Göster/Aç - Bartın Üniversitesi
Transkript
Göster/Aç - Bartın Üniversitesi
DAĞ KAVAĞI (POPULUS TREMULA L.) İLE İMAL EDİLEN ARI KOVANLARININ ISI İLETİMİNİN İNCELENMESİ VE SİMÜLASYONU 2011 YÜKSEK LİSANS TEZİ ERTUĞRUL ÖZTEKİN DAĞ KAVAĞI (POPULUS TREMULA L.) İLE İMAL EDİLEN ARI KOVANLARININ ISI İLETİMİNİN İNCELENMESİ VE SİMÜLASYONU Ertuğrul ÖZTEKİN Bartın Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Orman Endüstri Mühendisliği Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi Olarak Hazırlanmıştır BARTIN ŞUBAT 2011 ÖZET Yüksek Lisans Tezi DAĞ KAVAĞI (POPULUS TREMULA L.) İLE İMAL EDİLEN ARI KOVANLARININ ISI İLETİMİNİN İNCELENMESİ VE SİMÜLASYONU Ertuğrul ÖZTEKİN Bartın Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Orman Endüstri Mühendisliği Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Gökhan GÜNDÜZ Şubat 2011, 61 sayfa Arıcılıkta sektörel anlamda başarı elde edebilmek ve daha yüksek verim alabilmek için; çevresel ısı değişim faktörlerini optimum değerlerde tutmak gerekir. Mevsimsel değişim ve ani ısı farklılıkları bal arılarını olumsuz etkilemektedir ve sonuç olarak da arı kayıpları artmaktadır. Bu çalışmada Dağ Kavağı (Populus tremula L.), Sarıçam (Pinus sylvestris) ve Kayın (Fagus orientalis) ağaçlarından imal edilmiş olan kovanlarla birlikte balmumu ve propoliste yapılan ısı iletim ölçümleri ile; ısı kaybının olduğu yerler tespit edildikten sonra gerekli tedbirlerin alınması ile çevre ısısının olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması düşünülmüştür. Arılarının ortam ısısını dengelemek için kullandıkları enerjilerini iii ÖZET (devam ediyor) sadece bal üretiminde kullanmaları amaçlanmıştır. Bu sayede kovandaki verimliliğinde artması hedeflenmiştir. Anahtar Sözcükler: Arı, arıcılık, Arıkovanı, Balarısı, Apis mellifera, Isı iletimi, Simülasyon Bilim Kodu : 502.07.01 iv ABSTRACT M. Sc. Thesis THERMAL CONDUCTIVITY ANALYSIS AND SIMULATION IN BEEHIVES MADE FROM ASPEN (POPULUS TREMULA L.) Ertuğrul ÖZTEKİN Bartın University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Forest Industrial Engineering Thesis Advisor: Asst. Prof. Dr. Gökhan GÜNDÜZ February 2011, 61 pages Beekeeping industry in order to achieve success and to obtain a higher yield, environmental values need to keep an optimum heat exchange factors. Seasonal changes and sudden temperature variations, and as a result, a negative impact on honey bees and bee losses are increasing. In this study, measurement of thermal conductivity beewax, propolis and besides the hives (which are made from Aspen (Populus tremula L.), Yellow pine (Pinus sylvestris L.) and Beech (Fagus orientalis Lipsky.); where heat loss has been determined that the temperature of the environment by taking necessary measures intended to eliminate the negative effects. Wasps used to balance the energies of the ambient temperature is to use only the production of honey. This hive is aimed to increase productivity. v ABSTRACT (continued) Key Words: Bee, Beehives, Honey bee, Apis mellifera, Thermal conductivity, simulation Science Code: 502.07.01 vi TEŞEKKÜR Tez danışmanlığımı üstlenerek araştırma konusunun seçiminde, değerli bilimsel uyarı ve önerileri ile bana ışık tutan Sayın Hocam Yrd. Doç. Dr. Gökhan GÜNDÜZ’e teşekkür etmeyi bir borç bilirim. Yüksek lisans yapmam konusunda bana vesile olan ve destek veren Sayın Hocam Yrd. Doç. Dr. Süleyman KORKUT’a teşekkür ederim. Ders dönemimde değerli tavsiyelerini, yardımlarını esirgemeyen ve tez savunmama da katılan Sayın Hocam Yrd. Doç. Dr Bülent KAYGIN’a teşekkür ederim. Tez çalışmamda bilgilerinden faydalandığım Düzce Üniversitesi Çilimli Meslek Yüksek Okulu’nda Sayın Hocam Yrd. Doç. Dr. Ayhan GÖSTERİT, Düzce İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sayın Cafer KABA ve Arıcılık Teknikeri Sayın Tuncay YOLDAŞ’a ayrıca teşekkür ederim. Çalışmalarım boyunca maddi manevi desteğini esirgemeyen eşim Buse ÖZTEKİN’e ve annem Gönül ÖZTEKİN’e sonsuz şükranlarımı sunarım. Bu çalışmayı öncelikle kızım Ceylin ÖZTEKİN’e sonra Türkiye’deki tüm arıcılara ithaf ediyorum. vii viii İÇİNDEKİLER Sayfa KABUL........................................................................................................................... ii BEYAN ÖZET .............................................................................................................................. iii ABSTRACT.................................................................................................................... v TEŞEKKÜR.................................................................................................................... vii İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... ix ŞEKİLLER DİZİNİ ........................................................................................................ xiii TABLOLAR DİZİNİ....................................................................................................... xv BÖLÜM 1 GENEL BİLGİLER ....................................................................................... ......1 1.1 GİRİŞ ................................................................................................................. ......1 1.2 ÇALIŞMANIN AMACI ..................................................................................... ......2 1.3 KULLANILAN AĞAÇ TÜRÜNÜN ÖZELLİKLERİ......................................... ......3 1.3.1 Kavaklar (Populus L.) ............................................................................... 3 1.3.1.1 Dağ Kavağı (Populus tremula L.) ........................................................... ......4 1.4 ARICILIK HAKKINDA GENEL BİLGİLER..................................................... ......5 1.4.1 Arıcılık Nedir............................................................................................ ......5 1.4.2 Arıcılığın Tarihçesi ................................................................................... ......6 1.4.3 Arıcılığın Gelişmesi .................................................................................. ......7 1.5 ARICILIĞIN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ........................... ......8 1.5.1 Arıcılığın Aile Ekonomisindeki Yeri ......................................................... ......8 1.5.2 Arıcılığın Tarım İşletmelerindeki Yeri ...................................................... ......8 1.5.3 Arıcılığın Bitkisel Üretimdeki Yeri ........................................................... ......9 1.5.4 Arıcılığın Ülke Ekonomisine Katkısı......................................................... .... 9 1.6 ARICILIK İSTATİSTİKLERİ ........................................................................... 10 1.6.1 Dünya Koloni Varlığı Ve Bal Üretimi ....................................................... ....10 ix İÇİNDEKİLER (devam ediyor) Sayfa 1.6.2 Türkiye’de Arıcılığın Genel Durumu......................................................... ....10 1.7 ARICILIĞIN ÜLKEMİZDEKİ PROBLEMLERİ .............................................. ....13 1.7.1 Türkçe Kaynak Problemi........................................................................... ....13 1.7.2 Danışacak Kurum Problemi....................................................................... ....13 1.7.3 Standart Problemi...................................................................................... ....13 1.7.4 Pazarlama Problemi .................................................................................. ....14 1.7.5 Hastalıklarla Mücadele Problemi............................................................... ....14 1.8 ARI KOVANLARI............................................................................................. ....14 1.8.1 Basit Kovanlar .......................................................................................... ....16 1.8.2 Geçit Kovanlar.......................................................................................... ....16 1.8. 3 Modern Kovanlar ..................................................................................... ....17 1.8.4 Langstroth Kovanı..................................................................................... ....18 1.8.4.1 Langstroth Kovanın Başlıca Parçaları .............................................. ....18 1.8.5 Kovanlarda Standart oluşturulamayışının Sebepleri.................................. ....19 1.8.6 Kovandaki Isı ve Nemin Sabit Tutulması .................................................. ....20 1.8.6.1 Arı Kayıplarına Isı Değişimlerinin Etkileri ...................................... ....20 1.8.6.2 Isı Değişikliklerinin Arı Kolonisinde Meydana Getirdiği Kayıplar... ....23 1.8.6.3 Mevsimsel Isı Değişikliklerine Karşı Alınabilecek Önlemler .......... ....24 BÖLÜM 2 MATERYAL VE METOD .......................................................................... ....27 2.1 MATERYAL...................................................................................................... ....27 2.2 METOD ............................................................................................................. ....28 2.2.1 Isı İletkenlik Katsayısı Belirlenmesi Deneyi .............................................. ....28 2.2.2 Ansys Simülasyonunun Yapılması ............................................................ ....29 BÖLÜM 3 BULGULAR ....................................................................................................31 BÖLÜM 4 SONUÇ VE ÖNERİLER ..................................................................................49 KAYNAKLAR ....................................................................................................................57 x İÇİNDEKİLER (devam ediyor) Sayfa ÖZGEÇMİŞ .........................................................................................................................61 xi xii ŞEKİLLER DİZİNİ No ..................................................................................................................... Sayfa 1.1 Geçmişte arıcılık........................................................................................................ ......8 1.2 Basit kovanlardan kütük kovan .................................................................................. ....17 2.1 Arı kovanı ................................................................................................................. ....27 2.2 QTM-500 cihazı ile ısı iletkenlik katsayısı deneyi...................................................... ....29 2.3 Deneyde kullanılan arı kovanı projesi ........................................................................ ....30 3.1 Ocak ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu............... ....31 3.2 Şubat ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu .............. ....32 3.3 Mart ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu................ ....32 3.4 Nisan ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu .............. ....33 3.5 Mayıs ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ............. ....33 3.6 Haziran ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu........... ....34 3.7 Temmuz ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ......... ....34 3.8 Ağustos ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu .......... ....35 3.9 Eylül ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu............... ....35 3.10 Ekim ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu............. ....36 3.11 Kasım ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ........... ....36 3.12 Aralık ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ........... ....37 3.13 Ocak ayı için sarıçam ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu .......... ....37 3.14 Ocak ayı için Kayın ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu............. ....38 3.15 Kovanın iç görünüşü (Simülasyon ........................................................................... ....38 3.16 Ocak ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ............. ....40 3.17 Şubat ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ............ ....40 3.18 Mart ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu.............. ....41 3.19 Nisan ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ............ ....41 3.20 Mayıs ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu............ ....42 3.21 Haziran ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ......... ....42 3.22 Temmuz ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ....... ....43 xiii ŞEKİLLER DİZİNİ (devam ediyor) No Sayfa 3.23 Ağustos ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu......... ....43 3.24 Eylül ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu............. ....44 3.25 Ekim ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu............. ....44 3.26 Kasım ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ........... ....45 3.27 Aralık ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ........... ....45 3.28 Dış ortam sıcaklığı 300C olan arı kovanı ısı akısı simülasyonu................................. ....46 3.29 Dış ortam sıcaklığı 350C olan arı kovanı ısı akısı simülasyonu................................. ....47 3.30 Dış ortam sıcaklığı 400C olan arı kovanı ısı akısı simülasyonu................................. ....47 3.31 Aylık ortalama sıcaklığının kovan iç yüzey ısısı ile ilgili karşılaştırması .................. ....48 xiv TABLOLAR DİZİNİ No Sayfa 2.1 Bartın ili aylık hava sıcaklıkları ................................................................................. ....28 3.1 Kavak odunundan imal edilen arı kovanının günlük- aylık ve yıllık ısı akısı değerleri(kWh ................................................................................................................. ....39 3.2 Sarıçamdan ve kayından imal edilen arı kovanlarının ocak ayı için günlük ve aylık ısı akısı değerleri (kWh........................................................................................... ....39 3.3 Kavak odunundan imal edilen arı kovanının günlük- aylık ve yıllık ısı akısı değerleri(kWh)(Dış ortam sıcaklığı sabit tutularak........................................................... ....48 3.4 Kavak odunundan imal edilen arı kovanının farklı ortam sıcaklıklarında günlük- aylık ve yıllık ısı akısı değerleri (kWh ............................................................... ....48 xv ÖZET Yüksek Lisans Tezi DAĞ KAVAĞI (POPULUS TREMULA L.) İLE İMAL EDİLEN ARI KOVANLARININ ISI İLETİMİNİN İNCELENMESİ VE SİMÜLASYONU Ertuğrul ÖZTEKİN Bartın Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Orman Endüstri