10.Sınıf SAYFA 15 ÖLÇME DEĞERLENDİRME CEVAPLARI

Transkript

10.Sınıf SAYFA 15 ÖLÇME DEĞERLENDİRME CEVAPLARI
10.Sınıf SAYFA 15 ÖLÇME DEĞERLENDİRME CEVAPLARI TOPOĞRAFYA
VE KAYAÇLAR ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME (SAYFA 15)
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle
doldurunuz.
1. Tor topoğrafyası ...... granit...bloklarından oluşur.
2. Tortul kayaçlar .....sıcaklık... ve ...basınç...etkisi ile metamorfik
kayaçlara dönüşür.
3. Mağma ...soğuma... ve ...katılaşma... sonucu püskürük
kayaçlara dönüşür.
4. Sıcaklık ve basınç altında formasyona uğrayarak oluşan
kayaçlara ....başkalaşım kayaçları...adı verilir.
5. Pamukkale travertenleri oluşum bakımından ....kimyasal
tortul...kayaçlar grubuna girer.
Aşağıdaki ifadelerin doğru veya yanlışlığını belirtiniz.
1. Kalkerli arazide peri bacaları oluşur (Y)
2. Kireç taşlarının çözülmesi ile karstik mağaralar oluşmuştur. (D)
3. Kömürün metamorfizmaya uğraması sonucu elmas oluşur. (D)
4. Kolay aşınan ve parçalanan kayaçlar alçak ve belirgin olmayan yer şekilleri meydana
getirir.(D)
10.SINIF SAYFA 22 VOLKANİZMA VE DEPREMLER ETKİNLİK ÇALIŞMASI
CEVAPLARI
LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 22 VOLKANİZMA VE DEPREMLER ETKİNLİK
ÇALIŞMASI
Tabloda belirtilen ülkelerdeki sıcak su kaynaklarının oluşumunda etkili olan faktörü
dünya deprem ve volkan haritalarından faydalanarak bulunuz.?
Fay ve volkanizma Deprem Volkanizma
HAWAİİ: X
JAPONYA: X
TÜRKİYE: X
İTALYA: X
YENİ ZELENDA: X
İZLANDA: X
FAS: X
Konu ile ilgili açıklama: Dünya üzerindeki volkanik alanlarla; deprem bölgeleri, fay
hatları, genç kıvrım dağları ve sıcak su kaynakları arasında bir paralellik vardır. Bu
alanların çoğu Kıta veya levha sınırlarında yer alır. Genç sıradağlar, Volkanlar,
volkanik ada yayları, Okyanus ortası sırtları, Büyük trans form faylar, grabenler, sıcak
su kaynakları, deprem zonlarının hemen hepsi bu hatlardadır. Sebebi bu alanlarda yer
kabuğunun hareket halinde olmasıdır.
Ancak volkanik kökenli olan Hawaii adaları ve çevresinde levha sınırlarına çok uzak
volkanik sahalarda oluşabilir.Bunlar mantoda sıcaklığı çok yüksek olan ve bu nedenle
1
sıcak nokta adı verilen küçük noktalardan yerkebuğu dışına kadar yükselen mağma
etkisiyle oluşur.Levhalar hareketli ancak sıcak noktalar sabit olduğu için yer yer
yanardağlar yada yanardağ adaları ortaya çıkar.
Birbirin den uzaklaşan levhaların olduğu noktalarda (İZLANDA) ise okyanus sırtları
oluşur bu noktalarda yeteri kadar enerji açığa çıkmayacağı için volkanizma ön plana
çıkar deprem faaliyetleri biraz daha geri planda kalır.Yeni Zelanda ise eski kara kütlesi
özelliği gösterir.
Sorunun köküne dikkat edilmeli soruda sıcak su oluşumunda etkii olan faktör sorulmuş
yoksa belirtilen yerlerde voknanizma ve deprem olup olmadığı değil.Cevaplamaları bu
noktada değerledirmek lazım.
ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI LİSE 2. SINIF SAYFA (24-25)
CEVAPLARI
AŞAĞIDAKİ SORULARI CEVAPLAYINIZ.
SORU-1-Yeryüzünde depremler ve volkanik olaylar neden levha sınırlarında
yoğunlaşmıştır.
Cevap-1 Gerek deprem hatları, gerekse volkanik alanların ikisinin de levha sınırlarında
yoğunlaştığı görülmektedir.
Özellikle deprem alanları ile levha sınırları aynen birbiri üzerine oturmaktadır. Volkanik
alanlarda genel olarak aynı dağılışa
uygun düşmekte, genel olarak ta kavuşan veya ayrılan levhaların sınırlarını takip
etmektedir.
Not: Dünya üzerindeki volkanik alanlarla; deprem bölgeleri, fay hatları, genç kıvrım
dağları ve sıcak su kaynakları arasında bir paralellik vardır.
Bu alanların çoğu Kıta veya levha sınırlarında yer alır. Genç sıradağlar, Volkanlar,
volkanik ada yayları, Okyanus ortası sırtları,
Büyük trans form faylar, grabenler, sıcak su kaynakları, deprem zonlarının hemen hepsi
bu hatlardadır. Sebebi bu alanlarda yer kabuğunun hareket halinde olmasıdır.
Tektonik depremler özellikle son jeolojik devirlerde oluşmuş arazilerde daha çok
görülür. Çünkü bu gibi alanlarda yer katmanları henüz tam yerine oturmamıştır ve
kırıklarla parçalanmıştır.
SORU-2-Dünyada deprem riskinin az olduğu alanlar nerelerdir.Nedenini açıklayınız.
Cevap-2-Deprem riskinin az olduğu alanlar levha karşılaşma alanlarından uzakta kalan
oluşumunu tamamlamış eski kara kütlelerinin olduğu noktalardır.
Buralar artık tam olarak oturmuş noktalardır tektonik hareketlere çok fazla uygunluk
göstermez.Kitabınızdaki haritalardan yararlanarak bu alanları yazabilirsiniz.
Örnek:Amerika kıtasının doğusu,Afrika’nın batısı Asya kıtasının kuzey kesimleri örnek
verilebilir.
SORU-3-Endonezya depreminde etkili olan levhalar hangileridir.
Cevap-3-HinT,Avustralya,Filipin,Avrasya levhaları etkilidir.
SORU-4-İzlanda’nın kutba yakın olmasına rağmen sıcak su kaynaklarına sahip
olmasının sebebini açıklayınız.
Cevap-4-İzlandanın bulunduğu noktadan sayfa 18-19 daki haritalarda levha hareketleri
görülür bu nedenle bölgede volkanik faaliyetler görülür.
Volkanizma faaliyetleri sıcak su kaynaklarını destekleyici bir etkiye sahiptir.Burası
birbirinden uzaklaşan levha özelliği gösterir okyanus sırtı oluşturur volkanizma ön
plana çıkar.
2
SORU-5-Sıcak su kaynakları dünyanın neresinde yoğunlaşmıştır.
Cevap-5-Sayfa 21 deki haritadan ve atlaslarınızdan faydalanarak cevaplayabilirsiniz.
AŞAĞIDAKİ CÜMLELERDE BOŞ BIRAKILAN YERLERİ UYGUN
KELİMELERLE DOLDURUNUZ.
1-Depremsellik
2-Levha sınırlarının karşılaşma alanları
3-Yükselti ve derinlik
AŞAĞIDAKİ İFADELERİN DOĞRU VEYA YANLIŞLIĞINI
YANLARINDAKİ KUTUCUKLARA İŞARETLEYİNİZ.
1-Y 2-D 3-Y 4-D 5-Y 6-D 7-Y 8-Y
1-A 2-C 3-E 4-E 5-D 6-A 7-B
LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 28-29-30 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI
SAYFA 28 ETKİNLİK ÇALIŞMASI:
1-Su kaynakları bir döngü içerisinde birbiriyle bağlantılı şekilde ilişkisini devam
ettirir.Bu döngü içerisinde meydana gelebilecek bir dengesizlik mevcut bağlantılarını
olumsuz etkiler.Isınma sonucu buharlaşarak gökyüzüne çıkar yoğunlaşma sonucu
yeryüzüne inerek birbirlerini dengeler.
2-Okyanus ve denizler ile bazı göllerde acı su veya tuzlu su olarak, akarsu ve göllerin
bazıları ile yeraltı sularının genelinde tatlı su olarak, ayrıca kutup bölgelerinde ve
yüksek dağ zirvelerinde katı su ( buz) olarak, Atmosferde ise su buharı( Gaz) olarak
bulunmaktadır.Katı sıvı gaz hallerinde bulunur.
3
3- Dünyadaki yeraltı ve yer üstü su kaynakları su kaynakları kavram haritası:
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 1061x641
Kaynak:http://img247.imageshack.us/img247/1...ynaklargo6.png
SAYFA 29 ETKİNLİK ÇALIŞMASI:
Aşağıdaki soruları Dünya’da kişi başına düşen tatlı su dağılımı haritasını ve grafik
2.deki bilgileri dikkate alarak cevaplandırınız.
4
Dünyada suların dağılımı grafikleri ve tatlı su dağılım haritalarının yorumlanması.
Not:Dünyada sular alan ve kütle olarak fazla olmasına karşı insanın kullanabileceği tatlı
su miktarı oldukça azdır. Yeryüzündeki su kaynaklarının % 97 denizlerin ve
okyanusların tuzlu sularından oluşur. Su kaynaklarının % 3’i kadarı tatlıdır. Tatlı
suların %68 den fazlası buzullar ve buzul dağlarında bulunur.%31,4 ü yeraltı sularında
% 0,3 ü ise yüzey sularıdır. Yüzey sularının da %87 si göllerde, % 11’i ,% 2’si
nehirlerde bulunmaktadır.
Ancak insanlar tarafından kullanılan sular kimyasal maddeler, fabrika atıkları, nükleer
atıklar, tarım ilaçları, yapay gübreler vb. unsurlarla kirletilirler. Kirletilen bu sular
yağışlarla yeraltı suyu ve içme sularına karışır. Doğal döngü içinde de yeterince
temizlenemez ve canlılar için büyük bir tehlike oluşturmaktadır.
1- Yeryüzündeki toplam suyun % 3 ü kadardır.Yeryüzünde su kaynakları dengesiz bir
şekilde dağılmıştır. Özellikle de tatlı su miktarı oldukça düşüktür.Bu noktadan yola
çıkarak nekadar dikkatli kullanmamız gerektiğini tekrar düşünmeliyiz.
2- Yeryüzünde en fazla suya sahip kaynak okyanuslardır.
3- Yeryüzünde en fazla tatlı suya sahip alanlar: Kuzey Amerika Özellikle kanada, Orta
ve Güney Amerika, Avrupa’nın kuzey i ve yer yer batı kesimleri, Asya’nın kuzeyi
özellikle Sibirya, Asya’nın güneyi ve güneyindeki ekvatoral yağışa sahip adalar (
Endonezya, Malezya, Filipinler vb.), Avustralya kıtaları tatlı suların en fazla olduğu
sahalardır.
Yeryüzünde en az tatlı suya sahip alanlar: Tatlı su kaynağı az olan yerler özellikle
dönenceler çevrelerinde yer alan çöl alanlarıdır. Özellikle Kuzey Afrika( Büyük Sahra),
Afrika’nın Doğu ve güney kısımları( Kenya, Güney Afrika ( Kalahari Çölü),Zimbapve,)
Asya’da Arabistan çöl bölgesi, Pakistan, Avrupa’da Polonya çevresi kişi başına tatlı
miktarının en az olduğun yerlerdir.
4-Yeryüzündeki tatlı su kaynakları giderek azalmaktadır. Gerek iklim şartlarında
meydana gelen değişmeler, gerekse insanoğlunun doğal dengeyi bozması ve çölleşme,
ayrıca her geçen gün artan aşırı nüfus ve artan tatlı su ihtiyacı, gerekse de çevre
5
kirlenmesinin her geçen gün hızla artması tatlı suları azalmakta ve ihtiyacında sürekli
artması tatlı su kaynaklarının tükenmekte olduğunu göstermektedir.
Örnek:Ülkemizde kişi başına yıllık yenilenebilir tatlı su miktarı sürekli düşmektedir.
1955 ‘ de 8503 metreküp, 1990 ‘da 3026 metreküp, 2025 ‘de 2186 metreküp olacağı
tahmin edilmektedir.
SAYFA 30 ETKİNLİK ÇALIŞMASI:
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 776x532.
Haritanın büyük hali için tıklayınız
1- Dünyada kara ve denizlerin oranları: Dünya alanının % 71 lik kısmını kaplarlar. (
361 milyon km² si deniz ve okyanus, 149 milyon km² si karadır. ) Tek başına büyük
okyanus tüm karalardan fazladır.
2- Okyanusların büyüklüğe göre sıralanışı:
1- Büyük Okyanus: 180 milyon km² ( % 50),
6
2- Atlas Okyanusu: 106 milyon km² ( %29),
3- Hint Okyanusu: 75 milyon km² ( %21) alana sahiptir.
3- Okyanus isimleri sayfa 30- harita 2- üzerine yerleştirilecek.
4- Büyük Okyanus: Kuzey ve Güney Amerika, Antarktika, Asya, Avustralya,
Atlas Okyanusu: Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Afrika, Antarktika
Hint Okyanusu: Afrika, Asya, Antarktika, Avustralya,
5-Okyanuslar en çok Güney Yarımkürede yer almaktadır.( % 81 deniz ve okyanus, %
19 ‘u kara), Kuzey Yarımkürede ise (% 61 deniz ve okyanus, %39 ‘u kara) okyanuslar
oran olarak fazla olmasına rağmen karaların oranı güney yarımküreden daha fazladır.
10.SINIF SAYFA 33 -34-35 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI CEVAPLARI
KİMYASAL ÖZELLİKLERİNE GÖRE GÖLLER
1-Tuzlu 2-Tatlı 3-Acı 4-Sodalı
Oluşumlarına göre:
1-Doğal Göller 2- Yapay Göller (Baraj gölleri)
Doğal göller:
1- Tektonik 2-Karstik 3-Set Gölleri 4-Buzul Gölleri 5-Volkanik Göl
Set Gölleri:
1-Heyelan set gölü 2-Lgün Kıyı set gölü 3-Lav Set Gölü 4-Alüvyon Set Gölü
5-Moren Set Gölü
Toprak Kayması (Heyelan)
Dalga ve Akıntılar(Kıyıset)
Lav Akıntısı (Lavların çukurluk önü kapatması)
Alüvyon (Alüvyon set Akarsuyun taşıdığı verimli toprak)
Moren (Buzul taşlarının çukurluğun önünü kapatması)
SAYFA 35 ETKİNLİK:
Akarsu beslenme kaynakları
Kaynak,göl,yağmur suları,yağmur suları,yer altı suları
Akım düzenine göre akarsular:
Düzenli rejim ,Düzensiz rejim,
Akarsuyun döküldüğü yer:
7
Okyanus Deniz Göl Bataklık
Açık havza Kapalı havza
0. SINIF YER ALTI SULARI VE KAYNAKLAR ETKİNLİK SAYFA 36
YER ALTI SULARI VE KAYNAKLAR
Etkinlik çalışması sayfa 36 lise 2
SORU-1-Yer altı suları nasıl beslenir?
vYağışlar,
vAkarsular ve göller,
vEriyen kar ve buz sularıdır.
SORU-2-Yer altındaki sular yeryüzüne nerelerden ve nasıl çıkar?
Yeraltı suları kayaların çatlaklarından veya tabakaların yamaç, vadi, faylar tarafından
kesildiği yerlerden, ya da çeşitli şekillerde insanların açtığı kuyulardan yeryüzüne çıkar.
Yeraltı sularının kendiliğinden yüzeye çıktığı yerlere de “kaynak” ( Göze, eşme,
memba, pınar)denir.
SORU-3-Yer altı sularının özelliklerini etkileyen faktörler nelerdir?
Kaynak sularının kalitesini suyun geldiği kayanın kimyasal özelliği belirler. Silis
miktarının fazla olduğu sular tatlıdır. Örnek:İzmir Uludağ, Niksar, Tokat suları örnek
verilebilir. Kireçli arazilerden çıkan kaynak suları kireçli, Jipsli sahalarınki ise acı olup
içme suyu olarak kullanılamaz.Sıcaklık durumuda bulunduğu bölgedeki fay hatlarına
bağlı olarak değişir.Sıcak olması suyun yapısı üzerine etkilidir.
SORU-4Genel cevap olarak (Yakın çevremizde artezyen kaynaklar, yamaç, tabaka ve vadi
8
kaynakları ile fay kaynakları bulunmaktadır. Artezyen kuyularından çekilen sularla içme
ve tarımda sulamada, fay kaynaklarından sağlık ve turizmde, diğerlerinden ise içme ve
kullanmada faydalanılmaktadır.) yazılabilir.
SORU-5-Çevrenizde kaynaklardan nasıl yararlanılmaktadır?
vİçme ve kullanma suyu temininde,
vYarı kurak ülkemizde yaz kuraklığında tarım alanlarının sulanması,
vSağlık ve turizm açısından önemli yeri vardır.
vKültür balıkçılığı ve son yıllarda paketlenip ihracatta önemli yer tutar.
LİSE 2.SINIFLAR TOPRAĞIN HİKAYESİ ETKİNLİK
ÇALIŞMASI SAYFA 38-39
Soru-1-Yeryüzünde farklı renkte toprak bulunmasının nedenlerini yazınız?
Bunun en büyük nedeni iklim şartlarıdır. Çünkü farklı iklim şartlarında farklı sıcaklık ve
yağış şartları vardır. Bitki örtüleri ve toprağa verdikleri organik madde miktarları da
farklıdır.
Genel olarak bitki örtülerinin gür olduğu bölgelerde bitki kalıntıları toprağa karışarak
koyu renk almasına yol açmaktadır. Buna karşılık bitki örtüsünce fakir alanlarda humus
miktarı az olan sahalarda toprak açık renkli olmaktadır.
Soğuk ve nemli bölgelerde bitki örtülerinin kalıntıları sıcaklık yetersiz olduğu için
ayrışamamakta ve toprağın üst kısmında organik madde katı olarak birikip koyu renkli
toprakları oluşturmaktadır.
Ayrıca sıcak ve yağışlı bölgelerde toprak aşırı şekilde yıkanmaktadır. Buda bitki
kalıntılarını götürmektedir ve rengi açmaktadır. Bundan başka bir olayda sıcak kuşak
alanlarında toprak içinde bulunan demir ve alüminyum elementler oksitlenerek
toprakların kızıl renk almasına yol açmaktadır.
Ana kayanın farklı yapılarda olması da üzerinde oluşan topraklara damgasını
vurabilmektedir. Özellikle bu durum kurak ve yarı kurak bölgelerde daha etkili
olabilmektedir.
SORU-2-1 cm. kalınlıkta bir toprak oluşabilmesi için ne kadar süre geçmesi gereklidir?
Toprak oluşumu oldukça uzun bir süreçtir. 1 cm. kalınlıkta toprak için yüzlerce yıl
geçmesi gerekir ( 200- 1000 yıl arası). Ana kayanın ayrışması, ayrışan bu kısma
canlıların yerleşmesi, canlıların kalıntılarının humusa dönüşmesi, toprağa başka
maddelerin katılması ve toprakta yıkanma –birikme olaylarının oluşup toprak
katmanlarının meydana geldiği olgun bir toprak profiline ulaşmak için yüzlerce yıllık
süreye ihtiyaç vardır. Ayrıca bunda yaşanan şartlar ( İklim, arazi, ana kaya yapısı)
uygun değilse bu süre binlerce yıla kadar uzayabilmektedir.
SAYFA 39 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
9
Soru-1-Soğuk bardak içine sıcak su doldurulduğunda bardak çatlar. Neden?
Sıcaklık farkının fazla olması ve sıcaklığın ani değişmesi sonucu genleşme için yeterli
vakti olmaması sonucu bardak çatlar.
Soru-2- Aynı olaylar kayaçlar üzerinde nasıl etkili olabilmektedir?
Aynı olaylar kayaçlar üzerinde farklı etkiye sahip olabilmektedir. Çünkü kayaçların
yapıları, kimyasal dokuları ve aşınmaya karşı dirençleri ve içerisindeki mineral yapıları
farklıdır. Bazı kayalar kimyasal özelliklerinden dolayı sıcaklık ve suyla eriyebilmektedir.
Bazıları ise eriyememektedir.
Bazı kayaların aşınmaya karşı direnci düşük olup ( Kumtaşı kil taşı, marn gibi) kolay
parçalanmaktadır. Bazı kayalarda aşınmaya karşı dirençli olup ( Granit, mermer vb)
ayrışması çok uzun sürebilmektedir.
Bazı kayaların yapıları çok silisli olup bunlar ayrıştığında bitki besin maddesi az
olmakta( granit), bazıları ise besin maddesi yönünden zengin olmakta( bazalt, Volkanik
tüf) buda bitkilerin yerleşmesi, organik madde oluşumu ve toprak gelişimini yakından
etkileyebilmektedir.
Soru-3-Resim 16 da hangi parçalanma etkili olmuştur.Bu parçalanmada iklimin hangi
özellikleri etkilidir?
Fizikse parçalanma etkili olmuştur. Burada iklimin sıcaklık etkisi kendini göstermiştir.
Bu bölgede sıcaklık farklarının fazla olması nem azlığı aşırı ısınma ve soğuma bu tür
çözülmeye yol açmaktadır.
Soru-4- Şekerin ve tuzun suda çözünmesi hangi olaya örnek verilebilir.
Şekerin ve tuzun suda çözünmesi fiziksel çözülmeye örnektir.Ancak konu ile ilgili
kimyasal çözünme olduğuna dair çeşitli yorumlar yapılmaktadır.Ancak maddenin
kimyasal çözünmeye uğraması halinde kimyasal formülünün yapısının değişmesi
gerektiğini söyledi.Böyle bir olay olmamaktadır bu nedenle Fiziksel çözünme cevabı
doğrudur.
10 SINIF SAYFA 42 VE 44 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
SAYFA 42 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
SORU-1-Toprağın üst kısmı neden koyudur.
Toprağın üst kısmı organik madde bakımından ölen hayvan ve bitki kalıntılarının ilk
bulunduğu yer dir bunlar ayrışma sonucu humusa dönüşür bu nedenle daha koyudur.
SORU-2-Çiçek yetiştirmek isterseniz hangi katı tercih edersiniz.
A katmanı, Çünkü burası besin maddesi yönünden zengin, bitkilere zararlı olabilecek
tuz kireç vb. maddelerce yıkanmış, geçirgen kısımdır.
SORU-3-İnşaat temelinde çıkarılan toprağın bitki yetiştirilmesinde kullanılmamasının
10
nedeni ne olabilir.
Çünkü bu derinlerden çıkmakta ve toprağın alt katlarından oluşmaktadır. Bu topraklar
organik ve besin maddesince fakir ve üstten yıkanan zararlı maddelerin biriktiği
kısımlardır.
10 SINIF SAYFA 46 ETKİNLİK ÇALIŞMASI CEVAPLARI:
Kitabınızdaki harita ve fotoğrafları inceleyerek aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
SORU-1-Akdeniz kıyılarında görülen maki Avustralya2nın güneyinde ve Güney
Afrika’nın kap bölgesinde görülmesinin nedenini açıklayınız.
Büyük hali için resme tıklayınız
Bu bölgelerde de Akdeniz ikliminin özelliklerinin görülmesidir.Ürünler benzerse
iklimlerde aynıdır.
SORU-2- Dönenceler çevresinde bitki örtüsünün seyrek olmasının sebebi nedir.
Dönence çölleri
Dönenceler bölgesi dünyanın günlük hareketinden dolayı şıkışarak alçalan hava
kütlelerinin oluşturduğu dinamik yüksek basınç alanlarıdır.Burda alçalan hava ile
birlikte havanın ısınması ve nem açığının artması buraları çöl özellikte bir yapıya
getirir.Çöl özellik göstermesi de bitki örtüsünün seyrelmesine neden olur.
SORU-3-Bitki topluluklarının dağılış alanlarına bakarak yeryüzünde en çok yağış alan
yerleri belirleyiniz.
En çok yağış alan yerler ekvator bölgesi,60 derece enlemleri,Muson Asyası
denilebilir…
10.SINIF SAYFA 48 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
DÜNYAYI KAPLAYAN ÖRTÜ:
BİTKİLER
Dünya Bitki Örtüsü Haritası
11
Dünya üzerindeki iklim tiplerine bağlı olarak bitki örtüsü ekvatordan
kutuplara doğru
Geniş yapraklı ormanlar
Savanlar
Kaktüs
Bozkır
Maki
Orman-çayır
İğne yapraklı ormanlar
Tayga ormanları
Tundra
Şeklinde sıralanır.
Her bitkinin kendine has bir iklim özelliği vardır. Başka bir ifadeyle benzer iklim şartlarında benzer
bitki türleri görülür.(kutup iklimi hariç)
Farklı bölgedeki iklimin benzerliği tabii bitki örtüsünün benzerliğini kanıtlar.
Yer şekillerinin kısa mesafeler dâhilinde değişmesi bitki örtülerinin de kısa mesafeler dâhilinde
değişmesini sağlar.
Bitki örtüleri yeryüzüne dağılışlarında aralıksız kuşaklar oluşturmazlar.
Enlem farkı arttıkça ve farklı enlemlerden oluştukça bitki örtüsüde çeşitlenir.
Bitki örtüsü iklimin bir nedeni değil iklimin bir sonucudur.
Bitki Topluluklarının Coğrafi Dağılışı
Ekvatoral yağmur ormanları
Amazon Havzası, Senegal’den Gine körfezine kadar olan saha
Kongo Havzası, Güneydoğu Asya adaları
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 800x600.
12
Muson Ormanları
Güneydoğu ve Doğu Asya’da Hindistan, Japonya, Tayland, Vietnam,Endonezya, Doğu Çin, Kore,
Avustralya’nın kuzeybatısı, Filipinler, Güneydoğu Afrika
MUSON ORMANLARI VE PİRİNÇ TARLALARI
Batı Rüzgarları sebebiyle Ilıman Kuşak karalarının batısında görülür (Batı ve K.Batı Avrupa,
Amerika’nın batısı). Yurdumuzda ise Karadeniz kıyılarında etkilidir
Tayga Ormanları
Deniz etkisinden uzak kara içlerinde ve ılıman kuşak karalarının doğu kıyılarında (soğuk su
akıntısından dolayı) görülür. Orta ve doğu Avrupa Asya’nın kuzeyi(Sibirya) Kanada ve ABD nin
kuzeyinde görülür.
13
Maki
Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler (Libya, Mısır ve Lübnan hariç. Buralarda görülmeme sebebi yer
şekillerinin engebesiz olmasıdır.), Avustralya’nın güneybatısı, G. Afrika Cumhuriyetinde Kap
bölgesi, Şili’nin orta kesimleri Kuzey Amerika’da Kaliforniya çevresinde etkilidir.
En geniş anlamıyla 30-40 derece enlemleri arasında kıtaların özellikle batı kıyıları
Savan
Güney ve Orta Afrika, Sudan,Güney Amerika‘da Brezilya’daVenezüella, Kolombiya, Peru ve
Bolivya’da etkilidir. Ekvatoral iklim ile çöl iklimi arasında
(10-20° kuzey ve güney enlemleri arasında görülür)
Bozkır(Step)
Sıcak ve ılıman kuşak kara içlerinde görülür.
Yurdumuzda İç Anadolu Bölgesinde ve Ergene Bölümünde görülen karasal iklim buna örnektir.
14
Çayır
Batı Rüzgarları sebebiyle Ilıman Kuşak karalarının batısında görülür (Batı ve K.Batı Avrupa,
Amerika’nın batısı).
Alpin çayırlar dağların yüksek kesimlerinde görülür
Tundra
Sibirya, İskandinavya Yarımadasının kuzeyinde, Kanada’nın kuzeyinde,
Grönland adasının kıyı kesimleri.Yaklaşık olarak 70-80 enlemleri çevresinde görülür.Güney
yarımküredeki etki alanı KYK dekine oranla çok azdır bunun nedeni GYK de okyanusların geniş alan
kaplamasıdır.
15
Çöl Bitkileri
Kızılkum (Özbekistan), Karakum (Türkmenistan), Gobi (Moğolistan), Taklamakan (Çin) , Arizona
(A.B.D) çölleri,Kuzey AfrikaArap yarımadası
Avustralya’nın iç kesimleri
Şekildeki iklim grafiklerini inceleyerek hangi iklim bölgesine ait oldukları ve bitki örtülerini yazınız.
1.GRAFİK:
Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçen Akdeniz ikliminin grafiğidir. Bitki örtüsü
makiler olup yükseklerde ormanlar görülür.
2.GRAFİK:
16
Yazları yağışlı, kışları kurak olan ancak yıl boyu sıcak olan tropikal iklimin grafiğidir.
Buralarda savan bitkileri yer alır. Ayrıca akarsu boylarında Galeri ormanları görülür.
3.GRAFİK:
Yazları sıcak kurak kışları soğuk karlı yağışa sahip karasal iklim ( Step) grafiğidir. Bu
iklimde azami yağışlar ilkbahar aylarında görülmektedir. Bu iklimin bitki örtüsü
bozkırlardır. (step)
4.GRAFİK:
Bu grafik yıl boyu sıcak ve yağışlı olan ekvatoral iklimin grafiği olup, bu iklimin bitki
örtüsü ekvatoral ormanlardır.
10.SINIF SAYFA 51 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
SORU-1-Ormanların Ekvatordan Kutuplara doğru farklı kuşaklar oluşturmasının
nedenleri nelerdir?
17
Ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe sıcaklık ve yağış şartları birbirinden farklı iklim kuşakları
bulunmaktadır. Her bitkinin kendine has bir iklim isteği özelliği vardır. Başka bir ifadeyle benzer
iklim şartlarında benzer bitki türleri görülür. Bu nedenle bitkiler kuşaklaşma gösterir.
SORU-2- Yükseltinin artmasıyla bitki örtüsü kuşaklarında görülen değişimin nedenleri
nelerdir?
