VI. Oturum - Atılım Üniversitesi Ankara Digital Kent Arşivi
Transkript
VI. Oturum - Atılım Üniversitesi Ankara Digital Kent Arşivi
VI. Oturum Kültürel Mirası Koruma Projeleri: Polatlı ve Beypazarı Örnekleri Oturum Başkanı: Yrd. Doç. Dr. Fatih Müderrisoğlu Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Polatlı Çevresinde Yapılan Arkeolojik Nitelikli Kazılar ve İlgili Diğer Bilimsel Çalışmalar Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Sevgisunar Ordu Üniversitesi Pazarlama ve Dış Ticaret Bölümü Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Devletler ve o devletleri ayakta tutan toplumlarda tarih boyunca yaşanan köklü dönüşümler, bu devletlerin yer aldıkları coğrafyalarda, siyasal, sosyal ve daha birçok farklı yönden de değişimlere yol açmıştır. Binlerce yıl yaşanan dönüşümler bir çırpıda incelenerek tarihsel açıklamaya ve kesin bir sonuca bağlanamaz. Kronolojik bir akış ve gerçekler dizgesi, ancak uzun ve zahmetli çabaların üst üste gelmesi, hemen her yüzyılda harcanan emek ve çalışmaların doğru bir bilimsel bakış ve teknikle birbirine eklemlenmesiyle ortaya çıkar. Yerel/bölgesel tarih çalışmaları da araştırmacıların bir çırpıda ortaya çıkararak, kısa bir süre içinde kesinleştirip, bir sonuca bağlayabileceği bilimsel bir çalışma biçimi değildir. Farklı kaynaklardan nemalanan çeşitli çıkar ve güç birliklerinin dayattıkları “sanal tarih kurgusu”, çalışmayı sürdüren araştırmacı(lar) için gerçekleri en gölgeleyici, en saptırıcı engellerle çevrelenmiş demektir. İşte tam da bu nedenle, bölge(ler) konusu üzerine odaklanan çalışmalarda erişilebilen bilimsel ya da popüler nitelikli bütün çalışmalar, resmi yazışmalar ve belgeler tek tek elden geçirilmelidir. Bu irdeleyici yaklaşım, araştırmanın konusu olan yerleşim bölgesi için de birleştirici ve aydınlatıcı bir işlev görecektir. 221 Polatlı Çevresinde Yapılan Arkeolojik Nitelikli Kazılar ve İlgili Diğer Bilimsel Çalışmalar Hatice Özçörekçi, kent araştırmalarına ilişkin makalesinde (Özçörekçi, 1944: 70) şehri “çevresinin merkezi” olarak tanımlarken, şehrin iki önemli özelliği olduğundan söz etmektedir. Özçörekçi’ye göre bu özelliklerden ilki “şehrin vaziyeti”, ikincisi ise “şehrin vazifesi”dir. Ankara ili, çevresindeki geniş coğrafya kadar, ülkenin başkenti olması ve devlet mekanizmasının her alandaki en üst idari yönetimini barındırması gibi nedenlerle, üzerine diğer birçok şehrin yüklendiğinden çok daha fazla ve farklı görevler yüklenmiş büyük bir şehirdir. Tarih öncesi dönemlerinden bugüne dek geçirdiği bütün tarihsel aşamalar bir yana, şehrin sadece Cumhuriyet öncesi dönemlerden bugünün Ankara’sına dönüşüm süreci bile bir kent araştırması için başlı başına incelenmeye değer bir özelliktir. Ancak, Ankara şehrinin kendisi kadar, şehrin coğrafyası içinde yer alan bazı yerleşimler ve bölgeler, salt Türkiye tarihi değil, dünya tarihi açısından da çok önemli özellikler barındırmaktadır. Örneğin, Polatlı, Ankara’nın önemli ilçelerinden biridir. Şehir merkezindeki Polatlı Höyüğü, Ankara yolu üzerindeki Hacıtuğrul Höyüğü, Yassıhöyük Köyü’ndeki Gordion antik kenti ve ilçenin coğrafi sınırları içinde yer alan daha birçok köyündeki farklı antik dönem uygarlıklarına ait kalıntılarıyla insanlık tarihine ışık tutacak ölçüde zengin ve özel değerlere sahip bir yerleşim merkezidir. İlçe, aynı zamanda antik dönem dünya din merkezlerinden Pessinus antik kenti ile, Eskişehir ilinin Günyüzü ilçesindeki Gümüşkonak beldesi “Eudoksias” ve “Germa” (Hamamkarahisar) ile komşudur. Ayrıca, anılan antik dönemin en kutsal alanlarından sayılan Kybelon ve Dindymone dağları da yine ilçeye coğrafi sınır olan aynı bölgede bulunmaktadır. Polatlı İlçesi’nde geçmişte hangi uygarlıkların yaşadığı, anılan bu uygarlıkların hangi özelliklere ve değerlere sahip oldukları çeşitli bilimsel araştırma yöntemleri kullanılarak öğrenilebilir. Bu yöntemlerden biri, antik dönemlerden günümüze dek bölgede yapılan keşif ve gezi yazılarını içeren bilimsel, popüler içerikli kitap ve diğer yayınları ve devlet kayıtlarını incelemektir; ikincisi ise, doğrudan bölgede yapılan arkeolojik nitelikli kazılar ile bu kazıların raporlarıyla, yine kazılar ile ilgili gerek Osmanlı dönemi gerek Türkiye Cumhuriyeti dönemindeki bütün resmi ya222 Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Sevgisunar zışma ve iletişim bilgilerini içeren belgeleri incelemektir. Raporlar üzerinden hazırlanan diğer bütün bilimsel, kültürel, sosyal yayınları okuyup incelemenin yanı sıra, kişinin bölgede kendisinin gerçekleştireceği gezi ve araştırma çalışmalarına bağlı olan gözlem ve sonuçlar da bilimsel bir kavrayış ve yaklaşım geliştirmek için oldukça önemli ve etkilidir. Antik dönemlerde bu bölgede inceleme ve tespitler yapan bazı araştırmacı ve yazarların kayıt altına aldıkları izlenimler ve bilgiler, ortaya koydukları yazılı kaynaklar günümüz araştırmacıları için oldukça önemli veriler sağlamaktadır. Dönemin araştırmacılarının, düşünce insanlarının ve seyyahlarının kaleme aldıkları yapıtlar, günümüz araştırmacıları için geçmiş dönemlerden bugüne dek en eski ve özel bilgi aktarımını sağlayan kaynaklar arasındadır. Örneğin, Amasyalı coğrafyacı Strabon (MÖ 64-MS 24) Anadolu ve eski dünya üzerine antik dönemlerin en bilinen ve önemli araştırmacılarından biridir. Strabon, Geographika adlı yapıtının 13. cildinde, bugünkü Polatlı yakınlarında Sakarya Nehri’nin çevresinde yer alan antik yerleşim yerleri, kalıntıları ve bölgenin diğer önemli yerleşim yerleri ve coğrafi noktaları hakkında önemli bilgiler vermiştir: Pessinos dünyanın o kısmındaki en büyük ticaret merkezi olup, büyük saygı gören Tanrılar Anasına ait tapınak buradadır. Ona Agdistis derler. Eski devirlerde rahipler aynı zamanda hükümdardı ve rahipliğin sağladığı nimetleri onlar biçiyorlardı. Fakat şimdi ticaret merkezi hâlâ ayakta durduğu halde rahiplerin yetkileri çok azalmıştır. Kutsal bölge, Attaloslar tarafından kutsal bir yere yakışacak şekilde, bir tapınak ve beyaz mermerden portikler ilave edilerek yapılmıştır. Romalılar tıpkı Epidauros’daki Asklepios’a yaptıkları gibi, Kybele’nin kehaneti doğrultusunda oradaki tanrıçanın heykelini almak üzere girişimde bulunarak tapınağı ünlü kılmışlardır. (Strabon, 1993: 48-49 [C 568]) Günümüzde Eskişehir-Ankara karayolundan, Sivrihisar-Günyüzü yoluna sapılarak ulaşılan Ballıhisar, antik geçmişin kutsal şehri Pessinus’tur. Strabon, bu kentle ilgili olarak, günümüzde de bilinen bazı bilgileri teyit eden açıklamalar yapar. Pessinus, Gordion antik kentine yaklaşık 30-35 km. uzaklıkta, Ana Tanrıça Kybele inanışının Anadolu ve eski dünya coğrafyasında en kutsal merkezi sayılan çok önemli bir kenttir. 223 Polatlı Çevresinde Yapılan Arkeolojik Nitelikli Kazılar ve İlgili Diğer Bilimsel Çalışmalar Strabon, Geographika’da bu bölgeyi, Kybele’nin adını aldığını iddia ettiği Kybelon Dağı’nı ve Dindymenê ülkesi de denen Dindymon Dağı’nı; Sangarios Nehri kıyısında yaşamış olan Friglerin kralı Midas ile ondan daha eski dönemde hüküm sürmüş olan Gordias’a gönderme yaparak tanıtır. 