Mühendisliği Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Gökhan GÜNDÜZ Şubat 2011, 61 sayfa Arıcılıkta sektörel anlamda başarı elde edebilmek ve daha yüksek verim alabilmek için; çevresel ısı değişim faktörlerini optimum değerlerde tutmak gerekir. Mevsimsel değişim ve ani ısı farklılıkları bal arılarını olumsuz etkilemektedir ve sonuç olarak da arı kayıpları artmaktadır. Bu çalışmada Dağ Kavağı (Populus tremula L.), Sarıçam (Pinus sylvestris) ve Kayın (Fagus orientalis) ağaçlarından imal edilmiş olan kovanlarla birlikte balmumu ve propoliste yapılan ısı iletim ölçümleri ile; ısı kaybının olduğu yerler tespit edildikten sonra gerekli tedbirlerin alınması ile çevre ısısının olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması düşünülmüştür. Arılarının ortam ısısını dengelemek için kullandıkları enerjilerini iii ÖZET (devam ediyor) sadece bal üretiminde kullanmaları amaçlanmıştır. Bu sayede kovandaki verimliliğinde artması hedeflenmiştir. Anahtar Sözcükler: Arı, arıcılık, Arıkovanı, Balarısı, Apis mellifera, Isı iletimi, Simülasyon Bilim Kodu : 502.07.01 iv ABSTRACT M. Sc. Thesis THERMAL CONDUCTIVITY ANALYSIS AND SIMULATION IN BEEHIVES MADE FROM ASPEN (POPULUS TREMULA L.) Ertuğrul ÖZTEKİN Bartın University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Forest Industrial Engineering Thesis Advisor: Asst. Prof. Dr. Gökhan GÜNDÜZ February 2011, 61 pages Beekeeping industry in order to achieve success and to obtain a higher yield, environmental values need to keep an optimum heat exchange factors. Seasonal changes and sudden temperature variations, and as a result, a negative impact on honey bees and bee losses are increasing. In this study, measurement of thermal conductivity beewax, propolis and besides the hives (which are made from Aspen (Populus tremula L.), Yellow pine (Pinus sylvestris L.) and Beech (Fagus orientalis Lipsky.); where heat loss has been determined that the temperature of the environment by taking necessary measures intended to eliminate the negative effects. Wasps used to balance the energies of the ambient temperature is to use only the production of honey. This hive is aimed to increase productivity. v ABSTRACT (continued) Key Words: Bee, Beehives, Honey bee, Apis mellifera, Thermal conductivity, simulation Science Code: 502.07.01 vi TEŞEKKÜR Tez danışmanlığımı üstlenerek araştırma konusunun seçiminde, değerli bilimsel uyarı ve önerileri ile bana ışık tutan Sayın Hocam Yrd. Doç. Dr. Gökhan GÜNDÜZ’e teşekkür etmeyi bir borç bilirim. Yüksek lisans yapmam konusunda bana vesile olan ve destek veren Sayın Hocam Yrd. Doç. Dr. Süleyman KORKUT’a teşekkür ederim. Ders dönemimde değerli tavsiyelerini, yardımlarını esirgemeyen ve tez savunmama da katılan Sayın Hocam Yrd. Doç. Dr Bülent KAYGIN’a teşekkür ederim. Tez çalışmamda bilgilerinden faydalandığım Düzce Üniversitesi Çilimli Meslek Yüksek Okulu’nda Sayın Hocam Yrd. Doç. Dr. Ayhan GÖSTERİT, Düzce İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sayın Cafer KABA ve Arıcılık Teknikeri Sayın Tuncay YOLDAŞ’a ayrıca teşekkür ederim. Çalışmalarım boyunca maddi manevi desteğini esirgemeyen eşim Buse ÖZTEKİN’e ve annem Gönül ÖZTEKİN’e sonsuz şükranlarımı sunarım. Bu çalışmayı öncelikle kızım Ceylin ÖZTEKİN’e sonra Türkiye’deki tüm arıcılara ithaf ediyorum. vii viii İÇİNDEKİLER Sayfa KABUL........................................................................................................................... ii BEYAN ÖZET .............................................................................................................................. iii ABSTRACT.................................................................................................................... v TEŞEKKÜR.................................................................................................................... vii İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... ix ŞEKİLLER DİZİNİ ........................................................................................................ xiii TABLOLAR DİZİNİ....................................................................................................... xv BÖLÜM 1 GENEL BİLGİLER ....................................................................................... ......1 1.1 GİRİŞ ................................................................................................................. ......1 1.2 ÇALIŞMANIN AMACI ..................................................................................... ......2 1.3 KULLANILAN AĞAÇ TÜRÜNÜN ÖZELLİKLERİ......................................... ......3 1.3.1 Kavaklar (Populus L.) ............................................................................... 3 1.3.1.1 Dağ Kavağı (Populus tremula L.) ........................................................... ......4 1.4 ARICILIK HAKKINDA GENEL BİLGİLER..................................................... ......5 1.4.1 Arıcılık Nedir............................................................................................ ......5 1.4.2 Arıcılığın Tarihçesi ................................................................................... ......6 1.4.3 Arıcılığın Gelişmesi .................................................................................. ......7 1.5 ARICILIĞIN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ........................... ......8 1.5.1 Arıcılığın Aile Ekonomisindeki Yeri ......................................................... ......8 1.5.2 Arıcılığın Tarım İşletmelerindeki Yeri ...................................................... ......8 1.5.3 Arıcılığın Bitkisel Üretimdeki Yeri ........................................................... ......9 1.5.4 Arıcılığın Ülke Ekonomisine Katkısı......................................................... .... 9 1.6 ARICILIK İSTATİSTİKLERİ ........................................................................... 10 1.6.1 Dünya Koloni Varlığı Ve Bal Üretimi ....................................................... ....10 ix İÇİNDEKİLER (devam ediyor) Sayfa 1.6.2 Türkiye’de Arıcılığın Genel Durumu......................................................... ....10 1.7 ARICILIĞIN ÜLKEMİZDEKİ PROBLEMLERİ .............................................. ....13 1.7.1 Türkçe Kaynak Problemi........................................................................... ....13 1.7.2 Danışacak Kurum Problemi....................................................................... ....13 1.7.3 Standart Problemi...................................................................................... ....13 1.7.4 Pazarlama Problemi .................................................................................. ....14 1.7.5 Hastalıklarla Mücadele Problemi............................................................... ....14 1.8 ARI KOVANLARI............................................................................................. ....14 1.8.1 Basit Kovanlar .......................................................................................... ....16 1.8.2 Geçit Kovanlar.......................................................................................... ....16 1.8. 3 Modern Kovanlar ..................................................................................... ....17 1.8.4 Langstroth Kovanı..................................................................................... ....18 1.8.4.1 Langstroth Kovanın Başlıca Parçaları .............................................. ....18 1.8.5 Kovanlarda Standart oluşturulamayışının Sebepleri.................................. ....19 1.8.6 Kovandaki Isı ve Nemin Sabit Tutulması .................................................. ....20 1.8.6.1 Arı Kayıplarına Isı Değişimlerinin Etkileri ...................................... ....20 1.8.6.2 Isı Değişikliklerinin Arı Kolonisinde Meydana Getirdiği Kayıplar... ....23 1.8.6.3 Mevsimsel Isı Değişikliklerine Karşı Alınabilecek Önlemler .......... ....24 BÖLÜM 2 MATERYAL VE METOD .......................................................................... ....27 2.1 MATERYAL...................................................................................................... ....27 2.2 METOD ............................................................................................................. ....28 2.2.1 Isı İletkenlik Katsayısı Belirlenmesi Deneyi .............................................. ....28 2.2.2 Ansys Simülasyonunun Yapılması ............................................................ ....29 BÖLÜM 3 BULGULAR ....................................................................................................31 BÖLÜM 4 SONUÇ VE ÖNERİLER ..................................................................................49 KAYNAKLAR ....................................................................................................................57 x İÇİNDEKİLER (devam ediyor) Sayfa ÖZGEÇMİŞ .........................................................................................................................61 xi xii ŞEKİLLER DİZİNİ No ..................................................................................................................... Sayfa 1.1 Geçmişte arıcılık........................................................................................................ ......8 1.2 Basit kovanlardan kütük kovan .................................................................................. ....17 2.1 Arı kovanı ................................................................................................................. ....27 2.2 QTM-500 cihazı ile ısı iletkenlik katsayısı deneyi...................................................... ....29 2.3 Deneyde kullanılan arı kovanı projesi ........................................................................ ....30 3.1 Ocak ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu............... ....31 3.2 Şubat ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu .............. ....32 3.3 Mart ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu................ ....32 3.4 Nisan ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu .............. ....33 3.5 Mayıs ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ............. ....33 3.6 Haziran ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu........... ....34 3.7 Temmuz ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ......... ....34 3.8 Ağustos ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu .......... ....35 3.9 Eylül ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu............... ....35 3.10 Ekim ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu............. ....36 3.11 Kasım ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ........... ....36 3.12 Aralık ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ........... ....37 3.13 Ocak ayı için sarıçam ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu .......... ....37 3.14 Ocak ayı için Kayın ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu............. ....38 3.15 Kovanın iç görünüşü (Simülasyon ........................................................................... ....38 3.16 Ocak ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ............. ....40 3.17 Şubat ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ............ ....40 3.18 Mart ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu.............. ....41 3.19 Nisan ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ............ ....41 3.20 Mayıs ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu............ ....42 3.21 Haziran ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ......... ....42 3.22 Temmuz ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ....... ....43 xiii ŞEKİLLER DİZİNİ (devam ediyor) No Sayfa 3.23 Ağustos ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu......... ....43 3.24 Eylül ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu............. ....44 3.25 Ekim ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu............. ....44 3.26 Kasım ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ........... ....45 3.27 Aralık ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ........... ....45 3.28 Dış ortam sıcaklığı 300C olan arı kovanı ısı akısı simülasyonu................................. ....46 3.29 Dış ortam sıcaklığı 350C olan arı kovanı ısı akısı simülasyonu................................. ....47 3.30 Dış ortam sıcaklığı 400C olan arı kovanı ısı akısı simülasyonu................................. ....47 3.31 Aylık ortalama sıcaklığının kovan iç yüzey ısısı ile ilgili karşılaştırması .................. ....48 xiv TABLOLAR DİZİNİ No Sayfa 2.1 Bartın ili aylık hava sıcaklıkları ................................................................................. ....28 3.1 Kavak odunundan imal edilen arı kovanının günlük- aylık ve yıllık ısı akısı değerleri(kWh ................................................................................................................. ....39 3.2 Sarıçamdan ve kayından imal edilen arı kovanlarının ocak ayı için günlük ve aylık ısı akısı değerleri (kWh........................................................................................... ....39 3.3 Kavak odunundan imal edilen arı kovanının günlük- aylık ve yıllık ısı akısı değerleri(kWh)(Dış ortam sıcaklığı sabit tutularak........................................................... ....48 3.4 Kavak odunundan imal edilen arı kovanının farklı ortam sıcaklıklarında günlük- aylık ve yıllık ısı akısı değerleri (kWh ............................................................... ....48 xv BÖLÜM 1 GENEL BİLGİLER 1.1 GİRİŞ Arıcılık hem insan yaşamı üzerine olumlu etkileri hem de ekonomik anlamda önemi nedeniyle, geçmişten bugünümüze ilgi çeken uğraşı alanı olmuştur. Günümüzde sürekli değişen dünyada her gün insan sağlığına verilen önem artarken, doğal ürünlere özellikle arı ürünlerine talep hızla artmaktadır. Bal arıları yabani ve kültür bitkilerinin yaklaşık % 85’nin temel tozlayıcısıdır. Bu anlamda bitkisel üretim ve çeşitliliğe sağladığı katkı kendi ürün değerinin yaklaşık olarak 15 katıdır (McGregor 1976). Dünya da modern arıcılık; Amerikalı arıcı L. L. Langstroth’un 1851 yılında günümüzde kendi adıyla anılan çerçeveli kovanı bulmasıyla başlar. Bu yıllardan sonra teknik ve bilimsel gelişmeler hız kazanmış ve arıcılık günümüzdeki düzeyine ulaşmıştır. Arıların biyolojileri, yüksek verim elde edebilmek için yeni yöntemler araştırılmış, araştırmalardan elde edilen bilimsel sonuçlar arıcılığa entegre edilerek bugünkü noktaya gelinmiştir (Genç ve Dodoloğlu 2003). Teknik arıcılığın temel gereklerinden biri en ileri arı yönetimi tekniklerini uygulamaktır. Arıcılıkta yıl boyunca yapılacak çalımsalar mevsimsel olarak farklı uygulamalar gerektirmekte, mevsimsel yönetim tekniklerinin doğru bir şekilde uygulanması bir sonraki dönemdeki başarının temelini oluşturmaktadır. Her mevsimin kendisine özgü sorunları vardır. Bu sorunlar arı davranışından kaynaklanan sorunlar, arıcının kendisinden kaynaklanan sorunlardan oluşmaktadır. Arıcılıkta; başarılı ve isim yapmış pek çok arıcı kendine özgü yönetim sistemi oluşturmuş ve bu yöntemleri başarılı bir şekilde uygulamıştır. Bu yöntemlerden çoğu arıcılıkta artık birer 1 kural haline gelmiştir. Bazı yöntemlerse ortak özellikler gösterdiği halde, evrenselleşememiş olsa da belli koşullarda geçerliliğini korumaktadır. Her arıcı temel yöntemler çerçevesinde bulunduğu şartlarla uyumlu bir yönetim sistemi belirlemelidir. Bu sistem, basitçe uygulanabilen, iyi sonuç alınabilen, başarısı kanıtlanmış, arıların en az rahatsız edildiği, en az işgücü ile gerçekleştirilebilen az sayıdaki uygulamadan oluşmalıdır (Wedmore 1976). Arıcılık, dünyada birçok ülkede ve Türkiye’de kırsal kalkınmada önemli rol oynamaktadır. Türkiye’de ek gelir sağlamak amacıyla yapılan arıcılık faaliyeti son yıllarda ana gelir kaynağı olma yolunda gelişme göstermektedir. Türkiye konumu itibarıyla iklim ve bitki çeşitliliği açısından yıl boyu arıcılık çalışmalarına imkân sağlamaktadır. TÜİK (2006) verilerine göre ortalama 4,55 milyon koloni varlığı ile dünya koloni varlığı içerisindeki %8’lik paya sahip olan Türkiye’de 2005 yılı itibariyle ortalama üretilen bal miktarı 82,336 tondur. 