Dünya Mirası Kavramının Tarihçesi
Transkript
Dünya Mirası Kavramının Tarihçesi
Dünya Mirasý Kavramýnýn Tarihçesi Dünyanýn yedi harikasýndan biri sayýlan Ýskenderiye Fenerinin Alman Arkeolog Prof. H. Thiersch tarafýndan 1909 yýlýnda çýkarýlan temsili çizimi. Dünyamýz, gerek tabiat kuvvetlerinin, gerekse yaratýcý insan dehasýnýn meydana getirdiði eþsiz güzelliklere ev sahipliði yapmaktadýr. Yerkürenin ve insan topluluklarýnýn evrimiyle meydana gelmiþ bu þaheserler içimizi yaþama sevinci ile doldurur ve yaþadýðýmýz hayata deðer katar. Bu yüzdendir ki, sahip olduðumuz bu kýymetli þaheserler çok eskiden beri insanlara heyecan vermiþ, bunlarýn saptanmasý ve kayda geçirilmesi için kimi giriþimler olmuþtur. Dünyanýn Yedi Harikasý ifadesi kulaklara tanýdýk geliyor deðil mi? Aslýnda bu, dünyadaki güzelliklere deðer verildiðini gösteren çok eski ve cýlýz bir giriþimdir sadece. Dünyada yedi deðil, yüzlerce, binlerce harika olduðu kesindir. Yine de bu kayýt altýna alma giriþimini, çok erken bir duyarlýlýðýn simgesi olarak görmek ve kutlamak gerek. Bu fikrin oluþumu, Ý.Ö. 5. yüzyýla, Herodot'un tarih kitabýna kadar geri gider. Daha birkaç on yýl geçmeden, Yunanlý yazarlar dünya çapýnda önem taþýyan abidelerden söz etmeye baþlamýþlardýr. Ýskenderiye Kitaplýðý'nýn yöneticisi Cyrene'li Callimachus (ÝÖ 305-240), “Dünyadaki Harikalar Koleksiyonu” adlý kitabýnda dünyadaki yedi harikadan söz eder ve bunlarýn isimlerini sayar. Fakat ne yazýk ki, Ýskenderiye Kütüphanesi'nin yanmasýyla bu eser de yok olmuþtur. Ortaçaðda liste Saray Bosna - Mostar Köprüsü restorasyon çalýþmalarý. Yugoslav iç savaþýnda tahrip olan Mostar Köprüsü daha sonra UNESCO’nun katkýlarý ile restore edildi. yeniden derlenecek ve bunlara Antikçaðýn Etkileyici Yedi Abidesi denilecektir. Dünyamýzýn sahip olduðu güzelliklere yönelik ilgi, günümüze dek varlýðýný sürdürmüþtür. Fakat bu ilginin, geçmiþtekinden farklý olarak bir koruma bilinciyle birlikte þekillendiði söylenebilir. Modern dönemlerde insan kaynaklý etkenlerin, en az doðal afetler kadar tahrip edici olabildiðine defalarca tanýklýk eden insanoðlu (örneðin savaþta bombalarýn hedefi olan Mostar Köprüsü ya da Afganistan'da Taliban tarafýndan yerle bir edilen dev Buda heykellerini düþünmek yeterli), doðal ve kültürel þaheserleri korumak konusunda özel bir hassasiyet geliþtirmiþtir. Bunun en önemli nedeni, bu ender güzelliklerin biricik ve yeri doldurulamaz nitelikte olduðunun anlaþýlmasýdýr. Bütün görkemiyle akan devasa Iguaza Þelalesi'nin kurumasý ya da Çin Seddi'nin yýkýlmasý durumunda, telafisi mümkün olmayan bir kayýpla karþý karþýya kalacaðýmýz açýktýr. O yüzden bizlere düþen görev, dünyanýn ender bulunan deðerlerini kaybetmesine engel olmaktýr. Birleþmiþ Milletler'in Eðitim, Bilim ve Kültür Organizasyonu (UNESCO) kolu, bu gereklilikten yola çýkarak “Dünya Miraslarý” kavramýna baþvurmuþ ve çok önemli bir giriþime imza atmýþtýr. Bu projenin temel felsefesini iki maddede özetlemek mümkündür: 1. Sahip olduðumuz doðal ve kültürel deðerler, geçmiþten devraldýðýmýz, korumak ve geleceðe aktarmakla yükümlü olduðumuz miraslardýr. 2. Bu miraslar, içinde yer aldýklarý ülke sýnýrlarýna bakýlmaksýzýn, tüm insanlýða aittirler. Dikkat edilirse insanlýðýn ortak mirasý ifadesine baþvurularak, zamansal ve coðrafi sýnýrlamalarýn ötesine geçen bir tanýma gidilmektedir. Yani zamansal açýdan, dünya miraslarýnýn yalnýzca bugünün insanýna deðil, hem geçmiþ hem de gelecek kuþaklara, yani tüm insanoðluna ait olduðu vurgulanmaktadýr. Bu tanýmlama, bugünün insanýna geçmiþ ile gelecek arasýnda «köprü» olma sorumluluðunu yüklemektedir. Öte yandan coðrafi açýdan da miraslarýn bulunduklarý bölgenin ulusuna deðil, tüm dünya milletlerine ait olduðu ilan edilerek, koruma görevinin «ulusal» deðil, «uluslararasý» bir sorumluluk olduðuna dikkat çekilmektedir. Zira kültür ve tabiat miraslarý, UNESCO'nun ifadesiyle insanlýðýn yeri doldurulamaz yaþam ve ilham kaynaklarýdýr. Onlar bizim mihenk taþlarýmýz, referans noktalarýmýz ve kimliðimizdir. UNESCO bu doðrultudaki hedefini, “insanlýða ait olduðu düþünülen deðerlerin, kültürel ve doðal miraslar olarak tespit edilmesi, muhafaza altýna alýnmasý ve korunmasý yönünde teþvik edici olmak” biçiminde tanýmlamaktadýr. 8 Dünya Mirasý Merkezi Çin Seddi insan eliyle yapýlmýþ en muazzam eserlerden birisidir. Afganistan - Bamyan’daki Buda Heykelleri UNESCO'nun Dünya Miraslarý misyonu þöyle tarif edilir: ?Ülkeleri Dünya Mirasý Sözleþmesi'ni imzalamaya, kültürel ve doðal miraslarýný korumaya teþvik etmek; ?Taraf ülkeleri ulusal sýnýrlarý içinde bulunan, Dünya Miraslarý listesine girebilecek alanlarý belirlemek konusunda cesaretlendirmek; ?Taraf ülkeleri, dünya mirasý alanlarýný koruma noktasýnda yönetim planlarý oluþturmaya ve bildirim sistemleri kurmaya özendirmek; ?Taraf ülkelere, sahip olduklarý dünya miraslarýný korumak hususunda teknik destek ve profesyonel eðitim sunmak; UNESCO’ya baðlý olarak Paris’te çalýþmalarýný sürdüren Dünya Mirasý Merkezi (World Heritage Center), 1992 yýlýnda k u r u l m u þ t u r. Ö n c e l i k l e Sözleþme’nin uygulanmasýna iliþkin görevleri hýzla ve etkili bir þekilde yerine getirmekle yükümlüdür. Diðer görevleri ise, taraf olmayan ülkeleri sözleþmeyi imzalamaya özendirmek; taraf ülkeleri, Dünya Mirasý Listesi’ne girecek yeni adaylar belirlemeye teþvik etmek; taraf ülkelerdeki Sözleþme’ye baðlý uygulamalarý takip etmek; koruma kurullarý oluþturma, yönetim, koruma ve restorasyon sürecini yönetecek ekibi eðitme gibi konularda taraf ülkelere destek vermek; yeni projeler oluþturulmasýna yardýmcý olmak ve uygulama süreçlerini kolaylaþtýrmak; bu amaçla ekstra bütçeleri harekete geçirmek; doðal ya da insani nedenlerle tehlike altýna giren miraslara iliþkin ivedilikle karar almak. ?Tehlike altýndaki Dünya Mirasý alanlarý için acil yardým sunmak; ?Taraf ülkelerin, Dünya Miraslarýný koruma konusunda toplumsal bilinci arttýrmak için yaptýklarý etkinliklere destek vermek; ?Miraslarýn konumlandýðý bölgelerdeki yerel nüfusu koruma programlarýna katýlmaya özendirmek; ?Kültürel ve Doðal Dünya Miraslarý'nýn korunmasý konusunda uluslararasý iþbirliklerini teþvik etmek. Þimdi bu koruma ve yaþatma programýnýn nasýl þekillendiðine göz atalým. BAÞARI ÖYKÜLERÝ 10: WIELICZKA TUZ MADENÝ (POLONYA) 13. yüzyýldan beri aktif olarak çalýþan bu muhteþem maden, 1978 yýlýnda Dünya Mirasý ilan edilen ilk on iki bölgeden biri olmuþtur. 300 kilometreyi bulan koridorlarýnda çok sayýda sanat çalýþmasýna ve tuzdan yapýlmýþ heykele rastlamak mümkündür. Biz de 2006 yýlýnda seyahat rotamýzý bu bölgeye çevirmiþtik. Tamamý tuz olan bu daðýn içinde, yerin üç yüz metre altýnda, 400 metre karelik dev bir kilise alaný görmek büyüleyiciydi. Hala düðünlerin organize edildiði bu alanda, duvarlar heykeller ve tablolar ile doludur. Tümü de, duvardaki tuz bloklarýný iþleyerek yapýlmýþtýr ve yaratýcýlarý, isimleri bile hatýrlanmayan maden iþçileridir. 800 sene boyunca bir dantel gibi iþlenerek meydana getirilen bu eserler, ne yazýk ki 19. yüzyýlýn sonunda kullanýlmaya baþlanan suni havalandýrma sisteminin yarattýðý rutubet nedeniyle yok olma tehlikesiyle karþý karþýya kalmýþtýr. 1989 yýlýnda Tehlike Altýndaki Dünya Mirasý Listesi’ne alýnan Wieliczka Tuz Madeni için hem Polonya hükümeti hem de uluslararasý kamuoyu ortak bir çalýþma baþlatmýþtýr. Dokuz yýllýk etkili bir çalýþma sonucunda kurulan rutubet engelleyici sistem, bölgenin Aralýk 1998’de Tehlike Altýndaki Dünya Mirasý Listesi’nden çýkarýlmasýný ve gelecek kuþaklara armaðan edilmesini saðlamýþtýr. 9 Meksika - Chichen-Itza Dünya Miraslarý Projesi Nasýl Ortaya Çýkmýþtýr? Mýsýr - Abusimbel Miraslarý korumak konusunda uluslararasý bir hareket oluþturma fikri, ilk olarak Birinci Dünya Savaþý’ndan sonra doðdu. Modern teknolojinin yarattýðý çevresel deðiþimler üzerine giderek artan bir uluslararasý duyarlýlýk ise, 1960’lara damgasýný vuran bir geliþmeydi. 1959 senesinde Mýsýr hükümeti, Nil nehri üzerinde kurulacak Nasýr Barajý sebebiyle sular altýnda kalacak Abu Simbel ve Philia mabetlerinin kurtarýlmasý için UNESCO’dan yardým istedi. Mýsýr ve Sudan hükümetlerinin baþvurusu üzerine, UNESCO Antik Mýsýr Uygarlýðý’ndan günümüze gelen bu nadide eseri korumak amacýyla uluslararasý bir çalýþma baþlattý. Elli ülkenin baðýþlarýyla oluþturulan 80 milyon dolarlýk fon, arkeolojik çalýþmalarýn hýzlandýrýlmasý ve mabetlerin güvenli bir yere taþýnmasý için kullanýldý. Bu baþarýnýn en mühim yönü, dünya miraslarýnýn korunmasý konusunda uluslararasý dayanýþmanýn önemini göstermesiydi. Bu sürecin ardýndan UNESCO’nun baþýný çektiði üç büyük kuruluþ, 1966’daki sel baskýnýndan sonra Floransa merkez bölgesinin restorasyonu, Venedik’te her kýþ gerçekleþen sel baskýnlarýnýn yol açtýðý sorunlarýn çözümü, Moenjodoro (Pakistan) bölgesindeki arkeolojik kalýntýlarýn koruma altýna alýnmasý ve Borobodur Mabedi’nin (Endonezya) restorasyonu gibi kampanyalara öncülük etti. . 1970’lerde bu iyi niyetli çalýþmalar somut bir çerçeveye oturdu ve Birleþmiþ Milletler’in Çevre Programý, UNESCO’nun Ýnsan ve Biosfer Programý ile Milli Parklar’a iliþkin uluslararasý konferansta kendisini gösterdi. Her bir toplantý dünya sözleþmesi fikrinin tartýþýldýðý ve onaylandýðý mecralara dönüþtü ve sonuç, UNESCO’nun 1972’deki genel konferansýnda kabul edilen “Dünya Doðal ve Kültürel Mirasý Koruma Sözleþmesi” oldu. Bu sözleþme, doðal ve kültürel miraslarý korumak konusundaki iki farklý giriþimi tek bir çerçevede birleþtirdi. Bu fikir, Amerika Birleþik Devletleri’nin bir giriþiminden doðmuþtu. 1965’de Washington’da düzenlenen bir Beyaz Saray Konferansý’nda, dünyadaki doðal ve tarihsel kýymetlerin bugünün ve yarýnýn dünya vatandaþlarý adýna korunmasý hususunda uluslararasý iþbirliðini teþvik etme kararý alýndý. 1968 yýlýnda da Uluslararasý Doðayý Koruma Birliði (International Union for Conservation of Nature – IUCN), kendi üyelerine benzer bir teklif sundu. Bu teklifler, 1972 yýlýnda Stockholm’de düzenlenen Birleþmiþ Milletler toplantýsýna taþýndý. Böylece Paris’te düzenlenen 16 Kasým 1972 tarihli toplantýda, tüm bu fikirleri içeren tek bir sözleþme metni üzerinde anlaþýlmýþ oldu. Bu sözleþme, Dünya Mirasý Listesi’ne girmeyi hak eden doðal ve kültürel alanlarýn niteliklerini tanýmlar. Potansiyel dünya miraslarýnýn belirlenmesi ve mevcutlarýn korunmasý hakkýnda taraf devletlere düþen sorumluluklarý belirler. Sözleþmeye imza atan her ülke, yalnýzca kendi sýnýrlarý içinde konumlanmýþ Dünya Mirasý alanýný korumakla deðil, kendi ulusal miraslarýný da korumakla yükümlüdür. Taraf ülkeler doðal ve kültürel mirasý koruma sürecini yerel planlama programlarýyla bütünleþtirmeye, koruma alanlarýnda görevli kadrolar oluþturmaya, koruma amaçlý bilimsel ve teknolojik araþtýrmalara giriþmeye, miraslara topluluðun gündelik yaþamýnda bir iþlev kazandýracak ölçüleri belirlemeye özendirilir. Dünya Mirasý Fonu’nun nasýl kullanýlýp, yönetileceðini ve uluslararasý mali desteðin hangi durumlarda devreye sokulacaðýný belirler. Sözleþme, taraf devletlerin koruma süreci konusunda Dünya Mirasý Komitesi’ne düzenli olarak rapor vermesini zorunlu kýlar. Dünya Miraslarýna verilen kamusal desteði güçlendirmek, eðitici ve öðretici programlarla koruma sürecini güçlendirmek konusunda taraf devletleri yönlendirir. Avustralya, Aðustos 1974’de Sözleþme’ye onay veren ilk ülke olmuþtur. Bugün itibariyle (2009) Birleþmiþ Milletlere üye 191 ülkeden 186’sý bu ilkeleri benimseyip imza atarak, state party (taraf devlet) unvanýný almýþ ve uluslararasý bir koruma programýnýn parçasý olduðunu ilan etmiþtir. Türkiye ise bu sözleþmeyi 1983 yýlýnda onaylamýþtýr. Ýlk defa 1978’de 12 bölgeyi «Dünya Mirasý» ilan eden komite, þimdiye kadar 33 toplantý yapmýþ ve bunun sonucunda, Sözleþmeye taraf ülkelerden 148’inde 689’u insan yapýsý (kültürel) 176’sý tabiatýn kendiliðinden yarattýðý doðal ve 25’i karma (hem kültürel, hem doðal) olmak üzere toplam 890 noktayý Dünya Mirasý ilan etmiþ ve koruma altýna almýþtýr. Bunlardan 30’u þu anda “Tehlike Altýndaki Kültür Mirasý” listesinde olup, kurtarýlmalarý için acil eylem planý uygulanmaktadýr. Tehlike bertaraf edildiðinde koruma altýndaki alan yeniden Dünya Mirasý Listesi’ne taþýnmakta; yeni bir tehditle karþýlaþan miraslar ise risk listesine kaydýrýlmaktadýr. Endonezya - Borobudur 10 Dünya Mirasý Amblemi Neyi Simgeler? Dünya Miraslarý projesi, dünyanýn 830 ayrý noktasýnda tek bir amblemle temsil edilir. Ortak duyarlýlýðý ve sorumluluðu ifade eden bu amblem, Belçikalý Michel Olyff tarafýndan UNESCO için özel olarak tasarlanmýþ ve 1978 yýlý içinde Dünya Miraslarý Komitesi’nin ikinci oturumunda Dünya Mirasý Sözleþmesi’nin resmi amblemi olarak kabul edilmiþtir. Amblem, bulunduðu yerdeki doðal ya da kültürel mirasýn uluslararasý bir iþbirliðince korunduðunu anlatýr. Yalnýzca orada bir dünya mirasý bulunduðunu iþaret etmekle kalmaz, ayný zamanda Sözleþme’yi ve taraf devletlerin Sözleþmeye olan baðlýlýðýný da simgeler. Ayrýca fon yaratma sürecinde bir marka olarak iþlev görür. Dünya Mirasý Amblemi’nin kullanýmýna iliþkin rehberde, amblemin dünya mirasýnýn görünüþünü bozmayacak, fakat bütün turistlerin kolaylýkla görebileceði bir konumda yer almasý gerektiði anlatýlýr. Tabelada yer alacak yazýnýn, miras alanýnýn taþýdýðý istisnai deðeri vurgulamasý ve alanla ilgili kýsa ve kullanýþlý bir bilgi sunmasý istenir. Dünya Mirasý logosu Belçikalý Michel Olyff tarafýndan hazýrlandý ve 1978 yýlýndan beri kullanýlýyor. Þekil olarak amblem, dünyadaki doðal ve kültürel çeþitliliðin aslýnda bir bütün olduðunu simgeler. Ortadaki kare insan yaratýcýlýðý ve yeteneðinin ürünlerini sembolize ederken, etrafýndaki çember doðanýn bize sunduðu armaðanlarý anlatýr. Amblemin çembersel düzeni ayrýca, insanlýðýn sahip olduðu tüm miraslarýn küresel bir koruma altýnda olduðunu ifade eder. Çemberin dýþýnda üç dilde yazýlmýþ “Dünya Mirasý” ifadesi yer alýr. Bazý ülkeler bu sembolü kullanýrken, ifadelerden birini kendi dillerinde yazarlar. Dünya Mirasý Sertifikasý Neyi Temsil Eder ? Dünya Mirasý Kurulu Dünya Mirasý listesine dahil olan yerlere bu tanýma ile ilgili bir belge gönderir. UNESCO Genel Direktörü’nün imzasýný taþýyan bu belge, o yerin artýk sonsuza kadar Dünya Mirasý sayýlacaðýnýn bir kanýtýdýr. Sözleþme metninde þu ifadeler yer alýr: “Dünya Mirasý Komitesi, ……’i Dünya Mirasý Listesi’ne kaydetmiþtir. Bu listede yer almak, kültürel ve doðal bir bölgenin istisnai bir evrensel deðere sahip olduðunu ve insanlýk adýna korunmasý gerektiðini kanýtlar.” Sözleþmeye Ýmza Atmanýn Getirdiði Faydalar Nelerdir? Sözleþmeyi imzalayan taraf ülkeler, dünyanýn doðal ve kültürel miraslarýný sakýnmak ve üzerine titremek noktasýnda el ele vermekle, gelecek kuþaklara ortak mirasýmýzý aktarmak üzere müþterek bir yükümlülüðü kabul etmiþ sayýlýr. Sözleþmeye imza atmanýn ve listede yer alan miraslardan birkaçýna sahip olmanýn getirdiði prestij, miraslarýn korunmasý konusunda büyüyen bir farkýndalýðýn katalizörü iþlevini görür. Bilhassa geliþmekte olan ülkeler için bunun faydasý, Dünya Miraslarý Fonu’na ulaþmakta yatar. Her yýl yaklaþýk 4 milyon dolar, taraf ülkelerin tanýmlama, koruma ve tanýtma etkinliklerini desteklemek için kullanýlmaktadýr. Ýnsan ya da doða kaynaklý bir felaketin neden olduðu acil durumlarda devreye giren destek de ayrýca önemlidir. Tehlike Altýndaki Dünya Miraslarý Listesi’nde yer alan bölgeler için hem kamuoyunun dikkati çekilir, hem de gerekli fonlar harekete geçirilir. Taraf ülkeler, kapsamlý bir planlama ve takip deneyiminden yararlanma olanaðýna da kavuþurlar; uzmanlar, yerel koruma ekiplerine gerekli eðitimi sunar. Tüm bunlara ek olarak belirli bölgeleri Dünya Miraslarý Listesi’ne sokmak, bunlarýn önemi ve deðeri konusunda artan bir kamusal bilinç yaratýr ve söz konusu yerlerde yoðunlaþan bir turist hareketine yol açar. Ýyi planlandýðýnda ve yönetildiðinde bu turist hareketi hem bölgeye, hem de yerel ekonomiye önemli mali katký sunabilir. 11 Dünya Kültür Mirasý listesine alýnan yerlere tahsis edilen sertifika örneði Dünya Mirasý Olarak Kabul Edilme Kriterleri Nelerdir? UNESCO, “Dünya Doðal ve Kültürel Mirasý Koruma Sözleþmesi”nde bir yerin Dünya Mirasý olarak kabul edilebilmesi için bazý net kriterler belirlemiþtir. Bu kriterlerin biri ya da birkaçýna uyan bölgeler, Dünya Mirasý sayýlmayý hak etmektedirler. Komite, yalnýzca altýncý kriterin tek baþýna uygulanmamasýný önermektedir. Buna karþýn Mimar Sinan’ýn yapýtý Mostar Köprüsü, 2005 yýlýnda istisnai bir durum olarak yalnýzca altýncý kriterle Dünya Mirasý Listesi’ne alýnmýþtýr. Sertifika Dünya Mirasý Komitesi UNESCO Dünya Mirasý Merkezi (World Heritage Center), Dünya Mirasý Komitesi tarafýndan yönetilir. Ýki yýlda bir taraf ülkelerden seçilen 21 üyeden oluþan komite, yýllýk olarak toplanýr ve gerekli kararlarý alýr. Komitenin temel görevleri, Dünya Mirasý Listesi’ne girmeye hak kazanan adaylarý belirlemek; Sözleþmenin uygulanmasýna iliþkin meseleleri ele almak; tehlike altýndaki dünya miraslarýný saptamak; uluslararasý destek çaðrýlarýný deðerlendirmek; Sözleþmenin getirdiði sorumluluklara uymak konusunda taraf ülkeleri yönlendirmek ve desteklemek; Dünya Mirasý özelliðini yitiren yerleri listeden çýkarmak; g e r e k s i n i m l e r doðrultusunda Dünya Mirasý Fonu’nu yönetmektir. Komite, Paris’te bulunan ve UNESCO’nun bir parçasý olan küçük bir sekretarya (Dünya Mirasý Merkezi) aracýlýðýyla iþ görür. Baþlangýçta kriter prosedürü, Kültürel Miras için 6, Doðal Miras için 4 olmak üzere, c1, c2, c3, c4, c5, c6 ve n1, n2, n3, n4 biçiminde tanýmlanýrken, aþaðýda da görüleceði gibi sonradan bu sistemden vazgeçilmiþ ve kriterler deðiþmeden kalsa da, 1’den 10’a kadar numaralandýrma düzenine geçilmiþtir. Bunardan ilk altýsý kültürel miraslarý, son dördü de doðal miraslarý ilgilendirir. Merkeze baðlý organlar bütün bir yýl çalýþýr ve senede bir defa aþaðý yukarý on beþ gün süren bir toplantýdan sonra, çok sayýda adayý bu on kritere göre deðerlendirir ve Dünya Mirasý Listesi’ne alýnmayý hak eden yerleri açýklarlar. Þimdi gelin, kriterlere daha yakýndan bakalým: 1. Yaratýcý insan dehasýný gösteren bir þaheser olmalý. 2. Bu eser, bir zaman diliminde veya bir bölgede insani deðerlerin geliþimini göstermeli. Bu gözlenebilir geliþme, mimaride, teknolojide, anýtsal yapýlarda, þehir planlamasýnda veya toprak kullanýmýnda olabilir. 3. Bu eser, yaþayan ya da ortadan kaybolmuþ bir medeniyete veya eþsiz bir kültür geleneðine ait nadide bir örnek olsun. 4. Öyle bir teknolojik yapý veya mimarisi olmalý ki, bu eser insanlýk tarihinin önemli bir dönemini bize resmedebilsin. 5. Ýnsanoðlu karayý ve denizi kullanarak öyle muhteþem bir yerleþim yeri kurmuþ olsun ki, insanlýk, herhangi bir tahribat halinde bu tarihi deðerin kaybolma tehlikesi ile karþý karþýya kalsýn. 6. Öyle bir eser olmalý ki, halen yaþayan geleneklerle iç içe olsun ve edebi ya da sanatsal açýdan ayrýcalýklý uluslararasý bir anlam taþýsýn. 7. Olaðanüstü, eþi bulunmaz bir doðal güzellik ve estetiðe sahip olsun. 8. Öyle seçkin ve önemli bir doðal yapý olsun ki, bize dünyanýn oluþumu ve insanlýk tarihinin aþamalarý hakkýnda bilgi versin. 9. Akarsularda veya denizlerde öyle bir yer olmalý ki, bize ekolojik ve biyolojik olarak dünyanýn milyonlarca yýldýr süregelen ve halen devam eden fauna ve flora geliþimini göstersin. 