İstıklâl
Transkript
İstıklâl
Kaşgar Hitgah Camisi İmamı Abdukadir Karihacım Vefat Etti Suudi Arabistan'da İSTANBUL’DAKİ UYGURLAR Uygurlar Tanıtıldı BAYRAMLAŞTI 14.08.2012-Kaşgar Kaşgar Hitgah Hitgah Camisinin Camisinin imamı, imamı, tanınmış tanınmış din âlimidin ve âlimi ve erbabı cemaat cemaat erbabı Abdukadir Abdukadir Karihacım Karihacım 13.08.201213.08.2012 pazartesi pazartesi günü Ürümçi günü saati ile Ürümçisonra saatisaat ile öğleden öğleden sonra saat 3'de 72 yaşında vefat 3'de 72 yaşında vefat etti. etti. İstanbul'daki Uygurlar 2012 Yılı Ramazan Bayramını Birlikte Geçirdiler 10’da www.istiklalgazetesi.com.tr Ağustos 2012 Aylık Siyasî Bağımsız Gazete Yıl: 9 Sayı: 98 Fiyatı: 1 TL Hür Doğu Türkistan Platformu Kamuoyunun dikkatini çekmek isteriz ki, “2012 Çin Yılı” etkinlikleri çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın davetlisi olarak Türkiye'de bulunan Doğu Türkistanlı ve Çinli Müslüman din adamlarının hepsi; Marksizm, Leninizm eğitimi almış kişiler olup, Çin Komünist Partisi mensubudurlar. Onların görevi; komünizme hizmet etmek ve dini faaliyetleri “pasif halde kontrol altında” tutarak gelişmesini önlemektir. 1. Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği 2. Doğu Türkistan Vakfı 3. Doğu Türkistan Gençlik Derneği 4. Doğu Türkistan Göçmenler Derneği 5. Doğu Türkistan Dayanışma Derneği 6. Doğu Türkistan Sevgi ve Dayanışma Derneği 8’de ISSN 1305-2993 ISSN 1305-2993 İstıklâl “Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği” ile “Doğu Türkistan Vakfı” nın birlikte düzenlemesi ve İstanbul'da faaliyet göstermekte olan diğer Doğu Türkistan içtimai teşkilatlarının desteklemeleri ile İstanbul'un Zeytinburnu ilçe Belediyesi sınırları içerisindeki Akdeniz Toplantı Salonunda Ramazan bayramını kutlama faaliyeti icra edildi. 2’de 2. Dönem Turan Kurultayına 5 Devletten 20 Uygur Temsilci Katıldı Çin ile Türkiye Arasında Din Açılımı 2012 yılı Türkiye'de Çin kültür yılı olarak ilan edildikte sonra, Çin hükümeti Türkiye'nin birçok yerlerinde çeşitli faaliyetler yapmaktadır. Bu faaliyetleriçerisinde insanların en çok dikkatini çeken Çin-Türkiye İslam Kültür ve Sanat Eserleri Sergisidir. Bu faaliyet 31 Ağustos gününden 6 Eylül gününe kadar İstanbul'daki Ali Emiri Efendi Kültür Merkezinde yapılacak. Ç 9’da Uygur Türkleri'ne Hıristiyanlık Propagandası in'de dini baskının haddini aştığı, başörtüsü örten bayanların başörtülerinin çıkartılıp atıldığı, insanların dini inanç özgürlüğünün boğulmakta olduğunun ispatları ile Türk basınında yayınlanmakta olduğu bugünkü günlerde Çin'in Türkiye'de dini faaliyet yapması Türkiye'deki Doğu Türkistan sivil toplum örgütlerinin sert tepkileri ile karşılaşmaktadır. erçekten Çin'in bu faaliyeti düzenlemesindeki maksadı nedir? G Uygur Türkleri'ni Hıristiyanlaştırmak için hummalı çalışma yapan misyonerler Urumçi de cirit atıyor. Çin Devletinin Dini bağları gevşeterek işgal ve asimilâsyona karşı Uygurların direnişini kırmak adına şeytanca yöntemlere başvurmaktadırlar. 9’da 3’de 13’de Mehmet Emin BATUR Çin'in Melanet Yayılmacılık Faaliyetine Türkiye Neden Destek Veriyor? ŞEN OZAN BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK (1) 15’te Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY TÜRKÇEDEKİ [ Y (> c, j) A( >o, u)P-] FİİLİ ÜZERİNE 6’da 10-12 Ağustos 2012 tarihleri arasında devam eden 2. Dönem Türk Turan Kurultayı Macaristan'ın güneyindeki Bugac kasabasında başarıyla sonuçlandı. İsveç Uygur Maarif Birliği İsveç Parlamentosunda İftar Verdi Maarif Birliğinin tertip etmesi ve İsveç Parlamentosu Uygur Dostluk Grubunun yardımları ile 15 Ağustos günü İsveç Parlamentosunda hazırlık yaparak her kesimden kişilere iftar yemeği verdi. 6’da 31.07.2012-Suudi Arabistan'daki vatanperver Uygurlar, kendilerinin ana vatanı ve halkının durumunu her fırsatta dünya halklarına tanıtmayı kendilerinin dini ve milli borcu olarak bilmektedirler. 10’da 11’de 10’da Prof. Dr. M. Metin KARAÖRS KURT BAŞLI ALTIN KALEM NECDET SEVİNÇ'İN KİTAPLARI HAKKINDA-4 Abdulmecit AVŞAR Doğu Türkistan Eyvah!! İstıklâl Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl Doğu Türkistan'dan 100 İSTANBUL’DAKİ UYGURLAR bin Uygur kızı kaçırıldı BAYRAMLAŞTI Bağcılar Belediyesi Ramazan etkinlik alanında stant açan Doğu Türkistan İslam Kardeşliği Derneği üyeleri, Doğu Türkistan'da 100 bin Uygur kızının kaçırıldığını söyleyerek dünyanın dikkatini Doğu Türkistan'da yaşanan insanlık dramına çekmeye çalışıyor. Bağcılar Belediyesi Ramazan etkinlik alanında stant açan Doğu Türkistan İslam Kardeşliği Derneği üyeleri, Doğu Türkistan'da 100 bin Uygur kızının kaçırıldığını söyleyerek dünyanın dikkatini Doğu Türkistan'da yaşanan insanlık dramına çekmeye çalışıyor. Doğu Türkistan'da yaşanan Çin zulmünü dünyaya duyurmak isteyen Uygurlar, farklı çalışmalar yürütüyor. Türkiye'de faaliyet gösteren Doğu Türkistan İslam Kardeşliği Derneği Bağcılar Belediyesi Ramazan etkinlik alanında açtığı stantta, yaşanan zulmü fotoğraf ve videolarla gezenlere gösteriyor. Standı gezen vatandaşlar gördükleri karşısında gözyaşlarını tutamıyor. Standı gezen vatandaşlara dağıtılan broşürlerde Doğu Türkistanlı 100 bin kızın kaçırıldığı, hiçbir yargılamada bulunulmadan yaklaşık 2 bin Uygur'un idam edildiği ifade ediliyor ve maddi manevi yardım talebinde bulunuluyor.haber7 13.08,2012 İstanbul'daki Doğu Türkistan Vakfında Her gün iftar Yemeği Veriliyor 11 ayın sultanı diye anılan Ramazan ayı Müslümanların mübarek bir ayıdır. Bu ayda Türkiye'deki bütün şehir ve nahiye belediyeleri, içtimai teşkilatlar iftar çadırları kurarak halka iftar yemeği vermektedirler. Bunların arasında Doğu Türkistan Vakfı da her gün iftar yemeği vermektedir. İftar'a İstanbul'daki Uygurlar, Türkiye Türkleri, Afrika ve Orta Asya devletlerinden gelen kişiler de katılmaktadırlar. Doğu Türkistan Vakfı başkanı Memet Eysa Artuş'un söylediğine göre, Doğu Türkistan Vakfı uzun yıllardan beri bu tür iftar yemeklerini devam ettire gelmektedir. Bu Müslümanların İstiklâl Avrupa Temsilcisi dayanışma ruhunu yükseltmek için oldukça önemli imiş. RFA-Erkin Tarim-03.08.2012 Almanya Temsilcileri Şen Ozan Yıl: 9 Sayı: 98 Eylül 2012 Tel: + 49 175 404 36 23 Aylık Siyasî Bağımsız Gazete Avusturya Temsilcisi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Mehmet Emin BATUR Genel Yayın Yönetmeni Abdulmecit AVŞAR Haber Müdürü Erkinbeğ UYGURTÜRK Ege Bölge Temsilcisi İsmail OSKAY 0546 859 32 10 Uşak Temsilcisi Murat OSKAY 0506 981 69 20 Afyonkarahisar Temsilcisi Zeki KUYTU 0544 587 81 12 İstanbul Temsilcileri Esenler İbrahim DOĞUŞ 0535 689 57 69 Üsküdar Habib Suiçmez 0536 774 04 37 Trakya BölgeTemsilcisi Kadir YILDIZ 05426691266 Antalya Temsilcisi Emre USLU 0506 689 98 19 Bursa Temsilcisi Emin KUNDAKÇI 0532 623 14 25 20.08.2012 Ramazan Bayramının 2. günü olan pazartesi günü İstanbul'daki Uygurlar toplanarak Ramazan bayramını birlikte kutladılar. “Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği” ile “Doğu Türkistan Vakfı” nın birlikte düzenlemesi ve İstanbul'da faaliyet göstermekte olan diğer Doğu Türkistan içtimai teşkilatlarının desteklemeleri ile İstanbul'un Zeytinburnu ilçe Belediyesi sınırları içerisindeki Akdeniz Toplantı Salonunda Ramazan bayramını kutlama faaliyeti icra edildi. Bu bayrama İstanbul'da faaliyet göstermekte olan Doğu Türkistan sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve İstanbul'da yaşamakta olan Uygur ailelerinden olmak üzere 500'den fazla kişi iştirak etti. Toplantı Kuranıkerim okunması ile başladı. Toplantıda öncelikle Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneğinin başkanı Hidayetullah Oğuzhan açış konuşması yaptı ve toplantı katılımcılarının ramazan bayramını kutladı. Necdet Akarsu 0043 699 11884577 İsviçre Temsilcisi Karahan Endili 0041 787 954 707 Bulgaristan Temsilcisi Beletin Halil Ali 00359 3631 3573 Azerbaycan Temsilcisi Mustafa Vugar ÖMEROĞLU + 994 12 502 77 60 Belçika Temsilcisi İhsan Şimşek +0032 479239236 Finlandiya Temsilcisi +00358449371733 Yurt İçi Posta Çeki Hesabı Celalettin BATUR: 5024316 Cep Tel: 0555 443 20 29 http://www.istiklalgazetesi.com.tr http://www.hurgokbayrak.com Elektronik Posta: istiklal@istiklalgazetesi.com.tr hurgokbayrak@kaynet.net ISSN 1305-2993 Merkez Adres: Gevher Nesibe Mah. Donanma Cad. No:13 Kocasinan-Kayseri/Türkiye Tel: (0090) 352 338 58 97 Belge Geçer: (0090) 0352 338 58 97 Cep Tel: 0532 255 99 30 Uygurların ramazan bayramı faaliyetinden bir görünüm. 20 Ağustos 2012. İstanbul Grafik-Dizgi-Tasarım Hürgökbayrak Baskı Hakimiyet Matbaası Bu gazete basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir Toplantıda yine Doğu Türkistan Vakfı'nın başkanı Memet Eysa Hacım, Doğu Türkistan Genlik ve Kültür Derneği başkanı Turgut Baysal, Doğu Türkistan Şefkat ve Dayanışma Derneği başkanı Yusuf Yusufoğlu, Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği Teftiş Sorumlusu Abdulhekimhan Mehsum olmak üzere kişiler konuşma yaparak katılımcıların bayramlarını kutladı. Uygurların ramazan bayramı faaliyetinden bir görünüm. 20 Ağustos 2012. İstanbul Mezkûr toplantıda yine Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği tarafından İstanbul'un Zeytinburnu, Sefaköy ve Aksaray olmak üzere 3 bölgesinde tesis edilen Kuran kursu ve Uygur Anadil sınıflarında okumakta olan 120 Uygur çocuğunu tebrik etme merasimi yapıldı. Merasimde Uygur öğrenciler gruplar halinde sırayla sahneye çıkarak, şiirler okudular” Biz ne öğrendik? Kardeşlerimizi unutmayalım” gibi oyunlar sergilediler. Öğrenciler yine “Cehaletin akıbeti” temalı tiyatro gösterisi sundular ve toplantıya iştirak edenlerin hararetli alkışlarını elde ettiler. Merasim sonunda yaz tatili sınıflarında okuyan 120 Uygur öğrencinin her birine birer kol saati hediye edildi. Verilen yemek sonrasında de merasim sevgi ve kardeşlik içerisinde sona erdi. RFA-Arslan-20.08.2012 Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK (1) TEMEL den - ŞEN OZAN ŞU DÜNYADA İKİ BAYRAK TANIRIM BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK HER BİRİNİ KENDİMDEN KISKANIRIM BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK İstıklâl Güncel 3 Buldozerler tarihimizi yıkıyor Doğu Türkistan'da yaşayan Uygur Türkleri'nden dünyaya çağrı var. Çin, modernleşme bahanesiyle mimari hazineleri buldozerlerle yıkıyor. Uygurların tarihî yapıları da bina katliamından nasibini alıyor. BİRİSİ BİRİNİN CAN KARDEŞİDİR BİRİ DİĞERİNİN DİN KARDEŞİDİR HERBİRİ BİRİNİN KAN KARDEŞİDİR BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK BİRİSİ HÜR DEĞİL, EZAN DA SUSTU KUR'AN-I OKUYAN YAZAN DA SUSTU DEDEM KORKUT KOCA OZAN DA SUSTU BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK BUNLAR HÜRSE, GÖLGESİNDE OĞUZ BİZ ALPASLAN, KANUNİ, KÜRŞAT, YAVUZ BİZ HÜR DEĞİLSE DEMEKTİR Kİ YOĞUZ BİZ BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK BAYRAK SÖZÜ NE KADAR HOŞ SEDADIR ONUN İÇİN ECDADIM ŞÜHEDADIR BİR CANIM VAR İKİSİNE FEDADIR BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK HİÇBİR DÜŞMAN YANINA YAKLAŞMASIN ! AMAN MEVLÂM, TÜRK MİLLETİ ŞAŞMASIN ! BİRİ DÜŞTÜ DİĞERİ DE DÜŞMESİN ! BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK HİLÂLLERİ “ALLAH ALLAH“ SESLENİR. . . YILDIZLARI “RESÜLULLAH“ SESLENİR. . . İKİ MÜBAREK İSİMLE SÜSLENİR BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK BİRİNİ AZ BİRİNİ ÇOK SEVEMEM BİRİNİ BİRİNDEN FAZLA ÖVEMEM ESİR DİYE HÜRDEN AYRI SAYAMAM BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK İKİSİDE EBEDİYYEN HÜR OLSUN KEM GÖZLE BAKANIN GÖZÜ KÖR OLSUN İKİ CİHANDA DA MUZAFFER OLSUN BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK DAHA ŞU DÜNYADA NE İÇİN VARIM ? ONLARDIR NAMUSUM, ŞEREFİM, AR'IM YİRMİDÖRT SAATİM, KIŞIM, BAHARIM BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK SİZE GÖZÜM GİBİ SEVİP BAKMAYA BİRDE DÜŞMANLARINIZI YAKMAYA ! YEMİN ETTİM SİZİ AY'A DİKMEYE BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK BEN FÂNÎYİM ONLAR BÂKÎ KALACAK ONLARSIZ KOYMASIN ŞANI YÜCE HAK MEZAR TAŞLARIMA ÇİZİLSİN MUTLAK BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK ŞEN OZAN DER: DİYARINDA GÜLÜNÜR O DİYARDA CUMA'LARDA KILINIR . . . BUNLARLA LİVAÜLHAMT'A GELİNİR BİRİSİ ALBAYRAK BİRİ GÖKBAYRAK Çin'in kuzeybatısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi olarak da bilinen Doğu Türkistan'da yaşayan Uygur Türkleri'nden dünyaya çağrı var. Fransız le Figaro gazetesinin geniş yer verdiği haberde Çin'in modernleşme adı altında İpekyolu üzerinde bulunan eski şehrin mimari hazineleri buldozerler altında kayboluyor. Kaşgarlı Uygur Türkleri ise sitemli: “Kültürümüz ve geleneksel hayat stilimiz yok oluyor. ” Sincan bölgesinde de korkulan oldu ve Kaşgar şehrinin Müslüman mimarisinin tarihî mücevherleri olarak simgeleşen yapıları birer birer yıkılarak yerine devasa gökdelenler dikilmeye başlandı. Uygurların tarihi olarak simgeleşen yapıları da bina katliamından nasibini alıyor. Çinli yetkililerin yeni parolası olan modernleşme, sosyal konut, deprem standartları adı altında itfaiyenin girebilmesi için geniş cadde ve sokaklar yapılıyor ve tarihi binalar yok oluyor. Yazıda, Çin'in ucuz fiyatlarla kamulaştırdığı tarihî binalar satın alınarak yıkılıyor. Urimçi'deki Uygur Türkleri'nin ayaklanmasından sonra hızlanan bu planlarla Uygurluların hayat tarzı artık yok ediliyor. Pekin Üniversitesi Profesörlerinden Wu Dianting de, Çin'in bu konudaki politikalarına şüpheli yaklaşanlardan... Bölgenin hayat şartlarını iyileştireceğim diyerek Kaşgar'da yaptığı çalışmaların bir tarihi yok etmek olduğunu dile getiriyor. Bölgede yaşayan insanların hayat şartlarını iyileştirmek için çok yönlü metodlar olduğunu dile getiren Wu, “Tarih ve şehrin gerçek değerini anlamadığınızda, dünya mirası da yok olur” diyerek sitemlerini dile getirdi. 25 Ağustos 2012-Timetürk Doğu Türkistan'da deprem Doğu Türkistan'da 6,3 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Amerikan Jeofizik Kurumu, depremin Duşanzı kentinin 99 kilometre güneyinde, yerin 9,8 kilometre altında meydana geldiğini açıkladı. Devlet televizyonu, Urumçi'den de hissedilen depremde ilk belirlemelere göre 17 kişinin yaralandığını duyurdu. Çin deprem merkezinin büyüklüğünü 6,6 olarak açıkladığı, gece yarısı meydana gelen depremden sonraki 90 dakika içinde 8 artçı sarsıntı oldu. Kurtarma ekiplerinin depremin meydana geldiği bölgeye gönderildiği bildirildi. Deprem nedeniyle Doğu Türkistan daki demiryolunda hasar meydana geldiği, bazı bölgelerde elektriğin kesildiği belirtildi. 4 Türk Dünyası GÜNEY AZERBAYCAN'DA DEPREM İran'ın Türkiye sınırına yakın ve Güney Azerbaycan olarak da bilinen Tebriz bölgesi 6.2 büyüklüğünde depremle sarsıldı; çok sayıda ölü ve yaralı var. İran'ın Türkiye sınırına yakın Güney Azerbayucan olarak da bilinen Tebriz bölgesi 6.2 büyüklüğünde depremle sarsıldı. 