Kosova - Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği
Transkript
Kosova - Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği
Amerikalý Profesör: Atatürk en büyük lider Amerikalý tarihçi ve psikiyatrist Prof. Arnold Ludwig, liderlerin baþarýlarýný sýnýflandýran 11 ölçekli bir sisteme göre, Atatürk’ün 20. yüzyýlýn en büyük lideri olduðunu söyledi. Haber sayfa 8’de Hükümet, görev almaya hazýr Kosova Hükümeti 15 Haziranda yeni Anayasanýn yürürlüðe girmesiyle yönetim baðlamýnda görev ve sorumluluklarý üstlenmeye hazýrlanýyor. Baþbakan, hükümet olarak bu konunun üstesinden gelmeye hazýr olduklarýný ifade ederken, Kosova tanýma sürecinin de canlýlýðýný koruduðunu söyledi Haberin sayfa 3’te KOSOVA TÜRKLERÝNÝN ÝLK BAÐIMSIZ GAZETESÝ SAYI: 428 YIL: 10 Perşembe , 22 Mayıs 2008 Fiyatý: 0.50 Kermabon, Prizren’de sorunlarla yakýndan ilgilendi Kosova Belediyelerini ziyaretleri çerçevesinde Pazartesi günü Prizren’i ziyaret eden EULEX Misyonu Þefi Uves De Kermabon, Prizren’de güvenlik, istikrar ve adli organlarýn çalýþmalarý hakkýnda yakýndan ilgilenerek, yetkililerden bilgi aldý. E ULEX Misyonu Þefi Uves De Kermabon, Prizren ziyareti çerçevesine Prizren adli makamlarý yaný sýra Belediyesi Baþkaný Ramadan Muya ve Prizren Polis birlikleri yetkilileriyle bir araya gelerek, görüþmelerde güvenlik önlemleri ele alýndý. Prizren’i ziyaret eden ilk EULEX görevlisi Misyonu Þefi Uves De Kermabon görüþmeler esnasýnda yaptýðý açýklamasýnda, EULEX misyonun göreve baþlamasýnýn gecikme ihtimalinin olabileceðini belirterek, Avrupa Birliðinin amacýnýn EULEX’in Kosova genelinde görev yapmasý olduðunu belirtti. Seydiu, BM’yi göreve çaðýrdý Seydiu, Birleþmiþ Milletler Genel Sekreterine bir çaðrý yaparak, Kosova’da görev yapan BM misyonuyla ilgili mevcut anlaþmazlýklarýn giderilmesini, Avrupa Birliði ile iþbirliðinin yapýlmasýný ve geçiþ dönemine son verilmesi isteminde bulundu. Haber sayfa 5’te TMK, Mamuşa İtfaiye Binası inşasına başladı Haberin devamı sayfa 3’te Kosova'da 19 Mayıs Kutlandı 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Kutlamaları Türkiye'de Olduğu Gibi Kosova'da da Görkemli Bir Şekilde Kutlandı. 19 Enis TABAK Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları Türkiye'de olduğu gibi Kosova'da da görkemli bir şekilde kutlandı. Kutlamalar çerçevesinde Kosova'da görev yapan Türk Polis Kontenjanı ve Priştine Gerçek Türk Kültür Sanat ve Spor Derneği "Kosova Bahar ve Gençlik Festivali" düzenledi. Yaklaşık bin 500 kişinin katıldığı kutlama Kosova Meydan Muharebesi yapıldığı alanda gerçekleşti. İkinci tören Kosova'nın güneyinde bulunan ve Türklerin çoğunlukta yaşadığı Prizren'de gerçekleşti. Prizren'de bulunan Türk Derneklerinin ortaklaşa gerçekleştirdiği program, Prizren Kültür Evi salonunda gerçekleşti. 500'ün üzerinde katılımcının hazırda bulunduğu programda folklor, şarkılar, modern danslar gençler tarafından sunuldu. Törene Türk Eşgüdüm Ofisi Temsilcileri, KDTP Genel Başkanı ve Çevre ve Alan Planlama Bakanı Mahir Yağcılar, Çok Uluslu Güney Tugay Komutanı Tuğgeneral Uğur Tarçın, Prizren Belediyesi Başkan Vekili Ercan Şpat, Kosova Türk Taburu Görev Kuvvet Komutanı Kurmay Yarbay Kerim Acar ile çok sayıda davetli katıldı. Haber sayfa 6’da 6’ncisi düzenlenen Sanatla Uyanmak Şöleni sona erdi Bu yıl 6’ncısı düzenlenen “6. Uluslararası Sanatla Uyanmak Şöleni” geçtiğimiz hafta düzenlenen bir törenle sona erdi. Haber sayfa 12’de Kosova Perşembe, 22 Mayıs 2008 Fitzgerald: “KFOR’un varlýðý deðiþmeyecek” 2 Kosova ziyaretinde bulunan General Fitzgerald, 15 Haziranda yürürlüðe girecek olan yeni Anayasadan sonra da KFOR’un varlýðýnýn ayný kalacaðýný ifade ederken, ileride oluþacak olan þartlardan sonra KFOR’un varlýðýnda deðiþikliklerin yaþanabileceðini söyledi. N ATO’nun Avrupa Kanadý Komutaný General Mark Fitzgerald, Kosova ziyaretinde bulunarak, Kosova’da incelemelerde bulundu. Kosova ziyareti çerçevesinde Kuzey Mitroviça’yý da ziyaret eden General Fitzgerald, Mitroviça Belediye Baþkaný Bayram Recepi ile bir araya geldiði görüþmede Mitroviça’daki genel durum ile çalýþmalar ile ilgili bilgi aldý. Görüþme adýndan gazetecilerin sorularýný yanýtlayan General Fitzgerald, NATO’nun Kosova ki görevinin Anayasanýn 15 Haziranda yürürlüðe girmesinden sonra da bir deðiþikliðe uðramayacaðýný söyledi. Kosova vatandaþlarýnýn geçmiþi arkada býrakarak normal duruma ve geleceðe yönelik adýmlar attýðýnýn önemine deðinen Fitzgerald, “Þu an Kuzey Mitroviça ziyaretinde bulunuyorum. Kosova Polis birliklerini buradaki çalýþmalarýný yakýndan izleme fýrsatýna sahip oldum. Birlikler, üzerine düþen görevi en iyi bir þekilde yerine getirdiklerine þahit oldum. Bu beni hem sevindirdi hem de geleceðe yönelik var olan endiþelerimi giderdiðini söyleyebilirim” diye konuþtu. Kosova’da güvenliðin saðlanmasý konusunda en önemli halkayý KFOR birliklerinin oluþturmadýðýnýn altýný çizen General, “Güvenliðin saðlanmasýnda ilk olarak Kosova Polis birlikleri ile UNMIK polisi sorumluluk sahibi iken, KFOR birlikleri ise bu iki kurumdan sonra gerek duyulmasý halinde olaylara müdahil olacaktýr. Yani KFOR güvenliðin tesisi konusunda üçüncü halkayý oluþturacaktýr” diye konuþtu. Bugüne kadar Mitroviça ile ilgili yapýlan bütün R olumsuz olaylarýn gerçeði yansýtmadýðýný ifade eden Fitzgerald, “Ziyaretim çerçevesinde Mitroviça’yý ziyaret etme fýrsatýnýn da yakaladým. Burada insanlar yollarda serbest ve özgür bir þekilde dolaþýyor, ticaret yapýyor, öðrenciler okullara gidiyorlar. Durumu protesto eden hiçbir olay veya taþkýnlýk ile karþýlaþmadým. Mitroviça’da insanlarýn rahat bir hayat yaþadýklarýna yakýndan þahit oldum ” diye konuþtu. Kosova’da NATO güçlerinin gelecekteki misyonuna da deðinen General Fitzgerald, “Görevimiz anayasanýn yürürlüðe girmesinden sonra da ayný kalýyor. Burada BM 1244 sayýlý kararý esasýnca görevimize devam edeceðiz. Diðer uluslararasý ve yerli kurumlar ile var olan görev ve sorumluluklarýmýzý olduðu gibi sürdüreceðiz. Sonuç olarak, Kosova’da görevimiz deðiþmemekle beraber, ayný birliklerimiz ile Kosova’da ki varlýðýmýzý sürdüreceðiz” diye konuþtu. NATO güçlerinin strüktüründe ve sayýsýnda da bir deðiþikliðin yaþanmayacaðýnýn altýný çizen General Fitzgerald, “KFOR’un Kosova’da ki varlýðý ile ilgili sadece siyasi karar alýnmasý halinde sayý ve strüktürde deðiþiklik olabilir. NATO, Kosova’nýn güvenlik anlamýnda kendine yetme noktasýna geleceði ve istikrarlý bir hükümetin varlýðýný sürüdüðü zaman NATO’nun Kosova’da ki görevi de sona erebilir. KFOR güçlerinin sayýsýnýn azalmasý ise belediye strüktürlerin ve yerli polis birliklerin güçlenmesinden sonra olabilir” diye konuþtu. NATO Avrupa kanadý komutaný General Mark Fitzgerald, Kosova Güvenlik güçlerinin ne zaman Statü görüþmeleri tekrar mý yapýlacak? usya Dýþiþleri Bakaný Sergey Lavrov, Çin ve Hindistan Dýþiþleri bakanlarý ile Yeketerinaburg’da yaptýðý görüme ardýndan Rusya, Çin ve Hindistan Belgrat ile Priþtine arasýnda görüþmelerin devamýndan yana olduðunu söyledi. Lavrov, bu üç ülke Kosova sorununun uluslar arasý hukuk ilkelerine göre çözülmesinden yana olduðunu kamuoyu ile paylaþtý. Görüþme ile ilgili yayýnlana ortak bildiride Rusya, Çin ve Hindistan olarak “Belgrat ile Priþtine arasýnda Kosova’nýn nihai statüsü ile ilgili görüþmelerinin devamýndan yana olduklarý belirtilirken, sorunun uluslar arasý birliði ilkelerine göre çözülmesi ve iki taraf arasýnda imzalanacak anlaþmanýn bölgede istikrarýn saðlanmasýna katkýda bulunacaðý belirtiliyor. Bildiride ayrýca, 17 Þubata Kosova’nýn baðýmsýzlýðýnýn ilanýnýn Birleþmiþ Milletlerin 1244 sayýlý kararýna aykýrý olduðunu da belirtiliyor. MekCormak: “Kosova baðýmsýz bir devlet” Amerika Birleþik Devletleri ise buna tepki göstererek, Kosova’nýn baðýmsýz bir devlet olduðuna vurgu yaparak, herkesi bu gerçeði kabul etmeye davet etti. Müzakereleri devamýný gülünç ve oyalama olarak deðerlendiren Amerikan yetkili MekCormak, Priþtine ile Belgrat’ýn onca görüþmeden sonra aralarýnda bir anlaþmaya varamayacaklarýný bütün dünyaya kanýtladýðýný savundu. Hüseni: Görüþmeler olmayacak kurulacaðý ve göreve baþlayacaðý hakkýnda açýklamada bulunmazken, “Bu siyasi durumdan ve uluslararasý toplumun vereceði karara baðlý olan bir noktadýr. Bizler de Kosova strüktürlerinin bu görevi üslenebilme kapasitesine geleceði mutlu olacaðýz. Kosova’da þu anda siyasi etkenler bunu konuyu tartýþýyorlar. Kosova Polis Birlikleri ve Kosova Güvenlik Güçleri arasýnda görevlerin paylaþýmlarý konusunda þu an görüþmeler sürüyor. Bu sorun bizim aramýzda deðil de siyasetçiler arasýnda tartýþýlýyor” diye konuþtu. Sýrbistan Genel Kurmay Komutaný General Zdravko Ponoþ’un Brüksel’de NATO karargahýnda Kosova Savunma güçlerini eðitim almamasý istemine de deðinen General Fitzgerald, kendisinden de baþka bir toplantýda ayný öneriye kendisine de bulunduðunu söyledi. Fitzgerald, “Bu konu üzere siyasiler arasýnda tartýþmalar sürüyor. Siyasi kararlar alýndýkça bu sorunun nasýl çözüleceðini göreceðiz. Bununla ilgili bu güne dek hiçbir karar alýnmadý” diye konuþtu. Amerika Birleþik Devletleri ile Rusya öncülüðündeki ülkeler arasýnda yeni bir Kosova krizi yaþanýyor. Rusya, Çin ve Hindistan Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný tekrar gözden geçirmeye davet etmesi ve Priþtine ile Belgrat arasýnda yeni görüþmelerin yapýlmasý istemi, Washington ve Priþtine’yi kýzdýrdý. Latin Amerika ülkeleri gezisi dönüþünde Priþtine h a v a l i m a n ý n d a Yekateneburg’da bir araya gelen Rusya, Çin ve Hindistan Dýþiþleri bakanlarýnýn yayýnlanan ortak bildiriye deðinen Dýþiþleri Bakaný Skender Hüseni, bildiriye tepki gösterdi. Hüseni, Kosova’nýn komþularý ile iki ülke arasýndaki iliþkileri ve sorunlarý görüþebileceðini belirtirken, Kosova nihai statü görüþmelerinin artýk milat olduðunu söyledi. Hüseni, “Bizim için artýk görüþme faslý sona ermiþ bulunuyor. Kosova, 17 Þubattan sonra baðýmsýz ve egemen bir devlet olarak uluslararasý topluma katýlmýþ bulunuyor. 40 ülke de bugüne dek Kosova’yý baðýmsýz ve egemen devlet olarak tanýmýþ bulunuyor. Tanýma süreci halen devam ediyor. Bugüne dek baðýmsýzlýðýný tanýyan ülkelerin, Rusya, Çin ve Hindistan’ýn istemleri üzerinde vermiþ olduklarý kararlarýný geri alacaklarýna inanmýyorum” þeklinde konuþtu. Rusya Dýþiþleri Bakaný Sergey Lavrov’un Rusya, Çin ve Hindistan’ýn Kosova ile ilgili görüþmelerin devam edilmesi ile ilgili çaðrýsýný da deðerlendiren Hüseni, “Rusya, Çin ve Hindistan’ýn bu yýkýcý tutumlarýný tasvip etmiyoruz. Onlarda kýsa bir zaman içinde Kosova’nýn baðýmsýzlýný onlar da tanýyacaktýr” þeklinde yorumladý. 3 Perşembe, 22 Mayıs 2008 Kosova Seçim sisteminde deðiþiklik gündemde A htisaari planý çerçevesinde kabul edilmesi gereken “Seçim Yasasý ve Seçim Sistemi” ile ilgili Cumhurbaþkaný Fatmir Seydiu, Kosova siyasi arenasýnda temsil edilen partileri bir araya getirerek yasa tasarýsý ile ilgili son görüþlerini din- Hükümet, görev almaya hazýr Kosova Hükümeti 15 Haziranda yeni Anayasanýn yürürlüðe girmesiyle yönetim baðlamýnda görev ve sorumluluklarý üstlenmeye hazýrlanýyor. Baþbakan, hükümet olarak bu konunun üstesinden gelmeye hazýr olduklarýný ifade ederken, Kosova tanýma sürecinin de canlýlýðýný koruduðunu söyledi B aþbakan Thaçi, hükümetinin toplantýsýnda Anayasasýnýn yürürlüðe girmesinden sonra tüm otoritesini Kosova genelinde uygulamaya çalýþacaðýný söyledi. Kosova’da UNMIK yetkililerin Kosova kurumlarýna da devredileceðini belirten Thaçi, bu devirin uluslararasý toplumun yardýmý ile gerçekleþeceðini söyledi. Kosova kurumlarýnýn 15 Hazirandan sonra da Kosova vatandaþlarýnýn hizmetinde bulunacaðýný belirten Thaçi, Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný tanýmak isteyen ülkeler için Anayasanýn yürürlüðe girmesinin önemli bir noktaya denk düþtüðünü söyledi. Bakanlar Kuruluna tanýma süreci hakkýnda da bilgi veren Baþbakan Haþim Thaçi, baðýmsýzlýðý tanýma sürecinin devam ettiðine dikkat çekerken, bu konuda daha aktif bir lobicilik çalýþmasýna ihtiyaç duyulduðunu söyledi. Kosova’yý halen baðýmsýz ve egemen bir devlet olarak tanýmayan ülkeler üzerinde Kosova hükümeti ve kurumlarý olarak aralýksýz çalýþmalarda yürütüldüðünün altýný çizen Thaçi, bazý ülkelerin Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný tanýyacaðý yönünde sinyallerin alýndýðýný kabine üyeleri ile paylaþtý. Bu ülkelerin hangi devletler olduðunu ve bu tanýmalarýn ne zaman gerçekleþeceðini açýklamaktan kaçýnan Baþbakan, tanýma sürecinin tüm canlýlýðýyla sürdüðünü söylemekle yetindi. Kosova hükümetinin en önemli politikalarýndan birinin hiç kuþkusuz Avrupa Birliði üyeliði olduðunu ifade eden Thaçi, Avrupa Birliði dönem baþkaný olan Slovenya’dan birlik üyeliði ile Kosova’nýn ekonomik kalkýnmasý yönünde önemli destek görüldüðünü söyledi. Temmuz ayýnda Kosova için yapýlacak baðýþlayýcýlar toplantýsýna da deðinen Baþbakan Thaçi, Kosova’nýn bu toplantýdan kazançlý çýkacaðýný söyledi. Kosova’da Ahtisaari paketinin uygulanmasý döneminin baþladýðýný belirten Baþbakan, kýsa bir zaman içinde bazý yasa tasarýlarý kabul edileceðini söyledi. Kuçi, Rusya’yý eleþtirdi Rusya’nýn Kosova’nýn baðýmsýzlýðý ile ilgili tutumunu Bakanlar Kurulunda deðerlendiren Baþbakan yardýmcýsý Hayredin Kuçi, Rusya’nýn Kosova ile ilgili gerçek bir tutumu olmadýðýný söyledi. Kuçi, “Kosova þu anda Rusya dahil, diðer ülkelerden de tanýmasýný bekliyor. Bunun da olacaðýný ümit ediyoruz” diye konuþtu. ledi. Görüþme ardýndan basýna açýklama yapan Cumhurbaþkaný, Kosova’da yürürlüðe girecek olan Seçim Yasasý ve öngörülen seçim sistemi ile ilgili danýþmalarda bulunmak amacýyla politik partileri bir araya getirdiðini ifade etti. Yasa tasarýsýnýn meclise havale edilmesinden önce tasarý üzerinde politik açýdan ortak bir katýlýmýn saðlanmasýnýn gerekliliðine iþaret eden Seydiu, “Bu konu ortak çalýþmalarýn yürütülmesini gerekli kýlan bir alandýr. Yasa tasarýsý, parti temsilcilerinin katýlýmý ile hazýrlandý. Meclise havale edilmeden önce yasa tasarýsý ile partilerin son görüþlerini almak adýna bugün onlarý bir araya getirdik. Çünkü bu konuda ortak tutumun saðlanmasýný Kosova’nýn geleceði açýsýndan büyük önem arz etmektedir” diye konuþtu. Kosova Seçim yasasýnýn ne gibi deðiþiklikleri beraberinde getireceðini açýklamaktan kaçan Seydiu, “Yasa tasarýsý ile ilgili þu anda hiçbir açýklamada bulunamam. Bu konuda þimdiye kadar bu konu ile ilgili çeþitli düþünceler ortaya atýldý. Þu anki seçim sistemi ile ilgili de deðiþiklikler olabilir. Bu konuda meclis son karýrý gerekecektir” diye konuþtu. Toplantýya katýlan parti baþkanlarýnýn konu ile ilgili önerilerde bulunmadýðýný ifade eden Seydiu, “Bu bir kolektif çalýþma gerektiren konuya tekabül ediyor. Yasa tasarýsý ile ilgili gerekli son çalýþmalar yapýldýktan bu konu kamuoyu ile paylaþýlacaktýr” diye konuþtu. Þu anda Kosova’da uygulanan Seçim Yasasýna göre Kosova tek bir seçim bölgesinden oluþmaktadýr. Resmi olmayan kaynaklara göre, Kosova meclisinde yer alan siyasi parti temsilcileri ile bir araya gelen Cumhurbaþkaný Fatmir Seydiu’nun görüþmede Kosova’nýn bir deðil birkaç seçim bölgesinden oluþmasý masaya yatýrýldýðý iddia edildi. Kermabon, Prizren’de sorunlarla yakýndan ilgilendi B aþýnda bulunduðu m i s y o n u n Kosova’da göreve baþlamasý ile ilgili yaþanan gecikmeye de deðinen Kermabon, bu gecikmenin bazý siyasi ve teknik sorunlardan dolayý kaynaklandýðýný vurguladý. Bu gecikmenin ne kadar süreceðiyle ilgili açýklamada bulunmayan Kermabon, misyonunun gerekli hazýrlýk aþamasýný tamamladýktan sonra kýsa zaman içinde göreve baþlayacaðýný belirtti. Kosova’da göreve baþlamak için Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyi kararýnýn beklenip beklenmediði sorusuna Kermabon, bunun Avrupa’nýn bir misyonu olduðunu hatýrlatarak, bu konuda sadece Avrupa Birliðinin karar alacaðýný vurguladý. Prizren Polis Birlikleri Komutaný, Kermabon ile yaptýklarý görüþme ardýndan belediyede güvenlik konularý ve polis birliklerinin ilerde ki çalýþmalarýyla ilgili bilgi verdiklerini söyledi. Kermabon: “Kosova Avrupa Birliðinin bir bölümüdür” Kermabon, Kosova’nýn geleceðinin Avrupa’da olduðuna iþaret ederken, baþýnda bulunduðu EULEX misyonunu ile ilgili kararý Birleþmiþ Milletlerin deðil de, Avrupa Birliði’nin vereceðini söyledi. E ULEX Misyonu þefi Ýv de Kermabon Kosova ziyareti çerçevesinde, Klina’da düzenlenen “Avrupa’ya gel” kampanyasýna katýlarak bir konuþmada bulundu. Kermabon, Kosova’nýn geleceðinin Avrupa’da olduðuna dikkat çekerken, Kosova’da göreve baþlayacak olan EULEX hakkýnda da bilgi verdi. Kosova’da EULEX