1 1 Amerikan Üniversitesi Küresel Barış Merkezi liderliğindeki
Transkript
1 1 Amerikan Üniversitesi Küresel Barış Merkezi liderliğindeki
Amerikan Üniversitesi Küresel Barış Merkezi liderliğindeki Bölgesel Ekonomik Çalışma Grubu TÜRKİYE Ülke Sunumu Ermeni-Azeri-Gürcü-Türk İş atmosferi araştırma grupları rehberine göre hazırlanmıştır Türk-Ermeni İş Konseyi (TABDC) tarafından hazırlanmıştır www.tabdc.org BÖLGESEL EKONOMİK ÇALIŞMA GRUBU REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP TÜRKİYE 1 TURKEY İÇİNDEKİLER İçindekiler Genel Coğrafya Nüfus Nüfus dağılımı Etnik yapı Diller Dinler Devlet yapısı Anayasa Yasama Yürütme Genel Ekonomik Durum Ekonomik gelişmeler Açık ekonomi politikaları Mali sektör Sosyal göstergeler Ekonomik Reformlar ve Kurumsal Gelişmeler Liberalizasyon Özelleştirme Vergilendirme ve Gümrük Tarifeleri Mali Yapı ve Ödeme Mekanizmaları Sigortacılık Sektörü Ekonomik Geçmiş Enerji Ulaştırma ve Haberleşme Sektörü Kara Ulaşımı Deniz Ulaşımı Hava Ulaşımı Demiryolları Boru hatları Haberleşme Reel Sektör Sanayi sektörü Gıda sanayii Tekstil sanayii Deri ve Deri Mamulleri sanayii Kimya sanayii Otomativ sanayii Elektronik sanayii Kuyumculuk Tarım Sektörü Hayvancılık İnşaat Sektörü Turizm Dış Ticaret İhracaatın ithalatı karşılama oranı REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 2 TURKEY İhracaatı İthalatı Türkiye’de İş Yapma ile ilgili Önemli Bilgiler İki ve çok taraflı anlaşmalar listesi Gümrük mevzuatı Armonize Mal Sistemine göre İthalat Tarife Oranları İthalat Kısıtlamaları Ticarette teknik engeller Döviz durumu Ana Ulaştırma Güzergahları Bankacılık Sistemi Ticaret Fuarları Ek-I Ek-II REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 3 TURKEY GENEL Coğrafya Türkiye Cumhuriyeti; Karadeniz, Akdeniz ve Ege Denizi ile çevrili iki kıta üzerinde kurulmuş kıtalararası bir ülkedir. Komşuları arasında; doğuda ( sınır uzunlukları ile) Gürcistan (252 km), Ermenistan (268 km), Nahcivan (9 km) ve İran (499 km), batıda Bulgaristan (240 km) ve Yunanistan (206 km) ile güneyde Irak (352 km) ve Suriye (822 km) bulunmaktadır. Türkiye önemli stratejik konumu ve uzun kıyı şeridini ile önemli ticaret ve göç yollarını bünyesinde toplayan yegane kıtalararası köprüdür. Marmara Denizi ve Boğazlar, Karadeniz’i dış denizlere bağlayan önemli bir geçittir. Bir çok adayı barındıran ve Türkiye toprakları ile çevrili Marmara Denizi İstanbul Boğazı ile Karadeniz’i ve Çanakkale Boğazı ile de Ege ve Akdeniz’i birbirine bağlamaktadır. Türkiye 814,578 km kare alanı ile, komşuları arasında İran’dan sonra bölgenin en büyük ülkesidir. Türkiye topraklarının % 3’ü (Trakya) Avrupa’da, % 97’si (Anadolu) Asya kıtasındadır.Kara sınırlarının uzunluğu 2875 km ve kıyı uzunluğu ise toplam 8333 km.dir. Ülkenin genişliği 550 km. uzunluğu ise 1500 km.dir. Türkiye Güneydoğu Avrupa, Ortadoğu, Karadeniz ve Orta Asya ülkeleri ile iletişim açısından merkezi konumda olan yegane ülkedir. Bu durum Türkiye’ye, bir çok uluslararası şirketin bölge ofislerinin bu ülkede konuşlanması gibi bir özellik yüklemektedir. Bundan da öte Türkiye Hazar petrolünü dünya pazarlarına ulaştıran ayrıcalıklı bir konumda bulunmaktadır. Türkiye, Birleşmiş Milletlerin kurucu üyelerinden biri ve aynı zamanda NATO üyesidir. Türkiye Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın da üyesidir. İslam ülkeleriyle ekonomik işbirliği ve kalkınma misyonunu da yüklenmiş bulunmakta ve Avrupa Birliği’ne dahil olma arzusundadır. Nufüs Türkiye, Rusya Federasyonu ve Almanya’dan sonra Avrupa’nın en kalabalık ülkesidir. Ortadoğu’da nüfus yoğunluğu en fazla olan ülke de Türkiye’dir. Ekim 2000 nüfus sayımına göre nüfusu 67.8 milyondur. Bu miktar 2003 yılı sonu itibariyle 69.9’a ulaşmıştır. Nüfusun 33.6 milyonunu kadınlar, 34.2 milyonunu erkekler oluşturmaktadır. 1980-1985 yılında nüfus artış oranı % 2.49, 1985-1990 yılında % 2.17 ve 1990-2000 yıllarında da 5 1.83’tür. Bu oranın 2000-2005 yılları için % 1.45 olması beklenmektedir. Nüfus Dağılımı :Türkiye 1960 yılından beri hızla kentleşmektedir. 2000 yılı verilerine göre 44 milyon kişi kentlerde ( il) ve kazalarda (ilçelerde); 23.7 milyon kişi kırsal kesimde yaşamaktadır. 81 il arasında 10 milyon nüfusuyla İstanbul en kalabalık kenttir.Onu Ankara ( 4 milyon) ve İzmir (3.4 milyon) izlemektedir. Türkiye’nin genç bir nüfusu vardır. 0-14 yaş arası, nüfusun % 30’unu, 15-64 yaş arası % 64.4’ünü, 65 yaşın üzerindekiler de % 5.6’sını oluşturmaktadır. Bu istatistik AB ülkeleriyle karşılaştırıldığında, 0-14 yaş arası nüfus, toplam nüfusun % 17.2’sini, 65 yaşın üzerindekiler ise toplam nüfusun % 15.7’sini oluşturur. REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 4 TURKEY Etnik Yapı :Türkler toplam nüfusun % 80’i, Kürtler % 12’si, Arap, Rum ve Yahudiler ise % 3’ünü oluşturmaktadır. Diller : Türkiye nüfusunun %90’ının ana dili Türkçedir. Kafkasya ve Kürt diyalekti ve Ermenice ise, Anadolu’da konuşulan 70 değişik dil ve diyalekt arasındaki diğer dillerdendir. Ural-Altay dil grubuna dahil olan Türkçe, 20. yüzyıldan itibaren Arapça ve Farsçadan büyük ölçüde etkilenmiş olup, Osmanlıcanın modernleşmiş halidir. Din :Türkiye nüfusunun % 99’u müslümandır, bu oranın % 20’sini şiiler oluşturur. Devlet Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 1923’te kurulmuştur. Anayasa devletin şeklinin cumhuriyet olduğunu ve egemenliğin Türk ulusuna ait olduğunu belirtmektedir. Devlet önemli ölçüde merkezileştirilmiştir ve 81 il merkezi mevcuttur. Bu iller, merkezi idare tarafından atanan valilerce yönetilir. Anayasa : Halen yürürlükte olan Anayasa 1982 yılında kabul edilmiştir. Anayasaya göre devletin ana yapısı yasama, yürütme ve yargı erklerinden oluşmakta ve kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanmaktadır. Anayasa doğal ve çağdaş hukukun bir parçası olan temel hak ve özgürlükleri içermektedir. Devletin rejimi, kuruluş ilkeleri, üniter yapısı, bayrağının şekli ve milli marşı ile ilgili maddeler sorgulanamaz. İstiklal Marşı ve başkentinin Ankara oluşu değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez. Tüm diğer maddeler ise Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) mevcudunun asgari 2/3’ünün yazılı önerisi, ve Genel Kurul’da iki oturum görüşülerek değiştirilebilir (kanunlaştırılabilir). Anayasa değişiklikleri ile ilgili oylamalar gizlidir ve TBMM üye tam sayısının 3/5’inin kabulüyle olur. Cumhurbaşkanı’nın, tasarıyı Meclise iade etme ve anayasa değişikliklerinin yeniden değerlendirilmesini talep etme ve değişiklikleri referanduma sunma yetkisi bulunmaktadır. Yasama : Türkiye’de yasama yetkisi TBMM’ne aittir. TBMM, 5 yılda bir seçilen 550 üyeden oluşur. Türkiye’de 50’nin üzerinde siyasi parti mevcuttur. 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan genel seçimlerde, bu 50 partiden 19’u seçime katılmıştır. Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) oyların % 34.28’ini Ve Parlamentoda 363 sandalye kazanmıştır. AK Partiyi takiben Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) oyların % 19.39’unu kazanarak 178 üye ile Parlamentonun ikinci partisi olmuş, ayrıca 9 bağımsız milletvekili seçilmiştir. Yürütme : Yürütme erkine Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu sahiptir. Ayrıca yüksek öğrenim kurumları, meslek kurumları, Türkiye Radyo ve TV Kurumu, Atatürk Dil ve Tarih Yüksel Kurumu ve Diyanet İşleri Başkanlığı da yürütme organlarındandır. Cumhurbaşkanı: Cumhurbaşkanı Türkiye devletinin başıdır. Türkiye Cumhuriyetini, ve Türk milletinin birliğini temsil eder. 40 yaşını aşmış, yüksek öğrenimi olan ve Türk vatandaşlığının gerektirdiği vasıflara sahip olan TBMM üyeleri, REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 5 TURKEY TBMM’nin 2/3’ünün gizli oyuyla Cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanının görev süresi 7 yıldır. Cumhurbaşkanı Anayasanın yürütülmesi, devlet organlarının kurallara uygun görev yapması, TBMM’nin göreve çağırılması, kanunların yayınlanması ve gerektiğinde Parlamento’ya geri gönderilmesi, Anayasa değişiklikleri için referanduma gidilmesi, TBMM iç tüzük ve kararnameleri ile Anayasaya uygun olmayan kanun ve uygulamalar hakkında dava açmaya, gerekli şartlar ortaya çıktığında TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar verme ve yargı alanındaki diğer görevleri yerine getirme yetkisisine sahiptir. Cumhurbaşkanının yürütme yetkisi dahilinde Başbakan ve Bakanları atama, Büyükelçi, Konsolos ve diğer dış temsilcileri yurt dışı görevlerine atama, yabancı temsilcileri kabul etme, tüm uluslararası anlaşmaları onaylama ve yayınlama, gerektiğinde Milli Güvenlik Kuruluna ve Bakanlar Kurulu toplantılarına başkanlık etme, kanun ve kararnameleri imzalama, belirli şartlar dahilinde af ilan etme, Yüksek Öğrenim Kurulu, Devlet Denetleme Kurulu üyelerini atama ve Üniversite Rektörlerini seçme yetkilerine da sahiptir. Cumhurbaşkanının adli sorumluluğu ise Yüksek Yargı organlarının üyelerini seçmektir. Bakanlar Kurulu : Başbakan ve Bakanlardan müteşekkildir. Başbakan Cumhurbaşkanı tarafından TBMM üyeleri arasından Bakanlar Kurulunun başı olarak atanır. Bütün bakanlar gerekli şartları haiz TBMM üyeleri arasından Başbakan tarafından seçilir. Başbakan herhangi bir bakanının görevine son vermeyi Cumhurbaşkanı’na önerebilir. Bakanlar Kurulu genel politikanın yürütülmesinden sorumludur. Bu süreç Parlamentoya hükümet programının sunulması ve güven oyu alınması ile başlar. Anayasal bir kuruluş olan Milli Güvenlik Kurulu (MGK); Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanları, Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlarından oluşur. 3 Ekim 2001 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği ile Kurul üyelerinden sivillerin sayısı, üç Başbakan Yardımcısı ve Adalet Bakanı’nın katılımı ile artırılmıştır. Kurulun, ulusal güvenlik politikaları, bunların uygulanmaları ile Bakanlar Kurulu’na tavsiyede bulunulması gibi önemli güvenlik sorumlulukları vardır. Bakanlar Kurulu, MGK’nun tavsiyelerini dikkatle değerlendirir. Yargı : Türkiye’de yargı erki bağımsız mahkemeler ve yüksek yargı organları tarafından kullanılır. Hukukun üstünlüğü, yargıç bağımsızlığı, yargı ve yargıç garantisi yargının temel direkleridir. Parlamento yetkilerinin kullanılması Anayasa Mahkemesi tarafından, yürütme organlarının icaatları ise İdare Mahkemeleri tarafından denetlenir. Uygulamalarda AB standartları doğrultusunda bazı reformlar hala yürütülmektedir. Anayasada yargı sistemi üç ayaklı bir yapıdan oluşmaktadır; adli, idari ve özel ( Askeri Yargı ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri) mahemeler. 