final - CİHAN ALTUN
Transkript
final - CİHAN ALTUN
Cihan Altun TARIM BÖLGELERİ 1826’da Johann von Thünen ‘’sanayi kuruluş yeri’’ literatüründe çok önemli etkisi olacak olan, tarım faaliyetlerine etki yapan etmenleri şehrin çevresini ele alarak başlamıştı. Ratzel ve Hann’da dünya tarım alanlarını tespite çalışmışlardı. Thünen’den 100 yıl sonra da Baker tarım faaliyetlerinin dağılışını dünya ölçüsünde belirlenmesinde ilk örnek olarak kabul edilen araştırmasında şu noktalara dikkat çekiyordu. 1. Tarımsal üretim, her şeyden önce, doğal koşulların tekelindedir; bu nedenle de ürün en kolay yetişebildiği yerlerde üretilir; 2. Yükte hafif değerde ağır olan tarımsal ürünler en uygun fiziksel koşulların bulunduğu ortamda yetişir ve uzak pazarlara sevk edilebilirler; buna karşılık, değeri az ve taşınması güç olan ürünler ancak yerel talebi karşılayacak kadar yetiştirilirler; 3. Bir bölgenin tarımsal özelliği üzerinde çeşitli ürünlerin mevsimlik işçi isteklerinin de büyük etkisi vardır; 4. bir yerde yetiştirilecek ürünün belirlenmesinde rotasyonla toprağın verimliliğini korumak, bitki hastalıklarına karşı önlemler almak da rol oynar; 5. nüfus çoğalıp verimli alanlar azalınca da "mevsimlik taleplere uyma’’ birim başına en çok verimi veren ürünlerin tercih edilmesi eğilimiyle karşılaşılır. 6. çiftçi nüfus ve toplumun geleneksel beceri deneyimi. Tarım bölgelerinin belirlenmesinde öteden beri istatiksel verilerden yararlanılmıştır. Örneğin; Kuzey Amerika Mısır Kuşağı’nın belirlenmesinde mısır verimi, yine aynı şekilde Harshorne ve Dicken da Kuzey Amerika ve Avrupa tarım bölgelerini istatiksel yolla belirlemişlerdi. Tarım faaliyetleri iklim bölgelerine göre de incelenebilir. Bu durumda tarım bölgeleri iklim bölgelerine uyarlanırlar. Kuşkusuz böyle bir ayrım en genel olanıdır, yani tarım faaliyetlerinin en yaygın ortak özelliklerine göre yapılanıdır. Tarımda beşeri koşullarında payı büyüktür. 1 Cihan Altun Kendinden öncekiler daha çok yerel çalışmalar yapmalarına karşılık, Whittlesey dünya tarım bölgelerini özelliklerine göre sınıflandırmıştır. Çalışması 1936 yılında yayımlanmış ve kısa zamanda herkes tarafından benimsenmişti. Tarımla ilgili konular bugünde hemen hemen bu sınıflandırmaya göre ele alınır. Whittlesey çalışmalarında esas olarak istatistiki bilgi ve bölgesel çalışmaların eksikliğine bağlı olarak bazı hatalı yanları da vardır. Örneğin İç Anadolu’daki tarım faaliyetlerini ‘’geçim tipi tahıl tarımı’’ sınıfına katmak bunlardan birisiydi. Hâlbuki burası ticari tahıl (ekstansif ticari tahıl) alanı idi. Whittlesey tarım faaliyetlerini sınıflandırırken şunları göz önüne almıştır; (a) tarımsal ürün ve hayvancılık arasındaki bağlantı (b) tarımsal ürün ve hayvancılıkta kullanılan yöntemler (c) toplam üretim ve alınan verim (d) üretimin kullanılma şekli (çiftçi tarafından kullanılması ya da yer değiştirmesi) (e) konut ve tarımsal faaliyet için kullanılan şeylerin tümü. Whittlesey yeryüzünde 13 tarım bölgesi belirlemiştir. Ancak bunları 10 başlık altında incelemek mümkündür. 1. Göçebe hayvancılık, 2. Ticari hayvancılık, Ranch hayvancılığı, 3. İlkel geçim tarımı, 4. Entansif geçim tarımı, 5. Plantasyon ve çiftlik tarımı, 6. Akdeniz tarımı; bahçıvanlık egemen, kuru tarım ve otlaklar egemen 7. Ticari tahıl tarımı, 8. Ürün ve hayvancılığın birlikte yapıldığı tür; ticari ve geçim 9. Mandıracılık 10. Ticari bahçe ve meyve tarımı Tarımsal faaliyetler, genel olarak, (a) esas faaliyetin hayvan yetiştirilmesi olduğu; (b) belirli bir ürün ya ürünleri elde etmenin egemen olduğu; (c) çiftçinin faaliyetinde bu iki temel fonksiyonun aynı derecede yer aldığı şeklinde üç geniş grupta toplanabilirler. Ayrıntılı bir incelemede bunların her biri daha küçük bölümlere ayrılabilir; nitekim Whittlesey de böyle yapmıştır. Tanın faaliyetlerinin bazılarında işçi, yatırım ve organizasyon yoğunluğu kolaylıkla gözlenirken, bazılarında bu ayırım çok zordur; örneğin yukarıdaki tiplerden hangisinin daha çok entansif tarım olduğunu kesin bir şekilde açıklamak kolay değildir. 2 Cihan Altun GEÇİM TÜRÜ TARIM Göçebe Hayvancılık - Geçim Hayvancılığı Toplayıcılıktan bir derece daha ileri olan göçebe hayvancılık (pastoral nomadizm), hayvancılık faaliyetlerinin en ilkel şeklidir. Bu sistemde doğal bir kaynağın daha verimli hale getirilebilmesi için yatırım söz konusudur. Kaynak hayvan, yatırım da işçiliktir. Hayvanların evcilleştirilmesi, doğada hayvanları toplamanın bir ileri adımıdır. Bu tip faaliyetler bir zamanlar Avrasya ve Afrika da ilkel uygarlıklarda gelişmiş ve yayılmıştı. Topraktan asıl yararlanmanın ''yerleşik tarım'', daha geniş anlamı ile ''yerleşik yaşam’’ a geçişle başlaması, bu tip hayvancılığın artık ilerleyememesine ve belirli yerlerde kalmasına neden olmuştur. Göçebe