Cilt: 2 Sayı: 2 2013 - Bahçe Bitkileri Derneği
Transkript
Cilt: 2 Sayı: 2 2013 - Bahçe Bitkileri Derneği
Bahçe Bitkileri Derneği’nin Haber Bültenidir. Cilt: 2 Sayı: 2 Dernekten Haberler www.bahceder.org.tr 2013 İÇİNDEKİLER Dernekten Haberler Bahçe Bitkileri Araştırmalarının Geçmişi, Bugünü ve Geleceği Türkiye’de Soğuk Hava Depoculuğunun Mevcut Durumu Bahçe Bitkileri Derneği’nin yılda iki kez yayınlanan haber bültenidir. 2013 Yılında Yapılacak Uluslararası Toplantılar Bahçe Bitkileri Derneği adına sahibi: Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe GÜL Emeklilik Haberleri Sayfa Düzeni: Özlem TUNCAY Bahçe Bitkileri Derneği Yönetim Kurulu Ayşe GÜL Gülay BEŞİRLİ Fatih ŞEN Özlem TUNCAY Emrah ZEYBEKOĞLU Bahçe Bitkileri Derneği Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bültende yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Bahçe Bitkileri Bölümü 35100 Bornova-İZMİR Tel: +232 388 18 65 Fax: +232 388 18 65 E-mail: bahce.dernek@gmail.com Kapak resmi: “BATEM Şekeri”, Nejdet KAPLAN Bahçe Haber Cilt: 2 Sayı: 2 2013 D e r n e k te n H a b e r l e r . . . Bahçe Haber dergimizin 5. sayısında sizlerle birlikteyiz. 30 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleştirilen olağan Genel kurul toplantısında yapılan seçim sonucunda yeni yönetim kurulu belirlendi ve yönetim kurulu ilk toplantısında görev paylaşımını; Prof. Dr. Ayşe GÜL (başkan), Gülay BEŞİRLİ (ikinci başkan), Doç. Dr. Fatih ŞEN (sekreter), Doç. Dr. Özlem TUNCAY (sayman) ve Dr. Emrah ZEYBEKOĞLU (üye); yaptı. Yeni yönetim kurulu olarak, önceki dönemde belirlenen faaliyetlerin sürdürülmesine özen göstereceğimizi vurgulamak istiyoruz. Ayrıca üyelerimizden gelen istekler doğrultusunda çalışmalara devam edilecektir. Genel Kurul Toplantısında (1) Derneğimizin adının “Türkiye Bahçe Bitkileri Derneği” olarak değiştirilmesi, (2) Kurumsal üyeliklere olanak tanınması, (3) Dernek web sayfasının Türkçe ve İngilizce olarak yenilenmesi, (4) Web sayfasında Bahçe Bitkileri Ar-Ge sonuçlarının veri tabanının oluşturulması, özetlerin genele, makalelere ulaşımın üyelere olacak şekilde düzenlenmesi görüşleri ön plana çıkmıştır. Bu konulardaki görüşlerinizi ve ayrıca diğer öneri ve eleştirilerinizi bizlere iletmenizi rica ediyoruz. Derneğimizin gelişimine önemli katkılar sunan önceki yönetim kuruluna (Prof. Dr. Benian ESER, Prof. Dr. Yüksel TÜZEL, Doç. Dr. Fatih ŞEN, Doç. Dr. Özlem TUNCAY ve Araş. Gör. Tansel KAYGISIZ AŞÇIOĞUL) teşekkür ediyoruz. Ayrıca 22 Haziran 2013 tarihinde emekli olan Prof. Dr. Benian ESER’e sağlıklı ve huzurlu bir emeklilik yaşamı diliyoruz. Bu sayımızda “Bahçe Bitkileri Araştırmalarının Geçmişi, Bugünü ve Geleceği” ile “Türkiye’de Soğuk Hava Depoculuğunun Mevcut Durumu” başlıklı iki makaleye yer verdik. Makale yazarlarımıza teşekkür ediyoruz. Önerilerinizi beklediğimizi hatırlatır, sağlıklı günler dileriz. Yönetim Kurulu Bahçe Haber Cilt: 2 Sayı: 2 2013 3 BAHÇE BİTKİLERİ ARAŞTIRMALARININ GEÇMİŞİ, BUGÜNÜ ve GELECEĞİ Dr. Nejdet KAPLAN1, Bülent SAYAL2 GİRİŞ Anadolu’nun zengin tarımsal biyoçeşitliliği binlerce yıllık bir geçmişe dayanmaktadır. Anadolu’nun doğal durumu, zengin kültür mirası ve tarımın burada başlaması gibi etkenler, bahçe kültürlerinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Bu köklü bahçecilik geleneği özellikle 16. yüzyıldan itibaren Avrupa ülkelerini etkilemiştir. Türkiye, gerçek anlamda bir Bağ- Bahçe Cenneti olup, çok eski yıllara dayanan bir bahçecilik kültürü vardır. Anadolu; elma, armut, ayva, kiraz-vişne, erik, fındık, Antepfıstığı, badem, ceviz, kestane, incir, zeytin, üzüm ve nar gibi pek çok meyve türü ile sebze ve süs bitkileri türlerinin orijinal gen merkezlerindendir. Türkiye, Bahçe Bitkilerinde; 4 milyon hektar açık ve 60 000 hektar örtüaltı alanında yılda yaklaşık 46 milyon ton meyve ve sebze üretimi yapan; 30 milyar TL katma değer, 5 milyar $’lık yıllık ihracat değeri ve yaklaşık 5 milyonluk bir nüfusa doğrudan geçim kaynağı sunan dünyanın önemli üretici ülkelerinden birisidir. TÜRKİYE’DE BAHÇE BİTKİLERİ ARAŞTIRMALARININ GEÇMİŞİ Cumhuriyet Öncesi Bahçe Kültürleri Üç kıtanın kesişme noktasında bulunan Türkiye; Avrupa- Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan biyocoğrafik bölgeleri ve bunların geçiş zonlarını içermektedir. Bu sebeple; ülkemiz çok farklı ekosistemlerin farklı formlarına sahiptir. Ülkemizdeki 12.000 bitki taksonunun % 32’si endemiktir. Anadolu medeniyetleri tarih boyunca bu zengin biyoçeşitliliği kullanmış, başta meyve ve sebzeler olmak üzere bitkileri kültüre almış, onlardan azami derecede faydalanmış, seleksiyon yapmış ve bir çok tür ve çeşidi insanlığa kazandırmışlardır. Çok uzağa gitmeden sadece Osmanlı dönemine baktığımızda bile bahçe bitkileri konusunda bu topraklarda ne denli bir kültür birikiminin olduğu anlaşılmaktadır. Osmanlı döneminde en eski bahçe kitabı Revnak-ı bostan 1570 yılında yazılmıştır. Kendi birikiminden başka, çeşitli kaynaklardan faydalandığını (Geoponika gibi) belirten yazarın verdiği isimler arasında, antik çağ ve islam devri alimleri yer almaktadır (Önler, 2000). Başta kavun, karpuz ve kayısı çeşitleri olmak üzere Osmanlıların yetiştirdikleri bir çok meyve çeşidi, özellikle Macaristan üzerinden Avrupa’ya geçmiştir (Işın, 2010). Osmanlı döneminde bir devre adını veren sümbül ve lale gibi süs bitkilerini geliştirme konularındaki önceliği ve bunların Avrupa’ya etkileri yaygın olarak araştırılmıştır. Özellikle lale konusunda birçok kitap yazılmıştır (Harvey, 1976). Ticari önem taşıyan yüzlerce meyve çeşidinin adı Osmanlı dönemi kanunnameleri, narh listeleri, ziraat kitapları, seyahatnameler, arşiv belgeleri ve sözlüklerde geçmektedir. Bunların arasında özellikle kuru üzüm, incir, kayısı ve erik öne çıkar. Türkiye halen bu meyve türlerinin üretiminde öne çıkan bir ülkedir. 17. yüzyılda Evliya Çelebi yüzlerce meyve çeşidini (Bursa’da 40 çeşit armut,, Malatya’da 7 çeşit kayısı ve 80 çeşit armut, Bitlis’te 11 çeşit armut, Kütahya’da 24 çeşit armut, Ula’da 60 çeşit üzüm, Kilis’te 40 çeşit üzüm) kayda almıştır (Kahraman ve Dağlı, 2011). Prof. Dr. Günay Kut’un yayına hazırladığı 1 Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Bahçe Bitkileri Araştırmaları Daire Başkanı Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Bahçe Bitkileri Araştırmaları Dairesi Çalışma Grup Koordinatörü 2Tarımsal Bahçe Haber 4 Cilt: 2 Sayı: 2 2013 “Bahçıvan Defteri” 1845 yılında ismi bilinmeyen birisinin “gen bankasında” meyve sayısını 393 çeşit olarak verirken “birkaçı yabancı, biri de yeni icat armut” 117 çeşit armut kaydı yer almaktadır. Kullanılan ifadelerden ıslah yoluyla yeni çeşit geliştirildiği anlaşılmaktadır (Kut, 2005). 