PDF SAYI 21 - Hayat Online
Transkript
PDF SAYI 21 - Hayat Online
21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:53 Uhr Seite 1 TV5; Int Yayýnýna Hazýrlanýyor Daha sonra TV5 temsilcileri kendilerini tanýttýlar ve bulunduklarý bölgelerdeki çalýþmalar hakkýnda bilgiler verdiler. Almanya temsilcileri baþta olmak üzere, Fransa, Hollanda, Avusturya, Belçika gibi ülkelerde bulunan temsilciler çalýþmalar hakkýnda bilgilendirildi. TV5 Yayýn Yönetmeni Ýsmail Yetiþ Bey; teknik konularda temsilcilere doyurucu bilgilendirmelerde bulundu. Daha sonra TV5 Int yayýný baþladýðýnda yayýnlanmasý düþünülen yaklaþýk 15 program için yapýlan altyapý çalýþmalarý hakkýnda bilgilendirmeler yapýldý. Bu prorgmalarýn yapýmcýlarý hazýrladýklarý demo çalýþmalarýný izletme fýrsatý buldular. V 5 televizyonunun Int yayýný için gerçekleþtirilen istiþare ve tanýtým toplantýsý Mainz`da yapýldý. Avrupa`nýn deðiþik ülkelerindeki TV5 temsilcilerinin katýldýðý toplantý oldukça verimli geçti. Daha sonra TV5 Avrupa Koordinatörü Mustafa Macit katýlýmcýlara bir açýlýþ ve selamlama konuþmasý yaptý. Macit; yaklaþýk 2 senedir TV5 televizyonunun Avrupa yayýnlarý ile alakalý çalýþmalarýmýz devam ediyor. Bu çalýþmalarýn neticesi INT yayýnýný þu anda internet üzerinden deneme olarak yapmaya baþladýk. Ýnþallah 2008 Mayýs ayýna kadar altyapý çalýþmalarýmýz tamamlanýnca uydu üzerinden TV5 Int olarak yeni bir frekanstan yayýnýmýza baþlayacaðýz.dedi. T hayat Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Aylýk Ücretsiz Gazete / Kostenlose Monatliche Zeitung . Sayý/Nr.: 21 . Yýl/Jahre: 4 . Haziran-Temmuz / Juni-Juli 2007 . Cemaziye`lahir 1428 Çocuklarýmýzýn tatilde eðitime ihtiyaçlarý olduðu gibi anavatana gidip oralarý tanýmaya da ihtiyaçlarý var... Çocuklarýmýzýn Yaz Dönemi Eðitimleri ve Sýla-i Rahm Önemli ISLAMRAT Yeni Yönetimini Seçti lmanya Ýslam Konseyi’nin (ISLAMRAT) 10 Haziran 2007 günü yaptýðý üye toplantýsýnda Ali Kýzýlkaya tekrar Konsey Baþkanlýðýna seçildi. Baþkan Yardýmcýlýðýna Gülizar Keskin, Fuat Mansuroðlu ve Abu Bakr Rieger seçilirken, Genel Sekreterliðe Burhan Kesici ve Saymanlýða da Ahmed Mahmoud seçildi. Konseyin Yüksek Din Þûrasý Baþkaný da deðiþmeyerek Þükrü Bulut oldu. Tüm seçimlerin oybirliði ile gerçekleþtiði belirtildi. Konsey Baþkaný Ali Kýzýlkaya bundan sonraki çalýþmalarýyla ilgili olarak diðer Ýslami dernekler ile iþbirliðini güçlendirme konusunda daha fazla gayret içerisinde olacaklarýný açýkladý. Kýzýlkaya ayrýca çalýþmalarýnýn merkezinde toplumun Müslümanlara karþý olan önyargýlarýný ortadan kaldýrmaya çalýþmak ve Ýslam toplumunun hukuki eþitliðini saðlamak olduðunu belirtti. Kýzýlkaya son olarak; “Almanya’da Ýslam hakkýnda korkunç derecede bilgisizlik ve önyargý mevcut. Bu nedenle daha fazla akýllara hitap ederek bu önyargýlarý ortadan kaldýrmalýyýz” dedi. A Alýþ-Veriþ Alýþkanlýðýnýzý deðiþtirecek yeni bir internet sitesi. Mutlaka ziyaret edin. Yaz Kurslarý; Eðitim ve Öðretimin Önemi Dr. Yusuf IÞIK Dosya Dosya Sayfa 5`te Liderlik: Ýlhamlar, yönelimler, deðerler ve kararlar Sayfa 7`de Zirve sonrasý zirve öncesidir! ÝZÝN ÖNCESÝ ÖNEMLÝ UYARILAR! Oðuz ÜÇÜNCÜ Asým TOZOÐLU Sayfa 11`de Bilgilendirme TOPLUMUN DENGE UNSURU AÝLE Ramazan BAÞLIK Dosya Sayfa 15`te Almanya ve Müslümanlar Mahmut AÞKAR Doç. Dr. Oya AKGÖNENÇ Dosya Dosya Sayfa 31`de www.telpashop.com Dosya Sayfa 9`da Hacarap`ýn Yeni Serüvenleri M.Salih AYDIN Özel Köþe Sayfa 35`te Avrupa Fýkýh Konseyi Notlarý Ýnsan Hayatýnda Medyanýn Yeri ve Önemi Mustafa MULLAOÐLU Osman ARSLANTÜRK Sayfa 23`te Dosya Sayfa 17`de 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr Seite 2 IGMG RAMAZAN UMRES‹ UÇUfi PLANI / FLUGPLAN 2007-1428 Aç›klama Fiyat 9 13.09.2007 13.10.2007 Strasbourg 4 hafta direk 1540,- 1360,- 10 29.09.200713.10.2007 Strasbourg 2 hafta direk 1460,- direk 1540,- 11 13.09.2007 13.10.2007 Viyana 4 hafta direk 1540,- 2 hafta direk 1460,- 12 29.09.200713.10.2007 Viyana 2 hafta direk 1460,- 5 13.09.2007 13.10.2007 Amsterdam 4 hafta direk 1540,- 13 13.09.2007 13.10.2007 ‹sviçre 4 hafta direk 1540,- 6 29.09.200713.10.2007 Amsterdam 2 hafta direk 1460,- 14 29.09.200713.10.2007 ‹sviçre 2 hafta direk 1460,- 7 13.09.2007 13.10.2007 Lyon 4 hafta direk 1540,- 13 13.09.2007 13.10.2007 Belçika 4 hafta direk 1540,- 8 29.09.200713.10.2007 Lyon 2 hafta direk 1460,- 14 29.09.200713.10.2007 Belçika 2 hafta direk 1460,- Kafile No.Gidifl T. Dönüfl T. Uçufl yeri Aç›klama Fiyat 13.09.2007 13.10.2007 Frankfurt 4 hafta direk 1440,- 2 29.09.200713.10.2007 Frankfurt 2 hafta direk 3 13.09.2007 13.10.2007 Paris 4 hafta 4 29.09.200713.10.2007 Paris 1 Süre Kafile No.Gidifl T. Dönüfl T. Uçufl yeri Süre Uçufl tarihlerinde 1-2 günlük de¤ifliklik olabilir. Hacc ve Umre ‘Millî Görüfl’ ile bir baflkad›r Banka Hesap Numaras›: IGMG • SEB AG – Köln • Konto Nr.: 162 888 5602 • BLZ: 370 101 11 Islamische Gemeinschaft Millî Görüfl · ‹slam Toplumu Millî Görüfl · Hac ve Umre Organizasyonu Boschstr. 61-65 · D-50171 Kerpen · Tel.: +49 (0)2237-656 310/311 · Fax: +49 (0)2237-656 319 · E-Mail: hacumre@igmg.de · www.igmg.de 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr editörden Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Hayýrlý Tatiller Ama ne yazýkki Alman resmi makamlarýnýn bu kuruluþa karþý takýndýklarý tavýr bizleri biraz üzmektedir. Bugüne kadar muhatabsýzlýktan dem vuran resmi makamlar ne hikmetse karþýlarýna bir muhatab geldiði zaman tabiri caizse yan çizmeye baþladýlar. Gerçi Alman resmi makamlarýnýn bu tavrýni eleþtirirken bizi temsil ettiðini söyleyen sözüm ona kuruluþlarýn bazýlarý ve bunlarýn bazý temsilcileri (kusura bakmayýn bu tabiri kullanacaðým: dangalan, ukela, kendini bilmez) de bu tür tavýrlara karþý çanak tutmaktadýrlar. Neyse bu tür olumsuz çalýþmalara karþýn Almanya Müslümanlar Koordinasyon Kurulu KRM`in çalýþmalarý insanýmýz tarafýndan taktirle takip edilmektedir. Yine Almanya`da yabancýlar yasasýnda yapýlan deðiþiklikler kabul edildi. Bu deðiþiklikler yabancýlarýn Almanya`ya entegrasyonuna býrakýn olumlu açýdan katkýyý sýkýntýlarý daha da artýracak gibi görünüyor. Yurtdýþýndan yapýlan evliliklerin zorlaþtýrýlmasý ve ne hikmetse bu evliliklerin özellikle de Türkiye`den yapýlanlarýna çýkarýlan zorluklar bir hukuk devleti olma iddiasýnda olan Almanya`nýn anayasal hak olarak kabul ettiði niteliklere zarar vermektedir. Ve çifte standart oluþturmaktadýr. Ve zannedilenin aksine bu ve buna benzer uygulamalar entegrasyona olumsuz yönden katký saðlamaktadýr. Ama yine de bu tür olumsuzluklar bizlerin entegrasyon sürecine olan katkýlarýmýzý ve inancýmýzý etkilemelelidir ve etkileyemeyecektir diye düþünüyorum. Malumunuz Türkiyemizde 22 Temmuz tarihinde bir erken genel seçim yapýlacaktýr. Bu seçimlerin ülkemiz için hayýrlar getirmesini 3 Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 diliyoruz. Burada kýsaca bir þeyler söylemek istiyoruz. Bu seçim Türkiyemiz için diðer seçimlerden farklý bir ortamda yapýlmaktadýr. Ülkemizin son 10 yýlda geçirdiði evreler sonucu geldiði durum anlatýlanýn aksine gerçekten çok vahim bir merhalededir. Þu anda ülkenin verileri incelendiðinde eðer gerçekten tedbirler alýnmazsa önümüzdeki 1-4 sene içerisinde ülkenin tüm kontrolü yabancý sermayenin eline geçecektir. Bakýyorsunuz IMKB dediðimiz borsanýn % 90`ý yabancý sermayenin elindedir. Yine ülkenin bankalarýnýn çoðu yabancýlarýn eline daha doðrusu yabancý sermayenin eline geçmiþ durumdadýr. Ülkenin büyük sanayi kuruluþlarý uluslararasý kartel sermayesinin eline geçmeye devam etmektedir. Ama þu an Türkiye`nin iktidar erki bunlarýn farkýna daha varamamýþ; sözde Türkiye`nin globelleþtiðini söylemektedir. Bunun tecrübesini fazla deðil 100 sene önce yaþamýþ bir toplumun insanlarý olarak gelen þu anki tehlikeyi görmemiz gerekmektedir. Allah`a þükür ki bu tehlikeyi gören ve bunun engellenmesi için her türlü çalýþmayý yapan kadrolar Türkiyemizde mevcut durumdadýr. Bunun örneklerini son on yýl içerisinde gösteren çalýþmalara hep beraberce þahit olduk. T.C 54. Hükümeti Baþbakaný Sayýn Prof. Dr. Necmettin Erbakan`ýn ve kadrosunun yaptýðý çalýþmalar hem Türkiyemiz için ve hem de Ýslam ve insanlýk alemi için önemli çalýþmalardý. Bugün bunun önemini bir kere daha anlamaktayýz. Yine bugün siyasi yasaklý olsa bile hem insanýmýz hem de ülkemiz için gelen tehlikeyi bunca yaþýna raðmen ideallerinden asla taviz vermeden ve tecrübesi ile bizlere haber vermeye devam ediyor. Sayýn Erbakan son yaptýðý çalýþmalar ile insanýmýza ve insanlýða yine örnek olmaya devam ediyor. Bizler Türk insaný olarak Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca gibi bir insana sahip olmanýn gururunu ne kadar yaþasak azdýr. Sayýn Erbakan bizlere tüm yaptýklarý ile örnek olmaktadýr. Ve gelecek kuþaklar Sayýn Erbakan`ýn kýymetini daha da iyi anlayacaklardýr diye düþünüyorum. Ve Sayýn Erbakan`ýn temsil ettiði siyasi çizginin ülkemize ve insanlýða yapmýþ olduklarý çalýþmalarý da gözönüne almanýzý diliyorum. Son olarak izine gidecek Hessen Eyaletindeki okuyucularýmýza hayýrlý yolculuklar dilerken; Türkiyemizdeki seçimlerde muhakkak demokratik haklarý olan oylarýný kullanmalarýný tavsiye ediyorum. Cenab-ý Allah çalýþmalarýmýzý bereketlendirsin, þuurlandýrsýn. Çalýþmak bizden baþarý Allah`tandýr. Allah`a emanet olun. hasbihal Sevgili dostlar! Yine geldik bir izin sezonuna daha. Ýzin sezonlarý yaklaþtýðý zaman içim bir hoþ oluyor. Sýla hasreti insaný deðiþik duygulara yönlendiriyor. Sevdiklerimizi görebilmenin verdiði sevinç içimizin coþmasýna vesile oluyor. Malum izin sezonu yaklaþtýðýnda hepimizde hummalý bir hazýrlýk telaþý baþlar. Arabalarýmýzdan tutun da kýyafetlerimize, sevdiklerimize alacaðýmýz hediyelere kadar pekçok hazýrlýk yaparýz. Hele bir de bizim gibi damat olarak Almanya`ya gelmiþ iseniz; bu tür hazýrlýklar daha da bir baþka olur. Türkiye`de hem aileniz ve hem de arkadaþ ve ahbaplarýnýzý bir baþka özlersiniz. Bir an önce izine gitsek de sevdiklerimizle kucaklaþsak diye içiniz içinize sýðmaz. Allah`a hamdolsun ki bu tür hasletleri yaþama fýrsatýný bizlere verdi. Buralar bizim için artýk ikinci bir vatan oldu; ama yine de Türkiyemizdeki sevdiklerimiz ve büyüdüðümüz yerler bir baþka. Senede bir defa da olsa ülkemizdeki sevdiklerimizi ve sevilen mekanlarý ziyaret etmenin pek çok faydasý oluyor. Bir kere psikolojik açýdan vücut kendini bir nevi yenilemiþ oluyor. Bunun haricinde atalarýmýzýn dediði gibi “tebdili mekanda ferahlýk vardýr” sözü insan fýtratýnýn özelliðini gözönüne alarak söylenmiþ bir sözdür. Gerçekten insan uzun zaman bulunduðu bir ortamdan baþka bir ortama girerse vücutta zamanla biriken deðiþik psikolojik sorunlar kendiliðinden ortadan kalkmaktadýr. Bunun örneklerini deðiþik þekillerde sýralamak mümkün. Neyse bu giriþten sonra bizler gelelim diðer gündemlerimize: Sevgili dostlar! Geçen sayýmýzda Almanyadaki Ýslami çatý kuruluþlarýnýn oluþturmuþ olduklarý Almanya Müslümanlar Koordinasyon Kurulu KRM ile ilgili yapmýþ olduðumuz kapak ile alakalý pekçok kardeþimizden tebrik ve teþekkür mesajlarý aldýk. Özellikle kullanýlan kapak resmini beðendiklerini belirttiler. Bizim gibi aylýk olarak yayýn hayatýný sürdüren gazetelerin bu tür konularý iþlemeleri ve tabiri caiz ise gündemi yakalamalarý oldukça önemli. Çünkü gündemin býrakýn aylýk, günlük deðil saatlik olarak deðiþen bir zamanda yaþýyoruz. Ama Allah`a hamdolsun her sayýmýz için yayýn kurulumuzdaki kardeþlerimizle yapýlan aylýk mutad istiþarelerde insanýmýzýn gündemini takip etmeye çalýþýyoruz ve gündemlerini belirlemeyi de baþarýyoruz. Þu ana kadar ki sayýlarýmýzla alakalý gelen tebrik ve teþekkürler bunun göstergesidir diye düþünüyorum. Almanya Müslümanlar Koordinasyon Kurulu KRM`in çalýþmalarýný þu anda takdir ile takip ediyoruz. Seite 3 Impresium/Künye hayat Aylýk Ücretsiz Gazete Haziran-Temmuz /Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 Sahibi ve Genel Yayýn Yönetmeni Sinan AKTÜRK Yayýn Kurulu Dr. Yusuf Iþýk, Ýbrahim Gümüþoðlu, Abdüssamet Temel, Bilal Demiroðlu, Mahmut Aþkar, Sinan Aktürk, Ýshak Özen, Saim Ayas, Sait Yüksel, Ýhsan Güler, M. Salih Aydýn Bölge Temsilcileri Münih: Ýshak Özen 0179-8335363 . ishakozen@yahoo.com Nürnberg: Adem Güray 0163-1345948 . furkancan52@hotmail.de Ulm: Cengiz Aslan 0178-5333144 . yenidunya@gmx.de Merkez Königsbergerstr. 16 . 61169 Friedberg Tel: 06031-162411 Fax: 06031-738644 E-Mail: info@hessenhayat.de Gazetemizde Yayýnlanan Yazýlarýn ve Reklamlarýn Ýçeriðinden Sorumlu Deðiliz. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr Seite 4 21. sayi sayfalar 29.04.2009 dosya ðitim-Öðretim (Talim-Terbiye); insan yetiþtirme faaliyeti, düzeni ve süreci demektir. Eskiden eðitime karþýlýk “terbiye”, öðretime karþýlýk “ta`lim” kelimeleri kullanýlýrdý. Bu kelimeler bugün de kýsmen ve yer yer kullanýlmaktadýr. Eski ve yeni kelimelerle “eðitim-öðretim”, “ta`limterbiye” çoðu zaman bir arada ve içiçe, eþanlamlý tekrarlar gibi kulanýlagelmiþtir. Hedef ve maksadý, çocuklarý ve gençleri yetkin hale getirmek; ihtiyaç duyan, talep eden her yaþtan insanlarý geliþtirmek, yetiþtirmek olan bir faaliyeti; bu faaliyet ile ilgili her türlü tertip ve düzeni; tertipli düzenli veya kendiliðinden, insan þahsiyetinde bir deðiþiklik meydana getiren, bir tesir, bir iz birakan, eðitim-öðretim kavramlarý içinde düþünülebilecek her türlü oluþu ifade eder. Arapça asýllý olan “terbiye” kelimesi “rab” ve “riba” köklerinden gelir. Bunlarýn anlamlarý, “beslenmek, tamamlanmak, artmak (ziyadeleþme) toplanmak, çoðalmak”týr. Rab kelimesi ayrýca hem terbiye, hem de terbiye eden (mürebbi) anlamýndadýr. Rab; -terbiye eden- anlamýyla Kur`an-ý Kerim`de Allah`ýn en çok kullanýlan isimlerinden biridir. Terbiye de sözlük anlamýyla kýsaca, “tamamlatmak, ýslah etmek” demektir. Terim olarak ise, bir þeyi derece derece olgunluða eriþtirmek, yetiþtirmektir. Sonucu, terbiye edilenin seçkinleþmesi, geliþmesi, olgunlaþmasý þeklinde görülür. Eðitim kelimesi ise, terbiye karþýlýðý olmak üzere “eðmek” fiilinden türetilmiþtir. Bu fiilin, daha ziyade aðaç, maden gibi þeyleri eðerek, bükerek þekillendirmek anlamýna geldiði bellidir. Terim olarak, bir nevi mecazi anlamda kullanýlmakta ve sözlükte; “Bir kimse veya bir þeyi, üze- E 20:54 Uhr Seite 5 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 Yaz Kurslarý; Eðitim ve Öðretimin Önemi rinde iþleyerek, güdülecek amaca göre geliþtirmek” þeklinde tarif edilmektedir. Öðrenmek; bilmediði bir þeyi bilgisine katmak, bellemek, yeni bir bilgi, hüner ve beceriklilik kazanmak, bilinebilir birþeyi kafasýna yerleþtirmek demektir. Öðrenim (tahsil); bir meslek için, bir dalýn uzmanlýðý için gereken bilgileri edinme, maharetleri kazanmadýr. Öðretim ise, belli bir maksat ve hedef için gerekli bilgileri vermek, gerekli zihin ve beden maharetlerini kazandýrma, ders verme iþidir. Ta`lim de esas itibariyle bu anlamlarý ifade eder. Esasý öðrenmek olan bu kelimelerde öne çýkan anlam; “bilgi alma, bilgi vermedir”. Görüldüðü gibi, eðitim ve öðretim birbirine yakýn, birbirini tamamlayan, biri diðerini içine alabilecek, birbirlerine dönüþtürülebilecek iki kavramdýr. Eðitim, daha ziyade tavýr, davranýþ, karakter ve bunlara esas olan deðerlerle ilgilidir. Bu sebeple onu: “insan davranýþlarýna tesir etme sanatý” diye de tarif ederler. Öðretim ise, bilgi kazandýrma, insanlýðýn sahip olduðu bilgi hazinesini yeni yetiþenlere veya ihtiyaç duyup isteyen herkese anlatma ve belletmedir. Bununla beraber, çok yaygýn ve üzerinde ittifak edilmiþ bir tarife göre: “Ögrenme, bilginin davranýþ haline gelmesi veya davranýþlarda bir deðiþiklik meydana getirmesidir.” Öðrenmenin bu tarifinde, davranýþ haline gelmeyen bilgi, öðrenilmiþ, öðretilmiþ sayýlmýyor. Gerçek öðrenme, eski tabirle “ilmiyle amil olmak”, bilgisini uygula- Dr. Yusuf IÞIK Çocuklarýmýz, yarýnýn büyükleridir. Onlar bizim geleceðimizdir. Çocuklarýmýzý sadece bulunduklarý ortamlara uygun deðil, geleceðe uygun olacak þekilde yetiþtirmeliyiz. mak ve yaþamak oluyor. Bu durum da öðretim de bilgi vermek, verilen bilgileri hazmettirip yaþatmak olur. Sonuç olarak, eðitim ve öðretim birbirini tamamlayan iki süreçtir. Öðretim, kafayý þekillendiriyor, bilgi hazinesi dolduruyor; eðitim, ruhu ve karakteri yoðuruyor. Biri bilgiyi, öteki deðerleri, ahlaki ve doðru olan davranýþý kazandýrýyor. Allah insaný, diðer varlýklardan üstün olarak yaratýp, akýl nimetini vermiþ ve bunun karþýlýðýnda ise insana bir takým görev ve sorumluluklar yüklemiþtir. Bunlardan birisi de anne ve babanýn çocuklarýna karþý yerine getirmekle sorumlu olduðu görevlerdir. Allah; “Bilinki mallarýnýz ve çocuklarýnýz birer imtihan aracýdýr. Allah katýnda ise büyük mükafat vardýr” (Enfal:28). Bundan dolayý Ýslam`da, kiþinin çocuk sahibi olmasý, büyük sorumluluk gerektiren bir durum olarak deðerlendirilmiþ; ana-baba ile çocuk arasýndaki iliþkiler ahlaki ve hukuki belirli birtakým esaslara baðlanmýþtýr. Anne-babanýn çocuklarýna karþý olan bir dizi görevleri vardýr: -Tahnik (yeni doðan bebeðin tatlý bir besin maddesiyle damaðýnýn oðulmasý) -Kulaðýna ezan okunmasý - Güzel bir isim koymak - Akika kurbaný kesmek - Çocuðu sünnet ettirmek - Saçýný traþ ettirmek - Meþruiyet hakký (çocuðun babasýnýn ismiyle çaðrýlmasý) - Çocuklarý saðlýklý olarak yetiþtirmek - Çocuklara helal rýzýk yedirip içirmek - Yaþama hakký (saðlýklý bir ortamda yaþamalarýný saðlamak) - Çocuklar arasýnda adaletli olmak - Çocuklara karþý þefkatli ve merhametli davranmak - Çocuklarý evlendirmek - Güvenli gelecek hakký - Ayrý yataklarda uyuyabilme hakký - Çocuklarýna iyi eðitim ve terbiye ver-dir-mek 5 - Çocuklarýný ahlaklý, edepli ve dindar olarak yetiþtirmek Burada bizim vermek istediðimiz mesaj þudur: Yaz tatili dolayýsýyla anavatana gitmeyip Avrupa`da kalacak olan aileler, çocuklarýný baþýboþ býrakmamalýdýrlar. Çeþitli kültür merkezlerinin ve cemiyetlerin açmýþ olduklarý yatýlý kurslara yönlendirmeleri son derece faydalý olacaktýr. Anne-babalarýn evlatlarýna karþý görev ve sorumluluklarýný yukarýda sýraladýk. Son iki madde son derece önemlidir. Yani; - “Çocuklara iyi eðitim ve terbiye ver-dir-mek” - “Çocuklarý ahlaklý, edepli ve dindar olarak yetiþtirmek” Bunu gerçekleþtirebilmek için eðitim yuvalarýný araþtýracaðýz, emin, güvenli ve dürüst eðitimcilere çocuklarýmýzý teslim edeceðiz. Hiçbir þekilde maddi ve manevi fedakarlýktan kaçýnmayacaðýz. Bir Arap atasözü var ki, kulaðýnýza küpe olsun: “Eðitimi pahalý bulanlar, cehaletin neticesine katlanýrlar.” Çocuklarýmýz, yarýnýn büyükleridir. Onlar bizim geleceðimizdir. Çocuklarýmýzý sadece bulunduklarý ortamlara uygun deðil, geleceðe uygun olacak þekilde yetiþtirmeliyiz. Çocuklarýmýzýn ailesine, hýsým ve akrabalarýna, kendi milletine, mensubu bulunduðu Ýslam Ümmetine ve tüm dünya insanlýðýna, hayýrlý ve faydalý olacak þekilde yetiþmesine yardýmcý olmalýyýz. Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.a.v): “Ýnsanlarýn hayýrlýsý, insanlara faydalý olandýr” buyurmuþtur. Bunun da yolu eðitim ve öðretimden geçmektedir. Unutmayýn! Bu yaz, hiçbir þekilde boþa heba edilmemelidir. Çocuklarýnýzý mutlaka yaz okullarýna göndermek suretiyle bir nebze olsun anne ve babalar görev ve sorumluluklarýný yerine getirmiþ olacaklardýr. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr 6 Seite 6 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat faaliyet haber Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 IGMG GÜNEY BAVYERA TAM GAZ Meclis iç komisyonu göç yasasý deðiþikliðini onayladý Yeþiller: “Hükümetin mülteci ve yabancýlarla ilgili yeni yasa tasarýsý AB hukukuna aykýrý” ederal Meclis iç komisyonu hükümetin göç yasasýnda deðiþiklik tasarýsýný onayladý. Birlik partileri ve SPD sonuçtan memnuniyetlerini ifade ederken muhalefet partileri AB yönergelerini ülke hukukuna uygun hale getirilmesini öngören yasa tasarýsýna karþýt oy verdiler. Sözkonusu yeni kanunla göç yasasý kapsamlý bir þekilde sertleþtiriliyor. Yeni yasanýn getirdiði deðiþikliklerin bazýlarý þunlar; AB üyesi olmayan ülkelerden eþler 18 yaþýn üzerine olmalarý halinde ve almanca bilmeleri durumunda Almanya’ya gelebilecekler. Entegrasyon kurslarýna katýlým mecburi oluyor. Almanya’da kalmalarýna uzun süredir müsamaha gösterilenler geçimlerini temin edebilmeleri, ülkede en azýndan sekiz yýldýr kalýyor olmalarý, almanca bilmeleri ve önceden ceza almamýþ olmalarý durumunda oturum hakký alabilecekler. Bu kriteleri yerine getiremiyenlere geçici oturum izni verilmesi ve 2009’un sonuna kadar iþ bulma imkaný tanýnmasý öngörülüyor. Sol politikacýlar koalisyonu AB yönergelerine uyumu göç yasasýnýn sertleþtirmek için kullanmakla eleþtirirken, Yeþiller deðiþikliklerin kýsmen anayasaya ve AB hukukuna aykýrý olduðunu belirttiler. F GMG Güney Bavyera Bölgesi 2006-2007 çalýþma yýlýnýn beþinci þube baþkanlarý toplantýsý Münih’in Schwabing semtinde bulunan Haus Internatýonal Otel’de yapýldý. Toplantýya Bölge Baþkaný Abdüssamet Temel ve BYK üyeleri, þube baþkanlarý ve þube idarecileri, þube gençlik baþkanlarý ve idarecilerinin yanýsýra Türkiye’den Saadet Partisi Adana 1.sýra milletvekili adayý Yakup Budak, Viyana’dan IGMG Avusturya 1 Bölge baþkaný Muhammet Turhan ve Bölge Gençlik baþkaný Yasin Tecer de katýldý. Oldukça yoðun bir katýlýmýn gözlendiði programda açýlýþ konuþmasýný yapan bölge baþkaný Abdüssamet Temel, Avrupa’da ve Türkiye’de son dönemde yaþanan geliþmeleri deðerlendirerek þube idarecilerine çeþitli I tavsiyelerde bulundu. Toplantýda daha sonra söz alan Adana eski milletvekili ve 23.dönem milletvekili adayý Yakup Budak 22 Temmuz seçimlerinin önemini vurguladý.Budak katýlýmcýlar tarafýndan ilgiyle izlenen konuþmasýnda Avrupa’da yaþayan Türk vatandaþlarýnýn da sýnýr kapýlarýnda kurulan sandýklarda oylarýný mutlaka kullanarak vatandaþlýk görevlerini yerine getirmelerini istedi. Toplantýda IGMG Avusturya 1 Bölge baþkaný Muhammet Turhan da söz alarak teþkilat çalýþmalarýnýn önemine dikkat çekti.Salonda coþku yaratan Turhan’ýn konuþmasý sýrasýnda zaman zaman duygusal anlar da yaþandý. Toplantýda bazý birim baþkanlarý da söz alarak çalýþmalarý hakkýnda bilgi verdiler. Özdemir göç yasasý reformunu eleþtirdi “Göç yasasý reformu geriye doðru bir adýmdýr” vrupa Parlamentosu Yeþiller Grubu Milletvekili Cem Özdemir “Haziran 2007 Göç forumunda” yaptýðý bir yorumda, büyük koalisyonun göç yasasýný sertleþtirmeyi hedeflediði tasarýyý eleþtirdi A ve ulusal hukukta uygulanmasý gereken Avrupa Birliði yönergelerinin iltica ve oturum hukukunun geliþtirilmesi yerine sadece sertleþtirilmeye çalýþýldýðýný söyledi. AB dýþýndaki ülke vatandaþlarýnýn aile birleþimiyle eþlerini Almanya’ya getirilmelerine yönelik, eþlerin ülkeye giriþ yapmadan evvel Al- manca öðrenmeleri gerekmesi gibi kýsýtlamalarýn AB’nin aile birleþimi yönergelerine dâhil olan bir uygulama olmadýðýný dile getirdi. Özdemir ayrýca “Böyle bir düzenlemenin aile kurumunun teminat altýna alýndýðý Anayasanýn 6. maddesiyle baðdaþmadýðýný görmezden gelen Hristiyan Demokratlar, bu konuyu göz ardý ederek eþler ve ailenin korunmasý hakkýnda bitmez tükenmez propaganda yapmaktalar. SPD’de ayný þekilde, bir yandan vizesiz devletler istisna kabul edilirken bu durumun eþitlik kanununa aykýrý olmasýna karþýn bu konudan hiç rahatsýz olmuyor gibi görünü- yor. Bu nedenle özellikle sadece Türk vatandaþlarýna yönelik bir ayrýmcý uygulama söz konusu” dedi. Bunun yaný sýra mültecilerin korunmasýyla ilgili AB yönergelerinin “yetersiz ve hatta neredeyse hiç uygulanmadýðýndan” þikâyetçi olan Özdemir, hükümetin mültecilerin korunmasý konusunda AB ile ortak oluþturulan standartlarý göz ardý ettiðini belirtti. Avrupa Parlamentosu milletvekili ayrýca halen 85.000 Euro senelik gelir göstermesi gereken kalifiye elemanlarýn göç yollarýnýn daha da kolaylaþtýrýlmasý talebinde bulundu. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 dosya ürk tarihi için Mayýs ve yaz aylarý çok önemli olaylarýn cereyan ettiði ve önemli kararlarýn alýndýðý aylardýr. Özellikle Mayýs bu konuda baþý çekmektedir. Birkaç önemli örnek vermek icabederse: - 29 Mayýs 1453, Ýstanbul’un fethedilerek Türklerin eline geçtiði ve Osmanlýnýn artýk bir dünya imparatorluðu olmaya doðru hamlesini baþlattýðý tarihtir. - Mayýs 1538, Kaptan-ý Derya(Amiral) Barbaros Hayrettin Paþa idaresinde Türk donanmasýnýn, Haçlý donanmasýný toptan yenilgiye uðrattýðý meþhur Preveze Deniz Savaþý için hazýrlýklarýn baþlamasýna karar verildiði aydýr, - 19 Mayýs 1919, Atatürk’ün Samsun’a çýkýþý ile Anadolu direniþ hareketinin organize olmaya baþladýðý ve böylece modern Türk devletinin kuruluþuna doðru atýlan ilk adýmýn gerçekleþtirildiði tarihtir. Bunlar tarihten verebileceðimiz birçok örnek içinde en önemli olanlardan bir kaçý olup, Türk tarihi açýsýndan önemli dönüm noktalarýdýr. Dikkatle incelendiðinde, bu olaylardaki liderlerin ve aldýklarý kararlarýn belli özellikleri ve benzerlikleri de ortaya çýkmaktadýr. Liderliðin özellikleri: Lider, toplumun belli zamanlardaki ihtiyaç ve düþüncelerine cevap verebilme kabiliyetini gösteren bir kiþidir. Tayin ile iþbaþýna geçen biri deðildir. Böyle biri ancak idareci olabilir. Lider için iki esas öge gereklidir. Birincisi, kendisini takip eden bir grubun bulunmasý, ikincisi de ihtiyaç duyulan iþlemin çalýþmasýný saðlayan etkili bir sistemi oluþturabilmesi. Ýyi bir lider, bu 3 ögenin oluþturduðu bir saç ayaðý üstünde denge kurandýr. Liderlik uygulamasý ise net, anlaþýlýr ve þeffaf olmalýdýr. Alýnacak kararlar zaman ve zemine uygun olmalýdýr. Kararlarýn tatbik ve uygulamasýnda süreklilik ve kararlýlýk gerekmektedir. Hepsinden önemlisi, bu kararlar belli bir ahlâki ve manevi deðerler sistemi içinde verilmiþ olmalýdýr. Mesela, bazý diktatörlerin verdiði kararlarda kabul olunabilir ahlaki ve manevi yönler yoktur. Mesela Afganistan ve Irak’ýn iþgal kararlarý da karardýr ama, bunlarýn ahlaki, manevi ve adil yönleri mevcut deðildir. T 20:54 Uhr Seite 7 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 Liderlik: Ýlhamlar, yönelimler, deðerler ve kararlar Liderler iç veya dýþ siyasette karar verirken mutlaka toplumun duyarlýlýklarýna ve mensup olduklarý grubun hassasiyetlerine ve deðerlerine uymaya ve saygý göstermeye mecburdurlar. Alacaklarý kararlarýn sýnýrý, ahlâki ve manevi deðerler, tavaný da sað duyu olmak zorundadýr. Karar Mekanizmasý: Karar, olayýn merkezi, bir hareketin baþlangýç ve yürütme noktasýdýr. Karar ayný zamanda, sonucun da yapýcýsý ve Doç. Dr. Oya AKGÖNENÇ duyu ve milletin ahlâk ve manevi deðerleri sistemi içinde yapýlan sonsuz gayretin, zaferde büyük rol oynadýðý kesindir. Sonuçta hepsinin birleþimi bu muhteþem kararýn Milli Zaferi oluþturmasý ile sonuçlanmýþ ve Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasý ile de olaylar taçlanmýþtýr. Yukarýda analiz edilen olaylarda, ortak noktalarýn, akýl kadar, o toplumun manevi deðerleri, ahlâk ve manevi ölçüleri ve yapýsý ile toplum ve li- Özünden kopan, sadece kendi cazibesine kapýlan, kendilerini tüm diðer faktörlerden daha önemli gören ve ait olduklarý toplum veya topluluklarýn deðerlerini hiçe sayan liderler, dün olduðu gibi bugün de sadece birer saman alevi olurlar. yönlendiricisidir. Kararlar bir deðerler çerçevesi içinde verilmelidir. Deðerlerden yoksun karar, pusulasýz gemiye benzer ve genelde yönünü þaþýrýr. Karar verilirken akýl kullanýlýr ama akýl belli ölçüler ve belli çerçeveler içerisinde bu iþlemi gerçekleþtirir. Karar da bir izan yani saðduyu denilen doðru ve yanlýþý ölçme kabiliyeti ve bir de sýnýrlarý belirleyen ahlak ve manevi deðerler sistemi gereklidir. Kýsacasý bu özellikler hem liderlerde ve hem de kararlarýnda bulunmasý gereken özelliklerdir. Tarihi olaylara bakacak olursak, 1453 Ýstanbul’un fethi tarihlere sýðmaz bir karardý. Fatih Sultan Mehmet, bilgi, iman, inanç ve idealle dolu, hem misyonu, hem de vizyonu olan bir padiþahtý. Hükümdar olduðu devleti ve milleti, bulunduðu yerden çok daha yüksek yerlere taþýmaya azimli bir liderdi. Mantýk, bilgi ve manevi deðerler çerçevesinde kararlar veriyordu. Ardýndan da bu kararlarý sonuna kadar azim, inanç ve kararlýlýkla yürütüyordu. Ýþte, Ýstanbul’un Fethi böyle yüce deðerlerin birleþtiði ve bu çerçeve içinde yapýlan bir liderliðin elde ettiði bir “zafer”di. 1538 Preveze Zaferi ise Kaptan-ý Derya Barbaros Hayrettin Paþa’nýn idaresindeki Türk donanmasýnýn, Andre Dorya idaresindeki Haçlý donanmasýný tamamen periþan ettiði bir savaþtýr. Bizzat Osmanlý amiral gemisinin, Andre Dorya’nýn amiral gemisini alabora edip, denize gömerek, kesin maðlubiyete uðrattýðý bir deniz zaferidir. Bunlarýn hazýrlýklarý aylarca önce baþlarken her türlü hesap dikkatle yapýlmýþ, hazýrlýklarda detaylý bir ön çalýþma, planlama uygulanmýþ ve savaþacak deniz askerleri de çok sýký ve iyi eðitim görmüþlerdi. Kaptan-ý Derya (Amiral) ise zafer için kararlý ve azimli bir denizci olan Barbaros Hayrettin Paþa idi. Osmanlý’ya, karada kazandýðý zaferlerden geri kalmayacak, muhteþem bir deniz zaferi de sunmak kararlýlýðýnda idi. Bu muhteþem baþarý tüm bu faktörlerin birleþimi ile gerçekleþmiþti. 19 Mayýs 1919, Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çýkýþý, vatanýn baðrýna bir çýkýþtýr. Düþmanýn, yurdun dört tarafýndan saldýrdýðý, tüm kýyýlarýn tutulduðu, istilacý düþman güçlerinin, her yönden vataný iþgal etmeye baþladýðý son derece kritik bir dönemde alýnmýþ ve uygulanmaya konmuþ bir karardýr. Milli bir liderin, Milli Direniþ Hareketini yönetmek üzere, vatanýn baðrýna ve korumasýna gidiþi, milletin özünden ve maneviyatýndan alýnacak olan gücün, kazanýlacak zaferler için gerekli hedeflere ve mecralara doðru yönlendirilmeye baþlamasý demekti. Burada, akýl ve bilgi kadar, halka güven, sað derdeki saðduyunun varlýðý olduðu ortaya çýkmýþtýr. Halkýn ihtiyaçlarýný iyi belirleyip, topluma ait ölçüler içinde en iyi ifade eden liderler de doðru zamanlarda adeta mucizeler meydana gelmiþtir. Yaklaþmakta olan Seçimler: Bu anlatýlanlar, her yönü ile bugün için de geçerlidir. Bu deðerler sadece liderler ve karar mekanizmasý için deðil, ayný zamanda günümüzün seçmenleri için de geçerlidir. Seçmenlerin, karar verirken kullanmalarý icap eden prensipler paketini meydana getirmektedir. Hangi durumda olurlarsa olsunlar, önemli olan, kiþilerin þahsi çýkarlarý yerine daha ulvi ve yüksek deðerler için karar vermeleri gerektiði hususudur. Özünden kopan, sadece kendi cazibesine kapýlan, kendilerini tüm diðer faktörlerden daha önemli gören ve ait olduklarý toplum veya topluluklarýn deðerlerini hiçe sayan liderler, dün olduðu gibi bugün de sadece birer saman alevi olurlar. Seçim yaklaþýrken, belli zamanlarda liderlere ve takipçilerine, olaylardan baþka çýkarlarý olan kiþi ve kurumlar tarafýndan çeþitli kazançlar ve þerefler vaad edilebilir. Onlardan iþbirlikçi olmalarý istenebilir. Ama hakiki lider ve hakiki dürüst seçici kendi menfaatýný deðil, toplumun ve ülke gibi daha yüce kazançlarý kendi menfaatýnýn önünde tutandýr. 7 Seçim yaklaþýrken her parti ve grup içinde liderlik hayali ve isteði olanlar olabilir. Lakin, herkesin iyi düþünüp, olaylarý doðru deðerlendirmesi gerekmektedir. Seçim çekiþmelerinin kýzýþmaya baþladýðý þu günlerde, Milli Görüþ tabanýna seslenmek gerekmektedir: - Þimdiye kadar giden gitmiþtir. Ama gidenlerin þimdi de dönüp, “bir bozan olmayýn” gibisinden serzeniþte bulunmaya asla haklarý yoktur. Vicdanlarýný rahatlatmak istiyorlarsa doðru karardan ve doðru liderlerden ayrýlmayan Saadet Partisi’ne oy vermeleri gerekmektedir. - Milli Görüþ, hakiki anlamda milli çýkarlarý ve milletin çýkarýný göz önüne alarak çare üreten bir ideolojidir. Hiç bir dýþ güçten, IMF, DB, AB gibi kurumdan emir almadan yoluna devam etmektedir. - “Sanal ‘Milli Görüþçüler’ veya “MG gömleðini çýkartanlar”, 4,5 yýldýr kendi çýkarlarýna çalýþmayý örtmek için kýlýf olarak “biz de Milli Görüþcüyüz” lafýný kullanmýþlardýr. Ama bununla ancak kendilerini kandýrmaktadýrlar. Veya ülkenin, vatan topraklarýnýn, bankalarýn, portlarýn, limanlarýn velhasýlý herþeyin nasýl satýldýðýný ve milletin elinden tek tek çýktýðýný görmemek için çok büyük bir gayret göstermektedirler. Bu da herhalde yine kendi vicdanlarýnýn sesini bastýrmak için yaptýklarý bir gayrettir. O halde onlara söylenecek söz, ”uyanýn, etrafýnýza bakýn, ne olduðunu yani gerçeði görün ve sonra nerede olmak istediðinizin kararýný verin” demek gerekir. Hakikati görenin mutlaka prensiplerinden þaþmayan, “Saadet Partisi’ne oy vermesi ve yaptýðý yanlýþý düzeltmesi gerekmektedir.” - Kýsacasý sýrf iktidar ve mevkii hýrsý ile yapýlan tekliflere kulak açmak, sýrf þahsi kazanç için prensiplerden caymak en büyük hatalardan birisidir. Sýrf kendi þahsi kiþiliðini tatmin için daha büyük deðerleri unutmak ve kaybetmek, kiþiliði yok etmek demektir. - Büyük zaferler ve hakiki baþarýlarýn anahtarý: Doðru prensipler, sadakat, dürüstük ve ilkeli olmaktýr. - Zafer, ancak insanýn kendine ve gayesine olan inancý ve kararlýlýðý ile gerçekleþebilir. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr 8 Seite 8 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 faaliyet haber Hessen`de Hutbe ve Hadis Okuma Yarýþmasý Haiger / Özel GMG Hessen Bölgesi tarafýndan organize edilen “Hutbe ve Hadisi Þerif Okuma Yarýþmasý” Haiger Camiyeti`nde yapýldý. Program açýlýþ Kur`an-ý Kerimi ile baþladý. Daha sonra program hakkýnda kýsa bir bilgilendirme yapýldý. IGMG Hessen Bölgesi Ýrþad Baþkaný Þerif Aslan hoca katýlýmcýlara bir selamlama ve hoþgeldiniz konuþmasý yaptý. Daha sonra yarýþmanýn birinci kýsmý olan Hutbe Okuma Yarýþmasýna geçildi. Ýlk olarak hutbeye çýkacak yarýþmacýlarýn sýralamasý yapýldý. I Daha sonra yarýþmacýlar tek tek minbere çýkarak hutbelerini i`rad ettiler. Hutbe Okuma Yarýþmasýna 10 yarýþmacý katýldý. Hutbelerin okunmasýndan sonra kýsa bir mola verildi ve yarýþmacýlarýn puanlarý hesaplandý. Kýsa moladan sonra IGMG Hessen Bölge Baþkaný Mehmet Ateþ bir selamlama konuþmasý yaptý. Ateþ; bu tür yarýþmalarýn önemine deðindi. Evlatlarýmýzýn bu tür yarýþmalarda bulunmalarýnýn geleceðimiz açýsýndan çok önemli olduðunu ve milli ve manevi deðerlerimizin güçlenmesindeki önemini vurguladý. Daha sonra Hadis-i Þerif Okuma yarýþmasý bölümüne geçildi. Bu bölümde 12 yarýþmacý katýlým yaptý. Yarýþmacýlara önceden verilen 40 hadis arasýndan sorular soruldu. Yarýþmacýlar ilk olarak hadisin orijinal metnini ve sonra da türkçesini okudular. Yarýþmacýlar arasýnda zaman zaman heyecanlananlar oldu. Bu heyecanlarýný jürinin desteði ile aþmaya çalýþtýlar. Yarýþma sonunda yine kýsa bir mola verildi ve puanlama yapýldý. Her iki yarýþmanýn puanlamasýndan çýkan sonuca göre Hutbe Okuma Yarýþmasýnda 1.Muhammet Duyar 488 puan Hanau, 2.Yahya Fýrat 480 puan Lollar, 3.Ömer Faruk Büyükyüz, 476 puan Offenbach, 4.Furkan Polat 456 puan Wetzlar oldular. Hadis-i Þerif Okuma Yarýþmasýnda ise iki adet birinci çýktý. Bunlar 1.Ahmet Özdemir 496 puan Lollar, 1.Enes Deðer 496 puan Wetzlar, 2.Muhammed Dalkýlýç 493 puan Lollar, 3.Yahya Öztürk 485 puan Wetzlar oldu. Yarýþmalara katýlan tüm yarýþmacýlara hediyeler verildi. Dereceye girenlere hediyelerinin verilmesinden sonra toplu resim çektirilmesi ve ikindi namazýnýn beraberce kýlýnmasýndan sonra program sona erdi. Ýslam Toplumu Milli Görüþ Teþkilatlarý Hessen Bölgesi tarafýndan organize edilen Tefekkür Konferanslarýnýn üçüncüsü yapýldý Bad Homburg / Özel GMG Hessen Bölgesi tarafýndan organize edilen “Tefekkür Konferanslarý”nýn üçüncüsü Bad Homburg`daki Bürgerhaus salonunda yapýldý. Program açýlýþ Kur`an-ý Kerimi ile baþladý. Daha sonra program hakkýnda kýsa bir bilgilendirme yapýldý. Bu bilgilendirmeden sonra IGMG Hessen Bölge I Baþkaný Mehmet Ateþ mikrofona gelerek bir selamlama konuþmasý yaptý. Ateþ; bu konferanslar dizisinin insanýmýz tarafýndan beðeni ile izlendiðini söyledi. 4. konferansýn 16 Haziran`da yapýlacaðýný hatýrlatan Ateþ; yeni konferanslarýn yaz tatili sonrasý Ekim ayý itibariyle devam edeceðini belirtti. Daha sonra Tefekkür Konferanslarýnýn 3.sünün mi- safir hatibi olan Doç. Dr. Mustafa Aðýrman Bey sahneye gelerek konferansýnýn sunumunu yaptý. Peygamber Efendimizin hayatýndan kesitler vererek Ýslam Teblið Metodlarý hakkýnda bilgiler verdi. Ýzleyicilerin pür dikkat takip ettiði program yaklaþýk 90 dakika kesintisiz devam etti. Doç. Dr. Mustafa Aðýrman kendine has uslubu ile izleyicilere çok güzel bir konferans verdi. Daha sonra IGMG Hessen Bölge Baþkaný Mehmet Ateþ ikinci defa sahneye gelerek bir deðerlendirme konuþmasý yaptý. Bu deðerlendirme konuþmasýndan sonra programýn kapanýþ Kur`an-ý Kerimi Fatihhan Pekdemir tarafýndan okundu. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr Seite 9 dosya Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir afý eveleyip geveleyene, “Çýkar dilinin altýndaki baklayý!” derler ya bizde... Þimdiye kadar anayasanýn azýnlýklara veya dini cemaatlara tanýdýðý hakký istediðimizde, hep eveleyip geveleyenler bugünlerde biz demeden kendileri baklayý aðýzlarýndan çýkardýlar. Meðer bir taraftan birleþin diyenler, diðer taraftan müslümanlarýn biraraya gelmemesi için hem dua ediyor, hem de oyunbozanlýk yapýyorlarmýþ. Kimsenin dindarlýk derecesini sorgulamak hatta sormak gibi bir selahiyetimiz de niyetimiz de yoktur. Fakat mesele ferdilikten çýkýp toplumu ilgilendiren bir konu haline gelince, o zaman karþýlýklý sorma ve sorgulama hakký da doðar. Müslüman bir ana-babadan doðmanýn ötesinde Ýslam’la hiçbir baðý olmayan, hatta asýl mesleklerinde belli bir yere gelemeyen bazýlarý, müslümanlarý gammazlamayý ve Ýslam’a hakaretler yaðdýrmayý meslek haline getirerek hem efendilerine karþý kulluk görevlerini yerine getiriyor, hem de bu yolla kariyer yapýyorlar. Türke ve müslümana hakaretler yaðdýran yazarçizerlerimizin kitaplarý bundan dolayý satar, makalelerine büyük gazeteler bu özelliklerinden ötürü sayfalarýnda yer verir. Bildiðiniz gibi, Türk aleytarlýðý Batý’da eskiden olduðu gibi prim yapmaya devam ediyor. Bizi endiþelendiren ve hatta ümitlerimizi suya düþüren sebep ise, “Ýslam Zirvesi” gibi beklentilerin L hayat Almanya ve Müslümanlar yüksek olduðu bir toplantýya sýrf denge unsuru olsun ve “Kordinasyon Konseyi”nin direncini kýrsýn diye, Ýslam’a ve Almanya Türk azýnlýðýna neredeyse savaþ ilan etmiþ müslüman kimlikli þahýslarýn koz olarak kullanýlmasýdýr. Onyýllardan beri, “birleþin gelin, sizi muhatap olarak kabul edelim” diyen siyasi irade, þimdi de asýl muhatabýn (Kordinasyon Konseyi) karþýsýna bir muhatap da kendisi çýkardý. Baþka bir ifadeyle, þimdiye kadar, müslümanlarýn çok baþlý olmasýndan dolayý karþýlýklý görüþme ortamý doðmadý, diyenlerin kendileri daha yeni oluþan birliði, en azýndan ikilemeði kafalarýna koymuþlar. Sizin anlayacaðýnýz, oyun bozuculuk devam ediyor ve ilk baþlarda, “birleþin de görüþelim” þartýnýn, þimdi þarttan ziyade bahane olduðunu görmüþ olduk. Mesleði siyaset ve arkasýnda devlet desteði olanlarýn karþýsýna, dünün “misafir iþçileri”nin desteði ve amatör bir ruhla müslüman azýnlýðýn temsilcileri olarak çýkanlarýn iþi elbetteki zordur. Aslýnda müslüman azýnlýktan ziyade Türk azýnlýk olarak meseleye yaklaþsak, çözüm bulmada iþimiz biraz daha kolaylaþacaktýr. Sözkonusu çokbaþlýlýk da, birlik de, Almanya Türk Mahmut AÞKAR azýnlýðýn tutumuyla bire bir alakalýdýr. Türklerin birliði eþittir Almanya müslüman azýnlýðýn birliði veya Türklerin bölünmüþlüðü demek, müslümanlarýn da daðýnýklýlýðý demektir. Türkiye’de olduðu gibi, Almanya’da da heterojen bir yapýya sahip olan Türklerin bu özelliði gözönünde tutularak iþe baþlanmalýdýr. Aksi durum, hayal kýrýklýðý ve baþarýsýzlýk sebebidir. Gerek Ýslâm dairesinde inanç farklýlýðýndan ve gerekse Türkiye kaynaklý siyasî görüþün aðýrlýk basmasýndan dolayý, Almanya Türk/Türkiye kökenli azýnlýk içinde çok seslilik her zaman olacaktýr. Bir taraftan kendi içindeki muhalefet, diðer taraftan Alman siyasî iradesinin öne sürdüðü þartlar ve engeller, Almanya’daki müslüman azýnlýk temsilcilerinin manevra sahasýný Lohnsteuerhilfeverein SELAM Hilfe in Lohnsteuerfragen e.V Ýzzet Uzun Neue Strasse 3 . 89077 Ulm Tel. 0731 64656 . Handy: 0177 7169003 9 Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 daraltacak, onlarý psikolojik baský altýna almaya gayret edecektir. Bu böyle bilinmeli ve ona göre de tedbir alýnmalýdýr. Bütün bunlara ilaveten; Kordinasyon Konseyi’ni oluþturan veya onlarýn çatýlarý altýndaki üye kuruluþ temsilcilerini birbirine düþürme gayretleri de bundan sonra biraz daha hýz kazanacaktýr. Aman dikkat!.... Mevcut durumu okuyabilmek için aranan özellik, okur-yazarlýktan öte bir meziyettir ki, bu donanýmda olanlara bugünlerde þiddetle ihtiyacýmýz olduðu kanaatini taþýyorum. Almanya müslüman azýnlýk (özellikle de Türkler) için bugünler bir dönüm noktasý olarak göç tarihine geçecektir. Bizden sonraki nesillerin kaderi adeta bugünlerde tayin edilmektedir. Hükümet temsilcileri dersine iyi hazýrlanmýþ, neyi ne zaman ve nasýl isteyeceðini, daha doðrusu kabul ettireceðini bilen bir profesyonel ekip tarafýndan masaya otururken biz, kafamýz karýþýk halde ve ekibimiz zayýf olduðu kadar da hazýrlýksýz bir vaziyette masaya oturuyoruz. Toplantýnýn birinden diðerine koþturmaktan uyumaya bile zaman bulamayan (uykusuz kafanýn düþünce üretmesini de varýn siz düþünün) insanlardan mevcut duru- mu okumalarýný beklemek, mucize kabilinden birþey gibidir. Kavganýn içinde olanlar kavgayý kuþbakýþý görmeleri (objektif olarak) mümkün deðildir. Bu karþýlaþmayý ancak dýþarýdan seyreden ve ayný zamanda oyunun kurallarýný bilenler okuyabilir, anlatabilirler. Demek istediðim þudur: Bugünden tezi yok, buradaki toplumuna hizmet etmek, onun sözcülüðünü yapmak gibi bir misyonu, iddiasý olan kuruluþlar, ortaklaþa düþünce üretme merkezi (vakýf) kurmalýdýrlar. Kendi sahasýnda bilgi ve tecrübe birikimi olan elitimizden teþekkül edecek bir oluþum, hem Türk hem de müslüman azýnlýðýn hayatî meselelerine kalýcý çözümler üretecek yegane adres olabilir. Bu aydýn kadrosuyla müslüman azýnlýk temsilcileri, her zirveye donanýmlý ve kendinden emin bir ruh haliyle katýlabilirler. Doðrusu, bu saatten sonra, çatý kuruluþ temsilcilerimizin insan unsurundan, yani yetiþmiþ insan kýtlýðýndan çok þeyler kaybettiðimizi, birçok fýrsatlarý deðerlendiremediðimizi artýk görebildiklerine inanmak istiyorum. Hakkýyla temsil edilemedikten sonra, yüzlerce cami derneðiniz, binlerce üyeniz olsa ne yazar... Kök kültüründen kopmuþ yeni (müslüman kimlikli) nesilleri tarif edecek, onlar adýna onlarý ifade edecek entellektüel açýlýmlara þiddetle ve acilen ihtiyaç var!... ULM`da Satýlýk Daire Zingler Str. 4 oda 125 m2 Einbauküche, Laminat, heizung 125.000 Euro Fest. Tel: 0731-64656 . Handy: 0177-7169003 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr 10 Seite 10 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 faaliyet haber ARENA’DA ONBÝNLER HAYKIRDI “GEL NE OLURSAN OL YÝNE GEL..!” Diyanet Ýþleri Türk Ýslam Birliði tarafýndan (DÝTÝB), Mevlana’nýn 800. Yýldönümü münasebetiyle Oberhausen Arena’da düzenlenen, 2007 MEVLANA’YI ANMA VE ANLAMA þenliði binlerce Mevlana dostunu bir araya getirdi. rograma; T.C. Berlin Büyükelçiliði Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan, T.C. Düsseldorf Baþkonsolosu Hakan Olcay, Marmara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Öðretim Üyelerinden Prof. Dr. Mahmut Erol Kýlýç, T.C. Köln Baþkonsolosluðu Din Hizmetleri Ataþesi Hasan Çýnar, T.C. Düsseldorf Baþkonsolosluðu Din Hizmetleri Ataþesi Mustafa Üstün, T.C. Essen Baþkonsolosluðu Din Hizmetleri Ataþesi Ýbrahim Gündüz, T.C. Münster Baþkonsolosluðu Din Hizmetleri Ataþesi Þaban Özbudak, DÝTÝB Yönetim Kurulu Üyeleri Ali Ýhsan Ünlü, Ayten Kýlýçarslan, sivil toplum kuruluþlarýnýn temsilcileri, DÝTÝB birim müdürleri, DÝTÝB derneklerinin baþkan ve yöneticileri, din görevlileri ile çok sayýda davetli iþtirak etti. Sanatçý Ahmet Baydaroðlu ile DÝTÝB Eðitim ve Kültür Müdürlüðü’nden Cevriye Güler’in sunuculuðunu yaptýklarý, 2007 Mevlana’yý Anma ve Anlama programýnda bir konuþma yapan, T.C. Berlin Büyükelçiliði Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan: “Diyanet Ýþleri Türk Ýslam Birliði (DÝTÝB) olarak, Hz Mevlana’nýn doðumunun 800. yýl dönümü münasebetiyle hazýrlamýþ olduðumuz 2007 MEVLANA YILI KÜLTÜR ÞÖLENÝ programýmýza, P vermiþ olduðunuz onurdan dolayý, þahsým ve teþkilatým adýna hepinize saygýlarýmla selamlýyorum. Hazreti Mevlâna, Yaratan’a gönül veren, bütün dünyadaki yaratýklarý Yaratan’dan ötürü sevmeyi ve bizlere sevgiden söz etmeyi öðreten, bütün düþüncesini sevgi ve hoþgörü üzerine kurmuþ olan bir düþünürdür. O, semazenin dönüþünde bile, kendi varlýðýndan geçerek, Yaratan’a tam bir gönül baðýyla baðlanan bir Allah dostunu bizlere anlatmaya çalýþan gönül adamýdýr. Muhterem Davetliler, konuþmamý Mevlana’nýn, Kur’an’a, Ýslam’a ve Hz Peygamberimiz’e olan aþkýný dile getiren þu veciz dörtlüðüyle bitirmek istiyorum. Men, Bende-i Kur’anem, Eger Can Darem Men; Hak-i Reh-i Muhamed Muhtarem Eger, Nakl Kuned Cüz in Kes ez Güftarem Bizarem, Ez u, Vez an, Suher Bizarem Bu caným var oldukça ben Kur’ana tutsaðým Muhammed Mustafa’nýn yolundaki topraðým Benden baþkaca bir söz nakledenler olursa Hem onu söyleyenden, hem o sözden uzaðým Teþriflerinizden dolayý tekrar teþekkür eder, saðlýk ve mutluluk dileklerimle hepinize saygýlar sunarým. Marmara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Öðretim Üyelerinden Prof. Dr. Mahmut Erol Kýlýç, Mevlana sevgisi ve hoþgörü üzerine yaptýðý konuþmasýnda: “Ruh mimarlarý ve ruhu ilmek ilmek iþlemiþ bilginler, Ýslam Dini’nin içerisinden gelen o latif ve o ince duygularla, dokuzyüz yýllýk, bin yýllýk bir medeniyetin mimarlarý oldular. Her dinde olduðu gibi, Ýslam Dini’nde de tek bir boyut yoktur. Her din de olduðu gibi, Ýslam Dini’nin de katmanlarý ve boyutlarý vardýr. Ýslam Dini’nin içerisinde hukuki ve kanuni diyebileceðimiz, formel diyebileceðimiz bazý yönleri vardýr. Hz. Mevlana’nýn hayatýna baktýðýmýz zaman, týpký diðer Ýslam bilgeleri gibi, ayný merhaleleri onda da görmekteyiz. O zaman, aradýðýný geldiðin yer olarak ara. O da “Þüphesiz Allah’tan geldik ve tekrar ona döneceðiz” dedi Mevlana Þöleninde, Ahmet Baydaroðlu’nun okuduðu ve onbinlerin birlikte söyledikleri, “Ölürüm Türkiyem” türküsüyle heyecan ve coþkunun zirveye çýktýðý programda, sahne alan Uður Iþýlak, okuduðu birbirinden güzel türkülerle ve yaptýðý konuþmalarla, binlerce davetlinin gönlünü fethetti. Mevlana’yý Anma ve Anlama Þenliðinde en son olarak sanatçý Zara sahne aldý. Yaklaþýk iki saat sahnede kalan Zara, okuduðuý þarký ve türkülerle Mevlana dostlarýnýn coþkulu. Coþkulu olduðu kadar da heyecanlý saatler geçirmesine vesile oldu. Bilhassa Zara’nýn okuduðu Bülbül ilahisini, binlerce davetli göz yaþlarýyla eþlik etti. Sponsor firmalarýnýn sýtandlarýnýn da yer aldýðý 2007 Mevlana’yý Anma ve Anlama Þenliði, DÝTÝB’in organize edeceði bir baþka etkinlikte buluþmak dileðiyle sona erdi. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 dosya allery Giscard D´estaing, ilk “küresel” petrol krizinin ortaya çýkardýðý ekonomik durgunluk sonrasýnda 1975 yýlýnýn 5 büyük ekonomisine sahip ülkelerin devlet ve hükümet baþkanlarýný Fransa’nýn Rambouillet kentine davet ettiðinde, aslýnda sadece “sakin” bir atmosferde ve “gayrý resmi” olarak o zamanýn önemli problemleri hakkýnda görüþmelerde bulunmak istemiþti. O zamanlar öncelikle, Batý sanayi ülkelerinin enerji ithalatýna baðlýlýðýnýn azaltýlmasý, dünya ticaretinin uyumu ve kalkýnmakta olan ülkelerin istekleri gündemde idi. O sýralarda zirveye katýlan “grup”un bir adý da yoktu. Sonralarý ise, bu grup G8 grubu olarak ortaya çýktý ve bir yandan her yýl toplandýðýnda küreselleþme karþýtlarýnýn ritüel haline gelecek olan protestolarýna muhatap olmaya baþlarken, diðer yandan da histerik güvenlik önlemleri ile gündeme geldi. Zirvenin gündemine bakýldýðýnda ise, son 30 yýldaki dramatik siyasal deðiþimlere raðmen, büyük deðiþiklikler görülmüyor. Daha ilk V ls Vallery Giscard D´estaing unter dem Eindruck der durch die erste „globale“ Ölkrise ausgelösten Wirtschaftsrezession die Staats- und Regierungschef der fünf größten Volkswirtschaften 1976 nach Rambouillet in Frankreich lud, wollte er eigentlich nur in „entspannter“ Atmosphäre und vor allem „informell“ über die brennenden Fragen der damaligen Zeit beraten. Dabei ging es zuvorderst um die Eindämmung der Abhängigkeit westlicher Industrienationen von Energieimporten, die Harmonisierung des Welthandels und die Förderung von Entwicklungsländern. Damals hatte die „Gruppe“ noch keinen Namen. Inzwischen firmiert sie als G8 und löst mit ihren jährlichen Treffen inzwischen schon ritualisierte Proteste von Globalisierungsgegnern auf der einen Seite und hysterische Sicherheitsmaßnahmen von den zuständigen Behörden auf der anderen Seite aus. An den Themenstellungen hat sich trotz der teils dramatischen politischen Umbrüche in den letzten 30 Jahren eigentlich nicht viel geändert. Und wie schon bei A 20:54 Uhr Seite 11 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 Zirve sonrasý zirve öncesidir! buluþmadan itibaren, zirveyi organize edenlerin her bir araya geliþinde sadece niyetler açýklanmýþ, çoðunlukla uygulanmayan ve uygulanmayacak olan bulanýk vaatler dile getirilmiþtir. Meselâ burada bir örnek olarak, ABD’nin 1978 yýlýnda Bonn’da yapýlan G7 Zirvesi’ndeki açýklamasýna bir bakalým. Amerika bu zirvede, yýllýk petrol ithalatýný önemli ölçüde azaltacaðýný bildirmiþti. Ne var ki, ABD ithalat istatistiði bunun tam da aksinin gerçekleþtiðini gösteriyor. Listeyi böyle daha da uzatabiliriz. Kalkýnmakta olan ülkelerle olan ticaret basitleþtirilecek, enerji ithalatýna baðýmlýlýk azaltýlacak, salgýn hastalýklar ve eðitim problemleri ile mücadele edilecek idi. Sonra, en fakir ülkelerin borçlarý silinecek, kalkýnma yardýmlarý ikiye katlanacak ve iklim deðiþikliklerine karþý tedbirler alýnacaktý... Ýþte bu konularýn büyük çoðunluðu bir Oðuz ÜÇÜNCÜ iyi niyet açýklamasý olarak kaldý. Kalkýnmakta olan ülkeler ile ilgili vaatler ise hiç tutulmadý. Bu yüzdendir ki, “Keep your promise!” Yani “Vaadinizi yerine getirin” zirvelere ortaklýk eden protesto toplantýlarýnýn da sloganý oldu. Aslýnda dünya problemleri, 70’li ve 80’li yýllarda bulunulan vaatler karþýlýklý olarak yerine getirilse idi, farklý bir durumda olurdu. Vaatlerin aksine, dünya iklimi bir çöküþ öncesinde bu- lunurken, dünyanýn en fakir ülkelerini açlýk ve tabiî afetler tehdit ediyor. Vahþi kapitalizm giderek dünya ekonomisini boðazlarken, uydumuzun tabiî kaynaklarý üzerinde çatýþmacý bir yaklaþým tehdidi bulunuyor. Aids, sýtma ve verem, endiþe verici bir hýzda, bütün kýtalarda yayýlýyor. Ve sanki bütün bunlar yetmiyormuþ gibi, bu dünya ülkeleri, yýllýk askerî harcamalarýný 900 milyar dolara yükseltmeyi becerebiliyorlar. Bu durumda, niyetlerle tamamen zýt geliþmeler göz önünde tutulduðunda, bu yýl düzenlenen dev buluþmanýn ruhu haklý olarak tartýþmaya açýktýr. Bugüne kadar bu zirveye katýlanlar, baðlayýcý yükümlülükleri kararlaþtýramamýþ, iklim deðiþikliklerine, ticarî sübvansiyonlara ve engellere karþý veya malî piyasalarý düzenleyen küresel anlaþmalara varamamýþlardýr. Þimdi, son Heiligendamm zirvesinde, sera etki- Nach dem Gipfel ist vor dem Gipfel! den ersten Treffen können die Organisatoren der jeweiligen Zusammenkünfte nur mit Absichtserklärungen und vagen Versprechen aufwarten, die zudem in den allermeisten Fällen nicht umgesetzt wurden und nach wie vor auch nicht umgesetzt werden. Beispielweise sei hier nur aufgeführt, dass die USA bereits beim G7-Gipfel in Bonn 1978 erklärten, ihre jährlichen Öleinfuhren drastisch einschränken zu wollen. Ein Blick in die Importstatistik der USA verrät, dass das genaue Gegenteil eingetreten ist. So lässt sich diese Liste beliebig lang fortführen. Man wollte den Handel mit den Entwicklungsländern vereinfachen, die Abhängigkeit von Energielieferanten begrenzen, Epidemien und Bildungsnotstand wirksam bekämpfen, den Ärmsten der Armen die Schulden streichen, die Entwicklungshilfe verdoppeln, den drohenden Klimawandel entgegenwirken…Bei den meisten dieser Themenbereiche ist es bei den Absichtserklärungen geblieben. Viele von den insbesondere in Richtung Entwicklungsländer gemachten Versprechungen sind nicht eingelöst worden. „Keep your promise!