19. yüzyılda Gordion antik kentinde ilk kazıları yapan Körte Kardeşler de bu antik kenti, Strabon’un bu anlatımlarından yola çıkarak belirleyebilmişlerdir. Günümüzde, Gordion’un Yassıhöyük’te bulunan antik yerleşim olduğuna ilişkin en temel veri Strabon’u kitabından elde edilmiştir. Bilindiği gibi bölgede yapılan kazılarda bugüne dek Gordion’a dair yazılı hiçbir kanıt bulunamamıştır: Kybele’nin ismini Kybelon dağından aldığı gibi, Dindymenê ülkesi de ismini üst tarafındaki Dindymon dağından almıştır. Yakınında Sangarios nehri akar; ve bu nehrin üzerinde eski phrygialılara, Midas’a, hatta kendi devrinden önce yaşamış olan Gordios’a ve diğerlerine ait iskan kalıntılarına rastlanır, fakat bu izler kentlere ait olmayıp, büyükçe köyler niteliğindedir; örneğin, Saokondarios’un oğlu Kastor’un kralî ikâmetgahı olan Gorbeus gibi; burada Kastor’un kayınpederi Deitaros, Kastor’u ve kendi kızını öldürmüş ve kaleyi yıkarak hemen hemen bütün kenti harap etmiştir. (Strabon, 1993: 48-49 [C 568]) Strabon’un, kızı ile damadı Kastor’u öldürdüğünü söylediği Deitaros, efsanevi bir kişilik olan Galatya Kralı Deitaros’tan başkası değildir. Ancak, Roma İmparatorluğu ile Galatlar’ın ilişkileri ve Galatlar’ın kendi iç ilişkilerindeki çekişmelerden ötürü, Kastor, (Galatlar’ın Tektosag boyundan) kayınpederi Deitaros ile ciddi bir sürtüşme yaşamış, bu nedenle de yine kayınpederinin Gorbeus’a (Gölbaşı, Oğulbey) yaptığı saldırı sırasında öldürülmüştür (Kaya, 2005: 143). Strabon’un burada, Deitaros ile damadı Kastor arasında Gorbeus’ta yaşanan çatışmayı eserine aktarırken amacı, kendi devrinde Gordion’un eskiden olduğu gibi artık büyük bir şehir değil, tıpkı Gorbeus gibi küçük bir kasaba haline geldiğini anlatmaktır (Kaya, 2005: 248). Strabon’dan yüzyıllar sonra Polatlı çevresinde Avrupa devletlerinden bölgeye bazı oryantalistlerin gezileri olmuş, bu gezilerde sadece gezginlerin geçiş güzergahı üzerinde bulunan ve bölgenin onlarda iz bırakan önemli buldukları yerleşim noktaları anlatılmıştır. Örneğin Fransız 224 Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Sevgisunar arkeolog ve gezgini Charles (Felix-Marie) Texier de (Texier, 2002) Birleşik Krallık’tan Anadolu’ya görevli gelmiştir. Bölgede benzer nitelikte bir gezi yapan Ramsay de (Ramsay, 1961) gezilerini kitap haline getirebilmiş önemli oryantalistlerdendir. Texier, (2002: xi) Fransız hükümeti tarafından görevlendirilerek, ilki 1833, ikincisi ise 1843 yılında başlayan ve birkaç yıl süren seyahatler, incelemeler yapmış ve izlenimlerini 1862-1882 yılları arasında yayınlamıştır. Türkçe’ye Küçük Asya adıyla iki cilt olarak çevrilen kitabın birçok bölümünde Frigya ve Frigler ile Gordius ve Gordion ile Midas, ayrıca Galatlar ve Galatya ve o döneme ilişkin bilgiler açısından özellikle II. ciltte oldukça yoğun bilgi vardır. Örneğin, anılan cildin 268. sayfasında “Yabancı Hakimiyeti” başlığı altında bölgeyi anlatan şu bilgiler yer almaktadır: İranlıların Küçük Asya’ya akınları sırasında Kserkses’in (Xérxès)’in ordusu, Kızılırmak nehrini geçerek Frigya’ya girdi ve Dinar (Célaenae) şehrini karargah olarak seçti. Buradan Sart (Sardes) üzerine yürüyerek ele geçirdi ve yağma etti. İran İmparatorluğu sınırlarının içinde olan Frigya sahası, Hellespont satraplığına bağlı tutuldu. Dinar şehri, bu tarihte şöhretini muhafaza etmiş ise de diğer Midaion (Midaeum) ve Gordiyon (Gordium) gibi başkentler, zamanla unutularak son bulmuşlardır. Ramsay’in kitabında (1961: 262) ise farklı bölümlerde incelediğimiz bölgeden söz eden bazı açıklamalara rastlanmaktadır. Örneğin, Polatlı ilçe merkezine 3 km. uzakta bulunan Basri Köyü’ne dair önemli bilgiler içeren paragraf bu açıklamalardan biridir. Açıklamaya göre köyde Roma askeri lejyonlarından biri bulunmaktaydı. Bugün, köyün camisinin bahçesinde bulunan bazı mermer sütun ve yapı parçaları bu bilgileri doğrulamaktadır: Basri’de bulduğum ve C.I.I. III e zeyl olarak 6870 numarayla intişar edecek olan bir kitabe 235-8 senesinde belki de “Basri”de yerleşmiş bir tabur Roma askeri tarafından Julius Maximus Caesar’a ithaf edilmiştir. Bir askerî karargâhın bir Roma yolu üstünde olması lâzımgelir: daha başka kitabeler Basrînin eski bir şehre yakın olduğunu göstermektedir. Bunun da Vinda olduğu aşikardır. (Ramsay, 1961: 262) 225 Polatlı Çevresinde Yapılan Arkeolojik Nitelikli Kazılar ve İlgili Diğer Bilimsel Çalışmalar Bölgenin antik dönem tarihinin en önemli şehirlerinden biri olan Gordion’un bu bölgenin neresinde olduğu konusu ise, Avrupa’da arkeologlar başta olmak üzere antik çağlara ait bilgilerle ve dillerle uğraşan neredeyse bütün bilim insanlarının ilgisini çekmiştir. Alman dilbilimci Alfred Körte ile arkeolog kardeşi Gustav Körte de bazı antik dönem efsanelerine konu olan Frig devletinin başkentini ortaya çıkarmak niyetindeydiler. Daha önceki çalışmalarıyla bu bölgeyi tespit etmişlerdi. Arkeologlar, 1900 yılında ise Sultan Abdülhamit başta olmak üzere ilgili bütün yetkililerinden izinler alarak bölgedeki incelemelerini ve arkeolojik amaçlı kazı çalışmalarını tamamladılar (Körte, Gustav ve Körte, Alfred, 1904). 1904 yılında kazı ve çalışmalarının sonuçlarını kazılara katılan diğer araştırmacıların da katkılarıyla 1904 yılında bir rapora ve kitaba dönüştürdüler. Kitabın önsözünde (Körte, Gustav ve Körte, Alfred, 1904: viii) kazıya ilişkin çok önemli bilgiler verdiler. Önsözde, Osmanlı devletinin arkeolojik çalışmalar direktörü, aynı zamanda İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü olan [Osman] Hamdi Bey’den ve kardeşi Dr. Halil Edhem Bey’den bahsedilmektedir. Aynı önsözden Gordion’daki kazıda görevlendirilen Türk hükümet görevlisinin adının “Ahmed Feridun Bey”, kazıdaki zaptiye başının adının ise Körteler’in yazımıyla “Tefvik Ağa” olduğu öğrenilmektedir. Avrupa’dan Osmanlı topraklarına gelen bu araştırmacılar, bütün yaptıklarını ve neler yaşadıklarını bilimsel raporlarla kayıt altına aldılar. Bu kayıtlar, biraz dikkatli incelendiğinde bize göre yeniden bazı karşılaştırmalar yapmanın bir gereklilik olduğuna işaret ediyor. Örneğin, Gordion bölgesinde o günlerde gerçekten kaç höyük kazıldığı, kazılar sonucunda bulunan obje ve bulguların neler olduğu, bunların eksiksiz listelerinin olup olmadığı, bunlardan hangilerinin hangi yazışmalar sonucunda verilen izinlere bağlı olarak yurt dışına çıkarıldığı soruları ayrıca araştırılıp netleştirilmesi gereken önemli sorulardır. Körte kardeşlerin raporlarındaki bilgiler bir yana, sadece kazılar sırasında çekilen fotoğraflar bile, Almanların 20. yüzyılınilk yıllarında, Frig uygarlığı ile ilgili birçok yeni bilgi ve gerçeğe bu kazılar sonucunda zaten ulaşmış olduklarını ortaya koyuyor. Ancak bu araştırmacıların yaptıklarını Osmanlı