1830’larda Türkiye’de uzun süre yaşayan Robert Walsh, otuzdan fazla kabak ve kavun çeşidinin İstanbul’da satıldığını söyler, Tuzla’da yetişen ceviz büyüklüğündeki kirazlardan bahseder. Mustafa Rasim’in 1886 tarihli “Çiftçilik” kitabında ise 50 kadar meyve çeşit adı sayılır. Aynı yazar, bahçıvan defterinde 400’ün üzerinde armut çeşidinin kaydedildiğini, üzümün çeşit sayısının armuttan fazla olduğunu belirtir. Macar tarihçi Sandor Takats (1958), birçok meyve çeşidinin Anadolu’dan Macaristan’a götürüldüğünü ve buradan Avrupa’ya geçtiğini yazmıştır. Dünyaca meşhur Cantaloupe kavununun, Türkiye’den Ermeni papazlar tarafından Roma’ya götürülerek Cantaluppi Çiftliğinde yetiştirildikten sonra VIII. Charles döneminde Fransa’ya götürüldüğü belirtilmektedir (Kenber ,1938) 17. yüzyılda yaşamış, çiçek ve meyve merakı yüzünden kendisine “Itri” mahlası verilmiş olan Buhur-i zade Mustafa Itri Efendi’nin seçtiği bir armut, “Mustafabey” armudu olarak tanınmış ve bir tarafı kırmızı rengi ve tadı ile ünlenmiştir (Işın, 2010). 1790’da Fransız hükümeti tarafından Osmanlı ülkesine gönderilen G.A. Olivier Bursa’da ağaçların şekil ve meyve için budandığını görmüş ve bu tekniğin ülkesinde de öğrenilmesi gerektiğini rapor etmiştir (Olivier, 1801). Bu tespit Anadolu’nun sadece tür ve çeşit bakımından değil; başta budama ve terbiye olmak üzere yetiştirme teknikleri yönüyle de Dünya’yı etkilediğini göstermektedir. Osmanlı döneminde bahçe kültürleri alanında çalışan ilk kuruluş, Göztepe Bağcılık İstasyonu olup, filokseraya dayanıklı aşılı-aşısız asma fidanı üretmek amacıyla 1889 yılında kurulmuştur. Bahçe Haber Cumhuriyetin Kuruluşundan Bahçe Bitkileri Araştırmaları Günümüze Ülkemiz, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kurulmaya başlanan Bahçe Bitkileri konu araştırma Enstitü/İstasyonlarının sunduğu ARGE hizmetlerinin de belirleyici katkılarıyla, Bahçe Bitkileri yetiştiriciliğinde dünyada güçlü bir konuma sahip olmuştur. 1924 yılında Rize Çay Araştırma Enstitüsü, 1926’da Bilecik Amerikan Asma Fidanlığı ve Yeşilköy Zirai Araştırma Enstitüsü (MarmaraTrakya Bölge Zirai Araştırma Enstitüsü) kurulmuştur. 1930 –1940 yılları arasını kapsayan 10 yıllık dönem, Bahçe Kültürleri Araştırmaları açısından en önemli yıllar olarak kabul edilir; çünkü özellikle meyvecilik ve bağcılık konularında çalışan çok sayıda kuruluş bu süreçte faaliyete başlamıştır. 1930 yılında Manisa ve Tekirdağ Bağcılık İstasyonları; 1934’te Kastamonu Bahçe Kültürleri İstasyonu, 1936’da Antalya Turunçgiller İstasyonu, Giresun Fındık Araştırma İstasyonu; 1937’de Gaziantep Bölge Bağ-Bahçe Araştırma Enstitüsü, Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü, Malatya Bahçe Kültürleri İstasyonu; 1938 yılında Erbeyli / Aydın İncir Islah İstasyonu, 1939 yılında Arifiye/Adapazarı Bahçe Kültürleri İstasyonu, Niğde Fidanlığı ve Çanakkale Bahçe Kültürleri İstasyonu faaliyete geçirilmiştir. 1940-1960 yılları arasında ise 1944 yılında Tokat Bahçe Kültürleri İstasyonu ve 1947’de İskenderun Bahçe Kültürleri İstasyonu,1952 yılında Kilis Bağcılık İstasyonu, 1954’te Eğirdir Bahçe Kültürleri İstasyonu, 1959 yılında Edremit Zeytincilik İstasyonu ile Nevşehir Bağcılık İstasyonu kurulmuştur. 1960-1970 döneminde ise, Bahçe Kültürlerinin bütün disiplin dallarını kapsayan modern araştırma kompleksleri kurulmuştur. Bunların başında, 1961 yılında kurulmasına başlanan Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü gelmektedir. Ayrıca, 1966 yılında Kırıkhan Bahçe Kültürleri İstasyonu, faaliyete geçerken aynı dönemde Antalya Sebzecilik İstasyonu, Balıkesir Sebze Tohumu Üretme Merkezi kurulmuştur. 1968 yılında ise Mersin / Erdemli’de Bölge Bağ-Bahçe Araştırma Enstitüsü ku- Cilt: 2 Sayı: 2 2013 5 rulmuştur. 1970-2000 döneminde tamamen yeni bir araştırma birimi kurulmayıp, mevcut meslek liseleri ve üretme istasyonlarından bazıları Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsüne dönüştürülmüştür. Örneğin, Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü (1983), Eğirdir Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü (1998) ve İslâhiye Araştırma Enstitüsü (1998) . Ayrıca, yine bu son dönemde, 1970’li yıllarda bölge bahçeciliğine araştırma desteği vermekle de görevlendirilen Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ne ek olarak, Karadeniz (Samsun), Harran (Şanlıurfa), Anadolu (Eskişehir) kuruluşlarına da Bahçe Bitkileri Bölümleri eklenmiştir. Zamanla isim ve görev kapsamları değişen ve bir kısmı kapatılan bütün bu kuruluşlarda, 1970’li yıllara kadar, büyük çoğunluğu introdüksiyon, adaptasyon, seleksiyon, yetiştirme teknikleri, bitki besleme ve muhafaza dallarında olmak üzere, 426 adet araştırma projesi üzerinde çalışılmıştır. Ele alınan konuların önemli bir kısmı yerel ve pratik sorunları çözme amacını gütmüş olup, bu çalışmalar sonucunda birçok bahçe bitkisinde büyük bir çeşit değişimi meydana gelmiş, aynı zamanda yetiştirme ve değerlendirme tekniklerinde de önemli iyileştirmeler söz konusu olmuştur. 1980’li yıllar, diğer alt sektörlerde olduğu gibi, bahçe bitkileri araştırmalarında da yeni bir atılım dönemi olmuştur. Bu sürede, 1970’li yılların sonuna doğru hazırlıkları tamamlanan Ülkesel Projeler kavramına geçilmiştir. Ülkesel Projelerde, ana ürün grupları/üretim dalları itibariyle bahçe kültürlerinin bitki sağlığı dışındaki ıslah, yetiştirme teknikleri, bitki besleme, hasat ve hasat sonrası işlemler (Hasat Sonrası Teknolojileri) ve ekonomi-pazarlama disiplinlerinin, birbirini tamamlayıcı şekilde devreye girdiği ve konunun ülke veya en azından yetiştiriciliğin yoğun yapıldığı bölge genelinde bir bütün olarak ele alınıp çalışıldığı görülmektedir. Bu dönemde Bahçe bitkileri, her biri ayrı bir koordinatör tarafından izlenip değerlendirilen şu pomolojik gruplar şeklinde ülkesel projelere bağlanmıştır: • Sert Çekirdekli Meyveler • Yumuşak Çekirdekli Meyveler • Sert Kabuklu Meyveler • Üzümsü Meyveler • Turunçgiller • Subtropik Meyveler • Zeytin • İncir • Bağcılık • Açıkta Sebze Yetiştiriciliği • Örtüaltında Sebze Yetiştiriciliği • Süs Bitkileri 1979-2009 arasında 30 yıl süreyle devam ettirilen bu süreçte, ülkenin 23 yöresinde yerleşmiş konu veya havza araştırma enstitülerinde görevli ortalama 300 araştırmacı tarafından binlerce proje yürütülmüş ve büyük çoğunluğu sonuçlandırılarak yayınlanmış, bilimsel toplantılarda sunulmuş ve elde edilen veriler ışığında yayımcılar ve üreticiler için çok sayıda katalog, kitap ve kitapçık hazırlanmıştır. Yine bu araştırma çalışmalarında elde edilen bulgular, ülkemizin bahçe ürünleri standartlarının ve DPT’ye, 5 yıllık Kalkınma Planları için sektör raporlarının hazırlanmasında kullanılmıştır (Anıl ve Sayal, 2009). TÜRKİYE’DE BAHÇE BİTKİLERİ ARAŞTIRMALARININ BUGÜNÜ 3.6.2011 tarihli 639 sayılı “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının teşkilat ve görevleri hakkında kanun hükmünde kararname” ile Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’nün görev ve sorumlulukları yeniden belirlenmiştir (Anonymous, 2011a). Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü bu görev ve sorumluluklarını Türkiye’nin her tarafına dağılmış 47 adet Araştırma Enstitüsü/ İstasyonu sayesinde yerine getirmektedir. Bu Enstitü ve İstasyonlardan 1 Merkez Araştırma Enstitüsü, 11 Konu Araştırma istasyonu ve 11 Bölgesel Araştırma Enstitüsü/İstasyonu (Bahçe Bitkileri Bölümü) olmak üzere toplam 23 tanesinde bahçe bitkileri ile ilgili araştırmalar yapılmaktadır. Bahçe Bitkileri Araştırmaları Dairesi Başkanlığınca organize edilen bu çalışmalarda büyük çoğunluğu yüksek lisans ve doktoralı ( Bahçe Haber 6 Cilt: 2 Sayı: 2 2013 yaklaşık 400 araştırmacı yer almaktadır. 639 sayılı “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının teşkilat ve görevleri hakkında kanun hükmünde kararname”ye dayanılarak hazırlanan “Tarımsal Araştırma Enstitüleri ve İstasyonları Görev Yönergesi”nde tüm enstitü ve istasyonların görevleri tanımlanmıştır (Anonymous, 2011b). Bu yönergeye göre daha önce bahçe bitkileri araştırmaları konusunda görevi olmayan bazı bölgesel araştırma enstitü ve istasyonlarına bahçe bitkileri araştırmaları konusunda görev verilmiştir. Günümüz itibarı ile Bahçe Bitkileri konusunda çalışan Araştırma Enstitü ve İstasyonlarımız şunlardır; Merkez Araştırma Enstitüsü Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü- YALOVA Bölgesel Araştırma Enstitü ve İstasyonlar GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi – DİYARBAKIR Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü – KONYA Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü – ANTALYA Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü – ADANA Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü - İZMİR Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü – ESKİŞEHİR Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü – SAMSUN Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü – EDİRNE Doğu Akdeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma İstasyonu - KAHRAMANMARAŞ Orta Karadeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma İstasyonu - TOKAT Konu Araştırma İstasyonları Antepfıstığı Araştırma İstasyonu – GAZİANTEP Bağcılık Araştırma İstasyonu - MANİSA Bağcılık Araştırma İstasyonu – TEKİRDAĞ Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu – Alata/MERSİN Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu – ERZİNCAN Fındık Araştırma İstasyonu – GİRESUN Bahçe Haber İncir Araştırma İstasyonu – Erbeyli/AYDIN Kayısı Araştırma İstasyonu – MALATYA Meyvecilik Araştırma İstasyonu – Eğirdir/ ISPARTA Zeytincilik Araştırma İstasyonu – Bornova/ İZMİR Zeytincilik Araştırma İstasyonu - HATAY Türk Tarımının Dünya Tarımı İçindeki Yeri Son yıllarda Türk ekonomisinde yaşanan hızlı gelişme, Türkiye’yi Dünya’nın en büyük 16. ekonomisi durumuna getirmiştir. Dünya Bankası verilerine göre gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) değerleri bakımından Türkiye, Dünya’nın 16. büyük ekonomisidir. Tarımsal Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (TGSYH) değerleri bakımından ise daha da olumlu bir tablo ile karşılaşmaktayız. Tarımda son 10 yılda gayri safi milli hasıla 3 kat artarak 24 milyar dolardan 62,5 milyar dolarlara ulaşmıştır. 2002 yılında Dünya’da tarımsal gayri safi milli hasıla sırası 11. olan Türkiye, 2012 yılında 7. sıraya, Avrupa'da ise Fransa, İtalya, İspanya, Rusya gibi tarımsal ekonomi bakımından çok önemli olan ülkeleri geçerek 1. sıraya yükselmiştir. Türkiye kıta büyüklüğünde toprakları olan Çin, Hindistan, ABD, Endonezya ve Brezilya gibi ülkelerin hemen ardında yer almaktadır (Çizelge 1). Uluslararası Gıda Politikaları Araştırma Enstitüsü’nün (IFPRI) 2012 Küresel Açlık İndeksi Raporu’nda 1990-2012 döneminde “küresel açlık indeksini (GHI) azaltan en başarılı ülke olduğu ifade edilmiştir. Raporda, Türkiye’de küresel açlık indeksi 1990 yılında 5,7 iken 2012 yılında 1,5’e düştüğü belirtilmiştir. Türkiye, FAO listesinde yer alan 80 üründen, 7 üründe birinci (fındık, kayısı, incir, kiraz, vişne, ayva ve haşhaş tohumu), 6 üründe ikinci (karpuz, kavun, çilek, pırasa, bal ve fiğ), 8 üründe (mercimek, elma, salatalık, yeşil biber, yeşil fasulye, kestane, Antepfıstığı ve koyun sütü) üçüncüdür. Bu haliyle Türkiye; Çin ve Hindistan’ın ardından en fazla birincilik alan ülke durumundadır. Türkiye’yi ABD takip etmektedir (Anonymous, 2013b). Ülkemizde 700’den fazla tür üretilmekte ve binlerce tarımsal ürün ihraç edilmektedir. Uluslararası standartlara göre; tarımsal ekonomi ve tarımsal üretim bakımından Türkiye, Dünya’daki en önemi tarım ülkelerinden biridir. Cilt: 2 Sayı: 2 2013 7 Çizelge 1. Dünya Sıralamasında Türk Tarımı GSYH (2011) Tarımsal GSYH (2012) Sıra Sıra Ülke (Mil. $) (Mil. $) 1 Amerika Birleşik Devletleri 15,075,675 1 ÇİN 515,8 2 Çin Halk Cumhuriyeti 11,299,987 2 HİNDİSTAN 211,2 3 Japonya 4,444,139 3 ABD 165,0 4 Hindistan 4,420,563 4 ENDONEZYA 82,6 5 Almanya 3,113,927 5 BREZİLYA 82,1 6 Rusya 2,383,364 6 JAPONYA 71,3 7 Brezilya 2,294,178 7 TÜRKİYE 62,5 8 İngiltere 2,287,865 9 Fransa 2,213,780 2002’de 11. 10 İtalya 1,846,922 2009’da 8. 11 Meksika 1,666,531 2012’de 7. 12 Güney Kore 1,554,124 13 İspanya 1,405,787 14 Kanada 1,395,374 15 Endonezya 1,124,631 16 Türkiye 1,075,467 Kaynak: http://data.worldbank.org Türkiye Bahçe Bitkileri Sektörünün Bugünkü Durumu Türkiye toplam bitkisel üretimi olan 124 847 milyon tonun % 33’ünü meyve ve sebze üretimi oluşturmaktadır (Çizelge 2). Türkiye tam anlamı ile bir meyve-sebze cennetidir. Sahip olduğu ekolojik avantajları ve zengin kültürel mirası kullanan Türkiye; meyvecilik, sebzecilik ve süs bitkileri yetiştiriciliğinde Dünya’nın en önemli ülkeleri arasındadır. 1950’li yıllarda 452 000 ton olan meyve üretimi; 1970 yılında 2.5 milyon tona, 1986'da 7 milyon tona, 1994 'de 11 milyon tona, 2000 yılında 13.5 milyon tona, 2011’de Bahçe Haber 8 Ülke Cilt: 2 Tarımsal GSYH Artışı ise 18.4 milyon tona yükselmiştir (1970-2011 arası 41 yılda % 737 artış). Birçok meyve, sebze türünde Türkiye Dünya’daki en önemli ilk beş ülkeden birisidir. Türkiye’de yılda ortalama 27,5 milyon ton sebze üretilmektedir. Dünyada üretilen kavunun %12’sini, karpuzun % 11’ini, yeşil fasulyenin %14’ünü, biberin % 10’unu, patlıcanın % 9’unu, domatesin % 8’ini Türkiye karşılamaktadır. Yine birçok sebze türünde Türkiye, Dünya’daki en önemli ilk beş ülkeden birisidir Yaklaşık 50 yılı aşkın bir geçmişi olan Türkiye seracılığı çok hızlı bir gelişme ile gerek üretim, gerekse ihracat açısından önemli bir sektör haline dönüşmüştür. 2000 yılında 422 bin Sayı: 2 2013 da olan örtü altı üretim alanı, 2005 yılında 467 bin da alana, 2011 yılında ise %27,83 artarak 600 bin da alana ulaşmıştır. Mevcut sera varlığımızın yüzde 39,78’i plastik sera, yüzde 29,29’u alçak tünel, yüzde 17,88’i yüksek tünel, yüzde 13,04’ü ise cam seradır. Bu haliyle Türkiye, yine Dünya’daki belli başlı örtüaltı üreticilerden birisidir. Ülkemizde 2000 yılında 15.132 dekar olan süs bitkileri üretim alanı, 2005 yılında 39.300 dekar alana, 2011 yılında 92.900 dekara ulaşmıştır. 