1999 yılında yapılan bir değişiklikle Anayasanın 143. maddesine göre Devlet Güvenlik Mahkemeleri değiştirilmiş ve sivil yargıç ve savcılardan oluşan tamamen sivil mahkemelere dönüştürülmüştür. Aynı zamanda 125. maddeye göre, kamu sal anlaşmalarda ihtilaf halinde uluslararası tahkime gitme kolaylaştırılmıştır. REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 6 TURKEY Yüksek mahkemeler; Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Askeri Yargıtay, Yüksek Askeri İdare Mahkemesi ve Danıştaydır. Ayrıca Hakimler Yüksek Kurulu ve Sayıştay da vardır. GENEL EKONOMİK DURUM Ekonomik Gelişmeler: Dünya Bankası 1997 raporundaki Dünya Gelişme Göstergelerine göre Türkiye; yüksek gelişme kapasiteli Çin, Brezilya, Rusya Federasyonu, Hindistan, Meksika, Arjantin, Tayland ve Pakistanla birlikte dünyanın hızla gelişen devleri arasında sayılmıştır. Son 20 yılda geçirdiği ekonomik krizler ve küçülmelere rağmen Türkiye hala dünyanın 20 en büyük ekonomisine ülkeden biridir. Gayrısafi Milli Hasıla (GSMH) 1990-95 yıllarında ortalama %3.2 ve 1995-1997 yıllarında %7.9 oranında artış ile inanılmaz bir büyüme performansı göstermiştir ki bu dünya ortalamasının çok üzerindedir. 1998 Rusya Krizinin zıt etkileri (kötü yansımaları) tüm sektörleri – özelliklle ihracatı- vurmuş ve Türk ekonomisi sıkı mali politikalar ve vergilendirme reformuna bağlı olarak küçülmeden etkilenmiştir. 1999 ortalarında deprem ve hükümet krizi ekonomide ikinci bir kriz dalgasına yol açmıştır. 2001’de % 9.4 küçülme ile karşı karşıya bulunan Türkiye ekonomisi için 2002 yılı, imalat sektöründe gözlenen % 18.7’ lik büyüme ile bir nekahat döneminin müjdecisi olmuştur. 1980-2001 yılları arasında GSMH yılda ortalama % 3.65 oranında artış göstermiştir. 1980’de kişi başına düşen milli gelir 1570 dolardır. Bu rakam, yıllık % 1.5 oranında artarak 2001 yılında 2143 dolara yükselmiştir. Satınalma Gücü Paritesi’ne göre ise kişi başına düşen milli gelir 1980’de 2299 dolarken, 2001 yılında 6082 dolar olmuştur. Yıllık GSMH artışı (%) (Annual GNP growth (%) Yıllık enflasyon oranları (%) (Annual inflation rates -%) 180 15 160 10 140 120 5 100 80 0 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 -5 60 40 20 -10 -15 19 92 19 93 19 94 19 95 19 96 19 97 19 98 19 99 20 00 20 01 20 02 20 03 0 1980 sonrasında fiat istikrarı Türkiye ekonomisi için en önemli sorunu oluşturmuştur. 1980-1989 yıllarında ülke % 51.3, 1990-1999 yılları arasında da yıllık 5 78 enflasyon oranı ile boğuşmuştur. 2000-2002 yılları arasında yıllık enflasyon 5 44.8’e gerilemiştir. 2003 yılında enflasyon oranı ise % 18.4 olmuştur. Türkiye’de ayık fiyat artış düzeyi, neredeyse OECD ülkelerinin yıllık fiyat artış düzeyindeoir. REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 7 TURKEY Pembe : kişi başına GSMH (cari fiyatlarla) Mavi: Büyüme oranı, 1988-2002 ( Blue : Growth performance) (Pink : GDP per capita (current prices) % $ 3300 15 3100 10 2900 2700 5 2500 0 1991 2300 1999 -5 2100 1994 1900 -10 1700 2001 -15 1500 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 Fert Başına GSMH 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Büyüme Oranı Açık Ekonomi Politikaları 1923-1980 yılları arasında Türkiye ekonomisi, ülke içinde talepten kaynaklanan mal üretimine dayalı ithal ikamesine dayalı olmuştur. 1980 sonrasının ekonomik reformları ile ithalat ikamesine dayalı sanayi politikaları, ihracat orijinli ekonomik poltikalar ve modlleri ile yer değiştirmiştir. 1990-2002 yılları arasında Dünya Bankası ve IMF tarafından denetlenen ekonomik program vasıtasıyla Türkiye,dünyanın en liberal ekonomilerinden biri haline gelmiştir. 3 Ocak 1986’da İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) kurulmuştur. 1 Ocak 1996 yılında imzalanan Gümrük Birliği anlaşmasıyla, Avrupa ülkeleri ve Türkiye arasındaki sanayi ürünleri ticaretindeki tüm koruma uygulamaları son bulmuştur. Bundan da öte Gümrük Birliği tarifleri, Avrupa ülkeleri dışındaki ülkelerle ticarette kullanılmaya başlanmıştır. Bu durum 1996 yılıda ve 1997 sonuna kadar ticaret dengesini bozmuş, ihracat % 13 artarak 26.2 milyar dolara, ithalat ise % 11.3 artarak 48.6 milyar dolara ulaşmıştır. 2000 yılında Türkiye, 1998 yılında yüksek enflasyon eğilimlerine karşı başlatılan ekonomik istikrar programının bir devamı olarak geniş bir makro ekonomik programa geçmiştir. Bilahare IMF ile yapılan bir dizi toplantıyı takiben, ekonomik programın olumlu sonuçları görülmeye başlanmış; faiz oranları ve enflasyon oranı düşmeye başlamıştır. 2001 krizini takiben Türkiye ekonomisi 2002 yılından itibaren düzelmeye başlamıştır. 2003 yılı sonu itibariyle ihracat 50 milyar dolar, ithalat ise 68 milyar dolardır. 1991-1999 yıllarında dış borç 50 milyar dolardan 111.2 milyar dolara yükselmiştir. Aynı dönemde faiz ödemeleri toplam 37.5 milyar dolar olmuştur. 1999’da, dış borcun GSMH’ya oranı % 59.5 iken, 2001 yılı sonunda 115.1 milyar dolarlık borç stoku ile bu oran yaklaşık % 70 olmuştur. Borcun % 85.8’i orta ve uzun vadeli olup, % 14.2’si kısa vadelidir. Son yıllarda net dış borca bağlı olarak, kamu sektörü açığı iç mali kaynaklarla finanse edilmiştir. REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 8 TURKEY Dış borç stoğu (milyon dolar) (Foreign Dept Stock-in million $) 160000 140000 120000 100000 80000 60000 40000 20000 0 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 1993 verilerine göre, Türkiye’nin dış borcu 67.3 milyar dolardır. 2003 yılında bu miktar 142 milyar dolar olmuştur 1954 yılında kabul edilen Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanununa rağmen, sosyal, siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar nedeniyle, direkt yabancı yatırımlardan bir kazanç sağlanması mümkün olamamıştır. Direkt yabancı yatırımlar (milyon dolar) (Foreign direct investment in Turkey-in million $) 3500 3000 2500 2000 1500 1000 500 REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 2002 2001 2000 1999 1998 1997 1996 1995 0 9 TURKEY 1980-2001 yılları arasındaki direkt yabancı yatırımların toplamı 31.254 milyon dolardır. 2001 yılı sonu itibariyle Türkiye’deki yabancı firmaların sayısı 5350’dir. 19802001 yılları arasında izin verilen dış yatırım yapan muhtelif ülkeler arasındaki sıralama şöyledir: Fransa, Hollanda, Almanya ve ABD. 2001 yılı sonu itibariyle Türkiye’ye yapılan yabancı yatırımların % 86.5’ini OECD ülkeleri oluşturmaktadır. Ayrıca yabancı firmaların % 65.6’sını OECD ülkeleri oluşturmakta, bu ülkelerin başında ise AB ülkeleri gelmektedir. Mali Sektör Türkiye’deki temel finansal makam TC Merkez Bankasıdır. Mali politikaların uygulanması, para arzının düzenlenmesi ve bankalara kredi verilmesi gibi görevlerinin yanı sıra banknot basılması sorumluluğu da bu kuruma aittir. Bu görevler para politikalarının aletleridir. Mayıs 2001 yılında kabul edilen Merkez Bankası Kanunua göre, Bankanın sorumluluklarından bir diğerini de fiyat istikrarını korumak oluşturmaktadır. Yıllar itibariyle TL/ABD doları oranı Ortalama faiz oranları (%) (TL/USD ratio in years) Average interest rates (%) 1600000 120 1400000 100 1200000 1000000 800000 80 60 600000 40 400000 19 92 19 93 19 94 19 95 19 96 19 97 19 98 19 99 20 00 20 01 20 02 20 03 0 20 0 19 92 19 93 19 94 19 95 19 96 19 97 19 98 19 99 20 00 20 01 20 02 20 03 200000 Son 10 yıl içinde Türkiye ekonomisi, artan kamu sektörü açığı, yüksek enflasyon oranı ve döngüsel büyüme eğilimi ile oldukça yüksek bir istikrarsızlık örneği göstermiştir. Kamu sektörü açıkları iç para piyasası üzerinde baskılar yapmış ve reel faiz oranlarını yükseltici bir etkisi olmuştur. Yüksek reel faizler kamu sektörü açıklarını artırmış, böylece borç-faiz oranları döngüsü ekonominin istikrarsızlığını artırmıştır. 1999’da kamu sektörü finansmanı hedefine ulaşmamış, iç borç artmış, fiyat artış oranı zıplamış ve ekonomik faaliyetler azalmıştır. REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 10 TURKEY Y üzde 1 8 0 .0 1 6 0 .0 1 4 0 .0 1 2 0 .0 1 0 0 .0 80 .0 60 .0 40 .0 20 .0 0 .0 19 88 1989 1990 1991 19 92 1993 19 94 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Y ıl T L /A B D $ T ÜFE TEFE Sarı: TL / ABD doları oranı Mavi: TÜFE Mor : TEFE ( Yellow: TL / USD ratio Bleu : CPI Purple : WPI ) 2001 yılı sonunda enflasyon oranı % 80, 2002 yılında % 30 civarında ve Ağustos 2003’de ise % 24’e gerilemiştir. Bu gelişmeye katkıda bulunan başlıca faktör açıkça etkin mali politikalar olmuştur. 2002 yılı başlarında Merkez Bankası, para arzındaki artışı nominal dayanak noktası haline getiren bir mali programı uygulamaya geçirmiştir. Bu program çerçevesinde Merkez Bankası, 2002’de para arzını sadece %35 oranında artırarak kısıtlamış ve enflasyon oranını % 30’lara geriletmeyi başarmıştır. Ekonomi 2003 yılında, para arzı artışını % 25’lerde tutan Merkez Bankası uygulamalarıyla daha da rahatlamış ve enflasyon oranı % 18’lere gerilemiştir. Bu yeni düşük enflasyon trendine paralel olarak, nominal ve reel faiz oranları da düşmüştür. Bu düşüşün bir diğer nedeni de Türkiye siyasetindeki istikrar ve yaratılan kredibilite olmuştur. Sosyal Göstergeler Demografik açıdan Türkiye genç bir nüfusa sahiptir. Yeterli iş olanaklarının kısıtlı oluşu, tekrarlayan krizler ve ekonominin kılıganlığı nedenleriyle Türkiye yapısal bir istihdam sorunuyla karşı karşıya kalmıştır. OECD ülkeleri içinde Türkiye 2003 yılında % 10.5 işsizlik oranı ile Polonya, Slovakya ve İspanya’nın arkasından dördüncü sırada bulunmaktadır. İstihdam (2000-2003) 1999 Sivil işgücü (1000 kişi) 22925 Sivil istihdam (1000 kişi) 21236 Tarım 8595 Sanayı 3664 Hizmetler 8976 İşsizlik oranı (%) 7.4 Yurtdışı çalışan nüfus 1206067 2000 22031 20579 7103 3738 9738 2001 22269 20367 7217 3734 9416 2002 24347 21658 7618 3953 10086 2003 23206 20811 6799 3836 10176 6.6 8.5 11.0 10.5 1170226 1178412 1200725 1197968 Türkiye tekrarlanan ekonomik krizlerden çok çekmiştir. 