kurtarbizikanada - FarukArslan.com
Transkript
kurtarbizikanada - FarukArslan.com
Faruk Arslan Kurtar Bizi Kanada Kanada’ya Gitmenin Yolları Faruk Arslan 1 Faruk Arslan 2 Faruk Arslan 3 Faruk Arslan [Faruk Arslan] 12 Nisan 1969'de Ankara'da doğdu. Aslen Çorumludur. 3 yıllık GATA Sağlık Astsubay Hazırlama Okulu'ndan mezun oldu. Azerbaycan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirdi. Hazar'ın Statüsü konusunda tez yazarak 1997'de ‘Uluslararası Hukukçu’ unvanını kazandı. Kanada’da Centennial College'den 2008’de ‘Sosyal Toplumcu’ diplomasıyla mezun oldu. Toronto’da York Üniversitesi’nde sosyoloji alanında eğitim yaptı. Arslan, Karabağ, Çeçenistan ve Abhazya savaşlarını yakından takip etti. Hazar'ın enerji rezervleri ile ilgili yazdığı 3 binden fazla haber ve makale Türk ve yabancı basında yayımlandı. Azerbaycan Zaman gazetesinde muhabirlik, haber müdürlüğü ve köşe yazarlığı yaptı. CHA Azerbaycan temsilciliğini 3 yıl yürüttü. 2 yıl süresince Türkiye'de yayımlanan Zaman gazetesinde Bakü Mektubu adlı köşeyi yazdı. Azerbaycan'da yayımlanan ilk çocuk gazetesi Tomurcuk'un kurucularından oldu. Zaman gazetesinde 2000 yılı sonuna kadar Ankara'da diplomasi, dış politika ve enerji muhabirliğini yürüttü. 14 ülkede basılan Zaman gazetesine yönelik özel araştırma dosyaları hazırladı. Türk dünyası özel muhabirliği yaptı. Azerbaycan Gazeteciler Cemiyeti, Ankara Diplomasi Muhabirleri Derneği ve Kanada Etnik Gazeteciler Derneği üyesidir. 2000-2001’de Kanada’da Zaman gazetesi temsilciliği görevini üstlenirken, Toronto muhabiri olarak çalıştı. Kanada Türkleri’nin posta ile dağılan ücretsiz haber dergisi Sunrise'ı kurdu ve bir yıl boyunca editörlüğünü üstlendi. 1998-2004 periyodunda Ali Alperen mahlasıyla sırasıyla Gündüz, Muhalif, Gelecek gazetesi, Hür Gelecek gazetelerinde köşe yazdı. 2004 yılında Metafizik Magazin dergisinde yazıları yayımlandı. 2004’den beri Kanada’da beş bin tirajla yayımlanan ve ücretsiz dağıtılan Canada Türk’te, 2006’dan beri Almanya’da yayımlanan Platform dergisinde, 2000’den beri ise, internet medyasında aralıksız köşe yazılarıyla haberciliğini sürdürdü. Evli ve iki çocuk babası olan Arslan, Kanada ve Türkiye vatandaşı olarak Kanada’da gazetecilik yaşamını sürdürüyor. Arslan, iyi derecede İngilizce, Almanca ve Azerice biliyor. Yayımlanmış Eserleri: Matrix’in 11 Eylül Kurgusu Hazar’ın Kurtlar Vadisi: Petrol İmparatorluğunda Güç Savaşları Net Kırılma: Evenjelik Harbin Kurgusu Mason Bektaşiler Kanada’ya Gelmenin Yolları-Kurtar Bizi Kanada Mesih’in Hızır’ı Barnaba: Hristiyanlığın Gizli Tarihi Keşmir’de Hz. İsa Efsanesi September 11 Fiction of Matrix Vadi’nin Şifresi Çözülüyor Karakutu Ergenekon’un Karanlık İsmi: Tuncay Güney 4 Faruk Arslan İçindekiler Giriş ....................................................................................................9 CAN ADAMIZ KANADA ..............................................................9 Birinci Bölüm...................................................................................17 NEDEN KANADA? .......................................................................17 İkinci Bölüm ....................................................................................35 KANADA GÖÇMENLİĞİ TARİHİ .............................................35 Üçüncü Bölüm ................................................................................47 GÖÇMENLİĞE İLK ADIMLAR, İLK GÜNLER ........................47 Dördüncü Bölüm ............................................................................89 GÖÇMENLİĞİN ÜÇ DÖNEMİ....................................................89 Beşinci Bölüm................................................................................117 KANADA'DA İŞ ARAMA BELASI ...........................................117 Altıncı Bölüm ................................................................................185 40’INDAN SONRA YENIDEN MESLEK SEÇMEK ................185 Yedinci Bölüm...............................................................................209 İŞ ARAMA İŞ KUR.......................................................................209 5 Faruk Arslan Sekizinci Bölüm ............................................................................259 KANADA’DA ÖĞRENCİLİK YOLLARI..................................259 Onuncu Bölüm..............................................................................325 Göçmenlik Başvurusu Rehberi ...................................................325 Onbirinci Bölüm ...........................................................................365 PARAŞÜTLE İNME: İLTİCA YOLU .........................................365 Kaynakça........................................................................................399 Tanıtım. ..........................................................................................405 6 Faruk Arslan 7 Faruk Arslan Giriş CAN ADAMIZ KANADA Bulundukları ülkelerde yıllar içinde yabancılıktan vatandaşlığa terfi etseler de, Türkler açısından topluluk yaşamının gerektirdiği iletişim ihtiyaçlarının karşılanması önemli bir sorun olarak duruyor. Çevrelerini en önemli araçla, “anlayabildikleri dil ile” algılama ve ifade etme ihtiyacı başta olmak üzere, kültürel kimliğin, özellikle de anadilin korunması ve geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Yurtdışında faaliyet gösteren ulusal ve bulundukları ülkelerde kurulmuş yerel medya organlarımız günlük, haftalık, onbeş günde bir veya aylık tüketilen sınırlı bir bilgiyi aktarıyor. Bu nedenle yaşadığımız ülkelerde edindiğimiz tecrübeleri kitaplara geçirmek zorunlu hale geliyor. Kanada’da Türk gazetelerin temsilciliğini yapmış bir gazeteci-yazar, Türkçe yayın yapan Sunrise dergisinin kurucu editörü, 2004’den beri önce aylık sonra onbeş günde bir yayına dönüşen en etkin Türk toplumu gazetesi Canadatürk’ün Yayın Danışmanı ve yazarı olarak uzun zamandır Kanada’yı tanıtan bir kitap yazmam konusunda yoğun taleplerle karşılaşıyordum. Bu kitapda Kanada’nın gerçeklerini anlatmalı, sosyolojik, tarihi değerlendirmeler yapmalı ve deneyimlerime, anılarıma yer vermeliydim. Göçmen olarak Kanada’ya gelmek isteyen öğrenci, işadamı, göçmen veya ziyaretçi vizesiyle ülkeyi tanımak isteyenlere yol göstermeliydim. En az bu ülkede 10 yıl 8 Faruk Arslan yaşamalıydım ki, bu kitap yüzeysel bilgiler içermesin, derin analizlerle süslensin ve bekleyenleri hayal kırıklığına uğratmasın. Kanada’nın hem ülkemizde hemde dünyada mükemmel bir imajı var. Kanada’da yaşamak isteyen o kadar çok vatandaşımız var ki, artık onlara cevap yazmaktan yorulup, elinizde tuttuğunuz eseri kaleme almaya karar verdim. Kitabımıza adını veren ' Kurtar Bizi Kanada' kelamını sadece Türklerin ve diğer 200’ü aşkın ülke vatandaşının hayallerinden geçirdiği bir rüya değil. Buna Amerikalılarda dahil. Kanada, Red-Kit’den kaçan Daltonların sığındığı bir kaçaklar ülkesi olmaktan öte bir umut kapısı, sevecen bir yuvadır. Türkiyede yaşayan herkeste yurtdışı sevdası vardır ama yurtdışına çıkınca bu sefer Türkiye sevdası başlar. Kanada'ya gelen ilk Türkler Almanya'ya gidenler gibi bir gün geri döneceklerini hayal ettiler 1960'larda. İlk Türkler 1880’lerde Osmanlı vatandaşı olarak geldi. Birinci dünya savaşında savaş stresi yıllarında pek çok Ermeni, Rum ve Süryani Kanada’ya sığındı. 2009 yılında Kanada’da yaşayan ilk gelen Türk 101 yaşını kutladı. Yıllar sonra 8 Türk Toronto'ya 1955'de geldi. Kanada'ya uyum sağlayınca kendi ülkelerini kanıksadılar. Eğri giden olguları, olayları, uygulamaları daha net görür hale geldiler. Bu sefer Türkiye'ye yeniden uyum sağlama fobisi sardı bünyelerini. Almanya serüveni gibi ikinci, üçüncü nesiller yetişmeye başladı. İlk gelen yüksek eğitimli, çoğunluğu mühendis Türklerdi. İş bularak veya öğrenci olarak geldiler. Kanada toplumu içine karışarak eridiler, Türklerden kendini soyutladılar. Bu nedenle Türk toplumu oluşamadı, yerleşik düzene geçemedi. Çünkü ilk gelenlerin dini inançları zayıftı, Kanada'nın yumuşak 9 Faruk Arslan asimilasyon politakasına yenildiler. Çocukları artık tam bir Kanadalıydı, Türk gibi düşünemiyor, pek azı müslüman gibi yaşıyordu. Milliyetçilik damarı ile pek azı Türk toplumu içinde kaldı. 1986'da gelen ikinci dalga Türkler, köylüydü. Nevşehir, Denizli, Konya ve Kahramanmaraş'ın köylerindenTürkler, Kanada’nın vize uygulamadığını duyunca biletini alıp soluğu Montreal ve Toronto’da aldı. Merhum Turgut Özal, Kanada ile karşılıklı vize uygulamasını kaldırdığını nereden duydularsa bu beldelerin uyanık köylüleri toplu biçimde pasaport çıkartıp Kanada'ya göç etmişti. Toronto'ya, Montreal'e inen uçaklar her seferinde 400'er Türk getiriyordu. Kanadalılar Nevşehir'i, Denizli’yi Türkiye'nin en büyük kentleri sanıyordu. Bu seferler aylarca aralıksız sürdü. Gelenler, ömürlerinde şehir görmemiş, güttüğü ineği, ektiği tarlayı bırakıp göç etmişti. Okuma yazma dahi bilmeyen bu Türklerin çoğunluğu ilkokul bile bitirmemişti. Paraları, eğitimleri, meslekleri yoktu, hemen hepsi iltica ettiler. Ekonomik zorlukları söyleyemediler, siyasi mülteci oldular. En altdan biraz üste tırmanırken kültürlerini yaşatma duygusuyla dine sarıldılar. Ama çalışkandılar. İlk Türk sivil toplum örgütleri böylece şekillendi. Camiler açıldı, kültür merkezleri çiçek açtı. Cenazelerin kaldırılacağı bir mekan olmaması, müslüman Türklerin Hıristiyan mezarlığına gömülmesi üzerine Pape ve Gerard’ta ilk caminin alınması için herkes elini cebine attı ve cami 1986’da açıldı. Süleyman Hilmi Tunahan grubunun Fatih Cami 1980’de, Milli Görüşcülerin Zafer Cami 1988’de ve Nevşehirlilerin Mevlana Cami 2000’de faaliyete başladı. Eğer bu Türkler iltica etmemiş olsaydı, daha çok vatandaşımız gelebilirdi. Kanadalılar uzun süre 10 Faruk Arslan uyanmıyabilirdi. Türk Dışişlerine sordular, aldıkları cevap: ' Beğenmiyorsanız vize uygulayın' şeklindeydi. Dışişleri Bakanlığında Mesut Yılmaz oturuyordu. Vize uygulaması başlayınca göç bıçak gibi kesildi. 2000 yılında ve 2001 baharında Türkiye'de başbveren ekonomik ve siyasi krizler, tekrar Kanada'ya akını başlattı. 28 Şubat süreci sonrası kendilerini Kanada'da bulan genç, eğitimli, dinamik yeni nesil farklıydı. Bu arada sistemin dışladığı Kürtler, Aleviler, Süryaniler gibi diğer Türkiyeli ' küskünler' ile eğitimli, meslek sahibi göçmenler, Kanada'yı keşfetmekten oldukça memnundu. Militize, politize edilmiş Kürtlerin Kanada'yı seçmesinin nedeni artık Almanya ve Avrupa ülkelerinin Kürtlerin sahte iltica taleplerini kabul etmemesiydi. Almanya'daki iltica isteklerine yüzde 90 oranında ret yiyen Kürtler, bakir Kanada'yı seçerek kısa sürede oturum haklarını aldı. Kanada sundukları sahte belgeleri ve oynadıkları tiyatroyu, eğer kaliteli yapabiliyorlarsa yutuyordu. Dindarlara baskılardan dolayı Avrupa'yı yıllar önce terkederek Amerika kıtasını keşfedenlerin yerini, dinini, geleneksel kimliğini yaşayamadığı için can vatanı Türkiye'sini ' ya terket ya terket ' diye ayrılanlar alıyordu. Türk lobisi oluşturma fikri, yeni jenerasyonun göçü ile ivme kazandı Kanada'da. Tabii Kürtlerde, Kürt lobisi oluşturmayı ihmal etmedi. 2000 sonunda Toronto'ya ayak bastığımda Türkiye'den sadece 5000 Türk-Kürt yaşıyordu. Kanada genelinde ise 20 bin Türkiyeli olduğu sanılıyordu. Bugün 20 bin Türkiyeli sadece Torontoda yaşıyor, Montreal'de 15 bin, Ottawa ve Vancouver'da beşer bin olmak üzere altmış binin üzerinde vatandaşımız Kanada'yı 2. vatan edindi. Kanada'ya geldiğimde Alevilerin çıkardığı Bizim 11 Faruk Arslan Anadolu ve ABD'de basılıp Kanada'da dağıtılan Zaman gazetesinden başka Türk medyası yoktu. Bir yıl üstlendiğim Zaman gazetesi Kanada temsilciliği ve Toronto muhabirliği dönemimde para ile satılan gazeteden ziyade bedava satılan toplum dergisine ihtiyaç olduğunu gözlemledim. Zira etnik milletler kendi dergilerini aldıkları reklamlarla ücretsiz çıkartarak bedava dağıtıyordu. Rusların altı, Korelilerin on, Filipinlerin bile onüç dergileri vardı. Bu nedenle 2002 Eylülünde Sunrise dergisinin ilk sayısını çıkarttık. 3 bin adet basılan aylık ücretsiz dergi Türklerin adreslerine postalanıyordu. Kısa sürede dergimiz bir numara haline geldi ve Türk işadamı olmadığı için reklam alamazsınız denilen sektörde önceleri 3 bin dolar, daha sonraları beşbin dolara varan reklam almaya başladı. 2003 Eylül'ünde tiraj beş bine çıkmıştı. Daha önce Radyo Merhaba'nın ve Pape Cami'nin dergi denemeleri başarısız olmuş ve külliyen zarar ile kapatmıştı. Kürtler bu başarıyı görüp hemen Mezopotamya adlı ayrılıkcı yayınlarını çıkardı. 2007 yılında Yeni Hayat, Tunceli Kürt Alevisi Süleyman Güven tarafından çıkarılmaya başlandı. Hasan Yılmaz ise Sunrise'dan ayrılarak Canadatürk aylık gazetesini Ocak 2004’de beş bin tirajla çıkartmaya başladı. Türk medyasının yeşermesiyle lobicilik hızlandı. İlk Kanada izlenimlerin oldukça toz pembeydi. Üçüncü dalga ile son yıllarda gelenler, eğitimli gençler ve ailelerden oluşuyordu. Ancak Kanada'daki Türk toplumu oldukça dağınıktı. Yunanlılar, İtalyanlar ve Çinliler kendilerine mahalleler kurmuş iken Türkler lobisizdi, yalnızdı. Kanada, kültür zenginliğine önem veren bir ülke olarak hoşgörü ve tolerans kimliğin bir parçasıydı. Yinede Kanada kültürüne WASP (White-Anglo-Sakson- 12 Faruk Arslan Protestan) anlayışı hakimdi. Her ülkeden her ırktan insanlara 'çok kültürlülüğü kaynaştırma programı' ile doğaçlama yapılıyordu. Bu yaklaşım insanlara Kanada'yı sevdiriyordu. Kimse kimsenin hakkına tecavüz etmiyordu. 'Sıfır risk ' ile paniksiz, stressiz yaşamak, sansasyona, şok kararlara alışmış Türkler açısından oldukça lükstü. Bu kitapda, ilk önce Kanada’ya göç tecrübesi yaşamış olanların başta şahsımın deneyimlerini aktararak gerçek Kanada’yı anlatacağız. Tecrübelerinden istifade ettiğim Sunrise Dergisi, Canadatürk yazarlarına, Kanadainfo ve Simit Kokusu network gurubuna ve tecrübelerini yazarak gönderenlere teşekkürlerimi sunuyorum. Bu bölümleri okuduktan sonra halen başvuru yapmaya kararlı iseniz, günah benden gider. Zaten ‘gelmeyin’ diye yalvardığım arkadaşlarım pılıyı pırtıyı toplayıp geldiler, ‘gelin’ diye dil döktüklerim Kanada’ya gelmediler. Bu durum tam bir ‘Türk işi’ algılama sorunu. Her koyun kendi bacağından asılır demek istemiyorum. Kimseyi zorla göç ettiremezsiniz, kimseye de ‘gelme’ diyemezsiniz. Kanada’yı toz pembe gösterip, acı gerçekleri perdelemek istemedim. Eğer sonuna kadar okumaya kararlı iseniz, resmi prosüdürün ayrıntılarını inceleyebilirsiniz. Kanada’ya göçmenliğini bekleyenler, işadamları ve öğrenciler ile ülkeye yeni gelenler için bu bir başucu kitabıdır. Kanada’ya göç etmek, hayatınızın en önemli ve radikal kararı. Kendinizle dürüst olmanız gerekiyor. "Ben niye gidiyorum" sorusunu samimi bir şekilde cevaplarsanız kararınız ortaya çıkacaktır. Eğer çok para kazanmak, zengin olmak, kısa yoldan köşeyi dönmek gibi amaçlarınız varsa, Kanada size göre bir yer değil. Eğer amacınız Türkiye'deki her türlü saçmalıktan, trafikten, hava kirliliğinden uzak insanca yaşamaksa, o 13 Faruk Arslan zaman gidin. Şekilcilik, gösteriş budalılığı, lüks ve israf yarışı, en yakın akrabalarınızın dahi samimiyetsizliği sizi sıkıyorsa, durmayın bir dakika! Çocuklarınıza iyi bir eğitim ve gelecek sağlamaksa, tam isabet doğru bir karar veriyorsunuz. Ama unutmayın ki her şeyin bir bedeli var, bunun için çok çalışmanız ve çok mücadele etmeniz gerekiyor. Bu kitapda, Kanada’ya göç tecrübesi yaşamış olanların deneyimlerini, gerçek Kanada’yı bulacaksınız. Kanada göçmeni olmak isteyenlere, öğrenci veya ziyaretçi vizesiyle ülkeyi tanımayı hayal edenlere Kanada’ya gitmenin yolları gösteriliyor. Göçmenliğin, öğrenciliğin onlarca çeşidi ve çıkartılan engelleri aşmanın püf noktalarını ancak burada okuyabilirsiniz. Kanada’da nasıl iş kurulacağını, dil kursuna, üniversiteye, master ve doktoraya nasıl başvurulacağını öğreneceksiniz. Göçmenlerin yaşadığı sıkıntılarıyla tanışacak ve en belalı mesele iş bulma yollarında yaşanmış tecrübelerden dersler alacaksınız. Bu kitabı okuduktan sonra dünyanın en özgür, en yeşil, en konforlu, çok kültürlü, çok dinli, bol hoşgörülü canlar, cananlar diyarını keşfedeceksiniz. Kanada'yı Türkçe okunduğu gibi 'Kan' ile telaffuz etmek demek hoşuma gitmiyor; bu ülke İngilizce telaffuzun Türkçe okunmasıyla 'Can Ada' mız... Eğer mücadele gücünü kendinizde buluyorsanız, yolunuz açık olsun... Toronto, Kanada Faruk Arslan 5 Ağustos 2009 14 Faruk Arslan 15 Faruk Arslan Birinci Bölüm NEDEN KANADA? 2008 yazından beri tufana dönüşen global ekonomik krizin teğet geçtiği ülkelerden biri Kanada. Bankacılık sistemi çok sağlam. Ayrıca bir sosyal devlet olarak kriz olsa bile vatandaşını ezdirmeyen, sübvansiye eden bir yapı var. ABD’ye bağlı araba fabrikaları dışında krizden etkilenen olmadı denilebilir. Amerikalılar ve green kartlı göçmenler dahi iş aramak için Kanada’ya akın etti. Bu yoğun ilginin kriz derinleştikce artacağı gözlemleniyor. Kanada, topraklarına göre dünyanın ikinci büyük ülkesi. Pasifik (Büyük Okyanus), Arktik (Kuzey Buz Denizi) ve Atlantik gibi üç büyük okyanusun arasında kalmış bir yarım ada. 250 bini aşkın gölü ile dünyanın en sulak ve yeşil topraklarına sahip. Kanada'nın yüzölçümü Türkiye'nin 11 katı. Sırf gölleri ve balta girmemiş ormanları Türkiye toprakları kadar. On eyalet ve üç bölgeden oluşuyor. Birleşmiş Milletler, tam 7 yıl üst üste, Kanada'yı dünyanın en yaşanılır ülkesi seçti. UNESCO, Toronto'yu ve Vancouver'ı arka arkaya 2000’lerde yaşanılacak en güzel şehir olarak gösterdi. Gerçi Toronto bu özelliğini yitirdi, ama Vancouver halen dünya üçüncülüğünü koruyor. Olumlu ve olumsuz yanlarını objektif olarak ele aldığım bu kitap rehberliğinde, artık Kanada'da yaşama şansına siz de sahip olabilirsiniz. Nefes kesici doğal güzellikleri, konforu, yaşam standardı, mükemmel sağlık sistemi, yüksek eğitim seviyesi ve temiz doğal çevresiyle Kanada, tam yaşanacak ve aile kurulacak bir ülkedir. Kanada göçmenlerin eseridir ve yaşlanmakta olan 16 Faruk Arslan Kanada nüfusuna en büyük destek halen göçmenlerden gelmektedir. Günümüzde, Kanada'ya her yıl 200 değişik ülkeden ikiyüz bini aşkın göçmen geliyor. Kanada, bünyesindeki bu çeşitlilikle gurur duyar. Kanada'da, göçmenler ekonominin tüm nimetlerinden tam olarak yararlanırlar. Dahası, Kanada Haklar ve Özgürlükler Yasası sayesinde, göçmenlerin hakları, ülkenin tüm halkı gibi yasalarla korunacaktır. Dilinizi koruyacak, kişisel, dini özgürlük ve emniyete ayrıca ifade özgürlüğüne sahip olacak, dernek kurma ve barışcıl amaçlarla toplanma hakkına sahip olacak ve kanun karşısında diğer bireylerle eşit olacaksınız. Ayrıca, Kanada'nın her yerinde yaşama ve çalışma hakkınız olacaktır. İşlerinizi Kanada'da sürdürdüğünüz takdirde, hitap ettiğiniz pazar, Kanada'nın 32 milyonluk nüfusundan çok daha büyüktür. Kanada, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'nı (NAFTA) ABD ve Meksika'nın yanı sıra kabul etmiş bir ülkedir. Dolayısıyla, Kanada'da iş yaptığınızda, GSMH'si 8,5 trilyon dolar olan bir pazara sahip olmuş olacaksınız. Kanada'nın ABD'den farkı, herkesin sağlık sigortasına ve işsizlik garantisine sahip oluşu ve kayıt altında bulunmasıdır. Acımasız kapitalist bir hayat içinde boğuşmak, at gibi çalışıp fil gibi yemek isteyen, zenginlik peşinde olanlar ABD'yi seçer. Kapitalizmin yanısıra sosyal güvencelere sahip olarak gelecek endişesi taşımak istemeyenler, insan gibi çalışıp fil gibi yemek isteyenler Kanada'ı tercih eder. Zengin olmak isteyen yeni ve eski Kanadalılardan her yıl yüzbini ABD'te göç ederken, rahat, baş ağrısız bir yaşam sürmek isteyen 30 bin Amerikalı Kanada'ya yerleşir. Kanada, yaşam pahalılığı konusunda G-7 ülkeleri içinde en son sırada yer alıyor. Ancak vergilendirmede 17 Faruk Arslan ise, 2. sırada. İş masrafları, ABD'de iş yapma masraflarının %57'si olduğu için NAFTA anlaşmasından sonra ekonominin yüzde 45'ini yaptıkları yatırımlarla Amerikalı şirketler ele geçirdi. Kanada halkının %47'si lise, %30'u üniversite mezunudur. Göçmenlerin tamamına yakını üniversite veya daha üst düzey eğitim almış insanlardan oluştuğu için Kanada'yı yüksek eğitimliler ‘cenneti’ adlandırabiliriz. Enflasyon'un 5 yıllık ortalaması %1.6 civarında, işsizlik oranı ise %7. Aslında işsizlik oranı sıfıra yakın, sözkonusu yüzde 7 gizli işsizler, işi olupta devletden gizleyerek sosyal yardım alan uyanıklardan oluşuyor. Uyuşturucu, içki bağımlısı, tembel Kızıldereliler, renkli insanlar, (bu ülkede zenciye zenci denilemediği için bu tabiri kullandım) Kanadalı vurdumduymazlar, aklı dengesi yerinde olmayanlar ile yeni gelen çaylaklar dışında işsiz kimse yok denilebilir. İş beğenmeyen vardır. İşsizlik oranının belirli seviyede resmi olarak tutulması, Kanada ekonomisi ve siyasetinin asıl patronu olan 150 büyük şirketin ve onların başı Power Corporation'ın kararıdır. Kanada'nın başbakanları demokrasi yoluyla da olsa bu şirketden çıkartılır. Kanada'yı 13 yıl idare eden eski başbakan ve Maliye Bakanı Jean Chretien bu şirketin patronunun damadıydı. Eski Maliye bakanı, eski başbakan Paul Martin ise eski genel müdürüydü. İşsizlik resmi olarak sıfır olursa işçi saat ücretleri psikolojik olarak 1995'lere kadar olduğu gibi 15 dolara yükselirdi. Uuzn yıllar burakam 8 doların altındaydı. 31 Mart 2009 itibariyle Ontario’da asgari saat ücreti 9,50, öğrenciler için 8,90’a çıkarıldı. 2010 yılında yetişkinler için 10,25, öğrenciler için 9,60 geçerli. 4500 km’yi aşkın karasınırı ve ekonomik olarak bağımlılık nedeniyle Kanada, 18 Faruk Arslan ABD’nin arka bahçesi olarak görülür. Düşmanı yoktur ki ordusu olsun, savunmaya büyük paralar harcasın. Dünyada Amerikalılar bugün ‘Amerikalıyım’ diye böbürlenerek dolaşamazken, ters bakışlardan korunmak için ‘Kanadalıyım’ diyorlar ve sempatik görünmeye çalışıyorlar. Çünkü Kanada, gerçekten herkese açık, sempatik bir ülke. 60 bin kişilik ordusunun yarısı BM’nin emrinde, dünyanın sıcak bölgelerinde barış amaçlı bekçilik yapıyor. Kanada’da askerlik mecburi değil, er askerliği 2500 Kanada doları maaşlı profesyonel bir iş. Yurtdışına gönderilen güçlerde maaş iki katına çıkar. Üniversite mezunu ve Kanada vatandaşı iseniz 5000 Kanada dolarına orduda subay olarak işiniz hazırdır. Pek çokları Kanada doları mı güçlü yoksa Amerikan doları mı diye soruyor. Amerika ve Kanada'da halen espiri olarak devam eden hangi doların güçlü olduğu tartışmasına iki ülke arasında karşılaştırma yaparak açıklık getireyim. Diyeceksiniz ki, Amerikan doları tabii ki, daha güçlüdür... Önce bu tatlı rekabetin bir fıkrasını anlatayım: Olay, henüz döviz kurlarının uygulanmadığı yıllarda ABD-Kanada sınırındaki bir şehirde geçmektedir. ABD ve Kanada malumuz para birimi olarak 'dolar' kullanmaktadırlar. Yalnız her iki ülke de kendi paralarının daha değerli olduğunu iddia etmektedirler. Şöyle ki Kanadalılara göre: 1 ABD Doları= 90 Kanada Centi, Amerikalılara göre ise: 1 Kanada Doları= 90 ABD Centi. Bir Amerikalı, cebindeki 1 dolarla dolaşmaya çıkar. Bir ara karnı acıkır ve simit alır (Amerikan simiti!). Simitin fiyatı 10 centtir. Cebindeki 1 doları verir. Simitçi bozuk para ararken cebinin bir köşesinde 1 Kanada doları bulur, onu verir (90 cente eşit ya!). Derken sınırı yürüyerek geçer ve Kanada 19 Faruk Arslan da dolaşmaya başlar. Kaleme ihtiyacı olduğunu hatırlar. Girer bir kırtasiyeciye. Kalemin fiyatı da 10 Kanada centidir. Cebindeki 1 Kanada dolarını verir. Kırtasiyeci de para üstü olarak 1 ABD doları verir. Oradan da ayrılıp evine döner. Sonra düşünmeye başlar: - Yahu sabah evden çıkarken cebimde 1 ABD dolarım vardı, şimdi de 1 ABD dolarım var. Peki simitle kalemin parasını kim verdi? Bu hikayenin üzerinden gerçekten çok sular akmış. ABD ile Kanada arasındaki günlük ticaret hacmi artık 1.5 milyar dolar civarında. İki ülke arasında sınır şeffaf, gümrük vergisi uygulaması NAFTA denilen serbest ticaret anlaşması nedeniyle 3000’den fazla üründe 15 yıldır ya rafa kaldırılmış durumda veya düşük uygulanıyor. Gerçi Kanadalılar, eski Başbakan Jean Chretean'ı ülkeyi bu anlaşma ile Amerika'ya satmakla ', arka bahçe ' yapmakla suçluyorlar. Eskiden daha zengin yaşadıklarını söyleyip ' nostalji ' takılıyorlar. Ama istatistikler öyle söylemiyor. Vatandaşın kızgınlığı liberal demokrasiyi yerleştiren Chretean'ın koyduğu vergilere. Eskiden bir yıllık araba sigortası 50 dolar iken şimdi ayda eyaletine göre 50 ila 250 dolar arasında değişiyor. Kuzey Amerikalılar yaşam standartını araba sigortasına göre ölçüyor. Zaten gıda ucuz, geçinme, aç kalma gibi bir dertleri yok. Çalışan bir insan gelirine göre maaşının yüzde 15-45 arasını devlete vergi olarak ödüyor. İşsize devlet hemen maaş bağlıyor. Sosyal Güvenlik Sistemi, işsizlik sistemi Türkiye'de olduğu gibi dostlar alışverişte görsün diye kurulmamış. Göç, zor bir karar. Helede acımaz bir rekabetin olduğu bir ülkeye gidiyorsanız. Amerikan rüyası halen pek çok vatandaşımızın hayallerini süslüyor. Rahat bir ev, lüks bir 20 Faruk Arslan otomobil ve iyi bir maaş. İyi bir geçimi sağlamanın yanısıra, düzenli olarak yapılabilen konforlu tatiller. Bu ‘mavi rüya’, Kanada içinde geçerli bir olgu. Türk aileler, genellikle çocuklarına iyi bir eğitim verebilmek için göç ettiklerini söyleyerek yarı yalan söylüyor. Amaç bunların hepsi. Hicret niyetiyle göç edip Allah'ın rızası peşinde olanları dünyevi arzular peşinde olanlardan ayrı tutuyorum. Kuzey Amerika'da herkes niyeti ne ise fazlasını rahatlıkla bulacaktır. Kadın, makam, para, lüks, patlayıncaya kadar yiyecek, doyasıya tatil ve eğlence. Bunlara sahip olurken mutlaka bir diyet ödeyeceksiniz. Belki de sahip olamayacak modern bir köle olacaksınız. Ama köle olarakta ülkenizden rahat yaşayacak, rüyanın kıyısından köşesinden bir parça bal yalayacaksınız. ABD'de göçmenlik kuralları belirsiz ve akibetiniz Allah'a havale edildiği için statü almak zordur. Kanada'da ise belirgin bir göçmenlik kuralları olduğu için önünüzü görürsünüz. Kanada'da kaçak konumda olanlar, sınırdışı edildiği halde ülkeyi terketmeyen iltica başvurusu kabul edilmeyenlerden oluşur. 100 bin civarında sürekli kaçak yaşayan vardır. Polis bunları aramaz. Rastgele bir suçtan dolayı bulabilirse, sınırdışı eder. Yani onlarda aslında kayıt altında olan, fakat statü elde edemediği için yeraltına çekilen en altdaki gurup. Bu durum ABD'de çok karışık. 30 yıldır kaçak yaşadığı halde çocukları üniversiteye devam eden bir İranlı ile Clinton kentinde tanışmıştım. Kanada'da kaçak birinin çocukları okula giderse yakalanır. ABD'li Göçmen uzmanlarının bile kendi göçmen kanunlarının nasıl çalıştığını bildiğini sanmıyorum. Bu ülkede statüsü kalıcı olmayan herkes uzatmaları oynuyor. Vizenizi bir şekilde sürekli içeriden uzatabilirsiniz; ama dışarı çıkarsanız bir daha içeri 21 Faruk Arslan girmeniz kolay olmaz. Bir nevi açık hava Amerikan hapishanesinde esirsinizdir. Amerika'da yaşamalarına göz yumulan 30 milyon kaçağın ilginç konumları 'modern kölelik' kavramını özetliyor. Amerikalılar oldukca uyanıklar; bir suç işlemezse kimseyi sınırdışı etmiyorlar. Yaz aylarında tarım mevsiminde ülkedeki kaçak Meksikalı sayısı bilinçli olarak 4 milyondan 8 milyona çıkartılıyor. ABD'de en altda Meksikalılar ve Latinler var. 2009 yılında Domuz Gribini Meksika’da patlatarak artan işsizliğin önüne geçildi. Çünkü Meksikalılara ambargo konuldu. Oysa kaçaklar, hem piyasa fiyatının yarısına, hatta üçte birine çalışıp ucuz işçi oluyor, ekonomiyi canlandırıyor, hem de kaçakların aldığı çeklerden yapılan üç ayrı kesinti geri dönüşümü olmadan doğrudan devletin kasasına giriyor. İşte Amerikanın görünmeyen yüzü ... Yeryüzünde yaşayan altı milyar insanın sadece aşağı yukarı 1/5’i, yani 1,2 milyarı, cennet olarak sayılan batılı endüstri ülkelerinde yaşıyor. Bunlardan 200 milyonu yoksulluk sınırının altında bulunuyor. 4,8 milyar ise bugün artık tanımlaması güç olan yoksul veya “gelişmekte” olan ülkelerde “varolma” mücadelesi veriyor. 4.8 milyarın yaşadığı ülkelerden diğer ülkelere nizami ve gayri resmi kaçış 'modern kölelik' mefhumunu doğurdu. Gelişmiş bir ülkede kaçak yaşamın kölelikten tek farkı gönüllü talip olunması. Kanadalılar, Amerikalılara vahşi anlamında 'Yankee' diyorlar. 19 yıldır işleyen, yürürlüğe 11 Eylül faciası bahanesiyle resmen konan ' Yeni Amerikan Dünya Düzeni ' doğrultusunda Kanada'nın süratle Amerikanlaşması, güvenli, sakin yaşam için Kanada'yı seçenleri korkutuyor. Globalleşme karşıtlarının Kanada'da meskunlaşması, en büyük tepkilerin bu ülkede gösterilmesi boş yere değil. 22 Faruk Arslan ABD ve Kanada'da çalışmak için herkes bir Sosyal Güvenlik numarası almak zorundadır. Çünkü işyerleri ödemeleri haftalık veya 15 günde bir çekle yapar. Peki kaçak yaşayan insanlar bu numarayı alırsa nasıl kaçak olarak kalabilir? İşte bu sorunun cevabındaki sır, Amerikan politikasını özetliyor. Kaçakların bu numarayı alması için iyi bir iş ve yatırıma sahip olmaları, kredi ve sponsorlarının iyi olması gerekir. Bu sayı yüksek değil. Bir kere kaçaklara sahte numara veren bir şebeke var. Çekle yapılan ödemede devlet üç kesinti yapıyor. Emeklilik, işsizlik sigortası ve gelir vergisi. Yani kazanılan paranın üçte biri uçuyor. Kaçaklar bu kesintilerden dolayı devletin vatandaşlarına verdiği hizmetlerin hiç birinden yararlanamıyor. Bir kere kaçak, emekli maaşı almayı hiç düşünemiyor. Sisteme girmediği için işşiz kalırsa işsizlik parası alamıyor. Numarası zaten sahte olduğu için eğitim, sağlık gibi sosyal imkanlardan yararlanamıyor. Hasta olursa kazandığı parayı hastanelere dökmek zorunda; hasta olmamak için dua ediyor. Eğer birde mesela en ufağından bir trafik cezası alırsa alimallah yandı! Polis, kayıtlara bakıp böyle bir zatın Amerika'da kaçak yaşadığını hemen anlıyor. 100 dolarlık bir trafik cezası birden 3 bin ila 7 bin dolar arası büyük cezaya dönüşüyor. Gözaltına alınmamak için kaçak bu parayı hemen ödüyor. Dişinden tırnağından artırdıkları bir anda gidiyor. Eskiden köle ticareti resmen yapılırdı, şimdi ‘modern insan tacirleri’ köle sevkinde bulunmuyor, bir umut peşinde olan insanlar üzerinden yolunu buluyor. ABD'nin keşfi sonrası geniş tarım alanlarının ve yeraltı kaynaklarının işletilmesi söz konusuydu. Burada karşılaşılan sorun, modern kapitalist bir ülkede olduğu gibi, ucuz işgücü tedariki değil, ücretsiz çalıştırılacak 23 Faruk Arslan insanları bulmaktı. Afrika’dan yüzyıllarca getirilen köleler Amerikanın gerçek kurucularıdır. Bugünkü dünya koşullarında köle ithalatı kavramı değişti. Ülkelerinde yerlerini yurtlarını satarak yaşadıkları sefaletten kurtulmak, daha iyi yaşam koşullarına sahip olabilmek için paralarını harcayan göçmenler ve sığınmacılar, iş adamı veyahut öğrenciler kendi istekleri ile bilmedikleri yeni vatanlarına yelken açıyor. Zengin ile yoksul arasındaki uçurumun nedeni, 3. dünya ülkelerinde artması, ırki, dini, sosyal ayrımcılık, sıcak savaşlar, katliamlardır. Adına ne konursa konsun bu ülkelerden kaçışı hızlandırıyor. Öğrenci, iş adamı, göçmen veya sığınmacı. Farketmez. Eğer ülkesine geri dönemiyorsa modern dünyanın kölesi olmaya adaydır. Ülkesini her terkeden köle olmuyor ama bir süre sonra Amerikanlaşmayan yabancı kendini köle gibi hissediyor. 3. ülkeden kaçışın temelinde siyasi, dini sorunlardan ziyade ekonomik sorunların olduğunu yadsıyamayız. Örneğin Türkiye’de 'mutlu azınlığı'n rakamlarına gözatacak olursak, ülkeden kaçışın nedenlerini temelde ekonomik olarak izah edebiliriz. Elbette, siyasi, dini, ırkı ve bazı sosyal sorunlar kaçışa neden olur. Türkiye'de yapılan bir araştırmaya göre, “143 bin süper aile 6.5 milyon aileye bedel”. Diğer tabirle, ‘ Bıyıksız ve Beyaz Türkler’ nüfusun yüzde 1’ini oluşturuyor. Sayıları 650 bin kişi. Ayda 10 bin dolara yakın gelirleri var. En yakınındaki gelir gurubu ile bile arasında yüzde 354 kat fark var. Bu gurubun evine giren para, Türkiye’nin yüzde 45’inin hanesine giren gelirine denk. Çoğu İstanbul’da oturuyor. Yılda en az iki veya üç defa yurt dışına gidiyor. İstanbul’daki lüks restoranların müşterisi bu guruba mensup insanlardan oluşuyor. Küçük bir bölümü ise özel 24 Faruk Arslan uçak kullanıyor. Bunlar içinde 2 bin aile ise mega zenginleri oluşturuyor. Türkiye'nin batışından, insanların kaçışından işte bu grup sorumlu. Bir nevi sosyal güvenceye sahip Batıda yaşayan 200 milyon yoksul insan nispeten imtiyazlı konumlarından ötürü ülkelerini terk etme niyetinde görünmüyor. Tersinden alırsak eğer, Türkiye örneğinde görüldüğü gibi Kürt sorununun yol açtığı zorunlu göç, özellikle Kürtler, Aleviler ve dini kesimler arasında yarattığı sosyo-ekonomik yıkım, insanları Batı Avrupa, Amerika ve Kanada gibi ülkelerde umut arayışına yöneltiyor. İngiltere'nin eski Başbakanı Margaret Teacher, geçtiğimiz yıllarda, çokkültürlü topluma inanmadığını ifade ederek Kanadalıları oldukça şaşırtmıştı. Oysa Kanadalıların en çok övünç duydukları ülkelerinin çokkültürlü bir toplum oluşu. Kanada'da 400 dil konuşuluyor, kimse kimsenin kültürüne karışmıyor. Bunun içine yerli dillerini almıyorum. Kanada Yerli halkları içinde 52 farklı millet veya kültürel grup ile 50'den fazla dil grubunun var olduğu kabul edilmiştir. Dinin, tarikatın her çeşidi, bu kavramlar göreceli olduğu için batıl veya hak, serbesttir. Renginden ötürü kimse ayıplanmıyor. Kadın, çocuk ve hayvan hakları o denli gelişmiş ki, bu hakları ihlal eden ‘erkekler cumhuriyeti'nden gelenler kısa sürede kanunlar karşısında dize geliyor. Herkesin dilinde bir anekdot ile izah edeyim: Bir trafik kazası olduğunda arabadan önce çocuklar, sonra kadınlar, sonra kedi ve köpekler, halen yaşıyorsa en son erkekler kurtarılır. Kanada kadınlar ve çocuklar için ideal bir yer. Erkekler ise modern köledir. Kılıbıklar için bir cennetdir, ‘Kazak’ ve ‘Maço’ erkekler için bir cehennemdir Kanada. 25 Faruk Arslan Peki Amerika'da ucuz işçiler kaçak ordusundan temin edilirken, Kanada'da niye eğitimli, kalifiye göçmenler ucuz işçidir? İşsizlik oranı Kanada'da yüzde yedi iken ABD'de görünürde yüzde 1'di, şimdi yüzde 8 sınırında, en kötü yıllarını yaşıyor. Amerikalılar dünyayı kontrol ediyor, uydular vasıtasıyla sır perdelerini aralıyor iken 30 milyon kaçağa niye göz yummmaktadır acaba? Amerika'da işsizlik parası yok veya en az yardım uygulanıyor. Bu nedenle işsizlik oranı yüzde bir gözüküyor. Herkes ayakta durmak için kaçak veya resmi çalışmak zorunda. Zira sağlık ve eğitim öyle Kanada daki gibi ücretsiz değil. İki ülkede de vergi kaçırana aman yok. İsterseniz bu yıl hiç para kazanmadım diye beyanname veriniz. İnanırlar. Eğer aksini ispat ederlerse, bu tarihten sonra hayatınız zindan olur. Ne kredi alabilir, ne ticaret yapabilirsiniz. Yani herkes suçu ispatlanana kadar masumdur. Amerika'da statüsü bulunmayan insanlar kaçak çalışmak zorundadır. Kanada'ya girenlere ilk yapılan işlem ise bir statü vermek ve kayıt altına almaktır. Daha sonra nereye gitse kaçamaz. İki ülkede de peşin para işlerde çalışarak vergiden kaçmak mümkün. Ama nereye kadar ? Peşin işler hem ağır hemde oldukça düşük. Amerikalıllar kaçaklarla göz yumuyor; çünkü statüsü olmayanların yaptığı işleri hemde bu fiyatlarla asla Amerikalılara yaptıramazlar. İkincisi tabiiki, sermaye grupları kaçakların sınırdışı edilmesine izin vermez. Sadece New York'ta 25 bin fabrika bulunuyor; kentin Gayri Safi Mili Hasılası Türkiye'ninki’nin iki katı . Bu bacalar ucuz işçisiz nasıl çalışır? Amerikan yönetimi Kanada gibi resmi göçmen almadığı için- 55 bin kişilik Green Kart lotaryası dışında- açığını böyle kapatıyor. 26 Faruk Arslan Kanada'ya ilk gelenler etraflarında fabrika bacaları göremeyince bu ülkede nerede üretim yapılıyor diye merak ederler. Ülkenin ticari, sanayi, turizm başkenti Toronto ise tekstil ve modanın merkezi Montrealdir. Her yıl 250 bin göçmen alan Kanada, bu insanları iş dünyasında adeta yutar. 2000 yılından beri göçmenlerin Kanada ekonomisine katkısı yılda 55 milyar dolar olarak hesaplandı. Siz varın 30 milyon kaçak işçinin Amerikan ekonomisine katkısını hesaplayın. Bu rakam göçmenlerin sömürüsü olarak takdim edildi gazetelerde. Zira Amerika'da kaçak işçinin statüsüz yaptığı ağır, düşük maaşlı işleri Kanada'da göçmenler statülü yapmak zorunda kalıyor. Ülkende ne olursan ol Kuzey Amerika'ya geldiğin zaman sıfırsın deniliyor onlara. İş tecrübesi olsa bile Kanada tecrübesi olmadan, bir Kanada diploması veya sertifakası almadan iyi maaş asla yok. 400 milyar dolar ihracat yapan Kanada'nın 2000 yılı bütçesi 50 milyar dolar fazla verirken, 2009 bütçesinde ilk defa 5 milyar dolar ekonomik krizden dolayı açık oluştu. Bu arada Amerika'nın borçları trilyon dolar sınırına ulaşmıştır. Amerika'nın elektriğini, enerjisini, petrol ve gazının bir bölümünü Kanada verir. Kanada 32 milyon, Amerika ise kaçaklarla aslında 300 milyon . Bütün bunlara rağmen Amerika'nın çekim kuvveti Kanada'dan daha güçlü. Kanada, 2000 yılında 500 bin göçmen almak istedi, 200 bini sığınmacılarla birlikte ancak doldurdu. 2001 yılından beri yıllık hedef olan 225 bin göçmeni bir türlü tutturamadı. Ama son beş yılda bir milyon yeni göçmen getirmeyi başardı. Gelelim hangi dolar güçlüdür sorumuza. Döviz kurlarına göre, 1 Amerikan doları 1.12 Kanada doları. 2+2 her zaman dört etmeyebilir. Türk okuyucularımız 27 Faruk Arslan Kanada doları görmedikleri için Amerikan doları daha güçlüdür diyecek. Sosyal güvenlik sistemi ortada. Siz olsanız, Amerika'da statüsüz mü çalışmak isterseniz yoksa Kanada'da statülü, işsiz kalırsanız işsizlik parasından, ayrıca ücretsiz eğitim ve sağlık imkanlarından yararlanarak mı? Göçmenlik kartı, Amerika anlayışına göre yeşil kart sahibi olmak anlamına geliyor. Kanada, 2001’den beri ABD gibi green kart sistemini uygulamaya koydu. Amerika'da vatandaşlığa geçiş 5 yılda iken Kanada'da bu süreç 3 yıl, 1090 gün. Bu ülkelere yabancı öğrenci, turist olduğu halde illegal veya tedavi amaçlıda gelinebilir ama 100 yıl da kalınsa, bu yolla vatandaşlık elde edilemez. Emeklilik, sağlık ve sosyal güvence gibi haklar güme gider; ikinci sınıf yabancı olmayı sürdürürsünüz. Amerika'da statüsüz, kaçak, en altda yaşayanlar ne demek istediğimi iyi anlıyor. Kanada’da 2008’da çıkan yeni kanunla artık öğrenciler öğrenimlerini tamamladıktan sonra iş bulamasalar bile üç yıl çalışma izni ile kalabiliyor ve içeriden göçmenliğe başvurabiliyor. Ülkeye uyum sağladıkları için göçmenlikleri 2 yıl geçmeden çıkıyor. İleriki bölümlerde verdiğimiz göçmenlik değerlendirme paketi ile tam olarak kaç puan alabileceğinizi kendiniz hesaplıyabilirsiniz. Ödeyeceğiniz ücret formlarla birlikte 550 dolardır. Bazı uyanık avukatlar 3000-5000 dolar alarak garantili göçmenlik iddiasındalar. Yaptıkları tek şey form doldururken, İngilizceyi kullanmak. Belgelerin takibi için bir adres verseniz, kendinizde takip edebilirsiniz. Avukatların ellerinde Kanada nezdinde etkili olacak bir güçleri yok. Sadece Kanada'nın kriterlerini bildikleri için adayları testen geçiriyor, kabul edilebilir olanlara umut veriyorlar. Bu iş için bu kadar 28 Faruk Arslan dolar kazanmaları bana fazla geliyor. Oysa adayların çoğunluğu eğitimli, İngilizceyi az çok bilen insanlar. Kanada'da göç edenlerin çoğunluğu 'Nitelikli Göçmenler' dir. Bu kişiler eğitim, dil yetenekleri, yaş, iş, meslek deneyimi ve benzeri faktörlere göre değerlendirilmişlerdir. Bağımsız olarak başvurulan kişilerde aranan özellikler için her kritere göre belirli puanlar verilir ve eğer aday toplamda 67 puana ulaşırsa Kanada'ya göç etmeye hak kazanır. İşlemler 15 ay ile 20 ay arasında gerçekleştirilmektedir. Türk vatandaşları için bekleme süresi en az beş yıldır. Eğer 120 bin Kanada dolarını hibe olarak yatırırsanız, göçmenliğiniz altı ayda çıkar. Kanada vatandaşı olabilmek için ülkede üç yıl, 1090 gün kalmak şart. Göçmenlik şartları eyaletten eyalete değişiyor. Örneğin Nova Scotia için 250.000 Kanada Doları tutarında bir sermayeniz olmalı. Her başvurana mutlaka adli ve tıbbi soruşturma yapılıyor. İşlemler 6-9 ayda sonuçlanıyor. Yatırım amacıyla gitmek istiyorsanız, Kanada’da ticari göçmen statüsünde üç kategori var: Yatırımcılar, serbest çalışanlar ve girişimciler. Yatırımcıların en az 500.000 Kanada Doları tutarında sermayeleri olmalı. Ayrıca daha önce de bir yatırıma girişmiş olmaları şart. Girişimciler ise Kanada’nın ekonomik yaşamına katkıda bulunacak şekilde önemli bir ticaret ya da iş alanı yaratmalılar. Yaptıkları işte de en az bir Kanada vatandaşını ya da kendilerinden başka sürekli oturma izni almış birini çalıştırmaları isteniyor. Bu kategoridekiler için herhangi bir minimum net gelir veya sermaye şartı konmamış. Serbest çalışanlar da Kanada’nın ekonomik, kültürel ya da sanatsal yaşamına katkıda bulunacak bir mesleği icra etmeliler (oyunculuk, 29 Faruk Arslan yazarlık, çiftçilik, vs). Göçmenlik başvurusu kabul edilenler, permanent resident visa (sürekli oturum izni) alabiliyorlar. Aile birleşmesi ve evlilik yoluyla kısa yoldan on ayda göçmenlik almakta mümkündür. 1852-1996 yılları arasında Kanada'ya göçmen olarak gelmiş fertlerin toplam sayısı yaklaşık 14,5 milyondu. 1996'da senesinde Kanada'ya yerleşen 225,773 göçmen arasında toplam 654 vatandaşımız mevcut idi. Bu sayı son yıllarda resmi olmayan rakamlara göre 60 bine ulaştı. Yani Türkiye'den Kanada'ya 28 şubat sürecinden sonra büyük bir göç söz konusu. Türkiye'den gelen göçmenlerin başlıca yerleştikleri üç eyalet sırasıyla Ontario, British Colombia ve Quebec'tir. Kanada'ya göçmen olabilmek için başvuru hazırlamayı düşünenler için önemli bir konu, Québec eyaletinin göçmen seçim prosedürünün Kanada genelinden ayrı olarak çalışmasıdır. Eğer bu eyalete yerleşmeyi düşünüyorsanız, diğer eyaletlerden farklı olarak federal hükümete değil, Québec eyalet hükümetine başvurunuzu yapmanız gerekiyor. Biliyorum ilginç gelecek, ama Kanadalıların gelecek olanlardan ciddi bir talepleri var: Çok iyi aile olmaları. Eğer parçalı aile iseniz, çocuklarızla iyi geçinmiyor, eşinizle kavga ediyor, mahkemelik olmuş iseniz, başvurunuz hiç incelenmeyebilir. Kanadalılarda aile yok gibi bir şey; boşanma oranı yüzde 60'larda. Bu nedenle gelen göçmenlerin toplum dokusunun sıhhati açısından sağlam aile olmasını istiyorlar. Gelen göçmenlerin aile yapıları, eğer sağlam değilse kısa sürede çatırdayabiliyor. Ülkelerinde baskı altında tutulan kadınlar, Kanada gibi kadın haklarının erkekleri köle konumuna düşürdüğü bir ülkede, kafesinden çıkmış ‘Asena’, aslan gibi oluyorlar. Erkeklerin, kariyeri kadının iki dudağı arasında. Bir 30 Faruk Arslan kadın, ‘kocam beni dövüyor’ diye şikayet ederse, o erkeğin işi bitmiştir. Aile reisinin olmadığı, herkesin özgür olduğu bir ülkede aile kalmaz elbette. Kanada, bu nedenle göçmen alamazsa toplumsal dengeyide yitirir. Yahudi , Hintli, Arap veya Afrikalı geleneksel, milli kıyafetleri ile kamu sektöründe çalışabiliyor, eğitim alabiliyordu. Dinine, kültürüne bağlı olanlar büyük saygı görüyor. Kamuda güleryüzle karşılanmak insanları rahatlatıyor. Coğrafi ve iklim özellikleri açısından Kanada hakikaten güzel yaşanılacak bir yer. İstanbul'da veya Ankara’daki yaşadığınız o "boğulmuşluk" hissinden tamamen kurtuluyorsunuz. Nasıl karar vereceğim? Doğaldır ki, bu hayatınızın belki de en önemli ve radikal kararı. Kendinizle dürüst olmanız gerekiyor. "Ben niye gidiyorum" sorusunu samimi bir şekilde cevaplarsanız kararınız ortaya çıkacaktır. Eğer çok para kazanmak, zengin olmak, amiyane tabiriyle kısa yoldan köşeyi dönmek gibi amaçlarınız varsa Kanada size göre bir yer değil. Eğer amacınız Türkiye'deki her türlü saçmalıktan, trafikten, hava kirliliğinden uzak insanca yaşamaksa, o zaman gidin. Şekilcilik, gösteriş budalılığı, lüks ve israf yarışı, en yakın akrabalarınızın dahi samimiyetsizliği sizi sıkıyorsa, durmayın bir dakika! Çocuklarınıza iyi bir eğitim ve gelecek sağlamaksa, doğru karar veriyorsunuz. Ama unutmayın ki her şeyin bir bedeli var, bunun için çok çalışmanız ve çok mücadele etmeniz gerekiyor. Bu ülkeye hemen her eğitim düzeyi ve meslek grubundan herkes gidebilir. Başvuru sırasında ortaya koydukları puanlama sistemi vs. nin çok fazla bir önemi yok. Onun için orada ileri sürdükleri şartlar sizi fazla korkutmasın. İlk aşamada öyle görünmese ve çeşitli 31 Faruk Arslan bürokratik işlemleri gerektirse bile başvuru ve Kanada'ya ayak basmanın işin en kolay kısmı olduğunu sonradan anlıyorsunuz. Konuyu kendi açınızdan çok iyi değerlendirmeniz ve "Ben ne istiyorum? Hedeflerim neler?" sorularının yanıtlarını dürüstçe verebiliyor olmanız lazım. Kanada genellikle yeni giden ilk nesil değil de sizin çocuklarınız ve ondan sonraki nesille ilgilenmektedir. Dolayısıyla size bir çeşit "kayıp" gözüyle bakarlar. Havaalanına ayak basıp gümrükten geçtiğiniz andan itibaren tek başınızasınız. Kanada hükümeti, göçmenseniz, size barınacak herhangi bir yer göstermiyor. Size işsizlik yardımı vs. gibi herhangi bir maddi yardımda 6 ay içinde bulunmuyor. Dolayısıyla hayatınızı belli bir süre idame ettirecek maddi birikiminizin olması şart. Bu süre kişilere göre oldukça uzun olabilir. Sağlık sisteminden yaralanabilmeniz için de 3 ay beklemeniz gerekiyor. Bu arada ciddi şekilde rahatsızlanırsanız vay halinize. İlk aşamada eğer orada bir yakınınız veya arkadaşınız yoksa bütün işlerinizi kendi başınıza yapmak durumundasınız. Kanada göçmenlik tarihini bilmek, nasıl bir ülkeye gittiğiniz konusunda sizi aydınlatacaktır. Hangi aşamalardan geçerek göçmenlik kanunun bugünkü hale geldiğini bilmelisiniz ki, ırkcı ve ayrımcı köklerden gelen Kanadalıları tanıyın. Yüzlerinden eksik olmayan tebessümün kodlarını çözmeniz epey zaman alacaktır. 32 Faruk Arslan 33 Faruk Arslan İkinci Bölüm KANADA GÖÇMENLİĞİ TARİHİ Kanada uçsuz bucaksız bir ülke. Yüzölçümü 10 milyon kilometrekare. 3 tarafı okyanuslarla çevrili ve tüm dünyanın yüzde yedisini kaplıyor. Çin’den bile büyük. Rusya’dan sonra en büyük yüzölçümüne sahip ikinci ülke. 5500 kilometrekarelik bir genişlik demek oluyor ki Newfoundland eyaletinde oturan bir kimse İngiliz Kolombiyası eyaletinde oturan diğer Kanada’lılara Afrika kıtasına olduğundan daha uzak. Kanada’nın medeniyet geçmişi 200, tam bağımsızlık geçmişi 50 yıllık. 1867’de kurulan Kanada, İngiliz ve Fransız sömürgesiydi,1949’da Kanada milleti ve devleti bağımsız olarak oluştu. Amerika'nın, 1492'de Columbus tarafından keşfinden evvel Asya'dan bazı tarih öncesi kabileler Bering Boğazını geçerek Amerika'ya ulaşmışlardı. MS 1000 yıllarında bölgenin Avrupalı ilk ziyaretçileri olan Vikingler kuzey Newfoundland'e yerleşmeye başladılar. Daha sonraki dönemlerde de Avrupalılar bölgeye gelmeye devam ederken, Kanada'nın yerli kabileleri de farklı dil, din, gelenek, ticari faaliyetler, sanat, zanaat, kanun ve idare şekilleriyle kendilerine özgü bir topluluk oluşturmuşlardı. Birçok Avrupa ülkesi Amerika'da yerleşim birimleri oluşturma hevesinde olmasına rağmen bu konuda ilk girişim, 1534 yılında St Lawrence River civarındaki topraklarda hak iddia eden Fransız kaşif Jacques Cartier'e aittir. Bir diğer Fransız kaşif, Samuel de Champlain, 1600'lerin başlarında Quebec City'yi kurdu. Günümüzde 3,000 Fransıza ev sahipliği yapan Kanada, 34 Faruk Arslan 1663'te Fransa'nın bir eyaleti oldu. Tam, Fransa kürk ticaretinden iyi karlar elde etmeye başlamıştı ki 'dostça' bir rekabet oluşturmak üzere İngiltere devreye girdi ve 1670'te Hudson's Bay Company'yi kurdu. Bir müddet, bu iki Avrupa kültürü bölgedeki birlikteliklerini barış içerisinde sürdürdüler. Derken 1745'te İngiltere birlikleri, Nova Scotia'daki Fransız istihkamlarından birini ele geçirdi. Yeni dünyanın kontrolü için mücadele başlamıştı. İngiltere'nin 1759'da Quebec City'de Fransa'yı yenmesiyle de’Yedi Yıl Savaşı’ olarak bilinen savaşların dönüm noktasına gelinmiş olundu. 1763'te imzalanan Paris Antlaşmasıyla Fransa Kanada'yı İngiltere'ye bıraktı. Amerikan devriminin sonuna gelindiğinde (177583), yaklaşık 50,000 Kraliyet yanlısı İngiliz'in ABD'den göçü sonucunda bölgedeki Fransız ve İngiliz nüfusu daha dengeli bir hale geldi. Kanada ve ABD arasındaki son savaş olan 1812 Savaşından sonra İngiltere, tıpkı koloniler gibi Kanada'yı da kaybetme korkusuyla, 1867'de Britanya Kuzey Amerika Yasası (BNA Act)'nı çıkardı. Kanada'nın anayasası sayılabilecek bu düzenlemeye göre Dominion of Canada kurulmuş oldu. Kanada'nın en önemli tarihi başarılarından biri olan ve 1885'te tamamlanan Kanada Pasifik Demiryolu'yla ülkenin doğu ve batısını birbirine bağlanmış oldu. 1912'ye gelindiğinde Newfoundland dışındaki bütün eyaletler, merkezi hükümetin bir parçası olmuştu. Newfoundland ise 1949'da birliğe katılmıştır. Göçmen politikalarına gelecek olursak, Frank Oliver’ın Kanada İçişleri Bakanlığına atanmasıyla (19051911) süreç hız kazandı. Kanada'nın göçmenlik politikasında önemli değişiklikler oldu. Oliver da esasen evvelki bakan Sifton gibi liberal görüşlü bir politikacıydı 35 Faruk Arslan ama ikisinin göçmenliğe bakışlarında önemli farklılıklar vardı. Frank Oliver, Kanada'nın daha aktif bir göçmenlik politikası yürütmesine taraftardı. Kanada'nın daha canlı fakat daha seçici bir göçmen akımıyla güçleneceğine inanıyordu. Frank Oliver'in Bakanlığı döneminde ilki 1906, ikincisi de 1910 yılında olmak üzere iki Göçmenlik Yasası çıkarılmıştır. Yeni kanunlar, göçmenliğin daha iyi bir tanımını yaparken, ülkeye giremeyecek insanların kapsamını da artırıyor ve Bakanlığa geniş "sınırdışı etme" yetkileri veriyordu. Kanun ayrıca, "Kanada'nın ihtiyaçlarına ve iklimine uygun olmayan ırkların ülkeye kabul edilmemelerini" de hükme bağlıyordu. Bazı kategorilere mensup insanların cesaretlerinin baştan kırılması için başka kararlar da yürürlüğe konuldu. Örneğin Asya kökenlilerden, gelirlerken yanlarında kişi başına 200 Dolar getirmeleri isteniyordu ki, o dönemde ortalama bir sanayi işçisinin yıllık geliri 417 Dolardı. Kanada o dönemde daha fazla göçmene ihtiyaç duymasaydı, Frank Oliver belki de daha seçici olabilirdi. Frank Oliver, bunun yanında İngiliz göçünü artırma yolunda önemli adımlar attı. Ona göre Kanada eğer dünyanın büyük uygarlıkları arasında yer alacaksa, bunun yolu İngiliz köklerini geliştirmekten geçiyordu. Sonuçta 1906 yılında 86,796 olan İngiliz göçmen sayısı, 1914 yılında 142,622'ye çıktı. (1) Kanada'nın çoğulcu yapısı, kendi içinde sorunsuz değildi. Kamuoyunda, anlaşılmaz diller konuşan, acayip dinlere inanan ve parlamenter demokrasi kültürü olmayan bu "yeni" insanlara karşı önemli tepkiler vardı. Birinci Dünya Savaşı Kanada milliyetçiliğini körüklerken, yabancı karşıtlığını artırmış ve göçmen girişinin azaltmıştır. 1915 yılında Kanada'ya gelen göçmen sayısı, 36 Faruk Arslan 1898'den beri en düşük rakam olan 36,665'e düşmüştü. Ancak bu rakam, savaş sonrasında arttı ve 1919 yılında tekrar 100 bini geçti. Birinci Dünya Savaşı'nın doğurduğu yabancı karşıtlığını, yabancı ülkelerde doğmuş olanlar ciddi ölçüde hissettiler. Önceleri "en çok istenen göçmenler" listesinin başlarında yer alan Almanlar, bu dönemde en çok rahatsız olan millet oldular. Önceden Almanya veya Avusturya-Macaristan İmparatorluğu vatandaşı oldukları için Macarlar, Çekler, Romanyalılar, Polonyalılar ve Ukraynalılar da bu dönemde nasiplerini aldılar. Osmanlılarda düşman kategorisindeydi. Bu insanlar her ne kadar Kanada'da özgürce yaşamakta ve ülke ekonomisine katkıda bulunmaktaysa da Kanada hükümeti, onları potansiyel sorun olarak görmekten geri duramadı. 1923 yılında hükümet, ilk bakışta ırk ayrımcılığına karşı olarak algılanabilecek bir adım attı. Ülkeyi baştan sona demiryolları ile kaplayan Kanada, Çinli işçiler kullanmıştı. Ancak eşlerini getirmelerine izin vermeyerek’ bekar göçmenliği’ destekledi. Üçte ikisi demiryolu inşaatında ölen Çinliler çok ezildi. Çinliler göçmen olarak kalmasın diye 1885'den beri sadece Çinliler'den alınmakta olan 500 dolarlık "Kelle Vergisi, 1910’da kaldırıldı. Ama bunun yerine, Çin'den göçü neredeyse tamamıyla durdurmaya yönelik "Çin Göçmenlik Yasası" yürürlüğe konuldu. Bu yasa, daha sonra Çin asıllı Kanadalılar tarafından "Aşağılama Günü / Humiliation Day" olarak anılacak olan 1 Temmuz 1923 tarihinde yürürlüğe girdi ve 1947 yılına kadar da yürürlükte kaldı. (2) 1919-1925 döneminde Kanada'ya yönelik göç, Kanada'nın geleneksel göçmen kaynaklarıyla sınırlı kalırken bu durumun iki istisnası vardı: Ruslar ve 37 Faruk Arslan Museviler. Her ne kadar Bakanlık, Musevi göçüne sıcak bakmadıysa da iki savaş arasında Kanada'ya yaklaşık 40 bin civarında Musevi göç etmiştir. 1860'lı yıllardan bugüne dek Kanada'ya göç edenlerin sayısı, 15 milyonu aşmıştır. Kanada nüfusunun günümüzde 31 milyonun biraz üzerinde olduğu düşünülürse, bu rakamın önemi daha iyi anlaşılır. 1947 yılında Vatandaşlık Yasası'nın kabul edilmesinden sonra, Kanada'ya göç etmiş olan 4 milyondan fazla kişi, Kanada vatandaşı olmuştur. Halen Kanada nüfusunun %40'ından fazlası, kendilerini Kanada, İngiltere veya Fransa kökenli olarak tanımlamayan insanlardan oluşmaktadır. Kanada'nın toplum mozaiğine en çarpıcı örnek, belki de önceki Kanada Genel Valisi'dir (Governor General). Kanada Genel Valisi, İngiltere Kraliçesini temsil eder ve devlet protokolünde en önde gelen makamdır. Kanada Genel Valisi (1999- 2005 ) Adrienne Clarkson Eylül 1999 tarihinde Kanada'nın 26. Genel Valisi oldu. Clarkson, ülke tarihinde bu göreve atanan ilk göçmendir. 1939 yılında Hong Kong'da doğan Clarkson, üç yaşındayken 1942 yılında ailesiyle birlikte Kanada'ya göç etmiştir. 2005’da atanan son vali Jean Michelle’de siyahi bir göçmendir. 2. dünya savaşından sonra gelen Polonya ve eski Yugoslavya ülkeleri vatandaşlarından sonra 1960’larda ilk defa Çinliler göçmen olarak kabul edildi. İşçi ihtiyacı nedeniyle beyaz olmayanlara kapılar açılmıştı. 11 bin Çek ve Tibetliyi, 5 bin Ugandalı 1972’de takip etti. 1979 başlarında Vietnam’dan ve savaştan kaçan Amerikalılar Kanada’ya iltica etti. 1970’lerde sosyalist Şilililer ve Latin Amerikalılar akın etti. Çoğu aile birleşmesi 77 bin Güney Asyalı, Kanada’nın yeni göçmenleri oldular. 1976’da ilk defa kanunda aile ve insan hakları sınıfları 38 Faruk Arslan oluşturulmuş, sığınmacılara yer verilmişti. Çünkü 1976’da insan hakları haraketleri hızlıydı. Sikler ve Çinliler daha fazla gelmeye başladı. 1980’lerden sonra müslüman ülkelerden gelenler arttı. Pakistan ve Hindistan başta olmak üzere Kanada’nın beyaz olmayan nüfusu kabardı. 1999’da 8 bin Kosovo savaşı mağdurunu Kanada kabul etti. 2002’de çıkan son yasa sığınmacı kurallarını yeniden belirledi. İşçi izniyle gelenler ülkelerine dönmeyince Kanada’da ciddi sayıda belgesiz çalışan bir toplum oluştu. 2009 itibariyle çoğu inşaat ve tarım sektöründe ucuza çalışan 200 bin kişi bulunuyor. (4) Kanada' nın son yıllarda en çok göçmen aldığı üç ülke, Çin Halk Cumhuriyeti, Hindistan ve Pakistan'dır. Bu ülkelerden gelen göçmenler, toplam göçmenlerin yaklaşık %35'ini oluşturmaktadırlar. Gelen göçmenlerin çoğunluğu, ağırlıklı olarak Ontario eyaletinde yerleşmeyi tercih etmektedirler. Son üç yıldır Kanada'da yerleşmek üzere Ontario eyaletini tercih edenlerin oranı %60'a yaklaşmaktadır. En çok tercih edilen şehir Toronto'dur ve göçmenlerin yaklaşık yarısı Toronto'ya yerleşmektedir. Kanada, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yavaş yavaş refah seviyesini yükseltti ve 1931'de İngiliz Devletler Topluluğunun gönüllü üyesi oldu. İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla Kanada bir kez daha İngiltere saflarında Almanya'ya karşı savaşa girdi, ancak bu sefer ABD ile savunma anlaşması yaptı ve Pearl Harbor'a düzenlenen saldırıdan sonra Japonya'ya savaş açtı. İkinci Dünya Savaşı'nı takip eden yıllarda Avrupa'dan Kanada'ya büyük göçler oldu. Bunu 1960'larda Asyalı, Arap, Hint, İtalyan, İspanyol ve Karayipli göçmenler izledi. Savaş sonrası dönemde ekonomik büyüme ve refah yaşandı. Ülke 1967'de Montreal'deki Dünya Fuarı, Expo 39 Faruk Arslan ile 100. Kuruluş yıldönümünü kutladı. 1975'ten bu yana ülkenin yerli halklarıyla toprak hakları anlaşmaları imzalanmaktadır ve bu anlaşmalarla yerli halklara, ülkenin kuzey bölümündeki geniş toprakların bir kısmı üzerinde kontrol hakkı tanınmıştır. Fransızca konuşan Quebec ile İngilizce konuşan Kanada arasında var olan tatsızlık, 1960 sosyal olaylarıyla iyice gün yüzüne çıktı. Quebec'te 1976'da yapılan eyalet seçimlerini ayrılıkçı Parti Quebecois (PQ) kazandı. Bu konudaki hassasiyet zaman zaman şiddetlenip zaman zaman azalmaktadır. 1980 referandumunda (egemenlik referandumu) ayrılıkçılar %60'lık bir oranla mağlup oldu. Ekim 1995 sonuçları da çok farklı değildi. Bu durumda başbakan, bir nevi sus payı olarak, Quebeclilerin farklı bir toplum olduğunu kabul ettiklerini belirtti. 1960'lar öncesi bu ülkelere gelen göçmenlerden kendi özgün geçmişlerini terk etmeleri ve tamamen mevcut kültürel normları özümlemeleri beklenirdi. Bu anlayış göç olgusunda “Anglo-uyum” modeli olarak bilinir. Nitekim asimile edilemez olarak görünen bazı grupların (örneğin Çin) bu ülkelere (ABD ve Kanada) girişi engellenmiştir. Asimilasyon siyasi istikrarın temeli olarak görülmüştür. Gene de 1970'lerin başında, göçmen gruplarının baskısıyla bu ülkeler asimilasyon modelini terk ederek göçmenlerin etnik geçmişlerinden gelen çeşitli özelliklerini korumalarına izin veren, hatta teşvik eden daha hoşgörülü ve çoğulcu bir politika benimsemiştir. Artık göçmenlerin beslenme, giyinme, dinle ilgili eski adetlerinin bazılarını sürdürmektedir ve bu pratikleri sürdürmek için birbirleriyle ilişki kurmakta özgür olmaları gerektiği yaygın kabul görmektedir. (5) 40 Faruk Arslan KANADA GÜNÜ Kanada’yı tümleştiren en önemli etkinlik her yıl kutlanan Kanada günüdür. Her yılın Temmuzun 1'inde Kanadalılar Kanada'nın kuruluş yıldönümünü coşkuyla kutlar. 1868 yılının 1 Temmuzunda British North America Act' ı ile Kanada'nın federal hükümeti kurulmuş ve 'Dominion Day' gibi tanınan bu hadise 1982 yılının 27 Ekiminde Parlamento kararı ile 'Canada Day' olarak adlandırılmıştı. 'Canada Day' her yıl, pazar günü olmamak şartı ile, Temmuzun 1'inde kutlanıyor. Pazar gününe denk geldiği takdirde ise, bir sonraki güne erteleniyor. Bu gün kimse çalışmıyor. Tabii ki polisler ve itfaiyeciler istisna. Hem de 'Family Day' gibi bilinen bu günde Kanadalılar, milletin doğum gününü kutlamak için bayraklarla, sloganlar ve şarkılarla süslenmiş kutlama, piknik ve eğlence programları düzenliyorlar. Bu gün Kanadalılar için özel ve tarihi bir gündür. Çünkü milliyetçiliğin başkaldırdığı Quebec'de meydana gelen olaylara rağmen yine de tüm Kanadalılar bu günde Britanya kolonilerinden ayrılarak 'Kanadalı olma şerefini' kutluyorlar. İşte 'Canada Day'i özel bir gün kılan bir çok nedenler vardır. Bazılarını dikkatinize sunacağım. 1868 yılının 20 Haziranında General Vali Lord Monck Britaniya kraliçesi Victoria'yı British North America birliğinin çatısı altında Kanada'nın kuruluş yıldönümünü 'Dominion Day' adı ile kutlamak için Kanada'ya davet etti. Ama buna karşın bu günün milli gün olarak kutlanılması ancak 1879 yılında resmileşti. Özellikle 1917 yılında kutlanan Kanada'nın 50. yıldönümü büyük 41 Faruk Arslan coşku ile kutlandı. Parlamento'nun yeni yapılmakta olan binası konfederasyon kurucularının ve Avrupa'da I. Dünya Savaşında savaşan askerlerin hatırasına ithaf edildi. 1927 yılında ise 'Diamond Jubilee of Confederation' adı altında diğer büyük kutlama töreni düzenlendi. O gün Wellington sokağında Genel Vali tarafından anıt taşının konulması ve Pease Tower'de Carillo'nun açılış töreni ile meşhurlaştı. 1958 yılından itibaren ise 'Canada Day' in her yıl kutlanmasi için hükümet karar kabul etti. 1967 yılında ise Kraliçe II. Elizabeth'in kutlamalara katılması büyük hadise oldu. 1975 yılına kadar bütün coşku ve heyecanı ile devam eden 'Festival Canada' ya 1976 yılında son verilse de bir yıl sonra tekrar eski haline döndü. 1980 yılında ise 'Festival Canada' nın kutlanmasi için görevlendirilen Ulusal Komite, tüm Kanada'da bu günün daha coşkulu kutlanmasını sağlamak için maddi katkıda bulundu ve 15 büyük şehirde havai fişek atışları da kutlamalara ilave edildi. Hatta yüzlerce yerli teşkilatın tanınmış aktif üyelerine 'Seed Money' diye tanınan para ödülleri verildi. 1982 yılında 'Dominion Day' 'Canada Day' olarak adlandırılmaya başlandı. 1985 yılından itibaren ise bu günü bölgelerde de kutlamak için özel komiteler kuruluyor ve bu iş için 'grant'lar temin ediliyor. 'Maple Leaf' Kanada'da vatandaşından tutun göçmenine kadar herkes bu ülkenin sancağını ve amblemini 'Maple' diye bilinen akçaağacın yaprağı ile tanıyor. Bu yaprağı ilk defa 1864 yılında St. Jean Baptiste Society kendi amblemi yaptı ve 1860 yılında ise Wales prensinin Kanada'ya gelişi şerefine süslemelerde kullanıldı. 1867 yılından itibaren ise bu yaprak konfederasyon bayrağının amblemi oldu. Kanadalılar olimpiyat ve dünya 42 Faruk Arslan yarışmalarında onunla tanındılar. Hatta Alexander Muir Kanada'nın milli marşı olan 'The Maple Leaf Forever' şarkısını yazdı. Bayrağın beyaz ve kırmızı rengi ise Kral V. George'un adı ile bağlıdır. Bayrağın bu şekli yıllardır Kanadalılar tarafindan beğeniliyor ve hiç kimse onu değiştirmeyi düşünmüyor. Bu teşebbüsde bulunanlar ise iyi karşılanmıyorlar. Hatta 1925 ve 1946 yıllarında başbakan Mackenzie King sancak dizayn ettirmek için özel Meclis Komitesi kurduysa da başarılı olamadı.1963'de başbakan seçilen Lester Pearson iki yıl içinde Kanada'nın yeni bayrağı için vaad vermiş ve toplam 5900 proje sunulmuştu. Ama tek ve kırmızı renkli 'Maple Leaf' yine de üstün gelmişti. Ayrıca bu mesele 1965 yılında iki büyük lideri karşı karşıya getirecek kadar hadiselere de neden olmuştu. Kanada'nın 'O Canada' sözleri ile başlayan milli marşının sözleri, çok ilginçtir ki, Quebec'li müzik öğretmeni Calixa Lavallee ve Judge Sir Adolphe-Basile Routhier tarafindan bestelenmiş ve ilk defa 1880 yılında 'Congrès National des Canadiens-Français'de (National Congress of FrenchCanadians) St-Jean Baptiste gününde seslendirilmişti. 1901 yılında Cormwall dükü, daha sonraları Kral George V. ve Kraliçe Queen Mary Kanada'ya gelirken bir grup öğrenci besteyi Fransızca okumuşlardı. Onun ilk İngilizce versiyonun da o zaman seslendirildiği sanılıyor. Yıllar içinde bir çok İngilizce versiyonu yazılmış, en son ise 1908 yılında Robert Stanley Weir'in bestesi teveccüh görmüştü. I. Dünya Savaşı yıllarında o, Kanadalıların en 'patriotik' şarkısı idi. Beste 100 yıl sonra, yani 24 Haziran 1980 yılında milli marş olarak kabul edidi. 'Canada Day', 24 Haziranda Quebec'te kutlanan, eskiden bir dini bayram olan ve bugün Kanada nüfusunun yüzde 23'ünü oluşturan 43 Faruk Arslan Quebec milliyetçiliğinin sembolüne çevrilen 'parat'tan daha coşkulu ve daha canlı kutlanıyor. Bu günü, 'federasyon taraftarları' ve 'ayrılıkçılar' arasındaki yıllık çatışma gibi değerlendirenler olsa da, o gittikçe büyüyor ve herkesi kapsıyor. Hatta bu gün, ilk kutlamalar zamanı bir çok Quebec'li tarafından Kanada'ya ilgiyi artırmak için teşkil olunan suni bir bayram gibi değerlendirilmişti. Tüm Kanada'da milli değer taşıyan 1 Temmuz, Quebec'te siyasileştirilmiş bir hadise olarak değerlendirilmeye devam ediyor.. Bu eyalette 'Canada Day'i kutlamak bazen olumsuz da karşılanıyor. ( 6) Göçmenliğe atılan ilk adımlar her zaman için zor olmuştur. Hele ilk günlerin çilesi, herkes için unutulmaz hatıralardır. Zor yıllar. İlk günler denince aklıma hep Sincaplar geliyor. Neden mi? Bir sonraki bölümde anlamaya başlıyacaksınız, daha sonraki bölümde kavrayacaksınız. 44 Faruk Arslan 45 Faruk Arslan Üçüncü Bölüm GÖÇMENLİĞE İLK ADIMLAR, İLK GÜNLER Alman hükümetinin davetiyle 2000 sonbaharında gittiğim 7 günlük Almanya’da göç- iltica ve hukuk devleti konularını kavramaya yönelik bir gezide ilk defa Kanada’nın dünyanın en mükemmel göçmenlik sistemine sahip olduğunu duydum. Almanya gezisinde en çok etkilendiğim görüşme, bugün Avrupa Parlamentosu milletvekili olan Öger Tur Genel Müdürü Vural Öger ile yaptığımız sıcak buluşmaydı. 4 dil bilen, Türkiye’ye yılda 1 milyon Alman turist getiren Öger, İçişleri Bakanı Otto Schily’nin sınıf arkadaşıydı ve 22 kişilik Alman Göç Komisyonuna alınmış tek yabancı kökenli kişiydi. Almanya yeni bir göç kanunu hazırlıyordu ve Öger’in anlattığına göre örnek olarak Kanada seçilmişti. 20 sene sonra Almanya’nın yaşlanarak bugünkü ekonominin mevcut nüfusla çökeceğini ifade eden Öger, Almanya’nın her yıl Kanada gibi en az 250 bin veya 500 bin yeni göçmen alarak Almanya’yı kurtarabileceğini bilimsel olarak anlattı. İtalya, İspanya ve İngiltere’nin aynı handikapı yaşadığını ve göçmen alımının sürdüğüne dikkat çeken Öger, AB’nin genişleme süreci çerçevesinde Doğu Bloku ülkelerinin üye yapılması ve sıcak göçmen girişinin 2015’e kadar Türkiye’den gelecek genç nüfus talebini 46 Faruk Arslan yok ettiğini ve bu nedenle Türkiye’nin bu tarihten önce tam üye yapılmasının mantıklı olmadığını kaydetti. Almanya’da yeni göç kanunu hazırlanırken sorun hortlayan ırkçılıktı. Kan bağı esasına dayalı vatandaşlık kültürü kısmen 1999’da çıkan yeni vatandaşlık kanunu ile epey kırpıldıktan sonra aşılsada halen Almanya, göçmenleri teşvik edecek Kanadavari bir kanunu özümseyecek kadar açıkgörüşlü değildi. Ülkede doğarak vatandaşlık elde edenler en son 21 yaşında hangi ülkeyi seçeceklerine karar vermeliydiler. Bu bir zulumdü. 11 Eylül’ü izleyen döneme damgasını vuran gelişmelerden bir diğeri de Almanya, İtalya, Fransa gibi AB’nin güçlü devletlerinde yükselişe geçen yeni ve gerici göç politikaları oldu. Bu konuda ilk adım 2001 yılı Ağustos ayında Almanya’dan geldi. İç İşleri Bakanı Otto Schily, 3 Ağustos günü, hazırlanan “Yeni Göç Yasa Tasarısı” nı kamu oyuna sunduğunda akıllara ilk gelen Alman Sanayiciler Birliği BDI’nın, 2001 yılı başında yayınladığı “Göç Tezleri” başlıklı çalışma oldu. Bu çalışmasında Alman sermayesi, “Şu an ABD her yıl ortalama 327 bin, Japonya 609 bin, İngiltere 114 bin ve Fransa 99 bin kalifiye göçmeni ülkelerine getiriyorlar. Almanya, bu rekabette kendini göçmenler için çekici, yabancı dostu ve uyuma hazır bir ülke olarak gösterebilirse bir şansı olabilir” diyordu. Bu raporu da dikkatle inceleyen Alman Hükümeti, Temmuz 2001’de 300 sayfalık bir göç raporu yayınlayarak, ülkenin izlemesi gereken yeni göç politikasını belirliyor ve geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarılması gerektiğini belirtiyordu. Raporda sözü edilen hatalar ise, 60’lı yıllarda nitelik ve vasıflarına bakılmaksızın göçmen işgücünün ülkeye kabul edilmiş olmasıydı. Oysa, 47 Faruk Arslan sermayenin bundan 50 yıl önceki gereksinimleri ve dönemin üretim organizasyonu biçimi hatırlandığında bu tercihin yanlışlıkla değil, tersine son derece bilinçli yapıldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bugün ise gerek teknolojideki hızlı gelişimin, yetişmiş teknik kadroların sayısındaki hızlı artışın etkileri , fakat ağırlıklı olarak sermayenin sırtını, hizmet sektörünü liberalize etmeyi amaçlayan küresel anlaşmalardan elde edeceği güvencelere dayamış olmasının verdiği rahatlıkla dünyanın her yerinden yetişmiş işgücünü istediği üretim merkezlerinde toplaması için gerekli zemin oluşmuş durumdadır. Göç yasası çıkarılmadan önce de Almanya’da Alman mühendislerin yarı ücreti karşılığında çalışmaya hazır olan Hint’li bilgisayar mühendisleri, yazılımcılar ve programcıların yerli hizmet işgücüne rakip olarak işgücü piyasalarında sayıca artmaya başladıkları unutulmamalıdır. Öte yandan, Almanya’daki yeni göç yasa tasarısına şekil veren anlayışın da sermayenin yeni gereksinimleri olduğu açıkça fark edilmektedir. Tasarıya göre değişik mühendislik dallarından mühendis, matematikçi ve bilim insanlarının ülkeye gelmeleri durumunda kendilerine derhal süresiz oturma izni verilecek ve bu tanımlamaya uyan kişilerin Almanya’ya gelmesi için işveren talebi gibi bir kriter de aranmayacak. Avrupa’nın en modern göç yasası iddiasını taşıyan taslağın hazırlık aşamasında Almanya’da ikiyüzlü bir tartışma yaşandı. Bir yanda diğer emperyalist ülkelerle “dünyanın en değerli beyinlerini kazanma uğruna verilen rekabet” gözetilirken, diğer yanda ise sanki Almanya birden yabancı işçilerin istilasına uğrayacak ve Alman emekçileri işsiz kalacakmış gibi bir hava estirildi. Sermaye kuruluşları, “sadece yüksek derece kalifiye 48 Faruk Arslan elemana değil, vasıfsız elemanlara da ihtiyacımız var” gibi açıklamalarla Alman işçilerine baskı uygulamaya başladılar. Diğer yandan, Almanya’daki yeni göç yasasının sosyal çevreler tarafından “gerici” şeklinde nitelendirilmesinin nedenlerinden biri de, Hükümetin, Alman sermayesinin taleplerine yanıt verebilmek için yalnızca işgücü vasıfları ile ilgili tanımlamalar yapmakla kalmayıp; söz konusu işgücünün yoğun olarak bulunduğu ülkelerin adlarını da yasa içinde zikrediyor olması ve göç yasasını açık bir “işçi pazarı” olarak gördüğünü ortaya koymasıydı. Almanya’da özellikle son dönemde izlenen emek politikaları sendikalar üzerinde beklenen etkiyi çok fazla gecikmeden gösterdi. İlk olarak Volkswagen’e ait işyerlerinde imzalanacak toplu sözleşmelerde, aynı dönemde Meksika VW’de de sözleşme imzalanıyor olmasının avantajları kullanıldı ve hem Alman sendikası hem Meksika sendikaları görece daha geri düzeydeki sözleşme hükümlerini imzalamak zorunda kaldılar. Alman otomobil sektörü devinin argümanları dünyanın, birbirinden oldukça farklı bu iki coğrafyasında uyguladığı politikalarda büyük bir benzerlik dikkati çekiyordu. VW yönetimi, Alman sendikaya karşı, üretimi, işgücü maliyetlerinin çok daha düşük olduğu Meksika’ya kaydıracağı tehdidini kullanırken, Meksika sendikalarına da “Almanya’da üretim maliyetlerinin verimliliğe oranla çok daha düşük olduğunu, Meksika sendikalarının işverenin ücret tekliflerini kabul etmemesi halinde şirketin üretimi Almanya’ya taşıyabileceğini söylüyordu. Bu yarışta ilk pes eden Alman IG-Metal sendikası olunca; Meksika sendikalarına da %14’lük ücret artışı talebinden vazgeçmek ve işverenin önerdiği %6.5’luk artışı 49 Faruk Arslan kabullenmek düştü. Gerek Almanya’da ve sırayla diğer ülkelerde uygulamaya konan yeni göç yasaları ve gerekse sermayenin, işçi örgütlerini coğrafyalar arası bir emek piyasaları savaşının içine çekmesinin geri planını besleyen en belirgin dinamik Batı ülkelerinde görece yüksek olan işgücü standartlarının geriye çekilmesi suretiyle sermaye karlılığının arttırılmasıdır. (7) Öger’i dinlerken Almanya gibi bir ülkeden demokratik bir göç kanunu çıkmayacağını hemen kavramıştım. Nitekim Öger’in çabası yetmedi. Kanada Göçmen Kanununu Almanya’ya uyarlamaya çalışan komisyon onca tavizlere rağmen, yobaz Hıristiyan Demokratların Bundeslag denilen Federal Meclis’te vetosuyla karşılaştı. Komisyonlara döndürülen kanun, o kadar fazla kesilip doğrandı ki, Federal Meclis’ten ancak 3 yıl sonra geçen kanunun Kanada’dan kopyalandığını söylemek imkansızdı. Dolayısıyla kendine yeni vatan arayan kaliteli göçmenler aptal değildi ve Almanya’yı tercih etmedi. Ölü doğumu sezmem kanun henüz cenin halinde anne karnında iken olmuştu. Öger’den edindiğim tecrübe, ideal göçmen ülkesinin Kanada oluşuydu. Çocukluk yıllarımda Kaptan Swing çizgi romanıyla tanıdığım bu ülke bana artık daha sempatik geliyordu. Ancak Kanada’ya gitmek o kadar kolay değildi. Göçmenlik başvurusunun ne kadar süreceği konusu yaş, eğitim, dil ve meslek durumu göre oldukça önemliydi. İsmi saklı bir Kanada sevdalısı daha ilk adımda Kanada Konsolosluğu kayasına çarptığını şu satırlarla anlatıyordu: Ben ve eşim yaklaşık bir yıl önce Kanada'ya göçmenlik başvurusu yapma konusunda düşünmeye başladık. Karar vermek gerçekten çok zordu, çünkü sahip olduğumuz, sürdürdüğümüz kültürü bırakıp 50 Faruk Arslan belli bir yaştan sonra yeni bir kültüre adapte olmak zorunda kalacaktık. Gerçi yeni başlangıçlar bize hep heyecan vermiştir, ama yine de emin olmak için başvurmadan önce 1 yıl kadar düşündük. Başvurumuzu yapma kararımızda bize en büyük desteği Kanadainfo.com sitesindeki diğer arkadaşların yolladıkları yazılardan aldık. Bu yazılar sayesinde Kanada hakkında genelde güzel izlenimler edindik, gerçi başlangıçta tabi ki zorluklar vardı ama sonucunun güzel olacağı hakkında güzel duygulara kapıldık. 23 Haziran 2001 tarihinde ben ve eşim adına 1000 Kanada Doları (application fee olarak) ödeyerek başvurumuzu yaptık. Müracaat etmeden önce tabiki elçilikten bazı bilgiler aldık, başvurumuzun kaç ay içinde değerlendirileceği gibi. Cevabın 6 ay olduğunu öğrenince rahatladık ve hemen başvurumuzu yaptık. Ancak bunu takiben yaşadıklarımız tamamen bir hayal kırıklığı oldu. Başvurudan iki hafta sonra bize ulaşan bir yazıda başvurumuzun iki yıl içinde ancak değerlendirileceğini, 5 ay sonra ulaşan başka bir yazıda da başvuruların çok olması nedeniyle 48 aydan önce başvurularımızın değerlendirmeyeceği bildirildi. Ben, eşim ve başvuruda bulunan bizim gibi birçokları bu konuda kandırıldığımızı ve maalesef başvuruda bulunurken bize bildirilen 6 ay içinde cevap alacağımızı bildiren Kanada Elçiliğinin, başvurudan vazgeçmemiz için kasıtlı olarak bu cevabı verdiğini düşünüyoruz. Sonuçta 48 ay sonra kabul edilsek dahi, biz maalesef kabul edemeyeceğiz çünkü takdir edilir ki bu uzun bir süre ve 30'lu yaşlarda olan ben ve eşim Kanada'ya gitmeyi şimdilerde göze alabiliriz ama 4 yıl sonra asla. Bizler ödediğimiz 1,000 Doların yanmasından dolayı değil, Kanada elçiliğinin takındığı tavırdan dolayı 51 Faruk Arslan yaşadığımız kayıp ve hayal kırıklığını başkalarının da yaşamaması için bu deneyimimizi sizlerle paylaşmak istedik. (8) Bu başvuruzede arkadaşımız, eğer büyükelçiliğin web sayfasına göz atsaydı gerçektende 2005’de sırada bekleyen 3500 aday olduğunu görürdü. 2002'den beri sınırlamaya giderek her yıl sadece 500 adayla mülakat yapan Konsolos yetkilileri, başvuru tarihine göre bağımsız aday başvurularını hep en son sıraya koyuyorlardı. Eyaletlerde önseçim yapılan adaylar, aile birleşmeleri, sponsor göçmenlikler, ticari sınıf öne alınıyordu. 11 Eylül faciasından önce 6 ayda işlemi sonuçlananlar vardı. Almanya gezisi sırasında Kanada ziyaretini anlatan Nokta Dergisi Ankara Temsilcisi Turgay Türker, gazetecileri Kanada’nın 6 ayda kabul ederek ayrıcalık tanıdığını söylediğinde artık kararımı vermiştim. Başvuruda süreci kısaltmanın birkaç yöntemi vardı. Petrol mühendisi Ferda, 2000 baharında başvuru yaparken Alberta eyaletine gideceğini yazmış, birde işe kabul mektubu sunmuştu. Jet hızıyla çıkan göçmenliğinin ardından soluğu Toronto'da aldı. Sınırdaki Göçmenlik görevlisi, Alberta'ya gidip gitmeyeceğini sordu. Sonuçta Ferda, Calgary'de bir günlük hava alıp tekrar popüler kent Toronto'ya yerleşmek için döndü. Türkün fendi Kanadalıları böyle yendi. 11 Eylül miladından önce ülkeye ayak basanlar şanslıydı. 11 Eylülden sonra ilginç bir paranoya dönemi yaşanıyordu. ABD'nin en sadık müttefikleri Kanada ve Türkiye, ABD'nin açıklanan ' terörist ülke' listesinde görünmese bile sanki açıklanmayan ' kara listesi'ndeydiler. Irak savaşında Türkiye gibi ABD'yi desteklemeyen Kanada'yı ABD, akılalmaz taktiklerle 52 Faruk Arslan ekonomik olarak köşeye sıkıştırmıştı. ABD'nin yüzde 30 oranında enerji ihtiyacını karşılayan Kanada, Irak petrolüne ABD'nin el koymasının ardından büyük bir pazarı kaybetme eşiğine geldi. Kanada, ticaretinin yüzde 85'ini ABD ile yapıyor; günlük ticaret hacmi 1,5 milyar doları buluyordu. Kanada ekonomisinde Amerikan şirketlerinin payı yüzde 45’ti. 2003 baharında SARS nedeniyle Amerikalı turistler Kanada rezervasyonlarını iptal edince ekonomi bir anda müthiş etkilenmişti. En küçüğünden büyüğüne esnafın işleri yarı yarıya düşmüştü. Tam SARS kontrol altına alındı dendiği anda Alberta eyaletinde ortaya çıkan bir ' Deli Dana' vakası nedeniyle ABD'ye yılda 800 milyon dolarlık et satan Kanada firmaları sıkıntıya girdi; çünkü ABD et alımlarını dondurdu. Ancak yeni danalar büyüyüce 7 Mart 2005'de sınırlama getirerek tekrar et alımına başladı. ABD öksürse Kanada nezle oluyordu. Bu arada ABD'de müslümanların diken üstünde yaşamı her gün yenisi eklenen uygulamalarla kabusa dönüşmeye devam ediyordu. Kanada'da ise hiç bir sorun yoktu, bilakis müslümanlar en az suç işleyen barış içinde bir toplumdu. Üstelik müslüman nüfusu son 10 yılda ikiye katlıyarak 32 milyonluk ülkede 650 bine çıktı. Yahudilerin nüfusu Kanada'da yüzde 1.4'de kalırken müslümanların nüfusu yüzde 1.2'den yüzde 2'ye fırladı. Kanada, Haziran 2002 yılında kabul ettiği yeni göçmenlik kanunu ile puanlama sistemini değiştirdi. ABD'nin baskısıyla müslüman ülkelerden yapılan başvurulara en az 5 yıl sonra mülakat vererek müslüman göçmen gelişini bıçak gibi kesti. Bu yazılı olmayan bir kaideydi. Öncelikle her vatandaşın kendi ülkesinde başvuru yapması öngörülerek, Detroit ve Buffola Kanada 53 Faruk Arslan konsolosluğundan başvuru yapanlar engellendi. Bu durum, ABD'den Kanada'ya gelmek isteyenler ile turistöğrenci olarak gelip komşudan başvurmak isteyenleri durdurdu. Daha sonra ülkelere göre kurallarda görünmeyen yıl sınırlamaları kondu. Terörist sayılan ülkelerin vatandaşları, başvurduktan sonra en az 8 yıl beklemek zorundaydı. Bürokrasinin işi yavaşlatma eylemi ve mülakat sayısının biliçli azaltılması bunu doğal olarak sağlıyordu. Müslüman olduğu için ayrımcılığa uğrayan Türkiye için bu sınır 5 yıldı. Kanada büyükelçiliğinin, ' yılda 500 başvuru inceliyoruz, elemanımız yetersiz, hem Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan'a da biz bakmak zorundayız' mazereti kibar bir diplomatik bahaneydi. Bürokratları suçlamayın, onlar yazılı veya yazılı olmayan kuralları uyguluyordu. ABD'de müslüman nüfusun artışı Şahinlerin yürüttüğü operasyonun asıl sebebiydi. ABD'de Müslümanı ' terörist' gösteren genellemeler, 'Komünist avı' yapılan ' McCarthy' dönemini anımsatıyordu. ABD'ye giriş yapmak bundan sonra kolay olmayacaktı. Vize alarak ABD'ye gelenlerin parmak izleri alınıyor, fotoları çekiliyor ve gözlerinden manyetik kimlik kayıtı yapılıyordu. Yüzde 60 oranında bu ülkeye başka ülkelerin vatandaşları vize ile giriş yapıyordu. Vizeye ihtiyacı olmadan giriş yapanlar için bu uygulama yapılmayacak dense de, kazın ayağı öyle değildi. İngiltere, Kanada, Avusturalya gibi ülkelerin vatandaşları için sorun yok gibi gözüksede ABD, resmen Kanada'dan kendi güvenlik önlemleri paralelinde pasaportlarını değiştirmesini istedi. Ottawa'nın direnişi yetmedi. Bunun üzerine ABD, Kanada vatandaşı olduğu halde ' terörist listesi'ne aldığı 8 müslüman ülkede doğmaktan başka 54 Faruk Arslan hataları olmayanlara da aynı muamaleyi yapmaya başladı. Parmak izi alınan, saatlerce sınır kapısında bekletilen, sorgulanan müslüman Kanadalılar ciddi bir ayrımcılığa uğradı. Kanada, bu uygulamaya sert tepki gösterince, inadına bu sefer uygulamayı genişleterek Kanada'ya Commonwelth yani eski İngiliz sömürgelerinden göçmen olarak gelmiş 52 ülkeyi vize kapsamına aldı Amerikalılar. Daha önce vize gerekmeyen ABD'ye giriş için ABD Ottawa büyükelçiliğinde uzun kuyruklar oluşuyor ve ABD-Kanada ekonomik ilişkileri büyük darbe görüyordu. Türkiye, ABD'nin güya ' terörizmi destekleyen ülke' listesinde değildi. Ama şahit olduğumuz uygulamalar birde ilan edilmemiş el altı kara liste olduğunu ispatlıyordu. Mesela kelli felli bir Türk işadamımız Kanada'dan New York aktarmalı Türkiye'ye gitmek için THY'dan bilet alınca başına gelmeyen kalmadı. Yıllardır aynı yolu kullandığı için oldukça rahattı. Ama transit geçiş yapacağı New York'da onu özel bir odaya alıp sorguluyor ve Türkiye'ye giden uçağa bırakmıyorlardı. Uçak kaçıyor, iş adamımızı tekrar Kanada uçağına bindirip geri gönderiyorlardı. Travel şirketi masrafları çekiyordu, ama ortada bir skandal vardı. Bir başka örnekde Kanada'nın Windsor kentinde yaşandı. 15 yıldır Kanada vatandaşı olan Türk tırcımız Kanada ile ABD arasında yük taşımaktaydı. 2002 yazında yine Windsor'dan Detroit'de geçmek için sınır kapısına geldiğinde akılalmaz bir skandal yaşayacağını tabii ki bilmiyordu. Öndeki tır ani fren yapınca vurmamak için direksiyonu kırmış ve yan bariyere hafifçe dokunmuştu. Sınır polisi ceza kesmek için yaklaşırken düşüyor, şöforümüz onu tutarak köprüden yuvarlanma sonucu olabilecek ölüm veya yaralanmadan kurtarıyordu. 