Atmosferde alçaklardan yukarı doğru çıkıldıkça sıcaklık azalmaktadır. Bundan dolayı
yukarılara doğru sıcaklık isteği az ve soğuğa dayanıklı bitkiler, ayrıca yukarı doğru
yağış arttığı için suyu nemi seven bitkiler yukarılara doğru sıralanacaktır. Bu nedenle
aşağıda sıcaklık isteği fazla ve su isteği az bitkiler bulunurken, yukarıda soğuğu seven
ve dayanıklı ve su isteği bitkiler kümeleşir.
Bulmaca etkinlik soruları:
1-Göl 2-Tuzlu 3-Amazon 4-Kar 5-Kimyasal 6-Laterit 7-Podzol 8-Tundra
10.SINIFLAR SAYFA 52-53 ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI
Kitabınızdaki kavramları şemadaki kutulara yerleştiriniz.
Yer kabuğundaki büyük çanaklar
Yeryüzündeki vadi içlerinde akar
OKYANUS
AKARSU
Kara içinde çukur alanlarda oluşur
Yer altındaki tabakaların içinde oluşur
GÖL
YER ALTI SUYU
Aşağıdaki soruları cevaplayınız…
SORU-1-Yeryüzündeki sular hangi kaynaklardan beslenir.
Su döngüsü ile oluşan yağışlar la beslenir.Kar ve buz erimeleriyle beslenir.
SORU-2-Yer altı suyu bakımından zengin alanlar hangileridir.Bu alanları yer
şekilleri ve iklim özellikleri bakımından değerlendiriniz.
Bol yağışlı ve zemini geçirimli taşlardan oluşan alanlarda yer altı suyu fazladır. Az yağış
alan, eğimi fazla ve geçirimsiz zeminlerde ise, yer altı suyunun oluşumu zordur. Kum,
çakıl, kumtaşı konglomera, kalker, volkanik tüfler, alüvyonlar, geçirimli zeminleri
oluşturur. Bu nedenle alüvyal ovalar ve karstik yöreler yer altı suyu bakımından zengin
alanlardır. Kil, marn, şist, granit gibi taşlar ise geçirimsizdir. Yer altı suyu oluşumunu
engeller
SORU-3-Göl sularının farklı kimyasal özelliklere sahip olmasının sebeblerini
yazınız.
18
İklim,beslenme kaynakları,gölün bulunduğu arazi yapısı,gölün büyüklüğü,derinliği,ve
gideğeninin olup olmamasıyla ilgilidir.
SORU-4-Toprak oluşumunda etkili olan faktörleri yazınız…
İklim,ana kaya,zaman,yer şekilleri,canlılar ve bitki örtüsü etkili olur.
SORU-5-Canlıların toprak oluşumuna etkilerini yazınız.
Toprak yüzeyine düşen dal,yaprak ,meyve gibi bitki kalıntıları ,canlı organizmaların
artıkları ve leşleri toprak için önemli bir karışım malzemesi olarak toprağı humus
bakımından zenginleştirir.Yine canlılar toprakdaki humus dağılımını ve toprağın
havalanmasını sağlar.
SORU-6-Ekvatordan kutuplara gidildikçe bitki örtüsünün kuşaklar şeklinde
değişmesinin nedenlerini yazınız.
Ekvatordan kutuplara gidildikçe sıcaklık ,yağış şartlarının değişiklik göstermesi bitki
örtüsü kuşaklarının değişiklik göstermesine sebeb olur.
SORU-7-Bitki örtüsü benzer olan bir bölgede başka hangi koşullar benzer
olabilir.
Bitki örtüsü benzer olan bölgelerin iklimleri de benzerlik gösterir.Bununla bağlantılı
olarak ekonomik faaliyetlerde benzerlikler göürlebilir.
SORU-8-Kuzey yarım kürede dağların güneye bakan yamaçlarında orman üst
sınırı daha yüksektir nedenini belirtiniz…
Kuzey Yarım Küre’de güneye bakan yamaçlar kuzeye bakan yamaçlara oranla güneşi
daha fazla görür ve sıcaklık şartları daha elverişli olduğundan ormanlar daha yüksek
bölgelere kadar yetişme koşulu bulur.Buda orman üst sınırını yükseklere çeker.
SORU-9-Çöllerin bazı kesimlerinde hurma palmiye gibi ağaçların yetişmesi
,vaha denilen yerlerin bulunması nasıl açıklanır.
Çöllerde Suyun bulunduğu, Bitkilerin yetişebildiği, insanların yerleşip barındığı yerdir.
Vahalar akarsu boylarında, kuyuların açıldığı yerlerde, büyük su kaynakları yanında
gelişmiştir.
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle doldurunuz.
1-Düzenli 2-Yer Altı Suları ve Yer Üstü Suları 3-Boğazlardır 4-Tatlı
5-Su 6-Erozyon 7-Sıcak ve Nemli 8-Yıl boyu 9-Sıcaklık,yağış,nem 10-Tundra 11Geniş ve iğne 12-Savan
Aşağıdaki ifadelerden doğru ve yanlışlığını yanlarındaki kutucuklara yazınız.
19
1-D 2-Y 3-D Acı ,tatlı,tuzlu,ve sodalıdır. 4-D 5-D 6-D 7-Y 8-Y 9-D 10-Y 11-D 12-D
13-Y 14-Y 15-D
Aşağıdaki çoktan seçme soruları cevaplayınız.
1-D 2-D
LİSE 2. SINIF SAYFA 56 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
Aşağıdaki tablodan faydalanarak verilen soruları cevaplayınız…
Nüfus Kategorilerine göre Nüfus miktarı
Nüfus Kategorileri
Nüfus Miktarı
Erkek nüfus
22.200.000
Kadın nüfus
21.800.000
Kent nüfusu
24.000.000
Kır nüfusu
20.000.000
Çalışan nüfus
15.000.000
Çalışmayan nüfus
29.000.000
Okuma yazma bilen nüfus
39.600.000
SORU-1-Okuma yazma bilmeyenlerin sayısı: 22.200.000+21.800.000: 44.000.000
toplam nüfus – 39.600.000 (Okuma yazma bilen nüfus) :4.400.000 okuma yazma
bilmeyen nüfus
Soru-2-Toplam nüfus 44.000.000 çalışan 15.000.000 yani 1/3 ü kadar.İşsizlik oranı
yaklaşık %60-65 arasındadır.
Soru-3-Kır ve kent nüfusundan faydalanarak bu ülkedeki ekonomik etkinlikler
hakkında bilgi veriniz.
Bu ülkede nüfusun yaklaşık %48 i kırsal kesimde yaşamaktadır. Nüfusun bu oranda
kırsal alanda yaşadığı ülkelerde hayvancılık ve tarım etkinlikleri hala önemini
korumaktadır. Ancak kır nüfusu ile kent nüfusu arasındaki farkın fazla olmaması bu
ülkenin gelişmekte olan bir ülke olduğunu ortaya koyar. Bu ülkelerde tarım ve
hayvancılık ana geçim kaynağı olmakla birlikte şehir merkezleri için sanayi ve hizmet
sektörlerinin de gelişmekte olduğu ve nüfusun yavaş yavaş bu sektörlere kaymaya
başladığı da söylenebilir.
SAYFA 57 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
20
Kitabınızda 2. yüzyıl öncesi nüfus sayımlarının amaçlarına örnekler verilmiştir.
20. yüzyıl öncesi nüfus sayımlarının amaçları
Modern nüfus sayımlarının amaçları
·Asker sayısını belirlemek,
·Vergi yükümlülerini belirlemek
·Devlete belirli hizmetler yapmakla yükümlü memur ve sipahilere bırakılan gelir
kaynaklarının nicelik ve değişmelerini saptamak amacıyla,
 Tarım ve arazi konularında bilgi toplanmaya çalışılması,
·Okuma yazma bilmeyen nüfusun belirlenmesi ve buna göre okuma yazma
seferberliğine başlanması,
·İşsizlerin sayısının belirlenmesi ve buna göre iş sahalarının açılması,
·Okula başlayacak çocuk sayısının belirlenmesi ve ona göre okul ve derslik yapılması,
·Ülkelerin ihtiyacı olan öğretmen, doktor, mühendis vb. ihtiyacını belirlemek,
·Ülkelerin nüfus artış hızını tespit etmek ve nüfus planlamasının yapılması veya nüfus
artırma çalışmalarına başlanması,
·Ülke kaynaklarının tespiti ve nüfusa göre kullanımının planlanması,
·Ülkelerde meydana gelen nüfus hareketlerini tespit etmek ve bunun ortaya koyacağı
sonuçlara gerekli önlemler almak,
 Asker sayısı ve askerlik sürelerinin belirlenmesi,
 LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 59-60 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI
SORU-1-Dünyada ne kadar insan yaşamaktadır?
2000- yılı itibari ile 6.060 milyar olup, günümüzde 6,5 milyarın üzerindedir.
2006- 6.644.000.000(Kasım)
SORU-2-Dünyada nüfus artışında etkili olan faktörler nelerdir?
Nüfus artışını etkileyen faktörler: 1- Doğumlar 2- Ölümler
Açıklamak gerekirse geri kalmışlıktan dolayı yeterli nüfus planlamasının
yapılamaması özellikle Afrika kıtasında ,mevcut savaşlar sonrası
ölümler,gelişmiş ülkelerdeki yaşam standartları sonrası doğum oranlarının
düşmesi,Sağlık hizmetlerindeki gelişmeler sonrası doğan bebek ölüm oranlarının
azalması etkili faktörlerden biridir.
Burada dikkat edilmelidir ki göçler ve ülke sınırlarının değişmesi sadece ülke
yada bu olayların gerçekleştiği bölgeleri etkiler artan nüfus mevcut dünyadaki
nüfustur değişmez yani A yada B ülkesine göç dünya nüfusunu değil o bölge
nüfusunu değiştirir.
SAYFA 60 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
Dünya nüfusunu gösteren tablo 1 ve kitabınızdaki grafik 2 yi inceleyerek
aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
21
Yıllar
Dünya nüfusu
1000
310 milyon
1250
400 milyon
1650
500 milyon
1700
610 milyon
1750
790 milyon
1800
980 milyon
1850
1.260 milyar
1900
1.650 milyar
1910
1.750 milyar
1920
1.860 milyar
1930
2.070 milyar
1940
2.300 milyar
1950
2.520 milyar
1960
3.020 milyar
1970
3.700 milyar
1980
4.440 milyar
1990
5.270 milyar
2000
6.060 milyar
22
SORU-1- Hangi yıldan sonra dünya nüfusundaki artış belirginleşmiştir?
1950 yılından sonra en fazla nüfus artışlı olmuştur.
Tablo incelendiğinde en çok artış 1950 den sonrasında görülmüş ancak
başlangıç noktası olarak 1850 den sonra sanayi devrimi sonrası dünyamız
kısmen hızlı bir nüfus artışına girmiştir.
SORU-2- 1930- 1950 yılları arasında nüfus artında meydana gelen
yavaşlamanın nedenleri nelerdir?
Bu dönem dünyada siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar dönemidir. Bunun
öncesinde 1914- 1918 yılları arası yaşanan 1. Dünya Savaşı ve bunun ortaya
koyduğu ekonomik, siyasi ve sosyal yıkımları etkisi henüz bitmeden dünyanın
1930 lu yıllardan sonra başlayan siyasi çekişmeler ve 1940 ta başlayan II.
Dünya savaşı yıllarının ortaya koyduğun siyasi sosyal, ekonomik sorunlar, mal
ve can kayıpları ve hastalık ve ölümlerdir. Bu yıllarda güvende olmayan
insanlarda doğumlar azalmış, genç nüfus silâh altında oluğu evlilikler azalmış ve
savaşın yol açtığı yıkımlar ve can kayıplarıdır.
SORU-3–1960 yılından sonra dünya nüfusu daha hızlı bir artış sürecine
girmesinin nedenleri nelerdir?
1- Tarımdaki Gelişme ve Endüstrileşme: Tarım ve endüstri alanındaki
gelişmelere yasam koşullarının iyileşmesini sağlamıştır. Böylece kötü
beslenmeden kaynaklanan ölümler azalmıştır.(Gelir düzeyinin artması,
Beslenme düzeyinin artması)
2- Tıp Bilimindeki gelişmeler: Tıp bilimindeki gelişmelere bağlı olarak doğum
oranlarının artması ve ölüm oranlarının azalması nüfus artışına yol açmıştır.
(Aşılama çalışmalarının artması, Bulaşıcı hastalıklara karşı etkili ilaçların
bulunması),
3-Teknolojik Gelişmeler: Teknolojik gelişmeler, yasam koşullarını
iyileştirerek, nüfus artışına dolaylı olarak etki eder.
4-Kadınların eğilim düzeyinin ve ekonomik bağımsızlıklarının artması,
23
LİSE 2.SINIFLAR SAYFA 63 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
DÜNYADA NÜFUSUN ALANSAL DAĞILIŞI
Nüfus Dağılışı: Belirli bir yerdeki nüfusun sık veya seyrek olma durumudur.
Nüfusun sayısı ve özellikleri yanında dağılışının da iyi bilinmesi gerekir. Çünkü
dünya genelinde veya dünyanın herhangi bir alanında ekonomik ve sosyal
özelliklerin ve sorunların tespit edilmesi, çözülmesi açısından nüfusun mekânsal
dağılışını iyi bilmek gereklidir.
Nüfusun dağılışında kullanılan kavramlar
Nüfusu fazla olan yerler için- Yoğun nüfuslu ( Sık nüfuslu)
Nüfusu fazla olmayan yerler için - Orta nüfuslu ( Orta yoğunlukta veya sıklıkta)
Nüfusu az olan yerler için - Seyrek nüfuslu ifadeleri kullanılır.( Tenha)
Dünyada nüfusunda geçmişten bu güne doğru sürekli bir değişim yaşanmıştır.
Bu değişimlerden bir de dünyada nüfusun alansal dağılışıdır.
Dünya nüfusu yeryüzünde eşit ve dengeli bir şekilde dağılmamıştır. Nüfus
kıtalara, ülkelere, ülkeler içerisinde bölgelere ve illere göre de farklılıklar
gösterir. Dünya nüfusunun yeryüzündeki dağılımı çok dengesiz bir şekilde olup,
İnsanların üçte ikisi karaların onda birinden daha az topraklar üzerinde
toplanmıştır. Diğer taraftan kuzey yarı küre insanların 90’nını, eski dünya
karaları da %85 ini barındırmaktadır.
Dünya nüfusunda tarih boyunca sürekli artış yaşanırken, bu artışlar kıtalara
göre aynı olmamıştır.
NÜFUS DAĞILIŞINI ETKİLEYEN ETMENLER
Nüfus Dağılışını etkileyen doğal Faktörlerin başlıcaları şunlardır:
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 1076x401

A) Yer şekilleri (Topografik özellikler):
24
1 -Yükselti: Genel olarak yükselti arttıkça nüfus yoğunluğu azalır. Dağlık
alanlarda nüfus az ve dağınıktır. Yüksek dağ ve platolarda 1500 m ‘den sonrası
yaklaşık olarak boştur. Bunun nedeni, kışların uzun yazların kısa sürmesi,
tarımsal etkinliklerin kısıtlanmasıdır. Ulaşım güçlükleri de nüfuslanmanın az
olmasında etkilidir.
Ekvatoral bölgede alçak kesimler çok yağışlı, nemli ve sıcak olmasından dolayı
bu bölgelerde nüfus, iklim koşullarının elverişli olduğu yüksek kesimlerde
toplanmıştır.
2 -Eğim ve Bakı: Dünyada eğimi az olan ve düz alanları sık nüfusludur. Çünkü
buralardaki iklim ve arazi şartları Tarıma müsait, ulaşım imkânları da
gelişmiştir. Eğimin fazla olduğu engebeli sahalar seyrek nüfusludur. Kuzey
Yarımkürede dağların güneye bakan yamaçları daha fazla ısınır. Güney yarım
kürede ise dağların Kuzeye bakan yamaçları daha fazla ısınır Bu yüzden
dünyada Kuzey Yarımkürede dağların güneye bakan yamaçlar, kuzeye bakan
yamaçlara göre daha sık nüfuslanmıştır.
3-Dağların Uzanış doğrultusu: Kıyı paralel uzanan dağların denize bakan
yamaçları deniz etkisi ile daha nemli, ılıman şartlara sahiptir. Genel olarak
sıcaklık yüksektir. Bu yüzden dağların denize bakan yamaçları sık nüfuslu iken,
içlere bakan yamaçları seyrek nüfusludur.
B-)İklim şartları: İklim elemanlarından SICAKLIK ve YAĞIŞ nüfus
dağılışında en etkili olanlardır. Ilıman ve yeterli yağış alan yerler sık nüfusludur.
Dünya nüfusunun zaten çoğu ılıman iklim kuşağında yaşar. İklim koşullarının
insan yaşamına uygun olmadığı soğuk iklim, çöl iklimi, karasal iklim, çok aşırı
sıcak ve yağışlı ekvatoral iklimle kutup altı iklim bölgeleri seyrek nüfusludur.
C)Bitki örtüsü: Bitki örtüsünün, özellikle ormanların sık ve gür olduğu
alanlarda nüfus az ve seyrektir. Çünkü ormanlık alanlarda tarıma ve yerleşmeye
elverişli alanlar sınırlıdır.
D)Toprak verimliliği: Kıyılardaki verimli düzlükler, delta ovaları ve verimli iç
ovalar nüfusun yoğun olduğu alanlardır. Kalkerli arazinin yaygın olduğu alanlar,
tuzlu, çorak, jipsli ve aşırı yıkanmış verimi az topraklar tarıma uygun olmadığı
için seyrek nüfusludur.
E)-Su kaynakları: İçme ve kullanma suyu temini, tarım ve sanayide suya
ihtiyaç duyulması nedeniyle nüfusun çoğu, akarsu, göl vb. su kaynakları
çevresinde yoğunlaşmıştır.
F)- Enlem: Dünyada insanlar çok sıcak şartların yaşandığı ekvatoral iklim
bölgesi ( Sıcak kuşak) ta, çok soğuk şartların yaşandığı kutup bölgeleri insan
yaşamına uygun olmadığı seyrek nüfusludur.
Buna karşın insanların çoğu ılıman kuşakta yaşar. Sıcak ve soğuk kuşakların az,
ılıman kuşağın sık nüfuslu olmasının temel nedeni iklimdir.
25
Nüfus Dağılışını Etkileyen Beşeri ve Ekonomik faktörlerin başlıcaları
şunlardır:
A- Tarihi, İdari faktörler ve Askeri Faktörler: Dünyada eskiden beri yerleşme
alanı olan ve çok eski dönemlerden beri ticaret yollarının kavşak noktası yerler
ve buralarda kurulan yerleşmeler daha sık bir nüfusa sahiptir.
Dünyada bazı kentler başkentlik yapmış olmaları sayesinde, bazı kentler de
tarihten günümüze gelen askeri önemi ile yoğun nüfuslanmıştır.
B-Ekonomik faktörler: Dünyada bazı alanlar da sanayi, madencilik, tarım,
turizm, ticaret, hizmet ve ulaşım şartlarının iyi olması veya önemli kara, demir,
deniz yolları, önemli havaalanları ve limanları ile insanları kendine çok çekmiş
ve yoğun nüfuslanmıştır.
Dünyada sık nüfuslu alanların ortak özellikleri:
1- Arazisi düz ve verimli alanlardır.
2-İklim şartlarının uygun olduğu alanlardır.
3- Endüstrinin geliştiği alanlardır.
4- Ulaşımın kolay olduğu alanlardır.
5-Yeraltı ve yer üstü kaynakları bol olan alanlardır.
6- Tarım, hayvancılık, ticaret, turizm etkinliklerinin yoğunlaştığı alanlar.
Dünyada seyrek nüfuslu alanların ortak özellikleri:
1- Arazinin yüksek, engebeli ve eğimli alanlar ile toprağı verimsiz alanlar.
2- Ulaşımın zor yapıldığı yerler.
3-İklimin sert, yağışın az, kuraklığın fazla olduğu yerler.
4- Sanayi, ticaret, turizm ve bayındırlık çalışmalarının gelişmediği alanlar.
5- Sık ve gür ormanların olduğu alanlarda nüfus seyrektir.
6- Kurak karakterli çöl alanları,
7- Buzullarla kaplı kutup bölgeleri.
Dünya üzerinde en sık ve seyrek nüfuslanmış yerler ve nedenleri:
A-Sık Nüfuslanmış Yerler:
Dünya nüfusunun büyük bir bölümü uygun yasama koşulları taşıyan ılıman
iklim kuşağında toplanmıştır.
Muson Asyası: Asya kıtasının güney ve güneydoğusundaki ülkeleri kapsayan bu
bölgede, bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır.
26
Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu
bölgede bulunmaktadır. ( tarım) Japonya: Sanayileşmenin ve kısmen
madenciliğin etkisiyle sık nüfuslanmıştır.
Akarsu Havzaları: Tarım koşullarının elverişli olduğu Ganj, İndus, Fırat, Nil
gibi akarsu havzaları sık nüfuslanmıştır.
Akarsu boyları enleme göre farklı nüfus yo*ğunluğuna sahiptir. Örneğin sıcak
kuşakta Amazon, Kongo nehirlerinin havzası seyrek nüfuslu iken, orta kuşakta,
Tuna, Ren, Fırat nehirlerinin havzası yoğun nüfusludur.
Güney ve Batı Avrupa: Madencilik, endüstri ve ticaretin çok geliştiği
Avrupa’nın bütünü sık nüfuslanmıştır.
Amerika: Kuzey Amerika’nın kuzeydoğu kıyıları; Sanayi, tarım imkânları, deniz
etkisi, uygun iklim şartları ve ulaşım kolaylığı.
B-Seyrek Nüfuslanmış Yerler
İklim şartlarının olumsuzluğuna bağlı olarak nüfusun çok az olduğu, tenha
yerlerdir.
Soğuk Bölgeler: Kuzey Kutup Dairesi içinde bulunan Gröndland, Alaska,
27
Kanada’nın Kuzeyi, İskandinav Yarımadası ve Sibirya’nın kuzey bölgeleri
düşük sıcaklık nedeniyle seyrek nüfuslanmıştır.
Yüksek Dağlar: İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı
sınırlamasına bağlı olarak seyrek nüfuslanmıştır. ( Himalayalar)
Sıcak ve Nemli Ekvatoral Bölgeler: Tropikal kuşakta, Amazon, Kongo
havzaları gibi alçak yerler, yüksek sıcaklık, aşırı nemlilik, sık ormanlar ve geniş
alan kaplayan bataklıklar nedeniyle az nüfuslanmıştır.
C-Nüfuslanmamış Yerler
İklim ve zemin koşulları nedeniyle insanlarin yerleşmesine elverişli olmayan,
nüfuslanmamış yerlerdir.
Kutup Bölgeleri: Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika Kıtası 14
milyon km2 genişliktedir. Kalın buzullarla kaplı bir kıta olduğu için
nüfuslanmamıştır.
Bataklıklar: Bataklık, yağış miktarının fazlalığı nedeniyle, toprağın çok ıslak
olduğu, yer yer suların yüzeyde biriktiği yerlerdir. Yerleşmeyi ve ekonomik
faaliyeti sınırlandırdıkları için nüfuslanmamıştır.
Çöller: Dönenceler çevresindeki Meksika, Büyük Sahra, Arabistan, Kalahari,
Avusturalya çölleri ile Asya’nın iç kesimlerindeki Iran, Kızıllkum, Kara kum,
Taklamakan ve Gobi çölleri, insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine uygun
değildir.
Bu nedenle nüfuslanmamıştır. Ancak vaha adi verilen sulak yerlerde az da olsa
nüfuslanma görülür.
LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 64-65 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
Aşağıdaki soruları dünya iklim,fiziki,ve nüfus dağılışı haritalarından
yararlanarak cevaplayınız.
SORU-1- Kitabınızdaki haritada nüfusun en yoğun ve en seyrek olduğu
yerlerden bazıları oklarla gösterilmiştir.Amazon ormanlarının seyrek Batı
Avrupa’nın sık nüfuslu olmasının nedenlerini açıklayınız…
A-Amazon Ormanları: Yıl boyu bol yağışlı ve aşırı sıcaktır. Buralarda çok sık
ve gür yağmur ormanları bulunur. Ormanların tabanları güneş görmez ve aşırı
nem, küf ve hastalıklar mevcuttur. Tarım yapılacak arazi yoktur. Burarda
yaşam şartları iletişim ve ulaşım çok zordur. Diğer ekonomik faaliyetlerde
gelişmemiştir. Bu yüzden nüfus ve yerleşmeye uygun değildirler.
28
nilankazbuzcom.azbuz.com/blog/yazi/oku/500000...
B-Batı Avrupa:
Burada iklim şartları ılımandır. Yağışlar yeterince vardır. Arazileri düz ve
tarıma elverişlidir.Buralarda madencilik, endüstri ve ticaret çok gelişmiştir.
SORU-2-Diğer dört alandaki nüfus dağılımını inceleyerek yoğun yada seyrek
nüfuslu olmalarının nedenlerini açıklayınız.
Himalaya dağları: Buraları çok yüksek sahalardır. Yüksek olmasından dolayı
çok soğuk ve kar yağışlı sert bir karasal iklim özellikleri görülür. Ayrıca belli
yükseklerden sonra buzullarla kaplıdır. Yükseklikten dolayı, belli yükseltiden
sonra tarım, yerleşme, orman ve üst sınırlara ulaşılır. Arazi dağlık ve engebeli
tarım alanları yok denilecek kadar azdır. Dağlık olması ve şiddetli kış
şartlarından dolayı ulaşım çok zordur. İklim koşullarının her türlü ekonomik
faaliyeti, özellikle tarımı sınırlamasına bağlı olarak seyrek nüfuslanmıştır.
Güneydoğu Asya:Buralarda sıcak karakterli muson iklimi etkilidir. Sıcaklık ve
yağış bol ve tarıma uygun önemli ovalar ve düzlük alanlar bulunur. Ayrıca
buralar tarihten kaynaklanan eski dünya olmasından dolayı da eskiden beri
terleşme alanlarıdır. Buralarda zengin yeraltı ve yer üstü kaynakları bulunur. Bu
bölge ülkeleri nüfus özelliği olarak eğitim seviyesi az ve doğum oranlarının
yüksek olduğu ülkelerdir. Bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem
taşır. Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan
bu bölgede bulunmaktadır.
29
Kutup Bölgesi- Antarktika: Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika
Kıtası 14 milyon km2 genişliktedir. Soğuk iklim şartlarında oluşan örtü
buzulları ile kaplıdır. Gerek iklim şartları olumsuzluğu, gerekse de toprağın
olmaması ve diğer geçim kaynaklarının bulunmamasından dolayı, kalın
buzullarla kaplı nüfuslanmamıştır. Yani nüfus yönünden boştur.
Sahra Çölü:Buralar yeryüzünün sıcak ve kurak alanlarıdır. Gerek yağış ve su
yetersizliği, gerekse aşırı sıcaklık ve sıcaklık farkları, kum fırtınaları, toprak
oluşumunun olmaması gibi nedenlerle başta tarım olmak üzere ekonomik
faaliyetlere uygun sahalar değildirler. insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine
uygun olmayan bu tür alanlar nüfuslanmamıştır. Yani nüfus yönünden boş
alanlardır. Ancak vaha adı verilen sulak yerlerde az da olsa nüfuslanma görülür.
30
 SORU-3- Nüfusun dağılışında belirtilen yerlerin hangilerinde doğal ekteler
etkili olmuştur.
Nüfus dağılışı haritasında bakılarak Amazon bölgesi, Sahra Çölü, Himalaya
dağları, Kutup Bölgesi- Antarktika,
SORU-4-Dünya nüfusunun genelde kıtaların kenar kesimlerinde yoğun, iç
kesimlerde seyrek olma nedenleri nelerdir?
Kıyalarda deniz ve okyanusların etkisiyle ılıman ve yağışlı iklimler vardır. Bu
iklimler tarım ürünlerinin bol ve çeşitli olduğu yerlerdir, ayrıca bu kıyılarda
akarsuların oluşturduğu en verimli topraklar olan delta ovarlı bulunur. Kıyı
bölgelerin dünyanın diğer kesimleri ile bağlantılarını sağlayan ulaşım imkânları
geniştir. Bu nedenle kıyılar sık nüfuslu, buna karşılık yağışların az, kuraklığın
fazla olduğu, sıcaklıkların yetersiz olduğu iç bölgelerde ekonomik faaliyetler
sınırlıdır. Denizden uzaklaştıkça bu özellikler iyice belirginleşir. Bu nedenle iç
kesimlerde nüfus daha seyrektir.
SORU-5-Okyanusya kıtası diğer kıtalara oranla az nüfusludur nedenlerini
yazınız.
Avustralya kıtası mevcut yaşam bölgelerine uzakta ana karalara bağlantısı
olmaması iç kesimleri dönence çölleri ile kaplı bir özellik gösterir.Nüfus daha
çok kıyı kesimlerdeki noktalarda uygun iklim koşullarına bağlı olarak yoğunluk
kazanmıştır.
SORU-6-Amazon ve Nil Dünyanın en önemli nehirleri iken Amazon Havzası
seyrek, Nil Havzası neden sık nüfusludur:
Amazon havzası: Buralarda çok sık ve gür yağmur ormanları bulunur.Yüksek
31
sıcaklık ve nem yaşam şartlarını zorlaştırır.Bu bölgede şehirler daha çok 2000
m yükseltide kurulmuştur. Ormanların tabanları güneş görmez ve aşırı nem, küf
ve hastalıklar mevcuttur. Tarım yapılacak arazi yoktur. Burarda yaşam şartları
iletişim ve ulaşım çok zordur. Diğer ekonomik faaliyetlerde gelişmemiştir. Bu
yüzden nüfus ve yerleşmeye uygun değildirler.
Nil Havzası: Amazon bölgesine oranla daha elverişli iklim koşullarına sahiptir.
Ayrıca Nil Havzası yağmur Ormanları gibi araziyi sık kaplayan ve tarım
alanlarını kapatan bir bitki örtüsüne sahip değildir. Nil Havzasında çok verimli
ve düzlük ovalık alanlar mevcuttur. Yaz Kuraklığının yaşandığı alanlara da Nil
hayat verir.
Bu yüzden çok sık nüfusludur.
KONU İLE İLGİLİ EK BİLGİ
Dünya üzerinde en sık ve seyrek nüfuslanmış yerler ve nedenleri:
Sık Nüfuslanmış Yerler: Dünya nüfusunun büyük bir bölümü uygun yasama
koşulları taşıyan ılıman iklim kuşağında toplanmıştır.
