IFES 2 0 0 9
Transkript
IFES 2 0 0 9
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Yayın Organıdır Yıl:3 Sayı:11 Nisan - Mayıs - Haziran 2009 Gelecek için hazır olalım… Umutlar 2010 için Oda ve TOBB Seçimleri Tamamlandı WFO ‘dan Dünya Teknik Forum’u Hannover 2009 Fuarı’nda 35 Dökümcü buluştu İki Eğitim Kurumunu Daha Açtık. XV.yy Fatih Top Dökümhanesi CAEF Toplantılarından IFES 2009 Duayenlerimizden: Önay ÇEKİN Döküm ve Çevre Sempozyumu için Bildiri Başvuruları Başladı !! 1 Türkcast 2008 Sayı 9 Baþkandan Yaylalı Günay Değerli Meslektaşlarım, Son iki, üç ay içerisinde, yaz tatiline giriş öncesi telaşı ile birçok teknik ve ticari toplantı arka arkaya yapıldı. Bu dönemde izleme olanağı bulduğumuz toplantıları sizlerle paylaşmaya çalışacağız; ●AFS (American Foundrymen’s Society) ve NADCA ( Norta American Die Casting Association)’ın Genel Kurul, Kongre ve Fuarı ABD’de ●CAEF, Çelik Komisyonu, Türkiye’de ●CAEF, Otomotiv Komisyonu Almanya’da ●CAEF, Sfero Döküm Komisyonu Macaristan’da ●CAEF, Başkanlar Toplantısı Avusturya’da ●World Technical Forum Kongre ve Fuarı Çek Cumhuriyeti’nde yapıldı. Sektörün tüm önde gelenleri bu toplantılara katılarak teknik ve ticari bilgilerini tazelediler. Bu toplantıların ana özeti, dünyada yeni oluşan şartlarda döküm sanayinin geleceği ne olacak, ne gibi yeni stratejiler gerekli olduğu idi. Tartışma konuları, batı döküm sektörünün, daha ucuz üretim kaynaklarına göre nasıl rekabet gücü sağlayabileceği üzerinde yoğunlaştı. Özellikle ABD ve Almanya bu konuda önemli hamleler yapmış durumdalar. Milli gelir bazında büyümenin gelişmekte olan ülkelerde olmasına rağmen, teknolojik gelişmelerin kendi ülkelerinde kalacağını planlıyorlar. Ana konulardan bir tanesi malzeme mühendisliği, diğeri ise ürün ve sistem simülasyonu. Bu iki konu, Türkiye’deki 11 Metalurji ve Malzeme mühendisliği fakültelerinin de ana araştırma konularından biri olmalıdır. Krizin etkilerini tüm ülke ve kuruluşlarda çeşitli dalga boyları ile hissetmemek mümkün değil. Her ülke ve şirketin kendine göre tedbirler aldığı anlaşılıyor. Özellikle, devlet ile ilişkilerindeki ileri seviye, sanayinin birçok problemine geçici de olsa çözüm getirdiği görülüyor. Bizler de, krizi unutup, kriz sonrasına kendimizi yoğunlaştırmalı, geleceğe hazırlık yapmalıyız. Geçtiğimiz iki yıl ve herhalde önümüzdeki 1-2 yıl içinde yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımızdan bir çok şey öğrenmiş olacağız. Dönemin gelişmelerine bağlı olarak, önümüzdeki yıllarda sektörün karşılaşacağı çeşitli tehlike ve endişeler de eksik değil. 1)Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Ana üretici, ara üretici (döküm bunlardan biri) müşteriler ve finansal piyasalar yeni kurallarla daha dikkatli hareket edecekler. 2)Döküm sektöründe, dünya bazında yeni hiç bir yatırım yapılmaması, sektörün geleceği için bir tehlikedir. (Makine yatırımlarındaki azalma %75’tir.) Özellikle, bu dönemlerde yatırım yapıp, maliyetlerini düşüren, daha verimli çalışabilen, ürünlerinin tekrar edilebi- lirliğini sağlayan, daha az enerji kullanımı ile üretim yapabilenler, yeni teknoloji kullananlar yeni döneme hazır olarak başlayacaklardır. Bu dönemde, yatırım yapanlar, makine imalatçılarının ellerinde yeni işler olmaması nedeni ile maliyetlere yakın veya altında makine alabileceklerdir. Kriz sonrası yatırıma girecekler, hem geç kalacaklar, hem de pahalı ürünler almak zorunda kalacaklardır. 3)Döküm sanayinin kullanmakta olduğu hammadde, yardımcı madde ve makine teçhizatlarını ancak araştırma geliştirme çalışmaları yapılıp, fiili üretimde denenmeleri halinde gelişebilmektedirler. Ürünler satılmadığı ve kullanılmadığı için bizler için çok önemli olan yan sanayicilerimizin yeni ürün geliştirme ve deneme yapma olanakları ve hevesleri azalmaktadır. Bu husus sonuçta döküm sektörünün rekabet gücünü etkileyecektir. 4)Dünyada birçok maden kapanmakta ve yeni cevher aramaları, şirketlerin maddi yetersizlikleri nedeniyle azalmaktadır. Bunlara ilaveten birçok yüksek fırın ve elektroliz tesisi de maliyetler ve pazar talebi nedeni ile devreden çıkartılmaktadır. Bu tesislerin yeniden devreye girmeleri zaman ve para gerektirecektir. Bunların, direkt sonucu olarak, önümüzdeki yıllarda, malzeme fiyatlarında önemli sıçramaların olması beklenmektedir. (Alüminyum fiyatlarındaki artık ilk sinyaldir.) Demir çelik üretimi ve kullanımı da azaldığı için, hurda arzı da kritik seviyeye gelecektir. 5)Dünya’da mali yetersizlik nedeni ile birçok döküm fabrikası kapanmakta veya el değiştirmektedir. (tahmini 5000 civarında) Kapanan fabrikalarının kapasiteleri kaybolmakta olup, işlerin çoğalması halinde döküm ürünlerinde yetersiz arz söz konusu olabilecektir. Bu husus alternatif üretim metodları veya malzemelerin döküm ürünleri yerine kullanılmasına yol açabilecektir. 6)Gerek Türkiye’de, gerekse dünyada bu dönem içerisinde önemli sayıda döküm çalışanı işlerinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Bu kişilere verilen eğitim, yaptıkları hatalardan öğrendikleri, tüm bilgi birikimleri kaybolmuştur. Döküm sektörü gibi, çalışmanın tercih edilmediği bir sektörde, işlerin açılması ile birlikte, yeni bilgisiz elemanların işe alınması, eğitimleri, hatalarının zararının karşılanması ana sorunlardan biri olacaktır. Sonuçta, zor günler bitecek, yeni olanaklar önümüze gelecektir. Önemli olan, bu dönemi en iyi şekilde kullanarak, yeni dönemde rekabetçi ve öne fırlayan bir işletme için hazırlık yapmamızdır. Sevgi ve Saygılarımla, 3 Türkcast 2009 Sayı 11 Sayı 11 Bu Sayıda 50-60 İçimizden Biri "Önay Çekin" Endüstrinin En Önemli Buluşması Hannover’de Dökümcüler de Yerini Aldı 28-31 Yıl: 3 Sayı: 11 Nisan - Mayıs - Haziran 2009 TürkCast/TürkDöküm Tüdöksad`ın 3 aylık yayın organıdır. İmtiyaz Sahibi Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Adına Yaylalı GÜNAY Yönetim Kurulu Bașkanı Sorumlu Yazı İșleri Müdürü Kubilay DAL Genel Sekreter ISO Döküm Meslek Grubu Üyeleri Buluştu 11 Yayın Kurulu Mehmet ATIK Uğur KOCAOĞLU Uğur DEMIRCI Seyfi DEĞIRMENCI Dr. Can AKBAȘOĞLU Prof. E. Sabri KAYALI M. Erhan İŞKOL Can DEMİR Yönetim Yeri Yasemin sok. Birlik Apt. No: 7/3 34349 Gayrettepe - İstanbul Tel: 0212 267 1398 Fax: 0212 213 0631 www.tudoksad.org Grafik Tasarım: Prestij Yayıncılık Basım Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti. Baskı: Golden Print Ofset Basım&Yayıncılık 100. Yıl Mah. Matbaacılar ve Ambalajcılar Sit. 1. Cad. No:88 34560 Bağcılar/İST. Yayın Türü: Dergi/Bülten Yerel ̦ Süreli yayındır. Ücretsiz olarak dağıtılır. 3 Ayda bir- Yılda 4 kez yayınlanır. Yazılardaki sorumluluk yazarlara aittir. Bültenimizdeki yazılar kaynak gösterilerek kısmen veya tamamen yayınlanabilir. Baskı Tarihi: Temmuz 2009 Türkcast 2009 Sayı 11 4 CAEF Çelik Grubu Ankara’da Toplandı 15 Başkandan.............................................................................. 3 TÜDÖKSAD Bahar Gezisi....................................................... 6-7 Kriz Değerlendirme Toplantıları.............................................. 8 TOBB ve Bölgesel Oda Organları Seçimleri Yapıldı...................11 WFO World Technical Forum...................................................12 CAEF Başkanlar Toplantısı Yapıldı...........................................14 Çukurova Kimya ................................................................18-19 Niyazi Akdaş’a Takdir Ödülü....................................................20 Ak Döküm Yeni Tesislerin Temelini Attı...................................21 Duyar Vana Yeni Yatırımını Tamamladı...................................22 Ümit Döküm............................................................................22 Keçici Eğitim Vakfı..................................................................24 3. Döküm ve Çevre Sempozyumu IFES 2009..........................25 Aluexpo Fuarı..........................................................................26 Bardağın Dolu Tarafı / Yılmaz Turhan ....................................32 Şirket Yönetmekle Orkestra Yönetmek Arasında Bir Fark Var mı? / Şener Muter...........................36-37 Alüminyum Döküm Teknolojileri / Can Demir.........................38 Poliklorlu Terfenirlerin Kontrolu Hakkında Yönetmenlik Eğitimi / Erhan İşkol..........................................39 Atık Döküm Kumundan Yüksek Mukavemetli Yapı Malzemesi Üretilmesi / Erhan İşkol...........................40-41 Özkan Usta / Kamil Büke........................................................42 REKLAM İNDEKSİ Akdaş...................Arka kp. Inductotherm.....................33 Aveks ..........................43 Marmara Metal ..................27 Eirich...........................35 Nurol Teknoloji...................13 Evren...........................17 Prestij Yayıncılık.................41 Heraeus.........................9 Ümit Döküm......................23 HWS.....................Arka kp. içi Tosçelik Granül........Ön Kp. içi 5 Türkcast 2009 Sayı 11 haber news TÜDÖKSAD “Bahar Gezisi” önetim Kurulu üyemiz Sebahattin Karalar’ın daveti üzerine planlanan bahar gezisi, 23 Mayıs 2009 tarihinde Kırklareli’nin Demirköy ilçesindeki tarihi ve tabiat alanlarında gerçekleştirildi. Y Sebahattin Bey tarafından devralınan Istranca Süt ürünleri fabrikasına geçildi ve peynir, yoğurt ve ayran ürünleri yapımındaki süt işleme konularında detaylı bilgi edinme fırsatı yakaladık. dik. Ergitme ocaklarının ve dökümhanenin tahmini yerleşimi hususunda yapılan uzun mütalaalardan sonra demir tozu, cevher ve cüruflardan biraz numuneler alarak, bir sonraki durağımıza doğru hareket ettik. Ardöksan’ın Kırklareli Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikasının bahçesinde, sabah saatlerinde, mükellef bir kır kahvaltısı ile başlayan organizasyon, eşleri ve çocukları ile katılan dernek üyelerini bir araya topladı. Nefis doğal ürünler ile hazırlanan kahvaltı, üç saatlik yolculuk sonrasında herkesi kendine getirdi. Fabrikalar bittikten sonra, Kırklareli’nin Demirköy ilçesine 74 km mesafede bulunan Sivriler Köyü yakınlarındaki XV.yy. ait İstanbul’un fethi sırasında kullanılan büyük topların dökümünün yapıldığı dökümhaneye doğru yola çıkıldı. Tekrar dağların arasından geçerek, Demirköy ilçesinin Sarpdere Köyü sınırları içerisinde bulunan Dupnisa Mağarası’na ulaştık. Üç girişe sahip bir yer altı sistemi olan, 1000 m’si sulu, toplam 3200 metre uzunluğundaki Dupnisa Mağarası, Trakya’nın turizme açılmış tek mağarasıdır. Mağaradan çıkan kaynak, Türk-Bulgar sınırı olan Rezve Deresini oluşturmaktadır. Mağaranın içinden 300 basamaklı merdiveni çıktıktan sonra, dağın tepesinde bulunan mağara çıkışından tekrar aşağıya indik. Yan kolları fosilli, muhteşem bir doğal güzellik olan bu mağara, gerçekten iyi bir donanımla aydınlatılarak,içindeyürüyebilmekiçinuygun geçiş ve merdivenler ile inşa edilmiş. Yeni dökümhane tesisleri Sebahattin Karalar tarafından üyelerimize gezdirildikten sonra, Başkanımız Yaylalı Günay günün hatırası olarak hazırlanan Plaketi ve Döküm Atatürk Rölyefini Sebahattin Bey’e takdim etti. Dökümhanegezisininardından,geçtiğimizyıl Türkcast 2009 Sayı 11 6 Yıldız Dağlarının çam ormanlarında geçen keyifli yolculuğun ardından, uzun süredir varlığını duyduğumuz meşhur FatihTop Dökümhanesi kalıntılarına ulaştık. Seyahatimize eşlik eden Kırklareli Müzesi Arkeologu ve ilgili uzmanlar tarafından, kazılar ve buluntular hakkında detaylı bilgiler edin- haber news Sebahattin Bey’in eşi Fatma Hanım’ın hazırlattığı, tadı damağımızda kalan leziz yemeklerin ardından, dönüş yoluna geçildi. Bu programa ev sahipliği yapan Sebahattin Karalar ve ailesine (eşi ile çocukları Özer ve Sezer’e) misafirperverlikleri için çok teşekkür ediyoruz. Sn. Yaylalı GÜNAY’ın dökümhaneden aldığı numunelere yaptırdığı analiz neticesine göre, cürufların kömürlü olmayan kısımlarında % 51.70 Fe bulunmuştur. ( FeO, SiO2 halinde fayalitik cüruf ) Serbest demir partiküllerine rastlanmamıştır. Fe konsantresinde ise aşırı miktarda (%79.75 Fe) Fe çıkmıştır. Mıknatıs ile neredeyse konsantrenin %80’i manyetik olarak ayrılmaktadır. Bulgaristan sınırına 12 km mesafede, çam ağaçlarının altında bir doğa harikası olan bir kır lokantasında, bizi bekleyen nefis zeytinyağlılar, koyun yoğurtları, salatalar, kuru fasulye ve pilavlar, ev börekleri, köy ekmekleri ve bu mevsimin yöresel spesiyali olan oğlak ve kuzu etleri ile donatılmış köy sofrasının ardından, Ramazan Demirci’nin hazırlattığı taze baklava ağzımızı tatlandırdı. Seyahate katılan üyelerimiz; Sebahattin KARALAR; İsmail YÜCE; Ramazan DEMİRCİ; Mücahit ÖNGÖR; Adnan AYTEKİN; Mengüç AKMAN; Alaattin ÖZYURT; Yusuf ALAN; Önay ÇEKİN; Kubilay DAL; Aynur AYHAN; Osman DEMİRALAY; Yaylalı GÜNAY ile yaptığımız sohbetlerde gündemimizi, dökümcülük konularından fazla, bölgeye ait gastronomi ve tabiat bilgileri oluşturdu. Demirköy (Fatih) Dökümhanesi Dökümhane’nin Tarihi Osmanlı İmparatorluğu Demirköy Bölgesini 1367 yılında fethetmiştir. Eski ismi Samakocuk olan ve Bizans döneminde demir madeni işletmeciliği ile tanınan bu bölgede Osmanlı İmparatorluğu tarafından dökümhane kurulmuştur. Demirköy dökümhanesinin OsmanlıDevletininhangiyıllardakurulduğuna ilişkin kesin bir tarih yoktur. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethetmeye karar verdiğinde İstanbul surlarının yıkımı için top ihtiyacı hasıl olmuştur. Bu nedenle dökümhanenin top ve gülle imal edilecek şekilde düzenlenmesine karar verilmiştir. Fatih Sultan Mehmet bu görevi hocası Molla Gürani’ye vermiştir. Osmanlı Devleti 15’inci yüzyılın ortalarından başlayarak 19’uncu yüzyılın sonlarına kadar bu tesislerde üretime devam etmiştir. 1877 - 1878 Osmanlı - Rus savaşında dökümhane Ruslar tarafından tahrip edilmiştir. 1913 yılında bir İngiliz şirketine 99 yıllığına verilen imtiyaz, feshedildikten sonra bir daha bu tesislerde üretim yapılmamıştır. Daha sonraki dönemlerde burada üretilen demir ile İstanbul’da bulunan Tophane, Terane Humbarahanenin ihtiyacı karşılanmıştır. Demirköy’de üretilen demir İstanbul’a İğneada İskelesi vasıtasıyla taşındığı için İğneada Demiri olarak adlandırılmıştır. Demirköy Dökümhanesi savunma amacıyla tahkim edilmiş duvarlarla çevrilmiştir. Dökümhane; yaşama ve hizmet alanları, üretim tesisleri ve depolardan 10.000 m2 alandan oluşmuştur. Dökümhanede dönemin en ileri teknolojisi kullanılmıştır. Demirköy Dökümhanesi’nde enerji su ile sağlanmıştır. Yapılan kazılarda Dökümhane’de kullanılan su çarkları ve su kanalları gün yüzüne çıkartılmıştır. Dökümhane’de demirin eritilmesi için bölgede bulunan kalorisi yüksek meşe ağaçları kullanılmıştır. Fatih döneminde bölgedeki ormanların başka amaçlarla kesilmesi yasaklanmıştır. Dökümhane’nin Önemi ve Günümüzdeki Durumu Dökümhane, Türk Tarihinde elde mevcut veriler çerçevesinde İlk Savunma Sanayi Tesisi olması bakımından önem arz etmektedir. Demirköy Dökümhanesi’nin aslına uygun olarak restore edilerek bir “Osmanlı-Türk Silah Endüstrisi Tarihi Müzesi” haline getirilmesi maksadıyla, Kırklareli Müze Müdürlüğü öncülüğünde 2001 yılında kurtarma kazılarına başlanmıştır. Demirköy Dökümhanesinde kazı ve yenileme çalışmaları ülkemizde Osmanlı Devleti dönemine ait eserlere yapılan geniş çaplı ilk kazı çalışması olması nedeniyle ayrı bir öneme sahiptir. 2003 yılında Türk Bilim Tarihi Kurumu şemsiyesi altında üniversitelere mensup araştırmacılardanoluşturulanbilimselekibindesteğiyle, Kırklareli Müzesi tarafından Endüstri Arkeolojisi Çalışmaları olarak kazı çalışmalarına devam edilmiştir. 2008 yılından itibaren kazı çalışmaları Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Günhan DANIŞMAN başkanlığında yürütülmekte iken kazı başkanının vefatı nedeniyle kazının yeni bir bilim adamının başkanlığında devam ettirilmesi planlanmaktadır. 2008 yılında yapılan kazı çalışmaları da iki adet demir işlek (işyeri) atölyesi, kömür ocağı, körük yeri ve örs yeri tespit edilmiştir. Ayrıca, yapılan kazı çalışmalarında daha önce bulunan üç burca ilave olarak dördüncü bir burç bulunmuştur. 7 Türkcast 2009 Sayı 11 haber news 3. Ekonomik Kriz Değerlendirme Toplantısı T üdöksadüyeleriEkonomikKrizinEtkilerini değerlendirmek üzere tekrar bir araya geldiler. 17 Nisan akşamı Elite World Otelde bir araya gelen döküm sektörü temsilcileri, dünyada yaşanan ekonomi krizin sanayi üretimine ve dökümhanelere etkisini değerlendirdiler. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın Niyazi AKDAŞ, yaptığı sunumda 2002 ile 2008 yılları arasında ekonomimizdeki finansal gelişmeleri istatistikler ile ortaya koydu. Dış kaynakla büyüdüğü hissettirilen ekonomimizin ve yabancı sermaye olarak adlandırılan dış borcun hareketlerini değerlendirdi. TUIK tarafından yayınlanan rakamlara göre, GSYH’ nin gerilemesinin hissedilenden daha az çıktığını, aynı şekilde işsizlik rakamlarının da gerçekte çok daha fazla hissedildiğini ifade etti. Hükümetin bütçe hedeflerinin ve revizyonların da gerçeği yansıtmadığını, gerçekçi düzeltmelerin hemen yapılması gerektiği ifade edildi. Başkanımız Sayın Yaylalı GÜNAY, katıldığı Amerika ve yakın zamanda döndüğü Avrupa DökümcülerBirliğiGenelKurultoplantılarından, yaptığı gözlemler ile, krizin dünya döküm sanayine etkilerini anlattı. Dünyada krizden etkilenmeyen sanayileşmiş ülke olmadığı gerçeği üzerine, bu etkilerin boyutunu ve gelecek projeksiyonlarını anlattı. Özetle, yayınlanan istatistiklerde, krizin imalat sektöründe dip noktaya veya sınır çizgisine ulaştığı, düzelmenin yakın zaman içinde başlayacağı, üretim artış hızının ise değişik ülkelerde farklı olacağı ama ülkemizin sanayi yapısı içinde 2009’un son çeyreğinden itibaren üretimin artacağının işaretlerini konuklarla paylaştı. 2009 yılında, Türk döküm sanayinde, 2008’e göre %30; 2007’ye göre ise %35 civarında küçülme tahmin edildiğini ve toplam üretimde 2004 yılına geri dönüleceğini ifade etti. Kapanan işletmeler nedeniyle döküm işlerinin yoğun hareketi modelcilerin ve kalıpçıların tam kapasite çalışmalarından gözlendiğini anlattı. Sn. Günay daha olumlu olduğunu, yılın son çeyreğinden itibaren Türk dökümhanelerinde hızlı bir şekilde üretim artışı olacağını ifade etti. Firmalarımızhazırlıklıolmalarını,kökkadrolarına sahip çıkmalarını, bu hassas dönemde müşterileri ve tedarikçileri ile kavga etmeden kazankazan temelinde ilişkilerini devam ettirmelerini önerdi. Toplantıya katılan üye firmalarımızdan •Demisaş AŞ. Akın AYDINCEREN, •Ayhan Metal AŞ. Aynur AYHAN, •Trakya Döküm AŞ. Uğur KOCAOĞLU, •Gedik Döküm AŞ Hülya GEDİK, •Componenta AŞ Hakan GÖRAL, •Çukurova Kimya AŞ. Sabri ACAR, •İst. Pik Dökümcüler Odası Başkanı, Halil VAROL, •Eges AŞ İsmet İZGÜL, Söz alarak krizin firmalarına etkilerin, aldıkları önlemler, gelecek beklentilerini üyeler ile paylaştılar. Kapanışı önceki başkanlarımız, Sn. Mete NAKİBOĞLU’nun kriz tecrübeleri ile yaparak, üyelerimiz kokteyl ve yemekte karşılıklı paylaşımlarına devam ettiler. Toplantı sunuşlarını derneğimizin internet sitesinden indirebilirsiniz. Türkcast 2009 Sayı 11 8 9 Türkcast 2009 Sayı 11 haber news İSO Döküm Meslek Grubu Üyeleri Buluştu… 2 3 Şubat tarihinde yapılan seçimlerde seçilerek görev alan İstanbul Sanayi Odası 39. Döküm Sanayi Meslek Komitesi, grup üyeleri ile daha yakın tanışma ve üyeler arasında tanınmayı tesis etmek üzere tüm grup üyelerini 30 Nisan günü Trakya Döküm Sanayi A.Ş. Lüleburgaz tesislerini inceleme ve tanıma gezisine davet etmiştir. sorunları ve ekonomik krizin etkileri üzerinde bilgi ve görüş paylaşımında bulunmuşlardır. Küçüklü büyüklü firmaların temsilcileri hem ISO hem de Tüdöksad’dan beklentilerini ifade etme fırsatını yakalamışlardır. Katılan firmaların arasında Tüdöksad’a üye olmak isteyenlere de Dernek çalışmaları hakkında detaylı bilgiler aktarılmış ve üyeliğe davet edilmişlerdir. Kocaoğlu ve Sayın Aynur Ayhan komite faaliyetleri konusunda bilgiler aktarmışlardır. Trakya Döküm Fabrika Müdürü Sn Turgut Sakallıoğlu tesisler hakkında detaylı bilgileri meslektaşlarımızla paylaştıktan sonra grup üyeleri dökümhaneyi ziyaret etmişlerdir. Öğle saatlerinde fabrikada bir araya gelen grup üyeleri öncelikle kendilerini ve firmalarını tanıttıktan sonra sektörümüzün güncel Buluşmada Komite Başkanı Sayın Hülya Gedik Sadıklar, Komite ve çalışmaları hakkında grup üyelerine bilgiler aktarmış, Sayın Uğur Bu toplantıda karar vererek başvuru formunu dolduran, Normsan, Özkardeşler Döküm, Güney Metalurji, Güven Pres, Kısmet Hisar Döküm de aday üyelerimiz arasında yerlerini aldılar. Gezi sonrası hep beraber yenen öğle yemeğinde de sektörün sıkıntıları gündem maddesi olmuş ortak sıkıntılar dile getirilmiştir. Katılımcılar bu toplantıya ev sahipliği yapan Trakya Döküm, Genel Müdürü Sn Uğur KOCAOĞLU’na teşekkür ederek benzer toplantılarda tekrar biraraya gelebilmek dileğiyle ayrılmışlardır. Türkcast 2009 Sayı 11 10 haber news TOBB ve Bölgesel Oda Organları Seçimleri Şubat ve Mart Aylarında Gerçekleştirildi Meclis Ü. - Mehmet Kamil ATİK – Akdöküm Meclis Ü. – Melih DİRİN – Dirinler Döküm Komite Ü. – Ersan KARAGÖZLÜ - Pınar Döküm Eskişehir Sanayi Odası Meclis Başkanı - M. Yavuz ZEYTİNOĞLU - Entil Meclis Üyesi – Zeki ERTAN – Ertan Döküm İstanbul Sanayi Odası T OBB ve Bölgesel Oda Organları Seçimleri Şubat ve Mart aylarında gerçekleştirildi. Üyelerimizden ve basından tespit edebildiğimiz bilgiler çerçevesinde, Döküm Sanayi sektörünün Türkiye çapında, meslek ve sanayi ticaret odalarında aldığı görevlerin özetini, aşağıda sizlerle paylaşıyoruz. Listeden görüleceği üzere, Oda yönetimlerinde görev alan meslektaşlarımızın hemen hepsi TÜDÖKSAD üyesidirler. Seçimlere katılarak destek veren tüm üyelerimize teşekkür ederken, seçimlerde aldıkları oy ile göreve gelen temsilcilerimize de çalışmalarında başarılar diliyoruz. TOBB Sanayi Odaları Konsey Bşk Yrd Ümit ÖZGÜMÜŞ – Özgümüş Döküm Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Üyesi M. Uğur KOCAOĞLU – Trakya Döküm Adana Sanayi Odası 39 - Metal Döküm Sanayii Meslek Komitesi Meclis Ü. - Aynur AYHAN – Ayhan Metal Meclis Ü. - M. Uğur KOCAOĞLU - Trakya Döküm Komite Bşk - Hülya Gedik SADIKLAR – Gedik Döküm ve Vana Komite Bşk Yrd - Hüseyin Ş. DARICI – Normsan Komite Üyesi - Ali Galip ÖZAVAR – Ümit Döküm 35 - Demir Çelik, Hadde Mamulleri ve Boru Sanayii Meslek Komitesi Oda Yönetim Kurulu Ü. - Meclis Ü. - Kadir EFE İstanbul Demir Çelik (Ferro Döküm) 42 - Hırdavat ve Kalıp Sanayii Meslek Komitesi Meclis Üyesi - Bekir YELKEN – Yelken Kalıp İstanbul Ticaret Odası Oda Başkanı - Murat YALÇINTAŞ – Emaş 42 Metal Döküm ve İşleme Meslek Komitesi Komite Başkanı - Musa KANİTOĞLU – Emek Çelik Döküm Komite Bşk Yrd – Rıza Tuğrul AKAY Meclis Üyesi – İsmail Hakkı ÖKSÜZ İstikamet Döküm Komite Üyesi – Hüseyin ÖNER Marmara Metal Komite Üyesi – Levent TAŞ - Fetaş Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası Oda Yönetim Kurulu Bşk Yrd Sebahattin KARALAR – Ardöksan Oda Yönetim Kurulu Başkanı Ümit ÖZGÜMÜŞ – Özgümüş Döküm Kocaeli Sanayi Odası Ankara Sanayi Odası 15. Ana Metal ve Döküm Ürünleri Sanayi Meslek Komitesi Komite Başkanı Necmi FİLİZGÖK – Anadolu Metal Meclis Üyesi - Niyazi AKDAŞ – Akdaş Meclis Üyesi - E. Uğur YAVUZ – Aydöküm Meclis Üyesi - Berat DARÇIN – Özgür Komite Üyesi - Mustafa YAŞAR - Işıksan Gebze Ticaret Odası 8 Demir Çelik Ana Sanayi Meslek Komitesi Meclis Üyesi - Yusuf ALAN – Körfez Döküm Meclis Üyesi - C. Avni FERAH – Hisar Çelik Komite Üyesi - Akın SİLİSAN – Polymetal Ege Bölgesi Sanayi Odası 50 Döküm Sanayi Meslek Komitesi Genişletilmiş Yönetim Kurulu Toplantımızda Konjonktür Değerlendirildi D ernek yönetim kurulumuz, 25 Mayıs 2009 tarihinde denetçi ve yedek üyelerimizin de katılımıyla genişletilmiş olarak konjonktür ve ekonomik gelişmeleri değerlendirmek üzere toplandı. Toplantıda firmalarımız, küresel krizin etkilerini ve aldıkları önlemleri paylaştılar. Toplantıya geçtiğimiz yıl Ferro döküm firmamızı satın alan Efesan Grup Başkanı Kadir Efe de katıldı. Toplantıdan sonra Efesan’ın daveti ile akşam yemeğine devam edilerek geç saatlere kadar durum değerlendirme fırsatı yakalandı. Konya Sanayi Odası 11.Grup Meslek Komitesi Oda Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali ACAR - Ardemir Meclis Üyesi – Süleyman KÜRKÇÜ – Kürk Ar Meclis Üyesi – Levent ÇALIK – Kondöksan Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Oda Yönetim Kurulu Üyesi Turgut TÜFENK – Asçelik Oda Yönetim Kurulu Üyesi - Mustafa TOPAL 11 Türkcast 2009 Sayı 11 haber news WORLD TECHNICAL FORUM Brno, 1-3 Haziran 2009 Sektörde kriz olmasına rağmen, araştırma geliştirme çalışmaları yavaşlamamış, bilakis devlet desteği ile arttırılmıştır. Özellikle Almanya, kriz destek programları çerçevesinde, özel sektör ve üniversitelerin ARGE çalışmalarına ekstra destek vermektedir. Arge genel anlamda aşağıdaki konulara yoğunlaşmıştır: -Döküm kalitesinin arttırılması -Döküm fabrikalarının verimli yönetimi -Enerji tasarrufu, CO2 emisyonları -Masa üstü dökümcülük -Ucuz alternatif malzemeler Ucuz maliyetli ülkelerin rekabeti, Batı ülkelerinin innovasyon, mühendislik ve bilgi ağırlıklı ürünlere yönelmelerine neden olmaktadır. Batı ülkelerinin ve özellikle Almanya’nın innovasyon yeteneği, gelecekleri için bir fırsat olarak değerlendirilmektedir. 