55 Faruk Arslan Mükafat olarak Kanadalı vatandaşımızın Türkiye'de doğduğunu öğrenen yetkili yüklü bir ceza kesti. Vatandaşımız burada sıradan olan bir hadise olarak mahkemeye verdi. Mahkeme kağıdı ne hikmetse Kanada'daki adresine mahkeme gününden iki gün sonra, geç gelmişti. Normalde en az 15 gün önce ulaşması gerekirdi. Tabi mahkemeyi kaçırınca cezayı ödemekten başka çaresi yoktu. Cezasını ödemek için gittiği ABD'de geç kaldığı için gözaltına alınan Kanadalı Türke, 1,5 gün nezarette cehennem azabı çektirildi. ABD'deki yakınlarının kefil olmasıyla kurtulabildi. Bu olaylar ancak ABD'de halen devam eden paranoya ile açıklanabilirdi. Ortadoğu, Suudi Arabistan, Türkiye, İspanya, Mısır, Fas ve İngiltere'de gerçekleşen Batılı hedeflere yönelik intihar saldırıları, paranoyı pekiştiriyordu. Alarmın rengi bir turuncu oluyordu, bir sarı. Terörizmle mücadele taktiği hedefi tüm müslümanlar olarak genellediği için terörizme davetiye çıkarılıyor, nefret tırmanıyordu. ABD'de yaşayan 300 bin müslümanın Kanada'ya iltica etmek için başvuruda bulunması, Kanada'yı da şaşkına çevirdi. Kanada, her yıl en fazla 35 bin sığınmacı alıyordu. Bu girişimi engelemek için ABD ile Kanada 2003 yılında Detroit'de bir anlaşma imzalayarak ABD'den gelenleri Kanada'nın kabul etmemesi ilkesini deklare etti. ABD'nin ' güvenli ülke ' olduğu varsayımından yola çıkılarak alınan bu kararı Kanada uygulamamak için anlaşmayı parlamentosunda bir süre onaylamadı, ancak anlaşma gecikmeli ollarak 2004'de yürürlüğe girdi. Bunun anlamı, ABD üzerinden Kanada'ya iltica edenlerin talebi kabul edilmeyerek, geldiği ülkeye geri gönderilecek olmasıydı. Amerikalılar bu akını önlemek için Buffalo kentinde 2002'den beri karargah kurdu ve Kanada'ya 56 Faruk Arslan kaçmak isteyenleri sorguladı. ABD'nin teröristlerin sığınma merkezi olarak gördüğü Kanada'da politikacılar, Amerikalı siyasetçilerinin bu komplimanına sert cevap verdi. Kanada'da herkes kayıt altındaydı ve kontrolü mümkündü, kaçak değildi. ABD'de ise, 30 milyon insan halen kaçak yaşıyordu. Kanadalılar, ABD'nin ' terörist cenneti' olduğunu ileri sürüyordu. ABD ile stratejik ilişki kurmaya çalışanların bilmesi gereken husus, Amerikan çıkarlarını koruduğunuz sürece iktidar sürenizde sorun olmazdı; lakin çatışırsanız istifa tezkeresi için şafak saymaya başlayın. Kanada, çok dirensede yelkenleri suya indirdi. Tıpkı Türkiye'nin çıkarları ile çelişse bile uzlaşma zorunda olduğu gibi. Kanada'nın önemli kentleri Ottawa, Toronto, Montreal ve Vancouver'da resmi CIA büroları açan ABD, Kanada'ya gelen tüm göçmen ve iltica başvurularını tek tek incelemeye 2002 yılından itibaren başladı. Bununla kalmadı. Kanada'da banka hesabı açan, kredi kartı alan herkesin gizli tutulması gereken kimlik bilgileri artık FBI'ın cebindeydi. (9) AVUKAT TUTMAK YA DA TUTMAMAK Tüm bu olumsuzlukları bir kenara bırakarak halen başvuru yapmakta ısrarlı olduğunuzu kabul edelim. Kanada'ya yerleşebilmek için göçmenliğe başvurmaya karar verenlerin çoğu konuyu ilk olarak bir Türk avukata danışır. İnternet sitelerinde araştırma yapar veya Kuzey Amerika’da yaşayan bir eş-dostan bilgi rica eder. Yedi yıl önce iki kişilik bir ailenin işlemleri için 8 bin Amerikan Doları isteyen bir avukata rastladıktan sonra bu işin biraz daha araştırılması gerektiğini düşündüm. Zira beyin göçü için beyin cerrahı ile nerede ise aynı parayı alan bu zatın 57 Faruk Arslan kavuğundaki keramet ne olabilirdi? Göçmenlik formunu doldurmak azıcık İngilizce bilenler için zor olmasa gerekti. Avukatların elinde sihirli değnek yoktu ve tek yaptıkları şey kuralları oldukça belirgin olan yolda yürümekti. Kanada hükümeti nezdinde etkili olduğunu söyleyen avukat veya göçmen uzmanı hepsi yalan söylüyordu. Birol Uzunmehmetoğlu anlatıyor: Detaylı bir araştırmanın sonucu işlemlerimizi kendimiz yaparak o dönemde normal bekleme süresi olan bir yılın da altında bir sürede, toplam yedi ayda göçmen vizemizi aldık. Benim ve yakın çevremdeki diğer arkadaşlarımın tecrübelerine dayanarak diyebilirim ki avukat ya da göçmenlik danışmanı kullanmanın avantaj ya da dezavantajları var. Bunları aşağıda sıralamaya çalıştım. Avantajları: Öncelikle bu hizmeti verenler hangi evrakları tamamlamanız konusunda sizi kafa patlatma zahmetinden kurtarır, elinize bir liste verir, tamamlar gelirsiniz. İngilizceniz yeterli düzeyde değil ise formlarınızı doldurur, hata yapmanızı önler. Puanınız kritik durumda ise, puanlamanızı artıracak danışmanlık hizmetlerinde bulunur. Elçilikte yapılacak olan görüşme için sizi psikolojik olarak hazırlar ve sorulabilecek sorular konusunda sizinle çalışma yapar. Sizin adınıza elçilikte işlemleri takip eder. Hangi işlemden sonra ne yapılacağını bildikleri için vizenizin işlemleri sırasında vakit kaybetmezsiniz. Gerekli yazışma olması durumunda resmi bir dille işlemleriniz tamamlanır. 58 Faruk Arslan Dezavantajları: Bu iş için 2500-3900 Amerikan Doları para talep ederler. Avukatla işlem yapmanız göçmenlik vizenizi alacağınızı garantilemez. Avukatların yaptığı başvurunun önce işleme alınması gibi bir durum söz konusu değildir. Formların doldurulması için gerekli bilgiyi internetten Türkçe bulabilirsiniz. Yeterli seviyenin 5-10 puan üzerinde bir puanınız varsa görüşmeye bile çağrılmadan sağlık kontrolü işlemleri için çağrılabilirsiniz. Herşeyin yolunda gittiği bu tip durumlarda nerede ise avukata, vizenizi elçilikten alıp size vermesi için para ödemiş olursunuz. Göçmenlik başvurusu için işlemlerinizi yapıyor olmaları size Kanada'da iş ya da ev de bulacakları anlamına gelmez. Avukatlar size, başvuru sürecinde yapmanız gereken noter giderleri, sağlık kontrolü masrafları, başvuru parası, landing fee gibi harcamalarda kolaylık sağlayamazlar. Bir çok avukat/danışman zaten gidebilecek olanları kabul eder. "Assesment Exam"dan geçmeniz ya da öncelikle CV'nizi göndermeniz bu nedenledir. Avukatın anlattıklarına güvenip Kanada hakkında fazla araştırma yapmayabilirsiniz. Kafanızda canlandırdığınız ve karşılaştığınız Kanada farklı çıkabilir. Hayal kırıklığına uğrarsınız. Dikkat Edilecek Konular: Mutlaka avukat tutmanız gerekiyorsa, ya da tutmak istiyorsanız bazı konulara dikkat etmekte fayda 59 Faruk Arslan var. Bütün kimlik bilgilerinizi, eğitim, iş, aile bilgilerinizi, pasaportunuzdaki bilgileri vereceğiniz bu kişinin dürüstlüğünden emin olmalısınız. Öncelikle bu işe yeni başlayıp başlamadığını öğrenin. Görevlendirdiğiniz kimse sadece sizin kadar bilgiye sahip olabilir. Zamanının tamamını Türkiye'de geçirmiyor olabilir. Daha sonra soracak çok şeyiniz olacak. Telefon faturanız can yakabilir. Maille yazışmalara geç cevap gelebilir. Avukat ile işlemlerini yapmış kimseler ile görüşün. Bütün parayı bir anda vermeyin, ne gerek var. Anlaşmazlık durumunda Kanadalı avukatlar için The Law Society of Upper Canada'ya başvurabilirsiniz. Avukatlar bu kurum tarafından denetlenir. Tezat bir durum ama önce Kanada' ya gelmelisiniz. İşlemler için anlaştığınız kişinin avukat mı, yoksa göçmenlik danışmanı mı olduğunu öğrenin. Göçmenlik danışmanlığı için avukatlarda olduğu gibi özel bir eğitim gerekmemektedir. Eski tabirle, avukatlar mektepten, danışmanlar ise alaydan yetişmedir. Kanada'da herhangi bir mahkeme ya da yargıyı gerektiren durumda sizi sadece Kanada barosuna kayıtlı bir avukat savunabilir. Kanada'nın avukatlar listesi için The Canadian Law List sitesinden, göçmen danışmanları işin ise Organization of Professional İmmigration Consultants web sitesinden yararlanabilirsiniz. (10) Bu işi yapan çok sayıda sahtekar bulunduğu için azami derecede dikkat etmelisiniz. 60 Faruk Arslan İLK GÜNLER Tüm işleriniz yolunda gider ve sıra biletleri alıp okyanus ötesine uçmaya gelince hemen o ülkede sizi karşılayıp mihmandarlık yapacak bir dost ararsınız. Kanada’ya 1998’de gelmiş Halim Dağlar, Azerbaycan Zaman’dan müdürüm olmasının yanı sıra, bir elin parmaklarını geçmeyen gerçek dostlarım içinde yer alan yardımsever biriydi. Dostluğumuz 1985’de Eskişehir’de başlamış, İstanbul’da devam etmiş, Azerbaycan’da zirveye çıkmıştı. Kanada’ya sürekli çağrmasına rağmen hep kulak tıkamıştım. Bu sefer biletlerimi almıştım ve bu eski dostu aramak şart olmuştu. Telefonla ulaştığımda inanamadı. Şaka yaptığımı sandı. Gerçekten geldiğimi anlayınca ‘her zamanki gibi hızlısın’ dedi. Bizi karşılayacaktı. Pek çok dostum henüz kalacağımız bir ev bile yok iken ailecek yola çıkmamızı delilik olarak görüyordu. ‘Evini kur sonra çocuklarını götür’ diyen dostum Kanal A Tv Reklam Müdürü Zeynelabidin Kekillioğlu’na; ‘Gemileri yaktım ve hicrete kapı açtım, hicrette keramet vardır’ diye savunmaya geçince kafayı üşüttüğüm konusunda diğer arkadaşlarım gibi hemfikir olmuştu. Oysa doğru olanı ‘anca beraber kanca beraber hep beraber’ yola çıkmaktır. Evin erkeği gitsin evi kursun ve dişi kuşu çağırsın muhabbetlerine kanmayınız. Gurbete açılırken geriye dönüp bakmamalısınız. Gemileri yakmak tabiri İspanya’ı fetheden ünlü Emevili Arap Konutan Tarık Bin Ziyad’dan kalma bir deyimdir. Bir köle iken İslamla şereflendikten sonra kendini ordunun başında bulan Ziyad, Araplar İspanya çıkarması sırasında 61 Faruk Arslan anavatanlarına dönüş hayali kurmasınlar diye gemileri yaktırmış ve zaferden başka alternatif düşünmemişti. Neticede 800 yıl süren Endülüs müslüman hakimiyeti, temelindeki bu ruhla kurulmuştu. Gemileri yakmadan başarılı olunacağına inanmam. Tam 8 Rus bavulu ile evimin önemli eşyalarını taşırken kişi başı iki bavul 64 kilodan tam 256 kiloluk ekstra ücretsiz tarifeyi tutturmuştum. Kanada’ya 2000 sonlarında ayak bastığımda, bizi karşılayan Halim Dağlar’ı herzamanki güleryüz ve sıcaklığıyla buldum. Bu dönemde Kanadalı göçmen yetkilileri o denli sıcak bir karşılama yapıyorlardı ki, bir davul zurna eksikti. 3.5 yaşındaki oğlum Ali Alperen ve 5 yaşındaki kızım Meryem’e tatlı bir lokum veya yiyecek gibi sempatik, sevecen bakmalarına o gün bir anlam verememiştim. Kanada’nın küçük yaşlarda çocukları olan genç aileleri tercih etmesinin nedenini daha sonra anlayacaktım. Aile kurumu çöküyordu ve bizim gibi sağlam aileler toplumun temel çimentosu olarak görülüyordu. Ayrıca kendi dilini, kültürünü tam tanımadan gelen çocukları yumuşakca asimile etmek kolaydı. Ne de olsa bizler, onlara göre, ne kadar Kanada’yı sevsekte yüreğinin bir tarafı anavatanları için çarpan peşin ‘kayıp’lardık. Bu ülkeye ne kadar uyum sağlarsak sağlayalım hiçbir zaman gerçek Kanadalı olamayacaktık. Hatta çocuklarımız da Kanada’da doğmadıkları için 1. nesil sayılmıyordu. Onların çocukları gerçek Kanadalı kabul edilecekti. Halim bey ve eşi Nurten hanım öylesine bir misafirseverlik gösterdiler ki, hakları gerçekten ödenmez. Bir hafta evlerinde kalırken Kanada’ya hızlı bir uyum sürecine girdik. Kanada’ya geldiğinizin 2. günü kiralık ev bulabilmeniz sağlam bir dost olmadan imkansızdı. Oysa 62 Faruk Arslan biz bu imkansızı başardık. Driftwood Avenue’deki Aparmant yönetici Makedonya doğumlu Helen isimli bir Yunandı. Yeni gelen bir göçmene işin varmı diye sorarlar. İşin yoksa ev, evin yoksa iş bulamazsın. Sosyal Güvenlik Numarası, ehliyet gibi kimlik belgeleri istenir. Halim bey, kira anlaşmasına ‘kirayı ödeyemezse öderim’ diye kefil imzası atınca tüm bu belgeleri sonraya erteleyebilmiştik. O gün için taşınacağımız semtin Toronto’nun zenci ağırlıklı en belalı bölgesi Jane ve Finch olduğunu bilmiyordum. Halim beylere komşu olmak daha önemliydi. 3. gün Royalbank’ta hesap numarası açınca diğer bir şoku yaşamıştım. Hesap açmak ne kolaydı. Ayrıca hemen çek nüshası vermeleri ve bir hafta sonra 100 adet çek koçanımın postalanacağını öğrenmekte şaşırtıcıydı. Türkiye gibi çek ve senetleri itibarsız olan bir ülkeden gelenlerin şaşırması doğaldı. Burada kimse karşılıksız çek yazma riskini göze almıyordu. 4. gün sıra Sosyal Güvenlik Numarası çıkartmaya gelmişti. Başvurudan 15 gün sonra adresinize postalanan bu numara olmadan çalışmanız mümkün değildi. Bir nevi vergi numarası olan bu kart aynı zamanda nereye giderseniz gidin takip edilmenizi kolaylaştırıyor ve kredi durumunuzu ortaya çıkartıyordu. Numarası kimseye verilmemesi öğütlenen bu kart sizi kayıt altına alıyor ve güvenlik açısındanda karne görevi görüyordu. 5.gün Halim beyle eve koltuk mobilya almaya çıktık. İranlı bir mobilyacıdan en uygun fiyata Türkiye’de yüzüne bakmayacağımız mobilyalar alırken kalan parayı bilgisayara ayırdım. Çinli bir bilgisayarcıya 800 CAD vererek cebimdeki kısıtlı parayı bitirdim. İnternetsiz, bilgisayarsız yaşamam mümkün değildi. Ekmek, su kadar 63 Faruk Arslan ihtiyaçtı benim için. Eşimin tüm itirazlarına rağmen kısa bir ayrılıktan sonra bilgisayarıma tekrar kavuştum. Çocukları okula yazdırmamızın akşamı Alperen ve Meryem, bize öğrendikleri İngilizce şarkıyı okudular. Daha ilk gün pürüzsüz bir İngilizce ile şarkıyı söyleyebilmeleri hepimizi şaşırttı. Çocuklar ne öğretirseniz aynen kaydeden berrak bir hafızaya sahipler. Halim bey, ‘size yakında İngilizce öğretmeye başlar ve aksanınızı beğenmeyerek düzeltme yaparlarsa şaşırmayın’ diye takıldı. Pek çok göçmen kısa sürede İngilizce öğrenen çocuklarına ders çalıştırırken İngilizce öğreniyor veya onların konuşmalarından gramerlerini düzeltiyor. 6.gün ciddi ciddi ne kadar az İngilizce bildiğimi anlamaya başladım. Halbuki ortaokul, lise ve üniversite’de İngilizce eğitim almış, ayrıca kursa gitmiştim. 10 yıl dış politika ve diplomasi muhabirliği yaparken hep İngilizce haberler okumuş, hatta basın toplantıları takip etmiştim. Peki ben bu Kanadalıları niye anlamıyorum? Çok hızlı konuşuyorlar ve konuşurken yardımcı fiilleri ve bazı kelimeleri adeta yutuyorlar. Teleffuzum çok kötü,, bildiğim kelimelerle kurduğum cümleleride Kanadalılar anlamıyor. Uğur Gündoğmuş, Kanada'da 3. ayını doldurduğunda yeni bir göçmen olarak, ilgilenenler için izlenimlerini şöyle kaleme almıştı: Yıllar önce, lise 1. sınıftayken üniversite 1. sınıfta okuyan bir abimize, üniversitede okumak nasıl birşey diye sormuştum. O zamanlar üniversiteyi kazanmayı gözümüzde büyütür, ne kadar başarılı öğrenciler de olsak ciddi heyecanlar yaşardık. Sanırım hemen hemen hepiniz benzer duyguları yaşamışsınızdır. O ağbinin yanıtı aynen şöyleydi: "Valla, sanki herkes üniversiteyi kazanmış gibi. İçindeyken 64 Faruk Arslan dışarıyı pek farkedemiyorsun". Ne demek istediğini üniversiteye gidince çok daha iyi anlamıştım. Elbette sizler de aynı yollardan geçtiniz. Emin olun, Kanada'ya göçmen olarak gelmek de aynı duyguların tekrarından başka bir şey değil. Karar aşaması, belgelerin hazırlanması, başvurunun yapılması ve bekleyiş... Ben de birçoğunuz gibi, başvuru sonrasında ne zaman görüşme (interview) olacak, ne soracaklar, sağlıkta sorun çıkar mı, nerede kaldı bu vizelerimiz gibi sorularla boğuştum durdum. Kabul etmek lazım, beklemek kolay değil. Ama herşeyi düzgün bir şekilde yaptıktan sonra beklemekten başka bir yol da olmadığı için, bekleyişleri nedeniyle morali bozuk herkese, lütfen moralinizi yüksek tutun diyeceğim. Vizeyi almak, inanın yolun daha başı. Buraya gelince bunu çok daha iyi anlıyorsunuz. Sanki bütün dünyanın göçmenleri burada. Rakamlar da bunu doğruluyor zaten. 2001 yılında Kanada'ya 250 bin küsur yeni vatandaş adayı gelmiş. Belki biliyorsunuz, federal hükümet kabul edilecek göçmen sayısını (bağımsız göçmen, işadamı, mülteci gibi) ülke nüfusunun %1'ine bağlamak istiyor. Kanada nüfusunun 31 milyon 185 bin olduğunu düşünürsek, her yıl yaklaşık 300 - 310 bin göçmen Kanada'ya kabul edilecek. Durum böyle olunca da, hiç merak etmeyin, buraya gelmek isteyenlere genel olarak kapı açık. Yeni yasada belirlenen puanlama sisteminin, eski başvuranlar için 70'e indirilmesi de bunun en büyük kanıtlarından biri. Bazı ülkelerde (kriz sonrası Türkiye'de olduğu gibi) vizenin elde edilme süreci uzun olsa da, eninde sonunda, gelmek isteyen buraya geliyor. Bu nedenle bir kez daha hatırlatıyorum, hemen hemen hepiniz, farklı zamanlarda da olsa Kanada'ya ayak 65 Faruk Arslan basacaksınız. İşte ilk tavsiyem: Vizenizi aldıktan sonra, buraya gelmeden önce mesleğinizle ilgili çok ciddi bir araştırma yapın. Ben, meslekler listesinde mesleğime iyi puan verildiğini görünce "Adamlar buraya bu kadar meslek koymuşlar, mesleklere de puanlar vermişler, demek ki bu mesleklere sahip insanlara ihtiyaçları var" demiştim. Arkadaşlar, kazın ayağı hiç de öyle değil. Quebec gibi bazı eyaletlerin kendi göçmen seçme sistemleri olmasına karşın, göçmenlik için hazırlanan yasalar temel olarak federal hükümet tarafından belirleniyor. Ancak buraya geldiğinizde eyaletlerin yasalarına göre mesleğinizi icra etmek durumundasınız. (11) Günüyar Türkmen, 2000 yılında geldiği Toronto’da ilk günün koşturmacalarını şöyle dile getiriyordu: Toronto havaalanına indikten sonra göçmenler belirli bir salonda toplanıyor. Uzun süren bir uçak yolculuğu, günlerce süren göçme (taşınma) hazırlıkları ve vedalaşmalarla dolu yorucu günlerin ardından o salonda yeni bir hayata ilk adımı atmış olmak gerçekten heyecan verici olduğu kadarda değişik bir duygu. Dünya üzerindeki hemen hemen her milletten insanlar bir salona toplanmıştı: Çinli, Koreli, Tayvanlı, Japon, Afrikalı, Güney Amerikalı, Hintli... ve bir tek Türk (!). Herkes yorgun, biraz şaşkın, bayağı heyecanlı... Burda dikkatimi çeken bir konuya değinmek istiyorum, nerdeyse her milletin bir organizasyonu vardı ve bunların adresleri, irtibat telefonları verilirken T.C. uyruklular için böyle bir alternatifin olmaması gerçekten üzücüydü. O salondaki bir grup insan çok iyi yansıtıyordu bu memleketin farklı insan mozaiğini. Gözüm o ilk günlerden itibaren bu renk cümbüşüne alışmaya başladı. Yollarda, sokaklarda, 66 Faruk Arslan okullarda, hastahanelerde, yani her yerde bu ilginç mozaiği görmek mümkün. Farklı renkler, değişik simalar, farklı kültürler. Şimdilik tek ortak paylaşımımız ise "göçmen" olmak. Havaalanında çok sevgili arkadaşlarım, Ceyda ve Erkut karşıladılar beni tüm sıcaklıkları ile. Kendimi az önce azıcık garip hissetmiştim ya o salonda... Onları görünce öyle rahatladim ki, kelimelerle anlatamam. Unuttum tüm garipliğimi bir anda. İlk günlerimi en rahat şekilde atlatabilmem için ellerinden geleni yaptılar. Yardımlarını, iyiliklerini asla unutamayacağım bu çok değerli arkadaşlarım, Toronto` ya yeni gelen bir göçmenin yapması gereken SIN (Sosyal Sigorta Numarası) kart başvurusu, bankada hesap açılması, ev arama, ev tutma, eve yerleşme, iş başvuruları gibi önemli konularda bana daha ilk gün detaylı bir brifing verdikten sonra, takip eden günlerde de desteklerini hiçbir şekilde esirgemediler benden. İkinci hafta sonunda onlara çok yakın bir muhitte, küçücük bir "bachelor" daire tutup yerleşmiştim bile. Oldum olası hayatımda yaptığım değişikliklerden müthiş haz almışımdır. Yenilikler, hatta yeni zorlukların beni yenilediğini düşünmüşümdür hep. Yabancı bir ülkeye taşınıp, sıfırdan bir hayat kurmak çok zor, fakat bir o kadar da hoş bir mücadele oldu benim için. İnsanın yeniden doğması gibi birşey. Burada olmaktan mutluyum, fakat tek ve kalıcı bir problemim var: Özlem, bir başka deyişle vatanıma ve arkadaşlarıma hasret. Buraya gelen birçok insanın tattığı bir duygu bu. Ailem, sevdiklerim ve öz yurdum çok uzaklarda artık. Çaresini burada kırk yıldır yaşayan vatandaşlarımızda bulamamışlar. Burada yaşayan Türklerle en önemli paydamız da şimdilik bu zaten... (12) Leyla Kızılırmak’ın ilk günlerdeki izlenimleri 67 Faruk Arslan başbaşkaydı: Kendimizi bazen suçlu hissediyoruz çünkü bize bedava okul, üniversite firsatı veren vatanımızı düzeltmek için vergi vermekten başka pek te fazla birşey yapamadık, açıkcası korktuğumuz için herhangi bir derneğe veya politikaya giremedik. Bazen sesimizi duyurduk ve çekildik. Şimdi yurt dışındaki Türkler olarak baskı gruplarına girerek birşeyler yapmaya çalışıyoruz, gerek Amerika'ya gerek Türkiye'ye, Avrupa parlamentosuna yazılar gönderiyoruz. Depremden sonra Kanada azıcık bir miktar Türkiye'ye yardım gönderecekti, yüzlerce Türk karşı çıktı, sonra bu yardımı bir milyon dolara çıkardılar. Şimdi Ermeni lobisine karşı olarak Fransa' nın Cezayir'de yaptığı katliamlarla ilgili çalışmalar var. Türkiye'yi sadece İstanbul gözünden yorumlamayın, ülkemizin gerçekten cennet gibi doğası, mevsimleri var, burada bunu daha iyi anlayacaksınız. Burada ormanları yağmalamışlar, her türlü kimyasal ilaçla toprakları zehirlemişler ve hala zehirliyorlar. Kanada bir G-7 ülkesi olarak hala ozonu yok eden gazların kullanılmaması ile ilgili anlaşmayı Kyoto’yu imzalamıyor. Dışardan görüldüğü gibi pekte 'environment friendly' bir ülke değil. Bu yüzden 'Greenpeace' in burada doğması çok normal. Sebze ve meyveler hormonlu ve ilaçlı. Çok iyi yıkayıp yemeniz gerekiyor. Her dört insandan biri kanser hastası.Tabii Türkiye'de de çok var, ama istatistik yok. Yazın ozon delik olduğu için güneş kremi olmadan dışarı çıkmamak lazım. Her yıl Kanada 250.000 göçmen alıyor ve bir o kadar da göçmen buradan gidiyor. Bu yüzden Kanada nüfusu hemen hemen aynı kalıyor. Göçmenlerin yanında getirdiği nakit para ekonomi için çok önemli, çünkü buradakiler hep bir yerlere borçlu. 200 bin dolar borçlu olmayan yok gibi. 68 Faruk Arslan Evi mortgage ile aldıkları için, en fazla bankalara borçlanıyorsunuz. Ve kira öder gibi ödüyorsunuz. Kanada’da para biriktirmenin en popular yolu bu. Özellikle Amerika'ya ' brain drain' var. Maaşlar Amerika'ya, Türkiye'deki iyi firmalara göre düşük ama iş ortamları bana göre daha sakin. Hayat her yerde zor, ama burada biraz daha tatlı geçiyor. Yeni mezun, bir de şimdilik çocuk yoksa hiç durmayın gelin, güzel bir hayat tecrübeniz olur... Kanada’ya ilk geldiğinizde ilk zamanlar hep Türkiye ile karşılaştırma yapıyorsunuz. Aldığınız ürünü Türkiye’de olsaydım kaça alırdımla başlayan kıyaslamalar her alanda sürüyor. Önceleri derin analizler yapmayarak tozpembe bir ülkeye geldiğinize inanıyorsunuz. Türkiye’deki saçmalıklardan sıkıldıysanız burası tam size göre. Kanadalılar hiç bir din ve milliyete ayrıcalık yapmayan bir devlet. Her ulustan insanlar Kanada’da kendi dilinde eğitim yapma, yayın yapma, gazete çıkarma özgürlüğüne sahiptir. Kanada’da nüfusun büyük çoğunluğu gönüllü olarak (hiçbir ücret almaksızın) mutlaka ikinci bir iş yapıyor. (13) Trafikte her zaman yayalar ilk hakka sahipler. Futbol Kanada’da en az izlenen hatta izlenmeyen spor dalı. Erkek ve bayan futbol ligi amatör. Profesyonel lig yok. Bayan futbol takımlarının izleyicisi daha fazla. British Colombia Eyaleti’nin en büyük kenti olan Vancouver, sinema endüstrisiyle ünlüdür. Holywood filmlerinin büyük bölümü bu kentte çekiliyor. Toronto ve Montreal’de de 8 Holywood stüdyosu var. Dünyada en pahalı sigara satılan ülke. Bir paket sigara 8 Kanada Doları. Saskatchewan’da ekstra eyelet vergileri nedeniyle 10 dolardan aşağıya sigara bulamazsınız. Hükümet sigarayı bırakmanız için elinden geleni yapıyor, sigara 69 Faruk Arslan içenlere 2. sınıf vatandaş muamelesi yapıyor. Tüm kapalı alanlarda, bar, restaurant dahil sigara içemezsiniz. Kanada’da polisler insanlara (suçlu-suçsuz) “efendim” (Sir) diye seslenirler. Kanada iklimi her zaman bir tartışma konusudur. Dünya, Kanada'yı hep soğuk bir yer olarak tahayyül etmiştir. Her ne kadar bu doğru ise de - sıcaklığın -25 dereceye kadar düşmesi olağandır- sıcaklıklar yıl içerisinde değişir ve Kanada, en az soğuk günleri kadar sıcak yaz günleri yaşar. Kanada'da, iklimi İstanbul ile benzerlik gösteren Vancouver'dan, 70. Kuzey paralelin sürekli buzlarla kaplı bölgelerine, British Columbia'nın batı kıyılarındaki verimli bitki örtülerine kadar pek çok farklı iklim bölgesi mevcuttur. Bununla beraber, Kanada'nın ABD ile sınır bölgeleri boyunca uzanan kesimlerinde dört mevsim yaşanmaktadır. Bitki örtüsünün yenilenmesi, göçmen kuşların yuvalarına dönmeleri ve uzun ve sıcak günlerin habercisi olan ilkbahar Kanada'da her zaman heyecan verici bir dönemdir. Yazlar genellikle sıcak ve güneşlidir, sıcaklık 35 derece ve üzerine çıkabilir. Sonbahar daha serin ve birçokları için daha rahat bir mevsimdir. Sonbahar yaprakları mükemmel tabiat manzaralar oluşturur. Mevsim ne olursa olsun Kanada'da size uygun bir yer ve etkinlik muhakkak bulunur. Şahsen Kanada’da hava durumunu günde beş defa değişmesinden dolayı kadınların hava durumuna benzetiyorum. Bugüne kadar ne kadınların hava durumunu nede Kanada’nın hava durumunu net olarak teşhis edebildim. Kanada’nın en ılıman iklimine sahip Eyaleti British Colombia. Akdeniz iklimine benzer bir iklimi var. Diğer eyaletler, özelliklede kuzey eyaletler oldukça soğuktur. 70 Faruk Arslan Arabaların önünden sarkan elektrik prizleri sizi şaşırtabilir. Çok soğuk kış gecelerinde arabaların karterinin donmasını engelleyen bu ısıtma sistemlerini sonradan taktırabilirsiniz. Ülke genelinde "buz hokeyi" sporu çok ilgi gördüğünden, her yerde bu sporun giysilerini giymiş insanlar görmeniz olasıdır, özellikle "Toronto Maple Leafs" takımının giysisi popülerdir. Türkiye'de olduğu gibi "metrik" ünitler kullanılmaktadır, hava durumunu Celcius olarak, arabanızın süratini ise kilometre cinsinden izleyebilirsiniz. Yalnız A.B.D. sınırını geçince "imperyal" unitlere alışmakta zorluk çekebilirsiniz. Toronto'da CN Kulesi yaklaşık 525 metre yüksekliğindeki kente yukarıdan bakan manzara camının üzerine korkmadan çıkabilirsiniz, zira bu cam 14 hipopotam ağırlığını kaldırabilecek biçimde dizayn edilmiştir! Giriş ücreti olarak 35 doları gözden çıkartmalısınız. Kış aylarında açık alanlardaki buz pateni pistlerinin yanısıra, yol kenarlarında donmuş su birikintileri üzerinde paten yapan ya da buz hokeyi oynayan insanları görmek sizi şaşırtmasın. İlk patent kayma tecrübemi devam ettiğim The Bickford Kursundan sınıf arkadaşlarımla CN Tower’ın yakınlarındaki açıkhava buz pistinde yaşadım. Öğretmenim Diana, 'Koca bebek’ diye diye 30 defa piste düştüğüm günü ölümsüzleştirmek için fotoğraflarımı çekti ve bana hediye etti. 7 saat sonra kaymayı ve düşmemeyi öğrendim. Bu macera sadece kiraladığım patent ayakkabıma ödediğim 5 dolara maloldu. Patent ayaklarımın kenarını kestiği için, eşimdende epey fırça yedim. İyileşmem bir ay sürdü. Yine de patent kaymayı öğrendiğim için mutluydum. 71 Faruk Arslan Kanada genelinde alkollü içki tüketim yaşı 19, Québec eyaletinde 18, A.B.D. genelinde ise bu yaş 21 ile sınırlıdır. Kanadalıların yüzde 60’ı hafif, yüzde 20’si ağır içici, yüzde 20’si içki kullanmıyor. Sigara içenler eskiden daha fazlaymış, artık yüzde 50’lere geriledi. Kadınlar erkeklerden daha fazla sigara içiyor. Maruhana denilen hafif uyuşturcuyu denemeyen pek yok. Ülkenin eski başkakanı Chreiten bile genç iken kullandığını övünerek söylemiş, takdir toplamıştı. 1 milyon 700 kişi polis kayıtlarında uyuşturcu bağımlısı olarak geçiyor. Bu kayıtlar gizli, gençlik hatalarının kariyerlerini berbat etmemesi için tamamen silinmesi tartışılıyor. Alkollü içkileri Québec eyaleti dışında yalnız özel lisansı olan alkol satıcılarından (liquor shop) alabilirsiniz. Marketlerde ya da diğer yerlerde alkollü içki satılmaz. Kumarhane işini de ancak devlet yapar. McDonald'slarda kızarmış patatesiniz ile "sirke" alabilirsiniz. Kanadalılara yol uzaklığı sorduğunuzda alacağınız yanıt kilometre cinsinden değil, tahmini sürüş zamanı biçiminde olur. 1989 yılından sonra üretilen taşıt araçlarının hepsi "gündüz sürüş farları" ile donatılmıştır. Bu araçlarda kontağı çevirmeniz ile kısa farlar %75 şiddeti ile yanar ve sürüş süresince açık kalır. Eyalet otoyollarında sürat limiti değişkendir. 90 ila 110 km/h arasında değişmektedir. Polisler eğer isterlerse limitten 5 km fazla hızla seyir ettiğiniz için $60 ila $90 arasında ceza verebilirler. Eğer süratiniz 25 km. den fazla ise hapse bile girebilirsiniz. Bir çok oto yolda hangi hız için ne kadar ceza kesildiğini gösteren büyük tabelalar vardır. Fakat otoyollarda genelikle 120 km. hız normaldir. Kanadalılar cümleleri "eh?" takısı ile bitirirler. Bir bakıma soru sıfatı yerine geçmektedir. Newfoundland 72 Faruk Arslan sakinlerinin kendilerine özgü deyişleri vardır: "What you at?" Ne yapıyorsun? ve "How is she goin' boy?" Nasıl gidiyor? demektir. Telefonla taksi çağırdığınızda firma size kaç kişi olduğunuzu ve gideceğiniz adresi soracaktır. Küçük kentlerde firmalar telefonda ücretin ne kadar tutacağını söylerler. Birçok kentte üniversiteler yer altı tüneller ile bütün birimlerini birbirine bağlamışlardır, böylelikle soğuk kış günlerinde dışarı çıkmanız gerekmeden her yere ulaşabilirsiniz. Örnek olarak Carleton Üniversitesi, York Üniversitesi, Manitoba Üniversitesi ve Memorial Üniversitesi’ni verebilirim. Kanada'dan A.B.D.'ne geçerken uygulanan sınır prosedürleri aynı biçimde A.B.D.'den Kanada'ya geçerken de uygulanır. Gümrük memurlarının çoğu güler yüzlü olmasına karşın her zaman gerekli ciddiyeti korumaya dikkat etmeleri dikkat çekicidir. 2002 yazında arka arkaya 3 defa ABD’ye gittim. Her seferinde Amerikalılar pasaportuma bakıp ismimi Frank diye okudu. Çok kültürlüler canım! Kanada'dan A.B.D.'ne arabanızda portakal ya da muz ile giremezsiniz. Meyvalarınıza sınırda el konur. Çünkü A.B.D. bu meyvaların üreticisidir ve Kanada en büyük marketlerinden birini oluşturmaktadır. Eğer bir kartondan fazla sigara getirirseniz gümrük ödersiniz. Çünkü Kanada’da sigara pahalıdır, ABD’de yarı fiyatındadır. Benim gibi iki karton alır ve gümrükte söylemez iseniz, iki saat gümrükle uğraşırsınız. Sonuçta ikinci kartonun fiyatı ödediğiniz gümrükle piyasa fiyatını geçer. Araçların tekerleklerine zincir takmaları yasaktır. Yalnız çivili lastiklere izin verilir ki, Mayıs ayı başında bunlar yaz lastikleri ile değiştirilmek zorundadır. Genelde otomobillerin %84 (1998 verisi) otomatik viteslidir. Düz 73 Faruk Arslan vitesli araç kullanabilenler iş başvurularında özgeçmişlerinde bunu belirtirler. Birçok üniversitede A+ notu, 4 üzerinden olan tabanda 4.3'e tekabül eder ve öğrenciler tarafından "ortalama kurtarıcı" not olarak çok sevilir ! Ontario eyaletinde lise eğitimi 7 yıldır ancak son yıl yalnız üniversiteye gidecek öğrenciler tarafından okur. Bu uygulama 2003 yılında kaldırıldı. Üniversiteler paralı olduğu için öğrencilerin ilk senesindende para kazanmaya başladılar. Kuzey Amerika kıtasında yılda yalnız bir kez Formula 1 Grand Prix yarışı düzenlenir, mekan Montreal kentini "ada" haline getiren St.Lawrence nehirinin bir bölümünün yapay olarak doldurulması ile oluşturulmuş St.Helen adacığındaki "Gilles Villenueve" pistidir. Bu ad, 97 Dünya Şampiyonu Quebec orijinli şampiyonu pilot Jacques Villenueve'ün kendisi gibi F1 pilotu babasının anısına verilmiştir. Ottawa'daki parlamento üyelerine göndereceğiniz mektuplara posta pulu yapıştırmanız gerekmez. Kanada Posta İdaresi, milletvekili ya da kabine üyelerine göndereceginiz normal mektuplardan ücret almıyor. Apartmanların bir çoğunda, çamaşır makinaları binaların alt katlarındaki çamaşırhanelerde bulunmakta ve jeton ya da bozuk para ile çalışıyor. Kablo televizyonlarda 24 saat yayın yapan "hava durumu" kanalları bulunur. Türkiye'de olduğu gibi Kanada'da fazla kar yağdığında okullar tatil edilir, hatta hükümet çalışanları bile paydos yaparlar. Kanada da hala bazı eski yasalar uygulanmasa da yürürlükte görünmektedir. Quebec eyaletindeki bir yasaya göre margarinin rengi tereyağından farklı olmalıdır. Pazar günleri Yonge Caddesi’nde ölü bir atı aşağı doğru sürüklemek yasalara 74 Faruk Arslan aykırıdır. Alacağınız bir hizmet ya da ürünün fiyatının yarısından çoğunu en küçük para birimi olan penny ile ödeyemezsiniz. Nova Scotia eyaletinde yağmur yağarken bahçe sulamak yasalara aykırıdır. Ottawa da Pazar günleri Bank Street üzerinde dondurma yemek yasaktır. Uxbridge de 56K dan daha hızlı internet bağlantısı kurmak yasaktır. Etabicoke da banyo küvetinde 3.5 inç (yaklaşık 8.9 cm) den daha derin su bulundurmak yasalara aykırıdır. Quebec eyaletinde bütün ilan ve işaretler Fransızca olmak zorundadır. Eğer ilanda İngilizce kullanılacak ise, ilan ya da işaretin Fransızca karşılığı İngilizce yazılışının en az iki katı büyüklüğünde olmalıdır. Bu iki dilin dışında ilan asmanız yasaktır. Trafik kazalarının binde üçü 'Mouse’ adı verilen Kanada'ya özgü geyik türünden kaynaklanmaktadır. "Dikkat Geyik Çıkabilir" tabelası şehirlerarası yollarda en çok rastlanan işaretlerdendir. Quebec eyaletteki trafik yasalarına göre aracın yalnız arkasında plaka bulunması zorunludur. Ön taraftaki plaka yerini reklam amaçlı kullananların sayısı oldukça yüksektir. Kuzey kutbuna daha yakın olan Yukon eyaletinde yazları üç ay boyunca güneş hiç batmaz. Yine kışları bu eyalette üç ay boyunca gece yaşanır. ABD-Kanada sınırındaki Lake of The Woods gölü dünyanın en fazla adaya sahip gölü ünvanına sahiptir. Üzerinde 14.000 civarında ada olduğu tahmin edilmektedir. Arazi biçimi ve doğa koşulları nedeni ile Kanada'nın yüzde seksen sekizine (%88) yerleşilememektedir. Kanada genelinde 5.700 den fazla yerleşim yeri ya da göl, nehir, dağ gibi arazi adında "Saint" sözcüğü bulunmaktadır. Ülkede mevcut 250 bin irili ufaklı göl sayısı dünyanın diğer ülkelerindeki göl sayısı kadardır. 75 Faruk Arslan Charles Dickens, Kanada'yı, "umudun ve kendini güvende hissetmenin vatanı" olarak tanımlar. Bugünün Kanada'sı, bunun da ötesinde, dünyanın en yaşanılır şehirlerinin, birbiriyle bütünleşmiş farklı kültürlerin zengin armonisinin de vatanıdır. Yeni çağda bir eski dünyalıyı andıran Montreal'dan tiyatro ve restoranlarla dolu işlek caddelerin şehri Toronto'ya, uzak batı kıyılarını süsleyen Vancouver'a kadar her yerde Kanada'nın çarpıcılığı insanı büyüler. Kanada'nın, güney komşusu ABD'nin silik bir kopyası olduğunu düşünenler yanılırlar; zira kuzeyin ulusal kimliğe damgasını vuran vahşi doğası, Kızılderili, Fransız ve İngiliz geleneklerinin iç içeliği, Kanada'yı ABD'den kesin hatlarla ayırmaktadır. Birçok insanın Kanada hakkındaki bilgisi, coğrafyasının genişliği, karlı ormanları, bayrağı ve belli başlı birkaç fiziki özelliğinden öteye geçmez. Gezginlerin çoğu, Kanada'nın el değmemiş tabiatı ile doğal güzelliklerinin cazibesine kapılırlar, ancak Kanada, İsfendan ağaçları ve Niagara Şelalesi'nden ibaret değildir. Kanada'ya gelenler dünyanın en güzel doğal ortamını göreceklerdir. Yemek kültürünün temelinde İngiliz orta yol geleneği vardır. Çok özel ulusal yemekler olmamakla birlikte iyi yemek boldur. Birçok şehirde Yunan, İtalyan, Doğu Hindistan ve Çin kökenli saygın restoranlar bulmak hiç de zor değildir. Fransız kültürünü yansıtan Quebec ve birkaç diğer eyalette yemek kültürü diğer eyaletlere göre farklılık gösterir. Kanada'nın restoran, bar, cafe ve fastfood noktaları sayı olarak şaşırtıcıdır, ancak ilk bakışta Kanada şehir mutfağını herhangi bir Amerikan metropolü mutfağından ayırt edecek fazla bir özellik yoktur: alışveriş merkezleri, ana caddeler ve yollar; özel menüleri ve fiyatlarıyla birbiriyle rekabet eden Amerikanvari 76 Faruk Arslan fastfood zincirleriyle doludur. Kanada'nın bence en görülesi yerlerinden birisi de Niagara Falls bir hafta sonunu geçirmek için bile çok iyi bir seçim olabilir. Eğer Toronto şehrine yakın iseniz, yaklaşık 1-1.5 saatlik otomobil yolculuğu ile (trafiğe bağlı tabii) kendinizi dev bir şelalenin muhteşem güzelliği içinde bulabilirsiniz. Niagara bölgesinde size tavsiyem Niagara on the lake kasabası civarındaki "Wine-Route" denen güzergah üzerindeki küçük şarap satıcılarına ve ayrıca mevsime özel meyvaların satıldığı küçük manavlara uğramayı unutmayın ve meyvelerin tadına bakın, mesela çilek gibi! Niagara Şelaleri, AmerikaKanada sınırında. Kanada tarafına haftasonu için bile gelenler var, etraf küçük bir tatil kasabası görüntüsünde. Şelalelerin gece görüntüsünü yani ışıklandırılmış halini sevmiştim. Ayrıca şelalerin yanındaki eğlence merkezine uğramayı da unutmayın, burası küçük bir Las Vegas şehrini hatırlatıyor! Eğer ki birgün yolunuz Niagara taraflarına düşerse, mutlaka önceden bed&breakfast için rezervasyon yaptırın! Aksi takdirde haftasonlarında yer bulmanız oldukça zor! 1997 yılında, İsviçre'deki Corporate Resources Group, Kuzey Amerika'daki büyük şehirler içinde Toronto'yu, Vancouver ve Auckland'den sonra en yaşanabilir üçüncü şehir seçmiş. Kuzey Amerika'da toplu taşımacılığın Toronto'daki kadar etkin kullanıldığı başka bir şehir olduğunu sanmıyorum. Şehrin en yoğun kullanılan bölgelerine çok hızlı ulaşım sağlayan ve birbirine bağlantısı olan üç ayrı metro hattı var. Trenlerin sıklığı 36 dakika arasında değişiyor. Yüzeyde ise gayet yaygın bir otobüs ve tramvay hattı var. Bunlar da yaklaşık 10 dakikada bir geçiyorlar ve şehrin her yerine 77 Faruk Arslan ulaşabilmenizi sağlıyorlar. Gece yaklaşık 1:30' dan sonra da Blue Night servisi başlıyor ve 20 ana hatta yaklaşık 15 dakika arayla ulaşım sağlıyor. Bu hizmet sabaha kadar sürüyor ve gündüz servisinin devreye girmesiyle sona eriyor. Toronto'da bir yerden başka biryere giderken araç değiştirmek zorunda kalsanız bile tek ücret ödüyorsunuz. Metroya ya da yüzey hatlarına ilk bindiğiniz noktada bir transfer bileti alıyor ve araç degiştirirken bu bileti kullanarak, tekrar para ödemeden yolculuk edebiliyorsunuz. Otobüsler bizim İstanbul'da alışık olmadığımız kadar dakik. Her durakta otobüsün o duraktan kaçta geçeceği yazılı, ve mesela 11:56 yazıyorsa otobüs 11:56'da geliyor. Bunu defalarca denedim, şimdiye kadar hiç şaşmadı. Şehirde resmi binaların hepsi ve özel binaların çoğu özürlüler düşünülerek inşa edilmiş, hepsinde rampalı yollar var, o yoksa özel asansörler var. Şehir rehberlerinde, mesela lokantalar hakkında bilgi verilirken, hem lokantaya hem de tuvaletine tekerlekli sandalye ile girilip girilemeyeceği de belirtiliyor. Şehrin bütün kaldırımları zaten çok alçak, bir de köşe başlarında sokak seviyesine iniyor, basamak inip çıkmak gereği kalmıyor. Kanada ve ABD neredeyse aynı hayat tarzına sahip. Buraya geldiğinizde Amerikan filmlerindeki birçok ayrıntının sadece filmlerde görülebilir şeyler olmadığını anlıyorsunuz. Mesela Richard Bach'ın kitaplarında anlattığı küçük havaalanlarından Toronto'da iki tane, yakın çevresinde ise neredeyse bir düzine var. Bunun dışında, evlerin arka kapıları, garajları, geniş mutfaklar, geniş ve birbirini dik kesen caddeler, tertemiz mezarlıklar, sokakta sallana sallana yürüyen, bol kıyafetler giyen, yayvan yayvan konuşan zenciler, sarı 78 Faruk Arslan okul otobüsleri, geniş arabalar... İnsanın taksiye bakınca içi açılır mı? Burada taksileri ve kamyonları görünce içimiz ferahlıyor. İstanbul'da taksilere sığmak için garip şekillere girerdim, buradakiler limuzin gibi. Kamyonlar deseniz çok temiz ve her tarafları kapalı, biryerlerinden üzerinize molozlar düşecek diye korkmuyorsunuz Ve medeniyetin en büyük göstergelerinden biri, korna sesi yok. Şanssız bir gününüzdeyseniz bir-iki kere korna sesi duyuyorsunuz. Bir de, bütün araçlar yayalara yol veriyor. Bunun için yola inmiş olmanız da gerekmiyor, sürücünün sizin yola ineceğinizi anlaması yetiyor. Siz daha kaldırımın kenarına iki metre uzaktayken o durup sizi bekliyor ve arkasındaki diğer araçlardakiler de kornalarına asılmıyor, onlar da bekliyor. Atlı ve bisikletli polisler seyrek de olsa devriye gezisine çıkıyorlar. Atlılar gerçekten çok havalı görünüyorlar ve sözlerine karşı çıkmaya cesaret edemiyorsunuz. Bisikletli polisler ise hava ısındığında şortla dolaşıyorlar, bu ülkede devlet memuru olmanız terden yapış yapış olmanızı gerektirmiyor. Dünyanın en uzun caddesi olan 1900 küsur kilometrelik Yonge Street, Ontario Gölü'nden başlayarak kuzeye doğru çıkıyor ve şehri doğu ve batı olmak üzere ikiye bölüyor. Bu caddenin ilk birkaç kilometresi Toronto'nun şehir merkezini oluşturuyor. Yonge bizim İstiklal Cadde'sine benziyor, iş merkezleri, renkli dükkanlar, yan sokaklarda barlar... Farklı olarak, cadde güzelce asfaltlanmış ve motorlu taşıt girebiliyor. Yonge Street ile St. Clair'in kesiştigi noktada birçok iş merkezi, yüksek apartman binaları, kaliteli lokantalar ve kafeler var. Bu noktadan St. Clair üzerinde ikiyüz metre doğuya yürüdüğünüzde yol bir köprünun ucuna varıyor. Bu köprü 79 Faruk Arslan sizi David Balfour Parkının üzerinden karşıya geçirmek üzere inşa edilmiş. Ama siz bunun yerine tahta merdivenlerden parka indiğinizde, Türkiye'de trekking için gittiklerimizi andıran bir kanyonda buluyorsunuz kendinizi. Buradaki parkur bütün nehir boyunca uzadığı gibi, çeşitli noktalarda şehrin buna benzer daha birçok parkına bağlanıyor. Bu parkurlarda yürürken ağaçların arasından binaları görmek pek mümkün olmuyor, şehrin gürültüsü ise uzaktan zayıf bir uğultu olarak geliyor. Şehrin en keyifli yanlarından biri hayvanları izlemek. Burada başıboş gezen kedi-köpek göremiyorsunuz, onların yerine sokaklarda sincaplar ve yaban ördekleri dolaşıyor. Hatta bir sabah uyandığınızda, pencerenizin pervazında oturan bir sincapın meraklı meraklı içeriye baktığını görebiliyorsunuz. Arka bahçenizde otururken görebileceğiniz alakargalar yaklaşık kırlangıç büyüklüğünde, ama sırtları masmavi. Başlarının arka tarafinda da sivri çıkıntılar var, bisikletçilerin kasklarına benziyor. Böylesine rengarenk ve güzel sesli kuşları görünce kendinizi bir milli parkta sanıyorsunuz. Mezarlıklarda karşılaşılabilen tarla farelerinin bile çizgili desenleri var, gayet sevimli görünuyorlar. Köpekleri sokaklarda tasmasız dolaştırmak yasak, parklarda bazi bölgeler tasmasız köpek alanları olarak işaretlenmiş, ancak orada serbest bırakabiliyorsunuz. Ayrıca nerede olursa olsun köpeğinizin pisliğini toplamak sizin göreviniz... Toronto genelde düz bir coğrafyaya sahip, İstanbul gibi yedi (bin) tepe üzerine kurulmuş değil. Bu yüzden bisiklet kullanımına çok uygun. Zaten şehrin bütün parklarında bisiklet parkurları olduğu gibi, sokaklarının çoğunda da bisikletliler için özel şeritler çizilmiş, motorlu 80 Faruk Arslan taşıtlar bu şeritlere giremiyor. Şerit çizgileri her zaman çok belirleyici. İstanbul'da, özellikle minibüslerin, yol ortasındaki refujleri aşarak karşı tarafa geçtiğine defalarca tanık olmuşumdur. Bizim 20 cm'lik refujlerin yapamadığını burada incecik sarı çizgiler başarıyor, kimse şerit çizgilerini ihlal etmiyor. Toronto'nun içinde bulunduğu Ontario eyaletinin yüzölçümü 1 milyon kilometre kare. Türkiye'nin toplam alanının 750 bin kilometre kare oldugunu hatırlatırım. Kanada'da çoğu Ontario kadar büyük olan 12 eyalet var. Bu kadar alanda sadece 32 milyon kişinin yaşadığını bilmek komik. Zaten Toronto'nun nüfusunun kalabalık(!) olmasının sebebi buraya yerleşen göçmenler. Toronto'da dünyanın her tarafından gelmiş insanlarla karşılaşmak mümkün. Uzakdoğulular, özellikle Çinliler sanki buranın yerlisi gibiler, sayıları çok fazla. Fast-food yemek veren yerlerde çalışanların çoğu Uzakdoğulu. Taksi şoförleri arasında Bangladeş, Hindistan, Bulgaristan gibi yerlerden gelenlere çok rastlıyorsunuz. Dolayısıyla Torontolular yabancılara çok alışık ve çok sıcak davranıyorlar. Dünyanın her tarafinda Türk vardır deriz, burada da var. Ama buradakiler genelde eğitimli Türkler, ve diğer yabancılara göre bayağı azınlıkta kalıyorlar. Her tarafta İtalyan, Fransız, Yunan, Çin, Japon, Kore ve hatta Tibet yemekleri bulabilirken kaliteli Türk lokantası sadece bir tane ( 2001’de bir taneydi, şimdi 10’dan fazla). Bir-iki de fast-food lahmacuncu var. Türk yemeği özlüyorsanız Yunan lokantalarına gidebilir, dolmadan dönere, mezeden şiş kebaba kadar alışık olduğunuz herşeyi, belki küçük farklarla, orada bulabilirsiniz. Buradan bakınca, nasıl olup da hala onlarla dost olmamız gerektiğinin farkına varmadığımıza insan daha çok şaşırıyor. 81 Faruk Arslan Toronto'da yerleşim sistemi bizim alışık olduğumuzdan farklı. 2,5 milyon insanı bu kadar geniş bir alana yerleştirmek kolay olmalı. Şehrin yerleşim alanlarının çoğu iki-üç katlı Viktorya tarzı evlerle dolu. Bu evlerin çoğu neredeyse yüz yıllık, ama bizimkiler gibi döküntü değil, sürekli yenileniyor. Evlerin ön cephesiyle sokak arasında küçük bir bahçe yer alıyor, ama asıl bahçe evin arka tarafında. Bu tür evler genelde Torontolular ya da uzun süredir Toronto'da bulunanlara ait. Yenilerin yerleşmesi için şehrin çeşitli yerlerinde apartman binaları var ki bunlar genelde yüksek binalar, herbirinde yüzlerce daire ve binlerce yaşayan insan var. Aile yapısına ve birliğine pek önem verilmediği ve yalnız yaşamayı seçen çok insan olduğu icin stüdyo tipi ya da tek yatak odalı daireler çok yaygın. Tek yatak odalı dedikleri bizim bir oda bir salon apartman dairelerimiz gibi. Stüdyo tipinde ise hem oturma odası hem yatak odası olarak kullanılan tek bir alan var, tabi bir de mutfak ve banyo. Burada eşyasız diye kiralanan evlerde bile mutlaka en azından buzdolabi ve fırın var. Mutlaka iki-üç adet gömme dolap var. Binanın ortak kullandığı çamaşırhane genelde bodrum katında bulunuyor. Geriye almanız gereken bir tek yatak ve masa kalıyor. Ayrıca ödediğiniz kiraya her zaman ısıtma ve su, çoğunlukla elektrik, hatta bazen tv için kablo bağlantısı dahil oluyor. Burada federal hükümet, kaybolmuş aile ve komşuluk ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor. Mesela ikinci çocuğu yapan ailelere ekstra maaş bağlanıyor. Bazı bölgelerde ' Neighbourhood Watch ' denen bir sistem uygulanıyor, buna göre insanlar mahallelerinde olan bitene karşı hassas olacak, komşusunun başı belaya girerse yardım edecek. Bana komik geliyor. Benim ülkemde bilirsiniz insanlar 82 Faruk Arslan bunu normal olarak yapar, hatta birçok insan için mahallenin namus bekçisi (!), mahallenin muhtarı gibi yakıştırmalar türemiştir. İşsizlik sigortası gibi sosyal yardımların gelişmiş olmasına rağmen sokaklarda dilenen insanlarla sık karşılaşıyorsunuz. Ayrıca bazı merkezlerde bizdeki gibi, trafik ışıklarında duran arabaların camlarını temizleyen gençler var. Ama ne dilenenler ne cam temizleyenler, bu iş için çocukları kullanmıyor. En küçüğü yaklaşık 15 yaşında, ayrıca yürek paralayan yalvarmaları yok. Şehirdeki sosyal ve kültürel faaliyetler gayet zengin. Bazen, 2,5 milyon insan bu kadar faaliyete nasıl yetişiyor diye düşünüyorum. Sinema, tiyatro, opera, bale gibi gösterilerden bahsetmeye gerek duymuyorum. Çok sayıda müze ve galeride sürekli sergiler var. Şehirde bir ayakkabı müzesi bile var. Okuma oranı doğal olarak çok yüksek, metroda her vagonda bir sürü insanı kitap, dergi, gazete, ders notları vs. okurken görüyorsunuz. Şehir kütüphanesinin neredeyse her mahallede şubesi var ve hepsi bizim büyük üniversitelerin kütüphanelerinin kalitesinde. Kütüphanedeki bilgisayarlardan ister internete ücretsiz bağlanıyor, ister kütüphane arşivini araştırıyorsunuz, aradığınız kitap o şubede yoksa bile hangi şubede bulabileceğinizi bilgisayar size söyluyor. Ve insanlar kütüphaneleri kullanıyor, bizimkiler gibi içeride rüzgarlar esmiyor, kitaplar tozlanmıyor. Kitapçılar deseniz, herbiri en az iki-üç katlı, her kata bizim en büyük kitapçımızdan bir-iki tane sığar. Satın almak şart değil, bir sürü koltuk koymuşlar, koltuk bulamazsanız rafların arasında halıya oturup okuyorsunuz. Hatta bazen siz kitapları kurcalarken bir sanatçı yeni CD'sinin tanıtımı için gitar resitali veriyor. Düşünebileceğiniz her konuda kitap var, çesitlilik içinde kayboluyorsunuz. Bazi rehber 83 Faruk Arslan kitapların başlıklarından örnekler: Idiot's Guide To Cooking, Fishing For Dummies, Gay Guide To USA... Şehirdeki sportif faaliyetler de çok yaygın, badminton'dan basketbola, eskrimden curling'e her tür sporu yapmak mümkün. Şehirdeki parkların çoğunda ücretsiz kullanılabilecek spor alanları var, tenis kortları, baseball pistleri, futbol sahaları. Dünyanın heryerinden birçok göçmen geldiği için bizim bildiğimiz futbol buradaki adıyla soccer- da gayet yaygın, hem de halı saha falan değil, mis gibi çim sahada para vermeden futbol oynayabiliyorsunuz. Baseball maçları Skydome isimli stadyumda oynanıyor ki Skydome, dünyanın tamamen açılıp kapanabilir stadyum tavanına sahip tek binası olma ünvanını taşıyor. Ülkede bütün spor branşlarında ligler aslında Kuzey Amerika ligi şeklinde, yani ABD ve Kanada takımları birleşip bir lig oluşturuyor. Dolayısıyla mesela Toronto Raptors NBA'de sözü geçen takımlardan. 2009 Temmuzunda 53 milyon dolara Raptors’a beş yıllık imza atan NBA yıldızımız Hidayet Türkoğlu, Türklerin gururu. Tabi ülkede bir numaralı spor buz hokeyi. Hokey sporunu ilk oynayan ve dünyaya tanıtan ülke olmakla gurur duyuyorlar. Kışın her taraf buz olduğu için bütün çocuklar patenci olarak büyüyor ve hokey oynuyorlar. Hokey gerçekten çok hızlı ve çok heyecanlı bir spor, koşmak yerine patenler üzerinde olmak oyuna daha büyük bir hız katıyor. Gayet sert bir spor ve oyun da reklamlar harici pek durmuyor. Hokey, dünyada oyun durmadan oyuncu değişikliği yapılabilen tek spor dalı. Hokey biletleri oldukça pahalı olmasına rağmen AirCanada Center her maçta tıklım tıklım doluyor. Türkiye'deki arkadaşların sorduğu soru, buranın gerçekten çok soğuk olup olmadığı. Buradaki evi 84 Faruk Arslan paylaştığım arkadaşların dediğine göre Amerika'da bazı insanlar Kanadalılar'ın igloo denen, Eskimoların kullandığı buzdan kulübelerde yaşadığını sanıyorlarmış. Burası kışın soğuk oluyor gerçekten, ama bahar ve yaz aylarında da bayağı terletiyor. Toronto'da insanı asıl üşüten faktör rüzgar. Kışın kar çok sık yağmıyor ama soğuktan dolayı uzun süre tutunuyor. Rüzgar sayesinde havada pek bulut birikmiyor, güneş kışın da parlıyor. Ama aynı rüzgar hava sıcaklığını normalde olduğundan 5-10 derece daha aşağıya çekiyor. Ama buranın doğası böyle olduğundan insanlar önlemini almışlar. Binalarda, otobüslerde, diğer kapalı yerlerde ısınma sorununun lafı bile edilmiyor. Dışarı çıkmadığınız sürece hiç üşümuyorsunuz. İşin güzel yanı dışarı çıkmak zorunda da kalmayabiliyorsunuz; şehrin işlek bölgelerinde binaların altında iş merkezleri ve mağazalar var, ve bunlar sokakların altından geçen tünellerle birbirine bağlı. Yani mesela bizim Akmerkez gibi bir ortamda yürürken bir bakıyorsunuz başka bir binaya geçmişsiniz. Yeraltı şehir haritaları size yolunuzu gösteriyor. Bu sistemi kullanarak hiç yüzeye çıkmadan şehrin altında kilometrelerce yürümek mümkün. Hatta bu yollardan metro istasyonlarına da geçiş olduğu için, yerin altına şehrin en uzak ucundan girip ofisinizdeki koltuğunuza kadar hiç yüzeye çıkmadan gidebiliyorsunuz. Yine bazı arkadaşlardan, böyle bir sistemin akla gelmesindeki ana sebebinin soğuk hava değil, soğuk savaş yıllarındaki olası nükleer saldırı tehlikesi olduğunu öğrendim. Aslında şehirde turistik sayılabilecek fazla bir mekan yok. Ülkenin tarihi pek eskilere dayanmadığı icin tarihi eser zaten bulamıyorsunuz. Ayrıca her ne kadar şehir çok yeşil olsa da, mesela İstanbul Boğazı gibi doğal 85 Faruk Arslan güzellikleri yok. Onun yerine insan yapımı eserlerle göz boyamaya çalışıyorlar. Ülke zengin olunca gösterişli binalar yapmak kolay oluyor. İlle doğal güzellik isteyenler için Niagara Şelalesi Ontario Gölü'nün diğer yakasında çağlayarak akıyor. Şelale kuş uçuşu 100 kilometreden kısa mesafede, ama karayoluyla gitmek için gölü dolaşmak gerekiyor. Ayrıca Pickering Nükleer santrali Toronto'nun 45 kilometre kadar doğusunda, Ontario Gölü kenarında. Unutmadan belirteyim, sadece Ontario eyaletinde toplam 22 nükleer santral mevcut... Toronto huzur veren parkları, çok düzgün yapılaşması, konukseverliği ve kozmopolit yapısıyla yaşanabilir bir yer. Her dilden, dinden, ırktan insanla tanışıp arkadaş olmak çok mümkün. Her türlü istek ve ihtiyaç düşünülüp karşılığı olan hizmet sağlanmış. Kendi ülkenizin yemeğini özlediyseniz lokantası mutlaka vardır, oraya gidin. Evinizi kiraya verecekseniz heryerde satılan hazır 'Kiralık ev' ilan tabelalarından alıp kapının önüne koyun. Yüzmek mi istiyorsunuz, ücretsiz Community Center'lara gidin, açık ya da kapalı havuzlarından, spor komplekslerinden yararlanın. Cinsel tercihleriniz mi farklı, Church Street'deki gay barlarına ya da Wellesley'deki lezbiyen ve biseksuel kadınlar derneğine gidebilirsiniz. Uyuşturucu mu kullanıyorsunuz, burada yasal olmasa da çok yaygın, insanlar otobüslerde sarıyorlar. Huzurlu bir pazar öğleden sonrası mı istiyorsunuz, parklarda çimlere yatıp güneşin altında kitap okuyun. Bu kentin sunduğu çeşitliliğin içinde kaybolmamaya dikkat edin. (14) İstanbullu Erkin Ağsaran, ilk günlerinde Kanada’ya işte böyle hayran kalmıştı. Pek çok yeni göçmenin ilk duyguları oldukça iyimserdir. Ferhat Yiğit ilk günlerde yaşadığı anısını 86 Faruk Arslan şöyle anlatıyordu: Bir gün kuzenim ve ben markete gidecektik. Kuzenim pateni aldı, ben de bisiklete bindim. Trafik ışıklarına yaklaşmıştık. Işıklarda yayalara yeşil yanıyormuş. Kuzenim hemen fark edip patenle karşıya fırlayıverdi. Ben kaldım. Bir süre sonra tekrar yayalara yeşil yandı fakat ben yanımda duran kamyonu fark edip yola atlamadım. Kavşakta bir tek kamyon ve ben varız. Önce onun geçmesi için bekledim. Malum bizde öncelik taşıtlardadır. Bu arada kamyondaki adama bakmıyordum. Baktım kamyonda hareket yok. Kafamı çevirdim birde ne göreyim. Adam el kol hareketleri ile geçmemi istiyor. Meğer o da beni bekliyormuş. Canına tak etmiş herhalde. Ama medeniyet işte. Adamın kulağının dibinde "Yürüsene kardeşim!" manasında kornaya asılmıyorlar. Neyse adamdan özür dileyip geçtim. Adam beni sevmiş olsa gerek geçerken "Olur böyle şeyler, takma kafana!" dercesine kibarca gülümsedi. İşte kamyoncuları bile böyle bu ülkenin. (15) Bu bölümü bir fıkra ile tamamlayalım ve göçmenliğin üç dönemine geçelim: Beyaz göçmen Kanada'nın uçsuz bucaksız ormanlarından birine bir kulübe yapmış kışa hazırlanıyordu. Tam odun keserken bir Kızılderili geçti. - Hey Kızılderili, diye seslendi. "Kış nasıl olacak"- "Soğuk" dedi Kızılderili ve yoluna devam etti. yerlilerin doğa bilgisine güven duyan adam epey endişelendi ve her ihtimale karşı daha fazla odun kesti. Akşam Kızılderili tekrar geçerken "Hey arkadaş" diye bir daha seslendi "Kış gerçekten soğuk mu geçecek?" - Çok, hem de çok soğuk" dedi Kızılderili ve yoluna devam etti. Göçmen fena halde korkmuştu. Çılgınlar gibi odun istifledi. Ertesi sabah Kızılderili geçerken seslendi. - Bu kış insan oğlunun yaşamadığı kadar soğuk olmak." - "Nereden biliyorsun" diye sordu, bütün gecen durmadan 87 Faruk Arslan odun kesip nefes nefese kalan göçmen. - Eski bir Kızılderili sözü var: Beyaz adam çok odun kesmek, kış çok çok soğuk olmak. Dördüncü Bölüm GÖÇMENLİĞİN ÜÇ DÖNEMİ Kanada’da 7. günüm ve canım çok sıkılıyor. Kendimi sıfır gibi hissetmeye başladım. Dil kursuna gitmek zorundayım, doğru düzgün İngilizce konuşabilmeden bu ülkede başarılı olunamaz. Acaba gelmekle hata mı ettim? Kendi kendime konuşuyorum: Gül gibi mesleğimi hemde kariyerimin zirvesine çıkmış iken yüzüstü bıraktım. Bir iki yıl daha devam etseydim şimdi gazetede bir köşe kapmıştım. Haber yazmadan yaşayabileceğime daha bir hafta öncesine kadar inanmıyordum. Hayır hayır, yine yaşayamam. Yazmadan yaşamaktansa ölmeyi yeğlerim. Geriye dönemem artık, gemileri yakarak geldim. Kendime başaramadan döndü dedirtmem. Ortadoğulu insanının aptal gurur takıntısı ruhumu bürümüşte haberim yok. Başkalarının hatırı için değil nefsimin ruhumuzun özü, arzusu için göründüğüm gibi olmalıyım veya olduğum gibi görünmeliyim. Dobra dobra konuşmayı, yazmayı seven sen değilmiydin? Kendi göbeğini kendin keserdin. Buraya gelmen için kimse seni zorlamadı. Kuyuya kendini kendin attın. İşte sana Kanada, başarda görelim, hodri meydan! Kanada'nın fırsatlar ülkesi olduğu söylemi yüzyılı aşkın süredir milyonlarca insanın göçmen olarak bu ülkeye yerleşimini sağladı. Halbuki göçmenlere 88 Faruk Arslan sunulduğı iddia edilen fırsatlar tek kelime ile yılan hikayesi. Moralinizi bozacak ama bu bölümü okumadan Kanada'ya gelmeyin. ABD'de ki 18. yüzyıl sonlarında Kuzey-Güney savaşından kaçan binlerce insan Kanada'ya gelirken 'cennete gidiyormuş' gibi akın etti. Ancak kısa süre sonra hala köle olduklarını anladılar. ABD'de sistem oturunca geriye döndüler. Çinlilerden başlayarak bugüne kadar Kanada'ya gelen pek çok göçmen grubu, bekledikleri 'cennet'i bulamadı, ancak ne hikmetse arkalarında bıraktıkları ülkeleri bir türlü istedikleri kıvama gelemedi. 'Gemileri yaktıkları' için geriye dönüş yapmakta kolay değildi. 1960'larda belirginleşen göçmen kanunu Kanada'ya yerleşimi hızlandırdı. 1979'da kanun yenilerek oturaklaştı. 2002 ve 2008’de yapılan son değişikliklerle kapsam hep daraltıldı hem genişletildi. Son 20 yılda Kanada müthiş oranda göç alarak çokkültürlü hayata geçiş yaptı. Müslümanların gelişi bu döneme rastlar. Yeni gelenler eskilerin hep tepkisini çekmiştir. Çünkü Kanada piyasası reklamı yapılan gibi yeterli iş imkanına sahip değil. Yeni gelenler maaşların, işçi ücretlerinin düşmesine yol açtı. Bu durumdan en fazla büyük kapitale sahip işadamları ve her gelene ' Taxpayer'vergi ödeyici- olarak bakan hükümet memnundu. Kanada'nın önümüzdeki beş yılda daha bir milyon göçmene ihtiyacı olduğu belirtiliyor. Yeni gelenler ilk 5 yıllarında en altda kalmadan kurtulamıyor, mavi rüyaları suya düşüyor, ama onca şikayete rağmen geridönüş yapanların yüzdesi çok düşük. İlk üç yılında ne yapacağına karar veremeyen bir daha dikiş tutturamıyor. İş yoksa bu kadar kaliteli göçmen niye getiriliyor sorusu zihinleri zorluyor. Üstelik 28 Haziran 2002'den itibaren geçerli olan yeni göçmen puanlama 89 Faruk Arslan sistemine esasen göç baremi oldukça yükseltildi. Kanada'nın gerçekten bu kadar eğitimli, meslek sahibi ancak kendi meslekleri yerine Kanadalıların yapmaktan kaçındıkları ağır işlerde çalışacak ucuz işçilere ihtiyacı var mı? Beklediklerini bulamayan göçmenlere bir yandan hoşgeldiniz denirken bir yandan neden tüm kapılar kapatılıyor ve sevmedikleri işlerde çalışmaya mecbur ediliyorlar? Global and Mail'de 'Kanada'ya hoşgeldiniz. Biz size fırsat imkanları hakkında yalan söyledik ' başlıklı Kanada Sosyal Gelişme Konseyi Başkanı Marcel Lauzıere'nin makalesinde bugüne kadar okuduğum en sert özeleştiriyi sizlerle paylaşmak istedim. 2001 yılı nüfus sayımı bilgileri penceresinden realiteleri masaya yatıran yazar, Kanada'ya geleli 10 sene olmasına rağmen göçmenlerin halen Kanadalılara göre düşük ücretle çalıştığını ve çocuklarının yoksulluk sınırında beslendiğini belirtiyor. Liberallerin son 10 yıldır Sosyal yardım, sosyal evler, eğitim ve gönüllü çalışma yardımlarını kesmesinin düşük gelirli olanların ihtiyaçlarının bitmemesine yol açtığını ifade eden yazar, federal hükümetden eyaletlere transfer edilen 23 milyar dolarlık CHST parasının nereye harcandığının belli olmadığının altını çizmiş. 2004-2005 yılları için ayrılan 14.5 milyar dolarlık yeni sosyal programlar ve yüksek eğitim yardımının ne olacağının ufukta görülmediğine işaret eden yazar, eğitim alan ancak daycare bulamıyan bir annenin iş bulmasının mümkün olmadığını, sosyal evlerin yapımının durdurulması ve düşük gelirlilere yapılan yardımın kesilmesi ile hükümetin sosyal sorunları çözümlemesinin hayal olduğunu vurgulamış. 1990'lı yılları ' kayıp yıllar' olarak niteleyen yazar, Kanada'nın artık sosyal eşitliğe sahip ve 90 Faruk Arslan centilmen bir ülke olmaktan çıkarak daha Amerikanvari bir kapitalizm altında ezildiğini, toplumun sosyal refahı için eskiden olduğu gibi zengin-fakir uçurumunu açmayacak yeni sosyal yardımlara ihtiyaç olduğunu kaydetmiş. ' Eğer pek çok aile rahat bir eve sahip değil, çocuğuna daycare bulamıyor, sağlık sorunlarını çözemiyorsa Kanada gelişmiş değildir. ‘SARS acizliğimiz gösterdi ' diyen yazar, 2001 sayımının yönetimdeki Liberalleri uyandırarak tedbirler alması dileğinde bulunmuş. (16) Gerçektende göçmenler aleyhine işleyen uygulamaların bulunması göçmen ülkesi Kanada'ya yakışmıyor. Meslek sahibi göçmenlerin mesleklerini Kanada'da yapabilmeleri için devlet destekli açılmış kurslara bakıyorsunuz, sadece belli meslekler var ve çoğunluğu hizmet sektöründe Kanadalıların fersah fersah kaçtıkları işler. Arjantinde açık kalp ameliyatı yapan ve emrinde 40 doktor çalıştıran bir profesör Kanada'da sadece hemşire yardımcısı olarak iş bulabiliyor. Göçmenler- aldıkları eğitim ve iş tecrübesine göre işe giremiyor ve aynı kalitedeki Kanadalılarla yıllar geçtikten sonra bile aynı maaşı alamıyorsa bunun adına ayrımcılık, ırkçılık denir. Kanada'nın kabul ettiği evrensel değerler maalesef piyasada çalışmıyor. Kanada'nın fırsatlar ülkesi olduğunu bir uzmanın ülkenin en ciddi gazetesinde yalanladığına göre bize fazla laf düşmüyor. Bir atasözümüz var ya, ' Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin' derler. Kanada'ya yeni gelmiş, gelecek olan ve uzun zamandır Kanada' da oturan kişilerden oluşturulan " Simit Kokusu" adını verdiğimiz mesaj grubumuzda, hararetli bir "Türkiye mi? Kanada mı?" tartışması yaşanmıştı. Yeni gelen arkadaşlardan biri, Kanada'ya geldikten sonra ne 91 Faruk Arslan kadar hayal kırıklığına uğradığını, hiç umduğunu bulamadığını dile getiriyordu. Gülipek Şanlı, Kanada'ya geleli yaklaşık 4 yıl olmuş birisi olarak biraz farklı düşünüyordu. Yaşanan hayal kırıklıkları, henüz 5 ay, 9 ay önce göçmen olmuş arkadaşlar için yeni olabilir ancak bu ilk defa onların başına gelmiyordu. Senelerce süren istatistikler ve araştırmalar sonucu ortaya çıkan göçmen psikolojisinin 3 safhasından birincisini yaşamaktaydılar. Bu safhalar genellikle birer sene sürüyor. O nedenle Kanada vatandaşı olmak için 3 sene burada yaşamış olmak ön şartı var. Bu üç aşamaya kişisel tesbitime göre 'Üç Sincap dönemi'de denir. Sincap heryerde görebileceğiniz sempatik hayvanlar. Kanada'ya ilk gelenler, yolda yürürken birden önünüze çıkan, ağaca tırmanan bu Sincapları gösterip heyecalanırlar. Ama üç dönemde de sincaplar insana bir başka görünmeye başlar. Zaten bu üç aşamadan sonra artık gözünüze sincaplar gözükmeyecektir. 1. Safha hayal kırıklığı, aşırı özlem ve duygusal yıkıntı dönemi, 2. Dönem "burası o kadar da fena değil galiba"larla geçen alışma dönemi, 3. Dönem ise "burası güzel memleket, yaşamaya uygun" denen dönem. Her zaman ve her yerde olduğu gibi tabii ki istisnalar bu genellemelerin dışında kalacaktır. 3. dönemden sonra da vatandaşlık başvurusu için bekleme dönemi var ki işte tam o dönemde de Türkiye`de ekonomik kriz olunca "Türkiye hep inip çıkacak, hiç bir zaman istikrara kavuşamayacak, en iyisi burada mutlu olmaya çalışalım" 92 Faruk Arslan dönemi yaşanıyor. Biz şimdi vatandaşlığı bekleme dönemini yaşayan bir aileyiz. Bizim de ilk senemiz herşeye kızıp, kötülemekle geçti. Ehliyet almak için o kadar uğraşmak, 500 dolarcık limiti olan kredi kartını alabilmek için bankaya 2 seneliğine 1000 dolar vadeli para yatırmak, bir işi telefonla halletmeden önce 1 saat ne söyleyeceğini düşünmek, hatta yazıp çalışmak, mutfak alışverişini nereden yapacağını, alıştığın lezzetleri nerede bulacağını bilememek, kar, soğuk, hayat standardının 3 basamak düşmesi, her an her yerde yaptıklarının doğru olup olmadığından emin olamamak, ev ararken "işin var mı?", iş ararken "evin var mı?" diye soruları ile karşılaşmak, iş ararken "Canadian experience" sorulması, iş yerinde potansiyel hata kaynağı muamelesi görmek ve daha aklıma gelmeyen (çünkü 4. dönemi yaşıyoruz, unutmam normal) bir çok benzeri olay bizi çok üzdü. Ama ilk dönemimiz bittiğinde, bu söylediklerimin çoğu artık yaşamımızda yer almadığı için başka şeyleri fark etmeye başladık. İnsanların düsüncelerini (ırkçılık hariç) rahatça dile getirebilmeleri, bahçe hortumu, kızak, bisiklet gibi şeyleri açıkta bıraktığınız halde kimsenin çalmaması, trafikte şerit kavramının olması, U dönüşü yapabilmek için bir göbeğin etrafinda 3 tane trafik ışığına yakalanmak zorunda olmamak, sürekli korna sesi duymamak, her an kavga etmeye hazır olmak zorunda olmamak, beyaz peynir, sucuk, pastırma, lahmacun, yaprak gibi bizim mutfağa ait yiyeceklerin yanında, water chestnut, bean sprouts, celery stalks, on çeşit elma gibi değişik şeyler de bulabilmek, pazarcılarla çürüğünü koymasın diye kavga etmek zorunda kalmamak, sokakta kendini yiyecek gibi bakılması gereken bir yaratık gibi hissetmemek (2 yıl 93 Faruk Arslan önce Türkiye'ye gittiğimde, Bursa'nın iyi bir semtinde bir anne-kız bana "hepsi senin mi" diye laf atmıştı), insanlardan sıkça "sorry" kelimesini duymak, "sıra var kardeşim, hop kaynama yapmayalım" gibi şeyler söylemek zorunda olmamak, sporun züppe işi değil yaşamın bir parçası olduğunu herkesin kabul etmesi, çocuğumu götürecek bir park bulabilmek için arabama binmek zorunda kalmamak, devlet okullarının, özel okulların çoğundan daha iyi olması daha ön plana çıkmaya başladı. Buraya kadar okuduğunuza göre, henüz hiç Kanada'da çalışmadığım halde iş konusunda da bir ukalalık yapmama izin verirsiniz diye düşünüyorum. Bize Türkiye`de hep, işini iyi bilen, iyi bir işte, iyi bir maaşla çalışmayı hak eder diye öğretildi. Burada durum biraz farklı. İşini iyi bilmek ikinci planda. Öncelikle kişilik özellikleri araştırılıyor. İş arkadaşlarınla uyumlu olup olamayacağın, dürüst (evet doğru okudunuz, burada dürüst olmak en önemli özellik), girişken, pozitif olup olmadığın, yapacağın işi iyi bilmekten daha önemli. Bunların yanı sıra işini de bilip bilmediğini, verdiğin referans Türkiye'de olsa dahi telefon edip soruşturuyorlar. Bu yazdıklarımdan kimse Kanada'yı yücelttiğim, Türkiye'yi kötülediğim sonucunu çıkarmasın lütfen. Kanada için yazdığım güzel şeyler, buraya gelmeye hazırlanan arkadaşlar için onaylama niteliğinde, Türkiye için yazdığım olumsuz şeyler ise, yeni gelen arkadaşlar için gurur kırıcı nitelikte olabilir. Kanada vatandaşlığını almış Türklerin çoğu ise yazdıklarım için "malesef doğru" diyecektir. Çünkü gönüllerinin bir köşesinde hala Türkiye var. (17) İsmini Charlie Brown koyan bir Türk arkadaşımız 94 Faruk Arslan daha olumsuz mesajlar göndermişti. Kanadalılar yabancı isimleri telaffuz etmekte ya zorluk çekiyor veya işlerine gelmiyor. Bu nedenle kolay uyum sağlamak, kolay iş bulabilmek için herkes gönüllü-zoraki olarak ismini değiştiriyor veya takma bir ad kullanıyor. Bu aptal Kuzey Amerikalılara ismimin Faruk olduğunu bir türlü öğretemedim. Amerikalı sınır görevlisi pasaportuma bakıp, ismimi Frank diye okuyor. Kanadalıya Faruk diyorum yine Frank anlıyor. İster istemez kendinizi bu kültürsüzler anlasın diye Frank diye tanıtmaya başlıyorsunuz. Aksi halde harf harf hecelemek zorundasınız. Hecelesenizde isminizi doğru kullanan birine rastlamanız olası değil. 2001 yılındaki ekonomik krizden sonra Türkiye'den Kanada'ya, göçmenlik başvurusunun rekor düzeyde arttığını yazıyordu Türk gazeteleri... Kanada'ya göçmen olarak gelmiş ve oldukça olumsuz tecrübeler yaşamış birisi olan Charlie'nin dramı, daha göçmenlik için, Ankara'daki Kanada Konsolosluğu'nda işlemlerini tamamlarken başlamıştı. Çok rahatsız edici bunu söylemek ama, Ankara'daki Kanada Konsolosluğu'nda çalışan muayyen yaşın üzerindeki T.C. vatandaşı kadın çalışanların hepsi, insanlara karşı çok saygısız, kibirli ve kendini beğenmişti. Kanada'nın temsil ettiği bütün değerlerin tersi bir davranış sergiliyorlardı. O tarihlerde öğleden sonra, belirlenen iki saatte konsolosluğu arayabiliyordunuz. O iki saatte dahi telefonlara cevap vermiyorlardı veya sizi telefonda hep azarlıyorlardı. Görüşmeyi yaptığınızda, beyaz (asıl) Kanada vatandaşı adamın bile onlardan çekindiğni gözlemliyordunuz Asıl suçlu, konsolosluğu tamamen onlara teslim edip, hemen hiç ortada gözükmeyen Kanadalılardı. Charlie'nin 95 Faruk Arslan yaşadıklarını dinleyelim: Kanada benim için büyük hayal kırıklığı, hele A.B.D.'de (ve hatta Batı Avrupa'da) daha önce yaşamış ya da bulunmuşsanız, siz de benim gibi hissedeceksiniz. A.B.D. (ve hatta evet hatta Batı Avrupa) ne kadar zengin ve müreffeh ise, Kanada 'da o denli fakir, düşük seviyeli ve hatta geri kalmış... Asıl gelişmelerin yaşandığı 1960'lar ya da 1970'ler Kanada için artık çok gerilerde kalmış. O tarihlerde giden çalışkan göçmenler (bazı Türkler dahil ) iyi yerlere gelmişler. Ama artık 60'li yaşlarını sürüyorlar ve emekli olmuşlar. Onları tesadüflerin dışında görmek mümkün değil. Etrafa baktığınızda, 1960 ve 1970'lerde yapılmış eski püskü, bakımsız, dökülen binaları görüyorsunuz çoğunlukla... Hep olumsuz Türk göçmeni örneklerini görüyorsunuz. Eğitimsiz, lisan bilmediği gibi, Türkçe'yi dahi konuşamayan Türk göçmenler (çoğunlukla Doğu Türkiye'den) "refugee" olarak, bir şekilde Kanada'ya geliyorlar, doğup büyüdükleri ülkeyi kötüleyerek.. Kanada her sene yaklaşık 250,000 yeni göçmen alıyor. Kanada için göçmenlik işi bir nevi turizm sektörü! Hesaplar yapılıyor. Bu göçmenler, ne kadar para getirecek, ne kadar yatırım yapacak ya da ne kadarı sosyal yardım sistemine yük olacak? Ne kadarı geri dönecek? Ne kadarı kalacak? vesaire... Göçmenliği Kanada büyük bir endüstri olarak görüyor. İnsanların üzerinden yapılan bir "iş"! Göçmenlik avukatları sadece beş dakika için, telefon da dahi size 150 Kanada doları fatura ediyor! Kanada sadece 1999 ve 2000' de 120,000 Kosovalı aldı. Bu çöken Kanada eğitim ve sağlık sistemini daha da kötü yapacak. Eğitimli (hatta iki resmi lisanı da bilen) üniversite mezunu, masterlı iş bulamayan çok göçmen 96 Faruk Arslan var. Türkler de bunların arasında... Daha ilk sene geri dönen çok var. Zaten bunların hepsi Kanada göçmenlik makamlarınca hesaplanıyor. Ona göre bir sonraki sene daha fazla alabiliyorlar. Zaten asıl Kanada'lıların beğenmediği işleri yapacak, kira ödeyecek, marketlerden alışveriş yapacak, tüketecek insanlara da ihtiyaç var. Kanada'nın eğitim sistemi hiç de reklamını yaptığı gibi değil. Herkes iyi okul arıyor. Bu da o kadar kolay değil. Yeni göçmen çocuklarının lisan problemi ve sisteme adapte olma problemi olduğu için, okullarda eğitim oldukça aşağıya düşüyor. Kanada'daki sağlık sistemi iflas etmiş durumda. Acil servise dahi gitseniz, sekiz - dokuz saat doktor bekliyorsunuz ve sedyede kıvranıyorsunuz. Doktor yerine, sadece hemşire ile muhatap olduğunuz örnekler de hiç az değil. Yeni gelenler için, Kanada'da iş imkanı hemen hemen hiç yok. Kendi işini kurup da iflas edenlerin sayısı çok ama çok fazla, yeterli talep de yok zira. Dünyanın her yerinden nitelikli ya da niteliksiz o kadar çok göçmen var ki. Zaten, dillerine pelesenk ettikleri şey, "Kanada tecrübesi"! Master'ınız olsa, mükemmel İnglizce ve Fransızca bilsiniz dahi iş yok. Önce beyaz Kanadalılar zaten. İş kuran göçmenler de biriki sene içinde genellikle iflas ediyor. Kanada'daki göçmenlere yönelik devlete ait "iş" bürosu sadece size nasıl CV yazacağınızı içeren bir resume (Kuzey Amerika örneği: yaş, cinsiyet yazılmıyor) örneği veriyor. Zaten, Kanada dışında olsanız, bu tür göçmenlik bürolarında çalışanların suratına dahi bakmazsınız, o kadar kılıksız ve zavallı gözüküyorlar. Sanki bu dünyadan kopmuş gibi. Amerikalılar, Kanadalılara "Loser" (kaybetmiş, zavallı anlamında) diyor! Türkler birbirine hiç yardım etmiyor. Daha doğrusu, Türkler birbirinden adeta nefret ediyor. 97 Faruk Arslan Oysa, Ermeni, Yahudi, Lübnanlı, Yunanlı ya da örneğin Rus ya da Ukraynalı iseniz işiniz oldukça kolaylaşabiliyor. Zira bu ülkelelerden ya da gruplardan çok göçmen var ve örgütlenmişler ve birbirlerine çok yardım ediyorlar. Ermeniler ve özellikle Yahudiler, yeni gelen soydaşlarına (ya da dindaşlarına) çok ama çok yardım ediyorlar. İş bulmak da dahil. Gözümle gördüm! Yahudi olsaydım, çok iyi bir işi kapmıştım. Türkler ise yardım etmedikleri gibi, birbirlerini çok ama çok kıskanıyor ve "dedikodu" kulvarında koşuyorlar! Yani, kısaca, Türklerden yardım beklemeyin. Çok yakın arkadaşlarınız, dışında onlardan uzak durun. Hep söylüyorum. Kim, aslında kim olduğu belli değil. Asıl (beyaz) Kanadalılar ile göçmenler arasında (ne kadar iyi eğitimli ve beyaz gözükseniz de) görünmeyen bir bariyer var. Onlar bana sorarsanız, bu kadar fazla göçmen ile Kanada'nın bildikleri, alıştıkları eski Kanada'dan hızla uzaklaştığını düşünüyorlar. Ayrıca gelen göçmenler, her ne kadar Kanada seçimde sözde puanlama yapsa da, çoğunlukla niteliksiz, kaba saba, boş kalabalıklar. Unutmayalım, mülteci sayısı da çok fazla. Ama, Kanada' da kimse, ırkçı olarak nitelenmek istemediği için, doğrudan birşey söyleyemiyor. Sadece yaklaşmanıza izin vermiyorlar! İnanın bu da az engel degil. Özellikle iş başvurularında! Yaklaşık 32 milyon nüfuslu, Kanada'dan 1 milyon kişi A.B.D.'de yaşıyor ve orada çalışıyor. A.B.D. onlar için para ve refah demek, yani Kanada'da hiç görmedikleri birşey. Kanadalıların kendi lafı: "Money and Canadians do not go together! Yani 'para ve Kanadalılar beraber olamaz'. Hep A.B.D.'yi ve Amerikalıları kötüler Kanadalılar ama ağızlarının suyu akarak hepsi A.B.D.'de çalışma hayali kurar. Ama A.B.D. 98 Faruk Arslan artık Kanadalılara göçmenlik konusunda öncelik vermiyor. Keza zaten 1 milyon Kanadalı A.B.D.'de yaşıyor. Bu da, ABD açısından, diğer göçmen gruplarına karşı dengeyi bozuyor. Zaten, Amerikalılar, Kanadalıları hiç kaale almıyorlar, onlara sanki orada değillermiş gibi davranıyor. Kanada, kuzeydeki küçük fakir komşuuptown Amerikalılar için. Bu da fakir ve "düşmüş" Kanada'yı daha da çileden çıkartıyor. Sakinleşmek için, hemen hepsi Florida'da tatile koşuyorlar! Hatta asıl (beyaz) zengin Kanadalıların (tahmin edersiniz, "zengin" sıfatı eklediğime göre, sayıca çok kişi değil demek) Florida'da evi var! Ve bundan çok gurur duyarlar, sokakta ve mağazalarda dahi yüksek ses ile bunu anlatırlar! Güvenlik mi? Hayır! Kanada zannetiğiniz kadar güvenli değil. O eskidenmiş. Evet, A.B.D.'deki gibi rastgele ateş açıp öldürme olayları sık yaşanıyor olmasa da yaşanıyor. Kanada 1960 ve 70'lerde güvenliymiş. Şimdi o günler çok geride kaldı diye anlatıyor eski göçmenler. Okulda, topluluk içinde ateş açma (Shooting) olayları 1999' da oldu. Daha önce de... Sadece, siz Türkiye'de bunu okumuyorsunuz. Ama doğru, yine de A.B.D. ile kıyas yapılamaz. Kanada'da faaliyet gösteren, çok sayıda terörist grup var. Hatta A.B.D. bazen aldığı istihbarat duyumlarına dayanarak, Kanada sınırını kapatıyor! A.B.D. Kanada'yı bir çok kere teröristler konusunda uyardı ama Kanadalıların istihbarat ve polis gücü ve hatta askeri gücü hiç kuvvetli ve yeterli değil. Kanada'nın reklamı çok fazla yapılıyor ve değerinden çok üst bir seviyede pazarlanıyor. Halbuki, daha havaalanında bile "düşük" bir yer olduğunu hissediyorsunuz. Benim tavsiyem Kanada'ya göçmen (ve hatta turist olarak dahi) gitmeyi düşünmeyin. Açıkçası, ben Kanada'ya çok ters 99 Faruk Arslan bakıyorum. Bunu çoktan anladığınıza bahse girerim.Ülkenizde, Türkiye'de çok daha başarılı ve mutlu olacaksınız. Biraz sabır. Eğer çok gitmek istiyorsaniz göçmen olarak bir yerlere; A.B.D., Avustralya ve hatta Batı Avrupa'yı deneyin. Ben, Kanada'yı hiç beğenmediğim için, A.B.D.'ye geçtim. Şimdi hayatımdan memnunum. Kanada pasaportu da istemiyorum. Malum söz; zararın neresinden dönülse kardır! Aman dikkat! Kanada'da kendinizi mahvedebilirsiniz. Bütün paranızı, kariyerinizi, geleceğinizi ve hatta aile mutluluğunuzu kaybedebilirsiniz. (18) Evet bildiniz, Charlie 1. dönemin sıkıntılarını yaşıyor ve herşeye olumsuz gözle bakıyor. 1. dönemin hayal kırıklığı devresi olduğunu belirtmiştik. 1. Sincap döneminin buhranlarını başarıyla atlatanları yeni kriz yılı bekliyor. İlk kriz dönemi, dilinizi geliştirirken kafanızı patlattığınız veya iş ararken sık sık küfrettiğiniz stresli bir evre. İsterseniz bu evrede asıl asabınızı bozan iş meselesine gelelim. Bizim ailenin 1. dönemi çok zor geçti. İşsizlik stresi nedeniyle yeni başladığım sigaranın tiryakisi olmuştum. Kısa sürede tek tük olan saçlarımdaki beyazlar artmaya başladı. Dostlarda olmasa Kanada tam bir cehennem gibi gelmeye başlamıştı. Mahallemizde Salvation Army adlı kilise yardım kuruluşu olmasa idi, hergün aldığımız bedava ekmeği bile bulamayabilirdik. Marketlerde satılmayan, tarihi geçmiş ekmekleri buraya getiriyorlardı. Birkaç gün bayatlamış ekmek azığımız olmuştu. Bu kurum gibi 20’ye yakın yardım kuruluşu fakir ailelere erzak paketleri dağıtıyordu. Bizim gibi durumda olanların abone olduğu bu kurumların hepsi Kiliselerin vakıflarıydı. Asıl amaçları ise bizi sevdirerek Hiristiyan 100 Faruk Arslan yapmaktı. Kimisi haftada, kimisi 15 günde, kimisi ayda bir undan, şekere, yağa kadar herşeyi veriyordu. Muslim Welfare adlı Pakistanlı müslümanların kurduğu yardım teşkilatından Helal etimiz geliyordu. Somalilerin kurduğu yardım teşkilatındanda ayrı bir paket giriyordu. Ev yardım kuruluşlarının erzakları ile geçiniyordu. Erzak paketleri daha ziyade konservelerden oluştuğu için ev halkı kuru yiyeceklerden bıkmıştı. Hıristiyan misyonerlerin yardımlarını kabul ederseniz hemen listelerine düşüyorsunuz. Potansiyel Hiristiyan sempatizanı olarak sizi algılıyorlar. Evimize sık sık önce tek tek sonra gruplar halinde misyonerler damlamaya başladı. İtalyan bir hanım ve oğlu her hafta gelip yeni kitaplar getiriyordu. Başkalarına hediyelerde götürüyorlarmış, bize getiren olmadı. Bir süre bunları sessizce izledim. Din değiştirme konusunda baskı yapmaya başladıkları anda tepem attı. 3. dünya ülkelerinden gelenleri Hıristiyan yapmak için çalışan binlerce gönüllü vardı. Son geldiklerinde İtalyan hanım, müslüman iken Hiristiyan olmuş bir genç Iraklı ve bir Afrikalı getirdi. Neden Hıristiyan olduklarını anlatıp bizi etkilemeye çalıştılar. Müslüman ülkelerin geri kalmışlığını İslam’a mal etmeleri canımı sıkmıştı. Bir saat onları dinledikten sonra susun dedim, şimdi ben konuşacağım, siz dinleyeceksiniz. Allah kaçtır diye sordum. Müslümanların inancını bildikleri için korkutmamak amacıyla birdir dediler. Hz Muhammed’in ve Hz Ademden bu yana gelen peygamberlerin peygamber olduğuna inanıyormusunuz diye sordum. Evet dediler. Allah’ın insanı topraktan yarattığına ve tekrar ona döndürüleceğimize, ahirete inanıyor musnuz diye sordum. Evet dediler. O halde benim Hıristiyan olmama değil 101 Faruk Arslan sizin müslüman olmanıza ihtiyaç var. Siz İslamın şartlarını kabul etmişsiniz, son din İslam olduğuna göre bir önceki semavi dinde boş yere vakit kaybediyorsunuz. Hıristiyanlık ve İncil defalarca değiştirildi. Eski İncil ve Yeni İncil arasında bile bir sürü farklar var. Bu kadar insan eli değmiş bir dine neden gireyim? İslamiyet son halkadır. Hıristiyanlık bir önceki halka. Hz. İsa’nın Mesih olduğuna inanıyor ve ahirzamanda tekrar gelip sizi gerçek din olan İslam’a döndüreceğine inanıyorum. Ateizme, Darwinizme, evulasyona inanmıyorum. Kanada’da bir sürü dinsiz var. Gidin siz onları dine döndürmeye çalışın. Müslümanları rahat bırakın. Bugün doğru İslamı yaşayan bir müslüman ülke olmayabilir. Ama Batı, medeniyeti İslam’dan öğrendi, sonra onları sömürerek zenginleşti. Bugün gerçek müslüman az olabilir, ancak İslam değişmemiştir. Ben iyi bir müslüman olmaya çalışıyorum. İnançlı insanlara değil inançsız insanlara zaman harcarsanız daha başarılı olursunuz. Bugüne kadar siz bana kitap verdiniz. Şimdi sıra bende deyip, Harun Yahya’nın İslam’ı anlatan İngilizce kitaplarından beş tanesini hediye ettim. Tahmin ettiğiniz gibi bir daha gelmediler. Misyonerlerin ayağı bıçak gibi kesildi. Anlaşılan listedeki ismime bir çizgi attılar. Dinini bilmeyen pek çok müslümanın bu gurupların etkisi altında kaldığını söylemeliyim. Bazı İranlılar ise adamları sömürmek için Hıristiyan olmuş gibi yapıyor. Günde üç öğün yemek veren, yatacak yer ayarlayan hatta harçlığa bağlayan o kadar çok teşkilat var ki, sokağa çıktığınızda her köşe başında birini bulabilirsiniz. Misyonerleri tamamen başımdan savmam için yardım teşkilatlarından erzak paketleri almayı bıraktım. Sadece müslümanların teşkilatlarına ayda bir defa uğramayı bir 102 Faruk Arslan süre daha sürdürdüm. Bu arada oturduğum apartman 6 ayda Türk apartmanına döndü. Bana yakın olmak isteyen yeni gelen dostlarıma referans olmam sayesinde tam 9 Türk aile apartmana taşındı. Hepsi okumuş çocuklardı. Üniversite mezunundan aşağı kimse yoktu. Apartman yöneticisi kirayı zamanında ödediğim ve evi temiz tuttuğumuz için Türkleri çok seviyordu. Zenciler ve İspanyol asıllılar evi ahır gibi kullanıyordu. Evi bir zenciden teslim alırken bir yıldır hiç temizlik yapılmadığını tesbit etmiştik. Hanımın evi temizlemesi 15 gün sürmüştü. Türklerin hepsi temizdi. Belaya karışan yoktu. Apartmanda oturan zencilerden uyuşturucu kullanmayan yoktu. Zaten Türklerin dışındaki 90 dairenin yüzde 90’ı zenciydi. Jane and Finch, Toronto’nun zenci mahallesiydi. Çocukların gittiği hemen yolun karşısındaki okulda beyaz olanlar sadece Türklerin çocuklarıydı. Bir nevi çocuklar Afrika’da okula giden beyaz azınlık gibiydi. Apartmanımızın uyuşturucu pazarlama merkezi olduğunu çok geç öğrendim. Mafya babası apartmanın karşısındaki house evinde oturuyor, apartmanımzda oturan zenci gençlere ise mahallede uyuşturucu sattırıyordu. Eğer gece saat 9’dan sonra dışarı çıkarsanız yolunuzu keserek zorla uyuşturucu pazarlamak istiyorlardı. Hepsinde bıçak, silah vardı. ‘Polis bunları neden yakalamıyor’ diye düşünürken haftada bir zenci mafya babasının evinin önünde duran polis aracı ilgimi çekmeye başladı. Tecrübeli Kanadalı Türk Tahir beye durumu sorduğumda aldığım yanıt korkunçtu. Polis, uyuşturucu ticareti yapanlardan avantasını alıyordu. Her hafta yapılan ziyaretin sebebi buydu. Kanada’da belli oranda uyuşturucu taşımak ve kullanmak serbestti. Ancak 50 gramdan fazla bulundurmak ticarete giriyordu. Bu 103 Faruk Arslan nedenle satıcılar yanlarında fazla mal taşımıyor, sattıkça çıkartıyordu. Bir seneden fazla kaldığım bu apartmanda 3 ev soygunu, 2 cinayet vakasına şahit olmuştum. Soyulan evlerden ikisi arkadaşım Nadir ve Ömer’in evleriydi. Cinayet vakalarından biri kız meselesi diğeri uyuşturucu parasını tahsil nedeniyle meydana gelmiş ve ölümle sonuçlanmıştı. Belanın kol gezdiği bir mekanda belaya hiç bulaşmamak Allah’ın bir lütfuydu. Apartmanın arkası ormandı, doğal parktı. Kentin en fazla tecavüz olayının gerçekleştiği alan olduğunu gazetelerdeki haberlerden öğrendim. Polis, bizim sokakta 24 saat nöbet bekliyor, sürekli devriye geziyordu. Buna rağmen olaysız gün geçmiyordu. Herkes evine üç kilit taktırmıştı. Bir gece soyulmaya çalışsamda hırsız kapıyı açamamıştı. Bu mahalleden başımıza bir bela gelmeden biran önce kurtulmalıydım. Bir Kanada araştırma kuruluşunun yaptığı çalışma sonucunda, Kanada'da insan yapımı kimyasalların, hava, su, gıda ve işyerlerinde yarattığı kirlilik nedeniyle Kanada erkek nüfusunun % 41'i ve kadınların %38'inin kanserden öleceğini tesbit etmişti. Kanserden ölüm oranı Kanada'da, 1970 ve 1998 yılları arasında erkeklerde %35 kadınlarda %27 artmıştı. Toronto üniversitesinin yaptığı araştırmaya göre, sadece Kanada üzerinde incelmiş bulunan ozon tabakasının sebep olduğu cilt kanserinden yılda 60.000 kişi hayatını kaybediyordu. 