MARDEP proposal - ITU ESONET MARMARA DM Main Page

Transkript

MARDEP proposal - ITU ESONET MARMARA DM Main Page
T.C. BAŞBAKANLIK
DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI MÜSTEŞARLIĞI
ARAŞTIRMA ALTYAPISI BAŞVURU FORMU - 2011
1. PROJEYİ ÖNEREN KURULUŞ :
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ (İTÜ)
2. PROJE BAŞLIĞI (Boşluklarla beraber 50 karakterden uzun olmamalıdır) :
MARMARA DENİZALTI GÖZLEMLERİ ARAŞTIRMA MERKEZİ
3. ÖNERİLEN PROJE SÜRESİ
(AY):
4. TOPLAM PROJE MALİYETİ
(TL)
48
5. İSTENİLEN DESTEK MİKTARI
(TL)
24.965.000
33.968.000
6a.PROJEYLE İLGİLİ OLARAK BAŞKA BİR KURUMDAN DESTEK İSTENDİ Mİ? HANGİ KURUMDAN?
HAYIR
6b.PROJE DOKUMANINDAKİ BİLGİLERİN BİR KISMI YA DA TAMAMI KULLANILARAK BAŞKA BİR DESTEK
PROGRAMINA BAŞVURU YAPILDI MI? YAPILDI İSE YILI DESTEK PROGRAMININ İSMİ (DPT, TÜBİTAK,
SANTEZ vb)?
HAYIR
7a. ÖNEREN KURULUŞ YETKİLİSİ
7b.İMZA
7c.TARİH
PROF.DR. MUHAMMED ŞAHİN (REKTÖR)
7d. ÖNEREN KURULUŞ YETKİLİSİNİN İLETİŞİM BİLGİLERİ
Adres: İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü, Ayazağa Kampüsü, Maslak 34469 İstanbul
Tel: ( 212 ) 2853333
Faks: ( 212 ) 2852910
E Posta : sahin@itu.edu.tr
8a. PROJE YÜRÜTÜCÜSÜ:
8b.İMZA
8c.TARİH
PROF.DR. NAMIK ÇAĞATAY
8d. PROJE YÜRÜTÜCÜSÜNÜN İLETİŞİM BİLGİLERİ
Adres: İstanbul Teknik üniversitesi, EMCOL Araştırma Merkezi, Maden Fakültesi, Ayazağa Kampüsü, Maslak 34469 İstanbul
Tel: ( 212 ) 2856211
Faks: ( 212 ) 2856080
E Posta : cagatay@itu.edu.tr
9. PROJEYİ DESTEKLEYEN KURULUŞLAR
MTA Genel Müdürlüğü
Dr. Mehmet Üzer
Genel Müdür
İMZA
TELEFON : (0312) 2873430
FAX: 0312 287 91 88
E-POSTA: kerimsr@mt.gov.tr
Ek-1’de
DESTEKLEYEN KURULUŞ ADI
YETKİLİNİN ADI-SOYADI
ÜNVANI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
İrfan Uzun
Genel Sekreter Yard.
İMZA
TELEFON : 212-4552362
FAX: 212-4552616
E-POSTA: betul.kınukcu@
ibb.gov.tr
Ek-1’de
DESTEKLEYEN KURULUŞ ADI
YETKİLİNİN ADI-SOYADI
ÜNVANI
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü
Prof.Dr. Ferit Bingel
Müdür
İMZA
TELEFON : 324-5212406
FAX: 324-5212327
EPOSTA:bingel@ims.metu.edu.tr
Ek-1’de
DESTEKLEYEN KURULUŞ ADI
YETKİLİNİN ADI-SOYADI
ÜNVANI
DEU Deniz Bilimleri ve Tek. Enst
Prof.Dr. Hüseyin A. Benli
Müdür
İMZA
TELEFON : 232-2785272
FAX: 232-2785082
E-POSTA:
huseyin.benli@deu.edu.tr
Ek-1’de
DESTEKLEYEN KURULUŞ ADI
YETKİLİNİN ADI-SOYADI
ÜNVANI
İÜ Deniz Bilimleri ve İşlet. Enst
Prof.Dr. Reşat Apak
Müdür
DPT – 2011AABF
1
TARİH
İMZA
Ek-1’de
DESTEKLEYEN KURULUŞ ADI
YETKİLİNİN ADI-SOYADI
ÜNVANI
BÜ Kandilli Rasathanesi
Prof.Dr. Mustafa Erdik
Müdür
TARİH
İMZA
Ek-1’de
10. PROJE ÖZETİ Projenin amacı, kapsamı, hedefleri ve elde edilecek ekonomik, sosyal ve bilimsel faydaları belirtiniz.
Projenin desteklenmesi durumunda bu özet kamuya açılacağından gizli ve fikri mülkiyet hakkı bulunan bilgilere yer
verilmemelidir. (Lütfen 1 sayfayı geçmeyecek şekilde doldurunuz.)
Marmara Denizi Kuzey Anadolu Fayı’nın (KAF) aktivitesi sonucu son 2–3 milyon yıl içerisinde şekillenmiştir. Bu
deniz KAF’nın varlığı nedeniyle çok önemli deprem, denizaltı heyelanları ve bunlara bağlı tsunami riski altındadır.
Bu doğal afetlerin tarihsel kayıtları ilgili kataloglarda yer almaktadır. Bu kayıtlara göre Marmara Denizi’nde son iki
bin yılda büyüklüğü (Ms) 6,8’den büyük 55 deprem ve dalga yüksekliği 6 m’ye varan 30 tsunami oluşmuştur. 1912
Şarköy (Mw=7,4) ve 1999 İzmit (Mw=7,4) depremlerinden sonra gelecek 20–30 yıl içerisinde Marmara Denizi’nde
Mw=7’den büyük bir depremin oluşma olsalığının yüksek olduğu bilimsel bir gerçektir. Marmara Denizi aynı
zamanda çevresel bir risk altındadır. Yoğun nüfus, endüstri ve deniz trafiğinden kaynaklanan kirlilik özellikle son 60
yılda bu denizi önemli ölçüde kirletmiş, su kalitesini bozmuş ve dip sularında oksijenin azalmasına neden olmuştur.
Ayrıca dünyanın en önemli ve en yoğun suyolu üzerinde bulunmasından dolayı da sık sık çevre felaketine neden
olabilecek tanker kazalarına da uğramaktadır. Böylece başta doğal afetler olmak üzere diğer çevresel riskler İstanbul
ve Marmara Bölgesi’nde yerleşik olan 25 milyon insanı ve buradaki endüstriyi (ülkemiz endüstrisinin % 50’den
fazlasını) tehdit etmektedir. Marmara Denizi oşinografik açıdan Karadeniz ve Akdeniz’e ait su kütlelerinin iki yönlü
akıntı sistemi oluşturduğu bir laboratuvar özelliğindedir. 25 m derinliği altında Akdeniz kökenli su tabakası
mevcuttur. Bu su kütlesinin tuzluğu, sıcaklığı, oksijen değerleri ve akıntı hızında zaman içerisinde oluşan değişimler
ve bu değişimlerin küresel ısınmayla olan ilişkisi önemli bir araştırma konusudur. Bu sularda yaşayan
organizmaların çeşitliliği, yaşam tarzı gibi konular deniz biyolojisi ve biyolojik oşinografinin önemli çalışma
konularıdır. Özellikle faydan kaynaklanan akışkanlara bağlı oluşmuş yaşam zinciri araştırılmaya değer diğer önemli
bir konudur. Önerilen bu projenin amacı; başta deprem ve tsunami olmak üzere tüm oşinografik ve iklim
değişiklikleriyle ilgili kritik konularda araştırma yapmak, bunun için gerekli bilim altyapısını oluşturmak ve
böylece uzun süreli, sürekli ve gerçek zamanlı denizaltı ölçüm ve gözlemleri yapmaktır. Bu amaç kapsamında
KRDAE’nin Marmara Denizi’nde işletmekte olduğu beş adet denizaltı istasyonu projenin önemli bir bileşenini temsil
edecek ve duplikasyon önlenmiş olacaktır. Uzun süreli ölçüm sonuçlarının depremin ön habercisi
olabilecek parametre ve yöntemlerin geliştirilmesine katkıda bulunacak olması projenin en önemli
amacıdır. KAF üzerinde deprem konusunda sürekli, çok parametreli gözlemler yaparak bir
depremin öncesinde, esnasında ve sonrasında fay üzerinde hangi parametrelerin nasıl değişim
gösterdiği, örneğin depremsellikle gaz ve akışkan çıkışları arasında ne tür bir ilişki olduğu
konusunda önemli bilgiler elde edilecektir. Bu bilgiler muhtemelen depremin önceden kestirilmesi
gibi hayati bir konuda çığır açacak önemli sonuçlar doğurabilecektir. Tsunamiler bir kaç dakika
önceden haber verilebilecektir.
“Marmara Denizaltı Gözlemleri Araştırma Merkezi” projesi (MARDEP); fay etkinliği, tsunami, deniz kirliliği, çevre
güvenliği, fiziksel, kimyasal ve biyolojik oşinografi, çevresel ve iklim değişimi gibi konuların araştırılması için
Türkiye’de ulusal bir bilim altyapısının kurulmasını ve işletilmesini amaçlamaktadır. Oluşturulacak bu bilim altyapısı
Avrupa’da yeni oluşturulan ve ESFRI (European Science Forum for Research Infrastructures) yol haritasında yeralan
EMSO’nun (European Multidsiciplinary Seafloor Observatory) Marmara Bölgesel ayağını oluşturacaktır. Bu da
Türkiye’nin ve Türk araştırmacıların yeni bir araştırma alanı olan çok disiplinli denizaltı araştırmalarında AB Çerçeve
Programlarından yüksek paylar almasına ve bu istasyonların çeşitli ulusal ve uluslararası araştırma projelerinde
kullanılmasına olanak sağlayacaktır. Ayrıca bu konuda bilim insanlarımız KOBİ’lerimiz ile birlikte çalışarak yeni
teknolojilerle tanışacak ve bunları üretecek bir konuma gelerek ülkenin teknolojik gelişimine ve ekonomisine
katkılarda bulunacaktır. Proje kapsamında kurulması planlanan istasyonların tasarımı ve yerleri AB 6. ÇP ESONET
NoE (European Sea Observation Network of Excellence) projesi kaynakları ile Marmara Denizi’nde dört yıl boyunca
yürütülen kapsamlı deprem araştırmaları ile belirlenmiştir. Buna göre kablolu, gerçek zamanlı bir gözlem istasyonu
modeli belirlenmiş ve üç kritik alanda uzun süreli çok parametreli ölçümlerin yapılması önerilmektedir. Bu alanlar;
1) 1999 depremi kırığının son bulduğu İzmit Körefezi girişi (Gebze açıkları), 2) 1766’dan beri kırılmamış ve gelecek
Marmara Depreminde kırılma olasılığı yüksek olan Orta Sırt (Çekmece-Silivri) segmenti, ve 3) mikrosismik etkinliğin
ve sismojenik zondan geldiği belirlenen akışkan (su, hidrokarbon gaz ve petrol) çıkışlarının çok yoğun olduğu Batı
Sırtı’dır (Marmara Adası kuzeyi). İstasyonların konumları oşinografik ve çevresel araştırmalar açısından da
önemlidir. Kurulacak istasyonlar cihazlara güç ve veri iletişimi sağlayacak deniz tabanına gömülecek özel bir kablo ile
kıyı istasyonlarına bağlanacaktır. İstasyonlar dağıtım kutusu (junction box) ve boğum (node) teknolojisi içerecek ve
böylece yeni gelişmelere (yeni sensörlerin bağlanmasına ve istasyonların çevreye uzatılmasına) olanak sağlayacaktır.
İstasyonlarda fayın ve akışkan çıkışlarının konumuna göre sistemli bir şekilde sismometre, kuvvetli hareket ivme
ölçer, piezometre (gözenek suyu basıncı ölçer cihazı), gaz kabacık ölçer (BOB), CTD, basınç ve akıntı ölçer ile oksijen
ve metan sensörleri yerleştirilecektir. İzmit Körfezi istasyonuna projenin birinci yılı sonunda çok parametreli SN
istasyonu konuşlandırılarak devreye girecektir. Diğer istasyonların üç yıl içerisinde kurularak devreye girmesi
hedeflenmektedir. Proje bütçesi kapsamında kablo alımı ve gömülerek döşenmesi, altı adet dağıtım kutusu, iki adet
boğum cihazı (node), üç adet kıyı istasyonu ve veri merkezi, bir adet SN istasyonu kurulumu ve istasyonların bir yıllık
işletme masrafları karşılanacaktır. Orta Sırt ve Batı Sırttaki istasyonların tüm cihazları ve bunların deniz tabanına
yerleştirilmesi FRANSA EMSO konsorsiyumu tarafından sağlanacaktır. Veriler, Kandilli Rasathanesi deniz istasyonu,
kara sismolojisi ve TÜBİTAK-MAM radon istasyon verileri de kullanılarak modellenecek, yorumlanacak ve sonuçları
ilgili kurumlarla paylaşılacaktır.
DPT – 2011AABF
2
11. PROJE HAKKINDA GENEL BİLGİ:
11.1 Projenin gerekçesi ve amacı
Marmara Denizi’nin Özellikleri
Marmara Denizi ile Çanakkale ve İstanbul Boğazları’nı kapsayan Türk Boğazlar Sistemi (TBS) Akdeniz ile Karadeniz
arasında bir geçiş konumundadır (Şekil 1). Marmara Denizi, komşu denizlere Boğazlar aracılığıyla bağlanmıştır.
Marmara Denizi’nin bugünkü morfolojisi ve batimetrisi bu denizin içerisinden geçen Kuzey Anadolu Fayı (KAF)
tarafından şekillendirilmiştir.
Marmara Denizi doğu-batı yönünde 210 km uzunluğunda ve kuzey-güney yönünde 70 km enindedir. Yüzey alanı 11500
km2, hacmi 3380 km3 dür (Adatepe, 1988). Yüzey alanının %57’sini şelf alanı oluşturmaktadır. Güneyde nisbeten geniş
(45 km) ve kuzeyde dar (<10 km) olan şelf ile bunlar arasında 1275 m derinliğe varan rombik ve kama şeklinde üç
çukurluktan oluşmuştur (Şekil 2). Bu çukurluklar doğudan batıya doğru sırası ile maksimum derinliği yaklaşık 1275,
1255 ve 1230 m olan Çınarcık, Orta Çukurluk ve Tekirdağ çukurluklarıdır. Ayrıca Büyük Çekmece güneyinde maksimum
derinliği 825 m’ye varan Kumburgaz çukurluğu bulunmaktadır. Çukurluklar, yaklaşık 450–600 m derinlikte olan ve
KD-GB yönünde uzanan Orta ve Batı sırtlarıyla birbirlerinden ayrılmıştır.
AVRASYA LEVHASI
Marmara
Denizi
K
A F
Anadolu Bloku
Arabistan
Levhası
AFRİKA LEVHASI
Şekil 1. Marmara Denizi ve Kuzey Anadolu Fayı’nın Doğu Akdeniz’in bölgesel tektoniği içerisindeki konumu.
Marmara Denizi’nde şelfin dış sınırı yaklaşık 100 m su derinliğinde bulunur. Şelf alanlarının bir bölümünü İzmit,
Gemlik, Erdek, Bandırma, Silivri ve Tekirdağ körfezleri oluşturmaktadır. Bunlardan İzmit Körfezi biribirine iki eşikle
bağlı üç havzadan oluşmaktadır. Şelf kenarını derin çukurluklara birleştiren kıtasal yamaçlar diktir. En eğimli yamaçlar
Adalar güneyinde Çınarcık çukurluğu’nun kuzey yamacında olup, burada eğim açısı tipik olarak 20–26º arasında
değişmektedir. Yamaçlar denizaltı vadi kanyonları tarafından kesilmiş olup bazı yerlerde eski denizaltı heyelanlarının
izlerini taşımaktadır (Şekil 2).
İstanbul ve Çanakkale boğazlarının sığ eşik derinlikleri ile Akdeniz ve Karadeniz kökenli suların tuzluluk farklılığı,
Boğazlarda ve Marmara Denizi’nde iki tabakalı bir su sütunu ve akıntı sisteminin oluşmasını sağlamakta ve alt suyun
etkin dolaşımını engellemektedir. Altta Akdeniz kökenli daha tuzlu (38.5‰) su Karadeniz’e akarken, üstte Karadeniz
kökenli az tuzlu sular (18‰) Akdeniz’e akmaktadır (Ünlüata vd., 1990). Boğazlar ve Marmara Denizi’ndeki karışım ve
difüzyon olaylarından dolayı Marmara Denizi’nde yaklaşık 36‰ ve 22‰ tuzluluğuna erişen bu iki su kütlesi arasındaki
sınır (haloklin) yaklaşık -25 m’de bulunmaktadır.