6.2'nin ardından bir de 6.0 İstıklâl Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl TÜRK DÜNYASINA TESPİT VE BAKIŞLAR büyüklüğünde bir sarsıntı oldu. İki deprem sonucunda en az 153 kişinin öldüğü 400'den fazla kişinin de yaralandığı bildirildi. Tahran Üniversitesi Sismoloji Merkezi'nden yapılan açıklamada depremlerin merkez üssünün 1.5 milyon nüfuslu Tebriz şehri olduğu belirtildi. ISNA haber ajansına konuşan acil durumlar dairesi direktörü Gulamrıza Masumi, can kaybının artmasından endişe duyduklarını belirtirken yaralıların Tebriz ve Erdebil'deki hastanelere sevk edildiğini söyledi. TÜRKİYE'DEN DE HİSSEDİLDİ 6.2 büyüklüğündeki ilk deprem yerel saatle 16.43'te meydana geldi. Kısa bir süre içinde 6.0'lık ikinci bir deprem daha oldu. ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu depremlerin RÜZGAR EKEN FIRTINA BİÇEN İŞGALCİ GÜÇLER VE ÇİN *Necdet ÇELİKDÖNMEZ büyüklüğünü 6.4 ve 6.3 olarak tespit etti. Depremde Tebriz şehrinin zarar görmediği ama civardaki 60 kadar köyde evlerin ağır hasarlı olduğu belirtildi. Sarsıntıların Ermenistan ve Azerbaycan'ın yanı sıra Türkiye'nin doğusunda da hissedildiği bildirildi. Haber Erk- 11 Ağustos 2012 Kırım'daki sürgün anıtına ırkçı saldırı Kırım'da Tatar sürgünü anısına yapılan anıta kimliği belirsiz kişiler nazi işareti olan gamalı haç çizdi Kırım Akmescit Salgır Parkı'nda bulunan Kırım Tatar halkının anısına dikilen Sürgün Anıtına gamalı haç çizildi.Kırım Haber Ajansı'nda yer alan habere göre kimliği belirsiz kişiler, Kırım Tatarlarının 18 Mayıs 1944'te sürgün edildiği SSCB Cumhuriyetlerinin adlarının yazılı olduğu taşlara ve parkın bağlı olduğu Tavriya Milli Üniversitesi'nin parmaklığına menekşe rengi boya ile gamalı haç çizdi. Nazi işareti, sadece Rusya adının bulunduğu taşa çizilmedi. Temmuz ayında aynı renk boya ile 2 kez SSCB Kahramanı Amethan Sultan'ın sokaktaki büyük resmine gamalı haç çizilmişti. Akmescit Emniyet Müdürlüğü'nün Kiev semti karakoluna bağlı soruşturma ekibi olay yerinde çalışma yapıyor. Olay kayda alındıktan sonra belediye çalışanlarının gelip gamalı haçı temizlemesi bekleniyor. 08 Ağustos 2012-Dünya Bülteni Doğum Kontrolü İçin Ayrılan Bütçe Daha Çok Türk Nüfusunun %50 nin Üzerinde Olduğu Yerlere Yöneltiliyor. ödüllendirme yolunu tercih etmiştir. Bu yol ile özendirme politikası yürütmekte olup, 12. Beş yıllık plan gereğince temelde Uygurları kapsayan ve yerli Türk nüfusunun yoğun olarak yerleşik bulunduğu güneydeki üç vilayet, bir eyaleti hedefliyor. Bu yüzden bu defa Çin hükümetinin 21. 08. 2012-Çin hükümeti son zamanlarda Doğu Türkistan'da ayırdığı özel meblağı, Doğu Türkistan'ın yürütmekte olduğu doğum kontrolü politikasını daha sıkı hale güneyindeki üç vilayet, bir eyalette dış sınır bölge, getirmek için 729 milyon yuen özel bütçe ayırmıştır. köy ve kasabalardaki yerli Türk nüfusunu plan Bu bütçe “Az doğum yaparak çabuk zenginleşme” adındaki gereğince kontrol altına almak için ayrılmıştır. Çin Doğum kontrolü çalışma planı için sarf edilecek olup, bu plan hükümeti Doğu Türkistan'da “Az doğum yaparak aslında Doğu Türkistan'ın güneyindeki, dış sınır, yoksul köyçabuk zenginleşme” diye anılan Doğum kontrolü kasabalardaki yerli millet ailelerini hedef alıyor. Çin 2006 yılından başlayarak özel köy ve dairelerinin bir yandan Doğu Türkistan'da Çinli göçmenlerin kasabalardaki Uygurlara yönelik olarak sayısını arttırarak yerlileştirmeyi sıkı yürüterek, diğer taraf yürütmektedir. Doğu Türkistan'ın Doğum kontrolü tan'da yerli Türk nüfusunu kontrol altında tutmak için sıkı çalışmaları hakkındaki propagandalarında tedbirler almakta olması, dış ülkelerdeki Doğu Türkistanlı gösterildiği gibi, Çin hükümetinin doğum kontrolü faaliyetçilerin ciddi şekilde tenkit ve tepki göstermelerine sebep politikasına uygun olarak iki ya da üç çocuklu olmaktadır. Çin Doğum kontrolü yasası gereğince şehir olmaktan vazgeçenlerin işleri kolay, yolları açık nüfusundaki Uygurlar iki, taşra nüfusundakiler 3 çocuk sahibi olmaktadır. İyi örnek aile adını alarak Çin olabilirler demektedir. Fakat Çin hükümeti ödüllendirme, itibar hükümetinin ekonomik yönden mükâfatı ve siyasi verme politikaları vasıtası ile Uygurları birden fazla çocuk cihetten de itibar sahibi olmaktadır.Fakat dış sahibi olmamaya özendirme çalışmalarını arttırmıştır. ülkelerdeki Uygur faaliyetçileri Çin'in çeşitli Bu yıl Mayıs ayında Çin daireleri Uygur Otonom Bölgesi(Doğu şekillerde yürütmekte olduğu Doğum kontrolü Türkistan) Doğum kontrolü çalışmaları için politikasının sadece Uygurları her 170 milyon yuen bütçe ayırarak özel olarak yönden yok etmeyi amaçladığını taşradaki doğum kontrolüne riayet eden ifade etmektedirler. Çin'in aileleri ödüllendirmişti. Yani Uygurların uygulamakta olduğu bu doğum yoğun olarak yerleşik bulundukları Doğu kontrolü politikasının Uygurları Türkistan'ın güneyindeki köy ve kasabalarda nüfus, kültür, iktisadi ve her yönden Çin hükümetinin “Az doğum yaparak, çabuk yıprattığı, hatta sonunda Uygurları zenginleşme” çalışmalarına iştirak edip çok bağımsızlık ve kendi kaderini çocuklu olmaktan vazgeçerek sadece bir kendileri tayin etme imkânından da Çokça rastlanan Doğum kontrolü propagandaları çocuk sahibi olan 82 binden fazla kişiye ve ebediyen ayırma tehdidi getirdiğini 29 binin üzerinde aileye bu tür planlı doğum ödülü verilmiştir. de beyan etmektedirler. Çin'in Uygur Otonom Bölge(Doğu Türkistan) Doğum Kontrolü Bu konuda görüşme isteğimizi kabul eden Dünya Komitesinin yayınladığı habere göre, son zamanlarda Çin'in Uygur Kurultayı başkan yardımcısı Ümit Agahi Doğu Türkistan'daki Otonom Bölge(Doğu Türkistan)hükümeti “Çin gelecek için hazırlık yapmaktadır. Çünkü “Az doğum yaparak çabuk zenginleşme” çalışmalarına yine 729 dünyanın demokratikleşme adımlarının Çin'e de milyon yuen tahsis etmiş olup, bu meblağ şartlara uygun gelen gelmesi kesindir. Çin'in Doğu Türkistan'da bir 58 bin ailenin ödüllendirilmesinde kullanılacakmış.Bundan taraftan Uygurların nüfusunu sert şekilde kontrol önce daireler Doğu Türkistan genelinde bu paradan altına alarak, diğer taraftan da Çinli göçmenleri yararlanacak olanların salahiyetini tespit eme ve incelemeleri Uygur topraklarına yerleştirmesi bunun açık tamamlamış olup, plan gereğince bu meblağın hedef göstergesidir. Uluslar arası yasalar gereğince Doğu belirlenmiş olarak Doğu Türkistan'ın güneyindeki Türk Türkistan, Uygurlar ve de diğer azınlık halkların nüfusunun %50'nin üzerinde olduğu yerlere dağıtılacağı bağımsız olma veya olmama gibi siyasi kaderlerini açıklanıyor.Uygur Otonom Bölge(Doğu Türkistan) nüfus referandumla belirlemede, Çinli göçmen nüfusu Doğum Kontrolü komitesinin internet sayfasında, mezkûr vasıtası ile üstünlük sağlayarak, Uygurları işte o komite ödüllendirme, yardım verme idaresinin başkanı Wu nihai fırsattan da mahrum etme maksadı ile hareket Ping'in sözlerini naklettiğine göre, şu anda Çin çok doğum etmektedir” şeklinde mülahazada bulundu. RFAyapanları cezalandırmanın yerine, az doğum yapanları Gülçehre Doğu Türkistan tarihine 1750 yıllara uzanan sürece baktığımızda Türklerin ana yurdu/Ata vatan topraklarımızda gerek Rus gerekse Çin işgalini zaman zaman görmemiz mümkündür. Doğu Türkistan topraklarındaki Türkler yıllarca şiddetin, soykırımın, zulmün her türlüsüne maruz kalmış ve İslami hayat tarzı imanın verdiği manevi güç ve sabırla kahraman/mazlum Türkler davasını bugünlere taşıyabilmiştir. Hayat mı, ölüm mü tercih noktasında nice Türk erleri, evlatları dini, namusu, toprakları, bayrağı, töresi adına ölümü/şahadeti gözünü kırpmadan seçebilmiştir. Zillet içinde yaşamaktansa direnerek şahadeti seçen bu kahraman milleti her zaman rahmetle ve vefa ile anıyoruz. Tarihi süreçte zaman zaman danışıklı döğüşlü olarak gerek Rus Moskof zulmüne ve en son ve fiili olarak ta ÇİN işgali altına cebren zorbalıkla, orantısız güç kullanarak mağdur/mazlum olmuş bir millet olan Türkleri Doğu Türkistan'ı görüyoruz. Her şeyin bir sıfır noktası vardır. Rüzgâr ekenler bir gün gelir en yakınından bile fırtına biçer. Bu kaçınılmaz bir sonuçtur. Yeryüzü coğrafyasındaki özgürlük üzerine yaşanan değişim hareketleri Çin zülmü altında inleyen Doğu Türkistan Türklerini de etkilemiştir. Dünya üzerinde çok değişik devletlerde yaşamakta olan Doğu Türkistan Türkleri yapmış oldukları her vesile ileher türlü etkinlilerde her fırsatta Çin zulmünü Çin işgalini ve Türkün özgürlük mücadelesini gündeme taşımaları dünya kamuoyu adına sevindirici gelişmelerdir. İnşallah iyi gelişmeler olacaktır. Zulümle abad olunmayacağı kesindir. Mazlum7maznun TÜRK halkının duaları/bedduaları zalim Çin'i tepetaklak edecektir. Âlemlerin Rabbi Allah'u Teala mazlumun hakkını o zalim terörist Çin ve Rus tan alacaktır. Tarihi süreçte milyonlarca Türk'ü katleden bu azgın kavim Rus ve ÇİN zorbaları eninde sonunda etikleri şiddet katliam rüzgârlarının karşılığını elbette göreceklerdir. Karşılarına fırtına olarak çıkacaktı. Genel anlamda çıkış arayanlar için önümüzde tek yol var:, Toprakları asli vatan Doğu Türkistan Türklerinin özgürlüğünün bağımsızlığının iadesidir. Çin'in kendi topraklarına dönmesi Türk'ün vatan topraklarından çekilmesi, yer altı yerüstü kaynakları asıl sahipleri olan Doğu Türkistan Türklerine teslim etmeleridir. Acımasız askeri teknolojik üstünlüklerle orantısız güç kullanıp zorbalıkla işgal edilen toprakların sahipleri Doğu Türkistanlı Türkleri yıllardır katledip topraklarını sömürdünüz. Yetti artık. Zulümleriniz ve sömürüleriniz artık son bulacaktır. Siz istemeseniz de özgürlük/bağımsızlık mücadelesi neticesini erecektir. Çarmıhınızı Türklerin sırtından taşıyarak ite kalka ölüme sürüklediğiniz bu kahraman vatan evlatlarının gözü karadır yıldıramayacaksınız. Azdırdığınız devlet terörünüz bir gün kendi başınızı yiyecektir. Yangına körükle gidenler yangında yanabilir. Rüzgar eken fırtına biçmek zorunda kalacaktır. Şu bir gerçek ki Doğu Türkistan Türk halkı iyi bilmektedir. “Her şeye birden ve hemen sahip olma gayreti çok zor elde edilmiş kazanımları bir çırpıda heder edebilir.” Ey zalim Çin bilmem anlatabildim mi? Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl İstıklâl Türk Dünyası 5 Temmuz'dan Sonra Kaybolanların Doğu Türkistan'da Yeni Aile efratlarının Yaşadıkları (2) Madenler Bulundu satarak masraf etmiştir. Bugün ise evleri tamtakır hale gelen bu aile yine yerleşim yerlerinin bir kısmını satmaya hazırlanmaktadır. Tudimemet Tursunniyaz'ın Ailesi: Tudimemet Tursunniyaz'ın ailesi çiftçiliğe ek olarak hasırcılık ile geçinmekte olup, bu aile Ürümçi ve Pekin'e ulaşım süresince tarlalarını kaybetmiştir. Ana gelir kapısını kaybeden bu ailenin ek gelir kaynağı olan hasırcılık işi de suya düşmüştür. Cuma(Cüme) Tursun'un Ailesi: Photo: RFA-5 Temmuz Olayından sonra kaybolan kişiler(sol taraf yukarıdan saat ilerleyişi yönüne göre): Memetabla Abdurehim, Zakir Memet, Muhtar Memet Tursuncan Tohti Kayıpların aile efratları iktisadi cihetten yıkıma uğramaktadırlar Öğrenildiğine göre, mezkûr aileler maddi varlıklarının büyük bölümünü ulaşım masrafı, otel ve diğer gereksinimler için sarf ederken, diğer bir bölümünü polisleri ağırlama, yetkililere hediye vermek gibi mecbur edilen yollara sarf etmişlerdir. Bununla birlikte bazı analar ziynet eşyalarını, bazıları ticaret yapmakta oldukları dükkânlarını satmaya, yine bazı aileler yerleşim yerlerini ve ev eşyalarını satmaya, yine bazıları da hayatlarının devam etmesi için tek üretim vasıtası olan ekim alanlarını da satmaya mecbur olmuşlardır. Kayıplardan Nebican Eli'nin Ailesi: Nebican Eli'nin ailesi evlatlarını arama devamında, öncelikle Ürümçi'de açmış olduğu cep telefonu dükkânını, ardından da Çin'in Şien şehrinde açmakta olduğu lokantasını kapatmaya ve satmaya mecbur olmuştur. En sonunda o Karakaş nahiyesindeki 2 dönüm ekim arazisini de satarak sarf etmiştir. Bu aile bir defasında sadece evlatlarının hangi hapishanede olduğunu öğrenmek için, bir yetkiliye 5 bin yuen para vermiştir. 3 yıl içerisinde Ürümçi ile Karakaş ararsında en az 30 defa gidipgelmiştir. Pekin'e bir kere gitmiş, iki defa da yol üzerinden geri çevrilmiştir. Oğlunun Çin'in Yivu şehrindeki bir hapishanede olduğu hakkında miş'li haberler işiten aile bu şehre de bir kez yol kat ederek, 20 bin yuen'e yakın para harcamıştır. Mezkûr ailenin 3 yıl içerisindeki toplam masrafı 500 bin yuene ulaşmış bulunuyor. O yakında Aksu'ya giderek çalışmaya başlayacak iken Karakaş polisleri izin vermemişlerdir. Eysacan Emet'in Ailesi: Eysacan'ın annesi Tursungul, oğlunu aramak için, öncelikle evindeki eşyalarını, ardından ziynet eşyalarını Aslen iktisadi temeli zayıf olan bu aile, ailedeki tek iş gücü olan oğulları Cuma(Cüme) Tursun'dan ayrı düştükten sonra, iktisadi kaynağı tümüyle kesilmiştir. Yaşlanmış olan karı-koca dışarıda hamallık ya da temizlik işleri aramaya mecbur olmuşlardır. Abdurehim Rozi'nin ailesi: Aslında makine tamirciliği mesleği ile iktisadi cihetten hızlı ilerlemekte olan bu aile, tamirci Abdurehim Sıdık kaybolduktan sonra iktisadi gelirden mahrum kalmıştır. Kucaktaki iki çocuğu ile çalışma imkânı olmayan Abdurehim Sıdık'ın eşi bugün sadece akrabalarının yardımları ile geçiniyor. Ekber Tursun'un Ailesi: Aslen Dönkövrük'teki büyük bir giyim-kuşam dükkânının 4 patronundan biri olan Ekber Tursun kaybolduktan sonra, dükkân ticari yönden gerileyerek kapanmak mecburiyetinde kalmıştır. Ekber Tursun bugün Beytullah Mescidin önünde sergi açarak çorap satıcılığı ile geçinmektedir. Çin hükümeti 5 Temmuz günü ölen Çin vatandaşlarına birer milyon yuen tazminat ödemiştir. O gün maddi zarar gören Çinliler için de özel inceleme ve değerlendirme yürüterek, onlara yeterli derecede tazminat ödemiştir. 5 Temmuz'da hayatını kaybeden Uygurlar için hiçbir şekilde tazminat ödememenin dışında, mezkûr aileleri durumu asına açıklamama konusunda uyararak tehdit etmiştir. Yukarıdaki deliller, Çin hükümetinin kayıpların aile efratlarına can borcu ile birlikte mal borcunun da olduğunu açıkça göstermektedir. Çin işte bu borçlara ne zaman ve nasıl cevap verecek? Bu borçları gizlemek, makyaj yapmak ve tehdit etmekle daha ne kadar cevapsız bırakacak? Ebediyen cevapsız bırakması mümkün mü? İşte bunlar, bugün sadece mezkûr ailelerin bilmeye teşne oldukları meseleler olmakla kalmayıp olaydan haberdar olan, dış ülkelerdeki Uygur faaliyetçileri, uluslar arası insan hakları aksiyonerlerinin de kafa yormakta oldukları ve gerekli cevap için yol aramakta oldukları meselelerdir. RFA-Şöhret Hoşur Haberde ayrıca, iki yüzden fazla Çinli ve yabancı işletmenin, 100 milyarlarca tonluk çeşitli maden kaynağının bulunduğu Uygur bölgesine 100 milyarlarca yuan değerinde yatırım yaptığı kaydedildi. Uygur bölgesi, bulunduğu stratejik konum ve yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynaklarıyla Çin'in özellikle enerji ihtiyacının karşılanması adına çok büyük önem arz ediyor. 