misyonunun gecikmesine de deðinen Kermabon, “Haviyer Solana, 27 AB ülkesi ile Kosova’ya bir misyonun göndermesine yönelik bir karar aldý. Biz farklý ülkelerden oluþacak olan polis, yargýç, savcýlar ile farklý yerlerde göreve baþlayacaðýz. Burada gözlemci ve denetimci görevinde bulunacaðýz. Kosova baðýmsýzlýðýný kazanmakla sorumluluk onlara geçmiþ diye konuþtu. bulunuyor” EULEX’in BM Örgütü denetinde olmayacaðýný da belirten KFOR eski komutaný General Kermabon, baþýnda bulunduðu misyonun Avrupa Birliði denetiminde olacaðýný söyledi. Kosova’da yeni bir demokrat devletin de zamanla temellerinin atýlacaðýný belirten General Kermabon, bugüne kadar gerek demokrasi gerekse de diðer önemli noktalarda önemli aþamalarýn kaydedildiðini söyledi. Klina Belediye baþkaný Sokol Baþota, Kermabon’un bu belediyeye yaptýðý ziyaretin özel önem taþýdýðýný belirtirken, Klina’nýn Kosova’da çok uluslu bir toplumun kurulmasýnda büyük önem taþýdýðýný söyledi. NATO Kosova Ordusunu eðitmeye hazýrlanýyor BM Kosova Özel temsilcisi Marthi Ahtisari’nin Kosova çözüm öneri paketine göre, Kosova 15 Haziranda yeni anayasanýn yürürlüðe girmesi ile Kosova Savunma Güçlerinin kurulmasýný öngörülmüþtü. Ordunun kurulmasýndan sonra, Kosova Savunma Güçlerini NATO eðitmeye hazýrlanýyor. Brüksel’de bir NATO yetkilisi konu ile ilgili yaptýðý bir açýklamada, NATO’nun 15 Haziranda yeni anayasanýn yürürlüðe girmesiyle Kosova Savunma Güçlerinin eðitimine baþlayacaðýný doðruladý. Yetkili, NATO’nun bu giriþimine karþý gelenlerin var olduðunu ifade ederken, BM Güvenlik Konseyinde olduðu gibi NATO’da bir vetonun olmayacaðýný söyledi. Kosova Savunma Güçlerinin eðitimi için halen tam bir kararýn alýnmadýðýný belirten yetkili, “Kosova’da 15 Haziranda Anayasanýn yürürlüðe girmesinden sonra Savunma Güçleri kuracaktýr. Kuruluþ aþamasýndan sonra da eðitim ile ilgili gerekli olan karar da sonra alýnmýþ olacaktýr” diye konuþtu. : 4 27 ý y a S KOSOVA TÜRKLERÝ’NÝN ÝLK BAÐIMSIZ GAZETESÝ Haftalýk gazete Sahibi ve Genel Müdürü: Mehmet BÜTÜÇ Yazı İşleri Müdürü: Sencar KARAMUÇO 4 Kosova TMK Kosova Savunma birlikleri olmaya hazýrlanýyor Perşembe, 22 Mayıs 2008 “ Hamýz Yaþari” Kosova S a v u n m a Akademisinde düzenlenen törende eðitimini baþarýyla tamamlayan ve TMK safhasýnda yer alacak olan yirmi bir subaya sertifika töreni düzenlendi. Törende konuþan TMK eski komutaný ve Baþbakan Agim Çeku, TMK’nýn baðýmsýz Kosova Cumhuriyetinin askeri gücü olmasý gerekliliðine iþaret ederken, eðitimini tamamlayan subaylarýn güvenlik alanýnda sorumluluk görevini üstlenmeye de hazýr olduklarýný belirtti. Çeku, TMK’nin profesyonelleþmesinden memnuniyet de duyduðunu ifade ederken, kýsa bir zaman içinde güvenlik alanýnda da sorumluluk alacaðýný öne sürdü. Çeku, “Kosova, baðýmsýz sonrasýnda TMK mensuplarýnýn içinde yer alacaðý bir orduya sahip olmalýdýr. Çünkü, TMK bu görevi üslenmeye ve o görevi icra etme kapasitesine sahiptir. Kosova’da 15 Haziranda yeni anayasanýn yürürlüðe girmesi ile Kosova Savunma Güçlerine de sahip olacaktýr” diye konuþtu. Akademi kurmayý ve komutanlýðý yöneticisi Hüseyin Beriþa, altýncý neslin baþarýsýnýn bu güne dek yapýlan çalýþmalarýn ürünü olduðunu söyledi. Yorulmadan, sýkýlmadan ve bitmeyen azimli çalýþmalar sayesinde, örgütleme ve fonksiyonel çalýþmalarda önemli aþamalar kat edildiðine dikkat çeken Beriþa, güvenliðin saðlanmasýnda da baþarýlý olacaklarý konusunda bir þüphesi olmadýðýný söyledi. TMK Komutan yardýmcýsý Rahman Morina, TMK’nin þu anki konumunda deðiþmesini beklediðini belirtirken, bu deðiþiklikte de kimi bazý sorunlarýn yaþanabileceðini söyledi. TMK’nin elde ettiði baþarýlara da deðinen Morina, “Baðýmsýzlýk sonrasýndaki amacýmýz, Kosova Cumhuriyeti kurumlarýna, güvenlik kurumlarýna destek sunmak ve Avrupa Atlantik entegrasyon yönünde çalýþmalarýmýzý sürdürmektir” diye konuþtu. Yolsuzluðun ilacý; Ekonomik kalkýnma “Riinvest” araþtýrma merkezinin 13 kuruluþ yýldönümü dolayýsýyla düzenlediði yuvarlak masa toplantýsýnda Kosova’da yaþanan ekonomik sorunlar masaya yatýrýldý. Kosova’da yolsuzluðun büyük bir boyuta varýldýðý belirtilen toplantýda, bunu giderilmesi için yeni iþ yerlerin açýlmasý ve ekonominin canlanmanýn þart olduðu fikri benimsendi. T artýþmaya katýlan “Riinvest” araþtýrmacýsý Ablan Haþani, 2015 yýlýna kadar Kosova’da var olan yüzde 45’lik fakirliðin, yüzde 15’e indirilmesi gerektiði belirtildi. 2015 yýlýna dek vatandaþlarýn barýnma ile ilgili önemli gereksinmeler yaþayacaðýna dikkat çeken Haþani, Kosova’da þu anda 26.500 kiþinin bu ihtiyacý duyduðunu belirtti. Kosova’da yoksulluk ve iþsizlik yaný sýra eðitimde de büyük sorunlarýn yaþadýðýna dikkat çeken Haþani, “Geçen yýl ortalama yüzde 95 öðrenci okula sýrayla devam ediyordu. Bunun 2015 yýlýnda yüzde 100 olmasýný gerekiyor. Bunu gerçekleþtirmek için Eðitim Bakanlýðýnýn eðitime ayýrdýðý yüzde 3’lük bütçenin, en az yüzde 6’ya artýrmasý gerekiyor” diye konuþtu. Yuvarlak masa toplantýsýnda “Riinvest” araþtýrma merkezi çalýþmalarýna deðinen kurum Baþkan Dr. Muhamet Mustafa, Kosova’da bir çok baþarýlý çalýþmalara imza attýðýný belirtirken, Kosova’nýn modern ekonomik geliþmesi ile ilgili promosyon yaptýklarýný söyledi. Bugüne kadar kurum olarak ekonomik kalkýnma ile ilgili önemli projelere imza atýldýðýna dikkat çeken Mustafa, “Bugüne kadar Kosova’da özel sektörün geliþmesini destekledik. Bu alanda verdiðimiz desteði artýrarak sürdürmeye kararlýyýz” diye konuþtu. Ýç Haberler: Fevzi KARAMUÇO Kültür: Ýskender MUZBEG Yayýn Koordinatörü: Taner GÜÇLÜTÜRK Balkan ve Ankara Muhabiri: Erhan TÜRBEDAR Gilan Muhabiri: Celal MUSTAFA Mamuþa Muhabiri: Suphi MAZREK Muhabirler Koordinatörü: Enis TABAK Muhabir: Yüksel POMAK Spor: Ýsmail MAKASÇÝ, Abdülkadir BIYIKLI Mizanpaj: Eren BÜTÜÇ Yazýlarda ortaya atýlan fikirler, yazarlara aittir. Gazetemizin resmi görüþü deðildir. Yazýlarýn sorumluluðu yazarlara aittir. e-mail: yenidonem@hotmail.com yenidonem_kosova@yahoo.com Adres: Adem Yaþari No: 8, Prizren/Kosova Tel. 029 623 503 Fax: + 381 (0)29 623 503 Banka: Raiffeisen Bank Yeni Dönem Hesap No: 1502001000171635 Yeni Dönem KTM Þirketi Danýþma Kurulu: Baský: Fikri Þiþko (Ýl Mahkeme Yargýcý) “SIPRINT” basýmevi Refki Taç (Avukat, Uluslararasý Hukuk Uzmaný) Prizren Zeynel Beksaç (Türkçem Dergisi Sahibi) Agim Rifat Yeþeren (Belediye Kamu Avukatý) Levent Koro (UNDP Ekonomi Uzmaný) “Yeni Dönem” Kosova Türk Medyasý Elsev Brina (Türk Dili Öðretmeni) yayýnýdýr. 5 Kosova Perşembe, 22 Mayıs 2008 USAÝD’den Kosova’ya destek K osova ziyaretinde bulunan USAID Yöneticisi Henriete Fore, ziyaretleri çerçevesinde Kosova’ya yardým sözünü verdi. Baþkan Fatmir Seydiu ve Baþbakan Haþim Thaçi ile bir araya gelen Fore, USAID yeni kurulan Kosova Cumhuriyetine destek vereceklerini söyledi.Brüksel’de temmuz ayýnda Kosova Baðýþlayýcý toplantýsýnda USAÝD’i temsil edecek olan Fore, Kosova yöneticilerine Kosova ile ilgili diðer ülkelerin de elini taþýn altýna sokmalarý için giriþimlerde bulunmaya hazýr olduðunu söyledi. Fore, “Brüksel’de düzenlenecek olan baðýþlayýcýlar toplantýsýnýn yapýlmasýný sabýrsýzlýkla bekliyorum. Kosova hükümetinin baþarýlý çalýþmalarýný göz önünde bulundurarak ABD ve diðer baðýþlayýcýlarýn Kosova’ya yardým etmeleri giriþiminde bulunacaðým” diye konuþtu. Kosova’yý ilk defa ziyaret ettiðini belirten Fore, 1996 yýlýnda Priþtine’de ABD Eþgüdüm Bürosunun açýlmasýyla Kosovalýlarla iyi iliþkilerde bulunduklarýný söyledi. Fore, “Eþgüdüm bürosunun kurulmasý zor bir döneme denk düþmüþtü. Bu dönemde türlü güçlüklerle karþýlaþtýk. Þimdi ise büsbütün baþka bir dönem içinde bulunuyoruz. Bizler, Kosova’da yasalarýn üstünlüðü ile eðitim þartlarýnýn düzeltilmesinden yanayýz. Bunlarýn yaný sýra iþsizliðin giderilmesi için küçük ve ortak ölçekli þirketlerin açýlmasý taraftarý da olduðumuzu ifade etmek istiyorum” diye konuþtu. Bakan Fatmir Seydiu USAID Yöneticisi Henriete Fore ile yaptýðý görüþmeyi olumlu olarak deðerlendirirken, USAÝD’in bu güne dek sunduðu destek için teþekkür ettiðini söyledi. Kosova’da ileride USAID ile yapýlacak olan geliþmeleri ele aldýklarýný belirten Seydiu, bu yardýmýn ileride de yapýlacaðýný söyledi. Meclis, Ponte’ye gereken cevabý veriyor K osova Meclisi, Lahey Mahkemesi Savaþ Suçlularý eski Baþ Savcýsý Karla Del Ponte tarafýndan Kosova Kurtuluþ Ordusu UÇK örgütüne karþý suçlamalarýn ele alýnacaðý toplantýda, Ponte’ye karþý bir kararýn alýnmasý fikri benimsendi. PDK milletvekili Berat Luja, Kosova Meclisi gündeminde Lahey Mahkemesi Savaþ Suçlularý Baþ Savcýsý Karla Del Ponte tarafýndan Kosova Kurtuluþ Ordusu UÇK örgütüne karþý suçlamalarýn görüþülmesi talebi kabul edilmeyerek, bu konunun önümüzdeki hafta yapýlacak olan toplantýda görüþülmesi kararlaþtýrýldý. Lahey Savaþ Suçlularý Mahkemesi Baþ savcýsý Karla del Ponte ile ilgili tartýþmalara katýlan milletvekilleri, bu iddialarýn asýlsýz olduðunu ve Ponte’ye karþý karar alýnmasý önerisinde bulundular. LDK milletvekili Ýsmet Beçiri, Ponte tarafýndan ortaya atlan iddialarýn çok ciddi olduðunu ve Kosova Meclisinden buna karþý karar almasý isteminde bulundu.Karla Del Ponte’ye karþý uluslararasý seviyede bir dava açýlmasý gerektiðini belirten AAK milletvekili Naim Maloku, Ponte’nin suçlamalarýný asýlsýz olarak deðerlendirdi.AKR milletvekili Ýbrahim Makoli ise bu noktanýn sýralý meclis prosedüründe yer almasý ve daha sonra Ponte hakkýnda bir dava açýlmasý gerektiðini söyledi. LDD Kosova Meclisi gurup baþkaný Lulzim Zeneli, Kosova kurumlarýndan Del Ponte’nin propagandasýna karþý önlem almaya davet etti.Lahey savaþ Suçlarý Mahkemesi Baþ savcýsý Karla Del Ponte geçenlerde “Avcý” baþlýklý kitabýnda Kosova Kurtuluþ Ordusu UÇK’yý esir Sýrplarýn organlarý pazarlamakla suçlamýþtý. Seydiu, BM’yi göreve çaðýrdý C umhurbaþkaný Fatmir Seydiu, Kosova’nýn geleceði ve Kosova kurumlarýnýn gelecekteki beklentileri ile ilgili BBC’ye önemli açýklamalarda bulundu. Seydiu, Birleþmiþ Milletler Genel Sekreterine bir çaðrý yaparak, Kosova’da görev yapan BM misyonuyla ilgili mevcut anlaþmazlýklarýn giderilmesini, Avrupa Birliði ile iþbirliðinin yapýlmasýný ve geçiþ dönemine son verilmesi isteminde bulundu. Seydiu, UNMIK yetkilerinin Kosova enstitülerine devretme zamaný gerdiðine dikkat çekerken, çifte idare pratiðine son verilmesi isteminde de bulundu. Cumhurbaþkaný, Avrupa’yla bütünleþme yolunda yürüyebilmek için Sýrbistan’ýn Kosova’ya var olan olumsuz tutumundan vazgeçmesini de isterken, Kosova konusunda tutumunu deðiþtirmesi için Avrupa Birliði’ni Sýrbistan’a baský uygulamaya davet etti. Kosova gündemi Sencar Karamuço Güç dengesi baðlamýnda Kosova U luslararasý politikanýn en eski ve en temel kavramlarýndan birini hiç kuþkusuz ki güç oluþturmaktadýr. Tarih boyunca ortaya çýkan bütün devletler, belirli bir engel ile karþýlaþmadýklarý sürece güçlerini artýrmaya çalýþmýþlardýr. Güç artýrýmý önündeki en önemli engel ise genellikle baþka bir devletin varlýðý ve gücü olmuþtur. Bu nedenle, üç yada daha fazla sayýda devletin yer aldýðý her uluslararasý sistemde bir güç dengesi iliþkisine rastlamak mümkündür. Bir uluslararasý sistemde güçlü olan bir devlete karþý iki küçük devlet bir araya gelerek güçlü ülkeye karþý bu ittifak ile güç dengesini oluþturmaktadýrlar. Asýrlardan beri süre gelen bu sistem halen varlýðýný devam ettirdiði gibi sadece gücün kullanýmý konusunda deðiþikliklere uðramýþtýr. Eskiden ülkeler aralarýnda güç dengesini daha fazla savaþ ittifaklarý çerçevesinde hayata geçirirken, þimdi ise güç dengesine caydýrýcýlýk baðlamýnda daha fazla baþvurulmaktadýr. Eskiden var olan sorunlarýn çözümü için tek çýkýþ yolu savaþ iken þimdi ise sorunlarý çözümü için diplomasi ve ekonomik ambargolar uygulanmaya baþlanmýþtýr. Hedef olan ülke diplomatik kurallar çerçevesinde uyarýlýrken, bunun sonuç vermemesi durumunda ise ekonomik ambargo ve diðer baský yollarýna baþvurulmaktadýr. Bütün bu giriþimlerin sonuç vermemesi durumunda ise son çare olarak da eski adet olan savaþa baþvurulara, sorun kökten çözülmeye çalýþýlmaktadýr. Özellikle soðuk savaþýn sona ermesi ve iki kutuplu dünyanýn yýkýlmasýndan sonra dünya hegemonyasýnýn tek hakimi konumuna gelen Amerika öncülüðünde batý dünyasý bir asra yakýndýr oluþturduklarý güç dengesini tam anlamý ile bir prestij ve baský aracýna döndürmüþlerdir. Bu süre zarfýnda eski ideolojik düþmanlarý Doðu bloðu ülkelerinin çözülmesine aðýrlýk vererek, eski hýnçlarýný çýkarmanýn yol ve yöntemlerini arayýp, uygulamaya koymuþlardýr. Ama var olan bu tek kutuplu hegemonya son yýllarda özellikle Eski Doðu Bloðu Lideri Rusya Federasyonun doðal kaynaklar ile güçlenmesi ile önemli bir sekteye uðramýþtýr. Birkaç yýl öncesine kadar Amerika öncülüðündeki batý istediðini uluslararasý topluma kabul ettirirken, Rusya faktöründen sonra ise bu prestij ve baþarý profili büyük yara almýþtýr. Bunu en iyi olarak Kosova örneðinde gözlememiz mümkün. Batý bloðu Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný tanýmakla beraber, Kosova’nýn artýk baðýmsýz ve egemen bir toplum olduðunu savunurken buna karþýn ise Rusya öncülüðündeki Doðu Bloðu ise buna karþý çýkarak baðýmsýzlýðýn iptal edilmesini savunuyor. Tam anlamý ile iki blok arasýnda Kosova’nýn baðýmsýzlýðý güç dengesi baðlamýnda önemli bir prestij konusunu oluþturmaktadýr. Rusya, soðuk savaþ ile Batýya karþý kaybetmiþ olduðu savaþý Kosova örneðini kullanarak, rövanþý almaya çalýþmaktadýr. Buna karþýn Amerika ve batýlý ülkeler ise Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný kendi aralarýndaki güç dengesinin prestiji açýsýndan ise kabul etmektedirler. Sonuç olarak, Rusya, Kosova’yý eski gücüne kavuþmak için bir araç olarak kullanýrken, Batý dünyasý ise Kosova’yý prestiji olarak kabul etmektedir. Buradan da görüleceði gibi Kosova þu an uluslararasý toplumun bir yap — boz tahtasý konumundadýr. Kosova’nýn geleceði ve yönünü de bu güç mücadelesinden galip çýkacak olan taraf çizecektir. Yani Kosova, gelecekte ya þu anda batýlý ülkeler tarafýnda çizilen yolda yürümeye devam edecektir yada baþka bir yolun çizilmesi durumunda þansýný o kulvarda arayacaktýr. Kosova Fevzi Karamuço K Bir sanatla uyanış daha bitti osovalı Türkler dilerinin resmi olarak yürürlükten alınması ardından yaşadıkları stresi kültürle atmaya çalışıyor. Siyaseti bir hafta unutmaya çalıştık. Bu yıl da geleneksel 6. Uluslararası “Sanatla Uyanış” Şöleni “Mehmet Paşa” hamamında yapıldı. Onarılmayı bekleyen bu hamamın sesiz ve karanlık odaları sanat severlere ev sahipliği yaptı. Kosova Cumhuriyetinde Türklerin yoğun olarak yaşadığı Prizren’de 9.05 — 17.05. 2008 tarihinde 6. Uluslar arası sanatla Uyanış” töreni düzenlendi. 