DPT – 2011AABF
3
Şekil 2. Marmara Denizi’nin Morfotektonik haritası. Batimetri Le Pichon vd., (2001); faylar siyah çizgi ile Armijo vd.
(2005)’den kendi verilerimize göre değiştirilerek çizilmiştir. Kırmızıçizgilerle yamaçtaki kısımlar geçmişte oluşmuş ve
gelecekte oluşabilecek heyelan alanlarını göstermektedir.
Şekil 3. Marmara Denizi’nin üst ve alt akıntı sistemini ve su dolaşımını gösteren harita (Beşiktepe vd., 1994).
Marmara Denizi’nin üst su dolaşımı, Karadeniz ile Ege Denizi arasındaki su seviyesi farkının neden olduğu antisiklonik
bir döngü (gyre) ile oluşmaktadır (Beşiktepe vd., 1994; Şekil 6). Bu dolaşım İstanbul Boğazı’ndan giren ve özellikle de
geç ilkbahar ve yaz aylarında etkili olan Karadeniz kökenli üst su akıntısı tarafından oluşturulmaktadır. Güneye doğru
60–75 cm/s hızında hareket eden Boğaz akıntısı, Armutlu Yarımadası’nın kuzey-batı ucuna çarparak önce batıya ve
daha sonra kuzey-batıya yönelmektedir. Yazın büyük çaplı bir ‘S’ çizen dolaşım, kış ve İlkbahar aylarında rüzgar gerilimi
etkisi ile daha küçük girdaplar içeren menderesli bir yapıya dönüşmektedir. Çanakkale Boğazı’ndan giren alt akıntı ise
kış ve ilkbahar aylarında genellikle getirdiği yoğun suların batı Marmara çukuruna bağlanan kanyon boyunca dibe
batması ile kendini gösterir (Beşiktepe vd., 1994, 1995, Hüsrevoğlu, 1999) ve doğuya doğru ilerlerken eşikleri aşması
gerekir. Yoğunluğun daha az olduğu yaz ve sonbahar aylarında veya ılıman geçen senelerde güney şelfi boyunca ilerler
ve orta derinliklere batar.
Marmara Denizi’nin deprem ve Tsunami Riski
Marmara Denizi ve çevresi kıtasal kabuğun en hızlı şekilde deforme olduğu dünyanın en aktif bölgelerinden biridir.
Burada yatay deformasyon hızları küresel konumlama sistemi (GPS) verilerine göre 2.5 cm/yıl’dır (Straub ve Kahle,
DPT – 2011AABF
4
1997; McClusky vd., 2002; Meade vd., 2002). Düşey deformasyon hızları ise karot ve sismik verilere göre 5–7
mm/yıl’dır (Görür ve Çağatay, 2009).
Tarihsel deprem kayıtları bu bölgede son 2000 yılda Ms 6.8’den büyük 55 depremin olduğunu göstermektedir
(Ambraseys ve Finkel, 1990, 1991; Guidoboni vd., 1994; Ambraseys ve Jackson, 2000; Ambreseys, 2000, 2001; Altınok
ve Ersoy, 2000). Marmara Denizi’nin batısında 1912 (Mw=7,4) Şarköy ve doğusunda 1999 İzmit (Mw=7.4)
depremlerinden sonra deprem riski Marmara Denizi içerisine kaymıştır (Şekil 5). Şimdi araştırmanın içerisinde olan
ciddi yerbilimcilerin tümünün mütabakat sağladığı görüş; Marmara Denizi’nde Mw=7’den büyük bir depremin
önümüzdeki 20–25 yıl içerisinde oluşarak bu boşluğu dolduracağıdır (Barka, 1999; Stein vd., 1997; Hubert-Ferrari vd.,
2000; Parsons vd., 2000; Parsons, 2004; Görür and Çağatay 2009). Bilinmeyen ise depremin hangi tarihte, hangi fay
segmenti üzerinde oluşacağı ve kırığın oluştuktan sonra hangi yönde ilerleyeceğidir. Bunun için çeşitli modelleme
çalışmaları ve senaryolar üretilmiştir (Le Pichon vd, 2001, 2003; Armijo vd, 2003; Pulido vd, 2004; Oglesby vd.,2008).
KAF, Avrasya ve Anadolu levhaları arasında 1500 km uzunluğunda bir levha sınırını oluşturmaktadır (Şekil 1). Bu sınır
boyunca sağ-yanal hareketin GPS verilerine göre yılda 2-3 cm olduğu (Şekil 4; Straub ve Kahle, 1997; McClusky vd.,
2002; Meade vd., 2002) ve bu hareketin en az son 2 milyon yıldır KAF boyunca deprem ürettiği bilinmektedir (Şengör
vd., 2004). KAF yirminci yüzyılda doğuda 1939 Erzincan depremi ile başlayan ve batıya doğru ilerleyen 60 yıllık bir
deprem serisi ile kırılmış ve son olarak da 1999 İzmit (M=7.4) vdüzce (M=7.2) depremleri ile deprem riskini
Marmara’nın içerisine taşımıştır (Barka, 1999; Stein vd., 1997; Hubert-Ferrari vd., 2000). 1999 İzmit depremi Marmara
içindeki faylar üzerinde 5 bar’dan fazla gerilme artışına neden olmuştur ki bu miktar normalde 12–13 yılda biriken
gerilme miktarına tekabül etmektedir. Diğer bir deyişle 1999 İzmit depremi beklenen Marmara depremini 12-13 yıl
erkene çekmiştir (Çakır vd., 2003). 1912 Şarköy (M=7.4) ve 1999 İzmit depremlerinden sonra Marmara Denizi
içerisinde doldurulması gereken bir sismik boşluk olduğu (Şekil 4) ve gelecek 30 yıl içerisinde büyüklüğü (M) 7 ve daha
büyük bir deprem veya depremlerin oluşma olasılığının oldukça yüksek olduğu çeşitli metodlarla hesaplanmıştır
(Parsons vd., 2000; Parsons, 2004).
Şekil 4. Kuzey Anadolu Fayı üzerinde 20. Yüzyılda oluşmuş büyük depremler ve bunların neden olduğu statik Coulomb
gerilme değişimleri ile belirginleşen Marmara bölgesindeki sismik boşluk (Çakır vd., 2003).
Marmara Denizi’nde Deprem riskinin yerbilimleri açısından tam anlamıyla değerlendirilebilmesi için, Kuzey Anadolu
Fayının (KAF) geometrisinin ve kinematiğinin bilinmesi gerekmektedir. Bu konu, Marmara Denizi’nde İTÜ deniz
araştırmaları ekibinin önderliğinde ulusal ve uluslararası araştırma grupları ile birlikte özellikle 1999 depremlerinden
sonra başlatılan çalışmalar sayesinde büyük ölçüde aydınlatmıştır (Görür ve Çağatay, 1999, 2009; Okay vd.,1999;
Çağatay ve Görür, 2000; İmren vd., 2001; Parke vd., 2002, 2003; Polonia vd., 2002; Armijo vd., 2002, 2005; Le
Pichon vd., 2003; Demirbağ vd., 2003; Rangin vd., 2004). Bu çalışmalar deprem açısından en riskli kolun Kuzey Kol
olduğunu ve Avrasya ve Anadolu levhaları arasındaki sağ yanal hareketin en önemli kısımının bu kol tarafından
karşılandığını göstermiştir (Straub ve Kahle, 1997; Hubert-Ferrari vd., 2000; Imren vd., 2001; Le Pichon vd., 2001,
2003; McClusky vd., 2002; Meade vd., 2002; Şengör vd., 2004; Armijo vd., 2005). Marmara Denizi içerisinde
depremin olup olmayacağı sorusu artık araştırılması gereken bir bilimsel sorun olmaktan çıkmıştır. Bugün yerbilimleri
açısından deprem riskinin değerlendirilmesi için cevaplanması gereken sorular depremin hangi fay segmenti üzerinde
başlayıp, kırığın nasıl ilerleyeceği ve hangi büyüklükte deprem veya deprem serisi üreteceğidir.
Tarihsel kayıtlar Marmara denizi’nde son 2000 yılda 30 önemli tsunami olayının meydana geldiğini göstermişltir
(Yalçıner vd., 2002). Yine bu kayıtlara göre kıyılarda tsunami dalga yüksekliği 6 m civarında olmuştur. Bu tsunamilerin
kaynağı çoğunlukla denizaltı heyelanlarıdır. Şekil 2’de şev açıları 30°’ ye yaklaşan eğimlere sahip Marmara Denizi’nin
yamaçlarında geçmiş heyelanların izleri görülmektedir. Özellikle kuzey yamaçlarda duraysız litolojiler oluşturan ve
derin çukurluklara doğru eğimli Paleozoyik yaşlı şeyller ve Tersiyer yaşlı iyi tutturulmamış kumtaşları denizaltı heyalan
riskini artırmaktadır (Görür ve Çağatay, 2009). Bununla birlikte bazı tsunamilerin kaynağının güney yamaç boyunca
gördüğümüz düşey bileşenli, oblik faylar olabileceği düşünülmektedir.
Marmara Denizi’nin Çevresel ve Oşinografik Sorunları
Marmara Denizi çevresinde ülke nüfusunun yaklaşık %30’u ile endüstrisinin %50’den fazlası yer almaktadır. Bu
nedenlerle hem bu bölgeden hem de Karadeniz’den kaynaklanan antropojenik ve endüstriyel deşarjlar özellikle son 50
yılda Marmara Denizi’ni çevresel yönden kirletmiş, su kalitesini bozmuş ve dip suyunun oksijen miktarını azaltmıştır
DPT – 2011AABF
5
(Çağatay vd., 2006). Öte yandan Marmara Denizi aynı zamanda, Türk Boğazlar Sisteminin bir bölümü olarak dünyada
deniz trafiğinin en yoğun olduğu bir alandır. Dolayısı ile burası çevre felaketine neden olabilecek tanker kazalarının her
iki üç yılda tekrarlandığı deniz seyir güvenliği açısından tehlikeli bir alandır. Denizaltı gözlem istasyonları, deniz
kazalarının neden olabileceği kirliliği ve bunun çevresel etkilerini tespit etmede önemli bir araç olacaktır. Nitekim
kimyasal sensörlerle elde edilecek kazadan önce ve sonraki zaman serisi verileri bu tespite olanak sağlayacaktır. Bu
açıdan Marmara Denizi’nde oşinografik ve çevresel parametrelerin sürekli izlenmesi gerekmektedir.
Projenin bilimsel dayanağı ve gerekçeleri
Deprem araştırmalarında teori ve deneylere dayanan sonuçlar ile deniz ve karada değişik tektonik ortamlarda yapılan
gözlemler kabukta stres ve deformasyonun (strain) akışkan hız ve ve bileşiminde değişimlere neden olduğunu
göstermiştir (örneğin teorik çalışmalar için bakınız ; Brace vd., 1996; Scholz, 2002 ; Bernard, 1992, 1999; Sykes vd.,
1999; Rozhko, 2007 ; Viesca et al, 2008 ; deneysel çalışmalar için bakınız : Tsunomori ve Kuo, 2010¸Mazzini vd., 2009 ;
Schubnel vd., 2007). Radon ölçümleri (örneğin Wakita vd.,1980 ; Johnson vd., 2000 ; Trique vd., 1999 ; İnan et al.,
2008, 2010) ve okyanus fay zonlarında ve aktif grabenlerde mikrosismik etkinlik ve jeokimyasal parametrelerin
değişimleri gibi gözlemlerin de deprem tahmini için önemli olduğunu göstermiştir (Roeloffs, 1998 ; Hovland vd., 2002 ;
Silver & Valette-Silver, 1992 ; Brauer vd., 2007). Mazzini vd.'nin (2009) arazi gözlemleri, analog deneyleri ve
matematiksel modelleri çökel deformasyonu oluşturmak için gerekli kritik akışkan basıncının yanal atımlı faylanma
sırasında düştüğünü göstermektedir. Derindeki akışkan çıkışı ancak yükselen akışkan basıncının üstteki çökel
birimlerini çatlatabildiği eşik bir değere ulaşması ile mümkün olur (örneğin Kopf, 2002 and buradaki kaynaklar).
Marmara Denizi için de aynı durum söz konusudur; depremden önce fay boyunca stress durumu kırılma kuvvetine
yaklaştığında, üstteki tabakaları çatlatmak için gerekli kritik değere yaklaşarak, akışkanların fay boyunca çıkmasına
neden olacaktır.
Son zamanlarda AB 6. Çerçeve Projesi ESONET NoE (European Sea Observation Net work of Excellence) kapsamında
yaptığımız çalışmalarla fay boyunca akışkanların çıktığı tespit edilmiş, bunların bileşimleri ve kökenleri açıklığa
kavuşturulmuştur (Zitter vd., 2008; Geli vd., 2008; Bourry vd., 2009; Görür ve Çağatay, 2009). Çıkan akışkanların
çoğunlukla derin kökenli (sismojenik zon) olduğu bulunmuştur. Bu çalışmalar, gazların bileşimi ve miktarındaki
değişimlerin depremsellik veya fay aktivitiesi ile ilişkili olabileceği ve bu parametrelerin sürekli ve uzun süreli izlenmesi
gerektiği gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Ayrıca mikrosismik etkinliğin fayın çok yakınında izlenmesinin depremlerin
önceden bilinmesi yönünden önemlidir. Zira 1999 Kocaeli Depreminin 41 dakika öncesinde ana kırılmanın başlangıcına
işaret eden küçük titreşimlerin kaydedilmiş olması depremlerin önceden kestirilmesi konusunda umut ışığı olmuştur
(Bouchon vd., 2011). Ayrıca karada TÜBİTAK-MAM’ın işlettiği 20 kadar radon istasyonları da sismik etkinlikle ilişkili
anomaliler vererek depremlerin önceden kestirilmesi konusunda umut vermiştir (İnan vd., 2008; Ek-5). Geçen bir yılda
İzmit Körfezi’nde SN-4 istasyonu ile yapılan deneme çalışmaları da olumlu sonuçlar vermiştir (bakınız Ek 3).
Yukarıda özetlenen araştırma sonuçları; Marmara Denizi’nde meteorolojik ve gel-git olaylarından bağımsız, fay çıkışlı
akışkanların miktar ve bileşimindeki değişimlerin derinde başlayan bir fay yırtılması ile ilgili olacağı hipotezini
desteklemektedir. MARDEP projesi ile Marmara Denizi'nde deprem tahmini yapabileceğimizi iddia etmiyoruz. Ancak
hayati önemi olan bu konuda bu yönde önemli önemli sonuçlar doğuracak, uzun soluklu araştırmalar için gerekli bir
altyapının oluşmasını ve araştırmaların bir an önce başlamasını amaçlıyoruz (örneğin Zongjin vd., 1980; Mogi, 1995;
Sykes et al, 1999; Wyss, 2001; Bakun vd., 2005).
MARDEP altyapısının her bakımdan ilginç bir laboratuvar olan Marmara Denizi’nde “Fay içerisinde akışkanların
fiziksel ve kimyasal özellikleri ile deformasyon bir deprem süreci boyunca zamana bağlı sistematik değişimler
gösterir ve bu değişimler deniz tabanında ölçülebilir” hipotezini test etmenin yanında; tsunami riski, oşinografi ve
çevresel sorunların sürekli ve uzun süreli gözlemlerle araştırılması için ulusal bir araştırma altyapısı olarak
oluşturulması gerekmektedir.
Projenin Amacı
Önerilen “Marmara Denizaltı Gözlemleri Araştırma Merkezi projesi (MARDEP)” projesinin amacı; çok disiplinli ulusal
bir bilim alt yapısı oluşturmak ve böylece uzun süreli, sürekli ve gerçek zamanlı denizaltı ölçüm ve gözlemleri yapmak
suretiyle Marmara Denizi’nde fay etkinliği, heyelan hareketliliği, tsunami, deniz kirliliği ve güvenliği, fiziksel, kimyasal
ve biyolojik oşinografi ve iklim değişimi gibi konularda araştırma yapmaktır. Kurulması önerilen denizaltı gözlem
istasyonlarıyla yapılacak olan uzun süreli ölçüm sonuçlarının depremin ön habercisi olabilecek parametre ve
yöntemlerin geliştirilmesine çok önemli katkıda bulunması beklenmektedir. KAF üzerinde deprem konusunda sürekli,
çok parametreli gözlemler yaparak, bir depremin öncesinde, deprem sırasında ve depremden sonra fay üzerinde hangi
parametrelerin, nasıl değişim gösterdiği, örneğin depremsellikle (sismik etkinlikle) gaz ve sıvı çıkışları arasında ne tür
bir ilişki olduğu konusunda önemli veriler üretilebilecektir. Bu veriler muhtemelen depremin önceden kestirilmesi gibi
hayati bir konuda çığır açacak önemli sonuçlar doğurabilecktir.