138 kıymetli madenin çıkartıldığı Doğu Türkistan'da, Çin'in toplam petrol rezervinin yüzde 30'u, doğalgaz rezervinin de yüzde 34'ü bulunuyor. Öte yandan Pekin yönetimi, Çin'in 12. Beş Yıllık Ulusal Ekonomi ve Kalkınma Programı'na göre, Doğu Türkistan Uygur Özerk Bölgesi'nin 5 2015 yılına kadar ülkenin en büyük petrol ve doğal gaz üretim üssü olmasını hedefliyor ve buna yönelik yatırımlarını sürdürüyor. Çin'in, başta petrol ve doğalgaz olmak üzere buraya yaptığı yatırımları 2017'de yaklaşık 1 trilyon 500 milyar yuanı (236 milyar dolar) bulması bekleniyor. Çin, yapılan çalışmaların ardından geçen yılın sonlarında bölgede 50,57 milyon ton ham petrol bulunduğunu duyurmuştu. Bölgenin merkezi Urumçi'de Temmuz 2009'da çıkan ve resmi rakamlara göre 200'e yakın kişinin öldüğü Uygur - Han Çinlisi etnik çatışmasının ardından Pekin hükümeti, buraya olan yatırımlarını arttırma yoluna gitmişti. Aytmatov'un Eseri Uygurcaya Çevirildi Dünyaca ünlü Kırgız yazarı Cengiz Aytmatov'un kaleme aldığı son eseri Uygur dilinde yayınlandı . Eserlerin dünyanın bir çok dilinde çevirisi yapılan ve halkın sevdiği romanlarını kitap sayfalarına taşıyan yazar Cengiz Aytmatov'un “Dağlar Devrildiğinde Ebedi Nişanlı”adlı kitabı Uygur diline çevirilerek Doğu Türkistan okurları ile buluştu. Kitabın çevirisi Nurmamat Döölöt Uulu tarafından yapıldı. Döölöt, Uulu romanı daha önce tercümesi yapılan Çince kaynağından çevirdiğini açıkladı. Aytmatov'un daha önceki eserleri Uygurca'ya 1980'li yıllardan itibaren çevirilmeye başlamıştı. Sincan Basım evi ise yazarın anısı için 8 ciltten oluşan eserlerini yeniden basıma alıyor. Aytmatov'un 2007 yılında Rusça yayınladığı son eseri “Dağlar devrildiğinde Ebedi Nişanlı” adı romanı aynı yıl Kırgızca ve Türkçe'ye tercüme edilmişti. Çin, Şanhay Çeviri Evi'nde yazarın eserini 2008 yılında 5 bin tirajla Çinceye tercüme ettirmişti.1928 doğumlu Cengiz Aytmatov hayatı boyunca kaleme aldığı eserleri Türkçe'nin yanı sıra 150'den fazla dile tercüme edilerek milyonlarca baskıya ulaşmıştı. Aytmatov, 2008 yılı 10 Haziran tarihinde böbrek yetmezliği teşhisiyle tedavi gördüğü Almanya'da hayata veda etmişti. 23 Ağustos 2012Murat Hayati / Dünya Bülteni Aktüel 6 İstıklâl İsveç Uygur Maarif Birliği İsveç Parlamentosunda İftar Verdi 16.08.2012-Maarif Birliğinin tertip etmesi ve İsveç Parlamentosu Uygur Dostluk Grubunun yardımları ile 15 Ağustos günü İsveç Parlamentosunda hazırlık yaparak her kesimden kişilere iftar yemeği verdi. İftar sofrasına İsveç milletvekilleri, siyasi erbaplar, İnsan hakları örgütlerinin temsilcileri, dini zatlar, edip, profesörler olmak üzere 100'den fazla kişi dâhil oldu. İftar faaliyetine parlamento üyesi, İsveç milletvekili, Uygur Dostluk Grubunun önderlerinden biri olan Mehmet Kaplan başkanlık etmiş olup, o sözlerinin başında Uygurları kısaca anlattı. Sonra da Çin'e iade edilme tehlikesi ile karşı-karşıya kalan Uygur sığınmacıların durumunu parlamentoya sunarak ve göçmenler bürosu ile birçok defalar görüşmek suretiyle onları Çin'e iade edilme tehlikesinden koruduğunu beyan etti. İftar faaliyetine yine İsveç Parlamentosundaki 3. büyük parti sayılan Yeşiller Partisinin başkanı Gustaw Fridolin de iştirak etmiş olup, konuşmasında Uygurlar ile karşılaşmış olmasından ve Uygurlardan haberdar olduğundan dolayı sevinçli olduğunu ifade etti. Bunun dışında da Yeşiller Partisinin insan haklarına önem veren bir parti olduğu için Çin'in baskısına maruz kalmakta olan Doğu Türkistan'ın durumunu da Filistin meselesi ile birlikte dikkatine alacağını bildirdi. Yemek arasında görüşme isteğimiz kabul eden Bayan Anwar Şannan Müslümanlar İçin Özgürlük ve Eşitlik Cemiyeti adına bir konuşma yaptı. Konuşmasında bu gün burada Uygurlar ile ilk defa buluşmasından dolayı pek 10-12 Ağustos 2012 tarihleri arasında devam eden 2. Dönem Türk Turan Kurultayı Macaristan'ın güneyindeki Bugac kasabasında başarıyla sonuçlandı. Bu kurultaya 21 devletten temsilciler katılmış olup, kurultayın açılış konuşmasını Macaristan Meclisi başkan yardımcısı Sandor Lezsak yaptı. Açılış konuşması sona erdikten sonra eski Hun kültürünü, özellikle de eski Hunların içtimai durumu ve savaş maharetleri canlı olarak tanıtıldı. Bu faaliyeti düzenleyen Macaristan Turan Birliği başkanı tanınmış Türkolog Andras Biro'nun söylediğine göre, 2010 yılında yapılan 1. Dönem Turan Kurultayına 18 devletten temsilciler katılırken, bu yıl yapılan 2. Dönem Kurultaya 21 devletten gelen çok sayıda kardeş milletten temsilciler katıldılar. Onun söylediğine göre, bu kurultayın icra edildiği alana Orta Asya'dan gelen 200 çadır kurulmuş olup, 350 çeşit savaş mahareti tanıtılmıştır. Bu kurultaya Macaristan parlamento üyelerinin dışında Türkiye-Macaristan parlamentoları dostluk komitesi başkanı Dr. Selçuk Özdağ ile milletvekili Vural Kavuncu katıldılar ve konuşma yaptılar. Uygurları temsilen Almanya, Kazakistan, İngiltere, Hollanda İsviçre ve Türkiye'den gelen 20 civarında Uygur katıldı. Kurultay'da Uygur sanatçılar, sanat numaralarını gösterdiler. Dünya Uygur Kurultayı başkan yardımcısı Ümit Hemit ile Kazakistan'dan gelen temsilci Vakkas 21 devletin bayraklarının yanında Doğu Türkistan'ın ay-yıldızlı Gök bayrağının da dalgalanmasının Uygur temsilcileri çok heyecanlandırdığını söyledi. RFA-Erkin Tarim-13.08.2012 ÇİN'E KAFA TUTAN UCUZ AYAKKABICI BATTI Ucuz ayakkabı satışları ile adından uzun bir süre söz ettiren Haan-gar Ayakkabı iki yıldan bu yana içinde bulunduğu mali darboğazı aşamayınca üretim ve Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl satışlarını durdurma kararı aldı. Bir dönem 220 kadar mağazası bulunan Haan-gar'ın piyasaya 32 milyon lira seviyesinde borcu bulunuyor. “Çin'e kafa tutan adam” sloganı ile ün yapan Haan-Gar Ayakkabı Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Selçuk “daha fazla dayanamadık” dedi ve ekledi : “Bayramdan sonra fabrikayı ve 80 kadar mağazayı sevinçli olduğunu, kendilerinin Müslümanların insan hakları için mücadele etmekte olan bir teşkilat olmaları sıfatı ile Uygurların da insan hakları durumuna yakından dikkat edeceğini ve Uygurlar ile dayanışma içerisinde çalışmak istediklerini bildirdi. İsveç Uygur Maarif Birliğinin bu defaki İsveç Parlamentosunda iftar faaliyeti icra etmesi 2. defa olup, Cemiyet başkanı Nejat Turgun görüşme isteğimizi kabul ederek, parlamentoda iftar faaliyeti icra etmenin önemi üzerinde durdu. RFA-Yalkun RFA/Erkin Tarim-2. Dönem Turan Kurultayındaki faaliyetlerden görünümler. kapattık.” Piyasaya 32 milyon liralık bir borçlarının olduğunu söyleyen Selçuk, iflas erteleme başvurusunda bulunmadıklarını ifade ederken, alacaklı firmaların haklarında iflas kararı talep edip etmeyeceklerine bilmediğini söyledi. FABRİKA VE MAĞAZALARI KAPATTI Bayram sonrası üretim yaptıkları tesisi kapattıklarını söyleyen Selçuk “Daha fazla dayanamadık. Giderek kötüye gidiyordu. Kapısına kilit vurduğumuz tesisi Türkiye'nin en büyük ayakkabı üretim tesisiydi. İşlerin iyi olduğu dönemde 900 kadar çalışanımız vardı. En son bu sayı 600'e kadar geriledi. 80 kadar da mağazamız vardı. Bunları da kapattık” dedi. Selçuk, kendilerinin yaşadığı sıkıntının yanı sıra sektörden çok sayıda firmanın benzer durumda olduğunu öne sürdü. UCUZA SATIŞ SONU OLDU Konuya yakın sektör kaynakları ise Haan-gar'ın yaşadığı sürecin altında maliyetin altında satış ve agresif büyüme politikası olduğu görüşünde. Aynı kaynaklar, Haan-gar'ın iflası ile birlikte onlarca küçük saya atölyesinin zor duruma düştüğüne işaret etti.hurriyet.com.tr-24.08.2012 Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl İstıklâl Hapiste 9 Ay Açlık İlan Eden Mahpus Kerem Abduveli'nin Sağlık Durumu Aile Efradını Endişeye Sevk Etmektedir. 1993 yılında Karşı devrimci örgüt kurmakla suçlanarak 12 yıl hapis cezasına çarptırılan ünlü dini zat Kirem Abduveli Ceza süresi bittikten sonra yine ardıardına 3'er yıl olmak üzere 4 defa ceza süresi uzatılmıştır. RFA7Arslan-Abdukerim Abduveli'nin gençken çektirdiği resmi.(Zamanı ve yeri net değil) Abduveli Çin'in bu tutumuna tepki göstererek geçen yıl 9. ayın 24. günü Açlık ilan etmiştir. Kirem Abduveli'nin aile efradının RFA radyosuna bildirdiğine göre, Kirem Abduveli açlık ilan etmeyi bu yıl Haziran ayına kadar toplam 9 ay devam ettirmiştir. Çin kurumları onu damarından serum vermek suretiyle besleyip yaşata gelmiştir. Ailesi onu en son ziyaret ettiğinde, Kirem Abduveli zayıflamaktan bir deribir kemik hale gelmiştir. Bugün. Kirem Abduveli'nin sağlık durumundan dolayı ciddi şekilde endişeye kapılan aile efradı onun yaşam güvenliği ile ilgilemesi için uluslar arası toplumdan yardım istemektedir. Açlık ilanı normalde hukuk devletlerinde hükümete tepki bildirmenin en çabuk ve en verimli şeklidir. Tarihi materyallerde işaret edildiğine göre, açlık grevi ilan etme şeklindeki ilk direniş M.Ö. 4. Y.yılda İrlanda 'da meydana gelmiştir. 19 ve 20. asırlarda İngiltere müstemlekeciliğine karşı hareketlerde birçok defa kullanılmıştır. Özellikle de Hindistan'ın bağımsızlık Mücahit Kaşgarlı Türkiye'nin Çocuklar İlahi Grubuna Seçildi Türkiye'nin ünlü müzisyeni Ertuğrul Erkişi Mücahit Kaşgarlı'yı Türkiye Çocuklar İlahi grubuna kabul ettiğini ilan etti. mücadelesi döneminde en etkili ir yöntem olarak kullanılmıştır. Bu kadar yıllardaki açlık grevi yıllarında normalde 52 gün ila 74 gün arasına gelindiğinde yaşamını yitirme sonuçları görülmüştür. Sadece Hindistanlı Baghat Sing 1929 yılındaki açlık grevi direnişini 116 ün devam ettirerek rekor kırmıştır. Edindiğimiz malumatlarımıza göre, Kerem Abduveli'nin açlık grevi ilan etme direnişi 9 ay yani 270 gün devam etmiştir. Açlık grevi ilan etme 40 güne ulaştığında, Çin daireleri onun kardeşini görüşmeye davet etmiş, 198 güne ulaştığında, annesinin görüşmesine izin vermiştir. 270 güne ulaştığında Kirem Abduveli belirsiz bir sebeple Açlık ilanına son vermiştir. Onun açlık ilanını bu kadar uzun süre devam ettirebilmesine, Çin dairelerinin onu damardan mecburi serum vasıtası ile beslemesi sebep olmuştur. Saygı değer radyo dileyicileri, Kirem Abduveli dünyanın en diktatör hâkimiyetlerinden birine, dünyanın en kabul edilir, en barışçı direniş hareketlerinden birini kullanmıştır. Elbette ki bu onun gönüllü seçimi olmayıp, en son çaresi sıfatı ile insani gururunu açığa vurmasıdır. Kirem Abduveli kendisinin insani gururunu aşikâr etmek için ağır bedel ödemiştir. Yani fiziki dermanından bir hayli kayba uğramıştır. O yine de ağır bedel ödeme tehlikesinde yaşamaktadır. Onun için Kirem Abduveli'nin ailesi dış ülkelerdeki Uygur teşkilatlarını ve uluslar arası toplumu Kirem Abduveli'nin hayati tehlikesi için harekete geçmeye çağırmaktadır. RFA-Şöhret Hoşur-17.08.2012 Ünlü müzisyen Ertuğrul Erkişi'ye Uygur doppası takdim edildi. Ertuğrul Erkişi Mücahit Kaşgarlı ile hatıra fotoğrafı çektirdi. 11 Ağustos 2012 Ankara 5 yaşındaki Uygur çocuğu Mücahit Kaşgarlı geçen yıl Türkiye'nin en büyük televizyon kanallarından biri olan Show TV kanalındaki “Yetenek Sizsiniz” adlı yarışmaya katılarak ün yaptıktan sonra, öze davetle Türkiye'nin birçok yerlerine giderek televizyon programları ve büyük toplantılara katılarak şiir sunumu yapmaktadır. O 11 Ağustos günü Ankara Belediyesinin tertip ettiği iftar yemeğinde ünlü müzisyen GÜNDEM 7 Siyasi Tutuklu Kirem Abduvelinin Ceza Süresi Niçin Sona Ermiyor? 24.08.2012-Ünlü dini zat Kirem Abduveli, 1980'li yılların sonları ve 1990 yılının başlarında Doğu Türkistan'da sürdürülen milli anlayış ve dini inanç eğitimi sebebiyle karşı devrimci olarak suçlanıp, 1991 yılında tutuklanmıştı. RFA/Şöhret Hoşur-Çin Dairelerinin Kirem Abduveli hakkında verdiği Mahkeme Kararı O 1993 yılında yargılanarak 12 yıl hapis cezası almıştı. O zamanki kararda, onun ceza süresinin 2002 yılının 16 Kasım'ında sona ereceği belirtilmişti. 12 yılın sonunda ailesi ceza süresinin dolduğu gün hapishaneye gittiğinde, ilgililer onun ceza süresinin 3 yıl uzatıldığını bildirmişlerdir. Bu 3 yıl dolduğunda yine 3 yıl uzatıldığı bildirilmiştir. Neticede toplam 4 defa uzatılarak, ceza süresi 2014 yılının Haziran ayının 30'una kadar uzatılmış bulunuyor. Öyleyse Kirem Abduveli'nin ceza süresi niçin bitmiyor? Anlaşıldığına göre, Kirem Abduveli üzerinden 2002, 2005, 2008 ve 2009 yılında olmak üzere hapiste toplam 4 defa dava açılmıştır. Hapishane idareleri önceki 3 davanın hüküm namesini mahkûmun ailesine vermemiş; ama sadece 4. yargılama hüküm namesini 4 dava, Ürümçi şehri Yenişehir bölge yargı mahkemesi tarafından açılmıştır. Kararda beyan edildiğine göre Kiren Abduveli hapiste iken tekrar suç işlemiştir. İşlediği suçun adı “Hapishane yönetiminin düzenini bozmak” kararda belirtilen suç delilleri ise, namaz kılmak, protesto etmek için açlık grevi ilan etmek, suçluların uymaları gereken 38 maddelik hareket kıstaslarını ezberlemeyi reddetmek, Çinli suçlulardan oluşturulan gardiyanlara boyun eğmemek. Yargılama günü Kirem Abduveli'nin sözde suçları için şahitlik edenler ise, hapiste ceza süresini doldurmakta olan 5 Çinli suçlu olup, onlar Xen Chyang, Liyu Şawlin, Li Tyenbaw, Wang Chaw, Du Şiyenfa, Yü Yachi'dir. Kararda beyan edildiğine göre, isimleri geçen Çinli suçlular, Kirem Abduveli'ye gözetleyici olarak görevlendirilmişlerdir. Kerem Abduveli mahkeme günü fikir beyan etmeyi reddetmiştir. Mahkûmun aile efradının bildirdiğine göre, kerem Abduveli açlık ilan ettikten sonra, hapishane idaresi onun ailesindekileri çağırtarak, Kirem Abduveli'ye tembihte bulunmalarını, yani onu namazı terk etmeye ve açlık grevine son vermeye ikna etmelerini istemiştir. Mahkûmun aile mensupları ise hapishane idaresinin bu talebini reddetmiştir. Kirem Abduveli sahiden hapishane düzenine boyun eğmemek için mi şimdiye kadar ceza çekmektedir? Yoksa Çin daireleri onun hapisten çıkmasını istemediği için mi onun kabul etmesi mümkün olmayan şart ve talepler ortaya koyuyor? Bir dini şahsiyetten namazı terk etmesini istemek, onu hapishanede ebediyen tutmanın bahanesi değilmidir? Uygur siyasi tutukluya Çinli toplum suçlusunu gözetmen olarak tayin etmek, mezkûr suçluyu isyana mecbur etmek değil ise nedir? RFA-Şöhret Hoşur Öyle ise ilahi nedir? Türkçe de peygamberi, Ertuğrul Erkişi'nin çocuk Allah'ı övmek, ona dua etmek için yazılıp ilahi grubu ile birlikte makamla okunan nazımdır. 14 Ağustos günü sahneye çıkarak, ünlü şair Dost televizyonunun sahur programına Necip Fazıl Kısakürek'in çıkan Mücahit Kaşgarlı 5 yaşında olmasına Sakarya destanını okuyarak, iftara katılan 500 bakmayıp sunduğu şiirleri ile Çin'in Uygurlara yönelik olarak yürütmekte olduğu civarındaki üst dereceli baskıyı anlattı. Biz Mücahit'in Türkiye memur ve halk Çocuklar İlahi Grubuna seçilmesi esnası ve topluluğundan büyük alkış ramazan ayında katıldığı faaliyetler aldı.Mücahit Kaşgarlı'nın hakkında tafsilatlı malumat almak için şiir sunumu sona erdikten babası Mirkâmil Kaşgarlı ile görüştük. RFAsonra, ünlü müzisyen Erkin Tarim-15.08.2012 Ertuğrul Erkişi Mücahit'i Türkiye çocuklar RFA/Erkin Tarim-Ünlü müzisyen Ertuğrul Erkişi ilahi Mücahit'i sahnede tanıtıyor. 