10. Öyle bir yer olmalý ki, orada bitki ve hayvan türlerinin tarihsel deðiþim aþamalarý ayný anda gözlenebilsin ve bu deðerler þu anda yok olma tehlikesiyle karþý karþýya kalsýn. Bilim açýsýndan da bunlarýn korunmasý uluslararasý bir öneme sahip olsun. Bu koruma bilincinin otuz yýlda varmýþ olduðu nokta, gelecek yýllar için umutlu olmaya izin vermektedir. Dünya ancak bu kültürel ve doðal þaheserleriyle birlikte güzeldir. Bu güzelliði yaþamak, yaþatmak ve gelecek kuþaklara iletmek, asli görevimizdir. Dünya Mirasý projesi, bunun için þimdilik en etkili araç olarak görünmektedir. Geçici Liste Nedir, Ne Anlama Gelir? Hükümetler, kendi ulusal sýnýrlarý içinde bulunan ve Dünya Mirasý Listesi’nde yer alabilecek doðal ve kültürel deðerleri UNESCO’ya bildirirler. Bu bildirimler, “Tentative List”te (Geçici Liste) toplanýr. Bu liste beþ ya da on yýl içinde adaylýk için baþvurmasý tasarlanan bölgelerin geniþ bir envanteri niteliðindedir. UNESCO, taraf devletleri ilgili sivil toplum kuruluþlarý, partnerler, sponsorlar ve yerel yönetimler ile iþbirliðine giderek geçici liste oluþturmaya teþvik etmektedir. Bugün itibariyle Tentative List’te 155 taraf devletin önerdiði, 1343 doðal ve kültürel varlýk yer almaktadýr. Bu bölgelerden biri aday konumuna gelmeden önce en az bir yýl Tentative List’te yer almak zorundadýr. Adaylýk sürecinde, UNESCO temsilcileri hükümetçe hazýrlanan ayrýntýlý dosyayý etüt ederler ve ardýndan, baðýmsýz kuruluþlar (International Council on Monuments and Sites – ICOMOS; World Conservation Union – IUCN) tarafýndan gerçekleþtirilen yerinde inceleme sürecine 12 geçilir. Ýncelemeler sýrasýnda Dünya Mirasý Kriterleri’ne baþvurulur ve aday bölgenin kriterlerden kaçýna uyduðu araþtýrýlýr. Eðer bölge bir ya da birden fazla kritere uyuyorsa, kurul olumlu rapor hazýrlayacak ve UNESCO Dünya Mirasý Komitesi’ne gönderecektir. Yýlda bir kez toplanan komite raporu inceleyip onay verebileceði gibi, kararý erteleyerek daha ayrýntýlý bilgi talep etme yetkisine de sahiptir. Eðer karar olumlu olursa, söz konusu bölge artýk bir Dünya Mirasý statüsü kazanacaktýr. Türkiye’nin Geçici Listesi aþaðýdaki gibidir; daha ayrýntýlý bilgiyi kitabýmýzýn ikinci bölümünde bulabilirsiniz. 1. 2. 3. 4 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. Efes Antik Kenti Karain Maðarasý Selimiye Camii ve Külliyesi Bursa ve Cumalýkýzýk Osmanlý Kentsel ve Kýrsal Yerleþimleri Konya Selçuklu Baþkenti Alanya Kalesi ve Tersanesi Selçuklu Kervansaraylarý Ýshak Paþa Sarayý Harran ve Þanlýurfa Yerleþimleri Diyarbakýr Kalesi ve Surlarý Mardin Ahlat Mezar Taþlarý ve Osmanlý Kalesi 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. 23. Sümela Manastýrý Alahan Manastýrý St. Nicholas Kilisesi St. Paul Kilisesi, St. Paul Kuyusu ve Çevresi Kekova Güllük Daðý - Termessos Milli Parký Afrodisyas Likya Þehirleri Sagalassos Çatalhöyük Perge Almanya Quedlinburg Dünya Doðal ve Kültürel Mirasý Koruma Sözleþmesi Sözleþme, doðal ve kültürel miraslarýmýzýn yalnýzca doðal sebeplerle deðil, deðiþen sosyal ve ekonomik koþullarýn etkisiyle de giderek artan bir tehdidin altýnda olduðunu belirterek baþlar. Yeni Zelanda - Tongoriro NP Bir Seyahat Rotasý Olarak Dünya Miraslarý Listesi Bugün giderek daha fazla sayýda insan, Dünya Miraslarý Listesi’ni bir seyahat rotasý olarak görmekte ve gezi planlarýný bu rotaya göre çizmektedir. Dünya Mirasý Listesi’nde yer alan bölgeler, yabancý bir ülkede turistlerin öncelikle görmek istedikleri yerler haline gelmiþtir. Çünkü bir yerin Dünya Mirasý Listesinde tescil edilmesi, o yer ve onun mümtaz deðeri hakkýnda kaçýnýlmaz olarak bir merak uyandýrmaktadýr. Dünyayý dolaþan gezginlerin ellerinden düþürmedikleri Lonely Planet, Rough Guide, DK, Fodor’s, Let’s Go gibi seyahat kitaplarýna daha yakýndan bakarsak, bu yeni eðilimi gözlemleyebiliriz. Bu yayýnevlerinin editörleri, Unesco'nun ilgili komisyonlarý ile her sene bir veya iki kez bir araya geliyorlar ve Dünya Mirasý Listesi’nde yer alan bölgelerin kitaplarda nasýl yer almasý gerektiði ve okurlara ne tür bilgiler verilmesi gerektiðini tartýþýyorlar. Eðer bu yöreler belli özellikler arz ediyorlar ise, buralarda nasýl hareket edilmesi gerektiðine iliþkin önerilere de kitapta yer veriyorlar. Bu durum bile, UNESCO Dünya Mirasý Listesi’nin turizm sektöründeki artan önemini göstermeye yeterli. 2020 yýlýna kadar global seyahat hacminin bugüne oranla 3 kat artacaðý hesaplanýyor. Dünya Miraslarý, sürdürülebilir turizm prensipleri dikkate alýnarak iyi bir þekilde planlandýðý ve organize edilebildiði zaman önemli fonlarý o mirasýn bulunduðu bölgeye çekebilir. Bunun ulusal ekonomiler için ne denli önemli olduðunu söylemeye bile gerek yok. Bu yüzden pek çok ülke daha fazla Dünya Mirasý’na sahip olmak için çalýþmakta, çok sayýda yeni eser ve tabiat þaheseri 13 Metinde, kültürel ya da doðal bir mirasýn tahrip ya da tümüyle yok olmasý, bütün dünya uluslarýnýn sahip olduðu mirasýn fakirleþmesi olarak vurgulanýr. Öte yandan bir mirasýn korunmasý açýsýndan ulusal düzeyde yapýlacak giriþimler yetersiz olabilir; çünkü söz konusu ülkenin ekonomik, bilimsel ve teknolojik olanaklarý gerekli kaynaðýn oluþturulmasýna yetmeyebilir, bu yüzden Sözleþme metninde uluslararasý dayanýþmanýn önemine iþaret edilir. Yeni tehlikelere karþý uluslararasý bir güç ve kararlýlýkla mücadele etmek, daha etkili sonuçlar doðuracaktýr. tespit ederek, UNESCO’ya baþvurmaktadýr. Sahip olduklarý Dünya Mirasý ve aday miktarý açýsýndan ilk otuz ülkenin listesi aþaðýda görülebilir (Siyah renkli rakamlar, ülkelerin sahip olduklarý Dünya Mirasý sayýsýný ((Kasým 2009 itibari ile), kýrmýzý renkli rakamlar ise, aday gösterdikleri bölgelerin sayýsýný ifade etmektedir. Ayrýca bu tabloda yer almaya Özbekistan’ýn 33, Mýsýr’ýn 31, Filipinler'in 28, Endonezya'nýn 24, Ýsrail'in 20, Nijerya'nýn 19, Þili'nin 18, Guatemala'nýn 18, Pakistan'ýn 18, Ürdün'ün 16, Hýrvatistan'ýn 16, Gürcistan'ýn 15, Nepal'in 15, Suriye'nin 15 ve Slovakya'nýn 15 yer teklif ettiðini ekleyelim.) Sri Lanka - Anuradhapura ÝTALYA 43 41 BREZÝLYA 17 17 ÝSPANYA 41 25 AVUSTRALYA 17 ÇÝN 38 50 ALMANYA 34 13 FRANSA BELÇÝKA 10 16 2 ÝRAN 10 60 YUNANÝSTAN 17 8 ÝSVÝÇRE 10 3 KANADA 15 9 BULGARÝSTAN 9 14 33 36 ÝSVEÇ 14 2 KÜBA 9 3 MEKSÝKA 29 39 JAPONYA 14 12 TÜRKÝYE 9 23 ÝNGÝLTERE 28 15 PORTEKÝZ 13 12 ARJANTÝN 8 7 HÝNDÝSTAN 27 29 POLONYA 13 4 AVUSTURYA 8 11 RUSYA 23 25 ÇEK CUM. 12 15 G. AFRÝKA 8 9 ABD 20 14 PERU 11 MACARÝSTAN 8 9 6 Ilk defa Umman'daki Arabistan Oryx'lerinin koruma alaný Umman hükümetinin koruma yapmamasý sonucu Oryx lerin çok azalmasi yüzünden listeden çýkartýldý. 2. olarak 2009 senesinde Dresten Elbe Vadisi Alman Hükümeti'nin köprü yapma ýsrarý yüzünden listeden çýkartýldý. Dünya Mirasý Turizme Destek Programý Geliþmekte olan ülkelerdeki Dünya Mirasý yerleri kaynaklardan, deneyimden ve turizmi yönetebilecek eðitilmiþ personelden yoksundur. Sözleþmeye imza atan ülkelerin ve miras yeri yönetim timlerinin bu sorunlarla baþa çýkmalarýna yardýmcý olmak için Dünya Mirasý Komitesi 2001 yýlýnda Dünya Mirasý Turizme Destek Programý’ný (World Heritage Sustainable Tourism Programme) baþlatmýþtýr. Burada hedef: Sri Lanka - GalleÞehri • • • • Bu yer ile ilgili bir turizm yönetim planý hazýrlamak, Yöre halkýný eðitmek ve onlarýn katkýlarýný saðlamak, Yöresel ürünlerin tanýtýmýný teþvik etmek, Yöre halkýnýn böyle bir yere sahip olmakla büyük gurur duymasýný saðlamak ve bu yerin korunmasý gerektiði bilincini uyandýrmak, • Bu yerin korunmasý için turizm fonlarýndan yararlanmak, • Benzer Dünya Mirasýna sahip yerlerle temas kurarak karþýlýklý bilgi birikimini paylaþmak, • Tüm turizm endüstrisi içinde özel sektör ve devlet ile birlikte Dünya Mirasý bölgeleriyle ilgili saðlam politikalar oluþturmaktýr. Yeni Zelanda Tongoriro NP Özbekistan - Buhara 14 Turizme destek programýnýn temelinde yatan amaç þudur: Turizm bugün dünyanýn en büyük sanayisidir. Halklarýn en büyük geçim kaynaðýdýr. Turizmin geliþmesi, bir yörenin geliþmesi ile eþ anlamlýdýr. Turist ise en küçük nemden nezle olan kiþilerden oluþur. Turisti kaçýrmak kolay, geri kazanmak zordur. Toplumlar turizmin getirilerini gördükçe turistik deðerlere daha çok sahip çýkarlar ve onlarý daha çok korurlar. Herhangi bir tahribata ilk ve en hýzlý tepki yöre halkýndan gelir. Dünya Mirasý deðerlerinin korunmasýndaki en önemli ve etkin yolun, yöre halkýna sahip olduðu deðerin önemini anlatmak ve bunun nasýl gelire dönüþtürülebileceðini göstermekten geçtiði artýk ortak bir kabuldür. Dünya Mirasý Örgütü’nün 4 milyon dolar civarýndaki bütçesi ile bunu gerçekleþtirmek olanaksýzdýr. O halde ne yapmak gerekir? Burada en büyük görev Sivil Toplum Örgütlerine düþmektedir. Baþta yöresel örgütler olmak üzere, ulusal ve uluslararasý sivil toplum kuruluþlarý da gerek yöre halkýný eðitmeli, gerekse de o yöreye gelen ziyaretçilere en güzel imkanlarý sunmak için gerekli alt yapýyý hazýrlamalýdýr. Yeni Zelanda - Tongoriro NP Avustralya - Mungo Gölü Tabelasý Dünya Miraslarý’nýn Tanýtýmý Turistlerin önemli bir bölümü, gezdikleri yerin bir Dünya Mirasý olduðunu bilseler de, bir kýsmý kendilerine sunulan program çerçevesinde geldikleri için bu konuda tam bir bilgiye sahip deðillerdir. Belki çok muhteþem bir doðal güzelliðin (Grand Canyon ya da Iguasu þelaleri gibi) varlýðýný duymuþlardýr veya o yer zaten asýrlardýr bilinmektedir (Mýsýrdaki piramitler veya Çin Seddi gibi). Ama bu yerlerin Dünya Mirasý Listesinde olup olmadýðýndan habersizdirler. Peki onlara bu bilgiyi nasýl ulaþtýrmalý? Dýþ ülkelerde uzun süredir uygulanan yöntemlerin baþýnda, rehberlerin bu konuda iyi bilgilendirilmesi geliyor. Eðer rehberli bir tur ile geliniyorsa yerel rehberler o yerin ne zaman listeye girdiðini, hatta bazýlarý daha da ayrýntýya girerek, listede hangi sýra numarasýyla yer aldýðýný konuklarýna anlatýyorlar. Turizm Rehberi olmak için ilk þart, kendi ülkesinde yer alan Dünya Miraslarý hakkýnda tam bilgi sahibi olmak. Sadece iki örnek vermekle yetinelim: Avustralya’nýn ortasýnda bulunan ve geleneksel adý Uluru olan Ayers Rock kutsal mekânýna doðru altý günlük bir tura katýldýðýmýzý anýmsýyorum. Rehberimize, Avustralya’nýn kaç Dünya Mirasý’na sahip olduðunu sormuþtum. Uluru’nun Dünya Mirasý olduðunu bilip bilmediðini sorgulamak istemiþtim aslýnda. En ufak bir tereddüt etmeden, “On altý” demesi beni þaþýrtmýþtý. Bunlarýn hangileri olduðunu sorunca, bana hemen yanýndaki kutudan çýkardýðý “Avustralya Dünya Miraslarý” adlý kitabý verdi. Bu, Avustralya’da rehberlerin el kitabýymýþ. Vietnam’da da rehberimize ayný soruyu yöneltmiþtim. Hemen “Beþ” diye yanýtladý ve her birisinin listeye giriþ seneleri de dahil olmak üzere bilgi verdi. Ýtalya - Val D'Orcia 15 Dünya Mirasý Fonu Sözleþme'nin 15. maddesine baðlý olarak, bir Dünya Mirasý Fonu (World Heritage Fund for the Protection of World Cultural and Natural Heritage of Outstanding Universal Value) meydana getirilmiþtir. Bu fon Sözleþmeye taraf olan ya da olmayan ülkelerden, Birleþmiþ Milletler ’e baðlý örgütlerden, kamusal veya özel kuruluþlardan ya da kiþilerden gelecek katkýlardan beslenir. Þu anda yýllýk yaklaþýk 4 milyon dolara ulaþan bir bütçe söz konusudur. Bu bütçe tam anlamýyla yeterli olmasa da, bugüne kadar çok sayýda önemli koruma giriþimini finanse etmeyi baþarmýþtýr. Bu giriþim, acil yardým ya da doðrudan destekleme olabileceði gibi, taraf ülkelerin yetiþmiþ elemana sahip olmasý amacýyla gerçekleþtirilen danýþmanlýk ve eðitim hizmetleri gibi dolaylý yardýmlar da olabilir. Fon, tüm bu çalýþmalar için yaþamsal önemde bir kaynak saðlamaktadýr. Özb ekis rya tu Avus Avustralya - Willandra z - Gra tan - -R anya rg elsbe amm Hiva Alm Ülkeler için bir Dünya Mirasý’na sahip olmak çok önemli olduðundan, bu sýfatý almaya hak kazanmýþ bölgeler için hemen yöresel, ulusal ve uluslararasý bir tanýtým seferberliði içine giriliyor. Rehberler bunun en önemli sacayaðý. Çünkü turistlerle doðrudan iletiþimleri var. Öte yandan Dünya Miraslarý ile ilgili hem özel sektör, hem de devlet eliyle yayýnlanan çok sayýda kitap, kitapçýk ve broþüre rastlamak mümkün. Basýlý materyaller, tanýtýmýn bir baþka önemli ayaðýný oluþturuyorlar. Son tanýtým ve bilgilendirme yöntemi ise, Amblem ve Sertifika’nýn görsel bir öðe olarak kullanýlmasý. Dünyanýn birçok yerinde, Dünya Mirasýna giden güzergah çok uzaklardan baþlayan yol levhalarý ile iþaretleniyor ve bunlarýn tümünde Dünya Mirasý Amblemi yer alýyor. Sonra yöreye ulaþýldýðýnda, sizi yine Dünya Mirasý’na geldiðinizi belirten amblemli panolar karþýlýyor.. O yörelerin halklarý da, Dünya Mirasý Amblemi’ni çeþitli yerlerde kullanarak hediyelik eþya satýþlarýný arttýrmak ve bunlara bir anlam kazandýrmak istiyor. Burada iki örnek göreceksiniz. Örneðin 800 yýllýk tuz madenleri ile Dünya Mirasý Listesi’ne giren Avusturya’nýn Hallstatt þehri, bu madenden çýkarttýðý tuzlarý þiþeliyor ve üzerine amblemleri basýyor. Diðer bir örnek de Almanya'nýn Edlinburg þehrinden. Gördüðünüz gibi, yaratýcý bir düþünceyle, ürettikleri þemsiyeyi Dünya Mirasý Amblemi ile süslemiþler. Çin - Mogao Bazý bölgelerde, ziyaretçilerin sertifikanýn kopyasýný görmeleri de saðlanýyor. Çünkü sertifikalar o yerin gurur kaynaðý. 2006 senesi itibariyle dünyada yalnýzca 830 yer bu sertifikayý alma ve sergileme hakkýný kazanmýþ. Ama bazý yöreler buna daha da özel bir önem vermiþler. Sertifikanýn dev boyutlu bir kopyasýný giriþte gösteriþli bir yere koymuþlar. Yukarýda Özbekistan’ýn Hiva þehri ve yanda Çin’in Magoa Maðaralarýndaki iki uygulamayý görmektesiniz. Hediyelik Þemsiye Hediyelik Þiþe 16 Baþarý Öyküleri : Royal Chitwan National Park (Nepal) Royal Chitwan Milli Parký, Güney Asya’nýn simgesi niteliðindeki 400 kadar tek boynuzlu gergedan için sýðýnak rolü üstlenmektedir. Burada ayrýca nesli tükenmek üzere olan Chitwan kaplanlarý da yaþamaktadýr. Geçen yüzyýlýn baþlarýnda bu bölgede düzenlenen kaplan avý partileri meþhurdu. Bu av partilerine katýlan Ýngiliz asilzadelerden biri, 130 kaplan öldürmekle övünüyordu. Ayrýca nehir kenarýnda yaþamlarýný sürdüren timsahlar da, yine bu hassas ekosistemin bir parçasý. Dünya Mirasý Komitesi 1990’larýn baþýnda, Rapti Nehri’nin yönünü deðiþtirmeye yönelik bir projenin çevresel etkilerini sorgulamýþtýr. Asya Ýlerleme Bankasý ve Nepal Hükümeti projeyi yeniden gözden geçirmiþ ve yön deðiþtirmenin nehir kenarýndaki doðal yaþamý ve özellikle Chitwan gergedanlarýný tehdit edeceði sonucuna vararak, projeyi iptal etmiþtir. Doðal yapýnýn korunmasý sayesinde, hayvan nüfusunda belirgin bir artýþ kaydedilmiþtir. Fillerin sýrtýnda yaptýðýmýz bir gezi esnasýnda Tanrý’nýn dünyaya armaðan ettiði güzelliklerden olan iki Chitwan gergedanýna rastlamak bizi heyecanlandýrmýþtý. Biraz ötede meyve ve ot toplayan yerli kýzlarýn, civarda gergedan olduðunu duyunca güvenli bölgelere doðru korkuyla kaçtýklarýný görmek de ayrýca etkileyiciydi. Seyahat ettiðimiz ülkelerde, gerek UNESCO sembolünün, gerekse Dünya Miraslarý sertifikasý ve ambleminin çok çeþitli kullanýmýyla karþýlaþtýk. Bunlardan bazýlarýnýn fotoðraflarýný üçüncü ve dördüncü bölümlerde bulabileceksiniz. Ziyaretçi Merkezi Düzenlemeleri Dünya Mirasý Listesi’nde yer alan bölgelerin büyük çoðunluðu bir müze giriþi þeklindedir. Buralarda bulunan Visitor Centre’larda bir bölüm, Dünya Mirasý’nýn ne anlama geldiðiyle ilgili açýklayýcý bilgilere ayrýlýyor. Böylece turistlerin bilinçlenmeleri saðlanýyor. Yeni Zelanda - Fiordland Avustralya’nýn Darwin þehri yakýnlarýndaki Kakadu Milli Parký dünyadaki ikili miraslardan biridir. Bir yerin ikili miras sayýlabilmesi için, en az birer tane doðal ve kültürel kritere uymasý gerekiyor. Dünyada bu yerlerin sayýsý yalnýzca 24’tür. Kakadu Milli Parký yetkilileri bunun önemini gurur duyarak ve bilhassa vurguluyorlar. Bu yüzden, diðer sayfada gösterilen panoyu hazýrlamýþlar. Bu panonun altýnda da diðer 19 yer yazýlý. Bu miraslardan iki tanesi de Kapadokya ve Pamukkale. Bu sayede Kakadu Milli Parký’ný gezenler, çok az sayýdaki ikili mirastan iki adedinin Türkiye’de olduðunu ve isimlerini öðreniyorlar. Daha birçok yerde rastladýðýmýz gibi, Almanya'nýn Rammelsberg Madenleri’nin Visitor Centre’ýnda da, o seneye kadar ilan edilmiþ olan Dünya Miraslarý Listesi bulunuyor. Bu çalýþmanýn sonunda, Dünya Miraslarý’nýn tam listesini bulabilirsiniz. 17 Avustralya - Kakadu Portekiz - El Ýlaný Avustralya - Kakadu Fas - El Jadida Ören Yerlerine Giriþ Biletleri Birçok ören yerine giriþte, biletlerin üzerinde Dünya Mirasý Amblemi yer almaktadýr. Bunu hatýra olarak ülkelerine götüren turistler vardýr. Hýrvatistan - Giriþ Bileti Hýrvatistan - Giriþ Bileti Sivil Toplum Örgütlerinin Rolü Polonya - Zamosc Bazý sivil toplum örgütleri de bu tanýtým için aktif rol ü s t l e n m e k t e d i r l e r. Ýtalya’nýn Ravenna ve Polonya’nýn Zamocs kentinde bu iþbirliðinin en tipik örneklerini görmek mümkündür. Ravenna Rotary Kulübü, yerel yönetim ve Kültür Bakanlýðý ile ortaklaþa bir proje çerçevesinde anlaþmýþ ve þehrin her yanýndaki afiþler ile, turistlerin buralara kolayca ulaþabilmelerini saðlayan harita, broþür ve amblemli biletlerin basýmýný üstlenmiþlerdir. Ýtalya - Alberobella Öte yandan oluþturduklarý bir fon ile, bu eserlerin (Ravenna’da 8 eser koruma altýna alýnmýþtýr) çevre düzenlemelerini yapmaktadýrlar. Zamosc’ta ise Dünya Mirasý amblemlerini taþýyan þehre giriþ levhalarýný yaptýrýp asmýþlardýr. Görüldüðü gibi, Sivil Toplum Örgütleri’nin Dünya Miraslarý’ný tanýtmak ve korumak açýsýndan yapabilecekleri katký sýnýrsýzdýr. 18 Bölüm 2 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri 19 TÜRKÝYE'NÝN UNESCO DÜNYA MIRASI LÝSTESÝ'NDEKÝ YERLERÝ Dünya Mirasý Projesi'nin Türkiye’de yeterince bilindiðini söyleyemiyoruz henüz. Buna karþýn, bu konuyla yakýndan ilgilenmesi gereken belli baþlý birkaç ülke arasýnda yer almaktayýz. Çünkü birçok tabiat güzelliðine sahip olduðu gibi, çok sayýda uygarlýða da beþiklik etmiþ eþsiz bir coðrafyada yaþýyoruz. Her bir uygarlýk; konutuyla, heykeliyle, mezar taþýyla, ibadethanesiyle, kabýyla, çanaðýyla kendi kültürünü nakþetmiþ Anadolu topraklarýna. Her köþe baþýnda baþka bir medeniyetin izine rastlamak mümkün. Dünya Mirasý ifadesinin ne anlama geldiðini bir kez daha düþünürsek, Türkiye’nin bu açýdan ne büyük bir önem taþýdýðýný daha iyi kavrayabiliriz. Türkiye’de Dünya Mirasý Listesi’ne girmeyi hak eden o kadar çok yer var ki. Sadece konuya biraz daha yakýndan eðilmemiz, biraz daha titiz bir çalýþma yapmamýz gerekiyor. Ülkemiz, Dünya Doðal ve Kültürel Mirasý Koruma Sözleþmesi’ni 23 Mayýs 1982 tarihinde onayladý ve Sözleþmenin hükümleri 1983 yýlýnda resmi gazetede yayýnlanarak yürürlüðe girdi. Bugüne kadar 9 bölgemiz Dünya Miraslarý Listesi’ne girmeye hak kazanmýþ durumda. 23 yer ise, Türkiye’nin UNESCO’ya sunduðu Tentative List’te, yani geçici listede yer alýyor. Þimdi Dünya Miraslarýmýzý ve adaylarýmýzý daha yakýndan inceleyelim. 