Devleti nasıl kayıt 226 Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Sevgisunar altına almış? Devlet bu konuya nasıl yaklaşmış? Bunların netleştirilmesi gerekmektedir. Bu verilerin elde edilmesi için ise Başbakanlık Devlet Arşivleri’nde ciddi bir arşiv araştırması yapılması şarttır. Körte Kardeşler, Gordion kentini bulmak için Ankara Vilayeti’nde yapacakları kazılar için Osmanlı devletine başvurdukları andan itibaren, Osmanlının devlet yazışmalarında yer almışlardır. Yapılan araştırmada Devlet Arşivleri’nin Osmanlı Arşivleri bölümünde bu konuda birkaç belgeye ulaştık. Söz konusu belgelerin önce Osmanlıcalarının yazılımlarının doğru okunarak çözümlerinin yapılması, sonra da anlaşılır bir hale getirilerek Türkçe’ye çevrilmesi gerekmektedir. Aşağıdaki belge içeriği ve diğer bütün örnekler bu yöntemle incelenmiştir. Bu belgelerden ilki, Körte Kardeşler’in Osmanlı devletine arkeolojik kazı yapabilmek için yaptıkları izin başvurularına verilen yanıtı içermektedir: teksire-i maruzat suretidir Almanya’da Rustok darülfünunu muallimlerinden profesör gustav körte nam zatın Ankara ve Eskişehir demir yolu güzergahında beğlik köprü mevkii kurbünde kain pepi (?) karyesi civarında bulunan gordiyon ismindeki şehr-i kadim mahalline tayini için asar-ı atika nizamnamesi ahkamına tevfikan hafriyat icrası arzusunda bulunduğundan bahisle iktiza eden ruhsatnamenin tastir ve itası Almanya sefaretinden istida olunması üzerine tetkikat-ı lazıme lede’l-icra hafriyat-ı mezkurenin icrasında mahzur olmadığı işar-ı mahalliden anlaşıldığı ve esna-yı hafriyatta bulundurulacak komserin maaş ve harcırahı … hin-i mübaşeretinde müze-i hümayunca lazım gelenlerden talep edileceği cihetle vazife akçesi olarak 20 aded Osmanlı altını ile ruhsatname harcı mezuniyet-i resmiyyenin hin-i itasında alınmak … ruhsat-ı mülukanenin itası hususunda luzüm-ı istizanına dair Maarif Nezareti celilesinin tezkiresi arz ve takdim olunmuş olmakla olbabda her ne vecihle irade-i seniyye hazret-i hilafetpenahi şerefsunuh ve sudur bulurulursa hükm ü celile nezaret-i … beyanıyla mezkire-i senaveri terkim kılındı efendim 11 muharrem 318 227 Polatlı Çevresinde Yapılan Arkeolojik Nitelikli Kazılar ve İlgili Diğer Bilimsel Çalışmalar 27 nisan 316 sadrıazam Rıfat (Başbakanlık Osmanlı Arşivleri −BOA−. Maarif Vekaleti, Dosya No: 506, Gömlek No: 1, Belge 3, Tarih: 3/S/1318) Belgedeki metnin transkribe edilmiş hali günümüz Türkçesine çevrildiğinde ortaya şöyle bir metin çıkmaktadır: Teskire-i maruzat suretidir Almanya’da Rustok [Rostock] Üniversitesi hocalarından Profesör Gustav Körte adlı kişinin Ankara ve Eskişehir demiryolu hattı güzergâhında Beylikköprü mevkii yakınlarında, Pebi Köyü civarında bulunan Gordiyon ismindeki eski şehir [antik şehir] olarak belirtilen bölgesine [yöresine] gidebilmesi için asar-ı atika [eski eserler] tüzüğü hükümlerine uygun olarak [arkeolojik] kazı yapmak arzusunda bulunduğundan bahisle, lazım gelen ruhsatnamenin verilmesi ve yazılması Almanya Büyükelçiliği’nden dilekçe ile istenmesi üzerine lazım gelen hafriyatın yapılması sırasında adı geçenin icrasında sakınca olmadığı yerel [birimlerden gelen] yazıdan anlaşıldığı ve hafriyat esnasında bulundurulacak kom[i]serin maaş ve harcırahı … işe başlama sırasında alınması Padişah Müzesi’nce [İstanbul Arkeoloji Müzesi] lazım gelenlerden istenileceğinden bahisle görev parası olarak 20 adet Osmanlı altını ile ruhsatname harcının [parası] resmi izin verilmesi anında alınması … Padişah ruhsatının (izni) verilmesi konusunda izin istenmesine dair Maarif Bakanlığı izin kâğıdı takdim olunmuş olmakla birlikte her ne şekilde yüce hazret hilafetin koruyucusu şereflendiren ve sadrazam bulunulursa [bulunsun] yazışmanın gerektirdiği gözlemin [yapılması] … bildirimiyle adı geçenle ilgili [yazı] yazıldı efendim. Sadrazam Rıfat. Bu yazışmadan Körte Kardeşler’in istediği padişah izninin verildiği, kazı komiseri için yolluk ile görev parası olarak 20 Osmanlı altını alındığını anlaşılmaktadır. Yine yazışmaya göre, kazı komiserinin yapılan hafriyatın Asar-ı Atika Nizamnamesi’ne uygun yapılıp yapılmadığını izleyeceğini ve olaya nezaret edilirken her ne şekilde olursa olsun uygun olmayan bir duruma (tüzüğü ihlal eden bir duruma) müdahale edileceği bildiriliyor. Küçük notlar halindeki diğer bir yazışmada ise daha çok yazılı ola- 228 Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Sevgisunar rak elde bulunan kazı izin raporunun gereği olarak kazı komiserine yapılması istenilen ödemenin devlet kurumlarından aksatılmadan yapılması istenmektedir: “şerefsadır olan irade-i seniyye-i cenab-ı hilafetpenah-i bebla-ı … suretidir … olup … manzuruali buyurulan işbu tezkire-i sami-i sadaretpenahileri üzerine mucebince irade-i seniyye-i cenab-ı hilafetpenahi şerefmüteallik buyrulmuş … ol-babda emr ü ferman hazreti men lehül emrindir 2 muharrem 318 6 mayıs 316 Bu notta ise kazı komiseri için gereken paranın hangi kurumdan bulunması gerektiği açıklanmıştır: …suretleri balada muharrer tezkire-i maruza ve şerefsudur olan irade-i seniyye-i cenab-ı hilapetpenahiyi meblağı … mucebince maarif nezareti celilesinden icabının … 23 muharrem [318] 9 mayıs 316 506/1 Yazılı metni günümüz Türkçesine dönüştürdüğümüzde padişah emrini içeren yazılı talimatta belirtilen para miktarının ödemesinin Maarif Bakanlığı Dairesi’nden gereğinin yapılmasının istendiği ortaya çıkıyor. Körte Kardeşler’in hafriyat kazıları ile ilgili diğer bir belgede ise gereken izni aldıkları için yapılacak hafriyat konusunda Körte Kardeşler’e gereken kolaylığın gösterilmesi isteniyor. Söz konusu belge üzerinden doğrudan çözümleme yaptığımızda ortaya çıkan metin aşağıdaki gibidir: Dahiliye mektubi kalemi Almanyada Rostok [Rostock] ve Garaikvaled [Greifswald] darülfünunları muallimlerinden doktor Gostav Körte ve Alfred Körte namlarındaki zatların vilayet-i celile canib-i asıfaneleriyle Hüdavendiğar ve Konya ve Ankara vilayetleri dahilinde geşt ü güzar edeceklerinden bahisle canib-i sefaretten vaki olan … vecihle haklarında teshilen lazıme ifası zımnında tevcihname itası hususuna Hariciye Nezareti celilesinin işarı üzerine bi’l- 229 Polatlı Çevresinde Yapılan Arkeolojik Nitelikli Kazılar ve İlgili Diğer Bilimsel Çalışmalar istizan irade-i seniyye-i hazret-i padişahi şerefmüteallik buyurulduğu 12 Nisan 316 tarih ve 424 numaralı tezkire-i samide ibna ve mezkur vilayetlere tebliğat ifa olunmasıyla oracada bir … emr ü ferman-ı hümayun cenab-ı mülukane muktezasının ifa buyurulmuş … olbabda (Başbakanlık Osmanlı Arşivleri −BOA−. Dahiliye Nezareti, Dosya No: 2340, Gömlek No: 136, Belge 2, Tarih: 4/M/1318) Yukarıda bibliyografik kimliği verilen belgenin günümüz Türkçesine uyarlanması sonucunda ise aşağıdaki metin ortaya çıkmaktadır. Belgelerde bazı sözcüklerin yanlış okunduğu görülmüş, metinlerde doğru sözcükler kullanılmıştır: İçişleri yazı işleri kalemi