Ermenistan ile askeri ve ekonomik ilişkilerini güçlendirmeye çalışmıştır. İkinci Çeçen Savaşı ve 2001–2006 yıllarında Rusya ve Gürcistan arasında yaşanan gerginlik döneminde Ermenistan’ın Rusya için önemi daha da artmıştır. Rusya, OGA ve ikili askeri ilişkiler çerçevesinde Kafkasya istikametinde (Ermeni istikameti de denilmektedir) güvenlik ve istikrarın korunmasında vazgeçilmez çıkarlarının olduğunu ve bu bağlamda Ermenistan ile askeri-siyasi ve askeri-teknik işbirliğinin önemli olduğunu bildirmiştir.780 Ermenistan bağımsızlıktan sonra OGA’ya üye olmakla bölgesel jeopolitik mücadelede Rusya’nın maddi ve manevi desteği ile güvenlik ve silahlanma sorununu önemli derecede halletmiş, bu ülke ile kurduğu özel ekonomik, siyasi ve askeri ilişkiler sayesinde güvenliğini garanti altına almaya çalışmıştır. Aslında Ermenistan’ın son 15 yılda Rusya ile askeri ve askeri-teknik ilişkileri değerlendirildiğinde işbirliğinin OGA çerçevesinde değil, ikili ilişkilerde gerçekleştiği anlaşılmaktadır.781 779 Şakaryanç, a.g.m, s. 103. Şakaryanç, a.g.m, ss. 104-105. 781 Rusya 1990’lı yılların sonlarında Ermenistan’a karşılıksız olarak verdiği bir milyar dolarlık silahı OGA şartlarına göre değil, iki taraflı askeri ilişkiler kapsamında vermiştir. 780 295 Ermenistan 1990’lı yılların ortalarından itibaren NATO ile ilişkiler kurmaya çalışsa da, güvenlik ve silahlanma konusunda Rusya’ya bağımlığı devam etmektedir. Ekonomik alanda çok yönlü bir siyaset uygulamaya çalışan Ermenistan, güvenlik alanında Rusya’nın tekelindedir; kısa ve orta vadede Rusya’ya olan bağımlılığından kurtulması mümkün değildir. 4. 1. 5. Ermenistan NATO İlişkileri NATO, 1990’lı yılların ikinci yarısından itibaren eski Sovyet coğrafyasına, özellikle de Baltık ülkeleri ve Güney Kafkasya’ya genişleme alanı olarak bakmış,782 bu konuda Rusya’nın ciddi tepki vereceğini tahmin ettiği için görüşlerini açık şekilde ifade etmese de,783 çeşitli güvenlik ve eğitim projeleri çerçevesinde küçük ama emin adımlarla bölgeye yerleşmeye çalışmıştır.784 Bu bağlamda NATO’nun bölgeye yerleşmeye çalışması 20. yüzyılın sonlarında yaşanan üç önemli olayla açıklanabilir: -Sovyetler Birliği’nin Aralık 1991’de dağılması sonucunda bölgesel güvenlikte yaşanan boşluk ve bölge devletlerinin güvenlik bağlamında Batıyla işbirliği imkânının ortaya çıkması, -1990’lı yıllardan sonra Hazar havzası petrol ve doğalgaz enerji rezervlerinin işletilmesi ve Avrupa enerji ihtiyacının önemli kısmını karşılayacak kapasitede olması, -Bölgesel ve uluslararası terörizme karşı mücadele,785 782 Aleksey Pilko, “Kak NATO ne Stala Globalnoy”, Rossiya v Globalnoy Politike, No 5, EylülEkim 2006, (Erişim) http://www.globalaffairs.ru/numbers/22/6351.html 783 Ayvo Daalder, James Godgayer, “Globalnaya NATO”, Rossiya v Globalnoy Politike, No 5, Eylül-Ekim 2006, (Erişim) http://www.globalaffairs.ru/numbers/22/6354.html 784 Anatoli Çiganok, “NATO İdet iz Baltii Na Kavkaz”, Nezavisimaya Gazeta, 9 Temmuz 2004; İvan Şmelev, “NATO Rvutsya na Kavkaz”, (Erişim) http://www.pravda.ru/world/67000-1/, 9 Ağustos 2007. 785 Svante E. Cornel ve b: Regional Security in the South Caucasus:The Role of NATO, Central Asia-Caucasus Institute, Paul H. Nitze School of Advanced International Studies The Johns Hopkins University, 2004, p. 37. 296 NATO bölgeye uluslararası terörizmi 786 yerleşmeye çalışırken daha çok bölgesel ve ön plana çıkarmış, 11 Eylül saldırısından sonra ise terörizm konusu üzerinde daha çok durmuştur. NATO Genel Sekreteri Lord George Robertson’un 14–16 Mayıs 2003 tarihleri arasında Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’ı ziyaret ederken verdiği demeçlerde açık kapı politikasına devam edeceklerini vurgulaması,787 NATO’nun Güney Kafkasya ülkeleri üzere koordinatörü Romuldas Rajuks’un 28 Haziran 2004 tarihinde İstanbul’da düzenlenen NATO Zirve Toplantısı’nda alınan kararlara göre, Güney Kafkasya ve Kafkasya’nın coğrafi olarak NATO stratejisinde öncelikli meselelerden olduğunu bildirmesini kurumun Kafkasya’ya doğru genişlemesi bağlamda değerlendirmek mümkündür.788 Bölge devletlerinden olan Gürcistan 1990’lı yılların ikinci yarısından itibaren Rusya ile ciddi sorunlar yaşaması üzerine yüzünü NATO’ya doğru çevirmiş, 2002 Prag Zirvesi’nde789 bu örgüte üye olma niyetini açıkça bildirmiş, 2003’te Saakaşvili’nin iktidara gelmesinden sonra ise ilişkiler daha da güçlenmiştir. Azerbaycan, bölgesel güç merkezlerine yönelik denge politikası izleyerek (Rusya ve İran faktörü) NATO ile ilişkilerini genişletmeye çalışmış, Ermenistan ise bağımsızlık sonrası güvenliğinin sağlanması 786 Dagmar de Mora-Figuroa, “Otvet NATO na Terrorizma”, (Erişim) http://www.nato.int/ docu/review/2005/issue3/russian/art1.html 787 NATO Genel Sekreteri Lord George Robertson’un Gürcistan Parlamentosunda yapmış olduğu konuşmanın tam metni için bkz: “Speech by NATO Secretary General, Lord Robertson”, (Erişim) http://www.nato.int/docu/speech/2003/s030514-a.htm; “NATO i Yujno-Kavkazskie Partnerı Aktiviziruyut Sotrudniçestvo”, (Erişim) http://www.nato.int/docu/other/ru/upd2006/ r060116a.htm 788 “Romuldas Rajuks: Yujnıy Kavkaz Yavlyaetsya Geografiçeskim Prioritetom NATO”, PanARMENIAN HA, 31 Temmuz 2006 789 Bu süreçde NATO iki genişleme planını uygulamıştır. Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti’nin 1999’da NATO”ya üye olduktan sonra Letonya, Litvanya, Estonya, Slovakya, Slovenya, Bulgaristan, Romanya, Arnavutluk, Makedonya ve Hırvatistan, ikinci genişlemenin kapsamına alınmıştır. 21-22 Kasım 2002 Prag Zirvesi’nde bu devletler arasından Arnavutluk, Makedonya ve Hırvatistan hariç diğer yedi devlet üyelik için davet edilmiş ve Mayıs 2004’te ittifaka üye olmuştur. İkinci genişleme dalgasının ardından Güney Kafkasya devletlerinin üyeliği gündeme getirilmiştir. Örneğin, Gürcistan Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze, Prag Zirvesi’nde yaptığı konuşmada NATO’ya üye olmak istediklerini bildirmiştir. Gürcistan Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze”nin yapmış olduğu konuşmanın tam metni için bkz: “Statement by President of Georgia Eduard Shevardnadze at the EAPC Summit”, (Erişim) http://www.nato.int/docu/speech/ 2002/s021122h.htm 297 konusunda bütün stratejisini Rusya’nın bölgedeki siyasi ve askeri varlığı üzerine kurmuştur.790 Bu durum Ermenistan Hükümeti’nin dış politikada özellikle güvenlik politikasında faaliyet alanını oldukça sınırlandırmıştır. Güney Kafkasya’nın siyasi, ekonomik ve askeri kontrolü uğrunda jeopolitik mücadeleye taraf olan Batı ve ABD, Ermenistan’ı Rusya’nın nüfus alanından uzaklaştırmak için ilk adım olarak bu ülkenin NATO’nun hayata geçirdiği bölgesel projelerde yer almasına çalışmıştır. Ermenistan Hükümeti zaman zaman NATO ile ilişkilerine önem verdiğini ifade etse de,791 Rusya faktörünü dikkate alarak işbirliğinde fazla istekli olmamıştır. Nitekim Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan ‘Ermenistan NATO’ya üye olmak istemiyor’,792 Savunma Bakanı Serj Sarkisyan ‘Ermenistan’ın NATO’ya üyelik fikri yoktur. Bu, ülkenin jeopolitik çıkarlarına uygun değildir’793 ve Dışişleri Bakanı Vardan Oskanyan ‘Ermenistan NATO’ya üye olmaya, NATO da Ermenistan’ı üye kabul etmeye hazır deyidir’794 şeklinde açıklamada bulunmuştur. Zaman zaman Ermenistan devlet yetkililerinin bu tür açıklamaları değerlendirilirken, Ermenistan’ın NATO ile ilişkilerini doğrudan değil, Moskova üzerinden geliştirdiğini ileri sürmektedir.795 Bu iddialara karşılık açıklamada bulunan Dışişleri Bakanı Vardan Oskanyan, ‘Ermenistan’ın hiçbir zaman NATO ve Rusya arasında tercih yapmak mecburiyetinde kalmadığını’ bildirmiştir.796 790 “Vtoraya Volna Rasşireniya NATO i Transformaçiya Postsovetskogo Prostranstva: Vzglyad iz Ukrainı”, İssledovanie v Ramkakh Granta Soveta Evro-Atlantiçeskogo Partnerstva (SEAP) na 1998–2000 Godı, Dnepropetrovsk 2000, s. 56. 791 “NATO’da Aktifleşmek”, Azg, 15 Şubat 2005; “Аrmeniya Uverenno İdet po Puti Evrointegraçii i Sotrudniçestva s NATO” (Erişim) http://www.sp-info.am/news/?ID=10161, 29 Temmuz 2006. 792 “R. Koçaryan: Armeniya ne Namerena Vstupat v NATO”, PanARMENIAN HA, 22 Nisan 2006. 793 Kamil Ağacan, “Genişleyen NATO ve Güney Kafkasya”, Stratejik Analiz, Temmuz, 2003, ss. 83-88. 794 “V. Oskanyan: Armeniya Poka ne Gotova Vstupit v NATO”, PanARMENIAN HA, 14 Nisan 2006. 795 Ağacan, a.g.m., s. 84 796 “Vardan Oskanyan: Na Pravitelsvennom Urovne Armeniya Nikogda Ne Stoyala Pered VıboromNATO ili Rossiya”, REGNUM HA, 7 Kasım 2006. 298 Ermenistan’ın bu tür açıklamalar yapmasına rağmen, NATO bu ülke ile işbirliğine önem vermiştir.797 Bunun nedeni ise orta ve uzun vadede Azerbaycan ve Gürcistan’ın NATO’ya üye olduktan sonra güvenlik bağlamında Güney Kafkasya’nın ikiye bölünmesi ve Ermenistan’ın tamamen Rusya’nın kontrolüne geçme olasılığıdır.798 Ermenistan, 1994’ten itibaren NATO’nun BİO projesine katılmıştır.799 NATO Güney Kafkasya ülkeleri ile işbirliği projelerinde daha çok askeri eğitim, yüksek teknolojinin uygulanması, İngiliz dilinin öğrenilmesi, olağanüstü hallerde sivil hareketin planlanması meselelerine önem vermiştir. Haziran 2003 tarihinde Ermenistan’da ilk defa olarak BİO projesi çerçevesinde askeri tatbikat düzenlenmiştir. Tatbikata 19 ülkeden 400 askeri personel ve Rusya ordusundan bir grup temsilcisi katılmıştır.800 Bu tatbikatta Türkiye ve Ermenistan ordusunun temsilcilerinin biraraya gelmesi NATO komutanlığı tarafından olumlu karşılanmıştır. Ermenistan 12–25 Mayıs 2006 tarihlerinde Almanya ve Bosna’da NATO’nun düzenlediği ‘Cooperative Best Effort 2006’ ve BİO programı çerçevesinde 13 Eylül 2006’da Gürcistan’da gerçekleşen iletişim programlarının yönetimini öngören ‘e-PRIME’ tatbikatlarına katılmıştır.801 BİO projesi çerçevesinde 12–28 Temmuz 2006 tarihlerinde Ermenistan’da 12 ülkeden 250 temsilcinin katıldığı ‘Kurtarıcı 2006’ tatbikatı gerçekleşmiştir.802 Ermenistan ve NATO arasında işbirliği programı çerçevesinde 1995’te 25, 2004’te ise 115 proje803 gerçekleştiği dikkate alınırsa özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren iki taraflı ilişkilerde ilerleme kaydedildiği anlaşılmaktadır. 797 “Rol NATO na Yujnokavkazskom Regione”, (Frank Coock tarafından NATO Parlamento Asamblesi’nde sunulan rapor, 062 DSCFC06 E, Hizmet içi bilgi). 798 Ara Tadevosyan, “Poziçii Armenii i NATO Sblijayutsya”, (Erişim) http://www.iwpr.net/? apc_ state=henicrs2005&l=ru&s=f&o=243889, IWPR No 291, 19 Haziran 2005. 799 Gayk Kotandjyan, “Bezopasnost Armenii i Vneşnyaya Politika SŞA na Yujnom Kavkaze”, Connections, No.2, Haziran 2004, s. 25. 800 “NATO Update”, Cooperative Best Effort 2003, (Erişim) http://www.nato.int/docu/update/2003/ 06-june/e0616a.htm. 801 “Armeniya Primet Uçastie v Uçeniyakh NATO “Luçşee Usilie 2006”, (Erişim) REGNUM HA, 22 Mart 2006. 802 “V Erevane Sostoitsya Zaklyuçitelnaya Kpnferençiya Planirovaniya Uçenii Spasatel 2006”, PanARMENIAN HA, 13 Nisan 2006. 803 Gayk Kotandjyan, “Armeniya: Kooperaçiya s Zapadnımi Sistemami Bezopasnosti (НАТО)”, (Erişim) http://harvard-bssp.org/rus/publications/?id=157, 11 Eylül 2004. 299 Bu tür eğitim projelerinden başka Ermenistan 2004 yılından itibaren barışın korunması için uluslararası operasyonlara katılmıştır. 30 kişilik Ermeni takımı Yunanistan ordusunun komutanlığına bağlı olarak Kosova’da,804 45 kişilik takım ise Irak’ta805 görev yapmaktadır. NATO ile işbirliği çerçevesinde Ermeni askerlere İngiltere ve ABD tarafından maliyeleştirilen programlarda İngiliz dili eğitimi verilmiş, son model iletişim araçlarının kullanımı öğretilmiştir. Ermenistan Savunma Bakanlığı subaylarının BİO programı çerçevesinde NATO askeri okul ve akademilerinde eğitim almaları için müracaat etmiştir. Bu istek NATO tarafından kabul edilmiş ve ikili ilişkilerde ileriye doğru atılan adım olarak değerlendirilmiştir.806 Ermenistan 1998’den itibaren NATO ile işbirliğini koordine etmek amacıyla yüksek rütbeli bir subayını görevlendirmiştir. Benelüks ülkelerindeki Ermenistan Büyükelçisi aynı zamanda NATO karargâhında Büyükelçi olarak bu ülkeyi temsil etmiş, 2004 yılında ise Bruksel’e bu görevi üstlenen yeni bir diplomatik temsilci gönderilmiştir.807 2000’li yılların başlarında Ermenistan Rusya’ya rağmen NATO ile ilişkilerine önem vermiştir. Bununla Ermenistan: -Dış politika ve güvenlik bağlamında NATO ile diyaloğa devam etmeyi, -Karşılaştırılabilir ve ortak özelliklere sahip ordu kurmayı, -NATO’nun diğer operasyon ve projelerine katılmayı808 hedeflemiştir. 804 Aris Kazaryan, “Skromnıy Çasavoy Vıçe Mirotvorça”, Golos Armenii, No 75, 16 Haziran 2005; “Armenian Peacekeepers Fly To Kosovo”, Azg, 13 Şubat 2004. 805 Jeffry Saymone, “Partnerstvo Vo İmya Mira: Prokladıvaya Kurs k Novoy Ere”, (Erişim) http://usinfo.state.gov/journals/itps/0604/ijpr/simon.htm 806 “Konsorçium NATO “Partnerstvo Radi Mira” Voennıkh Akademii i İnstitutov po İzuçeniyu Voprosov Bezopasnosti”, Armeniya, (Erişim) http://www.pfpconsortium.org. 807 Kotandjyan, “Bezopasnost Armenii i Vneşnyaya...”, s. 26. 808 Kotandjyan, “Armeniya: Kooperaçiya...”, 300 Birinci hedefin gerçekleştirilmesi bağlamında Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan Brüksel’i 809 karşılıklı olarak ve NATO Genel Sekreteri Erivan’ı ziyaret etmiş, Savunma Bakanları ve Dışişleri Bakanları nezdinde NATO ile bir dizi görüşmeler yapılmış ve taraflar arasında güven ortamı oluşturulmaya çalışılmıştır. İkinci hedef çerçevesinde Ermenistan’ın karşılaştırılabilir ve ortak özelliklere sahip ordu kurma çalışmaları ‘Gelişmelerin Planlanması ve Analizi Programı’na (Planning and Review Process-PARP) uygun olarak gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Üçüncü hedefe ulaşma bağlamında Ermenistan ‘Cooperative Best Effort 2003’ ve ‘Sanal İpek Yolu’ programlarına katılmış, NATO’ya üye olan devletlerin askerlerinin bulundukları ülkelerde hukuki statülerini belirleyen ‘Partnership for Peace (PfP) Status of Forces Agreements (SOFA)’ Antlaşmasını imzalamış810 ve 2002’de NATO Parlamento Asamblesine gözlemci statüsünde üye olmuştur.811 Ermenistan’ın askeri bağlamda Rusya ile ciddi işbirliği yapmasına rağmen, esasen NATO’nun girişimleri sonucunda bu ülke ile Aralık 2005’de ‘Bireysel İşbirliği Planı (Individual Partnership Action Plan-IPAP) Antlaşması’ imzalamıştır. Belge Dışişleri Bakanı Vardan Oskanyan tarafından NATO’ya sunulduktan sonra 16 Haziran 2006’da ilk defa müzakereye çıkarılmıştır. Bu belgenin imzalanması ile Ermenistan’ın güvenlik sistemini 21. yüzyılın standartlarına 809 ulaştırmak, NATO ile hukuki ilişkileri geliştirmek, “Vizit Prezidenta Armenii v NATO”, (Erişim) http://www.nato.int/docu/other/ru/upd2003/r0312 08a.htm 810 Kotandjyan, “Armeniya: Kooperaçiya...”, 811 “Parlamentskoy Assamblee NATO Armeniya Poluçit Status Nablyudatelya”, (Erişim) http://www.rol.ru/news/misc/news/02/05/14_085.htm, 14 Mayıs 2002. 301 Ermenistan’ın askeri doktrinini hazırlamak, savunma ve bütçe planlamasına yardımcı olmak amaçlanmıştır.812 Ermenistan’ı NATO ile işbirliğine iten bir diğer neden de Dağlık Karabağ konusunda NATO yetkililerinin çelişkili açıklamalarıdır. Bazı yetkililer bu problemle ilgilenmediklerini,813 bazıları da problemin kurumun ilgi alanına girdiği814 konusunda görüş bildirmiştir.815 Ermenistan aynı zamanda Azerbaycan’ın NATO ile ilişkilerinden de ciddi endişe duymaktadır. Ermenistan’a göre NATO ile ilişkilerini geliştiren ve hatta kuruma üye olan Azerbaycan hem politik hem de askeri alanda Ermenistan’dan güçlü konuma yükselebilir. Güney Kafkasya ülkelerinden NATO’ya üye olma ihtimali en yüksek olan ülke Gürcistan ve Azerbaycan’dır. Ancak NATO Azerbaycan’ın üye kabul edilmesinden sonra bölgesel dengelerin bozulacağı endişesi ile üyeliğe kabul etmezse ve bunun için Ermenistan’ın Rusya’dan kopması gibi uzun zaman talep eden bir olayın gerçekleşmesini beklerse, Azerbaycan’ın güvenlik anlamında başka yönde tercih yapma ihtiyacı ortaya çıkabilir. NATO’nun işbirliği konusunda Ermenistan’dan daha aktif olmasına rağmen, Ermenistan’ın yardımına ihtiyaç duyduğu olaylarda beklediği cevabı alamamıştır. Örneğin, ABD-İran arasında uranyumun zenginleştirilmesi krizi yaşandığı zaman NATO askerlerinin Ermenistan konuşlandırılması ihtimali tartışılırken Savunma Bakanı Serj Sarkisyan 812 “Armeniya-NATO: Put k Sblijeniyu (Polnıy Tekst IPAP)”, REGNUM HA, 16 Ağustos 2006; “Vovleçenie NATO v Peregovorı po Karabakhskomu Uregulirovaniyu ne Prineset Polzı”, REGNUM HA, 13 Mart 2006. 814 Viktoriya Panfiliva, “NATO Gotov Pomoç Uregulirovat Karabakhskiy Vopros”, Nezavisimaya Gazeta, 16 Ekim 2006; “K Reşeniyu Problemı Nagornogo Karabakha Podklyuçaetsa NATO”, (Erişim) http://palm.newsru.com/world/16oct2006/karabakh.html, 16 Ekim 2006; “NATO i ES Zainteresovanı v Uçastii v Karabakhskom Proçesse”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php? bsub=news_arm& bid=22385, 22 Mart 2006. 815 Sokhbet Mamedov, “NATO Jelaet Primirit Armeniyu i Azerbaydjan”, Nezavisimaya Gazeta, 20 Haziran 2006. 813 302 yaptığı açıklamada bunun ‘teorik olarak bile gerçekleşmesinin mümkün olmayacağını’ bildirmiştir.816 Ermenistan 1994’ten itibaren NATO ile işbirliğine başlasa da, 2000’li yılların başlarına kadar güvenliği konusunda Rusya ve OGA çerçevesinde işbirliğine öncelik tanımıştır. Ancak bu tarihten sonra değişen uluslararası ortamı (11 Eylül saldırısı, ABD’nin Afganistan ve Irak’a saldırması) değerlendiren Ermenistan NATO ile işbirliğine daha olumlu yaklaşmıştır. 816 “NATO ne Mojet Rassçitıvat na Armeniyu v Deystviyakh Protiv İrana”, REGNUM HA, 8 Mart 2006. 303 4. 2. Ermenistan Dış Politikasında Avrupa Birliği 4. 2. 1. Avrupa Birliği’nden Güney Kafkasya Bakış Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Avrupa Birliği özellikle enerji rezervlerine sahip olması ve genişleme stratejisi817 bakımından Güney Kafkasya (Hazar havzası) ile ilişkilerine önem vermiş, ilişkilerin geliştirilmesi çerçevesinde bölgede çeşitli projeler gerçekleştirmiştir.818 Bölgenin enerji rezervine sahip olması ve ulaştırma bakımından uygun coğrafyada yerleşmesi AB’nin bölgeye yönelik ilgisinin tek nedeni değildir. AB, aynı zamanda Güney Kafkasya devletlerinin Avrupa’ya siyasi, ekonomik ve kültürel bütünleşmeyi sağlamaya çalışmıştır.819 AB’nin bölgeye yönelik politikasında aynı zamanda barış, insani gerekçeler, ortak sorumluluk, demokrasi, ticaret ve çevre gibi nedenler yer almaktadır.820 Güney Kafkasya devletlerinin Avrupa Konseyi’ne üye olmaları AB ile bütünleşme (tam üyelik)∗ sürecinin başlangıcı olarak değerlendirilebilir. Bu devletler AK’ye üye olduktan sonra demokrasi, insan hakları, ifade ve düşünce özgürlüğü, iç mevzuatın AB standartlarına uyumlaştırılması ve diğer alanlarda teorik olarak önemli ilerlemeler sağlasalar da, pratikte ciddi sorun yaşamaktadırlar. Bölge devletleri ulusal güvenlik, yerel sorunların çözülmesi, dış politika ve sınır sorunlarının 817 Suren Saryan, “Evropa: Sçenarii Buduşego”, (Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19 &f=33916 Mart 2006. 818 Djonatan Koen, “Evrosoyuz i Yujnıy kavkaz: Dilemmı Sosedey”, (Erişim) http://news.bbc.co.uk/hi/ russian/in_depth/newsid_3890000/3890179.stm, 13 Temmuz 2004. 819 İgor Muradyan, “İnteresı Evropeyskogo Soyuza Na Yujnom Kavkaze i Karabakhskaya Problema”, 21-rd Dar, 3(5), 2004, s. 51. 820 “European Parliament, Report on the Communication from the Commission to the Council and the European Parliament on the European Union's Relations with the South Caucasus, under the Partnership and Cooperation Agreements”, (COM (1999) 272–C5-0116/1999–1999/2119(COS)), 28 Ocak 2002, ss.13-14. ∗ Bu günümüz perspekifinden tartışmalı olsa da, orta ve uzun vadede Güney Kafkasya devletlerinin AB’ye tam üye olmaları istisna edilmemektedir. 304 çözülmesi ve liberal ekonominin yerleşmesi konularında AB’nin telkinlerini kabullenmekte zorlanmaktadır. Bunun bir nedeni Güney Kafkasya’nın siyasi, ekonomik ve kültürel olarak Avrupa’dan uzak kalmalası ve Rusya faktörüdür. Rusya halen bölge devletleri üzerinde ciddi siyasi ve askeri baskı mekanizmalarına sahiptir ve zaman zaman bu mekanizmalardan Güney Osetya ve Abhazya örneğinde Gürcistan’a, Dağlık Karabağ örneğinde ise Azerbaycan’a karşı kullanmıştır.821 AB’nin bölgede uygulamaya çalıştığı AB ve ABD kökenli güvenlik projeleri, bölgedeki enerji hatlarının güvenliğinin sağlanması ve bölgesel çatışmaların çözüme kavuşturulması için askeri birleşmelerin (NATO) bölgeye yerleştirilmesi Rusya tarafından endişe ile izlemektedir.822 Nitekim Rusya’nın bu endişesi AB tarafından dikkate alınmış ve Haziran 2003 tarihinde toplanan Selanik Zirvesi’nde ‘Geniş Avrupa’ kavramına Güney Kafkasya dâhil edilmemiştir.823 AB’nin Güney Kafkasya’ya yönelik politikası konusunda çeşitli tanımlamalar vardır ve bu uygulamada hissedilmektedir. Bu çerçevede AB’nin Güney Kafkasya politikasını çeşitli verilerin ele alındığı: -Güney Kafkasya’yı Avrupa değerlerinin yaşandığı ve Doğu Avrupa’nın uzantısı olan bir bölge olarak gören Avrupa Kafkasya’sı, -Güney Kafkasya’da 1990’larda Balkanlarda yaşandığı gibi bölgesel çatışmalar ve etnik sorunlar üzerine odaklanan Balkan Kafkasya’sı, -Güney Kafkasya’yı coğrafi ve ekonomik olarak bir enerji alanı olan Hazar havzasının bir parçası olarak gören Hazar Kafkasya’sı, -Güney ve Kuzey Kafkasya’yı bütün olarak gören ve bölgenin başat gücü olarak Rusya’yı kabul eden Zakavkazye, 821 “Armyanskiy Oppoziçioner: Çtobı Ponravitsya Evrope, Ne Stoit Ugrojat Rossii”, REGNUM HA, 13Mayıs 2006. 822 V.V. Degoev, “Kavkazskie Gorizontı Bolşoy Evropı”, Rossiya v Globalnoy Politike, No 5, Eylül-Ekim 2004. 823 “Speçialistı Po Krizisam Prizıvaet ES Aktivnee Konkurirovat s Rossiey i SŞA na Yujnom Kavkaze”, REGNUM HA, 20 Mart 2006. 305 -Güney Kafkasya ülkelerini Doğu Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu kapsamında ve geçiş sürecinde değerlendiren Eski Sovyet Kafkasya’sı, -Oryantalist entelektüel geleneklere göre şekillenen, Güney Kafkasya’nın güney komşuluğuna önem veren ve Avrupa-Akdeniz işbirliği politikası ile Ortadoğu barış sürecine referans veren Ortadoğu Kafkasya’sı, -Güney Kafkasya’nın sosyo-ekonomik yapısı ile az gelişmişliğine değinerek bunun Avrupa’ya olabilecek etkilerini dikkate alan Üçüncü Dünya Kafkasya’sı 824 şeklinde tanımlamalar yapılmaktadır. Yukarıda sıralanan görüşlerin uygulanması için ekonomik ve siyasal mekanizmalara sahip olan AB için hiçbir yaklaşım, Güney Kafkasya politikasında öncelikli değildir. Bu yaklaşımlar değişik platformlarda ve zamanlarda ön plana çıkmıştır.825 AB’nin bölge politikası değerlendirildiği zaman ABD ve Rusya’ya göre Güney Kafkasya’da zayıf kaldığı anlaşılmaktadır. AB, genelde askeri olarak bölgeye NATO üzerinden yerleşmek istemiş, zaman zaman ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda kendi görüş ve öncelikleri ile bölge politikasını şekillendirmeye çalışsa da, henüz istediği sonuca ulaşmamıştır. Ayrıca AB ortak dış politika oluşturulması sürecinde Güney Kafkasya’nın önceliği konusunda çeşitli görüşler olduğu için Rusya ve ABD’ye göre bölgedeki etkinliyi zayıftır. 824 Damien Helly, “EU Policies in the South Caucasus”, Europe and the South Caucasus Conference, Baku, June, 11th 2001, (Erişim) http://www.ceri-sciencespo.com/archive/june01/ helly.pdf 29 Aralık.2003, ss.2-4. 825 Mahmut Niyazi Sezgin, “Avrupa Birliği’nin Güney Kafkasya Politikası”, Stratejik Analiz, IV. cilt, sayı 43, Kasım 2003, s. 64. 306 AB 1995 yılında ilk defa Güney Kafkasya devletlerinin demokrasi ve piyasa ekonomisine geçiş sürecine destek amacıyla girişimlerde bulunmuş, bu bağlamda 1996 yılında ortaklık ve işbirliği antlaşması imzalamış ve bu antlaşmalar 1999’da yürürlüğe girmiştir. Taraflar arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi konusu Avrupa Parlamentosu’nda da tartışılmış ve 2001’de bu konuda karar alınmıştır.826 AB, bu ülkelerle sadece demokrasi ve insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için işbirliği yapmamış, aynı zamanda 1991–2001 yılları arasında uygulanan çeşitli projeler çerçevesinde toplam 1 milyar EURO vermiştir. Buna örnek olarak TRACECA (Transport Corridor EuropeCaucasus-Asia),827 TACIS (Technical Aid to the Commonwealth of Independent States)828 ve INOGATE (Interstate Oil and Gas Transport to Europe)829 projeleri gösterile bilir. TRACECA’dan sonra ikinci önemli proje de INOGATE projesidir. Bu proje de 1995 yılında başlatılmıştır ve Avrupa-Kafkasya ile arasındaki enerji koridorunun genişletilip modernize edilmesini, Avrupa’ya Kafkasya ve Asya’dan giden enerji boru hatlarının güvenliğinin sağlanmasını, yeni taşıma sistemlerinin araştırılmasını, altyapı yatırımların gerçekleştirilmesini 826 “European Parliament, Resolution on Development of Relations Between the European Union and the Southern Caucasus”, B5-0618, 0630, 0638; 0661/2001, (Erişim) http://www.europarl.eu.int/ intcoop/euro/pcc/aag/pcc_meeting/resolutions/2001_04_10.pdf, 28 Ocak 2004. 827 “TRACECA-Transport Corridor Europe-Caucasus-Asia” (Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaştırma Koridoru) Projesi Mayıs 1993’te Brüksel’de beş Orta Asya ve Kafkasya devletlerinin ticaret ve ulaştırma bakanlarının katılımıyla gerçekleştirilen konferansta kabul edilmiştir. 828 “TACIS-Technical Assistance to the Commonwealth of Independ States” (Bağımsız Devletler Topluluğuna Teknik Yardım) 1991’den başlayarak uygulanmakta olan bir programdır; D. Dzotsenıdze, “European Conference Of Mınısters Of Transport, Joint Seminar on Transport Policiesin the three South-Caucasus States”, Tbilisi, Georgia, 18-19 April, 2002, (Erişim) http://www.cemt.org/ online/Tbilisi02/Tbilisi3-12ruDzotsenidze.pdf; “Regional Seminar on Trade Facilitation and Customs Modernization”, 4-8 August Issyk-Kul, Kyrgyz Republic, (Erişim) http://209.225.62.100/Documents/events/2003/CCC/Trade_Facilitation_Customs_Modernization/B Touboul_Seminar_TRACECA_OVERVIEW_Russian.pdf; “Transport”, (Erişim) http://ec.europa. eu/europeaid/projects/ tacis/publications/information/thematic_transport_ru.pdf 829 “INOGATE Program”, (Erişim) http://www.mfa.gov.yu/ForeignInvest/Inogate_e.htm 307 öngören bir programdır. AB’nin 2030 yılına gelindiğinde enerji ihtiyacının % 70’ini ithal edeceğinden AB’nin bu projeye ne kadar önem verdiği anlaşılabilir. Şubat 2001’de yürürlüğe giren INOGATE Şemsiye Anlaşması çerçevesinde üç Güney Kafkasya ülkesi de AB ile anlaşmıştır. AB’nin, 2000’li yılların başlarından itibaren Güney Kafkasya’ya830 yönelik politikasında bir ilerleme gözlemlenmektedir. Nitekim AB, Rusya’yı tedirgin etmemek için bölgeyi ‘Geniş Avrupa’ kavramına almasa da, 7 Temmuz 2003’te Heikki Talvitie’yi Güney Kafkasya Özel Temsilcisi atamıştır.831 Avrupa Birliği 14 Haziran 2004’te Güney Kafkasya devletlerini ‘Avrupa Komşuluk Siyaseti’ (European Neighbourhood Policy-ENP) planına dâhil etmiş ve aynı yılda ‘Avrupa Komşuluk Siyaseti Stratejisi’ (ENP Strategy Paper) kabul edilmiştir. ‘Avrupa Komşuluk Siyaseti’ Avrupa Konseyi’nin Mart 2003’te aldığı ‘Genişleyen Avrupa-Yeni Komşuluk’832 (Wider Europe-Neighbourhood) kararın bir parçasıdır.833 AB, Güney Kafkasya’da durumu daha yakından takip etmek ve ‘Avrupa Komşuluk Siyaseti’ çerçevesinde uygulanacak projeleri değerlendirmek için AB’nin genişlemesinden göndermiştir. sorumlu Pasperşik’in komiseri ardından Yaneş bölgeyi Pasperşik’i ziyaret eden bölgeye Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi bölge ülkeleri hakkında raporlar (Country Reports) hazırlamış ve bu raporlar çerçevesinde ‘Eylem Planı’ (Action 830 Plans) gerçekleştirilmiştir.834 Son yıllarda AB’nin Güney Bu konuda ayrıntılı bilgi içn bkz: Esra Hatipoğlu, “Avrupa Komşuluk Politikası’nın Güney Kafkasya Boyutu”, Değişen Dünya Düzeninde Kafkasya, editör Okan Yeşilot, Kitapevi Yayınları, İstanbul, Eylül 2005, ss. 19-30. 831 Sergey Minasyan, “Sotrudniçestvo ES-Armeniya i Novaya ‘Politika Evropeyskogo Sosedstvo”, s. 1. (Erişim) http://www.idea.int/europe_cis/upload/Armenia-EUSergey.pdf; 832 Andrey Kuznoçov, “Perspektivı Vostoçnogo İzmereniya Evropeyskogo Soyuza v Kontekste Bazovıkh İstoriçeskikh Tendençii Razvitiya ES”, Vostoçnmoe İzmereniya Evropeyskogo Soyuza i Rossiya, Uluslararası Konferans Tebliğleri, 14 Kasım 2003, der. Filipp Kazin, Vladimir Kuzneçov, Sant-Petersburg, 2004, ss. 47-56. 833 “Khavyer Solana: Evrosoyuz i Armeniya Priderjivayutsya Edinoy Poziçii Otnositelno Prioritetov Programmı Deystvie Novogo Sosedstvo”, Armenpress HA, 29 Mart 2006 834 Minasyan, a.g.m., s. 2. 308 Kafkasya’da daha aktif bir politika izleme eğiliminde olduğu gözlemlenmektedir. 4. 2. 2. Ermenistan-AB İlişkileri Ermenistan bağımsızlık sonrası çok yönlü dış politika izlemeye çalışmış, bu çerçevede AB ile de ilişkilerine önem vermiştir. Ancak AB ile ilişkiler. AB’nin demokrasi ve insan haklarının ihlal ettiği gerekçesiyle ülkenin iç işlerine müdahale etmesi ve muhalefet cephesinde bulunan siyasi partileri desteklemesi ve Rusya’nın siyasi, ekonomik ve askeri etkinliği nedeniyle Ermenistan dış politikasında AB ile ilişkiler öncelikli konularından olmamıştır, Ermenistan’ın AB ve genel olarak Avrupa ile ilişkilerini üç ayrı dönemde değerlendirmek mümkündür: -SSCB’nin dağılmasından sonra Ermenistan’ın AB ve diğer Avrupa kurum ve kuruluşları ile işbirliğine başlaması; TACIS ve diğer projelerde yer alması; -Ermenistan’ın Avrupa kökenli bir sıra programlara katılmasını sadece Avrupa ile ilişkilerinin değil, aynı zamanda NATO ile de ilişkilerinin başlangıcı gibi değerlendirmek mümkündür. Bu süreçte Ermenistan AGİT ve Avrupa Konseyi’ne üyeliğe kabul edilmiş, ‘Barış İçin Ortaklıki’ programı çerçevesinde NATO ile ilişkilerini genişletmiş ve Aralık 2005’te ‘Bireysel İşbirliği Planı Antlaşması’nı imzalamıştır. -AB tarafından Ermenistan’ın 2004’te ‘Genişleyen Avrupa-Yeni Komşuluk’ projesine dahil edilmesi ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcı olmuş, entegrasyon sürecini hızlandırmıştır.835 835 Minasyan, a.g.m., s. 2. 309 Ermenistan-AB ilişkilerinin hukuki altyapısını Nisan 1996’da imzalanan ve Haziran 1999’da yürürlüğe giren ‘İşbirliği ve Ortaklık Hakkında Anlaşma’ (Partnership and Cooperation Agreement-PCA) oluşturmaktadır.836 Bu belgeye göre AB Ermenistan’ın piyasa ekonomisine ve demokrasiye geçmesine yardım etmektedir.837 Bu antlaşmayla Ermenistan sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik, ticari, bilim ve eğitim alanlarında bazı reformlar yapsa da, genel olarak demokratikleşme sürecinde AB’nin talep ettiği standartları sağlayamamıştır.838 ‘İşbirliği Ermenistan ve Ortaklık İşbirliği Hakkında Konseyi Antlaşma’ (EU-Armenia çerçevesinde Cooperation AB- Council)839 kurulmuş ve faaliyete başlamıştır. Konseyde AB, Avrupa Komisyonu ve Ermenistan Hükümeti temsil olunmuştur. Konsey Eylül 2004’de Ermenistan Hükümeti’nin uyguladığı ekonomik ve siyasi reformların durumunu, ileride Ermenistan ve AB arasında işbirliğinin geliştirilmesi yolları ve araçları, gelecek vaat eden konuları tartışmış ve sonraki yıllarda işbirliğinin öncelikli konuları tespit etmiştir. Ermenistan, AB üyesi ülkeleri arasında doğrudan veya dolayısıyla ilişkiler kurulmuş, özellikle, BM, AGİT, AK ve diğer uluslararası teşkilatlarda işbirliğini daha da geliştirmiştir. Uluslararası örgütler ve AB arasında siyasi diyalogun devam etmesi uzman gruplar tarafından sağlanmaktadır. Taraflar arasındaki ilişkiler sadece hükümetler arasında 836 “V Blijayşee Vremya Budet Predstavlen Okonçatelnıy Variant Programmı Deystviy ArmeniyaES”, REGNUM HA, 7 Mart 2006; “Komitet Ministrov SE Odobril Programmu Sotrudniçestvo s Armeniey na 2006–2007 gg”, REGNUM HA, 15 Mart 2006. 837 Minasyan, a.g.m., s. 3. 838 “V Evropu İli Obratno?”, Aravot, 22 Nisan 2006. 839 “EU-Armenia Cooperation Council, Sixth meeting”, Brussels, 14 September 2004, (Erişim)http://www.europarl.europa.eu/meetdocs/2004_2009/documents/fd/ar_20050309_03_/ar_2 005 0309_03_en.pdf, 7 Ağustos 2007; “Armenia’s fourth EU-Armenia Cooperation Council meeting took place in Brussels”, http://www.armeniaforeignministry.com/PR/PR178.html, 1 Ekim 2002. 310 değil, aynı zamanda parlamento ilişkilerinin kurulması ve geliştirilmesi çerçevesinde yürütülmektedir. Bu bağlamda Ermenistan-AB ve AB’ye üye devletlerin parlamentoları arasında işbirliğini koordine eden ‘AB- Ermenistan Parlamento İşbirliği Komitesi’ (EU-Armenia Parliamentary Cooperation Committee-PCC)840 kurulmuştur. ‘AB-Ermenistan Parlamento İşbirliği Komitesi’nin çalışmaları ve Per Gahrton’un hazırladığı rapor sonucunda 2004’ten itibaren AB’nin Güney Kafkasya politikasında yeni bir sayfa açılmıştır. Bu tarihten sonra AB, sadece demokrasi, insan hakları, piyasa ekonomisi alanında değil, bölgede barış ve güvenliğin sağlanmasına, bölgesel sorunların çözülmesi problemlerle de ilgilenmeye başlamıştır. Komite’nin Mart 2004’te Erivan’da yapılan toplantısında taraflar arasında demokratikleşme, insan hakları, yasama alanında yapılacak reformlar gibi önemli sosyal-ekonomik reformlar müzakere edilmiştir. Ermenistan Hükümeti Avrupa ve uluslararası örgütlerle bütünleşme ve işbirliği meseleleri ile meşgul olan ‘İdareler Arası Komisyon’ kurmuştur. Bu Komisyon hükümet nezdinde kurulmuştur; Ticaret ve Ekonomik Kalkınma Bakanlığı ile paralel görev yapmaktadır. Komisyon’un teknik ihtiyacı ve sorunları TACIS Programı çerçevesinde karşılanmakta ve halledilmektedir. Aynı zamanda ‘Ermenistan-Avrupa Siyasi İktisat ve Hukuki Tavsiye Merkezi’ (The Armenian-European Policy and Legal Advice Centre-AEPLAC)841 TACIS programı ile maliyeleştirilmektedir. AEPLAC Ermenistan’ın sürdürülebilir ekonomik kalkınma ve dünya 840 “EU-Armenia Parliamentary Cooperation Committee”, (Erişim) http://eenc.epp- ed.org/index. php?option=com_content&task=view&id=158&Itemid=441, 28 Mart 2007 841 Decaye, Jocelyne, “Sector Profiles: Mining Industry." Armenian European Policy and Legal Advice Centre (AEPLAC)”, Papers, (Erişim) http://www.aeplac.am./papers.html. Accessed January 2001; “Armenian-European Policy and Legal Advice Centre (AEPLAC)”, (Erişim) http://competitionpolicy.ww.am/organisers/aeplac.htm; Benita Ferrero-Waldner, “Signing of the PCA marks a significant milestone in EU-Armenia relations”, (Erişim) http://ec.europa.eu/europeaid/projects/tacis/case_armenia_pca_en.htm, 7 Ağustos 2007; 311 ekonomisiyle bütünleşme sürecinde Ermenistan hukuk mevzuatının AB’ye uyumunu desteklemektedir.842 AB’nin son genişlemesinden sonra Ermenistan ve AB arasında Mayıs 2004’te imzalanan ‘İşbirliği ve Ortaklık Hakkında Anlaşma’nın Yeni Üyelere Yayılması Protokolu’ (the Protocol on the Extension of the PCA to the new member-states) imzalanmıştır. Eylül 2004’te Avrupa Komisyonu ve Ermenistan arasında imzalanmış antlaşmaya göre, AB, Ermenistan temsilciliğini bir düzey daha yükseltmiştir.843 2000’li yıllardan itibaren AB Ermenistan ile askeri ve askeri-siyasi ilişkilerini geliştirmiş, 2004–2005 yıllarında AB çerçevesinde 50’den fazla askeri proje ve programlara katılmıştır.844 Ermenistan ve AB arasında yasama alanında işbirliği şartlarını ‘İşbirliği ve Ortaklık Hakkında Anlaşma’nın 43. maddesi düzenlemektedir. Buna göre, Ermenistan yasama sürecini AB standartları düzeyine yükseltmeli, gümrük ve vergi hukukunu, şirketlerin hukuki faaliyetini düzenleyen hukuki işlemleri, bankacılık, iş kanununu AB hukukuna uyumlaştırmalıdır. Ermenistan aynı zamanda AB ile ticari ilişkilerine önem vererek 5 Şubat 2003’te Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olduktan sonra iç hukukunda bazı değişiklikler yapmış, tarım sektörüne uyguladığı ekonomik ayrıcalığı 2009’da kaldırmayı taahhüt etmiştir. ‘İşbirliği ve Ortaklık Hakkında Anlaşma’nın 11. maddesine göre, Ermenistan, imzaladığı uluslararası konvansiyon 842 ve antlaşmalardan doğan yükümlülüklerini yerine AEPLAC hakkında fazla bilgi için bakınız: (Erişim) http://www.aeplac.am, 21.02.2003. Minasyan, a.g.m., s. 5. 