8 1 4 9 3 2 7 5 6 UNESCO LÝSTESÝNDEKÝ DÜNYA MÝRASLARIMIZ 1 Ýstanbul'un Tarihi Alanlarý 6 Xanthos - Letoon 2 Kapadokya ve Göreme 7 Pamukkale - Hierapolis 3 Divriði Ulu Camii ve Darüþþifasý 8 Safranbolu Þehri 4 Hattuþa - Boðazköy 9 Truva Antik Kenti 5 Nemrut Daðý 20 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL ÝSTANBUL’UN TARÝHÝ ALANLARI Sýra : 356 Yeri : Ýstanbul Niteliði : Kültürel Kriter : i, ii, iii, iv Onay Tarihi : 6.12.1985 atan Yereb Ortakö NBUL - ÝSTA y - ÝSTA NBUL Cami Detay - ÝSTANBUL Kültürel olarak Doðu ve Batý uygarlýklarýný, coðrafi olarak ise Asya ve Avrupa’yý birleþtiren, üç büyük Ýmparatorluðun baþkenti olmuþ efsanevi þehrimiz Ýstanbul, kuþku yok ki gerçek anlamda bir Dünya Mirasý’dýr. Surlarýndan kalelerine, kulelerinden dikilitaþlarýna, kiliselerinden camilerine, medreselerinden han ve hamamlarýna, çeþmelerinden sebillerine, türbelerinden mezarlýklarýna, müzelerinden saray ve yalýlarýna kadar çok çeþitli eserleri bünyesinde barýndýran kent, yaþayan bir tarih görünümü sunmaktadýr. Nitekim Ýstanbul 1985 yýlýnda, Göreme ve Kapadokya Milli Parký ve Divriði Ulu Camii ile birlikte Türkiye’den Dünya Miraslarý Listesi’ne ilk giren bölgelerden biridir. Ýstanbul’un sahip olduðu uluslararasý önem, 2010 yýlýnda Avrupa Kültür Baþkenti seçilmesinde de kendisini göstermiþtir. Þu anda yýlda yaklaþýk 5.5 milyon turistin ziyaret ettiði Ýstanbul’a, 2010 yýlýnda 15 milyon konuk beklenmektedir. Ýstanbul’un Dünya Mirasý kimliðine yakýþan bir geliþme bu. Fakat çeliþkiler de yok deðil. UNESCO, 2006 yýlýnýn ortasýnda Ýstanbul’u Tehlike Altýndaki Dünya Miraslarý Listesi’ne alabileceðini duyurdu. Bu durum, mirasýn korunmasýyla ilgili yeterince sorumlu davranmadýðýmýza iliþkin bir iþaretti aslýnda. Hükümetiyle, özel sektörüyle, sivil toplum örgütleriyle daha etkin çalýþmamýz gerektiði açýða çýkmýþ oldu. Miraslarýmýza sahip çýkabileceðimizi göstermemiz gerekiyor. Ýstanbul’u fethettikten sonra “Fatih” unvanýný alan II. Mehmet’in, zaferin ardýndan “Dünyanýn en muhteþem ve gösteriþli þehrini almasýna yardýmcý olduðu için” Tanrýya dua ettiði söylenir. Ýstanbul dünya için o kadar büyük önem taþýyordu ki, tarihçiler 1453 yýlýný Ortaçað’dan Yeniçað’a geçiþin miladý olarak kabul ettiler. yüzyýllar boyunca Byzantion, Deutera Roma (Ýkinci Roma), Nea Roma (Yeni Roma), Konstantinopolis, Konstantiniye, Dersaadet (Mutluluk Kapýsý), Deraliye (Yüce Kapý) isimlerini alan Ýstanbul’un geçmiþi, beþ bin yýlý bulmaktadýr. Kalkolitik Çað’dan bu yana insan yerleþmesine rastlanan kentte, M.Ö. 7. yüzyýl’da Dor Ýstilasý’ndan kaçarak gelen Megaralýlar, M.Ö. 513’te Persler, M.Ö. 489’da Spartalýlar, M.Ö. 477’de ise Atinalýlar egemen olmuþtur. M.Ö. 146’da ise Roma Ýmpratorluðu’nun egemenliði baþlar ve M.S. 330 yýlýnda Ýstanbul Constantinopolis adýný alarak, ikinci baþkent ilan edilir. 476 yýlýnda Batý Roma Ýmparatorluðu tarihe karýþýnca, Ýstanbul Doðu Roma Ýmparatorluðu’nun (Bizans) tek baþkenti haline gelir. Ýstanbul’un Bizans için taþýdýðý önem, 1453’de Fatih Sultan Mehmet tarafýndan ele geçirilmesiyle son bulur ve Osmanlý Ýmparatorluðu’nun baþkenti olarak Ýstanbul için yepyeni bir dönem baþlar. Ýstanbul’da tüm bu uygarlýklarýn sosyal, kültürel, sanatsal, dinsel izlerini bulmak mümkündür. Her köþe baþýnda anýtsal bir þaheser çýkar karþýmýza. Güzel Ýstanbulumuzdaki eserleri saymakla bitirmek imkansýz olsa da, bazýlarýný daha ayrýntýlý olmak üzere genel itibariyle göz gezdirelim. 21 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL TOPKAPI SARAYI N 41°0'39.92" E 28°58'58.82" +41.011088 +28.983005 Ýstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafýndan 1460-1478 yýllarý arasýnda yaptýrýlan Topkapý Sarayý, 380 yýl boyunca Ýmparatorluðun yönetim merkezi ve padiþahlarýn ikametgâhý olarak kullanýlmýþtýr. Sarayýn tek bir mimarýndan söz edilememektedir; çünkü her dönemde yeni ekleme ve revizyonlara maruz kalmýþtýr. Saray ileri gelenlerinin Dolmabahçe, Yýldýz ve diðer saraylara taþýnmasýnýn ardýndan bile önem ve etkisini sürdürmüþtür. Sultan Abdülmecid (1839-1861) zamanýnda o dönemin Ýngiliz Elçisi’ne saray gezdirilir ve hazine dairesindeki eþyalar gösterilir. O günden sonra, yabancý ziyaretçilere sarayý gezdirmek bir gelenek haline gelecek ve Topkapý Sarayý giderek bir müzeye dönüþecektir. Topkapý Sarayý ve Müzesi’nin halka açýlmasý ise, Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle 3 Nisan 1924 tarihinde gerçekleþecektir. Topkapý Sarayý, dünyada günümüze kadar gelebilmiþ saraylarýn en eskisi ve geniþidir. Kullanýmý itibariyle de diðerlerinden Topkapý Sarayý - Ýstanbul 22 Topkapý Sarayý (Galata Kulesi'nden Görünüþ) - ÝSTANBUL Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL TOPKAPI SARAYI oldukça farklý bir özelliðe sahiptir. Burasý yalnýzca sultanýn ikametgâhý olmakla kalmamýþ, ayný zamanda resmi devlet iþlerinin yürütüldüðü, bakanlar kurulunun toplandýðý, devlet hazinesi, darphanesi ve arþivlerini içeren bir yer olmuþtur. Ýmparatorluðun en yüksek öðrenim kurumu da yine sarayýn içinde bulunmaktadýr. Kuruluþundan çok sonra sultanlarýn haremleri de saraya taþýnacaktýr. Bu açýdan Topkapý Sarayý Osmanlý Ýmparatorluðu’nun kalbi sayýlýr ve Ýmparatorluða dair bir çok iz taþýmaktadýr. Sarayýn birinci avlusuna Bab-ý Hümayun diye bilinen Ýmparatorluk kapýsýndan girilmektedir. Kapý önündeki anýt çeþme, 18. yüzyýl Türk sanatýnýn en nadide örneklerindendir. L ANBU ý - ÝST aray kapý S Top Yine burada saray fýrýnlarý, darphane, muhafýz alayý ve özel sebze bahçeleri yer alýr. Çinili Köþk ve Arkeoloji Müzeleri de bu avludadýr. Solda, 6. yüzyýl eseri olan Aya Ýrini Müzesi bulunur. Babüs Selam kapýsýndan girilen ikinci avlu ise, hükümetin yönetim merkezidir. Ayný zamanda burada resmi törenler gerçekleþtirilmektedir. Topkapý Sarayý Haremi, iç avlular etrafýna serpiþtirilmiþ 400 kadar odadan oluþur. III. Murat devrinde yapýlan büyük salon 16. yüzyýldan kalma çini süslemelerle bezenmiþtir ve ince iþlemeli çeþmelerin aktýðý bir havuzu vardýr. Salonun dip kapýsý, küçük kütüphaneye ve meyve-çiçek resimleriyle bezeli «Yemiþ Odasý»na açýlýr. “Divan-ý Hümayun” bölümünün yanýndaki sekiz kubbeli bina, zengin bir silah koleksiyonuna sahiptir. Burada sultanlarýn kullandýðý zýrh ve silahlar ile, yabancý ülkelerden ele geçirilen silahlarý bulmak mümkündür. Hemen yan tarafta sarayýn tek kulesi olan Adalet Kulesi yer almaktadýr. Hazine - ÝS TANBUL Sarayýn yemek takýmlarý koleksiyonu da ayrýca görülmeye deðerdir. Mevcudu 12 bini geçen Çin ve Japon porselenlerinin 2500’ü mutfak bölümünde ziyarete açýlmýþ durumdadýr. Üçüncü avlunun ortasýnda bulunan III. Ahmet Kütüphanesi (18. yüzyýl) barok üslubun Türk Mimarisindeki en güzel örneklerinden biridir. Avlunun sað tarafýndaki özel bir bölümde teþhir edilen sultan elbiseleri koleksiyonunun dünyada bir benzeri daha yoktur. Burada 15. yüzyýldan beri özenle saklanan, ipek üzerine altýn ve gümüþ simlerle iþlenmiþ 2500 kadar kýyafet görülebilir. L U TANB li - ÝS A Bab-ý Topkapý Sarayý’nýn hazine bölümü, dünya çapýnda eþsiz bir koleksiyona ev sahipliði eder. Burada her biri el iþçiliði harikasý olan sultan tahtlarý, nadide taþlarla süslü sorguçlar, Türk mücevher 23 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL TOPKAPI SARAYI sanatýnýn nadide örnekleri, Rus-Çin-Ýran-Hint yapýmý el iþi eserler, devlet madalyonlarý, merasim kýlýçlarý, taký ve yüzükler yer alýr. Ayrýca Kaþýkçý Elmasý, III. Mustafa’nýn süslü zýrhý ve altýndan yapýlmýþ, üzeri deðerli taþlarla süslü bir beþik sergilenmektedir. II. Ahm et Kütü phanes Kutsal Emanetler Bölümü’nde Ýslam Uygarlýðý’nca kutsal sayýlan, Hz. Muhammed’in kýlýçlarý, yayý ve hýrkasý, mührü, sakal kýllarý, mektubu ve ayak izleri, ilk el yazma Kuranlardan birisi ve Kabe’nin anahtarlarý muhafaza edilmektedir. i - ÝSTA NBUL Kutsal Emanetler Odasý’nýn yanýnda, dünyanýn en zengin saat koleksiyonu bulunmaktadýr. Hemen sað tarafta Türk sanatkârlarýnýn el iþi saatleri yer alýrken, az ileride dünyanýn çeþitli ülkelerinde 1619. yüzyýllar arasýnda imal edilmiþ her biri þaheser niteliðindeki orijinal saatleri görmek mümkündür. 3.5 metre boyunda ve 1 metre eninde olup, içinde bir org bulunan Ýngiliz malý devasa saat ayrýca ilginçtir. Sarayda ayrýca büyük tarihi deðer taþýyan belgeler, kitaplar, minyatürler, yazý takýmlarý sergilenir. L U TANB kü - ÝS Köþ ðdat Ba Özel bir salonda Sultanlarýn yaðlý boya tablolarýný bulmak da mümkündür. Dördüncü avluya ve oradan bahçeler içindeki pavyonlara geçildiðinde, 17. yüzyýl yapýmý, iþlemeler ve çinilerle süslü Baðdat ve Revan köþkleri ile, saraya inþa edilen en son yapý olan Mecidiye Köþkü görülebilir. Harem - ÝSTANBUL Topkapý Sarayý - Ýstanbul 24 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL ZEYREK CAMÝÝ (Pontocrator Kilisesi) ve Çevresi N 41°1'9.30" E 28°57'20.25" +41.019274 +28.955576 12. yüzyýlda inþa edilmiþ, Ýstanbul’da Ayasofya’dan sonra ikinci büyük Bizans kilisesidir. Yapýmý 1136’da tamamlanmýþtýr. Aslýnda üç kiliseden oluþur; ilk kilise ve çevredeki kompleks II. Komnenos’un karýsý Eirene tarafýndan yaptýrýlmýþtýr. Eirene’nin ölümünden sonra kocasý birkaç adým kuzeye Meryem’e adadýðý bir kilise daha inþa ettirdi. Ýmparator Komnenos, daha sonra birbirine çok yakýn olan bu iki kiliseyi birleþtirmeye karar verdi ortalarýna üçüncü þapeli yaptýrdý. Kiliseyi camiye, çevresindeki manastýrý medreseye çeviren Fatih Sultan Mehmed, baþýna Zeyrek Mehmed Efendi’yi getirdi. Kilise ve manastýrýn baþka bir önemli özelliði de, altýnda Yerebatan’dan sonraki en büyük Bizans sarnýcýnýn yer almasýdýr. Zeyrek Camii, þu anda ciddi bir onarým ve restorasyona ihtiyaç duymaktadýr. Üç kilise bir arada, Ýstanbul'da, Ayasofya'dan sonra, ayakta kalan en büyük kiliseyi oluºturur. Kompleksi ve ilk inºa edilen güneydeki Pantokrator'u, II. Komnenos'un karýsý Ýmparatoriçe Eirene yaptýrdý. Eirene'nin ölümünden sonra imparator kocasý burada bir kilise daha yaptýrmaya karar verdi ve Pantokrator kilisesinin birkaç adým kuzeyinde Meryem'e adadýðý bir kilise daha inºa ettirdi. Böylece birbirine çok yakýn iki kilise ortaya çýkýnca, Ýmparator Komnenos bunlarý birleºtirmeye karar verdi ve aralarýna, bu üçlünün en küçüðü olan üçüncü þapeli yaptýrdý. Ýoannis Komnenos, bina tamamlandýktan sonra, bir de son narteks yaptýrmýþtýr. Güneydeki kilisenin üç apsisi var. Eski sütunlarýn yerine Osmanlý döneminde payeler konmuþ. Yunan haçý planý açýkça belli. Mermer döþeme ve duvar kaplamalarýnýn çoðu duruyor. Ortadaki þapel ayný zamanda Komnenoslar'ýn aile mezarý olmak üzere tasarlanmýþtý. Burada mezarýn yeri hala görünür durumdadýr. Zeyrek Camii - ÝSTANBUL Zeyrek Camii - ÝSTANBUL 25 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL YILDIZ SARAYI N 41°2'56.17" E 29°0'59.18" +41.048936 +29.016439 Marmara Denizi sahilinden baþlayarak, Boðaziçi’ne hakim bir mevkide tepeler ve vadileri kaplayan, 500 bin metre karelik geniþ bir koru içine yerleþmiþ köþkler, havuzlar, seralar, kuþhaneler, yönetim, koruma ve servis yapýlarý kompleksi olan Yýldýz Sarayý, Ýstanbul’u Ýstanbul yapan þaheserlerden biridir. Kanuni Sultan Süleyman döneminden itibaren av alaný olarak kullanýlan bu geniþ koruya ilk olarak I. Ahmed bir köþk yaptýrmýþtýr. Sultan III. Selim’in (1789-1807) annesi Mihriþah Sultan için inþa ettirdiði kasr, sonradan yapýldýðý bilinen ilk yapýdýr. Daha sonra II. Mahmud’un 1834’de bir köþk yaptýrdýðý ve boðaza nazýr olduðu için “Yýldýz” adýný verdiði bilinmektedir. Yýldýz Sarayý - ÝSTANBUL Sultan Abdülmecid annesi Bezmialem Valide Sultan için Kasr-ý Dilküþa’yý (1842) yaptýrýrken, Sultan Abdülaziz Çýraðan Sarayý’ný bir köprü ile Yýldýz Korusu’na baðlamýþ, ardýndan park içine Büyük Mabeyn, Malta ve Çadýr Köþkleriyle, Çit Kasrýný yaptýrmýþtýr. Bilhassa II. Abdülhamit, otüz üç yýllýk saltanatý boyunca korunaklýlýðý nedeniyle bu sarayý resmi dairesi ve haremi olarak kullanacaktýr. Yýldýz Sarayý - ÝSTANBUL 26 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL YILDIZ SARAYI Hemen giriþte iki küçük cami bulunur. Sarayýn iç bahçesinde, yine Sultan III. Selim tarafýndan yaptýrýlan Rokoko stilinde bir çeþme yer alýr. Yapýlar topluluðu içinde yer alan porselen fabrikasý, 19. yüzyýl’da Osmanlý saray dekorasyonu ihtiyaçlarý için yapýlmýþtýr. Burada bugün bile üretim sürmektedir. Yine sol tarafta Sultanýn misafirlerini aðýrladýðý tek katlý Çit köþkü ve harem giriþi, karþýda da görevli subaylarýn ofisleri, Yaveran dairesi bulunur. Harem bölümünde bir sera ve tiyatro da yer almaktadýr. Yýldýz S arayý - ÝS TANBUL Yýldýz Camii avlusunun güneybatý köþesinde bulunan, 1890 tarihli Saat Kulesi, oryantalist ve neogotik tarzýyla dikkat çekmektedir. Köþeleri kýrýk bir kare plan üzerine yükselen, üç katlý bir kuledir. Sivri ve dilimli bir kubbe ile örtülüdür. Örtü kýsmýnda yine dilimli kemerli çatý pencereleri bulunur. Þale Köþkü, Yýldýz Sarayý yapýlar topluluðunun en nadide parçalarýndan biridir. 19. yüzyýl Osmanlý Mimarlýðý’nýn en ilginç yapýlarýndan biri olan bu köþk, II. Abdülhmit’in isteði üzerine üç bölüm halinde inþa edilmiþtir. Katlarý birbirine mermer ve ahþaptan yapýlmýþ üç zarif merdivenin baðladýðý köþkte, altmýþ oda ve dört büyük salon yer alýr. Ýç mekân, Barok, Rokoko ve Ýslam etkilerini yansýtan geometrik bezemeler ve panolarla süslüdür. Tören salonunun zemininde 406 metre karelik tek parça Hereke halýsý yer alýrken, tavaný altýn yaldýzlý panolarla süslenmiþtir. Yýldýz Sarayý - ÝSTANBUL Köþkte ayrýca, çeþitli Avrupa ülkelerinden gelen deðerli eþyalar, çini sobalar, vazolar, oymalý yatak takýmlarýyla süslenmiþ çok sayýda oda bulunur. Giriº soldaki Muayede köºkü yeni bir müze olarak tamir ve tanzim edilmektedir. Yine sol tarafta Sultanýn misafirlerini aðýrladýðý tek katlý Çit köºkü ve harem giriºi, karºýda da görevli subaylarýn ofisleri, Yaveran dairesi bulunur. Harem bölümündeki sera ve tiyatro türlerinin en çarpýcý örnekleridirler. Giriº sað tarafýnda personel yemekhanesi iken sonradan silah koleksiyonlarý sergilenen bölüm, günümüzde sergi ve konserlere tahsis edilmiºtir. Yýldýz Sarayý Müzesi ve Ýstanbul Belediyesi ªehir Müzesi de buradadýr. Eski marangozhane binasýnda 1994 yýlýnda tesis edilen Saray müzesinde oyma ve dekorlu ahºap eserler, tahtlar, buradaki özel fabrikada imal edilmiº çeºitli porselen, sarayla ilgili dekoratif objeler sergilenmektedir. Yan taraftaki ªehir Müzesinde ise cam, porselen, gümüº eserler, Ýstanbul tablolarý ve türünün ender örneklerinden bir 16 yy. kandili sergilenmektedir. 27 Yýldýz S arayý - ÝS TANBUL Yýldýz Sarayý - ÝSTANBUL Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL AYASOFYA MÜZESÝ N 41°0'31.20" E 28°58'48.14" +41.009204 Ayasofya (Hagia Sofia), yalnýzca dinler tarihinin en sembolik yapýlarýndan biri olmakla kalmaz, ayný zamanda dünya mimarlýk tarihinin en önemli anýtlarý arasýnda da yer alýr. Ayasofya’nýn fikri, Ýmparator Justinyen’in “Adem’den beri hiçbir devirde görülmemiþ ve görülmeyecek” bir ibadethane yaptýrmak için yola çýkmasýyla doðdu. Ýmparator, devlet hazinesini mimarlarýn (Trallesli Anthemius ve matematikçi Miletoslu Ýsidorus) önüne saçtý. Yapý, günde 1000 usta, 10 bin iþçinin ortak çalýþmasýyla 5 yýl, 11 ay, 10 günde tamamlandý ve 537 yýlýnda merasimlerle açýldý. Hýristiyanlýk aleminin o güne kadar gördüðü en büyük kilise, görenleri hayrete düþürecek bir haþmet ve azamete sahipti. Halk, böyle bir yapýnýn ancak kutsal kuvvetlerin yardýmýyla yapýlabileceðini düþünüyordu. +28.979909 Ayasofya’nýn iç görünümü, bir sarayý andýracak kadar göz alýcýdýr. 55.60 metre yüksekliðinde ve ortalama 31.36 metre çapýndaki dev kubbe, o dönem için bir mucize niteliði taþýmaktadýr. Ýçeride IX. yüzyýl ile XII. yüzyýl arasýnda yapýlmýþ nadide mozaikler yer alýr. Bunlar Hýristiyanlýk tarihinin önemli þahsiyetlerini, dinsel açýdan önem taþýyan olaylar içinde resmetmektedir. Tonozlarda ise Bizans’ýn ilk dönemine ait muazzam güzellikte geometrik ve bitkisel motifli mozaiklere rastlanýr. Sütun baþlýklarý tüm yapýnýn en karakteristik ve belirgin, klasik, 6. yy. Bizans süsleme örnekleridir. Ayasofya/Ýkona - ÝSTANBUL Ayasofya/Genel Görünüþ - ÝSTANBUL 28 Türklerin Ýstanbul’u fethetmesinden sonra, 916 yýl Hýristiyanlýðýn baþ kilisesi olarak hizmet etmiþ olan Ayasofya camiye çevrilmiþ ve 481 yýl boyunca Müslümanlarýn kutsal Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL AYASOFYA MÜZESÝ mabedi olarak iþ görmüþtür. Galeriler seviyesinde duvara asýlý olarak duran büyük çemberler ve kubbedeki yazýt, eserin camiye dönüþtürülme sürecinde yapýlmýþlardýr. 19. yüzyýl ortalarýnda yapýlan bu eserler, dönemin kaligrafi ustalýðýný sergileyen þaheserlerdir. Yuvarlak tablolarda Allah, Hz. Muhammed, Dört Halife ile Hasan-Hüseyin isimleri yazýlýdýr. Döneminin güzel örnekleri mihrap üstü vitraylar, apsis içine yerleþtirilmiþ cami mihrabý, yanýndaki minber ve mevlithanlar balkonu Türk dönemi ekleridir. Müze bahçesinde deðiþik devirlerde inþa edilmiþ Türk sanat eserleri bulunur. Bunlar mimarisiyle klasik Osmanlý türbe geleneðinin en güzel örneklerini oluþturan sultan mezarlarý, okul, saat ayar evi ve þadýrvandýr. Üstün kaliteli mermerden yapýlmýþ iki küresel iri kap orta mekânýn giriþ yanlarýnda yer alýr. Antik orijinli bu kaplar geç 16. yy.'da Bergama'dan getirtilmiºtir. Binanýn kuzey köºesinde "terleyen sütun" bulunur. Alt kýsmý bronz bir kuþak ile çevrilmiþ, parmak sokulabilen bir dilek deliði olan sütun hakkýnda bolca masal ve efsane vardýr. Binayý dýþardan destekleyen payandalarýn kuzeydeki ilkinin içerisi rampadýr. Üst galerilere bu rampa ile çýkýlýr. Binayý üç yönden kuþatan galerilerden muhteþem iç mekân bambaþka görülür. Ýmparatorluk kadýnlarý ve kilise toplantýlarý için ayrýlmýþ kýsýmlarý vardýr. Kuzey kanatta bir, güney kanatta da 3'lü figürler halinde 3 mozaik pano bulunur. Ayasofya/Ýç Detay - ÝSTANBUL sanatýnýn þaheser panosu yer alýr. Buradaki konu, çok geniº son mahkeme sahnesinin tam ortasýnda bulunan; "Diesis" diye bilinen, üçlü figürdür. Ortada Ýsa onun saðýnda Meryem, solunda ise Hz. Yahya yer alýr. Deðiþik dizili arka fon mozaikleri, figürlerin güzelliðini daha da artýrýr, yüz ifadeleri fevkâlede realisttir. Güney galeri dibindeki 12. yy. mozaik panoda, Meryem Ana ve çocuk Ýsa, Ýmparator II. Komnenus, Ýmparatoriçe Ýrene, yan duvarýnda hasta Prens Aleksios yer alýr. Takdim edilen rulo kiliseye baðýþlarý, deri Güney galeride, yanýndaki pencereden giren gün ýþýðý altýnda, Bizans mozaik Ayasofya/Ýç Detay - ÝSTANBUL Ayasofya/Ýç Detaylar - ÝSTANBUL 29 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL AYASOFYA MÜZESÝ kese ise altýn yardýmýný belirtmektedir. Macar asýllý imparatoriçenin ýrk özellikleri; açýk ten ve açýk saç rengi belirgindir. Buradaki ikinci pano, tahta oturmuþ Ýsa, yanýnda Ýmparatoriçe Zoe ve üçüncü kocasý Konstantin Monomakhos'dur, Ýç koridordan müzeyi terk ederken görülen büyük bir mozaik pano 10. yy.'dan kalmadýr. Bozuk perspektifli figürler: Ortada Meryem Ana ve çocuk Ýsa, yanlarda ise þehir maketini sunan Büyük Konstantin ile Ayasofya maketini sunan Justinyen'dir. Çýkýþta kýsmen zemine gömülü M.Ö. 2. yy.'dan kalma muazzam bronz kapýlar Tarsus'tan, belki de bir pagan mabetinden getirtilerek, burada tekrar kullanýlmýþtýr. Doðu cephesi minareleri 15, batýdakiler de 16. yy.'da eklenmiºlerdir. Ýki büyük dinin bu büyük mabedi, ayný zamanda uzun yüzyýllar boyunca Hýristiyanlýk ile Ýslam arasýndaki rekabeti de simgelemekteydi. 1935 yýlýnda buranýn müzeye dönüþtürülmesini emreden Atatürk, bu çatýþmayý ortadan kaldýrdý ve Ayasofya’yý uygarlýðýn ortak mirasý haline getirdi. Ýstanbul’un Dünya Mirasý listesine girmesi, aslýnda Atatürk’ün ileri görüþlülüðünü bir kez daha kanýtlamýþ oldu. Ayasofya/Genel Görünüþ - ÝSTANBUL Ayasofya/Ýç Görünüþ - ÝSTANBUL UL NB ÝSTA ütu fya/S so Aya þý n Ba Ayasofya/Genel Görünüþ - ÝSTANBUL 30 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL KARA SURLARI N 41°0'27.20" E 28°55'14.46" +41.002423 +28.921248 Üçgeni andýran eski Ýstanbul yarýmadasýnýn etrafý surlarla çevrilidir. 22 km.'yi bulan surlar 5 yy. Roma devrine aittir. Byzantion ºehir sitesi, kurulmasýndan itibaren batý yönüne doðru geniºleyerek 4 defa yeni surla çevrilmiºti. Yarýmada kolay savunulurdu. Balkanlardan öteye az engebeli bölgeler geçilince, kara tarafý devasa surlarý müthiº bir koruma saðlardý. Marmara denizi ve Haliç kýyýlarý da tek sýra fakat güçlü surlarla çevrili idi. Þehrin akropolisini çevreleyen surlardan, 3. yy.'da yapýlmýþ imparator Septimus Severius ve 320 de büyük Kostantin'in yaptýrdýðý 3. surdan eser yoktur. Kara surlarý deniz kýyýsýndan baþlayarak tepeleri ve vadileri geçerek Haliç surlarýna iner. Deðiþik devir kitabeleri surlarda yapýlan tamiratlarý belirtir. Kara surlarý 6492 metre uzunluðundadýr. En önde yer alan hendek arkasýndaki ilk sýra surlar ve kuleler, bunun da gerisinde, daha yüksek 96 kuleli esas sur bulunur. Orijinal kapýlarýn çoðu günümüze gelmiþtir. 