11 Ağustos 2012 grubuna Ankara kabul ettiğini açıkladı. Türkiye Çocuklar İlahi grubu 2006 yılında kurulmuş olup, şimdiye kadar çok sayıda ilahi albümleri çıkartmış ve Almanya, Fransa, Hollanda, İsviçre, Rusya ve Amerika olmak üzere devletlerde programlar icra etmişlerdir. GÜNDEM 8 Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl İstiklââll İstıkl 1992 yılında tutuklanarak evlerinde yapılan bütün normal dinî PEKİN, DİNİ BASKILARA 12suçlamayla senelik hapis cezasına çarptırılan faaliyetler yasalar tarafından korunur SON VERMELİDİR Çin bir yandan Doğu Türkistan'da Din ve Vicdan özgürlüklerine ve manevi değerlerimize yönelik baskıların dozunu şiddetle... Çin bir yandan Doğu Türkistan'da Din ve Vicdan özgürlüklerine ve manevi değerlerimize yönelik baskıların dozunu şiddetle arttırırken, İslami yaşam ve İslam'a kültürüne açıkça yasaklar getirirken öbür yandan bugün Çin burada Diyanet işleri başkanlığımızın şemsiyesini kullanarak Türk Kamuoyunun Türkistan'daki zülüm, insan hakları ihlalleri ve inanç düşmanlığına yapılan baskı ve müdahalelerine olan bakışını yumuşatmak ve sempatisini kazanmak için 'Çin de İslam Paneli ve Çin'de İslam ve Kültür Sanat eserleri sergisi' adı altında çeşitli etkinlikler düzenlemektedir. Çinin bölgedeki din siyasetinin gerçek yüzünü Türk kamuoyuna duyurmak ve dikkatlerini bu meseleye çekmek için biz Türkiye de faaliyet göstermekte olan Doğu Türkistanlı Teşkilatlar Hür Doğu Türkistan Platformu çatısı altında bu faaliyeti tertip etmekteyiz. 1949'dan bu yana Çin işgali altında bulunan Doğu Türkistan'da yaşam mücadelesi veren Müslümanlara yönelik baskılar son yıllarda vahim boyutlara ulaşmıştır. Çin Komünist Partisi'nce “İslam kimliği” devletteki otoriteler tarafından “ulusal birliği tehdit unsuru” olarak kabul edilmekte; “İbadet Yerleri” ise bu tehdidin “potansiyel odak noktası” olarak görülmektedir. Bunların sonucu olarak da 1949 yılından itibaren Doğu Türkistan'da Müslümanların “dini faaliyetlerini özgürce yapmalarına kısıtlama” getirilmiş; “insanların sağlığını bozan faktör olduğu” gibi komik gerekçelerle Müslümanlığın etkisiz hale getirilmesi için yoğun çaba sarf edilmektedir. Son Ramazan ayında Pekin yönetiminin Doğu Türkistan'daki Müslüman Türkler'e yönelik uyguladığı oruç ve ibadet kısıtlaması, öğrenci ve memurlara yönelik getirilen dini yasaklar insan yaşamını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. : Ramazan ayı içinde oruç tutmayı önlemek için bütün resmi dairelerde öğle yemeği davetleri verilerek Müslümanlar yemek yemeye mecbur bırakılmışlardır. Oruç tuttukları tesbit edilenler ise fişlenerek hem kendileri hem de aile fertleri çeşitli cezalara çarptırılmaktadırlar. 18 yüzyılın başlarında inşa edilen tarihi Kumul Eyitgah Camii, turistik bölge içinde olduğu gerekçesiyle ibadete kapatılmış, camiyi görmek isteyenlerden 40 Yuan (8 Dolar) giriş ücreti talep edilmeye başlanmıştır. Ramazan ayı öncesi Artuş şehrinin en büyük camisinin kapısına restorasyon yapılacağı gerekçesiyle kilit vurularak kent merkezindeki Müslümanların ibadet yapmaları engellenmiştir. Hoten, Yarkent ve Kaşgar şehirlerinde birçok camii özellikle Cuma günleri ibadete kapatılmakta, öğrencilerin Cuma namazına gitmelerini önlemek için öğrencilerin namaz saatinde okullarda zorunlu olarak bulunmaları sağlanmaktadır. Özellikle fakir ve cahil ailelere maddi yardım karşılığında imzalatılan taahhütnamelerle, halkın dini inançlarına göre yaşamaları baskı ve yasaklar uygulamaktadırlar. kadınların dini vecibelere göre giyinmeleri, alışveriş merkezlerine girmeleri, hatta sokakta dolaşmaları, Taksi, Otobüs ve diğer ulaşım araçlarına binmesi, resmi devlet idarelerine girmesi, hastanelere girmesinin yanı sıra evlerinde dini yayınlar bulundurmaları yasaklanmaktadır. Her ne kadar Çin Anayasası ve Özerklik Yasaları'nda “dini özgürlüklerin güvence altına alındığı” ifade ediliyorsa da, uygulamada “dini inanışlar yasadışı faaliyetler” olarak nitelendirilmektedir. Hatta kanunen 18 yaş altındakilerin okulda veya evlerde dini eğitim almaları yasaklanmıştır. İslam ülkelerine şirin görünmek amacıyla açılmış olan çok az sayıdaki dini okullarda, islami bilgilerden ziyade Marksizm, Leninizm fikirleri ders olarak okutulmakta, buralardan yetişen “imamlar” görevlendirildikleri camilerde komünist partisinin propagandasını yapmaktadırlar. Bölgede dini inanç ve ibadetleri yok etmeye yönelik tehdit ve baskılar doruğa ulaşmış ve ”etnik soykırım” hüviyetini almıştır. Korla şehrinde Kur'an Kursu'nda bulunan 12 yaşındaki Mirzahit AMANULLAH sırf Kur'an okuduğu için götürüldüğü karakolda dövülerek öldürülmüş, mezarında ailesinin dua etmesi dahi engellenmiştir. Şincang Özerk Bölge Yönetimi Dış İlişkiler Müdürü Hu Hen Ming, halkın tepkisini yatıştırmak için Amanullah'ın karakolda başından aldığı darbeler sonucu öldüğünü itiraf etmek zorunda kalmıştır. Çin Komünist Partisi tarafından “dini otoriteyi sarsmak ve toplum huzurunu bozarak karşı devrimci örgüt kurmak” gibi bir ünlü din âlimi Kerem ABDULVELİ, tutukluluk süresi 2002'de bitmesi gerekirken, hiç bir yargılama yapılmaksızın, “marksizm ideolojisine karşı çıkması, cezaevinde Kur'an okuma ve namaz kılma gibi dini ibadetlerini devam ettirmesi, açlık grevi yapması ve bölücü tehdit oluşturduğu gerekçeleriyle bugüne kadar tahliye edilmemiştir. Tutukluluk süresinin sona erdiği 2002 yılından bu yana 10 yıldır tahliye edilmeyerek insani ve dini hakları gaspedilen Kerem Abdulveli'nin baskıları protesto amacıyla tepkisini ortaya koymak ve sesini duyurmak için 2011 yılı Eylül ayında başlattığı Çin burada Diyanet işleri başkanlığımızın şemsiyesini kullanarak Türk Kamuoyunun Türkistan'daki zülüm, insan hakları ihlalleri ve inanç düşmanlığına yapılan baskı ve müdahalelerine olan bakışını yumuşatmak ve sempatisini kazanmak için 'Çin de İslam Paneli ve Çin'de İslam ve Kültür Sanat eserleri sergisi' adı altında çeşitli etkinlikler düzenlemektedir. açlık grevi 270 gün sürmüştür. Damardan zorunlu serum verilerek hayatta kalması sağlanan Abdulveli Hoca'nın hayatından endişe edilmektedir. Urumçi 3 No.lu Hapishane 'de bulunan Abdülveli Hoca ile birlikte diğer tutukluların dini inançlarını yaşama, dini ve milli kimliğini koruma gibi insani haklarının iade edilmesi noktasında Pekin yönetiminin devreye girmesi ve Urumçi'deki yerel yöneticilerin keyfi davranışlarına son verdirmesi hür dünyada insani açıdan takdir edilecektir. Ateistlik eğitimi ve dinsizlik propagandası nasıl serbestçe yapılabiliyorsa, halkın kendi inançlarına göre yaşamaları ve ibadetlerini yerine getirmelerine Pekin Hükümeti saygı göstermek durumundadır. Nitekim Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası'nın 36ncı maddesi'nde “her bir Çin vatandaşı dini inanç ve özgürlüğe sahiptir, devlet vatandaşın normal dini faaliyetlerini korur” denmektedir. Aynı şekilde; “hiçbir devlet organı, toplulukları ve bireyleri dine inanmaya veya inanmamaya zorlamaz; dine inanmayanlar ve dine inananlar arasında ayrım yapmaz” denerek din ve inanç özgürlüğü yasalarca güvence altına alınmıştır. Bölgesel özerklik yasalarında da “Din adamlarının yaptıkları normal dinî işler, dinî faaliyetlerin yapıldığı yerlerde ve dinî alışkanlıklara göre dine inananların ve hiç kimse bu faaliyetlere müdahale edemez.” denilerek dini inançlar ve faaliyetler koruma altına alınmıştır. Ne var ki, anayasada ve özerklik yasalarında dini inançlara tanınan bu özgürlükler kağıt üzerinde kalmış olup, tüm dini faaliyetler “devletin, rejimin güvenliğini tehdit eden yasadışı faaliyetler” olarak görülmektedir. Bu münasebetle kamuoyunun dikkatini çekmek isteriz ki, “2012 Çin Yılı” etkinlikleri çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın davetlisi olarak Türkiye'de bulunan Doğu Türkistanlı ve Çinli Müslüman din adamlarının hepsi; Marksizm, Leninizm eğitimi almış kişiler olup, Çin Komünist Partisi mensubudurlar. Onların görevi; komünizme hizmet etmek ve dini faaliyetleri “pasif halde kontrol altında” tutarak gelişmesini önlemektir. Bu gerçekler ışığında “Hür Doğu Türkistan Platformu”; olarak başta Türkiye, Suudi Arabistan, İran, Mısır ve Pakistan gibi ülkeler olmak üzere hür dünyadaki İslami kuruluşları Doğu Türkistan'daki dini baskıların azaltıması noktasında yaptırım uygulamaya; dini faaliyetleri yerinde görmeye, özellikle dini bayramlarda ve Ramazan günleri gibi önemli dini günlerde bölgeye din adamları göndermek suretiyle dini faaliyetlere katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Asırlardır İslamiyet'in Asya'daki bayraktarlığı görevini sürdürmüş olan Saltuk Buğra Han'ın evlatlarının hizmetinde olmak dini ve vicdani bir görev olmanın ötesinde İNSANİ bir vazife olduğu unutulmamalıdır… Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığımızı, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Hükümetlerinin Çine baskı yaparak, ikili ilişkilerde önce oradaki Müslümanların hak ve hukuklarının korunmasını gündeme getirerek Doğu Türkistan Müslümanlarının ibadet ve inanç özgürlüklerine saygı göstermeye, Müslümanların huzur içinde ibadetlerini yerine getirmelerine imkân sağlamaya zorlamasını talep ediyoruz. Bu vesileyle harap halindeki tarihi camileri restore ederek ibadete açmaya, yıkılan camilerin yerine ihtiyaca göre yeni camileri yapmaya ya da bağış yoluyla yapılmasına izin vermeye; namaz kılmak, oruç tutmak, Kur'an ve dini eğitim almak gibi temel hakların serbest olması ve halkın inançlarına göre dini faaliyetlerinin özgürce yapılmasının güvence altına alınmasını, normal dini vecibelerini yerine getirirken tutuklananların serbest bırakılması konusunda da özel çalışmalar başlatılmasını talep ediyoruz. 1 Eylül 2012 Hür Doğu Türkistan Platformu 1.Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği 2. Doğu Türkistan Vakfı 3. Doğu Türkistan Gençlik Derneği 4. Doğu Türkistan Göçmenler Derneği 5.Doğu Türkistan Dayanışma Derneği 6. Doğu Türkistan Sevgi ve Dayanışma Derneği İstıklâl Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl Çin ile Türkiye Arasında Din Açılımı Çin Türkiye Kültür ve Sanat Sergisi Açılacak 27.08.2012-2012 yılı Türkiye'de Çin kültür yılı olarak ilan edildikte sonra, Çin hükümeti Türkiye'nin birçok yerlerinde çeşitli faaliyetler yapmaktadır. Bu faaliyetler içerisinde insanların en çok dikkatini çeken ÇinTürkiye İslam Kültür ve Sanat Eserleri Sergisidir. Bu faaliyet 31 Ağustos gününden 6 Eylül gününe kadar İstanbul'daki Ali Emiri Efendi Kültür Merkezinde yapılacak. Serginin dışında 1 Eylül günü “Çin ve Türkiye'de İslam” konulu ilmi muhakeme toplantısı, ardından da Kuran okuma faaliyeti yapılacak. Bu sergi esnasında Hoten şarkı-dans grubu 31 Ağustos günü, 2 Eylül ve 6 Eylül günleri olmak üzere 3 gösteri sahneleyecek.Bu faaliyeti Türkiye Diyanet İşleri, İstanbul Belediyesi, Çin dini işler kurumu ve Çin İslam Cemiyeti ortaklaşa düzenliyor.Çin'de dini baskının haddini aştığı, başörtüsü örten bayanların başörtülerinin çıkartılıp atıldığı, insanların dini inanç özgürlüğünün boğulmakta olduğunun ispatları ile Türk basınında yayınlanmakta olduğu bugünkü günlerde Çin'in Türkiye'de dini faaliyet yapması Türkiye'deki Doğu Türkistan sivil toplum örgütlerinin sert tepkileri ile karşılaşmaktadır. Gerçekten Çin'in bu faaliyeti düzenlemesindeki maksadı nedir? Türkiye niçin onlara zemin hazırlamaktadır? Doğu Türkistan içtimai teşkilatları buna nasıl bakıyorlar? Bu konuda görüşlerini almak için Türkiye diyanet işleri ile ilgili kişilerle telefon görüşmesi yaptık. RFA-Erkin Tarim Çin-Türkiye İslam Kültürü Sergisine Tepki Yağıyor Çin'in İslam Dünyasına hoş görünmek amacıyla düzenleyeceği etkinlik kapsamında Uygur Türkleri başta olmak üzere Müslüman bir heyet, 31 Ağustos'ta İstanbul'da düzenlenecek İslami Kültürler EXPO'suna katılmak üzere Türkiye'de olacak, ayrıca Hoten sanat ekibi de konser verecek. Çin'in Dindarlara olan baskısı had safhaya ulaştığı bir dönemde 2012 Türkiye'de Çin Kültür Yılı etkinliklerinden biri olan "2012 Çin-Türkiye İslam Kültürü Sergisi" gecikmeli olarak nihayet başlıyor.Ama içerde İslam'a karşı tüm rezilliği devam ettiren Çin'in Türkiye Diyanet işeri başkanlığı ile ortaklaşa düzenleyeceği bu etkinliğe tüm dünya da tepki yağmaya devam ediyor. "Türkiye'de Çin Kültür Yılı" etkinlikleri kapsamında Çin Din İşleri İdaresi ve Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı'nın işbirliğiyle İstanbul'da düzenlenecek etkinlikler kapsamında el yazması Kur'an-ı Kerim sergisi, Çin-Türkiye İslam Sempozyumu ve Çin'deki İslam kültürüne ilişkin tanıtımların yapılacağı belirtilirken Türkiye de faaliyet gösteren Doğu Türkistan Teşkilatları da harekete geçti. Aynı gün bir basın 9 toplantısı ile ikiyüzlü Çin yönetiminin Doğu Türkistan'da yürüttüğü İslam'a karşı vahşi tutumu deşifre edilirken İstanbul ve Ankara da bir dizi etkinlikler yapılacak. Çin İslam Derneği Sözcüsü Jin Rubin, 9 Nisan günü Beijing'de düzenlenen basın toplantısında, sekiz gün sürecek sergide Çinli Müslümanların dini, toplumsal, ekonomik ve kültürel yaşamlarının yanı sıra, Çinli ve Türk Müslümanların dostluk temaslarını yansıtan Uygur Türkleri'ne Hıristiyanlık Propagandası Uygur Türkleri'ni Hıristiyanlaştırmak için hummalı çalışma yapan misyonerler Urumçi de cirit atıyor. Çin Devletinin Dini bağları gevşeterek işgal ve asimilâsyona karşı Uygurların direnişini kırmak adına şeytanca yöntemlere başvurduğu günümüzde Misyonerlerin Dil Okulu açma, yüksek öğrenim gören gençlere burs dağıtma ve hatta tahrip edilmiş İncil'i Uygurca tercüme ederek bedava dağıtmaya bile göz yumması Çifte standart olarak değerlendiriliyor. Uygur Türklerini Çinlilerden ayıran en belirgin özellik elbette günlük yaşamlarıyla iç içe geçmiş geleneksel İslam. Bunu ortadan kaldırmak için önceleri okullara sadece evrim teorisi dersi adına ateist anlayış'ı pompalayan Çin'in nesilden nesile devam eden yeraltı medreselerden yetişen Uygur Din adamlarının çalışmalarını hiçbir zaman durdurmaya gücü yetmedi. Zulüm arttıkça dindarlaşanların sayısı günden güne artmakta, bundan rahatsız olan Çin artık Evlerde Kuran-ı RFA/Erkin Tarim-Çin-Türkiye Kültür ve Sanat Eserleri Sergisi. 