5. Ankara Ebelik Günleri - Sağlık Bilimleri Fakültesi
Transkript
5. Ankara Ebelik Günleri - Sağlık Bilimleri Fakültesi
5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 5. ANKARA EBELİK GÜNLERİ (Uluslararası Katılımlı) 4-8.Mayıs.2015 ETKİNLİK KİTAPÇIĞI SEMPOZYUM PROGRAMI KURS PROGRAMI Kurs 1- Eğitici Eğitimi Kurs 2- Fetal Monitorizasyon Tarih 8.Mayıs.2015 4-7 Mayıs 2015 Saat: 8.30-16.30 7 Mayıs 2015 Kurs 3- Kanguru Bakımı ve Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerinde Beslenme Stratejileri Kursu 6 Mayıs 2015 Kurs 4- Doğuma Hazırlık Eğitici Eğitimi 5-7 Mayıs 2015 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Abdülkadir Noyan Salonu-SIHHIYE Bilgi için: http://www.health.ankara.edu.tr/ İletişim: ankaraebelik@gmail.com 1 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 5. ANKARA EBELİK GÜNLERİ ULUSLARARASI KATILIMLI 4-8 MAYIS 2015 Onursal Başkanlar Prof. Dr. Erkan İBİŞ, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Afsun Ezel ESATLOĞU, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ETKİNLİK BAŞKANI Doç. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Davet Mektubu Değerli Katılımcılar; 5 Mayıs Dünya Ebeler Günü dolayısıyla düzenlediğimiz Ankara Ebelik Günleri’nin beşincisini gerçekleştiriyoruz. Bu yıl uluslararası katılımla gerçekleştirdiğimiz bu etkinlikte Ankara Ebelik Çalışma Grubu üyelerinin emekleri çok fazladır. Bu yıl yapılan etkinlik çeşitli üniversitelerden ebelik bölümlerinin, hastanelerin ve derneklerin katılımı ile farklı bir boyut kazanmıştır. “HER GEBEYE BİR EBE” sloganı ile çıktığımız bu yolda doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası dönemde ebeliğin ve ebelik bakımının önemini vurgulamaktayız. Kurs programları ebelik alanında gereksinim duyulan konularda katılımcılara bilgi paylaşımı olanağı sunacaktır. Sempozyum programında yurt dışından ve yurt içinden değerli akademisyenler bilgi ve deneyimlerini paylaşacaklardır. 4-8 Mayıs 2015 tarihleri arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olan Ankara’da gerçekleştirilecek 5. Ankara Ebelik Günleri’nde düzenlediğimiz kurs programlarına ve sempozyum programımıza ebe akademisyenleri, ebe meslektaşlarımızı ve ebe öğrencilerimizi davet etmekten onur ve mutluluk duyuyorum. Kurs ve sempozyum programlarının verimli geçeceğine inanarak Ankara’da birlikte olmak dileğiyle hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım. Doç. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Ankara Ebelik Çalışma Grubu Başkanı 2 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 DÜZENLEME KURULU Prof. Dr. Esin ÇEBER TURFAN Doç. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Doç. Dr. Serkan YILMAZ Doç. Dr. Nebahat ÖZERDOĞAN Doç. Dr. Deniz SAYINER Yrd. Doç. Dr. M. İlknur GÖNENÇ Yrd. Doç. Dr. Nazan KARAHAN Dr. Nazan ÇALBAYRAM Blm. Uzm. Nesibe UZEL Dilek Bilgiç Melek Kılıç Sinem Güney Meral Göktaş Tülay Çengel Hamiyet Karaşahin Meral Karayel Nalihan Aksel Şehri Özdemir Huriye Güven Funda GüllüYılmaz ETKİNLİK SEKRETERYASI Yrd. Doç. Dr. M. İlknur GÖNENÇ Araş. Görv. Blm. Uzm. Duygu Karataş Öztaş Araş Görv. Blm. Uzm Tuğba Altuntaş Yıldız 3 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Etkinlik Ortakları Üniversiteler: Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü Osmangazi Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü Karabük Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü Hastaneler: Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Dernekler: Türk Ebeler Derneği EBEARGE-Ebelikte Eğitim Araştırma Geliştirme Derneği TEMAS Emzirme ve Anne Sütü Gönüllüleri Derneği 4 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 BİLİMSEL KURUL (sıralama ünvana ve isim sırasına göre yapılmıştır) Prof. Dr. Esin Çeber Turfan Yrd. Doç. Dr. Emine Küçük Prof. Dr. Füsun Terzioğlu Yrd. Doç. Dr. Esma Demirezen Prof. Dr. Gülşen Vural Yrd. Doç. Dr. Evrim Bayraktar Prof. Dr. Hacer Karanisoğlu Yrd. Doç. Dr. Funda Özdemir Prof. Dr. Lale Taşkın Yrd. Doç. Dr. Gökçe Demir Prof. Dr. Mürüvvet Başer Yrd. Doç. Dr. Gözde Gökçe İsbir Prof. Dr. Mustafa Uğur Yrd. Doç. Dr. Gülgün Durat Prof. Dr. Nursel Aksın Yrd. Doç. Dr. Gülten Koç Prof. Dr. Zekiye Karaçam Yrd. Doç. Dr. Handan Güler Doç. Dr. Ayşegül Çebi Kütükçü Yrd. Doç. Dr. Hava Özkan Doç. Dr. Ayten Şentürk Erenel Yrd. Doç. Dr. Hülya Demirci Doç. Dr. Birsen Karaca Saydam Yrd. Doç. Dr. M. İlknur Gönenç Doç. Dr. F. Deniz Sayıner Yrd. Doç. Dr. İlknur Kahriman Doç. Dr. Gülcihan Akkuzu Yrd. Doç. Dr. Mesude Uluşen Doç. Dr. Hafize Öztürk Can Yrd. Doç. Dr. Mine Yurdakul Doç. Dr. Hatice Yorulmaz Yrd. Doç. Dr. Nazan Karahan Doç Dr. Leman Şenturan Yrd. Doç. Dr. Nazende Korkmaz Yıldız Doç. Dr. Nebahat Özerdoğan Yrd. Doç. Dr. Özlem Duran Doç. Dr. Neriman Soğukpınar Yrd. Doç. Dr. Özlem Karabulutlu Doç. Dr. Olcay Semiz Yrd. Doç. Dr. Sebahat Altuntağ Doç. Dr. Özgür Alparslan Yrd. Doç. Dr. Selda Yörük Doç. Dr. Saadet Yazıcı Yrd. Doç. Dr. Sena Kaplan Doç. Dr. Sema Dereli Yılmaz Yrd. Doç. Dr. Serap Topatan Doç. Dr. Serkan Yılmaz Yrd. Doç. Dr. Sevil Şahin Doç. Dr. Sibel Erkal İlhan Yrd. Doç. Dr. Sibel Küçük Yrd. Doç. Dr. Asiye Kocatürk Yrd. Doç. Dr. Sultan Alan Yrd. Doç. Dr. Ayla Berkiten Ergin Yrd. Doç. Dr. Şule Gökyıldız Yrd. Doç. Dr. Ayşe Karakoç Yrd. Doç. Dr. Şükran Özkahraman Yrd. Doç. Dr. Ayten Dinç Yrd. Doç. Dr. Yeşim Aksoy Derya Yrd. Doç. Dr. Başak Demirtaş Hiçyılmaz Dr. Eylem Toker Yrd. Doç. Dr. Birsen Altay Dr. Nazan Çalbayram Yrd. Doç. Dr. Dilek Bilgiç Arş.Gör. Blm. Uzm. Duygu Öztaş Yrd. Doç. Dr. Döndü Batkın Arş.Gör. Blm. Uzm. Tuğba Altuntaş Yıldız 5 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 ANA KONULAR Acil Obstetrik Bakım Yaklaşımı Ebelikte Malpraktis Adölesan Gebelikler ve Doğumlar Ebelikte Örgütlenme Akraba Evlilikleri Ebenin Görev Yetki ve Sorumlulukları Anne ve Bebek Dostu Uygulamalar Emzirme Cinsel Sağlık Üreme Sağlığı Genetik Danışmanlık Doğal Doğum Güvenli Annelik Doğum Felsefeleri Kadın Sağlığı Sorunları ve Ebelik Doğum Öncesi, Doğum ve Sonrası Kronik Hastalıklar ve Gebelik Bakım Prekonsepsiyonel Bakım Doğuma Hazırlık Eğitimleri Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum Doğumda Ağrı Yönetimi Toplumsal Cinsiyet Ebelik Eğitimi Türkiye ve Dünya’da Ebelik Ebelikte Kanıt Temelli Uygulamalar Yenidoğan Bakım ve İzlemi POSTER BİLDİRİ GÖNDERME 5. Ankara Ebelik Günlerine poster bildiri gönderimi sadece elektronik posta üzerinden kabul edilecektir. Bildirilerinizi ankaraebelik@gmail.com adresine yollayınız. Posterler en az iki hakem tarafından değerlendirilecektir. Hakem görüşleri doğrultusunda olumlu görüş verilen posterler kabul edilecektir. Poster bildirinizin kabul bilgileri e-posta adresinize bildirilecektir. Gönderim Kuralları Bildiriler sadece poster olarak kabul edilecektir. Bildiri özetleri Türkçe veya İngilizce olarak gönderilmelidir. Bildiride kelime sayısı 400 ile sınırlıdır. Poster bildiri özetleri yapılandırılmış özet (abstract) olmalıdır. Araştırmalar için başlık (title), yazarlar ve ünvanları, çalıştığı kurum, amaç (aim), yöntem (method), bulgular ve tartışma (results and discussion), sonuç (conclusion), kaynaklar (references) ve anahtar kelimelerden (key words) oluşmalıdır. Derleme çalışmaları için başlık (title), yazarlar ve ünvanları, çalıştığı kurum, amaç (aim), giriş (introduction), literatür özeti (subject background), sonuç (conclusion), kaynaklar (references) ve anahtar kelimelerden (key words) oluşur. 