2015’E Kadar Büyüyen Döküm Pazarları H er yıl WFO, “World Foundry Organisation” (Dünya Döküm Organizasyonu) tarafından düzenlenenTeknik Forum, bu yıl 1–3 Haziran 2009 tarihleri arasında Brno, Çek Cumhuriyeti’nde yapıldı. Dünya Teknik Forumu (WTF), 46. Çek Döküm Günleri ve PhD Konferansı adları altında, 3 ayrı konferans paralel sunuşlar gerçekleştirildi. nel Kurulu 1 Haziran tarihinde Brno’da yapıldı. Toplantılara Türkiye’den, WFO Yönetim Kurulu Üyesi ve Tüdöksad Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı N. Akdaş ve Tüdöksad Yönetim Kurulu Başkanı Y.Günay katıldı. Genel Eğilimler: -Orta dönemde döküm üretimi, ana pazarı takip edecek -Avrupa pazarı aynı ölçülerde kalacak, fakat büyüme Asya’da gerçekleşecek -döküm fabrikaları da ana üretim fabrikalarının peşinden, Asya ülkelerine gidecek -Bölgesel döküm pazarı, fakat çok uluslu döküm şirketleri oluşacak. Forum’un Ana Teması -Döküm sektörü nereden nereye geldi/ köklerimizden öğrenelim -Döküm sektörü nereye gidiyor/gelecekte gideceğimiz yeri bilelim Hazırlayan: Y.Günay İçlerinde birçok yararlı konuların tartışıldığı tebliğler pdf, bazıları da powerpoint sunumları olmak üzere, Tüdöksad sitesinde bulunmaktadır (www.tudoksad.org). Döküm sektöründe 2009 yılı içinde beklenen büyüme: Almanya 2009 Tebliğler incelendiğinde, özellikle yeni malzemeler, enerji verimliliği gibi konulara yönelindiği görülmektedir.Tebliğlerin arasında, genç mastır ve doktora öğrencilerinin tez konularına da yer verildi. Doktora ve mastır tezlerinin arasından en iyileri seçilerek, ödüller tez sahiplerine konferans sırasında verildi. Dünya Döküm Organizasyonu’nun yıllık Ge- Almanya 2008 En iyi Otomotiv Makina imalatı İnşaat+bor ular Rüzgar enerjisi Toplam üretim En kötü Avrupa (Türkiye dahil) 2009 En iyi En kötü -4 -20 -35 -20 -40 +13 -10 -15 -15 -20 -12 0 -5 0 -5 +12 +5 0 0 -10 Demir +5,3 Demir dışı -4,1 -15 -30 -20 -35 Avrupa 2010 ? 2015’E Kadar Büyüyen Döküm Pazarları Otomotiv Mühendislik Enerji Üretimi İnşaat Sanayi Elektronik Sanayi Gemi Yapımı Türkcast 2009 Sayı 11 12 Almanya Avrupa NAFTA/ABD Asya 0 + ++ + 0 + ++ 0 0(+) ++ 0 - + + ++ ++ ++ ++ 13 Türkcast 2009 Sayı 11 haber news CAEF Başkanlar Toplantısı Viyana’da Yapıldı Hazırlayan: Yaylalı Günay H er yıl üye ülkelerden birinde yapılmakta olan CAEF, Avrupa Dökümcüler Birliği Başkanlar toplantısı, bu yıl Avusturya Dökümcüler Birliği’nin davetlisi olarak Viyana’da 7-8 Haziran 2009 tarihlerinde yapıldı. Toplantıya, Türkiye’den Tüdöksad Yönetim Kurulu Başkanı Yaylalı Günay katıldı. Toplantılarda, tüm ülkelerdeki döküm sektörünün yaşadığı problemler tartışıldı. Başlıklar; Otomobil Almanya 2009 Ekonomik Kriz: ●Birçok ülkede döküm üretim düşüşü %4050 civarında. ●Sadece Polonya’da %15 düşüş var. ●Banka kredilerinde zorluk var. Faizler %10’larda ●Kredilerin sigortalanması çok zor, ●Fiyat savaşları başladı. Herkes, birbirinin işini almaya çalışıyor, ●Birçok farikaya kapanıyor veya satılıyor. En Son Araç Satış İstatistikleri, Haziran 2009 <6 +Kamyon >6 +Kamyon - 19% - 35, - 40% - 60% 2010 0 - (-10%) +2, +3% +10% Batı Avrupa 2009 - 6%,- 10% -- - 50% 2010 - 5, - 10% -- +2, +3% - 15% -- - 35% 0% -- - 6%, - 7% Dünya 2009 2010 AB-Brüksel’de Döküm Sektörü ile görüşülen Konular 1)Silika tozu Üzerinde çalışılıyor. Ağır yaptırımların gelme riski var. 2010 Mayıs’ında son rapor çıkacak. CAEF, limitleri kabul edilebilir seviyeye yükselttirmeye çalışıyor. 2)Kartelleşme CAEF avukatları konu ile ilgili çalışma yapıyor. 3)CO2 Salınımı / Emisyon Ticareti Döküm sektörünü sadece büyük kupol ocakları ile etkiliyor. Avrupa’da 14 döküm fabrikası kapsam içinde (20 t/s kapasiteden büyük ocaklar). Karar, bu yönde çıkacak görünüyor. Türkiye, Kyoto Anlaşmasını imzaladığı için kapsam dahilinde. 4)Endüksiyon ocaklarının saldığı manyetik alanların insan sağlığına etkisi değerlendiriliyor. En fazla 50 Hz’li ocaklarda sorun var. Rapor 2010’da tamamlanacak. Bir sonraki toplantı Polonya’da Mayıs 2010’da yapılacaktır. FISI - Foundry Industry Sentiment Indicator Avrupa Döküm Sanayi Eğilim Anketi Kaynak CAEF, Index Mayıs 2007 = 100 Türkcast 2009 Sayı 11 14 haber news CAEF Çelik Grubu Toplantısı Ankara’da Gerçekleştirildi Hazırlayan: Kubilay Dal A vrupa Dökümcüler Birliği; CAEF’in Çelik Grubu üyeleri, Türkiye’de ikinci kez, Asya’da ilk kez toplandılar. Ülkemizde ilk defa 2004 yılında 66. Dünya Döküm Kongresi ile Akmetal’in ev sahipliğinde İstanbul’da toplanan grup üyeleri, bu yıl Ankara’da Akdaş Döküm’ün ev sahipliğinde bir araya geldiler. 6 Mayıs tarihinde İstanbul Ataköy’de düzenlenen ve grubun büyük çoğunluğunu bir araya getiren akşam yemeğinde, TÜDÖKSAD adına Yaylalı Günay ile birlikte katıldık. Ertesi sabah, otobüsle erken saatlerde hareketle, ilk olarak Akmetal’e sonra da Akdaş’a doğru programa başladık. Akmetal’de Can Akbaşoğlu yaptığı sunumda, Akmetal’in serbest dövme ve AOD yatırımlarını anlattı ve ardından gruba fabrikayı gezdirdi. Ankara Akdaş Çelik Döküm’ün 2. fabrikasında tekrar buluşulduktan sonra, Niyazi Akdaş’ın hoşgeldin konuşması sonrasında firma tanıtım sunuşları izlendi ve ardından misafirlere gruplar halinde fabrikalar gezdirildi. Niyazi Akdaş’ın daveti ile grup tekrar bir araya gelerek ülkemize özgü mutfak örneklerinden oluşan akşam yemeği yenildi. Akmetal Yılda iki kere yapılan CAEF Çelik grup toplantısı, 9 Mayıs sabahı Hilton otelde tekrar gerçekleşerek, gündem değerlendirildi. Avrupa döküm sanayinin projeksiyonunu ve Konjonktürü anlatan sunuşlar yapıldı. Niyazi Akdaş, Çelik döküm sanayinin Türkiye’den görünümü içeren bir sunuş yaptı. Küresel krizin etkileri uzun uzun tartışıldı. Uzun süredir grubun başkanlığını yürütenEberhardButtkusstoplantıdagörevini Fransız Ferry Capitain dökümhanelerinden Marthe Prunier’e devretti. Öğle yemeğinin ardından toplantı sona erdi ve üyeler ülkelerine dönmek üzere otelden ayrıldılar. Toplantıya katılan firma ve kurumlar; Akdaş Döküm; Akmetal Metalurji; Allard-Europe NV; Alstom Power Sp. Z.o.o. Foundry Cruz Martins & Whal, Lda.; CAEF; Cividale SpA (Cividale Group); Acciaieria Fonderia Cividale S.p.A; CKD Kutna Hora; CAEF Steel Casting Group; Doosan IMGB; Ebroacero S.A.; Edelstahlwerke Schmees GmbH; Ferry-Capitain Fonderies-Ateliers de Constructions; Hachette et Driout Industries; Les Foundeurs de France; Litostroj Steel Ltd.; Österby Gjuteri AB; S.A.F.A.S. S.p.A.; Scana Steel Stavanger AS; Schmolz + Bickenbach Guss GmbH; Sidenor Industrial, S.L.; Stadler Stahlguss AG; Swedish Fo- undry Association; Vitkovice Heavy Machinery a.s.; Voestalpine Giesserei Linz GmbH; ZDAS A.S. Toplantı sonrasında CAEF Çelik Grubu’nun eski ve yeni Başkanı ve Genel Sekreterden Niyazi Akdaş’a gönderilen üç imzalı teşekkür mektubunun sonunda, bu vesile ile tüm açıklığıylagezdikleridökümhanelerdençok olumlu etkilendiklerini, dökümhanelerin yapısının, toplantıların düzenleniş şeklinin ve ev sahipliğinin teşekküre layık olduğu ifade edildi. Mektupta, CAEF Çelik grubunun Asya’da yapmış olduğu bu ilk toplantısında, kendilerini Avrupa’nın merkezinde gibi hissettiklerini ve bunun da gelecekteki ilişkiler için önemli bir aşama olduğunu aktardılar. Akdaş 15 Türkcast 2009 Sayı 11 haber news Konya ABİGEM Projesi: “Döküm Sektörü Kümelenmesi Çalıştayı” Kubilay Dal K onya ekonomisinin en önemli sektörlerinden biri olan Döküm için; Konya Avrupa Birliği İş Geliştirme Merkezi (ABİGEM),bölgeninrekabetçilikyönününgeliştirilmesi amacıyla, Konya Döküm Kümelenme Girişimi Çalışması’nı başlattı. Söz konusu Girişim, ABİGEM projesinde yer alan “Component D1 Service Delivery, D1.01 Development of Special Projects” (Özel Projeler) başlığı altında, rekabetçiliğin arttırılması için Konya ABİGEM ve Döküm sektörü temsilcileri tarafından seçildi. Konya ABİGEM Direktörü Mustafa Salman’ın ve AB Uzmanı Peter Wilson’un 28 Mayıs tarihinde Konya Dedeman otelinde açılış konuşmalarını yaptıkları toplantıda, TÜDÖKSAD Başkanı Yaylalı Günay “Döküm Sektörünün Bugünü ve Yarını” başlığı altında gerçekleştirdiği sunumunda, Döküm sektörünün mevcut durumunu ve gelecekteki vizyonu hakkındaki görüşlerini ve Avrupa Birliği’nin yedek parça müşterilerinin ihtiyaçları ile mevcut döküm kapasitesi arasındaki ilintinin ve ihtiyaçların inovatif yöntemlerle nasıl karşılanacağını anlattığı. Daha sonra Yalın Enstitü Derneği Başkanı Yalçın İpbüken, “Değişim İçin Neler Gerekli ?” adlı sunumunda, değişim için gerekli rekabetgücününgeliştirilmesikonusunuelealdı. Dr. Nacettin Candan ise “Tedarik Zinciri Gereklilikleri” sunumunda, Mercedes-Benz –Türk’ün kalite yönünden ana tedarikçilerinin ana müşterinin ihtiyaçlarının ne şekilde karşılanacağını (hammadde, proses, üretim, ulaştırma zamanı ve lojistik) ve otomotiv ve makine endüstrisinin mevcut durumunu anlattı. Yaylalı Günay: “Sanayide komşu çıkmazı” Yaylalı Günay, kapalı sanayilerin en büyük tehlikesinin, 'Komşum yaptı, ben de yaparım’ anlayışı olduğunu belirterek, bu anlayışın sanayi hacmini küçültüp rekabeti azalttığını ifade etti. Günay, dökümcülüğün 5 bin yıllık bir tarihi olduğunu ifade ederek, hayatın her alanında metal döküm malzemelerinin kullanıldığını söyledi. Anadolu Ahilik ve Lonca sisteminin, dökümcülük sektörünün ustadan çırağa geçmesini ve unutulmamasını sağladığını belirterek, kümelenme çalışmalarının ahilik sisteminin bir devamı olabileceğini dile getirdi. Başkan, 2007 yılı rakamlarına göre, dünyada 94,9 milyon ton döküm üretimi yapıldığını dile getirerek, ''Dünya döküm üretiminde 31,3 milyon tonla Çin ilk sırada yer alır. Türkiye dünya döküm üretiminin yüzde 1,4'ünü gerçekleştirebiliyor. 2007 rakamlarına göre Avrupa'da 19,2 milyon ton döküm üretildi. Bunun 1,3 milyon tonunu Türkiye üretti'' dedi. Başkan, Türkiye'de bin 150 döküm tesisi olduğunu ve 30 bin kişinin istihdam edildiği Döküm Türkcast 2009 Sayı 11 16 sektöründe 2008 yılı rakamlarına göre, bir milyon 265 bin ton döküm üretimi yapıldığını kaydetti. Günay ayrıca, Türkiye'nin döküm üretiminde dünyada 14, Avrupa'da 5. sırada yer aldığını dile getirdi. Konya'nın kapalı bir ekonomik görünüm sergilediğini ifade eden Günay, ''Konya kendi içinde çok şey yapıyor ama bunu Türkiye bilmiyor. Konya'nın 500 bin ton döküm kapasitesi var. Ancak ihracatı az. Bunun nedeni de içine kapanık olması. Kapalı sanayilerin en büyük tehlikesi, 'Komşum yaptı, ben de yaparım' anlayışıdır. Bu dökümcü için ilerici bir adım olabilir belki ama işletmeci için geri adımdır. Bu 'Komşum yaptı, ben de yaparım' fikri, küçülen sanayi hacimlerini ortaya çıkarır. Rekabeti azaltır. Yapılması gereken birlikte hareket etmek, el ele vermektir'' diye konuştu. ABİGEM Konya Direktörü Mustafa Salman, küçükveortaişletmeleringüçlerinibirleştirmeleri amacıyla kümelenme çalışmaları yürüttüklerini belirterek, döküm sektörüne her türlü desteği vereceklerini kaydetti. Çalıştay, sektörün sorunları ve çözüm önerilerinin tartışılmasıyla devam etti. Bir araya gelen dökümcü meslektaşların, günün anısınahazırlanannostaljikkartpostallardakendi çocukluklarınıvegençliklerinigörmeleri,seminerin renkli ve duygusal anlarını oluşturdu. 1932 doğumlu Mustafa Patlak en büyükleri sıfatıyla,toplantıdakatılımcılarahoşgeldinizdiyerek, mesleki hayatlarında da başarılar diledi. Konyalı sanayicilerimizin eski ve öncü meslektaşlarına gösterilen ilgi ve alakayı takdir ettiğini ifade etti. Patlak, sohbet esnasında bizlerle, dökümcülük mesleğindeki ilk yıllarına ait anılarını paylaştı. 1948 yılında dökümcülüğe başladığını ve Yüksek Mühendis Ali Saim Kaymak’ın yanında mesleği öğrenmeye başladığını, daha sonra da Hanos Özarat isminde bir Ermeni usta ile çalıştığını anlatan Patlak, mesleki hayatının ilk yıllarında, Mersin Şamanlar ve Enver Sosyal’ın dökümhanesinde çelik dökümü öğrenmek için gerçek kimliğini gizleyerek, kalfa olarak çalıştığını itiraf etti. Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Yönetimi olarak, Yaylalı Günay ve Hasan Dağlı ile beraber, Konya seyahatimizde rehberlik eden Ersin Ayhan eşliğindeABİGEMtoplantısınakatılmaküzeregittiğimiz bu seferki Konya ziyaretinde; AKİŞ, Koçak Metalurji, Çağlayan Çelik Döküm, Yılkar Döküm ve Ardemir fabrikalarını da ziyaret etme ve kendilerini yakından tanıma fırsatı bulundu. haber news Üyelerimizden... Çukurova Kimya Yaptığı Endüstri Meslek Lisesi’ni Milli Eğitim Bakanlığı’na Devretti Ç ukurova Kimya Endüstrisi A.Ş., 13 Şubat 2008 tarihinde yapılan temel atma töreni ile inşaatına başlanan ve aynı yılın sonunda tamamlanarak eğitime başlayan Çukurova Kimya Endüstrisi Meslek Lisesi’ni 27 Nisan 2009 tarihinde gerçekleştirilen bir törenle, Milli Eğitim Bakanlığı’na devretti. Vali’nin okul hakkında bilgi alması Kimya sektöründe 1977 yılından bu yana üretim yapan Çukurova Kimya, her türlü reçine ve yardımcı kimyasallar, döküm boyaları, besleyici gömlekler ve eksotermik tozlar ile genişletmiş, otomotiv ve döküm sektörüne hitap eden sarf malzemelerinin üretim kapasitesini son 3 yıl içerisinde yaptığı yatırımlar ile yüzde iki yüz arttırdı. 12.384 m² arsa üzerinde, 3.340.000 TL maliyet ile yapılan ve 5100 m2 kapalı alanda 400 öğrenci kapasitesine sahip olan Endüstri Meslek Lisesi, Çukurova Grubu tarafından, genç nüfusun doğru eğitimine ve istihdam edilebilirliğine katkı sağlamak, ayrıca kimya, gıdavebiyomedikalcihazteknolojisieğitimini Milli Eğitim Bakanlığı çatısı altında verebilmek amacıyla kuruldu. Protokol – Saygı Duruşu Türkcast 2009 Sayı 11 18 Açılış töreninde yaptıkları konuşmalarda,Türk sanayisinin diğer ülke sanayileri ile rekabet edebilmesinin iş gücü kalitesinin yükseltilmesi ile mümkün olduğunu ve bunun da iyi bir haber news Üyelerimizden... meslek eğitimi ile başarılabileceğini vurgulayan Çukurova Kimya Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Murahhas Azası Engin Denizmen ve Yönetim Kurulu üyesi Genel Müdür Sabri Acar, teknik bazlı Endüstri Meslek Lisesi mezunları ve üniversite mezunu teknik elemanlar arasında var olan yüksek ücret farkının üniversite mezunu işsiz sayısını arttırdığını belirterek, ülke çıkarları doğrultusunda gençlerin edindikleri meslekte kalıcı kılınmaları için, ücret optimizasyonuna gidilmesi gerektiğini de ifade ettiler. Denizmen konuşmasında; “Şirketimiz 32 yıl önce kurulduğunda kimya sektöründe başarıyla görev yapacak elemanları bulmakta bir hayli zorlanmış, güzel Manisa’mızın bağlarında ve tarlalarında çiftçi olarak çalışan ilkokul veya ortaokul mezunu elemanları eğiterek, eleman ihtiyacını gidermeye çalışmıştır ve bu çok zor olmuştur. ÇKE çalışanları Takdir edersiniz ki; eğitim almış bir çalışan ile verim ve kalite standartlarını oturtmak daha kolaydır. Ülkemizde, üniversitelerimizde şüphesiz çok nitelikli mühendislerimiz yetişmektedir. Ama bunlara işsizliğin çok yoğun olarak yaşandığı bir dönemde ara elamanların yapabilecekleri işleri vermek ve bu işlerde çalıştırmak doğru değildir. İşletmelerde doğrudan üretimde operatör, usta, formen gibi 8 yıllık eğitimden sonra 4 yıl daha eğitim görmüş endüstri meslek liselilere çok ihtiyaç vardır. Biz bunlara nitelikli ara insan gücü diyoruz. düstri meslek lisesi mezunlarının arttırılması ve sanayide istihdam edilmeleriyle mümkün olacaktır.” diyerek ülkemize kazandırılan bu okulun önemini açıkladı. Böyle elemanlarla kalite ve verimlilikte ilerleme kaydedilebilmekte, teknolojik gelişmeler konusunda endüstri meslek liseliler daha kısa sürede uyum sağlamaktadırlar. Dünya pazarlarında rekabet gücümüzün artması ve global ekonomide daha sağlam yer edinmemiz en- Bu anlamlı günün önemini anlattığı konuşmasında Acar ise; “Büyümekte ve kalkınmakta olan ülkemizin eğitim ihtiyaçları sonsuzdur. Çukurova Grubu olarak bu mütevazı katkı ile aslında insana yatırım amaçlanmıştır. Sanayimizin eğitimli insanlara ihtiyacı vardır. Hızlı nüfus artışına sahip ülkemizde her yıl 700.000’e yakın genç çalışma hayatına atılmak ve iş bulmak zorundadır. Bunun için de sürekli yatırım sürecini yaşamak ve kalkınan ekonomilerdekibüyümeoranlarınıtutturmak yarıştan kopmamanın tek yoludur. Bunu gerçekleştirmek için de bulunduğumuz küresel kriz ortamında mümkün olmayabilir. Ancak kriz ortamlarının sürekli olmayacağı varsayıldığında yatırımlar tekrar hız kazanacak ve gençlerin umudu artacaktır. Çukurova Grubu genç nüfusun doğru eğitimine ve istihdam edilebilirliğine katkı sağlamanın önemli olduğuna inanmaktadır. Sanayi ülkesi olma yolundaki atılımlarımızı aynı zamanda istihdam kalitesinin artması için kullanmalıyız. Bu bir anlamda genç insanların özellikle nitelikli ara eleman ihtiyacına cevap verecek şekilde hazırlanması ve donatılmasıdır. Bu eğitim kurumu Milli Eğitim Bakanlığı’nın emin ellerinde kimya, gıda ve biyomedikal cihaz teknolojisi alanlarında eğitim verecek ve öğrenciler tüm staj imkânlarını bu bölgede yapacak. Manisa’nın olduğu gibi yakın çevre illerin nitelikli ara insan gücünü karşılayacaktır.” dedi. Firmalarımızın eğitime katkılarına teşekkür ediyoruz. Manisa Valisi Celalettin Güvenç ve Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Aziz Ersoy’dan Plaket alırken 19 Türkcast 2009 Sayı 11 haber news Üyelerimizden…. ODTÜ’nün 53. Kuruluş Yıldönümünde Niyazi Akdaş’a Taktir Ödülü Verildi O rta Doğu Teknik Üniversitesi’nin 53. Kuruluş Yıldönümü, 29 Mayıs 2009 tarihinde, Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılan ODTÜ GÜNÜ töreniyle kutlandı. Törende, ODTÜ Üniversite senatosu tarafından, yılın ODTÜ Üstün Hizmet Ödülü Dr. Rıza Türmen ve Dr. T. Fikret Yücel’e, ODTÜTakdir Ödülü de Mehmet Niyazi Akdaş ve Sinan Tunaoğlu’na verildi. ODTÜ mezunu, TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Niyazi Akdaş’a layık görülen Orta DoğuTeknik ÜniversitesiTakdir Ödülü, Türkiye’nin çelik döküm endüstrisine kazandırdığı vizyon ve açılımlar, sanayi kuruluşlarının oluşturduğu platformlarda sergilediği liderlik vasıfları, ülkenin yurt dışındaki çeşitli mesleki kuruluşları nezdinde liyakat ile temsil etmesi ve ilköğretimdenüniversitedüzeyinekadareğitimöğretimvearaştırmafaaliyetleriningeliştirilmesine yaptığı katkıları nedeniyle verildi. Metal Teknolojileri Platformu Faaliyetlerine Başlıyor iletişim ve koordinasyonu tesis etmeyi, Metal sektörünün güncel sorunlarını, Ar-Ge gereksinim ve önceliklerini saptayarak stratejik araştırma gündemini oluşturmayı, somut uygulama önerilerini ve proje seçeneklerini ortaya koymayı amaçlıyor. Platformun kurucuları arasında, SARKUYSAN Elektrolitik Bakır Sanayii ve Ticaret A.Ş.’den Selçuk Harput, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nden Doç. Dr. Yücel Birol, POLYMETAL A.Ş.’den Adnan Güneş, COMPONENTA Dökümcülük A.Ş.’den Bülent Şirin, ÇUHADAROĞLU Metal Sanayi A.Ş.’den Dr. Metin Yılmaz, FOSECO Döküm San. Ltd. Şti.’den Bülent Tütüncü, PİREKS Bakır Alaşımları San. A.Ş.’den Turgay Ercan gibi sektöre uzun yıllar hizmet vermiş, sorunlarını yakından bilen kişiler bulunuyor. Ü lkemizin teknoloji ve yeniliğe dayalı rekabet gücünün arttırılması için etkin bir ulusal yenilik stratejisinin belirlenmesi ve uygulanmasına duyulan gereksinim üzerine, 23–24 Subat 2007 tarihlerinde Metal sektöründe faaliyet gösteren firma temsilcileri, akademisyen ve araştırıcıların katılımıyla MetalTeknolojileri Platformunun (MTP) kurulması için ilk adım atılmıştı. Hazırlık çalışmaları son aşamasına gelen Metal Teknolojileri Platformu bundan böyle, Türkcast 2009 Sayı 11 20 metalurji sektörünün küresel rekabet gücünü arttırmak ve gelişmesini sürdürülebilir kılmak için çalışacak. Ar-Ge ve yenilik odaklı bu girişim,Türk Metal Sektörünün gelişmesine yönelik somut adımların atılmasında çok önemli bir açığı giderirken, Ulusal paydaşlar için başvuru adresi, uluslararası paydaşlar için ulusal temas noktası olacak. MTP bu hedeflerinin gerçekleşmesi için, Ar-Ge ve yenilik desteklerinin verimli kullanılmasını sağlamayı, sanayi kuruluşları, üniversiteler ve araştırma merkezleri arasında Platform, MetalTeknolojileri alanında faaliyet gösteren tüm kamu ve özel sektör kuruluşlarını, tüm üniversite ve araştırma kurumlarını proje iş birliklerini artırmak, sektörü kalkındırmak için çatısı altına davet ediyor. Web adresi: www.metalteknolojileri.org haber news Üyelerimizden…. Ak Döküm Yeni Tesislerinin Temelini Attı İ zmir’in köklü ve başarılı sanayi kuruluşu Ak Döküm, şehir içinde kalarak büyüme sınırlarına ulaştığı Bornova’daki mevcut dökümhaneyi Aliağa’daki yeni yatırımıyla önümüzdeki günlere taşıyor. Aliağa Organize Sanayi Bölgesinde kurulacak yeni üretim tesislerinin temel atma töreni 14 Nisan 2009 Salı günü İzmir Valisi M. Cahit Kıraç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun da katılımları ile gerçekleştirildi. Proje ve inşaatının Sipil İnş. Müh. A.Ş. tarafından üstlenilen 80.000 m2 açık alanda kurulacak ve 250 kişiye istihdam sağlayacak olan tesisin kısa süre içinde devreye girmesinin planladığını söyleyen Mehmet Atik, Ak Döküm’ün tecrübesi ile yeni yatırımı projelendirdiklerini, döküm hatları ve tüm makinelerin siparişlerinin verildiğini ifade etti. Tüdöksad olarak Atik ailesine yeni yatırımlarının hayırlı olmasını diliyoruz. PROFLUID – Fransa Pompa Kompresör ve Vana Üreticileri Birliği Türkiye Alım Heyeti Organizasyonu Üyelerimizle Buluştu Toplantının neticesinde, ertesi gün için dökümhane ziyaretleri programlandı. Üyelerimiz, ziyaretçilerin, Akman, Trakya, Akmetal, Anadolu, Gürmetal, Serpa, Akdaş ve Cer Döküm’ü ziyaret etmek istemeleri konusunda, alım heyetine olumlu cevap verdiler. Samimi ve verimli bir tanışma havası ile gerçekleşen otel toplantısının ardından, üyelerimiz de Fransa ile yeni iş bağlantıları yapılabilme konusunda heyecan hakim oldu. Alım heyetine katılan Fransız firmaları; D ış Ticaret Müsteşarlığı koordinatörlüğünde, Orta Anadolu İhracatçı Birliği Genel Sekreterliğimiz organizasyonunda; Yeşilköy CNR Fuar Alanı’nda düzenlenen, “TATEF 2009 Fuarı” ile eş zamanlı olarak, 30 Mart 2009 tarihinde Alım Heyeti programı gerçekleştirildi. Programa, T.C. Paris Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği’nin de önemli katkısı oldu. Alım Heyeti Programı’na Fransa’dan katılan firma temsilcilerinin tamamı, PROFLUID (French Pump Compressor and Valve Association) üyesi olup, taleplerinin incelenmesinden, ağırlıklı olarak döküm ve döküm ürünler ithal etmek istedikleri anlaşıldı. Firmalar, TÜDÖKSAD üye listesi üzerinden ve görüşme için başvuru yapan firmalar arasından kendi beklentilerine uygun firma seçimlerini yaparak bu çerçevede 30 Mart tarihinde WOW Otel’de karşılıklı görüşmeler organize edildi. DKM Clextral, Dresser Rand Sa PCM Sulzer Clyde Union Spirax Sarco Sas Buracco Sepame Tyco Valves And Controls Milton Roy Europe The Rmodyn – GE Oil & Gas Profluid 21 Türkcast 2009 Sayı 11 haber news Üyelerimizden... Duyar Vana Sinto FBO III Otomatik Kalıplama Sistemi Yatırımını Tamamladı D uyar Vana globalleşen dünya pazarında gelişen döküm teknolojilerini takip ederek, Akışkan Kontrol Sistemleri konusunda mevcut 44 yıllık ispatlanmış ürün kalitesini ve ürün çeşitliliğini her geçen gün arttırıyor. Duyar Vana, bu amaçla daha kaliteli ürün felsefesinden hareketle yeni yatırımlarına devam ediyor. İstanbul Gürpınar’ da 30.000 m2 üzerine kurulu dökümhanede aylık ortalama 300 tonluk döküm üretimi gerçekleştiriyor. Döküm sanayinin de önde gelen firmalarından Duyar Vana, lamel ve küresel grafitli demir alaşımları, pirinç ve bronz gibi demir dışı malzemenin dökümünü gerçekleştiriyor. 2005 yılından beri Gürpınar’daki kendi tesislerinde döküm üretimini gerçekleştiren firma, 2008 yılı son çeyreğindeki Sinto FBO III otomatik kalıplama sistemi yatırımının tamamlanmasıyla 1980 yılından beri süregelen döküm teknolojisini bir üst seviyeye çıkarmış oldu. Böylece 120’ye yakın vana çeşidinin dökümünde % 80’ e yakın hem kapasite hem de kalite artışı gerçekleştirilmiş oldu. Duyar Vana’da, döküm işlemleri için ergitme, kupol ve üç adet indüksiyon ocağı (350 kg, 750 kg, 2.000 kg), çeşitli hidrolik ve pnomatik otomatik kalıplama presleri, Shell maça ve soğuk maça makineleri ile üretim için gerekli tüm sistem kurulmuş durumda. Fırınlar saatte 750 kg piki eritebilecek kapasitede. Mevcut sistemde saatte 610*508*(130–200) ölçülerinde saatte 70 derece kalıplanabilmekte. Ortalama döküm ağırlığı 17,3 kg/derece, maksimum döküm ağırlığı 36 kg/derece’dir. Ümit Döküm Ürün Yelpazesini Genişletiyor 1 SELİM ÖZAVAR / Genel M. Yard. Türkcast 2009 Sayı 11 22 992 yılından bugüne kadar Kumlama Makinaları Yedek parçalarını üreten Ümit Döküm Nisan ayından itibaren Türkiye’de yaygın bulunan Hollanda Menşeeli Kumlama Makinasına ait yedek parçaları da üretmeye başladı. Ümit Döküm Genel Müdür Yardımcısı Selim Özavar, “Artık Türk firmalarının bu parçalar için yurtdışına para ödemelerinin anlamsız. Geçen sene yapmış olduğumuz yatırımlarla şu anda Almanya’ya ciddi yedek parça sattıyoruz ve bu teknolojiyi Türkiye’de de kullanıcıların hizmetine sunuyoruz” dedi. Ümit Döküm Kumlama Makinaları yedek parçaları alanındaki öncü kimliğini yaptığı teknoloji yatırımlarıyla daha da pekiştirmeye devam edecek. 