2012 yılı, İstanbul fotoğrafların, Çinli Müslümanların dini eserleri ve dini yaşam eşyalarının, kaligrafi ve resim eserleri ile günlük yaşamlarını anlatan videoların gösterileceğini ifade etduyurmuştu. Sözcü, gösterilerin Doğu Türkistan Özerk Bölgesi ve Ningxia Hui Özerk Bölgesi'nin şarkı ve dans ekipleri tarafından icra edileceğini iddia etmişti.Serginin dışında Kur'an okunması ve ÇinTürkiye İslam Değişim Toplantısı gibi etkinlikler de düzenleneceği önceden duyurulmuştu. Çin Diyanet İşleri Genel Müdürü Wang Zuo'an, 8 ocakta düzenlenen Ulusal Dini Çalışmalar Toplantısı'nda iddia ettiği konuşmada, Çin'deki dini çevrelerin bu yıl yabancı ülke ve bölgelerde çeşitli iletişim etkinlikleri düzenleyeceğini de iddia etmişti. Çin-Türkiye İslam Kültürü Sergisi'nin haricinde, Çin'den bir dini heyet, Kazakistan'da yapılacak 4. Dünya ve Geleneksel Din Liderleri Kongresi'ne katılacak. Çin'in, Japonya ile arasındaki diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 40. yıldönümü ve Çin-Kore Cumhuriyeti diplomatik ilişkilerinin kuruluşunun 20. yıldönümü dolayısıyla, üç ülkedeki Budist halklar arasındaki dostluğu güçlendirmeyi amaçlayan bir etkinlik organize edilecek. Bunun yanında, Çin Daoizm Derneği, yurtdışındaki araştırma kuruluşları ve kütüphanelere klasik eserler hediye edecek. Ayrıca, Hong Kong'da "Uyumlu Dünya, Aynı Dilek ve Birlikte Hareket" temalı 3. Dünya Budizm Konferansı düzenleneceği gelen haberler araında. 28.08.2012-Uygur Haber Ajansı Kerim bulundurmayı, İslam'ı anlatan kitap, CD barındırmayı suç sayarken İncil dağıtmaya göz yumuyor. Hani Çin anayasasında İnanç Özgürlüğü diye bir madde vardı? Hani Bölgenin Özerklik yasasında Uygur Türkçesi ile Çince resmi dil olarak kullanılacaktı? Bunlar Çin Devletinin işine gelmeyince artık sakal bırakmak suç? Köylerde bile başörtü takmak sözde kanunlara aykırı, tüm devlet kurumlarının duvarlarında büyük levhalar asılı: başörtü takanların işine bakılmayacak! Önceden yapılmış Camiler açık ama Cami imamı kesinlikle Komünist partiye bağlı yerel Siyasi büro üyesi olması gerekli, birde Camiye 18 yaşından küçüklerin girmesini engellemek imamın başlıca görevi. Uygurları İslam dininden uzaklaştırıp kutuplara bölmek için tüm olanakları seferber eden Çin misyonerlerin açtığı batıdan yayın yapan Uygurca Misyoner Radyosuna bile müsaade ediyor. Yarınlara altın nesil yetiştirmeyi amaçlayan cemaatlere bir duyumuz var acaba Doğu Türkistan'a yönelik İslam'ı yayma adına ciddi çalışmanız oldu mu? Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bir şeyler yapamaz mı?....Uygur Haber Ajansı05.08.2012 Güncel 10 “Dünya İslam Gençleri Kulübü”nün İftar Yemeğinde Uygurların Durumu Tanıtıldı 31.07.2012-Suudi Arabistan'daki vatanperver Uygurlar, kendilerinin ana vatanı ve halkının durumunu her fırsatta dünya halklarına tanıtmayı kendilerinin dini ve milli borcu olarak bilmektedirler. RFA-Ömercan-“Dünya İslam Gençleri Kulübü” nün iftarında Uygurların durumu tanıtıldı. 29 Temmuz Suudi 29 Temmuz günü Suudi Arabistan'ın Cidde şehrinde, merkezi Cidde şehrinde bulunan “Dünya İslam Gençleri Kulübü”nün dünyanın birçok yerlerinden gelen ve Suudi Arabistan'da göz önünde olan İslam mütefekkirleri ve ulemalarına iftar verme faaliyeti icra edildi. İftardan sonra Suriye'den ve Somali'den gelen ulemalar kendilerinin ana vatanlarının durumunu tanıttılar. Bu arada “Dünya İslam Gençleri Kulübü” içerisindeki “Türkistan Komitesi” sorumlusu Abdurahman Celis ve komitenin genel sekreteri vatanperver üstat Siraceddin Suudi Arabistan'da Uygurlar Tanıtıldı 06.08.2012-Suudi Arabistan'da ramazan münasebetiyle düzenlenen Akşam faaliyetinde Uygurların şimdiki durumu tafsilatlı olarak anlatıldı. Suudi Arabistan'daki varlıklı şahsiyetlerden merhum Abdughopur Emin'in oğlu Emin Abdughopur Hacim her yıl Ramazan ayı münasebetiyle ramazan akşamlarının birinde dünyanın her tarafından gelen âlim ve mütefekkirleri kendi evine davet ederek yemek vermektedir. Yemek sonrasında da bu fırsattan istifade ile Uygurları ve Uygurların Anavatanını tanıtma faaliyetini sürdürmekte olup, birkaç on yıldan beri bu faaliyet böyle devam ede gelmektedir. 2 Ağustos 2012 günü yapılan akşam faaliyetinde, İstanbul'daki “Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışama Derneği”nin kurucusu tanınmış âlim Abdulhekim Mehsum konuşma yaptı. Abdulhekim Mehsum konuşmasında kendisini tanıttıktan sonra, şöyle dedi: “Değerli cemaat ben sözümü uzatmayacağım. Doğu Türkistan'ı sizler iyi bilirsiniz. Şu anda Doğu Türkistan'da olmakta olanlar Filistin de İstıklâl Aziz bu büyük fırsatı kaçırmadılar. Öncelikle Abdurahman Celis “Doğu Türkistan Müslümanlarının şu andaki vaziyeti” temasında oldukça tafsilatlı bir şekilde bir konuşma yaptı. İftar faaliyetine iştirak eden 500'ün üzerideki misafirler Uygurların durumunu dikkatle dinlediler. Onan sonra da vatanperver üstat Siraceddin Ezizi Tohti Ahun Erkin'in yazmış olduğu “Doğu Türkistan Müslümanlarının meselesi” adlı kitap ile Mısırlı ünlü yazar Necip Kılani'nin “Türkistan Geceleri” adlı destanını misafirlere hediye etmek suretiyle onların dikkatlerini Uygurlar meselesine celp etmede başarılı oldu. Misafirler kendilerine hediye edilen bu değerli kitapları oldukça büyük bir minnettarlıkla kabul ettiler ve kendilerinin bundan sonra Uygurlar meselesine özel bir ilgi göstereceklerine dair söz verdiler. “Dünya İslam Gençleri Kulübü” 1972 yılında Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad şehrinde merhum Padişah Faysal'ın fermanı ile tesis edilen uluslar arası İslami bir teşkilattır. Bu teşkilat Müslüman gençleri inanç, ahlâk yönünden eğitmek ve onlara yardım etmek, böylelikle Müslüman gençlerini faydalı faaliyetlere yönlendirme maksadı taşıyor. “Dünya İslam Gençleri Kulübü” bağımsız bir İslami teşkilat olup, birçok devletlerde şubeleri kurulmuş ve dünyanın her tarafındaki Müslüman öğrencilerin öğrenim masraflarını karşılamak, yetim çocuklara özel maaş bağlayarak maddi yardımda bulunmak, Müslüman gençlerini toplayarak onlara kurslar düzenlemek suretiyle onları eğitmek, dini eserleri bastırarak dağıtmak gibi çalışmalar yapar. RFA-Ömercan olmakta olanlardan binlerce kat daha kötüdür. Filistin'de olanları sizler devamlı olarak duyuyorsunuz. Fakat Türkistan'da olanları duymuyor ve görmüyorsunuz. Orada dinini okuduğu ve kuran okuduğu için genç çocuklar hapislere atılıyorlar. Gençlerimizin ıslama olan ilgisi çok büyük. Fakat hükümet kurumları buna izin vermemektedir. Memurların ve öğrencilerin namaz kılmaları, oruç tutmaları yasaklanmıştır. Halkımız o kadar sıkıntılar içerisinde kendi inancını muhafaza ede gelmekte ve bundan sonra da kesinlikle muhafaza etmeye çalışacaktır. Sizlerden isteğimiz şu ki, bu ulu ramazan akşamlarındaki duaların kabul edildiği saatlerde halkımız için dua etmenizdir.” Faaliyete iştirak edenler Abdulhekim mehsum'un konuşmasını gönülden dinlediler. Konuşma sona erdikten sonra cemaat hep birlikte “Allahu Ekber” dedi. Bu onların konuşmadan etkilenerek, Uygurların durumlarına acıdıklarının bir ifadesi idi. Ondan sonra, oturmakta olanların her biri Abdulhekim Hacim'i ortaya alarak, ondan Uygurlar ve Uygurların anavatanı hakkında birçok malumatlar aldılar. Sonra da Uygurlar için duygudaşlık yapacaklarını ve ellerinden geldiğince din kardeşliği borcunu eda etmeye çalışacaklarını bildirdiler. RFA-Ömercan Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl Yakın Plân Doğu Türkistan Eyvah!! Abdulmecit AVŞAR Bağımsız Doğu Türkistanlılar Derneği Genel Başkanı Dünya'da hızlı bir gelişme ve hızlı bir değişim var. Dünyanın sınırları yeniden çiziliyor. Bir Arap Baharı ortaya çıkmış zalimleri bir bir yıkıyor ama bir Millet var ki resmen tarih sahnesinden silinmek için onlarca yıldır asimile edilmeye çalışılıyor. Geçenlerde dünyanın ilk parasını ve yazılı çek tabletlerinin bulunduğu 6000 yıl önceki medeniyet merkezi Kültepe'ye gittim. Uzmanlar burada yaptıkları açıklamada bölgenin 18 medeniyeti barındırdığını ve 18 katmanı olduğunu söylüyordu. Lidyalılar parayı bulmasalar bugün öteki 17 medeniyet gibi unutulup gidecekti. Kendi ülkemi düşünüyorum. 50 milyona yakın Müslüman Türk'ün bulunduğu Doğu Türkistan'da dini tüm etkenlerin ortadan kaldırılması için büyük çaba harcanıyor. Ramazan ayı dünyanın birçok ülkesinde huzur ve sevinçle eda edildi. Ama Doğu Türkistan'da sahura kalkan tüm ailelerin reisleri tutuklandı. İnsanlar bir ay boyunca çalıştıkları iş yerlerinde öğlen vakti kurulan sofralarda zorla yemek yemeleri istendi. Yemeyenler tutuklandı ve işlerinden atıldılar. Çocuklar ve gençlerin namaz kılmaları engellendi. Devlet memurlarının camiye gitmeleri yasaklandı. Giden işinden atılarak olmadık eziyetlere maruz bırakıldı. İnsanlar cenazelerini sabah namazından önce veya sonra gömmek törenlerini bu saatlerde yapmak zorunda kaldılar. Onlarca milyon insanın ayakta kalmasının yegâne sebebi olarak gösterilen İslam dininin vecibeleri çocuklar ve gençlere unutturularak Çinli olmaya zorlamak nasıl bir zulümdür siz düşünün. Doğu Türkistan'da bu durum yaşanırken dünyada Suriye de yaşanan olaylar damga vurdu. Hele hele Müslüman Türk Dünyası'nın hamisi olması beklenen Türkiye Cumhuriyeti'nin yetkilileri Suriye ile yatıp kalkıyor. Başka bir milletin sorununa bakan bile yok. Sayın Başbakan geçtiğimiz aylarda Doğu Türkistan'ı ziyaret ederek oradaki Uygur Türklerini iki ülke arasında köprü olarak niteleyip Çinli yetkililere emanet etti ya Türkiye için her şey bitti anlaşılan. Gerçi son yıllarda Türkiye olarak hangi Türk soydaşın derdiyle ilgilendik ki? Dünyanın birçok ülkesine el uzattık ki uzatmamız da lazım. Ama kendi kardeş ve soydaşlarımızın dertleri Türkiye için önemli değil. Doğu Türkistan diasporasına göre ise tek sorun var 5 Temmuz'dan beri Rabia Kadir'i Türkiye'ye getirebilmek. O kadar büyük önem verildi ki birileri bu konuyu her platformda işledi. Sanki Kadir Hanımefendi Türkiye'ye gelse Doğu Türkistan kurtulacak. Ne kadar küçük ve basit mevzularla uğraşarak birilerinin dava yapmaya çalıştıklarını varın siz değerlendirin. Bir tarafta bir Millet asimile edilirken diğer tarafta ABD tarafından kurtarılan ve güya davaya lider olarak lanse edilen bir bayanın vize işi dava için çok önemli alan Türkiye'de krize yol açılıyor. Hükümet ve devlet yetkilileri eğer vize vermiyorsa bir bildiği vardır. Bu davanın başka sorunu yok mu? Bu bayanın maskesini ve etrafındaki bazılarının maskesini bu vize verilmemesi düşürmüyor mu? Uyan artık ey milletim! kardeşlerin tarih sahnesinden siliniyor. Eyvah ki eyvah eğer işimiz bir Kadir'in vizesine endekslendiyse bu dava zaten bitmiş. Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl İstıklâl KURT BAŞLI ALTIN KALEM NECDET SEVİNÇ'İN KİTAPLARI HAKKINDA-4 Prof. Dr. M. Metin KARAÖRS (8) 3.2. GAZİANTEP'TE TÜRK BOYLARI Sertaç yayın, 3 baskı Gaziantep 2008, 160 sayfa. Kitap, Büyük Türk Milliyetçisi Rahmetli Dündar Taşer'in aziz hatırasına ithaf edilmiş. Gaziantep Halkının Ataları başlıklı önsözle başlayan eser 17 bölümden oluşmuş. Her bölümde Gaziantep'e yerleşen Oğuz boyları mahalle isimleri, obaları, köyleri, yer adlarıyla birlikte tek ek anlatılmıştır. Beğdili, Bayat, Bayındır, Kızık, Döğer, Yazır, Çepni, Büğdüz, Avşar, Kınık, Karkın, Barak aşireti ve diğer aşiretler, dağınık Türkmen obaları, ilgili yer adları, Türk Kültürü ve Türk Dünyası ile ilgili yer adları eserde incelenmiştir. Kitabın sonunda geniş bir kaynakça bulunmaktadır. “Gaziantep, 1517'de Osmanlı idaresine girmiştir. İlk Ayıntap Tahrir Defteri 1536'da tamamlanmıştır. Başta 1536, 1543 ve 1574 tarihli Ayıntap Tahrir Defterleri olmak üzere birçok kaynaktaki kayıtlara göre 1517'den önce Gaziantep yöresinde yaşayan Oğuz boyları şunlardır: Alayuntlu, Avşar, Bayat, Bayındır, Beğdili, Büğdüz, Çepni, Döğer, Eymir, Karkın, Kızık, Yazır, Yüregir. Türkmen oymak ve aşiretlerinin dışında 24 Oğuz boyunun 15'i Gaziantep vilayetine yerleşmişlerdir.” Eymir Boyu ile ilgili şu bilgiler kitapta yer alıyor: “…Eymirler'in Gaziantep'in hangi köylerine yerleştiklerini tespit edebilmiş değiliz. Ancak bugün Gaziantep'in Islahiye ilçesine bağlı iki köy Emirler adını taşımaktadır. Eymir adının zaman içinde Emir, Emirli şeklini alabileceği düşünülürse bu iki köyün Eymirler'le sakin olduğu tahmin edilebilir. Türkiye'nin muhtelif bölgelerinde Emirler adını taşıyan köylerin dikkati çekecek kadar çok oluşu bu yoldaki tahminleri kuvvetlendirmektedir. Kaldı ki bu Türk boyunun adı öteden beri Eymir, Eğmir, İğmir, Emir, İmir imlaları ile telaffuz edilmektedir.” (9) 4.1. DURUŞMALAR Bilgeoğuz Yayınları, İstanbul 2010, Birinci hamur kağıda basılmış, 120 sayfalık tiyatro arzında 2 bölümden oluşan bir eser. Kitabın ön kapağında Oğuz Kağan ve iki yanında Alpaslan ve Bilge Kağan'ın temsili resimleri arka kapakta ise şu tanıtım azısı var: “Bu kitapta Necdet Sevinç'in iki oyununu sunuyoruz. Neredeyse hayatını sanık sandalyesinde geçiren Necdet Sevinç bu kez hâkim kürsüsünde. Necdet Sevinç mahşer mahkemesi de diyebileceğimiz bir mahkeme kurmuş. …Merzifonlu Alman Elçisine diyor ki: Şartı yokmuş. Şartınız olamazdı zaten. Şartları biz dikte ederdik. Şart koşma, şart ileri sürme hakkı yalnız ve sadece bize aitti. Yalnız sadece biz emrederdik. Benim yaşadığım yüzyılda ve daha önceki yüzyıllarda buyuruculuk Türk'ündü. Biz takdir ederdik. Ol derdik, olurdu. Çünkü dünyanın bütün hükümdarları bizim memurlarımızdı!” Duruşmaların 1. bölümünde Oğuz Kağan'ın mahkeme başkanı, Bilge Han ve Alpaslan Gazi'nin mahkeme üyesi, Atilla'nın savcı olduğu mahkemede 2. Viyana kuşatması ve sanık olarak yargılanan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ve etrafındaki tarihî olaylar içinde şahıslar yargılanır. Bu yargılama sonucunda mahkeme Sultan IV. Mehmet'in Merzifonlu'yu haksız yere idam ettirmesinden pişman olduğu anlaşılır. Karlofça Antlaşması'nın imzalanmasına sebep olarak Merzifonlu değil, onun ölümünden sonraki olay ve şahısların sebep olduğu, 2. Viyana kuşatmasındaki yenilgiye ise Kırım Hanı Murat Giray'ın Jean Sboyeski ile anlaşmasının ve Budin Beylerbeyi İbrahim Paşa'nın da çekilmesinin sebep olduğu vurgulandıktan sonra mahkeme Merzifonlu'nun şu sözleriyle sona erer: “Beni asın Oğuz Han! Yalvarırım asın beni! Türk devleti için de Türk milleti için de bizzat benim için de gerçek anlamda felaketlere sebep olan bu üç adamı da ben tayin ettim. Kırım Hanı'na da, Kara İbrahim Paşa'ya da, Koca İbrahim Paşa'ya da ben görev verdim. Ben tuttum ellerinden. Ben yücelttim. Bu suçtan asın beni. Bağışlamayın! Affetmeyin! Daha fazla yalvartmayın! Asın beni, asın” Oğuz Han kararı açıklar: “Merzifonlu Kara Mustafa Paşa hakkındaki karar Türk Milletinindir.” 