11.2 Projenin İçeriği
MARDEP projesinin teknik ayrıntıları ve yer seçimi Bölüm 11.4’de açıklanan çok sayıda projeler ve özellikle de ESONET
projesi Marmara Denizi çalışmalarıyla belirlenmiştir. Denizaltı gözlem altyapısı elektrik güç ve veri aktarabilen
kablolarla (bakır-fiber optik) kıyıya bağlanan üç denizaltı istasyonundan oluşacaktır (Şekil 5, 6). İstasyonlar deniz
tabanında değişik sensörlerin takılıp çıkrarılabildiği dağıtım kutususu (junction box) içerecektir (Şekil 7). Her bir
istasyonda OBS yanında, piezometre, akselometre, akıntı ölçer, CTD (tuzluluk, sıcaklık, basınç), türbidimetre, zaman
ayarlı kamera, kabarcık ölçer (bubble meter) ve kimyasal sensörler (metan ve oksijen gibi) bulunacaktır (Çizelge 1).
Seçilen istasyonların jeolojik-jeofizik, oşinografik ve çevresel “konum özellikleri”, “tasarımı” ve “veri depolanması,
işlenmesi ve yorumu” başlıkları altında aşağıda anlatılmıştır.
DPT – 2011AABF
6
Denizaltı Gözlem İstasyonlarının Konumları
Projede seçilen istasyon yerleri son beş yılda yapılan ESONET NoE çalışmaları sonuçları yanında, KRDAE’nin geniş
bantlı hız sismometresi, ivme ölçer, basınç ve sıcaklık sensörleri, akıntı ölçer, hidrofon ve kamera içeren deniz tabanı
istasyonlarının yerleri de (Ek-5) dikkate alınarak seçilmiştir.
İstasyon 1: İzmit Körfezi girişinde Gebze’nin 5 km güneyine kurulacaktır (Şekil 5). Bu alan 1999 deprem kırığının
sonlandığı ve muhtemelen bundan sonraki deprem kırığının başlayacağı bir alandır. Aynı zamanda İzmit Körfezi’nde
Marmara’nın Çınarcık Çukurluğuna giren fayın tek kol ve parça olarak lokalize olduğu bir yerdir. İzmit Körfezi ülkemiz
Endüstrisinin en yoğun olduğu ve Marmara Denizi’nin en kirlenmiş alanıdır (Çağatay vd., 2006). Buradaki gözlem
istasyonu lokasyonunda fay üzerinde halihazırda OBS, kimyasal ve oşinografik sensörlerle donatılmış SN4 istasyonu
konuşlandırılmış yararlı metan anomalileri elde edilmiştir (Ek 3). Proje süresince konuşlandıralacak ve veriler proje
süresince de elde edilecektir. Bu istasyonun Gebze’den sadece 5 km uzaklıkta olması istasyonun kurulum ve bakım
işlemlerini kolaylaştıracaktır.
İstasyon 2: Büyükçekmece açıklarında Orta Sırt üzerinde konumlanacaktır (Şekil 7). Buradaki mikro- sismik
etkinliğin en az olduğu fay segmenti 1766’dan beri kırılmamıştır. İstanbul’a yakınlığı nedeniyle bu istasyon çevresel ve
oşinografik parametrelerin izlenmesi açısından da önemlidir. Fayın bu segmentinin kilitlenmiş veya çok düşük bir hızla
kayıyor (creep) olması olasılığı vardır. Bunu test etmek için fayın iki tarafına jeodetik cihazlar yerleştirilecektir. Burada
fayın hemen güneyinde antiklinal bir yapıdan termojenik hidrokarbon gazlar çıkmaktadır. Bu istasyonda gaz çıkışında
depremselliğe bağlı değişimler araştırılacaktır. OBS (deniz tabanı sismometresi), kabarcık ölçer (BOB) ve çeşitli
kimyasal sensörlerle burada mikro sismisite, çevresel ve oşinografik (CTD) parametreler ile çıkan gaz ve su gibi
akışkanların çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleri eş zamanlı ve sürekli olarak ölçülecektir.
Şekil 5. Marmara Denizi’nde proje kapsamında kurulması tasarlanan kablolu denizaltı gözlem İstasyonlarının
Marmara Deniz ana fayına göre lokasyonları (turuncu yıldızlar).
DPT – 2011AABF
7
Şekil 6. Marmara Denizi’nde kurulması gözlem istasyonlarının tasarımı.
İstasyon 3: Marmara Adası’nın kuzeyinde Batı Sırtı kesen fay segmenti üzerine kurulacaktır (Şekil 8). Bu alan, fay
boyunca Trakya Havzasının termojenik gaz ve petrolünün bir çamur volkanı içinden çıktığı, gaz hidratın keşfedildiği ve
küçük depremlerin yoğun olarak oluştuğu bir yerdir. Burası, aynı zamanda Çanakkale Boğazı’ndan giren tuzlu Akdeniz
suyunun izlenmesi gereken bir alandır (Şekil 3, 5). İstasyon 2’dekine benzer istasyon tasarım ve sensörleri
kullanılacaktır. Bu oşinografik ve çevresel parametrelerin kimyasal sensörlerle izlenecektir.
Denizaltı Gözlem İstasyonlarının Tasarımı
MARDEP projesinde kullanılacak denizaltı gözlem istasyonları ağı; çok displinli, ulusal bir araştırma ve izleme bilimsel
altyapısını oluşturacak bir şekilde tasarlanmıştır (Şekil 6). Basit ancak çok disiplinli amaçlara uygun ve ileride
teknolojilerdeki gelişmelere uygun olarak tasarlanmıştır. Bu nedenle altyapı:
1. Çok parametreli ölçümler yapan sensörler (Tablo 1) ve sensörlerin takılıp çıkarılabileceği “dağıtım kutusu” (junction
box) teknolojisi ve elektrik gücün uzaklara taşınabilmesi için voltaj değişimlerine olanak veren ve birden fazla kavşak
Şekil 7. Marmara Denizi’nde Çekmece güneyinde kurulması tasarlanan kablolu denizaltı gözlem istasyonunun
konumu. Haritada siyah kareler sensör paketlerinin lokasyonlarını, kırmızı ve mavi üçgenler akustik gaz çıkışı
anomalilelerini göstermektedir.
DPT – 2011AABF
8
Şekil 8. Marmara Denizi’nde Marmara adası ile Marmara Ereğlisi arasında kurulması tasarlanan kablolu denizaltı
gözlem istasyonunun konumu. Haritada siyah kareler sensör paketlerinin lokasyonlarını, kırmızı ve mavi üçgenler
akustik gaz çıkışı anomalilerini göstermektedir.
kutunun bağlanabileceği “boğum” (node) teknolojisini içerecektir. Boğum ve Dağıtım kutusu yeni sensörlerin
denenmesine ve yeni parametrelerin ölçülmesine ve denizaltı gözlem ağının zamanla gelişmesine olanak tanıyacaktır.
Dağıtım kutusu içerisinde: a) 375VDC + Eth 1000LX (fiber), 1 veya2 fiber (fail-over, load balancing,..) veya 375VDC +
xDSL (birkaç km’lik network uzantılı); b) Switch(ler) CoS, QoS, PTP boundary clock, VLAN, LACP, port Trunk; c)
Extension modülleri (4 adete kadar): IP server RS232/422/485, VDSL2 modem; d) PTP/IEEE1588 clock client (PPS +
Çizelge 1. Denizaltı Gözlem İstasyonu için tasarlanan sensörler
*ESONET jenerik sensör paketi
NMEA time code), e) Kontrol/komut güç sağlayıcılar – hata detektörü, f) Eth 1000LX (fiber) – 400VDC – NTP/PTP,
Uygulamaları: başka bir “kavşak” kutuya bağlanabilme ve böylece network 20 km uzatabilme imkanı, robotik ve düzey
profil elde etmeya olanak sağlama. Eth 100BT (bakır) – 48VDC – NTP/PTP + PPS/NMEA, Uygulamalar: Ethernet
bilimsel cihazlar (örneğin, sismometre (OBS), zaman ayarlı kamera, video, emekleyici (crawler) gibi). RS232/422/485
– 48VDC – PPS/NMEA, Uygulamalar: Seri bilimsel cihazlar (örneğin: ADCP, piezometre, sismometre, CTD, kimyasal
analizör gibi). VDSL2 Modem – 375VDC – NTP/PTP: Uygulamalar: Networkun 5-6 km’ye kadar düşük maliyetli
uzatılması ve bu şekilde sismik ve akustik ağ oluşturma olanağı bulunacaktır.
2. Boğum (node): Her istasyonda bir boğum olacaktır. Boğumların amacı kıyıdan gelen 1kV voltajı 400 v’a düşürme
işlevi ve 4 dağıtım kutusu bağlanma özelliği ile gözlem ağının genişleme ve gelişmesine olanak tanımasıdır. Boğumlar 1
ve 2 nolu istasyonlarda denizaltında ve üç nolu istasyonda kıyıda sahil istasyonu içerisinde bulunacaktır.
3. Kıyı istasyonları: Deniz tabanındaki istasyonların herbiri bakır-fiber optik bir kablo ile kıyı istasonuına bağlanacaktır.
Bu istasyon bakır-fiber optik kablo ile deniz tabanındaki sensörlere (cihazlara) elektrik gücü sağlayacak ve verilerin
gerçek zamanlı olarak iletişimine olanak sağlayacaktır. Kıyı istasyonlarında ADSL ve Uydu iletişimine olanak sağlayan
sistemler, trafo, AC-DC voltaj adaptörü, sürekli güç kaynağı cihazı (UPS) ve veri akışı sağlayan ekipman bulunacaktır.
4. Veri Merkezi: gerekli bilgisayar, veri depolama ve yedekleme birimleri, jenaratör, ve yazılım sistemlerini içerecektir.
Deniztabanı gözlem istasyonlarından değişik sensörlerden gelen veriler belli bir veri tabanında depolanacak ve
DPT – 2011AABF
9
işlenecektir. Depolama ve işleme süreçleri için Neptune Canada projesinin Pasifik Okyanusunda kurulmuş gözlem ağı
için kullandığı Antilop veya Guralp-Scream yazılım programlarına benzer bir bilgisayar programı kullanılacak ve bazı
veriler gerçek zamanlı olarak web sitesinde görülebilecektir. Veri formatı ve işleme protokolleri GMES ve GEOSS ile
uyumlu olacaktır.
Tüm bu özellikleri ile Marmara Denizi tabanı gözlem istasyonları; dünyada NEPTUNE, VENUS, MARS, DONET gibi
deniz tabanı gözlem istasyonu ağları ile uyumlu ve verileri karşılaştırlabilen bir tasarımla kurulmuş olacaktır.
Verilerin Depolanması, İşlenmesi ve Yorumu
MARDEP Denizaltı istasonlarından gelen veriler gerek kıyı istasyonlarında ve gerekse Veri Merkezi’nde yedeklenerek
depolanacaktır. Kullanılacak bilgisayar programı gelen çok disiplinli verilerin anomali oluşturanlarını gerçek zamanlı
olarak tesbit edecek, değişik parametreler arasındaki çapraz-korelasyonları hesaplayıp, operatörleri ikaz edecek özellikte
olacaktır. Veriler her gün, kalite kontrolünden geçirilecektir.
Anomali algılaması genel olarak kısa ve uzun süreli ortalama değerlerin oranına bağlıdır. Ancak her parametreye ait
anomalinin dikkatli analiz edilmesi ve değerlendirilmesi gerekir. Bu durum sismik gibi bazı fiziksel parametreler için iyi
bilinmektedir. Gözenek suyu basıncı ve gaz kabacıkların akustik anomalilerinin oluşması ve yorumu ise iyi
bilinmemektedir. Bu nedenle arştırılması gereken konulardır. Beklenen bir depremin oluşacak olması ile ilgili bir
alarmın verilmesi için ölçülen parametrelerle ilgili anomalilerin fiziksel oluşum mekanizmalarının iyi anlaşılması ve
değerlendirilmesi gerekemektedir. Bu da dünyada henüz araştırma aşamasındadır. Zaten MARDEP araştırma
altyapısının oluşturulmasının en önemli nedeni de budur. Örneğin Ek-3’de sunulan SN-4’le İzmit Körfezi’nde ikisi
depremden önce ve sonra elde edilen metan anomalilerinin diğer metan anomalilerden farkının bilinmesi önemlidir.
Kısa ve uzun süreli anomalilerin depremle ilişkili olanlarının süreleri ve metan konsantrasyonları, bunların depremin
büyüklüğü ve lokasyonu ile ilişkileri araştırlması gerek konulardır Bu gibi konular MARDEP altyapısı ile yapılacak uzun
süreli gözlemlerle araştırılabilecek ve açıklığa kavuşturalacaktır.
OBS verileri
Sismolojik verilerin işlenmesi son 50 yılda önemli aşamalar kaydetmiştir (örneğin, Allen, 1978 ; Cansi, 1995 ; Gee vd.,
1996 ; Wu ve diğ., 1998 ; Withers vd., 1998). Depremlerin gerçek zamanlı otomatik algılanması ve lokasyonlarının
belirlenmesi için algoritmalar sürekli geliştirilmiştir (örneğin Wu et al, 2005 ; Bose et al, 2009 ; Cua et al, 2009 ; Diehl
et al, 2009 ; Hildyard et al, 2009). Günümüzde ana depremden önceki sismik sarsıntıların (LFE : düşük frekanslı
depremler) algılanması ve yorumlanması depremlerin önceden tahmini konusunda önemli bir araştırma alanıdır (Shelly
et al, 2006 ; Shelly et al, 2007, Bouchon vd., 2011). Marmara’da yapılan ESONET çalışmaları kümesel mikrosismik
etkinliğinin yer kabuğunda akışkan göçü ile ilişkili olduğunu ve bunun OBS’lerle algılanbildiğini göstermistir (Tary vd.,
baskıda). Faya çok yakın konumdaki MARDEP ve KRDAE OBS istasyonlarından alınacak gerçek zamanlı sismolojik
verilerin işlenmesi ve yorumu sismojenik zondaki süreçlerin anlaşılmasını sağlayacaktır.
Piezometre verileri
Yüzeyde periyodik gel-git ve dalga hareketlerinden arındırılmış gerçek zamanlı piezometre verileri çökellerde hacim
yamulması (volumetric strain) hızında değişimlere bağlı olacaktır. Bu anomalilerin sismik etkinlikle ilişkisi (OBS verileri
ile korelasyonu) önemlidir. Bu cihzlar aynı zamanda akışkan çıkışlarına ve yamaç durasızlığına karşı da duyarlıdır.
MARDEP altyapısı kullanılarak Marmara’da denizaltı yamaç kaymaları ve heyelanları da incelenebilecektir.
BOB Sonar verileri
Ifremer tarafından yeni geliştirilen bu sensor 150 m çapındaki çevresinde gaz kabarcıklarını kantitatif olarak ölçen bir
cihazdır. Orta ve Batı sırtlarda sismojenik zondan kaynaklanan ve fayları kullanarak deniz tabanına çıkan gazların
miktarları sismik etkinlikle ve buna bağlı deformasyonla ilişkilidir. BOB sonar verileri mikrosismik ve piezometre gibi
diğer parametrelerle birlikte yorumlanacaktır.
Diğer sensörler
Metan ve oksjen gibi kimyasal senörler gerek çvresel açıdan ve gerekse faydan çıkan akışkanların kimyasındaki
değişimleri yansıtması açısından önemlidir. Marmara Denizi’nde fay boyunca metan çıkışları ve bunların indirgenmesi
sonucu siyah çökellerin oluşması depremsellikle ilişkilidir (Çağatay, 2010; Tryon vd., 2010). Yukarıda bahsedildiği İzmit
Körfezi’nde SN-4 istasyonu denemeleri fay boyunca metan ölçümleri ve sismik etkinlik arasında ilişkiler tesbit etmiştir
(Ek-3). Dolayısı sürekli ölçülecek ve diğer paramtrelerle (sismisite, sıcaklık, basınç, oksijen gibi) ilişkişleri
araştırılacaktır.
Deniz tabanında mutlak basınç ölçümleri yüzeydeki dalga hareketleri, gel-git ve tsunami dalgaları hakkında bilgi
verecektir. Ayrıca basınç verileri su sütünundaki periyodik değişimlerin sinyalleri ile kabuk hareketelerine (sismik) bağlı
süreçlerin sinyallerinin birbirlerinden ayıklanmasını sağlayacaktır.
Akıntı ölçer (ADCP) dip Akdeniz suyunun akıntı bilgilerini verecektir.
CTD (tuzluluk, sıcaklık, basınç) ölçümleri ile normal oşinografik parmatreler olup, uzun sürede iklim değişimi, kısa
sürede faydan kaynaklanan süreçlerle fiziksel paramtrelerdeki değişimleri verecktir.
Kameralar: Belli aralıklarla deniz tabanının yüksek çözünürlü fotoğraflarını sağlayacaktır. Biyoçeşitlilik, biyolojik,
biyojeokimysal (karbonat bacalarının oluşumu) ve sedimentolojik süreçlerinin araştırılması için kullanılacaktır.
