Erivan ile ilişkiler nasıl düzelir?
Transkript
Erivan ile ilişkiler nasıl düzelir?
FOLLOW-UP PROJECT: THE ECONOMIC AND SOCIAL CONSEQUENCES OF OPENING THE BORDER BETWEEN гÛÏ³Ï³Ý ÙÇç³½·³ÛÇÝ ïÝï»ë³Ï³Ý ѻﳽáïáõÃÛáõÝÝ»ñÇ ËáõÙµ ARMENIA AND TURKEY IMPLICATIONS FOR TURKEY Media Reactions on Istanbul Workshop (18.09.2007) and Ankara Round Table (20.09.2007) (in Turkish, English, French, Armenian, Russian and Dannish) http://www.milliyet.com.tr/2007/09/19/yazar/kohen.html ARI Hareketi olarak dun Bilgi Universitesi'nde AIPRG (Ermeni Uluslararası Politika Araştırmaları Grubu) ile birlikte duzenledigimiz " Turkiye-Ermenistan Sınırının acılmasının Ekonomik ve Sosyal Etkileri" konulu panelimiz Milliyet Kose yazari Sami Kohen'in bugunku kosesinde yer aliyor. Bilgilerinize sunariz. Sami KOHEN Erivan ile ilişkiler nasıl düzelir? TÜRKĐYE ile Ermenistan arasındaki sınır 1993'ten beri kapalı. Ankara, Ermenistan'ın Azerbaycan ile savaşıp Karabağ'ı işgal etmesinden sonra, Erivan ile tüm ilişkilerini kesmişti. Dolayısıyla o tarihten beri, iki ülke arasındaki sınır kapalı tutuluyor, direkt herhangi bir temas ve ticaret yapılamıyor. Ama Erivan'daki dükkânlarda bol miktarda Türk malı bulmak mümkün. Bunlar dolaylı olarak, Gürcistan yoluyla Ermenistan'a ulaşıyor. Sınırın açılması ve ilişkilerin normalleştirilmesi konusu, zaman zaman -hükümetlerin değilse bile, sivil toplum kuruluşlarının- gündemine geliyor. Geçen ocak ayında Türk ve Ermeni akademisyen ve aydınlarının katıldığı "Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasının ekonomik ve sosyal sonuçları" başlıklı bir konferansta bu konu enine boyuna tartışılmıştı. Konferanstan sonra yapılan araştırmaların sonuçları dün, Đstanbul'da ARI Hareketi ile Uluslararası Ermeni Siyasi Araştırma Grubu'nun (AIPRG) birlikte düzenlediği bir toplantıda ele alındı. Toplantıda daha çok sınırın açılmasının "ekonomik yararları" üzerinde duruldu, ancak şimdiye kadar ilişkilerin normalleştirilmesini engelleyen "siyasal faktörler" de tartışıldı... Karşılıklı kazanç Tabii ki, iki komşu ülke arasındaki sınır açılırsa, bundan iki taraf da kazançlı çıkacak: Ticaret, ulaşım, yatırım, turizm vs. alanlarında bir hareket olacak, ekonomi bundan yararlanacak... Aslında bunun daha çok Ermenistan'ın lehinde olacağı açık: Nitekim sınırın kapalı kalması, Türkiye'den fazla, ekonomisi zayıf olan Ermenistan'ın zararına oluyor. Ancak Ermenistan'dan gelen konuşmacılara ve sunulan raporlara göre, Ermenistan ekonomisi son zamanlarda hızlı bir gelişme gösteriyor, Erivan komşuları ve Avrupa ile ticaretini artırıyor, Gürcistan ve Đran'a elektrik satıyor, vs... AIPRG'den araştırmacı Mher Beghramyan'a göre Ermenistan bu duruma kendisini ayarlamış ve alıştırmıştır. Nitekim Türkiye'nin uyguladığı yaptırımlara rağmen, ülke ekonomisi gelişiyor. Bu bakımdan, Türkiye'nin sınırı kapalı tutmakla Erivan üzerinde uyguladığı baskının -örneğin Ermenistan'ın Karabağ politikasında ve Bakü'ye karşı tavrında- bir değişiklik yarattığı söylenemez. Ankara'nın sınırı açmaması olayına tamamen "ekonomik zarar veya zarar" açısından bakmak yanlıştır. Türkiye'nin bu kararındaki ısrarının esas nedeni siyasidir ve bunu da ekonomik mülahazalardan ayırmak da mümkün değildir. Daha açık bir ifadeyle, Türkiye'yi şimdiye kadar Ermenistan'a karşı politikasını değiştirmemeye sevk eden iki sebep var: Birincisi, Erivan'ın Karabağ konusundaki uzlaşmaz politikası, ikincisi de Ermeni soykırımı başta olmak üzere Ankara ile uyuşmazlıklarıyla ilgili tavrıdır. Denge politikası Ankara'nın politikası, Erivan bu konularda tutum değiştirmedikçe, "normalleşme"ye gitmemektir. Erivan ise, sınırın açılmasını bu sorunlarla irtibatlandırmayı kabul etmiyor; önce sınırın açılmasını, sonra da diğer meselelerin ele alınmasını istiyor. Geçen haziranda Đstanbul'daki Karadeniz Ekonomik Đşbirliği (KEĐ) zirvesine gelen Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan "Sınır açılırsa, soykırım meselesi için konferans önerisi görüşülebilir" mesajını vermişti... Aslında bu karışık denklemi çözmenin yolu, yaratıcı bir diplomasiyle, masaya oturup tüm konuları kapsayan bir diyaloğun başlatılmasıdır. Böyle bir dengenin kurulması, her iki ülkeye de, sadece ekonomik değil, siyasal alanda da yarar sağlayacaktır. