Antalya Bülten Sayı 68
Transkript
Antalya Bülten Sayı 68
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ ISSN 1301 - 1405 Yıl: 22, Sayı: 68, Şubat - Haziran 2013 www.imoantalya.org.tr arı ve tirildi. l n u r o şım S ı Gerçekleş a l U a ly ar 2. Anta ri Konferansl zümle Çö Antalya’nın 40 Yılı Antalya Meslek Odaları 22. Futbol Turnuvası Kitap Oldu Master Kategorisinde Şampiyon İnşaat Mühendisleri Odası Oldu İMO Antalya Şube Yeni Mezun İnşaat Mühendisleriyle Buluştu sayı 68 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ YAPI MALZEMELERİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA LABORATUVARI LABORATUVARIMIZDA YAPILAN DENEYLER • Beton basınç dayanım deneyi • Karot numuneleri basınç dayanım deneyi • Beton test çekici deneyi • Parke taşı deneyi • Donatıcı tespiti deneyi Meltem Mahallesi 3808 Sok. No: 10 07030 Muratpaşa - ANTALYA Tel: (0242) 237 57 27 - 3 hat Faks: (0242) 237 57 31 Gsm: (0533) 658 97 69 http://antalya.imo.org.tr antalya@imo.org.tr BİLİŞİM EĞİTİM PROGRAMLARI KURSLARI KURSUN ADI SÜRE YER AUTOCAD 50 saat İMO Bilișim Eğitim Merkezi SAP 2000 30 saat İMO Bilișim Eğitim Merkezi ETABS 30 saat İMO Bilișim Eğitim Merkezi XSTEEL 30 saat İMO Bilișim Eğitim Merkezi STA4CAD 21 saat İMO Bilișim Eğitim Merkezi İDECAD 21 saat İMO Bilișim Eğitim Merkezi PROBİNA 21 saat İMO Bilișim Eğitim Merkezi Katılım Şartları: Mühendis, mimar, tekniker olmak ve bilgisayar temel eğitim bilgisine sahip olunmalıdır. Gerekli Bilgiler: Bilgisayar Bilișim Programları Eğitimleri “İMO Bilișim Eğitim Merkezi”nde en az 10 kiși olursa açılacaktır. Her kursiyere bir bilgisayar verilecektir. Ayrıntılı bilgi için Șubemiz Bilgisayar Operatörü Zekiye Tuna (237 57 27 dahili 6) ile irtibata geçebilirsiniz. TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ HABER BÜLTENİ İMTİYAZ SAHİBİ İMO Antalya Şubesi adına Cem OĞUZ SORUMLU YAZI İŞLERİ YÖNETMENİ Rıza ARSLANBAY “Kendilerine bir milletin talihi bırakılan adamlar, milletin kuvvet ve kudretini yalnız ve ancak yine milletin hakiki ve elde edilmesi mümkün menfaatleri yolunda kullanmakla görevli olduklarını bir an hatırlarından çıkarmamalıdırlar. Bu adamlar düşünmelidirler ki, bir memleketi zabt ve işgal etmek o memleketin sahiplerine hakim olmak için kafi değildir. Bir milletin ruhu zabt olunmadıkça, bir milletin azim ve iradesi kırılmadıkça, o millete hakim olmanın imkanı yoktur. Halbuki asırların getirdiği bir milli ruha, hiçbir kuvvet mukavemet edemez.” 1924 YAYIN KURULU Nurettin KORKMAZ (Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü) Ramazan YILMAZ (Raportör) Adil ÖZEN Altay KUMBASAR Birkan ÇAKIR Can ÇETİN Haluk SELÇUK İbrahim KOÇ Kemal KOÇAK Mehmet Tamer ÖZMEN Mustafa BALCI TEKNİK SORUMLU Zekiye TUNA BÜLTEN BİLGİLERİ Mesleki Yerel Süreli Yayın 3500 adet basılmıştır. Üyelere ücretsiz dağıtılır. Şubat - Haziran 2013 | Sayı 68 | Yıl 22 Altı Ayda Bir Yayımlanır. YÖNETİM ve YAZIŞMA ADRESİ Meltem Mah. 3808 Sok. No:10 07030 Muratpaşa / ANTALYA Telefon: 0242 237 57 27 (3hat) Belgegeçer: 0242 237 57 31 Elektronik Posta: antalya@imo.org.tr Genel Ağ: http://antalya.imo.org.tr TASARIM RETMA® www.retma.com.tr > Yazılar yaygın kullanılan kelime işlem programlarından birinde yazılmış olarak CD veya Elektronik Posta ekinde (antalya@imo.org.tr) gönderilmelidir. > Yayın Kurulu, gönderilen yazılarda dil, anlatım ve yayın tekniği yönünden gerekli düzeltme ve kısaltmalar yapabilir. > Reklamların sorumluluğu reklam veren kuruluşa aittir. BASKI Retma® Matbaa Yeşilova Mah. Serik Cad. (Havalimanı yolu, TEDAŞ karşısı) Göl iş merkezi No:10 / 3 07200 Muratpaşa - ANTALYA www.retma.com.tr Telefon: (0242) 322 21 11 Belgegeçer: (0242) 322 21 12 > Antalya Bülten’de yayımlanan yazılar kaynak gösterilerek kullanılabilir. BASIM TARİHİ Temmuz 2013 > Yazılardaki görüşler yazarlara aittir. > Yazılarda kullanılan fotoğraf, grafik, şekil, tablo gibi görsel malzemeler en az 300 dpi çözünürlükte olmalıdır. > Gönderilen yazıların yayımlanıp, yayımlanmayacağına Yayın Kurulu’nca karar verilir. TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ İÇİNDEKİLER Başyazı 3 Editörden 5 Kent Sorunları EXPO-2016 Antalya / M.Tamer ÖZMEN 6 Rantsal Dönüşüm Değil, Kentsel Dönüşüm / 8 İbrahim KOÇ İtalyan Usulü Kentsel Dönüşüm / Mine G. KIRIKKANAT 13 Kanal İstanbul'un Çılgın Etkileri / 15 Prof. Dr. Mikdat KADIOĞLU Teknik Yazılar Vajont Barajı Trajedisi / Süleyman BOZKURT 17 Türkiye'de bir ilk Nissibi Köprüsü Projesi / 21 15 Kanal İstanbul’un Çılgın Etkileri Adıyaman-Kahta-Siverek-Diyarbakır Karayolu, Atatürk Baraj Gölü üzerine inşa edilecek Nissibi Köprüsü sayesin de önemli ölçüde kısalacak. İki yaka arasında halen feribot seferleri ile sınırlı şartlarda sağlanabilen ulaşım; projeyle beraber çok daha kısa ve konforlu olacak. Yörenin tarih ve kültür turizmi açısından yüksek potansiyeli, Nissibi Köprüsü’nün yapılması ile büyük bir ivme kazanacak ve köprü bölgenin sosyoekonomik kalkınmasına büyük katkılarda bulunacak. Gergin Eğik Askılı Köprü Yöntemi ile inşa edilen Nissibi Köprüsü’nün yapımına 2012 yılı başlarında başlandı. 41 47 24 Uygunluğunun Değerlendirilmesi / Dr. Tümer AKAKIN İstanbul Depremi ve Kullanılan Türkiye’de bir ilk Nissibi Köprüsü Projesi Uzunluğu 42 kilometre ve üst genişliği 500 metre olması planlanan ve “Kanal İstanbul” olarak bilinen projenin olumlu olumsuz etkilerini pek bilmiyoruz. Projeyi savunanlar İstanbul Boğazı’ndaki tehlikeli deniz trafiğinin alternatif bir suyolu ile giderileceğini, karşı çıkanlar ise Karadeniz’in suyunun Marmara Denizi’ne boşalacağını ve çevrenin çılgınca tahrip edileceğini söylüyor. Altok KURŞUN Betondan Karot Alınması ve TS500'e Göre 21 33 Hasar Değerlendirme Metotları Olası Marmara Depremi / Dr. Hakan YALÇINER Bir Kitap Nutuk’tan (Söylev) Seçmeler (2) / 36 M. Tamer ÖZMEN Bizden Haberler Jeoloji Mühendislerinin Yetki Alanı Üzerine 39 Bir Bilgilendirme Yazısı 2. Antalya Ulaşım Sorunları ve Çözümleri 41 Konferansı Sonuç Bildirisi Aramıza Yeni Katılan Meslektaşlarımız 44 Şubat-Haziran 2013 Genç-İMO 46-47 13. Dönem Yönetim Kurulu Çalışma Raporu Şubat - Haziran 2013 2 48-64 Son Yaprak 67 Yazılı Basında İMO 68 2. Antalya Ulaşım Sorunları ve Çözümleri Konferansı Sonuç Bildirisi TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi’nin 27 Mayıs 2013 tarihinde düzenlemiş olduğu “2. Antalya Ulaşım Sorunları ve Çözümleri Konferansları” geniş katılımla gerçekleştirilmiştir. Konferanslar, farklı üniversitelerden konunun uzman akademisyenleri tarafından verilmiş, ilgili kamu, kurum, kuruluş, meslek odası ve özel sektör temsilcileri, yazılı ve görsel basınımızın temsilcileri ile inşaat mühendisleri tarafından izlenmiştir. İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 “3. Kısır- Mısır Günü” "3. Kısır-Mısır Günü" etkinlikleri Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi bahçesinde 20 Mayıs 2013 tarihinde büyük bir katılım ile gerçekleştirildi. Öğrenciler gerçekleştirdikleri oyunlarla ve verilen konserlerle gönüllerince eğlendiler. TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BAŞYAZI Değerli Meslektaşlarımız, Gerek ülkemizin, gerek Odamızın içinde bulunduğu Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılma- tarihi ve kritik dönemin her türlü olumsuzluklarını, arka- sına dair Kanun Tasarısı Taslak çalışmaları yapılıyor. daşlık, dostluk, sevgi, barış, dayanışma, birlik ve bera- Bu çalışmalarda: berlik ruhu içinde, sizlerden aldığımız güç ve kararlılıkla Jeolojik Araştırmalar, kent planlaması, yapı projeleri- aşacağımıza inanıyoruz. nin hazırlanması, uygulanması ve denetlenmesindeki Mesleğimize, meslek kuruluşumuza, haklarımıza, ka- bütün iş ve işlemler, Bakanlıktan alacakları yetki ve sı- zanımlarımıza, yaşam tarzımıza, geleceğe ilişkin kaygı- nıflarına göre Teknik Müşavirlik Kuruluşlarına verilmesi larımıza rağmen umudumuzu kaybetmeden çalışmala- hedefleniyor. rımıza devam ediyoruz. Tüm teknik hizmetlerde mevcut proje müelliflerine ila- İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi Yöne- ve olarak müelliflik kuruluşları geliyor, teknik müşavirlik tim Kurulu, Temsilcilikler, Komisyonlar Ve İşyerleri Tem- kuruluşu adını alan yapı denetim kuruluşları proje ya- silcileri Ortak Danışma Kurulu Toplantılarının beşincisi pabilecek, bir başka teknik müşavirlik kuruluşuna proje 8-9 Haziran 2013 tarihlerinde Burdur’da yapıldı. Top- denetimi yapmış gibi imza attırarak kendi yaptığı proje- lantıda; 13. dönem çalışmaları ile birlikte güncel geliş- yi kendisi denetleyebilecektir. meler ve gelecekte karşılaşılabilecek sorunlar tartışıldı. Teknisyen, tekniker ve teknik öğretmenlere şantiye şef- “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği” nde 3-14 Nisan liği yapma yetkisi verilecek. 2012 tarihlerinde yapılan değişikliklere, 1 Haziran 2013 tarihinde yeni değişiklikler eklendi. “Antalya Büyükşe- Proje ve yapı denetim görevi üstlenecek teknik müşa- hir İmar Yönetmeliği” yürürlükten kaldırıldı. Her geçen virlik kuruluşlarına mimar ve mühendisler dışında kişi- gün meslek odalarını devre dışı bırakan düzenlemeler lerin de ortak olabilmesinin yolu açılıyor. yapılıyor. 4708 Sayılı Kanunun özüne aykırı olacak, amacını Yapı Denetim Kanunu, İmar Kanunu ve Bazı Kanun ve İMO ANTALYA BÜLTEN . zayıflatacak, meslek odası üyelerini var gibi gösterip ŞUBAT - HAZİRAN 2013 3 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BAŞYAZI sermaye şirketlerinin elemanı yapacak, tüm teknik hiz- ve mühendislik mesleğinin sorunlarının, teknik metlerde tekelleşme yaratacak, meslek odalarını devre öğretmenleri “mühendisleştirerek”, mühendisle- dışı bırakan torba kanun çalışmalarına karşı durmak, rin sayısını artırarak çözülmesi mümkün değildir. mesleğimize, Odalarımıza sahip çıkmak meslektaşla- Bu yolla sorun çözülmeyecek, yeni sorunlar açığa çı- rımızın, mühendis ve mimarların “onur görevi” olma- kacaktır. lıdır. Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarının sorunları olduğu Yüksek Öğretim Kurumu, “28 Şubat mağduriyetini bilinmektedir. Ancak bu sorunlar, onları mühendis ilan gideriyoruz” söylemleri arasında 20 yıl önceki yönet- ederek değil, üretim sürecini yeniden düzenleyerek, meliği uygulamaya karar vererek, dalga geçer gibi ha- ara eleman ya da teknik elemanları hukuki statüye ka- zırlanan sınav sorularıyla 100 TL bedelle mühendislik vuşturarak, üretim sürecindeki önemlerini görünür kıla- ünvanı dağıtmaya hazırlanıyor. 21 Temmuz 2013 rak aşılabilir. tarihinde bugün sayıları 72 bini bulan teknik öğretmenler, ortaokul öğrencilerinin girdiği seviye belirleme İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi olarak, sınavlarının da altında kalan basitlikte sorulara yanıt YÖK’ü, mühendislik mesleğinin önemini, kendine has verdiklerinde mühendislik tamamlama programlarına özelliklerini ve mesleki-bilimsel esasları gözeten bir yer- alınacaklardır. den, bir kez daha düşünmeye, konu ile ilgili meslek odalarının görüş ve yaklaşımlarını almaya, ülke gerçek- Bu “bedava unvan” dağıtımı uygulaması bilime aykı- lerini görmeye çağırıyoruz. rılığının yanı sıra; bırakınız ülkemizdeki mühendisleri, mühendislik fakültelerine girmeye hazırlanan öğ- Önümüzdeki süreçte; mühendislik fakültelerinde öğ- rencilere yapılmış büyük bir haksızlıktır. renim gören geleceğin mühendisleri öğrenciler, inşaat YÖK teknik eğitim fakültelerini kapatıp, teknik mühendisleri ve TMMOB’a bağlı tüm mühendisler ör- öğretmenleri işsiz bırakınca, sorunun çözümünü gütlü mücadeleye hazır olmalıdır. teknik öğretmenlere “mühendis” unvanı vermek- Taksim Gezi Parkı direnişi; Taksim’de kentsel ya- te bulmuştur. şam alanları düzenlenirken bilim, bilgi, akıl ve insana İnşaat Mühendisleri Odası, 1992 yılında 3795 sayılı saygı devre dışı bırakılarak ve halktan gizlenerek AVM yapılmak istenmesine dur demek için halkın başlattığı Yasa`nın kabul edilmesiyle başlayan, 2010 yılında teknoloji fakültelerinin açılmasıyla devam eden ve bugün bir direniştir. Bu direniş, her şeyi para olarak gören ve teknik eğitim fakültesi mezunlarına mühendislik gölgesini satamadığı ağacı kesen vahşi kapitalist dü- unvanı verilmesi uygulamasıyla görünür hale geçen şünce sisteminin acımasız yanını bir kez daha ortaya sürecin bir bütün olarak, inşaat mühendisliği mes- çıkarmıştır. Odamız, suyun ve çevrenin yaşam hak- leğinin itibarsızlaştırılması, öneminin azaltılması, kı olduğunu savunmaktadır. Bu nedenle Taksim Gezi niteliğini tartışılır hale getirilmesi niyetinin bir başka Parkı’nda AVM yapılmasını ve ağaçların sökülmesini tezahürü olduğunu düşünmekte ve karşı çıkmaktadır. protesto eden halk direnişlerinin yanında olacaktır. İşsizlik, düşük ücretler, sağlıksız çalışma koşul- TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, ları ve güvencesizlik mühendisliğin adeta “kade- ikiyüzlü çevre politikalarına hayır demeye, kentsel-kır- ri” olmuştur. Mesleki etik ve yetkinlik temel so- sal çevre talanının karşısında durmaya, bilim ve tekniği runlar arasındadır. halkın yararına kullanmaya, sanayileşme ve çevre uyumu sağlanmış planlı toplumsal kalkınma politikalarını Bütün bilimsel ve teknik veriler, teknik eğitim fakülte- savunmaya devam edecektir. lerinde uygulanan programın mühendislik için yeterli 13. Dönem Yönetim Kurulu olmadığını ortaya koymaktadır. Mühendislik eğitiminin 4 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ EDİTÖRDEN Editörden Merhaba Nurettin KORKMAZ* İnş. Yük. Müh. / Rehber Sevgili Arkadaşlar Nutuktan Seçmeler, Onur Öymen’le Dünya ve Türkiye Söyleşisinden Notlar, Atamızın Ölümünün 74. Yıldönümü Dolayısıyla Bir Anı Yazısı, Odamızın çeşitli etkinliklerinden görüntü ve bilgiler İletişim tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanın var olması ile ortaya çıkan iletişim olgusunun temelinde, paylaşma ihtiyacının giderilmesi gerçeği yatmaktadır. Anlamak, anlatmak, öğrenmek, başkalarına ulaşabilmek için de iletişime başvururuz. Denilebilir ki iletişim, beşikten mezara kadar hep bizimledir ve bizim için hava kadar hayati bir ihtiyaçtır. İşte bu görüşü paylaşan ve üyelerimiz arasında asgari bir iletişim ve dayanışmayı sağlamak ve onları mesleki konuların yanında çeşitli güncel ve kültürel konularda da bilgilendirmek için 1992’de Sayın İbrahim Koç Başkanlığındaki Antalya Şubesi Yönetimi tarihi bir karar alarak bir bülten çıkarmaya karar vermişti. Gördüğünüz gibi sizlerin ilgisini çekecek mesleki, kültürel ve sosyal konulardan bir güzel bir demet sunmuşuz. İnşallah sevgili meslektaşlarımız bu yazıları okuyarak bilgilenmişlerdir. Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener. Kendini adam etmeğe çalışmayanlar, başkalarının adamı olmaya mahkûmdurlar. 1. 2. 3. 4. Bültenimizdeki yazılar genel olarak şu başlıklar altında çıkmaktadır: Üyelerimizden haberler, Oda yönetim kurulu çalışmalarından özetler, meslekle ilgili “Teknik Yazılar”, “Kent Sorunları”, “Turizm”, “Basından Seçmeler”, “Serbest Kürsü”, “Bir Kitap”, “Her Telden”, “Kariyer Söyleşi” vb. Bültene yukarıdaki başlıklar altında yazı göndermek, Bültenimizi okuyup yapıcı eleştirilerde bulunmak, Bültenimize reklam vermek, Bültenimizin daha fazla okunmasını sağlamak. Sevgili Arkadaşlar Bildiğiniz gibi çok güç şartlar altında mesleğimizin gereklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Siyasi erk, hak ve yetkilerimizi budaya budaya mesleğimizi işlevsiz hale getirdi ve getirmektedir. İsterseniz bir önceki sayımıza şöyle bir göz atarak hangi konuları sizlerin bilgisine sunduğumuzu görelim: Bu çıkmazın altından ancak engin bir dayanışma ve mücadele ile çıkabiliriz. Odamıza sahip çıkmak, onun faaliyetlerine katılmak, haklarımız için yapacağı mücadelelere gönülden destek vermek gibi hepimize düşen kutsal görevlerimiz vardır. Yangından Korunma Önlemleri, Şubemizdeki Uluslararası Bir Sempozyumdan notlar, Antalya’nın Stadyum Sorunu Hakkında İki Yazı, Kentsel Dönüşüm Hakkında Açıklayıcı Bilgiler, Mevzuat ve Yasalar Hakkında Görüşler, İngiltere’de İş Güvenliği, Dünyadan Şaheserler, Tarihten Bir Yaprak: Balkan Harplerinin 100. Sene-i Devriyesi, Felsefik Bir Kitap Tanıtımı: Ferrari’sini Satan Bilge, İMO ANTALYA BÜLTEN Bu nedenle sizlerin de katkı ve desteklerinizi bekliyoruz. Bu katkı ve destekler neler olabilir? İşte o günlerde neşriyata başlayan bu bülten bugün sizlerin destek katkı ve yapıcı eleştirileriyle bu sayısına erişmiş ve her sayı birbirinden biraz farklı olarak 48-68 sayfaya ulaşmıştır. * İMO Antalya Şubesi Basın Yayın Komisyonu Koordinatörü Siz değerli üyelerimizin de yerel olayları bültenimize yansıtmasıyla bültenimiz konu bakımından daha da zenginleşip daha fazla okunur hale gelecektir. Sözlerime Yüce Önder Atatürk'ün iki önemli sözüyle son veriyorum. Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener. Kendini adam etmeğe çalışmayanlar, başkalarının adamı olmaya mahkûmdurlar. M. Kemal Atatürk Sevgi ve selamlarımla... . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 5 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI EXPO 2016 Antalya M. Tamer ÖZMEN* İnş. Müh. / İş Bilim Uzm. GİRİŞ Doğa Harikası, Medeniyetler Müzesi ve Kültür Hazinesi olan Antalya’nın, TANITIMINA ve TURİZMİN GELİŞİMİNE önemli etken olacaktır. EXPO 2016 Antalya: Dünyanın en önemli organizasyonlarından biri olarak kabul edilen EXPO 2016 Uluslararası Bahçe Bitkilerinin, 2016 yılında Antalya’da sergilenmesi olarak tanımlanmaktadır. Mimari ve peyzaj alanlarında yenilikçi yaklaşımlar geliştirilecek ve kentsel mekân düzenlenmesinde SAĞLIKLI ÇEVRENİN oluşumu sağlanacaktır. Kentsel yaşam, olumlu yönde etkilenecektir. Uluslararası Sergiler Bürosu (BİE) ve Uluslararası Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliği (AIPH) 2016 EXPO, düzenlemesini Antalya’ya vermiştir. Teması ise, ÇİÇEK VE ÇOCUK olarak belirlenmiştir. Antalya’nın EXPO 2016 ile yaratacağı özgün ve evrensel mimari, kentin KİMLİĞİNE ve KÜLTÜRÜNE önemli katkılar sağlayacaktır. Bu amaçla, Serginin etkinliklerinin planlanması, düzenlenmesi ve yönetilmesi ile ilgili usul ve esasları belirleyen 31.10.2012 tarih ve 6358 sayılı EXPO 2016 Antalya Kanunu çıkarılarak, yürürlüğe konmuştur. Uygulama Yönetmeliği 8 Mayıs 2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yapılacak birçok sempozyum, sergi ve kongreler, ülke ve Antalya’nın KÜLTÜREL ETKİNLİĞİNİ artıracaktır. EXPO 2016 İçin Antalya’nın Yapması Gereken Projeksiyonlar Kanun kapsamında, EXPO 2016 Antalya organizasyonuna yönelik faaliyetleri yürütmek üzere, tüzel kişiliğe haiz merkezi Antalya’da bulunan EXPO 2016 Antalya Ajansı kurulmuştur. Antalya ve çevresi, yenilikçi yaklaşımlarla yeniden planlanmalı veya revize edilmelidir. Antalya’nın yapı ve yapı alanları, “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun”a uygun olarak yeniden düzenlenmelidir. Afet riski altındaki alan ve yapılar; fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşam çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenileme çalışmaları yapılmalıdır. Arazi tahsisi: Antalya İli, Aksu İlçesi Solak Köyü sınırları içerisinde bulunan, mülkiyeti Hazineye ait olan Bakanlığa tahsisli ve Antalya Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nün kullanımında bulunan 13203 ada 65 parsel numaralı 1.088.329,21 m² yüzölçümlü taşınmaz, faaliyetlerinde kullanmak üzere EXPO 2016 Antalya Ajansına tahsis edilmiştir. Bununla birlikte aynı yerde bulunan ve Enstitünün kullanımında olan 13202 ada 166 parsel numaralı 32.894.00 m² yüzölçümlü taşınmaz ile üzerinde bulunan muhdesat, aynı amaçlarla EXPO 2016 Antalya Ajansına tahsis edilmiştir. Akarsu kaynakları ve havzaları korunarak ve ekolojik dengesi bozulmadan, Antalya’nın geleceği için KUZEYGÜNEY YEŞİL KUŞAĞINI oluşturacak şekilde planlanmalıdır. Antalya’nın nefes almasını sağlayacak olan; Lara Kent Parkı, Yüzüncü Yıl Alanı, Pil ve Dokuma Fabrika Alanları, Narenciye, Vakıf Çiftliği ve benzeri diğer alanlar, EXPO 2016 ruhuna uygun olarak YEŞİL ALAN olarak düzenlenmelidir. Bu alanlar aynı zamanda Antalya’nın, iklimini regüle edecek ve sera gazı yutaklarını oluşturacaktır. EXPO 2016’nın Antalya’ya Katkısı EXPO 2016, Antalya’ya önemli katkıları ile birlikte katacağı KATMA DEĞER yanında kazandıracağı YEŞİL DOKU olacaktır. Boğaçayı Havzası: Havzanın akarsuyu denetim altına alınarak, havza rekreasyon alanlarına dönüştürülmelidir. Havzanın çevresi yapılardan arındırılarak, narenciye, sebze ve organik ürünlerin sergileneceği ulusal ve uluslararası FUAR ALANI ile BOTANİK-BAHÇE BİTKİLERİ MÜZESİ inşa edilmelidir. Antalya ve çevresinin alt ve üst yapısının, fiziki planlamalarının yapılması sağlanacak ve uygun görülen yapı ve tesisler inşa edilecektir. Mevcut tesislerin EXPO 2016 Antalya’nın temasına uygun olarak modernizasyonu için ilgili belediyelerle iş birliği içinde il ve ilçelerin ana caddelerinde, çevre ve cephe düzenlemelerinin yapılması sağlanacaktır. Falez, Konyaaltı ve Lara Kıyı Bandı, beli ölçekte yapılardan arındırılmalı ve yeşillendirilmelidir. Dünyaca ünlü * Kent Sorunları ve Afete Hazırlık Komisyonu Koordinatörü, İMO Antalya Şube Basın Yayın Komisyonu Üyesi 6 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI Konyaaltı Plajlarının çevresindeki yapılaşmalar önlenmeli ve yeşil alanlara dönüştürülmelidir. Deniz, kumsal ve yeşil alan bütünlüğü sağlanarak, dünyaya model olacak şekilde PLANLI ve BÜTÜNCÜL olarak yeniden düzenlenmeli ve geliştirilmelidir. EXPO 2016 Antalya’nın temasına uygun olarak kentin modernizasyonu, güvenli ve sağlıklı yaşam için ilgili kurum ve kuruluşlarla (Merkezi ve Yerel Yönetimler, Sivil Toplum Örgütleri ve diğerleri) işbirliği yaparak afet riski altındaki yapıların; fen ve sanat norm ve standartlarına uygun olarak iyileştirme (güçlendirme) çalışmaları yapmalıdır. Antalya’nın kentsel ve arkeolojik sit alanlarında, sürdürebilirliğin önemli bir göstergesi olarak koruma ve geliştirme önlemleri alınmalıdır. Gerçekleştirilecek her tür etkinlikler için üyelerden, görev almak isteyen GÖNÜLLÜLERİ, organize etmelidir. Kentin tarihi çekirdeğini oluşturan alanların (Kaleiçi, Balbey, benzeri diğer mahalleler) çevresi; beton yığınlarından temizlenerek, yenilikçi yaklaşımlarla çevre düzenlemeleri yapılarak, yeşil alanlarla donatılmalıdır. Tarihsel ve yapısal bütünlüğünü bozmadan RESTORE edilmelidir. EXPO 2016 Antalya’ya, KİMLİK kazandıracak ve SİMGESİNİ oluşturacak bir YAPININ, inşasına destek olmalıdır. İMO Antalya Şubesi tarafından önerilen: EXPO 2016-Antalya açılışının, 23 Nisan 2016 tarihinde yapılması ve bu açılış gününün “Dünya Çocuk Bayramı” olarak kutlanması, Oda üyeleri tarafından desteklenmelidir. Bu projenin uluslararası ölçekte kabul görmesi ve uygulanması için Antalya’nın tüm Sivil Toplum Kuruluşları ile Demokratik Kuruluşları görüş birliğine varmalıdır. Sonra Merkezi ve Yerel Yönetimlerle ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılmalıdır. Bunun için bir konsept ve konsorsiyum oluşturulmalıdır. Olympos, Termessos Ulusal Parkları sadece Antalya için değil ülke, bölge dünya için en önemli değere sahip olup, çok zengin florayı içinde barındırmaktadır. Bu zengin flora alanları ile birlikte endemik bitki türleri de korunmalıdır. EXPO, düzenlendiği kentlere, kalkınmasında ivme ve önemli kimlikler de kazandırmaktadır. Eiffel Kulesi, EXPO 1889 Paris için geçici olarak inşa edilmiştir. 120 yılı aşkın Paris’in simgesel yapısı olarak kullanılmaktadır. EXPO 2016 ANTALYA anısına ve Antalya’nın prestij yapısı olarak DÜNYA DOĞAL AFET KÜLTÜR - EĞİTİM PARKI ve MÜZESİ veya BOTANİK - BAHÇE BİTKİLERİ MÜZESİ yapılmalıdır. Bunların yapılmaması durumunda, Dünya tarihinde yerini alacak, dünya sanat ve kültürünün simgesi olacak ve Antalya’yı geleceğe taşıyacak modern ve sanatsal bir TİYATRO BİNASI veya SİMGESEL BAŞKA BİR YAPI inşa edilmelidir. İnsanlığın geleceği olan ve EXPO 2016 temasını da oluşturan çocuklara, bırakacağımız en büyük ve tarihi miras, sürdürülebilir 23 Nisan Çocuk Bayramı ve bu Bayramın kutlanması olacaktır. SONUÇ EXPO 2016, Antalya’nın değişimini ve gelişimini sağlayacak ve katma değerini artıracak araç olmalıdır. Amaç ise; Dünya Turizmin Başkenti olarak hedeflenmiş olan Antalya, temiz hava, temiz su ve temiz toprağıyla, çevreye duyarlı, sürdürülebilir, dünyaya örnek bir KENT MODELİ olmalıdır. Son olarak Botanik EXPO, Hollanda-Venlo’da düzenlenmiştir. Venlo’da, Botanik EXPO için oluşturdukları alt ve üst yapılarıyla on yıl sonra geleceği düzeye on yıl önceden gelmişlerdir. Hollanda ile Almanya arasında iki otoban inşa edilmiş, demir yolu ve lojistik merkezler yapmışlardır. EXPO 2016 Antalya için öncelikle Antalya’nın ulaşım ve trafik sorunları çözümlenmeli, Antalya-Ankara demiryolu (hızlı tren) inşa edilmeli ve lojistik merkezler yapılmalıdır. EXPO 2016 Antalya için en güzel sözü, Uluslararası Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliği (AIPH) Başkanı Doekle Faber söylemiştir. “EXPO 2016 Antalya, kente katacağı KATMA DEĞER yanında, kazandıracağı YEŞİL DOKU ile gelecek kuşaklara çok güzel bir miras bırakacaktır.” Merkezi ve yerel yönetimlerle birlikte üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, demokratik kuruluşlar, özel sektör, gençlik ve öğrenciler inisiyatif oluşturularak, KENTSEL ÖRGÜTLENMELİDİR. İMO Antalya Şubesi’nin Yapması Gerekenler İMO Antalya Şubesi, EXPO Konseyi üyesi olarak yer almamıştır. Ancak, EXPO 2016 Antalya için yapılacak olan etkinliklere destek vermelidir. İMO ANTALYA BÜLTEN . Kaynak EXPO 2016 Antalya Kanunu. Antalya Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu, Basın Açıklaması Metni. M. T. ÖZMEN Antalya Dünya ve Ülke İçin Çevreye Duyarlı Sürdürülebilir Bir Kent Modeli Olabilir mi? (6. Kentsel Altyapı Sempozyumu) ŞUBAT - HAZİRAN 2013 7 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI Rantsal Dönüşüm Değil, Kentsel Dönüşüm güney doğrultulu “Kırkkavak ve Gökçeler fayları”; batı sınırda “Beydağları fay seti” bulunur. Kısaca Antalya havzasını karakterize eden jeolojik yapılar önemli bir deprem kaynak zonu oluşturmaktadır. Ülkemizde doğal afetler denince ilk akla gelen depremler, can ve mal kaybı açısından açık ara önde gitmektedir. Son 65 yıl içerisinde olan afetlerde olan can kaybımızın; %75’i depremler, %10’u heyelanlar, %6’sı su baskınları, %4’ü kaya düşmesi, %4’ü yangın ve %1’i ise çığ, fırtına, vb. afetler neticesinde gerçekleşmiştir. Barajlarımızın %93’ü, sanayi tesislerimizin % 96’sı, nüfusumuzun %98’i, ülkemizin ise %92’si deprem riski altındadır. Antalya ve çevresinde de tarih boyunca büyük depremler yaşanmıştır. Antik Selge ve Termessos şehirleri yaşanan depremler nedeniyle 3. ve 5. Yüzyıllarda halkları tarafından terkedildi. 