6 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Bildiri özetler Times New Roman yazı tipinde, 1.5 satır aralığında, 11 punto olmalı, başlık ve yazarlar ve unvanları, çalıştığı kurum bold ve 12 punto olmalıdır. Bildiri özeti etkinlik web sayfasındaki form kullanılarak hazırlanmalıdır. Başlık hariç standart kısaltmalar kabul edilir. Özel bir kısaltma varsa, ilk kullanıldığı yerde ardından bir parantez açarak kısaltmanın tam açılımı yazılmalıdır. Gönderilen bildiri özetleri kaynakça ve kaynakça numarası içermemelidir. Bildirilerin sempozyum elektronik kitabında/CD' de yer alabilmesi için, bildiri sahiplerinden en az birinin sempozyuma kayıt olması gerekmektedir. Bilim Kuruluna sunulan bildirilerin kabul edilebilmesi için daha önce başka bir yerde yayınlanmamış ya da başka bir bilimsel toplantıda sunulmamış olması gerekmektedir. Bildiriler kabul edildiği takdirde, bildiri kabul yazıları e-posta ile yazarlara gönderilecektir. Bu nedenle, mutlaka sürekli kullandığınız bir e-posta adresi belirtiniz. Son Gönderim Tarihi: 3 Nisan 2015 Poster Hazırlama Kuralları Posterler 70x100 cm boyunda olmalıdır. Her posterin üst kısmında bildirinin, yazar(lar)ın ve çalıştıkları kurumun adı yazılmalıdır. Poster içeriği 1 metre uzaklıktan okunabilir büyüklükte hazırlanmalıdır. Posterler sempozyumun sabahı, sempozyum program açılışına kadar asılmalıdır. ETKİNLİĞE KATILIM Kurs ve sempozyuma katılmak için yapacağınız başvurularda, katılacağınız etkinliğe uygun olan ve web sayfasında bulunan formları (kurs kayıt formu, sempozyum kayıt formu) eksiksiz doldurmanız gerekmektedir. 7 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Sempozyum Programı 5. ANKARA EBELİK GÜNLERİ Uluslararası Katılımlı Sempozyum 8.30-9.30 Sempozyuma Kayıt 9.30-10.30 AÇILIŞ KONUŞMALARI Yrd. Doç. Dr. Nazan KARAHAN-Türk Ebeler Derneği Başkanı Uzm. Dr. Zafer ÇUKUROVA-Kamu Hastaneler Kurumu Başkanı Veysel TİRYAKİ-Altındağ Belediye Başkanı Prof. Dr. Afsun Ezel ESATOĞLU- Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erkan İBİŞ-Ankara Üniversitesi Rektörü 10.30-12.15 PANEL ENGELLİLERDE ÜREME SAĞLIĞI VE EBELİK Moderatör: Prof. Dr. Esin CEBER TURFAN 10.30-10.50 Engellilerde Üreme Sağlığı- Prof. Dr. Esin Ceber Turfan, Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölüm Başkanı 10.50-11.10 İşitme Engelli Anne ile İletişim- Mesut YAZICI, İşaret Dili Uzmanı 11.10-11.30 Zihinsel Engellilerde Üreme Sağlığı- Blm. Uzm. Mahide Demirelöz, Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü 11.30-12.15 Görme Engelli Annelere Destekte Ebenin Rolü- Beatrice İdiard Chamois, L’ınstıtut Mutuliste Montsauris 12.15-13.00 ÖĞLE ARASI 13.00-13.45 Konferans 1- Midwife Practices in New Zeland and the Current Status of Midwife's, Karen Guilliland, Chief Executive, New Zealand College of Midwives 13.45-14.30 Konferans 2- Midwifery in The Netherlands, Nelleke Hamaker. BMA Uluslararası Eğitim ve Ülke Danışmanı 14.30-15.00 Konferans 3-Ebelikte Akademisyenlik Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sema Dereli Yılmaz, Selçuk Üniversitesi Sağlık 15.00-15.15 ARA 15.15-15.45 Konferans 4-Anneden Anneye Destek Grupları - Charlotte Cordon, , La Leche League Türkiye Temsilcisi 15.45-16.15 Konferans 5-Ebelerin Topluma Hizmet Uygulamalarındaki Yeri , Blm Uzm. Yeliz ÇAKIR KOÇAKEge Üniversitesi İzmir Atatürk Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü 16.15-16.45 Konferans 6-Topluma Hizmet Uygulamaları ve Altındağ Belediyesi İş Birliği Örneği– Yrd. Doç. Dr. M. İlknur Gönenç-Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü 16.45-17.00 KAPANIŞ 8 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 POSTER BİLDİRİLER 9 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Soğuk Paket Uygulamasının Doğum Ağrısı Üzerine Etkisini Belirmeye Yönelik Kanıta Dayalı Araştırmaların İncelenmesi Halime Kılıçkaya* Merve Kılıç* Özge Çelik* Kiraz Kılınç* Şerife Özdamar* *Niğde Üniversitesi Niğde Zübeyde Hanım Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü 4.Sınıf Öğrencisi Giriş: Gebe kadınların birçoğunun ağrıdan korkmaları nedeniyle sezaryeni tercih ettikleri belirlenmiştir. Analjezik ve epidural uygulamasının fetusa etkisinden ve doğum sonu etkilerinden dolayı gebeler tarafından tercih edilmediği bilinmektedir. Amaç: Bu uygulamanın amacı farmakolojik olmayan soğuk paket uygulamasının doğum ağrısı üzerine etkisini belirlemeye yönelik kanıta dayalı araştırmaların incelenmesidir. Yöntem: “Cochrane Library”, “Medline(PubMed)’’ ve “Trip Database’’ arama motorları kullanılmıştır. Anahtar kelime olarak “birth”, “cold application”, “pain” kullanılmıştır. Konu ile ilgili altı tane araştırmaya ulaşılmıştır. Bir tanesi randomize kontrollü olup diğer beş tanesi iyi planlanmış deneysel çalışmadır. Kanıt değeri ve uygulanabilirlik derecesi en yüksek olan randomize kontrollü çalışmanın sonucu incelenmiştir. Bulgular: Doğumun birinci evresinde sırt ve karın bölgesine her 30 dakikada bir 10 dakika ve ikinci evresinde perine bölgesine her 15 dakikada bir 5 dakika soğuk paket uygulandığında, ağrının azaldığı belirlenmiştir. Ayrıca fetal kalp hızı, perine laserasyonları, doğum tipi, oksitosin uygulaması ve APGAR skoru açısından iki grup arasında fark olmadığı belirlenmiştir. Sonuç ve Öneriler: Soğuk paket uygulaması klinikte ebeler tarafından doğum esnasında rahatça uygulanabilen farmakolojik olmayan bir uygulamadır. Randomize kontrollü çalışma doğrultusunda gebelerin ağrı algısını azaltıp, doğumda konforunun arttırılacağı düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: doğum, ağrı, soğuk uygulama Kaynaklar: Shirvani, Ma.,Ganji, Z.(2014).The İnfluence of Cold Pack on Labour Pain Relief and Birth Outcomes:A Randomised Controlled Trial.J Clin Nurs,23(17-18). Ganji, Z., Shirvani, Ma., Rezaei-Abhari, F., Danesh, M.,(2013).The Effect of İntermittent Local Heat and Cold on Labor Pain and Child Birth Outcome.