2000 yılında % 6.6 olan işsizlik oranı, 2001’de % 8.5’e, 2002’de % 11’e yükselmiştir. Aynı yıl eğitimli gençler arasındaki işsizlik oranı % 30 olmuştur. REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 11 TURKEY Sanayi ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre son kriz sırasında 120 000’den fazla iş yeri kapanmıştır. Bundan da öte Devlet İstatistik Enstitüsü’nün yaptığı aile halkı istihdam araştırmasına göre,itibari olmayan istihdam oranı 2003 yılında % 53’tür. Ekonomik Reformlar ve Kurumsal Gelişmeler Liberalizasyon 1980 öncesinde, mali piyasalar, uluslararası ticaret ve bazı özel malların piyasası kontrol altında idi. 1979’a kadar, ithalat ikamesine dayalı sinai politikalar öncesinde devlet, gerek yatırımcı gerekse girişimci olarak haraket ederek sinai hedeflerini gerçekleştirmek arzusunda idi. Bu politikalar, 1970’lerdeki petrol krizi sonrasında 1976 yılında terkedildi. 1977-80 yılları arasındaki döviz krizi sonrasında, 1980 yılında IMF ve Dünya Bankası denetiminde, yapısal uyum programları vasıtasıyla serbest ekonomiye geçiş programı başlatıldı. Bugün Türkiye dünyanın en liberal rejimlerine sahip ükelerinden biridir. Bugün yabancı kişi ve kurumların İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda (İMKB) üretici ve yatırımcı olarak girişimleri bakımından hiç bir kısıtlama ve sınırlama bulunmamaktadır. Türk bono ve hisseleri , sermaye ve karın yurtdışına çıkarılması kısıtı olmaksızın yabancı yatırımcıya açıktır. İMKB; Dünya Borsa Federasyonu ( The World Federation of Exchange-WFE), Avrupa-Asya Menkul Kıymet Borsası Federasyonu (Federation of Euro-Asian Stock Exchanges-FEAS), Uluslararsı Güvenlik Servisleri Birliği ( International Securities Services Association-ISSA), Uluslararası Güvenlik Piyasaları Birliği (International Securities Market Association-ISMA), Avrupa Sermaye Piyasaları Enstitüsü (European Capital Markets Institute-ECMI, Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum-WEF), İsviçre Gelecekler ve Fırsatlar Birliği (Swiss Futures and Options Association-SFOA) gibi çeşitli birliklerin üyesi bulunmaktadır. Giderek uluslararası bir finans merkezi olan İMKB liderliğinde, İstanbul’da AvrupaAsya Menkul Kıymet Borsası Federasyonu kurulmuştur. Federasyon kar amacı gütmeyen bölgesel bir kuruluştur. Federasyonun amaçları arasında; üye menkul kıymet borsaları arasında işbirliğini sürdürmek, üye borsaları üye olmayan piyasalarda ve federasyonlarda temsil etmek ve bölgesel menkul kıymet borsalarının entegrasyonunu desteklemek bulunmaktadır. Açık ekonomiye sahip olma ve ihracat orijinli sanayileşme hedefleri doğrultusunda, özellikle dış ticaret ve döviz alanlarında bazı kanunlar yürürlüğe konmuştur. Türk Lirasının realist bir değişim mekanizmasına kavuşması ve para piyasalarındaki sınırlamaları terketmek amacıyla bazı poliitikalar benimsenmiştir. 1981’den itibaren,dış ve iç fiyat seviyelerindeki gelişmeleri değerlendirmek,dış ödemeler dengesi ve uluslararası kambiyo piyasaları, Türkiye’deki döviz kurlarının değişimi gibi konular Merkez Bankası tarafından hergün değerlendirilmektedir. Ağustos 1988’den sonra bu konular döviz piyasalarınca kararlaştırılmaktadır. Döviz piyasasına ilaveten Nisan 1989’da İMKB bünyesinde altın borsası da kurulmuştur. Özelleştirme REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 12 TURKEY Türkiye’de özelleştirme süreci devam etmektedir. 1984’den beri süren bazı sorunların üstesinden gelebilmek amacıyla çeşitli yasal düzenlemeler yapılmaktadır. 1984 yılından itibaren özelleştirilen şirketlerin toplam değeri 8.1 milyar dolardır. 1985-2003 döneminde 240 firmadaki kamu hisseleri, 22 yarım kalmış şirket, 5 gayrı menkul, 4 elektrik üretim istasyonu, 6 otoyol, 2 köprü, 48 kuruluş ve 1 hizmet birimi özelleştirme programına dahil edilmiş ancak hedefler henüz gerçekleşmemiştir. 41 kamu kurumunun dahaözelleştirilmesi öngörülmektedir. Bunların 29’unda kamu hisselerinin payı % 50’dir. 2004 yılında gerçekleşen PETKİM ve TÜPRAŞ özelleştirme ihalesinde 4 milyar dolar gelir hedeflenmiştir. Kısa ve orta vadede özelleştirme sürecinin hızlanması ümidedilmektedir. IMF’ye verilen niyet mekttupları dolayısıyla Türkiye’de kamu sektörünün hacmi ile ilgili önemli istatistiki çalışma yapılmıştır. Aşağıdaki tablo konsolide bütçe içersindeki 2002 verilerini göstermektedir. Konsolide bütçe harcamaları / GSMH KİT Harcamaları / GSMH Yerel Yönetim harcamaları / GSMH Sosyal Güvenlik Kurumları ? GSMH Muhtelif Fonlar / GSMH Döner sermaye harcamaları / GSMH TOPLAM % 42,6 % 13,8 % 13,97 % 10,4 % 0.7 % 2,18 % 73,65 Türkiye ekonomisinin yaklaşık % 70’inin kamu sektör, sadece % 30’unun özel sektör hakimiyetinde olduğu tablodan açıkça izlenmektedir. Vergi ve Gümrük Mevzuatı 1998 yılında gerçekleştirilen kapsamlı vergi reformu ile bir çok vergi kanunu ve kurumlarında önemli değişiklikler yapılmıştır. Yeni Vergi Kanununun yürürlüğe girmesinin hemen akabinde Rusya Krizinin ortaya çıkmasıyla, para piyasaları dalgalanmış ve krizin önemli bazı etkilerini elemine etmiştir. (?) 1999’da yeni yürürlüğe giren bazı kanun ve kararnameler geçici olarak ertelenmiş veya terkedilmiştir. Aynı yıl deprem zararlarının telafisi amacıyla yeni bazı vergilerle geçici vergiler getirilmiştir. Türkiye’de ihtiyati tedbirler çerçevesinde Bakanlar Kurulu kararı ile geçici vergiler konulması mümkündür. Türkiye’de toplam vergi gelirlerinin GSMH’ya oranı giderek OECD ortalamalarına yaklaşmaktadır. OECD ortalaması detaylı incelendiğinde, sürekli bir artışın bulunduğu anlaşılabilir. Mamafih bazı geçiş ekonomilerinde (hatta bazı olgun ekonomilerde de) vergi yükünün hafiflemesi trendi son erebilir. Doğu Avrupa ülkeleri ve İrlanda gibi ekonomisi hızla gelişen bazı ülkelerde vergi yükünün, 1995 yılına oranla 2000 yılında azaldığı görülmüştür. % 10 oranıyla Türkiye, vergi yükünün inanılmaz hızlı bir oranda artışına sahne olmuştur. Bu durum kamu sektöründeki mali dengesizliğin, bütçede vergi oranlarındaki artışlar ile finanse edilmesi gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Türkiye’de GSMH’daki borç stoğu oranı % 100’den küçük değildir ve tüm vergiler neredeyse sadece faiz ödemelerine gitmektedir. Bu nedenle Türkiye’de kamu sektörünün yenilenmesi girişimleri devam etmektedir. REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 13 TURKEY GSMH’nın % Vergi gelirleri Vergi dışı gelirler Diğer gelir ve fonlar TOPLAM GSMH’nın % Cari harcamalar İç ve dış faiz ödemeleri Transfer harcamaları Yatırımlar TOPLAM Konsolide bütçe açığı 1995 13.8 1.1 2.6 17.5 1996 15.0 1.1 1.8 17.9 1997 16.1 1.4 1.8 19.3 1998 17.2 2.3 2.1 21.6 1999 18.9 2.4 2.3 23.6 2000 21.1 2.8 2.2 26.1 2001 22.5 4.2 1.9 28.1 2002 21.8 4.0 1.0 26.8 1995 1996 21.95 26.45 7.33 10.00 1997 27.39 7.75 1998 29.18 11.54 1999 35.88 13.69 2000 37.19 16.27 2001 2002 45.66 42.30 23.27 18.97 12.42 16.16 15.72 17.62 22.19 24.38 31.72 28.41 1.31 1.70 43.01 54.31 - 4.0 - 8.3 2.18 53.04 - 11.4 1.87 60.00 - 10.5 1.97 73.73 - 16.4 1.97 80.00 -14.7 2.35 2.52 103.0 92.00 -11.4 -11.3 Türk bütçe sisteminde, reel harcamalar cari ve yatırım harcamalardır. Toplam kamu sektörü harcamalarının GSMH’ya oranı 2001 yılı sonu itibariyle % 47.6’dır. Aynı yıl transfer ödemelerinin tüm kamu sektörü içindeki oranı % 52.4’den % 58.9’a yükselmiş ve GSMH’ya oranı % 22.3’ten % 28’e yükselmiştir. Bu artışın başlıca nedeni, özellikle 1998’den sonra faiz ödemelerinin kamu sektörü gelirlerinden daha hızla artmasıdır. 2001’de bütçede faiz ödemeleri % 50’nin üzerinde ve GSMH’ya oranı ise % 23 olmuştur. Bu oran 2002’de % 18’dir. Vergi gelirleri hükümetin işlerini yürütmesi için gerekli harcamalara yetmeyince kamu sektörü açısından yeni vergiler vazedilmesi hükümet için geçerli bir mekanizma haline gelmiştir. Aynı zamanda KİK harcamaları, sosyal güvenlik kurumları, yerel yönetimler ve özel fonlar da bunların üzerine eklenince bu açıkğı artmakta ve özellikle iç borçlanma toplam borç stoğunun hızla yükselmesine yol açmaktadır. 2001 yılı sonunda borç stoğu yaklaşık 80 milyar dolar olmuştur. Bunun % 14.5’ini sabit faizler, % 49.9’unu değişken faizler ve % 35.6’sını da kur farkı güvencesi oluşturmaktadır. Mali Yapı ve Ödeme Mekanizması Türkiye’de ana mali otorite , bir şirket gibi çalışan Merkez Bankasıdır. Mali politikaların uygulanması, para arzının düzenlenmesi ve bankalara kredi verilmesi gibi görevlerinin yanı sıra banknot basılması sorumluluğu da bu kuruma aittir. Bu görevler para politikalarının aletleridir. Mayıs 2001 yılında kabul edilen Merkez Bankası Kanunua göre, Bankanın sorumluluklarından bir diğerini de fiyat istikrarını korumak oluşturmaktadır. REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 14 TURKEY 24 Ocak 1980 sonrasında Yapısal Uyum Programı doğrultusunda, Türk ekonomi ve bankacılık sektörü kapsamlı değişikliklere konu olmuştur. Uygulanan ekonomik politikalarla mevcut kısıtlayıcı hükümler kaldırılmış ve rekabetçi bir ekonomik ortam yaratılması başarılmıştır. Türk ve yabancı bankaların Türk mali piyasalarına giriş çıkışlarının serbest hale getirilmesi ve faiz oranlarının liberizasyonu bankacılık sektörünü kamçılamıştır. Liberizasyon sürecinin sonucunda yeni bankaların sektörde ortaya çıkması kamu sektörünün ekonomi üzerindeki yükünü azaltmıştır. Tüm bankalar sundukları hizmetler ve teknolojik açıdan rekabet içinde olmuşlar ve elekronik bankacılığa geçerek kalitelerini yükseltmişlerdir. 2000 yılına kadar bankaların denetimi Hazine ve Merkez Bankası tarafından yapılmaktaydı. 2000 yılında bu görev için otonom bir organ oluşturuldu. Oluşturulan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK)’na, Bakanlar Kurulunca kabul edilen 4389 no.lu kararname ile mali ve idari özerk verilmiştir. Kurulun bağımsız karar alma yetkisi ve yüksek denetleme yetkisi vardır. Uluslararası bankacılık standartlarına ulaşılması için Kuru, sermaye ehliyeti , risk yönetimi, döviz durumu, bağımsız denetleme ve konsolide mali tablolar açısından tamamen yeni uygulamalarda bulunmaktadır. Bunlara ilave olarak, bankacılık sektöründeki kamu sektörü etkisini giderek azaltmak, özelleştirme ve bankaların ticarileştirilmesi hedefi doğrultusunda önemli gelişmeler sağlanmıştır. Bu dönemde bir kamu bankası olan ve emlak sektöründe faaliyette bulunan Emlak Bank, özelleştirilmiştir. Aralık 2001 Banka Şubeler 46 6.889 Ticaret bankaları 3 2.725 Kamu bankaları 22 3.523 Özel bankalar 6 408 Fondaki bankalar 15 233 Yabancı bankalar 19 Mevduat Kabul 15 Aralık 2002 Banka Şubeler 40 6.087 3 2.019 20 3.659 2 203 15 206 14 19 Aralık 2003 Banka Şube 36 5.946 3 1.971 18 3.591 2 175 13 209 14 17 3 8 3 54 3 3 3 50 Etmeyen Bankalar Kamu Bank. Özel Bank. Yabancı B. TOPLAM 3 9 3 61 4 12 3 6.908 4 12 3 6.016 4 4 3 5.963 Türkiye uluslararası piyasalar ve AB ile mali entegrasyonu arzulamaktadır, bu nedenle hala bankacılık sektöründe reform uygulamalarına devam etmektedir. 