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/7329707.asp?m=1 Gila BENMAYOR gbenmayor@hurriyet.com.tr Ermenistan ile sınır kapısı açılır mı ERMENĐSTAN ile ilişkiler gündemin sıcak konularından. Dünkü gazetelere bakılırsa, ABD’deki Ermeni lobisi halen Washington’da temaslarını sürdüren Ermeni Patriği II. Mesrob’un bir konuşmasını engellemiş. Yine Washington’dan gelen taze haberler, Ermeni tasarısının birkaç ay içerisinde kesinlikle Temsilciler Meclisi’nden geçeceği yolunda. Böyle bir ortamda Đstanbul’da "Türkiye ile Ermenistan sınır kapısının açılmasının sosyal ve ekonomik sonuçları" başlıklı toplantının düzenlenmiş olması anlamlı. Toplantıyı düzenleyenler Arı Hareketi ile kısa adı AĐPRG olan Uluslararası Ermeni Siyasi Araştırma Grubu. Girişim ayrıca Türk-Ermeni Đş Geliştirme Konseyi TABDC tarafından destekleniyor Toplantıda neler konuşulduğuna geçmeden önce bir hatırlatma. Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır 1993 yılından beri kapalı. Ankara’nın Ermenistan’ın Karabağ işgalinden Erivan ile ilişkilerini kesmesinden sonra iki ülke arasında direkt temas ve ticaret yok. Ticaret yok gibi ama esasında var. Daha geçenlerde Fransız Haber Ajansı’nın da dikkat çektiği gibi, Ermenistan’da "Türk malı" bolluğu var. Hatta ajansın yorumuna bakılırsa "Çoğu Ermeni için ucuz Türk malı alışveriş talebi tarihi nefretten ağır basıyor". GÜRCĐSTAN ÜZERĐNDEN DOLAŞIYOR Sınır kapısı kapalı olunca Türk malları karayolundan Gürcistan üzerinden dolaşarak Ermenistan’daki dükkanlara ulaşıyor. Hayli masraflı bir yol olsa da çark böyle dönüyor. AĐPRG’nin araştırmacılarından Mher Baghramyan’ın sunumuna göre, Türkiye’nin Ermenistan’a ihracatı bu durumda dahi 95 bin 422 dolar tutarında. Aynı araştırmacının rakamlarına göre, Türkiye’nin Gürcistan’a ihracatı 523 bin dolar civarında. Yani Gürcistan örneğine baktığımızda, normal ilişkiler olsa Ermenistan ile Türkiye arasındaki ticaret potansiyeli hayli fazla. AĐPRG araştırmacıları, "sınır kapısı" açıldığı takdirde bunun iki ülke arasındaki ticareti, büyüme hızını, yabancı yatırımı, kişi başı milli geliri nasıl etkileyeceğine ilişkin çeşitli senaryolardan söz ettiler. Son bir senaryoya göre, sınır kapısının açılması halinde Türkiye’den Ermenistan ihracat yüzde 50 oranında, Ermenistan’dan Türkiye’ye ise yüzde 38 oranında artacak. Senaryolarda sınır illerinin üzerinde de durulmuş. Örneğin Kars ve Van. Sınır kapısı açıldığı takdirde Kars’ın Ermenistan’a ihracatı 10 misli, Van’ınki ise 9 misli artıyor. SOKAKTAKĐ ĐNSAN FAKTÖRÜ Türkiye’de bazı sınır illerini dolaştığını belirten Baghramyan "sokaktaki insanın sınırın açılmasından yana" olduğunu söylüyor. Bir, iki yıl önce Kars’a yaptığım ziyarette bunu ben de duymuştum. Ekonominin canlanması için sınır kapısının açılmasını isteyenlerin sayısı az değil. "Sınır kapısının açılmasının Ermenistan’a daha çok yarar sağlayacağı" görüşüne ise Baghramyan’ın verdiği yanıt şöyle: "Ermenistan ekonomisi koşullara ayak uydurdu. Büyüme hızı artışta. Ermeni malları AB pazarlarında yerini buluyor. Böyle devam edebiliriz"diyor. Baghramyan öyle diyor ama Avrupa Birliği her fırsatta "Ermenistan ile sınır açılsın" talebini dile getiriyor. Ermeni Dışişleri Bakanı Oskanyan’ın da, sınırın açılmasına karşı soykırım meselesi için konferans önerisine sıcak bakılabileceği mesajını da hatırlatmak gerek. Sonuçta, soykırım tasarısı Amerikan Temsilciler Meclisi’nde "eli kulağında" beklerken sınır kapısının bugünden yarına açılması beklemek hayal. Ancak Đstanbul’daki bu toplantı iki ülke arasında STK’lar aracılığıyla da olsa diyaloğun sürmesi açısından çok önemli. http://www.armenews.com/article.php3?id_article=34708&var_recherche=AIPRG TURQUIE Colloque sur l’ouverture de la frontière turco-arménienne à Istanbul vendredi21 septembre 2007, par Stéphane/armenews La coopération entre le Mouvement Ari et le Groupe de Recherche sur la Politique Internationale Arménienne (AIPRG) a montré des signes de progrès lors d’une réunion appelée « l’ouverture de la frontière TurcoArménienne » qui s’est tenu dans le campus Dolapdere de l’Université de Bilgi à Istanbul