hayvancılık, Kuzey ve Güney Amerika ile Avustralya'nın yabancısı kalmıştır. Avrupalı göçmenler ise göçebelik devresini aşmıştı. Yeni Dünya’da atların sokulmasıyla Amerindler (Amerikan yerlileri) göçebe hayvancılık yapılmıştı. Kanada da Eskimoların geyiği (karibu) tanımıyla da göçebe hayvancılık başladı. Göçebe hayvancılığın yaygın olduğu en geniş kuşak Kuzey Afrika’da Atlantik kıyılarından başlayarak Arabistan’a oradan Asya içlerine ve Pasifik’e kadar uzanmaktadır. Göçebe hayvancılıkla uğraşan 15 milyon nüfus yaşamaktadır. Göçebe hayvancılığın yer aldığı alanlar genellikle stepler, çöllerin çevresi ve tundralar gibi fiziksel kuraklığın egemen olduğu yerlerdir. Bitki örtüsünden yoksun olan bu alanlarda yılın belli zamanlarında otlatma olanağı vardır. En çok yetiştirilen hayvanlar; koyun, keçi, sığır, deve, yak ve ren geyiğidir. Şiddetli kurak alanlarda keçi, daha az kurak alanlarda koyun, kuraklığın hafiflemiş olduğu alanlarda ise sığır beslenir. Kuzey yarımkürede tundra bölgesinde de küçük bir alanda (Avrasya’nın Kuzeyi, Alaska ve Kanada) göçebe hayvancılık vardır. Yağış azdır, sıcaklık düşük olduğu için buharlaşmada azdır. Burada esas engelleyici etken kuraklık değil, soğuktur. Bu nedenle karibu ve ren geyiklerine dayanan hayvancılık gelişmiştir. Kışın güneye, yazın kutba göç eden göçebe hayvancılar genelde 5 ya da 6’lı gruplar halinde, ortalama her ailenin 25 - 50 arası keçi ya da koyuna veya 10 - 25 deveye sahip oldukları görülür. Göçebe hayvancılıkta; toplayıcılık, avcılık ve ilkel balıkçılık gibi azalmaktadır. Göçebe hayvancılık alanları giderek ticari hayvancılık alanlarına yer bırakmaktadır. İlkel hayvancılığın önemli sorunları; ülkelerin izlediği yerleşik hayata geçirme politikaları ve kuraklığın olduğu yerlerde aşırı otlatma nedeniyle verimin düşmesidir. Örneğin otlakları azalan Botsvana %45, Zambiya % 40, Güney Afrika ve Lesotho ile Somali’de gözükmektedir. Aynı durum Kuzey Afrika içinde geçerlidir. Batı Afrika’da ise durum çok kötüdür. 1960’lardan 1980’lerin sonuna kadar Sahel’de (Afrika) meydana gelen kuraklık yüzbinlerce hayvanın ölmesine yol açmış, açlık göçebe hayvanları vururken, sağ kalanlar şehir merkezlerine göç etmişlerdi. 3 Cihan Altun İlkel Geçim Tarımı Dünyanın nemli tropikal bölgelerinde en sık rastlanan arazi kullanılışlı genellikle ''yer değiştirmeli tarım'' olarak bilinen, eski ilkel geçim türü tarımdır. Yer değiştirilmeli tarımla özdeşleşmiş olmakla birlikte, ilkel geçim tarımında üç yöntem kullanılmaktadır: a) Yer Değiştiren; en yaygın olanıdır. Bu tipte halk tarla ve konutlarını her üç ya da dört yılda bir bırakarak başka yere göç eder. b) Yarı Yer Değiştiren; konutlar kalır, fakat tarlalar değiştirilir. Tarla değiştirilmesi işlemi de konutların bulunduğu yere yakın olarak sürer. c) Yerleşik; En ileri yöntemi yerleşik olanıdır. Bu türde çiftçi ne evini ne de tarlalarını değiştirir ya da terk eder. Bu tür tarım düzeyinde artık tarlaların zararlı otlardan temizlenmesi, tohumların dikkatli ekimi vb. söz konusudur. Bununla birlikte, yukarıda da belirtildiği gibi, her üç türde de son derece ilkel yöntemler kullanılmakta, böylece verim de çok düşük olmaktadır. Yüzyıllarca önce geçim türü tarım çok daha yaygın olarak uygulanıyordu; günümüzde ise ancak alçak enlemlerin belirli bazı yağışlı alanlarıyla sınırlı kalmıştır. İlkel tarım faaliyetlerinin sürdürüldüğü bu alanalar; Merkezi Afrika, Ortadoğu Asya’nın anakara ve adalarındaki bazı kesimlerdir. Tropiklerin kıyı kesimlerinde yer değiştirilmeli tarımın yerini bir dereceye kadar plantasyonlar ve çiftlikler almıştır. Dağınık olarak yer değiştirmeli tarım uygulandığı alanlar yeryüzünün beşte birini ilgilendirmektedir. Dünyada ilkel geçim türü tarımla uğraşanların sayısı 200 milyon dolayında olduğu sanılmaktadır. Merkezi Afrika ilkel geçim türü tarım yapılan üç alan içinde en büyük olanıdır. Amazon havzasının büyük bir bölümünü içine alarak Atlantik kıyılarından And Dağları'na ve Bolivya'dan Venezüella'ya kadar uzanan kuşak ilkel tarımının Güney Amerika’da yaygın olduğu yerlerdir. Batı Hint Adaları'nın bir bölümü de buraya katılabilir. Güneydoğu Asya'daki ilkel geçim tarımı alanları kıtada ve çevredeki adalarda olmak üzere iki bölüm halindedir. Kıtadaki alanlar daha çok kıyıdan içeride yer alırlar. Burma ve Tayland'ın iç kısımları ile Kamboçya ve Laos'un bitişik bölümleri başlıca alanlardır. Adalarda ise Borneo, Yeni Gine ile Pasifik'in sayısız tropikal adalarında görülür. Mısır, pirinç, darı, Hint dansı (sorgum), manyok ya da kassava (köklerinden tapyoka çıkarılan bitki; tapyoka nişastalı bir gıdadır), yam (Hint yer elması, tatlı patates) ve şeker kamışının egemen olduğu bu tanın türünde özellikle belirli ürünleri yetiştirmenin hedef tutulduğu da görülür. Gerçekten de, mısır Batı Yarıkürede, darı Afrika'da ve pirinç de Uzakdoğu'da bu tarım türünün baş ürünleridir. 