2011 yılı itibariyle yaklaşık 76 milyon $’lık ihracata karşılık, 68 milyon $’lık ithalat söz konusudur. TÜİK meyve, sebze üretim/tüketim denge tablolarına baktığımız zaman bahçe bitkileri bakımından (tropik ve egzotik meyvesebzeler hariç) Türkiye kendine fazlasıyla yeterli durumdadır. Bu özelliği ile Türkiye bahçe bitkileri sektöründe ihracatçı ülke durumundadır. Sebzeler ve süs bitkileri sektöründe yaklaşık 5 milyonluk bir kitleye istihdam sağlanmaktadır. Çizelge 2. Bahçe Bitkileri Üretiminin Bitkisel Üretim içindeki yeri Klasik (seleksiyon, melezleme, mutasyon) ve moleküler ıslah yöntemleriyle yeni meyve, asma, sebze ve süs bitkileri çeşitlerinin elde edilmesi ve tescili Tescilli çeşitlerin bölgesel performanslarının belirlenmesi İleri yetiştirme tekniklerinin geliştirilmesi ve benimsetilmesi Organik yetiştiriciliğin geliştirilmesine yönelik çalışmalar Gelişmiş hasat ve hasat sonrası teknolojilerin ülke koşullarında uygulanmasına yönelik projeler Bahçe Bitkileri İşletme sosyo-ekonomisi, maliyet ve karlılık analizleri Bahçe Bitkileri Araştırmaları İle Son Yıllarda Elde Edilen Bazı Önemli Sonuçlar Sebze Araştırma Enstitülerimizce geliştirilen ve üretimde yer alan 157 Standart çeşit yanında, 50 adet Hibrit sebze çeşidi geliştirilmiştir. Son yıllarda, Biberde 6, Domateste 4 (İlk Yerli Sanayi Çeşidi), Beyaz Baş Lahana’da 1 ve Soğanda 1, patlıcanda 1, kabakta 2, kavunda 1, sarımsakta 2 olmak üzere, 18 sebze çeşidi tescil ettirilmiştir. Tarla Bitkileri Meyve Sebze Toplam 2000 66.482 14.227 24.638 105.348 2005 75.461 15.983 26.472 117.916 2006 77.176 16.186 25.852 119.214 2007 70.286 15.556 25.661 111.503 2008 74.383 16.782 27.218 118.383 2009 80.368 17.725 26.780 124, 874 2010 90.580 17.915 25.997 134.492 2011 93.303 18.426 27.547 139.276 Kaynak: http://www.tuik.gov.tr Bahçe Bitkileri Araştırmaları Mevcut AR-GE Proje konuları Bahçe bitkileri genetik kaynaklarının toplanması, tanımlanması, muhafazası ve sürdürülebilir kullanımına yönelik projeler Bahçe Haber Üretimde yer alan Standart Sebze Çeşitlerinde; Domatesin % 50’si Biberin % 30’u Patlıcanın % 55’i Hıyar’ın % 100’ ü Araştırma Enstitülerimiz tarafından karşılanmaktadır. Cilt: 2 Sayı: 2 2013 9 Türkiye F1 Hibrit Sebze Çeşitlerinin Geliştirilmesi Ve Tohumluk Üretiminde Kamu-Özel Sektör İşbirliği Projesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından, özel firmaların talepleri de dikkate alınarak hazırlanan “Türkiye F1 Hibrit sebze Çeşitlerinin Gelişmesi ve Tohumluk üretiminde Kamu-Özel sektör İşbirliği” projesi 2004 yılında yürürlüğe konulmuştur. Projenin Ana Çalışma Konusu; 8 Adet Sebze Türünde (Domates, Biber, Patlıcan, Hıyar, Karpuz, Kavun, Kabak, Lahana) nitelikli genitörlerin elde edilerek özel sektörle birlikte ıslahta kullanımıdır. Projede 5 Bakanlık araştırma enstitüsü, 7 üniversite ve 36 özel tohumculuk firması yer almıştır. Projenin Hedefi: Projenin başlangıç yılı olan 2004 yılında % 10 düzeyinde olan yerli F1 Hibrit sebze tohumluğu kullanımı araştırma politikaları sayesinde % 45’e çıkmıştır. Bu Oranın 2015 yılı sonunda % 60’lar düzeyine çıkarılması hedeflenmiştir Proje aynı kararlılık ve idealler doğrultusunda devam etmektedir (Ekiz ve Ark, 2010). Projeden Elde Edilen Önemli Çıktılar: Proje başlangıcında kamu ve özel sektörde büyük ölçüde ihtiyaç duyulan ıslahçı sayısı artırılmış ve enstitülerimizde yaklaşık 30 kişilik ülkemizin en büyük organize ıslah grubu oluşturulmuştur. Bakanlık, Üniversite ve Özel Sektör Araştırmacılarına yönelik 15 teorik ve uygulamalı kurs gerçekleştirilmiş olup, tohumculuk sektörü çalışanları en üst seviyede bilgi ile donatılmıştır. Enstitülerin elinde bulunan gen havuzu yaklaşık 10 kat artırılmış, bir kısmının sınıflamaları yapılarak ülkemiz ıslahçılarının kullanımına sunulmuştur. F1 Türkiye Sebze Tohumculuğunu Geliştirme Projesi kapsamında 8 sebze türüne ait 14.000 den fazla örnek, 5 araştırma enstitüsünde muhafaza edilmektedir. Laboratuar ve iklim kontrollu seralar kullanılarak önemli hastalık ve bazı zararlılara olan dayanıklılık testlemelerine başlanmıştır. Kısa ve orta vadeli Islah Ar-Ge projeleri ile Bahçe Haber 10 Cilt: 2 gerçek anlamda Özel Sektör, Enstitü ve Üniversite işbirliği sağlanmıştır. Hıyar, Kavun ve Biberde kısa zamanda ilk hibritler elde edilerek kayıt altına alınmıştır. ( HIYAR-Ayer 187 F1, KAVUN-Canay F1 ve BİBER-Çakır F1) Tohum Firmalarımızın sorunlarına çözüm ya da çözüm önerisi getirebilecek kurumsal bir yapının temelleri atılmıştır. Süs Bitkileri Doğal süs bitkilerinin kültüre alınması konusunda; TAGEM desteği ile yürütülen çalışmalara ek olarak, 2006 yılında TÜBİTAK desteği ile başlatılan Bazı Doğal Bitkilerin Kültüre Alınması, Yeni Tür ve Çeşitlerin Süs Bitkileri Sektörüne Kazandırılması projesi TAGEM–Özel Sektör- Üniversite işbirliğinin sağlandığı 9 iş paketli projede Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü liderliğinde 7 Bakanlık Araştırma Enstitüsü, 7 Üniversite ve 13 Özel Süs Bitkileri Firması yer almaktadır. Bu çalışmanın amacı; Doğadan sökülüp ihracatı yapılan süs bitkisi türlerinin tarla koşullarında üretilmesi ve Floramızın daha fazla tahripten korunması; Ülkemizde henüz ticareti yapılmayan bazı doğal bitkilerden, seleksiyon çalışmaları sonucu tespit edilecek ümitvar tiplerin kültüre alınarak sektöre kazandırılması; Sayı: 2 2013 Melezleme ve mutasyon ıslahı yoluyla, yeni çeşitlerin geliştirilmesi; Üretime tavsiye edilecek çeşitlerin yetiştirme tekniklerinin belirlenmesidir. Şu ana kadar yapılan çalışmalarla; Türkiye Florasının hemen hemen her bölgesi taranarak ve 3000 m rakımlara kadar çıkılarak, ülkemizde henüz ticareti yapılmayan ekonomik öneme sahip Colchicum (Acı Çiğdem), Fritillaria (Ters Lale), Hyacinthus (Sümbül) taksonu, İris (Süsen), Lilium (Zambak), Nectaroscordum (Ballı Sarımsak) , Paeonia (Şakayık), Polygonatum (Mührüsüleyman), Tulipa (Lale) taksonları ile , diğer cinslere bağlı 25 takson, olmak üze- re % 40’ı endemik 750 tür toplanmıştır Türkiye florasındaki 4100 lokasyon taranmıştır. Toplanan materyal Yalova’da muhafaza altına alınmıştır. Toplanan bitkiler kültüre alınarak, amaca uygun tipler seçilmiş ve yetiştirme teknikleri belirlenmektedir. Seçilen doğal tiplerden, mutasyon ve melezleme yolu ile ıslah çalışması başlatılmış, sektörün kullanabileceği yeni çeşit adayları elde edilmeye başlanmıştır. Çalışma sonucunda seçilen çeşit adayları tescil ettirilerek sektöre kazandırılmaya başlanmıştır. İlk olarak 3 şakayık çeşidi (Alev Topu, Eful,Tombak) tescil ettirilmiştir. Enstitü bünyesinde yapılmaya başlanan “Türkiye Geofitleri Bahçesi”nin 2013 yılı içerisinde açılması planlanmaktadır. Dünyanın ılıman iklim kuşağında, barındırdığı tür sayısı bakımından en büyüğü, ülkemizde ise ilk olacaktır. Bahçe Haber Meyve-Bağ Meyvecilikte günümüze kadar; 892 adet meyve/asma çeşit, 199 Adet Anaç tescil ettirmiştir. Son yıllarda araştırma enstitü/ istasyonlarımızda seleksiyon, melezleme ve mutasyon ıslahları ile yeni çeşit geliştirme çalışmaları hız kazanmış; bunun neticesinde, üretimde giderek daha fazla yer