1980'li yýllarda baþlayan ve devam edecek olan koruma ve tamir çabalarý neticesinde, surlarýn etrafý temizlenmiþ yer, yer tamiratlar yapýlmýþ, parklar etrafý süslemiþtir. Kara Surlarý - ÝSTANBUL Kara Surlarý - ÝSTANBUL Kara Surlarý - ÝSTANBUL 31 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL KAPALI ÇARÞI N 41°0'38.41" E 28°58'7.07" +41.010681 +28.968699 Kapalýçarþý - ÝSTANBUL Dünyanýn en eski ve büyük kapalý çarþýsý Ýstanbul þehrinin merkezinde yer alýr. Dev ölçülü bir labirent gibi, 60 kadar sokaðý, üç binden fazla dükkâný ile Kapalý çarþý, Ýstanbul'un görülmesi gereken, benzersiz bir merkezidir. Adeta bir ºehri andýran, bütünü ile örtülü bu site zaman içerisinde geliºip büyümüºtür. 15 yy.'dan kalan kalýn duvarlý, bir seri kubbe ile örtülü eski iki yapýnýn etrafý sonraki yüzyýllarda, geliþen sokaklarýn üzerleri örtülerek, ekler yapýlarak bir alýþ veriþ merkezi haline gelmiþtir. Geçmiþte burasý her sokaðýnda belirli mesleklerin yer aldýðý ve bunlarýn da, el iþi imalatýnýn sýký denetim altýnda bulundurulduðu, ticari ahlak ve törelere çok saygý gösterilen bir çarþý idi. Her türlü deðerli kumaþ, mücevherat, silah, antika eþyalar, konusunda nesillerce uzmanlaþmýþ aileler tarafýndan, tam bir güven içinde satýþa sunulurdu. Geçen yüzyýlýn sonlarýnda deprem ve birkaç büyük yangýn geçiren Kapalý Çarþý eskisi gibi onarýlmýþsa da, geçmiþteki özellikleri, yozlaþarak deðiþikliðe uðramýþtýr. Eskiden esnafa olan güven duygusu halkýn birikmiþ parasýnýn, bir banka gibi onlara verilmesine ve iþletilmesine neden olurdu. Günümüzde birçok sokaktaki dükkânlar fonksiyon deðiþikliðine uðramýþtýr. Yorgancýlar, terlikçiler, fesçiler gibi meslek gruplarý sadece sokak ismi olarak kalmýþtýr. Çarþýnýn ana caddesi sayýlan sokakta çoðunlukla mücevher dükkânlarý, buraya açýlan yan bir sokakta altýncýlar bulunur. Oldukça küçük olan bu dükkânlar deðiþik fiyat ve pazarlýkla satýþ yaparlar. Kapalý Çarþý renk ve atraksiyon olarak her ne kadar eski canlýlýðýný koruyor ise de, 1970'li yýllardan itibaren Ýstanbul'u ziyarete gelen turist guruplarý için alýþveriþ olanaklarý, çarþýnýn ana giriþindeki modern ve büyük kuruluþlar tarafýndan saðlanmaktadýr. Haliç kýyýsýndaki Mýsýr Çarþýsý da daha küçük ölçüde bir kapalý çarþýdýr. Galata semtindeki diðer bir 15. yy. küçük kapalý çarþýsý da halen kullanýlmaktadýr. Kapalý Çarþý günün her saatinde hareketli ve kalabalýktýr. Esnaf, ziyaretçileri ýsrarlý olarak kendi maðazasýna çaðýrýr. Çarþý giriþinde geliþen konforlu, büyük maðazalar Türkiye'de elde imal edilen ve ihracatý yapýlan hemen bütün eþyayý satýþa sunmaktadýr. El halýlarý ve mücevherat geleneksel Türk sanatýnýn en güzel örnekleridir. Bunlar kalite ve orijin belgeleri ile satýlýr ve dünyanýn her tarafýna garantili gönderme yapýlýr. Halý ve mücevheratýn yanýnda meþhur Türk iþi gümüºten yapýlmýº eserler, bakýr, bronz hediyelik ve dekoratif eºyalar, seramik, oniks ve deriden mamul, üstün kaliteli, Türkiye hatýralarý zengin bir koleksiyon oluºtururlar. 32 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL BOZDOÐAN KEMERÝ N 41°0'53.31" E 28°57'16.82" +41.014653 +28.954337 Kemeri Ýstanbul Saraçhane'dedir. Yapýmýna I. Constantinus döneminde (306-337) baþlanmýþ, 378'de Ýmparator Valens tarafýndan tamamlanmýþtýr. Alibeyköy'den gelen içmesuyunu kente taþýyordu. Ýki sýra kemerden oluþmaktadýr. Bir kilometre uzunlukta iken bugün 800 metrelik bir bölümü ayakta kalmýþtýr. ðan Bozdo L U TANB ri - ÝS Keme Bozdoðan Kemeri - ÝSTANBUL GOTLAR SÜTUNU N 41°0'39.72" E 28°58'58.09" +41.011082 +28.982801 Topkapý Sarayý dýþ bahçesinde, Gülhane Parký Sarayburnu giriþinde bulunan ve Roma Devri'nden günümüze hiç deðiþikliðe uðramadan gelen en eski abidedir. Etrafýný saran Yüksek aðaçlar arasýna saklanmýþ gibi durmaktadýr. Yüksekliði 18.5 metredir. Prokonnessos mermerinden tek bir blok halinde yapýlmýþtýr. Sütun baþý korint uslubunda kartal armasý ile süslüdür. Sütunun ismi kaidesinde bulunan kýsaltýlmýþ, Latince bir yazýttan gelmektedir. "FORTUNAE REDUCI OB DEVICTUS GOTHOS." Bu kýsa kýsým "Gotlarýn yenilgisi sebebi ile geri dönen Fortuna'ya" anlamýnda gelmektedýr. Genel inanýþa göre bugünkü kitabe Claudius'un Gotlara karþý kazandýðý zaferi anmaktadýr. 33 Gotlar - ÝSTANBUL Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL ÇEMBERLÝTAÞ Konstantin Sütunu N 41°0'33.37" E 28°58'1.82" +41.009206 +28.967229 M.S. 330'da Baºkentin Roma'dan Ýstanbul'a nakli sebebi ile ºehrin ikinci tepesindeki büyük oval bir meydanýn ortasýna, Konstantin'in ºerefine dikilmiºti. Form Konstantin diye bilinen meydanýn etrafý sütunlu galeriler ile çevriliydi. Çemberlitaº, yanýk sütun olarak ta bilinir. Orijinalinden daha kýsa hali ile günümüze gelebilmiºtir. Eskiden üstünde Büyük Konstantin'in güneº tanrýsý pozundaki heykeli bulunurdu. Sütunun porfir bloklarý zamanla ve yangýnlardan çatladýðý için demir çemberlerle çevrilmiþtir. Mermer baþlýk 12 yy., alttaki örme takviye kýsmý 18 yy.'a aittir. Sütunun dibindeki küçük bir odanýn erken Hýristiyanlýða ait kutsal emanetler odasý olduðuna inanýlýrdý. Buradan geçen ana yol Büyük Konstantin devrinden beri ayný güzergâhtadýr. BEYAZIT MEYDANI N 41°0'38.89" E 28°57'50.11" +41.010778 +28.963935 Ýmparator Teodosyus devrinde M.S. 393 yýlýnda þehrin en büyük meydaný olarak inþa edilmiþti. Ortasýndaki dev boyutlu zafer takýnýn üzerinde yer alan bronz boða baþlarýnda dolayý buraya "Form Tauri" meydaný denilmiþti. Üzerinde Ýmparatorun da heykeli yükselen zafer takýndan birkaç mermer blok ve sütun kalýntýlarý bulunmuþken, kuzeydeki abidevi çeþmeden eser kalmamýþtýr. Þehrin bu en büyük çeþmesini Valens su kemeri beslerdi. Kuzeyde, Fatih'in yaptýrdýðý ilk sarayýn yerinde Ýstanbul Üniversitesi bulunmaktadýr. Üniversite giriþi abidevi kapý ve bahçedeki yangýn kulesi 19 yy. yapýlarýdýr. Meydaný süsleyen ve adýný veren 15 yy. Beyazýt Camii kalabalýk ve hareketli kapalý çarþýnýn komþusu olup, buraya ait külliyeden günümüze medrese, hamam ve dükkânlar kalmýþtýr. 34 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL ARAP CAMÝÝ N 41°1'27.80" E 28°58'15.25" +41.024382 +28.970762 Haliç'in Galata yakasýndaki en büyük camidir. Büyüklüðü nedeniyle Cami-i Kebir de denir. Emevi ordu kumandanlarýndan Müslime bin Abdülmelik'in 717 yýlýnda Konstantinopolis'i kuºattýðý sýrada yaptýrdýðý sanýlmaktadýr. Bizanslýlar ºehri ellerine geçirince bazý ilavelerle camiyi kiliseye çevirdiler. 1232'deki IV. Haçlý Seferi sýrasýnda da Latinler Konstantinopolis'i alýnca cami, St.Hyacinthus ve Dominicus rahiplerine verilmiºti. Cenevizliler binaya Saint Dominicus derlerdi. Yapý saf Müslüman özellikleri taºýmaz. Roma ve Gotik tarzýnda pencere ve sütun baºlýklarý vardýr. Ortaçað'daki çan kulelerine benzeyen ve içinde çan iskelesinin konulduðu delikler bulunan minare, Þam'daki Emeviye Camii'nin minarelerini andýrýr. Pencere sütun baþlýklarýndaki put ve kapý silmeleri, minarenin üst kýsmýný Bizans ve Latinlerin yaptýðýný gösterir. Mihrabýn Gotik kemer ve pencereleri Latin devrine aittir. Sultan II. Beyazýt zamanýnda Ýspanya'daki Beni Ahmer devletinin yýkýlmasý ile Ýstanbul'a gelen Araplar, yapýyý Dominikenlerden alarak yenilediler ve "Arap Camii" adýný verdiler. Camiyi, Sultan II. Mahmud'un annesi 1808'de tamir ettirdi. Daha sonraki bir tamirde döºemeden çýkan Latin mezar taºlarý 1913'te müzeye taºýndý. Mihrap bölümünden de freskler çýktý. Arap Camii - ÝSTANBUL RÜSTEMPAÞA CAMÝÝ N 41°1'3.87" E 28°58'7.62" +41.017833 +28.968552 Mýsýr Çarþýsý yakýnýnda, tek minareli, etrafýný çevirmiþ sýra dükkânlarýn, depolarýn üzerinde yükselen merkezi planlý yapýdýr. Þehrin en aktif ticari merkezinde arka sýrtlarda yükselen Süleymaniye Camii ile birlikte eþsiz, güzel bir manzaradýr. 1561 Yýlýnda Sadrazam Rüstem Paþa tarafýndan Mimar Sinan'a yaptýrýlmýþtý. Dükkânlarýn üzerinde yer alan camiye iki yandaki döner merdivenler ile ulaþýlýr. Avlu entresan mimariye sahip, küçük bir teras olup beº küçük kubbe ile örtülür. Merkezi kubbe karºýlýklý 4 duvar payesi ve yanlardaki ikiºer sütün üzerinde yükselir. Kare mekân köºeleri, kubbeyi destekleyen 4 yarým kubbe ile çevrilidir. Ýki yan taraf sütunlarýn arkasýnda galeri gibidir. Giriº cephesi, küçük fakat çarpýcý iç mekân duvarlarý, devrinin en meºhur Ýznik çini örnekleri ile süslüdür. Çiniler geometrik, yaprak ve çiçek motifleri ile dekorlu olup renkli çiçek bahçesini anýmsatýr. Bir röliyef gibi kabarýk mercan kýrmýzýsý rengi 16 yy.'da kýsa bir süre kullanýlmýþtý. 35 Rüstempaþa Camii - ÝSTANBUL Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL HASEKÝ HÜRREM SULTAN HAMAMI N 41°0'24.89" E 28°58'43.63" +41.006766 +28.979052 Ayasofya ile Sultanahmet Camii'nin arasýnda bulunan Haseki Hürrem Sultan Hamamý, Kanuni Sultan Süleyman'ýn sevgilisi, Rus ya da Ukrayna asýllý Hürrem Sultan tarafýndan ýsmarlanmýþ ve Mimar Sinan tarafýndan Ýstanbul'daki en büyük hamam olarak inþa edilmiþtir. Uzun dikdörtgen planlý hamamýn iki karþýt ucunda erkek ve kadýnlarýn kullanacaðý, farklý giriþler vardýr. "Çifte hamam" denilen bu hamam tipinde, erkeklerle kadýnlarýn birbirine hiç rastlamamasý saðlanmýþtýr. 1980'de restore edilen Haseki Hürrem Sultan Hamamý, Ýstanbul Festivali'nin sergi mekânlarýndan biri olarak açýldý. Günümüzde halý teþhirinin yapýldýðý hamamda, ayný zamanda da halýlarýn satýþlarý gerçekleþtiriliyor. Haseki Hürrem Sultan Hamamý - ÝSTANBUL VALÝDE CAMÝÝ N 41°0'36.02" E 28°57'10.54" +41.010369 +28.953190 Sultan II. Mahmut'un eºi ve Sultan Abdülaziz'in annesi Pertevniyal Valide Sultan tarafýndan 1869-1871 yýllarý arasýnda Camii`nin, neogotik tasarýmýyla klasik camilerden oldukça farklý bir mimarisi vardýr. Tek ºerefeli iki minaresi, Dolmabahçe Camii'nin minarelerinden daha geniº tutulmuºtu. Ýç mekân bakýmýndan da bu camiden daha geniºti. Tek kubbesi yüksek, fakat küçüktür. Neogotik yüzey bezemeleri bu camiye ayrý bir güzellik kazandýrýr. Ayný bezeme zenginliði ve güzellik caminin iç kýsýmlarý için de geçerlidir. Altýn yaldýzla parlatýlan mavi rengin egemen olduðu kalem iþi süslemeler, iç mekâný baþtan sona süslemektedir. Caminin Aksaray Meydaný`na bakan avlu kapýsý, Ýstanbul`daki camiler için pek alýþýlmadýk ve ayný zamanda da göz kamaþtýrýcýdýr. Bu kapý Osmanlý taþ oyma sanatýnýn nadide ürünlerindendir. 1956-59 arasýndaki Aksaray Meydaný düzenlenmesi esnasýnda sebil gibi camiye ait bazý unsurlar kaldýrýlmýþ veya yeri deðiþtirilmiþtir. Caminin çevresindeki eserler: Bir çeþme, bir kütüphane, Pertevniyal Sultan'ýn kendisi için yaptýrdýðý türbeden oluþmaktadýr. Kütüphanesi, Süleymaniye Kütüphanesi'ne taþýnmýþtýr. Caminin kahyâsý Hüseyin Bey cami masrafý olarak 7961 kese 396 kuruþ 10 para harcamýþ; üç ayrý temel çukuruna olmakla 3225 lira temele gömülmüþtür. 36 Valide Camii - ÝSTANBUL Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL KARÝYE MÜZESÝ N 41°1'52.28" E 28°56'21.47" +41.031241 +28.939302 V. yy.'da yapýlan þehir surlarýndan önce sur dýþýnda bir þapelin varlýðý bilinmekte olup, bu þapelin yerine ilk Khora Kilisesi, Justinianus tarafýndan (527–565) yeniden yaptýrýlmýþtýr. Kommenoslar döneminde Blakhernai Sarayýnýn yakýnýnda olduðu için kilise önemli dini merasimlerde saray þapeli olarak kullanýlmýþtýr. XI.yy. sonlarýnda Ýmparator I. Alexios'un (1081-1118) kayýnvalidesi Maria Daukaina, kiliseyi yeniden inºa ettirmiºtir. Latin istilasý (1204–1261) sýrasýnda bu kilise de tahrip edilmiþ, II. Andronikos (1282- 1328) döneminde Sarayýn Hazine Nazýrý Theodoros Metokhites (1313) tarafýndan onarýlan kilisenin kuzeyine bir ek, batýsýna exonarteks ve güneyine þapel (Parekklesion) eklenmiþ mozaik ve fresklerle bezenmiþtir. Kariye'deki mozaik ve freskler Bizans resim sanatýnýn son dönemine (XIV. yy.) ait en güzel örneklerdir. Bu mozaik ve fresklerdeki derinlik figürlerin hareket ve plastik deðerlerinin veriliþi, figürlerdeki uzamalar bu dönemin üslubudur. Kariye, 1453 yýlýnda Ýstanbul'un fethinden sonra Kilise olarak kullanýlmýþ, 1511'de Vezir Hadým Ali Paþa tarafýndan camiye çevrilmiþtir.1945 yýlýnda müzeye dönüþtürülmüþ, 1948–1958 yýllarýnda Amerikan Bizans Enstitüsü'nün yaptýðý mozaik ve freskolarýn üzeri açýlarak ortaya çýkarýlmýþtýr. Kariye Müzesi - ÝSTANBUL 37 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL YEDÝKULE N 40°59'35.68" E 28°55'26.24" +40.993291 +28.924296 Surlardaki en görkemli kapý, Marmara denizine yakýn olan "Altýn Kapý" idi. Bu Ýmparator merasim kapýsý, iki mermer kule arasýnda zafer taký gibi yerleþtirilmiþti. Zaferden dönen ordular, Ýmparator ve erkaný þehre bu kapýdan girerdi. Dört tane Bizans Ýmparatorlarý'nýn, 3 tane de Fatih Sultan Mehmet'in yaptýrdýðý yedi adet kuleden adýný alan bu tarihi yapýtýn her kulesine isim verilmiþtir. Bu kulelerin isimleri ve kýsa tarihçeleri þöyledir: Genç Osman Kulesi: Bu kulenin 2. katýnda Osmalý'nýn en genç padiþahlarýndan Genç Osman katledilmiþtir. Cephanelik Kulesi, III. Ahmet Kulesi, Hazine Kulesi, Zindan Kulesi: Kitabeler Kulesi adýyla da anýlýr. Zindan olarak kullanýlan iki kuleden birisidir. Top Kulesi: Yangýnda yanan bir diðer kuledir. Hapishane olarak da kullanýlmýþtýr. Bayrak Kulesi: Yedi kule arasýnda en saðlam olanýdýr. Osmanlý döneminde sancaðýn dalgalandýðý yerdir. Yedikule - ÝSTANBUL TEKFUR SARAYI N 41°2'1.50" E 28°56'25.27" +41.033515 +28.940611 Ýstanbul`un Edirnekapý ile Haliç arasýndaki kara surlarýna bitiþik olarak inþa edilmiþtir. Araþtýrmalara göre, 13. yüzyýla ait olduðu belirtilir. Bizans'tan günümüze ulaºabilen yegane saray olmasý ve Bizans'ýn sivil mimari tarzýný yansýtmasý nedeniyle, sadece Ýstanbul için deðil, dünya sanat tarihi açýsýndan da oldukça önemli bir yere sahiptir. Saray'ýn kaç yýlýnda ve kim tarafýndan yaptýrýldýðý henüz tam olarak bilinmemektedir. Fakat etrafýndaki kalýntýlarýndan anlaþýlmaktadýr ki, bugün Tekfur Sarayý olarak isimlendirdiðimiz yapý müstakil bir saray deðil, daha büyük bir sarayýn kýsýmlarýndan biridir. Günümüzde Tekfur Sarayý üç katlý ve çatýsýz bir haldedir. 16. yüzyýlda üzeri çatýyla kaplý olan bu sarayýn, 17. yüzyýlýn sonlarýna gelindiðinde çatýsý yok olmuþtur. 1453 tarihinde, Ýstanbul`un fethinden sonra çeºitli amaçlar için kullanýlmýºtýr. 1955-1970 yýllarý arasýnda onarým görmüºtür. Tekfur Sarayý Bizans Döneminden zamanýmýza gelen tek örnektir. 38 Tekfur Sarayý - ÝSTANBUL Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL MISIR ÇARÞISI N 41°1'2.17" E 28°58'16.57" +41.017307 +28.971268 Ýstanbul'un 2. büyük kapalý çarþýsý 17. yy.'dan beri varlýðýný sürdürmekte. Þehrin en bilinen ve en geniþ baharat çarþýsý, IV. Mehmed'in annesi Hatice Turhan Sultan tarafýndan Yeni Cami'ye vakfiye olarak yaptýrýlmýþ. Yapýmýna Mimar Kasým Aða tarafýndan baþlanmýþ, 1660 yýlýnda Mimar Mustafa Aða tarafýndan tamamlanmýþ. 1943'de yapýlan restorasyon ile son þeklini almýþ. Çarþýnýn, 6 kapýsý ve 86 dükkânýndan bazýlarý günümüzde kullanýlmýyor. "L" planlý ve iki uzun galeriden oluþan çarþýnýn kesiþtiði bölümde, Lonca Vaizi'nin kürsüsü hâlâ yerinde durmakta. Zaman içinde Kapalýçarþý ile ayný deðiþikliklere uðrayan Eminönü'ndeki Mýsýr Çarþýsý, eski Ýstanbul'da olduðu gibi günümüzde de önemini koruyan bir alýþveriþ merkezi konumunda. Ýlk dönemlerinde çarþýya «Valide Çarþýsý» ya da «Yeni Çarþý» adý verilmiºse de, daha çok Mýsýr'dan getirilen mallarýn satýldýðý bir yer olmasý nedeniyle 18. yy. ortalarýndan itibaren, «Mýsýr Çarºýsý» olarak anýlmaya baºlanmýº. Çarºýnýn çehresi günümüzde her ne kadar deðiºmiº, aktarlar azalmýº olsa da içeriye girer girmez mis gibi bir koku ortalýðý kaplýyor ve ziyaretçileri geçmiºten günümüze kadar hiç deðer kaybetmemiº bir baºka kültür mirasý karºýlýyor. Mýsýr Çarºýsý'nda bulunan baharatçý ve aktarlarýn yaný sýra meze, kuru yemiþ, bitki, þifalý ot, zeytin ve peynir çeþitleri, kurutulmuþ meyve, pestil, el sanatlarý ve giyim eþyasý satanlar çarþý esnafýný oluþturuyor. Binanýn dýþýna çýkýldýðýnda Batý tarafýnda manav, mezeciler, balýkçýlar; doðu tarafýnda ise çiçek ve hayvan pazarlarý yer alýyor. Burada her cins akvaryum balýðýndan ismi ansiklopedi köþelerinde kalmýþ çiçek tohumlarýna kadar aradýðýnýz hemen her þeyi bulabilirsiniz. Mýsýr Çarþýsý - ÝSTANBUL 39 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL GALATA N 41°1'31.83" E28°58'29.06" +41.02568 +28.974712 Galata da dinler ve diller mozayiði ile dünya baþkenti olarak adlandýrýlan bu kentin aykýrý, farklý köþelerindendir. 19. yüzyýla kadar eski Ýstanbul ve Üsküdar'ýn dýþýnda kentin üçüncü bölgesi olarak yaþamýný sürdüren Galata, Bizans döneminde Tophane, Azapkapý ve Galata Kulesi arasýnd a yaklaþýk 3 km uzunluðunda bir surla çevriliydi ve iç surlarla 5 bölüme ayrýlmýþtý. Bu surlar üzerinde biri hala duran 12 kapý yer alýyordu. Galata kelimesinin kökeni belli deðil. ilk Çaðýn sonlarýnda bölge Syka (Sycae=incirlik) olarak adlandýrýyordu. Kimilerine göre adý buradaki süthaneler nedeniyle Galaktos (süt) sözcüðünden kaynaklandý. Kimilerine göre de italyanca merdiven, iskele anlamýna gelen Galata kelimesinden türetildi. Galata kelimesinin buradan Anadolu'ya geçen Gotlar'ýn adýndan geldiði de ileri sürülmektedir. Galata'nýn parlak dönemi 12. yüzyýlda buraya bazý ayrýcalýklarla yerleþen Cenovalýlar ile baþlar. Bölge bir ara Venediklilerin egemenliðine geçer. 13. yüzyýldan sonra Cenovalýlarýn etkinliðinde bir Latin kolonisidir Fatih Sultan Mehmet'in Ýstanbul'u fethinden 23 yýl sonraya 1476 tarihlenen bir belgeye göre Galata'da 592 Rum, 535 Müslüman, 332 Frenk, 62 Ermeni evi varmýþ. Galata çeþitli mezheplere, tekkelere baðlý Müslüman, Rum Ortodoks, Ermeni (Gregoryen, Katolik, Protestan), Süryani, Keldani, Yahudi (Karay, Seferad, Eþkenaz), Arap, Çingene, Sýrp, Arnavut, Ulah, Cenovalý, Venedikli, Fransýz, Levanten topluluklarýyla zengin bir dinler, diller mozayiði oluþturur. Galata'da özellikle Tophane ve Azapkapý çevreleri Müslümanlarca iskan edilmiþtir. Dolayýsýyla semtte cami, mescit, tekke, sebil gibi dinsel, han, bedesten gibi ticari eserler de bulunmaktadýr. Galata 19. yüzyýlda yukarýlara doðru geniþlemiþ ve zaman içinde bugünkü Beyoðlu'nu oluþturmuþtur. Galata'yý Tophane'den Azapkapý'ya, oradan da Galata Kulesine doðru gezmeye baþladýðýmýzda çok ilginç yapýlarla karþýlaþýrýz. Tophane Fatih Sultan Mehmet tarafýndan yaptýrýlan, daha sonra geliþtirilen bir yapýlanmadýr. Bugünkü yapý Sultan III. Selim'den (1803) kalmadýr. Yapý önündeki Tophane Müþirliði Dairesi 1957'deki yol yapýmý nedeniyle yýktýrýldý. Yapýlarýn bir parçasý olan Teftiþ Köþkü, bugün Marmara Üniversitesi Konukevi. Köþkün yanýndaki 1826 tarihli Nusretiye Camisi, Barok mimari örneklerindendir. Kýlýç Ali Paþa Camisi yanýndaki 1732 tarihli Tophane Çeþmesi, Barok yapýlý, bitkisel motifler ve arabesklerle süslüdür. Kýlýç Ali Paþa Camisi (1580) italyan asýllý Kaptan-ý Derya Kýlýç Ali Paþa için Mimar Sinan tarafýndan yaptýrýlan külliyeye aittir. Külliye cami, türbe, sebil, medrese, ve hamamdan oluþur 4 fil ayaðý üzerine oturan 2 yarým kubbesi ve pandantifli bir kubbesi vardýr. Planý Aya Sofya'ya benzer. Beþ kubbeli son cemaat yerini bir revak sýrasý sarar. Mihrabýnda Ýznik çinileri bulunur. Galata - ÝSTANBUL 40 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL GALATA KULESÝ N 41°1'31.96" E 28°58'27.10" +41.025583 +28.974197 Ýstanbul'un siluetinde dimdik yükselen Galata Kulesi, tarihi yüreðinde barýndýran sessiz bir mücevher gibidir. Önce Byzantium, sonra, Fetihe kadar Konstantinopolis adýyla bilinen Ýstanbul, güneyde Marmara denizi, doðu açýklarýnda Boðaz, kuzeyde ise Haliç'in çevrelediði tarihi yarýmada üzerinde kurulmuþtur. Galata Kulesi, eski devirlerden beri 'Galata' adýyla anýlan bu mevkiin çevresinde Galata'yý korumak amacýyla yapýlmýþ tahkimatýn bir parçasýdýr. Fetih'ten sonra, depremler ve baºka nedenlerle zaman zaman hasar gören kuleye bugünkü ºekli 2. Mahmut döneminde yapýlan onarýmda verilmiºtir. 