23 Türkcast 2009 Sayı 11 haber news Üyelerimizden... Keçici Eğitim Vakfı tarafından yaptırılan Türkiye’nin En Büyük Otistik Çocuklar Eğitim ve İş Merkezi Açıldı! Sosyal Yardım Vakfına, Ali Osman Keçici ve Hüseyin Keçici’ye teşekkürlerini sundu. S ektörümüzün öncü firmalarından Siltaş A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Ali Osman Keçici’nin başkanı olduğu vakıf tarafından yaptırılan ve babasının adı verilen, Hüseyin Keçici Otistik Çocuklar ve İş Eğitim Merkezi, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun da katıldığı törenle, 4 Haziran 2009 tarihinde açıldı. Ali Osman Keçici, açılış töreninde yaptığı konuşmada, 2004 yılında babası Hüseyin Keçici ve eşi Oya Keçici ile birlikte kurdukları Keçici Eğitim Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı ile eğitim seferberliğinde yerlerini almayı hedeflediklerini ve ilk olarak açılışı yapılan bu okulu hayata geçirmeyi planladıklarını ifade etti. Keçici, Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin okul arsasını, İstanbul valiliğinde imzalanan protokolle tahsis etmesi üzerine, eğitim merkezinin temelinin 2007 yılında kendi teknik kadro ve kontrol mühendisleri ile atıldığını söyledi. Eğitim merkezinin maliyetinin toplam 3.382.000 TL, alanın 5.550 m2 ve 200 öğrenci kapasitesine sahip olduğunu belirterek, okulun yapılmasında emeği geçenler ile katkıda bulunan resmi ve özel kişi ve kurumlara, törene katılan ve katılamayan sanayicilere de teşekkürlerini ifade etti. Açılış törenine katılamayan babası Hüseyin Keçici’ye kendisine gösterdiği ilgi ve güvenle, hem ticari hayatından hem de sosyal faaliyetlerinde hep destek olduğu için ellerinden öperek şükran sunarken, eşine de maddi manevi destekleri ve gösterdiği özveri ve sabır için Türkcast 2009 Sayı 11 24 teşekkür etti ve babası Hüseyin Keçici adına herkese saygılar sundu. Ali Osman Keçici söz konusu merkezin, yaklaşık 830 bireyin eğitim gördüğü, Bakanlık onaylı hali hazırda bulunan toplam 27 otistik çocuk eğitim merkezi ve 5 iş eğitim merkezinin içinde, Türkiye’nin en büyük Otistik Çocuklar Eğitim ve İş Merkezi olduğunu açıklarken; Okulun ülkemize ve milletimize, eğitim veren öğretmenlerimize ve eğitim alan öğrencilerimize hayırlı ve uğurlu olmasını diledi. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, bakan olarak ilk eğitim kurumunun açılışını yaptığını ifade ettikten sonra, Keçici Eğitim Sağlık ve Açtıkları her merkezin, ülkeyi özgürlük alanında biraz daha ileriye taşıdığını ve engelli çocuklar ile ailelerine umut ışığı olduğunu söyleyerek, özürlülük alanındaki sorunların çözümü yolunda hem yasal düzenlemeler hem de uygulamaya dönük adımlarla önemli bir aşama kaydedildiğini belirten Bakan, "Temel hedefimiz, özürlü bireylerimizin diğer bireylerle eğitime eşit koşullarda erişimini sağlamaktır. Ülkemizle diğer ülkelerdeki özel eğitime ihtiyacı olan bireylere yönelik hizmetlerle karşılaştırıldığında, dünya standartlarındaki pek çok hizmetin bizde de verildiği görülecektir. Bu kapsamda farklı engel türlerine yönelik özel eğitim okul ve kurumlarında eğitim, evde ve hastanede eğitim, erken çocukluk dönemi eğitimi, aile eğitimi, kaynaştırma yoluyla eğitim, mesleki eğitim ve rehabilitasyon, evde bakım gibi hizmetler ülke çapında verilmektedir." dedi. Sayın Çubukçu, Milli Eğitim Bakanlığı ile Tohum Otizm Vakfı arasında imzalanan protokolde, otizmli çocuklara 200 personel ve 120 öğretmen ile eğitim verileceğini ifade etti. Konuşmaların ardından Nimet Çubukçu, Oya Keçici, Ali Osman Keçici ve İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer merkezin açılışını yaparak öğrenciler ile okulu gezerek bilgi aldılar. Sayın Ali Osman Keçici’ye Döküm Sektörü olarak yaptığı hayırlı işler için teşekkür ediyoruz. – Tüdöksad haber news 3. Uluslararası Döküm ve Çevre Sempozyumu IFES 2009 T MMOB Metalurji Mühendisleri Odası, Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDOKSAD) ve Balkan İleri Döküm Teknolojileri Merkezi (BCACT) tarafından 3. Uluslararası Döküm ve Çevre Sempozyumu ve Sergisi 3-4 Aralık 2009 tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryum Salonu Beşiktaş-İstanbul’da gerçekleştirilecektir. Döküm sektöründeki işletmelerin, çevre ile uyum içerisinde çalışmalarını toplumsal bir görev olarak kabul etmekteyiz. Sektörünçevreyönetimikonusundakikarşılaştığı sorunlara ışık tutabilmek amacı ile bu sempozyumu düzenlemekteyiz. Sempozyumda, bu sektörde faaliyet gösteren üreticiler, pazarlamacılar, kullanıcılar ve araştırmacıların bir araya gelerek bilgi ve deneyimlerini paylaşmaları, sektör ile ilgili uygulamaları, yenilikleri, sorunları ve çözümleri tartışmaları amacıyla bir platform oluşturulması amaçlanmaktadır. İki günlük etkinlik süresince, sempozyum bildirilerinin sunulacağı mekanda açık tutulacak sergi alanında;sektörüreticilerininürünlerinikatılımcılara tanıtma fırsatı sağlanacaktır. Sempozyuma Katılım Koşulları Kubilay DAL Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Hüseyin SAVAŞ TMMOB Metalurji Müh. Odası IFES2009 Hakem Kurulu Prof.Dr. Ahmet EKERİM Balkan İleri Döküm Teknolojileri Merkezi (BCACT) Prof.Dr. Niyazi ERUSLU Yalova Üniversitesi Prof.Dr. Ali KALKANLI Orta Doğu Teknik Üni. Prof.Dr. Eyüp Sabri KAYALI İst. Teknik Ün. Yrd.Doç.Dr. Kazım TUR Atılım Üniversitesi Prof.Dr. Fevzi YILMAZ Sakarya Üniversitesi Üyeler / Members Dr. Cem AKÇA BCACT Y.Doç.Dr. Burcu ÇORBACIOĞLU Yıldız Teknik Üniversitesi Feyzi DEMİR TMMOB Metalurji M. O. Osman DEMİRALAY Demisaş Döküm A.Ş. Prof.Dr. Talha GÖNÜLLÜ Yıldız Teknik Üni. Kerem Altuğ GÜLER BCACT Yaylalı GÜNAY TÜDOKSAD M.Erhan İŞKOL Erkunt Sanayi A.Ş. İrfan KAPTI TMMOB Metalurji M. O. Dr. Murat LUŞ BCACT Gökhan ÖZER BCACT Ömer SARAÇOĞLU Cevher Döküm San. A.Ş Serap SÖZEN Componenta Dökümcülük A.Ş. Dr. Özkan ŞEN BCACT Zeynep TAŞLIÇUKUR BCACT TÜDÖKSAD, olarak Avrupa’daki Dökümcülerin karşılaştıkları çevre sorunlarıyla ilgili çözümlerin aktarılması üzerine, İsveç Döküm Birliği ve Swerea SWECAST AB Enstitü Başkanı ve WFO 4. Çevre Koruma Komisyonu Başkanı Mats Holmgren, sempozyuma davet edilmiş ve geleceğini teyit etmiştir. Holmgren, Avrupa’daki kullanılmış döküm kumu, maça kumu ve filtre tozları, atık kontrol kriterleri, test limitleri ve tehlikeli katı atıklar ile ilgili mevcut yasa uygulamaları hakkında detaylı bilgileri, ayrıca atıkların çimento sanayisinde ve karayollarında kullanımı ile ilgili yaptırımlar hakkında derlediği bilgileri bizlerle paylaşacaktır. Sempozyuma Çevre Bakanlığı bürokratları da katılacak ve yeni mevzuatlar hakkında sektörümüzü bilgilendireceklerdir. •3.UluslararasıDökümveÇevreSempozyumu'nda bildirisunmakisteyenler,bildiriözetlerini,bildiriyi tanımlayan anahtar kelimeleri, yazışma adreslerini, telefon, faks ve e-posta bilgilerini de aynı sayfada belirterek 31 Temmuz 2009 tarihine kadar Sempozyum Koordinatörlüğü’ne ulaştırmaları gerekmektedir. Bildiri özetlerini www.tudoksad. org.tr adresine gönderilebilirsiniz. •Bildiri özetleri, çalışmanın ana noktalarını yansıtan nitelikte olmalıdır. 150 kelimeyi geçmemesine özen gösterilmelidir. Yazı formatı Times New Roman, 12 pt ve tek satır olmalıdır. •Yollananözetleröndeğerlendirmedengeçirildikten sonra, yazarlara bildiri metinlerini yollamaları için bir yazı gönderilecektir. •Bildirilerin tam metinleri, 23 Ekim 2009 tarihine kadar Sempozyum Koordinatörlüğü’ne ulaştırılmalıdır. •Bildiriler değerlendirilecek ve bildirilerin kabul/ ret ve sözlü/poster olarak sunulması kararı bildiri sahiplerine bildirilecektir. •Sempozyum sırasında ticari içerikli bildiri sunulmasına olanak sağlanacaktır. •Başvuru formunun doldurularak Sempozyum Koordinatörlüğüne gönderilmesi diğer bilgilerin size ulaştırılması için önemlidir. Kapsam Çevre Mevzuatı ve Standartları Dökümhanelerde Atık Karakterizasyonu Dökümhanelerde Çevre Uygulamaları Dökümhanelerde Enerji Yönetimi Ergitme işlemleri ve Katkılar Geri Kazanım Sistemleri İş Sağlığı ve Güvenliği Yeni Döküm Teknolojileri IFES2009 Yürütme Kurulu SempozyumYürütme Kurulu Başkanı /Chairman Prof.Dr. Ahmet EKERİM Balkan İleri Döküm Teknolojileri Merkezi (BCACT) Sempozyum Koordinatörü / Coordinator 25 Türkcast 2009 Sayı 11 haber news ALUEXPO’09 Alüminyum Sektörünü Buluşturacak 15-18 Ekim Tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi 9–10 nolu Hollerde Gerçekleştiriliyor A luminyum sektörü ALUEXPO ile ihtisas fuarına kavuşuyor. Sektörümüzün dünyaca ünlü ANKIROS fuarının organizatörü olan Hannover Messe Ankiros Fuarcılık AŞ’nin düzenleyeceği ALUEXPO 2009 fuarı 15 – 18 Ekim 2009 tarihlerinde Atatürk havalimanı karşısındaki İstanbul Fuar Merkezi’nin 9 – 10 nolu hollerinde organize edilecek. Uzun süredir kendi sektörlerinde bir ihtisas fuarı hedefleyen TALSAD – Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği’nin desteği ile organize edilecek fuar kapsamında; TALSAD, TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası ve Tubitak işbirliği ile 4. Alüminyum Sempozyumu’da düzenlenecek. İki holde düzenlenecek olan fuarda hollerden biri Alüminyum ürünlere diğeri ise sektörün tedarikçilerine tahsis edilecek. Aluminyum sektörünün büyük desteği ile gerçekleştirilecek fuarda stand alanlarının büyük bölümü sahiplerini bulmuş durumda. Üreticilere ayrılan 9 numaralı holde doluluk oranı % 90, tedarikçilere ayrılan salonda ise doluluk oranı % 70 seviyesini aşmış durumda. Aluminyum sektörünün önde gelen üretici firmala- Türkcast 2009 Sayı 11 26 rından; Al Aluminyum, Arslan Aluminyum, Asaş, Assan, Astaş, Ayde, Burak Aluminyum, Çuhadaroğlu, Doğuş, Erdoğanlar, Eti Aluminyum, Feniş, Kurtoğlu, Mesan, PMS, Tekbaşer (Teknik) Aluminyum, Ulusan, Zahit Aluminyum’un ada bazında büyük standlarla katılım yaptıkları fuar yaklaştıkça yer bulma konusunda sıkıntı çekileceği hissediliyor. ALUEXPO 2009 fuarının yurtiçi ve yurtdışında tanıtım çalışmaları kapsamında sektörün yurt içi ve yurt dışındaki önde gelen ilgili medya kuruluşlarıyla, ilan ve tanıtım anlaşmaları yapıldığı ve yine özellikle ziyaretçiyi bilgilendirmek amacıyla sektörle ilgili birçok uluslararası fuarda da tanıtım ve posterleme çalışmalarının devam etmekte olduğu, özellikle ürün kısmının ziyaretçisine yönelik olarak yakında radyo ve tv reklamlarının da başlayacağı tarafımıza bildirilmiştir. Bu kapsamda Hannover fuarındaki TÜDÖKSAD pavyonunda da ALUEXPO fuarının tanıtımının yapıldığını üyelerimiz yakından takip etmişlerdi. Son yıllardan çok hızlı ve büyük gelişmeler gösteren Aluminyum sanayimizin tüm iştigal alanları ile yer alacağı bu önemli buluşmada, birincil alüminyumdan levha ve ekstrüzyon ürünlere, biyetten döküm parçalara kadar tüm sektörü kapsayan bu fuara alüminyum döküm yapan üyelerimizin de ilgi göstermesine kesin gözüyle bakılıyor. Döküm alıcılarının ziyaret etmesi açısından Türkcast 2008 fuarı ile ulaşılan başarı seviyesinin arttırılarak tekrarlanması ve katılan dökümhanelerin de fuardan memnun ayrılmaları hedefleniyor. İlki yapılacak olan ALUEXPO’nun, sektörün de tam desteği ile Ankiros’un yakaladığı uluslararası başarıyı kısa süre içinde yakalayacağına hep birlikte şahit olacağız. Sektörümüzde de faaliyet gösteren birçok tedarikçinin stand açacağı fuar tüm üyelerimize ziyaret edilmesi açısından Ankiros 2010 fuarına kadar bir ara fırsat sunuyor. Derneğimizin de bir stand ile yer alacağı fuarda Alüminyum ile faaliyet gösteren üyelerimizi stand açmaya ve ziyaret etmeye davet ediyoruz. Detayları fuarın internet sitesi www.aluexpo.com.tr den takip etmek de mümkündür. 27 Türkcast 2009 Sayı 11 haber news Hannover Fuarı 2009 30 önemli sektörden 18 inde dünya lideri, diğer 7 sektörde de dünya ikincisi olduğunu ifadeetti.MekanikMühendisliği’ninAlmanya’nın ticaretinde anahtar görevi gördüğünün altı çizilerek, son ekonomik gelişmeler sayesinde, 120.000 yeni istihdam sağlandığı başarısı konuklarla paylaşıldı. Alman Endüstrisi’nin teknolojik ve yenilikçi özelliklerine ilave olarak, uzun vadeli farklı çözüm politikaları geliştirilerek, aşağıdaki konular öne çıkarıldı: ●Doğal kaynakların korunması ●Etkin enerji kullanımı ve karbondioksitten (CO2) kaçınılması ●Güneş ve rüzgar enerjisi gibi alternatif enerjilerin kullanılması ●Vasıta ve makineler için elektro–mobil ve hybrid tahrik sistemlerin kullanılması Konuşmada, Almanya’da ve partner ülke Kore’de zenginliğin mutlak temelinin, endüstri üretimi tarafından belirlendiğinin altı çizildi. Teknoloji anlamında, Almanya’nın yüksek kaliteli ürünler konusunda, dünyanın en iyi üretim imkanlarına ve en iyi makine, proses ve müşterilere sahip olduğu vurgulandı ve mevcut imkanlar içerisinde liderliği sürdürebilmek için, gerekli ülke yönetim politikalarının oluşturulması gerektiği ifade edildi. Almanya Devlet Başkanı Horst Köhler, Güney Kore Başbakanı Seunsoo Han, Güney Kore Ekonomi Başkanı Youn Ho Lee, Rusya Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanı Andrei Fursenko, Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanı Anette Schavan ve Almanya Niedersachsen Eyalet Başbakanı Christian Wulff ’un katılım gösterdiği töreninin kapanış konuşmasını Sn. Wittenstein şu sözler ile bitirdi; A vrupa Sanayinin en önemli buluşması olan Hannover Sanayi Fuarında bu yıl küresel ekonomik krizin etkisindeydi. Fuarın katılımcı sayısında azalmadan daha çok fuar ziyaretçilerindeki ciddi azalma tüm katılımcıların ortak görüşü oldu. Krizden çıkış yolarını arayan Avrupa’nın en gelişmiş sanayi ülkesi Almanya en üst düzeyde sanayi ve teknolojiye desteğini bu fuar esnasında açıkça ortaya koydu. Fuarın açılışında yapılan konuşmalar ve fuar esnasındaki izlenimler Alman devletinin elindeki teknolojik üstünlüğe dayalı politikaları ile yakın zaman içinde krizin etkilerini atlatacakları hissedildi. Türkcast 2009 Sayı 11 28 Fuarın Açılış Töreni 20 - 24 Nisan 2009 tarihlerinde gerçekleşen Hannover Fuarı’nın Açılış Töreni’nde, Alman Mühendisler Federasyon Başkanı (VDMA) Sn. Manfred Wittenstein açılış konuşmasında, ticarette her zaman iniş ve çıkışların bulunduğunu, önemli olanın iyimserliğin kaybedilmemesi gerektiğini, ayrıca bu fuarın yaratıcılıklarını, güçlerini ve üretkenliklerini sergileyebilmek için, iyi bir fırsat olduğunu ifade etti. Almanya Devlet Başkanı Sn. Horst Köhler konuşmasında, özellikle Alman Makine Sanayi’nin başarılarının altını çizdi. Konuşmasında Başkan, Alman sanayilerinin “Topluma, geleceğe ve yeniliklere inanıyoruz. Biz ve politik camiamız zorluklara meydan okumaya hazırız. Tek istediğimiz cesaret. Çok çalışacağız. Hedefe ulaşmak adına hiçbir engel tanımayacağız. Başarabiliriz! ” Fuarda Türkiye Yan Sanayi - Subcontracting pavyonunda önceki yıllarda olduğu gibi ITO büyük ve görkemli bir stand ile ülke katılımı gerçekleştirmiş olup bununla beraber 200’e yakın Türk firması katalogda yer almaktaydı. 2000 yılından beri organize ettiğimiz TÜDÖKSAD Döküm pavyonunda bu yıl krizin etkisine rağmen 800 m2 alanda 27 firmamızın haber news ketlendiriyor ...... 80’in üzerinde farklı ülkeden yaklaşık 210,000 ziyaretçi. ortak stand da, 8 firmamız da İTO ve münferit standlarında fuara katılmışlardır. Fuarın son günü yapılan değerlendirmelerde genel olarak önümüzdeki yıl da aynı alanda yer almak genel kanaat olmuştur. Önceki yıllarda da olduğu gibi bu yıl da, ITO Başkanı Murat YALÇINTAŞ iki kez Tüdöksad pavyonumuzu ziyaret ederek katılımcılarımız ile sohbet etme fırsatını yarattı. HannoverFuarınınMillikatılımorganizasyonunu düzenleyen ve resmi işlemleri yürüten HM International İstanbul firmasına ve çalışanlarına, stand yerleşimi, düzeni ve satış işlemlerini yürüten HM Ankiros A.Ş. ve ekibine; standları ile TÜDÖKSAD grup katılımını zenginleştiren üyelerimize ve büyük özveri ile Türk Sanayini temsiledençalışanlarımızateşekkürüunutmamamız gerektiğine inanıyoruz. Önümüzdeki yıllarda da artan başarılarla fuar katılımları düzenleyebilmeyi umuyoruz. Fuar Kapanış Raporu Fuar Kapanış Bültenini etkinlik ile ilgili detaylı sonuç bilgilerini içermektedir. HANNOVER MESSE sanayi sektörlerini hare- Hannover, Almanya. Dünya ciddi bir ekonomik sıkıntıyla karşı karşıya olabilir, ancak HANNOVER MESSE 2009, sanayinin zorlukların üstesinden gelmeyi başardığını açıkça gösterdi. Deutsche Messe Yönetim Kurulu Başkanı Wolfram von Fritsch, fuarın sonunda gerçekleştirilen basın toplantısında “Bu beş günlük etkinlik, katılımcılara ve ziyaretçilere, ilerlemek için tek yolun kişinin güçlerini kullanması olduğu yönünde bol miktarda kanıt sunmuş oldu. Fuarda yer alan herkes, bu sıkıntılı dönemde elde ettikleri şansı kullanma kararlılığı içinde fuardan ayrıldı.’’ diye açıklamıştır. “Katılımcılarımız yenilikleri kullanmanın oldukça etkili olduğuna dair olumlu kanıtlar sundular. Fuarın hedefi, krizin gidişatı ve nedenleri ile uğraşmak yerine en umut verici yolları bulmaktır.” Bu organizasyon için Hannover’e 210,000 civarında ziyaretçi gelmiştir - bunların dörtte biri yurt dışından gelmiştir. Yabancı ziyaretçilerin % 70’i diğer Avrupa milletlerinden iken, yaklaşık % 19’u Asya’ dan ve % 7’den fazlası da Amerika’dan gelmiştir. Ev sahibi Almanya haricinde en büyük ziyaretçi grupları, sırasıyla Hollanda, Avusturya, Belçika, Hindistan, Danimarka ve İtalya’dan gelmiştir. HANNOVER MESSE’nin cazibesinin sürekliliğine dikkat çeken Dr. Von Fritsch “Çoğu firmanın kısıtlanmış seyahat bütçesi dikkate alındığında, yurt dışından gelen katılımcıların tahmin edilenden fazla olduğunu söylemeliyiz.’’ dedi ve ekledi: “Katılımcılar ve 29 Türkcast 2009 Sayı 11 haber news ziyaretçiler, HANNOVER MESSE’nin gücünün farkındalar. Endüstriyel çeşitliliği, uluslararası yönü ve lider temalarıyla fuar birçok firma için vazgeçilmez.” Çeşitli sektörel dernekler de, fuar hakkında olumlu görüşlerde bulundu. Alman Mühendislik Birliği (VDMA) Genel Müdürü Dr. Hannes Hesse: “Bu sene katılan Alman makine imalatı firmaları arasında, bazı segmentlerde varolan zorlu pazar koşullarına rağmen yaygın bir iyimserlik mevcuttu” dedi. “HANNOVER MESSE sektörde egemen olan atmosfer için güvenilir bir barometre olduğunu bir kez daha ispatlamıştır.” Benzer bir görüş de Alman Elektrik ve Elektronik Üreticileri Ortaklığı’ndan (ZVEI) geldi. ZVEI Başkanı Friedhelm Loh, “Fuardaki hava, elektrik mühendisliği sektörünün açıkladığı rakamlardan çok daha olumluydu.’’ dedi ve ekledi: “Üyelerimiz burada HANNOVER MESSE’de potansiyel ve mevcut müşterileriyle kaliteli görüşmeler gerçekleştirdiler. Üyelerimizin gerçekleştirdiği bu gelecek vaat eden görüşmeler nedeniyle krizin azalacağı ve 2009’un ikinci yarısında bir iyileşmenin olacağını ümit etmekteyiz.” Katılımcı sayısı açısından da HANNOVER MESSE; dünyanın lider teknoloji etkinliği Türkcast 2009 Sayı 11 30 olma unvanını açıkça kanıtlamıştır. Bu sene 61 ülkeden 6,150 katılımcı 224,800 m2 alanda ürünlerini sergileme imkanı buldu. 4,000’ in üzerinde yeni ürün fuarda ilk defa sunuldu – bu da kendi başına bir rekordur. HANNOVER MESSE 2009, pek çok ülkeden gelen farklı katılımcılarıyla da farkını gösterdi. Katılımcıların yaklaşık yarısı yurt dışından geldi. İtalya, Çin, Güney Kore, Türkiye ve Hindistan, Hannover’de bu sene en yüksek katılımcı sayısına sahip ülkelerdi. Türkiye’den de fuara değişik sektörlerden toplam 192 firma katıldı. Bu firmalardan bir kısmı, Hannover Messe International İstanbul’un ve İstanbul Ticaret Odası’nın Yan Sanayi, Enerji ve Hidrolik & Pnömatik alanlarında düzenlemiş oldukları milli katılım organizasyonları kapsamında fuara iştirak etmiştir. Ayrıca yine Yan Sanayi, Enerji, Tahrikleme ve Akışkan Teknikleri, Basınçlı Hava Teknikleri, Fabrika Otomasyonu, Endüstriyel Otomasyon ve Proses Otomasyonu fuarlarında da bireysel düzeyde fuara katılan Türk firmalarının sayısı toplamda 192’dir. Toplamda 5.677 m2 alanda boy gösteren Türkiye, bu sene katılım metrajı bazında yurtdışından en yüksek katılımı yapan ülkeler arasında 4. sırada yer almıştır. haber news 156 katılımcı ağırlamıştır. “Enerji” (konvansiyonel ve yenilenebilir enerji üretimi konulu) ve “Elektrik Santrali Teknolojisi” (planlama, inşa ve elektrik santralinin çalışması konulu) isimli iki öncü fuara ek olarak, geleceğin enerji karılımı için etkili bir başka etkinlik de Hannover’deki organizasyonda sunulmuştur. HANNOVER MESSE’nin bu seneki Partner Ülkesi endüstriyel otomasyon, güç iletim sistemleri ve yan sanayi alanlarında son derece etkili sunumlar yapan Kore Cumhuriyeti olmuştur. 210 katılımcı çözümlerini vitrine çıkarmak, yeni temaslarda bulunmak ve mevcut iş ilişkilerini güçlendirmek için hazır bulunmaktaydı. Buna iyi bir örnek, iki kuruluş arasında yakıt hücresi araştırması alanında iş birliğine neden olan Jülich Araştırma Merkezi ve Kore Enerji Enstitüsü (KIER) arasında imzalanmış olan mutabakat anlaşmasıdır. Enerji verimliliği konusu da fuarda önemli bir role sahipti. Düzenlenen çok sayıda panel, forum ve konferansta sürdürülebilirlik, verimli dağıtım ve enerji dağılımı gibi konular tartışıldı. Sloganı “Sürdürülebilir Enerji Tedariği” olan WORLD ENERGY DIALOGUE’da dengelenmiş enerji karışımı, sürdürülebilir enerji sağlama ve enerji dağılımı için stratejiler konuları tartışıldı. HANNOVER MESSE 2009, gelecek için teknik ve idari yetenek arayışındaki katılımcıların ve İş & Kariyer Pazarında gelecek kariyerlerini planlayan gençler için çok sayıda fikir de sunmuştur. Bu sene TectoYou isimli etkinlik, teknolojiye dikkat çekerek 10,000’den fazla genci çekmiştir. 250 sınıf ve öğrenci grubu Almanya’nın her yerinden Hannover’e gelmiştir ve 60 adet özel eğitilmiş rehber her gün bu grupları gezdirmiştir. Endüstriyel enerji tüketimi konusu dışında, Enerji fuarı aynı zamanda enerji üretimi için sürdürülebilir yöntemlere de odaklanmıştır. İlk kez düzenlenen “Rüzgar” fuarı son derece başarılı bir başlangıç yaparak, ilerleyen rüzgar enerjisi sektörünün merkezine yerleşerek Deutsche Messe AG Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Von Fritsch bu seneki fuarı “beş gün süren kesintisiz etkinlik”olarak değerlendirdi ve ekledi: “Fuarın tümü ‘iş gerçekleştirme’ olgusunun nelerden oluştuğunu göstermiş oldu: cesaret, fikir zenginliği ve iyimserlik. 31 Türkcast 2009 Sayı 11 makale article Bardağın Dolu Tarafı Bu düşüncelerle evime giderken, yatağıma girip uyumaya çalışırken hep“bardağın dolu tarafını” aradım. Döküm sektöründe geçen 40 yılın da gerilerine gittim. Bardağın dolu tarafı mı; evet var! Hem de yüzlerce! Bana güç veren, bana ümit veren, bana inanç veren yüzlerce bardağın “dolu” tarafları; 40 yıl öncesinden başlayarak gözlerimin önünden akıp geçti. Yılmaz TURHAN T ürkiye Döküm Sanayicileri Derneğimizin 17 Nisan Cuma günü Taksim Talimhane’de ki ELİTE WORLD Otel’de organize etmiş olduğu yemekli bilgilendirme toplantısı her zamanki gibi mükemmeldi. Özellikle Başkan Yaylalı GÜNAY ve dostum Niyazi AKDAŞ’ın bilgi dolu, mesaj dolu konuşmaları beni çok etkiledi. Sevgili Niyazi AKDAŞ: ”Ben ekonomist değilim” dedi ve son 7-8 yılın bütün ekonomik göstergelerini ortaya koydu; irdeledi. Konusuna da bir ekonomistten daha hakimdi. Doğruyu söylemek gerekirse, AKDAŞ’ı dinledikçe içim karardı. Türkiye bir ekonomik çıkmaza, bir çöküntüye mi giriyor diye herkes derin kaygılara daldı. Çünkü bütün göstergeler olumsuzdu. Türkiye –dünyanın bütün büyük ekonomileri gibi- derin bir kriz yaşıyor. İhracat %25 ve daha fazla gerilemiş, ihracata bağlı sanayi üretimi düşmüş, istihdam ve yatırımlar daralmış, işsizlik artmış! Bunu hepimiz yaşıyoruz. Ancak bu karanlık tablo içinde bu topluma teselli olacak hiçbir ışık yok mu? Bardağın dolu tarafı da var mı? Bardağın dolu tarafını bulmak, görmek, bunlarla teselli olmak çok mu zor? Türkcast 2009 Sayı 11 32 1965 yılı bir milat. Türkiye için bir milat (bir askeri darbe sonunda yeni bir demokratik düzene geçildi) benim için bir milat: askerlik bitti. İş hayatına girdim. Bu nedenle bazı rakamları kafama kazıdım. 1965 yılında Türkiye’nin toplam elektrik üretim ve tüketimi 5 milyar kwh. 2008 yılını 200 milyar kwh elektrik tüketimi ile kapattık! Türkiye, ekonomik gücü ile, sanayi gücü ile, toplum hayatıyla 40 kat büyümüş! 1965 yılında Türkiye’nin toplam Demir-Çelik üretimi 650.000 ton (Karabük, Metaş, Elektrometal - Ereğli Demir Çelik henüz üretime girmemiş). Türkiye 2008 yılını 26.000.000 ton (yirmialtımilyon ton) üretimiyle kapattı. Türkiye ağır sanayide 40 kat büyümüş! Aynı dönem için çimento üretiminde, kağıt üretiminde veya benzer sanayi kollarında benzer ve paralel büyümeler var. larından fazla, Yunanistan nüfusundan %50 daha fazlası bizim ilk ve orta dereceli okullarımızda okuyor. Bu 15 milyon genç insanla bu ülke neler yapmaz? Ben 1950’li yılların sonunda üniversite sınavlarına girdim. Yani Türkiye’de mevcut toplam 3 üniversitenin sınavına. Bugün Türkiye’de 130’dan fazla üniversite, 3.5 milyon üniversite öğrencimiz var. Kimse kalkıp “Efendim, bu üniversiteler çok yeni, çok genç. Doğru dürüst kütüphanesi bile yok” demesin. Antalya Üniversitesi çok genç! Bölgemizin / Ortadoğunun en büyük “organ nakli merkezi” orada. Dünya çapında üne kavuştu. Sakarya Üniversitemiz çok genç. Bu üniversitemizde “ Kök hücre teknolojisi” ile bütün bölgeye öncü ve örnek çalışmalar yapılıyor. Kök hücreden organ üretmek yakındaki ilk hedef. Kayseri – Erciyes Üniversitesi, Bursa – Uludağ Üniversitesi, Adana – Çukurova Üniversitesi ve daha niceleri muazzam kampüsleri içinde örnek hastaneler, araştırma enstitüleri, eğitim kurumları ile bölgelerine ışık saçıyorlar. 1965 yılında Süleyman DEMİREL ilk hükümetini kurdu. Ekonomik gösterge olarak iki rakamı sık sık hatırlatır: 1965 yılında Türkiye’nin toplam ihracatı 500 milyon US.$ 2008 yılında bu rakam 100 milyar US.$’ı aştı. Şimdi hedef 250 milyar US.$ Ben işim gereği her ay 2 kez Kayseri’ye uçuyorum. 10 yıl önce bu bağlantı bir rezaletti. Hafta da sadece karşılıklı 3 sefer vardı. Bugün Kayseri’ye THY’nin her gün 5 karşılıklı seferi var. Özel sektörle birlikte günde 8 karşılıklı sefer! Yani haftada 3 seferden, haftada 56 sefere çıkan Kayseri uçuşları bir şeylere işaret ediyor! Ne dersiniz? 1965 yılında devlet bütçemiz 500 milyon US.