Tıp Fakültesine Başlayan Öğrencilerde Kaygı ve
Transkript
Tıp Fakültesine Başlayan Öğrencilerde Kaygı ve
AJANS 2016; 4(2): 78-85 ORIGINAL ARTICLE Tıp Fakültesine Başlayan Öğrencilerde Kaygı ve Depresyon Düzeyinin Eğitim Fakültesine Başlayan Öğrencilerle Karşılaştırılması Comparison of Anxiety and Depression Levels of Newcomer Medical Students with Education Faculty Students M. Celik1, H. Ozcan2, S. Celik3, B. E. Cumurcu4, A. Kalenderoglu1, B. H. Almıs5 Received: 12 December 2015 / Accepted: 26 February 2016 / Published online: 15 June 2016 ©Copyright 2016 by AKONDER ABSTRACT Objective: Depression and anxiety levels in medical students and doctors are detected to be higher than other students or other professions. Aim of this study was to compare depression and anxiety levels of medical students who were matriculated but not started education yet with education faculty students in order to determine whether medical students are prone to anxiety and depression from the beginning. Method: This study included 254 medical students who were matriculated to Adiyaman, Erzurum, and Malatya Medical Schools and 114 students who were matriculated to Adiyaman University, Education Faculty, Psychologic Counseling and Guidance (PCG) department. The students filled Beck Depression Inventory (BDI) and Trait Anxiety (TA) subscale of State and Trait Anxiety Inventory. Results: Mean total BDI score of PCG students was (10.02 ± 7.73) higher than medical students (8.40 ± 6.74; p=0.043). When cut off point of 17 was used 19.3% (n=22) of PCG students and 9.2% (n=23) of medical students had scores indicating moderate or severe depression (p=0.007). Also mean total TA point was significantly higher in PCG students (43.60 ± 8.60) than medical students (41.68 ± 8.09; p=0.041). Discussion: This study doesn’t support the idea that medical students are prone to anxiety and depression from the beginning and therefore these disorders are common in medical students and doctors. Nevertheless, difficulties of medical education and profession as a doctor come into prominence as potential predisposing factors to mental disorders. Keywords: medical students, education faculty, depression, anxiety ÖZET Amaç: Tıp Fakültesi öğrencileri ve doktorlarda kaygı ve depresyon düzeyleri diğer öğrenciler ve meslek gruplarından yüksek tespit edilmektedir. Bu çalışmanın amacı Tıp Fakültesi’ni kazanmış ancak eğitime başlamamış olan öğrencilerle Eğitim Fakültesi’ni kazanmış öğrencileri karşılaştırarak Tıp öğrencilerinin kaygı ve depresyona yatkın bireyler olup olmadığının belirlenmesidir. Yöntem: Çalışmaya Adıyaman, Erzurum ve Malatya Üniversiteleri Tıp fakültelerini kazanmış olan 254 ve Adıyaman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (RPD) bölümünü kazanmış olan 116 öğrenci alındı. Öğrencilerden Beck Depresyon Envanteri (BDE) ve Durumluk ve Sürekli Kaygı Envanterinin Sürekli Kaygı Envanteri (SKE) alt ölçeği doldurmaları istendi. Sonuçlar: BDE toplam puanı ortalaması RPD öğrencilerinde (10.02 ± 7.73) Tıp öğrencilerinden (8.40 ± 6.74) anlamlı olarak yüksekti (p=0.043). Depresyonu kategorik olarak değerlendirmek için kesme değeri kullanıldığında RPD öğrencilerinin %19.3’ü (s=22) ve Tıp öğrencilerinin %9.2’si (s=23) 17 ve üzerinde puan aldı (p=0.007). SKE toplam puanı ortalaması da RPD öğrencilerinde (43.60 ± 8.60) Tıp öğrencilerinden (41.68 ± 8.09) anlamlı olarak yüksek bulundu (p=0.041). Tartışma: Çalışmamız Tıp Fakültesini kazanan öğrencilerin zaten depresyon ve kaygıya yatkın bireyler olduğu ve bu sebeple doktorlarda bu bozuklukların sık görüldüğü görüşünü desteklememektedir. Bu durumda Tıp Fakültesi eğitimi ve doktorluk mesleğinin zorluklarının ruhsal