Almanya’da Rostock ve Greifswald Üniversiteleri hocalarından doktor Gustav Körte ve Alfred Körte adlarındaki kişilerin vilayet yazılarında yanlarındaki gündelikçi işçileriyle birlikte Bursa ve Konya ve Ankara vilayetleri dahilinden geçeceklerinden bahisle Büyükelçilik tarafından gelen (gönderilen) [talep/talimata] … uygun şekilde lazım olan kolaylığın gösterilmesi için görevlendirme [yazılı belge, asker yada koruma gibi] verilmesi konusuna Dışişleri Bakanlığı’nın yazılı bildirimi üzerine ulu şerefli hazreti padişahın buyruğuna ilişkin 12 Nisan 316 (25 Nisan 1900)[tarih] ve 424 numaralı sadrazamlık makamından gelen tezkerede adı geçen vilayetlere tebligat ifa olunmasıyla oraca da (orası da) [tezkeredeki talimatı] [her neresiyse oraya da yazılmış gibi] uyulmasını ve vazife olarak görülüp yerine getirilmesi buyurulmuştur. Belge, Körte Kardeşler’in yapacakları kazılar süresince kendi ülkelerinin büyükelçiliği eliyle Osmanlı devletinden bekledikleri destekleri ifade eden bir yazıdır. Bu konudaki diğer bir belgede ise Alfred ve Gustav Körte Kardeşler’in alanlarında uzman olup olmadıkları yaptıkları işe olan hakimiyetlerinin izlenmesi talimatı vardır: Maarif Nezareti Celilesine Devletli efendim hazretleri Ankara demiryolu üzerinde beylik köprü civarında asar-ı atika tahrisi zımnında hafriyat icrasına alm-i asar-ı atika mütehassıslarından Almanyalı Doktor Körte ve … mezun olup, olmadıklarının ve mezun bulundukları 230 Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Sevgisunar halde, suret-i derece mezuniyetlerinin sub-ı sami nezaretpenahilerinden lüzum-ı istiza rey-i Anadolu demir yolu ser-komserliğinin işarı üzerine demiryolları idaresinden ifade kılınmış olmakla ol-babda emr-ü ferman hazret-i men-lehül mezkur 27 Muharrem 1318 13 Mayıs 316 Ticaret ve Nafia Nazırı” (Başbakanlık Osmanlı Arşivleri −BOA−. Fon Kodu: MF. MKT., Maarif Nezareti, Dosya No: 509, Gömlek No: 17, Belge 2/3, Kayıt No: 35424, Tarih: 18/S/1318) Yukarıda da belirtildiği gibi Körte Kardeşler’in konularında uzman olup olmadıkları devlet kademeleri tarafından merak ediliyordu. Bu merak neyin sonucuydu? Yazışmalarda bunu göremiyoruz. Ama bu şüphe Osmanlı topraklarında yapılan bütün çalışmaların en azından pratikte izlendiğini, ancak bu izlemenin siyaseten bir izleme düzeyinde kaldığını göstermektedir: “Maarif (Millî Eğitim) Bakanlığı Yazı İşlerine Devletli efendim hazretleri Ankara demiryolu üzerinde Beylik Köprü civarında içinde eski eserler bulunan [Höyükte] kazı yapılmasına eski eserler uzmanlarından Almanyalı doktor Körte ve …[nin] yetkili olup olmadıklarının ve yetkili iseler mezuniyet (yeterlilik) derecelerinin gözleme dayalı olarak aydınlatılması gereği Anadolu Demiryolu Baş komiserliğinin yazılı bildirimi üzerine demiryolları idaresinden ifade edilmiş… 27 Mayıs 1900 Ticaret ve Bayındırlık Bakanı Yukarıdaki belgelerin incelenmesiyle birlikte, gerçekte Körte Kardeşler’in Gordion antik kenti ve çevresinde yaptıkları kazıların Osmanlı devleti yazışmalarına nasıl yansıdığını artık daha net görünebilmektedir. Ayrıca bu yazışmaların geçtiği dosyaların içinde çok sayıda kısa yazışmalar da mevcut. Ancak bu yazışmalar, Körte Kardeşler’in Gordion kentinin teşhis edilmesine ilişkin hafriyat çalışmalarının Osmanlı gözüyle algılanışını da ortaya koyuyor. Fakat bu belgelerin bibliyografik künyeleri diğer 231 Polatlı Çevresinde Yapılan Arkeolojik Nitelikli Kazılar ve İlgili Diğer Bilimsel Çalışmalar belgelerin dosyaları içindedir. Ankara Vilayeti’nde bu konuda yapılan yazışmalara bakıldığında birkaç not göze çarpmaktadır: “Müze-i hümayun müdiriyeti aliyyesine tevdi kılındı 15 Mayıs 316 hükmü irade-i seniyye hazret-i hilapetpenahiye tevfikan hafriyat-ı mezkurenin icrasına müsaade olunmasının ve … hafriyeye nezaret etmek üzere müze-i hümayun memurlarından inayetlü ahmed Feridun bey komser tayin olunarak … şer ile yola çıkarılacağından hakkında teshilen itasının telgrafla Ankara vilayet-i celilesine işarı buyurulması ve vazife akçesiyle ruhsatname harcının dahi Almanya sefaretinden talep ve istiza edilmesi iktiza eder ol-babda emr ü ferman hazret-i menlehül mezkur 15 mayıs 316 acilen Bir bilgi notu olan belgenin transkripsiyonu ve günümüz Türkçesine uyarlanmış özet hali ise şöyledir: Padişah Müzesi Müdüriyeti makamına[yazılan] … müze memurlarından gayretli ve çalışkan Feridun Bey komiser tayin olunarak yola çıkarılacağından işinin kolaylaştırılarak Ankara vilayet yazı işlerine telgrafla haber verilmesi vazife akçesiyle ruhsatname harcının Almanya Büyükelçiliğinden istenmesi … acilen. Yukarıda belirtilen telgrafın çekildiğine ilişkin notta ise şu bilgiler vardır: Telgraf İmzalar ali Tarih 21 mayıs 316 Maarif nezareti celilerine 20 mayıs 316 komiser Feridun bey bilmüvasele hakkında irade-i teslilen olunmuş mahalline tebliği edilmiş ve kendisi de niyet eylemiş olmağla (olmakla) 21 mayıs 316 Ankara vali vekili Feridun Bey’in maaş ve harcırahının verilmesiyle ilgili olarak Ankara Vilayeti’nden gelen yazışmanın gereği lazım olanların yapılmasını isteyen bir not: 232 Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Sevgisunar Komserin maaş harcirahına müteaalik muamale dahi ifa ve istikmal kılınmakla meclis-i maarifin kararı vecihle Ankara vilayeti celilesinin tebliğat-ı lazime icrası … rey ve idare-i aliye hazret-i nezaretipenahileridir ol-babda emr ü ferman men lehül mezkur 29 mayıs 316 Mektubi kalemi 20 mayıs 316 Vürudu 1 haziran 316 Aziz bey İncelenen diğer bir notta ise Ankara Vilayeti’ne çekilen telgrafta Meclis kararı var. 18 Mayıs 316’da alınan ruhsatnameye bağlı olarak Feridun Bey’in işleri için kolaylaştırıcı olunması bildiriliyor. meclis kararı Ankara vilayetine telgrafname 18 mayıs 316 ruhsatname makam-ı vilayet derdest … komiseri Feridun bey beğlik köprü hakkında teshilat icrası … yazılmıştır 20 mayıs 316 Ankara Vilayeti’nden konuyla ilgili olarak yapılan yazışmalara ise dönemin Ankara Vali vekilinin aşağıda metni verilen telgrafı örnek gösterilebilir: Telgraf İmzalar ali Tarih 21 Mayıs 316 Maarif Vekaleti Celilelerine 20 Mayıs 316 Komiser Feridun Bey bilmüvasele hakkında irade-i teslilen olunmuş mahalline tebliği edilmiş ve kendisi de niyet eylemiş olmağla (olmakla) 21 Mayıs 316 Körte Kardeşler’in kazı çalışmalarına ilişkin incelenen en ilginç evraklardan biri de, araştırmacıların kazı mahalindeki bütün hal ve hareketlerinin yine onlara sezdirilmeden izlenerek normal sayılmayacak ya da uygun olmayan tavır ve gelişmeler yaşandığı takdirde hemen ilgili yerlere hemen bilgi verilmesini isteyen istihbari nottur: 233 Polatlı Çevresinde Yapılan Arkeolojik Nitelikli Kazılar ve İlgili Diğer Bilimsel Çalışmalar “Aydın vilayeti celilesi risalet aliyyesine ve hüdavendigar vilayet aliyesine ve Konya ve Ankara vilayet-i celilesine, 4 muharrem 318 20 nisan 316 diğer tahriratla teveccüh olunan Rostok ve Garaikvaled darülfununları muallimlerinden