$ - Bugün Türkiye 200 milyar dolarlık bütçelerle büyüyor. Dünya ekonomik krizinin bunalttığı insanlarımızın umutlanacağı, teselli bulacağı güzellikler de var mı Türkiye’mizde? Evet! Bardaklar tamamen boş mu? Hayır! Bizler Türkiye’nin gücüne, 70 milyonumuzun dinamiğine, daha güzel yarınlara güvenerek bardakların dolu taraflarına da bakalım. Bardakların dolu taraflarını da görmek o kadar güzel ki! Ekim ayında okullar açıldı. İlgili bakan konuştu. Bugün ilk ve orta dereceli okullarda 15 milyon evladımız okuyor. İsviçre nüfusunun 2 katı, Belçika, Hollanda, İsveç nüfus- 33 Türkcast 2009 Sayı 11 advertorial Üyelerimizden… EIRICH Türkiye’de Vakum Altında Çalışan Yeni Bir EVACTHERM® Kum Hazırlama Tesisi Kuruyor E ge Bölgesinde en büyük kıyı şehri olan İzmir’in en eski dökümhanelerinden biri olan Akdöküm, ilk siyah temper ve ilk sfero dökümü üreten ve her zaman en ileri teknolojiyi kullanmayı hedefleyen, küçükten büyümenin sorunlarını ortadan kaldırmak, verimliliği ve düzenli iş akışını sağlamak ve böylece rekabetçi fiyatlarla çevreye saygılı temiz bir dökümhane kurmak üzere Aliağa Organize Sanayi Bölgesi’nde yeni yatırımına başlamıştır. Atik Metal adı ile yeni kurulan firma toplam 80.000 m2 arazi üzerinde 22.000 m2 kapalı alan inşaatına başlayarak, Eylül 2010 tarihinde dökümhaneyi devreye almayı planlıyor. Yeni kurulan Atik Metal Dökümhanesi en modern CNC makine parkıyla da müşterilerine nihai ürünlerini işlenmiş olarak sevk edebilecek. Akdöküm’ün mevcut kurulu dökümhanesinde üç adet dereceli kalıplama hattı ve el kalıplama üniteleri bulunuyor. Dökümhanenin toplam kum ihtiyacı konvansiyonel karıştırma prensibiyle çalışan Maschinenfabrik Gustav EIRICH GmbH&Co.KG’e ait üç adet kum hazırlama ünitesiyle karşılanıyor. Söz konusu yatırımla ilgili Ocak 2007’de başlayan görüşmeler geçen zaman içerisinde yapılan toplantılarda sürekli olgunlaştırıldı ve özellikle de teknolojinin en son noktası olan EIRICH patentli vakum altında kum hazırlama olan EVACTHERM® tekniği üzerinde yoğunlaştırıldı. Bentonit sarfiyatındaki tasarruflar, özellikle dökümhane ve mevsimsel ortam sıcaklıklarınınkalıpkumununhazırlanmaşartlarına herhangi bir etkisinin söz konusu olmaması gibi göz ardı edilemeyecek can alıcı kriterler müşterimizle Almanya’da değişik referans tesisleri ziyaret etmemizi gerekli kılmıştır. Ayrıca enerji sarfiyatı, gerek duyulan toz tutma tesisi kapasitesi ve göz önünde bulundurulması gerekentoplamyatırımmaliyetiniiçerenfizibilite ve karşılaştırma tabloları müşterimizle birlikte değerlendirilmiştir. EVACTHERM® ile kum hazırlamada eski sistemlerdeki gibi kum soğutma ünitesine gerek yoktur. Bu nedenle kum soğutucu ünitesi aspirasyonundan gelen emisyon oranlarında önemli ölçüde azalma söz konusu olduğundan, bu üniteden ortam havasına kirlilik açısından gelecek yükler rahatlıkla kabul edilen sınırlar dahilinde kalacaktır. Yeni kurulan dökümhanede ilk etapta 1250 x 1000 x 400/350 mm derece ölçülerinde ve Türkcast 2009 Sayı 11 34 saatte 100 kalıp kapasiteli tam otomatik hat devreye alınacaktır. Yatırımın ikinci kademesinde farklı ölçülerde, iki adet daha dereceli kalıplama hattı devreye girecektir. Yeni yatırımın üç kalıplama hattı da devreye girdiğinde, hatlar toplam yaklaşık 260 m3/ saat’lik kumla beslenecektir. Bu kum ihtiyacı her biri şarj başına 7 m3 kum hazırlayan iki adet vakum altında çalışan RV32VAC tipi EIRICH- EVACTHERM® mikserinden karşılanacaktır. Her iki mikser ortak tek bir vakum sistemiyle dönüşümlü olarak çalışacaktır. Bu ise kalıp kumu hazırlama maliyetinin son derece ekonomik olmasını sağlayacaktır. ve tablo halinde sistemde kayıt edilecektir. Kum tesisinin kurulumu sırasında EIRICH montajın idaresini ve ATİK METAL montaj ekibiçalışmalarınınyönlendirilmesiniüstlenecek, ayrıca işletmeye almayı ve daha sonra tesisi çalıştıracak personelin eğitimini de gerçekleştirecektir. Yeni dökümhane devreye alındıktan sonra, ATİK METAL dökümhane kalıp kumunun hazırlandığı dünyadaki en modern kum tesislerinden birine sahip olacaktır. Bu tesis EVACTHERM® - Prosesiyle Türkiye’de çalışan ikinci dökümhane olacaktır. Genel olarak çoğu dökümhanelerde olduğu gibi, kum tesisinin yerleşiminde sıralı kontinü konveyör bant sistemi tercih edilerek elevatör kullanımı sistemde öngörülmemiştir. Eski kum beş adet siloda depolanacaktır. Silolar sırasıyla doldurulacak fakat siloların hepsinden aynı anda kum boşaltılacak, beş silodaki eski döndü kumunun mikserden önce birbirine eşit oranlarda homojen bir şekilde karışması sağlanacaktır. Temel ve detay mühendislik hizmetleri ile komple tesis kontrol ve kumandası dahil tüm karıştırma ve dozaj sistemleri EIRICH tarafından sevk edilecektir. EIRICH tarafından verilecek mühendislik veri ve planlarına göre konveyör bant sistemleri ve çelik konstrüksiyon gibi diğer komponentlerin imalat ve montajı ATİK METAL tarafından gerçekleştirilecektir. Kum hazırlama tesisinin bir diğer çok önemli ve sistemin kalbi sayılan, kalıplama hattı bozma ünitesinin altından başlayarak kalıplama presinin üstündeki kum bunkerine kadar uzanan komple tüm kum hazırlama tesisinin kontrol ve kumandası da EIRICH tarafından verilecektir. Sisteme ait Hardware, Software ve proses takip (monitör) ünitelerinin imalat ve montajı EIRICH tarafından gerçekleştirilecektir. Sisteme konacak yazılım paketi SANDEXPERT®, model parametrelerine bağlı olarak Qualimaster AT1 cihazı ile birlikte kalıp kumu reçetesinin on-line kontrolünü ve istenilen şekilde yönlendirilmesini mümkün kılacaktır. Girilen değerlerden farklı kum değerlerinin ortaya çıkması durumunda, kumun nem oranının düzeltilmesi, bentonit, kömür tozu ve yeni kum ilavesinin ayarlanması tamamen otomatik olarak gerçekleşecektir. Ayrıca hazırlanan kuma ait nem, sıcaklık, basma ve kesme mukavemeti gibi tüm istatistik ölçüm değerleri kesintisiz Online-Dökümantasyon olarak eğri Döküm kumunun EVACTHERM®-Metoduyla çevre dostu ve düşük maliyetle hazırlandığı modern RV32VAC tipi EIRICH-Mikser. Atik Metal Aliağa Organize Sanayi Bölgesinde kurulacak yeni üretim tesislerinin temelini attı. 35 Türkcast 2009 Sayı 11 makale article Şirket Yönetmekle Orkestra Yönetmek Arasında Bir Fark Var mı? Davos’ta Dünya Ekonomik Forumu’nda Benjamın Zender’in Sunuşu “Buraya sizi dinlemeye gelen insanların sizden beklentileri var. Hayatın ne kadar güzel, ne kadar renkli olduğunu onlara göstermelisiniz. Karşınızda oturan ve sizi izleyen insanların kafalarında türlü sorunlar ve düşünceler olabilir. Onları mutlu edin. Onların neşelendiğini görün” dedi. Prova devam etti. Şefin yine istekleri vardı. İkinci kemana yaklaştı. “Keman çalarken seni çok düşünceli görüyorum. Kafandan çok şey geçiyor. Ayrıca hata yapmaktan çekiniyor gibi davranıyorsun. Bu düşünceler içinde Bach’ı unutuyorsun. Bach’ın vermek istediği duyguları göz ardı ediyorsun. Burada bulunmanızın ana amacı Bach’ın bu eserde vermek istediği duyguları izleyenlere ulaştırabilmek.” Şener Muter CMS Jant ve Makine Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Y ıllar önce İstanbul’da Lütfi Kırdar Kongre Sarayı’nda bir yabancı orkestra şefinin verdiği “Yönetimin Orkestrasyonu” konulu bir konferans izledim. Konferansın en ilginç yanı bir çello ve üç kemandan oluşan bir kuartetin prova çalışmalarının bu konferans süresince yapılmasıydı. Prova çalışmalarını konferansın konuşmacısı olan bir yabancı orkestra şefi yönetti. Kuartet misafir şefle çalışmaya başlamadan önce Bach’ın bir eserini seslendirdi. Misafir şef de bizim yanımızda oturarak onları dinledi. Başarının Önündeki Gizli Engeller Sonra bu yabancı şef konuşmasına ve kuartetle provaya başlamak için o gün ilk kez tanıştığı dört müzisyenin karşısına geçti. Notalar müziğe çevriliyor ve her şey normal görünüyordu. Ancak şef memnun değildi. Birinci kemanı durdurdu. “Girişi daha kuvvetli yap. İnsanlar hareketlensin. Öyle ki, onlar da içlerinde dans ediyor gibi olsun“ dedi. Prova çalışması yeniden başladı. Bir süre sonra şef yine araya girdi. “Bir şey eksik” dedi. “Neşe yok, coşku yok”. Müzik yeniden başladı. Bu kez cello’cuyu uyardı. Türkcast 2009 Sayı 11 36 Şef sözlerine şöyle devam etti: “Bach’ın iletmek istediği duyguları canlandırmaya özel bir çaba harcamalısınız. Bireysel başarıları sınırlayan gizli engelleri ortadan kaldırmalısınız. Dinleyiciler evet, evet der gibi sizinle birlikte müziğin ritmine uymalı. Müziği dinlerken onlar da doğal bir davranışla içlerinden tempo tutmalı. Bir müzisyen olarak her biriniz dinleyicilerle diyalog kurmak zorundasınız. Bunları unutmayın!” Müzik yine devam etti. Ancak şef müziği bir kez daha durdurdu. “Unutmayın, bu Bach’ın bir eseri. Onun vermek istediği duyguyu vermelisiniz. Neşeyi biraz daha abartın. İzleyiciler müzikteki neşeyi sizin yüzünüzde de görsün. Müziğin neşesi sizin yüzünüze de yansısın. Başkalarını mutlu etmeye çalışırken kendi mutluluğunuzu da unutmayın. Sadece notalara bakarak müziği icra edemezsiniz. Müziğe duygu da katmak gerekiyor. O zaman dinleyiciler üzerinde daha çok etki yarattığınızı göreceksiniz.” Başarılı Şef - Başarılı Orkestra Prova çalışmaları yabancı şefin uyarılarıyla birçok kez tekrarlandı. Sonuçta Bach’ın bu eserinin ilk çalınandan çok farklı ve çok daha etkileyici olduğunu gördük. Bach’dan sonra Beethoven’in Dokuzuncu Senfonisi’nin finali üzerinde de prova çalışmaları yaptılar. Bu prova çalışmalarında eserlerin notaları değiştirilmedi. Ancak icra edilen ilk müziğe göre misafir şefin yönettiği müzik yine çok farklı ve etkileyici oldu. Bu farklılığı orkestradaki dört müzisyen yarattı. Ne var ki, bu farklılık şefin liderliğinde başarıldı. Başarılı şef orkestranın da başarılı olmasını sağladı. Provalar sırasında şefin her bir müzisyene gösterdiği sınırsız ilgi, sürekli mükemmellik beklentisi ve insanları ellerinden gelenin en iyisini yapma konusunda etkileme yeteneği tüm orkestrayı farklı bir başarıya ulaştırdı. İstanbul’da 20 Mayıs 1999 tarihinde bu ilgi çekici konferansı veren seçkin konuşmacı dünyanın en büyük orkestralarından Boston Filarmoni Orkestrası’nın müzik direktörü ve şefi Benjamin Zander idi. Eve döner dönmez aynı eserleri bir başka orkestra kayıtlarından dinledim. Benim evde dinlediğim Beethoven’in Dokuzuncu Senfonisi konferansta Zander’in yönettiği kadar etkili değildi. Hiçbir zaman da bende o etkiyi yaratamadı. Benjamin Zander’in Farklılığı Benjamin Zander 28 Ocak 2009 tarihinde Davos’ta da Dünya Ekonomik Forumu’nun en ilgi çeken konuşmacılardan biri oldu. “Karmaşıklığın Yönetimi; Farklı bir Yaklaşım” konusunda ilginç bir konuşma yaptı. Zander, bir müzisyen olarak yıllar boyunca iş ve politika dünyasının ileri gelenlerine verdiği kişisel gelişim ve yöneticilik seminerleriyle bütün dünyada ün yaptı. Zander Davos’ta verdiği konferansta da dört genç müzisyen bayandan oluşan kuarteti yönetti. İstanbul’da verdiği konferansın başarısını Davos’ta da tekrarladı. Küresel krizin olumsuz etkileri altında çeşitli ülke liderlerinin, iş dünyasının üst yöneticilerinin, akademisyenlerin ve medyanın izlediği Dünya Ekonomik Forumu’nda Zander’in sunumu insan kaynaklarına yönelik olumlu beklentiler içeriyordu. Zander’in ana görüşü şöyle: ”Bir orkestrayı yönetmekle, bir şirketi yönetmek arasında hiçbir fark olmayabilir. Her ikisi de ruhun yaratıcı ifadeleridir.” Konuşmasında yeni yayımladığı Olabilirlik Sanatı (Art of Possibility) başlıklı kitaptan da söz eden Zander bir müzisyen olarak iş dünyasına neler anlatıyor? Orkestra şefi konser sırasında izleyicilere arkası dönük duruyor ve onları göremiyor. O başarıyı yönettiği kişilerin gözlerindeokuyabiliyor.Müzisyenlerinyüzünde mutluluk varsa, dinleyenlerin de mutlu ve makale article Zander, orkestra şefliği görevinin en zor yönetim kurulu başkanlığı görevinden daha zor olduğunu söylüyor. Nedenini de şöyle açıklıyor:“Arkanız müşterilere dönükken, elinizden gelenin en iyisini yapmak zorundasınız.” memnun olduğunu anlayabiliyor. Zander’in ana hedefi her bir müzisyenden en iyi sonucu elde edebilmek. Liderler de yönettiği bireylerin gözlerine bakarak kendilerinin başarılı ya da başarısız olduklarını anlayabiliyor. Orkestra şefi bir müzik aleti çalmıyor. Ancak bir şefin başarısı yönettiğiorkestradagörevalanmüzisyenlerin başarılarıyla ölçülüyor. Bir liderin başarısı da birlikte çalıştığı bireylerin yetenekli ve başarılı olmalarına bağlı bulunuyor. Gerçek liderle çalışan bireylerin başarı şansı daha da artıyor. Gerçek Liderlik Kurallar ve Talimatlarla Sınırlı Değil! Sizlere aktardığım bu örnekler aslında bir liderlik öyküsü. Zander’e göre nasıl bir müzik yapıtını çalma ya da sesle söyleme notalarla sınırlı değilse, gerçek liderlik de kurallar ve yazılı talimatlarla sınırlı değil. Liderlik hep daha iyisini ve daha fazlasını istemeyi zorunlu kılıyor. Liderlerin amaçlarını ve hedeflerini iyi bilmeleri, topluma katkıda bulunmaları ve yol göstermeleri gerekiyor. Günümüzde başarılı ve yüksek rekabet gücüne sahip kuruluşlar incelendiğinde başarılarının temelinde yatan en önemli faktörün “yaratıcılık”, bunu sağlayan en önemli özelliğin ise “motivasyon” ve “karşılıklı güven” olduğu görülüyor. Yaratıcılığı bozan nedenler arasında düşünce kalıplarının aşılamaması, onay kademelerinin çok olması ve kişisel özgürlüklerin sınırlanması geliyor. Burada önemli bir konu da korkunun yok edilmesi. İnsanlar genellikle yanlış yapmaktan korkuyor. Zander’in yanlış yapan elemanlarla ilgili düşünceleri ise şöyle: “Artık ben yanlış yapan elemanlarımı kutluyorum. Ne kadar güzel yanlış yapıyorsun diyorum. Çünkü öğrenmenin yanlış yapmayla başladığına inanıyorum.” Gerçek liderler insanlara ümitsizlik değil, başarı aşılıyor. İnsanları hareketlendiriyor, motive ediyor, coşku veriyor. İnsanların uyum içinde çalışmasını sağlıyor. Yaratıcılığı destekliyor. Bireysel iletişimin önündeki gizli engelleri ortadan kaldırıyor. Bireyler arasındaki karşılıklı diyalogu açık tutuyor. Zander’in bu düşünceleri bize önemli ipuçları veriyor. Bir orkestra şefinin orkestrayı yönetirken izleyicilere arkası dönük durması gerekiyor. Bu nedenle konser sırasında şef izleyicileri göremiyor. O başarıyı yönettiği kişilerin gözlerinde okuyabiliyor.Müzisyenlerinyüzündemutluluk varsa, ancak o zaman izleyicilerin de mutlu ve memnun olduğunu anlayabiliyor. İş dünyasında da liderler yönettikleri bireylerin gözlerine bakarak onların başarılı ya da başarısız olduğunu anlayabiliyor. Konser sırasında orkestra şefi bir müzik aleti çalmıyor. Ancak bir şefin başarısı yönettiği orkestradaki müzisyenlerin başarısıyla ölçülüyor. Bir liderin başarısı da birlikte çalıştığı bireylerin başarısıyla ölçülebiliyor. Gerçek liderle çalışan bireylerin başarı şansı daha da artıyor. Liderlik Küresel bir Nitelik Bir lider küresel boyutta düşünebilmeli ve çağdaş düşüncelere de duyarlı olmalı. Kıyaslama yapılacak rakipler ve uygulamalar dünyanın en iyileri arasından seçilmeli. Zander’in 21.yüzyılda liderlik ile ilgili ilginç bir düşüncesi var. Zander’e göre 21. yüzyılda erkek özellikleri gösteren liderler başarılı olamayacak. 21.yüzyıl daha çok kadın özellikleri gösteren liderlerin çağı olacak. Bu özellikler kadınların daha duygulu ve duyarlı olmaları, eşitlik ilkelerine özen göstermeleri, yetkiyi daha yumuşak şekilde kullanmaları ve insanlarla daha kolay iletişim kurabilmeleri. Liderlik yalnızca işle ya da politika ile ilgili değil. Üniversitelerde, sosyal kurumlarda, spor kuruluşlarında, askerlikte, bilimsel çalışmalarda, müzik ve edebiyatta, aile hayatında, bir başka deyişle, insan olan her yerde gerçek liderliğe gereksinim var. Küresel rekabet ortamında liderler sadece emir verme ve kontrol etme sorumluluğunu değil, önderlik etme ve destek olma sorumluluğunu da üstlenmek zorunda. Emirle çalışan bireyler yaratıcı olamıyor ve sorumluluk duygusu da taşımıyor. Kuruluşlar sadece hiyerarşi, organizasyon şemaları ve talimatlarla değil, değerler, kavramlar ve yenilikçi düşüncelerle yönetilmek zorunda. Bu da ancak “gerçek liderlik” kavramıyla sağlanabiliyor. 8. Uluslararası Basınçlı Döküm Teknolojileri Fuarı EUROGUSS 19-21 Ocak 2010, Nürnberg Almanya 2008 yılında 173’ü uluslararası 403 katılımcı ve toplam 7093 uzman ziyaretçisiyle toplam 10.201m2 üzerinde katılım gerçekleşmiştir ve iki senede bir düzenlenmektedir. EUROGUSS muhtemelen sadece basınçlı döküm ve basınçlı döküm ile ilgili konulara odaklı tek fuardır. Bu esaslı fuar profesyoneller tarafından profesyoneller için tasarlanmaktadır. Geçen yıllar içinde Nürnberg fuarı gelişmiş ve sektör için önemli bir buluşma yeri olmuştur. Kötü ekonomik duruma karşın, şu an ki katılımcı yoğunluğu iyi seviyelere ulaşmıştır Katılımcılar 2008 yılında aşağıdaki oranlarla ziyaretçi kabul etmişlerdir; •81% Oto Yan Sanayi •69% Basınçlı Dökümhaneler •61% Otomobil Üreticileri •41% Kalıpçılık Endüstrisi •40% Makine ve İşletme Mühendisleri •31% Elektrik ve Elektronik Endüstrileri 2008 Yılı EUROGUSS’a aşağıdaki firmalar katılmıştır: •Arslanlar Pres Döküm. San.ve Tic. Ltd. Şti. •Ayhan Metal Pres Döküm •Componenta Döktaş Dökümcülük •İstanbul Ticaret Odası •Tuğçelik Ltd. Şti. Fuar hakkında daha detaylı bilgi www. euroguss.de ve www.ask-EUROGUSS.de adresinden edinilebilir. 37 Türkcast 2009 Sayı 11 makale article Alüminyum Döküm Teknolojileri Tanıtımı Kokil Döküm (GDC) Türkcast dergisi; 6.sayıda alüminyum döküm teknolojilerini, 7.sayıda alüminyum döküm malzemeleri, 9.sayıda yüksek basınç dökümü, 10.sayıda alçak basınç dökümü tanıtmıştım. Bu sayıda ise; kokil döküm teknolojisini tanıtmaya çalışacağım. Can Demir Kalite Sistem ve Arge Müdürü Componenta Dökümcülük A.Ş. Alüminyum Tesisleri _ Manisa Makinalar ve Donanım Kalıplar çelik veya dökme demir malzemeden imal edilir. Kullanılacak otomasyon seviyesine bağlı olarak, farklı makina ve donanımlar geliştirilmiştir. Tezgah tiplerine göre •Sabit, tek istasyonlu tezgahlar, •Karozer tipi tezgahlar (Atlı karınca benzeri döner ve çok istasyonlu), •Devirmeli tezgahlar (Döküm için tezgah belirli açıda yatırılır, dökümü takiben tekrar eski pozisyona getirilir) Metal dökümüne göre: •El ile, kepçe kullarak döküm, •Otomatik kepçe ile döküm, •Robot uygulamalı döküm, Kalıp yaklaşık 350-400 oC’ye ısıtılır. Sıvı alüminyum, dökülecek parçaya bağlı olarak 670-740 oC’ye ısıtılır. Eğer kum maça var ise, kalıp içine yerleştirilir. Sıvı alüminyum, elle kepçe ile veya otamatik döküm sistemleri kullanarak kalıbın döküm havşasına dökülür. Dökülen metal, atmosferik basıncın ve yerçekiminin etkisiyle yolluk sisteminden geçerek kalıp içine doldurulur. Metalin katılaşmasını (yaklaşık 3-5 dakika) takiben, kalıp açılarak döküm parça dışarıya alınır. Avantajları / Dezavantajları Proses Proses kum döküm prosesine benzerdir. Fark Türkcast 2009 Sayı 11 tekrar kullanılabilir çelik veya demir kalıpların kullanımıdır. Kalıp yüzeyi, özel bir boya (döküm literatüründe poteyaj olarak da adlandırılmaktadır) ve proses ile boyanır. 38 •Yüksek basınç döküm prosesine göre, daha ağır veya kalın parçalar dökülebilir. •Karmaşık iç boşluklar için kum maçalar kullanılabilir. •Yüksek basınç döküm prosesine göre, daha uzun çevrim süresi. •Daha karmaşık şekilli parçalar kolaylıkla dökülebilir. •Alçak basınç döküm prosesine göre, proses parametrelerinde daha az kontrol imkanı ve otomatizasyon. •Besleyiciler kullanarak lokal besleme imkanı •Yüksek basınç döküm prosesine göre daha yavaş katılaşma süresi. Bu nedenle: 1.Daha iyi besleme imkanı. 2.Sünekliği ve mukavemette azalmaya neden olan, daha büyük hücre (tane) oluşumu. Bu olumsuzluk, tane modifikasyonu ve ısıl işlem ile giderilir. 3.Metal içinde daha az çözünmüş gaz. Bu nedenle, parçalar ısıl işlem yapılabilir çevre environment Poliklorlu Terfenillerin Kontrolu Hakkında Yönetmelik Eğitimi P oliklorku Bifenillerin ve Poliklorlu TerfenillerinKontrolüHakkındaYönetmelik 27.12.2007 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Çevre ve Orman Bakanlığının görev ve sorumlulukları arasında yer alan, kullanılmış poliklorlu bifenil (PCB) ve poliklorlu bifenil içeren madde ve ekipmanların envanterinin hazırlanması, geçici depolanması, taşınması, arındırılması ve bertarafı konuları söz konusu yönetmelik çerçevesinde PCB’leri elinde bulunduranlar, arındırma yapanlar veya bertarafçılar, İl Çevre ve Orman Müdürlükleri ile Bakanlık arasında yürütülmeye başlanmıştır. Bu kapsamda oluşturulan Bilim Komisyonu ile taraflara eğitim verilmeye başlanmış ve derneğimiz de bu toplantıya davet edilmiştir. Derneğimizin henüz bir çevre uzmanı olmadığından bakanlık ile ilişkilerimizi başarı ile yürüten Erkunt Sanayinden Erhan İşkol bu top- lantıyakatılmışolupaşağıdakiönemlibaşlıkları sektörümüzle paylaşmak üzere derlemiştir. M. Erhan İŞKOL Çevre ve Orman Bakanlığı Tarafından Organize Edilen 25 – 26 Haziran 2009 Tarihlerindeki PCB ve PCT İçeren Atıkların Yönetimi Konulu Eğitim Notları K alıcı Organik Kirleticiler, yüksek dirençleri nedeniyle doğaya karıştığında ortamda uzun süre kalan, besin zincirine aktarılarak biyolojik birikime uğrayan, bu yolla insan sağlığı ve çevre üzerinde zararlı etkilere yol açan kimyasal bileşiklerdir. Kalıcı Organik Kimyasallardan birisi de Poliklorlu bifenillerdir. PCB: Poliklorlu bifeniller ve PCT: Poliklorlu terfeniller olarak ifade edilen bu malzemeler 1920 yılından önce yeryüzünde olmayan ve insanoğlunun bir dönem ürettiği bu organik bileşikler, toksik ve kansorejen madde olarak tariflenmektedir. Yaklaşık olarak son 10 yıldır dünyada üretimi yapılmamaktadır. 1970’li yılların başında gelişmiş ülkeler PCB üretimini yasakladılar. Ancak bu süreçte 1,3 milyon ton PCB üretimi gerçekleştirilmiştir. PCT üretimi çok az olduğu için PCB daha bir önem arz etmektedir. PCB için söylenen şeyler PCT içinde geçerlidir. Her ülkede farklı ticari isimler ile piyasaya sürülen PCB ler bulundurduğu klor miktarına göre 209 farklı bileşikte olabiliyorlar. PCB ler kararlı organik kimyasallar arasında yer almaktadırlar. Çok iyi yalıtkan olmaları, 170 0C’ye kadar kimyasal yapılarında bir bozulma olmaması ve yüksek kaynama noktasına sahip olmalarındandolayıağırlıklıolaraktransformatörler ve kondansatörlerde yalıtkan sıvı olarak kullanılmaktadır. Diğer kullanım alanları ise şu şekildedir. •Makine yağları (kesme ve yağlama yağları gibi) •Yüzey kaplamaları (boyalar, karbonsuz kopya kağıtları, yangın geciktiriciler olarak mobilya ve duvarlar, toz kontrolü amacıyla asfalt ve toz tutucular) •Yapıştırıcılar (özel yapıştırıcılar, suya dayanıklı duvar kaplamaları) •Akışkanlaştırıcılar (conta dolgu malzemesi, beton derzlerde, PVC, kauçuk izolasyon) •Mürekkepler (boya ve matbaa mürekkebi) gibidir. Türkiye’de bu sözleşmeye taraf olan ülkeler arasındadır. Bu malzemeler çevre ve insan sağlığını olumsuz etkiledikleri için çok büyük önem arz etmektedir. Çok küçük ppm seviyelerindeki maruziyetlerdedahiölümlere,sakatlanmalara ve kansere yol açmaktadırlar. En yaygın maruziyet yolları; besinler, yüzey toprakları, içme suyu ve yer altı suyu, kapalı ortam ve çalışma yerleridir. PCB’ler yağlı ortamlarda çözündüğü için yağlı beslenme, süt ve süt ürünleri ve balık tüketimlerinedikkat edilmelidir. Sanayi bölgesine bağlı kalmaksızın dünyanın yer yerinde PCB’lerin hava ile taşındığı yapılan ölçümler ile ispat edilmiştir. Kutuplarda ve çölde dahi ölçülebilir düzeyde PCB bulunmaktadır. Böylece besin zinciri yolu ile hayvan ve insan dokularında birikebilmeleri nedeniyle küresel düzeyde bir çevre ve sağlık sorunu oluşturmaktadır. İki gün boyunca konu detaylı olarak incelenmiş, alternatif bertaraf yöntemleri hakkında bilgilendirme yapılmış ve Türkiye ölçeğinde yapılması gerekenler üzerinde durulmuştur. Buna göre 27.12.2007 tarihinde “Poliklorlu Bifenillerin ve Poliklorlu Terfenillerin Kontrolü Hakkında Yönetmelik “ yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğe göre PCB ve PCT li ekipmanların envanterkayıtlarınınoluşturulmasından,taşınması, depolanması ve uygun yollar ile bertarafından ellerinde bulunduranlar sorumludur. İçerisinde 50 ppm’den fazla PCB bulunduran ve 5 lt’den de fazla olan techizat ve ekipmanlar (transformatörler, kapasitörler..) için tek tek envanter numarası alınacaktır. 1996 yılından sonra üretilen transformatörler ve kapasitörlerde PCB kullanılmamıştır. Ancak bu tarihten önceüretilenlerdemuhtemelenPCBolacağından ekipmanın kayıt altına alınması, kullanım durumu ve içerisindeki sıvının analizinin yapılması gerekmektedir. PCB’lerin doğadaki yarılanma ömürlerinin ortalama 50 yıl ve üzeri olduğunu düşünürsek bu malzemeler ile yüzyıllar boyu karşı karşıyayız demektir. Tam da bu noktada uluslar arası bir çok sözleşmeler ve protokoller ile bu tarz tehlikeli atıkların tanımlanması ve yönetimi sağlanmaktadır. 2001 yılında yapılan Stockholm sözleşmesi kapsamında şu an tarım ve sanayide kullanılan 12 adet maddenin üretimi ve kullanımı yasaklanmıştır. •TARIMDA: Aldrin, Klordan, DDT, Dieldrin, Endrin, Heptaklor, Mireks ve Toksafen •SANAYİDE: Heksaklorobenzen, PCB •YAN ÜRÜN: PCDD, PCDF olan dioksin ve furanlar üretilen kimyasallar olmayıp PCB proseslerinde meydana gelmektedir. Stockholm sözleşmesine göre yasaklanan maddeler arasında PCB ler de bulunmaktadır. Sözleşmeye göre taraflar PCB içeren ekipmanlarının belirlenmesi, etiketlenmesi ve kullanımdan kaldırılması işlemlerini 2025 yılına kadar tamamlamış olmaları gerekmektedir. Çevre ve Orman Bakanlığı, Ulusal Uygulama Planı çerçevesinde bir planlama yaparak hangi sektörlerin hangi yıllarda bu çalışmaları yürüteceklerini bir yazı ile bildirecektir. PCB lerin en çok kullanım alanları enerji sektörü olduğu için öncelikle buradan başlanacaktır. TABS (Tehlikeli Atık Beyan Sistemi) kullananların aynı şifreleri ile girecekleri, olmayanların ise yeni şifreler ile gireceği online bir veri tabanı, Bakanlık tarafından hazırlanmakta olup henüz devreye alınmamıştır. Böylece elinde PCB li ekipman bulunduran herkes buraya giriş yaparak otomatik envanter numarası alacaklardır. Bu sistem devreye alınırken ihtiyaç duyulması halinde ayrıca eğitim verilecektir. Eğitim boyunca yapılan sunuşlar Çevre ve Orman Bakanlığın web sitesinde yayınlanacak böylece daha detaylı bilgiye bu sunuşlardan da ulaşılabilecektir. 