alan meyve– bağ çeşitleri tescil ettirilmiştir. Bunlardan bazı örnekleri sıralayacak olursak Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu’nun geliştirdiği tamamen çekirdeksiz limon çeşitleri: Alata, Gülşen, Uzun Manisa bağcılık Araştırma İstasyonu’nun çekirdeksiz üzüm çeşitleri: Sultan 1, Manisa Sultanı, Saruhanbey, Sultan 7, Altın Sultani; Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün ilk yerli narenciye çeşitleri: Portakal (BATEM Fatihi, BATEM Şekeri ve BATEM Baharı), mandarin (BATEM Göral, BATEM İncisi, BATEM Yıldızı) limon (BATEM Sarısı, BATEM Pınarı), sofralık ve sanayiye uygun 4 adet yeni nar çeşidi (Hicrannar, Esinnar, Onurnar, Yılmaznar); Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün tescil ettirdiği İlk Trabzonhurması çeşitleri; Akbulut, Onur, İrem, Kaplan, Yeşilırmak, Ayder; Antepfıstığı Araştırma İstasyonun kavlatma oranı yüksek Antepfıstığı çeşitleri; Barak Yıldızı ve Tekin; Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri merkez Araştırma Enstitüsünce geliştirilen 0900 Ziraat kiraz çeşidi ve çok daha üstün özelliklere sahip Cilt: 2 Sayı: 2 2013 11 yeni çeşit adayları, Oğuzlar 77 Ceviz Çeşidi, Akçay 77 Armut çeşidi, Yalova İncisi üzüm çeşidi vd. Meyve Genetik Kaynakları Araştırma Enstitülerimizin bünyesindeki 16 Gen Bahçesinde; Ilıman İklim Meyvelerinde; 60 türde 9306 adet meyve örneği (çeşit, klon, tip) Bağcılıkta; 2132 adet asma örneği, muhafaza edilmektedir. Ülkemiz meyve genetik kaynaklarının toplanması, muhafazası, tanımlanması, çoğaltılması ve ıslah çalışmalarında kullanılması aralıksız devam etmektedir. Çukurova Üniversitesi ile birlikte, ALATA (Bahçe Kültürleri A.İ.), BATEM (Batı Akdeniz Tarımsal A.E.) ve EGE (Tarımsal A.E.)’de bütün özellikleri tanımlanmış ve kayda geçirilmiş 964 adet turunçgil ve akraba türleri muhafaza edilmektedir. Kivi Üretiminin Geliştirilmesi Çalışmaları Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri merkez Araştırma Enstitüsü tarafından 1988 yılında başlatılan çalışmadan olumlu sonuç alınmış ve bugün başta Marmara ve Karadeniz Bölgelerinde kivi üretimi hızla gelişmiştir. Günümüzde 40 000 tonlara varan kivi üretimi yakın gelecekte hızla artacaktır. Kivi konusunda halen ithalatçı olan ülkemiz birkaç yıl içinde ihracatçı duruma gelecektir. Bahçe Haber 12 Cilt: 2 Bahçe Bitkileri Araştırma Projelerinin Değerlendirilme Süreci Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünce yayınlanan “Tarımsal Araştırma Yönetimi Uygulama Kılavuzu”ndaki öncelikler ve ilkeler doğrultusunda hazırlanan yeni teklif, devam eden ve sonuçlanan projeler önce Enstitü Araştırma Komitesi’nde (EAK) görüşülmektedir. Enstitü Araştırma Komitesi’nin onayını alan projeler her yıl yapılan Program Değerlendirme Toplantıları’nda (PDT) ele alınmaktadır. 2013 yılında yapılan program Değerlendirme Toplantıları’nda bir hafta boyunca 5 farklı grupta olmak üzere 387 proje ele alınmıştır. Bu projelerin 24 adedi sonuçlanan, 226 adedi devam eden, 76 adedi de yeni teklif projeleri kapsamaktadır. TAGEM dışı kaynaklardan (AB, TUBİTAK, Kalkınma Ajansları vb) desteklenen 61 adet proje de yine bu gruplarda değerlendirilmiştir (Çizelge 3). Program Değerlendirme Toplantıları’na (PDT) Araştırma Enstitü/İstasyonlarında görev yapan araştırıcıların yanı sıra üniversitelerimizin ilgili öğretim üyeleri, sivil toplum kuruluşları (STK) temsilcileri, özel sektör temsilcileri de davet edilmektedir. 2013 yılı “Bahçe Bitkileri Program Değerlendirme Toplantıları”na Araştırma Kuruluşlarından 330, Üniversitelerden 116, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarından 30 olmak üzere toplam 476 katılım sağlanmıştır (Çizelge 4). BAHÇE BİTKİLERİ ARAŞTIRMALARININ GELECEĞİ Türk Tarımsal Araştırmalarının 2023 Hedefleri Küresel ve Bölgesel Güç Türkiye’ye yakışır nitelikte, Tarımsal sorunlara uluslararası çözüm üreten, Ulusal ve uluslararası düzeyde ArGe Projeleri uygulayan 40 milyar $ tarımsal Sayı: 2 2013 ürün ihracatı için teknoloji geliştiren, sonuç alan, tanınan ve saygı gören yüksek prestijli bir “Tarımsal Araştırma Teşkilatı” hedeflenmektedir. Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü AR-GE bütçesindeki değişim Şekil 1’de görülmektedir. Buna göre 2002 yılından 2012 yılına kadar son on yılda AR-GE bütçesi 13 kat artış göstermiştir. Bu rakamlara personel giderleri dahil edilmemiştir. Bu durum araştırma çalışmalarına ayrılan payın hızla büyüdüğünü göstermektedir.. yenilikler ölçüsünde dünyada söz sahibi olmaktadır. Bu yüzden Türkiye; Dünya ülkeleri ile rekabet edebilmek, İthal etmek yerine kendi teknolojisini geliştirmek ve kullanmak, gelişmiş ülkelere bağımlı kalmamak, gıda güvenliğini sağlamak için Ar-Ge yapmak zorundadır. Gelişmiş ülkeler Ar-Ge harcamaları için bütçelerinden Gayri Safi Yurtiçi Hasılasının (GSYH) yaklaşık % 2’si oranında pay ayırmaktadırlar. Bilim Teknoloji Yüksek Kurulunca benimsenen Türkiye'nin 2023 Ar-Ge hedefi ise; Dünya sıralamasında ilk 15 ülke arasında yer almak ve GSYİH’ de Ar-Ge’nin payını da % 3'e yükseltmektir. Çizelge 3. 2013 Yılı Program Değerlendirme Toplantıları Proje Sayıları GRUPLAR Yeni Teklif Devam Eden Sonuç Bilgi Amaçlı TOPLAM Ilıman İklim Meyveleri 21 73 9 10 113 Subtropik Meyveler 18 46 5 14 83 Bağcılık 15 32 4 21 72 Sebze ve Süs Bitkileri 19 49 4 8 80 Organik Tarım 3 26 2 8 39 TOPLAM 76 226 24 61 387 Çizelge 4. 2013 Yılı Program Değerlendirme Toplantıları Katılımcı Sayıları GRUPLAR TOPLAM 38 Özel sektör ve STK 9 66 17 2 85 Bağcılık 50 15 5 70 Sebze ve süs bitkileri Organik tarım 73 39 31 15 9 5 113 59 TOPLAM 330 116 30 476 Ilıman iklim meyveleri ve sert kabuklu meyveler Subtropik meyveler Araştırma Enstitüleri 102 Üniversiteler Çizelge 5’te bazı ülkelerin araştırmageliştirme çalışmalarına bütçelerinden ayırdıkları paylar görülmektedir. Türkiye son on yılda AR-GE çalışmalarına ayırdığı bütçeyi 4 katı artırmış olsa bile gelişmiş ülkelerin oldukça arkasındadır. Ülkeler ürettiği bilgi, geliştirdiği teknoloji ve Bahçe Haber 149 Tarımda 2023 Vizyonu Tarımda 2023 Vizyonu’na göre Türkiye; yeterli, kaliteli ve güvenilir gıda üretimi ile 85 milyon nüfusunu besleyen, İhracatçı konumunu daha da geliştiren, rekabet gücünü artıran, Dünyada ve bölgesinde söz sahibi olan bir ülke hedeflemektedir (Anonymous, 2013c). Cilt: 2 Sayı: 2 2013 13 Buna göre; 40 milyar $ Tarım Ürünleri İhracatı ve 150 milyar $ Gayri Safi Tarımsal Hasıla ile Dünyanın ilk 5 ülkesi arasında yer alan bir Türkiye hedeflenmektedir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu vizyon ve hedeflere inanmış olarak çalışmalarını yönlendirmektedir. Şekil 1. AR-GE Bütçe Kapasitesi (milyon TL) Türk tarımının gelecekle ilgili öngörülerinde şu başlıklar öne çıkmaktadır. Tarımda kalite standartları ve gıda güvenliği önem kazanacaktır. Bu sebeple işletme sayısı azalırken kapasite ve kalite artacaktır. Planlanan düzenlemeler sayesinde dış pazarlarda ürünlerin rekabet şansı artacaktır. Özellikle yaş meyve sebzeler önem kazanacaktır. Organize hayvancılık bölgeleri oluşturulacaktır. Sözleşmeli üretim ve organik tarım ön plana çıkacaktır. Devletin AR-GE yatırımlarına yaptığı destek artacaktır. Yatırımcıların büyük çoğunluğu yüksek teknolojili tarımsal faaliyetlere yönelecektir. Kaynak: T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü. Bakanlık Ar-Ge Çalışmaları. Eğitim Yayım ve Yayınlar Dairesi 2. Baskı. 