Muson Asyası: Asya kıtasının güney ve güneydoğusundaki ülkeleri kapsayan bu
bölgede, bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır. Dünya’nın
en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu bölgede
bulunmaktadır. ( tarım) Japonya: Sanayileşmenin ve kısmen madenciliğin
etkisiyle sık nüfuslanmıştır.
Akarsu Havzaları: Tarım koşullarının elverişli olduğu Ganj, İndus, Fırat, Nil
32
gibi akarsu havzaları sık nüfuslanmıştır. Akarsu boyları enleme göre farklı nüfus
yoğunluğuna sahiptir. Örneğin sıcak kuşakta Amazon, Kongo nehirlerinin
havzası seyrek nüfuslu iken, orta kuşakta, Tuna, Ren, Fırat nehirlerinin havzası
yoğun nüfusludur.
Güney ve batı Avrupa: Madencilik, endüstri ve ticaretin çok geliştiği
Avrupa’nın bütünü sık nüfuslanmıştır.
Amerika: Kuzey Amerika’nın kuzeydoğu kıyıları; Sanayi, tarım imkânları, deniz
etkisi, uygun iklim şartları ve ulaşım kolaylığı.
Seyrek Nüfuslanmış Yerler
İklim koşullarının olumsuzluğuna bağlı olarak nüfusun çok az olduğu, tenha
yerlerdir.
Soğuk Bölgeler: Kuzey Kutup Dairesi içinde bulunan Gröndland, Alaska,
Kanada’nın Kuzeyi, İskandinav Yarımadası ve Sibirya’nın kuzey bölgeleri
düşük sıcaklık nedeniyle seyrek nüfuslanmıştır.
Yüksek Dağlar: İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı
sınırlamasına bağlı olarak seyrek nüfuslanmıştır. ( Himalayalar9
Sıcak ve Nemli Ekvatoral Bölgeler: Tropikal kuşakta, Amazon, Kongo
havzaları gibi alçak yerler, yüksek sıcaklık, aşırı nemlilik, sık ormanlar ve geniş
alan kaplayan bataklıklar nedeniyle az nüfuslanmıştır.
Nüfuslanmamış Yerler
İklim ve zemin koşulları nedeniyle insanlarin yerleşmesine elverişli olmayan,
nüfuslanmamış yerlerdir.
Kutup Bölgeleri: Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika Kıtası 14
milyon km2 genişliktedir. Kalın buzullarla kaplı bir kıta olduğu için
nüfuslanmamıştır.
Bataklıklar: Bataklık, yağış miktarının fazlalığı nedeniyle, toprağın çok ıslak
olduğu, yer yer suların yüzeyde biriktiği yerlerdir. Yerleşmeyi ve ekonomik
faaliyeti sınırlandırdıkları için nüfuslanmamıştır.
Çöller: Dönenceler çevresindeki Meksika, Büyük Sahra, Arabistan, Kalahari,
Avusturalya çölleri ile Asya’nın iç kesimlerindeki Iran, Kızılkum, Kara kum,
Taklamakan ve Gobi çölleri, insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine uygun
değildir. Bu nedenle nüfuslanmamıştır. Ancak vaha adi verilen sulak yerlerde az
da olsa nüfuslanma görülür
LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 66 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
Yıllar
Kıtalar
Afrika
Asya
33
Avrupa
Amerika
Okyanusya
Dünya(Toplam)
1750
106
502
163
18
2
791
1800
107
635
203
31
2
978
1850
111
809
276
64
2
1262
1900
133
947
408
156
6
1650
1950
221
1402
547
339
13
2522
1960
276
1628
661
439
16
3020
1970
377
2050
720
34
532
19
3698
1980
492
2518
778
628
23
4439
1990
657
3018
798
769
27
5269
2000
811
3554
809
853
31
6059
2005
897
3800
805
875
33
6410
Yılara göre nüfusun kıtalara dağılışı ( Milyon kişi)
Etkinlik Çalışması:
Aşağıdaki Soruları tablodaki verilere göre cevaplandırınız.
SORU-1–1750 -1950 yılları arasında nüfusu en çok artış gösteren kıtalar
hangileridir.
Tabloya bakıldığında en çok artış Asya ve Avrupa Kıtalarıdır. Bu kıtalar sayıca
en çok artışı göstermiştir. Sebebleri düşünüldüğünde Asya kıtasındaki yüksek
doğum oranları, Avrupa’da ise sanayi inkılâbından sonra insan yaşam düzeyleri
ve sağlık şartlarında meydana gelen iyileşmeler ve ortalama ömrün uzamasıdır.
SORU-2-Amerika kıtasında nüfus hangi yıllar arasında önemli bir değişme
göstermiştir?
En yüksek artışlar1850-1900 ve 1900-1950 yılları arasında olmuştur. Bunun
nedenleri ise Güney Amerika ülkelerinde meydana gelen yüksek doğum oranları
ile kıtanın diğer kıtalardan almış olduğu yüksek sayılardaki göçerdir.
35
SORU-3–1750–1900 yılları arasında Avrupa kıtasında nüfusun önemli bir
şekilde artış göstererek değişim yapmasının nedenleri nelerdir?
Kıtada Sanayi inkılâbı sonrası başlayan ekonomik gelişmeler, teknolojik
gelişmeler ve sağlık ve yaşam koşullarının iyileşmesi sonucu ömrün
uzamasıdır.Sağlık alanındaki gelişmeler çocuk ölümlerini azalması belirtilebilir.
SORU-4–1960 yılından sonra tüm kıtalarda meydana gelen nüfus artışının
ortak nedenleri nelerdir?
1960 sonrası tüm dünya genelinde nüfus artışının genel nedeni teknolojik
gelişmeler ,bilimsel çalışmalar sonrası insanlığın yaşam düzeyinin
ilerlemesi,beslenme şartlarının iyileşmesi daha sağlıklı nesillerin ortaya çıkması
ve beraberinde ömrün uzamasıdır.Eski dönemlerde ortalama insan ömrü 30 yıl
civarında iken; Avrupa ve Kuzey Amerika’da bu yıllarda başlayan ölüm hızının
düşmesi gelişmekte olan ülkelerde günümüzde hızla devam etmektedir.
Gelişmemiş ülkelerde 1950–1990 arasında çocuk ölümleri üçte iki oranında
azaldı. 41 yaşı bulmayan ömür süresi 60 yıla çıktı. Bu da dünya genelinde
ömrün uzaması ve nüfusun daha fazla artmasına neden olmaktadır.
Asya kıtasının nüfusu son 50 yıl içinde iki katına çıkmıştır. Bu kıta dünya
nüfusunun % 58 lik kısmını barındırmaktadır. Bu kıtada hala doğum oranları
oldukça yüksektir.
Avrupa kıtasında ise nüfus artışı Asya kıtası kadar değildir. Hatta bu kıtada
nüfus düşme eğilimindedir. Bunun en büyük nedeni kıtadaki doğum oranının az
olmasıdır.
10.SINIF SAYFA 67 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
SORU-1-Kitabınızda verilen grafikte gördüğünüz gibi dünya nüfusu kıtalara
göre farklı dağılış göstermiştir.
Bunun nedenleri nelerdir.
Kıtaların genel iklim koşulları,konum özellikleri,yer altı kaynakları bakımından
farklılıklar göstermesi nüfus dağılımının farklı olmasında etkili faktörlerdir.
Eskiden beri yerleşme sahası olan ayrıca doğum oranları yüksek olan ve insan
ömrünün de uzamasıyla Asya, Afrika, Güney Amerika’da hızlı bir artma
yönünde değişim yaşanırken, buna karşılık Avrupa, Kuzey Amerika’da ise
doğum oranları düşme eğiliminden dolayı farlılıklar yol açmaktadır. Karaların
geniş yer tutması nedeniyle Dünya nüfusunun yarıdan fazlası Kuzey
Yarımkürede yaşar.
SORU-2-Dünya siyasi haritasından yararlanarak harita 3 teki yoğun nüfuslu
alanlardaki ülkeleri söyleyiniz.
Asya’da; Hindistan, Japonya, Endonezya, Malezya, Bangladeş, Tayvan, Güney
Kore, Kuzey Kore, Japonya, Filipinler, Pakistan, Vietnam, Tayland, Birmanya(
36
Burma), Laos, Kamboçya, Nepal, Bhutan
Avrupa’da; İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika, Danimarka ( Gröndland
hariç), İtalya, Almanya, İsviçre, Avusturya, İspanya, Portekiz, Gürcistan,
Ukrayna, Romanya, Macaristan, Çek Cum. Slovakya, Polonya vb.
Afrika’da; Güney Afrika, Sierra Leone, Liberya, Fildişi Sahili, Gana, Togo,
Benin, Nijerya, Senegal, Gine, Zambiya vb.
Amerika’da; A.B.D. doğu kıyıları ve batı kıyıları, Meksika, Guatemala,
Honduras, Nikaragua, Kostarika, Panama, Kolombiya, Venezuela, Brezilya
doğu kıyıları,
Avustralya’nın güneydoğu kıyıları,
SORU-3-Nüfus artışının olumlu olumsuz sonuçlarını araştırıp bir metin haline
getiriniz.
Nüfus artışı hızının az olması;
A-Nüfus sayısı azalır.
B-Yaşlı nüfus artarak, nüfus dinamik özelliğini yitirir.
C-İş gücü Azalması veya sıkıntısı başlar.
D-Ülkenin geleceği tehlikeye girer.
Nüfus artışı (artış hızının yüksek olması) olumlu etkilere de yol
açabilmektedir.A-Mal ve hizmetlere talep artar.
B-Yeni sanayi kollarının doğmasına yol açar.
C-İşçi ücretleri düşer
D-Vergi gelirleri artar.
E-Piyasa genişler, yeni yatırım sahaları açılır.
F-Askeri açıdan savunmada önemlidir.
Nüfusun aşırı artması birtakım sıkıntılara neden olur.
1. Milli gelirin büyük bölümünün artan nüfus tarafından tüketilmesine bağlı
olarak ekonomik kalkınma hızı yavaşlar. ( Milli gelirin azalması, demografik
yatırımların artması)
2.İşsizliği arttırır.
3.Tüketici durumda olan çocuk yaştaki nüfusu ve tüketimi artırıp çalışanların
yükünü artırır.
4.Kırsal kesimden kentlere doğru olan göçler yoğunluk kazanır.
5.Gelir dağılımındaki dengesizliği arttırır. ( Düşük gelirli ailelerde çocuk sayısı
daha fazladır)
6-Kişi başına düşen milli gelir payı azalır.
7-Dengeli beslenmeyi zorlaştırır.
8-Eğitim, sağlık ve alt yapı hizmetlerini aksatır, yetersiz kalmasına neden olur.
Belediye hizmetleri zorlaşır.
9-Konut yetersizliği; çarpık kentleşme ve çeşitli çevre sorunları ortaya çıkar.
10-Doğal kaynakların aşırı kullanımı ile doğal kaynaklar tez tükenir.
11-Artan nüfusu beslemek için toprağın aşırı kullanılması toprak erozyonunu
hızlandırır.
LİSE 2 SAYFA 69 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
37
Ülke
Doğum Oranı %0
Ölüm Oranı %0
Doğal artış
Çin
21
7
14
Hindistan
31
10
21
Fransa
13
10
3
Japonya
12
8
4
Kenya
47
10
37
Meksika
17
6
11
İngiltere
14
12
2
ABD
14
9
5
Türkiye
2004
19,1
6,2
12.9
38
SORU-1-Boşlukları doğal artış oranları ile doldurunuz.
SORU-2-Doğal artış oranı en yüksek ülke hangisidir.
( Kenya)
SORU-3-Doğal artış oranı en az olan ülke hangisidir?
( İngiltere)
SORU-4-En dengeli nüfus hangi ülkeye aittir?
( İngiltere)
Gelişmiş ülkelerde doğum oranlarına örnekler.
Rusya’da Kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.27 çocuk/1 kadın (2001
tahmini),
İsveç’tekadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.53 çocuk/1 kadın (2001
tahmini),
Çin’de Kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.82 çocuk/1 kadın (2001
tahmini),
ABD’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 2.06 çocuk/1 kadın (2001
tahmini),
İngiltere’de Kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.73 çocuk/1 kadın (2001
tahmini),
Japonya’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.41 çocuk/1 kadın (2001
tahmini),
Gelişmemiş ülkelerde bu oranlar ileri ülkelere göre yüksek olmakla beraber
son yılarda önemli düşüşler olmaktadır. Bu ülkelerde doğurganlık oranı 1970
lerde 6,7 den, 2,6 ya kadar düşmüştür. Gelişmemiş ülkelerde doğum oranlarına
örnekler:
Zimbabwe’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı 3.28 çocuk (2001 tahmini) ,
Uganda’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı 6.88 çocuk (2001 tahmini),
Sudan’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 5.35 çocuk
Somali’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 7.11 çocuk
Suudi Arabistan’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 6.25 çocuk,
Honduras’ta kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 4.15 çocuk/1 kadın (2001
tahmini)
Türkiye’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 2.46 bebek (2002 tahminleri),
2004 yılı için - 2,21
LİSE 2 SAYFA 70 ETKİNLİK ÇALIŞMASI -139
SORU-1-Doğurganlık oranlarında düşüşün nedenleri nelerdir?
1-Eğitim seviyesinin artması,
2-Nüfus planlamasının yapılmaya başlanması,
3-Kadının çalışma hayatındaki yerinin artması,
4-Sanayileşme ve kentleşmenin etkileri,
5-Kişi başına düşen milli gelir miktarının artması ve yaşam şartlarının iyileşmesi,
6-Erken evlenmelerin önlenmesi
Doğurganlık hızı, eğitime, kültüre ve ekonomik gelişime bağlı olarak değişir.
Ekonominin tarım ve hayvancılığa dayalı olduğu, eğitim ve kültür düzeyinin
geri olduğu ülke ve bölgelerde doğurganlık hızı fazladır. Ayrıca kırsal kesimde
doğurganlık hızı kentlere göre daha yüksektir. Doğurganlık oranları kadınların
yaşı ve eğitimi, çalışma hayatındaki yerine göre değişir. Kadınların eğitimi
yükseldikçe, yaşı arttıkça, çalışma hayatında yer aldıkça doğum oranları
düşmektedir.
SORU-2-Nüfusun değişiminde etkin olan faktörler nelerdir?
1- Doğumlar. 2- Ölümler. 3- Göçler. 4- Ülke sınırlarında meydana gelen
değişmeler.
SORU-3-Ülkelerin hayat standartlarının yükselmesi doğum ve ölüm oranlarını
nasıl etkilemektedir?
Ülkelerde hayat standardı yükseldikçe sanayileşme ve kentleşme arttıkça sağlık
ve beslenme şartları iyileşmeye, eğitim seviyeleri artmaya ve kadınlar çalış
hayatına girmeye başlayacaktır. Bu özellikler doğum oranlarının azalmasına
neden olacaktır.
Yine mevcut şartların iyileşmesi insan ömrünü uzatacak insan ölümlerini azaltıcı
etkide bulunacaktır.
Etkinlik Çalışması:-2Ülkelerin nüfus artışları sadece doğum ve ölümlere bağlı değildir.
 Jamaika
 Hong-Kong
 Doğum oranı
 %0 27
 Doğum oranı
 %0 18
 Ölüm oranı
 %0 6
 Ölüm oranı
 %0 5
40
 Doğal artış
 %021
 Doğal artış
 %0 13
 Gerçek yıllık nüfus artışı
 %0 12
 Gerçek yıllık nüfus artışı
 %0 33

Jamaika iş imkanlarının yetersiz olduğu daha çevre bölgelere işçi göçü veren bir
özellik gösterirken,Hong-Kong ise daha çok mevcut gelişimi ile çevre
bölgelerden göç alma özelliği göstermiştir.
Burada Jamaika’da doğal artış %0 21 iken Gerçek artışın %0 12 olması bu
ülkenin dışarı göç verdiğini gösterir. (% 09 nüfus göç vermiştir); Buna karşılık
Hong- Kong ta ise doğal artış % 013 iken, gerçek artışın % 33 olması burada
ülkenin dışarıdan göç aldığını gösterir.
10.SINIFLAR ETKİNLİK ÇALIŞMASI SAYFA 71 Aşağıdaki soruları harita 11
ve dünya siyasi haritasından faydalanarak cevaplandırınız.
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 1006x417

Dünya nüfus dağılım haritası
SORU-1- Dünyanın her tarafında nüfus artış oranları aynımıdır?
Her yerde nüfus artış oranları aynı değildir.Dünya ülkelerinin gelişmişlik yapıları
birbirinden farklı olduğu için nüfus artış oranları da birbirinden farklıdır.
SORU-2-Nüfus artışının yüksek olduğu ülkeler veya alanlar nerelerdir?
Afrika ülkeleri, Orta doğu ülkeleri, Güney ve güney doğu Asya ülkeleri, Latin
ve Orta Amerika ülkeleri ( Arabistan, Kenya, Kuveyt, Nijerya, Andora, Libya,
41
Suriye vb.)
Bu ülkelerde en önemli artış nedeni doğum oralarının çok yüksek
olması,gelişmişlik durumlarının çok iyi olmaması ,eğitim seviyesinin düşük
olması etkili olmuştur.Ayrıca bu ülkelerde de hayat şartlarının iyileşerek ömrün
uzaması da son yıllarda artış etkili olmaktadır.
SORU-3-Nüfus artış oranlarının düşük olduğu ülkeler hangileri ve
nedenleri?
ABD, Rusya, Kuzey ve Batı Avrupa ülkeleri, Balkan ülkeleri, Yeni Zelanda vb.
Bu ülkelerde artışın düşük olmasın en büyük doğum oranlarının düşük
olmasıdır.Gelişmişlik durumları iyidir,kadının iş hayatındaki rolü fazladır.Yaşam
standartları yüksektir aileye bakış açısı daha çok bireysel yaşam değerlerine
dayanır.Erken yaşata evlenmeler söz konusu değildir şeklinde açıklanabilir.
SORU-4- Nüfus artışları gelecekte nasıl bir seyir izleyecektir?
Dünyada nüfus artışlarının çoğunun gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanması
beklenmektedir. Dünya nüfusunu 2 milyardan 5 milyara çıkaran ilk büyüme
dalgasından sonra, Dünyada önümüzdeki otuz yılda hızlı atış devam edecektir.(
1995’den 2025’e kadar) Bu da 5,7 milyar insandan 8,3 milyar nüfusa ulaşması
demektir.
Dünya nüfusunun çoğunun bulunduğu merkez üssü Asya olan kuzey( Asya,
Avrupa ) nüfus ağırlığı, gelecek yıllarda yön değiştirip; güneye ( Afrika ve
güney Amerika) kayacaktır. Bu kadar eşitsiz bir dağılım 30 yıl içerisinde
yeryüzünün şeklini bir hayli değiştirecektir.
Afrika nüfusu 1950 de 221 milyondan önündeki 70 yılda yani 2020 lerde1,6
milyara çıkarak tam 7 kat artması beklenmektedir. Latin Amerika’nın nüfusun
da 4,5 kat artış göstermesi, Bu iki kıta 2025 yılında dünya nüfusunun yüzde
28’ini barındırıyor olması beklenmektedir. Oysa 1950 yılında iki kıtada dünya
nüfusunun sadece yüzde 15’i yaşıyordu.
Avrupa’ya gelince kıta 1950 yılında dünya nüfusunun yüzde 16’sına sahipti.
Kıtada nüfus artışının yavaşlaması hatta bazı ülkelerde durağan veya eksilen
yapıda olmasından dolayı dünya nüfusu içindeki payı azalarak 2025 yılında de
sadece yüzde 6’sına sahip olacaktır.
Güney ülkeleri ( Afrika Ve güney Amerika) bir taraftan nüfuslarının büyük
oranda arttığını görülürken, öte yandan, doğurganlığın hızlı düşüş göstermesi
ve ortalama ömrün uzamasından dolayı nüfus yapılarında yaşlıların oranının
yükseldiğini de göreceklerdir.
Çin’de 1957–1990 arsı 15 yaşından küçük olanların toplam nüfus içindeki payı
yüzde 40’dan yüzde 26’ya düşmüş, 2020 yılında da yüzde 12’ye düşecektir. 65
yaşından büyük olanların Çin nüfusundaki oranı 1990’da yüzde 6 iken, 2025
yılında iki misline çıkacak yüzde 13 oranıyla Avrupa seviyesine ulaşacaktır. Bu
gelişim Avrupa’da yüz yıl sürerken Çin ve diğer bazı güney ülkelerinde aynı
42
gelişim sadece 25 yılda gerçekleşecektir.
SORU-5-Gelişmişlik düzeyi ile nüfus arasında nasıl bir ilişki vardır.
Gelişmiş ülkeler ekonomik yapılarını sağlamlaştırmış yaşam koşullarının yüksek
olduğu iş imkanları bakımından avantajlı ülkelerdir.Bu bölgeler mevcut
yapılarından dolayı göç almaya müsayit bölgeler yada insanların yerleşme için
tercih ettiği alanlardır.Ancak bu ülkelerde mevcut standartların yüksek olması
eğitim seviyesinin iyi olması kadının iş hayatındaki rolünün fazla olmasından
dolayı doğum oranları düşüktür.Nüfusu fazla ancak nüfus artış hızı düşük hatta
eksilere doğru giden bir yapıdadır.
Geri kalmış ülkeler de ise mevcut ekonomik yapının yetersiz olması sağlık
şartlarının iyi olmaması kadının iş hayatındaki rolünün az olması aile planlaması
konusunda yeterli alt yapıya sahip olmadıklarından dolayı ciddi bir nüfus ve
nüfus artış oranını vardır.
SORU-6-Sağlık koşulları dünya nüfus artış oranlarını nasıl etkilemiştir.
Sağlık şartlarının iyileşmesi bulaşıcı hastalık ve benzeri sebeplerden dolayı ölen
bebek sayısını azaltır.İnsan ömrüne uzatıcı etkide bulunur buda dünyada nüfus
artış oranını artırcı etkide bulunmasına sebep olur.
10.SINIF SAYFA 74 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
SORU-1- Bu bilgileri kullanarak 1.ci için geri kalmış 2.için gelişmiş ülke
piramiti çizilebilir.
43
44
SORU-2-Tablodaki veriler ve bu piramide bakarak bu ülkelerin nüfusları
ile ilgili hangi özellikleri belirleyebiliriz.
Nüfus piramitlerinden neler elde edilir:
1.Ülkelerin toplam nüfusu,
2.Kadın erkek sayıları ve toplam nüfusa oranları,
3.Nüfus basamakları ( Çocuk, yetişkin, yaşlı) ve bunların birbirlerine oranları
4.Ülkedeki doğum ve ölüm oranları,
5.Çalışma çağındaki nüfus miktarı ve tüketici nüfusa oranı,
6.Ülkelerin gelişmişlik düzeyi,
7.Ülkelerin farklı yıllarda ki grafikleri karşılaştırılarak nüfus yapısında meydana
gelen gelişmeler gözlenebilir.
8.Ülkelere göre nüfus hareketleri gözlenebilir.
SORU-3- Belirlenen özelliklerden bu ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile ilgili
neler söyleyebiliriz.
I. Ülkenin nüfus piramidi düzgün üçgene benzemektedir. Bu piramitte, doğum
ve ölüm oranlarının yüksek olduğu, geri kalmış ülkelerin nüfus yapısını
göstermektedir.
II: Ülkenin nüfus piramidi Arı kovanına benzer şekildedir. Bu piramit doğum ve
45
ölüm oranlarının düşük olduğu, endüstrisi gelişmiş ülkelerin nüfus yapısını
göstermektedir.
SORU4- Bu tür piramitlere benzer özellikteki ülkeler belirleyiniz.
1. piramide örnek olarak, İran, Irak, Somali, Uganda, Libya, Arabistan, Kenya,
Bangladeş vb
2. Piramide benzer, İngiltere, Fransa, ABD, Kanada, Almanya, Hollanda,
Belçika, İsveç, Norveç, İsviçre vb.
LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 76-77 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI
Aşağıdaki soruları kitabınızdaki dünya ortalama yaşam süresi dağılış haritasını
inceleyerek cevaplandırınız.
SORU-1- Ortalama yaşam süresinin en yüksek olduğu kıta ve ülkeleri
bulunuz,
Haritada verilen lejant anahtarındaki renkler yorumlandığında karşımıza
aşağıdaki yorumlar çıkar.Bu çalışmadan faydalanırken atlas kullanarak bu
ülkelerin yerlerini bulmanız sizin menfaatinize olacaktır.
Avusturalya, Yeni Zelanda,
Kuzey Amerika ( Kanada, ABD) Meksika, Güney Amerika’da Şili, Arjantin,
Uruguay, Paraguay, Kolombiya, Ekvator, Kostarika, Venezuela, Panama,
Fransız Guyana’sı.
Avrupa’da:
Kuzey Avrupa ülkeleri ( Finlandiya, İsveç, Norveç, Danimarka) Batı Avrupa’da
İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz, Almanya, Hollanda, Belçika, Lüksemburg,
Avusturya, İsviçre, Güneyde İtalya, Yunanistan,
Asya’da Çin, Japonya, Güney Kore, Malezya, Filipinler
Neden:Bu ülkeler gelişme şartlarını tamamlamış sağlık şarlarının ve beslenme
şartlarının çok iyi durumda olduğu insanların yaşam standartlarının yüksek
olduğu ,bundan dolayı ölüm oranlarının düşük olduğu ülkelerdir.
SORU-2- Ortalama yaşam süresinin en düşük olduğu kıta ve ülkeleri
bulunuz,
Afrika Kıtası, ( Kuzey Afrika Dışında tamamı),Asya’da Hindistan, Yemen, Irak,
Kazakistan, Papua Yeni Gine, Nepal, Bangladeş, Kamboçya, Laos, Vietnam
Neden :Bu ülkelerde sağlık ve beslenme şartlarının iyi olmaması, önemli bir
kısmının açlık çekmesi, salgın hastalıklara maruz kalmaları ve bir kısmı da
sürekli savaşların içinde olması.
46
SORU-3- Ülkemizin ortalama ömür yönünden durumu ve diğer ülkeler
arasındaki yeri nedir.
Ülkemiz 65- 69 yıl olan ortalama ömür grubuna girmektedir. Ülkemiz hayat
seviyesi çok iyi olan ülkelere göre az olmakla beraber, gelişmemiş ülkelerden
daha iyi durumdadır.
DİE verilerine göre 2004 yılı itibari ile Erkeklerde 68,8yıl, kadınlarda 73,6,
toplam ortalamada 71,1 yıl olarak tahmin edilmektedir.
LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 77 ETKİNLİK ÇALIŞMASI:
SORU-1-Bir ülkenin kalkınmasında nüfus nasıl bir etkiye sahiptir?
Nüfus artışı ekonomiye yaptığı olumlu katkılar:
1.Mal ve hizmetlere talep artar.
2.Yeni sanayi kollarının doğmasına yol açar,
3.İşçi ücretleri düşer,
4.Vergi gelirleri artar.
5.Piyasa genişler, yeni yatırım sahaları açılır,
6.Askeri savunmada önemlidir
Nüfus artış hızı düşük olursa ne gibi sonuçlara yol açar:
1-Nüfus sayısı azalır.
2-Yaşlı nüfus artarak, nüfus dinamik özelliğini yitirir.
3-İş gücü Azalması veya sıkıntısı başlar.
4-Ülkenin geleceği tehlikeye girer.
Nüfusun fazla olması:
1.İşsizlik sorununu oluşmasına,
2.milli gelirden alınan payın azalması,
3-Ülke kalkınma hızının düşmesine,
4-Nüfus hareketlerinin (Göç hareketleri)artmasına,
5.Konut yetersizliği ve gecekondulaşma ve çarpık kentleşme sorunlarının
oluşmasına,
6-Çevre sorunlarının artmasına,
7-Eğitim ve sağlık hizmetlerinde aksamalar vb sorunları oluşturur.
Ülke kaynakları mevcut nüfus potansiyelini kaldırabilecek potansiyele sahip ve
bu potansiyel doğru kullanılırsa nüfus bir avantajdır.Ancak ülke kaynaklarının
daha önünde bir nüfus potansiyeline sahip ülkeler mevcut imkanları da iyi
kullanamazsa bu ülke içerisinde çeşitli sosyal ve ekonomik sorunlara yol
açar.Bazı gelişmiş ülkelerde nüfus potansiyelinin gittikçe yaşlanması doğrum
oranlarının düşmesi nüfusun yaşlanması ülke için ileriki dönemlerde ciddi
sıkıntılar oluşturur.Ülke gelişmeye müsayit bir alt yapıya sahipse genç nüfus
dinamiği o ülkenin kalkınmasında olumlu rol oynar.
SORU-2-Doğal kaynakların kullanımı ile nüfus arasında nasıl bir ilişki
47
vardır?
Doğal kaynakların kullanımı nüfus ile doğrudan bağlantılıdır.Nüfus
potansiyelinin yüksek olması mevcut kaynakların daha fazla kullanılmasına ve
daha erken tüketilmesine yol açar.Dış ülkelerden ithalatı arttırır buda ülke
ekonomisi için olumsuz bir etkidir.
Artan nüfusu beslemek için toprağın aşırı kullanılması toprak erozyonunu
hızlandırır.
SORU-3- Savaşların ülke nüfusları ve cinsiyetlere dağılımında etkisi
nedir?
Savaşlarda genel olarak erkek nüfusun cepheler gitmesi ve buralarda kayıplar
vermesinden dolayı nüfusun içinde payı düşer ve savaş yıllarında ve kadın
nüfusun fazla olduğu görülür. Ayrıca savaş yıllarında evlenmeler ve doğumlar
azalır. Bu yüzden genel nüfus artışı ve doğurganlık oranları düşer. Savaşlarda
özellikle yıkım çok olmakta ölü oranları artarak nüfus azalmasına da neden
olmaktadır.
SORU-4- Aşağıdaki tabloda boş olan kutucukları uygun bilgilerle
doldurunuz.