hastalıklara yatkınlık oluşturduğu görüşü ön plana çıkmaktadır. Anahtar Kelimeler: Tıp öğrencileri, eğitim fakültesi, depresyon, kaygı Adiyaman University Medicine Faculty, Deparment of Psychiatry, Adiyaman Ataturk University, Medicine Faculty, Deparment of Psychiatry, Erzurum Hasan Kalyoncu University, Graduate School of Social Sciences, Gaziantep 4 Inonu University, Medicine Faculty, Deparment of Psychiatry, Malatya 5 Adiyaman Training and Research Hospital, Deparment of Psychiatry, Adiyaman e-mail: mustacelik@yahoo.com 1 2 3 78 AJANS 2016; 4(2): 78-85 Giriş H. Ozcan et al. Tıp eğitiminin amacı mesleki bilgi ve becerilerle donatılmış, tıp bilimini ileriye taşıyacak ve toplumun sağlığını geliştirecek hekimler yetiştirmektir (1). Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de tıp fakülteleri hekimlik mesleğinin toplumdaki saygınlığı ve ekonomik getiriler gibi sebeplerle öğrencilerin yüksek oranda tercih ettiği ve en üst yüzdelik dilimlerdeki öğrencilerin kazanabildiği okullardır. Bu durumda tıp eğitimi sırasında öğrencilerin kişisel olgunlaşma, özgüven ve iyilik hislerinin üst düzeyde olması beklenebilir. Ne yazık ki çalışmalar tıp eğitimi sürecinin öğrencilerin ruh sağlığı üzerine olumsuz et- ise %32’sinde depresyon öyküsü tespit etmiştir (21). Hekimler arasında ise en yüksek depresyon öyküsü oranı %73 ile psikiyatr kadınlarda tespit edilmiştir. ABD’de Doktor Kadınların Sağlığı Çalışmasına katılan 4501 kadın hekimde ise depresyon öyküsü oranı %19.5 bulunmuştur ki bu oran genel popülasyondaki kadınlarda gözlenen oranla benzerdir (22). Avustralya’da 50.000 hekim ve Tıp öğrencisi üzerinde yapılan bir çalışma ise hekimlerde genel popülasyona kıyasla intihar düşüncesinin iki kat ve şiddetli psikolojik hastalık yaygınlığının iki kattan fazla arttığını göstermiştir (23). Özkıyım oranlarında ise fark daha belirgindir. Çalışmalarda genel olarak doktorlarda özkıyım oranının genel popülasyondan %30-40 kileri olduğunu ve tıp fakültesi öğrencilerinde diğer fakültelerin öğrencileri ile karşılaştırıldığında depresyon, kaygı ve stres düzeylerinin daha yüksek olduğunu göstermiştir (2-7). Hekimlerde sıkça karşılaşılan tükenmişliğin de kökenleri tıp eğitimine dayandırılmaktadır (8,9). Tıp eğitimi sırasında öğrencilerin ruhsal durumunu olumsuz etkileyen etkenler arasında akademik baskı (10), iş yükü (11), mali kaygılar, uyku yoksunluğu (2) ve hastaların acı çekmesi ve ölümü ile karşılaşmak (12,13) sayılabilir. Öğrencilerin yaşadığı zorlanma mesleki gelişimlerini ve akademik performanslarını olumsuz etkilemekte ve öğrencilerin insani tutumları ve insani becerilerini azaltmaktadır (14-17). Kişisel düzeyde ise tıp öğrencileri ve hekimlerdeki zorlanma depresyon ve kaygı düzeylerinde artışın yanısıra madde kötüye kullanımı (18), ikili ilişkilerde bozulma (19), fiziksel sağlıkta bozulma, kendine bakımda azalma (20) (egzersiz yapmamak, kötü beslenme) ve hatta özkıyım (6) ile ilişkili bulunmuştur. Hekimlerde depresyon oranları genel toplumla karşılaştırıldığında farklı sonuçlar elde edilmiştir. Weiner ve arkadaşları kadın hekimlerin %51’ inde ve bilim doktorası yapmış olan kadınların fazla olduğu görülürken bu oran kadın doktorlarda toplumdaki diğer kadınlara kıyasla 4 kata kadar çıkmıştır (24). Hekimlerde başta özkıyım olmak üzere ruhsal sorunların sık görülmesinin tıp eğitimi ve hekimlik mesleğinin zorluklarına bağlı olduğu en sık öne sürülen hipotezdir. Ancak bunu açıklayabilecek bir başka hipotez de tıp fakültesine giren gençlerin seçilmiş bir grup olduğu yani ruhsal hastalıklara yatkınlığı bulunan kişilerin tıp fakültesini daha sık tercih ettiği hipotezidir. Bu iki hipotez arasında ayrım yapabilmek için tıp fakültesini kazanmış