“ also „Haltet eure Versprechen!“ ist deswegen auch folgerichtig das Motto der (Protest)-Veranstaltungen, die den Gipfel begleiten. Tatsächlich wären die Probleme dieser Welt wahrscheinlich anderer Natur, wenn man sich gegenseitig in den 70er und 80er Jahren konsequent die Einhaltung der selbstgesteckten Ziele abverlangt hätte. Stattdessen steht unser Weltklima vor dem Kollaps, drohen in den ärmsten Ländern dieser Welt Hunger- und Naturkatastrophen, nimmt ein enthemmter Raubtierkapitalismus immer mehr Volkswirtschaften in den Würgegriff und droht eine gewaltsame Auseinandersetzung um die natürlichen Ressourcen unseres Planeten. Aids und Malaria verbreiten sich mit beängstigender Geschwindigkeit auf allen Kontinenten. Und als ob das alles noch nicht reichen würde, haben es die Nationen dieser Welt tat- sächlich geschafft, die jährlichen Ausgaben für militärische Zwecke auf 900 Milliarden Dollar hochzutreiben. Angesichts dieser den geäußerten Absichten diametral Entgegengesetzten Entwicklungen wird der Sinn dieser jährlichen „Mammutveranstaltungen“ zurecht in Frage gestellt Es ist den Teilnehmern der Gipfelkonferenzen ja bis heute noch nicht einmal gelungen, verbindliche Selbstverpflichtungen zu verabschieden, die die Grundlage für globale Vereinbarungen in punkto Klimawandel, Entwicklungshilfe, Abbau von Subventionen und Handelsschranken oder Regulierung der Finanzmärkte bilden könnten. Man kann nur hoffen, dass die Entscheidung des jüngsten Gipfels in Heiligendamm, die Verhandlungen über die Reduzierung der Treibhausgase zurück in die Verantwortung der Vereinten Nationen zu legen, einem grundlegenden Sinneswandel bei den Verantwortlichen der „G8“ entsprungen ist. Es kann nicht länger angehen, 11 si yapan gazlarýn azaltýlmasý görevinin Birleþmiþ Milletler’in sorumluluðuna verilmesi yönündeki kararýn, G8 sorumlularýnda temel bir ruh deðiþimi meydana getirmiþ olmasýný umuyoruz. Tüm dünyayý ilgilendiren konularýn, dünya nüfusunun yüzde 85’i gibi büyük bir çoðunluðun hiç bir etkisi olamamaksýzýn özel görüþmelerde ele alýnmasýnýn artýk kabul edilmemesi gerekir. Bu yüzdendir ki, BM ve Dünya Ticaret Örgütü gibi mevcut uluslararasý yapýlanmalar, tekrar karar mekanizmalarýnýn merkezinde olmalý ve ortak, adil bir iþbirliði yapýlanmasý ortaya konulmalýdýr. Küreselleþmenin orantý üstü faydalanýcýlarý olarak G8 üyeleri, devlet ve hükümet baþkanlarý tarafýndan sürekli olarak dillendirdikleri sorumluluklarýnýn gereðini yapmak istiyorlarsa, uluslararasý düzlemde kendilerine ayýrdýklarý imtiyaz ve ayrýcalýklarýndan ve tek yönlü kýsýtlamalardan vazgeçmeleri yetecektir. Ýþte o zaman G “Grup”un deðil, “Güvenilirlik”in kýsaltmasý olacaktýr. dass Themenstellungen, die die gesamte Weltgemeinschaft betreffen, in informellen Zirkeln behandelt werden, ohne das die überwältigende Mehrheit der Weltbevölkerung - immerhin 85 % - Einfluss auf die Ergebnisse hat. Deshalb müssen die bestehenden internationalen Strukturen von Vereinten Nationen bis hin zur Welthandelsorganisation wieder in den Mittelpunkt des Geschehens rücken und im Sinne einer partnerschaftlichen und damit naturgemäß fairen Kooperation, strukturell auf den Prüfstand gestellt werden. Wenn die Mitglieder der G8, als überproportionaler Nutznießer der Globalisierung, tatsächlich ihrer von den Staats- und Regierungschefs immer wieder skandierten besonderen Verantwortung gerecht werden wollen, würde es schon reichen, dass sie auf internationalem Parkett auf ihre Privilegien, Sonderrechte und einseitigen Beschränkungen verzichten würden. Dann würde auch das G im Namen nicht länger für „Gruppe“ sondern für „Glaubwürdig“ stehen. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr 12 yelerin yoðun ilgi gösterdiði ve tamamýna yakýnýnýn katýldýðý Genel kurul toplantýsýnda Yönetim Kurulu üyesi ve Sosyal Hizmetler baþkaný Abbas Filiz baþkanlýk görevine getirildi. Oldukça sýcak ve samimi bir atmosferde geçen genel kurul toplantýsýna þube yürütme kurulu üyelerinin yanýsýra IGMG Güney Bavyera Bölge yürütme kurulu üyelerinden disiplin ve teftiþ baþkaný Ergün Kökten, Tanýtma baþkan yardýmcýsý Mahmut Karali ve Bölge baþkaný Abdüssamet Temel de katýldý. Programýn açýlýþ konuþ- Ü Seite 12 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 Rosenheim`da Nöbet Deðiþimi IGMG Güney Bavyera Bölgesine baðlý olarak faaliyetlerini sürdüren Rosenheim þubesi yeni baþkanýný seçti. masýný yapan þube baþkaný Bekir Ekici, yaklaþýk yedi yýldýr sürdürdüðü görevi sýrasýnda yaptýklarý hizmetleri anlattý. Bir kaç sene öncesine kadar cami alým projesinin hayal dahi edilemediðini anlatan Ekici, gerçekleþtirdikleri ihlaslý, samimi ve özverili çalýþmalar neticesinde Allah’ýn kendilerine yýllardýr kiracý olarak bulunulan dev külliyenin tamamýný nasip ettiðini söyledi. Ekici son iki aydýr da caminin içinde gerçekleþtirilen onarýmla þubenin Güney Bavyera Bölgesinde örnek teþkilat haline geldiðini hatýrlatarak kendilerinden sonraki yönetime emaneti en güzel þekilde manýn mutluluðunu yaþadýklarýný anlattý. Konuþmasýnýn sonunda tüm üyelerden helallik isteyen Ekici, yeni seçilecek yönetime baþarýlar diledi. Üyelerden yeni oluþacak yönetimi desteklemelerini de isteyen Ekici, kendisinin de her zaman her türlü hizmete hazýr olduðunu hatýrlattý. Bekir Ekici’nin konuþmasýnýn ardýndan caminin tamirat çalýþmalarýnda emekleri geçen baþta cami alým komisyonu baþkaný Nejat Demir ve üyelerden Mehmet Ýlhan olmak üzere yaklaþýk 25 kiþiye de teþekkür plaketi takdim edildi. Daha sonra kürsüye gelen Bölge baþkaný Abdüssa- faaliyet haber met Temel de Türkiye’de yaþanan son geliþmeleri deðerlendirdi. Yapýlan konuþmalarýn ardýndan seçime geçildi. Seçim sonucunda Yönetim Kurulu üyesi ve Sosyal Hizmetler baþkaný Abbas Filiz baþkanlýk görevine getirildi. Sonucun açýklanmasýný ardýndan kýsa bir teþekkür konuþmasý yapan Filiz, üyelere, kendisinden önceki baþkana ve yönetime yaptýklarý hizmetlerden dolayý teþekkür etti. Filiz, Rosenheim’ý daha iyi noktalara taþýmak için çalýþacaklarýný, bunun için üyelerin kendilerine her zaman destek olmasýný beklediklerini söyledi. Müslümanlarýn dinlerini yaþama özgürlüðü ve ibadethanelerini yapabilmelerine destek Yahudi Sosyal Demokratlar Müslümanlara yönelik tavýrlardan endiþeli ahudi Sosyal Demokratlar Çalýþma Birliði’nden yapýlan açýklamada Müslümanlarýn Almanya’nýn çeþitli bölgelerinde ibadethane inþa etme istemeleri nedeniyle oluþan havanýn endiþe verici olduðu kaydedildi. Birliði Sözcüsü Sergey Lagodinsyk yayýnlanan açýklamada Almanya’da dinin özgürce yaþanma hakkýna Müslümanlarýn da sahip olduðunu vurguladý ve “Buna genel inþa talimatnamelerin çerçevesinde ibadethanelerin yapýlabilmesi de dahildir. Bu hakkýn belli bir din cemaate yönelik olarak kategorik veya zýmnen reddedilmesi devletimizin özgürlükçü demokrat anlayýþýný ihlal etmekte ve bu ülkenin vatandaþý olan bizler tarafýndan yadýrganmaktadýr” dedi. Müslümanlar arasýnda ki “antise- Y mitist” tavýrlar konusunda endiþe duyulduðu belirtilen açýklamada, ancak bunun ne ibadethane yapýmýnýn hemen reddedilmesini ne de Müslüman vatandaþlara yönelik populist tahrikleri haklý çýkaramayacaðý kaydedildi. Açýklamada ayrýca þu ifadeler yer aldý: “Karþýlýklý güvensizlik ve hoþgörüsüzlük daha fazla þeffaflýk ile saðlanabilir, sýnýrlandýrma ve önyargýlar ile deðil. Bodrumlarda veya avlularda ibadetlerin yapan Müslümanlara ibadet için uygun yer imkanlarý saðlanmalý. Dinlerarasý ve toplumsal hoþgörüsü noktasýnda gecikmiþ olan diyalog tüm vatandaþlarýnýn özgürlüklerinin istisnasýz bir þekilde tanýndýðý ve saygý duyulduðu bir ortamda saðlanabilir”. klein und fein... Ƈ Geschenkartikel Ƈ Modeaccessories Ƈ Parfüm Ƈ Schreibwaren Ƈ Textilien Ƈ Werkzeug Ƈ Haushaltswaren Ƈ Uhren Ƈ Elektroartikel Ƈ Spielzeug Ƈ Handtaschen Ƈ Saisonartikel Uhrenbatterie wechsel nur 2,50 € Bayreuther Straße 23, 90409 Nürnberg Montag-Freitag 09:00 Uhr – 18:00 Uhr Samstag 09:30 Uhr – 15:00 Uhr 21. sayi sayfalar 29.04.2009 dosya aðlýk bir bölgede, adam küçük oðluyla yürürken çocuðun ayaðý taþa çarpar ve can acýsýyla AHH diye baðýrýr. Daðdan AHH diye bir ses gelir. Bu sesi duyan çocuk hayret eder. Merakla sen kimsin diye baðýrýr. Aldýðý tek yanýt sen kimsin olur. Çocuk bu yanýta kýzar ve sen bir korkaksýn diye baðýrýr daðdan aldýðý yanýt sen bir korkaksýndýr. Babasýna bakar. Baba ne oluyor diye sorar. Oðlum dikkat et der ve daða doðru baðýrýr. Sana hayraným. Ses sana hayraným diye yanýtlar. Baba sen harikasýn diye baðýrdýðýnda bu kez daðdan sen harikasýn yanýtý gelir. Çocuk þaþýrmýþtýr ve ne olduðunu anlayamamýþtýr. Baba oðluna durumu açýklar. Buna yanký denir. Ama gerçekte hayatýn ta kendisidir. Hayata ne verirsen sana onu yansýtýr. Senin davranýþlarýnýn bir aynasýdýr. Eðer hayatýnda daha çok sevgi istiyorsan, insanlarý daha çok sev. Oðlum hayata ne D ükümetin verdiði bilgilere göre yakýnda göçmenlerin vize baþvurularýnda bulunan bilgilerin Federal Ýstihbarat Servisi, Askeri Güvenlik Servisi, Sýnýr Koruma Dairesi ve Federal Anayasayý Koruma Teþkilatý’na iletileceði belirtildi. Yasa paketinin hükümet tarafýndan esas olarak AB yönergelerini gerçekleþtirmek üzere hazýrlandýðý kaydedildi. Ayný zamanda 2006 Kasým ayýnda yapýlan Ýçiþleri Bakanlarý Konferansý’nda öne sürülen güvenlik politikalarý nedeniyle sözde gerekli olan tekliflerin de gerçekleþtirilmesinin istenildiði belirtildi. Yasa tasarýsý “kimlik güvenliði ve elektronik yüz tanýma sistemine yardýmcý” olmasý açýsýndan göçmenlerin fotoðraflarýnýn yabancýlar kayýt merkezinin veri bankasýnda kayýtlý olmasýný öngörüyor. Bunun yaný sýra polis ve yargý H 20:54 Uhr Seite 13 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 Hayata ne verirseniz onu alýrsýnýz ekersen onu biçersin. Sevgili Dostlar, Ailemizin, çocuklarýmýzýn, iþyerimizdeki arkadaþlarýmýzýn, patronumuzun, sevdiðimiz ve önem verdiðimiz insanlarýn bize karþý nasýl olmalarýný, en çok neler yapmasýný istiyorsak bir listesini yapalým. Sonra dönüp kendimize þöyle bir bakalým. Biz baþkalarýndan, bunlarý isterken, acaba istediklerimizin ne kadarýný onlara veriyoruz. Ancak verdiðimiz oranda alabiliriz dostlar. Unutma sevgili dost karýnca senin ayaðýn altýnda ne ise sen de filin ayaðýnýn altýnda osun. Sadinin dediði gibi: “sahrayý okþayan rüzgar gibi bu hayat. Bu varlýkta eser, geçer, gider. Açlýk, tatlýlýk, hoþluk, iyilik, kötülük, güzellik ve çirkinlik hepsi Sýtký ASLANHAN geçer. Geçer gider de bir þey kalmaz. Zalim bize zülmettiðini sandý, halbüki bu zülüm, geçer gider ama bu zülüm yükü zalimin boynunda ve omuzunda ebediyyen kalýr.” Baþýmýza bir bela geldiðinde bir problemle karþýlaþtýðýmýzda “bu bela beni nereden buldu, sebeb neydi, ben ne yaptým, ne günah iþledim!” deriz ama sakin bir kafayla, o baþýmýza gelen olayý þöyle derinlemesine incelediðimizde bir bakarýz ki, belki yýllar önce, belki yakýn zamanda benzer bir hatayý biz de yapmýþýzdýr. Fare bir fidanýn dibini testere gibi diþleri ile kesmektedir. Fidan hal dili ile, “ah o kestiðin lifler sinir ve damarlarýmdýr. Neden bu zülmü bana reva görüyorsun” diye yalvarsa da fare bu sözlere kulak asmayarak iþne devam eder. Fidaný tamamen devirdiði anda yandaki bir delikten bir yýlan çýkarak fareyi yutarak cezasýný verir. Bir süre sonra kirpi gelir evvela yýlanýn kuyruðunu tutar, büzülür tortap olduktan sonrada yýlanýn üzerine doðru yuvarlar. Yýlaný vucudu boydan boya delik deþik Ýçiþleri Komisyonundan yabancýlar ve vatandaþlýk yasasýnýn sertleþtirilmesi tavsiyesi Hükümet yaptýrýmlarýn artýrýlmasýný istiyor organlarýnýn bu veri bankasýna giriþlerinin kolaylaþtýrýlmasý, “yabancýlar hukukuyla ilgili karar” vermesi gereken yüksel eyalet dairelerinin internet üzerinden sisteme girebilmeleri öngörülüyor. Hükümet tasarýnýn gerçekleþmesiyle “30 milyon kadar fotoðrafýn yabancýlar kayýt merkezinin veri bankasýnda” kayýt altýna alýnmasýný bekliyor. Merkezi kayýt sisteminin tamamlanmasýnýn ise iki milyon Euro dan daha yüksek bir meblaða mal olacaðý ifade ediliyor. Tasarý ayrýca sadece merkezi kayýt sistemi düzenlemelerini içermiyor. Ayný zamanda eþlerin Almanya’ya getirilmelerine de kýsýtlamalar getiriyor. Aile birleþiminde eþlerin Almanya’ya getirilmeleri konusunda zoraki evliliði engellemek amacýyla 18 yaþ sýnýrý uygulamasý planlanýyor. Ayrýca gelecek eþin “en azýndan basit derecede almanca anlaþabilmesi” gerekiyor. Entegrasyon kurslarýna katýlýmýn mecbur tutulmasýnýn yaný sýra katýlmama durumunda da sosyal haklardan kesinti ve oturum müsaadesi uzatýlmasýnýn reddedilmesi gibi yaptýrýmlar uygulanacaðý belirtiliyor. Öte yandan vatandaþlýða kabul þartlarý da tasarý ile geniþletiliyor. “Yeterli Almanca bilgisi” þartýnýn muhtemelen ayný þekilde vatandaþlýk testinde olduðu gibi vatandaþlýk yasasýna da yer alacaðý belirtiliyor. Geçtiðimiz yýl yapýlan tartýþmalarýn da sonuçsuz kalmayarak bundan böyle vatandaþ olmak isteyenlerin “hukuk ve toplum düzeni, Almanya’da yaþam hakkýnda bilgi sahibi” olduðunu ispatlamasý gere- 13 olmuþtur. Bir yandan yýlan can vermekteyken tam o sýrada bir tilki gözükür. Kirpi onu görünce korkusundan büzüþüp tekrar top þeklini alýr. Tilki gelip tam burun hizasýna küçük abdestini yapýnca kirpi açýlýr ve tilki boðazýndan yakalayarak kirpiyi haklar. Kurt gelir ve tilkiyi haklar. Sonra avcý gelir elindeki oku kaplana atarak öldürür. Avcý koþarak kaplanýn derisini yüzmeye koyulur. O sýrada bir süvari gelir ve postu ister, avcý kimseye parasýz post vermeyeceðini söyler. Atlý avcýnýn üzerine kýlýcý ile saldýrarak adamý öldürür. Fakat atlýda postu alýp atýný dörtnala koþturup giderken hayvanýn ayaðý tökezler tepe taklak düþürek beyni parçalanarak ölür. Yaþanan her sýkýntý þüphesizki kusurlarýn karþýlýðý deðildir. Ama pekçoðu böyledir ve böyle düþünmek bunu farketmek insana pek çok þey kazandýrýr. keceði, bunun için de zorunlu olmayan vatandaþlýk kurslarý hazýrlýklarýnýn olduðu belirtildi. Ýnsan haklarý savunucularý ise tasarýya karþý eleþtirilerini yönelttiler. “Tageszeitung”a “Kitleler halinde suçsuz insanlarýn kiþisel bilgilerini depolamak, kiþisel bilgilerin korunmasý hakký açýsýndan endiþe vericidir” þeklinde konuþan Ýnsan Haklarý Enstitüsü’nden Ruth Weinzierl, sorumsuz ve kontrol edilemez önlemlerin alýnmamasý ve kayýt altýna alýnan bilgilerin ayrýmcý uygulamalarda kullanýlma tehlikesine iþaret ederek uyarýda bulundu. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr Seite 14 14 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 faaliyet haber Ingolstadt Gençlik Teþkilatýnda 40 Hadis Yarýþmasý Ingolstadt Gençlik Teþkilatý 40 Hadis Yarýþmasý’nda birbirinden azimli gençler yarýþtý! Ýdris Mete-Ingolstadt GMG Gençlik Teþkilatý, Güney Bavyera Bölgesi, Ingolstadt Þubesi, 2006/07 çalýþma yýlýnda ikincisini organize ettiði 40 Hadis Yarýþmasý’ný geçtiðimiz günlerde düzenledi. „Kim ümmetimin dinine ait 40 Hadis ezberlerse, ALLAH (cc) onu I fakih (anlayýþlý, bilgin) olarak diriltir. Bende kýyamet günü ona hem þefaat ederim, hemde þahidi olurum!“ Hadis-i Þerif’inden hareketle, IGMG Ingolstadt -Gençlik Teþkilatý Eðitim Baþkanlýðý tarafýndan düzenlenen yarýþmaya birbirinden azimli gençler katýldý. Yarýþma için hadis kitapcýklarý önceden tesbit edilen yarýþmacýlara teslim edilmiþti. Yarýþmada; 40 adet türkçe ve 15 adet arapça Hadis-i Þerif ezberleyen Fatih Çelik birinci, 33 adet türkçe Hadis-i Þerif ezberleyen Abdullatif Kalabalýk ikinci ve 30 adet türkçe Hadis-i Þerif ezberleyen Bünyamin Zengin üçüncü oldu. IGMG Ingolstadt-Gençlik Teþkilatý Baþkaný Yasin Altýntaç, dereceye girmeyi baþaran gençleri tebrik ederek hediye çekleriyle ödüllendirdi ve ekibinden Eðitim Baþkanlarýna organizasyon için teþekkür etti. IGMG Hessen Gross Gerau Cemiyetinde kermes Rafet Þener/Groß-Gerau GMG Groß-Gerau Þubesinin Kadýn Kollarýnýn gerçekleþtirmiþ olduðu kermese yoðun bir katýlým oldu. Açýlýþ Gross Gerau Cemiyet imam hatibinin Kur`an-ý Kerim tilavetiyle yapýldý. 19-20 Mayýs tarihlerinde yapýlan kermes faaliyetine IGMG Hessen Bölge I Baþkaný Mehmet Ateþ de katýldý. Mehmet Ateþ`in selamlama konuþmasý ayrý bir renk kattý. Cemiyet Baþkaný Vahdeddin Cavaþ da günün anlam ve önemini belirten bir açýlýþ konuþmasý ile davetlilere hitab etti. Bölge halkýnýn, dost ve kardeþ cemiyetlerinin ziyareti kermesteki manevi havayý daha bir arttýrdý. Kermeste Türk mutfaðýnýn özgün yemekleri, çocuklara yönelik ilahiler, yarýþmalar cemiyet bahçesine çiçek dikme eylemi ve hediyelik eþyalarýn gösterime konulmasý etkinlikleri programýn dolu dolu geçmesini saðladý. ATB Fechenheim Eyüp Sultan Camii`nde Masa Tenisi Turnuvasý ATB/Avrupa Türk Birliði´ne Baðlý derneklerden Fechenheim Eyüp Sultan Cami herzamanki gibi gençlere yönelik eðlencelere devam ediyor. Bu seferki aktivite PING PONG, yani halk arasýnda tabir ettiðimiz Masa Tenisi Turnuvasý. Avrupa Türk Birliði Genel Baþkaný Sayýn Recep YILDIRIM´ýnda katýlarak þenlendirdiei Turnuva´ya 32 yarýþmacý katýldý. Çekiþmeli geçen Turnuva´nýn finaline iki kardeþ olan Ýbrahim ve Ömer Kuþaksýz kalarak bir ilke imza attýlar. Bu çok çekiþmeli Abi-Kardeþ Finalinin galibi, Abi olan Ýbrahim Kuþaksýz kazanarak Birincilik Kupasýnýn sahibi oldu. 1. Ýbrahim Kuþaksýz, 2. Ömer Kuþaksýz ve 3. Ferhat Kartal Kupalarýný Avrupa Türk Birliði Genel Baþkaný Sayýn Recep YILDIRIM ve Fechenheim Eyüp Sultan Cami Baþkaný Sayýn Habip ALKAN´dan aldýlar. P 21. sayi sayfalar 29.04.2009 dosya ilenin tarifi yapýlýrken „anne, baba ve çocuklardan oluþan en küçük insan topluluðudur“ deniliyor. Halbuki bir zamanlar ailenin tarifi yapýlýrken „anne-baba, büyükanne-büyükbaba ve çocuklardan oluþan en küçük insan topluluðudur“ diye bilirlerdi bizden büyükler. Ýnsan neyi bilir ve düþünürse hayatýný da ona göre tanzim ediyor. Ýnsanlara yaþamalarý gereken olgularý nasýl tarif ederseniz ona göre yaþýyorlar. Ýþte bundan dolayý artýk büyük anne ve büyükbabalarýn aile içinde yeri kalmadý maalesef. Býrakýn aile içindeki yerini neredeyse çocuklarýnýn evine misafir olarak bile gelmeleri yadýrganmaya, göze batmaya baþladý. Peki bunun neticelerini hiç hesap ettik mi? Hayata yeni baþlayan gençlerin baþbaþa kuracaklarý bir aile ortamý insana çok cazip geliyor. Karýþan yok, söz söyleyen yok, nasihat eden yok. Hayat ne kadar güzel deðil mi? Ýþte þimdi karý koca evliliðin tadýný çýkarmanýn tam zamaný. Bundan sonra anlaþamamak için bir sebep var mý? Aralarýnda çýkacak ufak tefek tatsýzlýklarý kendi aralarýnda anlayýþ içinde halledip hayatlarýna huzur içinde devam edebilirler. Normal þartlarda olmasý gereken netice bu. Ama gerçekten öyle mi? Günümüzde evlenen gençlerin bu çerçevede huzur ve mutluluk dolu bir hayatlarý mý var? Bütün bunlar görmek için aslýnda çok da araþtýrma yapmaya gerek yok. Þöyle baþýmýzý çevirip etrafa bir baktýðýmýzda günümüzün aile yapýsýnýn ne durumda olduðunu rahatlýkla görebilirsiniz. Almanya’nýn Ulm þehrinde belediyeye baðlý Gençlik Araþtýrma Merkezinde çalýþan bir dostum þunlarý söylüyor: “Son bir yýl içinde evlenen ve boþanan gençlerin ne durumda olduklarýný araþtýrdýðýmda yapýlan evliliklerin % 60’nýn aradan bir yýl geçmeden boþanmayla sonuçlandýðýný gördüm. Bu rakam genelde böyle iken özelde Türk toplumu için de çok farklý A 20:54 Uhr Seite 15 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 TOPLUMUN DENGE UNSURU AÝLE deðil.” Bu sözler gerçekten dehþet verici. Nasýl geldik biz bu duruma? Her geçen gün neden bozulan bir toplum haline dönüþüverdik? Nerede hata yaptýk acaba? Biz ki, müslüman bir toplum olarak Allah’ýn emirlerini ve Peygamberimizin hayatýný kendisine þiar edinen insanlarýz. Allah’ýn helal saydýðý ama en çok hoþlanmadýðý fiilin eþlerin ayrýlmasý olduðunu bilen, Peygamberinin ailesine karþý gösterdiði þefkat ve anlayýþý uygulamaya çalýþan insanlarýz. Hem kadýnýn hem de erkeðin haklarýný daha dünyada “Ýnsan Haklarý” kavramý yok iken Peygamberleri tarafýndan Veda Hutbesinde ilan edilen bir topluluðun mensuplarýyýz. Ne oldu bize? Bütün bu deðerlerimizi unuttuk mu, yoksa hiç öðrenmedik mi? Ýnsanýn ilk eðitim müessesesi ailedir. Anne ilk öðretmen olarak tanýnmýþtýr tarih boyunca. Ýnsanýn kiþiliði 0-6 yaþ grubunda oluþur. Bundan sonraki hayatýnda öðrendiði bilgiler yapýlanmýþ kiþiliðinin üzerinde ilave edilen bilgi ve tecrübelerdir. Bunun için de çocuklarýn okul hayatýna baþladýðý yýllara kadar geçen aile içindeki eðitimi çok önemlidir. Çocuk sahibi olan herkes bilir ki, ilk çocuklar anne babanýn deneyimsiz çocuk yetiþtirme bilgisizliðinden dolayý genellikle ezilirler. Aileler bu çocuklarýn kendi düþüncelerindeki gibi yetiþmesi için çaba sarfederken genellikle çocuklarýnýn bir insan olduðunu unutup adeta ne isterlerse onu yapacak bir robot olduðunu zannederler. Ama ne yazýk ki, böyle zannettiklerini de bilmeden hareket ederler. Çünkü, anne babalýk bir tecrübe iþidir. Ne kitapta okumakla kazanýlýr, ne de baþkasýndan görmekle. Ýlk çocuktan sonraki çocuklar biraz daha rahat olsalar da ilk çocukta görülen baþarýsýzlýk sonraki çocuklara da ister istemez etki edecektir. Ramazan BAÞLIK Ýþte tam bu esnada büyük anne babalara o kadar ihtiyaç vardýr ki. Bu bilinebilse aslýnda iþler çok daha basit olacak ve çocuklarýn anne babalarý ile ünsiyetleri çok daha fazla olacaktýr. Fakat günümüzde artýk bu tecrübelerin sonraki kuþaklara aktarýlamadýðýný görüyoruz. Bundan dolayý da bir çok problemle karþý karþýya kalýp psikologlarýn kapýsýný çalanlarýmýzýn sayýsý az deðil. Bir de aile kurmanýn ahlaki boyutu var. Peygamberimiz (s.a.v.): “Evlenecek gençler seçecekleri eþleri 4 özelliði için tercih ederler. Güzelliði, soyluluðu, zenginliði ve dindarlýðý. Siz dindar olanýný tercih edin.” buyuruyor. Bugün kaçýmýz bu hadis ýþýðýnda hareket ediyoruz dersiniz. Ben bu konuda pek iyimser deðilim doðrusu. Anne babalarýn tercihi aile soyaðacý ve maddi gelecekleri olurken, gençler genellikle güzellik ve yakýþýklýlýk gibi özelliklere daha fazla yer veriyorlar düþüncelerinde. Peki ya sonrasý... Ne soy sop, ne para pul, ne de güzellik mutluluða katýk olmuyor maalesef. Niçin boþanmalarýn sayýsý artýyor dersiniz. Bütün bunlar sebepsiz olabilir mi? Ailenin temeli ve temiz nesillerin yetiþmesi eþlerin seçiminden itibaren baþlar. Aileyi oluþturacak gençlerin her ikisinin de kendilerini o zamana kadar hayatlarýný birleþtirecekleri eþlerine tertemiz hazýrlamalarý gerekir. Ýþte o zaman evli- likler gerçek anlamda huzur ve mutluluk dolu olacaktýr. Ýþte o zaman onlardan doðacak çocuklar özlenen tertemiz nesilleri oluþturacaktýr. Ama bu bile “Görücü Usulü Evlilik” gibi bir takým saptýrýlmýþ kavramlarla insanlarýmýza kötü gösterilmeye çalýþýlmaktadýr. Gençler bu temizliðin nasýl olmasý gerektiðini düþünmeden “Tabi tanýdýðým, sevdiðim, konuþtuðum ve anlaþtýðým birisi ile evleneceðim, kimse beni görücü usulü ile evlendiremez” diye itirazlarda bulunmaktadýr. Halbuki görücü usulünün tertemiz bir hayat yaþayan gençlerin çevresindeki insanlar tarafýndan kendisi gibi tertemiz bir insanla hayatlarýný birleþtirmelerinde bir tanýþtýrma usulü olduðunu bilmezler. Çünkü, bunu aslýnda aileler de bilmediklerinden baskýcý bir usulle çocuklarýný evlendirmeye kalktýklarýndan bu problem ortaya çýkmaktadýr. Halbuki inancýmýzda eþlerin rýzasý alýnmadan evlilik yapýlmasýna müsaade edilmez. Ah þu yanlýþ uygulamalar! Beni en çok çileden çýkaran bu yanlýþ uygulamalardýr. Sadece evlilik hususunda deðil, bir çok konuda iyi müslüman olarak tanýnan bir takým insanlarýn aslýnda Ýslam’a uygun olmayan davranýþlarý sanki Ýslam’danmýþ gibi gösterilip insanlara tanýtýlmaya çalýþýlmaktadýr. Ne yazýk ki, bu da toplumda kabul görmektedir. Kimse iþin aslýný merak edip de; “gerçekten bu Kur’an ve Sünnet ölçüsüne uyuyor mu?” diye sormamaktadýr. Eþler evlenirken birbirlerine et ve kemikten oluþan nefsi mahluklar gibi bakmadýðý, ailenin, toplumun ve dünya insanlýðýnýn en küçük önemli bir parçasý olduðunu gördüðü zaman problemler düzelmeye baþlayacaktýr. Halbuki bugün görülen manzara oldukça korkutucudur. Sokaklar gençlerin pervasýzca hareket ettiði bir 15 pazar haline gelmiþtir. Utanma duygularý nerdeyse tamamen ortadan kalkmýþ, gençler kendi anne babasýndan dahi utanmaz bir konuma getirilmiþtir. Bunun bütün suçunu gençlere atmak oldukça adaletsiz olur. Görsel ve yazýlý medya, film ve video dünyasý, sanat ve müzik dünyasý her biri bir taraftan adeta nesilleri bugünlere getirmek için yarýþ yapmaktadýr. Bütün bu olumsuzluklar bizim gençlerimizi de maalesef derinden etkilemekte, artýk benim diyen dindar aileler bile çocuklarýnýn gelecekleri ile ilgili olumlu þeyler düþünmekten korkmaktadýrlar. Kimin çocuðunun ne zaman nasýl bir hareketle ortaya çýkacaðýnýn belli olmadýðý bir zaman diliminde yaþamaktayýz hep birlikte. Bütün bunlar aile yapýsýný bozmuþtur. Evlenecek gençler birbirine güvenmeyen gözlerle bakmakta, nasýl olsa anlaþamazsak ayrýlýrýz diyerek hayata ilk adýmý atmaktadýr. Çocuklarýný evlendirecek aileler kendi çocuklarýnýn kötü yetiþme tarzýný gözardý ederek çocuðuna temiz eþler aramaktadýr. Bunun sonu yine ayrýlýklara gitmektedir. Halen ayrýlýkla sonuçlanmýþ evliliklerden geri kalan binlerce çocuk vardýr toplumda. Peki bunlarýn gelecekleri ne olacak? Onlar yarýnlarda aile olacaklarý zaman ne düþünmeye baþlayacaklar acaba? Bugün nasýl olsa anlaþamazsak ayrýlýrýz diyen gençler varken yarýn “evlenmeye ne lüzum var ki?” diyen gençler mi türeyecek? Atasýný tanýmayan bir yeni kuþak, çocuðunu yük olarak gören bir eski kuþak. Ne korkunç bir manzara deðil mi? Ama gerçekler bunlar maalesef. Almanya’nýn Bremen Eyaletinde yaþlý evinde çalýþan bir dostum baþýndan geçen bir olayý anlatmýþtý, çok etkilendim. “Yaþlý evinde bir kadýn vardý. Artýk son zamanlarýna geldiði belliydi. Ölmesine az bir zaman kala kendisi ile hiç kimsenin ilgilenmediðini görünce yanýna gittim. Sizin yakýnlarýnýz yok mu, onlarý çaðýra- 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr 16 lým dedim. Bir kýzýnýn olduðunu ama çaðrýlsa da gelmeyeceðini söyledi. Olur mu öyle þey, insan annesinin son zamanýnda baþýnda olmak istemez mi hiç dedim. Hemen kýzýnýn telefon numarasýný alarak kendisini aradým ve durumu haber verdim. Aldýðým cevap tüyler ürpertici idi. Býrak gebersin mo..., þimdiye kadar neyini gördük ki, bir iðnesi bile nasip olmadý.” Ýþte aile yapýsýnýn bozulmasýnýn getireceði netice bu deðil mi... Toplum neden böyle dersiniz? Birbirine sadece cinsel lman hükümeti, Yeþillerin sunduðu Ýslam’ýn Almanya’daki hukuki konumu ile ilgili soru önergesine cevap vererek, Almanya’da yaþayan takriben 3,4 Milyon Müslümanýn entegrasyonunun ve barýþ içerisinde toplumsal bir yaþamýn saðlanmasýnýn geleceðe yönelik en önemli politik hedefleri içerisinde olduðunu, 27 Eylül 2006 tarihinde Berlin’de Alman Ýslam Konferansý’nýn da bu sebeplerle kurulduðunu açýkladý. Hükümetin verdiði bilgilere göre Almanya’da bir milyonu Alman vatandaþý olmak üzere takriben 3,4 milyon Müslüman yaþýyor. Müslümanlarýn çoðunluðunun düzenli veya düzensiz olarak camiye gittiðinden ve ancak bunlarýn sadece yüzde 10 veya 15’inin hukuki olarak bir A Seite 16 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir gözle bakan eþler. Her fýrsatta tahsilini, parasýný, makamýný, aile soyaðacýný, güzelliðini ortaya koyan karý kocalar. Doðacak çocuðunu yük olarak gören bir anne baba. Anne babasýna malý oranýnda yaklaþan çocuklar. Her kýzdýðýnda gücünü kullanýp büyüklerine sadece dil deðil el kaldýran yeni nesil. Kanunlarýn verdiði yetkiyi aile ortamýný bozmak için kullanan insanlar... Ve gün geçtikçe bozulan bir toplum, yýpranan bir dünya. Çözüm ne? Çözüm, materyalist düþünceden maneviyatçý bir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 düþünceye geçiþtir. Birbirimizi meta olarak görmekten vazgeçmeliyiz. Birbirimize Allah’ýn bir emaneti gözü ile bakmadýkça ve aile yapýsýnýn nasýl olmasý gerektiðinin kurallarýný koyan Allah’ýn kurallarýna uymadýkça, Peygamberimizin uygulamalarýný kendimize yol edinmedikçe düzelmemiz mümkün görünmüyor. Bunlarý bizler ne kadar biliyoruz? Yeni nesillerimize ne kadar aktarabiliyoruz? Onlara ne kadar örnek olabiliyoruz? Bu sorulara, “yeteri kadar” diye cevap vermemiz mümkün mü? Öyleyse elele vermenin tam zamaný. Ýþ iþten geçmeden, nesillerimiz dünyanýn bu düzensizliðini düzen olarak kabul etmeden önce hareket etmeliyiz. Zamanýmýzý boþ yere harcamamalý, maneviyatýmýzý artýrmak için yollar aramalýyýz. Çocuklarýmýza küçük yaþlardan itibaren Allah yolunu öðretmek için çaba sarfetmeli, bunun için maddi manevi bütün gücümüzü ortaya koymalýyýz. Dünya ve ahiret saadetleri için onlara Allah’ýn emir ve yasaklarýný öðretmeli, uygulatmalýyýz. Herkes kendi evinin önünü te- Hükümetten Yeþillerin sunduðu Ýslam’ýn Almanya’daki hukuki konumu ile ilgili soru önergesine cevap “Müslümanlarýn entegrasyonu ve barýþ içerisinde toplumsal bir yaþamýn saðlanmasý geleceðe yönelik en önemli politik hedeflerimizdendir” derneðe üyeliðinin söz konusu olduðundan yola çýkan hükümetin, Müslüman organizasyonlarýn Almanya’daki Müslümanlarýn yalnýzca yüzde 10 veya 15’ini temsil ettiði görüþünde olduðu kaydedildi. Hükümet Almanya’da Müslümanlarýn ibadet edebilecekleri mekânlarýn sayýsýný 2600 olarak verirken, bunlardan yalnýzca 150’sinin kubbeli ve minareli olan klasik cami þeklinde olduðu belirtildi. 