Tüm multidisipliner MARDEP verileri önce kendi arasında korele edilecek, anomaliler ortaya çıkarılacaktır. Daha sonra
KRDAE deniz tabanı ve kara simolojik ve radon gazı istasyonundan gelen verilerle entegre edilerek, anomalilerin
kabukta ve/veya su sütünündaki süreçlerle olan ilişkisi araştırılacaktır. Önemli anomalilerin oluşması durumunda
AFAD, AKOM ve İBB gibi kurumlar haberdar edilecektir (bakınız Ek2-2 MARDEP İşleyiş şeması).
DPT – 2011AABF
10
11.3 Projenin Ülkemiz İçin Önemi
Proje ulusal bir proje olarak tasarlanmış ve ilgili Deniz Bilimleri Enstitüleri ile MTA Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik ve
Boğazlar Bölge Komutanlığı, Kıyı Emniyeti Genel Müdürülüğü, Denizcilik Müsteşarlığı, DKK SHOD ve İstanbul Büyük
Şehir Belediyesi gibi kurumların katılımı ve görüşleri alınarak hazırlanmıştır (bakınız Ek 1).
Oluşturulması tasarlanan MARDEP denizaltı gözlemleri bilim altyapısı ile başta deprem ve tsunami olmak üzere tüm
oşinografik ve iklim değişiklikleriyle ilgili kritik konularda zaman serisi veriler üreterek Türk bilim insanlarına üst
düzey araştırma yapma olanağı sağlanmış olacaktır. İsteyen araştırmacı ve araştırma grupları bu altyapıyı kullanarak
yeni deniz araştırmaları ve bunun için gerekli sensörleri tasararlayıp kullanabilecektir. Esas itibari ile bu bilim altyapısı
şu alanlarda bilim insanlarımıza ve ülkemize hizmetler sunacaktır:
1) Doğal Afetler: Marmara Denizi’nde beklenen depremle ve sonrasında oluşacak tsunami ile ilgili çok displinli veriler
toplayarak deprem zaralarının en aza indirilmesi.
2) Deniz Kirlilliği ve deniz Çevre Güvenliği: Deniz kirliliğinin deniz tabanındaki etkileri oksijen, metan ve hidrojen sulfur
gibi parmaterlerin ölçümü ile yapılması. Deniz kazalarının neden olabileceği kirlilik ve bunun çevresel etkilerinin
kimyasal sensörlerle tesbit edilmesi ve bu konuda zaman serisi verilerinin elde edilmesi.
3) Oşinografi: Akdeniz kökenli su kütlesinin tuzluğu, sıcaklığı, oksijen değerleri ve akıntı hızında zaman içerisinde
oluşan değişimler ve bu değişimlerin küresel ısınmayla olan ilişkisnin kurulması. Deniz tabanında biyoçeşitliliğin ve
ekolojinin araştırılması.
4) Ülkemiz araştırmacıları için yeni bir araştırma alanı olan sürekli ve uzun süreli denizaltı gözlemleri yaparak çok
disiplinli deniz araştırmalarında AB Çerçeve Programlarından yüksek paylar almasına ve bu istasyonların çeşitli ulusal
ve uluslararası araştırma projelerinde kullanılmasına olanak sağlaması.
5) Deniz teknolojisi: Ülkemiz sensör teknolojisi, Uzaktan Kumandalı Araçlar (ROV), Kablo ve İletişim Teknolojisi gibi
yeni teknolojilerle tanışması. Bu konuda bilim insanlarımız KOBİ’lerimiz ile birlikte çalışarak yeni ve katma değeri
yüksek ürünlerin geliştirilmesini sağlayarak, ülkenin teknolojik gelişimine ve ekonomisine katkılarda bulunması.
6) Eğitim: Gözlem istasyonları ile elde edilecek verilerin araştırma ve eğitimde kullanılması: Verilerin internet
üzerinden yüksek ve orta öğretim kurumlarına iletilecek olması ve deniz bilimleri eğitimine değişik düzeylerde katkıda
bulunması. Benzer şekilde öğrencilerin ve halkın denizlerle ilgili bilgilenmesinin sağlanması
11.4 Uluslarası Projelerle İlişkisi ve Bütünleşmesi
1999 Gölcük (Mw 7.4) Düzce (Mw 7.2) depremleri sonrasında Marmara Denizi’nin içerisinde gelecek 20-30 yıl
içerisinde bir deprem olacağı gerçeğinden sonra deniz altındaki canlı (aktif) fayları araştırmak için 1999–2000 yılları
arasında İTÜ-TÜBİTAK-MTA-SHOD işbirliğiyle araştırmalar başlamıştır. Yerli gemilerle yürütülen araştırmalar
sonucunda İstanbul’u tehdit eden deprem konusunda daha kapsamlı araştırmalara ve bunun için de daha donanımlı
araştırma gemilerine ve deniz araştırmalarında deneyimli ekiplere ihtiyaç duyulmuştur. Bunun için Mayıs 2000’de
İstanbul’da bir NATO İleri Araştırma Semineri (Advanced Research Seminar) düzenlenmiş, bu seminer ile Marmara
Denizi’nde deprem araştırmaları için çok sayıda uluslararası araştırma projeleri başlatılmıştır. Bu projeler Fransa’nın
Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (Centre National de la Recherche Scientifique-CNRS), Fransız Deniz Araştırmaları
Enstitüsü (Institut Francais de Recherche Pour l’Exploitation de le Mer-IFREMER), Collage De France, İtalya’nın
Ulusal Araştırma Konseyi (Consiglo Nazionale dele Ricerche-CNR), İtalyanların Deniz Jeolojisi Enstitüsü (Instituto per
la Geologia Marina-IGM), Amerika’nın Lamont Doherty Yer Gözlem Evi (Lamont Doherty Earth Observatory-LDEO),
Japonya’nın Tokyo Üniversitesi, NATO ve Avrupa Birliği kaynakları tarafından finanse edilmiştir. Bu proje önerimize
dayanak sağlıyan bu araştırma projelerinin listesi Bölüm 24’de verilmiştir. Bu projelerden çok sayıda yayın üretilmiştir
(Le Pichon vd., 2000, 2001; Çağatay vd., 2003; Polonia vd., 2004; Armijo vd.., 2005; Cormier vd., 2006; Becel vd.,
2007, Laigle vd., 2008; Beck vd., 2007, Eriş vd., 2007; Çağatay vd., 2009; Armijo vd., 2005; Zitter vd., 2007; Gasperini
vd., 2010; Görür ve Çağatay, 2010). Özellikle 12 Mayıs–12 Haziran 2007 tarihleri arasında L’Atalante gemisi ve insanlı
denizaltı Nautile ile yapılan çalışmalar önemlidir. Marmara’nın dibine dalışlar yapılarak fay boyunca doğrudan
gözlemler yapılmış, faydan çıkan akışkanların yerleri tesbit edilmiş ve bunlar örneklenmiştir (Geli vd., 2008). Çıkan bu
akışkanların miktar, nitelik, basınç, sıcaklık, vb. özelliklerini ölçmek için denizaltına geçici olarak çeşitli aletler
yerleştirilmiştir. Yapılan analizler fay boyunca çıkan Trakya havzasının termal kökenli gaz ve petrol olduğunu
göstermiştir (Bourry vd., 2009).
Bu proje önerisi ile kurulması planlanan istasyonların tasarımı ve yerleri yukarıda adı geçen uzun süreli araştırmalara ve
özellikle de AB 6. ÇP ESONET NoE (European Sea Observation Network of Excellence) projesi kaynakları ile Marmara
Denizi’nde son dört yıl boyunca yürütülen geniş kapsamlı deprem araştırmaları ve test gözlemleri sonucu belirlenmiştir.
İTÜ-EMCOL ortağı olduğu ESONET NoE projesi içerisinde de aktif rol oynamış ve proje kapsamında Marmara
Denizi’nde denizaltı test gözlemleri yapmıştır. ESONET NoE Projesi kapsamında Marmara Denizi’nde 25 Eylül- 10
Ekim, 3 Kasım–15 Aralık, 2009 ve Haziran 2010 tarihlerinde Urania, Le Suroit ve Piri Reis gemileriyle sürekli gözlem
istasyonları için yer tesbiti çalışmaları ile SN-4 istasyonu, sismometre, piezometre (gözenek suyu basınç ölçeri) ve gaz
ölçümleri için kabarcık metrelerle (BOB) ile bir yıl boyunca deneme ölçümleri yapılmış ve İzmit Körfezi’nde sismik
etkinlikle metan ölçümü arasında ilişkiler açısından başarılı sonuçlar alınmıştır. Bu sonuçların önemli bir kısmı
yayınlanmış, bir kısmı ise yayın aşamasındadır (Geli vd., 2010; Çağatay vd., 2011). Bu çalışmalarla Marmara Denizi’nde
deprem araştırmaları için gerekli bu DPT proje önerisi ile kurulması önerilen çok disiplinli gözlem istasyonu
altyapısının tasarımı ve yer tesbiti çalışmaları yapılmıştır. Böylece Marmara tabanında fay etknliğini ve faylar boyunca
açığa çıkan gaz ve su gibi akışkanların fiziksel ve kimyasal özelliklerini sürekli ve eşzamanlı olarak ölçebilecek sabit
denizaltı gözlem istasyonlarının teknik özellikleri saptanmış ve istasyon yerlerinin üç boyutlu etüdleri
gerçekleştirilmiştir. Önerilen bu DPT projesi ile ayrıntıları aşağıdaki alt bölümde verilen kablolu, gerçek zamanlı bir
gözlem istasyonu modeli belirlenmiş ve üç kritik alanda uzun süreli çok parametreli ölçümlerin yapılması planlanmıştır.
DPT – 2011AABF
11
Avrupa deniz gözlemleri konusunda diğer önemli bir proje Avrupa’da yeni oluşturulan ve ESFRI (European Science
Forum for Research Infrastructures) yol haritasında yeralan EMSO (European Multidsiciplinary Seafloor Observatory)
AB Bilim altyapı projesidir. Bu projeye İTÜ-EMCOL Araştırma Merkezimiz EMSO projesinde temsil DPT’den aldığı bir
destek mektubu ile Türkiye’yi temsil etmektedir. Önerilen bu DPT projesi ile oluşturulacak Marmara Denizi bilim
altyapısı EMSO ERIC’in Marmara Bölgesel ayağını oluşturacaktır.
Avrupa Birliği 2004 yılında Güneydoğu Asya’da olan ve 250 000 insanın ölümüne neden olan tsunami felaketinden
sonra kendi ülkelerinin de Akdeniz’de deprem, tsunami, volkanik patlama ve heyelan gibi doğal felaketlerle karşı karşıya
kalmaması için ESONET NoE projesini oluşturmuştur. İTÜ EMCOL’ün çabalarıyla büyük bir deprem beklenen
Marmara Denizi de bu projenin içerisine dâhil edilmiştir. Daha sonraları yaşanan Haiti, Şili ve Japonya depremleri ve
Japonya depremi ile yaşanan tsunami felaketi deniz ve okyanuslara kıyısı olan tüm ülkeleri deniz altı istasyonlarının
kurulumu ile ilgili olarak harekete geçirmiştir. Avrupa Birliği EMSO Bilim Altyapı ve ESONET NoE projeleri ile deniz
tabanı gözlemleri konusunda bilimsel ve teknik altyapıyı oluşturmaya çalışmaktadır. Bunun için gerekli teknik (sensör
veri tabanı, kurulum) standardları geliştirlmiştir. Önerilen MARDEP projesinde bu standartlar kullanılacaktır.
Avrupa Bilim Forumu Araştırma Altyapısı (ESFRI) ve Avrupa Araştırma Altyapısı Konsorsiyomu (ERIC) kapsamındaki
EMSO projesi altında Norveç Kuzey Buz Denizi’nde kablolu gözlem istasyonları için 30 Milyon € kaynak ayırmıştır.
Yunanistan Girit güneyinde POSEIDON adında bir istasyonu, İtalya Sicilya doğusunda SN-1 kablolu istasyonu son dört
yıldır işletmektedir. Bu istasyonların daha da geliştirilmesi için Yunan ve İtalyan hükümetleri önemli kaynaklar
ayırmıştır. Kıbrıs Rum kesimi daha çok doğal afetlere yönelik Akdeniz’de kablolu denizaltı istasyonları kurmaktadır.
Fransa’nın EMSO konsorsiyomu araştırma alanı olarak Atlantik Sırtını (Momar), Akdeniz’de şu anda işlettiği ANTARES
istasyonunun bulunduğu Ligurya ve Marmara Denizi’ni seçmiştir. Marmara Denizi’nde oluşturulacak iki istasyonun tüm
cihazlarının teminini ve deniz tabanına yerleştirilmesini taahhüt etmiştir (bakınız ekteki mektup). Kanada ve Japonya
halihazırda Pasifik Okyanusunda NEPTUNE, VENUS ve DONET gibi projelerle deniz ve okyanuslarda başta deprem ve
tsunami gibi doğal afetler olmak üzere iklim, çevresel değişim ve biyo-çeşitlilik gibi konularda gerçek zamanlı bilimsel
gözlem ve ölçümler yapmaktadır. NEPTUNE ve DONET projeleri 800 -1000 km uzunluğunda kablodan ve onlarca
boğum ve kavşak kutudan oluşmaktadır. ABD, Kanada’nın NEPTUNE projesine benzer amaçlarla yine Pasifik
Okyanusunda istasyonlar kurmaktadır. Bunun için ayırdığı kaynak 300 Milyon Doları bulmaktadır. Bu istasyonlarla
ilgili bilgilere internet adreslerinden ulaşmak mümkündür ((http://www.emso-eu.org,http://www.neptune.
washington.edu, http://www.jamstec.go.jp/jamstec-e/maritec/donet/, http://www.venus.uvic.ca).
AB ESONET ve EMSO projeleri imkanları ile NEPTUNE (Canada) ve DONET (Japonya) projeleri ile sıkı bir işbirliği
oluşturulmuş ve önerilen MARDEP projesi için işbirliği imkanları geliştirilmiştir. Marmara projesi tüm NEPTUNE ve
DONET projeleri ile uyumlu teknolojiler içerecek ve benzer standartlara sahip olacaktır. İşbirliğine göre NEPTUNE
projesi ekibi veri işlem ve DONET projesi ekibi verierin modellenmesi konularında destek verecektir (Ek 1.8).
11.5 Mükkerrerlik Durumu
MARDEP proje önerisi ile kurulması planlanan denizaltı istasyonlarından oluşan bilim araştırma altyapısı, yakın
zamanda Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü’nün (KRDAE) Türk Telekom kaynakları ile Marmara
Denizi’nde kurduğu beş adet deniz tabanı istasyonu (Ek 5) ile bir mükkerrerlik oluşturmamaktadır. MARDEP altyapısı
ile Kandilli Rasathanesinin kurup işletmeye başladığı istasyonlar (KRDAEI) arasındaki en önemli farklılıklar şunlardır:
1) MARDEP altyapısı dağıtım kutusu (junction box) ve boğum (node) teknolojisi içerdiği için yeni gelişmelere açık olan,
yeni cihazların eklenip, eskilerinin çıkarılabildiği bir yapıdadır. Bu da yeni parametrelerin ölçülmesine ve yeni
araştırmalara olanak sağlayacaktır. KRDAEI ise yeni cihazların eklenmesine olanak vermeyen statik, kapalı bir
yapıdadır. KARDEI veya başka bir kurum gerek gördüğünde bu altyapıya yeni cihaz ve sensörler ekleyebilecektir.
2) MARDEP, KRDAEI’nın sismolojik ve tsunami izleme çalışmalarına ilaveten; deprem jeolojisi, fiziksel, kimyasal ve
biyolojik oşinografi, iklim değişikliği, denizel çevre ve güvenliği konularında çok disiplinli gerçek zamanlı ölçümler ve
gözlemler yapan gerçek bir araştıma altyapısıdır.
3) MARDEP altyapısı Marmara Denizi’nde sismik aktivite ile ilgili olarak aktif faylar boyunca çıkan gaz ve suların
fiziksel ve kimyasal özelliklerindeki değişimleri sürekli ve gerçek zamanlı izleyecek ve bu anlamda depremin önceden
kestirilmesi araştımalarında uluslararası ve ulusal yeni boyut kazandıracaktır.
4) MARDEP altyapısı gömülü kablosu ile en az 20 yıl sorunsuz çalışabilecek uluslararası normlarda ve standardlarda
veri üretebilen bir sitemdir. Aşağıda verilecek daha ayrıntılı bilgilerden de görüleceği MARDEP kapsamında kurulması
önerilen altyapının tasarımı ve istasyonların yerleri uluslararası ölçütlere göre ayrıntılı saha ve deneme etüdleri sonucu
seçilmiştir.