İran J NursMidwifery Res,18(4):298-303. 10 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Yenidoğanda Kordon Klempleme Süresinin Yenidoğan Üzerindeki Etkilerini Belirlemeye Yönelik Kanıta Dayalı Araştırmaların İncelenmesi Zeliha Karakaya* Nuriye Akdaş* Esra Beşincioğlu* Zeynep Turan* Fatma Temel* *Niğde Üniversitesi Niğde Zübeyde Hanım Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü 4.Sınıf Öğrencisi Giriş: Erken kordon klempleme zamanı genellikle ilk 60 saniyede, geç kordon klempleme zamanı ise 60 saniyeden sonrasını içerir. Kordon klempleme zamanı için değişik politikalar yürütülmektedir. Faydası ve olası zararları tartışılmaktadır. Amaç: Bu araştırmanın amacı doğumun 3. evresinde erken ve geç kordon klemplenmesinin yenidoğan üzerine etkilerini kanıta dayalı araştırmalar sonuçları ile incelemektir. Yöntem: “Cochrane Library”, “Trip Database”, “Medline (pubmed)” arama motorları kullanılmıştır. Anahtar kelime olarak; “newborn”, “cord clamping”, “timing” kullanılmıştır. Konuyla ilgili 6 tane randomize kontrollü araştırmayı içeren bir sistematik review derlemeye ulaşılmış. Bulgular: Randomize kontrollü çalışma sonucunda erken kordon klempleme zamanlaması ilk 60 saniye iken geç kordon klempleme zamanlaması değişkenlik göstermektedir. Geç kord klemplenmesinin yenidoğan kan hacmini, hemoglobin ve hematokrit düzeyini artırdığı ve neonatal hiperbilirübinemi için daha fazla fototerapi kullanımı gerektirdiği tespit edilmiştir. Sonuç ve Öneriler: Yenidoğan kord klemplenmesi için tercih edilen süreler birbirinden farklı olabilmektedir. Sistematik review doğrultusunda kordon klempleme süresinin doğum sonrası 60 saniye beklendikten sonra uygulanması önerilebilir. Anahtar Kelimeler: yenidoğan, kordon klemplenmesi, süre Kaynak McDonald S.J., Middleton P., Dowswell T., Morris P.S. (2013). Effect of timing of umbilical cord clamping of term infants on maternal and neonatal outcomes (Review). The Cochrone Library, 7. 11 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Manisa Kent Merkezindeki Gebelerin Folik Asit Kullanımı ve Bilgi Düzeyleri Yrd.Doç.Dr.Nursen Bolsoy*, Yrd.Doç.Dr.Seval C. Ulaş*, Yrd.Doç.Dr.Selma Şen*, Müşerref Çağlayankaya**, Ebru Demirtepe** *Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Ebelik Bölümü ** Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Ebelik Bölümü Öğrencisi Amaç: Araştırmanın amacı Manisa kent merkezindeki gebelerin folik asit kullanımı ve bilgi düzeylerinin belirlenmesidir. Yöntem: Araştırma tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Araştırmanın evrenini Manisa kent merkezindeki 2954 gebe oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemi Epi İnfo 6 programında %95 güven aralığında, %50 bilinmeyen prevalans, %5 yanılma payı ile 384 olarak hesaplanmıştır. Araştırmanın verileri rasgele belirlenen iki Aile Sağlığı Merkezinden toplanmıştır. Veriler araştırmacılar tarafından yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Veri toplama aracı toplam 31 sorudan oluşmaktadır. Birinci bölümde Sosyodemografik bilgileri içeren sorular, ikinci bölümde folik asit kullanımı ve bilmeye yönelik sorular yer almaktadır. Veri analizi 15.0 istatistik programı ile yapılmıştır. Verilerin analizinde sayı yüzde dağılımı kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma kapsamına alınan gebelerin yaş ortalamalarının 27,35± 5,28 olduğu, %29,9’unun ilkokul mezunu ve %82,0’ının ev hanımı, evlilik yaş ortalamasının ise 21,18±3,74 olduğu belirlenmiştir. Araştırma kapsamına alınan gebelerin gebelik haftası ortalamalarının 20.12±9.34, toplam gebelik ortalamalarının 2,43± 1,65, yaşayan çocuk sayısı ortalamalarının 1,07± 1,40 olduğu saptanmıştır. Araştırma kapsamına alınan kadınların gebelik öncesi ve gebelik sırasında folik asit kullanımı incelendiğinde; gebelik öncesi dönemde kadınların %18.6’sının folik asit kullanmaya başladığı, gebeliğin erken döneminde ise %73,7’sinin folik asit kullandığı, folik asit kullanımına gebelerin %38,1’inin aile hekimi tavsiyesi ile başladığı belirlenmiştir. Araştırma grubunu oluşturan gebelerin folik asit konusundaki bilgi düzeylerine baktığımızda; gebelerin %18,0’ı folik asidin bir B grubu vitamin olduğunu, %31,7’si folik asidin içinde bulunduğu yiyecekleri doğru bilmekte, %26,5’i folik asit eksikliğinde nöral tüp defekti gelişebileceğini bilmektedirler. Çakmak ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada (2006) ise; gebelerin sadece %8 gebelik öncesi dönemden başlayarak folik asit kullanmışlar, %8’i folik asitin B grubu vitamin olduğunu ve %1’i folik asitin bulunduğu yiyecekleri doğru bildiği belirlenmiştir. Bu çalışmanın sonuçları bizim bulgularımıza göre belirgin olarak düşüktür. Sonuç: Gebelerin büyük çoğunluğunun gebelik öncesi dönemde folik asit kullanmadıkları ve folik asit konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıkları belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Folik asit, gebe, folik asit kullanımı 12 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Doğum Sonrası Gelişen Meme Ağrısını Önlemeye Yönelik Kanıta Dayalı Araştırmaların İncelenmesi Ayşe Güler* Berna Avcı* Duygu Kavruk* Özge Ateşci* Şerife Çiçek* * Niğde Üniversitesi Zübeyde Hanım Sağlık Yüksek Okulu Ebelik Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi Giriş: Meme ağrısı, doğumdan sonraki ilk haftalarda sık karşılaşılan sorunlardan biridir.Memede sütün aşırı birikmesi sonucu şişlik ve gerginliğe bağlı olarak meydana gelir. Klinikte memede hijyen yetersizlikleri, emzirme eğitimlerinin uygun zamanda sunulamaması, anne bebek etkileşimlerinin geç başlatılması gibi nedenlerle meme ağrısı görülebilmektedir. Amaç: Bu uygulamanın amacı doğum sonu gelişen meme ağrısını önlemek için yapılan girişimlerin etkilerini değerlendiren kanıta dayalı araştırmaların incelenmesidir. Yöntem: “Cochrane Library”, “Medline (pubmed)”, “Tripdatebase” arama motorları kullanılmıştır. Anahtar kelime olarak; “head cracked nipples”, “postpartum breat pain”, “midwifery care”, “risk factors” kullanılmıştır. Konu ile ilgili 6 tane çalışmaya ulaşılmıştır. Bu çalışmalardan 2 tanesi review, 4 tanesi randomize kontrollü çalışmadır. Araştırdığımız makaleler içerisinde kanıt değeri en yüksek olması nedeniyle review çalışma tercih edilmiştir. Bulgular: Her emzirme öncesinde meme başına , sağılmış anne sütü uygulanmasının ve her emzirme sonrasında memeyi kuru tutmanın meme ağrısının giderilmesinde etkili olduğu saptanmıştır. Diğer uygulamalardan gliserinli ped ve lanolinin memeye uygulanmasının meme ağrısını önlemede etkili olmadığı belirlenmiştir. Sonuç ve Öneriler: Ebe ve hemşireler klinikte bulunan yeni doğum yapmış annelere antenatal dönemde ya da doğum sonrası taburculuk eğitiminde emzirme eğitimi verebilir ve bu eğitimde meme ağrısının giderilmesinde emzirme öncesinde sağılmış anne sütünün meme başına sürmesini ve emzirme işlemi sonunda memeyi kuru tutmasını önerebilirler. Anahtar Kelimeler: meme başı çatlağı, postpartum meme ağrısı, ebelik bakımı, risk faktörleri. Kaynak: Denıs C.L., Jackson K., Watson J.