MOTİVASYON - Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü
Transkript
MOTİVASYON - Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü
MOTİVASYON İnsan davranışlarının temelinde ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaçlar insanı harekete geçiren itici gücü oluşturur. Bu itici güce GÜDÜ veya MOTİV adı verilir. MOTİVASYON, Kişilerin belli bir amacı karşılamak üzere dürtü, ihtiyaç ve istekleri doğrultusunda istekli davranmaları ve hareket etmeleridir. Bireyde bir davranışı başlatan, onu yönlendiren ve sürdürülmesini sağlayan psikolojik bir olgudur. İHTİYAÇ Bireyin hissettiği eksikliktir. Motivasyon sürecinin başlangıç noktasıdır. Motivasyon (Güdüleme) nedir ? MOTİVASYON SÜRECİ İÇSEL MOTİVASYON Dışsal ödüller olmadığında dahi, başarıyı hissetmek, kişinin kendi kabiliyetlerini geliştirmesi veya öğrenmesi amacıyla oluşan, işin kendisinden ve/veya aktivitelere dahil olmaktan kaynaklanan içsel bir tatmindir. DIŞSAL MOTİVASYON Dışsal güçlerin veya çekimin sonucu olarak –örneğin maddi ödüller, sosyal statü, kaçınma ve hoş olmayan sonuçlar- oluşan motivasyondur. KİŞİLİK ve MOTİVASYON Her birey tek, biricik ve özgün bir kişilik yapısı sergiler. Sahip olduğumuz bu farklı ve özgün kişilik yapıları da, farklı motivasyonel özelliklere sahiptir. KİŞİLİK ve MOTİVASYON Güdüler ve gereksinimler her bir kişide farklı bir profil sergiler. Herkesin farklı bir “güdüler profili” vardır. Yaşamımızda hangi güdülerin etkili olduğunu öğrenmemiz, hayatımızda neleri niçin yaptığımızı, anlamamızı sağlayacaktır. Her bir bireyin kişisel ve kendine özgü bir “motivasyon süreci” mevcuttur. Kişinin motivasyon unsurlarını ve sürecini iyi bilen ve onu iyi tanıyan başka birisi de o kişiyi motive edebilme potansiyeline her zaman sahiptir. Her bireyin amaçları ve beklentileri kendine özgüdür. Kimisi için anlamlı olan şeyler, kimisi için bir şey ifade etmez. Kişiyi motive eden unsurları anlamak ve buna önem vermek, o kişiyle olan iletişim ve ilişkimizde büyük fayda sağlayacaktır. MOTİVASYON TEORİLERİ ERKEN DÖNEM TEORİLERİ Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Herzberg’in Çift Faktör Teorisi McGregor’ın X ve Y Teorisi Reddin’in Z Teorisi ÇAĞDAŞ TEORİLER ERG Teorisi Üç İhtiyaç Teorisi Bilişsel Değerlendirme Teorisi Pekiştirme Teorisi Amaç Belirleme Teorisi Beklenti Teorisi Eşitlik Teorisi Porter – Lawler Teorisi MASLOW’UN İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ MASLOW’UN İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ VARSAYIMLAR İhtiyaçlar alt sıradan başlayarak tatmin edildikçe ortadan kalkar. Tatmin edilen bir ihtiyaç motive edici unsur olmaktan çıkar ve yerini tatmin edilmemiş daha üst seviyedeki ihtiyaca bırakır. Beş ihtiyacın aynı anda varlığı mümkün olamaz. HERZBERG’İN ÇİFT FAKTÖR TEORİSİ Tatmin ≠ Tatminsizlik Motivatör Faktörler üst düzey ihtiyaçları karşılayan unsurlardır. Motivatör Faktörler iş tatminine neden olur. Varlıkları tatmin duygusu yaratır; yoklukları tatminsizlik yaratmaz. Hijyen Faktörler alt düzey ihtiyaçları karşılayan unsurlardır. Hijyen Faktörler iş tatminsizliğine neden olur. Yoklukları tatminsizlik yaratır; varlıkları tatmin yaratmaz. Herzberg’e göre: Yönetici öncelikle örgütte tatminsizliğe yol açan hijyen faktörleri iyileştirmelidir. Örn: İş güvenliği, ücret düzeyi, çalışma koşulları, vs.. Daha sonra, motivatör faktörler devreye sokulmalıdır. Örn: Başarma, tanınma, gelişme, sorumluluk verme, iş zenginleştirme MC GREGOR’IN X TEORİSİ İşgörenler çalışmayı sevmez; mümkün olduğunca kaytarırlar. Bu yüzden. Onları zorlamak, korkutmak ve sürekli kontrol etmek gerekir. Çalışanlar sorumluluk almaktan hoşlanmaz; yönlendirilmek isterler. Çalışanlar en çok iş güvenliğine önem verirler. MC GREGOR’IN Y TEORİSİ İşgörenler çalışmayı doğal kabul ederler. Çalışanlar kendilerini yönetip, otokontrol yapabilirler. Sorumluluk kabul eder ve hatta talep ederler. Her bireyde yenilikçi karar verebilme becerisi vardır. MC GREGOR’IN X ve Y TEORİSİ X TEORİSİ Maslow’un alt düzey ihtiyaçlarını gidermeye motive olmuş bireylere uygundur. Y TEORİSİ Maslow’un üst düzey ihtiyaçları baskın olan bireylere uygundur. Mc Gregor Y teorisini daha geçerli kabul ederek, Çalışanların karar verme sürecine katılmalarını, Çalışanlara sorumluluk verilmesini ve İşlerin çalışanların kendilerini geliştirebilecek biçimde tasarlanması gerektiğini önermiştir. REDDIN’IN Z KURAMI İnsan ne şeytan ne de melektir. İnsanın düşünme, karar verme ve azmetme yeteneği vardır. İnsan doğuştan iyi ya da kötü değildir. Koşullara göre ikisine de yatkın olabilir. Üç İhtiyaç Teorisi (Öğrenilmiş İhtiyaçlar Teorisi) David Mc Clelland (1917-1998) Yale Üniversitesi Psikolog BAŞARMA İHTİYACI Başarının sonucunda elde edilen ödülden ziyade, başarılı olmanın verdiği hazzı tatma ihtiyacıdır. Başarma ihtiyacı yüksek olan bireyler: Bireysel sorumluluk almak isterler. Performanslarına dair hemen bilgi almak isterler. Sürekli iş düşünürler. Bir işi yarım bırakmaktan rahatsız olurlar. Hedefleri ne çok zor, ne de kolay olmalıdır. Açıkça belirlenmiş, rutin olmayan, geri bildirim alabilecekleri, sorumluluk gerektiren, potansiyel zorlayan görevlerle motive olurlar. GÜÇ İHTİYACI Başkalarını etkileme, her şeyi kontrol altında tutma ihtiyacıdır. Sosyal güç ihtiyacı yüksek olan bireyler: Güçlerini örgüt/grup amaçları için kullanmak isterler. Kişisel güç ihtiyacı yüksek olan bireyler: Bireysel başarılarını her şeyin üstünde tutarlar. Güç ihtiyacı yüksek olan bireyler: Karar sürecinde etkili olabildiklerinde, kendi işlerini kendileri planlayıp kontrol edebildiklerinde ve işin bütününde etkili olabildiklerinde motive olabilirler. Üç İhtiyaç Teorisi İNSAN İLİŞKİLERİ İHTİYACI Başkalarıyla dostça ve yakın ilişkiler içinde olma arzusudur. İnsan ilişkileri ihtiyacı yüksek olan bireyler: İşbirlikçi ve iyi ilişkilerin olduğu ortamları tercih ederler. Kendilerini ekibin bir üyesi gibi algılayacakları bir sosyal ortamda motive olurlar. Takdir edilmek ve fark edilmek bu bireyler için çok önemlidir. Eşitlik Teorisi Stacy Adams (1965) Eşitlik duygusu, bireyi bulunduğu durumu korumaya motive eder. Eşitsizlik duygusu, bireyi eşitsizliği ortadan kaldırmaya yöneltir. MOTİVASYON ARACI OLARAK YÖNETİM TEKNİKLERİ AMAÇLARA GÖRE YÖNETİM Peter Drucker (1954) Amaçlar örgütlerde bir denetim aracı olarak değil, bireyleri motive etmek için kullanılır. Öncelikle temel amaçlar belirlenir. Astlar ve üstler temel amaçları gerçekleştirecek diğer amaçları birlikte oluştururlar. Her yönetici her bir astına kendi bölüm amaçlarını açıklar. Birlikte bu amacı gerçekleştirmek için neler yapmaları gerektiğini belirlerler. Süreç düzenli aralıklarla gözden geçirilir. Bu bir felsefedir. Yönetimde olayların arkasından gitmeyi (reaktif olmayı) değil, olaylara yön vermeyi (proaktif olmayı) öngörür. Çalışanlara yönetime katılma imkanı verir. Bir planlama ve kontrol aracıdır. ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA DEĞİŞİM Pekiştirme İstenen davranışın sürekliliği için ödüllendirme, istenmeyen davranışın engellenmesi için cezalandırma uygulaması Bu modelde, olumlu pekiştireçlerin kullanılması önerilir. Zamanla olumlu pekiştireçler etkilerini kaybederek, normal hak edişler gibi algılanmaya başlayabilir. ZAMAN UYGULAMALARI Alternatif Çalışma Saatleri 5 gün x 8 saat = 4 gün x 10 saat Esnek Saat Uygulamasının Faydaları Devamsızlıklarda azalma Üretkenlik arttırma Fazla mesai harcamalarında azalma Verimlilikte artış Ast – üst gerginliğinde azalma İŞ TASARIMI İşin tamamlanmasını sağlamak için işi oluşturan görevlerin tasarlanmasıdır. Aynı zamanda, işleri daha az rutin ve daha anlamlı hale getirme amacına hizmet etmektedir. İŞ GENİŞLETME İşin yatay çeşitlendirilmesidir. Eğer bir çalışan aynı beceriyi gerektiren birden fazla çeşitte işler yapıyorsa, işler yatay çeşitlendirilmiş demektir. Çalışanlar bu şekilde işin gerektirdiği tüm birimlerde çalışabilirler. Amaç işin sıkıcı olmasını engellemektir. İŞ ZENGİNLEŞTİRME İşin dikey çeşitlendirilmesidir. Bireyin kendi işini planlama, uygulama ve değerlendirme süreçleri ile özgürlüğü ve sorumluluğu artar. Oldukça motive edicidir. İŞ ROTASYONU Çalışanı belirli süreler için aynı düzeyde başka işlere yönlendirmektir. Sürekli tekrardan kaynaklanan sıkıcılığa azaltmak için kullanılan bir yöntemdir. Uzman çalışanlar için motive edici değildir. EKİP ÇALIŞMALARI Genellikle rutin olmayan işler için takımlar oluşturulur. Takım çalışmaları kaliteyi arttırır, çalışanların tatminini arttırır, devamsızlığını azaltır. Kısa Dönemli Takımlar Kalite iyileştirme, ürün ve hizmet tasarımı, problem çözümü gibi konular için Uzun Dönemli Takımlar Kendi kendini yönlendirebilen gruplardır. Kendi iş süreçlerinde belirli değişiklikler yapabilirler. İŞ ÖZELLİKLERİ MODELİ Temel iş özelliklerini belirleyerek, işleri daha iyi tasarımlamayı amaçlayan bir modeldir. Bu modelde amaç, temel iş boyutlarını çalışan açısından olumlu olacak şekilde tasarlayarak, işi zenginleştirmektir. ÖVMEK ve FARK ETMEK Çalışanların çabalarının amirleri tarafından fark edilmesi ve övülmesi motivasyon açısından çok önemlidir. Övgüde şu hususlara dikkat etmek gerekir: › Zamanlama › Samimiyet › Neden belirtmek › Olumlu olmak › Görmek › Odaklanmak ÜCRET UYGULAMALARI Bireye verilen parasal teşvikler içsel motivasyonu arttırmamakta; hatta azaltmaktadır. UZMAN PERSONEL İÇİN MADDİ UYGULAMALAR Ödül sisteminin adaletli olmasına dikkat edilmelidir. Kilit elemanlar özel bir ücrete tabi tutulmalıdır. Esnek ücret uygulamasıyla, çalışanların kendilerini özel hissetmeleri sağlanabilir. Ücret yerine lojman, yemek kartı, araba, sağlık sigortası, vs… olabilir. UZMAN PERSONEL İÇİN DİĞER UYGULAMALAR Hiyerarşiye bağlı ödül sistemi yerine, uzmanlık ve beceriye dayalı ödül sistemi Çalışanların kendilerini geliştirebilmeleri için çeşitli imkanlar (Örn: Hizmet içi eğitimler) UZMAN PERSONEL İÇİN PERFORMANSA DAYALI TEŞVİK UYGULAMALARI PARÇA BAŞI ÜCRET SİSTEMİ Standart bir üretim miktarı belirlenir. Altına düşmemek kaydıyla belirli asgari ücret ödenir. Üzerine çıkılan her birim için fazladan ücret ödenir. GRUPLAR İÇİN TEŞVİK UYGULAMALARI Kendi kendilerini yöneten ekiplerin birlikte ödüllendirilmeleri daha doğrudur. Küçük gruplar için daha verimli sonuçlar verir. ÖRGÜTÜN TÜMÜNE UYGULANABİLEN SİSTEMLER A) Kar Paylaşımı Alınan ücrete ek olarak örgütün karından pay verme B) Kazanç Paylaşımı Üretimdeki artışa odaklıdır. Daha kısa sürede, daha çok üretim gerçekleştirildiğinde sağlanan maliyet tasarrufu çalışanlar arasında paylaştırılır. C) Hisse Paylaşımı Çalışanların işi ve örgütü sahiplenme duygusunu arttırmaya yöneliktir. MOTİVASYON İÇİN ÖNERİLER Bireysel motivasyonda mevcut durum açıkça belirlenmelidir. Mevcut durum ile hedefler arasındaki yolda, ulaşılabilir beklentilere ilişkin ölçümler belirlenmektedir. Bireyler çaba gösterirken kendi değerleri ile uyumlu davranışlar göstermelerine imkan verilmelidir. Çalışanlara işletmede neler olup bittiği, onlardan ne beklendiği ve gelecekte olabilecekler hakkında bilgi verilmelidir. Yönetici ve çalışanlar birbirlerine karşılıklı güvenmelidir. Çalışanların yerine göre risk almasına izin verilmelidir. Çalışanlar örgütleri tarafından korunup kollandığını hissetmelidir. Yöneticinin hızlı karar vermesi ve ekibini sonuca odaklaması gereklidir. Farklı düzeylerdeki bireylere farklı güdüleyiciler sunmak gerekir. Çalışanlar zorlu hedeflere ulaşmaya motive edilirken, hızlı hareket etmeye de yönlendirilmelidir. MOTİVASYONDA ESAS OLAN İYİ LİDERLİKTİR! BİREYSEL MOTİVASYON Bireyin kendi kendini herhangi bir işi başarma konusunda motive etmesidir. MOTİVASYONU BOZAN İÇ ETKENLER A) ÇALIŞMA İSTEKSİZLİĞİ Çalışma isteksizliği pek çok nedene bağlı olabilir: Hedef tespiti yapmamak Plansız çalışmak İşi tam olarak anlamamak İşin çok veya zor olması İşi ertelemek ÇALIŞMA İSTEKSİZLİĞİNİ ORTADAN KALDIRMAK İÇİN Çalışma bir İHTİYAÇ olarak görülmeli HEDEF tespiti yapılmalı Anlaşılmayan konular ARAŞTIRılmalı İş EĞLENCELİ hale getirmeli Bütün PARÇALARA ayrılmalı Başarıyı HAYAL ETmeli Mümkünse GRUP çalışması yapılmalı Belirsizliği ortadan kaldırmak için PLAN yapılmalı YAPILMAMIŞ DİĞER İŞLERİ HALLETMELİ Mazeret üretilmemeli. Eldeki İMKANLAR düşünülmeli ve değerlendirilmeli. Çalışmada ERTELEME yapılmamalı. Duvara motivasyonunu artıracak SÖZLER asılmalı. Hayata OLUMLU BAKMALI. Her şey düşüncede başlar. SOSYAL İHTİYAÇLAR göz ardı edilmemeli. İNANMAK başarmanın yarısıdır. ÇİVİ ÇİVİYİ SÖKER. Çalışmanın istenmediği