1960 yılıyla mukayese edilirse, ozon tabakası üç kez incelmiş bulunmaktaydı ve incelmeye devam ediyordu! Anne, eve dönmek istiyorum. Kyoto protokolüne uymayı kabul etmeyen ABD'nin bunda büyük payı var sanırım. Ne de olsa en ufak araba motoru bile 4 litre. Mesela TC'de 2500 cc'lik motorlarla yük taşıyabilen diesel kamyonetler burada 7.4 litre diesel 104 Faruk Arslan ile donatılmış durumda. Gerekçe olarak da "anca yeter güç lazım"gibi bir mantık ifade ediliyor. Yani bu kuşak kayıp. Az yakıt yakan motor kavramının buralara gelmesi için ya ciddi bir petrol krizi ya da yaşı 10'dan büyük insanların başka ülkelere gidip birkaç sene yaşaması lazım. Bu konuya bağlı olarak, tüm dünyada nükleer santral konusu tu kaka olmuşken ve Almanya ve Finlandiya tüm nükleer enerji santrallerini 20 yıl içinde devre dışı bırakacağını açıklarken Ontario temiz enerji bahanesi ile nükleer santrallere geçiyor. Bu kadar nehir, doğal gaz kaynağı vb varken hem de. İnsanları ikna etmek için de televizyonda bol çiçekli nükleer santral reklamları yapılıyor. Amerika kıtasının genel özelliği olan dünya olaylarını ve basınını takip etmemek ile birleşince buradaki ortalama insanın bu tercih konusunda tek düşündüğü "ne iyi artık temiz bir enerji kaynağımız olacak" şeklinde gelişiyor. Kanada'da kendimize daha mantıklı bir yer bulabilir miyiz? Nasıl olsa işsiziz diye bakınıp dururken birileri bize Quebec'te göçmenlere ücretsiz Fransızca kursu verildiğini söyledi. Hatta tam gün olanlarına katılırsanız 500 dolarlık bir maaş da bağlıyorlar dediler. Eh biz de yemedik içmedik hemen internetten Quebec hükümetine bir mail attık. Kurs işi hemen doğrulandı. Maaş konusunda birşey demediler. Ancak, oraya gidilip kursa yazıldıktan sonra bulunabilir diye düşünüyoruz. Bu arada, ev kiralama vb konularda destek alabilir miyiz diye bir araştırma yaparken Quebec'teki resmi daireleri buldum. Sizi şok edecek bir haber: Monreal'de bize Türkçe destek verecek 5 yer bulduk. İngilizce destek verecek yer sayısı ise sadece 1. Evet yazı ile de "bir". Quebec hükümetinin 105 Faruk Arslan İngilizce'ye olan tavrı bu. Sempatik bir yere benziyor. Hem sokaklarda Renault, Citroen gibi arabalar geziyor. 15 Mart günü Toronto televizyonlarının haberlerinde tekrar tekrar verilen bir haber ilgimi çekti. Bir anne önde, baba ve bebek arabası arkada, Toronto'nun çevre yolu olan otobanda karşıdan karşıya geçmeye çalışıyorlar, ama tabii her biri 7-8 şeritli ve işlek olan bu yolda bunu başaramadan kenarda yürüyorlar. Bize göre gayet alışılmış olan bu manzara. Bizde hep olur ya öyle çevre yolunda geyikler! Tabii Kanadalılara o kadar garip gelmiş ki, (hele bir de bebek arabasıyla, inanılır gibi değil!) günün olayı oldu, derhal polis arabası geldi aileyi aldılar otobandan. Soruşturma sonucu ortaya çıkıyor ki, daha dün Çin'den gelmişler. Hani, köyden indim şehire gibi, bunun Kanada'cası;Çin'den dün geldim oluyor. 17 Mart günü bu kıtada kutlanan bir İrlanda bayramı; "St.Patrick's day!" Bu aziz, İrlandalıların baş azizi ve pagan keltlere okuma-yazmayı Hıristiyanlığı getiren ilk misyonerlerden. Büyük bir coşkuyla tüm İrlanda barlarında kutlanıyor, yeşil giyiliyor, Guinness marka İrlanda birası içiliyor, ama bu güne özel, biralar da yeşil. Bugün herkes İrlandalı buralarda. Günün sembolü de, üçlemeyi (teslis/trinity) temsil eden 3 yapraklı yonca. Parade'i (yani geçit ve şenlikler) pazar günü Toronto'nun ana caddelerinde yapıldı, çünkü bu eyalette tatil değil, ama örneğin Newfoundland'da tatil, onlar günü tam kutluyorlar, bir amaç da tüm Kanada'da bu günü tatil yapmak. İnternetten oylamaya katılıp "evet" dedim. Ne de olsa, biz millet olarak tatilleri severiz. Toronto'nun Yahudi mahallelerinde Bathurist üzerinde evlerin garajlarının kapılarına geceleri swastika (gamalı haç) çizenler yüzünden Yahudi toplumu çok rahatsız bu 106 Faruk Arslan günlerde ve Kanada'da anti-semitizmin geçen yıla göre %27 tırmandığı yolunda sürekli açıklamalar yapılıyor. Yahudi örgütleri okullarda anti semitizm dersleri konulmasını istiyorlar. Basındaki gelişmelere göre birkaç küçük çocuk yakalandı. Yaşları 15'ten küçük olmasına rağmen tutuklandılar. Gelişmelere bakılırsa diğerlerine örnek olsun diye bu çocuklara ciddi bir ceza verilecek. Aynen bir kilo baklava yiyen ve hapse giren çocukların durumu gibi. "Sallandıracaksın bunlardan birkaçını bak nasıl düzeliyor memleket" Bu aylar vergi beyannamelerinin doldurulup gönderildiği aylar. Nisan sonuna kadar yolu var. Her gün konuyla ilgili olarak dikkat edilmesi gereken noktalar ve hatırlatmalar çeşitli gazetelerde yer alıyor. Ama en ilgincine geçenlerde bir günlük gazetede rastladım. Aynen şöyle, "even with people names, pets are not dependants" (Yani insan ismi de taşısalar da evcil hayvanlarınızı bakmakla yükümlü olduğunuz kişiler arasına katamazsınız.) Bu beni bitirdi vallahi. Unutmadan bu öğüt en çok yapılan 5 hata içinde yer alıyordu. Martın son haftası içinde hava sıcaklıkları düzeldi ve yağmurlar başladı. Karlar eridi, buzlar kayboldu. Bahar mı geliyor ne? En çok arka bahçemize geyik gelmemesine yanıyoruz. Oysa hikayede hep geyiklerden (aslı Moose) bahsedilir. Bu Moose denen hayvan ve Kanadalıların konuşma tarzını merak edenlere küçük bir ip ucu. "Brother Bear" isimli çizgi filmin karakterleri arasında bir çift Moose var. Özellikle aksanları tam Kanada işi. Buradaki peynirler berbat. Benzine zam geldi. Bu nedenle Türkiye'yi özlemeye pek fırsatımız olmadı. Bu arada burada her benzinci kafasına göre fiyat veriyor. Hatta sabah başka akşam başka fiyat oluyor. Alberta'da 107 Faruk Arslan deli dana var. Sivrisinekler insan öldürüyor. (West Nile Virisü) Sars hala çalışıyor. Hatta kendini yenilemiş. Kanada'da orman yangınını 3 haftadır söndüremediler. Sonuçta yanacak şey kalmayınca kendisi sönecekmiş. Ama çok iyi yerleşim boşaltıyorlar. Kiralar çok pahalı. Araba almak kolay. Sigorta yaptırmak zor. Ve sigortasız araç plakası alınmıyor. Fiyat artışını da 11 Eylül'e bağlıyorlar. Plakalar ve sigorta kişiye özel. Arabaya değil. Bu nedenlede her hata senin peşinden geliyor. Sokaklarda insan ve özellikle çocuk yok. Aslında okullar tatilde ama bu çocuklar özel odalarda saklanıyor olmalı. Kanada Hintli ve Çinli'ler tarafından işgal edilmiş. Bize bulaşmasından korkuyoruz. Televizyon programları sadece geyik üzerine kurulu. Politika, sinir bozucu olay vb yok. Bu yıl içinde şimdiye kadar 33 cinayet olmuş. Reklamlar ilkel. Türkiye'de çok daha kalitelisi yapılıyor. Yapı malzemeleri, yiyecek, elektronik alatler çok ucuz. Ancak, torba vermiyorlar. Ama eski kutu alabiliyorsun. Araba parketmek için mutlaka para ödüyorsun. Evinin önü dahil. Burada kontrol edilmeyen tek karış yer yok. Yakalarlarsa ceza kesiyorlar. İşin ilginci hatalı park edenleri yakalamak için özel görevliler var. Hatta insanlar seni hemen şikayet ediyor. Böylece büyük biraderden kaçamıyorsun. Çöpleri almaya haftada bir geliyorlar ve çöpleri klasifiye etmeden çöpe atamıyorsun. 3 ayrı çöp kutusu var. Kanada Amerika arası bilgi alışverişi online oradaki trafik kayıtlarını bile anında görüyorlar. Her yer park bahçe yeşillik. Her yerde güzel evler var. Akşamları sincaplar balkonumuzda kavga ediyorlar. Zaten ağustos böcekleri ve kuş sesinden başka ses yok. Burada 5 milyon insan var diyorlar ama ben görmedim. Caddeler kentin bir ucundan diğerine gidiyor. Kare çok seviliyor. 108 Faruk Arslan Kütüphaneler çok güzel. Tek bir kütüphane kartı ile hepsini kullanabiliyorsun. Hatta birinden kitap alıp diğerine teslim edebiliyorsun. Kütüphanelerde cd ve dvd var. Bunları 3 hafta elinde tutabiliyorsun ve ücretsiz. Artık kitap alamayacağız galiba. Kanada ekonomisi yeni gelenlerin (göçmenler) sömürüsü ile ayakta duruyor. ABD dışındaki ülkelerdeki tecrübeler yok sayılıyor. Kanada tecrübesi yoksa da işe almıyorlar. İş bulmak eğitimini burada yapmadıysan çok zor. Etrafta bilgisayar mühendisi Hintli işsiz dolu. Herhangi bir iş yapmak için sertika alman gerekiyor. Musluk tamirciliğinin bile 3 ayrı sertifikası var. Bizim henüz hiçbir sertifikamız yok. Burada pazarlamacılık / satıcılık dışında iş nerede ise yok. Dünya pazarlamacıların olmuş. Nakit para tamamen ortadan kalkmış. Debit kart bile kullanılmıyor. ATM'den para çekmek ücretli olduğundan bu yöntem pek cazip değil. İşin olmayınca da kredi kartı vermiyorlar. İşsiz isen ev de tutamıyorsun. İşsiz isen iş de bulamıyorsun. Bir tür kısır döngü.Biz yan kapıları kullanıyoruz. Burada small business kavramı çok gelişmiş. Evde oturanlar bile kendilerine "self employed" diyorlar. Şimdiki ev sahibimiz boyacılıkta cash para olduğunu söylüyor. 1 oda boyası 300 $ bir ev 1600 $ alınıyor. Sermaye yok. Sadece kart basıp dağıtmak lazım. Belki de yılın boyacısı oluruz kim bilir? "painter couple" Toronto gölü Marmara'dan büyük. Her yer tekne ve marina dolu. Bakıp bakıp off diyoruz. Bu arada marinalarda tekne dolu ama insan yok. Yazın da binmiyorlar ise ne zaman binecekler? Bakalım göreceğiz. Ortalık bedava gazete, dergi dolu. Almayanı dövüyorlar. Tam da havalar iyiye gidiyor, bahar geliyor derken Nisan'ın ilk pazartesi günü ısı -15 oluverdi. Tabi biz 109 Faruk Arslan "yazların sıcak ve kurak kışların yağışlı ve ılıman" geçmekte olduğu bir coğrafyadan geliyoruz ya! Bahar'ı da bildiğimiz gibi geliyor sandık. Tabii havamızı aldık. Nisan ayının sonlarında ağaçlar yapraklanmaya ancak başladılar. Kuş nesli piyasaya döküldü. Artık sabahları cıvıltı duyulabiliyor.Yani henüz çiçekler ortada yok. Bekliyoruz bakalım. Kanada Federal Mahkemesi, İnternette müzik paylaşanların adreslerinin açıklanması için internet servis sağlayıcıları zorlamak isteyen plak firmalarının talebini reddetti. Buna gerekçe olarak da kütüphanelerde kitaplardan fotokopi çekilmesinin copyright haklarına aykırı bulmayan Supreme Court kararını gösterdi. Supreme Court bu karara gerekçe olarak kamu çıkarlarını göstermişti. 1999 da kurulan Amerikan Napster firması mahkeme kararı ile 2000 yılnda copyright ile korunan eserlerin downloadını paylaşımdan kaldırmak zorunda kalmıştı. Easter nedeniyle Good Friday öncesinde tıpkı Türkiye'deki uzun Kurban Bayramı tatillerinde olduğu gibi herkes yollara düştü. Herkes aynı anda kenti terk etmeye kalkınca sizce ne olur? Evet, radyo spikerleri yol durumunu verirken trafikte sıkışanlarla dalga geçtiler. "Umarım yanınıza yatağınızı almışsınızdır. Yolda ihtiyacınız olacak" benzeri birçok espri yapıldı. British Colombia Fraser Valley'de Avian Flu (kuş gribi) nedeni ile 19 milyon tavuk ve hindinin öldürülmesine karar verildi. Bu miktar BC eyaletindeki tavukçuluk endüstrisi kaynaklarının %80'i demek. Hükümet yetkilileri kuş gribinin insanlara bulaşma tehlikesinin olmadığını ama virüslerin adaptasyon kapasiteleri nedeni ile risk almak istemedikleri için itlafa karar verdiklerini söylüyorlar. Bu virüs ilk olarak Asya'da 110 Faruk Arslan ortaya çıkmış ve toplam 25 insanın ölümüne yol açmıştı. Kanada'da da bir tavuk çiftliği çalışanına da bulaştığı biliniyor. Ama burada henüz ölen yok. Bilim adamları endüstriyel tavuk üretiminin aslında doğada bu denli tehlikeli olmayan virüsün etkilerini artırdığına inanıyorlar. Deli dana hastalığı Alberta besi hayvancılığını vurmuştu. Şimdi de kuş gribi BC'yi etkiliyor. Çiftlik Somonlarında da yüksek miktarda civa çıkmıştı. Galiba hepimizin yavaş yavaş vejeteryan olması gerekecek. Budistlerin yöntemi gibi (yüzü olan şeyleri yememek) yollara mı başvurmak lazım acaba? Dikkat bu madde Kanada'ya gelerek tüm sorunlarından kurtulmayı ve birkaç sene sonra Türkiye’ye zengin olarak dönmeyi düşünenler için hayal kırıcı olabilir. TV'de sık sık denildiği gibi "viewer discretion is adviced" Kanada İstatistik Bürosu (StatsCan) yeni yayınladığı bir araştırması ile 1980 ve 2000 yılları arasında 27 büyük kentteki en zengin %10 ile en fakir %10'u karşılaştırdı. Sonuç: "the gap is getting bigger" Biraz detay vereyim: 20 yılda en zengin %10'un ortalama geliri 111 bin dolardan 131 bin dolara yükselmiş. En fakir %10 aynı dönem içinde 20.900'den 21.700'e çıkmış. En fakir %10'un içinde göçmenlerin oranı 1980'de %23 iken 2000'de %35'e çıkmış. En fakirler içinde de en az kazananlar göçmenler, sonra aborjinler (burada Kızılderililere böyle deniyor) ve üçüncü olarak da ayrı yaşayan çocuklu ebeveynler. Toronto göçmenlerin en fazla zorlandığı yerlerden biri. (galiba gelirken yanlış tercih yapmışız.) Toronto gelir dağılımının en kötü olduğu kent. İstatistikler Toronto'da fakirlerin çoğunlukta olduğu mahallelerin 1980 yılındaki 30 olan sayısının 2000'de 120'ye çıktığını gösteriyor. Sebep, göçmenlerin iş 111 Faruk Arslan bulmasındaki engeller. Irkçılık diyemiyoruz. Burada ciddi suç. Burada buna nazikçe "Kanada tecrübesi" deniyor. Önce gelenler pastalarını yeni gelenlerle paylaşmak istemiyorlar. Bu nedenle de yüzlerce ameliyat yapmış oparatör doktorlar gidip 2-3 yıl tekrar okumak ve sınava girmek zorundalar. Gerekçe basit orada (bu Commonwealth ülkeleri dışındaki tüm ülkeleri kapsıyor) size ne öğretildiğinden nasıl emin olabiliriz? Göçmenlik zor iş. Kanada Merkez Bankası overnight faiz oranlarını bir kez daha düşürdü. Yeni oran %2. Bu "son" dediler. Bir daha düşürmeyeceklermiş. Faizler son yirmi yılın en düşük seviyesinde. Ev kredi faizleri 20 yıl önce %30'muş. Şimdi birçok yerde %4 civarında.(evet bu yıllık faiz oranı) Enflasyonumuz da yıllık %0.7 civarında. Bu enflasyonla yaşamak zor tabii. Alışmaya çalışıyoruz. Her şeyin fiyatı aynı. Çok tekdüze yahu! Toronta'da çöp sorunu var. Bundan 10 sene kadar önce çöplerin öylece araziye yığılması fikri popüleritesini yitirince çöpleri Michigan'a (ABD) gönderme kararı alınmış. Onların çöp işleme fabrikaları var. Ama Michigan geçenlerde su koyverdi. Çöpleri yeterince tasnif etmeden gönderiyormuşuz. Bu nedenle böyle hatalı tasnif edilmiş çöpleri geri gönderme kararı aldılar. Şimdi birileri tek tek çöpler hatalı mı tasnif edilmiş diye bakıyor. Hem sınırın bu tarafında hem de o tarafında... Sanırım bu yeni iş alanı yaratma politikası denilen şey olmalı. Çöplerinin tasnife ihtiyacı olduğunu öğrenmek Toronto'luları çok üzdü. Nasıl böyle birşey olabildiği editörlerce tartışılıyor. Acaba okullara çöp tasnifi konusunda ders koysak sorun çözülür mü? diye tartışılıyor. Gülmeyin yahu, durum çok ciddi. Her şey iyi güzel, her tür fikir özgürlüğü, minimum 112 Faruk Arslan bürokrasi, can ve mal emniyeti, kalabalık yok, kimse üstüne araba sürmüyor, genelde herkes nazik olmaya çalışıyor vb. vb. ama "ruh" eksik. Burada da çok alkol tüketiliyor, sokaklarda çok deli var ve tepkisizlik ve ilgisizlik. Böyle olmalarının ana sebebi, diğer insanların özel hayatına saygıdan dolayı deniyorsa da., insanı mutsuz ediyor zaman zaman. Buradaki yaşam bizi yoruyor, gitmeliyiz buradan! Neyse ki az kaldı! Ufukta batı gözükmeye başladı bile. Basını bayağı meşgul eden konulardan biri, Toronto polis teşkilatındaki yozlaşma, görevi ve gücü kötüye kullanma. Teşkilatı denetlemelerden uzak tutma gayreti ve suç işleyen (tabii sadece kör parmağım gözüne şeklinde yakalanmış olan bir kaç salaktan bahsediyoruz, yani sadece buz dağının üstü bu) polislerin aldıkları komik cezalar, 1 ila 3 gün görevden uzaklaştırma. Yani, pek de bizimkilere benziyorlar bu konuda. Ama, tabii şaşmamak gerekir, ne de olsa Akdenizli'lik var! Toronto polis teşkilatı da ağırlıklı olarak İtalyanların elinde, emniyet müdürümüz İtalyan asıllı, babadan oğula polislik mesleğini seçmek de çok yaygın. Size biraz da insan manzarası vermeye çalışalım: İnsanları gözlemlediğimiz en ilginç ortam tabii ki trafik. Diyelim ki bir 4 yol ağzındasınız ve polis direkt karşıdaki yolu kapatmış. Ne yaparsınız? Sağa ya da sola döner yolunuza devam edersiniz değil mi? Buradaki uygulama polis barikatına kadar düz gidip duruyorlar. Arkadan gelenler de aynı şeyi yaptıklarından orada hemen bir trafik sıkışıklığı oluşuyor. Sonra insanlar kavşakta mahsur kalıyorlar. Polisler yağmur vb yağıyor ise arabalarından çıkmayıp olayı seyrediyorlar. Arada bizim gibi ülkeye sonradan gelmiş birisi (araba kullanmayı Kanada dışında öğrenmiş) sağa 113 Faruk Arslan veya sola dönerek kendini kurtarıyor. Geri kalanlar da birisi gelip kendilerine bir şey söylesin diye bekliyorlar. Bize öyle geliyor ki, hani korku vb filmlerinde hiçbir şey yapmadan durup çığlık atan insan tiplemesi öyle uydurulmuş birşey değil. Bu insanlar aramızda yaşıyorlar. (19) Üç sincap dönenimini atlatan, kafatası atıpta kesin geri dönüş yapmayan yeni göçmenlerin önü bundan sonra açıktır. Artık gözünüze her tarafta dolaşan sincaplar gözükmüyordur. Üç sincap dönemini tekrar hatırlayalım: 1. Safha hayal kırıklığı, aşırı özlem ve duygusal yıkıntı dönemi, 2. Dönem "burası o kadar da fena değil galiba"larla geçen alışma dönemi, 3. Dönem ise "burası güzel memleket, yaşamaya uygun" denen dönem. Burası tam bana göre bir ülke demeye başladınız mı, 4. döneme geçtiniz demektir. Kanada’da iş aramaya başlamışsanız, burada yaşamak istiyorsunuz anlamına gelir. İş aramayıp işsizlik parasıyla geçiniyorsanız, psikolojik bunalıma girmeniz yakındır. Kanada’da iş aramak tam bir beladır. Bulduysanız zaten mutlusunuzdur, geriye dönüp bakmazsınız. 114 Faruk Arslan 115 Faruk Arslan Beşinci Bölüm KANADA'DA İŞ ARAMA BELASI 4. dönemin kilit sorusu: Kanada'da iş bulabilirmiyim? Göçmenliğin en önemli kısmı burası zaten. Eğer sıradan işler arıyorsanız (bedensel vasıfsız işçilik, inşaat işçiliği vs.) hiç problem yok, hemen bulabilirsiniz. Öyle fazla dil falan bilmenize de gerek yok. Eğer kalifiye bir iş arıyorsanız onun üzerinde uzunca konuşacağız. Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’nın da sendikal haklara saygı konusunda katetmeleri gereken çok yol var. ABD’de kamu sektöründeki işçilerin yaklaşık % 40’ının toplu pazarlık hakları yok. Özel sektörde, işverenlerin yaklaşık % 80’inin sendika karşıtı kampanyaları için danışmanlardan ve güvenlik şirketlerinden faydalandığı hesap ediliyor. Dahası ABD hükümetinin kontrolünde olan bölgelerde (Virgin adaları ve Amerika Samoası) vahşi bir sömürü gerçekleşmeye devam ediyor. Kanada’da kamu emekçilerinin sendikal hakları üzerinde ciddi kısıtlamalar var. Sendikalı iş bulmak neredeyse imkansız. Serbest piyasanın acımasız patronları yeni göçmenleri dört gözle bekliyor. Herkesten duyduğum tavsiye ; Kanada’da eğer kapağı devlete atarsan kurtulursun. Ancak son yıllarda devlet küçültülüyor, kamu işleri dahi özel sektöre anlaşmalı biçimde geçici 116 Faruk Arslan yaptırılıyor. Devlet sektörü, bugün yüzde 60 oranında sözleşmeli geçici işçi çalıştırıp, devlet memuru almamayı tercih ediyor. Aksi halde işe aldığı memuru işten atması sendikalı oldukları için kolay değil. Iskartaya çıkan memuru devlet alan değiştirerek başka bir devlet sektörüne meslek kursları parasını ödeyerek transfer edebiliyor. Kısa sürede realiteleri kavradığım için ‘ne iş olsa yaparım abi’ demeye başladım. Kanada’ya geldiğimin 8. günü bulamayacağımı bile bile fellik fellik iş arıyordum. Bu arada hiç beklemediğim bir sürprizle karşılaşıyorum. Azerbaycan’a tevafuk eseri beraber gittiğimiz, benim gibi Azeri bir hanımla evli olan Muhammet Gül’de Toronto’ya ayak basıyor. ‘Kardeş beni mi takip ediyorsun’ demişim ister istemez. Azerbaycan’a beraber gittiğimizi 17 Aralık 1992’de aynı uçağa binince anlamıştık. Halbuki İstanbul’da yaşıyor ve ara sıra görüşüyorduk. Aradan geçen bunca yıldan sonra benim gibi Türkiye’ye uyum sağlayamayan Gül ailesi hiç haber sabah etmeden Kanada’ya yerleşmeye karar vermiş. Meğerse Kanada’ya gelirkende aynı uçağa bilet almışız. Ancak eşinin Moskova’da dost ziyaretleri uzun sürünce bileti bir hafta ertelemiş. Nede olsa baldızı Rusya’nın Ekonomi Bakan Yardımcısının eşi . Kanada’ya öyle bir hava ile geldi ki, kötü haberleri verme tellalığını hiç kimseye kaptırmadım. İstanbul’da çalıştığı televizyonda ayda 2 bin dolara yakın reklam primi alan reklamcı arkadaşımı iş konusunda kötü sürprizler bekliyordu. Bazılarına rahat batar. En iyi şartlarda yaşamasına rağmen daha fazlasını arar durur. Kanada, iyi bir hayat dersi alması için en uygun yer. Son pişmanlık fayda etmez. Azerbaycan’a beraber gittiğimiz diğer abim Kasım Şencan’ın da Toronto’da olduğunu öğrenince şok oldum. 117 Faruk Arslan Uzun süre 1996’a kadar Azerbaycan Zaman gazetesinde Yayın ve Dağıtım Koordinatörü olarak çalışırken yardımcılığını yapmıştım. Evlendiğim hanımı istemeye dünür gidecek kadar yakındık. Bir nevi manevi babam sayılırdı. Azerbaycan’da aynı kaderi paylaştığım diğer arkadaşım gazeteci Nadir Bakıcı da ailesiyle bir ay sonra damladı. Birbirimizden haberimiz olmadan hepimiz Kanada’yı yeni vatan olarak seçmiştik. Benden 3 ay önce gelen Kasım bey iş aramaya başlamıştı. Nasıl iş bulacağımı kara kara düşünürken Kasım beyin telefonuyla uyandım. ‘Gazetede ilan var, Toronto belediyesi 1000 adet işçi alacakmış, yarın sabah 4’de 4 arkadaşla gidiyoruz, gelmek istiyorsan senide alalım’ diyen Kasım beye ‘elbette’ dedim. Arkadaşım Muhammet Gül’ü arayıp gelmek isteyip istemediğini sorunca kendinden emin biçimde herzamanki bilmişliğiyle,’ Sen git, durumu bana rapor et’ dedi. Zamanlama konusunda dakik olan Kasım bey tam 4’de beni alarak Downtown’da işçi alımı yapılacak merkeze götürdü. Sabahın köründe 500 kişi sıraya girmişti. Bir kaç saat içinde 3000 kişiyi geçti. Kasım bey takım elbise-kravat giyinmişti, elinde Bond çantası vardı. Sanki müdür pozisyonu için mülakata girecekti. İşin ne olduğunu dahi bilmiyordu. Sıradaki Kanadalılar Kasım beye bakıp bakıp gülüyordu. Hatta biri kendini tutamayarak kahkayı patlattı. Aralarında dalga geçerek konuşuyorlardı: Bu adam hangi işe başvurduğunu sanıyor, deli olmalı. Zaten Kasım beyden başka cilet gibi giyinmiş bir Allahın kulu yoktu. Sıra bize yaklaşırken saat 11.00’i bulmuştu. Birden hangi iş için gireceğimizi öğrenmek aklıma geldi. Kasım beye gülen Kanadalılardan pirelenmiştim. Sıradakilere sordum. Aldığım cevap karşısında buz kesildim. Belediye 1000 kişiye sarı renkli 118 Faruk Arslan geçici işci kartı verecekti. Bunların ilk görevi önümüzdeki kışta yağacak karın uzunluğu 22 inch olduğunu görür görmez üç ayrı merkezde adresi verilen yerlere gecenin 4’ünde teslim olmaktı. Ekiplere ayrılan bu elemanlar önce yol sonra kaldırımlardan başlayarak, en son evlere ulaşan yollardaki karı küreklerle temizleyecekti. Sabah 7’de işyerleri açılıyor, saat 9’da okul başlıyordu .Üç-beş saat içinde tüm yol ve kaldırımlar trafiğe açılmalıydı. Eğer kar fazlaysa işin öğleye kadar sarkma ihtimali vardı. Verilen ücret asgari ücretin 2 katından fazla, saatbaşı 17 dolardı. Soğuktan nefret eden biri olarak kar temizleme işi hemde sabahın ayazında hiç mantıklı görünmedi. Ücreti iyi idi, ama full time değil yarım günlük bir işti ve geçinmeye yeterli değildi. Mülakata girmeden işi kafamdan silmiştim. Hiç bitmeyecek gibi görünen sıra gelince aynı anda dört kişi ile görüşme yapılan dört masaya dört Türk arkadaş dağıldık. ‘Sosyal Güvenlik numaranı ver’diyen mülakatçıya cevabım:‘Başvurdum , yakında elimde olur’oldu. ‘Kervan yolda düzülür’ mantığı Kanadalıların kafasına uygun değildi. Hiç mülakat yapılmadan görüşme bitti. İçimden ‘zaten sizin verdiğiniz işi beğenen kim’ diye mırıldandım. Beşimizde işe kabul edilmemiştik. Hepimize gerekçe olarak başka nedenler söylemişlerdi. Kimisinin Kanada tecrübesi yoktu, kimisinin İngilizcesi sıfırdı, anlaşmaları mümkün değildi. İlk iş başvuru tecrübesi elimde olmayan nedenden dolayı başarısızlıkla sonuçlandı. Kanada’ya geldiğimin 10. günü, Ontario’da Türk ehliyetleri 3 ay geçiyor, sonra iptal. Kanada’dan ehliyet almak başlıbaşına bir dert. Yazılı imtihanı verdikten sonra bir defada yol testinden geçen kimse 119 Faruk Arslan yoktu. Kurs ücretlerinin saati 30-50 dolar. Ontario eyaleti, bizim B ehliyetini 2’ye bölmüş, normal yollar için G2, otoban yollara çıkmak için G tipi ehliyeti almayı zorunlu tutuyor. Yazılı imtihanı geçenlere G1 ehliyeti veriliyor, ancak yanında G veya G2 ehliyeti olmadan araba sürmesine izin verilmiyor. Sürücü kurslarına saat ücreti olarak 50 dolar verip 10 saat kurs almadan G ehliyeti almanız neredeyse imkansız. Bu kurs belgesi arabaya sigorta yaptırırken sigortanızın bir nebze düşmesine yardımcı oluyor. Netice itibarıyla bir ton para döküp sıfırdan ehliyet macerasına girmelisiniz. Her yol testi başı 75 dolar veriliyor. 10 defa giripte ehliyet alamayanla hayli fazla. Çevre kentlere giderek imtihana girenler biraz daha çabuk alıyor. Bir Türk için her zaman kestirme bir yol vardır. Quebec eyaletinin Türk ehliyetlerine bakışı farklıydı. Eyaletin Ulaştırma bakanı davetli olarak gittiğinde İstanbul’da araba kullanan hızlı şoförlerimizi görmüş ve ‘burada araba kullanan Kanada’da hayda hayda kullanır’ diye Türk ehliyetlerini birebir Quebec eyaleti ehliyetine değiştirme talimatı vermişti. Kanada’nın her eyaletinde farklı ehliyet bulunuyor. Oturduğunuz eyaleti değiştirdiğinizde en uzak 3 ay sonra yeni ehliyetinizi birebir değiştirebilmiş biçimde almalısınız. Ontario dışında B ehliyeti üçe bölen eyalet zaten yok. Quebec’ten eyalet alabilmenin tek şartı orada oturduğunuza dair ev kira sözleşmesi ve Montreal Türk Konsolosluğundan kimliğinizin onaylı aslı. Ontariolu Türkler, Quebec eyaletindeki kolaylıktan yararlanmanın yolunu bulmuş. Hatta bazı uyanıklar ehliyet turları adı altında Montreal’a günübirlik seferler düzenliyor. Tek mesele oradan bir kira sözleşmesi bulmak. Bu meseleyi Murat isminde İstanbul 120 Faruk Arslan Ermenisi bir vatandaşımız çözüyordu. Kiralık evlerini bu bir günlük geçici kiracılara vermiş gibi resmen sözleşme imzalıyor ve komisyonunu alıyordu. Bir günlük Montreal seferimde Türk ehliyetini değiştirebilme saadetine nail olmuştum. Montrealdeki Fransızlar İngilizce konuşmadığı için Murat gibi tercümana zaten ihtiyacımız vardı. Kanada’nın iki resmi dili olmasına rağmen Montreal Polis merkezindeki görevliler İngilizce konuşmamıza Fransızca karşılık vermişti. Bildikleri halde hemde resmi bir mekanda İngilizce konuşmak istememişlerdi. Quebec sanki Fransa’nın bir parçasıydı. Trafik işaretlerinden reklam levhalarına herşey Fransızcaydı. Bu eyaletde göçmenlerin eğer Anglo-Sakson kökenli değillerse İngilizce öğrenmeye hakkı yoktu. Quebec ehliyetimi hemen ertesi gün Ontorio ehliyetine değiştirmem zor olmadı. 5 yıllık ehliyet bedelini ödediğim için sadece değiştirme bedeli alındı. Ancak tipimi beğenmeyen polis görevlisi bana G2 ehliyet verirken, tipi Cüneyit Arkın’ı andıran yakışıklı dostum Laz Hasan’a cilve yapan Hindistanlı dilber G ehliyeti vermişti. İşin tuhaf tarafı Hasan’ın İngilizcesi yoktu. Çat pat İngilizcesi ve romantik gülüşüyle beş dakikada kızı ayarlamış ve G ehliyeti kapmıştı.’Ne yapalım yakışıklı olmanın avantajları’diye bizimle dalga geçiyordu. Montreal’i su yoluna çeviren Türk arkadaşlarımız işin cılkını kısa sürede çıkardı. Türk ehliyeti olmayanlar bile nüfus kağıdı veya benzer kartlarla ehliyet almıştı. Uyanık bir görevlinin farketmesiyle bu ehliyetler iptal edilsede Quebec eyaleti, Türk ehliyetlerini birebir değiştirmeye 2003’de son verdi. Hemen bir araba almam gerekiyordu. Nadir beyin Elazığlı hemşehrisi Mustafa bey, 900 dolara 1987 model 121 Faruk Arslan Honda Accord marka iki kapılı spor arabasını satmak istiyordu. Araba satmak için sahibinin elinde olan kağıda imza atması yeterliydi. Bundan sonraki işlemler sizi ilgilendiriyordu. Arabanın emisyon ve güvenlik testlerinden geçip bu belgeleri temin etmeniz 150 dolardı. Başka eyaletlerde bu testler gerekli değil. Ancak bir eyaletden başkasına araba götürüyorsanız gittiğiniz eyaletde testden geçirmeniz isteniyor. Polis görevlisinin keseceği satış vergisini tesbit etmek için sorduğu soru arabayı kaça aldığınız. Önlerinde her arabanın modeline göre biçilmiş market fiyat listesinin en alt ve en üst sınırı bulunsada sizin beyanınızı asıl kabul ediyorlar. Kanada’da söz kanundur ve aksi ispat edilene kadar geçerli sayılır. Eğer çok düşük beyan ederseniz önlerindeki listeden en alt baremi işleme koyarlar. 900 dolarlık araba için ödediğim vergi 50 doları bile bulmadı. Üstelik plakanızı hemen orada size teslim ediyorlar. Birde doğum tarihine göre ödemeniz gereken bir plaka etiket bedeli varki, bir yıllık 80 dolar tutar. Beş dakika süren işlemler bu ülkede neden araba alım-satım işinin zirvede olduğunu anlatmaya yetti. Toronto’da trafikte inanılmaz sayıda eski araba bulunuyor. Almanya’da veya herhangi bir Avrupa ülkesinde böyle eski arabalara binen kimse bulamazsınız, zaten trafiğe çıkış izni verilmez. Japonya’da 100 bin km’den sonra arabaların trafikten men edildiği gözönüne alınırsa Kanada’nın neden bu kadar geri kaldığı sorgulanabilir. Trafik size eski araba çöplüğü gibi geliyor. Kanada’ya yeni gelenler genellikle ilk önce eski arabalar alıyor. Bunun nedenini anlamam çok kısa sürecekti. Aradan 2 ay geçmişti, Kanada’da ilk kurban bayramı namazı için sabahın beşinde kalktım. Pape denilen 122 Faruk Arslan Turkish-Canadian İslamic Center’a ait Diyanet İşleri’nin atadığı imam tarafından namazı kıldırılan camiye giderken bir araba dolusu hediye kitap götürecektim. Zaman gazetesinin hediye ettiği kitapları abonelere dağıtmak için bayram namazı çıkışı en uygun zamandı. Fatih, Zafer ve Mevlana camilerine de birer araba dolusu kitap göndermek için arkadaşları organize etmiştim. Abone olana kitaplar bedava verilecekti veya para ile satılacaktı. Gazeteye ek gelir getirecek parlak bir girişimdi. O akşam yağmaya başlayan kar yolların üstünü kapatmıştı. Bu nedenle asfaltın altının buz tutmuş olduğu görülmüyordu. Genellikle hava sıcaklığı kışın sürekli sıfırın altında olduğu için zemin her zaman kaygandı. Caminin yolunu hızlı arabaca sürücü olan Halim beyi izleyerek bulacaktım. Toronto’nun yollarını henüz tam öğrenememiştim. Baklava dilimi gibi düzgün cetvelle çizlmiş yollara sahip olmasına rağmen otoban yol giriş ve çıkışlarını öğrenmek zaman alıyordu. Hızlı akan trafiğe uyum sağlamak, Türkiye’den farklı olan birkaç kural değişikliğine uyum sağlamak gerekiyordu. Bu küçük gözüken kurallara uyulmadığı takdirde kaza yapmak içten bile değildi. Yanımda Nadir Bakıcı ile Halim beyi takip ederken küçük bir yokuşu frensiz yavaş inmek icap ediyordu. Ancak arabanın arkası kitap dolu olduğu için araba dansöz gibi arkasını sallamaya başladı. Frene basarsam takla atmamız mümkündü. Bu nedenle yapacak tekşey vites küçültüp sallantının düzelmesini beklemekti. Yerin kayganlığı sonucu araba sarhoşlar gibi etrafında dönmeye başladı. Kaldırım bariyerlerine çarparak durana kadar arabanın dört tarafıda darbe almıştı ve kullanılmaz haldeydi. Halim bey hemen dönerek geldi ve yapacak birşey olmadığını anlayınca kitapları kendi arabasına 123 Faruk Arslan transfer etti. Nadir bir telefon kulubesine ulaşarak bir çekici çağırdı. Polisten önce çekme işlemini tamamlayarak ilk arabamı araba çöplüğüne 50 dolar üste vererek gönderdim. Arabanın tamir edilmesi halinde masrafın 2000 doları geçeceği açıktı. Eski arabalarla kaza yapıldığında çöpe atmak en iyi yol. Polise rapor etmediğimiz için bu kaza ehliyet tarihime kaza olarak geçmedi. Sigorta firmasına motor yandığı için çöpe attığımı söyledim. Sigorta yaparken Kanada’da ilk defa kullandığım için aylık 250 dolar sigorta ödüyordum. 25 yaş aşağısındakilerin 500 dolar ödemesi gerekiyor. 10 yıllık Türkiye ve Azerbaycan araba kullanma geçmişim sayılmıyordu. Ertesi gün hemen Toronto Star’ın web sayfasından eski araba ilanlarına göz atmaya başladım. Bulduğum uygun 5 adaydan ilkini arayarak arabayı görmek için randevu istedim. İlk kazam görünmez kazaydı, fazla suçum yoktu. Araba pazarlığını yapması için Tahir beyi götürmüştüm. Araba 1988 model dört kapılı Honda Accord idi. Hindistanlı sahibi pazarlığa 2500 dolardan başladı. Ancak 7 yıl Vancouver’da pizza dükkanı çalıştırmış, daha öncede 6 yıl Pape camisinin imamlığını yapmış Tahir bey kaçın kurasıydı. Pazarlık ede ede rakam 1300 dolara kadar düştü. Bu rakama otomatik vites bir araba aldığımıza inanamıyordum. Ancak daha bir hafta geçmeden arabayı niye ucuz aldığımız ortaya çıktı. Önce radyatör su kaynattı, değiştirmemiz gerekti. Sonra yavaş yavaş diğer parçalar can yakmaya başladı. Eski arabaya sıfır radyatör koyduğum için Tahir bey neredeyse beni dövecekti. Toronto’nun etrafında bir sürü araba mezarlıkları var. Benim gibi kaza yapanlar arabalarını mezarlığa 124 Faruk Arslan postalıyordu. Bu mezarlıkları işletenlere söktüğünüz parça için üç beş kuruş vermek yetiyordu. Eğer parça sökmeyi bilen ustanız varsa sıfırdan araba bile yapabilirsiniz. Eski arabaya eski parça konurmuş. Kanada tecrübesi işte buna deniyor. Aradan üç ay geçmişti. Daha önce sadece geçimimi sağlamakla yükümlüyken şimdi araba sırtıma yük olarak binmişti. Ne olsa yaparım diye İş aramaya başlamıştım. Yaz gelmişti ve inşaat işleri açılmıştı. Denizlili Yusuf ve Ahmet kardeşler vatandaşlığı almış tecrübeli Türklerdi. 2 yıl süren eğitim ve çıraklık dönemimden sonra su tesisatçılığına yeni başlayan Ahmet eski çalıştığı işyerinin işçi aradığını söyleyince Nadir ile balıklama atladık. İşin ne kadar ağır olduğuyla artık ilgilenmiyorduk. Bu nedenle ‘Asfalt dökme işi ağırdır, ama saat ücreti 17 dolardır’ diyen Ahmet’in uyarısını kulak arkası ettik. Sadece 17 dolar lafına kulak kabarttık. Yarın sabahın altısında Toronto kentinin dışındaki merkeze giderken, bu ülkede günün erken başladığını farkettim. Hamilton’a doğru ve Hamilton’dan Toronto’ya doğru otobanyol arabalarla doluydu, arabaların ışıkları gözleri kamaştırıyordu, trafik ağır ilerliyordu. ‘Bu insanlar uyumuyor mu?’ diye söylendim. Meğerse Kanadalılar hafta içi akşam 9 oldu mu tavuk gibi yatağa girer, sabahlayın horoz gibi 5’te erken kalkarmış. Kahvaltı yapmadan başlayan günün ilk durağı 24 saat açık olan meşhur Kanadalı kahveci Tim Hortons. Bu kahvenin içinde bağımlı kılan bir nane var, içen bir daha bırakamıyor. Kahve sabah sabah uyanmanızı sağlıyor. İş makinelerinin olduğu mekana ilk gelen biz değildik. Eğer 10 dakika daha geç kalsaydık kimseyi bulamayacaktık. İnşaat ve asfalt sektörü İtalyan ve Portekizlilerin 125 Faruk Arslan tekelinde. Patronumuz orta yaşlı bir İtalyan. Ahmet referans olduğu için hemen işe aldı, mülakatımız birkaç saniye sürdü: Merhaba, haydi gidiyoruz. ‘Dur babam nereye gidiyoruz’ demeye kalmadan kendimizi iş cibinin içinde Foreman denilen ustabaşı Mr. Joe’nun yanında bulduk. Tabi o anda bu paspal adamın ustabaşımız olduğunu anlayamadım, bizim gibi işçi sandım.İtalyan firma lüks bir golf sahasının asfalt ihalesini almıştı ve üç günde teslim etmeyi kabul etmişti. Küreğin sapından tutarak getirilen sıcak asfaltı 40 derece sıcaklığın altında yere yaymak, kenara taşmasın diye düzeltmek işimizdi. 2 saatde bir verilen molalarla öğle yemeği arasına kadar hiç durmadan kürek sallayıp durduk. Öğleden sonra devam eden işin saat beşte biteceğini sanmakla yanılmıştık. Akşam yemeği molasından sonra getirilen dev ışıklarla gece 11’e kadar iş sürdü. Eve dönerken ikimizde bayılmış haldeydik. Alacağımız paranın tatlılığı ve kaç saat yapdığımızı hesaplamak yorgunluğumuzu unutturuyordu. İtalyan patron Tony, ‘yarın saat 6’da işbaşında olun’ diye uyarmıştı, ama sabah kalkabileceğimden emin değildim. Bir duş alıp ölü gibi yattım. Para ihtiyacı adamı yorgunda olsa yataktan kaldırıyordu. 2.gün aynı tempoda süren iş yine gece 11’de bitti. 3.gün işin teslim edilmesi gerekiyordu. Bir ara asfalt yüklü kamyonlarla İtalyan patronumuz bizi lüks bir evin önünü asfaltlamaya götürdü. Meğerse burası kendi eviymiş. Belediyeden alınan ihalede asfalt devletden geliyordu ve arada bir kaç kamyonun yok oluşunu kimse farketmiyecekti. Önemli olan işin tamamlanmasıydı. Firma tahmini asfalt siparişi verirken bu kaçakları da anlaşılan hesap etmişti. Bizimle birlikte üç gün boyunca kürek sallayan Tony’nin 126 Faruk Arslan Toronto’nun en zengin 10 kişisinden biri olduğunu öğrenince ağzım açık kaldı. Böylesine zengin biri neden hırsızlık yapar anlayamadım. Üstelik bizimle az işci parası vereyim diye tüm gün nefes almadan çalışması takdir hisleriyle birlikte hayret uyandırmıştı. Öğleden sonra Foreman Joe çalışmamaya, bizi çalıştırıp yatmaya başladı. ‘ Hey Joe al eline küreği burada senin işini de biz yapacak değiliz’ diye kükredim. Bu tartışmadan sonra bu paspaye adamın ustabaşı olduğunu öğrendim. Gece 12’de işi bitirmiştik, ama bizde bitmiştik. Patron Tony, iş bittikten sonra yüzümüze tebessümle bakarak unutamayacağım şu sözü söyledi: You are fired. Yani kovuldunuz. Çeklerimiz adreslerimize postlanıncaya kadar saatbaşı 17 dolardan çalıştığımızı sanıyorduk. 3 günde 48 saat çalışmış, hesaplamalarımıza göre 800 dolardan fazla kazanmıştık. Ancak Tony, bize 36 saat çalışmayı saatbaşı 8 dolardan sayarak ödemişti. Elimize geçen para 288 dolardı. Bunun dörtde birini devlete gelir vergisi olarak ödememiz gerekecekti. Tony sadece 12 saatimizi ve saat ücretimizi çalmamıştı, ‘overtime’ denilen haftalık 40 saatden sonra ödenmesi gereken birbuçuk kat saat ücretimizide hortumlamıştı. 8 saatlik ücretimiz saatbaşı 23.5 dolardan ödenmeliydi. Referansımız Ahmet’e durumu anlattığımızda telefon edip mağduriyetimizi gidermeye çalıştı. Aldığı cevap klasik kapitalist acımasız işadamının bahanesiydi: Çalışmalarından memnun kalmadım. 3 gün boyunca ölü gibi yatmış, günlük 4 saatlik uykunun dışında durmadan kürek sallamıştık. İşyerine gidiş gelişlerimiz 2 saat sürdüğü için yaktığımız benzinde cabasıydı. Bu acı tecrübe Kanada’nın gerçek yüzüne merhaba dememizi kolaylaştırdı. 127 Faruk Arslan Nevşehirliler gurup halinde boyacılık ve sıvacılık yapıyorlardı. Birden ‘ boyacılık işinde iyi para var’ diyen bir zamanların meşhur inşaatçısı dostum İbrahim Ekşioğlu’nun oğlu Fatih’in sözlerine kandım. Fatih, Matematik öğretmeni olmasına rağmen hayatını Kanada’da boya yaparak kazanıyordu. Çok zengin olan babasına muhtaç olmadan özgür bir hayat yaşıyor, Çinli sevgilisiyle babasını deli etmeyi başarıyordu. Gelininiz diye Çinliyi İstanbula götürmüş, bir tomar fırça yemişti. Ama bildiğini okumaya devam ediyordu.. Ev içi badanaları yaparak günde en az temiz 300 dolar kazandığını söyleyince boyacılığa merak sardım. Koskoca Ekşioğlu’nun oğlu boyacılık yaparken meşhur bir diplomasi muhabiride olsam benim çalışmaktan, alnımın teriyle para kazanmaktan utanmam yersizdi. Kanada’da nasılsa ne iş yaptığımızı eş-dost bilmiyordu. Pek çok arkadaşımız ailelerine, arkadaşlarına yalan söylüyor, tozpembe tablolar çiziyordu. Konyalı fırıldak boyacı Mahmutla tanışmam Kasım bey sayesinde asfalt macerasının hemen ardından o günlerde oldu. Mahmut, yeni house evlerin dış boya işini almıştı. Acemi, ucuz çalışacak yetiştireceği boyacı arıyordu. Peşin ödeme yapacağını söylediği için 10 dolar saat ücretine anlaştık. Hayatımda kendi evimi bile boyamış değildim, kırk yıl düşünsem boyacılık yapacağım aklımın ucundan geçmezdi. İlk gün oldukça zor geçti. Sabahın yedisinden akşamın 10’una kadar çatı kenarı ve merdiven, korkuluk boyamıştık. Başıma da güneş geçmişti. 2. günden sonra alışmaya başladım. 10 kişilik acemi ekipten 3 kişi kalmıştık. Mahmut yeni ihaleler almış, sürekli üç kişiye düşen ekibimizi kullanıyordu. Bir ay geçmişti, halen paradan haber yoktu. 128 Faruk Arslan Ara sıra aldığım küçük harçlıklarla ancak eve erzak alabilmiştim. Evde harp vardı. Hanım şikayetçiydi, yüzümü göremiyordu. Arabanın eksozu bir aydır patlaktı, yaptıramıyordum. İki evin içini boyamıştık ve artık rulo ve fırçada kalfa seviyesinde iş çıkarıyorduk. Diğer işci Gafur beyde Zaman gazetesinde 15 yıl çalışmış, dağıtımdan reklam müdürlüğüne kadar kaderin feleğinden geçmiş bir isimdi. Beş çocuk babasıydı, çalışmak zorundaydı. Mahmut şehir merkezinde bir işyeri boyasının işini aldığında Mahmut’dan ilk iş hariç diğer paralarımızı tahsil etmiştik. İlk işin parasını acemiydik diye vermeye yanaşmıyordu. Mahmut’un babası ABD’de Nakşibendi Şeyhi idi. Oğlu ise uyuşturucu, içki dahil her türlü pisliğe bulaşmış bir serseriydi. Eşi bir çocuğuyla onu terketmişti. Daha doğrusu 28 yıl ABD’de kaçak yaşayan Mahmut’u sınırdışı etmişler, oda Kanada’ya kaçarak iltica etmişti. Ancak ABD’deki suç dosyası kabul edilmesini engelliyordu. Babası onu kaç defa meyhanelerin kapısından zorla almıştı. Ayaküstü kırk yalan söyleyen Mahmut Kanadalıları kandıramamıştı. İş arabasının içinde yatıp kalkıyor, birilerinden sürekli kaçıyor izlenimi uyandırıyordu. İşyerini Gafur beyle boyamaya başlamıştık, ama sözde ustabaşı olan Mahmut ortalarda yoktu. Bir defa gelip yaptığı bir bölümün boyasını işyeri patronu beğenmeyince yeniden boyamak zorunda kalmıştık. Çünkü ya sarhoştu veya uyuşturucu almıştı. Sabah 7 akşam 11 çalıştığımız 2. gün Gafur beyi evine bıraktıktan sonra eve gidiyordum. O gün her tarafımızı boyadığımız için Tiner kullanarak boyaları temizlemek istemiş neredeyse Tinerle banyo yapmıştık. Tinerin kokusu uyuşturucu kullanmış gibi beni çarpmıştı. Bunu farkeden 129 Faruk Arslan Gafur bey, bu halde araba kullanmamamı istedi, evinde kalmamda ısrar etti. Onu dinlemeyerek baygın baygın araba sürerken 2. kazamı yaptım. Karşıda ışık yeşilden sarıya geçerken yolu aşmak için 5 saniyelik vaktim vardı. Ancak eksozun patlak oluşu nedeniyle araba hızlanmadı. Sağ taraftan hızla gelen araba sol tarafıma bodoslamasına daldı. İki defa etrafında dönen, kontrolümden çıkan araba karşı yolun kenarındaki cipin tamponuna çarparak durabildi. Bana çarpan arabanın ön tarafı tamamen çöktü. Benim arabanın sol tarafın yanısıra, sağa sola çarparken üç tarafı da ezilmişti. Buğulu gözlerle etrafa bakarken çarpan arabada bulunan zencilerden birinin telefonla bir iki yerle konuştuğunu hayal meyal görebildim. Bu durumda en iyi çare polis gelene kadar eş dost tanıdıkları kaza mahaline getirebilmektir. Cebimdeki 25 centlerle üç yeri arasamda kimse telefonunu kaldırmadı ve mesaja düştü. Kanada’da evde olsada kimse telefonunu kaldırmaz, mesaja düşenlerden dilediğine dönerek cevap vermeyi tercih eder. Oysa çarpan arabadaki 5 zenci beş koldan cep telefonlarıyla kısa sürede kaza mahalini zenci mahallesine çevirdi. Polis, Ambulans ve İtfaye 7 dakikada üçü birden geldi. Sağ ayağımdan yaralanmış, dudağım patlamıştı. Polis, ilk iş olarak etraftan olayı gören şahit aramaya başladı. Gelen polis zenciydi, konuştukları ise o sırada olay yerinde olmayan zencilerdi. Bu kadar kısa sürede bu kadar yalancı şahit toplayabildiğine göre bana çarpan zenci yakında yaşıyordu. Polis en son beni ninni dinler gibi dinledi. Raporlar tutuldu, sıra arabayı çektirmeye geldi. Zaten kaza olunca polis telsizini dinleyen çekiciler akbabalar gibi üşüşmüştü. Araba sigortam tek taraflı olduğu için kaza halinde sigorta karşı tarafı ödüyor, 130 Faruk Arslan benim hasarı ödemiyordu. Çift taraflı sigorta, yani herhalükarda ödemesi için aylık 500 dolar ödemem icap ediyordu. Bu nedenle çekici ile araba senin olsun çekici parası isteme diye anlaştık. Ayrıca beni evime bıraktı. Çekici arabayı çöplüğe değil kendi atölyesine götürerek parçalayacaktı. Polise yansıyan kaza sonrası hayatım daha karmaşık hale geldi. Evime gelen Psikiyatristler, benim ve karşı tarafın sigorta firmalarına defalarca kazayı yeniden anlatmak zorunda kaldım. Psikiyatriste dengemin yerinde olduğunu ispatlamak için aptal sorularını yanıtlamak zorunda kaldım. Olaydan 2 ay sonra evimi arayan polis artık sabrımı taşırdı. Karşı tarafın şoförü kazada oldu diye gecenin 2’sinde kendini ambulansla hastaneye kaldırtmış sigortadan para kopartmaya çalışıyordu. Polise durumu anlatıp hadisenin ne zaman olduğunu belirtince tutuklanmaktan kurtuldum. Olay sonrası yürüyerek olay yerinden uzaklaşan şoför, güya ambulansla hastaneye o gün götürülüp tedavi gördüğünü iddia etmiş, tiyatro artistini aratmayacak numaralara başvurmuştu. Benim sigorta firması bu tesbitlerim üzerine duruma el koymasaydı, sanırım epey büyük para kopartırdı. Bakılacak durumdayım diye aylarca bakıcı parası almıştı. Tuttuğu bakıcı ise kardeşiydi. Kazayı sistemi kullanarak lehlerine çevirmek isteyenler sonuna kadar sömürü yolunu seçiyordu. Sigorta firmam bunları ödüyordu. Ancak bu para tekrar araba aldığımda 5 yıl benden kesilecekti. Eğer yeniden sigorta yaptırırsam aylık 500 dolardan aşağı sigorta bulmam mümkün değildi. Ancak 5 yıldan sonra eğer yeni bir kaza yapmaz iseniz sigortanız düşebilirdi. Toronto’da yeni gelenlerden kaza yapmayan yok gibiydi. Hatta Ömer gibi Ahmet gibi üç kazası olanlarda az değildi. Kaza muhabbeti Kanada’da 131 Faruk Arslan göçmenler arasında en sık yapılan sohbettir. Sigortası düşen Kanada’ya uyum sağladı demektir. Dolayısıyla sigorta firmaları süper para kazanıyordu. Sigortanın düşmesi için diğer çare başka eyalete veya küçük köy, kasabalara yerleşmekti. Asıl şok karar ise ehliyetimin bir yıl süresince dondurulması oldu. Çünkü kazada haksız bulunmuştum. G2 ehliyetlerinde mevcut 12 puanımın 10’unu götüren kaza nedeniyle bir yıl araba kullanmam yasaklanmıştı. Bir yıl sonra ehliyetimi yeniden alabilmek için Psikiyatri testi denilebilecek bir mülakatdan geçmem gerekecekti. Bu mülakatda en iyi yöntem hata yaptığınızı kabul ederek bir dahaki sefer dikkatli olacağınıza dair teminat vermekti. İster haklı ister haksız olun, söylemeniz gereken buydu. Montrealden alınan bedava ehliyetin acısı kötü çıkmıştı. Kanada’nın kendine özgü trafik kuralları vardı ve sisteme uymak için belirli yoldan yürümek, kestirmelere sapmamak şarttı. Her ne kadar kendime göre haklı kaza sebeplerim olsada, dersimi almıştım. Üç kağıtçı Mahmut, son boyadığımız, uğruna kaza yaptığım işin parasını vermiyordu. İlk işide ödemediği için 1000 dolar alacağım kalmıştı. Akıllanmayarak Mahmutla çalışmaya devam eden Gafur beyin alacağı bir ay sonra 5 bin dolara çıkmıştı. Ve Mahmut toz oldu, ortadan kayboldu. Bir kahvede yakalayarak ya sopa ya paramız tehditi karşsıında bana ve Gafur beye çek yazdı. Ancak çeklerin karşılıksız olduğunu üç gün sonra anlayabildik. Halbuki çeki yatırmadan önce bankasına uğramış çekin karşılığı olup olmadığını kontrol ettirmiştim. Mahmut bu arada tüm parasını bankadan çekerek Toronto’yu terketti. Aynı anda iki iş hesabı kullanıyor, biri batınca öbürüne geçiyordu. Her yıl şirketinin ismini değiştirerek hem vergi vermiyor, hemde 132 Faruk Arslan olası alacaklıları atlatıyordu. Yeni şirket kurmanın maliyeti 80 dolardı. Ayrıca Ontario’da bir yıl vergiden muaftı. 3 ay sonra babası Şeyh Yusuf’un geldiğini öğrenerek Toronto’da sohbet yaptığı eve gittim, Gafur beyle Mahmut’u tekrar enselemiştik. Eşi ve çocuğu geldiği için yufka yürekliliğimizden yine serbest bıraktık. Ama babasına durumu aktardım. Mahmut, ödeyeceğini söyleyerek binbir söz vermesine ve yemin etmesine karşın bir daha ortada görünmedi. Bir yıl sonra Hamilton’da yine kaçak boya işlerinde çalıştığını duysamda takip etmekten yoruldum. Gafur bey, birkaç defa iddia edilen yerlere baskın yapsada bir daha bulamadı. Eğer bulursa bu defa parayı almayacak ama kesin kafasını kıracaktı... Henüz 6 yaşındaki kızım Meryem bile benimle dalga geçiyor, ‘babam iki arabamızla çarpışan otolar oyunu oynadı, araba kullanmasını bilmiyor galiba’ diyordu. Hanıma göre kazandığım üçbeş kuruşta araba tamirlerine ve benzine gitmişti. Ehliyetime bir yıl el konulduğu için yeniden araba almam mümkün değildi. İş aramaya başlarken hergün önünden geçtiğim ‘ Job Finder’ merkezi dikkatimi çekti. Nadir beyle kapısından girerek bize iş bulmalarını istedik. Bir gün sonra telefonumuz çaldı. Bir ekmek fabrikası işçi arıyordu. Gupta adlı Hindistanlı bir hanım ikimizle birlikte mülakat yaptı. CV’lerimizi halen hazırlamadığımız için sözlü olarak sorulan sorulara cevap verdik. Tahsil seviyemizi soran mülakatçıya ben Uluslararası İlişkiler lisans ve Uluslararası Hukuk masteri, Nadir bey Gazetecilik lisans ve masterı diye cevap verdi. İş tecrübemiz konusunda ülkemizde ve yurtdışında 10 yıllık gazetecilik yaptığımızı söyleyince hafifçe tebessüm etti. Kanada’ya yeni 133 Faruk Arslan geldiğimizi öğrenen sempatik Hindistanlı işveren hanım bize iş değil bol bol öğüt verdi. Fabrikaya sıradan işçi aradıklarını söyledi. Bizi ‘overqualify’ (Çok kaliteli) bulmuştu. Kanada’da yeniden okumamızı tavsiye etti. Piyasadaki fiziksel işlerin bize göre olmadığını, vakit kaybettirmekten başka bize birşey kazandırmayacağını, aynı tecrübeleri kendisininde yaşadığını anlattı. Daha doğrusu kibarca yüksek tahsilli işci yerine fazla beklentisi olmayan basit işçi arıyorum demek istedi. İlk ciddi iş görüşmemiz başlamadan bitti. Bir daha kimseye eğitim durumum ve geçmiş iş tecrübem konusunda bilgi vermemeye karar verdim. Gözleri korkuyor, ‘nasıl olsa ayrılacak, işi öğretmeye değmez’ diye düşünüyorlardı. Ayrıca Kanada tecrübemiz olmaması dezavantajdı. Henüz resmi bir işe girememiştim. Kanada’da iş geçmişim olmayınca seni soracakları bir telefon bulunmuyordu. Dolayısıyla şüpheli bakıyorlardı. Kimse beni ilk defa işe alan olmak istemiyordu. Biri işe almazsa nasıl iş tecrübem olabilirdi ki? Canadian Job Center adlı başka bir aracı kurumu bir arkadaşın tavsiyesi ile keşfettik. ‘Sabahın 6’sında ofislerine git, formu doldur ve bekle mutlaka işe gönderirler’ demişti arkadaşımız. Dediği gibi yaptık. Artık Sosyal Güvenlik numaramız olduğu için form doldurabiliyorduk. Aksi halde çalışmaya göndermeyecekleri kesindi. Burası bir çeşit köle işçi pazarıydı. Karayip adalarından olan patron Steve sempatik bir zenciydi. Formu dolduralı 15 dakika olmuştu ki, Steve ‘herkes Van minibüsüne binsin’ diye seslendi. Hızlı şoför Steve bizi bir fabrikanın kapısına getirene kadar ne iş yapacağımızı anlatmadı. Ne kadar ücret alacağımızı söylemedi. Sadece her saat ücreti 134 Faruk Arslan çalışmanızın 2 dolarınıın kendi komisyonu olarak kesileceğini, haftalık ödeme yapacağını ifade etti. Kurbanlık koyunları teslim eder gibi fabrikanın Supervisior’ına bizi sundu. 10 kişilik ekibe kısaca ne iş yapacakları 3 dakikada anlatıldı. Burası bir paketleme fabrikasıydı. 6 kişilik guruplara ayrılan işçilere bir Tim lideri ne yapacağını birkaç saniyede anlattı. İş bu kadar basitti. Biri kartonun bir kenarını kıvıracak, diğeri yürüyen paletle gelen malı istifleyecek, diğeri malı içine dizecek, diğeri paketi bantla kapacak, bir başkası paletin üstüne koyacaktı. 2 saatde bir verilen aralarla robot gibi aynı basit işi yaptık. Bu iş çok rahattı. Nitekim bir aya yakın aralıksız devam ettim. Haftalık ödemeleri zamanında çekle yapan Steve, saatbaşı 8 dolardan ücretimizi verdi. Ancak bu payroll çekte devlete ödenen üç vergi vardı. Bazı işçiler Steve ile kapalı kapılar arkasında pazarlık yaparak ücretini peşin alıyordu. Bunun nedenini anlamam gecikmedi. Devletden sosyal yardım alanlar, gelirlerini gizlemek zorundaydı. Çeki ancak hesabına yatırarak tahsil edebilirdi veya çek bozduranlara komisyonu ile satardı. Her iki durumda kaçak çalışan için tehlikeliydi. Kaçak çalıştığı anlaşılırsa sosyal yardım kesildiği gibi ömür boyu tekrar verilmez, verilenler mahkeme yoluyla tahsil edilir ve aldığının çift katı ceza kesilirdi. Kanada’da işsizlik oranın yüzde 7 olması aldatmacaydı. Bunların çoğunluğu gizli işsizdi. Sosyal Yardım yetmediği için veya çalışacağı işte alacağı ücret geçimini sağlamadığı için ikisini birden idare etmek zorunda kalıyorlardı. Sosyal Servis çalışanları elbette durumu biliyordu. Ancak herkes suçu ispatlanana kadar masumdu. Sosyal Workerlar ancak iki ayda bir mülakat yaparak güya işsiz vatandaşın yalanlarını dinliyordu. 135 Faruk Arslan Uyuşturucu bağımlısı olduğundan kuşkulandıkları zaman arasıra evlere baskın yaparak idrar testine tabi tutuyorlar ve verdikleri paranın uyuşturucuya gidip gitmediğini anlamaya çalışıyorlardı. Steve, peşin ödeme yaparak işçiler için devlete vereceği vergiyi kaçırmış oluyordu. İki tarafında yararınaydı. Aldıkları ücretle geçinmeleri mümkün olmayan bu modern kölelerin devlet yardımını devam ettirmekten başka çaresi yoktu. Aksi taktirde iki işte çalışmaları gerekirdi. 10 dolarlık saat ücreti ile sabit giderler ancak ödenebiliyordu. Kimileri günde iki işte çalışıyor, sadece 3-4 saat uyuyordu. Çünkü bir işten diğerine gidiş yolculuğu evden geliş-gidişlerle birlikte gününüzün -eğer arabanız varsa- 3 saatinin yollarda geçmesi demekti. Arabanızı yoksa metro sistemiyle 5 saatlik bir kaybı göze almalıydınız. Fabrika türünden işyerleri genellikle kent dışında olduğu için arabasız iş yaşamı bir zulümdü. Aracı kurumların servisi olduğu için arabanız olana kadar bu simsarlara muhtaçsınız. Diğer bir açıklamayla arabasız iki işte birden çalışmanız mümkün değildi. Bu kısırdöngüyü aşmak göçmenlerin en büyük çilesiydi. Fabrikada kalıcı işçi değil dolgu malzemesi olduğumuzu anlamam gecikmedi. Fabrikayı denetlemeye gelen müfettişler nedeniyle işe götürülmedik. Steve’in elinde işyeri çoktu. Dolgu işçi arayan 20 fabrika elinin altındaydı. Bu nedenle kendimi birden et fabrikasında buldum. Bıçak kullanmayı bilenler kesim bölümüne vasıfsız olanlar paketleme veya taşıma bölümüne gönderildi. Galuş ve eldiven kullanarak soğukhava deposunda çalışmak hiç hoşuma gitmemişti. Robot gibi çalışarak gelen etleri kürekle ayrıştırma bölümüne atmaktan ibaret olan işim aslında ağır işti. Günboyu kürek 136 Faruk Arslan salladığım asfalt işinden farkı sıcak altında değil soğuk bir mekanda asfalt yerine küreğe et doldurmamdı. Üstelik saat ücreti 8 dolardı. Et kesmeyi bilen Mustafa beyi keşfeden ustabaşı ona hemen kalıcı iş önermiş, saat ücretini 12 dolara çıkarmıştı. İstanbulda restaurant fabrikası çalıştırmış, 6 yaşından beri restaurantlarda büyümüş ve etle uğraşmış Mustafa bey için bu iş biçilmiş kaftandı. Benim için ise zulümdü. Bu nedenle ertesi gün Steve’e bu işe gitmeyeceğimi, bana başka bir iş bulmasını söyledim. Paketleme fabrikasındaki performansımdan memnun olan Steve, beni kırmadı. Bu sefer beni cam fabrikasına gönderdi. Cam fabrikasında Srilankalılarla çalışmaya başladım. Adam büyüklüğündeki dev apartman camlarını depodan paletler üzerine tek tek taşımak hafif iş değildi. Nitekim yorgunluktan canımın çıktığı akşam saatlerinde koca bir cam kalıbını kafamın üstünde kırdım. Eğer dikkatli olmasaydım bu camla kesilip hastanelik olmam içten bile değildi. Ustabaşı beni teselli ederken, yarın yine beklediğini söyledi. Ancak benim tekrar bu işyerine gelmeye niyetim yoktu. Steve’den beni başka bir yere göndermesini talep ettim. Yeni iş yerim bir araba parça fabrikasıydı. Ancak gece mesaisinde yer açılmıştı. Gece 9 ile sabah 6 arası vardiyasında zenci işçilerle geceboyu asitle araba parçası temizledik. Asit siyanürdü. İşe başlamadan önce astranot gibi giyiniyorduk. Bu işten hiç ama hiç hoşlanmamıştım. Molalarda müslümanlığı yeni kabul etmiş zenci Davut ile tanışmıştım. Koleje gitmek için para toplayan Davut, müslüman olduğumu öğrenince çok sevinmişti. Molalarda yaptığımız sohbetler sonrası hoşlandığım bu zenci arkadaşla dostluk kurmak için içimdeki ses gelmeye devam et desede mantığım hayır diyordu. Sabah namazından sonra beni evime 137 Faruk Arslan arabasıyla bırakan Davut, işi sevmediğimi anlamış beni teselli etmeye çalışıyordu. Steve, ertesi gün pis pis sırıtarak ‘ İşi sevdin mi?’ diye sordu. Benle dalga geçtiğini anlamıştım. ‘Bana bir daha böyle iş ayarlarsan, yokum’ dedim. ‘ Oh Man! Bu işte kimse dikiş tutturamıyor, sen 20.ci elemansın, ne yapalım hep kolay işler yok’ diye sitem etti. Paketleme işi açılınca çağrmasını teklif ederek ayrıldım. Steve, bir hafta sonra arayacak, iki hafta süren paketleme macerası defteri yeni bir denetleme öncesi bir daha açılmamak üzere kapanacaktı. Fabrika bizi işçi olarak göstermiyor, dolayısıyla vergi ödemiyordu. Steve ve fabrika peşin alışveriş yaparak ve bize peşin ödeme yaparak hükümeti aldatıyordu. Fabrika bir defa mimlendiği için artık kaçak işçi çalıştırmamaya karar vermişti. İhtiyacı olduğu halde bizi neden kalıcı işçi yapmaz anlayamamıştım. Apartmanımızdaki Mustafa bey, bir ekmek fabrikasında başka bir iş arama firması aracılığıyla işe girmişti. Nadir beyle beraber bu aracı firmaya giderek aynı fabrikada işe başladık. Kanada’da firmalar fiziksel vasıf gerektirmeyen işlere kolay işci alır, kolay atar. Bu un öğüten bir değirmendir. Fabrika Toronto’nun dışında Missasauga’daydı. Arabanız yoksa buraya gitmek için Toronto Metro sisteminden çıkarak bu belediyenin otobüslerine binmek zorundasınız. Bunun anlamı ekstra 2 dolarınızın daha ulaşıma gitmesi demekti. Şehir sınırı bittiği anda eğer araç Toronto Belediyesine aitse otobüs şöförü ikinci defa bilet parası-ticket veya jeton alıyordu. 80 dolara alıp bir ay sınırsız metro sistemini kulllandığınız metropass biletiniz geçmiyordu. Başka bir belediyenin aracı ise zaten inip yeniden binerken bilet atmanız gerekiyordu. Günlük yol masrafım 4 dolara 138 Faruk Arslan çıkmıştı. 8 saatde saatbaşı 8 dolardan kazandığımın 24 doları otobüs parasıyla eriyordu. Eğer yemek götürmez, oradan abur cubur yerseniz buda günlük 10 dolar demekti ki, haftalığınızın 60 doları böyle yok oluyordu. Sıkıntıdan, stresden içtiğim sigaralarıda hesap ederseniz geriye birşey kalmıyordu. Ekmek fabrikasındaki işimiz kızgın tepsilerle gelen sandaviç ekmeklerini sepetlere dökmemizden ibaretti. Elimiz yanmasın diye eldiven kullanıyorduk, ancak ilk gün henüz robotlaşıp usta ‘tepsi dökücü’ olamamıştım. Bu nedenle bilek kenarlarından itibaren iki kolumun kenarı 2. dereceden yanmıştı. Sıcak tepsiler arka arkaya geliyordu. Eğer nefes alayım derseniz, tepsiler üst üste yığılıyordu. Bu aksaklık sistemin çarklarının bozulmasına yol açıyor ve ustabaşı yanınızda bitiyordu. 2. gün eşimin tüm ‘gitme’ yalvarmalarına aldırmayarak gittim. Paraya ihtiyacımız vardı. Yanıklardan dolayı satın aldığım merhem parası bir günlük ücretime eşitti. Aile doktorumuza gidip durumu anlatmaktan ve bir sürü hesap vermektense parasıyla ilacımı almıştım. Doktorum Geofrey Forbes bizi yeni tanıyordu, kolunu zevk için yakan Mazoistlerden sanabilirdi. Artık kızgın tepsileri zamanında indirmeyi beceriyordum. Yanıbaşımda 60 yaşındaki Türk vatandaşı Kemal bey, emekli olduğu halde çalışırken, biraz daha dayanıklı olmam icap ederdi. Üç hafta devam eden bu işten ayrılmaya karar vermemin sebebi yol masrafı nedeniyle yüzü astarını geçmesiydi. Ayrıca işe gitmem ve gelmem günde 6 saatimi alıyordu. İşten çok yol yoruyordu. Arabasız iş hayatı çekilmiyordu. Bir süre sonra kazandığım sınırlı para tükendi, yeniden iş arama telaşı sardı. İmdatıma Kasım bey yetişti. Yahudi bir işadamı sokaktaki trafik direklerine ilan 139 Faruk Arslan asacak adam arıyordu. Arabayla tüm Toronto’nun direklerine ‘ Hockey Player Wanted’ tabelasını bağlayacaktık. Kasım beyin arabasıyla gece herkes evine çekilirken başladığımız iş sabaha kadar sürüyordu. Yahudi Sam, kaç saat çalıştık dersek saatbaşı 10 dolardan peşin ödeme yapıyordu. Bu işin yasak olduğunu bilmiyorduk. Toronto’nun her caddesine, her direğine ilan asmamız tam bir ay sürdü. Bir defasında sivil bir polis bizi takip etsede, ekmeyi başardık. Bu olaydan sonra Sam korktu ve ilan asmayı durdurdu. Bir hafta sonra Sam başka bir iş için bizi evine çağırdı. Müslümanlardan nefret eden Sam koyu bir Yahudiydi, ama Türkleri tüm Yahudiler gibi seviyordu. Evinin bahçesinde büyüttüğü, gül ve çiçeklerin, çelenklerin altına konan bodur ağaç yapraklarını düzgün kesmekten ibaret olan işimiz oldukça rahattı. Bizden başka mahallenin kadınlarından üç kişide yardım ediyordu. 3 gün süren iş sonrası Sam, eksiksiz peşin ödeme yaptı ve gelecek yıl baharda yine bizi arayacağını söyledi. Gerçekten bir yıl sonra Sam için 3 gün daha bahçıvanlık yapacaktım. Bu tür geçici işler harçlık parasından başka faydası olmayan, ama Kanada’da ilk aylarımda cansimidi gibi imdatıma yetişen işlerdi. Netice itibariyle; iki araba devirmiş; asfalt dökerken sıcağın altında kavrulmuş; et fabrikası soğuk hava deposunda donmuş; cam fabrikasında kafamda cam kırmış, araba parça fabrikasında siyanürle zehirlenme tehlikesi geçirmiş; ekmek fabrikasında kolumu yakmış; paketleme fabrikasında robot gibi çalışmayı öğrenmiş ve nihayet fırıldak boyacı Mahmutun yanında emeğim sömürülmüştü. Her tarafımı boyayıp, tinerle sarhoş olmuştum. Düzgün ücretim ödenmeyince alın terinizden çalanTürklerin ne kadar namussuz olduğunu 140 Faruk Arslan keşfediyorsunuz. 8 saat çalıştıranda 16 saat çalıştıranda damarlarınızdaki son enerjiye kadar sizi sömürüyor, ama hakettiğiniz emek hakkını ödemiyordu. Aracı kan emiciler üzerinizden çalışmadan rant elde ediyordu. Kanada’ya göçmen olarak geldiğinizin ilk altı ayı cebinizde yeterli paranız yoksa bu işleri yapmanız kaçınılmazdı. Bu nedenle hükümet bekarların 7 bin dolar, evlilerin en az 12 bin dolar ile gelmelerini şart koşuyor. Bu süre içinde devletden işsizlik parası almanız, 3 ay içinde sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanmanız mümkün değil. Sürem dolar dolmaz ilk işim Sosyal Yardım Servisi’ne başvurarak işsizlik parası talep etmek olmuştu. Sosyal Workerlar zaten bulduğunuz işte 3 aydan fazla çalışmamış iseniz sizi iş bulmuş saymıyor. Aldığınız çeklerin kopyasını getirmenizi istiyorlar, ancak her an işten atılma riskiniz olduğunu bildikleri için yardımdan kesinti yapmıyorlar. Geliriniz ayda 500 ve 1000 dolar limitini aşarsa kazandığınız kadar kesinti yapıyorlar. İşyerleri genellikle 3 aya bir gün kala yeni göçmenleri işten çıkartarak düşük ücretle çalışan yeni keklikler buluyor. Bir fabrikada mekanik olarak işe giren Kasım bey 3 aya birgün kala üfürükten bir bahane ile işten atılmıştı. 3 aydan sonra işe alırsa işten çıkartması zorlaşıyordu. Sosyal Yardım yerine 6 ay Unemployment Insurance denilen İşsizlik kasasından size son aldığınız maaşın yüzde 65’i ödeniyordu. Aldığım çekleri Sosyal Worker görmüş ve tek tek neden ayrıldığımı sormuştu. Ailecek katıldığımız görüşmede Sosyal Worker’ımız Hindistan kökenli Gupta hanım, halimize acımıştı. Gerçekten başımdan geçenler pişmiş tavuğun başına gelmemişti. Kanada tecrübesi kazanmak için birazda ben kaşınmıştım. Bir dil kursuna yazılırsam aylık 1150 dolar 141 Faruk Arslan sabit maaş verecekti. Eğer bir vakıfta haftada 2 saat gönüllü çalıştığıma dair mektup getirirsem eşime ve bana 100’er dolar daha verecekti. Ödediğim 975 dolar kiradan geriye kalan para geçinmemize yetmezdi. Normalde kira giderinizin gelirinizin yüzde 60’ını aşmaması gerekiyor. 550 dolar minimum gıda gideri olarak hesaplanmıştı. Ancak Toronto’da daha düşük kiralık ev bulmamız zor. Neticede Toronto’nun en berbat semtinde oturduğumuz için 2 oda bir salon dairemizin kirası düşüktü. 1100 dolardan aşağı adam gibi daire yoktu. Penceresiz, ışıksız basık, House evlerin basement, bodrum katları bile 900 dolara kiralanıyordu. Bugüne kadar hesaplarımızda olan paranın durumunu kontrol eden Gupta hanım, ne iş yapmak istediğimi, meslek, tecrübe ve tahsil durumumla birlikte sordu. Bedbin bir edayla ‘Araba tamircisi veya kaportacı olmak istiyorum. Beni bir kursa gönderir misiniz? Ben çalışmak istiyorum. Sosyal yardım alıp, pek çokları gibi yatmak, kaçak işlerde düşük ücretlerle çalışıp sizden gizlemek, devleti kandırmak istemiyorum’ dedim. Gerçektende Kuzey Amerika’da en fazla kazanan üç doktordu: İnsan doktoru, diş hekimi, araba doktoru. Avukatlar ondan sonra geliyordu. Araba tamirciliği teklifime Mrs. Gupta iltifat etmedi.‘ Sen yüksek tahsilli, aydın birisin. Bunca yıl gazetecilik yaptıktan sonra bu işi yapamazsın. Gel seni kursa göndermeyeyim, rahat geçinmen için ekstradan 180 dolar daha yardım vereyim. Bu süre içinde Kanada’dan bir diploma almak için eğitim yollarını araştır. Önce İngilizceni ilerlet, sonra yapabileceğine inandığın bir meslek için oku’ diyerek çok samimi davrandı. Samimi davranışımız ve küçük çocuklarımızın şirinliği 55 yaşlarındaki tonton görünüşlü Mrs. Gupta’yı çok etkilemişti. Uyuşturucu veya alkol 142 Faruk Arslan bağımlısı olduğu için yardım isteyen klasik Kanadalı işsizlerden değildik. Kendiside yıllar önce göçmen olarak Kanada’ya geldiğinde çok çileler çekmişti. Çocuklar için ayrıyeten 250 dolarlık kıyafet alma parası verdi. Çocukbaşı 65 dolarda okula başlama parası göndereceğini belirtti. Mrs. Gupta’nın dediklerini harfiyen takip etmeye karar verdim. Önce karı-koca bir dil kursuna yazıldık. Pape Camisinden gönüllü çalışma mektubu aldık. Elimize geçen aylık maaş 1530 doları bulacaktı. Ayrıca hükümet çocuk parası vermeye başlamıştı ve Kanada’ya geldiğmizden bu yana hesaplanarak çocukbaşı 220 dolardan toplam 2640 dolarlık çek göndermişti. Çocuk yardımı parasını ilk 6 ayda vermiyorlar. Daha sonra başvurmanız halinde ayak bastığınız tarihten hesaplayarak gönderiyorlar. Eğer başvurmazsanız bu parayı alamazsınız. Ne zaman uyanırsanız o zaman başvurun, hak edilmiş hakkınızı Kanada’da almanızı kimse engelleyemez. Bu parayla kira ödemek için borç aldığım arkadaşlarıma borçlarımı ödemiştim. Her ayın 20’sinde hesabımıza direkt yatan 440 dolar çocuk parasıyla aylık gelirimiz çalışmadan 1970 doları bulmuştu. Mrs. Gupta’nın yaptığı kıyak unutulmayacak cinstendi. Bu parayı 10 dolarlık işlerde çalışarak kazanmak için günde 11 saat mesai yapmalıydım. Göçmenliğin zor dönemini atlatmıştık. Geçinme sorunu bitmişti. Bu maaş, Türkiye’de ortadirek iyi gelirli bir ailenin yaşam standardını sunuyordu. Dilediğin kadar ye, iç, piknik yap; yeterliydi. Kanada standardında ise, adımız ‘ Low income family- düşük gelirli aile’ idi. Bundan sonra bedava kölelik yapmak tarihe karışacaktı. Ucuz ücrete çalışanlar yeni göçmenler, gizli işsizler veya 16 yaşında lise öğrencisi Kanadalılardı. Kuzunun gözü 143 Faruk Arslan açılmıştı, kendini bundan sonra kurda kuşa yem etmeyecekti. Kanada'nın bugünkü ekonomik sistemi içinde asgari ücretle temizlik de olsa bir yerde çalışmayı mı yoksa 'Sosyal Yardım' almayı mı tercih edersiniz? Kanada sosyal yaşamında kutsal bir yemin var: Sosyal Servise gitmektense sokakları süpürmeyi tercih ederim. Fakat bu onurla "Welfare" Sistemi'nden çıkmış insanlar sosyal hayatta büyük sürprizlerle karşılaşıyor. Buna bağlı olarak toplumsal problemler her geçen gün artıyor. Yapılan araştırmalara göre, Sosyal Servis'den, basit bir iş için olsa bile çıkmayı tercih eden insanlar ilk 4-6 ay içerisinde çareyi Sosyal Servise geri dönmekte buluyor. Bunun en büyük sebebi de, 1995'den beri kiralar %19 oranında artarken, Kanada' da asgari ücret saatinin minumum 6.85 dolarda dondurulmasıydı. (2009’da bu rakam şimdi 8.75, 2011’de 10 dolar olacak) Hal böyle olunca ancak 'part time' olarak iş bulabilen insanlar, iki-üç işte çalıştıkları halde ancak kira ve yol masraflarını kazanabiliyorlardı. İstatistiklere göre, en düşük gelir seviyesi iki kişilik bir aile için yıllık 18 bin dolar, 4 kişilik bir aile için ise 29 bin dolar olarak açıklandı. Asgari ücretin 1995'den beri 6.85 olduğu bir ortamda bir kişinin en düşük gelir seviyesini yakalaması için hiç uyumadan çalışması gerekiyordu. Diğer bir ifadeyle normal bir kirayı ödeyebilmesi için haftada 118 saat çalışması lazımdı. Buna da insan vücudu kaldıramayacağı için 'en iyi iş işsizlik' diyorlar; diyorlar ama, öbür taraftan 4 kişilik bir aileye ortalama aylık 1100 dolar verildiği için en düşük gelir seviyesini yakalamaları için 15 bin 963 dolara ihtiyaç duyuyorlar. Sosyal Yardım'dan aldıkları para direkt kiraya gittiğinden yakınan insanlara iyi niyetli 144 Faruk Arslan Sosyal Görevlilerin tavsiyesi 'foodbank'lara müracaat etmeleriydi. Foodbank'ların bir çoğu ambalajı bozuk, marketlerde satılamayan konservelerden başka bir şey vermediklerini tahmin edemiyorlardı. Kanadalılara göre, bu ülkeye göçmen olarak gelen insanların durumu her geçen gün kötüye gidiyordu. Geçen 5 yıla göre göçmenlerin fakirlik oranı %26' dan %36' ya yükselirken, bu rakam Kanada doğumlularda 20 yıl içinde %17,2'den %14,3'e geriledi. Ontario'da büyük oranı kadınlar olmak üzere 1 milyondan fazla insan yılda 12 bin 500 dolarla geçim mücadelesi veriyordu. Gazetelere göz attığınızda çocuklarına süt alamayan annelerin acıklı hikayeleri tüyler ürpertiyordu. Gazetelere bir demeç veren Kanada Sosyal Gelişme Kurumu Müdürü John Anderson bu konuya şu sözlerle dikkat çekmişti: Büyük bir çelişki yaşıyoruz. Bu verilere rağmen, mesleklerine ihtiyaç duyduğumuzu reklam ederek göçmenleri hala ülkemize davet etmeye devam ediyoruz. Özellikle İngilizce konuşma aksanları olduğu için mi nedir, iş bulmada Kanadalılar kadar avantajı olmayan göçmenler bu durumdan olumsuz etkileniyorlardı. Bu ülkeye geldiklerinde seyahat ettikleri vasıtalardan her köşe başında ki 'Employment Centre' ların, 'Do you need work we can help you' reklamlarını gördüklerinde her yerde iş kaynıyor düşüncesine kapılan göçmen vatandaşlar gönderdikleri yüzlerce 'resume'ye bir öngörüşme teklifi bile alamayınca Sosyal Servis'ten görüşme almayı tercih ediyorlardı. Kimsenin ümidini kırmak istemem. Başarıya giden yolda mazeret olmaz. Ama, fakat, ancak gibi kelimeleri kullanmayı hiç sevmem. Burada kullanmama izin verirseniz: Kanada'da iş aslanın ağzında değil aslanın ta midesindeydi. Daha 145 Faruk Arslan geçen hafta mesleğinde bir çok başarıya imza atmış, Kanadalıların niye istediklerini kendilerinin bile bilmedikleri 'Canadian Experience'i de olan bir Bilgisayar Programcısı arkadaş, Toronto'dan Alberta'ya kadar 525 şirkete resume gönderdikten sonra çareyi 'Welfare' de değil Türkiye'ye geri dönmekte bulmuştu. 25 Mayıs tarihli Toronto Star'ın toplum yazarı Michele Lansbarg 'Why welfares often better than minumum wage' başlıklı köşe yazısında Kanada ekonomisini satranç tahtasına benzeterek, Sosyal Yardım alan ve düşük ücretle temizlikcilik, tezgahtarlık ve güvenlik elemanı gibi işlerde çalışan insanları sistemin piyonları olarak niteliyordu. Ve kendi maaşlarına %20 zam yapan seçilmişlerin asgari ücret artışını gündeme bile getirmemelerinden sitemle bahsediyordu. Yazar, 'Bir çok anne çocuklarına süt almada sıkıntı çekerken, seçilmiş yöneticilerin kendi çocuklarını bütün sütü içmesinler diye tatlı sözlerle ikna etmeye çalıştıklarından şüphe ediyorum.' diyordu. (20) Asgari ücretin en az 10 dolara yükseltilmesi hususunda aralarında göçmen organizasyonlarının da olduğu 20'den fazla kurum 'Ontario Needs a Raise' kampanyası başlatmıştı. Biz de en azından Ontario İşçi Bakanlığı'nın (416) 326-7600 numaralı telefonuna bir alo diyerek bu husustaki düşüncemizi ifade ederek, ilgili makamları daha duyarlı olmaya çağırabilirdik. Bir çok ülkede işletilemeyen 'Sosyal Yardım' sistemi, bütün bu olumsuzluklarına rağmen Kanada'da hayata geçiş için büyük bir fırsattı. İnsanlar bu nimetin hem farkındaydı hemde farkında değilmiş gibi şikayet ederek nankörkük yapıyorlardı. En azından bu güzel ülkenin havasını teneffüs edebiliyorlardı. Sosyal Yardım 146 Faruk Arslan alan göçmenler, yetkililerden sadece 'labour' mesleklerine yönelik değil, kendi profesyonel işleri hususunda da kurs desteği verilmesini ve dışarıda kendi kabiliyet ve deneyimlerini ispat edecek ortamların hazırlanmasını arzu ediyorlardı.Tecrübelerimden neşet eden bir kaç olumsuz örneği, burada hayata yeni başlayan göçmenlerin kendilerine bilinçli planlar yapması için verdim. Göçmenlerin bütün zorlukları aşarak ve birbirine kenetlenerek bir hedef çizmesi elzemdi. Bazılarına göre, burada en iyi pozisyon işsizlikti. Asla iş bulmayı denemiyorlardı. Fakat unutmayalım, başarının %99'u çalışmakta %1'i de şanstadır. Allah yarattığı her kuluna rızık vermiştir. Aramazsan rızkını, devlet baba ne kadar bakabilirdi ki? Türkiye’de 2000 yılında işsizlik fonu uygulanmaya başlanmıştı. Ancak işsizlik parası vermemek için öyle kurallar konmuştu ki, başvuran bilir. Bir defa en fazla 6 ay işsizlik parası veriliyor. Son işinizde 120 gün, geriye dönük ise son üç yıl içinde toplam 603 işgünü çalışmış olmanız gerekli. Bir gün eksik ise işsizlik parası alamazsınız. Verecekleri asgari ücret işsizlik parasını bozdurun bozdurun harcayın. Ne kiranıza yeter nede erzağınıza. 6 ay sonra yine kaderinizle başbaşasınız. Welfare to Workfare programı yok veya işlemiyor. Ontario’da yardım işe hazırlamak kaydı ve hedefiyle veriliyor. Dil kursu, kolej öğrenciliği dönemimi bir sonraki bölümde anlatacağım. İş tecrübesi kısmında kopukluk olmaması açısından 2001-2002 arası dil, 2002-2003 arası kolejde okurken yaptığım ekstra işlere değinmek istiyorum. Koleje girdikten sonra Sosyal Yardımımız kesildi, OSAP denilen öğrenci kredisi alarak devlete 17 147 Faruk Arslan bin dolar borçlandım. Bu dönem Kanada’yı sevmeye başladığımız, özgüvenimizin perçinlendiği, ‘ne güzel bir ülkeye gelmişiz’ dediğimiz ısınma dönemiydi. Kolej kazandığım 2002 yazı, evimi okula yakın bir yere taşıma ihtiyacı hissettim. Yaşadığım Nort York’tan Scarborough’a taşınırken ‘first ve last’ denilen ilk ve son kirayı bulmak zorundaydım. Ayrıca evden çıkmadan 60 gün önce yöneticiye bir not ile durumu bildirmezseniz son kiranız yanabilir. Her işinizi zamanında yapmalı, Doğulu gibi değil Batılı gibi ‘Timing’ yapmalısınız. Arkadaşım Muhammet Gül, ‘bizim apartmana gel, komşu ol’ dediğinde okula komşu olabilmek için epey ev aramış, Sosyal Servis’te olmam nedeniyle hep ret cevabıyla karşılaşmıştım. OSAP alana da sıcak bakmıyorlardı. Netice itibariyle North York okuluma 1.5 saat, Scarborough 20 dakika uzaklıktaydı. Bu nedenle yöneticisi müslüman Arnavut bir avukat olan yeni apartmanım için başvuruda bulunmaktan başka çarem kalmamıştı. Bir zenci mahallesinden kaçarken başka bir zenci mahallesine taşındığımı çocukları okula yazdırırken öğrenecektim. Toronto’da dört tane tehlikeli kötü bölge vardır. Jane and Finch’i anlatmıştım. İkinci sakıncalı bölge meğerse taşınacağım McCowan 400 denilen bu bölgeymiş. Üçüncü bölge Lawnsdown and Bloor, dördüncüsü Downtown- Saint Clair West kısmıdır. Muhammet Gül’ün ‘bizdeki zenciler şeker gibiler’ lafına kandım. Evi Mehmet Harcar beyle aynı gün taşıyarak kiraladığımız Yuhoo kamyonuna az para ödedik. Evi tuttuktan sonra kötü bir sürprizle karşılaştım. Başvurduğumuz Gül’ün olduğu binaya değil komşu binaya bizi yönlendirmişlerdi. Evi taşıdık, ama eşimin burnundan duman çıkıyordu. Bu apartman tamamen zenci 148 Faruk Arslan apartmanıydı. Ayrıca 2. katda olmamızdan dolayı yoldan geçen tüm arabaların sesi olduğu gibi evde yankılanıyordu. Oysa bize 15.katdaki daireyi göstermişlerdi. Ertesi gün yıldırım hızıyla ofise giden eşim, eğer baktığımız evi vermezlerse kirayı ödemeyeceğimizi bildirdi. Kanada’da işyerinin kirasını ödemezseniz polis zoruyla bir günde sizi kapının önüne koyarlar, fakat evi boşalttıramazlar. Eşim gürültüye hassas olduğunu ve 2. katda yaşarsa sinir krizi geçireceğini ve bunu mahkeme yoluyla ispatlayıp tazminat talep edeceğini söyleyince yönetici, başvurduğumuz eve bir hafta içinde taşınabileceğimizi bildirdi. Doğrusu bu parlak fikir aklıma hiç gelmemişti. Hanımın bu evi ısrarla istemesinin özel bir nedeni daha vardı. Türkiye’de iken gördüğü bir rüyada bir ses’ Kanada’da yüksek bir binada bedavaya yaşıyacaksınız’ demişti. Bu daire rüyada gösterilen yerdi. Bir hafta eşyaları açmadan cehennem azabı gibi bir hafta geçirdikten sonra yeni evimize taşındık. Yönetici korkusundan bir hafta içinde evi sıfır boyatmış, sıfır fırınlı ocak, buzdolabı koydurmuştu. Tüm apartmanlarda bu iki ana beyaz eşya bulunur. Elektirik, gaz, su parası kiranın içinde olduğu için çamaşır makinesi, kurutma ve bulaşık makinesine izin verilmez. Çamaşırları yıkamak ve kurutmak için bulunduğunuz katda veya en alt kaltda bulunan Laundry’a gitmeli, her yıkama için 1.5 dolar bozuk para atmalısınız. Muhammet Gül, evine bu makineleri kaçak olarak koymuştu. Anlaşılan yönetici ile iyi anlaşılırsa gözyumuyorlardı. Toronto’da bu evrede yaptığım son ciddi işi kaydetmeliyim. Bugüne kadar yaptığım işleri Kanada tecrübesi diye kimseye satamazdım. İyi bir firmada daha 149 Faruk Arslan oturaklı bir işe ihtiyacım vardı. Taşınacağımı Sosyal Servis’e henüz söylemek istemiyordum. Bize büyük iyiliği dokunan Mrs. Gupta hanımı üzmekten çekiniyordum. Yeni evin 2 aylık kirasını borç alarak ödemiştim. Uzunca bir aradan sonra işgücü simsarı Steve’ı tekrar aramak zorunda kaldım. Vergiden kaçmak için firmasının ismini Global’a çeviren Steve, sürpriz biçimde tam bana göre bir iş olduğunu bildirdi. ABD’nin en zenginleri arasında yer alan Thomas Thomson’un West adlı ekmek fabrikasında gece vardiyasında iş bulmuştu. Mülakat için verilen adrese gittiğimde Employer Manager Mr. John, bize 3 saat süren bir bilgilendirme yaptı, işyerinin tüm ünitelerini gezdirdi, işçi hak ve hukuklarından, işyerinin, işçinin sorumluluklarından bahsetti. Hatta okumamız için bir broşür verdi. Galiba sonunda sağlam, ciddi bir işyeri bulmuştum. İlk defa işçi ile profesyonel olarak ilgilenen bir yönetimle karşılaşıyordum. Bugüne kadarki işyerleri birkaç dakikalık iş tanıtımı ile hiç zaman kaybetmeden bizi işe sürmüştü. Gece 7-sabah 4 vardiyasına ertesi gün başladım. İşimiz ABD’den gelen Wonder marka ekmekleri Konteynerlardan boşaltarak Kanada içi piyasada marketlere gönderilecek 10 katlı raflara düzgün biçimde dizmekti. Bunları sonra yeniden Kanada içi pazarına servis yapacak konteynerlara yerleştiriyorduk. Kanada’da üretilen İtalyan ekmeğini ise ABD’ye gidecek konteynerlara dolduruyorduk İlk gün 10 kişi ile başladığımız işgününün sabahı işçiler yeni olduğu için 6 konteynerın yüklemesini tamamlayamamıştık. İşçilerin 7 tanesi saat 4 olunca paydos verip kaçmıştı. Halbuki iş bitmemişti. Ustabaşı ve patronun tüm yalvarmalarına rağmen işçiler toz olmuştu. Patron ve ustabaşı ile işe 150 Faruk Arslan sabah 7’ye kadar devam etmiş ve planlanan yüklemeyi zor bela zamanında yetiştirmiştik. Patron ilk iş olarak kaçanların işine son verdi. Kendisini zor durumdan kurtaran bizler ise gözüne girmiştik. Bir hafta sonra iyi çalışmamdan memnun kalmalarından dolayı tim liderliğine yükseldim, saat ücretim 10 dolardan 13 dolara çıktı. Artık Kanada iş hayatına uyum sağlamıştım. ‘Hot worker’dım. İsmimi elimdeki eğreti demirle 10 katlı ekmek raflarını konteynerda ortaya çekme başarımdan dolayı‘ Mr. Hook’ koymuşlardı. Elimde sürekli bu demirle dolaşıyordum. Folklifler kenara çektiğim ekmek raflarını kaldırarak götürüyor, ekmek dizme işi yapanların önüne koyuyordu. Sıkı çalışmamdan dolayı diğer işçileri motive ettiğimi düşünüyorlardı. Molalarda konuştuğum işçilerle ortak yanımız hepimizin yeni gelmiş göçmenler oluşumuzdu. Bir molada ülkelerinde ne iş yaptıklarını sordum. Ukrayna’dan gelmiş olan 50 yaşlarındaki Vlademir Matematik profesörü olduğunu söyledi. Daha Kanada’ya geleli bir hafta olmuş ve ekmek parasını alnının teriyle kazanmayı tercih etmişti. Meksika’dan gelen Gonzales Avukattı, arkadaşı Filipe ekonomi masteri yapmıştı. Arjintinli Daniel mühendis, Kolimbiyalı Santos doktor, Kosta Rikalı Junior Jason ressam, Macar John işletme mezunu işadamıydı. Folklift sürücülerinden Michael Hırvat, diğer sürücü Abdülsamed 6 yıl önce müslüman olmuş Karayip adalarından bir zenciydi. ‘Merak etmeyin bende Uluslararası Hukuk masterı olan gazeteciyim’ deyince herkes aynı anda katıla katıla gülmeye başladı. Kanada’nın acı gerçeği buydu. Kanada gibi yüksek eğitimli kalifiye elemanları vasıfsız işçi gücünde kullanan bir ülke bulmak zordu. Taksi şöförleri bile doktor, pizza dağıtıcıları üniversite mezunu göçmen 151 Faruk Arslan olan kaç ülke vardı ki? Bize karışmayan diğer beş işçi kolej parasını kazanmaya çalışan liseli genç Kanadalılardı. Mr Hook’luk ünvanımı ve demirimi almak için çok uğraşsalarda patronumun gözüne girmiştim bir kere. Demiri kaptırmadım. North York’da otururken bu işe gidip gelmek günde 3 saatimi alırken, Scarborough’a taşındıktan sonra 6 saate çıktı. Biri Anyada kentin Batısında, bir Konya’da Doğusundaydı. Gece 4’de işten çıktıktan sonra eve gelmek için saat 5’e kadar otobüs bekliyordum. Bu işi zaten kolejin başlayacağı Eylül ayında mecburen bırakacaktım. Ağustos sonunda işi bırakmaya yakın patron işimden memnun kaldığını belirterek 17 dolar saat ücreti teklif etti. Üstelik dolgu işçi değil kalıcı işci olarak istihdam edecekti. Bir yıl sonra saat ücretimin performansıma göre 25 dolara çıkabileceğini söyledi. Bir haftada ehliyeti alınan Folklift sürücülüğünü öğrenmem halinde değerim dahada artacaktı. Kanada’ya ilk geldiğim günlerde yaptığım işleri ve uğradığım emek sömürüsünü hatırladım. Kısa sürede nereden nereye gelmiştim. Sonuçta sevmediğim işi geçici olarak yapan Mr. Hook olmaktan öteye geçemeyecektim. Belki rahat yaşıyacak, daha iyi kazanacaktım, ama bu işi sevememiştim. Patrona kibarca teşekkür ettim. İlk defa çalıştığım işyerinden kovularak veya berbat bir iş olduğu için değil, kendi isteğimle başım dik, alnım açık ayrılıyordum. Koleje başlıyacağım için vaktimin olmayacağını belirttim. Patron teşekkür etti ve kapılarının her zaman açık olduğunu vurguladı. Koleje başladıktan sonra entellektüel çalışmaya daha fazla vaktim olmuştu. Aylık bir dergi çıkartmayı kafama koymuştum. Arkadaşlarıma söylediğimde fikrimi 152 Faruk Arslan uçuk-kaçık buldular. Yine de ‘ Yap görelim’ diye desteklediler. 