6. Uluslar arası Sanatla Uyanış” şöleni kalabalık bir davetlinin katılımıyla açıldı. Şölenin açılışında siyasi, kültür, eğitim ve diğer alanlardan çok kişi vardı. Şölende açılış konuşmasını yapan Şölenin Tertipleme Komisyon Başkanı Ercan Şpat, “Şölenin amacının halka sanatın tanıtması olduğunu” belirti. Diğer konuşmacılar da sanatın önemine değinirken, sanatın toplumlar arasında diyalogun sağlaması önemine işaret ettiler. Prizren’de bu gibi bir şölenin düzenlenmesi Kosova’da yaşayan Türkleri için büyük önem taşımaktadır. Balkanlar’da ve diğer coğrafyalarda yaşayan Türkleri için böyle bir şölenin yapılmasını görmek çok enderdir. Şölene yalınız Kosova’dan değil Türkiye’den de çok sayıda sanatçı katıldı. Mehmet Paşa hamamında açılan ressam sergisine Kosova’da mada Arnavutluk, Makedonya, Moldavya (Gagauzya), Karadağ, Bosna Hersek ve Türkiye’den ressamlar tablolarını sergilediler. Sanatla Uyanış altı yıl önce Kosova seviyesinde bir sanat şöleni olarak başlarken, son üç yıl içinde uluslar arası bir boyut kazandı. Altı yıl aralıkla düzenlenen bu şölen farklı alanlarda sanatçıları bir araya topluyor. Şölende sergi, şiir, tiyatro, belgesel film ve diğer sanat dalları yer aldı. Bu yıl düzenlenen 6. Uluslararası “Sanatla Uyanmak” şöleninde 16 sanat etkinliği vardı. Bir haftadan fazla süren şölene Türkiye’den konuklar da katıldı. Şölen sayesinde, Balkanlarda unutulmuş ya da bilinmeyen sanat kolları ile tanıdık. Ebru, hat sanatını Karagöz ve Hacivat oyununu gördük. Yüz yıllarca süren hat ve ebru sanatı geleneğini Türkiye’den sanatçılar sergilediler. Bu sanatı Prizren “Mehmet Paşa” hamamından mada Priştine ve Mamuşalı öğrencilere tanıtıldı. Bu defa ilk olarak Türkiye’den sanatçı Efdaluddin Kılıç “Hat Sanatını” Eğitim fakültesi öğrencilerine tanıtı. Bu sanat şöleninde ilk defa belgesel film ile karşılaştık. Makedonya’dan Elizazbeta Koneska “Yörükler” belgeselinde Yörük Türklerin örf ve adetleri ile bizleri tanıtı. Ancak sanat şölenine çok az seyirci katılması dikkati çekti. Bunun sebeplerini araştırmak istemiyorum. Ama şölene çok az seyircinin katılması çok üzücüydü. Program yoğundu. Her gün farklı alanlardan sanat gösterileri vardı. Bazıları ise programdan haberdar olmadıklarını ortaya attılar. Özellikle Türk Sanat müziğini icra eden Andelib Müziki Topluluğun konserine katılmayanlar bilgileri olmadıkları belirttiler. “Mehmet Paşa” hamamında Yahya Akengin’in ve Beşir Ayvazoğlu’nun düzenledikleri konferansa çok az şiir severin katılması dikkat çekti. Bu iki şairi dinlemek büyük bir zevkti. Ama Prizrenli şairlerin katılmaması çok düşündürücü. Şairlerin katılmaması sebebini araştırmak istemiyorum. Ama hepsi şiir dünyasında bulunmalıydı. Şiir saatine de çok az şairin katılması dikkat çekti. Kosova Sanat Güneşi Nevzat Şundo tarafından sunulan konser ile 6. Uluslararası “Sanata Uyanmak” kültür şöleni sona erdi. 40. sanat yılını kutlayan Nevzat Şundo gibi Prizren’de düzenlenen Uluslararası sanatla uyanış töreni de nice yıllara ulaşmasını diliyorum. C Perşembe, 22 Mayıs 2008 Cumhurbaþkaný, Guldiman’ý kabul etti 6 umhurbaþkaný Fatmir Seydiu, AGÝT Misyonu Þefi Büyükelçi Tim Guldiman’ý kabul ederek, görüþmelerde, yerli enstitüler ile AGÝT misyonu arasýnda yeni iþbirliði þekilleri ele alýndýðý bildirildi. Görüþmede özellikle de, 15 Haziranda yürürlüðe girecek olan yeni Anayasa sonrasýnda atýlacak olan adýmlar görüþüldü. Görüþmede Cumhurbaþkaný Seydiu, AGÝT Þefi’nden, Kosova’da savaþ sonrasý dönemde yapýlan tüm seçimlerle ilgili belgelerin ve malzemelerin bu enstitü tarafýndan korunmasýný isteminde bulundu. Seydiu, Kosova’nýn demokrasi yolunda geçtiði süreç ile ilgili genç nesillerin bilgilendirilmesi için bu belgelerin büyük önem taþýdýðýný söyledi. TMK, Mamuşa İtfaiye Binası inşasına başladı P rizren Belediyesi, Kosova Koruma Gücü-TMK ve İOM örgütünün katkılarıyla Pilot Belediye birimi Mamuşa uzun yıllar bekledikleri itfaiye binası ve iki itfaiye aracına kavuştu. İOM örgütünün verdiği 80 bin Euro destekle TMK 2. Bölge Komutanlığına bağlı İstihkam Birliği ekibinin inşasına başladığı itfaiye binasına Prizren Belediyesi de 2 adet itfaiye aracı hibe etti. 20 Mayıs Salı günü aralarında Prizren Belediyesi Başkanı Ramadan Muya, TMK 2. Bölge Komutanı Enver Çikaci, Çok Uluslu Güney Tugayı Komutanı Tuğgeneral Uğur Tarçın, İOM Temsilcisi Paulo Merker, Prizren Belediyesi Başkan Yardımcısı Ercan Şpat ile çok sayıda yerli ve yabancı üst düzey temsilcinin katılımıyla itfaiye binasının temel atma töreni gerçekleşti. Mamuşa Pilot Belediye Birimi Başkanı Arif Bütüç’ün açılış konuşmasıyla başlayan törende Bütüç desteklerinden dolayı katkısı geçen herkese teşekkür etti. Uzun yıllar yangınlara karşı itfaiye aracı olmadığından büyük zorluklar çektiklerini belirten Bütüç, bundan sonra böyle bir sorunun yaşanmayacağını belirtti. TMK 2. Bölge Komutanı Enver Çikaci de, TMK olarak bugüne kadar birçok bölgede itfaiye binası inşa ettiklerini belirterek Mamuşa’da da böyle bir sorunun giderilmesi için katkımız geçmesi bizleri mutlu eder şeklinde konuştu. Törende bir konuşma yapan İOM Temsilcisi Paulo Merker, İOM olarak ihtiyaç sahibi bölgelerde hizmet vermekten duydukları mutluluğu dile getirdi. Törende son olarak sözü alan Prizren Belediyesi Başkanı Ramadan Muya, Pilot Belediye Birimi olan Mamuşa’nun 15 Haziran’dan itibaren Mamuşa Belediyesi olacağını söyledi. Muya, çok kısa bir süre içerisinde büyük başarılara imza atan Arif Bütüç’e de teşekkürlerini belirterek Prizren Belediyesi olarak Mamuşa’nın büyük ihtiyacı olan 2 adet itfaiye aracı bağışladıklarını söyledi. Konuşmaların ardından itfaiye binasının temel atma törenine geçildi. Tören ardından davetlilere kokteyl verildi. Enis TABAK 7 Perşembe, 22 Mayıs 2008 Balkan Hırvatistan ilk kadın generali 2011 yılına kadar atayacak H ırvatistan Başbakan Yardımcısı Curca Adlesiç, ordunun general rütbesindeki ilk kadın subayına bu hükümetin 2011 yılında sona erecek görev süresi içinde kavuşacağını söyledi. Adlesiç, Savunma Bakanı Branko Vokaliç ve üst düzey askeri erkanla birlikte ordunun komuta personelinde yapılacak değişikliklerin değerlendirildiği bir toplantıya katıldı. Başbakan yardımcısı, kadınlar Hırvatistan'ın bağımsızlık kazanmasında önemli rol oynamalarına karşın, kadınların ordudaki düşük oranının kabul edilemez olduğunu söyledi. Kadınlar silahlı kuvvetlerdeki bütün komuta mevkilerinin %8'ini oluşturmalarına karşın 27 general arasında hiç kadın bulunmuyor. Belgrat, Kosovalı Sırp liderlerin geçerliliği konusunda ısrar ediyor S ırbistan'ın Kosova Bakanı Slobodan Samarciç yaptığı açıklamada, Sırbistan'ın 11 Mayıs seçimlerinde Kosovalı Sırpların oy kullandığı 25 belediyede en yüksek yetkili mercinin yerel meclisler olacağını söyledi. Kosova'da yerel seçimlerin yapılmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Samarciç, meclislerin yüksek yerel idare makamları olarak kurulacağını ve bunların daha sonra İcra Kurulu'nu oluşturacağını belirtti. "Şimdi, demokratik ve hukuki bir şekilde seçilen yerel idare temsilcileri var." diyen bakan, bunların UNMIK yerine Belgrad ile iletişim kuracaklarını da sözlerine ekledi. Görevdeki belediye başkanlarının görev süreleri 15 Haziran'da sona ereceği için, BM misyonu bu belediye başkanlarının görev süresini uzatmayı veya bu bölgelerde belediye seçimleri düzenlemeyi düşünüyor. A Avrupa Komisyonu olayları kınadı vrupa Komisyonu, hafta sonu kampanya dönemiyle ilgili çıkan olayları bir kez daha kınıyor. Bu sefer, Pazar günü erken saatlerde etnik Arnavut Demokratik Bütünleşme Birliği partisinin Kalkandelen'deki ofisine sekiz el ateş edildi. AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi Olli Rehn'in sözcüsü Kristina Nagy söz konusu olaylar hakkında soruşturma açma ve failleri adalete teslim etme gereğinin altını çizdi. USAID'den Arnavutluk'a çağrı yaptı USAID Yöneticisi ve ABD Dış Yardım Direktörü Henrietta Fore Arnavutluk hükümetini reformları tamamlama ve yolsuzlukla mücadeleye daha fazla bağlılık göstermeye çağırdı. Fore, gelecek yıl yapılacak seçimler ve yakın tarihli NATO katılım daveti ışığında "hükümetin seçim reformu ve yargı reformlarını uygulamaya olan bağlılığını göstermesinin önemli olduğunu" söyledi. Yetkili, "Arnavutluk suçlulara karşı bağımsız ve siyasetten uzak mahkemelerle sert tedbirler uygulayarak yolsuzlukla mücadelede sıkı bir çalışma sergilemelidir." diye de ekledi. Ayrı bir gelişmede, eski Ulaştırma Bakan Yardımcısı Nikolin Jaka ve altı diğer yetkili karayolu proje ihalelerine fesat karıştırmaktan kaynaklanan yolsuzluk suçlamalarından suçlu bulundular. Jaka, uzun süren bir soruşturma sonrasında Eylül ayında tutuklanmıştı. ER H AN TÜ R BE D AR Ankara Mektubu Mostar’daki Paralel Yapýlanmalar E-posta:eturbedar@gmail.com B osna-Hersek’in Mostar kenti, savaþ yýllarýndan bir miras olarak devraldýðý derin etnik bölünmüþlü üzerinden atabildi mi? 16 Mayýs Cuma günü, Mostar’da gerçekleþtirilen bir panelde bu sorunun cevabý bulunmaya çalýþýldý. Sivil toplum kuruluþlarýndan temsilciler, akademisyen ve diðer araþtýrmacýlarýn katýlýmcý olduðu panelde konuþmacýlardan bazýlarý Mostar’ýn savaþ sonrasý dönemde önemli ölçüde bütünleþtiðini ve bu baðlamda baþarýlý bir örneði teþkil ettiðini savundu. Konuþmacýlarýn diðer bir kýsmý ise Mostar’ýn bölünmüþ bir kent olarak kalmaya devam ettiðinin altýný çizdi. Ayrýca, doðusunda Boþnaklar, batýsýnda ise aðýrlýkta Hýrvatlarýn yaþadýðý Mostar kentinde hayatýn tüm alanlarýnda etnik çizgilere göre belirlenmiþ paralel yapýlanmalarýn yer aldýðý ifade edildi. Avrupa’nýn en güzel kentlerinden biri olan Mostar, 1992-1995 yýllarý arasýnda yaþanan Bosna Savaþý’ndan önce birlikteliðin sembolü olarak tanýnýyordu. Ancak, savaþ yýllarýnda Boþnak ve Hýrvatlar arasýnda yaþanan yoðun çatýþmalar sonucunda, birliktelik deðil, bölünmüþlük kentin yeni sembolü haline geldi. 1993 yýlýnda Mostar kenti, Hýrvat ve Boþnaklarýn en yoðun çatýþma noktalarýndan biriydi. Mimar Sinan’ýn öðrencisi olan Hayrettin tarafýndan 16. yüzyýlýn ortalarýnda inþa edilen ünlü “Eski Mostar Köprüsü” de Kasým 1993’te, Hýrvat topçu birlikleri tarafýndan anlamsýzca yok edilmiþti. Yaþanan savaþýn neticesinde Mostar kenti Bosnalý Hýrvat ve Boþnaklar arasýnda altý “etnik belediyeye” ayrýlmýþtý. Mostar kentinin yeniden bütünleþmesi üzerine çalýþan uluslararasý toplumun Bosna-Hersek’teki temsilcileri ise her seferinde kentteki siyasi partilerin olumsuz tutumlarýyla karþýlaþýyordu. Taraflarýn uzlaþmamasý sonucunda, Bosna-Hersek’in eski Yüksek Temsilcisi Paddy Ashdown, 28 Ocak 2004’te açýkladýðý bir kararla, Mostar kentinin bütünleþmesi ile ilgili bir planý taraflara dayatmýþtýr. Ne var ki, bütün düzenlemelere raðmen, Mostar’daki Boþnak ve Hýrvatlar çoðunlukla bir arada deðil, yan yana yaþamaya devam ediyor. 1990’lý yýllara kýyasen Mostar karþýlaþtýrýlamayacak ölçüde iyiye gidiyor. Ancak, yapýlmasý gereken daha çok þey var. 16 Mayýs Cuma günü, Mostar’da gerçekleþtirilen panelin konuþmacýlarýndan Ýbrahim Rahimiç’in de vurguladýðý gibi, sadece Mostar’ýn kýrsal ve yoksul kesimlerinde halk gerçek anlamda bir arada ve dayanýþma içinde yaþýyor. Kentin içinde ise neredeyse her alanda etnik bölünmüþlük varlýðýný hissettiriyor. Panelistler arasýnda yer alan Mostar Üniversitesi’nden Slavo Kukiç’e göre, Mostar kenti savaþ sonrasý dönemde altyapýsýyla mekanik anlamda bütünleþmiþ, yaþamsal alanda ise günümüze kadar bölünmüþ vaziyette kalmaya devam etmiþtir. Her þeyden önce, Mostar’ýn etnik prensibe göre belirlenmiþ iki ayrý kent yönetimi ve polisi bulunuyor. Diðer taraftan, þirketlerde, okullarda, üniversitelerde, saðlýk kurumlarýnda, tiyatroda, toplu ulaþýmda ve toplumsal hayatýn diðer alanlarýnda etnik bölünmüþlük devam ediyor. Bazý þirketler etnik prensibe göre eleman alýyor. Okullarda Hýrvat ve Boþnak öðrenciler farklý bina ve sýnýflarda, birbirinden ayrý öðretim sistemleri altýnda eðitim görüyor. Ayrýca, Mostarlý Hýrvatlarýn ayrý medyasý, üniversiteleri, kültürel ve saðlýk kurumlarý bulunuyor. Bunun dýþýnda etnik bölünmüþlük Mostar’da bulunan iki ayrý elektrik kurumuna ve iki ayrý GSM operatörüne bile yansýmýþ durumdadýr. Bir baþka ifadeyle, birileri Mostar kentindeki etnik bölünmüþlüðü kalýcý hale getirmeye çalýþýyormuþ gibi, paralel kurumlar oluþturuluyor. Kentteki futbol maçlarý ise zaman zaman etnik kavgalara dönüþebiliyor. Mostar kenti aslýnda BosnaHersek’in temel sorunlarýndan birini de yansýtýyor. Ülkede savaþ sonrasý ortaya çýkan yeni etnik yapý, Bosna-Hersek’in bütünleþtirilmesini engelliyor. Siyasî partiler kendi çýkar alanlarýný muhafaza etmek amacýyla bazý alanlarda ülkenin bütünleþmesini savunuyor, zararlý çýkabileceklerini düþündükleri alanlarda ise bütünleþmeye karþý direniyor. BosnaHersek’teki Yüksek Temsilciler ise genelde uzun vadeli stratejiler üretmiyor, daha çok “baþarýlý bir diplomat” olarak görevlerini tamamlamak için çaba harcýyor. Bütün bunlar yaþanýrken ise, halkýn ne düþündüðüne pek fazla kulak verilmiyor. Dünya Amerikalý Profesör: Atatürk en büyük lider Dünya Turu Kanada yerlilerden özür dileyecek Kanada Baþbakaný Stephen Harper, geçen yüzyýlda zorla Hristiyan okullarýna alýnan ve buralarda cinsel istismara uðrayan binlerce yerliden resmen özür dileyecek. Kanada’nýn yerlilerden sorumlu bakaný Chuck Strahl tarafýndan yapýlan açýklamada, Baþbakan Stephen Harper’ýn 11 Haziran’da mecliste konuþma yaparak yerlilerden özür dileyeceði açýklandý. Strahl, “Zorla Hýristiyan okullarýna alýnmýþ olan binlerce kiþi yýllardýr resmi özür bekliyor” dedi. Yerlilerin ulusal lideri Phil Fontaine de yatýlý yerli okullarýnýn Kanada tarihinin en karanlýk bölümlerinden olduðunu söylemiþ, bu konunun bugüne kadar görmemezlikten gelindiðini belirtmiþti. Bush: Ýsrail-Filistin barýþý mutlaka imzalanacak ABD Baþkaný Bush, görevi sona ermeden Ýsrail-Filistin barýþ anlaþmasýnýn saðlanmasýný bekliyor. Filistin lideri Mahmud Abbas’la görüþen Bush, görev süresi bitmeden mutlaka barýþ anlaþmasýnýn imzalanacaðýný söyledi. ABD Baþkaný George W. Bush, Bush, Ortadoðu turunun son duraðý Mýsýr’ýn Kýzýldeniz’deki Þarm El Þeyh tatil beldesinde Filistin Devlet Baþkaný Mahmud Abbas ile yaklaþýk 1 saat görüþtü. Görüþmeden sonra gazetecilere açýklama yapan Bush, Ýsrail-Filistin anlaþmasýnýn bu yýlýn sonuna kadar yapýlmasýný kesinlikle saðlayacaðýný vurguladý. Bin Ladin: Filistin için cihat görevdir El Kaide örgütünün lideri Usame Bin Ladin, Filistin topraklarýný kurtarmak için cihadýn bir görev olduðunu söyledi. Usam Bin Ladin, Ýsrail’in 60. baðýmsýzlýk yýlý nedeniyle aþýrý dinci bir internet sitesinde yayýmlanan ses kaydýnda, Ýsraillilerle savaþmaya devam edeceklerini ve Filistin topraklarýndan vazgeçmeyeceklerini belirterek, “Allah’ýn izniyle, dünyada tek bir Müslüman kalýncaya kadar Filistin’in tek bir karýþýný vermeyeceðiz ve Ýsraillilerle müttefiklerine karþý savaþýmýzý sürdüreceðiz” dedi. Amerikalý tarihçi ve psikiyatrist Prof. Arnold Ludwig, liderlerin baþarýlarýný sýnýflandýran 11 ölçekli bir sisteme göre, Atatürk’ün 20. yüzyýlýn en büyük lideri olduðunu söyledi. A merikalý tarihçi ve psikiyatrist Prof. Arnold Ludwig, dünyanýn çeþitli siyasi önderlerinin baþarý ve önem derecelerini sýnýflandýran 11 ölçeðe göre, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü, 20’nci yüzyýlýn en büyük lideri olarak nitelendirdi. Amerika Atatürk Toplumu adlý kuruluþun Washington’da düzenlediði yýllýk Atatürk’ü anma konuþmasýný, halen ABD’nin en eski yüksek öðretim kurumlarý arasýnda yer alan Brown Üniversitesi’nde görev yapan ve 2002’de yazdýðý ve dünya liderlerini ele aldýðý “Daðýn Arslaný: Siyasi Liderliðin Doðasý” adlý kitabýyla tanýnan Prof. Ludwig yaptý. Aslen psikiyatrist olan ve daha sonra tarih ve siyasi liderlik konularýný incelemeye yönelen Ludwig, siyasi önderlerin neden ve ne kadar önemli ve büyük olduklarýný tarafsýz þekilde deðerlendirebilecek bir ölçeði geliþtirmek için uzun süre çalýþtýðýný ve sonunda Jul Sezar, Napoleon ve George Washington gibi tarihi isimlerin, liderliði tanýmlamak için ortak kullandýðý 11 kriterden oluþan bir sistem belirlediðini anlattý. Ludwig’in verdiði bilgiye göre bu ölçeðin kriterleri, “sýfýrdan ülke yaratmak, topraklarý geniþletmek, iktidarda kalýnan süre, askeri baþarý, sosyal tasarým gücü, ekonomik baþarý, devlet adamlýðý, ideoloji ortaya koyma, ahlaken örnek olma, siyasi miras ve ülkenin nüfusu” ölçütlerinden oluþuyor. Daha sonra incelenen liderlere, bu kriterlerin her biri için 0 ile 3 veya 0 ile 5 arasýnda puan veriliyor. Prof. Ludwig, kitabýnda, 20’nci yüzyýla damgasýný vuran yüzlerce lideri bu sisteme göre kýyasladýðýný ve Atatürk’ün en üst sýrada geldiðini anlattý. Buna göre Atatürk, Ludwig’in kitabýnda bu 11 kriterden toplam 31 puan aldý. Sýralamada ikinciliði, 30’ar puanla komünist Çin’in kurucusu Mao Zedung ve 2. Dünya Savaþý sýrasýndaki ABD baþkaný Franklin Delano Roosevelt elde etti. Ayný ölçeðe göre, daðýlan SSCB’nin son lideri Mihail Gorbaçov 24, Ýngiltere’nin efsanevi baþbakanlarýndan Winston Churchill 22, Güney Afrikalý lider Nelson Mandela 20, eski ABD baþkaný Bill Clinton da 15 puan topladý. Ludwig, toplantýyý izleyenlerle birlikte þimdiki ABD Baþkaný George Bush’u da deðerlendirdi. Bush’un puaný 15 çýktý. ABD Irak’ta kalýcý hale geliyor Irak Dýþiþleri Bakaný Hoþyar Zebari, ABD askerlerinin bir kýsmýnýn uzun bir süre Irak’ta kalmasýný da içerecek ortak güvenlik anlaþmasýnýn temmuz ayýnda imzalanacaðýný söyledi. Çerçeve anlaþmayla ABD askeri varlýðý kalýcý hale gelecek. Çerçeve anlaþmanýn ekonomik, bilimsel ve tarýmsal konularý içereceðini ifade eden Irak Dýþiþleri Bakaný Zebari, bölgedeki birçok ülkede de böyle anlaþmalar olduðunu hatýrlattý. Adýnýn açýklanmasýný istemeyen Iraklý bir yetkili ise, hala çözülmemiþ çok sayýda konu bulunduðunu ve anlaþmanýn temmuza yetiþmesinin zor olduðunu dile getirdi. Kuran’ý hedef olarak kullanan askere ceza Irak’ta Kuran-ý Kerim’i atýþ talimlerinde hedef olarak kullanan bir amerikan askeri birliðinden çýkartýlarak ülkesine gönderildi. Askere disiplin cezasý da verilecek. Irak polisi, geçen hafta kurþun delikleriyle parçalanmýþ ve içine hakaret edici yazýlar yazýlmýþ bir Kuran-ý Kerim buldu. Bir askerin Kuran-ý Kerim’i atýþ taliminde hedef olarak kullandýðý tespit edildi. Birliðinden uzaklaþtýrýlan asker, hakkýnda disiplin soruþturmasý baþlatýldý ve adý açýklanmayan askerin Irak’tan gönderilmesine karar verildi. Baðdat’taki ABD komutaný Tümgeneral Jeffery Hammond, olayýn yaþandýðý Petrol rezervi azalýyor, Çin’in talebi artýyor Dünya petrol rezervi 2007’de bir önceki yýla göre binde 1 oranýnda azaldý. Ayný dönemde petrol talebindeki artýþýn yarýsý Çin’den kaynaklandý. D ünya petrol arzýnda, OPEC ülkelerinin payý hem 2006 yýlýnda, hem de 2007 yýlýnda bir önceki yýllara göre yüzde 1 azaldý. ABD dýþýndaki OECD ülkelerinin dünya petrol arzýndaki payý ise 2006 yýlýnda 2005 yýlýna göre yüzde 2.2, 2007 yýlýnda 2006 yýlýna göre yüzde 2.6 oranýnda azaldý. Eski SSCB’nin 2006 yýlý için toplam arzdaki payý 2005 yýlýna göre yüzde 3.3 , 2007 yýlýnda ise 2006 yýlýna göre yüzde 3.7 oranýnda arttý.Dünya toplam petrol arzý ise 2005 yýlýnda 84.63 milyon varil/gün, 2006 yýlýnda günde 84.60 milyon varil/gün, 2007 yýlýnda ortalama olarak günlük 84,64 milyon varil düzeyinde istikrarlý olarak gerçekleþti. Geçen sene ABD günlük 8,48 milyon varil petrol arzýnda bulunurken, günlük talebi 20.70 milyon varili buldu. Dünya Petrol Rezervinde Düşüş 2005 yýlýnda 1.197,3 milyar varil olan dünya petrol rezervi, 2006 yýlýnda yüzde 1 artarak 1.209,5 milyar varile çýktý, 2007 yýlýn baþýnda ise bir önceki yýla göre binde 1 azalarak 1.208,2 milyar varile geriledi. Toplam petrol rezervinin 914,6 milyar varili OPEC ülkelerine ait bulurken, dünyanýn en büyük petrol kullanýcýsý ABD 29.9 milyar varillik rezerve sahip bulunuyor. Dünya petrol talebi incelendiðinde toplam talebin yüzde 60’ý OECD ülkelerine ait. Bir OECD ülkesi olan ABD’nin dünya petrol talebindeki payý da yaklaþýk yüzde 21 oranýnda bulunuyor. 