zamanlarda bile çalışmak denenmeli. B) ENDİŞEYE KAPILMA Planlı programlı çalışın. “ Büyük işler başaran insanlar her zaman hayallerini gerçekleştirebilmek için inatla ve dirençle başarısızlıkların karşısında direnen kişiler olmuştur.” C) KENDİNE GÜVENSİZLİK İnsanın kendine güvensizliği kendini tam olarak tanımamasından ve başarılı olacağına İnanmamasından kaynaklanır. Öncelikle kendinizi her yönünüzle çok iyi tanıyın. Performansınızı ,yapabileceklerinizi tespit edin. Bilinçaltınıza daima yapabileceğinize, başarabileceğinize dair olumlu mesajlar gönderin. D) BAŞARACAĞINA İNANMAMA Kişinin Önündeki En Büyük Engel KENDİSİDİR ! BAŞARACAĞINIZA İNANMIYORSANIZ BAŞARAMAZSINIZ! O HALDE; BAŞARMAK İÇİN İNANMALISINIZ E) UMUTSUZLUĞA KAPILMA, PES ETME Olmuyor, Ne yaparsam yapayım sonuç değişmiyor, Boşuna uğraşıyorum… Pes etmeye başlamak her şeyin sonunu hazırlar. Tüm emeğiniz,çabanız boşa gider. ÇEVRE- AİLE -ARKADAŞLAR Çevrenin etkisine karşı kalkanlarınızı geliştirin. Kendinizi başkasıyla kıyaslamayın. OLUMSUZ DÜŞÜNEN İNSANLARI DUYMAYIN…. ONLAR KALBİNİZDEKİ TÜM ÜMİTLERİ ÇALABİLİRLER! KISACA… Yapacağınız çalışmaları ertelemeyin, Çalışmaya yöneltecek güzel sözler bulun. Kendinize engel olmayın. İnanın. Kendinize zaman ayırın. Merak edin. Çalışmayı sevin. Somut hedeflere kilitlenin. Mazeretlere sığınmayın. Moralinizi bozmayın. Başarısız olmaktan korkmayın. Kendinize ödül verin. Okuyun. İsteyin ve azimli olun. PAZARLAMA YÖNETİMİ PAZARLAMA NEDİR? PAZARLAMA, ilk başlarda, iki veya daha fazla taraf arasında gerçekleşen mübadele/değişim süreci olarak tanımlanmıştır. Değişen çevre koşullarının da etkisiyle, içinde birçok fonksiyonu barındıran “Modern Pazarlama Anlayışı”na dönüşmüştür. PAZARLAMANIN ORTAYA ÇIKIŞI İlkel Toplumlar Üretimde İhtisaslaşma ve işbölümü gerekliliği İnsanlararası bağımlılık oluşumu Takas Kompleks yapıda üretim Üretici-tüketici arası denge Pazarlama Bilimi, Endüsri devrimiyle birlikte ABD’de ortaya çıkmıştır.. PAZARLAMANIN TANIMI 1950’lerde pazarlama anlayışı, mal ve hizmetlerin üreticiden tüketiciye veya kullanıcıya doğru akışını yönelten işletme faaliyetlerinin yerine getirilmesi şeklindedir. Mübadele ve satış üzerinde durulmuştur. 1970’lerde ünlü bilim adamı Philips Kotler, kar amacı olmayan kuruluşların da pazarlama faaliyetleri yapabileceğini ifade etmiştir. Kotler pazarlamanın toplumsal ve sosyal boyutlarını ortaya çıkarmıştır. 1985 yılında Amerikan Pazarlama Birliği pazarlamanın tanımını şu şekilde yapmıştır: “Pazarlama, kişisel ve örgütsel amaçlara ulaşmayı sağlayacak mübadeleleri gerçekleştirmek üzere, fikirlerin, malların ve hizmetlerin geliştirilmesi, fiyatlandırılması, tutundurulması ve dağıtılmasına ilişkin planlama ve uygulama sürecidir.” PAZARLAMANIN ÖZELLİKLERİ Pazarlama, oldukça çok ve çeşitli faaliyetler bütünü veya sistemidir. Pazarlama, insan ihtiyaçlarını karşılayıcı bir mübadele faaliyetidir. Pazarlama, mallar, hizmetler ve fikirlerle ilgilidir. Pazarlama sadece bir malın reklamı veya satış faaliyeti olmayıp, daha üretim öncesinde mamulün fikir olarak planlanıp geliştirilmesinden başlayarak, fiyatlandırılması, tutundurulması ve dağıtımıyla ilgilidir. Pazarlama bir işletme faaliyetleri grubu olarak, çok dinamik yapıda sürekli ve sık sık değişebilen bir ortamda yürütülür. Pazarlamanın Gelişimi Pazarlamada Üretim Anlayışı 1850-1930’lar Talep arzdan fazla Henry FORD,’un T modeli için meşhur sözü: “Siyah olmak kaydıyla, istediğiniz modeli seçin.” Ürün maliyetlerinin çok yüksek olmasından dolayı, maliyet düşürücü önlemler alınmıştır. Pazarlamada Satış Anlayışı 1929-1933 arası yaşanan Büyük Ekonomik Kriz ile ortaya çıkmıştır. Üretip büyüyerek değil de, üretilenlerin satılarak krizin aşılabileceği düşünülmüştür. Arz taleple denktir. Yoğun tutundurma faaliyetleri sergilenmiştir. Ne üretirsem onu satarım, yeter ki satmasını bileyim anlayışı egemendir. Pazarlamada “Modern Pazarlama” Anlayışı Tüketiciyi tatmin ederek kar sağlama diye ifade edilen bu anlayış, 1960’larda ve 1970’lerde başta ABD olmak üzere yaygınlaşmıştır. Bu yaklaşımın en başta gelen özelliği, işletme yönetimince tüketicilere sunulan mal ve hizmetlerin mübadele edilmesiyle ilgili olarak yapılan çalışmalarda, tüketicinin ve tüketici tatmininin ön plana çıkarılmasıdır. Modern Pazarlama Anlayışının İlkeleri: Tüketiciye Yönelik Tutum Bütünleşmiş Pazarlama Çabaları Uzun Dönemde Karlılık Tüketiciye Yönelik Tutum Modern pazarlamanın temelini oluşturur. Tüketiciye yönelik tutum, alıcının isteklerini, gereksinimlerini saptayarak ona göre üretim ve pazarlama yapmayı gerektirir. Satışlar iki kaynaktan gelir: ◦ Yeni müşteriler ◦ Sürekli müşteriler Yeni müşterinin işletmeye maliyeti daha yüksektir. Sürekli müşteri tekrar satın alır; firma ürünleri hakkında başkalarına iyi şeyler söyler; rakip markalara çok fazla itibar etmez ve aynı işletmenin diğer ürünlerini de alır. Bütünleşmiş Pazarlama Pazarlama departmanı diğer bölümlerle uyum içinde olmalıdır. Pazarlama departmanı kendi alt bölümleri arasında da uyumu sağlamalıdır. Uzun Dönemde Karlılık Birçok işletme uzun dönemli düşünmek yerine kısa dönemde kar etmeye önem verir. Yatırımlarını en kısa zamanda gelire, kara dönüştürmeyi hedefler. Gelişmekte olan ülkelerde ve ülkemizde bu yaklaşım daha yaygın ise de , değişen koşullar, özellikle dünya pazarlarının küreselleşme eğilimi, işletmeleri her yerde uzun dönemli düşünmeye ve planlama yapmaya zorlamaktadır. Müşteri şikayetiyle iade edilen ürünler ilk etapta zarara sebep olsa da; elde edilen müşteri memnuniyeti uzun dönemde kazanca dönüşebilmektedir. PAZAR YÖNLÜLÜK Müşteri tatmininden daha ötede bir kavramdır. Beş öğesi vardır: 1)Müşteri yönlülük: Onlara sürekli üstün değer verebilmek için hedef alıcıların yeterince tanınması (Örn.pazar araştırmaları yapmak) 2)Rakip yönlülük: Mevcut ve potansiyel rakiplerin güçlü ve zayıf yönleri ile stratejilerinin bilinmesi (Örn. SWOT analizi, kıyaslama yapmak) 3)Fonksiyonlar arası eşgüdüm: İşletme kaynaklarının müşteri için değer yaratmaya yoğunlaşacak şekilde güdümlenip harekete geçirilmesi (Örn. Pazarlama karması arasında uyum) 4)Uzun dönemli konsantrasyon: Gerekli yatırımları yaparak değer artırıcı araştırmaları sürdürmek, (Örn. Vizyon sahibi