2002 yılının Temmuz ayında dergi işine başladığımızda reklamsız bu derginin yürümeyeceğini belirterek tüm tanıdık dostlardan 20 dolara birer kartvisit reklam aldık. İki senede Türk nüfusu hayli artmıştı. 500 kişilik bir çevreye sahip olmuştum. Bir gazeteci günde en az iki yeni insanla tanışmalıdır. Bu taktiği kullanarak sosyal çevremi büyütmüştüm. Mevcut potansiyeli değerlendirmek için harakete geçtim. Sunrise Eğitim Vakfı’nın başkanı Ender Tan ve aktif işlerini yürüten İsmail Akpınar’ı ikna etmem kolay olmadı. Öncelikle bir merkeze ihtiyacımız vardı. Hem Sunday School adında Türk ailelerin çocuklarına Türkçe öğretecek, hemde sosyal topantı ve etkinliklerin yapıldığı bir merkeze gereksinim duyuyorduk; burada dergi de çıkacaktı. Mayıs ayında merkezi tuttuk. Aynı dönemde geldiğimiz göçmenlerden Ahmet ve Ömer beyin emlakçıları harakete geçirmesi bu yerin bulunmasında etkili olmuştu. Scarborough’da Afganlı bir araba motor satıcısının üst katında 10 odalı bir merkeze sahip olduk. Vakıf yönetimi benim dergi dediğim yayını vakfın bülteni olarak algılıyordu. Oysa düşüncem herkesime hitap edebilecek, herkese yer verecek bir dergiydi. Kapalı devre yayın yapmak istemiyordum. Nitekim farklı seslere yer vererek dergiyi reklam alınabilecek bir seviyeye getirdim. Sunday School’un başlangıç tarihi olan Eylülden bir ay önce Ağustos’da dergiyi çıkartmaya karar vermiştik. Boğaziçi mezunu bilgisayar mühendisi Seyit ile kafa kafaya verip sayfaları yapmaya başlarken, aldığımız reklam 32 sayfalık tabloid yayının yarısını oluşturdu. Yazı, haber ve makale konusunda arşivimi kullandım. Kanada’ya geldiğimden beri yazı hayatıma hiç ara vermemiştim. En 153 Faruk Arslan kötü günlerimde bile sonsaniye haber portalına, Hür Gelecek Gazetesine haftalık köşe yazımı gönderdim. İlk araba kazasından sonra oturup Kanada’da ilk şiirimi yazmıştım. Bu makale ve haberlerden Kanada ile ilgili olanlardan ilk sayının malzemesi oluştu. Kanada Türklerinin tek ücretsiz yayın organı Sunrise, kısa sürede herkesimi kucaklayıcı yayınları ile ses getirdi. Dergimiz, ' Dincidir' iddiası ile Hürriyet'den Serdar Devrim'e jurnallendikten sonra dahada meşhurlaştı.Yayının yazar kadrosunda Nur ismiyle yazan 2 yıllık müslüman Kathlen hanımın yazıları İslamiyeti İngilizce öyle güzel anlatıyordu ki, çok kitap okuyan bu Fransız Kanadalı hanıma imrenmemek elde değildi. Zaten tek İngilizce yazıyı o yazıyordu , diğerleri Türkçe’ydi. Yazı kadromuzda ayrıca İsmail Akpınar, Sezai Şen, Mehmet Gül, Nazila İskandorava, Akbar Majidov, Hasan Yılmaz yer alıyordu. Editör olarak yazıma ek olarak Ali Alperen müstear adımla hem haber hem köşe yazısı ile katkıda bulunuyordum. Nadir Bakıcı, Arif Topbaş, İshak Yorgancı, Mehmet ve Hatice Kahraman gibi konuk yazarlara her sayıda yenisi ekleniyordu. Yayının web sitesi www.sunedu.ca kısa sürede büyük bir ziyaretçi kitlesine sahip oldu. Bu arada ilk web masterımız Mete Kısacık ve yazıları tashih eden Ercan beyi unutmayalım. Dergimizi sayfalayan ve hiç bir ücret almayan Seyit bey bu derginin gizli kahramanıydı. İlk başlarda 2000 Kanadalı Türk'ün adreslerine ücretsiz postlanan ve Türk işyerlerinden bini aşkın nüshası ücretsiz dağılan Sunrise, dostların yüzünü ağarttı, içinde kin besleyenleri ise kıskançlıktan adeta çatlattı. 3000 binlik baskı sonra beş bine çıkartıldı, bir sayısı 10 bin basıldı. İlk kıskaçlık krizini 9 yıldır aylık faaliyet gösteren Bizim Anadolu 154 Faruk Arslan gazetesi gösterdi. Her sayılarında atış yaparak bizi Türk toplumuna ‘öcüler’ diye takdim ettiler. Çünkü Sunrise ücretsiz, Bizim Anadolu ise ücretliydi. Değirmenin suyunun nereden geldiği sorusu ile karşılaşan Sunrise, özverinin ne demek olduğunu Kuzey Amerika'ya gösterdi. Daha önceki dergi denemeleri zengin Türkler tarafından çıkarıldığı halde batmışsa, bu yayın nasıl yaşıyordu? Büyükelçilerden esnafa herkese özverili çalışmanın nasıl yürüdüğünü anlattık. Çalışanlar ücret almıyor, reklam alana verdiğimiz primler ve gönüllü yazarlarımızla hizmet sunuyorduk. Reklam konusunda müthiş performans sergileyen Hasan Yılmaz bugünlerde günde 12 saat kuaförlük mesleğine başladığı için mola verdi. Sunrise'ın tüm kadrosu başka işlerde çalışıyor veya okuyor; bu işi haftasonu, boş vakitlerinde yapıyordu. Bu özelliği nedeniyle herhalde dünyada eşi benzeri yoktu. Bir nevi hepsi başka mesleklerde geçimlerini sağlamaya çalışırken ancak milli maçlarda biraraya gelen İzlanda Milli Futbol takımına benziyordu. 8 sayfası renkli 32 sayfalık aylık dergi büyük bir boşluğu doldurdu. Kanada'da Türklerin toplam nüfusu sadece 50 bin, bunun - artık-20 binin Toronto ve çevresinde yaşadığı hesap edilirse Ontario'da yayılan Sunrise'ın Türklerin yüzde 80'ınin evine, işyerine girdiği ortaya çıkıyordu. Sunrise, Türk işadamlarından aldığı reklamlarla ücretsiz çıkmayı başardı. Reklam verenler reklamın faydalarını gördüler; Kanada'da Türklere yönelik reklam yapmak gereksizdir önyargısı parçalandı. Halbuki Kanada'da tüm azınlık yayınları reklamla ücretsiz çıkıyordu. Rusların 6, İranlıların ve Korelilerin 10, Vietnamlıların bile 5 tane bu şekilde yayını olduğunu belirtirsem neden ücretsiz çıktığımızı izah etmiş olurum. Sunrise'ında yüzde 50'ye 155 Faruk Arslan yakını reklamdan oluşuyordu. Reklamlar sayesinde Türkler birbiri ile tanışmaya başladı. 9 yıldır yayında olan refikimiz Sunrise kadar reklam alamadığını görünce ' bel altından' vurmaya başladı ve irtica fobisini Kanada'ya Hürriyet üzerinden taşıdı. 2002 yılının Kasım ayı sayısında eski büyükelçimiz Erhan Öğüt, 'Tüm Türkleri Sunrise'ı desteklemeye çağırıyorum' diye çağrı yapınca kıyamet koptu. Sunrise'ı Hürriyet'de köşe yazan Serdar Devrim'e şikayet ettiler. Sayın Devrim aynen şunları yazdı: Ottawa büyükelçimiz Erhan Öğüt'e arz Kanada'da eğitimini tamamlamış, lisans üstü diplomasını almış, evine dönmüş.Üşenmemiş, kalkıp bana Hürriyet binasına kadar gelmiş. Elinde Sunrise Newsletter diye bir dergi. Sunrise Education Trust diye bir kuruluşun aylık, bedava, yayın organı. Parasal gücünü anlamak için ekim sayısının 5 bin kişiye bedava gönderildiğini söylemek yeter. (Editörün iddiası.) Bu Sunrise eğitim kurumunun, yurtdışında birçok örneği olan - hepsi reddediyor ama bu laf MGK'da bile konuşulduğuna göre - Fethullah Gülen Cemaati'ne, haydi "yakın" diyelim, bir kuruluş olduğu iddiaları çok yaygın. Türkiye'nin Ottawa Büyükelçisi Erhan Öğüt, Sunrise'a verdiği demeçte, Kanada'da yaşayan Türk toplumuna bir çağrı yapıyor: Sunrise'ı yaşatın, çünkü böyle ortak bir yayın organına ihtiyacımız var. (Türkiye'nin Toronto Fahrî Konsolosu Yaman Üzümeri de aynı kanaatte. "İlk defa böyle bir eğitim girişiminde bulunuluyor" diye destekliyor.) Sayın Büyükelçi'ye sorum şu: Söylentilerin yalan olduğuna dair elinizde bir bilgi varsa, yani DGM tarafından irticaî faaliyetleri sebebiyle aranan kaçak Fethullah Gülen'e yakın bir eğitim kurumu olmadığı yolunda elinizde bir 156 Faruk Arslan bilgi varsa, ki kurumu desteklediğinize göre olmalı, lütfeder bana iletir misiniz, ki endişeleri olan okurlarımla paylaşayım. Sunrise'ı da töhmet altında kalmaktan kurtaralım. (Yok derseniz bir sorum daha olacak: Hakkında böyle ciddî iddialar olan bir kuruma desteğinizi nasıl açıkladınız? Yahut İstanbul'a kadar gelen bu iddialar size ulaşmadı mı?) Sayın Devrim'e pekçok okuyucu tepki gösterdi. En önemlisi büyükelçi okkalı bir yazı gönderdi. Devrim işine gelmediği için yayımlamadı. Eğer amiri gibi hesap sorduğu büyükelçi istediği gibi bir cevap verseydi, linç edilecektik, hemde daha üç aylık iken... Neyse, Hürriyet yazarlarının yüzü kızarmaz. Devrim'in kötü reklamı Kanada'da Sunrise'ı bir anda en popüler yayın haline getirdi. Refikimiz nasıl çıldırmasın? Yeni atanan büyükelçi Aydemir Erman'dan bizi sakıncalı ilan etmesi için yine baskı yaptılar. Erman, Sunrise'a 2003 Mayıs sayımızda tam üç sayfa röportaj vererek refikimize anladığı dilden cevap verdi. Daha önceki büyükelçi üç satır lehimize konuştu diye kıyameti kopartanlar yeni büyükelçinin jesti karşısında pıstı; en azından hala Devrim veya Çölaşan gibi bir tetikçi yazara jurnallenmedik. Aslında iyi oluyordu. Reklam reklamdır, iyisi, kötüsü olmaz. Sunrise, Türkiye'deki siyasi kavgalara, anlamsız krizlere bulaşmayan, Türk kültür ve eğitim anlayışını Kanada'ya taşıyan, sadece yaşadığımız Kanada ve Türk toplumu ile ilgili haber, röportaj, analiz, köşe yayımlayan yayın çizgisi ile beğeni topladı. Kanada'da Türklerden kaçmak lazım düşüncesinde olanları utandırdı, öyle bir irtibat aracı haline geldi ki, sanırım bir nevi fahri büyükelçilik görevi yapıyordu. Ayrıca Kanadalı politikacılar tarafından muhatap kabul 157 Faruk Arslan edilerek Türk lobisi olarak görülmeye başlandı, Türklere itibar getirdi. Bazı dostlarımıza malesef ' darı olmadığımızı' anlatmak çok zordu. Rakiplerimizden, bizi karalayan, kulp takanlardan değil, dost sandıklarımızdan çok çektik. Ortak paydada Türkiyelileri buluşturmak helede herkesi memnun etmek kolay değildi. Sunrise, bu konuda zorlu yolda tüm fitnelere, jurnallere rağmen ilerledi. Sunrise’ın editörlüğünü 2003 Ağustos’unda arkadaşım Muhammet Gül’e teslim ettim. Çünkü bulduğum bakliyat ihracat müdür yardımcılığı işi nedeniyle Regina, Saskatchewan’a taşındım. Yayın Danışmanı ve köşe yazarı olarak bir yıl daha devam ettim. Gül, Sunrise’ı daha iyi noktalara taşıdı. Ayda 5000 dolar reklam alan 5000 tirajlı bir yayın haline getirdi, kapağı kuşe kağıda bastı. 2003 yazında yaptığım diğer gönüllü iş, merkezimizde gayriresmi özel sektör Sosyal Workerlığıydı. Yaz kurslarını, kamplarını organize etmek, gönüllü çalışanlara mektup vererek iş istihdamında bulunmak, merkezin haftalık seminer ve toplantılarını ayarlamak görevimdi. Gönüllü olarak yaptığım bu işler vakfın yararınaydı. 100 öğrenci ile kamp yapılan 2003 yazında bir rekor kırılmıştı. Bu kadar öğrenci bugüne kadar hiç toplanmamıştı. Kamp yapılan binamızın inşaatı İsmail Akpınar’ın özverili çalışmaları ve Toronto’daki arkadaşların maddi himmet ve fiziki çalışmaları ile kısa sürede tamamlanmıştı. 3 katlı, her katı 1500 sgft alana kurulu,, 450 dönüm araziye sahip çiftlik evinde yüzme havuzlu, spor sahalarıyla mükemmel bir tesis bitirilmişti. Toronto’ya 170 km uzaklıktaki Trenton ile Belleville arasındaki köyde olan kamp merkezi, 500 bin dolar yerine bedava çalışan arkadaşlar sayesinde 158 Faruk Arslan inşaat malzemesi fiyatına 150 bin dolara mal olmuştu. İnşaata olan katkım boyacılıktaki tecrübem olmuştu. Bir hafta süren boya işini yaparken, bu sanatı bana kazandıran üçkağıtcı Mahmut’a ilk defa şükranlarımı sundum. Vakfın 7000 dolara boyatabileceği kamp binasını boyaları aldırarak ücretsiz birkaç yardımcıyla halletmiştim. Arkadaşım Gül’ün adımı ‘ Meşhur boyacı diploması muhabiri’ koymasına aldırmadım. Bu sırada gerçekleştirdiğimiz Türk Kermesi için dönercilikte yaptım. Ahçı Mustafa bey ile birlikte tüm gece sabaha kadar 90 kg ağırlığında Türk döneri takarak Toronto rekorunu egale ettik. Erdal bey ise kesme işini üstlendi. Restaurantcılık tecrübem 19 yaşımda Alanya’da çalıştırdığım salata-portakal suyu lokantasından geliyordu. Eski becerileriniz dar zamanlarda imdatınıza yetişir. 2001’de fikri ortaya atılmış, aylar önce hazırlığı başlamış Türk Kermesi çalışması, 2002 yazında yapılmış, vakfa gelir getirecek bir gönüllü aktiviteydi.Türkiyeli hanımların hummalı çalışması,Türkiye'yi, Türk kültürünü tanıtma, Türk yemeklerini sergileme ve vakfımıza gelir sağlama düşüncesiyle birleştirilince ortaya güzel bir hizmet çıktı. Onlarca insan kafa yordu, yüzü aşkın insan ise emeklerini ortaya koydu. Toronto'nun hava durumuna güven olmazdı; Sunrise Eğitim Merkezi'nin önünde açık havada etkinlik yapıldığı için yağmur yağsaydı, tüm emekler zayi olacaktı. Yağmur yağmaması için dua edildi. Kermes'in ne anlama geldiğini dahi bilmeyenler vardı. Turkish Bazaar dedik Kanadalılar için olmadı.. Kimisi Türk festivali, kimisi 'Garage Sale' diyelim diye ısrar etti. Türkiyeli hanımlar el emeği, göznuru eserlerini özenle hazırladı, bağış kıyafetler toplanınca bir butik açacak kadar malzeme birikti. Mantı, dolma gibi özel 159 Faruk Arslan Türk yemekleri, baklava, Kemalpasa tatlısı gibi özel Türk tatlılarını hazırlamak yine hanımlara düştü. Özellikle bayanlar orginizatörü Fatma Durmuş ve Nilgün Sarıkurt hanımefendilerin fedakarlıklarını anlatacak kelime bulamıyorum. Gönüllü ahçımız Mustafa beyin döner makinesini Kanada şartlarına uyum sağlatmak bile üç gün almıştı. 10 bin adet el ilanı dağıtıldı. Maraş'ın meşhur ustası Mustafa beyin, 90 kiloluk döneri, diğer Maraşlı Alaaddin beyin, şiş kebabıyla rekabet etti. Ahmet Turan beyin koordinatörlüğünde onlarca gönüllü arkadaş seferber oldu. Bunları bir Kermes düzenlemenin nasıl bir özverili çalışma gerektirdiğini anlatmak için yazıyorum. Böylesine zengin Türk sofrası ile gurbetde buluşmak hasretleri giderdi. Hanımlar, hazırladıkları el emeklerini üçe beşe bakmadan satarken, ortaya öyle anlamlı bir Türkiye manzarası çıktı, atmosfere öyle bir Türkiye'nin havası, kokusu sindi ki, bunu herkes iliklerine kadar hissetti. 90 kiloluk döner ve 200 kişilik şiş kebap öğleden sonra tükendi, ne bir parça tatlı kaldı nede bir tabak yemek. Hintli, Kızıldereli, Çinli, Koreli, Kanadalı pek çok insan leziz Türk yemeklerini tadarken, elişi ürünlerini çok beğendi. Türkiye'nin Toronto Fahri Başkonsolosu Yaman Üzümeri, böylesine güzel bir komitenin böylesine güzel, sıcak bir etkinliğinde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirirken, torunları için hediyeler almayı da ihmal etmedi. Kanada'ya ilk geldiklerinde sadece 8 kişi olduklarını anlatan Üzümeri, Türk görmek için Detroit'e gittiklerini, bugün ise böyle bir etkinliğe gelecek binlerce Türkün bulunmasının bir nimet olduğunu kaydetti. Toronto Belediye Başkanlığı için adaylığını koyan Mehmet Ali Yağız, el ilanlarını 160 Faruk Arslan dağıtmak için o kadar çok elini çantasına attı ki, sonunda ilan kalmadı. Kanada’ya gelen ilk Türkler ülkelerinde ne olursa olsun her türlü işi ekmek parası için yapıyorlardı. Doktor iken 3 yıl tuvalet temzileyen İbrahim Cintosun bugün avukattı. 40 yaşında sonra 3 yıl Hukuk okumuş, 10 yıl sonra yılda 200 bin dolar kazandıran bir mesleğe kavuşmuştu. Eşi diş doktoru Ayla hanım, diş hekimliğini tescil ettirene kadar 2 yıl okumuş, değişik eyaletlerde yapılan 12 ihtisas imtihanı uzun bir maratonda vermiş, yılda 250 bin dolar kazanıyordu. Kıbrıs Türkü Hasan bey, 30 yıl sonra Lanscaping- bahçıvanlık işinden zengin olmuştu. Duran bey, bahçıvanlık yaparak, çimen keserek 16 yıl sonra ev alabilmişti Yüksek mühendis 100’den fazla projeye imza atmış Ömer bey, yıllardır geceleri market temizliyordu. Matematik öğretmenlerı Harun ve Muhsin beyler, akşam 7’den sonra 5 saat pizza dağıtıyordu. İkiside öğretmen olarak 2 yıl sonra part timesupply – yedek öğretmen olarak geçici işler bulmuşlardı. Daha sonra ise müslüman okulunda full time öğretmen olmuşlardı. Ülkenin matematik öğretmenine ihtiyacına rağmen 10 aylık bir kursu bitirmeden gerçek öğretmen olamayacaklardı. Çatı işinde çalışan, temizlikçilik, sıvacılık yapan yüksek eğitimli Türklerin sayısı azımsanmayacak kadardı. Çiçek satmadan, seyyar satıcılığa, inşaatda taş kırmadan Tim Hortons’da kahve doldurmaya kadar tonla iş, ancak göçmenler tarafından yapılıyordu. Çünkü düşük saat ücreti olduğu için Kanadalı bulamıyorlardı. Mesleğiniz veya diplomanız bilgisayar ve yan dalları üzerine ise mesela programlama, IT, internet vs. yeteneklerinize göre fazla zorlanmadan iş bulmanız 161 Faruk Arslan mümkündü. Fakat bunun haricinde mühendislik, tıp, hukuk vs. aklınıza gelebilecek diğer branşlarda iş bulmanız çok çok zordu, hatta bazılarında hemen hemen imkansızdı. Yeniden sizi okula göndermeye zorluyorlardı. En azından epey uzunca bir süre için bu baskı söz konusuydu. İlk işi bulana kadar eski tecrübelerniz, diplomanız geçerli sayılmıyordu. Eğer işe giripte kendiniz ispatlarsanız eski tecrübelerinizin varlığını kabul ediyorlardı. Bu durum sadece Türkler değil tüm yeni gelenlere uygulanıyordu. Sizleri Kanada’ya başvuru esnasında puanlamada karşınıza çıkan onlarca meslek grubu yanıltabilir. Bir defa Kanada dışından aldığınız (nereden olursa olsun Amerika ve Avrupa dahil) Lisans, Master ve Doktora diplomalarının pratikte pek bir önemi yok. Mesela yabancı bir diploma ile mühendis olarak çalışabilmeniz için şansınız yaver giderse minimum süre 3 yıldır. Hele hekim, avukat, öğretmen, akademisyen veya muhasebeci iseniz, o alanlarda şansınız hiç yok gibi. Mutlaka burada bir takım okul veya kurslara devam edip Kanada kökenli sertifika veya diploma almanız gerekli. Tabii bu aşamada kariyer değiştirmeye her zaman hazırlıklı olmanız gerekiyor. Bu süreç içerisinde yaş olayının önemi ortaya çıkıyor. Kanada'ya gitmek için üst yaş sınırı 30-33 bandında olmalı. Kanada'da insanlar 40 yaşında artık emeklilik planları yapmaya başlıyor. Dolayısıyla 30 yaşından sonra, yaş ile iş bulma arasında ters bir orantı görülüyor. İşte göçmenlik olgusunun arkasına gizledikleri gerçek burada yatıyor. Göçmenlere genelde ülkenin kapıları açık olduğu halde içeriye girdiğinizde malesef birçok kapının size kapalı olduğunu görüyorsunuz. 3 yıl sonra Kanada vatandaşı olsanız bile durum çok fazla 162 Faruk Arslan değişmiyor. Esas "Kanada toplumu" ile aranızda görünmeyen bir bariyer var ve sizin bunun içine girmeniz çok zor. Sizi oraya sokmamak için uyguladıkları bir sürü yöntem ve engel var. Dünyanın dört bir yanından büyük umutlarla gelip, taksi şöförlüğü yapan bir sürü doktor, mühendis mevcut. Zaten istatistikleri incelediğinizde belli mevkilere gelmiş göçmen sayısının ne kadar az oldugunu görürsünüz. Bunun yanında yeteneğiniz ve kapitaliniz varsa ve ticaret yapmak isterseniz, iş kurmak bu başkasının yanında iş bulmaktan çok daha kolay. Bir iş yeri açmak çok kolay olduğu gibi, bir işyerinin iflas etmesi aynı oranda kolay. Dolayısıyla piyasa araştırmasını çok iyi yapmak gerekiyor. Nasıl iş bulabilirim? İş ilanlarını gazete, dergi, internet gibi çeşitli kanallardan izlemeniz mümkün. Ayrıca devlet destekli iş bulmanıza yardımcı olan kuruluşlar da var, ama onlara fazla güvenip bel bağlamayın, vakit kaybetmiş olursunuz. Onların bilgisayar ve internet imkanlarını ücretsiz kullanabilirsiniz. Bunun yanında özel iş bulma şirketleri de mevcut. Bunlardan iyi bir tanesi ile temasa geçmek iş bulma şansınızı yükseltecektir. Kanada' da işe başvurma ve işe girme Amerika veya Avrupa'dan biraz farklıdır. Öncelikle Kanada'ya özgü bir özgeçmiş hazırlamanız gerekiyor. Bunun formatlarını çeşitli kitaplarda bulabilirsiniz. Amerika'da özgeçmişiniz sizi pazarlamakta yeterli olur, oysa Kanada da çoğu zaman birilerinin size referans olması aranan ikinci bir özelliktir. Dolayısıyla Kanada da bulunan kişilerle yakın temas halinde olmakta fayda vardır. Kanada' da kalifiye bir elemanın alacağı ücret genelde Türkiye'deki iyi şirketlerin verdiği ücretlerden 163 Faruk Arslan fazla değildir, hatta çoğu durumda onlardan azdır (25003500 Kanada doları net). Bu parayla sıkıntı çekmeden insanca yaşayabilirsiniz. Ev kiraları, yer ve evin durumuna göre 500-1500 Kanada Doları civarındadır. Yiyecek, giyecek vs. fiyatları da Türkiye'den daha ucuzdur. Kanada'da ırkçılık dünyanın hemen her yerinde olduğu kadar var diyebiliriz. Bunu açık biçimde suratınıza vurmasalar bile, dolaylı olarak bir çok yerde karşınıza çıkacaktır. Öncelikle buna alışık olmanız lazım. İngiliz ve Fransız sömürgeliklerine dayanan kendini beğenmişlikleri halen devam ediyor. Bazıları yabancıların Kanada’da 2. veya 3. sınıf vatandaş olduklarını iddia ediyor. Ben şahsen Türkiye'de 1. sınıf vatandaş olmaktansa burada 2. veya 3. sınıf vatandaş olmayı tercih ederim. Zaten küreselleşen dünyada katı milliyetçilik duyguları güderek Kanada'da bulunmanın tezat teşkil ettiği açıktır. Doğaldır ki bu hayatınızın belki de en önemli ve radikal kararı Kanada'ya gelmek. "Ben niye gidiyorum" sorusunu samimi bir şekilde cevaplarsanız kararınız ortaya çıkacaktır. Eğer çok para kazanmak, zengin olmak, amiyane tabiriyle kısa yoldan köşeyi dönmek gibi amaçlarınız varsa Kanada size göre bir yer değil. Eğer amacınız Türkiye'deki her türlü saçmalıktan, trafikten, hava kirliliğinden uzak insanca yaşamaksa o zaman gelin. Çocuklarınıza iyi bir eğitim ve gelecek sağlamaksa o zaman gelin. Ama unutmayın ki her şeyin bir bedeli var, bunun için çok çalışmanız ve çok mücadele etmeniz gerekiyor. Kanada'da 2001 yılında yapılan sayım sırasında sorulan sorulardan çıkartılan sonuca göre, göçmenlere uygulanan ayrımcılık geçmiş yıllara nazaran dahada 164 Faruk Arslan artarak devam ediyor. 1990'larda Kanada'ya gelen göçmenlerin yüzde 40'ı, yani 805 bini lisans ve lisansüstü eğitime sahip olmasına karşın hala yüzde 29'u meslekleri dışında restaurantlarda, satış elemanı, taksi, tır ve limuzin şöförü ve güvenlik elemanı olarak çalışıyor. Aynı yıllarda Kanadalıların yüzde 25'i yüksek eğitim almış ve kendi mesleklerinde çalışma imkanı bumuşlar. 1990-1999 arası Kanada'ya gelen göçmenler, daha önceki yıllara göre daha iyi eğitim almışlardan oluşuyor. Göçmenlerin gelir oranları düşük olmasına karşın aynı eğitime sahip Kanada'da doğmuş olanların gelir oranları oldukça yüksek. 2000 yılında göç etmiş bir erkek göçmen Kanadalı doğumlu işçinin kazandığı her bir dolara karşılık 63 cent kazanıyor; 1980'lı yıllarda 1990'a kadar bu rakamın 72 cent olması dikkat çekiyor. 10 yıl Kanada'da düzenli bir işte çalışmış göçmen 1990'lı yıllarda bir dolara karşılık 80 cent kazanırken, 1980'lı yıllarda bu rakam 90 cent idi. Kadın göçmenlerde durum daha kötü. Kanadalı doğumlu göçmenlerin yüzdesi 1970 ve 1980'lerde yüzde 22 iken, bu yüzde bugünlerde sadece yüzde 32lük artış göstermiş; halbuki iyi eğitim almış göçmenlerin sayısı buna ters orantılı olarak artmış. Üniversite eğitimi ve dil bilme özellikleri her göçmene aynı biçimde olumlu etki yapmamış. Hala pek çok göçmen Kanada doğumlulara göre çok kaliteli bir geçmişe sahip olmasına rağmen lise mezunu Kanadalılarla aynı işi yapıyor, üstelik daha düşük ücrete çalışıyor. Kanada, dünyada yüksek eğitim almış insanlara sahip birinci ülkesi olmasına karşın, bu durum gelirlerine yansımıyor. 2000 yılında ortalama gelir seviyesi 30 bini aşmasına rağmen, hala çalışan 6 milyon 659 bin kişi yıllık 165 Faruk Arslan 20 bin doların altında kazanıyor, yani yoksulluk sınırında yaşıyor. Özellikle göçmen ve gençlerin düşük ücretle çalıştırılması, kadınların erkeklere göre bir dolarda 30 cent az kazanması, Kanada'yı sosyolojik açıdan tehlikeli hala getiriyor. Kanada Sosyoljik Gelişme Birliği raporuna göre, ' Baby Boomer' dönemindeki işçiler piyasadan çekilirken yerini dolduran üniversite eğitimli göçmen ve Kanada doğumlular düşük ücret alıyor. Yılda 100 bin doların üzerine kazanan yaşlıların yüzde 70'ı, yani 447 bin kişi ahirete göçmüş durumda. Bunların her beşinden dördünün erkek olması dikkat çekiyor. Yaşlıların yerini dolduranlar iyi eğitimli olmasına rağmen düşük ücretle çalıştırılıyor, 1980'den beri her 10 Kanadalı işçiden ancak dördünün kazançları yükselmiş, geri kalanları çok az kazanım elde etmişler. Düşük maaşla çalışanların yüzde 59'u lise, yüzde 16'sı üniversite, yüzde 11'i kolej mezunu. Düşük gelirle çalışanlar nüfusda kadınlara önemli bir yüzdeyi oluşturuyor. Bu kadınların büyük bölümünü 1990'lara iki kat kötü şartlarda kadın satış elemanı, ana okulu öğretmenleri ve yardımcıları olarak çalıştırılıyor. 2000 yılı rakamlarına göre, 25-64 yaş arası Kanadalı yetişkinlerden üniversite ve kolej bitirenlerin oranı yüzde 41'e ulaşarak, gelişmiş ülkeler içinde birinciliğini koruyor. Bu rakam ABD'de yüzde 37, İrlanda'da yüzde 36 ve Japonya'da yüzde 34 olmasına karşın, elde ettikleri yıllık gelir ile karşılaştırıldığında Kanada'nın en sonda yer aldığı ortaya çıkıyor. (20) RESUME YAZMA SANATI Kanada' da iş aramak ya da istediğiniz işi bulmak oldukça yıpratıcı. Türkiye' deki alışkanlıklarınızdan 166 Faruk Arslan kurtulup, iş aramayı gerçek bir iş haline dönüştürmeniz gerekiyor. Burada resume olarak geçen CV' niz kesinlikle baştan sona değişecek ve hatta her iş görüşmesinde, her iş başvurusunda, eş-dost, arkadaşlarınızın da tekrar gözden geçirmeleri ile yeniden şekillenecektir. Firmaların insan kaynakları yöneticilerini yüreklerinden vurmak için elinizde tek mermi var: Resumeniz. Üzerinde yaş, medeni hal, hatta referanslar... gibi bilgilerin bulunmadığı, sadece isim, iletişim bilgileri ile eğitim ve iş tecrübenizle ilgili detayların bulunduğu resumenizin önemini iş ararken sahip olduğunuz bol düşünme vaktinde anlıyorsunuz. Yaklaşık 300 kadar resume gönderme işleminden sonra biraz daha iyice öğrenmiş olduğum Resume yazma ve takip etme çabalarım sonucunda iş görüşmelerim başlamış oldu. Her nedense USA' daki işe hemen başlama konusunda ısrarcı davranan şirketlerin aksine Kanada' dakiler pek nazlı idiler. Birol Uzunmehmetoğlu hatırasını şöyle anlatıyor: Şu an çalışmakta olduğum iş için dört defa iş görüşmesine alındım. Yapacağım iş ise, daha önce Türkiye' de yapmakta olduğum işin sadece ufak bir detayı idi, ama şirketin insan kaynakları departmanı, yeni genel müdürleri seçilecekmişcesine hakkımda detaylı bir araştırma yaptı. Hatta, ilk görüşmemizde Kanada kanunlarına göre şirkette üç ayım dolmadan yılbaşı ve diğer bayramların parasının maaşımdan kesileceği bile hatırlatıldı. İşe başladığımda aylardır tüm Kanadalıları heyecanlandırmakta olan Christmas' tan bizim şirkette de herkesin bahsetmekte olduğunu gördüm. Herkes, her yerde-tanımadıkları ile bile- Christmas' ta ne giyeceğini, nereye gideceğini, ne hediyeler alacağını, v.s. konuşuyordu. İnsanlar havalardan sohbet açmıyorlardı, 167 Faruk Arslan çünkü havalar zaten hep soğuktu! Bu nedenle geriye sadece konuşacak Cadılar Bayramı, Şükran Günü ve özellikle de Christmas kalıyor. Nihayet Christmas geldi ve insanların içlerindeki çocuk ruhları ortaya çıktı. Birlikte çalışmakta olduğum Kelly, başına yılbaşı ağacı süsü takmış, ayağına Noel Baba' li, kırmızı-yeşil, uzun burunlu çoraplar geçirmiş, ayakkabısız geziyordu. Bir başka bölüm müdürünün ayağında bizim akşamları evde giydiğimiz kocaman, ayıcık şeklinde terlikler vardı. Bir anda tüm ekran koruyucular (ya da wallpaper' lar) Noel Baba' lı oldu. Paket kağıtları, özel hediye çantaları, özel hediye etiketleri ve yanına ilave ettikleri kartları hediyeden daha fazla para tutuyordu. En komiği ise benimle bin bir ciddiyet ile iş görüşmesi yapan İnsan Kaynakları yöneticisinin ayağında çıngıraklı çoraplarla dolaşması idi. Bu şekilde çoraplarını giydiği günlerde onun nereye gittiğini herkes biliyordu: İş görüşmeleri. Şimdi herkes, Christmas' ta harcadıklarını nasıl ödeyeğini düşünüyor. Tanıdığım hemen hemen herkesin kredi kartları limitlerine ulaşmış durumda. İşte bu nedenle olsa gerek, Kanada' da kredi kartı almak da biraz zor. (21) Erkin Ağsaran'ın eski hatalarını, tecrübelerini ve edindiği dersleri paylaştığı iş hatıraları tüm yeni göçmenlerin okuması gereken hususları içeriyor: İlk geldiğimde burada tanıdığım kimse yoktu, dolayısıyla kimsenin resume'sini örnek alamadım. Ben de doğal olarak kütüphaneden resume ve cover letter hazırlama kitapları alıp çalışmaya başladım. Ama aldığım kitaplarda gösterilen resume'ler hep ya yönetici kademesinde ya da teknik olmayan pozisyonlar arayan insanlar için hazırlanmıştı. Aslında kitapları incelerken, 'zaten 15 yıl tecrübesi olan, üç-dört firmada yöneticilik yapmış 168 Faruk Arslan adamlar niye hala resume hazırlamak için bu kitaba başvursun ki' şeklinde bi sürü küfür etmiştim ama bu uyanmama yetmedi. Neyse, ben de Türkiye'deki iş geçmişime güvenerek (şirketin yazılım bölümünün başındaydım, gerçi bölüm toplam üç kişiydi ama olsun) benzer bir resume hazırladım. Tabi yönetici gibi resume hazırlayıp, teknik detayları koymayıp intermediate/senior developer pozisyonlara başvurunca adamlar aramıyor. Geç olsa da uyanıp yönetici özelliklerini resume'den çıkarıp onun yerine teknik laflar sıkıştırınca (şunu yazarken C++ kullandım, bunu yaparken SQL Server prosedure yazdım vs.) adamlar aramaya başladı. O zamana kadar ayda bir kişi belki arıyordu, ondan sonra haftada iki, bazen üç telefon gelmeye başladı. Birkaç interview'dan sonra da tecrübe kazanıyorsunuz. Burada dikkat edilmesi gereken hususlardan bazıları; - Eğer yönetici pozisyonu aramıyorsanız ve job description'da da öyle bir özellik istemiyorlarsa yöneticilik vasıflarından bahsetmeyin. Bir teknik adamın resumesinde (eğer bullet'lar halinde hazırlamışsanız) içinde teknik birkaç terim bulunmayan bir bullet bulunmamalı. İlanda müşteriyle arada muhattap olacağınızdan bahsediyorsa ve bu şekilde tecrübeniz varsa tek bir bullet halinde onu yazarsınız, daha fazla değil. - Yönetici pozisyonu aramayın. Eğer Kanada'daki ilk işinizi arıyorsanız ve geçmişte gerçekten yönetici olarak büyük başarılar gösterdiğinizi kanıtlayamıyorsanız, yaşınız da mesela 35'ten küçükse, bu tür pozisyonlara başvurmak şemsiyeyle moose avlamaya çıkmaya benzer, işe alınırsanız bir gariplik olduğunu düşünmeniz gerekir. - Ben hiç yapmadım ama HRDC ofislerinde resume'nizi değerlendiren bir bölüm var. Ne kadar teknik olduklarını 169 Faruk Arslan bilmiyorum ama inceliyorlar, hatalarınız varsa söylüyorlar, hatta sizi bir interview'a alıp pratik yapmanızı sağlıyorlar. - Kütüphaneden resume kitapları alacaksanız mümkün olduğu kadar teknik pozisyonlar için olanlardan alın. Benim düştüğüm kekliğe düşmeyin. Düşerseniz de çabuk uyanın. - Teknik işlerde sizi işe sokan en önemli faktör resumeniz. Teknik pozisyonların diğerlerinden bir farkı ölçülebilir olması. Adamlar ölçmek için gerekirse interview sırasında sizi bir sınava alıyorlar. Interview kitaplarında görünen 'en güçlü ve en zayıf yanlarınız?' ya da 'kısa ve uzun vadeli planlarınız nedir?' gibi sorularla ben hiçbir interview'da karşılaşmadım. Ama en sık sorulan sorulardan. Onun dışında son haftalarda edindiğim birkaç trick;- usenet'de tor.jobs diye bir newsgroup var. İş ilanları post ediliyor ama aslına bakarsanız bu açıdan çok faydalı değil, çünkü çoğu workpolis 'tekilerin aynı. Recruiter'lar muhtemelen resume toplamak için aslında olmayan ya da çoktan kapanmış pozisyonları tekrar tekrar gönderiyorlar. Ancak, tor.jobs'da dönen bir muhabbette bir Kanadalının dediği lafı aklımda kaldığı kadarıyla aktarıyorum: Resumeye koyduğunuz herşeyi gerçekten yapmış olmanız gerekmez. "You were around when somebody else was doing it". İtiraf ediyorum benim resumede de böyle maddeler var. Ya da en azından birkaç ay kendi kendime uğraştığım bazı şeyler 1-2 yıllık iş tecrübesi gibi görünüyor. Bunu herkes yapıyor ve siz yapmazsanız daha başlangıçta herkesten 10 adım geriden start almış oluyorsunuz. Tabi çok abartırsanız daha sonra patlar, en azından sonradan destekleyebilmeniz lazım. 170 Faruk Arslan Unutmayın, birçok şirket sizi işe alırken oturup sizi yazılı sınava sokuyor, bazıları sınavda program yazmanızı istiyor. Bu çok ilginç. İlanları kurcalarken birgün aklıma geldi, denedim ve oldu. Biliyorsunuz recruiter'lar genelde şirketin ismini vermeden ilan yayımlarlar. Özellikle bir sürü çok kaliteli unemployed insanın olduğu bugünkü gibi bir piyasada zaten az sayıdaki ilana herkes başvuracaktır. Recruiter sizin resumenizi tercih edip şirkete gönderecek de ondan sonra bir de şirketle uğraşacaksınız, kolay değil. Ama recruiter'i aradan çıkarıp doğrudan şirkete resume göndermek şansınızı arttırır. Hem şirket recruiter'a para ödeyeceğine aynı kalitedeki elemanını kendi bulmayı tercih edecektir. Bu noktada ne yapıyorsunuz; recruiter'in ilanından mesela job description kısmından bir cümleyi aynen alıyorsunuz, google'da aratıyorsunuz (copy paste çok etkili, ama google'da bütün cümleyi tırnak içine almanız lazım). Eğer şirket aynı ilanı kendi sitesinde de vermişse, ta taaa, artık şirketin kim olduğunu biliyorsunuz, resume'yi oraya gönderiyorsunuz. Ben kabaca her 5 ilandan birinin şirketini bulabiliyorum. Gerçi sonuç hala yok ama ihtimal artıyor. (Aranızda recruiter bir akrabası olan yoktur umarım, bu trick hoşlarına gitmeyecek. Ama ne demişler, 'savaşta, aşkta ve iş ararken her yol mübah'). Geçen gün eski şirketteki Kanadalı bir arkadaştan aldığım tüyo; Resume gönderdikten birkaç gün sonra birde thank you letter gönderilir. Böylece işle gerçekten ilgilendiğinizi hissettirirsiniz. O mektupta da dersiniz ki; "Geçen gün resume göndermiştim, onu incelediğiniz için teşekkür ederim. (Gerçekten inceledi mi bilmiyoruz ama kimin umurunda, hem bu sayede incelemeye zorlamış 171 Faruk Arslan olacağız). Önümüzdeki günler içinde interview olanaklarını konuşmak için sizi arayacağım. bla bla bla". Ve birkaç gün sonra gerçekten ararsınız. Kaybedeceğiniz birşey yok, ama karşılığında adamı birşeyler söylemeye zorluyorsunuz. Adam ya açık açık 'siz uygun değilsiniz' diyecek, ya 'hala değerlendiriyoruz, biz sonra ararız' diyecek, ya da bişey diyemeyecek, randevu verecek. Benim eski şirketten bir Rus arkadaş da şirketin birine $100 verecekmiş, resumesini 1500 şirkete göndersin diye. Vazgeçirmeye çalıştık. Spamcılar böyle para kazanıyor. O 1500 resumeden de hiç birşey çıkmaz muhtemelen. Az ama öz göndermek daha faydalı. Her şirket için 2-3 saat uğraşmayı göze alın. Her ilan için resumeyi tekrar düzenleyin, adamların istediklerini ön plana çıkarmak için oynamalar yapın. Cover letter'i her şirkete özel olarak hazırlayın. Resume'yi okuyacak kişinin adını öğrenin ve onun ismine gönderin. Bunlar klasik tüyolar, ama işe yarıyor. (22) Erkin'in "eski hatalar, tecrübeler, edinilen dersler vs" konulu deneyim yazısı üzerine İnanç Yıldırım da Kanadainfo.com' da yayımlanan yazısında epey detay vermişti: Eğer detaya girmezsek, emin olun çok şey kaçabiliyor gözden. Burada aktarılan deneyimleri dikkatli bir şekilde süzer ve anlarsanız, oldukça faydasını görürsünuz sanıyorum. Tabii ki, herkesi her işe sokamaz, veya olmayan işleri yaratamaz! 1. Bu konuda devlet destekli kuruluşlardan yardım almayı deneyebilirsiniz. (COSTI, HRDC, Skill For Change ... Bunların tam listesini HRDC'den bulabilirsiniz.) Bu kuruluşlar en azından sizi psikolojik olarak işsizlige alıştıracaklardır. Buralarda tanışacağınız diğer göçmen meslektaşlar hem ileride network 172 Faruk Arslan kurmanıza yardımcı olacak, hem de er-yada-geç kapılacağınız işsizlik psikolojisinden sıyrılmanıza yardımcı olacaktır. 2. Kendinizi çok büyük beklentilerin içine sokmayın. Türkiye'den daha düşük bir maaş ve pozisyonu içinize sindirmeye çalışın başlangıçta. (3 yıldır ben hala eski düzeyimi yakalayamadım!) Böyle bir iş ile başlamak bile, işsiz beklemekten daha yararlı olabilir. (Unemployment Insurance, Mesleki Kurslarda Eğitim görme yardımı, Psikolojik olarak tatmin, vb açılardan bile getirilerine bakın!) 3. İşsizliğinizi (veya kapıların yüzünüze kapanmasını) kişisel olarak almayın. Sanırım, tüm Doğu Toplumları gibi biz de oldukca duygusalız, ve her türlü hareketi kişisel olarak algılamaya meyilliyiz. (Daha sonra küsme, kavga ve hakaret, vs) "Ben İnanç Yıldırım olduğum için değil, gerçekten pozisyon olmadığı için çağırmadılar" gibi. Bu komik geliyor olabilir ama, sadece bir çevrenizde geçen konuşmaları dinleyin, size de bir çok kişi "Kanadalılar göçmenleri almıyorlar işe, alsalar bile para vermiyorlar" söylentilerini duymuşsunuzdur. Bu tamamen farklı bir Doğu Toplumu özelliği, farklı bir tartışma konusu, o yüzden sadece, işe girdikten sonra gerçekleri göreceksiniz diyerek geçelim. 4. Daha önceki ülkenizde okuduğunuz okullar, çalıştığınız kurumlar, vs vs burada çok anlam ifade etmeyebilir. Bu yüzden biraz daha alçakgönüllü veya "safça" bir yaklaşımda bulunmak yararlı olabilir. Hem Kuzey Amerika'nın gerçekten diğer kültürler konusunda ne kadar bilgisiz ve tembel olduğunu hatırlayın, hem de burada hikayelerden çok sonuçların değerlendirildiğini unutmayın. Yani, "ODTÜ Makina mezunu" olarak 173 Faruk Arslan övünmek yerine, "Toyota fabrikasında TQM" çalışmak gibi. 5. Yine bir üstteki maddeden çıkarım olmak üzere, burada şirketlerin (özellikle giriş seviyesinde) çok büyük vizyon taşımadıklarını söyleyebiliriz sanırım. Yani olaylara çok daha pragmatik (faydacı) yaklaşıyorlar. Bunun hem avantaj, hem de dezavantaj olduğunu unutmayın. Yani "Bilgisayarın kitabını yazmış" bir çalışan yerine "HTML bilen" bir elemanı tercih edebiliyorlar gerektiğinde. Sanırım şirketler ve çalışanlar birbirlerine daha "sadakatsız" oldukları için ve her iki taraf da birbirinin böyle olduğunu bildiği/düşündüğü için, böyle davranıyor olabilirler. Yaptıklari işe göre değerlendirdiğinden, doktorası olan bir adam ile Lise mezunu adam aynı koltukta oturtuluyor. 6. Yine yukarının devamı olarak, şunu tavsiye edebiliriz sanırım: Bir çok konuda derin bilgiler vermek yerine, hedef aldığınız çalışma konusunda sadeleştirilmiş bir özgeçmiş hazırlayın. "Experience in Relational and Hierarchical DB Management Systems" yerine, "3 years Oracle experience" (veya "DB2") deyin. Garip geliyor kulağa ama, evet böyle, çünkü sizi mülakata alacak "SW Development Team Leader" olan kişi, 2 yıl öncesine kadar Aslan Terbiyecisi olarak kariyer yapmışta olabilir. Abartmıyorum, çalıştığım şirketten kotarılmış bir örnek idi bu! 7. Yukarıdaki örneğin bir yararı da, özgeçmişinizi sakladıkları DB'den öncelikli olarak çıkmanızı sağlayabilir. Yani "Oracle bilen bir kişi" aramasında Arama Anahtar kelimesi "Oracle" olacaktır. Sanırım artık bunu herkes biliyor. 8. Eğer mümkünse, özgeçmişinizi kronolojik 174 Faruk Arslan değil, fonksiyonel formatta hazırlayın. Böylece, "nerede, ne okuduğunuzu ve hangi pozisyonlarda çalıştığınızı" anlatmak yerine, "neler yapabileceğinizi" göstermiş olacaksınız. Bu 2 tipin karşılaştırılmalı örnekleri Resume örnek kitaplarında sık sık verilir. 9. Özgeçmişinizde "Transferable Skill" lerinizi vurgulamayı unutmayın. Ve hatta transfer ettirerek yazın. Örnek: "Şırnak'ta çavuşluk yaptım", aslında "Experience in Team Leading" ve "Worked under pressure" olabilir unutmayın. 10. İlginç hobileriniz varsa yazın, bunların etkili olduğunu söyleyen bir çok arkadaşım oldu. Sanıyorum bu IT sektoründe ek önemi daha var: En büyük rakip gruplarımız Çinliler ve Hintliler, her iki grupta iş tecrübesi dışında çok az şey koyabiliyorlar özgeçmişlerine. Ruslar da buna dahil edilebilir. Oysa, "Scuba-diving", "Sky- diving", "Parapante", "Working in volunteer camps in Europe", "Guitar playing" biz Türkler arasında diğer saydığım toplumlara göre çok daha sık rastlanan hobiler. Bu özellikler ile, isminizin okuyanın aklında kalmasını, ve diğerlerinden farklı olduğunuzu göstererek (Kanadalı ise) bir yakınlık kurulmasını sağlamış olacaksınız. Sanırım bunların ne kadar önemli olduğunu biliyorsunuzdur veya yakında bileceksiniz! 11. İş bulma ve entegrasyon konulu kurslarda (bkz: madde 1) size değişik kişiler tarafından değişik öneriler sunulacak (aslında dikte ettirilecektir). Kişisel tavsiyem, kafanıza yatmayan, kendinizle bağdaşmayan hiçbir harekete girişmemeniz. (Örnek: COSTI' de bize, IT şirketlerinin müdürlerinin telefon numaralarını bulup, direkt bağlantı kurmamız tavsiye ediliyordu. Denemedim, o yüzden birşey söyleyemem. Ancak, 3 yıllık çalışma 175 Faruk Arslan hayatımda, hiç kimsenin bu şekilde bizim şirkete girdiğini duymadım. 12. Mülakat konusunda şunları unutmamakta fayda var: Doğu'da oldukca popüler olan, "yalan", "çıkarcılık" ve "rüşvet" gibi olgular burada daha az "görülebilir" olduğundan, bu konularda dikkatli olun. Yani, Geleneksel Türk sanatlarından olan, Abartma, Övünme, ve Çıkar Teklif etmek ters tepebilir. Karşınızdaki kişi, (eğer Kanadalı ise), bu olgulara hiç mazur (exposure) kalmamış olabilir ve ne dediğinizi anlamayabilir. 13. Aracı kurum (Headhunter) kullanmak tavsiye edilmiyor genelde, ancak ben baslangıç için bir sakıncasını görmüyorum. En iyi yöntem değil, ama başka aracılık yapacak kimse yoksa iyi fikir olabilir. Aracı kurumun sizden bir çıkarı yok, eğer size iş bulurlarsa oldukça yüklü para kazanıyorlar. Bu yüzden, olaya profesyonel olarak eğiliyorlar, ve çaba sarfediyorlar. (her zaman değil tabii). Size önerilerde bulunuyorlar. Mülakat gibi zamanlarda özellikle "tüyo" verebiliyorlar. Çünkü bir önce alınan/geri çevrilen adamı da onlar yollamış oldukları için durumu biliyorlar. İngilizce'niz kuvvetli değilse, "tercüman" oluyorlar. Aslında "katalizor" demek daha doğru. Size daha uzun süre ayırdıkları için siz kendinizi daha iyi anlatabilirsiniz onlara, sizi dinliyorlar. Onlarla daha "gerilimsiz" ilişki kurabilirsiniz. (Networking için ilk adım!) Her görüşmenizde, mülakat deneyiminiz artıyor! Negatif Yönü: Özgeçmişiniz sizin iradeniz dışında bir yerlere gidebiliyor, zaman kaybı, komisyonculara para yedirmemek gibi bir takıntınız varsa...Örnek Deneyim: Ben bir çok headhunter ile soğuk iş gorüşmeleri yaptıktan 176 Faruk Arslan sonra, sonuncusunda, farklı bir yol denedim: Adama, "bana güven ve UNIX'te bir 'entry-level' iş bul, herşeyi yapabilirim" dedim. Sonuç oldukca memnun edici oldu her ikimiz için de. 14. İşe girdikten sonra maaş artımı ve pozisyon yükseltilmesi güzel bir şekilde yapılıyor denebilir sanırım. En azından benim deneyimlerim bunu söylüyor. (bkz: madde 2) Dolayısıyla "entry-level" işe girmekte çok büyük bir sakınca yok başlangıç için. 15. Bir küçük detay önerisi daha: (Telefon ile iş görüşmeleri) Eğer İngilizce'nize güvenemiyorsanız, evinizdeki "answering machine"i kullanın. Gündüz telefonları açmayın, bırakın sizi arayan kişi not bıraksın. Daha sonra adı, soyadı, telefon numarası ve şirketi bu mesajlardan belirleyin, hatta gerekirse haklarında bilgi toplayın geri aramadan önce. Bunun ses tonunuz üzerinde etkisi olacaktır. (Ben bir türlü isimleri yakalayamıyordum ilk zamanlar.) "Klasik sorular" ile karşılaşacaksınız. ("En güçlü yanınız?" vs.) Unutmayın ki bu sorular değişik kılıflarda geliyor: "Eski müdürünüzü arasak, bize sizin hakkınızda ne söyler dersin?" "Bize en son çalıştığın yere/müdüre ait 3 kötü özellik söyle", "Bize bir 'war-story' anlatabilir misin?", "Have you ever worked under pressure?" , "Why did you leave your last company?" ve benzeri sorular aslında hep aynı yere varmaya çalışan sorular. Bunları aklınızdan çıkarmayın. Hiç kimse veya kurum hakkında negatif konuşmamaya özen gösterin! (23) Uğur Gündoğmuş, anlatıyor: "Kanada beni göçmen olarak kabul etti, ben de zaten zehir gibiyim, orada başarılı olmamam için hiç bir neden yok" diye sakın düşünmeyin. Mühendis bir arkadaşımın verdiği 177 Faruk Arslan bilgiye göre, her yıl Ontario'daki üniversitelerden yaklaşık 5,000 mühendis mezun oluyor ve her yıl 10,000 yeni mühendis de göçmen olarak Ontario eyaletine geliyor. Yani rekabet ne durumda tahmin edebilirsiniz. Mühendisliği sadece örnek olarak verdim, diğer meslekler için de hemen hemen aynı rekabet sözkonusu, zaten yeni yasada meslek puanı kaldırılıyor. Bir de olaya şöyle bakın; gelen herkes, ülkelerinin, sizin gibi en iyilerinden. Yüksek lisanslı, doktoralılar var. Sakın bunları gözünüzü korkutmak için yazdığımı düşünmeyin. Zaman zaman buraya bizden önce gelenler için "Kanada'nın nimetlerinden yararlanıyorsunuz, bir eliniz yağda diğeri balda" denildiğini okumuştum. Ben yeni gelen (1 - 2 yıllık) hiç bir Türk arkadaşımın ellerini yağ ve balda görmedim. Gördüklerim farklı yağ lekeleriydi. Buna hazırlıklı olun. Bu noktada ilginç bir şeyi aktarmak istiyorum. Burada herkes, her yaşta, her işe başvurabilir. Yani utanmak yok. Türkiye'deki mesleğinizi burada icra etmekte zorlandığınız noktada, üniversite eğitimi gerektirmeyen işlerde (bazıları `survival job´ diyor) çalışabilirsiniz. Dikkat edin, "çalışabilirsiniz" diyorum, çünkü bunun da garantisi yok. Burada, Türkiye'deyken yapmayı hiç düşünmediğiniz bir işi yapmak için bile, önce ciddi bir CV (buradaki adıyla resume) yazacaksınız. Birçok (bazen yüzlerce, binlerce) aday arasında görüşmeye seçileceksiniz, sonra da onların yöntemiyle kendinizi satacaksınız. Şaka yaptığımı ya da abarttığımı düşünenlere bir arkadaşımın tanıdığının başına gelen bir örneği aktarayım... Malum burada evcil hayvan sayısı bir hayli fazla. Şöyle akşam üzerleri bir parkta dolaşmaya giderseniz, 178 Faruk Arslan köpeklerini dolaştırmaya çıkmış bir çok insan görürsünüz. Bizim örneğimizdeki arkadaşımız da köpek dolaştırma işi için bir yere başvuruyor. Sorulan ilk soru "Kanada tecrübeniz var mı?". Şimdi bana köpek dolaştırmanın tecrübesi mi olurmuş diye sormayın, oluyormuş işte. İkinci soru ise "Hangi cins köpekleri dolaştırmakta tecrübelisiniz?". Ağlar mısınız yoksa güler misiniz siz karar verin... Şimdi bu iki örnek nasıl bertaraf edilir, ona gelelim. Yani kendi mesleğinizde hemen iş bulmak, bulamazsanız "survival job"u kısa sürede elde etmek. Bunun da hemen başlangıçta iki yöntemi var (diğerlerini daha sonra yazacağım). Birincisi şans (buraya gelince şiddetle ihtiyacınız olacak) ve ikincisi de para. Şans, sizin şansınıza kalmış ve para da sizin cüzdanınıza bakıyor. Benim bu konuda çok net iki önerim var: Bekar arkadaşlar 12.000 CAD'dan daha aşağı bir rakamla gelirlerse ve şansları yaver gitmezse, moralman kısa sürede çökebilirler. Kaba bir hesapla 500 CAD kalacak yer + 500 CAD yaşam giderleri diyorum. Bu da ayda 1.000 ve yılda 12.000 CAD yapıyor. Bu bir yılda da hayatınızı kazanmak zorundasınız artık. Benim gibi evli arkadaşlar ise biraz tufaya geliyor. Onlara önerim en az 20.000 CAD getirmeye çalışmaları. Yine kaba bir hesapla; 750 - 900 CAD arası kira ve 600 750 CAD arası yaşam giderleri toplam 1.500 CAD ediyor, 12 ile çarparsanız yıllık 18.000 CAD yapar ve geri kalan 2.000 CAD ise evinize almak zorunda olduğunuz, yatak, mutfak eşyası, tv v.b. giderleriniz için gereken asgari rakam. Türkiye'deki eşyalarınızı düşündüğünüzde biraz kötü olacaksınız, aldırmayın, başlangıçta herkes aynı durumda. Bu rakamlar en fazla %10 azalır ama %20 179 Faruk Arslan -30 artabilir de. Buraya gelecek bütün arkadaşlara yol gösterir diye düşünüyorum. Ha, kısa sürede iş mi buldunuz, süper!!! Paranız zaten sizin, güle güle harcayın ya da biriktirmeye devam edin. Burada alacağınız ilk evin ilk ana ödemesi için başlangıç olur, fena mı? Benim sözünü etmek istediğim şey, temel olarak şu: "Aman ben Kanada'ya kapağı atayım da ne olursa olsun" mantığını aklınıza bile getirmeyin. Eğer yukarıda söylediğim rakamları karşılayamazsanız ve mazallah uzun bir süre iş bulamazsanız, yaşayacağınız çöküntü çok büyük olur. Herkes farklı eğitimlerinden geldiği için, doğal olarak herkesin İngilizce seviyesi de farklı düzeyde. Robert kolej, Üsküdar Amerikan gibi İngilizcenin iyi öğretildiği bir liseden mezun değilseniz ya da bir şekilde İngilizceye çok hakim değilseniz, bu yazıyı okuduktan hemen sonra kendinize bir program yapın ve çalışmaya başlayın. Gramer bilginizin tam olduğunu düşünüyor olsanız bile, siz yine de bir gözden geçirin (herkesin eksiği var). Bilirsiniz; okumak ve anlamak, konuşmak ve yazmaktan çok daha kolaydır. Bu nedenle, yazma ve konuşma konusunda kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. Artık internet ortamında "chat" arkadaşları mı bulursunuz, Türkiye'de yaşayan yabancı arkadaşlar mı edinirsiniz bilemem, ama "native speaker" yani ana dili İngilizce olan birileriyle yazışın, konuşun, anlaşın. Bol bol pratik yapın. Kanada'da nasıl olsa mecburen gelişecek diye düşünmeyin ve olabildiğince hazırlıklı gelin. Dile uyum süreciniz, buraya geldiğinizde karşılacağınız ilk şey. Zorlanacaksınız. Önemli olan bu zorlu süreci olabildiğince kısa tutabilmek. Bu da tamamen sizin İngilizce düzeyinize bağlı. Unutmayın, ne kadar çok pratik yaparsanız o kadar iyi. Her fırsatı değerlendirin, 180 Faruk Arslan hatta siz fırsatlar yaratın. Evinizde kablo tv varsa, düzenli olarak BBC, CNN izleyin. Kulağınızı alıştırın. Çünkü şu anda olabildiğince geniş zamanınız var. Bu zamanı, buraya geldiğinizde rahat edebilmek için değerlendirin. Elbette buraya geldiğinizde, İngilizceleri sizden iyi olmayan pek çok insanla karşılacaksınız. Ama unutmayın, İngilizceniz ne kadar iyi olursa, buraya uyum sağlamanız, iş görüşmelerinde rahat etmeniz ve iş bulduktan sonra da iş ortamında herhangi bir dil sorunu yaşamamanız o derece kolay olacaktır. İnanın bu, ekmek kadar su kadar önemli. Bazılarınıza bu İngilizce çalışma önerisi çok sıradan gelebilir. Buraya geldiğinizde ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız. Türkiye'de yıllarca İngilizce eğitim görüp, buraya geldiğinde evine bir telefon bağlatmak için bile telefon etmeye çekinen insanlar tanıdım. Çünkü telefonda konuşmak, yüzyüze konuşmaktan çok daha farklı tahmin edersiniz. Sizler bu konuda hazırlıklı olun. Buraya geldiğinizde "ah keşke İngilizce çalışmaya zaman ayırsaydım" demeyin sonra. İngilizce ile bir şekilde haşır neşir olmaya başladınız, başka neler yapabilirsiniz? Hepimiz internet kullandığımıza göre, MS Office programlarına aşinasınız tabii ki... Yani Word, Excel, PowerPoint ve Access'den söz ediyorum. İşte size, buraya geldiğinizde kendi mesleğinizle ilgili hemen iş bulamazsanız, bir iş kapısı. Bir çok şirkette sadace bu programları çok (ama çok) iyi kullanabilen elemanlara ihtiyaç var. Lütfen dikkat!... çok iyi diyorum. Yani örneğin, Word'de dakikada kaç kelime yazdığınız çok önemli. Burada bir takım ajanslar var. Gidiyorsunuz, ben şu programları biliyorum diyorsunuz, hemen size bildiğinizi söylediğiniz programlarla ilgili bir test veriyorlar. Excel mi dediniz, geçiyorsunuz 181 Faruk Arslan bilgisayarın başına ve bilgi düzeyinizi test ediyorlar. Ak koyun kara koyun çıkıyor ortaya. Türkiye'de bizim şöyle bir sorunumuz var. Biz, herşeyi biliyoruz. Bu konuda, kendimden örnek vereyim. Word kullanıyorum, Excel ve PowerPoint biliyorum sayılır, ama ne kadar? Kendime yetecek kadar. Bu tip işler için kendine yetecek kadar biliyor olmak yetmiyor işte. Sizden daha iyi bilenler, doğal olarak bu işleri alıyorlar. Bilmem anlatabiliyor muyum? İşte sizlere bir tavsiye daha... Yapabiliyorsanız bu dört programın hepsinde de iyice kompetan olun. Word mü dediniz, işin piri olun... Access mi? Sizden sorulsun. Excel mi? Sizin için çocuk oyuncağı. PowerPoint mi? Kralını bilin. İsterseniz bunlardan herhangi birine iyice yoğunlaşın, ama ne yapın edin, hazır zamanınız varken, ingilizce gibi, bu programlara da vakit ayırın. Buraya gelince kendi alanınızda hemen iş mi buldunuz? Ne güzel! Bu programların hepsi neredeyse her şirketin demirbaşı. Zaten kullanacaksınız. İyi bilirseniz, layıkıyla kullanır ve iş arkadaşlarınızdan bir adım öne çıkarsanız. Biraz ter dökmeye değmez mi? Unutmadan ekleyeyim. Türkiye'de genellikle bu programların Türkçe versiyonları kullanılıyor. Burada her şey İngilizce, unutmayın. İngilizce programlarda hazırlanırsanız çok daha iyi olur. Bütün bu anlattıklarım ayrıntı gibi gelebilir. İnanın ayrıntı değil. Kanada, bir uzmanlaşma ülkesi. Zaten resume (latince CV'nin fransızca eşanlamlısı) hazırlarken, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Sizin kimliğiniz o! (24) Mesleğinizi 40 yaşından sonra değiştirirseniz, bilin bakalım başınıza neler gelir?!.. 182 Faruk Arslan 183 Faruk Arslan Altıncı Bölüm 40’INDAN SONRA YENIDEN MESLEK SEÇMEK Merkezi Viyana’da bulunan International Organization for Migration (IOM- Uluslararası Göç Örgütü) verilerine göre, kendi ülkelerinin dışında yaşayan insan sayısı 175 milyona ulaştı. Bu, son 30 yılda göçmen nüfusun 100 milyonluk bir artışı anlamına geliyor. Teknolojinin küçülttüğü dünyada insanlar başka ülkeleri ve kültürleri, başka ülkelerdeki imkanları oturdukları yerden tanıma imkanı bulunca, otomatikman başka ülkelere ve başka imkanlara kavuşma arzusunda bir artış yaşanıyor. Kanada’da göçmenlerin üzerinden yapılan emek sömürüsünün ekonomiye katkısı yıllık 50 milyar dolar. Güney komşumuz Amerika’da insanların yüzde 65’lik bir kısmı göçmenliği ekonomiye bir tehdit olarak görüyor. Çünkü, göçmenlerin çok fazla seçmeden ve ücretini umursamadan çalışması, iş arayan Kanadalı ve Amerikalı’nın iş bulmakta zorlanmasına veya daha düşük ücretle iş bulmasına sebep oluyor. Zengin ülke insanlarının kimi işleri yapmaktaki gönülsüzlüğü, ister istemez o işleri yapacak yabancılara ihtiyaç duyulmasını sağlıyor. İşte bu nedenle İspanya, Portekiz, İngiltere, Almanya dahil bir çok Avrupa ülkesi Avustralya, ABD ve Kanada gibi gelişmiş ülkelerin ekonomilerinin belli dalları artık göçmenlere bağımlı hale gelmiş durumda. Göçmenler açısından en büyük dram ise, geldikleri ülkelerdeki uzmanlık alanlarında iş bulmakta 184 Faruk Arslan zorlanmaları, hatta bunun hemen hemen mümkün olmaması; buldukları zaman da, o ülkenin insanlarından daha düşük ücretlerle aynı işi yapmak zorunda kalmaları veya aynı iş yerinde o ülkenin insanına göre daha çok çalıştığı halde daha çok azar işitmeleri oluşturuyor. Genellikle büyük çoğunluk meslek değiştiriyor. Yeniden okuyanlar, bir işe girdikten sonra eski meslek tecrübelerini kabul ettirebiliyor. Kanada ekonomisi dünyanın en büyük 7. ekonomisi ve her geçen gün daha da büyümesi bekleniyor. ABD gibi Kanada’da geleceğin bilgi iletişim toplumlarından bir tanesi olmaya aday. İleride işgücünün %50’den fazlasının bu sektörde çalışması bekleniyor. Ayrıca Kanada Dünya Ekonomik Forumunun hazırladığı global rekabet raporunda dördüncü sırada yer alıyor. Buna rağmen ileri teknoloji açısından 52 ülke arasından 4’üncü sırada geliyor. Kanada telekomünikasyon, uzay teknolojisi, nükleer teknoloji, biyoteknik, coğrafi keşif alanlarında bir dünya lideri. Bu alanlar, bilim ve teknoloji geçmişi olan göçmenlere pek çok olanaklar sunuyor. Hizmet sektöründe çalışmak isteyen göçmenlere ‘ her işi yaparım abi’ derlerse, iş bulma konusunda sıkıntı çekmezler. Kırk yaşından sonra meslek değiştirmeye hazır olun. Kanadalılar bile bunu yapıyor. Herkesin cebind ebir kaç diploma, sertifika, sanat, kurs belgesi var. Kimsenin iş mgarantisi yok, her an işinizi değiştirmek zorunda kalabilirsiniz. Kırkından sonra kolej ve üniversite okuyan çok göçmen ve Kanadalı tanıyorum. Göçmenlık başvurusu yapılan istenen belgelere sadece gülüyorum. Kanada’da göçmenler iş başvurusunda bulunurken onlardan mesleki yeterlilik sertifikası istenebilir. Bazı mesleklerde yeterlilik sertifikası zorunludur. Bazılarında 185 Faruk Arslan ise zorunlu değildir ancak göstermeniz sizin yararınıza olacaktır. Her eyaletin kendine özgü eğitim ve sertifika programları vardır. Ancak bunların arasında en geçerli olanı eyaletler arası seviye programlarının “Kırmızı Mühür” sertifikasıdır. Bu sertifika Kanada’nın tüm eyaletlerinde geçerlidir. Bu sertifikaya sahip olabilmek için başvurduğunuzda önce bir yazılı teste tabi tutulacaksınız. Sonra geçmiş iş deneyimlerinize bakılacaktır. Eğer bu sertifikayı almaya hak kazanırsanız sizden $40 ile $100 arası ücret alınacaktır. Zorunlu meslek icra etmek isteyen göçmenler, eyalete ait bir mesleki yeterlilik sertifikası elde etmek zorundadırlar. Bu gruba dahil olan meslekler : 1. Otomobil Teknisyenliği 2. Elektrik Teknisyenliği 3. Kuaförlük 4. Motorlu araç, klima, buzdolabı, iletişim, yakıt, elektrik fren sistemleri uzmanlığı 5. Hareketli vinç kullananlar 6. Su Tesisatçıları 7. Metal Ustaları 8. Buhar Tesisatçıları 9. Yüksek Vinç Kullananlar 10. Tır Tamircileri 11. Saat Tamircileri Bazı mesleklerde yasal olarak sertifika bulundurma zorunluluğu yoktur. Bu gruba dahil olan meslekler: 1. Aşçılık 2. Kuru Temizleme 3. Bahçıvanlık 186 Faruk Arslan 4. Boyacılık 5. Küçük Makine Tamirciliği 6. Makinistlik 7. Marangozluk 8. Sanayi elektrikçiliği 9. Matbaacılık 10. El sanatlarıyla uğraşanlar ABD’den sonra dünyada vatandaşlarına en yüksek yaşam standartlarını sunan ülke Kanada’dır. Bunun nedeni de satın alma gücünün oldukça yüksek olmasıdır. Kanada’da çalışanlar Amerikalı meslektaşlarından olukça düşük ücretler alıyorlar. Bu Amerikan şirketlerinin daha karlı olmasından, yada Kanadalı şirketlerin ayıbından kaynaklanmıyor. Sadece Kanada’da astronomik ücretlere rastlanmıyor. Genelde asgari ücret yaygın. Günlük $ 5. 25 ile $ 7. 60 arasında değişiyor. Garsonlar ve barmenler bundan da az ücretle çalışabiliyor. Çünkü bahşişleri var. Kanada’ya göç etmek isteyenler unutmamalıdırlar ki Kanada’da Türkiye’deki işlerinden çok daha düşük seviyede bir işte çalışmak zorunda kalabilirler. Kanada’da maaşlar on beş günde bir, ya direk çalışanların hesaplarına yatırılır ya da çekle ödenir. Çoğu şirketin prim sistemi var ve yıl sonlarında karla orantılı prim dağıtılıyor çalışanlara . Bu primlere genelde Noel primleri deniliyor ve üst düzey yöneticilere dağıtılıyor. Bu üst düzey yöneticilerin yıllık kazançlarını oldukça arttıran bir uygulama. Tüm primlerden gelir vergisi kesiliyor. Ayrıca şirketin çalışanlarına tahsis ettiği arabalardan da gelir vergisi kesiliyor. Çünkü onlar da gelir muamelesi görüyor. Müdürler ve uzmanlar otomobil, sağlık sigortası, diş parası, emekli maaşı, ve spor salonlarına üyelik gibi avantajlar elde edebiliyorlar. Ayrıca sürekli iş seyahatine 187 Faruk Arslan çıkan yöneticiler uçuşlarda kazandıkları mil puanlarını daha sonra kendi özel seyahatleri için kullanabiliyor. Bazı şirketlerin sosyal kulüpleri var. Çalışanlar cüzzi paralar ödeyerek bu klüplere üye olabilirler. Böylece pek çok sosyal etkinlikten faydalanabilirler. Eyaletlerdeki çalışma koşullarını her eyaletin kendi Çalışma Bakanlığı koyduğu kanunlarla belirliyor. Bu kanunlar tüm eyaletlerde üç aşağı beş yukarı aynı. Eyaletlerin İş Kanunlarına ek olarak bir de Kanada İş Kanunu var. Bu kanun da bankalar, demiryolları, postaneler gibi federal kanuna tabi kuruluşlarda çalışma koşullarını düzenliyor. Standart çalışma saatleri federal kanunla değil de eyalet kanunlarıyla belirleniyor. Fazla mesai %50 ücrete tabi. İş Kanununa göre : Haftalık çalışma süresi BC, MB, SK, YK eyaletlerinde ve federal kurumlarda 40 saattir. AB, NB, NF, ON, PQ eyaletlerinde ise haftalık 44 saattir. NS ve PE eyaletlerinde ise 48 saattir. Ancak uygulamada haftanın 5 günü toplam 37 ile 40 saat arası çalışılıyor. Çoğu işyerinde mesai sabah 8 ile 9 arası başlayıp, 5 ‘te sona eriyor. 1 saat öğle yemeği ve 2 tane 15 dakikalık ara olmakta. Yaz aylarında pek çok işyeri mesaiye yarım saat erken başlayıp, Cuma günleri 2:30’da mesailerini bitiriyorlar. Eğer herhangi bir resmi tatilde işe gelmeniz isteniyorsa bunun için normal ücretinizin iki buçuk katı kadar ücret alıyorsunuz. Kanunlara göre kimse resmi tatillerde işe gelmeye zorlanamaz. Ancak verilen ekstra ücret ve işverenin baskısı bu duruma itiraz etmenizi zorlaştırabilir. Eğer maaş alıyorsanız her zaman fazla mesai ücreti ödenmiyor. Bu durum alt ve üst yönetim seviyelerinde çoğunlukla böyle. Bazen çok yoğun işgünlerinden sonra ekstra dinlenme izni verilebiliyor. Ancak çoğu şirkette işin gerektirdiği kadar çalışmanız 188 Faruk Arslan bekleniyor. Kanada’ya yerleşecek bir Türk için en zor şeylerden bir tanesi de tatil süresinin azlığı olacaktır. Kanada’da yalnızca iki haftalık yıllık izin ve 8 günlük resmi tatil yapabilirsiniz. Yıllık izin tabii ki de iş yerindeki kıdeminizle doğru orantılıdır. İşyerinizde çalıştığınız yıllar artınca yıllık izninizde buna bağlı olarak artacaktır. Ancak bu yine de hiçbir zaman bir ay olamıyor. Yıllık izniniz süresince hem normal ücretinizi alabilecek hem de yıllık kazancınızın %4 ‘üne denk gelen bir miktar tatil ödeneği alabileceksiniz. Yıllık izin kullanma hakkını elde edip de yıllık iznini kullanmadan işten ayrılan bir kimseye ayrıldıktan sonraki en fazla bir hafta içinde yıllık izin ücreti ödenir. Kanada’da ailelerin üçte ikisinde eşlerden ikisi de çalışıp, para kazanmaktadır. Çocuk sahibi olduktan sonra part-time çalışan bayanlar da vardır. Kanada’da geniş part-time iş olanakları vardır. Hatta tüm çalışanların dörtte biri part time işlerde çalışıyo. Part time işlerin artması ekonomik krizlerin ve full time ücret ödemeyi karşılayamayan şirketler yüzünden ortaya çıktı. Part-time işler genelde tüketici sektöründe, fast food sektöründe, ve perakendecilik sektöründe yaygın. Sendikalar Kanada’da çok büyük bir güç teşkil etmiyorlar. Bunun nedeni de bugüne kadar güçlüklerle karşılaşmamış olmaları. Kanada tüm çalışanları katılıma teşvik eden kapalı bir sendika sistemi geliştirmiş. Bu sistem ilk başlarda reddedildi ancak yüksek mahkemenin desteklemesiyle kabul edildi. Tüm Kanada’da işgücünün yalnızca çeyreği sendikalaşmış durumda. Bu çeyreklik kısmın %66 ‘sı ulusal sendikalara, %30 ‘u da uluslararası sendikalara üye. Geriye kalan kısım da yerel veya eyalet sendikalarına üye. Örneğin Ontario eyalet sendikası. Kanada’da toplam 35 adet işçi 189 Faruk Arslan sendikası bulunuyor. Bunların en önemlilerini isimleri ve üye sayıları aşağıdaki gibi: Kanada Kamu Çalışanları Sendikası: 485. 000 üye Ulusal Kamu Çalışanları ve Genel Çalışanlar Sendikası : 325. 000 üye Birleşmiş Gıda ve Ticaret Sektöründe Çalışanlar Sendikası : 205. 000 üye Yazılı hizmet sözleşmesi yapılması Kanada’da zorunlu değil ancak hem işçinin hem de işverenin korunması açısından faydalı bir uygulama. Haksız yere işten çıkarma davalarının artması hizmet sözleşmelerinin önemini iyice arttırdı. Eğer başvurduğunuz görev yöneticilik düzeyinde değilse, sözleşmeli çalıştırılmayabilirsiniz. Bu da sosyal pek çok haktan mahrum kalabileceğiniz anlamına geliyor. Ancak yine de çok önemli değil çünkü Kanada’ya sürekli olarak yerleşmiş her göçmene devlet sağlık sigortası yapıyor. Bu yüzden çok fazla bir zararınız olmayacaktır. Hizmet sözleşmeleri genelde belirli bir deneme süresi içerirler. Eğer bu süre içerisinde işveren işçiden memnun kalmazsa ve işçiyi işten çıkarmak isterse bir haftalık ihbar tazminatı ödemekle yükümlüdür. Deneme süresi sona erdikten sonra hizmet sözleşmesinin esas hükümleri geçerli olur . Örneğin işçinin işten çıkarılması durumunda ödenecek ihbar tazminatı, işçinin hangi koşullar altında işine son verilebileceği ile ilgili maddeler kesinlik kazanır. Pek çok hizmet sözleşmesinde işçiye görevini istenildiği biçimde yerine getirmediği takdirde ihtar verilebileceği yazılıdır. İhtar aldığı halde hala davranışlarını düzeltmeyen işçinin işine son verilebilir. İhbar tazminatının miktarı işçinin işyerindeki kıdemine bağlıdır. Kıdem arttıkça ihbar tazminatı da artar. Kanada İş Kanununa göre bir işçiye ödenebilecek maksimum 190 Faruk Arslan ihbar tazminatı sekiz haftalık ücretidir. Yine aynı şekilde işçinin işten sebepsiz ayrılması durumunda işverene ödemesi gereken ihbar tazminatı en az iki haftalık ücretidir. İşverenin ödemesi gereken tazminat her koşulda işçiden daha yüksek tutulmuştur ki sık sık eleman değiştirmesinler. Kanada’da işyerlerindeki uygulamalar şirketten şirkete değişiklik gösterir. Ancak tüm şirketlerin en çok dikkat ettiği hususlar dakiklik, güvenilirlik, çok çalışmaktır. Bürolarda, restoranlarda, perakende satış mağazalarında, personel her dört saatte bir 15 dakikalık dinlenme hakkına sahiptir. Bunların dışında kalan işletmelerin bu kadar resmi mola uygulamaları yoktur ve mola dışında dinlenmek, işten kaytarıcı hareketlerde bulunmak pek hoş karşılanmaz. Ayrıca mesai saatleri içerisinde uzun süre şahsi telefon görüşmeleri yapmak, şirket dışındaki kimselerle şirket hakkında konuşmak da doğru davranışlar değildir. Çalışanların takım çalışmasına yatkın olmaları ve şirketlerinin belirlediği hedeflere sıkı sıkıya bağlı olmaları şirket için çok büyük önem taşır. Sürekli işten kaçmaya çalışanlar ve bir an önce iş bitsin diye can atanlar terfi edebilmeyi hayal bile etmesinler. Bu konuda hiç şansları yok çünkü. Kanada’da işyeri ortamı oldukça sıcak ve sosyaldir. Yöneticiler, müdürler altlarında çalışan insanlara oldukça yakındırlar. Kanadalı yöneticiler için önemli olan girişkenliktir. Astlarının onları yönlendirebilmesi, gelişime ve değişikliklere açık olmalarıdır. Bu onlar için sıkı bir hiyerarşiden çok daha önemlidir. Kanada’da şirkete akrabasını, yakınını sokup onlara ayrıcalık yapma pek rastlanan bir şey değildir . Türkiye’de çok yaygın olan bu olaya Kanada’da ancak birkaç aile şirketinde rastlanabilir. 191 Faruk Arslan Kanada’da işgücünün %45’ini kadınlar oluşturur. Kadınlar iş başvurusunda bulunabilme ve maaş konusunda erkeklerle eşit haklara sahiptirler. Bu kanunlarla belirlenmiştir. Ancak kadınlar yine de erkeklerden %25 daha az kazanıyor ve cinsiyet ayrımı hala devam ediyor. Kadınlara yapılan haksızlıklar yüzünden açılan davalar her geçen gün artıyor ve bu konuyla ilgili yeni yasalar çıkarılıyor. Bu da işverenleri terfi, maaş, cinsel taciz konularında daha duyarlı olmaya çağırıyor. Bir işverenin, işe alacağı elemanın yaşını, medeni durumunu dikkate alarak karar vermesi veya ilerde çocuk sahibi olup olmayacağı konusunda fikir yürütmesi yasal değildir. İşverenler genelde işe aldıkları bayanların çocuk sahibi olmalarını pek istemezler. Çünkü hamilelik, izni vermek ve elemanının uzun süre işten uzak kalacak olması işverenin hoşuna gitmez. Hamilelik izni tüm eyaletlerde dört aydır. Ayrıca çocuk doğduktan sonrada anne izin kullanacaktır. Doğumda ebeveynlerin ikisi de izin kullanma hakkına sahiptir. Çalışan kadına destek olan ve onların haklarını koruyan pek çok dernek vardır. Bazı beğenmediğiniz meslekler Kanada’da masteri, doktorası olandan daha fazla kazandırabilir. Örneğin bir demirci ustasının maaşı brüt 4.500 dolar. Maaşlarından da yüzde 16-18 arasında vergi kesilir. (25) MÜHENDİSLERİN DİKKATİNE! Mühendis ve Teknisyenler, nitelikli işgücü göçü içinde oldukça büyük bir paya sahipler. ABD'de 1990 nüfus verilerine göre, 234.178 yabancı uyruklu mühendisin bulunduğu ve bunların toplam mühendislerin %12.5'ni temsil ettiği görülüyor. Bu grup içinde özellikle Hintli bilgisayar mühendisleri önemli bir yer tutuyor. 192 Faruk Arslan Kanada’nın mühendis aradığını sanarak balıklama atlamayın. Bu alanda iş bulmak neredeyse imkansız. Ama inatçı iseniz imkansız diye bir mefhum yoktur. Dört tecrübe ile meramımızı özetleyelim. Pakistanlı dostum Mazhar, tam 10 yıl işe girebilmek için sayısız deneme yapmış bir yüksek inşaat mühendisi. Ülkesinde büyük projelere imza atmış, ama nafile. Ne zamanki Kanada’da yeniden master yapıp bir petrol şirketinde proje mühendisi değil inşaat işcisi olarak işe başlıyor, makus kader yüzüne gülüyor. Kısa sürede ustabaşı oluyor. Sadece bir yıl sonra ise proje müdürü olurken, eski tecrübelerini var kabul etmeye başlıyorlar. 5 sene sonra Kanada’nın en büyük petrol rafinerisi CoOp’un Batı Kanada’da tüm benzin istasyon-marketlerini inşa eden, projelerini çizen, onaylayan genel müdürlüğe yükseliyor. Artık Pakistan’a dönmeyi düşünmüyor. Ancak ilk yıllarda yaşadıklarını, 3 yıl işsizlik parası alıp, her türlü işte çalışıp saçlarını dökmesini, en alt seviye de yaşamasını hiç unutmuyor. Kitap yazdığımı söyleyince yaşadıklarımı yazmazsan darılırım demişti. Ayrımcılığın daniskasıyla karşılaşmış. Daha yeni mezun Kanadalılar yılların mühendisine uzaydan gelmiş gibi bakmışlar. Mesleğinizi yapmak istiyorsanız, mutlaka Kanada’dan eğitim alacak, işe hiç yüksünmeden en alt birimden başlıyacak, kendinizi ispatlayacaksınız. Kanadalıları kısa sürede geçeceksiniz, ama ya Sabır çekerek epey diş sıkacaksınız. Oktay Selçuk, ailesiyle birlikte 1999 yılında Kanada'ya geldi, ilk 8 ay içinde 300 - 390 kadar işe İnşaat Mühendisi olarak başvurmasına rağmen hiçbir görüşme bile alamadı. Sebep olarak hep aynı konu gösteriliyordu, "Canadian Experience ", yani Kanada' da iş veya eğitim 193 Faruk Arslan tecrübesi. Bunun üzerine belirli bir süre sonra Türkiye'ye dönmeye, vatandaşlık ve diğer haklarını yakmaya karar verdi. Türkiye'de iş bulmasına rağmen bu sefer birazda çevresindekilerin baskısı ile tekrar Kanada' ya dönüş yaptı. Bu sefer Toronto' da Dufferin-Peel bölgesinde bir okula devam etti ve değişik inşaat firmalarında "ücretsiz" çalışmak için gönüllü oldu. Toronto' nun Cost Consultant firmasında 6 ay bedava çalıştıktan sonra firma tarafından işe alındı. Şu sıralar PQS ve P.Eng lisanslarını alabilmek için çalışıyor. Selçuk’un tavsiyeleri şunlar: Buralara yeni gelecek arkadaşlar için tavsiyem öncelikle İngilizce bilgilerini eğer mümkün ise Türkiye standartlarının çok üstüne çıkartmalarıdır. Burada özellikle şantiyelerde çok yerel ağız ile İngilizce konuşulduğu için gerçekten dert anlatma veya anlama problem olabiliyor. Bu engeli aştıktan sonra önünüze ikinci engel olarak tekrar "Canadian Experience" çıkacaktır. Bunuda aşmak için benim devam ettiğim okul gibi değişik okullar ile kendinizi geliştirmek istediğiniz piyasanın içine atmak çok mantıklı bence. Burayı sakın Türkiye gibi düşünmeyin, devletten fakirlik paranızı alın (welfare) ve bir süre tecrübe için gönüllü çalışın. İnanın 1 yıl bu şekilde çalışan diğer devletlerden göçmenler tanıyorum. Bu şekilde kendinizi gösterebilirseniz iyi bir iş kapabilirsiniz. Nereden mezun olduğunuzun hiç ama hiçbir önemi yok, mesleğiniz ile ilgili özel alanlar öğrenin ve iş aramalarınızı o alanda daraltın ve kesinlikle ümidinizi hiçbir zaman yitirmeyin. Zaten Kanada'da 1 yıl iş tecrübeniz var ise Profesyonel Mühendis lisansı almaya hak kazanıyorsunuz. Kanada' da rekabet ettiğiniz insanlar genellikle dünyanın her yerinden gelmiş ve kendi memleketlerinde başarılı olmuş kişiler, bu yüzden 194 Faruk Arslan kendinizi ve mesleki bilgilerinizi yenilemeniz gerekebilir, unutmayın bunlar hep süre ve ekstra maliyettir. Gönüllü olarak çalışmaktan korkmayın, burada maalesef sistem bu şekilde işliyor, ben şahsen ücretsiz olarak çalışan Kanadalılar bile tanıyorum. Kanada' da ki iş mantığına göre siz çalışmıyor, öğreniyorsunuz, onlarda sizin için zaman harcıyor ve yetişmenizi sabırla bekliyorlar. Her yerde olduğu gibi zaman burada paradır, yani bir nevi size harçlık veriyorlar yetişmeniz için. Fima içinde de teknik bilgilerinizden çok ilişkilerinize dikkat edin, sizi işin içine sokacak en önemli şey diğerleri ile ilişkilerinizdir. Kimse ile kavga etmeyin, hoşgörülü ve dürüst olun. İyi bir kişilik sahibi olmanız, iyi bir pozisyona gelmeniz için en önemli anahtardır. Bu ülkede amaçlarınızı ve bu yolları iyi belirlemeniz lazım. Mühendisler için faydalı Web siteleri adresleri: ( Professional Engineers of Ontario ) - P.Eng ( Hakediş ve Metraj Uzmanları ) - PQS ( Toronto Construction Association ) Toronto İnşaat Birliği Son söz olarak, Kanada'ya gelmeden önce iyi düşünün, ne bekliyorsunuz? Para yapmak ve kısa yoldan köşeyi dönmek istiyorsanız Türkiye' de kalın. Burada hayata bir daha sıfırdan başlıyorsunuz, kimseye değil kendinize güvenerek bu yola çıkın. Unutmayın burası dünyanın en iyilerinin bulunduğu, rekabetin en yüksek derecede yaşandığı bir ülke. Türkiye' deki mesleki tecrübeleriniz ve eğitim bilgileriniz burada kesinlikle geçmez. (26) Bir başka tecrübede Yusuf Altıntaş ‘dan aktaralım. Kanada'ya mesleğinde çalışabilmek icin gelen mühendislerin çoğu hüsranla karşılaşıp, işsiz kalabiliyor. 195 Faruk Arslan Sayıları oldukça yüksek olan mühendis göçmenler umarım aşağıdaki bilgilerden yararlanabilir. Kanada'da mühendislik eğitimi, Türkiye'de olduğu gibi lise eğitiminden sonra dört yıl sürmektedir. Toronto , UBC, McGill, Waterloo , Queens gibi tanınmış üniversitelerden mezun olanlarla diğer Kanada üniversiteleri arasında eğitim kalitesi açısından fazla fark yoktur. Tanınmış üniversiteler daha çok akademik araştırmaları ile ünlülerdir. Türkiye'de ise durum aynı değil. Örneğin Diyarbakır ve Isparta Üniversitelerinden davet ettiğim misafir doktora öğrencileri, bölümlerindeki uzman hoca sayısının azlığını anlatınca eğitim kalitesinin ne kadar zayıf olduğunu tahmin edebildim. Kanada'da ise eğitimin kalitesi Canadian Engineering Accreditation Board (Kanada Mühendislik Akreditasyon Kurulu) tarafından periyodik olarak kontrol edilir ve yeterince mühendislik eğitimi veremeyen okulların mühendislik ünvanı verme yetkileri iptal edilir. Türkiye'de ODTÜ ve ITÜ gibi tanınmış okullar Amerikan Akreditasyonu almaya başlamışlardır. İş ararken, akreditasyonu olan bir okuldan diploma belgesi önemli olabilir. Kanada ve Amerikan mühendislik akreditasyonu eşdeğerlidir. Mühendislerin dikkatini çeken ikinci şart ise "Profesyonel Mühendis" kimliğinin bazı şirketlerce istenmesidir. Bunun Türkiye'de karşılığı ise Mühendislik Odasına kayıtlı olmaktır. Kanada'danın her eyaletinde Profesyonel Mühendisler Odası (Professional Engineering Association) vardır. Yasal olarak, ancak odalar mühendislik ünvanı kullanımına izin verebilir. Odaya kayıtlı olmayan bir kişi, Kanada dahil mühendislik okulundan mezun olsa dahi mühendis ünvanını kullanamaz. Eğer izinsiz kullanırsa hapis ve para cezasına 196 Faruk Arslan çarptırılabilir. Ayrıca, mühendislik hataları ve etik dışı davranışlar da oda tarafından kovuşturulur ve cezaları Oda verir. Kısacası, mühendislik ile ilgili olan tüm iş ilişkilerini ve çalışmaları Odalar düzenler ve kanunların tanıdığı yetkiler ile donatılmıştır. Fiili olarak mühendislik yapmak için illa Odaya kayıtlı olma zorunluğu pratikte yoktur. Mimarlık, bina konstruksiyon - inşaat mühendisleri, kazan-boru-kalorifor-asansör dizaynı yapan makine mühendisleri, elektrik tesisati döşeyen elektrik mühendisleri, maden ocağında çalışan veya dizayn eden maden muhendisleri Odaya kayıtlı olmadan çalışamazlar. Kısacası, insan yaşamını tehlikeye sokacak her türlü mühendislik işlemlerini ancak Odaya kayıtlı mühendisler yapabilir ve sadece onların projelere ünvanları ile imza atma yetkileri vardır. Ama imza yetkisi olan bir mühendisin yönetimi altında çalışmak ise serbesttir, zira imza yetkisi olan mühendis Odaya karşı projeden kanun karşısında sorumludur. Ayrıca, imza yetkisi gerekmeyen mühendislik işlemleri vardır. Örneğin Kanada'ya 1978 'de gelmeme rağmen, ben 1995' de Odaya kayıt oldum. Bu zaman aralığında ise imalat mühendisi olarak uçak motor fabrikasında uzman, CAD/CAM enstitusunde baş mühendis, ve mühendislik fakültesinde ise hoca olarak çalıştım. Zira imalat mühendisliğinde konstruksiyon dizayni olmadığı icin hiç bir zaman mühendislik imzası gerekmiyor. 1995' de ise sırf Odaya karşı nezaket gereği üye oldum ve şimdiye kadar hiç de imzamı kullanmadım. Odaya kayıt olmanın yöntemi kısaca aşağıda sıralanmıştır: Noterden İngilizce tasdikli, mühendislik diplomanız ve aldığınız derslerin sene itibarı ile listesi. Türkiye'de kısaca buna not belgesi, burada ise 197 Faruk Arslan "Transcript" deniliyor. Aldığınız her dersin içeriğini veya müfredatını anlatan belge. Maalesef bu belgeyi Türkiye'de bulmak eskiden çok zordu, şimdi ise daha kolay. Kanada'da her Üniversite, her yıl senatosunun onayı ile "Calendar" dediğimiz, her bölümün ders müfredatı, derece almak için gerekli şartları, hocaların ünvanları ve adlarını içeren kitapçıklar dağıtır. Ayni bilgi web sayfalarına da konur. Türkiye'deki Üniversitelerden de ayni bilgiyi bulup, kaynağını açıkça belirterek İngilizceye çevirip odaya vermek gerekli. Eğer odaya daha önce aynı okuldan birisi kayıt olmuş ise, bu bilgi gerekmeyebilir. Kanada Üniversitelerinin Internet üzerindeki takvimleri örnek alınabilir. Oda dosyanızı inceleyip, sizden belirli ek dersler için sınav isteyebilir. Eğer bu konuya cidden hakim iseniz, sınava diplomatik olarak ispatı ile birlikte itiraz edebilirsiniz. Kanada'da kavga ve tartışma yöntemi ile çözüm yaratamazsınız, aksine kapılar yüzünüze daha hızlı kapatılır. İtirazlar diplomatik ve tutarlı olmak zorundadır. Sınavlara ya kendiniz çalısıp Odada girersiniz, veya Üniversiteden o dersi alıp sınavi geçtiğinizi ispatlarsınız. Kanada'da okumayan her mühendisin etik, yani iş hukuku, sınavından geçmesi gereklidir. Hukuk sınavını verilen kitapçığı iki gün okuyarak geçebilirsiniz. Oda sizin akreditasyonlarinizi kabul ederse, imza yetkisi olan bir mühendisin altında "Engineering in Training", yani stajyer mühendis ünvani ile odaya kayıtlı çalışabilirsiniz. Kanada'da eğitim almış mühendisler de ilk dört yıl sadece stajyer olarak çalışabilirler. Dört yıl sonunda başvuru ve inceleme ile mühendislik ünvanı 198 Faruk Arslan verilir. Fakat iş tecrübeniz varsa, projelerinizi gösterip bu süreyi azaltabilirsiniz. Devlet işlerinde çalışan mühendislerin çoğu Odaya kayıtlı olmak zorundadır. İş ilanlarında genellikle Odaya kayıtlı (Professsional Engineer) veya Odaya kayıt olmaya adaylık şart koşulur. Fakat imalat, bilgisayar gibi bazı mühendislik hizmetleri Odaya kayıtlı olmadan da yapılabilir. Odaya kayıtlı bir mühendisin altında çalışma imkanın da olabileceğini unutmamak gerekiyor. Kanımca piyasada mühendis olarak iş bulmanın en önemli şartı Kanada tecrübesi ve Kanada'daki bir okuldan mezuniyet. Bunun çaresi ise Kanada'ya göç eder etmez bir yandan iş aramak, diğer yandan boş durmadan bir Üniversitede master öğrencisi olmak veya mezuniyet notunuz düşükse, ek lisans dersleri alıp geçer not almanız. Ayrıca Teknik Kolejlerden meslek dersleri almak da şansınızı artırabilir. (27) Kanada'ya yerleşen göçmenlerin ailelerinde yaşanan sorunların çözümüne Kanada kanunları her zaman cevap veremiyor, yeterli olamıyor. Dinleri, kültürleri, aile yapıları farklı göçmenlerde meydana gelen aile krizleri polis veya mahkemelere intikal ettiği taktirde kriz, aile yıkımına dönüşüyor. Özellikle müslüman ülkelerden gelenler, ailevi sorunları kendi toplumu içinde çözmeyi veya kendi kültürlerini anlayan kurumlara başvurmayı daha akılcı buluyor. Bu konuda faaliyet gösteren Kanada anlayışında kurum sayısı maalesef cami ve müslüman community merkezlerini saymazsak sadece ikiydi 2003’te. 2009’da mantar gibi çoğaldı, elliyi buldu. 2003’te biri Kanada Müslümanlar Konseyi diğeri ise Güney Asya Aile Destek Servisiydi. 