100 kadarýnýn da proje aþamasýnda olduðu belirtilirken, 120’nin üzerinde de dershanenin olduðu kaydedildi. Camiye giden ve ibadetini yapan Müslümanlarýn ortalama rakamlarýnýn tahmini veya istatistik verilerinin sorulmasý üzerine hükümet, bu konuda kendi istatistik verileri olmamasý nedeniyle Almanya Ýslam Arþivi Merkezi’nin verilerini aktardý. Buna göre günlük ibadetini yap- mak üzere 200.000, haftada bir Cuma namazýna ise 493.000 kiþinin camiye gittiði belirtilirken, bu sayýnýn bayram günlerinde 904.000’e kadar yükseldiði ifade edildi. Ayrýca Alman Anayasa hukukunda dini cemaatlerin diðerlerinden soyutlanarak tanýnmadýðý ifade edilirken, bu nedenle Ýslami veya baþka dini gruplarýn devlet tarafýndan tanýnmasýnýn veya tanýnmamasýnýn söz konusu ola- dosya miz tutarsa sokak temiz olur. Biz de fert fert kendimizi ve ailemizi koruma yarýþý içinde olmalýyýz. Ama unutmamalýyýz ki, fert fert yapacaðýmýz bu çalýþma komþumuzun yapmamasý durumunda hiç bir iþe yaramayacaktýr. Çocuklarýmýzýn iyi arkadaþlara, gerçek dostlara, zamaný geldiðinde evlenecek kendisi gibi temiz eþlere ihtiyacý vardýr. Öyleyse hep birlikte cemaat olarak çalýþmalýyýz. Birbirimize destek vermeliyiz. Bu hengamenin altýndan ancak bu þekilde çýkabiliriz. mayacaðý belirtildi. Ayný þekilde din ve dünya görüþü açýsýndan tarafsýz olmakla yükümlü devletin anayasal olarak dinleri tanýyamayacaðý ifade edilirken, diðer yandan ise dini karakteristik olarak Ýslam’ýn dünya dini olduðunun tartýþmasýz olduðu kaydedildi. Öte yandan hükümet, “sürekli olarak ortaya atýlan yanlýþ bir düþünce de, sadece kamu hukukuna uygun bir yapýlanma içerisinde olduðu takdirde dini cemaatlerin tanýndýðý veya hukuki olarak fiil ehliyeti sahibi olduðudur” açýklamasýnda bulundu. Hükümetin bazý meselelerde muhatap olarak kabul edebileceði Müslümanlarý temsil eden kurumlarýn oluþturulmasýný memnuniyetle karþýladýðý belirtildi. Hukukçulara göre hukuk devleti tehdit altýnda lmanya Avukatlar Birliði ve Federal Avukatlar Odasý, Ýçiþleri Bakaný Wolfgang Schäuble’nin güvenlik kanunlarýný sertleþtirme planýnýn uygulamaya geçirilmemesi konusunda uyardýlar. Almanya Avukatlar Birliði Baþkaný Hartmut Kilger “Neuen Osnabrücker Zeitung”a yaptýða açýklamada, “Güvenlik politikalarý ölçüyü tamamen kaçýrmak üzere. Schäuble’nin planýnýn uygulanmasý durumunda Almanya özgürlükçü hukuk devleti olmaya veda eder” dedi. Kilger ayrýca, Adalet Bakaný Brigitte Zypries’i (SPD) A “Schäuble’nin planýnýn uygulanmasý durumunda Almanya özgürlükçü hukuk devleti olmaya veda eder” Ýçiþleri Bakaný’nýn planlarýna þiddetle karþý çýkmaya çaðýrdý. Anayasa’daki temel haklarýn güvenlik politikalarýna feda edildiði uyarýsýnda bulunan Federal Avukatlar Odasý Baþkan Yardýmcýsý Ulrich Scharf, “Güvenlik birimlerine kapsamlý yetkinin toplumda kabul görmesini saðlamak için toplumdaki korkular körükleniyor ve kullanýlýyor” dedi. Dinlemelerin ve kovuþturmalarýn kolaylaþtýrýlmasýnýn “Anayasa’ya cephe savaþý” anlamýna geldiðini kaydeden Kilger, þahýslara ait bilgisayarlara online soruþturma izninin vatandaþýn mahremiyeti ve þerefi noktasýnda onarýlamaz sonuçlar doðurabileceðini belirtti. Bunun yanýsýra Avukatlar Birliði’nin Mannheim’daki avukatlar gününde Schäuble’nin gü- venlik paketine karþý açýklama yayýnlayacaklarý kaydedildi. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 dosya unu çok iyi biliyoruz ki günümüzde kamuoyu, medya ile beslenmektedir. Ýnsanlarýn görüþleri, kamuoyu deðerleri, negatif ve pozitif olgunlaþmalarý medya ile þekillenmektedir. Ve yine þunu çok iyi biliyoruz ki, bilginin araþtýrýlmasýnda, toplumlarýn yönlendirilmesinde, örf ve adetlerimizin kültürümüzün, nesillere ve geleceðe aktarýlmasýnda medyanýn çok büyük önemi vardýr. Bu önemi Kur’an-ý Kerim þöyle haber veriyor. Nahl suresinin 125. Ayeti Kerimesinde: “(Resülüm) Sen, Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öðütle çaðýr ve onlarla en güzel þekilde mücadele et! Rabbin kendi yolundan sapanlarý en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri çok iyi bilendir. Dinimizde kadýn ve erkeðin üzerinde farz olan teblið ve mücadele sorumluluðu, yerini ve þeklini, çoðunlukla yazýlý iþitsel ve görsel yayýnlara býrakmýþtýr. Hemen üzülerek ifade edelimki biz müslümanlar geliþen bu yeni mücadelede arzu edilen yerde ve etkili deðiliz. Bugün teblið ve mücadelede etkili olan, kaleme, gazeteye, dergiye, radyo ve televizyona daha da önemlisi internet sitelerine sahip deðiliz. Sahip olamadýðýmýz için dünyada ülkemizde ve yaþadýðýmýz ülkelerde evlerimize çeþitli yollarla ahlaksýzlýklar akýtýlmaktadýr. Gayri Ýslami yayýnlarla ve proglamlarla insanlarýmýz özellikle gençlerimiz ve nesillerimiz etkilenip morfinleþtirilmektedir. Medya gücünün yanýnda yer almakla, taraflý, haksýz, yalan, yayýnlarla komplolarla masa baþýnda oluþturulan haberlerle bütün dünya etkilenmektedir. Bu olumsuz yönde bütün dünya etkilenmektedir. Bu olumsuz gidiþat karþýsýnda Kur`an-ý Kerim güzel bir þekilde mücadele etmeye bizleri davet etmektedir. Bugün mücadele bilimle, teknolojiyle ve basýn yayýnla birlikte yapýlmaktadýr. Ayetin iþaret ettiði hikmeti elinde tutanlar dünyayý istedikleri gibi yönetmektedirler. Emperyalizm topla tüfekle, göðüs göðüse mücadele edemeyince, þek- Þ 20:54 Uhr Seite 17 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 Ýnsan Hayatýnda Medyanýn Yeri ve Önemi gibi kamuoyu medya lini teknolojiye, en son ile beslenmekte, oluþmodel basýn yayýn makta þekillenmekte ve araçlarýna, medyaya ve o l g u n l a þ m a k t a d ý r. medya aracýlýðýyla ÝsÖzellikle yaþadýðýmýz lam ülkelerinde fitne þu hassas ve kritik ilkefesat çýkartarak oyunlar miz, insanlarýmýz hatta oynayarak, çeþitli mobütün dünya insanlarý da kanunlarýný yayarak için önem arz eden bükýsacasý medya gücünü yük karar arefesinde kullanarak daha etkili görüldüðü gibi þu an olmuþtur. medya gücünü elinde Yine bu yöntemle bulunduranlar þuurlu insanlarý Kur’an ve müslümanlarý negatif sünnetten uzaklaþtýrve pozitif yönden kale mýþ, ceþitli oyunlarla bile almýyorlar. cahil býrakmýþ, zevk ve Dinimiz için vatan þehvetlerine düþkün Osman ARSLANTÜRK ve milletimiz için özelhale getirmiþ sürekli Ýslikle gençlerimiz için verilam`ýn ve müslümanýn getirir. Biz müslümanlar dün- len hizmetlere yapýlan faaleyhine kötü propaganda yaparak heryönüyle ya- yaya model olarak çýkarcý- aliyetlere kasýtlý olarak yer bancý taklitçiliðine sürükle- lýktan, bölücülükten, yýkýcý bile vermiyorlar. Bu büyük hizmetlere ve bozgunculuktan uzak, miþtir. Bunun için en son geliþ- objektif, yapýcý, bilgilendi- halkýmýzýn yoðun teveccümiþ imkanlara ve yayýn or- rici, Kur’an ve sünnet he- hünü takdirini kazanan keganlarýna sahip olarak iyi- definden sapmayan, hak- simlere yine medya gücülikleri tavsiye etmek, güze- kýn, adaletin iyiliðin güze- nü elinde bulunduran araþli ve doðrularý yaymak, kö- lin ve doðrularýn savunu- týrmacýlara yaptýrdýklarý tülükleri kaldýrmak biz cusu örnek programlar anketlerde ülkesini ve milletini herkesten çok seven müslümanlarýn üzerinde yapmalýyýz. Bu günün basýn yayýnýn insanlar hesaba bile katmaen büyük görevdir. Toplumlarýn selameti, refahý, traj uðruna batýl emeller yanlar var. Burada beni üzen ve düfazileti, saadet ve mutlulu- uðruna düþtüðü hataya ðu, insani deðerlerin yer- düþmeden, sansasyon yap- þündüren, hali malum uþak leþmesi ve yükseltilmesi madan, abur-cubur yazýla- satýlmýþ gazeteler neyse, için biz müslümanlar da ra ve resimlere yer verme- müslüman olarak bilinen, enaz rakiplerimiz kadar bu den vakar bir medya haki- hesaba katýlmadýklarý kiþiler sayesinde kurulan ve sahaya önem ve destek ver- miyeti kurmalýyýz. Þahýslarý müesseseleri, var olan gazetelere televizmek mecburiyetindeyiz. yonlara medya organlarýna Ýslam dünyasý bu hýzlý þeref ve haysiyetleri hedef ne demeli. Ýnsan nasýl bu geliþimi ve deðiþimi fark alarak sevgi ve küçük dükadar deðiþebiliyor nanedemezse bunu dinin ve þürücü hareketlerden mukörlük yapa biliyor aslýný müslümanlarýn hizmetine hakkak kaçýlýnmalýdýr. Bu- inkar edebiliyor. Ama olsunamazsa, buna uygun na karþýlýk bütün dünya sun bu fedakar millet bir davet ve teblið metodu ge- müslümanlarýný ve insanlý- taraftan hakkýný haram ðý göz önünde bulunduruliþtiremezse Ýslam`ýn ve rarak basýn yayýn ve med- ederken diðer taraftan onmüslümanýn aleyhine fitne larýn gizleyip vermedikleriya hizmetleri verilmelidir. ve fesatlar artacak, insanlýÇünkü kalabalýklaþan, ni þuurlu müslümanlarý kaðýn Ýslam`a olan yoðun te- dünyaya daðýlarak yaþa- pý kapý dolaþýp aile aile veccühü sevgi ve muhab- mak zorunda kalan müslü- izah edip anlýnýn akýyla beti, yerini daha çok batýla, manlara ve insanlara eski kimseye uþak ve köle olmataklite ve hataya düþmesi- klasik metodlarla Ýslamýn dan izah ederler. Ýþte basýn yayýn bu þene sebeb olacaktýr. mesajýný ulaþtýrmak mümkilde kör ve batýl menfaatBu günaha ortak olma- kün deðildir. mak için biz müslümanlar Bu nedenle, gündemi lere, hýrslara alet olduðu farz olan irþad ve teblið va- oluþturan insanlarý yönlen- zaman son derece tehlikeli zifemizi ifa ederken çaðý- diren, yazýlý, iþitsel ve gör- durumlar, yönlendirmeler, mýzýn en son teknolojik ile- sel organlardan özellikle adaletsizlikler meydana tiþim araçlarýný en iyi þekil- radyo, televizyon bilgisa- gelmektedir. Savaþ zehirli de kullanmalýyýz. Eðer iyi yar ve internetten istifade bomba etkisi yapýyor, milkullanamazsak medya, etmek suretiyle, geniþ halk letimizi yakýp kavuruyor. toplumumuzu ve toplum- kitlelerine yönelik irþad ve Bu tehlikeli etki sayesinde larý uyutan, ülke sorumlu- teblið programlarý düzen- medya, bütün güçlerin, siluðundan uzaklaþtýran, lenmesi ve desteklenmesi vil ve siyasal organizelerin, hatta ordularýn yanýnda milli, manevi ve kültürel kaçýnýlmazdýr. Önce de ifade ettiðimiz kendi yerini ilk sýraya koydeðerlerine küfreden hale 17 mayý baþarmýþtýr. Adeta bugün kanunlarý çýkaran, hükümetleri kuran, istediðini istediði yere getiren ya da alaþaðý eden güç haline gelmiþtir. Daha da önemlisi devletleri yýkýp, dünyaya adalet getiriyorum diye yutturan, ayný anda ayný yerden düðmeye basýlarak dünya gündemini oluþturan haksýz, adaletsiz, acýmasýz kuvvet halini almýþtýr. Bu güçlü kuvvet karþýsýnda, haktan yana olup adaletle, doðru dürüst bütün dünya müslümanlarýnýn sesi olan TV 5, Milli Gazeteyi ve Hayat Gazetesine, kuruluþundan günümüze kadar destek verenlere teþekkür ediyorum. Allah razý olsun diyorum. Yine o fedakar ve cefakar insanlardan, bu kritik dönemde TV5 izlemeyi, Milli Gazeteyi okumayý yerel basýný takip etmelerini ve medya gücünü kullanarak yakýnlarýný, ülkemiz ve bütün dünya müslümanlarýný duyarlý hale getirmelerini Allah rýzasý için istirham ediyorum. Bu mücadelede de hiç bir müslüman maddi ve manevi geri kalamaz. En son model araçlarý, gereçleri medya ve basýn organlarýný ve en önemlisi bir fiil canla baþla katýlarak bu mücadelede haktan yana olduðunu isbat etmelidir. Bu hassasiyetimizden dolayý sizi, sizin gibi düþünenleri baþýmýzda görme arzunuzdan dolayý gayretlerinizi, þimdiden tebrik ediyorum. Köþe yazýlarýnda sizi ifade edenleri, ekranlarýnda sizi yayýnlayanlarý, hakký ve adaleti üstün tuttuklarý için bu kuruluþlarý daha büyük desteklerle þaha kaldýrmanýzý rica ediyorum. Bu kritik dönemde bütün müslümanlarý, suurlu ve bilincli olmaya, beyinlerimizi, imanlarýmýzý ve neslimizi bu büyük saldýrýlar karþýsýnda muhafaza etmeye davet ediyorum. Geleceðimizin þekilleneceði önümüzdeki bu büyük imtihanla, bütün müslümanlarý ahlak, fazilet ve saadet yarýþýnda kendilerine düþen görev ve sorumlulugu yerine getirmek üzere Allah’a emanet ediyorum. Uðraþ bizden muvaffakiyet Allah’tandýr. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr 18 Seite 18 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Yaz okullar⁄ neden gerekli ? Mehmet Gedik IGMG E©itim Ba‚kan⁄ 990”lı yıllardan beri Avrupa’da kalıcı oldu©unu kabul eden insanımız özellikle son yıllarda nesillerini yeti‚tirme çabası içine girmi‚lerdir. Avrupa’ya geldikten sonra 40 yılı a‚kın bir zaman geçmi‚ olmasına ra©men geç kalmanın nedeni, misafir i‚çi statüsünde Avrupa’ya gelen insanımızın 1977’li yılllara kadar hükümetler politikasında yabancı i‚çiler olarak kabul edilmeleri ve henüz göçmen olarak kabul görmemeleridir. Íimdilerde bu süreç yine böyle devam ederken "Yabancı Û‚çiler” kavramının yerini, bu ülkelere getirilmi‚ insanların, bu ülkelerde do©mu‚ olan çocukları da dikkate alınarak "Göçmen” kavramı almaya ba‚lamı‚tır. 1 Avrupa’ya gelen birinci nesil insanlarımızın bazıları emekli olmu‚, bazıları ana vatana geri dönmü‚ bazıları da Hakk’ın rahmetine kavu‚mu‚tur. Hemen onlardan sonraki ikinci nesil, çocukları genç ya‚ta olan babalar hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 konumundadır. Íimdi üçüncü neslin ça©ı ba‚lamı‚tır. Bugüne kadar birlikte ya‚ama ve hareket etme yolunda çalı‚malar yapan insanımız, bunun için mekanlar açarak ve aydınlatıcı programlar düzenleyerek öz benli©ini koruma ve entegre halinde ya‚amanın önemini anlatmaya çalı‚mı‚lardır. Bütün bunların yanında insanımız artık Avrupa’da kalıcı oldu©umuzu görmü‚tür. Bu durum yapılması gereken bir di©er önemli çalı‚mayı ön plana almı‚tır: "YENÛ NESÛLLERÛN EÌÛTÛMÛ“ Ûnsanlarımızın bu tür sosyal ihtiyaçlarını kar‚ılamak için kurulan ve 35 yılı a‚kın bir süredir Avrupa’da faaliyetlerini sürdüren Milli Görü‚ Te‚kilatları E©itim Ba‚kanlı©ı, yeni nesillerin e©itimi hususunda gereken çalı‚maları yaparak, çocuklarımızın e©itimi için plan ve projeler hazırlayıp bunları uygulamaya koymaktadır. Bunlardan bir tanesi de "YAZ KURSLARI” çalı‚masıdır. Milli Görü‚ Te‚kilatları 2007 yılı Yaz Okulları ile faaliyet haber ilgili Genel Ba‚kan Yardımcısı ve E©itim Ba‚kanı Sayın Mehmet Gedik’ten almı‚ oldu©umuz bilgileri özet olarak okurlarımıza aktarıyor ve bir kez daha ”TATÛL KURSLARI” nın çocuklarımız için ne kadar önemli oldu©unu velilere bir uyarı olarak hatırlatmakta fayda görüyoruz. “Avrupa’da ya‚ayan çocuklarımızın kimlik bunalımları her geçen gün daha da derin tartı‚malara sebebiyet verirken, gerek ana hükümetlerin gerekse eyalet hükümetlerinin ortaya koydukları çözüm önerileri müslümanlar açısından hiç de içaçıcı de©ildir. Yıllardır bir çok sivil toplum kurulu‚ları çocuklarımızın kimlik sorunlarını ortadan kaldırmak için çalı‚malar yapmı‚ ve netice olarak istenilen seviyeye ula‚ılamamı‚tır. Çünkü istenilen seviyede ba‚arı elde edilmesinin vazgeçilmez tek faktörü “çocukların müslüman olduklarını unutmamaları” dır. Avrupa’da çok kültürlü toplumlarda ya‚ayan çocuklarımızın kimlik sorunlarının olması yapısal olarak çok do©aldır. Önemli olan bu toplumsal yapı içerisinde müslümanların nasıl yer alması gerekti©i hususlarıdır. Ûnançları yönünde Ûslami kimlik sorunlarının halledilme noktasında çocuklarımıza olan yakla‚ımımız, kendi ait oldu©u dini ve kültürel yapıyı muhafaza ederek, çok kültürlü toplumlarda ya‚amasını ö©retmektir. Çocuklarımıza bu e©itimler verilirken, pedagojik ve didaktik metodlar dahilinde, bilgi ufkunun ‚effaf ı‚ıkları inançlarından aldıkları ilahi kaynaklarla donatılmalıdır. Yaz sezonu e©itimlerine ba‚lamadan önce kurslara katılacak olan bay ve bayan e©itimcilerle, hizmet içi e©itimler yapılarak daha ba‚arılı bir yaz e©itim programının dersleri verilmi‚tir. Aynı zamanda Mayıs Mayýs 2005’de 2007 yapmı‚ oldu©umuz hizmet içi e©itim programlarında müfredatımıza ba©lı yoklama ve sınıf defterlerinin kullanımı ile ilgili çalı‚malar yapılmı‚tır. Sa©lıklı bir e©itim, ciddiyet, süreklilik ve özveri ister. Ûnsan hayatının önemli bir kısmı e©itim kurumlarında geçmektedir. Dolayısıyla insanın ruh ve inanç yapısı, e©itim kurumlarında almı‚ oldu©u bilgiler do©rultusunda ‚ekillenmektedir. BÖLGE IGMG G Bölge e IGMG BÖLGE YazzYAZ Okullar⁄ ⁄ OKULLARI Kurss tarihlerii ‹RT‹BAT ve e Ûrtibatt ADRESLERI telefonlar⁄ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • KURS TARÛHÛ ÛRTÛBAT TEL. ÛRTÛBAT MOBÛL Berlin: 75, -D/ 21 Mobil:0179 0179-9211976 Berlin Kottbusser16Damm Temmuz 1710967 A©ustosBerlin 2007 Tel: 030-69807820 030 / 69807820-21 / 9211976 Hamburg: 40- 13 D- 20099 Tel: 040 040-245629 Hamburg Böckmannstraße 16 Temmuz A©ustosHamburg 2007 / 245629 Mobil: 0173-2464877 0173 / 2464877 Bremen 9 D- 28309 Bremen2007 Tel: 0421-6100604 Mobil: 0177-5286856 Bremen Stapelfeldstr. 31 Temmuz - 26 A©ustos 0421 / 6100604 0177 / 5286856 Hannover Str.17 D- 30167 Hannover 0171-8184256 Hannover Scheffel19 Temmuz - 17 A©ustos 2007Tel: 0511-14887 0511 / 148 87 0171 / 8184256 Kuzey 66 D- -33803 Steinhagen Kuzey Ruhr Ruhr Hallestr. 24 Haziran 24 Temmuz 2007 Tel: 0521-9687236 0521 / 96872360178-8618606 0178 / 8618606 Ruhr 4 D44147 Dortmund Mobil: 0163-6799114 Ruhr AA Arnold Str.24 Haziran - 22 TemmuzTel: 20070231-88084510 0231 / 88084510 0163 / 6799114 Düsseldorf D- 47916 Duisburg-Marxloh Tel: 0174-3315353 Düsseldorf Wolfstr.9-11 24 Haziran - 14 Temmuz 2007 0203 / 8077710 177/4639260 Köln Merheimerstr 229 D- 50733 Köln Tel: 0221-97304525/16 Mobil: 0177-4284992 Köln 24 Haziran - 10 A©ustos 2007 0221 / 97304525 0177 / 4284992 Hessen Gutenbergstr. 9 D- 65428 Rüsselsheim Tel: 0614217455149-51 Mobil: 0178-5336389 Hessen 09 Temmuz - 28 Temmuz 2007 06142 / 17455149-51 0178 / 5336389 Stuttgart Ulmer Str. 172 D- 70188 Stuttgart Tel: 0711-4149954 Mobil: 0163-7965247 Stuttgart 30 Temmuz - 02 Eylül 2007 0711 / 4149954 0171 / 3830483 G.Bavyera Landwehrstr. 25 /4 D- 80336 München Tel: 089-51514967 Mobil: 0176-23259440 G.Bavyera 29 Temmuz - 26 A©ustos 2007 089 / 51514967 0178 / 2028656 K.Bavyera Holbeinstr. 25 D- 90441 Nürnberg Tel: 0911-663002 Mobil: 0177-7882584 K.BavyeraSeemühle0412 A©ustos - 02 Hüfingen Eylül 2007Tel: 0771-8968731 0911 / 663002 0177 / 7882584 Freiburg D- 78183 Mobil: 0173-5916891 Freiburg Schillerstr. 26 Temmuz - 08 Eylül / 8968731 0172 / 7332238 Schwaben 29 D- 89077 Ulm2007 Tel: 073161980771 19 Mobil: 0172-7285153 Schwaben 30 Temmuz A©ustos 2007 07310621-628506 / 36080765 Mobil: 0172 / 7285153 Rhein Saar Brunhildenstr. 10 -D-2567059 Ludwigshafen Tel: 0170-1038238 Rhein Saar1 Rauchfangkehrergasse 30 Temmuz - 31 A©ustos 0621 628506 0176-21624187 Avusturya 36/10 2007 A- 1150 Wien Tel:/ 01-961912111 Mobil: 06765709432 Avusturya 12 Neu Amerika 22 Temmuz A©ustos 2007Tel: 0557479483 0043 / 1961912111 0043 / 6606571228 Avusturya 4 A-- 18 6900 Bregenz mobil: 06767243695 Avusturya Temmuz - 18 A_ustos 2007 0043 / 557482782 0043 / 6767243695 ‹sviçre Hof2Str. 9822 CH8620 Wetzik321 01-786989574 Ûsviçre Chaussee14 04 A©ustos 2007Brüxelles0041 1449321569 Mobil: 0041 / 786989574 Belçika deTemmuz Haecht -124/A B- 1030 Tel:/ 02-2198079 0474988954 Belçika 01 Temmuz - 04 A©ustos 2007 CE Amsterdam 0032 / 22198079 0032 / 474988954 K.Hollanda Zuidermolenwegweg 25-a NL- 1069 Tel: 020-6182986 Mobil: 0625596985 K.Hollanda Voreseweg 09 Temmuz - 17 A©ustos 2007 Tel: 010-4716 0031206182986 0031 / 649935947 G.Hollanda 123 NL3047 Rotterdam 847 Mobil: 0643751669 Paris 29, Rue des01 Petit Ecuruit- 01 F- 75010 Paris Tel: 01-45235512 Mobil: G.Hollanda Temmuz Eylül 2007 0031 / 104716 8470613361565 0031 / 643751669 Lyon Thorez -F-19 69200 Venissieux Tel:00331 04-78701083 Mobil: 0633322231 Paris 19, Av. Maurice 09 Temmuz A©ustos 2007 / 45235512 0033 / 6786422926 Alpes Nantua Tel: 04-74751233 Mobil: 0684403941 Lyon 26, Route de 15Genéve TemmuzF--1130 19 A©ustos 2007 0033 / 478701083 0033 / 667928746 Strasbourg 29, Rue Federatione F- 67100 Tel: 03-870647586 Mobil: Alpes 09 de Temmuz - 19 A©ustos 2007Strasbourg 0033 / 474751233 0033 / 0614441620 628190062 Danimarka 171 DK1665 2007 Köbenhavn Tel: 03-8111830 Strasbourg Valdemarsgade 08 Temmuz - 12 A©ustos 0033 / 388791126Mobil: 060706356 0033 / 613733458 ‹sveç Gardebyplan0120Temmuz box 5051 163052007 Spanga Tel:0045 07-04444008 Danimarka - 15S-A©ustos / 38111830Mobil: 0739840511 0045 / 61652298 Norveç 12 N- 561 Oslo Tel: 02-2670086 Mobil:/ 704444008 022304525 Ûsveç Herslebsgate 01 Temmuz - 15 A©ustos 2007 0046 0046 / 739840511 ‹ngiltere New Park E10SHR N5 2/ lH Tel: 07908502948-07881863937 Norveç 272 Highbury 01 Temmuz - 15 GBA©ustos 2007 London 0047 22670086 0047 / 22304525 ‹talya Viale Marche0140 I- 20159 Tel:2007 0289695131 Mobil: 034829207390044 / 7958774612 Ûngiltere Temmuz - 15Milano A©ustos 0044 / 2073590494 Ûtalya 01 Temmuz - 15 A©ustos 2007 0039 / 0289695131 0039 / 3287362941 E¤itim · 5D-50171 Kerpen Tel.:n+49 (0)2237-656 2716•270 egitim@igmg.de · www.igmg.de E©itim mBaflkanl›¤› Ba‚kanl⁄©⁄•⁄ •Boschstr. Boschstr.61-65 . 61-65 • D-50171 1 Kerpen • Tel l : 02237 7 / 656 0 - 272 2 • egitim@igmg.de e • ww.igmg.de Ayrıca Tatil Dönemi içerisinde Dinlenme ve E©lenme Projeleri: IGMG Yaz okulları projesinin ana gayelerinden birisi de, ö©rencilerin uygun ortamlarda dinlenmeleri ve e©lenmelerinin sa©lanmasıdır. Kendi örf, adet ve kültürüne dayalı e©lenme ve dinlenme sanatı talebelere kurs dönemi içerisinde ö©retilmektedir. Dinlenme ve e©lenme programlarının tertip edilmesinde IGMG Bölge Gençlik Te‚kilat⁄ birimlerinden görevlendirilen arkada‚lar tarafından organize edilerek talebelerin en iyi ‚ekilde memnun edilmeleri için gayret gösterilmektedir. Talebelerin yaz kurslarına i‚tirakleri esnasında yeni arkada‚ çevresinin geli‚tirilmesi sa©lanmakta ve birbirleri ile kayna‚maları ve payla‚maları ö©retilmektedir. On ay boyunca bulundukları bölgelerde okullara gitmi‚ olan çocuklarımızın dinlenmek ve e©lenmek en do©al hakları oldu©u için, çe‚itli sportif çalı‚malar (futbol, voleybol, basket, yüzme, tenis) düzenlenerek turnuvalar organize edilmektedir. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr Seite 19 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr Seite 20 Einbauküchen& Elektrogeräte Küche Marktstraße. 6-8 · D-65428 Rüsselsheim Inhaber: Tefik ‹zci Tel: 06142-797793 · Tel: 06142-798627 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr Seite 21 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr Seite 22 21. sayi sayfalar 29.04.2009 dosya 20:54 Uhr Seite 23 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 23 Bu yazý Mustafa Mullaoðlu Hocanýn tutmuþ olduðu notlardan faydalanýlarak makale haline getirilmiþtir. Faydalý olacaðý kanaatindeyiz. BÝRÝNCÝ BÖLÜM: AÇILIÞ TÖRENLERÝ: 1.GÜN: AÇILIÞ PROÐRAMI VE 10. KURULUÞ YILDÖNÜMÜ KUTLAMALARI: YER: Kral Fahd Saray Bosna Kültür Merkezi. 1-Açýlýþ Kur’ an’ý Kerimi. 2-Kral Fahd Saraybosna Kültür Merkezi Müdürü Þeyh Abdulaziz el-Akilinin selamlama konuþmasý. 3-Bosna ilahi gurubundan ilahiler. 4-Bosna Hersek Hükümeti adýna Ýnsan Haklarý ve Göçmenlerden Sorumlu Devlet Bakaný Saffet Haliloviçin konuþmasý. 5-Bosna Hersek Yahudi cemaati temsilcisi Yakop Fentsy’nin selamlama konuþmasý. 6-Bosna Hersek Katolik cemaati temsilcisi Dr. Niko Ýkiç’in selamlama konuþmasý. 7-Bosna Hersek Protestanlarýnýn temsilcisi Vanja Jovanoviç’in selamlama konuþmasý. 8-Bosna ilahi gurubundan ilahiler. 9-El-Ezher Üniversitesi Fýkýh Kurulu Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Abdulbakinin konuþmasý. 10-Avrupa Ýslam Federasyonlarý Genel Baþkaný Þekip b. Mahluf’un konuþmasý. 