olmak, Ar-Ge çalışmaları yapmak) 5)Karlılık: Hem uzun vadeli giderleri karşılayıcı hem de varlığına neden olan temel öğeleri tatmin etmek (Örn. Müşteri sadakati sağlamak) PAZAR ARAŞTIRMASI PAZAR NERESİDİR? Ürün ya da hizmetin el değiştirdiği (taleple arzın birleştiği) her yer Mağaza, hal, manav, restoran, banka, ev, internet ortamı, sokak… HEDEF PAZAR Hedef Pazarın Özelliklerini Anlamak Potansiyel müşteri özellikleri Pazarın büyüklüğü Satın alma gücü Rakipler (ürünler ve firmalar) belirlendikten sonra hedefler konulmalı ve pazarlama ve üretim faaliyetleri başlamalıdır. POTANSİYEL MÜŞTERİM KİM? Kimler? Kaç yaşındalar? Yaş, cinsiyet, gelir, iş? İhtiyaç duydukları miktar? Neye ihtiyaçları var? Nasıl ödeyecekler? Nerede yaşıyorlar? Hayat stilleri, sosyal sınıfları, kişilikleri? Nasıl alışveriş yapıyorlar? Benim ürünümle/hizmetimle sağlayacakları fayda, fırsat, kullanım nedir? Benim karşılamaya talip olduğum İhtiyacı nerede/nasıl karşılıyorlar? PAZAR ARAŞTIRMASI Pazar nasıl araştırılır? Pazarın özelliklerini anlayabilmek için yapılan çalışmalara pazarı tanımak (Pazar araştırması) denilmektedir. Gözlem, sözlü veya yazılı anketler, hazır araştırmaların incelenmesi, masa başında veya pazardaki üretici, satıcı gibi firmalarla yüz yüze yapılan görüşmelerdir. ÇEVRE ETKENLERİ 1. Çevre Ekonomik koşullar, pazarın büyümesi, yeni eğilimler, kanunlar, vergiler İş dünyası,tedarikçiler, sanayi Pazar ve rekabet 2. Biz İnsan ve mali kaynaklar Kişisel, sosyal konumumuz Diğer kişisel noktalar Teknik bilgimiz, kişisel tecrübe ve yeteneklerimiz RAKİPLERİMİZ 1.Rakiplerimiz kimler? 2.Ne yapıyorlar, hedefleri ve amaçları neler? 3.Rakiplerin güçlü yanları ve kısıtlamaları neler? 4.Hangi zayıflıkları onları savunmasız kılıyor? 5.İlerde ne tarz değişiklikler yapabilirler? TEMEL PAZARLAMA STRATEJİSİ Pazarlama Karması (4P) ÜRÜN/HİZMET Hedef kitlenin beklentilerine cevap verecek ürün/hizmet tanımlaması Rakiplerin sunduğu ürün/hizmet ile bizim tanımlamamızın farkları KONUMLANDIRMA (YER) İşletmenin hitap edeceği hedef kitlenin belirlenmesi Bu hedef kitlenin beklentilerinin tespit edilmesi FİYAT Talebe göre fiyat: Daha geçerlidir, çünkü Pazar tepkisini göz önünde tutar. Talep fiyatı ürün maliyetini göz önüne almaz. Maliyetten ziyade ürünün piyasadaki kıymeti fiyatı belirler. Maliyete göre fiyat: Maliyetlerin üstüne, kar amaçlı, sabit bir yüzdenin eklenmesi ile hesaplanır. Rakiplerden benzer bir uygulama geldiği takdirde fiyatların düşmesine ve kar marjının daralmasına neden olur. Yeni-Ürün Fiyatlandırma Stratejileri Pazarın Kaymağını Alma: ◦ Yüksek fiyatla pazara girip, pazarın kaymağını almak ◦ Az ama daha karlı satış yapılabilir Ne zaman kullanılır: ◦ Ürün kalitesi ve imajı yüksek fiyatı destekler olmalı ◦ Az miktarda üretimden kaynaklanan maliyetler çok yüksek olmamalı ◦ Rakipler pazara kolayca girememeli ◦ Talep inelastik olmalı: Hangi fiyattan olursa olsun satın alacak bir hedef pazar olmalı. ◦ Yeni-Ürün Fiyatlandırma Stratejileri Pazara Nüfuz Etme: ◦ Pazara derinlemesine ve çabuk nüfuz etmek için giriş fiyatını düşük tutmak ◦ Daha fazla sayıda alıcının dikkatini daha kısa sürede çekerek yüksek pazar payı sağlayabilir. Ne zaman kullanılır : ◦ Pazarın yüksek fiyat duyarlılığı olması(talep esnek) gerekir ki düşük fiyat büyümeyi beraberinde getirsin. ◦ Satış hacmi arttıkça maliyetler azalmalı TANITIM / TUTUNDURMA Müşteri ürün veya hizmetinizi bilmiyorsa, nasıl SİZİN müşteriniz olabilir? Siz müşterinizi tanımıyorsanız onu nasıl hizmetinizden haberdar edeceksiniz? Tanıtımın Yararları İnsanlara varlığınızı gösterir Sunduğunuz teklifleri insanların fark etmesini sağlar Satışları artırır Piyasada boşluk yakalamanızı sağlar Daha rekabetçi yapar Firma adı ve marka yaratmanıza katkı yapar Müşteri sadakatini destekler Piyasada Pazar payınızı korumanızı sağlar İşletmenizle ilgili bir imaj yaratmanıza katkı yapar Tanıtım Seçenekleri Kulaktan kulağa bilgi yayma, ağ oluşturma, halkla ilişkiler İşletmenin ünvanı, logosu, başlıklı kağıtları, iş kartları Tabela , ambalaj malzemeleri Broşürleri, afişleri, el ilanları Yüz yüze satış Posta veya telefonla doğrudan pazarlama Teşvikler, indirimler, yarışmalar, ödüller, sponsorluklar Promosyonlar Reklam Müşteri hizmetleri servisi Tanıtımın Formülü Dikkat çekmek İlgi uyandırmak İstek uyandırmak Harekete geçirmek Tanıtım Kampanyası İşletmenin genel hedef ve amacını belirleyiniz Tanıtım hedeflerini belirleyiniz Tanıtım giderleri, etkinliği , zaman çizelgesi Tanıtım kampanyasını tasarlayınız Denemesini yapınız, düzeltiniz Tanıtım kampanyasını uygulayınız TANITIM-İNTERNET İnternet şu ana kadar ki satış şeklini hızla değiştirmektedir. Tüketiciler artık oturdukları yerden binlerce ürünü tek bir tuşla araştırmakta ve online olarak satın almaktadır. İşletmelerin artık müşteri bulmak ve tutabilmek için online satış stratejisi geliştirmeye ihtiyaçları vardır. E-ticaretin inceliklerini kapsayan iş planı pazarlamanın bir parçası olmuştur. TUTUNDURMA Tutundurma , işletme tarafından hedef pazara gönderilen ve alıcılarla iletişim kurmak için ve hizmetlerle ilgili bilgi vererek, işletme yararına gerekli diğer değişiklikleri sağlamaya yönelik mesajların iletilmesine ilişkin pazarlama çabalarıdır. Tutundurma Karması Araçları Reklam / Advertising Satış tutundurma / Sales Promotion Halkla İlişkiler / Public Relations Kişisel Satış / Personal Selling Doğrudan Pazarlama / Direct Marketing Tutundurma Karmasını Etkileyen Faktörler Tutundurma bütçesi Pazarın nitelikleri Malın nitelikleri Mal yaşam sürecinin seyri İzlenecek tutundurma stratejisi Alıcının bilgilenme düzeyi İzlenecek Tutundurma Stratejisi İtme Stratejisi (Push Strategy) : Üretici işletme, pazarlama çabalarını aracılara yöneltir, bu çabalar talebi uyarır, aracılar da alıcılara bu malı ulaştırır. Çekme Stratejisi (Pull Strategy): Üretici işletme, pazarlama çabalarını alıcılara yöneltir, alıcılar bu malı aracılardan talep eder, aracılar da bu talebi üreticilere ulaştırarak malı bulundurmak üzere sipariş verirler. Tutundurma Karmasını Oluşturma Süreci Hedef kitlenin tanımlanması Amaçların belirlenmesi Mesajın hazırlanması İletişim kanalının seçimi Tutundurma bütçesinin hazırlanması Uygun tutundurma karmasının