2003’de röportaj yaptığım Güney Asya Aile 199 Faruk Arslan Destek Servisi Genel Müdürü Bangladeşli kökenli Kazi Hoque'nin hayat hikayesi tek başına göçmenlerin önüne konan bariyerleri göstermesi açısından ibret vericiydi. Aynı merkezi 2009’da üniversite ödev projesi olarak yazmaya gittiğimde kurumu pek büyümüş gördüm. Ülkesinde Sosyolji lisan ve yüksek lisans eğitimi gören Hoque, Kanada'ya geldiğinde iş bulamaz. Ottawa'daki Carleton Üniversitesi'nde Sosyoloji alanında tekrar master yapar. Yüzlerce mülakata girer, ama nafile. Başvurduğu ' iyi iş'lere alınan hep kendi eğitim seviyesinden aşağıda olmasına rağmen ' Beyaz Kanadalılar' olur. 1992-1994 yıllarında Kanada'da iş olmadığı kanaatine varan Hoque ABD'ye gider ve orada aynı alanda doktorasını tamamlar. ABD hükümetinde Gelişmemiş Bölgeleri Geliştirme Bölümünde 3 yıl uzman olarak çalışır ve Kuzey Amerika tecrübesi ile donandığını sanarak tekrar Kanada'ya döner.York Üniversitesi'nde açılan öğretim elemanı kadrosuna başvurur. Yine işe alınan yüksek lisansını yeni bitirmiş tecrübesi hiç olmayan bir Kanadalı olur. Müslümanların özellikle Uzakdoğudan ve Ortadoğudan gelenlerin renkleri nedeniyle ırkçılığa ve ayrımcılığa maruz kaldığını ve buna bağlı olarak aile yıkımlarının yaşandığını tespit eden Bangladeşlilerin 10 yıl önce kurduğu Güney Asya Aile Destek Servisi'ne destek veren Hoque, kurumun programlarını geliştirerek hükümetden ' Grant' almayı başarır. Bugün 5 ayrı şubesi bulunan kurumda 52 kişi çalışıyor, sadece LINC İngilizce kurslarında 15 öğretmen ders veriyor, 16 kişi ofislerde ve daycarelerde görev yapıyor. Kadınlara, gençlere, çocuklara yönelik verdiği hizmetleri Kanadalı kurumlarla koordineli biçimde yürütüyor. Çünkü devletden finansman alındığı için yılda üç defa rapor hazırlıyor. ' 200 Faruk Arslan Onlar bizim gölge elemanlarımız' diyen Hoque, hergün arayarak bilgi aldıklarını ve ani ziyaretlerle çalışmalarını denetim altında tuttuklarını söylüyor. 20'den fazla programlarına federal, eyalet, belediye seviyesinde yıllık 2 milyon dolara yakın maddi destek bulan Hoque, ayrıca United Way ve Children Aid Society ile özellikle kadın ve çocuklara yönelik programlarda ortak çalışıyor. Çünkü devlet büyük grantı United Way'a, çocuklarla ilgili tüm programların kontrolünü ise Children Aid Society'e veriyor ve sizin onlardan program karşılığı geçici grant almanızı öneriyor. Topluma hizmet götürmek isteyenlerin ' Taşeron' olmaktan başka çaresi yok. 8 ayrı dilde; Bangladeşce, Uruca, Farsca, Pencabca, Peştuca, Hinduca, Guceratca ve Çince hizmet veren kurumda göçmenleri yerleştirme uzmanları çalışıyor. Uyuşturucuya karşı mücadele, ev ödevi klübü, nasıl iyi veli olunur gibi yeni programlar ve gençlere yönelik eğitim ve spor aktiviteleri ile her geçen gün alanlarını genişlettiklerini ifade eden Hoque, müslüman toplumunda en büyük sorunun kadınlarda ve Kanada toplumunda dejenere olan çocuklarda yaşandığına dikkat çekiyor. Aile içi kavga nedeniyle pek çok göçmen çocuğun ellerinden alındığını ve yüzlerce boşanma davasının aile parçalanmalarına yol açtığını anlatan Hoque, mahkeme sürecinde gözlemci ve uzman danışman olarak katılarak Kanada mahkemelerinin aileleri yokeden kararlara imza atmasını engellediklerini vurguluyor. Yeni gelenlere ev ve iş bulunması, mesleki tecrübelerini yenilemeleri ve Kanada marketine hazırlanması gibi pek çok hizmetin göçmenlerin uyumunu kolaylaştırdığını belirten Hoque, Kanada'da yaşlı nüfusun 2010 yılında yüzde 23'lere ulaşacağını hesap ederek yaşlılar için yeni 201 Faruk Arslan programlar hazırlamaya çalıştıklarını kaydediyor. 2009 itibariyle ISAP denilen göçmenleri topluma uyum sağlatma bütçesinden federal hükümetten hibe alan kurum, hizmet verdiği dil sayısını 20’ye çıkardı. Kanada'da pek çok müslüman topluluğu henüz kurumsallaşmalarını tamamlayamadıkları için ailevi sorunlarda danışman olarak camileri ziyaret ediyor ve imamlar bir nevi Sosyal Worker'lık görevi yapıyor. Ancak camiler ve imamlarını Kanada kurumları taraf olarak mahkemelere çağırmıyor veya takip etmelerine izin vermiyor. Gönüllü ve tabi seyrinde yürüyen bu sosyal hizmetin Kanadalılara benimsetilmesi hem yanlış bakışları bertaraf etmek hemde mahkemelerde mağdur olan müslümanların sorunlarını çözmek için elzem. Canadian Lawyer dergisinde ' Kanada'da İslami Kanun' başlıklı makalesinde bu konuya işaret eden Müslüman Avukat-Yazar Judy Van Rijan, Yahudilerin kendi dinlerindeki kuralları Kanada mahkemelerine kabul ettirerek din adamlarını mahkemelere uzman olarak gönderdiklerini belirterek, kurdukları aracı kurumların pek çok ailevi davayı mahkemeye intikal etmeden kendi içlerinde çözdüğünün altını çiziyor ve soruyor: Nüfusları 650 bine ulaşan ve Yahudileri geçen müslümanlar neden kendi din ve kültürlerine göre yapılandırılmış aracı kurumlara sahip olmasın. Bu çağrı 2006’da yankı buldu, Kanada mahkemeleri Yahudilere verilen hakkı müslümanlara da verdi. Şeriata uymak serbest artık. Doktorların Kanada’ya gelmesini hiç tavsiye etmiyorum. Kanada'nın yetiştirdiği doktorları ABD kaparken, yabancı ülkede eğitimli doktorlar önlerine konan engeller nedeniyle meslekleriyle ilgisi olmayan işlerde çalışmaya zorlanıyor, eşitsizliğe sitemle bakıyor. 202 Faruk Arslan Ontario’da 2008’de yeniden seçilen Dalton McGuinty, seçim vaadi olarak daha fazla uluslararası eğitimi olan doktora lisans verileceği ve 9 bin hemşirenin işe alınacağını açıkladığı için, gözler yeni bir umutla hükümete çevrildi. Doktorların ve diğer mesleklere mensup göçmenlerin önündeki en büyük engelin, sayısı 38'i bulan, denklikleri uyarlayan aşırı kuralcı regule edici kurumların değişime kapalı olması gösteriliyor. Kanunlara yaslanan bu kurumlar, ülkeye göçmen olarak gelen ve aralarında doktorların da bulunduğu eğitimli insanlara mesleklerini yapabilme konusunda ağır koşullar öne sürmeye devam ediyor. Kanada Bağımsız İş Federasyonu'nun hazırladığı rapor, ülkede doktor, hemşire ve öğretmen açığı bulunmasına rağmen iş dünyasının yüzde 50 oranında endişeli olduğunu ortaya çıkardı. Rapor, piyasalar yüzde yüz istihdam konusunda tedirginlik yaşamadan göçmenlere sıra gelmeyeceğini savundu. Kanada'nın işleyen bir göçmen kanunu olmasına rağmen piyasayla uyumlu bir göçmenleri istihdam politikası bulunmuyor. Mesleki tecrübelere ve eğitimlerine göre göçmenliğe kabul edilenler, ancak ülkeye geldikten sonra kaderleriyle başbaşa bırakıldıklarını öğreniyor. Bir yandan Kanada'da eğitim alan doktorların ve hemşirelerin önemli bir bölümü çalışmak için ABD'yi tercih ederken, öbür yanda göçmenlere uygulanan ayrımcılık duvarları kaldırılmadığı için nitelikli göçmenlerin işgücü heba ediliyor. Rekabet ortamı acımasız Kapitalist ekonominin getirdiği acımasız rekabet ortamının yanısıra göçmenler, dil ve kültür uyumundan dolayı iş mülakatlarında Kanada eğitimlilerle rekabet edemiyor. Kanada Tıp Konseyi'nin koyduğu diploma uyarlama imtihanı, İngilizce testi, göçmen veya 203 Faruk Arslan yabancı ülkede eğitimli Kanadalıların kadro açılan yerlere başvurmalarına engel oluyor. Uluslar arası eğitimli göçmen Veterinerler, konulan şartların ağırlığından; lisans için yeni imtihan açılmamasından veya açılsada yazılı imtihan dışında ayrımcı sonuçlara açık sözlü uygulamalı saha sınavlardan geçirilmelerinden dolayı eleniyor. Bu nedenle ülkede yeniden eğitim almış göçmenler dışında işe alınmış lisanslı Veteriner göçmen bulunmuyor. Uluslar arası eğitimli, tecrübeli bir Diş doktorunun şansı, İngilizcesi yeterli olsa bile 2 yıldan fazla süren yeniden ihtisas alanını okumaması halinde sıfır ihtimal görülüyor. Göçmen bir Diş hekimi, hekim asistanı olarak bile çalışamıyor. 75 kadroya 600 başvuru Bu arada yeni göçmenler üzerinde yapılan bir araştırma, OSAP öğrenim kredisi şartlarının 2003 yılından beri ağırlaştırılması ve miktarının azaltılmasının, göçmenlerde yeniden okumaya olan isteği azalttığını ortaya koydu. Her yıl ümitlerini tüketen doktorların çoğunluğu bir süre sonra ailelerini geçindirmek için taksi sürmeye, pizza dağıtmaya başlıyor. Uluslar arası Doktorlar ve Cerrahlar Derneği'nin tespitlerine göre, Ontario'da yaşayan 4 bin yabancı ülkede eğitimli doktordan 2006 yılında açılan 75 kişilik boş kadro için 600 aday başvuruda bulundu. Rekabetin üst düzeyde olduğu Ontario'da az sayıda yer açıldığı ve yere göre 10 kez fazla başvuru yapıldığı için yabancı doktorların işe girme şansı düşük gözüküyor. Uluslar arası Doktorlar ve Cerrahlar Derneği, yeni gelen doktorların Kanada'nın doktor açığı bulunan ve rekabetin fazla olmadığı Saskatchewan, Manitoba, Nova Scotia gibi eyaletlerine giderek şanslarını denemelerini öneriyor. Ontario Başkanı McGuinty ise, önümüzdeki 4 yıl için bu alanda çalışma yapılması amacıyla 20 milyon dolarlık fon 204 Faruk Arslan oluşturdu. Hali hazırda Toronto Üniversitesi'nde ortak çalışma grubu çalışmalarını sürdürmesine karşın, 38'i aşkın denklik uyarlaması yapan kurum, kuralları değiştirme konusunda istekli davranmıyor. Kanada'ya gelen her 100 göçmenden 60'ı mühendis olmasına rağmen, geçtiğimiz altı ay içinde sadece bir kuralda yumuşamaya gidildi. Mühendisler için talep edilen Kanada tecrübesi çalışma süresi bir yıla indirildi. Doktorlar, Veteriner, Diş hekimleri ve öğretmenler başta olmak üzere diğer meslek gruplarını düzenleyen kurumlar, kurallarını yumuşatmaya yanaşmadı. Eyaletler arasında kurulan Ortak Çalışma Grubu, sorunu sistematik ayrımcılıkta değilde daha ziyade göçmenlerin mevcut sistematikte yol yordam bulamamasında gördüğü için kurallar konusunda bilgilendirme alanını geliştirmeye, yeni kurslar açmaya yoğunlaştırdı. Kanada Tıp Derneği'nin yayın organı Canadian Medical Association Journal'ın yaptığı araştırma, Kanada'nın Kanadalılar için tıp alanında ABD'nin alıştırma ve staj alanı olduğunu ortaya koydu. Robert L. Phillips, Stephen Petterson, George E. Fryer ve Walter Rosser imzasıyla yayımlanan bir araştırmada, Kanada'da tıp eğitimini tamamlayan doktorların iş alanı olarak ABD'yi tercih ettikleri, 8 bin 162'si uzman 1023'ü pratisyen 9 binden fazla doktorun ABD'de çalışmaya gittiği, Kanada'nın doktor ihtiyacının ise bir türlü karşılanamadığı ortaya kondu. ABD doğumlu olanların dışında, Kanada'da üniversite eğitimi alan Kanadalı doktorların yarısının, eğitim sonrası master başta olmak üzere ABD'yi tercih ettiği kaydedilen araştırmada, uzman doktorların da yüzde 20'sinin halen ABD'de olduğu vurgulandı. Araştırma ekibi, çalışma koşulları ve gelir düzeyinin yüksekliği nedeniyle ABD'ye 205 Faruk Arslan giden doktorlar için Kanada'yı cazip duruma getirecek birşeyler yapılmasının şart olduğunu ifade ederek, bu konuda federal ve eyalet yönetimlerine görev düştüğünü bildirdi. Araştırmada, doktorların büyük bölümünün ABD'de mutsuz. (28) Bu bariyeri ortadan kaldırmak için Ontario Eyalet Hükümeti kanun çıkardı. 2007’da McGuinty hükümetinin kabul ettiği ‘Bill 124-The Fair Access to Regulated Professions Act ne yazık ki, piyasada çalışmıyor. Doktorlar, hemşireler, mühendisler pek çok meslek grupları zor durumda. Kanada dışında aldıkları diplomalarının denkliği, mesleki tecrübelerinin geçerliliği yok. Göçmenlere ayrımcılık yapılıyor. Diplomaları tanınmıyor, bu nedenle yeniden okumak zorunda kalıyorlar. Hem zaman hem para kaybı, hem de bu insanlara eziyet. Denklik nasıl oluşturulur, ayrımcılık baskısından yeni gelenler nasıl kurtarılır konusu politikacıların istismar ettiği konulardan. Seçim önceleri vaat var, icraat yok. Haksızlığa maruz kalan bu insanlar, iş dünyasına kazandırılmıyor. Bu bilinçli bir durum, görünmeyen eller tarafından statüko değiştirilmiyor. Sistemi tıkayan, 38’den fazla güya regule edici meslek kuruluşu derneğinin bizzat kendileri. Hangi mesleğin nasıl sisteme gireceğinin kurallarını onlar belirler, bağımsız çalışırlar. İmza kampanyası düzenledim, Meclis’e gönderdim; pişkin politikacılardan teşekkür mektubundan başka bir aksiyon görülmedi. Kanun koyucular herşey değil. Serbest piyasada kuralları başkaları koyuyor. Velhasıl kelam, 40’ından sonra meslek değiştirmek kolay iş değil. Bu nedenle okumayı gözü yemeyenler, eğer ticarete yatkınsa rızıklarını bu yönde aramaları tavsiye olunur. Sıra zaten bu konuya geldi. 206 Faruk Arslan 207 Faruk Arslan Yedinci Bölüm İŞ ARAMA İŞ KUR ‘Kanada’da iş arama iş kur’ taktiği ticarete yatkın olanlar için geçerli. Birdenbire vurgun yapamazsınız, ama ‘self-employed’ olarak kendi işinizi yönetir, 150 bin dolarlık bir small business ile rahat yaşarsınız. Kanada'da kendi işinizi kurmadan önce Kanada'da çalışma tecrübesini edinmiş olmanız işinizin gelecekteki başarısızlık riskini azaltacağı gibi, etrafınızda neler olup bittiğini, sistemin nasıl işlediğini anlamanızı da sağlayacaktır. Tabii istisnai olarak Kanada'ya yerleşerek kısa sürede iş kurmuş ve başarılı olmuş kişiler olabilir. Fakat yine de bir süre iş kurmak istediğiniz alanda çalışmanızın yararlı olacağı kanısındayım. Ayrıca kişi başına saat ücretinin asgari $ 9,50 CAD olduğu bir ülkede, bir çok işi kendi başınıza üstlenmeniz gerekecektir. Aksi takdirde, yüksek personel maaş gideri ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Birden bire büyük işlere girmek yerine, yavaş yavaş olayları ve iş ilişkilerini anlayarak, piyasayı tanıyarak ilerlemeye çalışmanız daha yararlı olacaktır. Amacım, yasalar çerçevesinde kendi işinizi kurma yollarını, edindiğim bilgiler ışığında sizlere gösterebilmek ve bu konuda fikir sahibi olmanızı desteklemektir. Burada bahsedeceğim yöntemlerle kurulan fırmanın başarısı veya başarısızlığı işi kuran kişiye ve diğer etkenlere de 208 Faruk Arslan bağlıdır. Kanada'da iş kurmak için belli başlı üç yöntem vardır;Yeni işyeri açmak;· Hazır çalışan işyerini devir almak;·Franchise (isim ve destek hakkı) satın almaktır. Yapılan araştırmalarda, yeni açılan bir firmanın başarı oranının diğer iki yönteme göre daha düşük olduğu görülmektedir. İsim ve destek hakkı almak yoluyla iş kurmak isteyenlerin ise franchise firmasının güvenilir ve yeterli iş potansiyeline sahip olmasına dikkat etmesi gerekmektedir. Eğer isim ve destek hakkı alarak kendi işinizi kurmak düşüncesindeyseniz;· Franchise firmasının kredibilitesini bankalardan kontrol edin, Franchise firması hakkında şikayet var mı öğrenin,· Franchise firmasının isim hakkının kendisine ait olduğunu gösteren belgeyi sorun, sizden önce aynı firmadan franchise almış ve halen çalışmakta olan diğer şube sahipleri ile görüşün. Bu safhaları geçtikten sonra kendi işinizi kurmadan önce kendinize ilk olarak sormanız gereken "hazır mıyım?" sorusu olmalıdır. Eğer kendi işinizi kurmaya hazır olduğunuza inanıyorsanız ikinci adımınız bir "iş planı" yapmak olmalıdır. Bu plan, satacağınız/üreteceğiniz servis veya malların tanıtımı, kendinize ait bilgiler, iş yerinizin nerede olacağı, ne zaman faaliyete geçeceği, rakiplerinizin durumu ve karşılaşacağınız risklerin çözümü gibi bilgileri içermelidir. Bankanıza, ortaklarınıza ve müşterilerinize vereceğiniz bu plan, ayrıca bankalardan kredi almanızda yardımcı olacağı için de oldukça önemli bir dökümandır. Firmanızı ticaret odasına kayıt ettirmeniz yapılacak işlemlerin üçüncüsü ve belki de en basit olanıdır. Bir çok firma ilk iki kalemi atlayıp bu noktadan kurulmuştur. Firma kurmak için en yakın ticaret bakanlığına gidip firma ismini ve firma şeklini (limited, sahış vb) kayıt 209 Faruk Arslan ettirmeniz gerekmektedir. Bu işlem için firmanın adresinin (bu sizin yeni iş adresiniz olabileceği gibi ev adresiniz de olabilir) bildirilmesi ve yaklaşık $80 bir ücret ödenmesi ile gerçekleşmektedir. İsterseniz başvurunuzu İnternet üzerinde de yapabilirsiniz. Unutmayınız ki; Kanada'da vergilerin ağır olmasından dolayı bir çok kişi firma kurup evinin kirasını, arabasının taksitini vergiden düşmektedir. Firmanızı kurduktan sonra yapmanız gereken en önemli iş ise BN (Business Number - işyeri numarası) almak olmalıdır. Bu numara sizin hükümet ile olan ilişkilerinizde referans olacağı gibi, GST (Goods and Service Tax - Mal ve Servis Vergisi ) ve PST (Provincial Sales Tax - Eyalet satış vergisi) numaralarınız için de gerekmektedir. Kuracağınız iş için hükümetten özel lisans almak gerekebilir (içki satma,özel yer ruhsatı gibi). Bu işlemler için de ayrıca zaman ayırmanız ve yatırım yapmanız gerekmektedir. Her eyaletin kendine ait yönetmeliği olması nedeniyle, kuracağınız iş için lisans ihtiyacı olup olmadığını bağlı olduğunuz belediyeden öğrenmeniz yararlı olacaktır. İşveren olarak yanınızda çalışan elemanlardan işsizlik sigortası, emekli sandığı, kişisel vergi gibi kesintileri yapmak ile yükümlüsünüzdür. İşveren olarak, çalıştırdığınız personel için (WSIB Workplace Safety and Insurance Act) emniyet sigorta primi ödemek ile yükümlüsünüzdür. Bankadan kredi almanız için en az 6 ay vergi vermiş olmanız gerekmektedir. Bankadaki kredibiliteniz bir önceki sene beyan ettiğiniz vergi oranının yaklaşık 2,5 - 3 katı olarak belirlenir. Kanada'da her gün bir çok firma açılıp kapatılmaktadır. Çalışacağınız firmanın uzun süredir piyasada olmasına dikkat ediniz. Yukarıda okuduklarınız, ana hatları ile ve yasalar çerçevesinde, kendi işinizi 210 Faruk Arslan kurmak ve kurduktan sonra yapmak ile yükümlü olduğunuz noktalardır. Başarı, başarısızlık ve izlenecek yollar ile sorumluluk tamamen size ait olacaktır. Kanada'da kurulan firmaların hemen hepsi sıfır veya çok az bir sermaye ile başlamış, zaman içinde negatif veya pozitif eğilim göstermişlerdir. Kanada’da iş kurma olayına atlamam aslında 2002 yazında başlamıştı. Temelinde 2001 baharında boyacılık yaptığım dönemde Halim beyin evinde karşılaştığım Erhan Işık’la başlayan dostluğumuz vardı. Saçımda, elimde, kolumda boyalardan izler bulunduğu için Erhan bey, daha ülkeye geldiğinin 2. günü iş projelerini anlattığı, konuştuğu bu garip adamın gazeteci olduğunu anlayamamıştı. Nasıl anlasın? O günlerde daha çok ameleye benziyordum. Işık Tarım, Mersin merkezli bakliyat eleme, kırma ve ihracatı yapan bir şirketti. Komas ve Astra Gıda gibi iki ayrı şlirkete daha sahipti. Kanada’dan 1993 yılından beri mercimek, nohut alıyorlardı. Kanada’nın 10 yıl içinde Türkiye ile rekabet yapabilir konuma gelmesi sonrası bu ülkeye yatırım yapmaya karar vermişlerdi. Gazetecilikten gelme huyum orjinal bir haber gördüğümde hemen haber yazmaktır. Fotojenik hafızam nedeniyle konuşmaları teyp kullamasam bile olduğu gibi hafızama kopyalarım. Erhan bey, kendisi ile mülakat yaptığımı haber gazetede çıktıktan sonra öğrenecekti. O sırada Zaman gazetesi Toronto muhabirliğim sürüyordu. Gazete haberi göbekten kullanmış, ‘ Türkiye’nin Mercimeği Kanada’dan’ başlığını iri puntolarla vermişti. Oysa Erhan beye babası Hacı Ergün bey sıkı sıkı ‘ne amaçla gittiğini kimseye söyleme, ticaret sırdır’ diye öğütlemişti. Bakliyat firmaları sayemde olayı hemen öğrenmişti. Bu sırada Işık 211 Faruk Arslan Tarım’ın Türkiye ve dünya piyasasındaki en büyük rakibi Arbel Bakliyat, gizli gizli Kanada’ya yatırım yapmaya başlamış, kimsenin ruhu bile duymamıştı. Erhan bey, 3 ay Toronto’da bir ay Vancouver’da kalarak bir yandan güya İngilizceyi ilerletti, bir yandanda çaktırmadan fabrika kurma araştırması yaptı. Doğrusu dil bilmeden, kimseye danışmadan bunu nasıl başardığını asla anlayamadım. Dört ay boyunca pek çok kez karşılaşmamıza, herkesi ‘ Kanada’da hangi yatırım para kazandırır’ diye sorgulamasına karşın bana hiç sormamıştı. Arkadaşım Muhammet Gül, bu zengin arkadaşımızı makam şoförü olarak kullanmış, Montreal benim London, Ottawa, Windsor senin gezdirmişti. Hatta temizlikçi olarak çalıştırdığı yerde cam bile sildirmişti. Bu gezmelerden dolayı dil kursunu ihmal eden Erhan bey, 4 ay sonunda ne iş yaptığını soran hocasına ‘karabiber satarım’ yerine‘ I sell black people’ diyebilmişti. Tabi sınıf gülmekten yıkılmıştı.. Ottawa’ya giderken yol sorduğu Kanadalıya hangi yoldan gideceğini ‘way’ yerine ‘ Why Ottawa?’ diye sorabiliyordu. Kanadalı ‘ I don’t know why you are going to Ottawa’ demek zorunda kalmıştı. Aramızdaki en güzel espri konusu Erhan beyin İngilizceyi ne derece ilerlettiğiydi. Hasan bey, Erhan beye bir Tim Hortons açtırabilmek için epey uğraşmıştı. Başka arkadaşlar ise başla işler yaptırmaya çalışıyordu. Erhan beyin hedef saptırdığını en iyi kavrayan bendeniz ise gideceği gün sorduğu ‘ne iş yapsak’ sorusuna’ Abicim sen ne iş yapıyorsan, onu yap, kimseye aldırış etme, dolduruşa gelme’ demiştim. Bu haber ve Erhan beyin araştırmalarına gerçekçi tesbitimin hayatımın yönünü değiştireceğini bilemezdim. Aradan bir yıl geçtikten sonra Arbel’in 212 Faruk Arslan Saskatchewan’da mercimek kırma fabrikası inşaatı yürüttüğü ortaya çıkmıştı. Halbuki bu arada Işıklar defalarca Kanada’ya gelmişler ve ihracatcılarla görüşmüşlerdi. Elindeki kazı kaybetmek istemeyen Kanadalılar, sektörle ilgili gerçek bilgiler vermemişti. Arbel’in fabrikaya başladığını duyan Işık Tarım, alelacele İhracat Müdürü Ulvi Karayel ve Erhan Işık’ı 2002 yazında Toronto’ya, oradanda Saskatchewan’ın başkenti Regina’ya göndermişti. Ertesi gün akşam saatlerinde telefonum çaldı. Arayan Erhan bey, durumu özetledikten sonra otelde pineklediklerini, nereden başlayacaklarını bilmediklerini söyledi. Kimseye söylemeden bilet alıp Regina’ya uçmamı, bilhassa yakın ortak arkadaşlarımıza bilgi vermememi, tüm masrafları karşılayacağını bildirdi. Regina’nın ismini bile yanlış telaffuz ettiğim için bilet aldığım Air Canada görevlisi 10 dakika sonra kent adını tahmin edebildi. Tuhaf karşılamayın, iki yıl sonra Regina’da ağırladığım Ottawa büyükelçimiz Aydemir Erman’da bu kentin ismini benim ilk teleffuz ettiğim gibi sanıyordu. Regina’ya ilk ayak bastığımda bir köye geldiğimi zannettim. Türkiye toprağı kadar arazisi olan, ancak bir milyon insanın yaşadığı Saskatchewan’da halkın çoğunluğu çiftçilik ve hayvancılıkla geçiniyordu. Eyaletin yarısı su ve balta girmemiş ormanlardı.Travelodge hotele ulaştığımda sudan çıkmış balığa dönmüş bizimkilere gerçekten ne yapmak istediklerini sordum. Ulvi bey, İngilizce öğretmenliği mezunu, 25 yıldır bakliyat ihracatcılığı yapan, dünyanın her ülkesini gezmiş, aydın nazik beyefendi biriydi, ancak oda ne yapacağını bilemiyordu. İlk işim, rakip firmanın yerini görmek için randevu istemek oldu. Hacı Ergün bey, ziyaret etmeleri 213 Faruk Arslan için tembih etmesine rağmen Erhan ve Ulvi beyler halen Türk mantığıyla rakip firmanın kendilerini gezdirmeyeceğini düşünüyordu. Halbuki Sascan adıyla yeni kurulan bu şirketin fabrika inşaatını Genel Müdür Murat Al Katibi, heyecanla gezdirdi. Davidson doğumlu ve büyüme Murat, hiç Türkiye’ye gitmediği halde biraz aksanlıda olsa mükemmel Türkçe konuşuyordu. Aldığımız bilgilerden sonra akşam otelimize döndüğümüzde Erhan bey, hemen bir ofis kiralanıp, ev tutularak Regina’ya yerleşmemiz gerektiğine karar verdi. Ailemle buraya yerleşecek, şirketin kuruluşunu ve yönetimini yapacaktım. Oysa o sıralarda koleje başvurmuş, kabul almış, okuma hayalleri kuruyordum. Doğrusu teklife pek sıcak değildim. Erhan bey, göçmenliğe 3 aile olarak başvuracaklarını belirterek hemen bir avukat bulmamı istedi. Ev, işyeri ve avukatı bulmak için ertesi sabah ilk işim yerel gazetenin sayfalarını incelemek oldu. 3 işyeri ve 3 ev tesbit edip taksi ile dolaşmaya başladım. Bir ev ve bir işyeriyle anlaşma sağladım. Kuzey Amerika’da iş yapmak istiyorsanız mutlaka en iyi avukatla çalışmalısınız. Otel resepsiyonuna eyaletin en iyi avukatını sordum. Tony Merchant cevabını aldım. Otel odasını temizleyen müslüman bir Arnavut göçmene en iyi göçmenlik avukatı kim diye sordum. Yine Tony Merchant cevabını aldım. Avukatın ev ve cep telefonunu alarak aradım. Tony, evinin yerini tarif ederek randevu verdi. Tony’nin iki defa federal bazda milletvekillilik yaptığını, babası ve annesininde zamanında milletvekli olduklarını bilmiyordum. Emrinde 100 kişilik avukat ordusu çalıştıran, Western Kanada’da dört avukatlık ofisine sahip, üç oğlunuda avukat yapmış, eşini senatör 214 Faruk Arslan atandırmış eyaletin en güçlü politik figürlerinden biriyle buluşacağımızı sonra öğrenecektim. Tony, bizi bornoz ile karşıladı. Yeni duş almış, banyodan çıkmıştı. Bizimkiler şaşırdı, nedense ben şaşırmadım. Kanadalılar kendilerine özgüvenleri tam, rahat insanlardır. Giyinip gelen Tony, kısa sürede kuracağımız işten göçmenliğe biraz bahsedince her meseleyi leb demeden leblebi diye anladı. Gerekli notlarını aldı, aile başı 2000 dolardan göçmenlik işini yapacağını bildirdi. Şirket kurmak için gerekli yolları anlattı. Tuttuğum eve kapora verip, ofis olarakta Tony’nin gösterdiği bir mekanda karar kılıp, Toronto’ya döndük. 3 gün içinde tüm sorunlarını çözümlemiştim. Maaş konusunda anlaşıp Regina’ya yerleşmek ve iş kurmak için Mersin merkezinden gelecek nihai kararı beklemeye başladım. Ancak beklediğim karar olumsuz çıkınca Saskatchewan macerası iptal edildi. Evin kaporası yandı, Tony’e göçmenlik için verdiğimiz kapora havada kaldı. Aradan bir yıl geçmiş, kolejde ilk yılımı başarıyla bitirmiştim. 2003 yılının temmuz ayı sonunda Erhan beyin ‘bize otel ayarla ve havalimanında karşıla’ telefonuyla bizim macera tekrar başladı. Bu sefer kolay ikna olmadım. Sıkı bir maaş pazarlığından sonra tekrar Regina’ya uçtuk. Zira kolejde okumamdan dolayı devlete 17 bin dollar kredi borcum vardı.Yeni ofis yeri bulmam ve ev kiralamam sadece bir hafta sürdü. Üstelik misafir evi olarak birde Condo kiralayarak, ailemi getirene kadar bir ay burada Ulvi bey ile kaldık. Bu süre içinde şirket kuruluşunu tamamlayıp, ofise ve eve eşya aldık. Ulvi bey, ailemi Toronto’dan getirdikten sonra ihracat işini temel bilgilerle öğretip bir ay sonra Mersin’e gitti. Toronto ile Regina arası 2500 km idi. Bir ülkeden başka bir ülkeye 215 Faruk Arslan taşınmış gibi oluyorsunuz. Ev eşyalarını Halim beyin kayınbabası Remzi beye hibe edip, sadece giyecek, mutfak eşyalarını ve kitaplarımı 10 koli ile getirebildim. Eyalet değiştirdiğiniz zaman ehliyetinizi, sağlık kartınızı değiştiriyor başta göçmen bakanlığı olmak üzere hesap ve kredi kartınız olan bankalara.haber veriyorsunuz. Adres değiştirmek Kanada’da oldukça zahmetli. Bu nedenle Kanada’ya gelenler genellikle ilk yerleştikleri kentde kalakalıyorlar. İş kurarken ilk yapmanız gereken şirket kurulduktan sonra bir iş planı hazırlamak. Bu iş planınız olmadan bankada iş hesabı açamazsınız. Yeni kurulan bir şirket henüz devlete vergi vermediği ve yıl sonu raporu olmadığı için başka şirketler gözünde krediniz yoktur. Ofisi tutarken takındıkları tavır resmen buydu. 6 aylık peşin kira istemeler, 5 yıllık anlaşmanın son 6 ayının kirasını bankada teminat mektubu ile bloke etme çabaları, iş hayatında yeni olmama rağmen tuhafıma gitti. Nitekim avukatımız Tony, arada olan emlakçılara ‘ Müşterime tecavüz ediyorsunuz’ diye kalaylı bir sövgü’de bulununca uyandık. Emlakçılar ve işyeri sahipleri, yeni gelen göçmenlerden iş kuran acemileri soymak için ‘Kanada tecrübesi’ temcit pilavını ayrımcılıktan ziyade sövüşlemek için kullanıyorlar. Yutan yutuyor. Özel sektörde işler referansla yürüyor. Yeni işyeri kuruyor olsanızda eğer sağlam üç referansınız varsa kimse size ‘toy gelin’ muamelesi yapamaz. Bakliyat fabrikalarını dolaşarak bakliyat ihracatına başlarken dost edinmenin zor olmadığını farkettim. Regina’daki Kanadalılar fazla göçmen görmedikleri için ayrımcılık yapmıyorlar. Ayrıca Hindistanlı ve Çinlilerin bu eyaletde olmayışı nedeniyle İngilizcesi bozuk fazla göçmene rastlanmıyor. Dünyanın 216 Faruk Arslan her köşe bucağına mal satmak, insanları bakliyat ile beslediğini bilmek zevk verici bir işti. Kısa sürede eyaletdeki 110 eleme fabrikasının yarısını köy köy gezdim. Her yıl biri Saskatoon’da biri başka bir kentde yapılan bakliyat fuar ve bakliyatçılar derneği toplantılarında ülke içi ve dışından gelen işadamları ile tanıştım. Tekrar otellerde kulisler yapan, üst düzey insanlarla muhatap olan bir konuma gelmiştim. Zengin olmuş köylü Kanadalılarla muhatap olsamda yeni insanlarla tanışmayı seven tabiatım nedeniyle bakliyatçılık işini sevmiştim. Fabrika kurmamız gecikiyordu. Sektörün kitabını yazacak kadar bilgi sahibi olmuştum. Tarım, Kanada’da petrol, doğalgaz, et-gıda ürünleri ve keresteden sonra büyük üretim kapasitesiyle önemli bir sektör; Kanada’nın 400 milyar dolarlık yıllık ihracatında dördüncü yeri tutuyor. Saskatchewan’ın Saskatoon kenti 2004’de bir ay içinde iki büyük tarım etkinliğine ev sahipliği yaptı. Konfreans, 12-19 Ocak arasında gerçekleştirildi. Bakliyat fuarı ve 2004 Bakliyat Günleri etkinliği çerçevesinde 40 uzman kişiden iki kitap hacminde konfreanslar dinledim; resepsiyonlarda tarım dünyasının içinden yüzlerce Kanadalı ve uluslararası pazarlardan gelenlerle kulisler yaptım. Her yıl tekrarlanan bu etkinliği hiç kaçırmadım. Hem gazeteci hem de tarım alanında uzmanlaşan bir işadamı olarak bir tarım ülkesi olan Türkiye ile Kanada arasında bir karşılaştırma yapma imkanı buldum. ABD’de tarım sektörünün gelişmesi ve ayakta kalması için, hükümet çiftçileri sübvanse ediyor ve dünya pazarlarında rekabet etmelerine yardımcı oluyor. Kanada’da destek sözkonusu, ancak kesinlikle ABD kadar değil. Çiftçilere sunulan krediler, net gelir sigortası, 217 Faruk Arslan teknoloji alım kolaylığı, tohum kalitesi konusunda yapılan araştırmalar ve potansiyel zarar vericilere karşı yürütülen mücadele ve planlamanın mükemmel işlemesi tarımcıların önünü açıyor. Özellikle AB ülkelerinden gelen sübvansiyonların azaltılmasına ilişkin önerileri ve anlaşmaları Washington yönetimi dikkate almıyor ve bağlayıcı anlaşmalar imzalamıyor. Avrupa Birliği’ne üye olmaya çalışan Türkiye’yi bu konuda önümüzdeki yıllarda AB’den kaynaklanan ilginç baskılar bekliyor. Türkiye’de izlenen yanlış tarım politikaları sonucu her yıl binlerce ton tütün ve çay alım garantisi anlaşmaları nedeniyle önce taban fiyatdan çiftçiden alınıyor, sonra kullanım fazlası olarak yakılıyor; binlerce ton fındık ambarlarda çürüyor. Sübvansiyeyi yanlış uygulayan Türkiye’de planlama sorunu var. AB, kendi ülkelerinde ekilen ürünlerin Türkiye’de fazla ekilmesine izin vermeyecek. Türkiye, AB’nin planlamasına uymak zorunda kalacak. Bunun iyi tarafları da var, sakıncalı tarafları da. İyi tarafı, nihayet gereksiz yere ekim yapılan ürünleri devlet satın alıp yakarak zarar etmekten kurtulacak ve çiftçiler doğru yönlendirilecek. Sakıncalı tarafı, AB’nin normlarına uyması çok zor olan ve yönlendirilmeyi sevmeyen, tam tersini yapan büyük bir tarım kesimi havlu atacak, işsizler artacak ve Türkiye’de tarım alanları daralacak. Uzun vadede bilinçli tarım yerleşeceği için tepkilere aldırış edilmemeli. Sosyalist kültürden gelen kesimlerin bu süreçte büyük tepkiler göstereceklerini tahmin etmek zor değil. Kanada’da inanılmaz derecede büyük çifçiler var. Küçük çiftçiler her geçen yıl topraklarını büyüklere satarak piyasadan çekiliyor. Türkiye’de ise bunun tam tersi sözkonusu. Çiftçiler gittikçe küçülüyor. Babadan-dededen kalan 218 Faruk Arslan topraklar evlatlar arasında parselleniyor ve tarım alanları daralıyor. Dolayısıyla küçük çiftçi teknoloji kullanamadığı için hâlâ elle iş yapıyor. Oysa Kanada’da binlerce dönüm araziyi eken ve en fazla 5 kişiden oluşan aileler, kullandıkları teknoloji sayesinde Türkiye’de 5 bin nüfuslu köylünün ektiği araziden daha fazlasını ekiyor ve ürettiği üründen daha fazlasını kaldırıyorlar. Dolayısıyla hayatlarından memnunlar. Dünyanın 10 büyük projesi içinde yeralan GAP, Türkiye’nin tarım potansiyelini üçe katlayacak. Ancak GAP’ın verimli bir şekilde yürümesine hazır olmadığımızı söylemeliyim. GAP bölgesindeki topraklar bir süredir İsrailli iş adamları tarafından satın alınıyor. ABD’deki Yahudi lobisi 1999’dan beri bu amaçla fon kurdu ve bir milyar dolardan fazla para topladı. Çoğu devlet kurumu olan 80 İsrailli şirket bölgeye yatırım yaptı. İsrail hükümeti, GAP’da 6 sulama projesini hibe krediyle ücretsiz gerçekleştiriyor. Bu yatırımların ideolojik altyapısı olduğu gibi İsrail’in tarıma açık alanlarının azalması nedeniyle stratejik bir hedefi de var. Önümüzdeki 20 yılda su sorununun Ortadoğu’nun yumuşak karnı olacağı hesap edilirse Yahudilerin GAP’a ilgisi onların çıkarları açısından kanıksanamaz. GAP’ın verimli çalışması için tarım ve tohum teknolojisi konusunda sadece İsrail’den değil, bu konuda uzman olan Hollanda ve Kanada’nın tecrübelerinden de yararlanmalıyız. Kanada’ya dönecek olursak: 1990’ların başından itibaren izlenen bilinçli yönlendirme ve ekim politikaları sonucu, 1998-2005 yılları arası tahıl ve bakliyat üretimi zirveye çıkmış durumda. Batı Kanada’da çiftcilerin ürettiği bakliyatın yüzde 75-80 oranında ekimi Saskatchewan’da yapılıyor. Tahılda ise lider Manitoba. 2003, 2004 ve 2005 yıllarında Kanada toplamında 8 219 Faruk Arslan milyon dönümlük Alana bakliyat ekildi. 2006 ve 2007’de az artış sağlandı, 2008’de 9 milyon, 2009’da 10 milyon dönümlük alana ekim yapıldı. Son üç yılda yaşanan kuraklık atlatıldı. Yeteri kadar kar ve yağmur yağmıyordu. Ayrıca fazla üretim olmasına karşın dış pazar bulmakta Kanadalılar zorlanıyor. Çin’in özellikle ucuz nohut ve fasülye fiyatları hem Kanada hem de Türkiye’yi zor durumda bıraktı. Bu üç ülke tahıl ve bakliyatda kıyasıya yarışıyor. Tarım sektörü tüm dünyada gittikçe liberalleşirken, Kanada’da eski Sovyetler Birliği ülkelerinde gördüğüm hantal, sosyalist tipi devlet yapılanmalarının bulunuşu beni çok şaşırttı. Yakın gelecekte, Saskatchewan Wheat Pool gibi sosyalist kalıntısı dinazorların piyasada çökmesi kaçınılmaz. Dünyayı sadece Kuzey Amerika’dan ibaret sanan, Avrupa’ya bile gitmemiş Kanadalı tarımcılar da çıkmazın içindeler. Riski sevmeyen Kanadalılar, tahıl ve bakliyat ürünlerinin büyük tüketicisi doğu ülkelerinde kazık yemekten korkuyorlar. Haksız da sayılmazlar. Son birkaç yılda sattığı malın parasını alamayan Kanadalı 13 fabrika battı. Türk insanı Kanadalılar’dan daha cesur, girişimci ve dünyayı tanıyor. Kanada ile Türkiye’yi birbirine bağlayan önemli köprülerden biri tarım. İki ülkenin tarım sektörü çalışanları, pazarı etkilediği için birbirlerini yakından izliyor. Ofiste tüm gün internet üzerinden mal satmak sıkıcı gelmeye başlamıştı. İşte bu sırada 2. kitabım olan Matrix’in 11 Eylül Kurgusu’nu yazdım. Kanada’ya geldiğimden beri 200 köşe yazısı, 500 haber yazmıştım. Bunların çoğunluğu 11 Eylül faciası ile ilgili olduğu için bu yazıları derleyip toparlayıp kitap yazmam zor olmadı. 300 belge ve kaynak kullandığım eser mükemmel bir 220 Faruk Arslan yapıttı. Kitap 2004 Nisanında Q-Matris yayınevi tarafından basıldı. Fehmi Koru sağolsun köşesinde reklamımı yaptı. Regina’da 2. yılım, Türk’ün olmadığı bu eyaletde yalnızlık duygusuyla geçti. Rakip firma Saskcan’de 10 Mersinli Kürt çalışsada dünyalarımız farklıydı, görüşmüyorduk. Rakip firma bilgi toplarım diye görüşmemizi istemiyordu. Komşunuzla bile sağlıklı dostluk kuramadığınız bu ülkede herkes birbirine yalandan tebessüm ediyor. Kanadalılarla ilişkileriniz iş ilişkisinin ötesine geçemiyor. Çok yapmacık bir dünyada yaşıyorsunuz. Gerçek dostluklar mazide kaldı. Gerçek dost arayana Allah yeter derler, ama hiç olmazsa bir tane güveneceğiniz arkadaşınızda olmalı. Ara sıra Toronto’dan Muhammet Gül’ü arayıp sohbet etmesem çıldıracaktım. Regina’da patladığımı düşünen Işık Holding, fabrika kurulana kadar bir market açmaya karar verdi. 2004 yazı ve sonbaharı market yeri arama ve fizibilite ile geçti. Toronto’da üç yıl önce Türk bakkalı açan İstanbul Bazaar’ın patronu Mahmut Yaşar’a yüzde 25 hisse vererek market işine balıklamasına daldık. Mahmut Yaşar, fabrikalarda çalışıp para biriktirerek önce bir bakkal dükkanı açmış, sonra toptancılığa başlamış tam bir ‘İstanbul fırlatması’ esnaf. Fizibilite çalışmalarından sonra gözümüze kestirdiğimiz dükkanı kiraladık ve 2004 Kasımında malları ve dolaplarımızı tırcımız Yasinle getirdik. Bu arada eğer tırınız varsa ayda 10 bin dolar yoksa şöfürlük yaparak ayda 5000 dolar kazanmak istiyorsanız , hemen bir tır ehliyeti alın, iş sigortanız olur. Astra Mart ismini verdiğimiz market, müslüman, Yahudi, Yunan, İtalyan ve etnik milletlere hitap ediyor, Helal ve Kosher ithal ürünler sunuyordu. Bu arada iş kurmanın ne kadar zor olduğunu öğrenmiştim. Hiçbir toptancı size 221 Faruk Arslan hemen kredi açmıyor ve peşin ödeme istiyor. Mahmut olmasaydı, Debit-Master-Visa Card makinesini bir yıldan önce almamız mümkün değildi. İş tarihçeniz ve krediniz oluşmadan iş kurmaya kalkarsanız herkes size ‘Para peşin kırmızı meşin’ diyecektir. Kısa sürede bazı firmalarla 3060 günlük vadelerle mal almaya başladık. Sattığımız ürünlerden Regina’daki diğer marketlerde olmamasına ihtimam gösterdik. Doğru mal seçimi konusunda Mahmut oldukça ustaydı. Toronto’da 350 bin müslüman yaşadığı için her köşe pazarında Helal market görebilirsiniz. Her millet kendi insanı için marketler açmış. Ancak Saskatchewan’da bu bir ilkti. Dükkanın açılışını resmi olrak 2 Aralık 2004’de Regina Valisi Fiacco yaptı. Valiyi avukatımız Tony Merchant’ın evinde düzenlediği yıllık resepsiyonda tanımış ve davet etmiştim. Valiyle birlikte ulusal medyanın yerel birimlerini çağrdım. Gazeteciliği konuşturarak gazetecilerin balıklama atlayacakları orjinal bir haber bülteni faksladım. Helal ve Kosher sihirli sözcükleri, valinin ismiyle birlikte 3 televizyon ve 2 gazetenin muhabirlerini açılışa çekmeye yetti. CBC, City Tv, Global Tv, Leader Post ve Food Magazin’e mülakatlar verdim. Kanada’da ilk defa televizyona konuşuyordum ve ilk defa mülakat yapan ben değilim, benle mülakat yapılıyordu. Haber gazetelerde yarım sayfa, televizyonlarda 5 dakika verildi. Astra Mart, bir anda meşhur oldu, elbette medyatik şovum sayesinde kentde meşhur oldum. Sokakta yürürken bile parmakla gösteriyorlardı. İlk günlerde bedava medya desteğiyle satışlar süperdi. Şöhret sevincim kısa sürdü. Sağlık zabıta ekipleri ertesi gün dükkana baskın yaptı. Meğerse dükkan açılmadan önce onların teftişinden geçmeliymişim. Health Officer, ertesi gün 3 sayfalık eksik listesi önüme 222 Faruk Arslan koydu ve ‘üç ayda tamamlarsan, şaşarım’ diye dalga geçti. Bunları yapana kadar et satışı ve tartılan herşeyin kaldırılmasını talep etti, aksi taktirde kapatmakla tehdit etti. Listede olmayan yoktu. İnşaat sektörünün pahalı işciliğiyle tanıştım. 2 ay süren tadilat sonrası 20 bin dolarlık fatura çıktı. Üç defa yapılan teftiş sonrası görülen küçük eksiklerinde tamamlanmasından sonra sağlık onayını aldım, ama bürokrasi canımı bezdirdi. Bu ülkede özel sektör ile bürokrasi arasında uçurum var. Yavaş işleyen bürokrasi Türkiye’ye rahmet okutur. Devlet memurları aheste aheste çalışıyor, üstelik çalışma ücretleri çok yüksek. Helal kesim kasabımız sayesinde sadece 1300 müslümanın yaşadığı eyaletde müslümanların desteğini aldık. Çünkü helal kesim et ve müslüman ürünlerini bulabilecekleri en yakın market 900 km uzaklıkta bulunuyordu. Yahudiler Kosher ürünleri için gelmekle kalmadı, Sinagog, özel siparişler verdi ve kentde yaşayan 100 Yahudiye mektup gönderdi. Yunanlıların Türkleri çok sevdiğini birebir ilişki kurmadan anlayamazsınız. Market sayesinde kasaplığı öğrendim. Tezgahtarlıktan tutun temizliğe kadar her iş bana bakıyordu. Eleman çalıştırsanız en az saat ücreti olarak 7 dolar ödemek zorundasınız. Günde 12 saat açık olan dükkanda sabit giderler çok fazla tutuyordu, her işi yapmaz işçi çalıştırırsanız para kazanamıyordunuz. Kanada’da Small business’in getirisi ancak bir aileyi geçindirmeye yetiyor. Bu arada ilk kitabım ‘ Petrol Kurdu’nu yenileyerek ‘Hazar’ın Kurtlar Vadisi’ adıyla baskıya gönderdim. 10 yıllık bir çalışmanın ürünü olam şah eserimdi. Bir yıldır üzerinde çalıştığım Kurtlar Vadisi dizisi etrafında Türk mafyası, derin devlet ve derin 223 Faruk Arslan örgütler konulu ‘Vadi’nin Şifresi Çözülüyor’ kitabım Ergenekon’u ortaya çıkaracak. Tüm engellemelere rağmen Evreca Yayınevi ile basım anlaşması yaptım. Kitap Temmuz 2005’de basıldı, ancak Raci ve Necati Şaşmaz kardeşlerin 120 bin dolarlık tazminat talebi nedeniyle SEKA’ya gönderildi. Güya kitabım dizinin mafya dizisi olduğunu tescilleyecek, RTÜK’de kapatacaktı. Faraziyeye dayalı davadan çekinen yayınevi yüzde 10 komisyonumu ödedi, ama kitabı çöpe gönderdi. Matrix kitabımı Karakutu yayınları ‘ Net Kırılma ‘ adıyla Ağustos 2005’de yeniden bastı. ‘ Petrol Satrancı’ adlı Hazar kitabının devamı olan eserimi baskıya gönderdim. Türk’ün minimum seviyede yaşadığı Regina, bulduğum boş zamanlar nedeniyle kitap yazma adına çok bereketli olmuştu. 2005 yılına tam beş kitap sığdırarak, sanırım bu alanda bir rekor kırmıştım. Veya paranoyak olmuştum. Kanada’ya dönecek olursak sistemin nasıl işlediğine gözatalım. Kanada’da bankalar oldukça güvenilirdir. Her işlem ücrete tabidir. Elektronik Bankacılıkta Türkiye'den biraz geri olan Kanada kredi kartları ile ancak 1994’de tanışma olanağı buldu. Bugün Kanada’da aşağı yukarı 52 banka bulunuyor. Bunların altısı bankacılık sektörünün dörtte üçüne hakim durumda. Kanada, bankalar ve finans kurumları açısından size pek çok seçenek sunuyor. Ancak genelde hepsinin verdiği hizmetler aynı. Bu yüzden size hizmet verecek bankayı seçerken dikkat edeceğiniz tek şey evinize veya işyerinize yakın olması. Kanadalılar genelde bankalarından pek memnun değildirler. Bu yüzden eğer birisi size belirli bir banka tavsiye ederse, onun tavsiyelerine kulak vermelisiniz. Çek karnesi alabilme için önce bankada bir hesap açtırmak zorundasınız. Yerleşim belgelerini ve 224 Faruk Arslan pasaportunuzu gösteren her göçmen banka heasbı açtırabilir. Hesap açtırdıktan sonra size bir çek karnesi vereceklerdir. Bankamatik kartınız da en kısa zamanda adresinize ulaşacaktır. Kanada’da pek çok İngiliz ve Amerikan bankası bulunmasına rağmen bu bankalar sadece ticari müşteriler ile ilgilenirler. Yeni bir ülkeye yerleştiğinizde daha önceden sahip olduğunuz kredi kartlarınızı bu ülkede kullanma şansınız olmayabilir. Pek çok göçmen hatta Amerika’dan gelen göçmenler bile Kanada’da kredi kartı alma konusunda zorluk yaşayabilirler. Bu sorunu yaşamamak için aşağıdaki yollara başvurabilirsiniz. Kendi ülkenizdeki bankanıza kredi kartınızı Kanada’ya transfer etmesi talebinde bulunabilirsiniz. Kanada’daki bankadan tasarruf hesabınızı kullanabilecekleri bir kredi kartı isteyebilirsiniz. Gazetelere, dergilere abone olun. Böylece bankalar size kredi kartı teklifinde bulunacaklardır. Pek çok mağazada, kredi kartı geçerlidir. Ayrıca ATM’lerden elektrik, su, telefon vs, faturalarınızı da ödeme imkanınız vardır. Çekle ödemek zaman kaybına yol açacaktır. Çek yazarken kimliğinizi veya sürücü belgenizi göstermek zorundasınız. Hesabınızda bulunandan daha fazla miktarda para çekmeye kalkarsanız, bankamatik bunu kabul etmeyecektir. Ayrıca karşılıksız çek yazarsanız, hem yazdığının kişinin bankasından hem de kendi bankanıza tazminat ücreti ödemek durumunda kalabilirsiniz. Ayrıca çok saçma bir şekilde eğer birisi size karşılıksız çek yazarsa siz de bunun için tazminat ödemek durumundasınız. Kanada’daki ATM’ler diğer sistemlere Via Cirrus and Plus şebekeleri ile bağlıdır. Bu şebekelere rağmen başka bir bankanın ATM’sinden para çekerseniz yaklaşık $1,50 225 Faruk Arslan ‘lik bir ücret ödemek durumunda kalırsınız. Eğer yabancı bir bankada hesabınız varsa Kanada’da bu bankanın ATM’sinden para çekebilmeniz mümkün. Ancak döviz kurları bu işlemlerin bazen çok maliyetli olabilmesine yol açıyor, Kanada’da döviz kontrolleri yapılmıyor. Kanada’dan Türkiye’ye para transferi yapabilmeniz mümkün. Bu tür işlemler için yaklaşık $15 ücret alınıyor. Ancak elektronik transfer daha pahalıya 45 dolara mal oluyor. Bir Kanada doları 100 senttir. 1 sentlik peniler, beş sentlik nikeller, 10 sentlik bozukluklar ve 25 sentlik çeyreklikler vardır. Kanada dolarının tura yüzünde dalgıçkuşu kabartması vardır. 1996 yılında iki dolarlık bozuk para piyasaya sunuldu. $5, $10, $20, $50, $100, $500 ve $1000’lik banknotlar vardır. Kanada güvenli ve barış dolu bir ülke olması ile ünlüdür. Son yıllarda büyük şehirlerde çete ve hırsızlık olayları görülüyor. Ancak ABD ile karşılaştırıldığında Kanada’daki suç oranı minimumdur. Kanada’da cinayet oranı da 1000 de 2 dir. ABD’nin aksine Kanada’da silah taşıma pek yaygın değildir. Eğer çiftlikte veya ıssız bir çevrede yaşıyorsanız silah bulundurmanıza izin verilecektir. Ancak ruhsatsız silah bulundurma yasaktır. Azılı suçlular ne yapıp edip silah bulurlar. Kanada’da yaklaşık 56. 000 adet federal, yerel ve belediyeye bağlı polis memuru bulunuyor. Yani her 549 kişiden 1’i polis memurudur. Acil durumlarda 911’i arayın. Kanada’da kimlik taşımanız zorunlu değildir. Tutuklandığınızda nedeni açıklanmalıdır ve avukat talep etme hakkınız vardır. Eğer avukatı karşılayacak maddi gücünüz yoksa devlet size yardımcı olacaktır. Ve eğer yine gerekirse tercüman bulundurma hakkınız da vardır. Eğer bir trafik kazası yaptıysanız, kimseye fiziksel bir zarar 226 Faruk Arslan vermemişseniz ve $300’den düşük bir maddi zarar varsa polis çağırmak zorunda değilsiniz. Sigorta şirketinizi aramanız yeterli olacaktır. Eğer $300 ‘den fazla bir hasar varsa ve yaralanan kimseler varsa polis çağırmak zorundasınız. Derhal 911 ‘i arayın. Polis raporunu yazacak, ve hatanın kimde olduğunu tesbit edecektir. Eğer anayolda arabanız arızalanırsa, yollarda sıkça rastlayabileceğiniz ankesörlü telefonlardan yardım çağırabilirsiniz. Ancak geceyse ve kar yağışı varsa arabanızda kalmanız daha güvenli olacaktır. Bu yüzden de tedbir olarak arabanızda battaniye, fener, ve suya dayanıklı bir “ Lütfen polisi Arayın” tabelası bulundurmalısınız. Ayrıca yoldan geçen diğer arabalardan da yardım isteyebilirsiniz. Araba arızalarına 24 saat hizmet veren servisler vardır. Kanada’da pek çok birinci el ve ikinci el araba bulmanız mümkün. Gazetelerde ve Auto Weekly, Auto Mart gibi dergilerde binlerce araba ilanına rastlayabilirsiniz. Kullanılmış araba satın alırken Güvenlik Standartları Sertifikası olup olmadığına dikkat edin. Eğer sertifikası olmayan bir araba satın almışsanız kullanmadan önce mutlaka sertifika alın. Satış ve ruhsat ücretleri arabanızı Eyalet Ulaşım Müdürlüğüne kayıt ettirdiğiniz zaman ödenecektir. Kanada’da kasko yaptırmak zorunludur. Oranlar ve şartlar eyaletten eyalete değişir. Örneğin Ontario’da kusursuzluk sigortası yaptırılır. Tüm eyaletler üçüncü şahıs sigortasını zorunlu kılmaktadırlar. Ancak yangın ve hırsızlık sigortası yaptırmak isteğe bağlıdır. Sigorta evraklarını mutlaka arabanızda tutmalısınız ve istenildiğinde polise gösterebilmelisiniz. Oranlar arabanızın modeline ve değerine göre değişmektedir. Ayrıca daha önceki sürücülük kayıtlarınız, yaşınız, cinsiyetinizde oranları 227 Faruk Arslan etkileyebilir. Yabancı ehliyetler 30 gün ile 6 aylık bir süre zarfında geçerli olabilmektedir. Tabii bu eyaletten eyalete değişir. Bu süre dolduğunda tüm sürücüler yerel Sürücü Kontrol Merkezine giderek görme, yazma ve yol testine tabi tutulmalıdırlar. Kanada’ya gider gitmez bu işi halletmeye çalışın. Çünkü çok fazla sıra olacaktır. Rehberinizin mavi sayfalarında Ulaştırma Bakanlığı Başlığı altında Sürücü Kontrol Merkezlerinin bir listesini bulabileceksiniz. Tüm arabalar satın alındıklarında Ulaştırma Bakanlığına kayıt ettirilmek zorundadırlar. Sigortasız araba kullanmak yasalara aykırıdır. Sigorta evraklarınızı her zaman arabanızda bulundurmanız ve istenildiğinde yetkililere göstermeniz gerekir. Sigorta ücretleri, yaşınıza, cinsiyetinize ve kullandığınız arabanın modeline göre değişmektedir. Bir yıllık size $1000 ile $1800 arası bir ücrete mal olmaktadır. Kanada’da ödenen vergilerin $165 milyonu ile demiryolları finanse edilir. Bu rakamın büyük bir kısmı ücra köşelerdeki demiryollarına harcanır. Örneğin demiryolları ile ulaşımın %84’ü hatların %33 ‘ünde geçekleşir. Kullanmayan hatlar zaman zaman iptal edilir. Ancak bu durum devlet hizmetlerinin kar amacı taşımaması prensibine aykırı olduğu için devlet imajını zedeler. 1995 yılında Kanada Demiryolları özelleştirildi ve bugün Kanada Pasifik Demiryolları ile sıkı bir rekabet içierisinde. İngiliz Kolombiyasında olduğu gibi bölgesel demiryolu şirketleri de var. Devlete ait olan “Via Rail Canada” 2000 yılında Kanada sınırları içerisinde 3. 8 milyon yolcuya ulaşım hizmeti verdi. Kanada’da trenle ulaşım oldukça popüler. Pek çok insan yolculuk esnasında Kanada’nın büyüleyici manzarasını izleyebilme fırsatı elde edebilmek için treni tercih ediyor. 228 Faruk Arslan Kompartımanlarda yolcular için dinlenme olanakları vardır. Birinci sınıf ve yataklı kompartımanlar için önceden rezervasyon yaptırnanız gerekiyor. Biletinizi trene binmeden önce temin etmeniz gerekiyor. Yolculuk esnasında bilet satışı yapılmıyor. Bilet fiyatları kat edeceğiniz mesafeye göre değişiyor. Çocuklara, öğrencilere ve yaşlılara indirim yapılıyor. Trenle ulaşım hakkında daha detaylı bilgi almak istiyorsanız, “Vıa Rail Kanada” şirketi ile bağlantı kurun. Websitesinden de tren saatlerini öğrenmeniz mümkün. www. viarail. Ca.Ayrıca 500 dolara trenpass alarak istediğiniz kadar trene binip tüm Kanada’yı gezebilirsiniz. Şehir içi ulaşım eyaletlerin belediyeleri tarafından gerçekleştiriliyor. Yerel hükümetlerin çoğu bütçelerinin %11 ‘ini ulaşıma harcıyorlar. Toronto ve Montreal’in tramvay ve otobüslerle birlikte çalışan bir metro sistemi var. Türkiye’den farklı olarak Kanada’da her mesafe için aynı ücreti ödüyorsunuz. Otobüslerde jeton ve bozuk para kullanılıyor. Otobüs değiştirdiğinizde yeni jeton atmak zorundasınız. Aylık paso almak oldukça ekonomik olacaktır. Bunun için belediyelerin ulaşım birimleri size fiyatlar hakkında bilgi verecektir. Kanada’da binden fazla hava alanı bulunuyor. Ancak ulaşımın %99 ‘u 26 havaalanı üzerinden yapılıyor. Air Canada ülkenin bir numaralı hava yolları şirketi. yakın geçmişte rakibi Canada Airlines’ı satın alıp kapatarak piyasanın hakimi konumuna geldi. Rekabetin olmamasını fırsat bilen Air Canada fiyatlarını yükseltti . Air Canada’nın yan kuruluşları Tango ve West Jet yolculara daha makul fiyatlarda hizmet veriyor. 2002 yılında Kanada’da uçak bileti fiyatları en pahalı zamanlarını yaşadılar. Aynı tarihlerde ABD ise tüm zamanların en ucuz uçak bileti 229 Faruk Arslan fiyatlarına sahipti. Pek çok uluslararası havayolları ve ABD Kanada’ya ve Kanada dışına uçmakta. Ancak birbirleri arasında fazla bir rekabet yok. Toronto ve Montreal’den Vancouver’a uçak biletleri oldukça dalgalı fiyatlara sahip. APEX ve bazı havayolları $400 ile $500 arası fiyat verirken diğerlerinin ücretleri $800 den fazla. Toronto ve Montreal arası gidiş dönüş biletleri $200 ile $350 arasında değişiyor. ABD içindeki iki saatlik uçuşlarla aynı fiyatta. Kanada ve Türkiye arası uçak biletleri uzak mesafeden dolayı oldukça yüksek seviyelerde. Türkiye’den Kanada’ya gidecek göçmenler uçak bileti için yüksek bir meblağ ödeyeceklerdir. Türk Hava Yolları’nın doğrudan Toronto’ya uçuşları 6 yıllık bir mücadeleden sonra 11 Temmuz 2009’da başladı. Kanada’da sağlık sistemi oldukça önem kazandı. Sağlık hizmetlerinden eyalet hükümetleri sorumlu ancak federal hükümet de katkıda bulunuyor. Çalışanlardan ve işverenlerden primler toplanıyor. Bu primler sağlık bakanlığının hesabına yatırılıyor. Doktorlara ve hastanelere de sağlık bakanlığı ödeme yapıyor. Kanada’da sağlık hizmetleri daha kolay bir şekilde işlemektedir. Diş doktorları eyaletlerin sağlık hizmetlerine dahil değildir. Ancak pek çok işveren işçilerini diş doktoru masraflarını karşılamaktadır. Özel sağlık sigortalar diş doktorunu karşılamaktadırlar. Ayrıca tek kişilik veya çit kişilik odalarda tedavinizi de karşılamaktadır. Acil durumlarda 911’i arayabilrsiniz. Ayrıca eyaletlerin kendi acil servisleri de vardır. İngiliz Kolombiyası ve Alberta’da Ambulans ücretlidir. Tüm hastanelerin acil servis departmanları vardır. Ayrıca pek çok yerel klinik fazla ciddi olmayan şikayetleriniz de size hemen yardımcı olabilmektedir. Kanada’nın oldukça 230 Faruk Arslan cömert bir sosyal güvenlik sistemi vardır. Ancak sağlık hizmetleri gibi sosyal güvenlik hizmetleri de işçilere çok pahalıya mal olmaktadır. Sağlık sigortası ve emekli maaşı için tüm işçilerin maaşlarından kesinti yapılmaktadır. İşveren ise işçisini ödediği katkı payının 1. 4 katı kadar katkı payı ödemektedir. Çalışma sireleri 13 haftayı geçmiş bayanlar 17 haftalık ücretsiz hamilelik iznine ayrılabilmektedir. Hamilelik izni süresince Bayan Hamilelik Sigortasından faaydalanabilir. İşyerinde yaralanmış bir işçi İşçi Mağduriyeti Kuruluna başvurarak zararını tazmin ettirebilir. Bu kurul ayrıca işçinin iyileştikten sonra tekrar işine dönebilmesini garanti etmektedir. İşçinin kazandığı her $100 ‘den $2. 2 işsizlik sigortası kesilmektedir. İşsiz kaldığınızda işsizlik sigortasının olanaklarından faydalanabilmeniz için son bir yıl içerisinde 910 saat çalışmış olmanız gerekir. Saat çalıştığınız eyalete göre farklılık gösterebilir. En fazla 50 hafta işsizlik sigortasından faydalanabilirsiniz. Ve size ödeyecekleri para da maksimum $413’tür. İşten çıkartıldığınızda Kanada’da bir insan kaynakları merkezine gidip onlara isteğiniz dışında işten ayrıldığınızı belirtin. İşsiz kaldıktan iki hafta sonra işsizlik sigortası olanaklarından faydalanmaya başlayacaksınız. Alberta, İngiliz Kolombiyası, New Brunswick, Ontario, Manitoba, Saskatchewan eyaletlerinde Ağustosun ilk pazartesisi tatil günüdür. Newfoundland halkı ise resmi tatil olarak St Patrick yortusunu kutlarlar. Quebec ise St. Jean Baptiste Yortusunu kutlamaktadır. Kanada Bayramı ise tüm ülkede büyük şenliklerle kutlanmaktadır. YABANCI YATIRIMLAR 231 Faruk Arslan Kanada’da yabancı yatırımlar Kanada Yatırım Kanununa (Investment Canada Act) göre yürütülmektedir. Yasanın uygulanmasından Kanada Sanayi Bakanlığı (www.ic.gc.ca) sorumludur. Yatırımları teşvik amacıyla, Sanayi Bakanlığı’na karşı sorumlu olan bir Yabancı Yatırım Birimi kurulmuştur. Bu birim (www.investincanada.gc.ca) mevzuatı uygulamakla yükümlü olduğu gibi, yabancı yatırımcılara da gerekli destek ve yardımı sağlamaktadır. Yabancı yatırımcılar açısından dikkat edilen en önemli unsur, yatırımın Kanada ekonomisine katkısı ve istihdam yaratıp yaratmayacağıdır. 1995 yılında kanunlarda yapılan düzenlemeler ile işlemler oldukça basitleştirilmiş ve pratik olarak, yabancı yatırımcılar belirli bir üst limite kadar yerli firmalar ile aynı işlemlere taraf olmuştur. Yabancılar, yayım-basın, TV yayıncılığı gibi kültürel bazı sektörler ile bankacılık, sigortacılık gibi bazı mali hizmetler sektörleri dışındaki her sektöre serbestçe yatırım yapabilmektedir. Yatırım konusunda alt sermaye sınırı uygulaması bulunmamaktadır. Kanada’nın yabancı yatırım politikalarının incelenmesinde, NAFTA sonucunda ortaya çıkan Kuzey Amerika’daki bütünleşmiş ekonomik yapı içinde ABD ve Meksika’nın önemli rakipler olduğu dikkate alınmalıdır. Benzer ekonomik yapıları dolayısıyla özellikle ABD önemli bir alternatif olarak ortaya çıkmaktadır. Kanada’nın yabancı yatırımları çekmesindeki önemli etkenleri aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür: Gelişmiş Ekonomi ve İstikrar: Kanada son derece gelişmiş, liberal bir ekonomik yapıya sahiptir. Dünyanın 232 Faruk Arslan en fazla sanayileşmiş ve zengin G7 ülkeleri arasında yeralmaktadır. Yerleşmiş, kuralları oturmuş ve düzenli olarak işleyen bir piyasa ekonomisi bulunmaktadır. Ekonomi istikrarlıdır. Son 15 yıldır sürdürülen bütçe harcamalarının azaltılması, kamu borçlarının düşürülmesi ve dengeli bütçe politikaları sayesinde, istikrarlı ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme eğilimi (yıllık ortalama %3-4 civarında) sağlanmıştır. Kanada’nın ekonomik yapı ve sanayi altyapısı olarak dünyadaki en iyi ve güvenilir ortamlardan birisine sahip olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Yasal ve İdari İşlemlerin Kolaylığı: İdari olarak firma kuruluş ve yatırım işlemleri son derece kolay anlaşılır, basit ve şeffaftır. Bazı sektörel istisnalar dışında, DTÖ üyesi ülke firmaları için 179 milyon Kanada Dolarına kadar (2001 yılı için geçerli seviye) yatırım yapacak yatırımcılar açısından firma kuruluşu son derece basittir ve internet üzerinden dahi yapılabilmektedir. Firma kuruluşu büyük ölçüde firmanın isminin ve kuruluş sözleşmesinin tescilinden oluşmaktadır. Maliyeti eyaletler arasında farklılık gösterebilmekle birlikte, ortalama 300500 Kanada Doları arasında değişmektedir. Firma kuruluşu açısından yabancı firmalar ile yerli firmalar arasındaki tek fark, Kanada’da firma kuruluşunun tamamlanmasının ardından, en fazla bir ay içinde yabancı yatırımcının Kanada Sanayi Bakanlığı’na bildirim zorunluluğudur. Bu bildirim internet aracılığıyla yapılabilmektedir. Ancak, eyaletler bazında farklılık görülmekle birlikte, bazı sektörlerdeki iş kolları için eyalet hükümetlerinden ruhsat alınması gerekebilmektedir. 233 Faruk Arslan 179 milyon doların üzerindeki yatırımlarda (yeni veya kurulu bir firmaya iştirak) ise, “gözden geçirme” adı verilen bir mekanizma kullanılmaktadır. Bu halde, Kanada Sanayi Bakanlığı, yatırım Kanada ekonomisine katkısının olup olmadığı, istihdam yaratıp yaratmadığı gibi hususları dikkate alarak incelemektedir. Ayrıca, hassas olarak kabul edilen az sayıdaki bazı sektörde de bu mekanizma uygulanmaktadır. Bu sektörlerin başında uranyum madenciliği, taşımacılık ve mali hizmetler ile kültürel hizmetler (TV yayıncılığı gibi) gelmektedir. Mevcut düzenlemeler çerçevesinde, yabancı firmalar farklı hukuki yapılarda kurulabilmektedir. Bunlar arasında anonim şirket, limited şirket, ortaklık (partnership), ortak teşebbüs (joint venture) gibi şekilleri saymak mümkündür. Ayrıca, yabancılar şube açmak gibi yöntemleri de kullanılabilmektedir. NAFTA: ABD, Meksika ve Kanada arasında sonuçlandırılmış bulunan Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması, Kanada ve ABD arasında mal ve hizmetlerin serbestleşmesini sağlamış, böylece firmalara önemli bir hareket alanı sağlamıştır. NAFTA yaklaşık 380 milyon kişinin olduğu, 10 trilyon dolar büyüklüğünde bir pazara giriş imkanı sağlamaktadır. Kanada Dolarının, ABD Doları karşısındaki değerinin düşük seyretmesi, Kanada’nın işçilik maliyetlerinin daha düşük olması gibi nedenlerle, ABD pazarına girmek isteyen firmalar NAFTA’nın da varlığını dikkate alarak ABD yerine Kanada’da yatırım yapmakta, NAFTA aracılığıyla da ABD pazarına rahatlıkla girebilmektedir. Kuzey Amerika pazarında yer almak isteyen bazı AB firmalarının da Kanada’yı üs olarak seçtikleri ve buradan ABD pazarındaki faaliyetlerini yönlendirdikleri 234 Faruk Arslan gözlenmektedir. NAFTA, Kanada’nın iç piyasanın küçük olmasının yarattığı dezavantajı ortadan kaldırmakta ve girişimcilere dünyanın en büyük pazarlarından birisini açmaktadır. Bu Anlaşmanın etkisi kendisini özellikle otomotiv ürünlerinde göstermektedir. İki ülke arasında otomotiv ürünlerinde gümrük vergilerinin bulunmaması ve idari engellerin en aza indirilmesi ve düşük kur, işçilik maliyetinin daha düşük olması gibi nedenlerle, önemli otomobil üreticileri Kanada’ya önemli yatırım yapmış, ABD ve Kanada’daki üretim sistemlerini bütünleştirmiştir. NAFTA sadece gümrük vergilerini kaldırmakla kalmamış, ABD, Meksika ve Kanada’nın bu ülkelerden gelen yatırımcılara yerli firmalarla aynı hakları tanımasını sağlamıştır. Hatta NAFTA kapsamındaki bir hüküm (CHAPTER 11) NAFTA üyesi bir ülke hükümetinin gerçekleştirdiği politika değişikliğinin çalışma ve karlılık koşullarını kapsamlı ve olumsuz bir şekilde etkilemesi halinde, yatırımcılara ilgili hükümeti mahkemeye verme hakkı tanımaktadır. Bu nedenle, firmalar yasal olarak kendilerini güvende hissetmektedir. Kanada’nın özellikle zengin doğal kaynakları da ülkeyi yatırmcılar açısından cazip kılmaktadır. Zengin petrol, doğal gaz, kömür, altın ve elmas madenleri gibi kaynaklara özellikle ABD firmaları ilgi göstermekte ve bu çerçevede, Kanada’da firma almak yoluyla yatırıma yönelmektedir. 2000-2001 yılında ülkeye yapılan yabancı yatırımların önemli bir kısmı enerji sektörüne yapılmıştır. Ayrıca, zengin doğal kaynaklar girdi maliyetini azaltarak, ciddi bir avantaj sağlamaktadır. 235 Faruk Arslan Maliyet Avantajları: Kanada’yı yatırımcılar açısından cazip kılan bir başka unsur ise işçilik ve üretim maliyetlerinin ABD’ne göre daha düşük olmasıdır. Sektör bazında değişiklik göstermekle birlikte, ABD ile karşılaştırıldığında işçilik maliyetleri %14-41 daha azdır. Ayrıca, ABD’nde çalışanlara yapılan sosyal ve emeklilik ödemeleri toplam maaşın %34’üne ulaşırken, Kanada’da bu oran %26’dır. ABD’nde ortalama saat ücreti (emeklilik ödemesi dahil) 19,2 ABD Doları/saat iken, Kanada’da 15,6 ABD Dolarıdır. ABD ile karşılaştırıldığında inşaat maliyetleri %20, elektrik %30 daha ucuzdur. 2002 yılı başında KPMG isimli bağımsız araştırma kuruluşu tarafından yapılan dünyanın gelişmiş ekonomilerini içeren bir araştırmaya göre, Kanada’nın önemli iş merkezlerindeki iş ve yaşam maliyetleri ABD’ndeki benzerlerinden düşüktür. Bu nedenle, Kuzey Amerika pazarına girmek isteyen ve gelişmiş altyapı, istikrarlı bir ekonomi ve siyasi sistem arayan girişimciler için, ABD ile karşılaştırıldığında Kanada önemli bir alternatif olarak ortaya çıkmaktadır. Vergilendirme: Kanada’da hem kurumlar vergisi hem de gelir vergisi bulunmaktadır. Ayrıca, vergilendirme hem federe hem eyalet bazında uygulanmaktadır. Vergilendirme Kanada Gelirler ve Gümrükler Bakanlığı’nın sorumluluğundadır. Bu birim, Quebec dışında diğer eyaletler içinde eyalet vergilerini de toplamaktadır. Quebec eyaleti ise gerek gelir gerek kurumlar vergisini ayrıca toplamaktadır. Ontario ve Alberta eyaletleri ise kurumlar vergisini ayrıca toplamaktadır. Vergilendirme açısından, özel veya tüzel bir kişi, eğer Kanada’da üretim ve imalat, paketleme, koruma, 236 Faruk Arslan inşa etmek vb. gibi faaliyetlerde bulunuyorsa, herhangi bir mal satıyorsa veya herhangi bir gayrımenkulü veya doğal kaynağı kullanıyor ise, bu özel veya tüzel kişi, bu faaliyetlerinden elde ettiği gelirler için vergi ödemek zorundadır. Mevzuat çerçevesinde, yabancı bir firmanın yönetimi Kanada’da ise ve faaliyetleri Kanada’dan kontrol ediliyor ise bu firma Kanada firması olarak kabul edilmektedir ve vergi mevzuatına tabidir. Gelir vergisi ikamet esasına dayanmaktadır. İkamet genel olarak Kanada’da yaşamak veya 183 günden daha fazla süreyle Kanada’da bulunmak olarak tanımlanmaktadır. Bu tanıma uyan herkes vergi mükellefidir. Kanada’da mukim kişilerin elde ettikleri bütün gelirler (nerede elde edildiklerine ve kaynağına bakılmaksızın) vergiye tabidir. Kuşkusuz Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması gibi düzenlemeler yabancı ülkede faaliyet gösteren girişimcilerin vergilendirilmesini yakından ilgilendirmektedir. Henüz Türkiye ile Kanada arasında bu anlaşma imzalanmamıştır. Vergi oranları gelir seviyesine ve faaliyet alanına göre değişebilmektedir. Bununla birlikte, gelir vergisi oranı federe bazda %16-29, eyalet bazında ise, eyaletlere göre %8 ile %20 arasında değişmektedir. Quebec eyaletinde, federe verginin %18-25’i oranında gelir vergisi alınmaktadır. Kurumlar vergisi (federe ve eyaletler birlikte) oranı %39-45 arasındadır. Ancak, özellikle 200 bin dolara kadar geliri olan küçük firmalar için vergi oranları %1722 arasındadır. 200-300 bin dolar arasında geliri olan firmalarda ise vergi oranı %39 civarındadır. Mali yılın 237 Faruk Arslan bitmesinden itibaren altı ay içinde vergi beyannamesi verilmesi gerekmektedir. Vergi faaliyet alanlarına göre değişmekle birlikte, genellikle küçük ölçekli işletmelere bazı vergi avantajları tanınabilmektedir. Bu kapsamda, %50 yabancı %50 Kanada ortaklığı ile kurulan küçük ölçekli bir firma, Kanada’lılar tarafından kontrol edilen bir firma olarak tanımlanmakta ve bu firma ticari faaliyetlerden elde ettiği gelirlerin ilk 300,000 bin dolarlık kısmı için daha düşük oranlı vergilerden yararlanabilmektedir. Genel olarak, Kanada vergi oranları yüksek bulunmaktadır. Özellikle küçük ölçekli işletmeler üzerindeki vergi yükü ABD’ye nazaran daha azdır. Ayrıca, özellikle araştırma ve geliştirme faaliyetleri için ABD’nden daha uygun vergi avantajları sağlanmaktadır. Ar&Ge faaliyetlerine yönelik harcamalarda %20 oranında vergi kredisinden, ayrıca küçük ölçekli işletmeler bu alandaki harcamaları için %35 oranında vergi iadesinden yararlanmaktadır. Bu nedenle, Kanada dünyada ar&ge faaliyetlerine en fazla vergi indirimi sağlayan ülkelerden birisi olarak kabul edilmektedir. Bu durum, ülkeyi özellikle yeni teknolojiler ve araştırma ve geliştirme gibi alanlarda çalışan firmalar için cazip bir yatırım alternatifi haline getirmektedir. Diğer taraftan, yüksek sayılabilecek gelir vergisi oranları, özellikle Kanada’da çalışanlar için caydırıcı olmakta ve bu husus Kanada’dan ABD’ye beyin göçünün önemli nedenleri arasında sayılmaktadır. Kanada’da mukim olmayan özel kişiler, Kanada’da çalıştıkları süre içinde ücretli olarak veya ticari faaliyetlerinden elde ettikleri gelirler ile Kanada’da sahip olabilecekleri bazı mal varlıklarından elde ettikleri 238 Faruk Arslan gelirler için vergiye tabidir. Ayrıca, bazı gayrımenkullerden elde edilen gelirlerden stopaj vergisi de alınmaktadır. Vergilendirme açısından farklı yatırım şekilleri (şube, yeni firma kuruluşu gibi) arasında genellikle yeni firma kuruluşu (subsidiary) önerilmektedir. Şube kurulması halinde, bu şube aracılığıyla elde edilen kazançların veya kayıpların ana firma ve şube arasında dağıtılması gerekecektir. Bu durum karşıklığa yol açtığı gibi, genellikle çifte vergilendirme gibi konularda sorunlara neden olmaktadır. Keza, ana firmanın şubeye atfedebileceği masraflarda da sorun çıkmaktadır. Ayrıca, şubenin Kanada’daki faaliyetleri için kullanılmayan gelirler üzerinden de stopaj vergisi alınmaktadır. Yabancılara ödenen kar payları üzerinden alınan stopaj vergisi benzeri bu düzenleme kapsamında, ana firmanın menşesine ve ikili anlaşma olup olmamasına göre %10-15 arasında vergi kesilmektedir. Yatırım Teşvikleri: Geçtiğimiz yıllarda yürürlüğe konulan sıkı bütçe politikaları çerçevesinde, Kanada ülkeye yabancı yatırım çekmek konusunda çok istekli olmakla birlikte, yatırımlara verilen yardımlar önemli ölçüde azaltılmış, mevcut yardımlar da büyük ölçüde Kanada firmalarının kullanımı ile sınırlandırılmıştır. Firmalara sağlanan desteğin önemli bir kısmı ar&ge gibi bazı sektörlere ve az gelişmiş bölgelere özeldir. Sadece yabancı firmalara verilen özel bir teşvik veya yardım bulunmamaktadır. Mevcut yardım ve desteklerden yararlanabilmek için bir firmanın Kanada firması olması gerekmektedir. Mevcut hükümet yardımlarının iki önemli unsuru bulunmaktadır. Birincisi, üretim aşamasında, firmaların 239 Faruk Arslan rekabet güçlerinin artırılması amacıyla, teknoloji altyapısının ve firmaların verimliliğinin geliştirilmesi, ikincisi ise ihracat aşamasında firmaların pazarlama faaliyetlerine destek olunmasıdır. İhracat aşamasında sağlanan yardımları da iki ana grup altında toplamak mümkündür. Bunlardan birincisi, firmalara pazar bulunması aşamasında sağlanan yardımlar, ikincisi ise fiili ihracat aşamasında finansman desteği sağlanmasıdır. Bu çerçevede, Kanada’da uygulanmakta olan bazı teşvik programları konusunda derlenen özet bilgiler aşağıda sunulmuştur: 1. İhracat Kredileri, Sigortaları ve Garantileri: Kanada İhracat Geliştirme Kuruluşu (EDC-Export Development Corporation) tarafından ihracat yapan firmalara çeşitli finansman ve ihracat sigortası imkanları sağlanmaktadır. EDC’nin alıcı kredileri, sigorta işlemlerinin yanısıra, ihracat bedellerinin tahsiline yönelik garanti işlemler gibi mekanizmaları bulunmaktadır. Aynı şekilde, Kanada hükümetinin sahip olduğu İş Geliştirme Bankası (BDC) tarafından da küçük ve orta ölçekli işletmelere uygun koşullarda kredi sağlanmaktadır. Örneğin, bu kapsamda ihracatçı firmalara işletme sermayesi verilmektedir. Ayrıca, Küçük İşletmeler Borç Kanunu, firmalara yeni teçhizat, makina, arsa alımı gibi amaçlar için 250 bin dolara kadar kredi sağlanmasını öngörmektedir. 2. İhraç Pazarlarının Geliştirilmesi Programı (PEMD-Program for Export Market Development): Firmaların pazar araştırma, pazara giriş, yurtdışında ihalelere katılmak için yapacakları masrafların bir kısmı karşılanabilmektedir. Ayrıca, ihtiyaç olması halinde 240 Faruk Arslan Kanada hükümeti fizibilite çalışmaları için de uygun koşullarda mali yardım sağlayabilmektedir. Ayrıca, Kanada Uluslararası Kalkınma Ajansı tarafından fizibilite çalışmalarına yardım sağlanmaktadır. 3. Araştırma ve geliştirme faaliyetlerine sağlanan yardımlar: Teknoloji ve sermaye yoğun bir üretim yapısına sahip olan Kanada firmaların teknolojik altyapılarının geliştirilmesi için sektör-üniversite işbirliği geliştirmeye çalışmakta ve yeni teknolojilerden yararlanacak firmalara uygun koşullarda önemli ar-ge yardımı sağlamaktadır. Ar-ge faaliyetlerinin bir kısmı vergiden düşülebilmektedir. Bu kapsamda Federe düzeyde uygulanıyor olması nedeniyle, Sanayi Bakanlığı tarafından yürütülen Sanayi Ortaklığı Programı ile Doğal Bilimler ve Mühendislik Araştırma Konseyi tarafından yürütülen programlar hakkındaki bilgilere ekte yer verilmiştir. Bu programların ortak özelliği, firmaların ar-ge maliyetlerinin bir kısmının üstlenilmesidir. Sektör bazında farklılıklar olabilmesi nedeniyle, ihtiyaç duyulduğu takdirde, sektör bazındaki uygulamalara www.ccrc-adic.gc.ca/taxcredit/sred/sectore.html isimli web sitesinden ulaşılabilmektedir. Ülkenin Federe yapısı nedeniyle, genellikle eyaletler tarafından yukarıda sözü edilen programlara benzer uygulamalar izlenmektedir. Örneğin, Atlantik kıyısındaki eyaletlerde yerleşik firmaların modernizasyonu, makina parkının yenilenmesi gibi amaçlar için uygun koşullarda krediler verilmektedir. Eyalet bazındaki programlarda dikkati çeken unsurların başında firmaların verimliliklerinin artırılmasına katkıda bulunacak girişimlerin desteklenmesine yönelik programlardır. Bu çerçevede, Quebec eyaletinde 241 Faruk Arslan uygulanmakta olan program hakkındaki bilgiler ekte sunulmuştur. Yatırım Yapılabilecek Sektörler Kanada’nın zengin doğal kaynakları ve son yıllarda yüksek seyreden enerji fiyatları özellikle petrol arama ve çıkarma, doğal gaz gibi sektörleri oldukça cazip hale getirmiştir. Bu sektör son yıllarda en fazla yabancı yatırımcı çeken sektörlerin başında gelmektedir. Bu alana ABD firmaları ilgi gösterirken, AB firmalarının ise özellikle iletişim gibi yüksek teknoloji sektörleri üzerinde yoğunlaştıkları görülmektedir. Kanada’daki tek Türk yatırımı müteahhitlik hizmetleri alanında faaliyet göstermektedir. Türkiye’nin ekonomik yapısı ve Türk firmalarının avantajları gözönüne alındığında, yatırım için özellikle gıda, ambalaj sanayi, makina sanayi gibi sektörler akla gelmektedir. Gıda konusunda özellikle üçüncü ülkelere ihracat kaydıyla bakliyat ön plana çıkmaktadır. Bu sektör bugüne kadar yatırım amacıyla girişimlerde bulunan firmalarımızın üzerinde durdukları en önemli alan olmuştur. Özellikle tahıl üretimi, hayvancılık gibi alanlarda Kanada’nın üretim potansiyeli dikkate alındığında, üçüncü ülkelere yönelik olarak önemli imkanlar sunabilmektedir. Bazı girişimcilerimiz tekstil ve hazır giyim sektörlerine de yönelmekle birlikte, bu girişimler daha çok temsilcilik, ticaret ile sınırlı kalmış yatırıma dönüşmemiştir. Ayrıca, takım tezgahları gibi makina sanayi sektörleri de önemli yatırım alternatifleri sunuabilecektir. Bu tür malzemelerin önemli bir kısmı halen Uzak Doğu’dan ithalat yoluyla karşılanmaktadır. 242 Faruk Arslan Ayrıca, ülkenin en önemli sektörü olan otomotiv sektörü de büyümekte olan otomotiv yedek parça üreticileri açısından çekici olabilecektir. ABD ile tamamen içiçe geçmiş olması, NAFTA gibi nedenlerle bu sektördeki yatırım Kuzey Amerika pazarına giriş açısından etkili olabilecektir. Firma Kuruluşuna İlişkin İşlemler Kanada’da yabancılar ya bir şube açarak veya yeni bir firma (subsidiary) kurarak faaliyet gösterebilmektedir. Bu ikisi arasındaki tercih vergi, faaliyet alanı gibi çeşitli unsurlara göre değişmektedir. Kanada’da eyalet çapında veya federe bazda firma kuruluşu mümkündür. Federe bazda, firma kuruluşu ve işleyişi ile ilgili kanunlar Kanada Şirketler Kanunu (Canadian Business Corporations Act) kapsamında yürütülürken, eyaletlerde de benzeri hükümler taşıyan Şirketler Kanunları yürürlüktedir. Örneğin, Ontario eyaletinde firma kuruluşu Ontario Şirketler Kanununa göre yapılmaktadır. Ancak, işlemler ve kurallar büyük ölçüde benzerlik taşımaktadır. Aksi belirtilmedikçe, mevcut düzenlemelerde hissedarlar için sınırlı sorumluluk öngörülmüştür. Federe veya eyalet bazında kurulmuş olan bir firma, prensip olarak Kanada’nın tamamında faaliyet gösterebilmektedir. Ancak, federe bazda veya eyaletlerden birisinde kurulmuş olan bir firma, faaliyet göstereceği diğer eyaletlerde, faaliyet alanlarına göre ruhsat almak gibi yasal bazı düzenlemeleri yerine getirmek ve diğer eyaletlerde de tescil olmak zorunda kalabilmektedir. Örneğin, başka bir ülkede veya eyalette kurulmuş olan bir firmanın Ontario eyaletinde çalışabilmesi için, Ontario Tüketici ve İş Hizmetleri 243 Faruk Arslan Bakanlığı’nın Firmalar Dairesi’nden izin alması gerekmektedir. Eyaletler, Federe bazda kurulmuş firmalara, isimlerini sözkonusu eyalette faaliyet göstermek ve kendi ismini kullanmak hakkını tanımak zorundadır. Firma kuruluşu büyük ölçüde, “Kuruluş Sözleşmesi” olarak adlandırabilecek belgelerin ilgili Kanada makamları nezdinde tescil edilmesinden oluşmaktadır. Federe bazda ve Ontario eyaletinde kurulacak bir firma için kullanılabilecek örnek bir “Kuruluş Sözleşmesi” ekte gönderilmektedir. Bu belge ile birlikte, özü itibariyle firmanın yerini gösteren bir belge ile yöneticileri gösteren bir başka belgenin de ilgili kurumlara sunulması gerekmektedir. Esas itibariyler, yazışma ve resmi beyanların yapılabilmesi için yabancı firmanın Kanada’da da yerleşik bir adresinin olması gerekmektedir. Sözkonusu belgelerin (Bu formlar Federe bazda kullanılan belgelerdir. Eyalet bazında da özü itibariyle aynı işlemler, benzeri formlar geçerlidir.) örnekleri ekte yeralmaktadır. Kuşkusuz, faaliyete geçmeden önce firmanın faaliyet alanına göre yerel makamlarda alınması gereken bazı ön izin veya ruhsatlar bulunabilmektedir. Bu çerçevede, tescil işlemi sırasında özellikle aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir: 1. İsim araştırması: Yeni kuralacak firmaya verilecek ismin başka bir firma tarafından kullanılmadığının teyid edilmesi gerekmektedir. Bu amaçla, firma tescili aşamasında, ismin araştırılması gerekmektedir. Bazı eyaletlerde bu işlem özel firmalar tarafından yapılırken, bazı eyaletlerde Sanayi ve Tüketici ve/veya Ekonomik Geliştirme Bakanlıkları gibi resmi kurumlar tarafından yapılmaktadır. Bu araştırma işlemi 244 Faruk Arslan için eyaletler arasında farklılık görülmekle birlikte 50-100 dolar arasında ücret talep edilmektedir. 2. Sermaye yapısı: Hisselerin miktarı gibi bilgilerin tesbit edilmesi ve beyan edilmesi gerekmektedir. 3. En azından bir yönetici belirlenmiş olması. Firma türü olarak, anonim, ortak teşebbüs (JV), ortaklıklar (partnerships), sınırlı sorumlu ortaklıklar (limited partnerships) gibi firmaların yanısıra, dağıtım, franchising gibi amaçlarla, bir yabancı ile Kanada vatandaşı arasında sözleşme niteliğinde bir düzenleme yapılması mümkündür. Federe bazda kurulması halinde, firma kuruluş sözleşmesinin internet ortamında tescili mümkündür. Halen, firma kuruluşu için federe bazda 250 dolar, Ontario’da kurulacak ise 360 Dolar harç alınmaktadır. Tescil işleminin internet aracılığıyla yapılması halinde ise ücretler sırasıyla 200 ve 300 Dolardır. Nova Scotia ve New Brunswick dışındaki diğer eyaletlerde, Kanunlar kurulacak firmanın yönetim kurulunun üyelerinin çoğunluğunun Kanada ikametinde (Canadian resident) olmasını talep etmektedir. Dolayısıyla, bu üyelerin ya Kanada vatandaşı veya göçmenlik statüsünü almış kişiler olması gerekmektedir. Federe bazdaki firmalarda ise yönetim kurulunun %25’inin Kanada ikametinde olması gerekmektedir. Dörtten daha az yöneticinin olduğu firmalarda yöneticilerden en az birinin Kanada’lı olması gerekmektedir. Ancak, belirli bazı sektörlerde faaliyet gösterecek firmalarda yöneticilerin çoğunluğunun Kanada’da yaşıyor olması gerekebilmektedir. 245 Faruk Arslan Kanada’da şube açmayı planlayan firmaların ise, firma kuruluşuna ilave olarak aşağıdaki işlemleri de tamamlaması gerekmektedir: 1. Başvurudan önce, isim araştırmasının yapılması ve ismin kullanılmadığına ilişkin en eski 90 günlük bir raporun sunulması 2. İlgili Kanada makamları tarafından firmanın isminin, yasal bir varlık olduğunun, tescil tarihinin ve hangi eyalet hukuk sistemine tabi olduğu gibi hususların onaylanması. 3. Kanada’daki yasal işlemleri takip edecek tam yetkili bir kişi-ajansın belirtilmesi. Şube olarak kurulmuş firmalar da vergi mevzuatına tabidir ve Kanada içinde elde ettikleri gelirler için vergi ödemek zorundadır. Şubeler tarafından verilecek olan vergi beyannameleri biraz daha karışıktır. Kar ve zararların ana firma ve şube arasındaki dağılımı gibi konulara özen gösterilmesi gerekmektedir. Ortaklıklar, iki veya daha fazla özel ve tüzel kişinin biraraya gelerek kar amacıyla kurdukları teşebbüslerdir. Ontario eyaletinde, bir yabancı genel veya sınırlı ortaklık kurabilmektedir. Bu tür firmalar genellikle hukuk, muhasebe gibi hizmet sektörlerinde bulunmaktadır. Yabancıların bu tür ortaklıklara doğrudan veya Kanada’da kurulu veya kurulacak bir tüzel kişilik aracılığıyla katılması mümkündür. Ancak, yabancıların bu tür ortaklıklara doğrudan katılmaları halinde, yabancı girişimci açısından bu durum şube statüsünde kabul edilmekte ve bu kapsamda vergilendirmektedir. Sınırlı ortaklıklarda en az bir genel ortak ve en az bir veya daha fazla sınırlı sorumluluk taşıyan ortak vardır. 246 Faruk Arslan Ortakların sorumluluğu, yatırdıkları sermaye ile sınırlıdır. Genel ortağın sorumluluğu ise sınırsızdır. Ontario eyaletinde, sınırlı ortaklık kurulabilmesi aşağıdaki işlemlerin yerine getirilmesi gerekmektedir: 1. Ortaklık olarak faaliyet gösterecek tüzel kişiliğin isminin bildirilmesi. 2. Ortaklığın faaliyet alanının belirtilmesi. 3. Ortakların isim ve adreslerinin belirtilmesi. 4. İş merkezinin adresinin belirtilmesi. 5. Yasal olarak belirlenmiş ismin dışında isim kullanılacak ise, bu ismin beyan edilmesi. Vergi açısından, ortaklığın elde ettiği gelir ortaklara dağıtıldığında, her bir ortağın elde ettiği geliri veya uğradığı zararı kendi vergi beyannamesinde belirtmesi gerekmektedir. Yabancı firmaların Kanada’da yerleşik firmalar aracılığıyla yürütecekleri dağıtım, franchising gibi faaliyetler ise büyük ölçüde taraflar arasındaki sözleşmeye bağlı düzenlemelerdir. Bu kapsamda, Kanada’da faaliyet göstermek için yararlanılan bir diğer önemli imkan franchisingtir. Bu kapsamda, yabancı firma, Kanada’daki muhatabına gerekli lisansı-isim hakkını vs. vererek, kendi markası altında satış imkanı sağlamaktadır. Bu kapsamda, Kanada’daki firma lisans/isim hakkı karşılığında belirli bir ücret ödediği gibi, royalti de ödeyebilmektedir. Perakende ticaret aşamasında bu şekilde faaliyet gösteren bir çok firma bulunmaktadır. Bu şekilde yürütülse bile, Kanada’daki bütün yasalara uygun hareket etmek zorundadır. Franchising işlemleri ayrı yasal düzenleme konusudur. Bu kapsamda örneğin, lisans verilecek olan 247 Faruk Arslan firmaya çeşitli bilgilerin (örneğin bilanço bilgileri) açıklanması gerekmektedir. Vize, Göçmenlik ve Vatandaşlık Türk vatandaşlarınca, Kanada’ya yapılacak olan ziyaretlerde vize alınması gerekmektedir. İş amaçlı yapılacak ziyaretlerde de vize verilmesi için davet mektubu aranmaktadır. Kanada’da yatırım yapacak firmalar açısından dikkat edilmesi gereken bir unsur, Kanada’ya geliş, oturma ve çalışma izinleridir. Kanada’ya göçmenlik ve çalışma koşulları Kanada Göçmenlik Kanunu tarafından düzenlenmektedir. Bu Kanun büyük ölçüde Kanada iş ve çalışma piyasasının korunmasına yöneliktir ve Kanada’ya sürekli veya geçici olarak geleceklerin çalışma hayatının düzenini bozmaması hedeflenmektedir. Başka bir deyişle, yabancı işçilerin, Kanada’lıların iş bulmasını ve çalışmasını zorlaştırmaması gerekmektedir. Ancak, istihdam yaratacak yatırımcılara ve girişimcilere ve eksikliği duyulan sektörlerde ihtiyacı giderecek işçilere olumlu bakılmaktadır. Kanada’da kısa süreli olarak çalışacaklar ziyaretçi statüsünde kabul edilmekle birlikte, bazı istisnaları dışında Kanada’ya varmadan önce izin alması gerekmektedir. Yabancı yatırımcılar, çalışanlarını Kanada dışından getirecek ve sürekli olarak çalıştıracak iseler izin almaları zorunludur. Bu izin süreci uzun ve karmaşıktır. Kanada İş ve Göçmenlik Komisyonu bu tür izin taleplerini ayrı ayrı incelemekte ve karara bağlamaktadır. Bu süreç içinde en önemli unsur, Kanada vatandaşlarının yabancıların yapacakları işi yapmalarının ve dolayısıyla çalışan ihitiyacının Kanada içinden temin edilmesinin mümkün olamadığının kanıtlanmasıdır. Kanıt 248 Faruk Arslan yükümlülüğü işverenin üzerindedir. İzin bir yıllık geçerli olmakla birlikte, bu süre gerektiği takdirde uzatılabilmektedir ve çalışanların ailelerini de beraberlerinde getirmeleri mümkündür. Çalışma amacıyla yapılacak kısa süreli ziyaretlerde bazı istisnalar bulunmakta ve önceden izin alınması gerekmemektedir. Mal ve hizmet alımı amacıyla gelmiş olmak, Kanada’daki firmanın faaliyetlerini denetlemek veya bu firmada çalışanlar ile danışmalarda bulunmak gibi gibi durumlarda kısa süreli çalışma ziyaretlerini ön izin almaksızın gerçekleştirmek mümkündür. Girişimci veya yatırımcı olarak Kanada’ya göçmen olarak gelmek ve Kanada vatandaşlığını almak isteyenler konusunda da çeşitli düzenlemeler bulunmaktadır. Bu konuda dikkati çeken iki alternatif, Kanada’da iş kurmak esasına dayalı olan “girişimci” veya “yatırımcı” statüleridir. İkisi arasındaki en önemli fark, yatırımcının işletmenin yöneticileri arasında yeralmak zorunda olmamasıdır. Her iki statü içinde, göçmenlik statüsü Kanada’da yapılacak işin başarısına bağlı olarak değerlendirilmektedir. Bu başarıyı ölçmek konusunda geliştirilmiş bazı kriterler bulunmaktadır ve bir puanlama sistemi içinde adaylar değerlendirilmektedir. Mevzuata göre, girişimci, (1) Kanada ekonomisine katkıda bulunacak ve istihdam yaratacak bir işletme kuracak veya mevcut bir işi satın alacak veya bir işletmeye önemli ölçüde yatırım yapabilecek ve (2) Kanada’daki işletmenin yönetiminde yer alacak kişi olarak tanımlanmaktadır. Bu statüden yararlanılabilmesi için, adayın yeterli tecrübeye sahip olduğunu göstermesi ve yönetimde etkin olarak yeralması gerekmektedir. 