2. Duruşmada aynı mahkeme Timur'un 27 Türk devletini yıktığı, Timur'da bunların devlet değil, Türkistan'ı 27 parçaya bölen topluluklar olduğu, barbarlık-medenilik tartışması, Timur'un Bağdat'ı yıkması, zulmü, rüşvet yiyen kadılarla mücadelesi, bilginlere hürmeti, Yıldırım ile mücadelesi ve sebepleri etrafındaki konuşmalar sonunda Timur hakkında kararın Türk milleti tarafından verileceğine hükmedilir. Necdet Sevinç'in bu kitabı tarihî bilgilere sahip insanların zevkle ve düşünerek seyredebilecekleri özgün bir tiyatro eseridir. Sahneye konabilir. (10) 5.1. ORDULAR MASONLAR KOMÜNİSTLER İlk baskısı 1972, son baskısı 1976 yılında. Dede Korkut Yayınları arasında yayınlanmış, on bölümlük 334 sayfalık kitap. Kitabın ön kapağı üzerinde 2. Dünya Harbi'den bir savaş manzarası ve arka kapakta şu tanıtıcı cümleler yer alıyor: “Böyle bir ihanetin örneğini tarihin hiçbir kitabında bulamazsınız. Fakat bunlar ben hayatta iken açıklanmayacak. Benim Kore'den Washington'a gönderdiğim ve Washington'un bana gönderdiği mesajların hepsi önce İngiliz Dışişleri Bakanlığı'nın elinden geçiyordu. İngilizler en geç 48 saat içinde ya Hindistan veya Londra'daki Sovyet büyükelçiliği vasıtasıyla komünist Çin'i bu mesajlardan haberdar ediyordu. Böylece komünist Çin alacağım tedbirleri ve atacağım adımları öğrenmiş oluyordu.” Sevinç, bu kitabını “bu eser, komünist ihtilalin gerçekleştirildiği ve geri teptiği ülkeleri komunist ihtilalcilere verilen mason kredileri, İngiliz politikası, casusluk ağı, sızma hareketleri, kadın, içki kitap, gazete ve mcmua propogandası, silahlı kuvvetlerin ele geçirilmesi- gibi ilişkiler içinde incelemekte, bu arada mason-komunist ittifakına ve bu ittifak karşısında millî orduların tavırlarına değinmektedir.” sözleriyle tanıtmaktadır. Kitabın sonundaki 48 adet faydalanılan kitap listesi önemli kaynaklardır. Sevinç, kitabında dünyada orduların, mason localarının ve komünistlerin millî devletleri yıkmak ve milliyetçiliği ortadan kaldırmak için yaptıkları faaliyetleri örneklerle anlattıktan sonra sonuç kısmında “…Yahudi'si de Rum'u da, Rus'u, Bulgar'ı Ermeni'si de kendi milliyetçiliğinin peşindedir. Komünizm, masonluk, kapitalizm, insan severlik veya dünya vatandaşlığı milliyetçilik hareketlerine maskedir sadece… Devletler bu maskelerle çalışmakta, komünizme, masonluğa veya dünya vatandaşlığı düzmecesine inanan zavallıları da bal gibi kullanmaktadırlar.” dedikten sonra sözü Türkiye'ye getirerek “Türkiye için tek çıkış yolu vardır. Şudur o da: Doktriner Türkçülüğe dönmek, Türkçü olmak. Düşüncede, sanatta, edebiyatta Türkçü olmak. Hareket ve davranışta Türkçü olmak. İktisatta Türkçü olmak. Ekonomide Türkçü, Sanayide Türkçü, sermayede Türkçü, politikada Türkçü olmak. Türkçü olmak, Türkçü olmak, Türkçü olmak” sözleriyle Türkçülüğü, Türk milletini yükseltmenin biricik ülküsü olarak gördüğünü Geniş Açı 11 belirtmiştir. Kitap, orduların, masonların ve komünistlerin kendi milletleri ve dünyadaki diğer milletlerin hayatında yaptıkları değişiklikleri örneklerle ibret alınacak şekilde anlatmaktadır. On bölüm hâlinde yazılmış kitaptaki ilgi çeken bazı başlıklar şu şekildedir: Başkentin Sokaklarında Kızgın İnsanlar, Bir Donsuzun Lider Oluşu, İspanyol Komünizmine Kapitalist Mason Yardımı, Her Ağaca Bir Ceset, Sukarno diye Bir Manyak, Amazon Kızıl Akmıyorsa, Mac Arthur'un Günahı, Türkiye'de Mason Komünist İttifakı. Komünistlerin, Yahudilerin, Kapitalistlerin ve hiçbir şey olmayanların dünyadaki rejimler, halklar, devletler ve kültürler üzerinde yaptıkları değişiklikler örnekleriyle ibret alınacak şekilde anlatılmaktadır. (11) 5.2. AJAN OKULLARI Dede Korkut Yayınları, 1975 basımı, 240 sayfalık kitap. Kitabın ön kapağında bir daire içinde parmak izi resmi arka kapakta “Bu okulların ne işi vardı Türkiye'de? Amerika, İngiltere, Fransa, Rusya ve diğer ülkeler Türk eğitimine katkıda bulunmak için mi inşa ediyorlardı binlerce okulu? Yoksa bu okulların ve bu okullarla birlikte devreye sokulan öğretmenlerin başka görevleri var mı? Ve gerçekten öğretmen miydi bunlar? Mesela şu Piyer Kıyar? İstanbul'a damladığı anda Türk gizli servisini neden peşine takmış, sonra niçin demir parmaklıkların arkasına kilitlenmişti? Haa, o mu? Yalan söylüyor bu adam. Adının Şeyh Haşimilürcavi olmadığını biraz önce bildirdiler. Trablusgarp tanıyor herifi. Adı, Sinyor bilmem ne Salvadora diye geçiyor kayıtlarda..”şeklinde tanıtım cümleleri yer alıyor. Dede Korkut Hikâyeleri'ni resimli roman hâlinde yayınladıklarını belirten yayınevi, Değerli Okuyucu başlığıyla yazdığı ön yazıda “bazı devletler, kendi milletinin ihtiyacı olduğu halde neden başka devletlere yardım etmek arzusunu duyarlar? şeklindeki soruya Giriş yazısını yazan Necdet Sevinç bu yazısının sonunda adeta “Bu eser, Osmanlı Türk İmparatorluğu'nun içindeki Rum, Ermeni, Yahudi gibi azınlıkların kendi kültürlerini korumak ve sırası geldikçe başlatılacak olan isyanlara militan yetiştirmek için açtıkları okulları inceleyecek, azınlık okullarıyla emperyalizmin üssü durumundaki yabancı okulların irtibatını tespit etmeye çalışarak eğitim ve sağlık kuruluşlarında yürütülen misyoner faaliyetlerine işaret edecek misyonerlikemperyalizm ilişkilerini ortaya çıkaracaktır.” cümleleriyle cevap vermektedir. 33 yazıdan meydana gelen kitapta bazı konu başlıkları şunlardır: Devam Edecek İstıklâl Uluslararası İlişkilerde Çin ve Uygurlar Hakkında Mülahaza KÜLTÜR-TARİH 12 Uzmanlar Uluslar arası ortamda Uygur meselesinin ileri gitmesi için en iyi fırsatların oluştuğunu bildiriyor. Gözlemcilerin bildirdiklerine göre, dünyanın vaziyetindeki değişiklikler, uluslar arası terörizme karşı savaş ve batı ülkelerinin ekonomik kriz durumlarının, Çin'in daha da güçlenmesine fırsat oluşturması ihtimali görünüyorsa da, tam tersine, gücü artmakta olan Çin için uluslar arası durumun giderek kötüleşmekte olduğu ileri sürülüyor. Dünya vaziyetindeki değişiklikler Çin için nasıl fırsat yaratmaktadır? Çin'in uluslar arası devletler ile olan ilişkileri nasıl gidiyor? Uluslar arası alanda Çin'in yeri ne kadar? Uygur meselesi Uluslar arası sahnede hangi aşamada gidiyor? Bu soruların cevabına ulaşmak için, biz Türkiye Stratejik düşünceler Enstitüsü uzmanı Dr. Erkin Ekrem'in bu konudaki görüş ve düşüncelerine dikkat edelim. Dr. Erkin Ekrem öncelikle, Çin'in iktisadi cihetten güçlenmekte ise de, batıdaki iktisadi krizin etkisi altında dışarıya mal ihraç etme ve dış ülkelere yatırım yapma planının zorlaşmakta olduğunu bildirdi. Dr. Erkin Ekrem Konuşmasında, şu anda Çin toplumunda zenginler ile yoksullar arasındaki farkın çok büyük olduğunu, buna tedbir alınmadığı takdirde Çin'de siyasi ve sosyal sorunların meydana geleceğini, Fenteknolojik toplumsal propaganda vasıtalarının Çin'e büyük tehdit olacağını söyledi. Dr. Erkin Ekrem yine, uluslar arası haber iletişiminin etkisinde ve batı ülkelerinin baskısı ile özgürlük, eşitlik, insan hakları ve demokrasi anlayışlarının Çin toplumunda genelleşmesinin, Çin'in uluslar arası stratejisini etkileyeceğini ifade etti. Ekrem sözlerine devamla; Çin'in uluslar arası devletler ve komşu devletlere rağmen tehdit meydana getirmekte olduğunu, Çin'in askeri savunma gücü arttıkça Amerika ve Çin'in komşu devletlerinin Çin'e olan güveninin aynı şekilde boşa çıkmakta olduğunu, Amerika'nın Çin'in komşuları ile birlikte Çin'e karşı kullandığı stratejik baskının da Çin'in güvenliğini etkilediğini bildirdi. Dr. Erkin Ekrem konuşmasında yine, Münevver Hanım: “Çin Dinimiz, Dilimiz ve Kimliğimizden Uzaklaştırmayı Evlatlarımızdan Başladı” 09.08.2012-Uygurların İslam inancı Çin hükümeti için en büyük tehdit olduğu için, dini yönden sert bastırmayı daha da arttırması Uygurların kendilerini, dilini ve mukaddes dinini koruma iradesini yok edemeyecektir. http://ui.xjsfedu.com-Tatil döneminde siyasi eğitim için toplanılan Lenger İlköğretim Okulu öğrencileri. 20 Temmuz 2012 Doğu Türkistan'ın her tarafından elde edilen haberlerden belli olmaktadır ki, Doğu Türkistan'daki Maarif birimleri bu yaz tatilinin gelmesi ile daha sert yönetim biçimleri kullanarak öğretmen ve öğrencilerin bu yaz tatilinde oruç tutmalarını, dini faaliyetlere katılmalarını engellemek için Uygur öğretmen ve öğrencileri belli aralıklarla toplayıp ateizm ve siyasi eğitim vermekteler. Aksine, bu yaz tatili Uygur evlatlarına dini eğitim öğretim- ve örfadet eğitimi vermenin en uygun zamanıdır diye düşünerek özel faaliyetler yürütmekte olan İstanbul'daki Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneğinin çocuk eğitimi işleri sorumlusu Münevver Hanım bazı açıklamalarda bulundu. Bu açıklamasında ise, Çin hükümetinin Uygurların İslam inancını kendileri için en büyük tehdit olarak görüp dini cihetten bastırmayı arttırmakta olduklarını, fakat bununla Uygurların kendilerini, dillerini ve mukaddes dinlerini koruma iradelerini yok edemeyeceği gibi, tam tersine onların iradelerini daha da arttıracaktır.” Dedi. RFA-Gülçehre Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl Çin ırkçılığının giderek artmakta olduğunu, Çinlilerin yabancılara, Uygurlara ve Tibetlilere düşman gözü ile baktığını, Çin'in uluslararasındaki görünümünü belirginleştirmek için çokça para harcamakta ise de, uluslararasındaki olumsuz görünümünün kaybolmadığını ifade etti. Sözlerinin devamında uluslar arası ortamda Uygurlara rağmen meydana gelmekte olan değişiklikler üzerinde durdu ve Uygurlara yönelik Çin baskısının kat, kat artmakta olduğunu, Uygur kültürünün bozgunculuğa uğramakta olduğunu bildirdi. Dr. Erkin Ekrem konuşmasında yine, Uygur meselesinin hiçbir uluslar arası sahnede şimdiki gibi dikkat çekmediğini, Uygur meselesinin Uluslararasındaki birçok büyük devletlerin Çin ile olan ilişkilerinde yer almaya başladığını, dış ülkelerdeki Uygur teşkilatlarının hiçbir zaman bugün olduğu kadar güçlü olmadığını, onların uluslar arası siyasi sahnelerde yer almakta olduğunu söyledi. Ekrem sözlerine devamla, dış ülkelerdeki Uygur teşkilatlarının Uluslar arası toplantı ve faaliyetler düzenlemekte olduğunu, teşkilatların uluslar arası fırsattan yeterli derecede istifade edememeyi sürdürdüklerini, uluslar arası ortamı yönlendirebilecek seviyede olmadıklarını, Uygur meselesinin uluslar arası hale geldiğini, fakat teşkilatların sistemleşmemesini ve siyasetçilerin uzmanlaşma seviyelerinin düşük olduğunu ortaya koydu. Dr. Erkin Ekrem sözlerine devamla; RFA/Arslan-Türkiye Stratejik Düşünceler Enstitüsü uzmanı Dr. Erkin Ekrem Uluslar arası ilişkilerde Çin ve Uygurlar hakkında konuştu. Ağustos 2012, Türkiye Uygurların karşılaşmakta oldukları zorlukları dile getirerek yararlı kişilerin yeterli olmaması, ekonomik zorluklar, stratejik planın olmaması, vatan (Doğu Türkistan) içerisindeki ve yurt dışındaki teşkilatların ortak hareket edememelerinin noksanlık olduğunu vurguladı.Dr. Erkin Ekrem sözlerinin sonunda, Uygurların yapmaları gereken önemli çalışmalarını ortaya koyarak şöyle dedi: Uluslar arası seviyede lider yaratmak. Uluslar arası seviyede ideoloji oluşturmak. İdeal stratejik planlar düzenlemek. İcra etmeye değer hareket planı, teşkilatlar arası her yönlü dayanışmayı sağlamak gerekir. RFA-Arslan-08.08.2012 5 Temmuz'dan Sonra iz-Emaresiz Kaybolanlar (20) Karakaş'ın Purçakçı köyünde bir aileden iki kardeşin aynı anda kaybolmuş oldukları öğrenildi. Muhabirimiz 5 Temmuz'dan sonra izemaresiz kaybolanlardan Karakaş nahiyesinden şimdiye kadar sadece 4 kişinin kimlikleri netleştirilebilmişti. Fakat muhabirimiz netleştirme girişimleri sonunda kaybolanların sayısının Hoten'in Karakaş nahiyesinde çok olduğu, bunların içerisinde sadece polisler tarafından tutuklandıklarına dair ispatları bulunan ailelerin dava edebildikleri, ispatları bulunmayanların ise dava etmekte bile çaresiz kaldıkları gibi malumatlara erişti. Muhabirimiz yukarıdaki tam olmayan malumatlara dayanarak, bu defa Karakaş nahiyesi polis idaresinin müdür yardımcısı, Karakaş'ın Manglay ve Purçakçı köyleri polis karakolları müdürlerine, görevlilerine telefon ederek, Karakaş'taki kayıpların sayılarının 4 ile sınırlı kalmayacağını ispat etti. Şimdiye kadar radyomuzda, karakaş nahiyesinden kaybolanlardan, Nebican Eli, Photo: RFA-Soldan sağa: Nebican Eli, Abdugheni Eziz ve Tudimemet Tursunniyaz Tudimemet Tursunniyaz, Abdugheni Eziz ve Ehmetcan Cüme(Cuma) olmak üzere 4 kişinin kimlikleri tafsilatlı olarak açıklanmıştır. Yukarıdaki malumatlara göre, her ne kadar Purçakçı köyünden kaybolan iki kardeşin net kimlikleri açıklanmadı ise de, karakaş nahiyesindeki kayıpların sayısının RFA' da yayınlanan 4 kişi ile sınırlı kalmayacağı, daha birçok kayıpların araştırmasız ve davasız kaldığı açığa çıkmaktadır. RFA-Şöhret Hoşur-03.08.2012 Hüsen Hesen: İki Uygur Kahraman Dünyaya Tanıttı 4 Ağustos Semen Yolu Olayının 4. yılına ulaşıldı. Dış ülkelerdeki bazı Uygurlar 2008 yılında 8. ayın 4. günü meydana gelen bu olayı vuku bulduran Abdurahman Azat ve Kurbancan Hemit'ten oluşan iki Uygur fedaiyi her yıl çeşitli şekillerde hatırlaya gelmektedirler. Abdurahman Azat ve Kurbancan Hemit 2008 yılında Pekin Olimpiyatlarından 4 gün önce, Çin'in Kaşgar'daki sınır muhafız polisleri müfrezesine saldırı düzenleyerek, 17 polisi öldürmüş 15 polisi de yaralamıştı. Bütün dünyanın gözlerinin Çin'e dikildiği bir sırada meydana gelen bu olay, aynı zamanda batı basınında büyük dalgalanma yaratmıştı. Bu olaydan sonra, 12 Ağustos Yamanyar Olayı, 27 Ağustos'ta Kızılbuya Olayı ve 29 Ağustos Mişa Olayları meydana gelerek, çok sayıda Çin polisleri ve vatandaşları ölmüşlerdi. Ondan sonraki yıllarda Doğu Türkistan'da bu iki fedainin yolunu örnek alan direniş hareketleri çokça meydana geldi. Dış ülkelerdeki bazı Uygurlar işte ondan beri bu iki Uygur fedaiyi kahramanlık örneği sayarak, her yıl onları hatırlaya gelmektedirler. Avustralya'daki Uygur aydını Hüsen Hesen Abdurahman Azat ve Kurbancan Hemit adlarındaki bu iki fedainin yaptıkları işler ve bıraktıkları izlerini üst derecede değerlendire gelmekte olan şahsiyetlerden biridir. O konuşmasında, bu iki fedainin Uygurların ruhunu ve gururunu uyandırdığını dile getirdi. RFA-Ekrem-03.08.2012 Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl Çin'in Melanet Yayılmacılık Faaliyetine Türkiye Neden Destek Veriyor? Mehmet Emin Batur Çin bütün dünyada gerek uluslar arası ilişkiler alanında, gerek yayılmacılık alanında ve gerekse de siyasi-diplomatik münasebetlerinde olsun kendi fıtratına münhasır Çin karakterinin icaplarını noksansız bir şekilde yerine getirerek dünya hükümranlığı ve özellikle de Türk İslam düşmanlığı konusunda arzuladığı menfur hedefine ulaşmak için dolu-dizgin yol almaya devam ediyor. Mao'nun ölümüne kadar(1976) emperyalist ideolojisinin gereğini yerine getirme kudretini kendinde göremeyen Çin, cebren işgal etmiş olduğu İç Moğolistan, Doğu Türkistan ve Tibet ile yetinmek zorunda kalmış ve 1990 yılında Sovyetler Birliğinin dağılma sürecine girmesine kadar kendi sınırları içerisinde hapsolmak mecburiyetinde kalmıştı. Ama Çin uzun yıllar boyunca sefalet içinde can çekişmiş olan ve açlıktan kitle ölümleri ile telef olmakta olan Çinlileri doyurmak ve biraz mecal sahibi olunca da ilk fırsatta bütün dünyaya Çinli ihraç etmek zorunda olduğu fikrini hiçbir zaman aklından ve icraat alanından dışarıda tutmamıştı. Nihayet Sovyetler Birliğinin dağılması Çin için bulunmaz bir fırsat ortaya çıkarttı… Artık hangi dünya devleti veya devletleri tutabilirdi bu Çin çıyanını?! İlk iş olarak kendi işgali altında bulunan Doğu Türkistan ile sınırdaş olan Kazakistan ve Kırgızistan sınırına Çin'den getirmiş olduğu bir milyon Çin askerini süratle yerleştirdi. Doğu Türkistan'daki Bingtuen (silahlı çiftçi-inşaatçı sivil askerler) birliklerinin sayısını da birkaç kat birden arttırdı. Böylelikle hem Batı Türkistan'dan Doğu Türkistan'a gelebileceğini düşündüğü bağımsızlık akımının önünü kesmek, diğer yandan da gelecekte Çin yayılmacılığı faaliyetini daha kolay icra edebilmekti… Zira Emperyalist Çin'in dünya hükümranlığı ideolojisini hayata geçirebilmesinin ilk, en önemli ve olmazsa olmaz kapısı Doğu Türkistan idi ve öncelikle işte bu kapıyı tahkim etmesi gerekiyordu… Çin batıya doğru ilerleyişini daha güvenli adımlarla sürdürebilmek, menfur maksat ve planlarının rayında ilerlemesini sağlamak adına 1996 yılında kendisinin başını çektiği, Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan'ın içinde yer aldığı “Şanghay İşbirliği Örgütü”nü, diğer bir deyişle “Şanghay 5'lisi”ni kurdu. 