1.2 ÇALIŞMANIN AMACI Çevre sıcaklığının bal arıları üzerinde oluşturacağı olumlu veya olumsuz etkiler yadsınamaz. Kovanlar üzerinde yapılacak ölçümler sonucunda arıların daha sağlıklı bir ortamda yaşamasını, mevcudiyetlerinin ve verimliliklerinin artmasını sağlayabilmesi üzerine çalışmalar yapılacaktır. En kötü yıllık iklim koşullarında bile, ülke genelinde gezginci arıcılık yapılarak, hava ısısının olumsuz etkileri minimize edilebilse dahi, mevsimsel ya da ani ısı değişikliklerine karşı, arıların yaşadığı ortamlarda bazı tedbirlerin alınması yerinde olur. Arıcılık ile ticari ve bilimsel olarak ya da hobi düzeyinde uğraş veren kişilerin, arıların yaşam yerlerini, mevsimsel ve ani ısı değişikliklerinden en az etkilenecek şekilde düzenlemeleri, şüphesiz ki olumlu sonuçlar verecektir. Çünkü, arıların kovan içi sıcaklığını ayarlamasında çevre ısısının etkisi olduğu kadar, kovan düzeninin ve kovan imalatında kullanılan ağaç türünün de etkili olduğu unutulmamalıdır. Bu noktada, kovan tipi, kovan malzemesi ve kovan içindeki hava dolaşımını sağlayan koşullar, ilk planda göz önünde bulundurulmalı ve diğer düzenlemeler buna göre yapılmalıdır. Ancak, ısı değişikliklerinden dolayı olabilecek yavru veya ergin arı kayıplarını, bazı arı hastalıkları ile karıştırmamak veya gereksiz yere ilaç kullanımından kaçınmak için mutlaka bir uzman tavsiyesi ile hareket etmek gerekmektedir. Bu nedenle, Dağ Kavağı odunundan yapılan bir arı kovanının Bartın ili aylık ortalama sıcaklık verilerine göre günlük, aylık ve yıllık ısı akısı hesaplanacaktır. Hesaplanan bu değerler ANSYS paket programı ile simüle edilerek görsel hale getirilecektir. Ayrıca, balmumu ve propolis için de ısı iletim katsayısı bulunacaktır. Kavak için elde edilen bu 2 değerler ayrıca Sarıçam ve Kayın odunundan yapılan aynı türdeki bir kovan ile de mukayese edilecektir. Sonuç olarak, arıların kovan içerisinde 30°C ısılarını yıl boyu muhafaza etmeleri için ne kadar enerji harcadıkları tespit edilecektir. Bu değerlerin düşürülmesi için yapılacak olan yeni dizayn ve gelişmeler arının bal verimini yükseltecektir. 1.3 KULLANILAN AĞAÇ TÜRÜNÜN ÖZELLİKLERİ 1.3.1 Kavaklar (Populus L.) Populus cinsinin Kuzey Yarımküresinde, Kuzey Afrika’dan Arktik bölgeye kadar Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’da yayılmış bulunan yaklaşık 35 türü bulunmaktadır. Hemen bütün taksonları ağaç halinde bulunan, bir cinsli iki evcikli odunsu bitkilerdir. Terminal tomurcuklu (monopodial) veya ender olarak pseudo-terminal (Populus euphratica Oliv.) tomurcukludurlar ve sürgünlere çok sıralı sarmal dizilmişlerdir. Tomurcuklar eşit büyüklükte olmayan çok sayıda pullarla örtülmüştür ve ayrıca bazı taksonlarında, yapışkan bir madde ile sıvanmıştır. Uzun ve kısa sürgünleri belirgindir. Sürgünlerin beş kollu yıldız şeklinde özü vardır. Çoğunlukla uzun saplı olan yaprakları üçgen, elips, yumurta-yürek biçiminde, loplu ve dar şerit halinde olmak üzere değişik formlarda ve boyuttadırlar. Yaprak ayasının kenarları tam, kaba ve ince dişlidir ve dilimli dişlidir. Kulakçıklar dikkati çekecek şekilde büyüktür. Yaprak sapları yandan basık, dört köşe veya silindiriktir. İki evcikli çiçekleri anemogamdır. Kavakların da çiçekleri tek tek değil, birçoğu bir araya gelerek “kedicik” durumunda kurullar oluştururlar; erkek ve dişi çiçek kurulları, Söğütlerden farklı olarak aşağıya sarkarlar. Çiçeklerin açılması her zaman yapraklanmadan önce olur. Brahteleri düz değil horozibiği gibi dişli veya parçalanmıştır, çıplak veya üzerleri tüylü kirpiklidir. Periyant yapraklarının değişmesi ile oluştuğu kabul edilen kadeh (kapçık) biçiminde bir oluşum, erkek ve dişi çiçeği içerisine almıştır. Erkek çiçeğin etamin sayısı 6-12 veya 12-60 arasında değişir. 2,3 ender olarak da 4 karpelden oluşan ovaryum üzeri çoğunlukla tüysüzdür. Anemogam olmanın sonucu, rüzgârlarla taşınan çiçek tozlarını yakalayabilmek için çoğunlukla 2, ender olarak da 3 ve 4 parçalı stigma, Söğütlerin aksine, çok gelişmiştir. 2, bazen de 3 veya 4 parçaya ayrılan meyveleri lokolosid kapsüldür. İçerisinde sayısız küçük tohumları taşır. Söğüt tohumlarında 3 olduğu gibi, bunlarda da pamuksu tüy demetleri vardır, uçmayı ve uzak mesafelere taşınmalarını sağlarlar. Kavakları kış durumunda aşağıdaki bazı morfolojik özellikleri yardımı ile tanımak mümkün olabilir. Sürgünler terminal tomurcukludur; tomurcuklar çok sayıda tomurcuk pulu ile örtülmüşlerdir ve çoğunlukla sürgünle açı yaparlar. Üçgenimsi veya eliptik şekildeki yarka sapı izleri üzerinde 3 adet iletim demeti izleri bulunur; sürgün özü homojendir ve enine kesitte beş kollu yıldız şeklindedir. Kavaklar tohumla üretilebilirse de, çimlenme özelliklerini çabuk yitirdiklerinden, bunlar da Söğütler gibi vejetatif olarak çelik yolu ile çoğaltılırlar. Sürgün verme özellikleri fazladır. Şık ağaçlarıdır, hızlı büyürler; akarsu kenarlarında ve dolma arazide iyi gelişirler. Durgun sulu yerlerde, ağır topraklarda iyi gelişme gösteremezler. Genelde sığ bir kök sistemi kurarlar. Odun yapıları bakımından küçük, dağınık traheli grubuna girerler. Hafif ve yumuşak olan odunları kolay işlenir; bugün selüloz ve kâğıt endüstrisinin kıymetli hammaddesini oluştururlar. Kalın çaplı kavaklar genellikle kaplama ve kontrplak endüstrisinde değerlendirilmektedir. Kibrit yapımında (gerek çöp, gerekse kutu olarak) Kavak odunu kullanılmaktadır. Takma kol, bacak yapımında, Ihlamur odunu yanında kavak da önemli bir yer alır. Ayrıca tersimat masaları, ambalaj sandıkları, kuru maddeler için fıçılar ile sunta ve yonga lif levhalarının yapımında kavak odunları geniş ölçüde kullanılmaktadır (Yaltırık 1993). 1.3.1.1 Dağ Kavağı (Populus tremula L.) 25 m. ye kadar boylanan, silindirik gövdeli, sık dallı, geniş konik tepeli bir ağaçtır. Yeşilimtırak-gri renkli, parlak kabukları düzdür, uzun süre çatlamadan gövde üzerinde kalır. Sürgün ve tomurcukları kızıl-kestane rengindedir, cilalanmış gibi parlaktır. Tomurcuklar sürgünlere sarmal dizilmiştir, terminal tomurcukludur. Çiçek taşıyan tomurcuklar büyük, dolgun, küt uçlu; yaprak tomurcukları sivri uçlu, daha küçük, hafif yapışkandır. Uzun sürgünler üzerindeki yapraklar sivri uçlu, yumurta biçiminde, dip tarafları yürek şeklindedir, kenarları düzensiz çift sıralı dişli olup, alt yüzleri yumuşak tüylüdür. Kısa sürgünler 4 üzerindeki yapraklar is 3-7x3-7 cm büyüklüğünde (uzunluğu genişliğine eşit denecek şekilde), dairemsidir, küt uçlu, dip tarafı hafif yürek şeklindedir; üst yüzü koyu yeşil, alt yüzü grimsi-yeşildir ve çıplaktır, yaprak ayasının kenarları dilimli dişlidir. Yaprak sapı uzundur (68 cm), yanlardan basılmış olduğundan, hafif bir rüzgâr bile ayanın sallanmasına sebep olur. Yaprak sapı izi daire dilimi şeklinde olup, üzerinde 3 adet iletim demeti izi vardır. Öncü ağaçlardır. Hızlı büyür, kuvvetli kök sürgünü yapar. Dere ve nehir boylarında, orman içi açıklıklarda görülür, Bütün Avrupa, Kuzey-batı Afrika, Lübnan, Ön Asya, Kafkasya, Sibirya’da yayılmıştır. Doğuda Kuzey Çin’e kadar ulaşır. Ülkemizde Güneydoğu ve İç Anadolu’da step bölgesi hariç tüm orman mıntıkalarında, yapraklı orman, karışık orman, Karaçam ve Sarıçam ormanlarında, deniz seviyesinden 2000-2350 m yüksekliklere kadar çıkar, karışıklığa girer (Yaltırık 1993). 1.4 ARICILIK HAKKINDA GENEL BİLGİLER 1.4.1 Arıcılık Nedir Arıcılık; bitkisel kaynakların, bal arılarının ve emeği birlikte kullanarak bal, polen, arı sütü, propolis, arı zehiri gibi ürünler ile ana arı, oğul, paket arı gibi canlı materyal üretme faaliyetleridir. Günümüzde arıcılık tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli gelişme kaydeden bir sektör haline gelmiştir. Ülke ekonomisine yadsınamayacak katkısı olan arıcılık faaliyetleri dünyanın çoğu ülkesinde ve ülkemizde yaygın olarak yapılmaktadır. Gerek arılardan elde edilen bal, balmumu, arı sütü, arı zehiri ve benzeri ürünler gerekse arı yetiştiriciliği için üretilen petek, kovan gibi malzemeler yönünden arıcılık tek başına bir sektör halini almıştır. Türkiye’de arıcılıkla uğraşan aile sayısı yaklaşık 153 bin, arılı kovan sayısı 5 milyon, yıllık bal üretimi ise yaklaşık 66 bin ton civarındadır. Türkiye'de kovan başına alınan bal verimi 1416 kg kadar olup bu miktar çok düşük düzeydedir. Türkiye dünyadaki arı varlığının %5’ini, üretilen balın %34’ünü ve ihracatın ise %1’ini oluşturmaktadır (URL-1, 2011). Belirtilen rakamlardan da görüldüğü üzere ülkemizdeki arı varlığı ile bal üretimi arasında bir dengesizlik bulunmaktadır. Genel anlamda bu dengesizliğin sebepleri şöyledir; teknik bilgi yetersizliği, bakım ve besleme noksanlığı, ana arı üretiminin ihtiyacı karşılayamaması, 5 kışlatmadaki bilgisizlik, hastalık ve zararlılarının tam olarak bilinmemesi ve zamanında teşhis ve tedavinin yapılamaması gibi hususların büyük payı vardır. Bu durum karşısında, dünya standardını yakalayabilmek için; arıcılıkla uğraşan vatandaşların teknik bilgiye sahip olmalarına, bilinçli arıcık yapmaları konusunda eğitim almalarına, değişik projelerden dağıtılan kolonilerin arıcılık yapacak kapasite ve bilgisi olanlara verilmesine, arı hastalıkları ve zararlılarının zamanında teşhisi ve gerekli tedavisinin yapılmasına dikkat edilmelidir. Bal arıları sosyal böcekler olup topluluk yaşamı sürdürürler. Bal, balmumu, arı sütü, arı zehiri, polen ve propolis gibi insan sağlığı ve beslenmesi yönünden son derece değerli ürünleri üretmesi ve toplaması yanında doğal ve tarımı yapılan bitkilerde sağladığı tozlaşma hizmetleri ile de doğal denge ve tarımsal üretimde hayati öneme sahiptirler. Bir bal arısı kolonisi morfolojik ve fizyolojik özellikleri bakımından farklılıklar gösteren bir ana arı ile sayıları mevsimlere göre değişen miktarlarda işçi arı ve erkek arılardan oluşur. Ana arı, kovandaki en önemli aile ferdidir. Bazı özel durumlar dışında her kovanda bir adet bulunan ana arı, yumurtlayarak arı ailesinin çoğalıp güçlenmesini yani popülâsyon hacminin sürekli artmasını sağlayan tek kişi durumundadır. Teknik arıcılıkta ana arıyı kullanma süresi iki yıldır. Yaşlı, başarısız ve güçsüz ana arılar, daha az koloni nüfusu ve sonuçta daha az geri dönen bal ürünü demek olduğundan, arıcılar yıllık bakım programlarında yedek ana arı bulundurmaya mutlaka yer vermelidir (URL-2, 2011). 1.4.2 Arıcılığın Tarihçesi Arıcılığın tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. MÖ 7000 yıllarına ait mağara resimleri, çok eski tarihlere ait arı fosilleri ve tarihi buluntular bu görüşü doğrulamaktadır. Mısır’da 4000 yıl önce Firavun mezarlarında bal ve balmumları bulunmuştur. Yine mısırlıların ayinlerinde balın yer aldığı ve kral hanedanlarından birisinin arıyı simge olarak kullandığı bilinmektedir. Mısır’da göçebe arıcılık yapılmaktaydı ve bu nedenle buradan Yunanistan, Filistin ve Kıbrıs’a arıcılığın yayıldığı düşünülmektedir. Hindistan’da MÖ 3000 -2000 yılları arasında arı ve bala ait bilgiler bulunmuştur. Babilliler balı hem gıda hem de ilaç olarak kullanmışlardır. MÖ 384322 yılları arasında yaşayan Aristo, yazmış olduğu Hayvanlar Tarihi adlı eserinde (5 ve 9. kitap) kovan içerisinde ana arı, erkek arı ve işçi arı olarak 3 tip arının olduğunu, arıların çiçek tozu topladıklarını, işçi arıların su taşıdıklarını ve işçi arılar arasında iş bölümü bulunduğunu ifade etmiştir. Bu eserde sadece, arıların çiçek tozundan balmumu ürettikleri konusunda yanılgıya düşmüştür. Yunanlılar saplardan örülmüş kovan, sepet kovan ve tahta kovan kullanmışlardır. Romalılar arılar hakkında çok yazı yazmışlardır. Milattan önce Cato, miladi 6 yıl başlangıcında Columella, Virgil ve 4.Georgies arı hakkında bilgiler vermişlerdir. Columella arılıktan 2,5 ton bal alınabileceğini, kovanların arılığa nasıl yerleştirileceğini, kovanların nasıl yapılması gerektiğini ve arıcılıkta kullanılan alet ve malzemelerin esaslarını yazmıştır. Boğazköy kazıları, MÖ 1300 yıllarında Hititler devrinde arıcılığın önemli bir zirai faaliyet olduğunu göstermiştir. Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman ve Yavuz Sultan Selim devirlerinde çıkarılan Kanunnamelerde arıcılığa ait hükümler bulunmaktadır (Kaygın ve Yıldız 2006). 1.4.3 Arıcılığın Gelişmesi 1609 yılında, Butler balmumunun arının vücudunda pulcuklar halinde meydana geldiğini ortaya koymuştur. Jan Swammerdam (1637-1680) arı biyolojisi üzerinde çalışmıştır. François Huber (1750-1831) "The Encyclopaedia Britannica" adlı eserinde arılara ait farklı ve ilgi çekici ifadeler yazmıştır; kovanların havalandırılması arıların kanatlarını yelpaze gibi kullanmasıyla olmaktadır, ana ve işçi arlar yumurta ve larvalarından yetiştirilebilir, ana arı yalnız havada çiftleşir, çiçek tozu arı yavrularının asıl besin kaynağıdır, yavru yetiştirme sıcaklığı 30°C civarında olmalıdır, arıların antenleri dokunma organıdır. Huber ayrıca antenlerin fonksiyonları ve temel petek gibi konularda çalışmalar yapmış ve bu çalışmalarını "New Observations on the Bee" adlı kitapta toplamıştır. Peter Prokopovyrch 1814’de çerçeveli modern kovanı geliştirmiştir. Mehring 1857’de ilk temel petek kalıbını yapmıştır. Dzierzon çerçeveli Langstroth kovanını geliştirmiş, 1845 yılında arıların parthenogenesis teorisine göre çoğaldıklarını tespit ederek, arıların iki çeşit yavru hastalığının olduğunu ve İtalyan yerli arı ırkının iyi bir ırk olduğunu iddia etmiştir. Modern kovanın babası sayılan Langstroth ve ticari arıcılığı ortaya atan Moses Guinby, arıcılık malzemeleri fabrikası kuran A.I. Root ve Charles Dadant arıcılığa yön veren hizmetlerde bulunan önemli kişilerdir. Günümüzde arıcılık ticari bir iş kolu haline gelmiştir. Türkiye şartları da göz önüne alındığında arıcılığın Şekil 1.1’de görülen ilkel kovanlardan modern kovanlara doğru hızlı bir değişim içinde olduğu, 10-50 kovanlık bireysel aile işletmelerinin 100-500 kovanlık ticari işletmelere dönüştüğü dikkat çekmektedir. Önceleri sadece bal ve balmumu üretmek amacıyla kurulan bu işletmeler günümüzde arı sütü, polen ve arı zehiri gibi sağlık açısından önemli ürünlere yönelik faaliyetlerde de bulunmaktadırlar (URL-1, 2011). 