(2014,December). “İnterventions for treating painfull nipples among breastfeeding women” Cochrane Database of Systematic Reviews 2014, Issue 12. Art. No.: CD007366. DOI: 10.1002/14651858.CD007366.pub2 13 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Doğum Öncesi Emzirme Eğitimi Vermenin Emzirme Süresi Üzerine Etkisini Belirlemeye Yönelik Kanıta Dayalı Araştırmaların İncelenmesi *Filiz DEMİRCİ *Halise ÇOR *Selya DOĞAN *Sıdıka GÜÇLÜ *Sinem YUMURT (*Niğde Üniversitesi Niğde Zübeyde Hanım Sağlık Yüksek Okulu Öğrencisi) Giriş: Emzirme bebeklerin, çocukların büyüme ve gelişmesine katkıda bulunan en önemli unsurlardan biridir. Anne sütü bebekler için en uygun gıda kabul edilir. Dünya Sağlık Örgütü tüm bebeklerin en az altı ay anne sütü almalarını önerir. Emzirmenin bebek ve çocuk ölümlerini doğrudan veya dolaylı olarak etkilediğini açıklayan UNİCEF, bebek ve çocuk ölümlerini azaltmanın, en önemli yollarından birinin bebeklerin yeterli sürede ve uygun biçimde emzirilmesi olduğunu belirtmektedir. Günümüzde gebelik döneminde verilen eğitimin; emzirmenin başlangıcını, oranını ve süresini etkilediği belirtilmektedir. Bu nedenle emzirme eğitimi önemli hale gelmiştir. Amaç: Bu uygulamanın amacı, doğum öncesi dönemde verilen emzirme eğitiminin emzirme süresi üzerine etkisini belirlemeye yönelik kanıta dayalı araştırmaların incelenmesidir. Yöntem: “ Cochrane Library”, “Medline (pubmed)”, “Joanna Briggs Instute”, “Clinical Evidence” ve “Trip Database” den arama motorlarını kullanılmıştır. Anahtar kelime olarak ; “Childbrith Education Class”, “Breast-freding”, “Midwifery ” seçilmiştir. Konu ile bire bir ilgili 2 tane çalışmaya ulaşılmıştır. Bu çalışmalar review ve randomize kontrollü çalışmalardır. Kanıt düzeyinin yüksek olması nedeniyle review çalışma seçilmiştir. Bulgular: Review çalışmanın sonucunda doğum öncesi dönemde akran danışmanlığı, emzirme danışmanlığı ve formal emzirme eğitiminin emzirme süresini arttırmada etkili olduğu belirlenmiştir. Sonuç ve öneriler: Doğum öncesi emzirme eğitimi ebeler tarafından her gebeye verilmesi gereken önemli bir eğitimdir. Etkili ve doğru emzirmenin yapılabilmesi için antenatal dönemde emzirme eğitiminin verilmesi, doğum sonu ilk yarım saatlik dönemde annenin bebeğini emzirmesine teşvik edilmesi, ilk altı ay sadece anne sütünün verilmesi sağlanabilir. Kaynakça: Lumbiganon P, Martis R, Laopaiboon M, Festin MR, Ho JJ, Hakimi M.“ Antenatal Breastfeeding Education For İncreasing Breastfeeding Duration (Review) ”. The Cochrane Collaboration, 2012. 14 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Karabük Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Kız Öğrencilerinin Genital Ve Menstrual Hijyen Davranışlarının Belirlenmesi Arş. Gör. Seda GÖNCÜ*, Yrd. Doç. Dr. Nazan KARAHAN**, Öğr. Demet ERDOĞAN***, Öğr. Gözde KAHYACIK***, Öğr. Fadime KESKİN*** Öğr. Pınar DİYARBAKIRLIGİL**** *Karabük Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu **Karabük Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölüm Başkanı *** Karabük Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü 2.Sınıf Öğrencisi ****19 Mayıs Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü 2. Sınıf Öğrencisi ÖZET GİRİŞ VE AMAÇ: Dünyada her yıl yaklaşık olarak 1 milyon kadın ürogenital enfeksiyonlara maruz kalmakta ve kadınların en az %75’inde genital bir enfeksiyon hikayesi bulunmaktadır. Ürogenital enfeksiyon gelişiminde önemli etkenlerden biri, genital ve menstrual hijyenin bozulmuş olmasıdır. Bu çalışma, genç kızların yaşamları boyu devam ettireceği yanlış alışkanlıkları, yetiştireceği genç kuşaklara aktarabileceği düşünülerek, genital ve menstrual hijyenle ilgili uygulamalarını değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM: Tanımlayıcı nitelikteki araştırmanın evrenini Karabük Üniversitesi Sağlık Yüksekokulunda öğrenim gören kız öğrenciler(N=720),örneklemini ise, araştırmanın yapıldığı 01-25 Mart 2014 tarihleri arasında okulda olan ve araştırmaya gönüllü katılmayı kabul eden kız öğrenciler (n=271)oluşturmaktadır. Veriler araştırmacılar tarafından literatüre dayanarak geliştirilen; sosyodemografik özellikleri belirlemeye yönelik 22 madde, hijyen tutumlarını belirlemeye yönelik 27 maddeden oluşan anket formu kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizi SPSS 20.0 programında sayı yüzde dağılımları, ortalama ve ki-kare önemlilik testi kullanılarak yapılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin yaş ortalamaları 20.2±1.3 olup,%56.8’i yurtta,%29.5’u öğrenci evinde,%9.6’sı ailesiyle kalmaktadır. Öğrencilerin %66.8’inin (n=181) spor yapmadığı, çoğunluğun (%91.9) sigara içmediği saptanmıştır .Öğrencilerin vajinal akıntı ile ilgili bulguları incelendiğinde; %35.4’ünün akıntı şikayeti yaşadığı, akıntı şikayeti yaşayanların %48’inin orta derecede akıntısı olduğu,%43.2’sinin beyaz süt kesiği şeklinde akıntı şikayeti yaşadığı,%18.1’inin akıntıda kötü koku tariflediği saptanmıştır. Öğrencilerin menstruasyon sırasında, %61.6’sının günde 2-3 ped değiştirdiği, %43.2’sinin adetlerinin ağrılı olduğu, ağrılı adet görenlerin %45’inin ağrıyı dayanılmayacak kadar çok diye tariflediği belirlenmiştir. Öğrencilerin %25.1’nin iç çamaşırlarını 3-4 günde bir değiştirdiği,%21’inin tuvalet temizliğini arkadan öne doğru yağtığı,%76.3’ünün iç çamaşırlarını ütülemediği,%48’inin tuvalete girmeden önce ellerini yıkamadığı,%58.7’sinin sürekli günlük ped kullandığı saptanmıştır. Tuvalet temizliğini önden arkaya doğru yapma oranlarına bakıldığında 15 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 bölümler arasında Ebelik bölümünün lehine anlamlı bir fark bulunmuştur.(P<0.05) Ağrılı adet görme ile; iç çamaşırını ütüleme, tuvalete girmeden önce ellerini yıkama, günlük ped kullanma durumları ve öğrencilerin okudukları bölümlere göre;günlük ped kullanma, iç çamaşırını değiştirme sıklığı, tuvaletten önce el yıkama alışkanlıkları kıyaslandığında istatistiksel anlamlı farklılık saptanmamıştır.(P>0.05)Ancak ağrılı adet görme durumuyla, iç çamaşırını 3-4 günde bir değiştirme durumu arasında anlamlı bir fark saptanmıştır.