14. Yüzyýl ortalarýnda, Cenevizliler'in savunma amaçlý olarak inþa ettikleri kule 16. Yüzyýlda tersanede çalýþtýrýlan esirlerin barýnaðý olarak kullanýldý. 18. Yüzyýlda Galata Kulesi'ne, geceyarýsýný haber vermekle görevli bir Mehterhane Ocaðý yerleþtirildi. Kule, 1874'ten itibaren yangýn gözetleme ve haber verme mevkii olarak kullanýlmaya baþlandý. 1967 yýlýnda Belediye Baþkaný Haþim Ýþcan tarafýndan tamir ettirilen kulenin üst katý lokanta ve lokal olarak kiraya verildi. Galata Kulesinin iç çapý, zemin katýnda 8,95 m'dir. Duvar kalýnlýðý 3,75 m. Olan kulenin zemin katýnda dýþ çapý ise 16,45 metredir. Kulenin yüksekliði ise 60 m.'dir. Fetih'e kadar iki yüz yýlý aþkýn bir süre boyunca hemen hemen baðýmsýz bir Ceneviz sömürge kenti olan Galata'nýn birkaç kez büyütülen kentsel savunma sistemindeki yirmi dört kuleden ayakta kalabilen tek ve en anýtsal olaný bu kuledir. 1350'de II.Murad'ýn destek ve yardýmý ile yapýmý tamamlanabilen, Bizanslýlarýn Megalos Pyrgos (Büyük Burç), Cenevizliler'in Torre di Cristo (Ýsa Kulesi) olarak adlandýrdýklarý dev boyutlardaki (165 m çap, 68 m yükseklik) Kule Osmanlý döneminde birkaç kez biçim deðiþtirmiþtir. Günümüzde ise 1830'larda aldýðý biçimle korunulmaya çalýþýlmaktadýr. Galata Kulesi'nden Genel Görünüþ (Galata Köprüsü) - ÝSTANBUL 41 Galata Kulesi/Genel Görünüþ - ÝSTANBUL Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL DOLMABAHÇE SARAYI N 41°2'19.38" E 28°59'56.94" +41.038716 Dolmabahçe Sarayý, Avrupa sanatý üslûplarýnýn bir karýþýmý olarak 1843-1856 yýllarý arasýnda inþa edilmiþtir. Sultan Abdülmecit'in mimarý Karabet Balyan'ýn eseridir. Osmanlý Sultanlarýnýn her devirde birçok sarayý bulunurdu. Ancak esas saray Topkapý, Dolmabahçe Sarayýnýn tamamlanmasýndan sonra terk edilmiþtir. Dolmabahçe Sarayý 3 katlý, simetrik planlýdýr. 285 odasý ve 43 salonu vardýr. Denizden 600 metrelik bir rýhtýmý, kara tarafýnda ise birisi çok süslü 2 abidevi kapýsý vardýr. Bakýmlý ve güzel bir bahçenin çevrelediði bu sahil sarayýnýn ortasýnda, diðer bölümlerden daha yüksek olan tören ve balo salonu yer alýr. Sarayýn giriþ tarafý Sultanýn kabul ve görüþmeleri, tören salonunun diðer tarafýndaki kanat ise harem bölümü olarak kullanýlmýþtý. Ýç dekorasyonu, mobilyalarý, ipek halý ve perdeleri ve diðer tüm eþyasý eksiksiz olarak, orijinaldeki gibi günümüze gelmiþtir. Dolmabahçe Sarayý mevcut hiçbir sarayda bulunmayan bir zenginlik ve ihtiþama sahiptir. Duvar ve tavanlar devrin Avrupalý sanatkârlarýnýn resimleri ve tonlarca aðýrlýðýnda altýn süslemeleri ile dekore edilmiþtir. Önemli oda ve salonlarda Dolmabahçe Sarayý/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL 42 +28.999150 Dolmabahçe Sarayý/Ýç Detay - ÝSTANBUL Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL DOLMABAHÇE SARAYI her þey ayný renk tonuna sahiptir. Bütün zeminler birbirinden farklý, çok süslü ahºap parke ile kaplýdýr. Meºhur Hereke ipek ve yün halýlarý, Türk sanatýnýn en güzel eserleri, birçok yerde serilidirler. Avrupa ve Uzak doðunun ender dekoratif el iºi eserleri sarayýn her yerini süslerler. Pýrýl, pýrýl kristal avize, ºamdan ve ºömineler sarayýn pek çok odasýnda güzelliklerini sergilerler. Dünyadaki saraylar içerisinde en büyük balo salonu buradakidir. 36 m. Yüksekliðindeki kubbesinden aðýrlýðý 4.5 ton olan devasa kristal avize asýlý durur. Önemli siyasi toplantýlarda, tebrik ve balolarda kullanýlan bu salon, önceleri alttaki, fýrýna benzer bir düzen ile ýsýtýlýrdý. Saraya kalorifer ve elektrik sistemi daha sonralarý eklenmiþtir. 6 Hamamdan Selamlýk bölümündeki, eþi olmayan, güzel oymalý alabaster mermerleri ile dekorludur. Büyük salonun üst galerileri orkestra ve diplomatlar için ayrýlmýþtý. Uzun koridorlar geçilerek varýlan harem bölümünde, sultan yatak odalarý ve sultanýn annesinin bölümü ile diðer kadýn ve hizmetkârlarýn bölümleri bulunmaktadýr. Sarayýn kuzey eklenti bölümü þehzadelere tahsis edilmiþti. Giriþi Beþiktaþ semtinde olan yapý Resim ve Heykel Müzesi olarak hizmet vermektedir. Cumhuriyet döneminde, Atatürk'ün Ýstanbul ziyaretlerinde ikametgâh olarak kullanýlan sarayda en önemli olay 1938'de Atatürk'ün ölümüdür. Halkýn ziyaretine açýk tutulan Atatürk'ün naºý buradan Ankara'ya gönderilmiºti. Halen saraydaki saatler bu büyük Türk'ün anýsýna ölüm saatinde durdurulmuþtur. Dolmabahçe Sarayý/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL 43 Dolmabahçe Sarayý/Arka Bahçe - ÝSTANBUL Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL ÇÝNÝLÝ KÖÞK N 41°0'40.10" E 28°58'52.87" +41.011717 +28.981434 Ýstanbul'un Sarayburnu'nda Topkapý Sarayý çevresi içinde, Arkeoloji Müzesi karþýsýnda bulunan Fâtih devrinden kalan önemli bir yapý. Sýrça Köþk, Sýrça Saray olarak da tanýnan, 1473 yýlýnda yapýlmýþ olan bu köþk, köþegenvâri plânlý, eyvanlý, hareketli örtü sistemine sâhip bulunan bir yapýdýr. Yapýdaki zengin çini ile bezemeler, Fâtih devrinde bu iþe verilen önemi göstermektedir. Þüphesiz Selçuklu, Beylikler ve Osmanlý devrinde yapýlan bütün köþk ve saraylarýn hepsi bu sýnýrlar içinde kalmýyor. Yýkýlmýþ olanlarýn dýþýnda, belirli bir oranda varlýklarýný koruyan örnekler de bulunmaktadýr. Özellikle Alanya ve çevresinde karþýmýza çýkan köþkler bu durumu isbatlamaktadýr. Dursun Bey, Çinili köþk için; "Tavr-ý Ekâsire üzre bir sýrça sarây-ý can- feza..." târifini kullanmýþtýr; yâni, Kisrâlar tarzýna uygun bir sýrçalý, çinili saraydýr, der. Kisrâ Tarzý tâbirinden herhâlde Baðdat yakýnýnda Selman Pâk'ta olan adýyla sanýyla Tâk-ý Kisrâ'yý kasdetmiþ olsa gerektir. Kisrâ adý da Sâsânilere kadar olan Ýran hükümdarlarýna verilir. Onlarýn yapýlarý içinde tonozlu, eyvanlý Çinili Köþk/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL 44 Çinili Köþk/Ýç Detay - ÝSTANBUL Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL ÇÝNÝLÝ KÖÞK olan yalnýz bu olduðundan, mevzûbahis ettiði odur. Tâk-ý Kisrâ pek kocaman büyük tonozlu, çok katlý bir saraydýr. Çinili Köþkte de eyvan vardýr. Fakat insan ölçüsünden az derin ve zariftir. Köþkün dört iç eyvaný ve bunlarý birleþtiren tek bir kubbesi, köþelerde dört, mihverde bir olmak üzere beþ odasý vardýr. Odalarýn geride olan ikisi daha basit tutumlu, hizmete mahsus yerlerdir. Birisinde bodruma inen merdiven vardýr. Asýl odalar önde olan üç tânedir. Bunlar birbirinden çok baþka renk ve þekillerde, bir kýsmý yaldýzlý hârikulâde çinilerle kaplýdýr. Orta odanýn kubbesinin ve köþeliklerinin alçý tezyinâtý emsalsizdir. Binâ Eski Eser Müzesi yapýldýðý zaman ara duvar sökülmüþ, iki taraf birleþmiþtir. Son tâmirde bu duvar ihyâ edilmiþ olmakla berâber, dýþ eyvaný örten camekân yerinde býrakýlmýþtýr. Bütün eyvanlar gibi, açýkta olanlar da çini kaplýdýr. Bodrumun yalnýz Gülhâne Parký tarafý açýktýr. Üç tarafý topraða gömülüdür. Bu sebeple üç tarafa boº dehlizler yapýlarak su ve rutûbete karºý odalar muhâfaza altýna alýnmýºdýr. Köºkün giriº cephesinde dar bir ara katý çýkarýlmýºtýr. Binânýn üstü aslýnda taraçadýr. Ýçlerde olduðu gibi, revak cephesi ve eyvan, nefis çinilerle kaplýdýr. Bu kýsmýn çinileri daha ziyâde kesme mozayiktir; içdekiler levha hâlindedir. Çinili Köºk tam bir zevk ve safâ mekâný olup, dört evyanlý Türk plânýnda, nev'i ºahsýna münhasýr bir yapýdýr. Noksansýz bir Osmanlý Türk zevkini temsil eder. Ýleride Ýran'ýn Safevî köþklerinde misâl teþkil etmiþ ve çini kaplamada da mozayik usûlünün tatbik edildiði son binâ bu olmuþtur. Çinili Köþk/Ýç Detay - ÝSTANBUL 45 Çinili Köþk/Ýç Detay - ÝSTANBUL Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL SÜLEYMANÝYE CAMÝÝ N 41°0'58.23" E 28°57'51.73" +41.016269 +28.964379 Ýstanbul'un siluetini minareler ve kubbeler süsler. ªehrin en büyük ve görkemli camii Süleymaniye Camiidir. Dýº ve iç estetiði, fevkalade muntazam, göz okºayýcý proporsiyonlarý seyredeni büyüler. Süleymaniye Camii bir mimari ºaheserdir. 16. yy., Türk Osmanlý Ýmparatorluðunun her bakýmdan geliºmiº ve ilerlemiº olduðu bir devirdir. 36 Osmanlý Sultaný arasýnda 47 yýl ile en uzun hüküm süreni Kanuni Sultan Süleyman'dýr. Bu büyük þöhretli Sultan, kendi adýna yaptýrtacaðý camii Koca Mimar Sinan'a havale etmiºti. Mimarlýk dünyasýnýn bir dehasý olan Mimar Sinan, camii ve etrafýný saran büyük kompleksi 1550-1557 yýllarý arasýnda tamamlamýºtýr. Türk sanatýnýn klasik döneminin kurucusu ve geliºtireni Mimar Sinan, sanatýnýn üstünlüðünü burada da ispat etmiºti. Caminin avlusunun etrafýný çevreleyen büyük komplekste okullar, kütüphane, hamam, aºevi, kervansaray, hastane ve dükkânlar bulunur. Süleymaniye'nin dýþ güzelliðini seyredebilmek için yapýdan uzakta olmak gerekir. Galata Kulesi'nden veya Haliç'in Galata kesiminden, bu imparatorluk eseri bütün haºmeti ile görülebilir. Süleymaniye Camii/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL 46 Süleymaniye Camii/Ýç Görünüm - ÝSTANBUL Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL SÜLEYMANÝYE CAMÝÝ Dört minaresi olan caminin esas mekânýný büyük bir kubbe örter. Caminin ana giriºi etrafý revaklarla çevrili, ortasýnda ºadýrvaný olan iç avludandýr. Ýç mimarideki açýklýk, bütünlük, ölçülü bir süsleme buranýn haþmetli etkisini güçlendirir. 53 m. yüksekliðinde 26.50 m. çapýndaki merkezi kubbeyi fil ayaðý denilen dört büyük paye taþýr. Mekânýn bütün elemanlarý uyumlu bir armoni içerisindedir. Statik bakýmýndan da yapýnýn dengesi kusursuzdur. Zaman içinde Ýstanbul þehrini sarsan depremler burada tek bir çatlaða bile sebep olamamýþtýr. Kubbenin içi geçen yüzyýlda yapýlmýþ barok tesirli dekorasyondur. Yerdeki el yapýsý tek örnek, mihraplý halý 1950'li yýllarda yerleþtirilmiþti. Ýçerideki en göz alýcý yer mihrap duvarýndaki 16. yy. orijinal, fevkalade renkli, Türk motifleri ile süslü vitraylardýr. Gayet sade mevlithanlar balkonu ve minber yanýnda, yine mermerden yapýlmýþ mihrap niþinin etrafý çinilerle süslüdür. Sultan locasý mihrabýn solunda bulunur. Duvarlar Kuran'dan alýnan ayetlerle süslüdür. Bunlar Türk kaligrafi sanatýnýn çok güzel örnekleridir. Giriþ ve yan cephelerde kadýnlara ayrýlmýþ balkonlar yer alýr. Giriþin saðýnda bronz kafesli bölme 18. yy. Türk maden iþçiliðinin güzel bir örneðidir. Caminin arka avlusunda Sultan Süleyman'ýn, bunun yanýnda da çok sevdiði karýsý Roksana'nýn büyük türbeleri bulunur. Etrafta deðiþik asýrlarda yapýlmýþ önemli kiþilerin mezarlarý vardýr. Süleymaniye kompleksinin bir ucunda küçük ve gayet mütevazý bir mezar bulunur. Burasý 99 yýl þan ve þöhret ile yaþamýþ 50 yýl süre ile Ýmparatorluk baþ mimarlýðý yapmýþ, 400'ün üzerinde eser býrakmýþ, büyük usta Mimar Sinan'ýn mezarýdýr. Süleymaniye Camii/Ýç Görünüm - ÝSTANBUL 47 Süleymaniye Camii/Ýç Görünüm - ÝSTANBUL Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL KIZ KULESÝ N 41°1'15.96" E 29°0'14.85" +41.021282 +29.004157 Boðaz giriþindeki kayalýk üzerine kurulmuþ küçük, þirin bir kuledir. Ýstanbul'un sembollerinden birisidir. Tarih içinde gözetleme kulesi, deniz feneri olarak kullanýlmýþ, Boðaz giriþini belirten bir mihenk noktasýdýr. Geçen yy.daki görüntüsünü koruyan kule turizme tahsis edilmiþ lokanta ve seyir balkonu ile servis vermektedir. Sularýn, karasevdanýn ve söylencelerin gizemini taþýyan Kýz Kulesi, Ýstanbul'un en romantik ve gizemli mekanlarýndan biri. Alýmlý, sevdalý ve denizin ortasýnda bir baþýna, yapayalnýz... Kendi kendine yeten bir tarihe sahip olan mekan, yüzyýllardýr anlatýlan efsaneleriyle de bir ilgi odaðý. Kýzkulesi ile ilgili anlatýlan ilk hikaye; Ovidius'un kaydettiði bir aþk hikayesi. Zamanýnda Üsküdar sýrtlarýnda Tarnýça Afrodit adýna bir tapýnak vardýr. Hero'da genç kýzlarýn görev yaptýðý bu tapýnaðýn rahibelerindendir. Kulede kumrulara bakmakla görevlidir. Aþka yasaklýdýr. Her ilkbaharda doðanýn uyanýþý adýna tapýnak çevresinde törenler yapýlýr, çevre þehirlerden insanlar akýn akýn tapýnaðýn çevresine gelir, yenilir içilir, aþký bulamayanlar Afrodit'e mabedinde yakararak aþký yaþayabilmek için yalvarýrlar. Boðazýn karþý kýyýsýnda oturan Leandros da bu törene katýlmak için tapýnaða geldiðinde Hero'yla karþýlaþýr. Birbirine aþýk olan iki genç, Leandros'un gece kuleye gelmesi ile aþklarýný kutsarlar. Kýzkulesi her gece iki gencin gizli aþkýna tanýklýk eder. Leandros'un yüzerek kuleye geldiði fýrtýnalý bir günde kýskanç bir rahip feneri söndürür. Karanlýkta yolunu kaybeden Leandros boðazýn sularýna gömülür. Sevgilisinin öldüðünü gören Hero da kendini Kýzkulesi'nden Boðazýn sularýna býrakýr. Kuleyle ilgili söylencelerden biri de Kleopatra'nýn sonuna benzer bir sonun anlatýldýðý yýlan hikayesidir. Kehanete göre kralýn birine, çok sevdiði kýzý onsekiz yaþýna geldiðinde bir yýlan tarafýndan sokularak öleceði söylenir. Bunun üzerine kral denizin ortasýndaki bu kuleyi onararak kýzýný buraya yerleþtirir. Kaderin kaçýnýlmazlýðýný kanýtlarcasýna, kuleye gönderilen üzüm sepetinden çýkan bir yýlan, prensesi zehirler. Kral, kýzýna demirden bir tabut yaptýrarak Ayasofya'nýn giriþ kapýsýnýn üstüne yerleþtirir. Bugün bu tabutun üstünde iki delik vardýr. Yýlanýn ölümünden sonra da onu rahat býrakmadýðýna dair hikayeler anlatýlýr. Kýz Kulesi/Kule Detay - ÝSTANBUL Kýz Kulesi/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL 48 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL ÇIRAÐAN SARAYI N 41°2'36.19" E 29°0'55.16" +41.0433861 +29.0153222 Haliç ve Boðaziçi'nin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kiºilere saray ve köºkleri için tahsis edilmiºti. Zaman içinde bunlarýn bir çoðu yok olmuºtur. Büyük bir saray olan Çýraðan da 1910 yýlýnda yanmýþtý. Önceki bir ahþap sarayýn yerinde 1871 yýlýnda Sultan Abdülaziz tarafýndan Saray Mimarý Serkis Balyan'a yaptýrýlmýþtý. 4 yýlda 4 milyon altýna mal olan yapýnýn ara bölme ve tavaný ahþap, duvarlar da mermer kaplýydý. Taþ iþçiliðinin üstün örnekleri sütunlarý zengin döþenmiþ, mekânlar tamamlardý. Odalar nadide halýlarla, mobilyalar altýn yaldýzlar ve sedef kalem iþleri ile süslüydü. Boðaziçi'nin diðer saraylarý gibi Çýraðan da bir çok önemli toplantýya mekân olmuþtu. Renkli mermerle süslenmiþ cepheleri, abidevi kapýlarý vardý ve arka sýrtlardaki Yýldýz Sarayý'na bir köprü ile baðlanmýþtý. Cadde tarafý yüksek duvarlar ile çevriliydi. Yýllar boyu harabe halinde duran kalýntý büyük tamirler sonunda yeniden ihya olmuþ, yanýna ilave edilen eklentiler ile 5 yýldýzlý, güzel bir sahil oteline dönüþtürülmüþtür. Çýraðan Sarayý/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL Çýraðan Sarayý/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL 49 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL BEYLERBEYÝ SARAYI N 41°2'33.91" E 29°2'23.53" +41.042752 +29.039869 Boðaziçi köprüsü Asya kulesinin dikili olduðu Beylerbeyi Bizans'tan beri saraylara tahsis edilmiº güzel bir semttir. Beylerbeyi sahil sarayý 1861-1865 yýllarýnda, eski ahºap bir sahil sarayýnýn yerinde Sultan Abdülmecit tarafýndan yaptýrýlmýºtý. Cephe ve iç dekorasyonda Doðu ve Türk motifleri, Batý süs öðeleri ile birlikte kullanýlmýºtýr. 3 katlý yapý harem ve selamlýk bölümlerini ihtiva eden 26 oda ve 6 salondan ibarettir. Otantik mobilyalar, halýlar, perdeler ve diðer eþyalar olduðu gibi korunmuþlardýr. Denize bakan cephe süsleri, bakýmlý bahçe ve orta bölümdeki havuzlu salon ile spiral merdivenler dikkat çeken yerlerdir. Arka yamaçta bir büyük havuz, teraslar ve türünün güzel örneði at ahýrlarý yer almýþtýr. 1970'li yýllara kadar kullanýlan eski ana yol bir tünel ile saray bahçesinin altýndan geçerdi. Sahilde iki küçük seyir köþkü bulunan sarayda devlet misafirleri de aðýrlanýrdý. Müze- saray yýl boyu ziyarete açýktýr. Beylerbeyi Sarayý/Ýç Görünüm - ÝSTANBUL Beylerbeyi Sarayý/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL 50 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL RUMELÝ HÝSARI N 41°5'5.21" E 29°3'24.68" +41.084780 +29.056855 Ýstanbul 1453'te Fatih Sultan Mehmet'in ºehri kuºatmasýndan önce de birçok kuºatmaya uðramýºtý. ªehri çevreleyen Roma devri surlarý bütün önceki kuºatmalarý durdurabilmiºti. Çok uzun süren kuºatmalarda ºehrin ihtiyaçlarý deniz yolu ile takviye edilirdi. Rumelihisarý, karºý kýyýdaki daha erken tarihli bir Türk kalesinin karºýsýnda, Ýstanbul'u kuºatma sýrasýnda Karadeniz'den gelebilecek yardým ve takviyeleri önlemek amacý ile, þehir kuþatmasýndan önce inþa edilmiþti. Bu askeri yapý 1452'de 4 ay gibi inanýlmaz kýsa bir sürede tamamlanmýþtý. Bütün Orta Çaðýn bu en büyük ve kuvvetli hisarý 1453'te Ýstanbul'un Türkler tarafýndan fethini takiben stratejik önemini yitirmiþtir. Klasik Türk kale mimarisinin bu güzel örneði bütün heybeti ile Boðaziçi'ni süsler. 1950'li yýllarda yapýlan onarýmlarý takiben müzeye çevrilmiºtir. Her yýl yapýlan Ýstanbul festivallerinde Hisar içi bir açýk hava tiyatrosu olarak kullanýlmaktadýr. Rumeli Hisarý/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL Rumeli Hisarý/Üstten Görünüþ - ÝSTANBUL 51 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL ÞEHZADE CAMÝÝ N 41°0'49.66" E 28°57'25.28" +41.013794 +28.957022 Kanûni Sultan Süleyman 1542'de çýktýðý Macaristan Seferinden zaferle dönüþünde Edirne'de, Manisa valisi oðlu Sultan Mehmed'in ölüm haberinin alýnmasýndan sonra yapýlan Þehzade Camii ikiþer þerefeli iki minarelidir. Yanýnda þehzade için yapýlmýþ bir türbe, bir medrese, bir imaret, bir tabhane ve bir sýbyan mektebiyle birlikte 1543-1548 yýllarý arasýnda tamamlandý. Cami, kare planlý olup, üstü yarým küre ºeklinde bir büyük kubbe ve bunun etrafýnda dört yarým kubbeyle örtülmüºtür. Dört köºede yarým küre, dört küçük kubbe vardýr. Bütün kubbeler dört büyük fil ayaðý üzerine oturur. Mimar Sinan'ýn eserlerinde görülen sadelik, güzellik ve tezyinat, bu camide de görülür. Þehzade Camii Mimar Sinan'ýn yaptýðý en büyük üç camiden biri ve ilkidir. Mimar Sinan, bu eserini "çýraklýk eseri" olarak vasýflandýrmaktadýr. Þehzade Camii/Ýç Görünüm - ÝSTANBUL Þehzade Camii'nin büyük dýþ harem avlusu altý kapýlýdýr. Medrese ve tabhane, dýþ harem avlusu üzerinde ve avlunun kuzey kenarýndadýr. Ýmaretle mektep ise dýþ avlunun doðusundadýr. Caminin haziresinde yedi türbe vardýr. Bunlar; Þehzade Mehmed'in türbesi, Sadrazam Rüstem Paºa Türbesi, ªehzade Mahmûd Türbesi, Fatma Haným Sultan Türbesi, Hadice Sultan Türbesi, Damat Bosnalý Ýbrahim Paþa Türbesi, Destari Mustafa Paºa Türbesidir. Þehzade Camii/Dýþ Görünüþ - ÝSTANBUL 52 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL HÝPODROM ve SULTANAHMET MEYDANI N 41°0'29.73" E 28°58'41.37" +41.008258 Her devirde ºehrin en önemli ve dinamik yeri, yarým ada yedi tepesinin ilki olmuºtur. ªehrin ilk kurulduðu akropol surlarla çevrili, tipik bir Akdeniz ticari yerleºimiydi. Roma devrinde bu merkez geniºletilerek, yenilenmiºtir. Günümüze çok az kalýntýlarý kalan Roma devri önemli yapýlarý ve abideleri Hipodrom çevresinde inºa edilmiºti. "Büyük Saray" diye bilinen Ýmparatorluk Sarayý Hipodromun yanýndan baºlar, aºaðýlara, deniz kenarýna kadar uzanýrdý. +28.978158 ilk km. taºý da buradaydý. Hamamlar, mabetler, dini, kültürel, idare ve sosyal merkezler bu civara yerleºmiºlerdi. Semt Bizans ve Türk devirlerinde de merkezi önemini devam ettirmiºtir. Ýstanbul'un en önemli abideleri Ayasofya, Sultan Ahmet Camii, Türk ve Ýslam Eserleri Müzesi, Yere Batan Sarnýcý burada, Hipodromun çevresindedirler. Þehrin ana caddeleri (aþaðý limana inen ve batýya þehir surlarýna doðru gidenler) Hipodromdan baþlar ve yamaçlarý takip ederdi. Yol kenarlarý ticari kuruluþlar ve ikametgâhlarla çevrili idi. Yan yollar dar ve bazýlarý basamaklarla yokuþ aþaðý uzanýrlardý. Anayol kaldýrýmlarý bazen iki katlý, galerili inþa edilmiþlerdi. Bu Saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu gelebilmiºtir. ªehrin en önemli meydaný Agusteion ve burasý ile cadde arasýnda Milerium zafer taký bulunurdu. Cadde Roma'ya kadar uzanan yolun baºlangýcý idi ve Yol boyu geniþ meydanlardan ayrýlan sapaklarla sur kapýlarýna ulaþýlýrdý. Ana cadde "Mese" diye anýlýrdý. Surlarda Altýn Kapý yolu "Via Egnetia" Roma'ya giden yoldu. "Hipodrom" at binenlerin, atlarýn meydaný anlamýna gelir. Roma Ýmparatoru Septimius Severus'un 2.yy. sonlarýnda inþa ettirdiði hipodrom, Büyük Konstantin tarafýndan devasa ölçülerde geniþletilmiþti. Bazý tarihçiler 30, bazýlarý da 60 bin seyirci kapasitesinde olduðunu bildirirler. 