mardi 18 septembre 2007. Dans une interview exclusive avec le quotidien turc « Turkish Daily News » lle représentant de l’AIPRG Tigran Mkrtchyan a déclaré que la Turquie gagnerait du prestige dans l’arène internationale si les frontières entre les pays étaient ouvertes. Le Mouvement Ari est un groupe de réflexion qui vise à la promotion les relations de la Turquie avec l’UE et le monde Occidental en général. L’AIPRG est un groupe de réflexion arménien traitant des questions liées à l’Arménie et à sa diaspora. Tigran Mkrtchyan a déclaré que bien que l’Arménie ait offert d’ouvrir les frontières sans conditions préalables, la Turquie a mis en avant le Karabagh et la question du génocide comme préalables. Il a ajouté que l’attitude de la diaspora arménienne ne doit pas affecter le rapport entre les deux pays comme l’Arménie est un état indépendant sa politique ne dépend pas de la diaspora. Tigran Mkrtchyan a ajouté que le fait qu’il y a eu des questions ouvertes et franches sur le génocide pendant la réunion est un développement positif. Le fait qu’il n’y avait aucun drapeau arménien à la réunion, alors que le drapeau turc et du mouvement Ari étaient présents a fait réagir les membres de l’AIPRG. Tigran Mkrtchyan a dit que la prochaine réunion serait annulée si le drapeau arménien n’était pas présent. La presse internationale a aussi évoqué la réunion qui a eu lieu dans le campus Dolapdere de l’Université Bilgi. Bien qu’il ait été spécifié avant la réunion que le comité AIPRG n’était pas une entité politique, les questions étaient généralement concentrées sur les événements de 1915, la question du Karabagh et l’attitude de la diaspora arménienne. « Bien que notre sujet était sur les relations économiques, 90% des questions étaient au sujet du génocide et la question du Karabagh. Quand le sujet est la « Turquie et l’Arménie », le centre se déplace à ces sujets indépendamment de l’ordre du jour a dit Tigran Mkrtchyan. « Mais nous ne sommes pas des politiciens. Nous devons ici discuter des relations économiques ». Le fait qu’il y ait eu des questions directes sur les événements de 1915 pendant la réunion est un développement positif a déclaré Tigran Mkrtchyan alors même les comités turcs qui visitaient l’Arménie s’abstenaient généralement d’expressions sur le sujet. En notant que l’économie arménienne avait progressé ces dernières années, Tigran Mkrtchyan a déclaré que les hommes d’affaires Turcs et arméniens pourraient faire du commerce librement si les frontières entre les deux pays étaient ouvertes. Quant au réacteur nucléaire Medzamor près de la frontière avec la Turquie qui est devenue un sujet constant de débat, il a dit que l’usine avait un rôle significatif dans le développement économique de l’Arménie, mais que de nouvelles alternatives pourraient être considérées si nécessaire. Tigran Mkrtchyan a termnié son intervention en disant qu’il était optimiste pour l’ouverture des frontières entre les deux pays. http://www.turkishdailynews.com.tr/article.php?enewsid=83832 Opening of border key to developing ties Wednesday, September 19, 2007 VERCĐHAN ZĐFLĐOĞLU ISTANBUL - Turkish Daily News Cooperation between the Arı Movement and the Armenian International Policy Research Group (AIPRG) showed signs of improvement at a meeting called “The opening of the Turkey-Armenia border” held in Istanbul's Bilgi University Dolapdere campus yesterday. In an exclusive interview with the Turkish Daily News, AIPRG Representative Tigran Mkrtchyan said Turkey will gain prestige in the international arena if the borders between the countries are opened. The Arı Movement is a think tank that aims at promoting Turkey's relations with the EU and the Western world in general. The AIPRG is an Armenian think tank dealing with issues relevant to Armenia and its Diaspora. Mkrtchyan said that even though Armenia offered to open the borders without any prerequisites, Turkey brought forth the Karabagh and the “genocide” issues as prerequisites. He added that the attitude of the Armenian Diaspora should not affect the relationship between the two countries as Armenia is an independent state and its policy does not depend on the Diaspora. Mkrtchyan said the fact that there have been open and frank questions about the “genocide” during the meeting is a positive development. The fact that there was no Armenian flag in the meeting, even though the Turkish flag and the Arı Movement flags were present, drew reaction from the AIPRG members. Mkrtchyan said the next meeting – in Ankara, on Sept. 20 – might be canceled if the Armenian flag is not present. 