Ekonomik gelişmişlik düzeyi
Nüfus artış oranları %0
Artış nedeni
Kalkınma durumu
Gelişmekte olan ülkeler
20- den yukarıda
Doğum oranlarının yüksek olması
Kalkınma hızları düşüktür. Çünkü nüfus artı oranları yüksek olmasından dolayı
kaynaklarının demografik yatırımlara harcalar.
Gelişmiş ülkeler
10 - dan daha az
Hayat standardı yüksek ve sağlık iyi ölümlerin düşük olması
Kalkınma hızları yüksektir. Çünkü demografik yatırım az, çalışan nüfus fazla
üretim fazladır.
10.SINIF SAYFA 78-79 ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI
Aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
SORU-1-Nüfus artışının olumlu ve olumsuz sonuçlarını yazınız.
Nüfus artışının olumlu sonuçları
1.Üretim artar.
2.Vergi gelirleri artar.
3.Mal ve hizmetlere talep artar.
4.Yeni endüstri dalları doğar.
48
5.İşçi ücretleri ucuzlar.
6.İhracatta rekabet kolaylaşır.
Nüfus artışının olumsuz sonuçları
1.İşsizlik artar.
2.Kalkınma hızı düşer.
3.Kişi başına düşen milli gelir azalır.
4.Tasarruflar azalır.
5.Tüketim artar.
6.İç ve dış göçler artar.
7.İnsanların temel ihtiyaçlarının karşılanması zorlaşır.
8.İhracat azalır.
9.Demoğrafik (nüfusa bağlı) yatırımlar artar.
10.Çevre kirlenmesi artar.
11.Belediye hizmetleri zorlaşır.
SORU-2-Coğrafi konum ve iklim koşullarının nüfus dağılışı üzerinde nasıl bir
etki sahiptir.
Coğrafi konum ve iklim özellikleri elverişli olan bölgeler dünya üzerinde sanayi
ticaret tarım faaliyetlerinin geliştiği noktalardır.Bu nedenle bu alanlar yoğun
nüfus çeker.
Konum özellikleri olarak orta kuşak ve kutup kuşağı civarında iki ülkeyi
karşılaştırdığımızda orta kuşak ülkesi daha uygun yaşam koşullarına sahiptir bu
nedenle daha yoğun nüfusludur.
İklim şartları bakımından aşırı sıcak ve nemli tropikal bölge ile çöl,ve kutup
ikliminin görüldüğü alanlar farklı bir sebep yoksa seyrek nüfusludur.İklim
koşulları elverişli olan ılıman iklimler daha fazla nüfus çeker.
SORU-3-Nüfus sayımlarında hangi bilgileri öğrenebiliriz.
1.Nüfusun sayısı,
2.Artış hızı,
3.Kır – kent nüfus özelliği,
4.Yaş gruplarına göre dağılım,
5.Cinsiyet durumuna göre dağılım,
6.Nüfusun eğitim durumu,
7.Nüfus hareketleri (İç ve dış göçler),
8.Aktif nüfus özelliği,( Üretici- tüketici nüfus)
9.Nüfusun meslek gruplarına dağılımı yani sosyo ekonomik yapısı öğrenilir
SORU-4-Kuzey yarım kürede nüfusun Güney Yarım küreye oranla fazla
olmasının nedenlerini açıklayınız.
Kuzey yarım kürde karaların oranı güney yarım küreden fazladır.İnsanlar için en
doğal yaşam ortamı karalar üzerindedir.Bu noktadan yola çıkarak yerleşmelerin
49
çoğu kuzey yarım kürde yer alır nüfus da bu noktalarda artmaktadır.
SORU-5-Nüfus artış hızını düşüren sebebler nelerdir.
Nüfus artış hızını düşüren etkenler
1.Doğumların azalması
2.Sanayileşme,Şehirleşme
3.Evliliklerin ve erken evliliklerin azalması
4.Kitle iletişim araçları aracılığıyla eğitimin artması
5.Yaşam standartlarının yükselmesi
6.Savaşlar,Bulaşıcı hastalıklar,afetler
7.Kadının çalışma hayatındaki yerinin artması
SORU-6-Bağımlı nüfus oranını belirleyen temel etken nedir.
Doğum oranlarıdır.Doğum oranları yüksek olan ülkelerde çocuk ve genç nüfus
oranı bağımlı nüfusun fazlalığını belirler bu durum doğumlarla ilgilidir.
SORU-7-Gelişmiş bir ülkenin nüfus yapısını açıklayınız.
1. Gelişmiş ülkelerde, nüfusun büyük bölümü sanayi sektöründe ve hizmet
sektöründe çalışır.
2. Tarımda çalışan nüfus ortalama olarak % 2 - % 5 oranındadır. Tarımsal
üretim fazladır.
3. Eğitim, sağlık, altyapı, barınma hizmetleri oldukça gelişmiştir.
4. Kent nüfus oranı % 95 civarındayken, kır nüfusu % 5 civarındadır.
5. Ülke içi nüfus hareketleri, yani iç göç çok düşük oranlardadır.
6. Dış göç alımı, ülke dışına göç verme oranından çok daha fazladır.
7. Gelişmiş ülkelerin nüfus piramidi çan eğrisine benzer
8. Doğum oranları düşük, bebek ve çocuk ölümü çok azdır. Ortalama yaşam
süresi fazladır.
9. Doğal nüfus artış hızı düşüktür.
10. Zengin ülkelerdir.
11. Nüfusun yaşlanması söz konusudur.
12. Toplam nüfusunun önemli bir bölümünü orta yaş ve yaşlı nüfus grubu
oluşturur.
13. Gelişmiş ülkelerin nüfus piramidinde 80’li, 90’lı yaş grupları önemli bir yer
tutar.
14. Gelişmiş bir ülkede piramidin tabanı ile önceki dönemler arasında pek bir
değişim yoktur. Ülkenin özel şartlarına göre, doğumlarda önemsiz miktarlarda
artış yada azalış görülebilir. (Belçika, 2000)
15. Doğum oranları düşük, bebek ve çocuk ölümü çok azdır.
16. Ortalama yaşam süresi fazladır.
17. Nüfusun doğal artış hızı düşüktür.
18. Toplam nüfusunun önemli bir bölümünü orta yaş ve yaşlı nüfus grubu
oluşturur.
19. Gelişmiş bir ülkede piramidin yaşlı nüfusu gösteren üst kısımları geniş
50
sayılabilecek bir biçimdedir.
20. Gelişmiş ülkelerin nüfus piramidi çan eğrisine benzer.
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle doldurunuz.
1-Azdır 2-Okyanusya,Antartika 3-Asya ve Avrupa 4-Kentlerde 5-Doğum Ve
Ölüm
6-Yaşlı 7-Genç
Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların yanına D ,yanlış olanların yanına Y
harfini yazınız.
1-D 2-D 3-D 4-D 5-D 6-Y 7-D
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplandırınız.
1-B
2-D
3-D
4-E
5-C
6-D
7-B
8-C
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ÖNEMLİ GÖÇLER VE GÖÇ HİKAYELERİ
GÖÇLERİN NEDENLERİ VE SONUÇLARI
SAYFA 82-87 ARASI ETKİNLİKLER İÇİN YARDIMCI BİLGİLER
GÖÇ: İnsanların doğal, ekonomik, sosyal ve siyasal nedenlerden dolayı sürekli
yaşadığı yerlerden başka yerlere tolu olarak veya bireysel olarak yerleşmeleri
olayınaGöçdenir.
Göç olayının temelindeki faktör insanların geçimlerini sağlamak için tarım,
hayvancılık, açısından elverişli yerleri elde etme isteğidir.
İnsanların nüfusları artınca doğal kaynaklar artan nüfusu beslemekte yetersiz
olduğu yerlerden, tarım hayvancılık potansiyeli fazla olan yerlere doğru
51
gitmektedirler.
Göçler bireysel veya toplu olabilir. Bu olay sürekli veya geçici olabilir. Göç
olayları bazen gönüllü, bazen de zorunlu olabilir. Göçler bazen kısa mesafeli
olduğu gibi, bazen de uzun mesafelerde gerçekleşebilir.
Göç İle ilgili kavramlar:
İç göç: Ülke sınırları içindeki belirli alanlar (il, bölge v.b.) arasındaki nüfus
hareketliliği iç göç olarak tanımlanmaktadır.
Mevsimlik Göç:Kırsal kesimdeki bazı ailelerin büyük şehirlere, tarımın yoğun
olarak yapıldığı yerlere, yaz turizminin geliştiği yerlere bir müddet çalışmak
üzere göç etmeleri ile gerçekleşir.
Dış Göç:Bir ülkeden diğer bir ülkeye yapılan göçlere dış göç denir.Göçlerin
coğrafya açısından önemi:
1-Nüfusu artırma ve azaltma etkisi vardır. Bir bölgedeki nüfusun, artmasında
veya azalmasında göçlerin büyük etkisi vardır. 2- Nüfusun dağılışını etkileyerek
coğrafyayı değiştirmektedir. Bu yüzden de coğrafyanın konusunu oluşturur.
1-Türklerin Anayurdu Orta Asya’dan Göçü:
Türklerin ilk yurdu: Türklerin ilk ve anayurdu Orta Asya’dır. Orta Asya’nın
sınırları şöyledir: Doğuda Kingan ( Kadırgan ) Dağları, Güneyde Hindikuş,
Karanlık dağları, Batıda Hazar Gölü, Kuzeyde Sibirya ovaları ile çevrili toprak
parçasıdır.
Türklerin burada yaşayışları
Türklerin Orta Asya‘da ki yaşayışlarının, bulundukları yerin iklimi, bitki örtüsü
ve yeryüzü şekilleri belirlemişti. Bu nedenle Türkler, ana yurtta, tarım ticaret ve
daha çok hayvancılıkla geçinirlerdi.
Türklerin Yerleştikleri Bölgeler
Orta Asya ‘da yaşayan Türkler çeşitli nedenlerle ana yurtlarından göç ettiler.
Tarihte buna Büyük Göçler diyoruz. Göçlerin en büyük nedeni ekonomik
nedenlerdir. Dünyada iklim şarlarının değişmeye başlaması ile Buzulların
kuzeye ekilmesi ile Orta Asya da sıcaklığın artması kuraklık ve çölleşmeye yol
açmıştır. Yurtlarında iklim değişikliği sonucu oluşan kuraklık, toprakları
verimsizleştirdi. Ortaya çıkan geçim sıkıntısı ve artan nüfusa toprakların
yetmemesi göçe neden olmuştur. Çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu insan
grupları çeşitli yönlere doğru göç etmişlerdir.
Türk Göçlerinin nedenlerini;
1-İklim koşulları ve ekonomik güçlükler,
2-Türk boyları arasındaki mücadeleler ve dış baskılar şeklinde özetleyebiliriz.
3-Atın evcilleştirilmiş olması, araba ve tekerleğin bilinmesi göçleri
kolaylaştırmıştır.
Göç Yolları:
1.Göç eden Türklerin bir kısmı Maveraünnehir'e ( Seyhun – Ceyhun arası ),
2.Bir kısmı Ural dağları ile Volga ( İtil ) ırmağı boylarına gittiler.
3.Doğuya gidenler ise Altay dağları taraflarına, başkaları da Çin’de Kansu
bölgesine ve
52
4.Uzak doğu ülkelerine,
5.Güneye gidenler ise Hindistan, Afganistan ve Çin’e yerleştiler.
6.Kuzeye gidenler Sibirya’ya,
7.Batıya gidenlerin bir kısmı Hazar denizi’nin kuzeyinden Karadeniz’in kuzeyi
ve Avrupa’ya, Bir kısmı da Hazar Denizi’nin Güneyinden İran, Irak, Suriye,
Mısır, Anadolu’ya doğru oldu.
8.Göçler uygarlıkların yayılmasına yeni kültürlerin doğmasına neden oldu. Göç
etmeyen Türk boyları yurtta kaldılar, burada devletler kurdular.
9.Göç eden kavimler ise gittikleri bölgelerdeki kavimleri sıkıştırarak onları da
göçe zorladılar.
Kavimler Göçü:
Asya Hun Devleti’nin yıkılmasından sonra Hunlar dağıldı. Hunlar’ın bir bölümü
Balkaş gölü ile Aral gölü arasındaki topraklarda yaşamaya devam etti. Aral
gölü civarında 200 sene kadar hayatlarını sürdüren Batı Hunlarının nüfusları
arttı. Toprakları yetersiz kalmaya başladı. Başka Türk Boylarının katılmasıyla
güçlendiler. MS. 374 yılında Volga (İtil) nehrini aşarak Batı'ya (Avrupa'ya)
doğru ilerlemeye başladılar.
Bu yıllarda, Karpat Dağlarının kuzeyinde Lombardlar, Güney Rusya`da
Ostrogotlar ve Vizigotlar, Macaristan’da Vandallar Ren ve Elbe arasında
Angıllar ve Saksonlar Yukarı Ren boylannda Franklar Tuna ve Ren nehrinin
kesiştiği mıntıkada ise Almanlar yaşamakta idiler.
Türklerin bu ilerlemeleri karşısında önlerinde bulunan Vizigot, Ostrogot,
Vandal, Sakson, Frank, Germen gibi birçok kavim hareketlenerek Türklerden
kaçmaya başladılar. Hun baskısı karşısında bu saydığımız gruplar Roma
topraklarına girdiler. Romalılar kendilerinden olmayan bu insanlara barbar
diyorlardı. Barbar akınları Roma’da büyük bir yıkıma yol açtı.
Böylece Batı Hun Türklerinin, sebep olduğu Avrupa’nın siyasi haritasının
değişmesine neden olan ve toplumları etkileyen bu olaya tarihte Kavimler Göçü
denir ( 375 ).
Bu arada Angıllar ve Saksonlar Büyük Britanya adasına, Franklar Fransa`ya,
Gotlar İspanya' ya, diğer kavimler de uygun yerlere giderek batının bugünkü
etnik ve siyasal yapışını oluşturmaya başladılar. Yurt bulmak isteyen büyük
nüfus hareketlerinin yarattığı siyasal istikrarsızlık ve terör uzun yıllar etkinliğini
sürdürdü. İnsanlığın en uzun dönemi olan ilk çağ, bu karmaşa içinde sessizce
kapanırken tüm Orta Çağ boyunca etkinliğini sürdürecek olan Feodalizm
kökleşmeye başladı.
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 800x553.
53

Haritanın büyük hali için tıklayınız:
Kavimler göçü sonunda:
1)- Roma İmparatorluğu; Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu olmak üzere ikiye
ayrıldı.(395). Batı Roma İmparatorluğu 476 yılında bu Germen kavimleri
tarafından yıkıldı.
2)- Avrupa'nın etnik yapısı değişti. (Germen kavimlerinin Avrupa'daki yerli
kavimlerle karışması sonucu yeni milletler ortaya çıktı.)
3)-Bu göçlerin sonunda Tuna nehri boylarına kadar gelen Türkler Avrupa'da
Batı Hun Devleti’ni (Avrupa Hun) kurdular.
4)- İngiltere, Fransa gibi Avrupa devletlerinin temeli atıldı.
5)- Avrupa'da Feodalite ( Derebeylik) rejimi ortaya çıktı.
6)- İlk çağ kapandı, Ortaçağ başladı.
YENİDÜNYAYA GÖÇLER:
Coğrafi Keşifler: Coğrafi Keşifler, 15.yüzyıl ve 16. yüzyıllarda Avrupalılar
tarafından yeni ticaret yollarının bulunması amacıyla başlattıkları ve yeni
okyanusların ve kıtaların bulunmasıyla gerçekleşmiş olan keşifleri ifade eder.Bu
keşifler özellikle 15.yüzyıldan itibaren açık bir şekilde ekonomik
nedenlerdenkaynaklanmıştır.
54
http://s.azbuz.com/uploads/
Keşfedilen yerlere, özellikle Amerika'ya Avrupa'dan pek çok insan göç etti.
Avrupa kültür ve uygarlığı yeni yayılma alanları buldu.
İşte bu keşifler sonunda bulunan yeni kıtalara veya kara parçalarına başta
Amerika olmak üzere Avrupa’dan göçler başladı. Yaklaşık 60 milyon insan bu
nedenle yer değiştirdi.
Avrupalılarkeşifler sonucunda yeni kıtalara yayılma ve onların zenginlik
kaynaklarını ele geçirme olanağı elde etmiştir. Avrupa düşüncesi ve kültürü,
evrensel bir değer olarak bu süreçten itibaren yayılmaya ve egemen kılınmaya
başlanmıştır. Bunu yaparken Avrupalılar, yerli halkları ve yerel yaşamı dağıtmış
ve hatta yok etmiş, Avrupa kültürünü egemen kılma sürecini
şekillendirmiştir.Klasik Sömürgecilik olarak bilinen sömürgecilik süreci bu
dönemle başlamıştır. Avrupalılar keşfedilen kıtalarda kolonilerkurmuşlardır.
Özellikle İngiliz ve Fransızlar kuzey Amerika’da, İspanyollar ise Güney
Amerika’da koloniler kurdular.
Bu göçlerle Amerika’da yeni devletlerin kurulması dünya tarihinde önemli
değişmelere neden oldu. Özellikle sanayi inkılâbı sonucu gelişen teknoloji ile bu
kıtaya göçler yoğunlaştı.
Avrupa’dan Amerika’ya insanların gitme nedenleri;
1- Siyasi baskılardan kaçmak ve özgürlük ortamından faydalanmak,
2- Dini inançlarını özgürce yaşayabilmek
3- Yenidünyanın yeni ortamını tanımak ve maceraya atılmak,
4-Kendi ülkelerinde bulamadıkları ekonomik ve sosyal imkânları
yakalayabilmek için
gitmişlerdir.
MÜBADELE GÖÇLERİ: ( Yer Değiştirme) :
Bir antlaşmanın esaslarına dayanılarak yapılan, ülke nüfuslarının karşılıklı olarak
yer değişmesi ile oluşan göçlerdir. Örneğin Kurtuluş Savaşı sonrası Yunanistan
ile yapılan anlaşmalarla ülkemizde yaşayan Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler
arasında yer değiştirme göçleri yaşanmıştır.
55
Lozan Barış Antlaşması ile Türkiye ile Yunanistan arasında nüfus mübadelesi
protokolü imzalanmıştır. Bu göçler Romanya ile Bulgaristan arasında da
olmuştur. Bu protokol ile İstanbul’daki Rumlar ile Batı Trakya’daki Türkleri
kapsamıştır.
Bu protokol ile Yunanistan’dan 400.000 Türk Türkiye’ye, Buna karşılık
Türkiye’den 150.000 Rum Yunanistan’a gitmiştir. Bu göçler insanların gönüllü
olarak yaptıkları göç hareketleri olmayıp, zorunlu göçlerdir.
Beyin göçü:
Bilim ve tekniğin gelişmesine katkıda bulunabilecek nitelikteki elemanları
çalışmak üzere başka ülkelere göç emesi olayına Beyin Göçü denir.
İyi eğitilmiş elemanların daha iyi çalışma olanakları sağlayan ülkelere gitmesiyle
oluşan göçlerdir. Az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin nitelikli kişilerinin
sanayileşmiş ülkelere gitmesidir. Örneğin II. Dünya Savaşı sırasında Alman
bilim adamlarının ABD’ye göçü bu türdendir.
Göç veren ülkeler açısından en büyük kayıp olarak değerlendiren göçtür.
Ekonomisi gelişmemiş ülkelerin yüksek paralar harcayarak yetiştirdiği
elemanlar ellerinden kaçmaktadır. Ülkeler arasında gelişmişlik farkının
artmasına neden olmaktadır. Zor şartlarda yetiştirdikleri kaliteli elemanları
kaybeden gelişmekte olan ülkelerin kalkınmaları yavaşlamaktadır.
56
Özellikle beyin göçü 1960 yıllardan itibaren artmaya başlamıştır. Doktor,
mühendis, ekonomist, sanatçı v.b. alanında iyi yetişmiş insanların göç etmesi,
ülkemizde de önemli bir sorundur.
En çok Beyin göçü veren ülkeler: Hindistan, Pakistan, Çin, Filipinler, Cezayir,
Fas, Tunus, İran, Nijerya, orta Asya devletleridir.
En Çok Beyin Göçü alan ülkeler: A.B.D. Kanada, Avustralya, Güney Afrika
Cumhuriyeti, Almanya, Fransa, İsviçre, İsveç, Norveç, vb.
Bazı ülkeler beyin göçü alırken aynı zamanda beyin göçü verebilir. Kanada
bunun en iyi örneğidir. Ülkemize de son yıllarda bazı Orta Asya devletlerinden
az sayıda yetişmiş insan gelmektedir.
Avrupa ve ABD’de çok sayıda Türk uzman başka ülkeler için çalışmaktadır bu
da ülkemiz için bir kayıptır.
Beyin göçünün başlıca nedenler:
1.Sanayileşmiş ülkelerin ödedikleri yüksek ücretler
2.Çalışma şartlarının kolaylığı, teknoloji ve gelişmelerden en iyi şekilde
yararlanma imkânı
3.Göç gönderen ülkede iyi yetişmiş kişilerin kendi alanı ile ilgili uygun iş
bulmakta zorlanmaları veya kariyer yapmakta imkân bulamamaları.
İşçI Göçleri:
Ekonomik gelişmenin yavaş olduğu ülkelerde iş olanaklarının az olması, bu
imkânların geliştiği ülkelere ve bölgelere doğru göçlere neden olmaktadır.
İşsizlik nedeniyle yapılan göçlere işgücü göçü denir. İşgücü göçleri mevsimlik,
kısa süreli veya uzun süreli olabilir. Örneğin ülkemizde yaz mevsiminde pamuk
işçilerinin Çukurova’ya gelmesi mevsimlik işgücü göçüdür.
II. Dünya Savaşından sonra yıkılan Avrupa ekonomisini yeniden kurmak için
1952- 1954 yılları arasında Almanya, Fransa, Belçika, Avusturya, Hollanda gibi
ülkeler kalkınma hamlesi başlatmış, bu hamle sonucu yetersiz gelen işgücünü
karşılamak için dış ülkelerden işçi talebinde bulunmak zorunda kalmışlardır.
1952 de Federal Almanya yabancı işçi çalıştırmaya başlamıştır. Avrupa’da
yukarıda sayılan gelişme hamlesi başlatan ülkelerde Almanya’yı takip ederek
yabancı işçi çalıştırmaya başlamışlardır.
Bunlara karşılık ise gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerde yaşanan işsizlik
sonucu birçok ülke de dış ülkelere işgücü göçü vermeye başlamışlardır.
Avrupa’da Yunanistan, İspanya, Portekiz, Yugoslavya, İtalya vb, Afrika’da
Cezayir, Fas, Tunus, gibi sömürge devletleri de Avrupa ülkelerine işgücü
vermişledir. Bu gün ise dünyada başta Asya, Afrika, Güney Amerikanın
gelişmekte olan ve geri Kalmış ülkeleri başta Avrupa, Kuzey Amerika, ( ABD,
Kanada) ve Avustralya’ya işgücü vermektedir.
Özellikle bu gelişen ülkeler artık vasıfsız işçileri pek almamakta yetişmiş, kaliteli
eğitimli insanları almaktadır. Artık bu olay daha çok beyin göçüne doğru
dönmüştür.
Türkiye’de yurt dışına işgücü veren ülkelerin başında gelmektedir. Ülkemizde iş
gücügöçleri 1960’tan sonra başlamıştır.Türkiye göç veren bir ülke olmaya
başladı. Bu yıllarda başta batı Avrupa ülkelerine olmak üzere Avrupa’nın diğer
ülkelerine de işgücü göçü meydana gelmiştir.
1958–1986 arasında başta Almanya olmak üzere Fransa, Hollanda, Avusturya,
İsviçre, Danimarka, İngiltere ve İsveç 1,3 milyon işçi göç etti.
1980 lerdensonra göç olayları hem sayısal hem de mekânsal açıdan değişme
göstermiştir. Batı Avrupa ülkelerinin işçi alımın bırakmasıyla göçlerin yönü
değişti. 1980lerden sonra altyapı ve inşaat hizmetleri için Orta doğudaki
57
S.Arabistan, Libya, Ürdün, Kuveyt gibi Arap ülkelerine göçler yönelmiştir.
1990 yılarda ise Bağımsız Devletler topluluğuna işçi göçleri olmuştur. Bugün
yurtdışındaki nüfusumuzun %88,7 i Batı Avrupa ülkelerinde ( 1.500.000),%8,5
u Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Arap ülkelerinde,%0,5i Türk
cumhuriyetlerinde,%2,3 ü diğer ülkelerde yaşamaktadır. Avustralya’da 30bin,
ABD’de 130 bin Türk yaşamaktadır.
Ancak işçilerimizde kesin dönüş eğilimi giderek artmaktadır. Farklı kültüre
sahip Avrupatoplumuna uyum sağlayamamaları, maruz kaldıkları baskılar,
yabancılar için zorlaşan hayat şartları ve ekonomik doyumvatandaşlarımız
kesin göçe zorlamaktadır. Yaklaşık 250.000 kadarı ülkemize geri dönüş
yapmıştır.
Yurt dışındaki Türk işçilerinin ülke ekonomisine büyük katkıları vardır.
Biriktirdikleri paraları ülkemize göndermeleri döviz açısından ülkemizin en
önemli gelir kaynaklarındandır. İşçilerimizin ailelerinin ve çocuklarının eğitim,
dil, din vb. meselelerdeki sıkıntılarını gidermek için devletimiz oralara gerekli
uzmanları gönderiyor.
DOĞAL AFETLERİN NEDEN OLDUĞU GÖÇLER:
Deprem, heyelan, kuraklık ve çölleşme, taşkın, sel, çığ, volkanik püskürmeler
gibi doğal yıkımlar birçok sosyal ve ekonomik sorunların yanı sıra göçlere de
neden olmaktadır. Doğal yıkımlardan zarar gören insanlar bulundukları yerleri
terk ederek koşulları daha iyi olan yerlere göç ederler.
Örneğin:
IV. Ve V. Yüzyılda Hunların ve Moğolların Orta Asya’dan başka yerlere göç
etmelerinde kuraklık ve çölleşme etkili olmuştur.
ABD Deprem Kırgızistan Toprak Kayması Adana Deprem
ABD’ de Kaliforniya’daki deprem olayı binlerce insanın göç etmesine neden
olmuştur.
1994 de Kırgızistan’daki heyelan olayları 270.000 insanın göç etmesine yol
açmıştır.
Ülkemizde 1998’de Adana’da meydana gelen depremde zarar gören birçok kişi
başka kentlere göç etmişlerdir. Yine 1998’de Bartın’da meydana gelen sel
felaketi ise ilçeyi yaşanamaz hale getirmiş ve göçe neden olmuştur.1999
depremi ile de birçok insanımız başka bölgelere göç etmek zorunda kalmıştır.
Aral Gölü: Dünyanın dördüncü büyük gölü Aral gölü giderek Asya’nın
ortasında bataklık ve çöle dönüşmektedir. Küresel ısınma ve kuraklık nedeniyle
iki göle dönüşmüş durumdadır. Gölün su seviyesi düşerek göl sürekli içeri
doğru çekilmektedir. Bir zamanların liman ve tersaneleri gemi mezarlığına
dönüşmektedir. Bunun nedenleri bu gölü besleyen Pamir dağlarından inen Amu
derya ve Siri derya nehirlerinin sularının azalmasıdır. Bu nehirlerin suyu sulama
faaliyetleri ile azalmıştır.Gölün kuruması ile göl tabanındaki tuzlu toprakların
rüzgârlar tarafından verimli topraklar üzerine taşınacağı ve çevre topraklarının
veriminin de düşeceğini söyleyen uzmanlar; bunun da yeni bir göçe sebep
58
olacağını belirtmektedirler.
10.SINIFLAR SAYFA 82-83-84-86-90 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
10.SINIFLAR SAYFA 82-83-84-86-90 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
SORU-1-Kitabınızdaki haritayı inceleyerek Türklerin en çok hangi bölgelere
doğru göç ettiklerini söyleyiniz sebeplerini tartışınız.
Mevcut kuraklık,nüfus yoğunluğu,otlakların darlığı ekonomik sıkıntılardan
dolayı öncelikle verimli topraklara ve nüfusu az olan komşu ülkelere bunlar
yeterli olmadığında ekonomik ve ticari yönden daha iyi imkanlara sahip çevre
ülkelere doğru göç etmişlerdir.Bu bölgeler ağırlıklı olarak Avrupa
,Anadolu,Güneydoğu Asya
SAYFA 83 ETKİNLİK SORUSU
Kitabınızdaki metne göre iklim değişiklikleri insanlık tarihinde hangi siyasal ve
kültürel değişikliklere sebep olmuştur.
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 800x553.

59
Uzun yıllar süren göç hareketi bu bölgede yaşayan insanların daha ileriye doğru
hareket etmeye zorlamış bu şekilde birbirini iten kavimler sonunda Avrupa’ya
ulaşarak Kavimler Göçü’nü başlatmıştır.
Bu göç hareketleri sonucu Avrupa Kıtası’nın çehresi değişmiş yeni ırkların yeni
siyasal yapıların hatta yeni bir çağın başlamasına sebep olmuştur.
SAYFA 84 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
S0RU-1-Avrupalılar yeni kıtalarda neden koloniler kurmuştur?
Yeni keşfedilen kıtalarda veya kara parçalarında bulunan değerli maden, kaynak
vb yeraltı ve yer üstü kaynaklarını ele geçirmek. Ayrıca kıtaya göç eden kendi
milletlerinden insanların birada tutunup bu topraklara sahip olmalarını
sağlamaktır. Buralarda kendi kültürlerinin yerleşmeleri ve devamını da
sağlamaktır. Yani bir amacı ekonomik, bir amacı da siyasi ve kültürel( sosyal)
çıkarları sağlamaktır.
SORU-2- Avrupalıların yeni kıtalara göçmesinin nedenleri nelerdir?
Siyasi baskılardan kaçmak ve özgürlük ortamından faydalanmak, Dini
inançlarını özgürce yaşayabilmek, Yenidünyanın yeni ortamını tanımak ve
maceraya atılmak, Kendi ülkelerinde bulamadıkları ekonomik ve sosyal
imkânları yakalayabilmek için gitmişlerdir.