249 Faruk Arslan Bu alternatifte, adayın göçmenlik statüsünü alıp almaması önerilen işin başarı şansı ile yakından ilgilidir ve başvuru sırasında yapılacak iş konusunda da detaylı bilgi verilmesi gerekmektedir. İkinci alternatif ise yatırımcı statüsüdür. Bu halde adayın (1) bir işi başarıyla gerçekleştirmiş veya sürdürüyor olması ve (2) en az 800.000 Kanada Doları sermayesinin olması gerekmektedir. Gerekli vize verilmeden önce, Kanada Gelirler İdaresine 400.000 Dolar yatırılması gerekmektedir. Federe hükümet bu paranın hangi alanlarda değerlendirileceğini belirlemek hakkına sahiptir. Paranın yatırılmasının ardından, hükümet bu tutar kadar yatırmcıya borçlanmaktadır. Yatırım alanının belirlenme süresinin bitiminden itibaren bu para 30 gün içinde iade edilebilmektedir. Ancak, vizenin verilmesinin ve yatırımın ardından, yatırım tutarı iade edilmemekle birlikte, kayba karşı eyaletler tarafından garanti edilmektedir. Çalışanlara Yönelik Düzenlemeler Kanada’daki bütün işletmelere yürürlükteki çalışma hayatına yönelik kurallara ve yasalara uymak zorundadır. Bu düzenlemeler eyaletler arasında farklılık gösterebilmektedir. Aşağıdaki bilgiler Ontario eyaleti esas alınarak hazırlanmıştır. Ayrıca, bankacılık gibi federe düzeyde düzenlenen alanlarda federe bazdaki düzenlemelere de uymak gerekmektedir. İşverenler, çalışanların emekliklik sigortaları (Canadian Pension Plan) ile işsizlik sigortalarına (Employment Insurance) katkıda bulunmak zorundadır. Bu fonlar federe düzeyde düzenlenmekte, ancak, eyaletler tarafından idare edilmektedir. İşveren ile çalışan aynı oranda emeklilik fonlarına katkıda bulunmaktadır. 250 Faruk Arslan Ontario Çalışma Standarları Kanunu (ESA) çalışma hayatına ilişkin minumum standardları belirlemiştir. Bu kapsamda, bu mevzuat, maksimum çalışma saatleri, fazla mesai, asgari ücret, resmi tatiller, maaşlı tatiller, kadın ve erkek çalışanlar arasında eşit ücret, emeklilik hakları, hamilelik ve işten çıkarma, kıdem tazminatı hakları gibi çeşitli alanlarda düzenlemeler içermektedir. Ayrıca, bu kanunun yanısıra, Kanada’da geçerli olan “Common Law” çerçevesinde, yazılı olmayan ancak mahkemeler tarafından dikkate alınan iş hayatına yönelik standartlar ve tanınmış haklar bulunmaktadır. Bu düzenlemelere de uyulması zorunludur. Örneğin işten çıkarmalar büyük ölçüde yazılı olmayan hukuk kurallarına göre yapılmakta, kıdem tazminatları ise sözleşmeye, ESA’ya veya yazılı olmayan kurallara göre hesaplanabilmektedir. Ontario ve diğer eyaletlerde sendikalara üyelik ve sendikaların faaliyetlerine iştirak yasalarla tanınmış bir haktır. Özellikle işyeri satın alacakların çalışanların statülerini kontrol etmesi önemlidir. Örneğin, çalışanların sendikaya bağlı olup olmadığı, sendikanın pazarlık etmek hakkının olup olmadığının tesbiti önemlidir. Bu tür haklar tanınmış ise, yeni işverenin de sözkonusu hakları tanıması gerekecektir. Ayrıca, işveri güvenliği, işyerinde eşitlik gibi çeşitli alanlarda yapılmış yasal düzenlemeler olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle, çalışma hayatına ilişkin düzenlemelerin muhtemel girişimciler açısından dikkatli bir şekilde incelenmesi önem taşımaktadır. (29) 251 Faruk Arslan Kanada’da sosyal güvenlik sistemi üç önemli seviyede düzenlenmektedir. Birinci seviyede, 65 yaşın üzerindeki bütün Kanada vatandaşlarını kapsayan “Yaşlılık Sigortası” yer almaktadır. Bu sistemde herkese belirli bir aylık maaş bağlanmaktadır. 2001 yılı için bu tutar aylık 440 Kanada Dolarıydı, 2009’da 520 oldu. İkinci aşama ise, çalışanların gelir seviyelerine göre katkıda bulundukları “Kanada Emeklilik Planı” dır. Bu sistemde, çalışanlar gelir seviyelerine göre belirli miktarlarda prim ödemektedir. Primler çalışan ve işveren arasında yarı yarıya paylaşılmaktadır. Bu mekanizma vergi gelirlerinden ayrı tutulmakta ve vergi gelirleri ile desteklenmemektedir. Primler tamamen mali piyasalarda değerlendirilmekte ve elde edilen gelirler emeklik maaşı ödemelerinde kullanılabilmektedir. Çalışanların 70 yaşına kadar prim ödemeye hakları bulunmaktadır. Emeklilik yaşı 65’dir. Ancak, ödenen primlere göre belirli durumlarda daha kısa veya daha uzun sürelerde emekli olunabilmektedir. 3,500 Kanada Doları ile 38,000 Kanada Doları arasındaki bütün gelirler için prim ödenmesi gerekmektedir. Prim ödemeleri vergiden düşülebilmektedir. Prim oranları her yıl artırılmaktadır. Son olarak yapılan düzenlemelere göre prim oranı %9,9’a yükseltilmiş ve bu seviyede sabit tutulması kararlaştırılmıştır. Bu sistem içinde, 65 yaşında emekli olan bir kişiye 2001 yılında 775 Kanada Doları aylık bağlanmıştır. Bazı istisnalar dışında, çalışanların Kanada Emeklilik Planına dahil olması zorunludur. Kanada Emeklilik Planı kapsamındaki emekli maaşı ödemeleri dünyanın herhangi bir ülkesinde yapılabilmektedir. Ayrıca, Kanada’nın bir çok ülke ile 252 Faruk Arslan imzalanmış Sosyal Güvenlik Anlaşmaları bulunmaktadır. Bu Anlaşmalar kapsamında, Kanada’daki prim ödemeleri ilgili ülkelere transfer edilebildiği gibi, Kanada dışındaki ülkelerde yapılan çalışmalar da Kanada Emekli Planına dahil edilebilmektedir. Ülkemiz ile Kanada arasında 1998 yılında imzalanmış olan bir Sosyal Güvenlik Anlaşması bulunmaktadır. Anlaşma yürürlüğe girmiştir. Çifte Verginin kaldırılması anlaşmasıda nihayet 12 Temmuz 2009’da imzalanmıştır. Üçüncü aşama ise özel sigortalardır. Devlet tarafından sağlanan emeklilik sistemlerindeki aylık maaşların düşük olması nedeniyle, özel emeklilik sigortası mekanizmaları yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Ayrıca, Kanada firmalarının büyük bir kısmının çalışanları için özel emeklilik fonları bulunmaktadır. FİNANSMAN Kanada tarafından yurtdışına ihraç edilen mal ve hizmetlere finansman büyük ölçüde Kanada İhracatı Geliştirme Kuruluşu (www.edc.ca) tarafından sağlanmaktadır. Bu kuruluş, en az %50 oranında Kanada katkısı olan mal ve hizmetlerin ihracat edilmesi veya işlemin Kanada’ya önemli katkılarının olması gibi koşullar altında kredi verebilmektedir. Bu kapsamda, tedarikçi kredileri kapsamında, doğrudan Kanadalı mal veya hizmet ihracatçısına kredi sağlanabilmektedir. EDC tarafından alıcı kredileri de açılabilmektedir. Yabancı bir banka veya kuruluşa kredi sağlanmakta, bu kuruluşun garantisi altında kredi işveren veya alıcıya 253 Faruk Arslan kullandırılmaktadır. Bu şekilde 23 ülkede kredi işlemi yapılabilmektedir. EDC’nin temelde bu mekanizmanın kullanıldığı, farklı ihtiyaçlara göre hazırlanmış 40’ın üzerinde finansman yöntemi bulunmaktadır. Bu mekanizma genellikle uzun vadeli mal alımı için ve 40.000 Kanada Doları ile 5 milyon Kanada Doları arasındaki işlemler için geçerli olmaktadır. Ayrıca, ikili protokoller çerçevesinde de, yabancı finans kurumlarına kredi sağlanabilmektedir. Dolayısıyla, proje kredileri firma bazında olduğu gibi, ülke bazında da verilebilmektedir. Ülke kredileri genel amaçlı olup, mühendislik, müşavirlik, mimarlık firmaları da bu imkanlardan yararlanabilmektedir. EDC, firmalara ticari ve siyasi risk sigortası da yapmaktadır. Sigorta, iflas, ödemede güçlük, ihraç edilen malın reddi, kur farkı ve para transferlerindeki güçlüklerin yanısıra, savaş, isyan vb. gibi siyasi bazı nedenlerle firmalara sigorta imkanı kullandırılmaktadır. Devlet kuruluşları dışında, özel banka-firmaların da çeşitli sigorta düzenlemeleri bulunmaktadır. Ayrıca, Kanada hükümeti tarafından ihalelere hazırlık aşamasında da firmalara kredi sağlanabilmektedir. Bu kredi, genellikle pazar ekonomisinin olmadığı ülkelerde yabancı firmalarla rekabet eden Kanada firmalarına yönelik olarak kullandırılmaktadır. Bu imkandan bir firma yılda en fazla iki kez ve toplam kullanım 50,000 Kanada Dolarını geçmeyecek şekilde yararlanabilmektedir. Sağlanan finansman imkanlarının koşulları proje, firma ve iş alınacak ülke bazında değişebilmektedir. Kanada içinde konut inşaatları ile ilgilenen önemli kurumlardan birisi Kanada İpotek ve Konut Edindirme 254 Faruk Arslan Kurumudur (Canadian Mortgage and Housing Agencywww.cmhc-schl.gc.ca). Bu kurum, Kanada vatandaşlarının ev sahibi olmalarını kolaylaştırmak amacıyla, müteahhitlik firmalarına konut inşası için kredi imkanı sağlayabildiği gibi, ev satın almak için kullanılan yöntemlerin başında gelen mortgage-ipotek düzenlenmesi gibi mekanizmalarla da Kanada vatandaşlarına ilave finansman temin edebilmektedir. 2000 yılında bu şekilde sağlanan kredilerin tutarı 10 milyar Kanada Dolarını aşmış, 2009’da 50 milyar dolara ulaşmıştır. Sağlanan krediler aracılığıyla pazar izlenebilmekte ve gerektiğinde ihtiyaçlar doğrultusunda pazar yönlendirilebilmektedir. Kamu kuruluşları tarafından sağlanan kredi imkanlarının yanısıra, piyasa koşullarına göre bir çok ticari banka da uygun projelere kredi sağlayabilmektedir. Kanada müteahhitlik sektörünün önümüzdeki bir kaç yıl için %1,5 ile %3 arasında bir büyüme eğilimi yakalayacağı tahmin edilmektedir. Ancak, pazar yapısı ve DTÖ-Kamu Alımları Anlaşmasına verilen öncelikler nedeniyle, özellikle eyaletler tarafından gerçekleştirilen kamu projelerine katılımın oldukça güç olacağı düşünülmektedir. Çalışma koşullarını daha iyi bilmeleri, yerel firmalara öncelik veren düzenlemeler gibi nedenlerle sadece yabancı firmaların değil, bir eyaletin firmalarının farklı eyaletlerde iş üstlenmeleri bile güç görünmektedir. Bu durumun değiştirilmesi ve özellikle eyaletlerdeki yerel firmalara öncelik verilmesi yönündeki uygulamanın değiştirilmesi müteahhitlik sektörünü temsil eden Kanada Müteahhitlik Derneği’nin de öncelikleri arasında belirtilmektedir. Bu nedenle, Kanada firmaları ile üçüncü ülkelerde ortaklık-işbirliği imkanı üzerinde durulması gerekmektedir. Kanada müteahhitlik sektörü 255 Faruk Arslan açısından önem kazanan husus, azalan kamu harcamaları dolayısıyla iç pazardaki iş imkanlarının daralması nedeniyle, Kanada müteahhitlik firmalarının giderek artan bir şekilde Kanada dışındaki ihracat imkanlarını araştırmaya başlamış olmalarıdır. Ancak, henüz Kanada firmaları dünya pazarında gerekli iş tecrübesini edinmemiştir. Bu husus müteahhitlik sektörünün gelirlerinin sadece %1’lik kısmının yurtdışındaki projelerden elde edilmesinden de açıkça görülmektedir. Kanada firmalarının küçük çaplı olması da bu konuda etkili olmaktadır. Ancak, Kanada’nın teknolojik birikimi dikkate alındığında, Türk firmaları tarafından üstlenilebilecek sanayi tesislerine ait projelere teknoloji temini gibi alanlarda önemli işbirliği imkanları bulunmaktadır. Bu kapsamda, Kanada firmaları ile özellikle finansman ve teknoloji alınması imkanları üzerinde durulmasının mümkün olduğu düşünülmektedir. Ülkemizdeki Kanada firmaları ile işbirliği yapılarak gerçekleştirilen bazı projelerde de (Ankara metrosu gibi) bu modelin kullanıldığı görülmektedir. (29) Kanada’yla iş yapmak veya iş almak için önce burada öğrenci olmak kapıları açan bir anahtardır. Kanada’da öğrencilik yolları, çeşitli olduğu kadar çetrefillidir. ABD, İngiltre ve Avusturalya’dan farklılar gösterir. Bu nedenle önümüzdeki bölümde bu işin püf noktalarına değineceğiz. 256 Faruk Arslan 257 Faruk Arslan Sekizinci Bölüm KANADA’DA ÖĞRENCİLİK YOLLARI Yeniden okumadan bu ülkede adam yerine konulmayacağınızı kavradıktan sonra ilk önce dilinizi geliştirme yolu arıyacaksınız. Dil öğrenmek (ya da dili geliştirmek) bir çoklarının sandığı gibi bir kaç ayda gerçekleşemiyor. Uzun bir süre, sabır ve kararlılık gerektiriyor. Yetişkinler için eğer ciddi niyet derse altı yıldır deniliyor. Dil öğrenmede ilk aylar çok neşeli ve eğlencelidir. Ancak zaman ilerledikçe ve öğrendiğiniz dilin inceliklerine girdikçe dehşete düşebilir on binlerce kelime, on binlerce kural ve deyimi ezberlemek zorunda kaldığınızı ve üstüne üstlük bunları pratik yapmanın aylar hatta yıllar gerektirdiğini gördükçe pes edebilirsiniz. Dil eğitim sürecinde sabırlı olmak başarının en önemli anahtarlarından biridir. Yurtdışında dil eğitiminde, daha fazla günlük ders alıp daha kısa süre kalacağınıza, daha az günlük ders alıp, o ülkede daha uzun süre kalmanız gerekir. Göçmenler için hükümetin bedava LINC kursları ve ESL programları sizin için kurulmuş, kucaklarına düşmenizi bekliyor. Nedense federal hükümet tarafından sponsor olunan LINC kurslarına alışamamıştım. Bu nedenle daha çok Türk arkadaşımın gittiği Christie and Bloor’daki The Bickford Centre’de seviye tesbit sınavına 258 Faruk Arslan girdim. 4. veya 5. seviye olduğuma karar veren öğretmen dört hafta önce başlamış 4. level sınıfına postaladı. 3 ayda bir level geçilerek 8 levelda bitirilen ESL kursları olduğu gibi 5 levelda bitirilen LINC kurslarıda mevcut. Yabancı öğrenciler için kurulmuş paralı özel dil kurslarıyla bu kursların kalite açısından hiç farkları yok. Üniversiteye girişte kolaylık sağlayan üniversiteler bünyesindeki dil hazırlık kursları pahalı olmasına rağmen daha kaliteli sayılabilir. Ancak her levelda 1100 CAD ödemek, bedava kurs varken aptallıktı. ABD’de dil kursları paralı iken Kanada’da sadece 20 dolar kayıt ücreti ödeyerek başladığım kursu çok sevmiştim. Kenyalı hocamız Mrs. Katya’nın elinde 4. leveli, Çinli hocamız Grace’nın elinde 5. seviyeyi bitirdikten sonra 6. leveldan itibaren Mrs. Diana’nın eline düştüm. 80 ülke gezerek tüm dünyada dil öğreten Diana, tam bir uzmandı. Koyu bir Katolik iken Tayvan’da Budist olmuştu. Bu sempatik öğretmeni sevmiştim. 7. leveldan sonra başlayan 8. level, aslında TOEFL sınavına hazırlık mahiyetindeydi. Diana, en üst seviyeye gelmiş bizleri mükemmel biçimde hayata hazırlıyordu. Bu kurslar sadece dil kursu değil yeni gelenleri topluma ve kültüre adapte etme, sevdirme merkezleridir. Bu hüviyetiyle diğer paralı kurslardan keskin biçimde ayrılır. Ahaste ahaste sindirilerek öğretilen İngilizce bazen sizi çileden çıkartacak kadar ağırlaştırılabilir. Defalarca aynı gramer kurallarını öğrenirken ‘yeter artık’ demeye başlarsınız. Bu kurslar Afrika’dan gelenlerde düşünülerek aşırı eğitimsizlerin bile dil öğrenebileceği seviyeye indirgenmiş okullardır. 2001-2002 yılllarında bir yıldan fazla zaman geçirdiğim The Bickford Centre’da diğer normal öğrenciler gibi sıradan biri olmadığımı kısa sürede 259 Faruk Arslan anlayacaklardı. Evet bildiniz, yine rahat durmamıştım. 11 Eylül İkiz Kuleler faciasından sonra müslümanlara kötü nazarla bakanların çoğalması kanıma dokunmuştu. Arkadaşlarla birşey yapmaya, müslümanlığın gerçek gülen yüzünü tanıtmaya karar verdiğimizde gözler üzerimde odaklandı. Zaten tüm parlak fikirlerden sonra işin teklifi sunanın üzerine kalması adettir. İcra ve organize kabiliyetine sahipseniz, işin altına ister istemez itilirsiniz. Yüzlerce ülkeden, tüm dinlerden, binden fazla öğrencinin eğitim gördüğü kentin en büyük bu dil merkezi mükemmel bir müdüre sahipti. Çek kökenli Mrs. Lily, alternatif önerilere, fikirlere açık, sempatik biriydi, ancak çevresinde otoriter sert, disiplinli bir idareci olarak tanınıyordu. Bayan Lily, müslüman öğrenciler için mescit yeri ayrılmasını talep ettiğim için beni tanıyordu. Bu yeri göstermeden önce ‘gel odamda namazını kıl, anahtarı sana vereyim’ demesini unutamam. Sanırım dil kursları içinde mescite sahip tek mekan bizimkisi olmuştu. Bu nedenle yanlış müslüman imajından rahatsız olduğumuzu Lily’e anlattığımda hiç şaşırmadı. Önerimin ne olduğunu sordu. Yaklaşan Ramazan ayında din ayrımı yapmadan tüm öğrencilere iftar yemeği vermeyi hedeflediğimizi ve müzikli kültürel bir program düzenleyeceğimizi söylediğimde Lily’nin gözleri parladı. Parayla kiralanan tiyatro salonunu, yemek yapmak için mutfağı ve yemekhaneyi Ramazan süresince 3 defa gerekirse kiralamayı teklif ettim. Lily, heyecanla ayağa kalktı ve şunları söyledi: Sen bunları yapacaksın, birde para mı vereceksin. Olmaz. Merkez tüm faaliyetlerini ücretsiz yapmak için istediğin tarihlerde senindir.Yalnız sunduğun ilk tarihte konferans salonu daha önceden kiralandığı için gösteriyi yemekhanede yaparsınız. Ses düzeni, mikrafon 260 Faruk Arslan ne istiyorsan temin edelim. Okulda reklamını yapman, sınıflara duyuruda bulunman için talimat vereceğim. Başka..’ ‘Elbette başta sizin ve tüm öğretmenlerimizin katılmasını arzu ediyorum’ deyince Lily, elime öylesine sıkı sarıldı ki, birden boynuma atılıp yanaklarımdan öpeceğini sandım. Türk hanımlar, dolmaları, yemekleri, tatlıları getirdi, biz ise Mustafa ve Mahmut beylerle pilavı ve salataları yaptık. Saz, gitar ekiplerimiz, solislerimizle birlikte 50 kişiye yakın arkadaşımız bu etkinliklerde görev aldı. Çocuklar müsamere, gençler kısa parodilerle tiyatrolar sundular. Toronto ilk defa başka dinlerden insanlara verilen iftarlara şahit oluyordu. Yemekler mükemmeldi. Organize harikaydı. Öğretmenlerimiz Türklerin ve müslümanların sıcak, sevecen yüzüyle tanışmıştı. Öğrenciler, müslümanlrın terörist olamayacağı görüşüne varmıştı. 3 iftar programı yüzakımız olduğu gibi sadece diğer dinlerden insanların değil müslümanların da Türklere bakış açısını değiştirdi. Bu etkinlikler kısa sürede şöhrete kavuşmamı sağlamıştı. Lily, bir süre sonra Nijerya’da zina yaptığı için taşlanarak öldürülecek bir müslüman kadının dramı konusunda forum düzenlememi ve yetkin din adamlarını tartışmaya çağırmamı talep etti. Münazaranın ikna yöntemi olmadığını bildiğim için bu organizeyi üstlenmedim. Olumsuz imaj üzerinde konuşmak abesti. Diana’nın sınıfında bir yandan TOEFL testleri çözüp 150 dolar vererek TOEFL imtihanlarına girerken bir yandanda tek formla başvurduğum 5 kolejden beğendiğim Centennial Kolej’in yazılı komposizyon sınavına girdim. 10 denemeden sonra TOEFL’dan en yüksek 582 skoru alabilmiştim. Kolejden gelen sınav sonucunda imtihanı kazandığım ve Eylülde okula 261 Faruk Arslan İngilizce hazırlık sınıf ile imtihanına girmeden başlıyabileceğim yazıyordu. TOEFL skoru sunmama ihtiyaç kalmamıştı. Sosyal görevlimiz olan Mrs. Gupta hanıma imrenerek Sosyal Worker olmaya karar vermiştim, kazandığım bölüm buydu. Kanada’da öğretmenlerden sonra en fazla devlet kadrosuna sahip sosyal görevlilerin çok geniş bir iş bulma alanı var. Yüzde 92’si devletde veya devletin grant verdiği projelerde çalışan sosyal görevliler; zetle evsizden, işsize, akıl hastasından, boşanmışa, göçmene kadar Kanada’da ne kadar problemli adam varsa onların sosyal sorunlarını çözmeye çalışıyorlar. Arkadaşlarım, bugüne kadar gönüllü olarak yaptığın işi bu okulu okuduktan sonra devletin hesabına maaşla yapacaksın diye takılmaya başladılar. Yalanda değildi. Türklerin dert babası iken artık tüm Kanadalıların ve göçmenlerin dert babalığına terfi edecektim. Yıllanmış Kanadalı Tahir Hoşafcı bey ise,’ Dostum, Kanadalıların dertleri bitmez, saçlarını beyazlatacaksın’ diye uyardı. Aslında hangi okulu ve mesleği seçsem diye uzun süre kara kara düşünmüştüm. Gazetecilik ve hukuk ağır basıyordu. Bir ara 5 yıllık, şifalı otları kullanarak tedavi yollarını öğreten Alternatif Tıp doktorluğunu bile listeme almıştım. Hukuk fakültelerine başvuruda bulundum. Ontorio eyaletinde mevcut 5 hukuk fakültesine birden tek başvuru gönderiyorsunuz. Türkiye’de yaptığınız avukatlık veya aldığınız hukuk lisansı, masteri burada avukatlık yapmanızı sağlamıyor. Avukatlık, doktorluk profesyonel meslek sayılıyor. ABD gibi Kanada’da da avukat olmak için önce bir normal üniversiteden mezun olup sonra 3 yıl daha hukuk okumalısınız. Türkiye’de mezun olduğunuz üniversite nihayet işe yarıyor. Eylülde 262 Faruk Arslan başlayan okula girebilmek için bir önceki yılın Kasım ayında en geç başvuru formunu postalamalısınız. Şubat ayında kadar ise Hukuk Terimleri sınavından geçmeniz gerekiyor. En önemli kabul sorunu TOEFL’dan en az 600 skor alma zorunluluğu, bir puan aşağı olsa kabul etmiyorlar. Essay skoru 6 olmalı. Hocalarınızdan alacağınız iki iyi referans şart. En zor kısmı ise mülakatda sizi silkeleyen sorular soran hukuk profesörleri. Sanki suçlu gibi sorgulayıp neden bu bölüme başvurduğunuzu çözmeye çalışıyorlar. 3 yıllık okulun maliyeti 150 bin CAD buluyor. Göçmen olduğunuz için devletten öğrenim kredisi almanız zor değil, parasal kısmı işin en kolay tarafı. Gece gündüz çalışmanızı gerektirecek okul yılları büyük ihtimal ya saçlarınızı dökecek veya beyazlatacaktır. Mezun olduktan sonrada iş bitmiyor. Baro sınavları, ek belgeler elde etmek için bitmek bilmeyen meslek içi eğitim kursları sizi bekliyor. Doğrusu hukuk maratonu koşusuna nefesim yetmedi. En başta TOEFL skorunu 600’e çıkaramadım. İddia ediyorum, dil seviyesini tesbitden ziyade tamamen taktiksel bir savaş olan bu sınavı anadili İngilizce olanlar dahi geçemez. Nitekim avukat arkadaşımız Fatih bey, 10 defa imtihana girip 1500 CAD bayıldıktan sonra ABD’ye gidip hukuk okumak zorunda kaldı. Halbuki hukuk masteri için şartlı kabul almış ve başlamıştı. Türkler yazılı sınava alıştığı için tepesinde kamera bilgisayar başında yapılan TOEFL sınavını veremiyor. Sadece Kingston’da yazılı sınav var. Fatih bu yolla skorunu 595’e kadar çıkarmıştı. Ancak verilen sürede 600 alamadığı için atıldı. Alınan skor 2 yıl geçerli. İmtihana girerken hangi üniversite ve bölüm için girdiğiniz yazmalısınız. Skoru size değil kabul olacağınız bölüme postalıyorlar. Bu 263 Faruk Arslan sınavı Türkiye’de alıp gelirseniz büyük bir beladan sakınmış olursunuz. Kanada’da üniversite ve kolejler öğrencilerin İngilizce seviyelerini değerlendirmek için TOEFL, IELTS gibi sınavların sonucuna bakarlar. TOEFL ( Test of English as a Foreign Language) sınavı ana dili İngilizce olmayan kişilerin İngilizceyi yazıldığı gibi, konuşulduğu gibi veya üniversitelerde kullanıldığı gibi kullanma ve anlama becerilerini ölçen bir sınavdır. TOEFL’ un ölçtüğü 4 dil yeteneği: Konuşma, dinleme, okuma ve yazma. Dünyanın dört bir yanından gelen öğrencilere güvenli internet sistemi ile pek çok sınav merkezinde uygulanmaktadır. Eğitim dili İngilizce olan okullarda veya kullanım dili İngilizce olan iş ortamlarında başarılı olabilmek için yanlız dinlemek değil, dinlenileni anlamak, soru sorabilmek ve yazabilmek çok önemlidir. TOEFL IBT, yani Internet Based Test’inde sınava girecek öğrenciler: • Okuyup, dinledikten sonra ilgili soruya konuşarak cevap verebilecek • Dinleyip, sorulan soruya konuşarak cevap verebilecek • Okuyup, dinledikten sonra ilgili soruya yazılı olarak cevap verebilecek. TOEFL IBT’de konuşma bölümü de bulunmakta ve öğrenciler bu bölümü kulaklık ve mikrofon ile yapabilmektedir. Yapılan konuşmalar dijital olarak kaydedildikten sonra sınavın organizatörü olan ETS’ye gönderilmekte ve yetkili kişiler tarafından değerlendirilmektedirler. TOEFL IBT sınav süresi dört saattir. Eski sistemden farklı olarak öğrenciler dinledikleri 264 Faruk Arslan ve okudukları konularla ilgili kompozisyon yazarlar. Yine yazılan kompozisyonlar ETS görevlileri tarafından değerlendirmeye alınır. Öğrenciler sınav süresi boyunca ve her bölümde not tutma imkanına sahiptirler. Öğrencilerin tuttukları notlar sınav sonunda toplanıp imha edilmektedir. Öğrencinin değerlendirmesi her bölüm için ayrı ayrı olarak verilmektedir. TOEFL IBT’de en yüksek skor, yeni sisteme göre 120’dir. Her bölüm 30 puan üzerinden değerlendirilmektedir. TOEFL IBT 100 puanı paper based sistemde 600 puana, computer based sistemde ise 250 puana denk gelmektedir. Genel olarak Kanada’daki üniversitelerde istenilen TOEFL skoru 80 ila 100 arasında değişir. TOEFL IBT’nin dört bölümü: • Reading ( Okuduğunu anlama) • Listening ( Dinlediğini anlama) Ara: 10 dakika • Speaking (Konuşma) • Writing (Yazma) TOEFL IBT sınavında öğrenciler puanlarını online olarak görebilmekte ve sonuçları 15 gün içinde görebilme imkanına sahiptirler. Aynı zamanda öğrenciye TOEFL IBT skoru posta yolu ile iletilebiliyor. Öğrenciler online olarak sınav sonuçlarını başvuracağı üniversitelere veya kolejlere gönderebilmektedirler. Okulların ve üniversitelerin TOEFL kabul kriterleri kendilerine hastır. TOEFL skorunuzu kabul eden üniversitelerin tam listesi için www.ets.org web sitesini ziyaret edebilir, yine bu 265 Faruk Arslan siteden online olarak kredi kartı ile kaydınızı yaptırabilirsiniz. Sınav, Türkiye’nin, Kanada’nın ve dünyanın pek çok şehrinde verilmektedir. Sınava gireceğiniz tarihten üç ay önce kaydınızı yaptırmanızı tavsiye ediyoruz. Çünkü, bazı dönemlerde büyük bir yoğunluk yaşanabilir. TOEFL’in geçerlilik süresi iki yıldır. (30) Kanada aksanı standart İngilizce'ye çok yakındır. Kaba Amerikancadan daha kibar, aşırı nazik İngiltere aksanından daha kabadır. Gerek kurs başlangıç tarihleri ve konulardaki çeşitlilik bakımından özel dil okulları dil eğitiminde başta gelmektedir. Ayrıca üniversite, community college ve university college'larda İngilizce eğitimi vermektedir. İngilizce öğrenmek isteyen öğrenciler Kanada'dan daha ideal bir yer bulamazlar. İster bir ay süreli genel İngilizce kursuna devam etmek veya herhangi bir İngilizce yeterlilik testine yönelik hazırlanmak isteyin, ister doktora çalışmaları yapın, yurtdışı eğitiminizi sürdürme yolunda Kanada, mükemmel bir yerdir. TOEFL (Test of İngilizce as a Foreign Language/Yabancı Dil olarak İngilizce Testi), TOEIC (the Test of English for International Communication/Uluslararası İletişim için İngilizce Testi) ve University of Cambridge Local Examinations Syndicate (UCLES/Cambridge Üniversitesi Yerel İmtihanlar Sendikası) tarafından hazırlanıp yürütülen Cambridge Certificate imtihanları için öğrencileri hazırlayan çok sayıda kurum bulunmaktadır. Buna ek olarak, Kanada'da bazı merkezler, UCLES, British Council ve IDP Education Austraila tarafından ortaklaşa yürütülen IELTS (the International English Language 266 Faruk Arslan Testing System/Uluslararası İngilizce Bilgisini Ölçme Sistemi)'ne yönelik testler sunmaktadır. Ayrıca, bazı TOEFL test merkezlerinde GMAT (Graduate Management Admission Test / Üniversite Giriş Testi) ve GRE test sınavlarına girmek de mümkündür. İş İngilizcesi öğrenmek isteyenler için birkaç okul, bugün dünya genelinde uygulanan ESL/EFL sınavları için hazırlık kursları ve testler sunmaktadırlar. Öğrencilere yapacağımız ilk tavsiye, hazırlanmak için hangi imtihana girmeleri gerektiğini ve bunun için ne kadar zamanları bulunduğunu belirlemeleridir. Bütün okullar her test için kurs düzenlememekle birlikte seçim imkanları geniştir. Mesela, IELTS birçok üniversite ve öğrenci için hızla bir alternatif haline gelmiştir. Kanada'da üç test merkezi bulunmaktadır: İkisi Vancouver, B.C.'de ve birisi Ontario, Kitchener'da. Educational Testing Services tarafından hazırlanan TOEFL sınavına her yıl yaklaşık bir milyon insan girmektedir ve bu test dünyanın en yaygın İngilizce testidir (Çin'de her yıl 2 milyon insanın girdiği College English Test bunun tek istisnasıdır). 1998'den itibaren bu test çoğu ülkede (Çin, Japonya, Kore ve Tayvan dışında) bilgisayara uyarlandı ve CBT (Computer Based Test) adını aldı. Bu arada, zorunlu yazılı metin dahil testin orijinal biçiminde birçok değişiklik yapılmıştır. Şayet bu sınava Kanada'da girmek istiyorsanız, önemli şehirlerin tümünde birçok test merkezi bulabilirsiniz. Temel fiyat 100 dolardır, ayrıca % 7'lik bir federal vergi ilavesi vardır. Test merkezine ve zamanına bağlı olarak, genellikle sınav tarihinden en az dört hafta önce telefon edip kayıt yaptırmanız gerekir. Kredi kartıyla ödeme yapabilir ve ETS vasıtasıyla makbuzu gönderebilirsiniz 267 Faruk Arslan veya onaylanmış bir çekle test için kayıt yaptırmak üzere doğrudan test merkezine başvurabilirsiniz. Amacınız bir TOEFL hazırlık kursuna devam etmek ise, seçim yapmadan önce birçok okulla temas kurun. Ne tür TOEFL programı takip edildiğini, sınıflarda kaç öğrenci bulunduğunu araştırın. TOEFL programı veya müfredatının neleri kapsadığını okula açıkça sormaktan çekinmeyin. Bilgisayarlı CBT, yazılı TOEFL biçiminden hayli farklı olduğu için, teste girmeyi planlayan bir kimsenin hem TOEFL CBT Bulletin'in bir kopyasını hem de bir TOEFL Sampler CD ROM'u edinmesi gerekir. Bu CD ROM, resmidir ve yeni bilgisayar imtihanına benzeyen tek materyaldir. Bunların her ikisi de doğrudan ETS'den veya TOEFL hazırlık kursları veren okullardan temin edilebilir. Kanada'daki bilgisayarlı TOEFL testinin en önemli alternatifi ise IELTS'dir. Bu sınav, yabancıların İngilizce konuşma yeterliliğinin bir göstergesi olarak çoğu Kanada üniversitesi ve ABD'deki birçok kurum tarafından kabul edilmiştir. IELTS ayrıca, İngiltere'de pratik yapmak isteyen yabancı hekimler için de standart yeterlilik testidir. Yine, Yeni Zelanda'ya göç etmek isteyen yabancılar da bu teste tabi tutulur. Bunun iki türü vardır: Birisi akademik İngilizce, diğeri ise genel İngilizce'dir. Bunlardan hangisinin gerekli olduğunu önceden tespit etmek önemlidir. Halen Kanada'da üç IELTS test merkezi bulunmaktadır: OntarioKictchener'deki Conestoga College, British Columbia'daki Simon Fraser Üniversitesi ve British Columbia Üniversitesi. Test ayda bir yapılır ve sonuçlar test tarihinden sonraki 10 işgünü içinde açıklanır. Testten üç gün öncesine kadar kayıt yaptırabilirsiniz ve ücret 125 ABD dolarıdır (veya 180.90 Kanada doları). Test, 268 Faruk Arslan özellikle şahsi iletişim becerileri üzerine yoğunlaşan bir kişisel mülakat da dahil olmak üzere çeşitli becerilerin değerlendirilmesini içerir. Şahsi mülakat (teybe alınmış) ve iki kompozisyon, tecrübeli gözlemciler tarafından değerlendirilir. Kanada’da 4 yıl kalmış göçmenler, eğer bu süre zarfında bir işyerinde çalışmış iseler bazı yüksek öğretim kurumları TOEFL skoru istemeden lisan, master veya doktora programına sizi kabul edebilir. İngilizce eğitim veren bir okulu bitirmişseniz Kabul edilmeniz kolaylaşır. Alberta’da master ve doktoraya TOEFL vermeden giren göçmen arkadaşlarımızın varlığı, demokrasilerde çarelerin tükenmeyeceğini gösteriyor. Yurtdışına eğitim amacıyla gidiyorsanız, mutlaka öğrenci vizeniz olmalı, yoksa hemen başvuru ile ilgili muamelelere başlamalısınız. Öğrenci vizesi alabilmek için haftada en az 15 saatlik bir kursa kaydolmanız şartı aranır. Alacağınız 150 dolarlık bir ‘ acceptance’ ve göstereceğiniz barınma yeri bedeli ödentisi ile vizeye başvurabilirsiniz. Vizeyi alma şansınız yarı yarıdadır. Normal (lacivert) pasaport sahiplerinin Başkonsolosluğa başvurmaları gerekmektedir. Yeşil, gri ve kırmızı pasaport sahipleri vize başvurularını Büyükelçiliğin vize bölümüne yapacaklardır. Başvurular hafta içi her gün kabul edilir. Evrakların eksiksiz olması halinde, aynı gün öğleden sonra sonuç alınabilir.Bir mülakata gerek duyulması halinde birkaç hafta sonrası için randevu verilebilir. Yaz ayları veya tatil öncesi gibi yoğun dönemlerde, sonuç alınması birkaç gün sürebilir. Başvuru sizin adınıza bir yakınınız veya posta kanalıyla da iletilebilir.Ancak yoğun dönemlerde başvurunuzu mutlaka şahsen yapmanızı zorunludur. Başvuruların yoğunluğu ve değerlendirilme yapılması için gerekli 269 Faruk Arslan süreyi dikkate alarak, gecikmeleri önlemek açısından, mümkün olduğunca erken başvuru yapmanın önemini unutmayınız. Kanada'daki bir eğitim kurumuna kaydolmak istediğinizde, Türkiye'den ayrılmadan önce yapmanız gereken bazı hazırlıklar vardır. Bunlar tahmininizden daha uzun sürebileceğinden, mümkün olduğu kadar erken program hazırlamanız gerekir. Orta öğretim standartları, eyaletlerin eğitim bakanlıkları tarafından tespit edilmekte olup, genellikle bir eyaletten ötekine değişirler. Bundan dolayı, eğer Kanada'daki bir liseye kaydolmak isterseniz, önce ilgili eğitim bakanlığı veya okul kurulu ile temasa geçerek, eğitim düzeyinizin, girmek istediğiniz sınıf ve derslere uygun olup olmadığını tespit ettirmelisiniz. Eğer düzeyiniz uygunsa, okul kurulundan veya okulun kendisinden sizi öğrenci olarak alacaklarına dair bir yazı sağlamanız gerekir. Öğrencilik iznini alabilmek için, bu yazıyı kabul edildiğinizin delili olarak sunmalısınız. Eğitim görmek istediginiz eyaletin eğitim bakanlığında orta öğretim düzeyindeki okullar hakkında genel bilgi vardır. Başvuru ve sorularınızı, ilgili eyaletin başkentindeki Eğitim Bakanlığı'na gönderebilirsiniz. Lise sonrası eğitim kurumları kendi akademik şartlarını tespit ederler ve bu şartlar okuluna göre değişir. Bir üniversite, kolej veya başka lisesonrası eğitim kurumuna kabul edilmek için başvuruda bulunmadan önce izlemek istediğiniz eğitim programı hakkında yazı ile bilgi isteyiniz. Talebiniz üzerine, o lise sonrası eğitim kurumunun kayıtlar görevlisi okul ücreti, burslar, kalınacak yer ücreti ve Kanada'da eğitim göreceğiniz süre zarfındaki tahmini geçim masrafları hakkında da bilgi verebilir.Göreceğiniz eğitim konusunda bir karara 270 Faruk Arslan vardıktan sonra Kanada'da okula başlamayı düşündüğünüz tarihten en az altı ay önce doğrudan o okulun kayıtlar görevlisine başvurunuz. Giriş için aranan şartlara sahip iseniz, kayıtlar görevlisi size kabul yazısı gönderir. Öğrencilik izni almak üzere Kanada büyükelçiliğine başvurduğunuzda bu kabul belgesini ibraz etmeniz lazımdır. Kanada'daki lise sonrası eğitim kurumları ve programları konusunda daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki kuruluşlarla temasa geçebilirsiniz: Diploma veren kurumlar için: Canadian Bureau for International Education 141 Laurier West, Suite 809, 8th Floor Ottawa, Ontario Canada K1P 5J3 veya Assocation of Universities and Colleges of Canada 151 Slater Street Ottawa, Ontario Canada K1P 5N1 Teknik kurslar ve diploma vermeyen diger kurslar için: Association of Canadian Community Colleges 110 Eglinton Avenue West Toronto, Ontario Canada M4R 2C9. Özel Kurumlar için: Association of Canadian Career Colleges Box 340 Brantford, Ontario Canada N3T 5N3 İngilizce bildiğiniz gösteren, diğer sınav çeşidi, IELTS. İngiltere, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Yeni Zellanda ve İrlanda’daki üniversite ve kolej programlarına kabul edilmeniz için istenen TOEFL sınavına alternatif bir İngilizce yeterlilik sınavıdır. IELTS, British Council tarafından organize edilmektedir. IELTS’in puanlama sistemi TOEFL’dan farklıdır. TOEFL’da 120 üzerinden puanlama yapılırken IELTS 9 üzerinden değerlendirilmektedir: 9 - Expert User 8 - Very Good User 7 - Good User 271 Faruk Arslan 6 - Competent User 5 - Modest User 4 - Limited User 3 - Extremely Limited User 2 - Intermittent User 1 - Non User Lisans programlarına katılabilmeniz için genelde 6 ve üzeri seviyede sınavınızın sonuçlanması gerekir. IELTS “Genel Sınav” ve “Akademik Sınav” olmak üzere iki çeşittir. Kanada’daki göçmenlik başvuruları için Genel IELTS sınavına girilir. Lisans ve yüksek lisans programları için Akademik IELTS sınavına girmeniz gerekmektedir. IELTS sınavı dört bölümde uygalanır: • Dinleme (30 dakika, 4 bölüm, 40 soru) • Okuma (60 dakika 3 bölüm, 40 soru) • Yazma (30 dakika 2 konu ) (Akademik IELTS’de 60 dakika 2 konu) • Konuşma (11 - 14 dakika ) Yanlız, Akademik IELTS’de dinleme ve konuşma bölümleri Genel IELTS’den farklı bir sistemde yapılmaktadır. IELTS’in TOEFL’dan farklı diğer bir özelliği ise konuşma bölümünde mülakatın bilgisayar üzerinden yapılmamasıdır. Sınav görevlesi ile yüzyüze mülakat yapılmaktadır. IELTS sınavına kayıt yaptırmanız için öncelikle British Council ofisleri ya da www.britishcouncil.org adresinden başvuru formlarını temin etmelisiniz. Ardından bulunduğunuz ülkenin British Council hesabına (Türkiye için İş Bankası ) £100 Sterlin yatırmalısınız. Temin ettiğiniz başvuru formunun 272 Faruk Arslan ilk dört sayfası, banka dekontu ve bir vesikalık fotoğraf ile IELTS yetkili merkezlerine üç hafta önceden başvurulur. Sınava girecek adaylar isterlerse sınava 6 hafta kala sınav tarihlerini ileri alabilirler. Aday bir kez transfer işlemi gerçekleştirebilir ve bu işlem için £30 ücret alınır. Sınava 5 hafta kala transfer işlemleri ile ilgili müracatlar alınmamaktadır. IELTS ile ilgili detaylı bilgilere www.britishcouncil.org adresinden ulaşabilirsiniz. (31) ÜNİVERSİTE’YE GİRİŞ Kanada üniversitelerinin giriş için aradıkları şartlar, eyaletten eyalete değişir. Üniversitelerin çoğu, birinci basamak diploma eğitimi için girişte aradıkları şartları bulundukları eyaletlerdeki eğitim bakanlıklarının verdikleri orta öğrenim sertifikalarına göre tespit ederler. Kanada üniversitelerinde ilk basamak diploma eğitimine kabul için aranan şartların özeti (Association of Universities and Colleges of Canada) tarafindan bastırılan The Directory of Canadian Universities isimli yayın ile (Association of Commonwealth Universities) tarafından bastırılan Commonwealth Universities Yearbook yıllığının ekinde vardır. Üniversitelerin kayıt görevlilerinden sağlanabilecek olan rehber ve diğer yayınlar kabul için gereken şartları ayrıntılarıyla anlatır. Kanada dışından gelecek öğrencilerin kabulünü, her üniversite giriş için yeterli görür. Bir Avrupa üniversitesine kabul edilmek için aranan şartlara sahip olan öğrenciler, bir Kanada üniversitesine de genellikle kabul edilir. Ancak İngilizce veya Fransızca yazılı ve sözlü sınavlardan geçilmesi istenebilir. Üniversiteler 273 Faruk Arslan genel olarak üç ila beş yıllık eğitimden sonra edebiyat veya fen dallarında ya da mühendislik, iş idaresi ve ziraat gibi mesleki disiplinlerde lisans diploması verirler. Hukuk, ilahiyat, diş hekimliği, tıp ve bazı diğer konularda eğitim daha uzun sürer ve bu dallara girebilmek için çoğu zaman edebiyat veya fende ilk basamak eğitiminin tamamlanmış olması gerekir. Üniversitelerin çoğunda öğrenciler ya genel ya geçer düzeyde ya da onur düzeyinde lisans diploması almak üzere eğitim görürler. Genellikle bir fazla yıl çalışmayı gerektiren onur düzeyinde lisans diploma programı derslerden bir veya ikisine daha fazla konsantre olunmasını gerektirir ve yalnız not ortalamaları yüksek olan öğrencilere açıktır. Üniversitelerin çoğunda lisans diploması birinci sınıf, ikinci sınıf ve geçer şeklinde derecelendirilir. Daha ileri düzeyde bir diploma almak isteyen öğrencilerin önce lisans diploması almaları gerekir. Bir yukarı düzeyde olan master diplomasını alabilmek için onur düzeyinde lisans diploması aldıktan sonra en az bir yıl daha eğitim görmek gerekir. Öğrenci belirli bazı dersleri alır ve normal olarak bir tez hazırlaması istenir. Doktora veya muadili diploma alabilmek için, master derecesinden sonra en az iki yıl ve onur düzeyinde lisans derecesinden sonra üç yıl gerekir. Doktoranın tamamlanması için genel olarak sınıf çalışmaları, tez yazılması ve tez üzerinde sözlü bir sınav verilmesi istenir. Kanada üniversitelerinin verdiği diplomalar genel olarak Commonwealth ve Amerikan üniversitelerinin verdikleri ile eş düzeyde kabul edilir. Bütün Kanada üniversiteleri yabancı öğrencilerin dil bilmesini şart koşmakta iseler de, sınavdan geçme şartı hepsinde yoktur. Dolayısıyla, bir Kanada üniversitesi tarafından diğer hususlarda kabul edilebilir bulunan bir 274 Faruk Arslan öğrenci, o üniversite istemediği taktirde sınavdan geçmez. Göçmenlik işleri görevlileri de vize vermeden önce dil bilgisinin yeterli olduğunun kanıtlanmasını isteyebilirler. Lisan düzeyinin tespitinde halen kullanılmakta olan sınavlar şunlardır: 1-. The Education Testing Service of Princepon, New Jersey, USA tarafından düzenlenen The Test of English as a Foreign Language (TOEFL) sınavı. 2- The University of Michigan, Ann Arbor, Michigan, USA tarafından dünyanın pek çok yerinde düzenlenen The English Proficiency Test sınavı. 3- Cambridge üniversitesinin Proficiency in English sertifikasını sağlayan test sınavı. Bir Kanada üniversitesine kabul için başvuru yalnız kayıtlar görevlisine yapılır. Verilen dersler, kabul şartları, ücret ve masraflar hakkında bilgi de ondan öğrenilebilir. Bir öğrencinin Kanada Üniversitesine kabul edilinceye kadar detaylı yazışma yapması gerektiğinden, başvurular çok önceden, tercihan 3 ila 10 ay önceden yapılmalıdir. Kanada'da ders yılı genellikle iki sömestre ayrılmıştır. Eylül ortasında başlayıp Nisan ve Mayıs'a kadar sürer ve sonbahar ile kış aylarını kapsar. Arada kısa bir noel tatili vardır. Bununla beraber, bir kaç üniversite üç dönemli sisteme göre çalışır. Bunlar, (Mayıs başından Ağustos başına) İlkbahar, (Eylül başından Aralık sonuna kadar) Sonbahar ve (Ocak başından Nisan sonuna kadar) Kış dönemleridir.Üniversitenin isteği üzerine, öğrenci orta öğretim diplomasının tasdikli suretleri ve üniversitede veya başka bir lise sonrası eğitim kurumunda almış olduğu notların resmi dökümüyle birlikte akademik sicili hakkında ayrıntılı bilgi verir. Eğer orjinal belgelerin kopyaları İngilizce veya Fransızca değilse, onlarla birlikte 275 Faruk Arslan tasdikli veya noterce düzenlenmiş tercümeleri de gönderilmelidir. Öğrencilerin gönderdikleri belgelerde, mümkünse alınan derslerin ayrıntıları ve alınan not ve dereceler belirtilmelidir. Üniversiteye kabul edilen öğrenci her yıl, o yıl için belirtilen kayıt günlerinde kaydını yaptırmalı ve gereken ücretleri ödemelidir. Kayıt yaptırmada gecikme halinde genellikle para cezası alınır. Bazı üniversitelerde, yabancı ülkelerden gelen öğrenciler için dersler başlamadan hemen önce uygulanan uyum programları vardır.Okul ücretleri eyaletten eyalete çok değişir. Bazı eyaletler yabancı öğrencilerden yüksek ücret aldıklarından, üniversitesine ve eyaletine göre okul ücretleri yılda 1000 Kanada doları ile 6000 Kanada doları arasında değişir. Kanada büyükelçiliğinden sorarak veya Kanada İstatistik Dairesinin Tuitions and Living Accommodation Costs at Canadian Universities isimli yayının en son baskısına bakarak bu ücretleri tam olarak öğrenebilirsiniz. MBA İMKANI Master of Business Administration (MBA), İşletme Yönetimi Yüksek Lisansı, ilk olarak 1900’lü yılların başında Amerika’da ortaya çıktı. 1902 yılında ilk MBA programı mezunlarını New Hampshire’de verdi. MBA, 1960’lı yıllarda hızla yayılmış ve bütün dünya genelinde tanınır hale geldi. MBA, iş adamı ve iş kandınlarına yönelik geliştirilmiş lisansüstü yeterlilik derecesidir. MBA programı sonucunda öğrencilerin rekabetçi dünyanın yönetim sorumluluğunu üstlenebilecek bireyler haline gelmeleri hedeflenmektedir. Çalışanlara yönelik MBA programları da Executive MBA olarak 276 Faruk Arslan tanınmaktadır. Kanada’daki üniversiteler de dünyanın en iyi 100 MBA listesine giren yüksek kalite standartlarında MBA imkanları sunmaktadırlar. Kanada’da MBA yapmanın en büyük avantajı yüksek kaliteli, paraya hızla dönüştürülebilecek eğitimin ekonomik olarak elde edilmesidir. MBA programları sanıldığının aksine, yanlızca İşletme eğitiminden gelen öğrenciler için değil, pek çok farklı branşlardan gelen öğrencilerin de yönetim ilkelerini öğrenmeleri açısından çok etkili olmaktadır. Bazı üniversiteler, farklı branşlardan gelen öğrenciler için Pre-MBA programı, MBA eğitimine hazırlık imkanını da sunmaktadır. Dünyanın en büyük şirketlerinin üst düzey yöneticilerinin yüzde 30’una yakın bir kesiminin MBA’si bulunmaktadır. Master of Business Administration programlarının büyük bir kısmı en az 3-5 yıl arasında iş deneyimi olan profesyonel yöneticilere yönelik düzenlemiş olsalar da bazı üniversiteler iş deneyimi olmaksızın da MBA programlarına öğrenci kabul etmektedirler. Bunun en büyük nedeni, öğrenci kariyerine başladıktan 3-5 yıl sonra, kariyerine ve hayat standartına ara verip öğrencilik hayatına geçişte zorlanmasından kaynaklanmaktadır. Özellikle aile şirketleri olan ve şirkette hızlı bir şekilde aktif ve önemli rol almak isteyen öğrencilerin, lisans programlarından sonra hemen MBA yapmaları avantaj oluşturur. MBA programlarının kendi içinde de uzmanlıkları bulunmaktadır. Örneğin; Marketing, Finance, Human Ressources, Accounting, IT, Hospitality & Tourism. Kanada’da MBA programlarının fiyatı 10,000 ila 40,000 Kanada Doları arasında değişiyor. Bazı okullar ise ders kredisi üzerinden fiyatları belirlerler. 277 Faruk Arslan Kanada üniversitelerinde MBA programlarına girebilmek için temel şartlar aşağıdaki gibidir: • 4 yıllık üniversite mezunu olmak • Not ortalaması en az 2,5 olmalıdır • TOEFL sınavında üniversitenin istediği yeterliliğe ulaşmış olmak gerekir, Internet Based olarak en az 80 • GMAT sınavı her üniversite tarafından istenmemektedir, genelde en az 500 olması tercih edilir MBA geleceğiniz için elinize alabileceğiniz ve donanımlı bir yönetici olmanızı sağlayacak muhteşem bir imkan. Özellikle bu kriz dönemini, eğitime yapacağınız sağlam bir yatırım yaparak geçirdiğiniz takdirde, kriz sonrası çıkacak fırsatlardan da rahatlıkla yararlanabileceksinizdir. Kanada üniversitelerinden MBA dönemleri genel olarak ağustos, eylül, ocak ve nisan başlangıçları sunmaktadır. Genel olarak başvuru için gereken belgeler aşağıdaki gibidir: • Not dökümü • Referans Mektupları • Statement of Purpose • Essayler ( farklı konularda istenebilir) • Dil yeterlilik sınavının sonucu (TOEFL, IELTS) • Okulun istemiş olduğu diğer yeterlilik sınavları (GMAT, vs…istenmeyebilir de) ( 32) Şimdi Yüksek Lisans ve Doktora başvurularından bahsetmenin tam zamanı. Referans mektubu öğrencinin notları kadar olmasa da çok önemli bir gösterge; öğrencinin başarısına dair. Öğrenciler, uuzn süre referans 278 Faruk Arslan mektuplarının peşinden koşturuyorlar. Bir koşuşturma ki sormayın gitsin. Hatta, hocaların peşine, sırf dosyaları yetiştirmek uğruna uçakla başka şehirlere gidenler dahi var. Yüksek lisans ve doktora bazı eğitim dallarındakiler için baştan görünen yol gibi olsa da -mesala Siyasal Bilimler, Ekonomi, Biyoloji, Mimarlık- büyük bir kısmı için sonradan alınan çok önemli bir karardır. Kanada’da Yüksek Lisansa ve Doktoraya başvururken dikkat edilmesi gereken pek çok altın nokta vardır. 1- İlki ve en önemlisi, başvurulacak programların en son başvuru tarihinin bilinmesi: Mesala, York Üniversitesi, bazı bölümleri için 5 Ocak tarihi itibari ile başvuru ve evrakların içeriye verilmesini ister iken. Üniversity of British Columbia, Üniversity of McGill 15 Ocak için isteyebilir. Öte yandan, Queen’s 19 Ocak diyebilir. University of Concordia 1 Şubatı son başvuru tarihi kılabilir. Bu bilgiye ulaşmak çoğu zaman ormanda iğne aramaya benziyor. Üniversitelere en büyük önerim son başvuru tarihlerini şöyle göz önünde girişte bir yerlere yazmaları, departman web sayfalarının ücra köşelerine iliştirmeleri değil. En iyi dosya başvuru tarihi geçtikten sonra verilse de, artık çoğu zaman çok geç kalınmış oluyor. 2- Statement of Purpose (Motivasyon) ve Proposal (Niyet Mektubu)’ın hazırlanması : Başvuru için en önemli kriterlerden birisidir#. Öğrencinin kendisini doğrudan ifade edebilmesi ve kabul komitesini etkilemesi için en temel evraktır. Sizin varlığınız orada tam anlamı ile hissedilmeli. Notlarım çok düşük ne yapmam lazım diyenlere en büyük tavsiyem, bu kısmı hakkını vererek, yüreğiniz ile yazınız ve siz olunuz. Aşağıdaki noktaları mektuba ilave ediniz: 279 Faruk Arslan • Programı neden tercih ettiğiniz • Uzmanlık alanını seçme nedenleriniz • Mezuniyetinizden sonra planlarınız • Sizin özel bir aday olmanızı sağlayacak nedenler, başarılarınız. 3- GRE, GMAT, TOEFL testleri sizin durumunuzda gerekiyor ise, bu sınavları zamanında yapmalı ve sonuçların zamanında ulaşmasını sağlamalısınız. İstenilen skorlar yine üniversiteden üniversiteye ve bölümden bölüme değişiklik göstermektedir. Bu durumda da yüksek lisans ve doktora öğrencisine yakışır bir şekilde araştırmalarınızı özen ve itina ile yürütmelisiniz. 4- Referans mektuplarının alınması: Referans mektupları, pek çok üniversite de hazır formlar halinde referans verecek kişilere doldurtmak için verilir iken, bazı üniversiteler referans mektubu yazılmasını tercih ediyor. Ve hatta bazı üniversiteler online başvuru dosyası açıp, size referans verecek hocaların isimlerini belirttikten sonra kişiye özel referans formları veriyor. 5- Çalışmalarınızı yönetecek akademisyenleri bulmanız: Bu aşamayı programa karar verdiğiniz anda başlatmanız ve sizin ilgilendiğiniz dalda araştırma yapan hocalar ile iletişime geçmenizi öneririm. Gönderdiğiniz ilk e-mail merak uyandırmalıdır, sizi daha fazla tanımalarına teşvik etmelidir ve herşeyden önemlisi çok kısa ve öz olmalıdır. Unutmayınız, sizin çalışmak istediğiniz kişiler çok meşgul öğretim görevlileri olup, sizi seçmelerini kolaylaştırmak yine sizin elinizdedir. İlk görüşmelerin ardından, mümkün ise telefon görüşmelerine geçmeniz sizin karşınızdaki kişi ile daha sağlıklı irtibat kurmanızı sağlar. (33) 280 Faruk Arslan Türkiye’nin nüfusunun yüzde 26’sı 15 yaşın altında ve yüzde 60’ı 35 yaşın altında. Milyonlarca öğrenci demek. Bu öğrencilerden 25 bini yurt dışında eğitimini devam ettirmeyi tercih ediyor. Türkiye’den Kanada’ya 2000 yılının başlarında yanlızca yılda 100 civarında öğrenci gelirken şimdi bu rakam öğrenci vizesi ile gelenleri eklersek 1,500’e yaklaşıyor. Kısa dönem yaz kampları, İngilizce ve Fransızca eğitimi için gelenleri de eklersek çok büyük bir artış olduğunu görebiliriz. Eskiden, şubat aylarında zor şer Türk öğrencileri başvurularını yaparken, şimdi ekim ayında başlıyorlar. Erken kalkan yol alır, bu bilhassa Kanada üniversitelerine kabul olmak isteyen yabancı öğrenciler için geçerli. Özellikle Kanada’da Master ve Doktora yapmak isteyen Türk öğrencilerin şimdiden başvurularını içeriye vermeleri gerekiyor, böylece burs imkanlarından da faydalanma imkanını elde edebilirler. Kanada üniversitelerine başvururken, ister Kanada içinden bir öğrenci olun, isterse Türkiye’den gelen yabancı bir öğrenci, herşeyden önce; öğrenci kendisine ‘ben hangi dalda okumak istiyorum sorusunu sormalıdır. Eğer bu soruya cevap veremiyor ise… ki pek çok öğrenci cevap veremiyor, panik yapılacak bir durum yok. Bu durumda sorulması gereken soru ‘kendimi nasıl bir işte görüyorum? Mesela, ‘insanlar ile mi çalışmak istiyorum, yoksa bilgisayar ile mi?, ‘düzenli bir hayatım olup belli bir şehirde mi yaşamak istiyorum, yoksa sık sık seyahat mi etmek istiyorum?’, özel bir firmada mı çalışmak istiyorum, yoksa kâr amacı gütmeyen bir kuruluşta mı?… Bu aşamada farklı şehirler ve eyaletlerde bulunan üniversitelerin de web sitelerini araştırıp istenilen programların içeriği incelenmeli, beklentilerinize yanıt 281 Faruk Arslan verip veremeyeceğine dair dikkatli bir araştırma yapılmalıdır. Kanada’da üniversitelerin büyük bir kısmı yüzlerce program sunmakta, her yıl yeni yeni programlar eklemekte. Ayrıca, farklı üniversitelerde aynı programlar değişik isimler altında bulunabilmektedir. Bütün üniversitelerin daha detaylı bilgi alabileceğiniz danışmanları var. Daha önceden sorularınızı hazırlayın ve iletişime geçin. Mümkün ise Kanada’ya bir ön gezi organize edip ilgilendiğiniz üniversiteleri yerinde inceleyin. Bu aşamada sizin hayalinizdeki işten bahsedip, hangi programa yönlendirilmeniz konusunda okul rehberlik servisinizden veya ilgilendiğiniz üniversitenin danışmanından veya Kanada eğitim danışmanınızdan yardım alabilirsiniz. (34) En önemli aşama, eğitim alınmak istenilen alanın belirlenmesidir. Kanada’daki eğitime giden ikinci ve önemli bir adım , program seçiminin ardından başvurulacak üniversitelerin veya egitim kurumlarının tespit edilmesi ve başvuruların yapılmasıdır. Türkiye’de pek çok öğrenci ve veliler Kanada’daki eğitime giden bu yolda dışarıdan destek almayı tercih etmektedir, çoğu zaman yurtdışı eğitim acentalarının kapıları aşındırılmakta, cevaplar beklenmekte… Bu aşamada çok hassas olmalı ve ihtiyaçlarınızı ve beklentilerinizi açıklıkla belirtebilmelisiniz. Fransız liselerinden mezun pek çok öğrenci Fransızca bilmeyen yurtdışı eğitim acenta çalışanlarına kendi geleceklerini teslim etmektedir. Hiç de sağlıklı olmayan bu seçimin sonucunda maalesef, çok üzücü sonuçlar çıkmaktadır. Üniversitelerin sunduğu imkanlardan hangi ölçüde faydalanılabilir veya evrakları Fransızca olan bir ögrencinin, dosyası nasıl iyi bir şekilde hazırlanılabilir… Gerekirse burs başvuruları nasıl 282 Faruk Arslan yapılabilir… Başka alternatifler nasıl sunulabilir… Kanada’da eğitim için talep ciddi olarak büyürken, profesyonel yol göstericiler maalesef aynı hızla yetişmedi. Türkiye’de bulunan acentalar bağımsız olarak danışmanlık servisi verememekte. Danışmanınız bu aşamada sizi rezil de edebilir, vezir de. Daha sonradan keşke dememek için aşağıdaki noktalara dikkat etmenizi tavsiye ederim. Bağımsız danışman hiçbir okula veya kurula bağlı olmadan, tarafsız bir şekilde her öğrencinin kişiliğine, yeteneğine, bütçesine ve tercihine göre okul seçimi yapmasına yardımcı olmalıdır. Bütün aile bireylerini başından itibaren eğitim projesine dahil edebilmelidir. Öğrenciler ve aileleri Kanada eğitim danışmanına aşağıdaki soruları yöneltip tatmin edici cevap alabilmelidirler. • Kanada’da eğitim aldınız mı (lise, kolej, üniversite) ? • Kanada’daki üniversitelerde çalışma deneyimine sahip misiniz? • Kanada eğitimini tanıtan hangi resmi kurumlarda görev aldınız? • Kanada eğitimi hakkında yazmış olduğunuz makaleler, kitaplar var mıdır? • Kanada’da yaşam tecrübesine sahip misiniz? • Ne kadar zamandır danışmanlık yapıyorsunuz? • Öğrencileri yerleştirmek için okullardan ücret talep ediyor musunuz? • Türk ve Kanada eğitim sistemlerini ve danışmanlık kurum ve kanunlarını biliyor musunuz? • Öğrencinin kişisel yeteneklerini, özelliklerini ve en 283 Faruk Arslan uygun olan programı ve üniversiteyi seçmek için hangi çabaları sarf ediyorsunuz? • Kanada’nın iki resmi dili olan İngilizce ve Fransızcaya hakim misiniz? İngilizce eğitimini düşünüyor iseniz dahi, master ve doktora aşamasında Fransızca eğitim veren üniversiteler yüksek lisans aşamasında İngilizce yapabilme imkanı tanımakta ve hatta ücretsiz olarak bu imkanı sunabilmektedir. Kanada eğitiminin Kuzey Amerika’daki en önemli özelliği, eğitim kalitesinin yanında, İngilizce ve Fransızca eğitimi sunabilmesi. Kanada’nın neresinde eğitim alır iseniz alın, eğitiminizin sonunda en azından orta seviyede Fransızca bilgisiyle bitirmiş olmanız size iş hayatınızda çok büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Kanada’ya bu şekilde gelmiş ve maalesef yanlış yönlendirilme sonucu çok tatsız zamanlar geçiren aile ve öğrenciler gördüm. Bu sebepten ötürü bu aşamayı çok ciddiye almalı ve destek alacağınız kurumu iyi seçmelisiniz. Son olarak, danışmanın öğrencinin okula kabulünü garanti edemeyeceği bilinmelidir. Türkiye, Kanada hariçinde Amerika, İngilitere, Fransa ve daha pek çok ülkelere öğrenciler gönderen eğitim acentaları ile dolu. Kanada deneyimleri olmadıkları için maalesef öğrenciler üzerinde Kanada vizesi almak zor izlenimi oluşturuyorlar. Bu yüzden Kanada vizesi almak zor diye Kanada’yı düşünen öğrenciler de daha ilk adımlarını atmadan hevesleri kursağında kalıyor ve hararetle başka ülkelerdeki eğitim olanaklarına yöneliyorlar. Yapılan son düzenlemeler ile öğrenciler için Kanada vizesinin önündeki engeller tek tek kaldırıldı. İlk adım ; sağlık kontrolünün kalkması oldu. Hatırlayanlar bilir, bir 284 Faruk Arslan zamanlar Kanada’ya öğrenci vizesi ile gidecek olanlardan sağlık raporu isteniyordu. İkinci büyük adım; özellikle İngilizce ve Fransızca eğitim almak için gidenlerin işini kolaylaştıran kısa dönem öğrenci vize alma zorunluluğunun kaldırılması oldu. Önceden, 12 hafta ve 24 hafta arası olan eğitim dönemleri için de kısa süreli öğrenci vizesi alınması gerekiyordu. Şimdi, Kanada Büyükelçiliği diğer ülkelerin Büyükelçiliklerinin uygulamış olduğu kuralları takip etmekte. Vize değerlendirmelerini yaparken Kanada’ya asıl gitme amacınızın açıklığı ve inandırıcı deliller göz önünde bulunduruluyor. Kanada’daki eğitim programına kayıt olduktan sonra, vize başvurunuzu yapmanız gerekiyor. Sunacağınız evraklar Vize görevlileri başvurularda aşağıdaki özellikleri aramaktadır; 1. Türkiye ile olan sıkı bağlarınızın bulunması 2. Kanada’da kalışta tüm masrafları karşılayabileceğiniz ve bunu çalışmadan yapabileceğinizin ispatı 3. Kalışınızın asıl amaçının eğitim olduğu (öğrenci vizesi için) ve eğitim süresinin bittiğinde geri dönmek istediğiniz ve buna dair inandırıcılığınız. Başvurunuzu yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli husus, Büyükelçiliğin sayfasında en son güncelleşmiş bilgilere ulaşmaktır. Temel belgeler aşağıdaki gibi olmakla beraber, asla herhangi bir şirketin web sayfasından alınan bilgiler ile başvurunuzu yapmayınız. Tek resmi ve güvenilir kaynak Kanada Büyükelçiliğinin resmi web sayfasıdır. 285 Faruk Arslan 1. Kanada’da tanınan eğitim kurumundan alınmış, Kanada’da alınacak eğitimi ve süresini belirten kabul mektubu 2. En az altı ay geçerliliği bulunan pasaport 3. Vize ücreti 4. İyi niyet mektubu 5. İki adet fotoğraf 6. Mali durum belgeleri 7. Doldurulmuş formlar • vize başvuru formu • ek aile bilgi formu (18 yaş üzeri herkes doldurmalıdır) • öğrenim ve iş geçmiş formu (18 yaş üzeri herkes doldurmalıdır) Tam liste için http://geo.international.gc.ca/canadaeuropa/turkey/pdf/Og renci-Izni-Basvuru-Seti.pdf adresinden Türkçe bilgilere ulaşabilirsiniz. (35) Quebec eyaletinde altı aydan daha uzun süreli okuyacaklar için Quebec izin belgesi gerekmektedir. Şu ana kadar evraklar düzgün yapıldığı takdirde hiçbir ret olayı ile karşılaşmadığım ÇAQ olarak bilinen Quebec izin belgesini almak Türkiye’de imkansız diye lanse ediliyor. Böylelikle çok da iyi bilinmeyen Kanada’nın, çok da iyi bilinmeyen Quebec eyaleti bir defa daha dışlanıyor… bilinçsizce… Okul kabul mektubu olan Türkiye’den başvuran bir öğrenci için istenilen evraklar ise Kanada vize başvurusu ile karşılaştırıldığında çok daha az. Québec eyaletinde eğitimin maliyetinin düşüklüğü, İngilizce ve Fransızca eğitim veren eğitim kurumlarının çokluğu ile öğrencileri ve ailelerini cezbediyor. Québec eyaletinde 6 aydan daha uzun süreli okuyacaklar 286 Faruk Arslan için Québec eyaleti kabul belgesi gerekiyor. Şu ana kadar evraklar düzgün yapıldığı takdirde hiçbir ret olayı ile karşılaşmadım. Bir süreden beri, CAQ başvurusu online dahi yapılabiliyor. Okul kabul mektubu olan Türkiye’den başvuran bir oğrenci için istedikleri evraklar ise Kanada vize başvurusu ile karşılaştırıldığında çok daha az. CAQ konusuna özellike Kanada eğitiminin yoğun olarak konuşulduğu başvuruların yapıldığı bu dönemde açıklık getirmek gerekiyor. Québec eyaletinde bulunan üniversitelerden bazıları: • Université de Montréal (Montréal) • Université Laval (Québec Şehri) • Université de Sherbrooke (Sherbrooke) • McGill University (Montreal) –Eğitim dili İngilizce • Concordia University (Montréal)- Eğitim dili İngilizce • Université du Québec (Montréal, Sherbrooke, TroisRivières…pek çok şehirde bulunmaktadır) • Bishop’s University (Lennoxville) –Eğitim dili İngilizce Bu üniversiteler dahil olmak üzere, Québec eyaletindeki diğer eğitim kurumlarından (kolej, dil okulları...) almış olduğunuz kabul belgesi sonucunda CAQ başvurunuzu yapabilirsiniz. Eğitim kurumları kabul mektubunu üç nüsha halinde sunarlar. • CAQ başvurusu için • Kanada vize başvurusu için • Öğrenci için Başvuru ilk CAQ başvurusu ise ve Türkiye’den yapılıyor ise aşağıdaki evraklar gerekmektedir: 287 Faruk Arslan • Son 12 ay içinde çekilmiş fotoğraf (35x45 mm), arkasında isminizin yazması gerekiyor • İşlem ücreti 100 Kanada doları • Kişisel bilgilerinizin bulunduğu pasaport sayfalarının fotokopisi (geçerli olan) • Okulun göndermiş olduğu CAQ başvurusu için kullanılacak okul kabul mektubu • Doldurulmuş ve imzalanmış başvuru formu 18 yaşından küçükler ve Kanada içinden yapılan CAQ başvurusu için ek evraklar istenmektedir, başvurunuzu yapmadan önce yanlızca ve yanlızca Québec devletinin resmi sitesinden alınan bilgiler ışığında yapınız. İnternette güncellenmemiş pek çok bilgi bulunmaktadır. Fransızca bilgi ve formlar için : http://www.immigrationquebec.gouv.qc.ca/fr/formulaires/formulaire-titre/dcaetudes.html İngilizce bigi ve formlar için : http://www.immigrationquebec.gouv.qc.ca/en/forms/search-title/dca-studies.html Québec Kabul Mektubunu (CAQ) onayladığı takdirde size gönderdiği gibi aynı zamanda bir kopyasını da vize başvurusunu yapacağınız Kanada Büyükelçiliğinin Ankara bürosuna gönderir. Kanada bir kış ülkesi olarak biliniyor, ancak yaz kampları oldukça revaçta. Kanada’da yaz kampı programları ülkede bulunan öğrenciler için çok güzel alternatifler sunmakla beraber, aynı şekilde 288 Faruk Arslan yurtdışından da çok sayıda öğrenciyi çekiyor. Öğrenciler yurt dışı tecrübesinin yanında, unutulmayacak bir yaz geçirme imkanına sahip oluyorlar. Yaz kampı, özellikle de yurt dışında yaz kampı denilince, turistik gezilerin ve eğlencenin haricinde çeşitli spor aktiviteleri, sanatsal aktiviteler de akla gelmeli. Kanada bu imkanları iki dilde sunması ile büyük bir avantaja sahip. Öğrenciler yaz kampı dahilinde İngilize ve/veya Fransızcalarını da gelirtirme fırsatı bulmuş oluyor. (36) Üç-dört haftalık yaz kampı, yatılı veya yatılı olmamasına bağlı olarak 1000 ila 4000 Kanada doları arasında değişebilir. Eğer Kanada’da yaşıyor iseniz, velilere en önemli tavsiyem yaz boyunca çocuklarını ikinci dilllerini geliştirebilecekleri başka bir eyalette yatılı yaz kamplarına göndermeleridir. Bu yaşlarda ikinci dil ortamında bulunmaları bu dili geliştirmelerini ve daha başarılı olmalarını sağlar. Bu programlar dahilinde çocuğunuz kendisini daha yakından tanıma firsatını edinir. Öğrenciler Kanada’nın bir eyaletinden diğer eyaletine sunulan çok çeşitli yaz kamplarında doğayla iç içe, yeni dostluklar kazanacakları ve sıkılmaya vakit bulamayacakları bu programlara katılarak ufuklarını genişletirler. Bu kamplara 8-17 yaş arası gençler ve çocuklar katılabilir ve kamplar farklı farklı yaş kategorilerine ayrıldığı için, kendi akranları ile güzel bir deneyim edinebilirler. Programlara katılım için şart aranmamaktadır. İngilizce seviyesine veya Fransızca seviyesine göre öğrenci kampa yerleştirilir. Bu kamplarda özel ekstra aktivite programı seçilebileceği gibi, yoğun İngilizce veya Fransızca Eğitim veren programlar da seçilebilir. Bunların arasında klasik programların dışına 289 Faruk Arslan çıkan, Trailblazers programı da bulunmaktadır. Toronto’da bulunan KGIC’nin Trailblazers – Genç Liderler Kampı, 15-18 yaş arası dünyanın dört bir tarafından gelen gençlere macera programı dahilinde Kanada’nın muhteşem doğal güzellikleri içinde geçecek güzel bir deneyime davet ediyor. Gençler İngilizcelerini geliştirmenin yanı sıra ilk yardım, kampçılık becerileri, pusula, GPS kullanımı, doğada yaşama tekniklerini de öğrenebilirler. Sunulan liderlik programı etkin iletişimin yanı sıra, kriz yönetimi, münazara, eleştirel düşünce konularında da gelişime ön ayak olmaktadır. Bu program sayesinde gençler kendilerini daha iyi tanıyabilme imkanına sahip olacaklardır. Bir yandan zayıf ve güçlü yönlerini keşfederken, bir yandan da yeteneklerini kesefedip, takın ruhunun ve bir takımın üyesi olmanın keyfini yaşayacaklardır. Program sonunda, kendine olan güven duygusu sanırım hiçbir şey ile değiştirilemez. Çok zengin olsam mutlaka gemi ile dünya turuna giderdim. Dünya-nın dört bir yanını gezer, istediğim yerde iner, orayı keşfedip daha sonra gemime binip yeni ufuklara açılırdım. Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı demiş atalarımız. Nova Scotia eyaletinde West Island College artık seçme derdi yok diyerek, gezme ve okuma imkanını bir arada sunuyor. West Island College, Terry Davies tarafından 1974 yılında kuruldu. 1000’i aşkın öğrenci sayısı ile Kanada’da üç farklı kampüste hizmet veriyor. 1984 yılında Birleşmiş Milletler tarafından okullara yapılan davet sonucu ‘Barış, Birlik ve Gelişim’ sonucu doğmuş ‘Class Afloat’ programını kurdu. West Island College, Lünenburg, Nova Scotia’daki kampüsünden gemide eğitim programını sunmaya devam ediyor. Lise 10, 11 ve 12’inci sınıflar dışında, junior 290 Faruk Arslan college ve üniversite eğitimi hakkında programları bulunuyor. 12 kişiyi aşmayan küçük sınıfları, 25’i aşkın dünyanın farklı noktasında durma imkanı ile öğrenciler bir yandan dünyayı gezme imkanına sahip olurken diğer yandan da ders görüyorlar. Bu program aynı zamanda yaz kampı imkanını da sunuyor. Gemideki 4 haftalık yaz kampı müthiş bir deneyim olsa gerek. Öğrenciler, 65 metre uzunluğundaki geminin dümenine geçmenin yanı sıra, her limanda farklı kültürleri ve tarihleri tanıma imkanını eğlenceli bir şekilde elde etmiş oluyorlar. Şehir ve müze turları, kayak aktiviteleri ve doğa gezileri yaşamın bir parçası oluyor. Profesyonel öğretmenler, gemi mürettatabatı ve doktorlardan oluşan ekibin eşlik ettiği öğrenciler, gemilerdeki konforlu, klimali kabinlerde kalıyorlar. Gemilerde ayrıca sınıflar haricinde yemekhane, seminer odası, bilgisayar odası da bulunuyor. Yeni yerleri, insanları ve uzun bir gemiyi yönetmeyi öğrenmek isteyenler bu muhteşem deneyimden mutlaka yararlanmalıdır diye düşünüyorum. Kamp bilgileri: Öğrenci yaş aralığı: 15 - 18 yaş arası Kamp Fiyatı: Kanadalı ve Amerikalı öğrenciler için 3,100, uluslararası öğrenciler için: 3,500 Kanada Doları Fiyatlara, iki kişilik odada konaklama, 3 öğün yemek, havaalanı transferleri, İngilizce dersleri, liderlik ve gemicilik dersleri, sağlık sigortası ve geziler dahil. Detaylı bilgiye www.kanadakültürmerkezi.com adresinden ulaşabilirsiniz. (36) ÖĞRENCİ ÇALIŞMA İZNİ 291 Faruk Arslan Kanada’da okumayı düşünen öğrencilerin veya Kanada’da bulunan yabancı öğrenci statüsündeki öğrencilerin düşündüklerini önemli noktalardan birisi, eğitim süresi boyunca çalışma imkanlarının ve eğitimleri bittikten sonra da çalışma imkanlarının olup olmadığı konusudur. 21 Nisan 2008 tarihi, uluslararası öğrencileri için bu açıdan önemli bir gündür. Çünkü bu tarihte yürürlüğe giren yeni göçmenlik yasası ile Kanada’da eğitim gören bu öğrenciler çeşitli süreler ile yasal çalışma izni alabilmektedirler. Öğrenciler, bir dil kursuna, sertifika programına, lisans veya lisansüstü programa kayıt yaptırdıkları takdirde eğitimleri süresince ve mezun olduktan sonra belirli sürelerle çalışma izni kazanabilmektedir. O dönemde Kanada’nın Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanı olan Diane Finley, 21 Nisan’da yayınlamış olduğu bildiride yabancı öğrencilerin eğitim sonundaki çalışma izinleri hakkında yapılan düzenlemeler hakkında geniş bilgi vermişti. Bu düzenlemeler çerçevesinde Kanada’da herhangi bir full-time yükseköğretim kurumundan mezun olacak veya olmuş durumda olan uluslarası öğrencilerin almış oldukları eğitimin türüne bağlı olarak 3 yıl süreli çalışma izni başvurusu yapabilme imkanları bulunmaktadır. • Öğrenci sayet 2 ila 4 yıl arası bir diploma programından mezun ise 3 yıllık çalışma izni başvurusunda bulunabilir • 3 sömestir süreli programdan mezun ise, 12 aylık bir çalışma izni için başvuruda bulunabilir • 2 sömestir süreli bir programdan mezun olan öğrenciler ise 8 aylık çalışma iznine başvurabilirler Bu aşamada en büyük yanılgı 2 dönemlik olan programın bir yıllık olarak algılanmasıdır. Asıl esas alınan 292 Faruk Arslan öğrencinin eğitim almış olduğu süredir, yani 2 sömestir 8 ay eder. Bu durumda alınabilecek çalışma izni de 8 aydır. Eğitimlerinin akabinde çalışma iznine başvurularda aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır: • Çalışma izinleri coğrafi bölge ayrımı yapılmadan en fazla üç yıl geçerli olacaktır. • Bu durumda çalışma iznine başvuracak uluslararası öğrencilerin yeni yasa ile öncelikle iş bulma veya ellerinde hazır iş teklifi bulundurma zorunlulukları ortadan kaldırılmıştır. Eski yönetmelikte eğitimlerinden sonra kısa sürede iş teklifi alma mecburiyeti yabancı öğrencileri fazlası ile zorlamakta idi. • Çalışma izninin açık olması; öğrencilerin kendi bitirdikleri dalda iş bulma veya her iş değişikliğinde tekrar çalışma izni başvurusu yapmak zorunluluklarını kaldırmıştır. Öte yandan öğrenci çalışma iznine başvuracak öğrencilerin aşağıdaki şartları yerine getirmeleri gerekmektedir: • Geçerli bir öğrenci vizesine sahip olmak • Resmi mezuniyet işlemlerinin ardından 90 gün içinde çalışma izni başvurularını yapmak • Çalışma izni alacak öğrencilerin daha önceden eğitim dolayısıyla çalışma izni almamış olması gerekmektedir. Kanada’da öğrenci vizeniz var iken başvuruda bulunabileceğiniz farklı çalışma vizeleri mevcuttur. Aşağıda bulunan çalışma izinleri için LMO diye adlandırılan, Labour Market Opinion gerekmemektedir. 1- Kampüs içi çalışma izni 2- Kampüs dışı çalışma izni 3- Staj/Co-op çalışma izni 4- Mezuniyet sonrası çalışma izni 293 Faruk Arslan 5- Eş durumundan dolayı alınan çalışma izni 6- IT alanında çalışma izni 7- Öğrenci değişimi programları ya da uluslararası anlaşmaların bir parçası olan çalışma programları. Daha fazla ve detaylı bilgiye Citizenship and Immigration Canada (CIC)’nın web sitesinden ulaşabilirisniz. http://www.cic.gc.ca/english/study/work.asp Bu bilgileri paylaşan Kanada Eğitim Danışmanı, Kanada’da çıkardığımız Canadatürk’ün eğitim yazarı Türkan İbiş’e teşekkür ederim. 2009 başında Canadatürk’te köşe yazarı olarak işe başlattığımız İbiş İnce profesyonel olarak Kanada eğitim danışmalığı hizmeti vermektedir. Güveneceğiniz bir danışmandır. www.kanadaegitimdanismani.ca (38) Tekrar doktora konusuna dönelim. Kanada’da doktora başvurusu yapmakta zamanlı bir iş. İlk olarak eylül ayından başlayarak bir kaç hafta boyunca çalışma yapmanız ve istediğiniz üniversitelerin Web sitelerini gezmeniz gerekiyor. Bu sayfalarda değerlendirmeniz gereken genel kriterler; üniversitenin yeri, hocalarının araştırma yaptığı alanlar, doktora programının zorunlu dersleri ve sağladığı finansal kaynaklar. Bu kriterlere göre, isteklerinize cevap verebileceğini düşündüğünüz üniversiteleri yakın incelemeye alın. Örneğin; doktora programının "graduate coordinator"ına, "administrative coordinator"ına ve sizin çalışmak istediğiniz konularda çalışan profesörlerine birer e-posta göndererek, bölüm ve çalışmaları hakkında bilgi isteyin. Onlardan aldığınız cevaba göre, üniversitenin uluslararasıveya göçmen öğrencilere bakışı hakkında daha net bir bilgi sahibi 294 Faruk Arslan olabilirsiniz. Ayrıca, üniversiteden broşür ve başvuru formu isteyin ve bunları da detaylı olarak inceleyin. İlk kez yurtdışında okumak için başvuru yapıyorsanız, başta bu formları okumak ve anlamak zaman alabilir. Akademinin kendine ait jargonunu çözmek ve aynı zamanda Batı üniversitelerinin çalışma yapısını anlamak ilk başta zor olabilir. Bir kaç broşür ve başvuru formu okuduktan sonra hangi konulara dikkat etmeniz gerektiği netleşecektir. İstediğiniz üniversitelerin başvuru formları en geç Ekim ayında elinizde olması gerekiyor. Bu üniversitelere başvurmaktan vazgeçseniz bile tüm başvurularınızı yapana kadar formlarınızı atmayın. Her an fikriniz veya olayların gidişi değişebilir. Ayrıca her üniversite artık Web siteleri üzerinden program başvurusu sağlıyor. Daha hızlı ulaşım ve sonuç almak mümkün Web üzerinden.E-posta ile iletişim sağladığınız profesörlere, şu andaki çalışma alanları, araştırma konuları ve en yeni yayınları hakkında sorular sorun. Hatta makalelerini nereden edinebileceğinizi öğrenin. Makalelerini okuyun ve beğenirseniz kendi konunuz hakkında onlara yazın. Fikir alış-verişi yapın. Ayrıca, profesörlere, bölümün dinamikleri hakkında da soru sorabilirsiniz. Çok açık sözlü insanlara denk gelirseniz, programın burs durumu ve uluslararası ve göçmen öğrenciler konusundaki politikası hakkında da bilgi alabilirsiniz. Kasım ve Aralık aylarında başvurmak istediğiniz bölümün şartlarına göre, TOEFL ve GRE sınavlarına girmeniz gerekiyor. Göçmenler başvuruyu Ocak’ta yapabilir, bu imtihanları ise Haziran’a kadar verebilir. Bu sınavlara mümkün olduğu kadar erken girmeye calışın, eğer ilkinde gerekli puanı tutturamazsanız yeniden girebilmeniz için zaman kalsın. Bu sınavlarla ilgili bilgiyi Amerikan veya Kanada 295 Faruk Arslan Elçiliği ve Konsoloslukları'ndan alabilirsiniz. Dil bilginizi yenilemek için konsolosluklardaki TOEFL kurslarına gitmek iyi bir fikir olabilir. Çeşitli özel kuruluşlarda da GRE kursları veriliyor. Eğer kendi kendinize çalışabilen biriyseniz, Barrons'un GRE kitabını alıp kendiniz çalışın. Zaten GRE kursları da bu tarzda yazılmış kitaplardan sorular alıp önünüze yığmaktan fazla birşey yapmıyor. Daha önce İngilizce konuşulan bir ülkede uzun zaman yaşamamışsanız, GRE'nin İngilizce bölümünden yüksek bir puan almak zor olabilir. Bu açığı matematik ve analitik düşünme alanlarında çalışarak kapatabilirsiniz. Zaten bölümler, GRE puanlarına bakarken sizin uluslararası veya göçmen öğrenci olduğunuzu gözönünde bulunduruyorlar. Bu arada unutulmaması gereken bir nokta var. GRE ve TOEFL sonuçlarınız, ilgilendiğiniz üniversiteye zamanında gitmeyebilir ya da kaybolabilir. Bu yüzden başvurunuzu yaparken, size gelen TOEFL ve GRE sonuçlarının birer fotokopisini de başvurunuza ekleyin. Aslında GRE ve TOEFL'in çok fazla bir önemi yok. Sonuç olarak, herkes bu sınavlardan gereken puanları alıp bölüme gönderiyor. Asıl önemli olan sizin diğer öğrencilerden nasıl farklı olduğunuz.Bunu da şu kriterlerle sağlayabilirsiniz: Referans mektupları, CV'nize koyacağınız yayınlarınız, konferans sunuşları, aldığınız burslar ve tabii aldığınız dersler ve notları. Çoğu zaman not ortalaması o kadar önemli bir kriter değildir. İlgi alanınızda aldığınız derslerin notlarının ortalaması çok daha önemli. Örneğin "Social Development" alanında çalışıyorsanız, bu dersten A almış olmanız önemli, yani birinci sınıfta matematikten D almış olmanız o kadar da önemli değil. Referans mektupları ve yüksek lisans 296 Faruk Arslan tezinizden yapmış olduğunuz yayınlar sizin akademiye ne kadar ilgi gösterdiğinizin göstergesi.Bunlar, akademik komitenin ilk baktığı kriterler arasında sayılabilir.Gereken bütün evrakları tamamlayıp başvurunuzu Şubat ayı gibi yapmaya calışın. Başvurunuzu gönderdikten sonra, bölümünüzün "administrative coordinator"ına (ki bunlardan her bölümde sadece bir tane bulunur, ve bölümde herşeyi bilen kişilerdir, çoğunlukla 'bölümün annesi"dirler) bir eposta gönderip, başvurunuzu gönderdiğinizi ve aldıklarında size eksik olup olmadığını bildirmelerini rica edin. Eksik doküman varsa, hemen bulup gönderin. Çoğunlukla, başvurunuz değerlendirilirken, burs alma olasılığınız da belli olur. Bazı bölümlerde başvuru ve burs değerlendirmesi beraber yapılır ve ikisine de ayrı ayrı başvurmanız gerekmez. Bazı bölümlerde bunlar ayrı süreçlerdir, yine aynı 'bölümün annesi"ne ayrıca bursa başvurmanız gerekip gerekmediğini sormayı unutmayın. Gerçekci olmak gerekirse, Türkiye'de sosyal bilimler konusunda yurtdışında doktora yapmak isteyen bir öğrencinin alabileceği burs sayısı sınırlı. Türkiye'den yurtdışında 4-5 yıl doktora yapmak için alınabilecek burslar: YÖK veya Milli Eğitim Bakanlığı bursu. 4 yıllık burs karşılığında 8 yıl çalışmak istemiyorsanız, yurtdışından burs bulmaktan başka çare yok. Eğer Kanada göçmeni iseniz devletden kredi alarak okuyabilirsiniz, ancak ABD’de masrafları kendiniz karşılamak zorundasınız. Masrafları karşılamanın en sağlam yolu, doktora yaptığınız bölümün size burs sağlaması. Bu bursun yanında ayrıca asistanlık almanız gerekebilir. Bununla ilgili detayları da administrative coordinator'a yazdığınız e-postada sorabilirsiniz. 297 Faruk Arslan Genellikle, teori ve pratik birbirinden farklıdır. Administrative coordinator'lar ümit verici konuşmaktan kaçınırlar. Bu sizi yıldırmasın. Örneğin, asistanlık sağlamanın garanti olmadığını söyleseler bile, bu, "asistanlık sağlanabilir" şeklinde algılanmalıdır. O yüzden, eğer durumunuz el veriyorsa, bir haftalığına başvurduğunuz okula gidip görmenizde ve oradaki insanlarla tanışmanızda yarar var. Böylece, teorinin ve pratiğin farklarını biraz olsun birbirinden ayırabilirsiniz. Doktora programında bölüm seçmek kadar, çalışacağınız profesörü seçmek de önemlidir. Eğer belli bir profesör sizinle çalışmak istiyorsa, genellikle sizin doktora programına girme şansınız yükselir. Profesörlerin sizin çalıştığınız alanda çalışması imkansızdır. O yüzden seçeneklerinizi geniş tutun. "Neden Kanada?" ve "Kanada'da hangi üniversiteler?" konularına da açıklık getirmek istiyorum. Kanada'nın Amerika'ya göre avantajları: Göçmen ülkesi olması, suç oranının az olması, ve sosyal devlet anlayışının hala hakim olması. Bu da daha az ırkçılık ve daha çok sosyal yardım demek. Kanada, göçmen almak isteyen bir ülke olduğundan burs alma olasılığınız da Amerika'ya göre yüksektir. Kanada'da sosyoloji alanında iyi üniversiteler:Toronto, York, McGill, British Colombia ve Carleton üniversiteleridir. Toronto Üniversitesi'nin istatistik ağırlıklı olmakla beraber burs sağlama olasılığı diğer üniversitelere oranla yüksektir. York Üniversitesi'nde niteliksel yöntem ağırlıklıdır ve postmodern teoriye yatkındır. Carleton Üniversitesinde daha önceden çok başarılı Türk öğrenciler olduğundan, Türk öğrenci kabul etmeye yatkınlıkları olabilir. 298 Faruk Arslan Doktora’ya alacaklarına inanmadığım için Master başvurusu yaptığım iki üniversite Toronto’daki Ryerson ve Hamilton’daki McMaster üniversitelerinden cevap kısa sürede gelmişti. Ryerson’da başvurduğum gazetecilik masteri için Haziran ayına kadar 600 TOEFL skoru getirmem veya üniversitenin verilen tarihteki kendi dil sınavına girmem talep ediliyordu. Skoru tutturamadığım için sınava gidip şansımı denemek istemiştim. Okul kampüsünde sınava girerken yeniden sanki ÖSS’na girme heyacanı yaşadım. 