7 Şekil1.1 Geçmişte arıcılık (URL-3, 2011). 1.5 ARICILIĞIN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ 1.5.1 Arıcılığın Aile Ekonomisindeki Yeri Arıcılık diğer tarımsal faaliyetlere göre daha az sermaye ile bireysel olarak yapılabilen ve kısa sürede kazanç sağlanabilen bir faaliyettir. Arıcılık yapmak için kapalı bir alana veya arazi satın alınmasına gerek yoktur. İyi planlandığı veya diğer arıcılarla işbirliği yapıldığı takdirde ikinci bir meslek olarak boş zamanlarda bile yapılabilmektedir. Ayrıca, aile fertlerinden herhangi birisinin kolaylıkla yapabileceği ticari bir faaliyettir. Bu açıdan bakıldığında, aile ekonomisi için asıl veya yan gelir kaynağı olabilir. Özellikle kırsal kesimde aile bütçesine önemli katkılar sağlar (URL-2, 2011). 1.5.2 Arıcılığın Tarım İşletmelerindeki Yeri Arıcılık işletmelerin kazancını artırabilmek için tarla, bağ bahçe ve hayvancılık gibi tarım işleri içinde ikinci üretim dalı olarak yapılabilir. Aslında, tarla ve bağ bahçe ürünleri üreten işletmelerde bal arılarına ihtiyaç duyulmaktadır. Arılar bitkisel üretimde bitkilerin tohum ve meyve üretebilmeleri için ihtiyaç duydukları tozlaşmayı sağlayarak ürün miktarı ve kalitesinde çok büyük artışlara vesile olurlar. Sadece bu nedenden ötürü bile tarım işletmelerinde arıcılığa yer verilebilir. Özellikle, çevrelerinde zengin bitki örtüsü bulunan işletmelerde arıcılığa da yer verilmesi hem işletmenin kazancında artış sağlar hem de bal veya diğer arı ürünleri satışından dolayı işletme bütçesine katkı sağlar (URL-2, 2011). 8 1.5.3 Arıcılığın Bitkisel Üretimdeki Yeri Yukarıda da bahsedildiği üzere, bitkilerin tohum ve meyve üretebilmeleri için çiçeklerin yeterli miktarda tozlaşmaları gerekmektedir. Bal arıları, özellikle açık alanlarda tozlaşmayı en iyi yapan kanatlı böceklerdendir. Bal arılarının değişik evrimler sonucu nektar ve polenle beslenme sistemine geçmeleri ve bu amaca uygun organlarının oluşumu bitkilerin tozlaşma ihtiyaçlarının karşılanması ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle vücut yapıları ve beslenme tarzları gereği çok iyi tozlayıcı olan arılar, nektar ve polenin arılar tarafından toplanması sırasında da tozlaşırlar. Bitkilerin tozlaşma ihtiyaçlarını, tozlaşmada bal arılarının önemini ve bu yolla sağlanacak ürün artışını iyi bilen dış ülkelerdeki üreticiler bitkilerin çiçeklenme dönemlerinde arı kolonisi kiralayarak daha fazla ve daha kaliteli ürün elde ederler. Bu konu maalesef ülkemizde yeterince bilinmemekte ve bunun doğal bir sonucu olarak da büyük miktarlarda ürün kayıpları meydana gelmektedir. Arılarla sağlanan tozlaşmadan; başta badem, elma, kiraz, şeftali, armut, kayısı, erik ve çilek gibi meyve türleri; pamuk, ayçiçeği ve anason gibi tarla bitkileri; kavun ve karpuz gibi bahçe bitkileri; fiğ, üçgül, yonca ve korunga gibi yem bitkileri olmak üzere hemen hemen tüm bitki türleri faydalanmaktadır. Bunun yanında, bazı bitki türlerinin tozlaşması sadece arılar aracılığı ile gerçekleşir ve bitkinin sürekliliği arıların varlığına bağlıdır. Bitkilerin tozlaşma istekleri, bitkiye has tozlayıcılar, tozlaşma etkinliğinin artırılması ve bu amaçla bal arılarının kullanılması konularında bitkisel üretimde bulunan üreticiler; uzman görüş ve önerilerini alarak üretim miktarlarını ve ürün kalitesini artırabilirler (URL-2, 2011). 1.5.4 Arıcılığın Ülke Ekonomisine Katkısı Arıcılığın ülke ekonomisine katkısı, hem tarımsal bir faaliyet olması sonucu direkt hem de bitkisel üretime katkısı sebebiyle dolaylı olarak da olmaktadır. Arıcılık faaliyetleri toprağa bağımlı olmayıp, topraksız veya az topraklı aileler için tek başına bir geçim kaynağı olabilir. Bununla birilikte en ucuz ve en kolay istihdam yaratan tek tarımsal faaliyettir. Arıcılığın çevreye ve doğaya doğrudan veya dolaylı hiçbir zararlı yan etkisi yoktur. Daha da önemlisi doğal denge için mutlaka arılara ve dolayısıyla arıcılık faaliyetlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Ülkemizde çok geniş alanlarda arı tozlaşmasına ihtiyaç duyan ürünler yetiştirilmekte ve arıcılıktan bu yönde de faydalanılmaktadır. Kısaca, arıcılığın bir üretim dalı olarak bal ve balmumu üretimiyle ülke ekonomisine doğrudan katkısı ortalama 160 milyon TL civarındadır. Arıcılığın tozlaşma yolu ile ekonomiye olan katkısının bal ve balmumu ile 9 sağlanan katkının en az 10-15 katı olduğu dikkate alındığında, arıcılık bu yolla ülke ekonomisine 1,62-4 milyar TL katkı sağladığı varsayılmaktadır. Ayrıca, büyük çoğunluğu kırsal kesimde yaşayan ve yeterli toprağı olmayan 150.000 dolayındaki kişi için istihdam kaynağı olması arıcılığın ülkemiz ekonomisi yönünden önemini açıkça ortaya koymaktadır (URL-1, 2011). 1.6 ARICILIK İSTATİSTİKLERİ 1.6.1 Dünya Koloni Varlığı, Bal Üretimi Dünya’da 62,4 milyon koloni ile 1,4 milyon ton bal üretilmektedir. Bu üretim dalı içerisinde Türkiye 5 milyon koloni varlığı ile Çin’den sonra 2. sırada yer alırken, 73.929 ton bal üretimi ile Çin, Eski Sovyetler Birliğini Oluşturan Ülkeler, A.B.D., Arjantin’den sonra 5. sırada yer almaktadır (URL-4, 2011). Koloni başına düşen verim sıralamasında 41,77 kg ile Çin birinci sırada iken, Türkiye 14,79 kg ile 7. sıradadır. Türkiye, bal üretiminde yıllara bağlı olarak Dünya sıralamasında 47. sırada yer almaktadır. Türkiye’de ortalama koloni başına düşen bal miktarı 14-16 kg dır (URL-2, 2011). Bu miktar bal üretiminde söz sahibi ülkelerin oldukça gerisindedir. TÜİK (2006) verilerine göre koloni veriminin 18.57 kg olduğu belirlenmiştir. Bal yanında; propolis, arı sütü, polen ve balmumu gibi arı ürünleri de dünya ticaretinde yer almaktadır. Diğer yandan tarımı gelişmiş ülkelerde arıcılık, arı ürünleri üretimi yanında hatta daha önemli olarak, bitkisel üretimde miktar ve kalitenin artırılması amacıyla yapılmaktadır. Örneğin, ABD'de bitkisel üretimde bulunan üreticiler üretim yaptıkları bitkilerde tozlaşmanın sağlanması için arıcılara 41 milyon $ arı kirası öderlerken, buna karşılık kendileri arıların üretimlerine katkısından 3,2 milyar $ kazanmaktadırlar. Yine ABD'de yapılan bir başka çalışmada; 40 dolayındaki bitki türünden elde edilen toplam 30 milyar $'lık ürün değerinin yaklaşık 1/3'ü olan 10 milyar $'ın bal arılarından dolayı sağlandığı bulunmuştur (URL-5, 2011). 1.6.2 Türkiye Arıcılığının Genel Durumu Türkiye'de arıcılık, çok eski yıllardan beri bir gelenek olarak yapıla gelen sosyoekonomik bir faaliyettir. Türkiye sahip olduğu 5 milyon dolayındaki kovan varlığı ve 66 bin ton dolayındaki bal üretimi ile dünyada 3. ve 4. sıralarda yer alarak hem kovan varlığı hem de bal üretimi 10 bakımından dünyanın en önemli ülkeleri arasındadır. Ancak bu önemli gelişmeye karşın, ülkemizde kovan başına ortalama bal üretimi 14-16 kg dolayında olup dünya ortalaması olan 20 kg'ın altındadır (URL-2, 2011). Hem dünya bal ticaretindeki payımız hem de koloni başına bal üretimimiz dikkate alındığında, ülkemizin sahip olduğu mevcut arıcılık potansiyelinden yeteri kadar faydalanamadığımız ortaya çıkmaktadır. Diğer yandan ülkemizde, bal dışında diğer arı ürünlerinin üretimi ve bal arılarının bitkisel üretimde yeterli tozlaşmanın sağlanması amacıyla kullanılmaları da yaygın değildir. Kovan başına bal üretiminin artırılması, bal üretimi yanında diğer arı ürünlerinin üretilmesi ve bal arılarının bitkisel üretimde daha yaygın kullanılması durumunda mevcut potansiyelimizi daha iyi değerlendireceğimiz açıktır. Ancak, ilkel ve geçit kovanlardan modern kovanlara geçişin büyük ölçüde tamamlanmış olması, koloni başına ortalama bal üretiminde bir miktar artışın sağlanması arıcılığımız için olumlu gelişmeler olarak sayılabilir. Türkiye'nin ekolojik ve sosyo-ekonomik yapısı gereği, ülkemizin her yerinde arıcılık yapılabilirken sırasıyla Ege, Karadeniz ve Akdeniz Bölgeleri gerek kovan varlığı gerekse üretim payı bakımından arıcılık için en önemli bölgelerimizdir. Türkiye bal üretiminin yaklaşık yarısı bu üç bölgemizde gerçekleşmektedir. Bal üretimi bakımından sırasıyla ilk on ilimiz; Muğla, Ordu, Adana, Aydın, Sivas, Antalya, İzmir, İçel, Erzincan ve Samsun olup ülkemiz bal üretiminin yaklaşık yarısı bu illerimizde üretilmektedir (Anon. 2011). Türkiye arıcılık için çok uygun şartlara sahip olsa da henüz bu kaynaktan tam olarak yararlanamamaktadır. Arıcılıkta, istenen üretim ve ihracat rakamlarına ulaşılabilmesi için çözülmesi gereken bazı sorunlar olduğu açıktır. Arıcılıkta en önemli sorunlardan birisi ıslahtır (Anon. 2011). Bu sorunun çözümü yetiştiricilerin ıslah edilmiş ana arı kullanma alışkanlığını kazanmaları ve onların ihtiyacı olan ana arıları yetiştirecek kuruluşların çoğalması ile mümkündür. Hayvancılık ve diğer tarımsal üretimlerde teknik bilgi ve eğitimin üretim maliyeti içindeki payı %8-10 civarında iken, bu pay arıcılıkta %70-80 olarak gerçekleşmektedir. Dolayısıyla arıcılara yönelik sürekli yayım ve eğitim hizmeti verilmesini amaçlayan örgütlenmeler desteklenmelidir (Anon. 2011). Arıcılıkta mesleki örgütlenme özendirilmeli dernekler, meslek odaları, üretim ve satış kooperatifleri vb. şekillerde örgütlenmeler sağlanmalıdır. Erozyon kontrolü, mera ıslahı, orman bakımı gibi çalışmalarda arıcılık da göz önüne alınmalı, bal 11 üretimi için önemli bitkilerin bu çalışmalarda kullanılmasına özen gösterilmelidir. Arıcıların yanlış uygulamaları ve kötü niyetle kullanılan kimyasal maddeler bal içinde kalıntılar bırakmaktadır. Balmumuna naftalin katılması, mazottan ilaç yapılması, yanlış zaman ve miktarda ilaç kullanımı gibi uygulamalar hem insan sağlığını tehlikeye düşürmekte, hem de ihraç sorunları doğurmaktadır. Genel olarak tüm çiftçilerimizde olduğu gibi arıcılarımızda da fazla ilaç kullanma eğilimi vardır. Bu uygulama AB’nin 1999 yılında ülkemizden bal ürünleri ithalatını durdurmayı düşünmesi gibi negatif sonuçlara neden olmaktadır. Bu nedenle, arıcılık faaliyetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi için yapılan çalışmalara önem verilmelidir (URL-6, 2011). Türkiye’de arıcılık neredeyse her bölgede yapılan geleneksel bir tarım faaliyetidir. Yüzlerce uygarlığa beşiklik etmiş olan Anadolu topraklarında çok eski çağlardan beri arıcılık yapıldığına dair kanıtlar da mevcuttur. Anadolu’da arıcılığa ilk olarak M.Ö. 1300 dolaylarında Boğazköy’de bulunan Hitit yazıtlarında rastlanmaktadır. Ayrıca Efes Antik kentinde basılan sikkelerin üzerinde, tanrıça Artemis’e atfen arı motifi kullanılmıştır. Anadolu’da arıcılık milattan önceki dönemlerden günümüze süregelerek, önemini korumuştur (Kösoğlu vd. 2006). Bugün Türkiye’nin bütün illerinde arıcılık yapılmaktadır. Dört mevsimin yaşandığı Ülkede farklı ekolojik koşullara kolaylıkla uyum sağlayan birçok arı ırk ve ekotipi ile yıl boyu nektar ve polen sağlayan oldukça zengin floral kaynaklar bulunmaktadır. Ülkemizin her bölgesinin kendine özgü çevre koşullarına sahip olması, buralarda çiçeklenme dönemlerinin farklı olması daha fazla üretimi amaçlayan arıcılar için göçer arıcılık yapma sebebidir. Ülkenin başta Akdeniz ve Kıyı Ege olmak üzere, ılıman yöreleri arıcılar için kolonilerini kışlatma, zengin nektar ve polen kaynağı sağlama ve erken gelen bahardan yararlanma gibi nedenlerle tercih edilmektedir. Buna ek olarak ülkenin güney batısında çam ağaçlarının üzerinde oldukça güçlü basura kaynakları bulunmaktadır. Bu kaynak ülke bal üretiminin yaklaşık üçte birini oluşturmaktadır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı istatistiklerine göre ülkede yaklaşık 153.000 arıcı aile bulunmakta ve bunların 34.452’si göçer arıcılık kalanı ise sabit arıcılık yapmaktadır (Velioğlu 2005). Türkiye’ de koloni varlığının % 70–80’ine sahip işletmeler kolonilerini gezdirerek üretim yapmakta ve toplam bal üretiminin, %90’lık bölümünün bu işletmeler tarafından sağlandığı tahmin edilmektedir (Fıratlı vd. 1997). TZOB (2007) verilerine göre sektörde 12 üretici de dahil olmak üzere arı ürünleri pazarlaması ile uğraşan yaklaşık 240.000 kişi bulunmakta olup, sektörün yıllık cirosu 192 milyon dolar değerindedir . 1.7 ARICILIĞIN ÜLKEMİZDEKİ PROBLEMLERİ Ülkemizde arıcılık maalesef uygulanan devlet politikalarıyla değil, bu işe gönül vermiş insanların fedakâr gayretleriyle bu noktaya gelmiştir. Arıcılığa başlamak isteyenler ilk adımı attıkları andan itibaren bu problemleri de yaşamaya başlarlar (URL-2, 2011). 1.7.1 Türkçe Kaynak Problemi Maalesef bu konuda yazılmış 56 kitap ve birkaç broşürden fazlasını aramak hüsran olacaktır. Bu kitapların çoğu da 20-30 sene evvel yazılmış kitapların tekrar basımlarıdır (URL-2, 2011). 1.7.2 Danışacak Kurum Problemi Arıcılığa karar veren bir kişinin hemen her problemini danışıp sağlıklı cevap alabileceği kurumlar maalesef belli merkezlerin dışında kısıtlıdır. Alacağı cevaplar da kendi sorusuna özel cevaplar olmaktan çok, genel problemler için üretilmiş cevaplardır. O yüzden arıcı için en önemli bilgi kaynağı bu işi yapan ve kendisinden daha tecrübeli başka bir arıcıdır (URL-2, 2011). 1.7.3 Standart Problemi Ülkemizde birçok konuda olduğu gibi arıcılık konusunda da standartlar konmamıştır, ya da konulmuş olan standartlara riayet edilmemektedir. Örneğin, ülkemizde en çok kullanılan Langstroth tipi kovanın dünyadaki standart ölçüleri bellidir. Ama nedense ülkemizde her firmanın ürettiği kovan birbirine uymaz. Hatta aynı firmadan değişik yıllarda alınan kovanlar da bile uyum problemleri yaşanır. Eğer bu konuda hassasiyet göstermezseniz 35 yıl içinde arılığınızda birbiriyle uyumsuz değişik tipte kovanlara sahip olursunuz. Kimisinin çerçevesi oturmaz, kimisinin ballığı birbirine uymaz (URL-2, 2011). 