1914 yılından beri bölgemizde kaydedilen en büyük deprem Antalya’da 1 Mart 1926’da 6.4, Burdur’da 3 Ekim 1914’de 7.0, Fethiye’de 25 Nisan 1957’de 7.0, büyüklüklerinde meydana gelmiştir. Bölgemizde, Isparta, Burdur, Kemer, Kumluca, Finike, Kale, Kaş, Kalkan 1. derece, Antalya Merkez (Muratpaşa, Kepez, Konyaaltı, Döşemealtı, Aksu), Serik ve Manavgat 2. derece, Akseki, İbradı 3. derece, Gündoğmuş, Alanya, Gazipaşa 4. derece deprem riski bölgeleridir. Son yüzyıl içerisinde hasar yapan deprem sayısı 133, bu depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısı 185.000, yaralanan vatandaşlarımızın sayısı 375.000, yıkılan ve ağır hasar gören bina sayısı ise 1,3 milyon civarında gerçekleşmiştir. Rakamlar da gösteriyor ki, depreme hepimiz hazırlıklı olmak zorundayız. Deprem öncesi mevcut yapılarımızda yapılacak envanter çalışması, deprem öncesi yapılacak hazırlıkların, alınabilecek önlemlerin en önemlilerinden biridir. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu uygulamasının birinci adımı riskli yapı için tespit, ikinci adımı riskli yapının güçlendirilmesi veya yıkımı ve üçüncü adımı da boş arsaya yapı yapılması aşamalarıdır. Bu aşamalar halk için halkla birlikte ve bütüncül yaklaşımlarla gerçekleştirilebilir. Depreme hazırlık ve önlemler için; yürürlükte bulunan mevcut yasal düzenlemelerin yanında, 2012 yılının ilk altı ayı içinde yeni kanunlar çıkarıldı. Bunlardan, hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerler ile hazineye ilişkin tarım alanlarının rayiç bedellerden satışı, bu alanlar ile birlikte gerekli görülen diğer alanların proje alanı ilan edilebileceği “2/B Kanunu”; Türkiye (Bölgemizde Antalya, Isparta, Burdur dahil) topraklarının %10’unun yabancılara ve yabancı şirketlere satışına olanak veren “Tapu Kanunu ve Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun”, kamuoyunda ‘Kentsel Dönüşüm’ ya da ‘Afet Yasası’ olarak da bilinen “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” yürürlüğe girdi. Ancak, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek bu kanunlar uygulama aşamasında, kamusal değerlerin hoyratça tahrip edilmesine, rant amaçlı satış ve yıkımlara neden olabilecektir. Deprem korkusunun arkasına gizlenerek rantsal amaçlara kurban edilen bir kentsel dönüşüm telafisi güç sonuçlar yaratacak, toplumsal barışı zedeleyebilecektir. 8 Derleyen: İbrahim KOÇ İnşaat Mühendisi Afet Yasası ya da Kentsel Dönüşüm Yasası olarak da bilinen Kanunun, 1999 Marmara Depremi ile birlikte ortaya çıkan ve milyonlarca insanın hayatını yakından ilgilendiren riskli binaların yenilenmesi amacını taşıdığı unutulmamalıdır. Bu kanun ile ortaya çıkacak emsal artışları sadece binaların maliyetlerini karşılamak amaçlı olmalı bunun dışında hiç kimseye ekstra kazanç sağlama aracı olmamalıdır. Antalya İçin Neler Önerilebilir? Yasanın asıl amacı olan sağlam ve afetlere dayanıklı binaların yapılması olmalıdır. Bunun yanı sıra sürdürülebilir, yeşil alan dengesi kurulmuş, ulaşım altyapısı oluşturulmuş, diğer bütün kentsel altyapı yetersizlikleri çözülmüş, enerji tasarrufu sağlayan, dengeli ve sağlıklı kentler oluşturulabilmelidir. Bu yasa; Antalya’nın olduğu kadar tüm Türkiye’nin de kronik bir sorunu olan çarpık kentleşmenin zamana yayılarak düzeltilebilmesi için çok önemli bir fırsat olarak değerlendirilebilmelidir. Antalya Havzası, kuzeyde Eğirdir Gölü, batıda Beydağları, doğuda Gazipaşa, güneyde Akdeniz ile sınırlıdır. Havzada, Aksu-Serik ilçeleri ve Eğirdir gölü arasında “Aksu bindirme fayı”, doğu kenarı genelde kuzey- 1998 yılı öncesi 4. derece deprem bölgesi kapsamında bulunan Antalya, 98 yılında “Deprem Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik” değişikliği ve veri güncellemeleri ile 2. derece deprem bölgesi kap- İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI 3. Grup Yapılar: Olası bir depremde ağır hasar ve göçme nedeniyle can kaybına neden olabilecek, 2007 deprem yönetmeliği performans analizi sonuçlarına göre ivedi olarak yıkılması ve yenilenmesi gerekli olan yapılardır. samına alındı. 1998 yılından önce 4. derece deprem bölgesi verilerine göre yapılmış binaların, 2. derece deprem bölgesi risklerine göre nasıl davranış sergileyeceği konusu belirsizdir. Bu belirsizlik nedeniyle de, depreme dayanıklı yapı tasarımı ve uygulamalarında hesap, boyutlandırma, yapım usul ve esaslarının değişmesiyle birlikte daha önce 4. derece deprem riskine göre yapılmış binaların depreme dayanıklılığı için tereddütler oluşturmuş, mevcut yapı stoku nasıl depreme dayanıklı hale getirilebilir sorusunu akıllara getirmiştir. Dolayısıyla, afet risklerinin ortadan kaldırılması ve afet zararlarının en aza indirilmesi için önlem alınması gerektiği tartışmasız gerçeklikte, önemli bir devlet görevidir. Riskli Yapıların Tespiti ile ilgili “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” 2 Temmuz 2013 Tarih ve 28695 Sayılı Resmi Gazete'de yayınlandı. Bu yönetmeliğe göre, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı riskli yapıların tespitine ilişkin esasları yeniden belirledi. Bu esaslara göre; “2007 DBYBHY Tablo 7.7.’de “diğer binalar” kapsamındaki binalardan, yüksekliği (HN) 25m veya zemin döşemesi üstü sekiz katı geçmeyen betonarme ve yığma binalar için Riskli Yapıların Tespiti, “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” eki Ek-2’de yer alan hususlara göre yapılacaktır. “Devlet, bu görevi yerine getirirken adil olmalı, vatandaşını mağdur etmemeli, geçmişten gelen kendi sorumluluklarını kabul etmeli ve Anayasal görevlerini unutmamalıdır.” 6306 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği kesin ve zorlayıcı hükümler içermesine rağmen, bütüncül bir kentsel dönüşüm için tek başına yeterli değil. Mevcut durum tespiti yapılmadan, teknik, fiziki ve toplumsal altyapı oluşturulmadan halk için, halkla birlikte kentsel dönüşüm yapmak olanaklı değil. Antalya’da kaç binamız var, ne kadarı kaçak, ne kadarı ruhsatlı, ne kadarının yapı kullanma izni var, ne kadarı gecekondu, bu binaların ne kadarı 1998 yılından önce yapılmış, ne kadarı olası afetlere dayanıklı, ne kadarı için güçlendirme gerekiyor, ne kadarının yıkılıp yenilenmesi gerekiyor hiç biri belli değil... Parçacıl ve rantsal kentsel dönüşümler yerine öncelikle mevcut durumun tespiti bu açıdan çok önemli. Daha yüksek katlı binaların risk belirlemesi için 2007 DBYBHY’de belirtilen yöntemler kullanılacak ve göçme öncesi performans düzeyini sağlamayan bina riskli olarak kabul edilecektir. Mevcut bina performans değerlendirmesi ve güçlendirmesi için ise DBYBHY kullanılmaya devam edecektir. Yapılacak deprem envanter çalışmaları (Deprem Master Planı), “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun” için de son derece önemlidir. Kentsel dönüşümün gerekliliği ve başlatılabilmesine sadece güvenli konut açısından değil pek çok açıdan bakmak gereklidir. Tespitlerin, 06/03/2007 tarihli ve 26454 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan “Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik” eki esasların, “Mevcut Binaların Değerlendirilmesi ve Güçlendirilmesi” başlıklı yedinci bölümünde belirtilen hükümler çerçevesinde yapılması öngörülmüştü. Kentsel dönüşüm planlamalarına; ulaşım, teknik altyapı, kent güvenliği, tarihi dokuyu koruma, mimari estetik, kent ekonomisi, kent sosyolojisi, doğal çevreyi koruma, sürdürülebilir kentleşme, tarım, orman ve su havzaları ve alanlarını koruma ve geliştirme, çevre kirliliğini önleme, kent kimliği, yönetime katılım, geleneksel yerleşim karakterlerimizin çağa uydurularak yaşatılması vb. açılardan da yaklaşılmalıdır. Bu bağlamda, 2012 yılının ilk altı ayı içerisinde gerçekleştirilen yasal düzenlemelerin uygulamalarında karşılaşılabilecek sorunların çözümü hakkında fikir verebilmek, katkı koyabilmek amacıyla bazı değerlendirme, tespit, görüş ve önerilerle ışık tutmaya çalışacağız. Deprem öncesi alınabilecek önlemlerin belirlenmesi amacıyla Konusunda uzmanlaşmış kişi, kurum ve kuruluşlarca yapılacak yapı envanter çalışmalarında yapılar birinci, ikinci ve üçüncü grup olarak sınıflandırılabilirler. Buna göre; 1. Grup Yapılar: Olası bir depremi hasarsız veya düşük hasarlı olarak can kaybına neden olmadan atlatabileceği kanaatine ulaşılan yapılardır. 2. Grup Yapılar: Olası bir depremde hasar görme riskinin bulunduğu kanaatine varılan, 2007 deprem yönetmeliğine göre performans analizi sonucu gerekiyorsa güçlendirilmesi tavsiye olunacak yapılardır. İMO ANTALYA BÜLTEN . Antalya, Isparta, Burdur illerimizde gerçekleştirilecek kentsel dönüşüm projelerinde, bölgenin merkezi ve yerel yöneticileri, işyeri ve konut sahipleri, inşaat sekŞUBAT - HAZİRAN 2013 9 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan riskli alanlar belirlenmelidir. törünün tüm bileşenlerinin bilgilenmesinde, afet risklerini ve deprem zararlarını en aza indirecek envanter çalışmalarında görüş ve önerilerimizin yararlı olacağını umuyoruz. Riskli yapılar; riskli alan içerisinde olsun veya olmasın, ekonomik ömrünü tamamlamış olduğu, yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıdığı bilimsel ve teknik verilere dayanılarak tespit edilmelidir. Deprem Zararlarının Azaltılması İçin Önerilerimiz Riskli yapıların tespiti, masrafları bakanlığa ait olmak üzere, meslek odaları veya üniversiteler tarafından eğitilmiş ve yeterliliği sınavla belirlenmiş ve bakanlıkça lisanslandırılmış kurum ve kuruluşlara yaptırılmalıdır. Parçacı ve rantsal kentsel dönüşüm projeleri yerine, bütüncül yaklaşımlarla güncellenmiş Antalya Nazım Planı eki Deprem Master Planıyla bütünleştirilmiş “Kentsel Dönüşüm Ana Planı” hazırlanmalı ve kentsel dönüşüm projeleri bu plana uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Bugüne kadar yapılamayan “Antalya İli Ulaşım Ana Planı” da Kentsel Dönüşüm Ana Planına uygun olarak yapılmalıdır. Riskli yapıların tespiti ile ilgili itirazlar, ilgili meslek odası ve üniversitelerce görevlendirilmiş inşaat, jeoloji, jeofizik mühendisliği ile hukuk öğrenimi görmüş öğretim üyeleri arasından seçilecek beş ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca seçilecek iki kişi olmak üzere teşkil edilecek 7 kişilik teknik heyet tarafından incelenip, karara bağlanmalıdır. Bu çalışmalarda daimi olarak konusunda deneyimli şehir plancısı, mimar, inşaat mühendisi, harita mühendisi, peyzaj, jeoloji, jeofizikçi, sosyolog, ekonomist ve hukukçudan oluşan bir heyet tam zamanlı olarak istihdam edilmelidir. Kentsel yenileme alanı içinde olup, riskli yapılar dışında kalan diğer yapılardan uygulama bütünlüğü bakımından TMMOB tarafından saptanacak ve mimar, şehir plancısı ve inşaat mühendisinden oluşacak üç kişilik bir heyet tarafından gerekli görülenler uygulamaya dahil edilebilmelidir. Deprem etkilerini göz önüne alacak şekilde düzenlenmiş şehir, bölge ve arazi planları yapılmalı, yapılmış planlar güncellenmelidir. Deprem Master Planı yapılarak, deprem direnci zayıf olan bina ve altyapılar güçlendirilmeli veya yenilenmelidir. Riskli alan ve riskli yapıların belirlenmesi ile bu yapıların tespit, boşaltma ve yıkım masrafları bakanlıkça karşılanmalı, işyeri ve konut sahiplerine, kendi evlerine taşınıncaya kadar geçici işyeri veya konut tahsisi ya da kira yardımı yapılması zorunlu olmalıdır. Binalar ve altyapılar başta depreme dayanıklılık olmak üzere afet risk önlemleri alınmış şekilde projelendirilmeli ve inşa edilmelidir. Yapı üretim sürecinde denetim, sorumluluk ve sigorta üçlüsünü hayata geçirilerek can ve mal güvenliği kamu çıkarları açısından güvence altına alınmalıdır. Üzerindeki bina yıkılmış olan arsanın maliklerine yapılan tebligâtı takip eden 60 gün içinde, bütün masraflar bakanlık’ça karşılanmasına, konut veya işyeri tahsisi veya kira yardımı yapılmasına rağmen yine de anlaşma sağlanamaması halinde, acele kamulaştırma yoluna gidilebilmelidir. Deprem öncesi hazırlıklar, acil durum plan ve programları yapılmalıdır. Deprem sonrası gerekli acil yardım, kurtarma hizmetleri düzenlenmelidir. Güven tesisi için, Kentsel Dönüşüm Ana Planında belirlenen proje alanlarındaki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri, ilgili idareler ve ilgili meslek odaları ile birlikte kamuoyu sürekli bilgilendirilmelidir. Halkın evleri terk etmesi, önceden belirlenmiş merkezlere toplanması ve geçici iskanı ile ilgili plan çalışmaları, yapılmalıdır. Kentsel dönüşüm toplumsal/sosyal ilişkilerin dağılmasını önleyici, sosyal ayrımlaşma ve dışlamayı önlemede bireysel bağlantıların koparılmadığı, yerel kimlikleri olan kentlinin yaşayış biçimleri, kültürleri, gelenek görenekleri, bilinçlilik düzeyi, yöreden hoşnutluğu, mülk sahipliği analiz edilerek bütüncül bir yaklaşımla kentsel dönüşüm sürecine girilmelidir. Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan arazilerle birlikte, Afet risklerini azaltmaya doğrudan katkı sağlayacak yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere rezerv alanlar planlanmalıdır. Bu planlamada; zeytincilik, orman, askeri yasak bölgeler, turizmi teşvik, kültür ve tabiat varlıklarını koruma, kıyı, mera kanunları gibi doğa-çevre-kültür varlıklarını koruyup, geliştirme amaçları göz ardı edilmemelidir. Afet durumu veya üzerindeki yapılaşmalar sebebiyle 10 İMO ANTALYA BÜLTEN . Bölgemizde afet riski altındaki alanların ve riskli binaların kentsel dönüşümüne öncelikle insanların çok yoğun bulunduğu ve kamu düzeni için ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI vazgeçilmez olan başta hastane, okul, altyapı tesisleri olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarının binaları ile başlanmalıdır. Bir başka deyişle devlet önce kendi kurumlarını ve binalarını yenilemekle işe başlamalıdır. “Benim yapım risk taşımıyor, güvendeyim” diyenlerin yapıları da uygulama bölgesinde kalıyorsa proje bütünlüğü gerekçesiyle yıkılabilecek. Evlerimizin yıkılmasına, borçlandırılmaya, haksızlığa, hukuksuzluğa itiraz ve dava hakkımız olsa da mahkemeler yürütmenin durdurulmasına karar veremeyeceği için kaderimize razı olmak zorunda kalacağız. Tarihi ve doğal çevreyi tahrip etmeyecek, tarihsellik içerisinde oluşmuş kültürel ve sosyal yaşamda telafisi olmayan hasarlar yaratmayacak, yüksek katlı, tek tip, dikey yapılaşmalar yerine mahalle yaşamını düzenleyebilecek sosyal donatı alanlarının sağlanmasına gerekli özen gösterilmelidir. Diyelim ki direndin, dişinden, tırnağından artırdığın ve başını sokup barındığın evinin elinden alınmasın diye mücadele ettin. Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre yıkımı engellemekten hakkında işlem yapılacak. Yıkımı gerçekleştirmeyen kamu görevlileri de yargılanacak. Dönüşüm projelerine başlanmadan ihtiyaç ve beklenti çalışmaları, sorun analizleri ve sosyo-ekonomik araştırmalar yapılmalıdır. Ayrıca bu Kanunla, 2B ve Tapu Kanunu ile birlikte bugüne kadar kamunun elinde kalan son arazilerin de yerli ve yabancı özel ve tüzel kişilere satışına ve yapılaşmaya açılmasına olanak sağlanacak, mera ve orman alanları ile kıyı şeritlerinin talan edilmesinin de yolu açılacak. Oluşturulacak projelerde mutlaka yerel mühendislik mimarlık ve planlama ile Akdeniz Üniversitesinden destek alınmalı ve STK’lar ve ilgili meslek odaları sürece dahil edilmelidir. Kentsel dönüşüm yapılacak bölgelerde teknik altyapı ve ulaşım planlamalarının mevcut sisteme entegrasyonu sağlanmalıdır. Bu Kanun uyarınca; mera, orman, tarım alanları, zeytinlikler ve kıyı şeritleri gibi alanlar da dahil olmak üzere bugüne kadar kamunun elinde kalan son arazilerin imar planı çalışmaları, 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine tabi olmayacak. Bu alanlara bakanlığın özel standartlar ihtiva eden planlar yapma ve onaylama yetkisiyle özel imar ayrıcalıklarıyla sağlanabilecektir. 2B ve kamu arazileri de bakanlık eliyle ve TOKİ aracılığıyla, özel kişilere; “Tapu Kanunu ve Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” uyarınca da yabancılara; kolayca devredilebilecek, satılabilecek. Uygulamada yapılacak hatalar sonucu kentsel dönüşüm kenti bölüşüme ve kentsel ölüme dönüşebilecektir. Elektrik iletim, su, kanalizasyon, doğalgaz ve haberleşme ağlarının yeni ihtiyaçlara cevap verecek ve kolay takip edilebilecek şekilde sayısal ortama aktarılması tamamlanmalıdır. Farklı özelliklerdeki sosyal grupların ihtiyaç, beklenti ve görüşlerinin planlama kararlarına yansıtılması, kararların birlikte üretilmesi yoluyla halkın kentsel dönüşüm sürecine katılımı sağlanmalıdır. “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” gereği kentsel dönüşüm uygulamaları, yukarıda dile getirdiğimiz çelişki ve sakıncalarının giderilmesi; önerilerimizin değerlendirmeye alınması; gelecekte afet meydana geldikten sonra “yara sarma” değil, “yara almama” anlayışını geçerli kılmaya yardımcı olabilecek katkılar olarak değerlendirilmelidir. Kamu Arazileri Hepimizindir. Hazine ve hazine dışında kamu idarelerinin mülkiyetinde bulunan, 2/B ve özel mülkiyete ait taşınmazlar: 2/B Kanunu ile kentsel dönüşüm uygulanacak “Proje Alanı”, Dikkat Edilmesi Gereken Kentsel Dönüşüm Tehditleri Afet Yasası ile de zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma nedeniyle “Riskli Alan”, Evlerimiz, kentimiz, yaşam alanlarımız, ormanlarımız, okullarımız, hastanelerimiz, ülkemiz tehdit altında! Ve yeni yerleşim yeri olarak “Rezerv Yapı Alanı” olarak belirlenebilir. Bakanlığa tahsis ya da devir yoluyla ve bakanlığın talebi üzerine TOKİ veya idareye bedelsiz devir edilerek elden çıkarılabilir. Evlerimiz başımıza yıkılmakla kalmayacak, tespit, boşaltma ve yıkım masraflarını da bize ödetecekler. Kentsel Dönüşüm ilan edilen yerlerde imar, yapılaşma ve kamu hizmetleri durdurulacak; elektrik, su, doğalgaz kesilebilecek, kendi evlerimizde barınma hakkımız yok sayılabilecek. İMO ANTALYA BÜLTEN Nasıl Bir Kentsel Dönüşüm? . Mülk sahiplerini mağdur etmeden, barınma hakkını yok saymadan, çevreye zarar vermeden, tarım, mera ve ŞUBAT - HAZİRAN 2013 11 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI orman alanlarımızı betonlaştırmadan, su kaynaklarımızı ve doğayı koruyarak, kamu yararını ön plana çıkararak, başta deprem olmak üzere kentsel dönüşüm yoluyla her türlü afete dayanıklı binalar yapmak, mümkündür. Kentsel Dönüşüm Sürecinde İzlenecek Yol 1. Proje yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni veren ilgili idareden temin edilir. Türkiye’de kentsel dönüşüm acil bir gerekliliktir. Ancak kentsel dönüşüm halkın ihtiyaç, hak ve yararları öncelik sayılarak gerçekleştirilmelidir. 2. Yapının riskli yapı olup olmadığını belirleyecek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan Lisanslı Kuruluşa başvurulur. Şu bir gerçek ki, halkı yanına almayan üst yönetim kararları doğrultusunda ranta dayalı kentsel dönüşüm çalışmaları uzun vadede çözümsüz daha farklı kentsel sorunlarının ortaya çıkmasına yol açacaktır. Mevcut kent planları bütüncül yaklaşımlarla başta deprem olmak üzere her türlü afet riski göz önünde bulundurularak yeniden revize edilmeli; sağlıklı ve güvenli yaşam çevreleri oluşturmak için iyileştirme ve yenileme çalışmaları için öncelikler planlaması yapılmalıdır. 3. Lisanslı kuruluş yapının afet ve deprem risk durumunu belirleyen "Riskli Yapı Tespit Raporu"nu düzenler. 4. Rapor ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü'ne başvurulur. 5. Bakanlık, Afet ve Deprem Risk Raporu onay yazısını size tebliğ eder. Kentsel Dönüşüm Süreci Nasıl İşleyecek? 6. Kat malikleri en az 2/3 çoğunlukla Bina Ortak Karar Protokolünü imzalar. Dönüşüm, öncelik birinci derecede deprem riski altındaki iller olmak üzere Türkiye’nin tamamında başlayacak. 7. Bina Ortak Karar Protokolü İl Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü'ne sunulur. Hak sahiplerinin rızası alınacak. Kanun öncelikle vatandaşın kendi dönüşümünü kendisinin yapmasına imkan verecek. İsteyen riskli evini kendisi yıkacak ve yenisini de yine kendisi yapacak. 8. Müdürlük Gayrimenkul Değerleme Raporu ve Kira Yardım Belgesi hazırlar. 9. Bakanlık yeniden inşa veya güçlendirme için kira yardımı yapılıp yapılmayacağına karar verir. Parası olmayana düşük faizli ya da sıfır faizli kredi verilebilecek. 10.Yeniden inşa veya güçlendirme için tüm projeler proje müelliflerince hazırlanır ve ilgili idaresinden gerekli ruhsatlar alınır. Ekonomik ömrünü tamamlamış yapılar deprem güvenliği açıcından kontrol edilecek ve bu binalar mutlak suretle yıkılacak. 11.Yeniden inşa veya güçlendirme için bir müteahhit ve yapı denetim kuruluşu ile sözleşme yapılır. Kat malikleri yıkım kararına 15 gün içerisinde itiraz edebilecek. İtirazlar Bakanlık tarafından görevlendirilen teknik heyetler tarafından incelenip karara bağlanacak. 12.Yapımı tamamlanan binaya Yapı Kullanma İzin Belgesi alınır. Binanız riskli yapı olarak değerlendirilmişse çoğunluk aranmayacak ve yıkılacak. Sonuç olarak; Riskli alan içinde kalan binalar, yeni yapılmış ve risksiz olsalar dahi uygulama bütünlüğü bakımından birlikte değerlendirileceği için gerekiyorsa yıkılabilecek. Kentsel dönüşüm; Vatandaşı ve haklarını yok sayan, toplumsal barışa hizmet etmeyen, kamusal değerlerimizi hoyratça tahrip edebilecek rantsal yıkımlara dönüşmemelidir. Uygulama sırasında, Bakanlık, TOKİ veya Belediye tarafından talep edilmesi durumunda riskli yapılara elektrik, su ve doğalgaz hizmetleri verilmeyecek. Gelecek dönem Büyükşehir Belediyesinin öncelikli görevi Antalya İli Nazım Planı ve eki Deprem Ana Planı uyumlu Kentsel dönüşüm Ana Planı olmalıdır. Anlaşma ile tahliye edilen yapılardaki kiracı veya ayni hak sahiplerine de geçici kira ve konut yardımı yapılabilecek. “Antalya’nın Kentsel Dönüşümü, Antalya’nın Bütünüyle Dönüştürülmesidir.” Konutunu ve işyerini kendi imkanları ile yapmak veya edinmek isteyenlere kredi verilebilecek. 12 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI İtalyan Usulü Kentsel Dönüşüm Mine G. KIRIKKANAT Dünyadaki her faşist, Mussolini’nin parlak ya da sönük bir kopyası olmaya mahkûmdur. Dünyadaki her faşistin “my way” sandığı yol, mutlaka Mussolini tarafından çizilmiş ve geçilmiştir. Dünyadaki her faşist, bilerek ya da bilmeyerek Mussolini’nin daha önce yaptığını tekrarlamak zorundadır. Mussolini’nin kim, faşizmin ne olduğunu bilmeyen alaylı faşistler ki, onlara despot diyoruz, yumurtadan çıktıktan sonra hiç şaşırmadan denize koşan kaplumbağa yavruları gibi, içgüdüsel bir doğaçlamayla onun yolunu tutar, onun yaptığını yaparlar. törünün istihdamıyla işsizliğin biteceği hesaplanıyordu. 3) Lumpenlerden temizlenen eski, bakımsız ama çok merkezi semtlerdeki binaların yıkılıp yerine lüks konutların inşasıyla elde edilecek büyük rant sayesinde hem faşist parti yandaşlarından oluşan zengin bir sınıf yaratmak, hem de inşaat sektörüne verilen devlet desteğinin geri alınması amaçlanıyordu. Çünkü Mussolini’nin kurduğu faşist rejimin ekonomisi elbette ki liberaldi ve Duce, “Devlet, ekonomik üreBaşka bir deyişle gökyüzünün altında faşizme dair yeni timden çıkmak, tekelleri özelleştirmek zorundabir şey yoktur. Mussolini’nin modeli çok taklit edilmiş dır, çünkü bu işleri patronlar kadar iyi becereama temel prensipleri aşılamamıştır. mez!” diyecek kadar serbest piyasa yanlısıydı. Ama yoksulları da aç biilaç bırakmayacak kadar akıllı bir Çünkü bilgiyi kulaktan dolma yöntemiyle, tercihen zeykapitalizmdi, İtalyan faşizmi: Halka doğrudan yardım, tinyağlı tüketen çoğunluğun sandığı gibi “Faşizm”in evlere torba torba ihtiyaç dağıtımı kurucusu Hitler, beşiği de Almanya konsepti, her yerden önce faşist değildir. “Faşizm”in gerek kuram, ... ister sağdan gelsin İtalya’da uygulandı. gerekse kurucu babası Benito Amilcare Andrea Mussolini olup, beşiği de İtalya’dır. Mussolini, antik Roma İmparatorluğu’ nu örnek alıp yenisini kurmayı amaçlayan bir devlet modeli kurgulamış, zaten ideolojisinin adını da antik Roma cellatlarının baltalarını tutan değnek demeti, Latince “fascis” kelimesinden türetmiştir. ister soldan, sonuçta faşizme varan baskı rejiminin bir bacağı mutlaka imar politikası olup hepsinin illa ki birer “kentsel dönüşüm projesi” vardır! Yiğidi öldür, hakkını yeme: Mussolini zamanında tüm ülke modern otoyollar ve demir ağlarla örüldü. Görkemli adalet ve belediye sarayları, posta binaları, kiliseler, spor salonları, havuzlar, Faşist Gençlik Evleri, hastaneler, dispanserler yapıldı. Her biri birer kunt mimari örneği olan bu gösterişli yapılarla, Mussolini rejiminin “ebedi gücü” vurgulanıyor, modernleştirilen kentler belki de böylece, artık kaçınılmaz hale gelen savaşa hazırlanıyordu. *** Dünyanın gelmiş geçmiş tüm faşistlerinin sektirmeden uyguladığı Mussolini yöntemlerinden biri, belki de en başarılı politikası olduğu için “Kentsel Dönüşüm Projesi”dir. Faşist İtalya’nın “kentsel dönüşüm projesi” 1940’lara kadar sürdü. Bugün Putin’in yaptığı gibi her fırsatta yarı beline kadar soyunup atletik vücudunu sergilemeyi pek seven Mussolini’nin çok sayıda fotoğrafı, gömleğinin kollarını kıvırmış, kazma küreğe sarılmış olarak çekildi. Ama İtalya’ya muazzam eserler ve dünya faşistlerine yol gösterecek bir büyüklük, bir görkem ölçüsü olarak “Mussolini mimarisi” diye anılan bir biçim bıraktı. İtalya’yı köhne binaların yıkılıp yenilerinin yapıldığı muazzam bir inşaat şantiyesine çeviren kentsel dönüşüm seferberliği, 1925 yılında ilan edildi. Dönüşümün üç amacı vardı. 1) Eski bir sosyalist olarak iyi tanıdığı lumpenlerin kentlerde yoğunlaşmasını tehlikeli bulan Mussolini, yoksulları periferiklere inşa edilen sosyal konutlara taşıyarak kentlerden uzaklaştırmayı hedefliyordu. 2) Devletin cömert desteğiyle dopinglenen inşaat sekİMO ANTALYA BÜLTEN *** . Dolayısıyla “üstadın” izinden giden her despotun, ister sağdan gelsin ister soldan, sonuçta faşizme varan baskı rejiminin bir bacağı mutlaka imar politikası olup hepsinin illa ki birer “kentsel dönüşüm projesi” vardır! ŞUBAT - HAZİRAN 2013 13 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI Eğer bildiğiniz bir ülkenin “Kentsel Dönüşüm Projesi” faşist mimarinin en ve boy ölçülerini bile aşıyor, ama sonuç İtalya’daki estetiği tutturamıyorsa, sorun istem eksikliği değil, görgü yokluğudur. Ne var ki kentsel dönüşüm ne Mussolini ne de Hitler’e yaradı. İkisi de bırakın saraylarını, yataklarında bile ölemediler! Mussolini, kaçmaya çalışırken köylüleri tarafın- G NOKTASI dan linç edildi ve cesedi tepetaklak, bacağından asıldı bir ağaca. Hitler ise yaptırdığı saraylara hiç Hitler, Alman Nazizmini İtalyan Faşizmi’nden esinlenerek kurgulamış ve iktidarının ilk yıllarında ağası Mussolini’ye hayrandı. benzemeyen bir sığınakta intihar etti. Çünkü ekilen biçilir. Eden bulur. Elbette Hitler’in de bir “Kentsel Dönüşüm Projesi” vardı. Onu da 05.05.2011 tarihli Cumhuriyet’te yayımlanan “Germania’dan İstanbul’a Sıyırtmak” başlıklı yazımda anlatmıştım. “Mimari, harabesi bile güzel olan sanattır.” Kaynak: Cumhuriyet 11 Şubat 2013 DENİZ İLKE, AZRA GÜL, EMİRHAN, RÜZGAR UTKU’ya aramıza hoş geldin diyor, Anne ve Babasıyla birlikte mutlu ve uzun bir ömür dileriz. Üyelerimiz Deniz Bayraktar ve Emre Artun Bayraktar’ın kızları DENİZ İLKE 19 Şubat 2012 tarihinde dünyaya geldi. Üyemiz Hüseyin Çin ile Rabia Çin’in kızları AZRA GÜL 21 Temmuz 2012 tarihinde dünyaya geldi. Üyelerimiz Dinçer Er ve Arzu Er’in oğulları DEMİRHAN 21 Haziran 2013 tarihinde sünnet oldu. Üyemiz Bahadır Cenk Gündoğdu ile Yasemin Gündoğdu’nun oğulları RÜZGAR UTKU 28 Mayıs 2013 tarihinde dünyaya geldi. 