2005-2007 dönemindeki dünya petrol talebindeki artýþýn yaklaþýk yarýsý Çin’den kaynaklandý. Uzak doðu’daki petrol talebi dünya petrol talebindeki dalgalanmalardan baðýmsýz bir þekilde, sürekli ve yüksek oranlarda artýþ eðiliminde olduðu da görüldü. Perşembe, 22 Mayıs 2008 8 bölgedeki Sünni liderlerden kiþisel olarak özür diledi. Ancak ABD’li yetkililer, bunun sadece münferit bir olay olduðunun da altýný çizdi. Chavez: OPEC fakirlere yardým etsin Venezüella Devlet Baþkaný Hugo Chavez, dünyada gýda ve enerji fiyatlarýnýn yükseldiði dönemde, OPEC bir fon aracýlýðýyla her yýl petrol gelirinden 365 milyon dolar yoksul ülkelere yardým edilmesi önerisinde bulundu. Chavez, yabancý basýn mensuplarýna yaptýðý açýklamada, Avrupa ile Latin Amerika ülkelerinin bu programa katkýda bulunmasý gerektiðini söyledi. Avrupa’ya, Latin Amerika ve Karaib ülkelerinin borçlarýný silmesi çaðrýsýnda bulunan Chavez, “Fonda yýlda 365 milyon dolar, yoksul ailelerin evlerine gýda ve ilaç almamýzý ve daðýtmamýzý, üretmemizi saðlayacak” dedi. Chavez, fonun, petrolün varili 100 dolarýn üzerine çýktýðýnda Venezuela’nýn günlük 1 milyon varil petrol üretiminden elde ettiði gelirin yüzde 1’i ile finanse edileceðini de ifade etti. Hollanda’da Karikatüriste Gözaltý Hollanda’da bir karikatürist, çalýþmalarýnda Müslümanlarý aþaðýladýðý gerekçesiyle gözaltýna alýndý. Amsterdam savcýlýðýndan yapýlan açýklamaya göre, “Gregorius Nekschot” takma adýyla tanýnan karikatürist, salý günü gözaltýna alýndý. Karikatürist, sorgulanmasýnýn ardýndan 1,5 gün gözaltýnda tutulduktan sonra serbest býrakýldý. Evinde yapýlan aramada, bilgisayar ve bazý belgelerine el konulduðu belirtildi. Sanatçý, 2005 yýlýnda yayýmlanan bir karikatürü hakkýndaki suç duyurusuna dayanarak gözaltýna alýndý. Savcýlýða göre, sanatçý Müslümanlarý siyah derili göstererek, ayýrýmcýlýk yaptý. Karikatüristin gözaltýna alýndýðýna iliþkin açýklamanýn ardýndan, muhalefete mensup siyasi partilerin temsilcileri hükümeti þiddetle eleþtirdi. Kerkük’te Boykot Sona Erdi Siyasi kazanýmlarýn ardýndan 9 Türkmen üye meclise dönme kararý aldý. Kerkük’teki Türkmenler, meþru haklarýnýn karþýlanmadýðý gerekçesiyle 2006 Kasýmýndan bu yana Kerkük Ýl Meclisi’nde sürdürdükleri boykotu sona erdirdi. Kerkük’ün özel statüsünün Birleþmiþ Milletler, dünya ve Irak hükümetince tanýnmasý, merkez ve yerel atamalarda 3 kiþiden birinin Türkmen olmasý gibi siyasi kazanýmlar sonucu 9 Türkmen üye meclise dönme kararý aldý. Kerkük Ýl Meclisi Türkmen Grubu Baþkaný Ali Mehdi, “Kerkük’te Türkmenlere yapýlmak istenen haksýzlýklara karþý itirazlarýmýzý ve tepkimizi göstermek için yürüttüðümüz boykotun amacýna ulaþtýðýna ve sesimizin Irak Hükümeti ve tüm Irak halký tarafýndan duyulduðuna inanýyoruz.” diye konuþtu. 1 Ekimde yapýlacak seçimler de Türkmenlerin meclise dönme kararýnda etkili oldu. Ýtalya’da Çöp Krizi Ýtalya’nýn Napoli kentinde 16 yýldýr yaþanan çöp sorunu, had safhaya ulaþtý. Sokaklarda 40 bin ton çöp birikti. Çöp kokusu yüzünden bazý iþ yerleri açýlamýyor. Halkýn sabrý taþmak üzere. Bölge sakinlerinin son umudu ise Berlusconi hükümeti. Hükümet 2 gün sonra Napolideki çöp krizi ile ilgili eylem toplantýsý yapacak. Napoli ve çevresindeki çöp sorunu, yeniden dönüþüm tesislerinden pay almak isteyen mafyanýn engellemeleri yüzünden yaklaþýk 16 yýldýr devam ediyor. Dünya Turu 9 Perşembe, 22 Mayıs 2008 Türkiye Türkiye’de 19 Mayýs Coþkusu 19 Mayýs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramý’nýn 89. yýldönümü tüm yurtta, Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti’nde ve dýþ temsilciliklerde törenlerle kutlandý. Erdoðan’dan Kraliçe’ye ‘cennet bahçesi’ yüzük Erdoðan çifti, Kraliçe’ye “Cennet bahçesi” adlý özel tasarým topaz yüzük, eþine de kehribar tesbih ve lüle taþýndan pipo hediye etti. B aþkentte top atýþý ile baþlayan töreni, Anýtkabir’de Türkiye Cumhurbaþkaný Abdullah Gül ve diðer sivil ve askeri erkanýn katýldýðý devlet töreni izledi. Cumhurbaþkaný Gül, mozoleye çelenk koydu ve saygý duruþunda bulundu. Gül, Anýtkabir özel defterini imzaladý. Cumhurbaþkaný Gül, deftere, þunlarý yazdý: “Aziz Atatürk, Ýstiklal mücadelemizi baþlatmak amacýyla Samsun’a çýkýþýnýzýn 89. yýldönümünde gurur ve coþkuyla huzurunuz- 19 Mayýs Stadyumu’nda Tören Baþkentteki törenler daha sonra 19 Mayýs Stadyumu’nda devam etti. Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’ün þeref tribünündeki yerini almasýnýn ardýndan ilk konuþmayý Milli Eðitim Bakaný Hüseyin Çelik yaptý. Çelik konuþmasýnda, “Yýllarca süren savaþlar sonucunda harap ve bitap düþmüþ olan bir milletin kendi küllerinin içinden yeniden doðuþunun, yeniden doðruluþunun adý olan bir 19 Mayýs’ý daha millet olarak büyük bir gururla büyük bir coþkuyla idrak ediyoruz” dedi. Çelik konuþmasýnda gençlere de seslenerek, “Atatürk’ün gösterdiði hedefe ülkemizi, milletimizi çýkarmak bizim idelamiz olmalýdýr” diye konuþtu. Türk Hava Kurumu paraþütçülerinin gösteriler yaptýðý tören, geçit resmi ve fon grubu gösterileri ile sona erdi. “19 Mayýs 1919 benim doðum günüm” Bu sözler, Mustafa Kemal Atatürk’e ait. Samsunlularda bu anlamlý günü doðum günü pastasýyla yaþatmaya çalýþýyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kývýlcýmlarýnýn atýldýðý Samsun’da, Atatürk’e doðum günü pastasý kesildi. Erdoðan’ý Çiçek Temsil Etti dayýz. Kurduðunuz modern Türkiye Cumhuriyeti, dünyanýn önde gelen ülkelerinden biri olma yolunda ilerlemektedir. Geldiðimiz seviye bilinçle sürdürülen atýlýmlarýn ve nesilden nesile aktarýlan kararlýlýðýn bir sonucudur. Cumhuriyetimizin baþarý ve kazanýmlarý geliþme çabalarýnda devletimize ve milletimize güç vermeye devam edecektir. Türk gençliðine emanet ettiðiniz, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti ilelebet varolacaktýr. Varlýðýmýzýn ve yarýnlarýmýzýn teminatý Türk gençliði bu konudaki sorumluluklarýn idraki içinde inançla ve þevkle çalýþmaktadýr. Sonsuz bir güven duyduðunuz Türk gençliði vatan ve millet sevgisiyle kudret ve yeteneðiyle, bilgi ve birikimiyle çalýþma ve baþarýlý azmiyle Türkiye Cumhuriyeti’ni geleceðe taþýyacak, gösterdiðiniz hedeflere ulaþtýracaktýr. Gençlerimize armaðanýnýz olan milli bayramýmýzda sizi saygýyla, minnetle ve þükranla anýyoruz. Ruhun þadolsun”. Bu arada Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan, gözündeki saðlýk sorunu nedeniyle, 19 Mayýs törenlerine katýlmadý. Baþbakaný, Devlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Cemil Çiçek temsil etti. Ýstanbul ve Ýzmir’de de Büyük Coþku 19 Mayýs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramý Ýstanbul ve Ýzmir’de de törenlerle kutlandý. Ýstanbul’daki kutlamalar, sabah saatlerinde Taksim Cumhuriyet Anýtý’nda düzenlenen törenle baþladý. Kutlamalara daha sonra Ýnönü Stadyumu’nda devam edildi. 19 Mayýs Ýzmir’de de törenlerle kutlandý. Törenler, Atatürk Anýtý’na çelenk konulmasýyla baþladý. Kutlamalarýn bir sonraki adresi Atatürk Stadyumu oldu. Ý ngiltere Kraliçesi Türkiye’den ayrýlmadan önce Ýngiltere’nin Ankara Büyükelçiliði’nde düzenlenen Doðum Günü resepsiyonu dolayýsýyla, Baþbakan Erdoðan ile eþi, Kraliçe II. Elizabeth ve eþi Prens Philip’le büyükelçilik ikametgahýnda bir araya geldi. Görüþmenin sonunda Baþbakan Erdoðan ve eþi, Kraliçe’ye tasarýmýný Sevan Býçakçý’nýn özel tasarýmý olan “Cennet Bahçesi” adlý yüzüðü hediye etti ve yüzüðün anlamý hakkýnda kendisine bilgi verdi. Yüzük, þu anlama geliyor: “Yüzüðün merkezinde yer alan topazýn içine oyulmuþ çiçekler farklý renkleriyle kültürleri simgeliyor. Dünya onlarýn çeþitliliðinde çok daha güzel görünüyor. Tüm çiçekler bir arada görülüyor.” Kraliçe, yüzüðü parmaðýna takarak denedi. Bu arada Baþbakan Erdoðan’ýn eþi Emine Erdoðan da Kraliçe’nin eþi Edinburgh Dükü Prens Philip’e kehribar tespih ve lüle taþýndan pipo hediye etti. Kraliçe Elizabeth ve eþi Prens Philip, Ýngiltere Büyükelçiliði’ndeki resepsiyondan önce Çankaya Köþkü’ne giderek, Cumhurbaþkaný Abdullah Gül ve eþi Hayrünnisa Gül ile vedalaþtý ve Köþk’ün içindeki tarihi müze köþkünü gezdi. Türkiye’den Çin’e 2 milyon dolar yardým Türkiye, Çin’de meydana gelen depremde zarar görenler için 2 milyon dolar insani yardýmda bulundu. D ýþiþleri Bakanlýðý’ndan yapýlan açýklamada, Çin’in Siçhuan eyaletinde 12 Mayýsta meydana gelen 7,9 büyüklüðündeki deprem sonucunda bugüne kadar 40 binin üzerinde insanýn hayatýný kaybettiði belirtilerek, ayný sayýda insanýn enkaz altýnda bulunduðunun tahmin edildiði kaydedildi. Yardýmýn Çin makamlarýna iletildiði belirtilen açýklamada, “Depremin yýkýcý etkilerini ve hassas dönemlerde uluslararasý dayanýþmanýn önemini en iyi bilen ülkeler arasýnda yer alan Türkiye, geleneksel olarak her alanda iyi iliþkiler içinde bulunduðu Çin’i bu zor günlerinde yalnýz býrakmamýþtýr” dedi. Türk Kýzýlayý da depremden bir gün sonra yardým çalýþmalarýný ele almak üzere iki uzmaný Pekin’e göndermiþti. Güncel Ýstanbul’da “Köprüler Kurduk Balkanlara” sempozyumu düzenlendi 17 Mayýs 2008 tarihinde Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Kültürel ve Sosyal Ýþler Daire Baþkanlýðý Kültür Müdürlüðü ev sahipliðinde Balkanlar konulu Kurduk Balkanlara” “Köprüler Uluslararasý Sempozyumu düzenlendi. Tarýk Zafer Tunaya Kültür Merkezinde düzenlenen sempozyumun açýlýþýný Saraybosna Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Fakültesi Baþkaný (Bosna Hersek Federasyonu Eski Cumhurbaþkaný) Prof. Dr. Eyüp Ganiç yaptý. Rumeli’den Göçler ve Nüfus Hareketleri konulu birinci oturumda Prof. Dr. Gülfettin Çelik “Osmanlý Sisteminde Deðiþim Probleminin Bir Göstergesi Olarak 19. Yy. Nüfus Hareketleri”, Prof. Dr. Frances Trix “Rumeli’den Bir Ruhani Göç Hikayesi: Elbasanlý Selim Ruhi Baba”, Yrd. Doç. Dr. Nurcan Özgür, “Ýki Dünya Savaþý Arasýnda Yugoslavya’dan Göçler”, H. Yýldýrým Aðanoðlu “Adakale Nüfusu, Demografik Özellikleri ve Göçler (1878-1913) ve Yönetmen Ýsmet Aras’ýn “Adakale Sözlerim Çoktur” isimli belgesel film gösterimi sunuldu. G “Rumeli’den Balkanlara Tarih ve Kültür” konulu ikinci oturumda Prof. Dr. Hayriye Süleymanoðlu Yenisoy “Balkan Halklarýnýn Dil ve Folklorunda Türk Ýzleri”, Doç Dr. Haluk Harun Duman “ B a l k a n Harbi’nin Edebiyattaki Yankýlarý”, Doç. Dr. Enver Töre “Tiyatro Eserlerinde Balkan Motifi”, Yrd. Doç. Dr. M. Zeki Ýbrahimgil “Balkanlar’daki Türk Mimari Eserlerinin Bugünkü Durumu”, Yrd. Doç. Dr. Þamil Mutlu “20. Yüzyýla Girerken Balkanlarda Rum-Bulgar Eðitim Ýliþkileri”, Yrd. Doç. Dr. Neriman Hacýsalihoðlu “Osmanlý Rus Savaþýndan Sonra Bulgaristan’da Türk Vakýflarý” konulu tebliðlerini sundular. Balkanlar’da Türk Varlýðý ve Dýþ Politika konulu üçüncü oturumda ise Prof. Dr. Mihai Maxim “Romanya Türklerinin Günümüzdeki SosyoKültürel Durumu”, Yrd. Doç. Dr. Halim Çavuþoðlu “Günümüzde Batý Trakya Türklerinin Sosyo-Kültürel Durumu”, Erhan Türbedar “Türk Dýþ Politikasýnda Balkanlar”, Falma Shazi “Uluslararasý Ýliþkiler Baðlamýnda Türkiye-Arnavutluk Ýliþkileri”, Mr. Kosova heyeti Brüksel’deydi Heyete Milletvekili Enis Kervan baþkanlýk yaptý. eçtiðimiz hafta içerisinde Avrupa Parlamentosunun daveti üzerine Kosova Cumhuriyeti Meclis üyeleri de 4 günlük Brüksel ziyaretinde bulundular. Kosova Cumhuriyeti Dýþiþleri Komisyon Baþkan Yardýmcýsý Milletvekili Enis Kervan baþkanlýðýndaki heyette Komisyon üyeleri Milletvekili ve Lütfi Haziri ve Ramadan Avdiu da yer aldý. Avrupa Parlamentosu Milletvekilleri ile Balkan Parlamento Dýþiþleri Komisyonu Milletvekillerini bir araya getiren buluþmada, Kosova Cumhuriyeti dýþýnda Hýrvatistan, Arnavutluk, Bosna ve Hersek, Makedonya, Sýrbistan ve Karadað Cumhuriyeti parlamento milletvekilleri yer aldý. Konu bu bölgenin AB’ne dahil edilmesi ve vizelerde kolaylýðýn saðlanmasý oluþturdu. AB parlamentosu milletvekillerinin yürüttüðü toplantýlarýn ev sahipliðini Avrupa Birliðinin Güneydopu Avrupa’dan sorumlu Parlamentosu Þefi Doris Pack yaptý. Toplantýda Dýþiþleri Komisyon Baþkan Yardýmcýsý Milletvekili Kervan, Kosova heyetini tanýþtýrarak, Kosova’daki güncel sorunlara deðindi. Perşembe, 22 Mayıs 2008 Taner Güçlütürk “Kosova’nýn Baðýmsýzlýðý ve Türklerin Sosyo-Kültürel Durumlarý” ve Edis Potor açtýðý resim sergisi yaný sýra “Sancýlý Bekleyiþ Kosova’nýn Sürecinden Baðýmsýzlýðýna Fotoðraflarla Bir Yolculuk (1999-2008)” isimli sunumu yaptýlar. Geniþ katýlým ve ilgi bulan sempozyumun bildirileri ayný gün katýlýmcýlara daðýtýldý. Sempozyum düzenleme kurulu Baþkaný Yýldýrým Aganoðlu, konuyla ilgili yapmýþ olduðu açýklamada, “Bizler Balkanlar’da aþýlmaz nehirlerden geçmeyi kolaylaþtýran köprüler kurduk; din ve mezhepler arasý iliþkileri geliþtiren köprüler kurduk. Günümüzde ise Türkiye ile Balkanlar arasýndaki dostluk ve iþbirliðinin köprüsü olmak için de düzenlenen uluslar arasý sempozyuma bu sembol ismi verdik. Gayemiz Rumeli Türkleri ile Anadolu Türkleri’nin kültürel, sosyal, sanat ve estetik alanýnda ayrýlmaz bir bütün oluþturduklarýný ortaya koymaktýr. Kültürler arasý alýþveriþi saðlamak ve bunu sürdürmek, Balkanlarda yaþayan 10 Türkler, akraba topluluklar ve ortak tarihsel komþularýmýzla baðlarýmýzý ve kültürel mirasýmýzý korumaya hizmet edecek böyle bir sempozyumu düzenleyerek unuttuklarýmýzý hatýrlamak, unutturulmak istenenlere umut vermek, kamuoyunu bilgilendirmek ve bilime katký saðlayabilmektir ana maksadýmýz. Hepsi konusunun uzmaný deðerli ilim adamlarýndan; Balkanlardan yaþanan göçleri, artýk tarihi bir hatýra olan Adakale’yi dil ve folklorumuzun Balkanlarda býraktýðýmýz abidevi mimari eserlerimizi, Bosna-Hersek’te Romanya’da, Batý Trakya’da Arnavutluk’taki Türk ve akraba topluluklarýmýzý ve son derece yeni bir geliþme olan Kosova’nýn baðýmsýzlýðýna dair tebliðleri dinledik” dedi. TOBB Üniversitesi Priþtine’de U luslararasý Priþtine Üniversitesi Cuma günü “Bölgede Ekonomik Geliþmeleri ile ilgili Sorunlar” isimli bir uluslararasý konferansa ev sahipliðini yaptý. Kosova dýþýnda Türkiye, Fransa, Arnavutluk, Bosna ve Makedonya’dan konu ile ilgili bilim adamlarýnýn katýldýðý konferansa ilgi de üst seviyede gerçekleþti. Konferansta konuþan bütün konuþmacýlar, Kosova’da baðýmsýzlýk sonrasýnda en büyük önceliðin ekonomik kalkýnmaya verilmesi gerekliliðine iþaret edilirken, hükümet ve uluslararasý kuruluþlar, bu doðrultuda üzerlerine düþen görevi üstlenmeye davet edildi. Konferansta Türkiye’yi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliði Üniversitesi hocalarý Prof. Dr. Ramazan Aktaþ ile Yard. Doç. Dr. Semih Þahinler temsil etti. Profesör Aktaþ, konferansta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliði (TOBB) ve Türkiye’nin Kosova ile ilgili yaklaþýmý hakkýnda bilgi verdi. Aktaþ, TOBB’un Türkiye’nin en güçlü sivil toplum kuruluþlarýndan biri olduðunu ifade ederken, kuruluþun içinde 1 milyon 300 bin üyeyi içinde barýndýrdýðýný söyledi. Birliðin bünyesinde bir de TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesini de içinde barýndýrdýðýný ifade eden Aktaþ, üniversitenin Türkiye’nin önemli ve prestijli üniversitelerinden biri olduðunun altýný çizdi. TOBB üniversitesinin geçen yýl Priþtine’de kurulan Uluslararasý Priþtine Üniversitesi ile bir anlaþmasýnýn var olduðuna dikkat çeken Aktaþ, TOBB tarafýndan iki üniversite arasýnda imzalanan anlaþmanýn bu yýl daha güçlü bir þekilde destekleneceðini müjdeledi. 