ama henüz tıp eğitimine maruz kalmamış olan öğrencileri farklı fakülteleri kazanmış olan yaşıtları ile karşılaştırmak uygun bir yaklaşımdır. Yazında bu şekilde yapılmış az sayıda çalışma bulunmaktadır ve sonuçları çelişkilidir. Sherry ve arkadaşları tıp fakültesini yeni kazanmış olan 95 kadın öğrencide depresyon düzeyini yaş bakımından eşleştirilmiş toplum normları ile karşılaştırmış ve tıp fakültesini kazanan öğrencilerde daha yüksek bulmuştur (25). Buchman ve arkadaşları ise 243 öğrencide benzer sonuçlar bulmuştur (26). Aksi yönde sonuç veren bir çalışmada ise Lloyd ve arkadaşları Texas Üniversitesi Tıp Fakültesi’ ni yeni kazanmış öğrencilerden 79 Anxiety, Depression in Medical, Education Faculty epidemiyolojik çalışmalarda depresyon değerlendirmesi yapan CES-D ölçeğinde ≥16 puan alma oranının toplum genelinden daha düşük olduğunu bulmuştur (27).Bu çalışmanın amacı Tıp Fakültesi’ ni kazanan öğrencilerin ruhsal hastalıklara yatkın olup olmadığını araştırmaktır. Bu amaçla üç farklı şehirdeki Tıp Fakültelerini kazanan ve henüz eğitime başlamamış olan öğrencilerin depresyon ve kaygı düzeyleri eğitim fakültesi rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümünü kazanmış olup henüz eğitime başlamamış olan öğrenciler ile karşılaştırılmıştır. Araçlar ve Yöntem Örneklem Bu çalışmaya Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi’ ni kazanmış olan 58, Erzurum Üniversitesi Tıp Fakültesi’ ni kazanmış olan 126 ve Malatya Üniversitesi Tıp Fakültesi’ ni kazanmış olan 70 olmak üzere toplam 254 tıp fakültesi öğrencisi alındı. Kontrol grubu ise Adıyaman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünü kazanmış olan 116 öğrenciden oluştu. Öğrencilere çalışma hakkında bilgi verildikten sonra katılmaya gönüllü olan öğrencilere ölçekler uygulandı. Çalışma için Adıyaman Üniversitesi Rektörlüğü’nden izin ve Adıyaman Üniversitesi Etik Kurulu’ndan onay alındı. Araçlar Beck Depresyon Envanteri (BDE): Beck tarafından 1961’ de geliştirilen (28) ve ülkemizde geçerlik ve güvenirlik çalışmaları Hisli tarafından (29) yapılan Beck Depresyon Ölçeği depresif belirtileri taramaya ilişkin 21 maddeden oluşmaktadır. Her madde depresyona özgü bir davranışı belirleyen dört dereceli kendini değerlendirme ifadesini içermektedir. Spielberger Sürekli Kaygı Envanteri (STAI): Bireyin genellikle nasıl hissettiğinin tanımlanmasını içeren Sürekli Kaygı Envanteri Spielberger ve arkadaşları tarafından (30) AJANS 2016; 4(2): 78-85 geliştirilmiş ve Öner ve Le Compte tarafından (31) Türkçeye kazandırılmıştır. Toplam 20 maddeden oluşan bir kendini değerlendirme ölçeğidir. Genel kaygı düzeyi hakkında bilgi verir. İstatistiksel Analizler Tanımlayıcı değişkenler olarak ortalama, standart sapma ve yüzde kullanıldı. Değişkenlerin normal dağılıma uygunluğu Kolmogorov-Smirnov testi ile değerlendirildi. İki grup arasındaki karşılaştırmalarda t-testi, korelasyon için Pearson korelasyon analizi kullanıldı. Hangi değişkenlerin depresyonu yordadığını bulmak için lojistik regresyon analizi kullanıldı. Yüzdelik değerlerin karşılaştırılmasında ki kare testi kullanıldı. Analizler SPSS 21.0 yazılımı kullanılarak yapıldı. P<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular Çalışmaya Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü (RPD)’ nden 116 ve 3 Tıp Fakültesi’ nden 254 olmak üzere toplam 370 öğrenci alındı. RPD öğrencilerinin 64’ ü (%55.2) ve Tıp öğrencilerinin 138’ i (%55) kadındı. İki grup arasında cinsiyet bakımından anlamlı bir fark bulunmadı. Tıp öğrencileri ailelerinin gelirini ortalama olarak 2000-5000 TL arasında bildirirken RPD öğrencileri 1000-2000 TL arasında bildirdi. Tıp öğrencilerinin ailelerinin aylık geliri RPD öğrencilerinden anlamlı olarak yüksek bulundu (p=0.04). Üniversite sınavında kendi alanlarındaki ortalama sıra tıp fakültesi öğrencilerinde (11147±3551) RPD öğrencilerinden (32163±5848) anlamlı olarak yüksekti. Her iki grup da ortalama 5. tercihini kazanmıştı ve üniversite sınavına ortalama giriş sayısı eğitim fakültesi öğrencilerinde (1.7±0.8) tıp öğrencilerinden (1.5 ± 0.6) daha fazlaydı (p=0.009, Tablo 1). Eğitim Fakültesi öğrencilerinden 4’ ü (%3.4) ve Tıp Fakültesi öğrencilerinden 17’ si (%6.7) daha önce psikiyatrik tedavi görmüştü. 