844 Minasyan, a.g.m., s. 5. 843 312 getirmektedir. Ermenistan aynı zamanda AB’ye ithalat ve ihracatın da hukuki eksikliklerini gidermeye çalışmaktadır. Ermenistan’da Şubat 2003’te ‘Avrupa Ticaret Meclisi’nin (European Chamber of Commerce) açılmasından sonra iki ülke arasında ticaret hacmi daha da artmış, Ermeni ve Avrupalı işadamları verimli alanlara yatırım yapmaya fırsat bulmuştur. Ermenistan sürekli olarak AB’nin ticari kurumları arasında işbirliği imkânlarını değerlendirmektedir. Ticaret ve Ekonomik Kalkınma Bakanı Karen Çşmarıtyan’ın Mart 2004’te Brüksel ziyaretinde de ticari ilişkiler ele alınmış, Ermenistan’da üretilen malların AB’ye giriş imkânları değerlendirilmiştir.845 AB, Ermenistan’da özel sektörün geliştirilmesi yönünde TACIS, AEPLAC (The Armenian-European Policy and Legal Advice Centre) ve VET (Vocational Education Training) çerçevesinde yardımlarda bulunmaktadır. AB, Ermenistan’da öngörülen reformların gerçekleşmesi için bu ülkeye mali yardımlarda bulunmuştur ve bu yardımları halen devam etmektedir. Bu bağlamda AB, Ermenistan’a önemli yardım yapan ekonomik ortaklarından biridir. AB, 1991–1995 yıllarında Ermenistan’a 34,85 milyon EKU yardımda bulunmuştur. AB genel olarak Ermenistan’da enerji, sanayi tesislerinin kalkınması, yeniden onarılması ve insan kaynaklarının gelişimi projelerinin gerçekleşmesi için yardımda bulunmuştur. 1980’li yılların sonlarına doğru ciddi enerji sıkıntısı yaşayan Ermenistan bağımsızlık sonrası süreçte de bu sıkıntısını halledememiştir. AB TACIS programı çerçevesinde Ermenistan Enerji Bakanlığı’na üç 845 Minasyan, a.g.m., s. 5. 313 milyon EKU vermiştir.846 Aynı zamanda AB’nin desteği ile hayata geçirilen projede ülkenin petrol ve doğalgaz rezervleri ve ihtiyacı tespit edilmiş, Enerji Bakanlığı’nda veri bankası oluşturulmuştur. AB, Ermenistan’a devlet sanayi tesislerinin özelleştirilmesi için mali destek programı hayata geçirmiştir. Bir milyon EKU bütçesi olan bu proje çerçevesinde özelleştirme programının ilk aşaması gerçekleştirilmiş, bu konuda çalışacak uzman kadro yetiştirilmiştir. Bu programa göre, küçük ve orta büyüklükte şirketler arasında işbirliğinin koordinesini sağlayan ‘İş Enformasyon Merkezi’ oluşturulmuş, yabancı ortaklarla iş imkânları araştırılmış ve çeşitli konularda iş planları hazırlanmıştır.847 Ermenistan’da yaşanan mali problemler özellikle eğitimde ciddi sıkıntıların yaşanmasına ve kalifiye iş gücünün yurtdışına gitmesine neden olmuştu. AB, insan kaynaklarının yeniden değerlendirilmesi, piyasa ekonomisinin standartlarına cevap verecek, liberal ekonomik değerleri benimsemiş yeni iş gücünün yetiştirilmesi bağlamında da, çeşitli projeler çerçevesinde Ermenistan’a yardım etmiştir. 640 bin EKU değerinde olan projenin uygulanmasında Ermenistan Pedagoji Enstitüsü ve Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapılmıştır. Aynı zamanda devlet yönetiminde istihdam edecek memurların yetiştirilmesi için 1992’de Devlet Yönetimi Mektebi açılmıştır.848 846 Piçkov B. P, “Proektı Tekhniçeskoy Pomoşi Evrosoyuza Armenii po Programme TACIS za Period 1991–1997 gg”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, ss.358. 847 Piçkov, a.g.m., s. 359. 848 Piçkov, a.g.m., s. 359. 314 AB, 1991–2000’li yıllarda Ermenistan’a yardım olarak 286 milyon,849 insani yardım programları çerçevesinde 1999 yılına kadar 64. 225 milyon EURO yardımda bulunmuştur. Ayrıca AB Ermenistan’da 2001 yılında yaşanan kuraklığın sonuçlarının aradan kaldırılması için hükümete 1,5 milyon EURO,850 1991–2000 yılları arasında Olağanüstü Mali Yardım çerçevesinde toplam 17,7 milyon EURO vermiş ve Ermenistan 1998–2004 yıllarında verilen yardım programından yararlanmıştır. Yeni yardım programı çerçevesinde 12 milyon EURO 1998 ve 1999’da alınmış, olağanüstü Mali Yardımın 2002–2004 yılları arasında 2002 ve 2003 için her yıl 5,5 milyon EURO alırken 2004’te 1,5 milyon EURO verilmiştir.851 4. 2. 3. Ermenistan-AK İlişkileri Bağımsızlık sonrası Ermenistan ekonomik, siyasi, askeri ve güvenlik politikalarını Rusya’nın bölgedeki varlığı ve tarihi ilişkileri üzerine kursa da, 1990’lı yılların başlarından itibaren AB ile de ilişkiler kurmak istemiş, Avrupa’ya açılımını AK aracılığıyla gerçekleştirmeye çalışmıştır. Ermenistan bağımsızlığını ilan ettikten kısa süre sonra AK’ye üye olmak için başvurmuştur. Ancak Ermenistan’ın bu kuruma üye olması için on yıldan fazla bir sürede siyasi ve sosyal hayatın demokratikleşmesi ve sosyal devletin kurulması yönünde çetin bir yol geçmiş ve bu süreç halen devam etmektedir. Bu süreçte Ermenistan Avrupa’nın sosyal, siyasi ve demokratik değerlerini kabul etmiş ve yürürlüğe koymayı taahhüt etmiştir.852 849 “The EU’s relations with Armenia”, (Erişim) http://ec.europa.eu/development/body/iqsg/docs/ Best_practices/Best_Armenia_lessonslnt.doc, AB’nin 1991-2000’li yıllar arasında Ermenistan’a yaptığı yardım için bkz: Tablo 2. s. 423. 850 “Country Strategy Paper 2002–2006”, 27 December 2001 (Erişim) http://ec.europa.eu/comm/ external_relations/armenia/csp/ 02_06_en.pdf 851 Soner Karagül, “Ermenistan’ın Bağımsızlık Sonrası Avrupa İle İlişkileri”, Orta Asya ve Kafkasya Dergisi, I. cilt, sayı 2, 2006, s. 143. 852 Aşot Melyan, “Armeniya v Sovete Evropı-Ojidaniya i Perspektivı”, Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınları, 2002, s. 26. 315 AK Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlılıklarını yeni elde etmiş Kafkasya devletleri ile ilgilenmeye başlamış, bu devletlerin kuruma üyeliğini hızlandırmak ve kurumun değerlerini benimsemeleri bakımından demokratikleşme sürecine yardım etmiştir. Bunun için 1989’da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Orta ve Doğu Avrupa’da yeni bağımsız devletler için özel davetli statüsü tesis etmiştir. Ermenistan’ın 22 Aralık 1991’de özel davetli statüsünde yer alma talebini AK Ocak 1996’da kabul edilmiştir. Bununla Ermenistan AKPM’nin toplantılarına katılma fırsatı elde etmiş, demokratikleşme sürecinde yaşanan problemleri çözmeye çalışmış ve en kısa zamanda AK’ye üye olmak istemiştir. 1994 yılında AKPM AK’nin sadece mevcut üye ülkelerin bulundukları coğrafyada değil, genel olarak kabul görmüş AK sınırları içerisinde bulunan devletlerle de, demokrasinin gelişmesi ve sosyal devletin kurulması, ilişkilerini geliştirmesi gerektiği yönünde bir karar alınmıştı.853 Bu çerçevede Güney Kafkasya ülkeleri Avrupa ile kültürel bağları kurmak ve geliştirmek ve Avrupa’nın bir parçası olarak kabul edilmek için kararlı olduklarını özellikle vurgulayarak kuruma üye olmak taleplerini yenilemiştir. Ermenistan, 1996 yılında diğer Güney Kafkasya ülkeleri ile eşzamanlı olarak AK ile ilişkiler kurmuştur. Ermenistan tam üyelik için 7 Mart 1996’da AK’ye resmen başvurmuş ve AKPM, konuyla ilgili görüşünü AK’nin Genişlemesine İlişkin 1994 tarihli 1247 Sayılı Tavsiye Kararı’nı göz önünde bulundurarak görüş bildirmiştir.854 AKPM, Güney Kafkasya’yı Konsey’in genişleme alanı olarak değerlendirmiş, Ermenistan, Gürcistan 853 “Council of Europe Parlamentary Assembly: Recommendation 1247(1994) on the Enlargement of the Europe”, (Erişim) http://assemly.coe.int/Documents/AdeoptedText/TA94/erec1247.htm, 8 Temmuz 2003. 854 Melyan, a.g.e., ss. 26-28 316 ve Azerbaycan’ın Avrupa’nın Konsey’e üye olabileceklerini bildirmiştir.855 Ancak Ermenistan’ın AK’ye üyeliğinin Azerbaycan ile eşzamanlı kabul edilmesi konusu tartışmalara neden olmuş, uzun müzakerelerden sonra her iki devletin aynı anda tam üyeliğe kabul edilmesine karar verilmiştir. Ermenistan üyelik başvurusu yaptıkdan sonra sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik alanlarda Avrupa standartlarına ulaşmak için yeni yasalar kabul etmiş ve uyum sürecini hızlandırmaya çalışmıştır. AK, bu süreçte Ermenistan’a siyası yardım ve desteğini 1990’da kurulmuş ‘Venesiya Komisyonu’ aracılığıyla yapmıştır.856 1996’dan itibaren Ermenistan çeşitli vesilelerle AK’nin program ve projelerine katılmış, özel davetli statüsüne sahip olduktan sonra ise faaliyet alanını daha da genişletmiştir. İkili ilişkiler devam ederken Şubat 1997’de AKPM Ermenistan’da yasama ve hukuk sisteminin AK standartlarına uyumlaştırması sürecini değerlendiren rapor hazırlamış, diğer komite ve komisyon temsilcileri ülkeyi ziyaret etmiştir. Ayrıca ülkede yapılan yerel ve merkezi seçimler AK gözlemcileri tarafından izlenmiş ve değerlendirilmiştir.857 855 “Council of Europe Parlamentary Assembly: Armenia’s Application for Membership of the Council of Europe”, Opinion No. 221 (2000), (Erişim) http://assembly.coe.int/Documents/WorkingDocs/doc 00/EDOC8747.HTM, 8 Temmuz 2003. 856 Venesiya Komisyonu AK nezdınde 1990’da kurulmuştur. Komisyon eski Sovyet cumhuriyetlerine demokrasi ve insan haklarının gelişmesine ve korunmasına ve uygulanmasına yardım etmektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz: Melyan, a.g.e., s.28. 857 “Vsemirnıy Doklad”, (Erişim) http://hrw.org/russian/reports/2005/world/armen.html, Ocak 2005; ES- Zakavkaze: Neobkhadimost Pravozaşitnıkh Kriteriev, (Erişim) http://hrw.org/russian/ press/azerb/2005/091205_eu.html 317 Ermenistan’ın AK’ye üyelik talebi AKPM’nin, 28 Haziran 2000 tarihli toplantısında tartışılmış ve kabul edilmiştir.858 Bu tartışmalarda Ermenistan’ın demokrasinin gelişmesi, insan hakları saygı gösterilmesi, ülke yönetiminde hukuk kurallarına uyulması ve yönetilmesi, AK’nin standartları, ilkeleri ve demokratik değerlerinin Ermenistan Anayasası’na ve uygulamaya yansımalarını takip edecekleri ifade edilmiştir. Ermenistan AK’ye üye olurken sözleşmeler, iç hukuk, insan hakları ve Dağlık Karabağ çatışması konularında üstlendiği taahhütleri şunlardır: -Üyelik sonrası Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ve Ek Protokollerinin imzalanması, -Aynı yılda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1, 4, 6 ve 7 Numaralı Protokollerinin onaylanması, -Aynı yılda İşkenceyi ve İnsanlık Dışı Muameleyi ya da Cezalandırmayı Önleme Avrupa Sözleşmesi’nin, Avrupa Bölgesel ve Azınlık Diller Şartı’nın, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın imzalanması ve onaylanması, -Aynı yılda AK İmtiyaz ve Dokunulmazlık Anlaşması’nın imzalanması, -İlk iki yıl içinde Avrupa Sınır Ötesi İşbirliği Çerçeve Sözleşmesi’nin imzalanması ve onaylanması, -İlk iki yıl içinde Avrupa Sosyal Şart’ının imzalanması ve bunun üç yıl içinde onaylanması, İç hukuk konusunda Ermenistan’ın taahhütleri şu şekilde sıralanmaktadır: -İlk iki yılda, ölüm cezasının kaldırılması, -Üyeliğe kabulün ilk altı ayında, ombudsman yasasının kabul edilmesi. -İlk yılda, medya, siyasi partiler, hükümet dışı organizasyonlar ve kamu hizmetleri ile ilgili yeni yasaların kabul edilmesi. 858 “Армения и Совет Европы”, (Erişim) http://www.coe.int/t/r/press/%5BCountry_info% 5D/e_armenia.asp, 8 Ağustos 2007 318 -İlk altı ayda, cezaevi sisteminin düzenlenmesi yasasının kabul edilmesi. -Yerel yönetimlere daha fazla sorumluluk ve bağımsızlık verilmesi için gereken girişimlerin yapılması, bunun için Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin önerilerinin dikkate alınması. -Seçim sisteminin değiştirilmesi için, seçim kanunlarında değişiklikler yapılması. İnsan hakları konusunda Ermenistan’ın taahhütleri şu şekilde sıralanmaktadır: -Adli sistem reformunun tümüyle gerçekleşmesi (yargının tam bağımsızlığı ve suç durumunda bir savunma avukatına hemen erişimin sağlanması), -Geleneksel olmayanlar da dahil ayırımcılık yapılmaksızın tüm kiliselerde ibadet edilebilmesinin sağlanması, -Mahkûmlar ve askere alınmamış kişilerin haklarının korunması konusunda hükümet dışı organizasyonlar ile işbirliğine gidilmesi, -Üyelik sonrası ilk üç yılda alternatif askerlik hizmeti yasasının kabul edilmesi, -Ulusal televizyon kanalının bağımsız bir yönetim tarafından idare edilen herkese açık bir kanal haline getirilmesi. Ermenistan aynı zamanda üstlendiği taahhütleri Avrupa Konseyi İzleme Komitesi’nin izlemesine izin vermiş ve bu kurumla işbirliği yapmayı kabul etmiştir.859 AKPM, 1994’ten itibaren kararlarda860 sorunun halledilmesi 859 Dağlık Karabağ yönünde konusunda taraflara aldığı tavsiyelerde Monitoring Demokratiçeskikh Reform v Armenii, Otçet, Erevan 2005, ss.5-77; Karagül, a.g.m., ss. 128-148 319 bulunulmuştur. AKPM’de 27 Haziran 2002’de kabul edilen ‘Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’daki Sığınmacılar ve Yurtsuz Kişilerin Durumuna İlişkin Tavsiye Kararı’nda,861 Ermenistan’ın sığınmacılar ve evsizlere yardım etmesini ve uluslararası destek sağlanması için girişimlerde bulunmasını önermiştir. AKPM, Ermenistan’ın taahhütleri yerine getireceğini dikkate alarak üyelik talebini kabul etmiş ve AK Bakanlar Komitesi’ne Ermenistan’ı üyelik talebinin kabul edildiğini bildirmesini tavsiye etmiştir. AKPM, 7 Mart 2001’de Avrupa Yükümlülüklerinin Konseyi Yerine Üyesi Getirilmesi Devletlerin Komitesi Taahhütleri (İzleme ve Komitesi), Ermenistan’ın yükümlülüklerini yerine getirdiğini araştırmak için temsilciler görevlendirmiştir.862 Temsilcilerin AKPM’ne sundukları ‘Ermenistan Tarafından Taahhüt ve Yükümlülüklerin Yerine Getirilmesi’ başlıklı rapor, 13 Eylül 2002’de kabul edilmiştir. AK, demokratikleşme, insan haklarına saygı ve sivil devletin kurulmasına yardımda bulunması için 8 Temmuz 2003’te Erivan’da ‘Bilgi Ofisi’ açmıştır.863 AK temsilcilerinin Ermenistan’a 20–24 Ağustos 2003’te yaptıkları 860 ziyaret sonucunda hazırladıkları ‘Ermenistan Tarafından “Resolution 1047(1994) on the conflict in Nogarno-Karabakh; Recommandation 1251(1994) on the conflict in Nogarno-Karabakh”, Text adopted by the Standing Committee, acting on behalf of the Assembly, on 10 November 1994, (Erişim) http://assembly.coe.int/main.asp?Link=/documents/ adoptedtext/ta94/eres1047.htm, 8 Ağustos 2007. 861 “Council of Europe Parlamentary Assembly: Recommandation 1570(2002) Situation of refugees and displaced persons in Armenia, Azerbaijan and Georgia”, (Erişim) http://assembly.coe.int/ Main.asp?link=/Documents/AdoptedText/ta02/EREC1570.htm, 8 Ağustos 2007. 862 “Council of Europe Parlamentary Assembly: Resolution 1115(1997) Setting up of an Assembly committee on the honouring of obligations and commitments by member states of the Council of Europe (Monitoring Committee)”, (Erişim) http://assembly.coe.int/Main.asp?link=/Documents/ AdoptedText/ta97/ERES1115.htm, 8 Temmuz 2003. 863 “Council of Europe Information Office Opens in Yerevan”, (Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/js/030709office.html, 19 Ocak 2004. 320 Taahhüt ve Yükümlülüklerin Yerine Getirilmesi’ne ilişkin yeni bir rapor864 12 Ocak 2004’de AKPM’de kabul edilmiştir. Ermenistan dış politikasında Avrupa ile bütünleşme ve Avrupa kültürü önemli yere sahip olmuştur. Ancak bu hiç bir zaman dış politikada olmazsa olmaz konulardan olmamıştır. Özellikle, devlet başkanlığı, parlamento ve yerel seçimler zamanı Ermenistan AK ve AB’nin tavsiye ve önerilerini dikkate almama cesaretini gösterebilmiştir. Ermenistan AK ve AB ile ilişkilerinde daha çok kendi çıkarlarını dikkate alarak hareket etmekte ve bu kurumların hazırladığı mali proje ve programlarından yararlanmak istemektedir. 864 “Council of Europe Parlamentary Assembly: Honoring of Obligations and Commitments by Armenia”, DOC. 10027, (Erişim) http://assembly.coe.int/Main.asp?link=http%3A%2F%2 Fassembly.coe.int%2FDocuments%2FWorkingDocs%2Fdoc04%2FEDOC10027.htm, 7 Şubat 2004. 321 4. 3. ERMENİSTAN-ABD İLİŞKİLERİ 4. 3. 1. Güney Kafkasya’da Genel Siyasi Durum 1980’li yılların sonlarına doğru Sovyetler Birliği’nde yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmeler Sovyetler Birliği’nin çöküş sürecini hızlandırmıştır. Bu süreçte Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan yaklaşık 70 yıl birlikte yaşadıkları Sovyetler Birliği’nden ayrılmak için milli mücadele hareketini başlatmıştır. Sistemin devam etmesi için Moskova’nın bazı girişimlerde bulunması ise başarısızlıkla sonuçlanmış ve Aralık 1991’de Sovyetler Birliği dağılmıştır. Ancak Ermenistan milli bağımsızlık hareketi 1988 yılı sonlarından başlayarak bağımsızlık mücadelesinden daha çok yayılmacılık politikasına doğru bir değişim yaşamıştır. Ermenistan, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ Özerk Vilayeti’nde yaşayan Ermenilerin ayrılıkçı hareketini destekleyerek Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tehdit etmeye başlamış ve bu siyasi hareket 1990 yılı sonlarından itibaren küçük çaplı silahlı çatışmaya, bu tarihten sonra ise gerçek anlamda bir savaşa dönüşmüştür.865 Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun ulusun kendi kaderini tayin etmesi meselesi değil, Azerbaycan topraklarının Ermenistan ordusu tarafından işgali meselesi olduğunu dünya kamuoyuna anlatamadığı için Ermenistan karşısında siyasi, diplomatik ve askeri anlamda yenik düşmüştür. 1980’li yılların sonlarından başlayarak günümüze kadar devam eden siyasi, askeri ve etnik zemine dayalı yerel silahlı çatışmalar ve bu sorunların halledilmesi için hazırlanan projeler, Güney Kafkasya’da bölgesel güvenliğin sağlanması ve korunmasının uluslararası güvenlik sistemi için önemli olduğunu göstermektedir. Bu konuda çeşitli güvenlik projeleri ileri sürülse de, 865 Emre Bayır ve Araz Aslanlı, ‘Tehdit Merkezli Bir Dış Politika: İran’ın Azerbaycan Politikası’, Stratejik Analiz, II. cilt, sayı 18, Ekim 2001, s. 51. 322 Güney Kafkasya’da 1980’li yılların sonlarından itibaren ortaya çıkan sorunlar çözülememiştir.866 1988–1991 yıllarında Gürcistan da Azerbaycan’ın karşılaştığı benzer sorunlarla uğraşmış, Abhazya, Acaristan ve Güney Osetya’da ayrılıkçı hareketler güçlenerek Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tehdit etmiştir. Gürcistan ve Azerbaycan bu ayrılıkçı hareketlerin karşısını almaya çalışsa da başarılı olmamıştır. 1988–1991 yılları arasında Güney Kafkasya ülkelerinin siyasi hayatında bu gibi olaylara paralel olarak ekonomilerinde de ciddi sorunlar yaşanmıştır. Sovyetler Birliği ekonomik aygıtının birer parçaları olan bu ülkelerin ekonomileri bir anda işlevsiz hale gelmiştir. Üretim neredeyse tamamen durmuş, enflasyon yükselmiş ve işsizlik artmıştır. 1994’e kadar bu ülkelerin her birinden yaklaşık bir milyon kişi başta Rusya olmak üzere, Ukrayna, Beyaz Rusya, Polonya ve Avrupa ülkelerine göç etmiştir. SSCB’nin çöküşünden sonra ABD için Doğu Avrupa’dan başlayarak Orta Asya ve Güney Kafkasya’ya kadar olan geniş bir coğrafyada ekonomik, siyasi ve askeri alanda yeni fırsatlar ortaya çıkmış ve ABD’nin bölge politikası şekillenmeye başlamıştır. ABD, Birinci Dünya Savaşı yıllarında kısa bir süre Güney Kafkasya ülkeleri ile temasta olsa da, 1920’de Bolşeviklerin Kafkasya’yı işgal etmesinden sonra bu bölgeden uzaklaşmıştır. 1990’lı yılların başlarında ise ABD’nin daha büyük ekonomik, siyasi ve askeri güçle bölgeye geri dönmesi için uygun şartlar oluşmuştur. 866 Manvel Sarkisyan, Politiçeskie Problemı Kavkaza i Armenii, Ermenistan Milli ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayını, Erivan 1998, s. 11. 323 1992 yılına kadar Kafkasya’da yaşanan sorunlar bölgesel sorun olarak tanımlanmış ve Rusya tarafından kontrol edilmiştir. İlk yıllarda ABD bu bölgede Rusya’yı karşısına almayacak şekilde politika izlese de, ekonomik olarak bölgeye yerleşme politikasına devam etmiştir. Bu dönemde Azerbaycan ve Gürcistan ABD ile ilişkilerini geliştirmek için girişimlerde bulunmuş, ABD’yi Rusya karşısında denge unsuru olarak görülmüş, bu ülkenin bölgeye yönelik ekonomik ve siyasi girişimleri olumlu karşılanmıştır. Bu dönemde Rusya, ABD’nin bölgede siyasi etkinliğine karşı olduğunu her fırsatta ifade etmiştir. Bu anlamda Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Andrey Kozırev ve ABD Başkanı Clinton’un açıklamaları önemli ipuçları vermektedir. Kozırev, Aralık 1993’te yaptığı bir açıklamada ‘tarihi ve jeopolitik faktörler Rusya’yı eski SSCB bölgesinde barışı sağlamak konusunda en etkili güç haline getirmektedir. Bununla birlikte, bunun emperyalist amaçlar taşımadığını vurgulamak gerekmektedir. Zira yakın ve uzak çevremizde bizden başka hiçbir ülke eski Sovyet topraklarında barış ve huzuru sağlayamaz’ şeklindeki sözlerine Clinton, Ocak 1994 tarihinde ‘Rusya’nın kendi bölgesinde bir tür Monroe Doktrini uygulamasına anlayışla bakmak gerekmektedir’867 açıklamasıyla cevap vermiştir. ABD 1990’lı yılların başlarında Güney Kafkasya ülkelerine ekonomik yatırım yaparken önce bölgedeki siyasi gelişmeleri değerlendirmeye çalışmış, özellikle bölge devletlerinin Rusya ile olan ilişkilerinin belirginlik kazanmasını beklemiştir.868 Buna paralel olarak Hazar havzası enerji kaynaklarının üretimi ve dünya piyasalarına ulaştırılması ile ilgilenmiştir. ABD, bölgedeki ekonomik hedeflerine ulaşmak, özellikle Hazar havzası enerji kaynaklarına sahip olmak için büyük miktarda petrol ve doğalgaz rezervine sahip olan Azerbaycan ile 867 Zakir Avşar, “Kafkasya-Rusya Federasyonu ve Türkiye”, Yeni Türkiye, sayı 16, TemmuzAğustos 1997, s. 1882. 868 “Zamestitel Gossekretarya SŞA: Armeniya Nujdaetsya v Krepkikh Svyazakh i s Rossiey, i s SŞA i so Svoimi Sosedyani”, ARMİNFO HA, 27 Nisan 2007. 324 işbirliği yapmış, serbest pazar ekonomisinin gelişmesi için bölge devletlerini desteklemiş ve ekonomik reformların uygulanmasına yardımcı olmuştur. Ermenistan ve Gürcistan ise ciddi yeraltı ve yerüstü zenginliklere sahip olmadıkları için transit ülke olmaları, siyasi, askeri, güvenlik ve jeopolitik açıdan ABD için önem taşımıştır. ABD bölgeye yerleşmeye başlarken 1990’lı yılların ortalarına kadar bölge ile coğrafi yakınlığı ile ve tarihi ve kültürel benzerliği olan Türkiye üzerinden politika izlemeyi tercih etmiştir. ABD, özellikle Türkiye ile aynı tarihi, dili ve kültürü paylaşan Azerbaycan ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’ne yönelik politikasında Türkiye’ye büyük önem vermiş, hatta bağımsızlığının ilk yıllarında Kafkasya ve Orta Asya devletleri için Türk devlet siyasi yapısını örnek olarak göstermiştir. Bu öneri, Türkiye’nin sadece bölgeye olan yakınlığı ile ilgili değil, aynı zamanda Müslüman ancak laik bir devlet olması nedeniyle İran, Afganistan ve Pakistan gibi İslam devletlerinin bölgedeki etkinliğine karşı da büyük önem taşımıştır. ABD Dışişleri Bakanı James Barker Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’ne yaptığı ziyaret sırasında (Aralık 1991, Şubat 1992) bölge devletlerinin liderlerine ‘Türkiye’nin siyasi modelini, liberal demokrasiyi ve piyasa ekonomisini’ kabul etmelerini önermiştir.869 Sovyetler Birliği’nin çökmesi ile Komünist ideolojiye sahip devlet yönetim sistemi ve planlı devlet ekonomisi yapısına sahip olan bu ülkeler ABD’den gelen tavsiyeler üzerine, Türkiye ile ekonomik ve siyasi ilişkileri geliştirilmeye başlamıştır. Bu dönemde Kafkasya cumhuriyetleri (Ermenistan hariç), başta Azerbaycan olmakla, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri de Türkiye’nin bölgedeki siyasi, ekonomik ve jeopolitik varlığını kabullenmiştir.870 Aynı zamanda bölgenin en büyük gücü ve Güney Kafkasya ile yaklaşık 300 yıllık ilişkisi olan Rusya Federasyonu da bölgede kendisinden çok daha güçlü 869 Elena Urazova, “Tendençii Razvitiya Ekonomiçeskogo Sotrudniçestva Turçii s Postsovetskimi Tyurkskimi Gosudarstvami”, Central Asıa and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2001/ journal_rus/cac-05/14. 870 Urazova, a.g.m., 325 olan ABD’nin değil, kolay rekabet edebileceği Türkiye’nin varlığına ciddi bir şekilde itiraz etmemiştir.871 1990’da Irak Kuveyt’i işgal ettikten sonra Orta Doğu’da ABD’nin çıkarlarının tehlikeye girmesine paralel olarak, Hazar havzasında yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmeler, enerji ihtiyacını karşılaması açısından ABD’ye yeni imkânlar sunmuştur. Hazar havzası enerji kaynaklarının 1950’li yıllardan beri kullanılmasına rağmen, bölgede büyük miktarda petrol rezervlerinin bulunması bu coğrafyada yeni ekonomik, jeopolitik gelişmelerin ve ciddi rekabetin yaşanmasına neden olmuştur. ABD Kafkasya ülkeleri ile ekonomik ve siyasi işbirliğini genişleterek, Hazar havzasındaki enerji kaynaklarının yeniden Rusya’nın kontrolüne geçmesini engellemek istemiştir. Zira bu bölgede Rusya’nın ekonomik ve siyasi açıdan yeniden güçlenmesi, bağımsızlıklarını yeni kazanmış Güney Kafkasya ve Orta Asya Cumhuriyetleri’nin yeniden Rusya’nın uydusu olma anlamına geliyordu. Yukarıda ifade edilenleri kısaca özetlemek gerekirse, ABD’nin Güney Kafkasya ülkelerine yönelik politikasını genel olarak aşağıdaki dönemlere göre tasnif etmek mümkündür: -ABD’nin eski Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri’nin bağımsızlığını tanıdığı 1991–1992 yılları. Bu dönemde ‘Freedom Support Act’ yasası gereğince ABD bu devletlere maddi ve mali yardımlara başlamıştır. -ABD dış politikasında Rusya’nın BDT coğrafyasında siyasi ve askeri etkinliğinin karşısını almaya çalıştığı 1993–1995 yılları. Aynı dönemde, ABD, enerji krizini halledebilmek için teröre karşı savaş ittifakı kurduğu Rusya ile ilişkilerini geliştirerek Orta Asya ve Hazar Petrolleri üzerindeki etkisini artırmış ve OPEC’e alternatif olabilecek yeni bir petrol kaynağı elde etmiştir.872 -BDT devletlerini insan haklarının korunması ve demokratik değerlere verilen önem bakımından ABD tarafından eleştirilmeye başlandığı 1996– 871 Gayane Movsesyan, “Rossiya i SŞA Konkuriruyut na Kavkaze”, (Erişim) www.gazetasng.ru/ article.php?id=1245 872 Ergin Yıldızoğlu, Hegemonyadan İmparatorluğa, İstanbul, Everest, 2003, s.xxi. 326 2000 yılları. Bu dönemde Rusya karşıtı örgüt olan GUAM kurulmuş, Hazar havzası enerjı kaynaklarının dünya pazarlarına ulaştırılması sağlanmıştı. -GUAM devletlerinin Rusya ile ilişkilerinde olumlu gelişmelerin yaşandığı 2001 yılından günümze kadar olan dönem. Bölgede en önemli değişiklik 11 Eylül terör saldırısından sonra yaşanmıştır. ABD askeri olarak bölgeye yerleşmeye çalışmış, bölge devletlerinde bazı rejım değişikliğine gitmiştir.873 ABD bölgeye yerleşmeye başlarken Rusya’nın halen bölgedeki etkinliği ile karşı karşıya kalmış ve ilk dönemlerde İran’la rekabet içinde olmuştur. Bu devletler ABD’nin bölgeye gelmesine karşı çıkarken, bölge devletlerinden olan Türkiye, Kafkasya’daki tarihi etkinliğini yeniden canlandırmak için girişimlerde bulunmuştur. Her ne kadar bölge devletleri ABD ile ekonomik ve siyasi ilişkilerini geliştirmek istese de, Rusya faktörünü göz ardı edememiş, ekonomik anlamda büyük ölçüde bağlı oldukları Rusya’nın etkisinden tam olarak kurtulamamıştır. ABD’nin bölge ülkelerinin siyasi ve ekonomik açıdan desteklememesi Rusya ve İran’ın Güney Kafkasya’da nüfuzunun artması ve kendisinin siyasi ve ekonomik olarak bölgeden uzak kalması anlamına gelmiştir. Buna göre de ABD’nin Kafkasya’ya yönelik politikasının temelini: -Bölge devletlerinin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü korumak ve Batı ile ilişkilerin gelişmesine yardımcı olmak,874 -Bölgede Rusya ve İran’ın ekonomik ve siyasi bakımdan etkin duruma gelmesine engel olmak, -Kafkasya’da yaşanan etnik çatışmaların karşısını almak ve çözüme kavuşturmak, 873 Barabanov N.O, “Politika SŞA v Çentralnoy Azii i Zakafkazye”, (Erişim) http://www.riss.ru/ library/US-SRAZ.pdf 874 Rauf Mirkadırov, “SŞA za İntegraçiyu Uıjnogo Kavkaza v Evroatlantiçeskie Strukturı”, Zerkalo, 27 Mayıs 2006. 327 -Enerji kaynaklarına ulaşmak için gerekli ortamı hazırlamak,875 -Bölge devletlerine siyasi desteği arttırmak, ekonomik verimliliği göz önünde bulundurmak şartıyla Bakü-Tiflis-Ceyhan, petrol boru hattının BaküTiflıs-Erzurum doğalgaz boru hattının inşaatını tamamlamak ve güvenliğini sağlamak,876 -Güvenlik alanında Gürcistan ve Azerbaycan ile işbirliğini geliştirmek, -Azerbaycan Cumhuriyeti ve özellikle 2000’li yıllardan sonra İran problemı nedeniyle Güney Azerbaycan’da yaşayan Azerbaycan Türkleri ile işbirliği içinde olmak ve ilişkileri daha da geliştirmek, -Rusya’nın Güney Kafkasya’daki ayrılıkçı hareketleri destekleyeceği taktirde gerekli önlemleri almak,877 Eski Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri’nde ABD’nin ekonomi politikası özellikle Güney Kafkasya’da başarılı olmuştur. ABD’nin bu bölgeye yönelik enerji politikası ne kadar önemli olsa da, genel olarak bölgeye yönelik politikasını değerlendirdiğimiz zaman özellikle 1990’lı yılların ortalarından sonra siyasi yönünün ağır bastığı gözlenmektedir.878 Bunun en büyük nedenlerinden biri de ABD’nin bu tarihe kadar bölgeye yönelik ekonomik projelerinin büyük bir kısmını uygulamaya başlaması olmuştur. ABD’nin uzun vadeli siyasi projelerinde Güney Kafkasya ve Hazar havzası ‘hayati önem taşıyan bölgeler’ olarak tanımlanmaktadır. Bu da ABD’nin bölgede sadece ekonomik alanda değil, siyasi ve askeri alanda879 da etkili olmak için uzun vadeli projeler geliştirdiği anlamına gelmektedir.880 875 Ariel Koen, “SŞA, Stranı Çentralnoy Azii i Kavkaza: Problemı i Prespektivı Vzaimootnoşenii”, Central Asıa and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2000/journal_ruscac08_2000/05. kohen.shtml, 28 Temmuz 2002. 876 Vassilis K. Fouskas, Balkanlar, Ortadoğu, Kafkasya: Soğuk Savaş Sonrası ABD Politikaları, Aykırı, İstanbul, 2004, s. 156 877 Koen, a.g.m., 878 Mitiyeva. E.V, “Razvitie Situaçii v Kaspiyskom Regione i İnteresı SŞA”, (Erişim) http://iskran.iip.net/russ/mag/mitiyeva3.html 879 Petr Mgdaşyan, “Armeniya i SŞA Naçinayut Voennoe Sotrudniçestvo”, (Erişim) http://iwpr.gn.apc.org/?apc_state=henfcrs161408&l=ru&s=f&o=161408, 28 Mart 2002. 880 Maksim Petrençuk, ‘Armeniya Sblijaetsya s Evrosoyuzom i Staraetsya Sokhranit Khoroşie Otnoşeniya s SŞA’, (Erişim) http://www.geopolitics.ru/?id=7&nwid=20, 11 Aralık 2003. 328 ABD’nin Kafkasya politikası jeopolitik açıdan yukarıda bahsedilen konulara göre bir bütün olarak algılansa da taktik açıdan farklılık göstermektedir. Örneğin, ABD’nin Azerbaycan politikasının en önemli hedefi Azerbaycan’ın zengin enerji kaynaklarına sahip olmak ve dünya piyasalarına ulaştırılmasını sağlamak olmuştur. Gürcistan’a yönelik politikasında ise mali ve ekonomik yardımlarda bulunmakla bu ülkenin bağımsızlığına yardımcı olmuş ve Rusya’nın askeri, siyasi ve diplomatik baskıları karşısında siyasi ve askeri açıdan desteklemiştir.881 Ermenistan politikasının temelini ise bu ülkeyi ekonomik ve mali açıdan desteklemek olmuştur. ABD’deki Ermeni diasporasının lobi çalışmaları sonucunda Ermenistan’ın Rusya ile yaptığı stratejik askeri ve ekonomik işbirliğine rağmen, Azerbaycan ve Gürcistan ile kıyasta daha çok ekonomik yardımda bulunmuştur. ABD’nin Ermenistan’a daha çok mali yardımda bulunmasına rağmen, Rusya’nın bu ülke üzerindeki etkinliğini zayıflatamamaıştır. ABD’nin bölge güvenliği ve istikrarını sağlama girişimleri, demokrasinin yerleşmesi konusundaki çabaları, insan hakları ve basın yayın özgürlüğünün korunması ise Kafkasya politikasının ortak yanını oluşturmaktadır. ABD her fırsatta Kafkasya’ya yönelik politikasını demokrasinin temel prensipleri ve insan haklarının bu ülkelerde yerleştirme çabaları ile açıklamaya çalışsa da, gerçek amacı bölgede ekonomik ve siyasi açıdan daha etkin bir konuma sahip olmaktır. Aslında bölge devletlerinin antidemokratik bir şekilde yöneltilmesine rağmen, ABD’nin ekonomik ve siyasi çıkarlarına ters düşmediği sürece bu rejimleri fazla eleştirmemektedir. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bölge ülkeleri ile ilgili hazırladığı raporlarda özellikle demokrasi, insan hakları, basın ve yayın özgürlüklerinin ihlal edildiğinin kaydedilmesine rağmen, bu ülkelerdeki iktidarları desteklemektedir. 881 “Dina Malışeva: Amerikanskiy Brosok na Kavkaz”, (Erişim) http://www.pravaya.ru/leftright/ 473/2926, 13 Nisan 2005. 329 4. 3. 2. Ermenistan-ABD İlişkileri ABD, bağımsızlığının hemen ardından Ermenistan’ı tanımış ve Aralık 1991’de diplomatik ilişkiler kurmuştur.882 ABD’de büyük Ermeni toplumunun bulunması nedeniyle Ermenistan ile ilişkileri diğer Güney Kafkasya ülkelerinden farklı olmuştur. Bunun en önemli nedeni 19. yüzyıldan itibaren ABD’ye göç eden Ermenileri burada ciddi şekilde örgütlenmesi, ABD Kongre ve Senato’sunu etkileme ve yönlendirme yeteneğine sahip olmasıdır. Bağımsızlık sonrası ABD’nin Ermenistan politikasının oluşumunda Ermeni diasporasının büyük önemi olduğu söylenebilir. Bundan başka daha Sovyetler Birliği’nin dağılmasından çok önce ABD ve Ermenistan arasında bazı ilişkiler mevcut olmuştur. Nitekim daha 1970’li yılların başlarından itibaren Ermenistan’da yaşayan Ermenilerin ABD’ye göç etmelerine izin verilmiştir. Bağımsızlığının ilk yıllarında ABD, Azerbaycan ve Gürcistan ile diplomatik ilişkiler kurmasına rağmen, bazı konularda kendisini dışarıda tutmaya çalışmıştır. Ancak Ermenistan’ın siyasi, ekonomik ve mali sorunları ile daha yakından ilgilenmiş, Ermeni diasporasının başarılı faaliyeti sonucunda Ermenistan’a özel ilgi göstermiştir.883 Ermenistan-ABD ilişkilerinin temelinde SSCB’nin dağılmasından sonra dünya politikası ve ekonomisinde yaşanan değişikliklerın getirdiği yeni değerler vardır. Taraflar arasındaki ilişkilerin gelişmesinde ABD şirketlerinin Hazar havzası ve Merkezi Asya enerji kaynaklarının dünya piyasalarına ulaştırmak, Rusya’nın Güney Kafkasya’dakı etkinliğini minimuma indirmek, bölgesel güvenliği sağlamak ve uluslararası terörizmle mücadelede ortak 882 Vasyutoviç V.P, “Mesto Armenii v Geopolitike SŞA”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, s. 369. 883 “Armyano-Amerikanskoe Sotrudniçestvo Aktivno Razvivaetsya”, (Erişim) http://www.rian.ru/ world/relations/20050603/40465778.html, 3 Haziran 2005. 