MARDEP araştırma altyapısına ait istasyonlar ile KRDAEI’nin, çalışma ömrü süresince konum ve ölçtüğü parametreler
açısından biribirlerini tamamlayıcı niteliktedir. Yukarıda belirtildiği gibi KRDAI ve Marmara Bölgesi’nde diğer
multidisipliner zaman serisi verileri de MARDEP tarafından kullanılacaktır.
11.6 Kaynakça Listesi
Proje konusu ile ilgili seçilmiş ve atıfta bulunulan yayın listesi Ek-4’de verilmiştir:
12. HEDEFLENEN SOSYO-EKONOMİK VE BİLİMSEL FAYDALAR:
Oluşturulması tasarlanan denizaltı gözlemleri bilim altyapısı ile başta deprem ve tsunami olmak üzere tüm oşinografik
ve iklim değişiklikleriyle ilgili kritik konularda zaman serisi veriler üreterek Türk bilim insanlarına üst düzey
araştırma yapma olanağı sağlanmış olacaktır. İsteyen araştırmacı ve araştırma grupları bu altyapıyı kullanarak yeni
deniz araştırmaları ve bunun için gerekli sensörleri tasararlayıp kullanabilecektir. Esas itibari ile bu bilim altyapısı şu
araştırma alanlarında ve teknolojiler konusunda rekabet gücümüzü artıracak ve ülkemize hizmetler sunacaktır:
DPT – 2011AABF
12
1. Doğal Afetler: Deprem konusunda sürekli çok parametreli gözlemler yaparak bir depremin öncesinde, esnasında ve
sonrasında fay üzerinde hangi parametrelerin nasıl değişim gösterdiği, örneğin depremsellikle (sismik etkinlikle) gaz ve
sıvı çıkışları arasında ne tür bir ilişki olduğu konusunda önemli bilgiler temin edilecektir. Bu bilgiler belki de
depremin önceden kestirilmesi gibi hayati bir konuda çığır açacak önemli sonuçlar doğurabilecektir.
Benzer şekilde istasyonlara yakın denizaltı heyelan tehlikesi olan yamaçlar deniztabanı gözlem istasyon sistemi
kullanılılarak izleneblecektir. Tsunamiler bir kaç dakika önceden haber verilebilecektir.
2. Deniz Kirlilliği ve deniz Çevre Güvenliği: Marmara Denizi çevresinde Türkiye nüfüsünun yaklaşık %30’u Türk
endüstrisinin %50’den fazlası ikame etmektedir. Bu nüfüs ve endüstrinin deşrajları özellikle son 50 yılda Marmara
Denizi’ni önemli ölçüde çevresel yönden kirletmiş ve su kalitesini bozmuştur. Marmara Denizi aynı zamanda, Türk
Boğazlar Sisteminin bir bölümü olarak dünyada deniz trafiğinin en yoğun olduğu bir alandır. Dolayısı ile Marmara
Denizi çevre felaketine neden olabilecek tanker kazalarının her iki üç yılda tekrarlandığı deniz seyir güvenliği açısından
tehlikeli bir alandır. Denizaltı gözlem istasyonları, deniz kazalarının neden olabileceği kirliliği ve bunun çevresel
etkilerini tespit etmede önemli bir araç olacaktır. Nitekim kimyasal sensörlerle elde edilecek kazadan önce ve sonraki
zaman serisi verileri bu tespite olanak sağlayacaktır. Tüm bu nedenlerden ötürü Marmara Denizi deniz tabanı gözlem
istasyonlarında çevresel parametrelerin sürekli ve uzun süreli ölçümü ile izlenmelidir.
3. Oşinografi: Marmara Denizi Karadeniz ve Akdeniz gibi tuzluğu farklı iki denizin su kütlelerinin iki yönlü akıntı
sistemi oluşturduğu bir denizdir. Bu denizde 25m’nin altındaki su kütlesi tuzlu (‰38,5) Akdeniz suları olup, Çanakkale
Boğazı’ndan girip, İstanbul Boğazı’ndan Karadeniz’e giren bu suyun derin Marmara çukurlukları üzerindeki haraketi
önemli bir oşinografik araştırma alanıdır. Bu su kütlesinin tuzluğu, sıcaklığı, oksijen değerleri ve akıntı hızında zaman
içerisinde oluşan değişimler ve bu değişimlerin küresel ısınmayla olan ilişkisi önemli bir araştırma konusudur. Dip
suyunda yaşayan organizmaların çeşitliliği, yaşam tarzı gibi konular deniz biyolojisinin önemli konularıdır.
4. Denizaltı zaman serisi verileri ve gözlemleri araştırma ve eğitimde çığır açacaktır. Deniz tabanından elde edilen veriler
ve görüntüler web sayfası üzerinden yayınlanarak bu konularda proje ve ödevlere konu olacak; genç nesillerde denizlere
ve deniz bilimlerine olan ilgi artmış olacaktır.
5. Denizaltı gözlem istasyonları yeni teknolojiler gerektiren bir alandır. Bunlar arasında sensör teknolojisi, Uzaktan
Kumandalı Araçlar (ROV), Kablo ve İletişim Teknolojisi sayılabilir. Bu istasyonların Marmara Denizi’nde kurulması ile
Ülkemiz bu teknolojilerle tanışacak ve küçük ve orta ölçekteki işletmelerimiz (KOBI) bu alanlarda bilim insanları ile
işbirliği içerisinde katma değeri yüksek ürünler üreterek ve ülkemizin rekabet gücünü artıracaktır. Bu konuda
teknokentlerdeki firmalar ve Aselsan’la iletişimiz devem etmektedir.
6. Oluşturulacak altyapı uluslararası ve ulusal araştırma ve endüstri grupları için yeni ar-ge çalışmaları için bir platform
oluşturacaktır. Altyapının ve ürettiği verlerin bir iş planı (Business Plan) çerçevesimde ulusal (TUBİTAK, DPT gibi) ve
uluslararası (AB Çerçeve programı gibi) araştırma alanlarına, kullanıcı kamu kurumlarına (Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, belediyeler gibi) ve endüstriye (elektronik sensör teknolojileri, petrol endüstrisi,
sigorta şirketleri gibi) açılaması ile değişik projelerin gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. Bu sayede işletme giderlerinin
büyük lısmı da karşılanmış olacaktır.
7. Avrupa EMSO (Avrupa Denizaltı Gözlem Ağı) Bilim Altyapısının önemli bir ayağı olacak ve Avrupa Birliği ile bu
konuda bilimsel bütünselliği sağlayarak, ülkeye bilimsel alanda önemli bir prestij sağlayacaktır. Türk araştırmacılar
rekabet gücünü artırarak, bu altyapı sayesinde AB proje fonlarından daha fazla yararlanma fırsatı bulacaklardır.
13.MEVCUT PLAN ve STRATEJİLERLE UYUMU:
Önerilen proje altyapısı ülkemizin mevcut plan ve statejileriyle özellikle dört önemli konuda uyuşmaktadır.
1) Deniz ve okyanuslarıın önemli bir kısmı (özellikle Marmara, Ege ve Akdeniz) jeolojik yapısı gereği deprem zonları
üzerinde yer almakta ve deprem ve tsunami gibi doğal afetlere maruz kalmaktadır. Bu nedenle deniz ve okyanuslara
kıyısı olan ülkeler yer ve okyanus süreçlerini sürekli ve gerçek zamanlı izlemek için denizaltı gözlem istasonları
kurmaktadır. Özellikle endüstrisinin %50’den fazlasını ve nüfüsünün %30 barındıran Marmara Bölgesi Marmara
Denizi’nde beklenen deprem nedeniyle önemli bir risk altındadır. Bu nedenle kabuk hareketleri ve bununla ilişkili
süreçlerin Marmara Denizi’nde uygun çok disiplinli yöntemlerle izlenmesi ve araştırılması ülkemiz için aciliyet
gerektirmektedir. Bu da BTYK’nın 29/09/2004 tarihli kararı “doğal afetler (deprem ve tsunami, iklim değişimi) riskini
azaltma: Deprem ve doğal afet zaralarının en aza indirilmesi” ile uyumludur. Benzer şekilde deniz-Atmosfer-Yer
etkileşimi nedeniyle iklim değişimi ve deniz kirliliğnin deniz tabanında ekolojik değişimlere olan yansımaları sürekli
izlenmesi de mevcut stratejilerle (örneğin BTYK Kararı 2005 13.3) örtüşmektedir. Üniversitemizin belirlediği bu
konularda ileri araştırmalar yapacak olması; UBTYS 2011-2016’nın Stratejik Amaç D3 “Tabandan Yukarı Yaklaşımlar:
Temel uygulamalı ve Öncül Araştırmalar” ve D2 “İvme Kazanmamız Gereken İhtiyaç Odaklı Yaklaşımlar”
kapsamındaki stratejilerle de oldukça uyumludur.
2) Ülkenin yeni teknolojilerle tanışması ve bu konuda katma değeri yüksek ürünler üretme kapasitesi elde etmesi ve
rekabet gücünü artırması bu projenin en önemli çıktılarından biridir. Denizaltı gözlem istasyonları yeni teknolojiler
gerektiren bir alandır. Bunlar arasında sensör teknolojisi, Uzaktan Kumandalı Araçlar (ROV), Kablo ve İletişim
Teknolojisi sayılabilir. Bu istasyonların Marmara Denizi’nde kurulması ile Ülkemiz bu teknolojilerle tanışacak ve küçük
ve orta ölçekteki işletmelerimiz (KOBI) bu alanlarda bilim insanları ile işbirliği içerisinde katma değeri yüksek ürünler
üretebileceklerdir. Projenin bu özelliği; UBTYS 2011-2016’nın Stratejik Amaç D3: Ar-Ge ve Yenilik Kapasitesinin
Gelişmesinde Tabandan Yukarı Yaklaşımlar”, Stratejik Amaç Y2 “Araştırma Sonuçlarının Ticari Ürün ve Hizmete
Dönüşümünün Teşviki” ve Stratejik Amaç Y4 “Ulusal Yenilik Sistemi İçerisnde KOBİ’lerin Rolünün Güçlendirilmesi” ile
BTYK Kararı (2005/4) “Yeni ürünler ve üretim süreçleri ve Türkiye’nin rekabet gücünün artırılması”ve aynı
kasamdaki DPT 9. Kalkınma Planı Stratejisi 2007-2013 “Ar-Ge ve Yenilikciliğin geliştirilmesi” ile örtüşmektedir.
DPT – 2011AABF
13
3) MARDEP altyapısı denizaltı gözlemleri ve teknoloji konusunda insan kaynaklarımızın geliştirilmesini sağlayacaktır.
Zira, MARDEP değişik disiplinlerden araştırmacıların biraraya getirerek ileri düzeyde displinlerarası çalışma olanakları
sağlayacaktır. Bu özelliği UBTYS 2011-2016’nın Stratejik Amaç Y1 ve BTYK 2004/15 kararı “İnsan Kaynaklarının
Geliştirilmesi” ile uyumludur. Bu bağlamda Y1.2.1 “Araştırma yeteneğinin geliştirlmesini teşvik eden mekanizmalar
tasarlanması”, Y1.2.2 “Doktora sonrası araştırma uygulamasının hayata geçirilmesi”, Y1.2.3 “Disiplinerarası çalışma
ve işbirliklerinin desteklenmesi” gibi stratejileri gerçekleştirmiş olacaktır.
4) Avrupa Birliği ile bilim alanında entegrasyon: Kurulacak MARDEP araştırma alt yapısının AB EMSO ERIC’in
(Avrupa Denizaltı Gözlem Ağı Bilim Altyapısı) bir bölgesel birimi olarak kurulacak olması Avrupa Birliği ile bu konuda
bilimsel bütünselliği sağlayarak, ülkeye bilimsel alanda önemli bir prestij sağlayacaktır. Böylece Türk araştırmacılarına
AB proje fonlarından daha fazla yararlanma fırsatı sağlayacaktır. Bu katkılar UBTYS 2011-2016’nın Stratejik Amaç
“Ülkemizin Çıkarları Doğrultusunda Uluslararası BTY İşbiliklerinin Etkinleştirilmesi” stratejisi ile örtüşmektedir.
5) Denizlerde çevre güvenliği ve kirliliğin önlenmesi: Deniz tabanında oşinografik ve çevresel parametrelerin ölçülüyor
olması Marmara Denizi’nde seyir güvenliği, deniz kazaları ve bunların etkilerinin tesbit edilmesinde ülkeye önemli
yararlar sağlayacaktır. Bu durum BTYK Kararı 2005 13.3: “Çevre teknolojilerinde yetkinlik kazanma ve deniz kirliliği”
ile uyumludur.
14. KURUMUN MEVCUT KAYNAKLARI:
İstanbul Teknik Üniversitesi yerbilimleri konusunda Marmara Denizi’nde uluslararası düzeyde deniz araştırmaları
yapmış ve bu araştımalara öncülük etmiş bir kurumdur (bakınız Bölüm 11.3 ve Bölüm 24). Bunu yapmış olduğu çok
sayıda proje ve etki değeri yüksek uluslararası yayınlarla kanıtlamıştır (bakınız kaynakça listesi). Jeoloji ve Jeofizik
Mühendisliği bölümlerinde uluslararası alanda tanınmış deprem jeolojisi ve jeofiziği konusunda çok sayıda uzman
elemanlar barındırmaktadır. Bu nitelikleri nedeniyle İTÜ’de AB 6. ÇP altyapı projelerinden aldığı bir destekle 20052008 yılları arasında EMCOL (Eastern Mediterranean Centre for Oxceanography and Limnology;
www.emcol.itu.edu.tr) Araştırma Merkezini kurmuş ve deniz ve göl araştırmaları konusunda üst düzey laboratuvar ve
arazi altyapısını geliştirilmiştir. Bu altyapı (sismik cihaz, CTD ve Karot Analiz laboratuarı) MARDEP projesinin istasyon
yerlerinin etüdünde kullanılmıştır. Üstdüzey (dünya çapında) olan bu imkanlar, İtalya, Fransa, Belçika ve Almanya’dan
araştırma grupları tarafından da kullanılmaktadır. İTÜ-EMCOL son dört yılda proje konusuyla doğrudan ilişkili
ESONET NoE, EMSO, HYPOX gibi AB 6. ve 7.ÇP projelerinde Marmara Denizi ve Karadeniz’de önemli görevler
üstlenmiştir. Ayrıca ICDP Paleo-Van projesi ile Van Gölü’nde ve İznik Gölü’nde uluslararası göl çalışmaları
bulunmaktadır. İTÜ EMCOL’ün projelerinin son beş yıldaki toplam bütçesi 2.000.000 €’yu aşmıştır. İTÜ-EMCOL
özellikle ESONET NoE and HYPOX projelerindeki aktif rolü ve genç elemanlarının tüm proje çalışamaları ve eğitim
kurslarına katılımı ile denizaltı gözlem istasyonları ve yöntemleri konusunda deneyimli bir kadroya sahiptir.
İTÜ böyle bir proje için gerekli üst düzey Elektrik-Elektronik ve Makina Fakülteleri ile Çevre Mühendislikleri bölüm
elemanları ve laboratuvar olanaklarına ve Tuzla’da Sismik-1 Gemisi ve Martı gibi destek teknelerine ve gemi personeline
sahiptir. Bu bölümlerden elemanlar MARDEP projeinde görev alacaktır. Tüm mevcut altypaı olanakları MARDEP
projesi için seferber edilecektir. İTÜ’nün diğer bir üstünlüğü çok sayıda elektronik ve yazılım şirketlerini içeren ARI
TEKNOKENT’i kampüsünde barındırmasıdır. Bu MARDEP projesi için burada bir çok şirkelte ilişkiler kurulmuş olup,
bu projede ihtiyaç duyulan yeni sensörler ve yazılım programlarının geliştirilmesi için işbirliğimiz devam etmektedir.
Ayrıca, İTÜ’nün Maslak ve liman hizmeti verecek Tuzla’daki kampüsleri Marmara’da yapılacak her türlü araştırma için
İTÜ’ye büyük avantaj sağlamaktadır.
Projeye destek sağlayacak BÜ Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü’nün (KRDAE) Türkiye’ye dağılan
sismik bir ağ işletmektedir. Çok deneyimli bir sismoloji grubuna sahiptir. Bölüm 5.4’de blirtildiği gibi Marmara
Denizi’nde işletmeye başladığı deprem amaçlı 5 adet deniztabanı istayonu bulunmaktadır. OBS, ivme ölçer, akıntı ölçer,
ve sıcaklık sensörüne sahip bu istasyonlar mükkerrerlik oluşturmayıp, MARDEP altyapısını tamamlayıcı özelliktedir.
MARDEP’in deprem jeolojisi, fiziksel, kimyasal ve biyolojik oşinografi, iklim değişikliği, denizel çevre ve güvenliği
konularında çok disiplinli gerçek zamanlı ölçümler ve gözlemler yapan gerçek bir araştıma altyapısı özelliğine ilaveten
KRDAEI istasyonları MARDEP altyapısını destekler özelliğe sahiptir.