39 Türkcast 2009 Sayı 11 çevre environment Atık Döküm Kumundan Yüksek Mukavemetli Yapı Malzemesi Üretilmesi Mehmet Erhan İŞKOL Erkunt Sanayi A.Ş. Ar-Ge Müdürü M etal bilimi, insanlığın en eski mesleklerinden birisidir. Metallere şekil verme yöntemlerinin başında da döküm işlemi gelmektedir. İnsanlar M.Ö. 9000’li yıllarda ilk metal ve metal oksitleri tanıyarak yaşamlarında kullanmaya başlamışlardır. Arkeolojik kazılar sonucu elde edilen kalıntılara göre madenlerin ilk kullanım yeri Anadolu’dur. Binlerce yıllık bilgi birikimi ve tecrübe içeren döküm sanayi, büyüme ve gelişimini 19. yüzyılda Sanayi Devrimi ile gerçekleştirmiştir. Sanayileşme hamlesi, artan nüfus, kirlilik, çevre felaketleri ve bunlara bağlı olarak dünya kaynaklarının azalması insanlığı tedbir almaya zorlamıştır. Hayatımızın her alanında olan dökümcülük gelecekte de olmaya devam edecektir. Şekil 1’de de görüldüğü gibi son 5 yılda dünya döküm üretimi her yıl yaklaşık % 8 oranında artarak gelişen bir sektör haline gelmiştir. sistemde dönen kumun hacmi artar ve kum silolarından dışarı alınması gerekir. Dışarıya alınan bu kumlar dökümhanelerin atık olarak ifade ettikleri kumlardır. Atık döküm kumları miktarsal olarak Döküm Sektörünün en büyük atığını oluşturmaktadır. Bu anlamda sektörden yıllık yaklaşık 400 000 ton atık döküm kumu çıkmaktadır. Meydana gelen bu atık döküm kumları mekanik veya termal yöntemler kullanılarak geri kazanılabilmektedir. Ancak geri kazanım proseslerinde de atıklar oluşmaktadır. Oluşan bu ikincil atıklar daha konsantre atıklar olup yeni sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu güne kadar meydana gelen atık döküm kumları belediyelerin hafriyat alanlarında depolanmaktadır AB uyum süreci kapsamında, ülkemizde de Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından doğal çevreye yönelik mevzuatlar oluşturulmakta ve uygulamalar taviz verilmeksizin yürütül- Şekil 1. Dünyadaki toplam döküm üretiminin yıllara göre gelişimi Dökümlerin büyük çoğunluğu kum kalıplara yapılmaktadır. Genelde silis kumu olarak ifade edilen kuvars (SiO2) kumu kullanılır. Bu kum sürekli çevrim halindedir. Ancak kumun kalıplanabilme özelliklerini ayarlayabilmek için belli oranlarda yeni kum ilaveleri yapılır. Ayrıca dökülen parçalar kompleks olup maça kullanılıyorsa döküm sonrası bu maça kumları da kalıp kumlarına karışır. Böylelikle Türkcast 2009 Sayı 11 40 mektedir. Bu çevre regülasyonları kapsamında atıklara yönelik doğru çözüm yollarının bulunması kaçınılmaz hale gelmiştir. Prosesten çıkan atık döküm kumlarının farklı bir prosesin girdisi olarak tekrar kullanılabileceği düşünülmüştür. Bu yönde geri kazanım üniteleri olmayan dökümhaneler için her atık bir hammaddedir kurgusu ile hareket edilmiştir. Belirtilen miktardaki atık döküm kumunun, başka proseslerde küçük katkı oranları ile kullanılmasından ziyade büyük çoğunluğu atık döküm kumundan oluşan yeni bir ürün tasarlanması, ayrıca bu yeni ürün piyasaya sürüldüğünde kullanım alanı bulması ve kullanım miktarının fazla olması gerektiği düşünülmüştür. Bu sebeplerle inşaat sektöründeki yapı malzemelerine odaklanılmıştır. Burada öne çıkan ve gelecekte de öneminin artacağı düşünülen malzemelerin başında bor bileşikleri gelmektedir. Özellikle depreme dayanıklı, mukavemeti yüksek ve ısıya dayanıklı binaların yapılmasında bor ürünlerinin katkısı çok yüksektir. Bor bileşiklerinin ısı ve ses izolasyonu açısından da çok önemli bir kullanım alanı vardır. Bu kapsamda değerlendirileceği düşünülen diğer bir atık da Eti Maden Kırka Bor İşletmesi bor zenginleştirme ünitesinden çıkmaktadır. Ülkemizde 350 000 ton’u Kırka Bor işletmesinden olmak üzere yıllık yaklaşık 600 000 ton gölet atığı oluşmaktadır. Şu ana kadar göletlerde biriken atık miktarının yaklaşık 10 000 000 m3 olduğu söylenmektedir. Bu düşünceleri hayata geçirmek üzere MTA ile birlikte bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmadan olumlu sonuçlar elde edilince oluşturulacak yeni ürünün detaylı çalışmaları için TÜBİTAK (1501) Sanayi Ar-Ge Projesi başlatılmış olup Mart 2010’da bitirilmesi planlanmıştır. Laboratuar çalışmalarından elde edilen ilk bulgular ışığında ise fikri ve mülkiyet haklarını koruma altına almak için Türk Patent Enstitüsüne Erkunt Sanayi A.Ş. adına patent başvurusunda bulunulmuştur. Bununla birlikte yapılan çalışma sonuçlarının paylaşıldığı bilimsel bir de makale hazırlanmıştır. Bu makale İstanbul’da düzenlenen 14. Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresinde sunulmuştur. Yürütülen proje ile döküm sektörünün atığı olan kumları değerlendirirken başka bir sektörün atıklarını da kullanarak verimlilik iki katına çıkartılmıştır. Atık döküm kumu ve bor atığını belirli oranlarda ve uygun şartlarda bir araya getirerek yapılan tuğlanın içerisinde kil olmadan da tuğla standartları yakalanabilmektedir. Bu yeni koşuldaki tuğlanın hammaddesi, bor atığının etkisi ile beyaz renkte olmaktadır. Hammaddenin beyaz olmasından faydalanarak içerisine metal oksitler ilave edilip istenilen renk çevre environment Normal inşaat tuğlası üretiminde 1200 0C’deki sıcaklıklarda pişirme yapılmaktadır. Ancak bizim geliştirdiğimiz tuğla için bu sıcaklıklara çıkmaya gerek olmayıp pişirme işlemi 800 0C’de gerçekleştirilerek enerji avantajı da sağlanmaktadır. Yüksek basınca dirençli, düşük su emme oranlı, dona ve aşınmaya karşı dayanıklı olan bu malzeme binaların dış cepheleri, yer döşemeleri, özel tanımlı yollar, bahçe duvarları, şömine ve barbekü yapımı gibi alanlarda geniş uygulama imkanları bulacaktır. Ar-Ge projesi kapsamında MTA ile birlikte yapılan çalışmalar özellikle sıva ve boya gerektirmeyen yeni ürüne yönelik olarak devam etmektedir. Şekil 2. Renkli tuğla numuneleri tonlarında tuğlalar üretilebilmektedir. Geliştirilen yeni ürünün bu özelliğinden dolayı yapı sektöründe görsel ve estetik uygulamalar açı- Yapılan çalışmalarda yapı malzemelerini iyileştirilip yeni bir boyutta ürün üretmek ile birlikte atıkların değerlendirilmesi, enerji tasarrufu, ülke ekonomisine katkı, çevreyi koruma ve doğal kaynakların daha verimli kullanılması hedeflenmektedir. sından da ön plana çıkacağı düşünülmektedir. Renk denemesi yapılan tuğla numuneleri Şekil 2’de görülmektedir. Size Özel Çözümler... Prestij Yayıncılık olarak 1993 yılından beri imalat sektörünün ihtiyaçlarını karşılamak üzere Türkiye’nin alanındaki en etkin sektörel ve teknik dergilerini yayınlamaktayız. Son projemiz, Euroindustry Alıcı Rehberi Türk imalatçılarının yurtdışındaki önemli fuarlarda en etkin tanıtım aracı olmuştur. Prestij Yayıncılık Ltd. 0212 267 10 11 41 Türkcast 2009 Sayı 11 makale article Özkan Usta… Kamil Büke Componenta Dökümcülük A.Ş. Z anaatkar kelimesinin hakkını veren kişilerdendir. Dökümcü Özkan Usta’yı 1983 yılından tanırım. O zamanlar İzmit-Adapazarı bölgesinde faaliyet gösteren konusunda lider, büyük bir otomotiv yan sanayii kuruluşunun*, dökümhanesinde birlikte çalıştık bir süre. AKP grup Başkan Vekilliğinden, Sanayi Bakanlığına terfi eden Nihat Ergün Bey’in ustası, Özkan Usta’yı bir de ben anlatayım dedim. Karadenizli idi, Karadenizliliğin kendine has tüm kıvraklığı, kendine olan aşırı güveni, esprililiği, hazır cevaplılığı onda vardı. Nihat Bey’in bahsettiği gibi cömertti, babacandı. Aynı anda birlikte çalıştığı genellikle Meslek lisesi mezunu diğer formenlerin yanında İlkokul mezunu olmasına rağmen, hiç kendini ezdirmez, aksine her zaman çözüm için aranan kişi olmayı başarmıştı. Mesleğin gerçek zanaatkar’ı olduğunu herkese kısa sürede kabul ettirmişti. Sn. Bakan’ın da staj yaptığı atölyesi iflas etmiş, o da çaresiz soluğu bordrolu çalışmada almıştı. “Nasıl oldu bu iflas işi?” diye sorduğumuzda, verdiği yanıt, Dünya’nın en eski ikinci mesleği olarak tanımlanan Dökümcülüğün zorluğunu da içerir. Zor meslektir, meşakkatlıdır dökümcülük. Ortaya kum, maden ve ateşten bir eser çıkarırsınız. Ancak sıcak ateş ve toz altında döktüğünüz terlerin karşılığını alabilmek için her zaman binbir türlü koşulu, mühendislik dilinde parametre’yi de kontrol altında tutmanız gerekir, aksi halde sonu hüsran olur. Sakat dökülmüş işi, kimseye satamayacağınız gibi, sizin cebinizden, boğazınızdan birşeyleri götürür. Hemen önlem almanız, çözüm bulmanız şarttır. Özkan Usta’nın yanıtı şu olmuştu. Abi, işler yolunda idi. Güzel bir iş almıştık, piki, kömürü aldım, atölye’ye koydum, ekibe de biraz para bıraktım, çok yorulmuştuk, hanımı, çocukları aldım Antalya’ya gittim. Birkaç gün tatil yapayım dedim. Döndüğünde, birde baktım, bizimkiler, eritip, dökmüşler, sakat! Eritip dökmüşler yine sakat, sonra işte ben buradayım... İşte böyledir, zanaatkar olmak başkadır, işletme yönetmek başka! İzmit’te halen faal olan başka bir dökümhanede yıllar önce yaşadığı olay, bu mesleğin zorluklarını anlatmak açısından iyi bir örnektir. Büyük bir iş kalıplıyorlar. 4-5 tonluk bir parça dökülecek. Yer kalıbının yapımı bir hafta sürüyor. Kalıp tamamlandıktan sonra ergitilen maden, pota ile kalıba dökülüyor. Bu esnada olan büyük bir patlama ile dökümhane’de kısmen yangın çıkıyor. Vücudundaki yanık yerlerini bize gösterirken, patlama nedeninin ise, kalıba girmiş bir fare olduğunu sonradan tesbit ettiklerini anlatırdı. Sanayi Bakanı, Sn.Nihat Ergün’ün de staj yaptığı yer. İşler yoğun, Pazar günleri de bazen çalışıyorlar. Ancak Pazar günü çalışmak için belediyeden ayrıca ek ruhsat almak gerekiyor. Taktik, kepengi, 20-30 cm kalacak kadar aşağıya indirerek çalışmak. Zabıta geliyor, ruhsat falan sorgularken, Özkan Usta, baştan çalışmadıklarını, temizlik yaptıklarını söylüyor. Zabıta tabii ki, Ona inanmıyor, eğiliyor, kepengin altından içeri bakarak çalışanları görüyor. Bunlar kim? Siz burada çalışıyorsunuz diye bağırınca, Özkan Usta’nın yanıtı, “ Ha bunlar işçi değil, lazdır da!” diyerek zabıta’yı savuşturmaya çalışıyor! Sen bir ömürsün, sağolasın Özkan Usta. Dökümcülüğün zorluğunu bilen yabancıların bile “dök ve dua et” anlamına gelen sözcükleri vardır. Fatih Sultan Mehmet zamanında, Tophane-i Amire binasında, top dökümlerinin yapıldığını, madenin ergitimden sonra, padişahların, sadrazamların, topların sağlam çıkması için dua ederek, potanın içine altın sikkeler attığını ve dökümlerin bundan sonra yapıldığını Evliya Çelebi’nin yazılarından da öğreniyoruz. *Bu kuruluş: O zamanki ismi ile, İstanbul Segman ve Gömlek Sanayii A.Ş, şimdiki adı ile Federal Mogul’dur. Padişah ve Sadrazamların, hemen döküm öncesi pota içine atttıkları bu altın sikkelerin, sonuca pozitif etki yaptığını dökümcülük bilimi yıllar sonra açıklamış, bu konu üzerine sayısız master tezleri yapılmıştır. Yapılan işin mekanizması kısaca, Aşılama olarak açıklanmaktadır. Özkan Usta’nın anlattığı gerçek olaylardan bir tanesini anlatarak yazımızı sonlandıralım. KaradenizliUstamızınbu hikayesi için Karadenizlilerin hoşgörüsüne de baştan sığınalım. İzmit’in hemen dibindeki sanayi çarşısı. Muhtemelen AKP’li Federal Mogul Personel Şefinden aldığımız bilgiye göre Özkan Usta (Güray) 09.02.1982 ile 08.08.1985 yılları arasında o zamanki adı İstabul Segman Sanayi A.Ş. olan şirketimizde Dökümhane ustabaşısı olarak çalışmıştır. 02.01.1950 Maşukiye doğumlu olan Özkan ustanın fotoğrafı ektedir. (Tüdöksad) Türkcast 2009 Sayı 11 42 araştırma investigation TÜDÖKSAD Hammadde Fiyat Endeksi 2 008 yılının Nisan ayında uygulamaya başlanan metalik malzeme fiyat farkı endeksi Dökümhaneler ve Döküm alıcıları arasında doğan sıkıntıları ortadan kaldırmış olup, Avrupa da olduğu gibi değişen hammadde fiyatları konusunda tüm taraflara bir temel bilgi sağlamaktadır. Hepimizin bildiği üzere 2008 in son çeyreğinden itibaren anlamsız yükselmiş olan malzeme fiyatları olması gereken seviyelere gerilemeye başlamıştır. turulan Tabloya her ayın ilk haftası www. tudoksad.org internet sayfasından ulaşılabilmektedir. Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği üyesi firmalardan toplanan güncel bilgiler ile oluş- Tablo 1. Hammadde fiyatları TL/Ton Açıklamalar TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Dökümhanelerde Kullanılan Metalik Hammadde Fiyat Değişimleri Malzeme Fiyatı (TL/Ton) Güncel Piyasa Sözleşme fiyatları; Dökümhane teslimi, nakliye, navlun, gümrükleme, spor klübüne yardım, bağış, fire, prim, ceza dahil, KDV Hariç Dönem 2003 2003 2004 2005 2006 2007 Haz Yılık Ort Yılık Ort Yılık Ort Yılık Ort Yılık Ort Ara-06 2007 Oca-07 Şub-07 Mar-07 Nis-07 May-07 Haz-07 Tem-07 Ağu-07 Eyl-07 Eki-07 Kas-07 Ara-07 2008 Oca-08 Şub-08 Mar-08 Nis-08 May-08 Haz-08 Tem-08 Ağu-08 Eyl-08 Eki-08 Kas-08 Ara-08 2009 Oca-09 Şub-09 Mar-09 Nis-09 May-09 Haz-09 Hurda Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Ort Max Türkcast 2009 Sayı 11 Hematit Piki Çelik Piki H1-H2 Ç1-Ç2 Sfero Piki (1) (2) 373 407 483 453 490 471 495 484 500 520 540 531 560 501 547 459 494 462 494 475 503 487 516 485 500 482 500 487 510 492 526 509 524 561 588 715 746 867 910 870 900 805 857 636 725 548 600 426 601 452 520 460 510 497 543 491 525 470 519 465 470 468 590 472 515 587 541 650 558 652 573 656 616 706 606 683 583 659 598 676 584 646 594 662 579 678 598 630 562 609 622 717 671 757 742 795 826 887 904 1,043 1,076 1,222 1,213 1,345 1,334 1,390 1,210 1,250 1,012 1,150 928 1,170 865 1,025 960 1,605 880 1,340 869 1,350 810 1,070 696 900 645 850 4% 3% 7% 2% -6% -8% 1% 3% 3% 0% -1% 1% 1% 3% 10% 27% 21% 0% -7% -21% -14% -22% 6% 2% 8% -1% -4% -1% 1% 44 KOK 3.1% 2.7% 7.5% -1.6% -3.8% 2.6% -2.3% 1.7% -2.5% 3.3% -6.0% 10.7% 7.9% 10.6% 11.3% 9.4% 19.0% 12.7% 10.0% -9.3% -16.4% -8.3% -6.8% 11.0% -8.3% -1.3% -6.8% -14.1% -7.3% (3) (4) 574 558 620 571 628 597 635 622 632 621 640 612 641 614 641 583 614 596 631 594 619 574 615 557 588 584 614 659 705 706 740 820 883 977 1,056 1,127 1,274 1,247 1,400 1,312 1,416 1,105 1,170 1,018 1,250 940 980 900 985 975 1,010 822 992 723 756 657 710 655 670 610 700 471 428 462 521 479 541 494 550 517 575 530 575 543 564 537 554 533 548 528 588 524 570 533 592 506 539 496 524 507 530 596 623 633 657 756 797 915 965 1,039 1,183 1,146 1,227 1,180 1,203 1,003 1,101 960 1,221 644 800 670 740 765 840 678 840 664 707 568 650 543 600 504 563 2.3% 4.6% 4.2% -0.2% -1.4% 0.3% -5.0% 2.2% -0.3% -3.4% -3.0% 4.8% 12.8% 7.1% 16.1% 19.1% 15.4% 10.6% 5.2% -15.8% -7.9% -7.7% -4.3% 8.3% -15.7% -12.0% -9.1% -0.3% -6.9% (1) Hurda Fiyatı Çolakoğlu Metalurji A kalite fiyatı ve Türkiye genelindeki dökümhanelerce satın alınan paketli veya dökme, kaplamasız, DKP sac hurdalarının maliyet fiyatlarının günlük hesap edilmiş, ağırlıklı aylık ortalaması (5) 3.1% 4.7% 2.5% 2.5% -1.1% -0.7% -0.9% -0.8% 1.7% -5.1% -2.0% 2.2% 17.6% 6.2% 19.4% 21.0% 13.6% 10.3% 3.0% 461 510 465 510 460 500 461 500 470 520 470 525 470 525 470 525 470 525 491 550 505 560 495 550 510 570 510 570 607 680 607 670 610 700 (2) Sfero Piki İthal kaynaklardan temin edilen Sfero pikinin güncel fiyatlar ve bağlanan sözleşmeler ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması (3) Hematit Piki İsdemir ve İthal kaynaklı pikin güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması -15.0% -4.3% -32.9% 4.0% 14.2% -11.4% -2.1% -14.5% -4.4% -7.2% (4) Çelik Piki İsdemir ve İthal kaynaklı pikin güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması 10 45 19.67 6.70 0 -20 H 09 20 H 09 E nde x De ğişimi (% aylık) M 09 300 -7.97 Ağu-09 Ma y-09 Ağu-09 Ma y-09 Max M 09 -10.56 A 08 E 08 -20% A 08 -10 -14.38 -6.34 -14.85 Ş ub-09 K a s -08 Ağu-08 Ma y-08 0.4 E 08 Ş ub-09 K a s -08 Ağu-08 Ma y-08 Ş ub-08 Tl/Kg A ylık Ortalama H 08 M 08 A 07 E 07 H 07 M 07 A 06 E 06 Ş ub-08 K a s -07 Ağu-07 Ç olak oğlu Hur da F iyatlar ı H 08 M 08 A 07 E 07 H 07 M 07 A 06 E 06 H 06 M 06 E uro / t H 06 M 06 A 05 K a s -07 Ağu-07 Ma y-07 Ş ub-07 K a s -06 0.8 A 05 30 E 05 500 E 05 H 05 M 05 A 04 Ma y-07 Ş ub-07 K a s -06 40% H 05 M 05 A 04 550 E 04 H 04 M 04 A 03 E 03 H 03 -40% E 04 H 04 M 04 A 03 E 03 H 03 araştırma investigation Ort 0.7 0.6 0.5 0.380 0.3 0.2 Ç olak oğlu Hur da Fiyatlar ı De ğiş im i % 20% 9% 2% 0% -6% -5% C AE F Avrupa Metalik Malz eme F iyat E ndeks i Index June = 100 520.23 450 400 350 266.73 250 200 150 100 50 Türkcast 2009 Sayı 11 makale article Kongrelerden Seçtiklerimiz...... Dökümhaneler: Nihai Sınır Nerede?–Döküm Teknolojilerinde Önümüzdeki Birkaç Binyıl D. Weiss Eck Industries, Inc. Manitowoc, Wisconsin AFS 113. Metal Casting Congress, Las Vegas, ABD, Nisan 2009, Amerika Dökümcüler Birliği, Modern Casting, Mayıs 2009 www.moderncasting.com Trakya Döküm Mühendislerinden Serdar Atafırat tarafından tercüme edilmiştir. ÖZET B ilim kurgunun gelecekteki dünyası gelişmiş ve bazen de fantastik malzeme ve teknolojiler üzerine kuruludur. Star Trek’in (Uzay Yolu) ilk uzay gemisi Enterprise, 2130’larda yani bizim geleceğimizden yüz yıldan biraz daha fazla bir zaman sonra kuruldu. Malzeme bilimi ve ileri üretim metotları kurguyu gerçeğe dönüştürebilir mi? Dökümhanelerimiz gerçek ileri teknoloji taşıma sistemlerini yapabilir mi? Bu makale, endüstrimiz için Star Trek dünyasının fırsatlarını ve üstesinden gelinmesi gereken güçlüklerini tartışmaktadır. Bu yolculuğun bir kısmı hayal edilmiş, fakat hiçbir zaman üretilmemiş malzemeleri inceleyecek ve her gün döktüğümüz malzemelerin farkına varılmamış potansiyellerini tekrar gözler önüne serecektir. Gerçekleşen şey hakikaten olağanüstü idi. Kalayın, bronz üretmek için (büyük ihtimalle) kazara bakırın içine konulması bakırdan daha güçlü bir malzemenin üretimiyle sonuçlandı. Ergime noktası saf bakırdan 60o C daha düşük olduğundan bronzun dökülmesi saf bakırdan daha kolay olmuştur. Bu Asur kralı, Sennacherib için yapılan 100 ton ağırlığında kolonları olan anıtsal bronz döküm üretimini mümkün kılmıştır. Kalayın bakıra, karbonun demire, bakır ve magnezyumun alüminyuma ve alüminyumun magnezyuma ilavesinin hepsi alaşımsız metallerden daha iyi alaşımlar üretilmesini sağlamıştır. Sofistike alaşım sistemleri bugün döktüğümüz dökümhane metallerinin mukavemetinin temelidir. Periyodiktablodakielementlerinbirbiriylealaşımlandırılması sonucu elde edilen yeni ürünler, Star Trek dünyasının gerekliliklerini karşılayabilecek midir? üzerinde tüm seviyelerde yani elektronik altı, elektronik, atomik ve moleküler seviyedeki elektrik ve manyetik güçlere karşı inerttir. Bunun sonucu olarak şaşırtıcı ve bir o kadar da üstün bir takım özelliklere sahiptir. Bunlardan bir tanesi tamamıyla ağırlıksız, diğeri ise tamamıyla ısısız olmasıdır. Hiçbir moleküler vibrasyonu yoktur. Kendisine gelen ısının ve ışığın tamamını yansıtır. Elin sıcaklığını absorbe etmediğinden dokunulduğunda soğukluk hissi vermez. Ağırlıksız olmasına, yüksek mukavemetine ve kayda değer elastikiyetine rağmen katıdır ve moleküler olarak oldukça yoğundur. Aynı zamanda parçalayıcı ışınlara karşı mükemmel bir kalkandır”. Gelecek “Strich, süt grisi renginde, şeffaf, neredeyse sürtünmesiz bir malzemedir. Ringworld’un tabanını oluşturan Strich oldukça ince tabakası kendisiyle karşılaşan notrinoların % 40’ının geçişini engeller. Aynı zamanda tüm diğer radrasyonun ve subatomik parçacıkların nerdeyse % 100’ünü absorbe eder ve hızlı bir şekilde ısıyı dağıtır. Scrith’in çekme mukavemeti yüksek nükleer güç ile benzerlik göstermektedir. Devasa mukavemetinden dolayı birçok silahı geçirmez. Yeterli kinetik enerjiye sahip bir cisim (gök taşı veya asteroit gibi) çarpma durumunda Ringworld’un tabanını deforme edebilir ve delik açabilir. Strich’in fiziksel kompozisyonu tam olarak belli olmamakla beraber büyük oranda abartılı bir şekilde olsa da metallerle bazı ortak özelliklerinin olduğu görülmektedir. Örneğin, yüksek GİRİŞ Metal Dökümünün tarihçesi kazara gerçekleşen buluşlar, sıkı çalışma, zanaatçılık ve ara sıra vuku bulan gelişmiş anlayıştan ibarettir. İlk metal dökümü altı bin yıl önce İranlı bir çömlekçinin kazayla malakiti ocağına düşürmesiyle üretilmiş olabilir. Sıcaklık minerali metalik bakıra indirgemek için yeterli olmuş olabilir. Daha sonra gerçekleştirilen deneyler dekoratif amaçlı olarak bakırı belli bir şekilde elde etmek için bir taş kalıbın ateşin altına konulmasına sebep olmuş olabilir. Şekil 1’de görüldüğü gibi zanaatkârlar, belli tekniklerden yararlanmış ve kısa zamanda balmumu kullanarak güzel ve girift şekilli dökümler üretmişlerdir. Gelecekte üretilmesi muhtemel şu malzemeleri ele alalım: Interon bilinen tüm fizik kurallarını ihlal eden bir malzemedir ve İmkansızın Fiziği adlı kitabında Michio Kaku tarafından Sınıf III imkansızlık malzemesi olarak kategorize edilmiştir. Armagedon:2419 A.D. de Philip Nolan malzemeyi aşağıdaki şekilde tasvir etmiştir. Şekil 1. Kudüs’teki İsrail Müzesi’nde yer alan bronz döküm ve kalıp (M.Ö. 2000 yıllarına ait) Türkcast 2009 Sayı 11 46 “Inerton, Amerikalı bilim adamları tarafından ultronik güçlerle yapılan araştırma ve deneylerin ikinci büyük zaferidir. Denge altı sub-iyonik formlardan ultrasonik ritmik titreşimin karmaşık heterodini ile oluşturulmuş sentetik bir elementtir. Bu element, ultoniğin Üstün özellikli diğer bir malzeme ise Larry Niven’ın Ringworld adlı bilim kurgu kitabındaki Şekil 2’de gösterilen “Strich” malzemesidir. makale article çekme mukavemeti, ısıyı iletme kabiliyeti ve manyetik alanı muhafaza etme gibi özelliklere sahiptir. Strich’in maddenin transmutasyonu sonucu yapay olarak üretildiği belirtilmiştir”. Fizik dünyasının bilgisinin uç sınırında olduğundan Kaku, Strich’i sınıf II imkânsızlık malzemesi olarak tanımlamaktadır. Star Trek’te gördüğümüz birçok şey sınıf I imkânsızlık malzemeleri kategorisine aittir. Bunlar bugün imkânsız olan teknolojilerdir, fakat bu bilinen fizik kurallarını ihlal etmemektedir. Star Trek’in dizaynının çekici olan bir yanı gerçekten de tasvir edilen teknolojinin yakın gelecekteki olabilirlik alanı içinde olmasıdır. Konstrüksiyon için gerekli malzemeler hali hazırda çağdaş malzemeler açısından değerlendirildi. Belki de Star Trek’in tritanyumu, elmas fiberlerin titanyum alaşımı matrisine daldırılmasıyla yaratılabilinir. Enterprise’ın warp bobini, verterium cortenite diye adlandırılan bir döküm malzemesidir. Bu malzeme ve sıcak motor plazması arasındaki etkileşim, motoru çevreleyen alanın geometrisini değiştirmekte ve bu sayede Enterprise’ın yolculuk ettiği etrafı kapatılmış boşluğu yaratmaktadır. Etrafı kapatılmış boşlukta Enterprise ışık hızını ihlal etmez ve bu sayede özel görecelik kanunun ihlalini engeller. Şekil 2. Larryniven.org’ten Ringword Bu kurgusal malzemeler Neal Stephenson’un yeni bilim romanında tasvir edildiği gibi yeni maddeler olabilirler. Anathem: Atomik çekirdeği yapay olarak sentezlenen ve bu yüzden tabii olarak oluşan elementlerde ve bileşiklerde bulunmayan fiziksel özelliklere sahip bir madde formudur. McCarthy bu fikirleri geliştirmek için Programlanabilir Madde Şirketi isimli bir şirket kurdu. Teknik zorluklara rağmen McCarthy’nin öne sürdüğü fikirler ciddiye alındı. 2000 senesinde Nature Dergisi’nde yayınlanan bir makalede McCarthy malzemelerinin bir tanesinden bahsetmektedir.“Wellstone demiri kendi tabii eşinden daha zayıf, daha az iletken ve daha az ferromanyetik, yani daha az demir gibidir ve bir golf sopasıyla tekrar tekrar vurursanız tedrici olarak demire olan benzerliğini kaybedecek ve parçalanmış silisyum ve boşluk olacaktır. Diğer taraftan tüy hafifliğinde, tamamıyla paslanmaz ve ufak bir darbeyle çinkoya, rubidyuma veya bilinen en sert süper reflektör imperviyum gibi hayali bir maddeye bile dönüşebilir”. Geçiş Bilim kurgu evrenimizin bazı yönlerine dair etkileyici gelişmeler olmuştur. Orijinal Star Trek dizisinde uzay gemilerinin algılanmasını engellemek için Romulanlar tarafından kullanılan örtüleme teknolojisi hızla fiziksel bir realite olmaktadır. Dökümün yüzeyindeki silisyum morfolojisinin kontrolü onu optik olarak görünmez yapabilir. Ama hala daha her gün ürettiğimiz metaller ve dökümlerin ful potansiyellerine erişmemiz gerekmektedir. Saf metaller genellikle oldukça zayıftır, fakat teorik olarak öyle değildir. 