marıeclaıre maıson – nisan 2016
Transkript
marıeclaıre maıson – nisan 2016
(sanat & portre) Mimar Mahmut Nüvit Doksatlı 40 yıllık sanat deneyimini çeşitli projelerle taçlandıracağını söylüyor. 40yıl Sanat dolu Sanatseverlerin yeni adreslerinden biri olmaya aday Vis Sanat, Barış Cihanoğlu, Çayan Yılmaz, Erdinç Babat ve Meliha Sözen’in işlerinin yer aldığı “Çoğulcu Arayışlar” sergisi ile açıldı. Serginin küratörlüğünü de üstlenen Mahmut Nüvit Doksatlı ile hem sanat dünyasındaki 40. yılı hem de Vis Sanat’taki sergi üzerine konuştuk. Hazırlayan Çiğdem HASANOĞLU V is Sanat, sanatın organik formlarını anlamak üzere Levent’te açıldı. Mimar Mahmut Nüvit Doksatlı Vis Sanat’ı demokratik gücünü, bulunduğu lokasyondan alan bir mekân olarak tanımlıyor ve ekliyor: “Levent-Maslak güzergâhında şu an çok demokratik yapıya sahip birçok sanat kurumu kök salmaya başladı. Vis Sanat da toplumun her kesimini bir araya getiren bu yapılanmanın içinde yer alıyor. Bir alışveriş merkezinin içinde ve karmaşık toplumsal yapının tam yüreğinde yer alıyor. Hani neredeyse sanat ayağımıza kadar gelmiş durumda. Öğle tatili arasında bile çalışanlar sandviçlerini alıp sanat programlarımıza katılabilecekler. Ayrıca bulunduğumuz bölgede komşularımıza belediyeler ve siyasi partiler kanalıyla bir takım sanatsal programlarla ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Bu konuda Sabancı Müzesi’nde eğitim programları yapmış olan tecrübeli arkadaşlarımızla işbirliği yapmayı planlıyoruz. Yurtdışı planlarımız da var. Bu konuda da çalışmalara başladık. Amaç Türk sanatına hizmet… Türk sanatçılarını tüm dünyaya projekte etme hedeflerinin dışında Türklerin de tanımasında fayda gördüğümüz önemli sanat tarihi figürlerini yurda getirmek olacaktır.” Mekânın sanat yönetmenliğini üstleniyorsunuz. Sürece nasıl dâhil oldunuz? Benim Vis Galeri’nin sanat yönetimine tayin edilmem mutlu bir tesadüf oldu. Sürece sonradan dâhil olsam da galerinin mimari 124 www.marieclairemaison.com.tr olarak kurulum aşamasını yakalayabildim. Sanatçıları seçilmişti ve onları tanıma sürecine dâhil oldum. Ben kuşak farkı yüzünden genç sanatçılara çok yakın değilim ve bugün bir kısmı seksen üzeri olan bir kuşağa da zamanında ortamları olmadığı için halen daha fazla ilgi gösterilmesi gerektiğine inanıyorum. Bununla beraber gençlere yatırım yapmanın geleceğe bir yatırım yapmak anlamına geldiğine inanıyorum. Yapacağım şeylerle geçmişi geleceğe geleceği de geçmişe bağlayabilirim. “Çoğulcu Arayışlar” sergisinde yer alan sanatçılar ve ürettikleri eserler birbirleriyle nasıl konuşuyor? “Çoğulcu Arayışlar” sergisi ikisi heykel ikisi de tuval olmak üzere dört genç sanatçının işlerinden oluşuyor. Onları birbirine bağlayan tek şey ortak bir zaman dilimini solumaları. Bunun dışında sanatları olağanüstü kişisellik ve biriciklik özelliği taşıyor. Bu sebeple onların arayışlarına çoğulcu arayışlar ismini koydum. Çünkü hepsi tekil arayışlarıyla çok sesli bir sanat ortamı sunuyor ki bunu çok değerli buluyorum. Barış Cihanoğlu’nun portre anlayışı ile Erdinç Babat’ın portre anlayışı arasında çok büyük fark var ve herhangi bir diyalog kurmaları da mümkün değil. Barış Cihanoğlu tüketim toplumunun bireylerini ikonlaştırırken Erdinç Babat daha gizemli daha itiraz eden daha fazla da anonim olan kahramanları ele alırken ifade biçiminde de olağanüstü çabuklukta değişikliklere gidebiliyor. Heykel sanatçılarımızdan Meliha Sözeri uzun bir zamandan bu yana sıradan nesnelere olan ilgisini sürdürüyor. O da yine tüketim toplumunun marka yoluyla ikonlaşmış nesnelerini çeşitlendiriyor. Onun eserlerini ele aldığı konular bakımından Barış Cihanoğlu ile bir diyalog kurdu ama başka bir zaman başka bir durumda bu diyalog kurulabilir mi bilemiyorum çünkü söylediğim gibi bu Yan Sayfada Barış Cihanoğlu, ‘’Zihin’’, Tuval Üzerine Yağlı Boya, 2016. sanatçılar her zaman Bu sayfada Erdinç Babat, ‘’Anlık Uyanışlar’’, Tuval Üzerine Akrilik, 2016. bilhassa Barış Cihanoğlu Çayan Yılmaz, ‘’Bağlılık’’, Mermer, Metal, 2016. Meliha Sözeri, ‘’Sistem’’, tutumunu hızla değiştirme Bronz, Mermer, Polyester, 2014. yeteneğine sahip. Sanatçılarımızın en çalışması. Belki ancak müze gibi kurumların altından kalkabileceği genci Çayan Yılmaz ve o da çok kişisel bir yolda ve tamamen kendi projeler ama biz yine de genç sanatımızın köklerini gösterebilme dünyasına kapanarak fakat bugün artık