330 hareket etmek arzusu ve diğer faktörler etkili olmuştur. Ermenistan ise bu faktörlere paralel olarak bağımsızlık sonrası izlediği yayılmacı politikasına hak kazandırmak bakımından eskı SSCB coğrafyasında Rusya ile olan ilişkilerinden, batı ve Amerika kıtasında ise daha çok diasporanın yardımları ve girişimleriyle ABD ile olan ilişkilerinden yararlanmaya çalışmıştır.884 Ermenistan aynı zamanda bağımsızlık süreci ve sonrasında karşılaştığı ekonomik ve mali problemlerini halletmek için batı ve özellikle de ABD ile ilişkilerine önem vermiş, dıasporayı bu süreçte bir araç olarak kullanmıştır. ABD Hükümeti SSCB’nin dağılmasından sonra dünyada demokratik değerlerin tek hamisi olarak bağımsızlığını yeni kazanmış eski SSCB cumhuriyetlerine Ermenistan’a yönelik yardım ekonomik etmiştir. ve Aslında mali yardımlar taraflar çerçevesinde arasındaki ilişkilerde Ermenistan Rusya’ya rağmen ABD ile ilişkilerine önem verse de, hiç bir zaman bu ülkeye bağımlı durumda olmamıştır. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı’ndan daha çok diaspora taraflar arasındaki ilişkileri sabit tutabilmiş ve hatta zaman zaman gelişmesine yardımcı olmuştur. ABD’nin ise bu ülkeye yönelik politikasında iki çizginin ağır bastığını iddia etmek mümkündür. Bu bağlamda ABD Ermenistana her türlü yardım etmiş, ancak bu ülkenin dış politikasında özellikle Rusya ve İran ile ekonomik, siyasi ve askeri alanda işbirliğinden rahatsız olmuş ve bu rahatsızlığını zaman zaman Ermenistan yönetimine hatırlatmştır. Ancak bu nedense Türkiye ve Azerbaycan’a yaptığı hatırlatma kadar sert olmamıştır. 1990’lı yılların başlarından itibaren Ermenistan Hazar havzası enerjı kaynaklarının dünya piyasalarşna ulaştırılması bakımından transit ülke konumundan yararlanmak istemiş,885 bu bağlamda Avrupa devletleri ve 884 “Vardan Oskanyan: Armeniya Nujdaetsya v Amerike, a Amerika-v Armenii”, REGNUM HA, 28 Mart 2006. 885 Barabanov, “Politika SŞA v Çentralnoy Azii..,” 331 ABD’nin desteğini almaya çalışsa da, Azerbaycan topraklarını işgal ettiği için büyük ölçüde bu ülkenin itirazları sonucunda bu özelliğini dış politikada bir araç olarak kullanamamıştır. Ermenistan ABD ilişkilerinde önemli sorulardan biri de Ermenistan’ın ABD’nin genellikle sıcak bakmadığı Rusya ve İran ile iyi ilişkiler kurarak, ABD’nin iyi ilişkilere sahip olduğu Türkiye politikasını olumsuz yönde etkileme çabasıdır. Ermenilerin bazı değerlendirmelerine göre, ABD-Ermenistan ilişkileri Beyaz Saray’ın Türkiye ve İran üzerindeki stratejik pozisyonunu güçlendirmekte ve bundan jeopolitik bir çıkar sağlamaktadır. ABD, dış politikasında İran’ın manevra alanını daraltarak, böylece NATO üyelerini ve Türkiye’yi korumakta, Ermenistan ve İran arasındaki iyi ilişkileri görmezden gelerek Türkiye’nin Kafkaslar ve Orta Asya’da siyasi, askeri ve ekonomik bir güç olarak varolmasını engellemektedir.886 İki ülkenin devlet adamlarının karşılıklı ziyaretleri taraflar arasındaki işilişkilerde genelde ilerlemelere ve çeşitli alanlarda anlaşmaların imzalanmasına olanak sağlamıştır. Ermenistan Devlet Başkanı Levon Ter Petrosyan’ın 1994’te ABD’ye seferi zamanı Başkan Bill Clinton ve Savunma Bakanı Perry ile görüşünde bölgesel güvenlik sorunları müzakere edilmiş, Dağlık Karabağ sorununun çözüm yolları araştırılmıştır. Ziyaret sırasında aynı zamanda askeri887 alanda ilişkilerin geliştirilmesi, uzman ve askeri ataşe değişimi hakkında bildiri imzalanmıştır. Ter-Petrosyan özellikle NATO’nun ‘Barış İçin Ortaklık’ projesi kapsamında askeri ilişkilere önem verdiğini bildirmiştir.888 Ter-Petrosyan’ın 1995’te ABD Başkan Yardımcısı Albert Gore 886 “Armenian Expert Comments on Current Armenian-US Relations”, (Erişim) http://www.eurasianet.org/resource/armenia/hypermail/200007/0006.html, 1 Kasım 2007. 887 “Minoboronı Armenii i Predstavitel SŞA Obsudili Perspektivı Voennogo Sotrudniçestvo”, (Erişim) http://kavkaz-uzel.ru/newstext/news/id/1185731.html, 5 Mayıs 2007, “Voennaya Sotrudniçestvo Armeniya-SŞA Nakhoditsya na Vısokom Urevne i Budet Razvivatsya Dalşe”, PanARMENIAN HA, 23 Mayıs 2007. 888 Vasyutoviç, a.g.m., s. 371. 332 ile görüşünde taraflar arasındaki ilişkiler ele alınmış, hükümetlerarası işbirliğininin daha da geliştirilmesi gerektiği konusunda ortak kanaate gelinmiştir. Ermenistan’ın Mayıs 1995’te Washington’da büyükelçiliğinin açılış töreninde konuşma yapan ABD Devlet Bakanı Telbotte, taraflar arasındaki ilişkilerin iki prensip üzerinde geliştiğini bildirmiştir. Birincisi, ABD Ermenistan’ın bağımsızlığını korumak için gereken her şeyi üstlenmektedir. İkincisi, Ermenistan’ın dünya birliği ile bütünleşmesine uğraşmaktadır. Bağımsızlığının korunması ve dünya birliği ile bütünleşmesine destek vermek ABD’nin Ermenistan’a yönelik politikasının köşe taşlarıdır.889 Ermenistan ve ABD arasında siyasi ilişkilerin baçlıca hedef ve istikametleri ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yetkili temsilcisinin Haziran 2006’da Ermenistan ziyareti zamanı onaylanmıştır. Koçaryan ile yapılan görüşmede ABD heyeti başkanı Line Devis taraflar arasındaki ilişkilerde günübirlik değil, kalıcı ve geleceye yönelik ilişkilere önem verdiğini bildirmiştir. Bu ziyaret zamanı iki ülke arasındaki öncelikli konular şu şekilde açıklanmıştı: -AGİT Minsk Grubu’nun eşbaşkanlarından olan ABD’nin arabuluculuk girişimi ile Dağlık Karabağ sorununun en kısa zamanda halledilmesi, -Kafkasya’da güvenliğin temin edilmesi ve sağlanması konusunda ortak projelerin hazırlanması ve uygulanması, -Bölge ülkeleri arasında çok yönlü işbirliğini geliştirmek ve buna engel olan Dağık Karabağ sorununa kalıcı bir çözüm bulmak, -Bölge devletlerinin askeri sayısı ve güçleri konusunda daha şeffaf bir ortamın oluşturulması, ordu kuruculuğu planlarının AKKA anlaşması çerçevesinde gerçekleşmesi, ve ileriki tarihte bu analaşmanın yeniden gözden geçirilmesi olasılığı, 889 Vasyutoviç, a.g.m., s. 373. 333 -Dağlık Karabağ sorununa kalıcı çözüm bulduktan ve bölge güvenliğini sağladıktan sonra ABD ve Ermenistan arasında siyasi, ekonomik, askeri, bilimsel, kültürel ve diğer alanlarda ilişkileri geliştirmek ve çeşitlendirmek, -Ermenistan’ın batı devletleri ile ilişkilerini geliştirmek, ABD’nin girişimleri ile ortaya atılan NATO’nun ‘Barış İçin Ortaklık’ projesine katılmayı sağlamak.890 Ermenistan-ABD ilişkilerinin gelişmesinde engel olarak değerlendirilen konulardan biri de Dağlık Karabağ sorunudur. 2000’li yılların ortalarına kadar ABD Karabağ konusunda daha çok Ermenistan’ın yanında olduğu görünümünü verse de, uluslararası terörizmle mücadelede ve enerjı güvenliği konusunda Azerbaycan’ın daha çok desteğine ihtiyaç duyduğu için bazen Ermenistan’ı rahatsız edecek beyanlarda bulunabilmektedir. ABD Dışişleri bakanlığı’nın hazırladığı raporda ‘Ermeni silahlı birlikleri Dağlık Karabağ ve çevresindeki yedi ili işgal etmiştir’ ifadesi kullanılmış ancak daha sonra Ermenistan Hükümeti ve diaspora kuruluşlarının yoğun baskıları sonucunda rapordaki ifade ‘Ermeni silahlı birlikleri Dağlık Karabağ çevresindeki arazilerin büyük kısmını işgal etmiştir’ şeklinde değiştirilmiştir.891 ABD Savunma Bakanlığı uluslararası terrörizmle mücadele koalisyonunda yer alan Güney Kafkasya devletleri hakkında bilgi verirken Azerbaycan’ın yardım ve desteğinden övgü ile bahsetmesine rağmen Ermenistan ve Gürcistan ile karşılaştırıldığı zaman bu ülkeye sağladığı ekonomik ve insanı yardımların miktarı oldukça azdır. ABD’nin en çok duyarlı olduğu ve 11 Eylül terör saldırısından sonra yeni Haçlı seferlinin başladığını bildirdiği terörizm konmusunda bile Ermenistan’a 890 Vasyutoviç, a.g.m., s. 372. “Minoboronı SŞA Nazvalo Soyuznikov Vaşingtona na Yujnom Kavkaze”, (Erişim) http://www.materik.ru/print.php?section=news&id=1632, 3 Temmuz 2002. 891 334 gerekli baskıyı uygulayamamış, teröristlerin Ermenistan pasaportu ile ABD’ye girmesi ve faaliyet göstermesinden sonra bile ABD Ermenistan politikasını gözden geçirmeye gerek duymamıştır. Nitekim Levon Ter-Petrosyan döneminde Ermenistan İstihbarat Teşkilatı Başkanı görevinde bulunmuş David Şahnazaryan beklenmedik çıklama yaparak Afgan teröristlerin Ermenistan pasaportu ile ABD’ye giriş yaptıklarını bildirmişti.892 Sahnazaryan, haber kaynağının açıklanmasını uygun bulmadığını, ancak bu konunun ABD ve Ermenistan arasında görüşüldüğünü ifade etmişti. Sahnazaryan, daha sonra ABD’nin Ermenistan vatandaşlarına yanlışlıkla vize rejimini uygulamadığını, ABD devlet yönetim sisteminde böyle bir yanlışlığın yapılmasının mümkün olmadığını ve bunun bir uyarı niteliği taşıdığını dile getirmişti. Nitekim 16 Aralık 2002 tarihinden itibaren ABD Adalet Bakanlığı uluslararası terörizmi destekleyen devletlerin vatandaşlarına uyguladığı vize rejimini Ermenistan vatandaşlarına da uygulamaya başlamıştı. Ermenistan, ABD’nin bu kararı uyguladığı 21. ilk ve tek Hıristiyan devlet olmuştur. Vize kontrolleri ABD’de yaşayan veya sonradan gelecek olan 16 yaşın üzerinde olan Ermenistan vatandaşları için uygulanmaya konmuştu. 11 Eylülden sonra alınan bu karar genellikle İran, Irak, Libya, Sudan, Suriye, Pakistan ve başka Müslüman ülkelere uygulanmaktaydı. ABD yönetimi bu kararı uyguladıktan sonra Ermenistan Hükümeti ve ABD’deki Ermeni diasporası tarafından ciddi bir biçimde eleştirilmiştir. Ermenistan’ın ABD Büyükelçisi Armen Kirakosyan devreye girmiş Ermeni diasporasının bu konuyla ilgili çalışmalarını koordine etmiştir. Aynı zamanda diaspora Ermenileri bu kararın uygulanmasının durdurulması için Beyaz Saraya binlerce faks çekerek itirazlarını bildirmiştir. Özellikle, Waşington’da faaliyette bulunan Ermeni Milli Komitesi Başkanı Murat Topalyan893 Ermeni yanlısı Senatörlerle görüşerek endişelerini dile getirmişti. Ermeni Milli 892 Aliev N ve Alekperov E, “Terroristı Pribıli v SŞA po Pasportam Armenii”, (Erişim) http://www2.echo-az.com/archive/492/facts.shtml 893 Murat Topovyan evinde büyük miktarda patlayıcı bulundurduğu ve ASALA terör örgütü lideri olduğu için tutuklanmış ve bir süre cezaevinde kalmıştır. 335 Komitesi Ermenistan’ın her hangi bir teröristi ve terör örgütünü barındırmadığını, bu kararın neden Azerbaycan ve Gürcistan vatandaşlarına karşı uygulanmadığını sorgulamıştır. Ermenistan Hükümeti ve diaspora Ermenilerinin yoğun baskılarından sonra 18 Aralık 2002’de ABD yönetimi Ermenistan vatandaşlarına uyguladığı sıkı vize kontrol uygulamasını durdurmuştur. ABD yönetiminin Ermenistan vatandaşlarına uyguladığı bu kararı iki gün sonra yürürlükten kaldırılması ABD’de Ermeni diasporasının ne kadar etkili olduğunu göstermektedir. Özellikle Ermenistan Dağlık Karabağ konusunda ABD’nin baskı yaptığını iddia etse de, ABD’nin Azerbaycan ve Ermenistan politikası değerlendirildiğinde tam aksi bır durumun söz konusu olduğu, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanımasına rağmen, ABD Hükümeti’nin Dağlık Karabağ’ı Azerbaycan’dan ayrı birim olarak görmesi ve mali yardımda bulunması Ermenistan’ın bu iddialarının geçersiz olduğunu kanıtlamaktadır. Bu konu genelde Ermenistan’dan daha çok ABD Ermeni diasporası tarafından gündeme getirilmekte ve lobi faaliyetlerinde propaganda aracı olarak kullanılmaktadır. 4. 3. 3. Ekonomik, Mali ve Enerji Alanında İşbirliği ABD mali ve ekonomik olarak Ermenistan ile daha sıkı bir işbirliği içinde bulunsa da, askeri ve siyasi açıdan ilişkilerinde ciddi bir gelişme yaşanmamıştır ve ABD’nin Ermenistan’da askeri varlığı söz konusu değildir. Ermenistan ‘Barış İçin Ortaklık’ programı çerçevesinde NATO ile ilişkilerini geliştirmeye çalışsa da, güvenlik alanında Rusya ile işbirliğine daha çok önem vermektedir. Ermenistan açısından ABD ile siyasi ilişkiler kadar ekonomik işilişkiler de önemlidir. 1996’da Ermenistan’ı ziyaret eden ABD heyetine başkanlık eden Yan Kalitsky iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri ‘siyasi ilişkiler elbette önemlidir, anacak öncelikli olan ekonomik ilişkilerdir’ 336 şeklinde özetlemiştir.894 İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler Başkan Clinton döneminde daha da genişlemiştir. Ermenistan ABD’nin mali yardımlarını alarak ekonomik sorunlarını halletmenin yanı sıra ülkenin ekonomik faaliyetini düzenleyen yasama, bankacılık, vergi alanlarında da bu üllkenin desteğini almaktadır. ABD bu çerçevede Ermenistan’dan elektrik üretimi ve diğer sanayi tesislerinin özelleştirilmesini talep etmiştir. Bu konu taraflar arasında gerçekleşen bütün görüşmelerde çıkarılmıştır. ABD ABD, tarafından bu öncelikli problemlerin konular halledildiği olarak müzakereye takdirde Ermenistan ekonomisine yüklü miktarda sermaye yatıracağını ve ilişkilerde yeni bir dönemin başlayacağını bildirmiştir. Ermenistan ABD sermayesinin daha çok enerji, iletişim, mikro elektron, ülkede çok az miktarda bulunduğu iddia edılin petrol ve doğalgaz olmakla, diğer doğal kaynakların çıkarılması için yatırılmasını arzu etmektedir. 1997 yılı başlarına kadar iki ülke arasında yaklaşık 40 ortak şirket kurulsa da, bunlar genellikle üretim yapmayan alanlarda faaliyet göstermektedir.895 Ermenistan ve ABD arasında Nisan 1992’de imzalanan anlaşmaya göre, Ermenistan’a en çok kayırılan ülke statüsü verilmiştir. Bu anlaşmada Ermenistan gelişmekte olan ülke olarak değerlendirilmiş ve bazı malların ABD’ye gümrüksüz girişine izin verilmiştir. İki ülke arasındaki ticaret hacminin yaklaşık % 45’i bu kapsamda gerçekleşmektedir. Eski SSCB ülkelerinin hiçbiri ile bu tür anlaşmanın imzalanmadığı dikkate alınırsa, ABD Hükümeti’nin Ermenistan’a olan yaklaşımını ve Ermeni diasporasının başarılı çalışmalarını görmek mümkündür. Aynı yıl yabancı özel sermayenin gelmesini teşvik eden hükümetlerarası anlaşma imzalanmış ve 1995’de Ermenistan Parlamentosu tarafından onaylanmıştır. Bu anlaşma şartlarına 894 895 Vasyutoviç, a.g.m., s. 373. Vasyutoviç, a.g.m., s. 374. 337 göre, ABD Hükümeti sermaye girişini harekete geçirmek için Ermenistan’a borç vermiş, Ermenistan Hükümeti de bu borcu herhangi bir riskten korumak için sigortalamıştır. Bu anlaşma çerçevesinde daha sonra ABD Ermenistan’da bazı programlar hayata geçirmiş, ekonomik reformları maliyeleştirmiştir. Ermenistan ve ABD arasında 10 yıllık imzalanmış ve Mart 1997’de yürürlüğe giren anlaşma ekonomik ilişkilerinin gelişmesi ve sermaye akımının büyümesinde önemli rol oynamıştır. Buna rağmen ABD’nin Ermenistan Büyükelçisi Dağlık Karabağ’da ateşkesin tam olarak sağlanması ve kalıcı barış anlaşmasının imzalanmasından, bölgesel güvenliğin temin edildiğine inandıktan sonra büyük sermayelerin ve projelerin Ermenistan’a geleceğini özellikle belirtmiştir. Ermenistan’da faaliyet gösteren büyük şirketlerden biri de Armentel iletişim şirketidir. Bu şirket Ermenistan’ın oldukça eskimiş iletişim ve haberleşme ağını yeniden kurmayı planlamıştır. Bir diğer şirket de elektronik mallar üreten Armako şirketidir. Bir konsorsıyumda birleşen Trans Worl Telecom ve Armentel ve Almanya’nın Simens şirketi Erivan’ın telefon ve uluslararası haberleşme ağının modernleştirilmesi hakkında değeri 75 milyon dolar olan anlaşma imzalamıştır. Ekonomik işbirliğinin yanı sıra Ermenistan-ABD arasında mali işbirliği de gelişmektedir. Ermenistan nüfus sayısına göre eski SSCB ülkeleri arasında ABD’den en çok mali yardım alan devlettir. 1995’e kadar ABD’den aldığı mali yardımların 4/5’i insani yardım çerçevesinde verilmiştir.896 ABD’nin eski SSCB ülkelerine borç dışında verilen malı yardım programları 896 Vasyutoviç, a.g.m., s. 375. 338 çerçevesinde Ermernistan toplam miktarın % 10’u civarında yardım almıştır. Bu nüfus sayısına göre oldukça büyük bir rakamdır ve kişibaşına yaklaşık 97 dolara denk gelmektedir. Nisan 1995’te sözde Ermeni soykırımının 80. yıldönümü ile ilgili konuşma yapan Başkan Clinton insani ihtiyaçların karşılanması, demokratik değerlerin yerleşmesi ve ekonomik reformların gerçekleşmesi için Ermenistan’a yardımların verilmesine devam edileceğini ve Nisan 1992’de imzalanan ‘en çok kayırılan ülke’ anlaşmasının yürürülükte kalma süresinin uzatılacağını bildirmiştir.897 ABD’nin Uluslararaı Kalkınma Ajansı tarafından yapılan ekonomik ve mali yardımlar Ermenistan ekonomisi için, özellikle enerji ihtiyaçlarının giderilmesinde oldukça büyük önem taşımıştır. Bu bağlamda Ermenistan’ın ciddi enerji sıkıntısı yaşadığı 1990’lı yıllara kadar elektrik üretiminin ciddi bir kısmı ‘Ermenistan İçin Mazut’ programı çerçevesinde verilen yardımlarla karşılanmıştır. Özellikle 1993–1994 yıllarında ABD’nin Uluslararaı Kalkınma Ajansı’nın ‘Sıcak Kış’ programı kapsamında Ermenistan’ın yoksul kesimine ve çocuk evlerine ulaştırılması için verilen yardımlar daha etkili olmuştur. ABD’nin verdiği yardımların büyük bir kısmı Türkiye üzerinden Ermenistan’a ulaştırılmıştır. Ancak Ermenistan’ın sözde Ermeni soykırımı konusunda propaganda faaliyeti, Türkiye’den toprak ve tazminat taleplerinde bulunması ve Azerbaycan topraklarını işgal etmesi nedeniyle Türkiye 3 Nisan 1993’te sınır kapısını kapatmaya mecbur olmuştur. Bunun üzerine ABD Ermeni diasporası lobi faaliyetine başlayarak ABD’nin Türkiye politikasını etkilemeye çalışmıştır. 1995’ten itibaren Ermenistan’da faaliyet gösteren ABD’nin ticari özelliği olmayan Avrasya Vakfı 650’den fazla proje hayata geçirmiştir.898 Her bir 897 Vasyutoviç, a.g.m., s. 375. Eva Laşenova, “Armeniya na Şakhmatnoy Doske SŞA”, (Erişim) http://www.sknews.ru/paper/ 2006/26/article.php?id=3&uin=7, 4 Temmuz 2006. 898 339 projenin değerinin 20 bin dolar olduğu dikkate alınırsa, sadece bu Vakfın Ermenistan’a ciddi yardımlarda bulunduğunu söylemek mümkündür. ABD Başkanı George Bush 2005’te Ermenistan’ı da ‘Bın Yılın Çağrısı’ propgramı kapsamına almış ve bu program çerçevesinde Ermenistan’a yaklaşık 235 milyon dolar yardım edilmesi kararlaştırılmıştır.899 Mali yardım programları kapsamında ABD demokrasinin gelişmesi, ekonomik ve sosyal reformların yapılması, güvenlik ve kolluk kuvvetlerinin yeniden kurulması, insani yardım, sektorlararası girişimcilik alanlarında Ermenistan’a 2002’de 103,900 2003’te 106,5,901 2004’te 89,7,902 2005’te 84,4,903 2006’da 76,5,904 milyon dolar yardımda bulunmuştur.905 ABD’nin mali açıdan Ermenistan’ı desteklemesinin en önemli nedenlerinden biri de ABD Ermeni diasporasının Kongre ve Senato’da yaptıkları lobi faaliyetleridir. Özellikle Ermenistan’ın Türkiye ve Azerbaycan tarafından ekonomik ablukaya alındığını iddia eden Ermeni diasporası 2002 yılı başlarına kadar ABD’nin Ermenistan’a 1 milyar 600 milyon Dolar mali yardım etmesini sağlamıştır.906 Bundan başka ABD Kafkasya ülkelerine mali yardım ederken Dağlık Karabağ’ı ayrı bir birim olarak görmüş ve yardımda bulunmuştur ki bu durum Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıması hakkında görüşlerine ters düşmektedir.907 2003 yılında ABD ‘Freedom Support Act’ programı gereğince 899 Laşenova, a.g.m., “U.S. Government Assistance to Armenia-Fiscal Year 2002”, (Erişim) http://www.aaainc.org/ index.php?id=319, 9 Temmuz 2007. 901 “U.S. Assistance to Armenia-Fiscal Year 2003”, (Erişim) http://www.state.gov/p/eur/rls/fs/ 29484pf.htm, 9 Temmuz 2007. 902 “U.S. Assistance to Armenia-Fiscal Year 2004”, (Erişim) http://www.state.gov/p/eur/rls/fs/ 35976pf.htm, 9 Temmuz 2007; 2004 yılı yardımları için bkz: “Pomoş SŞA Armenii v 2004 Finansovom godu. Spravka Gosdepa”, REGNUM HA, 3 Şubat 2005. 903 “U.S. Assistance to Armenia-Fiscal year 2005”, (Erişim) http://www.state.gov/p/eur/rls/fs/ 51146.htmt, 9 Temmuz 2007. 904 “U.S. Assistance to Armenia-Fiscal Year 2006”, (Erişim) http://www.state.gov/p/eur/rls/fs/ 66320.htm, 9 Temmuz 2007. 905 Gayane Movsesyan, “Voennaya Pomoş SŞA: Somnitelnıy Paritet”, (Erişim) http://www.yerkir.am/ rus/index.php?sub=newspaper_arm&exp=policy&month=05&year=2006&number=26&id=7047 906 “S 1992 goda po Sey den SŞA Osuşestvili v Armenii Program Sodeystviya na Summu Poryadka 1.6 Mılyard”, (Erişim) http://www.arka.am/rus/archive/n12/n2812/281202.html 907 “ABD Dağlık Karabağ'ın Gelişmesi İçin 15 milyon Dolar Ayırdı”, Azg, 9 Ekim 2002. 900 340 Ermenistan’a 93 milyon 750 bin Dolar, Karabağ Ermenilerine ise 25 milyon Dolar yardımda bulunmuştur.908 Sovyetler Birliği döneminde Ermenistan enerji ihtiyacını merkezi hükümet tarafından karşıladığı için ciddi sorunlarla karşılaşmamış, doğalgaz ve petrol aramaları 1960’lı yıllarda maliyeti çok olduğundan durdurulmuştur. Ancak 1980’li yılların sonlarından itibaren enerji sıkıntısı yaşayan Ermenistan Hükümeti yeniden petrol ve doğalgaz arama çalışmalarına başlamıştır. 1997 yılı başlarında Ermenistan-ABD ortak şirketi enerji bakanlığı ile petrol ve doğalgaz araması hakkında üretimin pay bölgüsü hakkında anlaşma imzalamıştı. Bilim adamları Ermenistan’da petrol ve doğalgaz olduğunu ancak bu rezervlerin çok derinde olması nedeniyle çıkarılmasının oldukça pahalıya mal olduğunu iddia etmektedir. ABD projeye 10 milyon dolar yatırmaya karar vermiştir. Ermenistan-ABD ilişkilerinde önemli konulardan biri de enerji alanındaki işbirliğidir. Bu işbirliği Ermenistan’ın bağımsızlığının hemen ardından başlasa da, daha sonra Metsamor909 Nükleer Santrali’nin yeniden faaliyete başlamak talebinin ardından daha da genişlemiştir. Aralık 1988 depreminde ciddi zarar gören Santral’in yeniden faaliyete başlamasına ABD kesinlikle karşı çıkmış, bunun sadece Ermenistan için değil, aynı zamanda bölge için de ciddi sonuçlar doğuracağından endişe etmiştir. Gerçekten de eski teknoloji ile inşa edilmiş Metsamor Nükleer Santrali sadece Ermenistan’ı değil, aynı zamanda bütün bölgenin çevre güvenliğini de ciddi bir şekilde tehdit etmektedir. 908 “Senat Odobril Programmu Pomoşi SŞA Armenii i Nagornomu Karabakhu”, (Erişim) http://www.artsakhtert.com/rus/index.php?lang=eng&t=archive&d=28&m=01&y=2003&id =483 909 Hatem Cabbarlı, “Metsamor Nükleer Elektrik Santrali ve Ermenistan’ın Enerji Politikası”, (Erişim) http://www.azsam.org/modules.php?name=News&file=print&sid=92, 12 Mayıs 2006. 341 Metsamor Nükleer Santrali’nin yeniden çalıştırılması için Ermenistan ve Rusya arasında anlaşma sağlandıktan sonra AB ve Uluslararası Atom Enerji Ajansı Santral’in bölge için büyük tehlike oluşturduğu gerekçesiyle buna itiraz etmiştir. ABD’nin Ermenistan Büyükelçiliği de Santral’in çevre için tehlikeli olduğunu vurgulayan bir açıklama yapmıştı.910 Buna karşılık Ermenistan Enerji Bakanı, Metsamor Nükleer Santrali’nin hiçbir zaman Avrupa standartlarına göre donatılmasının mümkün olmayacağını ve devletin elektrik enerjisi ihtiyacını karşılayabilmesi için alternatif bir kaynağa sahip olmadıklarını bildirmiştir. Dünyada başka hiçbir nükleer elektrik santrali, Metsamor Nükleer Santrali kadar uzun süre (altı yıl) kapatıldıktan sonra yeniden elektrik üretimine başlamamasına rağmen, 1988 depreminde zarar görmüş bu Santral Ermenistan Hükümeti tarafından 1995’te tekrar kullanıma açılmıştır. ABD, santralin daha güvenli bir ortamda faaliyete başlaması için Ermenistan’a 100 bin dolar yardım etmiştir. Santral faaliyete başladıktan sonra Ermenistan enerji ihtiyacının tamamını karşılayamadığını öne sürerek ABD’den mali yardım talebinde bulunmuş, taraflar arasındaki görüşmeler sonucunda Mayıs 1996’da hükümetlerarası anlaşma imzalanmıştır. Anlaşma şartlarına göre, Ermenistan’a enerji açığını kapatması için 15 milyon dolar verilmiştir. Anlaşmada aynı zamanda Ermenistan Enerji Bakanlığı’nın Uluslararası Kalkınma Ajansı ile işbirliği yapması, enerji siyasetini yeniden gözden geçirmesi, enerji üretiminin değerinin düşürülmesi ve başka konular yer almıştır.911 ABD Ermenistan’dan enerji sisteminin özelleştirilmesini talep etmiş ve bu konuda karşılaştığı sorunlarla ilgili yardım edeceğini bildirmiştir. ABD uzmanlarının katılımı ile Ermenistan 1996–2000 yılları arasında enerji sektörünün kalkınması, doğalgaz boru hatlarının tamiri ve yenilerinin inşa edilmesi programı hazırlanmıştır. Projenin gerçekleşmesi için Ermenistan 910 John M. Gleason, “The Decision to Reactivate a First-Generation Soviet Nuclear Power Plant: Conceptual and Decision-Analytic Frameworks”, (Erişim) http://www.fplc.edu/RISK/vol8/winter/ Gleason.htm 911 Vasyutoviç, a.g.m., s. 378. 342 ABD ve diğer mali kuruluşlardan aldığı 125 milyon dolardan başka 50 milyon dolar daha talep etmiştir.912 Ermenistan ve ABD arasında ekonomik ilişkiler değerlendirildiği zaman 1990’lı yılların ortalarına kadar ABD’nin insani yardım programlarına önem verdiğini, bu tarihten sonra ağırlıklı olarak enerji, mali, tarım, gayrı menkul piyasasının oluşması ve diğer alanlarda projelere öncelik verdiğini söylemek mümkündür. ABD’nin Ermenistan’a insani yardım programları halen devam etmektedir. İnsani yardım programlarının devam etmesinde Ermeni disaporasının lobi faaliyetlerinin büyük önemi olduğunu özellikle belirtmek gerekmektedir. Ermenistan insani yardım programlarının devam etmesinden memnun olsa da, ABD sermayesinin daha çok tıcari, sanayi ve üretim alanlarına girmesinden yana olmuştur ve son zamanlarda bu projelerin gerçekleşmesine çalışmaktadır. 4. 3. 4. Ermenistan-ABD İlişkilerinde Diasporanın Yeri ve Önemi ABD’de Ermeni diasporasının oluşumu 19. yüzyıla tekabül eder913 ve Ermenilerin bu ülkeye göç etmeleri genellikle eğitim, ticari ve siyasi amaçlı olmak üzere üç başlık altında değerlendirilmektedir ve Özellikle Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlının yenilgisinden sonra Orta Doğu’da güvenliğin sağlanamadığı bir ortamda Ermeniler ABD’ye yerleşmeye devam etmişdir. 1930’lu yıllara kadar Ermeniler ABD’nin sosyal ve siyasi hayatında fazla etkili olmasalar da, özellikle sözde Ermeni soykırımı konusunda faaliyetlerine hiçbir zaman ara vermemiştir.914 Bu propaganda faaliyeti 1990’lı yıllara kadar genellikle diaspora kuruluşları ve temsilcileri tarafından yürütülmüş, Ermenistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra bu konuyu daha geniş bir 912 Vasyutoviç, a.g.m., s. 379. Kantarcı, a.g.e., s. 87. 914 Djon Kirakosyan, “Blijnevostoçnıy Krizis 1895-97 gg. Armeniya i Politika SŞA”, (Erişim) http://www.genocide.ru/lib/kirakosyan-a/articles/eastern-crisis.htm 913 343 şekilde değerlendirmiş ve ortak eylem planı hazırlayarak lobi çalışmalarına ABD Ermeni diasporası ile birlikte devam etmiştir. ABD Ermeni diasporası genellikle Ermeni milli kimliğin korunması için mücadele etmiş, bunu sağlamak için de sözde Ermeni soykırımı konusundan başarılı şekilde yararlanmıştır. Diaspora bununla milli kimliğin korunması ve sözde Ermeni soykırımı propagandası yönünde hedefe doğru ilerleyebilmiş ve ciddi mesafe katetmiştir.915 Diasporanın etkili faaliyet göstermesinde Ermenistan’ın ABD politikasında sözde Ermeni soykırımı faktörünü ön olana çıkarması ve devlet seviyesinde ilişkilere yansıtması olmuştur. 1990’lı yılların sonlarından itibaren ABD’nin Orta Doğu ve Türkiye politikasını iyi değerlendiren diaspora kuruluşları ve Ermenistan Hükümeti propaganda faaliyetlerini daha da artırmıştır. ABD Ermeni diasporasının faaliyeti değerlendirildiği zaman 1990’lı yıllardan sonra üzerinde durduğu konuları kısaca şu şekilde özetlemek mümkündür: -Kafkas Ermenistan’ı, Ermeni toplumunun garantisi durumundadır. Kimlik açısından Ermeni olarak kalmak isteyenler oraya göç etmelidirler, -Klasikleşen sözde Ermeni soykırımının ABD tarafından tanınmasını sağlamak,916 Türkiye’nin ekonomik kalkınmasını engelleyerek ve siyasi düzenini bozarak ‘4 T Planı’nda öngörülen tanıtım, tanınma, tazminat ve toprak taleplerinin gündeme taşıyacak ve destek bulacağı ortamı hazırlamak. Sözde Ermeni soykırımının uluslararası platformda tanınması Ermeni isteklerini tatmin ve ruhlarını yatıştırıcı bir faaliyettir. Ermeni soykırımının tanınması Ermeni problemini çözmez. Batı Ermenistan’ın geri alınması ve 915 Hovanes Nikoğosyan, “Çeğaspanutyan Tşanaçman Ginı. İnçpisin Petk e Lini HH Paştonakan Dirkoroşumı”, (Erişim) http://ap.rau.am/?page=statja&st_id=77, 12 Mart 2007. 916 Kemal Çiçek, “Ermeni soykırımı” iddiasına kapsamlı bir çözüm modeli...”, Zaman, 14 Ekim 2007. 344 Ermenilerin ata topraklarında toplanması Ermeni diasporasının yüce hedefidir. Diaspora bu amaca yönelik bir şekilde teşkilatlanmalıdır:917 -Ermenistan’ın bağımsızlığının korunması ve karşılaştığı ekonomik sorunların halledilmesi için ABD’nin ekonomik ve mali desteğini sağlamak, -Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgal edilmesini ulusların kendi kaderini tayin edilmesi anlayışı çerçevesinde ABD Hükümeti’ne ve kamuoyuna sunmak, -Sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını veya bölgenin Ermenistan’a ilhak edilmesini ABD ve dünya kamuoyuna kabul ettirmek. Ermeni diasporası sözde soykırımın ABD Başkanı ve Kongre tarafından tanınması ve ABD’nin Türkiye’ye askeri ve ekonomik yardımını kısıp Ermenistan’a insani ve ekonomik yardımlarını arttırması yönünde Beyaz Saray’a sürekli baskı yapmıştır. Ermeni diasporası 2007 yılına kadar bu konuda hedeflerine ulaşmasalar da, 10 Ekim 2007’de Temsilciler Meclisi Dış İlişkier Komisyonu sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısını kabul etmesi TürkABD ilişkilerini ciddi şekilde zedelemiştir.918 ABD Ermeni diasporasının ilgilendiği bir konu da Azerbaycan enerji rezervlerinin dünya piyasalarına ulaştırılması için Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol ve Bakü-Erzurum doğalgaz boru hatlarının inşasını engellemek olmuştur. Boru hatları konusu gündeme geldiği zaman Ermenistan ona sunulan tekilflerin hiçbirini olumlu karşılamamış ve neticede kendisine ekonomik ve 917 Cemalettin Taşkıran, “Ermeni Diasporasi Nedir? Ne İstiyor?”, Ermeni Araştırmaları 1. Türkiye Kongresi Bildirileri, III. cilt, Ankara 2003, ss. 3-13. 918 Alev Alatlı, “Amerika’ya Kim Hükmediyor” (1), Zaman, 18 Ekim 2007; Cevdet Akçalı, “TürkErmeni Anlaşmazlığında Üçüncü”Taraf”, Yeni Şafak, 22 Ekim 2007; “İşte Türkiye’nin ABD’ye Karşı Stratejik Kozları”, Zaman 16 Ekim 2007; “Türkiye’nin Lobi Skandalı”, Cumhuriyet, 18 Ekim 2007; “Soykırım Cephesinde Derin Hesaplar”, Radikal, 19 Ekim 2007. 345 jeopolitik avantaj sağlayan projelerden uzak kalmıştır. Bu gerçeği oldukça geç anlayan Ermenistan 1997 sonlarından itibaren Hazar enerji kaynakları ile ilgilenmeye başlamıştır. Ancak Azerbaycan imzaladığı petrol anlaşmalarını hayata geçirip petrolü Bakü-Novorossisk ve Bakü-Supsa Petrol Boru hatlarıyla dünya pazarlarına taşımaya başladıktan sonra Ermenistan’ın bu ilgisi fazla rağbet görmemiştir. Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hattı konusunda geç kaldığını anlayan Ermenistan Hükümeti, ABD’deki Ermeni diasporasını devreye sokarak, ABD kamuoyuna Bakü-Ceyhan projesinin Gürcistan üzerinden geçmesinin çok pahalıya mal olacağı, ABD vatandaşlarının ödedikleri vergilerin yanlış bir projeye harcanacağı propagandasını yapmaya başladı.919 ABD Ermeni Asamblesi, ABD Kongresi’nin Ermeni sorunlarıyla ilgili grubun eş başkanı ve Temsilciler Meclisi üyesi Joe Nollenberg ve grubun diğer eş başkanı Frank Pallone Bakü-Ceyhan Petrol Boru hattı konusunun ABD Senatosu’nda tartışılması için tasarı hazırlamıştır. Tasarıda ABD Ticaret ve Kalkındırma Ajansı’nın Trans-Ermenistan Bakü-Ceyhan petrol boru hattını finanse ettiği takdirde, ABD petrol şirketlerinin 400–700 milyon Dolar arasında tasarrufta bulunacağı konusunda bilgi verilmişti.920 Ancak ABD Ermeni diasporasının bu girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı. Ermeni diasporası Ermenistan-ABD ilişkilerinde en dinamik bir kurumdur, zaman zaman görüş ve taleplerini her iki tarafa kabul ettirebilecek mekanizmalara sahiptir. Ermenistan-ABD arasında son 17 yılda her hangi bir şekilde iyi ilişkiler kurulmuşsa ve halen devam ediyorsa, bu aynı zamanda Ermeni 919 diasporasının başarısı olarak da değerlendirilebilir. Taraflar Cabbarlı, “Bağımsızlık Sonrası…”, s. 236-258. Armen Khanbabayan, “Marşrut Kaspiiskoy Nefti Mojet Bıt Peresmotren”, Nezavisimaya Gazeta, 22 Haziran 2001. 