80 dolar vererek sınava girerken etrafımdaki binlerce insane bakıp bu işi üniversitenin gelir kazanma kalemi olarak gördüğü endişesine kapıldım. Bu kadar öğrenciyle yarışmak ve en iyi skoru almak kolay olmayacaktı. Nitekim dinleme soruları bölümünde dinletilen kasetde konuşmalar o kadar hızlı idi ki, not almadan yakalamak mümkün değildi. Ama not almak yasaktı. Bu sınav üniversitede dersi anlayıp anlayamıyacağımız ölçmeye yarıyacaktı. Sorulan sorulara aklımda kalan anahtar sözcüklerle yanıtladım. Ancak dinlediğini olduğu gibi yazma kısmına gelince havlu attım. Kompozisyon ise IQ konusunda iki ünlü profesörün iki zıt tezini anlatan makaleleri okuduktan sonra karşı tez yazmakla ilgiliydi. Bu sınav TOEFL’dan daha zordu. Beklediğim gibi geçemedim. Gelen mektupda üniversitenin 1100 CAD ücretli hazırlık kursuna kaydolursam ve testleri geçersem istediğim bölüme başlıyabileceğimi yazıyordu. Gazetecilik masterı yapmak çok istiyordum. Ryerson 550 TOEFL skorunu kabul ediyordu, 582 almayı daha sonra başarmıştım. Tam başlamaya karar vermişken dinlediğim gerçek bir hikaye beni fikrimden caydırdı. Toronto Üniversitesinde gazetecilik alanında master ve doktara yapan Hülya isimli 299 Faruk Arslan bir Türk kızı sıra iş bulmaya gelince ayrımcılıkla karşılaşmıştı. Gazetelerin patronları Yahudiydi ve müslüman muhabir görmek istemiyorlardı. Toronto Star ile yaptığı mülakatta işe kabul edilmemesinin tek gizli gerekçesinin iyi bir müslüman olmasada müslüman bir ülkeden gelmesi olduğunu anlamakta gecikmemişti. Bir arkadaşının tavsiyesi ile ismini Julia olarak değiştirdi, boynuna da birde haç taktı. Yeni ismi ve haç görüntüsüyle mini etekli olarak Toronto Star’a bir yıl sonra tekrar başvurdu. Bu defa işe kabul edilmişti. Bir yıl muhabir olarak çalıştı. Ancak İsrail ile ilgili bir haberinde Filistin yanlısı bakış açısını haberine yerleştirince patronun dikkatini çekti. Takip altına alınan Hülya hanım, müslüman olduğunu yapılan sıkıştırmalar sonucu itiraf edince kendini kapı önünde buldu. Bazı mesleklerde görünmeyen bir ayrımcılık uygulanıyordu. Gazetecilik elit ve etkin bir meslek sayıldığı için bu alan onlardan biriydi. Hülya çareyi vatanına dönmekte bulmuştu. Okuyacağınız alan eğer size piyasada iş vaat etmiyorsa ve bu ülkede iş arayacaksanız ısrar etmenizin bir anlamı yoktu. Mc Master üniversitesine Sosyoloji alanında başvurmuştum. Gelen yazıda mülakata çağrılıyordum. Sosyolojide master yaparsanız iş arama alanınız Sosyal Workerlığa göre daha kısıtlı oluyor. Fazla kaliteli bir göçmeni istihdam etmektense Kanadalı, ana dili İngilizce olan, kültür uyumu sorunu yaşamıyacak birini işe alıyorlar. Bu nedenle çalışanların yüzde 90’ı göçmen kökenli olan Sosyal görevlilik mesleği daha cazipti. Göçmenliğin en iyi tarafı yabancı öğrenciye göre kolej ve üniversite bedellerini Kanadalılar gibi yarısını ödemeniz. Üstelik devletden kredi almanızda mümkün.Centennial Kolejinde okul masrafım iki dönem 300 Faruk Arslan için 5000 dolardı. Kredi başvurusunu Mayıs ayında yapmış, Haziran ayında olumlu yanıt almış, Temmuz ayında ise 150 CAD depositi ödeyerek kesin kayıt yaptırmıştım. Okula 2002 Eylülünde başlarken federal devletin ve eyaletin ortaklaşa sunduğu kredi belgesini kolejden alıyorsunuz. Başka geliriniz yoksa ve aileli iseniz hesap kitap yaparak okul ve kitap ücretinin yanısıra geçinme bütçeside veriyorlar. Dolayısıyla yıllık 17 bin dolar borçlanıyorsunuz. Başvururken 3000 dolarlık Milenyum bursuna başvurmayı unutmayın, bu bursun geri ödemesi yok. Ayrıca koleje hemen burs için başvurun, eğer hiç almamış iseniz 400 dolarlık bursun çıkması büyük ihtimal. Kasım ayında kolej bursumu almıştım. Eğer benim gibi 4 ortalama ile okursanız 3000 dolar ve mezun olduktan sonra ödemelerinizi aylık 150 dolarlık taksite yayarak düzenli öderseniz bir yıl sonra borcunuzdan 6000 dolar silindiğine dair mektup alıyorsunuz. 30 yaşını geçenler için bu uygulama sözkonusu. 17 bin dolardan ödeyeceğiniz bölüm sadece 5000 dolara kadar düşmüş oluyor. 2 yıllık Kolej için 34 bin dollar borçlanacağınızı peşinen hatırlatayım. Üniversitelerin yıllık 10 bin dolar okul bedeli var. 12 bin dollar geçinmeniz için verilirse yıllık 22 bin dollar borçlanırsınız. 4 yıllık bir üniversite 88 bin dollar borçlanmanız anlamına gelir. Hukuk ve Tıp fakültelerinde bu rakam 150 bin doları bulabilir. Kolej ve York Üniversitesindeki öğrenci hayatı yeni arkadaşlar edinme ve ülkeyi tanıma adına müthiş bir deneyimdi. 150 kişilik devremizde okuyanların yüzde 95’inin bayan olması karşısında şok olmuştum. Kendimi Osmanlı hareminde harem ağası gibi hissediyordum. Sosyal Workerlık ve Sosyoloji meğerse kadınların seçtiği 301 Faruk Arslan bir meslekmiş. İlk aylar oldukça zor geçti. Akademik İngilizceye uyum sağlamam 3 ayımı aldı. Gece yarılarına kadar ders çalışıyor, bilmediğim kelimeleri çıkarıyordum. Hergün verilen ödevleri ve okumaları, yazmaları yetiştirmek tüm vaktimi alıyordu. Kanadalıların ne kadar kültürsüz, tembel ve cahil olduğunu anlamam kısa sürmüştü. Kanada tarihi dersinde profesör derse bir test yaparak başlamıştı. Kanada’yı John MacDonalds’ın kurduğunu bilmeyecek kadar cahil olan Kanadalılara lisede ne öğretildiğini doğrusu çok merak etmiştim. Atatürk’ü bilmeyen bir Türk düşünebiliyormusunuz? Sınıfta sadece 5 kişi Kanada’nın kurucusunu bilmişti. Benim dışında diğer 4 kişide Kanada’ya yeni gelmiş göçmenlerdi. Dersler ilerledikçe ve ilk sınavların sonuçları açıklandıkça hayretim daha da arttı. Sınıfta zevzek zevzek konuşan boşboğazlı Kanadalı gençler en düşük notları alırken, en yüksek notu olan ilk 10 kişi ben dahil göçmenlerdi. Gurup çalışmalarında göçmenlerin gayreti olmasa bu Kanadalıların sınıf geçebileceği bile şüpheliydi. Kanadalılardan sadece birkaç öğrenci parlak sonuçlar almıştı. Onlarda üniversite yerine niye Koleje geldiğini sorguluyor, gelecek sene üniversiteye başvurmak için Koleji atlama taşı olarak kullandığını söylüyordu. Geriye kalanı dökülüyordu. Pek çok kız öğrencinin en az iki erkek arkadaşı vardı. Erkekler değil kızlar erkekleri avuçlarında oynatıyordu. Kimi isterlerse onunla bir gecelik yatıyorlardı. Bunun karşılığında kendilerine pahalı hediyeler aldırıyorlar ve faturalarını ödetiyorlardı. Bir erkek arkadaş hepsine yetişemediği için iki veya fazlasını aynı zamanda idare ediyorlardı. Bir sınıf tartışmasında bir sınıf arkadaşım iki erkek arkadaşının birbirini neden kıskandığını anlıyamadığını, eğer isterse 302 Faruk Arslan ikisine de tekme vurabileceğini anlatmıştı. Kızlara peşinen evli ve iki çocuk babası olduğumu söylemesem canlı canlı yiyeceklerdi. Gözleri kan çanağına dönüşmüş, ders de uyuklayan bu Kanadalılardan bazılarının çalışarak okuduğunu sonra öğrenecektim. Nedense bazıları kredi almayı tercih etmemişti. Bazısı 50 yaşında meslek değiştirmeye karar vermiş, kimisi üç çocuklu yalnız bir anne olarak kurtuluşu okumakta görmüştü. En iyi arkadaşım bir Sırp olan Suzanna’ydı. Türkçe bilen, gençliğinde bir Türk sevgilisi olan Suzanna, 2 yıl Carleton Üniversitesinde Ortadoğu üzerinde Osmanlı politikaları masterı yapmış, ancak mezun olduktan sonra iş bulamayınca Kolej eğitimine dönmüştü. Fazla kaliteli olmak Kanada’da büyük bir sorundu. Kaliteli işler ‘Beyaz Kanadalı’lara ayrılmıştı. Suzanna ile iyi bir ikili oluşturarak tüm gurup çalışmalarından ve imtihanlardan başarıyla ayrıldık. Kanada yüksek eğitiminde vize ve finallerle ders geçilmiyor. Hocalar sürekli kompozisyon ve araştırma ödevleri veriyorlar, gurup çalışması yaptırıyorlar ve devamiyete bakıyorlardı. Bu şartlarda Türkiye’de üniversite okuyanların çoğunun burada mezun olamayacağına bahse girerim. Üniversitede okumak Kolejden çift kat daha zordu. Başlayanlardan ancak yarısı havlu atmadan mezun olabiliyordu. Ödevsiz günün geçmediği eğitimimizde bir senenin sonunda 350 sayfa ödev yazdığımı farkettim. Not ortalamam ile ilk beşe girmiştim. Kolejin 2. sömesterinin sonunda gelecek Eylülde staj yapacağımız işyerlerimiz mülakatlarla belirleniyordu. Placement, Co-Op ve Field Placement diye staj seçimleri Kolej ve üniversitelerde bölümüne göre sözkonusudur. Bunlardan Placement dışındakilerde işyeri size ücretde 303 Faruk Arslan öder. Ancak mülakatlar ciddi işe alma görüşmeleri kadar sıkı geçer. Bizim bölümümüzde ‘Placement’ denilen bir nevi gönüllü çalışma metodu kullanılıyordu. Koleje başvuran 150’ye yakın devlet veya özel sektör kuruluşları elemanlarını henüz Kolejde iken seçiyordu. Toplam 5 işyeri ile mülakat yapma hakkımız vardı. Bizim seçtiğimiz yerlere herkes talip olursa bilgisiyar kurası çekiliyordu. Sonuçta yazdığım yerlerden 3 tanesi ile mülakat yapma hakkı kazandım. Resumenizi hazırlayarak ve görüşeceğiniz kurumu web sayfalarından araştırarak mülakata hazır gitmelisiniz. İlk görüştüğüm kurum Spastik özürlü çocuklara ev imkanı sağlayan ve başlarına Sosyal işci arayan, devlet destekli bir sosyal kurumdu. Görüşme sırasında Resumeme bakan mülakatcı evvelki mezuniyet ve iş tecrübelerimi görerek irkildi.‘ Biz verdiğimiz özel eğitim sonrası 5 yıl ayrılmayacak eleman arıyoruz. Yıllık 42 bin dolar maaş paketi sunuyoruz. Senin gibi eğitime sahip olanlar fazla durmuyor’ diye önyargısını belirtti. ‘15 yaşında spastik özürlü genç bir kız size aşık olduğunu, eğer cinsel ilişkiye girmezseniz kendini öldüreceğini söylerse ne yaparsınız’ diye bir soru yöneltti. ‘ Evli ve iki çocuk babası olduğumu söylerim’ diye cevap verince hafifce tebessüm etti. Yanlış cevap verdiğimi anlamıştım. Doğru cevap durumu üst amirime rapor etmek olmalıydı. İkinci mülakat kurumum Greenwood Society, yılda 1000 gönüllü çalışanı sayısız vakıf işinde istihdam eden bir koordinatör arıyordu. Gazetecilik ve Kanada’da yaptığım gönüllü vakıf işleri tecrübem bu sefer işe yaramıştı. Mülakatcı üç tane 5, bir tane 4 puanı vermişti. Bu işi de doğrusu sevmiştim. Son mülakatcı Greenwood Community Center adında Çinli yeni göçmenlerin ev kiralama sorunlarını çözecek bir 304 Faruk Arslan Sosyal Ev Koordinatörü arıyordu. Bu mülakatdan 5 üzerinden 5 almama sevinemedim. Çünkü en iyi notu aldığım bu işyerine gitmek zorundaydım. Beğendiğim işyeri 5 üzerinden 5 not verdiği sınıf arkadaşımı seçmişti. İşyeri ile sözleşme imzalamadan Kolejin 2. senesine başlıyamıyorsunuz. Çünkü 2. yılın ilk sömesterinde 2 gün ders 2 gün staj yerine; 2. kış sömesterinde ise haftanın dört günü staj yapacağınız yere işe gider gibi gitmelisiniz. Okulu bitirirken işyeriniz sizi resmen işe almaya karar verirse orada kalıyorsunuz. Aksi takdirde iş aramalısınız. Sosyal Görevli ünvanı kazanabilmek için son bir defa 3 ana dersten devlet imtihanına giriyorsunuz. Regina’da iş hayatına atıldığım için okul maceram burada kesintiye uğradı. Eşimde Regina’ya geldikten sonra Richard Beauty College’e başvurarak kuaförlük alanında 10 ay okudu ve bitirdi. Yetişkinler liseyi bitireli 5 yıl olmuş ise genellikle ‘ mature’ öğrenci olarak hemen okula kabul ediliyor. Bazı kolejler yazılı komposizyon imtihanı yaparken, kuaförlük gibi teknik bir meslekte sözlü yapılan kabul görüşmesinde yeni gelen göçmenin İngilizceyi kullabildiğini, anlayabildiğini tesbit etmeleri yetiyor. Özellikle bayanların okuması için Kanada ideal bir ülke. Kanada aslında erkeklerin köle olduğu kadınların ve çocukların efendi olduğu bir ülke. Erkek hakimiyeti bu ülkede fazla uzun sürmüyor. Benim gibi muzmin kılıbıklar için ideal bir mekan, ancak maço ve taşfırın erkeklerinin ‘yumoşlaşmazlarsa’ akibetlerinin Kanada’da pekte iyi olmayacağını garanti edebilirim. Çoğunluğu boşanıyorlar. Gözü açılan ve zincirlerini kıran kadınlar ekonomik özgürlüklerini elde ettikten sonra veya önce Kanada’ya uyum sağlayamayan Doğu erkeklerini kapı önüne 305 Faruk Arslan koyuyorlar. Yalnız annelere devletin verdiği işsizlik parası yüksek olduğu için aslında ekonomik özgürlüklerini beklemeleri de gerekmiyor. 11 yıllık ev hanımı eşim bile kolej bitirip meslek sahibi oldu. Hemde okulu birincilikle 93 not ortalaması ile tamamladı, tüm Kanadalıları geçti. Göçmenlerin Kanadalılardan daha iyi okuduklarını belirtmiştim. Okuması için yine öğrenci kredisi almış, 17 bin dollar borçlanmıştık. Kanada’ya geldiğiniz ilk yıllarda yıllık geliriniz düşük iken kredi alırsanız pek çok ödeme kolaylığı ile karşılaşıyorsunuz. Eşim çok iyi okuduğu ve 30 yaşına bastığı için 8600 CAD’lık kısmını hemen sildiler. Yıllık aile gelirimizin çok yüksek olmaması nedeniyle eyalet ve federalden verilen kredilerin yarısı borç hanesinden düşüldü. Geliriniz yüksekse zaten öğrenci kredisi alamazsınız veya düşük alırsınız. Düzenli ödeme takvimine bağlarsanız bir yıl sonra geri kalan yarısınıda düşmeleri muhtemel. Kuaförlerin yüzde 99 iş bulma garantisi var. 3500 saat çalıştıkları taktirde işyeri açabiliyorlar. Okulda geçen zaman iş tecrübesi saati olarak sayılıyor. Bu nedenle eşimin 2400 saat başkasına ait işyerlerinde çalışması, tecrübe kazanması gerekiyordu. Bu döneme kalfalık dönemi diyorlar. Dönem sonunda gerekli yazılı ve pratik imtihanları vermesi halinde usta olarak kendine ait işyerini açabiliyor. Eğer Kanada’da birşeylere sahip olmak istiyorsanız, karı-koca birlikte çalışmanız elzem. Tek maaşla eğer saat ücretiniz en az 20 CAD ise belki rahat yaşarsınız, ev-araba alabilirsiniz, ancak eşinizde çalışırsa daha büyük ev, daha yeni araba alabilirsiniz. Çocuklarınızı özel okulda okutabilir, daha rahat tatile çıkabilirsiniz. Eşiyle kavgalı erkeklerin Kanada’dan uzak 306 Faruk Arslan durmalarını tavsiye ederim. Okuyan, çalışan kadın ipleri tamamen ele geçiriyor. Fazla özgür kadın boşanıyor. BURS İMKANLARI Türk öğrenciler Kanada' da eğitimlerini sürdürmek için birçok kaynaktan karşılıklı veya karşılıksız burs bulabilirler. Unutulmaması gereken, Türkiye genelindeki eğitimin aksine Kanada'da eğitim ve öğretimin paralı olduğu ve eğitim kurumlarının arz/talep doğrultusunda yıllık harçlarını (tution) belirlemesidir. Uluslararası öğrenciler Kanada' da eğitim imkanlarını değerlendirirken okul harçlarını ciddi olarak göz önünde bulundurmalıdırlar. Kanada' da göçmenlik yasalarına göre uluslararası öğrenciler okul harcını karşılayabilmek için Kanada vatandaşlarının aksine bankalardan yahut ilgili devlet kuruluşlarından kredi alamazlar. Kredi şayet öğrenci "göçmen" statüsüne geçerse mümkün olabilir. Ancak öğrenciye kefil olacak bir Kanada vatandaşı veya göçmeni bulunabilmesi durumunda öğrenciye kredi verilebilir. Kanada üniversitelerinden "lisans" düzeyinde eğitim görmek için burs bulmak genelde çok istisnai bir durumdur. Eğer öğrencinin lise mezuniyet ortalaması çok başarılı ise ilgili üniversiteden karşılıksız kabul bursu (entrance scholar) veya bir defaya mahsus ödül bursu (fellowship) almak mümkün olabilir. Üniversiterin başvurulacak bölümleri ile bu konu ayrıntılı olarak görüşülmelidir. Unutulmaması gereken, bu tarz burslara başvurulması düşünülüyorsa kesinlikle departmanların belirlediği son gün tarihlerinin (deadline) kaçırılmamasıdır. Türkiye' de Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) her 307 Faruk Arslan yıl belirli sayıda öğrenciye karşılıklı olmak şartı ile yurt dışına Master veya Doktora (veya ikisi birden) yapılması için burs vermektedir. YÖK geri ödemeyi 2 şekilde kabul etmektedir: burs tutarı karşılığı para veya burs süresinin 1 misli süre boyunca öngörülen Türk Devlet üniversitesinde çalışma. Bu konu ile daha ayrıntılı bilgi için lütfen YÖK ile temasa geçiniz. Kanada'da ve A.B.D. 'nde YÖK bursu ile okuyan birçok öğrenci bulunmaktadır. Eğer bu bursu almak ile ilgileniyorsanız, eğitimini tamamlamış ve Türkiye'ye dönüş yapmış eski öğrenciler ile konuşmanız sizin çok lehinize olabilir. Uluslararası öğrenciler "öğrenci belgelerini" ibraz ederek kabul edildikleri okul kampüsü dahilinde part-time olmak üzere çalışabilirler. Part time iş haftada 20 iş saatini aşmamalıdır. Bu tarz bir işin öğrenciye getireceği maddi imkan haftada $100 - 200 arasında değişebilir. Birçok yabancı öğrenci bu şekilde ev kirasını ve diğer masraflarını karşılayabilmektedir. Fakat kampüs içinde iş bulmak genelde zordur. Sizin gibi yüzlerce yabancı öğrenci olduğunu unutmayın! Ayrıca haftada 15-20 saat süren bir part time iş, öğrencinin zaten yüklü programını biraz daha zorlaştırabilir. Kanada’da burslu okumak için en az 580 TOEFL puanı almak ve not ortalamanızını ise en az 100 üzerinden 70 olması gerekiyor. Bunun dışında başvurulan programlara göre özel yetenek ve becerileriniz de burs almanızda etkili oluyor. Kanada’da genellikle üniversiteler burus veriyor ancak tam bursun verildiği durumlar çok sınırlı.Ancak Kanada’da burslu olarak okuyan 15-20 öğrenci bulunuyor. Genellikle Bilgisayar ve elektronik mühendisliği, siyaset bilimien fazla tercih edilen bölümler oluyor. 308 Faruk Arslan Aşağıdaki üniversiteler en fazla burs veren okullar. University of Toronto Tel: 416 978 20 11 Web sitesi: www.utoronto.ca York University Tel: 416 872 96 75 Web sitesi: www.yorku.ca Concordia University Tel: 514 848 24 24 Web sitesi: www.concordia.ca University of Ottowa Tel: 877 868 82 92 Web sitesi:www.uottowa.ca Carleton University Tel: 613 520 74 00 Web sitesi: www.carleton.ca Mcgill University Tel: 514 398 44 55 Web sitesi: www.mcgill.ca University of British Columbia Tel: 604 822 22 11 Web sitesi:www.ubc.ca Trent University Tel: 705 748 10 11 Web sitesi:www.trentu.ca Bu üniversiteler dışında aşağıdaki internet adresinden diğer üniversiteler hakkında da bilgi alınabiliyor. www.studyincanada.com ( 39) VİZE İŞLEMLERİ 309 Faruk Arslan Diğer ülkelerde olduğu gibi, Kanada büyükelçiliği de vize konusunda katı kurallara sahiptir. Kanada Büyükelçiliği Vize Görevlileri, Kanada'ya gerçekte ne amaçla gitmek istediğiniz konusunda sizden inandırıcı deliller isteyecektir. Kanada'da öğrenci olurken aslında gerçek amacınız Kanada'ya yerleşmek, Kanada'da bir şekilde iş bulup çalışmak ise vize almanız olası değil. Amacınız gerçekten Kanada'da herhangi bir işte çalışmadan tamamen kendi maddi olanaklarınızla eğitim almak ve bu eğitim sonunda Türkiye'ye geri dönmek ise vize almanız biraz daha kolay olacaktır. Ancak, bu niyetinizi ispat etmeniz gerekecektir. Amacınızı nasıl ispat edebilirsiniz? Vize görevlileri, sizin Türkiye ile aranızda sıkı sıkıya bağlar olduğuna, Kanada'da alacağınız eğitim ve kalışınızla ilgili tüm masrafları Kanada'da çalışmadan rahatlıkla karşılayabileceğinize, bugüne kadar almış olduğunuz eğitimlerin nitelikli olmasına ve Kanada'da eğitim almanızın sizin için gerekli ve önemli olduğuna inanmalıdır. Kanada vizesinde gerekli belgeler: - Diplomanız ve onaylı fotokopisi - Öğrenci iseniz geçerli öğrenci belgesi aslı - Bugüne kadar almış olduğunuz tüm sertifika ve/veya kurs bitirme belgeleri asılları - Sizin ve/veya ailenizin maddi durumunu ortaya koyan tüm resmi evraklar (Banka yazıları, banka hesap cüzdanları fotokopileri, sizin veya ailenizin sahibi olduğu ev, arsa, araba gibi taşınır veya taşınmaz tüm menkullerin tapu, ruhsat fotokopileri). Bankadaki para durumunuzu ortaya koymak için lütfen tüm hesaplarınızı tek bankada birleştirin. - Bir işyerinde çalışıyorsanız, maaş bordronuz ve 310 Faruk Arslan işyerinden izinli ayrılıyorsanız izin yazınız - Anne-babanız çalışıyor ise, maaş bordroları - Gerekli vize ücreti Vize Ücreti: Tek giriş ziyaretçi vizesi: 75 Kanada Doları Çok girişli ziyaretçi vizesi: 150 Kanada Doları Çok girişli öğrenci vizesi: 125 Kanada Doları Bu ücretler Kanada elçiliğinin Dışbank'taki hesabına yatırılır ve geri iadesi söz konusu değildir. 12-24 hafta arası Kanada'da eğitim görecekseniz, size kısa süreli öğrenci vizesi verilecektir. Kanada’da sayısız dil kursu var. Herhangi birini salık vermek istemiyorum. Yukarıda sayılan vize evraklarını tamamlamanız durumunda, vizeniz ortalama 3 iş günü içinde onaylanır. Bu tür bir vizenin uzatılması, Kanada'da sağlık muayenesine girerek mümkündür. Ancak sağlık harcamalarının çok pahalı olduğu Kanada'da böyle bir sağlık muayenesine girmek ve sağlıklı olduğunuza dair rapor almak size çok pahalıya mal olacağından bu raporu Türkiye'de almanız tavsiye edilir. Kanada'da 6 aydan daha uzun süre eğitim almayı planlıyorsanız, o zaman uzun süreli öğrenci vizesi almanız gereklidir. Bu vize türü, Kanada'da yasal olarak öğrenci olduğunuz sürece uzatılabilir. Ancak bu vizenin onaylanması için Kanada'da 6 aydan fazla kalmayı planlayan herkes gibi sizin de Kanada Elçiliği'nin anlaşmalı olduğu tıbbi kurumlardan sağlıklı olduğunuza dair bir rapor almanız gerekir. Sağlık raporu tamamlama işlemi 2-3 hafta kadar sürmektedir, fakat bazen daha uzun süre aldığından, Kanada'da 6 aydan daha uzun süre kalmayı planlıyorsanız, vize başvurunuzu en az 1 ay öncesinden yapmanız gerekir. Kanada, bir çok yönden hastalıklardan arınmaya çalışan bir ülkedir. Bu ülkede 6 aydan daha 311 Faruk Arslan uzun süre kalmayı planlayan herkes, konumu ve vize durumu ne olursa olsun Sağlık Raporu almak durumundadır. Bu rapor, bulaşıcı bir hastalığınız olmadığı konusunda Kanada Göçmenlik Yetkililerini tatmin etmelidir. Bu, sadece sizin değil, aynı zamanda Kanada'da yaşayan tüm insanların bulaşıcı hastalıklardan korunması anlamında düşünülen bir önlemdir. Vize: Önünüzdeki en büyük ve en önemli engel mi? Yurtdışı eğitiminde karşılaşabileceğiniz en önemli engel vizedir ve şu unutulamamalıdır ki bu engeli aşmak herkes için kolay değildir. Herkes için kolay değildir diyoruz çünkü vize alınması şansa, hazırladığınız evraklara, gerçek niyetinize ve daha burada sayılamayacak bir çok nedene bağlıdır. Bu nedenlerde durumunuzu çok kolay, çok zor hatta imkansız bir hale getirebilir. Önceliklerinizi belirlerken vizeyi birinci planda düşünün!Yurtdışında eğitim almayı planlıyorsanız, birinci önceliğiniz gideceğiniz ülkeye vize alıp alamayacağınızı düşünmek olmalıdır. Vize alamayacağınız açıkça belli iken, önceliğinizi vize yerine okul seçimine verirseniz, okul seçimi için boşu boşuna zaman harcamış olursunuz. Vize alamadıktan sonra, doğru bir okul seçmiş olmanız veya kendinizi buna hazırlamış olmanız hiç bir anlam ifade etmeyecektir. Okula kayıt olmakla vizenizi garantilemiş olmazsınız! Bu konunun altını çizerek hatırlatmak istiyorum. Yurtdışında herhangi bir okula kayıt olmakla vizeyi kolaylıkla alacağınızı düşünüyorsanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Vize almak için eğer bir okula kayıt olmak, o okuldan yazı almak, hatta gitmeyi planladığınız ülkeden birilerinin sizi davet etmesi tek başına yeterli olsaydı, şuna emin olun ki, hiç kimse 312 Faruk Arslan kamyon kasalarında veya teknelerde ölümü göze alarak kaçak yollardan yurtdışına çıkma girişiminde bulunmazdı. Peki vizede aranılan temel şart nedir? Vizede aranılan temel şart, sizin niyetinizdir. Eğer, gitmek istediğiniz ülkeye yerleşmek, orada çalışmak, daha iyi bir yaşam kurmak niyetinde iseniz vize almanız neredeyse imkansızdır. Gelişmiş ülkeler, getirecekleri döviz ile ekonomilerine katkıda bulunacak kişilerin ülkelerine gelmesini istemektedir.Vize almada en önemli gösterge, sizin veya ailenizin maddi gücüdür. Ekonomik gücünüz iyi ise, vize almanızda bir sorun yaşamamanız gerekir. Ekonomik gücünüz yeterli değilse, vize almanız o ölçüde güç olabilir.Vize almanız esnasında bu niyetinizi (ben dil kursuna gitmek istiyorum, ingilizce öğrenmem gerek, ülkenizi çok merak ediyorum, şöyle bir gezmek istiyorum vs) demek yeterli değildir. Niyeti gerçekten böyle olan da, olmayan da buna benzer şeyler söylemektedir. Niyetinizin ne olduğunu, vize başvurunuz sırasında ilgili konsolos sizi sorgulayarak öğrenmeye çalışacaktır. Aslında birinin gerçek niyetini ortaya çıkarmak, işini iyi bilen vize görevlisi için çok kolaydır. Türkiye'de işi olmayan, iş bulması kolay olmayan ve parası olmayan birinin vize almak için gösterdiği amaç ne olursa olsun vize alması mümkün değildir. Niyetinizi ortaya çıkarmak için sıkça sorulan sorular şunlardır: Para; yurtdışına ister turistik ister eğitim amaçlı gidin, bu amacınızı gerçekleştirmek için ekonomik gücünüzün çok iyi olması gerekir. Paranız var ise dünyada size kapısını açmayacak ülke yoktur. Çünkü her ülke, ekonomilerine döviz kazandıracak yabancıların gelmesinden memnuniyet duyar. Ancak paranız yok ise, bu durumda gideceğiniz 313 Faruk Arslan ülkenin ekonomisine yük olacaksınız demektir, bu da vize alamamanız için geçerli bir sebep olarak kabul edilir. Amaç;gitmek istediğiniz ülkeye hangi amaç ile gitmek istiyorsunuz? Turistik gezi için gidiyorsanız, neden bir başka ülkeye gitmiyorsunuz? Turist olmak için maddi gücünüz ne kadar? Daha önce yurtiçinde veya yurtdışında nerelere yerli veya yabancı turist olarak gittiniz? Eğitim amacı ile gidiyorsanız, Türkiye'de mezun olduğunuz okul ve bölüm ile, yurtdışında eğitim almayı düşündüğünüz okul arasında ilişki var mı? Örneğin, kuaför iseniz ve İngilizce kursuna gidiyorsanız, İngilizce öğrenmek sizin için neden bu kadar önem taşıyor? İşiniz; Türkiye'de ne iş yapıyorsunuz? En son hangi işte çalıştınız? Çalıştığınız işte sigortanız var mı? Çalıştığınız işyeri, amacınız ile ilgili mi? Örneğin bir muhasebecide çalışıyorsanız ve İngilizce kursuna gitmek istiyorsanız, muhasebe ile İngilizce arasında ne tür bağlantı var? İngilizce öğrenmek muhasebe mesleğinde ne kadar gerekli? Eğitim; okulunuzdan ne zaman mezun oldunuz? Hangi okuldan mezun oldunuz? Mezun olduğunuz eğitim dalının Türkiye'deki iş bulma olanakları nelerdir ve is bulmanız kolay mıdır? Şu anda mezun olduğunuz bölüm ile ilgili bir iş yapıyor musunuz? Okuldan mezun olduktan sonra hangi işlerde çalıştınız? Mezun olduğunuz dalda Türkiye'de yeterli iş alanı yoksa vize almanız bir hayli zor olacak demektir. Maddi Durum; amacınızı gerçekleştirecek maddi gücünüz var mı? Aylık kazancınız ne kadar? Örneğin turist olarak Amerika'ya gidiyorsanız ve ayda 500 Milyon TL kazanıyorsanız, size zar zor yetecek bu gelir ile, ABD'ye turist olarak gitmek sizin için fazlasıyla lüks değil mi? Eş-akraba-tanıdık; gideceğiniz ülkede tanıdık ve akrabalarınız var mı? Eğer, 314 Faruk Arslan oraya yerleşik akrabanız varsa maddi durumları oldukça iyi ve ödedikleri vergiler çok yüksek olmadığı sürece vize almanız çok zor. Vize görevlisi, oraya yerleşen akrabanız gibi sizin de aynı şekilde oraya yerleşeceğinizi düşünecektir. Ailevi durum; aileniz ne iş yapıyor, kaç kardeşsiniz, ailenizde geçimi kimler sağlıyor, anneniz, babanız kardeşleriniz ne iş yapıyor? Evli iseniz, eşiniz ne iş yapıyor? Eşiniz şu anda nerede oturuyor, kaç çocuğunuz var?Bölgesel ayrımlar; Türkiye'de bazı yerlerden olanların vize almaları oldukça zordur. Örneğin Aksaray, Kahramanmaraş gibi İngiltere'ye çok göç veren yerlerden başvuranların İngiltere için vize almaları biraz zor olabilir. Vize almada bazı küçük ipuçları verelim.Bankada yüklü miktarda para gösterin. Ne kadar nakit kullanılabilir paranız varsa bunu ispatlamalısınız. Tüm paranız tek bir hesapta ve tek bir bankada olmalıdır. Örneğin bir bankada 3 Milyar, diğerinde 4 milyar diğerinde 5 milyar TL gösterip, benim 12 Milyar liram var diyemezsiniz. Bu paralarınızın tamamını toplayıp tek hesapta göstermeniz gerekir. Ayrıca, göstereceğiniz hesabınız uzun zamandır işleyen ve giriş-çıkış niteliğinde hareketler olan bir hesap olmalıdır. Örneğin, vize başvurunuza bir kaç hafta kala bankaya birden bire para yatırmış olmanız, bu parayı birilerinden borç aldığınızı gösterir. Eğitiminiz amacınız ile ilişkili olmalıdır.Örneğin 2 yıllık bir yüksekokulun, seramik bölümünden mezun iseniz ve yurtdışında İngilizce öğrenmek istiyorsanız, neden İngilizce öğrenmek istediğiniz konusunda mantıklı nedenleriniz olmalı. (İngilizce çok popüler bir dil, günümüzde herkesin bilmesi gerekir) gibi açıklamalar yetersizdir. Nedenleriniz mantıklı ve kabul edilebilir 315 Faruk Arslan olmalıdır. Mezuniyet tarihinizle vize başvurunuz arasında ne iş yaptığınızı ispatlamanız gerekir Eğer, okuldan yeni mezun olduysanız sorun yok, ancak bir kaç yıl önce mezun olduysanız ve halen işsizseniz, bunu açıklamanız gerekir. Konuşurken inandırıcı ve sakin olun.Vize amiri size sorularını, bir kaç defa ve her defasında farklı şekillerle soracak ve yalan söyleyip söylemediğinizi ortaya çıkarmaya çalışacaktır. Bu nedenle cevaplarınızı sakin bir şekilde vermelisiniz. Cevaplarınız mantıklı ve kabul edilebilir olmalıdır. Vize görevlisi sizi sinirlendirebilecek soruları yöneltebilir. Size yöneltilen sorular ne kadar sinir bozucu veya mantıksız olursa olsun, sakince cevap verin. Adım Adım Öğrenci Vizesi Başvurusu şöyle olmalı. 1. Adım : Öğrenci vize başvuru formlarını almak öğrenci vize formunu ülkenizdeki Kanada Konsolosluğu, Yüksek Komisyon ya da Kanada Eğitim Merkezi'nden alabilirsiniz. Başvuru formu ve gerekli olan diğer dokümanlar en yakın vize ofisine verilmelidir. Yanlızca ABD vatandaşları ya da göçmenleri, St-Pierre ve Miquelon vatandaşlari, ya da Kanada'da çalışan ya da öğrenci izni olan kişilerin bakmakla yükümlü olduğu yakınları, Kanada sınırlarında öğrenci vizesi alabilirler. 2. Adım : Gerekli olan dokümanların tamamlanması.En önemli konulardan birisi, öğrencinin başvurusu için gerekli olan dokümanlarin tamamının eksiksiz verilmesidir. Eksik dokümanlar vize alma sürecinin uzamasına sebep olabilir. Öğrenci vizesi başvurusunda bulunması gereken evraklar aşağıdaki gibidir: I. Kimlik Belgesi: Süresi geçmemiş ve geçerli pasaportun fotokopisi, seyahat belgesi ya da 316 Faruk Arslan başvuru sahibinin vizenin verildiği ülkeye tekrar geri döneceğini gösteren kimlik kartı ve tüm aile fertlerinin isim ve doğum tarihlerinin arkasında yazılı olduğu 4 adet yeni vesikalık fotoğraf (2" x 2.5") gereklidir. Vize memuru orijinal pasaportu ya da seyahat belgesini görmek isteyebilir ve eğer gerekliyse bunu belirtir. II. Maddi durumunuzu ve Kanada'da bulunacağınız süre boyunca yaşam ve eğitim giderlerinizi karşılayabilmeye yeterli gelirinizin bulunduğunu gösteren belgeler ile bir yıllık giderleriniz ve dönüş biletinizi karşılamak üzere, kalacağınız her yıl için 10,000 Kanada doları gereklidir. Maddi durumunuzu belgeleyecek dokümanlar, banka hesabınız ya da paraya çevrilebilen banka havalesi, son altı ay içinde yapılan banka işlemleri ya da okul ve konaklama giderlerinin ödendiğine dair belgeler olabilir. (Okul giderlerine ek olarak yanınıza alacağınız 10,000 Kanada doları akademik yıl boyunca yapacağınız harcamalar için yeterli olacaktır.) III. Kendi ülkenizde sağlık kontrolünden geçmek: Sağlık kontrolü ülkede 6 aydan daha uzun süre kalacak kişiler için gerekmektedir. Sağlık kontrolü öğrenci izni almak için gereken sürenin bir kaç hafta daha uzamasına sebep olabilir. 6 aydan daha kısa süreliğine gitmeniz gereken durumlarda da sağlık kontrolünden geçmeniz gerekebilir. Bu durumlarda, vize memuru sağlık kontrolünden geçip geçmemeniz gerektiğine karar verip size sağlık evrakları ve bunların nasıl doldurulması gerektiği hakkında bilgi verecektir. IV. Eğitim kurumundan alınacak kabul belgesi: Kabul mektubunda bulunması gereken bilgiler: isim, doğum tarihi, posta adresi, öğrencinin kabul edildiği program, derslerin başlama tarihi, programa en son kayıt tarihi, hangi akademik yilda öğrencinin programa başlayacağı, 317 Faruk Arslan kursun yarım gün ya da tam gün olduğunun bilgisi, okul ücreti, kabul ile ilgili diğer belgeler, özel okullar için öğrenciyi kabul eden okulun kimliği, ve lisans bilgisidir. Bu mektubun okul yetkilisi tarafından imzalanması gerekmektedir. V. Eğer yetişkin değilseniz (18 yaşından küçükseniz ancak yaş sınırı eyaletten eyalete göre değişebilir), Kanada'da size velayet edecek bir kişinin olması gereklidir. Ayrıca anne ve babanız ya da kendi ülkenizde size velayet eden kişi tarafından imzalanmış noter tasdikli izin kağıdı ve gerektiğinde anne ve baba yerine acil durumlarda, sağlık müdahalesi gerektiğinde karar verebilecek Kanada'da size vekalet edecek kişi tarafından imzalanmış noter tasdikli izin kağıdı istenir. Daha küçük yaştaki öğrenciler için, sorumlu kisinin yanlizca acil durumlarda degil ayrica çocugun günlük bakim ve gözetlenmesinden de sorumlu oldugunu içeren daha genis bir deklarasyon gereklidir. 3. Adım :Vize ofisine başvuru. Öğrenci vize başvuru formunu doldurduktan ve gerekli olan diğer dokümanları da tamamladıktan sonra öğrenci vizesi tutarıyla size en yakın vize ofisine başvurabilirsiniz. Vize memuru başvurunuzu incelediğinde Kanada Göçmenlik Yasa ve Mevzuatına göre gerekli şartlari yerine getirdiğinize emin olup, Kanada'da sadece geçici bir süre icin kalacağınıza kanaat getirmelidir. Bütün gereken şartlara sahipseniz ve Kanada vize memuru sizin "bona fide-eğitim alıp geri dönecek öğrenci" olduğunuza kanaat getiriyorsa, size öğrenci vizesini - Kanada'ya girişinizde göstereceğiniz dokümanı - verecektir. öğrenci vizeniz egitim gördüğünüz süre boyunca geçerlidir, lütfen pasaportunuzun kalacağınız süre içindeki geçerliliğini kontrol ediniz. Unutmayın; altı aydan kısa süreli eğitim programları için öğrenci iznine 318 Faruk Arslan gereksinim yoktur. Sadece öğrenci vizesi alır, bir defalık kulanırsınız. Eğer 6 aydan fazla bir eğitim kuruluna kabul aldıysanız sağlık raporuyla birlikte öğrenci iznine başvurmanız gerekir. Kanada’ya geldikten sonra vizeniz bitmeye bir ay kala Alberta Vegreville merkezine göndereceğiniz kabul belgelerine göre vizenizi uzatabilirsiniz. (40) Kanada Deneyimi Sınıfı - Canadian Experience Class (CEC) oldukca yeni bir kategori. Bu sınıf göçmenlik iki grup insanı kısa yoldan göçmen yapmayı hedef almış bir programdır. 1. Eğitimini Kanada’daki okullardan birinde tamamlayanlar (International Graduates): Kanada’da en az iki yıllık bir mesleki okul bitiren ögrenciler okul bitiminden itibaren üç ay içinde “post graduate work permit” (mezuniyet sonrası çalısma vizesi) basvurusu yapıp üç yıl surely “çalısma vizesi” alabilirler. Bir yıl mezun oldugu konu ile ilgili çalıstıktan sonra aynı sektörde bir isverenden “indeterminate” (kesin olmayan, belirsiz) ibaresi bulunan bir iş teklifi almaları durumunda, bu teklifle göçmenlik müracaatında bulunabilirler. Parasız kalan yabancı öğrenci çaresiz değildir. Kanada'nın Göçmenlik Kanunu olan "Immigration and Refugee Protection Act"te "Humanitarian Reasons"(İnsani nedenler) diye bir bölüm vardır. Buna göre Kanada'da okula giden yabancı öğrenci parasız kaldığında bu soruna geçici olarak çözüm getirilir. Şöyle ki; Elinde olmayan sebeplerle "parasız kalan" öğrencinin içinde bulunduğu eğitim dönemini bitirebilmesi için geçici "open work 319 Faruk Arslan permit" verilir. Verilen çalışma vizesi öğrencinin tüm eğitiminin sonuna kadar değil, study permit'i süresince değil, sadece ve sadece içinde bulunduğu dönem için verilir. (41) Kanada’ya gelen biri ya eğitim amaçlı öğrenci veya ziyaretçi olarak vize alır. Göçmenliğe müracaat eden kişinin geçici vize ile Kanada'ya gelmesinde ya da Kanada'ya geçici vize ile gelecek kişilerin Kanada'ya göçmen olma niyetleri olması nedeni ile vizelerinin reddedilip reddedilmeyeceği vize görevlisinin aşağıdaki konularda ikna edilmesine bağlıdır. 1.Kısa dönem geliş niyetinin sonucu ne olursa olsun Kanada'da kalmak olmadığına 2.Geldiken sonra yaptığı göçmenlik müracaatının kabul olmaması durumunda ülkesine geri döneceğine Kısaca yasanın yönlendirmesine göre davranacağınıza vize görevlisini ikna etmeye bağlıdır. Kanada içinde iken başvurduğu vize uzatma işlemini vize bitiminden önce yapmış öğrenciler Kanada'da kaldıkları sürece yeni vizeleri gelene dek öğrenciliklerine devam edebilirler. (42) Bu süre içerisinde Kanada'yı terkeden öğrenciler tekrar vize almalıdırlar. Ziyaretçi vizesi, öğrenci vizesi ve işçi vizesi ile Kanada'ya gelmiş kişiler vizelerinin süresi bittikten sonraki 90 gün içinde vize uzatma işlemini yapabilirier. (43) 90 günü de geçirirlerse vize yenileyebilmek için ülkeyi terketmek durumundadırlar. ZİYARETÇİ VİZESİ Kanada'da 12 hafta veya daha kısa bir süre eğitim almak niyetindeyseniz, işadamı veya turist iseniz size kısa 320 Faruk Arslan süreli ziyaretçi vizesi verilir. Yukarıda sayılan vize evraklarını hazırlamanız bu vize başvurusu için yeterlidir. Bu durumda, vizeniz ortalama 3 iş günü içinde onaylanır. Bu vize, kesin tarihler ile sınırlıdır, Kanada'da eğitiminizi devam ettirmek isteseniz dahi vizenizin uzatılması mümkün değildir. Öğrencilik haliniz devam etse bile, vize süresi sonunda Kanada'dan kesinlikle ayrılmanız gerekir. Turist Vizesi İçin Gerekli Dokümanlar şunlardır: Öğrenci 18 yaşın altında iseniz anne ve babadan izin belgesi .Okuldan alınmış yeni tarihli kayıt mektubu (acceptance letter).Aile işveren ve ya bordrolu çalışıyorsa: Gayrimenkul tapu fotokopisi -Hesap cüzdan fotokopisi -Ticari sicil gazetesi fotokopisi.Yeni tarihli faliyet belgesi (ticaret ve sanayi odası veya kayıtlı bulunan meslek birliğinden) -Vergi levhasının fotokopisi (vergi levhası zarar veya yeni tescil ise; şirketin banka hesap cüzdan fotokopileri ve bilançosu). İmza sirküleri Konsolosluğa hitaben yazılmış dilekçe.(antetli kağıda ve imza sirkülerinde imza yetkisi olan kişi tarafından) Bordrolu Çalışanlar: Ticaret sicil gazetesi fotokopisi.Yeni tarihli faliyet belgesi (ticaret veya sanayi odası veya kayıtlı bulunan meslek birliğinden). Sigorta işe giriş bildirgesi (SSK giriş bildirgesi; tekrar ve yeni işe giriş ise eski SSK işe giriş bildirgesi).İşverenden şirket tanıtımı ve izin belgesi (ilgili konsolosluğa hitaben ve şirketin imza sirkülerinde imza yetkisi olan kişi tarafından, tarihli yazılmış). Şirketin imza sirküleri .Vergi levhasının fotokopisi (Vergi levhası zarar veya yeni tescil ise; şirketin banka hesap cüzdan fotokopileri ve bilançosu).4 aylık sigorta bildirgesi .Son üç aylık bordro .Hesap cüzdan fotokopisi .Kredi kartları fotokopisi.Gayrimenkul tapu fotokopisi. Sağlık sigortası 321 Faruk Arslan fotokopisi. İşverenler İçin: İmza sirküleri -Ticari sicil gazetesi fotokopisi -Hesap cüzdan fotokopisi -Gayrimenkul tapu fotokopisi .Vergi levhasının fotokopisi (vergi levhası zarar veya yeni tescil ise; şirketin banka hesap cüzdan fotokopileri ve bilançosu) .Yeni tarihli faliyet belgesi (ticaret ve sanayi odası veya kayıtlı bulunan meslek birliğinden) .Konsolosluğa hitaben yazılmış dilekçe (antetli kağıda ve imza sirkülerinde imza yetkisi olan kişi tarafından, tarihli yazılmış) Ev Hanımları: Gayrimenkul tapu fotokopisi .Hesap cüzdan fotokopisi .Eşi çalışıyor ise veya işveren ise yukarıda geçen ilgili belgeler eklenmelidir. Konsolosluğa hitaben yazılmış dilekçe. Emekliler: Emekli cüzdanı fotokopisi . Sağlık karnesi fotokopisi .Gayrimenkul tapu fotokopisi .Banka cüzdan fotokopisi . Konsolosluğa hitaben yazılmış dilekçe. Ziyaretçi vizesi almanın en kolay yolu Kanada’dan bir şirketden veya şahıstan davetiye mektubu almaktır. Kanada’da ABD’de olduğu gibi işadamı ile turistler ayrı değerlendirilmiyor. (44) Buraya kadar okuduğunuza göre başvuru yapmakta çok ciddisiniz. Siz galiba gerçekten göçmen olmak istiyorsunuz, o zaman sıra puanınız hesaplayacağınız göçmenlik rehberine geldi. 322 Faruk Arslan 323 Faruk Arslan Onuncu Bölüm GÖÇMENLİK BAŞVURUSU REHBERİ Anlaşıldı, başvuru yapmakta ısrarlısınız. Gereken uyarıları yaptığıma göre benden günah gider. Kanada'da göç edenlerin çoğunluğu 'Nitelikli Göçmenler' dir. Bu kişiler eğitim, dil yetenekleri, yaş, iş deneyimi ve benzeri faktörlere göre değerlendirilmişlerdir. Başvurulan kişilerde arana özellikler için her kritere göre belirli puanlar verilir ve eğer aday toplamda 67 puana ulaşırsa Kanada'ya göç etmeye hak kazanır. İşlemler 15 ay ile 20 ay arasında gerçekleştirilmektedir. Kanada'ya göçmen olarak gelen kişiler son dört yılda 1095 gün Kanada'da ikamet ettikten sonra Vatandaşlık müracaatı yapmaya hak kazanırlar. (45) Vatandaşlık almadan Permanent Resident olarak kalmak isteyenlerin Kanada'da ikamet etmesi gereken süre her beş yılda 730 gündür. Göçmenler üç değişik yoldan ve bunlara bağlı kurallar dahilinde ülkeye kabul edilmektedirler. Bu üç tip: aile birleşimi, ekonomik gelişim ve korunan mültecilerdir. Aile göçmenliği: halen Kanada’da yaşayan aile bireyi tarafından sponsor edilen aile bireylerini kapsar. Bireysel göçmenlik: belirli iş kollarına girenler ya da Kanada’ya fayda getirecek yatırımı olanlardır. Kendileri ya da Kanada’da yaşayan uzak akrabaları vasıtasıyla başvurabilirler. Mültecilik: Kanada tarafından korunmak isteyen kişilerdir. Göçmenlik anlaşması: seçilmiş ülkelerde olanlar ya da Göçmenlik ve Mülteci Kurulu tarafından tanınan, İnsanlık 324 Faruk Arslan planı: mülteci gibi olanlardır. İnsanlık ve toplum politikası dahilindeki diğer göçmenlikler kurallar dahilinde düzenlenmektedir. Bunlar şu şekillerde düzenlenmiştir: Kanada’da yardım ile yaşayanlar, geçmiş mülteci başvuruları ve kayıtsız mülteciler. göçmenler kendi branşlardaki sağlık ve güvenlik kuralları olduğu kadar branşın gereksinimlerini de karşılamalıdırlar. Başvuranlar Kanada içi ve dışındaki sabıka kayıtları ile karşılaşmakta ve bunlar sonuçlanana kadar işleme girememektedirler. Kişiler başvurularını başvuru formları ile Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Dairesine yapabilirler. Her kategori için farkı başvuru formu bulunmaktadır. Kanada hükumeti tarafından alınan göçmenlik başvuru ücretleri: Tüm ücretler Kanada Dolarıdır Göçmenlik Ücreti Ülkeye giriş ücreti $975; Devamlı yaşamak için yapılan başvuru müracat ücreti 19 yaş ve üstü başvuran kişi için alınan ücret $500; Eş ve ya nişanlı için başvuru $500; Başvuran kişi ya da yakınının 19 yaş ve altında yanında gelen kimse için ödenen ücret (eş ya da nişanlı değil) $100; İş başvuru (Business Applicant) $1,050’dır.A38(1) Giriş - Konsey başvurusu $275;İş başvurusunda aile için alınan ücret $400’dır. Bireysel Göçmenlik bağımsız göçmen kendi insiyatifi ile davamlı yaşamak için başvuran kişi demektir. Bu kişiler Kanada ekonomisine katkıda bulunabilecek özelliklerde oldukları taktirde değişik kategorilerde seçilmektedirler. Bu sınıfa teknik bilgisi olan çalışanlar, girişimciler, yatırımcılar ve kendi işini yapanlar girerler. Quebec için göçmenler eyaletin seçimlerine göre olmaktadır. Bununla birlikte federal hükümet göçmen kişinin başvurduğu kategori için güvenlik, sağlık, sabıka ve diğer nedenlerden 325 Faruk Arslan seçilmesinde sorumludur. Quebec dışındaki eyaletlerde federal seçim uygulanmaktadır. Bireysel göçmenler için kategoriler nelerdir? Özellikli çalışan kişiler, Kanada’daki iş marketine göre, mesleklerine ve deneyimlerine göre seçilmektedirler. Bu kimselerin meslekleri ,Genel Meslekler Listesinde gösterilmiş olmalı ya da Kanada’lı bir işveren tarafından iş teklifi almış olmalıdırlar (işveren Kanada İnsan Kaynakları’na iş için Kanadalıların özelliklerinin yeterli gelmediğini ve teklifi verdiği kişinin bu pozisyona tam oturduğunu belgelemesi gerekmektedir. Bunun için gazeteye bir ay ilan verilir. Belirtilen özellikte eleman bulunamadığı ispatlanır). Bu şekilde gelecek kişinin kolayca iş bulacağı ve hiçbir Kanada vatandaşını işinden etmeyeceği garanti altına alınacaktır. Aynı zamanda bu kişiler mesleklerinde en azından bir sene deneyimli olmalıdırlar. Öğrenim, mesleki eğitim ve İngilizce ve/ve ya Fransızca bilgisi önemli faktörlerdir. Başvuran kişi eğer 21-44 yaşları arasında ise yaş puan sisteminden 10 tam puan almaktadır, 49 yaş üzerindekilere puan verilmemektedir. Özellikli çalışanların sayısı neredeyse son yıllarda Kanada’daki göçmenlerin yarısını oluşturmaktadır. Akraba yardımıyla başvuranlar, çalışmak için gelmek isteyenlerden, Kanada’da akrabası yaşayanlar ekstradan 5 puan almaktadırlar. Mutlaka Kanada dışından başvurmalı ve göçmen seçim kriterlerine uygun gelmelidirler. Akraba yardımı ile başvuranlar aile sınıfına girmeyen 19 yaş ve üzeri erkek ve kız çocukları, kız ve erkek kardeşler, yeğenler, kuzenlerdir. Bu kategoriye aynı zamanda teyze, hala, yenge, amca, dayı ve enişte de girmektedir. Eğer Kanada da yaşayan kimse ile akrabalıklarını onaylatırlarsa puan baraji 70 yerine 65 326 Faruk Arslan puan olacak ve bu puanlamayla başvurabileceklerdir. Kanada'da herhangi bir şekilde ziyaretçi statüsünde bulunuyorsanız ve burada daimi olarak yerleşmeye karar verdiyseniz göçmenlik için Kanada içerisinden başvuramazsınız. Öğrenci yada ziyaretçi olarak Kanada'da bulunan kişiler de göçmenlik başvurusunda bulunan diğer bireyler gibi ülkelerinden başvurarak normal süreci takip etmeli, kabul edilebilmek için seçim ölçütlerini karşılıyor olmalıdır. Bu üç farklı kategori şu şekildedir: Göçmenlik başvurularının değerlendirilmesi başvuruya göre değişir. Değerlendirme süreci, başvuru sahibi müracaat formu ve gerekli belgeleri eksiksiz olarak teslim ettiğinde başlar. Değerlendirme süreci elçiliklerdeki başvuru yoğunluğu ile de ilgilidir. Türkiye'deki Kanada Büyükelçiliği'ne göçmenlik için yüksek oranda müracaat edildiğinden değerlendirme süresi uzayabilmektedir. Her kriter belli miktardaki puanlarla belirlenmiştir. Başvuran kişinin Bağımsız Göçmen olarak seçilmesi için genellikle 67 puan alması gerekmektedir. Vize görevlisi, başvuran kişinin 67 puan alamamasına rağmen Kanada’da başarılı olacağına inanması durumunda bu kişiye göçmen vizesi verebilir. İngilizce veya Fransızca bilen ve en az dört yıl çalışma tecrübesi olan Üniversite mezunları Kanada Göçmenlik Kanunlarının ön görmüş olduğu şartlara uygun olmakta ve Göçmenlik hakkını kazanabilmektedirler. Ayrıca; Phd / Master degree, Üniversite mezunu eş, "Basic Level" Fransızca, Kanada'da bulunan yakın bir akraba veya Kanada'dan alınacak bir Job Offer' da puan yükseltici faktörler olmaktadır. 327 Faruk Arslan PUANLAMA SİSTEMİ Puan Kategorileri ; Eğitim ;Yabancı dil bilgisi (İngilizce ve/veya Fransızca); İş deneyimi ; Yaş ; Adayın Kanada'da iş bulmuş olması ; Adaptasyon (Adayın Kanada'da daha önce çalışmış yada okula gitmiş olması, iş bulmuş bir akrabasının olması ve eşinin eğitimi) EĞİTİM FAKTÖRÜ (En fazla 25 puan alınabilir.) En son bitirdiğiniz eğitim kurumuna ve eğitim aldığınız yıl sayısına göre puan verilir. Birden fazla eğitim diplomanız varsa, en yüksek puana sahip diplomaya göre puanlandırılırsınız. EĞİTİM DİPLOMALARI Yüksek Lisans yada Doktora diploması VE en az 17 yıl, tam zamanlı yada zamanlıya denk eğitim görmüş olmak. 25 İki yada daha fazla sayıda lisans diploması VE en az 15 yıl, tam zamanlı yada tam zamanlıya denk eğitim görmüş olmak. 22 Üç yıllık eğitim diploması, usta yada çıraklık belgesi VE en az 15 yıl, tam zamanlı yada tam zamanlıya denk eğitim görmüş olmak. 22 İki yıllık eğitim lisans diploması VE en az 14 yıl, tam zamanlı yada tam zamanlıya denk eğitim görmüş olmak. 20 İki yıllık eğitim diploması, usta yada çıraklık belgesi VE en az 14 yıl, tam zamanlı yada tam zamanlıya denk eğitim görmüş olmak. 20 Bir yıllık eğitimle lisans diploması VE en az 13 yıllık, tam zamanlı yada tam zamanlıya denk eğitim görmüş olmak. 15 Tek yıllık eğitim diploması, usta yada çıraklık belgesi VE en az 13 yıl, tam zamanlıya denk eğitim 328 Faruk Arslan görmüş olmak. 15 Tek yıllık eğitim diploması, usta yada çıraklık belgesi VE en az 12 yıl, tam zamanlı yada tam zamanlıya denk eğitim görmüş olmak. 12 YABANCI DİL FAKTÖRÜ ( En fazla 24 puan alınabilir.) Kanada'da 2 resmi dil vardır: İngilizce ve Fransızca. Puanlamada, bu dillerin her ikisi ya da herhangi birindeki okuma, yazma, konuşma ve dinleme yetileri ölçülür. Hangi dilde daha iyi iseniz, o dil İlk Resmi Dil'iniz olarak kabul edilir. Daha az yeterli olduğunuz yada hiç bilmediğiniz dil ise, İkinci Resmi Dil'iniz olur. Yabancı Dil Faktörü ile kazanılan puanlarda aşağıdaki kıstaslar geçerlidir. İLK RESMİ DİL Yeterlilik Yük Orta sek Düş Hiç ük* Konuşma 4 2 1 0 Dinleme 4 2 1 0 Okuma Yazma 4 2 1 0 4 2 1 0 329 Faruk Arslan İKİNCİ RESMİ DİL Yeterlilik Konuşma Dinleme Okuma Yazma Yüksek 4 4 4 4 Orta 2 2 2 2 Düşük* 1 1 1 1 Düşük Yeterlilik durumunda en fazla toplam 2 puan verilir. Yabancı dildeki yeterliliğinizi ispatlamak için, ya Kanada Devleti tarafından onaylanmış bir sınava (IELTS, TOEFL) girmeniz yada yeterliliğinizi ispat eden başka bir bilgi sunmanız gereklidir. Bizim önerimiz Kanada devletinin onayladığı bir sınava girmenidir. Sınavda daha güvenilir bir sonuç elde edileceği için, başvurunuz yabancı dilde yetersizlik yüzünden göçmenlik memuru tarafından reddedilmesi olasılığı ortadan kalkacaktır. Dil yeterliliğiniz konusunda sınava girmektense, başka bir belge sunmayı yeğlersiniz, danışmanlarımız bu belgelerin neler olabileceği konusunda da sizi yönlendirecektir. İŞ DENEYİMİ FAKTÖRÜ ( En fazla 21 puan alınabilir.) Kanada Ulusal Meslekler Listesi'nde, "Meslek Türü 0- İşletme" "Meslek Düzeyi A" yada "Meslek Düzeyi B" kategorilerinden birinde yer alan bir meslekte çalıştığınız yıl sayısına göre, en fazla 21 puan kazanabilirsiniz. 330 Hiç 0 0 0 0 Faruk Arslan İş deneyimi faktöründen alınabilecek puanlar aşağıdaki gibidir. Çalışılan Yıl Bir Yıl İki Yıl Üç Yıl Dört yada daha çok yıl Puan 15 17 19 21 YAŞ FAKTÖRÜ ( En fazla 10 puan alınabilir.) Bu kategoride alacağınız puanlar, kaç yaşında başvurduğunuza göre belli olacaktır. Buna göre: Yaş 16 ve daha küçük 17 18 19 20 Puan 0 2 4 6 8 10 (en 21-49 fazla) 50 51 52 53 54 ve daha büyük 8 6 4 2 0 ADAYIN KANADA'DA İŞ BULMUŞ OLMASI 331 Faruk Arslan FAKTÖRÜ (En fazla 10 puan alınabilir) Bu faktörden puan alabilmek için, Kanada'dan kalıcı bir iş teklifi almış olmanız ve işi kabul edip bu işte kalmaya istekli ve buna yeterli olmanız gerekmektedir. Ayrıca, aşağıdaki durumlardan birisi size uygun olmalıdır: 1. Kanada Dışında Yaşarken İş Teklifi Almak Kalıcı yerleşimci vizesi verilmeden önce, Kanada'da çalışmak gibi bir niyetiniz yok ise ve geçici çalışma izni sahibi değilseniz, İş veren, kalıcı yerleşimci vizesi verilirse, sizi sınırsız bir süre için işe almayı teklif etti ise İş teklifiniz, HRDC tarafından uygun bulunmuş ise. 2. Geçerli Bir Çalışma İzni'yle Kanada'da Çalışmak HRDC tarafından onaylanmış geçici çalışma izniyle çalışma süresi en az bir yıldır Halihazırda söz konusu işte çalışıyorsanız, Çalışma izniniz başvuru tarihinden sonra en az 12 ay süreyle daha geçerli ise, İşveren, kalıcı yerleşimci vizesi verilirse, sizi sınırsız bir süre ile işe almayı teklif etti ise, 3. HRDC Onayından Muaf Olan Çalışma İzni'yle Kanada'da Çalışmak (Geçici çalışma izniyle, en az bir yıldır) Kanada'da çalışmakta iseniz, Geçici çalışma izniniz, (NAFTA, GATS gibi) uluslararası anlaşmalar gereği yada (Şirket içi personel transferi gibi) Kanada'ya belli bir yarar sağlayacağı için, HRDC onayından muaf ise, Halihazırda söz konusu işte çalışıyorsanız, 332 Faruk Arslan Çalışma izniniz başvuru tarihinden sonra en az 12 ay süreyle daha geçerli ise İşveren, kalıcı yerleşimci vizesi verilirse, sizi sınırsız bir süre ile işe almayı teklif etti ise ADAPTASYON FAKTÖRÜ ( En az 10 puan alınabilir.) Adaptasyon Faktöründe Kanada'ya daha hızlı bir şekilde yerleşebilmenizi sağlayacak çok çeşitli konular değerlendirilir. Aşağıdakilerden biri yada birden fazlasından puan alabilirsiniz, toplam puanınıza 10 puan daha ekleyebilirsiniz. Ancak aşağıdaki durumlardan kaç tanesinin size uygun olduğuna bakılmaksızın, bu faktörden en fazla 10 puan alabileceğinizi unutmayın. Adaptasyon faktörleri şunlardır. Eşinizin eğitimi Kanada'da daha önce çalışmış olmanız Kanada'da daha önce okumuş olmanız Kanada'da iş bulmuş olmanız Kanada'da yaşayan yakın akrabanızın olması 1. Eşinizin Eğitimi (3,4 yada 5 puan) Eğer kanuni eşiniz sizinle Kanada'ya gelmeyi arzu ediyorsa, bu durumdan en fazla 5 puan alabilirsiniz. Tam olarak kaç puan alacağınızı öğrenmek için, Eğitim diplomaları tablosuna bakınız. Eşiniz, eğitimden 12 ile 15 puan arası alıyorsa, size 3 puan eklenir. Eşiniz, eğitimden 20 ile 22 puan arası alıyorsa, size 4 puan eklenir. Eşiniz, eğitimden 25 puan alıyorsa, size 5 puan eklenir. 2. Kanada'da Daha Önce Çalışmış Olmanız (5 puan) 333 Faruk Arslan Siz yada eşiniz Kanada'da en az bir yıl tam zamanlı olarak çalışmış iseniz, bu kategoriden puan alırsınız. 3. Kanada'da Daha Önce Okumuş Olmanız (5 puan) Siz yada eşinizin Kanada'da en az 2 yıl tam zamanlı olarak okumuş olması durumunda, bu kategoriden 5 puan alırsınız. 4. Kanada'da İş Bulmuş Olmanız (5 puan) Yukarıdaki "Adayın Kanada'da İş Bulmuş Olması Faktörü" nden puan almışsanız yada eşiniz Kanada'da iş bulmuş ise, bu kategoriden de 5 puan alırsınız. 5. Kanada'da Yaşayan Akrabanız Olması (5 puan) Kanada'da, aşağıdaki aile bireylerinden biri yaşıyor ise, 5 puan alırsınız: Anne, baba, kız, oğul, torun, kız kardeş/ abla, erkek kardeş/ ağabey, kız yada erkek yeğen, amca, dayı, hala, teyze. İşlerinizi Kanada'da sürdürdüğünüz takdirde, hitap ettiğiniz pazar, Kanada'nın 30 milyonluk nüfusundan çok daha büyük olacaktır: Kanada, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'nı (NAFTA) ABD ve Meksika'nın yanı sıra kabul etmiş bir ülkedir. Dolayısıyla, Kanada'da iş yaptığınızda, GSMH'si 8,5 trilyon dolar olan bir pazara sahip olmuş olacaksınız. 1- Nitelikli Çalışan (Skilled Worker).: Nitelikli çalışan'lar eğitimleri ve iş tecrübeleri ile Kanada'da çalışıp daimi olarak yerleşebilecek kimselerdir. Kanada'da ekonomik açıdan yerleşebileceğini gösterenler Nitelikli Çalışan sınıfı dahilinde göçmen olarak kabul edilir. Başvuranların: gerekli iş tecrübesine sahip olması ; yerleşmek için yeterli mali kaynağa sahip olduğunu ispatlaması ; geçiş notunu alabilmek için altı seçim 334 Faruk Arslan ölçütünden yeterli puan alması gerekir Quebec'e göç etmek isteyenler, bu eyaletin seçim kriterlerini karşılamak zorundadır. Ancak sağlık muayenesi ve sabıka incelemeleri gibi temel kontrollerden federal hükümet sorumludur. Nitelikli çalışan sınıfında göçmenler en az 75 puan toplamalıdır. Kendinizi değerlendirme rehberiyle şansınızı ölçebilirsiniz. Başvuru ücretinin geri ödenmediğini göz önünde bulundurarak kabul şansınız düşükse müracaat etmemek yolunda bir karar verebilirsiniz. Nitelikli çalışan sınıfında göçmenlik Evli iseniz eşiniz yada siz, her ikiniz değil, asıl aday olabilirsiniz. Kimin asıl aday olduğu belli olunca diğer kişi onun tabiiyetinde olur. Aşağıdaki altı faktör doğrultusunda başvuru sahibi kendini değerlendirebilir. Bunlardan en önemlisi meslektir yani tecrübe ve yetkinlik sahibi olduğunuz meslek. Önceden ayarlanmış bir işiniz olmaması halinde mesleğinizin Meslekler Listesinde yer alıyor olması zorunludur. Meslekler, Kanada standartlarına göre değerlendirilir. Birçoğu için lisans belgesi gereklidir ve başvuru formunuzu teslim ederken vasıflarınızın gerekli standartlara uygun olduğuna dair kanıt istenir. Meslekler listesine bakarak çalışmayı planladığınız mesleğin listede olup olmadığına bakıın. Listede yer alan işlerden birinde ücret karşılığı tam-süreli çalıştığınız her yıl için puan alacaksınız. Ancak mesleğinizin listede yer alması yeterli değildir. Yaptığınız işin tanımı ve koşullarının Kanada hükümeti ölçütlerine uyup uymadığını http://cicnet.ci.gc.ca/english/skilled/qual-5- 335 Faruk Arslan 2.html adresinden kontrol edebilirsiniz. Tanım ve görevler belirtildiği gibi değilse tecrübe bölümünden puan alamazsınız. 5. Etmen: Ayarlanmış iş (Arranged employment) (10 puan) "Ayarlanmış iş" Kanadalı bir iş verenin, ilgili iş için gerekli vasıflara sahip bir Kanadalı yada oturma izni sahibi kimse olmadığına dair Human Resources Canada Centre tarafından bir sertifika ile onaylanan garantili bir iş teklifidir. 6.Etmen: Uyum (Adaptability) (maksimum 10 puan) Kabul edilmek için en azından 70 puan almanız gerekir. Vize görevlisi ve sizin kendinize verdiğiniz puanlar arasında farklılık varsa vize görevlisinin değerlendirmesi geçerli olacaktır. 2008 yılında tamamlanan Ankara'dan yapılan Skilled Worker muracaatlarının %30 u 36 ayda %50 i 45 ayda %60 i 53 ayda ve %80 i de 58 ayda tamamlanmış görülüyor. CIC sayfasındaki resmi bigi bu olsa da Skilled worker grubu göçmenlikte 7 yıllık yığılma olduğu ve bu sınıf göçmenlik alarak gelen kişilerin beklediklerinin aksine Kanada'da iş bulamamaları nedeni ile bu grup göçmenlik büyük ölçüde değiştirilmiş, Kanada eğitimi ya da Kanada'dan iş teklifi olmazsa neredeyse olanaksız hale gelmiştir. (46) Eyalet Adayı ( Provincial Nominee) Programı: 26 Eylül 2007 tarihinde yürürlüğe giren bu sınıf adından da anlaşılacağı üzere her eyaletin kendi belirlediği ve 336 Faruk Arslan ihtiyacı olan meslek gruplarını içeren bir programdır. Dört ana grup altında toplanmaktadır. 1. Stratejik Meslekler (Strategic Occupations): Başvuru için kesinlikle iş teklifi gerekmektedir. Bu sınıf dört ana alt gruba ayrılmaktadır: A- Skilled workers: (Kalifiye Elemanlar) Yöneticiler (NOC Skill Type O) Meslek sahipleri(NOC Skill level A) Teknik Elemanlar(NOC Skill level B) Sanat okullarından mezun olmuş ve bu konuda çalışmış olanlar (NOC Skill level B) B- Belirli konulardaki sağlık görevlileri C- Eğitimini Kanada’daki Üniversitelerde tamamlayanlar (International Graduates): Belirlenmiş konularda en az 1 yıl eğitim almış kişiler. D- Az ya da kısmen beceri gerektiren meslek grupları: turizm, yiyecek endüstrisi ve TIR şoförleri. Bu kategori ile ilgili daha fazla bilgiye aşağıdaki internet adresinden ulaşılabilir: 337 Faruk Arslan http://www.aved.gov.bc.ca/provincialnominee/strategicoc cupations/welcome.htm 2. Ticari Sınıf Göçmenlik (Business Immigrants): BC eyaletinde iş kurmak isteyenler için tasarlanmıştır. Bu sınıf müracaatlarda kimlerin, hangi iş kollarında yatırım yapabilecekleri üç ana grupta belirlenmiştir. A- Ticari beceri (Business skills): 1. En az 400.000$’lık yatırım yapmak, 2. En az üç kişiye tam gün iş yaratmak, 3. Şirketin en az üçte bir hissesine sahip olmak, 4. Kuracağı işte yönetici olarak çalışacağını garanti etmek, 5. Kendi ülkesinde aynı iş kolunda çalıştığını kanıtlamak, 6. Kendi ülkesinde en az 800.000$’lık kişisel yatırımı olmak, 7. Kabul edilir bir iş projesi üretmek ve bu projeyi gerçekleştirmek için yeterli miktarda para göstermek. B- Bölgesel yatırımlar (Regional Business): Bu grupta yatırım müracaatı, Kanada dışında halihazırda kurulmuş olan şirketlerin uzantıları olarak yapılabilir. Bu grupta 338 Faruk Arslan yatırım yapacaklar aşağıdaki şartlara uygun yatırım yapmalıdırlar. 1. En az 200.000$’lık yatırım yapmak, 2. En az bir kişiye tam gün iş yaratmak, 3. En az üçte bir hisseye sahip olmak, 4. Kabul edilir bir iş projesi üretmek ve bu projeyi gerçekleştirmeye yeterli miktarda para göstermek 5- Vancouver ve Abbotsford büyük şehir alanları dışında yatırım yapmak. C- Özel önemi olan projeler (Strategic projects): Bu gruptakiler yurtdışında yatırımı olup Kanada’ya işi büyütmek amacı ile yatırım yapmak isteyen şirketlerin müracaatlarını içerir. Bu amaçla açılacak şirketlerde çalışmak için yurtdışından gelecek en fazla 5 kişiye Kanada’ya göçmenlik şansı vermektedir. 1. En az 500.000$ değerinde yatırım yapmak, 2. En az üç kişiye iş vermek. Bu kategori ile ilgili daha fazla bilgiye aşağıdaki internet adresinden ulaşılabilir: http://www.aved.gov.bc.ca/provincialnominee/businessim migrants/categories.htm#businessskills 339 Faruk Arslan Bu konularla ilgili incelenmesi gerekli internet adresleri: www.cic.gc.ca www.healthmatchbc.org www.hrsdc.gc.ca www.servicecanada.gc.ca Citizenship and Immigration Canada (CIC) internet sitesi yoğun bilgiler içermesine rağmen, yeterli ve tam olarak doğru bilgilere ulaşmak mümkün olmamaktadır. Örneğin, Skilled Worker sınıfının niteliği büyük ölçüde değişmiş olmasına rağmen bu değişiklikler açıkça belirtilmemektedir. Bekleme süreleri gerçekleri yansıtmamaktadır. Kısacası Kanada’ya göçmen olarak gelmek son derece nitelikli arastırma gerektiren, oldukça karmasık işlemler sonucunda mümkün olacaktır. Bu nedenle çok sabırla ve doğru yönde araştırma yapmak gerekmektedir. Göçmenlik konusunda federal hükümet ve eyaletler arasında yapılan anlaşmalar sonucu yerleşilecek eyaletler göçmen adaylarını seçmede daha etkin rol oynayabilir. Kanada'ya bir Eyalet Adayı olarak göçmenlik başvurusunda bulunmak istiyorsanız öncelikle bu eyalete başvurmanız gerekir. Eyalet, ihtiyaçlarınız ve yerleşme niyetinizin ciddiyeti bağlamında başvurunuzu değerlendirir. Eyaletlere başvurduktan sonra yerleşim izni için tekrar Citizenship and Immigration Canada (CIC)'ya başvurmanız gerekir. Eyalet Adayları Federal Nitelikli Çalışan Programında kullanılan altı seçim ölçütüne göre 340 Faruk Arslan değerlendirilmez. Eyalet adayı olmak üzere başvurmanız gereken adresler için http://www.cic.gc.ca/english/skilled/provnom/contacts.ht ml adresini ziyaret edebilirsiniz. Başvurunuzu gerçekleştirmeden önce gerekli tüm evrakları tamamladığınızdan emin olun. Müracaatta istenen başlıca belgeler; doğum, evlilik belgeleri, pasaportlar, eğitim ve çalışma, mali kaynaklara dair belgelerdir. Ankara büyükelçiliğinin istediği belgeler, suretleri, gerekli tercümeler vs. konusunda ayrıntılı bilgiye http://www.cic.gc.ca/english/pdf/kits/guides/E37103.pdf adresinden ulaşabilirsiniz. Tüm başvuru belgeler tamamlandıktan sonra ikinci basamak gerekli formları edinip eksiksiz doldurmaktır. Başvuru formlarına http://www.cic.gc.ca/english/skilled/forms.html adresinden ulaşabilirsiniz. Formları yüklemek için Adobe Acrobat Reader'a ihtiyacınız olacak. Formları nasıl dolduracağınıza dair gerekli talimatları http://www.cic.gc.ca/english/skilled/how-3.html adresinde bulabilirsiniz. Gereken başvuru ücretlerini de hesap edip ödeyin, posta ile para göndermeyin. Evrak ve formları tekrar kontrol ettikten sonra sol tarafına ad ve adresinizi yazdığınız başvuru zarfınızı Büyükelçiliğe teslim edebilirsiniz. Kanada Büyükelçiliği Göçmenlik Bölümü (Immigration Section) Cinnah Caddesi, 58 Çankaya, Ankara 06690 Tel: (312) 4092800 Faks: (312) 4092714 Çalışma saatleri Pazartesi: 08:30 -17:45 341 Faruk Arslan Salı: 08:30 -17:45 Çarşamba: 08:30 -17:45 Perşembe: 08:30 -17:45 Cuma: 08:30 -13:00 Pazartesi - Perşembe 09:00 - 11:30 arası halka açıktır. Quebec'e göçmenlik müracaatları aşağıdaki adrese yapılacaktır: Service d'Immigration du Québec c/o Canadian Embassy Autostrade Mezzeh P.O. Box 3394, Damascus (Şam) Suriye Tel: 011-963-11-611-6851 yada 611-6692 Faks: 011-963-11-611-8034 Başvuru ücreti (Processing fee):Kendiniz ve beraberinizdeki her birey için, başvurunuzun reddi halinde geri ödenmeyecek olan başvuru ücreti ödemeniz gerekir. Başvuru ücreti application fee) göçmenlik talebinde bulunan kişi, 22 yaş ve üzeri olmak üzere tabiiyetindekiler ve yaşı dikkate alınmaksızın eş yada yasal partner için 550 CAD. 22 yaş altında aile bireyleri (eş hariç) için 150 CAD'dır. Bu ücretler ödenmediği taktirde müracaatınız değerlendirmeye alınmayacaktır. Oturma izni ücreti (right of landing fee (ROLF)) Ayrıca, başvuru sahibi ve eşi (tabiiyetindeki diğer bireyler değil) müracaatını kabul edilmemesi halinde iade olunan 975 CAD oturma izni ücreti (right of landing fee (ROLF)) ödemelidir. ROLF ödemesi ertelenebilir ancak vize düzenlenmeden önce ödenmesi zorunludur. Başvurunuzu, ücretler ve gerekli belgelerle beraber Ankara'da Kanada Büyükelçiliği'ne gönderebilirsiniz. Mülakata katılmanız yada daha fazla belge sunmanız istenmesi halinde size 342 Faruk Arslan bilgi verilecektir. Sağlık muayenesi, polis kaydı ve dil testleri için de ücretler ödemeniz gerekebilir. Tüm göçmenler sağlık ve güvenlik gerekliliklerini yerine getirmelidir. Başvuru adayları ve tabiiyetinde bulunan 18 yaş üzeri kişiler 6 ay yada daha uzun süreyle kaldıkları her ülkeden 18 yaşından sonrasını kapsamak üzere sabıka kaydı almak zorundadırlar. Sabıkasında suç kaydı olan yada güvenlik açısından risk teşkil edenlerin başvuruları büyük bir ihtimalle reddedilecektir. Elçilik başvurunuzu eksiksiz olarak aldıktan sonra yapmanız gerekenler ve ileriki sürece dair bilgi verecektir. Gerek görülürse size bir mülakat çağrısında bulunacaktır. Başvurunuzun kabulü halinde size Confirmation of Permanent Residence (COPR) verilecektir. Bu belgede kişisel bilgileriniz, fotoğrafınız ve imzanız bulunacaktır. Kanada'ya girerken vizenizle birlikte bu belgeyi de yanınızda bulundurmalısınız. Kanada hükümeti nitelikli çalışan sınıfında göçmenlere mali destek sağlamaz. Tüm göçmen adayları Kanada'ya geldikten sonra kendileri ve beraberlerindekilerin geçimini sağlayacak mali kaynakları olduğunu ispat etmelidirler. Bu parayı başkalarından ödünç alamazsınız. Sahip olmanız gereken miktar ailenin büyüklüğüne göre tespit olunmuştur. Gerekli Aile miktar bireyi sayısı (CAD) 1 9,186 2 11,482 3 14,280 4 17,286 343 Faruk Arslan 5 6 7 ve 19,323 21,360 23,397 üzeri Kanada'da ayarlanmış bir işiniz varsa belirtilen miktarda paranız olduğunu göstermek zorunda değilsiniz. Yanınızda götürmeniz gereken para konusunda yerleşmek istediğiniz bölgenin yaşam giderlerini hesaplamalısınız. Ev bulma ve yerleşme için yeterince para bulundurmalısınız. Beraberinizde 10,000 CAD'dan fazla varsa ülkeye vardığınızda durumu görevlilere bildirin. Yeteneklerinize Kanada'da ihtiyaç duyulup duyulmadığını görmek için Mesleklet Listesini gözden geçirebilirsiniz. Mesleğiniz listede yoksa bu alanda yeterince vasıflı Kanadalı eleman var demektir. Mesleğinizin listede olması Kanada'da bir işi garanti etmez. İş gücü pazarının ihtiyaçları değişebilir. Mesleğinizde Kanada standartlarını karşılamıyor olabilirsiniz ve kendinizi geliştirmeniz gerekebilir. Kanada'da bazı meslekler kamu sağlığı ve güvenliği için resmi denetim altındadır, "regulated" şeklinde tanımlanan bu meslekler arasında sağlık ve eğitim alanları, mühendislikler sayılabilir. Belirli mesleklerde çalışmak için ölçütler, lisans verilmesinde gözetilen kurallar vs. bazı bölgesel kurumlar tarafından belirlenir. Yeterliklerinizin tanınması eyaletlere göre değişebilir. Düzenlenen meslekler dışında kalan işlerde sahip olmanız gereken yeterliklere işverenler karar vermektedir. Kanada'da, düzenlemelere tabi olan yada olmayan meslekler konusunda daha ayrıntılı bilgi için: Canadian Information Centre for International Credentials veya 344 Faruk Arslan Work Destination web adreslerini ziyaret edebilirsiniz. (47) TİCARET KAPSAMLI GÖÇMENLİKLER Kanada, iş amaçlı göçmenleri iş yeteneklerini, deneyimlerini ve işlerini Kanada ekonomisine kazandırmak için ve iş sektörü oluşturmak için teşvik etmektedir. Bu kategori, girişimci, yatırımcı ve serbest çalışan olmak üzere üçe ayrılmaktadır. İş amaçlı göçmenlik için yeterli miyim? Hangi katedoride başvuruyor olursanız olun (girişimci, yatırımcı, serbest çalışan) kişi ve yakınları Kanada Göçmenlik Yasaları ve Düzenlemeri dahilinde vize görevlisini başvurduğunuz kategoriye uygun olduğunuza dair ikna etmelisiniz. Bununla birlikte kişi başvurduğu kategoriler ile ilgili olarak aşağıda sayılan özelliklere uygun olmalıdır. Girişimci Tanım: Başvuran kişi mutlaka Kanada’da iş kurma kurma, satın alma ve ya yatırım yapma niyetinde olmalıdır. Aşağıdaki kriterlere uygun olmalıdır: İş mutlaka ekonomiye kayda değer katkıda bulunmalıdır İş mutlaka Kanada’da bir ve ya birden fazla başvuran kişi ve yakınlarından başkalarına da iş imkanı yaratacak ve devamı gelecek şekilde olmalıdır Kişi mutlaka işin başlamasından sonra da aktif olarak işinin başında kalmalıdır Girişimci mutlaka düzenli olarak Kanada Göçmenlik Dairesine rapor vermelidir Girişimci ve birlikte gelen yakınları Kanda’ya geldikten sonra iki yıl içinde yukarıdaki taleplere uymaları dahilinde Kanada’ya kabul edilmektedirler. Bu talepler yasa ve kurallar olarak geçmekte ve Kanada’ya giriş 345 Faruk Arslan dokümanlarının bir bölümüdür. İşlem takip edilip izlenmekte ve girişimciye bu kurallara uyması konusunda tavsiyeler verilmektedir. Kurallara uymayanlar için ülkeyi terk etmeleri doğrultusunda işlemler başlatılmaktadır. Girişimcilerden yatırım için minimum yatırım miktarı belirlenmemiştir. Bu miktar planlanan işin tipine ve kurulacağı yere göre değişiklik göstermektedir. Bu yatırım miktarının girişimcinin kendisinin ve beraberinde gelenlerin iki sene içinde işlerini kurmalarına ve bu süre içerisinde kendilerine yetecek miktarda olması gerekmektedir. Muhtemel girişimciler Kanada’ya keşif amaçlı olarak gelmeleri için teşvik edilmektedirler. Bu kendilerinin ilk elden kişisel olarak Kanada’da yatırımlarını değerlendirmeleri, yapacakları yatırımın marketi, fiyatı, yaşam ve iş hayatı konusunda bilgi almalarını sağlamaktadır. Böyle bir keşif gezisi yapmak zorunda değilsiniz, ancak pek çok yatırımcı bunu faydalı bulmaktadır. Böyle bir keşif gezisi yapmak için turist vizesine ihtiyacınız olduğunu lütfen unutmayın. BUSSINES CLASS GÖÇMENLİKLER Kanada, bir işe yatırım yapacak yada iş kuracak yetenek ve kaynaklara sahip ticari göçmenler kabul eder. Bu kategorideki göçmenler toplam göçmenlerin %8'ini oluşturur. Ticari göçmen kapsamında üç farklı kategori mevcuttur: yatırımcılar (investors), müteşebbisler (entrepreneurs) ve serbest meslek sahipleri (selfemployed persons). Birden fazla kategorinin şartlarına uyuyorsanız hangisi için başvuracağınızı kendiniz seçebilirsiniz. Bu programların kapsamlarını aşağıda 346 Faruk Arslan okuyarak karar verebilirsiniz. Yatırımcılar ( Investor) : Yatırımcılar, iki yıl süreyle bir işi başarıyla idare etmiş ve en azından 800,000 Kanada doları net kâr elde etmiş olmalıdır. Müracaat edenlerin 400,000 Kanada doları yatırım yapmaları gereklidir, bu miktar Receiver General for Canada'ya ödenecektir. Bu yatırım daha sonra Kanada eyalet ve bölgelerine tahsis edilecektir. Faizi hariç yatırımın tamamı yaklaşık beş yıl sonra yatırım sahibine iade olunur. Bu program, Quebec hariç, eyaletlerden birinde daimi olarak ikamet etmek isteyenler içindir. Yatırımcıların özellikleri şunlardır: Yatırımcıların Kanada'da bir işe başlama şartları yoktur; yatırımlar programa katılan eyalet ve bölgelerce garanti altına alınmıştır; beş yıllık süre zarfında yatırım, eyalet ve bölgelerin kontrolü altındadır; kabulde uygulanan göçmenlik "kayıt ve şartı" yoktur. Quebec'te yatırım yapanlar bu eyalette yaşamak niyetinde olmalıdır. Federal programda olduğu gibi Quebec'e yatırım yapmak isteyenler 400,000 Kanada doları yatırım yapmaları ve kendi çabaları sonrası 800,000 Kanada doları net kâr elde etmiş olmalıdır. Bu para Kanada doları Kanada için Receiver General a ödenmektedir. Bu para vize işlenmeye başladıktan sonra geri çekilememektedir ve daha sonra da beş sene boyunca geri verilmemektedir. Bu para daha sonra faizsiz olarak geri verilmektedir. Yatırımlar eyalet ve bölgesel fonlarda iş sahası yaratmada ve ekonomilerine katkıda bulunmada kullanılmakta ve güvence altına alınmaktadır. Yatırımcı göçmenler başvuru formlarını dokuz iş göçmenliği merkezlerinden birine göndermelidirler. Vize görevlisi kişinin yatırımcı olarak başvurabileceğine karar verdikten sonra kişi yatırımcı göçmenler için uygulanan 347 Faruk Arslan puanlama sistemine tabi tutulacaktır. Yatırımcılar dokuz faktörden 7 sinden sorumlu olacaklardır Bunlar: Eğitim, mesleki eğitim, deneyim, coğrafi faktör, yaş, İngilizce veya Fransızca dil bilgisi ve kişisel uyumluluk. Maksimum 87 puandan 25 puan almaları yeterlidir. Vize görevlisi kişinin bu kategoriye girdiğine karar verdikten, beraberindekilerin Kanada göçmenliği için uygun olduğuna karar verildikten ve gerekli yatırım yapıldktan sonra vize işleme girecektir. Yatırımcı ve beraberindekiler Kanada’da oturma izinlerini Kanada giriş kapısında işlemler yapıldıktan sonra alacaklardır. Yeni yatırım yatırımcı Programı (Investment Investor Program - IIP) dahilindeki yatırımcılar Quebec dışında bir yerde başvurmalı ve yaşamalıdırlar. Kanada-Quebec anlaşmalarında Quebec yatırımcıları kendi seçmekte ve kendi programını işletmektedir. Serbest çalışan Tanım: Başvuran kişi Kanada’da bir iş kurmak ve ya satın almak niyetinde ve kapasitesinde olduğunu ispat etmelidir. Bu iş Kanada ekonomisine, kültürel ve ya sanat hayatına katkıda olacak şekilde kişiye iş sağlamalıdır. Serbest çalışanlar kendilerinden başkalarına iş sahası yaratacak şekilde iş kurmak sorunda değildirler ve belirli minimum yatırım gerekli değildir. Muhtemel serbest çalışan kategorisine giren göçmen adayları, Kanada’ya keşif amaçlı olarak gelip kendi iş imkanlarını değerlendirmek ve ilk elden yaşamak ve çalışmak için bulunmaları konusunda teşvik edilmektedirler. Böyle olmakla birlikte böyle bir gezi yapmayı pek çok aday faydalı bulmamaktadır. Böyle bir keşif gezisi yapmak için turist vizesine ihtiyacınız var. Bir defaya mahsus ödeme tercihi (kredi kullanma) Göçmen adayı her tür masraf ve ücret içinde olmak kaydı 348 Faruk Arslan ile bir sefere mahsus olarak 120.000 Kanada doları ( yaklaşık 80.000 USD ) öder ve bu para geriye dönmez . Nakit para tercihi (kredi kullanmama) Göçmen adayı beş yıl vadeli , sıfır faizli , hükümet garantili Quebec senetlerine yatırımını 400.000 Kanada dolarını ödeyerek yapar . Beş yıl sonrada bu parasının hepsini faizsiz olarak geri alır . Kredi alınacaksa; Başvuru dosyası hazırlanmalı , zamanında ve gerekli yerlere yollanmalıdır. Eyalet başvuru harçları yatırılmalıdır. Bu harçlar 4-5 milyar Türk Lirasını geçmez. Mülakata gidilmelidir. Görüşme, Montreal, Ankara veya Şam' da olabilecektir. 120.000 $ CAD tutarındaki kredi faizi yatırımcı tarafından bu bankaya havale edilmelidir. 400.000 $ Cad tutarındaki kredi , bu banka tarafından , yatırımcı adına Kanada devlet kasasına havale edilecektir. Kanada resmi makamlarından bir kabul yazısı = QSC alınmalıdır.Bu banka, 5 yıl sonra bu parayı faizsiz olarak Kanada Devletinden geri alacaktır. Federal Başvuru harçları yatırılmalıdır . Bu harçlar, 1-1.5 Milyar Türk Lirasını geçmez. Sağlık ve güvenlik raporları yollanmalıdır. Kanada ' ya ayak basmadan önce , ayakbastı harçları yatırılmalıdır . Bu harçlar, 2 milyar Türk Lirasını geçmez. Yatırımcı ve tüm aile fertleri için Green Card = P.R Card alınmalıdır. Yatırımcı ve tüm aile fertleri için Green Card = P.R Card alınmalıdır. Kanada pasaportu alınmalıdır. Kredi alınmayacaksa; Başvuru dosyası hazırlanmalı zamanında ve gerekli yerlere yollanmalıdır. Eyalet başvuru harçları yatırılmalıdır. Bu harçlar, 4-5 milyar Türk Lirasını geçmez. Mülakata gidilmelidir. Görüşme, Montreal, Ankara veya Şam'da olabilecektir. 400.000 $ CAD tutarındaki para, yatırımcı tarafından, Kanada devlet kasasına havale edilmelidir. Kanada resmi 349 Faruk Arslan makamlarından kabul yazısı = QSC alınmalıdır Karşılığında Kanada devlet teminatı olarak T – Bills = Hazine Bonoları alınmalıdır. Yatırımcı, 5 yıl sonra bu parayı faizsiz olarak Kanada Devletinden geri alacaktır Müracaat esnasında Amerikan Hastanesi'nde tüm aile genel sağlık kontrolünden geçirilir. Vize alımından sonra 10 ay içerisinde Kanada'ya yerleşebilirsiniz. Bu süre içinde öncelikli ana müracaatçının Kanada'ya girişi gerekir. İlk 6 ay geçiminizi sağlayacak paranın beraberinde götürülmesi gerekir. Göçmen vatandaşlar, istedikleri Kanada eyaletinde yaşama, çalışma ve iş bulma hakkına sahiptirler. Kanada'da (beş yıllık bir süre içinde) en üç yıl yaşadıktan sonra, Kanada vatandaşı olmak için başvurma hakkını kazanırsınız. Kanada vatandaşı olmak için bir teste tabi tutulursunuz. Bu testte, Kanada'nın politika sistemi hakkındaki bilgileriniz ölçülür ve İngilizce ya da Fransızca'yı yeterli derecede bilip bilmediğiniz bir vatandaşlık hakimi tarafından değerlendirilebilir. Bu testte başarılı olmak için, vatandaşlık kurslarına devam edebilirsiniz. Bu kurslar ücretsizdir ve bölgenizdeki, göçmenlere yönelik hizmetler veren kurumlardan bu kurslara nasıl katılabileceğinizi öğrenebilirsiniz. Müteşebbisler ( Entrepreneurs) : Müteşebbis, Kanada'da bir işe yatırım yapmak yada bir iş kurmak niyetinde olmalıdır. Müteşebbis olabilmek için iş tecrübesi sahibi olmak ve 300,000 CAD resmi kârı olmak gerekir. Yatırım için tespit edilen belirli bir miktar yoktur ancak oturma izni aldıktan sonra en fazla üç sene içerisinde bir iş kurmaya, masrafları karşılamaya yetecek ve yatırımcı ve ailesinin hayatını idame ettirecek seviyede olmalıdır. Bu iş, Kanada ekonomisine katkıda bulunmalı 350 Faruk Arslan ve istihdam sağlamalıdır. Bu işle müteşebbis ve aile bireyleri dışında en az bir Kanadalı tam-süreli olarak istihdam edilmelidir. Ayrıca müteşebbis aktif olarak işin idaresinde görev almalıdır. Programın özellikleri şunlardır: Müteşebbis bir işin en az üçte birini elinde bulundurmalıdır; müteşebbis aktif olarak işi idare etmeli, ve başkaları için en az bir istihdam sağlamalıdır. Girişimci: Sürekli yaşamak için başvurular İş Göçmenliği Merkezine (Business Immigration Centres) yapılmaktadır. Vize görevlisi kişinin başvurduğu konuma uygun olduğuna karar verdikten sonra puanlama sistemi yapılacaktır.Girişimci 9 faktörden 7 sinden sorumlu olacaktır Bunlar: Eğitim, mesleki eğitim, deneyim, coğrafi faktör, yaş, İngilizce veya Fransızca dil bilgisi ve kişisel uyum. Değerlendirmede maksimum 87 üzerinden 25 almaları gerekmektedir. Vize görevlisi kişinin iş planını inceleyerek kişinini ve yanında gelecek kimselerin Kanada’da iken ekonomik olarak geçinip geçinemeyeceklerine bakacaktır. Kişi Kanada’ya vardığında kapıdaki görevli giriş için gerekli kağıtları işleyecek ve kişi ve yakınlarına yasal süre ve koşulları açıklayacaktır. Kanada’ya geldikten sonra kişi iki yıl içinde bu koşulları sağlamalıdır. Kısaca kurallar şunlardır, sürekli yaşama izni verileceği bu iki sene içerisinde kişi işini kurmalı, satın almalı ve ya ticari girişimini yapmalı, Kanada ekonomisine katkı yapacak duruma gelmeli, kendisi ve kendisiyle gelen yakınlarından başka bir ve ya daha fazla vatandaş ya da göçmen için iş ortamı yaratmalı;aktif olarak işinin başında olmalı, işini kurduğuna ve işlediğine dair rapor vermelidir. Aynı zamanda kapıdaki görevli bütün göçmenler için geçerli olan kurallardan da bahsedecektir (örneğin sağlık 351 Faruk Arslan gereksinimleri). Başvurunun sonuçlanması 12 ay veya fazla sürebilir. Serbest Meslek Sahipleri ( Self-Employed) : Serbest meslek sahipleri Kanada'da kendi geçimlerini sağlayacak ve ülke ekonomisi, kültürel yada sanat hayatına katkı sağlayacak bir iş kurmalı yada satın almalıdır (mesela, profesyonel atletler, sanatçılar, aktörler, yada ziraatçılar). Programın özellikleri şunlardır. Başvuranların işini kurmasında göçmenlik kayıt ve şartları aranmaz. Kanada'ya vardıktan sonra kendileri ve ailelerinin geçimini sağlayacak mali kaynağa sahip olmaları beklenir. Serbest meslek sahiplerinin, başvurudan önceki beş yıl içerisinde en az iki yıl kendi alanlarında tecrübe sahibi olmaları şarttır. Kültürel yada sportif alanda tecrübeye ilaveten bu konuda dünya genelinde faaliyetlere iştirak etmiş olmak gerekir. Bu kategorideki göçmenler en azından kendilerine istihdam sağlayacak ve yukarıda bahsedilen şekilde Kanada'nın istifade edebileceği bir iş kurabilecek yeteneğe sahip olmalıdır. Muhtemel serbest çalışanlar Kanada’da sürekli yaşamak için İş Göçmenlik Merkezine (Business Immigration Centre) başvurmak zorundadırlar. Bu kişiler maksimum 127 olan puanlama sisteminden en az 70 puan alabilecek durumda olmalıdırlar. Puanlamada geçerli olan faktörler: Eğitim, mesleki hazırlık, başvurulan meslek ile ilgili deneyim, coğrafi faktör, yaş, İngilizce veya Fransızca bilgisi ve kişisel uyum faktörleridir. Aynı zamanda vize görevlisinin sizin Kanada’da başarılı bir iş kuracağınıza dair kanaatı olursa fazladan puan alabilirsiniz. Vize görevlisi kişinin idareciliğine, mesleki yeterliliğine, ekonomik durumuna ve geçmiş iş yaşantısına bakacaktır. Bununla birlikte ilerleyen zaman içinde kişinin işi takip edilmeyecek ve kişinin işi ile ilgili 352 Faruk Arslan rapor vermesi beklenmeyecektir. Serbest çalışan kişinin kendi verdiği sözlere itaat etmesi, kendi işini kurması ve beraberindekileri geçindirmesi kişisel onuruna bırakılmaktadır. DEĞERLENDİRME ÖLÇÜLERİ: Ticaret kapsamında göçmen olarak seçilebilmek için başvurulan kategorinin tanımına uyuyor olmak gerekir. Daha sonra aşağıdaki değerlendirmeye tabi tutulurlar. Müteşebbisler, yatırımcılar ve serbest meslek sahiplerinin beş etmenin dikkate alındığı değerlendirmeden en az 35 puan almaları gerekir. Müteşebbis ve yatırımcılar dahilinde göçmen olabilmek için öncelikle sınıfların tanımına uyuyor olmalısınız, daha sonra bu beş ölçüt çerçevesinde değerlendirileceksiniz. 1. ölçüt: İş Tecrübesi (maksimum 35 puan). İş tecrübesi başvurudan önceki beş yıllık dönem içerisinde olmalıdır. Ne kadar fazla tecrübye sahipseniz puanınız o derece artar. 2. ölçüt: Yaş (Başvuru esnasındaki yaş esas alınır.) 21-49 yaş arasına 10 puan verilirken 53 yaş üstüne puan verilmez. Kanada yaşlıları pek sevmiyor. 3. ölçüt: Eğitim (Maksimum 25 puan) Master ve doktoraya 25 puan, üniversite mezununa 20, meslek yüksek eğitimine 20 puan verilirken, liseyi bitirene 5, ortaokul mezununa sadece 5 puan verilir. 5. ölçüt: Uyum (Maksimum 6 puan) Başvurunuzdan önceki beş yıl içerisinde Kanada'ya bir iş ziyareti yaptıysanız ve Federal-Eyaletler arası birleşik ticari göçmenlik girişimlerinde yer aldıysanız 6’şar puan alırsınız. Genel olarak, İş tecrübesi olarak, en fazla 25, 353 Faruk Arslan yaş olarak 10, eğitim olarak 25, dil olarak 24, uyum olarak 6, toplam 100 paun toplayabilirsiniz, ancak size alacağınız 35 puan yeterli gelecektir. Serbest meslek sahibi olarakta 35 puan toplamanız şartı var. Buradaki ölçürlerde yukarıdakı ölçütlerle benzerlik teşkil etsede eşiniz içinde puan verilecektir. Ticaret kapsamında göçmenlik başvuruları aşağıdaki adrese yapılabilir: Canadian Embassy Lot 12 Autostrade Mezzeh DAMASCUS (Şam), Syria Tel.: (011-963-11) 611 6692 Faks: (011-963-11) 611 8034 Posta Adresi: Canadian Embassy P.O. Box 3394 DAMASCUS (Şam), Syria Her aile bireyi için geri ödemesiz başvuru ücreti müracaat esnasında ödenmelidir. Oturma izni ücreti daima oturma vizesi düzenlenene kadar her hangi bir tarihte ödenebilir. Değerlendirme ücretinin aksine başvurunuzu geri çektiğinizde yada vize çıkmadığında yatırdığınız ücreti geri alabilirsiniz. Tcari amaçlı göçmen adayı 1050 CDN, Eşleri yada nişanlıları için (yaşı göz önüne alınmaksızın 550 CDN, tabiiyetlerindeki 22 yaş üzeri bireyler için 550 CDN, tabiiyetlerindeki 22 yaş altı bireyler için 150 CDN ödemeniz istenecektir. Oturma izni ücreti olarak, ticari amaçlı göçmen adayı ve eşleri yada nişanlıları için 975 CDN ayrı ayrı ödeyecektir. Kanada hükümeti ticari kapsamlı göçmenlere mali 354 Faruk Arslan destek sağlamaz. Bu sınıfta göçmen olanlar Kanada'ya gittikten sonra en az 1 yıl kendileri ve beraberindekilerin geçimini sağlayacak kaynağa sahip olmalıdırlar. Kanada'da yerleşmek istediğiniz yerin geçim masraflarını öğrenmeli ve iş kurmak için yeterli kaynağa sahip olmalısınız. AİLE KAPSAMINDA GÖÇMENLİK Kanada'nın göçmenlik politikasının temel hedeflerinden birisi de Kanada'daki ailelerin birleştirilmesidir. Aile kategorisindeki göçmenler Kanada'daki yakınlarının sponsorluğundadır. 