13 1.7.4 Pazarlama Problemi Son yıllarda denetimsizce yurtdışından ülkemize giren ucuz ballar yüzünden, hilesiz bal üreten arıcılar ballarını hakkıyla pazarlayamamaktadırlar. Aradaki fiyat farkından dolayı tüketici haklı olarak ucuz olan balları tercih etmektedir. Bu da işini layıkıyla yapan arıcı açısından haksız rekabete yol açmaktadır (URL-2, 2011). Bal ve balmumu genelde iç piyasada tüketildiği için sonuçta bir şekilde pazarlanabilmektedir. Ama diğer arı ürünleri konusunda problemler yaşanmaktadır. Son dönemlerde çok değerli olduğu söylenen ama ne hikmetse tüketiciden ucuza alınan polen, arı sütü gibi ürünlerden de para kazanılmaya başlanmıştır. Ama her arıcılık kitabında çok değerli olduğu yazılan propolisi kendi değerinde satabilecek bir yer hâlihazırda yoktur (URL-2, 2011). 1.7.5 Hastalıklarla Mücadele Problemi Arı hastalıklarıyla mücadele yöntemleri tam olarak bilinemediği için zaman zaman yanlış uygulamalar yapılmaktadır. Özellikle arı hastalıklarının teşhisi tam olarak konulamadığı durumlarda bilinçsiz ilaç kullanımı gündeme gelmektedir. Yanlış zamanda ve yanlış şekilde uygulandığı için ülkemizde üretilen ballarda bazen ilaç kalıntılarına rastlanmaktadır. Özellikle yurtdışına ihraç edilen ballarda bu tür kalıntılara rastlandığı için ballarımızın geri gönderildiği haberleri zaman zaman medyada çıkmaktadır (URL-2, 2011). 1.8 ARI KOVANLARI Arı kolonisinin bütün bir ömrünü geçirdiği kovanın teknik özellikleri, arıcılığın verimliliğiyle yakından ilgilidir. Bugün dünya üzerinde çok değişik modellerde kovan çeşitleri kullanılmaktadır, fakat en yaygın olanları Langstroth ile Dadant tipi kovanlardır. Yurdumuzda birçok arıcı Langstroth tipi kovan kullanmakla birlikte, bu kovanlar değişik ölçülerde yapıldığı için Dadant tipine yaklaşan ara modeller çoğunluktadır. Kovan, dip tahtası, gövdekuluçkalık, ballık, örtü tahtası ve kapak olmak üzere 5 parçadan oluşur. Kovan dip tahtası eğer tek parçadan yapılamıyorsa, parçaların birleşme yerlerinde boşluklar bırakılmamalıdır. Çünkü dip tahtasındaki her boşluk ve çatlak, dışarıdan gelen bakteri, mantar ve böcekler için bir yaşama alanı sağlar. Özellikle güve kelebeği yumurtalarını bu çatlakların içine bırakır. Gövde ya da diğer ismiyle kuluçkalık arıların esas yaşam alanıdır. Arıların giriş deliği bu 14 bölümdedir. Ana arı genellikle bu bölümde bulunur ve yumurtlama işlemlerini buradaki petek üzerinde yapar. Arılar uygun mevsimde kovan gövdesine sığamadıklarında üst kata çıkarlar. Arı kolonisi kış mevsimini kuluçkalıkta geçirdiği için kovan gövdesinin sağlamlığına ve kış şartlarına dayanıklılığına daha çok özen gösterilmelidir. Örtü tahtası olarak sağlam bez ya da çuval parçaları da kullanılabilir. Hatta birçok arıcı bunu tavsiye etmektedir. Bez parçasının avantajı kovan örtüsü açılırken ses yaparak arıyı kızdırmaması ve özellikle yazın kovan içi havalandırmasına yardımcı olmasıdır. Ayrıca kovan içindeki nem ve rutubetin atılmasına da yardımcı olur. Kapakta havalandırma delikleri muhakkak bulunmalı ve yazın bu delikler açılmalıdır. Yine kovan kapağı yerine iyi oturan ve hava şartlarından kovanı koruyacak şekilde yapılmalıdır. Eğer kovan hazır olarak satın alınacaksa muhakkak arıcılıkla uğraşan firmalardan alınmalıdır. Özellikle arıcılıkla uğraşmayan, yerli marangozların yaptıkları kovanlarda birçok teknik hatalar bulunmaktadır. Hangi tip kovan kullanılacak olursa olsun, iyi bir kovan için dikkat edilmesi gerekenler ortak kurallar aşağıdaki gibidir: 1- Kovan gövdelerinin kalınlığı en az 2,5x3cm olmalıdır. Kovan gövdelerinde kullanılacak tahtalar iyi kurutulmuş, budaksız ve sağlam ağaçlardan yapılmalıdır. Ihlamur ağacı kovan yapımında tercih edilir. Yalnız en ideali hem kolay bulunabilmesi hem de ekonomik olarak uygun olması sebebiyle kavak veya çam tahtasıdır. 2- Kovanlar muhakkak usta birisi tarafından yapılmalı ve ölçüleri hassas olmalıdır. Yapılan bütün kovanların aynı ölçüde olmasına dikkat edilmelidir. Buna dikkat edilmezse özellikle çerçeve ve ballıkları farklı kovanlarda kullanmak isteyince büyük problemler yaşanabilmektedir. 3- Kovan modelleri daha önceden denenmiş ve kabul görmüş ölçülere göre yapılmalıdır. Uzun tecrübelerin sonucunda ortaya çıkan bu modeller arıların kendi doğal düzenlerini bozmadan en iyi şekilde yaşamlarını sağlar. 4- Kovan gövdesinin özellikle birleşme yerlerinden içeriye rutubet almaması için izolasyona dikkat etmelidir. 5- Kovanların yalnızca dışa bakan tarafları beyaz ya da krem rengi boya ile güzelce boyanmalıdır. 6- Seyyar arıcılık yapacaklar düz kovan kapağını, sabit arıcılık yapacaklar ise beşik şeklindeki kovan kapağını tercih etmelidirler. 15 7- Arıların kovan içinde rahatça çalışması ve özellikle yaz günlerinde kovan içinin havalanabilmesi için, gerekli boşlukların bırakılması gerekir. Buna göre; -Yanlardaki iki çerçeve ile kovan iç yüzeyi arasında en 7,5 mm, -Çerçeve başları ile kovan iç yüzeyi arasında 10 mm, -Dip tahtası ile çerçeve alt çıtası arasında 25 mm, -Bir çerçevenin ortası ile diğer çerçevenin ortası arasındaki boşluk 36-38 mm, -Çerçeve üst çıtaları arasında 12 mm, -Çerçeve üst çıtaları ile örtü tahtası arasında 10 mm boşluk olmalıdır. 8- Kovan dip tahtası mümkünse muhakkak seyyar yapılmalıdır. 1.8.1 Basit Kovanlar Ülkemizin her köşesinde bu tip kovanlara rastlamak mümkündür. Bunlar yapılış ve görünüş tarzı olarak basit olup teknik ve gezginci arıcılık için uygun olmayan kovanlardır. İçi oyulmuş kütükler, çamurla veya samanla sıvanmış hasır veya çalıdan örülmüş sepetler olabildiği gibi su kabakları, toprak kaplar, basit tahta kutular ve hatta meyve sandıkları kovan olarak kullanılmıştır (URL-1, 2011). 1.8.2 Geçit Kovanlar Geçit tipi kovanlar, basit kovanlardan standart çerçeveli kovanlara geçişte atılan ilk adım olup iki tip arasında bulunmaktadır. Açılıp kontrol edilmeleri, bal hasadı ve diğer bir kısım uygulamalar açısından basit kovanlardan üstündür. Şekil1.2’de de görüldüğü gibi önde ve arkada kapakları bulunan dikdörtgen şeklindeki 4 parça tahtadan yapılmış küçük çerçeveli kovanlar geçit kovanların en sık kullanılan örneklerindendir (URL-1, 2011). 16 Şekil 1.2 Basit kovanlardan kütük kovan (URL-1, 2011). 1.8.3 Modern Kovanlar Bugün dünyanın pek çok yerinde ve ülkemizde içerisinde hareketli çerçevelerin bulunduğu standart çerçeveli modern arı kovanları kullanılmaktadır. Langstroth ve Dadant olmak üzere iki tip modern kovan bulunmasına karşın ülkemizde ve dünyada Langstroth tipi kovanlar daha sık görülür. Her iki kovanda da sistem aynı olup sadece ölçüler farklıdır. Modern kovanlar teknik arıcılıkta diğer kovan tiplerine göre büyük avantaj ve yarar sağlarlar. Modern kovanların yararları ve üstünlükleri aşağıdaki gibi sıralanabilir (URL-1, 2011). 1-Çerçeveli kovanın bütün parçalarının hareketli olması nedeniyle çıkarıp tamir etmek ve yenilemek mümkündür. 2-İlkel kovanlara göre sağlam ve uzun ömürlüdür. 3-Bu tip kovanlarda bilinen bütün arıcılık teknikleri rahatlıkla uygulanabilir. 4-Koloniler istenildiği zaman bala veya diğer arı ürünleri üretimine yönlendirilebilir. 5-İstenilen şekilde ve istenildiği zaman besleme yapılabilir. 6-Her türlü hastalık ve zararlılar ile istenilen şekilde mücadele edilebilir. 7-Ana arı yakından görülebilir ve gerektiğinde yenilenebilir. 8-İstenildiği zaman bal hasadı yapılabilir. 9-Gezginci arıcılık yapmak için idealdir. 17 1.8.4 Langstroth Kovanı Langstroth arı kovanlarında kuluçkalık ve ballık aynı ölçüde olup bu kovanlar florası zayıf, nektar dönemi kısa, kışların ılık geçtiği sıcak ve kurak iklime sahip bölgelerde ve gezginci arıcılık şartlarına uygundur. Langstroth tipi kovanlarda kuluçkalık ve ballık gövde ve çerçeve ölçüleri birbirinin aynısıdır. Langstroth kovanında 10 çerçeve kuluçkalıkta 10 çerçeve ballıkta olmak üzere toplam 20 çerçeve bulunur. Kovan gövde kalınlığı 25 mm'dir. Kuluçkalık ve ballık ölçüleri dıştan dışa 505 mm x 435 mm x 260 mm; içten içe ise 455 mm x 385 mm x 260 mm'dir. Langstroth kovanlara ait çerçevelerin dıştan dışa olan ölçüleri 440 mm x 250 mm olup çerçeve koltuk genişliği 37 mm'dir. Çerçevenin dıştan dışa uzunluğu kovana oturma payları ile birlikte 472 mm'ye çıkar (URL-1, 2011). 1.8.4.1 Langstroth Kovanının Başlıca Parçaları Kovan Dip Tahtası Kovanın en altında bulunan parçasıdır. Dip tahtası sabit olmamalı, gerektiğinde kolayca çıkarılabilmelidir. Ancak ülkemizde geniş ölçüde gezginci arıcılık yapıldığı için dip tahtası sabit olarak yapılmaktadır. Uçuş tahtası dip tahtası boyunca menteşeli ve kapanacak şekilde yapılmaktadır. Uçuş tahtası, kovan bekçiliği yapan arılar için bir nöbet tutma yeri ve kovanın havalandırılması sırasında kanat çırparak kovana hava pompalayan arılar için durak yeridir. Aynı zamanda bu tahta arıların kovana giriş çıkışlarını kolaylaştırır. Kuluçkalık Kuluçkalık, dip tahtası üzerine yerleştirilen ve ön alt kısımda uçuş deliği bulunan kovanın ana parçasıdır. Adından da anlaşıldığı üzere kuluçkalık arıların yavru yetiştirdiği bölümdür. Kuluçkalık aynı zamanda arıların kışladıkları ve kışlık gıda stoğunun yapıldığı kısımdır. Ballık Kovan içerisinde arı mevcudunun artıp kuluçkalığa sığmaz hale geldiği zaman kuluçkalık üzerine yerleştirilen kattır. Hasat edilecek balın hemen hemen tamamı bu katlardan alınır. Ana arı yumurtlamak için kuluçkalıkta boş yer bulamadığı zaman yumurtlamasını ballıklarda da sürdürür. 18 Çerçeveler Kuluçkalık ve ballık içinde yan yana yerleştirilen ve temel petek takılarak arıların iş ve zamandan tasarruf sağlamalarını ve bunun sonucu daha üretken olmalarını imkân veren kovan kısımlarıdır. Örtü Tahtası Kovan kapağı altına yerleştirilen iç kapak durumundadır. Örtü tahtası 2-4 parçalı veya yekpare tek parça olarak yapılabilmektedir. Gezginci arıcılık yönünden tek parça olması daha uygundur. Kovan Kapağı Yukarıda sayılan bütün kovan parçalarının ve arıların koruyucusudur. Düz veya geriye meyilli olabilir. Kovan içerisine yağmur ve kar sularının girmesini önler. Özellikle gezginci arıcılık yapılması halinde kovan kapağının ön ve arka kısımlarında havalandırma deliklerinin olması gereklidir (URL-7, 2011; URL-2, 2011). 1.8.5 Kovanlarda Standart Oluşturulamayışının Sebepleri Bütün kitaplarda, kongrelerde, ülke genelinde standart kovan yapımının gerekliliği vurgulansa da günümüzde bu konuda bir proje ortaya konulamamıştır. 1970'li yıllarda tarım bakanlığı çeşitli kovan planları yaparak yurt çapında dağıtmış olsa da devamlılığı ve takibi sağlanamamıştır. Kovanlarda Standart oluşturulamayışının sebeplerinden bazıları şöyledir: 1)TS 3409:2006; Sayılı Çerçeveli (Fenni) Arı Kovanı standart dokümanı belirli bir ücret mukabili satıldığı için kolay ulaşılamıyor ve sadece standardı alan arıcılar bu standardın içeriğini görebiliyor (URL-10, 2011). Ayrıca standardın tam olarak kavranarak kovan imal edilebilmesi; çelişkili ölçüler ve çizim karışıklığından ötürü zorlaşmaktadır (Anon., 2011). 2)Kovan imalatı için net kurallar konulmadığı ve denetlemesinin de tam olarak yapılamadığından dolayı arıcılıkta gelişmiş olan bölgelerde yerel ölçülerin ortaya çıkması sonucu farklı bölgesel sistemlerin oluşması. 19 3)Kovan satışı yapan şirketlerin arıcıların daha sonra da kendilerinden kovan satın almalarını sağlayabilmek maksadıyla kovan ebatlarını değiştirmeleri. 4) Arıcılığın gelişmediği bölgelerde amatör olarak bu faaliyette bulunan arıcıların; standart kovan satan işletme bulamadıkları için, yerel marangozları tercih etmeleri sonucu ölçülerin her imalatçıya göre farklılık göstermesi (URL-8, 2011). 1.8.6. Kovandaki Isı ve Nemin Sabit Tutulması Kovandaki ısının sabit tutulabilmesi için arılardan bazıları vantilatör gibi çalışırlar. Arıların sıcak bir günde kovanlarının içini birer vantilatör gibi havalandırdıklarını görmek mümkün olabilir. Kovanın girişinde arılar toplanı, zemin tahtasına kenetlenerek kanatlarıyla kovanı aynı yelpaze gibi havalandırırlar. Böylece havanın, kovana bir taraftan girip öteki taraftan çıkması sağlanır. Kovanın içindeki diğer arılar da, benzer şekilde havayı dört bir tarafa sürerler. Balın bozulmaması için arıların faaliyetleri sadece ısı ve nem ayarı ile sınırlı değildir. Kovan içinde bakteri üremesine neden olabilecek tüm olayları da kontrol altında tutabilmek için son derece mükemmel bir sağlık sistemi ile çalışırlar. İlk olarak bakteri üremesi ihtimali olan maddelerin ortadan kaldırılmasını hedefleyen bu sistemin ana prensibi yabancı maddelerin kovana girmesini engellemektir. Bu sebepten ötürü kovanın giriş bölümünde sürekli olarak iki nöbetçi arı bulundurulur (Anon. 2011). Kovan dışına atılamayacak boyuttaki cisimler için başka bir korunma mekanizması devreye girer. Arılar böyle durumlar için “propolis (arı reçinesi)” adı verilen bir madde üretirler ve bununla mumyalama işlemini gerçekleştirirler. Kovan içindeki çatlak ve oyukların tamirinde de çam, kavak, akasya gibi ağaçlardan topladıkları reçinelere bazı özel salgılar ekleyerek üretilen propolisten faydalanırlar. Arıların çatlakları kapamada kullandıkları propolis, hava ile temasa geçtiğinde kuruyarak sert bir yüzey oluşturur, böylece her türlü dış etken engellenmiş olur (Anon. 2011). 1.8.6.1 Arı Kayıplarına Isı Değişimlerinin Etkileri Arıcılık, ülkemizde bulunan arı ırklarının çeşitliliği, iklimimiz, eşsiz bitki örtümüz ve arıcılığın az bir sermaye istemesi nedeniyle ön plana çıkmaktadır. Arıcılık faaliyetleri doğru yapıldığı zaman, ülkemizin hem toplam bal üretimi hem de ihracatımız birkaç katına 20 rahatlıkla çakabilir. Üretimde verimliliği ve toplam kaliteyi arttırmak için, bal arısının nasıl ve hangi koşullarda yaşamak istediğini öğrenmek gerekmektedir. Bal arıları faaliyetlerini mevsimsel ısı farklılıklarına paralel olarak sürdürmektedirler. Çevre ısısı, arı üzerinde oldukça etkili bir faktördür. 10°C’nin altındaki ve 36°C’nin üzerindeki sıcaklık dereceleri arıların faaliyetlerini durdurur. Bal arıları, 10°C civarında uçma yeteneklerini kaybetmeye başlarlar ve 7°C ise tamamıyla hareketsizleşirler (Öder 1989). Arılar, koloni hayatı yaşamalarından ötürü kovan içindeki ısısının hiçbir zaman bu kadar düşmesine meydan vermezler. Kovan içi sıcaklığı belli bir düzeyde tutarlar. Arıların normal faaliyetleri için ısı değerleri 21°C ile 35°C arasında değişir. Bu ısı değerlerinin altında veya üzerinde faaliyetler yavaşlar. Arılar, ekstrem hava şartlarında ve 7°C’nin altındaki sıcaklıklarda, temizlik, yiyecek veya su temini için uçuşa çıktıklarında kovana tekrar geri dönemezler (Tutkun ve Boşgelmez 2003). Genç anaların çiftleşme uçuşları için optimum hava şartları gerekmektedir. Mum salgılama ve gömeç örme, yavru büyütme gibi faaliyetler optimum iklim şartlarında mümkün olmaktadır, bunun içinde 33-34°C’lik sürekli bir ısı gerekir. Arılar için bu faaliyetlerdeki üst sınır 3536°C olmakla beraber, kovanın bütün bölümlerinde bu ısıya ihtiyaç duyulmamaktadır. Faaliyet kovanın hangi kısmında ise uygun olan ısı, yalnız o bölüm için gereklidir (Öder 1989). Yavru yetiştirme faaliyetleri iklimsel farklılık göstererek azalabilir hatta kışa doğru tamamen durur. Arılar, bu yavrusuz dönemde, kovan ısısı 14°C ile 20°C’de kaldığı sürece hiç enerji sarf etmeden hareketsiz olarak durabilirler. Kovan ısısı bu derecelerin altında veya üzerinde olduğu zaman faaliyette artar. 