oluşturulması Tutundurma eylemlerinin sonuçlarının saptanması Bütünsel pazarlama iletişiminin yönetimi ve koordinasyonu İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ Üretim Faktörleri Emek (İnsan Kaynakları) Sermaye Doğal Kaynaklar Girişimci İnsan kaynakları örgütlerin stratejik kaynaklarıdır. İnsan Kaynakları Yönetimi, işletme için gerekli olan insanın sağlanması, geliştirilmesi ve yasalar çerçevesinde etkin bir şekilde çalıştırılması ve işletmede barındırılması çabalarını içerir. İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ İnsan kaynakları yönetimi iki temel felsefe üzerine kuruludur: 1. İşletme amaçları doğrultusunda insanın verimli kullanılması, 2. İşgören ihtiyaçlarının karşılanması ve gelişimin sağlanması. İnsan kaynakları yönetimi; personelin bulunması ve seçilmesi,eğitimi, geliştirilmesi, motive edilmesi, performans değerlemesini ve kariyer yönetimini kapsamaktadır. İnsan kaynakları yönetiminin işletmeye sağlayacağı katkılar: 1) İnsan kaynaklarının bilinçli yönetimi işletme için yatırım ve karlılık getirir, 2) İşletmeye sürekli olarak gelişme olanakları sağlar, 3) Çalışanların iş güvenliğini ve işgören sağlığını korumaya yardımcı olur, 4) Değişime açık ve başarı için motivasyonu yüksek insan gücüne sahip olmasını sağlar. İnsan Kaynakları Yönetiminin Amaçları Ana hedefi; çalışanların yaratıcı katkılarını ahlaki ve sosyal sorumluluk anlayışıyla arttırmak, örgütün stratejik amaçlarının gerçekleşmesini desteklemektir. Evrensel amaçları; topluma, örgüte, işleve ve kişisel amaçlara yönelik olup bütün bunlar örgütteki verimliliği destekleyecek, çalışma yaşamının kalitesine katkı sağlayacak ve rekabet üstünlüğü fırsatı doğuracaktır. İK Yönetimini Etkileyen Faktörler İŞ ANALİZİ VE İŞ TASARIMI İnsan kaynakları yönetimi faaliyetlerinin ve uygulamalarının etkili bir şekilde yerine getirilebilmesi için iş analizi yapılmalı ve elde edilen bilgiler doğrultusunda işlerin ne olduğu, bu işleri hangi özelliklere sahip çalışanların yapacağı belirlenmelidir. İş analizi, işlerin ekonomik ve en kısa sürede yerine getirilmesi için o işle ilgili bilgilerin sistemli olarak toplanıp analiz edilmesi sürecidir. Personel seçimi, ücretlendirme, iş değerlemesi, eğitim ve geliştirme, performans değerlemesi gibi süreçlerin uygulanmasında insan kaynaklarının alt yapısını oluşturan iş analizi ile elde edilen veriler kullanılır. İşler analiz edilerek iş tanımlarına ulaşılır. İş Analizinin Amaçları: Gelecekte ihtiyaç duyulacak çalışanların tespiti ile insan kaynakları planlamasına katkıda bulunmak, İşe alımdaki kriterleri net olarak belirlemek, Eğitim ihtiyaçlarını tespit etmek, Olumsuz çalışma koşullarını ortadan kaldırmak için yapılacakları belirlemek, Yasal düzenlemelerin yapılmasında gerekli verileri sağlamak. İŞ ANALİZİ VE İŞ TASARIMI İş Analiz Süreci: İşin kimliğini tespit etme Soru formu hazırlama Bilgi toplama aşamalarından meydana gelir. İşler analiz edilirken, beceri, çaba, sorumluluk ve iş koşulları açısından da değerlendirilir. İş Şartnamesi (iş gerekleri): bir çalışanın belirli bir işi yapabilmesi için gerekli olan nitelikleri belirten yazılı bir belgedir. İş şartnamesi, tedarik, seçim, eğitim-geliştirme, ücret ve terfi belirlemekte kullanılmaktadır. İş şartnamesinde işin kimliği, öğrenim gerekleri, özel bilgi gerekleri, fiziksel gerek ve beceriler ve kişilik gerekleri gibi unsurlar yer almaktadır. İş Tanımının Unsurları: İşin adı, Bağlı olduğu departman, Görev unvanlarını kapsayan işin kimliği, İşin özeti, Çalışanın yapması gereken görevlerin ne, nerede, ne zaman, niçin, kim ifadelerine cevap verecek şekilde yer aldığı görev ve sorumluluklar, Bilgi, beceri ve yetenekler, Yetki durumu, İşinde kullandığı araç gereçler. İNSAN KAYNAKLARI PLANLAMASI İnsan kaynakları planlaması, işletmenin ihtiyaç duyduğu insan gücünün nitelik ve sayısal olarak önceden saptanmasıdır. İnsan kaynakları planlaması, işletmelerde verimliliği, dolayısıyla karlılığı etkileyen ve belirleyen temel unsurlardan biridir. İşletmede çalışacak personelin nerede, ne zaman ve nasıl sağlanacağının önceden belirlenmesidir. İnsan Kaynakları Planlaması iş analizine dayalıdır. İnsan Kaynakları Planlaması, işgücünün yapısı, yasal düzenlemeler, ekonomik koşullar, coğrafya ve rekabet koşulları, teknoloji ve sendikalar, gibi dış çevresel faktörlerin dışında işlerin analizi, örgüt kültürü ve yönetim tarzı, işgücü ve beceri envanteri gibi kontrol edilebilen iç çevre faktörlerinin de etkisi altındadır. İK Planlamasında Kullanılan Araçlar: İşgücü Envanteri: İşletmedeki mevcut işgörenin sayı ve nitelik olarak özelliklerini ortaya koyan bilgilerdir. İşgücü beceri envanteri: her bir çalışan için ayrı ayrı niteliklerin bireysel değerlendirmesidir. İşgücü genel envanteri: çalışanların çalıştığı işler, eğitim düzeyi cinsiyet, kıdem, yaş, gibi ölçütlere göre gruplandırılmasıdır. İşgören Devir Oranı (Hızı): İşletmeden bir dönem içinde çeşitli nedenlerle ayrılan işgörenin yüzde olarak oranını gösterir. ÇALIŞAN BULMA, SEÇME VE YERLEŞTİRME İş İlgililiği: tüm istihdam kararlarının bir pozisyonun gerekliliklerine dayalı olmasını yani işe alım, değerlendirme, terfi ve ödüllendirmede kullanılan kriterlerin doğrudan yapılan işle ilgili olmasını gerektirmektedir. Çalışan Tedariki: yeni açılan veya boşalan pozisyonlara adayları bulmak için yapılan faaliyetlerdir. Çalışan ihtiyacını karşılamak amacıyla iç ve dış tedarik çevrelerine başvurulur. Çalışan Bulma: İşe uygun nitelikteki adayların işletmeye başvurmasını sağlamaktır. İşgören Bulma Yöntemleri İşyerinde yapılan kişisel başvurular Çalışanların önerileri Duyurular Özel danışmanlık firmaları Eğitim kurumları ve çeşitli meslek kuruluşları Seçme ve Yerleştirme Faaliyeti: aday havuzundan en nitelikli adayları belirlemek ve istihdam etmektir. Seçme Süreci: ihtiyaca göre başvuran adaylardan bir dizi faaliyet sonucunda seçim yapılmasıdır. Başvuru formu, Özgeçmişler (CV): Bir iş başvurusu; başvuru sahibinden geçmişi, eğitim ve deneyim, gibi bilgileri vermesini isteyen standart bir formdur. CV ise başvuru sahibinin hazırladığı nitelikleri ve kariyer hedefleri ile ilgili ifadeleri içermektedir. Eleme Mülakatları: Mülakat planlanmış, yüz yüze ve sözlü ilişkiyi gerektiren, farklı