4 Cihan Altun İlkel geçim tarımı yapılan alanalar, dikkatli kullanılmadığı zaman verimi çok çabuk tükenen alanlardır. Bu yüzden ilkel çiftçiler yeni tarım alanları açmak için ormanların ortadan kaldırılması önemli rol almaktadır. Bu tarım türünde toprağın ekime hazırlanması son derece basittir. Tarla basit çapalarla eşelenir. Halkın tarım bilgisi yoktur. Tarım tümüyle insan gıdası yetiştirmeye yönelmiştir. Toprak gübrelenmez. Saban bilinmez. Yer yer kümes hayvanları ve domuz da beslenir. Tarım alanları dağınık küçük parçalar halindedir. Tarlalar arasında orman ya da çalılıklar yer almıştır. Türkiye’deki sınırlar gibi değildir. Güney ve Doğu Asya’da ilkel geçim tarımı tropikal v subtropikal alanlarda sürdürülen ilkel tarım faaliyetlerinden zıttır. İşgücü ve birim araziden yüksek verim alındığı için entansif geçim tarımı olarak adlandırılır. Entansif Geçim Tarımı Birim araziden çok yüksek ve alındığı halde, geriye çok az artık ürünün kaldığı bu yoğun tarım faaliyetleri yoğun nüfus topluluklarının bulunduğu alanların talebini karşılamaya yöneliktir. Bu tarım faaliyetlerinin yer aldığı ülke sayısı az olduğu halde, dünya nüfusunun yaklaşık olarak üçte ikisini ilgilendirmektedir; bu yüzden de bu tarım türü büyük önem taşımaktadır. Gittikçe değişmek ve modernleşmekle birlikte, geçim tarımı en çok Uzakdoğu'da uygulanır: Çin, Hindistan, Pakistan, Kamboçya, Tayland, Burma, Kore, Filipinler'in kuzeyi yer yer Japonya, Sumatra ve Cava 'da olduğu gibi. Latin Amerika' da Andlar, Ortadoğu'da Dicle ve Fırat nehirlerinin aşağı mecraları ile Nil vadisi geçim tarımının entansif türünün (Uzakdoğu dışında) sürdürüldüğü diğer önemli alanlardır. Entansif geçim tarımı yapılan yerler dünyanın en eski yerleşik alanları arasındadırlar. Asya’da yapılması birim alanın daha fazla nüfusu beslemesini sağlamıştır. Çeşitli taraçalar yapılması, bataklıkların kurutulması, sulama ve gübreleme ileri bir düzeydedir. Tarımsal ürünün yalnızca bir bölümünün üretilen yerler dışında satılmakta olması nedeniyle geçim tarımı türünden sayılmaktadır. Arazinin yoğun bir şekilde kullanıldığı bu tarım türü belli başlı iki özellik gösterdiği anlaşılmaktadır. 1. Sulamalı pirincin egemen olduğu entansif geçim tarımı, 2. Buğday, mısır, darı, soya fasulyesi, şeker kamışı, kök bitkileri ve sebzelerin egemen olduğu entansif geçim tarımıdır. Pirincin baş ürün olduğu bu tarım türü Musonlar Asya’sında toplamıştır. Her ne kadar kuru pirinç (dağ pirinci) olarak bilinen pirincin büyük kısmı sulama yapılmayan alanlarda yetiştiriliyorsa da, esas yüksek verimler nemli ıslak pirinç denilen paddy tarlarında sulamaya alınmaktadır. Paddy’ler suyun devamlı kalmak üzere verildiği tarlalardır. Buralarda daha çok kadınlar çalışmaktadır. Taraçalar halindedirler. Dünyanın en küçük tarlalarıdır. Buralarda yüzyıllardan beri doğal bitki örtüsü kaldırılmış, yerini tarım almışsa da, her yer tarım alanı değildir. İnsanlar tanın yapılabilecek en ufak alandan bile tam bir yararlanma yoluna gitmişlerdir. Pirinçten yılda 3 hatta 4 kez bile ürün alınabilmektedir. 5 Cihan Altun Dekkan yarımadası, Kuzeybatı Hindistan, Kuzey Çin, Laos, Dicle ve Fırat’ın aşağı mecralarında daha çok görülen pirinç yetiştirilmeyen bu entansif geçim tarımının bu türünde buğdayın (daha kurak kesimlerde darı ve sorgumun) yanında, fasulye, bezelye, mercimek, Amerikan fıstığı, yam, şeker kamışı ve çeşitli sebze ve meyveler de birlikte yetiştirilmektedir. Hayvancılık pek gelişmemiştir, nedenide bu tarım bölgelerinin doğrudan insanların tüketeceği ürünlere ayrıldığı içindir. Fakat tarımsal atıklarla beslenebilen çok sayıda domuz ve kümes hayvanları vardır. Peru Andlarında da hayvancılık faaliyetleri vardır. Balıkçılıkta iki yöntem izlenir: Balık çiftçiliklerinde balık üretme ve balık toplama. Balık çiftliklerinde balık üretme daha çok kışların serin yazların ise ılık geçtiği yerlerde yaygındır. Genellikle pirinç ekilen yerlerde (paddy) öteki yıl sazan balığı depo edilir. Sazan balıkları aynı zamanda paddy topraklarının gübrelenmesine de yardımcı olur. Çin 'in iç bölümlerinde sazan nesiller boyunca en önemli balık olmuştur. 