(P<0.05) SONUÇ VE ÖNERİLER: Araştırma bulgularımız, Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin menstrual ve genital hijyen uygulamalarının yetersiz olduğunu düşündürmektedir. Geleceğin sağlık personeli olan sağlık yüksekokulu öğrencilerine, ders müfredatını beklemeden genital ve menstrual hijyenle ilişkili eğitimler verilmesi ve olumlu davranış kazanımının takip edilmesi önerilmektedir Anahtar kelimeler: genital hijyen, menstrual hijyen, üniversite, öğrenci, Kaynaklar Ege E, Eryılmaz G.(2005). Genital Hijyen Davranışları Envanterinin (GHDE) Geliştirilmesi Ve Verilen Eğitimin Genital Hijyen Davranışlarına Etkisi. Atatürk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Doğum, Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı doktora tezi. Erzurum. www.hips.hacettepe.edu.tr/tnsa2008, Erişim tarihi:20.02.2014 Karatay G,Özvarış ŞB.(2006). Bir Sağlık Merkezi Bölgesindeki Gecekondularda Yaşayan Kadınların Genital Hijyene İlişkin Uygulamalarının Değerlendirilmesi. C.Ü. Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi ; 10: 7-14. 16 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Aromaterapinin Doğum Ağrıları Üzerindeki Etkisini Belirlemeye Yönelik Kanıta Dayalı Araştırmaların İncelenmesi Serpil Yıldız* Merve Akıl* Cansu Gençler* Neslihan Ekinci* Ebru Gülşehir* *Niğde Üniversitesi Niğde Zübeyde Hanım Sağlık Yüksekokulu, Ebelik Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi Giriş: Kadınların doğum ağrısı yalnızca fizyolojik değişikliklerden değil, psikososyal, nörofizyolojik, biyokimyasal, bilişsel, ruhsal ve çevresel faktörlerdende etkilenmektedir. Birçok kadın doğum ağrılarının yönetiminde farmakolojik veya invaziv yöntemlerin kullanımından kaçınmaktadır. Bu nedenle günümüzde tamamlayıcı tıp yöntemlerine talep artmaktadır. Amaç: Bu uygulamanın amacı non-invazif/non-farmakolojik yöntem olan aromaterapinin doğum ağrıları yönetimindeki etkinliğini ele alan kanıta dayalı araştırmalarının incelenmesidir. Yöntem: “Cochrane Library”, “Medline (pubmed)”, “ Joanna Briggs İnstitute” arama motorları kullanılmıştır. Anahtar kelime olarak; “aromatherapy”, “birth”, “labour”, “pregnancy” kullanılmıştır. Çalışma ile ilgili 2 tane iyi planlanmiş deneysel çalışmayı içeren review çalişmanın sonucu kritik edilmiştir. Bulgular: İncelenen çalışmanında rutin bakıma ek olarak, doğum sürecinde olan kadınların akupresür noktalarına, ayak banyolarına, masaj bölgelerine ve doğum havuzlarına roma papatyası, adaçayı, sığla, lavanta, mandalina, zencefil ve limon aromatik yağları uygulandı.Yğlar etkileri açısından karşılaştırıldı. Araştırmada destekli vajinal doğum ya da farmakolojik ağrı kesici (epidural) kullanımında ağrı yoğunluğunda gruplar arasında fark bulunamadığı belirlendi. Sonuç: Aromaterapi hemşire ve ebeler tarafından uygulanabilen non-invazif / non-farmakolojik bir yöntemdir. Ancak doğum ağrıları yönetimi için aromaterapinin rolünü değerlendiren kanıt değeri yüksek araştırmalara gereksinim duyulmaktadır. Anahtar kelimeler: “aromaterapi”, “doğum”, “doğum ağrısı”, “gebelik” Kaynakça: Smith CA, Collins CT, Cyna AM, Crowther CA. Complementary and alternative therapies for pain management in labour. Cochrane Database of Systematic Reviews 2006, Issue 4. [DOI: 10.1002/14651858.CD003521.pub2] Tillett J. The use of aromatherapy in women’s health. Journal of Perinatal and Neonatal Nursing 2010;24(3): 238–45. 17 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Akupressör’ün Anne Sütü Miktarı Üzerine Etkisini Belirmeye Yönelik Kanıta Dayalı Araştırmaların İncelenmesi Merve MARAŞLI* Hakime Eda ÜNAL* Sıdıkanur HARMAN* Selin SERT* *Niğde Üniversitesi Niğde Zübeyde Hanım Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi Giriş: Anne sütü bebekler için önemli besin kaynağıdır, anne sütünün yetersiz olması bebeklerin büyüme ve gelişmesini olumsuz etkilemektedir. Akupressör noninvaziv, doğal, maliyetsiz, uygulaması kolay ve yan etkisi olmayan bir uygulama olduğu için anne sütü miktarını arttırmada tavsiye edilir. Amaç:Bu uygulamanın amacı alternatif tıp yöntemlerinden akupressörün anne sütü miktarı üzerine etkisini belirlemeye yönelik kanıta dayalı araştırmaların incelenmesidir. Yöntem: Kanıta dayalı araştırmaları taramada "Cochrane Library", "Pubmed", ve "Tripdatebase" arama motorları kullanılmıştır. Anahtar kelime olarak; "acupressure", "breastfeeding", "milk volume", “midwifery care” kullanılmıştır. Konu ile bire bir ilgili 1 randomize kontrollü çalışmaya ulaşılmıştır. "Effect Of Acupressure On Milk Volume Of Breastfeeding Mothers Reffering To Selected Health Care Centers İn Tehran" başlıklı çalışma kritik edilmiştir. Bulgular: Bu çalışmanın sonucunda SI1, LI4 ve GB21 noktalarına akupressörün 12 gün boyunca günde üç kez 2-5 dakika arası uygulandığında anne sütü miktarının arttığı belirlenmiştir. Sonuç ve Öneriler: Akupressör anne sütü miktarını arttırmada etkili bir yöntemdir. Bu nedenle alternatif tıp yöntemi olan akupressör anne sütü miktarını arttırmak için tavsiye edilir. Kaynak: Savabi-Esfahabi M, Beranji-Sooghe S, Valiani M, Efsanpour S. “Effect Of Acupressure On Milk Volume Of Breastfeeding Mothers Reffering To Selected Health Care Centers İn Tehran”. İran J Nurs Midwifery Res.2015 Jan-Feb;20(1):7-11. Anahtar Kelimeler: Anne sütü, akupressör, süt miktarı, ebelik bakımı 18 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Doğum Ağrısında Masajın Etkisini Belirlemeye Yönelik Kanıta Dayalı Araştırmaların İncelenmesi Pembe Gül Bilik* Ayşe Şahinöcer* Döndü Eken* Elife Türkdal* Ebru Taşkın*Sevda Güler* *Niğde Üniversitesi Niğde Zübeyde Hanım Sağlık Yüksekokulu 4.Sınıf Ebelik Öğrencileri Giriş: Doğum ağrısı kadınların konfor düzeylerini ve psikolojilerini aynı zamanda fetüsü etkileyen önemli bir faktördür. Kadınların doğum ağrılarıyla baş etmesini sağlamak ve daha konforlu bir doğum geçirmelerine olanak tanımak amacıyla bazı non- farmakolojik yöntemler uygulanmaktadır. Amaç: Bu uygulamanın amacı non-farmakolojik bir yöntem olan masajın doğum ağrısı üzerinde etkisini belirlemeye yönelik kanıta dayalı araştırmaların incelenmesidir. Yöntem: “Cochrane Library”, “Medline (pubmed)”, “Trip Database” den arama motorları kullanılmıştır. Anahtar kelime olarak; “massage”, “childbirth”, “labor pain”, “midewifery care” kullanılmıştır. Konu ile ilgili olarak 6 tane çalışmaya ulaşılmıştır. Bu çalışmalardan 4 tanesi randomize kontrollü çalışma, 1 tanesi deneysel çalışma ve 1 tane de niteliksel çalışmadır. Araştırmaya en yakın olarak randomize kontrollü çalışmasının sonucu kritik edilmiştir. Bulgular: Randomize kontrollü çalışmasının sonucunda; deney ve kontrol grubu oluşturulmuş, deney grubunda servikal dilatasyonu 4-5 cm olanlara, kasılma süresince S4 ve T10 arasına 30 dakika boyunca el hareketleri ile sakral basınç ve gövdenin lateral bölgesine yoğurma, ritmik ve artan hareketlerle masaj uygulanmıştır. Kontrol grubuna göre masajın doğum ağrısını azalttığı gözlemlenmiştir. Sonuç ve öneriler: Masaj ebeler tarafından uygulanabilen, non-farmakolojik bir yöntemdir. Doğum ağrısı yönetiminde masajın faydalarının olduğu görülsede konu hakkında yapılan çalışmalar yetersiz kalmıştır. Anahtar kelimeler: doğum, doğum ağrısı, masaj, ebelik bakımı Kaynak Silva Gallo RB, Santana LS, Jorge Ferreira CH, Marcolin AC, Polineto OB, Duarte G, Quintana SM. ’’ Massage reduced severity of pain during labour:a randomised trial’’. J Physiother, 2013 Haziran; 59 (2): 109-16 19 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Doğumun İkinci Evresinde Perineye Yapılan Nonfarmakolojik Uygulamaların Etkisini Belirlemeye Yönelik Kanıta Dayalı Araştırmaların İncelenmesi Pınar ERASLAN*,Ceylan CEYLAN*, Sümeyra SAĞIR* Medine DENİZ*, Zeynep Özge KAS* *Niğde Üniversitesi Niğde Zübeyde Hanım Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi Giriş: Doğum eyleminin ikinci evresinde perineal travma ve laserasyonlar görülebilmektedir. Bu durum, postpartum dönemde de disparoni ve morbiditeye neden olabilmektedir. Perineal travmanın neden olduğu durumları önlemek için doğumun ikinci evresinde perine masajı,ılık kompres uygulaması gibi bazı nonfarmakolojik yaklaşımlar uygulanabilir. Amaç: Bu uygulamanın amacı, doğumun ikinci evresinde perineye yapılan nonfarmakolojik uygulamaların etkisini belirlemeye yönelik kanıta dayalı araştırmaların incelenmesidir. Yöntem: " Cochrane Library","Medline(pubmed)" ve "Trip Database" arama motorları kullanılmıştır. Anahtar kelime olarak; "perineal method","perineal trauma","laceration" kullanılmıştır. Konu ile ilgili 5 tane çalışmaya ulaşılmıştır. Bu çalışmalardan iki tanesi metaanaliz ve üç tanesi randomize kontrollü çalışmadır.. Kanıt değerinin yüksek olması nedeniyle metaanaliz çalışması kritik edilmiştir. Bulgular: Hastane ortamında yapılan sekiz randomize kontrollü çalışmayı içeren metaanaliz çalışmasının sonucunda doğumun ikinci evresinde perineye masaj ve ılık kompres uygulamanın perineal travmayı, üçüncü ve dördüncü derece laserasyonları azalttığı belirlenmiştir. Sonuç ve Öneriler: Perineal uygulamalar antenatal ve innatal dönemde gebe ve bakım veren ebeler tarafından uygulanan non-invazif ve nonfarmakolojik yöntemlerdir. Doğum eyleminin ikinci evresinde uygulanan perineal uygulamaların perineal travmayı ve laserasyonları azalttığının kanıtlanması nedeniyle gebe ve bakım veren ebelere perineal uygulamalar hakkında bilgi ve beceri kazandırılmalı güvenle uygulanabileceği belirtilmelidir. Anahtar Kelimeler: perineal uygulamalar, perineal travma,doğumun ikinci evresi Kaynakça: Aasheim V, Nilsen ABV, Lukasse M, Reinar LM. Perineal techniques during the second stage of labour for reducing perineal trauma (Review)” Cochrane Database of Systematic Reviews 2012. 20 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Kanguru Bakımının Yenidoğanın Ağrı Algısı Üzerine Etkisini Belirlemeye Yönelik Kanıta Dayalı Araştırmaların İncelenmesi Güldane Şahin*, Şeyma Birer*, Derya Halisdemir*, Özlem Satılmış* *Niğde Üniversitesi Niğde Zübeyde Hanım Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi Giriş: Yenidoğanlarda ebeveynlerin yanında uygulanan invaziv girişimler bebeği ajite etmekte ve ebeveynlerde stres yaratmaktadır. Bu sebeple çoğu ebeveyn invaziv işlemleri reddetmekte ve sağlık kuruluşlarına başvurmamaktadır. Amaç: Bu uygulamanın amacı, kanguru bakımının yenidoğanın ağrı algısı üzerine etkisini belirlemeye yönelik kanıta dayalı araştırmaların incelenmesidir. Yöntem: “Cochrane Library”, “Medline (pubmed)”, “Trip database” motorları kullanılmıştır. Anahtar kelime olarak; “kangaroo care”, “newborn ınvasıve ınitiative”, “newborn pain” kullanılmıştır.19 randomize kontrollü araştırmayı içeren bir sistematik review derlemeye ulaşılmıştır ve sonuçları incelenmiştir. Kanıt değeri en yüksek olması nedeniyle, metaanaliz çalışması seçilip sonucu kritik edilmiştir. Bulgular: Sistematik review derleme sonucunda, invaziv işlemden 15-30 dakika öncesi, tek bezle ten tene kanguru bakımının yenidoğanın ağrısını azalttığı belirlenmiştir. Sonuç ve Öneriler: Kanguru bakımı hemşire ve ebeler tarafından uygulanabilen, non-invazif bir yöntemdir. Kanguru bakımı yenidoğan ünitelerinde güvenle uygulanabilir. Anahtar kelime: kanguru bakımı, yenidoğanda invaziv girişim, yenidoğanda ağrı Kaynaklar Johnston C, Campbell-Yeo M, Fernandes A, Inglis D, Streiner D, Zee R. “Skin-to-skin care for procedural pain in neonates (Review)”. The Cochrane Library, 2014. 21 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Doğumda Destekleyici Bakımın Doğum Sonuçları Üzerine Etkisini Belirlemeye Yönelik Kanıta Dayalı Araştırmaların İncelenmesi Derya Gönülütaş*, Merve Göktaş*, Naime Dağ*, Yaprak Özdemir*, Zeliha Gülsüm Yıldırım* *Niğde Üniversitesi Niğde Zübeyde Hanım Sağlık Yüksekokulu 4.Sınıf Öğrencisi Giriş: Doğum, anneliğe uyum sağlamada önemli olan fiziksel, duygusal ve sosyal birçok değişimlerin yaşandığı bir süreçtir. Bu süreçte yaşanan değişimler nedeniyle her kadın doğum esnasında desteğe gereksinim duyabilir. Amaç: Bu uygulamanın amacı, doğumda destekleyici bakımın doğum sonuçları üzerine etkisini belirlemeye yönelik kanıta dayalı araştırmaların incelenmesidir. Yöntem: “Cochrane Library”, “Trip Database”, “Medline (pubmed) arama motorları kullanılmıştır. Anahtar kelime olarak, “birth” , “supportive care” “midwife/nursing care”, kullanılmıştır. Konu ile ilgili beş tane çalışmaya ulaşılmıştır. Bu çalışmalardan bir tanesi metaanaliz çalışması, iki review çalışması, iki tanesi de randomize kontrollü çalışmadır. Uygun içeriği nedeniyle review çalışmasının sonucu kritik edilmiştir. Bulgular: Toplamda 15288 kadına uygulanan bu çalışmada rutin bakım ile destekleyici bakım karşılaştırıldığında; doğumda destekleyici bakım uygulamasının, spontan vajinal doğum oranını arttırdığı, bebeklerde düşük APGAR skoru ve vakum/forseps kullanımını azalttığı belirlenmiştir. Sonuç ve öneriler: Ebe/hemşire ve gebenin sosyal destek kaynakları tarafından uygulanan doğumda destekleyici bakımın doğum sonuçlarına olumlu etkisi olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: doğum, destekleyici bakım, ebe/hemşirelik bakımı Kaynaklar Hodnett E.D, Gates S, Hofmeyr G.J, Sakala C. “ Contınous support for women during childbirth”. The Cochrane Library, 2012; 10. 