2013 Çizelge 5. Bazı Ülkelerin Ar-Ge Harcamalarının GSYH Oranı Ülke Oranı % ABD AB Çin Japonya Güney Kore Rusya İsviçre Türkiye Israil Almanya Fransa İngiltere 2.88 1.90 1.70 3.33 3.36 1.24 3.62 0.86 4.28 2.78 2.21 1.85 Kaynak: OECD, Main Science and Technology Indicators, 2013 Bahçe Haber 14 Cilt: 2 Sayı: 2 2013 Bahçe Bitkileri Araştırmalarında Öncelik Verilecek Konular Geleneksel ve ileri yöntemlerle, özellikle biyotik (hastalık ve zararlılar) ve abiyotik (düşük ve yüksek sıcaklık ve su stresi, tuzluluk, kireç ve diğer olumsuz çevre koşulları) stres koşullarına tolerant meyve, asma, sebze ve süs bitkisi çeşitlerinin ıslahı Pazarlama süresinin uzatılmasını sağlayacak çok erkenci ve çok geççi yeni çeşit ıslahı İleri yetiştirme teknikleri, bahçe ve taç yönetimi ve fizyoloji araştırmalarıyla ülke meyveciliğinin uluslararası rekabet şansının yükseltilmesi İleri hasat ve hasat sonrası teknolojilerinin yaygınlaştırılması Örtüaltı sebze yetiştiriciliğinde F1 hibrit tohumluk temininde dışa bağımlılığın azaltılmasına yönelik AR-GE faaliyetlerinin hızla nihai hedefe ulaştırılması Entegre Ürün Yönetimi bitki sağlığı ve diğer disiplinlerle ortak bir bütünlük içerisinde çevreye ve insan sağlığına dost ileri bahçe yönetim tekniklerinin yaygınlaştırılması Organik meyve-sebze yetiştiriciliğinde yerel kaynaklardan girdi üretim teknik, yöntem ve teknolojilerinin geliştirilmesi… YARARLANILAN KAYNAKLAR Anıl, Ş., Sayal, B. 2009. Türkiye’de Bahçe Bitkileri Araştırmalarının Dünü, Bugünü, Yarını. Türktarım. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Dergisi Sayı:190 S.31-37 Anonymous, 2011a. Resmi Gazete. “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının teşkilat ve görevleri hakkında kanun hükmünde karar- Bahçe Haber name” 3.6.2011 Anonymous 2011b. Tarımsal Araştırma Yönetimi Uygulama Kılavuzu. T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Anonymous 2013a www.meyvemirası.org Anonymous 2013b. www.faostat.fao.org/site Anonymous 2013c. Stratejik Plan 2013-2017. www.tarim.gov.tr/SGB/Documents/ Stratejik Ekiz, H., Sayal, B., Yılmaz, S., vd. 2010. Türkiye F1 Hibrit Sebze Çeşitlerinin Geliştirilmesi ve Tohumluk Üretiminde Kamu-Özel Sektör İşbirliği Projesi. Sonuç Raporu (20042010), TAGEM, Ankara Harvey, J.H., 1976. Turkey as a Source of Garden Plants. Journal of the Garden History Society 4/3 s:21-42 Işın, P.M., 2010 Osmanlı Meyve Kültürü, Birinci Mutfak Kültürü Sempozyumu, Bilecik. Kenber, L.A., 1938. Anayurdu Türkiye Olan Ürünlerin Tarihi ve Ekonomik Bitkilerin Biyojeografisi Tan Matbaası, İstanbul Kut, G., 2005. Meyve Bahçesi. Journal of Turkish Studies. 29 (2005) s 201-206 Kahraman, S.A., Dağlı, Y., 2011. Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi . Yapı Kredi Yayınları, İstanbul Olivier, G. A., 1801 Travels in the Ottoman Empire. London Önler, Z., 2000 Revnak-ı Bostan. Türk Dil Kurulu Yayınları, Ankara Takats, S., 1958. Macaristan Türk Aleminden Çizgiler, Ankara. Cilt: 2 Sayı: 2 2013 15 TÜRKİYE’DE SOĞUK HAVA DEPOCULUĞUNUN MEVCUT DURUMU Mustafa Erkan Türkiye, sahip olduğu uygun iklim koşulları sayesinde dünya üzerinde yetiştiriciliği yapılan çok sayıda bahçe ürününün ekonomik olarak üretilmesine olanak sağlamaktadır. Ülkemiz 45 milyon tona ulaşan meyve ve sebze üretim miktarı ile dünyada önemli üretici ülkeler arasında da ilk sıralarda yer almaktadır (TUİK, 2012). Ancak, ülkemizde bahçe ürünlerinde hasat ve hasat sonrası aşamalarda önemli miktarlarda ürün kayıpları meydana gelmektedir. Bu kayıpların oranı gelişmiş ülkelerde ürüne ve hasat sonrası işlemlere bağlı olarak %510, gelişmekte olan ülkelerde ise %20-40 arasında değişmektedir (Kader, 2002; Erkan, 2012). Bu kayıp oranları dikkate alındığında ülkemizde her yıl yaklaşık olarak 10 milyon tonu aşan yaş meyve ve sebze daha tüketicilere ulaştırılamadan pazar değerini kaybetmekte yada bozulup atılmaktadır. Bu kayıplar dikkate alındığında ülkemizdeki hasat sonrası kayıpların miktarı dünyada çok sayıda ülkenin üretim miktarından bile daha yüksektir. Hasat sonrası işlemlerde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta yetiştiricilik aşamalarında yüksek kalitede üretilen meyve ve sebzelerin hasat sonrası tüm aşamalarda da kalitelerini ve besin değerlerini koruyacak ortamlarda işlem görmeleridir. Hasat sonrası kalitenin korunması ancak soğukta depolama ve soğuk zincirin devamlılığı ile sağlanabilir. Soğukta depolama; yüksek kazanç elde etmek, ürünün daha sonra tüketilmek, işlenmek ya da pazarlanmak üzere kalitesini koruyacak koşullarda bekletilmesi ve işlem görmesidir. Depolama; insanlık tarihi boyunca kullanılan eski bir teknik olup, bu işlem insanlık 1Akdeniz tarihiyle beraber gelişme göstermiştir. Depolama insanların yiyecek ve içeceklerini karlara gömmesiyle başlamış ve günümüzde bu alandaki en son teknoloji olan Dinamik Kontrollü Atmosfer (DKA) teknolojisi kullanılarak yapılan muhafazaya kadar gelinmiştir. Ülkemizde muhafaza doğal soğutmalı soğuk hava depolarıyla başlamıştır. Önceleri, meyve ve sebzelerin saklanmasında kullanılan bu depolar; kiler, samanlık ve toprak altında bulunan doğal veya yapay mağaralardır. Bu depolar, ürünü çeşitli dış etkenlerden, sıcaklık ve dondan koruma özelliğine sahiptir. Ayrıca, ortamdaki düşük sıcaklıktan daha etkili ve kontrollü olarak yararlanılacak şekilde geliştirilen bu depolarda, mekanik başka bir soğutma sistemi yoktur ve bu depolar ülkemizde “adi depolar, doğal depolar veya soğutucusuz depolar” olarak isimlendirilmektedir. Bu sistem; soğuk havanın, mekanik bir soğutucu kullanılmaksızın doğal yollarla, tamamen dış ortamdan sağlandığı muhafaza sistemidir. Ülkemizde, yoğunluklu olarak Nevşehir bölgesinde, başta limon olmak üzere değişik ürünlerin muhafaza edildiği depolar bu muhafaza sistemine örnek olarak gösterilebilir. Bu depolarda limonlar Eylül ayına kadar yaklaşık 8-9 ay süreyle depolanabilir. “Yatak Limonculuğu” olarak adlandırılan bu depolama sistemi ülkemizde oldukça yaygındır ve hala aktif olarak kullanılmaktadır. Nevşehir bölgesindeki yer altı ve mekanik soğutma destekli depolarda, son yıllarda sadece patates depolanması amacıyla 300.000 ton kapasite yaratılmıştır. Söz konusu depolar, çok yoğun olmamakla birlikte; portakal, altıntop, elma gibi diğer ürünlerin depolanması ve mantar yetiştiriciliği amacıyla da kulla- Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü – Antalya Bahçe Haber 16 1 Cilt: 2 Sayı: 2 2013 nılabilmektedir. İnsanların yıl boyu ürün tüketme isteği ve daha kaliteli ürün talebinin artmasıyla birlikte makine ile soğutulan depolama sistemleri başlamıştır. Bu depolarda ortam sıcaklığı makina tarafından üretilen soğuk hava ile istenilen sıcaklık derecesine kadar düşürülerek soğutma işlemi yapılır. Makina ile soğutulan depolarda kullanılan soğutma sistemlerinde, kaynama sıcaklıkları çok düşük olan soğutucu akışkanlar kullanılır. Soğukta depolama tekniğindeki devrim 1800’lü yılların son çeyreğinde gerçekleştirilmiştir. Bilimsel olarak, soğuk depolama sistemlerindeki gelişmeler, II. dünya savasından sonra ortaya çıkmıştır. Savaş sonrası özellikle üretim ve tüketim arasındaki dengesizlik depolamanın önemini artırmıştır (Sayılı ve ark. 2006). Ülkemizde mekanik olarak soğutulan depolama uygulamalarının başlangıcı ise yakla şık yüz yıl öncesine dayanmaktadır. İlk soğuk deponun İstanbul’da 1904 yılında kurulduğu ancak daha sonraki yıllarda bir gelişim göstermediği bilinmektedir. Ülkemizde soğukta depoculuk özellikle 1950’li yıllardan itibaren hız kazanmıştır. 