20°C’nin üstündeki ısılarda rahatlıkla uçuşa çıkarlar. 10°C’nin altına düştüğünde salkım teşkil edip, kendilerine lüzumlu ısıyı yakalamaya çalışırlar. Arıların kış aylarında bir araya toplanıp salkım teşkil etmesini şöyle tarif edilebilir; En son yavrunun çıktığı çerçeve ile ona en yakın depo yiyeceğin bulunduğu çerçeve ve etrafı bu oturmayı sağlar. Salkımda dışa doğru ısı azalsa da, salkımın içine doğru ısı artış gösterir. Salkım içi ısısı 14°C’nin üzerine çıktığında ise salkım dağılır. Arılar kışı bu şekilde açılıp kapanarak geçirirler. Kendi ısılarını kendileri temin ettikleri için arılar bütün kışı bu şekilde aktif halde geçirebilirler. Çevre sıcaklığına bağlı olarak arıların metabolik faaliyetleri de, artar veya azalır. Metabolik faaliyetlere bağlı olarak kandaki şeker seviyesi de artar veya azalır. 21 Metabolik hızlarının düşmesiyle kandaki şeker seviyesi azalır. Buna bağlı olarak da, kovan içinde ve dışında sürdürülen faaliyetler de azalır veya bu işlere tamamen son verilir. Bitkilerin balözü salgılayabilmesi için hava ısısı belli bir düzeye ulaşmadıkça arıların balözü toplama davranışları olumsuz yönde etkilenir. Aynı şekilde çiçekli bitki örtüsündeki mevsimsel değişme de, arıların çiçek tozu toplama davranışlarını etkiler (Howes 1979). Isı farlılıkları arıların uçuş yapabilmesi için sınırlayıcı bir etkendir. Uygun olmayan çevre ısısında, herhangi bir yiyecek toplama faaliyeti görülmez. İlkbaharda ise 8–11°C’de, düşük yiyecek toplama faaliyetlerine rastlanabilir. Soğuk kış aylarında arılar bir salkım halinde toplanıp, kovan içinde gerekli olan sıcaklık ayarlamasını sağlarlar ve ailenin huzurlu bir şekilde yaşamını devam ettirmiş olurlar. Kış salkımı dışarıdaki hava sıcaklığının düşüşüne bağlı olarak şekillenmeye başlar. Arılar dış ortamdaki hava sıcaklığı 14-19°C civarlarına geldiğine küçük guruplar halinde bir araya gelmeye başlarlar. Arıların çevresindeki sıcaklık 14°C’nin altına düşünceye kadar, dağınık şekilde bulunurlar. Sıcaklıktaki azalma devam ederse bu dağınık olan küçük gruplar bir araya gelip birleşirler. Kaide olarak salkımın ortasında ana arı ve hemen etrafında genç işçi arılar yer alır. Isı 10°C olunca gömeçler üzerinde birbirine sarılan arılar, karınlarının arka uçları dışa dönük olacak şekilde tek bir salkım oluştururlar (Van Laere 1972). Ana salkımdan uzak kalan arılar hareketsiz kalırlar ve sonuç olarak ölürler. Arılar kış salkımını oluşturarak, kışın en soğuk günlerde bile koloni içerisinde tatlı bir yaz sıcaklığı sağlayabilirler. Kış salkımının dış yüzeyindeki sıcaklık 6,1–12,0°C arasında değişiklik gösterebilmektedir. En düşük sınırlar ise 7-8°C’dır. Arılar 7°C’de hareket edemezler. Dış sıcaklığa bağlı olarak salkım, hava soğudukça daralır, ısındıkça genişler. Yavrusuz bir salkımın iç ısısı ise 13-30°C arasında değişir. Kış salkımı ısısı sadece, şiddetli ve uzun süren dondurucu soğuklarda düşer. Bunun dışında genelde sabit kalır. Arılar kış salkımı iç ısısını, 20°C civarında tutarak, hem ergin arılar için gerekli en düşük ısıyı muhafaza ederler ve hem de fazla bal tüketimini engellemiş olurlar. Koloni yavru yetiştirmeye başladığında ise salkım merkezindeki sıcaklık artar. Yavrulu iki çerçeve arasındaki ısı, 33–36°C’ler arasında değişir. Bal arıları salkım içerisindeki ısılarını, göğüs kaslarındaki madde mübadelesini arttırmak suretiyle kolayca ayarlayabilirler (Francisco and Emeric 1965). Arılarda 35°C’nin üzerinde çiçek tozu toplama faaliyetleri azalır. Daha üst sıcaklık derecelerinde ise yiyecek toplama faaliyetleri iyice azalmasına rağmen su toplama faaliyetleri 22 devam eder. Bal arılarının yüksek sıcaklıklarda su tüketimi artar ve sıcak bir günde normal bir koloni 0,5 litre kadar su tüketir. İhtiyacı olan bu suyun bir bölümünü bal özünden karşılarlar, ancak yaşamını sürdürebilmesi için bu su miktarı yeterli olmamaktadır. Sıcak günlerde su toplayamayan koloniler birkaç günde ölürler. Arılar su kaynağını da seçerken, kullanacakları suyun ısısına dikkat ettikleri bilinmektedir. Arılar genellikle 18°C’nin üzerinde ve 32°C’nin altında olan suları tercih ederler. 38°C’nin üzerindeki suları toplamazlar. Arıların yararlanması için su kaynağının kolonilerine uzaklığı yüz metreyi aşmamalıdır. Daha uzak mesafeler, rüzgârlı veya soğuk havalarda, arıların sudan yararlanma oranını azaltır. Eğer suluk tarzı bir düzen tesis ettirilecek ise bu düzeneğin taze ve temiz su bulunduracak şekilde ayarlanması gerekmektedir. Bu düzeneklerin çok detaylı ve pahalı olmasına gerek yoktur. Çünkü arılar, açık yüzeylerden su almak yerine daha çok çakıl, yas toprak, kum ve tuğla gibi nemli yüzeyleri tercih ederler. Eğer yüzeyde bir su deposu kurulacaksa, arıların boğulmaması ve suyu rahat alabilmeleri için su yüzeyine çubuk gibi yüzer cisimler bırakılmalıdır. Özellikle, arılar bahar döneminde yavru yetiştirmeye hız verdikleri zamanlarda, balı sulandırmaları gerektiği ve sıcak yaz aylarında kovanı serinletebilmek için suya fazla miktarda ihtiyaç duydukları unutulmamalıdır. Serin havalarda ise sulukların güneş alan alanlara yerleştirilmesi daha uygun olabilir (Öder 1985). 1.8.6.2 Isı Değişikliklerinin Arı Kolonisinde Meydana Getirdiği Kayıplar Genellikle ilkbahar aylarında, yavru yetiştirme sırasındaki ani ısı düşmelerinde, arı salkımı daralır. Salkımın dış kısımlarında bulunan yavrular açıkta kalır ve ideal yavru ısısını bulamazlar. Aşırı derecede üşüyen yavrular ölürler. Bu durumun meydana gelmesinde herhangi bir hastalık etmeninin etkisi yoktur. Fakat ilkbaharda çok şiddetli seyreden Dizanteri, Nosema ya da tarımsal ilaçların öldürücü etkisinden dolayı olabilecek ergin arı kadrosundaki azalmalar, arı salkımının büyüklüğünü etkileyerek yavru üşümesinden dolayı ölümleri hızlandırır (Akkaya, 1990). Bunun yanı sıra, çerçevelerin dış kısımlarında kalan erkek arı larvaları, ideal yavru ısısını bulamadıklarında, kireç hastalığına karşı açık hale gelirler. Çünkü, Ascosphera Apis isimli kireç hastalığını meydana getiren mantarın en iyi gelişme ısısı üşümüş yavru ısısıdır. Nisan, Mayıs ve Haziran aylarındaki ani soğuklarda da bu hastalık görülebilir (Öder 1983). Sıcak havalarda, aşırı ısınmadan dolayı görülen yavru ölümleri, koloninin kendini serinletme yeteneğini kaybettiği zamanlarda meydana gelir. Çeşitli nedenlerden dolayı arı kadrosundaki 23 azalmalar bu oluşumu hızlandırır. Ayrıca sıcak günlerde uzun süre kovanda kapalı kalan ve havalandırmanın iyi ayarlanmadığı kolonilerde de toplu halde arı ölümleri görülebilir. Ergin arılar için minimum öldürücü sıcaklık 46-50°C, yavrular için ise 37°C’dir (Tutkun ve Boşgelmez 2003). 1.8.6.3 Mevsimsel Isı Farlılıkları İçin Önlemler Kış aylarına girmeden önce kovanlarda ve arılıklarda yapılabilecek olumlu değişiklikler, bir dönem sonraki verimliliği bire bir etkiler. Çünkü soğuk kış aylarında kovanlara bir müdahale yapılamaz. Eğer arılar kış aylarında rahatsız edilirse erken faaliyete geçerek fazla bal tüketirler. Kışa girmeden önce alınacak tedbirler; özellikle sonbaharda iyi vasıflı, yüksek verimli bir ana ve genç arılardan oluşan kuvvetli bir koloni oluşturulmalıdır. Kışa zayıf girecek koloniler birleştirilip, kovan içi bir bölme tahtası ile daraltılarak, arıların geniş bir yerde kışlamalarına engel olunmalıdır. Uçuş delikleri ise mutlaka daraltılmalıdır. Yüksek yerlerde kışlatılacak kovanların kuluçkalıklarının üzeri havalandırmayı engellemeyecek şekilde örtülmelidir. Arılık yeri iyi seçilmeli, toprak drenajı iyi olmalı, her zaman arıların yanına gidilebilmelidir. Kovanlar nemli ağaç ve çalı diplerine yerleştirilmemeli, kuvvetli rüzgârlardan korunmalı, hava akımının da az olduğu yerlere bırakılmamalıdır. Kovan içi havalandırmanın iyi olması ve kovan içine yağmur suyu girmemesi için standart fenni kovanların kullanılması gerekmektedir. Bu kovanlarda yarık ve çatlak bulunmamalıdır. Kovanlar, yerden yüksekliği 20-30 cm olan sehpalar üzerine ve kışın güneşten en fazla faydalanabileceği bir biçimde yerleştirilmelidir. Kovandaki kirli ve nemli havanın kolayca dışarı çıkması için sehpa üzerinde 12 cm öne eğik yerleştirilmelidir. Arıların kışı rahat geçirebilmeleri için yeterli bal veya polen stoklarının olup olmadığı kontrol edilerek yeterli miktarda çiçek balı kovan içinde bırakılmalıdır. İlkbaharda yapılacak kontroller veya ilaçlamalar, güneşli, rüzgârsız sakin havalarda ve hava ısısının 14°C’nin üzerinde olduğu zamanlarda yapılmalıdır. İlkbaharda, koloniler serbest uçuş yapabildikleri zamanlarda, yeterli karbonhidrat (bal, şeker şurubu), protein, lipid, mineral ve vitaminlerle desteklenmelidir. Buda çiçek tozu veya yoksa yerine kullanılabilecek yapay gıdalarla (keklerle) sağlanabilir. Yaz aylarında da yüksek sıcaklık derecelerine karşı kovan ve arılıklarda mutlaka tedbir almak gerekir. Kovanlar standart fenni kovan olmalıdır. Bu dış çevre ile ısı yalıtımını olumlu etkilediği gibi kovanların arılar tarafından havalandırılması ve kovan içi ısının ayarlanması işlemini de etkiler. Sıcak günlerde kovanlar kesinlikle tamamen kapatılmamalıdır. Kovanların 24 bir çatı veya sundurma altında bulundurulması, güneş altında kalan kovanlar için ise yeşil ot veya bitki örtüsü ile gölgelik yapılması önerilmektedir. Su arılar için kovanı serinletmede önemli bir etken olduğu için mutlaka su kaynaklarının arıların faydalanabileceği bir biçimde düzenlenmelidir (Anon. 2011). 25 26 BÖLÜM 2 MATERYAL VE METOT 2.1 MATERYAL Bu çalışmada Bartın Kumluca Bölgesinden elde edilen Dağ Kavağı (Populus tremula L.) kullanılarak laboratuarda %8-10 arası kurutulmuştur ve Şekil 2.1’e göre ebatlandırılarak kovan haline getirilmiştir. Diğer taraftan, Düzce ilinden yerel arıcılardan elde edilen balmumu ve propolis ısı iletimi katsayısının bulunması için kullanılmıştır. Şekil 2.1 Arıkovanı (Gökhan Gündüz, 2011). 27 Isı akısının aylara göre hesaplanmasında ise Tablo 2.1’deki Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınan Bartın İli uzun yıllar ortalamasına ilişkin ortalama sıcaklık değerleri esas alınmıştır. Tablo 2.1 Bartın ili aylık hava sıcaklıkları (DMİ-URL9, 2011). 2.2 METOT 2.2.1 Isı İletkenlik Katsayısı Belirlenmesi Deneyi 20 mm kalınlık, 50 mm genişlik ve 100 mm boyundaki örnekler elde edilmiştir (ASTM C 177/C 518). Deneylerden önce hava kurusu hale getirilen örneklerin ortasından genişlik ve yükseklikleri 0.01 mm duyarlıklı kumpasla ölçülerek kesit yüzeyleri hesaplanmıştır. Kavak odunundan hazırlanan 20x50x100 mm boyutlarındaki örnekler deney işleminden önce 20 2C ve % 65 3 bağıl neme sahip klimatize dolabında değişmez ağırlığa gelinceye kadar bekletilerek % 12 rutubete ulaşmaları sağlanmıştır. Propolis ve balmumu örnekleri de 20x50x100 mm şeklinde boyutlandırılarak hazırlanmıştır. Deney de kullanılan Şekil 2.2’de gösterilen Quick Thermal Conductivity-500 ısı iletkenliği test makinesinde hot-wire metoduyla çalışan PD-11 sensör probu kullanılmıştır (ASTM C 1113-99, 2004). Tüm deneylerden önce kalibrasyon ölçümleri yapılmıştır. Her bir örneğin bir dakika süreyle otomatik olarak ölçümleri yapılmıştır (Kyoto 2004). Ölçüm zamanı standart olarak 100 –120 saniyedir (Sengupta vd. 1992). 28 Şekil 2.2 QTM-500 cihazı ile ısı iletkenlik katsayısı deneyi. 2.2.2 Ansys Simülasyonunun Yapılması Çalışmamızda ANSYS paket programı kullanılarak Şekil 2.3’teki kovan projesi; ilk olarak kovan sıcaklığı Bartın için aylık ortalama sıcaklık değerleri ile eşit tutulmuş ve dış ortam sıcaklığı ihmal edilerek yapılmıştır. Daha sonraki deneylerde ise dış ortam sıcaklığı sabit tutulmuştur. Kovan içi sıcaklık ise her iki tür simülasyonda 30°C olarak kabul edilmiştir. Bu deneylerde ayrıca dış ortam sıcaklığı 30-35 ve 40°C olarak da irdelenmiştir. Diğer taraftan, simülasyonlarda ocak ayı ısı akısının belirlenmesi için kayın 0,176 W/mK (Kurt vd. 2009) ve sarıçam için 0,144 W/mK (Uysal vd. 2010) değerleri kullanılmıştır. 29 Şekil 2.3 Deneyde kullanılan arı kovanı projesi. 30 BÖLÜM 3 BULGULAR Yapılan deneylerde; dış hava sıcaklığı ihmal edilerek kovanların başlangıç sıcaklıkları Bartın ili için aylık ortalama sıcaklık değerleri olarak kabul edilmiştir. Kovan içi sıcaklık ise peteklerde 30°C olarak sabit tutulup 24 saat süre ile ısı akısı takip edilmiştir. Şekil 3.1 ve 3.12 arasında aylara göre ısı akısı simülasyonlarına ilişkin grafikler verilmiştir. Yapılan ölçümler sonucunda kavak için ısı iletim katsayısı 0,143 W/m olarak belirlenmiştir. Ayrıca, Balmumu ısı iletkenlik katsayısı 0,326 W/mK ve propolis için ısı iletkenlik katsayısı 0,291 olarak belirlenmiştir. Şekil 3.1 Ocak ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. 31 Şekil 3.2 Şubat ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. Şekil 3.3 Mart ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. 32 Şekil 3.4 Nisan ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. Şekil 3.5 Mayıs ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. 33 Şekil 3.6 Haziran ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. Şekil 3.7 Temmuz ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. 34 Şekil 3.8 Ağustos ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. Şekil 3.9 Eylül ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. 35 Şekil 3.10 Ekim ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. Şekil 3.11 Kasım ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. 36 Şekil 3.12 Aralık ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. Şekil 3.13 ocak ayı için sarıçam ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu ve Şekil 3.14’de ise ocak ayı için kayın ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu gösterilmiştir. Şekil 3.15’de ise genel olarak kovan içini de gösteren grafik verilmiştir. Şekil 3.13 Ocak ayı için sarıçam ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. 37 Şekil 3.14 Ocak ayı için Kayın ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. Şekil 3.15 Kovanın iç görünüşü (Simülasyon). Günlük, aylık ve yıllık ısı akısı değerleri Tablo 3.1’de verilmiştir. Mukayese için hesaplanan sarıçam ve kayın odunundan imal edilen arı kovanlarının ocak ayı günlük ve aylık ısı akısı değerleri ise Tablo 3.2’de verilmiştir. 38 Tablo 3.1 Kavak odunundan imal edilen arı kovanının günlük- aylık ve yıllık ısı akısı değerleri (kWh). Tablo 3.2 Sarıçamdan ve kayından imal edilen arı kovanlarının ocak ayı için günlük ve aylık ısı akısı değerleri (kWh). Yapılan ilk deneylerde dış ortam sıcaklığının ihmal edildiği göz önünde bulundurularak ikinci sefer yapılan deneylerde; dış ortam sıcaklığı dikkate alınmıştır. Simülasyonlara ilişkin sonuçlar Şekil 3.16 ve Şekil 3.27 arasında aylara göre ısı akısı simülasyonlarına ilişkin grafikler verilmiştir. 