14 İMO ANTALYA BÜLTEN Üyemiz Rizvan Terzi ile Hatice Kolak Terzi’ni oğulları EMİRHAN 15 Kasım 2012 tarihinde dünyaya geldi. . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI Kanal İstanbul’un Çılgın Etkileri Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu İTÜ Öğretim Üyesi Çılgın proje “Kanal İstanbul”, Karadeniz’i boşaltır mı? Çevre felaketi yaşanır mı? Kansere neden olur mu? Boğazlar konusunda elimizi güçlendirir mi? Dünyada uzunluğu 227 kilometre olan Baltık Kanalı’ndan 43 kilometre olan Welland Kanalı’na kadar 11 adet önemli insan yapımı gemi kanalı var. Bunların önemli bir kısmı 1800’lü yıllarda inşa edilmiş. Amaç deniz ulaşımında yolu kısaltmak, kapalı denizler arasında ulaşımı sağlamak, denize çıkışı olmayan şehirleri denize bağlamak, ekonomik ve alternatif bir suyolu sunmak. Uzunluğu 42 kilometre ve üst genişliği 500 metre olması planlanan ve “Kanal İstanbul” olarak bilinen projenin olumlu olumsuz etkilerini pek bilmiyoruz. Projeyi savunanlar İstanbul Boğazı’ndaki tehlikeli deniz trafiğinin alternatif bir suyolu ile giderileceğini, karşı çıkanlar ise Karadeniz’in suyunun Marmara Denizi’ne boşalacağını ve çevrenin çılgınca tahrip edileceğini söylüyor. Gemi kanalı tasarımı ve işletilmesi konusundaki literatüre baktım. Sonuç olarak çılgınca boşalan bir deniz filan yok ama gemi kanallarının çevreye etkisi üç başlık altında incelenmiş: Mesleğimizde iyiysek de her şeyi bilmiyoruz yani? Benim gibi mesleğinde bir yerlere gelmiş, titr edinmiş olabilirsiniz ama bu bilimsel körlüğe sebep olmamalı. Elbette, etrafımıza ne var, ne yok diye bakmalı ve fikir yürütmeliyiz. Ancak kendi mesleğimizden yola çıkıp, alakasız konularda ahkâm kesmek, akademik etiğe aykırı. Mesleğimizde iyiysek de her şeyi bilmiyoruz yani. Ama öğrenebiliriz. Merak edip dünyaya böyle kanallarda ne oluyor diye bir baktım… İMO ANTALYA BÜLTEN . Değişen Akım ve Su Kalitesi: Yıllar süren ve pahalı olan hafriyat yüzünden gemi kanalları genellikle haliç ve akarsu ağızlarından itibaren inşa ediliyor. Farklı tuz, vb. içeriği olan deniz suyu, geçtiği/aktığı haliç, akarsu vb.nin tuzluluğu, sıcaklığı, suyun hızı ile birlikte buralarda yaşayan bitki ve hayvanları etkiliyor. Tuzluluğu önlemek için de “lok” adı verilen yükselme havuzları kullanılmakta. Sonuç olarak kanaldaki akımın taşıyacağı farklı kalitedeki su, aktığı göl, akarsu, haliç ve denizdeki su ürünlerini vb. ekolojik sistemi bozuyor. ŞUBAT - HAZİRAN 2013 15 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ KENT SORUNLARI Kanalın Temizlenmesi ve Atıkları: Kanal, akıntıyla taşınacak rusubat vb. malzemeyle beraber ot, midye, istiridye, deniztarağı vb.nin istilasına uğruyor. Bu çamur, deniz dibi bitki ve hayvanların temizlenmesi için kanalın bir çeşit tarakla düzenli olarak taranması gerekiyor. Bu tarama işlemleri suyun bulanması, kimyasal maddelerin suda tekrar asılı hale gelmesi vb. yüzünden kanal suyundaki çözülmüş oksijen miktarı önemli ölçüde azalıyor ve kitlesel balık, vb.nin ölümüne neden oluyor. Kanaldaki gemi bacalarından çıkan zehirli gazlar da çevresinde önemli hava kirliği ve sağlık problemlerine neden oluyor. edilecek 3 yüksek köprü, İstanbul’un batıyla olan ulaşımı çok zorlaştırır. Kanalın açılması için yaklaşık 1 milyon metreküplük bir kazı ile en az 42 kilometrekarelik yeşil alan tahrip edilir. Kanal etrafına rant için yerleşim bölgeleri inşa edilirse gemi kazası/patlama vb. tehlikeler Boğazdan, Kanala taşınır. Ayrıca, Houston Kanalı’nın Dalgakıranlar ve Loklar: Su seviyeleri farklı denizler arasında açılan kanallardaki kot farkıyla beraber rüzgârlar, yüksek dalga ve fırtına kabarması sonucunda kanallardaki su tehlikeli bir şekilde hızlanıp seviyesi yükselebilecektir. Bunları engellemek için kanalda yapılacak olan dalgakıran ve loklar da suyun sürekli olarak karışmasına neden olarak su kalitesini bozup ekolojik yıkımlara neden olabiliyor. 3,2 kilometre yakınında yaşayan çocuklarda yüzde 60 daha fazla lösemi yani kan kanseri tespit edilmiş yani kanal önemli hava kirliliğine ve sağlık sorunlarına da kesinlikle neden olur… Kişisel olarak, çılgın inşaat/betonlaşma seferberliğine taraftar değilim. Eğer milli çıkarlarımızın bir gereğiyse, Kanal İstanbul Projesini ehven-i şer olarak ele almalı ve olası tüm çılgın/zararlı taraflarını mümkün olduğunca Hava kirliliğine ve sağlık sorunlarına neden olur: azaltmalıyız. Dinleyen olursa! Özetle ve anladığım kadarıyla Terkos, Küçükçekmece ve Büyükçekmece gölleri kurur. Marmara Denizindeki su ürünlerine zarar verir. E-5, TEM ve Tren yolu için inşa Kaynak: www.milliyet.com.tr…15.06.2013 İnşaat Mühendisleri Kumluca Ticaret Odası Yönetiminde Kumluca Ticaret Odası’nın 23 Temmuz 2013 tarihinde gerçekleşen seçimlerinde, inşaat mühendisleri Murat H. GÜNAY Yönetim Kurulu Başkanlığı’na, Mehmet Çetintürk Meclis Başkanlığı’na, Bayram Karagül Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı’na, Emre Ceylan Meslek Komitesi Üyeliği’ne; Bahadır Cenk Gündoğdu, Mehmet Öztürk ve Ali Altınkan meslek komitesi yedek üyeliklerine seçilmişlerdir. Meslektaşlarımızı kutlar, yeni görevlerinde başarılar dileriz. 16 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR Vajont Barajı Trajedisi Süleyman BOZKURT* İnş. Yük. Müh. 1. Giriş leşmenin artan enerji taleplerini karşılamak üzere tasarlanmıştır. Ancak II. Dünya savaşı sırasında Mussolini’nin devrilmesinden sonra 15 Ekim 1943’de proje yetkisi şirkete verilmiştir. Vajont Barajı, İtalya-Venedik şehrinin 100km kuzeyinde Piave Nehri vadisinde, Vajont boğazında Monte Toc yakınında yer alan ve inşaatı 1959 yılında tamamlanmış kullanılmayan bir barajdır. 1963 yılında baraj rezervuarında meydana gelen heyelan sonucu baraj üzerinden 50 milyon m³ su dalgası aşmış ve vadide yaşayan 2000 kişi hayatını kaybetmiş ve Langarone, Pirago, rivaltai Villanova ve Fae köyleri tamamen zarar görmüştür. Barajın ve rezervuarının; yüksek seviyelerde yer alan yapay rezervuarlar ve vadiler yakınından geçen su kanallarındaki karmaşık su yönetiminin merkezinde olması amaçlanmıştır. Daha önce onlarca km uzunluğunda beton borular ve vadileri geçen akedükler planlanmış, ancak 1963 deki afet ve diğer rezervuarlardaki küçük çaptaki toprak kaymaları (heyelanlar) yüzünden sistem hiçbir zaman işletilememiştir. Vajont barajı, taban genişliği 27 m, kret genişliği 3,4 m ve talvegden yüksekliği 262 m olan dünyadaki en yüksek beton kemer barajlardan biridir. 1950’li yıllarda, SADE (Adriyatik Enerji A.Ş) nin yetkili olduğu o günün faşist hükümetleri tarafından teyit edilmiş; vadideki topluluklar tarafından karşı çıkılması ve muhalefet edilmesine rağmen hükümet ve polis desteği ile vadideki topraklar satın alınmıştır. SADE şirketi teknik elemanları tarafından baraj yapılacak boğazın jeolojisi eski heyelanların analizi dahil etüt edilmiş ve dağın yeterince stabil olduğuna inanılmıştır. Proje yapımcılarının havzanın güney kesimindeki Monte Toc’un jeolojik bakımından stabil olmadığı fikrini kabul etmedikleri bir sırada, 1963’de, baraj üzerinden büyük bir su dalgasının aşması olayı meydana gelmiştir. Baraj rezervuarının erken doldurulması safhasında olumsuz gözlemlere ve ikaz işaretlerine önem verilmemiş ve heyelana neden olan rezervuarın komple doldurulmasına teşebbüs edilmesi büyük bir taşkın dalgası yaratmış ve bu taşkın dalgası Piave vadisinin mansabındaki çok sayıda yerleşim alanını silip yok etmiştir. 1957 yılında inşaat çalışmaları başlamış, ancak 1959’larda Monte Tec tarafında yeni bir yol inşa edilirken kırıklar ve çatlaklar fark edilmiştir. Üç farklı uzman tarafından Monte Toc sahasının stabil olmadığı ve barajın tamamen doldurulması durumunda rezervuar sahasında kayma ve çökmeler olacağı, yeni bir çalışma yapılması 2. İnşaat Safhası Vajont barajı, İtalya’nın kuzey-doğu bölgesinde elektrik üretim ve dağıtım hizmeti veren SADE (Adriyatik Enerji Anonim Şirketi) tarafından inşa edilmiştir. Şirketin sahibi Gıuseppe Valpı di Misurata, Mussolini zamanında çeşitli yıllar Maliye Bakanı olarak görev yapmıştır. Vajont boğazındaki dünyanın en yüksek barajı, 1920’lerde sanayi- DSİ Etüt ve Plan Dairesi Başkanı (Emekli) - A.Ü. Müh. Fak. Misafir Öğretim Görevlisi İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 17 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR gerektiği SADE (Adriyatik Enerji A.Ş) şirketine söylenmiştir. Üç uzman görüşü, SADE şirketi tarafından göz ardı edilmiş, 1959 Ekim ayında inşaat tamamlanmış ve 1960 Şubat ayında SADE Şirketi tarafından rezervuarın doldurulmasına başlanması talimatı verilmiştir. deyse 1m hareket etmiştir. Halka duyurulan herhangi bir uyarı veya yerleşimlerin boşaltılması hakkında bilinen bir kayıt yoktur. 4. Heyelan ve Su Dalgası 9 Ekim 1963 tarihinde saat 10.39 pm (gece 22.39) de, şiddetli yağış ve rezervuarın geri çekilmesinin birlikte tetiklediği 260 milyon m³ hacmindeki orman, toprak veya kayadan oluşan heyelan 110 km/saat hızla rezervuara boşalmış, suyun yer değiştirmesi sonucu 50 milyon m³ su barajın üzerinden aşmış ve 250m yüksekliğinde bir dalga oluşumuna sebep olmuştur. Buna rağmen baraj yapısı büyük ölçüde zarar görmemiştir. 3. Felaket’in Erken Belirtileri 1960 yılının yaz ayları boyunca, küçük toprak kaymaları (heyelanlar) ve toprak hareketleri fark edilmiş, ancak bu uyarı işaretleri yerine İtalyan hükümeti bu hususu dile getiren gazeteciler hakkında sosyal düzene zarar vermek gerekçesi ile dava açma yolunu seçmiştir. 1960 Kasım ayında, 262m olarak planlanan rezervuar seviyesi 190m de iken, göle doğru 800000 m³ civarında toprak kayması (heyelan) meydana gelmiş, şirket doldurmayı durdurmuş, su seviyesi 50 m seviyesine düşürülmüş ve rezervuardaki oluşacak heyelanların ikiye bölünmesini sağlayacağı tahmin edilen Monte Toc’un ön tarafındaki rezervuarda yapay bir galeri inşaatına başlanmıştır. Piave vadisindeki taşkın Longrone, Pırago, Rivalta, Villanova ve Fae köylerini yok etmiş; 2000 kişi civarında insanın ölümüne ve aşağıda ovanın çamurla kaplanmasına neden olmuştur. Erto e casso bölgesindeki birçok küçük köylerde ve Castella Vazzo yakınında Cadissaga köyünde büyük tahribatlar olmuş, 1900 ile 2500 arasında insanın ve 350 civarında ailenin tüm fertlerinin öldüğü tahmin edilmektedir. Kurtulanların çoğu akrabalarını, arkadaşlarını ve evlerini, eşyalarını kaybetmiştir. 1961 Ekim ayında galeri inşaatının tamamlanmasından sonra, şirket kontrollü gözetim altında dolum işlemini yeniden başlatmış, 1962 Nisan ve Mayıs aylarında rezervuarda su seviyesi 215m’de iken Deprem Araştırma ve Ölçüm Merkezi Mercalli ölçeğine göre 5 (beş) şiddetinde 5 (beş) deprem meydana geldiğini rapor etmesine rağmen şirket bunların önemini küçümsemiştir. Daha sonra rezervuarın maksimum su seviyesine kadar doldurulması konusunda şirket yetkili kılınmıştır. 5. Felaketin Nedenleri ve Sorumlulukları Felaketten hemen sonra, hükümet (şimdiki baraj sahibi), politikacılar ve kamu yetkilileri beklenmedik ve kaçınılmaz bir doğa olayı trajedisi ile karşılaştıkları konusunda ısrar etmişlerdir. Gazetelerdeki tartışma siyasilerin büyük etkisinde kalmış, ancak Unita gazetesi ilk defa hükümetin ve yönetimin özellikle VAJONT projesindeki SADE (Adriyatik Enerji A.Ş) yönetiminin eylemlerini kınamıştır. 1962 Temmuz ayında, SADE (Adriyatik Enerji A.Ş) şirketinin mühendisleri, rezervuar (göl) dolu iken gölde oluşacak heyelanların yıkıcı tehlikelerini belirten modele dayalı deneylerin sonuçlarını bir raporla şirkete bildirmiş, yönetim bu sonuçları gözardı etmiştir. Jeolojik değerlendirmelerin yapıldığı haber kaynakları ve gazete haberleri bir felaketin geldiğini haber verdikleri halde bütün bunlar Hükümet ile SADE ve ENEL şirketleri tarafından göz ardı edilmiştir. 1962 Kasım ayında SADE (Adriyatik Enerji A.Ş) ENEL Kamu Mülkiyetine alınmıştır. 1963 Mart ayında, Baraj Elektrik üretim ve dağıtımı için yeni oluşturulan kamu şirketi ENEL’e geçmiş, ancak yönetim aynı kalmıştır. Yaz ayları boyunca rezervuar tamamen doldurulmuş, kaymalar, sallantılar ve zemin hareketleri kamu alarm merkezi tarafından devamlı rapor edilmiştir. 15 Eylül tarihinde dağ tarafı aşağı doğru 22cm hareket etmiştir. 26 Eylül tarihinde, ENEL rezervuarın 240m seviyesine kadar yavaş yavaş boşaltılmasına karar vermiştir. Ancak Ekim ayı başlarında dağın çöküşü (kopması) kaçınılmaz görünüyordu ve bir günde nere- 18 İMO ANTALYA BÜLTEN Olay Roma yakınındaki mahkemeye taşınmış, SADE ve ENEL mühendislerinin değerlendirme sonuçları ve kamu temsilcisinin raporları mahkeme tarafından değerlendirilmiş ve az bir ceza ile sonuçlanmıştır. SADE şirketinin bir mühendisi (Mario Pancini) 1968 yılında intihar etmiştir. Hükümet, zararları karşılamak için SADE şirketi hakkında hiçbir dava açmamıştır. . Sonraki mühendislik analizleri heyelana neden olan sebeplere odaklanmıştır. Yağış miktarı, baraj su seviyesi değişimleri, depremlerin heyelanı tetikleyici etkileri, kayŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR lar (Nehir santralları ve kanal santralları) lokal işçilik ve malzeme kullanma avantajına sahip olup kısa zamanda işletmeye alınmaları ve yatırım maliyetinin daha az olması nedeniyle özel sektör tarafından cazip bulunmakta ve Hidroelektrik enerji üretiminde Özel sektör daha çok nehir santralları yapımına yönelmiş durumdadır. maların eski bir heyelan veya yeni bir heyelan olup olmadığı hususundaki farklı görüşler tartışılmıştır. Esasen problemlerden biri baraj yeri ve rezervuar seçimi ile ilgilidir ve bu problem vadinin jeolojik yapısı ile yakından ilgilidir. Vadi kalker ve kil taşı tabakalardan oluşan jura dönemi kayaçları ile kaplıdır. Ayrıca kireçtaşı katmanları çok miktarda boşluklar ihtiva etmektedir. DSİ 2012 ajandasına göre, 2011 yılı sonu itibariyle işletmede olan HES sayısı 271 olup bunun 56 adedi DSİ tarafından, 215 adedi diğer kuruluşlarca inşa edilmiştir. 56 adet HES’in 41 adedi Depolamalı Baraj santralidir. 215 adet HES’in 14 adedi Depolamalı Baraj santralidir. Baraj üzerinden aşan taşkına neden olan heyelandan önce, yamaçtaki kayma haftada 0,4 inç ölçülmüştür. Eylül ayında ise bu kayma günde 10 inçe çıkmıştır. Heyelandan bir gün önceki kayma miktarı ise 40 inç (yaklaşık 1m) olarak ölçülmüştür. 2011 yılı sonu itibariyle inşaatı devam eden HES projesi sayısı 243 olup tamamı 4628 sayılı kanun kapsamında özel sektör tarafından gerçekleştirilecektir. Bu 243 adet HES’in 23 adedi depolamalı baraj santralidir. 6. Yeniden Yapılanma Sağ kalanların çoğu, nehrin 50km güney doğusunda yer alan Taglıamento ovasında yeniden inşa edilen köye taşınmışlar, dağ hayatına dönmek isteyenler için Piave vadisindeki diğer köylerde modern evler ve fabrikalar inşa edilmiştir. 2012 yılı programında olan HES sayısı 38 olup bunun 14 adedi DSİ yatırım programında inşaatı devam eden; 11 adedi uluslararası ikili işbirliği çerçevesinde kredili olarak yapılacak 13 adedi ise uluslararası ikili işbirliği kapsamında çıkarılan 4628 sayılı kanun kapsamında yapılacak projelerdir. 38 adet HES projesinin 36 adedi depolamalı baraj santralidir. Hükümet felaketin yaralarını sarmak için İtalya’nın kuzey doğusunda sanayileşmeyi teşvik etmiştir. Mağdur olan insanların iş kurmaları için on yıl vergi muafiyeti hakkı, kamu desteği ve iş kurma kredileri vermiştir. Daha sonraları bunun sonucunda Venedik bölgesinden büyük şirketler ortaya çıkmıştır. DSİ 2012 yılı ajandasına göre planlama ve proje aşamasında olan HES proje sayısı 1100 adettir. Bu sayıya 4628 sayılı kanun kapsamında tüzel kişiler tarafından geliştirilen projeler dahildir. Bu 1100 adet projenin önemli kısmının Depolamalı Baraj santrali olduğu tahmin edilmektedir. Böylece Türkiye genelinde HES projesi sayısı 1625 olup toplam hidroelektrik enerji potansiyeli 46000MW kurulu güç, yıllık ortalama üretim 160 milyar kwh/yıl olarak hesaplanmıştır. Baraj gölündeki su seviyesini sabit tutmak için baraj rezervuarı kenarında pompa istasyonu ve rezervuarı baraj mansabına (Piave Vadisine) bağlayan by pass galeri inşa edilmiştir. Baraj gövdesi halen yerindedir ve bakımı yapılmaktadır. Ancak faydalanmak için bir plan yoktur. Heyelan (toprak kayması) ile dolmuş kuru bir rezervuar görünümünde olan baraj ve rezervuarı 2002 yılından beri ziyaretçilere açık bulunmaktadır. 7. Sonuç ve Değerlendirme Vajont barajı trajedisi tüm ülkeler ve ülkemiz için ders alınması gereken bir olaydır. Özellikle ülkemizde hidroelektrik enerji üretimi DSİ (Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü) ve 2004 yılında yürürlüğe giren 4628 sayılı yasa çerçevesinde EPDK (Enerji Piyasası Değerlendirme Kurumu) tarafından takip edilmekte ve yürütülmekte, gerekli yatırımlar ise özel sektör ve kısmen DSİ tarafından yapılmaktadır. Küçük ölçekli hidroelektrik santralİMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 19 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR ve bu konuda tereddüt etmeyecek yetişkinlikte elemanlara ihtiyaç vardır. Ancak gerek sosyal bakımdan ve gerekse ekonomik bakımdan ülkemiz su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesine ve hidroelektrik enerji üretilmesine daha çok imkân sağlamak ve ileride olası kuraklıklara karşı tedbir almak bakımından ülke genelinde 500 adet civarında daha baraj yapılması gerekmektedir. Yapılacak bu barajların önemli kısmı hidroelektrik enerji üretimi amaçlı olacaktır. Bu barajların yapımına öncelik vermek çok önemlidir ve kaçınılmazdır. En ileri ve liberal ülkelerde dahi baraj yapımlarının bir elde toplanması ve daha önce özel kuruluşlarca yapılmış barajların emniyetli duruma getirilmeleri tedbirleri o ülkelerin yetkililerini uğraştıran en önemli problemlerinin de önünde gelmektedir. Barajların emniyeti ve yıkılmaları halinde baraj mansabında yaşayanlar ve yerleşme yerleri için olabilecek kayıpların büyüklüğü proje, yapım ve işletmelerinin bir elden ve bu konuda uzmanlaşmış kadrolarca yapılması gerçeğini her geçen gün daha da kuvvetle ıspatlamaktadır. Türkiye’de enerji üretimi EPDK yasası gereği özel sektör tarafından yürütülmektedir. Özellikle hidroelektrik enerji üretiminde daha çok nehir santralı projelerine öncelik ve ağırlık verilmiş durumdadır. Ülke hidroelektrik enerji potansiyelinin tamamının üretilmesine imkan sağlamak için depolamalı HES projelerinin yapımına öncelik vermek gerekmektedir. Depolamalı HES projelerinin özel sektör tarafından yapılacağı düşünüldüğünde Vajont Barajı trajedisindeki benzer durumlarla karşılaşılabileceği ister istemez akla gelmektedir. Benzer trajedileri yaşamamak için barajların projelendirme safhasından yapım ve işletme safhasına kadar çok dikkatli davranılması ve hiçbir fedakârlıktan kaçınılmaması, barajların emniyetinin ön planda tutulması esas olmalıdır. Çünkü diğer mühendislik tesislerinin hiçbirinde suyun yapıya tesir ettiği statik ve dinamik etki barajlardaki kadar yüksek değildir. Su mühendisliğinin ana kaidelerinden biri “yapıda veya tabiattaki herhangi bir zayıflığı veya kaçak olabilecek bir yeri suyun muhakkak bulacağıdır.” Bu bakımdan gerek projede ve gerekse yapılan işin yapım ve kontrolünde şartnamelerin dikkatle ve bilinçli olarak uygulanması lazımdır. Bunu temin için proje ve şartnamelerin tariflemeye çalıştığı işin kalitesinin ne olduğunu bilen, takdir eden Depolamalı (barajlı) HES projesi inşa edecek ve işletecek özel sektörün yukarıda belirtmeye ve açıklamaya çalıştığımız hususlara uyan ve yerine getiren kapasiteye ve uzman kadrolara sahip olması ve önemli bir kamu kuruluşu olan DSİ (Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü) tarafından ciddi bir şekilde denetlenmesi gereklidir ve kaçınılmazdır. Nitekim 26 Şubat 2012 tarihinde Adana Seyhan Nehri Göksu kolu üzerinde yapımı devam etmekte ve su tutma işlemine geçilmiş Gökdere Köprü Barajı inşaatında yaşanan derivasyon tüneli kapak kopması sonucunda 10 işçinin hayatını kaybetmesi olayından önemli ders alınmalı ve kanun ve yönetmeliklerdeki eksiklikler süratle giderilmeli ve DSİ’nin içinde olduğu etkin denetim mekanizması hayata geçirilmelidir. Kaynaklar 1- Associazione Culturale “Tina Merlin” via montalban 2- DSİ 2012 yılı ajandası 3- Barajlara Neden İhtiyaç Vardır. Türkiye’deki Barajlarımız Bilginin rütbesi, rütbelerin en üstünüdür; öğrenmek için sarfedilen çaba, erkek kadın her Müslümanın boyun borcudur. Bir günlük bilim çabası, üç aylık nafile oruçtan hayırlıdır. Hz. Muhammed En bilge insan, eksiğini kusurunu bilen kişidir. Sözünü tutan, bencil tutkuları silen kişidir. Kötülüklere yüz vermeyen, iyiliklerle güzelleşen, Dünya yıkılsa, öz değerlerini söyleyen kişidir. Hz. Ali 20 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR Türkiye’de bir ilk Nissibi Köprüsü Projesi Ülkemizin 3. büyük köprüsü olacak olan ve Atatürk Baraj Gölü üzerinde inşa edilen Nissibi Köprüsü hakkında Gülsan İnşaat yöneticilerinden İnşaat Yüksek Mühendisi Altok Kurşun sorularımızı yanıtladı. Altok KURŞUN Haber: Taylan Özgür Efe Fotoğraf: Görkem Kızılkayak Adıyaman-Kahta-Siverek-Diyarbakır Karayolu, Atatürk Baraj Gölü üzerine inşa edilecek Nissibi Köprüsü sayesin de önemli ölçüde kısalacak. İki yaka arasında halen feribot seferleri ile sınırlı şartlarda sağlanabilen ulaşım; projeyle beraber çok daha kısa ve konforlu olacak. Yörenin tarih ve kültür turizmi açısından yüksek potansiyeli, Nissibi Köprüsü’nün yapılması ile büyük bir ivme kazanacak ve köprü bölgenin sosyo-ekonomik kalkınmasına büyük katkılarda bulunacak. Gergin Eğik Askılı Köprü Yöntemi ile inşa edilen Nissibi Köprüsü’nün yapımına 2012 yılı başlarında başlandı. İnşaat Yüksek Mühendisi Altok Kurşun, “Biz Türk firmaları olarak yabancı firmalara taşeronluk yaptık veya ortaklıkların küçük ortağı olarak bu tarz projelere dahil olduk. Ama bu köprü bu anlamda bir dönüm noktası. Çünkü hem tasarımını hem yapımını bir Türk firması olan Gülsan İnşaat üstleniyor. Bu çok önemli bir nokta, çünkü bir eşik atlanıyor” diyor. İlkler hayata geçiyor Nissibi Köprüsü, birçok anlamda Türkiye inşaat sektörü açısından ilkleri temsil ediyor. Türkiye’de bu tür köprüleri şimdiye kadar hep yabancı firmaların yaptığını belirten İMO ANTALYA BÜLTEN . Nissibi Köprüsü’nün sözleşmesi 2012 yılının Ocak ayında imzalandı. 15 gün içerisinde yer teslimi gerçekleşti. Yapım süresi 900 gün olan projenin 2014 yılının sonbaharında tamamlan- ması planlanıyor. Projede şu anda pilonların inşası yürütülüyor. Karşı ağırlık olarak kullanılan yaklaşım köprülerinin betonları dökülüyor. Her biri 250 ton ağırlığındaki çok özel çeliklerden imal edilen segmentler bu amaçla kurulan çelik fabrikasında hazırlanıŞUBAT - HAZİRAN 2013 21 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR yor. Şantiyede büyük açık bir atölye bulunuyor, segmentler bu atölyede birleştiriliyor. Parçalar yukarda kaynatıldığı için hata yapma lüksü bulunmuyor. Bu nedenle parçaların uyumu yerde sağlanıyor. Her parça komşu parçasıyla yerde birebir denkleştirilip sonrasında kaldırılıyor. Üst yapının üzerinde ağır kaldırma vinciyle kaldırılıp havada tutup bir önceki parçaya kaynaklanıyor. Yapılmakta olan köprünün her iki yakadaki pilonları 96.00 m yükseklikte; köprünün yaklaşım viyadükleri ile birlikte toplam uzunluğu 610 metre. 2 gidiş ve 2 geliş olmak üzere 4 şeritli olarak inşa edilen köprünün genişliği ise 24,50 metre. Gergin eğik askılı köprüler Teknoloji bakımından yapılmakta olan Nissibi Köprüsü ile Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Boğaziçi Köprüsü arasında bir fark olmadığını dile getiren Kurşun, “Köprücülükte orta açıklık çok önemli. Nasıl bina yapanlar yükseklikle ilgili gurur duyuyorlarsa, köprücülerin dünyasında da bu önemli. Köprünün toplam boyu ilginç değil, ilginç olan geçtiğiniz açıklığın büyüklüğü. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün orta açıklığı 1090 metre, Boğaziçi Köprüsü ise 1074 metre. Bu köprüde de açıklık 400 metre. Bu bakımdan çok önemli” şeklinde konuşuyor. Kurşun baraj gölünün içinde suyun derinliğinin 80 metrelere kadar indiğini bu nedenle göl içine ayak koymanın mantıklı olmadığını belirterek şu bilgileri aktarıyor: “Gölün her iki tarafında da pilonların oturtulacağı uygun kireç taşı formasyonunda zemin var. Her iki taraftaki yaklaşım köprüleriyle beraber toplam 610 metre boyunda bir köprü yapıyoruz. İngilizce’de buna “cable stayed” deniyor. Biz de Türkçe’de “gergin eğik askılı köprüler” olarak kullanıyoruz. Nissibi şu anda Türkiye’de yapılmakta olan en büyük orta açıklıklı gergin eğik askılı köprü. Bu köprünün iki tane pilonu var. Bunlar ters “Y” harfi şeklinde. Genellikle yükseklikleri, orta açıklıklarının dörtte biri kadar, yani 100 metre. 100 metrelik pilonların beton kesitleri var. İçlerinde yoğun betonarme demiri bulunuyor. Pantolon bacakları dediğimiz birleşmeden yani Y’nin bacaklarının birleşmesinden sonra çıkan kısmında kabloların gerildiği çelik odacıklar var beton içerisinde. Oradan bu çelik kabloları germek suretiyle üst yapıdaki 22 İMO ANTALYA BÜLTEN . yükleri pilonlara aktarıyoruz. 50 metreye 20 metre ebatlarında 5 metre kalınlığında bir temelde sadece 5000 metreküp beton var. Ana açıklık olan 400 metrenin ortadaki 380 metresi yani pilonlardan sonraki 10’ar metreleri ardgermeli beton, ortadaki 380 metrelik kısım ortotropik çelik kesit. Onu özel atölyelerde yapıyoruz, bir araya getiriyoruz ve gölün üzerinde dubayla taşıyıp daha önce üst yapının üzerine koyduğumuz ağır kaldırma sistemi vasıtasıyla kaldırıp, önceden monte edilen kısma kaynaklıyoruz. Her iki taraftan gerdikten sonra ortadaki parçayı da yerleştirmek suretiyle gerçek profilini veriyoruz. Burada kabloların gerilmesi çok önemli. Çünkü her koyduğunuz parçanın meydana getirdiği gerilmeler, bir şekil değişimleri vardır. Bunları ayarlayabilmek için her şey bittikten ve tüm parçaları koyduktan sonra bütün kabloları teker teker gerip nihai profili vermek lazım. Bunlar çok özel deneyim istiyor. Biz yerli firma olarak tek başımıza yapıyoruz ama doğal olarak birlikte çalıştığımız yabancı kuruluşlar var”. Kurşun’un verdiği bilgilere göre, ana kabloda toplanan yükler karadaki ankrajlara bağlanıyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde yerin altında 40 metre genişliğinde, 50 metre uzunluğunda, 40 metre derinliğinde yatay ve düşey yükleri alabilecek köprünün ana halatlarının bağlandığı betonarme ankraj blokları bulunduğunu aktaran Kurşun “ Eğik askılı köprülerde ise pilonlara gelen yükleri almak ve dengelemek için ayakların arka tarafında bulunan yaklaşım köprüleri/viyadükleri kullanılmaktadır. Nissibi Köprüsü’nde de kabloların taşıdığı yükler, karşı ağırlık olarak ve ankraj görevini gören 105metre+10 metre toplam 115 metre boyunda 2,70 yüksekliğinde C 50/60 betonlardan oluşan yaklaşım köprülerine aktarılmakta” diyor. ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR Rüzgâr testi TIR’a bedel olur. Bu yüzden hesap esaslarını yapmak hazırlamak diğer köprülere benzemez. Mastik asfaltın normal asfalta göre farkı, normalde 8 cm’de aldığınız fonksiyonu mastik asfaltla 3-4 cm’de alabiliyor olmanız. Mastik asfalt, çok daha yüksek ısılarda hazırlanan, aşınması, dayanımı farklı bir asfalt türüdür. Mastik asfaltı ya o bölgede üreteceğiz, ya da İstanbul’dan tedarik edeceğiz. Paket halinde götürüp orada ısıtıp serme alternatifleri mümkün.” Bu tür büyük köprülerin tasarım kriterlerini oluşturmanın çok önemli olduğunu da sözlerine ekleyen Kurşun, “Klasik viyadükler ya da kav- şak köprülerindeki gibi hesaplamalar yapamazsınız. Burada olmazsa olmaz bir rüzgâr tünel testi yapmak zorundasınız. Biz buna tam ölçekli test diyoruz. Geometrik olarak 1/100 ölçeği yani 600 metreyi 6 metre olarak gösterdiğimiz, tüm mekanik fiziksel özellikleriyle bu yapının birebirini Danimarka’da özel bir laboratuarda rüzgâr testine tabi tutuyoruz. 2 tür rüzgar söz konusu; bir doğrusal rüzgar üflemesi bir de türbülans. Bunlar altında, yapı hangi aşamada rezonansa geçiyor, hangi aşamada göçme haline geliyor, bunlar hesaplanmalı. Biz tasarımını yaparken rüzgara karşı modelleyip, sofistike bilgisayar yazılımlarıyla bunları hesap ediyoruz” diyor. Neler değişecek? Köprü sayesinde yol önemli ölçüde kısalacak. Yörenin tarih ve kültür turizmi, hareketlenecek ve köprü bölgenin sosyo-ekonomik kalkınmasına büyük katkıda bulunacak. Kurşun bu noktada şu ifadeleri kullanıyor: “Feribot ile karşı kıyıya ulaşan bölge halkı, şimdi modern otoyol kalitesinde bir köprüye kavuşacak. Diyarbakır’a uçakla giden bir turist 1 saat sonra Nemrut dağına ulaşabilecek. Yöreye sosyal anlamda da çok büyük bir katkı sağlanacak. O yüzden yüklenici firmaya çok fazla destek isteği var. Yörenin insanları da pırıl pırıl ve yardımseverler. O köprü onların hayali. Bu hayalin gerçekleşmesinden de çok mutlular”. Deprem senaryoları Türkiye’nin deprem kuşağında olan bir ülke olduğunun da altını çizen Kurşun, bu nedenle deprem senaryolarının da çok önemli olduğunu dile getiriyor. Köprünün bulunduğu alanda zemin araştırmaları yaptıklarını ve 3 deprem senaryosu oluşturduklarını aktaran Kurşun şunları söylüyor: “Birinci senaryo, yapım aşaması için 3-5 senede bir oluşacak depremlere ilişkin. İkinci senaryo, 475 yılda bir yaşanabilecek bir depreme ilişkin. Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde yapının elastik davranması ve deprem sonrası sorunsuz hizmete devam edebilmesi gerekli. Üçüncü senaryo ise 2475 yılda bir oluşabilecek depreme ilişkin. Bu senaryo gerçekleşirse yapıda büyük hasarlar oluşabilir ancak can kaybına sebebiyet verecek göçmelere izin verilmez. Yani böyle bir deprem olduğunda dahi yapı bozulmayacak, göçmeyecek diye hesaplamak zorundasınız. Mühendislikte hiçbir senaryoda can kaybı yoktur. Hiçbir senaryoda yapının göçmesine müsaade edemezsiniz. 2475 senede meydana gelecek bir depremden ötesi yoktur. Bu depremde bile bu yapı göçmeyecek”. Pilonlar için kalıp sistemi Pilonların inşasında Doka tarafından sağlanan geniş yüzeyli perde kalıbı ve otomatik tırmanır sistem kullanılıyor. Sistemin başlıca elemanları ahşap kiriş, çelik kuşaklar ve plywood. Brüt beton yüzeyi istenen projelerde ve şekil itibari ile doğrusal olmayan perde ve kolonlarda en çok tercih edilen kalıp sistemi. Nissibi projesinde de pilonlardaki her döküm aşamasındaki değişiklik nedeni ile bu sistem tercih edildi. Projede bir pilonun her iki ayağına ayrı ayrı kalıp verildi. Otomatik tırmanır sistem her konsolu 5,0 ton taşıma kapasitesi olan konsollardan oluşuyor. Bu sistem hidrolik olarak yukarıya doğru hareket ettiriyor ve bu esnada vince ihtiyaç duyulmuyor. Sistem her aşamada yapıya bağlı bulunuyor ve birden fazla platform aynı anda hidrolik olarak hareket ettirilebiliyor. Otomatik tırmanır sistem hava koşullarından etkilenmiyor ve 72 km/saat rüzgâr hızında tırmanma yapılabiliyor. Sistemin en büyük özelliklerinden bir esnek olması aynı zamanda üzerindeki malzemelerle tırmanmaya olanak sağlaması. Asfalt uygulaması Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde olduğu gibi Nissibi Köprüsü’nde de mastik asfalt uygulaması yapılacak. Bu konuda çalışmaların sürdüğünü dile getiren Kurşun şu bilgileri aktarıyor: “Bu tür yapıların tasarım kriterlerini belirlemek çok önemli. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün boyu 1500 metre, eni de yuvarlak hesap 40 metredir. Bunun üstüne yanlışlıkla 1 cm fazla asfalt dökseniz ağırlık açısından 70 tane, her birisi 20 tonluk İMO ANTALYA BÜLTEN . Kaynak: Yol Teknolojileri Dergisi Mart-Nisan 2013 ŞUBAT - HAZİRAN 2013 23 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR Betondan Karot Alınması ve TS500’e Göre Uygunluğunun Değerlendirilmesi Dr. Tümer AKAKIN dayanımının uygun olmaması halinde, yapısal yeterliliğin değerlendirilmesinde, Karot standartı TS 10465 Nisan 2010’da iptal edilerek yerine TS EN 13791 [1] kullanılmaya başlandı. Bu yazıda yeni karot standartı ve karot alınırken dikkat edilmesi gereken hususlara kısaca yer verilecektir. Şartname veya mamul standartında belirtilmiş olması halinde, yapıdaki beton basınç dayanımı uygunluğunun değerlendirilmesinde. olarak verilmiştir. Öncelikle karotun neden alındığının belirlenmesi gerekir. Karot alınmasının nedenleri aşağıdakiler olabilir; Bu durumda yerindeki beton basınç dayanımından kullanıcının da hataları olabileceği nedeniyle üretici mesul değildir. Fakat ülkemizde bazen Yapı Denetim Kuruluşları tarafından uygun kabul edilmeyen taze beton sonuçları nedeniyle bu standartın uygulanmasına gidilmektedir. Bu durumda standarta göre betonun “Yeni beton yapıdaki, beton kalitesi, uygun olmayan veya kusurlu işçilik hakkında anlaşmazlık” halinde yapılması gerekenler bu kılavuzda aktarılacaktır. Yerine yerleştirilmiş olan beton şartnameye uygun olarak gelmiş, sıkıştırılmış ve bakımı yapılmış mıdır? Mevcut yapıdaki dayanım genel olarak nedir? En yüksek gerilmelerin olduğu bölgedeki bir elemanın betonu yeterli basınç dayanımına sahip mi? (Bu durumda alınacak beton parçasının bile katkısına ihtiyacı olan bir elemandan numune alınırken dikkat edilmeli ve yapıyla ilgili bilgi sahibi olan bir mühendis eşliğinde numune alınmalıdır.) Fakat karot üzerinden değerlendirmeye başlamadan önce taze beton sonuçlarının neden kötü çıkabileceğini irdelememiz gerekiyor. Öncelikle taze beton deney numunelerinin iyi korunmasının sağlanması gerekmektedir. Bir araştırmada özellikle sıcak iklimlerde taze beton numunelerinin taşınması, alınması, saklanması gibi şartlara uyulmadığında düşük çıkan numunelerden alınan karotların %83’ü uygun çıkmıştır. [2]. Bu hem zaman hem de para kaybına neden olmaktadır. Bu oran ülkemizdeki bazı beton üreticilerinde daha yüksek çıkabilmektedir. Gerçek yüklemelere karşı dayanımın belirlenmesi (Betonun mevcut yüklemelere karşı dayanımı belirlenmesi istenebilir. Bazı durumlarda projelerde öngörülen yükler gerçek yüklerden çok daha fazla olabilir.) Günümüzde ise karot yaygın olarak gelen betondan alınan taze beton deney sonuçlarının uygun çıkmaması durumunda gelen betonun kalitesinin belirlenmesinde kullanılmaktadır. Hâlbuki bu uygulama uygun olmayan yerleştirme ve bakım işlemlerinin karot dayanımı sonucu belirlenen beton dayanımının etkilemesine neden olmaktadır. TS EN 13791’de “EN 206-1’e göre yapılan beton deneylerinin yerini alamaz” hükmü açıkça yer almaktadır. TS EN 13791’e [1] göre beton dayanımının yerinde tayinine gerek duyulabilecek haller: Mevcut yapının modifiye edileceği veya yeniden tasarımlanacağı durumlarda, Kusurlu işçilik, yangın veya diğer etkilerle betondaki bozulma sebebiyle yapıdaki basınç dayanımı hakkında şüphe duyulması halinde, yapısal yeterliliğinin değerlendirilmesi halinde, İnşaat yapımı esnasında beton dayanımının yapıda değerlendirilmesine ihtiyaç duyulduğu hallerde, Standart deney numunelerinden elde edilen basınç 24 İMO ANTALYA BÜLTEN . Şekil 1: Betonun Dayanım kazanımında Kür Etkisi [3] ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR Farklı labortuvar koşullarında bırakılmış numunelerin farklı yaşlardaki dayanım sonuçları Şekil 1’de verilmiştir. Buna göre kür edilmemiş numuneler 28 günde kür edilmiş numunelerin ancak %60-70’i kadar dayanımı sağlayabilmişlerdir.[3] alınması ve karotların değerlendirilmesi ve karot raporlarında yazılması gereken bilgilere kısaca yer verilecektir. I. TS EN 12504’e göre karot alınması TS EN 13791 standartına göre karot alınması TS EN 12504-1’e [6] göre yapılmalıdır. Öncelikle karot alım yerlerinin uygun belirlenmesi gerekmektedir. TS EN 13791’de belirtildiği ve II Bölüm de özetlendiğine göre uygun sayıda numune alınması gerekmektedir. Bu sayıya uygun olarak deney bölgeleri belirlenmelidir. Doğru sonuçların elde edilmesi için laboratuvar şartlarının standarta uygun olması ve standarta uygun bir preste standarta uygun bir şekilde kırımının yapılması sağlanmalıdır. Dayanım anlaşmazlığı konusunda bir üretici kapsamlı bir deney sistemine girmiş ve Tablo 1’deki sonuçları elde etmiştir.[4] Numune alımında kolonların orta kesimleri tercih edilmeli ve donatının yerleri belirlenerek donatıların kesilmemesi sağlanmalıdır. Tabliyelerden mümkün olduğunca karot alınmamalıdır. Zira statik açıdan daha az önemde olup yerleştirme ve kür problemleri daha fazla yaşanmaktadır. Karot aleti kolona dik olarak sabitlenmeli ve karot alımı sırasında karotun diklikten sapmaması sağlanmalıdır. Karot yan yüzeyinin, çizilen doğrultu çizgisinden sapma toleransı, ortalama karot çapının %3’ ü olmalıdır. Karot çapı olarak 100mm ve üzeri tercih edilmelidir. (Standart karot çapının agrega maksimum tane büyüklüğünün en az 3 katı olmasını istemektedir) (90mm altı karotlar için TS EN 12390-4 [7] uygun beton test cihazlarının uyarlanması gerekmektedir) TS EN 12504-1[6]. Bu şantiyede laboratuvarda yapılan uygulamalarda oluşan farklılıklar nedeniyle %10 a varan dayanım farkları görülmektedir. Standarttan sapan uygulamalar çoğu zaman dayanımı artırmaz düşürür. Bu nedenle beton basınç dayanımı deneyini yaparken standarta tam anlamıyla uyulması gerekmektedir. Numune kalıplarının ve dolayısıyla numunelerin de standarta uygun olması gerekmektedir. Yapılan araştırmada numune kalıplarının standarta uygun olmaması durumunda basınç dayanımları farkının C35-C40 sınıflarındaki betonlar için 8-10 MPa çıkabileceği belirlenmiştir. [5] Fakat yine de betonun uygunluğu karot ile değerlendirilecekse standarta uyulmalıdır. Bu yazıda uygun karot Karışım A B C D E F Dayanım (MPa) Oran (%) Dayanım (psi) Oran (%) Dayanım (psi) Oran (%) XX OO OO/XX OX OX/XX XO XO/XX 30,7 30,2 28,2 36,3 29,5 32,1 27,6 27,9 25,0 35,1 24,8 25,3 89,9 92,2 88,9 96,7 84,2 78,9 30,7 29,3 28,2 38,7 30,1 24,0 100,3 96,9 99,9 106,8 102,2 74,6 28,1 28,3 25,9 35,1 25,9 25,9 91,7 93,9 92,0 96,9 87,7 80,6 Ortalama Ağırlıklı Ortalama 88,7 90,9 96,9 98,3 90,6 92,6 Notlar; X : Hazır Beton Tesisi Laboratuvarı O : İş sahibinin laboratuvarı XX : Numuneyi alan X, Deneyi yapan X OO : Numuneyi alan O, Deneyi yapan O OX : Numuneyi alan O, Numuneyi taşıyan, bakım yapan, test eden X XO : Numuneyi alan X, Numuneyi taşıyan, bakım yapan, test eden O Tablo 1: Üretici ve İş Sahibi Laboratuvarları arasındaki dayanım farkları [4] MPa İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 25 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR Karotlar alındıktan sonra kurutularak laboratuvar ortamında saklanmalıdır. Başlıklama yapılmalı ve numune boyutları ölçülmelidir. Başlıklama ve kesme işlemleri sırasında ıslanan numune tekrar laboratuvar şartlarında kurutulmalıdır. Silindir eşdeğer dayanımı için L/D (boy/ çap oranı)=2, küp eşdeğer dayanımı için L/D (boy/çap oranı)= 1 tercih edilmelidir. a) Deney numunesinin tanıtımı ve tarifi, Kükürt, çimento veya aşındırma uygulanmış başlıklar kullanılabilir. En doğru dayanım düzgün bir aşındırma ile sağlanacaktır. Bu şekilde hazırlanan uç yüzeylerinin yan yüze göre diklikten sapma toleransı TS EN12390-1’ e [8] uygun olmalıdır. Basınç dayanımı deneyi için karot numunenin uç yüzeyleri, TS EN 12390-3’ de [9] verilen Ek A’ya uygun şekilde hazırlanmalıdır. f) Numune hazırlanmasında kullanılan metot (kesme, aşındırma veya başlık yapma), b) Betonun, agrega en büyük anma tane büyüklüğü, c) Karot alma tarihi, d) Belirlenen herhangi bir kusur da belirtilerek, gözle muayene bulguları, e) Donatının (varsa), çapı ve yeri, mm olarak, g) Karot uzunluğu ve çapı, h) Deney için hazırlanması numunenin boy (uzunluk)/ çap oranı, i) Numunenin deney anındaki yüzey rutubet durumu, j) Deney yapılma tarihi, 12390-1 madde 4.3.3 e göre silindir numunelerin yan yüzünün, alt ve üst yüzeylere göre diklikten sapma toleransı, ± 0,5 mm’dir. Ayrıca yük uygulanacak olan yüzeylerin düzlükten sapma toleransı, k) Karot numunenin basınç dayanımı, MPa veya N/ mm² olarak, l) Muayene veya basınç dayanımı deneyinde standart deney metodundan olan herhangi bir sapma, ± 0,0006 d’ dir. Buna göre 100mm çapında bir karotun yüzeylerinin düzlükten sapma toleransı sadece 0,06mm’dir. Yükseklik toleransı TS EN 12390-1 e göre %5’tir. Buna göre 100mm’lik karotun başlıklı hali 95mm-105mm arasında olmalıdır. Karot yan yüzeyinin, çizilen doğrultu çizgisinden sapma toleransı, ortalama karot çapının %3’ ü olmalı bu 100mm karot için 3mm yapmaktadır. m) Standart deney metodundan herhangi bir sapma (i Maddesi) kaydedilmemişse, muayene ve deneyden sorumlu kişi tarafından, deneyin bu standarta uygun yapıldığına dair beyan, II.TS EN 13791’e göre uygunluk değerlendirilmesi TS EN 13791’e göre yeni yapıda dökülen bir betonun yapıdaki uygunluğu ile ilgili 9. maddeye göre değerlendirme yapılabilir. Uygun çıkmaması durumunda yeterliliğin değerlendirilmesi amacı ile yapısal analiz yapılır. Yapılacak diğer ölçümler; Karot çapı, karot uzunluğunun yarısı ve dörttebir noktalarından, birbirine dik iki doğrultuda ölçülmelidir. Karot uzunluğu, teslim alındığı haliyle en büyük ve en küçük uzunluk değerleri ve uçlarının düzeltilme işlemleri tamamlandıktan sonraki uzunluğu ölçülmelidir. Bu ölçümler %1 doğrulukla yapılması gerektiğinden basit bir cetvel ile değil kalibrasyonlu bir kumpas ile yapılmalıdır. TS EN 13791 Madde 9’da uygunluk değerlendirmesi için üç tane farklı alternatif vardır. Bu alternatifler beton miktarına ve dolaylı yöntemlerin kullanımına göre değişmektedir. Bir günlük beton dökümü için az harmanlar için olan üçüncü alternatif kullanılabilir. Ayrıca diklikten sapmaların yüzey düzgünlüklerinin belirlenmesi için kalibrasyonlu bir dik gönye ve bir kıl gönye ile sentil kullanılmalıdır. a) Çok harmanlı betonlarda (Birden fazla günde dökülen çok büyük temel, çok geniş tabliyelerde yapılabilecek bir uygulama) Burada dikkat edilmesi gereken numune başlıklamadan sonra yukarıda verilen toleransların sağlanmasıdır. TS EN 12504-1’ e göre karot basınç dayanımı deney raporunda özelikle yukarıda yapılan ölçümlere de yer verilmeli ve numuneler kesinlikle TS EN 12390-1 de belirtilen toleranslara uygun olmalıdır. i)15 tane karot alarak istatiksel olarak denetim (1. alternatif) fm(n),is ≥ 0.85 x (fck + 1,48 x s) fis, endüşük ≥ 0,85 x (fck-4) fm(n),is = n adet yerinde basınç dayanımının ortalaması fis, endüşük = Yapıdaki basınç dayanımlarından en düşüğü Karot Basınç dayanımı Deney raporunda TS 12504-2’ ye göre olması gereken bilgiler aşağıda verilmiştir: 26 İMO ANTALYA BÜLTEN fck = Standart numune karakteristik basınç dayanımı . s = Standart sapma ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR Yapının yeterli dayanıma sahip olup olmadığı madde 9 uygulanarak tayin edilir. (Uygun ise) yapıdaki beton kabul edilir. (Uygun değil ise) yeterliliğin, yapısal analiz yoluyla daha ileri şekilde araştırılması ve sorumluluğun belirlenmesi Şekil 2: TS EN 13791'e göre beton dayanımının uygun olması veya olmaması durumunda yapılması gerekenler a) Değerlendirmenin amacı, b) Yapı bileşenlerin tanımı ve tarifi, “Not 1 - Herhangi bir karotta belirlenen yetersiz dayanım, genel problemden ziyade yerel bir problemi ifade edebilir.” c) Betonla ilgili olarak temin edilebilen bilgi (karışım oranları, dayanım sınıfı, beton yaşı vb.) d) Aşağıdakileri ihtiva eden deney programı: ii) 15 dolaylı ölçüm (schmidt çekici gibi) sonucu alınarak, en düşük schmidt çekici ölçümü çıkan yerden alınan iki karottan (2. alternatif) her birinin Deney yöntemleri, Karotlar (boyutlar, uygulanan işlemler, maruz kaldığı şartlar, vb.) fis, endüşük ≥ 0,85x (fck - 4)ü sağlaması Numune alma planı, deney adedi, varsa, standart deney yönteminden olan sapma (deneyden önce bekleme süresi gibi) fis, endüşük = Yapıdaki basınç dayanımlarından en düşüğü fck = Standart numune karakteristik basınç dayanımı Standartta verilen bu ikinci alternatifte dolaylı yöntemin yardımı ile en düşük dayanım çıkması muhtemel yer belirlenerek sadece 2 karot alınmasıyla uygunluk değerlendirmesi yapılabilmektedir. Burada schmidt çekici sadece en düşük bölgenin belirlenmesinde kullanılmakta elde edilen sonuçlar herhangi bir değerlendirmede kullanılmamaktadır. e) Deney verileri ve sonuçlar, f) Hesaplar, g) Yapıdaki karakteristik basınç dayanımının tayini ve gerekliyse EN 206-1’e göre eşdeğer basınç dayanımı sınıfı. Ayrıca betondaki boşluklar, karot içerisinde donatı bulunması ve betonun, deney esnasındaki olgunluğu da bu unsurlar arasında dikkate alınmalıdır. Bu standarta, bu hususlarda kılavuz bilgi yer almamaktadır. Bunlar dayanımı etkileyebilmektedir. Bu nedenle bu kılavuzda karot dayanımını etkileyen bu hususlar üzerinde durulmaya çalışılacaktır. b) Az harmanlı betonlarda iki karot alınarak her iki karotun (Bu yöntem bir günlük beton üretiminin değerlendirilmesi için kullanılabilir - 3. alternatif) fis, endüşük ≥ 0,85x (fck-4)ü sağlaması fis, endüşük = Yapıdaki basınç dayanımlarından en düşüğü fck = Standart numune karakteristik basınç dayanımı halinde bölgedeki beton dayanımının yeterli olduğunun kabul edilir. İMO ANTALYA BÜLTEN TS EN 13791’e göre değerlendirme raporunda olması gereken bilgiler aşağıda verilmiştir. “Değerlendirme raporunda aşağıda verilenler yer almalıdır: Standartta altta verilen not ile yetersiz dayanımın sadece beton üreticisi değil uygulamasından da kaynaklanabileceği belirtilmekte ve beton dayanımının düşük olmasının lokal bir sorun olabileceği belirtilmiştir. Standarttaki 2.not yine bakımın ve yerleştirmenin etkilerini belirtmektedir; “Not 2 - Yapıdaki beton dayanımının düşük çıkmasının çok sayıda sebebi vardır. Betonun, şartname gereklerini sağlamaması, yetersiz sıkışma veya şantiyede betona kontrolsüz su ilavesi bu sebepler arasında sayılabilir. Beton imalatçısı ve kullanıcısı, beton dayanımının yetersizliğine sebep olan unsurlardan önemli olanların tanımlanmasına ihtiyaç duyabilir.” III. Karot Dayanımını Etkileyen Değişkenler a) Karot Basınç Dayanımı Deneyi . Deney, EN 12390-4’e uygun basınç deney makinesi ŞUBAT - HAZİRAN 2013 27 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR kullanılarak, TS EN 12390-3’ e uygun şekilde yapılmalıdır. Basınç aleti uygun olmalı ve uygun yükleme hızı seçilmelidir. b) Numune Toleranslarının tam olarak sağlanamaması Başlıklama Malzemesi Basınç Dayanımı (MPa) Kükürtlü başlık (NFP 18416) 35,6 Yüksek dayanımlı başlıklama malzemesi 62 50x50mm küpler dökümden 90 dakika sonra Tablo 2: Başlıklama malzemelerinin dayanımı [10] TS EN 12390 -1 e uygun numune üretilmemesi ve başlıklanmaması. Uç yüzeylerinin başlıklanması Düşük dayanımlı başlıklar, karot dayanımını düşürür. Yüksek dayanımlı harç ve yüksek dayanımlı kükürt kullanılarak yapılan ince başlık, dayanımı önemli derecede etkilemez. Uç yüzeylerinin aşındırılarak düzeltilmesi en iyi sonucu verir. Başlıklama malzemeleri arasındaki dayanım farkları Tablo 2 de verilmiştir. Genel kanı ve buradaki sonuçlara göre de C35 üstü betonlarda kükürt başlık tercih edilmemelidir. Bu araştırmada kullanılan kükürt başlıklar hazır olarak alınmış karışımlardır. Laboratuvarda rastgele hazırlanan veya tekrar tekrar geri kullanılan karışımların daha düşük çıkabileceği bilinmelidir. Kötü Aşındırma MPa 106,4 82,5 100,1 84,7 105,2 94,7 118,6 96,1 118,7 94,7 Ortalama=109,8 Ortalama=90,5 Tablo 3: Aşındırmanın iyi veya kötü yapılmasının etkisi [10] Normal Yüksek Çok yüksek dayanımlı dayanımlı dayanımlı beton beton beton 58,9 75,4 119,2 Aşındırma Ortalama dayanım Standard sapma 1,6 2,0 3,1 Karakteristik dayanım 55,7 71,4 113,0 Normalize karakteristik dayanım 100 100 100 Ortalama dayanım 58,9 73,7 112,3 Standard sapma 2,0 1,6 5,7 Karakteristik dayanım 55,0 70,5 100,9 Normalize karakteristik dayanım 98,7 98,7 89,3 Ortalama dayanım 58,3 71,1 107,7 Standard sapma 1,5 6,1 9,1 Karakteristik dayanım 55,3 58,9 89,4 Normalize karakteristik dayanım 99,3 82,5 79,1 56,4 67,8 102,7 Başlıklama yöntemlerinden en iyisi aşındırmadır. Ancak aşındırma uygun olmadığı zaman yine dayanım kayıplarına neden olmaktadır. (Tablo 3). Kum kutusu c) Betonun Yaşı ve Bakımı Epoksi Başlık Betonun sertleşme sürecindeki bakımı ve karot alındığı andaki beton yaşı betonun basınç dayanımını etkilemektedir Aşağıda belirtilen uygulamada sıcak havada dökülen betonda şantiyede alınan karot ile nemli ortamda tutulan betonlar arasındaki dayanım farkları verilmiştir. Basınç dayanımları arasındaki fark %60’lara kadar çıkabilmektedir. Aynı şekilde derin bir temelin içinde oluşan hidratasyon ısısından dolayı 28 İyi Aşındırma MPa Kükürt başlık Ortalama dayanım Standard sapma 2,3 2,8 5,5 Karakteristik dayanım 51,8 62,1 91,8 Normalize karakteristik dayanım 93,0 87,0 81,2 Tablo 4: Farklı dayanımlardaki betonların farklı başlıklarla elde edilen dayanım sonuçları [10] MPa İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR % Oran Dayanım da beton dayanımı sıcaklık ile birlikte azalabilmektedir.[11] Ayrıca soğuk havalarda da hidratasyon reaksiyonları yeterince oluşmadığı için dayanımlar erken yaşlarda sıcak havanın aksine dayanımı daha düşük olacaktır. Bu nedenle olgunluk kavramına dikkat edilmelidir. d) Rutubet içeriği Beton numuneleri kesim ve başlıklamadan dolayı ıslak ise laboratuvar ortamında kurutulmalıdır. Homojen olarak numunenin kuru olması sağlanmalıdır. Bu nedenle herhangi bir nedenle ıslanmasından sonra en az 7 gün boyunca kuruması sağlanmalıdır. 130 120 110 100 Sahada Kür Edilen Numune Su Küründeki Numune 90 Karot Dayanımı 80 70 60 1 10 100 1000 Günler Şekil 3: 37°C'de farklı koşullarda kür edilen numuneler ve beton elemandan alınan karot dayanımı sonuçları [11] farkını artırmaktadır. Karotun rutubet içeriği, ölçülen dayanımı etkiler. Suya doygun karotun dayanımı, diğer özellikleri aynı olan hava kurusu, rutubeti normal şartlarda %8 - %12 olan karot dayanımından %10 - %15 daha düşük çıkmaktadır. Bu nedenle karotların kırılmasından önce laboratuvar şartlarında bekletilmesi bu arada başlığının tamamlanması faydalı olacaktır. Ayrıca numunenin iç ve dışının nem farkı içsel gerilmelere neden olmakta ve dayanımı düşürmektedir. [12] e) Boşluk Boşluk oranının artması, dayanımı düşürür. Yaklaşık %1 boşluk, dayanımı %5 - %8 oranında, düşürmektedir. Yüzeyde yetersiz vibrasyondan kaynaklı boşluklar görünüyorsa ve düşük dayanımlı çıktıysa karot ihmal edilebilir. f) Karot alınma yönü ve yeri Karot alımında kolonların orta kısmı tercih edilmesi gerekmektedir. Karot alımında kiriş gibi eğilmeye çalışan elemanlar tercih edilmemelidir. Kiriş tercih edilecekse sarkan kirişlerden momentin en yüksek olduğu orta kısımlardan değil kolonun açıklığın ¼ kısmı kadar uzağından alınmalıdır. Ayrıca dökülen betonların üst kısımlarında daha düşük olmaktadır. Betonun yapının şartlarını sağlayan bir rutubet ortamı oluşturulması için standart bir prosedür yoktur. Ancak numunelerin saklanma koşulları kayıt altında tutulmalıdır. ASTM C42:2004 [13] de yapı ile karotun rutubet koşulları arasındaki farkları en aza indirecek aşağıdaki şartlar verilmiştir. Karot alımında sonra numuneleri 1 saat süreyle kurutup torbalayın. Numunelerin güneşe maruz kalmamasına dikkat edin. Eğer başlıklamada kesme veya aşındırma yapılacaksa karot alımından 2 gün içinde yapın. Daha sonra yüzeyi kurutup torbalar yerleştirin. Başlık yapımında su ile temasını en aza indirin. Eğer deney öncesi nemli bir işlem yapılmışsa veya karot alımından sonra en az 5 gün sonra deneyi yapın. Genel olarak ıslak karot kuru karotlara göre daha düşük dayanım verirler ve nemin değişkenliği dayanım dağılımını artırır. Mac Gregor [12] tarafından yapılan bir araştırmada 7 gün boyunca kurutulan numuneler 40 saat boyunca su altında tutulan numunelerden %14 daha fazla dayanım vermişlerdir. İç ve dış nem değişkenliği de bu farkı artırmaktadır. Zira uzun süre kurutulmuş numuneler ile su içerisindeki numuneler arasındaki fark %5 kadardır. Ayrıca daha dar karotlarda ıslak olma durumu dayanım İMO ANTALYA BÜLTEN . Karot beton yüzeyine dik olarak alınır. Betonun döküm doğrultusunda, düşey olarak alınan karot dayanımı, taze beton stabilitesine bağlı olarak, aynı betondan yatay yönde alınan karot dayanımından daha yüksek olabilir. Dayanım farkı tipik olarak % 0 - % 8 arasında olmaktadır. Yapılan çalışmalarda dik alınan karotların yatay alınan karotlardan daha fazla dayanıma sahip oldukları görülmüştür. Bunun nedenleri arasında yatayda karot alırken tam düz bir doğrultu sağlanamaması ve agregaların altında biriken terleme sularının dikeyde karot alındığında basınç altında kalarak fazla etkilenmediği fakat yatayda alınan numunelerde bu terleme sularının yarılma çatlaklarının daha kolay oluşmasına neden olduğu için dayanımı düşürdüğü düşünülmektedir. Bu oran %8 e kadar çıkmaktadır[14]. Ama yüksek dayanımlı betonlarda bu fark oluşmamaktadır. [15] Bunun nedeni terleme suyunun yüksek dayanımlı betonlarda terleme suyunun azlığı olabilir. TS EN 12504’de ve TS 13791’de ŞUBAT - HAZİRAN 2013 29 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR betondan karot alma yönü ile ilgili bir düzeltme yoktur. BS6089:1981[16] yatayda alınan numunede dayanım sonucunu %9 oranında artırılmasını sağlamaktadır. Betonda yassı agregalar var ise ve kırılma yerinde agregaların çimento pastası ile temas etmediği bölümler var ise bunlar not edilmeli ve karot gerekirse değerlendirmeye alınmamalıdır. Bu nedenle karotları kolon ve perdelerin orta kısmından alınması gerekmektedir. Döşemelerden alınan karotlar daha düşük dayanımda çıkarlar. Karotun, içerisinde donatı bulunacak şekilde alınmasından mümkün olduğu kadar kaçınılmalıdır. Basınç dayanımı tayini için kullanılacak karot numunelerde, boyuna eksen doğrultusunda veya bu eksene çok yakın doğrultuda donatı bulunmaması sağlanmalıdır. Karot betonun düzgün sıkıştırılmasının ve yapısal olarak riskin daha az olduğu tabliyelerden ziyade betonun düzgün olarak sıkıştırılabildiği ve statik açıdan daha büyük risk taşıyan kolon, perde ve kirişlerden alınmalıdır. İşlem esnasında karota hasar verilmemelidir. İşlem esnasında karot alma makinası hareket etmeyecek şekilde sıkıca sabitlenmelidir. ASTM C42:2004'e göre içinde donatı bulunan karotlar basınç dayanımında kullanılmamalıdır. h) Karot çapı Ölçülen dayanımdaki değişkenlik, karot çapının, en büyük agrega tane büyüklüğüne oranındaki azalmaya bağlı olarak yükselir. TS EN 12504 e göre karot çapı agrega tane büyüklüğünün en az 3 katı olmalıdır. Bu durumda 22mm’den çok için en düşük karot çapı 66mm dir. ASTM C 42 ise en az 95mmlik karot çapı önermektedir. Ayrıca 90mm den daha düşük karot çapı için TS EN 12390-4 e göre uygun olan basınç dayanım aletlerinde revizyon gerekebilmektedir. Karot almadan önce, karot alınmasının yapı üzerinde oluşturacağı herhangi bir olumsuz etki dikkate alınmalıdır. Karot, tercihen, beton elemanların kenarları veya herhangi bir birleşim yerinden uzaktaki ve donatının çok az olduğu veya hiç olmadığı noktalardan alınmalıdır. Yatayda karot alırken dayanımı artırıcı bazı etkiler de olabilir. Örneğin dikey bir elemanda dayanımın dağılımına bakıldığında üst bölgelerde su/çimento oranı arttığından dayanım düşebilmektedir. Yatayda karot alırken ortaya yakına alt seviyedeki yerlerden tercih edilmelidir. Böylelikle düzeltme faktörleri yapılmadan yatayda ve alt seviyelerden numune alınarak işlem tamamlanmalıdır. TS EN 12504-1 Ek A'da Agrega tane büyüklüğü ve karot çapının karot numunenin basınç dayanımı üzerindeki etkisi incelenmiş ve buna göre yapılan araştırmalarda aşağıdaki değerler elde edilmiştir. Karot alımında kolon ve perde gibi basınca çalışan elemanlar tercih edilmelidir. Kirişlerden alınan numuneler yapının çalışmasından oluşan çatlaklar nedeniyle daha düşük çıkacaktır. [17] Betonda kullanılan agrega en büyük tane büyüklüğü; 20mm ve 40mm olan, 25mm, 50mm ve 100mm çaplı karotlarda yapılan deneylerden aşağıda verilen sonuçlar elde edilmiştir: g) Kusurlar Agrega en büyük tane büyüklüğü 20 mm olan betonda; Her karot göz ile muayene edilmelidir. Karottaki çatlaklar, değişik sebeplerden kaynaklanır. Bu sebepler arasında, yassı, iğne şekilli tanelerin veya yatay donatı çubuklarının altında toplanan su ve yöresel ayrışma sebebiyle boşlukların oluşumu sayılabilir. Çapı 100 mm olan karot numuneden elde edilen basınç dayanımı, çapı 50 mm olan karot numuneden elde edilen basınç dayanımından yaklaşık olarak %7 daha yüksek, Çapı 50 mm olan karot numuneden elde edilen basınç dayanımı, çapı 25 mm olan karot numuneden elde edilen basınç dayanımından yaklaşık olarak %20 daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bu tür karotlardan elde edilen dayanımların geçerliliği ve bu dayanımların genel olarak yapıdaki beton dayanımını temsil etme yeterliliği ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Karot Çapı (mm) Agrega Maksimum Tane Büyüklüğü 20 mm 40 mm 100 1 1 50 0,94 0,86 25 0,78 0,72 Tablo 5: ASTM C42'ye göre karot çapına göre dayanım değişimi 30 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR ASTM C 42’de maksimum agrega tane çapına göre kullanılması gereken minimum çaplar belirlenmiştir. Buna göre; Öncelikle standartta Madde 3,4 yazılanları özetlersek; “Nitelik denetimi amacıyla, her üretim biriminden en az bir grup (3 numune) deney elemanı alınması zorunludur. Bir birim, aynı günde dökülmüş ve 100m³’ü veya 450 m² alanı aşamaz. Bir işte, en az 3 grup (9 numune) alınması gereklidir.” Bu dayanım düşüşünün sebebi normal beton numunelerinin aksine karot alınmasında iri agregalar delme aleti ile bölünmekte ve tamamen bir çimento pastası ile sarılmamaktadır.