1950'li yıllar başında Tayland Tarım Bakanlığı Birleşmiş Milletlerin ilgili kuruluşlarıyla işbirliği yaparak bir Afrika balık türü olan tilapia üretme deneyimlerine girmişti. Aslında 100'den çok türü olan ve 2500 yıllık bir geçmişe sahip olduğu Afrika ve Ortadoğu'dan dünyaya yayılan tilapiaların şaşırtıcı bir çoğalma yetenekleri vardır; bir çift tilapia bir yılda 10,000 olabilmekte; parmak kadar tilapia dört ay içinde 4-5 kiloya varabilmektedir. Bu nedenle de yalnızca milyonlarca Taylandlının gıdası arasına girmekle kalmamış, ucuzluğu nedeniyle diğer balıklara altematif olarak Batı Avrupa pazarlarında da tutulmaya başlamıştır. Ticari Tarım Tarım ürünlerinin Pazar için üretilmesi demektir. Ticari tarım faaliyetleri başlıca 3 tür olarak görülebilir; a) Ticari hayvancılık b) Plantasyon tarımı c) Tarım ve hayvancılığın birlikte sürdürüldüğü küçük çiftlik Ticari Hayvancılık - Ranch Hayvancılığı Pazarlardan en uzakta yer alanı ticari hayvancılık ya da ranch (renç) hayvancılığıdır. Çok az işgücüne talep göstermesi fakat çok geniş alanlarda sürdürülmesi bunun başlıca nedenidir. Ticari hayvancılığın temeli doğal otlaklardır; preri, çayırlık ve step bölgeleri ve tropikal savanlar gibi. Avrupa ve Antarktika dışında hemen her kıtada ticari hayvancılığın başlıca faaliyet alanları vardır. Amerika’nın step çöllerinin çevresiyle Avustralya’da Amerikalıların ‘’Ranch Hayvancılığı’’ adını verdikleri ‘’göçebe hayvancılık’’tan tümüyle ayrı bir hayvancılık vardır. Toprağı işlemeye alışmış Avrupa kökenli çiftçiler Yeni geldikleri bu yerlerde bol ve ucuz olan kurak arazilere yerleşmişler fakat buralarda kuraklık toprağın yeteri şekilde işlenmesine olanak vermediğinden hayvan yetiştirmeye başlamışlardı. Bununla birlikte, pastoral yaşamı da tümüyle almamışlar ya da gerçekleştirememişlerdi. 6 Cihan Altun Örneğin çiftlik binası gibi sedanter geleneklerini bırakmamışlar; otlaklarda da kişisel mülkiyet fikrini geliştirerek mülkiyet alanlarını tahta perdeler çekerek korumuşlardı. Ranch, işte bu mülkiyeti belli olan arazi parçasıdır. Hayvanlar bu alan içinde otlatılır. Göçebe hayvancılıktan farklı olarak, hayvan çiftliği, topraktan ticari bir yararlanma şeklidir. Hayvan ürünlerinin tüketimi sınırlıdır. Söz konusu ürünler çoğunlukla yerel ya da dünya pazarlarına satılır. Bu tipin göçebe hayvancılığa oranla daha yoğun bir faaliyet olduğu görülür. Hayvanlar genellikle çiftlik (ranch) sınırlan içinde kalırlarsa da, bu her zaman böyle değildir. Örneğin Kuzey Amerika Kordilleri'nde sığırlar ve koyunlar alçak alanlardaki kış otlakları olan çiftliklerden yazın dağlara devletten ya da kişilerden kiralanan otlaklara çıkarılırlar. Dünyanın birçok yerinde de benzerleri vardır. Örneğin Avustralya'da da hayvan sürüleri yüzlerce kilometrelik yolculukla yer değiştirebilmektedirler. Ranch hayvancılığının sayısız değişik şekli vardır; ABD ve Arjantin ılıman stepleri ile Brezilya’nın ya da Kuzey Avustralya’nın tropikal çayırları aynı değildir. Avustralya ve Yeni Zelanda koyun ülkesi, ABD bir sığır ülkesidir. Çin’de küçükbaş fazla olduğu kadar dünyada domuzların yarısı Çin’de yetişmektedir. Türkiye’de ise koyun ve keçi büyükbaş hayvanların üç misli kadardır. Görülüyor ki ranch hayvancılığı, aslında, doğal bitki örtüsünden yararlanarak ticari amaç ile yapılan bir faaliyettir. Fakat artık, dünya toplam büyükbaş hayvanlarının yalnızca onda biri, küçükbaş hayvanlarının da yalnızca üçte biri ranch'lerde yetiştirilmekte ve tarımdan gelir elde edenlerin yalnızca yüzde birini ranch hayvancılığı yapanlar oluşturmaktadır. Mandıracılık Tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin daha entansif bir aşamasıdır. Bu türde ürün özellikle süt hayvanlarına yem olarak verilir. Çiftçilerin esas gelirleri de süt ve süt ürünleridir. Çiftçi bütün yıl çalışır hiç boş mevsim yoktur. Makineleşmede gelişmiştir. Bilimsel yöntemler göre yapılır. Halen dünyada süt arzının yüzde 90’ı gelişmiş ülkelerde (ABD, Fransa, Yeni Zelanda, Almanya ve Avustralya) gerçekleştirilmektedir. Kuzeydoğu ABD ve Kanada’nın güneydoğusundaki büyük sanayi şehirlerinin çevresi mandıracılık konusunda gelişmiştir. İkinci bir kuşakta İngiltere’den başlayıp Kuzeybatı Avrupa’dan geçer ve Belarus’a oradan da Rusya’ya ulaşır. Üçüncüsü ise Güneydoğu Avustralya ile Yeni Zelanda’nın Kuzey Adasını içine alır. Dünyanın en büyük süt üreticisi ABD olduğu halde, mandıra ürünleri büyük bir üretim fazlası olan Yeni Zelanda ekonomisinde daha önemli bir rol oynamaktadır, bu ülkenin dış satımının üçte ikisini mandıra ürünleri oluşturur. Dünyanın en önemli mandıracılık bölgelerinin pazarlara yakınlık, serin ve nemli yazlar, yem ürünlerinin yetişmesine daha elverişli olması geliştirmiştir. Mandıra çiftliklerinde ambarlar ve diğer binalar Mısır Kuşağı’ndakinden daha değerlidir, arazinin ise değeri daha azdır. Nedeni sütün işlenmesiyle korunacak bir depoya ihtiyaç duyulmasından dolayı pahalıdır. Mandıracılık faaliyetlerinin yer aldığı alanlarda üretim maddelerinin pazarlama şeklinde de özellik vardır. Kesin bir ayrılık olmamakla birlikte büyük şehirlere yakın olanlar genellikle sıvı 7 Cihan Altun halde süt, biraz daha uzaklarda olanlar toz süt ve peynir, en uzaktaki bölgeler ise tereyağı üretmektedirler. Örneğin ABD’de New England, güney