80 AJANS 2016; 4(2): 78-85 H. Ozcan et al. Tablo 1. Eğitim Fakültesi ve Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Sosyodemografik Değişkenler Açısından Karşılaştırılması Eğitim Fakültesi Tıp Fakültesi p Ortalama Standart Sapma Ortalama Standart Sapma Anne eğitim süresi (yıl) 4.1 4.2 7.9 4.7 0.000 Baba eğitim süresi (yıl) 7.2 4.0 11.6 4.6 0.000 Kaçıncı tercihini kazanmış? 5.2 5.4 4.9 4.8 0.669 Sınava kaçıncı girişi ? 1.7 0.8 1.5 0.6 0.009 Başarı sırası 32163 5848 11147 3551 0.000 Kardeş sayısı 5.2 2.9 3.5 1.7 0.000 Sayı (Yüzde) Sayı (Yüzde) Cinsiyet (kadın) 64 (55.2) 138 (55.0) 0.973 Psikiyatrik görüşme (evet) 9 (7.8) 32 (12.6) 0.173 Psikiyatrik tedavi görme sıklığı iki grup arasında farklı bulunmadı (p=0.237). Eğitim fakültesindeki öğrencilerin anne ve babalarının toplam eğitim süresi ortalaması (11.3±7.3) tıp fakültesi öğrencilerinin anne babalarınınkinden (19.5±8.5) anlamlı olarak düşüktü (p=0.000). Ortalama kardeş sayısı da RPD öğrencilerinde (5.2±2.9) Tıp öğrencilerinden (3.5±1.7) anlamlı olarak fazlaydı (p=0.000) (Tablo 1). Kadınlarda BDE ve SKE puanları erkeklerden anlamlı olarak yüksek bulundu. Kadınlarla erkeklerin SKE, CBSE, BUÖ ve BDE puanlarının karşılaştırılması tablo 2’ de verilmiştir. BDE toplam puanı ortalaması RPD öğrencilerinde (10±7.7) tıp öğrencilerinden (8.4±6.7) anlamlı olarak yüksekti (p=0.043; Tablo 2). Depresyonu kategorik olarak değerlendirmek için kesme değeri kullanıldığında RPD öğrencilerinden %19.3’ü (s=22) ve tıp öğrencilerinin ise %9.2’si (s=23) 17 ve üzerinde puan aldı (p=0.007). BDE toplam puanını etkileyen faktörleri belirlemek için regresyon analizi yapıldı. Analize katılan değişkenlerden cinsiyet ve kardeş sayısı BDE toplam puanını anlamlı olarak etkiliyordu. SKE toplam puanı ortalaması da RPD öğrencilerinde (43.6±8.6) Tıp öğrencilerinden (41.7±8.1) anlamlı olarak yüksek bulundu (p=0.041; Tablo 2). Orta-yüksek düzeyde kaygıyı kategorik olarak değerlendirmek için kesme değeri kullanıldığında Tablo 2. Kadın ve Erkek Öğrencilerin BDE ve SKE Puanlarının Karşılaştırılması BDE SKE Cinsiyet Sayı Ortalama Standart Sapma Kadın 200 9.67 6.95 Erkek 162 7.88 7.08 Kadın 199 58.97 7.85 Erkek 162 55.23 8.35 p 0.016 0.000 BDE, Beck Depresyon Envanteri; SKE, Sürekli Kaygı Envanteri Tablo 3. Tıp ve Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Öğrencilerinin BDE ve SKE toplam puanlarının karşılaştırılması Bölüm Sayı Ortalama Standart Sapma RPD BDE Toplam Tıp 114 10.0187 7.73175 251 8.3969 6.74011 RPD SKE Toplam Tıp 114 43.6003 8.59641 250 41.6838 8.09050 p 0.043 0.041 BDE, Beck Depresyon Envanteri; SKE, Sürekli Kaygı Envanteri; RPD, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık RPD öğrencilerinin %37.7’si (s=43) ve Tıp öğrencilerinin %33.5’i (s=83) 46 ve üzerinde puan aldı. Bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi. SKE toplam puanını etkileyen faktörleri belirlemek için regresyon analizi yapıldı. Analize katılan değişkenlerden sadece cinsiyet SKE toplam puanını anlamlı olarak etkiliyordu (Tablo 3). Tartışma Çalışmamızda depresyon düzeyi tüm grupta 81 Anxiety, Depression in Medical, Education Faculty AJANS 2016; 4(2): 78-85 kadınlarda