920 346 arasındaki ilişkilerde Ermeni diasporasının bundan sonra da etkili olacağı kaçınılmazdır. SONUÇ Ermeni iddialarının aksine zamanla şekillenmiş ve milletleşme sürecini tamamlamış bir millet değildirler; kendileri bile etnik kökenleri konusunda ortak görüşleri paylaşamamaktadırlar; bu tartışmalar günümüzde de Ermeni ve yabancı tarihçiler arasından halen devam etmektedir. Bazı Ermeni tarihçileri kendilerinin Nuh Peygamber’in oğlu Hayk’tan geldiklerini iddia ederek karışık ırk olmadıklarını kanıtlamaya çalışsalar da, aslında bugünkü Ermeniler çeşitli ırk ve milletlerin kaynaşması sonucunda ortaya çıkmıştır. Bilimsel açıdan en gerçekçi olanı da budur. Zira Orta Doğu ve Asya kıtasında yaşayan ve her zaman yönetilen tebaa olan Ermenilerin diğer ulus ve milletlerle bir arada yaşayıp karışmaması sosyolojik ve tarihsel olarak mümkün değildir. Milletleşme sürecinin Orta Doğu ve Asya’da Avrupa’ya rağmen daha geç başlaması dikkate alınırsa, Ermeni iddiaları fazla inandırıcı değildir. Yaklaşık bin yıl Türklerin hâkimiyeti (Selçuk ve Osmanlı) altında yaşayan Ermenilerin bu baskın kültür değerinden yararlanmama ve benimsememe ihtimali oldukça zayıftır. Ermeni ulusal kimliğinin oluşumunda Türk faktörü özellikle 19. yüzyılın başlarından itibaren daha derin izler bırakmıştır. Osmanlının zayıflamasına paralel olarak Hıristiyan devletlerden siyasi destek alan Ermeniler, Türkleri ‘öteki’ olarak tanımlamış ve bu tanımlama bugün negatif anlamda daha da katmanlaşmıştır. Ermenilerin milletleşme ve ulusal kültürünün oluşumu süreci halen devam etmektedir. Dünyanın birçok ülkesinde yaşayan Ermeniler arasında bu süreçte bazı benzerlik ve farklılıklar vardır. Asyalı, Doğulu ve Hıristiyan olmaları Ermenilerin ulusal kimliklerinin oluşumunda etkili öğelerden biridir. Ermenilerin Türk karşıtı psikolojisinin şekillenmesinde kilisenin propagandasına paralel olarak Ermeni aydınlarının yazdıkları eserler de etkili 348 olmuştur. Kilise ve aydınlar Ermenilerin özellikle son 200 yılda yaşadığı bütün olumsuzluklardan Türkleri sorumlu tutmuştur. Bu iddialar özellikle Birinci Dünya Savaşı yıllarında yaşanan olaylardan sonra Ermeniler tarafından daha sistematik şekilde dile getirilmiş ve süreklilik arz etmiştir. Ermeni ulusal kimliğinin oluşumunda derin iz bırakan bir olgu da Rusya faktörüdür. Rusya ile temasta bulunan Ermeniler Hıristiyan Avrupa ile beraber bu ülkeden de destek almaya çalışmıştır. Rusya sıcak denizlere inme politikası bakımından bölgeye hâkim olmaya çalışırken Ermenilerden yararlanmıştır. Rusya’nın Ermeni tarihinde bıraktığı negatif iz son 200 yılda Ermeni kamuoyu ve aydınları tarafından fazla tartışılmamıştır. Ermenistan’ın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra bu konuyu tarafsız değerlendirmeye fırsat ortaya çıksa da, ‘bağımsız’ Ermenistan’ın ekonomik, siyasi ve enerji güvenliği bakımından Rusya’ya ‘bağımlılığının’ devam etmesi bu konunun tartışılmasına imkân vermemiştir. Ermeniler kültür değerlerinin sadece kendilerine ait olan özellikleri ve tarihsel birikimleri ihtiva ettiğini iddia etseler de, Selçuklu, Osmanlı Türk ve Müslüman değerlerinin Ermeni kültürünün oluşumunda özel yeri vardır. Ermeniler kültür değerlerinin özü hakkında bahsederken alfabe ve dil özelliklerini ön plana çıkarmaya çalışsalar da, aslında alfabelerinin Afrika (Etiyopya) halklarının alfabeleri ile inanılmaz benzerlik arz etmesinden ve tarih boyunca dillerine girmiş bulunan yaklaşık 4000∗ Türk kökenli kelimeden kesinlikle söz etmezler. Bu cesareti gösteren bilim adamlarının eserlerini ise genellikle yok sayarlar. Hiç kimse Ermeni kültürünün milli değerlerden yoksun olduğunu kanıtlamaya çalışmazken, Ermeniler, bin yıllardır yaşadıkları coğrafyada başat konumda olan Türk-Müslüman kültür değerlerinden yararlanmadıklarını ısrarla kanıtlamaya çalışmaktadır. ∗ Açaryan Raçiya Akopoviç, “Vzaimnoe Vliyanie Tyurkskogo i Armyanskogo Yazıkov”, Pervıy Vsesoyuznıy Tyurkologiçeskiy Syezd, 26 Şubat–5 Mart 1926, Baku, 349 Ulusal kimliğin oluşumunda bir diğer önemli etken de hiç şüphesiz din olgusudur. Ermeniler Hıristiyanlığı ilk olarak kabul eden devlet olmalarının propagandasını yaparken 451’de toplanan Kadıköy Konsili’nde Ermeni Kilisesi’nin Hz. İsa’nın ilahi kimliğe sahip olduğu Monofizit dini görüşünü kabul ederek, Gregoryenlik mezhebini seçmelerini, Avrupa kilisesinden ayrılmalarını, Papa’nın dini otoritesini tanımamalarını ve bu nedenle Hıristiyan dünyası tarafından lanetlendiklerini görmezden gelmektedirler. Ermeniler ulusal kimliklerinin oluşumunda Kilise’nin vazgeçilmez yerinin olduğunu bildirseler de, nedense, bin yıl tebaası oldukları Türk devletlerinin (Selçuklu ve Osmanlı) Ermeni Kilisesi’nin faaliyetine en uygun ortamı hazırlaması ve hiç bir zaman baskı yapmaması gerçeğini unutmayı ve ya susmayı tercih etmektedir. Ermenistan yerleştiği coğrafya itibarıyla elverişsiz jeopolitik konuma sahiptir. Denizlere ve okyanuslara çıkışı yoktur. Ulaşım genellikle Gürcistan ve İran üzerinden yapılmaktadır. Ayrıca, bağımsızlık sonrası izlediği yayılmacı dış politikaya göre, 1990’lı yılların sonlarından itibaren bölgede gerçekleşen birçok projelerin dışında kalmıştır. Bütün bu olumsuzluklara rağmen jeopolitiğin beşeri/potansiyel unsurlarını zaman zaman lehine çevirebilmiştir. Ermenistan devlet başkanlığı sistemi ile yönetilen bir ülkedir. Bu sistemde devlet başkanı hükümetten daha geniş yetkilere sahip olduğuna göre, dış politika daha dar çerçevede oluşmaktadır ve geniş katılım söz konusu değildir. Dış politika doktrinlerinin hayata geçirilmesinde devletlerin ekonomik gücü ve potansiyeli önemli rol oynamaktadır. Bu bakımdan Ermenistan ekonomisi değerlendirildiğinde son 15 yılda ciddi ekonomik sıkıntılar yaşamasına rağmen bu eksikliğin dış politikaya yansımadığını, ekonomik kapasitesinin çok üzerinde bir dış politika uyguladığı anlaşılmaktadır. 350 Ermenistan ekonomisi yapısallaşmamıştır ve önemli ölçüde Rusya’ya bağımlılığı söz konusudur. Mayıs 1994’te imzalanan ateşkes antlaşmasından sonra bazı sorunlarını halletmeye fırsat bulsa da, ciddi bir ilerleme kaydedilmemiştir. Yabancı sermayenin kıtlığı, yasaların bürokrasi karşısında zayıf kalması ve diğer nedenler ekonominin önemli sorunları olarak değerlendirilmektedir. Ermeni diasporası coğrafyasının geniş olması, özellikle ABD ve Avrupa ülkelerinde ciddi şekilde teşkilatlanmaları Ermenistan Hükümeti’ne avantaj sağladığı gibi bazı durumlarda da problemler oluşturmaktadır. Ermeni diasporası dış politikanın şekillenmesi sürecinde zaman zaman hükümete kendi taleplerini kabullendirmeye çalışmaktadır. Bağımsızlığın ilk yıllarında profesyonel diplomat sıkıntısı yaşayan hükümet diasporadan uzman getirmek zorunda kalmıştır. Diaspora kuruluşları özelikle bağımsızlığın ilk yıllarında ülkeye ciddi anlamda mali yardım ve sermaye girişi sağladığı için dış politikada ağırlığını korumaya çalışmıştır. Hükümet dış politikada diasporanın gereğinden fazla etkili olmasına imkan vermese de, dışişleri bakanlığı ve diaspora kuruluşları zaman zaman birbirilerinin kapasite, siyasi ve ekonomik potansiyelinden karşılıklı olarak yararlanmıştır ve bu geleneğin halen devam ettiğini gözlenmektedir. Ancak Koçaryan iktidara geldikten sonra Ermenistan’da üç diaspora konferansının düzenlenmesi ile hükümet ve diaspora kuruluşları arasında koordinasyonun sağlanması için ciddi çaba harcadığını görmekteyiz. Bu, bir anlamda hükümetin diaspora kuruluşları üzerinde kontrolü sağlama girişimleri gibi değerlendirilse de, hükümetin bunu başarması için gerekli mekanizmalara sahip olmadığı bilinmektedir. Ermenistan dış politikasının oluşumunda yukarıda ifade edilen bütün öğeler Hay Dat Doktrini’nde bir şekilde yer almıştır, sadece öncelikler sırasına göre değişmektedir. Bu Doktrin’in ne zaman ortaya çıktığı konusunda kesin bilgiler olmasa da, 19. yüzyılın sonlarından itibaren Ermeni Kilisesi ve 351 aydınlarının çalışmaları sonucunda ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu Doktrin Ermenistan’ın bağımsızlık elde etmesine kadar diaspora kuruluşları tarafından korunmuş ve ideolojik olarak zamanla daha da zenginleştirilmiştir. 1991’den sonra Doktrin gayrı resmi olarak bütün hükümetler tarafından kabul görmüş ve uygulanmıştır. Hay Dat Doktrini’ne genelde Taşnaksutyun Partisi sahiplenmiş ve uygulanması için mücadele etmiştir. Doktrin’in temel prensiplerini tarihi Ermeni topraklarının geri alınması ve Birleşik/Büyük Ermenistan ulusal devletinin kurulması; tarih boyunca dünyanın çeşitli bölgelerine dağılmış Ermeni ulusunun söz konusu topraklara geri dönmesini sağlamak; sosyal devletin kurulması gibi değerlendirmek mümkündür. Hay Dat Doktrini’nin teorik esasını, bölgesel güçlerin yayılmacı politikalarını ulusal güvenlikleri için başlıca tehdit olarak kabul eden Ermeni tarihsel politik geleneği oluşturmaktadır. Ermenistan nüfusu tarihin hiç bir döneminde tek bir ülke sınırları içinde bulunmamıştır. Bugün sayıları 9 ila 15 milyon olduğu iddia edilen Ermenilerin yaklaşık 1,5 veya 2 milyonu Ermenistan’da yaşamaktadır. Bağımsızlık sonrası ciddi, hatta zaman zaman tehlikeli olarak değerlendirilen sayıda dış göç vermiştir. Bölgede en az, ama homojen nüfusa sahiptir. Homojen ülke olma özelliğini dış politikada başarılı şekilde kullanmaktadır. Nüfusun halen (özellikle kalifiye gücün) dış göç vermesi devam etse de, 1990’lı yıllarda olduğu kadar tehlikeli değildir. Dış politikanın şekillenmesinde yukarıdaki öğeler kadar siyasi liderlerin tutum ve davranışları da önemlidir. Bu gün Ermenistan devlet yönetiminde bulunanların büyük çoğunluğu Sovyet siyasi okulunun mezunlarıdır ve dolayısıyla yönetimde bu psikoloji hüküm sürmektedir. Daha genç ve Avrupa eğitimli kadrolar için geniş imkânlar sağlanmamaktadır. 352 Ermenistan’ın bağımsızlık mücadelesinin lideri olarak tanınan TerPetrosyan devlet başkanı seçildikten sonra sıkıntılı dönemde bulunan dış politikanın belirlenmesinde son söz hakkına sahip olmuştur. 1997 yılına kadar iktidara hâkim olsa da, özellikle Dağlık Karabağ sorununun çözümünde uzlaşmaya taraf olduğu için kendi takımı tarafında istifaya zorlanmıştır. Ermenistan’ın ikinci devlet başkanı Koçaryan Petrosyan’a karşı cephe almış takımın liderliğini yapmıştır. Şahinleri temsil etmektedir ve TerPetrosyan’ın hangi sebeplerden dolayı istifa ettiğini bildiği için özellikle dış politika ve güvenlik konularında faaliyet alanının daralmasına kesinlikle müsamaha göstermemektedir. Son zamanlarda Başbakan Serj Sarkisyan’ın konumunun güçlendiği iddia edilse de, bu Koçaryan’ın üçüncü kere devlet başkanı seçilememesi ile açıklanabilir ve büyük bir ihtimalle kontrollü bir gelişmedir. Koçaryan aynı zamanda ekonomi ve güvenlik konularında da kendi görüşünü kabul ettirebilmekte, özellikle Rusya ile işbirliği konularına daha çok önem vermektedir. Ermenistan’da Başbakanlık görevinde bulunmuş ve Dağlık Karabağ Savaşı’nın kahramanı olarak tanınmış Vazgen Sarkisyan’ın parlaması TerPetrosyan iktidarının son yıllarına denk gelmektedir. Siyasetten çok uzak olmasına rağmen eski savunma bakanı olarak askeri rejim anlayışı çerçevesinde ülkeyi yönetmek istemiştir. 1996–1999 yılları arasında ülkeyi fiilen Sarkisyan yönetmiştir. Ermenistan dış politikasının oluşumunda genelde güvenlik güçleri aktif olarak katılsa da, bu daha çok güvenlik güçlerinin başında duran şahsın kişisel özellikleri ile de ilintilidir. Savunma Bakanlığı genellikle, polis ve istihbarattan daha fazla dış politikaya müdahale edebilmektedir. Bu alanda Milli Güvenlik Konseyi’nin görüşleri de dikkate alınmaktadır. Ancak Milli 353 Güvenlik Konseyi’nin hukuki statüsü bugüne kadar belirlenmediği için hem bu kurumu kontrol etme mekanizması yoktur hem de kurum sık sık toplanmamaktadır. Bugüne kadar Savunma Bakanlığı’nın dış politikaya müdahale ve yönlendirme yeteneğini Dışişleri Bakanlığı henüz sınırlandıramamıştır. Sözde Ermeni soykırımı konusu Ermenistan dış politikada başarılı şekilde kullanılan araçlardan biridir. Bu konu iktidarda bulunan siyasi güç tarafından hiçbir zaman ihmal edilmemiş, sadece öncelikli konular sırasına ve önemine göre çok ufak değişiklikler göstermiştir. Bu konuyla ilgili propaganda çalışmaları özellikle diaspora kurumları ile paralel olarak yürütülmektedir. Sözde Ermeni soykırımını dış politikanın ulusal sınırları aşarak uluslararası nitelik kazanan tek öğesi olarak değerlendirmek mümkündür. ABD’nin ve Avrupa ülkelerinin bu konuyu Türkiye’ye yönelik baskı olarak görmeleri Ermenistan’ın propaganda çalışmalarının daha rahat kabul görmesi için uygun ortam hazırlamıştır. Ermenistan bağımsızlığını ilan etmeden önce Türkiye bu ülke ile ilişkilerini geliştirmek için Moskova üzerinden bazı girişimlerde bulunsa da, bu ülkeden beklenen ilgiyi görmemiştir. Ermenistan bağımsızlık elde ettikten sonra aynen 1918–1920 yıllarında var olan Birinci Ermenistan Cumhuriyeti gibi Türkiye’ye yönelik düşmanca politika izlemiş, bu ülkenin toprak bütünlüğünü tanımamış, Ermenilere soykırım yapmakla suçlamış, Türkiye’nin doğu bölgesini Batı Ermenistan olarak görmüştür. Bu iddialar sadece sözde kalmamış, aynı zamanda ‘Ermenistan Bağımsızlık Bildirgesi’nde de yer almıştır. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkiye Ermenistan ile iyi ilişkiler geliştirmek isteğinden vazgeçmemiştir. Türkiye işbirliği çerçevesinde 354 Ermenistan ile ilişkilerini geliştirebilir düşüncesiyle Karadeniz’e kıyısı olmamasına rağmen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’na üye olarak davet etmiş, 1993 yılına kadar Kars Doğu sınır kapısını açık tutmuştur. Ermenistan’ın Türkiye’ye yönelik politikasını ‘4 T Planı’ çerçevesinde değerlendirmek mümkündür. Buna göre, Ermenistan sözde Ermeni soykırımını uluslararası kamuoyuna tanıtmayı, sözde Ermeni soykırımının Türkiye’nin de tanımasını sağlamayı, toprak ve tazminat talep etmeyi uzun vadeli bir stratejik hedef olarak seçmiştir. Ermenistan 1965 yılına kadar sözde Ermeni soykırımı konusunda ulusal ve uluslararası girişimlerde bulunmasa da, bu tarihten itibaren Erivan’da ‘soykırım’ kurbanlarını resmi anma merasimi düzenlenmiştir. Bundan sonra Ermenistan’ın sözde Ermeni soykırımı propagandası süreklilik arz etmiş, bağımsızlık sonrası ise daha da genişlemiştir. Türkiye Ermeni iddialarına karşı her zaman müzakere kapısını açık tutsa da, Ermeniler uzun zaman bu konuda işbirliğine gitmemiştir. Ancak 2001 yılında taraflar bir araya gelerek sorunları görüşmek için Türk-Ermeni Uzlaştırma Komisyonu kurmuştur. Komisyon çerçevesinde uzun süren müzakerelerden sonra görüşmeler diaspora kuruluşları ve Ermenistan Hükümeti’nin Türk temsilcileri ile görüşmenin diasporayı böldüğü ve ulusal çıkarlara hizmet etmediği konusunda beyanda bulunması üzerine başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Ermenistan özellikle son zamanlarda sözde Ermeni soykırımının tanıtılması konusunda başarılı sonuçlar aldıktan sonra, ‘4 T Planı’nın ikinci öğesi olan Tanınma stratejisi çerçevesinde Türkiye kamuoyuna yönelik propaganda faaliyetine önem vermiştir. Özellikle ABD ve Fransa’da sözde Ermeni soykırımını kabul edilmesi ile ilgili yasa ve yasa tasarılarının kabul edilmesinden sonra Ermeni diasporası ve Ermenistan bu konunun Türkiye 355 kamuoyu tarafından da tartışılması için uğraşmıştır. Bu konuda özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren Ermenistan’ın görüşlerini destekleyen Türk akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, televizyon kanalları ve basın ön plana çıkmaya başlamış, konferanslar düzenlenmiş ve kitaplar basılmıştır. Ermenistan, Türk kamuoyunda sözde Ermeni soykırımı konusunda farklı fikirlerin ortaya çıkması ve yayılması için bütün mümkün araçlardan kullanmaya çalışmaktadır ve bu konuda özellikle son yıllarda başlangıç olarak ciddi ilerlemeler kaydetmiştir. Başta Taner Akçam ve birçok Türk olduklarını iddia eden bazı aydın ve akademik kesimler, sivil toplum kuruluşları sözde Ermeni soykırımını kabullenmiş ve propagandasını yapmıştır. Bu konuyla ilgili Orhan Pamuk’un Nobel Ödülü alması Batı’nın çifte standardı ve Ermenistan’ın başarısı olarak değerlendirilebilir. Türkiye açısından en ciddi tehlike sözde bölünmesidir. Ermeni Eğer soykırımı bu konusunda gerçekleşirse, Türk tazminat kamuoyunun ve toprak ikiye talebi propagandasında Ermeniler daha ciddi sonuçlar elde edebilirler. Ermeni diasporası ve Ermenistan Hükümeti sözde soykırım propagandasının başarılı sonuçlar verdiği son zamanlara kadar tazminat konusunu fazla gündeme taşımasalar da, sigorta kurumları ile pazarlıklarına devam etmiştir. Ermenistan resmi yetkilileri tazminat konusunun henüz gündemde olmadığını ancak bunun için uygun fırsat ortaya çıktığı zaman uluslararası kamuoyunun gündemine taşıyacaklarını ve Türkiye’den tazminat talep edeceklerini bildirmiştir. Hay Dat Merkezi Ofisi Başkanı Karo Manoyan ise daha açık konuşarak ‘Ankara Osmanlının hukuki varisi olduğu için Ermenilere tazminat ödemelidir’ demiştir. Ermenistan devletinin resmi kuruluşu olan Ulusal Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü üyesi Stepan Stepanyan Türkiye’nin ödemesi gereken tazminatı 60 miyar dolar olarak belirlemiştir. Hiç kuşkusuz bu konu resmen gündeme taşınırken bu rakam daha da artacaktır. Ermeniler California 356 Mahkemesinde New-York Life Sigorta Şirketi’ne açtıkları davayı 2004 tarihinde kazanmıştır. Şirket Ermenilere yaklaşık 20 milyon dolar ödemeye mahkûm edilmiştir. Davayı kazanan Ermeniler ayrıca bu davanın karar metninde ‘soykırım’ kelimesinin kullanılmasından oldukça umutlanmıştır. Bu örnek olay olarak ileride Türkiye’ye karşı kullanılabilir. Bir ihtimale göre de New-York Life Sigorta Şirketi Türkiye’yi şikâyet edebilir. Sözde soykırıma uğrayan Ermenilerin mirasçılarına tazminat ödeyen bir diğer şirket de Fransa’nın AXA firmasıdır. AXA, 7 bin Ermeni’ye toplam 12,7 milyon EURO ödeme yapacağını açıklamıştı. ‘4 T Planı’nın son aşaması ise Türkiye’den toprak talebidir. Ermenistan resmi yetkilileri bu konuda açıkça beyanlarda bulunmasalar da, devletin hazırladığı harita ve belgelerde Türkiye’nin doğu bölgesi Ermenistan sınırları içerisinde gösterilmektedir. Ermeniler bu iddialarının hukuki altyapısını oluşturmak için Kars ve Moskova Anlaşmaları’nın Ermenistan’ın özgür iradesi ile imzalanmadığını ileri sürerek anlaşmaların yürürlükten kaldırılmasını istemektedirler. Ayrıca ‘Bağımsızlık Bildirgesi’nde Türkiye’nin doğu bölgesinden Batı Ermenistan olarak bahsedilmesi devletin bu konuda her zaman sessiz kalmayacağını ve en uygun zamanda toprak talebinde bulunacaklarını göstermektedir. Ermenistan Kars Doğu sınır kapısının kapalı olmasını iki ülke arasında ciddi sorun olarak göstermektedir. AB’ye üye olmak isteyen devletin bir başka devleti ablukaya almasının doğru olmadığını Ermenistan her fırsatta dünya kamunun dikkatine sunmaya çalışmaktadır. Ama ne Türkiye, ne Ermeni aydınları, ne de demokrat olduklarını iddia eden Avrupa devletleri ekonomik sıkıntılar yaşayan, Azerbaycan topraklarını işgal eden, Türkiye’yi sözde Ermeni soykırımı ile suçlayan Ermenistan’ın ahlaki davranmadığını ifade 357 etmek cesaretini göstermemiştir. Sınır kapısı konusunda Ermenistan yönetiminde ve kamuoyunda çeşitli görüşler hâkimdir. Bir grup sınırların açılmasının ülke ekonomisini bir nebze de olsun rahatlatacağını, diğer bir grup ‘dev’ Türk ekonomisinin kısa sürede Ermenistan ekonomisini ‘yutacağını’, bir diğer grup ise yıllardır devam eden ablukanın Ermenistan ekonomisine artık bağışıklık kazandırdığını iddia etmektedir. Ermenistan her fırsatta Türkiye ve Azerbaycan’ın Ermenistan’a ekonomik abluka uyguladığını ‘demokrat’ Avrupa’nın dikkatine sunmakta ve Avrupa bu konuda Türkiye’ye baskı uygulamaktadır. Ermenistan’ın bütün cephe boyu harekete geçerek Türkiye karşıtı politika uyguladığı bir dönemde Türkiye’den sınır kapılarını açmasını beklemesi doğru değildir ve bunun gerçekleşmeyeceğini anlamaktadır. Ancak Ermenistan propaganda savaşında olduğu gibi, psikolojik savaşta da Türkiye’den bir adım öndedir. Ermenistan-Azerbaycan arasında bugün savaşa neden olan Dağlık Karabağ sorunu 20. yüzyılın başlarına kadar geri gitmektedir. O dönemde de Ermenistan bölgesel ve uluslararası genel durumu iyi değerlendirerek, bağımsızlığını ilan ettiği 28 Mayıs 1918’de 9 bin km metrekare olan sınırlarını 1920 sonlarında Azerbaycan topraklarının hesabına 29 bin km kareye kadar genişletmiştir. O zaman Dağlık Karabağ’ı ala bilmeyen Ermenistan bölgeye özerk vilayet statüsünün verilmesini sağlayabilmiştir. Ermenistan hkmeti ülkede yaşayan Azerbaycan Türklerine karşı baskıcı politika izlemiş, 1918– 1920, 1948–1953 ve 1988–1990 yıllarında yaklaşık bir milyon Azerbaycan Türkünü zorla göç ettirmiştir. Sovyet döneminde de Ermenistan devlet yetkilileri Dağlık Karabağ’ın Ermenistan’a birleştirilmesi için sürekli çaba harcasalar da, 1980’li yılların sonlarına kadar isteklerini elde edememiştir. Ancak bu dönemde Sovyetler 358 Birliği’nin dağılması zamanı aynen 20. yüzyılın başlarında olduğu gibi Ermeniler siyasi ortamı iyi değerlendirerek, Karabağ Ermenilerinin ayrılıkçı taleplerde bulunmalarını organize etmiş ve desteklemiştir. ‘Büyük Ermenistan’ projesinde Ermenistan, Azerbaycan’ı genişleme alanı olarak görmüş ve en zayıf halka olarak değerlendirilmiştir. Azerbaycan’a bağlı bulunan Dağlık Karabağ’da yaşayan Ermeniler, 1987 yılı sonlarında Ermenistan’dan yönlendirilmekle ekonomik ve sosyal durumlarını öne çıkararak miting ve gösteriler düzenlemiş, ancak Azerbaycan Hükümeti’nin Karabağ Ermenilerinin ekonomik ve sosyal durumlarının Azerbaycan’ın diğer bölgelerine göre çok daha iyi olduğunu onaylayan belgeleri açıklamasına paralel olarak Ermeniler siyasi talepler ileri sürmeye başlamıştır. Ermenistan Dağlık Karabağ’a yönelik iddialarını desteklemek için bölgenin hiçbir zaman Azerbaycan’a ait olmadığını, Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinde Karabağ’ın Azerbaycan’dan ayrılma talebinin yasal temellere dayandığını, Azerbaycan’ın SSCB’nin hukuki varisi olmadığını iddia etmiştir. Buna karşılık ise Azerbaycan, 1918’de İngilizlerin Zengezur ve Karabağ bölgesini Azerbaycan’ın bir parçası olarak gördüklerini, Karabağ’ın 1918–1920 yıllarında mevcut olmuş Birinci Azerbaycan Cumhuriyeti’nin sınırları içinde olduğunu, Paris Konferansı’nın ‘de-facto’ Azerbaycan’ın bağımsızlığını tanıdığını karşı kanıt olarak savunmuştur. Sorun 1991’den itibaren askeri özelikler edinmeye başlamıştır. Sonuçta, Mayıs 1994’e kadar Ermenistan Azerbaycan topraklarının yaklaşık % 20’ini işgal etmiş ve bir milyona yakın insan mülteci durumuna düşmüştür. 359 Rusya ‘tarafsız’ ülke olarak arabuluculuk girişimlerinde bulunsa da, soruna yaklaşımı değerlendirildiğinde açık şekilde Ermenistan’ın yanında olduğu anlaşılmaktadır. Arabulucu bir ülkenin karşılıksız olarak Ermenistan’a bir milyar dolar değerinde silah vermesi, onun tarafsız anlayışının ne kadar tartışmalı olduğunu göstermektedir. Ancak yine de Rusya’nın arabuluculuğu ile taraflar arasında 9 Mayıs 1994’te Bişkek Anlaşması’nın imzalanması ile ateşkes sağlanmıştır. ABD yetkilileri, ilk başlardan itibaren sorunun çözümüne yönelik girişimlerde bulunsalar da, 2001’den itibaren bu konuyu öncelikli mesele olarak görmüş ve her iki ülkenin devlet başkanlarını ülkelerine davet etmiştir. ABD’nin konuya ilgi duymasını ve ziyaretin gerçekleşmesini değerlendiren bazı araştırmacılar Azerbaycan ve Ermenistan’ın barışa çok ‘yakın’ olduklarını iddia etseler de maalesef ABD’nin girişimleri beklenen sonuçları vermemiştir. 1991 yılına kadar Karabağ sorunu bölgesel özellik arz etse de, Azerbaycan ve Ermenistan’ın BM ve AGİT’e üye olmalarından sonra uluslararası nitelik kazanmıştır. Bundan sonra sorunun çözümü için sadece Rusya değil, ABD, Fransa, Türkiye, İran devletleri, BM, AGİT ve diğer uluslararası örgütler arabuluculuk girişimlerinde bulunmuştur. Sorunun çözümü için en çok çaba harcayan AGİT’tir. Örgüt bu sorunu görüşmek için Minsk Grubu’nu oluşturmuştur. Ancak Minsk Grubu’nun sorunun çözümüne yönelik taraflara sunduğu barış projelerinin hiçbiri yaşama şansına sahip olmamıştır. BM sorunun ortaya çıktığı ilk yıllarda çözüme yönelik ciddi girişimlerde bulunmuş, bu konuda dört karar almıştır. Ancak bu kararların uygulanmaması, onun saygınlığını önemli derecede zayıflatmıştır. BM sorunla bugün de ilgilenmekte, ancak taraflara net barış projesi sunmamaktadır. 360 Ermenistan’ın bağımsızlık sonrası Rusya ile ilişkileri değerlendirilirken bu ilişkilerin temelinde ülkenin jeopolitiğinin ve tarihi Rus-Ermeni ilişkilerinin dayandığı anlaşılmaktadır. 18. yüzyıldan itibaren sıcak denizlere çıkmaya çalışan Rusya Osmanlı ve İran’la savaşmış, bu ülkelerde yaşayan Ermenileri Kafkasya’ya göç ettirerek bölgenin demografik durumunu değişmeye çalışmıştır. Sonuçta Rusya’nın savunma politikasında ileri karakol olarak değerlendiren Ermenistan devleti kurulmuştur ve bugün de aynı amaca hizmet etmektedir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanmış cumhuriyetler, sınırları içerisinde bulunan Rus askeri üslerini çıkarmak için mücadele ederken, çerçevesinde Ermenistan ülkesinde bulunan Rusya Rus ile imzaladığı askeri antlaşmalar üslerinin varlığını meşrulaştırmıştır. Bölge devletlerinden olan Azerbaycan ve Gürcistan NATO ile ilişkilerine önem verirken, Ermenistan Rus güvenlik şemsiyesi altında kalmayı tercih etmiştir. Ermenistan bağımsızlık süreci ve sonrasında ortaya çıkan fırsatı kullanarak bölgesel ve uluslararası bütünleşme imkânlarından yararlanarak bölgede gerçekleşen projelerde yer almak için çaba harcamamış, ekonomik, siyasi, güvenlik anlamında Rusya’ya bağımlılığı daha da artmıştır. Tabii ki buna karşılık Ermenistan Azerbaycan topraklarının yaklaşık % 20’sini işgal ederken Rusya’nın önemli derecede desteğini almıştır. Bu Ermenistan için belki bir avantaj sağlayabilir. Ama işgal altında olan bölgelerde ekonomik durumun en düşük noktada olması, sosyal harcamaların bile diaspora Ermenilerinden toplanan iane hesabına karşılanması ve bu gibi birçok konular göz önüne alındığında Ermenistan’ın ‘Pirhos Zaferi’ ciddi tartışmalara açıktır. Aynı zamanda bu, Ermenistan’ın Rusya’ya borçlanmasına karşılık ülkede bulunan bütün stratejik sanayi tesislerinin kontrolünün bu ilkeye devredilmesi 361 ile sonuçlanmıştır. Orta ve uzun vadede Ermenistan’ın Rusya’nın bu çemberinden kurtulma imkânı oldukça zayıftır. İki ülke arasındaki ilişkiler Ermenistan devlet başkanlarına göre farklılıklar arz etse de hiç bir zaman ikinci planda olmamıştır. Ermenistan’ın ilk Devlet Başkanı Ter-Petrosyan hâkimiyetinin ilk döneminde Rusya ile ilişkilerine önem vermiş, daha sonra sadece bu ülkeye bağımlı kalmanın ekonominin kalkınması, güvenlik, Dağlık Karabağ sorununun halledilmesi, bölgesel ve uluslararası bütünleşme konularında ciddi sorunların ortaya çıkmasına neden olduğunu anlamış ve özellikle Karabağ sorununun çözümüne yönelik bağımsız hareket etmeye teşebbüs gösterdikten sonra Rusya tarafından hâkimiyetten uzaklaştırılmıştır. Ter-Petrosyan’ın koltuğuna oturan Robert Koçaryan, Rusya ile ilişkilerini yeniden ön plana çıkarmıştır. Ermenistan Rusya ile askeri ve güvenlik konularındaki antlaşmaları TerPetrosyan döneminde imzalasa da, Koçaryan döneminde bu ilişkilerde yeni bir aşama kaydedilmiştir. Ermenistan’ın siyasi olarak BDT ve güvenlik olarak OGA’ya üye olması Rusya’ya bağımlılığını artırdığı gibi, bu ilkenin bölgede kalmasını temin etmektedir. Ermenistan’ın Rusya ile ilişkilerinde ekonomik veya güvenlik konularından hangisinin öncelikli konu olduğunu tespit etmek oldukça zordur ve aslında bunlar birbirilerini tamamlayan öğelerdir. Bu bağımlılık aynı zamanda Rusya’nın bölgede kalmak istemesine paralel olarak Ermenistan’ın komşularına yönelik negatif siyaset hayata geçirmesi ile de ilintilidir. Ermenistan-Rusya ilişkilerinde etkili olan öğelerden biri de bu ülkedeki diasporadır. Rusya’daki Ermeni diasporası ABD ve Avrupa’daki kadar zengin olmasalar da, iki ülke arasında özellikle ekonomik ilişkilerde önemli role sahiptirler. Rusya’daki Ermeni diasporasının özünü 1980’li yılların sonlarına 362 kadar bu ülkeye göç eden Ermeniler teşkil etmektedir. Onlar Rusya’nın sosyal, kültürel, ekonomik hayatı ile bütünleşmiş ve bir anlamda kendilerini kabullendirebilmiştir. Ancak 1990’lı yılların başlarından itibaren Rusya’ya göç eden Ermenilerin büyük bir bölümü bunu başaramamıştır. Ermenistan sınır komşusu olduğu ülkelerden sadece İran ile iyi ilişkiler içerisindedir. Bu ilişkilerin gelişmesinde Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesi sonucunda kuzeye ulaşımda en kısa ve ucuz olan Azerbaycan üzerinden yolun kapalı olmasıdır. Aynı zamanda Ermenistan Gürcistan’ın Güney Osetya ile olan sorunu nedeniyle, bu ülke üzerinden olan ulaşım hatlarını da tam kapasite kullanamamaktadır. Taraflar arasındaki ilişkilerde belirleyici olan konulardan biri de Karabağ’ın Ermenistan tarafından işgal edilmesi ve İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin kültürel haklarını talep etmesidir. Her iki ülke siyasi ilişkilerde birbirileri tamamlayan politika izlemekte, uluslararası alanda birbirilerine destek vermektedir. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler değerlendirildiği zaman özellikle bağımsızlığının ilk yıllarında Ermenistan’ın İran’a daha çok önem verdiğini ve bu alanda ihtiyaçlarının büyük kısmını İran’dan karşıladığını söylemek mümkündür. Ermenistan-İran arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesi için taraflar bir sıra önemli antlaşmalar imzalamıştır. Ancak bu antlaşmalar incelendiği zaman daha ziyade İran’ın belirleyici konumda olduğunu ve ihracatta olan üstünlüğünü koruduğu gözlenmektedir. Ekonomik ilişkilerde en önemli proje 1992 yılında imzalanan İran-Ermenistan doğalgaz boru hattı projesidir. Ermenistan bu projenin gerçekleşmesi için uzun zaman mücadele etmiş, Rusya’nın iznini aldıktan sonra nihayet 2007 yılında projeyi tamamlamıştır. 363 Ermenistan ekonomik ilişkilere paralel olarak güvenlik alanında da, İran ile ilişkilerini geliştirmeye çalışmıştır. Bu ilişkiler iki ülke arasında olduğu gibi, genellikle İran-Ermenistan-Yunanistan ve zaman zaman Türkmenistan’ın katılımı ile gerçekleşmiştir. Bu ülkelerin dış ve güvenlik politikaları değerlendirildiği zaman Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkilerinde ciddi sorunların (Türkmenistan bazı durumlarda istisna olmakla) olduğu anlaşılmaktadır. Ermenistan, İran, Yunanistan ve Türkmenistan’ın güvenlik alanında işbirliğine önem vermelerinin nedenleri Azerbaycan’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilişkiler kurması, İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin kültürel bağımsızlık talepleri, Hazar Denizi’nde Türkmenistan ile üzerinde anlaşma sağlanamayan bazı petrol kuyularının olması ve sorunlu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Ege adaları sorunu olarak değerlendirilebilir. 19. yüzyılın başlarında Rusya’nın Gürcistan’ı işgali zamanı Ermenilerin Rus ordusuna kılavuzluk yapmaları, Rusya’yı desteklemeleri ve buna bağlı birçok nedenlerden dolayı Ermeniler Gürcülerde kendilerine yönelik güven duygusunun şekillenmesine yardımcı olmamıştır. Bağımsızlık sonrası Ermenistan-Gürcistan ilişkileri Ermenistan’ın yaşadığı ulaştırma sorunu, güvenlik ve bu ülkede yaşayan Ermeni azınlığı ekseninde şekillenmiştir. Bu ilişkileri aslında pozitif anlamda değerlendirmek mümkün değildir. İki ülke bağımsızlık sonrası ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığı için ekonomik ilişkileri geliştirmeye çalışmış, 1992 yılından itibaren bir dizi antlaşmalar imzalanmış ancak bu işbirliği her iki ülkenin ekonomisinin zayıf olmasından dolayı hedeflenen düzeyde gerçekleşmemiştir. Taraflar arasındaki ekonomik işbirliği siyasi ve kültürel ilişkilerin gölgesinde kalmıştır. Gürcistan Ermenistan açısından ekonomik ortak anlayışından daha çok transit ülke olması bakımından önem taşımıştır. Taraflar arasında Mayıs 1993’te demir yolu ulaşımı ve transit geçişlerin düzenlenmesi için hükümetler 364 arası anlaşma imzalamasına rağmen Ermenistan’ın bu alanda karşılaştığı sorunları tam anlamıyla çözmediği için halen uygulanmaya konmamıştır. Ermenistan bağımsızlık sonrası Gürcistan dış politikasında, Birinci Ermenistan Cumhuriyeti’nin Azerbaycan’a yönelik izlediği dış politika çizgisinde devam etmiş ancak genişleme politikasında Dağlık Karbağ Ermenilerine öncelik verdiği için Cevaheti Ermenilerinin sosyal, kültürel ve siyasi taleplerini fazla gündeme taşımamıştır. Bu kesinlikle Ermenistan’ın Cevaheti’ye yönelik taleplerini yeniden gündeme getirmeyeceği anlamına gelmemektedir. Bu konu Gürcistan’ı her zaman rahatsız etmiştir. Ermenistan Gürcistan’ın bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü tanıdığını bildirse de, bu ülkeye yönelik politikası değerlendirildiğinde tam tersi bir durum söz konusudur. Ermenistan Cevaheti Ermenilerinin yaşadıkları ekonomik ve sosyal problemleri öne çıkarırken, bu sorunları sadece bölge Ermenilerin yaşadığını iddia etmektedir. Ancak bu sorunlar Gürcistan’ın genel sorunlarıdır ve bölgelere yönelik çözüm arayışları değil, genel ülke kalkınma planı çerçevesinde halledilmesi daha gerçekçidir. Cevaheti Ermenilerinin Gürcistan Hükümeti’nden ciddi taleplerde bulunmasının bir nedeni de bölgede bulunan 62. Rus askeri üssünün mevcudiyeti olmuştur. Bölgedeki ‘Virk’, ‘Cavah Halk Hareketi’, ‘Zang’ ve diğer paramiliter örgütler bu üsse güvenerek son zamanlara kadar Gürcistan’a meydan okumuştur. Ancak bu üssün Gürcistan’dan çıkarılmasından sonra Ermeniler önceki kadar ciddi talepler gündeme getirmemektedirler. Ermenistan Dağlık Karabağ sorununun halledilme şekline göre Gürcistan politikasında değişikliğe gidebilir. Eğer Karabağ bağımsızlığını kazanırsa, Ermenistan ‘Karabağ senaryosunu’ Cevaheti Ermenileri için de uygulayabilir. 365 Ermenistan ve bölge devletlerinin güvenliliklerinin ülke sınırları içerisinde değerlendirilmesi doğru sonuçlara ulaşmamıza yardımcı olmaz. Bu sorunlar bölgesel ve uluslararası güvenlik anlayışı çerçevesinde değerlendirilmeli ve çözüm yolları aranmalıdır. Güney Kafkasya’daki sorunları kısaca Dağlık Karabağ, Abhazya, Acaristan ve Güney Osetya, bölge devletlerinin Rusya ile ilişkileri, askeri kontrol, silah kaçakçılığı ve güvenlik, Karadeniz’de sınırların kontrolü, Hazar Denizi’nin paylaşımı, petrol boru hatlarının güvenliği (Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Erzurum, Bakü- Novorossiyk ve Bakü-Supsa petrol boru hattı, Azerbaycan, ABD, Fransa, İngiltere ve Rusya’nın petrol politikası açısından), bölgesel bütünleşme ve işbirliği, iki milyon civarında olan mülteciler sorunu olarak tanımlarsak, bölge devletlerinin ve bölgede çıkarları olan büyük devletlerin bu konuda anlaşmaya varmalarının ve herhangi bir güvenlik projesinin uygulanmasının ne kadar zor olacağını tahmin etmek mümkündür. Sovyet güvenlik mekanizmasının dağılmasından sonra bölgede iki güvenlik örgütü kontrolü sağlamaya çalışmıştır. Birincisi, Rusya’nın liderliğinde Bağımsız Devletler Topluluğu Ortak Güvenlik Antlaşması, ikincisi ise ABD liderliğinde NATO. Bu güvenlik örgütlerinin hazırladığı savunma mekanizması Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’ı içine almaktadır. Ancak Ermenistan Azerbaycan ve Gürcistan’dan farklı olarak BDT Ortak Güvenlik Antlaşması çerçevesinde güvenliğini sağlamaya çalışmaktadır. Bu durum doğal olarak Rusya ekseninden kurtulmaya çalışan Azerbaycan ve Gürcistan’ı Batı’ya doğru itmektedir. Güney Kafkasya’da güvenlik ve istikrarın sağlanamamasındaki en önemli nedenlerden biri de, bölgede güvenliğin temin edilmesi için sadece bölge ülkelerinin değil, büyük devletlerin de kendi ekonomik, siyasi ve askeri çıkarları doğrultusunda güvenlik mekanizması oluşturma çabalarıdır. 