11 Perşembe, 22 Mayıs 2008 Güncel Aradan yedi yıl geçti F ahri Mermer yedi yıl önce aramızdan ayrıldı. Mayıs sıcakları ile onu artık bir daha aramızda olmayacağını bilerek ebediyete uğurladık. Ancak kendisi unutulmamak için eserler bıraktı. Kabarık değil ama güzel eserler bıraktı. Beraber geçirdiğimiz anıları, şiirle süslediği dizeleri bıraktı. Arkadaşının aradan fiziki olarak ayrılışı çok zor. Buna alışmak da çok zor. Bir arada geçirdiğimiz yerler, yaşadığımız olaylar buna izin vermiyor. Ama onun bıraktığı eserler, unutulmasına müsaade etmiyor. İnsan ölür ama onun eseri kalır derler. Eserleri onu unutturmayacak. Zaman çok çabuk geçiyor, bunun farkında değiliz. Fahri yedi yıl önce aramızdan ayrıldı. Sanki dün aramızdaymış gibi. Güzel arkadaşlık ilişkilerinden güzel hatıralar kalıyor. Kırılan aynaya arkadaşının nerede olduğunu soramıyorsunuz. Aynanın parçalarını yapıştırmak çok zor oluyor. Eskisi gibi olmuyor. Sonbahar yaprakları gibi en yakınlarımız aramızda ayrılıyorlar. Yağmur, kar, rüzgarla karşılaşan yapraklar, zamana direnerek bir gün dalından ayrılıyor. Sararıp yere düşüyorlar. İnsanın kaderi de buna benziyor. Farklı sorunlarla karşılaşan insan sonunda teslim oluyor. Fahri de kadere çok erken teslim oldu. Tanrı onu çok erken yanına aldı. Arkadaşlıklar bir defa kurulur ve uzun sürer. Bu tür arkadaşlık kurmak çok zordur. Ama onların aramızdan ayrılmaları büyük boşluk yaratarak, yaşamın sonuna dek izler bırakırlar. Bunların yerini doldurmak zor oluyor. Yeni gelenler ise eskilerle paylaşacağımız şeyler yok. Yakın arkadaşlar ebediyete ayrılınca yalınız mazide kalanları hatırlıyorsunuz. Hiç bir şey onların yerini değiştirmiyor. Yıkılan evi yeni taşlarla yeniden inşa etmek zor geliyor. Çünkü zamanla alıştığımız taşlı evi değiştirmek kolay değil. Fahri şairdi, yazardı her alanında eser verdi. Hayatının baharında aramızdan ayrıldı. Başladığı eserleri, yarıda bıraktı. Yeni nesillere eserler bıraktı. Gazeteci olarak Kosova Türk Basınına katkısı çok büyük oldu. Onun ölümü ile medyada büyük bir boşluk oluştu. Onun araştırma tarzı, yorumları artık yok. Otuz yıl önce yazdıkları yazıları yorumları, bu gün de güncelliğini kaybetmedi. Fahri aramızdan çok erken ayrıldı. Hem de Kosova Türk halkına en çok lazım olduğu dönemde. Tecrübeli bir gazeteci olarak bu gün yaşadığımız sorunları ustalıkla okuyucularına aktarabilirdi. Onun için gazetecilik yalınız meslek değildi. Gazetecilik mücadele demekti. Yazılarını kimseye pardon demeden yazardı. Bundan dolayı bazı kişiler tarafından sevilmezdi. Boyun eğmeyi sevmezdi. Kimseye taviz vermezdi. Özellikle Türklük konusunda taviz vermekten asla. O yalnız gazeteci değildi. Prizren’de çok sayıda derneğin kuruluşunda öncülük etti. Kurulan derneklerde sekreterlik görevi yaptı. Fahri her yanlı bir Türk aydını idi. Türklerin karşılaştığı sorunları çok iyi tanırdı ve bu sorunları çözmeye, açıklamaya, yorumlamaya çalışırdı. Fahri’nin ömrü azdı ama yaratıcılığı ile zengindi. Uçan kuş gibi ebediyete kanat açıp bir daha aramıza dönmedi. Ama onu unutmayacak arkadaşlarını ve ailesini geride bıraktı. Fahri’nin yeni doğan torunu onun ismini aldı. Fahri yaşıyor. Fevzi KARAMUÇO Elyazmasý Caner SÜLEYMAN caner_pr@yahoo.com.tr Kalanlarýn Oyunu G ün gelir insanlar yaþadýklarý yerlerden rahatsýzlýk duymaya baþlar ve ardýndan da yeni hayat kurmak amacýyla baþka diyarlara yol alýr. Tabi bu, en az orada kalmak gibi çetin bir mücadele gerektirir. Gözlerini dünyaya açtýðý yeri, havasýný teneffüs ettiði mahalleleri, okul yýllarýnýn geçtiði sokaklarý, kýsacasý kendi içinde kurduðu dünyayý tasfiye edip yeni bir dünya aramak hiç de kolay bir þey deðildir. Olduðu yerlerde ayný kalmak ise insana zor gelir. Öðrenciyken sýnýfta kalmasý, tuttuðu takýmýn tur atlayamamasý, yarýþmalarda sona kalmasý kabullenecek gibi gelmez insanoðluna. Lakin, çekip gitmek bu kadar zorluk gerektiriyorsa biraz olsun kalmanýn verdiði gurur ve çileyi de sahibine ne büyük erdemler kattýðýný da kabul etmek lazým. Kalmak zordur çünkü sabýr ister, yürek ister, uðraþ ister ve gidenin dönme ihtimaline karþý açýk bir kapý býrakmak ister. Bazen olur ya, tiyatroda güzel bir oyun izledikten sonra insan oyuncularý ayakta alkýþlar, bu oyun öyle bir oyun ki insanýn ayakta avuçlarýný patlatýrcasýna alkýþlayacaðý, oyuncularýnýn ellerinden öpeceði gibi bir þey. Sözüm bize ve bizi bu güne getiren herkese. En içten duygularýmla belirtmeye çalýþtýðým “burada kalma” nýn bize ne anlam ifade ettiðini iliklerimize iþleyenlere. Ýsimlerini unuturum diye saymaya çekindiðim büyüklerime, üstadlarýma, öðretmenlerime, yani burada kalan ve kalbi burasý ile çarpan herkese selam olsun. Bu gazetenin bizim için ne kadar önemli olduðunu bilen vatandaþlarýmýzýn çoðunlukta olmasý varsayýmýný es geçerek, istemeyerek bunun farkýnda olmayan vatandaþlarýmýza tekrar bir hatýrlatma ihtiyacýný hissettiðimden bir daha burada vurgulamak istiyorum. Gazetemize sahip çýkalým. Hem burada kalmanýn bir mecburiyeti olarak hem de okur-yazar olarak sahip çýkalým. Birinci yazým olmasý dolayýsýyla vurgulamakta bir ahde vefa borcu hissettiðim bu kýsa giriþten sonra, Kosova’da yaþayan bir Türk olarak, Kosova Cumhuriyetinin baðýmsýzlýðýný herkese kutlar ve Kosova’nýn her manada baðýmsýzlýðýný sürdürebilmesini caný gönülden arzularým. Kosova’nýn girdiði bu yeni süreç öncesinde ve sonrasýnda hiçbir þey ayný olmayacaða benzemektedir. Ýster toplumumuzu isterse toplumu yönetenleri hatta toplumun tüm dinamiklerini yeni bir sorumluluk bekliyor. Öyleyse herkes gibi biz de kendi duruþumuzu belirtip ona göre tavýr sergilemek durumunda kalacaðýz. Yola bazen at arabasý bazen de ýþýk hýzýyla devam edilecek. Artýk statik kalmanýn bize kaybettireceklerini bile hesaplamaya zamanýmýzýn yetmeyeceðini düþünüyorum. Belki de gençliðin verdiði sýcak kanlýlýkla düþündüklerimi “3-5 gün sonra geçer” diye deðerlendirenler olabilir. Saygýlarýmý sunarým. Fakat hiçbir þeyin eskisi gibi olmayacaðýný da bozuk gramofon gibi tekrarlamaya gerek yok. Baðýmsýzlýðýn hem bölge geneline hem de ülke özeline getireceði ortamlarý karþýlaþtýrmak gerekirse, sonuç olarak ortaya olumlu bir tablo çýkarmak mümkündür. Zaten Kosova’nýn ilerlemesi Kosova’daki Türkleri de ileriye götürmez mi, ya da tersi olarak Kosova Türklerinin ilerlemesi ve baþarýlarý Kosova’ya pozitif bir etki olarak yansýmaz mý? Dolayýsýyla nereden bakýlýrsa bakýlsýn ileriye yönelik her bir hareket herkesin ortak çýkarýna olduðu kesin. Daha sonraki zamanlarda da sýk sýk deðineceðimiz (fakat deðinmeye fýrsat bile verilmemesi gereken) Kosova Anayasasý konusunda kýsa bir fikir beyan etmek istiyorum. Sýradan bir vatandaþ olarak herkes konuþtuðu dili en yüksek seviyede görmek ister. Olduðu yerden altta bir yerde görünce de haliyle tepki gösterir. Aklýn ve saðduyunun iplerini elinden býrakmayanlar da bunu gerektiði þekilde savunur ve hakkýný arar. Demek istediðim þu ki galiba biz bir þeyleri yanlýþ yapýyoruz. Hani “çuvaldýzý kendine batýrmak” deyimi vardýr ya, iþte tam da burada bize bu gerekli. Bir düþünün size gelen az sayýda cýlýz tepki ile toplu bir þekilde gelen güçlü tepkiyi.Siz hangisini ciddiye alýrdýnýz? Peki biz ne yapýyoruz? Bir þeyler yapma isteðiyle yanýp tutuþurken bu sefer enerjimizi hepten baþka taraflara kullanýyoruz. Tepkimizin cevabý bizi tatmin etmediði için de baþlýyoruz en yakýnýmýzdakilerden en uzaktakilere düþman kesilmeye. Bakýn þu konu çok önemli. Diðer ülkelerde siyaset Kosova’dan farklý yürümektedir. Bizim insanýmýz farklý yerlerden farklý uygulamalarý Kosova’da denemek isterseler yanýlgýya düþerler. Bizim bölünme lüksümüzün olmadýðýný ilkokul öðrencileri bile bilir. O yüzden Sivil Toplum Kuruluþlarý, partimize destek vererek onlarýn elini güçlendirmeli, partimiz de Sivil Toplum Kuruluþlarýnýn arkasýnda durarak gösterilen tepkide onlara gereken yardýmý saðlamalý diye düþünüyorum. Dilimizin döndüðünce zaman zaman buralarda cahil cesaretiyle yazmaya heveslendiðimiz konularý herkesle paylaþmaya çalýþacaðýz. Maksat burada her zaman söylenenleri deðil, söylenmeyip içimizde kalan þeyleri bir yerlere dökmektir. Eleþtiri ve önerilerin ise baþ ucunda yer bulacaðýndan hiç kimsenin þüphesi olmasýn. Zaten doðru olan da bu deðil mi? Güncel 12 6’ncisi düzenlenen Mehmetçik’ten Mamuşa’ya Sanatla Uyanmak çeşme hediyesi Şöleni sona erdi Perşembe, 22 Mayıs 2008 G Bu yıl 6’ncısı düzenlenen “6. Uluslararası Sanatla Uyanmak Şöleni” geçtiğimiz hafta düzenlenen bir törenle sona erdi. eleneksel halini alan uluslararası şölen, 9 Mayıs tarihinde Osmanlı’dan kalma tarihi Gazi Mehmet Paşa Hamamı’nda çok sayıda üst düzey davetlinin katılımıyla başlamıştı. 17 Mayısa kadar Kosova’nın değişik bölgelerinde 30’a yakın sanatçının değişik branşlarda sanatlarını icra ettiği şölen geçtiğimiz Cumartesi günü düzenlenen törenle sona erdi. Kapanış töreninde bir konuşma yapan Sanatla Uyanmak Şöleni Tertipleme Kurulu Başkanı Ercan Şpat, Atatürk’ün “Her şey olabilirsin ama sanatçı olamazsın” lafını hatırlatarak sanata sahip çıkılmasını istedi. Şpat: “Sanatla Uyanmak Şöleni her geçen yıl daha da ilgi görüyor, seneye aynı yerde değişik bir programla buluşmak üzere” sözlerini tamamladı. Tören Nevzat Şundo ve ekibinin seslendirdiği Prizren türküleriyle devam etti. Tören sonunda emeği geçen kurum, kuruluş ve kişilere Ercan Şpat tarafından teşekkür belgeleri takdim edildi. Verilen kokteyle sona eren törene Kosova Türk Taburu Görev Kuvvet Komutanı Kurmay Yarbay Kerim Acar yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Enis TABAK M ehmetçik Mamuşa’ya yakışır ve ihtiyaç duyulan çeşme yapım projesini hayatta geçirildi. İki hafta aralıksız çalışmalardan sonra geçtiğimiz hafta çeşmenin açılışı 19 Mayıs günü yapıldı. Mamuşa, 19 Mayıs günü hem Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı hem de çeşmenin açılışında çifte bayram yaşattı. Çeşmenin açılış töreninde konuşan Mamuşa Belediye Başkanı Arif Bütüç, “Türk Askerleri tarafından Mamuşa Belediyesine güzel ve yakışan bir çeşme hediye etti. Bunun gururunu ve mutluluğunu yaşıyorum” diye konuştu. Çok Uluslu Güney Görev Komutanı Tuğgeneral Uğur Tarçın ise yapmış olduğu konuşmada, “Bugün bu anlamlı günde sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Yapılan çeşmeden su içtiğiniz zaman bizleri hatırlayacaksınız” diye konuştu. Açılış töreninde Mehmetçik çeşme hakkında bilgiyi Levent Eren verdi. Açılıştan ana okulunda öğrencisi Emri Mazrek, İstiklal Marşını okuyarak, törene katılanlara duygulu anlar yaşattı. Ardından Mamuşa Haci Ömer Lütfü İlkokul öğrencileri tarafından hazırlanan folklor ekibi konuklara Türk halk oyunlarını sergiledi. Açılış törenine Mamuşa Belediye Başkanı Arif Bütüç Çok Uluslu Güney Tugayı Komutanı Tuğgeneral Uğur Tarçın, KTTGK Komutanı Kerim Acar, Belediye astbaşkanı Seylan Mazrek, KDTP Mamuşa Şube Başkanı Rifat Krasniç, Mamuşa Belediye çalışanları, vatandaşlar, öğretmen ve öğrenciler iştirak etti. Turnuvanın galibi Mamuşa Lisesi Kosova Türk Heyeti Başkanlığınca düzenlenen futbol ve voleybol turnuvasına Mamuşa Lisesi damgasını vurdu. Lise, futbolda birinciliği kazanırken, voleybol da ise ikinciliği elde etti. Turnuvada dereceye girenlerin şiltlerini Mamuşa Belediye Başkanı Arif Bütüç ve Çokuluslu Güney Tugayı Komutanı Tuğgeneral Uğur Tarçın takdim etti. Suphi Mazrek Mamuþa “Harikalar Dünyasý” Parkýna kavuþuyor Foto Haber Türk KFOR’u gelenekselleşen çocuk parkı açılışlarına devam ediyor. Türk KFOR’u tarafından, 19 Mayıs 2008 Pazertesi Günü, Skorobişte Köyü’nde bulunan “Nefit Yusufi” İlköğretim Okulu’nda, bir çocuk oyun parkı hizmete açıldı. 21 Mayıs 2008 tarihinde Muşnikovo Köyü İlkokulu’nda yeni bir çocuk parkı açılışı gerçekleştirildi. Bu kapsamda Türk KFOR’u tarafından son dönemde açılışı yapılan çocuk parkları sayısı sekize ulaştı. A n k a r a Büyükþehir Belediyesi t a r a f ý n d a n , Mamuþa’ya yakýþýr bir park yapýlýyor. Park çalýþmalarý yoðun bir þekilde devam ediyor. Ankara B ü y ü k þ e h i r B e l e d i y e s i Þehirleþme Müdürü Atice Akgül ve beraberinde ki heyet Mamuþa Belediyesini ziyaret ederek, park çalýþmalarý ile yakýndan ilgilendiler. Mamuþa Belediye Baþkaný Arif Bütüç, Baþkan Yardýmcýsý Seylan Mazrek, Planlama, Þehirleþme ve Müfettiþlik þefi Agim Morina gelen heyeti karþýlarken, Mamuþa Belediye Baþkaný Arif Bütüç ise konuklara belediyenin dünden bugüne kadar yapmýþ olduðu çalýþma projeleri hakkýnda bilgi verdi. Bütüç, Mamuþa’ya yakýþýr bir parkýn yapýmýný üstlenen Ankara Büyükþehir Belediyesine teþekkürlerini iletirken, parkýn bitimi ile Mamuþa’nýn bölgeye örnek bir parka kavuþacaðýný söyledi. Bütüç, Mamuþa Belediye Meclisinin aldýðý bir karar ile parka “ANKARA” isminin verildiðini sözlerine ekledi. Park çalýþmalarý yoðun bir þekilde sürdürülürken, parkýn iki hafta sonra tamamlanmasý bekleniyor. Parkýnýn açýlýþýnýn 7 Haziran olarak düþünüldüðü belirtilirken, parkýn açýlýþ törenine Ankara Büyükþehir Belediye Baþkaný Melih Gökçek’in de katýlmasý bekleniyor. Açýlýþ töreninde Ankara Büyükþehir Belediyesi tarafýndan Mamuþa Belediyesine bir çöp arabasý, bir minibüs ve bir makam arabasýnýn da hibe edilmesi bekleniyor. Suphi Mazrek 13 Perşembe, 22 Mayıs 2008 Çocuðunun düþmaný olmamalý! Ý Prof.Dr. Ahmed Yardım slâmiyyetin temeli, îmâný, farzlarý, harâmlarý öðrenmek ve öðretmektir. Allahü teâlâ, Peygamberleri bunun için göndermiþtir. Çocuklara bunlar öðretilmediði zamân, Ýslâmiyyet yýkýlýr, yok olur. Allahü teâlâ, Müslümânlara, benim emirlerimi öðretiniz, yasak ettiðim harâmlarý bildiriniz ve yapýlmasýna râzý olmayýnýz diye emrediyor. Peygamber efendimiz; (Birbirinize Müslümânlýðý öðretiniz. Emr-i ma’rûfu býrakýr iseniz, Allahü teâlâ, en kötünüzü baþýnýza musallat eder ve duâlarýnýzý kabûl etmez) buyurmuþtur. Evlât, ana baba elinde bir emânettir. Çocuklarýn temiz kalbleri kýymetli bir cevher gibidir. Mum gibi, her þekli alabilir. Küçükken, hiçbir þekle girmemiþtir. Temiz bir toprak gibidir. Temiz topraða hangi tohum ekilirse, onun meyvesi hâsýl olur. Çocuklara îmân, Kur’ân ve Allahü teâlânýn emirleri öðretilir ve yapmaya alýþtýrýlýrsa, din ve dünyâ saâdetine ererler. Bu saâdette analarý, babalarý ve hocalarý da ortak olur. Eðer bunlar öðretilmez ve alýþtýrýlmaz ise, bedbaht olurlar. Yapacaklarý her fenâlýðýn günâhý, ana, baba ve hocalarýna da verilir. Hadis-i þerifte buyuruldu ki: (Bir Müslümânýn evlâdý ibâdet edince, kazandýðý sevâb kadar, babasýna da verilir. Bir kimse, çocuðuna fýsk, günâh öðretirse, bu çocuk ne kadar günâh iþlerse, babasýna da o kadar günâh yazýlýr.) BÜTÜN FENALIKLARIN BAŞI!.. Tahrîm sûresinin 6’ncý âyet-i kerîmesinde meâlen; (Kendinizi, evlerinizde ve emirlerinizde olanlarý ateþten koruyunuz!) buyurulmaktadýr. Bir babanýn, evlâdýný Cehennem ateþinden korumasý, dünyâ ateþinden korumasýndan dahâ mühimdir. Cehennem ateþinden korumak da, îmâný, farzlarý, harâmlarý öðretmekle, ibâdete alýþtýrmakla ve dinsiz, ahlâksýz arkadaþlardan korumakla olur. Bütün fenâlýklarýn baþý, kötü arkadaþtýr. Peygamber efendimiz; (Bütün çocuklar Müslümânlýða uygun ve elveriþli olarak dünyâya gelir. Bunlarý, sonra analarý, babalarý Hýristiyan, Yahûdî ve dinsiz yapar) sözü ile Müslümânlýðýn yerleþtirilmesinde ve yok edilmesinde en mühim iþin, gençlikte olduðunu bildiriyor. O hâlde, her Müslümânýn birinci vazîfesi, evlâdýna Ýslâmiyyeti ve Kur’ân-ý kerîmi öðretmek olmalýdýr. Evlât, büyük bir nimettir. Nimetin kýymeti bilinmezse, elden gider. Bunun için pedagoji yani çocuk terbiyesi, Ýslâm dîninde çok kýymetli bir ilimdir. Peygamber efendimiz buyuruyor ki: (Hepiniz bir sürünün çobaný gibisiniz. Çoban sürüsünü koruduðu gibi, siz de evlerinizde ve emirleriniz altýnda olanlarý Cehennemden korumalýsýnýz! Onlara müslümânlýðý öðretmelisiniz! Öðretmez iseniz mes’ûl olacaksýnýz.) Müslüman bir anne-baba, çocuklarýný dinini bilen, seven ve kayýran sâlih kimselerin yanýna götürmeli, yanlarýndan ayýrmamalýdýr. Yerine göre Müslüman bir baba, çocuðunun hem abisi, hem de babasý olmalý. Çocuðu iyi, güzel þeylere alýþtýrmalý ve iyi yerlere götürmelidir. Çocuklara, büyüklerin, ehli sünnet âlimlerinin kýymetli kitaplarýndan okumalý, okutmalý, kitap okumadan yatmamalýdýr. Küçük yaþta ne verilirse, o kalýcý olur. Zira gönülleri tertemiz ve berraktýr. Her baba çocuðuna; “Aman evlâdým, ne sen kendini yak, ne de beni yak. Zira evlâdýn yaptýðý anaya, babaya da gider. Kendin gidersin beni de götürürsün. Çünkü anne-babaya evlâdýn yaptýðý her þey misliyle yazýlýr. Ýyilik yapýyorsa iyilik yazýlýr, kötülük yapýyorsa kötülük yazýlýr” diyerek güzel nasihatte bulunmalýdýr. ANNE-BABANIN VAZÝFESÝ Her anne-baba, çocuklarýna mutlaka Kur’ân-ý kerimi öðretmeli ve okumalarýný temin etmelidir. Zira çocuðuna Kur’ân-ý kerim öðreten ana babaya çok sevap verilmektedir. Peygamber efendimiz; (Hoca çocuða, Besmele okur, çocuk da söyleyince, Allahü teâlâ, çocuðun ve anasýnýn ve babasýnýn ve hocasýnýn Cehenneme girmemesi için senet yazdýrýr) buyurmuþtur. Netice olarak, eðer anne ve baba, evlâtlarýna Ýslâmiyyetin ve din büyüklerinin sevgisini veremiyorsa, çocuklarýnýn baþ düþmaný olmaktadýrlar. Nefsine düþkün yani çocuklarýný nefsi için seven anne ve babalar, çocuklarýnýn en büyük düþmanýdýrlar. Güncel Türkçenin Kosova’sý Yalýboyu’ndan Özbekistan Çöllerine “ 1928 yýlýnda Kýrým’ýn Yalýboyu’ndaki güzel Simeiz’de doðdum. Sürgün edildiðimizde 15 yaþýndaydým. O günler, birinci gününden son gününe kadar, hep aklýmda. Nasýl unutulur ki o günler? Ýstesem de unutamýyorum. Sürgünden bir gün önce her þey sakindi. Pek çok evde olduðu gibi, bizim evde de cepheden gelen izinli Rus askerleri yaþardý. 