15. PROJE EKİBİ
Altyapının kurulması sırasında görev alacak araştırmacılar ve personelin listesi Ek-6’da verilmiştir.
16. PROJE YÖNETİM DÜZENİ:
Proje Bölüm 17’de ve Ek 2.1’de gösterildiği üzere üç İş Paketinden (İP) oluşmaktadır: 1) Sistem tasarımı ve Kurulumu,
2) Oşinografik ve Çevresel Etkiler, 3) Deprem ve Tsunami Tehlikesi ve Riski: Erken Uyarı Araştırmaları. Bu İP’lerinde
görev alacak elemanların deneyimleri ve projedeki görevleri aşağıda verilmiştir.
Namık Çağatay (%40) (Proje Yöneticisi): Projenin genel yönetiminden ve koordinasyonunda sorumlu olacak ve
uluslararası ilişkileriden sorumlu olacaktır. Altyapının işletmesi sırasında kimyasal sensörlerden gelen verilerin
yorumlanması, Yönettiği ve yeraldığı uluslararası projelerden (ODP, ICDP, IOC, AB ÇP, Nato gibi) deniz jeolojisi, deniz
jeokimyası, denizaltı deprem jeolojisi ve bununla ilgili gözlem teknikleri konusunda deneyime sahiptir. Projede akışkan
kimyası-sismik etkinlik arasındaki ilişkilerin araştırılması konusunda çalışacaktır. Ayrıca 1. İş Paketinde Remzi Akkök’e
yardımcı olacaktır.
Naci Görür (%30) (1. ve3. İP): MARDEP projesinin yönetiminde TÜBİTAK MAM başkanlığı ve İTÜ Maden Fakültesi
Dekanı olarak üst düzey yönetecilik deneyimi ile TÜBİTAK Deniz Araştırmaları Kooordinatörü, IODP ve bir çok
DPT – 2011AABF
14
ulusalararası deniz projelerindeki deneyimi MARDEP projesinde çok yararlı olacaktır. Ayrıca altyapının kurulumu
çalışmalarında yardımcı olacaktır.
Remzi Akkök (%30) (1. İş Paketi Lideri): Altyapının kurulum aşamasında teknik şartnamenin hazırlanması, ihalelerin
yapılması, sözleşmelerin yapılması ve cihazların teslim alma işlemlerinden sorumlu olacaktır. Bu konuda TUBITAK
MAM Başkan Yardımcılığı ve İTÜ Maden Fakültesi Dekan Yardımcılığı’nda üst düzey deneyim kazanmıştır.
Tayfun Akgül (%30) (1. ve 3. İP): Elektronik, iletişim, su altı akustiği, veri işlem ve modelleme konusunda uzmandır.
Veri Merkezinin ve Kıyı Istasyonların bilgisayar donanımının oluşturulması ve çok disiplinli verilerin modellemesi
çalışmalarını yürütücektir.
Mehmet Sakınç (%25, 2.İP): Verilerin biyoçeşitlilik ve ekolojik yorumunu yapacaktır.
Mehmet Karaca (%25) (2. İP Lideri): Fiziksel oşinografi ve iklim araştırmaları konusunda uzmandır. Fiziksel oşinografi
ve atmosfer-iklim etkileşimi ile ilgili verileri işlenmesi ve modellemesini yapacaktır.
Serdar Beji (%25) (2. İP): Fiziksel oşinografi konusunda uzmandır. Fiziksel oşinografi verilerinin işlenmesi ve tsunami
modellemesi ve simulasyonu yapacaktır.
Prof.Dr. Sedat Kabdaşlı (2. İP): Fiziksel oşinografi konusunda uzmandır. Fiziksel oşinografi verilerinin işlenmesi ve
tsunami modellemesini yapacaktır.
Işık Kapdaşlı (%25) (2. İP): Kimyasal parametrelerin denizel çevre açısından işlenmesi ve modellenmesi çalışmalarını
yürütecektir.
Cemil Gürbüz (%30) ( 3. İş Paketi Lideri) Deprem ve Tsunami Tehlikesi ve Riski konusundaki çalışmaları ve Erken
Uyarı Araştırmalarını yönetecektir. KRDAE bünyesinde denizdibi gözlem istasyonları sisteminin kurucusu ve
yürütücüsüdür.
Mustafa Erdik (%10) (3. İP) : 3. iş paketi çalımalarında yardımcı olacaktır. KRDAE’nün müdürüdür.
Nurcan Meral Özel (%30) (3.İP) : Tsunami tehlikesi ve erken uyarı araştırma ve uygulamaları konusunda çalışacaktır.
KRDAE Tsunami erken uyarı projesinin yürütücüsüdür.
Dogan Kalafat (%30) (3. İP) : Deprem Tehlikesi ve Deprem Erken Uyarı araştırma ve uygulamaları konusunda
çalışacaktır. KRDAE UDİM Müdürü olarak denizdibi gözlem istasyonları sisteminin çalışmasından ve deprem ağının
işletiminden sorumludur.
Ali Pınar (%30) (3. İP) : Deprem Tehlikesi ve Deprem Erken Uyarı araştırma ve uygulamalarında çalışacaktır.
Oğuz Özel (%30) (3. İP) : Deprem Tehlikesi ve Deprem Erken Uyarı araştırma ve uygulamalarında çalışacaktır.
Ebru Harmandar (%30) (3. İP) : Deprem tehlikesi ve Deprem Erken Uyarı araştırma ve uygulamalarında yardımcı
olacaktır.
Yaver Kamer (%30) (3. İP) : Deprem tehlikesi ve Deprem erken uyarı araştırma ve uygulamalarında yardımcı
olacaktır.
Karin Şeşetyan (%50) (3. İP) : Tsunami ve Deprem riski belirleme araştırmalarını yürütecektir.
Mine Betül Demircioğlu (%50) (3. İP) : Tsunami ve Deprem riski belirleme araştırmalarını yürütecektir.
Can Zülfikar (%50) (3. İP) : Tsunami ve Deprem riski belirleme araştırmalarını yürütecektir.
Cüneyt Tüzün (%50) (3. İP) : Tsunami ve Deprem riski belirleme araştırmalarını yürütecektir.
Mehmet Yılmazer (%30) (3. İP) : Deprem verilerinin arşivlenmesi ve değerlendirilmesinde yardımcı olacaktır.
Öcal Necmioğlu (%30) (3. İP) : Tsunami tehlikesi ve erken uyarı araştırma ve uygulamalarında yardımcı olacaktır.
Nurgül Çelik Balcı (%25, 2.İP): Verilerin biyoçeşitlilik ve ekolojik yorumunu yapacaktır.
Ziyadin Çakır (%30) (3. İP): Deprem jeolojisi, jeodejik yöntemler, interferometri konularında uzmanlaşmıştır. Deniz tabanı
jeodetik verilerle karadaki verilerin entegrasyonu çalışmalarından sorumlu olacaktır.
Sinan Özeren (%30) (2 ve 3. İP): Yer kabuğu deformasyonu, tsunami modellemesi ve sismolji konularında uzmandır.
MARDEP projesinde sismolojisismo-tektonik etkinlik-akışkan ilişkilerinin medellemsi çalışmalarını yapacaktır.
İlker Bayram (%25, 1. ve 3. İP) ve Güneş Karabulut Kurt(%25, 1. ve 3. İP): Elektronik, iletişim, su altı akustiği, veri işlem
ve modelleme konusunda konusunda uzmandır. Veri Merkezinin ve Kıyı istasyonların bilgisayar donanımın
oluşturulmas ve çok disiplinli verilerin modellemesi açlışmalarını yürütücektir.
Gonca Örgülü (%30) (3. İP): Sismoloji konusunda uzmanlaşmıştır. MARDEP projesinde sismolojik verilerin
işlenmesinde ve Kandilli deniz ve karadki istasyon verileriyle entegrasyonunda görev alacaktır.
Gülsen Uçarkuş (%25) (1. ve 3. İP): Denizaltı deprem jeolojisi konusunda uzmandır. Yerkabuğu deformasyonusismotektonik ilişkileri üzerinde MARDEP verilerini değerlendirecektir. Ayrıca altyapının kurulumu çalışmalarında
yardımcı olacaktır.
Ümmühan Sancar (%30) (2. İP): Deniz jeokimyası ve kimyasal oşinografi konusunda uzmandır ve bu nedenle 2. İPnde
çalışacaktır. Ayrıca 1. İşPaketine de yardım edecektir.
Bunların yanında İTÜ EMCOL yapısında yeralalan deniz araştrımlarında deneyimli asistan ve doktora öğrencilerimiz
(Demet Biltekin, Sena Akçer Ön) ve uzman mühendislerimiz Dursun Acar, Umut Barış Ulgen, Emre Damcı projenin
tüm aşamalarında ve altyapının işletilmesinde çalışacaklardır.
Ayrıca projenin 2. ve 3. İşpaketine ODTÜ DBE’nden Prof. Emin Özsoy (Fizksel Oşinogrfi), Prof.Dr. Ferit Bingel
(Biyolojik Oşinografi), İÜ DBİE’nden Prof.Dr. Fatih Adatepe (Sismoloji), Doç.Dr. Hüsne Altınok (Fiziksel Oşinografi),
Prof.Dr. Bayram Öztürk (İÜ Su Ürünleri Fak.) ve Yard.Doç.Dr. Ahsen Yüksek (Biyolojik Oşinografi); 3. İş Paketine DEU
DBTE’nden Prof.Dr. Atilla Uluğ, Prof Dr. Günay Çifçi, Doç.Dr. Derman Dondurur yardımcı olacaklardır (Ek-6.2).
DPT – 2011AABF
15
Teknik altyapı konusunda Ifremer mühendisleri Jean-Francois Rolin ve Yves Aufrett, sismik modelleme konusunda
DONET projesinden Yoshiyuki Kaneda ve ekibi ücretsiz danışmanlık yapacak ve destek verecektir (bakınız Ek-1:destek
mektupları).
17. ÇALIŞMA TAKVİMİ :
Çizelge 2: Projenin iş paketi ve projenin önemli aşamaları.
İş Paketi Ad/Tanım
Y
ı
l
A
y
1.Yıl
1
2.Yıl
2
3
4
5
6
7
8
1
0
9
1
1
1
2
1
3
1
4
1
5
1
6
1
7
1
8
1
9
2
0
2
1
2
2
2
3
2
4
İP1: Sistem Tasarımı
Kurulumu
Tasarım
Kurulum ve İşletim
Veri Depolama-Modelleme
Altyapısının oluşturulması
Bakım
Onarım
Alt
Yapısının Oluşturulması
İP2:
Oşinografik
ve
Çevresel Etkiler
Gözlemler
Modelleme ve Öngörü
İP3: Deprem ve Tsunami
Tehlikesi ve Riski: Erken
uyarı araştırmaları
Gözlemler
Modelleme ve Öngörü
İş Paketi Ad/Tanım
Y
ı
l
A
y
3.Yıl
2
5
4.Yıl
2
6
2
7
2
8
2
9
3
0
3
1
3
2
3
3
3
4
3
5
3
6
3
7
3
8
3
9
4
0
4
1
4
2
4
3
4
4
4
5
4
6
4
7
4
8
İP1: Sistem Tasarımı
Kurulumu
Tasarım
Kurulum ve İşletim
Veri Depolama-Modelleme
Altyapısı oluşturulması
Bakım
Onarım
Alt
Yapısının Oluşturulması
Ve Bakın-Onarım İşlemleri
İP2:
Oşinografik
ve
Çevresel Etkiler
Gözlemler
Modelleme
İP3: Deprem ve Tsunami
Tehlikesi ve Riski:
ErkenUyarı Araştırmaları
Deprem Tehlikesi Belirleme
Deprem Sarsıntı Haritası
Modelleme
Deprem Eken Uyarı
Tsunami Erken Uyarı
Proje üç yıllık alt yapının oluşturulması ve bir yıllık işletme şeklinde tasarlanmış olup, dört yıl sürelidir. Proje basilica üç
ana iş paketinden (İP) oluşmaktadır (Şekil 10). Projenin işletilmesinin dördüncü yılından sonra kendi kaynaklarıyla
sürdürülebilir bir proje haline gelmesi planlanmıştır. Projenin İP’leri ve alt görevleri (task) ayrıntılı olarak Ek-2.1 de
Projenin işleyiş şeması Ek 2.2’de verilmiştir. Proje aşamaları kilometre taşları (KMT) ile birlikte aşağıda özetlenmiştir.
İlk 3 yıllık 1. aşama: İP 1: Deniz tabanı gözlem ağı araştırma altyapısının oluşturulması (Remzi Akkök (İş
Paketi Lideri), Namık Çağatay, Naci Görür, Ümmühan Sancar, Cemil Gürbüz, Doğan Kalafat, Oğuz Özel,Gülsen
Uçarkuş)
1.Yıl: KMT 1: 1. ve 2. No’lu İstasyonların son tasarımlarının ayrıntıları ile yapılması (4. Ay). KMT2: Projenin her bir
elemanı için teknik şartnamelerin oluşturulması (6. ay). KMT 3: Yönetim yapısının oluşturulması (6. Ay), c) KMT 4:
Proje web sayfasının oluşutulması. KMT 5: Kıyı istasyonlarının oluşturulması (12. Ay), KMT 6: Veri Merkezinin
oluşturulması ve gerekli bilgisayar ve yazılım programlarının temini (12 ay). KMT 7: SN türü deniz tabanı gözlem
istasyonunun oluşturulması, sözleşme imzalanması, satın alınması ve İzmit Körfezi istasyonuna konuşlandırılması (12
DPT – 2011AABF
16
ay). KMT 8 Fiber optik-bakır kablo temini ve deniztabanına serilmesi için şartname ve sözleşme hazırlanması (12. Ay).
KMT 9: Dağıtım kutusu (junction box) ve boğumlar (node) için şartname hazırlanması (node) (12. Ay) . KMT 10. 1.
Gelişme raporu
2.Yıl: KMT 11: Fiber optik-bakır kablo temini deniz tabanına gömülerek serilmesi işleminin tamamlanması, KMT 12:
SN istasyonunun 4 aylık periyodik bakımının yapılması (15., 19. ve 24. Aylar). KMT 13: 2. ve 3. İstasyonlara
yerleştirilecek cihazların IFREMER’de hazırlanması (24 ay). KMT 14: EMSO ERIC için başvurunun yapılması ve
altyapının bölgesel EMSO şubesi olarak çalışmaya başlaması (24. Ay). KMT 15. 2. Gelişme raporu
3.Yıl: KMT 16: Dağıtım kutusu ve boğumların satın alınması için sözleşme yapılması ve satın alınması (27 ay). KMT
17: SN istasyonunun 4 aylık periyodik bakımlarının yapılması. KMT 18: Dağıtım kutusu ve boğumların cihaz ve
sensörlerle Ifremer tarafından deniz tabanında 2. ve 3. No’lu İstasyonlara yerleştirilmesi ve işletmeye alınması (36. Ay).
KMT 19. 3. Gelişme raporu (36.Ay)
4.Yıl: KMT 20: AB ÇP ve TÜBİTAK proje kaynaklarından ilk projelerin yapılmaya başlanması (48. Ay). KMT 21:
İBB, Marmara Belediyeler Birliği, petrol şirketleri, GSM şirketleri, Sigorta Şirketleri, Çevre Bakanlığı, İSO, TOBB, MTA
Genel Müdürlüğü gibi kullanıcı kurumlarla yeterli sayıda sözleşme imzalanması ve bu sözleşmeler ve proje gelirleriyle
MARDEP altyapısının bakım-onarım masraflarının kaşılanması (48. Ay). KMT 22. Sonuç raporu.
İP2: Oşinografik ve Çevresel Etkiler (Mehmet Karaca (İş Paketi Lideri), Serdar Beji, Işık Kapdaşlı, Namık Çağatay,
Ümmühan Sancar, Sinan Özeren)
İP 3: Deprem ve Tsunami Tehlikesi ve Riski: Erken Uyarı Araştırmaları (Cemil Gürbüz, KRDAE, İP Lideri).
Deprem ve Tsunami Tehlikesi ve Riski konusundaki çalışmaları ve Erken Uyarı Araştırmalarını yönetecektir. Cemil
Gürbüz, Mustafa Erdik, Nurcan Meral Özel, Dogan Kalafat, Ali Pınar, Oğuz Özel, Ebru Harmandar, Yaver Kamer, Karin
Şeşetyan, Mine Betül Demircioğlu, Can Zülfikar, Cüneyt Tüzün, Mehmet Yılmazer, Öcal Necmioğlu,Ziyadin Çakır,
Sinan Özeren, Gonca Örgülü, Gülsen Uçarkuş).