doktor Gustav Körte ve Alfred Körte nam zatların orada bulundukları müddetçe hal ve hareketleri kendilerine sezdirilmeksizin 29 teşrinievvel 314 tarihli tebliğat mucebbince nazar ve kande bulundukları ve muğayir dahi halleri görüldükde heman şifre ile malumat ita buyurulması maruzdur ol-babda Yukarıdaki belge incelemelerinden açıkça anlaşılmaktadır ki, Osmanlı devletinin İstanbul Arkeoloji Direktörlüğü dışında herhangi bir devlet biriminin ne Frigler’den ne de Körte Kardeşler’in hafriyat sırasında hangi bilgilere, ne tür objelere ulaştıklarından −görevlendirilen komiser Feridun Bey’in raporları dışında− haberleri yoktur. Konu hakkında sadece yazışma üzerinden haberleri vardır. ABD’li araştırmacılar kazı için başvurana dek uzun yıllar boyunca da bu durum böyle kalacaktır. Söz konusu raporlar ise muhtemelen İstanbul Arkeoloji Müzesi Arşivi’nde bulunmaktadır ya da Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’ne devredilmişlerdir. Ancak, araştırma süresince bu konudaki yazışmalardan başka herhangi bir bulguya ulaşılamamıştır. İncelediğimiz belgeler özellikle o dönemlerde Ankara gibi taşra sayılan vilayetlerde Cumhuriyet öncesi arkeolojik nitelikli kazılar konusunda, devlet yazışmalarının olmadığı şeklindeki yaygın kanıyı tartışmasız bir biçimde ortadan kaldıracak niteliktedir. Polatlı ve çevresini inceleyen Cumhuriyet dönemi araştırmacıları arasında adı bilinmeyen, çalışmaları yayımlanamayan bazı kişiler de var olabilir. Ancak, o dönemi yalnızca yayını gerçekleştirilebilen araştırmalar üzerinden değerlendirebiliyoruz. Adı günümüzde pek duyulmamış, ancak yerel anlamda önemli konularda veriler toplayan ve bunları bilimsel yapıtlara dönüştürebilen, Cumhuriyet döneminin önemli araştırmacılarından biri, belki de ilki, Avni Candar’dır. 234 Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Sevgisunar Candar, 1937 yılında kaleme aldığı Anadolu Cografya Lûgatı Sınaçları 1: Ankara başlıklı çalışmasında bölgenin o dönemdeki coğrafi adlarını tespit ederek bu adlar üzerinde kendi üslubuyla, “Türkolojik, sosyolojik ve arkeolojik tespitlerde bulunmaktadır”. Anılan kitapta yapılan değerlendirmeler, günümüz bilgi disiplinleri açısından yeniden ele alınmayı gerektirse de, çok bilinmeyen, hatta anılan kitapta anlatıldığı halleriyle günümüzde izi bile kalmayan bazı yerleşimleri, önemli antik dönem kalıntılarının varlığının haberini vermekte, yerlerin adlarını ve daha birçok önemli bilgileri günümüze taşımaktadır. Candar’ın (1937) kitabında Polatlı ve çevresine ilişkin çok sayıda yer adı saptanmıştır. Alfabetik olarak, anılan kitapta coğrafik adının yanı sıra antik kalıntı ve harabelerin olduğu açıklanan bazı noktalar şunlardır: Ahmetli Harabesi (s.12), Çile Dağı (s. 20; 37), Arap Köprüsü Değirmeni (s. 22), Basrikale Tepesi (s. 29), Bebi Köyü (s. 30), Beldede ziyareti (s. 31), Beştepeler (s. 31), Bozhöyük (s. 32), Çal Baba Tepesi (s. 34), Çanakçı Kalesi (s. 35), Çokviran (s. 38), Dedeler (s. 38), Eski Polatlı (s. 43), Giyecekpınar (s. 46), Hacı Doğrul Türbesi (s. 48), Hamam Pınarı (s. 51), Yassı Höyük (s. 53, s. 89), Kale (Çile Dağı doğusu Germeç güneyi, harabe) (s. 56), Kara Ahmed Tekkesi (s. 57), Karaca Ahmed Türbesi (s. 58), Karahöyük (s. 59), Karakaya (s. 59), Karatepe (s. 61), Kara Yanik Çeşmesi (s. 61), Karayavşan (s. 61), Kilise (Abdülkerim-Babayakub arasında Roma otel ve harabeleri) (s. 65), Kızılcakışla (s. 66-67), Kızlarini (höyük ve mağara) (s. 67), Polatlı (s. 77), Tırkazlar (K. Abdülkerim-Babayakub köyleri arasında in ve harabeler; burada bir Roma otelinin restoresi pek kolay enkazı var) (s. 83), Uyuz Hamamı (s. 85), Ziyaret (Karakavak Dağı’nda yatır) (s. 91). Avni Candar’ın bölgedeki çalışmalarının yanı sıra, ilçeyi farklı açılardan inceleyen ve ele alan başka bilimsel çalışmalar da yapıldı. Örneğin tıpkı Avni Candar’ın yapıtı gibi, sadece bir cilt olarak yayımlanabilen, geriye kalan bölümleri ise yayımlanamayan Türkiye Kılavuzu: Coğrafya-TarihEkonomi-Ticaret-Tarım-Kültür-Sosyal ve Turistik Bakımlardan [1946]: Cilt I de Polatlı İlçesi üzerinde eserin hazırlandığı döneme ait ciddi bilgiler içermektedir. Ancak, Candar’ın çalışmasını dönemin diğer çalışmalarından 235 Polatlı Çevresinde Yapılan Arkeolojik Nitelikli Kazılar ve İlgili Diğer Bilimsel Çalışmalar ayıran en önemli özelliği, araştırdığı coğrafyanın salt yerleşim yerlerini değil, tüm önemli noktalarını bizzat kendisinin gezerek tespit etmiş olmasıdır. Candar, çalışmalarında kendisinin doğrudan tespit etmediği ve başkalarından aktarma bilgilere pek yer vermemiştir. Gordion antik kentinde, Körte Kardeşler tarafından yapılan ilk arkeolojik kazıların Osmanlı devleti döneminde gerçekleştirildiğini Devlet Arşivleri’nden ulaştığımız diğer belgeler üzerinden çalışmanın diğer bölümlerinde ayrıntılı olarak ele alınmıştı. Prof. Dr. Rodney S. Young’un Türkiye Cumhuriyeti devletine yaptığı kazı başvurusuna dek Gordion’da Körte Kardeşler’den sonra, uzunca bir süre arkeolojik içerikli başka bir çalışma yapılmamıştır. 1923 yılında Türkiye’de Cumhuriyet kurulduktan sonra Gordion antik kentinde yapılan arkeolojik nitelikli kazılar ile bu kazılarda elde edilen objelere ilişkin devlet yazışmalarına ulaşmak o dönemde başlatılan ve bugün de sürdürülen kazılarda yapılanlara ve yaşananlara açıklık getirecektir. İşte bu nedenle Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’ndeki araştırma çalışmalarımızı sürdürdük. Söz konusu kurumun Ankara’da bulunan Cumhuriyet Arşivleri bölümünde konuya ilişkin olarak ilgili literatürde yer almayan üç adet yeni belgeye ulaştık. Belgeler, düzenlendikleri dönem itibariyle (1949, 1954, 1958) ilgili yönetmelik gereği kurumlarının arşivlerinden Devlet Arşivleri’nin Cumhuriyet Arşivleri bölümüne aktarılmışlardır ve bu belgeler bilimsel nitelikli bir çalışmada ilk kez kullanılmaktadır. Belgelerin içerikleri, üzerlerinde bulunan dikkate değer diğer bilgiler, söz konusu kazılarda ve o süreçte çevrede yaşananlara az da olsa açıklık getirecek niteliktedir. Bu konu ile ilintili çalışmalar yapacak olan bazı araştırmacılara da katkı sağlayabilecek niteliktedir. Belgelerden ilki, 8 Eylül 1949 tarihinde düzenlenmiştir (BCA, Fon Kodu: 30..18.1.2., Yer No: 120.67..15., Dosya No: 76-1393, Sayı:3/9854. Tarih: 8/9/1949). ABD’nin Pennsylvania Üniversitesi profesörlerinden Prof. Young, Gordion antik kentinde yapmak istediği arkeolojik kazılar için Türkiye Cumhuriyeti devletine resmi başvurusunu yapmış ve kendisine verilecek resmi yanıtı beklemektedir. Bu tarih ilginçtir; II. Dünya 236 Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Sevgisunar Savaşı galiplerinden bir ülke olarak ABD’nin, o tarihlerde Türkiye üzerinde yoğunlaştırdığı etkinlik kurma çalışmalarından sonuç almaya başladığı dönemin başlarına karşılık gelmektedir. Prof. Young’un başvurusunu dönemin hükümeti karar altına alarak gerekli kazı iznini verir. İçişleri