2003 yılı itibariyle sektörde aktif değerlerin toplamı 120 milyar dolardır. Bugün Türk bankacılık sektörü mali ve kurumsal yapıları itibariyle önemli bir seviyeye yükselmişlerdir. Geçmiş yıllarda, yüksek teknolojik üretim ve hizmetleri artış safhasında iken, bankalar bazı yeni uygulamalar başlatmıştır; “çağrı merkezleri”, “internet bankacılığı” ve Müşteri Temsilcilikleri gibi. 2003 yılı sonu itibariyle, sektörde toplam 50 banka faaliyet göstermektedir, bunların şube sayısı 5963, personel miktarı ise ülke çapında 123,243’tür. REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 15 TURKEY Sigortacılık Sektörü Yerli ve yabancı sigorta şirketlerinin Türk piyasasına giriş izni 1990 yılında çıkartılmış yeni bir kanunla düzenlenmiştir. Bu kanuna göre, eski sistem yerine elastıki, liberal bir sigorta prim sistemi ( uzun dönemli sağlık sigortaları, hayat ve zorunlu sigortalar hariç) getirilmiştir. Bu, geçen yıllara kıyasla sektörü harekete geçirmiş ve yüksek bir gelişme performansına ulaştırmıştır. 2001’de Türk sigortacılık sektörü 2,052 milyon dolar değerinde prim yaratmıştır (bunun 378 milyon doları hayat sigortasıdır). Öte yandan sektör, ödenen 1,232 milyon dolar tutarındaki tazminatlar vasıtasıyla ekonomiye katkı sağlamıştır. 2001 yılı itibariyle Türkiye’de 64 sigorta şirketi ve 11 değişik branşta faaliyet gösteren 4 reasürans firması mevcuttur. Sigorta sektöründe 15 000 sigortacı çalışmaktadır. EKONOMİK ARKA PLAN Enerji Türkiye’nin başlıca enerji kaynakları; kömür, linyit, petrol ve doğal gazdır. Hidroelektrik ve jeotermal kaynaklar, odun, hayvan/bitki artıkları, güneş ve rüzgar enerjisi de alternatif kaynaklar olarak ayrıca kullanılmaktadır. Elektrik enerjisi ikincil enerji kaynağıdır. Ekonomik gelişmeler, gelişen ve çeşitlenen sinai faaliyetler ve değişen demografik yapıya paralel olarak son 40 yıl içinde birincil ve ikincil enerji kaynakları tüketim miktarlarında önemli değişimler gözlenmektedir. Bu dönemde birincil elektrik tüketimi yıllık % 4.5 oranında ve elektrik tüketimi ise % 10 oranında artış göstermiştir. 2000 yılında birincil elektrik tüketimi bir önceki yıla kıyasla % 4.7 oranında artarak 82.2 milyon tona ulaşmıştır. Bu kişi başına elektrik tüketiminde 1259 kilogram petrole eş değerdir. Birincil enerji kaynaklarının azalması hızlandıkça, kömür ve doğal gaz tüketiminde artış, ancak petrol ürünleri, linyit ve hidroelektrik enerji kaynakları tüketiminde azalış gözlenmektedir. 1996-2000 döneminde, birincil enerji üretimindeki artış % 1.3 düzeyinde sürmektedir. Enerji arzında azalma meydana geldiğinde yetersiz enerji kaynakları ithalat yolu ile karşılanmaktadır. Bugün enerji talebi % 66 oranında dış kaynaklardan karşılanmaktadır. Dışarıdan sağlanan enerji kaynaklarının önemli bir oranını petrol oluşturmaktadır. Son yıllarda doğal gaz tüketiminde inanılmaz bir sıçrama göstermiştir. 2000 yılında elektrik enerji üretimi toplamı 27,264 MW ve ortalama üretim kapasitesi 125 milyar kolavat-saattir. Elektrik üretiminde hidroelektrik santrallerin oranı % 24.7, linyit santrallerinin oranı % 27.5 ve doğal gaz santrallerinin oranı ise % 37’dir. 2000 yılında elektrik tüketimi % 8.3 oranında artarak 128.3 milyar kilovat-saate ulaşmıştır. Kişi başına tüketim miktarı 1,963 kilovattır. REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 16 TURKEY 2005’te birincil enerji ihtiyacının 115.2 milyon ton ve 2010 yılında ise 153 milyon ton petrole eşdeğer olması beklenmektedir. Aynı şekilde elektrik ihtiyacının da 2005’te 195.5 milyar kilovat-saat ve 2010’da 286.6 milyar kilovat-saat olması beklenmektedir. Türkiye çok çeşitli enerji kaynaklarına sahiptir. Kömür, linyit, asfaltit, ham petrol, doğal gaz kaynakları ve uranyum ve toryum gibi bazı fosil rezervleri ile hidroelektrik, jeotermal, güneş, dalga ve biomass gibi yenilenebilir ve tükenmez enerji kaynakları vardır. Fosil kaynakları ülke için yetersiz olmakla birlikte kömür, jeotermal ve hidroelektrik enerji potansiyeli, dünya kaynaklarının % 1’ini oluşturmaktadır. Ulaştırma ve Haberleşme Sektörü Ulaştırma ve haberleşme sektörü % 27.2 oranı ile kamu sektörünün en büyük yatırım payına sahiptir. Sektörün GSMH içindeki payı ise % 16’dır. Mal ve hizmet ulaşımının % 90’ı karayolu ile yapılmaktadır. Demiryollarının oranı % 3.5, denizyollarının oranı % 4.5 ve boru hatlarının oranı ise % 2’dir. Yurt içi ulaşımın % 95’i kara taşımacılığı oluşturmakta, yurtdışı yolcu taşımacılığı hava taşımacılığı vasıtasıyla yapılmaktadır. Kargo taşımacılığı deniz taşımacılığının önemli bir oranını kapsamaktadır. Kara Taşımacılığı Türkiye’de karayollarının toplam uzunluğu 63,167 kilometredir. Son yıllarda otoyol ağı etkileyici bir biçimde genişlemiştir. 2001 yılı sonunda Türkiye’de otoyol uzunluğu 1851 kilometreye ulaşmıştır. 31,376 km. uzunluğunda karayolu, 29,940 km. uzunluğunda tali yol bulunmaktadır. Son yıllarda uluslararası kara taşımacılığına bağlı olarak Türkiye önemli döviz kazanmaktadır. Bu tali sektörden sağlanan toplam gelir yıllık 15.2 milyon dolar civarındadır. Uluslararası ticaretin büyük çoğunluğu kara taşımacılığı vasıtasıyla yapılmaktadır. ((toplam ihracat değerinin %46’sı ile ithalat değerinin % 39’u , 1999 yılında kara taşımacılığından elde edilmiştir) Buna paralel olarak Avrupa’daki taşıma filosu içinde en büyüğü Türkiye’ye aittir. Yüksek değerde malların çoğu kara ve hava taşımacılığı ile yapılmakta, ancak düşük değerdeki mallar ve ham madde taşımacılığı ise deniz yolu ile gerçekleşmektedir. Demiryolu taşımacığı ise sınırlıdır. Deniz Taşımacılığı Uluslararası kargo taşımacılığında deniz taşımacılığı hakim durumdadır. Anadolu’da 6480 km. Trakya’da 786 km ve adalarında ise 8333 km sahil uzunluğuna sahip bulunan Türkiye, ihracatının % 72’sini ve ithilatının % 95’ini deniz taşımacılığı vasıtasıyla yapmaktadır. Şehirlerarası taşımacılğın% 3’ü de deniz yolu ile yapılmaktadır. Türk Deniz Taşımacılık Filosunda 3157 gemi mevcuttur, bu miktarın 87’si kamu sektörüne aittir. Türk filosunun ortalama yaşı 18.86’dır. Hava Taşımacılığı Uzun süre bir tekel durumunda bulunmuş olan Türk Hava Yolları (THY) 1933’te kamu sektörünce kurulmuştur fakat 1956 yılından beri yabancı ve yerli sermayeye sahip bir REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 17 TURKEY şirket durumundadır. 1990’da özel sektörün de girmesine izin verilmesinden sonra THY tekel durumundan çıkmış ve başka havayolu firmaları da sektöre dahil olmuştur. Özel havayolu firmalarının gelişimi Türkiye turizminin gelişimine paralel bir seyir izlemiştir. THY, dünyanın en genç hava filolarından biridir. 2001 yılı itibariyle 70 yolcu ve 1 kargo uçağı dünyada 103 merkeze uçmakta ve 11 000 personele sahip bulunmaktadır. Demiryolları Devlet Demiryolları (TCDDY) Genel Müdürlüğü 10,940 km uzunluğundaki demiryolu ağı vasıtasıyla yolcu ve yük taşımacılığını yürütmlektedir. Bu ağın % 97’si tek hatlıdır. Demiryollarının 2122 km.si elektronik, 2550 km.si işaretle çalışmaktadır. 2000 yılı itibariyle demiryollarının % 2’si yolcu, % 6’sı ise kargo taşımacılığı payına sahiptir. Ayrıca bu hatlar en kısa uluslararası koridoru oluşturmaktadır. IV no.lu PanAvrupa taşımacılık koridoru Türk demiryollarına karşılık gelmektedir. Boru Hatları Türkiye’de ilk boru hattı 1966 yılında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından Batman-Dörtyol (İskenderun Körfezi) arasında yapılmıştır. Bu hat aynı zamanda Diyarbakır’daki Shell ve Mobil üretim alanları ile de ikincil boru hattı olarak irtibatlandırılmıştır. Irak ham petrolünü İskenderun Körfezine ulaştırmak amacıyla 1974 yılında kurulan BOTAŞ, 1987 yılında doğal gaz ihracatı, pazarlaması,satış ve taşımacılığı amacıyla da kullanılmaya başlanmıştır. 2 Mayıs 2001 tarihinde çıkartılan Doğal Gaz Piyasası Kanunu BOTAŞ’ın tekeline son vermiştir. Böylece doğal gaz piyasası rekabete ve üçüncü tarafların katılımına da açık hale getirilmiştir. Irak-Türkiye ham petrol boru hattı, Türkiye’nin en önemli boru hattı olup, Kerkük gibi üretim alanlarını İskenderun Körfezindeki Ceyhan Deniz Terminaline bağlamaktadır. Bu arada Orta Asya ve Kafkasya petrolünü Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlamayı amaçlayan petrol boru hatları yapımı projeleri mevcttur. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın 18 Kasım 1999’da İstanbul’da yapılan zirvesi sırasında, Türkiye, Türkmenistan, Gürcistan ve Azerbeycan arasında, Hazar petrolünü taşıyacak Türkmenistan-Türkiye- Avrupa boru hattı projesinin gerçekleştirilmesi için bir “Hükümetlerarası Deklerasyon” imzalanmıştır. Bunun yanısıra Azerbeycan ham petrolünü Gürcistan üzerinden Ceyhan’a taşımayı amaçlayan Bakü-Tifllis-Ceyhan boru hattı projesine de başlanmıştır. Bu boru hattının kapasitesi 50 milyon ton olup toplam uzunluğu 1730 km.’dir. Ayrıca Azerbeycan-Türkiye doğal gaz boru hattı projesi de planlama aşamasındadır. Doğal gaz ikmal kaynaklarını çeşitlendirme politikası doğrultusunda, 8 Ağustas 1996’da Doğal Gaz Alım Satımı Anlaşması imzalanmıştır. Buna göre 22 yıl süresince İran’dan Türkiye’ye yıllık 10 milyar metre küp doğal gaz taşınacaktır. 2007’de 10 milyar metre küplük bir miktara ulaşılacağı beklenmektedir. Öte yandan 1997’de Rusya ile Mavi Akım Projesi adı altında bir alım satım anlaşması imzalanmıştır. REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 18 TURKEY Buna göre Karadeniz’in 2150 metre altından geçecek 390 km.lik ikili boru hatları ile 16 milyar metre küp doğal gaz taşınacaktır. Haberleşme Türkiye’ye daha etkin bir haberleşme hizmetine ulaştırmak amacıyla Türkiye posta ve telekomünikasyon hizmetleri ayrılmıştır. Türkiye Posta Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Türk Telekomünikasyon Şirketi kurulmuştur. Türk Telekomünikasyon Şirketinin özelleştirilmesi son yıllarda hızlandırılmıştır. Türkiye’de en yüksek teknolojiyi kullanarak mobil haberleşme hizmetini yerine getiren 3 özel GSM operatörü faaliyette bulunmaktadır. Türkiye, 1994 yılında Fransız Aerospatiale Firmasınca üretilen Türksat 1 B haberleşme uydusunu uzaya göndermek suretiyle uydu haberleşme sistemini geliştirmiştir. Bunu 1996 yılında Türksat 1 C uydusu izlemiş ve Ankara yakınlarında 2 kontrol istasyonu kurulmuştur. Şubat 2001’de faaliyete geçmiş bulunan üçüncü uyduyu kontrol etmek üzere, % 75’i Türk Telekomünikasyon Şirketine % 25’i Alcatel Spacecom’a ait Eurasiasat Şirketi kurulmuştur. 