22 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Doğurganlık Çağındaki Kadınlarda Ağır Metal Maruziyeti Kübra DEMİR*, Namık BİLİCİ** *Karabük Üniversitesi Ebelik Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi **Karabük Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Yrd.Doç.Dr. Giriş: Çevre kirleticilerden olan ağır metaller antik çağlardan beri kullanılan toksik maddelerdir. Ağır metaller çevresel ve mesleki maruziyet yönünden önemli toksik etken maddelerden olup, insanlara pek çok şekilde bulaşmaktadırlar. Yaşamımıza karışan bu ağır metaller zamanla besin zincirini oluşturan organizmalarda birikmektedirler. İlk basamakta düşük düzeyde olan bu maddeler artarak giden besin zincirinin son basamağında zararlı olabilecek miktarlara ulaşmaktadır ki bu olaya biyolojik birikim denilmektedir. Ağır metallerin vücutta birikmesi ile anemi, öğrenme sorunları, IQ düşüklüğü, dikkat eksikliği, büyüme-gelişme bozuklukları, davranışsal bozukluklar, depresyon, böbrek yetmezliği, karaciğer hastalıkları, infetilite, kemik erimesi, kanser gibi hastalıklara neden olmaktadırlar. Ağır metaller hava, su, topraktan doğrudan temas ya da besin yoluyla insanlara bulaşmakta ve vücuttan atılımı uzun yıllar almaktadır. Anne vücudunda yıllarca biriken ağır metaller gebelik sürecinde transplasental yol ile fetüse geçmektedir. Ayrıca vücuttan itrah yollarından biri olan anne sütü ile de bebeğe geçebilmekte ve bebeklerin henüz immun sistemi şekillenmemiş olduğundan her türlü yapısal bozukluklara, organ ve dokularda ömür boyu onarılamayacak hasarlara neden olabilmektedir. Amaç: Bu çalışmada endüstri kuruluşlarının artması ile yaşamımıza büyük oranda karışan ve kuvvetli toksik etkileri olan ağır metallerin, gebelik sırasındaki etkileri ve anne sütünde bulunma oranlarının önemini vurgulamak amaçlanmıştır. Literatür Özeti: Yarsan ve arkadaşlarının 2000 yılında Van Gölü’nde yaptıkları bir çalışmada midyelerdeki ağır metal düzeylerine bakmışlardır. Bu çalışmada analiz edilen bütün midyelerdeki kurşun düzeyleri 1.43ppm, kadmiyum düzeyleri 0.09 ppm, bakır düzeyleri 5.83 ppm, çinko düzeyleri 15.93 ppm ve arsenik düzeyleri de 0.06ppm olarak tespit edilmiştir.Özçetin ve arkadaşlarının 2012 yılında yaptıkları çalışmada, 58 anneden topladıkları sütlerde Ni, Cd, Pb ve Sb düzeylerine bakmışlardır. İncelenen anne sütlerinin % 53.4’ünde Ni, % 17.2’sinde Cd, %12.1’inde Pb ve % 15.5’inde de Sb saptamışlardır. Çalışmaya dahil olan 58 anneden sadece 13’ünün (%22,4) sütünde bakılan ağır metallerin hiç biri tespit edilmemiş ve geri kalan annelerin sütlerinde bir veya birden fazla ağır metal bulduklarını bildirmişlerdir. ABD’de Cincinnati kentinde yapılan bir araştırmada 22 anne sütünün Cd konsantrasyonları, Almanya’da yapılan benzer bir çalışmada süt Cd düzeylerinin çok yüksek olduğu emzirme süresi boyunca hızla azalan bir trendde olduğu tespit edilmiştir.1972 yılında metil civa içeren fungisit ile muamele edilmiş buğday unundan yapılan ekmek ile beslenilmesi sonucu ıraklı annelerin sütünde 200 ppm civa ölçülmüştür. 23 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Sonuç: Çevre kirliliğinin önemli nedenlerinden olan ağır metaller birçok şekilde organizmaya girerler ve nesillerin devam etmesini sağlayan doğal bir döngü içinde çalışan üreme sistemini etkilemekte ve infertiliteye kadar giden olumsuzluklara neden olmaktadır. Bunlara ek olarak, gebelik sürecini de olumsuz etkilemekte ve transplasental geçiş ile fetüse zarar vermektedir. Ayrıca anne bebek bağlanmasında büyük önemi olan ve insan organizması için en önemli doğal besin kaynağı olan anne sütüne geçebilmektedir. Bu nedenlerden dolayı özellikle endüstri kuruluşlarının yoğun olduğu yerlerde gebeler, anneler ve bebekler izlem altında olmalıdır. Anahtar Kelimeler: Anne sütü, ağır metal, toksik madde, maruziyet 24 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Kafkasya Ülkelerinde Ebelik Eğitimi ve Ebelik Mesleği (Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, Rusya) ZülfiyyenNURALİYEVA İstanbul Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ebelik Giriş: Ebelik, tarihin en eski mesleklerinden biridir. Dünyanın her yerinde ve her zaman kadın doğumda bir başkasından yardım almaya ihtiyaç duymuştur. Ebe de doğuran kadının yanında olmuştur. Tarih boyunca ebelik mesleği zaman ve ülkelere göre değişim dönemleri göstermiştir. Amaç: Kafkasya ülkelerinde ebelik eğitiminin genel olarak incelenmesi, bilgi, görgü ve deneyimlerimizi meslektaşlarımıza aktarıp, bilgilenmelerini sağlamaktır. Yöntem: Çalışmada Kafkasya ülkelerindeki ebelik eğitimi literatür taraması ile beraber, söz konusu ülkelerde ebelik eğitimi almış kişilerle görüşülerek, elde edindiğimiz izlenimler aktarılmaktadır. Bulgular: Azerbaycan, Ermenistan, Rusya ve Gürcistan’da tek yetkili yasal düzenleme kurulu Sağlık Bakanlığı’dır. Ebe olabilmek için; teorik ve pratik eğitimin alınması şarttır. Söz konusu ülkelerde ebelik eğitimi, 11 veya 9 senelik ortaöğretim eğitimi üzerine 2-3 yıl süren kolej (meslek yüksekokul) eğitimi ile verilmektedir. Ancak Gürcistan’da Tiflis Devlet Tıp Üniversitesinde ebelik yükseköğrenim programı (İngilizce, Rusça, Gürcüce ) vardır. Azerbaycan’da 2 kolej (Bakı 1 No’lu Tibb Kolleci, Bakı 2 No’lu Tibb Kolleci), Ermenistan’da 1 kolej (Yerevan State Base Medical College), Rusya’nın da birçok eyaletlerinde ebelik kolejleri mevcuttur. Söz konusu ülkelerde ebelik yüksek lisans ve doktora programları yoktur. Kolejlerde teorik bilgiler Kadın doğum ve Jinekolog uzmanları tarafından veriliyor. Ebeler sadece sahada öğretici görevini üstlenmiş durumdalar. Bu ülkelerde doğum evleri mevcuttur (sadece doğumların yapıldığı). Ebeler doğum öncesi ve sonrası ebelik hizmetleri vermekle beraber doğumu etkin bir şekilde yürütebilen kişilerdir. Tıbbi gereklilik olmadığı müddetçe Kadın Doğum ve Jinekolog uzmanının müdahalesine başvurulmuyor. Sonuç: Söz konusu ülkelerde ebelik eğitimi çok iç açıcı olmamasına rağmen ebelerin kendi mesleğini etkin bir şekilde icra etmesi mesleğin gelişmişliği ve sürdürülülüğü açısından önem arz etmektedir. Ebelik mesleğinin günümüzdeki durumunu anlamamız için gelişmiş ve gelişmekte olan ülke örneklerinde ebelik mesleği daha yakından incelenmelidir. Kaynaklar: http://www.tiflistipuniversitesi.com http://ru.m.wikipedia.org/wiki/Акушерство http://cfmidwifery.org/states/states.aspx?ST=GA http://hy.wikipedia.org/wiki/Մանկաբարձությունը_և_գինեկոլոգիան_Հայաստանում http://association-hera.blogspot.com.tr/2011/09/blog-post_27.html (Erişim tarihi; 15.04.2015) Anahtar Kelimeler: Ebelik Eğitimi, Ebelik Mesleği, Kafkasya Ülkelerinde Ebelik, Azerbaycan’da Ebelik, Gürcistan’da Ebelik, Ermenistan’da Ebelik, Rusya’da Ebelik 25 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Fiziksel Engelli Bireylerde Cinsel Uyarıda Yaşanılan Güçlükler ve Çözüm Önerileri *Ebe Meryem Saatçi ÖZET Dünya Sağlık Örgütü engelliği, bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerinden belirli bir oranda ve sürekli olarak işlevi ve görüntü kaybına neden olan organ yokluğu veya bozukluğu sonucu kişinin normal yaşam gereklerine uyamama durumu olarak tanımlamıştır.