SAYFA 86 PERFORMANS ÖDEVİ
Kitabınızdaki metinden faydalanarak bir göç haritası
oluşturunuz.Oluşturduğunuz haritadan faydalanarak beyin göçünün daha çok
hangi ülkelere olduğunu bunun nedenlerini yazınız
Dünya Beyin Göçü Haritası
Harita incelendiğinde beyin göçü daha çok gelişimini tamamlayamamış
ekonomik sorunları olan yeteri kadar teknolojik bilimsel donanıma sahip
olmayan ülkelerden bilimsel çalışmalar için yeterli sermayeye ve
bilimsel,teknolojik donanıma sahip ülkelere gerçekleşmektedir.
KANADA,ABD,AVRUPA,AVUSTRALYA,GÜNEY AFRİKA
CUMHURİYETİ beyin göçü alan ülkelere örnek verilebilir.
GÖÇÜN NEDENLERİ ETKİNLİK ÇALIŞMASI
A- Doğal nedenler
1-Erozyon,
2-Kuraklık,
3-Depremler,
4-Volkanik püskürme,
60
5-Sel ve su baskınları
6-Toprak kaymaları,
7-Çığ düşmeleri
B- Sosyal nedenler
1-Eğitim,
2-Sağlık şartları
3-Macera arama,
4-Dini sebepler
Kültürel farklar
C- Siyasa nedenler:
1- Savaşlar
2- Mübadele,
3- Etnik çekişmeler,
4- İhtilaller,
5- İç isyanlar,
6- Terör olayları,
7- Sınır değişiklikleri
D-Ekonomik Nedenler
1-İş İmkânları,
2-Doğal kaynakların varlığı,
3-Geçim sıkıntısı,
4-Gelir adaletinin olmaması( Gelir dengesizliği)
5-Tarımda makineleşmenin kırsal alanda ki ortay çıkardığı işsizlik,
SAYFA 90 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
SORU-1-Göç alan yerlerde oluşan sorunlar nelerdir?
1.Göç alan ülkede veya kentte nüfus artar. Nüfus artış hızı yükselir.
2.Genelde genç erkek nüfus göç ettiği için göç alan alanlarda erkek nüfusu
artar.
3.Düzensiz kentleşme meydana gelir.( çarpık kentleşme, plansız kentleşme)
4.Önceleri iken dışında bulunan sanayi tesisleri kent içinde kalır.
5.Kentlerde konut sıkıntısı çekilir ve derme çatma yapılan konutlar
gecekondulaşmaya neden olur.
6.Alt yapı hizmetlerinde (yol, su, elektrik) yetersizlik görülür.
7.Alt yapının yetersiz kalması sel, heyelan, sağlık sorunlarına yol açar.
8.Kentlerde insan sayısının fazla olmasından dolayı işsiz insanların oranı artar,
9.Göç alarak büyüyen merkezlerde ekonomik faaliyetler gelişir ve çeşitlenir.
10.Kentlerde hızla nüfus arştı trafik sorunları oluşmaktadır.
11.Sağlık, eğitim gibi alanlarda sorunlar oluşur ve bu hizmetler yetersiz kalır.
12.Göçler sonucu farklı yerlerden gelen insanların bir arada bulunması kültürel
çeşitliliğe neden olur.
13.Farklı kültürlerdeki insanların bir araya gelmesi bazen de kültür
çatışmalarına neden olabilir. Sosyal sorunları oluşturur.
SORU-2- Göç veren yerlerde hangi sorunlar oluşur.
1.Göç veren ülkede veya kırsal alanlarda nüfus azalır.
2.Genelde genç erkek nüfus göç ettiği için göç veren alanlarda erkek nüfusu
azalır. Kadın nüfusu fazla olur.
3.Kırsal kesim yatırımlarında verimsizlik meydana gelir.
61
4.Kırsal alanlarda araziler boş kalmakta, bağ ve bahçeler ile konutlar
bakımsızlıktan bozulmaktadır.
KONU İLE İLGİLİ EK BİLGİ:
Göç veren yerlerde nüfus yaşlılardan oluşur ve iş yapabilecek insan azalır.
Göçlerin ve ortaya koyduğu sorunların çözümü için yapılması gerekenler:
1.Göç veren bölgelerdeki yoğun göçün önlenebilmesi, öncelikle ekonomik
koşulların iyileştirilmesi ve yüksek doğal nüfus artış hızının aşağı çekilmesine
bağlıdır.
2.Göçün yoğun olarak yaşandığı alanların üniversitelerinde göçü önleyecek
politikalara yardımcı olmak üzere, araştırma yapmak ve bulgulara birinci elden
ulaşmak amacıyla araştırma merkezleri kurulmalıdır.
3.Orman köylerinden göçe katılanların oranını düşürmek amacıyla, ormanlardan
köylünün bilinçli ve etkin bir biçimde yararlanabilmesi için olanaklar yaratılmalı
ve orman köylülerinin yerinde kalkındırılması için gerekli olan fon kredileri
yükseltilmelidir.
4.Göç veren alanlardan göç etme nedeni olarak gösterilen işsizliğe son verilmeli
ve bölgeye özgü istihdam politikası gerçekleştirilmelidir.
5.Göç veren alanlara eğitim kültür ve sağlık alanında yatırımlara devam
edilmelidir.
6.Göç veren alanlarda gelir getirici uğraşlar yaratılmalıdır. Bunun içinde
bölgedeki tarım dışı sektörler desteklenmelidir.
7.Göç veren alanlarda bölge şartlarına uygun kırsal sanayiye geçilmelidir.
Böylece kırsal sanayiden en çok yararlananlar kırsal alanda yaşayanlar olacaktır.
( tarım ve hayvancılığa dayalı sanayiler)
8.Göç veren alanlara devlet yatırımı ile birlikte, bölgede yatırım yapacak özel
girişimciler cesaretlendirilmeli ve özendirilmelidir.
9.Gerek köylerde, gerekse kentlerde el sanatlarına dönük imalat ve evlerde
yapılacak fason üretim canlandırılmalı, kooperatifçilik teşvik edilmelidir.
10.Göç veren alanlarda bir yandan köy tipi sanayi geliştirilmeli ve el emeğinin
11.değerlendirilmesi yoluna gidilmelidir.
12.Hammaddeye bağlı olmayan serbest sanayi kuruluşları iş gücü arzının en
yüksek olduğu bölgelere kurulmalı, bölgeler arası dengeli politika uygulanmalı,
sanayi nüfusu yurt çapında dengeli dağıtılmalı, GAP projesi benzeri DAP, KAP
projeleri yaşama geçirilerek halkın doğduğu yerde tutulması sağlanmalıdır.
13.Hazine arazilerinin belediyelere ve toplu konut kooperatiflerine devri ile
gecekondu önleme bölgeleri oluşturulmalı, gecekonduya karşı proje uydu
kentler yapılmalıdır.
14.Demiryolu ağırlıklı hızlı bir ulaşım sistemi oluşturulup, cazibe merkezi olan
büyük şehirlere gidip-gelme kolaylaştırılarak, şehre göç ihtiyacı ortadan
kaldırılmalıdır.
15.Gecekondulaşmanın önlenebilmesi için siyasi iktidarların oy kaygısından
uzak şehir yasaları yapılmalı, imar affı kanunları yürürlükten kaldırılmalı, imara
dönük af yasası olmamalıdır.
16.Kamunun malı olan devlet, hazine, belediye arsalarına yapılan kaçak
yapıların, gecekonduların kente karşı işlenmiş bir suç olduğu görüşü toplumun
bütün kesimlerince benimsenmeli;
17.Yoğun göç alan kentsel birimlerin yol, su, kanalizasyon gibi alt yapı
62
gereksinimlerinin giderilmesi ivedilikle yapılmalıdır.
18.Göç alan bölgelerin çevre düzenlemesine önem verilmeli ve tasarım olarak
göze hoş görülmeyen, kullanılan malzeme bakımından yetersiz ve dayanıksız
olan, imar planına uymayan konut yapımına izin verilmemelidir.
19.Türk Ceza Kanunundaki hırsızlık ve gasp suçlarına eşdeğer kabul edilecek
yasal düzenlemeler yapılmalı, imar mevzuatına aykırı yapılaşmalara karşı
müdahale ve yaptırım gücüyle donatılmış, meslek odaları, sivil kuruluşlar ve
bilim adamları katılımlı, özerk, yerel ve demokratik denetleme kurumları
oluşturulmalı;
10.SINIF SAYFA 92-93 ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI
Aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
SORU-1-Türklerin Orta Asya’dan göç nedenleri nelerdir.
Kitabınızda sayfa 82 de 2. paragrafta sebepler belirtilmiştir.
SORU-2-Sanayi devrimi ve savaşların göçe etkilerini söyleyiniz.
Sanayi devrimi’yle gelişen teknoloji ve seyahat imkanları göç hareketlerinin
hızlanmasında en önemli etkenlerden biridir.Savaşlardan bunalan insanlar göç
hareketlerini hızlandırmıştır.
SORU-3-Köyden kente göçün nedenleri nelerdir.
1.Hızlı nüfus artışı,
2.Tarım alanlarının miras yoluyla küçük parçalara ayrılması,
3.Tarımda makineleşme ile işsizliğin oluşması (bu genelleme Karadeniz bölgesi
için geçerliliğini yitirir.).
4.Eğitim hizmetleri, alt yapı hizmetlerinin yetersizliği,
5.Kan davaları ve terör.
6.İklim ve yer şekillerinin olumsuz etkileri.
7.Sağlık hizmetlerinin yetersizliği (en az etkili).
8.İş imkanlarının sınırlı olması.
9.Kentlerde sanayinin gelişmiş olması.
SORU-4-Göç veren bölgede ne gibi sorunlar ortaya çıkar.
1.Göç veren ülkede veya kırsal alanlarda nüfus azalır.
2.Genelde genç erkek nüfus göç ettiği için göç veren alanlarda erkek nüfusu
azalır. Kadın nüfusu fazla olur.
3.Kırsal kesim yatırımlarında verimsizlik meydana gelir.
4.Kırsal alanlarda araziler boş kalmakta, bağ ve bahçeler ile konutlar
bakımsızlıktan bozulmaktadır.
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle doldurunuz.
1.Göç vermesidir.
2.Mübadele göçü
3.Doğal afet göçü
63
4.Beyin göçü
5.Erkek nüfus
6.Azalma
Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların yanına D yanlış olanların yanına Y harfini
yazınız.
1-Y 2-Y 3-D ancak ülke imkanları ve gelişmişlik,bilimsel çalışmalara verilen
önemde önemlidir.
 Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplandırınız.
1-Alt yapı sorunu yaşanır D
2-Erozyon B
3-İşçi ihtiyacı C
4-Ülke eğitim görmüş insanını kaybeder.D
5-Avrupa’dan Amerika’ya Göç E
6-Çarpık kentleşme görülmez D
7-Madencilik D
8-Ürün çeşidinin fazlalığı
9-Köyden kente göç B
10.SINIF ETKİNLİK ÇALIŞMALARI SAYFA 96-97-99 LİSE 2. ETKİNLİK
ÇALIŞMALARI
Geçmişten Günümüze Geçim Tarzları
Etkinlik Çalışması: (Sayfa96)
Resimlere bakıldığında avcılık ve toplayıcılıkla geçinen sürekli yer değiştiren bir
yaşam tarzına sahiptir. Yerleşik hayata henüz geçmemiş ve mağara kovuklarının
barınma yeri olarak kulanıldığı bir yaşam şeklidir.
Hazırlık Çalışmaları:
64
1-Günümüzde başlıca geçim kaynakları nelerdir?
1.Tarım: Tarla ve bahçe kültürleri, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık.
2.Sanayi: İmalat sanayi ve madencilik.
3.Hizmetler: Elektrik, su, gaz, ticaret, ulaşım, haberleşme, inşaat, mali
kurumlar, toplum hizmetleri ( eğitim, sağlık vb.
2-Ülkeler arasında geçim tarzları yönünden ne gibi farklılıklar vardır?
Ülkelerin bulunduğu, iklim, yer şekilleri, gelişmişlik durumu ve kültürel
özellikleri yönünden farklı özelliklerine göre;
yetiştirdikleri ürünler, toprağa bağımlılık durumları, sanayileşme durumlarına
göre geçim tarzları farklıdır. Gelişen sanayi ülkelerinde insanlar sanayi ve
hizmetler sektörü ağırlıklı geçim sürdürürken, gelişmemiş ülkelerde insanların
çoğu tarım sektörünün meslekleri olan çiftçilik, hayvancılık, avcılık vb. geçim
kaynakları ile geçim sağlamaktadırlar.
Dünyada farklı hayat tarzlarının nedenleri nelerdir?
1-Coğrafya şartları
A-Bulunulan alanın konumu
B-Yer şekilleri özellikleri
C-İklim şartları
D-Bitki örtüsü şartları
Dünyada konumu iyi olan ülkeler kolay gelişebilmektedir. Bunun yanında
konumun önemi zamanla değişebilir. Örnek ilk Çağda İngiltere ve batı Avrupa
ücra köşeler iken Kıtaların bulunması ile önemleri artmıştır. Buda gelişmelerine
olumlu etki etmiştir. İklim ve bitki örtüsü hayat tarzının kolay veya zor olması
yönünden etki eder. Ekvatoral bölge, çöller ve kutup bölgeleri insanları
göçebeliğe zorlamıştır.
Orta kuşak veya ılıman bölgenin coğrafi şartları yerleşik hayatı kolaylaştırmıştır.
2- Tarihi ve sosyal Sebepler: Örneğin Japonya ve İskandinav ülkeleri bundan
100- 200 yıl öncede aynı tabiat şartları altında geri kalmış ve uygar dünya ile
fazla ilgisi olmayan toplumları iken, coğrafi şartlar aynı kalmasına rağmen
tarihi, sosyal ve ekonomik etkenler neticesinde dünyanın en ileri ülkeleri haline
gelmişlerdir.
Etkinlik çalışması: (Sayfa 97)
Geçim kaynaklarının çeşitlenmesi toplumsal yaşamın farklılaşmasında etkili
olmuş mudur?
Ekonomik faaliyetlerdeki çeşitlilik insanları arası etkileşimi arttırmıştır.
Geçim kaynaklarının çeşitlenmesi toplumsal yaşamın farklılaşmasında etkili
olmuştur. Çünkü farklı geçim kaynakları farklı mesleklerin ve meslek
gruplarının doğmasına neden olmuştur. Farklı meslek grupları farklı ekonomik
yapıları ve bu da farklı toplumsal yapıları doğurmuştur.
Etkinlik: çalışması: (Sayfa 99)
65
Buharlı tren Buharlı gemi Buharlı traktör
1-Buhar makinesinin bulunması tarım dışındaki diğer ekonomik etkinlikleri nasıl
etkiledi?
Sanayinin gelişmesi bu makine ile olmuş, insan ve hayvanlardan faydalanılarak
yapılan üretim makine gücü ile yapılır olmuş, güçlü makineler seri üretimi
getirmiştir.
Sanayinin gelişmesi ile gereken hammaddeyi sağlamak ihtiyacı ve üretilen
mamul maddelerin satılması için böyle kaynaklar arayışına itti. Bu ülkeler arası
ticaretin gelişmesine yol açtı. İlk zamanlarda bu Avrupa’nın sömürgecilik
anlayışını doğurmuştur.
Üretilen malların götürülüp satılması, gereken hammaddenin uzak ülkelerden
getirilmesi, fabrikalarda çalışacak işçilerin taşınması için güçlü ulaşım araçları
gerekli idi. Bunun sonucu olarak başta buharla çalışan gemiler ve trenlerle
66
başlayan güçlü ulaşım araçlarının yapılması ile de ulaşım gelişti.Ulaşımın
gelişmesi haberleşme ve iletişimi kolaylaştırdı. Toplumlar arası etkileşim
çoğaldı.Ulaşımın iletişimin gelişmesi ile turizm faaliyetleri de gelişmiştir.
2-Buharlı gemi ve buharlı trenin gelişmesi sanayi ve ticaret üzerine nasıl etki
etmiştir?
Bu araçlar büyük yüklerin kısa zamanda ve daha ucuz maliyetle taşınmasına
dolayısıyla hammadde sağlayarak sanayi üretimini kolalaştırma, üretilen
malların pazarlara götürülmesi ve tüketimini sağlayarak da yine üretimi ve
sanayinin gelişmesini teşvik edip kolaylaştırmıştır.Yeni kıtaların keşfine imkan
sağlamış keşfedilen bölgeler ile ticaret faaliyetlerini olumlu etkilemiştir.
3-Buharlı çekme traktörü tarıma nasıl etki etmiştir?
Buharlı traktör, toprağın daha kolay, daha hızlı ve daha iyi işlenmesini
sağlamıştır. Böylece tarım alanları genişlemiş, üretim artmıştır.Buharlı traktör
tarımda kullanılması arazilerin daha kısa sürede kaliteli şekilde işlenmesine
tarım ürünlerinin de kısa sürede ürün kaybına uğramadan hasat edilmesine
imkân vermiştir. Bu daha fazla araziden yararlanmayı, daha fazla ürün veriminin
gerçekleşmesine, hasatta ürün kaybının azalması yönünden katkı yapmıştır.
Kırdan kente göçe neden olmuştur.
10.SINIF Coğrafya Kitabı Sayfa 103 Etkinlik Cevapları
Balıkçı, polis, demirci, çiftçi, bankacı, mobilyacı, Otobüs şoförü, Fırıncı,
İtfaiyeci, Doktor, Muhasebeci, Satış elemanı, öğretmen, Overlokçu, Mobilyacı,
Demir-çelik işçisi, Demirci, Çiftçi, Maden iççisi vb kavramlarını sınıflayınız.
 Birincil faaliyetler
 İkincil
 faaliyetler
 Üçüncül Faaliyetler
 Balıkçı
 Mobilyacı
 Polis
 Çiftçi
 Demir-çelik işçisi
 Bankacı, Overlokçu
 Maden iççisi
 Demirci
 Otobüs şoförü, Fırıncı
 Tarım
 Tekstil
 İtfaiyeci, Doktor, Muhasebeci
 Hayvancılık
 Satış elemanı, öğretmen
 İnşaat ustası, Çoban

67
Etkinlik:104
Ulaşım, Ticaret, Balıkçılık, Ormancılık, Tekstil, Eğitim, Enerji, Sağlık, Tarım,
Hayvancılık, inşaat ve bayındırlık, Sigortacılık, Haberleşme kavramlarından
oluşan ekonomik faaliyetler şeması yapınız.
 EKONOMİK FAALİYETLER
 Birincil faaliyetler
 İkincil faaliyetler
 Üçüncül faaliyetler
 Ormancılık
 Tekstil
 Ticaret
 Tarım
 Enerji
 Eğitim
 Hayvancılık
 Mobilyacı
 Sağlık
 Balıkçılık
 Demir çelik işçisi
 İnşaat bayındırlık
 Tekstil
 Sigorta
 Ulaşım

Genel açıklama bu faaliyetlerin belirlenmesinde tarımla ilgili toprakla bağlantılı
olanlar 1.faaliyet,hammaddenin işlenmesi yeni bir ürüne dönüşüm 2.faaliyet
,hayatımızı kolaylaştırıcı hizmet amaçlı yapılan faaliyetlerde 3.faaliyet gurubuna
girer.
10SINIF ETKİNLİK ÇALIŞMASI SAYFA 106 10 SINIFLAR ETKİNLİK
ÇALIŞMASI SAYFA 106
Etkinlik çalışması: İngiltere’nin nüfusun ekonomik faaliyetlere dağılımının
değişimi
 Yıllar
 Birincil faaliyetler %
 İkincil Faaliyetler
 %
 Üçüncül Faaliyetler
 %
 1790
 75
68
 15
 10
 1890
 4
 56
 40
 1990
 3
 32
 65
 1-En çok değişim birincil Faaliyetlerde olmuştur.%75 den %4 e düşmüştür.
2-Bu ülke tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş yaşamıştır.
3-Ülkede sanayi devrimi sonrasında başlayan sanayileşme hareketleri bunun
sonucu kırsal alandaki işsizlik sonucu kentlere göç, büyüyen kentlerde gelişen
sanayide çalışma olanağı ile kentlerde artan nüfus ve bu nüfusun ihtiyaçlarının
karşılanması için artan üçüncül ekonomik faaliyetler değişime neden olmuştur.
10.SINIF SAYFA 107 ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI
SORU-1-Biyoteknolojinin ileride hangi gereksinimleri karşılayacağı
beklenmektedir.
Bitki, hayvan veya mikroorganizmaların tamamı yada bir barçası kullanılarak
yeni bir organizma (bitki, hayvan yada mikroorganizma) elde etmek veya var
olan bir organizmanın genetik yapısında arzu edilen yönde değişiklikler
meydana getirmek amacı ile kullanılan yöntemlerin tamamına “Biyoteknoloji“
denmektedir.
·Kanser, AIDS gibi bir çok hastalığın tedavisi ve önlenmesinde kullanılacak
genetik ürünler elde edilmesi
·Büyüme geriliği gibi sorunlara çare olacak ya da bulaşıcı hastalıklara karşı
koyacak proteinlerin üretimi
·Rekombinant ilaç ve aşıları sentezleyecek transgenik bitkilerin geliştirilmesi
·Hasar görmüş beyin hücrelerinin ve omuriliğin onarımı
·Organik atıkları metabolize edecek bakterilerin elde edilmesi biyoteknoloji
uygulamalarına verilebilecek örneklerdir.
Kitabınızda 100.sayfada 2.paragraftan itibaren açıklamalar devam etmektedir.
SORU-2-Selçuklular zamanında Kervansarayların yaygınlaşması hangi
ekonomik faaliyetin ön planda olduğunu gösterir.
Ticaret faaliyetlerinin ön plana çıktığının bir göstergesidir.
SORU-3-Sanayi devrimi tarımı nasıl etkilemiştir.
Tarımda makineleşme faaliyetleri ön plan çıkmış daha fazla arazinin işlenmesi
ve üretimin artmasına sebep olmuştur.
SORU-4-Bilgisayar insanların ekonomik faaliyetlerini nasıl etkilemiştir.
Ekonomik faaliyetlerde pazar payı büyümüş insanlar daha geniş kitlelere ulaşma
imkanı bulmuşlardır.İşlerini daha kolay idare etmeleri konusunda büyük bir
avantaj sağlamıştır.Pazarlama ve reklâm kolaylıkları olmuştur.
SORU-5-Paleolitik ve Neolitik dönemini birbirinden ayıran ekonomik faaliyet
hangisidir.
69
Neolitik zamanda tarıma geçilmesidir.
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle doldurunuz.
1-Birincil faaliyet
2-İkincil faaliyet
3-Üçüncül faaliyet
Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların yanına D yanlış olanların yanına Y
yazınız.
1- Y 2- Y 3- Y 4- D 5- D
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplandırınız.
1-Tarım başlamıştır C şıkkı
2-Baskı hatası doğru cevap Ticari ilişkilerin geliştiğini olacak D şıkkı
10.SINIF SAYFA 110 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
Kitabınızdaki Türkiye Toprak Haritası’nı inceleyerek soruları cevaplandırınız.
SORU-1-Kahverengi Orman topraklarının Karadeniz kıyılarında yaygın
olmasının sebepleri:
Kahverengi orman toprakları orman örtüsü altında oluştuğu için Karadeniz
kıyılarında daha yaygındır.
Karadeniz kıyılarında ılıman nemli ve yağışlı iklim ve buna bağlı gür ormanların
varlığı kahverengi orman topraklarının çok yaygın olmasını sağlamıştır.
SORU-2-Terra-Rossa topraklarının Akdeniz ve Ege kıyılarında yaygın
olmasının sebepleri:
Bölgede etkili olan iklim şartları ile bağlantılıdır. Yine içinde demir oksitlerin
yer aldığı kireç taşlarının erimesinden sonra kalan killi malzemelerin çok
olması.Ayrıca bu bölgelerde oksitlenme için gerekli yüksek sıcaklıkların
olmasıdır.
SORU-3-Kahverengi ve Kestane renkli bozkır topraklarının iç bölgelerde
yaygın olma sebepleri:
Karasal iklim ve buna bağlı bozkırların varlığı iç bölgelerde bu toprakların
yaygın olmasının temel sebebidir.Yağış azlığı ve cılız bitki örtüsü kahverengi ve
kestane bozkır topraklarını oluşturmaktadır.
SORU-4-Kolüviyal ve Litosol toprakların iç bölgelerde yaygın olma sebepleri:
Kolüviyal ve litosol topraklar bitki örtüsünden yoksun eğimli yüzeylerin
bulunduğu arazilerde oluşmaktadır. İç bölgelerimizde bitki örtüsü bakımından
fakir olduğu için yüzeysel aşınma çok olur. Böylece eğimli yamaçlarda
litosoller, dağların eteklerinde de kolüviyal topraklar oluşmaktadır. Ayrıca bu
bölgelerde yağışların düzensiz olması ve sağanak yağışlar sonucu oluşan sellerin
çok olması.
SORU-5-Alüviyal toprakların dağılışında belirleyici faktör:
70
Alüviyal topraklar akarsular tarafından oluşturulmaktadır, dolayısı ile dağılışları
akarsuların dağılışına bağlıdır.
SORU-6-Toprak tiplerinin dağılışı ile yağış-bitki örtüsü ilişkisi:
Toprak oluşumunda en etkili faktör iklimdir. Çünkü fiziksel ve kimyasal
ayrışma olayları, bitkilerin yetişmesi, toprağın yıkanması, topraktaki organik
maddelerin parçalanması, topraktaki organizma faaliyetleri iklime bağlıdır.
Yağış miktarı değiştikçe bitki örtüsü ve toprak tipleri de değişir. Örneğin
yağışın bol olduğu Karadeniz bölgesinde bol ormanlar ve kahverengi orman
toprakları oluşurken, iç bölgelerde yağışın az olduğu yerlerde bozkır ve kestane
ve kahverengi bozkır toprakları oluşmaktadır.
Nerede hangi toprak tipi var
Karadeniz İklim bölgesinde:
a)Ilıman-Nemli yerlerde:
Kahverengi orman toprakları
b)Soğuk-Nemli yerlerde:
Podzol
Akdeniz İklim bölgesinde:
Terra-Rossa
Karasal İklim bölgesinde:
a)Ilıman karasal iklim olan yerlerde: Kestane ve Kahverengi Bozkır toprakları
b)Soğuk karasal iklim olan yerlerde: Çernezyom
Akarsuların kıyılarında ve denize döküldüğü yerlerde:
Alüviyal
Eğimli yüzeylerin bulunduğu yerlerde:
Litosol ve Kolüviyal
Volkanik arazilerde:
Regosel
Kapalı havzalarda ve eski göl tabanlarında:
71
Tuzlu topraklar
10.SINIF SAYFA 113-114-116 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI
Kitabınızdaki resimlerde ülkemizde toprak kullanım alanlarından bazıları
verilmiştir.
ETKİNLİK SAYFA 113
SORU-1-Çevrenizde hangi ekonomik faaliyetler yürütülmektedir? Bunun
nedenleri nelerdir? Sorusu sorularak;
Resimlerden de faydalanarak çevremizdeki ekonomik faaliyetleri düşünelim ve
bu faaliyetlerin toprakla bağlantısını anlamaya çalışalım.Bur da toprakla birlikte
iklim şartları da kendisini gösterebilir;çeşitli farklılıklara yol açabilir.
Yaşadığımız çevrede, Tarım çalışmaları( sebze, endüstri bitkileri, baklagiller,
tahıl, çiçek yetiştiriciliği), Ormancılık, Bağ ve bahçe bitkileri yetiştiriciliği,
toprağa bağlı sanayiler
(çimento, seramik, çinicilik) yapılmaktadır. Çünkü yaşadığımız çevrede düz
arazilerde tarla bitkileri, eğimli arazilerde zeytin, bağcılık, yüksek dağlık
alanlarda ormancılık yapılması için yer şekilleri, iklim şartları uygundur.
SORU-2-Kitabımızdaki resimlerde görülen faaliyetler dışında ülkemiz
topraklarından nasıl yararlanılır.
Resim dışında ülkemiz topraklarından dikili araziler (meyve bahçeleri ve bağlar)
Çayırlık ve mera alanları,Sanayi tesislerine hammadde sağlanması,yerleşim
alanları,kara ve demir yolları şeklinde yorumlanabilir.Çevrenizde gördüğünüz
ekonomik faaliyetleri toprakla ilişkilendirip örnekleri arttırabilirsiniz.
ETKİNLİK ÇALIŞMASI SAYFA 114
Kitabınızdaki Türkiye arazi kullanım haritasından faydalanarak;
Büyük hali için haritaya tıklayınız...
SORU-1-Yaşadığınız yeri bularak burada topraklardan hangi alanlarda
faydalanıldığını bulunuz?
Bu soruyu cevaplandırırken harita üzerinde yaşadığınız bölgeyi bulunuz harita
lejant bölümünden o bölgede yapılan faaliyetleri yazabilirsiniz.
Endüstri bitkileri alanında, Bağ ve bahçe kültürlerinde, Tarım alanları,
Ormancılık alanında faydalanılmaktadır.
SORU-2-Kuzeydoğu Anadolu’da toprak daha çok hangi amaçlar için
kullanılmaktadır?
Otlak çayır alanları yaygın olup buralarda büyükbaş hayvancılık faaliyetleri
yaygın olarak yapılmaktadır. Buranın yükseltisi fazla iklim tarıma çok uygun
değil, yaz yağışları uzun boylu çayırları oluşturmuştur. Arazide dağlık ve
engebeli olması buralarda hayvancılığı geliştirmiştir.
72
Ayrıca buralarda çöküntü ovalarında tarım faaliyetler, yüksek alanlarda
ormancılık faaliyetleri yapılmaktadır.
SORU-3-İç kesimlerde toprak en çok hangi amaçlar için kullanılmaktadır?
İç kesimlerde arazi daha çok tarım ( tarla)alanlarından oluşmuştur. Ayrıca otlak
ve çayır alanları mevcuttur. Az olarak ta bağ ve bahçe alanları vardır. Çünkü bu
bölgelerde arazi düz tarıma uygundur. Ancak iklimin karasal olması bağ ve
bahçe alanlarını kısıtlamış, bölgelerde var olan bozkırlar ise mera alanlarını
oluşturarak özellikle küçükbaş hayvancılığın gelişmesine imkân vermiştir.
SORU-4-Topraklardan faydalanma açısından kıyı ile iç kesimler arasında ne
gibi farklılıklar vardır?