2001 yılı itabariyle Türk kablo TV’nin 1 milyon abonesi mevcuttur. 15 milyon civarındada cep telefonu abonesi vardır. Ayrıca değişik tipteki bilgisayar ve terminal arasındaki haberleşmeyi geliştirmek üzere Turpak Network kurulmuştur. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri arasındaki haberleşmeyi yoğunlaştırmak üzere Avrasya Postalar Birliği kurulmuştur. Birliğin ilk kongresi 5-7 Haziran 2001’de İstanbul’da toplanmıştır. Reel Sektör Sanayi Sektörü 1963’ten itibaren uygulanagelmekte olan beş yıllık kalkınma planları doğrultusunda, Türk ekonomisinin ana hedefi “ yüksek büyüme oranı” ve “ sanayi sektöründe yapısal değişiklikler” gerçekleştirmektir.Benimsenen bu politikalar 1980 öncesi ve sonrası değişik sonuçlar doğurmuştur. 24 Ocak 1980’de devreye sokulan Ekonomik İstikrar Programı ve başka tedbirler ekonomi politikalarında reform sürecini başlatmıştır. Bu program ile, mali alanda, uluslararası ticarette ve döviz politikalarında devrim niteliğinde reformlar gerçekleştirilmiştir. “İç talebi karşılayacak ithalat”ın yerine “ihracat yoluyla açık ekonomi” anlayışı geçmiş ve değişim başlatılmıştır. Türk sanayiinin gelişmesi ve dünya piyasaları ile entegrasyonu için serbest bölgeler ve uluslararası fuarlar etkin kılınmıştır. Sanayiinin iyileştirilmesi girişimlerinin sonucu olarak toplam ihracat içinde sinai ürünlerin oranı 1980’de % 36 iken 2003’de % 92.7’ye yükselmiştir. Endüstriyel büyümeminin güdüsü muhakkakki özel sektörün rolünün ve dinamizminin artması olmuştur. Son yıllarda özelleştirme girişimlerinin hızlanması, hiç şühesiz Türk sanayiinde yapısal islahat açısından direk olumlu etkiler yaratmıştır. Bunun da ötesinde kamu sektörünün sinai yatırımlarında da azalma meydana gelmiştir. REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 19 TURKEY Bütün bunlara ilave olarak verimlilik artışı, uluslararası rekabet gücü ve küçük ve orta ölçekli sanayiin katma değeri alanlarında da gelişmeler sağlanmıştır. Türk sanayiinin yıllık büyüme oranı (The annual growth rate of Turkish endustry) 12% 10% 8% 6% 4% 2% 0% -2% 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 -4% -6% -8% -10% Son yıllarda organize sanayi bölgeleri yapımı ve geliştirilmesi ile küçük sanayi siteleri yapımı ve yurt sathına yaygınlaştırılması ağırlık kazanan girişimlerden olmuştur. 349 küçük sanayi sitesindeki işyerlerinin toplam sayısı 2001 yılında 81,453’e ulaşmıştır. 16,139 hektar’da inşa edilen organize sanayi bölgelerinin sayısı 65 olmuştur. 2001 yılı GSMH kompozisyonu incelendiğinde, sınai üretimin oranının % 25.6’ya ulaştığı göze çarpmaktadır. 2000 ve 2001 yılında meydana gelen ekonomik krizler, faiz oranlarının ve enflasyonun yükselmesi, döviz kurunda dalgalanmalar ve ekonomik ortamda kaos gibi sonuçlar doğurmuştur. Bu durum sanayi üzerinde önemli etkiler yaratmıştır. Bu gelişmeleri takiben Mayıs 2001’de “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” devreye sokulmuştur. Bu çerçevede reel sektörde, dolayısıyla sanayide bir çok tedbir öngörülmüştür. 2000 yılında sınai üretim % 8.8 oranında artmış, 2001 krizini müteakip üretim % 8.6’’ya düşmüştür. 2000 yılında kapasite kullanım oranı % 75.9 iken 2001 yılında bu oran % 71.1 olmuştur. Üretimde azalmanın gerçekleşmesi ve 2001 devalüasyonu sonrasında toplam ithalat içinde sanayiinin payı 39 milyar dolar ile % 96.4’ten % 25.3’e düşmüştür. Aynı yıl sınai üretim ihracatı % 12,1 oranında artarak 28.9 milyar dolara yükselmiştir. AB ülkelerinin payı, toplam ihracatın % 51.6’sı ve toplam ithalatın % 44.6’sıdır. Türkiye’nin dünya piyasalarına entegrasyonu çabaları bütün hızıyla sürmektedir. Türk sanayii, yatırımları ve özellikle Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile ortaklıkları ile öncelik elde etmiş bulunmaktadır. Gümrük Birliği Anlaşması da ekonomiye yüksek bir rekabet gücü sağlamıştır. Gıda sanayii ürünlerinin serbest dolaşımı alanında AB teknik kodifikasyonları ve Ortak Ticaret ve Rekabet Politikaları doğrultusunda birçok yapısal değişim gerçekleştirilmiştir. Gıda Sanayi REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 20 TURKEY Toplam sanayi üretimi içinde gıda sanayinin payı % 20’dir. Katma değerin en büyük bölümü özel sektör tarafından üretilmektedir. Tekstil Sanayi Tekstil sanayii, Türk ekonomisinin gelişmesinde ana direktir. Tekstil ve konfeksyonda Türkiye, dünya piyasasında önde gelen ülkelerden biridir. Türkiye dünya pamuk üretiminde % 85’lik pay ile 6. sırada yer almaktadır. Ülke tekstil ihracatının % 85’i pamuk ürünlerinden oluşmaktadır. Tekstil ürünlerinin % 35-$=’ı ihraç edilmektedir. % 60 ile kumaş üretimi tekstil sektöründe en büyük paya sahiptir. Türkiye tüm ülkeler içinde tekstil ihracatında 15. ve kumaş ihracatında 7. sırada bulunmaktadır. AB ülkeleri içinde de aynı konuda 6. ve 2. konumdadır. Türk tekstilinin en önemli müşterileri; Almanya, ABD, İngiltere, Fransa, Hollanda ve Rusya Federasyonu’dur. Tekstil sektöründe özel sektörün payı % 95’e varmaktadır. Sektörde toplam 2.5 milyon kişi istihdam edilmektedir. Deri ve Deri Ürünleri Sanayii Üretim ve ihracat bakımından deri ve deri ürünleri Türkiye’nin en önemli sektörlerinden biridir. Özellikle İstanbul-Tuzla, Tekirdağ-Çorlu Organize Deri Bölgelerinin ve İzmir-Menemen Deri Serbest Bölgesi’nin faaliyete geçmesi ham deri işleme kapasitesinin artmasına yol açmıştır. Bu bölgeler ve özellikle İzmir-Menemen Bölgesi’ yerli ve yabancı yatırımcılara cazip fırsatlar sunmaktadır. Deri ve deri ürünleri sektörü imalat sektöründe % 1.1 paya sahiptir ve toplam sanayi içindeki istihdam oranı da % 1.5’tir. 210 milyon dolar değerindeki ihracat hacmiyle bu sektör ülke ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. Kimya Sanayii Sanayi sektöründe kimya sanayii % 5.5’lik bir paya sahiptir. Giderek gelişmekte olan sektör diğer bir çok sektöre de girdi sağlamaktadır. 2000 yılı ihracat değeri 1,382 milyon dolardır. Türkiye’de 270’i büyük boyutta olmak üzere toplam 970kimyasal firma mevcuttur. Otomotiv Endüstrisi Türk otomotiv endüstrisinin başlangıcı 1950’lere kadar uzanmaktadır. 1954 yılında askeri jip ve van üretimi başlamış ve ticari kamyon ve otobüs üretimine geçilmiştir. İlk otobüs üretimi 1966 yılında olmuştur. Otobüs üretimi OTOSAN tarafından başlatılmış ve TOFAŞ ve RENAULT yatırımları ile giderek gelişmiştir. Türkiye’de f aaliyet gösteren 15 otomativ firmasının 10’u Avrupa’ya aittir. 2001 yılında 270,685 araç üretilmiştir, bunun 175,000’i otomobil, 95,000’i ticari araçtır. Aynı yıl 195,715 araç satılmış ve 9000’i ihraç edilmiştir. 2001 yılında otomativ sektörünün birincil ve ikincil üretimi ihracat değeri 2.7 milyon dolar değerindedir. Birincil ihracat pazarları Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, Romanya, Mısır ve Rusya Federasyonu’dur. REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 21 TURKEY Sektör açısından en önemli olgu iyi kalifiye insan gücüne sahip olmasıdır. Sektörde doğrudan ve dolaylı çalışanların sayısı 500 000’dir. Elektronik Sanayii Enformasyon ve haberleşme teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak Türkiye’de en çok gelişen ve inkişaf eden sanayilerden biri de elektronik sanayiidir. Son yıllarda, bilgisayar, telekomünikasyon ve tüketimi yan sektörlerinde önemli gelişmeler yaşanmıştır. Türk Elektronik Sanayyi Birliği verilerine göre, sektörün 2000 yılı üretimi 2.9 milyon dolar değerinde üretim yapmış ve toplam 1.4 milyar dolar değerinde ihracata ulaşmıştır. İhracatın % 62’sini tüketim araçları oluşturmaktadır. Bu tali sektörde renkli TV önemli bir kategoriyi oluşturmaktadır. 2000 yılında 844.4 milyon dolar değerinde renkli TV ihracatı gerçekleştirilmiştir. Dayanıklı Sanayi Malları Endüstrisi Yerli talebin giderek artmasının bir sonucu olarak beyaz eşya sektörü canlı bir döneme girmiştir. 2000 yılı sektörün zirve yıllarından biridir; buzdolabı ve çamaşır makinesi talebi 1.5 milyon ve bulaşık makinesi ile fırın talebi 500.000 olmuştur. Sektör önemli bir teknolojik gelişme yaşamaktadır ve gerek pazarlama gerekse hizmet gücü açısından dünya pazarlarında rekabetçi bir güce kavuşmuş bulunmaktadır. Sektör 1999 yılından beri net ihracatçıdır ve 2001 yılında 600milyon dolar değerinde ihracat gerçekleşmiştir. Kuyumculuk Türkiye’nin köklü bir kuyumculuk-mücevherat geleneği vardır. Kanuni Sultan Süleyman devrinde İstanbul dünyanın mücevher merkezidir. Bugün de mücevher alanında Türkiye haklı bir şöhret edinmiştir. Telkari, Savat ve Hasır gibi bazı özel Türk motiflerine ilgi büyüktür. Türk ihracat pazarından yeni olmasına karşın mücevher sektörü son yıllarda iyi bir duruma gelmiştir. 1995 yılında mücevher üretimi 60 milyon dolar iken 2000 yılında 394 milyon dolara yükselmiştir. Mücevher üretiminin büyük bir bölümü gümüş ürünleridir. En önemli ihracat pazarları ABD, Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail, İtalya ve İsviçre’dir. Bu ülkelere yapılan ihracat Türk mücevher üretiminin % 80’ini oluşturmaktadır. Tarım Sektörü Türkiye tarım ve hayvancılık alanında komşu ülkelere kıyasla üstün bir konuma sahiptir ve tarımsal üretim bakımından kendi kendine yeten nadir ülkelerden biridir. Toprak büyüklüğü bakımından Türkiye dünyanın en geniş ülkelerinden biridir. Toprakların % 16’sı çayır ve mera, % 26’sı orman ve % 25’i de tarım arazisidir. Tarım topraklarının toplamı 1940 yılında 14.8 milyon hektar iken 2000 yılında 26.5 milyon hektar olmuştur. Tarımsal arazinin % 83.5’inde kuru tarım, geri kalanında ise sulamalı tarım yapılmaktadır. 2000 yılı verilerine göre toplam tarımsal üretimin % 68.3’ü bitki üretimi, % 25.7’’si hayvancılık, % 2.7’si ormancılık ve % 3.3’ü ise su REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 22 TURKEY ürünleri üretimi (aquaculture)’ne hasredilmiştir. Bitki üretimi hasadını oluşturan meyve, sebze üretiminin oranı ¾ olup tahıllar, tüm bitki üretiminin başında gelmektedir. 