'Diaspora does not affect Armenian policy': The international press was also drawn to the meeting that took place in Bilgi University's Dolapdere campus. Even though it was specified before the meeting that the AIPRG committee was not a political entity, questions asked were generally focused on the events of 1915, the Karabagh issue, and the attitude of the Armenian Diaspora. “Even though our subject was economic relations, 90 percent of the questions were about ‘genocide' and the Karabagh issue. When the subject is Turkey and Armenia, the focus moves to these subjects regardless of the agenda," said Mkrtchyan. "But we are not politicians. We are here to discuss economic relations.” Describing the fact that there were direct questions about the 1915 events during the meeting as a positive development, Mkrtchyan said that even the Turkish committees visiting Armenia generally abstained from expressions on the subject. Noting that the Armenian economy has advanced in recent years, Mkrtchyan said Turkish and Armenian businessmen could trade freely if the borders between the two countries were opened. Regarding the Mezamor Nuclear Plant near the border with Turkey that has become a constant subject of debate, he said the plant was significant in Armenia's economical development, but that new alternatives could be considered if necessary. Saying that Turkey-Armenia relations should not be affected because of the Armenian Diaspora's attitude, Mkrtchyan emphasized that independent Armenia had its own policy. He ended his speech by saying that he was optimistic about the opening of the borders between the two countries. http://www.lactuel.be/index.php?lang=3 THE OPENING OF THE TURKISH-ARMENIAN BORDER 22-09-2007 As we imparted to our readers yesterday, the Armenian International Policy Research Group, with the financial support of certain U.S. establishments and with the participation of certain Turks, arrived at the conclusion that if the border between Armenian and Turkey was opened this would engender positive economic and social consequences for both countries. At present, an attempt is being made to disseminate this to the Turkish general public by way of organizing meetings in Istanbul and Ankara. As a reflection of the positive stance of the U.S. and the E.U. with regard to the opening of the border in question, this topic has received much attention both in Armenia and other countries. In fact this issue has also received wide media coverage in Turkey and has been presented as an initiative which may lead to the normalization of Turkish-Armenian relations. Regarding this highly complex issue we can highlight the following main points. The border between two neighbor countries being open is normal whereas it being closed is an anomaly. The relations between Turkey and Armenia are not normal. This stems from Armenia not wanting to recognize Turkey’s borders, from it advancing genocide allegations against Turkey and due to its occupation of Azeri territory. Turkey closed its borders in 1993 upon Armenian forces occupying Azeri territory in spite of Turkey’s warnings issued in this regard. http://www.lactuel.be/detail.php?id=2292&catId TÜRKĐYE-ERMENĐSTAN SINIRI ĐLE ĐLGĐLĐ BĐR TOPLANTI 21-09-2007 AIPRG’nin kıdemli araştırmacılarından Mher Baghramyan ve Ermenistan Ulusal Bilimler Akademisi Türkiye Bölümü araştırmacılarından Vahram Ter-Matevosyan her iki toplantıda da birer sunum yapmışlardır. Ankara’daki toplantıya ayrıca Uluslararası Stratejik Araştırma Kurumu Başkanı Sedat Laçiner ve ODTÜ Avrupa Çalışmaları Merkezi’nden Burcu Gültekin de konuşmacı olarak katılmışlardır. Mher Baghramyan’ın sunumu daha ziyade Ocak ayında