New York ve Pennsylvania’daki mandıracılık bölgeleri doğudaki büyük şehirlere süt sağlarlar. Güneydoğu Wisconsin ile Kuzey Illinois'dekiler ise aynı şeyi Chicago'nun metropoliten bölgesi için yaparlar. New York ise tereyağı üretimiyle tanınmıştır. Avrupa' da da Danimarka ve Baltık kıyıları tereyağı üretiminde başta gelirken, mandıracılıkta uzmanlaşmanın çok önceleri başlamış olduğu Hollanda ve İsviçre ise ünlerini peynir üretimine borçludurlar. Avustralya ve Yeni Zelanda 'da da peynircilik faaliyetleri oldukça önemli ise de, tereyağı üretimi yanında ikinci derecede kalır; her iki ülke de, taşıma kolaylığından yararlanarak, mesafenin etkisini süt tozu dışsatımında da yoğunlaşarak gidermektedirler. ABD'de yakın yıllarda mandıracılık faaliyetlerinde azalma gözlenmiştir. Buna neden olarak süt fiyatlarının düşük, vergilerin yüksek olması ve kolesterol korkusuyla tüketimin azalması gösterilmektedir. Plantasyon Nasıl ki ticari hayvancılık gelişmiş dünyaya özgü bir tarımsal faaliyetse, ''plantasyon'' tarımı da hemen tamamen gelişmekte olan dünyaya özgü bir işletmeciliktir. Tropikal plantasyon tarımı büyük ölçekli özelleşmiş tarımın en eski ve en farklı türenden birisidir. Geçmişi de Amerikaların nemli tropikal kesimlerinin Avrupalılar tarafından yerleşilmesine kadar gitmektedir fak at esas gelişmesi, büyük çapta, son yüzyıl boyunca olmuştur. Nemli tropikal ve subtropikal bölgelerin bazı bölümlerinde tümüyle satış için yalnız bir tek ya da az türde ürün yetiştirmeye yönelmiş olan plantasyon tarımımı her şeyden önce, büyük bir alandır. İşletmeler 80 hektardan başlayıp 50.000 hektara kadar değişen büyüklüklerdedir. Örneğin Malaya’da ki kauçuk plantasyonları gibi. Bazı plantasyon ürünler dışarıya gönderilmeden önce işleme alındığından, plantasyonun merkezine tesislerde kurulmuştur. Önemli bir özellikte plantasyon sahiplerinin genelde yerli halktan olmasıdır. Plantasyon ve hayvancılık yapılan alanların dağılışı. 8 Cihan Altun Plantasyon tarımda yetiştirilen ürünler özellikle Kuzey Yarımkürenin sanayi bölgelerinde tüketilirler. Bunlar; muz, çay, Hindistan cevizi ve yağı, palmiye yağı, kauçuk ve diğer bir bölüm tropikal lifler gibi maddelerdir. Plantasyon en uygun konuma göre seçilir. Örneğin bu uygunluk sağlandığı için (çevre koşulları bakımından) kauçuk plantasyonlarının %75’ten fazlası Güneydoğu Asya’da yer almıştır. Halen kuzey Brezilya’da Amazon nehri boyunca kauçuk plantasyon sistemi geliştirilmeye çalışılmaktadır. Tıpkı 1900’lü yılların başında yerini Güneydoğu Asya’ya bırakan ve Manaus şehrini yaratan kauçuk patlaması dönemindeki gibi sonuç aranmaktadır. Plantasyonlar tropikal iklim koşulları olan her yerde vardır. Latin Amerika’da, Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla Asya’da da plantasyonlar oluşmuştur. Afrika da ise en son 19. yy denendiği kıtadır. Ağaç bitki plantasyonları; kahve, kakao, kauçuk, Hindistan cevizi, palmiye yağıdır. Tarla ürünleri; şeker kamışı, muz, sisal, ketendir. Yıllık bitkiler; tütün, fıstık, pamuk, jüt, ananastır. Başlıca Plantasyon üreticileri ve ürünleri Şeker Kamışı: Küba - Palmiye Yağı: Malezya - Ananas: Hawaii - Muz: Ekvador Ağırlıkları bakımından düşük ve değerli bakımından pahalı olan olan kakao, kahve, çay ve tütün ‘’lüks ürünler’’ denilmektedir. Öteki tarım türleri gibi plantasyon ürünleri de dünya pazarlarındaki rekabetten zarar görebilmektedirler. Mesela şeker ve pamuk gibi ürünler bir zamanlar plantasyonlarda elde edilirken, artık daha çok değiştirilmiş plantasyonlar ya da küçük çiftlikler tarafından da yetiştirilmektedir. Orta Amerika’da muz üretimi, Küba’da şeker kamışı, Brezilya’da kahve üretimi de buna örnektir. 9 Cihan Altun Akdeniz Tarımı Amerikalı coğrafyacı Ellen Churle'in sözleriyle ''çevresindeki arazi ile Akdeniz, kıtalardan gelen uygarlık ve halkın birbiriyle kaynaştığı bir pota olmuştur." Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı olması birçok ürünün yetişmesine uygundur. (Mesela buğday). Oldukça yüksek sıcaklık isteyen bitkiler için uygun ortamdır. Akdeniz’e uyum sağlayan Zeytin Ağacı dünya zeytin üretiminin %90’dan fazlasını verir. Nemli tropikal ve subtropikal kökenli bazı ürünlerde Akdeniz Bölgesi’ne insanlar tarafından sokulmuştur. Yazın sulanmaları gereken bu ürünler turunçgillerdir. Portakal, greyfurt ve limon Akdeniz tarımının en fazla ticarileşmiş ürünleridir. Eskiden turunçgil üretiminde ABD zirvedeyken, %90 portakal üretimiyle, Brezilya başa geçti. Ancak birinci sırada tüm turunçgil üretimiyle birinci sırada Çin’dir. En çok mandalinaya ağırlık vermektedir. Meksika ve Hindistan’da portakala ağırlık verirler. Ancak turunçgilde söz sahibi ülkeler Akdeniz ülkeleridir (İspanya, Fas, İsrail, Türkiye, İtalya gibi). İran üretimini (4 milyon