2000 yılı itibariyle Türkiye; fındık, incir ve kaysı üretiminde birinci sırada, sebze, üzüm ve tütün üretiminde dördüncü, buğday ve pamuk üretiminde ise yedinci sırada bulunmaktadır. Son yıllarda, sulamalı ekim ve buna ilişkin altyapı gelişimine olan devlet desteği, Türk tarımının gelişmesi üzerinde olumlu bir etki yapmıştır. Bunlardan en önemlisi şüphesiz Güneydoğu Anadolu Projesi (SAP)’dir. Bu proje ile tarımsal üretimde ,özellikle pamuk, baharat, pirinç, yağlı tohumlar ve pamuk üretiminde- korkunç bir çeşitlenme ve artış beklenmektedir. 1980’de GSMH içinde tarım sektörünün payı % 26.1’dir. Bu oran azalmış ve 2001 yılı sonunda % 14’e gerilemiştir. İstihdam açısından tarım sektörünün payı % 42’dir. GSMH içinde tarım sektörünün payının azalması, tarımsal üretimin düştüğü anlamına gelmemekte fakat, sanayileşmeye yönelik politikaların benimsenmesiyle milli hasıla içinde sanayi sektörü payının arttığını göstermektedir. Gerçekten de sanayi sektöründeki gelişmelere paralel olarak, tarım sektöründe de modern teknolojiler ve yeni tarımsal yönetim teknikleri geliştirilmektedir. 2001 yılı içinde tarımsal ürünler ihracatı 4.5 milyar dolardır. 2001 yılında GSMH’nın % 12.9’unu tarım ve % 25.3’’ünü sanayi sektörü oluşturmaktadır. 2001 yılında tarımın payı % 6.1 ve sanayinin payı da % 7.5 oranında azalmıştır. Tarım sektöründe yıllık büyüme 12% 10% 8% 6% 4% 2% 0% 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 -2% -4% -6% -8% 1999 Helsinki Zirvesi ile başlayah süreç ile Türk tarım sektörü Avrupa Birliğig müktesebatı doğrultusunda yenilenmiştir. Bu çerçevede 2001 yılında Müstahsil (Yetiştirici) Kayıt Sistemi getirilmiş ve 2.3 milyon müstahsil kayıt yaptırmış, bunlara 1.2 katrilyon TL karşılığı kredi Gelir Desteği fonundan sağlanmıştır. Ayrıca Tarımsal Destek ve Rehberlik Kurulu kurulmuştur. Yetkililer tarımsal faaliyetlerin, Kurul tarafından yaratılan gelirler vasıtasıyla tek bir organ tarafından düzenlenmesini, REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 23 TURKEY Tarım Bakanlığı’nın bazı görevlerinin birlikler, bazı firmalar ve diğer legal özel kuruluşlara devredilmesini amaçlamaktadır. Hayvancılık Toplam tarımsal üretimi içinde hayvancılığın oranı % 20 ile % 25 arasında değişiklik göstermektedir. Bu oranın orta vadede, Tarımsal Reform Programı çerçevesinde % 70’lere yükseltilmesi hedeflenmektedir. 2000 yılında sığır miktarı 11 milyon ve koyun miktarı ise 28.4 milyondur. İnşaat Sektörü Türkiye’de inşaat sektörü, diğer sektörleri harekete geçiren ve motive eden lokomotif sektör durumundadır. Diğer sektörler inşaat sektörüne girdi sağladığında gelişen inşaat sektörünün GSMH içindeki payı % 33’e ulaşmaktadır. İstihdama katkısı % 15 civarındadır. Türk inşaat şirketlerinin yurt dışındaki faaliyetleri, diğer sektörlerle bağlantılar, döviz ve istihdam potansiyeli bakımından önemli bir yan sektör durumundadır. Bu faaliyetler Türkiye’de, GSMH’nın ve istihdam oranının % 6’sını oluşturmaktadır. Yurtdışındaki Türk inşaat sektörü, uluslararası iş hacminde % 2-3 oranında bir büyüklüğe sahiptir. Bu sektör, 50 ülkede 1300 proje ile özellikle Orta Asya ve Rusya piyasalarına odaklanmıştır. Türk firmalarının bugün toplam inşaat hacmi içindeki ihale değeri 50 milyon dolar civarındadır. 1972-19999 döneminde Türk firmalarının uluslararası inşaat faaliyetleri içindeki kompozisyonu şu şekildedir: Libya % 34, Rusya Federasyonu % 21, Suudi Arabistan % 11, Kazakistan % 5, Pakistan % 4, Irak % 4, Türkmenistan % 3 ve diğerleri % 18. 1990 sonlarına doğru Libya’nın payı giderek büyüyerek % 34’e ulaşmıştır. 1998 Rusya krizi dolayısıyla Rusya ve diğer Orta Asya ülkelerinin bundan etkilenmesiyle Türk firmaları piyasada önemli sorunlarla karşılaşmışlardır. Buna bağlı olarak yeni inşaat değerleri 1990-1998 döneminde 3 milyar dolardan, 1999-2002 döneminde 1 milyar dolara düşmüştür. Sektörün gsmh içindeki net payı 2000 yılında % 6 iken, ekonomik krizin etkileri dolayısıyla 2002 yılında bu oran sabit fiyatlarla % 4.6 olmuştur. İnşaat sektörünün, üç aylık dönemlerle yıllık GSMH içindeki payında artış Sarı: İnşaat sektörü Mavi: GSMH REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 24 TURKEY 15 11,1 10 4,2 4,34,9 5 11,5 10,4 7,9 7,2 6,77,6 7,4 3,7 2,7 -8,3 -9,1 2003-II 2003-I -3,3 2002-IV 2002-III 2002-II -3,6 2002-I 2001-IV -3,3 -5,2 -5,8 -10 -15 2001-III 2001-II 2001-I 2000-IV -1,3 2000-III -5 2000-II 0 2000-I 0,4 -9,6 -11,8 -12,3 -12,3 -14,5 -17 -20 İnşaat GSMH 2002 yılı içindeki % 2.7’lik artış dışında, 2001 yılı başından itibaren inşaat sektörü azalmaktadır. Yine yukarıdaki tablodan görüldüğü gibi, 2003 yılının ilk üç ayında, sektör % 17 oranıyla ve ikinci üç ayda % 14.5 ile daha küçülmüştür. Sektördeki bu olumsuz gelişmelere rağmen, 2003 yılı itibariyledünyadaki toplam inşaat faaliyetlerinin % 10’u Türk firmalarınca yürütülmektedir. SIS istatistiklerine göre inşaat sektörü, inşaat malzemeleri üretimi dolayısıyla hizmet sektörü içinde sayılmaktadır. Türkiye’de tekstil ve gıda sektörlerinden sonra inşaat malzemeleri nin üretim kapasitesi, % 10 oranıyla 3. sırada bulunmaktadır. Ayrıca sektör Türkiye ihracatının % 10’unu oluşturmaktadır. Yıllık ihracat geliri 2.5-3 milyar dolar civarındadır. Türkiye, inşaat malzemeleri üretiminde dünya çapında en büyük ülkelerden biridir. Seramikte Avrupa’da 3. ve dünyada 5.’dir.Avrupa’daki rakipleri İtalya ve İspanya’dır. Dünyadaki rakipleri ise Çin ve Brezilya’dır. Çin’in yıllık seramik üretimi 1.4 milyar metre kare iken, Türkiye’nin üretimi 200 milyon metre karedir. Çimento üretiminde Türkiye Avrupa’da 3. ve dünyada ilk 10 içindedir. Demir-çelik üretiminde ilk 20 ülke içinde bulunmakta ve cam üretiminin % 35’ini ihraç etmektedir. Turizm Türkiye; tarih, kültür ve tabii güzelleklere sahip nadir ülkelerden biridir. Yılın dört mevsimini yaşayan bölgeleri, yeşil ormanları, kış sporlarına uygun yüksek karlı dağları, temiz sahil ve plajları, termal tesis ve ılıcaları, misafirperver insanları ve leziz mutfağı ile Türkiye şüphesiz turizm bakımından ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Son yıllarda dış ticaret gelirlerinin artamsında turizm gelrlerinin artışı büyük bir paya sahiptir. 2003 yılında turizm gelirleri 11 milyar dolar olmuştur. Yıllık turist sayısı REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 25 TURKEY 16000000 14000000 12000000 10000000 8000000 6000000 4000000 2000000 0 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Turist sayısında ve turizm gelirlerindeki sürekli artış, sektörde önemli gelişmeler olduğunun göstergesidir. 2001 yılında Türkiye’ye gelen turist sayısı 11.6 milyonun üzerindedir. 2003 yılında bu rakam14 milyona ulaşmış ve net turizm geliri 11 milyar doları bulmuştur. Dünya Turizm Kurumu’nun hazırladığı “Turizm: 2020 Avrupa Vizyonu” raporuna göre, 2020 yılında Türkiye bölgenin 4. büyük ülkesi olacak ve 40 milyar dolarlık turizm gelirine sahip olacaktır. Türkiye’nin 2020 hedefi ise; 60 milyon ziyaretçi ile yıllık 50 milyar dolar gelirdir. Dış Ticaret 24 Ocak 1980’de yürürlüğe giren Ekonomik İstikrar Tedbirleri, Türk ekonomisi için bir dönüm noktasıdır. Vergi iadeleri, düşük faizler, ve aynı zamanda üretici olan ihracatçılara gümrük muafiyetleri gibi desteklerle ilk defa olarak ihracata büyük önem verilmiştir. 1984’ten sonra liberalizasyon ile de iç piyasa rekabete açılmış, ithalatta büyük gelişmeler kaydedilmiştir. Gerçi bu dönemde ihracattaki gelişme daha büyük bir değere sahiptir: sinai üretimin gelişmesiyle tarımsal ihracat artış göstermiştir. 1980 yılında 11 milyar dolar olan dış ticaret hacmı, 2000 yılında 82.3 milyar dolara, 2001 yılında 91 milyar dolara, 2002’de 71.7 milyar dolara, ve nihayet 2003’de 118 milyar dolara yükselmiştir. GSMH içersinde dış ticaretin payı, küreselleşme açısından iyi bir gösterge olarak, 1980’de % 16 iken 2003’de % 40’a çıkmıştır. Gümrük Birliği’ne girilen 1996 yılı sonunda Türk ekonomisinin dış ticaret açığı 20 milyar dolardı. 1997’de ihracat % 13 oranında artarak 26.2 milyar dolar olmuştur, bu arada ithalat da % 11.3 oranında artmış ve 48.6 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Dünya Ticaret Örgütü’nün hazırladığı “Dünya Ticaretinde Gelişmeler” raporuna göre Türkiye, dünyanın en tepedeki ekonomileri arasında yer almaktadır. Türkiye’de yıllık dış ticaret göstergeleri (Annual international trade indicators of Turkey) REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP TURKEY 26 Dış ticaret hacmi (milyon $) İthalat (milyon $) İhracat (m. $) Tic.dengesi (milyon$) GSMH dengesi (%) 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 57.345 75.694 80.669 76.584 69.513 85.224 75.772 91.678 117.099 35.709 43.627 48.559 45.921 40.671 54.503 40.410 50.146 64.741 21.636 23.225 26.261 26.973 26.588 27.775 31.334 36.059 45.884 -14.073 -20.402 -21.586 -18.948 -14.083 -26.728 -9.076 -14.087 -18.857 7.7 5.7 7.9 6.9 5.6 11.1 3.1 4.6 5.6 İhracatın İthalatı Karşılama Oranı Bu oran 1990’larda % 50 civarında idi, ancak 1994 krizi sırasında % 77.8 olmuştur. 1995 yılında % 53.5 oranında artan ithalat, oranı % 60.6’ya indirmiştir. İhracatın ithalatı karşılama oranı 1997, 1998, 1999 yıllarında giderek artarak % 54.1, % 58.7, % 65.3 olmuştur. 2000 yılında önemli bir düşüş gerçekleşmesine karşın 2001 yılında yine artarak % 70’e varmıştır. Öte yandan AB ile entegrasyon sürecinde Avrupa ticaretinde daha yüksek paylara yükselip, üçüncü dünya ülkeleri piyasalarında daha rekabetçi bir güce ulaşılması beklenmektedir. Gelecek 20 yıl içersinde ekonominin % 5-6’lar düzeyinde büyüyeceği varsayılarak, ithalatın 560 milyon dolar seviyelerinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. 1995-2003 döneminde ithalat ve ihracat (milyon dolar) Mavi : ihracat Pembe: ithalat REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 27 TURKEY İhracat Özellikle 1998 ikinci yarısından itibaren artan ekonomik sorunlar etkilerini göstermiş ve GSMH’da, verimlilik ve kapasite kullanımı alanlarında olumsuz gelişmeler meydana gelmiştir. Öte yandan 1997 küresel ekonomik kriz ve 1998’deki Rusya krizinin olumsuz etkilerinden Türk ekonomisi kendini kurtaramamıştır. Bunlara ilave olarak deprem ve buna bağlı tabii afetlerin de etkisiyle ekonomi % 6.1 oranında küçülmüş bu da tabiatıyla ihracata yansımış ve ihracat - 1989’dan beri ilk kez 1999’da % 1.4 oranında azalmıştır. İhracat açısından 2000 zor bir yıl olmuştur. Zira enflasyon oranı , Ekonomik Program tarafından öngörülen döviz değişim kuru artış oranından daha yüksek olmuştur. İlaveten Türk Lirasının Euro karşısındaki gerçek değerine ve iç pazardaki talebe bağlı olarak, ihracattaki artış gerilemiştir. 