1929’da Yakov Frenkel basit bir atomik model kullanarak bir malzemeninteorikakmagerilmesinintahmini olarakYoung modülünün onda biri olduğunu öngörmüştür. Bu alüminyumun teorik akma gerilmesinin inç karede bir milyon pound olduğuna işaret etmektedir. Gözlenen akma gerilmeleri bundan 10 ila 100 kat daha az büyüklüktedir. Problem ise mükemmel olarak dökülseler bile metallerin kristallerinin kusursuz olmamalarıdır. Kristaller, uygulanan yükün altına hareket eden dislokasyonlar ile doludurlar ve bu da malzemenin deformas- yona uğramalarına sebebiyet verir. Bu diğer malzemeler için de geçerlidir. Karbon nanotüpleri olarak isimlendirilen eşsiz karbon konfigürasyonları çok yüksek teorik mukavemete sahiptirler. Yerinden oynamış tek bir atom bile nano-tüpün mukavemetini % 30 azaltır ve tipik olarak üretim prosesindeki görülen atomik ölçekteki hatalar mukavemetin % 70’e varan oranlarda azalmasına sebep olur. Alaşımlama dislokasyonların sebebiyet verdiği zayıflamaya karşı ilk çareydi. Alaşımlandırma ile tane sınırlarında oluşan çökeltiler, dislokasyonların hareketini engeller. Tane boyutlarının azaltılması dislokasyon hareketine karşı bariyerlerin sayısını arttırır. Belki de önümüzdeki birkaç yüzyıl boyunca atomik ölçekteki hataların engellenmesi konusunda daha fazla bir şey yapılamayacaktır, fakat teorik mukavemete ulaşmamızı engelleyen makro hatalar üzerinde yeterince büyük bir etki yapabiliriz ki, bu da döküm dünyasını değiştirebilir. Daha iyi dökümler yapabilmek için malzemelerin yoğunluklarını arttırmamız gerekmektedir. % 99’dan daha yoğun dökümler üretmek için çok sıkı çalışıyoruz. Ancak % 99,9999’dan daha yoğun bir malzemeyi ele alalım. Eğer gözeneklerin çapı 100 nm ise bu tür malzemeler cm3 başına yaklaşık 5.1016 gözenek ihtiva etmektedir. Alüminyumda, mevcut en iyi temizleme ve gaz giderme teknikleri kullanarak dökümhane ortamında 0,04 mm (40.000 nanometre) büyüklüğünde inklüzyon ve %99’luk metal yoğunlukları güçlükle elde edilebilmektedir. İyi alüminyum dökümlerinin teorik ve gerçek yoğunlukları arasında %1,5-2,0’lik bir fark vardır. Ivan Amato’nun Stuff, The Materials The World Is Made Of adlı kitabına göre kalite kontrol ve proses problemlerinden dolayı yeni malzemelerdeki gelişmeler yavaş bir seyir almaktadır. Yeni maddenin daha gerçekçi bir tipi romancı ve uçak mühendisi olan Wil McCarthy’nin kitabında Hacking Matter’da bulunabilir. McCarthy, yığın malzemelerin iç kısmına programlanabilir dopantlar koymayı ve dış sinyallerle gerçek zamanlı olarak bu dopantları kontrol etme fikrini öne sürmüştür. Dopantlar selektif olarak kuvvetlendirilmiş metal matris kompozitlerdekine benzer bir şekilde madde içine dökülen fiberler gibidir. Şekil 3. Zamana göre malzemelerin göreceli önemi 47 Türkcast 2009 Sayı 11 makale article Şekil 3’de 1950’lerde pik yapan metallerin göreceli önemini gösteren kitaptaki bir tablo yer almaktadır. Geçmiş ile geleceği birbirine bağdaştırmak için ne yapmamız gerekmektedir? Döküm malzemelerinin mekanik özellikleri üzerinde önemli etki yapmak için aşağıdaki kriterlerin yerine getirilmesi gerekmektedir: 1) Hükümetten makul ölçüde finansal destek alımı. Metal dökümün gelişimi için harcanan fon senede 5 milyon USD’den daha azdır. Bu değer, ABD otomobil üreticilerinin mevcut modellerden % 25 daha etkili araç üretebilmeleri için araçların yeniden donanımlandırılması için gerekli 25 Milyon USD’nin % 0,02’sine tekabül etmektedir. Fakat araç verimliliğini iyileştirmenin en etkili yolu aracın toplam ağırlığının azaltılmasıdır. Malzeme mukavemetinin iyileştirmesi yoluyla ağırlığın azaltılması otomobil üreticilerinin nezaketli insanların almak isteyecekleri özelliklere sahip büyük arabalar üretmelerine imkân verir. Metal dökümü ar-ge çalışmaları için ayrılan fonların yılda 50 Milyon USD’ye yükseltilmesi (25 Milyon USD’nin % 0,1’i) döküm malzeme özelliklerinin % 30 artmasını sağlayabilir. Bu otomobil üreticilerinin çok daha ucuz maliyetlerde verimlilik hedeflerine ulaşmalarına büyük ölçüde katkıda bulunacaktır. Fon problemine farklı bir şekilde bakabilir ve X ödülü tipi bir yaklaşım sergileyebiliriz. X ödülü büyük problemleri çözmek için kuruluş tarafından fon sağlanan, yüksek profilli bir yarışma programıdır. Belki Enerji Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı, % 100 akma gerilmesi iyileştirmesi gösteren ve mevcut baz alaşımların maliyetinden iki kattan fazla maliyeti olmayan her bir dökülebilir metal sistemi için 50 Milyon USD ödül koyabilir. 2) Dökümhane ve tedarikçilerinin tutumları. 40.000 nanometre inklüzyon ve % 99 yoğunluk sağlayan temizleme ve gaz giderme teknolojileri geleceğin döküm taleplerini karşılamak için yeterli değildir. Inklüzyon boyutu ve yoğunluğunda birkaç kat daha fazla iyi- leştirme sağlanması gerekmektedir. Açıkça görüleceği gibi bazı yeni yaklaşımlara ihtiyaç vardır. 1960’larda göl kirliliğini temizlemek büyük bir problem iken, Kanada hükümeti gölün nasıl kirlendiğini anlamak için yapılan bir çalışmaya fon aktardığından büyük bir başarı sağlanmıştır. Metalin nasıl kirlendiğini gerçekten anlıyor muyuz? Eğer anlamıyorsak belki bu nasıl temizleneceğini anlamamız için ön bir şarttır. Alüminyum dökümhanelerinde yapılan azaltılmış basınç testi gibi ölçüm teknikleri bile metal temizliğini bir sonraki safhaya taşımada yeterli olmamaktadır. 3)Döküm simülasyonlarının 21. yüzyılın dökümlerinin gerekliliklerini karşılamada yetersiz olduğunu kabul edilmesi. Bu simülasyonlar metal/kalıp etkileşimlerini, maçalar ve maça boyaları tarafından üretilen gazları veya tane küçülmelerini hesaba katmazlar. Döküm simülasyonları dökümhanelerin çalışma biçimlerini tamamıyla değiştirmiş ve dökümhanelerde üretilen ortalama ürünler büyük ölçüde gelişme sağlamıştır. Birçok durumda yolluk sistemi gurusunun yerini aldılar ve dökümhanelerin çekintisiz ve büyük ölçüde oksitsiz dökümler üretmesine yardımcı olabilirler. Fakat hala daha yapacak çok iş bulunmaktadır. Birçok alaşımda temel fiziksel girdiler hali hazırda mevcut değil. Kompozitlerin modellenmesi henüz başlangıç seviyelerindedir ve de maçalardan ve kalıplardan gaz çıkışının modellenmesi hala mevcut değildir. Şekil 4 mevcut yazılımlar yardımıyla modellenemeyen bir maça gaz çıkışı hatasını göstermektedir. 4. Tüm metal sistemleri için dökülebilir, yüksek mukavemetli kompozitler üzerinde araştırmalar.Wisconsin-Madison Üniversitesinde ve başka yerlerde yakın zamanda yapılan araştırmalar mikron altı boyutta yapılan kuvvetlendirmelerin alüminyum ve magnezyumun akma gerilmesini % 50 oranında arttırabileceğini göstermiştir. Genelde dökülebilir kompozitler daha yüksek mukavemet-ağırlık oranları, istisnai derecede yüksek boyutsal kararlılıkları, daha iyi yüksek sıcaklık ka- rarlılıkları ve önemli derecede geliştirilmiş yorulma karakteristiklerinden dolayı büyük ölçüde ağırlık tasarrufu sağlamaktadırlar. 1990’lardaki çalışma patlamasından sonra kompozit araştırmalarına endüstri ve hükümet yeterli fon sağlayamamıştır. Bunların her biri neden bu kadar önemlidir? Bizim bilim kurgu fantezilerimizi tatmin etmemiz için değil. Medeniyetin gelişimi, malzemelerin geliştirilmesi ve bunların üretilmesiyle hızlanmıştır. Kullanılan üretim teknolojisine bağlı olarak 1865’te dökme demirin mekanik özellikleri tipik olarak 13 – 26 ksi idi. Bugün bu tipik özellikler 25 – 135 ksi veya özel demirlerde daha da yüksektir. Tarımdan ulaşıma her alanda gerçekleşen yenilikler, kısmen demirin ve diğer yapısal döküm malzemelerin özelliklerinin geliştirilmesine bağlıdır. Büyük endüstri metalurjisti ve deneme yazarı Cyril Stanley demiştir ki “Malzemelerin tarihinin büyük bir kısmı, insanoğlu elindeki ile idare etmekle tatmin olduğundan heyecan verici olmamıştır, fakat keskin değişimlerin olduğu üç periyot olmuştur. Bu ilk olarak temel alaşımların ve seramik malzemelerin keşfedilmesine, bilimsel açıklamaların başlamasına ve özeluygulamalariçinneredeysetümözellikleri haiz malzemelerin dizayn ve üretiminin mümkün olduğunun farkına varılmasına tekabül etmektedir”. Enerji yetersizliklerinin ve küresel ısınmanın getireceği olası tabii felaketlerin etkilerinin beklendiği bir çağda idare etmek büyük ihtimalle bir opsiyon değildir. Gelişmiş malzemelerin dizayn ve üretimi günümüzün problemlerinin çözümüne yardım edebilir ve bizi daha aydınlık bir geleceğe götürebilir. Kaybettiklerimiz… Gürmetal A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Yardımcı’ nın Annesi Şaziment Yardımcı 28. 05. 2009 Tarihinde vefat etmiştir. Türkcast 2009 Sayı 11 48 Tüdöksad Yayınları Bu kitap XV. Yüzyıldan başlayarak Osmanlıların top döküm faaliyetlerini gerçekleştirdiği Tophane – i Amire binasının ve XIX. Yüzyılın ortalarına kadar Osmanlı top döküm faaliyetlerinin, arşiv belgelerinin ışığı altında araştırılmasına ve incelenmesine dayanıyor. Fiyatı: 10TL TURKCAST DERGİSİ ABONE FORMU Firma: İsim: Adres: ………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………… Telefon: …..… ………………………. / Fax: ..…… ……….……………... E-mail: ……………………………….. / Web: ………………………………. TURKCAST DERGİSİ REKLAM VERMEYİ DÜŞÜNÜYORUM Firma: ………………………………………………………………………………… İsim: ………………………………………………………………………………… Adres: ………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………… Telefon: …..… ………………………. / Fax: ..…… ……….……………... E-mail: ……………………………….. / Web: ………………………………. 49 Türkcast 2009 Sayı 11 röportaj interview Dergimizin Bu Sayısında Renkli Kişiliği İle Hatırlanan ve Dökümcülük Hayatında Önemli Yatırımlara İmza Atan Duayenlerimizden Sayın Önay Çekin İle Dernek Merkezimizde Gerçekleştirdiğimiz Söyleşiyi Sektörümüz İle Paylaşıyoruz Öncelikle tüm söyleşilerde olduğu gibi doğumunuz, aileniz ve çocukluk yıllarınız ile başlamak isteriz. Nerede ve ne zaman doğdunuz ve hayatınızın ilk yılları nerelerde geçmişti? Okullarınız? Aile hayatınız, çocuklarınız ve kardeşleriniz? Annem ve babamın hikâyesi ile başlayayım. Babam iki yaşında babasını kaybettiğinde, annesi ikinci oğluna hamileydi. Biraz büyüdüğünde yaz aylarında dayısının köyünde çobanlık yapıyordu. Onüç yaşına geldiğinde kış aylarında çalıştığı demirci dükkanının önünden geçen okul öğrencilerini imrenerek izliyordu. Bir gün annesinin sandığından, ondan habersiz, aldığı nüfus cüzdanı ile Taşmektep İlkokulu Başöğretmenine gider ve okumak istediğini söyler. Fakat onüç yaşındaki çocuğun okula kabulü mümkün değildir. Ancak babamın okuma isteği başöğretmeni o kadar etkiler ki durumu ilçedeki arkadaşları ile görüşür ve mahkeme kararı ile 1919 olan doğum tarihi 1921 olarak değiştirilir ve kısa sürede kendisine okuma yazma öğretilir ve ilkokul ikinci sınıfa kaydı yapılarak okula başlar. Ortaokulu bitirir ve yatılı olarak İzmir Bornova Ziraat Okuluna kabul edilir. Bu arada yerli halktan, ortaokulda okuyan tek kız öğrenci olan, annemle evlenir. Annem yedisi hayatta dokuz çocuk doğurdu. Hepsinin isminin son hecesi “ay” dır. 1941 mayıs ayında bir gün dut ağacına çıkmış, akşam da beni doğurmuş. İlk çocuk olduğum için adımı Ön ay koymuşlar. Babam, Koçaş ve Gökhöyük Devlet Üretme Çiftliklerinin kuruluş yıllarında tarım öğretmeni, daha sonraki yıllarda da topraksız köylülere toprak dağıtmak için kurulan “Toprak komisyonlarında” başkan olarak görev yaptı. Anadolu’nun değişik yerlerinde bulunduk. Neredeyse her sınıfı bir başka şehirde okudum. Liseyi Sivas’ta 1960 da bitirdim. Aslında 1959 yılında bitirmem gerekiyordu. 1959 yılında lise bitirme sınavlarında Jeoloji hariç tüm derslerden çok iyi notlar aldım. Jeoloji öğretmenimiz, sanıyorum bütün sınıfı geçirmek ayıp olur diye düşünmüş olmalı ki beni dört ile ikmale bıraktı. Sorduğumda “notun beş idi, fakat sana yakıştıramadım onun için bıraktım” dedi. Yazın tek derse çalıştım, sınava girdim, fakat bizim hoca tayin olmuş, sınava her ne hikmetse bir istihkam yüzbaşı girdi ve beni 2 ile sınıfta bıraktı. Babam memur, 7 kardeş, babaannem, anneannem, anne ve babamla 11 kişiyiz ve benim çok acele hayata atılmam gerekiyor. Fakat gitti bizim bir yıl. 1960 yılında İ.T.Ü.’ye girdim. Bana ilginç geldiği için Maden Fakültesini seçmiştim. Bu arada fakülteye bağlı metalurji bölümü açıldı ve 17 kişi bu bölüme geçtik. Türkiye’de eğitim görmüş ilk metalurji mühendisleri olacaktık. Bölümün alt yapısı henüz kuruluş aşamasındaydı. İnşaat, makine, maden fakültesi öğrencileri ile ortak derslerimiz vardı. Bu arada Türkcast 2009 Sayı 11 50 röportaj interview Haymak’ta toplantı (1974) mesleğimiz ile ilgisi olmayan dersler de okuyorduk. Mesela inşaat fakültesi ile birlikte okuduğumuz topoğrafya dersinin bizimle hiç ilgisi yoktu. Fakat bu ders nedeni ile okuldan kovulmak üzereydim. İlginç olduğundan kısaca anlatayım. Bu dersten vize almak için devam şart ve yeterliydi. Kitaptan aynen anlatılan derste bazen arka sıraya oturur, sıra altında gazete okurdum. Sol görüşlü bir öğrenciydim ve bir gün Çetin Altan’ın Akşam gazetesindeki köşesini okurken hoca beni yakaladı ve numaramı aldı. Bu hocamız Uygur Türklerindendi ve komünist yönetimden kaçarak büyük bir grup halinde ve çok zor şartlarda Türkiye’ye gelmişler ve sanıyorum onun düşüncesine göre ben okulu bitirirsem komünist bir mühendis olarak ülkeme zarar verecektim. O halde buna fırsat verilmemeliydi. Bu nedenle bana vize vermedi. Diğer tüm derslerden başarılı olmama rağmen vize alamadığım ve ikinci sınıf baraj yılı olduğu için o yıl sınıfta kaldım. Bir yıl sonra vize aldım fakat girdiğim tüm sınavlarda başarısız kabul edildim. O yıllarda beş sınav hakkımız vardı. Beşinci sınava on gün kala bu dersin metalurji bölümünden kaldırıldığı ilan edildi ve böylece okuldan kovulmaktan kurtuldum. Kaybettiğim bir yılın sebebinin ben olmadığım düşüncesi ile 1966 yılı mezunu olduğum halde, ben hep 1965 yılı mezunu olduğumu söylerim... Döküm mesleğine ne zaman, nasıl ve nerede başladınız? Mesleğe ilginiz nasıl oluştu? Yüksek Mühendis olduktan sonra geleceğimle ilgili beş karar aldım. Birincisi kendime bir konu seçip tüm meslek hayatımda o konu üzerine çalışacaktım ve bu konuyu döküm sektörü olarak seçtim. Oysa öğrenciliğimde Almanya, Avusturya ve Demisaş’ta yeni fabrikanın temel atma töreni (1991) Türkiye’de demir dışı metallerle ilgili stajlar yapmıştım. İkinci kararım, İstanbul dışına çıkmayacaktım. Üçüncü kararım, hep profesyonel yönetici olarak çalışacaktım, patron olmayacaktım. Dördüncü kararım sadece özel sektörde çalışacaktım. Son kararım da askerlik yaptıktan ve bir iş bulduktan sonra evlenecektim. İstanbul’da iki yıl inzibat subaylığı yaptıktan sonra ilk iş başvurumu Türk Demir Döküm Fabrikasına yaptım o dönemde Demir Döküm, makine mühendisleri tarafından idare ediliyor ve metalurji mühendisi çalıştırmıyorlardı. Benim iş başvurumu da bu nedenle kabul etmediler. Sonra Kartal, Soğanlıköy’de kurulu Haymak A.Ş.’ye başvurdum. Fabrika, beyaz temper dökümden boru ekleme parçaları (fittings) üretiyordu. Şirket zordaymış ve yönetim kurulu bir döküm mühendisi alınmasını Genel Müdür Cemal Bey’den istemişler. Ben de bu dönemde başvurmuş ve dökümhane mühendisi olarak işe alınmıştım. Genel Müdür Cemal Bey, birçok arkadaşı gibi devlet tarafından mühendislik eğitimi için Almanya’ya gönderilmiş fakat II. Dünya Savaşının başlaması ile okulu bırakıp Türkiye’ye dönmek zorunda kalmışlar. Bu şekilde dönenlerin birçoğuna çıkarılan bir kanunla mühendislik unvanı verilmişti. Cemal Bey de Karabük’te kendisine verilen metalurji mühendisi unvanı ile pik boru dökmüş ve daha sonra Haymak’ta görev almış. (Bu vesile ile kendisini saygıyla anıyorum.) Haymak’da 1 tonluk 50 frekanslı Junker bir ocak ile üç vardiya beyaz temper döküm yapılıyordu. İşçi sayısı 400 kadardı ve fabrikada iki mühendistik. Biri elektrik, diğeri de ben. Döküm konusundaki bilgim yetersizdi. Soru sorabileceğim, bilgi alacağım kimse de yoktu. İlk işim fabrikada gece vardiya nöbeti tutan formenlerin nöbetlerini kaldırdım ve aylarca tüm nöbetleri ben üstlendim, yani aylarca fabrikada yatıp kalktım. Gece dökümle ilgili kitap ve dokümanları inceliyor, sonra aşağı fabrikaya iniyor ve öğrendiklerimi uyguluyor, sonuçlarını not ediyordum. Bu arada bir şey çok dikkatimi çekiyordu. Döküm kalıpları çok verimsiz, yolluk oranları çok yüksek, dizaynlar çok kötü idi. Yani çok çalışıp az ve pahalı üretim yapıyorduk. Çok satılan bazı ürünlerin model plakaları ile ilgili bir çalışma yaptım ve Genel Müdürümüze düşüncelerimi anlattım. Dinledi ve bana bir soru sordu.. “Almanya, dökümcülükte bizden ne kadar ilerde”. Ben şaşırdım ve “50 yıl” diye bir rakam salladım. Genel Müdür devam etti. “Bu model plaka resimlerine dünyanın parasını verip hepsini Almanya’dan aldık, sen şimdi git işinle meşgul ol” dedi ve beni gönderdi. Öte yandan şirket ciddi ölçüde zarar etmeye devam ediyordu. Bir gün işe Demisaş’da Ö. Çekin, yeni fabrika temeline elleri ile harç koyarken... (1991) 51 Türkcast 2009 Sayı 11 röportaj interview Yaylalı Günay ve Önay Çekin bir toplantıda … geldiğimde Genel Müdürün izne ayrıldığını söylediler. Hemen, önceden hazırladığım yeni model plakalarını üretime soktuk. Sonuç çok etkileyici oldu ve hiç yatırım yapmadan üretimi neredeyse ikiye katlama şansını yakaladık. Yani aynı miktardaki ergimiş metal ile elde edilen fiting miktarı iki kata yakın arttı. Genel Müdür emekli oldu ve yerine bir tayin yapmadılar. (Daha sonraki yıllarda, Almanya’dan satın alınan fitting resimlerinin indiksiyon ocağı ile çalışılan bir fabrikadan değil kupol ocağı ile temper döküm yapan bir firmadan satın alındığını tespit ettim.) formenini çağırdım ve bir tabelaya işletme müdürü yaz, benim oda kapısına as dedim. O dönemde büyük sanayi kuruluşları devletindi ve başındaki kişilere “Müessese Müdürü” deniyordu; ben de kafama göre, müessese kelimesini işletme olarak Türkçeleştirip “İşletme Müdürü” sıfatını kendim için uygun bulmuştum. Bir tabelaya da “Enerji Müdürü” yazdırıp elektrik mühendisimizin kapısına astırdım. Bu işlemden sonra Yönetim Kurulundan çıkan yazılarda da bu unvanlar kullanılmaya başladı ve kimse bu konuda bana bir soru sormadı. Haymak, farklı illerimizdeki sekiz fittings satıcısı tarafından kurulmuş adı da “Hayırlı Makine” nin ilk hecelerinden oluşmuş. Haymak öncesinde fittings konusunda İzsal A.Ş. tek firmaydı. Haymak ortakları bu tekele tepki olarak fabrikayı kurduklarını söylerlerdi. Özel sektörün, kuruluş aşamasında olduğu o yıllarda, organizasyon konusu herkesin dilindeydi ama ne olduğu henüz pek bilinmiyordu. Prof. Dr. İlhami Karayalçın birçok fabrika için organizasyon kitabı hazırlamış fakat çoğu Haymak’ta da olduğu gibi süs olarak durmaktaydı. Fabrikada bütün bölümler bana bağlı çalışıyor, fakat bana verilmiş bir pozisyon yoktu, bunu verecek kimse de yoktu. Bunun üzerine bakım Türkcast 2009 Sayı 11 52 Yıllar sonra dernek merkezinde röportaj interview Derneğimiz Midest Fuarında … (1991) Haymak’da Sn. Yılmaz Turhan’ın gayretleriyle makine seçimi iyi olmasına karşın, fabrika binası içeride üretim yapmayı engelleyecek kadar kötü idi. Duman ve toz, ortamı çalışılmaz hale getiriyordu. Bir gün o kadar bunaldık ki bina çatısını birkaç yerinden balyozla kırdırdım ve nefes alır hale geldik. 1970 yılı işçi hareketlerinin çok yoğun olduğu bir dönemdi. Birçok işyerinde iş yavaşlatma ve grev uygulaması vardı. Bizim işçilerde Maden-İş sendikasına bağlıydı. Ancak biz bir problem yaşamıyorduk. İşçi temsilcimiz, işçilerin sabahları acıktıklarını, bir ekmek dolabı yaptırarak içine dilimlenmiş ekmek koymamızı istedi. Uygun gördük. Kısa bir süre sonra sabah tüketilen ekmek sayısı, işçi sayısına eşitti. İşçilerimiz çok çalışkan ve her türlü zorluğa dayanırken öte yandan bir köşede gecekondusunu da yapıyordu. Üretilen fittingsin pazarlaması başlangıçta fabrikada yapılıyordu, daha sonra Ekpaş A.Ş kuruldu ve önce Haymak, sonraki yıllarda Trakya Döküm’ün tek satıcısı oldu. Mevcut modeller hızla değiştirilirken, diğer taraftan da yeni fitting cinsleri devreye giriyordu. Üretim ve karlılık hızla artıyordu... İşte bu dönemde, aynı zamanda murahhas üye olan ortaklardan birisi fabrikadaki etkinliğini artırmak için tüm köylülerini fabrikaya getirdi ve işe almamı istedi, ben kabul etmedim. O da fabrika duvarlarını yaptırmak üzere onlara iş verdi. Başka tatsız şeyler de oldu ve sonuçta bir köylüsüne talimat verdi ve kafama demir çubukla vurdurdu. Beş dikişle ölümden döndük. Bu olayın hikayesi o günlerin fotoğrafı gibidir, fakat burada bu konuyu pas geçelim. 15-16 Haziran olayları sonucunda sıkı yönetimde ilan edilmişti. Murahhas üye beni solculukla itham ederek ve yanıma birkaç kişi daha ekleyerek işimize son verdi. Başım sarılı evde otururken Haymak’ın diğer ortakları fabrikaya dönmemiz için çok ısrar ettiler. Kabul edersem murahhas üyeyi görevden alacaklarını söylediler, kabul etmedim. İki hafta sonra Singer Dikiş Makinesi fabrikasının Amerikalı Müdürü beni davet etti ve Singer dökümhanesinde işe başladım. Orada da dökümhanede ilk defa bir mühendis çalışacaktı. Kupol ocağı ile döküm yapılıyordu ve üretim yetiştirilemediği için işin yarısı dışarıya döktürülüyordu. Çok kısa zamanda işin tamamı fabrikada dökülür hale geldi. Bu seferde fazla üretim sorun oldu. 19501960’lı yıllarda kurulan büyük fabrikalar henüz yan sanayimiz gelişmediğinden bazı ana girdilerini, fabrika içine kurdukları bölümlerde üreterek sağlarlardı. Türk Traktör, Pancar Motor, Singer, Uzel, BMC, Devlet Demiryolları gibi birçok özel ve devlet kuruluşları bu nedenle kendi bünyelerinde dökümhaneler kurmuşlardı. Yeni dökümhanelerin kurulmasından ve ekonomik kapasitelerin büyümesinden sonra bu dökümhanelerin bir kısmı ekonomik olmaktan çıktı ve kapatıldı. Singer’de çalışırken sanayi mühendisliği ve bütçe uygulamaları konusunda deneyim kazandım. Bir de fabrikalarda üretimi üç hafta durdurup, bakım yapmanın ne kadar yararlı olduğunu gördüm ve uyguladım. Haymak’tan ayrılmamdan sonra, murahhas üye olan ortak ile Yönetim Kurulu Başkanı olan Şevket Demirel ortaklıktan ayrılmış ve Sn.Yılmaz Soyak % 25 ile Haymak’ın yeni ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı olmuştu. Sn. Soyak benim Haymak’a Genel Müdür olarak dönmemi istedi. Geniş yetki ve kar ortaklığı anlaşması ile 1974 yılında Haymak’a geri döndüm. Depolar fittings doluydu fakat İzsal’ın rekabeti ve piyasa hâkimiyeti kırılamıyordu ve fabrika sadece fittings üretiyordu. Stokta mal var fakat işçiye ödenecek para temininde zorluk yaşanıyordu. Çözüm belli idi. Fittings dışında yeni ürünleri üretim programına alacak ve stokları ihraç etmeye çalışacaktık. Öyle de yaptık ve kısa sürede temper döküm yanında özellikle maçalı pik döküm parça işlerine de girdik. İhraç konusunda durum kötü idi. Fiyatlarımız dünya fiyatlarının iki katı idi, ancak küçük adetlerde satış yapabilirdik. Bunun için Tahran ve Beyrut’ta görüşmelerimiz oldu. Lübnan’ın başkenti Beyrut, çok gelişmiş bir ticaret merkezi idi. Tüm Orta Doğu ülkelerinin mal talepleri buradan karşılanır ve deniz kıyısı boyunca, kilometrelerce uzanan depolarda her cins mal, sevke hazır beklerdi. Götürdüğümüz numuneler alıcı firmalar tarafından beğenildi. Onların verdiği fiyatları kabul ediyorsak malları getirmemizi, malı alıp çek ile ödemeyi yapacaklarını söylediler. Biz Türkiye’de yasaların buna izin vermediğini söyledik. Onlar Çin başta olmak üzere birçok ülkenin bir gemi malı limana çekip, malı teslim edip, parasını aldığını Beyrut’un bir serbest şehir olduğunu ve kendileri için en kolay ve en ucuz yolun bu olduğunu söylediler. Beyrut’ta fittings satamadık fakat bir süre sonra otomotiv sanayi için on ton yedek parça siparişi aldık ve 1974 yılı sonunda gönderdik. İran’da da fittings satamadık. Oradaki fittings fabrikasının Şah’a çok yakın bir kişiye ait olması işimizi zorlaştırmıştı 1964-1988 yılları arasında uygulanan en önemli ihracat teşviki “vergi iadesi” idi. Hazırlanan listelerde iade oranları %35 den başlayıp %5 de biterdi. Ankara’da gücü olan firma ve holdinglerin ürettiği mallar, vergi iade oranı en yüksek olan listelerde olurdu. Haymak için bir milyon adet izolatör çanı dökümü ihraç imkânı doğmuştu. Alıcının teklif ettiği fiyata göre 53 Türkcast 2009 Sayı 11 röportaj interview bizimle paylaşmaya da gerek görmeden haksız bir şekilde büyük bir vergi borcu çıkarmışlardı. Mahkemelerde yıllarca uğraşmak zorunda kaldığımız olay şuydu; Vergi uzmanları üretim raporlarımızdaki “Ergitilen maden” miktarlarını toplamışlar ve bunu satılan mal ve ambar stoklar ile karşılaştırınca üretimin yarıdan fazlasının kayıt dışı olduğuna karar vermişler ve doğrudan vergi takdirine gitmişler. Ergitilen metal içinde yolluk, ergitme kayıpları, hurda ve fittinglere diş açılırken çıkan çapak ve diğer kayıpları dikkate almamışlar. Avrupa’daki dökümhanelerde ergitilen metalin ancak %33’ü fittings olarak üretilebilirken bu oran bizde daha yüksekti. Sonunda ilk defa sanayi odasına döküm sanayi için fire oranlarını tespit ettirerek ve “yolluk nedir” i anlatarak konuyu çözdük. Haymak’ta yeni bir yatırım yapılması gerekiyordu fakat mevcut bina buna imkan vermiyordu. Fabrikada fittings üretimini durdurulması da mümkün değildi. Bunun üzerine 1976 yılında sermayesinin % 99’u Haymak’a ait olan Trakya Döküm Projesine başladık. Bir süre sonra Sn. Akın Aydınceren Trakya Döküm’ün başına geçti. Ben de Yönetim Kurulu Danışmanı olarak çalışmaya devam ettim. Dernek merkezimizin Cumhurbaşkanımız Sn Turgut Özal tarafınan açılışı töreninden... (22.6.1990) %15 vergi iadesi almamız halinde bu üretimi yapabilecektik. Ancak bu konuda olumlu bir sonuç alamadık. Hayali ihracat yapanlar bu yasadan çok yararlandılar ve sonunda vergi iadesi kaldırıldı, başka teşvikler kondu. Türkiye’de bence en güvenilmez bilgi, ihracat rakamlarıdır. Bazı dönemlerde, hayali ihracatın, gerçek ihracatı geçtiğine inanırım. Fittinglere diş açmak en önemli sorunlarımızdandı. Kılavuz ile diş açarken talaşın kırılması gerekirken, bizde çelik malzemenin torna talaşı gibi çıkıyor ve kılavuzun çıkışı sırasında dişleri kırıyor ve bozuyordu. Bunu önlemek için fabrikanın kuruluşundan beri diş açma tezgâhlarında soğutma sıvısı olarak bor yağı yerine ayçiçek yağı kullanılıyordu. Bu da hem çok pahalı hem de tezgâhlara zarar veriyor, ayrıca malzeme yağlı olarak çıkıyordu ve bu problemi çözememiştik. Sebebini çok sonra bulduk. Ergitmede pik demiri yerine hurda sac kullanıyorduk. Kükürt sıfıra yakın olduğu için talaşın kırılganlığını önlüyormuş. Ergimiş metalde kükürt oranını yükselterek konuyu çözmüştük. Oysa tüm döküm kitaplarında kükürtten uzak durun yazıyordu. Trakya döküm fittings üretimini “siyah temper döküm” olarak yaptığı için konu temelden çözülmüştü. 1977 yılında Demisaş A.