2001 yılında Özbekistan'ın' da bu birliğe dâhil olması ile bu örgüt “Şanghay 6'lısı” olarak ta anılmaya başlandı… Çin'in bu son derece sinsi ve kadim tarihlerden itibaren ecdatlarının vasiyeti olan dünya hâkimiyeti ideolojisini sistematik bir biçimde hayata geçirme girişim ve icraatlarını “Bana dokumayan yılan bin yaşasın” vurdumduymazlığı içinde sadece seyretmekle yetinen birçok dünya devletleri şimdilik farkına varmasalar da bugün Çin ejderhasının sarmalında debelenip durmaktadırlar… Çin dünyaya kendi coğrafi sınırları içerisinde gösterdiği Doğu Türkistan'ı tamamen özümlediğini düşünerek( ki aradan geçen 63 yıla İstıklâl rağmen bu konuda asla başarılı olamamıştır, olamayacaktır da…) kadim tarihlerden beri süregelen kalıtımsal istilacı Çinlilik dürtüsü ile dünyayı istila etme planlarının ikinci merhalesi olan Batı Türkistan topraklarına sızmayı başardılar. Hatta sızmakla da kalmayıp kısa süre içerisinde deyim yerinde ise Çiçeği burnunda Batı Türkistan Türk Cumhuriyetleri üzerinde askeri, siyasi ve ekonomik olarak tahakküm de sağladılar. Bunu, bu ülke idarecilerinin kendilerine sığınan Doğu Türkistan Türklerini uluslar arası müeyyideleri bile çiğneyerek Çin'e teslim etmelerinden anlamaktayız… Ve açıkça görülmektedir ki, Çin şimdilerde dünyayı işgal etme planlarının en önemli ve en stratejik ayağı olan Türkiye'ye sızma harekâtında da büyük başarı elde etmiştir… Bu durumu Türkiye idarecileri göremeseler ve ısrarla görmek istemez tavırlar sergileseler de Çin'i her yönlü olarak çok iyi tanıyan, Türkiye Doğu Türkistanlıları açıkça görmekte ve “rüzgâra karşı ıslık çalarcasına” da olsa gerekli ikaz ve uyarılarını yıllardır avazları çıktığı kadar yapmaya çalışmaktadırlar… Ama Doğu Türkistanlıların bu feryatlarını işiten ve dikkate alan kim? Türkiye Cumhuriyetinin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel marifeti ile Çin devlet başkanına liyakat madalyası verilmesi ile başlayan “Türkiye'nin Çin'den gol yeme” süreci günümüze kadar devam edip geliyor. Yeri geldikçe müteaddit defalar sözünü ettiğim ve Türkiye'nin Çin tarafından aldatıldığının ve Çin sahtekârlığının çok önemli bir göstergesi olduğu için de yeri geldikçe anlatmaya devam edeceğim bir konu var. Çin'in Türkiye'ye yılda iki milyon Çinli turist göndereceği vaadine kanıp kıyılarımızı büyük tehlikeye atarak Çin'in Ukrayna'dan satın aldığı Varyag adlı yüzen kütlenin boğazlarımızdan geçişine izin veren(2 Kasım 2001) Türkiye daha sonra vaat edilen Çinli turistlerin gelmemesi üzerine bu durumu Çinli yetkililere sormuştu. Ama Çinliler resmen Türkiye ile alay edercesine “Bizde Türkiye'nin nüfusu kadar Çin Komünist Partisi üyesi var. Sadece onları göndersek bile sizi ihya ederiz. Merak etmeyin” diye cevap vermişti… Eğlence gemisi yapacaklarını söyledikleri o devasa gemiyi Çinliler bugün uçak gemisine dönüştürmüş durumdadır… Özellikle de son 10 yıldır Çinliler Türkiye'yi adeta yolgeçen hanına çevirdiler. Çeşitli bahanelerle kalabalık heyetler halinde kesintisiz olarak Türkiye'ye geliyor, anlaşmalar(ki bu anlaşmaların hemen hepsinin de Türkiye'nin aleyhine olduğunu görmekteyiz)yapıyor. Bu anlaşma maddeleri arasında “terörle müşterek mücadele” gibi garip ve Çin tarafından sadece Türkiye Doğu Türkistanlılarının hedef alındığı maddelerde bulunuyor. Çin hükümeti Türkiye'nin Kıbrıs Gündem 13 meselesinde ve bölücü terör örgütü konusunda her zaman Türkiye'nin aleyhinde bir tutum sergilemiştir. Çin ile Türkiye arasında süren ticari ilişkiler ise tam da “evlere şenlik” tabir edilen türden. Devamlı şekilde Türkiye'nin kaybetmesi üzerine tesis edilmiş… Dikkat! Türkiye bugünlerde Çin'den bir “gol” daha yemeye hazırlanıyor ki, yenilir-yutulur cinsten değil… 2012 yılının Türkiye'de “Çin Kültür Yılı” olarak ilan edilmesini fırsat bilen Çin, dur-durak bilmeksizin irili-ufaklı birçok faaliyetler yürütüyordu. Şimdi de 31 Ağustos-6 Eylül 2012 tarihleri arasında İstanbul'daki Ali Emiri Efendi Kültür Merkezinde “ÇinTürkiye İslam Kültür ve Sanat Eserleri Sergisi”, “Çin ve Türkiye'de İslam” konulu panel ve Kuran okuma faaliyeti icra edecek. Bunun yanı sıra Hoten şarkıdans grubu 31 Ağustos günü, 2 ve 6 Eylül günleri olmak üzere 3 gösteri sahneleyecek.(Çin her zaman Türkiye-Çin kültür faaliyetleri söz konusu olduğunda Müslüman Doğu Türkistan Türklerinin kültürünü istismar aracı olarak kullana gelmektedir. Zira Çin'in kendine özgü kültür ve dini inanç alanında Türk-İslam kültürü ile aynı ortamda boy gösterebilecek hiçbir benzerlik bulunmamaktadır. Ama ne yazık ki Türkiye yetkilileri Çin'in bu zokasını her zaman da kolayca yutmaktadır.) Özelliklede son zamanlarda Çin'in Doğu Türkistan'daki İslam düşmanlığının zirveye ulaştığını, bu güne kadar olduğundan çok fazla şiddetini arttırdığını, camileri yıkıp orucu yasakladığını, kuran öğrenen-öğreten Türklerin çok ağır cezalara çarptırıldıklarını yakinen biliyoruz. Daha kısa bir ifade ile Çin Müslüman Doğu Türkistan Türklerine yönelik olarak tarihte eşi-benzeri görülmemiş bir dini, kültürel ve içtima linç kampanyası başlatmış bulunuyor. Böyle bir dönemde Türkiye hükümeti yetkililerinin, Diyanet İşleri Başkanlığının ve İstanbul Belediyesinin Çin'in Türkiye'de Türk milleti ile alay edercesine dini göz boyamacılık faaliyeti sergilemesine çanak tutmaları Müslüman Türk milleti nezdinde ne kadar da nefret uyandırıcı bir davranış olmuştur… Ey yıllardır deyim yerinde ise kapı kapı dolaşarak bugünün iktidar partisine oy devşirme faaliyeti gösteren şahsi çıkar düşkünü dalkavuk aymaz figüranlar! Hani mecliste “hatırlı dostluklar” tesis etmekle övünüyordunuz? Bu son ÇinTürkiye müşterek faaliyetinde bu güne kadar gide gide bir arpa boyu yol alamamış olduğunuzu gördünüz mü? Gördünüz mü Diyanet İşleri Başkanlığının Çin ile omuz-omuza vererek Doğu Türkistan Türklerine atmış olduğu “gol”ü? İtibar denilen değer dalkavuklukla kazanılmıyor öyle değil mi? Sahi bu güne kadar aşındırdığınız meclis koridorlarında kime ne anlattınız? Ne tür işler kotarma peşinde idiniz de zerre kadar bile ciddiye alınmadınız? Yazıklar olsun Doğu Türkistan davasını şahsi çıkarlarına alet edenlere!! 14 Uygurche bet Sherqiy Türkistanning istiqlal dawasi Kandaq bolup aptonomiye telep qilish Mezgilige kélip qaldi? Xitay türkiye'de, Türkiye diniy işlar idarisi, istanbul sheherlik hökümet we xitay islam jemiyiti ortaqliship 8Ayning 31-Künidin 9-Ayning 6-Künigiche “xitay-Türkiye islam medeniyet we senet eserliri körgezmisi” achmaqçi. Shuning bilen yana bir qatar diniy paaliyetlernimu élip barmaqchi. Bu paaliyet bolsa xitayning köz boyamchiliq xaraktérini otturigha qoyghan roshen bir misaldur… Xitaylarning türkiye'de bundaq bir paaliyet yürgüzüshige inqas qayturush aldida turghan Türkiye sherqiy türkistanliqliri qandaqtur, nime üchündur namelum bir sewep bilen ushtumtut démokratik usulda inqas qayturushtin birla ortaq bayanat ilan qilip qoyup yanghanliqlirini bayan qilishti… Tor arqiliq bayanat ilan qilghanlar bu mesilining heqiyqiy arqa körünishini we seweplirini sherqiy türkistanliqlargha uxturush, izahat bérish mejburiyitide… Sherqiy Türkistan ziminining xitay impérialistliri téripidin ishgal qiliniwélishigha 63 yıl boldi. Shu kündin bügüngiche meyli weten ichide, meyli weten sirtida bolmusun sherqiy Türkistan xelqining milliy azatliq kurishi bir künmü toxtap qalghini yoq. Epsus ki bu muqeddes dawa yolida jenini, melini, herqandaq mewjudiyétini oturigha tikip qoyup dawa qilghanlar bolghinidek, shexsiy menpeetige payda qoshush üchün, öz yanchuqini cöndesh üchün paaliyet qiliwatqanlar hem bar. Mana buningha oxshighan sewepler bilen sherqiy türkistanning istiqlalining qolgha keltürülishi uzungha sörülüp kétiparmaqta. Bu pursettin nayiti ünümlük halda istipade qilip kiliwatqan Xitay impérialistliri bolsa sherqiy Türkistan xelqining otturisigha pishtna- pasat sélish we sétilma guruhlarning sanini barghansi ashurush arqiliq milliy dawayimizning muwappaqiyetke érishishining aldini tosmaqta… Qaraydighan bolsaq nechche on yillar burundin tartip biz sherqiy Türkistan istiqlal kureshchiliri xitay ishghaliyetchilirining sherqiy türkistangha urghan zerbiliridin, sherqiy Türkistan xelqi üstidin érqiy qirghinchiliq élip barghanliqliridin, qattiq we zor ölchemlik astsimilatsiye siyasisiti yürgüzüwatqanliqidin, sherqiy türkistanning milli yer asti we yer üsti bayliqlirining talantaraj qilinip xitay ölkilirighe élinip kétiliwatqanliqidin, sherqiy Türkistan xelqining bolsa namratchiliq ichide inqirawatqanliqidin… digenge oxsah xitaynin insan qilipidin chiqqan qilmishlirini dunya jamaetchilikige uxturshqa tériship kelgen idük. Bügünki künde bolsa webezi xelqara sherqiy Türkistan teshkilatlirinig mesulliri kishilerni heceplendüridighan, chöchitiwétidighan bayanatlarni ilan qilmaqta… Milliy istiqlal dawayimizni ayaq asti qilidighan, itibarsizlashturidighan, bügüngiche sherplik kishiler téripidin élip bérilghan shereplik, xasiyetlik istiqlal dawayimizni közdin chüshürisni mexset qilghanliqi ochuqashkara melum bolup turgan uxturushlarni bergüchüler kim? Bu uxturushlarni bergüzgichiler kim? Qaysi xelgara xojayin döletler? bezi İmpérialist döletlerge we hökümetlerge ğalchiliq qilidighan bu guruh nimini nishanlimaqta? Bu xelqara ghalchilar xuddi démokratik döletlerdin telep qilghandek qanxor, İmpérialist, we her yili dunyadiki insan heqliri teshkilatliri teripidin birinci derijilik jinayetchi dölet déyilip ilan qilinip kéliwatqan xitaydin teleplerde bolunmaqta. Yana kélip xitayning köz boyash siyasiti seweplik 1955-yili ilan qilip qoygan “uyghur aptonom rayoni” qanuni terkiwide orun alghan maddilarni yolgha qoyushini telep qilip xitay ishghaliyetcilirige teslim bolghandekla bir pozitsiye otturigha qoymaqta… Sherqiy türkistanning 63 yilliq milliy istiqlal dawasi qachan we qaysi swepler bilen bügün aptonomiye telep qilish mezgilige kélip qaldi? Weten sirtida wetinimizde herqandaq zulumlargha duch kéliwatqan xelqimizge sorimastin xitay aptonomiye qanunlirigha boysunghandek sherepsiz pozitsiyeler otturigha qoyush nime digen uyatliq bir hadise? Likin bu xelqara qalchilar meyli xojayinlirining teleplirini yérige keltürüsh mexsiti bilen bolmusun, meyli türkiyediki hökümet mesullirigha sadaqetlik körünüsh üchün bolmusun xitay ishghaliyetchilirige yalwurghandek bayanatlarni bérish hoquqigha esla ige emes! İstiklâââlll İstıkl İstıkl 9-Ay 2012 98-San 9-Yil Qeshqerdiki ataqliq ölima Qeshqer héytgah jamesining imami, qeshqerdiki ataqliq ölima, jamaet erbabi abduqadir qarihajim 2012Yili 13-Awghust düshenbe küni ürümchi waqti chüshtin kéyin saet 3 te 72 yéshida alemdin ötken. Etisi seher bamdattin kéyin, merhumning namizi chüshürülüp, qeshqer shehirining shimaligha jaylashqan mewlanem qebristanliqigha depne qilinghan.Melum bolushiche, merhumning jinazisi nahayiti heywetlik uzitilghan bolup, uyghur tor betliridiki inkaslargha köre 20-30 Mingche adem qatnashqan. Xitay hökümiti ezeldin jamaet toplimigha purset bermeydighan hiyliger bolghachqa, rehmetlik qasim qarajimning jinazisi uzitilishta sel bolup aqqan qeshqer xelqining bu xil heywitini suslashturush meqsitide, meshhur kishilerning jinazisini meschittin chiqqandin kéyinla mashinigha sélip méngip, alimadis bir ishlarning yüz bérip qilishining aldini alidighan qaide shekillendürüwalghan bolsimu, bu qétim bundaq qilalmighan. Qeshqer shehirining merkizidiki héytgah jamesidin mewlanem abduqadir qarihajim alemdin ötti Türkiyilik bir uyghur xanimning Weten ziyaritidin alghan tesiratliri Türkiye cheteldiki uyghurlar eng köp olturaqlashqan döletlerdin biri bolup, her yili xéli köp sandiki uyghurlar öz ana yurtigha qaytidu. RFA/Erkin Tarim-Sherqiy türkistandiki bir doxturxanining aldigha ésip qoyulghan xitay tüzümi. Romal artqan we 45 yashtin töwen saqal qoyghan erlerning doxturxanigha kirishi cheklengen uqturush. Bularning köpi chégradin kirgen kündin tartip, yurtidin ayrilghuche bolghan ariliqta her xil qéyin-Qistaqqa, qopal muamilige duchar bolsimu, lékin «uruqTughqanlirim türlük bésimgha uchrimisun we yaki özüm yene baralmay qalmay dep ensirep, bu 2-Növetlik turan qurultiyigha 5 dölettin 20 uyghur wekil qatnashti 8-Ayning 10-Künidin 12-Künigiche dawamlashqan 2-Nöwetlik türk turan qurultiyi wéngriyining bugaj yézisida ghelibilik axirlashti. RFA/Erkin Tarim-2-Nöwetlik turan qurultiyidiki paaliyetlerdin körünüsh. 