366 Bölge devletleri 20. yüzyılın başlarından itibaren güvenliğin sağlanmasına ve korunmasına çalışsalar da, 70 yıllık Sovyet dönemi istisna olmakla, son 17 yılda bu konuda ‘Kafkas Evi’, ‘Barışçıl Kafkasya İçin Pakt’, ‘Güney Kafkasya’da Güvenlik Paktı’, ‘Kafkasya Ekonomik Forumu’, ‘Bölgesel Güvenlik ve İşbirliği Paktı’ gibi çeşitli güvenlik projeleri hazırlamış ancak hiç biri uygulanmamıştır. Bunun en büyük nedenleri ise bölgede ABD-Rusya rekabetinin halen devam etmesi ve bölgenin enerji kaynaklarına kimin sahip olacağı meselesidir. Ermenistan dış politikasının öncelikli konularından biri de ulusal güvenliğin sağlanması ve korunmasıdır. Ermeni ulusal güvenliğini kısaca Ermenilerin milli hedefleri, dünya Ermeniliğinin yapısı, halledilmemiş Ermeni sorunu, Batı ve Doğu Ermenistan sorunu, dünya Ermeniliğinin bugünkü durumu, dünya Ermeniliği için esas tehdit, dünya Ermeniliğinin esas kaynakları, esas hedef ve görevleri şeklinde değerlendirmek mümkündür. Bu konuların kısa ve orta vadede gündemden düşme ihtimali oldukça azdır. Ermenistan güvenliğinin sağlanması bakımından Rusya ve OGA ile ilişkilerine önem vermiştir. Ermenistan savunma, güvenlik, askeri politika ve diğer konularda bu kurumla işbirliğini geliştirmiş, imkân ve kaynaklarından yararlanmıştır. Ermenistan-Rusya arasındaki askeri ve güvenlik alanında işbirliği değerlendirildiği zaman bu ilişkinin iki bağımsız devlet arasındaki normal ilişkiler gibi görmek mümkün değildir. Çünkü taraflar arasındaki eşitsizlik Ermenistan’ın aleyhine derinleşmiştir ve hiçbir konuda belirleyici konumda değildir. Rus askeri yetkilileri bile açıkça Ermenistan’ı ‘ileri karakol’ olarak gördüklerini ifade etmekten çekinmemektedir. Ermenistan NATO ile ilişkiler kursa da, bu ilişkiler daha çok NATO’nun girişimleri çerçevesinde şekillenmektedir. NATO’yu Ermenistan ile işbirliğine 367 şartlandıran esas neden bu ülkenin Rusya ile olan askeri bağımlılığını zayıflatmaktır. Bu bağlamda Ermenistan 1994’ten itibaren NATO tarafından Barış İçin Ortaklık projesine alınmıştır. Bu proje çerçevesinde daha çok askeri eğitim, yüksek teknolojinin uygulanması, İngilizce eğitim, olağanüstü hallerde sivil hareketin planlanması meselelerine önem vermiştir. Ermenistan yetkilileri açık bir şekilde NATO ile ilişkilerin ülkenin strateji öncelikler sırasında olmadığını bildirseler de, örgütün yetkilileri Ermenistan’ı Rusya’nın etkisinden kurtarmak için bölgeye yönelik uzun vadeli projelerde her zaman Ermenistan’a yer vermiştir. Ermenistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra baçta BM olmak üzere, AGİT, Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası Atom Enerji Ajansı, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği ile ilişkilerine önem vermiş, birçok problemleri bu örgütlerle işbirliği çerçevesinde halletmiştir. Bu örgütlerden Ermenistan’ın iç ve dış politikasına en çok müdahale eden Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği olmuştur. Aynı zamanda bu kurumlar da genelde bölge, özelde Ermenistan ile ilişkiler kurmaya ve geliştirmeye çaba göstermiş, bu ülkeleri üyeliğe kabul ederek Avrupa değerlerinin kamuoyları tarafından kabul edilmesine çalışmıştır. Ermenistan AB ile ilişkilerini bağımsızlığının ilk yıllarından itibaren geliştirmek istemiş ancak bunun için hukuki altyapıyı oluşturan İşbirliği ve Ortaklık Hakkında Anlaşma’yı Haziran 1996’da imzalamıştır. Bu anlaşma çerçevesinde ‘AB-Ermenistan parlamentosu arasında İşbirliği Konseyi’, işbirliğini geliştirmek Ermenistan ve AB amacıyla ‘AB-Ermenistan Parlamento İşbirliği Komitesi’ kurulmuş ve faaliyete başlamıştır. Ermenistan aynı zamanda AB’nin TACIS, INOGATE ve APELAC programları çerçevesinde mali yardımlardan yararlanmakta ve çeşitli ekonomik projelerde yer almaktadır. Ermenistan dış politikasında Rusya’ya özel önem verse de, 1990’lı yıllardan itibaren AB ile de ilişkilerini geliştirmek istemiştir. Ermenistan 368 bağımsızlık ilan ettikten kısa süre sonra AK’ye üye olmak için başvurmuş, ancak üyelik için on yıldan fazla beklemiş, bu sürede siyasi ve sosyal hayatın demokratikleşmesi ve sosyal devletin kurulması yönünde çetin bir yol geçmiş ve bu süreç halen devam etmektedir. Ermenistan AK’ye üye olurken Avrupa’nın sosyal, siyasi ve demokratik değerlerini kabul etmiş ve yürürlüğe koymayı taahhüt etmiştir. AK eski Sovyet Cumhuriyetleri’nin kuruma üyeliği için gerekli altyapının oluşması için yardımlarda bulunmuştur. 1989’da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından Orta ve Doğu Avrupa’da yeni bağımsız devletler için özel davetli statüsü tesis etmiştir. Ermenistan 22 Aralık 1991’de özel davetli statüsünde katılma talebinde bulunmuş ve bu talebi Ocak 1996’da kabul edilmiştir. Ermenistan daha sonra AK özel davetli statüsünde olduğu zaman ve 2001’de tam üye olduktan sonra kurumun demokratikleşme, insan haklarının korunması, liberal ekonomi, basın ve yayın özgürlüğü ve diğer konularla ilgili iç mevzuatında bazı değişiklikler etmiştir. Ermenistan’ın AK’ye üye olması dış politikada önemli açılımlara imkân verse de, iç politikada ciddi sorunlarla karşılaşmasına neden olmuştur. İç politikada demokrasi ve insan hakları ile ilgili karnesi zayıf kalan Ermenistan zaman zaman AK ile ilişkilerde ciddi sıkıntılar yaşamıştır. Ermenistan bağımsızlık sonrası dış, ekonomik ve güvenlik politikasında Rusya ile ilişkilerine önem verse de, ABD ile de ilişkilerini üst düzeyde kurmak ve devam ettirmek istemiştir. Ermenistan ABD’nin özellikle ekonomik ve mali yardım projelerinde yer almaya çalışmıştır. Ermenistan-ABD ilişkilerinin temelinde SSCB’nin dağılmasından sonra dünya politikası ve ekonomisinde yaşanan değişikliklerin getirdiği yeni değerler dayanmaktadır. İlişkilerin gelişmesinde ABD şirketlerinin Hazar havzası ve Merkezi Asya enerji kaynaklarının dünya piyasalarına ulaştırmak, Rusya’nın Güney Kafkasya’daki etkinliğini minimuma indirmek, bölgesel güvenliği sağlamak ve uluslararası 369 terörizmle mücadelede ortak hareket etmek arzusu ve diğer faktörler etkili olmuştur. ABD Rusya’nın Güney Kafkasya’daki son kalesi olarak gördüğü Ermenistan’ı Rusya’nın etkisinden kurtarmak için özellikle ekonomik ve mali işbirliğine önem vermiştir. Ermenistan ABD’den en çok yardım alan ülkelerden biridir. Buna rağmen ABD, Dağlık Karabağ sorununun kalıcı çözüme kavuşturmadan önce Ermenistan’a yapacağı birçok yardımı askıya aldığını bildirmiştir. Aslında bu Ermenistan’ı cezalandırmaktan daha çok Azerbaycan’ın tepkilerini azaltmayı hedefleyen diplomatik bir açıklamadır. ABD aynı zamanda Ermenistan’a bağımsızlığının ilk yıllarında yaşadığı enerji sıkıntısından kurtulması için çeşitli programlar çerçevesinde bu ülkeye önemli yardımda bulunmuştur. İki ülke arasındaki ilişkilerde bir diğer etken de ABD Ermeni diasporasıdır. ABD Ermeni diasporası Ermeni milli kimliğin korunması için verdiği mücadelenin yanı sıra sözde Ermeni soykırımı konusunu da ABD kamuoyunun gündeminde tutabilmiştir. Diaspora bununla milli kimliğin korunması ve sözde Ermeni soykırımı propagandası yönünde hedefe doğru ilerleyebilmiş ve ciddi mesafe kat etmiştir. Ermeni diasporası iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi yönünde etkili faaliyet göstermiştir. ABD Ermeni, diasporanın propaganda faaliyetine paralel olarak Ermenistan 1990’lı yılların sonlarından itibaren ABD politikasında sözde Ermeni soykırımı faktörünü ön olana çıkarmıştır. Ermeni diaspora kuruluşları ve Ermenistan Hükümeti 1990’lı yılların sonlarından itibaren ABD’nin Orta Doğu ve Türkiye politikasını değerlendirerek, Azerbaycan ve Türkiye’ye yönelik propaganda faaliyetlerini daha da genişletmiştir. 370 Ermeni diasporası, ülkeye ekonomik ve mali yardımların sağlanmasına paralel olarak Ermenistan’ın 1990’lı yılların ortalarından sonra bölgede gerçekleşen enerji projeleri, petrol ve doğalgaz boru hatlarından kenarda kalması nedeniyle bu projelerin hayata geçmesine engel olmaya çalışmıştır. ABD Ermeni diasporası ve Ermenistan Hükümeti ABD nezdinde Türkiye ve Azerbaycan’a karşı propaganda faaliyetlerine devam etmektedir. Bu propaganda sonucunda Türkiye ve Azerbaycan bazı projelerin dışında kalmış, birçok mali yardım programlarında öngörülen yardımları alamamıştır. KAKYNAKÇA KİTAPLAR ABASOV, Ali, KHAÇATIRYAN, Arutyun; Variantı Reşeniya Karabakhskogo Konflikta: İdei i Realnost, Yeni Nesil Yayınevi, Bakü 2002. AHMEDOV, Elçin; Ermenistan’ın Azerbaycan’a Saldırısı ve Uluslararası Örgütler, Bakü 1998. AKÇAM, Taner; Ermeni Tabusu Aralanırken, Su Yayınları, Ankara, 2000. AKÇAM, Taner; Dialogue Across an International Divide: Essays Towards a Turkish-Armenian Dialogue, The Zoryan Institute, 2001. AKÇAM, Taner; Insan hakları ve Ermeni sorunu: İttihat ve Terakki’den Kurtulus Savası’na, Imge Kitabevi, 1. bs., 1999. AKÇAM, Taner; Türk Ulusal Kimliği ve Ermeni Sorunu, İletisim Yayınları, İstanbul 1992. ALİYEV, İgrar; Dağlık Karabağ: Tarih, Faktlar, Hadiseler, Bakü, Bilim Yayınevi, 1989. ALİYEV, İgrar; Dağlıq Qarabağ, Bakü, Elm, 1989. ARÇRUNU, Artaşes Andreyeviç; Slavyanskaya Pismenno-Khristianskaya Kultura i Armyanskoe Prosvetitelstva, Moskova, 2004. ARI, Tayyar; Amerika’da Siyasal Yapı, Lobiler ve Dış Politika, İstanbul 1997. ARMAOĞLU, Fahir; 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, II. cilt, Ankara Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1994. TOYNBEE Arnold; The Western Question in Greece and Turkey, London, Constable and Company, second edition, 1923. Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslarda ve Anadolu’da Ermeni Mezalimi, I, 1906– 1918, Ankara, T. C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No: 23. ARVELADZE, Bondo; “Armyanskie” ili Gruzinskiye Çerkvi v Gruzii”, Tiflis: 1996. ASADOV, Sabir; Ermenistan Azerbaycanlılarının Tarihi Coğrafyası, Bakü, Gençlik Yayınevi, 1998. ASHJİAN, Mesrop; The Armenian Church in America, New York, 1995. ASLAN, Yasin; Ermenistan Tarihi Yol Ayrımında, Ankara 1996. ASLANLI, Araz; Karabağ Sorunu ve Çözüm İlkeleri, Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi, SBE, Ankara, 2004. AŞKHARYAN, Andranik; Arçakhyan Goyapaykar (1985 –1992 t), Lingva Yayınevi, Erivan, 2004. ATADJANYAN, İ. A; İz İstorii Russko-Armyanskikh Vzaimootnoşeniy s X po XVIII Veka, Erivan, Lingva 2006. ATAİMİAN, Sarkis; The Armenian Community: The Historical Development of a Sosial and İdeological Conflikt, New York, 1995. AYVAZYAN, Suren; İstoriya Rossii: Armyanskoy Sled, Moskova: 2000, Kron-Press Yayınevi. BAĞRAMYAN, R. H, Halilov, İ. H; Hay-Adrbejaneren Bararan, Luys Yayınevi, Erivan 1978. BALAYAN, Zori; Oçag, Erivan, Sovetakan Grog Yayınevi, 1984. 372 BARATS, Are; Fenomen İudaizma, Moskova 1990. BARRY, Buzan; People, States and Fear, An Agenda for International Security Studies in the Post-Cold War Era. New York- London: Harvester Wheatsheaf, 1991. BARSEGOV, Yuri; Genoçid Armyan Prestuplenie po Mejdunarodnomu Pravu, Moskova, XXI Vek-Soglasie Yayınevi, 2000. BOLTUNOVA A. İ, SARKİSYAN G. Kh; Sovetskaya Ensiklopediya, Moskova 1970, 3. bs., II. cilt. BRZEZİNSKİ, Zigmund; The Grand Chessboard. American Primacy and Its Geostrategic Imperatives (N.Y., 1997). BURKE, Peter; Tarih ve Toplumsal Kuram, çev. Mete Tunçay, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1994. BURNISTOV, Pavel; “O Nekotorıkh Podkhodakh k Ponimaniyu RossiyskoGruzinskikh Otnoşenii”, Konfliktnıy Potençial i Proçessı Transformaçii v Kavkazskom Regione, Kafkasya Araştırmaları Merkezi, Yayın: 4 (16), Moskova, Mayıs 2006. CABBARLI, Hatem; Ermenistan’da İktidar Mücadelesi (Bağımsızlıktan Günümüze Çok Partili Sisteme Geçiş Süreci), Platin Yayınları, Ankara, Nisan 2003. CBBARLI, Hatem; Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Petrol Politikası, (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2001. CORNEL, E. Svante; Regional Security in the South Caucasus: The Role of NATO, Central Asia-Caucasus Institute, Paul H. Nitze School of Advanced International Studies The Johns Hopkins University, 2004. CAFERSOY Nazim; Elçibey Dönemi Azerbaycan Dış Politikası (Haziran 1992-Haziran 1993), Ankara, ASAM yayını, 2001. ÇAKILLIKOYAK, Hüseyin; Diasporada Ermeni Kimliği, Paris ve Halep Örneği, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2005. ÇAVÇAVADZE, İlya Grigoryeviç; Armyanskiye Uçenıye i Vopiyuşiye Kamni, Tiflis, 1902. ÇİLOĞLU, Fahrettin; Rusya Federasyonu’nda ve Transkafkasya’da Etnik Çatışmalar, çev. Neşenur Domaniç, Sinatle Yayınevi, İstanbul, 1998. DAVUTOĞLU, Ahmet; Stratejik Derinlik, Türkiye’nin Stratejik Konumu, 11. bs., KÜRE Yayınları, Şubat 2003, İstanbul. DRASHANAKERTÇI, İovannes; İstoriya Armenii, (Erişim) http://www.armenianhouse.org/draskhanakertsi/armhistory/hist_g l1.htm Ermeniler: Sürgün ve Göç, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, XVI. Dizi, sayı 101, Türk Tarih Kurumu Basımevı, Ankara 2004. FOUSKAS, K, Vassilis; Balkanlar, Ortadoğu, Kafkasya: Soğuk Savaş Sonrası ABD Politikaları, Aykırı, İstanbul, 2004. GARİBYAN, Ararat Saakoviç, GARİBYAN, Culyetta Araratovna; Kratkiy Kurs Armyanskogo Yazıka, Erivan 1987, Luys Yayınevi. 373 Genoçid Armyan v Osmanskoy İmperii, (Sbornik Dokumentov i Materialov), der. M. G. Nersisyan, Erivan, Gözden geçirilmiş ikinci bs., Hayastan Yayınevi, Erivan 1983. GEORGE, Lloyd; Pravda o Mirnıkh Peregovorakh, Dış Edebiyat Yayınevi, Moskova, 1957. GİBBONS, Gerbert Adams; Poslednıa İzbineniya v Armenii. Faktı i Otvetstvennosti, İngilizceden çeviri, Petrograd, Voennaya Tipografiya İmperatriçı Yekatrinı Velikoy, 1916. GLİNKA, Sergey Nikolayeviç; Obozrenie İstoriya Armyanskogo Naroda, Moskova 1832. GLİNKA, Sergey Nikolayeviç; Opisanie Pereseleniya Armyan Adderbidjanskıkh V Predelı Rossii, Moskova, 1831. GÖYÜŞOV, Reşid; Karabağ’ın Geçmişine Seyahat, Bakü, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, 1993. GRAHAM, Fuller E; Turkey Faces East: New Orientations Toward the Middle East and the Old Soviet Union. Santa Monica, CA: Rand, 1992. GRANT E; Armyanskiy Vopros Vçera i Segodnya, Maştoç Ermeni Eğitim Cemiyeti Yayınları, Moskova 1992. GRİGORYAN, Aleksandr; Armyano-Azerbaydjanskie Otnoşeniya: Realii i Perspektivı, Ermenistan Stratejı ve Ulusal Araştırmalar Merkezi Yayınları, Erivan 2001. GÜRÜN, Kamuran; Ermeni Dosyası, 5. bs., Rüstem Yayınevi, 2001. HANSEN, G; Humanitarian Action in the Caucasus: A Guide for Practitioners, Humanitarianism and War Project, and Local Capacities for Peace Project, Watson Institute, Brown University, Providence RI, 1998. HARRİS, J. Rendel & Harris, B. Helen; Letters from the Scenes of the Recent Massacres in Armenia, London, James Nisbet & Co., Limited, 1897. HARTİLL, Leonard Ramsden; İnsanlar Böyledir, çev. Kerim Cengiz Kevenk, İstanbul 1998, s. 107. Hayastani Hanrapetutyun 1918–1920 Tarreri, Belgeler ve Maddeler Toplusu, Erivan 2002. Haykakan SSH Vardjateritorial Bajanumı Ar 1-ı Hunvari 1976 t, (Ermenistan SSC’nin Yönetim Bölgüsü 1 Ocak 1976 Ylına Kadar) Hayastan Yayınevi, 5. bs., Erivan 1976. HESENLİ, Cemil; SSRİ-Türkiye: Soyug Müharebenin Sınag Meydanı, Adiloğlu Yayınevi, Bakü 2005. İSMAYILOV Eldar ve.d.; Azerbaycan Tarihi, Öğretmen Yayınevi, Bakü, 1995. İstoriya Armyanskogo Naroda s Drevneyşikh Vremen do Naşikh Dney, Erivan 1980. İstoriya Armyanskogo Naroda, (Erişim) http://www.armenicawizard.am/ hystory/history.html Jeopolitik İlmi Antoloji Denemesi, 1946. JORJOLİANİ, Georgiy; İstoriçeskie i Politiçeskie Korni Konflikta v Abhazii/Gruziya, Tiflis, Gürcistan Bilimler Akademisi Yayını, Meçniereba Yayınevi, 2000. 374 KANTARCI, Şenol; Amerika Birleşik Devletleri’nde Ermeniler ve Ermeni Lobisi, 1. bs., Ekim 2004, Alfa Akademi Yayınevi, İstanbul. KAPUTİKYAN, Silva; Zamanın Başlangıcı, Erivan 1998. KARABEKİR, Kazım; 1917-20 Arasında Erzincan’dan Erivan’a Ermeni Mezalimi, Emre Yayınları, 1. bs., İstanbul 2000. KARABEKİR, Kazım; Ermeni Dosyası, Yayına Hazırlayan Faruk Özdemir, Emre Yayınları, İstanbul 2000. KEVORKYAN, Keğam; Mitolojik Ermeni Tarihi, çev. Sarkis Seropyan, Aras Yayınları, İstanbul 2000. KİRAKOSYAN, Aram; Armyanskiy Vopros i Genoçid Armyan, Noravank yayınları, Erivan 2006. KİRAKOSYAN, Aram; Haykakan Harçı yev Hayeri Çeğasbanutyun, (Ermeni Meselesi ve Ermeni Soykırımı), Noravank Yayınları, Erivan 2006. KİRAKOSYAN, Arman John; Mladoturki Pred Sudom İstorii, Erivan, Hayastan Yayınevi 1989. KİRAKOSYAN, Djon; Zapadnaya Armeniya v Godı Pervoy Mirovoy Voynı, Erivan Üniversitesi Yayınları, Erivan 1971. KOCABAŞ, Süleyman; Ermeni Meselesi Nedir, Ne Değildir?, Vatan Yayınları, İstanbul, 1998. Konflikt v Nagornom Karabakhe, der İ. Ş. Şükürov, Azerbaycan Devlet Yayınevi, Bakü 1990. KOPPİTERS, Bruno; Federalizm Na Kavkaze, Moskovskiy Çentr Karnegi Yayınları, No 2, Moskova 2002. KOPPİTERS, Bruno; Regionalnaya Sistema Bezopasnosti Dlya Kavkaza, Kafkasya Araştırmaları Merkezi, V. cilt, No 1-2, 2000, (Erişim) http://poli.vub.ac.be/publi/crs/rus/ Vol5/coppieters.htm KORKODYAN, ZAVEN; Sovetakan Hayastani Azqabnaqçutyunı–18311931, Erevan 1932. KOTANJİAN, Gayk; Etnopolitologiya Konsensusa-Konflikta: Civilizacionniy Aspekt Natsionalnoy Bezopasnosti, Moskova, Luç Yayınevi, 1990. Kratkiye Vedemosti Zapadnoarmyanskogo Syezda i Sçet Organizaçionnogo Komiteta, Tiflis, 1919. KÜÇÜK, Abdurrahman; Ermeni Kilisesi ve Türkler, Ocak Yayınları, Ankara, 1996. LAKOBA, Stanislav; Abkhaziya Posle Dvukh İmperii, XX-XXI vv, Moskova, Materik Yayınevi 2004. LEE, Ki Young; Ermeni Sorununun Doğuşu, Kültür Bakanlığı Yayınları, No.2050, Ankara, 1998. LİBARİDİAN, J. Gerard; Ermenilerin Devletleşme Sınavı, 1. bs., İletişim Yayınları, İstanbul 2001. LTJAVA, G. P; Abkhaziya: Anatomiya Mejnaçionalnoy Napryajennosti, ÇİMO, Moskova, 1999. MAKHMURYAN, Gayane; Liga Naçii, Armyanskiy Vopros i Respublika Armeniya, Erivan, Artagres Yayınevi 1999. MAMEDOV İsrafil; Trilogıya Panarmenizma, Adiloğlu Yayınevi, II. cilt, Bakü, 2006. 375 MANASYAN, Aleksandr; Karabakhskiy Konflikt (Klyuçevıye Ponyatiye i Khronika), Erivan, Noravank Yayınları 2005. MELİKSET-BEK, L. M; Drevnya Rus i Armyane, Sbornik Trudov İnstıtuta im N. Ya. Marra, Erivan 1946. MELİKYAN, V; Fevralskaya Revolyuçiya i Armenia, Erivan, 1997. MELKONYAN, E; Armenia-Armyanskaya Diaspora: Na Puti Vzaimoponimaniya, Armeniya i Diaspora na Poroge XXI Veka, Erivan, 1988. MELKONYAN, E; Armenia-Armyanskaya Diaspora: Na Puti Vzaimoponimaniya, Armeniya i Diaspora na Poroge XXI Veka, Erivan, 1988. MEMMEDOV İsrafil, ASADOV Sabir; Ermenistan Azerbaycanlıları ve Onların Acı Kaderi, Bakü, Azerbaycan Yayınevi, 1992. MEMMEDOVA, Feride; Azerbaycan’ın Siyasi Tarihi ve Tarihi Coğrafyası, Azerbaycan Devlet Yayınevi, Bakü, 1993. MERİ, Koçar; Armyano-Tureçskie Politiçeskie Otnoşeniya i Armyanskiy Vopros, Erivan Üniversitesi Yayınları, Erivan 1986. MİNASYAN, Sergey; Agadjanyan Mikhail ve. d; Karabakhskiy Konflikt (Bejençı, Territorii, Bezopasnost), Erivan, Nairi Yayınevi 2005. MKRTÇYAN, Ter; Armeniya Pod İgom Nadir Şakha, Moskova: 1963. MURADYAN, İ. M, MANUKYAN, S. A; İran i Evraziyskaya İdeya”, Os Moskova-Tegeran, Erivan, 1997. Nagornıy Karabakh: Razum Pobedit, İnstitut İstorii Partii Pri ÇK KP Azerbaydjana-Filial İnstituta Marksizma-Leninizma Pri ÇK KPSS, Azerbaycan Devlet Yayınevi, Bakü 1989. NESİBLİ, Nesib; Azerbaycan’ın Jeopolitiği ve Petrol, Bakü 2000, Hazar Üniversitesi, s. 183. NESİBZADE, Nesib; Azerbaycan’ın Harici Siyaseti 1918-1920, Ay-Ulduz Neşriyatı, Bakü, 1996. NOYBERGER, Benyamin; Çto Takoe Sionizm?, Moskova 1996. OGANİSYAN, Eduard; Vek Borbı, Moskova, Feniks Yayınevi, 1991. OGANYAN, Samvel, PETROSYAN, David; Armeniya, Evropa, Aziya: Koridorı i Perekrestki, Ermenistan Stratejik ve Ulusal Araştırmalar Merkezi, Erivan 2001. ORDUBADİ, Memmed Seid; Kanlı Yıllar, Bakü, 1991. ORMANİAN, Malachia; The Church of Armenia, gözden geçirilmiş 2. bs., çev. G.Marcar Gregory, yayına hazırlayan Tereing Poladian, A.R. Mowbray & co. Olimited, Londra, 1995. ÖZTÜRK, Osman Metin; Rusya Federasyonu Askeri Doktrini, ASAM Yayınları, Ankara 2001, Rusya-Ukrayna Araştırmaları Dizisi–2. PARSAMYAN, V. A; İstoriya Armyanskogo Naroda, Erivan: Hayastan Yanınevi, 1972. PHİLLİPS, L. David; Unsilencing the Past-Track Two Diplomacy and Turkish-Armenian Reconciliation, Berghahn Books, New York, 2005. POMPEEV, Yuri; Krovavıy Omut Karabakha, Bakü, Azerbaycan Yayınevi, 1992. 376 SAFAROV, P.Ş; 90’lı yıllarda Azerbaycan’ın Uluslararası Durumu ve Dış Politikası, Bakü, Elm, 1999. SARKİSYAN, Manvel; Politiçeskie Problemı Kavkaza i Armenii, Ermenistan Milli ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayını, Erivan 1998, s. 11. SEVİNC, Necdet; Arşiv Belgeleriyle Tehcir. Errmeni İddiaları ve Gerçekler, Avrasya Bir Vakfı Yayınları, Ankara 2003. Sedat Laçiner, Türk-Ermeni İlişkileri, Kaknüs Yayınları, I. bs., İstanbul, Eylül 2004. SEZGİN, M. Niyazi; Ermenilerde Din, Kimlik ve Devlet, Platın Yayınları, Ankara 2005, s. 34. Sistemnaya İstoriya Mejdunarodnıkh Otnoşeniy, 1918–1991, der А.D. Bogaturova, I. cilt, Moskovskiy Raboçiy Yayınevi, Moskova, 2000. SMİTH, D. Anthony; Milli Kimlik, çev. Bahadır Sina Şener, 2. bs., İletişim Yayınları, İstanbul 1999. Soçialno-Ekonomiçeskoe Polojenie Respubliki Armeniya v Yanvare-İyune, Erivan1997. STEPANYAN, S.S; Germanskie İstoçniki o Genoçide Armyan, Erivan 1991. SUAT, İlhan; Jeopolitik Duyarlılık, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2003. SUKİASYAN, Aleksey; İstoriya Kilikiyskogo Armyanskogo Gosudarstva İ Prava (xı-xıv vv), Mitk Yayınevi, Erivan 1969. SWİETOCHOWSKİ, Teodor; Muslüman Cemaatten Ulusal Kimliğe Rus Azerbaycan’ı (1905–1920), İstanbul 1988, Bağlam Yayınevi. ŞAKARYANÇ, Sergey; Politika Postsovetskoy Rosii Na Kavkaze i Ee Perspektivı, Ermenistan Stratejik ve Milli Araştırmalar Merkezi Yayınları, Erivan 2001. ŞAVROV, N. N; Novaya Ugroza Russkomu Delu v Zakavkasye: Predstoyaşaya Rasprodaja Mugan İnorodtsam, Petersburg, 1911. TAŞKIRAN, Cemalettin; Geçmişten Günümüze Karabağ Meselesi, Ankara 1995, Genelkurmay Basımevi. TETVADZE, Şota, TETVADZE Otar; Gürcistanda Ermeniler, çev. Gülnar Tanrıkulu, yayınlanmamıştır, Gürcistan Milli ve Sosyal İlişkiler Akademisi, Tiflis, 1988. TEZKAN, Yılmaz, Taşar, M. Murat; Dünden Bugüne Jeopolitik, Ülke Kitapları: 3, İstanbul. The legasy of History in Russia and the new state of Eurasia, S. Frederick Starr-editor, Publisher: M. E. Sharpe, Armonk, NY. Publication, 1994. TIRKOVA, Ariadna; Staraya Turçiya i Mladoturki. God v Konstantinopole, Petersburg 1916. TOROSYAN, Karen; Za Vitrinoy Vlasti, Erivan 2003. TOROSYAN, Karen; Za Vitrinoy Vlasti, Erivan 2004. Türk Dış Politikası, der. Baskın Oran, 1. bs., 2001, İstanbu. “Trekhstoronniy Plan Reşeniya Pridnestrovskogo Voprosa”, Analiz Belgesi, Moldova, Ukrayna ve Romanya bilirkişi grupları tarafından hazırlanmıştır, Budapeşte, Kişinev, Kiev, Ocak 2006, (Erişim) www.carnegie.ru/en/pubs/books/9802doklad_Prednistrovie.pdf 377 “Trekhstoronniy Plan Reşeniya Pridnestrovskogo Voprosa”, Analiz Belgesi, Moldova, Ukrayna ve Romanya bilirkişi grupları tarafından hazırlanmıştır, Budapeşte, Kişinev, Kiev, Ocak 2006, (Erişim) www.carnegie.ru/en/pubs/books/9802doklad_Prednistrovie.pdf URAS, Esat; Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, 2. bs., Belge Yayınları, İstanbul 1987. VADAÇKORİA, Şota; Voprosı Gruzino-Armyanskix Vzaimaotnoşenii v Politiçeskoy Mısli Gruzii (1918–1920), Tiflis: Meçniereba Yayınevi, 1999. VELİÇKO, Vasili Lvoviç; Kavkaz: Russkoe Delo İ Mejduplemennıye Voprosı, I. cilt, M.D. Muretov Yayını, S. Petersburg, 1904. VELİYEV İ, ve b; Deportasiya, Azerbaycan Ansiklopedisi Yayınevi Bakü, 1998. Voenno-Politiçeskaya Rasstanovka Sil v Kaspiysko-Çentralnoaziatskom Regione, der. M. S. Aşimbaev, Kazakistan Devlet Başkanlığı Stratejik Araştırmalar Yayını, Almatı 2003. “Vtoraya Volna Rasşireniya NATO i Transformaçiya Postsovetskogo Prostranstva: Vzglyad iz Ukrainı”, İssledovanie v Ramkakh Granta Soveta Evro-Atlantiçeskogo Partnerstva (SEAP) na 1998–2000 Godı, Dnepropetrovsk 2000. Voenno-Politiçeskaya Rasstanovka Sil v Kaspiysko-Çentralnoaziatskom Regione, der M. S. Aşimbaev, Kazakistan Devlet Başkanlığı Stratejik Araştırmalar Yayını, Almatı 2003, YILDIRIM, Dursun; Özönder, Cihat; Karabağ Dosyası, KÖK Yayınları, Ankara 1993, YILDIZOĞLU, Ergin; Hegemonyadan İmparatorluğa, İstanbul, Everest, 2003. ZAKHAROV, Vladimir; Nikolay Silayev, Politika SŞA i NATO v Kavkaze: Vozmojnıye Podsledstvie, Kafkasya Araştırmaları Merkezi, Yayın: 1 (3), Moskova, Ocak 2005. ZOLYAN, Suren; Nagornıy Karabakh: Problema i Konflikt, Lingva Yayınevı, Erivan 2000. KİTAP MAKALELERİ ARUTYUNYAN, Artak; “İstoriko-Retrospektivnıy Analiz Politiki Rossii na Yujnom Kavkaze”, Yujnıy Kavkaz: Problemı Regionalnoy Bezopasnosti i İntegraçii, RAU, T.1, No 1, 2004, (Erişim) http://caucasus.rau.am/doc/ arutunyan.pdf AVAKYAN, Gagik; “Armenia: Obespeçenie Spokoystiya”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 37-50. AYDIN, Mustafa; “Ermenistan’la İlişkiler,” Türk Dış Politikası, der. Baskın Oran, II. cilt, İstanbul 2001, s. 407. AYKUT, Ş. Nezihi; “Arşiv Belgelerine Göre Ermenilerin Anadolu’da yaptıkları Katliamlar”, Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektorlüğü, 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001, ss. 191-216. 378 BAL, İdris; “Türkiye-Ermenistan İlişkileri”, Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, editörler İdris Bal ve Mustafa Çufalı, Nobel yayınları, 1. bs., Ağustos 2003, ss. 605-635. ÇİÇEK, Kemal; “Türk-Ermeni İlişkileri ve Tehcir”, Ermeni Soykrımı İddiaları, der: Mustafa Çalık, Gedit neşriyat, Ankara 2006, ss. 135-178. ÇUFALI, Mustafa; “Lozan Konferansı ve Antlaşması’nda Ermeni Sorunu”, Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, der. İdris Bal ve Mustafa Çufalı, Nobel Yayınları, 1. bs, Ağustos 2003, ss. 539-550. DAALDER, Ayvo; James Godgayer, “Globalnaya NATO”, Rossiya v Globalnoy Politike, No 5, Eylül-Ekim 2006. DARÇİAŞVİLİ, David; “Gruziya: Zalojniça Orujiya”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 77-114; Alan Parastaev, “Severnaya i Yujnaya Osetiya: Starıye Konfliktı i Novıye Trevogi”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 125144. DEMONYAN, Gayk; “Nekotorıye Aspektı Armyano-Tureçskikh Otnoşeniy v Kontekste Regionalnıkh Proçessov”, Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınevi 2002, s. 49. Deportasiya, der. İ. Veliyev, Azerbaycan Ansiklopedisi Yayınevi, Bakü, 1998, s. 17. ERASLAN, Cezmi; “Ermeni Komiteleri, Propagandaları ve Osmanlı Devletinin Aldığı Tedbirler”, Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektorlüğü, 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001, ss. 77-106. Esra Hatipoğlu, “Avrupa Komşuluk Politikası’nın Güney Kafkasya Boyutu”, Değişen Dünya Düzeninde Kafkasya, editör Okan Yeşilot, Kitapevi Yayınları, İstanbul, Eylül 2005, ss. 19-30. GULİYEV, Emir; “Göçürülme (1948–1953)”, Deportasiya, derleyen İ. Veliyev, Bakü, 1998, s. 210. GVİNDJİA, Maksim; “Abkhaziya: Problemı Bezopasnosti Sakhranyayutsya”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 115-124. HATİPOĞLU, Esra; “Avrupa Komşuluk Politikası’nın Güney Kafkasya Boyutu”, Değişen Dünya Düzeninde Kafkasya, editör Okan Yeşilot, Kitapevi Yayınları, İstanbul, Eylül 2005, ss. 19-30. İVANOV, E. M; “Ekonomiçeskoe Sotrudniçestvo Armenii s Rossiey”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, s. 291. İSMAYILOV; Azerbaycan XIX-XX. yüzyılın Başlarında, der. İgrar Aliyev, Azerbaycan tarihi, Bakü, 1993, Bilim Yayınevi, s. 204. KAZARYAN, Eduard; “K Voprosı ob Armyano-İranskikh Otnoşeniyakh”, Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınları, 2002, s. 62. KARAGÜL, Soner; “20. Yüzyılda Ermeni Diasporası ve Faaliyetleri”, Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, der. İdris Bal, Nobel Yayınları, Ankara 2003, ss. 569-590. KENGERLİ, Mehmet; “Karabağ Azerbaycan Toprağıdır Dünya Durdukça da Öyle Olacaktır”, Azerbaycan, Ankara, s. 14. KİSRİEV, Enver; “Dagestan: Sila v Balanse”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 145-162. 379 KOPPİTERS, Bruno; “Zaklyuçenie: Kavkaz Kak Kompleks Bezopasnosti, Spornıye Qranitsı na Kavkaze, der. Bruno Koppiters, Moskova, Ves Mir, 1996, ss. 213-225. KURTOV, Ajdar Aşiroviç; “Armyano-İranskie Otnoşeniya”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. E. M. Kojokin, Moskova 1998, s. 401. KURTOV, Ajdar, KHALMUKHAMEDOV, Aleksandr; “Armeniya-Turçiya: Protivostayanie İli Sotrudniçestvo?”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, s. 450. MATVEEVA, Anna; “Orujie i Voprosı Bezopasnosti na Kavkaze”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, der. Anna Matveeva ve Duncan Hiscock, çev. Maksım Pyaduşkin ve Evgeni Zagaynov, Moskova, Şubat 2004, ss. 23-36. McCARTHY, Justin; “Kim Başlattı?”, Ermeni Soykrımı İddiaları, der. Mustafa Çalık, Gedit neşriyat, Ankara 2006, ss. 11-34. MELYAN, Aşot; “Armeniya v Sovete Evropı-Ojidaniya i Perspektivı”, Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınları, 2002, s. 26. MELYAN, Aşot; “Armeniya v Sovete Evropı-Ojidaniya i Perspektivı”, Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınları, 2002, s. 26. MEMMEDOV, Şükür; “Türkiye ve İran’dan Ermenilerin Göç Ettirilme Politikaları”, Türk-Ermeni İlişkileri: 21. Yüzyıla Girerken Tarihe Dostça Bakış, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 2000, ss. 63-68. MİTYAYEV, V. G; “Karabakskiy Konflikt v Kontekste mejdunarodnıkh Otnoşeniy”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, ss. 487-554. MURADYAN, İgor; “Sovremennıe Armyano-Gruzinskie Otnoşeniya”, Orienirı Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınevi 2002, s. 80. MUSTAFA, Nazim; “Ermeni Sahtekârlığı-Ermeni İhaneti”, Deportasiya, der. Veliyev İ, Bakü, 1998, s. 155. NİFTELİYEV, Hasan; “50 Yıl Önce Azerbaycanlıların Ermenistan’dan Deportasiyası Başladı”, der. İ. Veliyev, Deportasiya, Bakü, 1998. PAŞAYEV, Atahan; “Göçürülme”, Deportasiya, der. Veliyev, s. 67. PİÇKOV B. P; “Proektı Tekhniçeskoy Pomoşi Evrosoyuza Armenii po Programme TACIS za Period 1991-1997 gg”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, ss. 358. Piçkov, B. P; “Proektı Tekhniçeskoy Pomoşi Evrosoyuza Armenii po Programme TACIS za Period 1991–1997 gg”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, ss. 357-366. PUZANOV, Y. E; “Voprosı Ekenomiçeskogo Razvitiya Armenii”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, S. 232. SAFRASTYAN, Ruben; “Armyano-Tureçskie Otnoşeniya: Popıtka Teoretiçeskoy İnterpretaçii s Poziçiey Realistiçeskoy Şkolı (Vvodnıe 380 Zameçaniya)”, Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınevi 2002, s. 39. SERDAROV, Zakir; “En Büyük Tarihi Adaletsizlik”, Deportasiya, der. Veliyev İ, s. 279. ŞAKARYANÇ, Sergey; “Voprosı Kollektivnoy Bezopasnosti SNG i Armeniya”, Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınevi 2002, ss. 97-98. ŞİLOVA, R. A; “Armeniya-Gruziya: Dobrososedstvo i Cvyaz s Vneşnim Mirom”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. E. M. Kojokin, Moskova 1998, s. 468. TATLI, Hasan; “Bolşevik İhtilali’nden Lozan Barış Konferansı’na Türk-Ermeni İlişkileri,” Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, der. İdris Bal ve Mustafa Çufalı, Nobel yayınları, 1. bs., Ağustos 2003, ss. 514-538. TİŞŞENKO, G.G; “Voorujennıye Silı İ Voenno Politiçeskiy Kurs Armenii”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, S.555. TİŞŞENKO, G; “Voorujennıe Silı i Voenno-Politiçeskiy Kurs Armenii”, der. Kojokina E. M, Armenia: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, ss. 558-559. TRENİN, Dimitri; “İnteresı Bezopasnosti i Politika Rossi v Kavkazskom Regione”, Spornıye Qranitsı na Kavkaze, der. Bruno Koppiters, Moskova, 1996, s. 103. TÜTÜNNİK, Vadim; “Turki iz Meskhetii: Vçera i Segodnya. Tak Eto Bıla”, Naçionalnıe Represii V SSSR, 1919–1952. Represirovannıe Narodı Segodnya, der. Svetlana Aliyeva, III. cilt, Moskova 1993, ss. 145-163. UZUN, Turgay; “Osmanlı Devleti’nde Toplumsal Yapı ve Ayrılıkçı Ermeni Hareketinin Doğuşu”, Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, editörler İdris Bal ve Mustafa Çufalı, Nobel yayınları, 1. bs., Ağustos 2003, ss. 191-204. Uluslararası Mücadelenin Yeni Odağı: Karadeniz, der. Osman Metin Öztürk, Yalçın Sarıkaya, Platin Yayınevi, Ankara 2005. VASYUTOVİÇ V.P; “Mesto Armenii v Geopolitike SŞA”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, s. 369. VOLOKHONSKİY, Mikhail; “Tureçskiy i İranskiy Faktorı na Yujnom Kavkaze”, Konfliktnıy Potençial i Proçessı Transformaçii v Kavkazskom Regione, Kafkasya Araştırmaları Merkezi, Yayın: 4 (16), Moskova, VOROBEVA, L. M; “Tragediya Armyanskogo Naroda: Straniçı İstorii”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, ss.167-218. YUNUSOV, Arif; “Azerbaydjan: v Ojidanii Peremen Pod bremenom İstorii”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 51-72. DERGİ MAKALELERİ ABRAMYAN, Levon; “Armeniya i Armyane Mejdu Vostokom i Zapadom”, 21 Vek, No: 1, (3), 2006, Noravank Yayınları, Erivan, s. 16. 381 ABRAMYAN, Levon; “Armeniya i Armyanskaya Diaspora: Raskhojdenie i Vstreça”, Planeta Diasporı, Moskova, No 1-2, 2000, s. 56. ABRAMYAN, Rafael; “Armyanskoe Rıçarstva”, Armyanskiy Vestnik, Moskova No:1-2, 1999, (Erişim) http://www.hayastan.ru/armvest/jurnal 04/j04_stat27.html ADAMS, T, RİCH, Gregory; “Great Power Politics and the Azerbaijan Pipeline: An Update”, Special Policy Forum Report, The Washington Institute for Near East Policy, Feb. 24, 1997. ADANIR, Olgun; “Kültür ve Zihniyet”, Doğu-Batı, sayı 23, Mayıs-HaziranTemmuz 2003, s. 23. AGLYAN, Vaagn; “Rossiyskaya Federaçiya i Yujnıy Kavkaz: Strukturnaya Vzaimosvyazannost i Perspektivı Razvitiya Otnoşenii”, 21 Vek, Erivan, No: 1, (3), 2006. AĞACAN, Kamil “Kaderdaş Devletler: Azerbaycan-Gürcistan İlişkileri”, Avrasya Dosyası, (Azerbaycan Özel), İlkbahar 2001, VII. cilt, sayı 1, s. 326. AĞACAN, Kamil; “Ermenistan-Gürcistan İlişkileri” Ermeni Araştırmaları, sayı 19, Sonbahar 2005. AĞACAN, Kamil; “Genişleyen NATO ve Güney Kafkasya”, Stratejik Analiz, Temmuz, 2003, ss.83-88. AKGÖNÜL, Samim; “Fransa Ermeni Toplumu ve Türkiye: Propaganda ve Lobicilik”, Ermeni Araştırmaları, Bahar 2002, sayı 5. AKOPYAN, Tigran; “Politiçeskoe Nasilie v Armenii”, Central Asia and Caucasus, Haziran 2002, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2002/journal_ rus/cac-05/11.akorus.shtml ALİYEV, Binali; “Meskhetiya i Meskhi (Turki-Meskhetinçı): Etnopolitiçeskaya İstoriya Naroda”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.cac.org/online/2002/journal_rus/ cac-01/19.alievru.shtml, 23 Mayıs 2003 ALOYAN, Vardan; “Noçnaya Jizn v Kadjarane”, Metallı Evraziya, 1997, No: 5, ss. 44-45. ALP, Ali Hikmet; “Today’s Armenia and Motıves Behind The Genocide Accusations: More Than A Matter of National Identity”, Ermeni Araştırmaları, sayı 2, Haziran-Temmuz-Ağustos 2001, ss. 145-158. ANDREEV, P. N; “Voenno-Politiçeskoe Sotrudniçestvo Gosudarstv SNG: Etapı i Osnovnıye Napravleniya Razvitiya”, Voennaya Mısl, Moskova 2000, No: 4, ss. 22-30. ARAS, Bülent; Turkish-İsraeli-İranian Relations in the nineties: İmpact on the Middle East, Middle East Polisy, Vol VII, N. 3, June 2000, p. 151-164. Armyanskoy Vopros, Ansiklopedi, Erivan 1991. ARUTYUNOV, Grant; “Ya! Ob Odnom Psikhologiçeskom Tipe Politiçeski Aktivnogo Armyanina”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2000. ASLANLI, Araz; “Tarihten Günümüze Karabağ Sorunu”, Avrasya Dosyası, Azerbaycan Özel, İlkbahar 2001, VII. cilt, sayı 1, ss. 393-430. AVŞAR, Zakir; “Kafkasya-Rusya Federasyonu ve Türkiye”, Yeni Türkiye, sayı 16, Temmuz-Ağustos 1997, s. 1882. AYVAZYAN, Armen; “Strategiçeskie Posledstviya Genoçida Armyan”, Vizantiyskoe Nasledstvo, No 3, 2002, ss. 15-17. 