Ş.’nin zararda olduğu ve fabrikayı satmak istediklerini öğrendim. Yönetim Kurulunun verdiği yetki ile Demisaş Yönetim Kurulu Üyeleri ile bu konuda görüşmeler yaptım. Ancak bir anlaşma sağlanamadı ve tekrar Trakya Döküm projesine ağırlık verildi. Uzun süredir de tatile çıkmamıştım. Bir fırsat yarattım ve tatile çıktım. Benim olmadığım dönemde bir arkadaş istifa etmiş, Yönetim Kurulu yeni bir eleman almış. Bu hareketi benim sorumluluğumdaki bir konuya müdahale kabul ederek Yönetim Kuruluna (kar ortaklığından da) vazgeçerek istifamı verdim. Aynı zamanda Trakya Döküm’de ki görevimden de ayrıldım. Sonraki yıllarda Haymak’da sermaye artışları yapılmış ve bir süre sonra Haymak ve ortaklığı nedeni ile de Trakya Döküm Soyak gurubuna geçti. 1982 yılında Trakya Döküm’de sektörümüze katıldı ve büyük başarılar kazandı. Başlangıçtaki karar Trakya Döküm Üretim sürekli artıyor fakat ergimiş metal kapasitesi yetersiz kalıyordu. Yeni bir ocak koyacak yerimiz de yoktu. İndüksiyon ocağı yanına bir kupol ocağı koyarak dubleks çalışmaya başladık ve sorunu çözdük. Bu arada kendi imkanlarımızla bir de temper fırını yaptık. Üretim artarken işçi sayısı artmıyordu. Mesleğinde çok deneyimli Sanayi Mühendisi bir arkadaşıma tüm makineler için“zaman etüdü” yaptırmıştım. Buna bağlı olarak üretimde prim sistemi uyguluyor ve iyi sonuçlar alıyorduk.. İş yerinde, şeffaf bir yönetim uygulanıyor, çalışan herkese değer ve inisiyatif veriliyor, sevgi de bu harcın bağlayıcısı oluyordu. Bir süre sonra Haymak,“Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu” içine girdi.. Bu arada yaşadığımız ilginç bir olayı da anlatayım. Haymak, sanıyorum 1976 yılında mali bir incelemeye tabi tutulmuş, uzmanlar tüm kayıtları günlerce inceledikten sonra ve bilgileri Türkcast 2009 Sayı 11 54 Ö. Çekin, Demisaş’da Sn. Cihan Bektaş ve Sn. Sami Sucu ile … röportaj interview Demisaş’a büyük miktarda borç vermiş. Şirketin iflasını önlemek için sermaye 45 milyondan 90 milyona çıkartılırken Sarkuysan’ın alacağı, sermaye artışına mahsup edildi ve Sarkuysan hem alacaklı olmaktan kurtuldu, hem de gurup olarak çoğunluk hisseye sahip oldu. Japonya Dünya Döküm Kongresinde (1990) üretime başladığında Haymak kapatılacaktı veya yeni bir tesis kurulacaktı. Fakat Haymak uzun yıllar çalışmaya devam etti. 1978 yılı sonunda Haymak’dan ayrılmıştım. 1979 yılı başında Demisaş A.Ş.’den, genel müdür olarak görev almam istendi. Haymak’da çalışırken, incelediğim Demisaş’ın gelişme potansiyelini görmüş ve o tarihte Türkiye’de çalışan tek Disa-Matic kalıplama hattı ile ve tava tencere üretimini de bıraktıktan sonra iyi bir fabrika olacağı düşüncesi ile teklifi kabul ettim. Genel merkez İstanbul’da, fabrika Bilecik Vezirhan köyünde idi. İletişim olanakları çok kötüydü ve fabrika ile günde bir defa görüşebilme şansımız vardı. İşe başladım ve işin içine girince ilginç şeyler gördüm. Bir sabah işe geldiğimde muhasebe sorumlularının kasa anahtarlarını masama bırakıp işten ayrıldıklarını bildirdikleri notu gördüm. Ertesi gün sadece çaycıyı bırakıp kalan tüm personelin işine son verdim ve bir süre Mecidiyeköy’deki Genel Müdürlüğün bulunduğu villayı kendim açıp kapadım. Sn. Kamil Bayrak fabrika müdürü olarak işe başladı ve sonra yeni bir kadro oluşturduk. Prensip olarak ayrıldığım işyerinden eleman almam. Yıllarca emek verdiğim şirketlerden eleman alarak onu zayıflatmak bana ters gelmiştir. Demisaş 1979 yılı bilançosuna göre, sermayesinin tamamını kaybetmiş, ticaret kanununa göre iflasının istenmesi gerekiyordu, ayrıca vergi dairesi ve sosyal sigortalar kurumuna büyük bir borç vardı ve her an haciz tehdidi altındaydı. Demisaş’ın kuruluşu da ilginç. Kapalıçarşı da kuyumcular Sarkuysan A.Ş.’yi kurmuş ve başarılı olmuşlardı. Bunu örnek alan çarşıdaki başka bir kuyumcu gurubu da Amerika’ya döküm tava tencere ihraç etmek üzere Demisaş’ı kurmuş, fakat kuruluşundaki ciddi hatalardan dolayı da başarılı olunamamış. Demisaş ortakları zora düşünce hisselerinin bir kısmını Sarkuysan’daki arkadaşlarına, kısmen de Sarkuysan’a satmışlar ve şirket yönetimini de Sarkuysan gurubuna geçmiş. Bu arada Sarkuysan 45 milyon TL sermayesi olan Üretime başlamamız biraz maceralı oldu. On tonluk kanal tipi indiksiyon ocağının astarı delinmek üzereydi. Ocağı devreden çıkardık fakat yeni astar yapmak için malzeme yoktu. Merkez bankasında da döviz yoktu ve transfer için en az üç ay beklememiz gerekiyordu. Bu dönemi fabrikayı üretime hazırlamakla geçirdik... Sonunda malzeme geldi, ocağı hazırladık, fakat elektrik devrelerinden olumsuz sinyaller geliyordu. Ocağı devreye alırken hemen herkes çok heyecanlı ve birazda endişeli idi. Metal, ocak kanalına girer ve devre tamamlanırsa üretime başlayabilecektik. Metal, kanalı doldurdu ve elektrik göstergeleri çalışmaya başladığında, benim, Kamil Bayrak’ın ve birçok arkadaşımızın gözünden yaş geliyordu. Üretime başladıktan bir süre sonra Yönetim Kurulunun, Genel Kurulda ortaklara soba yapma sözü verdiği gündeme geldi. Bizim için uygun olmayan bir iş olmasına rağmen sözün yerine gelmesi için, en az yatırımla, en kolay ve kısa yoldan belli bir sayıda soba yapmak üzere işe koyulduk. Küçük, estetik, biraz da antik sayılabilecek bir Rus sobasının parçalarını model olarak kullanarak 5.000 adet soba yaptık, sattık ve soba üretimini bıraktık. Mevcut döküm hattında maçalı parça üretemiyorduk. Demir Döküm’ün kullanım dışı bıraktığı iki kalıplama hattını kilo ile satın aldık ve maçalı parçalar ile aylık 1.000 ton üretim seviyesine kadar çıktık. Adapazarı’nda üç firma ile de işbirliği yaparak işlenmiş parça satmaya başladık, kısa bir süre sonra “Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu” arasına girdik. Yüksek oranda ödediğimiz vergi nedeni ile 1988 yılında bronz, 1989 ve1990 yılında ise gümüş madalya aldık. Demisaş’ta eğitim çalışmalarına da çok önem verdik. Sınıf arkadaşım ve sevgili dostum Prof. Dr. Feridun Dikeç fırsat buldukça teknik kadrolarımıza eğitim veriyordu. Ayrıca uzun bir süre her yıl metalurji fakültesi öğrencilerine bir günlük fabrika ziyareti düzenliyorduk. Bu arada “Mess Eğitim Vakfı” kuruluşunda, kurucu üye olarak yerimizi almıştık. Döküm sektörünün ve firmamızın gelişmesinin ihracattan geçtiğini fark ettik ve özellikle kompresör üreten firmalardan başlayarak Almanya, Fransa, İtalya’da kapı kapı dolaştık ve çok yararlı sonuçlar aldık. İlk sordukları “kalite kitabı” oluyordu ve kendilerinin binlerce cins parça satın aldıklarını ve bunların kalite kontrolünü bizim yerimize kendilerinin yapamayacağını, bu nedenle satın aldıkları malı doğrudan üretim hattına almaları gerektiğini, bunun için gelen malın bu şartlara uygun olduğunu ve bizim bunu sağlayacak bir sistemimizin varlığını görmelerinin gerektiğini söylüyorlardı. Bu konudaki 55 Türkcast 2009 Sayı 11 röportaj interview çalışmalarımızı hızlandırdık ve ISO 9002 belgesini almak için T.S.E’ye ilk başvuran firma biz olduk 1992 yılı başında Türkiye’de onbeşinci firma olarak belgemizi aldık. Fabrikamızda mükemmel bir model atölyemiz vardı. Yurtdışına gönderdiğimiz her numune ilk seferde kabul görüyordu. Bu dönemde birçok model ve maça sandığı ihraç ettik.. İran’a yaptığımız bir ziyarette, en büyük döküm fabrikalarının İsviçre’den çok yüksek fiyatlarla ithal ettiği döküm modellerin kasıtlı olarak yanlış yapıldığını gördük. Çünkü modeli yapan dökümhane de aynı parçaları İran’a satıyordu. Döküm sektöründe ilişkiler uzun vadelidir. Onun için başlangıcı zordur. Alıcı sizden her konuda kesin emin olmadan sizi ana teslimatçı yapmaz. Bize yurt dışında söylenen şuydu; “Her şey yolunda giderse, birinci yılın sonuna kadar şu kadar ton döküm alırız, sonraki yıl şu kadar, dördüncü yıl şu kadar, her şey yolunda ise beşinci yıl ana tedarikçimiz olabilirsiniz” Bizim ilişkilerimiz hep bu yönde oldu. İhracata başladığımız yıllarda Avrupa’da sektörümüz pek tanınmıyordu ve bu da işlerimizi zorlaştırıyordu. Almanya’da kompresör üreticisi olan Danfoss’dan randevu almıştık. Fabrika ve pazarlama müdürümüz ile gittik. Bizi fabrika içine sokmadılar. Bekçi kulübesinde genç bir eleman ile ilk görüşmeyi yaptık. İlk elemeyi geçince bizi şefine, şefi görüşme sonrası müdürüne götürdü. Akşam ise Genel Müdür bize VIP salonunda özel bir akşam yemeği verdi. Bir sonraki Danfoss ziyaretimizde ise göndere bayrağımız çekilmişti. Danfoss’da çok sayıda Türk işçi çalışıyordu. İşçilerimiz bize sarılıp kucaklıyorlardı ve Türkiye’den gelen döküm parçalar ile kompresör yapmaktan gurur duyduklarını söylüyorlardı. Türk işçileri, bizim parçaları takip ettiklerini az sayıda hurda parça çıktığı için sevindiklerini, bazen de bizim bozuk parçaları başka ülke malları içine attıklarını söylemişlerdi. Almanya’dan başka İtalya, Fransa, Yugoslavya’da ki kompresör firmalarına da artan oranlarda parça gönderiyorduk. Almanya’da Miele firmasına numune olarak gönderdiğimiz birkaç palet malı Alman ustabaşılar fabrika ortasına devirmişler ve üretime sokmamışlar. Biz gidince de “sizin fabrikanız çalışacak, burada bizim işçimiz işsiz kalacak ve biz buna izin vermeyeceğiz” dediler ve başarılı da oldular. Bu konulardaki anılarımız o kadar çok ki… 1990 yılında fabrikamız yanına tamamen yeni bir fabrika kurmaya karar verdik. Daha önce çalıştığım fabrikalar, günün şartları içinde o kadar kötü kurulmuşlardı ki biz çok iyi düşünülmüş ve uygulanmış bir fabrika kurmak isteği ile işe başladık. Hazırlanan proje, üç aşamada gerçekleştirilecek ve her biri 15.000 ton/yıl, toplam 45.000 ton/yıl kapasiteli bir tesis öngörüyordu. Proje; bina, kum hazırlama, ergitme, elektrik, sosyal tesisler gibi tüm alt yapısı 45.000 tona göre, ilk aşama makine yatırımı da 15.000 ton/yıl üretim yapacak şekilde hazırlanmıştı. 03.06.1991 tarihinde fabrika temeli atıldı. Toplam 20.000 m2 kapalı alan yapıldı ve tesisin iki yıl içinde deneme üretimine başlaması planlandı. Hazırladığımız yatırım projesi %35 kaynak kullanım teşvikine tabi idi ve projede yer alan makinelerin fabrika sahasına geldiğinin tespiti ile ödemenin yapılacağı ve bu paranın da projenin Türkcast 2009 Sayı 11 56 finansmanında kullanılacağı, yatırım projemizde yer almasına ve devlet kurumlarınca da onaylanmış olmasına karşın makineler geldiği halde devlet ödeme yapmadı. Gerekçesi de ilginçti. Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da bu şekilde teşvik alan firmalar değersiz birçok tesisi çok yüksek değerler ile yurda sokmuş büyük paraları devletten almış sonra da tesisleri satmışlar ve bu teşvik için ayrılan paraları da bitirmişlerdi. Bu nedenle ödemeleri, tesislerin montajları bittikten sonra yapılmasına karar almışlar. (Yani yatırım bittikten sonra.) Bizim gibi devletle yaptıkları anlaşmalara güvenerek yola çıkan gerçek yatırımcılar ise zor durumda kaldılar. Bu arada bir de elektrik sorunu çıktı. Fabrikamızın hemen yanından 34.500 voltluk yüksek gerilim hattı geçtiği ve teşvik projemiz olduğu için elektrik temini konusunda sorun çıkacağını düşünmemiştik. Türkiye elektrik kurumu, yakındaki bir trafodan özel hat çekmemiz halinde enerji verebileceklerini ve yatırımın tamamen tarafımızdan yapılarak kendilerine bedelsiz olarak devretmemiz isteniyordu. İtirazlarımız bir işe yaramadı ve isteneni yaptık. O günlerde bir sıkıntı da yaptığımız ihracat nedeni ile “Destekleme ve fiyat istikrar fonundan (DFİF)” almamız gereken para idi. Bu teşvikten yararlanabilmemiz için, ihraç edilen döküm parçanın tarifinde “…dövülmeye müsait olmayan…” tabiri geçiyordu. Bizim parçalardan numune almışlar ve analizdeki bazı empuritelere bakarak malzemenin çelik olduğuna karar vermişler parayı da ödememişlerdi. Biz cevaben, ergitmenin tamamının kupol ocağı ile yapıldığını, kupol ocağından çelik üretme teknolojisine sahip olsak, dünyanın en büyük kuruluşlarından biri olurduk dedik. Ancak geri adım atmadılar, hazırladığımız dosyayı hakkımızı hukuk yoluyla aramak için şirket avukatına verdim. Bir süre sonra şirketten ayrıldım ve nasıl bir sonuca bağlandığını bilmiyorum. Yatırım devam ederken, yılda 75 milyon adet “Hot-plate” üreten, EGO firması Demisaş’a ortak olmak için şirketin patroniçesi Genel Müdürleri ile geldi.. Amaçları Almanya ve Yugoslavya fabrikalarını kapatıp bizim yeni tesiste üretim yapmaktı. Yönetim Kurulumuz pek istekli değildi ve bir anlaşma olmadı. Finansman olarak sıkıştığımız bir dönemdi, sermaye artışı da yapmamıştık ve dar bir kadro ile mevcut işlerimiz yanında yatırımı tamamlıyorduk. Fabrika montajı bitmek üzere iken, 1993 yılı ortasına doğru Demisaş’tan istifa edip ayrıldım ve Sayın Akın Aydınceren görevi teslim aldı. Yakın dostlarım, bu kadar emek verdiğim şirketten ayrılmamın şirketi zor durumda bırakabileceğini söylediklerinde onlara; “Ben geride, kurumsallaşmış bir şirket bırakıyorum, her geçen gün daha da büyüyerek yoluna devam edecektir” dedim ve zaman ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi. Daha sonraki yıllarda Demisaş’ın Türkiye’de üretimdeki ihracat oranı en yüksek firma olduğu haberini gazetelerde okuduğumda çok mutlu olmuştum. Benim yaşam felsefeme göre; yaşam, insanların yaptıklarının toplamıdır. Böyle bakınca 52 yaşında işi bırakıp, Datça’ya yerleşebilirdim....... Bir süre sonra yılın yarısını Datça’da, yarısını da İstanbul’da yaşamaya başladık. Demisaş’dan ayrılırken, aynı zamanda iş hayatından da ayrılmıştım. Benim yaşam felsefeme göre; yaşam, insanların röportaj interview Yıllar sonra dernek merkezinde yaptıklarının toplamıdır. Böyle bakınca 52 yaşında işi bırakıp, Datça’ya yerleşebilirdim. Tam o günlerde İngilizce öğretmeni olan eşim Semra, çalıştığı eğitim kurumunda, Fen Lisesi Kurucu Müdürlüğüne getirildi, ben de Datça kararımı bir süre erteledim ve birkaç döküm fabrikasında danışmanlık yaptım. Benim için çok farklı bir çalışmaydı fakat bana uygun bir görev olmadığı kanısına vardım. Bir süre sonra da yılın yarısını Datça’da, yarısını da İstanbul’da yaşamaya başladık. En büyük zenginliğimi en sona bıraktım. Büyük oğlum Yağız (1971), Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği, küçük oğlum Barış (1974) İstanbul Teknik Üniversitesi Makine mühendisliği bölümünden mezun oldular, master yaptılar ve çalışıyorlar. Güzel ve akıllı iki gelinim var. Her gün bana bir şeyler öğretmeye çabalayan dört ve altı yaşında iki de torunum var... Mesleğe başladığınız yıllarda Türk Sanayinin genel görünüşü nasıldı? Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında devletin dışında sanayi tesisi kurmak pek mümkün değildi. Türkiye bu dönemi çok iyi kullanarak devlet yatırımları ile sanayimizin temelini atmıştır. Bu arada gelecekte büyük ihtiyaç duyacağımız kadrolar yetişmiştir. Meslek hayatına başladığım 60lı yıllar özel sektörün yeni oluştuğu yıllardır. Türk insanı yapı olarak girişimci, çalışkan ve çok cesaretlidir. Yenilikleri takip eder, fırsatçıdır. Risk almaktan korkmaz ve inatçıdır. Özel sektörümüzün gelişmesinde de bu özellikler etkili olmuştur. Buna karşın devlet sistemimiz bu gelişmeye ayak uydurmaktan uzaktır. Bürokrasimiz çoğu kez bu gelişme önünde baraj olmuştur. Bu şartlara rağmen ülkenin içinde bulunduğu dinamikler özellikle 70’li yıllardan itibaren hızla artan bir tempoda yatırımları gerçekleştirebilmiştir. Türkiye’nin potansiyelinin kullanılabilmesi halinde, dün G. Kore’nin, bugün Çin’in yarattığı ekonomik başarıyı Türkiye’nin gerçekleştireceğini anlayan bazı ülkeler bizim hiçbir zaman farkına varmadığımız ekonomik ve siyasi bir program ile sanayileşmemizi yavaşlatmak ve sahip olduğumuz avantajları ortadan kaldırmak için çok kapsamlı bir çalışmayı sürdürmüşlerdir. Türkiye’nin bu potansiyelinin kullanılabilmesi halinde, dün Güney Kore’nin, bugün Çin’in yarattığı ekonomik başarıyı Türkiye’nin gerçekleştireceğini anlayan bazı ülkeler, bizim hiçbir zaman farkına varmadığımız ekonomik ve siyasi bir program ile sanayileşmemizi yavaşlatmak ve sahip olduğumuz avantajları ortadan kaldırmak için çok kapsamlı bir çalışmayı sürdürmüşlerdir. Ucuz ve bol olan iş gücü avantajımızı engellemek için çok farklı bir sendikacılık geliştirildi. Grevler, yasal olmayan direnişler, iş yavaşlatmalar, gerçekçi olmayan toplu 57 Türkcast 2009 Sayı 11 röportaj interview sözleşmeler ile yatırımlar büyük ölçüde engellendi. O tarihlerdeki en radikal sendikanın, toplu iş sözleşmesi daire başkanı ile ilişkilerimiz çok iyi idi. Bir gün ona; siz işçinin veya emeğin hakim olacağı bir düzen getirmek istediğinizi söylüyorsunuz, öte yandan işçi ücretlerini ve diğer taleplerinizi çok fazla artırarak yeni yatırımları dolayısı ile işçi sınıfının büyüyüp çoğalmasını engelliyorsunuz. Yani ideolojiniz ile çelişki halindesiniz dedim. Aynı arkadaş, bazı yabancı firmaların bizim talep ettiğimiz ücret artışının neredeyse iki katını vermek istiyor buna ne diyorsun dediğinde, ben de amaçlarının Türkiye’nin rekabet gücünü kırmak olduğunu söylemiştim. Çünkü işçiler, verilen en yüksek saat ücretini kendileri için de emsal kabul ediyordu. Toplu iş sözleşmeleri ile kıdem tazminatları 45 güne, izinler bir aya ve sosyal yardımlar tavana çıktı. Bunların parasal karşılığı sanayi kuruluşlarının varlığını tehdit ediyor, birçoğu için de ödenmesi olanaksız hale geliyordu. Bu arada işverenler de örgütlenerek bizim sanayi kolumuzda 1960 yılında kurulmuş olan MESS bünyesinde birleştiler. Böylece işverenler işçi sendikaları karşısında bir denge kurarak “grup toplu iş sözleşmeleri” dönemi başlattılar. Bu dönemde Haymak’da MESS’e üye olmuştu. Geriye dönüp baktığımızda sanayi yapımızın gelişmesinde en büyük katkıyı derneğimizin ikinci başkanı Sn. Turgut Özal’ın yaptığını söyleyebiliriz. Özellikle para politikaları ile iletişim alanında yapılanlar sanayimizin yayılmasında ve gelişmesinde önemli bir etken oldu. 1994 yılına kadar Türkiye’de tüm sanayi kollarında kalite ve kantite olarak büyük gelişmeler sağlandı. Eğer doğru, ekonomik ve siyasi politikalar izlenebilse ve bürokrasimizde buna destek verseydi bugün sanayimiz çok daha başka bir yerde olurdu. 1994 yılından sonra sanayileşme sürecimiz yavaşladı ve şekil değiştirdi. Dışarıdan empoze edilen düşük döviz fiyatı, yüksek faiz uygulaması ile ülkemiz yerine, yabancı ülkelerde istihdam yarattık. Üretim ve buna bağlı olarak ihracatımız büyük ölçüde ithalata dayalı hale geldi ve üretimdeki katma değer düştü. Türk Döküm Sektörünün bugün geldiği nokta hakkında görüşlerinizi almak isteriz, sizce yeterli mi, eksiklerimiz nelerdir? Sektörümüzün geçmişi ile bu gün geldiğimiz noktayı değerlendiğimizde gelişmenin çarpıcı büyüklüğü hemen görülür. Benim mesleğe başladığım yıllarda müşteriler -çok büyük kuruluşlar dahil- istedikleri döküm malzemenin kalitesi karşısına “hematit pikinden dökülmüş olacak” veya “yumuşak pikten dökülecek” gibi sözler yazarlardı. Standartlar henüz oturmamıştı. Dökümde “aşılama” uygulanmıyordu. Sfero döküme henüz başlanmamıştı, kaliteli kok ve pik demir yoktu. Pik demiri çentiksiz veya az çentikliydi, balyoz ile kırılarak kullanılabiliyordu. Çözümü çok basit bu sorunu, anlayıp çözecek bir bürokratı bile onlarca yıl bulamamıştık, Sn. Hüseyin Keçici’nin kum yıkama tesisine henüz kavuşmamıştık. Döküm kumu genelde el ile kontrol edilirdi, Spektrometre henüz kullanılmıyordu (şarj hesabı ile metal analizi yaygın bir uygulamaydı). Sektörde çalışacak eğitimli eleman bulmak çok zordu. Geriye dönüp baktığımızda sanayi yapımızın gelişmesinde en büyük katkıyı derneğimizin ikinci başkanı Sn. Turgut Özal’ın yaptığını söyleyebiliriz. Özellikle para politikaları ile iletişim alanında yapılanlar sanayimizin yayılmasında ve gelişmesinde önemli bir etken oldu. 1994 yılına kadar Türkiye’de tüm sanayi kollarında kalite ve kantite olarak büyük gelişmeler sağlandı. Türkcast 2009 Sayı 11 58 O yıllarda dökümhaneler için ekonomik kapasite 2.000 ton/ yıl olarak kabul ediliyordu. Dökümhaneler sayısal bakımdan az ama çeşit bakımından çok fazla parça dökerdi. Benim çalıştığım firmalarda bu rakam binlerce çeşit parça idi... Döküm satın alan firmalar üç-beş bin adet parçayı üç-dört dökümhaneye paylaştırırdı. Henüz döküm hatları kullanılmıyordu, enerji sürekli temin edilemiyordu. Tüm bu olumsuzluklara karşın insanların yaratıcılığı, becerisi ve fedakarlığı en üst seviyede idi. 1977 yılında Haymak’a bir iş ziyareti yapan Alman guruba “burada yılda 3.000 ton temper döküm yapıyoruz” dediğimde “burada kaç ton döküm yapıldığı değil, bu şartlarda döküm yapılabilir olması çok önemli” dediler.. Türkiye’nin uzun yıllar ithalat için gerekli dövizi olmamıştır. Bazı malları getirebilmek için “o malı kullanmaya ihtiyacımız var mı?”, varsa, ne miktar olduğunu gösteren sanayi odasından “kapasite raporu” almanız gerekirdi. Yeni bir mal ithal etmemiz gerekirse bunu kapasite raporuna acilen ilave ettirebilmek için büyük sıkıntılara girerdik. Bazen sanayici, acil ihtiyaçlarını ithal etmek için çift ödeme yapmak zorunda kalır ve merkez bankası döviz transferini yaptığında da, ilk yatırdığı parasını her zaman alamazdı. Sanayicinin milyonlarca dolar dövizinin bu şekilde ziyan olduğunu biliyorum... Sektörümüz, üretim ve kalite aşamasında büyük ölçüde başarılı olmuştur. Bundan sonraki en önemli aşama, bence pazarlama ve fiyat konusudur. Bu konuda eksiklerimiz olduğu kanısındayım. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki dış pazarda fiyatlar, firma fiyatı ve ülke fiyatı olarak algılanmakta, firmalarımızın ihraç fiyatları da dış alıcılar tarafından bilinmektedir. Aldıkları düşük fiyatları “ülke fiyatı” olarak kabul etmekte ve kendileri diğer ülkelerden daha yüksek fiyata daha düşük nitelikte döküm parça alsa bile, sizi ülke fiyatına çekmeye ve bu konuda baskı uygulamaya çalışmaktadır. Bu nedenle işi almak için fiyatları çok aşağı çekerek ülke fiyatını düşürmemek gerektiği kanısındayım. Sektörümüz mensupları ile paylaşmak istediğiniz mesleki anılarınız ve hatıralarınızı da paylaşmanızdan memnun olacağız. O kadar çok anı var ki, nasıl sıralayacağımı bilemiyorum. En iyisi ilk aklıma gelenlerden bazılarını anlatayım; Almanya’dan bir rulman firması bize yeni modeller göndermişti... Modeller, alüminyum üzerine plastik kaplıydı Haydarpaşa gümrüğünden çekerken modellerin alt kısmının matkapla delinmiş olduğunu gördük. Gümrükçüler huylanmışlar ve plastik altında ne var diye merak edip delmişler. Bizim gümrüklerden hiçbir şey kaçmaz, eğer kaçıyorsa özel bir nedeni vardır. Halkalı Gümrüğünden Almanya’ya sürekli döküm parça ihraç ediyoruz. Gümrük, TIR aracını her seferinde tutuyor ve gönderilen parçaların beyan edildiği gibi döküm parça olup olmadığının tespiti için Teknik Üniversite’den rapor istiyor biz de her seferinde rapor alıyoruz. Sonunda gümrükleme işini nakliyeyi yapan firmaya verdik ve bir daha giden malın döküm olduğu konusunda tereddütleri kalmadı. Gene gümrükten bir anı; firmalar fittings ithal ediyorlar, malın gümrükten geçebilmesi için TSE’ye uygunluğunun tescil edilmesi gerekli. TSE’ye göre yapılması gerekli testler bütün ekip röportaj interview Dur dede! ben sana anlatayım ....... Torunlarım... man hazır ise normal şartlarda iki üç hafta sürer, oysa gerekli cihazlar olmadığı halde birkaç günde bir çok cins malzemenin TSE’ye uygunluğu kabul ediliyor, bu arada kalitesiz birçok mal da içeri girebiliyor... Aslında yasaları çıkarırken, uygulanabilirliğine de bakmalıyız. Bir başka anımız; 1983 yılında İsveç’ten ithal ettiğimiz Haydarpaşa gümrüğünden geçirdiğimiz kanal tipi indüksiyon ocağı astar malzemesi için gümrük idaresi Stockholm Büyük Elçiliğimiz kanalı ile bu malın fabrika satış fiyatını öğreniyor. Daha ucuz bir fiyatla ithalat yaptığımız gerekçesi ile Demisaş firmasına gümrük kaçakçılığından bir vergi ve ceza tahakkuk ettiriyor. Şirket avukatları akademik savunmalar yapmalarına rağmen, mahkemeler kararı onaylıyorlar. Ben avukatlarımızdan izin alarak son itiraz merci olan mahkemeye bir savunma gönderdim ve bu astar malzemesi SiO2 dir, yani plajdaki kumdur. Siz bize fiyat davası açacaksanız bu kumu niye ucuz aldınız diye değil, Allah’ın kumuna niçin bu kadar çok para veriyorsunuz diye dava açmalısınız dedim, biraz da firmamızı tanıttık ve davayı kazandık. İhaleler ile ilgili de birçok anımız var. Ben çok zorda kalmasam resmi kurum ihalelerine girmem. Haymak’da çalışırken yüksek gerilim hatlarında kullanılan izolatör çanı ihalesine girmemiz gerekiyordu.. Kapalı zarfla teklif veriliyor ve heyet huzurunda açılıyor ve biz her defa az farkla kaybediyorduk. Ben fiyatı tespit edip ilgili bölüme teklifi hazırlayıp göndermeleri için veriyordum. Ticari şartnameyi dikkatli okuyunca bir husus dikkatimi çekti. Deniyor ki “teklif tutarının % 5’i banka teminat mektubu olarak verilecek ve bu teminat mektubu teklif zarfı üzerine açıkça konmamış ise teklif geçerli olmayacaktır” yani teminat mektubunun görülüyor olması aslında kapalı zarftaki fiyatı da açıkça gösteriyor. Ben de bir sonraki ihalede, teklif tutarının %5’i yerine daha fazla bir tutarda teminat mektubu koydum ve böylece büyük bir ihale bizde kaldı. Bir başka ihale öyküsü daha; 1970’li yıllarda bir firma büyük bir belediyenin su saati bağlantı elemanları ihalesine girdi ve işi aldı. Döküm parçaları bizden alıp işledikten sonra teslim etti. Fakat parçalar ret oldu. Gerekçesi döküm parçaların kopma mukavemeti, olması gerekenden daha yüksekmiş. Sonunda firma kendi özel gayreti ile istenenden daha kaliteli olan malı kabul ettirmeyi başardı.... Bir defa da Taksim’de ki Elektrik İdaresinin pik döküm elektrik buat ihalesine girmek istedik. Şartnamede, ek resme ve gö 59 Türkcast 2009 Sayı 11 röportaj interview Datça’da köpük ve yansımaları .... rülecek numuneye uygun olması isteniyordu. Fakat resimdeki parça ile gördüğümüz döküm parça arasında en az % 30 ağırlık farkı vardı. Numune çok daha hafifti. Baktık ki parçaları alıştıkları yerden almak istiyorlar, ihaleye girmedik. Haymak’da galvaniz ocağındaki ergimiş çinkonun oksitlenmesini önlemek için üzerine ithal malı ve fiyatı yüksek bir flaks malzeme kullanıyoruz. Perşembe pazarında meşhur bir firmadan aldığımız bu malzemeyi 1974 yılında analiz yaptırdım. Meğer bize yıllarca, üç kuruşluk sodayı farklı bir ticari isim altında ithal ürün olarak satmışlar. Almanya’da Danfoss firması deposundayız. Koskoca bir fabrika, küçücük bir depo. Satın alma müdürüne, “bu kadar az malzeme ile bu çarkı nasıl döndürüyorsunuz?” diye sordum.. Cevap çok ilginçti, “Bütün Alman otobanları bizim depomuzdur”. Bir süre sonra “tam zamanında teslimat” anlayışı ülkemize de geldi. 