PAMUK ZEYTİN MISIR
Ülkemizde kıyı kesimlerde arazinin çoğu endüstri bitkileri, orman, bahçe ve bağ
bitkileri gibi alanlarda kullanılmaktadır. Bu bitkiler hem daha fazla yağış
isteyen, hem de birçoğu kış soğuğuna dayanamayan bitkilerdir.
İç kesimlerde ise daha çok tarla bitkileri çayır ve mera alanları ağırlıktadır.
BUĞDAY NOHUT YULAF
Buralarda su isteği az olan kuraklığa dayanıklı (tahıllar, baklagiller) ve bozkırlar
ise mera alanlarını oluşturarak özellikle küçükbaş hayvancılığın gelişmesine
imkân vermiştir. Buralarda endüstri bitkileri yetiştiriciliği ve ormanlar azdır.
Bağ ve bahçe bitkileri de az yer tutar.
SORU-5-Tarım alanları nerelere daha çok yoğunlaşmıştır?
Daha çok iç kesimlerde yoğunluk kazanmıştır.Harita incelendiğinde bu bölgede
özellikle iklim şartları çok elverişli olmaması su problemi bölgede tarla tarımını
desteklemiştir.Kıyı kesimlerde tarımsal faaliyetler daha çok bağ bahçe
,endüstriyel bitki ağırlıklıdır.Arazi yapısı da tarım alanları bakımından son
derece geniş düzlükleri barındır.
ETKİNLİK SAYFA 116
SORU-1-Ormanlarımızın kıyı bölgelerimizde yoğunlaşmasının nedenleri:
Kıyı bölgelerin nem ve yağış özellikleri ağaç yetişmesine daha uygun olması ve
ormanlar tahrip edilse bile kendini yenileyebilme özelliğini taşıması.
İç bölgelerde nem ve yağış özellikleri ağaç yetişmesini kısıtlamıştır ve önceleri
var olan ormanlar tahriplerle yok edilmiştir.tahrip edilen yerlerde orman kendini
yenileyemediği için iç bölgeler orman bakımından fakirleşmiştir. Yani iç
bölgeler günümüzde fakir, geçmiş dönemlerde iç bölgelerde zengin orman
alanları vardı.
SORU-2-Ormanların asıl ve yan ürünleri:
73
Asıl ürünler: Tomruk, Tel Direği, Maden Direği, Parke, Mobilya, Sunta,
Kontrplak
Yan ürünler: Reçine, Sığla Yağı, Kozalak, Keçi Boynuzu, Defne Yaprağı,
Ihlamur, Çıra
SORU-3-Orman ürünleri sanayisinin geliştiği yerler:
Batı Karadeniz, Doğu Karadeniz, Kıyı Ege ve Adana Bölümleri orman ürünleri
sanayisinin en fazla geliştiği yerlerdir.
Orman Ürünleri Sanayisi:
Ağaç malzemeden üretilen tüm malzemeler orman ürünleri endüstrisine girer.
Karadeniz Bölgesi’nde hammadde fazla bulunduğundan burada gelişmiştir.
Başlıca kereste fabrikaları Düzce, Bartın, Ayancık, Rize, Ordu, Ardeşen,
Burdur, Antalya ve Isparta’da bulunur.
Mobilya Sanayii: Adapazarı, Ankara, İnegöl, İstanbul, İzmir ve Kayseri’de
gelişmiştir. Türkiye mobilya ürünlerini ihraç edebilmektedir.
Kâğıt fabrikaları: İzmit, Balıkesir, Giresun, Zonguldak, Taşucu, Dalaman,
Bolvadin, Bartın ve Denizli çevresinde bulunur.
SAYFA 116 PERFORMANS ÖDEVİ
Türkiye de ham maddesi toprağa dayalı fabrikların nerelerde kurulduğunu ,bu
fabrikalarda nelerin üretildiğini araştırınız.
Çimento fabrikaları:
Hammaddesi kolay temin edilir. Her bölgede inşaat sanayiinde kullanılır. Ayrıca
ulaşım masrafları maliyeti artırır. Bu nedenle çimento fabrikaları Türkiye’nin her
bölgesine dağılmıştır. İstanbul, İzmit, Adana, İzmir, Elazığ, Mersin, Yozgat,
Denizli, Adıyaman, Ordu gibi merkezler bunlardan bazılarıdır.
Cam fabrikaları:
İstanbul, Denizli, Mersin, Kırklareli ve Sinop’ta cam fabrikaları bulunmaktadır.
Ülkemiz cam ürünleri üretiminde ve ihracatında Dünya’da sayılı ülkeler
arasındadır.
Seramik fabrikaları:
Çanakkale, Bilecik, Kütahya, İstanbul ve İzmir’de bulunmaktadır. Üretimin bir
kısmı yurt dışına ihraç edilir.
Kiremit fabrikaları;
İzmir-Salihli arası, Manisa, Uşak, Afyon ve Kütahya’dadır.
Tuğla fabrikaları
Bolu, Eskişehir ve Bartın’dadır.
TÜRKİYEDE ÇİMENTO FABRİKALARI
ADANA
Çorum
İzmir
Samsun
Adıyaman
Denizli
KARABÜK
Siirt
Afyon
DİYARBAKIR
74
Kars
Sivas
ANKARA
EDİRNE
Kayseri
Şanlıurfa
ANTALYA
Elazığ
Kırklareli
TRABZON
AYDIN
Erzurum
Kocaeli
VAN
Bartın
Eskişehir
Konya
Yozgat
Bolu
Gaziantep
Mardin
Zonguldak
BURDUR
Hatay
Mersin
Bursa
Isparta
Nevşehir
Çanakkale
İstanbul
Niğde
LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 117 HAZIRLIK VE ETKİNLİK ÇALIŞMASI
SORU-1- Çevremizde bulunan bitki türleri adları nelerdir?
Bu soruyu Marmara bölgesi için cevaplıyorum sizde kendi bölgenizin iklim özelliklerine göre
yazabilirsiniz.Diğer bölgeler için aşağıdaki linke tıklayıp araştırma yapabilirsiniz.
Marmara kıyılarında 250–300 m yükseltiye kadar maki görülür. Karadeniz kıyıları ile
Uludağ’da ormanlar yer alır.Yıldız Dağları Bölümü ise ormanların en geniş alan kapladığı
yerdir.Orman bakımından 4. sırada yer alan bölgede iç kesimlere doğru gidildikçe antropojen
bozkırlar görülür.
Mersin, defne, kocayemiş, zeytin, süpürge çalısı, tesbih, sandal, zakkum, Delice Zeytin,
Zeytin, kızılçam, sarıçam, karaçam, kayın, kestane, meşe, ıhlamur, kavak, ladin, köknar,
böğürtlen, çınar, gürgen, incir, mazı, nergis, nilüfer, servi, Uludağ göknarı, dağ çayırları,
SORU-2- Bu bitkiler hangi özellikleri ile
75
birbirinden ayrılır?
1-Büyüklükleri yönünden, kimi ağaç, kimi çalı, ot gibi
2-Yaprak özellikleri yönünden geniş ve iğne yapraklı olanlar gibi,
3-Yağış ve sıcaklık istekleri yönünden farklıdır.
4-Bitkilerin bazıları çok yıllık ve uzun ömürlü, bazıları ise tek yıllıktır.
5-Bazıları yıl boyu yeşil kalır, bazıları yaprak dökerler.
6-Bitkilerin bazıları ağaçsı gövdeye, bazıları ise otsu gövdeye sahiptir.
SORU-3- İklim ile bitki örtüsü arasındaki
ilişki:
Konu ile ilgili genel bilgiler
1. Her bitkinin kendine has bir iklim özelliği vardır. Başka bir ifadeyle benzer iklim şartlarında benzer
bitki türleri görülür.
2. Farklı bölgedeki iklimin benzerliği tabii bitki örtüsünün benzerliğini kanıtlar.
3. Yer şekillerinin kısa mesafeler dâhilinde değişmesi bitki örtülerinin kısa mesafeler dâhilinde
değişmesini sağlar.Bitki örtüleri yeryüzüne dağılışlarında aralıksız kuşaklar oluşturmazlar.Ancak,
genel olarak Ekvator'dan kutuplara doğru, geniş yapraklı ormanlar, karışık ormanlar ve iğne yapraklı
ormanlar, şeklinde kuşaklar meydana gelmiştir.
4. Kuzey güney yönünde mesafe arttıkça ve enlem farkı arttıkça oluştukça bitki örtüsü de çeşitlenir.
5. Bitki örtüsü iklimin bir nedeni değil iklimin bir sonucudur. Örneğin; Maki bitki örtüsü Akdeniz
ikliminin bir göstergesidir. Maki bitki örtüsü Akdeniz ikliminin oluşmasına sebep değil bu iklimin
sonucudur. Maki bitki örtüsüne bakılarak Akdeniz iklimi hakkında tahminlerde bulunulabilir.
ETKİNLİK ÇALIŞMASI SAYFA 117
Ülke
Yüzölçümü
Bitki tür.
Endemik b.
Türkiye
814.000
12.000
3778
İran
1.648.000
8000
1880
İtalya
301.000
5600
712
İspanya
504.000
5000
500
Yunanistan
76
131.000
5000
745
Fransa
551.000
4650
135
Tabloda yer alan ülkeler Türkiye, İran, İtalya, İspanya, Yunanistan, Fransa Dünyadaki
konumları itibarı ile aynı iklim kuşağında yer almaktadırlar.
Tabloda görüldüğü gibi ülkelerin kapladığı alan ile sahip olduğu bitki ve endemik bitki türü
yoğunlukları doğru orantılı dağılmamıştır.
Tablodaki ülkeler içinde kapladığı alana göre bitki türü ve endemik bitki türü açısından en
zengin ülke TÜRKİYE iken, bitki türünde İran Endemik bitki türünde ise Fransa en fakir
ülkedir.
Türkiye’nin bitki zenginliği aynı iklim kuşağında yer almalarına rağmen çeşitlilik bakımından
Türkiye de iklim çeşitliliği daha fazladır..Endemik bitkiler için geçmiş dönemlerde farklı iklim
şartları yaşanmış olmasıdır.
10. SINIFLAR SAYFA 118 PERFORMANS ÖDEVİ RELİK VE ENDEMİK
BİTKİLER Endemik, alanları belirli bir ülke veya bölgeye ait, yerel, ender ve çok
ender bulunan türler endemos (indigenous) kelimesinden gelir ve “yerli” anlamında
kullanılır.
Ülkemizdeki endemik türlerin en önemlilerinden birkaçı; Kazdağında orman meydana
getiren Kazdağı göknarı (Abies equi-trojani), Eğridir güneyindeki Kasnak meşesi
(Quercus vulcanica), Köyceğiz-Dalaman arasında yaygın olan Sığla veya Günlük ağacı
ve ormanları (Liquidambar orientalis), Beşparmak Dağları (Ege bölümü)ndaki Kral
eğreltisi (Osmunda regalis) ile Datça yarımadasında bulunan Datça hurması (Phoneix
theophrasti)dır.
ülkemiz, hem çeşitli familyalara ait hem de endemikler yönünden de çok zengindir.
Türkiye’de yetişen endemik türler tabiatta, aşırı otlatma, yangın, bilinçsiz kesim,
söküm,ıslah çalışmaları, yapılaşma, şehirleşme ve herbisit kullanımı gibi çeşitli
tehlikelerle karşı karşıyadır.Bu olumsuz faktörler kimi zaman bitkinin yok olmasına ve
bir anlamda yer yüzünde ortadan kalkması anlamına gelmektedir.
Kaz dağı göknarı:
Türkiye’de yalnızca Kazdağı’nda yetişen endemik bir göknar alt türü. 30 metreye kadar
boylanabilir. Tomurcukları bol reçinelidir.
İğne yapraklı uzun sürgünler üzerinde tek tek ışığa yönelik olarak tarak biçiminde
dizilmişlerdi.Yaprağın üst yüzü hafif olukludur, alt yüzünde ise iki tane belirgini gümüşi
renkte beyaz stoma bandı bulunur. İğne yapraklar sürgünler üzerinde uzun süre, 7-10
yıl kalır
Kasnak meşesi
77
25-30 m boya ulaşabilen geniş ve yaygın tepeli bir meşe türü.
Genç sürgünler sarımtrak veya kırmızımtrak olup, önceleri tüylü daha sonraları
çıplaktır. Tomurcuklar büyük yumurta biçiminde kahverengi kırmızı, tüysüzdür.
Tomurcuk pullarının kenarları kirpiklidir.
Yapraklar sürgünler üzerinde oldukça aralıklı dizilmiştir. Yaprak ayası ters yumurta
veya eliptik biçimli, dip tarafı çarpıktır. Yaprakların alt yüzü basık ve yıldız tüylüdür.
Üst yüzü çıplak ve koyu yeşildir. Kadeh çok belirgin ve yarımküre şeklindedir.
Endemik bir türdür.Kütahya, Konya, Afyon, Isparta, Eğirdir yörelerinde bulunur.
1300-1800 m yükseltilere kadar çıkabilir.
Datça hurması
Datça Hurması, Datça Yarımadasında batı-doğu yönünde uzanan sıradağların kuzey ve
güney aklanlarında olmak üzere, iki ayrı yörede bulunmaktadır.
Datça Hurması bu aklanda küme ve guruplar halinde veya tekil olarak da geniş bir
alanda yayılış yapmakta ve yayılış sahilden 300-350 m yükseltiye kadar
ulaşabilmektedir.
Kuzeyi kapalı, sıcak, deniz etkisi altındaki vadi tabanlarının uygun kısımları ile deniz
kenarındaki kum ve çakıl üzerinde yer almaktadır. yaklaşık 10 m boyunda olup
Datça’da 10-15 m. boylara ulaşabilmektedir.
Sığla ağacı
25-40 m’ye kadar boylanan yaprak döken kalın dallı ve geniş tepeli bir ağaçtır. İlk
bakışta çınara benzer. Yaşlandıkça, kabuğu koyulaşır ve derin çatlaklı bir görünüm alır.
Çiçekler küçüktür. Çiçek kurulu 1-2 cm çapında olup küre şeklinde çok sayıda çiçek
kümesini bulundurur. Meyve 2-4 cm çapında çok sayıda kapsülden oluşur
Istranca meşesi:
25 m’ye kadar boylanabilen düzgün gövdeli dar tepeli bir meşe türüdür. Gövde kabuğu
düzenli aralıklarla çataklıdır. Yapraklar ters yumurta biçimindedir. 7-10 civarında
yaprak damarı bulunur. Damarlar birbirine paraleldir.
Her iki yüzüde çıplaktır. Alt yüzünde basit ya da yıldız tüyler bulunur. Meyve sapı 2-7
cm uzunluğundadır. Bir sapta 3-4 tane meyve bulunur.
RELİK (RELİKT) BİTKİ: (Relikt Plant): Kalıntı, eskiden kalma, günümüze
gelme…Paleoklimatik koşullarda yetişerek yaygın bir durum alan, fakat iklim
koşullarının değişmesi üzerine günümüzde zorlukla yaşamını sürdüren bitki toplulukları
ve bunların üyeleri
Örneğin, Karadeniz Bölgesinde yer yer kıyı kuşağında ve ve ardındaki oluklarda
bulunan Akdeniz bitki toplulukları, daha önce bu bölgeye Akdeniz iklim koşulları
egemen iken yerleşmişler; ancak, günümüz koşulları altında da yetişmelerini sınırlı
78
olarak sürdürme olanağı bulmuşlardır. Güneybatı Anadolu’da Köyceğiz, Marmaris
dolaylarında küçük ormanlar oluşturan Sığla (Günlük) ağacı (Liquidambar Orientalis)
de relik bitki özelliği göstermektedir.
Ihlamur
Boyları 20-30 m’ye kadar ulaşabilir. Büyüklüğü 5-10 cm arasında değişen yaprakları
genellikle yürek şeklinde ve çarpık, kenarları dişli ve uzun saplıdır.
Sarkık çiçek demetleri sarımsı bir renge ve karakteristik bir kokuya sahiptir. Çok geç
açan bu çiçekler (Haziran-Temmuz) kurutularak çay gibi içilir.
Kestane
Kuzey Anadolu ve Marmara Bölgesi’nde yayılış gösterir. Türkiye’de doğal olarak
yetişen tek kestane türü olan “Anadolu kestanesi” 30 m boya erişebilen, geniş tepeli bir
ağaçtır. Ülkemizde 25.278 hektar koru, 3.614 hektar baltalık kestane ormanı
bulunmaktadır.
Gençken düzgün olan gövde kabukları yaşlandıkça çatlaklı bir görünüm alır. Mızraksı
yapraklarının kenarları kaba dişlidir. Çiçekleri önemli bir bal kaynağı olan kestanenin
meyvesi de ekonomik değere sahiptir.
Ladin
Kuzey yarıkürenin ılıman ve soğuk bölgelerinde yayılış gösteren ladinin 40 değişik türü
ve bu türlere ait varyete ve formları vardır. Uzaktan bakıldığında göknara benzese de
piramide benzer tepesi ve sarkık dalları ile ondan ayırt edilebilir. Boyu 40-50 m’ye
kadar ulaşabilir. İğne yaprakları kısa, sivri uçlu ve kesitli dört köşedir.
Olgunlaşmış kozalağının pulları dağılmaz.
Ülkemizde Doğu Karadeniz dağlarının denize bakan yüksek kesimlerinde saf ya da
karışık ormanlar kuran türü Doğu ladinidir (P. Orientalis, Y). Ülkemizde 146.300
hektar saf Ladin ormanı bulunmaktadır.
Kızılağaç
Trakya, Marmara çevresi, Batı Karadeniz ve Doğu Karadeniz’de saf ve karışık olarak
yayılış gösteren kızılağaç, boyu 20 m’yi aşabilen, esmer kabuklu, seyrek dallı bir
ağaçtır. Daha çok serin bölgelerde ve nemli dere yataklarının bulunduğu yerlerde
görülür.
Ülkemizde 66.357 hektar koru, 297 hektar baltalık kızılağaç ormanı bulunmaktadır.
Uzunluğu 4-9 cm genişliği 3-7 cm arasında değişen ters yumurta biçimli ve testere dişli
yaprakları vardır. Köklerinde bulunan, havanın serbest azotunu bağlayan yumrular
nedeniyle toprakları azotça zenginleştirir.
ardıç
Sürüngen çalılardan büyük ağaçlara kadar çok çeşitli türleri olan ardıç, hemen hemen
bütün bölgelerimiz yüksek dağlık kesimlerinde doğal yayılış gösterir.
79
Bazıları servi gibi pul yapraklara, bazıları da batıcı iğne yapraklara sahiptir.
Göknar
40m’ye kadar boylanabilen göknarlar, kendine özgü formu, gövde kabuğu iğne
yaprakları ve hatta kokusu ile Çamgiller familyasının diğer türlerinden ayırt edilebilir.
Yapraklarının alt yüzeyinde beyaz çizgiler vardır.Kozalaklar sonbaharda olgunlaşınca
pulları dökülür. Ülkemizde 213.652 hektar saf göknar ormanı bulunmaktadır.
Karaçam
Bütün kıyı bölgelerimizin dağlık kesimlerinde saf ya da karışık ormanlar kurar, hatta
stebe kadar sokulur.Ülkemizde 2.527.685 hektar saf karaçam ormanı bulunmaktadır.
Gövdesinin ve dallarının kalınlığı, gri ve derin çatlaklı kabuğu, iğne yapraklarının koyu
yeşil rengi ile diğer çam türlerinden ayrılır.30-35 m’ye kadar boylanabilir.
10.SINIFLAR SAYFA 120-121 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
Kitabınızdaki bölümde beş ağacın Türkiye’deki yayılış alanları ve özellikleri verilmiştir.
Diğerlerini siz tamamlayınız.
FISTIK ÇAMI: Tipik bir akdeniz ağacı olan fıstıkçamı ülkemizde batı ve güney
Anadolu’da ormanlar oluşturur.15–20 m boyundadır. Gençlik döneminde yuvarlak
tepesi, yaşlılık dönemimde ise şemsiye şekilli tepesi ile diğer çam türlerinden ayrılır.
Tohumları iri olup çam fıstığı olarak bilinir. Batı Anadolu köylülerinin önemli bir gelir
kaynağıdır.
IHLAMUR: Büyümesi çabuktur. Filizlenme gücü yüksektir. Işık ağacıdır. Sıcaklık
isteği nispeten fazladır. Derin, serin yumuşak, besin ve madence zengin, ılımlı humuslu
toprakları sever. Kireçli topraklarda da yetişmektedir. Tuzlu topraklardan kaçınır.
Donlara ve kuraklığa karşı duyarlıdır. Güçlü kazık kök yapar, sığ ve fakir topraklarda
kuvvetli yan kökler geliştirir, kuvvetli kök sürgünü verir. Boyları 20–30 m.ye kadar
ulaşabilen geniş yapraklı ve yaprak döken bir ağaçtır. Büyüklüğü 5–10 cm arasında
değişen yaprakları genellikle yürek şeklinde ve çarpık, kenarları dişli ve uzun saplıdır.
Sarkık çiçek demetleri sarımsı bir renge ve karakteristik bir kokuya sahiptir. Çok geç
açan bu çiçekler (Haziran-Temmuz) kurutularak çay gibi içilir.
80
Güzel kokulu çiçeklerinden dolayı ve bir gölge ağacı olarak yetiştirilir. Avrupa’da
eskiden köy mahkemeleri genelde bu ağaçların gölgelerinde kurulurdu. Bu yüzden
ıhlamur, mahkeme ağacı ya da mahkeme ıhlamuru olarak ta bilinir. Germen ve Slav
halklarında ıhlamur kutsal bir ağaçtır. Doğramacılıkta kıymetli olan beyaz ve hafif bir
odun verir. Ihlamur kabuğundaki lifler ip ve kaba dokumalarda kullanılır. Çiçek
durumları tıbbi olarak kullanılır.
Ihlamur çiçeği yatıştırıcı, idrar verici ve balgam söktürücü olarak çay halinde kullanılır.
Ihlamur çiçeği banyosunun da yatıştırıcı bir özelliği vardır.
Türkiye'de doğal olarak 3 tür bulunur. Ülkemizde başta kıyı ve batı bölgeleri olmak
üzere iç bölgelerimizde de yetiştirilmektedir.
KESTANE: Kestane yıllık yağış toplamı 600–1200 mm olan yerlerde susuz yetişebilir.
Bu nedenle yağış kestane yetiştirticiliği için önemlidir. Çiçeklenme döneminde yağan
yağışlar meyve tutumunu olumsuz etkiler. Kestane kış düşük sıcaklıklarda –30
dereceye kadar dayanabilmektedir. Ancak ilkbaharın geç ve sonbaharın ilk donlarına
karşı hassastır.
Kayıngiller familyasından Castanea cinsini oluşturan ağaçların ve bu ağaçların
yenilebilen tohumlarına verilen ad.
Kerestesi, dayanıklılık ve dekoratif özellikleri bakımından meşe ağacının odununa
benzemekle birlikte, kuruma esnasında çatlaması ve eğrilmesi nedeniyle, bu ağaçtan
büyük boyutlu kereste elde edilememektedir. Ancak dayanıklılığı nedeniyle bazı ahşap
bahçe işlerinde bu ağaçtan faydalanılmaktadır. İtalya'da fıçı yapımında kullanılmaktadır.
Kuzey Anadolu ve Marmara Bölgesi'nde yayılış gösterir. Türkiye'de doğal olarak
yetişen tek kestane türü olan "Anadolu kestanesi" 30 m boya erişebilen, geniş tepeli bir
ağaçtır. Ülkemizde 25.278 hektar koru, 3.614 hektar baltalık kestane ormanı
bulunmaktadır. Gençken düzgün olan gövde kabukları yaşlandıkça çatlaklı bir görünüm
alır. Mızraksı yapraklarının kenarları kaba dişlidir. Çiçekleri önemli bir bal kaynağı olan
kestanenin meyvesi de ekonomik değere sahiptir.
Tohumlar, ateşte közlenmiş, haşlanış veya suda kaynatılmış olarak tüketilir. İlkine
çoğunlukla 'kestane kebap' denilmektedir, bu yöntem, kestane tohumları üst kısımları
hafifçe çizildikten sonra, 200–220 °C ısıda 10–15 dakika süreyle fırına verilerek
hazırlanır. Kestane aynı zamanda bazı çörek, kek ve pasta çeşitlerinde de
kullanılmaktadır. Ayrıca özellikle Bursa ilimizde Kestane Şekeri adıyla bilinen bir tatlı
çeşidi de çok sevilmektedir ve oldukça büyük miktarlarda üretilmektedir.
KAYIN: Kışın yaprağını döken orman ağaçlarıdır. Çok sayıda pullarla örtülmüş
bulunan iğ biçimindeki sivri uçlu ve büyük tomurcuklar sürgünlere yatık değil, onlarla
açı yapacak şekilde dizilmiştir. Yaprak ayası dişli veya düzdür; nispeten kısa bir sapı,
zamanla dökülen şerit halinde kulakçıkları vardır. Açık gri veya koyu gri renkli
81
kabukları ağaçların hayatı boyunca çatlamadan düz ve pürüzsüz kalır. Meyvelerin
tohumu yağlıdır.
Ülkemizde dağılışı: Daha çok kuzey bölgelerimizde doğal yayılış göstermekle birlikte
kayın ağacı güneydeki Amanoslar'da da yayılış gösterir. Saf ya da göknar, ladin, çam ve
meşelerle karışık geniş ormanlar kurar. Ülkemizde 713.842 Ha. koru ve 1.555 Ha.
baltalık kayın ormanı bulunmaktadır. 40 m. boya ulaşabilen kayınların düzgün ve
silindirik gövdeleri vardır. 6–9 cm uzunluktaki dalgalı kenarlı elips şeklindeki
yapraklarının sonbahardaki kırmızı rengi çok etkileyicidir. Yağlı meyveleri doğada
yaban hayvanları için önemli bir besin kaynağıdır.
Türkiye'de doğal olarak yetişen türleri; Doğu Kayını (Fagus orientalis), Avrupa
Kayını (Fagus silvatica).
LADİN:Kuzey yarıkürenin ılıman ve soğuk bölgelerinde yayılış gösteren ağaç türlerine
verilen ad. Uzaktan bakıldığında köknara benzese de piramide benzer tepesi ve sarkık
dalları ile ondan ayırt edilebilir. Boyu 40–50 m' ye kadar ulaşabilir. İğne yaprakları kısa,
sivri uçlu ve kesitli dört köşedir. Olgunlaşmış kozalağının pulları dağılmaz.
Bulutlu nemli, sisli ve soğuk havaları seven bir ağaçtır. Ülkemizde saf ladin ormanları
ya da diğer orman ağaçları ile karışık halde bulunan ormanlar oluşturur. Ülkemizde
genelde kuzey Anadolu ‘da özellikle Ordu’nun doğusundan itibaren Artvin çevresine
doğru uzanır. Karadeniz dağlarında 2300 metrelere kadar çıkan ladinler. Özellikle
Ardanuç ve Gümüşhane yakınlarında boyları 60 metreye varan ladinler bulunur.
Yumuşak keresteli ağaçlardandır.
SARIÇAM: Kuzey Anadolu'nun yüksek dağlık kesimlerinde saf ya da karışık ormanlar
kurmakla birlikte, küçük adacıklar halinde iç ve güney bölgelerimize kadar ulaşır.
Ülkemizde bulunan sarıçam ormanlarının kapladığı alan 757.426 hektardır.
Adını, levhalar halinde ayrılan gövde kabuğunun tilki sarısı renginden alır. Narin
gövdeli, sivri tepeli ve ince dallı bir ağaçtır. Yetişkin ağaçların boyu 40 metreyi aşar.
İnce yapraklarının kısalığı ve mavimsi yeşil rengi ilk bakışta diğer çam türlerinden ayırt
edilecek özellikleridir.
82
İğne yaprakları ikili, mavi-yeşil, kıvrık, sık dizilmiş, genellikle 4–5 cm uzunlukta, uçları
sivri, genellikle 2–3 yıl, nadir olarak da 4–5 yıl ömrü vardır. Kozalakları mat grikahverengi, konik, kısa veya uzun saplı uçları aşağıya doğru yönelmiş, tek veya 2-3'ü
bir arada, 3–7 cm uzunluk ve 2–4 cm genişliktedir. Tohumları gri veya siyahımsı
yumurta biçimindedir.
Ekolojik özellikleri: Uygun yerlerde hızlı gelişir. Soğuk iklim ve rüzgârına karşı
dayanıklı, bol güneş ister. Kumlu ve killi topraklarda gelişebilir. Nispi nemi çok
düşük olan iklimlerde ve kuru topraklarda gelişemez. Kazık kökleri sayesinde
fırtınalara dayanıklıdır.
KIZILAĞAÇ:Trakya, Marmara çevresi, Batı Karadeniz ve Doğu Karadeniz'de saf ve
karışık olarak yayılış gösteren kızılağaç, boyu 20 m yi aşabilen, esmer kabuklu, seyrek
dallı bir ağaçtır. Daha çok serin bölgelerde ve nemli dere yataklarının bulunduğu
yerlerde görülür. Ülkemizde 66.357 hektar koru, 297 hektar baltalık kızılağaç ormanı
bulunmaktadır.
Uzunluğu 4–9 cm genişliği 3–7 cm arasında değişen ters yumurta biçimli ve testere
dişli yaprakları vardır. Köklerinde bulunan, havanın serbest azotunu bağlayan yumrular
nedeniyle toprakları azotça zenginleştirir.
Türkiye'de geniş bir dağılım gösteren adi kızılağacın başlıca alt türleri; Doğu kızılağacı,
Sakallı kızılağaçtır.
MEŞE:Ülkemizin hemen her bölgesinde türlerine bağlı olarak yayılış gösterir. 25m
boya ve 2m çapa erişebilen geniş tepeli ağaçlardan, 3–5 m boya sahip çalılara kadar
değişen türleri vardır. Kökler derinlere kadar gider. Yaprakları da formları gibi
değişkenlik gösterebilir, loplu, dişli ya da düz kenarlıdır. Ülkemizde 747.856 hektar
koru ve 4.984.149 hektar baltalık meşe ormanı bulunmaktadır.