2012-Yili 8-Awghust, wéngriye. Bu qurultaygha 21 dölettin wekiller qatnashqan bolup, qurultayning échilish nutqini wéngriye parlaménti muawin bashliqi sandor lezsak ependi qildi. Échilish nutqi axirlashqandin kéyin qedimki hun medeniyitini, bolupmu qedimki honlarning zaratgahliqighiche sozulghan besh kilométirliq musapide, merhumning jinazisini qoldin-Qolgha élip kötürüp mangghan jamaet yol boyi tekbir towlap, dua qilip mangghan. Bu jeryanda xitay amanliq xadimliri merhumning jinazisini yene mashinigha élip méngip, bu daghdughiliq körünüshlerdin tézrek qutulushqa bir nechche qétim urunup baqqan bolsimu, meqsitige yételmigen.Merhum ölima, jamaet erbabi abduqadir qarajimning wapati munasiwiti bilen ziyaritimizni qobul qilghan, merhumning aldida chong bolup telim alghan, hazir gollandiyide panahlinip turuwatqan diniy ziyaliy hüseyin tejelli ependi özining merhum heqqide bilidighanlirini sözlep berdi. Rfa/ pidaiy 2012-08-14 ehwallarni héch kimge tinmaydu». Emma bu yil tughqan yoqlash üchün sherqiy türkistannin melum bir wilayitige bérip kelgen uyghur ayal wetendiki tesiratlirini bizge anglatti.Ismini ashkarilashni xalimighan bu uyghur ayal özi ramzan éyida sherqiy türkistan'da bolghachqa xitayning uyghurlargha élip bériwatqan eqilge sighmaydighan bésim siyasitini misallar bilen bayan qilip ötti. Uning déyishiche islami usulda béshigha romal artqan ayallar «ghelite kiyingen qizChokanlar» dep atiliwatqan bolup, bularni pash qilghanlargha 5000 som mukapat béridiken, iptar ziyapitige köp adem chaqirishqa ruxset qilinmaydiken. RFA/Erkin Tarim-2012-08-29 turmushi we urush mahariti janliq halda tonushturuldi. Bu paaliyetni uyushturghan wéngriye turan birliki bashliqi tonulghan türkolog andras biro ependining éytishiche, 2010-Yili ötküzülgen 1-Nöwetlik turan qurultiyigha 18 dölettin wekil qatnashqan bolsa, bu yil chaqirilghan 2-Nöwetlikige 21 dölettin kelgen köp sanda qérindash millettin wekiller qatnashqan. Uning éytishiche, bu qurultay ötküzülgen meydangha ottura asiyadin kelgen türkiy milletlerning 200 chidiri ornitilghan bolup, 350 xil urush mahariti tonushturulghan. Bu qurultaygha wéngriye parlamént ezaliridin bashqa türkiye-Wéngriye parlaméntliri dostluq komitéti reisi doktor seljuq özdagh ependi bilen parlamént ezasi wural qawunju ependiler qatnashti we söz qildi. Uyghurlargha wakaliten gérmaniye, qazaqistan, engliye, gollandiye, shwétsariye we türkiyidin kelgen 20 etrapida uyghur qatnashti. Qurultayda uyghur senetchiler senet nomurlirini körsetti. Dunya uyghur qurultiyi muawin reisi ümid xemit ependi bilen qazaqistandin kelgen wekil waqqas ependiler 21 döletning bayriqining yénida sherqiy türkistanning ay yultuzluq kök bayriqining lepildep turushi uyghur wekillerni qattiq hayajanlandurghanliqini dédi. RFA/Erkin Tarim-2012-08-13 Eylül 2012 - 98. Sayı - 9. Yıl Şiirleri Geniş Açı 15 İstıklâl Uygur Öğretmen ve Öğrenciler Bu yıl Yaz Tatilini Daha da Sert Baskı Altında Geçiriyorlar 08.08.2012-Doğu Türkistan Maarif birimleri yaz tatili döneminde kendi kapsam alanı içerisindeki Uygur orta ve ilkokul öğretmen-öğrencilerini okula gelmeye, siyasi eğitim ve diğer siyasi faaliyetlere katılmaya mecbur etmiştir. GÖNLÜMDEKİ KIBRIS Karaoğlanoğlu plajındayım ayaklarımda kum, avuçlarımda Akdeniz'in tuzlu suyu. Beşparmak dağlarından elimi uzatsam dokunurum Toroslar'a, Kıbrıs'lı kızlar unutmuşlar korkuyu. Belapalas tepesinde dört servi, dört âşık rahibenin bedeni diyorlar. Rüzgârlı gecelerde fısıltıları duyulur, sanki dört yiğidi bekliyorlar. Girne'nin etekleri ıslanmış yağmurdan, Toroslar'da çakan şimşek Kıbrıs'a göz kırpıyor. “Cehennem topuzları” mor mor, ak ak, “Klemantin”ler erken sarıya dönmüş, Yalıdaki palmiye titriyor yaprak yaprak. (9 Aralık 2001, Girne) KIBRIS'TA DÖRTLÜKLER Kıbrıs'ta var portakal, Ben burada, sen orda kal. Bu acı bana yeter, Artık bana sor da kal. Bu ayrılık kor bana, Ateş sana, kor bana, Sana bir koç mu gerek, Kes boynumu kurbana. Selâm olsun yar sana, Şu dağları yarsana, Vur hançeri bağrıma, Gönlümü uyarsana. Gözlerdeki yaş menem, Hem ayak, hem baş menem, Sen gönlümün kafesi, İçindeki kuş menem. Tuncer Gülensoy (7 Ocak 2002, Girne) Öğretmenler tatilde Haşar(Gönüllü yardımlaşma)'a yakalandı. Doğu Türkistan ile ilgili maarif haberleri ve bu konuda istasyonumuza gelen yansımalardan belli ki, Doğu Türkistan'daki maarif birimleri bu yaz tatilinin gelmesi ile birlikte daha sert yönetim yöntemleri kullanmak suretiyle öğretmen ve öğrencilerin bu yaz tatili dönemindeki faaliyetlerini kontrol etmektedirler. Hatta öğretmenleri öğrencilerin ailelerine göndererek inceleyip gözlemleye gelmektedir. Edindiğimiz haberlere göre kurumların bu yaz tatilinde öğretmen ve öğrencileri daha da sıkı kontrol edişi ramazan ayının yaz tatili dönemine denk gelmesi ile de ilgili olup, her ne kadar yaz tatili dinlenme dönemi olsa da, okullarda öğrencilerin haftada bir-iki defa toplanmaları sağlanarak ateizm eğitimi ve siyasi eğitimler yürütülüyor. Böylece öğretmen, öğrencilerin oruç tutmalarını, dini faaliyetlere katılmasını engelleyecek türden çeşitli güçlü tedbirler uygulanıyor. Kaşgar vilyeti Mahkeme sitesinin 3 Ağustos'taki haberinden anlaşıldığına göre, Kaşgar şehrindeki bütün ilköğretim-ortaokul öğretmenleri ve yaz tatilinde “binlerce öğretmen, onbinlerce aileyi arayıpsorma” hareketine iştirak ettirilmiştir. Aileyi arayıpsorma vazifesi tevdi edilen öğretmenlere yaz tatili boyunca öğrencilerin tatil faaliyetleri üzerinden onarın ailelerine giderek incelemek ve eğitim faaliyeti yürütme vazifesi verilmiştir. Öğrencilerin durumlarını incelemeyi %100 tamamlamak, aile reisi ve öğrenciye komünist partinin milli ve dini politikasının propagandasını yapmak, Çin'in politikalarının sinkiang(Doğu Türkistan)ın gelişmesine yaptığı katkılarını anlatmak, milletler barışı eğitimi ve bölücülük ideolojisinin yerleşmesini önleme eğitimini icra etmek gibi eğitimleri yaygınlaştırarak maarif birimlerinin tatil dönemindeki öğrencileri yönetme çalışması yapmaya mecbur etmiştir. Toksun, Aksu, Turpan, Kızılsu ve Bay bölgelerinin maarif sitelerinde de maarif birimlerinin yaz tatilindeki yönetimi sıkılaştırmaya dair benzer içerikteki bildiri belgeleri konuldu. Kona şeher(Eskişehir)Lenger Ortaokulu yaz tatiline çıktıktan hemen birkaç gün sonra yani 7. ayın 9. günü yaz tatili dönemindeki merkezi büyük siyasi eğitime seferber etme toplantısını yaparak bütün öğretmen, işçi ve görevlilerin tam olarak katılmalarını sağlamıştır. Bu toplantıda aslen tatilde güvenlik ve istikrara tehdit etkisi yapacak her türlü hareketten uzak durmak için, öğretmenlerden tatilde siyasi eğitimlere tam katılma ve öğrencilerin ailedeki durumunu yakından gözlemleyip inceleyerek okula rapor etmeleri istenmiştir. Öğretmenlerin hep birlikte oruç tutmalarına, dini faaliyetlere katılmalarına izin verilmeyeceği konusunda tekrar uyarılmışlardır. Toksun Maarif sitesine bakıldığında, Toksun maarif kurumu 7. ayın 18. günü nahiye sınırları içerisindeki bütün orta ve ilkokul öğretmen ve okul görevlilerine yönelik toplantı düzenleyerek ramazan ayı döneminde bütün okullarda propaganda uygulamasını büyütmek, öğretmen ve öğrencilerin yasa dışı dini faaliyetlere katılmasının önünü almayı, oruç tutmayı engellemeyi talep etmiştir. Yaz tatili dönemindeki istikrar ve güvenlik çalışmasını çok çok önemli bir sıraya koyarak sıkı sarılıp iyi çalışmak özellikle vurgulanmıştır. Dinleyicilerden birinin Kaşgar'dan ulaştırdığı habere göre, Kona şehir(Eskişehir) nahiyesi Muşt ortaokulundaki öğretmenler 7. ayın 12. günü Çin'in maarif ve maarif politikası gereğince siyasi eğitime yerleştirilen ve oruç tutmamak, dine inanmamak ve de dini faaliyetlere katılmama, öğrencilerin de dine inanması, oruç tutmasını kati olarak engelleme konusunda eğitim verilmiştir.7. ayın 16. günü yine öğretmenlerin hal ve hareketlerini kalıplaştırma, giyim-kuşamlarını tek tip hale getirme, öğretmenlik tarzını güçlendirme gereğince eğitime iştirak ettirerek erkek öğretmenlere, sakal bırakmama, doppa(Doğu Türkistan milli başlığı)giymeme, bayan öğretmenlere milli tarzdaki giysileri giymeme, başörtüsü örtmeme şartı konulmuştur. Aksi davranışlarda bulunanların cezalandırılacağı konusunda uyarılmıştır. Karamay maarif sitesinin haberinde de, Karamay maarif kurumunun bu yaz tatilinde Karamay şehrindeki öğretmen ve öğrencilere yönelik yönetimi sıkılaştırma tedbirleri yayınlanmış olup, onda da aynen öğretmenlerin ailelere giderek öğrencilerin tatillik siyasi, ideolojik ve ahlaki durumunu öğrenmeyi %100 tamamlamaları talep edilmiştir. Öğrenciler yaz tatilinde yine bir yeni mevsimlik öğrenimde Bundan başka, öğrenciler süreli olarak haftada iki ya da üç kez okula toplanmaya mecbur olmakta olup, onlar okullarda hiçbir eğlenceli ya da kültürel yönü olmayan sadece ve sadece siyasi içerikteki faaliyetlere organize ediliyorlar. Kaş vilayeti mahkeme sitesinin 6 Ağustos'ta ki haberine göre, Kağilik birinci ortaokul bu yaz tatilinde nahiyedeki orta ve ilkokul öğrencilerine vatanperverlik eğitimi yürütülen kamp ihdas edilmiştir. Son zamanlarda bu okula “ulu vatanımıza teşekkür etme ideoloji ahlak eğitim kampı” şeklinde levha asılarak, bütün ilkokul ve ortaokul öğrencileri nöbetleşe incelemeye ve burada yine milletler barışı eğitimine iştirak ettirilmektedirler. Tatillik yönetim düzeni gereğince öğretmen, öğrenciler her haftanın tek günleri özellikle de Cuma günü kesinlikle okula gelerek yoklamadan geçmesi, siyasi eğitime katılması şartı getirilmiş bulunuyor. Eğer başka memleketlere seyahat ve akraba ziyaretine gidecek olsa, okul ve maarif yönetim birimlerine zaman ve ziyaret sebebini göstererek açıkça yazılı şekilde dilekçe vermesi şart olup, her türlü durumda bu şartlara riayet etmeyenler çeşitli idari cezalara çarptırılıyor, azarlanma, uyarı ve tenkide uğruyorlar. Radyoya (RFA)gelen yansımalardan ve buna uygun halde sürdürdüğümüz görüşmelerimizden Doğu Türkistan'da devam etmekte olan Çin'in maarif yasasına, öğretmenlerin hukuki çıkarlarına zarar veren sıkı kontrol etme tedbirleri sadece Doğu Türkistan'daki öğretmen ve öğrencilere yöneltilmektedir. Bu yıl tatil dönemindeki bu tür baskılar Uygur öğretmen-öğrenciler ve ebeveynlerin tenkit ve tepkilerine sebep olmaktadır. Bundan önce, çok sayıda okullardaki Uygur öğretmen-öğrenciler maarif birimlerinin organizasyonu ile “çift dil seviyesini tamamlama” bahanesi ile kışlık tatile de gönderilmemişlerdi. RFA-Gülçehre İstıklâl www.istiklalgazetesi.com.tr Eylül 2012 Aylık Siyasî Bağımsız Gazete Yıl: 9 Sayı: 98 Fiyatı: 1 TL 5 Temmuz'dan Sonra Kaybolanların Doğu Türkistan'da Yeni Madenler Bulundu Doüu Türkistan'da Ağustos ayı itibarıyla kömür, demir ve kurşun-çinko dahil olmak üzere 100 milyarlarca tonluk 31 yeni maden alanı keşfedildi Aile efratlarının Yaşadıkları (2) 5 Temmuz'dan Sonra İzEmaresiz Kaybolanların Aile Efratları, evlat ve kardeşlerinden ayrı düşmek gibi yürek acısının dışında yine, mal-mülklerinden ayrılmış olmak gibi zorlukların acısı ile de karşılaşmaktadırlar. Öğrenildiğine göre, bu ailelerin çoğunluğu, yıllardan beri biriktirdikleri maddi varlıklarını kayıpları arama yolunda sarf ederek bitirmişlerdir. Üstelik te daireler onların şikâyet etmelerini önlemek için, onların salahiyet karnelerini toplamış ve kendilerini nezarete almış olduğundan dışarı çıkarak amelelik yapmak gibi en son seçeneklerinin de yolu kapanmıştır. 5’DE Çin yeni nesil Kıtalararası Balistik Füze denedi Çin, 14 bin kilometre menzil ve birçok nükleer başlık taşıyabilen kıtalararası yeni nesil balistik füze denemesi yaptı. Çin'in devlet televizyonu CCTV'nin haberine göre, Çin geçen ay Dongfeng-41 isimli 14 bin kilometre menzile ulaşabilen kıtalar Çin, 14 bin kilometre menzil ve birçok nükleer başlık taşıyabilen kıtalararası yeni nesil balistik füze denemesi yaptı. Çin'in devlet televizyonu CCTV'nin haberine göre, Çin geçen ay Dongfeng-41 isimli 14 bin kilometre menzile ulaşabilen kıtalar arası balistik füze denedi. CCTV, füzenin fırlatılma görüntülerini de yayınladı. Televizyon, nadir olan ve yeni mobil kadın füze kanadının oluşumu da dahil eylem füze birimi görüntülerine yer verdi. CCTV dün ayrıca Çin'in ordusu Halkın Kurtuluş Ordusu'nun (PLA) mobil füze birimlerinin yerel ve iklim koşullarına alışmak için ülkenin farklı yerlerinde eğitim gördüğünü gösteren görüntülere yer verdi. Geçen hafta, devlet medyasından Global Times gazetesi, Çin'in kıtalararası nükleer başlık taşıyabilen balistik füze geliştirdiğini duyurmuştu. CCTV'nin haberi, ABD'nin New York Times gazetesinde yayımlanan Çin'in yeni nesil balistik füze geliştirdiği makalesinin ardından geldi. Makalede, geliştirilen söz konusu füzeyle Çin'in ABD'ye yetişme ve füze savunma sistemlerini delme yeteneğini arttırdığına dikkat çekilmişti.ABD istihbarat birimleri, daha önce Çin'in mobil fırlatma sistemi sayesinde, bulunup yok edilmesinin zor olduğu Dongfeng-41 ICMB kıtalararası ve 10 nükleer başlığa sahip balistik füze geliştirdiğini bildirmişti. Bu haberi Pekin ilk olarak doğrulamamıştı. Pekin'in geliştirdiği bu tür füzelerle ABD'yi Güney Çin Denizi'nden uzak tutmak istediği ileri sürülüyor. Washington, Çin'in uyduları yok edebilecek bir silahı 11 Ocak'ta başarıyla denediğini ve bunun ABD savunma sistemini dolaylı olarak tehdit ettiğini savunmuştu. Geçtiğimiz gün Çin ise daha önce reddedilen füze denemesinin doğru olduğunu açıklamıştı. Çin Dışişleri Sözcüsü, denemeyle ilgili ABD ile diğer ülkelere bilgi verdiklerini ve uzayın barışçıl amaçlarla kullanılmasından yana olduklarını belirterek, uzayda bir rekabete girmeyeceklerini ifade etmişti. -ABD ENDİŞELİABD, daha önce yine Çin'in 800 kilometre irtifada bulunan eski bir meteoroloji uydusunu balistik füzeyle imha ettiğini duyurmuş, Çin ise bu iddiayı 'medyanın yazdığı uydurma haberlerden biri' diyerek yalanlamıştı.ABD, son zamanlarda Çin'in askeri kapasitesini artırması ve Kuzey Kore'nin tehditleri karşısında, Asya'daki çıkarlarını korumak amacıyla Malatya Kürecik'e konuşlandırılan 'X-Band' türü erken uyarı radar sistemlerinden bir tanesini Japonya'nın güneyindeki bir adaya yerleştireceğini açıklamıştı. ABD, 'dünyanın yeni denge merkezi' olarak tanımladığı Asya Pasifik'e yönelik yeni askerî stratejisi kapsamında 11 uçak gemisinden altısını bu bölgede bulunduracaklarını açıklamıştı. Haziran ayında yapılan açıklamaya göre, ABD, Pasifik bölgesinde artan Çin'in askeri gücüne karşı önümüzdeki yıllardan itibaren donanmasına ait diğer gemileri de yeniden konuşlandıracak ve 2020 itibarıyla donanmanın yüzde 60'ını Asya Pasifik'e kaydıracak. Bu durum Çin'in tepkisini çekmişti. ABD, şu anda destek gemileri dahil 282 savaş gemisine sahip ve bu rakamı 300'e çıkarmayı planlıyor. 29 Ağustos 2012 Time turk Çin Uluslararası Radyosu'nun haberine göre, keşfedilen alanlar, bölgedeki avantajlı kaynaklara dayalı maden stratejisinin ve yeni tip sanayileşme çalışmalarının uygulanması için de garanti sağlamış oldu. Haberde, Doğu Türkistan'da toplam 7 milyar 472 milyon yuan (1 milyar 230 milyon dolar) tutarında bin 243 proje uygulandığı kaydedildi. Söz konusu projeler kapsamında, 31 yeni maden alanı keşfedildi. Habere göre, böylelikle 335 milyar 700 milyon tonluk kömür rezervi, 1 milyar 100 milyon tonluk demir rezervi, 5 milyon 600 bin tonluk kurşun-çinko rezervi ve 260 bin tonluk volfram-tin rezervi arttı. Bunun yanı sıra, 11 büyük maden arama üssü ve 7 maden kalkındırma merkezi kuruldu. 5’DE Aytmatov'un Eseri Uygurcaya Çevirildi Dünyaca ünlü Kırgız yazarı Cengiz Aytmatov'un kaleme aldığı son eseri Uygur dilinde yayınlandı Eserlerin dünyanın bir çok dilinde çevirisi yapılan ve halkın sevdiği romanlarını kitap sayfalarına taşıyan yazar Cengiz Aytmatov'un “Dağlar Devrildiğinde Ebedi Nişanlı”adlı kitabı Uygur diline çevirilerek Doğu Türkistan okurları ile buluştu. 5’DE