2 veya 4 atýn çektiði arabalarýn yarýþlarý esas gösterilerdi. Roma Ýmparatorluðu ve sonradan Bizans Ýmparatorluðu devrinde Hipodrom þehrin toplantý, eðlence, heyecan ve spor merkezi olarak 10. yy.'a kadar önemini sürdürmüºtü. 1204 Latin istilasý ile beraber, þehrin bir çok diðer abideleri gibi burasý da önemini yitirmiþti. Araba yarýþlarý yanýnda, müzisyen topluluklarý, dansözler, akrobatlar, vahþi hayvanlarla kavga gösterileri, toplantýlar yapýlýrdý. Bütün bu faaliyetler için ise Roma devrinde bol tatil günleri mevcuttu. Dev ölçüde bir U harfi þeklinde olan Hipodromun doðu uzun tarafýnda, damýnda 4 bronz at bulunan, balkon ºeklinde, imparator locasý yer alýrdý. Ortada, Hipodromun kum kaplý sahasýný ikiye bölen, arabalarýn etrafýnda yarýºtýðý alçak bir duvar, bu duvarýn üstünde de Ýmparatorluðun çeºitli yerlerinden getirilen abideler ve meºhur at yarýºçýlarý ile atlarýnýn heykelleri bulunurdu. Hipodrom ve Sultanahmet/Üstten Görünüþ - ÝSTANBUL 53 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL HÝPODROM ve SULTANAHMET MEYDANI Obeliks M.Ö. 1490'lý yýllarda Mýsýr Firavunu III. Tutmosis'in Asya'da kazandýðý zaferlerin þerefine diktirdiði iki obeliskten biri, I. Constantinus (337-361) tarafýndan Sultanahmet'teki Hipodromu sus̈lemek amacýyla Mýsýr'dan getirtilmiºtir. Ender kalitedeki pembe granitten yapýlan dikilitaº, Ýstanbul'daki en eski tarihi abidedir. Her devirde «týlsýmlý» olduðu duþ̈un̈ul̈en 25.60 metre uzunluðundaki dikilitaº, rölyeflerle sus̈lu¨Roma devri kaidesinin uz̈erindeki dört bronz blok uz̈erine yerleºtirilmiºtir. Örme Obeliksi Kaba yontulmuº taºlarla örülü, taklit Obelisk hipodromun güneyinde yer alýr. Kati yapýldýðý tarih bilinmez. 10. yy.'da eseri tamir eden Ýmparator Konstantin Porfiregenetus adý ile anýlýr. Obeliks/Hipodrom - ÝSTANBUL Bir zamanlar üzerini kaplayan, altýn harflerle süslü Bronz plakalar 4. Haçlýlar tarafýndan soyulmuºtur. Yýlanlý Sutun Ýstanbul'un en eski eserlerinden birisidir. M.Ö. 5. yy.'da Persleri yenen muzaffer Yunan ºehirleri tarafýndan, baºarýyý kutlamak amacýyla bronz ganimetlerin eritilmesiyle yapýlmýºtýr. Örme Obelik si/Hipo drom - Birbirine dolanan uç̈ yýlandan oluºan 8 metre boyundaki suẗun, Ýmparator Konstantin tarafýndan Delfi'deki Apollo Tapýnaðý önun̈den 324 yýlýnda getirtilerek, Hipodromun ortasýna diktirilmiþtir. Kayýp olan yýlan kafalarýnýn bir parçasý sonradan bulunarak Ýstanbul Arkeoloji Muz̈esi'ne konulmuºtur. Alman Çeþmesi Alman Çesmesi, Sultanahmet Meydaný`nda, Sultan I. Ahmed Türbesi`nin karþýsýndadýr. Alman Ýmparatoru II. Wilhelm`in 1898 yýlýnda Ýstanbul`a geliþinin ikinci yýldönümü hatýrasýna ithaf edilen bu çeþme Almanya`da inþa edilmiþ ve 1900 yýlýnda parçalar halinde Ýstanbul`a getirilerek bugünkü yerine kurulmuþtur. tun lý Sü Yýlan L NBU STA m-Ý dro /Hipo Sultanahmet'in ilginç yapýlarýnýn baþýnda, mimari yönden çevresiyle uyum saðlayamamakla beraber meydan ile bütünleºen Alman Çeºmesi gelir. Alman Ýmparatoru ve Prusya Kralý II. Wilhelm (1888-1918) uzun hükümdarlýk yýllarýnda Ýsveç, Danimarka, Ýtalya, Ýngiltere, Yunanistan gibi bir çok Avrupa ülkesini dolaºmýº ve Türkiye'ye de üç kez gelmiºtir. 54 Alman Çeþmesi - ÝSTANBUL ÝSTAN BUL Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL HÝPODROM ve SULTANAHMET MEYDANI Büyük Saray Buluntularý Roma ve Bizans Devri saraylar tapluluðu Ayasofya ve Hipodrom civarýnda deniz kýyýsýna kadar büyük bir bölümde bulunurdu. Yer yer mevcut kalýntýlara ilaveten Ýstanbul Arkeoloji Müzeleri Kazýsý ile bu saraya ait büyük bir yapý Ayasofya'nýn doðusunda günýþýðýna çýkarýlmýþtýr. Büyük Saray Buluntularý/Hipodrom - ÝSTANBUL Binbirdirek Sarnýcý Hipodromun batýsýnda yer alýr. Yakýn yýllarda temizlenerek yanýndan geçen yola bir galeri ile baðlanmýþtýr. Kolay gezilen, enteresan ve güzel bir ziyaret yerine dönüþtürülen sarnýç 64 x 56 metre boyutlarýndadýr. Tarihte yaptýrýcýsýnýn adý Philoksenos diye anýlan eser 4 yy. Büyük Konstantin devrinden kalmadýr. 224 adet orijinal sütundan 212 adedi günümüze gelmiþtir. Kalýn duvarlarýn çevrelediði mekânýn tuðla tonozlarý, bunlarý taþýyan, bir ara bölme ile bindirilmiþ çifte sütunlar ve iþlemesiz baþlýklarý enteresan görüntüler sergilemektedir. Küçük satýþ reyonlarý, cafe ve sergi alanlarý ile sarnýcýn ortasýnda yer alan, sütunlarýn orijinal boyunun görülebildiði çukur bölüm, tadilat sýrasýnda yapýlmýþlardýr. Yerebatan Sarnýcý ªehirdeki en büyük ve muhteºem kapalý sarnýçtýr. Ayasofya meydaný batýsýndaki küçük binadan girilir. Sütun ormaný görünümündeki mekânýn tavaný tuðla örülü, çapraz tonozludur. Yerebatan Sarnýcý/Gözyaþý Sütunu - ÝSTANBUL Zamanýnda civardaki bir bazilikadan dolayý bu isimle anýlmýºtýr. Civardaki saraylara su saðlamak için I. Justinyen (527-565) devrinde yapýlmýºtý. 28 x 12 sýralý sütunlarýn toplamý 336 adet olup, 170 x 70 metre boyutlarýndadýr. Bazýlarý sade, çoðu Korint üslubunda sütun baþlýklarý ile süslüdür. Su seviyesi mevsimlere göre deðiþirdi. Doðu duvarýndaki deðiþik seviyerdeki borular ile dýþarýya su verilirdi. Su seviyelerinin býraktýðý izler, sütunlarda görülebilir. 1984 büyük tamirat sýrasýnda zemin temizliði yapýlmýþ, 1 metreden fazla çamur temizlendiðinde orijinal tuðla taban ve 2 sütun altýnda meduza kafasý mermer bloklar ortaya çýkarýlmýþtý. Ýnþa edilen yol ile de sarnýç içini dolaþmak mümkün olmuþtur Yerebatan Sarnýcý/Medusa Sütunlarý - ÝSTANBUL 55 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL SULTANAHMET CAMÝÝ Türk ve Ýslam dünyasýnýn en ünlü anýtlarýndan birisi olan Sultan Ahmet Camii Ýstanbul’a gelen herkes tarafýndan hayranlýkla ziyaret edilir. Klasik Türk Sanatýnýn bir diðer örneði olan bu Sultan Camii orijinal olarak 6 minare ile inþa edilen tek camidir. Bulunduðu yer tarihi Ýstanbul þehrinin daha erken yapýlmýþ diðer önemli eserleri ile çevrilidir. Ýstanbul þehrinin en güzel manzarasý denizden görülür. Bu þahane manzarada caminin silueti yer alýr. Þöhreti “Mavi Camii” olarak bilinen eserin asýl adý I. Sultan Ahmet Camiidir. Esas mesleðine yakýþýr þekilde, Mimar Mehmet Aða Cami içerisini kuyumcu titizliði ile dekore etmiþtir. 1609-1616 yýllarý arasýnda inþa edilen cami büyük bir kompleksin içerisinde bulunurdu. Bunlar bir kýsmý zamanýmýza gelemeyen sosyal ve kültürel içerikli yapýlardý. Kapalý Çarþý, Türk Hamamý, aþevi, hastane, okullar, kervansaray ve Sultan Ahmet’in türbesi belli baþlý kýsýmlardý. Caminin mimarý klasik Türk sanatýnýn ulu mimarý olan Koca Sinan’ýn öðrencisiydi ve caminin yapýmýnda hocasýnýn daha önce denediði bir planý, daha büyük ölçüde uygulamýþtý. Sultan Ahmet Camiinin esas giriþi Roma devrinden kalan hipodrom tarafýndadýr. Bir dýþ avlunun çevrelediði iç avlu ve esas mekân yüksek bir podyum üzerindedir. Ýç avluya açýlan kapýdan ortadaki sembolik þadýrvan ve etrafý çevreleyen galerilerin üzerinden, fevkalade bir harmoni ile biri, biri üzerine yükselen kubbeler görülür. Ýçeriye açýlan 3 kapýdan herhangi birinden girildiðinde dýþ görünüþü tamamlayan boyama, çini ve vitray camlarýnýn zengin ve renkli süslemeleri ile karþýlaþýlýr. Ýç mekân büyük bir bütündür; ana ve yan kubbeler geniþ sivri kemerlerin dayandýðý 4 iri sütun üzerinde yükselir. Caminin içini 3 taraftan çevreleyen balkonlarýn duvarlarý, sayýlarý 20.000’i aþan þahane Ýznik çinileri ile süslüdür. Ana giriþ karþýsýnda yer alan mihrap yanýnda, þahane oyma iþçiliði olan mermer minber yer alýr. Diðer tarafta ise Sultanlarýn locasý balkon þeklinde görülür. 260 pencerenin aydýnlattýðý iç mekâný örten kubbe 23,5 m. çapýnda ve 43 metre yüksekliðindedir. Sultanahmet Camii/Ýç Görünüþ - ÝSTANBUL Sultanahmet Camii/Gece Genel Görünüþ - ÝSTANBUL 56 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri: ÝSTANBUL FENER RUM PATRÝKHANESÝ N 41°1'44.89" E 28°57'6.06" +41.029136 +28.951683 Fener'de, Sadrazam Ali Paºa Caddesi ile Ýncebel Sokaðý arasýnda bulunmaktadýr. Rum Ortodoks Patrikhanesi de bu kilisenin avlusunda yer almaktadýr. 16. yüzyýlda manastýr olarak kullanýlan Aya Yorgi'ye, Patrikhane 1602 yýlýnda taºýnmýºtýr. O günden bu yana, defalarca çeºitli sebeplerle hasar görmüº ve tamir edilmiºtir. En son 1941 yýlýndaki yangýnda büyük hasara uðramýº ve 1989 yýlýnda baºlatýlan tamirat çalýþmalarý 1991 yýlýnda tamamlanmýþtýr. Kilise, mimari olarak pek deðerli ve gösteriþli deðildir. Ancak içerisinde bazý çok deðerli eþyalar vardýr. 5. yüzyýldan kaldýðý söylenen patrik tahtý, dünyada benzeri çok az sayýda bulunan üç mozaik ikon, Kudüs'te Hz. Ýsa'nýn baðlanarak kýrbaçlandýðý kabul edilen bir sütun ve üç azizeye ait tabutlar bunlarýn baþlýcalarýdýr. Patrikhane - ÝSTANBUL EYÜP SULTAN CAMÝÝ N 41°2'53.05" E 28°56'0.96" +41.048069 +28.933600 Kara surlarý ile Haliç surlarýnýn birleþtiði yerin dýþýnda yer alan Eyüp Sultan Camii ve Türbesi Ýslam dünyasýnýn kutsal yerlerinden kabul edilir. Eyüp-el Ensari Hz. Muhammet'in bayraktarlýðýný yapmýþ bir kiþiydi. 7 yy. Arap kuþatmasý esnasýnda burada ölmüþ, Ýstanbul'un Türk kuþatmasý sýrasýnda mezarý keþfedilmiþ, sonradan türbe ve þehrin ilk camii buraya yapýlmýþtý. Ýlk camii zelzeleden ötürü yýkýlýnca 1800 de bu günkü inºa edilmiºti. Avludaki türbenin duvarlarý deðiºik çaðlarýn çinileriyle kaplýdýr. Tarihi kaynaklar bu semtin Bizans devrinde de kutsal bir mahal olduðunu; aziz bir kimsenin yatýrýnýn ziyaret edilerek yaðmur dualarý yapýldýðýný kaydeder. Fatih'ten sonra tahta geçip silah kuºanan sultanlar Eyüp Sultan Türbesi'ni ziyaret ederek merasimi tamamlarlardý. Cami etrafý ve civar yamaçlar mezarlýklarla çevrili olup, meºhur Pier Loti kahvesi de buradadýr. Ýstanbul aºýðý ºair ve yazar Loti sýk sýk buraya gelerek Haliç'in o zamanki güzel ve doyumsuz manzarasýný seydermiþ. Dolunay gecelerinde bu küçük kafeden ve terastan görünen seyredenlere unutulmaz anýlar yaþatýr. 57 Eyüp Sultan Camii - ÝSTANBUL Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri KAPADOKYA ve GÖREME r Sýra : 357 Yeri : Nevþehir Niteliði : Doðal / Kültürel Kriter : i, iii, v, vii Onay Tarihi : 6.12.1985 koordinatla N 38°38'56.04" E 34°50'41.12" +38.648901 +34.844756 Nevþehir’de Göreme’yi de içine alan Kapadokya, Pers dilinde (Katpatukya) “Güzel Atlar Diyarý” anlamýna gelir. Doðal ve tarihi güzelliklerin birleþtiði, Anadolu topraklarýnda yer aldýðý için gurur duyduðumuz eþsiz bir Dünya Mirasýdýr. Dünyada yalnýzca 24 adet bulunan ikili dünya mirasýndan biridir (bir diðeri de Pamukkale-Hieropolis) ve yalnýzca bu özelliðiyle bile gurur duymamýz gereken bir þaheserdir. Her þeyden önce Kapadokya/Göreme’nin bir tabiat mucizesi olduðunu söylemek gerekir. Erciyes, Hasan Daðý ve Göllüdað’ýn milyonlarca yýl önce püskürttüðü lav ve küllerin oluþturduðu yumuþak tüf tabakasý zamanla bazaltla örtülüp, tabiat güçlerinin maharetli ellerinde bir sanat eserine dönüþmüþtür. Ortaya çýkan þapkalý uzun koniler yöre halkýný o kadar büyülemiþtir ki, bunlara “Peri Bacalarý” adýný vermiþler, üstelik içlerini oyarak on bin yýl boyunca orada ikamet etmiþlerdir. Bazalt örtüsü olmayan tüf tabakalarýnýn da erozyonla ilginç þekilli kanyonlara dönüþmesiyle, Kapadokya görenleri þaþkýna çeviren bir masal ülkesi haline gelmiþtir. Bu muazzam güzellikteki bölgeye ilk insanýn ayak basmasý Paleolitik döneme rastlar. O günden bugüne birçok toplum Kapadokya’ya yerleþmiþ ve kendi izlerini býrakmýþtýr. Ýpek Yolu’nun bir kavþaðý olmasý, Kapadokya’nýn ülkeler arasýndaki ticari, kültürel ve toplumsal iliþkilerin ana merkezlerinden biri olmasýna neden olmuþtur. Kente ilk sistemli yerleþme, Hititler tarafýndan gerçekleþtirilmiþtir. Kapadokya ve Göreme - Nevþehir Daha sonra bölgeye at yetiþtiriciliði ile þöhret kazanan Hitit Tabal Krallýðý Kapadokya ve Göreme - Nevþehir 58 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri KAPADOKYA ve GÖREME hakim olur ve Perslerin Kapadokya’ya “Güzel Atlar Diyarý” demesine yol açarlar. Hititlerden sonra Kapadokya sýrasýyla Kimmerlerin, Medlerin ve Perslerin hakimiyetine girer. Daha sonra ortaya çýkan Kapadokya Krallýðý da zamanla Roma Ýmparatorluðu’nun etkisi altýna girecek ve baðýmsýzlýðýný yitirecektir. M.S. üçüncü yüzyýlda Kapadokya Hýristiyanlarýn eðitim ve düþünce merkezi haline gelir. Sonradan da artan baskýlara karþý korunmak için bir sýðýnak rolü üstlenecektir. Sadece Bizans döneminde bölgeye 360 kadar kilise ve manastýr yapýlmýþtýr ve bunlarýn duvarlarý dinsel resimler ve rölyeflerle bezelidir. Hýristiyanlarýn bölgedeki etkisi, mevcut hoþgörü ortamý nedeniyle gerek Selçuklu, gerek Osmanlý Ýmparatorluðu’nun hakimiyeti altýnda da devam etmiþtir. Bölgedeki son Hýristiyanlar, 1924-26 yýllarýndaki mübadeleler sýrasýnda Kapadokya’yý terk etmiþlerdir. 1071 Malazgirt zaferiyle baþlayan Büyük Selçuklu ve sonrasýnda Anadolu Selçuklu, Ýhanlýlar, Eratna Beyliði, Karamanoðullarý ve Osmanlý hakimiyeti, bu kez bölgenin camiden mescide, hanlardan hamamlara, medreselerden türbelere kadar çeþitli Ýslami eserlerle renklenmesini saðlar. Böylece bölge, ilkçað uygarlýklarýnýn, Hýristiyanlýðýn ve Ýslam’ýn etkisiyle gerçek bir Dünya Mirasý’na dönüþür. Kapadokya ve reme e Gö okya v Göreme - Ne vþehir ehir - Nevþ Kapad Antik uygarlýklardan günümüze ulaþan izlerden en önemlileri, bölgenin en eski yerleþimi olan Civelek Maðarasý; ne zaman kimler tarafýndan yapýldýðý bilinmeyen, yöre halký arasýnda bir kral mezarý olduðuna inanýlan Çeç Tümülüsü; ÝÖ. VI. yüzyýldan itibaren görülmeye baþlanan Likya-Karia mezar stiline göre yapýlmýþ Kaya Mezarlarý; Acýgöl yakýnlarýnda 1934 yýlýnda ortaya çýkarýlan, Hitit dilinde güncel siyasal geliþmeleri anlatan Acýgöl-Topada Yazýtý ve Asur uygarlýðýndan bugüne kalan çiviyazýsýyla oluþturulmuþ ve Anadolu’nun ilk yazýlý belgeleri olarak kabul edilen Kapadokya Tabletleri’dir. Eski uygarlýklardan günümüze ulaþan ve bugünün insanýný bile þaþýrtmaya devam eden yeraltý þehirlerinden de söz etmemek olmaz. Kapadokya’da yumuþak tüf kayalarýn oyulmasýyla inþa edilmiþ, bazýlarýnýn derinliði 55 metreyi bulan çok sayýda yer altý þehri bulunmaktadýr. Kýþýn soðuðuna, yazýn sýcaðýna, depreme, yangýna, vahþi hayvanlara karþý sýðýnak rolü üstlenen bu þehirlerin daha da ilginç yönü, mükemmel bir teknikle oluþturulmalarýdýr. Þehirlerde havalandýrma sistemlerine, emniyet ve güvenlik tertibatlarýna, özel giriþ çýkýþ tekniklerine, kuyulara ve çöp toplama mekânizmalarýna rastlamak mümkündür. Bu þehirlerin en büyüðü olan Derinkuyu Yeraltý Þehri, yaklaþýk 100 bin kiþinin yaþayabileceði büyüklüktedir. Ýçinde su kuyusu ve ahýrlar bulunmaktadýr. Þarap üretimi yapýlabilmektedir. Yaklaþýk 18-20 kat olduðu bilinse de, yalnýzca ilk sekiz katý ziyarete açýlabilmiþtir. Diðer önemli yeraltý þehirleri, Kaymaklý, Mazý, Özkonak, Tatlarin, Özlüce (Zile), Acýgöl ve Sivasa Gökçetoprak’týr. Yýlda yaklaþýk bir milyon kiþi tarafýndan ziyaret edilen Kapadokya bölgesinin en dikkat çekici özelliklerinden biri de, Hýristiyan inanýþýna uygun olarak kayalara inþa edilmiþ ibadethanelerdir. Kiliselerin yoðunlaþtýðý bölge, III. ve XIII. yüzyýllar arasýnda dini merkez konumunda olan Göreme’dir. Göreme’de ziyarete açýk olan bazý önemli kilise ve manastýrlar þunlardýr: Bölgenin en büyük kaya kilisesi olan Tokalý Kilise; yedi kattan oluþan Rahibeler Manastýrý (Kýzlar Manastýrý); XI. yüzyýla tarihlenen Yýlanlý Kilise (Aziz Onuphrius Kilisesi); adýný çevresindeki elma bahçelerinden alan Elmalý Kilise; yine XI. yüzyýla ait Aziz Basil Þapeli; çok az ýþýk alan ve bu sayede freskleri canlý renklerini koruyan Karanlýk Kilise; Ýsa'nýn göðe yükseliþ sahnesinin altýnda bulunan çarýk izine benzer bir ayak izinden adýný alan Çarýklý Kilise; ikonalarýndan birinin adýyla anýlan, VIII. yüzyýla ait Azize Barbara Þapeli; kesme taþlarla inþa edilen ve kaya kabartma süsleriyle ünlü Kadir Durmuþ Kilisesi; yine kesme taþlarla yapýlan XI. 59 Kapadokya ve Göreme - Ne vþehir ehir me - Nevþ a ve Göre Kapadoky Kapadokya ve Göreme - Nevþehir Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri KAPADOKYA ve GÖREME yüzyýla ait Yusuf Koç Kilisesi; Ýsa'nýn çocukluðundan mucizelere kadar geçen zaman ve azizlerin tasvirlerinin sahnelendiði El-Nazar Kilisesi; 1957 yýlýnda bulunduðu için “saklý” sýfatýný alan Saklý Kilise; Kýlýçlar Vadisi'nde yer alan X. yüzyýl baþýna ait Kýlýçlar Kilisesi; çok sayýda aziz figürü ve Ýncil siklusunun dört sahnesini içeren Meryem Ana Kilisesi (Kuþluk Kilisesi); narteks zemininde dokuz mezar, duvarlarýnda ise iki niþli mezar bulunan Azize Catherine Þapeli; aðýrlýklý olarak kýrmýzý ve yeþil renklerin kullanýldýðý freskleriyle ünlü olan Aziz Eustathius Þapeli; farklý üsluplarý barýndýrdýðý için bölgenin en ilginç ve çözülmesi güç kilisesi kabul edilen, IV. yüzyýla ait Yamalý Kilise; duvarlarýndaki yazýlardan Meryem'e adandýðý anlaþýlan Eðri Taþý Kilisesi. bulunan Hýristiyan medeniyetinin izlerini bugüne taþýmaktadýrlar. Ayrýca Ortahisar’da, Üzümlü Kilise, Harým Kilise, Sarýca Kilise, Cambazlý Kilise, Tavþanlý Kilise, Ala Kilise, Kepez Kiliseleri, Balkan Deresi Kiliseleri, Hallaç Dere Manastýrý; Özkonak’ta Belha Manastýrý; Çavuþin’de Vaftizci Yahya Kilisesi, Büyük Güvercinlik Kilisesi, Güllüdere Kilisesi; Gülþehir’de Aziz Jean Kilisesi ve Açýksaray Harabeleri yer alýr. Bunun yaný sýra Belisýrma Köyü, Ihlara ve Melendiz Çayý üçgeninde de 105 kilise ve manastýra rastlanýr. Önemli kiliseler þunlardýr: Ala Kilise, Direkli Kilise, Kýrkdamaraltý Kilisesi, Karagedik Kilisesi, Eskibaca Kilisesi, Sümbüllü Kilise, Bahattin Kilisesi, Aðaçlý Kilise, Yýlanlý Kilise, Karanlýk Kilise, Ürgüp ve çevresini sayarsak, Mustafapaþa'da Aios Vasilios Kokar Kilise, Purenliseki Kilisesi, Eðritaþ Kilisesi, Kemer Kilisesi, Konstantin-Eleni Kilisesi, Kara Kilise, Yeþilöz Kilisesi (Aziz Theodore); Cemilköy'de Archangel Manastýrý, Hagios Kilise, Saint George Kilisesi. Stephonos Manastýrý, Saint Euphemia Kilisesi bulunur. Ayrýca Bu kiliselerin tümünde, farklý dönemsel özellikler gösteren çok Soðanlý'da otuz civarýnda kesme taþtan yapýlmýþ kilise yer sayýda fresk yer almaktadýr. Bu fresklerde Meryem, Ýsa ve almaktadýr. Önemli kiliseler Takkeli Kilise, Ak Kilise, Geyik azizlerin portrelerinin yaný sýra, müjde, Beytüllahim'e Kilise, Karabaþ Kilise, Canavar Kilise, St. Barbara Kilisesi'dir. yolculuk, doðum, üç müneccimin tapýnmasý, vaftiz, Ayrýca, Alakara Kilisesi ve Pancarlýk Kilisesi de Ürgüp'te Lazarus'un dirilmesi, baþkalaþým, Kudüs'e giriþ, son akþam yemeði, ihanet, Ýsa’nýn çarmýha gerilmesi gibi dinsel olaylarýn çok sayýda tasvirine de rastlanýr. Kapadokya ve Göreme çevresi 1071’den itibaren Türk-Ýslam etkisiyle þekillenmeye