1954 yılında Et ve Balık Kurumunun faaliyete geçmesiyle depo gereksinimi önemli ölçüde artmıştır. 1970 yılına kadar bir kısmı da Süt Endüstrisi Kurumuna ait olmak üzere çeşitli kamu kuruluşlarınca 156 adet so ğuk depo yapılmış olup bunların toplam kapasitesi 348 601 m3’tür. 1971 ve 1980 yılları arasındaki dönemde soğuk depo tesislerinin yapı tekniği konusunda önemli aşamalar kaydedilmiştir. Yaş meyve ve sebzelerin muhafa zasını amaçlayan ve ihracata dönük projelerin uygulanmasına olanak veren tesislerin kurulması da bu dönemlerde gerçekleştirilmiştir (Kaynaş ve Sakaldaş 2009). 1920’li yılların sonlarında İngiltere’de yaygın olarak tüketilen Cox Orange Pippin ve Bramley’s Seedling elma çeşitlerinin düşük sıcaklığa olan hassasiyeti nedeniyle bu elmaları üşüme zararının görülmeyeceği daha güvenli bir sıcaklık olan 4oC de depolanabilmesini sağlamak amacıyla geliştirilen düşük O2 ve yüksek CO2 içeren kontrollü atmosfer ortamda depolamanın aynı zamanda meyve kalitesi üzerinde olumlu etki yaptığı anlaşılınca bu teknoloji tüm Bahçe Haber dünyada yaygınlık kazanmaya başlamıştır (Thompson, 2010). Kontrollü atmosferde muhafazada etilen, CO2 ve O2 kontrolünün yapılmasıyla depolamada çığır açan çalışmalar hızlanmıştır. Kontrollü atmosfer teknolojisiyle birlikte özellikle depo izalasyonu konusunda önemli gelişmeler olmuş ve soğukta depolama sisteminde önemli bir girdi olan elektrik giderlerinde önemli azalmalar yaşanmıştır. Ülkemizde Kontrollü Atmosfer çalışmaları ilk olarak Yalova Araştırma Enstitüsü’nde yapılmaya başlanmış ve 2012 yılı itibariyle 25 firma ve 35.000 ton kapasiteye ulaşmıştır. Kontrollü Atmosferde depolama sisteminin kullanılmaya başlamasıyla birlikte bu alanda yapılana çalışmalara devam edilmiş ve O2 konsantrasyonunun düşürülebileceği minimum değerler belirlenmeye çalışılmıştır. Bu çalışmalarda özellikle elmalar için solunumun minimum seviyeye düşürülebildiği ve meyve kalitesinin korunmasında oldukça etkili olan %1 dolayındaki O2 ortamında depolama tekniği geliştirilmiş ve bu teknik Ultra Düşük Oksijen (ULO) de depolama tekniği olarak adlandırılmıştır. Kontrollü atmosferde depolama tekniğinin daha da geliştirilmesinde ise gelinen en son nokta Dinamik Kontrollü Atmosfer (DKA) teknolojisidir. Bu sistem spektrofotometrik bir yöntemle ürünün oksijen miktarına verdiği tepkiye göre ortam bileşenlerinin ayarlanması prensibine dayanmaktadır (Prange ve ark., 2003). Daha çok elmalar için kullanılan bu depolama sisteminde KA ve ULO’ de muhafazaya göre meyvelerin daha uzun süre ve daha kaliteli bir şeklide muhafaza edilebildiği bildirilmektedir (Watkins, 2008). KA, ULO ve DKA’de depolama sistemleri ülkemizde son yıllarda yaygınlık kazanmaya başlanmıştır. DKA’de henüz ticari bir depo bulunmamasına rağmen özellikle KA’de depolama sistemleri uluslararası pazar rekabeti nedeniyle bir ivme kazanmıştır. KA, ULO ve DKA’de muhafazanın ülkemizde yaygınlaşamamasının temel nedeni,bu depolara birden çok üreticinin ürünün birlikte depolanmasından kaynaklanmaktadır. Ürün sahiplerinin depoları farklı zamanlarda açma ve ürün pazarlama talepleri bu yeni teknolojilerin ülkemizdeki uygulanabilirliğinin önündeki en büyük engeldir. Cilt: 2 Sayı: 2 2013 17 Sonuç olarak, insanların yıl boyu ve daha kaliteli ürün tüketme alışkanlıklarının başlamasıyla birlikte soğukta depolama teknolojileri daha da önemli hale gelmeye başlamıştır. Meyve ve sebzeler hasat sonrası kalitelerini ancak soğukta muhafaza teknolojisi ile daha uzun bir süre koruyabilirler. Bu teknoloji kullanılarak depolanan ürünlerde hasattan sonra ortaya çıkan çürümelerin oranı da daha düşüktür. Meyve ve sebze üretimi bakımından önemli bir potansiyele sahip olan ülkemizde, yurtdışına daha fazla miktarlarda ürün pazarlanması da ancak bu yeni teknolojilerin ülkemizde yaygınlaşmasıyla sağlanabilecektir. Aksi taktirde ülkemiz sadece üreten, ancak uluslararası pazarlarda söz sahibi olamayan bir ülke konumundan ileri gidemiyecektir. TUİK. Bitkisel Üretim İstatistikleri (http:// tuik.gov.tr). Watkins, C.B. 2008. Dynamic controlled atmosphere storage – a new technology for the New York storage Industry? NY Fruit Quart. 16: 23–26. KAYNAKLAR Erkan, M. 2012. Bahçe Tarımı – I, Ünite 8. Bahçe Ürünlerinin Muhafaza ve Pazara Hazırlanması. T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2372 s. 168-187. Kader, A.A. 2002. Postharvest biology and technology: an overview in postharvest technology of horticultural crops. University of California, Agriculture and Natural Resources Publication number : 3311, USA. Kaynaş, K. ve Sakaldaş, M. 2009. Karaman İli̇nde Elma Depolanan Soğuk Hava Tesi̇si̇ Varlığı, Sorunlar ve Çözüm Öneri̇leri. Tarım Bilimleri Araştırma Dergisi 2 (1):159-163. Prange, R.K., DeLong, J.M., Harrison, P.A., Leyte, J.C. and Mclean, S.D. 2003. Oxygen concentration affects chlorophyll fluorescence in chlorophyll-containing fruit and vegetables. J. Am. Soc. Hortic. Sci. 128: 603–607. Sandya, 2010. Modified atmosphere packaging of fresh produce: Current status and future needs. LWT-Food Science and Technol. 