[14] Bu durumda olan agregaların bir kısmı yük altında numuneden ayrılabilmektedir.[18] Malhotra tarafından daha düşük çaplarda karot alınmasının dağılımı artırmasının nedeni olarak ortaya konulmuştur. Delme etkileri, olgunlaşmamış veya yapısı itibariyle zayıf betonda hasar oluşturabilir ve normal şartlarda bu hasarın kesilmiş yüzeyde görülmesi mümkün değildir. Bir karot, beton yapısı bakımından, standart silindire göre daha zayıf olabilir. Bunun sebebi, karot yüzeyinde, sadece matriks tarafından oluşturulan adezyonla tutulan, kesilmiş agrega tanelerinin bulunmasıdır. Bu tür agrega tanelerinin karot dayanımındaki katkısı oldukça az olacaktır. Alınan üçer silindirik gruplar, alınış sırasına göre G1, G2, G3,……Gn biçiminde adlandırılmalı ve her grubun basınç dayanımı ortalaması belirlenmelidir. Birbiri ardından gelen üçer grupluk partilerin her biri, P1 (G1, G2, G3), P2 (G2, G3, G4), P3 (G3, G4, G5), …Pn-2 aşağıda belirtilen iki koşulu birden sağlamalıdır, beton kabul edilmeyecektir. a) Her parti ortalaması Fcm ≥ fck + 1,0MPa b) Her partide en küçük grup ortalaması Fcmin ≥ fck - 3,0MPa Bunu örneklerle aşağıda açıklamaya çalışacağız. Bir şantiyemizdeki inşaatın 300m² taban alanlı 4 kattan oluşan bir yapı olduğunu ve yapıda C30 beton kullanıldığını, bu inşaatın temelinde 150 m³ beton olduğunu, sonraki katlarda da 90m³ beton kullanıldığını varsayalım. i) Donatı Dayanım tayininde kullanılan karotların donatı çubuğu ihtiva etmemesi önerilir. Donatının bulunması basınç dayanımını etkilemektedir. Bu nedenle mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Çünkü yapının bütünlüğü bozulmakta ve donatının sürekliliği sağlanamamaktadır. ASTM C42:2004 e göre içinde donatı bulunan karotlar basınç dayanımında kullanılmamalıdır. Bu durumlarda farklı yerden karot alınarak donatı yoğun bölgelerde farklı hasarsız metotlarla değerlendirilmelidir. Fakat yine de içinde donatı olan bir karot alınmışsa donatı yükleme yönünde olmamalıdır. Yapının temelinde kullanılan beton miktarı 100 m³’ten fazla olduğundan G1 ve G2 olmak üzere iki ayrı grup numune alınmalıdır. Diğer katlar için de alınan numune grupları 1. kat için G3, 2. kat için G4, 3. kat için G5 ve 4. kat için G6 olacaktır. Not: C30 betonu için silindir dayanımı fck=30 MPa iken, küp dayanımı fck=37 MPa’dır. j) Numune derinliği Normal dayanımlı, normal kesitteki bir elemandan alınan numunede beton elemanının ortasından dayanım daha yüksek çıkmakta [19], eğer derin bir elemandan alınmışsa beton dökümü sonrası içte oluşan yüksek sıcaklıktan dolayı beton dayanımı düşebilmektedir. IV.TS 500’e göre betonda basınç dayanımı uygunluk değerlendirmesi Betonda şantiyede uygunluk değerlendirmesi bilginiz üzerine TS 500 Madde 3,4’e göre yapılmaktadır. Grup No. Alındığı Küp Grup Yer Numune Dayanımı Dayanımları (Ortalama, (MPa) MPa) G1 Temel 41, 40, 38 39,7 G2 Temel 40, 39, 37 38,7 G3 1.Kat 36, 35, 36 35,7 G4 2.Kat 37, 38, 39 38 G5 3.Kat 40, 41, 40 40,3 G6 4.Kat 40, 39, 41 40 Grup dayanımlarının hepsi 37-3=34 MPa'nın üzerinde olduğundan uygundur. Not: Örnekte toplam 18 adet numune alınmıştır. Standarta göre bir işte alınması gereken en az numune adedi 9 olduğundan uygundur. İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 31 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR 1. Parti denetimi: Parti dayanımlarının hepsi 37+1=38 MPa'nın üzerinde olduğundan uygundur. P1: G1, G2, G3 ortalaması: 38 MPa P2: G2, G3, G4 ortalaması: 37,4 MPa P3: G3, G4, G5 ortalaması: 38 MPa P4: G4, G5, G6 ortalaması: 39,4Mpa V. Karot Uygunluk Değerlendirmesi Örneği VI.Sonuç fck = Standart numune karakteristik basınç dayanımı Karot alarak değerlendirme yapmak basitçe bir silindir numune hazırlamak ve onu dayanım testine tabi tutmak değildir. Uyulması gereken birçok husus ve dikkat edilmesi gereken noktalar bulunmaktadır. Karot alırken, kırarken ve değerlendirirken yukarıdaki hususlara harfiyen uyulmalıdır. Unutulmamalıdır ki, tüm bu kurallara uyulduğu takdirde bile beton basınç dayanımları şantiyede şartlardan dolayı uygun çıkmayabilir. Bu nedenle taze beton deneylerinde yeterince özen gösterilmeli standartlara uyulmalı ve karota gidilmesine gerek kalmaması sağlanmalıdır. Boyu enine eşit 3 adet 10cmx10cm karot kullanılmıştır. Sonuçları ise 31,30 ve 29 MPa’dır. Karot almak için açılan boşluklar rötresiz yüksek dayanımlı tamir harcı ile doldurulmalıdır. Buna göre her biri 0.85x(30-4)= 22.1MPa’nın üzerinde olduğu için sonuç uygundur. İstanbul Bülten Sayı 112’de yayınlanmıştır. 250m²’lik bir tabliye dökülmüştür. 75m³ C25/30 beton kullanılmıştır. Taze beton deney sonuçları TS 500 e göre Madde IV’de verilen şartları sağlamamıştır. Bu durumda Madde 9’d verilen 3. Alternatife göre dökülen kattaki 3 ayrı kolondan karot numunesi alınmıştır. Bu karotların her birinin; fis, endüşük ≥ 0,85 x (fck-4)ü sağlaması istenir. fis, endüşük =Yapıdaki basınç dayanımlarından en düşüğü KAYNAKÇA 1. TS EN 13791 Basınç Dayanımının Yapılar ve Öndökümlü Beton Bileşenlerde Yerinde Tayini, Türk Standartları Enstitüsü, 29 Nisan 2010 11. “Evaluation of CoreStrength in High StrengthConcrete” Robert L. Yuan, MostafaRagap, Robert E. Hill, James E. Cook, Concrete International May 1991, pp 30-34 2. Ignacio Martin, Jorge A. Juncos “It pays to core test suspicious concrete” Concrete International, April 1982, 52-54 12. Micheal Bartlett, James G. Mac Gregor, “ Effect of MoistureCondition on ConcreteCoreStrength” ACI MaterialsJournal, May- June 1994, pp 227-236 3. Design and Control of Concrete Mixtures Portland Cement Association 2003. 13. ASTM C42 / C42M - 10 Standart Test Method for Obtaining and Testing Drilled Cores and Sawed Beams of Concrete” 4. David J. Akers “TestingPracticesAffectConcrete’sPerceivedQuality”, Concrete International April 1990, pp 43-45, 14. Neville, A. M.,Properties of Concrete,4th Edition, John WileyandAddisonWesleyLongman, 1995, 844 pp. 5. Burhan Manzak, Erbil Öztekin “Küp numune kalıplarının ve preslerin betonun ölçülen basınç dayanımına yansıması”, Hazır Beton , İstanbul, Sayı 66, Ocak Şubat 2004 15. Bartlett, F. M.,andMacGregor, J. G., “Coresfrom HighPerformanceConcreteBeams,” ACI MaterialsJournal, V. 91, No. 6,Nov.-Dec., 1994, pp. 567-576. 6. TS EN 12504-1 Beton– Yapıda Beton Deneyleri – Bölüm 1: Karot Numuneler- Karot Alma, Muayene ve Basınç Dayanımının Tayini Türk Standartları Enstitüsü, 2010 16. Neville A.,”Core Tests: Easy To Perform, Not Easy To Interpret” ,Concrete International, November 2001 7. TS EN 12390-4 Beton – Sertleşmiş Beton Deneyleri – Bölüm 4:Deney Makinelerinin Özelikleri, Türk Standartları Enstitüsü, 8 Nisan 2002 8. TS EN 12390-1 Beton – Sertleşmiş Beton Deneyleri- Bölüm 1: Deney Numunesi ve Kalıplarının Şekil , Boyut ve diğer Özelikleri, Türk Standartları Enstitüsü, 8 Nisan 2002 18. McIntyre, M.,andScanlon, A., “Interpretationand Application of Core Test Data in Strength Evaluation of ExistingConcrete Bridge Structures,” CanadianJournal of CivilEngineering, V. 17, 1990,pp. 471-480. 9. TS EN 12390-3 Beton- Sertleşmiş Beton Deneyleri- Bölüm 3: Deney Numunelerinin Basınç Dayanımının Tayini, Türk Standartları Enstitüsü, 29 Nisan 2010 19. InsituStrength Evaluation of Concrete Case Histories and Laboratory Investigations, Rowland J. Kopf, Clause G. Cooper, Freeman W. Williams , Concrete International March 1981, pp66-71 10. Claude Boulay , Franço De Larrard, “TheSand Box”, Concrete International April 1993 32 17. Ava Szypula, Jacop S. Grossman, “Cylinder versus Core Strength”, Concrete International, February 1990, pp 55-61 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR İstanbul Depremi ve Kullanılan Hasar Değerlendirme Metotları Dr. Hakan YALÇINER İnş. Yük. Müh. Olası Marmara Depremi Depremin ne zaman olacağı bilinmiyor ve yapıda korozyon varsa… dan bilgi toplanması (sınırlı, orta ve kapsamlı) ile uygulanan metottur. Betonarme yapılarından karot örnekleri alınması, belli sayıdaki betonarme elemanlarının yüzeylerinin açılarak donatı tespit edilmesi ve geri kalanı için röntgenleme metodu ile donatı tespit edilmesi ve benzeri data toplama teknikleridir. Datası ve rölövesi çıkartılan yapı bilgisayar ortamında modellenerek bir takım analizler ile o binanın durumu hakkında bilgi sahibi olunmasıdır. Birinci yönteme göre, bu metot daha detaylı bir çalışma gerektirmektedir. Bilgisayar programlarının getirmiş olduğu basitlik ile birlikte genel olarak bu yöntemde doğrusal performans analizi mühendisler tarafından güçlendirme öncesi ve sonrası tercih edilmektedir. GİRİŞ Yurt dışında yayınlanan son araştırma (Yalçıner ve diğerleri 2012) göstermiştir ki, olası İstanbul depremi kapsamında sürdürülen çalışmalarda ciddi aksaklıklar ve hatalar söz konusudur. Kentsel Dönüşüm Projesi adı altında yapılan çalışmalarda çok ciddi hatalar yapılmaktadır. Bu çalışmalarda mevcut betonarme yapılar yerinde incelenerek, mevcut yapı hakkında değerlendirmelerde bulunulmaktadır. Bu değerlendirmelerin yapılabilmesi için genel olarak iki yöntem izlenmektedir. Bu metotta da varılan sonuç tekrardan binanın sadece o günkü durumu hakkında bilgi vermektedir. 1. Yöntem: Birinci yöntem Sucuoğlu ve Yazgan (2003) tarafından geliştirilen ve literatürde yerini almış deprem hasar riski değerlendirme metodudur. Her iki yöntemde de gözden kaçırılan parametre: Bu metotta, mevcut betonarme yapıların kolay ve hızlı bir şekilde skorlanarak (puanlamak) sismik risk değerlendirilmesinin yapılması öngörülmektedir. Bu yöntemde mevcut yapının kat yüksekliğine, bulunduğu konum, zemin sınıfı ve yapının dış görünüşü gözlemlenerek yapı hakkında sismik hasar değerlendirmesi yapılmaktadır. 1999 Marmara Depremi göstermiştir ki, mevcut yapıların çoğunda deniz kumu ve suyu kullanılmıştır. Referans olarak Dr. Çağatay tarafından yapılan çalışma gösterilebilir (2005). Kullanılan deniz kumu ya da suyu beton içerisindeki donatının paslanmasına sebebiyet vermektedir. Paslanma sonuçlarına çok derine girmeden şu hususu vurgulamak gerekir. Yukarıda belirtilen her iki ya da diğer metotlarda her ne kadar korozyon etkisi sadece donatı alanındaki azalma olarak göz önüne alınmış olsa dahi, korozyonun diğer etkileri (aderans kuvvet kaybı, beton basınç mukavemetindeki azalma, donatı kayması ve tüm bu etkenlerin zamana bağlı olması) göz önünde bulundurulmamaktadır. Bu metotta amaç hızlı bir şekilde yapı hakkında değerlendirmede bulunmaktır. Bu değerlendirmenin diğer bir adı da walk-down survey olarak FEMA 154 (1988) yer almaktadır. Adından da anlaşılacağı gibi walk-down survey, binalar arasında yürüyerek o yapı için keşif yapmak ve bilgi sahibi olunmasıdır. Bu metot ile varılan sonuç o yapı için sadece o günkü durumunu temsil etmektedir. Paslanma devam eden bir kimyasal olaydır. Bundan dolayı, eğer betonarme binalarda paslanma var ise, varılan ya da varılacak sonuçların zamana bağlı olarak değerlendirilmesi gerekir. 2. Yöntem: İkinci yöntem de ise, sizlerin de TV kanallarında gördüğünüz gibi, mevcut yapılardan Türk Deprem Yönetmeliği’ne bağlı kalınarak, betonarme yapıların- İMO ANTALYA BÜLTEN İncelenen ve değerlendirmeye alınan korozyonlu bir . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 33 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR betonarme bina için şu soruyu sormak doğru olacaktır; sunda yeni yönetmelikler yürürlüğe sokulmalıdır. Korozyonlu yapılarda karot örneğinin nerden alınacağı yönetmeliklerimizde mevcut değildir ve gelişigüzel alınmaktadır. Depremin ne zaman olacağını biliyor muyuz? O halde ne zaman olacağını bilmediğimiz bir doğa olayı karşısında ve o yapıda korozyon var ise (paslanma devam ediyor), değerlendirme sonuçlarımızda, 15 yıl, 25 yıl, 50 yıl sonrası içinde olmalıdır. Son yapılan ve yurt dışında yayımlanan akademik çalışmalar göstermiştir ki (Yalçıner ve diğerleri 2012), eğer yapıda paslanma var ise beton basıncı korozyon oranına bağlı olarak düşmektedir. Yani bugün durumuna baktığınız bir betonarme binanın 15 ya da 25 yıl sonraki performans seviyesi için de değerlendirmelerde bulunulması gerekmektedir. Dr. Yalçıner tarafından geliştirilen matematiksel formül, beton basınç mukavemetindeki azalmayı zamana bağlı olarak tahmin etmeyi sağlamaktadır. Resim1’de gösterildiği gibi korozyondan dolayı donatı hacmi mevcut hacminin yaklaşık 4 katı kadar artmakta ve beton yüzeyine yaptığı basınçla beraber beton basınç mukavemetini korozyon oranına bağlı olarak azaltmaktadır. Dr. Yalçıner tarafından geliştirilen denklem aşağıda verilmiştir. Bugün değerlendirmesi yapılan betonarme bir binaya olası 20 yıl sonraki depremde ne olur? Bugünkü olası bir depremde ağır hasar almayacak bir bina, korozyonun zamana bağlı etkisi ile 20 yıl sonra ağır hasar alabilir. Yapıların durumu deprem zamanı bilinmediğinden dolayı, değerlendirmelerde zamana bağlı olmalıdır. Maalesef, zamana bağlı yapılmayan ve kullanılmayan metotlar ile varılan sonuçlarda aksamalar ve ciddi mal ve can kayıpları ortaya çıkabilmektedir. Aşağıdaki Resim 2, 2012 yılında Dr. Yalçıner tarafından tek dereceli sisteme uygulanan ve 20 farklı deprem ivmesi kullanılarak doğrusal olmayan zaman-tanım analizinden elde edilen maksimum yer ivmesine karşılık gelen hemen kullanım performansı için hasar potansiyeli eğrisi gösterilmektedir. Tüm bunlara ek olarak, korozyonlu yapılardan karot örneğinin nerden ve nasıl alınması gerektiği konu- Denklem (1) : (Tüm hakkı saklıdır: H. Yalçıner et al. / Engineering Failure Analysis 19 (2012) 109–122) (a) Resim 1: Korozyondan dolayı betondaki hasar (Tüm hakkı saklıdır: H. Yalçıner et al. / Engineering Failure Analysis 19 (2012) 109–122) 34 İMO ANTALYA BÜLTEN . Resim 2: Hemen kullanım performans seviyesi için hasar dağılımı (Tüm hakkı saklıdır: H. Yalçıner et al. / Engineering Failure Analysis 19 (2012) 109–122) ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ TEKNİK YAZILAR 2012 yılında yapılan çalışmada, 0.35µA/cm² korozyon oranı kabul edilmiştir. Bu korozyon oranına karşılık gelen, donatı alanındaki azalma, beton basınç mukavemetindeki azalma ve aderans kuvvetindeki azalma 5 farklı zaman dilimi için (paslanmamış yapı, 25 yıl, 50 yıl, 75 yıl ve 100 yıl sonrası) zamana bağlı olarak hesaplanmıştır. Ardından her bir yıl için moment-eğrilik ilişkisi kullanılarak her bir yıla karşılık gelen donatı kayması Sezen and Setzler (2008) modeli ile hesaplanmıştır. Sonuç olarak zamanı bilinmeyen bir doğa afeti için çıkartılacak sonuç zamana bağlı olmalıdır. Değerlendirmeler zamana bağlı olarak yapılmalıdır. Birçok vatandaşın kendi evini kendi imkânları ile bilirkişi olmayan kişilere teslim etmeleri düşünüldüğünde, ülke ekonomisine verdiği zarar hem mal hem de can kaybı kapsamında kaçınılmazdır. Her bir yıl için korozyon oranına bağlı olarak hesaplanan donatı kayması ve bunun sonucundaki çatı katındaki deplasman; yapıya uygulanan doğrusal olmayan itme analizden sonra eklenmiştir. Böylelikle, her bir yıl için farklı korozyon oranlarında; donatı alanındaki azalma, beton basınç mukavemetindeki azalma, aderans kuvvetindeki azalma ve donatı kayması dikkate alınmıştır. Referanslar 1.Hakan Yalçıner, Serhan Şensoy, Özgür Eren. Time-dependent seismic performance assessment of a single-degree-of-freedom frame subject to corrosion. Engineering Failure Analysis, 2012, vol. 19, pp.109-122. Resim 2’ye bakıldığında, 0.4g’lik PGA paslanmamış yapının (T=0) hemen kullanım performans seviyesini geçme olasılığı %58 iken, bu olasılık korozyon etkisi ile zamana bağlı olarak aynı maksimum yer ivmelenmesinde sırasıyla, 25 yıl sonra %86, 50 yıl sonra %91 olarak kaydedilmiştir. 2.Sucuoğlu H, Yazgan U. Seismic assessment and rehabilitation of existing buildings. In:Wasti ST, Ozcebe G, editors. Simple survey procedures for seismic risk assessment in urban building stocks. Netherlands: Kluwer academic; 2003, p. 97-118. Resim 3’de 20 farklı deprem datası için spectral ivmelenmeye karşılık gelen çatı katı öteleme oranları verilmektedir. Resim 3a (T=0, paslanmamış yapı) ve 3b (T=50, 50 yıl sonraki) karşılaştırıldığında, 50 yıl sonra korozyondan dolayı aynı spectral ivmelenmede çatı katı deplasman oranlarının arttığı ve yapı performans seviyesinin zamana bağlı olarak azaldığı gözlenmektedir. 4.Cagatay IH. Experimental evaluation of buildings damaged in recent earthquakes in Turkey. Eng Fail Anal 2005; 12(3): 440-452. 3.Federal Emer gency Management Agency (FEMA). Rapid visual screening of buildings for potential seismic hazards. Washington (DC), FEMA 154; 1988. 5.Sezen H, Setzler EJ. Reinforcement slip in reinforced concrete columns. ACI Struct J 2008;105(3):280–9. (a) (b) Resim 3: Hemen kullanım performans seviyesi için hasar dağılımı (Tüm hakkı saklıdır: H. Yalçıner et al. / Engineering Failure Analysis 19 (2012) 109–122) İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 35 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİR KİTAP Nutuk’tan (Söylev) Seçmeler (2) M. Tamer ÖZMEN* İnş. Müh. / İş Bilim Uzm. Bülten 67’den birinci bölümün devamı… SUNUM Nutuk’tan (Söylev) Seçmeler (2): Birinci Bölümün devamı olarak sunulmuştur. Birinci Bölüm İMO Antalya Şubesi, 67 Sayılı Bültende yayımlanmıştır. Atatürk’ün söylevi olan Nutuk, Türk Dil Kurumu tarafından iki cilt halinde yayımlanmıştır. Konusu ise Atatürk’ün 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a çıkışından 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna kadar ki tarihi olayları kapsar. Bültende çok sayfa tutacağı nedeniyle Kitabın özeti olarak değil, güncelliğini koruyan bazı konular orijinaline sadık kalınarak sunulmuştur. başarır. Ya başaramazsa demek, o ulusu ölmüş saymak demektir. Öyle ise, ulus yaşadıkça ve özverili girişimlerini sürdürdükçe başarısızlık söz konusu olamaz.” General Harbord Kurulu Ve Generale Verdiğim Karşılık (1. Cilt, Sayfa 124,125) Generalin sorduğu sorudan asıl amacın ne olabileceğini araştırmak istemedim. Ama verdiğim karşılığı onun beğendiğini bugün yeri gelmişken söylemek isterim. Baylar, hatırınızda olsa gerekir ki, yurdumuzda ve Kafkasya’da inceleme yapmak üzere Amerika Hükümeti General Harbord’un Başkanlığı altında bir Kurul göndermişti. Bu Kurul Sivas’a geldi. 22 Eylül 1919 günü General Harbord ile uzun uzadıya görüşmelerde bulunduk. Generale, ulusal ayaklanmanın amacı ve ereği; ulusal örgüt ve birliğin ortaya çıkış nedeni; Müslüman olmayan halka karşı olan duygu; yabancıların yurdumuzdaki yıkıcı propagandaları ve işleri üzerine geniş ve kanıtlı açılamada bulundum. Generalin bazı beklenmedik sorularıyla karşılaştım. Örneğin: “Ulus, düşünülebilen her türlü girişim ve özveride bulunduktan sonra da başarı elde edilemezse ne yapacaksın?” Verdiğim karşılıkta, hatırlayışımda aldanmıyorsam demiştim ki: İşgali Kötü Bulmayan Bir Siyasa (1 Cilt, Sayfa 171,172) Baylar, hatırlarsınız, İngilizler Merzifon’u ve arkasından Samsun’u boşaltmışlardı. Bunun için ve Ferit Paşa Hükümetinin düşmesi üzerine, Sivas halkı fener alayı yaptı, gösterilerde bulundu. Birtakım söylevler verildi. Bu sırada halk da “Kahrolsun işgal!” diye bağırdılar. Sivas’ta çıkmakta olan İradeyi Milliye gazetesi, bu olayı olduğu gibi yazdı. Dâhiliye Nazırı Damat Şerif Paşa, bu gazetenin haberini söz konusu ederek Sivas Valiliğine yaptığı bir bildirimde: “Kahrolsun işgal! Gibi yazılar, hükümetin şimdiki siyasasına uygun değildir” diyordu. “Bir ulus varlığını ve bağımsızlığını korumak için düşünülebilen girişimi ve özveriyi yaptıktan sonra Bu ne demektir, baylar? Hükümet düşmanların yurdu- * Kent Sorunları ve Afete Hazırlık Komisyonu Koordinatörü, İMO Antalya Şube Basın Yayın Komisyonu Üyesi 36 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİR KİTAP muza girişini kötü görmeyen bir siyasa mı güdüyordu? Yoksa: “Kahrolsun işgal” denildikçe, yurdun düşman eline daha çok geçmesine mi yol açacaktı? Düşmanın yurda girişi ve saldırıları karşısında ulusun durup susması, bundan üzülmüş görünmemesi mi akla ve siyasaya uygundu? den meydana gelen kötülüğü gidermek için aldığı tedbirlerin yersiz olmadığını bize de kabul ettirme ustalığını göstermeye çalışıyor… Sait Molla Nasıl Çalışıyordu (1. Cilt, S. 212) Ulusal savaşlar sırasında karşılaştığımız açık ve gizli güçlükler üzerinde köklü bir bilgi edinmeye ve gelecek kuşakların ders almasına ve uyanmasına yarayacak nitelikte olan, söz konusu belgeleri, olduğu gibi bilginize sunmayı uygun buluyorum. Bu belgeler, İngiliz Muhipler Cemiyetinin sözde başkanı olarak tanınan Sait Mollanın, Bay Fru adındaki rahibe gönderdiği mektupların örnekleridir. Böyle bozuk ve hayvanca bir düşünce, batış ve dağılış uçurumuna dek tekmelenmiş bir devleti kurtarabilecek siyasaya temel olabilir miydi? İşte bunun üzerine, 13 Ekim 1919’da Harbiye Nazırı Cemal Paşaya çektiğim bir telde: “Yurdun kimi yerlerinin boşaltıldığını gören ulusun, böyle veya daha da belirgin olarak, duygusunu göstermesini pek uygun ve yerinde gördüğümüzü” bildirdikten ve “Ulusun gerçek duygularına dayanarak hükümetin, haksız yere düşmanların yurda girişini tanımadığını resmi siyasa diliyle bildirmesini ve Ateşkes Antlaşması hükümlerine aykırı olarak, düşmanların bugüne dek işlerimize karışmalarını protesto etmesini ve düzeltme istememesini beklemekteyiz.” Dedikten sonra: “Bu durumdan yararlanarak, Hükümetin güttüğü siyasada, Temsilciler Kurulunca daha öğrenilmemiş yönler varsa aydınlatılmasını” rica ettim (belge:153). Baylar, bu mektupların örneklerinin alındığını sezen Sait Molla, Türkçe İstanbul Gazetesinin 8 Kasım 1919 günlü sayısında, bu mektuplardan söz açarak uzun ve sert dille bir yalanlama yayımlamış olsa da, gerçeği örtmenin yolu yoktur. Bu mektupların örnekleri, Sait Mollanın evinden ve mektup karalamalarının yazılı bulunduğu bir defterden, olduğu gibi çıkarılmıştır. Bunlar bir yana, mektupların içindekiler, yurtta beliren durumlara, olaylara ve kimi kişilerin tutumuna tam bir uygunluk göstermektedir. Şimdi izin verirseniz, bu mektupları yazılış sırasıyla sunayım: Delegemiz ve Harbiye Nazırı olan Cemal Paşanın verdiği karşılık çok ilgi çekicidir (belge:154). 18 Ekim 1919 günü olan bu karşılıkta, şu cümlelerin anlamları dikkate değer: “Ulusal isteklere uygun olarak işleri yürütme sorumluluğunu yüklenen İstanbul Hükümeti, tutumunda ve yürütümünde siyasanın gereklerini kollamak, yabancılara karşı daha konukseverce ve ılımlıca davranmak zorundadır.” On iki mektup, tarihleri ile birlikte Nutuk’ta sunulmuştur. Bunlardan Onuncu Mektup ile On İkinci Mektubun son paragrafı aşağıda yer almıştır. Onuncu Mektup (1. Cilt S.216): Sayın Üstat, Süngülerini Ulusun Kalbine Saplayan Yabancıları Konuk Sayan Bir Harbiye Nazırı (1. Cilt, S.172) Baylar, Rıza paşa Hükümeti ve o hükümette Harbiye Nazırı olan kişi, sevgili yurdumuza giren, süngülerini ulusun can evine saplayan yabancıları konuk sayıyor ve onlara karşı konukseverce ve ılımlıca davranmakta zorunluluk görüyor! Bu ne düşüncedir, bu ne kafadır? Ulusal istekler bu mu idi? Harbiye Nazırı: “Özellikle ulusal girişimlerin yanlış yorumlanması yolundaki çalışmaların daha güçten düşmediği şu sıralarda, bildirmiş olduğum sıkıntılı (İhtiyatlı) davranışların yersiz olmadığı kabul buyurulur” inancında olduğunu söyleyerek, ulusal girişimlerin dokunca (zarar) vermiş olduğunu kapalıca anlatıyor. Ve bu yüzİMO ANTALYA BÜLTEN . Sarayda, yeni hükümet kurulmasının tasarlandığı ve hazırlık yapıldığı söylentisi yayılmıştır. Bu işin çabuklaştırılması çok gereklidir. Anadolu örgütümüzün bazı planları Ulusal Kuvvetlerce anlaşılmış, özellikle Ankara’da ve Kayseri’de bize karşı çalışmalar başlamıştır. Kürt Cemiyeti, söz verdiği halde bir iş yapmadı. Çetelerimizden bir kısmı yok ediliyor. Ne pahasına olursa olsun. Tasarlanan hükümetin iş başına getirilmesi pek çok gereklidir. Ali Rıza Paşa’nın, planlarımıza karşı önleyici tedbirler alacağını da sanmıyorum. Bozkıra gidecek adamlarımız, tanınmış kişiler olduklarından, çokça korkuyorlar. Konya’da “K.B. 81/1” e, sizin adamınız aracılığı ile olayın kızıştırılması için bildirim yapılarak, propaganda kurullarının bu konu üzerinde çalışmaya çağırılması gerektiğini ve zorunluluğunu bildirir, saygılarımı sunarım. 