baþlamýþtýr. Selçuklularýn Kapadokya'daki en belirgin izleri, ticaretin geliþmesinin hem nedeni hem de sonucu olan kervansaraylardýr. Bu yapýlar savaþ zamanýnda savunma görevi üstlenirken, diðer zamanlarda seyahat halindeki tüccarlar için barýnak rolü üstlenmiþlerdir. Ýlginçtir ki, anýtsal nitelikler taþýyan giriþ kapýlarýnda yer alan süslemeler, gotik tarzý hatýrlatýr. Bilhassa Kuzey Avrupa’da yoðunlaþan gotik yapý tarzýnýn, Haçlý Seferleri yoluyla Selçuklular’dan Avrupa’ya taþýndýðý düþünülmektedir. Kapadokya ve Göreme - Nevþehir Kapadokya ve Göreme - Nevþehir Anadolu Selçuklu Devleti ve Beylikler döneminin günümüze býraktýðý miraslar, özetle þöyle sýralanabilir: Bir cami ve medrese ile iki türbeden oluþan, Karamanoðullarý'na özgü taþ iþçiliðinin seçkin örneklerini veren Taþkýn Paþa Külliyesi (Ürgüp); Selçuklular’ýn savaþ zamanýnda kadýn ve çocuklarýn sýðýnmasý için kullandýklarý Kadýnlar Kalesi (Ürgüp); kimliði belirsiz bir Selçuklu komutanýnýn eþi ve çocuklarý için yapýlan Altý Kapý Türbesi (Ürgüp); 1268 yýlýnda Nükreddin Kýlýçarslan için Vecihi Paþa tarafýndan yapýlan Temenni Türbesi (Ürgüp); olaðanüstü zengin süslemelere sahip Selçuklu eseri Saruhan (Avanos); I. Alaeddin Keykubat tarafýndan yaptýrýldýðý kabul edilen Alaeddin Camii (Avanos); Selçuklular tarafýndan 1293 yýlýnda yapýlan Kýzýlkaya Camii (Gülþehir); enlemesine bir planý olan ve tarihi bilinemeyen Taþ Cami (Gülþehir); Selçuklular döneminde yapýlan Nevþehir Kalesi. Ayrýca, XVIII. yüzyýlda Damat Ýbrahim Paþa tarafýndan yaptýrýlan ve cami, medrese, kütüphane, hamam, imaret 60 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri KAPADOKYA ve GÖREME (aþevi) ve sübyan mektebinden oluþan Damat Ýbrahim Paþa Külliyesi; Lale Devri'nin mimari özelliklerini yansýtan ve 1726 yýlýnda tamamlanan Kurþunlu Cami; XIII. yüzyýl Ýstanbul camilerindeki plastik özellikleri yansýtan 1715 tarihli Kaya Camii; þehrin çeþitli noktalarýný süsleyen Orduoðlu, Tavukçu, Bekoloðlu ve Çekiç Çeþmeleri; bir cami ve medreseden oluþan gösteriþli Karavezir Külliyesi (Gülþehir); sarayýn aþçýbaþýsý Süleyman Aða tarafýndan 1715'te yaptýrýlan Aþçýbaþý Camii (Gülþehir); XVIII. yüzyýla ait olup, toprak seviyesinden merdivenlerle inildiði için Yeraltý Camii diye de bilinen Ulu Cami (Avanos); 1726 yýlýnda Damat Ýbrahim Paþa tarafýndan yaptýrýlan Beylik Haný; Nevþehir-Ürgüp karayolu üzerindeki Uçhisar Kalesi; yine Nevþehir-Ürgüp karayolu üzerinde yer alan ve içinde Üzümlü Kilise, Sarýca Kilise, Cambazlý Kilise, Tavþanlý Kilise, Balkan Deresi Kilisesi, Hallaç Dere Manastýrý’ný barýndýran Ortahisar Kalesi. Ýki büyük dini temsil eden cami, kilise, manastýr ve türbelerin büyüleyici tabiat manzaralarý eþliðinde kucaklaþtýðý bu eþsiz Dünya Mirasý’na sahip olduðumuz için gerçekten gurur duymalýyýz. Kap Kapad okya v e Göre me - N evþehir öreme - ya ve G apadok Kapadokya ve Göreme - Nevþehir K Kapadokya ve Göreme - Nevþehir 61 vþehir e - Ne Görem a ve adoky ir Nevþeh Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri DÝVRÝÐÝ ULU CAMÝ ve DARÜÞÞÝFASI r Sýra : 358 Yeri : Sivas Niteliði : Kültürel Kriter : i, iv Onay Tarihi : 6.12.1985 koordinatla N 39°22'17.27" E 38°7'17.73" +39.371463 +38.121591 Evliya Çelebi bu muazzam eseri gördüðünde þöyle demiþti: “Üstad bu camiye öyle emek sarf edip, kapý ve duvarlarý öyle nakþ bukalemun eylemiþ ki, methinde diller kýsýr, kalem kýrýktýr...” Görenleri hayrete düþüren usta iþi süslemeler, insanýn kayaya ve ahþaba þekil verme kabiliyetinin doruklarýna iþaret eder. Ziyaretçilerin baþýný döndüren bezemeler, sanki bir camiye deðil de, bir heykele, bir resme bakýyormuþ hissi uyandýrýr insanda. Bu nedenledir ki, Ulucami ve darüþþifasý (hastanesi) UNESCO’nun Türkiye’den Dünya Mirasý Listesi’ne kabul ettiði ilk eserlerdendir. Divriði Ulu Camii, Anadolu Selçuklu Devleti Mengücekoðullarý Beyliði döneminde (1228) Mengücekoðullarý Beyi Ahmet Þah tarafýndan, hastane ise Ahmet Þah'ýn eþi Melike Turan tarafýndan yaptýrýlmýþtýr. Divriði Ulu Camii, Fatma Hatun Camii, Ahmet Þah Camii diye de anýlýr. Baþ Mimarý Ahlatlý Hürremþah’týr. Caminin mükemmel bir iþçilikle yapýlmýþ olan ahþap minberi ise, Tiflisli Ýbrahim oðlu Ahmed adlý bir sanatkâra aittir ve 1240 tarihini taþýmaktadýr. Ulucamii ve Darüþþifasý’nýn üslubu, Divriði Mucizesi ya da Divriði Muammasý olarak da adlandýrýlýr zaman zaman. Çünkü bu eserin üslubu, sanat tarihimizde öncesiz ve sonrasýzdýr; tektir, eþsizdir. Ana kapý o denli ustaca iþlenmiþtir ki, süsleme tarzý bir kumaþa benzetildiðinden kapýya «Tekstil Kapý» denilmiþtir. Sað Divriði Ulu Cami ve Darüþþifasý - Sivas Divriði Ulu Cami ve Darüþþifasý - Sivas 62 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri DÝVRÝÐÝ ULU CAMÝ ve DARÜÞÞÝFASI kenarýna çift baþlý kartal, sol kenarýna da çift baþlý kartalla birlikte tek baþlý þahin kuþu kabartmasý ustalýkla yerleþtirilmiþtir. Çift baþlý kartal, Selçuklu amblemi, tek baþlý þahin kuþu ise Mengücek amblemi olarak bilinmektedir. Þahinin baþý öne doðru eðiktir. Bu þekilde Ahmet Þah, Selçukluya saygýsýný, baðlýlýðý ifade etmektedir. Mimar Doðan Kuban Ýslam ve Türk sanat tarihinin en büyük taþ oyma bezeme örneði olarak tanýmladýðý Ulu Camii için þunlarý söylemektedir: “Ýslam’ýn figüratif sanata karþý olan sanat geleneði içinde dünyanýn diðer kültürlerindeki özgün yontu geleneklerine eþdeþ bir sanat niteliði taþýyan, üç boyutlu bir özgün yaratmadýr. Ahlat’lý Hürremþah dünyanýn en büyük sanatçýlarý arasýnda sanat tarihine girmesi gereken bir yaratýcýdýr. Sinan büyük mekân sanatýnda nasýl yapýtlarýna dokunulmazlýk kazandýran bir yaratýcý ise Hürremþah da ayný deðerde bir yontucudur.” Hürremþah’ýn en ince detayýna kadar iþlediði geometrik stiller ve bitkisel bezemelerin en önemli özelliði, asimetrik oluþudur. Her karede, binlerce motif bulunur. Hiçbir motife baðlýlýk yoktur; üstad tekrara düþmeden, sürekli olarak kendini yeniler. Divriði Ulu Camii ve Daruþþifasý'nýn dört kapýsý da (Þifahane Taç Tapýsý, Cami Kuzey Taç Kapý, Cami Batý Taç Kapý ve Þah Mahfili Taç Kapýsý), bir mimarlýk harikasý niteliðindedir. Binanýn dengede durup durmadýðýný belirlemek için dönen bir kolon yerleþtirilmiþ, 1938 depreminden sonra kolon bir daha hareket etmez hale gelmiþtir. Anadolu erken dönem mimarisinin en seçkin örneði olan Divriði Ulu Camii’nde, tarih ve isim veren 4, ustalarýn imzalarýný taþýyan 4, besmele, ayet ve dua içeren 21 pano yer almaktadýr. Divriði Ulu Cami ve Darüþþifasý - Sivas Divriði Ulu Cami ve Darüþþifasý - Sivas 63 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri DÝVRÝÐÝ ULU CAMÝ ve DARÜÞÞÝFASI Kýble kapýsý (Kuzey Taç Kapýsý), Selçuklu yapýlarýnýn kapýlarýnda olduðu gibi, yapýya göre daha yüksek ve dýþa taþýntýlý biçimdedir; Barok stilde yapýlmýþtýr. Caminin her biri sanat eseri deðerinde olan halý ve kilimleri Ýstanbul Halý ve Kilim Müzesi'nde sergilenmektedir. 768 metrekarelik bir alana sahip olan hastanenin en ilginç özelliði ise, ruh hastalýklarýnýn müzik ve su sesiyle tedavi edilmesidir. Binanýn içindeki küçük eyvanlarda, Selçuklu döneminde þehit olmuþ büyük askerlerin mezarlarý bulunmaktadýr. Ayrýca Ahmet Þah ile eþi Melike Turan, annesi Fatma Hatun, babasý Süleyman Þah ve aile efradýnýn mezarý da yine burada yer almaktadýr. Ahmet Þah ve Melike Turan’ýn lahitleri üzerinde patlýcan moru ve turkuvaz rengi çinilerle, altýn varaklý “Ya Allah” yazýlarý mevcuttur. Bir baþka ilginç özellik ise, tabip odalarýnýn giriþinin alçak yapýlmýþ olmasýdýr. Burada amaç, tabibi ziyarete gelenin eðilerek, saygý ve edep belirtir bir biçimde girmek zorunda kalmasýdýr. Hastanenin yönetimi ile ilgili en eski vakfiye XIV. yy. sonlarýnda düzenlenmiþ olup, orijinal vakfiye ele geçmemiþtir. XIV. yy.'da düzenlenen bu vakfiyede, hem vâkýflarýnýn, hem de mütevellilerinin hep kadýn olduðu görülmektedir. Darüþþifanýn yalnýzca yaptýrýcýsýnýn deðil, yöneticilerinin de kadýnlar olduðu ele geçen belgelerden anlaþýlmaktadýr. Divriði Ulu Camii ve Darüþþifasý, özgün mimarisi, estetik, kültürel ve evrensel deðerinin yaný sýra, 13. yüzyýlda kadýnerkek eþitliðini de simgeleyen bir anýt olarak da bu listeye alýnmaya layýk görülmüþtür. Divriði Ulu Cami ve Darüþþifasý - Sivas Divriði Ulu Cami ve Darüþþifasý - Sivas Divriði Ulu Cami ve Darüþþifasý - Sivas 64 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri HATTUÞA (BOÐAZKÖY) r koordinatla Sýra : 377 Yeri : Çorum Niteliði : Kültürel Kriter : i, ii, iii, iv Onay Tarihi : 28.11.1986 N 40°1'10.78" E 34°36'55.24" +40.019661 +34.615344 Anadolu’nun en eski ve köklü uygarlýklarýndan olan Hititlerin baþkenti Hattuþa, 1986 yýlýnda UNESCO tarafýndan insanlýðýn ortak zenginliði olarak kabul edilmiþ ve Dünya Miraslarý Listesi’ne alýnmýþtýr. Çorum’a baðlý Boðazköy’de bulunan Hattuþa antik kentinin tarihi, Hititlerden de eskiye, Hattilere kadar uzanýr. Kente Hattuþ adýný veren ve ilk yerleþenler onlardýr. Daha sonra Güney’de yer alan ve “Aþaðý Þehir” olarak adlandýrýlan bölgede, Asur ticaret kolonilerinin yerleþmesine rastlanmýþtýr. þa - Hattu m Çoru M.Ö. 1700’lerde Kuþþara þehrinin kralý Anitta tarafýndan yerle bir edilip, “benden sonra gelecek kral Hattuþa’yý yeniden kurarsa tanrýnýn fýrtýnasý ile vurulacaktýr” sözleriyle lanetlenmiþ, fakat ölümünden hemen sonra kral I. Hattuþili tarafýndan yeniden onarýlýp, Hitit Ülkesinin baþkenti yapýlmýþtýr. Böylece Hattuþa adýný alan þehir, 400 yýldan uzun süre boyunca Hitit Uygarlýðýnýn kalbi olacaktýr. Hattuþ a - Çoru Hattuþa - Çorum 65 m Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri HATTUÞA (BOÐAZKÖY) uþa Hatt Hattuþ rum Hattuþa’da uzun süredir yürütülen kazýlar sonucunda, 5 kültür katmanýna rastlanmýþtýr: Hatti, Asur, Hitit, Frig, Galat, Roma ve Bizans. Kalýntýlar Aþaðý kent, Yukarý Kent , Büyük Kale (Kral Kalesi), Yazýlýkaya'dan oluþmaktadýr. Burada bulunan kalýntýlar arasýnda Kral Sarayý, iki katlý Arþiv Yapýsý, Hitit Dönemi'nden kalma dört tapýnak, anýtsal kapýlar (Kral Kapýsý, Sfenksli Kapý, Aslanlý Kapý, Poternli Kapý ve Batý Kapýsý) ve Tanrý Teshup’un tapýnaðý yer almaktadýr. Hitit Ýmparatorluðu Arþivi, bilinen en eski kütüphanedir. - Ço Burada 3500’e yakýn çivi yazýlý tablet bulunmuþtur. Bunlar, týpký günümüzde olduðu gibi, duvarlar boyunca yer alan ahþap raflar üzerine sýrayla yerleþtirilmiþlerdir. Ayrýca tabletlerin içeriklerini belirten kil etiketler de bulunmuþtur. Güneydeki Yukarý Kent, surlarla çevrilerek Ýmparatorluk Çaðýndaki ana yerleþim bölgesini oluþturmuþtur. 6 kilometreyi bulan surlar, bugün bile hala iyi durumdadýr. Güneydoðusunda ise, Hatti Gök Tanrýsý ve Arinna Güneþ Tanrýçasý’nýn Tapýnaðý yer alýr. Yapýnýn iki yanýnda birer muhafýz odasý, güneybatýsýnda büyük taþ bloklarla yapýlmýþ ana kapý bulunmaktadýr. Tapýnaðý çevreleyen küçük odalar, erzaklar ve tören malzemesi için depo görevi görmektedir. Büyükkale, Ý.Ö. 14.-13. yüzyýllarda Hattuþa'nýn akropolisi olarak kullanýlmýþtýr. Kentin güneybatýsýndaki kapýsý Ýmparatorluk dönemi baþlarýnda (Ý.Ö. 14. yüzyýl baþý) inþa edilmiþtir. Hemen doðusunda da Akropolis Kapýsý yer alýr. Doðusundaki Yan Kapý 34 m. uzunluðundadýr ve büyük taþ bloklarla yapýlmýþtýr. a - Çoru m m a - Çoru Hattuþ Hattuþa - Çoru m Doðu tarafýndaki Kral Yolu, kýrmýzý mermer plâkalarla kaplý geniþ bir yoldur, içte güneydeki surlarý izler ve doðuda bir havuzla sonlanýr. Havuzda, olasýlýkla ayinlerde kullanýlmýþ adak eþyalarý bulunmuþtur. Kapýnýn kuzeyindeki Güneybatý Holü, Akropolis’e giriþi saðlayan bir revaktýr. Revakýn alt duvarlarý Ýmparatorluk dönemi baþlarýna aittir. Giriþ revakýndan geçilen Orta Avlu sekiz yapýyla kuþatýlmýþtýr. Kamu ve resmi toplantýlar için kullanýldýðý anlaþýlan avlu, bir tür “Devlet Agorasý” olarak kabul edilmektedir. Doðuda, Akropolis’in üst kesiminde Saray yapýlarý yer almaktadýr. Dýþ kapýlar dýþýnda, Büyükkale’deki tüm yapýlar, kapýlar ve yollar Ý.Ö. 13. yüzyýla aittir. Akropolis’in güney ve güneybatý eteklerindeki kesme taþ kalýntýlar Frig dönemine, Ý.Ö. 7.-6. yüzyýllara aittir. Akropolis’in 66 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri HATTUÞA (BOÐAZKÖY) eteðindeki kuyuda kývrýlan ve güneybatýdaki kale kapýsýna kadar devam eden yol da yine Frigler tarafýndan yapýlmýþtýr. Öte yandan Büyükkale’yi güneyden gelecek saldýrýlara karþý koruyan üç kale bulunmaktadýr. Surlarýn güneyinde 14. yüzyýl baþlarýna ait Yer (Sfenksli) Kapý ile altýnda 70 m. uzunluðunda ve saldýrý sýrasýnda çýkýþ kapýsý iþleviyle kullanýlmýþ büyük dehliz (potern) bulunur. Surlarýn doðusunda yer alan Kral Kapýsý’nda bulunan kabartma savaþ tanrýsý, bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir. Kapýnýn orijinal görüntüsü, bugüne kadar az çok korunarak gelebilmiþtir. Surlarýn batýsýndaki Aslanlý Kapý’nýn dýþ yüzleri aslan kabartmalarýyla süslüdür. Aðýzlarý tehdit edercesine açýk olan aslanlarýn, kötü ruhlara karþý yapýldýðýna inanýlýr. Günümüzde Yazýlýkaya olarak adlandýrýlan Hitit Ýmparatorluðu’nun ulusal tapýnaðý, Hattuþa'nýn 2 kilometre kuzeydoðusunda yer alýr. Doðal kaya üzerine yapýlmýþ bir açýk hava tapýnaðýdýr. Bu kült alanýnýn önüne sonradan inþa edilmiþ tapýnak yapýlarý üç farklý döneme aittir. Ýlk dönemde, kaya tapýnaðýný dýþ dünyadan soyutlayan bir kuþatma duvarý yapýlmýþ; ikinci evrede anýtsal giriþ yapýsý ile birlikte Hitit geleneðinde bir tapýnak eklenmiþ; üçüncü dönemde, ana yapýnýn doðu kanadý, küçük galerinin önünde daha kullanýþlý bir giriþe dönüþtürülmüþtür. Tapýnakta çeþitli büyüklüklerde dinsel kabartmalar yer almaktadýr. Tapýnaklarýyla, saraylarýyla, kütüphanesiyle, yazýtlarýyla tam bir dünya mirasý olan Hattuþa, gelecek kuþaklara aktarýlabilmek için dünya milletlerinin korumasý altýna alýnmýþtýr. Hattuþa - Çorum Hattuþa - Çorum 67 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri NEMRUT DAÐI r Sýra : 448 Yeri : Adýyaman Niteliði : Kültürel Kriter : i, iii,iv Onay Tarihi : 11.12.1987 koordinatla N 37°58'51.20" E 38°44'24.78" +37.980888 +38.740216 1881 yýlýnda Diyarbakýr’daki yol yapým iþlerinden sorumlu Alman mühendis Karl Sester, Nemrut Daðý’nda tesadüfen karþýlaþtýðý eserler karþýsýnda o denli büyülenmiþti ki, Prusya Kraliyet Bilimler Akademisi’ne yazdýðý heyecan dolu bir mektupta bu eserlerden söz etti. Bu mektup, Doðu-Batý medeniyetinin 2160 metre yükseklikteki harikulade buluþma noktasý olan Kommagene Uygarlýðý’nýn dünya halklarýna tanýtýlmasý açýsýndan bir ilk adým oldu. Bu ilk adým, Nemrut Daðý’nýn 106 yýl sonra UNESCO Dünya Miraslarý Listesi’ne girmesiyle son buldu. Sester’in mektubundan sonra Kraliyet Akademisi tarafýndan bölgeye araþtýrma yapmak için gönderilen Alman bilimadamý Otto Punchtein ve ekibi, Nemrut Daðý’nýn tepesindeki tümülüs ve tümülüsün doðu ve batýsýnda oluþturulmuþ teraslar üzerindeki devasa heykeller ve kabartmalar üzerinde titiz bir çalýþma yürütmüþtür. Uzun çalýþmalarýn ardýndan Grekçe yazýlmýþ bir kitabeyi çözdüklerinde, bu gizemli uygarlýðýn Kommagene Nemrut Daðý - Adýyaman 68 Nemrut Daðý - Adýyaman Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri NEMRUT DAÐI Uygarlýðý olduðunu açýða çýkartmýþ olurlar. Kitabe, bu muhteþem eserleri yaptýran I. Antiochos’un aðzýndan yazýlmýþtýr ve Antiochos’un yasalarýný içermektedir. 1953 yýlýnda Amerika Doðu Araþtýrmalarý Enstitüsü adýna Theresa Goell tarafýndan yapýlan yüzey araþtýrmasý ve kazýlar sonucunda, Kommagene Uygarlýðý tümüyle sýrlarýný açýða vurur. Kommagene, M.Ö. 80 ve M.S. 72 yýllarý arasýnda varlýðýný sürdüren ve baþkenti Samosata (Samsat) olan bir Anadolu Uygarlýðýdýr. I. Antiochos, Adýyaman’ýn Kahta ilçesinde konumlanan bu devletin M.Ö. 69 ve 36 yýllarý arasýnda hükümdarlýðýný yapmýþ ve gelmiþ geçmiþ en önemli yöneticisi olmuþtur. Nemrut dýyaman Daðý - A Yazýlý belgelerden anlaþýldýðýna göre anne tarafýndan Büyük Ýskender ’den (Yunan-Makedonya), baba tarafýndan ise Darieos’dan (Pers) gelmektedir. Bu açýdan Kommagene uygarlýðýnýn yüzü hem doðuya, hem de batýya dönüktür. I. Antiochos’un önemi, büyük hedeflerinden gelir. Antiochos Pers dini ile Yunan dinini birleþtirerek doðu ve batýyý kucaklayan yepyeni bir maneviyat oluþturmak ve bir dünya dini yaratmak peþindeydi. Bu amaçla kendisini Tanrý ilan etti. Tüm Kommagene ülkesine hakim pozisyonda olan Nemrut Daðý’ný, bu kutsal hedefin sembolik merkezi yaptý. Nemrut Daðý - Adýyaman Nemrut Daðý’nýn doruðuna kendisi için görkemli bir anýt mezar ve yýðma taþlardan oluþan, 55 metre yükseklikte ve 150 metre çapýnda devasa bir tümülüs inþa ettirdi. Tümülüsün üç tarafýný kutsal alanlarýn yer aldýðý üç teras çevirmektedir. Doðu, batý ve kuzey teraslarý olarak adlandýrýlan bu alanlardan doðu ve batý teraslarda; bir sýra izleyen, blok halinde 8 yontma taþýn üst üste oturtulmasýyla oluþturulan 8-10 metre yüksekliðinde görkemli heykeller, kabartmalar ve yazýtlar bulunmaktadýr. Heykeller, bir aslan ve bir kartal heykeliyle baþlar ve ayný düzende son bulur. Burada aslan yeryüzündeki gücü, tanrýlarýn habercisi olan kartal ise gökyüzünün gücünü sembolize etmektedir. Heykeller her iki tarafta da þu þekilde sýralanmýþtýr: Kral 1. Antiochos (Theos); Fortuna (Theichye-KommageneTanrýça) Zeus (Oromasdes); Apollo (Mithras-HeliosHermes), Herakles (Ares-Artagnes). Nemrut Daðý - Adýyaman 69 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri NEMRUT DAÐI Batý Terasýnda yer alan ve ziyaretçilerin en çok ilgisini çeken eserlerden biri de Aslanlý Horoskop denilen aslan kabartmasýdýr. Kabartmadaki Mars, Merkür Jüpiter gezegenlerinin konumu incelendiðinde, bunun Kommagene’nin I. Kralý Mithradates’in taç giydiði geceye; M.Ö. 109 yýlýnýn temmuz akþamýna denk geldiði görülmektedir. Ýlginç olan bir baþka nokta da, bu gezegensel konumun önümüzdeki 25 bin yýl boyunca bir daha yaþanmayacak olmasýdýr. Antiochos tarafýndan kutsal bir mabede dönüþtürülen Nemrut Daðý, imparatorluk var kaldýðý sürece ülkenin en önemli kült yeri olmuþ, kralýn doðum gününün ve tahta çýkýþýnýn aylýk ve yýllýk kutlamalarý için halkýn ziyaret ettiði kutsal bir ibadet yeri haline gelmiþtir. Nemrut Daðý - Adýyaman Bugün bu bölge dünya halklarýna mal olmuþ yegane miraslardan biridir ve her yýl çok sayýda ziyaretçiyi kendisine çekmektedir. Nemru t Daðý - Adýya man Nemrut Daðý - Adýyaman Nemrut Daðý - Adýyaman 70 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri PAMUKKALE - HÝERAPOLÝS r Sýra : 485 Yeri : Denizli Niteliði : Doðal / Kültürel Kriter : iii, iv, vii Onay Tarihi : 9.12.1988 koordinatla N 37°55'10.40" E 29°7'21.17" +37.919555 +29.122547 Efsaneye göre yakýþýklý çoban Endymion, Ay Tanrýçasý Selene ile tam þu anda travertenlerin bulunduðu yerde buluþmuþ. Mutluluktan kendinden geçip de ineklerini saðmayý unutunca, ineklerin memelerinden süzülen sütler Pamukkale’yi oluþturmuþ. Pamukkale travertenleri, dünyada eþi benzeri az bulunacak güzellikte bir tabiat þaheseridir. Daðlardaki kaynaðýndan gelen kalkerli sular zaman içinde çökelip katýlaþarak mucizevi bir görüntü meydana getirmiþtir. Pamukkale termal kaynaðýndan çýkan 35° sýcaklýktaki su, 320 metre uzunluðunda bir kanal ile traverten baþýna gelmekte ve aþaðýya süzülerek yine 300 metre kadar yol kat etmektedir. Kalsiyum tuzlarý ve karbondioksit gazý içeren termal suyunun, yüzyýllardan beri çeþitli hastalýklarý iyileþtirici etkisine inanýlmýþ ve Pamukkale þifa arayan hastalarýn en önemli uðrak yerlerinden biri olmuþtur. Bugün de doðal bir varlýk olarak Dünya Mirasý Listesi’nde haklý yerini almýþtýr. Denizli ilinin 18 km. kuzeyinde yer alan Pamukkale’nin Dünya Mirasý kabul edilmesinin tek nedeni yalnýzca bir tabiat þaheseri olmasý deðildir. Ayný zamanda birkaç kilometrelik çember içinde, arkeoloji literatüründe “Kutsal Kent” adýyla anýlan Hierapolis Antik Kenti de yer almaktadýr. Bu sebeple Dünya Mirasý Listesi’ne hem doðal hem de kültürel varlýk olarak kabul edilmiþtir. Pamukkale - Denizli 71 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri PAMUKKALE - HÝERAPOLÝS Bu açýdan, dünyada yalnýzca 24 tane yer alan ikili mirastan biridir. Diðerinin de Kapadokya olduðunu düþünürsek, zenginlikler açýsýndan ne kadar talihli bir coðrafyada yaþadýðýmýzý daha iyi anlayabiliriz. Pamukk Hieropolis’in Kutsal Kent olarak adlandýrýlmasýnýn nedeni, kentte çok sayýda dinsel yapý ve tapýnaðýn bulunmasýdýr. Bergama Krallarý’ndan II. Eumenes tarafýndan M.