382 BABOOKHANİAN, H; “An Armenian view of İran”s transformation”, Executive İntelligence Review, 1997, Vol. 24, N 28, 4 July, p. 69. BADURAŞVİLİ, İrina; Çuladze, Georgiy, Ançabadze, Georgiy; “Problemı Repatriaçii Meskhov v Gruzii”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2000/journal_rus/cac07_2000/21.bad ursav.shtml BAEV, Pavel; “Russia’s Policies in the Caucasus, Londra, The Royal Institute of International Affairs, 1997. BAGDASARYAN, Laura; “Sotrudniçestvo Stran Zakavkasya: Teoretiçeskie Rassujdeniya i Praktiçeskie Protivoreçiya”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2002/journal_rus/cac-02/12.bagru.shtml. BAŞYURT, Erhan; “Sivil diplomasiye “soykırımı” oyunu”, Aksiyon, sayı 538. (Erişim) http://www.aksiyon.com.tr/yazdir.php?id=20550, 28 Mart 2005. BAYIR Emre ve ASLANLI, Araz; “Tehdit Merkezli Bir Dış Politika: İran’ın Azerbaycan Politikası”, Stratejik Analiz, II. cilt, sayı 18, Ekim 2001, s. 51. BEYLOK, Riçard; Çto Nepravilno v Armenii, The International Association For Caucasian Regional Studies, Law Politics Sociology Economics Modern History International Relations, Caucasian Regional Studies, Vol. 4, Issue 1, 1999, s. 7. CABBARLI Hatem; “Geçmişten Günümüze Ermenistan’da Azerbaycan Türkleri”, Ermeni Araştırmaları, Aralık 2001-Ocak-Şubat 2002, sayı 4. CABBARLI, Hatem, ASLANLI, Araz; “Türkiye-Ermenistan Sınır kapısı: Amaç mı, Araç mı?”, Stratejik Analiz, Ekim 2003, IV. cilt, sayı 42. CABBARLI, Hatem; “Bağımsızlık Sonrası Ermenistan’ın Enerji Politikası”, Avrasya Dosyası, Bahar 2003, IX: cilt, sayı 1. CABBARLI, Hatem; “Ermenistan’ın Bölge Politikasında Gürcistan: Tarihi Süreçte Karşılıklı İlişkiler”, Ermeni Araştırmaları, yaz 2002, sayı 6. CABBARLI, Hatem; “Geçmişten Günümüze Ermenistan’da Azerbaycan Türkleri”, Ermeni Araştırmaları, Aralık 2001-Ocak-Şubat 2002, sayı 4. CABBARLI, Hatem; “Hazar Denizi’nin Hukuki Statüsü”, Azerbaycan, sayı 344, Yıl: 50. Eylül-Ekim 2002. CABBARLI, Hatem; “Rusya’da Ermeni Diasporu: Oluşumu ve Faaliyetleri”, Ermeni Araştırmaları, Eylül-Ekim-Kasım 2001, sayı 3. CABBARLI, Hatem; “Sözde Ermeni Soykırımının 90. Yıldönümü ve Türkiye”, Stratejik Analiz, Mart 2005, sayı 59. Cemalettin Taşkıran, “Ermeni Diasporasi Nedir? Ne İstiyor?”, Ermeni Araştırmaları 1. Türkiye Kongresi Bildirileri, III.cilt, Ankara 2003, ss. 3-13. CORNELL, E. Svante; “Autonomy as a Source of Conflict. Caucasian Conflicts in Theoretical Perspective”, World Politics, Ocak 2002, s. 54. CROSSİANT, M. P, CROSSİANT, M. Cynthia; “The caspian Sea Status Despute: Azerbaijani Prespectives”, Caucasian Regional Stadies, Vol: 3, No: 1, 1999. ÇAŞIN, Mesut Hakkı; “Ermenistan Silahlı Kuvvetleri”, Avrasya Dosyası, XI. cilt, sayı 4, Sonbahar 1995–1996, s. 54. DAALDER, Ayvo, GODGAYER, James; “Globalnaya NATO”, Rossiya v Globalnoy Politike, No 5, Eylül-Ekim 2006, (Erişim) http://www.globalaffairs.ru/numbers/22/6354.html 383 DANIELYAN, Emil; “A Look Back At Armenia Since Ter-Petrosian”, Russıa And Eurasıa Revıew, Volume 1, Issue 13, December 3, 2002, (Erişim) http://www.jamestown.org/publications_details.php?volume_id=15 &&issue_ id=611 DARÇİAŞVİLİ, David; “Rossiyskoe Voennoe Prisutstvie v Gruzii-Poziçii Storon i Perspektivı”, Kavkazskie Regionalnıe İssledovaniya, II. cilt, dizi 1, 1997, (Erişim) http://poli.vub.ac.be/publi/crs/rus/R02-004.html DEGOEV, V.V; “Kavkazskie Gorizontı Bolşoy Evropı”, Rossiya v Globalnoy Politike, No 5, Eylül-Ekim 2004. “Deklaraçiya Vserossiyskogo Armyanskogo Kongressa”, Armyanskiy Vestnik, No1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/j06_stat35.html DİNA MALIŞEVA, “Konfliktı u Yujnıh Rubejey Rosii”, Pro et Contra, V. cilt, No 3, yaz, ss. 7-33, DYATLOV, Viktor İnnokentyeviç; “Diaspora: Popıtka Opredelitsya v Ponyatiyakh”, Diasporı, Moskova 1999, No 1, ss. 8-23. EMERSON, Мaykl; “Podkhodı k Stabilizaçii Na Kavkaze”, Kavkazskie Regionalnıe İssledovaniya, V. cilt, No: 1-2, 2000, (Erişim) http://poli.vub.ac.be/publi/crs/rus/ Vol5/EmersonNEWRUS.htm “European Union To Assign 30 Million Euro For Preparation Of Documentation For Iran-Armenia Gas Pipeline”, THE RUSSIAN OIL AND GAS REPORT, January 22, 2001, Monday. GASPARYAN, Arsen; “Dinamika Karabakhskogo Konflikta i Rol Rosiiskoy Federaçii”, Central Asia and Caucasus, No 6, 1999, (Erişim) http://www.ca-c.org/journal/cac-06-1999/gasparyan.shtml, 24 Ağustos 2007. GEYVANDOV, Eduard; “Tri ‘Ne’: Nenastoyaşyaya, Neligitimnaya, Nesostayatelnaya o Tak Nazıvaemoy ‘Çelostnosti’ Postsovetskikh Nesostoyavşikhsya Mimi-İmperii”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2 1999, (Erişim) http://www.hayastan.ru/ GEYVANDOV, Eduard; “Vneşnyaya Politika Diasporı?”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal html 06/j06_stat05. GOLDBERG, Gabriel; “O Problemakh Turok-Meskhetinçev”, Central Asia and Caucasus, 1998. № 2 (14), (Erişim) http://www.ca-c.org/journal/ 14_1998/st_ 09_goldberg.shtml. GİBBONS, Helen Davenport; The Red Rugs of Tarsus: A Woman’s Record of the Armenian Massacre of 1909, New York: The Century Co., 1917. (Erişim) http://armenianhouse.org/gibbons/tarsus/red-rugs.html GÖKA, Erol; “Ermeni Sorunu’nun (Gözden Kaçan) Psikolojik Boyutu”, Ermeni Araştırmaları, Ankara, Mart-Nisan-Mayıs 2001, sayı 1, s.135. GRİGORYAN, K. N; “Russkie Peçatnıye İstoçniki Konça 18-Naçalo 19 vv. Ob Armenii”, İzvestiya AN SSSR, No: 6, 1955. GRUNİN, V. F; “Azerbaydjan: Etot Nelegkiy Suverenitet”, Jurnal Teorii i Praktiki Evraziystva, No 3, (Erişim) http://www.e-journal.ru/bzarub-st23.html 384 GURETSKİ, Voitsekh; “The Question Of Javakheti”, Caucasian Regional Studies, Vol. 3, Issue 1, 1998, (Erişim) http://poli.vub.as.be/publi/crs/ eng/0301-05.htm, 14 Temmuz 2002. GÜL, Nazmi, EKİCİ, Gökçen; “Ortak Tehdit Algılamaları ve Stratejik İttifaklığa Doğru İlerleyen İran-Ermenistan İlişkileri”, Stratejik Analiz, II. cilt, sayı 22, Şubat 2002, ss. 37-46. GÜL, Nazmi; “Şeytanla Dans: Ermenistan ve Nükleer Enerji”, Stratejik Analiz, sayı 17, Eylül 2001, s. 35. HENZE, B. Paul; “Gürcistan ve Ermenistan’da Sıkıntılı Bağımsızlık”, Avrasya Etüdleri, sayı 2, yaz: 95, TİKA Yayınları, Ankara, s. 30. HOŞTARİYA-BROSSE, Edişer; “Kavkazskiy Politiçeskiy Uzel v Proşlom i Nastoyaşem”, Central Asia and Caucasus, 2001, No: 5, (17), ss. 80-86. İBRAHİMOV, Rovshan; “Dağlık Karabağ Sözde Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığının Tanınması Durumunda Uluslararası Ortamda Ortaya Çıkabilecek Sorunlar”, Ermeni Araştırmaları, Ankara, sayı 6, yaz 2002, s.116. İGOLKİN, Aleksandr; “Mosskovskiy Dogovor s Turçiey. Vzglyad iz Rosii Çerez 77 Let”, Armyanskiy Vestnik, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/ Jurnal03/j03_stat27. html, İGOLKİN, Aleksandr; “Mosskovskiy Dogovor s Turçiey. Vzglyad iz Rossii Çerez 77 Let”, Armyanskiy Vestnik, No: 3-4, 1998, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal03/j03_stat27.html İPEK, Ali; “İlk İslami Dönem Müslüman-Ermeni Münasebetleri”, Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, der. İdris Bal, Nobel Yayınları, Ankara 2003, ss.19-30. İVAŞOV, L. G, BULİGİN, A. N; “Kollektivnaya Bezopasnost v Ramkah Sodrujestva Nezavisimıkh Gosudarstv”, Voennaya Mısl, Moskova, 1998, No: 3, ss. 8-10. JUNG, Dietrich, PİCCOLİ, Wolfango; The Turkish-İsraeli Alignment: Paranoia or Pragmatism?, Security Dialoque, March 2000, Vol 31, N. 1, P. 91-104. KHALMUKHAMEDOV, Aleksandr; Mutaloviç “Armyanskaya Diaspora Kak Soçiokultırnıy i Politiçeskiy Fenomen”, Soçiologiçeskie İssledovanie, Moskova, 1999. No 2, ss. 54-59. KALAFAT, Yaşar, Sezgin, Mahmut Niyazi; “Albanlar Tarihi ve Ermeni Kültür Stratejisi”, 2023, Ermeni Sorunu Özel Sayısı, Nisan 2002, Ankara, ss. 16-25. KALAFAT, Yaşar; “Türk-Ermeni Kültür İlişkilerinde Mitolojik Boyut”, Eğitim, sayı 38, Nisan 2003, ss. 95-100. KANBOLAT Hasan, GÜL, Nazmi; “Kafkasya’da (Cavaheti) ile Krasnodar (Rusya) Ermenilerinin Jeopolitiği ve Özerklik Arayışları”, Stratejik Analiz, I. cilt, sayı 6, Ekim 2000, s. 11. KANBOLAT, Hasan, EKİCİ, Gökçen; “21. Yüzyıl Başında Kafkasya’da İşbirliği Arayışları ve Ekonomik Boyutları”, Jeo Ekonomi, II. cilt, sayı 2-3, Yaz/Sonbahar 2000, ss. 31-37. KANBOLAT, Hasan; “Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan Zirvesi ve Gölgedeki Ortak Ermenistan”, Stratejik Analiz, III. cilt, sayı 26, 2002, s. 57. 385 KANTARCI, Şenol; “Ermeni Sorunu: “Ezilmiş Millet Kimliğiyle Meselenin Psikolojik Boyutu”, Yeni Türkiye, Ermeni Sorunu Özel Sayısı, 1, sayı 37, Ocak-Şubat 2001, Ankara, s. 512. KARAAĞAÇ, Günay; “Türk-Ermeni Dil İlişkileri”, Yeni Türkiye, sayı 38 (MartNisan), ss. 967-973. KARAGÜL, Soner; “Ermenistan'ın Bağımsızlık Sonrası Avrupa İle İlişkileri”, Orta Asya ve Kafkasya Dergisi, I. cilt, sayı 2, 2006, s. 143. KASENOV, Umirserik; “Kaspiyskaya Neft i Mejdunarodnaya Bezopasnost”, Central Asia and Caucasus, No: 11, 1997, (Erişim) http://www.cac.org/journal/11-1997/st_07_kasenov.shtml, 26 Mayıs 2003. KAYDANOVA, Olga; “Konstantinopolskaya Reznya”, Novoe Slovo, 2 Kasım 1896, s. 197. KAZİMİROV, Vladimir; “Karabakh: Kak Eto Bıla”, Mejdunarodnaya Jizn, No 5, 1996, ss. 41-52 KERYAN, Garegın; “Utverjdenie Mnogopartiynosti V Armenii” Central Asia And Caucasus, sayı 4, 12 Aralık 2001, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/ 2001/ journal_rus/cac-04/12.qerru.shtml KHAÇATRYAN, Vaagn; “Osnovnıe Tendençii Razvitiya Ekonomiki Armenii v 1991-2002 Godakh”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/http://www.ca-c.org/online/2002/journal_rus/cac02/17.hachru.shtml KHAÇATURYAN, Vartan; “Stanovlenie Armyanskikh Koloniy v Rossii”, Planeta Diasporı, Moskova, 2000, No: 1–2, s. 85. KOEN, Ariel; “SŞA, Stranı Çentralnoy Azii i Kavkaza: Problemı i Prespektivı Vzaimootnoşenii”, Central Asıa and Caucasus, (Erişim) http://www.cac.org/online/2000/journal_ ruscac08_2000 /05.kohen.shtml, 28 Temmuz 2002. KOTANDJYAN, Gayk; “Bezopasnost Armenii i Vneşnyaya Politika SŞA na Yujnom Kavkaze”, Connections, No.2, Haziran 2004, s. 25. KOTANJİAN, Hayk; “Armenian Security and U.S. Foreign Polisy in the South Caucasus”, Connectıon, Vol. 3, No 2, June 2004, p. 17. KUKULİNA, İda Nikolayevna; “Problemı Bezopasnosti v ÇernomorskoKaspiyskom Regione”, Mirovaya Ekonomika i Mejdunarodnıye Otnoşeniya, Moskova 2002, No: 1, ss. 90-97. KUTALMIŞ, Mehmet; “Türkleşen Ermeniler: Kıpçak-Ermeni Dil ve Kültür İlişkileri”, Tarih ve Düşünce, Temmuz 2002, ss. 16-22. KÜÇÜK, Abdurrahman; “Gregoryen Ermeni Kilisesinin Oluşması ve Konsil Kararları Karşısındaki Tutumu”, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Ankara 1996, cilt 35, ss. 117-154. LAÇİNER, Sedat; “Ermeni Kimlik Bunalımı ve Güç Politikalarının Bir Ürünü Olarak Ermeni Sorunu”, 2023, 15 Nisan 2002, sayı 12, ss. 56-61. LAÇİNER, Sedat; “Ermenistan Dış Politikası ve Belirleyici Temel Faktörler”, Ermeni Araştırmaları, Ankara, Bahar 2002, sayı 5, s. 183. LALAYAN, A; “Kontrevalyutsionnıy Daşnakstyun i İmperialistiçeskaya Voyna 1914–1918” Azerbaycan Bilimler Akademisi Haberleri, Felsefe ve Hukuk Sayısı, 1989, No 4. 386 LIMA, Vincent; “The Diaspora Establishment Convenes in Armenia”, Armenian Forum, 2, No 2, s. 94. LISENKO, V; “Regionalnıe Konfliktı v Starnakh SNG: Opıt Uregulirovaniya”, Polis, No 2, 1998, ss. 147-157. LÜTEM, Ömer Engin; “Olaylar ve Yorumlar”, Ermeni Araştırmaları, sayı 5, Bahar 2002, (Erişim) http://www.iksaren.org/index.php?Page=DergiIcerik &IcerikNo=285 LYNCH, Dov; “The Conflict in Abkhazia. Dilemmas in Russian “Peacekeeping” Policy”, Londra, The Royal Insitute of International Affairs, 1998. MALEKİ, Abbas; “İran i Turan: K Voprosu Ob Otnoşeniyakh İrana s Gosudarstvami Çentralnoy Azii i Zakavkazya”, Central Asia and Caucasus, No: 5, 2001, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2001/ journal_rus/cac05/11.malru.shtml MAMEDOV, Rüstem; “Mejdunarodno-Pravavoy Status Kaspiyskogo Morya Kak Pograniçnogo Ozera”, Beynelhalk Hukuk, Bakü, No: 1. MANDEL, Maud; “Old Neighbors, New Perspectives: Armenia and Iran in Modern Times” The Journal of the International Institute, Vol. 4, No. 2: Winter 1997. MARTİROSYAN, Amayak; “Armyano-İranskie Otnoşeniya: Proşloe i Nastoyaşee”, Central Asia and Caucasus, Ağustos 2000, (Erişim) http://www.ca-c.org/journal/cac-08-2000/20.martiros.shtml MARTİROSYAN, Tigran; “K Voprosı o Priznanii Fakta Genoçida Armyan na Geopolitiçeskoy Doske Zakavkazye, Blijnego i Srednego Vostoka”, Central Asia and Caucasus, No 2 (32) 2004, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/ 2004/ journal_rus/cac-2/20.marrus.shtml MELİKYAN, Vagan; “Armyanskiy Vopros na Syezdakh Zapadnıkh Armyan v 1917 i 1919 Godakh”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2002, (Erişim) http://www.hayastan.ru/ Armvest/Jurnal 07/j07_stat01.html MELKUMYUAN, Naira; “Nagornıy Karabakh: V Poiskakh Ustoyçivigi Mira”, Central Asia and Caucasus, No 4, 1999, (Erişim) http://www.ca-c.org /journal/cac-04-1999/st_09_melkumjan.shtml, 23 Ağustos 2007. MINASYAN, Sergey; “Voenno-Politiçeskoe Sotrudniçestvo Rosii i Armenii v Kontekste Problem Regıonalnoy Bezopasnosti Yujnogo Kavkaza”, Vestnik VGU, Sosyal Bilimler Serisi, No: 1, 2005, ss. 338-349. MİLİTAREV, Aleksandr; “O Soderjanii Termina “Diaspora” (K Razrabotke Definiçii), Diasporı, Moskova 1999, No 1, ss. 24-33. MİNASYAN, Sergey; “İzrail-Turçiya: Voenno-Politiçeskoe i VoennoTekhniçeskoe Sotrudniçestvo (v aspekte problem regıonalnoy bezopasnosti)” Central Asia and Caucasus, No: 1, 2004. MİNASYAN, Sergey; “Situaçiya v Djavakhe v Kontekste Problema Vıvoda Rossiyskikh Voennıkh Baz iz Gruzii”, 21 Vek, Erivan, No: 1, 2005, ss. 27-78. MİNASYAN, Sergey; “Strategiçeskoe Sotrudniçestvo İzrailya i Turçii v Kontekste Problem Regıonalnoy Bezopasnosti”, 21 Dari, 2 (4), 2004, ss. 7493. 387 МOSKOVİN, L. B; “Mnogourevnevaya Sistema İntegraçii v SNG (Priçini, Problemı, Tendençiyii Razvitiyaa), Vestnik Moskovskogo Universiteta, dizi 12, Siyaset Bilmi, 1999 No: 1, ss. 6-7. MURADYAN, İgor; “İnteresı Evropeyskogo Soyuza Na Yujnom Kavkaze i Karabakhskaya Problema”, 21-rd Dar, 3(5), 2004, s. 51. NAUMKİN, Vitaliy; “Rossiya i Zakavkaze”, Kavkazskie Regionalnıe İssledovaniya, III. cilt, No: 1, 1997, (Erişim) http://poli.vub.ac.be/publi /crs/rus/03_0 2R.htm NAZAROV, İslam; “Azerbaydjano-İranskie Vzaimootnoçeniya Segodnya i Perspektivı na Blijayşie Godı”, Central Asia and Caucasus, No: 5, 2000, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2002/journal_rus/cac-05/10.nazrus.shtml, 21 Kasım 2002. NUGMAN, G; “Hazar Denizi’nin Hukuki Statüsü”, Avrasya Etüdleri, İlkbahar 1998, sayı 13. NUYKİN Andrey; “Sarkoma Genoçida”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2000. “Na Puti k Uçrejdeniyu Vsemirnogo Armyanskogo Kongressa”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2000. “Novomu Armyanskomu Politiçeskomu Mışleniyu-Novaya Organizaçiya Mirovogo Armyanstva”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 1999. “Obraşenie k Narodu Zapadnoy Armenii ob Uçrejdenii Svoego Pravitelstva v Emigraçii”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001. ÖZDAĞ, Ümit; “Yayına Başlarken”, Ermeni Araştırmaları, sayı 1, MartNisan-Mayıs 2001, s. 4. PAŞAYEVA, Gülşen; “Sistema Regionalnoy Bezopasnosti Yujnogo Kavkaza: Mifı i Realnost”, Central Asia and Caucasus, No: 1, (13) 2001, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2001/journal_rus/cac-01/03.pashr. shtml, 21 Aralık 2001. PETER, Rutland; “Democracy and Nationalism in Armenia”, Europe-Asia Studies, Vol. 46, No. 5, 1994, pp. 839-861. PETROSYAN, Susanna: “Rossiya-Armenia-İran:Dialog Çivilizaçii”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/journal/cac05_1999/ st_05_sp etr osjan.shtml, 24 Kasım 2002. PİLKO, Aleksey; “Kak NATO ne Stala Globalnoy”, Rossiya v Globalnoy Politike, No 5, Eylül-Ekim 2006, (Erişim) http://www.globalaffairs.ru/numbers /22/6351.html “Pismo Kongressmenov v Prezidentu SŞA Buşu s Prizıvom Vıpolnit Predvıbornoe Obeşanie o Polnom Priznanie Fakta Genoçida Armyan”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2002, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal07/j07_stat13.html POLYAKOV, N; Rossiya-Armeniya: Sostayanie i Prespektivı Razvitiya Torgovo-Ekonomiçeskih Otnoşenii, Vneşnaya Torgovlya, Moskova, 1996, No: 10-11, s. 23. SAFRAN, William; “Diasporas in Modern Societies: Myths of Homeland and Return”, Diaspora.N.Y. 1991. Vol. 1. № 1. p. 84. SAFRASTYAN, Ruben; “Problema Priznaniya Genoçida vo Vneşney Politike Armenii: Raznourovnevıy Analiz”, 21 Vek, No 1, 2005, ss. 3-11. 388 SAFRASTYAN, Ruben; “Problema Priznaniya Qenoçida vo Vneşney Politike Armenii: Raznourovnevıy Analız”, 21 Vek, No: 1, 2005, s. 5. SARUHANYAN, Sevak; “Mejdunarodnıy Transportnıy Koridor “Sever-Yuıg” i Rossiysko-İranskie Otnoşeniya v Transportnoy Sfere”, 21 Dar, 2 (4), Erivan 2004, ss. 74-93. SAVARANÇ, Aleksandr; “Pantyurkizm vo Vneşnopolitiçeskoy Strategii Turçii v 90 Godakh”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2000. “Seminar vo Vserossiyskim Armyanskom Kongresse”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/j06_stat34. html SEZGİN, Mahmut Niyazi; “Avrupa Birliği’nin Güney Kafkasya Politikası”, Stratejik Analiz, IV. cilt, sayı 43, Kasım 2003, s. 64. SEZGİN, Mahmut Niyazi; “Geçiş Sürecinde Ermenistan Ekonomisinin Değerlendirilmesi”, Stratejik Analiz, sayı 28, Ağustos 2002, ss. 45–53. SEZGİN, Suat; “Ermeni Soykırım Yasası Bağlamında Turkiye Avrupa Birliği İlişkilerinin Değerlendirilmesi”, Müdafaa-i Hukuk, Şubat 2001, sayı 31. STUPİŞİN, Vladimir; “Etnos, Narod, Naçiya Naçionalnoe Sanmoopredeleniye”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/ j06_stat09.html ŞAMBA, Taras, NEPROŞİN, Aleksandr; “Kak Vernut Suverenitet Abkhazii”, Grajdanin, №1, 2004. ŞUGARYAN, Ruben; “Stabilnost Na Kavkaze: Vosem Printsipov Regionalnogo Sotrudniçestva”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2001/journal_rus /cac-01/01.shugr.shtml, 14 Aralık 2001 TAVİTİAN, Nicolas; “Karşı Konulamaz Bir Güce Karşı, Hareket Ettirilemez Bir Madde: Dağlık Karabağ‘ın Ğzerine Minsk Grubunun Düzenlediği Görüşmeler”, ‘yy’, ‘yy’, ‘ty’. URAZOVA, Elena; “Tendençii Razvitiya Ekonomiçeskogo Sotrudniçestva Turçii s Postsovetskimi Tyurkskimi Gosudarstvami”, Central Asıa and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2001/journal_rus/cac-05/14 VELAYETİ, Ali Akpar; “The Constructive Role of the IR Iran in Maintaining Regional Security”, Amu Darya: The Iranian Journal of Central Asian Studies, 1996, Vol. 1, No. 2. pp. 183—191 VELİYEV, Anar; ”Treugolnik İzrail-Turçiya-Azerbaydjan: Realnost i Prespektivı”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.cac.org/online/2000/journal_rus/cac08_2000/11.veliev.shtml VEREZEMSKİY, Sergey; “Dobro Pojalovat v Kavkazskiy Gazovoy Koridor”, Neft i Kapital, 1997, No: 10. s. 54. VERMİŞEV, Mihail; “Sostayanie Ekonomiki Armenii”, Dialog, 1996, No: 2, s. 7. VİNOGRADOVA, Olga; “Resursı Bolşogo Kaspiya”, Pro et Contra, V. cilt, No:3, Yaz 2000, ss. 104-116. VELYAMİNOV, G.M; “Priznanie “Nepriznanıkh i Mejdunarodnoe Pravo”, Rossiya v Globalnoy Politike, Ocak-Şubat2007, (Erişim) http://www.globalaffairs.ru/numbers/24/7050.html 389 VOSTRİKOV, S. B; “Karabakhskiy Krizis i Politika Rosii na Kavkaze”, Obşestvennıe Nauki i Sovremennost, No 3, 1999, ss. 73-86. “V Obşem Dome”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/ Armvest/Jurnal06/j06_stat01.html YAMSKOV, Anatoly Nikolayeviç; “Ethnic Conflict İn The Transcausasus: The Case Of Nagorno-Karabakh”, Theory And Society, Vol. 20, No. 5, Special Issue On Ethnic Conflict İn The Soviet Union, Oct., 1991, pp. 631-660. YEŞILMEN, Sibel; “Gizli Flört’te Yeni Başlangıç”, Diplomasi Yazıları, No. 1, Haziran 1998, s. 28. ZVARDJO, Rafael; “Armyanskiy Vopros i Problemı Organizaçii Mirovogo Armyanstva”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/ Jurnal06/j06_stat01.html BİLDİRİ VE RAPORLAR AVAKYAN, Gagık, Khiskok, Dunkan; “Reforma Sektora Bezopasnosti V Armenii”, Problemı Bezopasnosti i Rasprostranenie Strelkogogo Orujiya Na Kavkaze, Saferworld, Mayıs 2005, s. 28, (Erişim) http://www.pircenter.org/index.php?id=72 ARUTYUNYAN, Artak; “İstoriko-Retrospektivniy Analiz Politiki Rossii Na Yujnom Kavkaze”, Yujniy Kavkaz: Problemi Regionalnoy Bezopasnosti I İntegraçii, RAU, c.1, No 1, 2004, (Erişim) http://caucasus.rau.am/doc /arutunyan.pdf “Armeniya: V Preddverii Vnutripolitiçeskoy Nestabilnosti”, Doklad MGPK No 158 Evropa, Erevan/Brussel, 18 Ekim 2004, s. 1. “Armyane na Rubeje Vekov i Aktualnıe Problemı Mejdunarodnıh Otnoşenii”, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Bülteni, Moskova, 9 Ekim 2002. “Armeniya: V Preddverii Vnutripolitiçeskoy Nestabilnosti”, Doklad MGPK No 158 Evropa, Erevan/Brussel, 18 Ekim 2004, s. 1. “Armenia İnternal Instability Ahead ICG Europe”, Report N0 158, 18 October 2004), p. 18. BEYOĞLU, Süleyman; “1915 Tehciri ve Soykırım İddiaları,” Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektorlüğü, 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001, ss. 171-190. BALAYAN, Tigran; “Karabakhskaya Problema: Perspektivı Vozobnovlenie Peregovornogo Protsessa”, Yujnıy Kavkaz Problemı Regionalnoy Bezopasnosti i İntegratsii, Bilimsel makaleler Toplusu, I. cilt, No: 1, RusyaErmenistan Üniversitesi Yayını, Erivan 2004, ss. 90-99. Cemalettin Taşkıran, “Ermeni Diasporasi Nedir? Ne İstiyor?”, Ermeni Araştırmaları 1. Türkiye Kongresi Bildirileri, III. cilt, Ankara 2003, ss. 3-13. “Country Strategy Paper 2002–2006”, 27 December 2001, (Erişim) http://ec.europa.eu/comm/external_relations/armenia/csp/02_ 06_en.pdf 390 “Council of Europe Parlamentary Assembly: Recommendation 1247(1994) on the Enlargement of the Europe”, (Erişim)http://assemly.coe.int/Documents/AdeoptedText/TA94/erec1247.htm, 8 Temmuz 2003. “Council of Europe Parlamentary Assembly: Armenia’s Application for Membership of the Council of Europe”, Opinion No. 221 (2000), (Erişim)http://assembly.coe.int/Documents-/WorkingDocs/doc00/EDOC 8747.HTM, 8 Temmuz 2003. “Council of Europe Parlamentary Assembly: Recommandation 1570(2002) Situation of refugees and displaced persons in Armenia, Azerbaijan and Georgia”, (Erişim) http://assembly.coe.int/Main.asp?link=/Documents/ AdoptedText/ta02/ EREC1570.htm, 8 Ağustos 2007. “Council of Europe Parlamentary Assembly: Resolution 1115(1997) Setting up of an Assembly committee on the honouring of obligations and commitments by member states of the Council of Europe (Monitoring Committee)”, (Erişim) http://assembly.coe.int/Main.asp?link=/Documents /AdoptedText/ta97/ ERES1115.htm, 8 Temmuz 2003. “Council of Europe Information Office Opens in Yerevan”, (Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/js/030709office.html, 19 Ocak 2004. “Council of Europe Parlamentary Assembly: Honoring of Obligations and Commitments by Armenia”, DOC. 10027, (Erişim) http://assembly.coe.int/ Mainasp?link=http%3A%2F%2Fassembly.coe.int%2FDocuments%2FWorkin g Docs%2Fdoc04%2 FEDOC10027.htm, 7 Şubat 2004. CORNEL E. Svante; Regional Security in theSouth Caucasus: The Role of NATO, Central Asia-Caucasus Institute, Paul H. Nitze School of Advanced International Studies, The Johns Hopkins University, United States of America, 2004. DJERMAN, Treysi; Abxaziya i Yujnaya Osetiya: Stolknovenie Rossiyskikh i Gruzinskikh İnteresov, Programma İssledovanii po Rosii i NNG, Institut Français des Relations Internationales, Haziran 2006. Doğu’da Ortak İlgi Alanları” Uluslararası Sempozyumu, 13–14 Kasım 2000, Ankara, Türkiye. DZOTSENIDZE, D; “European Conference Of Mınısters Of Transport,Joint Seminar on Transport Policiesin the three South-Caucasus States”, Tbilisi, Georgia, 18-19 April, 2002, (Erişim) http://www.cemt.org/online/Tbilisi02/ Tbilisi3-12ruDzotsenidze.pdf “European Parliament, Report on the Communication from the Commission to the Council and the European Parliament on the European Union's Relations with the South Caucasus, under the Partnership and Cooperation Agreements”, (COM (1999) 272–C5-0116/1999–1999/2119(COS)), 28 Ocak 2002, ss.13-14. “European Parliament, Resolution on Development of Relations Between the European Union and the Southern Caucasus”, B5-0618, 0630, 0638; 0661/2001, (Erişim) http://www.europarl.eu.int/intcoop/euro/pcc/aag/pcc_mee ting/resolutions/ 2001_04_10.pdf, 28 Ocak 2004. 391 FERRERO-WALDNER, Benita; “Signing of the PCA marks a significant milestone in EU-Armenia relations”, (Erişim) http://ec.europa.eu/ europeaid/projects/tacis/case_armenia_pca_en.htm, 7 Ağustos 2007 FARADOV, Tair; Foreign Policy Orientations in Azerbaijan: Public and Elite Opinion, NATO-EAPC Individual Research Fellowship 2001-2003, Final Report, Baku - June, 2003; GİRAGOSİAN, Richard; “Toward a New Concept of Armenian National Security”, Armenian İnternational Polisy Research Group, Working Paper No. 05/07, January 2005, (Erişim) http://pdc.ceu.hu/archive/00002652/ 01/WP0507.pdf GEVORKYAN, M. A; “K Analizu Ekonomiki Perekhodnogo Perioda” (Na Primere Armenii), Problemı Prognozirovaniya, 1995, No: 3, s. 50. HİLL, Fiona, TAŞPINAR, Ömer; “Rossiya i Turçia Na Kavkaze: Sblijenie Radi Soxraneniya Status Kvo?”, Rusya ve BDT Araştırmaları Programı, Ocak 2006, (Erişim) www.ifri.org/files/Russie/ hilltaspinar_russe.pdf HELLY, Damien; “EU Policies in the South Caucasus”, Europe and the South Caucasus Conference, Baku, June, 11th 2001, (Erişim) http://www.ceri-sciencespo.com/archive/june01/helly.pdf, 29 Aralık 2003, ss.2-4. JOCELYNE, Decaye; “Sector Profiles: Mining Industry." Armenian European Policy and Legal Advice Centre (AEPLAC)”, Papers, (Erişim) http://www.aeplac.am./papers.html.Accessed January 2001 KUZNEÇOV, Andrey; “Perspektivı Vostoçnogo İzmereniya Evropeyskogo Soyuza v Kontekste Bazovıkh İstoriçeskikh Tendençii Razvitiya ES”, Vostoçnoe İzmereniya Evropeyskogo Soyuza i Rossiya, Uluslararası Konferans Tebliğleri, 14 Kasım 2003, der. Filipp Kazin, Vladimir Kuzneçov, Sant-Petersburg, 2004, ss. 47-56. KALAFAT, Yaşar; “Türk-Ermeni İlişkilerinde Kültürel Boyut”, I. Uluslararası Türk-Ermeni Tarih Ve Kültür Sempozyumu, Ankara, 27-29 Kasım 2001. KAŞGARLI, Meliha Aktok; “Anadolu Ermeni Destanları ve Masalları Kritiği”, III. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi Yayınları, No 78, II. cilt, Ankara 1986, ss. 25-31. KODAMAN, Bayram; “Ermeni Sorununu Ortaya Çıkaran Gelişmeler”, Belgelerin Işığında Ermeni Meselesi Semineri, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınları, 1. bs., 24-25 Nisan 2003, ss. 60-69. KÖNİ, Hasan; “Günümüzde Ermeni Sorunu ve Gerçekler,” Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001, ss. 441-452. KOTANJİAN, Gayk; “The South Caucasus: Developing A Regional Security Architecture”, NDU-SNSEE, 2004, The “Strategic Assessment of Central Eurasia”, research report published by CACI and the Atlantic Council of the US done at the request of the US Joint Chiefs of Staff in February 2001, P. 56-71. Kenneth Shaitelman, “The Azerbaijan-Armenia Conflict: The War in NagornoKarabakh, Section 907, and their Impact on Oil Pipeline Routes”, January 4, 1999, (Erişim) http://www.wws.princeton.edu/wws401c/1998/ken.html 392 Monitoring Demokratiçeskikh Reform v Armenii, Otçet, Erevan 2005, ss. 5-77. MACFARLANE, Neil, Minear, Larry, Shenfield, Stephen; “Armed Conflict in Georgia: Case in Humanitarian Action and Peacekeeping”, Providence, Watson Institute, Brown University, Occasional Paper no. 21, 1996. MİNASYAN, Sergey; “Voenno-Politiçeskoe Sotrudniçestvo Rossii i Armenii v Kontekste Problem Regıonalnoy Bezopasnosti Yujnogo Kavkaza”, Voronej Devlet Üniversitesi Haberleri, Sosyal Bilimler Serisi, 2005, No 1, s. 338. MEMMEDOVA, Feride; “Kadim (Tarihi) Azerbaycan Arazisinde Ermeni Toprakları Var Mıydı Yahut Kadim Azerbaycan’da Ermeniler Toprak Sahibi Miydiler?”, XI. Türk Tarih Kongresi Bildirileri, Ankara, 5-9 Eylül 1990, V. cilt, ss. 1853–1860. MEKHTİEV, Elkhan; Security Policy in Azerbaijan, NATO-EAPC Research Fellowship 1999–2001. Peimani Hooman, Regional Security and the Future of Central Asia: The Competition of Iran, Turkey, and Russia, London: Praeger, 1998. pp. 2425. PAMİR, Necdet; “Hazar Bölgesi’nde Enerji Politikaları:Avrupa”nın ve A.B.D.’nin Konseptleri”, “Avrupa’nın ve Türkiye’nin Kafkasya, Orta Asya ve Orta Doğu’da Ortak İlgi Alanları” Uluslararası Sempozyumu, 13–14 Kasım 2000, Ankara, Türkiye, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp? kat=27&yazi =291 “Resolution 1047(1994) on the conflict in Nogarno-Karabakh; Recommandation 1251(1994) on the conflict in Nogarno-Karabakh”, Text adopted by the Standing Committee, acting on behalf of the Assembly, on 10 November 1994, (Erişim) http://assembly.coe.int/main.asp?Link=/documents/ adoptedtext/ta94/eres1047.htm, 8 Ağustos 2007. “Regional Seminar on Trade Facilitation and Customs Modernization”, 4-8 August Issyk-Kul, Kyrgyz Republic, (Erişim) http://209.225.62.100/ documents/events/2003/CCC/Trade_Facilitation_Customs_Modernization/BT ouboul_Seminar_TRACECA_OVERVIEW_Russian.pdf “The EU's relations with Armenia”, (Erişim) http://ec.europa.eu/development /body/iqsg/docs/ Best_pra ctices/Best_Armenia_lessonslnt.doc Soçialno-Ekonomiçeskoe Polojenie Respubliki Armeniya v Yanvare-İyune 1997 g, Upravlenie po Statistike, Gosudarstvennomu Registru i Analizu Respubliki Armeniya, Erivan 1997, s. 26. Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektorlüğü, 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001. GAZETELER ALİEV N ve ALEKPEROV E; “Terroristı Pribıli v SŞA po Pasportam Armenii”, (Erişim) http://www2.echo-az.com/archive/492/facts.shtml “ABD Dağlık Karabağ'ın Gelişmesi İçin 15 milyon Dolar Ayırdı”, Azg, 9 Ekim 2002. 393 ALATLI, Alev; “Amerika’ya Kim Hükmediyor” (1), Zaman, 18 Ekim 2007. AKÇALI, Cevdet; “Türk-Ermeni Anlaşmazlığında Üçüncü Taraf”, Yeni Şafak, 22 Ekim 2007. ASLANLI, Araz; “The Karabakh Question in Light of The Latest Development”, Turkish Daily News, 17 Mart 2001. ABRAMYAN, Ara; “Puti İ Sposobı Priznaniya Genoçida Armyan Kak Faktor Armyano-Tureçskikh Otnoşeniy”, Azg, 7 Mayıs 2004. AYVAZYAN, Armen; “Strategic Gaps in Armenian Political Consciousness or Axioms of the Geopolitical Existence of Armenia”, Golos Armenii, November 10, 2005, No. 121 (19351). AKOPYAN, Tatul; “Predstoyaşaya Vstreça Tureçko-Armyanskoy Komisii po Primireniyu-v Erevane?”, Azg, 23 Ocak 2004. AKOPYAN, Tatul; “Andranik Migranyan Vışel iz Tureçko-Armyanskoy Komisii po Pirimireniyu”, Azg, 24 Ocak 2004. ABRAMYAN, Aram; “Levon-Ter Petrosyan: Mif ili Realnost”, (Erişim) Aravot, 11 Ocak 2005. “Armenian Peacekeepers Fly To Kosovo”, Azg, 13 Şubat 2004. AKSAY, Hakan; “Yunanistan - Ermenistan - İran - Rusya: Dörtlü İttifak Mümkün mü?”, Cumhuriyet, 4 Temmuz 1999. Azg, 20 Ocak 2001. ARUTYUNYAN, Agvani; “Vopros Stroitelstva Kars-Akhalkalaki Doljen Bıt Soqlasovan s Akhalkalakçami”, Azg, 24 Şubat 2007. ARUTYUNYAN, Agvani; “Molodejnıe Organizaçii Obraşayutsya k Poslu Gruzii v Armenii”, Azg, 15 Mart 2006. AYVAZYAN, Armen; “Pokhlışe TAKP”, Golos Armenii, 10 Aralık 2002. AVETİSYAN, Tigran; “V Preddverii 90-oy Godovşinı Genoçida Armyan”, Aravot, 14 Nisan 2005. “ARF Bureau Declaration Regarding the Turkish-Armenian Reconciliation Commission”, Asbarez, 14 Temmuz 2001. AKTAN, Gündüz; “Kuğu’nun Ölümü”, Radikal, 8 Ocak 2002. AKTAN, Gündüz; “Why Can Not It Be?”, Turkish Daily News, 9 Ocak 2002. AKÇAM, Taner; “TARC Niçin Başarısız Oldu?”, Agos, 21 Aralık 2001. AKTAN, Gündüz; “Divan ve Soykırım Hukuku (1)”, Radikal, 3 Mart 2007. “Alternatif Ermeni Konferansı”, Milliyet, 20 Mayıs 2005. BUMİN, Kürşat; “Halil Berktay’ı Okurken”, Yeni Şafak, 4-5 Mayıs 2004. “Burcanadze Ermenilerin Güvenliği İçin Söz Verdi”, Azg, 22 Mart 2002. Bizim Asr, 1 Mart 2001. BADALYAN, Melenya; “1915 Şehitlerine ve Komitas’a Azizlik Mertebesi Fikri Olgunlaşmakta,” Azg, 29 Temmuz 2005. BOGUSLAVSKAYA, Olga; “Ekonomika Respubliki Armenii”, Trud, 29 Ekim 1998. BEGİDJANYAN, Emma; “Memorandum Znamenatelen v Kontekste Truboprovoda, a Ne Formirovaniya Politiçeskiy Osi”, Azg, 15 Mart 2001. CABBARLI, Hatem; “Sözde Ermeni Soykırımı: Türkiye Psikolojik Bunalımda Mı?” Dunya Gündemi, 2007. ÇİÇEK, Kemal; “Ermeni soykırımı" iddiasına kapsamlı bir çözüm modeli...”, Zaman, 14 Ekim 2007. 394 ÇİLADZE, Giga; “Problemi Samçhe-Djavaheti: Realnıe i Mifiçeskie”, Zerkalo, 2 Ocak 2006. ÇAKIRYAN, Hakop; “İran Devlet Başkanı Hatemi’nin Ziyareti Ermenistan İçin Özel Öneme Sahip”, Azg, 4 Eylül 2004. ÇİGANOK, Anatoli; “NATO İdet İz Baltii Na Kavkaz”, Nezavisimaya Gazeta, 9 Temmuz 2004; ÇAKRYAN, Akop; “Srıvaetsya Proekt Jeleznoy Dorogi Kars-Akhalkalaki”, Azg, 12 Temmuz 2006. ÇÖMEZ, Turhan; “Ermenistan Ne Düşünüyor?”, Akşam, 15 Haziran 2005. “Delegaçiya Voruujennıkh Sil Greçii v Erevane”, Azg, 2 Eylül 2003. “Devlet Duması “Borca Karşı Mülk” Şartnamesini Onayladı”, Azg, 15 Mayıs 2003. ELEKDAĞ, Şükrü; “Türkiye-Ermenistan İlişkileri”, Milliyet, 15 Mayıs 1998. “Ermenistan’ı Bölen Anlaşmaların Geçersiz İlan Edilmesi Gerekir.” Azg, 9 Haziran 2001; “Ermenistan İran ve Yunanistan Üçlü Memorandum İmzaladılar”, Azg, 14 Mart 2001. “Ermenistan-Yunanistan-İran Üçlü Toplantı Yerevan’da”, Azg, 12 Şubat 2002. ESEYAN, Markar; “Barış Aritmetiği”, Agos, sayı 277, 20 Temmuz 2001, s. 9 ERBİL, Ömer; “Tartışılan konferans”, Milliyet, 21 Mayıs 2005; “Ermenistan Türkiye’den Toprak Talep Ediyor”, Zaman, 15 Mart 2001. “Ermenistan’dan 20 Kişilik Akdamar Heyeti Kars’ı Görünce Ne Dedi? ”, Zaman, 28 Mart 2007. “EU Contributes to Construction of Iran-Armenia Gas Pipeline”, Tehran Times, January 27 2001. “Erivan, Demir İpek Yolu’nu Rüşvet Vererek Engelledi”, Yeni Şafak, 6 Temmuz 2006. FEYGAN, Geraldin, ŞİPKOV, Aleksandr; “Armyanskoy Konkordat”, Nezavisimaya Gazeta, 26 Eylül 2001. FİŞK, Robert; “Poçenu Kholokost Armyan ne Doljen Bıt Vıtravlen iz İstorii”, (The Independent (London), November 20, 2000. Golos Armenii, 22 Ekim 1997. GOLOTYUK, Y; “Zakavkazskaya Gonka Voorujenii”, İzvestiya, 23 Ocak 1999. GEORGİYEV, V; “Mejetniçeskiye Konfliktov Bıvşım SSSR Porodila Sama Rossiya”, Nezavisimaya Gazeta, 17-23 Ekim 1997. GEVORKYAN, Goar; “Makhmud Akhmedinedjat: V Voprose Uglubleniya Otnoşenii s Armeniey Dlya İrana Net Nikakikh Prepyatstvii”, Azg, 22 Mart 2007. “Greçskaya Delegaçiya v Armenii”, Hayastani Hanrapetutyun, 3 Eylül 2003. GODJAEVA, E; “KKK (İz Kitaya Çerez Kazakhstan v Kars)” Zerkalo, 30 Ağustos 2006. GRDZELYAN, Ruben; “ K Blokadam u Armenii Ustoyçivıy İmmunitet”, Golos Armenii, 5 Ekim 2006. Golos Armenii, 15 Haziran 1997. GRİGORYAN, Nelli; “Alternativa Po Kommunistiçeski”, Aravot, 1 Ekim 2003. 