29/30.10.1919 S. ŞUBAT - HAZİRAN 2013 37 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİR KİTAP On İkinci Mektup Son Paragrafı (1. Cilt, S. 217): lerimizin gözüyle bakıldığı zaman, böyle planların … Dış örgütte ve işlerde benden başkasını kullanmasanız daha iyi olur. Ali Kemal Bey’in (Üniversite Hocası ve Gazeteci) listeye geçirilmesi zorunludur. Bunca sırlarımızı bilen bu adamı gücendirirsek planlarımız, olduğu gibi yabancıların eline geçer. Bu adamı sık sık kollayınız. Saygılarımı sunarım üstadım. 5.11.1919 S. bir yanı olmadığı yargısına kolaylıkla varılır. Ni- Bay Fru’ya Yazdığım Mektup (1. Cilt, S. 217,218, 219) pek çok çalıştıktan sonra Malatya’da, eski Elazığ artık yurdumuza ve ulusumuza uygulanabilecek tekim daha bugün olaylarından olan Adapazarı ve Karacabey olaylarının başarısızlığa uğraması, sözümüzü doğrulamaya yeter. Fakat buna neden gerek vardı? İngiliz subayı Novilin, Diyarbakır dolaylarında Müslüman Kürt halkı yoldan çıkarmaya Valisi Galip ve Malatya Mutasarrıfı Halil Beylerle, Sivas’a karşı yaratmağa çalıştığı olay, sonucu ba- Baylar, bu geniş düzene engel olmak ve yaratılan tehlikeli durumları ortadan kaldırmak için elimizden gelen her çareye ve tedbire başvurduk. Şimdiye kadar anlattığım ve bundan sonra sırası geldikçe hatırlatmaya çalışacağım o hepinizin bildiği başkaldırmaları, karışıklıkları, resmi düşman kuvvetlerinin saldırılarını bastırmak ve ortadan kaldırmak için çok uğraştık. Ali Rıza Paşa Hükümeti, gözüne batan Ulusal Kuvvetleri batırmaya ve bunun için bizimle didişmeye bakmaktan başka bir yardımda bulunmadığı gibi ondan sonra hükümeti kuran yüksek arkadaşları da, onun yolunda gitmekten ve sonunda yıkımdan yıkıma, maskaralıktan maskaralığa sürüklenmekten başka bir iş görmediler. kımından bütün uygarlık dünyasına karşı utanç verici değil miydi? Size çok açık yürekle ve içtenlikle bildiririm ki, İngiliz Ulusu, Ulusumuzun dostluğuna ve güvenine değer vermiyorsa, bundaki yanılgı pek derindir. Bu ilkeye aykırı olarak kullandığınız araçlar pek yanıltıcı olup, sonuç ve verim alınacak nitelikte değildir. Sait Molla aracılığıyla Adapazarı’na gönderilen iki bin liranın, yanında verimli sonuç sağlayacağı yolunda verilen sözün yalan olduğunu olaylar size anlatmış olacağından uzun sözü gerekli görmem. Hele sizinle ilişki kuran düzmecilerin, Osmanlı Padişahının da, ortaklaşa yaptığınız işlerinizde ve ça- Baylar, bütün bu gizli düzen kaynaklarının, Rahip Fru’nun kafasında toplandığını ve oradan din kardeşlerimiz olacak hainlerin kafalarına sokularak uygulama alanına çıkarıldığını kestirdiğimden, bir zaman için olsun Rahip Fru’nun durmasını ve bu işten uzaklaşmasını sağlamaya yarar düşüncesiyle kendisine bir mektup yazdım. Mektubun iyi anlaşılabilmesi için, şu bilgiyi de ekleyeyim ki, ben Bay Fru ile İstanbul’da bir iki kez görüşmüş ve tartışmıştım. Fru’ya Fransızca olarak gönderdiğim mektubun Türkçesi şudur: lışmalarınızda eli varmış gibi gösterilmesi pek tehlikelidir. Siz çok iyi düşünebilirsiniz ki Padişah, sorumsuz ve tarafsız olup ulusal irade ve egemenliğimizle ilgili gerçekleri değiştirmez ve bozmazlar. Yurdumuzda bulunan İngiliz siyasal görevlilerinin, elbette İngiliz ulusunun eğilimine ve çıkarına aykırı olarak, yurdumuza ve ulusumuza karşı uygarlığa ve insanlığa yaraşmaz bir biçimdeki girişimlerini, elimizde bulunan belgelerle İngiliz ulusunun gözü önüne sererek, sonuç dünyaca iyi karşılanmaz sanırım. Fakat bu konuda, tuhaf olması bakımından şunu Bay Fru’ya Sizinle, Bay Marten aracılığıyla, yaptığımız görüşmenin anısını seve seve gönlümde saklıyorum. Yıllarca yurdumuzda ve ulusumuz arasında yaşamış olan sizlerin, bizim için en doğru düşünce ve kanılarla dolu bulunacağınızı umarım. Oysa ne yazık ki, İstanbul çevresinde karşılaştığımız kimi aymaz ve çıkarcı kişilerin, sizi yanlış yönlere sürüklediklerini pek çok üzülerek anlıyorum. En başta Sait Molla ile düzenlemeye ve uygulamaya başladığınız, güvenilir kaynaklardan öğrenilen planın, İngiliz ulusunun gerçekten kınayacağı bir nitelikte olduğunu bildirmekliğime izninizi rica ederim. Ulusumuza, Sait Mollanın değil, fakat gerçek yurtsever- 38 İMO ANTALYA BÜLTEN da bildirmek zorundayım ki siz, bir din adamı olarak siyasa oyunlarına, özellikle öldürüşmeye varacak işlere karışmak hevesine kapılmamalıydınız. Sizinle yaptığımız görüşmelerde, sizi bu denli bir siyasa adamı olarak değil, insanlığa hizmet eden, adaleti seven erdemli bir kişi olarak tanımıştım. Bunda ne denli aldandığımı son aldığım sağlam bilgilerin doğrulamakta olduğunu size bildirmekle şeref duyarım. Mustafa Kemal Bir sonraki bültende devam edecek… . Kaynak: Söylev (Nutuk). Birinci Cilt. Türk Dil Kurumu Yayınları 1966 ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ M BİZDEN HABERLER N ERKEZDE Jeoloji Mühendislerinin Yetki Alanı Üzerine Bir Bilgilendirme Yazısı Sayın Proje Ve Uygulama Denetçisi Üyemiz betonarme-çelik-ahşap-yığma yapı hesabı, projelerin ve yapının denetimi ile görevlidir. (..)” ibaresi ile Zemin Etüdü Raporunun, proje ve uygulama denetçisi inşaat mühendislerince denetleneceği hiçbir tereddüde yer vermeyecek biçimde hükme bağlanmıştır. Sayın Uygulama Denetçisi Üyemiz Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından çeşitli kurum ve kuruluşlara gönderilen yazılar nedeniyle Odamız bir açıklama yapma ihtiyacı duymuştur. Bu hükme rağmen; Jeoloji Mühendisleri Odası 2008 yılında Danıştay’da dava açmış, Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği’nin 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan "zemin etüt raporuyla birlikte" ibaresi ile Ek-4 Form-2'de yer alan "Jeoteknik Etüt SorumlusuJeoloji Mühendisi, Jeofizik Mühendisi, İnşaat Mühendisi" ibaresinin iptalini istemiş, inşaat mühendislerinin zemin ve temel etütleri konusunda yetkin olmadığı iddiasında bulunmuştur. Ancak Danıştay 6. Dairesi JMO tarafından açılan davanın reddine oy birliği ile karar vermiştir (Ek-1). Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) tarafından, serbest proje müellifliği ve diğer inşaat mühendisliği hizmeti yürütülen bürolar ile ilgili kurum ve kuruluşlara, kendi meslek alanları ile ilgisi olmasa da, teknik şartname, yönetmelik değişikliği, genelge, yeni uygulama örneği vb. yazıların gönderildiği öğrenilmiştir. Elektronik posta aracılığıyla gönderilen bu yazıların bilgilendirmeyle sınırlı tutulmadığı, JMO’nun, muhataplardan yeni duruma uyum sağlamalarını istediği anlaşılmaktadır. Zemin ve Meslek alanları Örneğin; konu jeoloji mühendisliği meslek alanı ile ilgili değilken, 25 Nisan 2013 tarihli bir elektronik posta ile “Mevcut Binalarda Yapılacak Takviye ve Güçlendirme Hizmetleri Hakkında Bilgilendirme” başlığı altında, iki ayrı teknik şartname, bir idari şartname ve bir sözleşme gönderilmiştir. Hemen hemen bütün yapılar zemine oturmakta ve zeminin inşaata uygun olup olmadığına, değilse hangi tedbirlerin alınması gerektiğine inşaat mühendisleri karar vermektedir. Bunun için zemin etüdünü inşaat mühendisi planlamalı, kontrol etmeli, zeminden alınan numuneler üzerinde hangi deneylerin yapılacağına inşaat mühendisleri karar vermelidir. Zira yapının özelliklerine göre temel sisteminin seçimini ve projelendirilmesi (Tekil temel, mütemadi temel, radye temel, kazıklı temel, ayak ve keson temeller) kazı-iksa işlerinin projelendirilmesini, yapıların oturmasının hesaplanmasını, temel hesaplarını, drenaj projesini inşaat mühendisi yapacaktır. Dolayısıyla hesaplarında kullanacağı zemin parametrelerinin hangi deneylerle belirleneceğini, etüdün kapsamını, araştırma derinliğini de inşaat mühendisleri belirlemek durumundadır. Bu mesleki-bilimsel gerçeğin yanı sıra, inşaat mühendisliği uzmanlık alanı olan geoteknik; zeminin mekanik tepkisini yük ve zamana bağlı olarak tanımlayan, bu mekanik etkileşimi içine veya üzerine yapılan yapıyla birlikte yorumlayan, sadece doğal durumla değil, yapının inşaatı sırasında ve sonrasındaki işletme aşamasında zeminin bu yapı ile birlikte nasıl davranacağını analitik yöntemlerle öngören bir disiplindir. Aynı şekilde, 11 Ocak 2013 tarihli “3194 sayılı İmar Kanunun 28’inci, 4708 saylı Yapı Denetim Hakkındaki Kanunun 2’nci ve Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği’nin 5-2/e maddelerindeki hükümler gereği, jeolojik-jeoteknik (zemin ve temel) etüt raporlarını kontrol etmek üzere Yapı Denetim Kuruluşlarının bünyelerinde yeteri sayıda teknik eleman (jeoloji mühendisi) çalıştırması veya dışarıdan jeoloji mühendisliği hizmeti satın almaları bir zorunluluktur.” şeklinde ifadelerin yer aldığı 2013/1 sayılı “Jeoloji Mühendisleri Odası Genelgesi” de, “ilgililere” iletilmiştir. Bu nedenle, İnşaat Mühendisleri Odası, uygulamada karışıklığa sebebiyet verecek bu girişimlerle ilgili açıklama yapmak ihtiyacı duymuştur. Bilindiği üzere, Zemin ve Temel Etüdü Raporu, statik projeye veri teşkil eden bir rapordur. Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinin 15. Maddesinin (b) fıkrasında yer alan, “Proje ve uygulama denetçisi inşaat mühendisi, zemin etüdü raporuyla birlikte yapı statiği, İMO ANTALYA BÜLTEN . Jeoloji mühendisliği ise zeminin hangi süreçlerde nasıl oluştuğu, hangi katmanlardan meydana geldiği, bu ŞUBAT - HAZİRAN 2013 39 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİZDEN HABERLER Sonuç olarak, güvenli yapı üretimi bağlamında olumsuz katmanların fiziksel özelliklerini inceler ki, bu konular “Zemin ve Temel Etüdü Raporu”nun “veriler” bölümünde yer alır. Bu bağlamda, jeoloji mühendisliği, zemin mekaniğini destekleyen bir unsurdur. Ancak inşaat mühendisliği uygulamaları için zemin ortamının, bu kapsam ve anlayışla yorumlanması yeterli olmamakta, inşaat mühendisliğine özgü hesap yöntemleri ve anlayışla bağdaşan ve zeminlerin mekanik tepkisini (davranış değişimini) sayısal olarak ifade edebilen bir yöntemle yorumlanması gerekmektedir. sonuçların açığa çıkmasına, mesleki disiplinler arasında karışıklığa ve uygulamada sorunlara yol açabilecek, inşaat mühendisliği meslek alanına yönelen bu ve benzeri girişimlere karşı tüm ilgilileri uyarmakta yarar görüyoruz. Bilgilerinize sunarız. Saygılarımızla, İnşaat Mühendisleri Odası Eki:1) Danıştay 6. Dairesi’nin 09.07.2010 tarih ve E.2008/3362-K.2010/7428 sayılı kararı. Ek-1: İdari Dava Daireleri Kurulunun 21.12.2006 günlü, E:2003/724, K:2006/2407 sayılı karan ile onan- Danıştay 6. Dairesi’nin 09.07.2010 tarih ve mış ve bu karar kesinleşmiştir. E.2008/3362-K.2010/7428 sayılı ilgili kararı: Bu durumda, uyuşmazlığa konu Yönetmelikte, “Dava zemin etüdü raporlarının denetiminin in- proje ve uygulama denetçisi inşaat mühendisle- şaat mühendislerine verildiği, inşaat mühendis- rinin zemin etüdü raporuyla birlikte yapı statiği, lerinin zemin ve temel etütleri konusunda yetkin betonarme-çelik-ahşap yığma yapı hesabı, pro- olmadığı iddiasıyla açılmıştır. Dairemizin 5.12.2002 günlü, jelerin ve yapının denetimi ile görevli olduğu ko- E:2001/6016, nusunda getirilen düzenlemede kesinleşen yargı K:2002/6433 sayılı kararında, ‘(…) Ancak dava kararı uyarınca hukuka aykırılık bulunmamaktadır. konusu yönetmelik yapı denetiminde, yapı ruh- Öte yandan, jeoloji mühendisi, jeofizik mühen- satı almak için yapılan başvuruya eklenmesi zo- disi ve inşaat mühendisinin görevleri belli oldu- runlu olan jeoteknik raporu, hazırlayıcı, bir işlem ğundan Yönetmeliğin Ek-4, Form-2’de Jeoteknik olarak kabul ederek, temel sisteminin bu rapora Etüt Sorumlusunun jeoloii mühendisi, jeofizik mü- uygunluğunun denetimini öngörmüştür. Jeotek- hendisi, inşaat mühendisi olarak gösterilmesinin nik raporuyla birlikte yapı statiği, yapı hesabı ve ve görevlerinin ayrı ayrı gösterilmemesinin yetki projenin denetimi gibi mühendislik hizmeti ağır- karmaşasına yol açacağından söz edilemez. Her lıkta olan işlerde inşaat mühendislerine görev mühendislik disiplininin sorumluluğunun ayrı ayrı verilmesinde jeoloji mühendislerinin denetçi mü- belirtilmesine gerek bulunmamaktadır. hendis olarak kabul edilmemesinde hukuka ve 40 hizmet gereklerine aykırılık bulunmamıştır. (…)’ Açıklanan (…) Yönetmeliğin 15. Maddesinin 1. gerekçesiyle 12.8.2001 günlü, 24491 sayılı Res- Fıkrasının (b) bendi ile anılan yönetmeliğin ekin- mi Gazetede yayımlanan (Mülga) Yapı Denetimi de yer alan Ek-4, Form- 2’deki jeoloji mühendisi, Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliğinde ön- jeofizik mühendisi, inşaat mühendisli şeklindeki görülen benzer bir düzenlemenin iptali istemiyle jeoteknik etüt sorumlusu belirlenmesine ilişkin açılan dava reddedilmiş, anılan karar Danıştay kısma yönelik olarak davanın reddine,” İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİZDEN HABERLER 2. Antalya Ulaşım Sorunları ve Çözümleri Konferansı Sonuç Bildirisi TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi’nin 27 Mayıs 2013 tarihinde düzenlemiş olduğu “2. Antalya Ulaşım Sorunları ve Çözümleri Konferansları” geniş katılımla gerçekleştirilmiştir. Konferanslar, farklı üniversitelerden konunun uzman akademisyenleri tarafından verilmiş, ilgili kamu, kurum, kuruluş, meslek odası ve özel sektör temsilcileri, yazılı ve görsel basınımızın temsilcileri ile inşaat mühendisleri tarafından izlenmiştir. 2. Antalya Ulaşım Sorunları ve Çözümleri Konferansı, Antalya’da yaşanan kent içi ulaşım sorunları dile getirilerek mevcut ulaşım, tamamlanmak üzere olan Antalya Ulaşım Ana Planı ile yapılabilecekler ve çözüme yönelik öngörüler oluşturulması bakımından önem taşımaktadır. İMO ANTALYA BÜLTEN . Konferansta; Antalya’da Ulaştırma Bakanlığı Projeleri ve Yüksek Hızlı Tren, Antalya İli Ulaşım Projeleri, Kent İçi Tesislerin Trafik Etki Analizleri ve Tesislerin Trafik Yoğunluğuna Etkisi: Antalya Örneği, Antalya Ulaşım Ana Planı, Kent İçi Trafik Yönetimi, Ulaşım Ana Planları ve Şehirsel Gelişme Stratejileri İle Olan İlişkileri, Kent İçi Ulaşım Stratejileri: Dalma-Batma Kavşakların Trafiğe Etkisi, Akıllı Ulaşım Sistemleri ve Uygulanabilirlik Düzeyleri, Kent İçi Yol Üstyapı Bakım Sistemleri, Kent İçi Trafik Güvenliği, Ana başlıkları altında sunumlar yapılmış, geleceğe yönelik iyileştirmeler için görüş ve öneriler belirlenmiştir. ŞUBAT - HAZİRAN 2013 41 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİZDEN HABERLER Konferansta Yapılan Tespitler, Benimsenen Görüşler ve Öneriler tı-Meydan arasında çalışan hafif raylı sistem araçlarıyla yapıldığı tespiti yapılmıştır. Türkiye genelindeki ulaştırma projeleri ve özellikle yüksek hızlı tren projeleri anlatılmış, Antalya demiryolu projesi kapsamında yüksek hızlı tren projesinin 2023 yılında gerçekleştirilmesinin hedeflendiği belirtilmiştir. Antalya Çevre Yollarının önemi vurgulanmış; 15 km’lik Batı Çevre Yolu hakkında bilgiler verilmiş; 13 km Kuzey Batı Çevre Yolu, 37 km Kuzey Çevre Yolu Projelerinin genel ve münferiden yatırım programına alınmadığı için EXPO 2016 Antalya açılışına yetişmesinin mümkün olmadığı saptanmıştır. 155 km’lik Antalya-Alanya Otoyol Projesinin turizm tesislerine daha hızlı ve güvenli ulaşım için hayati öneme sahip olduğu ve otoyol projesinin yapişlet modeliyle ihale edilebileceği dile getirilmiştir. Demiryolu ulaşımında konvansiyonel tren 160 km/ saat, hızlı tren 200 km/saat, yüksek hızlı tren 250 km/ saat ve üzeri ulaşım hızı olan üç farklı trenle yük ve yolcu taşımacılığı yapılabildiği ifade edilmiştir. Çin, yılda 4000 km ile en fazla hızlı tren ağı yapılan ülke konumunda olup, 1960’lı yıllarda ilk hızlı trenin kullanıldığı Japonya ikinci sırada yer almaktadır. Son yıllarda Türkiye’deki hızlı tren ağı yatırımları Almanya seviyesine ulaşmış olmakla birlikte henüz istenilen düzeye erişememiştir. Kent içinde yapılan ve yapılabilecek stadyum, spor salonu, alışveriş merkezi, rezidans gibi insan yoğunluğu fazla olan tesislerin trafik etki analizi yapılmış ve tesislerin trafik yoğunluğuna etkisi değerlendirilmiştir. Yüzüncü yıl güzergahında Samanyolu, Falez ve Antalyaspor kavşaklarında 33.000 kişilik stadyum ve 10.000 kişilik spor salonunun trafik yoğunluğunu kapasitenin üzerine çıkaracağı tespit edilmiştir. Aynı güzergahta rezidans veya alışveriş merkezi yapılması durumunda uzun araç kuyrukları oluşacağı ve trafiğin tamamen kilitleneceği öngörüsü dile getirilmiştir. Konya-Antalya yüksek hızlı tren hattının öncelikle gerçekleştirilmesi ve Eskişehir-Antalya yüksek hızlı tren hattı ile de İstanbul’a bağlantı hedefi benimsenmiştir. Ayrıca, Burdur-Antalya konvansiyonel demiryolunun da mümkün olan en kısa sürede yapılması, Antalya Limanı ve toptancı hallerinden yük taşımacılığı gerçekleştirilmesi için girişimde bulunulmasının önemi vurgulanmıştır. Antalya’da toplu ulaşımla ilgili mevcut sorunlar, tamamlanmak üzere olan Antalya Ulaşım Ana planı doğrultusunda yapılacak yeni düzenlemeler, kısa, orta ve uzun vadeli çözümler ve 2030 yılı ulaşım hedefleri anlatılmış; Planla ilgili kaygılar, görüş ve öneriler dile getirilmiştir. Tamamlanmak üzere olan Antalya Ulaşım Ana Planı sunusunda belirtilen ulaşım sorunlarının 2030 yılına kadar toplu taşımada hafif raylı sistem yerine metrobüs ile çözülebilirliği görüşünün, trafik sayımları ile diğer plan altlıklarının güncellenerek tekrar gözden geçirilmesi gerekliliği belirtilmiştir. Antalya genelinde 2000 yılındaki araç sayısı 286.935’dir. Antalya’da 2013 Mart ayı itibariyle kayıtlı toplam 802.107 adet motorlu taşıt bulunmaktadır. 2000-2013 yılları arası araç sayısındaki artış %179 olmuştur. Türkiye genelinde 1000 kişiye düşen araç sayısı 225 iken Antalya’da 537 araçla Türkiye ortalamasının iki katıdır. Bu sayıya merkezi Antalya dışında bulunan firmaların, yerli ve yabancı ziyaretçilerin araçları da eklenince toplam motorlu taşıt sayısı çok daha yüksek rakamlara ulaşmaktadır. Antalya’da 2012 yılında 13594 trafik kazasında 117 kişi hayatını kaybetmiş, 9465 kişi yaralanmıştır. Antalya, meydana gelen kaza ve bu kazalarda yaşanan ölüm sayısı olarak Ülkemizde İstanbul, Ankara ve Konya’nın ardından dördüncü sırada yer almıştır. Türkiye genelinde kent içi trafik yönetimi, trafik güvenliği ve Antalya’ya yansımaları örneklemelerle anlatılmıştır. Akıllı ulaşım sistemleri uygulamaları hakkında Dünya’dan ve ülkemizden örnekler verilmiş, Antalya’da kent içi trafik sıkışıklıklarının giderilerek trafik akışkanlığının sağlanması, yolcu ve trafik güvenliğine katkıları için akıllı ulaşım sistemleri uygulamalarına ihtiyaç olduğu belirtilmiştir. Antalya ve yakın çevresinde yapılmakta olan ve gelecekte yapılması düşünülen karayolu ulaştırma projeleri anlatılmış; Antalya’da 2002 itibariyle mevcut 196 km olan bölünmüş yol uzunluğunun, 2002-2013 yılları arasında yapılan 292 km ilave ile 488 km’ye ulaştığı belirtilmiştir. Antalya kent içi toplu taşım işinin 161 özel, 40 belediye otobüsü ve 662 özel midibüs ile Kepez Varyan- 42 İMO ANTALYA BÜLTEN Akıllı Ulaşım Sistemi demek olan Dinamik Sinyalizasyon Sistemi kurulmalı; tasarımsal darboğazlar (şişe boynu) giderilmelidir. . Arazi kullanımı, ulaşım ve erişebilirlik ilişkisi, kent içi ulaşım stratejileri, ülkemizde ve kentimizde dalma-batŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİZDEN HABERLER ma kavşakların trafiğe etkisi ve kent içi yol üstyapı bakım sistemleri anlatılmıştır. Kentsel trafik kazaların yaklaşık %60’ı kavşaklarda olmakta, buraların projelendirilmesi, yapımı ve işletilmesi önem arz etmektedir. Katlı kavşak uygulamaları bireysel taşıt kullanımını özendirmenin yanı sıra taşıtların hızlı ve kesintisiz hareketine fırsat vermesi açısından ciddi trafik güvenliği sorunu ortaya çıkarmaktadır. Katlı kavşakların topluma maliyetleri oldukça yüksek olmaktadır ve esasen iyi planlanmış bir kentte katlı kavşak uygulamasına gerek yoktur. Antalya’da yapılmış ve şehri ikiye bölen, kent içi trafik hızını arttıran ve bu nedenle ölümcül kazalarda artış sağlayan battı-çıktı kavşaklara ilave kent içinde yeni battı-çıktı kavşaklar yapılmamalıdır. Özel araç park düzenlemeleri, otopark kapasiteleri ve planlaması yapılmalıdır. Yaya dostu bir kent ve trafik kültürü yaratılmalıdır. Bisiklet kullanımı yaygınlaştırılmalı, özendirilmeli, herkesin kullanabileceği bölgesel bisiklet park alanları oluşturulmalıdır. Deniz ulaşımı sisteme bir şekilde dahil edilmelidir. Motosiklet kullananların güvenli seyahatini sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır. Merkezdeki yoğunlaşma yeni cazibe merkezleri oluşturularak kaydırılmalıdır. Etkili bir trafik denetim mekanizması kurulmalı ve tavizsiz uygulanmalıdır. Antalya’da imar planlarının hazırlanması, ada ve parsel bazında plan tadilatı yapılması sürecinde ulaşım boyutunun yeterince irdelenmediği görülmüştür. Bütüncül bir nazım plan ve bütünleşik bir Antalya Ulaşım Ana Planı kapsamında; yaya, bisiklet ve toplu taşıma öncelikli, trafik güvenlikli, sürdürebilir bir ulaşım sistemi gerçekleştirilmelidir. Havaalanına gelen ve giden yolcuların transferleri salt karayolu ile yapılmamalı, metrobüsle ulaşım ve raylı sistem ulaşımı değerlendirilmeli; Antalya-Alanya raylı sistem taşımacılığı hayata geçirilmelidir. Antalya’da ulaşım sorunlarının çözümünde başarıya ulaşmak için politik kararlılığa ve işletme verimliliğine ihtiyaç vardır. Şehir içi transit trafiği şehir dışına alacak Antalya Çevre Yolları hizmete açılmalıdır. Yol hiyerarşisine uygun giriş-çıkış ve bağlantılar irdelenmeli, gerekiyorsa yeni düzenlemeler yapılmalıdır. 2. Antalya Ulaşım Sorunları ve Çözümleri Konferanslarımızın Antalya’nın kent içi ulaşım açmazının çözüm çalışmalarına katkı olabileceğini umuyoruz. Özel araç talebini azaltacak toplu taşıma sistemlerine öncelik verilmelidir. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 43 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİZDEN HABERLER Aramıza Yeni Katılan Meslektaşlarımız Şubat - Haziran 2013 44 Benhür Gökeri 93312 Cihaner Akkoç 93406 Muhammet Öncü Karaman 93407 Volkan Şevik 93433 Mehmet Kaya 93434 Fatih Alkan 93533 Sezgi Boztepe 93555 Mehmet Şekip Hod 93556 Cevdet Ercan Parlak 93606 Nadir Karagül 93607 Ahmet Zeki Uzun 93608 Lami Karagöz 93634 Barış Sarıkaya 93649 Hasan Sarı 93650 Adem Uysal 93730 İlknur Vesile Eker Zencirbağ 93731 Hakan Ceyhan 93774 Murat İldere 93775 Onur Tanyeri 93776 Muhammet Ali Öz 93856 Fatih Mehmet Karakoyun 93857 Selçuk Bozca 93858 Fatih Mehmet Özger 93859 Deniz Aydın 93887 Berna Kaya 93921 Hande Karakaş 93931 Tunç Utkan Ulusoy 93932 Cengizhan Özkan 93933 Esma Pınar 93934 Yasemin Şenbuz 93935 Burak Yaradanakul 93996 İlteriş Özalp 94050 Mehmet Rifat Öngör 94051 Seyit Uyanık 94085 Nilay Kipel 94117 Ahmet Kaya 94137 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ BİZDEN HABERLER Hasan Erdem 94138 Pınar Şensoy 94179 Nurettin Okan Topçuoğlu 94210 Tufan Enveroğlu 94235 Özgür Özalp 94279 Mustafa Şen 94305 Mehmet Onur Acar 94316 Enbiya Baki 94367 Mevlüt Bekar 94413 Uğur Özdemir 94414 Hüseyin Çınar 94621 Mustafa Şalvarlı 94622 Önem Özen 94623 Engin Oğuz Aktaş 94703 Yusuf Yeşilpınar 94704 Erdem Yılmaz 94705 Akif dinç 94708 Çiftlere ömür boyu mutluluklar dileriz. Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza Arslanbay’ın oğlu Eser Arslanbay ile Gaye Demirok evliliğe ilk adımı attı. 30 Mart 2013 Yönetim Kurulu Üyemiz Birkan Çakır, Melis Ceylan ile evliliğe ilk adımı attı. 1 Mayıs 2013 Şubemiz Mesleki Denetim Mühendisi Musa Hamza Kurşun, Emine Öz ile evliliğe ilk adımı attı. 4 Mayıs 2013 Üyemiz Osman Yıldırım hayatını Ayşen Can ile birleştirdi. 2 Haziran 2013 Üyemiz Naide İrbeç hayatını Ahmet Coşkun ile birleştirdi. 8 Haziran 2013 Üyemiz Ali Erman Aydın hayatını Ahsen Afyoncu ile birleştirdi. 8 Haziran 2013 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 45 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ GENÇ-İMO Genç-İMO 6. Öğrenci Meclisi Toplantısı Genç-İMO 6. Meclis Toplantısı 23-24 Şubat 2013 tarihlerinde Antalya’da yapıldı. İki gün süren ve 60 üniversiteden yaklaşık 230 öğrencinin katıldığı toplantıda genç-İMO 5. Dönem çalışmaları ile 6. Dönem çalışma programı değerlendirildi. Başkanımız Cem Oğuz, yönetim kurulu sayman üyemiz Özgür Ata, yönetim kurulu üyelerimiz Rıza Arslanbay, Adil Özen ve Birkan Çakır’ın da katıldığı toplantının açılış konuşmasını İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç yaptı. Yüzgeç konuşmasında genç-İMO’nun önemine, inşaat mühendisliği eğitiminde yaşanan nitelik kaybına ve genç mühendislerin çalışma yaşamında karşılaştığı sorunlara dikkat çekti. nik Gezi Komisyonu ve Sonuç Bildirgesi Komisyonunun toplantısıyla sona erdi. Toplantı ikinci gün, komisyonlar tarafından hazırlanan raporların sunumuyla devam etti. Genç-İMO 6. Dönem çalışma programına ilişkin değerlendirmelerin ardından toplantı konsey seçimleriyle sona erdi. Seçim sonucu genç-İMO 6. Dönem Konseyi şu isimlerden oluştu: Yüzgeç`in ardından genç-İMO 5. Dönem Konsey Üyesi Alper Uluşan (Karadeniz Teknik Üniversitesi) 5. Dönem Çalışma Raporuna dair bir sunum yaptı. Ardından "Çevre, Enerji, Ekoloji", "Deprem, Afet, Kentsel Dönüşüm", "Öğrenci Sorunları ve Üniversite Eğitimi", "İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı", "Mühendislikte Kadın" ve "Türkiye’de Demokrasi Sorunu ve Toplumsal Barış" konu başlıklarında şube öğrenci kurulları sunumlarını gerçekleştirdi. Asıl Üyeler: Alper Uluşan (Karadeniz Teknik Üniversitesi), Aycan Gündüz (Dokuz Eylül Üniversitesi), Ezgi Çimen (Kırıkkale Üniversitesi), Ferhat Koyun (İstanbul Teknik Üniversitesi), Rojda Varhan (Dicle Üniversitesi) Yedek Üyeler: Barış Ali Aydın (Orta Doğu Teknik Üniversitesi), Hüseyin Batuhan Kaplankıran (Pamukkale Üniversitesi), İlke Özkaptan (Namık Kemal Üniversitesi), Ömer Örgü (Muğla Üniversitesi), Veysel Yılmaz (Çukurova Üniversitesi). Toplantının ilk günü, Örgütlenme Komisyonu, Öğrenci Sorunları Komisyonu, Mühendislikte Eğitim Komisyonu, Kurs ve Seminer Komisyonu, Staj Komisyonu, Tek- Bilgisayar Kursu Şubemiz tarafından genç-İMO üyelerinin mesleki bilgi ve becerilerini artırabilmeleri amacıyla "Probina - Depreme Güvenli Bina Tasarımı" kursu yapıldı. Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği 4. sınıf öğrencilerine yönelik düzenlenen kurs, 15-19 Mayıs 2013 tarihleri arasında Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Laboratuvarında gerçekleştirildi. Kursa iki grup halinde 40 kişi katıldı. 