Bakanlığı’nın konuya ilişkin oluru ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın 13 Ağustos 1949 tarih ve 2527 sayılı yazısını da temel alarak söz konusu başvuruya resmi izni içeren belgeyi başta Cumhurbaşkanı İsmet İnönü olmak üzere, Başbakan Şemsettin Günaltay ve diğer hükümet üyeleri imzalayıp konuyu resmileştirerek bir devlet kararı haline getirirler (Başbakanlık Muamelât Umum Müdürlüğü Kararlar Müdürlüğü Karar Sayısı 3/9854). Söz konusu izin, bölgede Körte Kardeşler’in ardından ikinci resmi kazı çalışması iznidir. Belgenin imzalanmasının ardından Prof. Young’un başkanlığında Türkiye Cumhuriyeti arkeologlarının da aralarında yer aldığı etkili bir çalışma ekibi kurulur (Tezcan, 2006) ve Gordion antik kenti kalıntıları ile bu bölgede sayıları yüzü aşkın Frig tümülüsünün bazılarında arkeolojik kazı başlatılır. Özellikle tümülüslerin en büyüğü olan ve bu nedenle Midas Tümülüsü olarak anılan tümülüste yapılan kazı çalışmaları sona erdiğinde arkeolojik açıdan çok önemli sonuçlar elde edilir. Bu tümülüsteki ahşap mezar odasından Frig uygarlığına ait çok sayıda antik obje çıkartılır. Ulaşılan eserler dünyada Frig uygarlığının tanıtımı konusunda elde edilen en seçkin ve kıymetli eserlerdir. O yıl Gordion kazılarına katılan Türk arkeologlardan biri de Burhan Tezcan’dır. Tezcan, kazı başkanı Prof.Young’un resmi olarak yardımcısıdır. Olaydan yıllar sonra Tezcan, kendisiyle yapılan bir söyleşide bu konuyu şu tümcelerle anlatmıştır: Ben Hacıtuğrul Höyük’ten önce uzunca bir süre Gordion’da çalıştım. İlk 1950’de başladım çalışmaya. Bana da bir çukur verdiler. MM adı verilen Midas’ın Tümülü’nün açılışında bizzat çalıştım… (Tezcan, 2006: 31) T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi bölümünde ulaştığımız ikinci belge, yukarıda belirtilen kazılar sonucunda Gordion’da elde edilen bazı objelerle ilgilidir. T.C. Başvekalet 237 Polatlı Çevresinde Yapılan Arkeolojik Nitelikli Kazılar ve İlgili Diğer Bilimsel Çalışmalar Kanunlar ve Kararlar Tetkik Dairesi’nin 4/3732 karar sayılı belgesine göre (BCA. Fon Kodu: 30..18.1.2., Yer No: 137.84..4., Dosya No: 76-1393, Sayı: 37324. Tarih: 15/10/ 1954.) Osmanlı devleti döneminde çıkartılan “Asar-ı Atika Nizamnamesi”nde bile yasaklanan bir iş karar altına alınmıştır. Türkiye topraklarında bulunan hiçbir antik eser, Türkiye Cumhuriyeti dışında herhangi bir ülke, kurum ve kişiye kalıcı olarak verilemezken, incelediğimiz bu belgeye göre, “Polatlı Kazası’nın Yassıhöyük (Gordion) mevkiinde Prof. Young tarafından yapılan hafriyat neticesinde çıkarılan ve müzelerimize gönderilenlerin haricinde kalan etütlük mahiyetteki çanak-çömlek ve pişmiş mimari parçalardan oluşan bir serinin ABD’deki Pennsylvania Üniversitesi’ne hediye olarak verilmesi…” (Maarif Vekâletinin 23 Eylül 1954 tarihli ve 3801 sayılı yazısı üzerine, İcra vekilleri Heyetince 15 Ekim 1954 tarihinde) kararlaştırılmıştır. Bu ilginç kararın altında dönemin cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın, ve başbakanı Adnan Menderes’in imzaları vardır. Bu belgenin görünürde herhangi bir eki yoktur. Hangi objelerin hediye olarak verileceğine/verildiğine dair başka herhangi bir liste de yoktur. Ayrıca hediyelik objeleri kim(ler) in seçerek karar verdiği de bu karar metninde belirtilmemektedir. Ayrıca, bu konuda hükümete nasıl bir talep iletildiğine ilişkin herhangi bir bilgi de bu kararda bulunmamaktadır. Dönemin hükümeti hangi gelişmenin sonucu olarak bu objeleri söz konusu üniversiteye verme kararı almıştır? Bu sorularımıza mevcut belgeler üzerinden bir yanıt bulamamaktayız. Bize göre, ABD’ye 1954’te hediye edilen bu objelerin neler olduğu ve söz konusu bu objelerin günümüzde Pennsylvania Üniversitesi’nce nasıl değerlendirildiği Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri tarafından ivedilikle incelenmeli, devlet eliyle yapılan bu yanlış uygulamanın geri döndürülmesi için atılması gerekli adımlar hemen atılmalıdır. Bu konu üzerinde bizde uyanan şüpheleri daha da pekiştiren bilgiler ise, söz konusu belgelerden üçüncüsü ile gündeme gelmektedir. Çünkü ikinci belge ne kadar düzensiz ve özensizse, üçüncü belge de ikincisinin tersine çok özenli ve mevzuata uygun olarak hazırlanmıştır. Başbakanlık Devlet Arşivleri’nde ulaştığımız üçüncü belge de yine bir “kararname”dir. T.C. Başvekâlet Kanunlar ve Kararlar Tetkik Dairesi’nin 238 Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Sevgisunar 4/9903 sayılı kararıdır. Maarif Vekâleti’nin; 17 Eylül 1956, 9 Ocak 1958 tarihli ve 33672, 66 sayılı yazıları üzerine İcra Vekilleri Heyeti’nce 5 Şubat 1958 tarihinde anılan Kararname imza altına alınmıştır (BCA. Fon Kodu: 30..18.1.2., Yer No: 148.5..6., Dosya No: 136-12, Sayı: 99034. Tarih: 5/2/1958). Kararname, Türk Milli Eğitim Bakanlığı’nın ABD adına bir talebine işaret etmektedir. Yazışma sürecinin tamamına ulaşamadığımızdan ancak tahmin yürüterek bu başvuruyu Prof. Young’un Pennsylvania Üniversitesi adına Türk Milli Eğitim Bakanlığı’na yaptığını düşünüyoruz. Başvuruda Gordion kazılarında çıkan ve listelenerek hangileri olduğu tek tek belirlenen objeler ABD’de Pennsylvania Üniversitesi Müzesi’nde bir yıl süreyle sergilenmek üzere talep edilmektedir. İzin için gereken imza ilk başvurunun üzerinden, kararnamenin çıktığı güne dek yaklaşık 18 aylık bir süre geçtikten sonra alınabilmiştir. Bu süre, objelerin sergilenmesi için istenilen bir yıllık süreden çok daha uzundur. Söz konusu olan üçüncü belgede, Pennsylvania Üniversitesi Müzesi’nde düzenlenecek sergi için istenen izin “Gordion hafriyatında bulunan ilişik listede adları ve vasıfları yazılı ve fotoğrafları melfuf [ilgili yazının yanında sarılı ya da zarf içinde] müze eserlerinin Birleşik Amerika’daki Pennsylvania Üniversitesi Müzesi’nde bir yıl müddetle teşhir edilmek üzere bağlı esaslar dairesinde memleket dışına çıkarılmasına izin verilmesi” ifadesiyle karar altına alınmıştır. Bu yazışmalarda ilginç olan durum şudur: Belgelerden ikincisinde hiçbir yasa ve ilgili diğer mevzuata bakılmaksızın alelacele karar altına alınarak ABD’ye yapılan Gordion kazısı objeleri bağışı özensiz, düzensiz ve eksiz olarak hiç gecikmeden karar altına alınırken, söz konusu bu belgede ise, bir yıl süreyle müzede sergilenmek üzere istenen objeler listelenmiş, fotoğraflanmış, her türlü mevzuat gözetilerek karar için ilgili devlet kurumlarına mevzuata uygun başvurular yapılmış, ancak müze sergisi için Türkiye Cumhuriyeti devletine yapılan başvurudan yaklaşık 18 ay sonra olumlu bir yanıt alınabilmiştir. Yine bu belgede, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın değil, vekili Refik Koraltan’ın imzası vardır. Dönemin başbakanı ise yine ikinci belgede olduğu gibi Adnan Menderes’tir. 239 Polatlı Çevresinde Yapılan Arkeolojik Nitelikli Kazılar ve İlgili Diğer Bilimsel Çalışmalar Devlet yetkililerinin bu kadar uzun süre kararsız kalmalarına yol açan