18 yaş ve üzeri Kanada vatandaşları yada oturma izni olanlar, Kanada'da oturma izni sahibi olmak isteyen yakın bir aile bireyi ve bu kişinin tabiiyetinde olanları Kanada'ya yerleşmelerine yardımcı olmak amacıyla 3 ila 10 yıl himaye edebilir. Sponsorluk kapsamına giren aile bireyleri şunlardır: 16 yaş veya üzeri eşler, yasal partnerler; ebeveynler, büyük anne ve büyük babalar; evlatlıklar dahil olmak üzere bağımlı çocuklar ; sponsorun evlatlık edinmeyi düşündüğü 18 yaş altı çocuklar ; kız ve erkek kardeşler, yeğenler yada yetim, bekar ve 18 yaşına girmemiş torunlar ; sponsor, halen Kanada vatandaşı olan yada başka bir ülkede sponsor olmak üzere yukarıda sayılan aile bireylerinden hiçbirine sahip değilse yaşı farketmeksizin herhangi bir akraba. Çocuklar; 22 yaşın altında ve bekârlarsa; 22 yaş öncesinden itibaren yada evlilik öncesinden itibaren (22 yaşından önce evlendiyse) tam-süreli eğitim alıyor ve mali açıdan ailesine bağımlı ise; bir engelinden dolayı 22 yaş öncesinden itibaren mali açıdan ailesine bağımlı ise size bağımlı statüde sayılır. 355 Faruk Arslan Kimler Kanada’da yaşamak için birilerine sponsor olabilirler? Sponsor kişi, 19 yaş ve üzeri, Kanada da yaşayan vatandaş veya oturan olmalıdır. Sponsor 10 yıl boyunca sponsor olduğu kişilerin bakımından, konaklamasından, refakatinden ve yerleşiminden sorumludur. Sponsor kişi eğer başka bir aile üyesine sponsor olupta sorumluluklarında hata yaptıysa başkasına sponsor olamayabilir. Kimler aile için sponsor olabilirler? Aşağıdaki kişiler aile göçmenliğine dahildir: Karı/koca nişanlı aile, aile büyükleri evlenmemiş ve 19 yaşından küçük kızkardeş, erkek kardeş, kuzen, yeğen, yetim kalmış olan torunlar başvuran kişinin oğlu ve kızı (Kanada dışında evlat alınmış olanlar dahil) kişinin 19 yaşından küçük evlat almayı düşündüğü çocuklar eğer kişinin Kanada dışında ya da içinde yukardaki akrabaları yoksa başka akrabaları da olabilir Başvuranların gereksinimleri nelerdir? Başvuracak olanlar yanlarına gidecek oldukları kişiler ile beraber aynı gereksinimleri yerlerine getirmelidirler (sağlık, ve geçmiş kontrolü de dahil olmak üzere). Başvuran kişi Kanada’ya gelme planları olsa da olmasa da kendi başvuru formunda bu kişileri formunda belirtmelidir. Aileleri tarafından alınmaları için kız ve erkek çocukları üç şekilden birinde olmalıdırlar. 19 yaş altı ve evlenmemiş (vizeye başvurulduğunda ve vize alındığında halen evlenmemiş olmalı) Tam zamanlı öğrenciler, evil ya da bekar, kolejde, üniversite de ya da herhangi bir eğitim kurumunda okuyor olanlar. Vizeye başvurduğunda veya vize çıktığında hala evlenmemiş, 19 yaşından sonra hiç çalışmayıp ailenin ekonomisinden faydalananlar. Eğitimlerine 12 aydan fazla ara vermemiş olmalıdırlar. Özürleri yüzünden kendilerina bakamayanlar ve 356 Faruk Arslan ailelerinin yardımına muhtaç olanlar. Başka bir aile üyesine sponsor olabilir miyim? Kanada vatandaşı ya da oturanın Kanada’da bulunan eş, çocuk, aile, aile büyüğü, amca, teyze, kuzen, yeğen gibi sponsor olacağı akrabası yoksa uzak bir akrabasına sponsor olabilir. Ekonomik olarak akrabalarımdan ne kadar zaman sorumluyum? Sponsor olan kişiler aile başvurularında akrabalarına ekonomik olarak sorumlu olmak zorunludurlar. Sponsorlar akrabalarını 10 sene desteklediklerini kabul etmektedirler ve bu süre zarfında akrabalar sosyal yardım alamazlar. Eğer bu kişiler welfare’e başvururlarsa sponsor olan kişiler mahkemeye çıkarılabilirler. Başvuru nasıl işler? İlgili finansal kuruma ve Mississauga’daki dava işlem merkezine posta için ücret ödemek gerekmektedir. Dava İşlem Merkezi sponsorluğunuz kabul ettikten sonra vize ofisi bilgilendirilecek ve Kanada’daki akrabanıza başvuru formu gönderilecektir. Sponsorunuz sizing başvurunuzu göndermekle sorumludur. Yine sponsorunuz en kısa zamanda formunuzu doldurup vize ofisine göndermelidir. Başvuranlar vize ofisinin yol göstermesi dahilinde sağlık kontrolünden geçmelidirler. Gerekli herşey yerine getirildikten sonra vize işlemi 6 ay içerisinde başvuranın eşi ve çocukları için yerine getirilecektir. Quebec bölgesi için farklı işlemler yapılmaktadır. Bir aile bireyine sponsor olmak isteyen kişi, göçmenlik sürecini Mississauga'daki (Ontario, Kanada) Case Processing Centre'a sponsorluk başvurusu göndererek başlatır. CPC, sponsora, yakınına gönderilmek üzere bir müracaat formu gönderir. Bu form en kısa sürede doldurularak gerekli belgelerle beraber vize ofisine gönderilmelidir. Bu kategoride göçmen 357 Faruk Arslan olacak kişi sağlık muayenesinden geçmeli ve bulunduğu her ülke için sabıka kaydı almalıdır. Ayrıca bir mülakat için vize ofisine çağrılabilir. Sponsor olabilmek için bazı şartları yerine getirmek belirli bir gelir düzeyinde olmak gerekir. Daha önce başarısız bir sponsorluk gerçekleştirmiş olanlara tekrar bu hak verilmez. Sponsor olan kişi bu konuda resmi bir taahhütnamenin yanı sıra yakını ile de bir anlaşma imzalar, bu anlaşma ile sponsor, 10 yıl yakınını destekleyeceğini karşı taraf ise yaşlı değilse kendi geçimini kazanmaya çalışacağını taahhüt eder.Başvuru ücreti; sponsor için 75 CAD; 22 yaş ve üzeri göçmen adayı (sponsorluğu yapılacak kişi) yada beraberindekiler veya yaşı dikkate alınmaksızın eşler için 475 CAD ; 22 yaş altı göçmen adayı (eşler, yasal partnerler hariç) için 75 CAD ; eşi yada yasal partneri için (yaşı dikkate alınmaksızın) 550 CAD; 22 yaş altı aile bireyleri (eşler, yasal partnerler hariç) için 150 CAD'dır. 28 Haziran 2002 yılında yeni çıkan uygulamaya göre aile birleşmeleri kolaylaştırılmıştır. Ayrıca Kanada’ya hangi statü ile gelirse gelsin eğer Kanadalı veya göçmen biri ile evlenirse hızlı biçimde göçmenlik olmak için başvuruda bulunabilir. 6 ay ila 1 yıl arasunda evlendiği eşini göçmen olarak getirebilir. Daimi oturma izni ücreti göçmenlik başvurusu sahipleri ve aile bireyi (sponsorun bağımlı çocukları, evlat edinilecek çocukları, yetim kardeş, yeğen yada torunları hariç) için 975 CAD. Göçmenler ve tabiiyetinde bulunanlar oturma izinleri devam ettiği sürece Kanada'da yaşama, okuma ve çalışma hakkına sahiptir ve Kanada vatandaşlarına tanınan tüm sosyal haklardan yararlanabilirler. Vatandaşlık gerekleri yerine getirildiğinde, göçmenler Kanada en az üç yıl yaşadıktan sonra vatandaşlık ve Kanada pasaportu için 358 Faruk Arslan başvurabilir. Oturma izni sahibi olanlar için birkaç sınırlama mevcuttur: Seçimlerde oy kullanamazlar. Çok yüksek güvenlik teminatı isteyen bazı işlerde çalışamazlar Kendileri yada tabiiyetlerindekilerin ciddi bir suç işlemesi halinde sınır dışı edilme ihtimali söz konusudur. Oturma iznine sahip olanlar Kanada vatandaşları ile aynı sorumluluklara sahiptir, vergi ödemek, yasalara uymak zorundadırlar. Kanada vatandaşı olana değin yada yerleşim yeriniz olarak Kanada'yı terk edene kadar oturma izniniz saklı durur. Sıklıkla ve/veya uzun süreli olarak Kanada dışına çıkarsanız Kanada'yı terk etmeniz ihtimali doğabilir. Beş yıllık bir sürenin iki yılını Kanada'da geçirmeniz istenir. 2 yıldan fazla aralıksız ülke dışında kalırsanız göçmenlik hakkınız yanabilir. TAKRİBİ HARCAMA TUTARI VE ÖDEME TARİHİ (Örnek teşkil etmek amacıyla yaklaşık olarak ve evli 2 çocuklu için hesaplanmıştır) 1. Başvuru ücreti: 550 CAD x2 = 1100 CAD ( eşler için ) 150 CADx2 = 300 CAD ( çocuklar için ) bu ödemeler müracaatla peşin olarak bankaya yapılır. 2. Avukatlık ücreti toplam 3500 $ 'dır . Bunun 1000 $' ı makbuz karşılığı sözleşme ile birlikte avans olarak alınır . Sözleşme müracaatın başlangıcında yapılacaktır . 3. Ayak bastı parası: 975 CAD x2 = 1950 CAD (eşler için) vize alımının hemen öncesinde ödenir. 4. Sağlık raporu için yaklaşık kişi başına 100 $ harcanır. (Vize alımından 3 ay önce) 5. IELTS (Lisan Seviye tespit sınavı) 100 sterlin, müracaattan önce British Con.'tan randevu alınarak sınava 359 Faruk Arslan girilecektir. (Eşlerden biri için geçerlidir) Yaklaşık toplam harcama tek kişi için 5000 $ , 3-4 kişilik bir aile için yaklaşık 6500 $ dır. (48) KANADA VATANDAŞLIĞI Bir Kanadalı’ya hakaret etmenin en kolay yolu ona Amerikalı olup olmadığını sormaktır. Her Kanadalı turist bavuluna kocaman Kanada bayrakları asar ya da Kanada rozetleri takar ki böyle bir yanlış anlaşılmaya maruz kalmasın. Ama genelde bu pek işe yaramaz. Çünkü Avrupalılar olsun, Amerikalılar olsun pek çok kimse Kanadalı’ların sadece kalın paltolu Amerikalılar olduğunu düşünüyor. Kanada’nın ulusal kimliği daha çok güneydeki güçlü komşusundan kendisini farklı kılabilme arzusundan doğmuştur. ABD ticarette Kanada’nın bir numaralı ortağıdır. Kanada’nın ihracatlarının % 75 ‘inden fazlası ABD’ye gitmektedir. Ayrıca ithalatlarının %70’ini de ABD karşılamaktadır. Kanada’da Amerikan kitapları , dergileri okunur, Amerikan filmleri seyredilir. Ama yine de Amerikan kültürünü küçümsemektedirler. Kanada’nın avantajları bellidir. Ülkede daha az suç işlenmekte ve daha az yoksulluk görülmektedir. Askeri güçleri Amerika gibi savaş yapmakta değil, barışı korumada uzmanlaşmıştır. Ayrıca Kanada tarihinde Amerikan tarihindeki gibi kölelik veya medeni hakları kazanabilmek için yapılan savaşlara rastlanamaz. Fakat yine de bugünkü toplumunda birtakım problemler görülmektedir. Kanada vatandaşları dünyayı yakından izlemektedirler. Amerikalılar gibi cahil ve kibirli değildirler. 360 Faruk Arslan Komşu ülkenin gücü yüzünden arka planda kalmış her ülke gibi Kanada’da bir çeşit milliyetçilik ve savunmacılık hakimdir. Gururla kendi ülkelerinin farklılığını savunurlar . Amerika’nın zenginliğini ve sunduğu fırsatları kıskandıklarını inkar ederler. Yine de Kanadalılar göç ettiklerinde, genelde büyük bir çoğunluk Amerika’ya gider. Sürekli olarak Kanada’da ikamet eden kimseler Kanada vatandaşları gibi çalışma hakkına sahiptirler. Ayrıca onların faydalanabildiği sosyal hizmetlerden de faydalanabilirler. Ancak hükümete bağlı çalışamazlar veya seçimlerde oy kullanamazlar. Kanada’ya yerleşmiş bir kimse üç sene sonra Kanada vatandaşlığı talebinde bulunabilir. Kanada çift vatandaşlığa izin verir. Tıpkı ABD, İngiltere ve İrlanda gibi. Yani iki pasaporta da aynı anda sahip olabilirsiniz. Kanada vatandaşı olabilmek için başvuru yapmanız, ve vatandaşlık konusunda yetkili bir hakimle görüşme gerçekleştirmeniz gerekir. Yazılı veya sözlü bir sınavla hakim sizin Kanada tarihiyle, siyasetiyle, coğrafyasıyla, ilgili bilgilerinizi sınayacak ve bir Kanada vatandaşının hangi haklara sahip olduğu ve ülkesine karşı sorumluluklarını eksiksiz bir şekilde anlamış olduğunu garanti edecektir. Eğer başvurunuz bu puanda reddedilirse reddedilme nedeni size söylenecektir ki yeniden başvururken bu eksiğinizi tamamlamış olun. Onaylanan başvurular bir devlet töreniyle vatandaşlık yemini edecekler ve vatandaşlık belgelerini teslim alacaklardır. Kanada vatandaşı olabilmek için ödemeniz gereken ücret yetişkinler için $200, çocuklar için 100 CAD. (49) Kanada vatandaşı olmak Kanada’da yerleşmiş göçmenlere çok büyük faydalar ya da haklar sunmuyor. 361 Faruk Arslan Yani Kanada vatandaşı olmak çok da fazla şeyi değiştirmiyor. Ancak yine de pek çok göçmen Kanada vatandaşlığına geçiyor. Bu da ülkeye olan sevgilerinin ve bağlılıklarının bir sonucudur. Oy verebilmek için büyük bir istek duyuyorlar. Yada en önemlisi daha fazla süre Kanada’da kalabilmek istiyorlar. Artık gümrük ve göç yetkililerine daha fazla sebep sıralamak istememeleri de bunda rol oynuyor. Şahsen vatandaşlık başvurumu yaptıktan 5 ay sonra belgelerimin tamam olduğuna dair ilk mektup ve dosya numarasını almıştım. 1090 gün Kanada’da kaldığını size hesaplatıp imzalatıyorlar. Yaptığınız hesap doğruysa sorun çıkmıyor. İmtihana çalışmanız için birde kitapcık gönderiyorlar. Yazılı olarak 20 soru ile Kanada’yı tanıyıp tanımadığını ve İngilizce seviyenizi anlayacaklar. 200 sorulu bir kitaba çalışıp sorulacak 20 sorudan yüzde 80’ine doğru cevap vermeniz dil bildiğinizi ispatlamaya yetiyor. İki soruyu doğru yanıtlamanız şart: Kaç yaşında oy kullanacağınız, seçme ve seçilme hakkınız. Daha sonra ise parmak izimi isteyen başka bir mektup daha almıştım. Sizinle aynı ismi paylaşan insanlarla karışmaması için bu yöntemi kullanıyorlar. Bundan sonraki aşama sınav ve arkasından yemin töreni. Çocukları törene götürmeniz gerekmiyor. Yemin töreninin en kötü tarafı İngiltere Kraliçesine bağlı kalacağınıza dair yemin ettirmeleri. Yemin ederken bir ayağınızı kaldırmanızı tavsiye ederim! En çok sorulan sorulardan biri Kanada’nın meşrebi geniş sığınma kanunu. Son bölümümüzde bu konuyu aydınlatıyor. 362 Faruk Arslan 363 Faruk Arslan Onbirinci Bölüm PARAŞÜTLE İNME: İLTİCA YOLU Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e 2000 başlarında bir Avrupa gezisi sırasında iltica eden vatandaşlarımıza devletin bakış açısı sorulmuştu. Demirel kendine has üslubuyla ‘Vatandaşlık, oturum alsınlarda nasıl alıyorlarsa alsınlar’ diye cevap vermişti. Demirel’in bu sözü Dışişleri Bakanlığımızda katıldığım, bakanlık Müsteşar yardımcısı tarafından verilen ‘off the record’ bir toplantıda soru olmuştu. Diplomatımız, ‘açıkca destek veremesek bile Türk lobisi oluşması açısından vatandaşlarımızın bulundukları ülkenin vatandaşlığını almasını, seçme ve seçilme haklarına sahip olmasını, iltica yolu dahil gönülden destekliyoruz’ demişti Müsteşar yardımcısı. Avrupa ülkeleri, Asya ülkeleri ve Kuzey Amerika ülkelerine yaptığım gezilerde devletimizin diplomatlarının aynı hoşgörü çizgisinde, ancak bazen farklı bakış açıları ve uygulamalarıyla karşılaştım. Avrupa’da devletimiz camilere yerleştirdiği elemanlarla iltica edenleri tesbit peşindeydi. Bunun nedeni militan Kürt ve Alevi gurupların ülkemizi bölmek adına yaptıkları çalışmalardı. Avrupa’da PKK’nın onayı ve haracı olmadan bir Kürdün siyasi-ırki Kürtlük yoluyla iltica etmesi zordur. Aynı mevzu Aleviler içinde geçerli. ABD’de hangi statüde olursa olsun konsolosluklarımız hizmet vermeyi, soru sormamayı tercih etmişti. ABD’de kalmanın kolay olmadığını bilen diplomatlarımız oldukça geniş meşrepliydi. Peki Kanada’da nasıl? Ottawa Büyükelçiliğimiz, ‘hem nalına hem mıhına’ uygulaması yürütüyor. Kanada 364 Faruk Arslan hükümeti, iltica kanununda gizlilik maddesine rağmen adayların güvenlik soruşturmaları sırasında durumlarını ülkelerinin büyükelçiliklerine, konsolosluklarına resmi yazıyla soruyor. Bu durumda devletin iltica edenlerden haberi oluyor. Ancak durumu adaya çaktırmıyorlar. Ayrıca MİT müsteşarı ve Askeri Ataşe, muhbir elamanları vasıtasıyla liste tutuyorlar. Vatandaşımız konsolosluklara işi düştüğü zaman pasaportundaki vizeden ve giriş tarihinden ülkeye hangi yolla girdiğini ele veriyor. Bunun üzerine konsolosluk yetkilisi vatandaşımıza ‘Ekonomik gerekçelerle iltica ettim’ şeklinde bir kağıt imzalatarak ülkenin imajını kurtarıyor. Ayrıca adayın imzasıyla kendi beyanı alınmış oluyor ve iltica sicili tescilleniyor. Bu durum onun ülkesine dönüşünde herhangi bir takibe uğrayacağı anlamına gelmiyor. Sadece İçişleri Bakanlığı ve MİT’de bir listeye ismi ekleniyor. Ottawa eski büyükelçimiz Aydemir Erman, Kanada’ya iltica yoluyla gelenleri ‘Paraşütle düşenler’ diye tanımlıyor. Pek çok PKK’lının güvenlik soruşturmasına ret cevabı veren Aydemir, Regina’da bir yemekli sohbetimizde ‘Vatandaşlarımız müsterih olsunlar, kim ne statü aldıysa benim onayımla aldı; haberimiz olmadığını sanıp deve kuşu gibi kafalarını kuma sokmasınlar’ diyordu. Kanada babanın demirbaş listesine kayıt olan mülteciler, hem en kolay hem en zor yola başkoymuş gariplerden oluşuyor. Kolay tarafı masrafsız biçimde statü sorunlarını çözerek oturum alabilmeleri, göçmen hatta Kanada vatandaşı olabilmelerinden kaynaklanıyor. Zor tarafı, ret edilirlerse başlıyor. Ne olacaklarını bilemeden, her an sınırdışı edilme korkusuyla azap veren bir süreç yaşıyorlar. 365 Faruk Arslan Mülteci, 1951 tarihli Cenevre konvansiyonu'na esasen Birleşmiş Milletlerin tanım ile, "ırkı, dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönmeyen veya dönmek istemeyen kişi"dir. (50) İnsan Hakları Beyannamesinin 14. maddesine göre; 1. herkes, zulümden kurtulmak için başka ülkere iltica etme ve bundan yararlanma hakkına sahiptir . 2. bu hak, gerçekten siyasal nitelikli olmayan suçlardan ya da BM’in amaçlarına ve ilkelerine aykırı tasarruflardan ötürü kovuşturmalar yapılması durumunda, ileri sürülemez. (51) Sığınmacı kavramı ile mülteci sürekli karıştırılan kelimedir. Sığınma başvurusunda bulunup da henüz kabul edilmemiş kişilere sığınmacı adayı denirken, başvurusu kabul edilenlere mülteci denmektedir. Mültecilerin %80’ini kadınlar ve çocuklar oluşturur. Uluslararası göç örgütü'nün 2000 başında yaptığı araştırmaya göre, herhangi bir anda yeryüzünde kaçak olarak dolaşan insan sayısı 15 milyonla 30 milyon arasında değişiyor. Bu rakamlara bakıldığında 70'li yıllara oranla 90'larda dünyadaki göç hareketinin dört kat artmış olduğu görülüyor. 2000'li yılların dünyasının, insanın güvenliği konusunda son derece korkutucu bir yola girdiği düşünülecek olursa bu rakamda ciddi bir patlama olduğunu tahmin etmek zor değil. Onlar, şu dünyada yatacak yeri olmayanlar. bir yerde soluklanıp, sadece hayatta kalabilmek için yollarda tükeniyorlar. Onlar, mülteci. Onlar, insanın ancak romanlarda, abartılı macera filmlerinde yaşayabileceği ölümcül serüvenlere atılan vatansız kalmışlar. 366 Faruk Arslan Onlar, bir ülkeye kaçarlar. Eğer o ülke mülteci kabul etmeyen bir ülkeyse mülteci statüsü almak için UNHCR’ye başvururlar. Başvuruya cevap almaları aylar, yıllar sürer, UNCHR' nin mülteci statüsü verip vermeyeceği meçhuldür. Vermeyebilir. Bir daha başvurulur. Bir daha beklenir. Yine ret alınırsa, ülkesine geri gönderilir. O arada bulundukları yerde, onlardan dolayı huzursuzluk çıkmıştır. Zira bulundukları ülke de genelde pek iyi durumda değildir. Genelde nihai hedef 3. güvenli bir Batı ülkesidir. UNCHR onu kınar. Bir yandan da Avrupa ülkesinin genç, çalışan nüfusa ihtiyacı vardır. Avrupa' da insan kaçakçılığı suçuna, uyuşturucu kaçakçılığından çok daha az cezalar veriliyor; "istemem yan cebime koy" havası çalınıyor. Bir türlü toplanıp da aynı telden çalmazlar. Gerçi ne zaman çalmışlar, o ayrı dava. (52) Bir insanın yaşayabileceği en zor, en berbat ve en savaş verilmesi gereken durumdur mülteci olmak. Hayatını bırakıp da dilini bile bilmediğin bir ülkeye kaçmak ve de orada yaşamaya ayakta durmaya çalışabilmek. Bütün sevdiklerini arkada bırakıp tek başına mı gelmek yoksa aileni, karını, çocuğunu, 75 yaşındaki anneni babanı alarak mı kaçmak. Hepsi de zor; bir insanın yapabileceği en zor şey, alabileceği en zor karar. Kimi zaman kaçtığı ülkesinde vurulan oğlunu kendi elleriyle gömemedeni yasını tutamadan apar topar ülkeyi terkeden bir anne-baba, kimi zaman hamile bir kadın ve eşi, kimi zamansa 10 yaşındaki çocuğunun elinden tutup kayıp kocasından umudu kesip gelen zavallı bir anne.. Ya da Kongo' dan kalkıp gelen ve burada kendi kendine yaşamaya çalışan ve bir yandan da "umut edemezsem 367 Faruk Arslan burada yaşayamam ben" diyebilen bir adam.. İşte böyle bir şey mülteci denilen insanların düştükleri durumlar.. En fazla sığınmacı adayının giriş yaptığı İngiltere’de iltica olayına bakış açısı 11 Eylülden sonra oldukça sertleşti. Halbuki ilticacılara genel ülkeye giriş çıkışın bir parçası olarak bakıldığında sayıların ülke demografisi açısından belirleyici olmadığı kolaylıkla görülür. Kıyaslama sağlamak için bir örnek vereceğim. 2003 yılında İngiltereye toplam 180.000 kişi kontrollü muhacerat çerçevesinde kalıcı giriş yaptı (doktorlar, aile birleşimi vb), ki bunun iltica başvurusu ile ilgisi yoktur; 2004 yılından beri her yıl toplam 33.930 kişi iltica başvurusunda bulunuyor ki, bu başvurucuların bir kısmı muhtemelen geri gönderilecektir. (53) AB içindeki sınırlar kalktıkça, güneyde ve doğuda düşman olarak görülen İslami köktencilikle aradaki dış sınırlar giderek daha sıkı tahkim edilir oldu. Günümüzde İslam korkusu öyle bir hale gelmiştir ki, Avrupa’nın bir ülkesinde bir olay olmadan ve tüm Avrupa Birliğine yansımadan gün geçmiyor. Almanya’da Dazlaklar aman vermiyor. Hollanda’da film yapımcısı Van Gogh’un öldürülmesinin İngiteredeki yansıması, İslam karşıtlığını artırmıştı.Yıllarca verilen çok kültürlülüğün zenginliği prensibi gün geçtikçe yerini ulusal kültürün zenginliği esasına bırakıyordu. AB ülkeleri Avrupa Birliği çapında polisin işbirliğini ve sınır güvenliğini sağlamak için Trevi ve Schengen kentlerinde iki ayrı anlaşma imzaladı. Ancak İngiltere ve İrlanda sınırlarla ilgili Schengen anlaşmasını imzalamadılar ve kale içinde kale yarattılar. A Sivanandan’ın Race & Class’ta (Irk ve Sınıf) AB’nin sınırlarla ilgili Trevi ve Schengen’de imzalanan anlaşmalara değinirken dediği gibi: ‘’…Trevi 368 Faruk Arslan anlaşmasının terörizm ve uyuşturucu kaçakçılığı sorunlarını, Schengen anlaşmasının ise kaçak göçmen ve ilticacı sorunlarını hedeflemesine rağmen, tüm üçüncü dünya halklarını göçmen ve ilticacı olarak, tüm göçmen ve ilticacıları da terörist ve silah kaçakcısı olarak gören Avrupa ırkçılığının ortak kültürü, vatandaşla göçmeni, veya göçmenle ilticacıyı hatta bir siyahla diğer bir siyahı ayırt edemeyecektir. Onlar pasaportlarını yüzlerinde taşımaktadırlar.’’ (54) Ekonomik ve politik olarak sorunlu bölgelerden bu tür sorunlarını çözmüş bölgelere doğru göç tarihin her döneminde yaşandı ve günümüzde de yaşanıyor. Göç olgusu temelde değişmemiş olsa da, var olan bazen niceliksel bazen de niteliksel farkı uluslararası hukuk, uluslararası ilişkiler, iletişim araçları ve ulaşım koşulları yaşamış ve yaratmıştı. Ancak göç yine de ya sosyo-politik ya da sosyo-ekonomik nedenlerle yapılıyor. Her zaman hedef alınan ülke çok gelişmiş olmamakta yaşam standartları çok düşük olan ülkelerdeki insanlar, gelişmemiş bir ülke olsa da kendi ülkelerinden biraz daha iyi konumdaki veya aynı konumdaki komşu ülkelere kadar ulaşabiliyor. Uluslararası göçün yönünü komşu ülkeler, güneyden kuzeye, doğudan batıya olarak belirleyebiliriz. Tüm farklılaşmalara rağmen çoğu göçmen için hedef saha özelliğini koruyan bölgeler vardır ki bunlardan bazıları kendilerini göçmen ülkeleri olarak tanımlayan ülkelerdir; ABD, Kanada, Avustralya bunlar arasında olup, bunlara ek olarak AB ülkeleri de hedef bölge olarak sayılabilir. Yaşadıkları koşullara göre farklılaşmalara rağmen çok genel sınırlar içinde göçmenler arasında gittikleri ülkelerdeki kalış sürelerine, göç nedenlerinin ekonomik 369 Faruk Arslan veya siyasi oluşuna, ülkeye girişlerinin yasallığına göre bazı gruplaşmalar vardır. Bunlar şu şekildedir: Sürekli bulunan işçiler ve aileleri; sezonluk ve kısa, süreli işçiler; geçici profesyonel işçiler; uluslar arası şirket çalışanları; eğitim düzeyi yüksek işçiler; ülkeye yasal yoldan giriş yapmayıp kanunsuz olarak kalanlar, yasadışı göçmenler; iltica talebinde bulunanlar; siyasi mülteciler; ekonomik mülteciler; siyasi iltica talepleri reddedildiği halde insani nedenlerle kalışlarına ses çıkartılmamış olanlar veya kanunsuz olarak kalmaya devam edenler. Bu gruplara en son transit göçmenler grubu da eklendi. Transit göçmenler başka bir ülkeye geçme niyetinde olup ara ülkeleri bu amaçları için kullananlardır. Türkiye başta İranlı ve Iraklı olmak üzere transit ilticacıların geçiş bölgesidir. Yıllarca ülkemizde 3. güvenli Batı ülkesine gitmeyi bekleyen milyona yakın insan var. Kanada’ya gelen İranlı ve Iraklıların çoğunluğu Türkiye’de 4-6 yıl kalmışlar. Aslında yukarıda bahsettiğimiz gruplaşmalar birbirinden çokta bağımsız değildir. Örneğin yasadışı işçiler, sığınmacılar ve transit göçmenler çoğu zaman birbirleriyle örtüşür veya birinden diğerine geçerler. Farklıklılar, gidilen ülkenin göçmen politikasına göre oluşmakta, artmakta ya da azalmaktadır. Birçok ülkede diğerlerine göre daha olumlu yaklaşılan grup eğitim düzeyi yüksek işçiler grubu ile sezonluk ve kısa süreli işçilerdir. Kendi ülkelerindeki gereksinimlerini ve beklentilerini tatmin edemeyen, çoğu kere yaşamlarını idame ettirmede ciddi zorluklarla karşılaşan insanların bir kısmının daha çok şey umdukları bir başka ülkeye gitmeleri kaçınılmazdır. Bu amaçlarını normal ve yasal yollardan gerçekleştiremeyenler ise, mülteci statüsünü 370 Faruk Arslan kazanmak için talepte bulunmakta, sığınmacı olmakta ya da yasadışı göçmen olarak başka ülkelerde yaşamaya başlamaktadırlar. Aslında globalleşen dünyada, göçün en önemli nedeni ekonomik dengesizlikler gibi görülüyor olsa da sosyal ve politik gelişmelerde uluslararası göçü ciddi oranda beslemektedir. Bu tarz göçte vatandan ayrılmaya götüren nedenler daha zorlayıcıdır. Çoğu kez hayatta kalabilme çabası göçün en önemli sebebi oluyor. Pek çok ülkenin vatandaşları insan hakları ihlallerinden, toplumsal karmaşadan, siyasi istikrarsızlıktan mağdur durumda olup, göçü bir çözüm olarak görüyor. Sosyal ve politik nedenlere dayalı göçü oluşturan en önemli göçmen kategorisi sığınmacılardır. Politik, dini, etnik baskı görenler kendi ülkelerinden ayrılıp, herhangi bir ülkeden sığınma hakkı istiyor. Bunlar mülteci statüsündedirler. Uluslararası hukuka göre her ülke, mültecilere sığınma hakkı vermelidir ve mültecilerin geldiği ülkeye herhangi bir düşmanlık duymadan ya da içişlerine karışmadan bunu yapmalıdır. Hukuka göre her devlet bu hakkı vermekte ya da kime vereceğine karar vermekte serbest bırakılmıştır. Sığınmacılar problemi dünya gündemini çeşitli boyutlarıyla meşgul ediyor. Ülkeler -özellikle çok fazla sığınma talebiyle karşılaşan Batılı ülkeler- sığınmacıların ülkelerindeki sosyal politik atmosferi bahane etmelerine rağmen aslında ekonomik kaygılarla sığınma talebinde bulunduklarını iddia ediyor. Soğuk Savaş sonrasında beklentilerin aksine dünya daha barışçıl bir yer olmadı. Dünyanın değişik bölgelerinde çatışmaların sayısı ve şiddeti arttı. Çatışmaların çoğunda savaşan taraflar sivil halka dehşet saçan taktikler kullanmaya başladılar. Bu koşullar doğal 371 Faruk Arslan olarak siyasi istikrarsızlık, toplumsal şiddet ve zorunlu göç hareketleri için istenmeyen ortam yaratmaktadır. Angola, Afganistan, Sudan, Yugoslavya, Ruanda bunların en bilinen örneklerinden birkaç tanesidir. Göç olgusunda üzerinde durulması gereken diğer bir faktörde kitlesel umutsuzluktur. Toplumsal, siyasal ve ekonomik değişimler bir çeşit kitlesel umutsuzluğa sebep oluyor. Bunu Türkiye üzerinden yapılan transit geçişlerde çok yakından gözlemleyebileceğimiz gibi, bir çok insanın çok kötü şartlarda kabul edilip edilmeyecekleri belli olmamasına rağmen ve yüzlerce dolar ödeyerek Afganistan, Ortadoğu ülkeleri gibi ülkelerden kalkıp özellikle deniz yoluyla İtalya'ya veya diğer Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalışmalarını bununla açıklayabiliriz. Kitlesel nüfus hareketlerinin önceki yıllara oranla daha büyük ölçekte ve daha kısa sürede gerçekleştirildiklerine ilişkin kanıtlar vardır. 1 milyondan fazla Iraklının Körfez Savaşı'ndan sonra ülkeden kaçışı, Eski Yugoslavya'da çatışmalardan dolayı 4 milyon kadar insanın zoraki iç ve dış göçe maruz kalması, 4 milyondan fazla Ruanda vatandaşının 1994 teki soykırımdan sonraki kaçışı, Liberya'da 2 milyondan fazla insanın yerlerinden edilmesi ve sınır dışı edilmeleri bunun en canlı örnekleridir. Yasadışı göçte birçok ülkenin sınırından geçilmesi gerektiği için transit göçle de bağlantılıdır. Ayrıca bütün geçişler riskli ve zor olduğu, bireysel çabanın çoğu zaman yetersiz kalma durumu söz konusu olduğu için insan kaçakçılığı gibi uluslararası organize suç ağlarını da meydana getirdi. Hedef ülkeye varmadan 1-2 yıl ara ülkelerde kalıp çalışma, veya sığınma talep edilmişse ara 372 Faruk Arslan ülkelerde cevap bekleme yolları seçiliyor. Ucuz işgücü olmaları nedeniyle ulusal pazarlarda bu tür yasadışı göçmenler çalıştırılıyor. Özellikle Romanya, Moldova, Rusya, Belarus, Ukrayna, Azerbaycan, Ermenistan, Bulgaristan uyruklu yabancıların kaçak çalışma, kaçak ikamet etmek amacıyla Türkiye'ye geldikleri biliniyor. Bu kişiler söz konusu ülkelere uygulanan vize muafiyeti ve esnek vize rejiminden istifade ederek Türkiye'ye girmekte, tekstil gibi sektörlerin yanı sıra, insan ticaretine, istismara ya da fuhşa uygun ortam oluşturabilen eğlence ve turizm sektöründe, sigortasız ve güvencesiz olarak ev işlerinde istihdam ediliyor. Bu ülkelerden gelen kişiler için, istismara çok açık olan ama son zamanlarda artış gösteren diğer bir şeyde evlilik yoluyla vatandaşlığa geçme çabalarıdır. Fuhuş yaptığı tespit edilenler ve bulaşıcı hastalığı olanlar sınır dışı edilmektedir. 1996-200 yılları arasında yukarıda adı geçen ülkelerden gelen kadınlardan 6383 ü fuhuş suçundan dolayı sınır dışı edilmişti. (55) Uzun bir insani yardım geleneğine sahip olan Kanada, her yıl belirli miktarda mülteci kabul ediyor ve mültecilerin yerleştirilmesi ve korunması yolunda çalışıyor. Kanada'da yerleşmek isteyen mülteciler Citizenship and Immigration Canada (CIC) tarafından seçilir. Kanada'ya kabul edilebilmek için mültecilerin makul bir zamanda başka bir seçenekleri olmaması gerekir. CIC, mültecileri seçmeden önce uyruğunda bulunduğu ülkedeki evi yada daha önce sığınmacı olduğu ülkedeki meskenine dönemeyeceğinden emin olması gerekir. Ayrıca mültecilerin barınabileceği başka bir ülke olmadığından da emin olmak ister. Yerleşimci olarak seçilen kişiler sağlık ve güvenlik muayenelerinden 373 Faruk Arslan geçirilirler. Bu kişilerin ayrıca Kanada'da gelecek bir tarihte kendilerine yeni bir hayat kurabileceklerini göstermeleri beklenir. Kanada, başlıca üç farklı kategoride mülteci kabul etmektedir; Anlaşma Kapsamında Mülteiler ( Convention Refugee) : 'Convention refugee' ismi, Kanada'nın da kabul ettiği Birleşmiş Milletlerin 1951 tarihli (Geneva Convention Relating to the Status of Refugees) Mültecilerin Statüsüne Dair Cenevre Mukavelesi'nden geliyor. Convention Refugee Abroad sınıfı vatandaşı olduğu veya sürekli ikamet ettikleri ülke dışında bulunan insanları kapsar. Bu sınıf dahilindeki mülteciler: ırk; din; siyasi görüş; milliyet; yahut belirli bir sosyal gruba mensubiyet sebebiyle gerçek anlamda zulme maruz kalma korkusu içinde olan kişilerdir.Bu sınıf dahilinde seçilen kişiler hükümet yardımı veya özel sponsorluğuna hak kazanır. Sözleşme, insanlık suçu, savaş suçu, barış karşıtı eylemler, Birleşmiş Milletlerin ilkelerine mugayir eylemler yada iltica talep ettiği ülke dışında adli suç işlemiş kimseleri kapsamaz. Kanada Göçmenlik Yasası'na göre şu durumlarda kişi mülteci statüsünü kaybeder: Gönüllü olarak uyruğuna geri dönmek; gönüllü olarak ülkesi yada uyruğunun korumasından tekrar yararlanmak; yeni bir uyruk edinerek bu ülkenin korumasından istifade etmek; gönüllü olarak terk ettiği yada zulüm korkusuyla dışında kaldığı ülkeye yeniden yerleşmek, yada, zulme uğrayacağına dair korkuya yol açan sebeplerin ortadan kalkması (kişinin, ülkesinin korumasına tekrar girmesini reddetmesinde daha önceki zulümlerden kaynaklanan zorlayıcı sebepler olduğunu ortaya koyması müstesna). Kişinin ciddi bir zulüm korkusu altında olduğuna karar verirken vize görevlisi sivil toplum örgütleri, 374 Faruk Arslan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komisyonu, uluslararası organizasyonlar gibi güvenilir örgütlerden zulüm yapıldığı iddiası bulunan ülkeye dair genel ve insan hakları bağlamında geniş ve sağlam bilgilere dayanır. Vize görevlisi ayrıca mültecinin, İngilizce yada Fransızca iletişim kurabilmesi, aile durumu, yaşı, eğitimi, iş deneyimi, kişisel uygunluğu vs. gibi kıstasları göz önünde bulundurarak Kanada'da başarıyla yerleşebileceğine kanaat getirmelidir. Kabul edilmeniz halinde Kanada Hükümeti, tıbbi muayene ve sabıka kaydı gibi değerlendirmelerle Göçmenlik Yasası bağlamında kabul edilemezliğinizi gerektiren bir durum olmadığından emin olmak ister. Sağlık muayenesi neticesi açık olmaması halinde ikinci bir muayene ve gerekli görüldüğünde kabul öncesi bir tedavi sürecinden geçmeniz gerekebilir. Şu kategorilere giren kişiler mülteci olamaz. Dönebilecekleri başka ülkeler tarafından "Convention refugees" olarak kabul edilenler; Mültecileri ırk, din, uyruk yada belirli bir sosyal grup veya politik fikre mensubiyet sebebiyle hayatları yada özgürlükleri tehlikeye girecek ülkelere (bu ülkeleri tanımlayan bir liste mevcut değildir) iade etmeyen ülkelerden Kanada'ya gelenler; göçmenlik bürosu yetkilileri tarafından uygun bulunmayanlar yada Immigration and Refugee Board tarafından mülteci kabul edilmeyenler; suç işlemiş olanlar, teröristler, iktidarı devirme teşebbüsünde bulunanlar, savaş suçluları ve Kanada için tehlike arz ettikleri gerekçesiyle Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanı tarafından ülkede bulunmamaları yolunda karar verilenler Hükümetin yanı sıra özel sponsorluklar kapsamında organizasyonlar ve çeşitli gruplar mülteci ve zulme 375 Faruk Arslan uğrayan insanların Kanada'da yeni bir hayata başlamalarını temine çalışır. Vatanları Dışında Bulunanlar Sınıfı ( Country of Asylum Class) : Country of Asylum Class, Convention refugees kapsamına girmeyen kişilerin yerleşim ihtiyaçlarını karşılamak yolunda Kanada'nın bir uygulamasıdır. Bu kapsamda Kanada'ya göç etmeye hak kazanmak için: Kanada dışında, uyruğunda olduğunuz yada sürekli ikamet ettiğiniz ülke dışında olmak ve Kanada'ya göç etmek istemek, Kendiniz yada tabiiyetinizdekilerin bir grup yada kişi tarafından sponsorluk teklifi almış olması veya, Kanada'da finansal yada diğer bazı yardım imkanlarına sahip olmak yada kendiniz ve tabiiyetinizdekilerin Kanada'da hayatlarının idamesi, bakımları ve yerleşmesini temine kifayet edecek mali kaynaklara sahip olduğunuz konusunda vize görevlilerini ikna etmeniz, Uyruğunda bulunduğunuz yada sürekli olarak ikamet ettiğiniz ülkedeki iç savaş yada sıcak savaş veya yoğun insan hakları ihlalleri dolayısıyla "ciddi biçimde kişisel olarak etkilenmiş" olmanız ve olmaya devam etmeniz ve makul bir süre zarfında sürekli bir çözüm imkanının mümkün olmaması gerekir. Kabul edilmeniz halinde convention refugee sınıfına uygulanan sağlık ve sabıka kaydı gibi muayeneler bu sınıf için de geçerlidir. Bu kapsamda kabul edilen bireyler, özel şahsiyetler yada kuruluşların sponsorluğunda olmalı yada kendisi ve tabiiyetindekilerin hayatını idame ettirmeye yetecek mali kaynaklara sahip olmalıdır. 376 Faruk Arslan Mülteci Veren Ülkeler Sınıfı ( Source Country Class) : Bu kategoride mülteci kabul edilebilmek için Convention refugee tanımına uyuyor olmak. Sudan, El Salvador, Guatemala, Kolombiya, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Sierra Leone vatandaşı yada daimi mukimi olmak; ülkesinde göz altında yada hapis olduğu için ifade özgürlüğü, muhalefet ve gösteri özgürlüğü yada sendika faaliyetlerine katılma özgürlüğünden mahrum olmak gerekir. Bu sınıfta seçilen kişiler hükümet yardımı yada özel sponsor desteği alabilir. Kanada-Quebec Mutabakatı Quebec'e, ülke dışından bu eyalete yerleşecek mültecileri seçme hakkı tanımıştır. Bu eyalet tarafından seçilen kişilere "Certificat de sélection du Québec (CSQ)" şeklinde adlandırılan belge verilir. Federal hükümet, bu vizenin düzenlenmesinden önce tıbbi muayene ve sabıka kayıtları gibi yasal kabul gerekliliklerinin yerine getirilmesiyle mültecilerin uygunluğunun tespitinde sorumluluk sahibidir. (56) 28 Haziran 2002 itibariyle Kanada elçiliklerine bu ülke dışından iltica için başvuru yöntemi değişmiştir. Bunun için daimi ikamet vizesi başvurusuna şu belgelerden biri eklenmelidir: United Nations High Comissioner for Refugees (Birleşmiş Milletler Yüksek Komisyonu)'den bir referans, veya özel bir sponsordan taahhütname. Bu belgelerden herhangi biri olmaksızın yapılan başvurular değerlendirmeye alınmayacaktır. İstisnai durumlarda Kanada dışından elçiliklere iltica talebinde bulunanların yukarıda adı geçen belgeler olmaksızın başvurusu kabul edilir. Başvuru sahibinin bulunduğu ülke Kanada elçiliklerine doğrudan erişim hakkı tanınan ülkeler arasında yer alıyorsa başvuru sahibinin uyruğunda bulunduğu ülkeye hizmet eden 377 Faruk Arslan elçilik başvuruyu doğrudan adaydan kabul edecektir. Doğrudan Erişim hakkı tanınan ülkeler şunlardır: Kongo, Sudan, El-Salvador, Guatemala, Kolombiya, Sierra Leone. 4 Kasım 2004’de(BMMYK)- BM mülteci ofisi ve Kanada Hükümeti, evlerine geri dönme umudu olmadan, Merkez Asya’da zor durumda kalan yaklaşık 2,000 Afganlıyı yerleştirebilecek program için grup kurdular. İki Kanadalı göç memuru, Tacikistan’da haftalar süren ve 1000 kadar Afganlı mültecinin yeniden yerleştirilmesine öncülük etmesi muhtemel mülakatları tamamladı. Aynı zamanda BMMYK Türkmenistan’da, Kanada’nın orada mülakat yapılan 140 mülteciyi kabul ettiğini bildirdi Bunlar Azerbaycan’a kaçan 47 etnik Ermeni tarafından izlenen 64 Afganlı ve İran’dan 34 etnik Türkmendi. Aynı zamanda, Kırgızistan’dan gelen – programın tasarlanıp denendiği yer - ve Kanada tarafından 2005 başında kabul edilen 511 Afganlı mülteci, bir seferde yeni evlerine vardı. Kanadalı göçmen memurları için, Taşkent’teki BMMYK ofisi, 360 kişiyle mülakatlara kısa zamanda başlanması için dikkate almak üzere ayarlandı: Bunlardan üçü ya eski Sovyetler Birliği’nde öğrenci oldukları için oldukça parasızdı ya da aileleri bu durumdaydı. BMMYK’nın mülteciler için tercih ettiği “kalıcı çözümün” onların evlerine geri dönmesi olmasına rağmen, bazı insanların eve dönemediği sık sık oluyor. Böylece tek alternatif sığınma sağlayan ülkeyle bütünleşme ya da üçüncü bir ülkeye yeniden yerleştirme. Bu son seçenek, Sovyetler Birliği’nin eski Merkez Asya cumhuriyetlerinde dağıtılmış mülteciler için tek ümitti. Çoğu Afganlı mülteci, 1992’de devrilen Necipullah 378 Faruk Arslan Hükümeti ile bağlantılıydı ve eski Sovyet Rejimi ile ikincil bir bağ bile – eski Sovyetler Birliği’nde okuyor olmak gibi – geri dönen birisi için hala tehlikeli olabilir. Ev sahibi ülkeler, bu çözüm yolunu çoğu için kapatarak mültecilere vatandaşlık vermeye yanaşmıyorlardı. Ailesinin Tacikistan’dan Kanada’ya yeniden yerleştirilmesi kabul edilen Basir Ahmad Mavlavizoda, “Bizim hem mücahitlerle hem de Talibanla sorunlarımız vardı. Mücahitler Taliban’ın rolünü oynuyor ya da tam tersi oluyor. Onlar hala oradalar.” diye yakınıyordu. Son zamanlarda dokuz hükümet- Amerika, Kanada, Avusturya, İsveç,Norveç, Finlandiya, Yeni Zelanda, Danimarka, ve Hollanda- bir yıllık yeniden yerleşen mültecilerin çoğunu karşıladı. 2004’de yaklaşık 27,000 mültecinin, 13,987’si Amerika’ya gitti, 4,749’u Kanada’ya ve 3,935’i Avusturalya’ya BMMYK tarafından yerleştirildi. BMMYK ayrıca hassas insanları kabul etmeye gönüllü diğer devletleri aramak ve Şili, Benin, Burkina Faso , Brezilya, İrlanda, İzlanda ve İngiltere gibi yerlerde son zamanlarda tanıtılan programları güçlendirmek için çalışıyor. Kanada’nın durumunda, dünya çapındaki göçmenleri kabul etme resmi programı 7,500’e kadar mülteci kabul kontenjanını içeriyor. Bu, Merkez Asya’daki BMMYK temsilcilerini, Kanadalı yetkilileri, Afgan mülteci nüfusuyla mülakat için davet etmeye sevkediyor. Fakat geniş bir nüfus, 1979’daki Sovyet işgalinden önce bile yıkılan Afganistan’ın değişen politikalarına yakalanan şanssız bir gruptu. Bazıları 1980’lerin kominist yöneticilerini desteklemeyen fakat aynı zamanda mücahit ajanlarının da direnişlerini desteklemeyi de reddeden makul kimselerdi. Bazıları sadece öğretmen, gazeteci ya 379 Faruk Arslan da, sonunda yenilen anti-komunist kuvvetlerinin azalmayan şüphelerini kazanarak Necipbullah alanından çalışmaya devam eden bürokratlardı. Şanssızlar arasındaki büyük çoğunluk, Merkez Asya Sovyetler Birliğinin bir parçasıyken genç yetim olarak gelen Afganlardı. Onların Afganistan’la ilgili hatıraları ve aile bağları hiç yok gibi Necipbullah rejimiyle ilgililerin çocukları olmaları bile onların ölüme mahkum edilmelerine yeterdi. Sınırlar dışındaki toplam Afgan nüfusuna bakıldığında, Kanada’ya yerleştirilecek sayı makul. 2001’in sonlarında Afganistan’da Taliban rejiminin düşmesinden beri 2,3 milyon Afganlıdan fazlasının yurduna geri dönmesine karşın, tahmini bir milyonu İran’da kalıyor ve -belki Pakistan şehirlerindeki Afgan sayısının iki katı kadardiğer bir milyonu Pakistan’daki kamplarda kalıyor. Fakat, Merkez Asya’daki Afgan mülteci nüfusu, İran ve Pakistan’dakilerin çoğunluğundan birçok açıdan daha farklı. Ya varışlarından önce ya da sığınma bölgesine varmadan önce daha iyi bir eğitim aldıkları için daha eğitimli olmayı meylediyorlar. Mülteci konumularına ilişkin -eğer evlerine geri dönerlerse zulüm korkusuiddiaları bile daha iyi belgelenmiş. Onların olaylarının sonucu bile büyük bir etki yarattı. İran ve Pakistan’la karşılaştırıldığında, bu programın başlarında Merkez Asya ülkelerinde oldukça az Afgan mülteci vardı: Tacikistan’da yaklaşık 2,500,Özbekistan’da 2,300, Türkmenistan’da 1,200 ve Kırgızistan’da 650. Kanada’ya böyle büyük bir kısmın yerleştirilmesi, bütün Afgan mültecilerin çerçevesinde çözüm için umutları yükseltiyor. BMMYK’nın Afgan mültecilerle ilgilenmeye başladığı çeyrek yüzyıldan sonra, sorunu bitirmek için 380 Faruk Arslan umutlar yükseliyor. Afganistan’da çoğalan sabitlik ve ekonomik yükselme, Kanada ve BMMYK arasındaki işbirliği eve gidemeyen mülteciler içinde çözüm olduğunu gösterirken, İran ve Pakistan’dan milyonlarca Afganı geri çekti. (57) Kanada, 1995 Bosna katliamı ve 1999 Kosova krizleri sonrasıda pek çok Boşnak ve Arnavutu mülakatlarla Kanada’ya getirmişti. Kanada’da Kürtlerin çıkardığı Yeni Hayat gazetesinde ilticacılara yardım eden aşağıdaki yazıyı ve Law Office gördüğümde epey şaşırdım: Anti-sempatik göçmenlik politikası ölümcül yüzünü ikinci dünya savaşının başlarına doğru Kanada’da göstermeye başladı. O zamanlar, 1939 yılında, St. Louis adlı bir gemi Avrupadan açılarak Kanada’nın Atlantik kıyılarına doğru yola koyuldu ve beraberinde 900’e yakın Avrupa (Almanya) göçmeni bulunduruyordu. Kanada, iltica talebinde bulunan bu insanların sığınma isteklerini geri çevirerek tekrar Avrupaya dönmelerine ve Alman Nazi hükümeti tarafından işkenceye mazur kalmalarına göz yumdu. Bu kırılma noktası oldu. Kanada medyası hükümeti bu kararından dolayı sert bir dille eleştirdi, kamuoyu oluştu. İkinci dünya savaşı sonrası, Kanada ülkelerinden çıkarılmış insanları ilticacı olarak kabul etmeye başladı. Binlerce kişi gruplar halinde Kanada hükümetine iltica talebinde bulunarak Kanadaya göç etme şansi elde ettiler. Bu 25 yıl kadar böyle devam etti. 1951 yılında Kanada hükümeti İlticacı Sözleşmesini imzalayarak ilticacı kişileri seçme hakkı elde etti. Bu hak ile birlikte Kanada, Batı Avrupa ülkelerinde Komünist rejim altında ezilmiş insanları tercih etmeye başladı. 1976 yılında Kanada iltica kanunu, göçmenlik ile iltica arasında ilk ayrımı ve bunların tanımını yaptı. Bunun 381 Faruk Arslan yanısıra iltica başvurusunu onaylayan veya ret eden bir sistem kuruldu. 1986 yılında, Kanada, Birleşmiş Milletler Yüksek Komisyonu İlticacılar Kurulu tarafından, ilticacılara verdiği sığınma haklarından dolayı ödüle layık görüldü. 1970 ve 1980 yılları arasında 700,000’den fazla insana, Kanada hükümeti tarafından iltica hakkı tanınmış olup Kanada devletinin koruması altına alınmıştır. 2003 yılında Kanada ve ABD hükümetleri, karşılıklı olarak bir anlaşmaya imza attılar. Bu anlaşmaya göre, eğer bir kişi iki ülkeden birisine giriş yapar ise, diğerine iltica talebinde bulunamayacak idi. Yani, eğer bir insan Kanada’ya giriş yapar ve daha sonra ABD hükümetinden iltica talebinde bulunursa, bu talebi geri cevirilecek idi. Bu uygulama halen 3. Güvenli ülke Anlaşması olarak geçerliliğini korumaktadır. Türkiyeden gelen insanların 1990 ve 2002 yılları arasında rekor düzeyde iltica talebinde bulunduğu tahmin ediliyor. Bunların çoğunluğu din baskısı ve ırkçılık altında yapılmıştır. Türkler ve Kürtler, Kanada İltica Kanunu hakkında hemen hemen hiç bir bilgiye sahip olmadıkları gibi çoğu zaman davalarını eksik bilgi veya yanlış anlamalar sonucu kaybettiler. Kanada Göçmenlik ve İltica mahkemesinin ilk baktığı husus kişinin gerçekten kendi ülkesinde tehlike içerisinde olup olmadığıdır. Aksi taktirde, ne kadar haksızlık, zulüm ve işkence görmüş olsa bile, eğer mahkeme kişinin kendi ülkesine geri dönüşü sonucunda kendisine artık zarar gelmeyecek kanısına varır ise, kişinin iltica talebi reddedilir. Yani görülen işkenceler ve zulümler tek başına yeterli olmayabilir. Hayati tehlikesi varsa kişinin, bunuda elde olan somut deliler ile kanıtlaması gerekecekdir. Eğer iltica talebi, IRB tarafindan kabul edilir ise, bu aday 382 Faruk Arslan “korunmuş kişi” hakkını elde edecektir. Bunun anlamı, bu kişi Kanadada kalabilir ve bundan sonra ise temelli kalıcı yani “permanent resident” süreci için başvuru yapabilir. Göçmenlik işleri ile uğraşan bir avukat mutlaka gereklidir. Eğer IRB iltica talebinizi geri çevirir ise, adaya bunun nedenlerini bildirir bir yazı yollayıp, 30 gün içerisinde Kanada’yı terk etmesini talep eder. Bundan sonra eğer kişi başka hukuki yollara başvurmayı tercih etmezse bu süre içersinde, Kanada’yı terk eder. Aksi halde suçlu duruma düşecekdir. Bununla birlikte, eğer gitmez ve hakkını bir üst mahkemede aramayı tercih eder ise, bununda değişik hukuksal kovuşturmacası olacak ve tecrübeli bir avukata ihtiyacı olacaktır. Davayı bundan sonra avukat takip edecektir. Kanada’ya 3 şekilde iltica ediliyor. Bunlardan birincisi: Kanada’ya bir şekilde gelip, ilk gördüğünüz görevliye ben iltica etmek istiyorum demek. Bu yolla iltica etmeniz %50 . İkincisi: İşci olarak gelip 2 ay çalıştıktan sonra o yerin savcılığına giderek iltica talebinde bulunmak. Üçüncüsü: Türkiye’den iltica talebinde bulunmak.Tabi bunun için araştırma yapmanız gerekiyor. Araştırma yapmadan iltica başvurusu yapmak sakıncalı. Toronto’da Canada Law Offıce açarak resmen iltica işi yapan Kürtler var. Bu grup, iltica konusunda birçok e-mail ve mektup aldığını, yaklaşık 2008 yılı içerisinde 600 başvuru incelediğini ve yaklaşık 400’ünün olumlu sonuçlandığını iddia ediyordu Yeni Hayat gazetesinde. Alevilik, Kürtlük ve benzeri nedenlerle iltica talebini yapabilmek için bu yönlü bir mazeretde bulunmak için yapılması gereekenleri şöyle listelemişler: 383 Faruk Arslan Bu yönde en az 6 ay hapis cezası aldığınızı, Toplum içinde ayrımcılık yapıldığını, Şiddete maruz kaldığınızı, Dışlandığınızı belgelemeniz gerekmektedir. Bu belgelerle Ankara’daki Kanada konsolosluğuna giderek başvurabilirsiniz. Konu araştırılır ve yaklaşık 1 yıl içinde sonuçlanır. Tavsiyeleri ise şöyle: ‘ Belge konusunda sıkıntı yaşarsanız diğer bir seçenek ise bir iş için Kanada’ya gelerek burada uçaktan iner inmez, ilk gördüğünüz yetkiliye iltica etmek istediğinizi medenice belirtmektir. Bu yönlü taleplerde savcılığa çıkarılır ve savcılığı ikna kabiliyetinize göre başvurunuz onaylanır. Kanada’ya işci olarak gelemiyorsanız, turist olarakta gelebilirsiniz. Ancak Kanada’dan bir davet olmadığı sürece ve Kırmızı pasaportunuzda yoksa vize almanız kolay değildir. Bunların dışında evlilik yoluyla gelebilir ve 6 ay kaldıktan sonra iltica talebinde bulunarak vatandaşlığa geçebilirsiniz. Güya bu akılları veren Kürt Türkiyelilerin ofisi, yukardaki yönlerde hiçbir faaliyete karışmamaktadır. Ofis çalışanları olarak Türkiye dahil dünyanın 6 ülkesinden vatandaşlık talebinde bulunan kişilere yasal süreçler konularında yardımcı olmaktayız. Türkiye’den Kürt, Alevi, Yahudi, Hristiyan vb. kökenli vatandaşların (Türk kökenliler istisna) talepleri doğrultusunda yasal süreci Türkiye ve Kanada’dan başlatarak kişinin varsa ailesinin ikinci vatandaş olarak Kanada’ya yerleştirilmesini, iş bulmasını, iş bulana kadar süren zaman zarfında işsizlik ödeneği almasını, eşya yardımı, çocuk yardımı, iaşe yardımı, giysi yardımı, vb konularda destek almalarını sağlıyoruz. ‘ Vay canına demişim. 384 Faruk Arslan İnternetden iltica reklamı yapıldığını hemde gazeteye basıldığını hiç görmemiştim. Devam edelim: İlk aşamada Kanada hükümeti tarafından; 4000 Kanada doları ilk yerleşme yardımı, (bir kereye mahsus) 900 Kanada doları aylık işsizlik maaşı, 400 Kanada doları aylık iaşe bedeli, 400 Kanada doları aylık kira bedeli, 100 Kanada doları giyim bedeli, 250 Kanada doları da aylık bakmakla yükümlü olduğunuz kişilere (kişi başı) Ortalama 4000 doların yanı sıra aylık ortalama belirli bir güvenli yaşam sağlanana kadar 2000 Kanada doları yardım yapılmaktadır. Daha fazla yardım talepleri başvuruları yapılmamakta, kabul edilmemektedir. Militan olduğu anlaşılan bu Kürtlerin şu notunu kaydedelim: ‘ Bize yapacağınız iltica talebi Kanada’ ya göre yasal, Türkiye’ye göre yasal değil, suçtur. Bu yüzden Türk hükümetiyle sorun yaşamamanız için kesin görülen başvurular değerlendirilmektedir. İlticanız riskliyse talebiniz tarafımızdan ret edilir. Kesin iltica edebilecek durumdaysanız, işlem yapılarak buraya alınırsınız. Talepleri kesinlesen ve iltica hakkını kazanan kişi adresine postayla göndereceğimiz belgeyle ve ailesiyle Ankara’daki Başkonsolosluğa giderek yetkililere teslim eder ve iki görevli nezaretinde uçağa bindirilerek Kanada’ya getirilir. Burada 15 gün karantinada kaldıktan ve hastalığı olmadığı kanıtlandıktan sonra yerleştirilme işlemleri başlar. ‘ (58) 385 Faruk Arslan PKK’lı Kürtlerin nasıl sistemli biçimde ülkeyi terkederek Kanada’ya iltica ettiğini, bu yazıyı okuduktan sonra anladım. Buraya alıntılamayı uygun buldum ki, insan kaçakçılığına giren bu durum ülkemizin imajını bozuyor. Doğrusunu, kurallarıyla anlatalım. KANADA İÇİNDE SIĞINMA TALEBİ Kanada, ülke içerisinde bulunupda vatanlarına dönemeyen kişilere de koruma sağlar. Başvurular, herhangi bir giriş kapısında veya Kanada Göçmenlik Bürosuna (CIC) yapılabilir. Uygun görülen iltica talepleri bağımsız bir mahkemede dinlenilmek üzere Immigration Refugee Board (IRB) /Göçmenlik ve İltica Kurulu'na gönderilir. Bu kurulda davaları Refugee Protection Division (RPD) Mülteci Koruma Birimi dinler. Bir kişinin korumaya muhtaç olup olmadığına RPD üyeleri karar verir. Kişinin convention mülteci yada korumaya muhtaç olduğuna karar verilirse koruma kararı çıkar. Bu başvurular ülkeye girişte havalinanında yapılabileceği gibi ülkeye girdikten sonra telefonla randevu alınarakta yapılabilir. Malesef bazı Türkler ve milletler Kanada’ya iltica etmek için gemiden atlamanın zorunlu olduğunu sanıyorlar. Ağustos 2005’de Quebec’te iltica etmek isteyen altı Türk gemici, St. Lawrence Nehri’ne atlamıştı. Üç denizci tututklanırken kayıp üç Türk’ün boğulmuştu. Olay, sinemadaki aynı adlı uyarlaması büyük gişe yapan, Henri Charriere’in dünyaca ünlü romanı "Kelebek"in kahramanını anımsatıyordu. Kanada’da yayınlanan Globe and Mail gazetesine göre, Malta bandıralı İmbat kargo gemisinde çalışan altı Türk, vatandaşlığına geçmek ve oturma izni almak istedikleri 386 Faruk Arslan Kanada’nın Quebec eyaletindeki St. Lawrence Nehri’ne atladı. Bir Türk, donma tehlikesiyle hastaneye yatırılırken, iki Türk göz altına alındı. Kanada Sınır Servisi Ajansı sözcüsü Dominique McNeely, St. Lawrence Nehri’ne dünyanın pek çok yerinden gemilerin geldiğini, kimi zaman da gemi personelinini iltica talepleriyle karşılaştıklarını belirtiyordu. McNeely "Ancak St.Lawrence Nehri’ne atlayanlarla ilk kez karşılaşıyoruz. Bu çok sıradışı ve çok tehlikeli bir girişim" diye dalga geçmişti. Nehre atlayan altı Türk’ün, İmbat gemisi’nin Kanada’da karıştığı ilk olay değildi. Temmuz 2005’de de gemi personeline ait iki Türk tıbbi destek istemiş, ancak daha sonra Montreal’de kaldırıldık arı hastaneden kaçmıştı. İki Türk’e sonra ulaşılamamıştı Bu tür dolambaçlı yollara halbuki hiç ihtiyaç yoktu. Gemiden atlama usulü Avustıralya’da kabul görüyor. Avusturalya gemiden atlayan ilticacıları ciddi buluyor. Kanada sıcak bakmıyor. Oysa Kanada’da ülkeye bir şekilde legal veya illegal giren herkes medenice iltica edebilir. Mülteciler, Almanya ve pek çok Batı ülkesinde olduğu gibi toplama kamplarına toplanıp toplumdan ayrıştırılmaz. Mahkeme süreci devam ederken normal vatandaş gibi işsizlik maaşı bağlanıp hayatını kazanması için yardımcı olunur. Üsteklik devlet, ‘Legal Aid’ denilen hukuk yardımı sağlayarak parası olmayan adayların avukat tutmalarına yardımcı olur. Avukatsız mahkemeye çıkanlar ciddiye alınmıyor. Bu süreçte avukat iltica adayının yazdığı hayat hikayesini oluşturur, başvuruyu yapar ve dava gününü bekler. Piyasada para karşılığı (1000 CAD) hikaye yazan bir sürü düzenbaz vardır. Bunlardan bir tanesi yakayı adayın davayı kaybetmesi sonrası itirafıyla 387 Faruk Arslan ele vermiş ve göçmenliği elinden alınmıştı. Dava öncesi avukatla-aday taktiksel olarak birlikte çalışır. Baskı gördüğünü hikayesine yazan aday düşmanını mutlaka devlet birimlerinden (asker, polis, istihbarat vs.) seçmelidir. Bu iddiasını belgelemelidir. Mafya veya özel sektörden düşman olmaz. Veya kan davası, töre, koca dayağı gibi sosyal etkenleri kullanmalıdır. ABD ve pek çok ülkede koca dayağı iltica sebebi sayılmasada kadın hakları ülkesi olan Kanada’da kabul nedenidir. Askerliğin mecburi olmadığı Kanada’da ülkesinde askere gitmek istemeyen adayda bakaya kaldığını ispatlarsa kabul alabilir. Tabii niye silaha karşı olduğunu anlatmalıdır. 1980’li yılların sonlarında mahkemeye çıkan pek çok saf köylülerimiz hakime ‘tarlasında ürün yandığı, inekleri, koyunları öldüğü’ için iltica ettiğini söylemiş ve heyeti güldürmüştü. Hakimler iyi niyetli insanlarmış ki, defalarca ‘düşün yine gel’ diye köylülerimizi tam 5 yıl git-gel yaptırmıştı. Böyle bir yaklaşıma başka bir ülkede rastlayamazsınız. Bu nedenle bu köylülerimiz 2 yılda alacakları statüyü 6-10 yılda alabildiler. Daha ziyade Kürtler ve Aleviler siyasi, dini ve etnik nedenlerle başvuruyor. Kürt olmadığı halde ‘Kürdüm’, Alevi olmadığı halde ‘Aleviyim’ diyen çok ilticacı aday gördüm. Sosyal Workerlık okuduğum için ilgi alanlarımızdan biri mültecilerin sorunlarıydı. Kabul görmüş hayat hikayesini kendine kopyalayıp başvuranları hakimler genelde yutmaz. Her ülke konusunda uzmanlaşmış hakimler vardır ve adayların ne dediğini hemen kavrarlar. Türkiye konusunda uzmanlaşan hakimler hangi köyümüzde ne kadar Kürt yaşadığını, hangi tür Alevilerin ne tip sorunları bulunduğunu derinlemesine bilecek kadar uzmandır. Genellikle vücut 388 Faruk Arslan diline bakarak yalan söyleyip söylemediğini anlamaya çalışır, mahkemeye sunduğu hayat hikayesinde şaşırtma yapmaya çalışarak yoklama çekerler. Töre cinayetinden kaçan yalnız kadın adayları büyük oranda davayı kazanır. Zulüm gördüğüne dair İnsan Hakları raporlarına geçenlerin fazla çaba harcamasına gerek yoktur, hemen kabul görürler. Başörtüsü nedeniyle zulüm görenlerden kabul edilenler olmuştu. Ülkeye gelir gelmez iltica etmesi avantajınadır. Bekleyipte başvuranlara, ABD, Almanya gibi güvenli ülkelerde kalıpta gelenlere sıcak bakılmaz. Bu yolu istismar ettiği düşünülür. Can korkusu olan, ülkesine dönmekten çekinen hemen iltica eder, ‘beklegör’ politikası izleyenler kaybetmeye mahkumdur. ABD ile 2002’de imzalanan ve 2004’de yürürlüğe giren anlaşma sonrası bu ülke üzerinden gelen adaylar güvenli ülkeden geldikleri varsayıldığı için başvuruları olumlu sonuçlandırılmıyor. Geldikleri ülkeye gönderilmeleri sözkonusu. Adayın yalan söylediğini anladıkları anda ağzıyla kuş tutsa davayı kazanamaz. Avukat ve tercüman ücretlerini devlet öder. Devletden yardım almayan, çalışan veya Kanada’ya cebi şişkin gelenler avukat bedelini kendi öder. Mahkeme öncesi para karşılığı form dolduran Paralegal veya Sosyal Workerlık eğitimi almış uzmanlarla görüşmeniz hata yapılmaması için gereklidir. Formda yazılan her bilgi mahkemede asıl kabul edilerek saatlerce sorgulanacaktır. Yazılı ve sözlü beyanlara heyetin inanması kabul verilmesi için yeterlidir. Eğer mahkemesi olumlu geçerse ‘Convention Refugee’ ( Adaylığı kabul edilmiş mülteci) statüsü kazanır. Karar ya mahkemede yüzüne okunur, veyahut 15 gün-3 ay arası süre içinde evine postalanır. Bu statü ile seyahat belgesi alarak yurtdışına 389 Faruk Arslan çıkabilir, daimi oturma ve çalışma izni kazanmış olur. Sağlık kartı için başvurabilir. Ancak Kolej ve üniversite okuyamaz. Bu nedenle hemen göçmenliğe başvuru yapması kaçınılmazdır.. Göçmenliğe başvurursa göçmen daha sonra vatandaşlığa başvurursa vatandaş olur. Gerekli güvenlik araştırması yapıldıktan ve sağlık kontrolünden sonra Göçmenlik belgesi 10 ay ila 2 yıl içinde verilir Başvurudan sonra 1 yıl içinde kabul görenlerin göçmenlik başvurusu sırasında yeniden sağlık kontrolünden geçmesine ihtiyaç yoktur. Aksi halde kişi başı 500 dolar check-up ücretini öder. Göçmen olunca öğrenim kredisi alarak yüksek eğitimini devam ettirebilir. Abroad sınıfı Convention Refugee, vatandaşı olduğu veya sürekli ikamet ettikleri ülke dışında bulunan insanları kapsar. Bu sınıf dahilindeki mültecilerde: ırk; din; siyasi görüş; milliyet; yahut belirli bir sosyal gruba mensubiyet sebebiyle gerçek anlamda zulme maruz kalma korkusu içinde olan kişilerdir. Kanada'da bulunup, sınır dışı edilmesi halinde hayati tehlike veya işkenceye uğrama ihtimalleri bulunanlara ‘Korumaya muhtaç kişi’denilir. Bir korunma talebi BRB Refugee Division tarafından kabul edildiğinde atılacak ikinci adım daimi mukim statüsü için başvurmaktır. Başvuru formu, IRB'nin gönderdiği tebliğle birlikte sunulmalıdır. Bu işlem 180 gün içerisinde gerçekleştirilmelidir. Yakın aile bireyleri Kanada'da yada dışarıda müracaat kapsamına alınabilir. Başvuru sahibi yada bir aile bireyi gerekli kimlik belgelerine sahip değilse ve güvenlik sebepleriyle kabul edilemez durumdaysa oturma izni verilmez. Refugee Division bir korunma talebini reddettiğinde başvuru sahibine reddedilme sebebini de içeren yazılı bir tebliğ gönderir. İlgili kişinin Kanada'yı terk etmesi 390 Faruk Arslan yolunda izleyebileceği seçenekler de bu belgede belirtilir. Talebi reddedilen kişi 30 gün içerisinde ülkeyi terk etmelidir. Kararın gözden geçirilmesi için bir Federal Mahkemeye 150 gün içerisinde temyiz başvurusunda bulunulabilir. Çoğunlukla temyizin sonucunu beklemek için ilgili kişilerin Kanada'da kalmasına izin verilir. Ancak bu mahkeme sadece usülden davaları bozabilir, davanın içeriğine bakmaz. Mesela iki hakim bakması gerekirken bir hakimin gelişi, savcının bulunmayışı veya delillerin kayda alınmayışı gibi. Kazanma oranı yüzde 10’u geçmez. İlk mahkemede kaybeden adayın şansı azalır. Ülkelere göre kazanma oranları değişiktir. Macarlar, sadece dil öğrenmek ve 2 yıl Kanada’da bedava yaşamak için iltica ediyorlar. Çoğu zaman mahkemeye bile gitmiyorlar. Bu nedenle Macarlarda kazanma oranı yüzde 8. Sahte belge sunma konusunda kötü sicilleri bulunan İranlıların yalancılığından dolayı kazanma oranları yüzde 20. Türklerin kazanma oranı 11 Eylül faciasından önce yüzde 80 iken, bugün yüzde 50’ye düşmüştür. Bunun nedeni ABD’nin baskılarının yanısıra AKP yönetimiyle ülkeye siyasi istikrarın gelmesi, AB sürecinde çıkartılan kanunlar paralelinde Kürtlere ve Alevilere yönelik ayrımcılığın sona ereceğine dair güven, dini baskı gerekçelerinin ortadan kalkması gösterilebilir. Her iltica adayının ülkesinin kötü imajına katkı sağladığı unutulmamalıdır.Türkiye malesef Afganistan ve Irak’yan sonra en fazla mülteci veren ülke sıralamasında 3. sırada bulunuyor. Kanada'ya ülke dışından yerleşmek isteyen "Convention" mülteci yada Humanitarian Designated Classes (Source Country Class ve Country of Asylum Class) üyesi olarak müracaat edenlerden başvuru ücreti 391 Faruk Arslan alınmaz. Kanada'da, korunmaya muhtaç kişi yada Convention mülteci statüsü tanınarak "protected person" olarak kabul edilen kişiler oturma izni için müracaatlarda başvuru ücreti öder. "Protected person"lar için oturma izni ücreti; başvuru sahibi için 550 CAD 22 yaş ve üzeri her aile bireyi için 550 CAD, 22 yaş altı evli bireyler ve başvuranın eşi için 550 CAD, 22 yaş altı bekar her aile bireyi için 150 CAD'dır. İltica talebinde bulunanlar normal şartlar altında çalışma izni için başvurabilirler. Genellikle hükümet yardımı olmaksızın hayatını idame ettiremeyenlere çalışma izni verilir. Başvuruda bulunanlar IRB (Immigration and Refugee Board)'ye şahsi bilgi formu teslim etmeli ve sağlık muayenesinden geçmelidir. Sığınma talebinde bulunanlar okuma izni için başvurarak kararın çıkmasını beklerken dil eğitimlerine, çocukları ilkokul, orta okul, lise eğitimlerine ücretsiz devam edebilirler. Yabancıların küçük çocukları otomatik olarak okula devam hakkına sahiptir. CIC tarafından idare edilen (Interim Federal Health Program) Geçici Federal Sağlık Programı, ihtiyacı olan sığınmacı adayları ve Kanada'da henüz bir sağlık programı kapsamında olmayan mültecilere acil ve temel ücretsiz sağlık hizmeti sunar. (59) Federal mahkemedende ret cevab alan aday mülteciye son 6 ayda ne değiştiğini öğrenmek için ‘Risk Assessment’ gönderilir. Aday neden ülkesine dönemediğini yeni belgelerle isparlarsa adaylığı kabul edilebilir. Bu süreçte kazanma şansı yüzde 20’dir. Bu başvuruyla birlikte ret yiyen adayın devletden yardım almayı keserek çalışmaya başlaması ve kendi ayakları üzerinde durduğunu ispatlaması önem kazanır. İnsan Hakları başvurusu denilen ayrı bir başvuruyu bu sayede yapabilir. Humanitarian Designated Classes (Source 392 Faruk Arslan Country Class ve Country of Asylum Class denilen bu başvuru hem içeriden hem dışarıdan yapılabilir, ücret alınmaz. İçeriden yapılanda bu süreç devam ederken sınırdışı edilme mektubu gelirse belirtilen süre içinde ülkeyi terketmelidir. İnsan Hakları başvurusu sonuçlanana kadar kalma izni verilmez. Genellikle bu başvuradan sonuç alma şansı yüzde 20’dir. İyi referans mektupları alırsa şansı artar. Sınırdışı mektubu aldığı halde ülkeyi terketmeyenler resmen kaçak olur. Adres değiştirerek yeraltına çekilir, çocukları okulda okuyamaz. Eğer yakalanırsa ülkesine göçmen yetkilisi nezaretinde götürülür ve teslim edilir. Ülkesinin havalimanında neden iltica ettiğine dair ifadesi alınır. Eğer asker kaçağı ise askere, değilse memleketine gitmesine müsade edilir. Ancak İçişleri Bakanlığı ve MİT özel arşivinde siciline işlenir. Kaçaklara af meselesi iltica adaylığı kabul edilmemiş olanların başlıca sohbet konusudur. Daha öne İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in Kanada’yı ziyareti vesilesiyle iki defa toplam 30 bin kadar kaçak affedilip statüye kavuşturulduğu için yeni bir af beklentisi dillerden düşmez. Ancak bu af tasarılarında kapsam hep sınırlı tutulmuştur. Kanada’ya pasaportlarını yırtıpta girenler, sınırdışı edildiği halde gitmeyenler ve kimliklerini ispatlayamayanlar hep kaybetmiştir. Mahkeme süreçlerinde en önemli konu kimliğini ispatlayabilmektir. Kanadalılar, pasaportunu kaybederek veya sahte pasaportla gelen iltica adylarına hep şüphe ile bakmış ve başvurularını baştan sonuna kadar reddetmiştir. Kazananlar göçmenliğe dahi başvursa Kabul belgeleri çok uzun sürede gelir. Ülkesinden kendisini tanıyanlardan referans mektupları almadan kimliğine inanmazlar. 393 Faruk Arslan Kanada, bu konuda çok haklı. Muhatabının terörist olup olmadığını nereden bilecek? Parmak izleri suçlu olmadığını ispatlasada her zaman isminin üzerine bir soru işareti konulmuştur. PKK’lıyım dediği halde ilticası kabul edilen adayları devlet yakın gözetimi altında bulunduruyor. 2004’de Federal Göçmenlik Bakanı Denis Coderre tarafindan hazırlanan, kaçak yaşayan ve çalışan binlerce illegal yerleşimciye legalleşme hakları tanıyan bir tasarıda iltica başvurularını kaybedenlere yine üvey muamele yapılmıştı. Göçmen avukatları bu durumu ayrımcılık olarak nitelemişti. Yasada özellikle inşaat alanında kaçak çalışanlara 2 yıllık geçici yabancı işçi statüsü verip sonrasında göçmenliğe başvurmalarının öngörülmesi, inşaat sektöründe çalışan firmaların talebiyle gerçekleşmişti. Meslekler arasında ayrımcılıık güden tasarı, insan hakları ilkelerinden biri olan ve Kanada anayasasında yer alan ayrımcılığıa müsade edilmeyeceği kuralını ihlal anlamına geliyordu. Tasarı Bakan Coderre’nin bakanlık bürokratlarının kaçak göçmenler ve kayıtdışı ekonomi sorunu konusunda hazırladığı raporu dikkate alması ve bu konuyla yakından ilgilenen Toronto’dan Liberal milletvekili Maria Minna ile gündeme gelmişti. Minna, kendisine dört büyük işçi sendikasının başvurarak taleplerde bulunduklarını iletince bu sefer görüşmelere dört sendikanın sözcüleride katılmıştı. İnşaat sektöründe çalışan belgesiz kaçak işçilerin bazı pilot projelerde kayıt içine alınması tartışılmıştı. Universal Workers Union, Local 183 Sözcüsü Andy Manahan’ın ‘ Onlarında yasal çalışmaya hakkı olmalı’ sitemi üzerine Bakan Coderre en fazla kaçağın olduğu Toronto’da Göçmenlik Bakanı Maria 394 Faruk Arslan Bountrogianni, Belediye Başkanı David Miller ve Kanada İnsan Kaynakları şübesiyle ortak pilot projeler hazırlamıştı. Ontario İnşaatçılar Sekreterliği, kaçak sayısını 76 bin olarak çıkartınca Bakan Coderre, bu rakamın çok yüksek olduğunu önce belgesiz kaçak tanımını yaparak iş başlamak gerektiğini söylemişti. Bakanlık her yıl 8400 kişiyi sınırdışı etmesine rağmen pek çoğu gitmeyerek yeraltına çekiliyordu. Bakan Coderre, federal-eyalet göçmenlik anlaşması konusunda yerel yöneticilerle uzlaşma sağlamaya çalışmıştı. Yunan asıllı yerel bakan Marie Bountrogianni, tamamen farklı bir Toronto modeli üzerinde çalışıyordu. Geçtiğimiz yıllardan yığılmalarla 100 bin iltica adaylığı kabul edilmeyip sınırdışı edilen veya edilmeyi bekleyen kaçak ve potansiyel kaçak olduğu tahmin ediliyordu. Bunların çoğunluğu iyi eğitimli ve meslek sahibi insanlardı. 28 Haziran 2002’de yürürlüğe giren son göçmen kanununa göre iltica istekleri kabul edilmeyen eski tarihli iltica aday adaylarına Nisan 2004’den sonra çalışma izni verilmemeye başlanmıştı. Bu nedenle bu tarihden sonra yeni potansiyel sınırdışı adaylarının kaçak yaşamak için yeraltına inmesi kaçınılmazdı. Kanada’ya uyum sağlamış, dil ve iş sorununu çözmüş binlerce kişi dörtgözle hep af bekleyecekti. Bu insanların aileleri sağlık hizmetinden yararlanamıyor, çocukları okula gidemiyordu. Üstelik peşin para işlerde çalıştıkları için vergide vermiyorlardı. Çek alanlar kendi üzerine yazamıyor veya eksik yazdırıyordu. Bunların emeklilik, işsizlik fonu, gelir vergisi kesintisi alınamıyordu. Kayıp büyüktü. Kanadalı meslektaşlarından daha düşük ücrete çalıştıkları için piyasa standartlarını aşağıya çekmek zorunda bırakılmalarıda ayrı bir paradokstu. 395 Faruk Arslan Kanada Yurttaşlık ve Göçmenlik Bakanı Judy Sgro, ABD ile yapılan 'Güvenli Üçüncü Ülke Anlaşması' nın yürürlüğe girdiğini 2004’de açıkladı. Amerika ile birlikte, sığınmacı korunmasının sınırda yapılabilmesi işbirliğinin ileride daha da gelişeceğini söyleyen Sgro, bu anlaşmanın UNHCR ( Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği)' nin ilke ve kurallarıyla uyum içinde olduğunu belirtti. Anlaşmaya göre, UNHCR kurumu adı geçen anlaşmanın uygulanması ve takibinde etkin olacaktı 29 Aralık 2004 ' ten başlayarak, Kanada ve ABD' de sığınma talebinde bulunanlar, başvurularını bulundukları ülkede yapmak zorunda kalacaklardı. Bu şu demek oluyordu; ABD üzerinden Kanada'ya geçmek isteyenler sığınma taleplerini Kanada'da değil ABD' de yapmalıydı. Aynı şekilde Kanada üzerinden ABD'ye sığınmak isteyenler de başvurularını Kanada'da iken yapmak zorunda kalacaklardı. Kanada’ya iltica edenlerin yüzde 90’nının ABD üzerinden gelmesi nedeniyle bu tarihten sonra akış bıçak gibi kesildi. Söz konusu anlaşma, ABD ile Kanada arasında imzalanan sınır sözleşmesinin öngördüğü 32 maddelik eylem planının bir parçasıydı. Anlaşmanın hedefi, denetim için etkin ölçütler yaratmak ve Kanada'nın sığınmacı değerlendirme sistemini daha iyi hale getirmekti. Göçmen ve sığınmacı korunması düzenlemesine yapılan eklemeler, Kanada Resmi Gazetesi Canada Gazetta’nın 3 Kasım 2004 tarihli sayısında yayımlanarak, 29 Aralık 2004' te yürürlüğe girdi. Anlaşmanın ayrıntılarına yurttaşlık ve göçmenlik bakanlığının bilgisayar iletişim ağından ulaşılabilinir. Yine aynı sayfada bu anlaşmanın kapsam dışı bıraktığı noktalar hakkında bilgi edinilebilir. (60) 396 Faruk Arslan Başbakan Stephen Harper, 2006’dan beri yönetime geldikten sonra Kanada’nın mülteci sistemini derin biçimde değiştirdi. Kaybedenler ve kazananlar hakkında kamuoyunun fikri oluşmaya başladı. Mülteci Bakanı Jason Kenney yanlışlıkla peçeyi geri itti. Bakan, 2010 içinde göçmenlikte son 50 yılın en yüksek rakamlarına ulaşıldığını duyurdu. “Durgunluk sırasında öteki batılı ülkeler göçmen sayısını kısarken hükümetimiz yasal göçmen sayısında çıtayı yüksek tuttu.” Bir gün içinde Kenney’nin hikayesinin doğru olmadığı anlaşıldı. Aileleriyle birleşmelerinin daha uzun zaman aldığı yönünde yeni Kanadalılardan şikayetter geldi. Kenney’nin verdiği rakamlara bakıldığında neden böyle konuştuğu anlaşılıyor. Muhafazakar hükümet iktidara geldğinden beri aile sınıfı başvurularında 10,000 azalma yaşandı. “Göçmenleri yüzde yüz memnun edemeyiz” diyor Kenney. Mesela Vancouver’daki bir avukat bilgi erişimi yoluyla elde ettiği veriler vasıtasiyle Ottawa’nın meslek sahibi işçilere verdiği vizelerde kesintiyi planladığını ortaya koydu. Bu durum Kenney’nin ekonomik sınıfa giren göçmen sayısını artırmasıyla çelişki arzediyordu. İşverenlerin kafaları karıştı ve endişelendiler. Bakanın personeli vize istatistiklerinin göçmen sayısını gerçek sayının altında gösterdiğini iddia ettiler. Kenney’nin iyi haberleri paçavra oldu. İnandırıcılığı darbe yedi ve sinsice peşinde koştuğu etnik oy sahipleri kendisinden şüphelendiler. Ama seçmenlerin geri kalan kısmı sonunda Muhafazakarların göçmenlik sistemine yaptığı tahribat hakkında yeterli bilgiye sahip oldular. Muhafazakarlar dört ana değişiklik yaptılar: 397 Faruk Arslan Eyaletler göçmenleri seçebilir, işverenler istediği yabancı işçiyi alabilir ve uluslararası öğrenciler üniversiteyi bitirdikten sonra eğer bir işe girmişlerse ve İngilizce ya da Fransızca dillerinden birini akıcı konuşuyorlarsa Kanada’da kalabilirler. . Yabancı geçici işçi akımı için kapıları açtılar. Bir dönemlerin mütevazi programı içinde yer alan çocuk bakıcıları, çiftlik işçileri ve özel yetenekleri olan yabancılar şimdi düşük maliyetli işgücünün temel kaynağı oldu. Geçen sene içinde Kanada, temizlik işinden bilgisayar programcılığına kadar 180,000 misafir işçiyi kabul etti. Göçmenlerin aileleriyle birleşmelerini çok zorlaştırdılar. Dört sene önce eşler, çocuklar, anne ve babalar, dedeler ve ninneler yeni göçmenlerin yüzde 28′ni oluşturuken bu rakam şimdi ise yüzde 21. Şiddet ve zulümden kaçan insanlar için cennet olması gereken Kanada’nın rölünü azalttılar. Muhafazakarlar yönetime geldiğinden beri ülkeye gelen ilticacıların sayısı yüzde 25 düştü. Muhafazakarlar kendilerine uygun düşen reformaları yaptılar. İş pazarıyla uyumlu göçmenliği esas alarak meslek sahibi başvurulardaki birikimi azalttılar ve ülke içindeki göçmenlerin dağıtımını geliştirdiler. Ama aileleri akrabalarıyla birleşmelerinden mahrum bıraktılar. Göçmenlikle ilgili sorumluluktan kaçarak Kanada’nın daha zor ve yasaklayıcı yüzünü gösterdiler. Kenney sicilini düzeltme mücadelesi verirken Kanada vatandaşları, göçmenliği ticaretle takas eden ve açıkça çıkara dayalı bir göçmenlik sistemini yargılayabilirler. 398 Faruk Arslan Kanada’ya en hızlı ulaşmanın yolu: evlilik Senede 1, 000 kadar sahte evlilik olayı tespit ediliyor bunlardan ancak birkaçı sınır dışı ediliyor. İltica ve göçmenlik işlemlerinin tam tersine evlilikler fazla zaman almadığı gibi kağıt üzerinde fazla işleme gerek duyulmuyor. Geriye kalan Kanadalı bir koca ya da hatun bulmak. Sahte evliliklerin sonucunda çok az insan sınır dışı edildiği için fazla risk te bulunmuyor. Vancouver’de bulunan göçmenlik politika analisti ve avukat Richard Kurland “problem renk, dil tanımıyor. Kalpleri ve cüzdanlarıyla incinenler Kanadalılar oluyor” dedi. Kanada Vatandaşlık ve Göçmen Dairesi her sene 1,000 kadar sahte evliliğin rapor edildiğini ve bu evlilikler sonucu 45,000 insanın Kanada’ya geldiğini söylüyor. “Bunlar karmaşık konular. Sahte evliliğin kanıtlanması zor oluyor” dedi Göçmenlik Dairesi Sözcüsü Doug Kellam. Kanada Vatandaşlık ve Göçmen Dairesi ve Kanada Sınır Hizmetleri Ajansı göçmenlikle ilgili sahtelikleri soruşturuyor ancak evlilikle ilgili olanlar birinci öncelikleri arasında yer almıyor. Kanada Sınır Hizmetleri Ajansı’nın yalnızca sekiz memuru sahte evlilikleri soruşturuyor. Geçen sene 14, 762 insan sınır dışı edilmiş ancak bunlardan kaçı sahte evlilik bilinmiyor. “Bunlardan hiçbirinin sahte evlilik olmadığına dair bahse girerim” diyor Göçmenlik Sahtekarlığına Karşı Kanadalıların Başkanı Sam Benet. Sahte evlilik olaylarının % 70′i Güney Asya’dan gelenler arasında yaşanıyor. 399 Faruk Arslan Kaynakça 1- Walker, Barrington. 2008. The History of Immigration and Racism in Canada: Essential Reading, Marginalized and Dissident NonCitizens: Foreign Domestic Workers, Toronto: Canadian Scholars’ Press. 2- Telegdi P.C., Andrew. 2008. Family Reunification: The key to successful integration. Clearance Centre of the York University Bookstore. 3- Walker, Barrington. 2008. The History of Immigration and Racism in Canada: Essential Reading, We Had No Desire To Be Set Apart, pp 78, Toronto: Canadian Scholars’ Press. 4- Das Gupta, Tania. 2009. Lecture, March 24, 2009. York University. 5- Kanadainfo.com, Kanada Göçmen Tarihi, Eylül 2006. 6- Isganderova, Nazila. Sunrise Dergisi, Ağustos 2004, Kanada Günü Kutlandı 7- Yılmaz Gaye, İFMC-İktisat Dergisi: 11 Eylül sonrası ekonomik durum ve dünya işçi hareketi üzerine bir değerlendirme,Eylül 2002, MAI Araştırma Grubu. 8- Kanadainfo, Bir göçmenin başvuru hikayesi, Ağustos 2005. 9- Arslan, Faruk. 2006. Net Kırılma: Evanjelik Harbin Kurgusu. Karakutu Yayınları. 400 Faruk Arslan 10- Kanadainfo.com, Birol Uzunmehmetoğlu, Avukat tutmak ya da tutmamak. Haziran 2005. 11- Kanadainfo.com, Uğur Gündoğmuş, İlk Günler, Temmuz 2005. 12- Kanadainfo.com, Günüyar Türkmen, İk Günler, Mayıs 2005. 13- Kanadainfo.com, Leyla Kızılırmak, İlk Günler, Nisan 2005. 14- Kanadainfo.com, Erkin Ağsaran, İstanbulludan İlk Günler 1,2,3. Mart, Nisan 2005. 15- Kanadainfo.com, Ferhat Yiğit, İlk günler anısı, Mart 2005. 16- Global and Mail, Kanada Sosyal Gelişme Konseyi Başkanı Marcel Lauzıere, Kanada'ya hoşgeldiniz. Biz size fırsat imkanları hakkında yalan söyledik, Sunrise, Haziran 2003. 17- Simit Kokusu.com, Kanadainfo.com, Gülipek Şanlı, Göçmenliğin Üç Dönemi. Mart 2005. 18- Simit Kokusu.com, Kanadainfo.com, Charlie Brown, Kanada'ya gelmeyin. Mart 2001. 19- Ayşe- Cemal Demetçi, Kanada anıları, www.denizce.com , Mart 2004. 20- Michele Lansbarg, Toronto Star, 'Why welfares often better than minumum wage' 21- Kanadainfo.com, Birol Uzunmehmetoğlu, Resume yazma sanatı. Haziran 2005. 22- Kanadainfo.com, Erkin Ağsaran, Eski hatalar, tecrübeler, edinilen dersler. Mayıs 2005. 23- Kanadainfo.com, İnanç Yıldırım, İş arama belası. Nisan 2005. 24- Kanadainfo.com, Uğur Gündoğmuş, İş arama tecrübesi. Temmuz 2005. 401 Faruk Arslan 25- Dünden Bugüne Tercüman gazetesi, Kanada amele arıyor, 10 Temmuz 2005. 26- Kanadainfo.com, Oktay Selçuk, Mühendislerin dikkatine. Ocak 2005. 27- Kanadainfo.com, Yusuf Altıntaş, Mühendislerin iş imkanları, Mart 2005. 28- Robert L. Phillips, Stephen Petterson, George E. Fryer ve Walter Rosser, . Kanada Tıp Derneği'nin yayın organı Canadian Medical Association Journal, Mart 2006. 29- Türkiye Ottawa Ticaret Müşavirliği, Yabancı yatırımcılar raporu, 2001. 30- İbiş, Türkan. Canadatürk, TOEFL Sınavı, 15 Haziran 2009. 31- İbiş, Türkan. Canadatürk, IELTS Sınavı, 15 Haziran 2009 32- İbiş, Türkan. Canadatürk, Kanada’da MBA imkanı, 1 Mayıs 2009 33- İbiş, Türkan. Canadatürk, Kanada’da Yüksek Lisans ve Doktora, 1 Nisan 2009 34- İbiş, Türkan. Canadatürk, Kanada'da üniversite eğitimine atılan ilk adım: Program seçimi, 7 Nisan 2009 35- İbiş, Türkan. Canadatürk, Kanada'da öğrenci vizesi nasıl alınır?, 7 Nisan 2009 36- İbiş, Türkan. Canadatürk, Quebec Eyaleti Kabul Belgesi, 15 Nisan 2009 37- İbiş, Türkan. Canadatürk, Kanada’da Yaz Kampları, 15 Mayıs 2009 38- İbiş, Türkan. Canadatürk, Öğrenciler için Çalışma İzni, 15 Mayıs 2009 402 Faruk Arslan 39- Kanada’da Burs İmkanları, Studyincanada.com. Mart 2009. 40- Kanada Ankara Büyükelçiliği web sayfası, Vize ve Konsolosluk İşlemleri, Öğrenci Vizesi başvuru bilgileri, Mayıs 2009. 41- Kanada Göçmenlik Kanunu Değişikliği, Mart 2008. IRPA"Destitute Students"(Reg.208(a)/FW1 Pt.5.42). 42- Kanada Göçmenlik Kanunu Değişikliği, Mart 2008.IRPR.189(Implied status) 43- Kanada Göçmenlik Kanunu Değişikliği, Mart 2008. IRPR.182. 44- Kanada Ankara Büyükelçiliği web sayfası, Vize ve Konsolosluk İşlemleri, Ziyaretçi Vizesi bilgileri, Mayıs 2009. 45- Kanada Göçmenlik Kanunu, Mart 2008, CA(5)(1)(c), 46- Jakubowski, Lisa Marie. 2002. Immigration and the Legalization of Racism, Amending the Canadian Immigration Act: Halifax: Fernwood Publishing. 47- Canadian Information Centre for International Credentials veya Work Destination, 2009. 48- Kanada Göçmenlik Bakanlığı web sayfası, Kanada Göçmenlik Rehberi 2009. 49- Kanada Göçmenlik Bakanlığı web sayfası, Kanada Vatandaşlık Başvuru Şartları 2009. 50- 1951 tarihli Cenevre konvansiyonu'na esasen Birleşmiş Milletlerin mülteci tanımı. 2009 51- İnsan Hakları Beyannamesinin 14. maddesine göre mülteci hakları. 2009. 403 Faruk Arslan 52- Türker, Yıldırım. Radikal gazetesi, Onlar mülteci. 17 Ekim 2007. 53- The Guardian, 7 Nisan 2005. Mülteciler ve Göç. 54- Race & Class, Cilt 32 No 3 , Ocak-Mart 1991. 55- Şahin, Zeynep. Türkiye'ye yönelik dış göçteki değişim ve süreklilik, Stradigma.com, aylık stratejı ve analiz e-dergisi. 2008. 56- Citizenship and Immigration Canada (CIC), Kanada Göçmenlik Yasası, Kanada Mültecilik bilgileri, Kanada Göçmen ve Mülteci Bakanlığı web 2009. 57- Kanada Afganlı mülteci alıyor, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) web sayfası, 2008. 58- Başaran Yusuf. Yeni Hayat Gazetesi, Kanada İltica Kanunu ve Türk İlticacılar, 20 Ekim 2008. 59- Citizenship and Immigration Canada (CIC), Kanada Göçmenlik Yasası, Kanada Mültecilik bilgileri 2009. 60- Göçmen ve sığınmacı korunması düzenlemesine yapılan eklemeler, Kanada Resmi Gazetesi Canada Gazetta’nın 3 Kasım 2004 tarihli sayısı. 404 Faruk Arslan 405 Faruk Arslan Tanıtım. Kanada’ya göçmenliğini bekleyenler, işadamları ve öğrenciler ile ülkeye yeni gelenler için bu bir başucu kitabıdır. Kanada’ya göç etmek, hayatınızın en önemli ve radikal kararı. Kendinizle dürüst olmanız gerekiyor. "Ben niye gidiyorum" sorusunu samimi bir şekilde cevaplarsanız kararınız ortaya çıkacaktır. Eğer çok para kazanmak, zengin olmak, kısa yoldan köşeyi dönmek gibi amaçlarınız varsa Kanada size göre bir yer değil. Eğer amacınız Türkiye'deki her türlü saçmalıktan, trafikten, hava kirliliğinden uzak insanca yaşamaksa, o zaman gidin. Şekilcilik, gösteriş budalılığı, lüks ve israf yarışı, en yakın akrabalarınızın dahi samimiyetsizliği sizi sıkıyorsa, durmayın bir dakika! Çocuklarınıza iyi bir eğitim ve gelecek sağlamaksa, tam isabet doğru bir karar veriyorsunuz. Ama unutmayın ki her şeyin bir bedeli var, bunun için çok çalışmanız ve çok mücadele etmeniz gerekiyor. Bu kitapda, Kanada’ya göç tecrübesi yaşamış olanların deneyimlerini, gerçek Kanada’yı bulacaksınız. Kanada göçmeni olmak isteyenlere, öğrenci veya ziyaretçi vizesiyle ülkeyi tanımayı hayal edenlere Kanada’ya gitmenin yolları gösteriliyor. Göçmenliğin, öğrenciliğin onlarca çeşidi ve çıkartılan engelleri aşmanın püf noktalarını ancak burada okuyabilirsiniz. Kanada’da nasıl iş kurulacağını, dil kursuna, üniversiteye, master ve doktoraya nasıl başvurulacağını öğreneceksiniz. Göçmenlerin yaşadığı sıkıntılarıyla tanışacak ve en belalı mesele iş bulma yollarında yaşanmış tecrübelerden dersler alacaksınız. Bu kitabı okuduktan sonra dünyanın en özgür, en yeşil, en konforlu, çok kültürlü, çok dinli, bol hoşgörülü canlar, cananlar diyarını keşfedeceksiniz. 406