ton) arttırarak Türkiye’yi (3.5 milyon ton) geçmiştir. Pamuk ve Tütün de hem Akdeniz hem de subtropikal bölge ürünüdür. Pamuk üretimi 1793’te eğirme makinesinin keşfinden sonra ABD’de ticari şekle bürünerek, bu ülkenin güneydoğusunda ‘’pamuk kuşağı’’ oluşturmuştur. Şimdi önemini kaybettiyse de halen Mississippi Vadisi ve Karatopraklarda hala pamuk plantasyonları ülkenin bütün güney kesiminde (Teksas, New Meksiko, Kaliforniya) yetiştirilmektedir. Aynı şekilde, Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan’da da pamuk önem taşımaktadır. Bu ülkelerin toplam üretimi ABD’den fazla olsada ABD dışsatımda başta gelir. Onu Hindistan izlemektedir. Buraya pamuk İngiliz sömürgeciler tarafından teşvik edilmişti. Bunlardan başka; Mısır’da, Pencap bölgesinde, Sudan, Uganda, Meksika ve Brezilya’da. Türkiye’de ise pamuk Adana ovasıyla özdeşleşmiş, daha sonra GAP alanı da dahil her yerde yetiştirilmeye başlandıysa da, son yıllarda kriz içindedir. Dünya fiyatları belirliyor. 10 Cihan Altun Tütün ise zararlı olmasına rağmen tüketimde sürekli bir artış olmuştur. 2002’de 6 milyon ton üretim olmuş, 6.5 milyon ton tüketimi olmuştur. (stoklardan). Tütüne ayrılan alanlar bakımından ABD başta gelirken, Çin ABD’nin sekiz mislinden fazla tütün üretmektedir. ABD’de güçlü tütün lobisi bunu sağlamakta olsada, 1997'den beri bile bu neredeyse yarı yarıya azalmıştır. Akdeniz’de su yetersizliğinden kurak bölge tarımı yapılmaktadır. Yazların kurak geçmesi zengin otlakların oluşmasını engeller o yüzden büyükbaş hayvanlar yerine koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvanlar yetiştirilir. Akdeniz tarım alanlarında esas olarak iki tür yayılır; (a) Meyve ve sebzeciliğin yaygın olduğu tür ve (b) kuru tarım ve ekstansif hayvancılığın yaygın olduğu tür. Akdeniz iklim koşullarının hüküm sürdüğü alanların sulama yapılan yerlerinde yoğun entansif tarım egemendir; bu yüzden de meyve ve sebzecilik yaygındır. Türkiye’nin Ege ve Akdeniz’de sulanan yerleri buna örnektir. Sulama turunçgil, bağ ve diğer ürünlerde verimi arttırır. Kuru tarım (dry farming) ve otlakların egemen olduğu türde ise, Akdeniz havzasını çevreleyen alanlarda meyve ve sebzecilik yapılan yerlerle, kuru tarım ve hayvancılık arasındaki fark çok açıktır. İber Yarımadası'nın güney ve doğu sınırındaki alçak alanlarda gerçek Akdeniz tarımı yapılır. Ticari Tahıl Tarımı Bu tarım türü de, plantasyon gibi, sanayi çağının ürünüdür. Bazı yönlerden bu iki tür birbirlerine benzerler. Plantasyon gibi, ticari tahıl tarımında da asıl amaç satış için tarım yapmaktır. Bununla birlikte, örgütlenme yönünden plantasyonlardan farklıdır. Plantasyonlardaki gibi işçi ekipler ya da yabancı yatırımlar bulunmaz. İşçiler için özel yerleşme yerleri, konutlar da söz konusu değildir. Tahıl doğrudan pazarlara gittiği için, ürünün satışa sunulmasın da bazı hazırlayıcı unsurlara, hatta çoğu kez ambarlamaya bile gerek yoktur. Ticari tahıl çiftlikleri genellikle büyüktür; Kanada ve ABD’dekiler 202 ile 810 hektar arasındadır. Genelde kiralanan çiftçiler tarafından işletilirler. Ticari tahıl tarımı özelleşmiş ürünlerin (pamuk, tütün, turuçgiller, diğer meyveler vb.) monokültür halindeki tarımına da benzerlik göstermektedir. Her ikisinde de amacı aynıdır: Olabildiğince en düşük maliyetle satılabilir en yüksek miktarda üretim yapmak ve üreticiye en yüksek kazancı sağlamak. Buğday genellikle esas gelir kaynağıdır. Bazı bölgelerde mısır, arpa, pirinç, ketende yetiştirilir. Ticari tahıl tarımında monokültürden başka ürünlere geçme toprağı zenginleştirmek ve korumak için görülebilir. 11 Cihan Altun Toplam tahıl üretimine bakıldığında Çin başta gelen ülkedir. Fakat Çin’de tahıl tarımı temelde geçim türünde dayandığı için, bu ülkede yapılan üretim faaliyeti ticari olarak kabul edilmez. Buna karşılık ABD, Kanada, Arjantin, Avustralya, Rusya, Ukrayna, Özbekistan ve Kazakistan’da sürdürülen tahıl faaliyetleri ticaridir. Bu ülkelerin yarı kurak alanlarında, özellikle Çernezyom ve step topraklarının bulunduğu düzlüklerde yayılmışlardır. Tarım ve Hayvancılığın Birlikte Yapıldığı Bölgeler Bazı ürünleri hayvan yemi, bazılarının satış ve bir bölümünün de yerel olarak insanların tüketimi için üretim faaliyetlerinin yapıldığı tarım türüne denir. Bu üç amacın oranının yer yer değişmesi nedeniyle ikili bir ayırıma gidilmektedir: (a) Tarımsal ürünler ve hayvanları esas olarak satış için yetiştirildiği yerler (b) bunları daha çok yerel tüketim için üretildiği yerler. Tarım ve hayvancılığın ticari türüne en iyi örnek, tarım faaliyetlerinin çiftliklerden satın alınan ve böylece çiftliğin başlıca gelir kaynağı olan domuz, sığır, koyun gibi hayvanlara gıda maddeleri sağlamak için yapıldığı ‘’Mısır Kuşağı’dır. Batı Avrupa’da ise iki amaca verilen önem hemen hemen birbirine eşittir. Genel olarak bu tür çiftlikler ticari tahıl çiftliklerine oranla daha verimlidirler. Çiftlik ekonomisinde hayvancılığın rolü yer yer değişmekle beraber, daha büyüktür. Ticari tarım ve hayvancılık türünde çiftlik sistemi yer yer oldukça büyük farklılıklar gösterir. Bununla birlikte, bazı ortak yönlere de sahiptirler: Örneğin, (a) özenle yetiştirilen bir cins ürünün üstünlüğü söz konusudur; (b) öteki tahıl türleri de azalımı olmakla birlikte yine de üretilmeye devam etmektedir; (c) yem bitkileri üretimi önemlidir ve (d) meralar varlığını sürdürmektedir. Tipik bir örnek olarak yine A.B.D. 