1975 yılında İsveç’de Goteborg şehrindeki Volvo dökümhanesine gittik. Genel müdüre kum ile ilgili bir soru sordum, “ben bilmem, kum 500 metre uzakta hazırlanıp, bantla geliyor” dedi. Biraz sonra metalle ilgili bir şey sordum, “ergimiş metal 20 km. uzaktan hazır olarak vagonla geliyor, benim bilgim yok” dedi. Ben, “biz metalden, kumdan, maçadan, ithalattan, toplu iş sözleşmelerinden, organizasyondan ve bunun gibi yapmakta olduğumuz işleri saydım ve bunları bilmemiz gerekiyor” dedim. Onun cevabı ise “böyle bir adam hiç yaşamadı” oldu. Anılarımız bitmez. Son bir anımız; Haymak’ta gece odamda çalışırken tuvalete gittiğimde kupol ocağının bacası görünürdü, bazen kok yatağı seviyesi aşağı düşer ve bacadan kıvılcımlar çıkardı. Ben odama çıkar kupol ustasına telefon ederdim, “kok yatağınız çok aşağı düşmüş, dikkat edin” derdim. “Adam, odasında bizim kok yatağını görüyor” diye hakkımızda efsane üretirlermiş. Uzun süre Derneğimizde görev yaptınız.Yaptığınız görevle ilgili bilgi verir misiniz? 1976 yılında kurulan derneğimizin ilk başkanı Sn. Sabahattin Mollaoğlu idi. Daha sonra Sn. Turgut Özal 1976–1979 yılları arasında dernek başkanlığı yaptı. Sn. Özal döneminde derneğimize üye oldum. Bir süre sonra da Yönetim Kurulu üyesi Türkcast 2009 Sayı 11 60 olarak görev aldım ve 1993 yılında Demisaş A.Ş’den ayrılana kadar bu görevi sürdürdüm. Ayrıca Fuar komitesi başkanlığını yaptığım dönemde İ.T.O ile işbirliği yaparak derneğimizdeki firmaların büyük ölçüde katılımı ile ilk defa topluca Fransa’da Midest fuarına katıldık, sanıyorum çok da yararlı olmuştu. Ayrıca derneğimizin tüm komite çalışmalarında görevler aldım. Şimdi neler yapıyorsunuz? Nasıl vakit geçiriyorsunuz? Bu soruya tersten cevap vereyim. O kadar çok uğraşım var ki sürekli zaman yetmezliğinden şikayetciyim. 1970 yılında çalışırken birden aklıma, içki içmekten başka bir hobimin olmadığı geldi. Satın alma memurunu çağırdım ve bana Sirkeci’den bir fotoğraf makinesi almasını istedim (O bu işten anlıyordu). Bana Edixa marka bir fotoğraf makinesi aldı, ben de, makro fotoğraf çekmek için ilave ekipman aldım ve ilk filmin son karesinde bardağa koyduğum bir köpüğün makro fotoğrafını çektim. İşte o köpük gelişti ve 2007’de İstiklal Caddesinde açtığım fotoğraf sergisinin konusu oldu. Bence insanlar çalışırken, emekli olacağı dönemin de planlamasını yapmalıdırlar. Ben bu konuda şanslı olduğumu düşünüyorum. Onbinlerce fotoğraf çektim, onlarca slayt gösterisi yaptım. Bunların en ilginci Datça Amfi Tiyatro’da 2000 kişiye yaptığım slayt gösterisiydi. Farklı konularda beş fotoğraf sergisi açtım. Uluslararası bir yarışmada ödüller aldım. Datça briç kulübü üyesiyim. Ayrıca 1940’lı yıllarda başlayan ülkemizle ilgili bir kitap hazırlıyorum. Eşim Semra’da seramik heykeller yapıyor ve sergiler açıyor. Torunlarımızla geçirdiğimiz zaman da yaşamımızın en renkli anları oluyor. Sayın Önay Çekin ile gerçekleştirdiğimiz bu güzel söyleşide döküm sanayinin bugünlere ulaşmasında aldığı önemli yollar hakkında bilgiler de edindik. Kendisi ile ileriki günlerde profesyonel yaşam sonrası, emeklilik hayatı üzerine bir söyleşi gerçekleştirmek için söz alarak teşekkür ediyoruz ve yaz aylarını geçirmek üzere Datça’ya uğurluyoruz. araştırma investigation Neden Dökümü Tercih Etmeliyiz ? (2) Üretilen Parça: Otobüs Şasi Traversi Önce Şimdi Kaynak ile (31 ayrı sac parçadan) Döküm (Tek parça) U St 37-2 GGG-55 Sfero Döküm 135 kg 115 kg 60 27 100% 23,80% 49,10% 100% İşlem Üretim maliyeti nin toplama oranı 100% 53,60% İmalat maliyetinin oranı 100% 87,90% Üretim Yöntemi Malzeme Ağırlık İşleme etapları Aparat, kalıp ve model maliyeti oranı Malzemenin toplam maliyete oranı Kaynak: DGV 61 Türkcast 2009 Sayı 11 ACARER DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Tübitak Yolu Barış Mah. No: 22 TR-41410 Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 646 52 77 Fax: 0262 646 54 98 acarerdokum@acarerdokum.com www.acarerdokum.com ARDEMİR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Horozluhan Mah. Engin Sok. No:3 TR-42190 KONYA Tel: 0332 248 25 00 Fax: 0332 249 40 40 ardemir@ardemir.com www.ardemir.com ADARAD DÖKÜM ÜRÜNLERİ SINAİ TİC. A.Ş. Organize Sanayi Bölgesi Ana Cadde TR-16400 İnegöl, BURSA Tel: 0224 714 82 00 Fax: 0224 714 82 10 info@adarad.com.tr www.adarad.com.tr ARDÖKSAN SFERO KAL. PİK DÖK. SAN. LTD. ŞTİ. Asfaltboyu Mah No:30 Habipler Köyü TR-34180 Eyüp, İSTANBUL Tel: 0212 595 10 08 / 595 16 50 Fax: 0212 595 16 49 ardoksan@ardoksan.com www.ardoksan.com AKDÖKÜM SANAYİ A.Ş. Ankara Cad. No: 196 TR-35042 Bornova, İZMİR Tel: 0232 478 18 20 / Pbx Fax: 0232 478 18 96 info@akdokum.com.tr www.akdokum.com.tr ARPEK ARKAN PARÇA ALUMİNYUM ENJEKSİYON KALIP SAN. TİC. A.Ş. T.O.S.B 2. Cadde TR-41490 Şekerpınar Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 658 97 44 Fax: 0262 658 97 49 arpek@arpek.com.tr www.arpek.com.tr AKDAŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Batı Hun Cad. No: 1 Org. San. Böl. TR-06935 Sincan, ANKARA Tel: 0312 267 18 80 / 8 Fax: 0312 267 18 88 / 267 16 70 akdas@akdas.com.tr www.akdas.com.tr AS ÇELİK DÖKÜM İŞLEME SAN. TİC. LTD. ŞTİ Org. San. Bölgesi Dumlupınar Cad. No:8 Kutlukent, SAMSUN Tel: 0362 266 88 47 / 266 67 90 - 91 Fax: 0362 266 67 46 info@ascelikltd.com www.ascelikltd.com AKMAN DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Kıraç Köyü 2. San.1 Bulvarı Atatürk Cad. No:27 TR-34900 Büyükçekmece, İSTANBUL Tel: 0212 689 04 33 / 689 04 05 / 689 01 00 Fax: 0212 689 01 57 / 689 03 92 info@akmandokum.com www.akmandokum.com AY DÖKÜM MAKİNA SAN. TIC. A.Ş. 1. Org. San. Bölg. Karamanlılar Cad. No:2 TR-06930 Sincan, ANKARA Tel: 0312 267 04 57 / 4 hat Fax: 0312 267 04 56 aydokum@aydokum.com www.aydokum.com AKMETAL METALURJİ ENDÜSTRİSİ A.Ş. Eski İstanbul-İzmit Asfaltı No:86 Tepeören TR-34959 Tuzla, İSTANBUL Tel: 0216 593 03 80 & 81 Fax: 0216 593 03 82 info@akmetal.com www.akmetal.com AYHAN METAL PRES DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Gebze Plastikçiler Organize Bölge 7.Cad. TR-41400 Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 751 21 94 / Pbx Fax: 0262 751 21 98 ayhanmetal@ayhanmetal.com.tr www.ayhanmetal.com.tr AKPINAR DÖKÜM MAKİNA SANAYİ A.Ş. 1. Organize Sanayi Bölgesi Avar Cad. No: 8 TR-06935 Sincan, ANKARA Tel: 0312 267 04 50 / 267 00 83 Fax: 0312 267 04 51 info@akpinardokum.com www.akpinardokum.com BMC SANAYİ TİCARET A.Ş. Kemalpaşa Caddesi No:32 TR- 35060 Pınarbaşı, İZMİR Tel: 0232 477 18 00 Fax: 0232 477 18 83 foundry@bmc.com.tr www.bmc.com.tr ALBAKSAN ALAŞIMLI BAKIR SAN. TİC. A.Ş. Bakır Pirinç San. Sitesi Karanfil Cad. No:20 TR-34900 Beylikdüzü, İSTANBUL Tel: 0212 875 11 43 / 876 13 20 Fax: 0212 875 11 42 sitkiuzel@albaksan.com www.albaksan.com BURÇELİK BURSA ÇELİK DÖKÜM SAN. A.Ş. Sarı Cadde No:15 Organize Sanayi Bölgesi BURSA Tel: 0224 243 11 07 / Pbx Fax: 0224 243 21 82 / 242 63 01 burcelik@burcelik.com.tr www.burcelik.com.tr ANADOLU DÖKÜM SANAYİ A.Ş. Hürriyet Caddesi No:1, TR-41780 Körfez, KOCAELİ Tel: 0262 527 23 51 Fax: 0262 527 28 76 info@anadoludokum.com.tr / ads@tnn.net www.anadoludokum.com.tr BURDÖKSAN DÖKÜM MAD. NAK. TİC. SAN. LTD. ŞTİ. Kayapa Sanayi Bölgesi 21. Sok. No:3 Nilüfer, BURSA Tel: 0224 493 26 06 Pbx Fax: 0224 493 26 09 info@burdoksan.com www.burdoksan.com ARAL DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Gümüşsuyu Cad. Fatih Şehitleri Sok No:11/B TR-34020 Bayrampaşa, İSTANBUL Tel: 0212 567 51 66 / 771 45 45 Fax: 0212 612 90 33 / 771 45 43 info@araldokum.com.tr www.araldokum.com.tr CEVHER DÖKÜM SANAYİ A.Ş. Ankara Caddesi No:208 TR-35050 Bornova, İZMİR Tel: 0232 478 10 00 / 479 23 00 Fax: 0232 478 10 10 / 479 94 60 info@cevherdokum.com www.cevherdokum.com CMS JANT ve MAKİNA SAN. A.Ş. Kemalpaşa Cad. No: 40 TR-35060 Pınarbaşı, İZMİR Tel: 0232 399 10 00 Fax: 0232 399 10 10 info@cms.com.tr www.cms.com.tr COMPONENTA DÖKÜMCÜLÜK TİC SAN. A.Ş. Göl Yolu No:26 TR-16801 Orhangazi, BURSA Tel: 0224 573 42 63 / 10 hat Tel: 0236 233 80 57 ( Manisa ) Fax: 0224 573 42 73 / 0224 573 54 58 componenta.tr@componenta.com www.componenta.com ÇELİK GRANÜL SANAYİ A.Ş. Hastane Mah. Turgut Özal Caddesi No:25 TR-34555 Hadımköy, İSTANBUL Tel: 0212 771 45 55 / 4 hat Fax: 0212 771 20 57 info@celikgranul.com www.celikgranul.com ÇELİKEL ALÜMİNYUM DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Eyüp Sultan Mah. Kızılay Cad. No: 87 Samandra Kartal, İSTANBUL Tel: 0216 311 14 42 Fax: 0216 311 10 67 info.celikel@celikel.com www.celikel.com ÇEMAŞ DÖKÜM SANAYİ A.Ş. Ankara Asfaltı 12. Km TR-40100 KIRŞEHİR Tel: 0386 234 80 80 Fax: 0386 234 83 49 cemas@isiklar.com.tr www.cemas.com.tr ÇUKUROVA-İNŞAAT MAK. SAN. TİC. A.Ş. Mersin -Tarsus Karayolu 11.Km TR-33004 MERSİN Tel: 0324 221 84 00 / 3 hat Fax: 0324 221 50 20 / 221 84 05 cimsatas@cimsatas.com www.cimsatas.com DALOĞLU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. D-100 Karayolu Beşköprü Mevkii No:162 ADAPAZARI Tel: 0264 275 48 07 Fax: 0264 275 14 11 daloglu@daloglu.com www.daloglu.com DEMİSAŞ DÖKÜM EMAYE MAM. SAN. A.Ş. Okçumusa Caddesi Sarkuysan İş Merkezi No:1 TR-34420 Beyoğlu, İSTANBUL Tel: 0212 251 59 15 / 8 hat Fax: 0212 251 60 74 / 249 61 79 marketing@demisas.com.tr www.demisas.com.tr DENİZCİLER DÖKÜMCÜLÜK SAN. TİC. A.Ş. 10011 Sok. No:10 A.O.S.B Çiğli TR-35590 İZMİR Tel: 0232 376 72 80 Fax: 0232 376 72 83 info@denizcast.com / info@euroklemp.com www.denizcast.com DİRİNLER DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. A.O.S.B. Mustafa Kemal Bulvarı No:57 Çiğli, İZMİR Tel: 0232 376 87 87 Fax: 0232 376 85 67 info@dirinlerdokum.com www.dirinlerdokum.com DOĞU DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Havaalanı Yolu 7 Km ELAZIĞ Tel: 0424 255 50 77 / 255 11 79 Fax: 0424 255 56 56 info@dogudokum.com.tr www.dogudokum.com.tr DÖKSAN BASINÇLI DÖK. MAKİNA SAN. TİC. LTD. ŞTİ T.O.S.B 3. Cadde No:14 Şekerpınar Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 658 29 10 Fax: 0262 658 26 69 hizmet@doksandokum.com www.doksandokum.com DUDUOĞLU ÇELİK DÖK SAN. TİC. A.Ş. Organize Sanayi Bolgesi 11. Cad. No:11 TR-19030 ÇORUM Tel: 0364 254 90 01 / Pbx Fax: 0364 254 90 04 sduduoglu@superonline.com www.duduoglu.com.tr DUYAR VANA MAKİNA SANAYİ TİC. A.Ş. Uğur Mumcu Mah. 2347 Sokak No:7 TR-34265 Gaziosmanpaşa, İSTANBUL Tel: 0212 668 18 06 Fax. 0212 594 73 42 duyarvalve@duyarvalve.com www.duyarvalve.com EKSTRA METAL DÖKÜM İZABE MAK. SAN. İTH. İHR. LTD. ŞTİ. Karamanlar Cad. No: 1 Org. San. Böl. Sincan, ANKARA Tel: 0312 267 05 56 Fax: 0312 267 05 59 ekstra@ekstrametal.com.tr www.ekstrametal.com.tr EKU FREN KAMPANA DÖKÜM SAN. A.Ş. T.O.S.B. 1. Cadde Şekerpınar Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 658 10 01 Fax: 0262 658 10 00 eku@eku.com.tr www.eku.com.tr ENTİL END. YAT. TICARET A.Ş. Ankara Asfaltı 5.Km. Köy Hizmetleri Karşısı TR-26100 ESKISEHIR Tel: 0222 237 57 46 Fax: 0222 237 26 79 info@entil.com / entil@tnn.net www.entil.com ER DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş. Orta Mah. Timurlenk Sok. No: 13 Kartal, İSTANBUL Tel: 0216 377 01 42 Fax: 0216 377 01 47 erdokum@erdokum.com www.erdokum.com ERGENEKON ÇELİK SAN. TİC. A.Ş. İstanbul Yolu 19. Km TR-06105 ANKARA Tel: 0312 280 86 97 / 98 Fax: 0312 280 86 99 info@ergenekon.com.tr www.ergenekon.com.tr ERKUNT SANAYİ A.Ş. İstanbul Yolu 8.Km TR-06370 ANKARA Tel: 0312 397 25 00 Fax: 0312 397 25 07 erkunt@erkunt.com.tr www.erkunt.com.tr FERRO DÖKÜM SANAYİ TİC. A. Ş. Ankara Asfaltı Üzeri Çayırova TR-41410 Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 653 42 60 / 4 hat Fax: 0262 653 41 60 dakkaya@ferrodokum.com.tr www.ferrodokum.com.tr GEDİK DÖK. VANA SAN. TİC. A.Ş. Yayalar Cad. No: 78 TR-34916 Pendik, İSTANBUL Tel: 0216 307 12 62 / pbx Fax: 0216 307 28 68 / 69 termo@gedikdokum.com.tr www.gedikdokum.com.tr KAYDÖKSAN – KAYSERİ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Org. San. Bölg. 17. Cad. No:6 Melikgazi, KAYSERİ Tel: 0352 321 12 57 Fax: 0352 321 11 94 bilgi@kaydoksan.com.tr www.kaydoksan.com.tr GÜRMETAL HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Orhanlı Beldesi Okul Caddesi No: 9 TR-34956 Tuzla, İSTANBUL Tel: 0216 394 33 31 Fax: 0216 394 32 88 contact@gurmetal.com.tr www.gurmetal.com.tr KIZILIRMAK DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş. Ankara Yolu 7.Km ÇORUM Tel: 0364 235 03 16 / Pbx Fax: 0364 235 03 20 info@kizilirmakdokum.com www.kizilirmakdokum.com HAYTAŞ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş. Imes Sanayi Sitesi D-Blok, 401 Sok. No:5 TR-34760 Dudullu, İSTANBUL Tel: 0216 365 10 56 Fax: 0216 314 19 80 info@haytas.com.tr www.haytas.com.tr HEKİMOĞLU DÖKÜM SAN. NAK. TİC. A.Ş. Kutlugün Köyü Erzurum Karayolu 5 Km Pk.70 TRABZON Tel: 0462 325 00 25 Fax: 0462 325 50 44 / 325 50 57 info@hekimogludokum.com www.hekimogludokum.com HİSAR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Bağdat Cad. Öncü Sok. Büyükhanlı Konutları No: B2 / 10 TR-34740 Suadiye, İSTANBUL Tel: 0216 464 70 00 Fax: 0216 464 70 20 headoffice@hisarcelik.com www.hisarcelik.com IŞIKSAN MODEL DÖKÜM MAK. SAN. LTD. ŞTİ. İstanbul Yolu 30 Km. TR-06980 Kazan, ANKARA Tel: 0312 815 53 16 / 10 Fax: 0312 815 51 96 isiksan@isiksan.com.tr www.isiksan.com.tr İĞREK MAKİNA SAN. TİC. A.Ş. Org. San. Bölgesi A.Ö. Sönmez Bulvarı No:10 TR- 16140 Nilüfer, BURSA Tel: 0224 243 16 06 Fax: 0224 243 13 20 igrek@igrek.com.tr www.igrek.com.tr İSTANBUL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Mermerciler Koop. 5. Cad. 11. Sok Köseler Köyü TR-41490 Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 728 13 00 / 8 Hat Fax: 0262 728 13 08 info@istanbuldokum.com www.istanbuldokum.com KARAMAN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. D-100 Karayolu Üzeri İhsaniye Mevki DÜZCE Tel: 0380 537 52 67 Fax: 0380 537 52 68 info@karamandokum.com www.karamandokum.com KARDÖKMAK – KARDEMİR DÖKÜM MAKİNA A.Ş. Kardemir Fabrika Sahası Kat:3 Müdürler Bloğu KARABÜK Tel: 0370 418 22 34 / 418 23 34 Fax: 0370 424 36 81 / 424 37 41 kardokmak@kardokmak.com.tr www.kardokmak.com.tr KÖRFEZ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş. Yeni Yıldız Mah. Fatih Cad. 609 Sok. No:3 Dilovası Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 754 51 77 / 3 hat Fax: 0262 754 51 80 admin@korfezdokum.com www.korfezdokum.com MERT DÖKÜM MAKİNA İNŞAAT SAN. TİC. LTD. ŞTİ. İmes Sanayi Sitesi D Blok 401. Sok. No:7 Ümraniye, İSTANBUL Tel: 0216 364 32 12 Fax: 0216 415 74 51 bilgi@mertdokum.com.tr www.mertdokum.com.tr MES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Namık Kemal Mah. Lozan Cad. No:3 Büyükçekmece, İSTANBUL Tel: 0212 886 90 00 / 01 Fax: 0212 886 54 57 mesdokum@mesdokum.com.tr www.mesdokum.com.tr ODÖKSAN OSMANELİ DÖKÜM SAN. TIC. A.Ş. Hasan Abdal Mevkii Osmaneli, BİLECİK Tel: 0228 461 58 30 / 5 Fax: 0228 461 58 36 odoksan@odoksan.com.tr www.odoksan.com.tr OTOPARSAN OTOMOTİV PARÇA SAN. TİC. LTD. ŞTİ. ALKOP 14. Sok. B3 Blok No: 7-8-9-10 Hadımköy Gişeleri Mevki Büyükçekmece, İSTANBUL Tel: 0212 858 01 43 / 3 Fax: 0212 858 01 46 info@otoparsan.com www.otoparsan.com ÖNMETAL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Org. San. Bölgesi Atatürk Bulvarı 17. Cad. No:5 İkitelli-Halkalı, İSTANBUL Tel: 0212 485 48 74 Fax: 0212 485 48 73 info@onmetal.com.tr www.onmetal.com.tr ÖZGÜMÜŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Mersin Yolu Üzeri Hipodrom Karşısı Yeşiloba, ADANA Tel: 0322 441 07 07 Fax: 0322 441 07 08 ozdokum@turk.net www.ozgumus.com.tr PINAR DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş. Kemalpaşa Asf. No:68 Pınarbaşı, İZMİR Tel: 0232 479 03 53 / 479 29 29 Fax: 0232 479 05 16 info@pinardokum.com.tr www.pinardokum.com.tr POLY METAL METALURJİ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Ankara Asfaltı Askerlik Şubesi Yolu No:41 TR-41400 Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 641 29 09 Fax: 0262 643 11 71 admin@polymetal.gen.tr www.polymetal.gen.tr TRAKYA DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş. Büyükdere Cad. Soyak Binası No:38-2 TR-34387 Mecidiyeköy, İSTANBUL Tel: 0212 315 52 40 Fax: 0212 274 01 12 / 288 31 77 trakyadokum@trakyadokum.com.tr www.trakyadokum.com.tr RUBA PRES DÖKÜM SAN. A.Ş. M.O.S.B. Ekrem Elginkan Cad. No:7 MANİSA Tel: 0236 213 08 86 Fax: 0236 213 08 08 info@rubapresdokum.com www.rubapresdokum.com ÜMİT DÖKÜM TİCARET SANAYİ LTD. ŞTİ. İmes San. Sitesi D Blok 401 Sokak No:11 Ümraniye, İSTANBUL Tel: 0216 499 46 46 Fax: 0216 499 46 50 info@umitcasting.com www.umitcasting.com SAMSUN MAKİNA SANAYİ A.Ş. Organize San. Bölg. Yaşar Doğu Cad. No:33 TR-55267 Kutlukent, SAMSUN Tel: 0362 266 51 60 Fax: 0362 266 51 62 sms-info@aydiner.com.tr / samsunmakina@dsl.ttnet.net.tr www.samsunmakina.com.tr ÜNİMETAL HASSAS DÖKÜM MAK. YED. PAR. A.Ş. 1.Yol H-5 Parsel Org. Deri San. Bölgesi Tuzla, İSTANBUL Tel: 0216 394 03 90 Fax: 0216 394 03 95 info@unimetal.com.tr www.unimetal.com.tr SERPA HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Org. Deri San. Bölg. M1-12 Parsel TR-34957 Tuzla, İSTANBUL Tel: 0216 394 23 52-53 Fax: 0216 394 23 55 serpa@serpahassasdokum.com www.serpahassasdokum.com SİLVAN SANAYİ A.Ş. Cevizli Tugay Yolu No:75 TR-34846 Maltepe, İSTANBUL Tel: 0216 399 15 55 Fax: 0216 383 31 38 info@silvansanayi.com www.silvansanayi.com YAZKAN MÜH. DÖKÜM MAK. SAN. LTD. ŞTİ. 1. Org. San. Bölgesi Dökümcüler Sitesi 8. Sok. No:97 Sincan, ANKARA Tel: 0312 267 03 57 Fax: 0312 267 05 27 yazkan@yazkan.com.tr www.yazkan.com.tr YELKEN KALIP PENCERE KAPI AKS. METAL SAN. TİC. A.Ş. Atatürk Sanayi Bölgesi Mustafa İnan Cad. No:47 Hadımköy, İSTANBUL Tel: 0212 771 01 01 Fax: 0212 771 01 15 sales@yelken.com.tr www.yelken.com.tr BÖLGESEL KURULUŞLAR SÜPERPAR OTOMOTİV SAN. TİC. A.Ş. Ankara Karayolu 24.Km TR-35170; Kemalpaşa, İZMİR Tel: 0232 877 02 12 / 2 Fax: 0232 877 02 17 / 877 09 87 info@superpar.com www.superpar.com ŞAHİN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. 6106 / 1. Sokak No:11 Dökümcüler Sitesi Işıkkent, İZMİR Tel: 0232 437 01 83 / 84 Fax: 0232 437 01 85 sahindokum@sahindokum.com www.sahindokum.com ŞENKAYA ÇELİK DÖKÜM VE YEDEK PARCA FABR. Ankara Karayolu 25. Km Kuyucak Köyü Mevkii Kemalpaşa, İZMİR Tel: 0232 877 21 23 / 877 04 24 Fax: 0232 877 21 24 info@senkaya.com www.senkaya.com ANKARA MADENİ DÖKÜMCÜLER ODASI Dökümcüler Sit. 6.Sok. No:1/1 Organize San. Bölg. Sincan, ANKARA Tel: 0312 267 13 93 Fax: 0312 267 04 97 ankdokumoda@mynet.com www.ankara-dokumoda.org.tr İZMİR BİLUMUM DÖKÜMCÜ KÜÇÜK ESNAF VE SANATKARLAR ODASI İzmir Dökümcüler San. Sit. 106/6 Sokak No:5 Işıkkent, İZMİR Tel: 0232 437 02 43 Fax: 0232 437 01 46 KAYSERİ SİNAN DÖKÜMCÜLER TEMİN TEVZİ KOOPERATİFİ Anbar Mah. Dökümcüler Sit. No:17 Kocasinan, KAYSERİ Tel: 0352 326 80 00 Fax: 0352 326 89 69 KATILIMCI ÜYELER TAN ÇELİK DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş. Org. San. Bölgesi 7.Yol ELAZIĞ Tel: 0424 255 55 60 / 3 hat Fax: 0424 255 55 63 tancelik@tancelik.com www.tancelik.com 5M ELEKTROMEKANİK İML. İNŞ. TUR. DAH. TİC. LTD. ŞTİ. Des Sanayi Sitesi 102 Söğüt Sokak No:4 Blok 14 Y.Dudullu Ümraniye, İSTANBUL Tel: 0216 527 83 54 Fax: 0216 527 85 24 info@5mtr.com www.5mtr.com TOSÇELİK GRANÜL SAN. A.Ş. Barbaros Mah. Sütçüyolu Cad. No:70 TR-34746 Yenisahra, Kadıköy / İSTANBUL Tel: 0216 544 36 00 Fax: 0216 544 36 06 info@toscelikgranul.com.tr www.toscelikgranul.com.tr ACARER METAL SANAYİ TİC. A.Ş. Valikonağı Caddesi Atabey Apt. No: 81/3 Nişantaşı, İSTANBUL Tel: 0212 296 46 07 Fax: 0212 230 24 64 acarermetal@acarermetal.com www.acarermetal.com Türkcast 2009 Sayı 11 AVEKS İÇ VE DIŞ TİC. A.Ş. Şehit Mehmet Fatih Öngül Sok. Eski Yapanlar Plaza No: 1/1 TR-34742 Kozyatağı, İSTANBUL Tel: 0216 410 00 60 / 540 00 60 Faz: 0216 410 00 90 / 540 00 61 info@aveks.com.tr www.aveks.com.tr BİLGİNOĞLU ENDÜSTRİ MALZ. SAN. VE TİC. A.Ş. 2824 Sokak No:26 TR-35110 1. Sanayi Sitesi İZMİR Tel: 0232 433 72 30 Fax: 0232 457 37 69 info@bilginoglu-endustri.com.tr www.bilginoglu-endustri.com.tr ÇELİKTAŞ SINAİ KUMU MADEN SAN. NAK. TİC. A.Ş. Prof. Dr. Bülent Tarcan Sok. Gayrettepe İş Merkezi C Blok No:12/7 Gayrettepe, İSTANBUL Tel: 0212 275 57 13 / Pbx Fax: 0212 347 87 07 info@celiktassilis.com www.celiktassilis.com ÇUKUROVA KİMYA END. A.Ş. Organize Sanayi BölgesiTR-45030 MANİSA Tel: 0236 233 23 20 Fax: 0236 233 23 23 info@cukurovakimya.com.tr www.cukurovakimya.com.tr EGES ELEKTRİK & ELEKTRONİK GER. SAN. TİC. A.Ş Mahmutbey Taşocağı Yolu Yelken Sok. No: 10 TR –34550 Bağcılar, İSTANBUL Tel: 0212 446 41 21 Fax: 0212 446 41 27 eges@eges.com.tr www.eges.com.tr ERVAKSAN ERDEMİR VAKFI METAL SAN. TİC. A.Ş. Müftü Mah. İlhami Soysal Cad. Ervaksan Binası No:44 Ereğli, ZONGULDAK Tel: 0372 329 65 75 Fax: 0372 323 81 81 ervaksan@ervaksan.com.tr www.ervaksan.com.tr EVREN İTH. İHR. PAZ. A.Ş. Akasyalı Sok. No: 9/4 4. Levent, İSTANBUL Tel: 0212 325 96 60 / 325 54 58 Fax: 0212 283 77 78 evrencast@gmx.net EXPERT MÜMESSİLLİK TURİZM TİC. LTD. ŞTİ. İmes Sanayi Sitesi C Blok 311. Sok No: 7 Dudullu, İSTANBUL Tel: 0216 573 38 88 Fax: 0216 573 06 28 / 29 info@expert.com.tr www.expert.com.tr FERROMET MÜMESSİLLİK VE TİC. A.Ş. Büyükdere Cad. No:155 / 12 Zincirlikuyu, İSTANBUL Tel: 0212 275 33 00 Fax: 0212 275 33 08 info@dokumizabe.com www.dokumizabe.com FOSECO DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Gebze Org. San. Bölgesi 27. Mah. 1000 Cad. 12. Sokak No:1022 TR-41480 Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 677 10 50 Fax: 0262 677 10 60 foseco.turkey@foseco.com www.foseco.com.tr HANNOVER-MESSE ANKİROS FUARCILIK A.Ş. Abdullah Cevdet Sokak No: 6/2 TR-06680 Çankaya, ANKARA Tel: 0312 439 67 92 / 4 Hat Fax: 0312 439 67 66 info@ankiros.com www.ankiros.com HERAEUS ELECTRO-NİTE A.Ş. 1. Org. San. Bölg. Dağıştan Cad. No:15 TR-06930 Sincan, ANKARA Tel: 0312 267 08 88 / 89 Fax: 0312 267 08 87 info.electro-nite.tr@heraeus.com www.electro-nite.com INDUCTOTHERM İNDÜKSİYON SİSTEMLERİ SAN. A.Ş. Barış Mah. Ank. Asf. Yanyol 1803/2 Sok. No: 10 TR-41410 Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 646 34 24 Fax: 0262 646 29 62 inducto@inductotherm.com.tr www.inductotherm.com.tr INTERIMPEKS DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ. Kalamış-Fener Cad. Körfez Yolu Sok. Sahil Apt. No:5/2 Kalamış Kadıköy, İSTANBUL Tel: 0216 550 69 84 / 3 Fax: 0216 550 37 25 interimpeks@gmail.com İDEAL MODEL MÜHENDİSLİK SANAYİ TİC. A.Ş. İkitelli Org. San. Bölgesi Biksan Koop. B2 No:9 Küçükçekmece, İSTANBUL Tel: 0212 485 77 88 Fax: 0212 485 78 19 info@idealmodel.com.tr www.idealmodel.com.tr KADIOĞLU MADENCİLİK SAN. TİC. A.Ş. Yeni San. Bölgesi Kurtuluş Mah. No:78 KARABÜK Tel: 0370 424 10 50 Fax: 0370 415 66 50 kadioglu@kadioglumaden.com.tr www.kadioglumaden.com.tr KUMSAN DÖKÜM MALZEMELERİ SAN. TİC. A.Ş. Org. San. Bölgesi 3. Cad. No:1 Tepeören Köyü Mevki Tuzla, İSTANBUL Tel: 0216 593 09 57 / 58 Fax: 0216 593 09 59 kumsan@mail.koc.net MARMARA METAL MAM. TİC. A.Ş. İstasyon Mah. E-5 Karayolu Üzeri Fatih Otağı Sok. Tuzla, İSTANBUL Tel: 0216 447 29 55 / Pbx Fax: 0216 447 29 69 marmara@marmarametal.com www.marmarametal.com META-MAK METALURJİ MAK. MÜM. LTD. ŞTİ. Levent Mah. Alt Zeren Sokak No:15 1.Levent Beşiktaş, İSTANBUL Tel: 0212 270 07 08 Fax: 0212 270 08 88 metamak@metamak.com.tr www.metamak.com.tr METKO HÜTTENES ALB.S KİMYA SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Bağdat Caddesi No: 333 / 5 TR-34728 Erenköy, İSTANBUL Tel: 0216 355 50 96 Fax: 0216 369 64 59 / 363 60 73 info@metkoha.com / metkodis@ttmail.com www.metkoha.com NUROL TEKNOLOJİ SAN. MADENCİLİK TİC. A.Ş. İnönü Mah. FSM Bulvarı 102 Sokak No:53 Yenimahalle, ANKARA Tel: 0312 278 02 78 Fax: 0312 278 02 76 info@nurolteknoloji.com www.nurolteknoloji.com.tr PRESTİJ YAYINCILIK BASIM HİZM. SAN. TİC. LTD. ŞTİ Ovacık Çıkmazı, Gayret Sitesi A2 Blok D:15 Gayrettepe, İSTANBUL Tel: 0212 267 10 11 Fax: 0212 274 84 36 metaldunyasi@metaldunyasi.com www.metaldunyasi.com SİLVAN DIŞ VE İÇ TİC. A.Ş. Akasyalı Sok. Konak Apt. B-Blok No: 5/8 TR-34740 Suadiye, İSTANBUL Tel: 0216 380 36 18 Fax: 0216 416 91 59 / 416 23 75 info@silvanticaret.com www.silvanticaret.com TÜRKOĞLU MAD. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Çayboyu Mevki No:121 Alaplı, ZONGULDAK Tel: 0372 378 11 69 Fax: 0372 378 31 34 Mturkoglu1967@hotmail.com www.turkoglumadencilik.com.tr UNİKON METALURJİ VE KİMYA SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Orhantepe Mah. Orhangazi Cad. No: 93/2 TR-34865 Dragos Kartal, İSTANBUL Tel: 0216 399 98 68 Fax: 0216 442 11 90 unikon@unikon.com.tr www.unikon.com.tr