Erivan’da yapılan konferansta sunulan tebliğlerin bir özeti niteliğindedir. Baghramyan bu tebliğlerin sonuçlarına dayanarak Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırların açılması durumunda Ermenistan’ın ihracatının ve Ermenistan’a yapılacak doğrudan yabancı yatırımların artmasına paralel olarak Ermenistan’ın gayrısafi yurt içi hâsılasının (GDP) artacağına dikkat çekmiştir. Ancak farklı ekonomik kuramlar çerçevesinde yapılan değerlendirmeler farklı sonuçlar ortaya koymuştur. Örneğin bir çalışma sınırların açılması durumunda Ermenistan’ın ihracat artışını %200, GDP artışını %38 olarak verirken, bir diğer çalışma bu rakamları sırasıyla %17 ve %2,7 olarak vermektedir. Çalışmaların sonuçları arasındaki bu uçurum dikkat çekicidir. Baghramyan sınırın açılmasının Türkiye açısından da önemli ekonomik getirileri olduğunu belirtmiştir. Bunlar arasında Türk çiftçilerinin ve üreticilerinin Ermenistan pazarına açılması ve Türkiye’nin Doğu Anadolu bölgesindeki bazı vilayetlerin ticaret hacimlerinin artması sayılabilir. Enerji alanında da Ermenistan’ın elektrik üretimi fazlası olduğunu, Türkiye’nin doğu bölgelerinin ise elektrik ithal ettiğini vurgulayan Baghramyan, sınırın açılmasının ardından Ermenistan’ın Türkiye’ye elektrik ihraç edebileceğini ifade etmiştir. Sedat Laçiner ise daha çok sınırın açılmasının ekonomik ve siyasi maliyeti üzerinde durmuştur. Laçiner’e göre sınırın açılmasının Türkiye için önemli bir ekonomik faydası olmamakla beraber, eğer bu girişim sınırın kapanma nedeni olan Karabağ sorunu konusunda kalıcı bir çözüm olmadan hayata geçirilirse Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkileri gerginleştireceği göz önünde bulundurulmalıdır. Laçiner Azerbaycan’ın siyaseten ve ekonomik olarak Türkiye için Ermenistan’dan daha önemli olduğunu vurgulamıştır. Laçiner ayrıca sınırın açılması ile Rusya’ya bağımlı olan Ermenistan’ın izole edilmiş siyasi konumunun güçleneceğini, bunun da Rusya’nın Kafkaslardaki etkinliğinin artmasına yol açacağını ileri sürmüştür. Vahram Ter-Matevosyan’ın sunumunun odak noktasını sınırın açılması konusunda iki ülkenin sivil toplum kuruluşlarının daha aktif bir biçimde işbirliği yapmaları fikri oluşturmaktadır. Buna göre bu konu yalnızca hükümetlerin inisiyatifine bırakılmamalı, iki ülkenin sivil toplum kuruluşları daha etkin bir işbirliği içerisine girerek kendi ülkelerindeki kamuoyunu ve karar alma mekanizmalarını etkilemeye çalışılmalıdır. Ter-Matevosyan genellikle Türkiye’nin bu konuda daha fazla çaba göstermesi gerektiğini savunan bir tutum içerisindedir ve Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının aktif bir toplumsal katılım yaratması halinde sorunun çözümünün kolaylaşacağını belirtmektedir. Burcu Gültekin ise Türkiye’de bir paradigma değişikliğine gidilerek Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasının Türk-Ermeni ilişkilerinin gelişmesinin bir sonucu olarak değil bir etmeni olarak algılanması gerektiğini savunmaktadır. Buna göre bu sınır Osmanlı-Rus ve Türk-Sovyet sınırının bir devamı olarak güvenlik algılamaları açısından daima hassas bir sınır olagelmiştir. Ancak Gültekin’e göre sınırın kapalı olmasının ekonomik ve siyasi mahzurlarının yanı sıra toplumsal bir mahzuru daha vardır; bu durum iki ülke toplumları arasındaki etkileşimin eksikliğidir. Sınırın kapalı olmasının Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerine katkı sağlamadığını vurgulayan Gültekin Türkiye’nin batı sınırlarında uyguladığı sınır-ötesi işbirliğini doğu sınırlarında da uygulaması gerektiğini düşünmektedir. Bu dört sunumun ardından bir tartışma oturumu düzenlenmiş ve katılımcılar sınırın açılmasının siyasi, ekonomik ve sosyal boyutları konusunda görüş alışverişinde bulunma fırsatı bulmuşlardır. Yorum: M. Serdar PALABIYIK http://information.dk/146788 Grænsestrid Armenien kan hjælpe det fattige Østtyrkiet Hvis Tyrkiet ville åbne grænsen til Armenien ville handel og turisme blomstre til gavn for Tyrkiets fattigste provinser 22. september 2007 Af: Martin Selsøe Sørensen ISTANBUL - Nøglen til udvikling af Tyrkiets østlige provinser kan meget vel ligge i Jerevan, Armeniens hovedstad, blot 25 kilometer fra den