17 Mayýs 1944 günü evimizde büyük bir temizlik yapmaya baþladýk. Her þeyi yýkýyor, siliyor süpürüyorduk. Bizim bu çalýþmalarýmýzý gören Rus askerleri “Niçin yapýyorsunuz böyle bir þeyi? Ne gerek var? Ya birden buradan çýkarýlýrsanýz boþuna yapmýþ olmayacak mýsýnýz?” dediklerinde, ben “Ömrümde bir yere gitmedim. Babaannem de hayatýnda hiç tren görmedi. Bir kere bile seyahat etmedi. Niye gidelim ki durup dururken?” diye onlara soruyla cevap veriyordum. Baþka bir þey söylemediler, sürüleceðimize dair bir tek kelime etmediler. 18 Mayýs sabaha karþý saat dört veya beþ civarýydý. Askerler geldi evimize: - Çýkýn, çabuk, çýkýn! - Niçin? Ne oldu? Nereye? - Çýkýn çabuk, hazýrlanýn! Yolcusunuz! - Ne yolcusu? Niçin? - Hainsiniz siz! Sovyet hükümetinin kararý bu! Çabuk, sallanmayýn! Çabuk çýkýn! Þaþkýndýk. Sersem gibiydik. Büyük bir kaos yaþanýyordu. Evde beþ kiþiydik. Teyzem avluda aðlýyor, “Bizleri öldürecekler! Kefenlerinizi alýn! Bizleri öldürecekler! Kefenlerinizi alýn!” diye baðýrýyordu. O gün, hatýrýmdadýr, çok tuhaf bir olay da olmuþtu. O gün bir fýrtýna vardý Simeiz’de. Rüzgâr uðulduyor, aðaçlarý sarsýyor, kimi aðaçlarýn dallarý kopuyordu Rüzgârýn, aðaçlarýn uðultularýna, köpeklerin acý acý havlamalarý ulumalarý (Arire haným da aðlýyordu. Nasýl aðlamasýn ki?) ineklerin böðürmeleri ve bizlerin feryatlarý karýþýyordu. O günün sesleri... Tarifsizdi o günün feryatlarý... Korkunçtu... Ardýndan dolu yaðdý, iri iri dolulardý Biz aðlamadýk yalnýzca. Sanki bizimle beraber gök aðladý, hayvanlarýmýz aðladý. Aðaçlarýmýz aðladý.. Bizleri Akmescit’e (Ruslar bu þehre Simferopol adýný verdi) getirip hayvan vagonlarýna doldurdular. 28 gün yol gittik. Bütün yol boyunca bir kere yemek verdiler, Sarýtav (Saratov)‘da. Bazýlarýmýz yanýna yiyecek bir þeyler alabilmiþti. Bazýlarýnýn unu vardý, piþirip bize de verirlerdi. Vagonumuz o kadar doluydu, o kadar sýkýþýktý ki ayaklarýmý uzatamýyordum. Vagonumuzda ölenleri yol kenarýna býrakýp gittik, gömemedik. Semerkand’a getirdiler, stadyuma topladýlar. Yanýmýza alabildiðimiz eþyalarý, bohçacýklarýmýzý bir kenara topladýlar. Bizleri tüfeklerle ite kalka hamama götürdüler. Anlatýlýr gibi þeyler deðildi. Bizleri dipçikliyor, küfürler ediyor ve üzerimize ilaçlý kaynar su atýyorlardý. Kaynar suya dayanamayýp ölenler oldu. Kaynar sular... (Yanaklarýndan akan ince ince yaþlar sel oldu burada Arire Haným’ýn. Bir süre hýçkýrýklardan dolayý konuþamadý.) Hamamdan sonra yine stadyuma getirdiler bizleri. Biz dönene kadar bohçalarýmýz, eþyalarýmýz karýþtýrýlmýþ, iþe yarayacaklar yaðmalanmýþtý. Eþek arabalarýna koyup köylere daðýttýlar. At ahýrlarýnda yattýk. Ne yorganýmýz, ne döþeðimiz vardý. Günlerce, haftalarca yerde, yattýk. Oradaki aðýr þartlarda, pek çok insanýmýz hastalandý, pek çoðu öldü. Yeterli yiyecek verilmezdi. Aðýr iþlerde çalýþtýrýlýrdýk. Yaþlý kadýnlarýmýz, hep Kýrým hasretini anlatýrlardý; pek çoðu son günlerini yaþarken, son nefeslerini vermeden, bir yudum dahi olsa Kýrým’ýn suyunu içmek isterlerdi. Bir yudum, bir yudumcuk Kýrým suyu olsa, içsem, rahat ölebilirdim, derlerdi. Bir gün bir kadýncaðýzla oðlunu çakallar yemiþ. Aç çakallar. Oðlancaðýzý ayakkabýlarýndan tanýyabildik. Bu olaydan üç gün sonra cepheden babasý geldi. Selâm verdi. (Burada Arire haným yine kendini tutamadý, hýçkýrýklara boðuldu.) Askerden gelen bu yiðit selâm verdikten sonra, Cemaat” dedi, “Benim karým Anife, oðlum Server’i görenleriniz tanýyanlarýnýz var mý? Fotisalalý idiler? Kim biliyor?” Hiç kimse bir þey yemedi, hiç kimse sesini çýkaramadý. Nasýl densin çakallar yedi diye. Sonra bir kadýncýk, yaþlý bir kadýncýk; “A balam!... Allah ...... Allah sana sabýrlar versin! Yazýmýz böyle imiþ... Allah rahmet eylesin!..... “ dedi ve anlattý. O, cepheden Alpay ÝÐCÝ gelen yiðit adam, gözlerimizin önünde kendini yere atýp öyle bir aðladý, öyle bir dövündü, öyle bir yerleri týrmaladý ki dayanýlýr þey deðildi. Sonra adamý, o yiðidi kaldýrdýlar yerden, su verdiler, biraz olsun teskin etmeye çalýþtýlar. Adamcaðýz yerden kalktýðýnda saçlarý bembeyaz olmuþ, çökmüþ, bir anda ihtiyarlamýþtý. Þimdi düþünüyorum, yaþadýðýmýz bu facialara, dehþetli günlere raðmen nasýl sað kalabildik, nasýl olup da vatanýmýz Kýrým’a dönebildik diye? Bunun bir tek açýklamasý var o da birlik. Ýsmail Bey Gaspýralý‘nýn bize miras býraktýðý birlik. Biz birbirimizi koruyarak, birbirimizle dayanýþarak, ekmeðimizi paylaþarak, birlikte mücadele ederek bugünlere gelebildik. Burada adýný anmadan geçemeyeceðim bir kiþi var. Gafur aða. Kemaneci idi. Sürgün günlerinin o aðýr, o dayanýlmaz, pislik ve açlýk içinde geçen günlerinde bize kemanesiyle kaytarmalar çalardý. 5 dakika olsun onunla güler, hiç olmazsa gülerek aðlardýk. Bize “Qorqmañ balalar, bir kün Vatanða qaytarmýz, þen qaytarmalar çalarmýz” diye sürekli moral ve kuvvet verirdi. Allah’a þükür her þeye raðmen dimdik ayakta kaldýk. Millet olarak yok olmadýk. Þimdi de halimiz aðýr. Ama birlik beraberlik içerisinde bu günleri de geçeriz inþallah!” Anlatan: Arire Nezetli Ýdrisli - Hazýrlayan: Neþe Sarýsoy (Emel Dergisi, Sayý:210 Eylül - Ekim 1995, Sf. 36) Kýrým, güzel Kýrým... 18 Mayýs 1944’te baþlatýlan sürgün cinayetine dair bir hatýranýn cümleleriydi, yukarýdaki cümleler. Aþaðýlýk, sütübozuk Sovyet yöneticileri, baþta Yosif Visarinoviç Cugaþvili Stalin olmak üzere, büyük cinayetlerin emirlerini verdiler.Sovyetler Birliði’nin birçok yerinde insanlarý bir yandan bir yana yolladýlar, onlarý öldürdüler, sakatladýlar. Kýrým, Karadeniz’in kuzeyinde, bugünkü Ukrayna Cumhuriyeti’nin sýnýrlarýnda özerk cumhuriyet statüsünde bir yarýmadadýr. Stratejik olarak son derece önemli bir konumda yer almaktadýr. Bu yarýmada tarih boyunca Hazarlar, Kýpçaklar, Peçenekler, Uzlar gibi Türk kavim ve topluluklarý tarafýndan yurt edinilmiþ, 15. yüzyýldan itibaren de Kýrým Hanlýðý’nýn merkezi olmuþtur. Kýrým Hanlýðý kuruluþundan kýsa bir müddet sonra, Osmanlý Devleti’nin Ýstanbul’u fethini izleyen yýllarda, bu devletin himayesi altýna girmiþtir. Yaklaþýk 300 yýl süren bu durum, 1774 yýlýnda Osmanlý Devleti ile Rusya arasýnda imzalanan Küçük Kaynarca Antlaþmasý ile deðiþmiþ ve Kýrým, baðýmsýz hâle gelmiþtir. Ancak, bu baðýmsýzlýk çok kýsa sürmüþ, 1783 yýlýnda Rus Çarlýðý tarafýndan ilhak edilmiþtir. Bu, büyük ve çirkin bir oyundu. Dünya üzerinde Türklerin yaþadýðý birçok bölgede olduðu gibi, Balkanlar’da olduðu gibi, Kýrým’da da iþgal ve istila vardý. Bugün sizlere bu yazýmla sesleniyorum ve “unutmayalým, unutturmayalým” diyorum. Biz, geçmiþine pek bakmamayý son zamanlarda adet edinmiþ bir milletiz. Eskileri kolay unutur birçoðumuz ama o geçmiþte yaþananlar bugünü belirler. Kötü de olsa güzel de olsa geçmiþi anmak önemlidir. Geçmiþi anarak, geçmiþte yaþananlarý unutmamayý baþarýrýz, derslerimizi ve hatýralarýmýzý çýkarýrýz. Biz Kosova’dayýz, Balkanlar’ýn neredeyse ortasý. Adriyatik ile Karadeniz’in arasýnda kalan topraklar üstündeyiz. Kýrým, Karadeniz’in kuzey kýyýsý. Tarihiyle, Bahçesaray’ýyla, Akmescit’iyle, Ýsmail Gaspýralý’sýyla, Giray Han’ýyla bizimdir o. Bütün Türk Dünyasý coðrafyasýna yayýlan ve ortak bir Türkçe ile yayýnlanan Tercüman gazetesinin çýkýþ yeriydi Kýrým. Diðer birçok yer gibi Kýrým da bizim geçmiþimizin bir parçasýdýr. Geçmiþimizi bildikçe ve ona sahip oldukça geleceðe daha güvenle bakabiliriz. Kýrým’dan Türk izlerini silmek, Kýrým’ý Slavlaþtýrmak, Ruslaþtýrmak için Kýrým Türkleri sürüldüler. Özbekistan’a, Kazakistan’a, Sibirya’ya... Bugün Kýrým yaralarýný sarmakla meþgul. Sürülenlerin bir kýsmý geri geldi, daha da gelenler olduðunu duyuyorum. Ne güzel. Ama... Ama gidenler çoktu. Ölenler çoktu. Kýrým topraklarýnýn yer adlarýnda bile var olan Türkçe, Türk izleri her þeye raðmen bugünde de var. Gelecekte her yönüyle daha güçlü ve daha bizim olacak bir Kýrým’a selam olsun. Büyük insan Kýrýmlý Ýsmail Gaspýralý’nýn da ruhu þad olsun. Fot o : Na fi z L ok v i ça Agim Rifat Kültür Balkan Türk Þiiri Ýnleyen Natürmort O yanardað ki birdenbire patlar fukaram O onun bin senelik sýkýntýsýndandýr Devrim de öyle büyük bir sýkýntýdan sonra baþlar Aðaç yavaþ yavaþ tomurur Yavaþ yavaþ düþer yaprak Ölüm yavaþ yavaþ gelir Bak mesela biz bugün blucins giyiyoruz ama Kafamýz natürmort Bendeki bu sevda be fukaram Sana yavaþ yavaþ büyür Sen þimdi benim yüzüme gülüyorsun Yüzündeki yüzünü görmüyorsun ama Görünüþler aldatýr fukaram Alýr çamurda kor Her þey yavaþ yavaþ olur Yavaþ yavaþ çýkar Bakarsýn bir gün belki ortaya her þey Gelir bir þey kimsenin beklemediði Kimsenin bilemediði bir þey gelir Ve durduramaz artýk onu kimse Çünkü o yavaþ yavaþ yürümüþtür Yavaþ yavaþ fukaram Her þey yavaþ yavaþ olur Yavaþ yavaþ çýkar ortaya her þey 14 NOKTURNO Hazýrlayan: Agim Rifat ÞÝÝRÝN ATEÞÝ Teþfik etmek, Kosova Türk þiirinin yolunu açýp tekrar tekrar ateþini yakmak adýna, bundan böyle bu sayfada usta þair Agim Rifat Yeþeren, her hafta bir þiirle çýkacak karþýnýza sevgili okuyucular. Perşembe, 22 Mayıs 2008 Seni þiirde, bestelerde aradým kim olduðunu bilemediler. Fallarda benliðini bulurum sandým meðer yanýlmýþým… Seni bulabilmek için Yüce Tanrý’ya dua ettim Ama seni bir kere kaybettim… FRANKFURT GECELERÝ Bilirim soðuktur Frankfurt geceleri issiz ve ayaz gecelerde seninle olmak ne güzeldi. Kafese kapanmýþ bir kuþ misali senin gelmeni beklerim. Yaþamanýn tadýný sende buldum derken, vedalaşma saatimiz geldi. Gözlerim parçalý bulutlu, sesim bile çoktandýr düðümlenmiþ. Ah neyleyim ben, sensiz geçen bu günleri ne tadý, kaldý divane gönlümün. ÝZMÝR Elimde sen, gözümde sen ne yapsam, ne söylesem faydasý yok, yüreðim boþ seni unutmak imkânsýz Ýzmir. Burnumda buram buram tütersin önümde canlanýr yeþil Bornova göðe asýlmýþ kavaklar, akasyalar kokularýyla gezerken bir baþkaydý dünyam bir başka… Bir çiçek gibi güzeldin Ýzmir selama durdu gök, deniz ve biz Konak gemisiyle varýrdýk Karþýyaka’ya uzun sürerdi yazlar belli… ve sana yeniden kavuşabilsem yeniden Kordon boyundaki dalgalar önünden geçsem, yeniden güvercinleri uçururdum yeniden… çünkü þiirimi açtým sana… Rezan Zborça TÜRKİYE YAZARLAR BİRLİĞİ'NDEN 30. YILDA "Edirne'den Ardahan'a Kültür Kervanı" K ültür kervanı Türkiye'yi doğudan batıya batıdan doğuya gezecek ve yaklaşık dört bin kilometre yol katedecek Edirne,Gelibolu, Bursa, Eskişehir, Kırşehir, Kayseri, Sivas, Erzincan, Aşkale, Erzurum, Ardahan, Çıldır, Trabzon, Giresun ve Ordu kervanın uğrak ve durak yerleri arasında yer alıyor Türkiye Yazarlar Birliği, 30. kuruluş yılını bütün Türkiye'ye yayılan faaliyetlerle kutluyor. 30. yıl faaliyetlerinin ilginç bir bölümü 22 Mayısta Edirne'de başlayacak. 21 Mayısta Ankara'dan yola çıkan TYB heyeti, 22-23 Mayısta Edirne'de "Rumeli Fatihi Gazi Süleyman Paşa ve Rumelinin Fethi" Bilgi şölenini gerçekleştirecek. 20'nin üzerinde yazar ve ilim adamının bildirilerle katılacağı Bilgi Şöleni'nin 3. günü 24 Mayıs'ta Gelibolu'da icra edilecek. Gelibolu programında farklı bir faaliyet daha yer alıyor. Gazi Süleyman Paşa'nın Bolayır'daki türbesinin bahçesinde yatan 19. yüzyılın büyük "Vatan şairi" Namık Kemal vefatının 110'uncu yılı dolayısıyla anılacak. Gelibolu programından sonraki durak Bursa. Bursa'da 25 Mayısta "50 Yıl sonra Yahya Kemal " programı Prof. Dr. Ramazan Kaplan ve Muharrem Tüfekçi'nin konuşmalarından sonra Halil Çay yönetiminde müzik topluluğunun Yahya Kemal Beyatlı'nın şiirlerinden bestelenmiş şarkılar konseri var. Kültür Kervanı ertesi gün Eskişehir'e geçiyor. Eskişehir'de 26 Mayıs 14.00'de Odunpazarı Belediyesi ile "Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda Eskişehir ve çevresi" panelini Yrd. Doç. Dr. Selahaddin Önder yönetecek. Konuşmacılar ise Yrd. Doç. Dr. Halim Şahin, Yrd. Doç. Dr. Musa Şahin ve Muharrem Bayar. Toplantıdan sonra TYB heyeti Polatlı'da yemek molası veriyor ve belediye başkanı Yakup Çelik'in konuğu oluyor. Ankara'da konaklayan Kültür Kervanı, 30 mayıs Cuma sabahı Kırşehir'e müteveccihen yola çıkıyor. Öğle yemeğinde Kırşehir Belediye Başkanı Halim Çakır'ın misafiri olduktan sonra, Kayseri'de konaklıyor. 30 Mayıs Cuma akşamı Kayseri Ticaret Odası salonunda "50 Yıl Sonra Yahya Kemal" toplantısı var. Prof. Dr. Nevzat Özkan'ın yöneteceği panelin konuşmacıları: Prof. Dr. Hulya Argunşah, Prof. Dr. Mümtaz Sarıçiçek ve Mustafa Özçelik. Kültür Kervanı'nın Kayseri'den sonraki durağı Sivas. Sivas'ta, Belediye ile müştereken "Yavuz Bülent Bakilerle 72 yıl" programı var. TYB'nin kurucularından olan Yavuz Bülent Bakiler'in de katılacağı toplantı iki bölümden oluşuyor. Atatürk Kültür Merkezi salonunda saat 14.00'te başlayacak programda Doç. Dr. Hicabi Kırlangıç (TYB Genel Başkanı), D. Mehmet Doğan (TYB Vakfı Başkanı), Sami Aydın (Sivas Belediye Başkanı), Veysel Dalmaz (Sivas Valisi) açılış konuşmalarından sonra Kadir Küplü başkanlığında 1. Oturum başlayacak. Bu bölümde, Bilal Tırnakçı, Dr. Berat Demirci ve Olcay Yazıcı konuşacak. İkinci oturuma geçimeden Murat Kıral Yavuz Bülent Bakiler'in şiirlerini seslendirecek. Doç. Dr. Alim Yıldız'ın başkanlığık edeceği 2. Oturum'da konuşmacılar: Eyüp Tanyıldız, Kutlu Özen ve Dr. Ahmet Turan Alkan. Yavuz Bülent Bakiler'in konuşması ile toplantı sona erecek. TYB'nin Kültür Kervanı, 1 Haziranda Erzincan'da olacak. "Erzincan'daşiirli bir gün" toplantısı müftülük sitesinde yapılacak. Erzincan Belediye Başkanı Mehmet Buyruk'un konuğu olan TYB heyeti 2 Haziran pazartesi günü Erzurum'a doğru yola cıkacak. Aşkale'de belediye başkanı Ahmet Yaptırmış'ın çay molasından sonra, Erzurum'da konaklanacak. Erzurum'da 20.00'de MEB Hizmetçi Eğitim Enstitüsü Konferans Salonu'nda. "Erdem Bayazıt'a saygı" toplantısı var. TYB Erzurum Şubesi başkanı Dr. Rıdvan Canım'ın yöneteceği oturumda Prof. Dr. Mehmet Törenek, Doç. Dr. Erdoğan Erbay, M. Atilla Maraş ve Y. Turan Günaydın. Kafile, 3 haziran Salı günü Türkiye'nin en batısına, Ardahan'a ulaşıyor. Çıldır Belediye Başkanı Nizamettin Coşkun'un konuğu olarak"Mehmet Akif İnan'ı anma" toplantısı yapıyor. M. Atilla Maraş, D. Mehmet Doğan, Mustafa Özçelik ve Y. Turan Günaydın'ını konuşmacı olarak katılacağı toplantı merhum şairimizi ülkemizin bir ucunda hatırlamaya vesile olacak. Ardahan'dan dönüş Karadeniz üzerinden yapılacak. İlk durak Trabzon. 4 Haziranda TYB Trabzon Şubesinin edebiyat sohbetine katılacak olan şairler ve yazarlar, 5 Haziran'da Ankara'ya müteveccihen yola çıkacaklar. Mehmet DOĞAN 15 Kültür Perşembe, 22 Mayıs 2008 Raif VIRMİÇA Ýnsan duygusunu, düþünce ve hayalini yansýyan bir ayna olarak sanat ve kültür.. ÂÞIK FERKÝ (Ýbrahim Sipahi) PRÝZREN’DE KÜLTÜR, SANAT VE ÞAÝRLÝK GELENEÐÝ VIII XIX yüzyýlda Prizren’de yaþayan halk þairlerinden biri de Âþýk Ferki’dir. Âþýk Ferki’nin doðum tarihi bilinmez, fakat 40 yýl yaþadýðý bilinirken doðum tarihinin 1867 yýlýna denk düþtüðü için bu tarih onun doðum tarihi olarak kabul edilmiþtir. Aþik Ferki Prizren’de doðmuþtur. Asýl adý Ýbrahim’dir, soyadý Sipahi’dir. Aþýk olunca ,,Ferki” takma adýný almýþtýr. Ferki henüz küçükken annesini kaybetmiþtir. Prizren iptidaiye mektebinden mezun olduktan sonra belediyede genç bir kâtip olarak çalýþtý. Bir zanaatý olmadýðýndan dolayý, kahve ve düðünlerde türküler söyleyerek kendini bir âþýk olarak halka tanýttý. 