"Palamut" adı verilen silindirik meyveleri bir kadeh içinde yer alır. Odunlarının
anatomik özelliklerine göre kırmızı meşeler, ak meşeler ve her dem yeşil meşeler olmak
üzere üçe ayrılan meşelerin 18 türü bulunmaktadır. Bunlardan önemli olanları; Saplı
meşe, Sapsız meşe, Saçlı meşesi, Kasnak meşesi, Pırnal meşesidir.
ARDIÇ: Üremesi, bir başka türe bağlı bir ağaç türü. Ardıç ağacı tohumlarını yere
döker ancak bu tohumlar bir ardıç kuşu (Karatavuk) tarafından yenmedikçe hiçbir işe
yaramaz. Ardıç kuşunun sindirim sisteminde ardıç ağacının tohumlarının kabukları
açılır. Ardıç kuşu dışkısı ile birlikte toprağa karışan tohumlar tutar.
Sürüngen çalılardan büyük ağaçlara kadar çok çeşitli türleri olan ardıç, hemen hemen
bütün bölgelerimiz yüksek dağlık kesimlerinde doğal yayılış gösterir. Bazıları servi gibi
83
pul yapraklara, bazıları da batıcı iğne yapraklara sahiptir.
Ülkemizde 1.100.492 hektar saf ardıç ormanı bulunmakta ve önemli doğal türleri;
Katran ardıcı, Adi ardıç, Finike ardıcı, Kokulu ardıç, Alp ardıcı, Sabin ardıcı, Boylu
ardıçtır.
GÖKNAR: Soğuk ortamları tercih eden yaprak dökmeyen ağaç cinsidir. Doğada 25
metreye kadar büyüyebilen piramidimsi ağaçlardır. Az ışığa ihtiyaçları vardır. Soğuk
iklimleri sevdikleri için fazla sıcak ortamları sevmezler ama ısıya karşı toleransları
vardır.
Bunlar genel olarak ladin ağaçlarına göre soğuğa daha dayanıklı olup genelde
Karadeniz Bölgesinde ladinlerle sarıçamlar arasında bulunurlar. Bazen de bunlarla
karışık ormanlar oluştururlar. Bu ağaçlar soğuğa dayanıklı ve genelde dağların kuzey
yamaçlarında nemli ve gölgeli ortamları seven ağaçlardır. Artvin –Pazar çevresinde saf
orman oluştururlar. Yumuşak keresteli ağaçlardandır.
KIZILÇAM: çamgiller familyasından Akdeniz'e özgü 5–20 m. boylarında hızlı
büyüyen kalın dallı bir çam türü. Genç sürgünleri kalın ve kızıl renktedir. Kabuk genç
bireylerde düzgün boz renkte iken yaşlılarda derince yarılır, esmer kırmızımsı renkte ve
kalın kabuk durumunda görülür. İğne yapraklar 10–16 cm uzunluğunda kalın sert ve
koyu yeşil renktedir. Kozalak 6–11 cm boyunda, parlak açık kahverengi olup topaç
biçimindedir. Çok kısa saplı kozalak sürgünlere dik oturur ya da yan durumlu olarak
çoğunlukla 2–6 adedi bir arada seyrek olarak bulunur.
Dünyadaki en geniş yayılışı Türkiye'dedir. Esas olarak Akdeniz ve Ege Bölgelerinde
geniş ormanlar kurmakla birlikte, Batı ve Orta Karadeniz Bölgesi'nde de mahallî yayılış
gösterir. Ülkemizde 3.729.866 hektar saf Kızılçam ormanı bulunmaktadır. Deniz
seviyesinden 1000–2000 m yüksekliğe kadar ulaşan Kızılçam, ışığı seven hızlı büyüyen
bir çam türüdür. 20 m'ye kadar boylanabilir. Kalın ve genellikle koyu kızıl renkteki
genç sürgünlerinden dolayı bu adı alır.
KARAÇAM: Karaçam çamgiller familyasından bir çam türü. Gövdesinin ve dallarının
kalınlığı, gri ve derin çatlaklı kabuğu, iğne yaprakları; 4–8 cm uzunluğunda koyu yeşil
ve serttir.Bol reçineli tomurcuklar büyük, silindirik ve uçları sivridir. Bu özellikleri ile
84
diğer çam türlerinden ayrılır.30–35 m. ye kadar boylanabilir.
Yazın serin ve güneşli geçen, kışın ise karlı ortamları çok sever. Kızılçam kadar
kuraklığa dayanıklı olmadığı için ülkemizde yazın kurak geçen ve kışları soğuk ve kar
yağışlı alanlar olan yüksek kesimlerde daha iyi yetişmektedir. Bütün kıyı bölgelerimizin
dağlık kesimlerinde saf ya da karışık ormanlar kurar, hatta stepe kadar sokulur.
Ülkemizde 2.527.685 hektar saf karaçam ormanı bulunmaktadır.
Batı Anadolu’da Uşak, Kütahya, Manisa demirci çevresi, Biga yarımadasında Kaz
dağlarında, Akdeniz de Toros dağlarının yüksek kesimlerinde, Ege Bölgesinde aydın ve
Boz dağlarda, Marmara’da Uludağ çevresinde, İç ve doğu Anadolu’da yüksek
kesimlerde, Karadeniz de ise batı Karadeniz de ( Ordunun batısında) yer yer de
dağların güneye bakan yamaçlarında görülür.
Kerestesi çok değerli olup mobilya ve doğrama yapımında ( kapı, pencere) çok
kullanılır.
10.SINIFLAR SAYFA 122 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
Türkiye İklim ve Bitki Örtüsü Haritasından çıkan sonuçlar
1-Türkiye’de görülen Bitki Toplulukları:
Orman, Maki, Orman-Çalılık-Antropojen Bozkır, Bozkır, Çayır
2-Ormanlar daha çok nerelerde yoğunlaşmıştır:
Ormanlarımızın genel olarak ülkemizin kıyı bölgelerinde yer aldığı görülür. Ayrıca
ormanlarımızın dağlık alanlarda özelliklede kıyı dağlarının denize bakan yamaçlarında
yoğunlaştığı denizden uzak iç bölgelerde azaldığı ve parçalar halinde olduğu görülür.
3-Ormanların dağılışında belirleyici olan iklim elemanları:
Özellikle sıcaklık, yağış, ayrıca da güneşlenme süresi, rüzgârlar, nemlilik gibi iklim
faktörleri etkiler.
Yağış: Bitki örtüsü dağılışını etkileyen en önemli faktörlerden olup, bitki dağılışı yağış
dağılışına paralellik sunar. Yağışın çok olduğu yerlerde gür ormanlar, azalınca orman
seyrelir, daha azalınca yerini bozkır alır. Yağışla orman azalır veya çoğalır.
Sıcaklık: Bitkilerin yetişebilmesi için ve hayati faaliyetlerinin sürmesi için sıcaklık
gerekli olup, belli derecelerde olması gerekir. Sıcaklığın çok düşük olduğu veya
yetersiz olduğu yerlerde veya da çok aşırı olduğu yerlerde bitkiler yetişemez. Her
85
bitkinin de sıcaklık isteği ve soğuğa karşı dayanıklılığı farklıdır. Bu özellik bitkilerin
sıcaklık kuşaklarına göre dağılımına neden olur.
Not: Ormanın alt sınırını yağış, üst sınırını sıcaklık belirler.
4-Yağışın az olduğu yerlerdeki Bitki türü:
Bu bölgelerde bozkır bitkileri görülür. Ayrıca bu alanlarda yüksek dağlık alanlarda
kuraklığa dayanıklı ağaçlardan oluşan ormanlar ve akarsu boylarında kavak ve söğüt
ağaçlarına rastlanır.
5-İç bölgelerde Maki olmamasının Sebebi:
Makiler yıl boyu yeşil kalan ve yaprak dökmeyen bitkilerdir. İç bölgelerde karasallık
etkisiyle kışları sert ve soğuk geçmesi ve kar yağışı ve don olaylarının görülmesi
nedeniyle.
10.SINIFLAR SAYFA 125-126-127 ETKİNLİK ÇALIŞMASI Etkinlik sayfa 125
SORU-1-Makilerin çıkabildiği üst sınırın bölgelere göre değişiklik göstermesinin
nedenini belirtiniz.
Maki yetişme sınırı için enleme bağlı olarak sıcaklıkların kuzeye doğru azalması buna
bağlı olarak ta nemlilik ve kuraklık şartlarındaki değişmeler etkili olur.Akdeniz’e oranla
Ege ve Marmara’da yetişme üst sınırı daha alçaklardadır.
SORU-2-Maki bitkisinin Akdeniz Bölgesine uyum sağladığını gösteren özellikler.
Maki yaz sıcaklığına ve kuraklığına karşı; yaprak yapısı, kaygan, tüylü kadifemsi yüzeyi
ile buharlaşmayı azaltmış olması nedeniyle dayanıklıdır. Kurak ortama uyum
sağlayabilmek için derinlerdeki sulardan yararlanmak için çok uzun kök sistemlerine
sahiptir.
Kısaca YAPRAK ve KÖK yapısı sıcak ve kurak ortama dayanıklı özelliklere sahiptir.
Etkinlik sayfa 126
Kitabınızdaki resimlerden faydalanarak çayır ve bozkırın yetişme koşullarını
karşılaştırınız.
Çayır; karasal iklimin soğuk ve nemli yaz yağışı alan, yaz kuraklığının olmadığı
yerlerinde,
10. SINIFLAR SAYFA 144 SICAKLIK VE KURAKLIK HARİTALARI LİSE 2. SINIF SAYFA 144
ETKİNLİK ÇALIŞMASI
Sıcaklık ve kuraklık dağılışını gösteren haritalar ile nüfus dağılışı haritasını karşılaştınız.
86
Ülkemizde genel olarak nüfus dağılışı ile sıcaklık dağılışı haritaları birbirine uyar. Sıcaklık
değerlerinin yüksek olduğu kıyı bölgeler ile alçak ovalık alanlar sık nüfuslanmıştır. Ancak bu
duruma uymayan yerlerde bulunduğu belirtilmişti.
Denizin ılıtıcı etkisiyle ılıman iklim özellikleri görülen Marmara, Ege, Karadeniz ve Akdeniz
kıyıları sık nüfusludur. Buna karşılık denizden uzak ve yükseltinin çok olduğu ve sıcaklığın
düşük olduğu bölgeler ve yüksek alanlarda nüfus çok seyrektir. Yüksek dağ ve platolarda
1500 m ‘den sonrası yaklaşık olarak boştur. Bunun nedeni, kışların uzun yazların kısa sürmesi,
tarımsal etkinliklerin kısıtlanmasıdır. Ulaşım güçlükleri de nüfuslanmanın az olmasında
etkilidir.
Ülkemizde genel olarak kuraklık dağılışı ile nüfus dağılışı haritalarında da bağlantı vardır. Genel
olarak denizde uzak yağış ve nemin düşük olduğu iç bölgelerde nüfus daha seyrek bulunmaktadır.
Genelde nüfusu yağışın fazla olduğu kıyılarda toplanması bunun kanıtıdır.
Buna karşılık bazı alanlar ise yağış çok olmasına rağmen yüksek engebeli olması, tarım
alanları olmaması ulaşım sıkıntıları ve yükseltinin tarım, orman ve yerleşme üst sınırına
ulaştığı yerlerde ise yağış bol olmasına karşılık nüfus seyrek hatta boştur.
Manisa Ve Afyonkarahisar’ın coğrafi özellikleri karşılaştırılarak;
Manisa
Afyonkarahisar
Nüfus
1.260.169
812.416
İklim
Akdeniz- karasal geçiş
Karasal
Sıcaklık ortalaması
16,8 ºC
11,2 ºC
Yıllık yağış miktarı
726,5 mm
455 mm
87
En soğuk ay ortalaması
6,7 ºC
0,3 ºC
En sıcak ay ortalaması
27,8 ºC
22,1 ºC
Donlu gün sayısı
30
94
Ürün çeşidi
Çok
Az
Ortalama yükselti
43- 750 m
1000- 1500 m
Nadas ( hektar)
16,590
119. 644
1-İki ilden birincisi Manisa’da iklim şartları uygun (sıcaklık, yağış, sıcaklık farkı, yükselti,
donlu gün sayısı) bu tarımsal üretimin çok ve çeşitli olması ve bunların işleyen sanayilerin
kurulması, tarımsal ürün ticaretinin artması, işgücüne ihtiyacının çoğalmasına ve nüfusu
çekici etkiye yol açarak nüfusu kendine çekmiştir.
İkinci il Afyonkarahisar’ın özellikleri ise Manisa’nın özelliklerinden daha elverişsiz özelliklere sahiptir
bu etkenler ekonomik faaliyetleri kısıtlamıştır.
2-Bu durum illerin ekonomilerine etkilemiştir. Manisa illinde sanayi, ticaret, tarım gelişmiş daha
yüksek gelire sahip bir ekonomi oluşmuştur.Afyon ise ekonomik gelişmişlikte Manisa’ya oranla daha
az gelişme göstermiştir.
Bursa ve Çanakkale’nin gelişmişlik düzeyi verilerine göre:
Çanakkale
Bursa
Nüfus
464.975
2.125.140
Çalışan Nüfus
390.216
1.375. 868
Gelişme hızı
30,7
42,1
İhracat( milyon dolar)
387
5.206
İthalat( milyon dolar)
88
337
6.646
Sanayide elektrik tüketimi
826.053
5.729.634
Bursa tam bir sanayi şehri...
1-Sanayileşme hangisinde fazladır?
Bursa’da fazladır. Çünkü Bursa’nın hem ithalat ve ihracat rakamları, hem de sanayide
kullanılan elektrik miktarı Çanakkale’den katlarca fazladır. Ayrıca çalışan nüfusu da oldukça
çoktur.
2-Bunun nedenleri nelerdir?
Bursa daha düz ve verimli tarım alanlarına sahiptir. İklim açısından daha uygun koşullar daha
fazladır. Bu üretilen tarım ürünü miktarı ve çeşidini artırmıştır. Ayrıca Bursa konum itibari ile
sanayileşmeye daha uygundur. Sanayisi gelişen illere daha yakındır. Bu ilimizde sermaye
sahibi insan daha fazladır. Bursa çok eskiden beri başkentlik yapmış ve önemli bir ticaret
merkezidir. Nüfus sayısı ve işgücü daha fazladır.
3- Bu durum kentetlerin nüfusun nasıl etkilemiştir?
Bursa’nın daha fazla nüfuslanmasına yol açmıştır.Bursa’da Çanakkale’ye oranla göç alma
özelliği oluşturmuştur.Çanakkale’de ekonomik faaliyetler daha kısıtlıdır nüfus olarak göç
veren bir özellik gösterir.
4-Hangi il daha fazla göç almaktadır?
Bursa ili ekonomik yapı olarak Çanakkale’ye oranla çok daha fazla gelişmiştir.Çanakkale’ye
oranla çekici özellikleri fazladır bu nedenle daha fazla göç alır.
DERS DIŞI ETKİNLİK ÇALIŞMASI
1-Yaşadığınız çevrede iş imkânları yeterli midir?
Bu soruyu bulunduğunuz bölge özelliklerine göre cevaplandırmalısınız.Çünkü bu özellik
Türkiye genelinde farklılıklar gösterebilir.Marmara ,Ege kıyıları,İç Anadolu ‘nun Eskişehir
Ankara ,Konya ,Kayseri Akdeniz Kıyı bölgeleri genel olarak iş imkanları bakımından elverişli
özellikler gösterebilir bu bölgeler dışında genel olarak iş imkanları yeterli oranda değildir
denilebilir.Bölgeden bölgeye yetersiz olması değişik nedenlere dayanabilir,konum
özellikleri,iklim şartları,yer şekilleri, ekonomik faaliyetlerin desteklenememesi ,bölgelerin
sosyal kültürel yapıları eğitim olanakları gelişmemelerinde etkili olan faktörler olarak
karşımıza çıkabilir.
2-Ülkemizde çok önemli bir boyutta göç yaşanmaktadır. Ülkemizde en fazla göç alan iller
89
ve veren illeri tespit ediniz.
En çok göç alan il İstanbul olup bu ilden sonra İzmir, Bursa, Ankara, İçel, Antalya nüfusu
göçlerle sürekli artmaktadır.
Her merkez farklı özelliği ile göç almaktadır. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi kentler
sanayinin gelişmesi nedeniyle göç çekmektedir. Zonguldak, Karabük, Ereğli, İskenderun,
Batman madencilik ve sanayi nedeniyle, Antalya, Çeşme, Alanya, Kuşadası, Marmaris,
Bodrum turizm nedeniyle göç almaktadır.
En çok göç veren il Tunceli’dir. Bu ilden sonra Kars, Erzurum, Gümüşhane, Sivas, Artvin, Ağrı,
Ardahan, Bingöl, Bitlis, Hakkâri gibi iller nüfusu verdiği göçler nedeniyle azalmaktadır.
3-Bu illerin göç alma ve verme nedenleri nelerdir?
Göç veren yerlerin ortak özellikleri; Göç veren illerin ortak özelliği; doğum oranının çok
yüksek, iş imkânlarının kısıtlı olmasıdır.
1-Nüfus artışının çok fazla olması,
2-Kırsal nüfus fazladır.
3-Toprakların miras yoluyla parçalanması ve toprak yetersizliği,
4-Kırsal alanda tarımda kullanılan yeni teknolojilerin insan gücüne ihtiyacı azaltması
5-Yağış azlığı ve düzensizliği, erozyon vb nedenlerle toprağın verimsizleşmesi,
6-Sanayi ve ticaretin gelişmemiş olması,
7-Arazisi dağlık ve engebeli alanlardır.
8-İklim şartları olumsuz alanlar ( karasal sert – soğuk ya da kurak alanlar)
9-Ulaşım imkânları kısıtlı önemli yollardan uzak alanlar.
Ülkemizde çok göç alan alanların ortak özellikleri:
1-Arazisi düz ve verimli alanlardır.
2-İklim şartlarının uygun olduğu alanlardır.
3-Endüstrinin geliştiği alanlardır.
4-Ulaşımın kolay olduğu ve önemli ulaşım yolları üzerindeki alanlardır.
5-Yeraltı ve yer üstü kaynakları bol olan alanlardır.
6-Ticaret, turizm, eğitim, sağlık hizmetlerinin geliştiği alanlardır.
4-Ülkemizdeki göçlerin nüfus dağılışını nasıl etkilemektedir?
Ülkemizde nüfus dağılışı dengesizleşmekte, nüfus kentlere, ülkemizin kıyı kesimleri ve batı
bölgelerimize yığılmakta, buna karşın kırsal alanlar, ülkemizin doğu yarısı iç kısımlar nüfus
kaybetmekte özellikle de doğu yarısı boşalmaktadır.
YERLEŞME TİPLERİ,KÖYALTI YERLEŞMELER,DAĞINIK VE TOPLU YERLEŞME TÜRKİYEDE
YERLEŞMELER
I-KIR YERLEŞMELERİ
Genel olarak nüfusları küçük nüfusu 10.000'in altında olan, genel olarak köy ve köy altı
yerleşmelerden oluşan ve geçimlerin kaynaklarında tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin
birlikte yapıldığı ya da ön plana çıktığı yerleşmelere denir. Kırsal yerleşmelerin bazılarında
90
yerleşik hayat tarzı (köy gibi), bazılarında konar - göçerlik veya yaylacılık gibi yarı yerleşik tarz
görülür.
Kır yerleşmelerin ortak özellikleri:
1-Nüfus sayıları ve yoğunlukları azdır.
2-Ekonomileri tarım ve hayvancılığa dayanır.
3-Yayıldıkları alanlar dardır.
4-Sosyal dayanışma ve işbirliği kuvvetlidir.
5-Sınırları ve ortak malları vardır.
6-Bazıları geçici yerleşmeler olup, özel mülkiyet olanları vardır.
7-Köylerde mesleki faklılık az ve etnik yapı bakımından sade yapıdadır.
KÖY ve KÖYALTI YERLEŞME diye 2 ‘ye ayrılır:
1-KÖYLER
Kırsal yerleşmenin son iki şekli bucak ve köylerdir. Bucak idarî bakımdan oluşturulmuş bir
birimdir. Kendisine bağlı köyler bulunur. Ekonomik faaliyetlerin cinsi ve insanların yaşam
biçimi köylerden farklı değildir.
Bucak; ekonomi, güvenlik ve yerel hizmet açısından aralarında ilişki bulunan kasaba ve
köylerden oluşan yönetim bölümüdür. Kırsal yerleşme şekillerinin en yaygın olanı köydür.
Köy; cami, okul, otlak, yaylak, baltalık gibi ortak malları bulunan ve toplu veya dağınık oturan
insanların bağ, bahçe ve tarlalarıyla birlikte oluşturdukları yerleşmedir.
Tanımından da anlaşılacağı gibi köyde yerleşik yaşam söz konusudur. İnsan yaşamı aşağı
yukarı tümüyle toprağa bağlıdır. Hayvancılık, ormancılık, avcılık, balıkçılık ve el sanatları,
91
tarımın başlıca yardımcı kollarıdır. Nüfus da genelde 2000'nin altındadır. Bir yerleşim
biriminin köy kabul edilebilmesi için devletin onayı gereklidir. Sadece nüfus büyüklüğü köy
statüsüne geçmek için yeterli değildir. Bunun için köyün tanımında belirtilen şartlar yanında
güvenlik, ulaşım, doğal çevre, içme suyu durumu gibi birtakım faktörlerde dikkate
alınmaktadır.
Köylerin ortak özellikleri;
1.Nüfusları azdır ve kapladıkları alanlar küçüktür.
2.İdari bakımdan muhtarlıktır.
3.Sınırları ve ortak malları vardır.
4.Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır.
5.İşbirliği ve soysa dayanışma kuvvetlidir
DOKULARINA GÖRE KÖYLER
Toplu Köy: Toplu köyde evlerin hepsi bir aradadır. Sokaklar dar, evler genelde birbirine
bitişiktir. Tarlalar çiftçi evlerinden ayrı ve uzaktadır. Toplu köyün yararları arasında,
toplumsal ilişki olanaklarının yüksek yatırımlardan bütünüyle yararlanma olanağı ve güvenlik
unsuru sayılabilir.
Buna karşılık toplu köy türünün birçok sakıncası vardır: Tarlalara gidip gelme güçlüğü aile
bireylerinden uzakta çalışma güçlükleri, salgın hastalıkların kolayca yayılması vb. gibi.
92
Ülkemizde toplu yerleşimin başlıca yayılma alanı İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu
Anadolu bölgelerimizdir.
Dağınık Köy: Dağınık köy olarak kabul edilen yerleşme birimlerinde evler birbirinden belli
Aralıklarla (50–100 m hatta bazen daha fazla) birer, ikişer bazen daha fazla sayıda "hane"den
meydana gelmek üzere araziye dağılmış durumdadırlar.
Bu köy türü büyük alanları kaplar. Engebeli ve dağlık arazilerde görülen bu yerleşme şeklinin
en güzel örneklerine Karadeniz Bölgemizde rastlanmaktadır. Dağınık yerleşmenin yararları
arasında işyerine gidip gelme güçlüğü, güvenlik sorunlarının ortaya çıkması, tesisat ve
şebekelerin kurulma güçlüğü, devlet yatırımlarından bütünüyle yararlanabilmenin sınırlılığı,
kamu harcamalarının artması vb.'dir.
Yerleşmenin dağınık ya da toplu olmasını etkileyen faktörler:
Yer şekilleri, iklim gibi doğal çevre şartları yanında tarihî, siyasi ve ekonomik faktörlerin
etkileri görülmektedir. Özellikle su kaynakları bu bakımdan önemli bir role sahiptir. Arazinin
dağlık, tarım arazilerinin parçalı ve dağınık olması da bunda etkilidir. Suyun belli yerlerde
arazinin yapısına rağmen yerleşme toplu, suyun bol ve her yerde bulunduğu yerlerde
(örneğin Karadeniz Bölgemiz) dağlıktır. Yine düz arazilerde toplu, vadilerde parçalanmış,
eğimli arazilerde ise dağınık yerleşmeler dikkati çekmektedir.
EKONOMİK FAALİYETLERİNE GÖRE KÖYLER
Köylerin sınıflandırılmasında esas alınan bir ölçü de ekonomik faaliyetlerin cinsidir. Bu
bakımdan aşağıdaki tipler seçilebilir.
Orman köyleri
Tahıl tarım ile uğraşanlar
Hayvancılıkla uğraşanlar
Meyve ve sebzecilikle uğraşanlar
93
El sanatları ve birtakım imalât faaliyetlerinin önem kazandığı köyler.
Yurdumuzda orman köylerine daha çok Karadeniz Bölgesi'nde(özellikle Batı Karadeniz'de)
Yıldız dağlarında, Ege ve Akdeniz bölgelerimizin 500–600 metreden yüksek kesimlerindeki
orman bölgelerinde rastlanır.
Tahıl tarımının önem kazandığı köylerimiz İç Anadolu, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu
bölgelerimizle Trakya'da yaygındır.
Meyve, sebze ve sanayi bitkileri tarımının geliştiği köylerimiz daha çok Ege ve Akdeniz
bölgelerimizde Güney Marmara'da ve Orta Karadeniz'de (Amasya, Tokat) dikkati çekerler.
Hayvancılığın ön plâna çıktığı köyler ise geniş yaylaların bulunduğu dağlık ve yüksek
alanlarda, ayrıca iklim şartlarının tarım çalışmalarını güçleştirdiği (örneğin yaz mevsiminin
kısa geçtiği) yerlerde görülürler. Özellikle Doğu Anadolu Bölgemiz bu tür köylerin en yaygın
olduğu alandır.
El sanatları imalât faaliyetlerinin başlıca geçim kaynağı olduğu köylerimiz ise Isparta, Manisa
(Kula, Demirci, Gördes) Uşak, Kayseri, (Bünyan), Muğla (Milâs), Tokat (Niksar), Sivas, Siirt
illerimizde daha yoğun olmak üzere yurdumuzun hemen hemen her bölgesine yayılmışlardır.
Köylerimizdeki evlerin biçimi ve ev yapımında kullanılan malzemeler de farklılık
göstermektedir. Ormanların geniş yer kapladıkları bölgelerimizde ahşap evler yaygındır.
İç bölgelerimizdeki evlerin temel yapı malzemesi ise toprak (kerpiç) ya da taştır. Kerpiçten
yapılan evlere daha çok İç Anadolu, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerimizde rastlanır.
Taş evler ise Akdeniz Bölgemizde yaygındır.
2-KÖYALTI YERLEŞMELER
Köy olmanın gerekli şartlarına sahip olmayan, köyden daha basit yerleşme şekilleridir.
Bunların bir kısmı sürekli (çiftlik, divan, mezraa, mahalle) bir kısmı ise geçici (yayla,
oba, kom, ağıl) yerleşme şekilleridir.
Köy altı yerleşmelerin ortak özellikleri:
1-Geneli geçici yerleşmelerdir.
2-Geneli özel mülkiyettir.
3-Tarım ve hayvancılıkla geçinirler.
4-Bunlar ileride köy ve şehir yerleşmelerini sağlarlar.
5-Genel olarak yapılan ekonomik faaliyet türü veya bulunduğu bölgelere göre isim
alırlar.
Örneğin tarım ve hayvancılıkla geçinen bu yerleşmelere Ege’de çiftlik, Karadeniz’de
Canik, Akdeniz’de oba, Doğu Anadolu’da mezra veya benzerine ağıl denmektedir.
94
Köy altı yerleşmeleri oluşturan başlıca sebepler:
1.Kalabalık ailelerden kaçarak bağımsız yaşama isteği,
2.Aileler arasında çıkan anlaşmazlıklar,
3.Tarım arazilerinin yetersiz ve birbirinden uzakta olması,
4.Hayvanlarına otlak ve barınak temini,
5.Devlete ait arazilerin özellikle orman alanlarının toprak kazanmak amacıyla yerleşme
yapılması.
Mahalle: Köyaltı yerleşme şekillerinin en gelişmiş olanıdır. Tek ev ve eklentilerin
yerleşme grubuna dönüşmesi ve bu grupların çoğalmasıyla oluşurlar. Bazen akrabaların
biraraya gelmesiyle de oluşabilecekleri gibi, birbirini hiç tanımayan, ancak sosyo–
ekonomik bağları bulunan insanların toplanmasıyla da oluşabilirler. Yayılma alanları ise
yerleşmenin toplu ya da dağınık olmasına göre çok geniş veya dar bir alan olabilir.
Oba: Anadolu'da ve özelilkle Ordu–Giresun yöresinin dağlık kesimlerinde yayla
yerleşmelerine verilen addır. Karadeniz Bölgemizde yaygın olan obalar yalnızca yaz
mevsiminde kullanılırlar.
Etrafa göre yüksekte yer alan (1500–2000 m) obalar alanına "yayla", kışın geçirildiği
daha aşağıdaki yerlere ise "cenik" denilmektedir. Geçici bir yerleşme şekli özelliği
95
gösteren obalarda temel geçim kaynağı hayvancılıktır. Karadeniz Bölgesi'nden başka
Toroslarda, Batı Anadolu'da, Güney Marmara'da ve Orta Anadolu'da rastlanır.
Divan: Özellikle Batı Karadeniz Bölgemizde küçük ve dağınık yerleşmelere verilen
addır. Orman açmaları ile elde edilen topraklarda gelişen bu basit yerleşme şekli Sinop,
Bolu, Adapazarı ve Kocaeli illerimizde yaygındır.
Yerleşik bir özellik gösterirler. Çoğunda akrabalık bağı hâkimdir. Tarım, hayvancılık ve
ormancılık başlıca geçim kaynaklarıdır.
Kom:Esas geçim kaynağı hayvancılık olmak üzere tarımda yapılan, bir veya birkaç ağıl
ile çoban kulübeleri yerleşmenin başlıca fizikî varlıklarıdır.
Yurdumuzda daha çok Doğu Anadolu Bölgesi'nde (Tunceli, Erzurum, Kars, Muş ve
Ağrı illerimizde) bulunmaktadır.