tyrkiske grænse. Herfra administreres et lille land, der trods fjendtlige eller i det mindste problematiske naboer klarer sig godt og i årevis har mønstret astronomiske vækstrater på omkring 13 procent. Det er et niveau, som hverken Kina eller Indien kan overgå. Den økonomiske udvikling står i skærende kontrast til Tyrkiets nordøstlige provinser lige på den anden side af grænsen. Her er der hverken industri eller udvikling eller oprigtig vilje fra tyrkisk side til at sætte nogen af delene i gang. Tyrkiet har ganske vist også høj vækst, men det meste finder sted i den vestlige del af landet og kommer ikke i nævneværdig grad indbyggerne i øst til gode. Der er simpelthen for mange tusinde kilometer i den forkerte retning til, at de Europaorienterede virksomheder i Central- og Vesttyrkiet kigger den vej. Som et symbol på de historiske skel mellem Armenien og Tyrkiet er landegrænsen mellem de to lande lukket. Det har den været, siden striden om Nagorno-Karabakh blussede op i 1993. Dengang brød den armenske enklave med Aserbajdsjan, og da Aserbajdsjan er tyrkisktalende og har tætte bånd til Tyrkiet, blev grænsen lukket fra tyrkisk side i sympati. Det gjorde det naturligvis ikke bedre, at den armenske diaspora også dengang pressede på for at få Tyrkiet og hele verden til at anerkende folkedrabet på armenierne i Tyrkiet i 1915. Uudnyttet potentiale Læs mere om Armenien tyrkiet Grænsen har været lukket siden da, og Tyrkiet har forbudt handel med Armenien. Det forbud har tyrkiske forretningsfolk omgået ved at sende lastbiler til Armenien via Georgien og georgiske stråmænd, og derfor er der i dag masser af tyrkisk elektronik, tekstil og hårde hvidevarer til salg i Armenien. Men samhandelspotentialet er på ingen måde udnyttet, siger den armensk økonom Mher Baghramyan, der er seniorforsker ved Armenian International Policy Research Group i Jerevan: "Prognoser viser, at Armeniens eksport til Tyrkiet vil vokse med 38 procent og Tyrkiets eksport til Armenien vil vokse med 50 procent, hvis grænsen åbnes. I absolutte tal betyder det ikke så meget for Tyrkiets økonomi, men det vil have større betydning, jo tættere man kommer på den armenske grænse. I Kars-provinsen kan man for eksempel forvente en 10-dobling af samhandlen med Armenien." Armenien lever i nogen grad af industri, servicefag og softwareudvikling, men i høj grad også af overførsler fra det op mod ni millioner mennesker store eksil-armenske samfund, der er spredt over hele verden. I selve Armenien bor der omkring tre millioner. EU-pres vokser Netop den armenske diaspora er en af grundene til, at de østtyrkiske provinser kan forvente økonomisk fremgang, hvis grænsen åbner. Østtyrkiet er fuld af gamle armenske kirker og bygninger fra før folkedrabet, hvor der boede mange armeniere i den del af Tyrkiet, og de forventes at blive store turistattraktioner for turister fra diasporaen, der let vil kunne køre de 25 kilometer fra Jerevan til Tyrkiet og få et glimt af, hvor forfædrene levede. Vahram Ter-Matevosyan er ph.d.-studerende ved Bergens Universitet, hvor han analyserer de sociologiske og politiske aspekter af en grænseåbning. "Vi har mistet 14 år, siden grænsen blev lukket, og tiden lige nu er imod os (på grund af diasporaens pres for en amerikansk anerkendelse af folkmordet, red.), men i Armenien siger flertallet, at det er bedre først at åbne grænserne og så diskutere folkedrab bagefter," siger han. Han peger også på, at de få dialog- og kulturprojekter, der har været mellem tyrkere og armeniere har flyttet mange fordomme, og det er meget mere af den slags, der skal til for at normalisere forholdet mellem de to nabolande. Tyrkiet har afvist at åbne grænsen, før der er fundet en permanent løsning på striden om Nagorno-Karabakh, men samtidig stiger presset fra EU på Tyrkiet for at få løst nogle af sine problemer med nabolandene, og det kan hjælpe på en løsning, mener begge de armenske forskere. Folkedrabet på armenierne Tyrkiet har tilbudt Armenien at oprette en fælles kommission af historikere, der skal belyse, hvad der skete i 1915. Det har Armenien afvist, da landet ikke vil indgå i et samarbejde, hvor kommissoriet accepterer, at