2000 yılında ihracat artışı sadece % 5.5 ile 27.8 milyar dolar olmuştur.(bu miktar 46 milyar dolardı) Yılık ihracat miktarları ( milyon dolar) REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 28 TURKEY 50000 45000 40000 35000 30000 25000 20000 15000 10000 5000 0 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Sektoral Structure of Exports İhracat Milyon $ 1. Tarım ürünleri i- Gıda Hayvan ve gıda Hayvan Tahıl, tahıl ürünleri Meyve-sebze Bal, şeker Hayvan yemi Diğer gıda İçki,tütün,sigara - alkollü,alkolsüz içki - tütün ve tütün ürünleri Hayvansal ve bitkisel yağ Yağlı tohumlar, bitkiler ii. Tarımsal hammadde Deri, ham deri Doğal, sentetik kauçuk Doğal mantar, ağaç Odun ve kağıt hamuru Dokuma ipliği Diğer tarımsal ve ham madde 2. Maden ürünleri i. maden cevheri ii. madeni yağ Kömür Petrol ve türevleri Doğal gaz Elektrik ii. Metal (demir hariç) 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 4.949 4.556 5.470 5.133 5.053 4.688 4.442 4.084 3.855 3.543 4.349 3.997 4.052 3.668 3.559 85 507 2.219 211 15 522 742 105 638 232 23 392 4 14 18 0 4.078 83 637 2.466 270 8 616 754 71 683 271 30 337 3 9 31 0 3.711 48 581 2.357 232 5 548 645 55 590 239 33 365 22 8 30 1 3.189 12 379 2.132 217 6 444 603 41 562 256 36 358 10 9 24 0 2.891 2 406 1.817 239 10 416 529 37 491 100 23 313 26 10 16 1 3.316 44 327 2.142 343 25 435 471 36 435 180 29 352 31 5 40 0 3.118 31 299 2.062 183 13 530 426 41 385 98 27 384 34 5 36 1 78 82 84 82 64 56 76 991 418 275 1 250 9 15 298 992 462 192 1 169 11 11 338 1.034 409 259 2 233 9 15 365 1.078 423 337 1 308 13 14 319 1.157 454 329 2 292 15 20 374 1.236 406 445 4 399 21 20 386 1.497 455 691 2 651 23 16 351 REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 29 TURKEY 3. Sanayi i. Demir-çelik ii. Kimyasallar Plastikler Ecza mamulleri Diğer kimyasallar iii. Diğer ara mamuller Hazır deri, hayvan postu Kauçuk ürünleri Orman ürünleri, mantar Kağıt, karton Metal dışı mineraller Çimento, alçı, inşaat mlz Cam ve cam mamulleri Diğerleri Metal mallar iv. Taşıt &nakliye araçları Otomativ sanayii ürünleri Ofis ve haberleşme maki. Diğer taşıt ve nakil araçları Elektrik üreten makineler Elektriksiz makineler Diğer nakil araçları Elektrikli makine ve araç v. Tekstil sanayii vi. Hazır giyim Deri ve kürk giyim Diğer giyim vii. Diğer tüketim maddeleri Isıtma,aydınlatma ve kimyasal aletler Mobilya Seyahat malzemeleri Ayakkabı Bilimsel ölçü ve kontrol aletleri Diğer tüketim malları 4. Diğer ürünler TOPLAM 17.256 1.926 999 196 97 705 1.602 44 251 52 127 693 221 254 218 434 3.012 806 331 1.876 19.769 2.248 1.169 235 114 820 1.875 62 278 44 156 838 279 323 236 497 3.364 665 492 2.206 20.866 1.824 1.152 245 120 787 2.035 60 327 41 154 845 273 328 244 607 4.092 800 896 2.395 21.023 1.737 1.121 248 127 746 2.054 49 339 45 150 857 287 306 264 614 5.037 1.438 8197 2.780 22.699 1.865 1.243 299 148 796 2.280 48 373 48 166 1.015 371 363 281 629 5.740 1.531 1.017 3.192 25.661 2.500 1.367 383 153 831 2.625 52 453 69 242 1.097 437 381 279 711 7.153 2.336 1.045 3.771 30.288 2.831 1.523 405 164 954 3.140 47 509 82 307 1.311 558 413 339 883 8.632 3.174 1.606 3.852 92 505 320 960 2.724 6.076 347 5.729 918 134 111 612 516 967 3.352 6.697 407 6.289 1.065 137 158 677 558 1.002 3.557 7.074 357 6.717 1.132 158 138 737 937 968 3.478 6.516 308 6.208 1.080 155 149 844 1.094 1.106 3.706 6.586 343 6.243 1.279 167 195 964 1.250 1.362 3.943 6.661 374 6.287 1.413 185 183 1.109 947 1.613 4.268 8.094 389 7.705 1.800 270 87 38 151 39 91 40 209 42 111 36 186 56 140 31 110 48 178 34 114 53 197 40 126 59 288 43 132 65 468 28 23.224 545 30 26.261 585 22 26.974 596 45 26.587 734 63 27.775 807 89 31.334 1.002 222 36.059 REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 30 TURKEY Türkiye’nin Ülkeler Bazında İhracatı (milyon dolar) Toplam İhracat OECD Ülkeleri - ABD AB Ülkeleri - Almanya - İtalya - İngiltere - Fransa - Hollanda - İspanya - Belçika - Yunanistan EFTA Ülkeleri Diğer Avrupa Ülkeleri Ortadoğu Ülkeleri - Suudi Arabistan Afrika Ülkeleri Bağımsız Devletler Topluluğu 1999 2000 2001 2002 2003 26587 18056 2437 14348 5470 1685 1830 1570 932 751 623 407 362 1202 2205 367 1659 1531 27775 19006 3135 14510 5180 1789 2037 1657 874 714 647 438 324 2278 2553 387 1373 1649 31334 20615 3126 16118 5367 2342 2175 1895 892 950 688 476 316 2658 3582 501 1521 1978 36059 23533 3356 18459 5869 2376 3025 2134 1055 1125 693 590 409 3447 3576 555 1697 2279 46878 30263 3736 24350 7453 3167 3659 2818 1520 1781 871 903 533 4687 5037 739 2111 2937 Kaynak: SIS İthalat 1984 yılına kadar Türkiye ithal ikamesine dayanan bir dış ticaret politikası izlemiştir. Ancak iç talebi karşılamayan malların ithalatına izin verilmiştir. Bunun sonucu olarak ithalat, enerji ham maddeleri, makine ve nakliye araçları ile kimyasal ürünlerle sınırlı kalmıştır. Diğer alanlarda piyasa, prensipte yabancı üreticilerin rekabetine kapalı tutulmakta ve yerli sanayi korunmaktaydı. 1984’te rekabetçi, ihracata dayalı ekonomik politikalar benimsenmiştir. 1980’lerde başlayıp 1990’larda hızlandırılan gümrük indirimleri, bürokratik işlemlerden kaynaklanan engellerin azaltılması, şeffaflık ve sadelik gibi yapısal ve kurumsal bazı değişimlerin hayata geçmesiyle ithalat, çeşitlilik, kompozisyon, değer ve miktar bakımından artmıştır. Bazı bölgesel ve küresel değişimler, Dünya Ticaret Örgütü’nün kurulması ve Türkiye’nin Gümrük Birliği çerçevesinde bu örgütle entegrasyonu, uluslararası dinamiklerin artması Türkiye ithalat politikasını şekillendiren faktörler olmuştur. Son yıllarda, ekonomik krizlerden kaynaklanan GSMH değerindeki değişimler nedeniyle ithalat dalgalanmalar göstermiştir. 1994 krizini takibeden 3 yıl süresince büyüme oranı önemli ölçüde büyük olmuş ve Türk Lirasının değeri dominant posizyonda kalmış, 1995-97 döneminde ithalat % 27.7 oranında artış göstermiştir. Son 2-3 yılda, genel ekonomik eğilimlere bağlı olarak ithalat yılda % 4.1 oranında azalmıştır. 2003 yılında ithalat 68.7 milyar dolar olmuştur. REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 31 TURKEY İTHALAT (milyon $) 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 1. Tarım ürünleri i. Gıda Hayvanlar ve ürünler Hayvanlar Tahıl ve tahıl ürünleri Meyve, sebze Bal ve şeker Hayvan yemi Diğer gıda İçki, tütün, tütün ürünl. Alkollü-alkolsüz içki 4.866 2.831 1.776 167 788 101 294 150 277 296 19 277 509 250 2.035 677 242 183 4.926 2.649 1.426 19 719 176 44 184 285 393 10 383 507 260 2.278 589 205 167 4.321 2.311 1.165 26 480 183 14 158 304 319 12 307 521 305 2.010 373 167 186 3.398 2.038 1.075 24 418 159 17 176 281 308 15 293 436 219 1.360 102 135 157 4.156 2.133 1.159 33 408 193 16 207 302 365 15 351 375 233 2.023 225 161 183 3.079 1.487 736 23 193 118 12 136 254 296 13 283 321 134 1.593 275 130 99 3.995 1.912 1.055 16 392 142 20 144 341 218 10 208 415 223 2.083 453 183 121 127 732 74 144 1.089 83 153 1.022 108 164 703 99 238 1.117 99 149 866 73 192 1.031 104 8.079 1.350 5.914 624 3.998 1.280 12 815 30.526 1.970 5.777 1.381 636 3.759 2.512 278 258 72 711 430 27 8.417 1.389 0.063 626 3.716 1.636 84 965 34.996 2.334 6.476 1.657 811 4.008 2.523 284 277 76 698 416 44 6.589 1.187 4.506 521 2.575 1.295 114 896 34.739 2.230 6.579 1.647 1.019 3.912 2.546 199 311 99 707 457 64 7.134 942 5.375 345 3.482 1.467 81 816 29.917 1.565 6.288 1.536 1.159 3.593 2.251 125 282 75 736 377 53 11.682 1.048 9.529 676 5.643 3.079 132 1.105 38.482 2.422 7.415 1.872 1.345 4.198 2.802 230 369 148 927 394 60 9.859 709 8.339 348 4.675 3.154 162 811 27.153 1.803 6.243 1.482 1.345 3.416 2.108 249 227 71 636 287 32 11.656 1.362 9.204 749 5.411 2.915 128 1.090 34.023 2.198 7.909 2.064 1.721 4.123 2.681 296 330 112 831 380 29 170 234 763 15.806 2.847 2.067 10.892 552 6.758 2.052 166 206 772 18.642 4.322 2.733 11.587 947 6.872 1.970 187 205 773 18.232 4.030 3.295 10.907 1.080 6.285 1.536 153 171 656 15.378 3.303 4.272 7.803 685 4.159 1.221 157 177 733 20.509 5.854 5.468 9.187 656 4.905 1.701 118 138 638 12.701 2.126 2.709 7.865 1.408 3.776 1.340 151 200 730 15.609 2.794 3.180 9.636 1.277 5.472 1.202 Tütün ve tütün mamulü Hayvani-bitkisel yağ Yağlı tohum ve meyveler ii.Tarımsal hammadde Deri, ham deri, post Doğal, sentetik kauçuk Doğal mantar ve ağaç Ağaç hamuru ve kağıt Dokuma ipliği Diğer tarımsal ve hayvani hammadde 2. Maden ürünleri i. maden cevheri ii. Madeni yağ Kömür Petrol ve türevleri Doğal gaz Elektrik iii.Demir dışı metaller 3. Sanayi i. Demir ve çelik ii. Kimyasallar Plastikler İlaç Diğer kimyasallar iii. Diğer ara ürünler Hazır deri, ham deri,post Kauçuk ürünler Mantar ve orman ürünleri Kağıt, karton Metal dışı mineral ürünleri Çimento, alçı ve diğer inşaat ürünleri Cam ve cam ürünleri Diğerleri Metal ürünler iv. Makine ve taşıt araçları Otomotiv sanayii ürünleri Ofis ve haberleşme Diğer makine ve nakil araçlar Elektrik üreten makineler Elektriksiz makineler Diğer taşıt araçları REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 32 TURKEY Elektrikli aletler v. Tekstil sanayii vı. Hazır giyim Deri ve kürk Diğer giyim vii. Diğer tüketim malları Isıtma, aydınlatma ve diğer sağlık aletleri Mobilya Seyahat mazemeleri Ayakkabı Bilimsel ölçü ve kontrol araçl. Diğer tüketim malları 4. Diğer ürünler TOPLAM 1.530 2.111 171 17 154 2.179 144 1.796 2.324 233 16 217 2.465 155 2.005 2.317 243 21 222 2.592 208 1.738 1.907 208 12 196 2.319 193 1.925 2.136 264 12 252 2.935 207 1.341 1.921 239 25 214 2.138 113 1.685 2.844 283 25 258 2.498 131 127 19 99 650 1.139 155 43.627 161 21 135 732 1.260 218 48.559 179 31 128 753 1.292 273 45.921 148 29 80 675 1.194 222 40.671 186 34 116 836 1.555 182 54.503 115 28 84 625 1.172 1.308 41.399 126 37 116 750 1.339 1.880 51.554 Türkiye’de Ülkeler Bazında İthalat: (Milyon dolar) 1998 45.921 33.473 4.043 2.045 24.091 7.311 4.249 3.033 2.681 1.446 1.202 1.168 Diğer Avrupa Ülkeleri 948 Ortadoğu Ülkeleri 2.214 - Suudi Arabistan 669 Afrika Ülkeleri 1.760 Bağmsız Devletler 3.722 Toplam İthalat OECD Ülkeleri - ABD - Japonya AB Ülkeleri - Almanya - İtalya - Fransa - İngiltere - Hollanda - Belçika EFTA Ülkeleri Topluluğu - Rusya Federasyonu 2.153 1999 40687 28326 3081 1393 21416 5881 3192 3128 2190 1316 1133 926 938 1987 579 1690 3732 2000 54503 35682 3911 1621 26610 7198 4333 