neredeyse eser miktarda adına bu zorlu uğraşa girişeceğiz. Bu kuşakları birbirine bağlayan kullanılan mermer işçiliğinin görsel hafızasına ve zanaatlarına bir proje aynı zamanda. sahip çıkarak işler üretiyor. En son yaptığı işten de anlaşılacağı Deneyimlerinizi ne gibi medyumlar aracılığı ile aktarmayı üzere diğer sanatçılarımızla ortak özelliği yaratıcılık pınarının düşünüyorsunuz ilerleyen zamanlarda? gürül gürül ve şaşırtıcı bir biçimde fışkırması geleceğe dair ümitler Kuşakların birbirine bağlanması kendiliğinden değildir. Sanat beslememizi sağlıyor. Açıkçası ben bu dört sanatçının bu sergide tarihi bir zincirdir ve her sanat akımı bilhassa günümüzde bilinçli kurduğu diyalogdan çok memnunum ve galeriye her girişimde bana kabul ediş veya karşı çıkışlarla birbirine eklenmektedir. Bu süreci diz çökme duygusu yarattığını itiraf etmeliyim. Bu yüzden bu sergi gösteremezsek zincirin halkalarında kopuşlar yaşanabilir. Bu hiç bitsin istemedim. bakımdan diğer kurumlarında geçmişe baktıkları sergileri çok Uzun zamandır sanata dair düşünen, sanatı takip eden biri olumlu buluyorum, her ne kadar bu tutumlarında geç kalmış olsalar olarak Türkiye sanatında modernleşmenin evrelerini nasıl bile hiç bir şeyin yoktan var olamayacağını görmüş oldular. Benim yorumluyorsunuz? kırk yıllık bir tanıklığım var. Bu tanıklığı diğerlerinden ayıran Türk sanatında modernleşme 150 yıllık bir maziye sahiptir. Yüz husus gözlemci bir tanıklık olmasıdır. Bu güne kadarki gözlemci yıl önce Batı’ya, özellikle de Paris’e gönderilen askerlerin bir tanıklığımı çeşitli yollarla aktarmayı deniyorum. Bunlardan kısmı ve başka eğitimler almaları için gönderilen çocukların bir birincisi yazmaktır. Benim gibi daha çok çizen bir insan için çok kısmı ailelerinden gizli sanat eğitimi alarak Türkiye’ye döndüler. çeşitli güçlükleri olsa bile yazmayı entelektüel bir görev olarak Bunlardan en önemlisi Osman Hamdi Bey’dir. Başka bir sanat tanımlıyorum. Dikkat edildiyse sanatın içinden ve fazlaca da sanatın geleneğinden geldikleri içinde batı sanatına karşı refleksleri farklı içini gösteren yazılar yazmaya gayret ediyorum. Belgesel çekmek çok oldu. Fakat gerçek şudur ki her daim sanatlarla iç içe yaşamış olan büyük arzumdu. On yıl sonra bu arzum da gerçekleşmeye başladı. Türk insanının batı tipi sanata geçişi çok kolay oldu. Cumhuriyet Ocak ayında çektiğim bölümlerin kurgusu en fazla zaman alan başlı başına bir modernleşme projesidir. Devlet desteği ile ilerleyen kısmı oldu ve bitmek üzere. Bedri Baykam’ın batılı sanat tarihi ve sanattan liberal ekonomiye ve politikalara geçişle sanatta da kurumlarına karşı verdiği mücadeleyi anlatan bir bölümünü ilk defa liberalleşme çabaları başlamıştır. Kapitalizmin ilerlemesiyle mart ayında Piramit Sanat’ta gösterdik. Maçka Sanat Galerisi’nin beraber modern hayatın gelişmesi tüketim toplumu sorunları 40. yıl kutlamaları sebebiyle Koç Vakfı’nın ısmarladığı bir kitap resmin sorunlarını da köyden kente taşımış ve çeşitlendirmiştir. 68’in özgürlük arayan ruhu tüm dünyada olduğu gibi Türk sanatında üstünde çalışıyoruz. Bana düşen bölüm 1986-1996 arasındaki on yıl. Kasım ayında Yapı Kredi Yayınları tarafından basılarak raflardaki da görülmüş 1950’li yılların soyut arayışları, yeni kuşaklarda yerini alacak. Başka kişisel kitap projelerim de var. Fakat onlara anlatımcı resim arayışları içinde figür atağına dönüşmüştür. henüz plan yapamadım. Çünkü mayıs ayından itibaren müze projesi Yetmişli yıllar dünyanın ritmine bağlandığımız yıllardır. üzerine çalışmak istiyorum. Bu sene, kırkıncı sanat yılım dolayısıyla Seksenler ise bienallerin başladığı ve periferi kavramının tüm kendi yaptıklarımı da özetleyecek bir kırk yıl sergisi düşünüyorum. paradigmalarıyla yer değiştirdiği ve Türk sanatının dolaşıma Galeride sergilerimiz devam edecek bir buçuk ayda bir yenilenen. başladığı doksanlı yıllara bizi bağlayan yıllardır. Kabaca özetlemeye Görüldüğü üzere sanatta ve sanatın bir dalı olarak ele aldığım ve çalıştığımız modernleşmenin tüm evrelerini 10 yıllık fazlar halinde eserler ürettiğim mesleğimde doludizgin her yolu deneyerek her yolu galerimizde göstermeye çalışacağız. Başlangıcı 1. Faz 1950-1960 deneyimlemeye heyecan içinde devam edeceğim. yıllarını kapsıyor. 6 fazda günümüze kadar gelebilmeyi ümit ediyoruz. Tabi bu özet sergiler çok emek isteyen bir sanat tarihi www.vissanat.com 125