der er tvivl om, hvorvidt folkedrabet fandt sted eller ej. De stærkeste fortalere for global anerkendelse af folkedrabet er den armenske diaspora i USA, hvorimod mange andre eksil-armeniere såvel som armeniere i Tyrkiet og Armenien støtter en langt mindre konfrontatorisk linje. http://www.agos.com.tr/index.php?module=search Türkiye-Ermenistan sınırı tartışıldı YELĐZ KIZILARSLAN Đstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere kampüsünde 18 Eylül Salı günü, Arı Hareketi’nin organize ettiği ‘Türkiye-Ermenistan Sınırının Açılmasının Sosyo-Ekonomik Etkileri’ başlıklı bir panel düzenlendi. JAMANAK Newspaper-Istanbul ЭКОНОМИЧЕСКИЕ МАНЕВРЫ У МИНАРЕТОВ АНКАРЫ Автор Левон ОГАНЕСЯН Tuesday, 02 October 2007 На вопросы "ГА" отвечает старший эксперт Армянской группы международных экономических исследований Мгер БАГРАМЯН - Г-н Баграмян, вы только что вернулись из поездки в Турцию, где принимали участие в работе круглого стола, обсудившего социально-экономические последствия открытия армяно-турецкой границы. Какие мысли и факты прозвучали в выступлениях его участников? - Первое заседание круглого стола прошло в Стамбуле, в университете Билги 18 сентября, а уже 20 сентября в несколько обновленном составе круглый стол продолжил свою работу в Анкаре. В этом была определенная позитивная логика. Нам дали возможность увидеть страну, ее столицу, больше пообщаться с людьми, мы посетили редакцию газеты "Агос", познакомились с ее сотрудниками и сыном Гранта Динка. Словом, атмосфера была создана довольно дружелюбная, чего не скажешь о часах, проведенных за рабочим столом. Тут временами даже штормило. И это понятно. Скрещивались полярные мнения, эмоции перехлестывали через край, шел трудный процесс сближения позиций, поиск оптимальных путей решения глобальных задач. Однако обо всем по порядку. По данным исследований группы Ричарда Бейлока из университета Флориды, после открытия армяно-турецкой границы ожидается, что импорт из Турции увеличится на 50%, а армянский экспорт в Турцию на 38%, что в свою очередь приведет к росту валового национального продукта Армении, по разным критериям оценки, от 3 до 10 процентов. На приграничные с Арменией провинции Турции экономические прогнозы опять же позитивные. Для Карса, к примеру, импорт из Армении возрастет в 6 раз, экспорт в Армению почти в 10 раз. Математическая модель убеждает, что чем дальше провинция расположена от границы, тем меньше воздействие от открытия границы. Но даже для самых отдаленных городов и вилайетов работающая граница оказывает существенный эффект - для Стамбула, Анкары и Анталии объем торговли возрастет в 2 раза. Брайан Робертс и Кинг Банаян из США в своих экономических исследованиях последствий открытия армяно-турецкой границы опирались на индекс политического риска, разработанный американской специализированной и весьма авторитетной в международных кругах частной компанией PRS Group. Одним из важных компонентов данного индекса является учет вероятности риска внешнего конфликта, который у Армении один из самых высоких в мире. Авторы скрупулезно изучили взаимозависимость между риском внешнего конфликта и прямыми иностранными инвестициями на основе зондирования ситуации в более чем 100 странах мира. Неудивительно, что они выявили прямую отрицательную связь между риском внешнего конфликта и потоком иностранных инвестиций в данную страну. Авторы предполагают, что открытие границы и нормализация отношений с Турцией (без учета отношений с Азербайджаном) приведут к уменьшению риска внешнего конфликта на 25% и РА сместится из первого десятка стран с наиболее высокой вероятностью конфликта в третью десятку, что приведет к увеличению иностранных инвестиций на 50%. Кроме того, уменьшение риска внешнего конфликта приведет к сокращению военных расходов на 0, 7% от ВВП. Аналогичные позитивные последствия возникают и для экономики Турции. Участники круглого стола обсудили также вероятные сферы экономического сотрудничества между двумя странами. Армения, как известно, имеет потенциал для экспорта электроэнергии, в то время как приграничные районы Турции нуждаются в электричестве. В сфере сельского хозяйства турецкие фермеры