ve değişken roller ile bilgi edinmek üzere soru ve cevap yöntemini uygulayan ve ciddi bir amacı olan bir araç olarak tanımlanır. Yetenek ve Yeterlilik Testi: Bu testlerin iki koşulu karşılaması gerekmektedir: İşle ilgili olmalıdır ve testin yüksek puan alanların söz konusu işte daha iyi performans sergileyeceğini açık bir biçimde belirtmesi gerekmektedir. Fiziki sınavlar ve testler: Başvuru sahipleri ile görüşüldükten ve referansları kontrol edildikten sonra yönetici bir işe alım kararı verecektir. Ancak, bir teklif yapılmadan önce bazı örgütler fiziksel sınavlar istemektedir. EĞİTİM VE GELİŞTİRME Eğitim: önceden saptanmış amaçlara göre insan davranışlarında belirli gelişmeler sağlamaya yarayan etkinlikler dizisidir. Geliştirme: kişide bulunan ancak açığa çıkarılmamış beceri ve yeteneklerin ortaya çıkarılmasını ve değiştirilmesini sağlar. Yetiştirme: daha çok yeni işe girmiş personele yeni yetenekler kazandırılması ve işin gereklerine göre kişiye gerekli bilgi ve beceri düzeyine ulaştırılması için yürütülen eğitim faaliyetidir. Oryantasyon (işe alıştırma) Programın amacı, yeni işgörenin bilgi ve ilgi ihtiyacını karşılayarak onu işletmeye kazandırmaktır. İşe alıştırma programında, İşletmenin tanıtımı yapılır. İşgörenin hakları anlatılır. İşe ilişkin bilgiler öğretilir. Diğer çalışanlar, yöneticiler vs. ile tanıştırılır. Eğitim Yöntemleri: İş dışında eğitim: Çalışma saatleri ve işyeri dışında gerçekleştirilen eğitim şekilleri ve yöntemleridir. (Konferanslar, Seminerler, İnceleme gezileri, Kurslar). İş başında eğitim: (Geleneksel Eğitim Yöntemleri) çalışanın görevini yerine getirdiği sırada eğitime tabii tutulmasıdır. (Çıraklık eğitimi, stajyerlik ve iş rotasyonu). KARİYER YÖNETİMİ VE PLANLAMASI Kariyer: belirli bir meslekte gelişmeyi ve hiyerarşik olarak sürekli yükselmeyi ifade eder. Kariyer Yönetimi: bir yandan çalışanların kariyerlerinin planlamasını ve yönetilmesini sağlayan bir yandan da çalışanların tercih ve kapasitelerini karşılayacak olan örgüte ait süreçlerin uygulanmasıdır. Kariyer Planlama: işletmede çeşitli pozisyonlarda çalışan kişilerin belirlenen hedefler doğrultusunda gelişim sağlamasına yönelik bilinçli bir plan yapılması sürecidir. PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ Performans: işletmede çalışan kişilerin görev ve sorumluluklarını etkili ve verimli bir şekilde yerine getirmelerini ifade eder. Performans Değerlendirme: bir yöneticinin belirlenmiş standartlarla karşılaştırma ve ölçme yaparak çalışanların performanslarını değerlendirdiği bir süreçtir. Bir performans değerlendirme süreci; çalışanlarına üstün ve zayıf yönleriyle ilgili bilgi vermeli, çalışanın performansına yönelik ücreti etkilemek, yükselimlerde, kariyer planlamada ölçüt olmalı ve gelişim için de yol gösterici olmalıdır. ÜCRET YÖNETİMİ Ücret: bir iş karşılığında işverenin emek sahibine çeşitli biçimlerde para veya mal olarak ödediği bedeldir. Etkin bir ücret yönetim sisteminin yararları şunlardır: Nitelikli işgöreni işletmeye çeker. İyi çalışan işgören işletmede kalır. Piyasaya uygun adil bir ödeme gerçekleştirilir. İşgörenler daha istekli çalışır. İşgörenin morali yükselir. İşletmelerde ücret politikaları oluşturulurken dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır: İş piyasasının çeşitli işlere olan arz ve talep eğilimi araştırılmalıdır. İşgörenin verimliliği dikkate alınmalıdır. Aynı işi yapan işgörene eşit ücret ödenmelidir. İşgörenin girişimciye olan maliyeti dikkate alınmalıdır. Çalışma koşulları ve süreleri dikkate alınmalıdır. Ücretin işgöreni memnun etmesi ve enflasyona karşı koruması sağlanmalıdır. İşletmelerde uygulanabilecek belli başlı ücret sistemleri şunlardır: 1. Parça başına ücret sistemi, 2. Saat ücreti sistemi, 3. Götürü ücret (direkt ücret) sistemi, 4. Üretim kotasına göre teşvik sistemi, 5. Kara ortak etme ve diğer teşvik sistemleridir. Maaş: daha çok zihinsel çabanın söz konusu olduğu işlerde çalışanlara bir aylık süre için ödenen ücret olarak tanımlanabilir. Asgari Ücret: işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçilerin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür, gibi zorunlu ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek olan ücrete denilmektedir. ÇALIŞAN SAĞLIK VE GÜVENLİĞİ İş Güvenliği: Çalışanların iş kazalarına ve meslek hastalıklarına maruz kalmalarını engellemek için yapılan faaliyetlere denir. İşgören Sağlığı: Çalışanların yaptıkları işlerden dolayı sağlıklarına bir zarar gelmemesini sağlamayı amaçlar. Meslek Hastalığı: işçinin yaptığı işten dolayı sağlığının bozulmasıdır. İş Kazası: işyerinde belirli bir zarara ya da yaralanmaya yol açan, ansızın beklenmedik bir anda oluşan, insana, eşyaya ve tabiata zarar veren olaydır. MUHASEBE ve FİNANS YÖNETİMİ MUHASEBE • Paydaşları bilgilendirmek için bir işletmede meydana gelen ve para ile ifade edilebilen işlem ve olayların • kaydedilmesi, • sınıflandırıması, • özetlenmesi, • raporlanması, • yorumlanması ve • analiz edilmesi. FİNANS • planlanması, • en uygun şartlarda temin edilmesi ve • rasyonel bir şekilde yönetilmesi. • BİLANÇO • Bilanço işletmenin mali durumunun fotoğrafıdır. • GELİR TABLOSU • GELİR TABLOSU • NAKİT AKIŞ TABLOSU • TAM OLARAK NE KADAR PARA LAZIM? • BU PARAYI, TAM OLARAK NEYE HARCAYACAĞIM? • HARCADIĞIM PARAYI NE KADAR ZAMANDA GERİ KAZANACAĞIM? İş Kurmak İçin Gereken Kaynaklar • İlk başlangıçta, bir defaya mahsus yapılacak harcamalar: – Makine, ekipman ve aletler – İş yerinde inşaat ve dekorasyon işleri – İş kuruluşunun yasal işlemleri – Elektrik / su / doğalgaz abonelikleri – Başlangıçta ve daha sonrasında • Sürekli yapılacak harcamalar – Kira – Hammadde ve işletme malzemeleri – Kırtasiye ve idari giderler – Personel maaşları Maliyet Hesabı • Doğrudan ve Dolaylı Maliyetler • Doğrudan maliyet; ürünün üretilmesiyle doğrudan ilgili bir maliyettir. • Dolaylı maliyetler; üretim miktarıyla doğrudan ilişkili olmayan ama işletmenin devamı için karşılanması gereken maliyetlerdir. Karlılık fizibilitesi İşletmenin operasyonel faaliyetleri, bunların maliyetleri ve satış hacmi • Başa Baş Noktası (Sıfır karlılık, sıfır zarar noktası) Gelirin giderleri karşıladığı noktadır. Kısaca; sıfır kar ve sıfır zarar