(1)Ülkemizde ise engelli tanımı T.C. Başbakanlık Özürlüler Dairesi Başkanlığı’na göre “Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi” şeklinde tanımlanmaktadır.(2) Fiziksel(bedensel)engel, insan yapı ve biçiminde fiziksel yönden herhangi bir bozukluk veya eksiklik oluşturarak yine onun yeteneklerini engelleyen veya bütünüyle kaldıran bozukluktur.(3) Fiziksel engellilik doğuştan ya da sonradan oluşabilir. Konjenital veya doğum sırasında meydana gelen bazı bozukluklar, kişilerin normal cinsel olgunluğa erişmesinde sıkıntılara neden olabilir.(4) Cinsellik bütün insanlar için bir ihtiyaçtır. Aynı zamanda cinsellik insan için yaşam kalitesinin önemli bir boyutunu oluşturmaktadır. Tüm toplumlarda cinsellik bireylere mutluluk getirebileceği gibi anksiyete ve umutsuzluk da getirebilmektedir.(5)Fiziksel engelli olan kişiler, fiziksel bozulmayla ilişkili olarak birçok cinsel ve sosyal engelle mücadele etmektedir. Yapılan araştırmalarda fiziksel engellilerin cinsel ilişkilerde yaşadıkları birtakım zorluklar tanımlanmıştır.(4)Aynı zamanda fiziksel engellilik, cinsel uyarı oluşumunda da birtakım sorunlara yol açabilir. Sonuç olarak; fiziksel engelli bireyler diğer alanlarda olduğu gibi cinsel yaşamlarında da oldukça fazla zorluklar yaşayabilirler. Fiziksel engelli bireylerde cinsel sorunların belirlenmesi; cinsel uyarıda yaşanılan güçlüklerin aşılmasında yol gösterici olacaktır. Anahtar Sözcükler: Fiziksel engellik,cinsellik,cinsel uyarı,güçlük Kaynaklar Hanson L.Designing with Care:A Guide to Adaptation of the Built Environmen for Disabled Persons.,New York,United Nations,1983 Özürlüler Kanunu ve İlgili Mevzuat T.C.Başbakanlık T.C.Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı,Dördüncü Baskı,Ankara,2010 Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı ve DİE “Türkiye Özürlüler Araştırması”,Aralık 2002 Glass C,Soni B.Toolbox:Sexual Problems of Disabled Patients.West J Med.1999:171:107-109 Earle S.Disability,facilitated sex and the role of the nurse.Journal of Advanced Nursing.2001;36(3),433-440 Taleporos G,McCabe MP.Physical disability and sexual esteem.Sex Disabil.2001;19:131-148 26 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Ebelerin Empati Eğitimi Alma Dönemlerine Göre, Annelerin Doğuma ve Ebeye Yönelik Bazı Algılarının İncelenmesi *Songül Aktaş, **Türkan Pasinlioğlu *Yard. Doç.Dr., KTÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi, TRABZON **Prof. Dr., Atatürk Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, ERZURUM Amaç: Ebelerin empati eğitimi alma dönemlerine göre, bu ebelerin doğumuna yardım ettiği annelerin doğuma ve ebeye yönelik bazı algılarının incelenmesidir. Materyal ve Metod: Yarı deneysel araştırma deseninde olan bu çalışma, Şubat - Ekim 2013 tarihleri arasında Trabzon KEA Hastanesinde vajinal doğum yapan annelerle gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini vajinal doğum yapan tüm primipar anneler oluştururken, örneklemini ise güç analizine göre belirlenen 67’şer primipar anneler oluşturmaktadır. Çalışma; etik kurul ve annelerden yazılı onam alınarak yapılmıştır. Anneler; ebelerin empati eğitim öncesi doğuran (EEEÖD) ve empati eğitimi sonrası doğuran (EEESD) olmak üzere 2 grup şeklinde, toplam (67’şer) 134 kişiden oluşmakta olup; doğum salonunda aktif çalışan 15 ebenin, bizzat doğumuna yardım ettiği (doğumun 1.,2.,3. ve doğum sonrası ilk 2 saat içerisinde) kişilerdir. Bu anneler; sosyo- demografik, obstetrik ve doğumda bazı tıbbi müdahale uygulanma (epizyotomi, oksitosin vb) özelikleriylede 2 grupta homojen tutulmuştur. Ebelere; didaktik anlatım, yaratıcı drama, psikodrama, video gösterimi gibi tekniklerle toplam 32 saatlik empati eğitimi verilmiştir. İlk veriler, EEEÖD annelerden toplanmıştır. Daha sonra ebelere empati eğitimi verilmiş, bu eğitim süresince annelerden veri toplanmamıştır. Ebelerin empati eğitimi bittiğinde, EEESD annelerden veri toplanmıştır. Veriler; anne tanıtıcı anket formu ile elde edilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde; yüzdelik ve Ki-kare testi uygulanmıştır. Bulgular: Çalışma kapsamındaki tüm annelerin çoğunluğu; 20-29 yaş aralığında, (%72.4) ortaokul ve lise mezunu (%31.3), ev hanımı (%88.6), aile tipi çekirdek (%71.6), il merkezinde yaşamakta (%54.5) ve orta düzeyde gelir algısına (%85.1) sahiptir. Doğumu EEEÖD annelerin; %6’sı kolay, %32.8’i çok zor /çok yorucu şeklinde algılar iken; EEESD annelerin %19.4’ü kolay, %13.4’ü de çok zor/çok yorucu şeklinde algılamıştır (p<0.05). Annelerin gerçekleştirdiği doğumundan ‘‘memnuniyet duyması’’ EEEÖD annelerde %9.0 iken; EEESD annelerde bu oran %37.3 olarak saptanmıştır (p<0.05). Annelerin doğuma yönelik iletişim ve bakım beklentilerinin ebeler tarafından karşılanma durumları incelendiğinde beklentinin “karşılanmaması” EEEÖD annelerde %22.4 oranında iken; EEESD annelerde %4.5 olarak belirlenmiştir (p<0.05). Annelerin, doğum eylemi süresince bakım veren ebe /ebelerden memnuniyet durumları incelendiğinde; ebesinden “memnuniyet duyma” EEEÖD annelerde %44.8; EEESD annelerde ise %79.1’dir. (p<0.05). Annelerin, olası bir sonraki doğumunu yine aynı ebe /ebelerin yardımıyla “doğurmayı istemesi” EEEÖD annelerde %46.3; EEESD annelerde ise %73.1’dir (p<0.05). 27 5. Ankara Ebelik Günleri (Uluslararası Katılımlı) 4-8- Mayıs 2015 Sonuç: EEESD annelerin; doğum, doğumundan ve doğumuna yardım eden ebeden memnuniyet algıları, ebelerin annelerin beklentilerini karşılama ve olası bir sonraki doğumunu yine ebe yardımıyla isteme durumları, EEEÖD annelerle karşılaştırıldığında; gruplararası fark, EEESD annelerin lehine istatistiksel açıdan anlamlı bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Ebe, empati eğitimi, doğum, primipar anne, algı, memnuniyet Not: Bu çalışma “113S672 nolu Ebelerin Empati Eğitimi Alma Dönemlerine Göre Annelerin Doğumda Memnuniyet Algılarının İncelenmesi Konulu TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Projesi” kapsamında desteklenmiştir. 28