1887 yýlýnda Çelebi adýnda bir Prizrenli kýzýyla evlendi. Üç evladý olmasýna raðmen bir zaman sonra hepsi de vefat etti. Daha sonra Kamil ve Sadýk adýnda daha iki oðlu oldu. Bir âþýk olarak Âþýk Ferki Kosova’nýn bütün þehirlerini dolaþarak þiirler okudu. Daha sonra Üsküp, Selanik ve Ýstanbul’da da bulundu, oralarda orijinal destanlar söyledi ve bunlarla bütün halk þairlerinin ilgisini çekti. Zamanýn bazý âþýklarý Ferki’yi kýskandýklarýndan dolayý onu bir kötü ilaç vererek yataða düþürdüler. Böyle aðýr hasta iken bir anlaþmazlýk nedeniyle babasý onu devlete þikâyet ederek hapse girdi. Hapishanede hastalýðý aðýrlaþýrken, büyük kardeþi Þerif’e taþýndý ve kýsa bir zaman sonra yani 1908 yýlýnda hakkýn rahmetine kavuþtu ve Terzi Mahalle mezarlýðýnda defnedildi. Âþýk Ferki, bütün özellikleriyle halk tarafýndan en çok sevilen halk þairlerinden biriydi. Kendisi çok sempatik, insan seven bir kiþiydi. Bu özellikleriyle kendini yalnýz halka deðil, yaþadýðý dönemde Prizren tasavvuf þairlerini de sevdirmiþti. Bunu ise en iyi bir þekilde Hacý Ömer Lütfü’nün Âþýk Ferki’nin ölümüyle ilgili yazdýðý “Þuaradan Ýbrahim Ferki Efendinin Tarih -i Vefatý” þiirinde dile getirmiþtir. Sefer ‘ukbâya bu gün eyledi þâ’ir Ferki Aþiyan eyleye mürg-i rühu bâg-ý irem’i Var mý bak neþve-i humhâne-i ‘alemde bekâ Ecelin pencesi bir gün ayýrýr câm-i Cem-i Neþ’e-i fânîye aldanmýþ idim hayli zamân Bana gösterdi nihâyet felek ol derd u gamý Bozdu sazý emelim âkibet ol dest-i ecel Târümâr eyledi son dem o dem-i dem bedemi Dest-suy-i ni’am-fâniye oldum yâ Rabb Göreyim fadlýn ile bari o bâki ni’amý Der gufrânuma geldim bu günâhýmla fakat Pek büyüktür bilirim halkýmýn ol keremi Çýktý du dideden eþit ile yazýlsýn târih Pek hazin kalbi eder Ferki firâkýn âlemi. Çoktur bizde fena âmeller Nihayet uzatsam yazmaz kalemler Pürzerrin þehrinde koptu bir seller Misal-i peygamber Nuh’un tufâný. Bin üçyüz yigirmi iki de Rûmi (1906-1907) Hazirân on dokuz mâhi malûmi Allâh Allâh dedi âlem ûmumi Halas et Rabbenâ sabi sübyâný. Çok þükür ki bu sel akþama karþý Tercüman Ýskender çekti büyük gaygu, Ýbtida bir köpri temelden aldý ol su Yýktý hem götürdi bilmem ne yaný Âþýk Ferki’nin yazmýþ olduðu destanlarý on beþ-otuz kýtadan oluþurken, bazýlarý daha fazladýr ve hemen hemen bütün destanlarýnýn dörtlükleri on bir heceden oluþmaktadýr. Âþýk Ferki, destanlarýnda geleneksel anlatýmla vermek istediði mesajý iþler. Destanlar konu bakýmýndan sýnýrsýzdýr. Ferki, her hangi bir nedenle destan yazmaya deðer bulduðu bir konuyu destanlaþtýrabilir. Geleneksel kültür kabulleri ve kültür kodlarý yeni olaylar güncelleþtirilerek tekrarlanmasý ve güncelleþtirilmesi esasýna dayalý olarak toplumu törelerin deðerleri doðrultusunda eðitme gibi iþlevi vardýr. 1324 (1908) Âþýk Ferki de baþka saz þairleri gibi divan edebiyatýný taklit ederek epeyce muamma yazmýþtýr, fakat sadece üçü kalmýþtýr. Aþýk Ferki’nin söyleyip bestelediði 400 kadar manileri de vardýr ve bu manilerini Aþýk, ,,Destân-ý Fasl-i Ýgbal Aþýk Ferkiya” baþlýðý altýnda toplamýþtýr ve bugün bunlardan 370’i korunmuþtur. Âþýk Ferki’nin gazel, ilahi, nazire, tahmis, semâi ve koþma gibi eserleri yaný sýra edebiyat alanýnda büyük deðer taþýyan destanlar da yazmýþtýr. Hayatý boyunca söylemiþ olduðu destanlarýn sayýsý bilinmez. Genelde iki yazma defter içinde ,,Destân-ý Gülambare”, ,,Destân-ý Zenpare”, ,,Destân-ý-ý Yalancý ile Doðru”, ,,Destân-ý Aþuk ile Maþuk”, ,,Destân-ý Kaynana ile Gelin” ve bir iki baþlýksýz destanýndan baþka ,Destân-ý Harb-i Yunan” destaný en güzel ve büyük deðer destanlarýn arasýnda yer almaktadýr. Bundan baþka Ferki’nin Prizren’den 20 KM uzaklýkta olan Mamuþa köyü için yazmýþ olduðu ,,Destân-ý Mamuþa” baþlýklý destanýnda, bu köyde bir gelin alma töreninde meydana gelen iki köy arasýndaki kavgalarý dile getirmektedir. Âþýk Ferki, Prizren þehrinin hadiseleri ve tarihi hakkýnda ,,Destan-ý Ramadan Zaskok” destanýný yazmýþtýr. Ferki, ,,Destan-ý Þita” ve bir baþlýksýz destanýnda Prizren’de 10 gün süren þiddetli bir kýþý ve yaðmurdan sonra þehri alan büyük selden söz etmektedir: Gelelim bu sene þiddet-i þita Gönderdi on gün Cenâb-ý Mevla Kapandý dükkânlar soðuktan zirâ Pürzerrin þehrinin koptu tufaný. Zindan oldu gökler min taraf’il-lah Ol vakit düþündük seni, yâ Allâh, Bir afet gösterdin çekmedi âh Okunsun haþredek ibret fermâný toplumsal olaylarýn arka planýnda insan iliþkilerini görüyoruz. Ferki’nin kimi destanlarýndan âþýðýn yaþadýðý dönemin halk kültürüne, mutfak kültürüne, sanatlarýna ait geniþ bilgiler ediniyoruz. Savaþ destanlarýnda tarih kitaplarýnýn yazmadýðý bazý gerçekler yer almýþtýr. Bu destanlarda olaylarý ad ad vererek ayrýntýlarý gözden kaçýrmamýþtýr. Âþýk Ferki güldürücü destanlarda konularý, anlatýmý abartarak güldürü öðelerini sýralar. Taþlama niteliðindeki destanlarýnda bazý toplum sorunlarýna dikkat çekerek, sorunlarýn içyüzüne deðinir. Birçok destanýnda zamane insanýnýn bozulduðundan eski törelerin kaybolup gittiðinden yakýnarak düzenden þikâyetçi olmuþtur. Prizren ve çevresinde halk üzerinde derin izler býrakýlan konularda yazdýðý destanlarýnda halkýn duygu ve düþüncelerine tercüman olur, halkýn içinde bulunduðu ortamý ve ruh halini anlatarak döneme ýþýk tutar. Aþýk; salgýnlarý, hastalýklarý konu alan destanlarýnda halkýn durumunu, yaþanan felaketleri anlatarak döneme tanýklýk eder. Onun destanlarýnda anlatýlan þehir hayatýna ait çarþýlar, hamamlar, meyhaneler ve eðlence âlemine ait kesitler vardýr. Yazýldýðý zamandaki kültür hayatýna ait belgeleri destekleyecek bilgilere rastlanýr, sosyal hayata ait bilgiler vererek þehir tarihi araþtýrmacýlarýna kaynaklýk eder. Yemek destanlarýnda destanýn söylendiði dönemin mutfak kültürü ve yemekleriyle ilgili zengin malzemeler yer alýr. Kan davasý ve köy kavgalarýnýn konu edildiði Ferki’nin destanlarýnda o dönemdeki sosyal yapýyý, devletin yaptýrým gücünü ve adaletin iþleyiþiyle ilgili ilginç tespitler var. Sonuç olarak Ferki’nin destanlarý, söylendiði dönemin sosyal yapýsýný, halkýn psikolojisini, düþünüþünü, yaþayýþýný, inançlarýný, duygularýný yansýtmasý yönüyle sosyal tarihe kaynaklýk ederler. Metnin devamýnda Ferki’nin bir naziresine ve Haci Baþkim Çabrat’an bestelenmiþ iki ilahisine yer vereceðiz. NAZÝRE O gül ruhsarýnýn vasfý deli sûzâneler söyler Bakar þem’i pâk mir’âtýn gören cânâneler söyler Cemâl-i pâk mir’âtýn gören cânâneler söyler Þahinþâhý mu’azzam zâtýna merdâne1er söyler. Dehânýnda lisânýn þive-i dür dâneler söyler Edüpsün’ âlemi dehþet deri meyhâneler söyler. Nezâket baðý gülþânýn bütün’ uþâka þefkettir ‘Ulüm-i hüft u keþverde penâhýn ‘li himmettir, Semâda hep mülkler saye ve þerh zalifine hayrettir Bu hüsünle görenler ruyi þanýn ehli vahdettir. Dehânýnda lisânýn þive-i dür dâneler söyler Edüpsün’ âlemi dehþet deri meyhâneler söyler. Yeter oldu eþahým sen düþürdün cismimi nâre Olanlar þefkine meftûn yanarlar nür-ý dîdâre, Bulunmaz bir tabid etsün derunum derdine çare Günahým var mýdýr bilmem kuyupsun dolu efkâre. Dehânýnda lisânýn þive-i dür dâneler söyler Edüpsün’ âlemi dehþet deri meyhâneler söyler. Âþýk Ferki, destan konularýný seçerken ele aldýðý konuyu toplumun yapýsýný göz önünde bulundurarak, destanlarýn toplumda görmek istediði iþ veya uyandýrmak istediði duygu ve düþüncelere uygun düþen anlatým biçimini seçer. Âþýk Ferki destanlarýný hikâye etme temeline dayalý olarak anlatýr. Ýþlenen konuya göre anlatým biçimi seçilmiþtir. Olaylar, kiþiler üzerine kurulmamýþtýr. Âþýk Ferki’nin dili Prizren aðzý özelliklerini gösterir. Dil yer yer konuþma dilinden uzaklaþýr. Destanlar giriþ bölümüyle baþlar. Giriþ bölümü dua ile baþlar, olaya hazýrlýk cümleleriyle hikâyeye geçilir. Olayýn aktarýlmasýnda karþýlýklý söyleþmeye dayalý bir anlatým vardýr. Olayýn anlatýmýndan sonraki bölümde âþýk, doðrudan anlatýmla olayý yorumlar, öðütler verir. Olaylardaki olumsuzluklarý dine önem vermemeye, Allah yolunda yürümemeye baðlayýp, insanlarý Allah yoluna çaðýrýr. Âþýk, pek çok konuda destan yazarak geniþ bir perspektifi olduðunu göstermiþtir ve toplumsal konulara duyarlýdýr. Olaylardaki kiþi, yer adlarý ve halkýn olayý deðerlendirmesi yönleriyle destanlar sosyal tarihe kaynaklýk eder. Ayrýca doða ve Kapandýkça nikab olmuþ de1â ü çeþmu ebrûler Ýþarettir ki üç harfa iki kaþýnda umular, Þeher bâdi eserse titreþür vechinde kisveler Cemâlin görmeyenler görmeðe her demde arzular. Dehânýnda lisânýn þive-i dür dâneler söyler Edüpsün’ âlemi dehþet deri meyhâneler söyler. Ezelden kenz-i lâ-yefnâni görmüþ ‘ârifân vardýr Cihnda Ferkiyâ buldun sana bir câvidân vardýr, Görünmez herkes mahfûz ana dilde mekân vardýr Bu esrarý eder tâkrir nezâketlu lisân vardýr. Dehânýnda lisânýn þive-i dür dâneler söyler Edüpsün’ âlemi dehþet deri meyhâneler söyler. ÝLAHÝ Söyleriz Siiri gazeli, Meth ederiz bir güzeli, Aþkiyle yandýk ezeli Lâyikî Melâmileriz. Her zerede yar görünür, Ýlm-i ledünle bulunur, Çok sofiler bizi zanur, Faikî Melâmileriz. Zabma böyle zâhit inan, Sözlerimiz saçma sapan, Ferkiyâ sende yok kemân, Atiki Melâmileriz. Gençlik Perşembe, 22 Mayıs 2008 16 Ceza ile Röportaj R itmic American Poetry, yani rap’in geçmiþi 1970’lerdeki Amerika varoþlarýna dayanýyor. Ýsmi anýldýðýnda, hýzlý söylenen uyaklý dizeler, çuval gibi pantolonlar, ilginç þapkalar ve kolyeler, kapüþonlu sweatshirt’leri akla getiren rap’in bizim topraklarda yeþermesi 90’larýn ortasýna uzanýyor. Gurbetçi grup Cartel’in yine yine grupla ayný ismi taþýyan albümünün ne kadar ilgi gördüðünü müziði takip edenler hatýrlayacaktýr. Cartel’den sonra Türkiye’de rap müzikteki en önemli atýlým toplama “Yeraltý Operasyonu” albümü ile anýlýr. Rap müzikle uðraþanlar bu albüm sayesinde isimlerini daha rahat duyurabilme olanaðý bulurken dinleyici de pek alýþýk olmadýðý bu türün yerli versiyonuyla tanýþmýþtý. Þu anda ise rap Türkiye’de de gayet popüler. Bunda kuþkusuz Ceza’nýn payý çok büyük. Gerçek adý Bilgin Özçalkan olan Ceza, Türkiye’de rap denince insanlarýn aðzýndan çýkan ilk isimlerden biri. Sanatçýnýn þu ana kadar yer aldýðý toplama albümler, katýldýðý projeleri saymaya kalksak yerimiz yetmeyeceði için 3 solo albümü olduðunu söylemekle yetiniyoruz. Ama en son MTV Türkiye’nin yaptýðý oylama sonucu “En Ýyi Türk Sanatçý” seçildiðini hatýrlatalým. Kendisiyle yaptýðýmýz söyleþinin sebebi Ceza’nýn kariyerinin 10. yýlý olmasý ve internet üzerinden yayýnladýðý “Evin Delisi” albümü. Elektrik tesisatçýlýðýyla uðraþtýðýnýz zamanlarýn, þu anda yaptýðýnýz müziðe ne gibi bir etkisi oldu? kaçýnýlmaz oluyor. Ama tanýnmakla popüler olmak bence farklý þeyler. Nasýl popülerleþtiðiniz önemli. Çýkýp bir þarkýyla ya da magazinsel olaylarla gündemde kalýyorlar. Ben ise sadece müziðimle tanýnmak istiyorum. Rap, Cartel’le Türkiye’de dinlenir oldu. Sonra “Yeraltý Operasyonu” önemli bir rol oynadý. Size göre Türkiye’de rap müziði mihenk taþý nedir? Çok farklý dönemler oldu aslýnda. Dediðin gibi “Yeraltý Operasyonu” önemli bir rol oynadý. Nefret biraz daha farklý bir hava getirdi. Sanki insanlarýn uzun zamandýr beklediði bir þey gibiydi. Sonra benim ilk solo albümüm “Meclis-i Ala” ile insanlarýn rape bakýþý biraz daha deðiþti. Konserlerimizde farklý tiplerde izleyici görmeye baþladýk. Ama yapýlan her albümün iyi-kötü bir katkýsý olmuþtur bu müziðe. Bu yýl müzik kariyerinizin 10. yýlý. Kendinizi nerede görüyorsunuz? Açýkçasý bir yer belirleyemiyorum kendime. Yetersiz taraflarý olsa da çok güzel iþler yaptýðýma inanýyorum. Geride býraktýðýmýz bir sürü þey var. Ama önemli olan insanlarýn beni nerede gördükleri. Kendimi koyacak bir yer bulamýyorum açýkçasý. Yetersiz gördüðünüz taraflarla neyi kastediyorsunuz? Sosyal hayattan, yaşamdan bahseden bir müzik yapýyorum. Bir þeyler yaþamazsanýz ayný þeyi insanlarla paylaþmak da zor oluyor. 7 sene, haftanýn 6 günü elektrik tesisatçýlýðý yaptým. Dýþarýdaki hayatýn nasýl olduðu, bazý düzenlerin nasýl iþlediðini öðrendim. Babam devlet memuruydu. 12 yýl gecekonduda yaþadýk. Sürekli böyle þeyler görmek ve yaptýðým müziðin sokaða yakýn olmasý insanlarla çok þey paylaþmamý saðladý. Örneðin Avrupa’ya gidiyorum; Oradakilerin fýrsatlarýný görüyorum. Gerçekten ölçülemeyecek farklar var aramýzda. Ayný imkanlara sahip olsaydýk her þey daha farklý olurdu. Yani çok acý çektik gibi anlatmak istemiyorum ama gerçekten büyük engellerle karþýlaþtýk. Ýnsanlarýn önyargýlarý vardý bu müziðe karþý. Sonuçta Erkin Koray, Cem Karaca gibi isimler de Türkiye’de rock müziði yaymaya çalýþýrken büyük zorluklarla karþýlaþtý. Ama kendi bildikleri yoldan hiç þaþmadýlar. Amacým popüler olmak deðil kesinlikle. Yaptýðým müziði daha çok insana ulaþtýrmak istiyorum. Sadece Türkiye’yle sýnýrlý deðil. Yurtdýþýndan da insanlara ulaþmak istiyorum. Durum böyle olunca daha fazla insan tarafýndan tanýnýyorsunuz ve popülerleþmeniz Giderek artan bir hayran kitlesi var. Üniversitelerde söyleþilere katýlýyoruz, sohbet ediyoruz. Yüzde 90 pozitif tepkiler geliyor. Geriye kalanlar da yanlýþ tanýdýklarýný öðrendiler. Konserlere her yaþtan dinleyici geliyor. Orada bir þeyler paylaþmak için bulunduklarýný Bu kadar popüler olmak istiyor muydunuz? Peki, rap dinleyicisini nasýl buluyorsunuz? biliyorlar. Rock’çýlarla düzeldi mi aranýz? Benim hiç bozulmadý ki onlarla aram. Eskiden beri Türkiye’nin en saðlam gruplarýyla arkadaþým. Sinirlisiniz biraz ama... Evet, sinirliyim tabi. Üsküdar gibi bir yerde doðup büyüdük. Bu müzik dizginledi bizi. Sert sözler yazmak da bunun sebebi. Ýnsanlar kýzýp yumruk atmasýn diye bunlarý yapýyoruz. Albümü neden internetten yayýnlama yoluna gittiniz? Aslýnda ilk baþta bu albümü kimsesiz çocuklar yararýna yayýnlayacaktýk; gelir oraya baðýþlanacaktý. Sonra 5 þarký satmaz, biz bunu þu fiyattan satalým demeye baþladý þirketler. Ben de hiç o iþlere girmedim. Dinleyicilerime naçizane bir 10. yýl hediyesi olmasýný istedim. Ara ara devam edebilirim bunlara. Kardeþiniz Ayben’i nasýl buluyorsunuz? Süper! O da yeni albümüne hazýrlanýyor. Yakýnda çýkacak. Çok deðiþik enstrümanlar kullanýldý parçalarda. Birçok isim de var. Sürpriz olacak. Eurovision’a Mor ve Ötesi katýlýyor. Ne düþünüyorsunuz? Baþarýlar diliyorum. Bizi de en iyi þekilde temsil edeceklerini düşünüyorum. Þaþýrmadýnýz mý hiç duyduðunuzda? Açýkçasý þaþýrdým. Bana sorsalar kabul edeceklerini düþünmezdim. Ama bu da onlarýn fikri. Sonuna kadar da destekliyorum kendilerini. Doa ile çalýþma fikri nasýl ortaya çýktý? Doa’nýn söylediðine göre þarkýnýn da ismi sana aitmiþ. Teklif onlardan geldi bana. Doa’nýn prodüktörü zaten yakýn arkadaþým, eskiden de beraber çalýþmalar yapmýþtýk. Stüdyoda “Böyle bir çalýþma var” diyerek dinletti. Ben de Doa’nýn daha önce underground piyasada yaptýðý çalýþmalardan tanýyorum. Albümü de beðendim. Tamam dedim. Peki geride býraktýðýn on yýla dönüp baktýðýnda keþke dediðin bir þey var mý? Her zaman vardýr tabii ki. Hep dolu dolu gitmedi, imkanlar çerçevesinde yapabildiðimizin en iyisini yaptýðýmýza inanýyorum þu ana kadar. Tabii ki keþke yapmasaydým ya da keþke þunu yapsaydým dediðim þeyler çok oldu. Her zaman da oluyor, olacaktýr da yani. Zaten bunlardan ders çýkartarak ilerliyoruz. Sað salim tamamladýk onuncu yýlý. Dün akþam da konse vardý, sað olsun bütün sanatçý arkadaþlarýn geldiler. Bütün geliri sokak çocuklarýna baðýþlandý. O konserin senin açýndan doruk noktasý neydi? Benim yaptýðým müziðe deðer veren sanatçýlarýn oraya gelmeleri. Sezen Aksu, Demir Demirkan, maNga, Aylin Aslým, Aslý, Ayben, Fairuz Derinbulut, Killa Hakan ve aklýma gelmeyen bazý sanatçýlar daha var, hepsiyle birlikte sahneye çýktýk. Müziðin dayanýþmasýný gösterdik. Müziklerin aslýnda birbirinden ne kadar da farksýz olduðunu gösterdik. Ben de o sanatçý arkadaþlarýmýn her zaman yanýndayým bana yardým ettikleri ve sokak çocuklarýna yardým ettikleri için. Sağlık Anne sýcaklýðý acýyý Az uyuyan erkeklerin obez azaltýyor olma riski daha fazla 17 Perşembe, 22 Mayıs 2008 Günde beþ saatten az uyuyan erkeklerin obez olma riski ile kanlarýnda, diyabete yol açan þeker oranýnýn yüksek olma risklerinin daha fazla olduðu belirtildi. J aponya’da, 1999-2006 tarihleri arasýnda 21 bin 693 erkek arasýnda bir araþtýrma yapan ekipten profesör Yoshitaka Kaneita, uykusuzluðun iþtah açan bir hormonu uyardýðýný belirterek, az uykunun “iþtahý ve yüksek kalori içeren gýdalara olan isteði artýrdýðýný” kaydetti. Araþtýrma, 1999’da þiþman olmayan ve ortalama beþ saatten az uyuyan erkeklerin normal olarak uykusunu alan erkeklere göre obez olma riskinin 1.36 kez daha fazla olduðunu ortaya koydu. Araþtýrma ayný zamanda, az uyuyan erkeklerin kanlarýnda, diyabete yol açan þeker oranýnýn yüksek olma riskinin de 1.27 kez daha yüksek olduðunu ortaya çýkardý. ABD’de yapýlan bir diðer araþtýrmada da uykusuzluðun çocuklarda