noktasıdır. Bu noktadan sonra her bir satış işletmeye kar getirir. BÜTÇE NE İŞE YARAR? • Aylık ve yıllık ne kadar finansal risk altına giriyorsunuz • Bu riski kazanca çevirmek için her ay en az ne kadar satış yapmanız gerekir • Mevcuttaki paranızın tükeneceği aylara kadar geliştirilmesi gereken satışları görmenizi sağlar. NAKİT AKIŞI NE İŞE YARAR? Haftalık veya aylık olarak kasanıza girecek nakit ile kasadan çıkacak nakit miktarının tahmin edilmesidir. Nakit akış tahmini bize; • Paranın ne zaman elimize geçeceğini, • Hangi zamanda ne kadar para geleceğini, • Borçların ve faturaların ne zaman ödeneceğini, • Masrafları karşılamak için ne kadar para gerektiğini, • Ekstra harcamalar (veya yüksek harcamalar) için en uygun zamanı gösterir. FİNANSAL DENETİM Bir girişimci finansman konusunda neleri bilmek zorundadır? Ödemem gerekenler? MALİYETLER Benim sabit varlıklarım ne kadar değer yitirmektedir? AMORTİSMAN Ne kadar borcum var? BORÇLAR Kimden ne kadar alacaklıyım? ALACAKLAR Mali işlemleri nasıl kaydedeceğim? MUHASEBE Dönem sonunda elimde ne kadar fazla para var? KAR İşletmenin geliri ne kadar? SATIŞLAR Ürünü hangi fiyattan satacağım? SATIŞ FİYATI İşletmede neler var? VARLIKLAR Kasada ne kadar para var? MEVCUT NAKİT İşletmede ne kadar kaynak kullanabilirim? İŞLETME SERMAYESİ Gelecekteki finans gereksinimini nasıl belirlerim? PROFORMA TABLOLAR ÜRETİM ve ÜRETİM YÖNETİMİ Üretim Kavramı Üretim, insanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere üretim faktörlerini uygun ortamda bir araya getirerek mal ve hizmetleri meydana getirmektir. Üretim Sistemi Genel olarak sistemler arasında ilişkiler bulunan ve belli bir amacı gerçekleştirmek üzere bir araya getirilmiş elemanlardan oluşan bir bütündür. Her sistem daha büyük bir sistemin parçasıdır. Her sistem alt sistemlerden oluşur. Alt sistemler sinerji yaratarak verimli çalışmayı sağlar. VERİMLİLİK (PRODUCTIVITY) Genellikle birim girdi başına üretilen çıktı olarak ölçülür. Verimliliğin bu tanımı mühendislikteki teknik verim kavramından farklıdır. Çıktı Girdi Verimliliğin Kârlılığa Etkisi Bir işletmenin kârlılığını arttırmak için başvurulacak çareler başlıca iki grupta toplanabilir : Verimliliği arttırmak Satışları arttırmak ETKİNLİK (EFFICIENCY) Üretim sisteminin amaçlarını gerçekleştirme derecesi olarak tanımlanır ve performans ile eş anlamlı kullanılır. Bir üretim sisteminin verimli fakat az etkin olması mümkündür. Fakat genellikle verimli sistemlerin aynı zamanda etkin olmaları beklenir. ESNEKLİK (FLEXIBILITY) Bir üretim sisteminin ani talep değişimlerine cevap verebilmesi veya yeni mamul üretimine kolay geçebilmesi olarak tanımlanır. Son yıllarda önem kazanan esneklik faktörünün belirli bir ölçüsü yoktur. KAPASİTE Üretim sisteminin gerçekleştirebileceği üretim düzeyini gösterir. Yüzde olarak ve belirli bir zaman aralığında üretilen miktar cinsinden ifade edilir. Değişik kriterlere göre tanımlanan maksimum, gerçek ve etkin kapasite ölçüleri vardır. Ölçek Ekonomisi Bir işletme büyüdükçe ve üretim miktarı arttıkça, ortalama birim maliyetleri düşer. Bu durum bilindiği gibi ölçek ekonomisi olarak adlandırılmaktadır. Ancak yine bu çerçevede bilinen bir başka gerçekte işletmeler daha da büyüdükçe birim maliyetler azalmak yerine artmaya başlar. Yani ölçek ekonomisi negatif etki meydana getirme sürecine dönüşmüştür. Üretim Sistemlerinin Gelişimi 1. El Üretimi 2. Atölye Üretimi 3. Fabrikasyon Üretim 1. El Üretimi: Genel olarak zanaat biçiminde öğrenilen, bir ürünün bütün üretim evrelerinin bir kişi tarafından gerçekleştirildiği üretim sistemidir. Temel özellikleri: Küçük birimler olması, Sipariş üzerine üretim yapması, Çok az sermayeye gereksinim duyması, Makine teçhizattan çok emeğe dayalı olması, Müşteri ile doğrudan ilişki kurulması, Yerel müşterilere ürün üretilmesi, vb. 2. Atölye Tipi Üretim: Emeğe dayalı olan, ancak uzmanlaşmaya yer veren ve kişilerin üretimin, değişik aşamalarında görev aldıkları üretim sistemidir. Temel özellikleri: Emeğe dayalı olması, Çok yoğun sermaye gerektirmemesi, Müşterinin birebir tanınmaması, Talep tahminlerine dayalı olarak üretim yapılması, El üretim sistemine göre iş bölümü ve uzmanlaşmanın daha gelişkin olması, Bölgesel müşteriler için üretim yapılması, vb. 3. Fabrikasyon Üretimi: Üretim işlemlerinin makineler tarafından yapıldığı, insanların makinelerin çalıştırılması ve üretimin sağlıklı yürütülmesinden sorumlu olduğu üretim sistemidir. Temel özellikleri: Sermaye yoğun olması, Büyük işletmeler olması, Geniş pazarlar için üretim yapılması, Diğer sistemlere göre daha çok sermaye gerektirmesi, Teknolojik gelişmelere karşı duyarlı olması, vb. Üretim Sistemlerinin Sınıflandırılması Kullanılan Üretim Yöntemlerine Göre Sınıflandırma Belirli Bir Sürede Yapılan Üretimin Miktarına Göre Sınıflandırma Üretim Sırasında İzlenen Yola Göre Üretimin Sınıflandırılması Kullanılan Üretim Yöntemlerine Göre Sınıflandırma Birincil Üretim Analitik Üretim Sentetik Üretim Fabrikasyon Üretim Montaj Üretimi Belirli Bir Sürede Yapılan Üretimin Miktarına Göre Sınıflandırma 1. Sürekli Üretim 2. Kesikli Üretim 3. Proje Tipi Üretim 4. İleri Üretim Sistemleri Üretim Sistemlerinin Sınıflandırılması 1. Sürekli Üretim ve Türleri Tek veya birkaç ürünün sürekli üretilmesidir. Kitle Üretimi: Standart bir veya birkaç üründen çok sayıda üretim yapılmaktadır. Akış Tipi Üretim: Fabrika içinde makine ve teçhizat tek bir ürün üretmek üzere düzenlenmiştir. Özellikleri: Üretilen ürünlere düzenli ve yüksek talep olması, Az çeşide karşın yüksek miktarda üretim yapılması, Sermaye yoğun yatırım gerektirmesi, Üretilen tüm ürünlerin aynı makinelerde, aynı sırayla işlem görmesi, vb. 2. Kesikli Üretim ve Türleri Farklı ürünlerin talebe göre ve az miktarlarda üretildiği sistemlerdir. Siparişe göre üretim Parti üretimi Özellikleri: Düzensiz talep, Esnek üretim sistemi, Küçük makinelerde çok çeşitli üretim, Aynı fonksiyonel özellikli üretim araçlarının aynı bölümlerde toplanması, vb. 3. Proje Tipi Üretim Bir proje oluşturan büyük imalatlar söz konusudur. Özellikleri: Büyük ölçekli projeden oluşan görev, Özel isteme bağlı üretim, Üretim faktörlerinin üretim yerine taşınması, Mamulün sabit konumda olması,vb. 4. İleri Üretim Sistemleri Üretimde bilgisayarlar ve robotların yaygın kullanımıyla gelişmiş sistemlerdir. 