39 Şekil 3.16 Ocak ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. Şekil 3.17 Şubat ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. 40 Şekil 3.18 Mart ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. Şekil 3.19 Nisan ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. 41 Şekil 3.20 Mayıs ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. Şekil 3.21 Haziran ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. 42 Şekil 3.22 Temmuz ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. Şekil 3.23 Ağustos ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. 43 Şekil 3.24 Eylül ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. Şekil 3.25 Ekim ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. 44 Şekil 3.26 Kasım ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. Şekil 3.27 Aralık ayı için kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonu. Şekil 3.28’de dış ortam sıcaklığı 30°C’de, Şekil 3.29’da dış ortam sıcaklığı 35°C’de ve Şekil 3.30’da dış ortam sıcaklığı 40°C’de sabit tutularak kavak ağacından imal edilen arı kovanı ısı akısı simülasyonları gösterilmiştir. 45 Şekil 3.28 Dış ortam sıcaklığı 300C olan arı kovanı ısı akısı simülasyonu. 46 Şekil 3.29 Dış ortam sıcaklığı 350C olan arı kovanı ısı akısı simülasyonu. Şekil 3.30 Dış ortam sıcaklığı 400C olan arı kovanı ısı akısı simülasyonu. 47 Günlük, aylık ve yıllık ısı akısı değerleri Tablo 3.3’de verilmiştir. Simülasyonu yapılan 3035-40°C değerlerine ilişkin ısı akısı değerleri ise Tablo 3.4’de ve kavak odunundan imal edilen arı kovanının farklı ortam sıcaklıklarında günlük- aylık ve yıllık ısı akısı değerleri ise Şekil 3.31’de gösterilmiştir. Tablo 3.3 Kavak odunundan imal edilen arı kovanının günlük- aylık ve yıllık ısı akısı değerleri (kWh) (Dış ortam sıcaklığı sabit tutularak). Tablo 3.4 Kavak odunundan imal edilen arı kovanının farklı ortam sıcaklıklarında günlükaylık ve yıllık ısı akısı değerleri (kWh). Şekil 3.31 de ise aylık ortalama sıcaklığının kovan iç yüzey ısısı ile ilgili karşılaştırması verilmiştir. 30 25 25.2 28.51 28.49 27.74 27.41 27.37 28.13 26.57 26.08 25.54 25.33 25.82 20 22 21.7 19.7 17.6 15 15.5 10 11.1 5 0 13.7 8.9 7 4.1 4.5 1 2 3 5.7 4 5 6 7 Aylık Ortalama Sıcaklık °C 8 9 10 11 12 Yüzey Sıcaklığı °C Şekil 3.31 Aylık ortalama sıcaklığının kovan iç yüzey ısısı ile ilgili karşılaştırması. 48 BÖLÜM 4 SONUÇ VE ÖNERİLER Yapılan ölçümler sonucunda kavak için ısı iletim katsayısı 0,143 W/m olarak belirlenmiştir. Ayrıca, Balmumu ısı iletkenlik katsayısı 0,326 W/mK ve propolis için ısı iletkenlik katsayısı 0,291 olarak belirlenmiştir. Tespit edilen bu değerler bundan sonra yapılacak çalışmalara temel teşkil edecek şekilde kabul edilebilmektedir. Özellikle, arı kovanlarının petek ve bal ile dolu halinin simülasyonu ve propolisin kovan içlerinde belli oranlarda kullanımının etkisini araştırmak için önemli bir veri teşkil etmektedir. Bütün bu hesaplamalar arının bal verimini arttırmak için gerekli olan termik hesapların yapılmasını sağlayacaktır. Bal arıları metabolizma açısından soğukkanlıdır, vücut sıcaklıkları değişkendir. Ancak, bu arıların vücut sıcaklıklarını kontrol etme yetenekleri olmadığı anlamına gelmez. Aktif durumdaki arılar normalde endotermiktir ve vücut sıcaklığını ortam sıcaklığından daha yüksek tutarlar (Goodman 2003). Genç ve Dodoloğlu’nun (2003) belirttiği arı kolonilerinin normal aktivitelerini yürütebildiği minimum ve maksimum kovan içi sıcaklık dereceleri olan 21-35oC’ye en uygun değerlerdir. Arı göğüs bölgesinin sıcaklığını daima ortam sıcaklığının 20oC üzerinde tutmaya çalışır. Eğer ortam sıcaklığı yükselirse arının vücut sıcaklığı da aynı oranda yükselir. Ancak arının vücut sıcaklığı ortam sıcaklığını sürekli bu şekilde takip edemez. Eğer ortam sıcaklığı 40oC’ye ulaşırsa, yüksek sıcaklıktan olumsuz etkilenmemek için vücut sıcaklığı 40oC’nin altında (38oC) kalır. Ortam sıcaklığı yükselmeye devam eder ve 50oC’ye ulaşırsa hızlı bir ölüm meydana gelir. Ortam sıcaklığı 10oC’nin altına düşerse, hayatta kalabilmek için göğüs bölgesinin sıcaklığını artırmak zorundadır. Göğüs bölgesinin sıcaklığı 8oC’ye düştüğünde arı koma durumuna gelmektedir (Marceau 1982). 49 Ortam sıcaklığı 28oC’nin altına düştüğünde bal arıları göğüs kaslarının harekete geçirilmesi (shivering) ile ısınırlar. Bu işlem, kanat kaslarının kanatlarla bağlantısının kesilerek ısı üretimi için hızlı bir şekilde kasılıp gevşetilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Bu esnada kaslar normal bir uçma hareketindeki gibi senkronizedir, ancak uçuştakinin 1/10’u kadar kas kasılması meydana gelir. Bu yerinde uçma hareketi sırasında arılar sabit durumda görülürler, her hangi bir kanat veya göğüs hareketi gözlenmez. Bu hareketsizlik kasların karşılıklı olarak hareket ettirilmesi nedeniyle kas liflerinin boyutunda herhangi bir değişim olmaması ve göğüs bölgesinin şeklinin aynı kalmasıyla sağlanmaktadır (Goodman 2003). Tek başına bir arının kışın hayatta kalması mümkün değildir. Çünkü bal arıları kış uykusuna yatmazlar (Owens 1971). Salkım haline gelen kolonide arılar metabolizmalarını yavaşlatsalar da gerekli ısı üretimini yapacak kadar aktif durumda kalırlar. Salkım oluşumu aşamalı olarak gerçekleştirilir: Sıcaklık 20oC’den yüksek iken: az önce anlatılan tek arının davranışı uygulanır. Sıcaklık 14–19oC arasında iken: arılar 20 ile 200 arıdan oluşan küçük gruplar oluşturur. Sıcaklık 10–14oC arasında iken: küçük gruplar ana arının bulunduğu grubun etrafında salkımı oluşturmak üzere toplanırlar. Salkım oluşturulduğunda aynı sıcaklık derecesine sahip olan hatlar (izotermler) ortaya çıkar. En dışta bulunan arılar göğüs bölgesinin sıcaklığını daha yüksek tutabilmek için karın bölgeleri dışa, başları içe dönük olarak salkımda hareketsiz durumda kalırlar. Ortam sıcaklığı düşmeye devam ettiğinde en dış katmanda sıcaklık en az 8oC’de tutulmaya çalışılır. Salkımda ısı kaybının azaltılabilmesi için sıkı bir yalıtkan tabaka oluşumu sağlanır. Bu şekilde en yoğun arı katmanı 13oC hattında oluşur, en sıcak hat 24oC’dir. Merkezde konumlanan arılar salkımın dışında en az 8oC sıcaklığın sağlanabilmesi için ısı üretirler. Merkezdeki arılar ısı üretiminde bal ve havaya ihtiyaç duydukları için daha gevşek konumlanmışlardır (Marceau 1982). Stabentheiner ve ark.’na (2002) göre, kış salkımında merkezde uçuş kaslarının kasılıp gevşetilmesiyle endotermik ısı üretimini gerçekleştiren, dışta da salkımı sararak manto oluşturan arılar bir süper organizma modeli ile ısıl düzenleme yapmaktadırlar. Kovan içinde salkımdan 3 cm ilerideki sıcaklık 0,9; 6,3oC iken salkımın dışındaki petekte konumlanan arıların göğüs çevresinin sıcaklık ortalaması 12,1oC, karın bölgesi 9oC dir. Merkez petekte dış hatta konumlanan arıların, dış hat ile salkım merkezi arasında konumlanan arıların ve 50 merkezdeki arıların göğüs bölge sıcaklıkları sırasıyla 16,9, 22,8 ve 30,4oC bulunmuştur. Yazarlara göre, salkımın en dışındaki arıların % 3’ten daha azının göğüs bölgesi sıcaklığı 9oC’nin altında ölçülmüştür. Arının fiziksel çevresi, arı ve bulunduğu ortam arasında tüm etkileşimleri kapsar. Bu ortam dış çevreden kovan içine yönelen etkenler (iklim, hava koşulları, arıcının teknik müdahaleleri) ve kovan içindeki malzemelerin (petekler ve içerikleri, kovan yüzeyleri, petekler arasındaki hava) tamamından oluşmaktadır. Arılar yasam alanlarında sıcaklığı kontrol yetenekleri sayesinde, fiziksel etkenlere karsı bir dereceye kadar önlem alabilmektedirler. Arıların optimum yasam şartlarını bilmek arıcılar için pratik değer taşımaktadır (Büdel 1960). Winston (1987) arıların sıcaklığı hassas olarak algılama, kuluçka sıcaklığını kontrol edebilme ve ısıl düzenleme için uygun davranışı (ısıtma, soğutma) belirleme yeteneğinde olduklarını bildirmektedir. Arılar antenlerinin 5. Segmentindeki algılayıcılar ile 0,25oC kadar küçük sıcaklık farklarını algılayabilmektedirler (Seeley 1985; Winston 1987). Tek bir arının hava şartlarını düzenleme kabiliyeti sınırlı iken; bir arı kolonisi kovan gibi kapalı bir alanın havasını koloni yararları doğrultusunda düzenleyebilir. Kovan içinde mikro klima yaratılması ısıl düzenleme yoluyla yapılmaktadır. Isıl düzenleme sadece kovan içi sıcaklığın yükseltilmesinde değil, bazen iç sıcaklığın düşürülmesinde de kullanılmaktadır. Isıl düzenleme uygulamaları kovan içindeki nem miktarı ile yakından ilişkilidir (Büdel, 1960). Seeley’in (1985) bildirdiğine göre, Lindauer Güney İtalya, Salerno’da volkanik bölgeye kovan yerleştirerek koloninin yüksek sıcaklık ortamındaki davranışlarını incelemiştir. Dış sıcaklık 60oC’ye, aynı yerde bulunan bir boş kovanın sıcaklığı 41oC’ye yükseldiği halde arılı kovan içi sıcaklık asla 36oC’yi aşmamıştır. Yüksek sıcaklığı düşürebilmek içi arılar aşamalı olarak birkaç yöntem uygulamışlardır. Önce ergin arılar kovana dağılarak yelpazelemeye başlamışlar, sonra su buharlaşması yoluyla serinlemeye çalışmışlar, en sonunda kovanı kısmen boşaltmışlardır. Seeley (1985) yelpazeleme yaparak havalandırma faaliyetinin kovan içi sıcaklık 36oC’ye geldiğinde başlatıldığını, arıların gruplar halinde kovan içine dağılarak mevcut hava akımını güçlendirecek şekilde yelpazeleme yaptıklarını, bir grup arının da giriş deliğine doğru konumlanarak yelpazeleme yaptığını bildirmektedir. Seeley’e (1985) göre, giriş deliğinde 51 yelpazeleme yapan arı grubu olmasa kovan girişinden dışarı doğru bir hava akımı olması mümkün görülmemektedir. Bir arı kolonisi ısı üretiminde olduğu gibi serinletmede de aynı başarıyı göstermektedir. Arıların ısıl düzenleme kabiliyetleri çok küçük mesafelerde etkili olabilmekte, bu yetenekle daha sonra bir mikro klima alanı yaratılması organize edilmektedir. Arıları çevreleyen küçük hava katmanları arıların sürekli ve rastgele hareketleri ile yer değiştirirler. Bu hareketlerin toplamında kitlesel bir ısı iletimi gerçekleşmektedir. Küçük giriş deliğinin farklı hava sıcaklığı da bu değişime hareket kazandırır. Fiziksel farklar ne kadar küçük olursa, arılarca işgal edilmeyen yerlere doğru hava dolaşımı, dolayısıyla da ısı transferi o kadar yavaşlar. Kovanda arılarca ortama verilen ısı ve güneş ısınları yoluyla sağlanan ısı artı olarak kaydedilirken, ısı kaybı tarafında ise beslenme ile meydana gelen çeşitli enerji kayıpları, özellikle dış sıcaklık ve kovan yapısından ileri gelen ısı kayıpları bulunmaktadır. Isı kaybı, arılarca kovanda sıcaklık kontrolü için ısı üretimi (ısıl düzenleme) ile dengelenmektedir. Çünkü dış ortamdaki sıcaklık artısının kovan içine yansıması için kovan yapısından oluşan bariyeri aşması beklenir. Bariyeri aşma süresi yaklaşık 1 saat olmuştur. Nitekim Owens (1971) ve Büdel (1960)’de çevre sıcaklığının kovanlara etkisinin 1–2 saat gecikmeyle yansıdığını bildirmiştir. Deneme grubunda, dış sıcaklık artısının kovan engelini asarak kovan içi sıcaklığını etkileme hızı kontrol grubuna göre daha yavaş olmuştur. Deneme grubu kovanlar hava sıcaklığını ısınırken yaklaşık 2 saat, soğurken 3 saat geriden izlemektedir. Kovanda sıcaklık artısı soğumaya göre daha hızlı gerçekleşmektedir. Kovan içi sıcaklığının çevre sıcaklığındaki yükselmeyi erken takip etmesinde, günesin etkisiyle sıcaklık artısının daha hızlı olmasının payı vardır. Kovanda ısı kaybının ısınmaya göre daha uzun zaman alması ise, dış sıcaklığın daha yavaş azalmasının sonucu olduğu düşünülmektedir. Dışarıdaki hava sıcaklığına göre kovan içinde oluşan sıcaklık değerleri Wedmore (1947), Büdel (1960), Owens (1971), Szabo (1988)’nun bulguları ile uyumludur. Buna göre kovanda salkımdan uzakta herhangi bir bölgedeki sıcaklık değeri ile kovan dışındaki sıcaklık değerleri arasında büyük fark bulunmamaktadır. Mart, Nisan aylarında kontrol ve deneme gruplarının çevre sıcaklığından etkilenmeleri Ocak, Şubat aylarına göre biraz değişmiştir. Çevre sıcaklığının daha kısa sürede yükseldiği, gün içinde güneşli sürenin arttığı Mart ve Nisan aylarında kovan içi sıcaklık değişimleri de çevre ile benzer seyir izlemiştir. Ocak, Şubat aylarında olduğu gibi Mart ve Nisan aylarında da deneme grubunda kovan içi sıcaklıkları kontrol grubu ve çevre sıcaklığına göre daha sınırlı değişim göstermiştir. Bu bulgular 52 koloninin kovan içini değil, salkımı ısıtmakta olduğunu desteklemektedir. Kovan içinde alan daraltılarak ısı muhafaza edilememektedir.Bazı canlılar yaşadıkları ortamın sıcaklığını dengede tutabilmek için kendi vücut ısılarını kullanırlar. Vücut sıcaklıklarıyla bu ayarlamayı yapabilenler memeli hayvanlar ve kuşlardır. Diğer pek çok canlının (kertenkele, yılan, kurbağa, balık, salyangoz, solucan, ıstakoz, böcek vs.) vücut ısıları ise yaşadıkları bölgenin ısısına göre değişiklik gösterir. Bu bilgiler göz önüne alındığında arı kovanlarındaki 35°C'lik değişmeyen ısı son derece dikkat çekicidir. Çünkü arılar da vücut sıcaklıklarında değişiklik yapamayan canlılardandır. Bu nedenle kovan içindeki sıcaklığı vücut sıcaklıkları ile dengeleyemezler. Ancak hareket etmelerinin sonucunda ortaya çıkan ısı ile kovandaki ısı dengesini sağlarlar (Karl von Frisch 1982). İşçi arıların kovan içindeki en önemli görevlerinden biri de kovandaki ısının ayarlanmasıdır. Balarıları, bulundukları ortam (ağaç kovuğu, kaya arası vs.) ve dışarının ısısı ne olursa olsun kovandaki ısıyı her zaman kontrolleri altında tutarlar. Bahar sonundan sonbahara kadar kovan ısısı 34.5°C-35.5°C arasında korunur. Balarıları ısı değişikliklerinden etkilenen canlılardır. Balmumu üretimleri, balın oluşumu gibi işlemlerin tümü belirli bir sıcaklıkta gerçekleştirilir. Kovandaki ısı değişikliğinden en çok etkilenenlerse yavru arılardır. Bu nedenle kuluçka odalarının sıcaklığına özellikle çok dikkat edilir. Gün içinde gerçekleşen sıcaklık değişikliklerine göre arılar kovan ısısını korumak için çeşitli çalışmalar yaparlar. Örneğin havanın daha soğuk olduğu sabahın erken saatlerinde işçiler petek çevresinde kümelenir ve vücut sıcaklıkları ile yumurtaları ısıtırlar. Gün ilerledikçe ve hava ısınmaya başladıkça arılar tarafından örülen küme yavaş yavaş dağılır. Eğer sıcaklık artmaya devam ederse işçilerin bir bölümü ısıyı düşürmek için kanatlarını yelpaze gibi sallamaya başlar. Hava akımını kovanın girişine ve peteklerin üzerine doğru yönlendirerek kovan ısısını düşürmeye çalışırlar. Çok sıcak günlerde ise arılar daha şiddetli bir soğutma yöntemi kullanırlar. Yiyecek toplayan arılar kovan ısısı çok yükseldiğinde polen veya nektar yerine kovana, yakındaki su kaynaklarından aldıkları su damlalarını getirir ve bunları kuluçka hücrelerinin üzerine serperler. Daha sonra kanatlarıyla hava akımı oluşturarak bu damlaların içerisindeki suyu serperler (National Geographic Society 1972). Daha sonra kanatlarıyla hava akımı oluşturarak bu damlaların içerisindeki suyu buharlaştırırlar. Bu