KMT 23: SN istasyonundan gelen çok disiplinli sismolojik, oşinografik ve çevre verilerinin analizi, modellenmesi ve
yayınlanması (en az iki SCI yayını, üç kongre bildirisi) (36. Ay) . KMT 24: Üç istasyondan gelen çok disiplinli verilerin
işlenmesi ve modellenmesi ve SCI kapsamındaki dergilerde en az üç yayının hazırlanması (48. Ay)
18. ALTYAPININ İŞLETİMİ:
Proje ulusal bir proje niteliğinde oluşturulacak ve işletmesi Türkiye’de ilgili kurumların (İTÜ, BÜ, ODTÜ, İÜ, DEÜ,
TÜBİTAK-MAM, MTA, AFAD, Dz.K. SGK, İBB, Çevre ve Orman Bakanlığı) katılacağı bir konsorsiyum tarafından
yürütülecektir. Projenin işleyiş biçimi bir şema halinde Ek-2.2’de verilmişitir. Projenin yönetim merkezi İTÜ EMCOL
(Doğu Akdeniz Deniz ve Göl Araştırmaları Merkezi) çatısı altında İTÜ Ayazağa Yerleşkesinde olacaktır. Yönetim
yapılanması AB EMSO ERIC Bilim Altyapısı (ESFRI) ile uyumlu olacaktır. Projenin yönetiminde iki kurul söz sahibi
olacaktır:
Yönetim Kurulu
Yönetim kurulunun görevi Marmara denizi tabanı gözlem istasonu bilimsel altyapısının günlük işletiminden sorumlu
olacaktır. Yönetim Kurulu’nun üyeleri başta İTÜ olmak üzere İstanbul’da eleman bulunduran, ayda en az bir kez
toplanmaya elverişli ulusal deniz araştırmaları ile ilgili kurumlardan (MTA, TUBITAK MAM, BÜ KRDAE vb. gibi)
seçilecektir. Yönetim Kurulu altyapının günlük işlerinden sorumlu bir müdür atayacaktır.
Yönetim Kuruluna bağlı olarak çalışan dört birim olacaktır:
1. Teknoloji ve Mühendislik Birimi (bakım-onarım, veri transferi, sensörler): Bu birimde toplam iki Mühendis istihdam
edilecektir.
2. Veri Yönetimi Birimi (veri kalitesi, arşivlenmesi ve işlenmesi): Bu birimde iki bilgisayar mühendisi istihdam
edilecektir.
3. Servis Birimi (Akademi, Endüstri, Çevre güvenlik): Bu birimde 1 adet mühendis istihdam edilecektir.
4. Proje Değerlendirme ve Planlama Birimi (Altyapı ile ilgili yapılacak projelerin değerlendirilmesi): Altyapının
kullanımı yurtiçi ve yurtdışı bilim insanlarına ve grupların açık olacaktır. Gelen proje başvuruları ve kullanım talepleri
Yönetim Kurulu tarafından bir ay içerisinde değerlendirilerek karara bağlanacaktır.
Danışma Kurulu
Türkiye’de deniz araştırmalarında deneyimli, uluslarası alanda tanınmış bilim insanlarından kurulan beş kişilik kurul,
Marmara denizi tabanı gözlem istasonu bilimsel altyapısının geliştirilmesi, çalışma alanları ve daha etkin çalışması için
tavsiyelerde bulunacak bir kuruldur.
Kurumsallaşma ve Sürdürülebilirlik
Kurulacak MARDEP altyaısının AB EMSO ERIC Bilim Altyapı bölgesel ayağını oluşturması ve bunun İTÜ rektörlüğü
tarafından kuvvetle destekleniyor olması bu altyapının ulusal ve uluslarası alanda kurumsallaşması için bir garantidir.
Çeşitli kurumlar bu istasyonların ürettiği verilerin kullanıcısı (müşterisi) olacağını belirtmişlerdir. Bunlar İstanbul
Büyükşehir Belediyesi (İBB), Kıyı Emniyeti Gene Müdürlüğü, Sahil Güvenlik ve Boğalzar Bölge Komutanlığı, Çevre
Bakanlığı, petrol vdeniz sigorta şirketleri gibi kurumlardır. Bu kurumların istasyonların tam faaliyete geçmelerinden
sonra işletmesine katkıda bulunması beklenmektedir. Benzer şekilde Llyod gibi deniz sigorta şirketlerinin de bir kaza
sonrasında kazadan önce ve sonra durum tesbiti için bu istasyonların zaman serisi verilerine ihtiyacı olacağından
işletme giderlerine (toplam ~2 Milyon TL) katkıları beklenmektedir. Ayrıca verilerden Deniz Bilimlari Enstitüleri ve
diğer eğitim kurumları araştırma ve eğitim faaaliyetlerinde yararlanacaktır. MARDEP altyapısını deney ve gözlemleri
için doğrudan kullanacak araştırmacıların AB Çerçeve programlarından ve TÜBİTAK gibi kurumlardan alacakları proje
kaynakları da bu denizaltı gözlem istasyonlarının işletme giderlerine önemli katkıda bulunacaklardır (bakınız Bölüm
21). MTA yeni yaptırmakta olduğu araştırma gemisi ve Uzaktan Kumandalı Araçları (ROV) ile istasyonların bakım ve
DPT – 2011AABF
17
onarımına katkıda bulunacaktır (Ek-1). MARDEP altyapısının ulusal bir konsorsiyum tarafından işletilecek ve EMSO
ERIC şemsiyesi altında bulunacak olması MARDEP’in sürdürülebilirliğinin garantisi olacaktır.
19. PROJE KAPSAMINDA OLUŞTURULAN İŞBİRLİKLERİ:
Proje önerisi ile İTÜ’de Türkiye’nin ilgili kurumlarının (Deniz Bilimleri Enstitüleri, İBB, MTA Genel Müdürlüğü,
Kandilli Rasathanesi, SHOD, Sahil Güvenlik Boğazlar Bölge Komutanlığı, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, Denizcilik
Müsteşarlığı) katıldığı iki toplantı düzenlenmiş ve desteklenmesi gereken önemli bir proje olduğu yönünde görüş birliği
oluşmuştur (Ek 1.9-1.11). Bu kurumların bazıları destek mektubu vermiş ve bazıları projeye doğrudan katılmayı taahhüt
etmiştir. IBB projenin üreteceği verilerin kullanıcısı olacağını belirtmiştir. Bu mektuplar Ek 1’de verilmiştir. Yurtiçinden
projeye katkı veren kurumlar:
1) MTA Genel Müdürlüğü: Projeye kurulum ve işletme aşamasında aktif olarak gemi ve eleman desteği verecektir,
2) ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü: Oşinografi açısından önerilerde bulunacak ve proje verilerinin kullanıcısı olacaktır.
3) DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü ve İÜ Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü: Oşinografi açısından
önerilerde bulunacak ve araştırmacıları proje verilerinin kullanıcısı olacaktır.
İşbirliği oluşturulmaya çalışılan önemli bir sektör de ARI TEKNOKENT’deki KOBİ’ lerdir (örneğin, Eteration Şirketi).
MARDEP projesi için bir çok şirketle (ASELSAN, SENTEZ Group, GURALP Systems, DenAr Ltd, SUTA, gibi) ilişkiler
kurulmuş olup, bu projede ihtiyaç duyulan ekipman, yeni sensörler ve yazılım programlarının geliştirilmesi için işbirliği
imkanları araştırılmaktadır.
Yurtdışından ise AB EMSO ve ESONET proje ortağı kurumlar karşılıksız ve sürekli teknik konularda danışmanlık
desteği vereceklerdir. Bunlar: IFREMER (Fransız Deniz Araştırmaları Merkezi), EMSO-FRANSA (CNRS-INSU: Fransız
Ulusal Araştırma Kurumu-Ulusal Evren Araştırmaları Enstitüsü), EMSO-İTALYA (INGV Roma: İtalyan Ulusal Jeofizik
ve Volkanoloji Enstitüsü), CNR-ISMAR Bologna (İtalyan Ulusal Araştırma Kurumu-Deniz Bilimleri Enstitüsü). Bu
bağlamda Orta Sırt ve Batı Sırttaki istasyonların tüm cihazları ve bunların deniz tabanına yerleştirilmesi IFREMER ve
EMSO-Fransa tarafından Fransız proje kaynakları kullanılarak sağlanacaktır (bakınız Ek 1: destek mektupları). Ayrıca
Japon DONET projesi ile modelleme konusunda işbirliği yapılacaktır (Ek 1).
20. BAŞARI ÖLÇÜTLERİ:
Projenin başarı ölçütleri genel olarak Çizelge 3’de, ayruntılı olarak Çizelge 4’de verilmiştir. Çizelge 5 riskler ve buna karşı
alıncak önlemler (B planını vermektedir).
Çizelge 3. Proje için önemli başarı ölçütleri
Önem
Derecesi
Çıktı
1
Mardep gözlem istasyonlarının kurulması
ve işletilmesi
2
1
1
1
3
Başarı Ölçütü
Projenin 13. Ayında itibaren verilerin 1. No’lu İstasyonun
çalışmaya başlaması ve göndermesi verilerin depolanması
ve ulusal kullanıcılara dağıtılması, 3. Yıl sonunda tüm
altyapının oluşturulması ve işletmeye geçilmesi
İki yıl içerisinde AB EMSO ile sözleşmenin imzalanması
veri değişimi (24. Ay)
İşletme giderlerinin en az %60 ını karşılayacak miktarda
(40-48 aylar arası)
İşletme giderlerinin en az %40 ını karşılayacak miktarda
(40-48 aylar arası)
3. Yıldan itibaren en az iki yayın, üç uluslararası kongre
bildirisi
İstayonlar kurulduktan sonraki 4. yılda içerisinde en az iki
tez
Mardep projesinin AB EMSO altyapısı ile
entegre edilmesi
İlgili kullanıcı kurumlarla sözleşmelerin
imzalanması
AB ÇP ve Ulusal projelerin yapılması
Bilimsel yayınların yapılması
Verilerin
eğitim
ve
araştırmada
kullanılarak Lisanüstü tezlerin yapılması
Çizelge 4. Ayrıntılı başarı ölçütleri
Mevcut
Durum
8
Başarı ölçütü
Kurulacak altyapı kullanılarak yapılan SCI
kapsamındaki yayın sayısı (yıllık)
Kurulacak altyapının imkanlar kullanılarak hazırlanan Yüksek
Lisans ve doktora Tez sayısı (yıl)
Kurulacak altyapı kullanılarak yürütülen ulusal proje sayısı
(TÜBİTAK) (yıllık)
Kurulacak altyapı kullanılarak yürütülen AB Çerçeve
Programları başta olmak üzere uluslararası proje sayısı
(yıllık)
Kurulacak altyapı kullanılarak sanayiyle ortak yürütülen
proje sayısı (yıllık)
Kurulacak altyapı imkanları kullanılarak yapılan
başvuru sayısı (yıllık)
DPT – 2011AABF
patent
2012
Hedefi
10
2013
Hedefi
12
2014
Hedefi
15
2015
Hedefi
15
2016
Hedefi
20
3
3
4
6
8
10
2
2
4
5
5
10
2
2
3
4
5
6
0
2
3
3
4
5
0
1
1
2
4
6
18
Kurulacak altyapı imkanları kullanılarak alınan patent
sayısı (yıllık)
Kurulacak merkezde çalışan araştırmacı sayısı
Kurulacak merkezde çalışan yabancı uyruklu araştırmacı
sayısı
Merkezde çalışan teknisyen sayısı
Merkezi kullanan kurum içi araştırmacı sayısı (yıllık)
Merkezi kullanan kurum dışı araştırmacı sayısı (yıllık)
Merkezin Sunacağı Hizmetlerden Elde Ettiği Yıllık Gelir
(1000 TL)
0
1
1
2
3
5
10
12
14
14
18
25
0
0
1
1
3
4
1
2
4
4
5
5
10
12
14
14
20
30
12
15
18
25
30
50
555
2.275
2.840
3.178
3.645
2.275
Çizelge 5. Risk oluşturan etken ve çözümlemesi
No
Risk oluşturan etken
Cihaz imalatında olası gecikme ve aksaklıklar
Önem Derecesi
(Düşük/Orta/Yüksek)
yüksek
B Planı
Gerekli organizasyon ve anlaşmaların
yapılması ve gerektiğinde firma
değişimi
Gerekli organizasyon ve anlaşmaların
yapılması
Alternatif iletişim yolları devreye
sokulacaktır
1
2
3
Deniz
tabanına
kablo
ve
cihazların
yerleştirlmesinde çıkacak aksaklıklar
İstasyonlardan iletişimin sağlanması
yüksek
düşük
21. GELİR GİDER ANALİZİ :
MARDEP altyapısı oluştuktan sonra projenin sürdürelibilir hale gelmesi için 1 yıl süreye ihtiyaç vardır. Bu nedenle ilk
yılın işletme masrafları (1.638.000 TL) DPT’den istanmektedir. Bunu takip eden 5 yılın gelir gider tahmini aşağıda iki
çizelgede verilmiştir.
Gelir cetveli
Kaynak
1.
Yıl
2. Yıl
3. Yıl
4. Yıl
5.
Yıl
Kullanıcı gelirleri (IBB, Marmara
Belediyeler Birliği gibi)
600,000
750,000
800.000
850.000
900.000
Petrol, sigorta, İSO, GSM şrkt. gibi
250,000
300.000
300.000
350.000
400.000
MTA bakım-onarım katkısı (GemiROV temini)
625.000
690.000
828.000
995.000
1.194.000
Teknokent projeleri
100.000
150.000
200.000
250.000
350.000
AB ÇP projeleri
400.000
550.000
650.000
750.000
1000.000
Ulusal projeler (TÜBİTAK, TÜJJB)
300.000
400.000
400.000
450.000
450.000
Toplam
2.275.000
2.840.000
3.178.000
3.645.000
4.294.000
Gider cetveli
Kaynak
1.
Yıl
2. Yıl
3. Yıl
4. Yıl
5.
Yıl
Personel Giderleri
165,000
218.000
240.000
264.000
290.000
Yedek parça, sarf malzemesi
1.050,000
1.260.000
1.575.000
2.050.000
2.665.000
Bakım-onarım (Gemi-ROV)
625.000
690.000
828.000
995.000
1.194.000
Toplam
1.840.000
2.168.000
2.643.000
3.309.000
4.109.000
Kurulacak istasyonların sürdürülebilir işletilmesi
Yukarıdaki gelir-gider analizinden de anlaşılacağı gibi MARDEP altyapısı değişik gerçekçi gelirleriyle sürdürülebilir bir
araştırma altyapısıdır. Çeşitli kurumlar bu altyapı ile ürettiği verilerin kullanıcısı (müşterisi) olacağını belietmişlerdir.
Bunlar İstabul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Kıyı Emniyeti Genel Müd., Sahil Güvenlik ve Boğazlar Bölge K., ve Çevre
Bakanlığı gibi kurumlardır. Bu kurumların istasyonların tam faaliyete geçmelerinden sonra işletmesine katkıda
bulunması beklenmektedir. Benzer şekilde Llyod gibi deniz sigorta şirketlerinin de bir kaza sonrasında kazadan önce ve
sonra durum tesbiti için bu istasyonların zaman serisi verilerine ihtiyacı olacağından işletme giderlerine katkıları
olacaktır.
DPT – 2011AABF
19
Teknokent firmaları ile yazılım ve sensör teknolojileri konusunda projeler yapılacak, yeni ürünler üretilecek ve bu
projelerden girdiler olacaktır. Ayrıca firmalar ücret karşılığında sensörlerin deniz tabanında deneyebileceklerdir.
Araştırmacıların AB ÇP’larından ve TÜBİTAK ve TÜJJB gibi ulusal kurumlardan alacakları proje kaynakları da
MARDEP işletme giderlerini karşılayacak en önemli kaynaklar olacaktır. MTA Genel Müdürlüğü yeni yaptırdığı
araştırma gemisi ve Uzaktan Kumandalı Araçlar (ROV) ile istasyonların bakım ve onarımına katkıda bulunacaktır.
22. BÜTÇE:
İlgili büçe sayfaları Bölüm 22a, b, c de verilmiştir. Satın alınması istenilen donanım, hizmet alımı, projede görev alacak
personelin özellikleri süresi ve istenen destek gerekçeleri ile birlikte aşağıda Bölüm 23’de verilmiştir.