erkeklerden anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Bu bulgu hem yurtdışında (32,33) hem de ülkemizde (34,35) yapılan çok sayıdaki araştırmada gösterilmiştir. Depresyon düzeyini tüm grupta anlamlı olarak etkilediği tespit edilen bir diğer değişken de kardeş sayısıdır. Bu bulgu daha önce ülkemizde ve yurtdışında yapılan birçok çalışmada bildirilmiştir. Örneğin Kaçan-Softa ve Kaya (36) ve Temel ve Çuhadar (37) hemşirelik öğrencilerinde BDE kullandıkları çalışmalarda kardeş sayısı arttıkça depresyon düzeyinin de arttığını bulmuştur. Çalışmamızda Tıp Fakültesi öğrencileri ile Eğitim Fakültesi öğrencilerinin sosyodemografik değişkenleri karşılaştırıldığında Tıp Fakültesi öğrencilerinin ailelerinin Çalışmamızda öğrenciler üniversiteye yeni başlıyor olduğundan puanların düşük olması bu bakımdan uyumludur. Doktorlar ve tıp fakültesi öğrencilerinde depresyon düzeyi ve yaygınlığı genel toplumun üzerinde olduğundan tıp fakültesini kazanan öğrencilerin depresyona yatkın bir grup olup olmadığı ile ilgili çalışmalar da yapılmıştır. Sherry ve arkadaşları tıp fakültesini kazanan 95 kadında eğitime başlamadan önce depresyon puanının yaş ve cinsiyete göre eşleştirilen toplum ortalamasından yüksek olduğunu bulmuştur (42). Buchman ve arkadaşları (26) da San Diego Tıp Fakültesi’ni kazanan öğrencilerde benzer sonuçlar bildirmiştir. Bununla birlikte Tıp Fakültesi’ne başlayan gelir düzeyinin daha yüksek, anne ve babalarının eğitim sürelerinin daha uzun ve kardeş sayılarının daha az olduğu görülmektedir. Bu durumda Tıp Fakültesi öğrencilerinin daha yüksek bir sosyoekonomik düzeye sahip olduğu söylenebilir. Daha alt sosyoekonomik düzeydeki kişilerde depresyonun daha sık görüldüğü önceki birçok çalışmada bildirilmiştir. Örneğin Almeida-Filho ve arkadaşlarının Brezilya’ da yaptığı çalışmada kentli yoksul sınıftaki depresyon düzeyi kentli zengin sınıftan daha yüksek bulunmuştur (38). Nicholson ve arkadaşlarının Doğu Avrupa ülkeleri ve Rusya’ da yaptıkları büyük örneklemli çalışmada da sosyal statü olarak dezavantajlı grupta depresyon oranının 3-4 kat daha yüksek olduğu bildirilmiştir (39). Üniversite öğrencilerinde yaptıkları çalışmada Özdel ve arkadaşları BDE puan ortalamasını 13±7.2 bulurken (40) Tıp Fakültesi öğrencilerinde Bakır ve arkadaşları BDE puan ortalamasını 14.5±8.4 bulmuştur (41). Bu değerler bizim çalışmamızda hem Eğitim Fakültesi’nde yer alan RPD bölümü hem de Tıp Fakültesi için bulunan ortalamalardan yüksektir. Ancak her iki çalışmada da depresyon puanlarının yaş ve sınıf arttıkça arttığı bildirilmiştir. öğrencilerde depresyon düzeyinin normal popülasyonla eşit hatta altında olduğunu bildiren çalışmalar yazında daha fazladır. Hendryx ve arkadaşları tıp fakültesini kazanan öğrencilerde BDE puan ortalamasının (5.9 ± 5.8) genel toplum (6.8±5.5) ve üniversite öğrencileri (7.7±5.1) ortalamasından düşük olduğunu bulmuştur (43). Smith ve arkadaşları tıp fakültesini kazanan öğrencilerde ortalama BDE puanını 4.0 ± 3.9 bulurken örneklemin sadece %1’i 19 puanın üzerinde bulunmuştur (44). Clark ve Zedlow (45) Vitaliano ve arkadaşları (46), Wolf ve arkadaşları (47) ve Zoccolillo ve arkadaşları (48) da benzer şekilde tıp fakültesini kazanan öğrencilerde depresyon düzeyinin normal toplumdan fazla olmadığını bildirmiştir. Bu çalışmalarda genellikle Tıp Fakültesi’ni kazanan öğrenciler değerlendirilip toplum normları ile karşılaştırılmıştır. Bizim çalışmamızda Tıp Fakültesini kazanan öğrencilerle Eğitim Fakültesini kazanan öğrencilerin karşılaştırılması çalışmamızın güçlü yönlerinden biridir. Ülkemizde ise tıp fakültesini yeni kazanmış öğrencilerle yapılan bir çalışmaya rastlanmamıştır. Tıp fakültesini kazanan öğrencilerde depresyon