soğutma sistemiyle kovanın ısısı kısa sürede eski haline döner (National Geographic Society 1972). Bu konuyla ilgili olarak yapılan bir deneyde, sıcaklığın 50°C'ye yükseldiği bir günde kovan tam güneşin altına konulmuş, 53 arıların yakındaki bir su kaynağından sürekli su taşıyarak kovan içi sıcaklığını yaklaşık 35°C'de sabit tuttukları gözlenmiştir. Arılar kış aylarında ısınmak için de yazın kovanı soğuturken kullandıklarına benzer bir yöntem kullanırlar. Kovan ısısı düştüğünde arılar önce sıkıca birbirlerine kümelenirler. Kalınlığı soğuğun şiddetine göre 2.5 cm ile 7.5 cm arasında olan bu arı kümesi, bir kabuk gibi peteği kaplar. Ana kümeye dahil olmayan arılar iç taraftadır, birbirlerine yakın olmalarına rağmen dışarıdakiler kadar sıkışık değildirler. Bu arılar sürekli hareket ederek dışarıdaki arılar için ısı açığa çıkarırlar (Her bir arının 10°C sıcaklıkta, dakikada 0.1 kalori ısı üretebildiği bilinmektedir). Arılar daha çok ısı elde etmek için daha fazla hareket ederler. Dışarıdakiler ise büzülerek vücutlarının soğuğa daha az temas etmesini sağlarlar. Kümenin dışında yer alan arıların karınlarına depoladıkları besin bir süre sonra biter. Bunun üzerine iç kısımdaki arılarla diğerleri arasında yer değişimi yaşanır. Arılar arasındaki bu değişim, gerekli olan sıcaklık elde edilene kadar devam eder (Murray 1965). Arılar bu yöntemi kullanarak hava sıcaklığı -30°C'ye düştüğünde bile kovan ısısını yaklaşık olarak 35°C'de tutabilmektedirler (Mitchener 1974). "New Scientist" Dergisi'nde yayınlanan 12 Ekim 1996 tarihli bir yazıda böceklerin uçuşlarının dikkate değer bir şekilde etkisiz ve verimli olmayan uçuşlar olduğu ve sarf ettikleri enerjinin sadece % 6'sını mekanik enerjiye dönüştürdükleri ifade ediliyordu. Enerjinin geri kalanının ise ısı olarak kaybolduğu iddia ediliyordu. Bunun üzerine Arizona State Üniversitesi'nden Jon Harrison ve ekibi aynı konuda araştırmalar yaptılar. Buldukları sonuçlar son derece şaşırtıcıydı. Böceklerin uçuşlarındaki düşük verimin aslında son derece önemli nedenleri vardı. Bu deneylerde bir arı kovanının bulunduğu yerdeki çevre ısısı değiştirilerek, arıların vücut ısıları, kanat çırpma ve metabolizma hızları ölçüldü. Isı 20 dereceden 40 dereceye yükseldikçe arıların kanat çırpma frekansı % 16, metabolizma hızları ise % 50 azaldı ve göğüs ısısı da buna bağlı olarak sabit kaldı. Arıların düşüş gösteren kanat çırpma frekansları uçuşta bir sorun yaşanmasına neden olmadı. Bütün bunların sonucunda ısı yükseldikçe arının uçuşunun daha etkili ve verimli bir hale geldiği anlaşılmış oldu. Neticede arıların kaslarının sıcak olan günlerde daha çok verimli olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine Harrison, arıların uçuşlarının soğuk havalarda neden daha az verimli olduğu konusunu araştırdı. Etkisiz ve verimli olmayan uçuşlarda açığa çıkan ısının arıları soğuk günlerde sıcak tutmaya yardımcı olduğu sonucuna vardı. Bu, kovanın ısı düzeninde çok önemli bir yer tutmaktaydı. Yapılan bu detaylı araştırmalar sonucunda ortaya çıkan sonuç arıların kanat kaslarının iki önemli görevi olduğuydu. Bunlardan biri arıların uçmalarını sağlamak, diğeri ise ihtiyaçları olan ısıyı oluşturmaktı. Kanatlardaki bu tasarım sayesinde arı, çevre koşullarına 54 göre hem uçuş etkinliğini hem de ısı üretimini ihtiyacı doğrultusunda değiştirebiliyordu (Harrison vd. 1996). Türkiye yaklaşık 4.2 milyon bal arı (Apis mellifera L.) kolonisi bulunmakta ve koloni sayısı her yıl düzenli bir şekilde artma göstermektedir. Koloni sayısına bağlı olarak bal üretiminde de bir artış olmaktadır. Ancak arı kovanlarının standart ölçülerde olmaması, yetiştiricilerin kışlatma ve taşıma sırasında yeterli önlemleri almamalarından dolayı beklenen, verim düzeyine ulaşılamamakta, mevcut arıcılık potansiyeli yeterince değerlendirilememektedir. Bir bölge için uygun kovan tipinin veya şeklinin belirlenmesinde öncelikle kolonilerin kışlatma ve taşıma sırasında olabilecek koloni kayıplarını en aza indirecek, bahara çıkabilmelerine olanak verecek ve ekonomik açıdan fazla yük getirmeyen kovanların ortaya konulmasıdır. Anlaşıldığı üzere çevre sıcaklığının, bal arıları üzerinde oluşturacağı olumlu veya olumsuz etkiler yadsınamaz. Kovanlar veya arılıklar üzerinde alacağımız genel tedbirler ile arıların daha sağlıklı bir ortamda yasamasını, mevcudiyetlerinin ve verimliliklerinin artmasını sağlayabiliriz. En kötü yıllık iklim koşullarında bile, ülkemizde gezginci arıcılık yapılarak, hava ısısının olumsuz etkileri minimize edilebilse dahi, mevsimsel ya da ani ısı değişikliklerine karşı, arıların yaşadığı ortamlarda bazı tedbirleri almamız yerinde olur. Arıcılık ile ticari ve bilimsel olarak ya da hobi düzeyinde uğraş veren kişilerin, arıların yaşam yerlerini, mevsimsel ve ani ısı değişikliklerinden en az etkilenecek şekilde düzenlemeleri, şüphesiz ki olumlu sonuçlar verecektir. Çünkü, arıların kovan içi sıcaklığını ayarlamasında çevre ısısının etkisi olduğu kadar, kovan düzeninin de etkili olduğu unutulmamalıdır. Bu noktada, kovan tipi, kovan malzemesi ve kovan içindeki hava dolaşımını sağlayan koşullar, ilk planda göz önünde bulundurulmalı ve diğer düzenlemeler buna göre yapılmalıdır. Ancak ısı değişikliklerinden dolayı olabilecek yavru veya ergin arı kayıplarını, bazı arı hastalıkları ile karıştırmamak veya gereksiz yere ilaç kullanımından kaçınmak için mutlaka bir uzman tavsiyesi ile hareket etmek gerekir Arı yetiştiricilerinin kullandıkları kovan tipinin, şeklinin ve ölçülerinin birbirinden farklı olması kışlatma ve taşıma sırasında koloni kayıplarını arttırmakta ve ülke arıcılığının gelişmesini engelleyici önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Araştırma sonuçlarının ışığı altında ortaya çıkan öneriler şu şekilde sıralanabilir: 55 Ölçümler sonucunda Dağ kavağı (Populus tremula L.), Sarıçam (Pinus sylvestris) ve Kayın (Fagus orientalis) ağaçlarından imal edilen kovanlarda elde edilen ısı iletim katsayılarından yola çıkılarak; arılar için en uygun kovanın Kayın’dan imal edilen kovan olduğu kanısına varılmaktadır. Isı kayıplarının en fazla olarak yan yüzeylerde meydana geldiği belirlenerek bu kısımların kalınlıklarının arttırılmasının faydalı olacağı söylenebilir. Arı kolonilerinin kışlatılması sırasında koloni popülasyon kaybına neden olmayarak veya en az düzeyde tutacak deneme kovan şekli veya tipini kullanmak, Arı kolonilerinin gezginci arıcılık için bir yöreden başka bir yöreye taşınması sırasında koloni kaybına neden olmayacak deneme kovan şekli veya tipini kullanmak, Arı kolonilerinin kışlatma ve taşıma sırasında kovan içi sıcaklığını dengede tutacak kovan şekli veya tipi ile çalışmak. Kavak odunundan yapılan kovanlarda en soğuk ay için 79,98 kWh değerini daha düşük bir seviyeye getirmek için kovanda meydana gelen ısı kayıplarını azaltmak için gerekli izolasyonu yapmak. Aynı kovan tipinde farklı ağaç türleri ile mukayeseler yaparak en uygun ağaç türünü belirlemek. Her bir arının yaptığı işyükü hesaplanabilir. İleriki çalışmalar için petek+bal ve propolis katkısı ile daha detaylı kovan termik hesaplamaları yapılabilir. 56 KAYNAKLAR Akkaya H (1990) Bal arılarının bakım ve beslenme hatalarından ileri gelen enfeksiyöz ve diğer hastalıklar, 24.Türk Mikrobiyoloji kongresi, Kongre özet kitabı. Kayseri. Anonim (2011) Düzceli arıcılar. ASTM C 177/C 518 (2004) Methots of Measuring Thermal Conductivity, Absolute And Reference Method. ASTM International: West Conshohocken, USA. ASTM C 1113-99 (2004) Standard Test Method for Thermal Conductivity of Refractories by Hot Wire (Platinum Resistance Thermometer Technique), ASTM International; West Conshohocken, USA. Butler (1971) The world of the honey bee.Collins St.James’s Place.London. Büdel A (1960) Bienenphysik. In: Biene und Bienenzucht, BÜDEL, A., HEROLD, E., München: Ehrenwirth Verlag, p.:115–147. Fıratlı Ç, Genç F, Karacaoğlu M, Gençer H.V (1997) Türkiye Arıcılığının Karşılaştırmalı Analizi Sorunlar-Öneriler, Türkiye Mühendisleri V. Teknik Kongresi, 17-21 Ocak, Ankara, S:811-825. Francisco S ve Emeric T (1965) Wintering on candy of bee colonies which have winter supplies Contaning honeydew honey, XXI’st.İnt.Apic.res. Frisch K (1967) Bees, their Vision, Chemical Senses, and Language, Cornell Univ.Press, Ithaca, NY, U.S.A. Genç F ve Dodoloğlu A (2003) Arıcılığın Temel Esasları, Erzurum: Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi, s.: 4. Goodman L (2003) Form and Function in the Honey Bee, Cardiff: IBRA – International Bee Research Association, p.: 154–155 Harrison JF, Fewell JH, Roberts SP ve Hall HG (1996) Achievment of thermal stability by varying metabolic heat production in flying honeybees, Science, 274:88-90. Howes F.N (1979) Plants and Beekeeping, Faber and Faber.London. Karl von Frisch Animal Architecture, (1982) A Helen and Kurt Wolff Book/Harcourt Brace Jovanavich, Inc. New York and London; s.87. 57 KAYNAKLAR (devam ediyor) Kaygın TA ve Yıldız Y (2006) Bartın yöresi bal arısı (Apis mellifera L.)(Hymenoptera, Apidae) zararlıları, ZKÜ Bartın Orman Fakültesi Dergisi, cilt:8, sayı:10,sayfa 64-65, Bartın. Kösoğlu M, Yılmaz E, Doğaroğlu M (2006) Tarihimizde Arıcılık, Bilgin Sayı 1, s; 39-43. Kurt Ş, Uysal B. and Özcan C. (2009) Thermal Conductuvity of Oriental BeechImpregnated with Fire Retardant, Journal of Coating and Technology Research, DOI 10.1007/s11998-008-9158-9 (Published Online 9 January 2009). Kyoto Electronics, Thermal Conductivity Meter QTM-500, Instruction Manual Kem Kyoto Electronics Manufacturing Co. LTD, Tokyo, 2004. Marceau J (1982) Le comportement des abeilles en période d'hivernage. Erişim: [http://apiculture68.chez–alice.fr/comportement.htm], Erişim Tarihi: 28.11.2010. McGregor SE (1976) Insect Pollination of Cultivated Crop Plants, Agriculture Handbook 496. Washington Dc.,U.S. Depart. of Agric., 411pp. Michener CD (1974) The Social Behavior of the Bees, A Comparative Study. Cambridge: Harvard University Press, p.: 207–208. Murray Hoyt (1965) The World of Bees, Coward Mcnann Inc, New York, 1965, s.146. National Geographic Society (1972) The Marvels of Animal Behaviour, s.49-64. Owens CD (1971) The Thermology of Wintering Honey Bee Colonies. Erişim: [http://www.beesource.com/POV/usda/thermology/techbulletin1429.htm], Erişim Tarihi: 28.11.2010. Öder E (1983) Bal arısı Hastalıkları. Atatürk Üniversitesi Basımevi. Erzurum. Öder E (1985) Bal Arısının Su İhtiyaçları. Tek.Tavukçuluk Derg.49:27-31. Öder E (1989) Bal Arılarının Beslenmesi. Hasat Yayıncılık, Reklamcılık, İstanbul. Seeley T.D (1985) Honeybee Ecology, A Study of Adaptation in Social Life. New Jersey: Priceton University Press, p.: 107–118. Sengupta K, Das R ve Banerjee G (1992) Measurement of thermal conductivity of refractory bricks by the nonsteady state hot-wire method using differential platinum resistance thermometry, J. Test. Eval., JTEVA 29 (6), 455– 459. 58 KAYNAKLAR (devam ediyor) Stabenthiner A (2002) Endothermic heat production in honeybee winter clusters, The Journal of Experimental Biology, ) PRESSL, H., PAPST, T., HRASSNIGG, N., CRAILSHEIM, K.206, 353–358. Szabo TI (1988) Honeybee induced hive entrance defrosting, Journal of Apicultural Research, 27(2) : 115–121. TÜİK (Turkish Statistical Institute) (2006). İstatistiksel Göstergeler. Tutkun E ve Boşgelmez A (2003) Bal Arısı ve Hastalıkları Teşhis ve Tedavi Yöntemleri. Bizim Büro Basımevi, 364 s, Ankara. TZOB (2007) Zirai ve İktisadi Rapor. TZOB. Ankara. URL-1 (2011) http://www.turkiyearicilik.com/aricilik-hakkinda-bilgiler/aricilik-nedir.html, 12.01.2011. URL-2 (2011) Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, “ Arı Yetiştiriciliği”, www.tarim.gov.tr., 12.01.2011. URL-3 (2011) http://www.turkiyearicilik.com/aricilik-hakkindabilgiler/ariciligin-tarihcesi. html, 12.01.2011. URL-4 (2011) www.fao.org/faostat, 12.01.2011. URL-5 (2011) http://www.turkiyearicilik.com/aricilik-hakkinda-bilgiler/dunyadaaricilik.html, 12.01.2011. URL-6 (2011) http://www.turkiyearicilik.com/aricilik-hakkinda-bilgiler/turkiyedearicilik.html, 12.01.2011. URL-7 (2011) http://www.aricilik.gen.tr, 12.01.2011 URL-8 (2011) Frmacil.com, 12.01. 2011. URL-9 (2011) http://dmi.gov.tr/veridegerlendirme/il-ve-ilceler-istatistik.aspx?m=BARTIN URL-10 (2011) http://www.tse.org.tr/TSEIntWeb/Standard/Standard/Standard.aspx?081118 05111510805110411911010405504710510212008811104311310407309005709707 6071113057068067109097, 12.01.2011. Uysal B, Kurt Ş, Özcan C, Özbay G ve Likos E. (2010) Üstyüzey İşlemleri Uygulanmış Ağaç Malzemenin Boyutsal Stabilitesi ve ısı İletkenliği Üzerine Etkisi, III Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi, 20-22 Mayıs 2010, Cilt V, sayfa: 1799-1809, Artvin. Wedmore EB (1947) The Ventilation of Bee Hives. Sussex : Bee Craft Book, p.:7–74. 59 KAYNAKLAR (devam ediyor) Wedmore EB (1976) A Manuel of Beekeeping, for English–speaking Bee–keepers.2nd. Ed. BBNO, Burrowbridge, Bridgwater, p.: 234–267. Winston M.L (1987) The Biology of the Honey Bee. London: Harvard University Press, p.:120–121. VanLaere O (1972) Physiology of the honeybee.Corpora allata.İnfluence of temperature an corbonhydrate and protein consuption on they development of the glands. J.of Apic.Res. Velioğlu H (2005) General Directorate Of Agricultural Production And Development. Ministry Of Agriculture And Rural Affairs. Apimondia Beekeeping Congress.21-25. August. 2005. Dublin, Ireland. Yaltırık F (1993) Dendoroloji Ders Kitabı, İst. Üni. Orman Fak., İstanbul sayfa:36-52. 60 ÖZGEÇMİŞ Ertuğrul ÖZTEKİN 1975’te Söğüt’de doğdu; ilk ve orta öğrenimini Düzce’de tamamladı; 1993 yılında Düzce Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1994 yılında İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü’ne girdi; 1999’da mezun oldu. İngilizce eğitimini tamamlamak için 1999’da Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. Düzce depreminden sonra Türkiye’ye dönüp, 277. Kısa Dönem asker olarak vatani görevini yerine getirdi. Profesyonel çalışma hayatı sırası ile Yataş İstanbul Pazarlama A.Ş.’de Bölge Satış Temsilcisi olarak 3 yıl görev yaptı. Daha sonra 2006 yılında Nuri Baylar Makine Ticaret ve Sanayi A.Ş.’de Bölge Satış Sorumluluğu görevinde bulundu. 2006-2009 yıllarında Düzce’de Karabacak Parke Sanayi’nde Üretim Müdürü olarak çalıştı. 2009 yılı Şubat ayından itibaren Düzce’de otomotiv yan sanayinde faaliyet gösteren Hasel Teknik Ahşap firmasında Teknik Müdür olarak görevine devam etmektedir. Halen Bartın Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Orman Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisans programını sürdürmektedir. ADRES BİLGİLERİ Adres: Metek Toki Konutları K1-41 Blok, D:16 81100 DÜZCE Tel: (380) 525 0079 Gsm: (533) 428 0997 E-posta: ertugrul.oztekin@haselahsap.com.tr 61