23. BÜTÇE GEREKÇESİ:
MARDEP araştırma altyapısının dünyadaki diğer gelişmiş denizaltı istasyonları ile uyumlu olması ve deprem
çalışmalarında kullanılması için gerçek zamanlı (real time) ve dolayısı ile kablolu olması gerekmektedir. Gemi trafiğinin
ve balıkçılığın yoğun olduğu Marmara Denizi’nde kablonun gömülü olması gerekmektedir. Gerçek bir araştırma
altyapısı olarak yeni sensörlerin takılmasına ve deneylerin yapılmasına açık olması gerekmektedir. Bunun için de kavşak
kutu (node) ve dağıtım kutusu (JB) gibi yeni teknoloji cihazlara ve kıyı istasyonu ve veri merkezi gibi birimlere sahip
olması gereklidir (bakınız Bölüm 11.2). Altyapıda İzmit Körfezi’ndeki 1.No’lu İstason bir yıl sonunda çalışmaya
başlayacak ve veri üretecektir. Araştırma altyapısı bütünü ile oluşturulduktan sonra, sürdürülebilir duruma gelmesi ve
kullanıcılara yararlarını göstermesi içinbir yıl işletilmesi ve bunun için bir yıllık işletme giderlerinin karşılanması
gerekmektedir. ESONET ve EMSO projelerinden maaş alarak çalışan üç uzman mühendis Dursun Acar, Umut Barış
Ülgen ve Emre Damcı denizaltı gözlemleri konusunda Marmara Denizi çalışmalarına ve Avrupa’da eğitim kurslarına
katılarak geniş yüksek düzeyde deneyim kazanmışlardır. Bu elemanların altyapının kurulması ve işletilmesi sırasında
eğitim 31/2 yıl hizmetlerine ihityaç bulunmaktadır. Aynı elemanların toplam 30 gün süre ile IFREMER (Fransa) ve
NEPTUNE’da (Kanada) işletim sistemleri üzerinde kurs görneleri için seyahat giderlerinin karşılanması gerekmektedir.
Tüm bu giderlerin dökümü aşağıda verilmiştir:
DPT’den istenen destek:
Altyapının Kurulması
Hizmet alımı
i) Toplam 55 km bakır-fiber optik kablo ve deniz tabanına gömülerek döşenmesi = 11.308.000 TL (5,140,000 €)
ii) Veri Yönetim Merkezi ve 3 adet Kıyı İstasyonu bilgisayar yazılımı ve kurulması = 940.000 TL (427.267 €)
iii) Gemi ve ROV kullanımı için hizmet alımı (10 gün x 25.000 €) = 550,000 TL (250.000 €)
DPT’den hizmet alımı için istenen toplam destek = 12.798.000
Makine donanım
1) İki İstasyon için Boğum (Node) (2 adet) satın alınması = 6.400.000 TL (4.000.000 USD)
2) İki istasyon için Dağıtım kutususu (Junction box) (8 adet) = 2.560.000 TL (1.600.000 USD)
3) SN İstasyonun satın alınarak İzmit Körfezi istasyonunda kurulması = 924.000 TL (420.000 €)
4) Veri Yönetim Merkezi ve 3 adet Kıyı İstasyonu ve ekipmanı = 493.000 TL (223.786€)
DPT’den Makina donanım için toplam destek = 10.377.000 TL
Fransa EMSO katkısı (iki istasyon için)
a) Sensörler toplamı ve montajı = 7.017.000 TL (3.189.658 €)
b) Dağıtım kutususu ve cihazların ROV ile konuşlandırılması = 1.980.000 (900.000 €)
Fransa EMSO’nun sağlayacağı ara toplam = 8.997.000 TL (bakınız Ek-1 Destek mektubu)
Sarf Giderleri
İzmit SN istasyonun üç yıllık bakım giderleri için sarf= 200.000 TL x 3 yıl =
600,000 TL
İstasyon 1 ve 2’nin bir yıllık bakımı için sarf =
770.000 TL (350.000 €)
DPT’den Makina sarf giderleri için toplam destek = 1.370.000
Personel giderleri
DPT’den istenen Personel giderleri için destek (3 Mühendis; 3000 TL ay, 42 ay) = 378.000 TL
Veri İletişim giderleri = 6.000 TL (İTÜ) tarafından karşılanacaktır.
Seyahat giderleri:
Üç adet teknik elemanın toplam 30 gün süre ile IFREMER (Fransa) ve NEPTUNE’da (Kanada) eğitimi için yolluk –
yevmiye = 42.000 TL
DPT’den istenen toplam destek = 24.965.000 TL
TOPLAM PROJE MALİYETİ = 33.968.000 TL
24. PROJE EKİBİNİN DİĞER PROJELERİ:
AB 6. ve 7. Çerçeve Projeleri
- EMCOL (Eastern Mediterranean Centre for Oceanography and Limnology) EC FP-6 Projesi, 2005-2008, Contract
No. 17490, Proje Koordinatörü: Namık Çağatay, İTÜ)
DPT – 2011AABF
20
- ESONET (European Seafloor Observatory Network of Excellence Project) 2008-2011. Bu proje altında yeni kabul
edilen Marmara-Demonstration Mission projesi 500.000€ bütçe ile desteklenmektedir. EMCOL, bu DM Projesinde 6
ortaktan biridir. EMCOL’ün bu projedeki payı 196.000 €’dur.
- EMSO “European Multidisciplinary Seafloor Observation” (INFRA-2007-2.2.1.8 FP7-2007). ESFRI projesi, Nisan
2008’de başladı. Bu projede EMCOL, Türkiye’yi temsil eden 12 ortaktan biridir. Bu proje Türkiye’niNyeraldığı ilk
Avrupa Bilim Altyapı (ESFRI) projedir. İTÜ-EMCOL’ ün bütçe payı: 162.000 € (2008-2012).
- HYPOX : In situ monitoring of oxygen depletion in hypoxic ecosystems of coastal and open seas, and land-locked
water bodies. ( EC FP7 Call ENV.2008.4.1.2.1. Area 6.4.1.2. EMCOL’ün bütçe payı payı: 134.000 €.
İTÜ’nün Yürütttüğü ve Koordine Ettiği Diğer Uluslararası Deniz ve Göl Projeleri
- NATO Collaborative Linkage Grant EST.CLG.978322: Late glacial-Holocene geological evolution of the Marmara
Sea” (2001-2004) The International Geological Correlation Programme (UNESCO IGCP- project 464: Continental
Shelves during the Last Glacial Cycle) (2003-2007)
- The International Geological Correlation Programme (Unesco, IGCP- project 502: Global Comparison of VMS
Deposits) (2004-2009)
-
Deep Marmara Sea Project R/V Meteor Cruise Leg M 44/1 (Şubat 1999-2002)
-
Earthquake Geology of the Marmara Sea (İTÜ-TUBITAK-CNR Project), 2000-2003
-
Marmara Sea Atlas Project (İTÜ-TUBITAK-CNRS project: 2000-2001)
-
Marmacore Project (İTÜ-TUBITAK-CNRS 2001-2003)
-
Marmara Scarps project (İTÜ-TUBITAK-CNRS Projesi: 2001-2003)
- Seismic Risk evaluation in the Marmara Sea. (2005-Present) (İTU-EMCOL ve CNR-ISMAR, Marine Geology
Institute, Bologna. (İTÜ İBB tarafından bu projede desteklenmiştir)
- MarNaut project: Fluids and Seismity relations in the Sea of Marmara. ITU-Ifremer-CNRS-College de France
collaborative project (2007-2009).
- Late Quaternary geologicalevolution and paleoseismology of lake Iznik”. İTÜ-EMCOL, Bonn University ve Alfred
Wegener Institute, Bremerhaven.
- Paleo-Van projesi: ICDP (uluslararası kıtasal sondaj programı projesi. EMCOL bu projenin Van Üniversitesi ile
birlikte iki Türk ortağından birisidir. EMCOL 2.000.000 dolar bütçeli projede yapılacak sondaj karotlarının MSCL
analizleri yapacak ve yüksek çözünürlü Van Gölü su seviyesi değişimlerini araştıracaktır. EMCOL bu projede TÜBİTAK
tarafından bir proje ile desteklenmektedir.
Ulusal destekli projeler
1) Van Gölü’nün Geç Pleyistosen-Holosendeki Yüksek Çözünürlü Su Seviyesi Salınımları. Yeni kabul edilen proje
(2010-2013). TÜBİTAK Projesi No. 108Y279. Yürütücü: Namık Çağatay. Bütçesi:164.000 TL (2010-2013).
2) Marmara Denizi çökel karotlarında eski deprem kayıtlarının analizi ve yaşlandırılması TUJJB Projesi,No. TUJJBUDP-02-10: Bütçesi: 151.000 TL Yürütücü: Namık Çağatay (2010-2012).
Proje ekibinin projelerden ürettiği yayınlar Ek-4 ve Ek-7’de; Lisansüstü tezler Ek-8 de verilmiştir.
Proje ekibi geçmişte benzer konularda DPT’ye veya Türkiye’de başka bir kuruma başvuruda bulunmamıştır.
25. ÖZGEÇMİŞ VE YAYIN LİSTESİ:
Özgeçmişler Ek-7’de verilmiştir.
26. DİĞER BİLGİLER:
Proje için destek mektupları Ek-1’de ve proforma faturalar ve teklifler Ek-9’da verilmiştir.
DPT – 2011AABF
21
BÜTÇE FORMLARI
22a . PROJE TOPLAM MALİYETİ ve İSTENİLEN KATKI MİKTARI
Not: Döviz kuru Euro için 2.20 TL; USD için 1.60 TL alınmıştır.
ÖNERILEN (Doldurunuz)
(TL)
SARF
MALZE
MESI
MAKİNE
DONANI
M
GENEL
BÜTÇEDEN
KATKI MİKTARI
İSTENİLEN
10.377000 1.370.000
SEYAH
AT
YARDI
MCI
PERS
ONEL
TOPLAM
12.798000
42.000
378.000
24.965.000
6.000
6.000
7.017.000
1.980.000
8.997.000
17.394000 1.370.000
14.784.000 42.000
ÖNEREN KURULUŞ KATKISI
DESTEKLEYEN KURULUŞ KATKISI-1
HIZMET
ALIMI
DESTEKLEYEN KURULUŞ KATKISI-2
TOPLAM PROJE MALİYETİ
378.000
33.968.000
22b. İSTENİLEN KATKI İÇİN ÖDEME PLANI
ÖNERILEN (Doldurunuz)
(TL)
DÖNEM
MAKİNE
DONANIM
1-12 AYLAR
2.357.000
13-24 AYLAR
SARF
MALZEMESI
200.000
25-36 AYLAR
8.960.000
36-48 AYLAR
TOPLAM
11.317.000
HIZMET
ALIMI
YARDIMCI
PERSONEL
TOPLAM
54.000
2.411.000
108.000
11.616.000
20.000
108.000
9.288.000
SEYAHAT
13.200.000
200.000
970.000
550.000
22.000
108.000
1.650.000
1.370.000
11.858.000
42.000
378.000
25.965.000
22c. İSTENİLEN DESTEK - 1. YIL
BÜTÇE KALEMLERI
ONAYLA
NAN
ÖNERILEN
BİRİM
DÖVİZ
DEĞERİ
(*)
BİRİM
FİYATI
(TL)
TOPLA
M
TUTAR
I (TL)
420.00
0
924.000
924.00
0
1.SN istasyonu (1 adet)
420.000 €
924.000
924.000
2. Veri Merkezi (1 adet) ve Kıyı istasyonları (3 adet):
konteyner,Jeneratör,
bilgisayar,
modem,
veri
yedekleme birimleri
223.786€
MAKİNE/DONANIM
ekleyiniz)
(Proforma
fatura/teklif
mektubu
493.000
SARF MALZEMESI
1.
HIZMET ALIMI
ekleyiniz)
(Önemli alımlar için teklif mektubu
2. Veri Merkezi için yazılım programı, bilgisayarla ve
depolama uniteleri
427.267€
SEYAHAT
1.
DPT – 2011AABF
22
940.000
940.000
(Boş
bırakınız)
YARDIMCI PERSONEL
belirtiniz)
(Eğitim düzeyi/çalışma süresi
1.
Uzman mühendis (6 ay)
3000
18.000
2.
Uzman mühendis (6 ay)
3000
18.000
3.
Uzman mühendis (6 ay)
3000
18.000
2.411.000
GENEL TOPLAM
İSTENİLEN DESTEK - 2. YIL
BÜTÇE KALEMLERI
ONAYLA
NAN
ÖNERILEN
BİRİM
BİRİM DÖVİZ
FİYATI
DEĞERİ (*)
(TL)
MAKİNE/DONANIM
ekleyiniz)
(Proforma
fatura/teklif
TOPLAM
TUTARI
(TL)
(Boş bırakınız)
mektubu
1.
2.
SARF MALZEMESI
1. SN istasyonu için kimyasal sensörler (metan,
oksijen), piller ve yedek parçalar
182.000
182.000
2. Gemi yakıtı ( yılda 3 sefer)
6.000
18.000
HIZMET ALIMI
ekleyiniz)
1. 55 km
döşenmesi
(Önemli alımlar için teklif mektubu
kablonun
gömülerek
deniz
tabanına
5.140.000
€
11.308.000
SEYAHAT
1.
2.
YARDIMCI PERSONEL
belirtiniz)
(Eğitim düzeyi/çalışma süresi
1.
Mühendis (12 ay)
3000
36.000
2.
Jeofizik Mühendisi (12 ay)
3000
36.000
3.
Elektrik/elektronik mühendisi (12 ay)
3000
36.000
11.616.000
GENEL TOPLAM
(*) Sadece dış alım yoluyla temin edilecek kalemler için yazılacaktır. TL karşılığı ilgili sütunlarda belirtilmelidir.
İSTENİLEN DESTEK - 3. YIL
BÜTÇE KALEMLERI
MAKİNE/DONANIM
ekleyiniz)
(Proforma
1. Boğum (Node) 2 adet
DPT – 2011AABF
ONAYLA
NAN
ÖNERILEN
fatura/teklif
BİRİM
BİRİM DÖVİZ
FİYATI
DEĞERİ (*)
(TL)
TOPLAM
TUTARI
(TL)
2.000.000$
6.400.000
mektubu
23
3.200.000
(Boş bırakınız)
2. Dağıtım kutusu (junction box) 8 adet
200.000$
320.000
2.560.000
182.000
182.000
6.000
18.000
3.
SARF MALZEMESI
1.SN istasyonu için kimyasal
oksijen), piller ve yedek parçalar
sensörler
(metan,
2. Gemi yakıtı (3 sefer)
3.
HIZMET ALIMI
ekleyiniz)
(Önemli alımlar için teklif mektubu
1.
SEYAHAT
1. 3 Mühendisin IFREMER’i (Brest, Fransa) 15 gün
eğitim amaçlı seyahati
20000
2.
YARDIMCI PERSONEL
belirtiniz)
(Eğitim düzeyi/çalışma süresi
4.
Mühendis (12 ay)
3000
36.000
5.
Jeofizik Mühendisi (12 ay)
3000
36.000
6.
Elektrik/elektronik mühendisi (12 ay
3000
36.000
9.288.000
GENEL TOPLAM
(*) Sadece dış alım yoluyla temin edilecek kalemler için yazılacaktır. TL karşılığı ilgili sütunlarda belirtilmelidir.
İSTENİLEN DESTEK - 4. YIL
BÜTÇE KALEMLERI
ONAY
LANA
N
ÖNERILEN
BİRİM
BİRİM DÖVİZ
FİYATI
DEĞERİ (*)
(TL)
MAKİNE/DONANIM
ekleyiniz)
(Proforma
fatura/teklif
mektubu
sensörler
(metan,
TOPLAM
TUTARI (TL)
1.
2.
SARF MALZEMESI
1.SN istasyonu için kimyasal
oksijen), piller ve yedek parçalar
2.Gemi yakıtı ( 3 sefer)
182.000
182.000
6.000
18.000
3. 2. ve 3. No’lu istasyonların kimyasal senörleri,
değişmesi gereken paerçaları
770.000
4.
HIZMET ALIMI
ekleyiniz)
(Önemli alımlar için teklif mektubu
1.ROV Kirası (10 gün)
15000€
150.000 €
330.000
2.Gemi kirası (10 Gün)
10.000€
100.000 €
220.000
DPT – 2011AABF
24
(Boş
bırakınız)
3.
SEYAHAT
1. 3 Mühendisin Neptune (Victoria, Kanada) 15 gün
eğitim amaçlı seyahati
22.000
2.
YARDIMCI PERSONEL
belirtiniz)
(Eğitim düzeyi/çalışma süresi
1.
Mühendis (12 ay)
3000
36.000
2.
Jeofizik Mühendisi (12 ay)
3000
36.000
3.
Elektrik/elektronik mühendisi (12 ay
3000
36.000
1.650.000
GENEL TOPLAM
(*) Sadece dış alım yoluyla temin edilecek kalemler için yazılacaktır. TL karşılığı ilgili sütunlarda belirtilmelidir.
23. KURUMUN MEVCUT ALTYAPISI:
Önerilen özellikteki altyapı Türkiye’de ilk defa kurulmaktadır. Bölüm 11.5’de açıklandığı gibi KRDAE’ne bağlı çalışan
denizaltı istasyonları kapsam, amaç ve çalışma sistemi itibari ile farklıdır. Dolayısı ile bu tür önerilen deniz tabanında
gerçek zamanlı sürekli (uzun süreli) çok disiplinli ölçümler yapabilen altyapı ve elemanları Türkiye’de
bulunmamaktadır.
DPT – 2011AABF
25