acaba hangi olumsuz tecrübedir? Söz konusu sergi için başvurulan süreden daha uzun bir süre (talep bir yıllık sergi, yanıt için geçen süre 18 ay) içinde konu neden karara bağlanamamıştır. Yoksa yukarıda incelediğimiz ikinci belge ile hediye edilen ve Gordion’da bulunan diğer antik eserlerin akıbeti ile bu gecikmenin bir ilgisi var mıdır? Bu durum oldukça düşündürücüdür. Bu konu da ayrıca incelenmeye değer bir durumdur. Alanında oldukça önemli bir bilim kadını olan Prof. Dr. Machteld J. Mellink tarafından yapılan bilimsel çalışmalar ve kazılar sonucunda (Mellink, 1956) Gordion’da en önemli Hitit mezarlıklarından biri bulunur. Bugün Gordion’daki arkeolojik kazılar sürmektedir. Ancak, Gordion antik kentinin yer aldığı Yassıhöyük Köyü’nde zaman içinde sadece arkeolojik araştırmalar ve incelemeler yapılmamıştır. Örneğin, 1965 yılında ODTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim elemanları ve öğrencileri ile Milletlerarası Kalkınma Teşkilatı ayrıca ABD’li Barış Gönüllüleri beraberce ayrıntılı bir köy araştırması yaparlar (Yassıhöyük: Bir Köy İncelemesi, 1965). ABD’nin Yassıhöyük Köyü’ne ilgisi Gordion kazılarının dışında da devam etmiştir. Bu inceleme, o dönemde bir kitap olarak da yayınlanır. ODTÜ Rektörü Kemal Kurdaş bu kitabın önsözünde üniversitesinin neden Yassıhöyük Köyü’nü incelediğini şu tümcelerle anlatır: Frigya imparatorluğunun, Büyük İskender’i büyüleyen başşehri Gordium’un yanında yer almış olan Yassıhöyük köyünde, bugün 355 kişi yaşamaktadır. Bu insan sayısı, Orta Doğu Teknik Üniversitesinin tam teşekküllü bölümlerinin birisindeki öğrenci adedinden daha azdır. Bununla beraber, Yassıhöyük’de yaşayan bir avuç erkek, kadın ve çocuk, Türkiye’deki 30 milyon kişinin ekseriyetinin yaşama şartlarını aksettiren bir ayna gibidir. Tarihi, turistik ve tabii imkanlarına rağmen, nüfusu kısa bir zamanda 40 milyona ulaşacak olan gelişmemiş bir memleketin sosyal ve ekonomik kalkınması, Yassıhöyük köyünün temsil ettiği bir kitlenin kültürel, sosyal ve iktisadi yönlerden aydınlatılmasıyla yakından ilgilidir. Bu kitlenin problemi de ancak bu probleme doğru gitmek, onu incelemek ve anlamakla halledilebilir. (Yassıhöyük: Bir Köy İncelemesi, 1965: 3) 240 Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Sevgisunar Aynı araştırmayla ilgili olarak anılan kitabın önsözünde, dönemin ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Aptullah Kuran şu açıklamayı yapar: Bu sebeple köy çalışmalarımıza ilgi gösteren ve ikinci köy olan Yassıhöyük araştırmasının İngilizce ve Türkçe olarak yayınlanmasını sağlayan Amerika Birleşik Devletleri’nin Uluslararası Kalkınma Teşkilatına teşekkürü borç biliriz. Sayısı çok olan Türk köylerinin hayat ve yaşama koşullarına ışık tutacak bu cins araştırmalar, ülkemizi ve ulusumuzu gerçekten anlamak yönünde atılmış gerekli bir adım olacaktır. (Yassıhöyük: Bir Köy İncelemesi, 1965: ix) Prof. Young’un Gordion’daki kazı izni için başvurduğu 1949 yılında, aslında Polatlı İlçesi’nin tam da içinde, önemli başka arkeolojik/tarihsel/ jeolojik(Stratigrafik) bir kazı yapılmıştır (Lloyd, S. ve Gökçe, N., 1951). 1949 yılında Ankara’daki İngiliz Arkeoloji Enstitüsü ile birlikte çalışan Seton Lloyd ile o yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı’nda görevli Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü Hamit Zübeyr Koşay, Polatlı Höyüğü’nün incelenmesi ve höyüğün sahip olduğu yerleşim katmanları ile tarihi jeolojik yapısını ortaya çıkarmak için höyüğü kazmaya karar verirler. Lloyd ile birlikte kazıda sorumluluğu Hitit Müzesi Müdürü Nuri Gökçe (Lloyd, S. ve Gökçe, N., 1951: 21) paylaşır. Kazı raporunu da bölümleri paylaşarak birlikte kaleme alırlar. Lloyd, kendisinin sorumluluğunda olan kazı raporunun ilk bölümünde yapılan çalışmadan umdukları sonuca ulaşamadıklarını ancak minimum maliyetle elde edilen verilerin oldukça iyi bulduğunu (!) şu cümlelerle açıklar: [D]aha sonra bu höyüğün birinin yalnızca köy topluluklarına özgü mütevazı antik eserler beklediği türden bir yer olabileceğini anladık, ama bizi asıl çeken minimum maliyetle olağanüstü açık bir stratigrafik kontrol fırsatı sunulmasıydı. (Lloyd, S. ve Gökçe, N., 1951: 21) Seton Lloyd’un Nuri Gökçe ile birlikte Polatlı Höyüğü’nde yaptıkları kazı ve sondajdan beklentisi kendi söylemine göre “sansasyonel bir bulguya imza atmak”tır. Lloyd, kazı sonuçları hakkında şu bilgileri vermiştir: Höyük, sonra, yaklaşık 24 metre yerleşimsel enkaz gösterdi; ama bu karmaşık kazı sistemiyle 18 günde elimizden geldiği kadarıyla; 31 temel 241 Polatlı Çevresinde Yapılan Arkeolojik Nitelikli Kazılar ve İlgili Diğer Bilimsel Çalışmalar yapı katmanını temizlemek ve kayıt altına almak, var olan yapı kalıntılarının birbirine eşleştiği yerlerde fotoğraflarını ve planlarını elde etmek ve okulun bahçesine dünya kadar biriktirdiğimiz çanak çömleği taşımaya çalıştık, böylece akşam vakitlerini çizimlerle ve sınıflandırmalarla harcayabilecektik. Beklentinin yarısı gerçekleşti, sansasyonel hiçbir bulgu elde edilemedi, ama bugüne kadar coğrafi sondajdan çıkarılmış en önemli sonuç olan çanak çömlek, son derece zengin ve bilgilendirici olduğunu kanıtlayarak, ve, stratigrafik süreklilik sayesinde, en net ve ilgi çekici analizlere duyarlıdır. (Lloyd, S. ve Gökçe, N., 1951: 23) Kazı raporundan, Polatlı Höyüğü’nde bulunan 31 ayrı yapı katmanının varlığını, ayrıca, oldukça zengin bir çanak çömlek serisi elde edildiğini öğreniyoruz. Bölgenin tarihsel dönem aralıkları konusunda ise raporda şu bilgiler yer alıyor: Halen görüldüğü gibi, analizlerimiz alanı Bakır Çağı’na ait alt dönemleri temsil eden ilk ikisi, ikinci binyılın ilk yüzyıllarına denk gelen “Kapadokya” olarak adlandırılan üçüncü bir dönem ve gerçek Hitit dönemi dördüncü olmak üzere 4 ayrı döneme bölmemizi sağladı. (Lloyd, S. ve Gökçe, N., 1951: 23) Bölgeye ilişkin olarak yapılan diğer bir önemli antik kazı çalışması da Polatlı-Ankara arasında, karayoluna paralel olarak uzanan Çile Dağı’na yakın bir antik yerleşim olan Hacıtuğrul Höyük’te gerçekleştirilmiştir. Bu kazıyı ise arkeolog Burhan Tezcan başkanlığında bir ekip tarafından yapılmıştır. Tezcan, aynı zamanda, Prof. Young’un Gordion’da yaptığı kazıda, onun yardımcısı olarak çalışan deneyimli bir arkeologdur. Kazıdan yıllar sonra yapılan bir röportajda Hacıtuğrul Höyük’teki kazılarla ilgili olarak Burhan Tezcan, kazılara 1971’de başladıklarını, 1978 yılında emekli oluncaya kadar bu kazıların kesintisiz sürdürüldüğünü söyler (Tezcan, 2006: 31-32). Yine Tezcan’a göre; Büyük İskender MÖ 333’te Gordion’a geldiğinde mevsimin kış olması ve coğrafi koşullar nedeniyle, kışı ordusuyla birlikte Hacıtuğrul Höyük’te geçirmiştir. Burhan Tezcan, Hacıtuğrul Höyük’ün Anadolu’nun en büyük höyüklerinden biri olduğunu, höyüğün oturduğu alanın 330.000 metrekareye 242 Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Sevgisunar karşılık