могут оказаться в более лучших условиях, ибо их законодательно защищают неимоверно высокие таможенные пошлины на ввоз сельхозпродукции. Интересные мысли прозвучали в отношении развития туризма между двумя странами. В частности, Наргиз Озтурк из Совета по развитию армяно-турецкого делового сотрудничества в случае открытия границы представила возможные выгоды от посещения армянами Западной Армении. - Какой позиции придерживались турецкие участники круглого стола? - На мой взгляд, в турецком обществе начинает превалировать мнение, что закрытая граница с РА как экономическая санкция исчерпала себя, потеряла свою значимость. Армения ежегодно демонстрирует двузначный экономический рост и является одним из лидеров стран СНГ по экономическим реформам. Не считаться с этим фактом становится все труднее. Многие в Турции согласны с тем, что открытие границы с Арменией сулит Анкаре несоизмеримо больше политических выгод, чем экономических, особенно на фоне взаимоотношений Турция - Евросоюз. Кстати, турки не преминули в ходе дискуссии акцентировать первостепенную важность Азербайджана в экономическом сотрудничестве, особенно в энергетической сфере. Несмотря на то что повестка круглого стола носила сугубо экономический характер, тем не менее турецкие участники часто переносили дебаты в политическую плоскость. Один из них, доктор Седат Лачинер, президент организации международных стратегических исследований даже раздал многочисленные копии своего доклада всем присутствующим, в том числе представителям прессы, где в обширной преамбуле были представлены политические претензии Турции к Армении. Конечно, мы пытались противостоять таким авантюрным выходкам и вынуждены были использовать контрполитический комментарий. В выступлениях турецких участников преобладала официальная версия, что без урегулирования карабахской проблемы и отказа Армении от признания Геноцида граница не может быть открыта. Мы же в свою очередь придерживались подхода, когда можно открыть границу и установить дипломатические отношения без выдвижения предварительных условий. Так или иначе обмен мнениями, подкрепленный фактическим экономическим анализом, был полезным и получил широкий резонанс в европейской и американской прессе. Основные положения моего доклада были опубликованы в турецких ведущих газетах, в частности "Хюрриет", "Миллиет", в армяноязычной газете "Агос", в датской и французской периодике. Радио Швеции отслеживало ход работы круглого стола и брало у меня интервью. В работе круглого стола и в Стамбуле, и в Анкаре принимали участие представители посольств западных стран, аккредитованные в Турции. Представитель Посольства США даже выступил на заключительной стадии работы и одобрил подобные контакты. И конечно, круглый стол был в центре внимания азербайджанского посольства. - Могут ли возыметь влияние прозвучавшие в ходе двусторонней дискуссии экономические доводы на политическую элиту этой страны? - Судя по газетным публикациям, какой-то след экономический форум оставит. Кроме того, турецкие ученые и экономисты не раз подчеркивали высокую вероятность того, что правительство Эрдогана в состоянии проявить политическую волю и открыть границу с Арменией. Однако, учитывая современные реалии, турецкая сторона опасается, что армянская экономика в результате открытия границы может набрать мощь и лучше интегрироваться в региональную экономическую систему. Это непременно приведет к взаимной зависимости экономик, что в свою очередь подразумевает предсказуемую политику. . . Анализ всего увиденного и услышанного приводит к пониманию, что политические силы Турции все еще считают, что изоляция Армении, в том числе и от транспортных и энергетических региональных проектов, может рано или поздно сыграть существенную роль в проводимой политике давления. Вышеупомянутый Ричард Бейлок в качестве компромисса предложил после разблокирования границы на определенном этапе открыть участок армяно-нахичеванской границы и обеспечить этому азербайджанскому анклаву транзитную связь с Турцией, а впоследствии через территорию Армении и с Азербайджаном. Турецкие участники круглого стола предложение американского исследователя проигнорировали.