11-Suud Arabistan Fýkýh Konseyi Genel Sekreteri Prof. Ahmet el-Assal’ýn konuþmasý. 12-Bosna ilahi grubundan ilahiler. 13-Bosna Hersek Reisi Ulemasý Dr. Mustafa Seriç’in konuþmasý. 14-Avrupa Fýkh ve Araþtýrma Konseyi Genel Baþkaný Prof. Dr. Yusuf el-Kardavinin konuþmasý. 15-Kapanýþ. ÝKÝNCÝ BÖLÜM: ÝLMÝ BÖLÜM: 2.GÜN: 16 Mayýs 2007 Çarþamba: Ýlmi Müzakereler: Saat: 09-11.00 1-Açýlýþ Kur’aný Kerimi. 2-Açýlýþ Konuþmasý: Prof. Dr. Yusuf el-Kardavi. (Gnl.Bþk.Katar) 3-Genel sekreterliðin açýklamalarý. Þeyh Hüseyin Halava. (üye-gnl.skr.Ýrlanda) Ýlmi konular ve müzakereleri: AVRUPA FIKIH VE ARAÞTIRMA KONSEYÝ 17. OLAÐAN TOPLANTISI 15-20 MAYIS 2007 SARAYBOSNA 1.Ýlmi konu: Þer’i açýdan, Vatandaþlýk ve Entegrasyon: 1. Oturum: Oturum Baþkaný: Þeyh Faysal el Mevlevi.(Üye.Bþk.yrd.Lübnan) Araþtýrma konularý ve takdimciler: 1-Ýnanç ve maksadlar açýsýndan Vatandaþlýk ve Entegrasyon. Prof. Dr. Yusuf elKardavi.(Üye-BaþkanKatar) 2-Din ve vatandaþMustafa MULLAOÐLU lýk arasýnda velayet. (Bir topluluðun emrine Hüsrev Medresesinin Engirme) tegrasyona katkýlarý. Prof. Dr. Abdullah b. Dr. Mustafa Seriç.(üyeBayyah Yupkiha.(üye-Mo- Bosna) ritanya) 3-Avrupada Ýslam ger3-Müzakere ve münaka- çeði. þa: Dr. Muhammed el-HevÞeyh el-Arabi el-Biþ- vari.(üye-Almanya) ri.(üye-Fransa-Fas) 4-Konularýn müzakere 2. Ýlmi konu: Vatandaþ- ve münakaþalarý. lýkta Avrupa Gerçeði: 3.Ýlmi konu: Geleceðe 2. Oturum: yönelik Entegrasyon hedefOturum Baþkaný: Dr. leri. Mustafa Seriç.(üye-Bosna) 3.Ýlmi oturum: Araþtýrma konularý ve Oturum Baþkaný: Þeyh Takdimciler: Abdullah b. Ali Salim.(üye1-Osmanlý Devletinde Pkistan-Londra) Gayrimüslim azýnlýklarýn Araþtýrma konularý ve haklarý ve bugünün Avru- takdimciler: pasýnda Entegrasyon prop1-Savunanlarla karþý lemleri. olanlar arasýnda GayrimüsMustafa Mullaoð- lim ülkede vatandaþlýk. lu.(üye-Avusturya-AlmanDr. Salah Sultan.(üyeya) A.B.D.) 2-Tarih boyunca Gazi 2-Müslüman vatandaþÞEYH EFENDÝ BÜYÜK ALÝM, KONSEY ÜYESÝ YUSUF el-KARDAVI larýn Batýlý toplumlara etkileri. Prof. Dr. Cemal elBedevi.(üye-A.B.D) 3-Medeniyetlerin ortak paydalarý ve Entegrasyona giriþ. Prof. Dr. Abdulmecid en-Neccar.(üye Fransa-Tunus) 4-Konularýn müzakeresi ve munakaþalar. 4. KONU: VATANDAÞLIK VE ENTEGRASYONDA: ÝLKE VE KAÝDELER: 4. Ýlmi oturum: Oturum Baþkaný: Dr. Abdullah el-Cüdey’a(üye-Cezair-Londra) 1-Müsbet Entegrasyonun temel ilkeleri. Þeyh Hüseyin Halava.(üye-Ýrlanda-Mýsýr) 2-Avrupa`da Müslüman vatandaþ olmak. Þeyh Faysal el-Mevlevi.(Üye-Lübnan) 3-Avrupalýlarýn, Müslümanlarýn Entegrasyonuna bakýþý. Prof. Dr. Matjuts Berger.(Misafir-Hollanda 4-Konularýn müzakeresi ve münakaþalar. 3.GÜN: 17 Mayýs 2007 Perþembe: 5. Ýlmi oturum: Oturum Baþkaný: Mustafa Mullaoðlu(Üye-Almanya-Avusturya) Ýlmi araþtýrma konularý ve takdimciler: ÞEYH EFENDÝ BÜYÜK ALÝM ESKÝ MORÝTANYA ADALET BAKANI:ÞEYH ABDULLAH B.BAYYAH.KONSEY ÜYESÝ 1-Vatandaþlýðýn icaplarý ve kimliðin muhafazasý arasýnda Avrupa Müslümanlarý. Dr. Ahmed Caballa.(Üye-Fransa) 2-Müslümanlarýn Gayri müslimlerin faaliyetlerine katýlmalarýnýn hükmü. Prof. Dr. Hamza Þerif. (Üye-Suud Arabistan) 3-Araþtýrma konularýnda takip edilecek metod ve kurallar. Þeyh El-Arabi el-Biþri.(Fransa-Þatuþino) 4-Konularýn müzakeresi ve münakaþalar. 5.ÝLMÝ KONU: ENTEGRASYONDA YÖNTEM VE VASITALAR: 6. ÝLMÝ OTURUM: OTURUM BAÞKANI: Dr. Muhammed el-Mansuri.(Üye-Birleþik Arap Amirlikleri) Araþtýrma konularý ve takdimciler: 1-Vatandaþlýkta Ýslam’i davetin rolü. Dr. Mütevelli Musa.(misafir-Almanya-Mýsýr) 2-Vatandaþlýk ve Entegrasyonda Diyaloðun rolü. Þeyh Raþid el-Ðannuþi.(Üye-Londra-Tunus) 3-Konulara ilave tez. Þeyh Abdullah el-Cüdey’a.(Üye-Londra) 4-Konularýn müzakere ve münakaþalarý. 7. ÝLMÝ OTURUM: OTURUM BAÞKANI: Muhammed es-Sýddýk.(üye-Almanya) Araþtýrma konularý ve takdimciler: 1-Müslüman ailenin Entegrasyondaki rolü. Þeyh Salim eþ-Þeyhi.(Üye-Londra-Libya) 2-Eðitim ve ýslah temeli üzerine kurulan vatandaþlýk. Prof. Dr. Ahmed Ali elÝmam(Üye-Sudan) 3-Ýslam’i kuruluþlarýn Entegrasyondaki rolü. Þekip b. Mahluf.(Misafir-Fransa) 4-Konular üzerinde Müzakere ve munakaþalar. 8. ÝLMÝ OTURUM: OTURUM BAÞKANI: Raþid el-Ðannuþi.(ÜyeLondra-Tunus) 1-Takdim edilen tüm araþtýrma konularýnýn deðerlendirilmesi. Prof. Dr. Abdulmecid en-Neccar.(Üye.Genel sekreter yrd.) 21. sayi sayfalar 29.04.2009 24 2-Tüm konularýn müzakere ve munakaþalarý. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: FETVALAR BÖLÜMÜ: 1.OTURUM: 18.05.2007. CUMA. 1-Ýdari toplantý. Þeyh Faysal el-Mevlevinin baþkanlýðýnda. 2-Cuma namazý proðramý: Gazi Hüsrev camii. 2.OTURUM: Oturum baþkaný: Þeyh el-Arabi EL-BÝÞRÝ. Konu: Hilal-Ramazanýn baþlangýcýnýn ve bitiþinin tesbiti ile ilgili çalýþmalar. Takdimciler: 1-Dr. Muhammed elHevvari-Seminer. 2-Þeyh Abdullah el-Cüdeya-Seminer. 3-Þeyh Faysal el-Mevlevi-Seminer. 3.OTURUM: Hilal konusunun müzakere ve munakaþalarý. 4.OTURUM: 19.05.2007 CUMARTESÝ: -FETVALAR. -Oturum baþkaný: Þeyh Sali eþ-Þeyhi. 5.OTURUM: -FETVALAR. Oturum baþkaný: Prof. Dr. Hamza eþ-Þerif. 6.OTURUM: Oturum baþkaný: Prof. Dr. Abdulmecid en-Neccar. 7.OTURUM: -OTURUM BAÞKANI: PROF. DR. YUSUF ELKARDAVÝ. -KONULAR: -KARARLARIN AÇIKLANMASI-SONUÇ BÝLDÝRGESÝ. -KAPANIÞ. DEÐERLENDÝRME: Avrupa fýkýh ve araþtýrma konseyinin 17.olaðan toplantýsýnýn kýsa deðerlendirmesi: 1-Toplantýda 25 adet bilimsel ve ilmi araþtýrma konusu takdim edildi. 2-Takdim edilen konularýn tamamýnýn tartýþma ve müzakeresi 5 günlük bir süre içerisinde yeterince rlangen-Nürnberg Üviversitesi’nden Prof. Dr. Johannes Lähnemann, Rostock Üniversitesi’nden Prof. Dr. Klaus Hock, Patrick Bartsch ve Dr. Wolfram Reiss tarafýndan Müslüman ülkelerdeki öðrencilere Hristiyanlýðýn nasýl öðretildiði üzerine yapýlan araþtýrmadan Müslüman ülkelerdeki ders kitap- E 20:54 Uhr Seite 24 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir yapýldý. 3-Toplantý gayet verimli ve bereketli geçti. 4-Özellikle Bosnalý yetkililer ve halk, böyle bir toplantýnýn kendi ülkelerinde yapýlmasýndan dolayý memnuniyetlerini ifade ettiler. Hatta onure edildiklerini söylediler. 5-Toplantýda kararlarý alýnan konular: 1-Hilal ile ilgili, 2-Vatandaþlýk ve gereklilikleri ile ilgili, 3-Ve Entegrasyon kavramý ve gereklilikleri ile ilgili olmak üzere bu üç konuda karar alýndý. 6- 11 konuda fetva verildi. 7-Toplantýya 26 ülkeden 40 ilim adamý katýldý. 8-Bütün araþtýrma konularý çok faydalý, seviyeli, ilmi ve bilimseldi. 9-Böyle bir kuruluþun özellikle Avrupa da yaþayan Müslümanlar için ne kadar önemli olduðu bir kez daha kendisini göstermiþtir. 10-Bendenizin araþtýrma konum daha önce de adý geçtiði gibi: ((Osmanlý Devletinde Gayrimüslim Azýnlýklarýn Haklarý))idi. Bu araþtýrma konusunun içeriðinin baþlýklarý kýsaca þöyle idi: -Ýslam’da gayrimüslim azýnlýk haklarý. -Müslüman toplumlarýn gayrimüslim azýnlýklara bakýþý. -Müslümanlarla gayrimüslimlerin bir arada yaþamalarýnýn tarihçesi. -Hz. Peygamber(s.a.v) döneminde gayrimüslim azýnlýk haklarý. -Hulefa-i Raþidin döneminde gayrimüslim azýnlýk haklarý. -Emeviler döneminde gayrimüslim azýnlýk haklarý. -Abbasiler döneminde gayrimüslim azýnlýk haklarý. hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 -Osmanlý devletinde gayrimüslim azýnlýk haklarý. -Konuyla ilgili yaþanmýþ olaylar. -Tarihi belgeler. -Bu günkü Avrupa da entegrasyon sorunlarý. -Gerçek entegrasyonun önündeki engeller. -Ýslam’i kuruluþlarýn ve ve camilerin entegrasyona katkýlarý. -Ve Avrupalý yetkililerin entegrasyon konusundaki yanlýþ politikalarý. Konumuz baþlýklar halinde böyle idi. Bendeniz konumu takdim ederken özellikle de Hollanda`dan iþtirak eden iki Profösöre yönelerek dedim ki: Beþ gündür toplantýyý izlediniz, gündemin tamamý da önünüzde, Allah için söyleyin, gerçek anlamda entegrasyon için bu kadar ciddi çalýþan ve bu kadar ilmi ve bilimsel araþtýrma yapan ikinci bir kuruluþ gösterebilir misiniz? dedim. Dolayýsýyla, entegrasyon için bu kadar kafa yoran, maddi ve manevi fedakarlýk yapan Ýslami kuruluþlar nasýl entegrasyonun önünde engel olarak gösterilebilirler? Ama maalesef birçok Avrupa ülkesinin entegrasyon söylemlerinin arkasýnda asimilasyon politikasý yattýðý için, Ýslami kuruluþlar da asimilasyona karþý olduklarý için tabii olarak, bundan dolayý hedef noktasý haline geliyorlar. Haliyle Hollandalý dostlar tarafýndan haklý bulunduk. Acizane bu vesileyle bir kez daha þunu açýkça ifade edebilirim ki, Müslüman kuruluþlarýn yapmýþ olduklarý çalýþmalarýn tamamý sadece Müslümanlarýn yararýna olan çalýþmalar deðildir. Bilakis en baþta ve bizzat Avrupa ülkeleri ve Avrupa vatandaþlarý içindir de. Bundan dolayý Avrupalý yetkililer bu kuruluþlarý maddi ve manevi olarak daima desteklemelidirler. TAVSÝYELER: Konsey, Avrupa da yaþayan Müslümanlara bir takým tavsiyelerde de bulundu. Birinci olarak: Yetkili kiþiler ve sivil kuruluþlarýn yöneticilerine yönelik tavsiyeler: 1-Irkçýlýðýn bitin çeþitlerini yok etmek. Müslümanlarýn bazýlarýnda görülen, birtakým tavýr ve davranýþlarýnda hissedilen ýrkçýlýk hastalýðýndan onlarý arýndýrmak. 2-Müslüman azýnlýklara yönelik her türlü iletiþim kanallarý kurmak. 3-Bulunduklarý ülkelerde yürürlükte olan kanunlar konusunda bilinçlendirmek için kurslar ve proðramlar düzenlemek. 4-Müslümanlara iþ ve okuma imkanlarý sunmak ve diðer azýnlýklardan ayýrt edilmeden ilgilenmek. 5-Diðerlerinin farklý kültürlerini ve kimliklerini yok etmeye çalýþmayýp dini ve kültürel farklýlýklara saygý duymak, 6-Görsel, yazýlý ve diðer yayýn organlarý, Ýslam ve Müslümanlara yönelik yayýn politikalarýný deðiþtirmeli, Müslümanlarýn milli ve manevi deðerlerine ve mukaddesatýna saygý göstermeli. Ýkinci olarak: Avrupada yaþayan Müslüman azýnlýklara tavsiyeler: 1-Vatandaþlýk haklarýyla ilgili kanunlarý ve sorumluluklarýný çok iyi bilmek. 2-Resmi makamlarca konulan kanun ve talimatlara baðlý kalmak. 3-Ýslam’ýn deðerlerine ve yüce ahlak prensiplerine baðlý kalarak, Ýslam’ý ve medeniyet deðerlerini tanýtýcý programlar düzenleyerek Ýslam’ýn bütün güzel- Müslüman ülkelerdeki ders kitaplarýnda Hristiyanlýk imajý üzerine araþtýrma Müslüman ülkelerin ders kitaplarýnda dini hoþgörü öðretiliyor larýnda dini hoþgörünün öðrencilere aktarýldýðý ortaya çýktý. Türkiye, Ýran, Mýsýr, Filistin, Suriye, Lübnan, Ür- dün ve Cezayir gibi ülkelerde yapýlan araþtýrma bu ülkelerdeki ders kitaplarýnda dini hoþgörünün önemli bir oynadýðýný ortaya koydu. Hristiyanlýðýn kitap ehli olmasýndan dolayý tanýndýðýný ancak fazla deðinilme- dosya liklerini (ve Avrupalýlarýn ön yargýlarýný) düzeltmeye çalýþmak. 4-Ýslam’dan olmayan adet ve geleneklerden kaçýnmak. 5-Olumlu Entegrasyonun saðlanmasý ve faydalý iliþkilerin gerçekleþmesi için programlar ve kurslar düzenlemek. 6-Müslüman azýnlýklarýn arasýndan davetçiler ve ehil insanlar yetiþtirip, olumlu ortak yaþamýn gerçekleþmesi için merci konuma gelmelerini saðlamak ve batýlýlarla diyalogun alt yapýsýný oluþturarak Ýslam’ý anlatýp onun aydýnlýk yüzünü takdim etmek. 7-Tam teþekküllü Ýslam merkezleri inþa edip, cami etrafýnda, kütüphane, lokanta, kültür, sosyal, spor ve diðer etkinliklerin yapýlacaðý kýsýmlar ilave ederek, davetsel, kültürel, sosyal ve sportif etkinlikler icra etmek. 8-Entegrasyona yönelik etkinliklere önem vermek, Müslüman gençlere herkese açýk organizasyonlar ve Ýslam haftalarý düzenlemek. 9-Mahalle, þehir ve devlet düzeyinde sivil toplumlara, çevresel ve sosyal faaliyetlere olumlu ve etkin katkýlarda bulunmak. 10-Kurumsallaþmayý saðlamak, ýrkçýlýk, mezhepçilik, kabilecilik ve hizipçilik taasubundan uzak durmak. 11-Müslüman azýnlýklarýn haklarýný savunacak ve ýrkçý ayýrýmlýða karþý mücadele verecek hukuk bürolarý ve komisyonlarý oluþturmak. 12-Ýslam dininin resmen tanýnmasý, anayasalarýn, kanunlarýn ve antlaþmalarýn bütün azýnlýklara verdiði haklarýn Müslüman azýnlýklara da tanýnmasý için gayret sarfetmek. diðini kaydeden uzmanlar, Hristiyanlýk imajýnýn hiçbir yerde kesin olarak olumsuz olmadýðýný, öte yandan kutsal kitapta tahrif gibi problemler veya örneðin teslis inancý nedeni ile Ýslam’dan önce tamamlanmamýþ bir din olarak görüldüðünü belirttiler. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 dosya ir önceki yazýmýzda kýsaca çocuðun kiþilik geliþimi hakkýnda bilgi vermiþtik. Kiþilikleri üzerinde en önemli etkiyi aile ve çevrenin býraktýðýný tespit etmiþtik. Lakin çocuðun temel kiþilik modelinin oluþtuðu okul öncesi dönemde ailenin çocuða karþý olan tutum ve davranýþlarý çok büyük önem taþýmaktadýr. Bugünkü yazýmýzda ise, anne ve babanýn bu evre içerisinde en sýk yaptýðý hatalardan bir kaçýna deðineceðiz… Unutmamalýyýz ki, anne ve babanýn sadece çocuða karþý deðil, birbirine karþý davranýþlarý da çocuðun dýþ dünya ile kuracaðý iliþki için bir model oluþturmaktadýr. Ana-babanýn tutumu çocuða model olur ve çocuk gördüðü bu modeli taklit ederek ve bu davranýþlarý özümseyerek kiþiliðini yavaþ yavaþ oluþturmaya baþlar. Bu sebeple ebeveynler güzel poz vermeliler, çünkü çocuklarý iyi birer fotoðrafçýdýr. Anne ve babanýn çocuklarýna karþý tutumlarýnýn saðlýklý olabilmesi, anne ve babanýn kendiyle barýþýk, dengeli, huzurlu ve birbirlerine karþý sevgi ve saygýlý olmalarýna baðlýdýr. Çocuk büyürken doðru ve güzel olan davranýþlarý yaptýðý gibi, zaman zaman yanlýþ ve hatalý davranýþlarda da bulunabilir. Böyle durumlarda çok sabýrsýz ve suçlayýcý davranabiliyoruz. Bunun ötesinde, kimi anne baba çocuða davranma tarzý, çocuðunun kiþiliðinde ne gibi izler býrakýr acaba diye düþünmeksizin, çocuklarýna hakaret yaðdýrdýklarý görülüyor. Sürekli aptal, beceriksiz, geri zekâlý denilerek ve belki de bundan daha aðýr hakaretler duyarak yetiþen çocuk ileride nasýl kendine güvenen, atik, giriþimci ve hepsinden önemlisi ruhen saðlýklý bir insan olabilir ki? Hâlbuki alay eden, kýzgýn ve sinirli bir dil yerine, çocuðun yanlýþ yapabileceðini göz önünde bulundurarak, biz ona sabýrla doðrusunu anlatýrsak ona çok þey kazandýrabilir, yanlýþ zamanlarýný doðrularý öðrenebilmesi için birer fýrsat olarak kullanabileceðini göstermiþ oluruz. B 20:54 Uhr Seite 25 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 Anne ve Babalarýn “Çocuk Eðitimi”nde yaptýklarý HATALAR Ýkbal NUR - Pedagog Geleneksel aile yapýsýnda baskýcý ve otoriter tutumlu ailelere rastlanmaktadýr. Bu tutumdaki ebeveynler çocuða katý bir disiplin uygular. Bu tür baský altýnda olan çocuk sessiz, uslu, dikkatli olmasýna karþýn çekingen, silik, baþkalarýnýn etkisinde kolayca kalabilen, aþýrý hassas bir yapýya sahip olabilmektedir. Ýlgisiz ve kayýtsýz bir tutum sergileyen anne ve baba ise, çocuða gösterdikleri sevgi ve ilgi payý azdýr. Bu tutumla büyüyen çocuklarýn pasif ve donuk olduklarý görülür. Disiplinsizlik söz konusudur, ancak disiplinsizliðin nedeni sorumsuzluk ve ilgisizliktir. Birçok anne ve baba hala çocuklarýna korkutarak ya da zorlayarak bir þey yaptýrabileceklerini sanýyorlar. Belirli bir yaþa kadar çocuk bu oyunu oynar. Yalnýz ne zaman büyür, bilgi sahibi olur ve kendisini güçlü hissedip kendini savunur hale gelirse, o zaman bu oyun biter. Çocuða ne denirse densin, daima aksi ve zýt tepkilerle cevap verecektir. Çocuklarýn muhakemelerini ve mantýklarýný güçlendirmek en iyi alternatif yöntemdir. Çocuklarýmýza yaptýrmak istediðimiz þeyi zorlayarak, korkutarak deðil de mantýk ve muhakemesini geliþtirip inandýrarak yaptýrmalýyýz. Otoriter ve ilgisiz tutumlarýn yaný sýra, birçok anne ve babanýn dengesiz ve kararsýz davranýþlarýna sýk sýk rastlamaktayýz. Bu dengesizlik anne ve baba arasýndaki görüþ ayrýlýklarýndan kaynaklanabileceði gibi, anne ya da babanýn gösterdikleri deðiþken davranýþ biçimlerinden de kaynaklanabilmektedir. Dolayýsýyla Yunus Emre’nin de iþaret ettiði gibi “Ýlim ilim bilmektir, Ýlim kendin bilmekti.”r düsturuyla anne baba olan bireyler evvela kendi karakter yapýlarýný ve ardýndan eþlerinin kiþisel yapýsýný bilmeliler. Ço- cuk, nerede ve ne zaman hangi davranýþý cezalandýrýldýðýný ve hangi davranýþýn hoþ görüldüðünü bilmesi için, anne ve baba hemfikir ve eylem birliði içerisinde hareket etmeliler. Böylece çocuk hangi davranýþýnýn yanlýþ davranýþ, hangi davranýþýn doðru davranýþ kategorisine girdiðini daha rahat fark edecektir. Globalleþen bir dünyada çocuðumuzun da bizim gibi yoðun olmasý gereðine inanan anne babalar, çocuklarýnýn okul, ev ve sosyal hayattaki plan ve programlarýný doldurmaktadýrlar. Aktivitelerin sürelerini ve miktarýný ayarlayamadýðýmýz gibi dengeleyemiyoruz da. Hatta bazý çocuklarýn, ebeveynlerinden daha meþgul olduklarý görülüyor. Yüzmeden futbola, karateye, basketbola hafta sonu Camii de dini derslere ve özel okul derslerine yetiþmeye çalýþýyorlar. Bu hengameden, ne çocuk ne aile tatmin oluyor. Bu tempoda anne babayla beraber çocuklar da çok yoruluyor; bir nevi çocukluklarýn yaþama hakký ellerinden alýnmýþ oluyor. Dengeli bir sosyal etkinlik saðlamýz gerekirken, biz bir sosyal bezginliðe sürüklüyoruz çocuklarýmýzý. Gelelim en son deðinmek istediðimiz hataya: Çocuk istismarý, halk dilin- de dayak ve dövme diye nitelendirdiðimiz. Çocuklar iliþki kurma biçimlerini ailelerden öðrenirler. Þiddet yaþanan ailelerde çocuklar þiddet kullanarak iliþki kuran aile üyelerini gözlemledikleri için dýþarýda iliþki kurma biçimleri de bu þekilde olur. Bazý çocuklar agresif, yýkýcý, kaba ve uygunsuz davranýþlar sergileyebilirler. Kendilerini ifade etmekte zorlanýrlar ve problem çözme becerileri yoktur. Þiddetle iç içe yaþayan ebeveynler çocuklarýna kendi çaresizlik ve umutsuzluk duygularýný geçirirler ve çocuklarýna güven hislerini veremezler. Þiddete maruz kalmýþ, dövülen çocuklarda aþaðýda sýraladýðýmýz psikolojik ve fiziksel belirtiler meydana gelebilmekte: - Okulda baþarýsýzlýk - Okula gitmeyi reddetme - Baþkalarýný memnun etmek için aþýrý çaba gösterme - Saldýrganlýk ya da aþýrý pasiflik - Bahaneler bulma, kendini savunma gayretleri, alaycý yaklaþýmlar, duygusuz davranma -Donukluk - Aþýrý ilgi çekme davranýþlarý - Yalan söyleme - Uyku sorunlarý, kabuslar 25 - Altýný ýslatma -Kontrol edilememe, sýnýrlarýný bilmeme -Dil geliþiminde gerileme -Yeme problemleri -Özgüven azalmasý - Karýn aðrýsý, mide bulantýsý, baþ aðrýsý gibi psikosomatik belirtiler, Dövmenin býraktýðý diðer bir etken, sosyal alandadýr: - Arkadaþlarýndan ve akrabalarýndan uzak durma - Ýliþkilerinde genellikle kavgacý olma, çok çabuk arkadaþ olup arkadaþlýklarýný aniden bitirme - Baþkalarýna güvenmekte (özellikle yetiþkinlere) zorluk çekme - Uzlaþma becerileri gösterememe - Evden uzaklaþma, aþýrý sosyal yaþantý - Arkadaþlarýna zorbalýk yapma ya da kendini ezdirme. Hiç bir hiyerarþik sýralama yapmak istemiyoruz. Gördüðünüz gibi her hatanýn beraberinde getirdiði etkiler çok büyük. Gelecek yazýmýzda çocuklarýnýzý olumlu etkileyeceðini umut ettiðimiz önerileri sunacaðýz. Bu noktada yazýmýzý þu istirham ile sonlandýrmak istiyoruz: Çocuðunuzun kendi þahsýna özgü duygularý, hayatý, fikirleri, hayalleri ve istekleri olduðunu göz önünde bulundurun ve onlara saygý duyun. Onlarý her daim sevdiðinizi gösterin ve söyleyin. Unutmayýn ki, Merhamet etmeyen, merhamet göremez. Göçmen ailelerinin çocuklarý daha sýk hastalanýyor Muayene edilen çocuklarýn bir kýsmýnda korku ve depresyon gibi psikolojik rahatsýzlýklar mevcut obert-Koch Enstitüsü’nün (RKI) Almanya çapýnda yaptýðý ve Çarþamba günü Saðlýk Bakaný Schmidt tarafýndan kamuoyuna duyurulan araþtýrma, göçmen ailelerin ve sosyal açýdan düþük seviyede olan ailelerin çocuklarýnýn daha sýk hastalandýklarýný ortaya çýkardý. RKI’nýn çocuklara ve gençlere yönelik yaptýðý saðlýk araþtýrmasýna göre 7 ve 17 yaþ arasý çocuklarýn beþte birinden fazlasýnda korku ve depresyon gibi psikolojik rahatsýzlýklar olduðu ortaya çýktý. Gençlerin yüzde 15’inin fazla kilolu olduðu, en sýk karþýlaþýlan hastalýklarýn bronþit ve nezle olduðu belirtilen araþtýrmada, her beþ çocuktan birinin sigara içtiði 11 ila 17 yaþ arasý gençlerin yüzde 22’sinin de yemek problemi olduðu belirtildi. R Araþtýrma sonuçlarýnda göçmen ailelerin çocuklarýnýn daha az muayene edildikleri, daha sýk hastalandýklarý belirtilirken, bunun yanýnda az aþý vurulduklarý ve doktorda daha nadir getirildikleri kaydedildi. Araþtýrmadan çýkan diðer bazý sonuçlar ise þöyle: Göçmen çocuklarýnda kaza riski daha fazla, sigara içme oraný yüksek. Göçmen çocuklardaki aþýrý kilo sorunu toplumun diðer tabakalarýna oranla da daha yüksek. Sözkonusu araþtýrmanýn Almanya’da þimdiye kadar bu alanda en geniþ kapsamlý saðlýk araþtýrmasý olduðu ve Federal hükümet tarafýndan Robert Koch Enstitüsü’ne yaptýrýldýðý belirtiliken, araþtýrma için 2003 yýlýndan 2006’ya kadar 0 ila 17 yaþ arasý 18 000 çocuðun muayene edildiði kaydedildi. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 26 20:54 Uhr Seite 26 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Osman Arslantürk GMG Güney Bavyera bölgesi bütün cemiyetlerin katýlýmýyla mükemmel bir Türkiye gezisi yaptý. Yetmiþüç kiþilik ekibe Bölge Baþkaný Abdussamet Temel refakat etti. Mükemmel hazýrlanan program, Ankara`da herkesin takdirini kazanan eðitimle baþladý. Bu esnada Ankara’nýn çeþitli yerleri ve özellikle Hacý Bayram Veli hazretleri ve “çilehanesi” özel olarak kafileye ziyaret ettirildi. Hacý Bayram`da kýlýnan yatsý namazýndan sonra her tarafý buram buram tarih kokan Bursa’ya doðru yola koyulduk. Bursa Ulu camide kýlýnan sabah namazýndan sonra þark usulü kahvaltý salonunda kýzarmýþ simitleriyle süper bir kahvaltý yapýldý. Kahvaltýdan sonra 700 sene dünyayý adaletle hükmeden Osmanlýnýn kurucularý Orhan Gazi ve Osman I hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 Güney Bavyera`nýn Türkiye Gezisi Gazi’nin Kabri þerifleri ve Emir Sultan hazretleri ziyaret edildi. Fatihalar okunuldu ve dualar yapýldý. Yeþil Caminin ziyareti ve hayranlýðý ile Bursa’dan Çanakkale’ye ve Çanakklae þehitliðine doðru hareket edildi. Bize ayrýlan birinci sýnýf otelde herkes yerleþtikten sonra, sabah dinlenmiþ bir þekilde þehitliði gezmek, ders çýkarmak, nasýl bir tarih’in evlatlarý olduðumuzu hatýrlamak üzere iskelenin önünde gemiye binip karþýya geçmek üzere hazýr bulunduk. Geminin yaklaþmasýyla þehitliði çok iyi bilen Bilal kardeþimizin mana dolu anlatýmýyla adým adým savaþýn yapýldýðý ve þehitlerin bulunduðu yerlerde bilgiler verdi. Tek mücahidin bile kalmayýp herkesin þehid edildiði 57. Tugayýn yanýnda daha önce okunan Hatimlerin, Yasinlerin ve Fatihalarýn toplu olarak duasý yapýldý. Ýlahiyatçý-Eðitimci Osman Arslantürk’ün yaptýðý duayla etraftakilerinde toplanmasýyla büyük bir kalabalýk oluþtu. Amin diyenlerin gözyaþlarýný tutamadýklarý duanýn ardýndan çok daha duygulu bir an yaþandý. O da Atalar ailesinin þehit olan dedelerinin kabrini bulmasýydý. Bu anlamlý ve ibret dolu ziyaretten sonra bir baþka anlamlý ve tarih dolu þehre, Ýslambol’a Türkiye’nin ve dünyanýn gözbebeði þehre Ýstanbul’a hareket edildi. Ýstanbul’da Eyup Sultan’da kýlýnan sabah namazýyla yapýlan dualarla baþlayan gezi Milli Gazete’nin açtýðý, dünyanýn en iyi matbaasý ve en doðru yayýn yapan TV 5 ziyaretiyle etti ve yenilen öðle yemeði ve kýlýnan öðle namazýnýn ardýndan SP Ýstanbul Ýl Binasýnda Ýl Baþkaný Osman Yumakoðullarý ve ekibiye birlikte çaylar içildi. Yapýlan sýcak karþýlaþma ardýndan SP Ýstanbul Ýl Baþkanlýðý tarafýndan mükemmel bir konferans verildi. Herkesin takdirini kazanan konuþmanýn ardýndan katýlýmcýlar yakýnlarýyla görüþmek ve diðer tarihi ve mukaddes yerleri ziyaret etmek üzere sabah yapýlacak olan boðaz turunda buluþmak üzere serbest býrakýldý. Kiralanan gemiyle baþtan sona gezilen boðazýn ardýndan Çamlýca tepesine çýkýldý. Herkesin Ýstanbul’u doya doya sey- faaliyet haber rettiði Çamlýca tepesinden Bölgemizin ikram ettiði kebaplar yenildi. Ýniþte Aziz Mahmut Hudayi Hazretleri ziyaret edildikten sonra katýlýmcýlara gezi hakkýnda görüþleri soruldu. Bölgemize yapýlan teþekkür’ün ardýndan katýlýmcýlar Ankara’da yeni bir çok þeyi öðrendiklerini Bursa’da tarihimizle bütünleþtiklerini Çanakkale’de vatanýmýzýn, dinimizin ve özümüzün ne olduðunu anladýklarýný ifade ettiler. Ýstanbul’da kendilerinden geçtiklerini ve hayran kaldýklarýný ifade ettikten sonra hep beraber döner dönmez aldýðýmýz bu eðitimle çok daha fazla hizmet edeceklerinin, mücadele vereceklerinin sözünü verdiler. Herkesin memnun olduðu ve bu tür programlarýn daha sýk sýk yapýlmasý temennisiyle büyük bir hasretle ailelerine kavuþtular. Ýslam Toplumu Milli Görüþ Teþkilatlarý Hessen Bölgesi tarafýndan organize edilen Aile Eðitim Semineri yapýldý Gross Gerau / Özel GMG Hessen Bölgesi tarafýndan organize edilen “Aile Eðitim Semineri” Gross Gerau`daki Global Düðün salonunda yapýldý. Program açýlýþ Kur`an-ý Kerimi ile baþladý. Açýlýþ Kur`an-ý Kerimini Hattersheim Cemiyet Ýmam Hatibi okudu. Daha sonra program hakkýnda kýsa bir bilgilendirme yapýldý. Bu bilgilendirmeden sonra IGMG Ýrþad Baþkan Yardýmcýsý Mustafa Mullaoðlu gelerek nefis bir konuþma yaptý. Mullaoðlu; aile hakkýnda güzel örnekler vererek önemine deðindi. Müslüman toplumlarýn en önemli mefhumlarýndan olan aileyi yýkmak için yapýlan çalýþmalardan örnekler veren Mullaoðlu I programa katýlan herkese teþekkür etti. IGMG Ýrþad Baþkan Yardýmcýsý Mustafa Mullaoðlu`ndan sonra sahneye IGMG Hessen Bölge Baþkaný Mehmet Ateþ gelerek bir selamlama konuþmasý yaptý. Ateþ; tüm katýlýmcýlara teþekkür etti. Ve bu tür eðitim seminerlerinin önemine deðindi. Daha sonra Aile Eðitim Seminerinin diðer hatiplerinden Prof. Dr. Ýhsan Süreyya Sýrma Bey sahneye gelerek aile ile alakalý Ýslam Tarihinden örnekler vererek sunumunu yaptý. Prof. Sýrma kendine has uslubu ile salonda bulunanlara hem eðitim verdi ve hem de hoþ anlar yaþanmasýna vesile oldu. Daha sonra Türkiye`den Kiþisel Geliþim Uzmaný Sýtký Aslanhan geldi. Aslanhan sunumunun ilk bölümünde kendi alaný ile alakalý örneklerdirmelerde bu- lundu. Bu örneklendirmeleri esprileri ile süsleyen Aslanhan`ýn sunumunun ilk bölümünden sonra neyzen tarafýndan sunulan ney ziyafetine geçildi. Salondakilere hoþ bir ortam sunan ney taksimi ilgi ile dinlendi. Daha sonra ikindi namazi için mola verildi. Moladan sonra Sýtký Aslanhan sunumunun ikinci bölümünü gerçekleþtirdi. Yaklaþýk 90 dakika süren bu ikinci bölüm de izleyiciler tarafýndan ilgi ile izlendi. Son olarak IGMG Hessen Bölge Baþkaný Mehmet Ateþ sahneye gelerek bir deðerlendirme konuþmasý yaptý ve katýlan hatiplere hediye takdiminde bulundu. Programýn sonunda Prof.Dr. Ýhsan Süreyya Sýrma ve Sýtký Aslanhan kitaplarýný imzaladýlar. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 dosya osyal bir varlýk olan insanýn çevresi ile uyum içerisinde olmasý, akýl ve zihin saðlýðý ile mümkündür. Akýl ve zihin saðlýðýnýn en büyük düþmaný olan uyuþturucu, insanýn uyum gücünü zaafa ve iflasa götürmekle, onu aileden, toplumdan ve çevresinden kopararak yalnýzlýða, bunalýma ve akabinde de sorumsuz bir hayata mahkum eder. Bu yüzden özellikle çocuk ve gençlerde uyuþturucu baðýmlýlýðýný durdurmak için çeþitli tedbirler alýnmaktadýr. Çocuk ve gençlerde madde baðýmlýlýðýnýn baþlangýcýný gösteren kesin bir iþaret yoktur. Yetiþmekte olan bir çocuðun duygusal sorunlarý, veya ruhsal bozukluklarý doðal olarak bazý davranýþ deðiþikliklerine yol açabilir. Ancak bazý ciddi sayýlabilecek davranýþ deðiþiklikleri, çocuklarda madde kullanýmý kuþkusunu akla getirmeli ve gözden kaçýrýlmamalýdýr. Örneðin, çocuklarýn derslerindeki baþarý oranlarýnýn tamamen ve her derste bir anda düþmesi, çocuðun madde kullanýyor olabilme kuþkusunu oluþturacak belirtiler arasýndadýr. Çocuðun ailesi ile olan iliþkisini azaltmasý ve evde daha az vakit geçirmesi, her zamankinden daha fazla para harcamaya baþlamasý, sýkca uykulu ve yorgun gözükmesi ve hiç tanýmadýðýnýz yeni arkadaþlar edinmeye baþlamasý gibi aniden geliþen davranýþ deðiþiklikleri de gözden kaçýrýlmamalýdýr. Þayet çocuðun uyuþturucu kullandýðý tesbit edilmiþ ise, anne ve baba cocuðuyla konuþmalý, fakat aþýrý tepki göstermekten kaçýnmalýdýr. Anne ve babalarýn, uyuþturucu baðýmlýsý olan çocuk veya genci yalnýz baþlarýna kurtaramayacaklarýný bilmeleri gerekmektedir. Bu yüzden bu gibi durumlarda en kýsa zamanda bir psiko-sosyal danýþma bürosu ile iliþki kurmalýlardýr. Örneðin okullarýn rehberlik servisleri ilk müracaat edilebilecek yerler olabilir. Ancak unutulmamalýdýr ki, madde baðýmlýlýðýný önleme konusunda yapýlmasý gereken en önemli þey, çocuk veya gencin henüz madde kullanýmýna baþlamadan önce ge- S 20:54 Uhr Seite 27 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 Uyuþturucu ve Aile Özlem ATSIZ . o.atsiz@gmx.de rekli tedbirleri almaktýr. Aileye düþen görevler Bilindiði gibi, yasal önlemler ve polisiye tedbirler þeklinde verilen mücadele ancak bir yere kadar mümkün olmaktadýr. Mücadelede esas görev ailelere düþmektedir. 1. Rol Modeli Anne ve babalarýn birbirlerine ve çocuklarýna karþý olan iliþki biçimleri, çocuklarýn eðitiminde çok önemli bir rol oynamaktadýr. Anne ve babalar, her ne kadar çocuk ve gençleri baðýmlýlýk yapan maddeler konusunda uyarsa da, kendi sergiledikleri davranýþ modelleri, mantýklý uyarýlarýndan çok daha etkin olmaktadýr. Ayrýca anne ve babalarýn uyuþturucu maddelere karþý sergilediði tutum, çocuklarýn davranýþlarýný belirlemede büyük önem arzetmektedir. Örneðin, anne ve babanýn alkol ve çeþitli ilaçlarý kullanma alýþkanlýklarý, karþýlaþtýklarý sorunlarý çözme metodlarý, çocuklarýn ilerleyen yaþlarýnda anne ve babalarýnýn davranýþlarýný taklit etmelerine veya tekrarlamalarýna imkan saðlamaktadýr. Aileler davranýþlarýnýn çocuklarýna model olacaðý bilincini taþýmalý, çocuklarý ve gençleri madde baðýmlýlýðýna götüren sebepler konusunda yeterli bilgiye sahip olmalarý ve cocuklarýnýn eðitiminin her safhasýnda bu bilgiler dahilinde hareket etmeleri gerekmektedir. Ancak bu rolün niteliðinin ve biçiminin farkýnda olmalarý ve sýnýrlarýný bilmeleri gerekmektedir. 2. Ýlgi ve Sevgi Çocuklarý ve gençleri uyuþturucu alýþkanlýðýna götüren sebeplerden bir baþkasý ise, ailelerin çocuklarýna karþý olan ilgisizliðidir. Çocuklara muhtaç olduklarý sevgi ve þefkatin gösterilmemesinin yaný sýra, ailenin parçalanmýþ olmasý, aile içerisinde þiddet uygulanmasý, annenin ezilmiþliði, babanýn katý otoritesi ve anne babalarýn çocuklarýna sürekli ceza vermesi, çocuðu uyuþturucu baðýmlýlýðýna götürebilecek sebepler arasýnda sayýlmaktadýr. Ailesi ile saðlýklý iliþki kuramayan, yaþadýðý sýkýntýlarý ailesi ile paylaþamayan çocuk, dolayýsý ile kendisini kabul ettirebilmek için dýþ çevreyi tercih etmektedir. Aileler, çocuklarýnýn sorunlarýný çözümlemede olumlu bir yaklaþým sergilemeli, onlara þefkatle yaklaþmalýdýrlar. Sorunlarýnýn çözümlenmesinde destek görmeyen, sevgi ve þefkat hissetmeyen çocuklarýn hoþ olmayan ortamlara girdiði, ve bir süre sonra da uyuþturucu baðýmlýsý olmaya varan yalnýzlýða ve mahvoluþa doðru sürüklendiði bilinmektedir. Ailenin herhangi bir nedenle bütünlüðünün bozulmasý ya da aile içindeki etkileþimin yetersiz olmasý, çocuðun toplumsallaþma sürecini önemli ölçüde etkilemekte ve çocuðun hatalý ya da yetersiz toplumsallaþmasýna ve böylece madde baðýmlýlýðýna neden olabilmektedir. Anne ve babalar, çocuklarýna tatbik ettikleri eðitimi tekrardan titizlikle gözden geçirmeli ve çocuklarý üzerinde telafisi imkansýz sonuçlar doðuracak davranýþlar sergilememelidirler. Aileler ayný zamanda çocuklarýnýn davranýþlarýný da onlara rahatsýzlýk vermeden takip etmelidirler. Çocuklarý ile kuvvetli sevgi iliþkisi olan, doðru ve yanlýþlarý öðreten, davranýþlarý için uygulanabilir kurallar koyan, bunlarýn uygulanmasýný saðlayan ve çocuklarýný gerçekten dinleyen ebeveynler, çocuklarýnýn uygun bir aile ortamýnda yetiþmesini saðlanmýþ olurlar. 3. Sorumluluk Bilinci Çocuklarý ve gençleri, baðýmlý olmamalarý için baðýmsýz olarak sorumluluk bilinci içerisinde yetiþtirmek, onlarý uyuþturucu baðýmlýlýðýndan uzak tutabilecek en önemli etkenlerden birisidir. Çocuklar, belirli konularda yaþlarýna uygun olarak ve kendi baþlarýna serbest hareket edebilmelidirler. Bu serbestlik, çocuklarýn kendilerine güvenebilmeleri ve kiþilik sahibi olabilmeleri için çok önemlidir. Bu sayede kendi davranýþlarýný da daha kolay kontrol edebilirler. Mesela çocuk kendi baþýna bir karar verdiðinde, bu kararýn hayatýný etkileyeceðinden, belli sorumluluklar alacak ve riske girecektir. Bu sorumluluk ve risk, aðýr dahi gelse, çocuða belli deneyimler kazandýracaktýr. Verdiði kararlar sonucu olumlu sonuçlar elde eden çocuk, kararýnýn doðru olduðunu anlayacak; olumsuz sonuçlar elde eden çocuk ise, yaþadýðý bu tecrübeden gerekli dersi alacak ve daha sonra vereceði kararlarýnda yaþadýklarýný hatýrlayacaktýr. Unutulmamalýdýr ki, ailelerin getirdiði gereksiz sýnýrlama ve yasaklar, çocuklarýn yaþamýnda gerekli olan bazý konularda beceriksiz kalmalarýný saðlamakta ve problem yaratmaktadýr. Bu yüzden anne ve babalar, çocuklarýn ve gençlerin yaþlarýna uygun baðýmsýzlýklara ihtiyaç duyduklarýný ve bu tür baðýmsýzlýklarýn çocuklarýn geliþmesinde önemli bir rol oynadýðýný unutmamalý ve çocuklarýna bu yönde fýrsat vermelidirler. Sonuç olarak... Uyuþturucularýn tümünü ortadan kaldýrmanýn mümkün olmayacaðýndan, kendisiyle ilgili sorumluluk duygusu geliþmiþ çocuklar ve gençler, maddeye hayýr diyebilecek ve böylelikle uyuþturucu baðýmlýsý olmalarý imkansýzlaþacaktýr. Burada anne ve babalara düþen görev ise, çocuklarýna bu serbest alanda yol göstermek ve bu serbestliðin sýnýrlarýný da açýk ve net olarak belirlemektir. Anne ve babalar ayrýca çocuklarýnýn arkadaþlarýný ve onlarýn ailelerini tanýmalý, arkadaþlýklar kurmalýdýrlar. Bu sayede çocuklarýnýn kimlerle nasýl vakit geçirdiðini de öðrenmiþ olacaklardýr. Bunun yanýnda çocuklarýna uyuþturucunun saðlýk, görünüþ, spor ve diðer aktiviteler üzerinde ne tür etkiler yarattýðýný anlatma- 27 lýdýrlar. Çocuðun kendi bedenine ve saðlýðýna yönelik giriþimlerini ise övmeli ve desteklemelidirler. Anne ve babalarýn bu tür yaklaþýmlarý, çocuklarýnýn sorumluluklarýnýn bilincinde yetiþmelerini saðlayacaktýr. Aileler en kötü þartlarda bile çocuklarýna ilgi, sevgi ve þefkat göstermekten kaçýnmamalýdýrlar. Her zaman çocuklarý ile doðrudan iletiþim kurma yoluna gitmeli, her türlü zorluk ve güçlükte çocuklarýnýn yanýnda yer alacaklarýný hissettirmelidirler. Zorluklarla, güçlüklerle karþýlaþan çocuklar, sýkýntýlarýný anne ve babalarý ile paylaþarak çözebileceklerine inandýklarý zaman, kendilerini huzurlu hissedecek ve kötü arkadaþ ortamlarýna kapýlmaktan uzak duracaklardýr. Kýsaca, bundan yüz yýl sonra banka hesabýnýzda ne kadar paranýzýn olduðunun, hangi tür bir evde oturduðunuzun ya da ne çeþit araba kullandýðýnýzýn hiç önemi kalmayacaktýr. Ancak, bir çocuðun hayatýnda etkili olabildiyseniz, dünya daha farklý olacaktýr. Kaynakça: Çocuklarý Madde Baðýmlýlýðýndan Koruma; http://gridergi.8k.com/sosyoloji/uyusturucu.htm Doç. Dr. Kültegin Ögel; Baðýmlýlýk Bilgi Merkezi: Anne ve Babalar için Bilgiler; http://www.yeniden.org.tr/bilgiler/yenidenozgurluk.asp Dr. Fikret Çerçi; http://www.kinderärztelippe.de/ Madde Baðýmlýlýðý: Uyuþturucunun Etkileri; http://pdrhizmetleri.sitemynet.com/c5.html M. Beyazyürek; Ergenlik ve Baðýmlýlýk: Önlemenin Esaslari, Alkol ve Alkol Dýþý Madde Baðýmlýlýgý (Ed. N. Dilbaz), 1998, S. 85-891. Uyuþturucu: Anne ve Babalar Çocuklarýný Uyuþturucu Baðýmlýlýðýndan Korumak Ýçin Neler Yapabilirler; http://www.malatyaemniyet.gov.tr/kacakcilik/uyusturucu/01ana.asp Uyuþturucu Madde Kullananýmýný Önlemek Ýçin Anne ve Babalarýn Dikkatine; http://www.hastarehber i . c o m / c o c u k / c o cuk5/uyusturucumaddekullanimicocuklardanonleme.htm. Yrd. Doç. Durmuþ Tatlýlýoðlu; Günümüz Gençliðinin Temel Problemleri ve Dinimizin Ortaya Koyduðu Çözüm Yollarý; http://www.yeniumit.com.tr Kullanýmla Mücadele; h t t p : / / n a r k o tik.iem.gov.tr/kmucadele.html 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr Seite 28 28 dosya slam toplumu Millî Görüfl ‹rflad Baflkanl›¤› taraf›ndan her y›l düzenlenen Avrupa 19. Kur’an-› Kerim Tilavet Yar›flmas› yap›ld›. Jüri baflkanl›¤›n› Bursa Uluda¤ Üniversitesi ‹lâhiyat Fakültesi ö¤retim üyelerinden Dr. Mehmet Emin Maflal›’n›n yapt›¤› ve büyük bir heyecan içinde geçen yar›flmada Abdulkadir Akargöl ile Muhammed Musab Özden gruplar›nda birincili¤i elde ettiler. Rhein Saar bölgesinden Abdulkadir Akargöl 10–13 yafl grubunda birinci olurken, Bremen bölgesinden Muhammed Musab Özden de 14–18 yafl grubunda birinci ‹ 14-18 yafl grup 1.si Musab Özden Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 27 faaliyet haber Uyuþturucu ve Aile Özlem ATSIZ . o.atsiz@gmx.de Aileye düþen görevler Avrupa 19. Kur’an Tilavet Yar›flmas› yap›ld› 1. Rol Modeli oldu. Yar›flman›n jüri üyeleri aras›nda Doç. Dr. Mustafa Öztürk, ‹brahim Y›lmaz ve Necati Sezgin ile Ahmet Akgül de yer ald›. Yap›lan de¤erlendirmeler sonucunda yar›flmac›lar flu puanlar› ald›lar: 10–13 yafl grubunda Rhein Saar bölgesinden Abdulkadir Akargöl 270 puan ile birinci s›rada yer al›rken, Kuzey Bavyera bölgesinden Muhammed Ahmedo¤lu 244 puan ile ikinci s›rada, Ruhr A bölgesinden Yunus Emre Yanaz da 242 puan ile üçüncü s›rada yer al›rken, Kuzey Ruhr bölgesinden Faruk Kaplan da 236 puan alarak dördüncü s›rada yer ald›. 14–18 yafl grubunda ise, Bremen bölgesinden Muhammed Musab Özden 268 puan ile puan ile birinci s›rada yer al›rken, Schwaben bölgesinden Abdulkerim Erdo¤an 262 puan ile ikinci s›rada, Rhein Saar bölgesinden Mücahid Akargöl 259 puan ile üçüncü s›rada yer al›rken, Köln bölgesinden Macid Bozkurt 253 puan alarak dördüncü s›rada yer ald›. IGMG FM radyosu sunucu ve programc›lar›ndan Murat Gencer’in takdim etti¤i programda, Jüri üyelerinden Doç. Dr. Mustafa Öztürk ile Jüri Baflkan› Dr. Mehmet Emin Maflal› ve Türkiye’den Haf›z ‹shak Dan›fl, M›s›r’dan da dünyaca ünlü meflhur karilerden Dr. Ahmed Nuayna da Kur’an-› Kerim okuyarak yar›flmaya heyecan ve manevî bir hava katt›lar. Yar›flmada ödül olarak birincilere 1.000, ikincilere 700, üçüncülere 500 Euro ödül verilirken, dördüncü gelenlere de 300 Euro ödül verildi. Yar›flma IGMG ‹rflad baflkan› yard›mc›lar›ndan Hulusi Ünye’nin yapt›¤› dua ile son erdi. 10-13 yafl grup 1.si A.Kadir Akargöl Gençlik Teflkilat› Bilgi Yar›flmas› sonuçland› slam Toplumu Millî Görüfl Gençlik Teflkilat›’n›n her y›l geleneksel olarak gerçeklefltirdi¤i e¤itim amaçl› Bilgi Yar›flmas› sonuçland›. Yar›flma 13–17 ve 18–25 yafl gruplar› olmak üzere iki ayr› yafl grubunda gerçeklefltirildi. Yar›flma sonucunda ferdî olarak 13–17 yafl grubunda, Berlin’den Yalç›n Delikaya 396 puan ile birinci olurken, Stuttgart bölgesinden Fatih Sönmez de 390 puan ile ikinci, Belçika bölgesinden Kemal Altuntafl ise 387 puan ile üçüncü oldu. 18–25 yafl grubunda ise, Kuzey Ruhr bölgesinden Muhammed Reçber 390 puan ile birinci olurken, Güney Hollanda bölgesinden 368 puan ile Sinan Özgen ikinci, Hessen bölgesinden Osman ‹ Sonuç olarak... Kutlucan iseSevgi 355 puan ile 2. Ýlgi ve üçüncü oldu. Bölgelerden kat›lanlar›n ald›klar› toplam puanlara göre ise yar›flma sonuçlar› flöyle gerçekleflti. 13–17 yafl grubu: Belçika 1151 puan ile birinci s›rada, Stuttgart bölgesi 1135 puan ile ikinci ve Berlin bölgesi ise 1126 puan ile üçüncü s›rada yer ald›. 18–25 yafl grubu: Güney Hollanda 1021,5 puan ile birinci s›rada, Hessen bölgesi 1018 puan ile ikinci ve Ruhr A bölgesi ise 972 puan ile üçüncü s›rada yer ald›. 3. Sorumluluk IGMG GençlikBilinci Teflkilat› Bilgi Yar›flmas›’nda sorular din ve ahlâk bilgisi, f›k›h, ‹slam tarihi, genel kültür ve güncel konular alanlar›ndan seçildi. 60 dakika süren yar›flma, test usulüne göre yap›ld›. Puanlamalar ise, hem ferdî alanda ve hem de ayn› bölgeden kat›lan üç kiflinin toplam puan› ile bölgeler aras› puanlamalar fleklinde gerçeklefltirildi. 13–17 yafl grubunun sorular› daha çok IGMG E¤itim Baflkanl›¤›n›n haz›rlad›¤› Temel Bilgiler 1, 2 ve 3 kitaplar›ndan haz›rlan›rken, 18–25 yafl grubunun sorular› ise bilgi yar›flmas› kitapç›klar›ndan ve genel kültür bilgilerden oluflturuldu. IGMG Gençlik Teflkilat›, gençler aras›nda yap›lan bu yar›flman›n genel amac›n›, Allah’a kulluk bilinci kazand›rmay›, Kur’an-› Kerim ile Peygamberimizin sünnetini sevdirerek hayata yans›mas›n› sa¤lamak olarak de¤erlendiririyor. Bununla birlikte, gençlerin kifliliklerininin geliflmesi ve birlikte çal›flma kabiliyeti kazanmalar› ile plânl› yaflamay› ö¤retmeleri de bu yar›flman›n amaçlar›n› teflkil ediyor. Bilgi yar›flmas›nda birinci gelen gençlere diz üstü bilgisayar, ikincilere ise video kamera hediye edilirken, üçüncülere de dijital foto¤raf makinas› hediye edildi. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 dosya vrupa Birli¤i adalet bakanlar›, birli¤in 27 ülkesinde genel anlam›yla ›rkç›l›¤›n cezaland›r›lmas›na iliflkin ortak tav›r alma karar› ald›. Dönem baflkan› Almanya’n›n üzerinde durmas› ile al›nan ortak karar, ›rkç›l›¤›n, yabanc› düflmanl›¤›n›n, dinî ay›r›mc›l›¤›n ve uluslararas› adalet divan›n›n soy k›r›m olarak tan›mlad›¤› olaylar›n inkâr edilmesinin cezaland›r›lmas›n› öngörüyor. “Avrupa, ortak de¤erlerini zor kullanarak korumaya ve bu de¤erleri ayaklar alt›na alarak çi¤neyenleri cezaland›rmaya kararl›d›r” denilerek kamuoyuna duyurulan bu karar olumlu bir geliflme olarak de¤erlendirilebilir. Ancak bu ortak karar da gösteriyor ki, Avrupa, her ne kadar tehlikeyi görüp ciddîye alsa da, ›rkç›l›¤›n ve yabanc› düflmanl›¤›n›n önüne geçememifl olmay› da itiraf ediyor. Irkç›l›k ve yabanc› düflmanl›¤› sorununa karfl› yasal tebdir almak bir görev ve sorumluluktur. Bu görev ve sorumluluk sadece yasal önlemlerle yerine getirilmeye çal›fl›l›rsa, eksik yerine getirilmifl olur. Sorunun temeli tart›fl›l›p toplumsal fluur gelifltirilmeden al›nacak önlemler yetersiz kalmaya mahkûm olacakt›r. Yabanc›lara, Müslümanlara, Yahudilere karfl› siyasetçilerin ve kamuoyunu yönlendiren güçlerin kulland›klar› dil ve tan›mlamalar›n, ilerleyen zaman sürecinde nas›l bir kin, öfke ve düflmanl›k ortaya ç›kard›¤›n›, Avrupa ne yaz›k ki, ac›yla, gözyafl›yla ve kanla tecrübe etmifltir. Bu tecrübeler ›fl›¤›nda, bu flekilde yasal önlemler al›nmas› tabiî bir mecburiyet haline gelmifltir. Sorunun temeli, Xenep- A 20:54 Uhr Seite 29 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 Irkç›l›k, ‹slâm veve Yahudi Uyuþturucu Aile düflmanl›¤› yasayla önlenebilir mi? Özlem ATSIZ . o.atsiz@gmx.de ‹lhan B‹LGÜ · ibilgu@igmg.de Aileye düþen görevler hobia terimi ile ifade edilebilecek olan “baflka, öteki, ayr›, farkl› olan”a karfl› düflmanl›¤›n haf›zalara kaz›nm›fl olmas›nda yat›yor. 1. Rol Modeli Avrupa, haf›zalara kaz›nm›fl olan bu izleri nas›l silece¤inin önlemlerini de bulmak zorundad›r. Her seçim döneminin, göçmenler, yabanc›lar, Müslümanlar, Yahudiler ve teninin rengi koyu olanlar için nas›l bir süreç oldu¤unu görmezlikten gelerek tebdirler al›nd›¤›n› söylemek, sorunun hal› alt›na saklanm›fl olmas›ndan baflka bir fley ifade etmez. Avrupa adalet bakanlar›, bir kiflinin ya da grubun, din veya etnik kökeni sebebiyle afla¤›lanmas›na, bu kifli ya da gruplara karfl› kin, öfke ve fliddet kullanmay› k›flk›rtan söylem ve eylemlere ceza getirmeyi planlad›¤› gibi, düflünce özgürlü¤ü s›n›rlar›n› da muhafaza etmeyi planl›yor. Kararda “dinî köken”e vurgu yap›lmas›na ra¤men aç›k bir ifade kullan›lm›yor. Hangi sözün, hangi afla¤›laman›n suç teflkil edece¤ine ilgili ülkeler kendi yasalar›nda bir tan›mlama getirecek. Ama bu tan›mlama yap›l›rken, 2. Ýlgi ve Sevgi düflünce özgürlü¤ünü zedeleyecek olan tan›mlamalardan da kaç›n›lacak. Dolay›s›yla burada, ›rkç›l›¤a karfl› dolayl› bir önlem al›nm›fl oluyor. Önlemin, aç›k bir sald›r›y› öngörmemesi, meselâ, flu dükkâna veya flu eve sald›r› fleklinde olmamas› durumunda cezaland›r›lamayaca¤›n› öngörmesi de tehlikenin sadece kriminal olan k›sm›na karfl› yap›lm›fl olmas› da dikkat çekicidir. Bir dinî veya etnik grubun, “parizitler” veya “yok edilmesi gerekenler” olarak tan›mlanarak sald›r›ya hedef gösterilmesi cezaland›rma sebebi say›labilecek. Bunlar›n haricinde yap›lacak olan tüm tan›mlamalar ve hakaret içerikleri ise genel yasaklaman›n d›fl›nda tutuluyor. Örne¤in Danimarka’da Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile ilgili olarak yay›nlanan çirkin karikatür olay› benzeri afla¤›lamalar›n Müslümanlar aleyhine bir afla¤›lama ve karalama kampanyas› olup olmayaca¤› yönündeki kanaatlere iliflkin bir tan›mlamay› bulmak mümkün de¤il. Aksine, bu ve buna benzer afla¤›lamaya ve karalama kampanyalar›na neredeyse cesaret verilmifl oluyor. Görülüyor ki, Avrupa Birli¤i ayak seslerini ve zaman zaman da ac› sonuçlar›n› tatt›¤› ›rkç›l›k olaylar›na karfl› gerçekçi bir önlem almaktan uzakta görülüyor. Irkç›l›¤›, baflkalar›n› afla¤›lamay›, dinleri ve dinî hükümleri ile alay etmeyi ve bu yüzdende bu dinlere mensup insanlar›n “normal muamele”yi haketmeyecekleri yönündeki genel kanaatlerin yanl›fll›3. Sorumluluk Bilinci ¤›n› vurgulayan bir anlay›fl› ortaya koyamayan Avrupa Birli¤i bu karar›yla, yabanc› düflmanl›¤›n›n önüne geçemeyecektir. Almanya örne¤inden yola ç›karsak, Müslümanlar›n nas›l bir dine inanmalar› gerekti¤i yönündeki imalar›n bizzat bir bakan- l›k taraf›ndan gündeme getirilmesi gibi, bir baflka dinî inanca müdahalenin, halk katmanlar›nda nas›l bir kini, öfkeyi ve fiilî ay›r›mc›l›¤› ortaya koyaca¤›n› düflünmek gerekiyor. Avrupa bu anlamda, kendi “ortak de¤erleri”ni “zor kullanarak” da olsa koruyamaz. Zira öfkenin kayna¤›n› sadece siyasetçiler, medya ya da kamuoyunu yönlendiren güçler de¤il, do¤rudan “idare” besliyor. Böylesi bir ortamda sald›r› yapmaya haz›r, ya da sald›r›y› hak olarak gören afl›r› ›rkç› bir grubun tahrik olup olmayaca¤›n› kestirmek hiç te kolay olmaz. Adalet bakanlar› karar›nda, Nazi Swastikas›n›n kullan›lmas›n›n yasak olmayaca¤›na da ayr›ca vurgu yap›l›yor. Böylesi bir vurgunun yap›ld›¤› günlerde, Almanya’n›n Ludwigshafen kentinde bir Sonuç olarak... Cami’ye ve Fransa’n›n ulusal mezarl›¤› olan Notre-Dame de Lorette’de bulunan Müslümanlara ait kabirlere Nazi Swastikas›n›n çizilmesinin suç olup olmayaca¤› ancak yerel mahkemelere b›rak›l›yor. Yasak olmayan bir fleyin, yerel mahkemelerce nas›l cezaland›r›laca¤› da her halde hukukçular›n ictihadlar›na kalm›fl olacak. AB’nin ›rkç›l›kla mücadele karar›nda en uzun bölümü, insanl›¤a karfl› suçlar ile soy k›r›m iddialar›n›n inkâr›na ait bölüm oluflturuyor, Uluslararas› bir mahkemenin onaylad›¤› insanl›¤a karfl› ifllenen suçlar› ve soyk›r›m olayla- 27 29 r›n›n inkâr edilmesi, bu olaylar›n tazminat almak için istismar edildi¤inin iddia edilmesini de suç kapsam› içine al›yor. Buradaki soy k›r›m tan›mlamas› ise ancak, Uluslararas› Adalet Divan›’n›n kuruluflunda ve Nürnberg Askerî Divan›’n›n tan›mlad›¤› flekilde olmas› halinde suç kapsam›na giriyor. Bu flekilde tan›mlan›p karara ba¤lanm›fl olan bir soyk›r›m ile ilgili yap›lacak olan her türlü inkâr veya bu olaylar›n önemli olmad›¤› yönündeki ifadeleri gündeme getirmek 1 y›l ila 3 y›l aras›nda bir hapis cezas› ile cezaland›r›lacak. Soy k›r›m› inkâr edenlere karfl› özellikle Yahudilere karfl› yap›lan soyk›r›m› inkâr edenlerin cezaland›r›lmas›n› öngören yasalar AB ülkelerinin sadece dokuzunda mevcut. Bu ülkeler ise flunlar: Belçika, Almanya, Fransa, Litvanya, Avusturya, Polonya, Romanya, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti. Hollanda ve Yunanistan’da ise ilgili kifliler, hakarete u¤rad›klar›n› veya ay›r›mc›l›k gördüklerini iddia ederek dava açabiliyorlar. Her ne kadar karar sonras›nda Almanya Adalet Bakan› Brigitte Zypries: “Yabanc›lar›n ne ay›r›mc›l›¤a u¤ramas›na ne de her hangi bir fliddete maruz kalmas›na izin vermeyece¤iz“ diyerek, görevini yapm›fl olman›n huzurunu yaflasa ve AB Adalet Komiseri Franco Frattini de “Irç›l›k ve yabanc›lara karfl› olan nefret, Avrupa demokrasisinin temellerini sars›yor,” sözleriyle tehlikenin ciddiyetini gördüklerini ortaya koysa da, Avrupa hâlâ yabanc› düflmanl›¤›na karfl› yeterli ve gerekli önlemi alm›fl gözükmüyor. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr 30 slam Toplumu Milli Görüþ Genel Sekreteri Oðuz Üçüncü Mülteci ve Yabancýlar Yasasý’nda yapýlan deðiþiklikleri sert bir dille eleþtirdi.14 Haziran 2007 tarihinde koalisyon hükümetinin oylarý ile kabul edilen kanun deðiþikliðinin büyük ölçüde yabancýlarýn Almanya’ya geliþini zorlaþtýrdýðýný belirten Üçüncü, kanunun asýl hedefi olan ülke kanunlarýnýn AB yönergeleriyle uyumlu hale getirilmesi hedefini aþtýðýný ve “bir hukuk devletine yakýþmayacak” çifte standart oluþturduðunu kaydetti. Özellikle AB ülkelerinden olmayan eþlerin ülkeye giriþlerini basit düzeyde bir Almanca bilgisine baðlayan yeni kanunun “açýk þekilde anayasaya aykýrý” olduðunu ve kanunun esas amacý olan zoraki evlendirmelerin engellenmesinin çok uzaðýna düþtüðünü ifade eden Üçüncü, “Japonya ve ABD’den gelen eþlerin bu kanunun dýþýnda býrakýlýp, özellikle Türkiye’den gelenlerin kapsama alýnmasý çifte standart uygulandýðýný açýk bir biçimde gösteriyor” de- Ý Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 basýn açýklamalarý IGMG BASIN AÇIKLAMASI Yabancýlar Yasasý’ndaki deðiþiklerle göçmenlere verilen mesaj: “Sizi istemiyoruz” IGMG Yabancýlar Yasasý’nda yapýlan kanun deðiþikliklerini sert þekilde eleþtirdi – Hükümet göçmenlere karþý inandýrýcýlýðýný yitiriyor. di. Bu tavýrlarýn göçmenlerin hukuk devletine olan güvenlerinin güçlenmesine ve entegrasyonu desteklemelerine neden olmasýnýn beklenemeyeceðini ifade eden Üçüncü, “Hükümet þu anda zoraki evlilikler sorununun ne düzeyde olduðunu ortaya koyacak durumda bile deðil” dedi. Diðer yandan, sözkonusu sertleþtirmenin, binlerce insaný ve çoðunlukla genç Türk ailelerini maðdur edeceðini, bunun da ayný þekilde anayasa aykýrý olduðunu belirtti. “Maddi imkânsýzlýklar biryana, söz- Yine unutulduk Sayýn Genel Baþkan; 22 Temmuz’da yapýlacak genel seçimler de siyasi partilerin Türkiye dýþýndaki ülkelerde yaþayan ve aday adayý olarak müracaatta bulunanlara listelerinde yer verilmemesini tepki ile karþýladýðýmýzý belirtiriz. Bizi “ Sandýk kurulmasý þeklinde oy kullanmayý yetiþtiremeyiz.. “ gerekçesi ile anayasal hakkýmýz olan seçme hakkýndan mahrum ettiðiniz gibi, çeþitli siyasi partilerden aday adayý olan arkadaþlarýmýzýn da hiç bir listede yer almamasý bizlerin yine unutulduðu veya görmezlikten gelindiðimiz anlamýný taþýyor. Baþta siz olmak üzere yurt dýþý ge- 4 Haziran 2007 tarihinde Federal Meclis’te kabul edilen Göç Yasa tasarýsýnda, sivil kitle kuruluþlarýnýn, bilirkiþilerin, kilise ve sendika temcilcilerinin önerilerinin dikkate alýnmamasý, toplumumuzu büyük bir hayal kýrýklýðýna uðratmýþtýr. Göç Yasasý’nda göçmenlerin uyumunu kolaylaþtýrmak için deðiþiklik yapýldýðý ileri sürüldüðü halde, deðiþikliklerin Uyum Zirvesi’nde ele alýnmamasý ve göçmenleri ilgilendiren konularda kararlarýn göçmenlerle deðil, eski alýþkanlýklar sürdürülerek göç- 1 Seite 30 konusu yasa öncelikle dünyanýn fakir ve çoðunlukla dil kursu imkâný olmayan bölgelerindeki aileleri maðdur edecek” diyen Üçüncü, yeni kanunda zorla evlendirmelerin nasýl engelleneceði konusunda da yeterli argümanlarýn bulunmadýðýný ifade etti. “Eðer hükümet zoraki evliliklere karþý gerçek anlamda bir koruma saðlamak istediyse, muhalefet tarafýndan yapýlan ve zoraki evlilik maðduru kiþilerin evlilik süresinden baðýmsýz olarak oturum almalarýnýn kolay- laþtýrýlmasý teklifinin kanunda niye karþýlýðýný bulamadýðý sorusu akla geliyor” diyen Üçüncü, hükümetin, maðdurlarýn korunmasýndan daha çok göçün engellenmesi ile ilgili kaygýlarýnýn güçlendiðini kaydetti. Bu anlamda, basit düzeyde Almanca bilgisi olduðunu ispat eden eþlerin hiçbir entegrasyon kursuna, hukuk devleti, demokrasi ve kadýn eþitliði gibi konularýn anlatýldýðý yönlendirme kurslarýna katýlamayacaklarýný belirten Üçüncü, böyle bir uygulamanýn maðdurlarýn ko- ATB/Avrupa Türk Birliði Genel Baþkaný Sayýn Recep YILDIRIM 22 Temmuz´da Türkiye´deki Milletvekilliði Genel Seçimlerinde Seçime katýlan Siyasi Partilerin Yurtdýþýnda yaþayan Türklere yönelik listelerinde yer vermedikleri için Siyasi Parti Genel Baþkanlarýna Protesto Mektubu gönderdi. Mektubun metni aþaðýdadýr. zilerine gelen birçok siyasi parti genel baþkanýnýn yurtdýþýnda yaþayan vatandaþlarýmýza hitap ederken verdiðiniz sözleri maalesef ortaya çýkan listelerle birlikte unuttuðunuzu göstermektedir. Oysa biz, yarým asýrdýr Türkiye dýþýnda yaþayan vatandaþlar olarak verdiðiniz sözleri unutmuyor ve zamaný gelince de bu sözleri sizlere hatýrlatacaðýmýzý bildiriyoruz. Türkiye’nin döviz rezervlerinin büyük bir bölümünü saðlayan Batý Avrupa Türklerinin 22 Temmuz seçimlerinde de unutulmasýný adam kayýrma ve partizanca hareket tezahürü olarak görüyoruz. Bizleri seçme ve seçilme hakkýndan mahrum býrakanlara ve aday olmamýzý engelleyen zihniyete, gümrüklere koyduðunuz sandýklarda son sözümüzü söyleyeceðimiz muhakkaktýr. Yaptýðýnýz bu dýþlama demokratik haklarýmýzýn TBMM’de seslendirilmesini engellemekle kalmadýðý gibi DÝTÝB BASIN AÇIKLAMASI UYUM, HER ALANDA EÞÝTLÝK VE KATILIM ÝLE SAÐLANIR menler adýna alýnmasý, göçmenlerin uyum politikasýnýn hâlâ saðlam temellere oturtulamadýðýný göstermektedir. Göç Yasasý’nýn, örneðin özellikle aile birleþimini zorlaþtýran, 16-23 yaþlarý arasýndaki gençlerin Alman vatandaþlýðýna geçiþini güçleþtiren, sýnýrdýþýný kolaylaþtýran maddelerin Federal Anayasa ve Genel Eþit Muamele Yasasý ile baðdaþmadýðý bilinen bir gerçektir. 