46 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ GENÇ-İMO “3. Kısır- Mısır Günü” "3. Kısır-Mısır Günü" etkinlikleri Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi bahçesinde 20 Mayıs 2013 tarihinde büyük bir katılım ile gerçekleştirildi. Öğrenciler gerçekleştirdikleri oyunlarla ve verilen konserlerle gönüllerince eğlendiler. Akdeniz Üniversitesi Mezuniyet Töreni Şubemiz Yönetim Kurulu, 13 Haziran 2013 tarihinde Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 12. Dönem mezuniyet töreninde; yeni mezun inşaat mühendislerini yalnız bırakmadı. Mezuniyet Töreni Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Salonunda yapıldı. Törene Yönetim Kurulu Başkanımız Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Rıza Arslanbay ve Özer Gencay katıldı. Mezuniyet Töreni konuşmalarının ardından; mezun inşaat mühendislerine mezuniyet belgeleriyle birlikte, İMO Antalya Şubesi tarafından İMO rozeti, baret ve dereceye girenlere de onur plaketi verildi; duygu ve coşku dolu anlar bir arada yaşandı; hep birlikte, her inşaat mühendisinin meslek yaşamı boyunca bağlı kalmayı taahhüt edeceği “Mühendislik Yemini” okundu. İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 47 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU Çalışma Raporu 1 Şubat - 30 Haziran 2013 1 Şubat 2013 18 Şubat 2013 1- Basın / TV / Röportaj Basın / TV / Röportaj VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “Batı Çevre Yolu Unutuldu mu?” konulu röportaj yayınlandı. Oğuz röportajında; Batı Çevre Yolu temel atma töreninin ardından 4,5 ay geçmesine rağmen toplam 13,5 km’lik yolun 1,8km’lik Çandır ve Karaman Çayı arasında kalan bölümünün mülkiyet sorunlarının devam ettiğini, yol yapımıyla ilgili herhangi bir gelişme olmadığını belirtti. Batı Çevre Yolunun 1,8km’lik bölümün mülkiyet sorununun kamulaştırma yoluyla çözülmesi ve mümkün olan en kısa sürede inşaatının tamamlanarak hizmete açılması gerektiğine dikkat çekti. Başkanımız Cem Oğuz VTV Gün Ortası Haber Bültenine telefon bağlantısı ile katılarak, Batı Çevre Yolu yapımı ve çevresinin yapılaşmaya açılmasıyla ilgili şubemiz görüşlerini açıkladı. 21 Şubat 2013 Toplantı Antalya Büyükşehir Belediyesi Yüksek Yapılar İnceleme Kurulu toplantısına şubemiz adına üyemiz Akın Akıncı katıldı. 27 Şubat 2013 2- Çalıştay Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen “Jeoteknik Çalıştayı”na şubemiz adına yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katıldı. 1- 'Hava Kirliliği Çekme Fotoğraf Çek' Yarışması Ödül Töreni Makine Mühendisleri Odası (MMO) Antalya Şubesi'nin 'Hava Kalitesi Yaşam Kalitesi' kampanyası kapsamında düzenlenen 'Hava Kirliliği Çekme Fotoğraf Çek' yarışması ile 'Havamız Temiz Geleceğim Parlak' adlı resim yarışmasında dereceye girenler, MMO Kültür ve Kongre Salonu’nda gerçekleştirilen törenle ödüllerini aldı. Ödül trenine Şubemiz adına yönetim kurulu üyemiz Rıza Arslanbay katıldı. 13 Şubat 2013 Toplantı Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği Danışma Teknik Kurulu toplantısına şubemiz adına üyemiz Akın Akıncı katıldı. 48 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 2- Toplantı Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği Danışma Teknik Kurulu toplantısına şubemiz adına üyemiz Hikmet Köse katıldı. lendirmeleri" konularında bilgi verildi. Eğitimin sonunda bir değerlendirme sınavı yapıldı. 2- İMO Sayman Üyeleri Ortak Toplantısı Oda Merkezi, Şube Yönetim Kurulu Sayman Üyeleriyle ortak bir toplantı gerçekleştirdi. İMO Rüştü Özal Toplantı Salonu’nda düzenlenen toplantıya yönetim kurulu sayman üyemiz Özgür Ata katıldı. 2 Mart 2013 1- 2013 Kamulaştırma Bilirkişilik Yenileme Kursu Toplantı, İMO 2013 yılı tahmini konsolide gelir gider bütçesi, tasarruf tedbirleri, Bütçe Uygulama Yönergesi ve Personel Ücretlendirme Yönergesinin ele alındığı gündemle gerçekleştirildi. Odamızın 2007 ve 2008 yıllarında `Kamulaştırma Bilirkişilik Yetki Belgesi` almış üyelerimizin belgelerini yenileyebilmeleri için Meslekiçi Eğitim Kurulu tarafından, Şubemiz organizasyonunda, 2 Mart 2013 tarihinde ‘Kamulaştırma Bilirkişiliği Yenileme Kursu’ düzenlendi. Eğitime Antalya, Denizli, Konya ve Muğla Şubelerinden toplam 41 kişi katıldı. Yedi saatten oluşan eğitim, Hâkim Mehmet Şenol ve Yüksek İnşaat Mühendisi Altay İnal tarafından verildi. Eğitim süresince "6830, 221, 2942, 4650, 5998, 5999 sayılı kanunlar; 6111 Sayılı Kanun, 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun, Anayasa Mahkemesi`nin 5999 sayılı Kanun hakkındaki kısmi iptal kararı, Anayasa Mahkemesi`nin Kamulaştırma Kanunu`nun 38. maddesini iptal kararı; Hukuki el atmalar, 1/1000`lik imar uygulamalarında kısmi el atmalar, Kamulaştırma Kanunu`nun 27. ve 12. Maddesi; İrtifak Kamulaştırmaları, Kısmi kamulaştırmalardaki uygulamalar, imar kadastro parsel dönüşümleri, Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu`ndaki bilirkişilikle ilgili düzenlemeler, Kamulaştırma Kanunu’nun 15. maddesindeki değişiklikler; Bilirkişi rapor örnekleri ve değer- 3- TMMOB 42. Dönem 2. Danışma Kurulu Toplantısı TMMOB 42. Dönem 2. Danışma Kurulu toplantısı İMO Teoman Öztürk Toplantı Salonunda, TMMOB çalışmaları ve ülkemizde yaşanan sürecin değerlendirilmesi gündeminde toplandı. Toplantıya Şubemizden Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk, Yönetim Kurulu Sayman Üyemiz Özgür Ata, yönetim kurulu üyelerimiz Rıza Arslanbay, Adil Özen ve Birkan Çakır katıldılar. 4- Konferans Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından Antalya Valiliği'nin himayelerinde ilki Aralık 2012’de düzenlenen Antalya 2023 Vizyonu Arama Konferansı'nın devamı niteliğindeki Karar Konferansı Ramada Otel'de gerçekleştirildi. İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 49 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU ATSO Başkanı Çetin Osman Budak'ın ev sahipliğinde, Vali Dr. Ahmet Altıparmak, Antalya Milletvekilleri Mevlüt Çavuşoğlu, Hüseyin Samani, Gökçen Özdoğan Enç, Yusuf Ziya Írbeç, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr.Mustafa Akaydın, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Aksu Belediye Başkanı Isa Yıldırım, Kalkan Belediye Başkanı Ömer Saim Karakurt ile Antalya'nın önde gelen kamu ve sivil toplum örgütü yöneticileri, akademisyenler, turizmciler ve işadamlarının katıldığı toplantıda Şubemizi Başkanımız Cem Oğuz temsil etti. "Hayali kurulan, keşfedilen ve keyifle yaşanan bir Antalya olmak" sloganıyla başlayan toplantının açılışında bir konuşma yapan ATSO Başkanı Budak, "Antalya'nın yol haritasını belirlemek için Aralık ayında ilkini yaptığımız Arama Konferansı'nın sonuçlarını bugün Karar Konferansı'nda değerlendiriyoruz. Burada 2023 vizyonunda yol haritamız artık net olarak ortaya çıkacak. Rotası olmayan yelkenliye hiçbir rüzgâr yardım edemez. O yüzden bugün burada biz rotamızı belirliyoruz. Bize tüm Akdeniz rüzgârları destek verecek." dedi. 6 Mart Atatürk'ün Antalya'ya gelişinin yıldönümü nedeniyle şubemiz tarafından düzenlenen, "Mustafa Kemal Atatürk Antalya'da" Fotoğraf Sergisi 6-13 Mart 2013 tarihleri arasında İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Sanat Galerisi’nde üyelerimizin ziyaretine açıldı. Mustafa Kemal Atatürk Antalya’yı 4 kez ziyaret etmiştir. İlk ziyareti 6 Mart 1930, ikincisi 10 Şubat 1931, üçüncüsü 29 Ocak 1933, dördüncüsü 18 Şubat 1935 tarihlerinde gerçekleşmiştir. Sergide bu tarihlerde çekilmiş 80 adet fotoğraf yer aldı. 8 Mart 2013 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle kadın üyelerimize kutlama mesajı gönderildi. 9 Mart 2013 Atatürk’ün Antalya’ya Gelişi Özel Konseri İMO Antalya Şubesi kültür ve sanat etkinlikleri çerçevesinde, Şubemiz Atatürk Konferans Salonunda Şef Zehra Özçelik yönetiminde `Atatürk`ün Antalya`ya Gelişi Özel Konseri` ile Türk Sanat Müziği rüzgârı esti. Salonu dolduran musiki severler tek bölümden oluşan solo ve koro şarkıların yer aldığı konseri beğeniyle izledi. Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza Arslanbay, konser bitiminde; müzik ziyafetini sunan topluluk üyelerine teşekkür ederek, saz sanatçılarına ve Şef Zehra Özçelik’e çiçek takdim etti. 5 Mart 2013 Toplantı Antalya Koleji son sınıf öğrencilerinin meslek seçimi hakkında bilgilendirilmeleri amacıyla yapılan “Meslekler Günü” toplantısında, Şube Başkanımız Cem Oğuz inşaat mühendisliği mesleğini ve Odamızı tanıtan bir sunum gerçekleştirdi. 6 Mart 2013 "Mustafa Kemal Atatürk Antalya'da" Fotoğraf Sergisi 50 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 11 Mart 2013 Başkanımız Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Rıza Arslanbay, Onur Günaydın, Birkan Çakır ve Özer Gencay ile DSİ İşyeri Temsilcimiz Oğuz Kasap, DSİ 13. Bölge Müdürü Türkay Özgür’ü makamında ziyaret etti. Ziyarette; DSİ’nin bölgemizdeki yatırımları konusunda bilgi alışverişinde bulunuldu. Yönetim Kurulunu Ziyaret Atatürkçü Düşünce Derneği Antalya Şubesi, Şubemiz yönetim kurulunu ziyaret etti. 2- Yönetim Kurulundan Karayolları Ziyareti Başkanımız Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Rıza Arslanbay, Onur Günaydın, Birkan Çakır ve Özer Gencay ile Karayolları İşyeri Temsilcimiz Osman Ersoy Karayolları 13. Bölge Müdürü Mustafa Karademir’i makamında ziyaret etti. Ziyarette; Karayolları’nın bölgemizdeki yatırımları, şehir ve şehircilik konularında bilgi alışverişinde bulunuldu. 13 Mart 2013 Sergi 2013 yılı, Piri Reisin çizdiği ilk dünya haritasının 500. yıldönümü olması nedeniyle UNESCO tarafından “Anma Yılı” olarak ilan edildi. İlim Adamı, Denizci ve Kartograf Piri Reis’i anmak üzere Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Kepez Belediyesi ve Antalya Tanıtım Vakfı tarafından düzenlenen “Piri Reis Haritaları” sergisine şubemiz adına yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katıldı. 18 Mart 2013 22 Mart 2013 Kutlama 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 98. yıldönümü nedeniyle üyelerimize kutlama mesajı gönderildi. “18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 98. yıldönümünde; yaşadığımız toprakları vatanlaştıran aziz şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyoruz.” 1- ‘Şiir ve Felsefe” Paneli 21 - 23 Mart 2013 tarihleri arasında Antalya’da şiirli günler yaşandı. Antalya Büyükşehir Belediyesi, Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) işbirliğiyle düzenlenen Altın Portakal Şiir Ödülü programı çerçevesinde, 21 - 22 23 Mart 2013 tarihlerinde kentin farklı merkezlerinde düzenlenen etkinliklerde Türkiye’nin önde gelen şair, yazar ve eleştirmenleri şiir severlerle bir araya geldi. 20 Mart 2013 22 Mart 2013`de Şubemiz Atatürk Konferans Salonunda gerçekleştirilen "Şiir ve Felsefe" başlıklı paneli Ahmet Önel yönlendirdi. Şiir - Felsefe ilişkisinin ele alındığı panelin konuşmacıları Ahmet İnam, Zeynep Direk, Çetin Balanuye ve Cihan Camcı oldu. 1- Yönetim Kurulundan DSİ Ziyareti İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 51 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 2- Denizli Termal Gezisi 22-24 Mart 2013 tarihlerinde düzenlenen Denizli Termal Gezisine Üyelerimiz ve yakınları ile 40 kişi katıldı. laşık 3 yıldır kullanılmayan Atatürk stadyumunun bir bölümünde plansız, programsız bazı tadilatlar yaptığı ölümlü bir iş kazası ile ortaya çıktı. Şube Başkanımız Cem Oğuz, VTV Ana Haber Bülteninde Atatürk Stadı ile ilgili şubemiz tespit, değerlendirme, görüş ve önerilerini bir kez daha kamuoyu ile paylaştı. 2- İMO Yapı Malzemeleri Komisyonu Toplantısı İMO Yapı Malzemeleri Komisyonu, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katılımıyla Ankara’da toplandı. Toplantıda; Türkiye’deki mevcut yapılarımızın malzeme kalitelerinin tespit edilmesi amacıyla laboratuvarı bulunan Şubelerimizden gelen karot deney raporlarının değerlendirilmesi, Antalya, Ankara ve Mersin İllerinden gelen Yapı Denetim Laboratuvarları tarafından belirlenen beton ve çelik deney sonuçlarının değerlendirilmesi, Odamız web sitesinde kamuoyu ve meslektaşlarımızın muhtemel sorularına cevap teşkil edecek “soru ve cevaplar” bölümünün oluşturulması için yürütülen çalışmaya komisyonumuzun ne gibi katkılar sunabileceğinin değerlendirilmesi, Konuları görüşüldü. 23 Mart 2013 Teknik Gezi 27 Mart 2013 Toplantı Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği Danışma Teknik Kurulu toplantısına şubemiz adına üyemiz Akın Akıncı katıldı. 30 üyemizin katıldığı Antalya Organize Sanayi Bölgesi teknik gezisinde sırasıyla, CUBO Boya Fabrikası, Tasarım Çelik İmalat Fabrikası ve Ekici Peynir Çelik Fabrikası inşaatı ziyaretinde, yetkililerden bazı mesleki teknik bilgiler alındı. 1 Nisan 2013 Fotoğraf Sergisi Gazeteci-Yazar Halil İbrahim Özdemir’in objektifinden 13 Mart 1992 Erzincan Depremi fotoğraflarının yer aldığı sergi, üyemiz Mehmet Deniz`in katkılarıyla 1-12 Nisan 2013 tarihlerinde şubemizde üyelerimizin ziyaretine açıldı. 25 Mart 2013 Bilgisayar Kursu 11. Dönem Sta4-CAD Bilgisayar Programı Kursu 14 kişinin katılımıyla Şubemiz Bilişim Eğitim Merkezinde yapıldı. 26 Mart 2013 1- Basın / TV / Röportaj 100. Yıl Spor Kompleksindeki Dilek Sabancı Spor Salonu'nun stadyum projesi nedeniyle yıkılacaktı. Elinde başka tesisi kalmayan Gençlik Spor İl Müdürlüğü, yak- 52 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 2 Nisan 2013 Etkinlik kapsamında; Şubemiz Müzik Topluluğu 6 Nisan 2013’de Şef Zehra Özçelik yönetiminde sahne aldı. Salonu dolduran musiki severler tek bölümden oluşan solo ve koro şarkıların yer aldığı konserimizi beğeniyle izledi. Basın / TV / Röportaj Akdeniz TV’de canlı yayınlanan Işık Tuncel ve Bülent Uçma’nın birlikte hazırlayıp, sundukları “Sabah Işıkları” programına konuk olarak katılan başkanımız Cem Oğuz, Kentsel Dönüşüm Projesi ile ilgili şubemiz görüşlerini açıkladı. Konser bitiminde; ATSO Yönetimi Şef Zehra Özçelik`e çiçek verirken Şubemiz adına düzenlenen plaketi Kültür, Sanat ve Spor Etkinlikleri Komisyonu Koordinatörü Seyhan Çetin`e takdim etti. 2- Tören Ülkemize, kentimize ve inşaat mühendislerine daha iyi hizmet verebilmek amacıyla Karaköy’de bulunan İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi yeni hizmet binasının açılışına şubemiz adına Şube Başkanımız Cem Oğuz, Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk ve Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza Arslanbay katıldılar. 3 Nisan 2013 8.ve 9. Dönem Şube Başkanımız Kamuran Olcay Mezarı Başında Anıldı Ölümünün 8. Yılında İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu ve çalışanları, Olcay’ın mezarına karanfiller bıraktı. Şube Başkanımız Cem Oğuz anma töreninde yaptığı konuşmada Kamuran Olcay’ın mücadeleci anlayışından söz etti ve Olcay’ın anlayışının kendilerine örnek olduğunu vurguladı. 12 Nisan 2013 İMO Laboratuvar Çalışma Grubu Toplantısı İMO Laboratuvar Çalışma Grubu yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katılımıyla Ankara’da toplandı. Toplantıda; 1. Laboratuvar faaliyetlerine devam eden Antalya, Erzurum, İstanbul ve Konya Şubelerinin; a. Diğer Şubelerden cihaz aktarımlarından sonraki durumunun tekrar değerlendirilmesi ve eksiklerinin tamamlanması, b. Deney Hizmeti Alınabilecek Laboratuvar Belgelerinin alınıp alınmadığı hususunun gözden geçirilmesi c. Laboratuvar deney ve raporlarının merkezi sistemle paylaşılabilir hale getirilmesi, 2. Geriye kalan laboratuvar malzemelerinden kullanılabilir ve kullanılamaz durumda olanlarının tespiti ve nasıl değerlendirileceğinin belirlenmesi, 3. Karot deney raporlarına “yapıldığı yıl” ve “ruhsat yılı” bilgilerinin eklenerek revize edilmesi ve laboratuvarlarımıza sirküle edilmesi, 4. Beton Test Tabancasının tek başına kullanılması ve raporlanması, Konuları görüşüldü. 6 Nisan 2013 1- Antalya Türk Müziği Günleri ATSO’nun 131. Kuruluş Yıldönümü nedeniyle bu yıl sekizincisini düzenlediği “Antalya Türk Müziği Günleri” etkinliği 5-7 Nisan 2013 tarihlerinde Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Atatürk Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 53 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 15 Nisan 2013 yesi eski Başkanı Hasan Subaşı ve İMO yönetim kurulu üyeleri katıldı. Eski başkanlar Menderes Türel, Bekir Kumbul ve Selahattin Tonguç ise mazeretlerinden dolayı toplantıda yer almadı. Basın / TV / Röportaj VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “İMO Stadı Sorguluyor” konulu röportaj yayınlandı. Toplantının açılışında konuşan Başkanımız Cem Oğuz, kitabın hazırlanma amacıyla ilgili bilgiler verdi. Son 40 yılda belediye başkanlarının kendi anlayışlarına göre projeleri öncelik sırasına koyarak gerçekleştirdikleri hizmetlerle bugünün Antalya'sını şekillendirdiklerini ifade eden Başkanımız Cem Oğuz, "Bu kitapta kent gelişim ve dönüşümünde etkili olan yatırımlar ve projeler hakkında yorum yapmaktan kaçındık. Antalya'nın 40 yıllık geçmişinde yapılan doğru-yanlış, eksik-hata yorumlarını okuyuculara ve kamuoyunun takdirine bırakıyoruz" dedi. Denizi, doğası ve tarihi zenginlikleriyle dünyanın ilgi odağı olan Antalya'nın daha fazla hizmeti hak ettiğine vurgu yapan Cem Oğuz, kent için ortak akılla sorun çözen projelerin üretilerek birlikte çalışılması gerektiğini aktardı. Antalya'da 33 bin kişilik stadyum ve 10 bin kişilik kapalı spor salonu projesi nedeniyle Dilek Sabancı Spor Salonunun yıkımı değerlendirildi. Başkanımız Röportajında; projenin hemen önünde bulunan 100. Yıl Bulvarı üzerinde trafik akışına dikkat çekti. Oğuz projelerin trafik akışında yaşanabilecek yoğunluğu simülasyonla anlattı. Yıllardır ilgili ve yetkililerin yaptığımız uyarıları dikkate almadığını belirten Oğuz, “bugün trafik sorunu yaratanlar, yarın bu sorunları çözebilecekler mi?” diyerek tepkisini dile getirdi. 18 Nisan 2013 Basın toplantımız Görsel ve yazılı medyada yer aldı. 1- Basın Toplantısı “Belediye Başkanları Gözüyle Antalya’nın Son 40 Yılı 1973-2013” Kitap Tanıtımı Mühendislik Haftası Etkinlikleri kapsamında 14 Aralık 2012 tarihinde düzenlediğimiz “Belediye Başkanları Gözüyle Antalya`nın Son Kırk Yılı ve Geleceğe Bakış” konulu panel kitap haline getirildi. Belediye Başkanları Gözüyle Antalya'nın Son 40 Yılı adlı kitapta 1973-2013 yılları arasında görev yapan belediye başkanları Selahattin Tonguç, Hasan Subaşı, Bekir Kumbul ve Mustafa Akaydın'ın panelde yaptığı konuşmalara yer verildi. 14 Aralık 2012 tarihli panele Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki görevi nedeniyle katılamayan Menderes Türel'in ifadeleri kitapta yer almazken, görev yaptığı dönemde kente kazandırdığı eserler kitapta yer buldu. Kitapta ayrıca, Altın Portakal'ın 50 yılı, Dünden Bugüne Bir Zamanlar Antalya Fotoğraf Albümü yer aldı. Yayına hazırlanması 4 ayı bulan 220 sayfalık kitap ilk etapta 1000 adet basıldı. Başta Antalya Valiliği olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşları, Antalya milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşlarına gönderildi. 2- Toplantı Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği Danışma Teknik Kurulu toplantısına şubemiz adına üyemiz Hikmet Köse katıldı. Kitabın tanıtımı, Kaleiçi Mermerli Restoran'da düzenlenen basın toplantısıyla yapıldı. Toplantıya, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Büyükşehir Beledi- 54 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 22 Nisan 2013 Toplantıda; Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 81 ilde yapı malzemeleri eğitim seminerleri düzenlenmesi gündemi ile Yapı Malzemeleri Daire Başkanlığında gerçekleştirilen izleme ve değerlendirme toplantısının değerlendirilmesi, Denetleme Şubemiz, ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi belgelendirme kriterlerine göre denetlendi. Denetleme neticesinde TSE Bölge Müdürlüğünden gelen Sistem Belgelendirme Yürütme Komitesi belgelerimizin geçerlilik süresini bir yıl uzattı. Türkiye’deki mevcut yapılarımızın malzeme kalitelerinin tespit edilmesi amacıyla Şubelerimizden gelen verilere ek olarak istediğimiz “bina yaşı”, “yapıldığı yıl”, “ruhsat yılı” ve “karot çapı” verileri ile birlikte değerlendirilmesi, Mersin Şube tarafından gönderilen yapı denetim laboratuvarları tarafından belirlenen beton ve çelik deney sonuçlarının değerlendirilmesi, Meslektaşlarımıza bilinç yükseltme amacıyla yapı malzemeleri alanında eğitim programları düzenlenmesi konusunun görüşülmesi, Yapı Denetim Uygulamalarında laboratuvar beton sonuçlarının standartlara göre değerlendirilmesinin tartışılması, Konuları görüşüldü. 23 Nisan 2013 Kutlama Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının 93. yıldönümü nedeniyle üyelerimize kutlama mesajı gönderildi. “Ulusal Egemenliğimizin Simgesi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız Kutlu Olsun.” 27 Nisan 2013 Forum Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) tarafından düzenlenen Antalya Kent Ekonomisi Forumu'na Şubemiz adına Başkanımız Cem Oğuz katıldı. 24 Nisan 2013 Basın / TV / Röportaj VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “Kentsel Dönüşüm Yasası” ile ilgili röportaj yayınlandı. 2 Mayıs 2013 Bilgisayar Kursu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencilerine yönelik Sta4-CAD Bilgisayar Programı Kursu 12 kişinin katılımıyla Şubemiz Bilişim Eğitim Merkezinde yapıldı. Başkanımız Cem Oğuz röportajında; 33 ilde devam eden Kentsel Dönüşüm Yasası uygulamalarının Antalya’da başlamadığını, uygulamada sıkıntılar ortaya çıkmaya başladığını, kentsel dönüşümde kentin bütün olarak düşünülmesi gerektiğini vurgulayarak, "kentsel dönüşümde bütün yetkilerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TOKİ'ye verildiğini" söyledi. 26 Nisan 2013 İMO Yapı Malzemeleri Komisyonu Toplantısı İMO Yapı Malzemeleri Komisyonu, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katılımıyla Ankara’da toplandı. İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 55 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 6 Mayıs 2013 15 Mayıs 2013 Basın / TV / Röportaj Toplantı Antalya Büyükşehir Belediyesi Yüksek Yapılar İnceleme Kurulu toplantısına şubemiz adına yönetim kurulu sayman üyemiz Özgür Ata katıldı. VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “Kentteki Mühendislik Harikaları” konulu röportaj yayınlandı. 16 Mayıs 2013 Basın / TV / Röportaj Başkanımız Cem Oğuz röportajında; Yol ve kaldırım çalışmalarında, eksik bilgi ve yetişmiş teknik personel eksikliği nedeniyle belediyeler tarafından yapılan standartlara aykırı yanlış uygulamalar örnekleriyle anlattı. VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “Yasağa Rağmen Stat İnşaatına Devam” konulu röportaj yayınlandı. 9 Mayıs 2013 Başkanımız Cem Oğuz Röportajında; inşaat yasağına rağmen stat inşaatına devam edildiğini, alanda sabah 07.30’da başlayan çalışmanın saat 20.00'ye kadar devam ettiğini ve iş makinalarının gürültüsünün çevreyi rahatsız ettiğini söyledi. Oğuz, şantiyenin hemen 10 metre yanında bir otel olduğuna dikkat çekti. 1- Seminer Konu: Genel Mevzuat ve Şantiyede İş Güvenliği Konuşmacı: Nasuh Boztepe (A Grubu İş Güvenliği Uzmanı) Konuşmacıya katkılarından dolayı şubemiz tarafından hazırlanan teşekkür belgeleri takdim edildi. 19 Mayıs 2013 1- İMO Gençlik Yemeği 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla Yönetim Kurulumuz ile genç üyelerimiz düzenlenen yemekte buluştu. Yemekte bir konuşma yapan Başkanımız Cem Oğuz “Bugün milletimizin Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlayan kurtuluş mücadelesinin ilk adımının atıldığı gündür. Milli duygular içinde Samsun’da atılan bu adım Türk Milletinin bağımsızlığını kazanmada ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu yolunda atılmış en önemli adımdır. Geçmişini, tarihini, kültürünü bilen, özüne ve geçmişine sahip çıkan, bunu da gençlerine aktarabilen toplumlar ilelebet yaşama hakkına sahiptir. Sizlerde sevgi, barış ve hoşgörü ile tüm sorunların üstesinden gelecek, birlikte hareket edeceksiniz. Sevgili gençler bu düşüncelerle 19 Mayıs Atamızı Anma Gençlik ve Spor Bayramınızı kutlarım” dedi. 2- Toplantı ANSİAD’ın geleneksel “Akdeniz Toplantıları”nın yirmincisi Ramada Plaza Antalya Hotel’de gerçekleştirildi. T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker’in konuşmacı olarak katılıp “Expo 2016 Antalya” konusunda konuşma yaptığı toplantıya Şubemizden Başkanımız Cem Oğuz katıldı. 10 Mayıs 2013 Kokteyl Akdeniz Son Nokta Dergisi’nin okurlarını bir araya getirmek amacıyla verdiği kokteyle Başkanımız Cem Oğuz ve yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katıldı. 56 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 23 Mayıs 2013 1-Enerji Kimlik Belgesi Uzmanlığı Eğitimi 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ve buna bağlı olarak 05.12.2009 tarihi itibariyle yürürlüğe giren Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği hükümlerine göre, yeni binalar için hazırlanması gereken enerji kimlik belgesi vermeye yetkili EKB uzmanı eğitimi 23-24-25 Mayıs 2013 tarihlerinde Şubemizde gerçekleştirildi. 2- Kutlama Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramının 94. Yıldönümü nedeni ile tüm üyelerimize kutlama mesajı gönderildi. “Özgürlük Mücadelemizin Başlangıcı Olan 19 Mayıs Atamızı Anma Gençlik Ve Spor Bayramımız Tüm Ulusumuza Kutlu Olsun” 3- Basın / TV / Röportaj VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “İMO Uyardı: Bu duvar yıkılabilir” konulu röportaj yayınlandı. 2- Seminer TS 500 ve TS 13791’e Göre Beton Kabul Koşulları Şubemiz etkinlik alanı içinde yer alan Antalya, Isparta ve Burdur illerinde, 3194 sayılı İmar Kanunu ve 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu kapsamında yapılmakta olan yapılarda kullanılan beton malzemesinin beton basınç dayanımlarının TS500 ve TS13791 standartlarına göre betonun kabulü ve uygunluk değerlendirilmesi sırasında bazı tereddütler yaşandığı tespit edilmiştir. Başkanımız Cem Oğuz, “100. Yıl Bulvarı'nda uzun süren tartışmaların ardından temel kazılarına başlanılan stat alanını çevreleyen duvara temel kazısından çıkan hafriyatın başka bir alana taşınmak yerine, alanı çevreleyen sınır duvarının hemen arkasına döküldüğünü, bununla da kalmayıp silindirle sıkıştırıldığını” söyledi. Hafriyatın dökülüp silindirle sıkıştırılmasının duvarda baskı yaratacağını savunan Başkanımız Oğuz, “Bu durumda duvarın yıkılma riski bulunduğu için yayalara tehlike yaratacaktır” dedi. 20 Mayıs 2013 Bilgisayar Kursu 19. Dönem AUTOCAD Bilgisayar Programı Kursu 12 kişinin katılımıyla Şubemiz Bilişim Eğitim Merkezinde yapıldı. Tereddütlerin giderilmesine yönelik konu ile ilgili yürürlükteki mevzuat hükümleri doğrultusunda, Şubemizde Türkiye Hazır Beton Birliği işbirliği ile 23 Mayıs 2013 tarihinde bir seminer düzenlenmiştir. İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 57 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU Taze beton ve sertleşmiş beton kabul ve basınç dayanımı değerlendirmelerinde uygulama birliğinin hedeflendiği seminere konuşmacı olarak, Türkiye Hazır Beton Birliği Genel Sekreteri Dr. Tümer Akakın katıldı. İMO 43. Dönem üçüncü Danışma Kurulu toplantısı, İMO Teoman Öztürk Toplantı Salonunda yapıldı. Toplantı, "Oda Meclisi Yönetmelik Taslağı" ve "Referans Belgesi Yönetmelik Taslağı" gündemlerinde gerçekleştirildi. 