43: 381-392. Sayılı, M., Batu, A., Tokatlı, M. ve Yıldız, M. 2006. Tokat ilinde meyve ve sebze depoculuğunun Mevcut Durumu Sorunları ve Çözüm Önerileri.Gıda Teknolojileri Elektronik Dergisi (3): 27-36. Thompson A.K. 2010. Controlled atmosphere storage of fruits and vegetables. czescccccISBN: 9781 84593646 4. CABI Publishing, pp.259. Bahçe Haber 18 Cilt: 2 Sayı: 2 2013 2013 Yılında Yapılacak Olan Uluslararası Toplantılar August 11, 2013, United States of America, II International Symposium on Plant Cryopreservation, http://col.st/RlEtRA August 25, 2013, Germany, VI International Symposium on Rose Research and Cultivation, http://www.rosesymposium2013.uni-... August 28, 2013, France, VI International Phylloxera Symposium, https://colloque.inra.fr/ phyllox2013 September 2, 2013, United Kingdom, VI International Conference on Managing Quality in Chains MQUIC2013, http://www.mquic2013.com September 2, 2013, Mexico, 59th Annual Meeting of Interamerican Society for Tropical Horticulture, http://www.horticultura2013.org.mx/ September 3, 2013, Czech Republic, II International Symposium on Plum Pox Virus, http:// www.isppv2013.upol.cz September 9, 2013, Kenya, I International Symposium on Ornamentals in Africa, http:// hakenya.net/index.php/ishs, ... September 12, 2013, India, IV International Conference on Landscape and Urban Horticulture: Impact of Landscape Horticulture on Development of Urban Economy with Green Environment, http://www.icluh.in/ September 20, 2013, China, III International Symposium on Pomegranate and Minor Mediterranean Fruits, http://www.pomegranate2013.com September 25, 2013, Italy, III International Symposium on Molecular Markers in Horticulture, http://eventi.fmach.it/Molecular, ... October 6, 2013, Korea (Republic of), Greensys 2013 , New Technologies for Environment Control, Energy, saving and Crop Production in Greenhouse and Plant Factory, http:// www.greensys2013.org October 9, 2013, Hungary, II European Congress on Chestnut, http://www.chestnutdebrecen.eu October 14, 2013, Peru, International Symposium on Medicinal Plants and Natural Products, http://www.ISMPNP2013.org October 17, 2013, China, XIII International Asparagus Symposium, http:// www.ias2013China.com October 20, 2013, Chile, II International Symposium on Organic Matter Management and Compost Use in Horticulture, http://www.compost, for, horticulture.com October 28, 2013, France, II International Symposium on Organic Greenhouse Horticulture, http://www.amiando.com/... October 28, 2013, Italy, VIII International Congress on Cactus Pear and Cochineal, http:// www.soishs.org/cactuspear/ November 4, 2013, Armenia, International Symposium on Fruit Culture and its Traditional Knowledge along Silk Road Countries, http://www.silksym.com November 19, 2013, New Zealand, I International Symposium on Bacterial Canker of Kiwifruit (Psa), http://www.psa2013.co.nz/ December 4, 2013, Laos, II Southeast Asia Symposium on Quality Management in Postharvest Systems, http://www.kmutt.ac.th/SEAsia2013 Bahçe Haber Cilt: 2 Sayı: 2 2013 19 Prof. Dr. Vedat ŞENİZ Emekliye Ayrıldı Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Vedat ŞENİZ’in emeklilik töreni 26.06.2013 tarihinde, Prof. Dr. M. Rifat OKUYAN Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Hocamızın sevenlerini buluşturan tören Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdoğan BARUT’un açılış konuşması ile başladı. Fakülte Dekanı Prof. Dr. İsmail FİLYA, Üniversite Rektörü Prof. Dr. Kamil DİLEK’in konuşmaları ile devam etti. Açılış konuşmalarını, Prof. Dr. Vedat ŞENİZ’in yaşam öyküsünün sunumu izledi. Prof. Dr. Vedat ŞENİZ’e Bahçe Bitkileri Bölümü’nün ve Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü’nün ayrı ayrı şükran plaketleri sunulduktan sonra Ziraat Fakültesi Dekanlığı’nda düzenlenen kokteyl ile devam etti. Bahçe Haber 20 Cilt: 2 Prof. Dr. Vedat ŞENİZ 01.07.1946 tarihinde Makedonya’nın Ohri şehrinde doğdu. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nden 1969 yılında mezun oldu. Tarım Bakanlığı Ankara Bölge Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü’nde ve Tarım Bakanlığı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Genel Müdürlüğü’nde çalıştı. 15 Mart 1973 tarihinde Lisans öğrenimini tamamladığı Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümüne Asistan olarak girdi; 1977’de Doktor, 1983’de Doçent unvanını aldı. 1983 yılından itibaren Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümünde çalışmalarına devam etti ve 1988’de Profesör unvanını aldı. Öğretim üyeliği boyunca sebze yetiştiriciliği ve ıslahı konulu dersleri verdi. Sayı: 2 2013 Prof. Dr. Ali ÜNAL ve Prof. Dr. Benian ESER Emekliye Ayrıldı Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nden Prof. Dr. Ali ÜNAL ve Prof. Dr. Benian ESER emekliye ayrıldı. Prof. Dr. Ali ÜNAL 02.02.1946 tarihinde Külköy (Karahallı-Uşak)’de doğdu. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümünden 1971 yılında mezun oldu. 1972-1973 yıllarında Kütahya ve Aydın Zirai Mücadele Müdürlüklerinde çalıştı. 1975 yılında göreve başladığı Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümünde 1983’de Doktor, 1988’de Doçent, 1995’de Profesör unvanını aldı. Öğretim üyeliği boyunca “Genel Meyvecilik” ve “Ilıman İklim Meyve Türleri” derslerini verdi. Ege Üniversitesinin dışında Tokat ve Tekirdağ Ziraat Fakültelerinde görev yaptı. Bahçe Haber Prof. Dr. M. Benian ESER 21.06.1946 tarihinde Ödemiş (İzmir)’te doğdu. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümünden 1969 yılında mezun oldu. 1969-1970 yıllarında Bornova Bölge Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsünde çalıştı. 1972 yılında göreve başladığı Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümünde 1978’de Doktor, 1983’de Yardımcı Doçent, 1985’de Doçent, 1993’de Profesör unvanını aldı. Öğretim üyeliği süresince “Sebze Yetiştirme Tekniği”, “Bahçe Bitkileri Yetiştirme Tekniği” ve “Sebze Tohumculuğu” derslerini verdi. Ege Üniversitesinin dışında, Dicle Üniversitesi Urfa Ziraat Fakültesinde bir yarıyıl görev yaptı. 2004-2010 yılları arasında Ege Üniversitesi Tohum Teknolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi müdürü olarak çalıştı. 2009-2013 yılları arasında Bahçe Bitkileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürdü. Cilt: 2 Sayı: 2 2013 21 Prof. Dr. Ali ÜNAL ve Prof. Dr. Benian ESER Emekliye Ayrıldı Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Ali ÜNAL ve Prof. Dr. M. Benian ESER’in emeklilik töreni 01.07.2013 tarihinde yapıldı. Törende hocalarımızın aileleri, meslektaşları, doktoralarını hocalarımızın danışmanlığında tamamlayan ve şuanda Türkiye’nin değişik üniversitelerinde görev yapan öğretim elemanları bir araya geldi. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlık toplantı salonunda gerçekleştirilen tören Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Ercan ÖZZAMBAK’ın açılış konuşması ile başladı. Fakülte Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Hülya İLBİ ile Üniversite Genel Sekreteri Prof. Dr. Bülent ÖZKAN ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atilla SİLKÜ’nün konuşmaları ile devam etti. Açılış konuşmalarını, Prof. Dr. Ali ÜNAL ve Prof. Dr. M. Benian ESER’in yaşam öykülerinin sunumu izledi. Prof. Dr. Ali ÜNAL ve Prof. Dr. M. Benian ESER’e Bahçe Bitkileri Bölümü’nün şükran plaketleri sunulduktan sonra Bahçe Bitkileri Bölümü’nde düzenlenen kokteylde katılımcılar keyifli anlar yaşadı. Bahçe Haber 22 Cilt: 2 Sayı: 2 2013 Hocalarımızı kutluyor, kendilerine sağlıklı ve huzurlu bir emeklilik yaşamı diliyoruz. Bahçe Haber Cilt: 2 Sayı: 2 2013 23 Bahçe Bitkileri Derneği Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü 35100 Bornova-İZMİR Tel: +232 388 18 65 Fax: +232 388 18 65 E-mail: bahce.dernek@gmail.com www.bahceder.org.tr