obezite riskini artýrdýðý ortaya konmuþtu. Araþtýrmada, çocuklarýn bir saat fazladan uyumasýyla obezite riskinin yüzde 9 azaldýðý belirtilmişti. U Cep telefonlarý çocuklarý tehdit ediyor zmanlar uyarýyor, çocuklara cep telefonu vermek alkol ve sigara vermekten farksýz.10 binden fazla çocuðun incelendiði, geniþ çaplý ilk bilimsel araþtýrmadan çýkan çarpýcý sonuçlara göre, hamilelikte cep telefonu kullanan kadýnlarýn çocuklarýnda hiperaktivite, davranýþ bozukluðu ve duygusal sorunlar görülme ihtimali daha yüksek. Araþtýrmanýn sonuçlarýný deðerlendiren uzmanlar, anne babalarý uyarýyor: Cep telefonu kullanarak çocuðunuzu içine attýðýnýz tehlike, ona alkol ve sigara kullandýrmaktan farksýz... ABD’li ve Danimarkalý bilimadamlarýnýn ortak araþtýrmasý “cep telefonlarý çocuklarý tehdit ediyor mu?” sorusuna verilen en kesin ve bir o kadar da korkutucu yanýt oldu. Araþtýrmada, 1990’lý yýllardan önce yani cep telefonu kullanýmý yaygýnlaþmadan doðan çocuklarla daha sonraki yýllarda doðan 13 bin çocuk incelendi. Sonuçlar, hamilelikle günde 2-3 kez cep telefonu kullanan kadýnlarýn çocuklarýnda çeþitli davranýþ bozukluklarý görüldüðünü ortaya koydu. Buna göre, anne karnýnda ya da küçük yaþta aþýrý cep telefonu kullanýmýna maruz kalan çocuklarýn hiperaktivite, duygusal sorunlar ve iliþki kurmada güçlük çekme riski yüzde 54 daha fazla. Uzmanlara göre, bu tehlike 7 yaþýndan küçük olduðu halde cep telefonu kullanmasýna izin verilen çocuklar için de geçerli. Çocuklarda görülen bu davranýþ bozukluklarýnýn altýnda baþka hiçbir biyolojik neden bulamayan uzmanlar, cep telefonunun yarattýðý riskin çocuklara sigara ya da alkol kullandýrmaktan farký olmadýðýný belirtiyor. “Annenin sarýlmasý, bebeðin acýsýný gerçekten azaltýyor”. Bu sonuç, Ýngiltere’de erken doðmuþ bebekler üzerinde yapýlan bir araþtýrmaya dayanýyor... B ilim adamlarý, topuklarýndan kan alýnan 61 yeni doðmuþ bebeðin yüz ifadelerini, kalp atýþlarýný ve kanlarýndaki oksijen seviyesini inceledi. Sonuçta, iþlem sýrasýnda annelerinin kucaðýnda olan bebeklerde acý iþaretlerinin yarý yarýya düþtüðünü gördüler. Bu bebeklerin reaksiyonlarý üç dakika içinde normale dönerken, annelerinin kucaklamadýðý bebekler hala acý içindeydi... Çocuğunuza doğru duruşu öğretin! Ç alışan kadınların yüzde 80'inde duruş bozukluğu var. Natal Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi'nden Fizyoterapist Songül Sevim; çocukluk döneminden itibaren, doğru duruş eğitimi alınması gerektiğini söylüyor ve ekliyor: "Çocuklar, doğru duruş konusunda eğitilmeli. Duruş bozuklukları romatizmal, eklemsel ve ruhsal bozukluklara sebep olabilir." Neden bazýlarý þekerli gýdalara fazla düþkün? Bazý kiþilerin þekerli gýdalara fazla düþkün olmasýnýn “boðaza düþkünlükten” deðil, bir genden kaynaklanabileceði belirtildi. K anada’daki Toronto Üniversitesi Beslenme Bilimi Bölümünden araþtýrmacýlar, hücrelere glikozun alýmýný denetleyen GLUT2 geninin bazý kiþilerin þekerli gýdalara diðerlerinden daha fazla düþkün olmasýna neden olabileceðini belirtti. Biri obezite belirtileri gösteren orta yaþlýlardan, diðeri obezite belirtileri göstermeyen eriþkin gençlerden oluþan 2 gruptan kan örneði alýndý ve bu kiþilerin DNA’larý incelendi. Araþtýrmacýlar, 2 grubun genetik yapýsýný ve beslenme alýþkanlýklarýný da karþýlaþtýrdý. Sonuç olarak, þekerli gýdalara daha düþkün olan kiþilerde, kilosu ne olursa olsun, GLUT2 geninin deðiþime uðramýþ olduðu görüldü. Araþtýrma, “Physiological Genomics” dergisinde yayýmlandý. Çocuk B Perşembe, 22 Mayıs 2008 Þampiyon Ördek 18 ir gölün çevresinde binlerce ördek yaþýyordu. Bu ördekler çeþitli malardaki tüm heyecan bitti. Böyle giderse birkaç yýla kalmaz, yarýþacak yarýþmalar düzenlerler, centilmence mücadele ederler ve birinci sporcu bulunmaz. Seyirci olmayýnca yarýþacak sporcu bulmak zor oluyor, gelenleri ödüllendirirlerdi. Son birkaç yýldýr yapýlan yarýþmalarda bir- evlat. “ inciliði Gadro kazanýyordu.yüzme yarýþý olsun, dalma olsun, güzel yürüme Gadro, tanýmasýn diye yaþlý ördeðin yüzüne bakmýyordu. yarýþmasý olsun Gadro hep önde, hep birinciydi. Gadro, arkadaþlarý Yaþlý ördek sözlerini tamamlayýnca, Gadro, tanýnma oyun oynarken tek baþýna antrenman yapmýþ, hýrsla kendini büyük korkusunu unutarak baþýný çevirirken þöyle konuþtu: bir þampiyon olacaðým diyerek yetiþtirmiþti. Birinci olamamak diye bir þeyi düþünemezdi. Zaten her þeyden emin olmadan yarýþ“ O gittikten sonra yarýþmalardaki tüm heyecan bitti malara katýlmamýþ ve girdiði ilk yarýþmadan zaferle çýkmýþtý. dediniz. O dediðiniz kimdi ki? “ Gadro, son günlerde arkadaþlarýna yakýnda buralardan gideceði“ Bana bu soruyu sormakta yerden göðe kadar ni söylemeye baþladý. Zaten burada sýkýþýp kalmýþtý. Dünya bu hakkýn var, evlat. “dedi yaþlý ördek.“ Zaten sen kadar küçük deðildi. Çekip gitmeli dünyaya Gadro’yu tanýtsormasan da, ben onun adýný söyleyecektim. malýydý. Gadro, bir gün ansýzýn çekip gitti. Hýzlý adýmSenin yabancý olduðun, çok uzaklardan larla yürüyüp giderken, dönüp arkasýna buralara geldiðin belli. Yoksa kimden söz bakmadý. Gadro, gölden uzakettiðimi anlardýn. O, dediðim laþtýkça kalbini kemirmeye Gadro’ydu, evlat. Gadro, büyük bir baþlayan huzursuzluðun gitþampiyondu.Ýlk girdiði yarýþmadan gide büyümekte olduðunu son girdiði yarýþa kadar hep birinci fark etti. Ne zaman birkaç oldu.Herkes, Gadro’yu seyretmeye orman hayvanýný bir arada gelirdi. Binlerce seyircinin yaptýðý görüp yanlarýna gitmeye tezahürat korkunç olurdu. O yarýþýrken kalksa huzursuzluðu çoðalýydað-taþ ( Gadro…Gadro…) diye inlerordu. Çünkü onlar Gadro’ya di.Gadro gideli beþ yýl oldu ama, onu bir sýradan biriymiþ gibi davranýytürlü unutamadýk. Aradan bunca zaman orlar, bazý konularda ileri sürdüðü geçmesine karþýn birkaçýmýz nerede bir araya fikirlere gülüp geçiyorlardý. gelsek hemen Gadro’dan bahsetmeye baþlarýz. Gadro baþkaydý caným, Gadro bambaþkaydý. “ Gadro, bir süre sonra yürüyüþünün bile gülümsemelere neden olduðunu görünce caný iyiden iyiye sýkýlmaya baþladý. Bunlar da kimdi böyle? Kim oluyorlardý da onun çapýnda birine gülüyor- Yaþlý ördek sözlerini tamamlarken Gadro duygulanmýþ ve göz pýnarlarýnda lardý? O, koskoca bir þampiyondu. Göl kýyýsýnda yaþayan binlerce ördek biriken yaþlarý silmek için þapkasýný biraz yukarýya kaldýrmýþtý. Kendisini arasýnda adý bir ilah gibi anýlýyordu. Ya bunlarý kim tanýyordu? Daha birbir- yarýþýrken ve göl çevresinde gezerken pek çok defa gören yaþlý ördek lerini tanýmak deðil, kendi kendilerini bile tanýmýyordu bunlar. Kendi adýný karþýsýndakinin kim olduðunu anlamýþtý. Bu, büyük þampiyon Gadro’ydu. unutmuþ biri, Gadro’nun namýný iþitmiþ olsa bile, þimdi hatýrlamasýna olanak Ýnanýlýr gibi deðildi. Demek Gadro yýllar sonra geri dönmüþtü. Ýlk anlarda inkar etmesine, Gadro olmadýðýný söylemesine karþýn, yaþlý ördeðin uzun var mýydý? Zavallýydý bunlar, hepsi zavallýydý. süren ýsrarlarýna dayanamayan Gadro, sonunda geri döndüðünün herkes Gadro, pek çok yeri gezip dolaþtýktan tam beþ yýl sonra göl kýyýsýna geri tarafýndan bilinmesine razý oldu. döndü. Artýk eskisi gibi göl kýyýsýnda dolaþmýyor, geceleri gölde yüzme, Ertesi gün gölde binlerce ördek toplanmýþtý.Hepsi, büyük bir sabýrsýzlýkla dalma antrenmanlarý yapýyor, gündüzleri ise, gölü rahatça görebileceði bir Gadro’yu bekliyordu. Gadro, onlarý fazla bekletmedi, geldi, göle girdi, tepeye çýkarak, gölde yüzen ördekleri seyrediyordu. Gadro, bir gün yine bu yanýnda yaþlý ördek olduðu halde, ördeklerle tanýþtý, hal hatýr sordu, iltifatlar tepeye çýkmýþtý. Biraz sonra kýrk elli ördeðin göl kýyýsýna gelerek, bunlardan etti, onlarla kýsa süren konuþmalar yaptý, gönüllerini aldý. Daha sonra düzenayrýlan beþ ördeðin göle girip birbirleriyle yarýþtýklarýný gördü. Arada bir, tek lenen yarýþmaya kadar Gadro, genç ördeklere gölde antrenman yaptýrdý. tük alkýþ sesleri duyuluyordu. Herhalde antrenman yapýyorlar, diye düþündü, Onlarýn iyi birer yarýþmacý olmalarý için sonsuz gayret gösterdi. Düzenlenen Gadro. Aradan biraz zaman geçtikten sonra yaþlý bir ördeðin gelmekte her yarýþmaya Gadro da katýlýyordu. Eskiden olduðu gibi, yine her yarýþmaya olduðunu gören Gadro, tanýnmamasý için giydiði þapkasýný gözlerinin üstüne yüzlerce ördek katýlýyor, yine yarýþmalarý binlerce ördek seyrediyor, yine kadar indirdi. Yaþlý ördek, selam verdikten sonra, Gadro’nun yanýna oturdu: dað-taþ ( Gadro…Gadro... diye inliyordu. Gadro yarýþmalarda birincilikler alýyordu fakat bazý final yarýþmalarýnda Gadro’nun geçildiði görülüyordu ve “ Yarýþmalara bu yýl da ilgi pek az..” dedi. “ Baksana beþ ördek yarýþýyor, taþ bunu Gadro’nun yeni þampiyonlar ortaya çýkmasý için yaptýðýný herkes biliyordu. çatlasa elli ördek onlarý alkýþlayýp gayrete getirmeye çalýþýyor. “ Gadro, yirmi dört yaþýna girmiþ ve iyice yaþlanmýþtý. Birkaç yýldýr sadece kýsa mesafeli yüzme yarýþlarýna katýlýyordu. Son yarýþýnda ilk metrelerde Gadro þaþýrmýþtý: fenalýk geçirmesine karþýn, yarýþý býrakmadý. En geride kalmýþtý. Diðer “ Ne dediniz?..Bunlar yarýþýyorlar mý þimdi?..Hayret, ben antrenman yaptýk- ördekler yarýþý tamamlayýp geriye dönüp baktýklarýnda Gadro’yu gördüler. Efsanevi þampiyon Gadro, ileri doðru yüzmeye çalýþtýkça sýrtüstü düþüyor, larýný sanmýþtým!.” kendini kaybetmiþ bir halde debelenip duruyordu. Yarýþmacýlarýn hepsinin Bunun üzerine yaþlý ördek: üstünde Gadro’nun emeði vardý.O, gece gündüz demeden kendilerini bu yarýþa hazýrlamýþtý. Hoca zor durumdaydý. Yardým etmeliydi. Yarýþmacý “ Yarýþýyorlar evlat, yarýþýyorlar. “ dedi. “ Hem bu yarýþma yýlýn en büyük ördekler, bir çýrpýda Gadro’nun yanýna gelip, onu kucakladýlar. Yarý baygýn yarýþmasý. Büyük ödülü bu yarýþý birinci bitirecek uzun mesafe yüzücüsü durumdaki Gadro mýrýldanýyordu.“Yarýþý bitirmem lazým çocuklar, yarýþý ördek kazanacak. Eskiden bu gölde ne yarýþmalar yapýlýrdý. Bu tepe, þu yan- bitirmem lazým…” Gadro, binlerce ördeðin derin bir sessizlik içinde ayakta daki tepeler, þu gerideki tepeler, týklým týklým dolardý. Her yarýþmaya izlediði son yarýþýný diðer yarýþmacýlarýn kollarý arasýnda bitirmeyi baþardý. yüzlerce ördek katýlýrdý. Yarýþmalar, büyük bir çekiþme içinde günlerce Normalde bir ördeðin ortalama yaþam süresi yirmi beþ yýldý. Fakat Gadro devam ederdi. Son gün yapýlan final yarýþmalarýyla birinciler belli olur, daha uzun yýllar yaþadý. Yarýþmalarda yarýþamasa bile yarýþmalar yapýlýrken alkýþlar arasýnda ödüllerini alýrlardý. Ne zaman ki, O, buralardan gitti, yarýþ- Gadro hep oradaydý. 19 Perşembe, 22 Mayıs 2008 To p l u m Eşim, Babamız, Dedemiz, Kayınbiraderimiz Fahri MERMER’i Ölümünün 7’nci yýlýnda seni rahmetle anýyoruz. Ölümsüzlüðe gittiðin günden beri seni hiç unutmadýk, unutmayacaðýz da. Mekanýnýn cennette olmasý için Yüce Rabbimize her gün dua ediyoruz. Ruhud þad mekanýn cennet olsun. Seni Unutmayanlar: Eþin: Aliye, Kýzlarýn: Nurel, Bilge ve Gizem, Damatlarýn: Levent, Halil, Torunlarýn: Esuhan, Kaan ve Fahri Sevgili annem, deðerli kaynanam ve kýymetli anaannemiz Halase (Hapçiu) Maloku Ölümünün 2. yýlýnda rahmetle anýyoruz. Ýki uzun ve acý yýl geçti, ama senin yokluðuna alýþmak çok zor oluyor ve olacaktýr. Sana olan sevgimi her zaman kalbimin en güzel yerinde yaþatacaðým. Dualarýmýz seninle, ruhun þad mekanýn cennet olsun. Seni hiçbir zaman unutmayacak olan: Soldan Saða 1. Güç, güçlük, dik — ABD’li Sanatçý Samer 2. Senegalli futbolcu Samuel — Canlý varlýklarda kanýn dolaþtýðý kanal 3. Radyumun imgesi — Sinema — Alfabenin ilk harfi 4. Döturyumun simgesi — Talih, baht, felek — Kosova araba plakasý 5. Fransýz erkek sanatçý Salvadore — Santrançta yengi 6. Arnavut bayan ismi — ABD’li ünlü sanatçý Tarner Geçen haftaki bulmacanın çözümü NO:52 Fahri Mermer’i Ölümünün 7’nci yýlýnda rahmetle anar, üstadýmýzýn mekanýnýn Cennet olmasý için Yüce Mevla’ya duacýyýz. Yeni Dönem Kosova Türk Medyasý Çalýþanlarý Deðerli dostum ve can yoldaþým Fahri Mermer’i Ölümünün 7’nci yýllýnda rahmetle anar, ruhun Þad, mekanýn Cennet olsun. Fevzi Karamuço ve ailesi Deðerli annem, ana annem ve kayýnvalidem Mürvet Domazet Gidiþiþini acýsý unutulamaz. Senin sýcaklýðýný kimse doldurulmaz. Hatýralarla kalbinizin en deðerli yerindesin. Mekanýn Cennet olmasý için Yüce Allah’a duacýyýz. Kýzýn: Cennet, Damadýn: Tasim, Torunun: Cihad Kadri (Nesko) CELÝLÝ Ölümünün 16. yýloýnda rahmetle anar mekanýnýn cennette olmasý için yüce Mevla’ya duacýyýz. Seni hiçbir zaman unutmayan: Kýzýn: Yýldýz Damadýn: Naser Torunlarýn: Fiktiyegül ve Þebnem. Kýzýn: Teuta Damadýn: Ýliyaz Torunlarýn: Nida, N,sa ve Diyar Kare Bulmaca No: 53 Meslektaþýmýz, üstadýmýz Hazýrlayan: Abdülhadi Taduþka Yukarýdan Aþaðýya 1. Osmanlý Ýmparatorluðunda baþ komutan 2. Baba, dedelerden, büyük babalardan herbiri — Müzikte bir nota 3. Yunan alfabesinde bir harf — ün, şan, şöhret 4. Fosfor’un simgesi — Ýki taraflý keskin býçak 5. Ýtalyan Futbolcu Baco 6. Müzkile oynanan bir tür oyen — Trityum’un imi 7. Bir çamaþýr deterjan markasý — Müzkite bir nota 8. Natrium’un imi — Damarda dolaþan kýrmýzý renkteki sývý 9. Prizren’deki bir caminin ve köprünün adý Haradinay, ide, araba, la, avam, r, a, oluk, eb, roket, aba, iman, kley Spor Müthiþ final Nadal’ýn Dünya klasmanýnýn 1 numarasý Ýsviçreli Roger Federer’i 2-1 yenen Ýspanyol Rafael Nadal, Hamburg Masters’ta ilk zaferine ulaþtý. S ezonun ikinci Grand Slam’i Fransa Açýk öncesi en önemli turnuva olan ATP Hamburg Masters Tenis Turnuvasý’ný Rafael Nadal kazandý.Ýlk sette Federer karþýsýnda 5-1 geriye düþen ve Ýsviçreli tenisçinin iki kez set puanýný çeviren Nadal, yaptýðý geri dönüþle seti 7-5 kazanmayý baþardý.Ýkinci sete servisini kýrdýrarak baþlayan Federer, üst üste aldýðý oyunlarla skoru 5-2 yaptý. Pes etmeyen Nadal, skoru 6-6’ya getirse de tie-break oyununu kazanan Federer, maçý final setine taþýdý.Þampiyonu belirleyecek sette Federer’e 6-3 üstünlük kuran Nadal, 2 saat 52 dakika süren maçý 2-1 kazanarak bu turnuvadaki ilk þampiyonluðunu elde etti. Kariyerinin 27. turnuvasýný kazanan Ýspanyol raket, toprak kortta ise 21. kupasýný kaldýrdý.16. kez karþýlaþtýðý Federer’i 10. kez yenme baþarýsý gösteren Nadal, rakibinin bu turnuvadaki 41 maçlýk yenilmezlik serisine de son verdi. Nadal ayrýca, 9. kez toprak kortta karþýlaþtýðý Federer’i 8. kez maðlup etti. Ýspanyol raket Federer’e karþý tek toprak kort yenilgisini geçen sene bu turnuvanýn finalinde almýþtý. Roma’da yine Jankovic güldü Roma Açýk finali geçen senenin þampiyonu 4 numaralý seri baþý Jelena Jankovic ile elemelerden gelen 18 yaþýndaki Fransýz Alize Cornet’i karþý karþýya getirdi. Maça iyi baþlayan Sýrp raket kýsa sürede 5-1 öne geçti. Jankovic set için servis kullanýrken, Alize Cornet rakibinin servisini kýrdý ama Jankovic buna hemen cevap verdi ve ilk seti 6-2 kazandý.Ýkinci sette de ilk sete benzer bir oyun vardý. 4-1 öne geçen Sýrp raket sað omzu için tedavi görürken genç Fransýz kortta gözyaþlarýna hakim olamadý. Geri kalan bölümde de üstün olan Jankovic bu seti de 6-2 aldý ve ikinci sene üst üste Roma Açýk þampiyonu oldu. E Hep böyle olsun!.. Perşembe, 22 Mayıs 2008 URO 2008 yolunda hazýrlýklarýný Almanya’da sürdüren milli takýmýmýz ilk hazýrlýk maçýnda karþýlaþtýðý Slovakya’yý 1-0 yenmeyi baþardý. Almanya’nýn Bielefeld kentinde oynanan ve gurbetçilerin yoðun ilgi gösterdiði maçta tek golümüzü 64.dakikada Hakan Balta kaydetti.Özel maçlardaki konsantrasyon eksikliðini ve baþarýsýz sonuçlar geleneðini bu maçla sonlandýran milli takýmýmýzýn özellikle ikinci yarýdaki futbolu gelecek adýna iyi sinyaller verdi. Karþýlaþmanýn ilk yarýsýnda milli takýmýmýz oyuna hakim olmasýna karþýn organize olmakta zorlanýnca yeterli gol pozisyonu bulamadý. Slovakya’nýn ataklarýnda defansýmýzýn bazý pozisyonlarda etkisiz kalmasý ve hava toplarýndaki eksikliði dikkatlerden kaçmazken ilk yarýda pas organizasyonlarý yapamayan milli takýmýmýz tek gol pozisyonunu Semih’le yakaladý. Köþe vuruþlarýnda ise kalecimiz Rüþtü zor anlar yaþadý. Çift forvetle mücadele eden milli takýmýmýzda Semih’in partneri Mevlüt ise etkili olamadý. Ýkinci yarýya ise Fatih Terim 3 deðiþiklikle baþladý. Sabri, Emre ve Gökdeniz girdikten sonra oyun canlanýrken gol de gecikmedi. 64.dakikada Hakan Balta güzel bir gole imzasýný attý ve bir anda bu golü izleyenler Hakan’ýn G.Saray-G.OFTAÞ maçýndaki golünü anýmsadýlar. Rüþtü bu maçta 116.kez milli formayý giyerken Slovakya kalesini de Ankaraspor’dan hatýrladýðýmýz Senecky korudu. Beþiktaþlý Holosko oyuna sonradan girdi. Holosko’nun oyuna girmesiyle Slovakya canlandý fakat golü bulamadý. Millilerimiz ikinci hazýrlýk maçýný Pazar günü Uruguay ile oynayacak.