1. Esnek Üretim 2. Bilgisayar Destekli Tasarım ve Üretim 3. Bilgisayarla Bütünleşik Üretim 4. Tam Zamanında Üretim Üretim Sırasında İzlenen Yola Göre Üretimin Sınıflandırılması Yapım Yerinde Üretim İşletmede Üretim 1. Atölye Tipi Üretim 2. Akış Tipi Üretim Yapım Yerinde Üretim Hizmet Üretimi Hizmet: Tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamak ve tatmin sağlamak amacıyla üretilen maddi olmayan her türlü faaliyetlerdir. Ürünler, somut ve soyut özellikleri ile bu özelliklerin karışımı dikkate alınarak beş grupta ele alınır. 1. Tam mal 2. Hizmet gerektiren mal 3. Karma ürün 4. Mal gerektiren hizmet 5. Tam hizmet Hizmetin Özellikleri Dokunulmazlık (Soyut Olma) Benzemezlik (Türdeş Olmama - Değişkenlik) Ayrılmazlık (Eşzamanlılık) Dayanıksızlık (Bekletilememe) Sahip olamama Hizmet İşletmesinin Özellikleri Hizmetlerin stoklanamamasından dolayı, hizmet üretiminde satılacak ürünün envanteri (stoğu) yoktur. Hizmet üretimi genelde emek yoğundur. Başarı büyük sermaye yatırımlarına göre değil, verilen hizmetin kalitesine göre belirlenir. İşgücü maliyeti en büyük faaliyet harcamasını oluşturur. Hizmet tekrarlama veya sürdürme özelliğindedir. Üretim Yönetimi Üretim Yönetimi, işletmenin elinde bulunan malzeme, makine ve insan gücü kaynaklarının belirli miktarlardaki ürünün, istenilen niteliklerde (kalitede), istenilen zamanda ve en düşük maliyetle üretimini sağlayacak biçimde bir araya getirilmesidir. Üretim Yönetiminin Amaçları Müşteri taleplerinin fiyat, zaman, miktar ve kalite açısından en iyi biçimde karşılanması Stok miktarının mümkün olduğu kadar düşük düzeyde tutulması İşletmenin işgücü ve makine kaynaklarından yararlanma derecesinin yükseltilmesi Üretim Yönetiminin Görevleri Ürün tasarımı Talep araştırması ve tahmini Teknoloji seçimi Kuruluş yeri seçimi İşyeri düzenleme Lojistik yönetimi Kapasite planlaması Tamir – bakım planlaması Stok kontrolü İş analizleri Üretim planlama ve kontrolü Proje yönetimi Kalite yönetimi Üretimde Kontrol 1. Stok Kontrolü 2. Dönüşüm İşlemleri Kontrolü 3. Kalite Denetimi 1. Stok Kontrolü Stok Kontrol Yöntemleri: a) Sabit Sipariş Miktarı Yöntemi b) Sabit Sipariş Dönemi Yöntemi c) Minimum Maksimum Yöntemi Stok Kontrol Yöntemleri: a) Sabit Sipariş Miktarı Yöntemi Sabit bir sipariş miktarı söz konusudur. Sipariş miktarı sürekli aynı olurken sipariş zamanları değişken olabilmektedir. Stokların takip edilmesinde iki yöntem söz konusudur. Bunlar; Sürekli Kayıt Yöntemi Çift Kutu Yöntemi Üretimde Kontrol 1. Stok Kontrolü Stok Kontrol Yöntemleri: b) Sabit Sipariş Dönemi Yöntemi Siparişler sabit aralıklarla verilir. Sipariş miktarları değişmekte, sipariş zamanı aynı kalmaktadır. 1. Stok Kontrolü Stok Kontrol Yöntemleri: c) Minimum Maksimum Yöntemi Stoklarda bir maksimum, bir minimum düzeyi belirlenir. Stokları önceden belirlenmiş sabit dönemlerde gözden geçirilir. Minimum stok düzeyi sipariş noktası, maksimum stok düzeyi de hedef stok düzeyini ifade etmektedir. Optimum Stok Miktarı Toplam stoklama ve sipariş verme maliyetlerini (TSM) en düşük (minimum) düzeyde gerçekleştirebilecek sipariş veya stok miktarıdır. Stoklama ile ilgili maliyetler dört ana grupta toplanır. Bunlar: c) Satın alma veya stok kalemlerinin maliyeti, d) Sipariş verme veya üretime hazırlama maliyeti, e) Stokta bulundurma (stoklama) maliyeti, f) Stoksuzluk veya stokta bulundurmama maliyeti. KALİTE ve KALİTE KONTROLÜ Standart Kavramı Üretilen bir mal veya hizmetin nitelik, ölçü ve görünümlerinin konulmuş kural ve normlara uygun bir şekilde tipleştirilmesi, aynı örneğe uydurulmasıdır. Standardizasyon Bir mal veya hizmetin imalatında kalite kontrolü uygulayarak üretimin standart ölçütlere uygunluğunun sağlanmasıdır. Standart bir mal veya hizmete ilişkin olarak konulan kurallar veya normlar iken, standardizasyon ise mal veya hizmetlerin üretiminde, belirlenen söz konusu kural veya normlara uygun üretimin gerçekleştirilmesidir. Kalitenin Tanımı Kalite, bir ürün yada hizmet hakkında müşteri ya da kullanıcıların yargısı olup, beklentiler ve gereksinimlerin karşılanmasına olan inançların ölçüsüdür. Kısaca, beklentiler ile algılamalar arasındaki ölçüdür. Buna göre, beklentiler ile algılamalar arasındaki mesafe azalıyor ise kalite tanımlaması olumlu, mesafe açılıyorsa kalite tanımlaması olumsuz yapılmaktadır. Toplam Kalite Toplam Kalite, müşterilerin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayan bir yaklaşım olduğu kadar, maliyetleri de düşüren bir yönetim tarzıdır. Hataları önlemeyi hedefler; böylece bir taraftan müşteri hatasız ürünlere sahip olurken, diğer yandan üretici kuruluşta hatalı üretimden kaynaklanan maliyetler düşecektir. Çeşitli araştırmalara göre işletmelerdeki kalitesiz üretimin maliyetinin, toplam maliyetin %25’i nispetinde bir payı olduğu belirlenmiştir. Bu durumda kalitenin yükseltilebilmesi ile neler kazanılabileceği ortadadır. Kaldı ki bu orana pazar kaybı, müşteri tatminsizliği, kötü imaj vb. ölçülemeyen kayıplar dahil edilmemiştir. Toplam Kalite Yönetimi TKY, bir taraftan kaliteyi yükseltirken, diğer taraftan da verimliliği arttırmaktadır. Normal olarak kalitenin arttırılmasına yönelik faaliyetler maliyetleri arttırır. Ancak zamanla bu tersine dönmeye başlar ve maliyetler düşmeye başlar. Bir kuruluşun tüm faaliyetlerinde kaliteyi yükseltmenin hedeflenmesi ve böylece her aşamadan sonra oluşması muhtemel olan hataları önleyerek kayıpların azalması, fire, ıskarta, ikinci kalite ürün, gereksiz stoklar, zaman kaybı, teslimattaki gecikmeler vb. tüm olumsuzluklar ortadan kalkmakta ve böylece maliyetler önemli ölçüde düşmektedir. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ En basit şekliyle Toplam Kalite Yönetimi şöyle tanımlanmaktadır: Toplam : Herkesin katılımı Kalite : Müşteri gereksinim ve beklentilerinin tam olarak karşılanması Yönetim : Kaliteli ürün yada hizmet için bütün koşulların sağlanması TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN TEMEL UNSURLARI Müşteri Odaklılık Liderlik Kişilerin Katılımı Süreç Yaklaşımı Sistem Yaklaşımı Sürekli İyileştirme Gerçeklere Dayalı Karar Verme Karşılıklı Yarar Sağlayan Tedarikçi İlişkileri