'de Mısır Kuşağı gösterilebilir. Mısırdan başka, yulaf ve buğdayda yetiştirilir. Yem bitkilerinden alfalfa, çeşitli yoncalar ve otlar vardır. Avrupa’nın yazların mısırın yerine çoğu kez hayvan yemi olarak kullanılan pancar ve şalgam ekilmektedir. Verimsiz toprakların var olduğu ve şiddetli kışların hüküm sürdüğü yerlerde ise mısır, çavdar ve buğdayın da yerini alabilmektedir. Arazinin hayvan yemleri üretimi ve mera alanı olarak ayrılmasında toprağın verimi, topografya ve iklim koşulları önemli rol oynarlar. Örneğin verimli toprakların egemen olduğu ABD prerilerinde sürekli meralar çok yer kaplar, arazinin çoğu tarıma ayrılmıştır. Buna karşılık verimsiz arızalı toprakların bulunduğu yerlerde özellikle ABD’nin doğusu ve Avrupa’da mera alanlarının miktarı işlenen araziye oranla daha yüksektir. Bu alanalar tarıma uygun olmayan alanlardan hayvan satın alırlar. 12 Cihan Altun Örneğin ABD’nin ranch hayvancılığı yapılan bölgesinde bitki örtüsünün pek zengin olmadığı alanlarda beslenen zayıf hayvanlar, Mısır Kuşağı çiftçisi tarafından satın ucuza satın alınıp yetiştirilir. Amerika’nın Mısır Kuşağı, Arjantin’in Alfalfa Kuşağı’nda ve Fransa ile Almanya’nın bazı bölümlerinde de hayvancılık çok gelişmiştir. Bu tür çiftliklerin büyüklüğü genellikle ticari tarım alanlarındakilerden çok daha öte yandan, toprağı işletme yöntemi de entansif olup, daha çok yatırımı, daha çok işçi ve gübre kullanımını gerektirmektedir. Arazi daha pahalıdır. Orta büyüklükte bir çiftliğin hayvanlarını ve ürünlerini barındırmak için daha büyük ve daha pahalı binalara gerek vardır. Tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin birlikte olduğu alanlarda kır yerleşmelerindeki konutlar çok çeşitlidir. Gerçi bu nokta her şeyden önce, adı geçen faaliyetlerin "geçim" ya da "ticari" tür olmalarına göre değişmekteyse de, genel olarak büyük farklar gözlenmektedir. Bunda kazanç koşulları kadar, toplumsal durum ve özellikle sözü edilen faaliyetin çeşitli aşamalarında, çeşitli bina ve donanıma ihtiyaç olması rol oynar. Tarım ve hayvancılığın geçim için yapılan şekli orta enlemlerin az gelişmiş yerlerinde ve özellikle modern ulaşım yollarından uzakta yaygındır. Örneğin Rusya’nın Merkezi ve Doğu Avrupa’da kalan bölümüdür. Çavdar ve yulaf Rusya’nın ticari tahıl bölgesinde egemen olan buğday ve arpanın yerini alır ve daha çok yerel olarak tüketilir. Başka geçim tarımı ürünleri içinde patates ve çeşitli sebzeler gelir. Genellikle az miktarda olan sığır, domuz ve koyun yerel gıda maddelerini sağlarlar. Bu bölgelerde çiftçiler esas olarak köylerde yaşarlar ve konutları odundandır ve çiftlik yapıları Batı Avrupa’nın hayvancılık ve tarım yapılan alanlarına oranla daha basittir. Ticari Bahçe ve Meyve Tarımı Gelişmesi büyük şehirsel nüfus topluluklarına bağlı olan bir diğer tarım türü de sebze ve meyveciliktir. Bu faaliyetler esas olarak, Akdeniz tarımının bir bölümüdür. Fakat başka bölgelerde de bulunurlar. Dünya tarım alanlarının %4’ünü oluştururlar. Hayat kalitesiyle birlikte ulaşımın elverişliliğiyle yaygınlaşmıştır. En büyük pazarlar Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya sanayi bölgeleridir. Bunların sebze ve meyve arazileri olmadığından alma ihtiyacı duyarlar. Sebze ve meyve üretimi arazi birimleri son derece küçüktür fakat şaşılacak derecede verim elde edilir. Büyük binalar gerektirmez. Büyük pazarların beslenmesi genel olarak iki değişik türde faaliyetle olur; Biri yerel, diğeri uzak pazarlar için. 13 Cihan Altun Birinci tür faaliyet: Pazara yakın olmaktan yaralanır. Çiftlikler şehrin yakınında çiftliklerde yetiştirilirse de iklim ve toprak koşullarının yarattığı güçlüklerle karşılaşılır. İklime ve pazara uygun bir dizi meyve ve sebze yetiştiren genel bahçe tarımı faaliyeti olarak kabul edilebilir. Bu tür faaliyete bazen pazar bahçıvanlığı da denilmektedir. Ülkemizde de şehirlerin kenarında sebze yetiştirmeye ayrılmış bahçeler bulunur. Gelişmekte olan dünyada, BM’ye göre nüfusu 1 milyonun üzerinde olan ve 815 milyon kişiyi barındıran 288 şehirde yaşayan insanların geçimin sağlayacak şehir tarımı üzerinde önemle durulması gerekmektedir. Halen