geldiğini, höyüğün 600 metre çapında ve 24 metre yüksekliğinde olduğunu, Gordion 450 metre çapında olduğu için, Hacıtuğrul Höyük’ün Gordion’dan da büyük bir yerleşim merkezine işaret ettiğini söylemektedir. Polatlı çevresinde yapılan arkeolojik çalışmalar arasında son olarak arkeolog Levent Egemen Vardar ile merhum Nalan Akyürek Vardar’ın (Vardar ve Vardar, 2000: 163-168) 1996 yılında başlattıkları Galatia Bölgesi Kaleleri / Yerleşmeleri Yüzey Araştırması adlı bölge tespit ve araştırma çalışmaları da ayrıca anılmaya değer nitelikte projelerdendir. Bu çalışmalar daha sonra farklı ekip ve başlıklar altında ayrıntılandırılarak sürdürülmüştür. Sonuç Yerine Polatlı ve çevresinde yapılan arkeolojik ve bilimsel nitelikli kazı çalışmalarını belge tarama yöntemiyle gözden geçirdiğimiz çalışmada karşılaştığımız bazı gerçeklerin özellikle paylaşılması yararlı olacaktır: 1. Mevcut çalışmalar üzerinden yapılan kaynak tarama çalışmalarında oldukça zayıf kalındığı, özellikle devlet arşivlerinde bulunan konuya ilişkin belgelerin (Gerek Osmanlı, gerek Cumhuriyet arşivlerinin) neredeyse hiç incelenmediği kanısındayız. Örneğin, Cumhuriyet öncesi Osmanlı yönetimi döneminde Ankara çevresinde yapılan arkeolojik kazılara ilişkin olarak devlet yazışmalarının olmadığı iddiası gibi. 2. Belgelerde karşımıza çıkan gerçeklerden hareketle, kazı alanlarında yapılan çalışmaların, alanda her noktada kayıt ve denetimi kadar, sonrasında da bulunan bütün objelerin takibi konusu bizi düşündürmüştür. Ayrıca yabancı kazı ekiplerine kazı alanlarında sağlanan itibar ve imkânlar karşısında özellikle Lloyd’un raporundaki dil ve yaklaşımdan yola çıkarak −raporun dili İngilizce’dir− Türkiye kamuoyunun ülkede yapılan bütün kazı ve bulguların sonuçlarından daha açık ve anlaşılır bir yöntemle bilgilendirilmesi gibi ayrıntılarla, yabancı kazı guruplarının kendi ülkelerindeki yayınlarını izleme 243 Polatlı Çevresinde Yapılan Arkeolojik Nitelikli Kazılar ve İlgili Diğer Bilimsel Çalışmalar yöntemleri ve ilgili mevzuatın geliştirilmesi konularının yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Çünkü bu değerler sadece arkeoloji bilimi açısından değil, daha birçok başka bilgi disiplini açısından da oldukça önemlidir. Kaynakça Akyol, Ali Akın vd. (1998). “Antik Galatia Kaleleri Seramik Buluntuları Arkeometrik Çalışmaları”. Kimya 98 12. Ulusal Kimya Kongresi, 7-11 Eylül 1998, Edirne, 9. Akyol, Ali Akın vd. (2000). “Galatia Kaleleri-Yerleşmeleri Yüzey Araştırmaları Seramikleri Arkeometrik Çalışmaları”. I. Ulusal Osmaniye-Karatepe Seramik Arkeometrisi Sempozyumu ve Çalıştayı, 23-30 Eylül 2000, Osmaniye. Akyol, Ali Akın vd. (2002). “Galatia Yüzey Araştırması Malzemeleri Arkeometrik Çalışmaları, II”. T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü 22. Uluslararası Kazı Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu, 22-26 Mayıs 2000, İzmir: T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, 244 Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Sevgisunar 127-134. Demirci, Şahinde vd. (1998). “Galatia Yüzey Araştırması Malzemeleri Arkeometrik Çalışmaları, I”. T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü 20. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu, 25-29 Mayıs 1998. Tarsus, Mersin: T. C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, 27-37. Candar, Avni. (1937). Anadolu Coğrafya Lûgatı Sınaçları 1. Ankara. Kaya, Mehmet Ali. (2005). Anadolu’daki Galatlar ve Galatya Tarihi. İzmir: İlya İzmir Yayınevi (Mitoloji-Tarih Dizisi: 15; Yayın No: 90). Körte, Gustav ve Körte, Alfred. (1904). Gordion: Ergebnisse der Ausgrabung im Jahre 1900: Jahrbuch des kaiserlich deutschen archälogischen Instituts : Varwort. Berlin: Drunk und Verlag von Georg Reimer. Lloyd, Seton ve Gökçe, Nuri. (1951). “Excavations at Polatlı: A New Investigation of Second and Third Millenium Stratigraphy in Anatolia=Polatlı’daki Kazılar”. Anatolian Studies, Vol. I, 21-75. Mellink, M. J. (1956). A Hittite Cemetery at Gordion. Philadelphia: University Museum. Özçörekçi, Hatice. (1944). “Anadolu’da Küçük Şehir Araştırmaları”. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, III(I), 69-75. Ramsay, William M. (1961). Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası. Çev. Mihri Pektaş. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı. Strabon. (1993). Antik Anadolu Coğrafyası (Geographika: XII-XIII-XIV). Çev. Adnan Pekman. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları (Antik Kaynaklar Dizisi: 1). Texier, Charles. (2002). Küçük Asya: Coğrafyası, Tarihi ve Arkeolojisi. Çev. Ali Suat; Latin harflerine aktaran: Yaşar Kopraman; Sadeleştiren: Musa Yıldız. Ankara: Enformasyon ve Dokümantasyon Hizmetleri Vakfı, 3 c. Tezcan, Burhan. (2006). “Derneğimiz üyesi Soner Ateşoğulları 1970-1978 yılları arasında Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdür Yardımcılığı görevinde bulunmuş emekli arkeolog Burhan Tezcan ile bir söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşi: Soner Ateşoğulları. İdol: Arkeologlar Derneği Dergisi, 8(30), s. 30-42. Türkiye Kılavuzu: Coğrafya-Tarih-Ekonomi-Ticaret-Tarım-Kültür-Sosyal ve Turistik Bakımlardan. Cilt I (1946). Haz. Mitat Artun vd. Ankara: Hüseyin Orak. Vardar, Levent Egemen ve Vardar Akyürek, Nalan. (2000). “Galatia Bölgesi Kaleleri / Yerleşmeleri Yüzey Araştırması: Ankara İli, 1998”. 17. Araştırma 245 Polatlı Çevresinde Yapılan Arkeolojik Nitelikli Kazılar ve İlgili Diğer Bilimsel Çalışmalar Sonuçları Toplantısı. 1.Cilt, 24-28 Mayıs 1999, Yay. Hazl. Koray Olşen vd. Ankara: T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, 163168. Yassıhöyük: Bir Köy İncelemesi. (1965). Ankara: Orta Doğu Teknik Üniversitesi (U.S.A.I.D. / Türkiye Haberleşme ve Tanıtma Laboratu[v]arı). Belgeler Başbakanlık Osmanlı Arşivleri (BOA). Maarif Vekaleti, Dosya No: 506, Gömlek No: 1, Belge 3, Tarih: 3/S/1318. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri (BOA). Dahiliye Nezareti Dosya No: 2340, Gömlek No: 136, Belge 2, Tarih: 4/M/1318. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri (BOA). Maarif Nezareti, Fon Kodu: MF. MKT., Dosya No: 509, Gömlek No: 17, Belge 2/3, Kayıt No: 35424, Tarih: 18/S/1318. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA). Fon Kodu: 30..18.1.2., Yer No: 120.67..15., Dosya No: 76-1393, Sayı: 3/9854. Tarih: 8/9/1949. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA). Fon Kodu: 30..18.1.2., Yer No: 137.84..4., Dosya No: 76-1393, Sayı: 37324. Tarih: 15/10/1954. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA). Fon Kodu: 30..18.1.2., Yer No: 148.5..6., Dosya No: 136-12, Sayı: 99034. Tarih: 5/2/1958. 246 Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Sevgisunar 247 Polatlı Çevresinde Yapılan Arkeolojik Nitelikli Kazılar ve İlgili Diğer Bilimsel Çalışmalar 248 Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Sevgisunar 249