düzeyinin RPD bölümünü kazananlardan düşük bulunması tıp fakültesine giren bireylerin 82 AJANS 2016; 4(2): 78-85 H. Ozcan et al. ruhsal hastalıklara zaten yatkın oldukları hipotezinden uzaklaştırmakta ve Tıp Fakültesi eğitimi ve doktorluk mesleğinin ruhsal hastalıklara yatkınlık oluşturduğu görüşünü desteklemektedir. Çalışmamızda kadın öğrencilerde kaygı düzeyi erkek öğrencilerden yüksek olduğu bulunmuştur. Bu sonuç ülkemizde ve yurtdışında yapılmış olan daha önceki birçok çalışma ile uyumludur (49-51). Tıp öğrencilerinde kaygı düzeyini araştıran hem kesitsel hem de uzunlamasına birçok çalışmada kaygı düzeyinin toplum genelinden yüksek olduğu bulunmuştur (52,53). Tıp Fakültesi’ ni yeni kazanmış olan öğrencilerde yapılan çalışmalarda ise sonuçlar farklıdır. Smith ve arkadaşları (44) Beck Anksiyete Envanteri (BAE) göz önünde bulundurulması sağlıklı bir toplumun kullandıkları çalışmada ortalama toplam puanı 5.3±4.8 bulmuştur. Toplam puanı 19’un üzerinde olan ve orta-yüksek anksiyete düşündüren öğrencilerin oranı %1 olmuştur. Çalışmamızda SKE toplam puan ortalamasının tıp öğrencilerinde RPD öğrencilerinden anlamlı düşük bulunması bu çalışmayla uyumludur. Çalışmamızın kısıtlılıkları arasında kesitsel bir çalışma olması, öğrencilerin eğitim hayatı sırasında mental durumlarındaki değişim hakkında bilgi vermemesi ve özbildirime dayalı ölçekler kullanılması sebebiyle öznel veriler içermesi sayılabilir. Birden fazla üniversitedeki tıp fakültesi öğrencilerini içermesi, örneklem sayısının büyüklüğü ve henüz eğitim hayatlarına başlamamış öğrencilerde yapılması çalışmamızın güçlü yönleridir. Sonuç olarak, çalışmamız tıp fakültesini kazanan öğrencilerin zaten depresyon ve kaygıya yatkın bireyler olduğu ve bu sebeple doktorlarda bu bozuklukların sık görüldüğü görüşünü desteklememektedir. Bu durumda tıp fakültesi eğitimi ve doktorluk mesleğinin zorluklarının ruhsal hastalıklara yatkınlık oluşturduğu görüşü ön plana çıkmaktadır. Bu bilginin tıp fakültesi eğitimi ve doktorların çalışma koşulları planlanırken H, Akaydın M. Anxiety, depression and stressful life vazgeçilmez koşulu olan sağlıklı doktorların var olmasına katkı sağlayabilir. Kaynaklar 1. Dyrbye LN, Thomas M, Shanafelt TD. Systematic review of depression, anxiety and other indicators of psychological distress among US and Canadian medical students. Acad Med. 2006; 81: 354–73. 2. Guthrie EA, Black D, Shaw CM, Hamilton J, Creed FH, Tomenson B. Embarking upon a medical career: psychological morbidity in first year medical students. Med Educ. 1995; 29: 337–41. 3. Aktekin M, Karaman T, Senol YY, Erdem S, Erengin events among medical students: a prospective study in Antalya, Turkey. Med Educ. 2001; 35:12–7. 4. Givens JL, Tjia J. Depressed medical students’ use of mental health services and barriers to use. Acad Med. 2002; 77: 918–21. 5. Roberts LW, Warner TD, Lyketsos C, Frank E, Ganzini L, Carter D. Perceptions of academic vulnerability associated with personal illness: a study of 1,027 students at nine medical schools. Collaborative Research Group on Medical Student Health. Compr Psychiatry. 2001; 42: 1–15. 6. Tyssen R, Hem E, Vaglum P, Gronvold NT, Ekeberg O. The process of suicidal planning among medical doctors: predictors in a longitudinal Norwegian sample. J Affect Disord. 2004; 80: 191–8. 7. Parkerson GR Broadhead WE, Tse CK. The health status and life satisfaction of first-year medical students. Acad Med. 1990; 65: 586–8. 8. Gelfand DV, Podnos YD, Carmichael JC, Saltzman DJ, Wilson SE, Williams RA. Effect of the 80-hour workweek on resident burnout. Arch Surg. 2004; 139: 933–8. 