3532 2748 1584 1661 1155 6319 4155 962 2714 5693 2001 41399 26007 3261 1307 18280 5335 3484 2284 1914 1042 985 1481 5269 3303 730 2819 4630 2002 51553 32984 3099 1466 23321 7042 4097 3053 2438 1311 1150 2512 6343 3682 794 2696 5555 2003 68734 43544 3420 1914 31495 9400 5446 4158 3471 1633 1521 3355 8818 4334 968 3244 7713 2372 3887 3436 3892 5420 Kaynak: SIS Türkiye’de İş Yapmaya İlişkin Önemli Bilgiler REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 33 TURKEY İki ve Çok Taraflı Anlaşmalar Listesi Türkiye ile Azerbeycan arasında bir çok ikili anlaşma imzalanmıştır. Bunlardan en önemli ikisi; Yatırımların Karşılıklı Olarak Geliştirilmesi ve Korunması Anlaşması ile Duble Vergilendirilmenin Önlenmesi Anlaşması 9 Şubat 1994 tarihinde imzalanmıştır. Birincisi Eylül 1997’de yürürlüğe girmiş ikincisi ise Ocak 2000 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye ile Gürcistan arasındaki başlıca anlaşmalar aşağıdadır: Serbest Ticaret ve Ekonomik Bölgelerin Oluşturulması Protokolü ( 31 Ağustos 1995) Yatırımların Karşılıklı Olarak Geliştirilmesi ve Korunması Protokolü (30 Temmuz 1992) Vize Kolaylığı Anlaşması (4 Nisan 1996) Gümrük Geçiş Noktaları Anlaşması ( 4 Nisan 1996) Haberleşme İşbirliği Anlaşması ( 4 Nisan 1996) Duble Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması (Müzakereleri hala sürmektedir) Türkiye ile Ermenistan arasındaki hudut kapalı olup herhangi bir ilişki bulunmamaktadır. Türkiye bütün katılımcı ülkelerle Karadeniz Ekonomik İşbirliği doğrultusunda işbirliği yapmaktadır. Türkiye’nin tüm uluslararası anlaşmalarına aşağıdaki adresten ulaşılabilir: http://www.dpt.gov.tr Gümrük Mevzuatı Gümrük işlemleri ile ilgili bilgi almak üzere aşağıdaki web adresleri faydalı olabilir: http://www.gumruk.gov tr http://www.customs-edi.gov.tr http://www.igmd.org http://www.gumrukmevzuat.com http://www.igeme.org.tr Armonize Mallar Sistemine göre İthalat Vergi Oranları Türkiye’nin 1996 yılında imzaladığı Gümrük Birliği Anlaşması doğrultusunda Türkiye AB ülkeleriyle aynı gümrük verigi oranlarını benimsemiştir. AB ülkeleriyle ithalat gümrük vergi ve standartları için lütfen aşağıdaki adresten bilgi alın: http://mkaccdb.eu.int/ İthalat Kısıtlamaları 1996 Gümrük Birliği Anlaşması’ndan sonra Türkiye üçüncü ülkelerle muamelelerinde Avrupa gümrük vergilerini uygulamaya başlamıştır. AB ve EFTA ülkelerinin tarımsal REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 34 TURKEY olmayan ürünleri için bu uygulanmamaktadır. Birlik sonrasında üçüncü ülkelerleden sanayi ithalatına yönelik olarak Türkiye’nin uyguladığı ortalama koruma azalmıştır. Deri ve seramik gibi bazı yoğun sanayi ürünlerine ilişkin yüksek gümrük vergileri giderek azalmaktadır. Bununla birlikte Türkiye iç piyasayı korumak amacıyla gıda ve tarımsal ürünlere yüksek tarif uygulamaya devam etmektedir. Ticarette Teknik Engeller Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Uluslararası ve Avrupa standartları olan SA 8000, ISO 14000 ve CE gibi sosyal ve ekolojik standartlara uyum açısından büyük çaba harcamaktadır. Daha fazla bilgi için bakınız: http://www.tse.org.tr http://www.foreigntrade.gov.tr Döviz 1980 yılından itibaren devam eden liberizasyon süreci çerçevesinde döviz tamamen konvertibl hale getirilmiştir. Ana Ulaşım Yolları Türkiye, önemli uluslararası merkezlerle, hammadde kaynaklarının bağlantı noktası üzerinde yer almaktadır. Avrupa Otoyol Ağı (E Network), Türkiye’nin de imzaladığı Başlıca Uluslararası Hava Güzergahları (Koridorları) Avrupa Anlaşması ile başlamıştır. Bu anlaşmaya göre, Türkiye E Network’e 5947 km uzunluğunda karayolu ağı sağlamıştır ki bu yollarda birçok güvenlik, teçhizat ve koruma standartlarına uyulmaktadır. 21. yüzyılın başında Çin ve Orta Asya Cumhuriyetlerini Türkiye ve İran kara ve otoyolları üzerinden Avrupa’ya bağlama projeleri yeniden ihya edilerek, ESCAP “Trans-Asya Karayolları Ağı” için güzergahları ( koridorları) belirlemiştir. Bu ağın Trans-Asya için Orta güzergahı İstanbul’u Almatı’ya bağlamaktadır. Bir yıl önce, düzenli olmamakla birlikte, bu yol boyunca ticari taşıyıcı trenler işlemeye başlamıştır. AB öncülüğünde, Orta ve Doğu Avrupa (CEE) ülkelerinin ortak ulaştırma politikalarına daha iyi uyum sağlamaları amacıyla çalışmalar yapılmaktadır. Bu çerçevede, ulaştırma politikaları belirlenmiş ve finansal kaynaklar bu projelere yönlendirilmiştir. Bu aşamada, CEE ülkeleri bölgesinde 10 güzergah (koridor) belirlenmiş ve PEN (Pan Europe Transportation Koridor) olarak adlandırılmıştır. PEN güzergahları , 14 diğer Avrupa güzergahı ile Trans Avrupa Güzergah Ağı’nı (TEN) oluşturmaktadır. Bu koridorlar arasında Türkiye açısından en önemlisi 4. koridor olup bu güzergah Köstence, Selanik ve İstanbul’u Berlin-Prag-Budapeşte yolu ile birbirine bağlamaktadır.Bu koridoru komşu ülkelerin katılıyla genişletme yönündeki Türkiye’nin önerisi henüz destek görmemiştir. 4. Güzergahın bir diğer önemi de Sofya’daki 8. Güzergah ile kavşak oluşturmasından kaynaklanmaktadır. 8. Güzergah Türkiye’yi, Makedonya, Arnavutluk ve Adriyatik Denizi’ndeki İtalyan limanları ile bağlamakta ve bu yol üzerinde değişik bir seçenek imkanı sunmaktadır. REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 35 TURKEY Avrupa’yı Asya ile birleştiren Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaştırma Güzergahı (TRACECA) üzerinde bir EU programı sürdürülektedir. Bu program kuzeydeki Rusya ve güneydeki İran güzergahlarına alternatif yollar yaratma girişimleri ile başlamıştır ve bağımsızlığını yeni kazanmış merkezi Asya ve Kafkasya ülkeleri ile ulaştırmayı güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Türkiye’nin katılımı Helsinki Zirvesi ile onaylanmıştır. “Uluslararası Ulaştırmayı ve İpek Yolunu Geliştirme Temel Anlaşması” Türkiye tarafından da imzalanmıştır. TRACECA’ya gelecekte Türkiye’nin de katılmasıyla, Poti ve Batum yolları ile biten karayolları vasıtasıyla, Orta Asya ve Kafkasya ülkeleri, Türkiye üzerinden Avrupa ile birleşebilecektir. Bankacılık Sistemi Türkiye’de Bankacılık sistemi yüksek düzeyde lserbestleştirilmiştir. Türk döviz değişim sistemi, vatandaşlıktan öte, ikamet kriterine bağlıdır. 2001 ve 2002 yıllarında, yasal düzenlemelerle, yerli ve yabancı yatırımcılara bazı hak ve yükümlülükler getirilmiştir. Türk yatırımcılarına tüm ürünlerde sağlanan yatırım teşviklerinden, pazarda tekeli hedeflememek ve imtiyaz yaratmamak koşuluyla, yabancı yatırımcılar da faydalanmaktadır. İlgili düzenlemeye göre; Ülkede ikamet eden yabancıların sahip oldukları dövizler, bankadan satınalmalar, ilgli kurumlar ve mali kurumlar, bunların yurt dışına döviz transferleri ile bankalarda döviz mevduatı açılmasına izin verilmektedir. Yabancı iş ortakları hisse oranları ilgili bir kısıtama yoktur. Ybancı sermaye olarak ülkeye sokulan döviz, TL’na çevrilmeden banka hesaplarına döviz olarak yatırılabilir. Kar, hisse payı ve tazminatlar serbestçe yurt dışına transfer edilebilir. Gerektiğinde yabancı yatırımcılar yabancı çalışan istihdam edebilirler. Yurt dışnda konuşlanmış olan yabancı firmalar, Türkiye’de ticaret yapmama koşuluyla, Türkiye’de irtibat büroları açabilirler. Lisans, know-how, teknik destek ve işletme anlaşmalarının feshi için onay gerekmemekte, sadece kayıt yeterli olmaktadır. Dış kredi anlaşmaları için onay gerekmemektidir. Ticaret Fuarları Detaylı bilgi almak için aşağıdaki adresten yararlanılabilir: www.dtm.gov.tr REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 36 TURKEY EK-1 Türkiye Ana Ekonomik Göstergeler, 1999-2002 1999 2000 2001 2002 GSMH Cari fiyatlarla (milyar TL) 78.282.967 Cari fiyatlarla (milyon $) 185.267 1978 fiyatlarıyla (milyar TL) 112.044 Kişi başına düşen GSMH 1.216.609 (bin TL) Kişi başına düşen GSMH ($) 2.879 Deflatör 55,8 Kişi başına düşen GSMH (cari 5.966 fiyatlarla ve satınalma değeri ile $) 125.596.129 176.483.953 273.463.168 200.002 145.693 179.898 119.144 107.783 116.167 1.861.759 2.571.978 3.927.601 2.965 50,9 6.211 2.123 57,8 5.734 2.584 43,8 6.158 GSMH-Sektörel Artış Oranları (%) Tarım Sanayi Hizmetler GSMH - 5,6 - 5,1 - 3,9 - 6,1 3,8 5,6 6,5 6,3 - 6,0 - 7,4 - 6,1 -9,5 7,6 7,9 5,8 7,8 16.0 19,0 64,9 15,4 20,0 64,6 12,8 21,1 66,1 13,0 21,5 65,5 15,426 15,962 14,994 15,978 31,814 33,738 31,194 34.142 95,9 102,1 92,4 102,5 72,4 75,9 70,9 75,4 GSMH- Sektörel Kompozisyon % Tarım Sanayi Hizmetler Üretim Tarımsal katma değer (1987 fiyatlarıyla – milyar TL) Sınai katma değer (1987 fiyatlarıyla – milyar TL) İmalat Sanayi Üretim Endeksi (1997=100) Kapasite kullanım Oranı (ağırlıklı averaj) Elektrik Üretimi(Hidroelektrik, GWh 34,678 81,661 Jeotermal + Rüzgar enerjisi 101 Sabit Sermaye Yatırımları 16.863.755 (milyar TL) Kamu Sektörü (Milyar TL) 4.435.215 Özel Sektör (Milyar TL) 12.428.540 İstihdam Sivil iş gücü (1000 kişi) 22.925 Sivil istihdam (1000 kişi) 21.236 Tarım 8.595 Sanayi 3.664 Hizmetler 8.976 7.4 İşsizlik Oranı (%) Yurtdışı çalışanlar 1.206.067 Elektrik üretimi (Termik GWh) REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 30,879 93.934 109 27.688.468 24,010 98.563 152 32.408.981 33,684 95.563 153 46.031.221 7.983.004 19.705.464 10.047.332 22.361.649 15.880.805 30.150.416 22.031 20.509 7.103 3.738 9.738 6.6 1.170.226 22.269 20.367 7.217 3.734 9.416 8.5 1.178.412 24.347 21.658 7.618 3.953 10.086 11.0 1.200.725 37 TURKEY EK-2 Türkiye’nin İhracat ve İthalatı & Ülkeler Milyon Dolars($) 2002 2003 İhracat İthalat İhracat İthalat Almanya İngiltere ABD Fransa 5.869 3.025 3.356 2.135 7.042 2.438 3.099 3.053 7.453 3.659 3.736 2.818 9.400 3.471 3.420 4.158 İtalya İspanya Hollanda Rusya Romanya Belçika 2.376 1.125 1.056 1.172 566 693 4.097 1.419 1.311 3.892 662 1.150 3.167 1.781 1.520 1.363 871 871 5.446 1.953 1.633 5.420 942 1.521 İsrail Yunanistan İran Bulgaristan Suudi Arabistan Ukrayna 861 590 334 380 555 313 544 312 921 508 794 991 1.067 903 524 619 739 437 459 425 1.857 684 968 1.304 Danimarka Çin İsveç Avusturya Polonya Suriye 365 268 296 367 343 267 293 1.368 535 588 245 506 454 492 454 472 483 408 343 2.596 820 823 411 413 İsviçre Kanada Finlandiya Macaristan Japonya İrlanda 289 240 136 201 130 183 2.143 321 372 326 1.466 477 348 220 214 282 156 263 2.957 237 478 409 1.914 500 27.491 36.059 40.873 51.554 35.773 46.878 54.962 68.734 Liste Toplamı Genel Toplam REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP 38 TURKEY