3- Sergi Toplantıya, Şube Başkanımız Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk ile İMO Denetleme Kurulu Başkanı Ali Osman Kara ve İMO Danışma Kurulu üyesi Durmuş Nar katıldılar. T.C. Demre Kaymakamlığı tarafından “Çevresel Atıklardan Sanata Dönüşüm Projesi” başlıklı sergi 23 Mayıs – 5 Haziran 2013 tarihlerinde Şubemiz Sanat Galerisinde üyelerimizin ziyaretine açıldı. Toplantının açılış konuşmasını İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç yaptı. Yüzgeç, önemli kararlar almak üzere bir araya geldiklerini belirtti. Toplantıyı örgütsel gücü daha da geliştirmek için düzenlediklerini kaydeden Yüzgeç, hep birlikte karar alabilecekleri ve uygulayabilecekleri bir platform oluşturma çabası içinde olduklarını vurguladı. Yüzgeç, Danışma Kurulu Üyelerine zaman ayırıp toplantıya katıldıkları için teşekkür etti. 27 Mayıs 2013 2. Antalya Ulaşım Sorunları ve Çözümleri Konferansları Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü ile birlikte sekiz üniversiteden dokuz akademisyenin sunum yaptığı konferansta; Antalya`da yaşanan kentiçi ulaşım sorunu, mevcut Antalya ulaşımı ile yapılabilecekler ve çözüm önerileri tüm yönleriyle ele alındı. 24 Mayıs 2013 Basın / TV / Röportaj Başkanımız Cem Oğuz VTV Gün Ortası Haber Bültenine telefon bağlantısı ile katılarak, 27 Mayıs 2013 tarihinde düzenleyeceğimiz “Antalya’nın Ulaşım Sorunları ve Çözümleri Konferansları” düzenlenmesinin amacını anlattı. 25 Mayıs 2013 İMO 43. Dönem 3. Danışma Kurulu Toplantısı 58 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 29 Mayıs 2013 Vali Dr. Altıparmak’ı Uğurlama “Vali Dr. Altıparmak’ı Uğurlama Programı” kapsamında Mardan Palace Otelde düzenlenen veda yemeğine Şube Başkanımız Cem Oğuz katıldı. 1 Haziran 2013 Çalıştay ANFAŞ’ın gelecekteki yatırımlarının Türkiye’deki fuarcılık ve Antalya üzerindeki etkileri, Türkiye’deki fuarcılık yatırımlarının ANFAŞ’a etkileri ve etkileşimin boyutları konulu Çalıştay Ortak Akıl Toplantısına yönetim kurulu sayman üyemiz Özgür Ata katıldı. sağlanacağı, içme suyu kaynakları, su temin ve su getirme projeleri ve yatırımları, Karacaören2 Barajından su temini ihalesi hakkında bilgiler aldı; görüş, değerlendirme ve önerilerini paylaştı. 4 Haziran 2013 ASAT`ta çalışan inşaat mühendisleriyle yapılan toplantıda; Oda-üye ilişkileri, son dönemlerde Oda`nın üyeleri ile bağını koparacak mevzuat düzenlemeleri hakkında güncel bilgiler paylaşıldı, mesleği ve meslektaşları yakından ilgilendiren konularda görüş ve öneriler değerlendirildi. Örgütlülüğümüzü zayıflatacak, dayanışma ve bir olma duygumuzu zedeleyecek her türlü girişim ve mevzuat değişikliklerine birlikte karşı durabilmek için mücadele kararlılığımızı sürdürmemizin önemine vurgu yapıldı. Yapı Grubu Meslek Odası Başkanları Bir Araya Geldi Başkanımız Cem OĞUZ, Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı İlhan METİN, Makine Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Hüseyin BARUT ve Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Osman AYDIN, Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Kutlu Taner, Şehir Plancıları Odası Antalya Şubesi Başkanı Haşim Dikencik; “Yapı Denetim Kanun tasarısı” ve “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile ilgili değerlendirmede bulunmak için Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesinde bir araya geldiler. 5 Haziran 2013 1- İnşaat Mühendisleri Odası Antalya 5 Haziran Dünya Çevre Günü Mesajı Devlet memurluğu kadrolarında genel mühendis kadrosu istihdam edildiği, ihtiyaç olan mühendislik dalı yerine ihtiyaç olmayan mühendislik dallarından kadroların doldurulabildiği ifade edildi. Bu durumun olası sakıncalarını giderebilmek için başta belediyeler olmak üzere, bütün kamu kurum ve kuruluşlarında mühendis ihtiyacı belirlenmesi, gerçek ihtiyaca göre inşaat mühendisi istihdamının önemi vurgulandı. Şubesi Doğa ve doğal kaynaklar insanlığın ortak malıdır; Onu korumak da, yaşatmak da tüm insanlığın ortak görevidir. Yönetim Kurulumuzun ASAT ziyareti süresince ilgi ve alakalarından dolayı ASAT genel Müdürü Fethi Yalçın`a, Genel Müdür Yardımcısı İnş. Müh. Kamil Cengiz`e, İşyeri Temsilcimiz İnş. Müh. Alper Katırcıoğlu`na ve meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz. 2- Şube Yönetim Kurulumuz ASAT’ta Çalışan Meslektaşlarımızla Buluştu Şube Yönetim Kurulumuz ASAT’ta çalışan inşaat mühendisleriyle buluştu. Ziyarette, Şube Başkanımız Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter üyemiz Haluk Selçuk, Sayman Üyemiz Özgür Ata, yönetim kurulu üyelerimiz Rıza Aslanbay, Onur Günaydın, Adil Özen hazır bulundu. Yönetim Kurulumuz, ASAT Genel Müdür Yardımcılığı görevine atanan İnş. Müh. Kamil Cengiz`i ziyaret ederek yeni görevinde başarılar diledi. Yönetim Kurulumuz, Antalya`nın mevcut içme suyu şebekesi, Antalya`nın gelecek 2050 yılına kadar içme suyu ihtiyacının nasıl İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 59 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 7 Haziran 2013 taş sorunları ile birlikte son dönemde çıkarılan Odaların üyeleriyle olan örgütsel bağını zayıflatmaya ve Odaları işlevsizleştirmeye yönelik Kanun Hükmünde Kararnameler dönemi ele alındı. İMO Antalya Şube Başkanı Cem Oğuz, odanın iki yıllık çalışma programı hakkında bilgi verdi. 1- Basın / TV / Röportaj VTV Ana Haber Bülteninde 27 Mayıs 2013’de düzenlediğimiz “Antalya’nın Ulaşım Sorunları ve Çözümleri Konferansları” sonuç bildirisinin kamuoyuna açıklandığı haberi yayınlandı. Başkanımız Cem Oğuz, Antalya için yüksek hızlı tren ile Burdur-Antalya konvansiyel trenin önemine vurgu yaptı; kent içi ulaşımını ciddi anlamda rahatlatacak çevreyollarının da bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Yapı Denetim Kanunu, İmar Kanunu, TMMOB Kanunu ve diğer bazı kanunlarda değişiklik önerileri çalışmaları masaya yatırıldı. Türkiye’deki Mühendislik Fakültelerinde inşaat mühendisliği bölümü sayısının 116‘ya ulaştığı, yeterli altyapı ve öğretim üyesi eksiklikleri nedeniyle eğitim kalitesinin düştüğü ve her yıl yaklaşık 8 ila 10 bin civarında inşaat mühendisinin diploma alarak mühendislik hizmetlerine katıldığı ifade edildi. Mühendislik eğitimi ve kalitesi yetersizliği sorunu, Teknoloji Fakültelerince inşaat mühendisliği diploması verilecek teknik öğretmenlerle daha da artacağı vurgulandı. Ayrıca ÖSYM tarafından 21 Temmuz 2013’de yapılacak Teknik Öğretmenler için Mühendislik Tamamlama Programları giriş sınavı ile ihtiyaç fazlası inşaat mühendislerinin ortaya çıkacağı ve oluşturacağı olumsuzluklar tartışıldı. 2- Basın / TV / Röportaj VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “Özelleştirmeler” konulu röportaj yayınlandı. Başkanımız Cem Oğuz röportajında; Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından satışa çıkarılan, Dumlupınar Bulvarı'nda Yeni Adliye binası yanında bulunan Hazine'ye ait 8 bin 980,92 metrekarelik arazinin, kamuda kullanılmak üzere rezerv alan olarak elde tutulması gerektiğini, burada oluşturulacak ticari alanın başta ulaşım olmak üzere bir çok sorunu da beraberinde getireceğini söyledi. Toplantı da; 31 Mayıs 2013 tarihinde yürürlükten kaldırılan “Antalya Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği” ve 1 Haziran 2013 tarihinde “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde” yapılan değişikliklerin Odaya olası etkileri ve sonuçları değerlendirildi. 8-9 Haziran 2013 Odamız bünyesinde oluşturulan, Basın Yayın Komisyonu, Kent Sorunları ve Afete Hazırlık, Kültür-Sanat ve Spor Etkinlikleri, Şantiye Mühendisleri ve Ücretli Çalışan Üyeler Komisyon Başkanları 13. Dönemde yapılan çalışmalar ve çalışma hedefleri hakkında bilgiler verdiler. Toplantıda DSİ ve Kepez Belediyesi Temsilcileri kurumlarının yatırımlarını tanıtarak, teknik bilgiler sundular. İşyerlerinde inşaat mühendislerinin sayıları, çalışma konumları, sorunları konusunda bilgiler aktardılar. İMO Antalya Şube Danışma Kurulu 8 - 9 Haziran 2013 Tarihlerinde Burdur’da Yapıldı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi Yönetim Kurulu, temsilcilikler, komisyonlar ve işyeri temsilcileri ortak danışma kurulu toplantılarının beşincisi 8-9 Haziran 2013 tarihlerinde Burdur’da yapıldı. Toplantının ikinci gününde; İMO Antalya Şubesi Alanya, Burdur, Finike, Isparta, Manavgat Temsilcilikleri, temsilcilik çalışmaları ile inşaat sektöründe yaşanan gelişmeleri değerlendirdiler; İnşaat sektörü, meslek ve meslek- Toplantıda birinci gün; ülke, kent, meslek ve meslek- 60 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU taş sorunlarına ilişkin görüş ve önerilerini dile getirdiler. Hazırlanan ulaşım ana planında toplu taşım için ana güzergâhlarda metrobüs önerileceğinin altını çizen Cem Oğuz, uzun vadeli raylı sistem öngörülerinin de planda yer alması gerektiğini hatırlattı. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Temsilcilik alanına giren bölgelerde yansımaları ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Şantiye Şefliği uygulamalarında mesleğimizle ilgili Temsilcilik bölgelerinde yaşanan sorunlar masaya yatırıldı ve çözüm konusunda karşılıklı görüşler bildirildi. 11 Haziran 2013 Basın / TV / Röportaj VTV’de canlı yayınlanan Nihat Toklu’nun hazırlayıp sunduğu “Antalya Gündem” programına konuk olarak katılan başkanımız Cem Oğuz, Antalya’nın mühendislik sorunları ve son günlerde yaşanan Gezi Parkı olayları ile ilgili şubemiz görüşlerini açıkladı. Toplantılarda ayrıca Oda uygulamaları ve iç işleyiş konularında fikir alışverişinde bulunuldu. Toplantının genel değerlendirmeler bölümünde benimsenen çalışma konu başlıkları: 1) 1 Haziran 2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği”, 2) Yapı Denetim Sistemi Sorunları, 3) Yasal düzenlemeler ve mevzuat sorunları, 4) Uygulama Birliği, 5) Referans Belge Yönetmelik Taslağı, 6) Meslek içi eğitim, 7) Proje müellifliği ve şantiye şefliği sorunları, 8) Kamuda çalışan inşaat mühendisleri ile ihtiyaca göre kadro sorunu, 9) Bilirkişilik sorunları, 10) İş Sağlığı ve Güvenliği, İş Güvenliği Uzmanlığı, 11) Kentsel Dönüşüm uygulamaları ve yansımaları, 12) Etik Kurulu oluşturulması. 14 Haziran 2013 Antalya Meslek Odaları Arası 22. Geleneksel Bahar Dönemi Halı Saha Futbol Turnuvası 9 Nisan - 14 Haziran 2013 tarihleri arasında Antalya Meslek Odaları arasında düzenlenen, 22. Antalya Meslek Odaları Arası Halı Saha Futbol Turnuvası sona erdi. Turnuva, Pınar Halı Sahada 9 Nisan 2013 tarihinde açılış töreni ve 2012 yılının gençler ve master kategorisi şampiyonları İnşaat 2-İnşaat (Master) arasında yapılan süper kupa karşılaşması ile başladı. 9 Haziran 2013 Basın / TV / Röportaj Normal süresi 4-4 berabere sonuçlanan maç sonrası penaltı atışları sonucu İnşaat 2 takımı süper kupanın sahibi oldu. VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “Ulaşım Ana Planı” konulu röportaj yayınlandı. Futbol turnuvası ile Antalya`da bulunan Meslek Odası üyelerinin birbiriyle tanışması, kaynaşması ve dayanışma içinde olmaları amaçlandı. Başkanımız Cem Oğuz, Haziran ayı Büyükşehir Belediye Meclisinde görüşülmesi beklenen ulaşım ana planıyla ilgili meslek odalarının görüşünün alınmadığını belirterek, “keşke tartışılsaydı, tartışılmadan onaylanacak” diye konuştu. Bu yıl 22. düzenlenen futbol turnuvasına, İnşaat Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Gıda Mühendisleri Odası, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Antalya Büyükşehir belediyesi tarafından üç yıldır çalışmaları sürdürülen Ulaşım Ana Planı'nın Haziran ayı meclisinde görüşülmesi beklenirken, Başkanımız Cem Oğuz, 1989 yılından bugüne kadar hazırlanan 6 planın hayata geçirilemediğini, 7'inci planın da ilgili meslek odalarıyla tartışılmadan ve görüş alınmadan gündeme getirileceğini söyledi. Oğuz, önümüzdeki yıl yapılacak yerel yönetim seçimleri nedeniyle planın ne kadar uygulanabilir olduğunun da ayrı bir tartışma konusu olduğuna dikkat çekti. İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 61 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU Çevre Mühendisleri Odası, Jeofizik Mühendisleri Odası, Veteriner Hekimler Odası, Eczacılar Odası, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası ve Baro olmak üzere 14 Meslek Odası katıldı. insanlar arasında kaynaşma, dayanışma, dostlukları pekiştiriyor. 22 yıldır devam eden turnuva önümüzdeki yıllarda da düzenlenmeye devam edilecektir. Turnuvanın Gençler kategorisi şampiyonu Elektrik Mühendisleri Odası takımını ve iki kupayı birden kazanan İnşaat Mühendisleri Odası takımlarımızı kutluyorum. Bu yıl turnuvanın koordinatörlüğünü yapan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası`na ve turnuvaya katılan bütün meslek odalarının yöneticileri ve futbolcularına teşekkür ediyorum." dedi. Koordinatörlüğünü Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası`nın üstlendiği, gençler ve master kategorilerinde düzenlenen turnuvada Meslek Odaları birden fazla takımla mücadele etti. Şubemiz, iki ay süreyle devam eden turnuvaya gençler kategorisinde iki, 35 yaş üstü master kategorisinde ise bir takımla katıldı. 18 Haziran 2013 Meslek odaları üyeleri arasında arkadaşlık, dostluk, barış ve dayanışma ruhunun yerleşmesine katkı koyan turnuvanın sonunda gençler kategorisinde Elektrik Mühendisleri Odası takımı, 35 yaş üstü masterler kategorisinde ise İnşaat Mühendisleri Odası Master takımı şampiyon oldu. Muratpaşa Belediye Başkan Aday Adayları Şubemizi Ziyaret Etti. Yapılan törenle kupalarını alan futbolcularımız, yönetim kurulumuz ve üyelerimiz şampiyonluğu doyasıya kutladılar. Turnuva kapanışında kısa bir konuşma yapan Şube Başkanımız Cem Oğuz; "İki ay süresince 14 Meslek Odası futbolcusu, üyeleri, yönetim kurulları sıcak ve samimi bir ortamda bir araya geldiler. Spor böyle bir şey, 62 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 24 Haziran 2013 2014 Yılı Mart ayında yapılması beklenen yerel seçimlerde aday olmayı düşünen meslektaşlarımız, İnşaat Mühendisi Adnan Yıldız ile İnşaat Mühendisi Mehmet Fatih Geboloğlu Şubemizi ziyaret etti. Basın / TV / Röportaj VTV Ana Haber Bülteninde Başkanımız Cem Oğuz ile yapılan “stadyum?” konulu röportaj yayınlandı. Yıldız, CHP’den, Geboloğlu MHP’den Muratpaşa Belediye Başkan Aday Adayı olduklarını ve öncelikle bağlı oldukları kendi meslek odalarını ziyaret etmek istediklerini söylediler. Protestolar eşliğinde temeli atılan stadyumla ilgili Başkanımız Cem Oğuz, 8,5 metrelik kazı yapılmadan temeli atılan stadın planlanandan daha yüksek olacağını söyledi. Oğuz, stadyumun mali boyutunu da eleştirdi ve “bu hizmet değil, kentin geleceğine ipotek koymaktır” dedi. Her iki belediye başkan aday adayı da; imar, proje, yapı ruhsatı, yapı kullanma izni, proje ve yapı denetim konularındaki uygulamalarda Muratpaşa Belediyesinin hantal bir yapıya büründüğünü, bu konuda hizmet bekleyenlerin bezginlik noktasına geldiklerini, bu nedenle Muratpaşa’da köklü bir değişime ihtiyaç olduğunu ifade ettiler. Meslektaşlarımız, belediye başkanlığına aday olmaları ve seçilmeleri durumunda, meslek odalarıyla ortak projeler üretmek ve uygulamak istediklerini vurguladılar; Muratpaşa ilçesi için düşünce ve projelerini anlattılar. Belediye başkan aday adayı her iki meslektaşımıza çalışmalarında başarılar diliyoruz. 25 Haziran 2013 Toplantı Antalya Sanayici İş Adamları Derneği’nin (ANSİAD) “Kent Vizyonu ve Kentsel Dönüşüm” konulu toplantısına Şubemiz adına Başkanımız Cem Oğuz katıldı. 28 Haziran 2013 İMO Yapı Malzemeleri Komisyonu Toplantısı İMO Yapı Malzemeleri Komisyonu, yönetim kurulu sekreter üyemiz Haluk Selçuk katılımıyla Ankara’da toplandı. Toplantıda; 21 Haziran 2013 Karot sonuçlarının değerlendirilmesi, Prof. Dr. İ. Özgür Yaman’ın öğrencisi tarafından belirli bir formata getirilen Mersin Şube bölgesindeki Yapı Denetim Laboratuvarları tarafından gönderilen beton ve çelik deney sonuçlarının değerlendirilmesi, Antalya Meslek Odaları arasında düzenlenen, 22. Antalya Meslek Odaları Arası Halı Saha Futbol Turnuvasında mücadele eden takım oyuncularımız ile yönetim kurulumuz düzenlenen yemekte buluştu. Bir önceki toplantıda alınan karar doğrultusunda; Prof. Dr. İ. Özgür Yaman tarafından Ankara’da gerçekleştirilmesi görüşülen “Yapılarda Alçı Kullanımı” başlıklı sunuma yönelik gerekli planlamanın yapılması, Futbol Turnuvası Yemeği Isı yalıtımı, ses yalıtımı, ilgili standartları anlatmak üzere Prof. Dr. İ. Özgür Yaman’ın İZODER yetkilileri ile yaptığı görüşmelerin değerlendirilmesi, Yapı denetim uygulamalarında Bayındırlık Bakanlığının TS500, TSEN 206-1’e göre değerlendirilerek laboratuvarlardan çıkan neticeler konusunda Komisyon Üyemiz Haluk Selçuk’un yaptığı tespitlerin değerlendirilmesi, Konuları görüşüldü. İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 63 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Başkanımız Cem Oğuz ANTALYA MESLEK ODALARI EŞGÜDÜM KURULU TOPLANTILARI 15 Mayıs 2013 20 Şubat 2013 Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: Genel değerlendirme Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Başkanımız Cem Oğuz Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: EMNİYETSEN bilgilendirmesi, 19 Mayıs etkinliklerinin görüşülmesi Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Başkanımız Cem Oğuz ve Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk 3 Nisan 2013 4 Haziran 2013 Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: Milli Anayasa Formu açıklamaları Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk Yer: Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Gündem: Son gelişmelerin görüşülmesi Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza Arslanbay 16 Nisan 2013 6 Haziran 2013 Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: 100. Yıl, Akil Adamlar ve Anayasa Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Başkanımız Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk ve Şubemiz Basın Danışmanı İbrahim Koç Basın Açıklaması Yer: Cumhuriyet Meydanı Konu: Gezi Parkı Olayları gelişmeleri hakkında Katılan: Şubemiz adına, Başkanımız Cem Oğuz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Rıza Arslanbay ve Özer Gencay 25 Nisan 2013 Yer: Mimarlar Odası Antalya Şubesi Gündem: Ulaşım Master Planı Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Başkanımız Cem Oğuz ve Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Haluk Selçuk 30 Nisan 2013 Yer: İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: EXPO 2016 ile ilgili bilgilendirme 64 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU yapılması kesinleşen Çocuk ve Çiçek Temalı Botanik EXPO 2016’nın; 23 Nisan 2016 tarihinde, DÜNYA ÇOCUK BAYRAMI olarak Antalya’da kutlanması, Dünya Barışının geleceğine Antalya’dan bir ışık olacaktır.” EXPO 2016 Antalya, açılışının 23 Nisan Çocukların Bayramında olması, bu tarihi milat kabul edip her yıl DÜNYA ÇOCUK BAYRAMI olarak kutlanması temenni olunmuştur. KENT KONSEYİ TOPLANTILARI 20 Şubat 2013 Çevre Çalışma Grubu Toplantısı Yer: Antalya Kent Konseyi Gündem: Katı Atıkların Kazanılması ve Değerlendirilmesi Katılan: Şubemiz adına, üyemiz M. Tamer Özmen 7 Mayıs 2013 İmar ve Planlama Çalışma Grubu Toplantısı Yer: Antalya Kent Konseyi Gündem: Kaleiçi Planlama ve Uygulama Çalışmaları Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Okan Çamlı 6 Mart 2013 İmar ve Planlama Çalışma Grubu Toplantısı Yer: Antalya Kent Konseyi Gündem: Ulaşım Master Planı Katılan: Şubemiz adına, üyemiz M. Tamer Özmen ve Şubemiz Danışmanı İbrahim Koç 13 Mayıs 2013 Afetler Ve Kriz Grubu Toplantısı Yer: Antalya Kent Konseyi Gündem: Afetler Açışından Antalya’ya Bakış Katılan: Şubemiz adına, üyemiz M. Tamer Özmen Toplantıda; afetlerle ilgili bu güne kadar yapılan çalışmaların değerlendirilmesi konuları görüşülmüştür. Antalya’nın Depremselliği ile ilgili Tamer Özmen tarafından bilgi sunulmuştur. Deprem, sel ve taşkınlarla ve alınması gereken önlemlerle ilgili çalışmaların yapılmasına ve raporlanmasına, karar verilmiştir. 20 Mart 2013 Çevre Çalışma Grubu Toplantısı Yer: Antalya Kent Konseyi Gündem: Katı Atıkların Kazanılması ve Değerlendirilmesi Katılan: Şubemiz adına, üyemiz M. Tamer Özmen Toplantıda; Üyemiz M. Tamer Özmen inşaatlarda ve yapılan yapılarda oluşan atıkların (molozların) agrega olarak geri dönüşümünün sağlanabilirliği konusunda bir sunum yaptı. Bu konuda merkezi ve yerel yönetimler ile akademik kuruluşların laboratuvarlarında gerekli araştırmaların yapılması tavsiyesinde bulundu. 14 Mayıs 2013 Yer: Antalya Kaleiçi Koordinasyon Merkezi Toplantı Salonu Gündem: Kaleiçi Planlama ve Uygulamaları Çalışmaları Katılan: Şubemiz adına, üyelerimiz M. Tamer Özmen, Okan Çamlı Toplantıda; Antalya Valiliği tarafından oluşturulmasına çalışılan, Kaleiçi’nin yönetimi konulu “Hizmet Birliği” tartışmalarıyla, yeniden gündeme gelen Kaleiçi’nin sorunlarının çözümü konulu 2. toplantısı yapılmıştır. Antalya Kaleiçi SİT Planlamasının, başarılı olabilmesi için ilgili tarafların bir araya geldiği (Valilik Temsilcisi, Büyükşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı ve Daire Başkanları, Muhtarlar ve diğer kuruluş temsilcileri) geniş katılımlı bir toplantı olmuştur. Kaleiçi’nin yönetimi, güvenliği, çevre düzeni, imar durumu, mimari yapısı, ticari durumu ve ilgili diğer konular görüşülmüş ve tartışılmıştır. 17 Nisan 2013 İmar ve Planlama Çalışma Grubu Toplantısı Yer: Antalya Kent Konseyi Gündem: Kaleiçi Planlama ve Uygulama Çalışmaları Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Okan Çamlı 26 Nisan 2013 Çevre Çalışma Grubu Toplantısı Yer: Antalya Kent Konseyi Gündem: Çevre Çalışma Grubunun kararlarının uygulanması ve gelecekteki çalışmaların planlanması Katılan: Şubemiz adına, üyemiz M. Tamer Özmen Toplantıda; gelecek toplantılara ait konuların planlanması çalışmaları yapılmıştır. Toplantı programına alınan EXPO 2016 ANTALYA konusu ile ilgili olarak, İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi’nin görüş ve önerileri sunulmuştur. “2016 Nisan-Eylül tarihleri arasında İMO ANTALYA BÜLTEN 26 Haziran 2013 İmar ve Planlama Çalışma Grubu Toplantısı Yer: Antalya Kent Konseyi Gündem: Antalya’nın Nazım İmar Planı çalışmaları Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Okan Çamlı . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 65 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ 13. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÇALIŞMA RAPORU 27 Nisan 2013 Konferans Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Konu: Günümüz Dünyasında Çalışma Hayatı ve Kadın Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza Arslanbay 14 Mayıs 2013 İKK (İL KOORDİNASYON KURULU) TOPLANTILARI Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: TMMOB Öğrenci Evi, EXPO 2016 Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza Arslanbay 27 Şubat 2013 19 Haziran 2013 Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: 3 Mart TMMOB İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Mühendis Kadınların Çalışma Koşulları ve Özlük Hakları, Torba Yasaya Karşı Öğrenci Üyelerimize ve Halkımıza Yönelik Yapılan İmza Kampanyası Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Üyemiz Rıza Arslanbay Yer: Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Gündem: Antalya Kadın Çalıştayı, Teknik Öğretmenlere Mühendis Unvanı Verilmesi Katılan: Şubemiz adına, Yönetim Kurulu Başkanımız Cem Oğuz 27 Haziran 2013 Basın Açıklaması TMMOB Antalya İl Koordinasyon Kurulu Attalos Heykeli önünde toplanarak “muhendislikYÖKoluyor, direnmühendis” pankartlar ı açarak Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüdüler. Burada düzenlenen basın açıklaması ile teknik öğretmenlere mühendislik unvanı verilmesi protesto edildi. Basın Açıklamasına Şubemizden Yönetim Kurulu Üyelerimiz Cem Oğuz, Haluk Selçuk, Özgür Ata, Rıza Arslanbay, Onur Günaydın, Adil Özen, Birkan Çakır, M. Çağlar Ekinci, Özer Gencay, Tayyar Toker ile çok sayıda üyemiz katıldı. 3 Mart 2013 Basın Açıklaması / Önce İnsan, Önce Sağlık, Önce İş Güvenliği! TMMOB üyeleri, 3 Mart TMMOB İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü`nde Türkiye`nin dört bir yanında düzenlenen basın açıklamaları ve etkinliklerle konuya dikkat çektiler. TMMOB Genel Kurulu‘nda alınan karar gereğince ilk kez bu yıl düzenlenen "İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü"nde İKK‘ların bulunduğu illerde basın açıklamaları gerçekleştirildi. Ankara‘da Olgunlar Sokak‘taki Madenci Anıtı önünde yapılan basın açıklamasına yönetim kurulu üyemiz Rıza Arslanbay katıldı. Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun okudu. Basın açıklaması sonrası İnşaat Mühendisleri Odası toplantı salonunda konuya ilişkin fotoğraf sergisi açılışı ve Derin Çığlık filminin gösterimi yapıldı. 4 Mart 2013 Yer: Mimarlar Odası Antalya Şubesi Gündem: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Etkinlikleri, Mühendis Kadınların Çalışma Koşulları ve Özlük Hakları Katılan: Şubemiz adına, üyemiz Şerife Salman Gür 66 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ SON YAPRAK Merhumlara ve Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. Üyemiz ŞİMŞEK ŞENKAL 1935 yılında Salihli/Manisa’da doğdu. 1963 yılında İstanbul Teknik Üniversitesinden mezun oldu. 13. Dönem İMO Antalya Şubesi Kent Sorunları ve Afete Hazırlık Komisyonunda görev aldı. 20 Haziran 2013 Perşembe günü vefat etti. Üyemiz YALÇIN YILMAZ 1945 yılında Tavas’da doğdu. 1970 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesinden mezun oldu. 31 Mayıs 2013 Cuma günü vefat etti. Üyemiz Süleyman Öztürk’ün Annesi HATİCE ÖZTÜRK 28 Şubat 2013 Perşembe günü Vefat etmiştir. Üyemiz Hacı Murat Kuruçay’ın Babası İHSAN KURUÇAY 24 Nisan 2013 Çarşamba günü Vefat etmiştir. Üyemiz Adile Başgör’ün Babası ALİ UYANIK 7 Haziran 2013 Cuma günü Vefat etmiştir. Finike Temsilci Yardımcımız Emre Ceylan’ın Babası YUSUF CEYLAN 6 Nisan 2013 Cumartesi günü Vefat etmiştir. Üyemiz Osman Aydemir’in Babası MUSA AYDEMİR 13 Mayıs 2013 Pazartesi günü Vefat etmiştir. Üyemiz İbrahim Kurt’un Babası OSMAN KURT 19 Haziran 2013 Çarşamba günü Vefat etmiştir. Üyemiz Tayyar Toker’in Babası Pınar Toker’in Kayınpederi YAVUZ YILMAZ TOKER 11 Nisan 2013 Perşembe günü Vefat etmiştir. Finike Temsilci Yardımcımız Bayram Karagül’ün Annesi AYŞE KARAGÜL 4 Haziran 2013 Salı günü Vefat etmiştir. Üyemiz Akın Akıncı’nın Annesi RÜVEYDE AKINCI 22 Haziran 2013 Cumartesi günü Vefat etmiştir. İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 67 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ YAZILI BASINDA İMO ANTALYA 68 İMO ANTALYA BÜLTEN . ŞUBAT - HAZİRAN 2013 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ YAZILI BASINDA İMO ANTALYA