6 Temmuz’da Eyaletler Meclisi’nde görüþülecek Göç Yasasý’nýn, Federal Almanya Anayasa’nýn, Genel Eþit Muamele Yasasý’nýn ve özellikle AB’nin ve Ýnsan Haklarý Evrensel Bildirgesi’nin ruhuna aykýrý maddeleri- runmasýna hizmet edip etmeyeceðinin “çok þüpheli” olacaðýný belirtti ve ekledi: “Vatandaþlýk Yasasý’nda geçimini temin etme þartýnýn 23 yaþýn altýndaki yabancý gençlerden istenmesi yönündeki sertleþtirmeler de sonuca götürecek nitelikte olmayýp, entegrasyonada hizmet etmemektedir”. Üçüncü ayrýca bu tür yasalar ýþýðýnda taleplerden ve desteklerden söz etmenin anlamsýz olacaðýný, hükümetin bu þekilde inanýlýrlýðýný yitirdiðini ve “Sizi istemiyoruz” þeklinde açýk bir sinyal verdiðini ifade etti. Kalmalarýna uzun süredir müsamaha gösterilenler için kalma hakký düzenlemesinin doðru yöne atýlmýþ bir adým olduðunu, ancak kötünün iyiyi büyük ölçüde aþarak gölgede býraktýðýný belirten Üçüncü, tüm göçmenleri Yabancýlar Yasasý’ndaki kabul edilemez sertleþtirmeler nedeniyle yýlmamaya çaðýrdý ve “Kimse bizim entegrasyon konusundaki çabalarýmýzýn önünü kesemez” dedi. yarým asra yakýndýr Türkiye dýþýnda yaþayan vatandaþlarýmýzýn Türkiye ile olan baðlarýnýn bilinçli bir þekilde kesildiðinin de anlamýný taþýyor. Yýllar yýlý yurtdýþýndaki vatandaþlarýmýzýn sorunlarýna Ankara’dan çözüm bulmaya gayret eden ve dayatma uygulamalarla yurtdýþýnda yaþayan vatandaþlarýna yön vermeye çalýþan zihniyetin maalesef bu seçimde de kendisini göstermesi Türk siyasi tarihi açýsýndan esef vericidir. Vatandaþlarý arasýnda ayrým yapmayan ve her vatandaþýna eþit mesafede olan siyasi partilerin Türk siyasi hayatýnda yer almasý dileðiyle. Saygýlarýmla, ATB Genel Baþkaný Recep Yýldýrým nin yeniden gözden geçirilerek insan temel hak ve hürriyetleriyle baðdaþýr hale getirilmesini talep ediyoruz. Yasalarýn sertleþtirilmesiyle, en önemlisi, göçmenlerin geldikleri ülkelere göre bir kýsmýný kollayan bir kýsmýný da dýþlayan yasalarla uyum saðlanacaðýna inanmýyoruz. Bir toplumda yaþayan farklý etnik köken ve kültürlere mensup insanlarýn uyumunun, sadece her alanda eþitlik ve katýlým ile saðlanacaðýna inanýyoruz. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr bilgilendirme (Bilhassa Türkiye`de evlenecekler ve emekli olanlar için dikkat) Okuyucularýmýzý izin öncesi bazý önemli konularda uyarmak istiyorum. Bu konulardan en önemlisi de geçen altý ayýn bir muhasebesini yapmak ve bundan sonra da neler yapacaðýmýza dikkat etmektir. Örneðin çoðumuzu yakýndan ilgilendiren Türkiyedeki akrabalaýrýmýza gönderdiðimiz bakým paralarýný zamanýnda ve yeterince gerçekleþtirildi mi? Ocak ayýndan baþlamak kaydýyla muntazam aralýklarla havaleleri gönderip, Türkiye`den alýndýðýna dair alýndý belgesini evimizde saklýyor muyuz? Yeni yýldan itibaren çok büyük deðiþiklik yapýlacaðý için, þimdiden gerekli çalýþmalarý baþlattýk mý? Örneðin SSK`dan bakým yapýlan kimseler için gerekli belgeler istendi mi? Eðer yukardaki sorularýmýza cevabýnýz ‘evet’ ise problem yok demektir. Aksi halde, daha önceki yazýlarýmýzda da deðindiðimiz gibi, bilhassa bakým konusunda gerekli titizliði göstererek maliyeden hakkýmýzý almak zorundayýz. Ne demiþtik daha önceki yazýmýzda? Kýsaca özetlemekte yarar görüyorum; Federal Maliye Bakanlýðý, 2007 yýlý için kullanýlmak üzere, dünyadaki tüm yabancý ülkeler için 4 sayfalýk bakým belgeleri hazýrlattý ve bu yýl iþlemlerini yaptýranlara gelecek yýl geçerli olacak kurallarý hatýrlatýyor. Otobüs þoförleri yoluyla (örneðin eski Yugoslavya vatandaþlarý) veya bir arkadaþ veya akraba elden verme olayý tarihe karýþýyor. Bakýmlarýn tam kabul Seite 31 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 ÝZÝN ÖNCESÝ ÖNEMLÝ UYARILAR! edilmesi için ilk ödemenin (havalenin) ocak ayýnda baþlamasý þarttýr. Aksi halde, ilk havale ne zaman gitmiþse, bakým miktarý ona göre hesaplanýyor. Bilhassa Bavyera eyalatindeki maliyeler Türkiye`de bakým yapýlan kimselerin mutlaka Türkiye´deki mal varlýklarý olup olmadýðýna dair açýklama ve SSK`dan (Sosyal Sigortalar Kurumu) emekli maaþý alýnýp alýnmadýðýna dair belgeyi istemektedirler. Maliye dairesinin vergi iþlemlerinde bakým yapanlara gönderdiði uyarý açýklamasýnda kýsaca, ‘size 2007 yýlýndan itibaren geçerli olacak yeni deðiþiklikler hakýnda bilgi veriyoruz’ deniyor ve aslýnda sadece 65 yaþýn üzerinde olan muhtaç insanlara bakým yapýlabileceði dile getirildikten sonra, bazý istisnalara yer veriliyor: Sakatlýk durumu, Saðlýk durumu çok bozuk olanlar, 6 yaþýndan küçük çocuklara bakmak ve yetiþtirmek zorunluluðu, Sakat olan bir yakýna bakma durumu, Sonradan ve ciddi bir tahsil durumu Meslek eðitiminde olanlar... Meslek sahibi olamayan veya çok az para kazananlara bakým yapýlacaðý dile getiriliyor. Her ülkenin kendi dilinde bakým belgelerini bilgisayar kanalýyla internetten alabileceði adres(www.bundesfinanzministerium.de) Bu belgelerden de anlaþýlacaðý gibi, bakým yapýlan kiþi- Asým TOZOÐLU lerin sadece gelirleri deðil, gider ve harcamalarý da soruluyor. Bakým yapýlan kiþilerin ne zamandan beri bakýma muhtaç olduðu, neden para kazanmadýðý veya bakýmlarýn kim veya kimler tarafýnfan yapýldýðý gibi çok sayýda sorunun cevaplandýrýlmasý gerekiyor yeni bakým belegelerinde... Bakým yapýlan her kiþi için ayrý bir bakým belgesi doldurulmak zorunludur. Bakým yapýlan kiþilerin bizzat imzalamasý gereken belgeler, nüfus dairesince de tasdik edilmek zorunda. Bakýmlarýn tam kabul edilmesi içim ilk ödemenin (havalenin) ocak ayýnda baþlamasý þarttýr. Aksi halde, ilk havale ne zaman gitmiþse, bakým miktarý ona göre hesaplanýyor. Elden para verme sadece bizzat kendinizin izine gitmesi halinde ve izinden önce iki hafta önceden fazla olmamak þartýyla para çekme ve parayý alan tarafýndan bizzat tasdik edilmek kaydýyla ve izine gittiðinizin pasaport kopyesi, bilet vb. ispatlanmasý gereklidir. Eþi Türkiye`de yaþayan kimseler, Türkiye`ye gidiþlerini ispatladýklarý takdirde, her gidiþ için þimdiye kadar olduðu gibi, bir net maaþ bakým için kabul edilecek. ( Eþi Türkiye`de olanlarýn çift ev masraflarý konusunda da dikkatli olmalarý gerektiðini burda hatýrlatmakta fayda görüyorum) Bakým parasý miktarýnda bir deðiþiklik söz konusu deðildir. 2007 yýlýnda Türkiye`de yaþayan her kimse için 3840 Euro bakým miktarý öyle kalmýþtýr. Sonuç olarak mutlaka izin öncesi þimdiye kadar gönderilmemiþse paralarýn gönderilmesi gereklidir. Aksi halde maliye ancak paralarýn gönderildiði aydan itibaren bakýmý kabul edecektir veya daha önceki aylarda havale yoksa, bakým yapýlan kimselerin muhtaç olmadýðý kanaatini benimseyerek tüm bakýmlarý reddedecektir. TÜRKÝYE`DE EMEKLÝ OLAN VEYA OLACAKLARIN DÝKKATÝNE Son yýllarda çok sayýda gurbetçimizin, bilhassa ev hanýmlarýnýn borçlanarak emekli olmalarý söz konusudur. Bu vatandaþlarýmýzýn Türkiye`de ödedikleri paralar, Alman maliyesinde vergi denkleþtirilirken düþülmektedir. Yani oldukça fazla para maliyeden alýnacaktýr. Bunun için Türkiye SSK`dan yatýrýlan paranýn belgesi ve bu paranýn emeklililik gayesiyle yatýrýldýðýna dair bir yazý alýnmalýdýr. Bu 31 yazýnýn Almanca olarak alýnmasý halinde hem burda iþlemler daha hýzlý yapýlmaktadýr hem de tercüme ücretinden tasarruf saðlanmaktadýr. Bu konuda devletimizden de gerekli desteði beklemekteyiz. Türkiye`den evlenenler dikkat!!! FederalAlmanya`da yaþayan çok sayýda gurbetçimiz, izinde Türkiye`de evleniyorlar. Resmi iþlemler yaptýrýlýyor ve genellikle sene sonuna doðru Türkiyedeki eþ ‘’Familienzusammenführung’ kanunundan yararlanarak Almanya`ya geliyor. Ne var ki, Türkiyedeki eþin Almanya`ya geliþi bazan ikinci seneye kalýyor. Bu ise, ailenin 3 veya 4000 Euroya varan zarara uðramasýna yolaçýyor. Kýsacasý, Türkiyedeki eþin 31 aralýktan önce Almanya`ya girmiþ olmasý gerekmektedir. Eðer aile birleþimi çeþitli nedenlerden dolayý bu yýl içinde mümkün olmayacaksa, Federal Almanya`da çalýþan eþ, Türkiyedeki eþi için kaymakamlýktan bakým belgesi çýkartarak bakým yapabilir ve bakým yaptýðý aylarla oranlý olarak vergi iadesi alýr. Evlendiði aydan itibaren yukarda belirtilen aylýk 340 euroyu göndermiþ olmasý gereklidir. Aile birleþimini hýzlandýrmak için tüm gerekli evrakýn birlikte götürülmesinde büyük yarar vardýr. Böylelikle vize iþlemlerini hýzlý bir þekilde yapýlabilir. Bazan, bir avukat yardýmýyla eþin ayný yýl içinde Almanyaya getirilmesi çok daha avantajlý olmaktadýr. Daha geniþ bilgi için: 069/731919 Veya melik.sel@gmx.de 21. sayi sayfalar 29.04.2009 32 essen Kültür Bakanlýðýndan Müsteþar Werner Klein, “Islam Din Derslerinde Hessen nerede?” konusunu iþledi. Anayasa`nýn 7. maddesi 3. fýkrasý gereði Almamya`da yaþayan her insanýn dinini öðrenme hakký olduðunu belirten Klein, kendilerine bir muhatap bulamadýklarýndan dolayý din derslerini okullarda veremediklerinden yakýndý. Frankfurt Yabancýlar Meclisi Yönetim Kurulu üyesi Asým Tozoðlu`nun‚ “bir yandan muhatabýnýzýn olmadýðýný söylüyorsunuz, diðer yandan IRH`yý (Hessen Ýslam Cemaati) kabul etmediniz neden?” sorusuna, IRH`nýn yasalara uygun ve istenilen nitelikte ve statüde olmadýðýndan ve durumun mahkeme kararýyla da teyit edildiðinden muhatap olarak kabul edemiyoruz! cevabýný verdi. Dr. Klein Hessen Eyaletinde Ýslam aðýrlýklý ahlak dersleriyle yetinildiðini açýkladý. Düsseldorf`tan katýlan ilim adamý Dr. Michael Kiefer Kuzey Ren Westfalya Eyaletinde Ýslam dindersleri konusunu tartýþmaya açtý. Dr. Michael Kiefere‚ Ýslam dindersi okuyan çocuklarla okumayan çocuklarýn veya gençlerin davranýþ biçimlerinde H 20:54 Uhr Seite 32 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 Hessen Okullarýnda Ýslam Din Dersleri Frankfurt Yabancýlar Meclisi tarafýndan düzenlenen ve Frankfurt Belediyesi Meclis Salonunda gerçekleþen “Hessen Okullarýnda Ýslam Din Dersleri” konulu panel büyük ilgi gördü. veya hal ve hareketlerine hatta derslerindeki baþarýlarýnda bir araþtýrma yapýlýp yapýlmadýðýný soran Asým Tozoðlu`na‚ “malesef bu konuda bir araþtýrma yok” cevabýný verdi. Ýslam din derslerinin verilebilmesi için Ýslami fakültelere ve hocalara ihtiyaç olduðunu söyleyen Dr. Kiefer, þu anda 150 öðretmenin görev yaptýðýný ve Islam din dersleri için en az 1500 öðretmene ihtiyaç duyulduðunu belirtti ve bundan dolayý ancak 20 yýl sonra Almanya`da tam anlamýyla din dersleri okutulur dedi. Dr. Kiefer, Milli Görüþ veya bir baþka dini kuruluþla Kuzey Ren Vestfalya`da hiç bir sorun yaþanmadýðýný da ayrýca vurguladý. Frankfurt Üniversitesinden sosyolog Dr Yýlmaz Bulut Federal Almanya`daki tüm eyaletlerde Ýslam dinderslerinin durumunu karþýlaþtýrmalý ve çarpýcý örneklerle dile getirdi. Kuzey Ren Vetfalya Eyaletinde 260 bin müslüman çocuða din dersi verilirken, bu sayýnýn Bavyera Eyaletinde 96.000 olduðunu belirtti. Berlindeki Ýslam Federasyonun verdiði din derslerinin statüsünün çok farklý olduðuna dikkat çeken Dr. Yýlmaz Bulut, Federal Almanya`nýn her eyaletinde çok deðiþik uygulamanýn olmasý bu konuda kimsenin çok ciddi çalýþmalar yapmadýðýný vurguladý. Hessen Katolik Kilisesinden hukukçu Dr. Guido Amend okullarda din derslerinin hukukla baðlantýsýný dile getirdi. Din derslerinin anayasal hak olduðunu belirten Amend, herkesi hakkýna sahip çýkmaya davet etti. Yabancýlarýn hemen her konusunu iþleyen Prof. Dr. Ingrid Haller de katolik ve hristiyan din dersleri uygulamalarý Ýslam din derslerinde de tatbik edile- TAZÝYE KUZEY YILDIZI GAZETESÝ Genel Yayýn Þönetmeni Erol GÜRAY Hakk`ýn rahmetine kavuþmuþtur. Merhuma Cenab-ý Allah`tan rahmet diler; sevenleri ve yakýnlarýna baþsaðlýðý dilerim. Adem Güray ----- TEBRÝK Vedat Ýlgin /Tülay Ýlgin çiftinin çocuklarý Abidin-Furkan & Muhammed-Melih sünnet olmuþlardýr. Yavrularýmýza Cenab-ý Allah`tan hayýrlý uzun ömürler diler; Ýlgin Ailesini tebrik ederiz. ----IGMG Kuzey Bavyera Bölge Baþkanlýðý Yönetim Kurulu Üyelerinden Teþkilatlanma Baþkanýmýz Sayýn Ahmet Turan Bilir`in bir oðlu dünyaya gelmiþtir. Yavruya Cenab-ý Allah`tan hayýrlý uzun ömürler diler; Bilir ailesini tebrik ederiz. Aladin bilgilendirme bilinir mi konusunu iþledi. Ýslam din derslerinin okullarda verilmesi halinde teknik ve pedagojik olarak diðer din derslerinden yararlanýlabileceðini söyledi. Frankfurt Yabancýlar Meclisi üyesi ve DÝTÝB sözcüsü Dr Hüseyin Kurt: “Kur`an Kurslarýndan Ýslam dinderslerine konulu araþtýrmasýný izleyicilerle tartýþtý. Kur`an kurslarýnýn Alman ve Türk basýnýnda kötü tanýtýldýðýný çarpýcý örneklerle anlatan Dr. Kurt, hiç yoktan iyidir düþüncesiyle ve bir zarurete dayanýlarak camilerde din Kur`an Kurslarý açýldýðýný belirtti. Kur`an kurslarýnýn, okullarda din dersleri verilse bile devam etmesi gerekliliðini anlatan Kurt, bazý Ýslami teþkilatlarýn çalýþmalarýný anlattý ve bu kuruluþlarýn güzel kitaplar hazýrlayýp çocuklara doyurucu bilgiler verildiðini dile getirdi. Kur`an kurslarýndan yetiþen yüzlerce akademisyen olduðunu da iddia etti. Yabancýlar Meclisi Baþkaný Enis Gülegen`in açýlýþ konuþmasýný yaptýðý ve yönettiði panel dýþardaki güzel havaya raðmen ilgiyle izlendi ve davetliler memnun ayrýldýlar. IGMG Kuzey Bavyera Gençlik Bölge Baþkanlýðý Yönetim Kurulu Üyelerinden Teþkilatlanma Baþkanýmýz sayýn Mustafa Aslan kardeþimizin bir kýzý dünyaya gelmiþtir. Yavruya Cenab-ý Allah`tan hayýrlý uzun ömürler diler; Aslan ailesini tebrik ederiz. ----Nadide - Mehmet Usta / Zeynep - Musa Tamer ailelerinin evlatlarý Funda&Enes evlenmiþlerdir. Yeni çifte iki cihan saadeti diler; aileleri tebrik ederiz. ----- GEÇMÝÞ OLSUN Nürnberg Merkez Cami Üyelerimizden Sayýn Hasan Aslan geçirmiþ olduðu burun ameliyatýndan dolayý kendilerine Cenab-ý ALLAH`tan acil þifalar diliyoruz. IGMG Kuzey Bavyera Bölge Baþkanlýðý Adýna Bilal DEMÝROÐLU Frische Grillhänchen & Döner Kebap Murat Ýbrahim Her Türlü Düðün, Sünnet ve Özel Günlerinize Helal Kesilmiþ Tavuk Servisi Yapýlýr Tel: 0911-597 18 85 . Fax: 0911-597 18 86 Mobil : 0179-676 38 00 . Am Plärrer Nürnberg 21. sayi sayfalar 29.04.2009 dosya eride b›rakt›¤›m›z binlerce y›ll›k dünya tarihini flekillendiren faktörlerden birisi, flüphesiz ki göç hareketleridir. Bu kanaati do¤rulamak için bilinen imparatorluklar›n tarihine k›saca bir göz atmak yeterlidir. Roma imparatorlu¤unun çöküflünün gerekçelerinden biri kuzeyden güneye cereyan eden Cermen göçüne dayand›r›l›rken, Osmanl› ‹mparatorlu¤unun tarihsel arkaplan›nda da Orta Asya'dan Küçük Asya'ya do¤ru yap›lan kitlesel göçün yer ald›¤› görülür. Göç, baz› dini-kültürel yap›larda ayn› zamanda yeni bir bafllang›c›n ad›d›r. Bize hiç de yabanc› gelmeyen bu tespit, hicret kavram› ekseninde belirginleflmekte, ‹slam kültürü çerçevesinde yeni y›l, bir göç olgusundan hareketle kutlan›lmaktad›r. Tarihsel etkilerini derin bir flekilde göstermifl olan göç gerçe¤i, yaflad›¤›m›z as›rda da etkinli¤ini sürdürmektedir. Öyleki günümüzdeki küresel göç hareketleri, dünyan›n gelecekteki çehresini de¤ifltirecek düzeyde cereyan etmektedir. Birleflmifl Milletlerin 2005 y›l›nda yay›nlad›¤› rapora göre 200 Milyon civar›nda insan, yaflam›n› misafir iflci veya mülteci olarak sürdürmektedir. 7 Milyarl›k dünya nüfüsu göz önünde bulunduruldu¤unda bu say› fazla gözükmeyebilir. Fakat bir ülke s›n›rlar› içerisinde vuku bulan göç ile illegal göçleri göz önünde bulundurdurdu¤umuzda ve mülteci, iflci veya s›¤›nmac› olarak baflka ülkede kalan kiflilerin ailelerinide hesaba katt›¤›m›zda karfl›m›za bu sorundan etkilenen hiçde az›msanm›yacak bir kitle ç›kmaktad›r. Öte taraftan Uluslararas› Göç Raporunda da belirtildi¤i gibi göç, sadece belirli baz› ülke ve bölgelerde cereyan eden bir geliflme de¤il, tüm dünyay› kapsayan ve tüm devletlerin göz önünde bulundurmas› gereken bir sorundur. Bu sebepten dolay› özelliklede Avrupa ülkeleri ulusal göç ve entegrasyon politikalar›n› belirlerken dünya G 20:54 Uhr Seite 33 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 Uyuþturucu ve Aile Dünya yeni kavimler Özlem ATSIZ . o.atsiz@gmx.de göçüne sahne oluyor Aileye düþen görevler Ünal KOYUNCU · ukoyuncu@igmg.de çap›nda vuku bulan göç hareketlerine dikkat etmek zorundad›rlar. 1. Rol Modeli ‹nsan niçin göç eder? Basit gözüken ancak cevab› pekde kolay olmayan bir soru. ‹nsan›n do¤du¤u ve belirli bir yafla geldi¤i çevreyi b›rak›p yabanc› bir çevreye gitmesi kolay olmasa gerek. Ancak hayat koflullar›nda egemen olan baz› nedenlerin kifliyi bir baflka yere gitmeye zorlad›¤› da bilinen bir gerçek. Bu gerçekten yola ç›karak insan›n, öncelikle siyasi ve ekonomik sebeplerden dolay› hayat›n›, do¤du¤u yerden baflka bir yerde sürdürdü¤ünü söyleyebiliriz. Siyasi çat›flman›n doruk noktas›n› teflkil eden savafl, bir ülkenin iç yap›s›n› bozguna u¤ratarak o ülke insanlar›n›n yeni yaflam yeri aramalar›na neden olur ve göç nedenlerinin ilk s›ras›nda yer al›r. Savafl kelimesi ile Irak kelimesinin eflanlaml› oldu¤u flu günlerde göç ile savafl aras›ndaki yak›n iliflkinin canl› flahitleriyiz. Bu felaketin sonucunda insanlar, aileleriyle birlikte savafl›n katletti¤i co¤rafyadan savafl›n dokunmad›¤› çevre ülkelere s›¤›nmaktad›rlar. Irakla birlikte Afganistan, Filistin, Somali, Sri Lanka ve Kongo gibi savafl›n hüküm sürdü¤ü ülkelerde göç, fela2. Ýlgi ve Sevgiiçin baflvuketten kurtulmak rulan önemli bir yöntemdir. ‹ktisadi geliflmiflli¤in göstergesi olan yaflam koflullar›, dünyan›n de¤iflik bölgelerinde farkl› seviyededir. Almanya ve ‹ngiltere gibi ülkelerde yaflam flartlar›n›n Kongo ve Eritre gibi ülkelere k›yasla çok üst düzeylerde oldu¤u herkesin bildi¤i bir gerçektir. Böyle bir durumda kuzeyden güneye yönelik göçün vuku bulmas› kaç›n›lmazd›r. Sonuç olarak savafl faktörüne ek olarak elveriflsiz yaflam koflullar› nedeni, insanlar› yeni ve elveriflli koflullar aramaya sevkeden bir di¤er etkendir. Bu sebepten dolay› Filipinli hemflireler Körfez ülkelerine, Japonya veya ABD’ne iflci olarak gitmektedirler. Yeni ülkede çal›flarak kazand›klar› bir ayl›k maafl, kendi ülkelerindeki y›ll›k ihtiyaçlar›n› giderecek düzeydedir. Ayn› flekilde ekonomik sebeplerden dolay› ABD, Almanya ve Rusya’da ifl gücü olarak yer arayan Çinli veya Hintli iflciler, kazand›klar› birikimle sadece kendilerinin de¤il ayn› zamanda ailelerinin hayat flartlar›na da katk›da bulunmaktad›rlar. Bu yeni yer aray›fl, baz› co¤rafyalarda hayati tehlikeyi içeren yöntemlerle gerçekleflmektedir. Kuzey Afrika’dan ‹spanya sahillerine yap›lan kaçak gemi yolculuklar› bu ba¤lamda zikredilebilinecek bir örnektir. Büyük bir bedel ödenerek gerçeklefltirilen bu yolculuklar, ölüm tehlikesine ra¤men elveriflli yaflam koflullar› ümidiyle yap›lmaktad›r. ‹llegal göç hareketlerine ve insan ticaretine götüren bu olaylar göçün görünmeyen yüzüne ›fl›k tutmaktad›r. ‹klim de¤iflimi ile gün yüzüne ç›kan do¤al afetler, insan›n çözüm aray›fl›na girmesine neden oldu. Küresel çapta her co¤rafyada hissedilemek3. Sorumluluk Bilinci te olan de¤iflim, bölgesel boyutta kitlesel göçün yeni bir nedeni olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Bu geliflme ile ilgili canl› örnek Bangladefl’de yaflanmaktad›r. Bangladefl k›y›lar›nda küresel ›s›nma nedeniyle su seviyesinin yükselmesi, bölgede yaflayan insanlar› yeni yurt aramaya zorlamaktad›r. Bangladefl k›y›lar›nda yer alan yerleflim yerlerinin suyun alt›nda kalma riski gün geçtikçe daha da artmaktad›r. Ayn› flekilde f›rt›na ve sel gibi do¤al afetler, Güney Asya halk›n› göçe zorlayan geliflmeler olarak bu co¤rafyay› etkilemektedir. Göçün etkileri nelerdir? ‹spanya’da sahil güvenli¤i, ABD’de Latinamerika unsuru ve Almanya’da kimlik tart›flmalar›n›n arka plan›nda uluslararas› göç bask›s› yatmaktad›r. Bunu ifade ederken göçün etkiledi¤i bir alana dikkat çekmifl bulunmaktay›z. Zira göç, sadece göç eden kifliyi veya kitleyi de¤il, ülkesini ve göç edilen ülkeyi sosyal, siyasal ve ekonomik boyutlar›yla etkileyen bir geliflmedir. Beyin ve iflgücü göçü ile göç alan ülkeler her ne kadar da iktisadi aç›dan göçün faydas›n› görselerde, sosyal alanda kimlik, uyum ve ayr›mc›l›k konular›nda yaflanan Sonuç olarak... gerginlikler bu kazan›lan zenginli¤in üzerine gölge düflürmektedir. Demografik küçülme ile sosyoekonomik yap›y› devam ettirememe tehlikesi ile karfl› karfl›ya kalan geliflmifl ülkeler, göç imkan›n›, ço¤ulcu anlay›fl çerçevesinde ülkenin zenginli¤i için gelifltirmek yerine ulusalc› söylemler ekseninde k›s›tlamaktad›rlar. Almanya örne¤inde görüldü¤ü gibi, 40 y›l› aflk›n süredir göç tecrübesi yaflayan bir ülke, göç politikas›n› hala 40 y›l önceki mentalite ile yürütmektedir. Her ne kadar da ''göç'' kavram› ilgili yasalar› nitelendirmede kullan›lsada, yasalar›n içeri¤i, y›llar önce yürürlü¤e giren yabanc›lar yasas›n›n yeni versiyonu olarak gündemde yerini almaktad›r. 27 33 ‹flgücü göçü, geliflmemifl ülkelerin ekonomik kalk›nmas› için yeni kaynaklar›n oluflumunu sa¤lamaktad›r. Bu aç›dan ele al›nmas› gereken husus, aile ve yak›n akrabalar için havale edilen döviz miktarlar›d›r. ‹lgili ülkelerde fakirli¤in azalmas›na katk›da bulunan döviz transferi, sa¤l›k ve e¤itim alanlar›nda da ailelerin temel ihtiyac›n› gidermede önemli bir kaynakt›r. Bu ba¤lamda Meksika'da bir milyonu aflk›n aile, ABD'de çal›flan aile fertlerinin havale ettikleri dövizlerle aile masraflar›n› karfl›lamaktad›r. Yabanc› ülkede çal›flan göçmen iflciler ayr›ca kendi ülkeleri ile çal›flt›klar› ülke aras›nda bir köprü ifllevi görmektedirler. Bu durumun sonucunda iki ülke aras›ndaki ticari iliflki geliflmekte, teknoloji ve sermaye transferi sa¤lanmaktad›r. Döviz transferinin ifade edilen faydalar›n›n yan›s›ra ülke ekonomisi için uzun vadeli negatif etkileride sözkonusudur. D›flar›dan gelecek olan dövize karfl› ba¤›ml›l›¤›n oluflmas›, iç yap›da yat›r›m› engelleyici bir faktördür. Yat›r›ma dönüfltürülmeyen sermaye zincirleme bir etki gösterecek iflsizli¤in ve enflasyonun artmas›na neden olacakt›r. Birleflmifl Milletler taraf›ndan oluflturulan Uluslararas› Göç Komisyonu üyeli¤ini yapm›fl olan ve Almanya kamuoyunun yak›ndan tan›d›¤› Rita Süssmuth yeryüzünde cereyan eden göç hareketlerini yeni kavimler göçü olarak nitelendirirken geliflmenin dünyan›n fleklini etkileyecek dinamizmine dikkat çekmektedir. Bat› Antik Ça¤› sonras›nda Avrupa'n›n kuzeyinden güneyine do¤ru gerçekleflen eski kavimler göçü Bat› Ortaça¤›'n›n flekilenmesinde belirleyici bir mihenk tafl›d›r. Güneyden kuzeye do¤ru yol alan 21. yüzy›l kavimler göçüde gelecek y›llar› ve as›rlar› etkileyecek düzeydedir. Gerek kuzeyde ve gereksede güneyde yap›lan tart›flmalar buna iflaret etmektedir. 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr Seite 34 34 ÝÞTE ÖLMEDEN ÖNCE SÖYLENEN SON SÖZLER... - Lan olum Rus ruleti öyle mi oynanýr dur da göstereyim. - Teker teker gelin layn... - Korkma, bu tünelden yýllardýr tren geçmiyor... - Abi çevremizde fazla polis yok, teslim olmayalým, kaçalým abi... - Geeel, geeel, sað yap gel. - Abi çok seri bi araba bu yaaa... - Demek piranha dedikleri þey bu. Hiho, bak Hulusi abi býyýklarý ile oynuyom bi þey olmuyo. - O irmikleri neden aldýn Nurhan, helva mý yapýcan? Niye? - Burasý Fener tribünü deðil mi? - Bah bah bah hala uzunlarla geliyo... - Kim bekler lan yeþilin yanmasýný?! - Bekle Cemþit abi ben bi dalýp çýkýcam. - Hala karlý gösteriyor mu haným? - Elektrikçiye ne gerek var caným, ben hallederim. - Gel abi burasý boyu geçmiyo. - Hihoha... Bak gelen þey köpekbalýðýna ne kadar da benziyor. - Rasim abi, kafesin kapýsý kapalý deðil mi? - Yapma Satýlmýþ abi, þeytan doldurur. - Bu külüstür essahtan 200 yapýyor mu? - Semra'cýðým bak arabanýn ibresi 200'ü gösteriyor. - Ben öldükten sonra tablolarým çok para edecek Ayþegül.. - Boðaza gelip temiz hava almayý iyi akýl ettik... Çocuðum oynama þu arabanýn el freniyle... - Ohooo doktorun her dediðini yapsak açlýktan ölürüz birader. Hadi yeyin yeyin afiyet olsun... - Ulan, biz bugüne kadar kaç bomba imha ettik be! Ýþimi bana mi öðretiyon, lavuk! Kes þu mavi teli! - Sayýn seyirciler! Þimdi en büyük numaraya geldik. Aslanýn aðzýný açýp, Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir baþýmý içine sokuyorum. - Burasý eskiden mayýn tarlasýymýþ ama artýk bi tane bile kalma... - Havlayarak üzerimize geliyor, çünkü bu cinsler çok insan canlýsýdýr. - Paraþütü en aþaðýda ben açacaðým. - Komutaným, pimini çektikten sonra kaça kadar sayýcaktýk? - Olum bu mantarlar zehirli deðil, bak ben nasýl yiyorum. - Amma keskin virajmýþ yav!! - Dikkat kaptanýnýz konuþuyor: - Eþhedü en la ilahe illallah... (Pilot Temel) - Bu kadar korkma caným! Bu yýlanlarýn hepsinin zehirleri alýnmýþ. - Kaplanlar da ayný kedi yavrularý gibidir. Bak böyle gýdýþýndan sevicen bak iyi bak... DELÝKANLI ADAM RACONLARI 1. Delikanlý adam Scooter tipi motorlara binmez. 2. Delikanlý adam sözünden dönmez. Özü sözü birdir. 3. Delikanlý adam Light Cola içmez. 4. Delikanlý adam More ve benzeri sigaralarý içmez. En delikanlý olaný Camel içer. 5. Delikanlý adam sahte isimle veya isimsiz yapmaz. 6. Delikanlý adam lagaluga yapmaz. 7. Delikanlý adam kaypaklýk yapmaz. 8. Delikanlý adam dedikodu yapmaz. 9. Delikanlý adam ayaðýný yorganýna göre uzatmaz. Uygun yorganý yoksa yorgansýz yatar. 10. Delikanlý adam görevden kaçmaz. 11. Delikanlý adam rejim yapmaz. Yapana da iyi gözle bakmaz. Diyet yoðurt, peynir vs yemez. 12. Delikanlý adam büyüklerine hürmet eder, küçüklerini korur. 13. Delikanlý adam ana babasýna ekstradan hürmet eder. 14. Delikanlý adam hayvanlara iyi davranýr. 