9. Wolf, TM, Elston RC, Kissling GE. Relationship of hassles, uplifts, and life events to psychological well-being of freshmen medical students. Journal of Behavioral Medicine. 1989; 13: 37–45. 83 Anxiety, Depression in Medical, Education Faculty AJANS 2016; 4(2): 78-85 10. Stewart SM, Lam TH, Betson CL, Wong CM, http://www.beyondblue.org.au/docs/default-source/ Wong AM. A prospective analysis of stress and aca- default-document library/bl1132-report---nmhdmss- demic performance in the first two years of medical full-report_web.pdf?sfvrsn=2 (son erişim tarihi: 11- school. Med Educ. 1999; 33: 243–50. 06-2015). 11. Wolf TM, Faucett JM, Randall HM, Balson PM. Grad- 24. Schernhammer ES, Colditz GA. Suicide rates among uating medical students’ ratings of stresses, pleasures, physicians: a quantitative and gender assessment (me- and coping strategies. J Med Educ. 1988 63: 636–42. ta-analysis). Am J Psychiatry. 2004; 161: 2295–-302. 12. MacLeod R, Parkin C, Pullon S, Robertson G. Ear- 25. Sherry S, Notman MT, Nadelson CC, Kanter F, ly clinical exposure to people who are dying: learning Sait P. Anxiety, depression, and menstrual symptoms to care at the end of life. Med Educ. 2003; 37: 51–8. among freshman medical students. J Clin Psychiatry. 13. Wear DP. “Face-to-face with It”: medical students’ 1988; 49: 490–3. narratives about their end-oflife education. Acad 26. Buchman BP, Sallis JF, Criqui MH, Dimsdale JE, Med. 2002; 77: 271–7. Kaplan RM. Physical activity, physical fitness, and 14. Merrill J, Lorimor R, Thornby J, Woods A. Caring for psychological characteristics of medical students. J terminally ill persons: comparative analysis of attitudes Psychosom Res. 1991; 35: 197–208. (thanatophobia) of practicing physicians, student nurs- 27. Lloyd C, Miller PM. The relationship of parental es, and medical students. Psychol Rep. 1998; 83: 123–8. style to depression and selfesteem in adulthood. J 15. Stecker T. Well-being in an academic environ- Nerv Ment Dis. 1997; 185: 655–63. ment. Med Educ. 2004; 38: 465–78. 28. Beck AT. An Inventory for measuring depression. 16. Griffith CH, Wilson JF. The loss of idealism through- Arch Gen Psychiatry, 1961; 7: 151–169. out internship. Eval Health Prof. 2003; 26: 415–26. 29. Hisli N. Beck depresyon envanterinin geçerliği üze- 17. Hojat M, Mangione S, Nasca TJ, Gonnella JS, Ma- rine bir çalışma. Psikoloji Dergisi. 1988; 6: 118–126. gee M. An empirical study of decline in empathy in 30. Spielberger CD, Gorsuch RL, Lushene RE. Manual medical school. Med Educ. 2004; 38: 934–41. for Stait-Trait Anxiety Inventory, California. Consult- 18. Newbury-Birch D, Walshaw D, Kamali F. Drink ing Psychologist Press; 1970. and drugs: from medical students to doctors. Drug 31. Öner N, Le Compte A. Durumluk Sürekli Kaygı Alcohol Depend. 2001; 64: 265–70. Envanteri El Kitabı. İstanbul Boğaziçi Üniversitesi 19. Colford JM Jr, McPhee SJ. The ravelled sleeve of Yayınları, 1985. care. Managing the stresses of residency training. 32. Kessler RC, McGonagle KA, Zhao S, Nelson CB, JAMA. 1989; 261: 889–93. Hughes M, Eshleman S, Wittchen HU, Kendler KS. 20. Gutgesell M, Reeve R, Parsons B, Morse RM. Ex- Life-time and 12-month prevalence of DSM-III-R ercise and alcohol consumption among medical stu- psychiatric disorders in the United States: results from dents. Acad Med. 1999; 74: 750–1. the National Comorbidity Survey. Arch Gen Psychia- 21. Weiner A, Marten S, Wochnick E, Davis MA, Fish- try. 1994; 51: 8–19. man R, Clayton PJ. Psychiatric disorders among profes- 33. Rothschild AJ. Mood disorders. Harvard Guide to sional women. Arch Gen Psychiatry. 1979; 36: 169–73. Psychiatry, Nicholi Jr AM (Editörler), 3. baskı, Cam- 22. de- bridge, Harvard University Press, 1999. p. 281–307. U.S. 34. Doğan O, Gülmez H, Ketenoğlu C, Kılıçkap Z, women physicians. Am J Psychiatry. 