Ö. 2. yüzyýlda kurulduðu ve Bergama’nýn efsanevi kurucusu Telephos'un karýsý Hiera'dan dolayý Hierapolis adýný aldýðý bilinmektedir. ale - Den izli Büyük Konstantin döneminde Frigya bölgesinin baþkenti olmuþtur. Kral III. Attalos’un vasiyetnamesi uyarýnca M.Ö. 133 yýlýnda, Bergama Krallýðý’nýn tüm topraklarýyla birlikte Romalýlara miras olarak býrakýlmýþtýr. Tamamen Helenistik kent geleneklerine göre kurulan þehir, üst üste gelen depremler nedeniyle o kadar çok harap olmuþtur ki, sonraki onarýmlar nedeniyle giderek tipik bir Roma kentine dönüþmüþtür. Hieropolis, Bizans döneminde de önemini korumayý baþarmýþtýr. nizli ale - De Pamukk Pamukkale - M.S. 80’li yýllarda Hz. Ýsa’nýn havarilerinden Aziz Philip’in burada öldürülmesinden sonra, kent 4. yüzyýldan itibaren Hýristiyanlýðýn merkezlerinden biri haline gelmiþtir. Bizans döneminde Hierapolis piskoposluk merkezi olmuþ ve Aziz Philippus adýna büyük bir kilise inþa edilmiþtir. Kent, 14. yüzyýlda Bizanslýlarýn terk etmesinden sonra iskân görmemiþtir. Yapýlan çalýþmalarda ortaya çýkarýlan yapýlarýn büyük bir bölümü Roma ve Bizans dönemlerine aittir. Yalnýz Gymnasium ile 20 bin kiþilik tiyatronun Helenistik döneme ait olduðu düþünülmektedir. Denizli Hieropolis kentinin en büyük yapýlarýndan biri Roma Hamamý’dýr. Yapýnýn doðusunda Palaestra (güreþ ve beden eðitimi yapýlan bölüm) yer almaktadýr. Güney ve kuzeyindeki iki büyük oda imparatorlar tarafýndan törenlerde kullanýlmak için yapýlmýþtýr. Hamamýn belirli bir bölümü, 1984 yýlýndan beri Hierapolis Arkeoloji Müzesi olarak hizmet vermektedir. Müzede Hierapolis kazýlarýndan çýkan eserlerin yanýnda Laodikeia, Colossai, Tripolis, Attuda gibi Lycos (Çürüksu) vadisi kentlerinden gelen eserler de bulunmaktadýr. ile lemi ir ya M Dün mb asý A le ukka Pam Hamamýn güneyinde, 12. yüzyýla ait olduðu belirtilen Bizans evleri bulunmuþtur. Hamamýn doðusunda, üç nefli 72 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri PAMUKKALE - HÝERAPOLÝS Büyük Kilise bulunmaktadýr. Kilisenin Hieropolis psikoposluðun merkezi olduktan s o n r a y a p ý l d ý ð ý d ü þ ü n ü l m e k t e d i r. K i l i s e n i n kuzeydoðusunda, kentin merkezini oluþturan bölümde Sütunlu Cadde yer alýr. Apollon, Hieropolis’in baþ tanrýsýdýr ve caddenin kuzeydoðusunda adýna yapýlmýþ büyük bir tapýnak bulunur. Nymphaion (anýtsal çeþme yapýsý), Apollon Tapýnaðý’nýn önündedir. Yerleþimin kuzeyindeki büyük boyutlu ve iyi korunmuþ mezarlýk (nekropolis), geçmiþin en etkileyici mezarlýklarýndan biri olarak kabul edilmektedir. Sütun lu Ha vuz - Yolun iki tarafýnda yaklaþýk 1 kilometrelik bir alaný kaplamaktadýr. Geç Helenistik Dönemden Erken Hýristiyan Dönemine kadar ilginç lâhitleri, mezar tipleri ve mezar anýtlarý ile dikkat çekicidir. Çoðu yazýtlý olan lâhitlerin bir bölümü de bezemelidir. Pamu kkale Antikçað ve Bizans’ýn önemli merkezlerinden olan Hierapolis, travertenlerin büyüleyici güzelliði ile oluþturduðu mükemmel bütünlük sayesinde, gerçek bir Dünya Mirasý sayýlmaya hak kazanmýþtýr. lis Hierapo Travertenlerde Anýt Mezar - Pamukkale 73 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri XANTHOS - LETOON r Sýra : 484 Yeri : Muðla & Antalya Niteliði : Kültürel Kriter : ii, iii Onay Tarihi : 9.12.1988 koordinatla N 36°21'21.71" E 29°19'2.57" +36.356030 +29.317380 Ýlkçað’da Fethiye-Antalya arasýnda büyük bir uygarlýk kuran Likya Birliði’nin iki büyük þehri, Xanthos ve Letoon 1988 yýlýnda Dünya Mirasý kabul edilmiþ ve uluslararasý bir iþbirliði çerçevesinde korunmaya alýnmýþtýr. Fethiye’ye 46 kilometre uzaklýktaki Kýnýk Köyü yakýnlarýnda bulunan Xanthos antik kenti, Likya birliðinin idari merkezidir. ölümüne savaþa girerler. Böylece Harpagos’un elinde yalnýzca insansýz, virane bir þehir kalýr. Bu karmaþadan sað salim çýkan seksen aile ise sonradan gelecek göçmenlerle birlikte kenti yeniden kuracaklardýr. Büyük Ýskender’in seferi sýrasýnda önemli bir direniþ gösteren, M.Ö. 309’dan itibaren Mýsýr hanedaný Ptolemaioslarýn ve daha sonra Suriye Kralý III. Antiokhos’un egemenliðini kabul etmek zorunda kalan þehir, M.Ö. 2. yüzyýlda Likya Birliði’nin baþkenti olacaktýr. + M . S . 4 2 yýlýnda Romalý Brutus tarafýndan yerle bir edilecek, daha sonra Ýmparator Marcus Antonius’un emriyle yeniden inþa edilecektir. Bu dönemden kalma pek çok Roma yapýsý kenti süslemektedir. Tarihçiler bu kentin defalarca yerle bir olup, sonra küllerinin arasýndan yeniden doðabilmeyi baþardýðýný yazmaktadýrlar. Homeros, Sarpedon yönetimindeki Xanthoslularýn Truva savaþlarýna katýldýðýný yazar. Þehir, M.Ö. 546 yýlýnda Pers Kumandaný Harpagos tarafýndan kuþatýlýr. Tarihçi Herodot’un anlattýðýna göre kahramanca karþý koymalarýna raðmen çaresiz duruma düþen kent halký, bu durumu gururlarýna yediremez ve kadýnlarý, çocuklarý, köleleri ve hazineleri kaleye doldurup, ateþe verirler ve sonra da Xanthos/Letoon - Muðla/Antalya 74 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri XANTHOS - LETOON Bizans Ýmparatorluðu döneminde piskoposluk merkezi olan ve buna uygun olarak yapýlanan þehir, 7. yüzyýldan sonra Arap akýnlarý nedeniyle tümüyle terk edilecektir. Þehirde bugün Akropolise açýlan Hellenistik giriþ kapýsý, Roma Ýmparatoru Vespasianus anýsýna yapýlan kemer, Neredler anýtýnýn kalýntýlarý, hâlâ saðlam duran Roma tiyatrosu ve çevresindeki lahitler, Harpyler anýtý ile Bizans bazilikasý ve agora, Pillar anýtý ve aslanlý mezar kalýntýlarý görülebilir. Kent kalýntýlarýnýn önemli bir bölümü, 1838 yýlýnda kazýyý yürüten Charles Fellows tarafýndan Londra’ya götürülmüþtür. Þu anda bu eserlerin tümü, British Museum’un Likya Eserleri bölümünde sergilenmektedir. Xanthos’a 4 kilometre uzaklýkta bulunan Letoon ise, Tanrý Apollon ve Tanrýça Artemis’in annesi Leto adýna kurulmuþ ve uzun yýllar boyunca Likya Uygarlýðýnýn dini merkezi rolünü üstlenmiþtir. Geçmiþi M.Ö. 8. yüzyýla kadar geri giden kent, týpký Xanthos gibi, M.S. 7. yüzyýlda terk edilmiþtir. Letoon’un en önemli kalýntýlarý, yerleþim merkezindeki kutsal alanda bulunan teras üzerindeki üç tapýnaktýr ve bunlar ana tanrýça Leto ile çocuklarý Artemis ve Apollon adýna yapýlmýþtýr. Kentin batýsýndaki Leto Tapýnaðý, M.Ö. 5. yüzyýlýn sonlarýna doðru Kral Arbinas tarafýndan inþa ettirilmiþtir. Bu tapýnaðýn yerine, M.Ö. 150’lerde Ýon düzeninde Leto'ya adanan yeni bir tapýnak yapýlmýþtýr. Ýyi durumda bulunan bu tapýnaðýn yakýnýndaki Artemis Tapýnaðý Ýon düzenindedir ve M.Ö.. 4. yüzyýla aittir. Doðudaki harap durumda bulunan Apollon Tapýnaðý ise Helenistik dönemde Dor düzeninde yapýlmýþ ve Bizanslýlar zamanýnda büyük ölçüde tahrip edilmiþtir. Kutsal bölümünde (cella) yer alan mozaikte, Apollon’un liri ile Artemis’in ok ve sadaðý betimlenmiþtir. Tapýnaðýn yakýnýnda bulunan ve Grekçe, Aramice ve Likya dilinde yazýlmýþ bir kararnameyi içeren 358 tarihli yazýt günümüzde Fethiye Müzesinde bulunmaktadýr. Güneydoðuda ise, M.Ö. 4. yüzyýla ait küçük bir Manastýr ve bir Kilise kalýntýsý görülmektedir. 4. yüzyýla tarihlenen kilisenin mozaikleri dikkat çekicidir. Tapýnaklarýn yaklaþýk 100 m. uzaðýndaki tepenin eteðinde, henüz kazýsý yapýlmamýþ bulunan Tiyatro yer almaktadýr. Yapýnýn Roma dönemine ait olduðu düþünülmektedir. Xanthos/Letoon - Muðla/Antalya Xanthos/Letoon - Muðla/Antalya Xanthos/Letoon - Muðla/Antalya 75 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri SAFRANBOLU ÞEHRÝ r Sýra : 485 Yeri : Karabük Niteliði : Doðal / Kültürel Kriter : ii, iv, v Onay Tarihi : 17.12.1998 koordinatla N 41° 14'43.31" E 32°41'36.25" +41.2453639 +32.6934028 Safranbolu, evleri, sokaklarý, camileri, türbeleri, mezarlýklarý, anýtlarýyla tam bir Müze Kent görünümündedir. Homeros’un Ýlyada adlý eserinde Paplagonya ismiyle anýlan kent, çok özsel konumu nedeniyle Paleolitik çaðdan bu yana insan yerleþimine açýk olmuþtur. Kuzey Anadolu’nun batý kesiminde, Karabük iline baðlý Safranbolu ilçesinde sýrasýyla Persler, Helenler, Romalýlar, Bizanslýlar, Daniþmendoðullarý, Çobanoðullarý, Selçuklular, Candaroðullarý Beyliði ve Osmanlýlar egemen olmuþlardýr. 14. yüzyýlýn baþlarýndan bu yana Türklerin hakimiyetinde olan Safranbolu, özellikle 18. yüzyýlda Asya ve Avrupa arasýndaki ticaretin önemli bir merkezi olmuþtur. Safranbolu adýný, o bölgede yetiþmekte olan «safran» bitkisini alýr. Safran bugün ilaç ve baharat sanayinden, kumaþ boyamaya dek uzanan geniþ bir alanda kullanýlmaktadýr. Yemeklere lezzet verdiði gibi, þifalý özelliklere de sahiptir. Bunun yaný sýra kendi aðýrlýðýnýn 100 bin kat suyu sarýya boyama gücünden dolayý, tekstil sektöründe kullanýlmaktadýr. Bugün uluslararasý piyasalarda gramaj fiyatý altýnla yarýþan safran üretimini yeniden canlandýrabilmek için, Safranbolu’da çeþitli giriþimlerde bulunulmaktadýr. Safranbolu “Þehir” diye adlandýrýlan kýþlýk bölgeyle, yazlýk biçiminde kullanýlan “Baðlar” bölgesinden oluþur. “Þehir” alaný, yönetim merkezinin bulunduðu kale ile alýþveriþ merkezlerinin Sahip olduðu zengin insanlýk mirasýnýn yaný sýra, bu mirasý bulunduðu çarþýyý kapsadýðý gibi, evlerin bulunduðu Akçasu, çevresel dokusu içinde büyük bir baþarýyla korumaktaki Gümüþ, Musalla, Kýranköy ve Tabakhane semtlerini de içine durumundan dolayý 1984 yýlýnda UNESCO’nun Dünya Mirasý alýr. “Baðlar” bölgesi ise, iklim olarak yazýn yaþamaya daha Listesi’ne girmiþtir. elveriþli olan ve yazlýk evlerin bulunduðu kýsýmdýr. Safranbolu - Karabük 76 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri SAFRANBOLU ÞEHRÝ Safranbolu’nun en önemli özelliði, 18. ve 19. yüzyýl Osmanlý kentsel dokusunu bozulmadan günümüze dek taþýmasýdýr. Yaklaþýk 2000 civarýndaki geleneksel Safranbolu evi kalabalýk aile yapýsýný, komþuluk iliþkilerini, kültürel gelenekleri, ekonomik refahý ve yöredeki iklim özelliklerini mükemmel bir biçimde aksettirir. Genelde iki-üç katlý, 6-8 odalý ve cumbalý yapýlardýr. Her odasýnda fazla sayýda pencere bulunur. Evler, bir sanat eseriymiþçesine titizlikle meydana getirilmiþtir. Taþ ve ahþap iþçiliðinin en nadide örneklerine rastlamak mümkündür. Tavan ve duvar süslemeleri, merdiven korkuluklarý ve kapý tokmaklarý, izleyenleri zaman makinesine koyup geçmiþe geri götürür sanki. Evlerde iþlevsellik kadar, estetik kaygýlarýn da bu kadar ön planda olmasý, günümüz þehirciliðine örnek oluþturacak niteliktedir. Evlerin sokak içindeki konumlarý, komþuluk iliþkilerini ön plana çýkarýr. Genel olarak taþ ve kerpiç örgülü olan duvarlar beyaz badanalýdýr ve evler bakýmlýlýklarýyla dikkat çeker. Meyve bahçeleri içindeki konumlarý ve fýskiyeli havuzlarý, evlere ayrýca güzellik katar. Safranbolu’da özensiz ve derme çatma yapýlmýþ hiçbir þeye rastlamak mümkün deðildir. Amaç hayatý güzelleþtirmek, estetize etmektir çünkü. Ayrýca evlerin «çevreye saygýlý» olarak tasarlandýðý bugünün mimarlarýnca dikkat çekilen bir baþka konudur. Doða-insan-ev iliþkileri titizlikle düþünülmüþ ve evler buna uygun olarak tasarlanmýþtýr. Komþuya saygý egemen olduðu için, hiçbir ev bir diðerinin görüþünü kapatacak þekilde inþa edilmez. Zira manzaraya verilen önem, Safranbolu evlerinde dikkat çeken bir baþka özelliktir. Safranbolu - Karabük Hititlerden beri iskân gören bölgede ayrýca baþta Eflani olmak üzere, çok sayýda höyük ve tümülüs, kaya mezarý ve kabartmalar bulunmaktadýr. Güneydeki Sipahiler köyünde bulunan bir Roma tapýnaðý da ayrýca dikkat çekmektedir. 1309- Safranbolu - Karabük Safranbolu - Karabük 77 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri SAFRANBOLU ÞEHRÝ 1340 yýllarý arasýnda yapýldýðý tahmin edilen Cami-i Kebir mahallesindeki Eski Cami de (Gazi Süleyman Paþa Camii) kentin tarihi dokusunu oluþturan dünya miraslarýndan biridir. Candaroðlu Beyliði’nin baþýnda bulunan Þücaüddin Süleyman Paþa tarafýndan yaptýrýldýðý düþünülmektedir. Yanýndaki gazi Süleyman Paþa medresesini Abdülmecid 1845/1846 da onartmýþtýr. Ayný bölgede bulunan eski hamam da 1322’den sonra inþa edilmiþtir. Candaroðlu dönemine ait Taþminare Camii; 1662’de yapýlan, içerisi geç dönem kalem iþleriyle bezenmiþ bulunan Köprülü Mehmet Paþa Camii; Hidayet Aða tarafýndan 1719’da yaptýrýlan Hidayetullah Camii; 1779 tarihini taþýyan Kazdaðlý Camii; diðer camilerden farklý olarak kesme taþlarla kaplanmýþ olan 1796 tarihli Ýzzet Mehmed Paþa Camii de Safranbolu’nun sayýlabilecek diðer güzellikleri arasýndadýr. Safranbolu - Karabük Safranbolu - Karabük Safranbolu - Karabük Safranbolu - Karabük 78 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri TRUVA r Sýra : 849 Niteliði : Doðal / Kültürel Kriter : ii, iii, vi Onay Tarihi : 2.12.1998 koordinatla N 39°57'25.71" E 26°14'22.43" +39.9571417 +26.2395639 Büyük ozan Homeros, dünya kültürünü meydana getiren yapý taþlarýndandýr. Bugün hiçbir Batýlý eðitim sistemi yoktur ki, Homeros’u müfredatýnda baþ köþeye yerleþtirmesin. Homeros’u bilmeyen, tanýmayan, onun baþ eserlerini okumayan bir öðrenciye rastlamak bile zordur. Peki Homeros kimdir? Homeros, iki devasa baþyapýtý, Ýlyada ve Odysseia’yý insanlýða armaðan etmiþ büyük þairdir. Eserlerinde Truva’yý ve Truva Savaþý’ný konu alýr. Truva ise, bugün Çanakkale ilimiz sýnýrlarý içinde yer almaktadýr. Ýþte bizler için gerçek bir gurur kaynaðý. Efsane antik mitolojiye kadar geri uzanýr. Paris, Sparta kralý Menelaos’un eþi dünya güzeli Helene’yi kaçýrýp memleketi Truva’ya götürür. Bunun üzerine Akhalýlar büyük bir ordu oluþturup Truva’ya akýn eder. Fakat Truvalýlarýn kahramanca direniþi, savaþýn on yýl boyunca devam etmesine yol açar. Artýk iyice yorulan Akhalý general ve askerler, sonunda bir hileye baþvurmak zorunda kalýrlar ve çok büyük bir tahta at inþa edip, Truva kale surlarýnýn önüne býrakýrlar. Atý býraktýktan sonra gemilere binip uzaklaþan Akhalý askerleri gören Truvalýlar, sonunda savaþýn bittiðine inanýrlar ve bir armaðan olduðunu düþündükleri atý içeri alýrlar. Halbuki atýn içinde en usta savaþçýlar saklanmaktadýr. Truvalýlar gece boyunca kutlama yapýp, yorgun argýn yataklarýna uzandýklarýnda askerler tahta attan çýkar ve kenti ele geçirirler. Bu efsanevi savaþýn hikayesi, Homeros’un da katkýsýyla binlerce yýldýr aðýzdan aðza dolaþmaktadýr. Yakýn zamanda çekilen Truva filmi, efsanenin daha da tanýnmasý açýsýndan çok büyük rol oynamýþtýr. Bu destansý kenti görmek için her yýl binlerce yabancý turist Çanakkale’ye akýn etmektedir. Çanakkale iline baðlý Tevfikiye köyü yakýnlarýnda bulunan ve günümüzde “Hisarlýk” adýyla anýlan Truva, ilk defa 1871 yýlýnda H. Truva - Çanakkale 79 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri TRUVA Schliemann tarafýndan kazýlmýþtýr. Schliemann aslýnda Truva kralý Priamos’un hazinesinin peþindedir ve ören yerinin belirli bir bölgesini önemli ölçüde tahrip eder. Daha sonra W. Dörpfeld ve C. Blegen’in baþlattýðý kazýlarla, efsanevi Truva kenti toprak altýndan çýkarýlmaya baþlanýr. Kazýlarý 1988 yýlýndan beri Manfred Korfmann sürdürmektedir. le anakka Ç Truva - Doðal afetlerle ve savaþlarla tarih boyunca dokuz kez yýkýlan Truva, bugün dokuz katmanda incelenmektedir. Truva’daki en erken yerleþim katý M.Ö. 3000-2500 ile erken Bronz Çaðý’na tarihlenmektedir, daha sonra sürekli yerleþim gören Truva katmanlarý M.Ö. 85 – M.S. 8. yy.’a tarihlenen Roma Dönemi ile sona ermektedir. Truva I’de döneme özgü olarak örülmüþ balýk sýrtý duvarlar ile, aletlerde bakýr ve bronz kullanýmýna rastlanmaktadýr. Truva II döneminde çark kullanýlmaya baþlanmýþ, gümüþ ve elektrondan yapýlmýþ takýlar, süs eþyalarý ve kaplar bulunmuþtur. Truva III-IV ve V dönemleri MÖ. 2200-1800 tarihleri arasýna denk düþmektedir ve bu süre içinde uygarlýðýn yeni bir geliþme gösteremeyip, kendini tekrar ettiði görülmektedir. Truva III döneminde moloz taþlarla yapýlmýþ bitiþik küçük evler ve dar sokaklara rastlanýr. Sur duvarlarý da tümüyle taþtandýr. Kap biçimlerinde küçük deðiþimler görülür; çan biçimli kaseler, maþrapalar ve gaga aðýzlý testiler ortaya çýkmýþtýr. Truva - Ç a nakkale anakkale Truva - Ç Erken Tunç Çaðýnýn son yerleþmesini oluþturan Truva IV’te sur duvarlarýnýn bile bulunmadýðý anlaþýlmaktadýr. Kil döþemeli taþ temel üzerine kerpiçten yapýlmýþ evlerin avlularýnda, ilk kez olarak kubbeli fýrýnlar açýða çýkarýlmýþtýr. Erken Tunç Çaðýndan Orta Tunç Çaðýna geçiþi oluþturan Truva V’te ise, yerleþim alanýnýn basit bir surla çevrildiði anlaþýlmaktadýr. Evlerin mimari özellikleri deðiþmeden kalsa da, duvarlarda daha özenli bir iþçilik dikkati çekmektedir. Kubbeli ocaklar, arý kovaný tarzýnda fýrýnlar gibi mekan içi malzemelerde görülen yenilikler, yaþam biçiminde küçük de olsa bir geliþmenin iþareti olarak yorumlanmaktadýr. Truva VI, ev ve surlarýnda görülen yetkin iþçilik ve estetiðin yaný sýra, kent planlamasý alanýnda da çaðdaþlarý arasýnda en güzel, düzenli ve sýra dýþý kentlerden biri olarak kabul edilmektedir. Bu dönemde, Truvalýlarýn kültürel olarak altýn çaðlarýný yaþadýklarý bilinir. Fakat kent, büyük bir deprem sonucunda yok olmuþtur. Truva VII’nin ilk dönemi, bazý araþtýrmacýlara göre Priamus’un kentidir ve Homeros’un eserlerinde dile getirdiði Ilion da bu döneme aittir. Kent Akhalar tarafýndan büyük ölçüde tahrip edilmiþ, ardýndan kente geri dönen Truvalýlar tarafýndan yeniden inþa edilmiþtir. Truva - Çana kkale Daha sonraki süreç, kültürel bir deðiþimin baþlangýcýna tanýklýk eder ve Helenistik etkinin iþaretlerini verir. Truva VIII’de görülen ve kazýlarda ortaya çýkarýlarak “Yukarý Temenos” olarak adlandýrýlan ilk Helenistik yapý, kentin güneybatýsýnda yer alýr. Duvarýn ortasýndaki sunak taþý dikkat çekicidir. Temenos’un kaplamalý kuzeydoðu duvarý, Helenistik dönemin özenli taþ 80 Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirasý Listesi'ndeki Yerleri TRUVA iþçiliðinin kaliteli örneklerini sunar. Yukarý Temenos’un güneyindeki, “Aþaðý Temenos” olarak adlandýrýlan kutsal alanda, Helenistik Döneme ait iki sunak taþý bulunmaktadýr. Helenistik dönemde kentte inþa edilmiþ en önemli yapý ise, kentin kuzeydoðusundaki Athena Tapýnaðý’dýr. Bu yapýdan Homeros da söz etmektedir. Büyük Ýskender zamanýna mal edilen yapý, onun komutanlarýndan Lysimakhos zamanýnda (M.Ö. 323-281) inþa edilmiþtir. Truva IX, Roma dönemine denk düþer. Romalýlar, Aphrodite’nin oðlu ve Truva Savaþý kahramaný Aeneas’ýn atalarý olduðuna inandýklarý için, “Ilion”a büyük önem vermiþlerdir. Truva - Çanakkale Bu dönemde, Athena Tapýnaðý’nýn temenosu geniþletilmiþ ve birçok yeni yapý inþa edilmiþtir. Tapýnak dört yandan, her biri seksen metre yüksekliðindeki sütunlarla kuþatýlmýþtýr. Athena Tapýnaðý’nýn güneydoðusu ile surlar arasýnda kalan alanda da birçok Roma yapýsýna rastlanýr. Bu döneme ait önünde mozaik döþemesi bulunan yapý kalýntýsý, tiyatro ve bouleuterion (Meclis Binasý) oldukça etkileyicidir. Truva - Çanakkale Truva’dan elde edilen arkeolojik bulgular, bugün Çanakkale ve Ýstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenmektedir. Bölge 1996 yýlýnda “Tarihi Miliî Park” ilan edilmiþ ve 1998’de UNESCO ile imzalanan sözleþme çerçevesinde, tüm dünya milletlerinin ortak mirasý olarak kabul edilmiþtir. Truva - Çanakkale 81