395 HAKOPYAN, Tatul; “Ermenistan Türk-Ermeni Uzlaştırma Komisyonunun İhtiyacını Hissetmiyor.” Azg, 21 Mayıs 2002. Hayat, 24 Mart 1992. HAKOPYAN, Tatul; “İran-Ermenistan Gaz Boru Hattı Ermenistan Kısmının İnşaatı Bugün Başladı”, Azg, 1 Aralık 2004. HAKOPYAN, Tatul; “Armyano-Gruzinskikh Otnoşeniyakh Situaçiya Paradoksalna”, Azg, 19 Mart 2001. HAKOPYAN, Tatul; “Djavakhku Samoupravlenie?”, Azg, 22 Şubat 2002. HAKOPYAN, Tatul; “Separatistskoe Dvijenie Na Yuge Gruzii Ugrojaet Territorialnoy Çelestnosti Gosudarstva”, Azg, 4 Mayıs 2002. HAKOBYAN, Tatul; “Ermeni-Türk Barış Komisyonu’nun Baş İlkesi İlkesizliktir”, Azg, 3 Ekim 2001. HACIOGLU, Nerdun; “Ermenistan Türkiye ve Azerbaycan’dan toprak istiyor”, Hürriyet, 13 Mart 2001. “İşte Türkiye’nin ABD’ye Karşı Stratejik Kozları”, Zaman 16 Ekim 2007. İRADYAN, Karpis; “Nıneşnaya Ekonomiçeskaya Situaçiya v Armenii i Dalneyşie Zadaçi”, Azg, 19 Eylül 2002. İzvestiya, 1 Şubat 2001. İNANDJ, G; “Armyane Sozdayut Novuyu Problemu-Uje v Abkhazii”, Zerkalo, 17 Nisan 2007; “İ. Klebanov: “Yes Rosii” Ermenistan”da Faaliyet Göstermeye Hazır”, Azg, 2 Ekım 2003. “İran Devlet Başkanı Serj Sarkisyan’ı Kabul Etti”, Azg, 9 Şubat 2005. İDİZ, Semih; “The Blood Feud Goes On”, Turkish News, 14 Aralık 2001. İSRAELYAN, Anna; “Çto Sulit Armenii Otkrıtie Graniçı s Turçiey”, Aravot, 28 Ağustos 2003. “İspolitelnıy Direktor Komissii Ay Data Ameriki Aram Abramyan: “Posle Ubiystva Dinka Mı Ubedilis, Çto Trudno İzmenit Turçii İznutri”, Azg, 14 Mart 2007. KAYDANOVA, Olga; “Konstantinopolskaya Reznya”, Novoe Slovo, 2 Kasım 1896, s. 197. “Kolıbel Çeloveçstva Na Territorii İstoriçeskoy Armenii”, Azg, 1 Ocak 2002. Khorenatsi, Ararat Gazetesi, Beyrut, Lübnan, 1999, s. 2, Aktaran: (Erişim) http://www.karabakh-terror.com/wmview.php?artıd=185 KİRAKOSYAN, Arman; “K Voprosu o Konstantinopolskoy Rezne 1896 Goda”, Literaturnaya Armeniya, Nisan 1989, (Erişim) http://www.genocide.ru/lib/kirakosyan-a/articles/constantınopole -massacre.htm KAZARYAN, Aris; “Skromnıy Çasavoy Vıçe Mirotvorça”, Golos Armenii, No 75, 16 Haziran 2005. KHAÇATRYAN, Marietti; “Novıe Svedeniya Dlya Naslednikov Zastrakhovannıkh AXA Jertv Genoçida”, Azg, 28 Temmuz 2007. KHANBABAYAN, Armen; “Marşrut Kaspiyskoy Nefti Mojet Bıt Peresmotren”, Nezavisimaya Gazeta, 22 Haziran 2001. KARAKAŞ Orhan, ULUSOY, Ayhan; “Ermenistan'a tavır”, Zaman, 30 Haziran 2000. 396 LIMA, Vincent; “The Diaspora Establishment Convenes in Armenia”, Armenian Forum, 2, No 2, s. 94. Lilit Grigoryan, “V Turçii Uje İdet Sereznıy Dialog o Genoçide”, Azg, 6 Mayıs 2003. MARDİROSYAN, Ara; “Rusyalı İşadamları Ülkemizin Yatırım Koşullarını İnceleyecek”, Azg, 21 Mayıs 2003. MAMEDOV, Sokhbet; “NATO Jelaet Primirit Armeniyu i Azerbaydjan”, Nezavisimaya Gazeta, 20 Haziran 2006. MİRKADIROV, Rauf; “SŞA za İntegraçiyu Uıjnogo Kavkaza v Evroatlantiçeskie Strukturı”, Zerkalo, 27 Mayıs 2006. MAMİKONYAN, Naira; “Rossiya ne İzmenila Kharakter Svoikh Deystvii”, Aravot, 15 Ağustos 2001. MİNASYAN, Tamar; “Levon Melik-Şakhnazarov: Armeniya Doljna Vvesti Voska v Djavakh do Togo, Kak İkh Vvedet Turçiya”, Azg, 26 Ekim 2006. MOVSESYAN, Gayane; “İran i Armeniya Nalajivaet Voenno-Politiçeskoe Sıotrudniçestvo”, GazetaSNG, (Erişim) http://www.zatulin.ru/institute/sbornik/ 048/04.shtml, 6 Mart 2001. Novoe Vremya, 25 Ekim 1997. “Nyu-York Tayms Nazval Truslivoy Organizaçii OON, Kotoraya Boitsya Slova Genoçid”, Azg, 17 Nisan 2007. Nezavisimaya Gazeta, 11 Kasım 1992. ORUÇ, Saadet; “Will Turkish-Armenian Dialogue Remain As a Memory of the Year 2001?”, Turkish Daily News, 9 Ocak 2002. Obçie Çeli i Obşie İnteresı, Respublika Armeniya, 5 Eylül 2003. OVANESYAN, Tigran “Armyano-İranskie Ekonomiçeskie Svyazi Uglubyatsa”, Azg, 2 Mayıs 2002. POLYANSKİ, Nikolay; “Svet İ Teni Energosistemi Armenii”, Nezavisimaya Gazeta, 14 Nisan 2001. “Perspektivı Armyano-Greöskogo Voennogo Sotrudniçestva”, Ayoç Akhşarh, 4 Eylül 2003. PAPİKYAN, Ovannes; “Djavakh ne Kray Sveta”, Azg, 27 Mart 2002. “Predsoyaşaya Vsterça Tureçsko-Armyanskoy Komissii Po Primireniyu-v Erevane?”, Azg, 23 Ocak 2004. PLUGATARYEV, İgor; “Baku i Yerevean Zapugivayut Drug-Druga”, Nezavisimaya Gazeta, 11. Kasım 2005. PLUGATAREV, İgor; “Speçialnıe Obstayatelstva Strategiçeskogo Partnerstva”, Nezavisimaya Gazeta, 17 Kasım 2003. PANFİLİVA, Viktoriya; “NATO Gotov Pomoç Uregulirovat Karabakhskiy Vopros”, Nezavisimaya Gazeta, 16 Ekim 2006. “Predsedatel Narodnoy Partii Armenii: Voyna v İrane Stanet Katastrofoy Dlya Armenii i Nagornogo Karabakha”, (Erişim) http://www.bakililar.az/lenta/?id= 16325, 22 Nisan 2006. PETROSYAN, Nanı; “Armyano-İranskoe Sotrudniçestvo İskhodit iz İnteresov Regiona”, Azg, 13 Temmuz 2006. “Rusya Federasyonu Savunma Bakanlığı Gürcistan’daki Askeri Donanımı Ermenistan’a Nakletmeye Başladı”, Azg, 21 Mayıs 2003. Rossiyskogo Gazeta, 13 Eylül 1997. 397 Respublika Armenia, 29 Şubat 1996, s. 2. Respublika Armeniya, 5 Kasım 1997. Respublika Armeniya, 22 Kasım 1997. Respublika Armeniya, 9 Ocak 1998. Respublika Armeniya, 18 Eylül 1997. Respublika Armeniya, 3 Şubat 1995. Respublika Armeniya, 20 Mayıs 1993. Respublika Armeniya, 2 Şubat 1995. Respublika Armeniya, 11 Haziran 1996. Respublika Armeniya, 9 Şubat 1996. “Soykırım Cephesinde Derin Hesaplar”, Radikal, 19 Ekim 2007. “Sayılar Kafa Karıştırdı”, Agos, 22 Şubat 2002. Segodnya, 17 Ağustos 1995. “Sözde Soykırım Tazminatı”, Akşam, 30 Ocak 2004. SAZAK, Derya; “Tehcir Kanunu Etnik Temizlik”, Milliyet, 07 Mart 2005; “Separatistskoe Dvijenie na Yuge Gruzii Ugrojaet Çeleostnosti Gosudarstva”, Azg, 4 Mayıs 2002. SASUNYAN, Harut; “Uzlaştırma Komisyonu’nun Sonu mu?, Azg, 12 Ocak 2001. Svobodnaya Gruziya, 18 Haziran 1996. ŞAGİNYAN, M; “Vajnoe Sobıtiye İstorii”, Literaturnaya Gazeta, 13 Eylül 1998. ŞAHNAZARYAN, David; “Armeniya na Paroge 21-ogo Veka”, Nezavisimaya Gazeta, 27 Haziran 2001. TER-PETROSYAN, Levon; “Voyna i Mir”, Respublika Armeniya, 5 Kasım 1997. TONOYAN, Vartan; “Robert Koçaryan: Rossiya i Armöeniya Blizki, Kak Nekogda Ranşe”, İzvestiya, 22 Mayıs 2003. “Türkiye İnsan Haklar Derneğinin Ermeni Soykırımına İlişkin Taziye Açıklaması”, Azg, 26 Nisan 2005. TOVMASYAN, Aleksandr; “Kak Skajite, Kak Vzyat Mne i Uyti?”, Golos Armenii, 26 Nisan 2007. “Türk-Ermeni Sınırının Açılması Talep Edildi”, Azg, 9 Nisan 2003. “Türkiye’nin Lobi Skandalı”, Cumhuriyet, 18 Ekim 2007. “Tri Napravleniya v Voprose Priznaniya Armyanskogo Genoçida”, Azg, 5 Haziran 2004. “Uzlaşmanın Önşartı Soykırımın Tanınması ve Adaletin Tesisidir”, Azg, 6 Ekim 2004. “V Evropu İli Obratno?”, Aravot, 22 Nisan 2006. YUSİN, Maksim; “Mest Yanıçar. Turçiya Nado Uçitsa Vesti Sebya Kak Çivilizovannaya Strana”, Washington Times, 1997 14 April. “1993 Yılında Türkiye Ermenistan’a Saldıracaktı” Azg, 18 Eylül 2002. 525. Gazete, 11 Nisan 2002. 525. Gazete, 19 Mart 2002. 398 ARAŞTIRMA MERKEZLERİ YAYINLARI “Armyano-Amerikanskoe Sotrudniçestvo Aktivno Razvivaetsya”, (Erişim) http://www.rian.ru/world/relations/20050603/40465778.html, 3 Haziran 2005. ACER, Yücel; “Ermeni Soykırım İddiaları Uluslararası Hakemliğe Götürülmeli mi?,” (Erişim) http://www.usakgundem.com/yazarlar.php?type=7&id=505, 4 Aralık 2006. AGADJANYAN, Mikhail; “Aleksandrettskiy Sandjak: Poteryannaya Rodina Armyan”, (Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19&f=853, 17 Mayıs 2007. BABAYAN, Aleksey; “Kollektivnaya pamyat i Ee Proyavlenie v Naşi Dni”, (Erişim) http://www.spectrum.am/rus/articles.php?id=67 CABBARLI, Hatem; “Ermeniler Yeni Bir Aziz Arayışında”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat=7&yazi=441, 12 Ağustos 2005. CABBARLI, Hatem; “Ermenistan ve Terör”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr /yazilar.asp?kat1=1&yazi=359, 1 Mayıs 2005. CABBARLI, Hatem; “Metsamor Nükleer Elektrik Santrali ve Ermenistan’ın Enerji Politikası”, (Erişim) http://www.azsam.org/modules.php?name=News&file=print &sid=92, 12 Mayıs 2006. CABBARLI, Hatem; “Hatemi’nin Azerbaycan Ziyareti Azerbaycan-İran İlişkilerinde Yeni Bir Dönemin Başlangıcı mı?”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?yazi=84& kat=5 CABBARLI, Hatem; “Ermenistan’da Türkiye-Rusya Rekabeti mi?”, (Erişim) http://www.avsam.org/gunlukbulten/,24 Nısan 2004. CABBARLI, Hatem; “Sözde Ermeni Soykırımının 91. Yıldönümünde Türkiye’yi Neler Bekliyor?” (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat =45&yazi=17, 16 Nisan 2006. CABBARLI, Hatem; “Sakın Kimse Duymasın... Türkler Ermenilere Soykırım Yapmadı”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat1=3&yazi =392, 17 Haziran 2005. DEMONYAN, Ayk; “Evraziyskaya Politika Turçii i Jeleznaya Doroga KarsAkhalkalaki-Baku”, (Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19&f=289, 26 Ocak 2006. ILGAZ, Erdoğan; “Ahıska Türkleri Trajedisinde Ülkelerin Sorumlulukları”, (Erişim) http://www.azsam.org/modules.php?name=News&file=article&sid= 200, 19 Şubat 2008. KOCAMAN, Ömer; “Rusya’nın Ermenistan Politikası: Tek Boyutlu Siyasetten Çok Boyutlu Siyasete Doğru”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp? kat1=1&yazi=797, 18 Şubat 2006. LÜTEM, Ömer Engin; “Başkan Koçaryan’ın Görüşleri”, (Erişim) http://www.eraren. org/index.php?page=makaleler&makaleno=481, 2 Eylül2006. LAÇİNER, Sedat; “Türk-Ermeni İlişkilerinde ‘Nefret’ Unsuru”, 399 (Erişim) http://www.turkishweekly.net/turkce/yorum.php?id=482, 26 Nisan 2007. LAÇİNER, Sedat; “Ermenistan Sınır Kapısını Açmanın maliyeti”, (Erişim) http://www.turkishweekly.net/turkce/makale.php?id=80, 9 Mayıs 2005. Levon Kazaryan, “İran i Uran: Vızıvı Dlya Armenii”, (Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19&f=344 HASAN Ünal; ‘Ne Hallere Düştük’, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar. asp?kat1=2&yazi=526, 30 Eylül 2005. MİNASYAN, Smbat; “Zabıtıy Genoçid İli Vınujdennoe Molçanie?”, (Erişim) http://www.mitq.org/genocid27_11.html, 10 Ağustos 2007. MİTİYEVA, E.V; “Razvitie Situaçii v Kaspiyskom Regione i İnteresı SŞA”, (Erişim) http://iskran.iip.net/ russ/mag/mitiyeva3.html MGDAŞYAN, Petr; “Armeniya i SŞA Naçinayut Voennoe Sotrudniçestvo”, (Erişim) http://iwpr.gn.apc.org/?apc_state=henfcrs161408&l=ru&s=f&o=161 408, 28 Mart 2002. “Minoboronı SŞA Nazvalo Soyuznikov Vaşingtona na Yujnom Kavkaze”, (Erişim) http://www.materik.ru/print.php?section=news&id=1632, 3 Temmuz 2002. PETRENÇUK, Maksim; “Armeniya Sblijaetsya s Evrosoyuzom i Staraetsya Sokhranit Khoroşie Otnoşeniya s SŞA”, (Erişim) http://www.geopolitics.ru/?id=7&nwid=20, 11 Aralık 2003. Levon Kazaryan, “İran i Uran: Vızıvı Dlya Armenii”, (Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19&f=344 ŞAKARYANÇ, Sergey “Ki-Uest i Posle Ego”, (Erişim) http://www.acnis.am/ articles/rus/keywest.htm, 4 Mayıs 2001. ŞAKARYANÇ, Sergey; “Arçakhskiy Spektr i Regionalnaya Politika”, (Erişim) http://www.acnis.am/articles/rus/artsakh.htm, 23 Mayıs 2001. SARYAN, Suren; “Evropa: Sçenarii Buduşego”, (Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19&f=339, 16 Mart 2006. SARAÇ, Naciye; “Cavaheti Ermenileri’nin Oyunları”, Global Yorum, 25 Eylül 2006. SARYAN, Suren “Evropa: Sçenarii Buduşego”, (Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19 &f=33916 Mart 2006. ŞAHİNER, Davut; “Berktay, “Etnik Temizlik” ve Tarihçilik”, (Erişim) http://www.turkishweekly.net/turkce/makale.php?id=69, 9 Mart 2005. BELGELER Admission of new Members to the League of Nations. Armenia. Assembly Document 209, pp. 2-3; Assembly Document 251. Diplomatiçeskiy Vestnik, No 9-10, Mayıs 1994. BM belgeleri, Е/1990/5/Add.36 и CCPR/C/92/Add.2 “Dağlıq Qarabağ Münaqişesinin Aradan Qaldırılmasına Dair Herterefli Saziş”, Azerbaycan, 21 Şubat 2001. 400 “Dağlık Karabağ Münakaşısının Ortadan Kaldırılmasına Dair Herterefli Saziş”, Azerbaycan, 21 Şubat 2001. “Dağlık Karabağ Silahlı Münakaşısının Dayandırılması Hakkında Saziş”, Azerbaycan, 21 Şubat 2001. “Dağlık Karabağ Silahlı Münakaşısının Herterefli Hallinin Prensipleri Hakkında”, Azerbaycan, 21 Şubat 2001. “Dağlık Karabağ Silahlı Münakaşısının Herterefli Hallinin Prensipleri Hakkında”. ООН E/CN.4/2005/G/23 “Legal aspects for the right to self-determination in the case of Nagorny Karabakh” SSCB Yüksek Sovyeti yasası, 1990, No 15, ss. 303-308. United Nations Development Programme, The Report on the Status of Women of Azerbaijan Republic, p. 51. Resolutıon 822 (1993), S/RES/822 (1993), 30 April 1993. (Erişim) http://www.un.org/Docs/scres/1993/822e.pdf Resolution 853 (1993), S/RES/853 (1993), 29 Temmuz 1993. (Erişim) http://www.un. org/Docs/scres/1993/853e.pdf Resolution 874 (1993), S/RES/874 (1993), 14 Ekim 1993. (Erişim) http://azerbaijan-un-geneva.az/documents/un_874.pdf Resolution 884 (1993), S/RES/884 (1993), 14 Ekim 1993. (Erişim) http://www.un.org/Docs/scres/ 1993/884e.pdf HABER AJANSLARI ARKA HA, 10 Temmuz 2007, “Potomki Jertv Genoçida Armyan Mogut Poluçit ot Françuzskogo Banka Kompensaçiyu $17,5 Milyon”. ARKA HA, 30 May 2002, “Armenia Takes Second Place After Russia On The Number Of People Who Want To Receive Accomodation In western Europe Countries”. ArmenPress HA, 29 Mart 2006, “Khavyer Solana: Evrosoyuz i Armeniya Priderjivayutsya Edinoy Poziçii Otnositelno Prioritetov Programmı Deystvie Novogo Sosedstvo”. ArmenPress HA, 29 Mart 2006, “Khavyer Solana: Evrosoyuz i Armeniya Priderjivayutsya Edinoy Poziçii Otnositelno Prioritetov Programmı Deystvie Novogo Sosedstvo”. ArmenPress HA, November 19, 2001, “Armenia, Iran May Sign Transit Agreement for Gas Pipeline”. ArmenPress HA, November 29, 2001, “Agreement on Pipeline Construction to be Signed during Kocharian’s Visit to Iran”. ARMİNFO HA, 22 Nisan 2006, Emmanuel Mkrtçyan, Knstantin Martirosyan, “Armneii Neobxodimo İmet Strategiçeskuyu Programmu Razvitiya Svoey Energetiki”. ARMİNFO HA, 27 Nisan 2007, “Zamestitel Gossekretarya SŞA: Armeniya Nujdaetsya v Krepkikh Svyazakh i s Rossiey, i s SŞAi so Svoimi Sosedyani”. 401 ArmİNFO HA, 18 Temmuz 2001, Aleksandr Melkumyan, “Dostijeniya i Problemı Armyanskoy Ekonomiki”. ArmİNFO HA, 20 Mart 2007, Karina Manukyan, “Sozdanie Sovmestnoy Armyano-Tureçskoy Komissii Pomojet Sovremennoy Turçii İzbavitsya Ot “Kompleksa Vinı”. ArmİNFO, 25 Mayıs 2007, “Posol Armenii vo Françii: Priznanie Genoçida Armyan Neobkhodimo v Pervuyu Oçered Samoy Turçii”. İNFO TASS, AIST-87, NOM=AF 684, 673, 1991, 24 Eylül. İNFO-TASS (Moskova), 28 Şubat 1992. İNFO-TASS, 11 Nisan 1994. İNFO-TASS, 16 Mart 1993. İNFO-TASS, 23 Ekim 1993. İNFO-TASS, 23 Mart 1992. İNFO-TASS, 25 Aralık 1993. İNFO-TASS, 27 Haziran 1997. İNFO-TASS, 3 Mayıs 1997, İNFO-TASS, 5 Mayıs 1997 İNFO-TASS, 6 Mayıs 1992. İNFO-TASS. AİST-87, 2 Temmuz 1994. İNFO-TASS. AİST-87, 28 Temmuz 1991, 12 Ocak 1992. NFO-TASS. AİST-87, 8 Ocak 1992, 12 Ocak 1992, 15 Ocak 1992, 16 Ocak 1992. NOVOSTİ-ARMENİYA HA, 1 Şubat 2007, “K. Zatulin: Rossiya ne Mojet Pozvolit Sebe Roskoş Poteri Svoego Deystvitelno Posledovatelnogo Soyuznika na Kavkaze-Armenii”. NOVOSTİ-ARMENİYA HA, 9 Ağustos 2006, “Armeniya İ Armyanskiy Narod Prinadlejit K Evropeyskoy Çivilizaçii-Spiker Armyanskogo Parlamenta”. NOVOSTİ-ARMENİYA, 23 Nisan 2007, “Аrmeniya Budet Trebovat u Turçii Vozvrata Ryada Territorii-ARF Daşnaksutyun”. NTV-MSNBC, “Fransa ‘Soykırımı’ Tartışıyor”, 10 Ekim 2006. NTV-MSNBC, 23 Haziran 2007, “Akçam ‘Potansiyel Tehdit’ İçin AİHM”e gidiyor”. NTV-MSNBC, 27 Mart 2006, Cem Fakir, “Ermeni sorunu (2): Belgeler”, PanARMENIAN HA, 13 Nisan 2006, “V Erevane Sostoitsya Zaklyuçitelnaya Kpnferençiya Planirovaniya Uçenii Spasatel 2006”. PanARMENIAN HA, 14 Nisan 2006, “V. Oskanyan: Armeniya Poka ne Gotova Vstupit v NATO”. PanARMENIAN HA, 22 Nisan 2006, “R. Koçaryan: Armeniya ne Namerena Vstupat v NATO”. PanARMENIAN HA, 23 Mayıs 2007, “Voennaya Sotrudniçestvo ArmeniyaSŞA Nakhoditsya na Vısokom Urevne i Budet razvivatsya Dalşe”. PanARMENIAN HA, 31 Temmuz 2006, “Romuldas Rajuks: Yujnıy Kavkaz Yavlyaetsya Geografiçeskim Prioritetom NATO”. PanARMENIAN.Net, 29.07.2006, Artem Erkanyan, “Kitay Pozvalyaet Sebya v Antiarmyanskuyu Avantyuru?”. PanARMENIAN.Net, 13 Mart 2006, Melik Arsen-Barsam, “Poçemu Mı Boimsya Bıt Pobeditelem?”. 402 PanARMENIAN.Net, 14 Mayıs 2003, “Po Neofiçialnim Oçenkam, Tovarooborot Mejdu Turçiey Sostavlyaet 50-150 Tisyaç Dollarov v God”. PanARMENIAN.Net, 17 Mart 2007, “V 1946 Godu Turçiya Bıla Obyazana Vernut Armyanskie Provinçii”. PanARMENIAN.Net, 18 Mart 2006, Levon İsakhanyan, “Sovremennoe Polojenie Eparkhii Armyanskoy Apostolskoy Çerkvi Gruzii”. PanARMENIAN.Net, 20 Haziran 2006, “Razdan Madoyan, “S Otureçivaniem Djavakha Turçiya Vosstanavlivaet Sploşnoy Tureçskiy Poyas iz Anatolii v Azerbaydjan”. PanARMENIAN.Net, 20 Nisan 2004, “Komissiya Po Primireniyu Samoraspustilas, Tak i Ne Primiriv Armyan i Turok”. PanARMENIAN.Net, 21 Nisan 2006, Artem Erkanyan, “Turki-Meskhetinöı Vozvraşayutsya v Gruzii, No Ne v Djavakh”. PanARMENIAN.Net, 21 Nisan 2007, “Çennost OON Podrıvaetsya Tem, Çto Ona Ne Mojet Vıskazıvatsya Protiv Otriçaniya Turçiey Genoçida”. PanARMENIAN.Net, 22 Mayıs 2006, Arman Kirakosyan: Gosudarstvennıy Mentalitet Turçii Otriçaet Vozmojnost Priznaniya Genoçida Armyan. PanARMENIAN.Net, 3 Nisan 2006, “Levon Melik-Şahnazaryan, “V Sluçae Voynı s İranom Proigraet Vse, v Tom Çisle i Armeniya”. PanARMENIAN.Net, 4 Haziran 2007, “Genoçid Armyan: Tureçskogo Pisatelya i Deputata Zulfu Livaneli Nazıvayut ‘Vtorım Orkhanom Pamukom”. PanARMENIAN.Net, 7 Ağustos 2007, “Problema Normalizaçii ArmyanoTureçskikh Otnoşeniy Zaklyuçaetsya ne Tolko v Priznannie Genoçida”. PanARMENİAN HA, 14 Temmuz 2004, “İran Rassmatrivaet Bezopasnost Stran Yujnogo Kavkaza Kak Sobstvennuyu Bezopasnost”. PanARMENİAN HA, 14.07.2004, “Armyano-İranskie Otnoşeniya Yavlyayutsya Vajnım Faktorom Stabilnosti i Mira v Regione”. REGNUM HA, 24 Nisan 2007, “Тurçiya Doljna İzmenitsya i Priznat Svoyu Otvetstvennost za Genoçid: Kiro Manoyan”. REGNUM HA, 9 Eylül 2004, “Prezident İrana Poçtil Pomyat Jertv Genoçida Armyan v Turçii”, REGNUM HA, 2 Kasım 2006, Povtorit li Djavakheti Sudbu Karabakha?”. REGNUM HA, 22 Ekim 2006, “Маnoyan:Mejdunarodnoe Priznaniye Genoçida Armyan İzmenit Vnutripolitiçeskuyu Situaçiyu v Turçii”. REGNUM HA, 23 Kasım 2006, “Paruyr Ayrikyan: Jestkaya Politika Armenii po Voprosu Genoçida Armyan Privedet k Sgovorçivosti Turçii”. REGNUM HA, 8 Mart 2006, “Za Pyat Let Ofıçialnaya Çislennost Armenii Umenşilas na 1.1%, Rossii-2.3%.” REGNUM HA, 06.05.2004, “Politolog Andranik Migranyan o Prespektivakh Priznaniya Genoçide Armyan Mejdunarodnım Soobşestvom i Turçiey”. REGNUM HA, 11 Mart 2006, “Edinıy Djavakh: Vlasti Gruzii Pıtayutsya Slomit Volyu Armyanskogo Naseleniya Kraya”. REGNUM HA, 11 Mayıs 2006, “Armeniya v Kontekste Yadernoy Programmı İrana: Uvyazka ne Mojet Bıt Stol Oçevidnoy”. REGNUM HA, 12 Eylül 2006, “Armeniya i İran Budut Podderjivat Drug-Druga v Mejdunarodnıkh Strukturakh”. 403 REGNUM HA, 13 Mart 2006, “Gruziya Eksportiruet Napryajenost: Zayavlenie Demokratiçeskogo Alyansa “Edinıy Djavakh”. REGNUM HA, 13 Mart 2006, “Vovleçenie NATO v Peregovorı po Karabakhskomu Uregulirovaniyu ne Prineset Polzı”. REGNUM HA, 13 Mayıs 2006, “Armyanskiy Oppoziçioner: Çtobı Ponravitsya Evrope, Ne Stoit Ugrojat Rossii”. REGNUM HA, 13 Nisan 2007, “Armyane Gruzii Vıdvunili Ryad Trebovanii Politiçeskogo i Soçialnogo Kharaktera”. REGNUM HA, 15 Mart 2006, “Komitet Ministrov SE Odobril Programmu Sotrudniçestvo s Armeniey na 2006–2007 gg”. REGNUM HA, 15 Mart 2006. REGNUM HA, 15 Mart 2007, “Ayk Sanosyan, “Soyuz Gruzinskikh Armyan Vıstupaet za Avtonomizaçiyu Djavakha”. REGNUM HA, 15 Ocak 2007, “Kaan Soyak: Proekt Kars-Akhalkalaki-TbilisiBaku Ekonomiçeski Nejisnesposoben i Ubıtoçen”. REGNUM HA, 16 Ağustos 2006, “Armeniya-NATO: Put k Sblijeniyu (Polnıy Tekst IPAP)”. REGNUM HA, 16 Mart 2006, “Rossiya Segodnya Nam ne Drug”: K 85-leiyu So Dnya Podpisaniya Russko-Tureçskogo Dogovora”. REGNUM HA, 19 Mayıs 2004, “Evrobank ne Nameren Uçastvovat v Finansirovanii Gazaprovoda İşran-Armeniya”. REGNUM HA, 2 Şubat 2005, “İran i Ego Poziçiya po Nagornomu Karabakhu: Novıye Realii”. REGNUM HA, 2 Şubat 2005, “Ministr Oboronı Armenii Posetit İran”. REGNUM HA, 20 Haziran 2006, “Parlamentarii: Problemı Djavakha Usugubilas s Naçalom Vıvoda Rossiyskoy Bazı”. REGNUM HA, 20 Mart 2006, “Speçialistı Po Krizisam Prizıvaet ES Aktivnee Konkurirovat s Rossiey i SŞA na Yujnom Kavkaze”. REGNUM HA, 21 Eylül 2006, İvlian Khaindrava, “Na Yujnom Kavkaze Presekayutsa Dva Vektora”. REGNUM HA, 22 Mart 2006, “Armeniya Primet Uçastie v Uçeniyakh NATO “Luçşee Usilie 2006”. REGNUM HA, 23 Nisan 2007, “K Turçii Nado Predyavlyat Territirialnıe Pretenzii, Sçitaet Glava Ofisa “Ay Dat” (Armenii)”. REGNUM HA, 25 Nisan 2005, “Тurki Prizıvayut Postroit v Stambule Memorial Jertv Genoçida Armyan”. REGNUM HA, 27 Mart 2007, Ayk Djanpoladyan, “Dela Rosii na Yujnom Kavkaze İdut Ne Oçen Khoroşo”. REGNUM HA, 28 Ağustos 2006, “Kitay i Kazakhstan Prisoedinilis k Proektu Stroitelstva Jeleznoy Dorogi Kars-Akhalkalaki-Tbilisi”. REGNUM HA, 28 Mart 2006, “Vardan Oskanyan: Armeniya Nujdaetsya v Amerike, a Amerika-v Armenii”. REGNUM HA, 29 Aralık 2005, “Gruzinskaya Pravoslavnaya Çerkov Prizıvaet Armyanskuyu Apostolskuyu Çerkov ne Obostryat Otnoşeniya”. REGNUM HA, 29 Mart 2004, “Armeniya ne Vedet Kakikh Libo Peregovorov o Prodoljenii Gazoprovoda İran-Armeniya v Storonu Evropı”. 404 REGNUM HA, 29 Mart 2004, “Prodoljenie Gazaprovoda İran-Armeniya do Ukrainıi stran ES stoit 5 mlrd Dollarov”. REGNUM HA, 3 Eylül 2004, “Vizit Prezidenta İrana v Armeniyu Pridast Çelostnost Dvustoronnim Otnoşeniyam”. REGNUM HA, 3 Şubat 2005, “Pomoş SŞA Armenii v 2004 Finansovom godu. Spravka Gosdepa”. REGNUM HA, 3 Şubat 2007, “Tigran Arseniçvili: Eşo Odna Popıtka Obedinit Samçkhe-Djavakh”. REGNUM HA, 30 Nisan 2004, “Genoçid Armyan 1915 Goda Priznali EşeTtri Ştata SŞA”. REGNUM HA, 4 Mayıs 2005, “Çlen Frakçii Zelenıx Evroparlamenta: “Armyane Doljnı İmet Svoy Pomyatnik Turçii”. REGNUM HA, 4 Nisan 2006. “Gaz iz İrana Naçnet Postupat v Armeniyu do Konça Tekuşego Goda”. REGNUM HA, 4 Nisan 2007, “Armyanskiy Deputat: Gruziya Doljna Vıpolnyat Obyazatelstva po Obespeçeniyu Prav Naçmenşistv”. REGNUM HA, 5 Mayıs 2004, “Armyane Planiruyut Sobrat “Polnıy Paket Dokazatelstv” Genoçida 1915 goda Osmanskoy Turçii”. REGNUM HA, 5 Mayıs 2004, “Аrmyane Planiruyut Sobrat Polnıy Paket Dokazatelstv” Genoçida 1915 Goda v Osmanskoy Turçii. REGNUM HA, 5 Temmuz 2006, “V Tegerane Sostayalas Vstreça Tet-a-Tet Prezidentov Armenii i İrana”. REGNUM HA, 6 Mart 2006, “Serj Sarkisyan: Sotrudniçestvo Armeniya-SŞA ne Protivopostavlyayetsya İnteresam İrana”. REGNUM HA, 6 Mayıs 2007, Ayk Djanpoladyan, “Forpostu Dorogi Ne Nujnı”. REGNUM HA, 6 Temmuz 2006, “İran i Armeniya Podpisali Ryad Dogovorov v Oblasti Ekonomiçeskogo Sotrudniçestva”. REGNUM HA, 7 Kasım 2006, “Vardan Oskanyan: Na Pravitelsvennom Urovne Armeniya Nikogda Ne Stoyala Pered Vıborom-NATO ili Rossiya”. REGNUM HA, 7 Mart 2006, “V Blijayşee Vremya Budet Predstavlen Okonçatelnıy Variant Programmı Deystviy Armeniya-ES”. REGNUM HA, 7 Şubat 2007, “Vardan Oskanyan: Ankara Upustila İsklyuçitelnıy Şans”. REGNUM HA, 8 Eylül 2004, “İran Rassmatrivaet Bezopasnost Stran Yujnogo Kavkaza, Kak Sobstvennuyu Bezopasnost”. REGNUM HA, 8 Mart 2006, “NATO ne Mojet Rassçitıvat na Armeniyu v Deystviyakh Protiv İrana”. REGNUM HA, 9 Ağustos 2004, “Armyane SŞA za Djona Kerri”. REGNUM HA, 9 Nisan 2004, “Do Vstupleniya v ES Turçiya Doljna Reşit Vopros o Priznanii Genoçida Armyan”. REGNUM HA, 9 Şubat 2005, “Rouhani: İran Gotov Sodeystvovat Uregulirovaniyu Karabakhskogo Konflikta”. REUTER, 10 Aralık 2004, “REUTER: Ermenistan, Türkiye AB’ye Üye Olduğunda Sınırı Yeniden Açağını Umuyor”. RFE/RL Yerevan, 25 January 2001, Emil Danielyan, “Caucasus: İran, Armenia Seeking Closer Relations”. 405 RFE/RL, Armenian Report, 12 Aralık 2001, Emil Danielyan, “Genocide Study Row Leaves Turkish-Armenian Panel In Limbo”. ROSBALT HA, 1 Temmuz 2003, “Otkrıtie Graniçı s Turçiey Prineset Armenii do Milliarda Dollarov v God”. İNTERNET KAYNAKLARI “Armenia-Diaspora Conference I”, (Yerevan, September 22-23, 1999), (Erişim) http://www.armeniadiaspora.net/conference99/index.html “Armenia-Diaspora Conference II”, Yerevan, May 27-28, 2002, (Erişim)http://www.armeniadiaspora.net/conference2002/htms/ pre_conf.htm; “Armenia-Diaspora Conference III”, (Yerevan, September 18-20, 2006), (Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/conference2006/ Армения и Совет Европы, (Erişim) http://www.coe.int/t/r/press/%5B Country_info%5D/e_armenia.asp, 8 Ağustos 2007. “Armenian-European Policy and Legal Advice Centre (AEPLAC)”, (Erişim) http://competitionpolicy.ww.am/organisers/aeplac.htm “Armenian Expert Comments on Current Armenian-US Relations”, (Erişim) http://www.eurasianet.org/resource/armenia/hypermail/ 200007/0006.html, 1 Kasım 2007. ALEKSANDROVİÇ, Kolosov Vladimir ve b; Territorialnaya İdentiçnost i Mejetniçeskie Otnoşeniya na Primere Vostoçnıkh Rayonov Stavrapolskogo Kraya”, (Erişim) http://www.politstudies.ru/fulltext/2001/2/6.htm ALEKSANYAN, Janna; “Yerevan Five Remain Tight-Lipped” (Iwpr, Nisan 2001), (Erişim) www.iwpr.net. ALEKSANYAN, Nelson; “Nastoyaşiye Soldatı”, (Erişim) http://ra.arminco.com/ archive/2000-045/current.htm, 9 Nisan 2003. AYRUMYAN, Naira; “Tri Dnya Pod Znakom Diasporı”, (Erişim)http://www.karabakhopen.com/src/index.php?lang=ru&id=2&nid=3 146 AKDEMİR, Erhan; “Türkiye’nin AB’ye Üyelik Süreci ve Ermeni Sorunu”, (Erişim) http://www.abhaber.com/haber_sayfasi.asp?id=11337, 2 Mayıs 2006. AGAYEV, Elman; “Problemı i Perspektivı Yujno-Kavkazskogo Sotrudniçestva”, The South Caucasus Instıtute of Regıonal Security, “Ot Transkavkazskogo Dialoga k Konçepçii Regionalnoy Bezopasnosti”, Likani, 8-30 Nisan, 2002, I. Yuvarlak Masa Toplantısı SCIRS, (Erişim) http://www.scirs.org/russian/analy tic/round_one/agaev.htm “Armenia”, (Erişim) http://www.dangerdav.narod.ru/htm_files/armenian formation.htm, 1 Kasım 2007. “Armenia”, (Erişim) http://www.materik.ru/index.php?country=3&subsection =politics “Armyanskaya Diaspora”, (Erişim) http://www.armenia.ge/diaspora/ diasp_gen_ rus.php; “Armenia”, (Erişim)https://www.cia.gov/cia/publications/factbook/geos/am.html 406 “Armenia”, İnternal İnstability Ahead”, İCG Euorope Report N0 158, 18 October 2004, p.19. (Erişim) www.cirisisgruop.org/home/index.cfm ?id=3076&|=1 “Аrmeniya Uverenno İdet po Puti Evrointegraçii i Sotrudniçestva s NATO” (Erişim) http://www.sp-info.am/news/?ID=10161, 29 Tammuz 2006. Arsen Gasparyan, “Natsioanalnaya Bezopasnost Kak Prioritet v ArmyanoRossiyskih Otnoşeniyakh”, (Erişim) http://www.armenianembassy.ru/ arsen.html, 24 Haziran 2003. AGBABAYAN, Anna; “Armeniya: Yejekvartalnıy Analitiçekiy Obzor (HaziranEylül 2003)”, (Erişim) http://www.mpa.ru:8081/analytics/issue.php?id=223, 3 Temmuz 2005. “Azerbaydjan Obvinyayet Rossii v Nezakonnıkhkh Postavkakh Orujiya v Armenii”, (Erişim) http://www.rambler.ru/db/news/msg.html?mid=137 7063&s=11, 4 Aralık 2000. “Armyano-İranskie Svyazi Obreli Parlamentskiy Akçent”, (Erişim) http://www.nv.am/tema.htm “Armeniya, Greçiya i İran ne presleduyut Çeli Sozdavat Voennıy Soyuz, Zayavil v Erevane Ministr İnostrannıkh Del Greçii”, (Erişim) http://scripts.online.ru/misc/ news/ 99/09/08_068.htm ARAMYAN, Aşot; “Kavkazskiy Jeleznıy Kruq”, (Erişim) http://forum.hayastan.com/index.php?showtopic=268, 22 Kasım 2001. “Avrupa Parlamentosu”nun Solcuları, Ermenileri Himaye Ediyor”, Nethaber, 20 Ekim 2004. ABAKAN, Ayça; “Uzmanlar Ermeni Soykırımı İddialarını Tartışamadı”, (Erişim) http://www.bbc.co.uk/turkish/europe/story/2005/05/050525 _armenian_conference.shtml, 5 Mayıs 2005. “Armenia’s fourth EU-Armenia Cooperation Council meeting took place in Brussels”, (Erişim) http://www.armeniaforeignministry.com/PR/PR178. html, 1 Ekim 2002. “Armenian-European Policy and Legal Advice Centre (AEPLAC)”, (Erişim) http://competitionpolicy.ww.am/organisers/ aeplac.htm “Аrmenia i Sovet Evropı”, (Erişim) http://www.coe.int/t/r/press/%5BCount ry_info %5D/e_ armenia.asp, 8 Ağustos 2007. “AXA Ermenilere Soykırım Tazminatı Ödüyor”, (Erişim) http://www.gazeten.com/ axa-ermenilere-soykirim-tazminati-oduyor/, 13 Temmuz 2007. ABDELAL, Rawi; “Memories Of Natıons And States:Instıtutıonal Hıstory And Natıonal Identıty In Post-Sovıet Eurasıa”, Nationalities Papers, Vol. 30, No. 3, 2002, p. 459-484. ALEKSANDROVİÇ, Kolosov Vladimir ve d; “Territorialnaya İdentiçnost i Mejetniçeskie Otnoşeniya na Primere Vostoçnıkh Rayonov Stavrapolskogo Kraya”, (Erişim) http://www.politstudies.ru/fulltext/2001/2/6.htm AMENDMETS, Draft, European Commıssıon For Democracy Through Law (Venıce Commıssıon) To The Constitution Of The Republic Of Armenia (After The Third Reading)”, European Commission For Democracy Through Law (Venice Commission), Strasbourg, 14 October 2005, Cdl(2005)091, 407 (Erişim) http://www.venice.coe.int/docs/2005/cdl(2005) 091-e.asp ARNOLD, Stepanyan; “Problema Meskhetinskikh Turok i Novıe Podkhodı k Ee Reşeniyu”, (Erişim) http://www.scirs.org.ge/russian/analytic/round_five/ solakhyan.htm BARABANOV N.O; “Politika SŞA v Çentralnoy Azii i Zakafkazye”, (Erişim) http://www.riss.ru/library/US-SRAZ.pdf BABACAN, Hasan; “I. Dünya Savaşı Öncesinde Yurt Dışına Göç Eden Ermeniler ve Ermeni Diasporası”nın Oluşumu”, (Erişim) http://www.stradigma.com/turkce/ozel/makale_04.html BERBER, Engin; “Öteki Kavramlardan Tarih Yazımı”, (Erişim) http://www.siyasitarih.com/arsiv/oteki.htm, 22 Eylül 2005. BABAYAN, Aleksey; “Osobennosti Razvitiya NPO Kak İntegralnogo Elementa Grajdanskogo Obşestva v Armenii”, (Erişim) http://www.spectrum.am/ rus/articles.php?id=29 BALL, Nicole; “Democratic Governance in the Security Sector”, Presentation prepared for UNDP Workshop on “Learning from Experience for Afghanistan”, 5 February, 2002, (Erişim) http://www.undp.org/eo/ afghanistan/doc/Nicole_Ball.pdf Bildirgenin metni için bkz: (Erişim) www.armeniadiaspora.com/conference 2002 /htms/declar/ eng.htm “Biografiya Prezidenta Armenii”, (Erişim) http://www.president.am/president/ rus/?task=12 “Biographi of the President of Armenia”, (Erişim) www.president.am BEREÇKA, Aleksandr; “Voyna Kak modus vivendi”, (Erişim) http://telegraf.by/blog/2007/06/21/modusvivendi/, 21 Haziran 2007. BİRAND, Mehmet Ali; “Hayır Başkan Yanıltıyorsunuz”, (Erişim) http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=5475526 &p=2, 21 Kasım 2006. BAYKAL, Ferit Hakan; “Sözde Ermeni Soykırımına Hukuksal Bakış”, (Erişim) http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=7706 ve (Erişim) http://hukukgrubu.org/makale5.htm BBYGM resmi sayfası: (Erişim) http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/ AyinTarihi/1993/nisan1993.htm. BBYGM resmi sayfası: (Erişim) http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/ AyinTarihi/1993/nisan1993.htm. BBYGM resmi sayfası: (Erişim) http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/ AyinTarihi/1993/nisan1993.htm. Benita Ferrero-Waldner, “Signing of the PCA marks a significant milestone in EU-Armenia relations”, (Erişim) http://ec.europa.eu/europeaid/projects/tacis/ case_armenia_pca_ en.htm, 7 Ağustos 2007. CABBARLI, Hatem; “Ermenistan’da Kardelenler Erken Açabilir Mi?”, (Erişim) http://www.haberanaliz.com/detay.php?detayid=1510 CABBARLI, Hatem; “Gürcistan’da Karanfil, Ukrayna’da Turuncu, Ermenistan’da Kardelen Devrimi Mi?”, (Erişim) http://www.haberanaliz.com/detay.php?detayid=1439, 23 Haziran 2004. 408 CHERVONNAYA, Svetlana; “The Problem of the Repatriation of the Meskhet-Turks”, MINELRES: FUEN report on Meskhet Turks, 1998, (Erişim) http://arts.uwaterloo.ca/MINELRES/min/meskh/FUEN_Mesk.htm “Council of Europe Parlamentary Assembly: Recommendation 1247(1994) on the Enlargement of the Europe”, (Erişim) http://assemly.coe.int/ Documents/AdeoptedText/TA94/ erec1247.htm, 8 Temmuz 2003. “Council of Europe Parlamentary Assembly: Armenia’s Application for Membership of the Council of Europe”, Opinion No. 221 (2000), (Erişim) http://assembly.coe.int/Documents-/WorkingDocs/doc00/EDOC8747. HTM, 8 Temmuz 2003. “Country Strategy Paper 2002-2006”, 27 December 2001, (Erişim) http://ec.europa.eu/comm/external_relations/armenia/csp/02_06_en. pdf “Council of Europe Parlamentary Assembly: Recommandation 1570(2002) Situation of refugees and displaced persons in Armenia, Azerbaijan and Georgia”, (Erişim) http://assembly.coe.int/Main.asp?link=/Documents/ Adopted Text/ta02/EREC 1570.htm, 8 Ağustos 2007. “Council of Europe Parlamentary Assembly: Resolution 1115(1997) Setting up of an Assembly committee on the honouring of obligations and commitments by member states of the Council of Europe (Monitoring Committee)”, (Erişim)http://assembly.coe.int/Main.asp?link=/Documents/ AdoptedText/ta97/ ERES1115.htm,8 Temmuz 2003. “Council of Europe Information Office Opens in Yerevan”, (Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/js/030709office.html, 19 Ocak 2004. Council of Europe Parlamentary Assembly: Honoring of Obligations and Commitments by Armenia”, DOC. 10027, (Erişim) http://assembly.coe.int/ Main.asp?link=http%3A%2F%2Fassembly.coe.int%2FDocuments%2F WorkingDocs%2Fdoc04%2FEDOC10027.htm, 7 Şubat 2004. “Constitution Of The Republic Of Armenia. National Assambly Of Armenia”, (Erişim) www.parliament.am/parliament.php?id=constitution&lang=eng ÇIGANOK, Anatoli; “NATO İdet iz Baltii Na Kavkaz”, Nezavisimaya Gazeta, 9 Temmuz 2004; İvan Şmelev, “NATO Rvutsya na Kavkaz”, (Erişim) http://www.pravda.ru/world/67000-1/, 9 Ağustos 2007. “Çelişkilerle Yaşamaya Alışmak…”, (Erişim) http://www.soykirimgercegi.com/ htmpage.asp? id=460, 23 Eylül 2006. ÇABAŞ, Murat; “Boğaziçi’nde Bir Soykırım Rüzgarı”, (Erişim) http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=5012889&tarih=2 005-01-23, 23 Ocak 2005. ÇÖHÇE, Salim; “Büyük Ermenistan’ı Kurma Projesi”, (Erişim) http://www.ermenisorunu.gen.tr/turkce/makaleler/makale24.html “Diaspora-Armenia Conference”, (Erişim) http://www.armeniadiaspora.net/ conference2002/htms/VOInterviewJan.html DZOTSENIDZE, D; “European Conference Of Mınısters Of Transport,Joint Seminar on Transport Policiesin the three South-Caucasus States”, Tbilisi, Georgia, 18-19 April, 2002, (Erişim) http://www.cemt.org/online/Tbilisi02/ Tbilisi3-12ruDzotsenidze.pdf; 409 “Dina Malışeva: Amerikanskiy Brosok na Kavkaz”, (Erişim) http://www.pravaya.ru/leftright/473/2926, 13 Nisan 2005. DELYAGIN, Mikhail; “Referendumı Pro Zapad”, (Erişim) http://www.globalaffairs.ru/article/0/6106.html, 13 Eylül 2006. DE MORA-FIGUROA, Dagmar; “Otvet NATO na Terrorizma”, (Erişim) http://www.nato.int/docu/review/2005/issue3/russian/art1.html “Diaspora v Rossi v 11-14 Vekakh”, (Erişim): www.armenianews.narod.ru, 14 Mayıs 2002. “Diaspora” (Spyurk), (Erişim) http://www.genocide.ru/enc/diaspora.htm “Druzya Ay Data Obyedinilis”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php ?sub=news_arm&exp=policy_news&&day=18&month=08&year=2003&id=30 93,18 Ağustos.2003. “De facto and De Jure Populatıon by Administrative Territorial Distribution and Sex; p. 1.