1999; 156: 1887–94. Özbek H, Akyüz G, Kaya B, Önder Z, Özkürkçügil 23. National Mental Health Survey of Doctors and A. Ruhsal Bozuklukların Epidemiyolojisi. Dilek Mat- Medical Students (2013). baası, Sivas, 1995. Frank pression E, and Dingle AD. Self-reported suicide attempts among 84 AJANS 2016; 4(2): 78-85 H. Ozcan et al. 35. Erol N, Kılıç C, Ulusoy M, Keçeci M, Şimşek Z. the American Medical Association. 1988; 260, 2521– Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu. Eksen Tanıtım, 2528. Ankara, 1998. 46. Vitaliano PP, Maiuro RD, Russo J, Mitchell ES. 36. Kaçan-Softa H, Kaya S. Sağlık yüksekokulu öğren- Medical student distress: A longitudinal study. Jour- cilerinin depresyon düzeylerini etkileyen faktörlerin nal of Nervous and Mental Disease. 1989; 177: 70–6. incelenmesi. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri 47. Wolf TM, Balson PM, Faucett JM, Randall HM. A Dergisi. 2013; 2: 214–229. retrospective study of attitude change during medical 37. Temel E, Çuhadar D. Öğrenci Hemşirelerin Stresle education. Med Educ. 1989; 23: 19–23. Başetme Tarzları Ve Depresyon Düzeylerinin Belirlen- 48. Zoccolillo M, Murphy GE, Wetzel RD. Depression mesi. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi. 2007; 2: 107–118. among medical students. Journal of Affective Disor- 38. Almeida-Filho N, Lessa I, Magalhaes L. Social ders. 1986; 11: 91–96. inequality and depressive disorders in Bahia, Brazil: 49. Basco RE, Olea MT. Correlation between anxiety interactions of gender, ethnicity, and social class. Soc level and academic performance of BS biology fresh- Sci Med. 2004; 59: 1339–53. men students. International Journal of Educational 39. Nicholson A, Pikhart H, Pajak A, Malyutina S, Research and Technology. 2013; 4: 97–103. Kubinova R, Peasey A, Topor- Madry R, Nikitin Y, 50. Gündoğdu R, Yavuzer Y, Karataş Z. Eğitim Capkova N, Marmot M, Bobak M. Socio-economic Fakültesi öğrencilerinin çatışma çözme becerilerinin status over the life-course and depressive symptoms ve kaygı düzeylerinin incelenmesi. e-Journal of New in men and women in Eastern Europe. J Affect Dis. World Sciences Academy. 2011; 6: 341–61. 2008; 105: 125–36. 51. Deveci SE, Çalma A, Açık Y. Doğu Anadolu’da 40. Özdel L, Bostancı M, Özdel O, Oğuzhanoğlu K. yeni açılan bir üniversitenin öğrencilerinde kaygı Üniversite öğrencilerinde depresif belirtiler ve sosyo- düzeylerinin sağlık, sosyal ve demografik faktörler ile demografik özelliklerle ilişkisi. Anadolu Psikiyatri ilişkisi. Dicle Tıp Dergisi. 2012; 39: 189–96. Dergisi. 2002; 3: 155–161. 52. Lloyd C, Gartrell NK. Psychiatric symptoms in 41. Bakır B, Yılmaz R, Yavaş İ, Toraman R, Gulec N. medical students. Compr Psychiatry. 1984; 25: 552–65. Tıp Fakültesi öğrencilerinde sorun alanları ve sosyo- 53. Hojat M, Glaser K, Xu G, Veloski JJ, Christian EB. demografik özellikler. Düşünen Adam: Psikiyatri ve Gender comparisons of medical students’ psychoso- Nörolojik Bilimler Dergisi. 1997; 10: 5–12. cial profiles. Med Educ. 1999; 33: 342–9. 42. Sherry S, Notman MT, Nadelson CC, Kanter F, Salt P. Anxiety, depression, and menstrual symptoms among freshman medical students. J Clin Psychiatry. 1988; 49: 490–3. 43. Hendryx MS, Haviland MG, Shaw DG. Dimensions of alexithymia and their relationships to anxiety and depression. J Pers Assess. 1991; 56: 227–237. 44. Smith CK, Peterson DF, Degenhardt BF, Johnson JC. Depression, anxiety, and percieved hassles among entering medical students, Psychology, Health and Medicine. 2007; 12: 31–9. 45. Clark DC, Zeldow PB. Vicissitudes of depressed mood during four years of medical school. Journal of 85