15. Delikanlý adam fino hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 vb köpekleri gezdirmez. 16. Delikanlý adam köpekten korkmaz. 17. Delikanlý adam kýsa pantolon giymez. Zorunlu hallerde þort giyer. 18. Delikanlý adam saçýný boyatmaz, saç ektirmez. 19. Delikanlý adam az konuþur öz konuþur. 20. Delikanlý adam kodu mu oturtur. 21. Delikanlý adam fanatik olmaz. 22. Delikanlý adam Televole ve benzeri programlarý seyretmez. 23. Delikanlý adam Labunyalardan haz etmez. 24. Delikanlý adam silahýný sadece temizlik için kullanýr, süs için taþýmaz, kullanmayacaksa çýkarmaz ve göstermez. 25. Delikanlý adam gaza gelmez. Gerektiðinde 20. maddeyi uygular. 26. Delikanlý adam tavuk gibi erkenden yatmaz. Gerektiðinde hemen uyanýr. 27. Delikanlý adam borcunu öder. Sadece diðer Delikanlýlardan borç alabilir. Labunyalardan borç alamaz. 28. Delikanlý adam avucunu yalamaz. 29. Delikanlý adam açgözlülük yapmaz. 30. Delikanlý adam haraç vermez. 31. Delikanlý adam sallama çay içmez. 32. Delikanlý adam sadece Delikanlýlarýn müziðini dinler, Labunya müziði dinlemez (Tekno, Acid vb). 33. Delikanlý adam eroin ve kokain kullanmaz, satmaz satanlardan nefret eder. 34. Delikanlý adam Delikanlý gibi giyinir. 35. Delikanlý adam ýrk, dil, din ayrýmý yapmaz. 36. Delikanlý adam diðer insanlarý sömürmez, Labunyalarý bile. Sömürenden nefret eder. 37. Delikanlý adam cömerttir, yardýmseverdir, þefkatlidir. 38. Delikanlý adam modayý takip etmez. 39. Delikanlý adam taksici ve minibüsçü kültürünü sevmez. 40. Delikanlý adam kor- komik yazýlar kabilir ama korktuðunu belli etmez. 41. Delikanlý adam Labunyalar gibi kasýntýlýk ve kibirlilik yapmaz. 42. Delikanlý adam Delikanlý adamý kollar. 43. Delikanlý adam Haydar Dümen ve Güzin Abla gibi þahsiyetlerle muhatap olmaz. 44. Delikanlý adam aðzý açýk cak-cuk sakýz çiðnemez. 45. Delikanlý adam röntgencilik ve teþhircilik yapmaz. 46. Delikanlý adam Delikanlý arkadaþlarýna servis yapabilir. Labunyalara kesinlikle servis yapmaz. 47. Delikanlý adam yaðcýlýk ve yalakalýk yapmaz. 48. Delikanlý adam papyon takmaz, zorunlu hallerde kravat takabilir. 49. Delikanlý adam bilerek hata yapmaz, yaptýðý hatalarý kabul eder ve düzeltir. 50. Delikanlý adam ser verir sýr vermez. 51. Delikanlý adam kimseyi ispiyon etmez, Labunyalarý bile. 52. Delikanlý adam ispiyoncularý sevmez. 53. Delikanlý adam baþkasýnýn iþine burnunu sokmaz. 54. Delikanlý adam laf atmaz, sarkýntýlýk yapmaz. 55. Delikanlý adam el þakasý yapmaz. Yapandan da hoþlanmaz. 56. Delikanlý adam konuþurken el kol hareketi yapmaz. 57. Delikanlý adam emanete hýyanet etmez. 58. Delikanlý adam hasta numarasý yapmaz. 59. Delikanlý adam artistlik yapmaz. 60. Delikanlý adam acil durumlar dýþýnda koþmaz. 61. Delikanlý adam iftira atmaz. 62. Delikanlý adam Light sigara içmez. 63. Delikanlý adam alçak gönüllüdür. 64. Delikanlý adam övülmekten hoþlaþmaz. TEPKÝ ÞEKÝLLERÝ KLASÝK TEPKÝ: "Sýraya geç kardeþim" NEOKLASÝK TEPKÝ: "Þeker kardeþim sýraya geçiver" REALÝST TEPKÝ: "Sýra var" SURREALÝST TEPKÝ: "Sallandýracaksýn bunlardan ikisini Kýzýlay’da bak bir daha yapabiliyorlar mý?" ROMANTÝK TEPKÝ: "Beyefendi galiba sýrayý görmediniz" NATURALÝST TEPKÝ: "Sýrana geç" MODERN TEPKÝ: "Efendim insanýmýz eðitimsiz. Halbuki Avrupa da" POST-MODERN: "Sýrana geç lan ayý!" UZLAÞIMCI: "Acelesi olmasa öne geçmezdi; üzmeyin garibi" DEVRÝMCÝ: "Alt yapý sorunlarý çözülmeden halkýmýz sýraya geçmez. Devrim olunca herkes hizaya gelecek" KADERCÝ: "iki dakika fazla beklesek kýyamet mi kopar? Kýsmetse hepimizin iþi görülür" FELSEFECÝ (septik-kuþkucu): "Ön ve arka kavramlarý görecelidir. O tarafýn ön taraf olduðuna kim karar verdi? Öne geçtiðini zanneden, aslýnda arkaya geçmiþ olabilir" KANT'CI: "Efendim algýlanmayan þeyler yok demektir. Bakmayýn o tarafa, adam yok olur" KOTÜMSER VAROLUÞCU: "Herkes bir gün ölecek. Onurlu bir þekilde bekleyin. Bir gün o adamda ölecek" ÝYÝMSER VAROLUÞCU: "Sýkmayýn canýnýzý, þu anýn tadýný çýkarmaya çalýþýn. Bakýn ne güzel hayattasýnýz ve birileri önünüze geçebiliyor" HUMANÝST: "Ýnsanlýk bir bütündür. Birimiz hepimiz hepimiz birimiz için. Dolayýsýyla birimiz öne geçince, aslýnda hepimiz öne geçmiþ oluyoruz." 21. sayi sayfalar 29.04.2009 özel köþe BiZiM FINDIK HOCA Zamanýn birinde rahmetli olan bir hemþehrimiz vardý. Siegen taraflarýnda kalýyordu babamý sevdiðinden sýk sýk gelirdi. Birgün sen tut babamý fýndýk hoca yap herkese anlat. Þöyle anlatýyormuþ: Bizim bir hemþehri var fýndýk hoca; deriyi bile yürütür. Cinleri bile baðlar. Bunu duyan herkes hemen bizim hemþehriden telefon numarasý alýrlar. Babama telefon yaðar tabii babamýn bir þeyden haberi yok. Bizim hemþehri babama bir ara telefon eder: Aman hacý bu fýrsatý kaçýrma adam baþý 1500 al 500`ü benim. Babam da derki: Sen kafayý mý yedin baþýma bela mýsýn benim doðru dürüst okumam yazmam bile yok deyince. Bizim hemþehride: Aman hacým yazarsýn hallaçi mallaçi alýrsýn parayý. Ertesi gün bir telefon genç bir bayan aman fýndýk hoca yuvam yýkýlýyor ne kadar para istersen veririm. Arkasýndan baþka bir bayan filaný çok seviyorum aman bir muska. Öbürü baþka bir problem. Babam: Aldýk baþýmýza belayý diye söyleniyor. Telefondaki hatunlarýn hepsine: Kýzým ben namazlýðýmý zor biliyorum hoca filan deðilim cinci de deðilim diyor ama anlamýyorlar. Bir de bakýyor arabaya binen bizim bahçenin orda babam ne derse inanmýyorlar. Annem artýk dayanamýyor diyneði çekince babam o gün kurtuluyor. Yine bir gün Hollanda`ya gidiyor Karaman kahvehanesine girince herkes ayaða kalkýyor ve hep bir aðýzdan fýndýk hoca geldi. Babam bizim hemþehriye kýzýyor ve 997 yýlýndan bu yana her yýl yayýnlanan ve devlet tarafýndan gerçekleþen anayasa ve temel hak ihlallerini içeren Temel Haklar Raporu yayýnlandý. Hazýrlanmasýnda Pro Asyl, Humanist Birliði, Anayasal Haklar ve Demokrasi Komitesi vb. birçok insan ve vatandaþ haklarý organizasyonunun katkýda bulunduðu rapor, Anayasa Mahkemesi Hâkimi Prof. Dr. Jürgen Kühling tarafýndan Karlsruhe þehrinde kamuoyuna sunuldu. 1 20:54 Uhr Seite 35 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 Hacarap`ýn Yeni Serüvenleri iþ kapanýyor. BANANE Almanya`ya yeni geldiði yýllarda babam bakkala gider. Bakkaldaki satýcý kýza: Bir kilo muz der. Satýcý kýz: Nicht muss banane deyince babam: Sana ne ise bu önlüðü takmýþ burda ne duruyorsun der. Tabii satýcý kýz þaþkýnca bakar ve o anda bir Türk gelir iþ hallolur. HOLLANDA ZÝYARETÝ Babam birgün Hollanda`da çalýþan bir hemþehriyi ziyaret amacý ile yola çýkar. Almanya, Hollanda sýnýrýna varýnca arabayý park eder ve Amsterdam`daki hemþehriye telefon eder gel beni al. Tabi bizim hemþehri þaþýrýr: Hacým daha 100 km var biraz gelseydin. Babam: Gel sartavul geyiði bekliyorum deyince bizim hemþehri 100 km gazlar babamý alýr Amsterdam`a götürür. BABAMI KOYUN GÖTÜRDÜ Babam zamanýn birinde koyun kesmeye gider koyunlarýn sahibesi bir kadýn. Pazarlýktan sonra iþ kesime gelir kadýn koyunu yatýrýr ve haydi kes der baþka müþterilere gider. Tam kesim yapacakken koyun kalktýðý gibi babamý da yere yatýrýr gider. Sonra kadýn tekrar tutar yatýrýr da kesim gerçekleþir. KAYMAK NASIL YENÝR!!! Babam okumayýnca dedem tutar Karaman`da meþhur altýn çizme namýyla meþhur ayakkabýcýnýn M.Salih AYDIN yanýna çýrak olarak verir. Tabii o zamanlarda Karamanda camýz besleyenler hayli var. Biri de babamýn ustasý. Birgün bir subay gelir ve konuþurlarken; - Usta hani benim kaymak nerde kaldý der. Usta; - Tamam der evde hazýr çýraðýn birini gönderirim alýr gelir. Ustasý babama; -Hacarap eve git aplan kaymaðý versin al gel. Babam; - Tamam usta der fýrlar. Eve varýr; - Apla usta gönderdi Kaymaðý vereceksin der. Apla kaymaðý verir; - Dikkat et düþürme der. Yolda gelirken tabii þeytan dürter hayatýnda hiç kaymak görmemiþ. Kaymaðýn üstünü açar ve bakar dayanamaz tadýna bakar. Birinci katýný götürür, ikinci katýný götürür artýk dayanamaz ücüncü katýda götürünce dördüncü katý lap sütün içine düþünce þaþýrýr. Tabi tutar ka- laný üstüne baþýna döker aðlayarak dükkana doðru yol alýr. Ama babam kaymaðý yerken Kalaycý Kel Ýsmail amca görmüþ ve usta ile dost olduðu için hemen dükkana gider; - Usta hacarabý kaymak almaya göndermiþsin ama hacarab kaymaðý yiyordu der. Biraz sonra babam aðlayarak dükkana gelir; -Usta yolda gelirken düþtüm hepsi mahvoldu der. Ustada babama döner ve, -Aðlama oðlum canýn saðolsun arkaya geç ordan meþin getir der. Tabii babam olacaklardan haberi yok öbür büyük çýraklar arkada bekliyormuþ. Babam arka odaya girince babama giriþirler bir araba sopa yer ondan sonrada kovulur. Babam diyorki; -Olsun kaymak da dayaða deðdi…. ESKÝÞEHÝR MACERASI Babam gençlik zamanýnda mahallemizde bir kýza aþýk olur. Bir zaman sonra bu kýzýn ailesi Eskiþehire göçer. Fakat babamýn bu zaafýný bilen arkadaþlarý Ýsmail, Vahit, Reþat, Ali amcalar babama güzel bir oyun hazýrlarlar. Kýzýn aðzýndan bir mektup yazarlar; -Hacarap gel beni kaçýr yoksa babam beni baþkasýna verecek. Zarfýný da patatesle mühürlerler babam mektubu okuyunca durur- 2007 Temel Haklar Raporu kamuoyuna sunuldu Yüksek mahkeme kararlarýnýn hiçe sayýlmasýna eleþtiri Ýçinde bulunulan durumu “rahatsýz edici” olarak niteleyen Kühling, devletin yabancýlar ve özellikle illegal göçmenlerle olan iliþkilerinde bu insanlarýnda anayasal haklarý olduðu ve devletin korumasýna muhtaç olduklarýnýn unutulduðunu kaydetti. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa Ýnsan Haklarý Mah- kemesi’nin kararlarýný olumlu olarak deðerlendiren Kühling, sözkonusu kararlarýn devlet daireleri ve mahkemelerin anayasal haklar noktasýnda ihmalkâr tavýrlarýna karþý geldiðini bildirdi. Ancak rapora göre yüksek mahkeme kararlarý da anayasal haklarýn hiçe sayýlmasýný engelleyemiyor. Bu- na göre raporda eyaletlerin özelikle insanlýk onurunu korunmasýnýn düzenleyen polis kanunlarýnda iletiþim araçlarýnýn takip edilmesi konusunda ki Anayasa Mahkemesinin taleplerinin yerine getirilmediði yer alýyor. Ayný yönde bir geliþme de gündemdeki “Ýnternet Soruþturmalarý” tartýþmasýna da yansýyor. 35 mu. Boya sandýðýný satar dedeme gider; -Baba ben Eskiþehir`e gidiyorum R……den mektup geldi beni çaðýrýyor der. Otobüse bindiði gibi soluðu Eskiþehir`de alýr. Adres filan hepsi doðru çünkü bu oyunu oynayanlardan biri de kýzýn akrabasý. Eskiþehir Taþkýr Bey sokaða varýr. Köþede beklemeye baþlar. Birþeyden haberi olmayan kýz pazardan gelirken bir de bakar hacarap köþede; - Hacý abi sen ne arýyorsun burda deyince babam þok olduyor. Babam hemen; -Ne demek hacý abi ne arýyorsun iþte mektup demiþ. Mektubu kýz okuyor ve; Hacý abi seni kandýrmýþlar sana bir oyun oynamýþlar. Benim yakýnda düðünüm var burda fazla durma gören olur demiþ. Babam; - Benim gidecek param bile yok deyince. Kýz; - Hacý abi bekle ben birazdan gelirim deyip gidiyor ve az sonra Bir takým elbise ve 25 lira ile geliyor; - Hacý abi bunlarý al ve git sen benim abimsin diyor. Babam tabi Karaman`a dönüyor o kýzgýnlýkla kahvehaneye gidiyor. Ama arkadaþlarý da boþ durmamýþlar yeni bir boya sandýðý almýþlar yanlarýnda saklý. Babam tam yanlarýna gelince boya sandýðýný açýveriyorlar tabii babam da yumþuyor ve bu þaka da tatlýlýkta bitiyor. Gelecek sayýya kadar ALLAH’a emanet olun saðlýcakla esen kalýn efendim. Raporda yer alan diðer bir konu ise “Terörle mücadele” adý altýnda körüklenen güvenlik tartýþmalarý. Konuyla ilgili olarak kendisinin de Berlin Sosyal Forum’una katkýsý nedeniyle Anayasa Koruma Dairesi tarafýndan maðdur edildiðini anlatan Siyaset Bilimci Prof. Dr. Peter Grottian, yakýn zaman G8 zirvesi karþýtlarýna yönelik geniþ çaplý polis müdahalesine atýfta bulunarak güvenlik baðlamýnda gerçekleþen bu tavýrlarý eleþtirdi. 21. sayi sayfalar 36 29.04.2009 20:54 Uhr Seite 36 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 bulmaca 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr Seite 37 dosya u yaz›y› kaleme almay›, özellikle yaz tatilini de¤erlendirmek üzere kara, hava ve deniz yollar›n› kullanarak Türkiye’ye veya baflka herhangi bir ülkeye sefere ç›kan kardefllerimiz için düflündük. Gerçi irdeleyece¤imiz konular, az-çok de¤iflmeyen f›khi mevzular oldu¤u için, f›khen sefer mesafesine yola ç›kan ve müsafirli¤i devam eden bütün kardefllerimizin yararlanaca¤› konulardan oluflmaktad›r. Dinimiz yolculuk halinde müslümanlara bir tak›m kolayl›klar getirmifltir. Müslümanlar bu ad›na ruhsat dedi¤imiz kolayl›klar› tatbik ettikleri zaman, dinin emirlerini yolculu¤un o zor ve meflakkatli günlerinde bile rahatl›kla yerine getirebilme imkân›n› bulabilirler. Kullar›na karfl› son derece merhametli olan Rabbimiz Teala Hz.leri, yola ç›kan veya baz› zorluklarla karfl›laflan Müslümanlara önce kolayl›¤› namaz hususunda sa¤lam›flt›r. Nisa Suresi 101. ayette bu duruma flöyle iflaret buyurulmufltur: "E¤er kâfirlerin size fitne vermesinden korkarsan›z, yeryüzünde sefere ç›kt›¤›n›z zaman namazlar› k›saltarak k›lman›zda bir sak›nca yoktur." Bu ayette k›saltman›n korku flart›na ba¤lanmas› o günkü flartlar› tesbit aç›s›ndand›r. Çünkü Peygamber efendimiz (as)’›n yapt›¤› yolculuklar›n ço¤u o gün korkudan hali de¤ildi. Ashab-› Kiram'dan Ya'la b. Ümeyye (ra) Hz. Ömer'e flöyle demifltir: Biz neden namazlar› k›saltarak k›l›yoruz? Halbuki güven içindeyiz. Hz. Ömer de buna cevap olmak üzere flöyle buyurmufltur: Ben de ayn› durumu Hz.. Peygamber'e sormufltum; B Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 Uyuþturucu ve Aile Yolculukta dinî kolayl›klar ÖzlemÜNYE ATSIZ· hulusiunye@igmg.de . o.atsiz@gmx.de M.Hulusi flöyle buyurmufltu: "Bu, AlAileye düþen görevler lah'›n size verdi¤i bir ba¤›flt›r, Allah›n sadakas›n› kabul edin." 1 Hz. Peygamber'in umre, hac ve di¤er yolculuklar›nda namazlar› k›saltarak 1. Rol Modeli k›lm›fl olmas› tevatür derecesinde sabittir. Abdullah ibn Ömer (r.a) flöyle demifltir: "Hz. Peygamber (s.a.s)'e yolda arkadafll›k ettim. O, yolculuklar›nda iki rekattan fazla k›lmazd›. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman da böyle yaparlard›." Hz. Ömer (ra)'in flöyle dedi¤i rivayet edilmifltir: "Yolcunun namaz›, Nebiniz (as)’›n lisan› üzere k›salt›lmaks›z›n tam iki rekatt›r." 3 Yolculuk halinde dört rek’atl› farz namazlar, iki rek’at; üç ve iki rek’atl› farz namazlar ise üç ve iki rek’at olarak k›l›n›r. Hanefîlerde vacip olan vitir namaz› üç rek’at olarak, k›l›n›rsa sünnet olan namazlar da mukim olundu¤u zamanda k›l›nd›¤› gibi tam olarak k›l›n›r. Yolcunun dört rekatl› farz namazlar› k›saltmas› zorunlu mudur; yoksa k›saltmakla tam k›lmak aras›nda serbest midir? Bu husus mezhepler aras›nda ihtilafl›d›r. Hanefî mezhebi alimlerine göre, yolcunun 2. Ýlgi ve k›saltarak Sevgi namazlar› k›lmas› vacib ve ayn› zamanda azimettir. Yolcunun bilerek iki rekattan fazla k›lmas› mekruhtur. Hz. Aifle (ra)'›n flöyle dedi¤i rivayet edilmifltir: Namaz ikifler rekat olarak farz k›l›nd›, sonra hazarda (yani müsafir olunmad›¤› zaman) art›r›ld›, seferde ise oldu¤u gibi b›rak›ld›„4 Malikîlere göre, seferde namaz› k›salta2 rak k›lmak müekked sünnet, fiafiî ve Hanbelîlere göre ise yolculukta namazlar› k›saltarak k›lmak, muhayyer olmak üzere ruhsatt›r. Müsafir kifli namazlar›n› k›saltarak da, tam olarak da k›labilir. Ancak Hanbelîlere göre k›saltmak mutlak olarak tam k›lmaktan daha faziletlidir. Yolculuk hangi gaye için olursa olsun namazlar› k›saltarak k›lmak caizdir. Yolculuk halinde bir di¤er ruhsat ise, Ramazan ay› orucu da olsa tutulmayarak tehir edilmesidir. Ancak gücü yeter de tutabilirse elbette tutulan oruç yerini bulmufl olur. Bu gün modern ça¤da yolculuk vas›talar› ço¤alm›fl ve haliyle yolculuk kolaylaflm›fl ta olsa, yine de bir çok zorlukla karfl›laflma imkan› her zaman söz konusudur. Onun için de dinde tan›nm›fl olan bu kolayl›klardan yararlanmak laz›md›r. ‹flte bu ruhsat ve kolayl›klardan birisi de her ne kadar Hanefî mezhebinde cevaz verilmese de yolculuk veya ya¤mur, kar ve korku gibi bir mazeretle iki vakit namaz›n bir vakitte k›l›nmas› meselesidir. Hanefîler sadece Arafat'ta ö¤le ile ikindi, Müzdelife'de akflam ile yats› namazlar›n› birlefltirip cemaatle k›lmay› caiz görmüfllerdir. 3. Sorumluluk Bilinci Hanefî mezhebine mensup imam ve âlimlerin d›fl›nda di¤er üç mezhebin imam ve âlimlerine göre bir mazeret bulununca ö¤le ve ikindi veya akflam ile yats› namazlar›n› takdim veya tehir flekliyle bir vakitte birlefltirmek caizdir. Meselâ; ö¤le namaz› ile ikindi namaz› ö¤le vaktinde k›l›nabilece¤i gibi, ikindi vaktinde akflam ile yats› birlefltirilerek iki vakitten birinde yani takdim veya te'hirle k›l›nabilir. Hanefîlerin d›fl›nda kalan âlimler takdim ve te'hir'in caiz oldu¤u kanaatindedirler. Yani cumhur-u ulema dedi¤imiz ve ‹slam âlimlerinin ço¤unlu¤unu teflkil eden âlimlerin kanaat›nda oldu¤u gibi, iki vakit namaz› birlefltirerek k›lman›n duruma göre caiz oldu¤u kanaatindeyiz. Çünkü bu durum sünnetle sabittir. Ancak namazlar›n tam vakitlerinde k›l›nmas›nda hiçbir âlim aras›nda ihtilaf yoktur. Onun için de misafirlikte de olsa namazlar›n vakitlerinde k›l›nmas› en uygun olan›d›r. Fakat bilhassa kara veya deniz yolu ile izine giden Müslümanlar›n yol güzergahlar›nda her vakit için her zaman durma imkanlar› yoktur.Sonuç olarak... Yol emniyeti veya iklim flartlar› aç›s›ndan ço¤u zaman zaruri hallerle karfl›lafl›labiliyor. Bu itibarla namazlar›n bir vaktini di¤erine tehir ederek veya bir sonraki namaz› öne çekerek k›lmalar› caizdir. Böyle yap›lmas› namaz›n kazaya b›rak›lmas› manas›na da gelmez. Mesela ö¤le namaz›n›n vaktinde ikindi namaz›n›, yats› namaz›n›n vaktinde akflam namaz›n› k›lmak gibi. Her vakit için ayr› kamet getirilerek iki vakit namaz bir vakit içinde k›l›nabilir. Bu bir kolayl›kt›r ve bundan Müslümanlar›n istifade etmeleri namazlar› kazaya b›rakmalar›ndan daha efdaldir. 27 37 Namazlar›n hepsinde bu takdim veya tehirleri yaparak cemetmek suretiyle namazlar k›l›nabilir. Cenab-› Hakk`›n dinini yaflamakta bir di¤er kolayl›k ve ruhsat ise mestler üzerine veya mest anlam›nda aya¤a giyilen bir giysi üzerine meshetmektir. Bilindi¤i gibi misafir olan insanlar›n mestler üzerine meshedecekleri müddet yetmifl iki saat, yani üç günlük bir süredir. Ayaklar y›kanarak abdest al›nd›ktan sonra aya¤a giyilecek mest veya mest manas›nda olan ayakkab›, potin, çar›k ve benzeri giysiler üzerine üç gün boyunca bu giysiler ayaktan ç›kar›lmad›¤› müddetçe meshedilir ve ayaklar›n y›kanmas› gerekmez. Mestler üzerine meshedilmesi konusunda âlimlerimiz aras›nda yap›lan tart›flmalardan birisi de çoraplar üzerine de meshedilip-edilemiyece¤i konusudur. Genel olarak F›k›h kitaplar›m›zda çoraplar üzerine meshedilmesinin caiz oldu¤u bilgisi mevcuttur. Tart›flma konusu olan fley ise, meshedilmeye uygun olan çoraplarda bulunmas› gerekli olan özelliklerdir. Nas›l bir çorap olmal›; kal›nl›¤› ve dayan›kl›l›¤› vs özellikleri neler olmal› gibi konular müzakere edilmifltir. Bütün bu tart›flmalar›n sonunda var›lan nokta flu olmufltur: Ayak derisini göstermeyen, giyildi¤inde ayakta kendili¤inden durabilen ve kendisi ile üçdört kilometre yürünmesi mümkün olan çoraplar üzerine meshedilmesi caizdir. Hanefî mezhebi müctehidlerinden ‹mam Ebu Yusuf ve ‹mam Muhammed Hz.leri öteden beri bu düflüncede idiler. ‹mam Ebu Hanife Hz.lerinin de ömrünün sonuna do¤ru 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr Seite 38 38 dosya ayn› görüflü benimsedi¤i ve “Eski fetvama muhalefet ediyor ve ben de çoraplar›ma meshediyor, ben de çorap üzerine meshediyorum? mealinde görüfl beyan etti¤i rivayet edilmifltir.5 Buna göre yol güzergahlar›nda veya kimi toplant›larda çok kalabal›k ortamlarda veyahut örf-adet itibariyle el y›kan›lan lavaboda ayak y›kanmas› gerçekten zor ve edep d›fl› görülen yerlerde, çoraplar üzerine meshederek, bilhassa ‹slam’› ve Müslüman› küçük ve görgüsüz seviyeye düflürecek yerlerde illa da aya¤›m› y›kayaca¤›m diyerek elektrikli ve h›fl›ml› bak›fllara muhatap olmamak daha güzeldir. Avrupa insan› genelde lavaboda ayaklar›n› y›kam›yor. Biz petrol istasyonlar›nda ab- Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir dest al›rken sa¤a-sola su s›çratarak ve insanlar› rahats›z edecek davran›fllar yerine, ayaklar›m›z› y›kayarak abdest ald›ktan sonra aya¤›m›za giydi¤imiz Aileye düþen görevler çoraplar›m›z›n üzerine meshederek namazlar›m›z› k›labiliriz. Ço¤u zaman toplant› ve kongre yapt›¤›m›z büyük salonlar›n s›n›rl› lavabo imkanlar›n›n ol1. Rol Modeli du¤u yerlerde bilhassa han›mlar›n uzun ve külotlu çoraplar›n› ç›kararak ayaklar›n› y›kamalar› son derece meflakkatlidir ve hatta bazan imkans›zd›r. Halbuki çoraplar›n›n üzerine meshederek abdestlerini alabilir ve dinimizin bu ruhsat›ndan yararlanm›fl olur, namazlar›n› kazaya b›rakmadan vaktinde eda etmifl olurlar. Son olarak yolculuk esnas›nda pratik bir öneri de hayat Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428 k›blenin tesbiti konusunda sunmak istiyorum. Evet bu gün teknoloji çok ileri bir seviyeye ulaflm›fl, yön tayin edecek pusulalar icat edilmifl; hatta seccadeler üzerine bile monteleri yap›lm›flt›r. Ama böyle bir imkan› her zaman ve herkes kullanamayabilir. Onun için de devreye baba-dede ifli modelleri girdirmek daha pratik olur. Gündüz yolculuk yap›yor ve bir ormanl›k m›nt›kada ilerliyorsak, durdu¤umuz yerdeki a¤açlara bakarak yönümüzü tayin edebiliriz. Burada bir küçük pratik bilgi bizim iflimizi kolaylaflt›r›r. O da a¤aç gövdelerinin yosunlu taraf› her zaman kuzey yönünü gösterir. Kuzey yönünü tesbit eder de yönümüzü kuzeye do¤ru döndürürsek, arkam›zda kalan k›s›m güney yönünü, sa¤›m›z do¤u, solumuz bat›y› gösterir. Burada bir fleyi daha bilmemiz gerekir; o da K›blenin hangi yönde oldu¤udur. Bat› Avrupa k›tas›ndan Türkiye’ye do¤ru giden hemen bütün yollar genel olarak güney ve güney-do¤uya do¤ru seyreder. K›ble ise Bat› Avrupa ülekelerine göre yine güney-do¤u istikametinde yer al›r. Öyleyse biz güney-do¤u yönünü keflfedersek K›ble cihetini tesbit etmifl oluruz. Gece ise kuzey yönünün iflareti kutup y›ld›z›d›r. Kutup y›ld›z›na göre yönler belirlenerek, K›ble yönü tesbit edilmifl olur. Tabi bunlar K›ble yönünü soracak o bölgeyi tan›yan bir insan›n bulunmad›¤› zamanlarda yap›lacak ifllemlerdir. K›ble yönünü tarif edece¤ini umdu¤u- Uyuþturucu ve Aile Özlem ATSIZ . o.atsiz@gmx.de 27 dosya muz birisi varsa ona sormam›z gerekir. Bunlar›n hiç birisini yapam›yor isek, telafl ve pani¤e gerek yok. K›ble yönü bu taraft›r diye ictihat ederek namazlar›m›z› k›lar›z. Cenab-› Hak ta inflaallah kabul eder.. Bütün izine gidecek kardefllerime hay›rl› yolculuklar diliyorum. Cenab-› Hak kaza ve belalardan beri ve muhafaza buyursun; herkese s›la-i rahim yapm›fl olma sevap ve mükafat› versin.. Sa¤l›k, s›hhat ve afiyetler ihsan eylesin.. 1 Müslim, Misafir, 4; Tirmizi, Tahare, 4, 20; Nesâi, Taksir, I 2 ‹bn Mâce, Ikâme, 75 3 Buhârî, Taksîr, 11; Küsûf, 4; Ibn Mâce, Ikâme, 73, 124 4 Buhari, Salat,1; Müslim, Misafirin,1; Ebû Davud, II, 3 5 ‹bn Abidin, c.1, shf. 248; Mezahibu’l Erbaa, c.1, shf. 38) HESSEN GENÇL‹K fiÖLEN‹ MUHTEfiEMD‹! IGMG Hessen Bölgesi Gençlik Teflkilatı’nın düzenledi¤i Gençlik fiöleni coflkulu ve bir o kadar da heyacanlı geçti! Sonuç olarak... çılıfl Kuran-ı Kerim`ini Herborn gençli¤inden Bünyamin Akda¤’ın okudu¤u pro¤ram duygulu bir atmosferle start aldı. Açılıfl konuflmasını Hessen Bölge Gençlik Bflk. Hakan Bayhan yaptı. Bayhan konuflmasında misafirleri selam2. Ýlgi ve Sevgi lamas›nda, gayesi u¤runda çalıflanlar ve yaflayanlar ile gününü gün edenler olmak üzere dünyada iki s›n›f insan tipinden bahisle; “‹flte bizler Milli Görüfl gençli¤i olarak günümüzü gün etmiyor, ideallerimiz için fedakarlık yap›yor ve bu u¤urda gayret sarfediyoruz. ‹nsanlı¤ın mutlulu¤u ve barıflı için çalıflıyoruz, Rabbim muvaffak eylesin’’ dedi. Daha A sonra Hessen Bölgesi Gençlik Teflkilat›nda dereceye giren 5 fiubeye plaket takdimi yapıldı, bunlar sırasıyla flunlar. 1.Kassel, 2.Hanau, 3.Haiger, 4.Lollar, 5. Darmstadt. Sami Yusuf turnesini baflarıyla yürüten Avusturya 2 Bölge Gençlik Baflkanı Abdi Tafldö¤en ve yine Gençlik fiöleni Komisyon Baflkanı Teflkilatlanma Baflkan› A. Hatip’e de Bölge Gençlik Baflkanı Hakan Bayhan birer plaket takdim etti. Ardın3. Sorumluluk Bilinci dan Hessen Bölge Baflkanı Mehmet Atefl kürsüye gelerek veciz bir konuflma yaptı. Daha sonra Genel Merkezden katılan Genel Baflkan Danıflmanı Hasan Damar kürsüye gelerek ken- dine has üslübuyla de¤erlendirmelerde bulundu. Ardından Hamza Robertson sahne aldı. Hamza Robertson yeni müslüman olanlan ‹ngiliz sanatç›. Sahneye gelmesiyle salonda coflku arttı, ingilizce 5 parça söyledikten sonra özlenen ses Sami Yusuf´un sahne ald›. 1,5 saat süren konserinde muhteflem bir tablo vardı, bütün salon topluca söylenilen ezgi ve ilahilere efllik ettiler, gençlerin gözlerindeki mutluluk ve heyacan görmeye de¤erdi. Sunuculu¤unu M. I. Köse’nin yaptı¤ı Hessen Bölgesi Gençlik fiöleni, farklı yorumlarıyla ilahiler söyleyen Ammar 114´ün iki güzel eseriyle sona erdi. Seite 39 20:54 Uhr 29.04.2009 21. sayi sayfalar ‹slam Toplumu Milli Görüfl E¤itim Baflkanl›¤› Boschstr.61-65 · 50171 Kerpen Tel:0 22 37-656 270/275 · Fax:0 22 37-656 555 ‹nternet:www.igmg.de · E-mail:egitim@igmg.de Elif-Be · Kur’an-ı Kerim · Tecvid · Ezber Dersleri Akaid · Kelam · Siyer · Hadis · ‹lmihal · Türkçe Dini Müziki · Hat Sanatları · Resim ve Elifli Yerel lisanlarda Din Dersleri · ‹nsan Hakları ve Diyalog · Ahlak ve Adab-ı Muafleret . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bölgesi E¤itim Baflkanı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Adı Soyadı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Telefon Bölge: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Telefon Özel: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Telefon GSM: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . fiubesi E¤itim Baflkanı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Adı Soyadı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Telefon Bölge: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Telefon Özel: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Telefon GSM: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 21. sayi sayfalar 29.04.2009 20:54 Uhr Seite 40