-The Results of the Census of the Republic of Armenıa of 2001”, National Statistical Service of the Republic of Armenıa, (Erişim) www.docs.armstat.am/census/pdfs/11.pdf “Deklaraçiya o Nezavisimosti Armenii”, (Erişim) http://www.parliament.am/ hdoc/Laws/ru/9t9w 4k.html “Dogovor Na Vse Vremena? İspolnilas 85 Let, Kak Armeniya Lişilas Çasti Svoikh iskonnıkh Zemel”, (Erişim) http://www.nv.am/lica.htm DECAYE, Jocelyne; “Sector Profiles: Mining Industry." Armenian European Policy and Legal Advice Centre (AEPLAC)”, Papers, (Erişim) http://www.aeplac.am./papers.html. Accessed January 2001 Durmişidze NUGZAR: “Gruzino-Armyanskie Otnoşeniya v Perspektive YujnoKavkazskogo Sotrudniçestva”, (Erişim) http://www.scirs.org.ge/russian/ analytic/round_five/ durmishidze.htm, 9 Ağustos 2007. ERTEM, Ali; “24 Nisan 1915 Ermeni-Süryani Soykırımının 89. Yil Dönümü Nedeniyle Insan Haklarina Saygılı Türkiyeli Demokratik Kurumlara ve Sahsiyetlere Çagri”, Frankfurt, Mart 2004, (Erişim) http://lalettre.hayway. org/protected/communique00010082.html, 30 Temmuz 2007. Ermenistan Devlet Başkanlığı resmi sayfası, (Erişim) http://www.president.am/eng/?folder=lib&sub=constitution&cha pter=1; Ermenistan Dışişleri Bakanlığı resmi sayfası, (Erişim) www.armeniaforeignministry.com/htms/doi.html “Ermenistan Nüfusu 2050’de Yaklaşık 1 Milyon Azalacak Mi?” (Erişim) http://www.iksaren.org/index.php?Page=GBultenDetay&Bulten No=259 8&Lisan=tr “European Parliament, Report on the Communication from the Commission to the Council and the European Parliament on the European Union's Relations with the South Caucasus, under the Partnership and Cooperation Agreements”, (COM (1999) 272 – C5-0116/1999 – 1999/2119(COS)), 28 Ocak 2002, ss.13-14. “European Parliament, Resolution on Development of Relations Between the European Union and the Southern Caucasus”, B5-0618, 0630, 0638, and 0661/2001, (Erişim) www.europarl.eu.int/intcoop/euro/pcc/aag /pcc_meeting/ resolutions/ 2001_04_10.pdf, 28 Ocak 2004. 410 EMMANUEL, Mıkırtıç; “Regionalnaya İntegraçiya: Razruşennıe İlluzii”, (Erişim) http://www.snark.am/promedia.htm “Ermenilerle Kıyaslanmak Abhazları İncitti”, (Erişim) http://www.globalyorum.com/inc/newsread.asp?readid=1294, 13 Nisan 2007. “Ermeniler Abhazya’da da Sorun”, (Erişim) http://www.trakyanethaber.com/ yeni/haber.asp?id=164 “EU-Armenia Cooperation Council, Sixth meeting”, Brussels, 14 September 2004, (Erişim) http://www.europarl.europa.eu/meetdocs/2004_2009/ documents/fd/ar_200 50309_03_/ar_20050309_03_en.pdf, 7 Ağustos 2007 “EU-Armenia Parliamentary Cooperation Committee”, (Erişim)http://eenc.epp-ed.org/index.php?option=com_content&task=view&id =158&Itemid=441, 28 Mart 2007. ‘ES-Zakavkaze: Neobkhadimost Pravozaşitnıkh Kriteriev’, (Erişim) http://hrw.org/russian/press/azerb/2005/091205_eu.html “EU-Armenia Cooperation Council, Sixth meeting”, Brussels, 14 September 2004, (Erişim) http://www.europarl.europa.eu/meetdocs/2004_2009 /documents/fd/ar_ 20050309_03_/ar_20050309_03_en.pdf, 7 Ağustos 2007. “EU-Armenia Parliamentary Cooperation Committee”, (Erişim) http://eenc.epp-ed.org/index.php?option=com_content&task= view&id=158&Itemid =441, 28 Mart 2007. Freedom House’un 1998 yılı Raporu, “Nations in Transit-Armenia”, (Erişim) www.freedomhouse.org FEDOTUK, Andrey; “Lovuşka po Sosedstvu”, (Erişim) http://www.globalaffairs.ru/articles/6099.html, 12 Eylül 2006. “Fransa “Soykırım’ı Tanıdı. Türkiye’den Fransa’ya Sert Tepki,” (Erişim) http://www.belgenet.com/arsiv/ermeni/fransa_01.html, 18 Ocak 2001; “Final Opinion On Constitutional Reform In The Republıc Of Armenia”, European Comission For Democracy Trough Law (Venıce Comission), Adopted By The Venice Commission At İts 64th Plenary Session (Venice, 2122 October 2005), (Erişim) www.venice.coe.int/docs/2005/cdl-ad(2005)025e.asp GÜLER, Ali; “Lozan’dan Günümüze Ermeni Sorunu”, (Erişim) http://www.ermenisorunu.gen.tr/turkce/makaleler/makale44.html “Gruziya-Armeniya”, (Erişim) http://ames.kiev.ua/cgi-bin/txts/5/return_txt.cgi ?uri=%2Fvar%2Fwww%2Fames.kiev.ua%2Ftxts%2F5%2F051999005.txt& back=http%3A%2F%2Fames.kiev.ua%2F5%2Fp1.html Glava 2. “Polnomoçiya Prezıdenta Respubliki Armeniya, Gosudarstvennıkh Organov i Organov Mestnogo Samoupravleni v Oblasti Oboronı”, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/ru/pasht2.html Glava 3, “Funkçii Predpriyatii, Uçrejdenii, Organizaçii, Prava i Obyazonnosti Doljonsnıkh liç i Grajdan v Oblasti Oboronı”, (Erişim) http://www.parliament.am/ hdoc/Laws/ru/pasht3.html Glava 4, “Voorujennıe Sili i Drugiye Voyska”, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/ru/ pasht4.html Glava 5, “Voennıe Polojeniya. Mobilizaçiya”, 411 (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/ru/ pasht5.html Glava 6. “Zaklyuçitelnıe Polojeniya”, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/ Laws/ru/ pasht6.html GALSTYAN, Graçya; “Osnovı Regionalnoy Bezopasnosti”, (Erişim) http://www.scirs.org/russian/analytic/round_one/galstyan.htm GLEASON, M. John; “The Decision To Reactivate A First-Generation Soviet Nuclear Power Plant: Conceptual And Decision-Analytic Frameworks”, (Erişim) http://www.fplc.edu/ rısk/voı8/winter/gleason.htm GRİGORYAN, Маrк, “The Calm Killer Of Vazgen Sarkisian-Divining Their True Motives”, (Iwpr, Ekim 1999), (Erişim) www.iwpr.net GLEASON, John M; “The Decision to Reactivate a First-Generation Soviet Nuclear Power Plant: Conceptual and Decision-Analytic Frameworks”, (Erişim) http://www.fplc.edu/RISK/vol8/winter/Gleason.htm HELLY, Damien; “EU Policies in the South Caucasus”, Europe and the South Caucasus Conference, Baku, June, 11th 2001, (Erişim) http://www.ceri-sciencespo.com/archive/june01/helly.pdf 29 Aralık 2003, ss.2-4. HEKİMOĞLU, Kadir; “Günümüzde Türk-Ermeni İlişkileri”, (Erişim) http://www.ermenisorunu.gen.tr/turkce/ozet/bugun.html HANSEN, G; “Humanitarian Action in the Caucasus: A Guide for Practitioners”, Humanitarianism and War Project, and Local Capacities for Peace Project, Watson Institute, Brown University, Providence RI, 1998. “İnogate Program”, (Erişim) http://www.mfa.gov.yu/ForeignInvest/Inogate_e. htm “İstoriya Armyanskogo Naroda”, (Armeniya v 11-14 Vekakh), (Erişim) http://www.armenica.wizard.am/hystory/history10.html, 3 Ağustos 2002. “İstoriya Armyanskogo Naroda”, (Novıy Etap Osvoboditelnego Dvijeniya), (Erişim) http://www.armenica.wizard.am/hystory/history13.html, 3 Ağustos 2002. “İstoriya Armyanskogo Naroda”, (Erişim) http://www.armenica.wizard.am /history/history11.html; 22 Haziran 2004 “İran’ın Kafkaslardaki Emelleri ve İzlediği Politika”, (Erişim) http://www.inaf.gen.tr /turkish/newslet/tnl024.htm İBRAGİMOV, Rovşan; “Energetiçeskiy Potençial Azerbaydjana: Mojet li On Bıt İspolzovan Kak Alternativa Rossii”, (Erişim) http://www.eurasianhome.org/xml/t/expert.xml?lang=ru&nic= expert& pid=905 “İntervyu Armena Khanbabayana s Doktorom Yuridiçeskikh Nauk Professorom Yuriem Barsegovım”, (Erişim) http://armenianhouse.org/barsegov/also-ru/khanbabyan.html KİRAKOSYAN, Djon; “Blijnevostoçnıy Krizis 1895-97 gg. Armeniya i Politika SŞA”, (Erişim) http://www.genocide.ru/lib/kirakosyan-a/articles/ heastern-crisis. htm KARAKHANYAN, Akhvani; “Problemı i Perspektivı Yujno-Kavkazskogo Sotrudniçestva”, (Erişim) http://www.scirs.org/russian/analytic/round_one/ karaxanian.htm 412 KUROVSKA, Ksimena; “Rol Rosii i SNG v Uregulirovanii Voorujennıkh Konfliktov v Zakavkazye”, (Erişim) http://www.mpa.ru/analytics/ issue.php?id=110 KOTANDJYAN, Gayk; “Armeniya: Kooperaçiya s Zapadnımi Sistemami Bezopasnosti (НАТО)”, (Erişim) http://harvard-bssp.org/rus/publica tions/ ?id=157, 11 Eylül 2004. KOEN, Djonatan; “Evrosoyuz i Yujnıy kavkaz: Dilemmı Sosedey”, (Erişim) http://news.bbc.co.uk/hi/russian/in_depth/newsid_3890000/38901 79.stm, 13 Temmuz 2004. “Konferentsiya Komitetov ‘Ay Dat’ v Livane”, (Erişim) http://news.genocide.ru/2005/10/25/99.htm, 25 Kasım 2005. Kanun metni için bkz: (Erişim) http://www.coe.int/T/E/Legal_Affairs/Legal_cooperation/Policeand _internal_security/Documents/CO-POL%20LAWS%20 (2004)01 %20Armenia%Law Police.asp “Komissiya Po Primireniyu Samoraspustalis, Tak i ne Pirimiriv Armyan i Turok”, (Erişim) http://news.artsakhworld.com/ArCNews/Rus/index.php ?cover=2&id= 1527 KAZİN, Filip; “Rossiya i Armeniya: Çto Dalşe?”, (Erişim) http://www.mpa.ru:8081/analytics/issue.php?id=102, 14 Eylül 2006 KRASNİKOVA, Valeria; “Gazoprovod İran-Armeniya”, (Erişim) http://www.iacentr.ru/public_details.php?id=287, 22 Ocak 2007. KONSTANTİN, Jegneti; “Gruzino-Armyanskie Otnoşeniya v Svete Menyayuşikhsya Geopolitiçeskikh, Regionalnıkh Realii”, (Erişim) http://www.scirs.org.ge/russian/analytic/round_five/zhgenti.htm, 9 Ağustos 2007. “K Reşeniyu Problemı Nagornogo Karabakha Podklyuçaetsa NATO”, (Erişim) http://palm.newsru.com/world/16oct2006/karabakh.html, 16 Ekim 2006; “Koçaryan: Türkiye Soykırım Yapabilir!” (Erişim) http://www.iyibilgi.com/ haber.php?haber_id=14, 20 Şubat 2007. KASIM, Kamer; “AB Raporu Ermeni Taraftarı,” (Erişim) http://www.hakimiyetimilliye.org/index.php?news=49, 16 Ekim 2006. “Konsorçium NATO “Partnerstvo Radi Mira” Voennıkh Akademii i İnstitutov po İzuçeniyu Voprosov Bezopasnosti”, Armeniya, (Erişim) http://www.pfpconsortium.org. KHAÇATURYAN, Arutyun; “Armeniya: Polemika Vokruk Otnoşeniy s SŞA , İranom”, (Erişim) http://www.eurasianet.org/russian/departments/insight /articles/eav0314 07ru.shtml, 14 Mart 2007. KOSIREV, Dimitriy; “Kto Otveçaet za Bezopasnost Postsovetskogo Prostranstva?”, (Erişim) http://www.newsarmenia.ru/analytics/2006 0921/41593416.html, 21 Eylül 2006. KONSTANTİN, Jegneti; “Neskolko Soobrajeniy po Problemam Regionalnoy Bezopasnosti Yujnogo Kavkaza”, (Erişim) http://www.scirs.org/russian /analytic/round_one/zgenti.htm KUROVSKA, Ksimena; Rol Rosii i SNG v Uregulirovanii Voorujennıkh Konfliktov v Zagafkaze, (Erişim) http://www.mpa.ru/analytics/issue.php ?id=110, 24 Temmuz 2007. 413 “Koçaryan: Türkiye Soykırım Yapabilir!” (Erişim) http://www.iyibilgi.com/haber.phphaber_id=14706, 20 Şubat 2007. LAŞENOVA, Eva; “Armeniya na Şakhmatnoy Doske SŞA”, (Erişim) http://www.sknews.ru/paper/2006/26/article.php?id=3&uin=7, 4 Temmuz 2006. “Levon A. Ter-Petrosyan”, (Erişim) http://www.peoples.ru/state/king/armenia/ ter-petrosyan/ MOVSESYAN, Gayane; “Rossiya i SŞA Konkurıruyut na Kavkaze”, (Erişim) www.gazetasng.ru/article.php?id=1245 MATEVOSYAN, Gamlet; “Voennaya Sblijenie Armenii i İrana ne Ponravitsya SŞA”, (Erişim) http://www.strana.ru/stories/01/10/25/1867/119369.html, 11 Mart 2002. “Minoboronı Armenii i Predstavitel SŞA Obsudili Perspektivı Voennogo Sotrudniçestvo”, (Erişim) http://kavkaz-uzel.ru/newstext/news/id/ 1185731.html, 5 Mayıs 2007. MOVSESYAN, Gayane; “Voennaya Pomoş SŞA: Somnitelnıy paritet”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=newspaper_arm &exp=policy &month=05&year=2006&number=26&id=7047 Mejdunarodnoe Priznanie Statusa Karabaxa Kak Spornoy Territorii, (Erişim), http://nkr.am/rus/facts/barseg.htm MUSAYEV, Fuad; “Pravovıe Aspektı Nagorno-Karabakhskogo Konflikta”, (Erişim),http://www.mfa.gov.az/ssi_eng/armenian_aggresion/legal/ Legal%20aspects%20of%20NK%20conflict%20-%20Rus.pdf MARTİROSYAN, Samvel; “Moskovskaya İntriga v Karabakhskom Voprose”, (Erişim) http://www.globalaffairs.ru/region-sng/articles/3489.html, 14 Ocak 2005. MURADYAN, İgor; “Karabakhskaya Problema i Politika Rossii”, (Erişim) http://www.karabakhopen.com/src/index.php?lang=ru&id=3&nid =11281, 25 Haziran 2007. MEHTİ, Şamil; “Azerbaydjano-Armyanskiy Konflikt i Politika OON i OBSE: İtogi za 10 Let”, (Erişim) http://conflicts.aznet.org/conflicts/konf/konf_k9.htm, 23 Ağustos 2007, Ayrıca Bkz: (Erişim) http://www.osce.org/docs/ russian/1990-1999/mcs/adhels92rhtm, 13 Kasım 2002. MARUTYAN, Arutyun; “İstoriçeskaya Pamyat v Dialoge Mejdu Kulturami: Vozmojnost ili Prepyatstvie”, (Erişim) http://www.pogranicze.sejny.pl //download/historical_memory_final.pdf METİN, Ünal; “Megali İdea”, (Erişim) http://www.ufukotesi.com/yazıgoster. asp ?yazi_no=20050843 MINASYAN, Lina; “Rol Armii v Armyanskoy Politike”, Institute for War & Peace Reporting, CRS No. 5, 4-Nov-99, (Erişim) http://iwpr.gn.apc.org/ ?apc__state=henfcrs159258&l=ru&s=f& o=159258 MİNASYAN, Liana; “The role of the army in Armenia”s polisy”, İWPR, Nowember 1999, p. 13. MELKUMİAN, Grach; “Military polise presence at opposition rallies confirmed”, RFE/RL, September 22, 2004. MAMUKA, Areşidze; “Yujnıy Kavkaz: Regionalnaya İntegraçiya”, (Erişim) http://www.scirs.org/russian/analytic/round_ one/ areshidze.htm 414 MİNASYAN, Sergey; “Proçess Formirovaniya Sistemı Kollektivnoy Bezopasnosti v Ramkakh SNG: İstoriya i Perspektivı”, (Erişim) http://caucasus.rau.am/doc/MinasianS.pdf “Megali İdea”, (Erişim) http://tr.wikipedia.org/wiki/Megali_Idea, “Molodyej Armenii Trebuet Priznat Nedeystvitelnımi Moskovskiy i Karsskiy Dogovorı”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_ arm &id=22205,14 Mart 2006; MARTİROSYAN, Tigran; “Balansirovanie na Burnıkh Volnakh”, (Erişim) http://www.tolrus.ru/feature/iran210303.html MAKSİMENKO, Oleg; “Novıy Etap Armyano-İranskikh Otnoşenii”, (Erişim): http://www.armenianews.narod.ru/ MURADYAN,“İgor; Sovremennıye Gruzino-Armyanskie Otnoşeniya”, (Erişim) http://www.artsakhworld.com/igor_muradian/Current/index.html “Mosskovskiy i Karsskoy Sovetsko-Tureçskie Dogovora”, (Erişim) http://www.genocide.ru/sovietic.html#moskars MİNASYAN, Sergey; “Sotrudniçestvo ES-Armeniya i Novaya Politika Evropeyskogo Sosedstvo”, s. 1. (Erişim) http://www.idea.int/europe_cis/ upload/Armenia-EUSergey.pdf NİKOĞOSYAN, Hovanesİ “Çeğaspanutyan Tşanaçman Ginı. İnçpisin Petk e Lini HH Paştonakan Dirkoroşumı”, (Erişim) http://ap.rau.am/?page=statja& st_id =77, 12 Mart 2007. NEIL, Macfarlane, S, Minear, Larry and SHENFIELD D. Stephen; “Armed Conflict in Georgia: Case in Humanitarian Action and Peacekeeping”, Providence, Watson Institute, Brown University, Occasional Paper no. 21, 1996,(Erişim) http://www.watsoninstitute.org/pub/ op21.pdf “NATO i Yujno-Kavkazskie Partnerı Aktiviziruyut Sotrudniçestvo”, (Erişim) http://www.nato.int/docu/other/ru/upd2006/r060116a.htm “NATO Update”, Cooperative Best Effort 2003, (Erişim) http://www.nato.int/docu /update/2003/06-june/e0616a.htm. “NATO i ES Zainteresovanı v Uçastii v Karabakhskom Proçesse”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?bsub=news_arm&id= 2238522, Mart 2006. Natsionalnoe Sobranie Armenii Ratifiçirovalo Ystav Organizaçii Dogovora o Kollektivnoy bezopasnosti, (Erişim) http://www.newspb.ru/allnews/ 155192/, 10 Eylül 2003. Natsionalnaya Bezopasnost Kak Prioritet v Armyano-Rossiyskih Otnoşeniyah”,(Erişim) http://www.armenianembassy.ru./arsen.html NURANİ; “İran i Armeniya Namerenı Rasşiryat Voennoe Sotrudniçestvo”, (Erişim) http://www2.echo-az.com/archive/242/foreign.shtml “Ofis Komissii Ay Data v Evrope Provodit Opros Sredi Kandidatov v Evroparlament”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub= news_arm &id=7051, 11 Haziran 2004. O Napryajennosti v Armyano-Azerbaydjanskikh Otnoşeniyakh, (Erişim) http://www.nns.ru/ analytdoc/ims/obzory/0104_18.html “Ot Premer-Ministrov Trebuyut Prekratir Politiku Diskriminaçii Armyan”, (Erişim) http://www.iravunk.com/rus/2004/01/p5301.html, 27 Temmjuz 2005. “Oçenka Kaçestvennıkh Kharakteristik i Boevıkh Sposobnestey Armenii”, 415 (Erişim) http://www.3dpaper.gr/ru/balanceofpower/armenia_pow1501 01.shtml Official Energy Statistics From The U.S. Goverment, Caucasus Region, (Erişim) http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/caucasus.html#metsamor OGAN, Sinan; “Küresel Mücadelenin Yeni Rekabet Alanı: Karadeniz”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat1=1&yazi=907, 22 Haziran 2007. PETROSYAN, David; “Razvitie Voorujennıkh Sil Armenii”, (Erişim) http://www.iran.ru/rus/vooarm.php PANNOSİAN, Razmik; “Post-Soviet Armenia: Nationalism & Its (Dis)contents”, Making and Protecting the Nation in Postcolonial & Postcommunist States, edited by Lowell W. Barrington, The university of Michigan press Ann Arbor, p. 225-247. “Proiskhojdenie Armyanskogo Naroda”, (Erişim) http://www.armenica.wizard.am/ hystory/history 2.html “People Armenia”, (Erişim) https://www.cia.gov/cia/publications/factbook/ geos/am.html “Pridet Den Rasplatı”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub =news_arm&id=3024824, Nisan 2007. “Parlamentskoy Assamblee NATO Armeniya Poluçit Status Nablyudatelya”, (Erişim) http://www.rol.ru/news/misc/news/02/05/14_085.htm, 14 Mayıs 2002. “Problema Nakhiçevana v Svete Mejdunarodnıh Dogovorovi Karabakhskogo Konflikta”, (Erişim) http://www.iatp.irex.am/grants/artsakh/nakhiche van.htm POLOSKOVA, Tamara; “Armyanskaya Diaspora v Rossii”, (Erişim) www.armenia.ru. “Programma TRASEKA Ne Opravdıvaet Ojidanii”, (Erişim) http://www.snark.am/promedia.htm “Rol NATO na Yujnokavkazskom Regione”, (Frank Coock tarafından NATO Parlamento Asamblesi”nde sunulan rapor, 062 DSCFC 06 E, Hizmet içi bilgi). “Permanent Mission Of The Repablic Of Armenia To The United Nations“,(Erişim) armenia.un.int “Pismo Katolikosa Vsekh Armyan Vazgena”, (Erişim) http://www.bvahan.com/ ArmenianWay/AW/main_ar/kat-r.html “Rasselenie Armyan v Mire”, (Erişim) http://www.armenia.ge/diaspora/diasp_ world_rus.php “Referendum o Nezavisimosti Yujnoy Osetii Naznaçen na 12 Noyabrya”, (Erişim) http://www.analitika.az/articles.php?item_id=20060911053 359926&sec_id=25 “Rasselenie Armyan v Mire”, (Erişim) http://www.armenia.ge/diaspora/ diasp_ world_rus.php “Rossiya i Armenia Obyedinyayut Protivovozduşnıye Silı”, (Erişim) http://www.prima-news. ru/news/news/2001/5/4/11334.html “Rossiya Poluçila ot Armenii Nauçnıye İnstitutı v Sçet Uplatı Dolga”, (Erişim) http://lenta.ru/economy/2002/11/05armenia “Rossiya i Armeniya. Dvuhstoronniye Otnoşeniya v Svete İzmenyayuşihsya Vneşnepolitiçeskih Prioritetov Armyanskoy Politiçeskoy Elitı”, 416 (Erişim) http://www.e-jurnal.ru/p_bzarub-st-12.html, 1 Mart 2005. Rossiysko-Armyanskie Otnoşeni, (Erişim) http://www.ln.mid.ru/nsrsng.nsf/6brsng.nsf/6bc38aceada6e44b432569e700419ef5/432569d800221 4 66432 56ac7004d095e?OpenDocument “Russian İllegal Arm Supplies to Armenia”, (Erişim) http://www.karabakh.org/ ?id=3004&item=1 RUDYAN, D; “Çentralnaya Aziya Kak Zona Naçionalnıkh İnteresov SŞA”, (Erişim) http://iran.ru/rus/news_iran.php?act=news_by_id&news_id =12542, 10 Eylül 2003. “Regional Seminar on Trade Facilitation and Customs Modernization”, 4-8 August Issyk-Kul, Kyrgyz Republic, (Erişim) http://209.225.62.100/ Documents/events/2003/CCC/Trade_Facilitation_Customs_Moderni zation/BTouboul_Seminar_TRACECA_OVERVIEW_Russian.pdf “Resolution 1047(1994) on the conflict in Nogarno-Karabakh; Recommandation 1251(1994) on the conflict in Nogarno-Karabakh”, Text adopted by the Standing Committee, acting on behalf of the Assembly, on 10 November 1994, (Erişim) http://assembly.coe.int/main.asp?Link=/documents/adoptedtext/ta94/ eres1047.htm, 8 Ağustos 2007. Sergey Minasyan, “Sotrudniçestvo ES-Armeniya i Novaya ‘Politika Evropeyskogo Sosedstvo”, s. 1. (Erişim) http://www.idea.int/europe_cis /upload/ Armenia-EUSergey.pdf “Senat Odobril Programmu Pomoşi SŞA Armenii i Nagornomu Karabakhu”, (Erişim) http://www.artsakhtert.com/rus/index.php?lang=eng&t=archive &d=28&m=01&y=2003&id=483 “S 1992 goda po Sey den SŞA Osuşestvili v Armenii Program Sodeystviya na Summu Poryadka 1.6 Mılyard”, (Erişim) http://www.arka.am/rus/archive/ n12/ n2812/28120 2.html STANTON, H. Gregory; “Eight Stages of Genocide”, (Erişim) http://www.genocidewatch.org/8stages.htm SAYMONE, Jeffry; “Partnerstvo vı İmya Mira: Prokladıvaya Kurs k Novoy Ere”,(Erişim) http://usinfo.state.gov/journals/itps/0604/ijpr/simon.htm “Sionizm”, (Erişim) http://www.eleven.co.il/article/13819 “Sionizm”, (Erişim) http://mb-oft.com /believe/trc/zionism. Htm “Svideteli”, (Erişim) http://www.hayastan.com/armenia/genocide/ru/ content/ index7.php, 10 Ağustos 2007. “Seminar vo Vserossiyskim Armyanskom Kongresse”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001), (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/j06_ stat34.html “Senat SŞA Okonçatelno Zablokiroval Finansovoe Sodeystvie Stroitelstvu J/D Kars-Baku”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm &id=26686, 4 Ekim 2006. “Salkım Hanım İktidarı Böldü”, (Erişim) http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2001/ 11/ 28/56027.asp “Soçpartiya Françii i ARF Daşnakçutyun Vıstupili s Sovmestnım Zayavleniem”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_ arm&id=6865, 4 Haziran 2004. 417 “Salkım Hanımın Taneleri” tartışması,” (Erişim) http://www.intersinema.com/ sinema-haberleri/haber_966.asp, 04 Aralık 2001 ve http://www. ntvmsnbc.com/ news/122548.asp “Speech by NATO Secretary General, Lord Robertson”, (Erişim) http://www.nato.int/docu/speech/2003/s030514-a.htm “Statement by President of Georgia Eduard Shevardnadze at the EAPC Summit”, (Erişim) http://www.nato.int/docu/speech/2002/s021122h.htm ŞNİRELMAN, Viktor; “Mif o Proşlım i Naçionalizm”, (Erişim) http://balkaria.narod.ru/public/shnirelman.htm, 15 Nisan 2004. “Sarkisyan Vazgen Zavenoviç”, (Erişim) http://forum.openarmenia.com/ index.php?showtopic= 6748&st=60 ŞAFFER, Brenda; “SŞA i Karabakhskiy Konflikt”, (Erişim) http://news.bbc.co.uk /hi/russian/in_depth/newsid_3548000/3548360.stm ŞAHNAZARYAN, Levon Melik; “Kharakter Armyanskogo Naroda”, (Erişim) http://www.armenianhouse.org/mshakhnazaryan/nf-ru/chara cter.html “Transport”, (Erişim) http://ec.europa.eu/europeaid/projects/tacis/ publications/information/ thematic_ transport_ru.pdf TER-GAZARYAN, R. V; “Armyane Na Vizantiyskom Perestole”, (Erişim) http://www.armenia.ru/history/history.php3?page=author TCHİLİNGİRİAN, Hratch; “The Armenian apostolic orthodox church”, (Erişim) http://www.sain.org/armenian.church/intro.txt, 23 Temmuz 2003. TADEVOSYAN, Ara; “Armenia: Eks-Prezident Gatovitsya Vernutsya? (Erişim) http://www.iwpr.net/?apc_state=henicrs2002&l=ru&s=f&o= 160026 TADEVOSYAN, Ara; “Poziçii Armenii i NATO Sblijayutsya”, (Erişim) http://www.iwpr.net/?apc_state=henicrs2005&l=ru&s=f&o=24 3889, IWPR No 291, 19 Haziran 2005. “The Position Of Nagorno-Karabakh In The South Caucasus: Dynamics, Factors, And Prospects”, (Erişim) http://chat.beirut.com/users /tomandjerry/ nagornokarabakh.pdf, 25 Nisan 2006. “The United Nations“, (Erişim) www.un.org/overview/unmember.html “The Worl Bank Group-Armenıa Data Profile”, (Erişim) www.devdata.worldbank. org/external/ “The World Trade Organization”, (Erişim) http://www.wto.org/english/ thewto_e/whatis_e/ whatis_e/org6_e.htm The Russia Journal, (Erişim) http://www.russiajournal.com/start/politics/ article_67_3106htm “Taynıe Opasnosti Tureçskoy Khitrosti”, (Erişim) http://www.genocide.ru/ week.html, 22 Mart 2004. Türk-Ermeni İlişkileri ve Mağduriyet Psikolojisi, (Erişim) http://www.psikolojiturk.com/makale/turk-ermeni-iliskileri-vemagduriyet-psikolojisi-.html, 26 Temmuz 2007. “Türk- Ermeni Meselesinde Büyük-Grup Kimliği”, (Erişim) http://www.donusumkonagi.net/makale.asp?id=2207&baslik =turk_ermeni_meselesinde_buyuk_grup_kimligi&i=psiko_politik_bakis, 26 Temmuz 2007. 418 Türk-Ermeni İlişkilerinin Dünü Bugünü, (Erişim) http://www.anadolu.be/ ermeni/ermeni. “Tureçskie Pravozaşitniki Prizıvayut İzvinitsya Pered Armyanskim Narodom”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=30260 25 Nisan 2007. “Turçiya Doljna Vozmestit i Moralnıy i Materialnıy Uşerb”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=4895, 23 Mart 2004. “Tureçskiy Jurnalist Stavit Ostrıye Voprosı”, (Erişim) http://www.genocide.ru/ week/00014.html TER-SAAKİAN, Karine; Armenia, Iran Strengthen Ties, Institute for War & Peace Reporting, CRS No. 275, 24-Feb-05, (Erişim) http://iwpr.net/?apc_state=hrufcrs239853&l=en&s=f&o=239854 “TBMM’de Ermeni Konferansı Konulu 24 Mayıs Tartışmaları Tutanağı”, 24 Mayıs 2005, (Erişim) http://www.hyetert.com/yazi3.asp?s=0&AltYazi=Maka leler %20%5C%3E% 20Genel&Id=222&DilId=1, 30 Temmuz 2007. “O Materialnoy Otvetstvennosti za Genoçida Armyan”, (Erişim) http://www.armenianembassy.ru/ barseg1.html “Transport”, (Erişim) http://ec.europa.eu/europeaid/projects/tacis/publications /information/ thematic _transport_ru.pdf “The EU's relations with Armenia”, (Erişim) http://ec.europa.eu/development/ body/iqsg/ docs/ Best_practices/Best_Armenia_lessonslnt.doc “Türk-Ermeni İlişkilerinin Dünü Bugünü”, (Erişim) http://www.anadolu.be/ermeni/ ermeni.html U.S. Government Assistance to Armenia-Fiscal Year 2002, (Erişim) http://www.aaainc.org/index.php?id=319, 9 Temmuz 2007. U.S. Assistance to Armenia-FiscalYear 2003, (Erişim) http://www.state.gov/p/eur/rls/fs/29484pf.htm, 9 Temmuz 2007. U.S. Assistance to Armenia-FiscalYear 2004, (Erişim) http://www.state.gov/p/eur/rls/fs/35976pf.htm, 9 Temmuz 2007. U.S. Assistance to Armenia-Fiscalyear 2005, (Erişim) http://www.state.gov/p/eur/rls/fs/51146.htmt, 9 Temmuz 2007. U.S. Assistance to Armenia-Fiscal Year 2006, (Erişim) http://www.state.gov/p/eur/rls/fs/66320.htm, 9 Temmuz 2007. “U Rossi i Armenii-Yedinaya Sistema PVO”, (Erişim) http://www.aviaport.ru/news/Aviation/4028.html Üçüncü konferans için bkz: (Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/ conference2006/ Vsemirnıy Doklad (Erişim) http://hrw.org/russian/reports/2005/world /armen.html, Ocak 2005. “V Novoy Djulfe Sostayalas Otkrıtie Novogo Zdaniya Komissii Ay Data”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=25245, 10 Temmuz 2006. “V Senat İzbranı Vse Podderjivaemıe Komitetom Ay Data Kandidatı”, (Erişim) http://www.golos.am/2000/november_2004/06/st07.html, 6 Ekim 2000. “V Armenii Projivaet 3 milliona 213 tısyaç Çelovek!, 419 (Erişim) http://www.yerkir.am/rus?sub=news_arm&id=4602 “Vizit Prezidenta Armenii v NATO”, (Erişim) http://www.nato.int/docu/other/ru/ upd2003/r031208a.htm “V Khode Vsego Perioda Karabakhskogo Konflikta İran Zanimal Proarmyanskuyu Poziçiyi”, (Erişim) http://www.zerkalo.az/new/view.php? category =3#21883 “V Armenii Obespokoenı Potorey Energetiçeskoy Nezavisimostı”, (Erişim) http://www.analitika.az/articles.php?item_id=20061104035815527 &sec_id=8, 11 Nisan 2006. “Vısşie Organı Vlasti v Armyanskoy Sovetskoy Soçialistiçeskoy Respublike”, (Erişim) http://www.parliamnet.am./Ru/Ourparliamnet/idexContent.htm “Vsemirnıy Doklad” (Erişim) http://hrw.org/russian/reports/2005/world/armen. html, 2 Ocak 2005. “V Sluçae Ataki SŞA na İran Armeniya ne Smojet Ostavatsya Neytralnoy”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=29402, 1 Mart 2007. “Yujnıy Kavkaz: Naçionalizm”, Konfliktı i Menşinstva, (Erişim) http://www.minorityrights.org/translated-pubs/SouthCaucasus%5B Russian %5D.pdf “Yazar Orhan Pamuk. Türkiye’yi Karalayan Yazıları”, (Erişim) http://www.bolsohays.com/ haberac.asp?referans=4900, 28 Temmuz 2007. “Vardan Oskanyan: İstoriya Ne Vsegda Daet Çeloveçstvu Vtoroy Şans, No u Nas On Est”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm &id=30310, 27 Nisan 2007. YELENSKİY, Oleg; “Nepriznanıkh” İzmatıvayut Gonkoy Voorujenii”, (Erişim) http://www.novopol.ru/article5993.html, 3 şubat 2006. YENOKIAN, Aghasy; “Armenia: Civilians in National Security Policy”, Paper presented at the 1st Workshop on “Civilians in National Security Policy” held in Geneva 2-4 November 2002, (Erişim) http://www.dcaf.ch/censp /ev_gene va_papers_yenokian.pdf YERNJAKİAN, Arthur; “Iran Loses Its Posıtıons At Armenıan Market”, (Erişim) http://www.snark.am/partnership-issue1.html “Yunanistan’ın Türkiye Odaklı Şer İttifakları”, INAF, 14 Mart 2001. ZALİNYAN, Armen; “Pravovaya Otvetstvennost Tureçskogo Gosudarstva za Genoçid Armyan”, (Erişim) http://www.artsakhtert.com/rus/index. php?id=1775, 23 Nisan 2004. ZİFFER, Benny; “Muslim moderate”, (Erişim) http://www.haaretz.com/hasen/ spages/858176.html, May 17, 2007, “Zakon Respubliki Armeniya Ob Oborone”, Glava 1, Obşie Polojenıya, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/laws/ru/pasht1.html “1915/16 Yılındaki Ermeni Soykırımıyla İlgili Fotoğraf Sergisi”, (Erişim) http://tuday.de/turkce/etkinlikler/soykirim_ve_izdusumleri_ program.htm “60 Milyar Dolarlık Soykırım Tazminatı”, (Erişim) http://www.birgun.net/index. php?sayfa=63&devami=6499, 28 Mart 2005. 420 EKLER Tablo 1. Ermenilerin yaşadıkları ülkeler ve sayıları Ülkeler Sayıları Ülkeler Sayılar ı 1 Rusya 2 200 000 41 Venezüella 2 500 2 ABD 1 400 000 42 İtalya 2 500 3 Gürcistan 460 000 43 Lituanya 2 500 4 Fransa 450 000 44 Letonya 2 500 5 İran 150 000 45 Romanya 2 500 6 Ukrayna 150 000 46 Macaristan 2 000 7 Arjantin 130 000 47 Estonya 2 000 8 Lübnan 130 000 48 Slovakya 2 000 9 Suriye 100 000 49 Yemen 1 500 10 Polonya 100 000 50 Finlandiya 1 000 11 Türkiye 82 000 51 Norveç 1 000 12 Özbekistan 70 000 52 Kırgızistan 1 000 13 Kanada 50 000 53 Sudan 1 000 14 Avustralya 45 000 54 Yeni Zelanda 1 000 15 Bulgaristan 45 000 55 Meksika 600 16 Yunanistan 40 000 56 Arnavutluk 500 17 Almanya 40 000 57 Slovenya 500 18 Beyaz Rusya 25 000 58 Etopya 500 19 Irak 23 000 59 Suudi 400 Arabistan 20 Brezilya 20 000 60 Hindistan 300 21 Kazakistan 20 000 61 Bangladeş 200 22 Türkmenistan 20 000 62 Güney Afrika 200 23 Uruguay 19 000 63 Katar 200 24 İspanya 15 000 64 Şili 150 25 İngiltere 12 000 65 Küba 100 26 İsrail 10 000 66 Japonya 100 27 Çek Cum 10 000 67 Tayland 50 28 Belçika 8 000 68 Singapur 40 29 Moldova 7 000 69 Bahreyn 35 30 Danimarka 6 000 70 Kot-d İvuar 20 31 Hollanda 6 000 71 Çin 20 32 Kuveyt 5 000 72 Gana 16 421 33 Mısır 5 000 73 Senegal 15 34 Sırbistan ve 5 000 74 Zambia 15 Karadağ 35 Ürdün 3 000 75 Endonezya 15 36 İsveç 3 000 76 Güney Kore 10 37 Avusturya 3 000 77 Vietnam 12 38 İsviçre 3 000 78 Filipinler 8 39 Tacikistan 3 000 79 Birleşmiş Arap 8 Emirlikleri 40 Kıbrıs Rum 3 000 kesimi Kaynak: “Rasselenie Armyan v Mire”, (Erişim) http://www.armenia.ge/ diaspora/diasp_world_rus.php, 18 Mayıs 2006. 422 Tablo 2. Ermenistan’da 102. Rus Askeri Üssüne Bağlı Olarak Konuşlanan Askeri Birliklerin Numaraları ve Yerleştikleri Bölgeler Sıra numarası 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 Askeri üslerin numarası Askeri üs No1 Askeri üs No 2 Askeri üs No 3 Askeri üs No 5 Askeri üs No 6 Askeri üs No 8 Askeri üs No 9 Askeri üs No 5 Askeri üs No 21 Askeri üs No 16 Askeri üs No 56 Askeri üs No 57 Askeri üs No 1 Askeri üs No 1 Askeri üs No 1 Askeri üs No 1 Askeri üs No 2 Askeri üs No 1 Askeri üs No 54 Askeri üs No 1 Askeri üs No 41 Askeri üs No 63 Askeri üs No 58 Askeri üs No 3 Askeri üs No 4 Askeri üs No 52 Askeri üs No 60 Askeri üs No 61 Askeri üs No 1 Yerleştiği bölge Gümrü, Büyük Kale Gümrü, Kirpiç sok. Gümrü, Kars yolu Gümrü, Bulvar sok. Gümrü, Çerkesdzor sok. Gümrü, Şirakaçi sok. Gümrü, Ozanyan sok/1 Gümrü, Plehanov sok/20 Gümrü, Sverdlov sok/222 Gümrü, Kamo sok/46 Gümrü,Bulvar sok. Gümrü, Bulvar sok. Ahuryan ili, Ovuni köyü Ahuryan ili, Açik köyü Ahuryan ili, Azatan köyü Aragats ili, Kervansaray köyü Aragats ili, Gehadzor köyü Ahuryan ili, Keti köyü Erivan, Kenakeri sok/54 Eşterek/Egvard Erivan, Orbeli sok/29 Erivan, Şiraki/24 Babayan sok/4 Erivan, Babayan sok/4 Nubaraşen kasabası Nubaraşen kasabası Erivan, Ayvazovski sok/13 Erivan, Arinderd çıkmazı Erivan, Araratyan sok. Kafan ili Ohtar köyü Kaynak: Marat Kenjetaev, ‘Oboronnaya Promışlennost Respubliki Armeniya,’ (Erişim) http://cast.ru/russian/publish/1997/oct-dec/ind_ app.html, 19 Ağustos 2003. 423 Tablo 3. AB’nin 1991-2000’li yıllar arasında Ermenistan’a yaptığı yardım 1991-2000 Toplam Yüzde (milyon€) TACİS Ulusal Dağıtımlar 68.9 24.07 Nükleer Güvenlik Tacis 22 7.68 İnsani Yardımlar 67.75 23.67 Gıda Yardımı 50.18 17.53 Gıda Güvenliği 51.00 17.82 Olağanüstü Mali Yardımlar 17.7 6.18 Olağanüstü İnsani Yardımlar 8.0 2.79 Rusya Krizinin Etkilerini Azaltıcı 1.5 0.52 Yardım Toplam 286.13 100 Kaynak: “The EU's relations with Armenia”, (Erişim) http://ec.europa.eu/ development/ body/iqsg/docs/Best_practices/Best_Armenia_lessonslnt.doc, 29 Temmuz 2005. 424 ÖZET CABBARLI Hatem, Ermenistan Dış Politikası (1991–2005), Doktora Tezi, Ankara 2008 Tezde 1991–2005 yılları arasında uygulanan Ermenistan dış politikası incelenmiştir. Ermenistan dış politikasının kuramsal çerçevesi ve dış politikayı belirleyen öğeler ve kavramsal yaklaşımlar adlı birinci bölümde Ermeni ulusal kimliği, Ermeni ulusal kimliğinin oluşumunda Türk faktörü, jeopolitik konumu, diaspora ve dış politika, Hay Dat Doktrini ve dış politika, demografik yapı, siyasi liderler, güvenlik güçleri ve dış politika, sözde Ermeni soykırımı ve dış politika konuları değerlendirilmiştir. “Büyük Ermenistan” projesinde Ermenistan’ın Türkiye ve Azerbaycan politikası adlı ikinci bölümde bu ülkenin Türkiye ve Azerbaycan politikaları ele alınmış, Ermenistan’ın bölge politikası adlı üçüncü bölümde Ermenistan’ın Rusya, İran ve Gürcistan politikası değerlendirlmiş, Ermenistan dış politikasında güvenlik anlayışı, Avrupa ve ABD ile ilişkiler adlı dördüncü bölümde Ermenistan’ın güvenliği bağlamında Güney Kafkasya’nın jeopolitiği ve güvenlik sorunları, bölgesel güvenlik örgütü projeleri, Ermeni ulusal güvenliği, Ermenistan ve BDT Ortak Güvenlik Antlaşması, Ermenistan NATO ilişkileri incelenmiştir. Dördüncü bölümde aynı zamanda Ermenistan’ın Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ile ilişkileri değerlendirilmiş, Ermenistan’ın ABD ile ekonomik, mali ve enerji alanındaki ilişkilerine, iki ülke arasındaki ilişkilerde ABD Ermeni dıasporasının yeri ve önemine açıklık getirlmiştir. Anahtar sözcükler 1. Ermenistan 2. Dış politika 3. Güvenlik 4. Dış İşleri 5. Diaspora 425 ABSTRACT CABBARLI Hatem, Armenian Foreign Policy (1991–2005), PhD Thesis, Ankara 2008 This thesis investigates Armenian foreign policy between 1991-2005. The first part “structural Framework of Armenian foreign policy and theorethical aspects and approaches of Armenian foreign policy” evaluates Armenian national identity, Turkish factor in the formation of Armenian national identity, geopolitical situation, diaspora and foreign policy, Hay Dat Doctrine and foreign policy, demographical structure, political leaders, security forces and foreign policy, the so called Armenian genicide and foreign policy. The second part Armenian policy of Turkey and Azerbaijan in the Project of Great Armenia investigates the policy of Armenia towards these countries. The third part “Armenia’s regional policy” evaluates the Armenian policy towards Russia, Iran and Georgia. The fourth part “understanding of security in Armenian foreign policy relations with EU and the USA” investigates the geopolitics and security issues of southern Caucasus, regional security organisations projects, Armenia and the Commonwealth of Independat States common security agreement, Armenia and NATO relations in the context of Armenian national security. The fouth part also deals with the relations of Armenia with the European Union and the European Counsel, and the place and the importance of Armenian diaspora in the US in economic, fiscal and energy relations with the US. Key Words 1. Armenia 2. Foreign Policy 3. Security 4. Foreign Affairs 5. Diaspora