dünyada geçimini şehir tarımıyla sağlayan 200 milyon dolayında şehir çiftçisinin, 700 milyon kişiyi beslediği hesaplanmıştır. Dünya gıda maddelerinin 7 de 1’i evlerin çatı katı ve balkonlarında, arka bahçelerde, havuz ve su birikintilerinde balık üretmeye kadar uzanan çeşitliktedir. Dünyanın ‘’yoksulların en yoksulu’’ denilen kesimi böylece kaliteli gıda maddesini en ucuza sağlayarak karnını doyurabilmektedir. İkinci tür faaliyet: Pazardan uzaktadır. Buna karşılık iklim, toprak ve diğer çevre elemanları bakımından son derece uygun koşullarla çalışırlar. Daha uzmanlaşmıştırlar ve meyve yetiştirilen bu bölgeler şehirlerden uzaktadırlar. ABD’nin Meksika Körfezi kıyıları, hatta Küba ve Meksika’dan başlayan bahçe ürünleri dalgası tüm mevsimler boyunca kuzeye yayılır ve son olarakta şehir çevresindeki bahçelerle birleşir. Avrupa’da da bezer bir şekilde Kuzey Afrika’dan başladıktan sonra Avrupa’ya geçer ve kuzeye doğru Fransa’nın Manş kıyılarına, Belçika’ya, Hollanda’ya ve Güney İngiltere’ye doğru ilerler. Meyve üretim bölgeleri değişik türde uzmanlaşmıştır; ABD’de Washington’un sulamayla elma yetiştirilen bölgeleri, Georgia’nın şeftali bölgesi, Avustralya’nın güneyinde meyve salatası çiftlikleri, Fransa’nın sayısız bağ bölgeleri böyledir. İklim sayesinde gelişmişlerdir. Güney Yarım Küre’de modern ulaşım koşullarıyla beraber, Arjantin, Güney Afrika, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan gelen meyveler Avrupa ve ABD pazarlarında bu bölgelerde yetişme mevsimlerinin tam tersi zamanda satılırlar. Dünya nüfusunun şehirlerde yaşayan kısmı artık yüzde 50'yi aşmıştır. 800 milyon kişi de şehir sakinlerini beslemek üzere bir şekilde "şehir tarımı"yla uğraşmaktadır. Bu da birçok ihtiyaçtan doğmaktadır: düşük gelirli şehir sakinleri gelirlerinin yüzde 40 ile 60 arasındaki bir oranını beslenmeye harcar. 2015’e kadar 26 şehrin nüfusu 10 milyonu geçecektir ki bu şehirlerden en az birisine her gün 6.000 ton gıda ithal etmek gerekecektir. BM Programı'nın (UNDP) Urban Agriculture Network adlı kuruluşa yaptırdığı üç yıl süren araştırmaların sonucuna göre, dünyadaki yoksul aileler gelirlerinin yüzde 80-90 kadarını gıdaya harcamaktadırlar. Bu oran, örneğin Sao Paulo'da (Brezilya) -zengin ya da yoksul tüm ailelerin gelirlerinin yüzde 50' sini oluştururken, İstanbul' da yüzde 60' a; Lima' da (Peru) yüzde 70 ve Ho Şi Min Şehri'nde (Vietnam) de yüzde 80'e çıkmaktadır. Şehir tanını dünyanın her yerinde hızla yayılmaktadır. Asya'daki şehirlerde yaşayan ailelerin yüzde 50'si, Kuzey Amerika’dakilerin %10’u şehir tarımıyla uğraşmaktadır. Kalkota’da 20.000 kişi şehir çöplüğünde tarım ve hayvancılık yapar. Hartum’da bu şekildedir. 14 Cihan Altun Şehir tarımı şehir içinde, kenarında iki nedenle sürdürülür: 1. Gelir düzeyi düşük ailelere destek olarak 2. Taze sebze-meyve ihtiyacını hemen erken ve doğal elde etmek için. Bahçeciliğin beden ve ruh sağlığına yararlı olmasından ötürü Amerikalıların en popüler Açıkhava rekreasyonu haline getirmiştir. Tarihte insan atıklarını eski Pers’te şehir tarımında kullanılıyordu. Machu Picchu’da su toplanıp saklanıyor güneş ışıklarından yararlanılacak şekilde mimari yapılarda sebze yetiştiriliyordu. 1. ve 2. Dünya savaşları sırasında ortaya çıkan Victory Gardens ve ABD, Kanada ve İngiltere’de meyve sebze bahçeleri iyice yaygınlaşmıştı. Community Gardening - Toplumsal bahçecilik birçok toplumda rekreasyon amaçlı olarak kamuya açıktır. Alloment gardens - paylaşımlı bahçeler ise Almanya’da 19. yy başlarında yoksulluk ve gıda güvensizliğine karşı bir tepki olarak ortaya çıkmıştı. İki bahçecilik ya da şehir tarımı türünden biri olan community garden tek bir arazi parçasında araziyi bir grup halkın birlikte -kollektif olarak- işlemesidir. Bu tür bahçeler toplumu birbirine yaklaştırır. Kamu tarafından kurulan kar gözetmeyen işletmelerdir. Hem gıda güvenliği sağlar hem de suçluluğu ve Vandalizm’i azaltır. Allotment garden ise bir alanda birkaç ya da birkaç yüze kadar arazi parsellerinin aileler ve bireylere ayrılması, bu arazilerin tek bir yerde yoğunlaşmış olmasıdır. Burada önemli olan arazinin bireyler tarafından işlenmesidir. Parsel büyüklüğü 200 ila 400 m2 arasındadır; arazi üzerinde aletlerin konulacağı ve sığınılacak bir de kulübe bulunur. Arazi genelde kira türdedir (kamudan, özel şahıslardan vb.). Köken olarak yeni sanayileşen şehirlerde şehirsel nüfusun n yoksul üyelerine gıda ve temiz hava sağlamak amacıyla yaratılmışlardı. Şimdide şehirlerin iç ve dış çevresinde 1.4 milyon örgütlü alloment gardens vardır ve gerek rekreasyon gerekse gıda üretimi hala önemli bir kazanç olarak görülmektedir. 1864’te Saksonya’da Leipzig’de ilk kez zirveye varan bu hareket ‘’Schreber Hareketi’’ olarak adlandırılmıştı. 15