Mezraa: Hayvancılık ve tarım faaliyetlerinin bir arada yürütüldüğü basit bir yerleşme
şeklidir. Köylerin ortak kullanım sahalarının dışında olan 50'den fazla nüfusu
geçindiremeyecek kadar dar topraklara sahip yerlerdir.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yaygındır. Geçici mezraalar yanında;
daha fazla nüfus barındıran, hayvancılık ve çiftçiliğin birlikte yapıldığı, sürekli ikamet
edilen mezraalar da vardır.Komlarda olduğu gibi mezraalardaki meskenlerde de temel
yapı malzemesi genelde taştır.
Yayla: Mevsiminde bağlı olarak hayvan sürüleriyle çıkılıp, geçici olarak yerleşilen,
dağların üst kısımlarındaki düzlüklere yayla denir. Anadolu'nun büyük bir bölümünde
hüküm süren yarı kurak iklim şartları köy dışındaki yüksek alanların ot potansiyelinden
yararlanmayı gerektirmiştir. Yükseltiye bağlı olarak daha fazla yağış alan yaylalarda,
otlar fazlaca boy atmakta, daha uzun süre yeşil kalmaktadır.
Ayrıca yaylaların serin havası hayvanlara ve özellikle koyunlara iyi gelmekte, süt
ürünlerinin bozulmasını da geciktirmektedir. Doğu Anadolu, Akdeniz ve Karadeniz
bölgelerimizde oldukça yaygın bir yerleşme şeklidir. Yaylacıların meskenleri çadır ya da
taştan yapılmış evlerdir. Su kaynakları bazen bir yamaç kaynağı, çoğu zaman da kar
sularıdır. Yurdumuzda turizm ve yazı serin bir yerde geçirmek amaçlarına yönelik yayla
yerleşmeleri de bulunmaktadır. Özellikle Orta Toroslar üzerindeki yaylaların çoğu yazın
yakıcı sıcaklarından kurtulmak isteyenlerin akınına uğramaktadır. Adana, Mersin,
Tarsus gibi.
Çiftlik: Geniş bir arazi üzerinde tarım veya hayvancılık ya da ikisini birlikte yürütmek
amacıyla kurulmuş yerleşme ünitesine çiftlik denir. Ekonomik faaliyetin yıl içindeki
süreklilik durumuna göre çiftlik yerleşmesi sürekli ya da geçici olabilir. Ülkemizde
çiftlik tipi yerleşmelere daha çok Çukurova, Büyük ve Küçük Menderes ovalarıyla,
Trakya'da rastlamaktayız. Ege ve Akdeniz bölgelerimizdeki çiftliklerde pamuk,
Trakya'dakilerde ise tahıl ve ayçiçeği tarımı hâkimdir.
96
Ağıl: Kırsal kesimde davarların (koyun, keçi) barındırıldığı üst açık çitle çevrili yerlere
ağıl denilmektedir. Bunlar genelde köyün dışında bulunur.
Bazen taş veya kerpiçten yapılmış binalar da bulunur. Genelde yaz mevsiminde
kullanılır.
Yukarıda belirttiğimiz köy altı yerleşim birimlerinden başka bağ evi, dam, değirmen,
petrol istasyonu, kaplıca, fabrika gibi yerleşmeler de bulunmaktadır.
Dam: Daha çok hayvan yetiştirilen geçici yerleşmelerdir.
Bağ evleri: Bağcılık faaliyetlerini geliştirmek amacıyla yapılmış evlerdir.
Dalyan: Deniz kıyılarında balık üretmek için yapılmış yerleşmelerdir.
II-KENT YERLEŞMLERİ:
Şehir: Az çok bir plan dâhilinde kurulmuş, nüfusu 10.000’nin üzerinde olan ekonomisi
tarım ve hayvancılık sektörleri dışında başta ticaret, sanayi, hizmetlere dayalı büyük
alanlara yayılan, yönetim ve eğitim olmak üzere çeşitli görevleri bir araya toplayan,
hayat tarzı ve çevresine etkileri bakımından farklı olan büyük yerleşme birimidir.
Yerleşim birimlerinin en büyüğü şehirlerdir.
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 800x532.
97
NOT: İl ile şehir kavramları farklıdır. İl idari bir birim, şehir ise ilin merkezidir.
(Sakarya ilinin merkezi Adapazarı’dır)
Kent yerleşmeleri büyüklüklerine göre
a-Küçük
b-Orta
c-Büyük kent
Ekonomik Fonksiyonlarına göre
a-Tarım
b-Sanayi Madencilik
c-Turizm
d-Ticaret ve Liman
Kültürel Fonksiyonlarına göre
a-Üniversite kentleri
98
İdari Fonksiyonlarına göre
a-Başkent şehirleri diye özellik kazanırlar.
Şehirleri kır yerleşmelerinden ayıran özellikler:
1- Nüfusları fazladır.( Çok sayıda insanı barındırırlar.)
2-Yayıldıkları alanlar geniştir.
3-Geçiminde tarım dışı sektörler ağırlıktadır.
4-Meskenler yanında çarşı, Pazar, fabrika, spor ve sanat merkezleri vb. bulunur.
5-Çevrelerindeki alanlara ekonomik, sosyal ve kültürel yönden etki ederler.
6-Çok büyük şehirlerde değişik soy, din ve ırktan insanlar birlikte yaşar.
Benzer Özellikleri: İnsanların beslenme, barınma, korunma vb. temel ihtiyaçlarını
karşılamak için oluşmuşlardır.
Temelinde insanların yapısı olan meskenler bir araya gelerek oluşmuşlardır. Başlangıçta
ufak olan yerleşmelerin büyümeler ile oluşmuşlardır.
DOKULARINA GÖRE YERLEŞMELER:
Kent ve kır yerleşmelerinde farklı dokular göze çarpar. Bu farklılığın en büyük nedeni
yerleşmelerin kurulduğu yerlerin coğrafi özellikleridir. (İklim, yer şekilleri, su
kaynakları, toprak verimi, ayrıca insanların kültürel ve ekonomik yapılarıdır.)
1-Dağınık Yerleşme: Suyun (yağışların) bol olduğu yerlerde, arızalı ve eğimli
bölgelerde, evlerin birbirinden uzak olduğu bahçeler içerisinde insanlar dağınık olarak
yerleşmişlerdir.
99
Türkiye’de Karadeniz Bölgesi, dağınık yerleşmenin en yaygın olarak görüldüğü yerdir.
Dağınık yerleşmede su fazlalığı ve yerşekillerinin engebeliliği etkilidir.
2-Toplu Yerleşme: Evlerin birbirine yakın olduğu yerleşme biçimidir. Suyun az olduğu
yerlerde ve arazinin düz olduğu ovalık alanlarda insanlar toplu olarak yerleşmişlerdir.
100
Türkiye’de İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde su kaynakları az
olduğu için toplu yerleşmeler fazladır.
3-Çizgisel yerleşme: Akarsu boylarında ve bir yol boyunca ( hat boyunca) kurulan ve
uzanan yerleşmelere “ Çizgisel yerleşme” denir.
4-Dairesel yerleşme: Düz bir arazide veya ovada kurulan dairesel şekle sahip
yerleşmelere “ dairesel yerleşme” denir.
5-Kıyı boyu yerleşme: Genel olarak deniz, göl kıyılarında kıyı boyuna kurulan
yerleşmelere “kıyı boyu yerleşme” denir.
10. SINIF SAYFA 147 ETKİNLİK ÇALIŞMASI LİSE 2. SINIF SAYFA 147
ETKİNLİK ÇALIŞMASI
1-Kitabınızdaki fonksiyonların yerleşmelerin farklılaşmasına etkileri nelerdir?
Yerleşmeler değişik fonksiyonlara sahiptir. Genel olarak tarım hayvancılık
faaliyetlerinin olduğu yerleşmeleri kır yerleşmeleri olduğu görülmektedir. Buna karşılık
tarım ve hayvancılığın dışındaki sektörlerden yani sanayi, ticaret, turizm, ulaştırma vb.
sektörlerin ağırlık kazandığı büyük nüfuslu ve alanlı yerleşmelerin şehirler olduğu
görülür. Ayrıca şehirler sayılan fonksiyonlardan bazen birinde bazı şehirlerde bu
fonksiyonların birçoğunu bünyesinde taşımakta çok işlevli hale gelmektedir. Bu
fonksiyonları yanında askeri, idari ve kültürel özellikler ile de yerleşmeler
farklılaşmaktadır.
2- Şehir ve kır yerleşmeleri kavramlarını açıklayınız.
Kır yerleşmesi: Genel olarak nüfusları küçük nüfusu 10.000'in altında olan ve
geçimlerin kaynaklarında tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin birlikte yapıldığı ya da
ön plana çıktığı yerleşmelerdir.
101
Kır kelimesinin sözlük anlamı’’şehir ve beldelerin dışında kalan, çoğu boş ve geniş
yer demektir’’Kırsal yerleşmelerin bazılarında yerleşik hayat tarzı (köy gibi),
bazılarında konar - göçerlik veya yaylacılık gibi yarı yerleşik tarz görülür.
Şehir yerleşmesi:Az çok bir plan dâhilinde kurulmuş, nüfusu 10.000’nin üzerinde olan ekonomisi
tarım ve hayvancılık sektörleri dışında başta ticaret, sanayi, hizmetlere dayalı büyük alanlara yayılan,
yönetim ve eğitim olmak üzere çeşitli görevleri bir araya toplayan, hayat tarzı ve çevresine etkileri
bakımından farklı olan büyük yerleşme birimidir.
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 800x643.
102
3- Şehir ve kır yerleşmelerinin özelliklerini gösteren kavram haritası
hazırlayınız.
Şehir yerleşmelerinin özellikleri
1- Nüfusları fazladır.( Çok sayıda insanı barındırırlar.)
2-Yayıldıkları alanlar geniştir.
3-Geçiminde tarım dışı sektörler ağırlıktadır.
4-Meskenler yanında çarşı, Pazar, fabrika, spor ve sanat merkezleri vb. bulunur.
5-Çevrelerindeki alanlara ekonomik, sosyal ve kültürel yönden etki ederler.
6-Çok büyük şehirlerde değişik soy, din ve ırktan insanlar birlikte yaşar.
103
Kır yerleşmelerinin özellikleri
1-Nüfus sayıları ve yoğunlukları azdır.
2-Ekonomileri tarım ve hayvancılığa dayanır.
3-Yayıldıkları alanlar dardır.
4-Sosyal dayanışma ve işbirliği kuvvetlidir.
5-Sınırları ve ortak malları vardır.
6-Bazıları geçici yerleşmeler olup, özel mülkiyet olanları vardır.
7-Köylerde mesleki faklılık az ve etnik yapı bakımından sade yapıdadır.
4- Sadece tarımla uğraşan yerleşmeler hangi gruba girer.
Kır yerleşmeleri.
LİSE 2 ETKİNLİK ÇALIŞMASI SAYFA 149
Bulunduğu yer
Yağış rejimi
Su kaynakları
Arazi şekli, tarım alanı
Yükselti
Yerleşme şekli
Konya ovası
Düzensiz
Yetersiz
Düz arazi, tarım alanı geniş
800-900m.
Toplu
Kıyı Ege
Düzensiz
Yeterli
Çöküntü ovaları ve dağlar, tarım alanı geniş
0- 50 m.
Toplu
Doğu Karadeniz
Düzenli
Yeterli
Dağlık ve engebeli arazi, tarım alanları dar ve parçalı
104
250 m. üstü
Dağınık
1-Kır yerleşmelerinin toplu ve dağınık olmasında etkili olan faktörler nelerdir?
a-Yer şekilleri( yükselti, eğim, engebe durumu, dağların uzanışı gibi),
b-İklim (Yağış özellikleri- miktarı ve rejimi, kuraklık),
c-Su kaynaklarının durumu,
d-Beşeri faktörler(Toprak verimi, uygulanan tarım yöntemleri, nüfus miktarı, mülkiyet
durumu ve ekonomik faaliyetlerin şekli, Ayrıca emniyet tedbirleri köyleri toplu hale
getirir.)
2-Yaşadığınız yerdeki köyleri tablodaki ölçülerle karşılaştırınız.
Bulunduğunuz bölgenin özelliklerine köre yazabilirsiniz…Yukarıdaki özellikleri
değerlendirerek sizde arazi koşullarının düz yada engebeli olması su kaynaklarının bol
yada az olması yağış rejimini değerlendirerek gerekli açıklamayı yapabilirsiniz.
3-Konya Ovasında toplu yerleşmelerin olmasının nedenleri nelerdir?
Yer şekilleri yönünde düz ve arazinin tarıma uygun olması.
Yağışın az olduğu yer olması, Su kaynaklarının kıt olması, genelde tarla tarımı yapılıyor
olması.
4-Doğu Karadeniz’de dağınık yerleşmelerin olmasının nedenleri nelerdir?
105
Yer şekilleri yönünde dağlık ve engebeli olması, tarım alanlarının dar ve parçalı olması.
Yağışın çok olduğu yer olması, Su kaynaklarının bol olması, genelde bahçe tarımı
yapılıyor olması.
5-Ege kıyılarında toplu yerleşmelerin olmasının nedenleri nelerdir?
Yer şekilleri yönünde düz ve arazinin tarıma uygun olması.Yağışın yeterli olması, Su
kaynaklarının yeterli olması, genelde tarla tarımı yapılıyor olması.
6-Yerleşmenin dağınık veya toplu olmasının olumlu ve olumsuz yanlarını
tartışınız.
Dağınık yerleşmelerin olumsuz etkide oldukları söylenebilir.Çünkü bunlara yol, su
elektrik, telefon, eğitim, sağlık vb hizmetleri götürmek hem arazi yapısı nedeniyle zor
olmakta, hem de pahalıya mal olmaktadır.
10. SINIF SAYFA 151-152-153 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI LİSE 2. SINIF
SAYFA 151 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
1-Köy altı yerleşmeleri oluşturan başlıca sebepler nelerdir?
a-Kalabalık ailelerden kaçarak bağımsız yaşama isteği
b-Aileler arasında çıkan anlaşmazlıklar
c-Tarım arazilerinin yetersiz ve birbirinden uzakta olması
d-Hayvanlarına otlak ve barınak temini
e-Devlete ait arazilerin özellikle orman alanlarının toprak kazanmak amacıyla yerleşme
yapılması.
2-Yaylalar bağlı bulundukları yerleşmelere hangi ekonomik ve sosyal faydalar
sağlar?
106
Yaylalarda hayvanlar beslenir, hem süt, yün vb. hayvansal ürünler elde edilir, Yaylalar
ayrıca dinlenme ve eğlenme yerleridir. Birçok yayla turistik önem kazanmıştır.
Giresun, Rize, Ordu’daki yaylalarda panayırlar kurularak buralara birer Pazaryeri
haline dönüşür. Karadeniz bölgesindeki yaylalarda son yıllarda turistik etkinlikler
çoğaldı her yıl pek çok şenlik düzenlenmektedir. Akdeniz Bölgesindeki yaylacılıkta
klasik yaylacılıktan farklı olarak son yıllarda bunaltıcı yaz sıcaklıklarından uzaklaşarak
serin bir yaz geçirme imkânı sağlayan yerleşmeler olmuşlardır.
ETKİNLİK ÇALIŞMASI SAYFA 152
1- A- Noktalarına dokularına göre hangi tip kır yerleşmeleri kurulabilir?
A-dağınık yerleşme, B- toplu yerleşmeler.
2- Bu kırsal yerleşmelerin kuruluş nedenleri neler olabilir?
A- Yerleşmesi ormancılık, hayvancılık faaliyetleri yapmak üzere kurulabilir. Çünkü
arazi engebeli ve ormanlık, yükseltisi B ye göre fazla yağış miktarı ve su kaynakları
daha fazla ve hava daha serindir.B ise daha çok su kenarı düzlük arazi tarımsal
faaliyetler…
3-A ve B noktalarında hangi doğal faktörler etkilidir?
A- Yer şekilleri( arazi yüksek ve engebeli ), İklim şartları ( Yüksek olduğu için serin ve
daha yağışlı)
B- ise daha alçak, arazi düz ve tarım alanları geniş, su kaynakları var ( Akarsu
boyunda).
4-Siz hangi yerleşme tipinde yaşardınız? Neden?
Kişisel tercihinize göre değişiklik gösterebilir.
B yerleşmesinde yaşardık. Toplu yerleşmeye uygun düz ve verimli tarım alanları vardır.
Ayrıca tarımda sulama imkânı vardır. Ayrıca her türlü altyapı ve üst yapı hizmetlerini
alma ve gelişme imkânı vardır.
Kır yerleşme Birimi
Dokusuna göre yerleşme tipi
10.SINIF SAYFA 178/179 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI ETKİNLİK/178
Kitabınızdaki kişilerin yaşamları ile ilgili verilen özelliklerden faydalanarak
hangi sebeplerden dolayı göç etmiş olduklarını itici ve çekici faktör olarak
tabloya yazınız.
BİREYLER
İTİCİ FAKTÖRLER
ÇEKİCİ FAKTÖRLER
Hasan bey
Sağlık imkânlarının yetersiz olması
Daha iyi sağlık imkânı
Önay Hanım
107
Tarım topraklarının yetersizliği ve makineleşmenin iş gücüne ihtiyacı azaltması
Daha fazla gelire sahip iş İmkânlarının bulunması,
Güler Hanım
Eğitim ve sağlık imkânlarının yetersizliği
Eğitim ve sağlık imkânlarının şehirde gelişmiş olması
Alaattin Bey
Tarım topraklarının verimsizleşmesi
Daha fazla gelire sahip iş İmkânlarının bulunması,
Menekşe Hanım
Doğal afetlerin yol açtığı yıkım
Yeni bir yerde yaşama isteği
İsmail Bey
Küçük kentlerdeki çalışma, Pazar üretim ve tüketim yetersizliği (işim kanlarının kısıtlı
Olması)
İş ve işletmelerini büyütecek imkanlara sahip olması,
ETKİNLİK / 179
Kitabınızdaki tabloda göçü etkileyen itici ve çekici faktörler verilmiştir.Bunları
panoda uygun şekilde işaretleyiniz.
FAKTÖR
İTİCİ FAKTÖRLER
ÇEKİCİ FAKTÖRLER
Sağlık hizmetlerinin yetersizliği
X
İş İmkânlarının fazla olması
X
Eğitim imkânlarının yetersizliği
X
Daha kaliteli yaşam
X
Toprakların miras yoluyla bölünmesi
X
Tarımda makineleşme
X
Doğal afetler
X
ETKİNLİK /179
Bulmaca çalışması…
1- Makineleşme,
2-Beyin göçü,
108
3-Erozyon,
4-Almanya,
5-Tarım,
6-Sanayi,
10.SINIF KONULARI - COĞRAFİ KEŞİFLER SEBEBLERİ VE SONUÇLARI
COĞRAFİ KEŞiFLER SEBEP VE SONUÇLARI
XV. ve XVI. yüzyıllarda Avrupalı’lar tarafından yeni ada, kıta, okyanus ve ticaret
yollarının bulunmasına Coğrafi Keşifler denir.
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 954x541.
Öncelikle merak ve keşif amaçlarıyla başlayan bu ha reketler XV. yüzyılın ikinci
yarısında açık bir şekilde ekonomik gayelere yönelmiştir. Coğrafi Keşifler sonu cu
Avrupa’da önemli değişiklikler meydana gelmiştir.
KEŞİFLERİN NEDENLERİ
1.Doğu ülkelerinin zenginliği ve Avrupalılar’ın burala ra gitmek için yeni yollar
aramaları
2.Türkler’in İpek ve Baharat yollarına hakim olmaları
3.İstanbul’un fethiyle Doğu Avrupa ticaret yollarının Türklerin kontrolüne geçmesi ve
bundan dolayı da Batı Avrupa kıyısındaki ülkelerin açık denizlere çık ma ihtiyacı
hissetmeleri
4.Hıristiyanlığı yayma düşüncesi
5.Avrupa’da değerli madenlerin azlığı
6.Avrupa’da bazı kralların gemicileri desteklemesi
109
7.Doğudan Avrupa’ya gelen malların pahalıya mal olması
Nedenleri ile ilgili biraz ayrıntıya inersek:
a-Ticaret yollarının Müslümanların eline geçmesi: Çin'den başlayan İpek Yolu, Hazar
Denizi'nde iki kola ayrılıyor, kuzey kolu Kırım limanlarında son bulurken güney kolu
Karadeniz kıyılarından İstanbul'a ulaşıyordu.
Diğer önemli bir yol olan Baharat Yolu ise Hindistan'dan başlıyor ve kuzeyde Suriye
limanlarında, güneyde ise İskenderiye'de son buluyordu. Özellikle denizci İtalyan
devletleri bu limanlardan aldıkları malları Avrupa'ya satıyorlardı. Bu yolların tamamının
Osmanlı denetimine girmesi ve bir kaç el değiştiren malların pahalıya mal olması
Avrupalıları yeni yollar aramaya sevketmiştir.
b. Coğrafya bilgisinin ilerlemesi: Orta Çağ'da Avrupalıların dünya hakkındaki bilgileri
çok azdı. Avrupalılar, dünyayı tepsi gibi düz zannediyorlardı. Ortasında Kudüs'ün
bulunduğuna inandıkları dünyanın kuzeyi buzlarla, güneyi ise kaynar sularla kaplıydı.
Batıda sonsuz bir deniz, doğuda da Kaf dağları (Kafkas dağları) nın bulunduğuna ve
onun ötesinde cinlerin yaşadığına inanırlardı. Özellikle Haçlı Seferleri ve daha sonraki
ilişkiler ve seyyahların gezi notlarının incelenmesi sonrasında, Avrupalıların dünya
hakkındaki bilgileri artmış, boş inançlar yıkılmıştır.
Özellikle Venedikli seyyah Marco Polo doğu üzerine Çin'e kadar büyük bir seyehat
yaptı (1271 - 1295).
Bu seyehati sırasında yazdığı, doğu ülkelerinin hem zenginliklerini, hem de coğrafyasını
anlattığı "Garibeler Kitabı" adlı eseri, Avrupalılar üzerinde büyük etkiler meydana
getirmiştir.
c. Pusulanın geliştirilmesi: İlk kez Çinliler tarafından icat edilen pusula, Haçlı Seferleri
sırasında Avrupa'ya geçmiştir. Kristof Kolomb'un pusulanın sapma açısını
düzeltmesiyle artık yönlerini kaybetme korkusundan kurtulan Avrupalılar, okyanuslara
daha rahat ve korkusuzca açılmaya başladılar.
d. Gemicilik sanatındaki ilerlemeler: Eskiden kullanılan kadırgaların geliştirilerek 30
metre uzunluğunda, üç direkli beş yelkenli ve okyanuslara daha dayanıklı Karavel tipi
gemilerin yapılması okyanuslara açılmada insanların cesaretini artırdı.
110
e. Efsane ve hurafelere inanmayan cesur gemicilerin yetişmesi: Orta Çağ'da Avrupalılar,
Atlas okyanusunun içinde gemileri çeken çok büyük girdapların olduğu ve bu sularda
dolaşan gemicilerin zenciye dönüşecekleri gibi hurafelere inanırlardı. Ancak doğu ile
olan ilişkiler ve coğrafya bilgisinin ilerlemesi bu gibi inançların yıkılmasına neden
olmuştur.
KEŞİFLERİ KOLAYLAŞTIRAN FAKTÖRLER
vPusulanın geliştirilmesi
vGemicilik sanatının ilerlemesi
vCoğrafya bilgisinin artması
YAPILAN ÖNEMLİ KEŞİFLER
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 938x508.
ÜMİT BURNU'NUN KEŞFİ
111
Portekizli bir denizci olan Bartelmi Diaz, 1 487’de Av rupa için yeni bir ümit kaynağı
olan “Ümit Burnu”nu keşfetti.
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 984x591.
1497de İtalyan asıllı Portekizli bir denizci olan Vasko dö Gama, Hindistan’a ulaşmayı
başardı. Böylece Hint ticaret yolu Portekizliler’in eline geçti.
AMERİKA'NIN KEŞFİ:
İspanyol denizcisi Kristof Kolomb, 1492de Hindistan sandığı Amerika kıtasına ulaştı.
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 1024x643
112
Fakat buranın yeni bir kıta olduğunu, Portekizli denizci Americo Vespuç çi ispatladı ve
bu kıtaya “Amerika” adı verildi.
DÜNYANIN ÇEVRESİNİN DOLAŞILMASI
Portekizli Macellan, Dünya’nın yuvarlaklığını ispat et mek için sürekli olarak batıya
doğru hareket etti. Fili pinler’de hayatını kaybedince bu seyahati yardımcısı Del Kano
1522’de tamamladı. Böylece dünyanın yu varlaklığı ispatlanmış oldu.
KEŞİFLERİN SONUÇLARI
Siyasi Sonuçları
vOsmanlı Devleti Hint ticaret yolunun hakimiyeti için Portekizliler ile, Akdeniz
hakimiyeti için ise İspanyol lar ile mücadele etti.
vYeni ada ve kıtaların keşfi gerçekleşti.
vİspanyol ve Portekizliler geniş ülkeler elde ederek ilk sömürge imparatorluklarını
kurdular.
Ekonomik Sonuçları
vYeni ticaret yolları bulundu, Baharat ve İpek Yolları önemini kaybetti.
113
vAkdeniz kıyısındaki limanlar önemini kaybetti. Buna karşılık Atlas Okyanusu
kıyısındaki limanlar önem kazandı.
vKeşfedilen bölgelerdeki değerli eşya ve madenler Avrupa’ya taşındı. 0 zamana kadar
“toprak” temel zenginlik kaynağı iken, bundan sonra “altın ve gü müş” temel zenginlik
kaynağı oldu.
vBurjuva sınıf ı güçlendi. Bu durum, Avrupa’nın siyasi ve sosyal yapısında
değişikliklere neden oldu.
vİslam ülkeleri yoksullaştı.
vİpek yolu ticaretinin önemini kaybetmesi sonucunda Türkistan hanlıkları zayıfladı.
Coğrafi Keşifler’in Osmanlı Devleti’ndeki Etkileri:
vAvrupa’nın Osmanlı Devleti’ne bağımsızlığı azaldı.
vAkdeniz limanlarının önem kaybetmesi, Osmanlı Devleti’nin ticari gelirlerini azalttı.
vOsmanlı topraklarında ticaret ile uğraşan köy ve kasabalarda ekonomik durum
zayıfladı.
vOsmanlı Devleti, Coğrafi Keşifler’in olumsuz etkilerini önlemek için;
vSüveyş Kanalı Projesi’ni gerçekleştirmek istedi. Fakat bunu ancak 1869’da
gerçekleştirebildi.
vHınt Okyanusu nda Portekızlıler ıle savaştı fakat ustünlük kuramadı.
vDon - Volga Kanalı Projesi’ni gerçekleştirerek ipek Yolu’nu tekrar canlandırmak
istedi. Fakat bunda da başarılı olamadı.
vAkdeniz limanlarını yeniden canlandırarak gümrük gelirlerini artırmak için Avrupalı
devletlere kapitülasyonlar verdi.
Bilimsel Sonuçlar
vYeni ırklar, kültürler, hayvanlar, bitkiler keşfedildi.
vİnsanlarda merak ve araştırma isteği uyandı.
vDüşünce dünyasında önemli gelişmeler meydana geldi.
vRonesans ve Reform Hareketlerı’ne zemin hazırlandı,
vAvrupa’da sanattan zevk alan ve sanatçıları koruyan “Mesen” sınıfı ortaya çıktı.
Dini Sonuçları
114
vKiliseye olan güven sarsıldı.
vHıristiyanlığa ait inançlar temelinden sarsıldı.
vAvrupa’da dine dayalı dünya görüşü değişti.
Coğrafi Keşifler bütün insanlığı etkilemiştir. Bu yönüyle “evrensel” bir özelliğe sahiptir.
Avrupa’da daha sonra ortaya çıkacak olan gelişmelere neden olmuştur.
10.SINIF SAYFA 186/188 ETKİNLİK ÇALIŞMASI ETKİNLİK/186
Kitabınızdaki haritadan ve metinlerden faydalanarak aşağıdaki sorunların
cevaplarını defterinize yazınız.
1-İpek yolunun önemi nedir?
Dönemin en önemli ticaret yollarından birisiydi kültürler arası etkileşimde önemli bir
geçiş noktasıydı. İpek yolu yükleri( ipek, porselen, baharat, kâğıt, değerli madenleri)
taşıyan kervanlar sadece ticaretin gelişmesini sağlamanın yanı sıra, Asya ile Avrupa
arasında günümüzde de izleri görülen kültür alışverişini de( kıtalar arası kültür
alışverişini) sağlamıştır.2000 yıldan beri bölgede yaşayan dillerin, kültürlerin, dinlerin,
ırkların da izlerini taşır.
2-İpek olu hangi bölgeleri önemli kılıyordu?
Uzak doğu, Orta Asya, Orta Doğu, Anadolu, Akdeniz ve Karedeniz limanlarını önemli
kılıyordu.
3-İpek yolu önemini ne zaman kaybetti?
115
Ümit Burnu ve Hint deniz yolunun bulunması ile önemini kaybetti.Bu yollar deniz yolu
taşımacılığının ön plana çıkmasında etkili olmuştur.
4- Baharat ticareti hangi yolların önemini artırdı?
Akdeniz kıyısı limanları ve deniz yolunu, ayrıca önceleri Karadeniz, Yakın doğu
ülkeleri, sonraları Kızıldeniz Mısır ve Suriye kıyılarındaki liman kentlerini önemli
kılıyordu.
ETKİNLİK/188
Aşağıdaki tablodaki boşlukları doldurunuz.
Ticaret Yolları
Önemi azalan
Önemi artan
Süveyş Kanalının açılması
Hint Okyanusu ( Hint deniz yolu)
Akdeniz.
İpek yolu
Hint okyanusu
Akdeniz, Karadeniz,
Baharat yolu
Hint okyanusu
Kızıl deniz, Akdeniz,
Ümit Burnu’nun keşfi
Akdeniz
Hint okyanusu
Panama Kanalının açılması
Güney Amerika- Drake boğazı
Orta Amerika - Kara
DÜNYA ÜZERİNDE ÖNEMLİ BOĞAZ VE KANALLAR DÜNYA ÜZERİNDE
ÖNEMLİ BOĞAZLAR VE KANALLAR
İSMİ
İstanbul Boğazı
Çanakkale Boğazı
Cebeli Tarık Boğazı
Bab-ül mendep boğazı
Hürmüz boğazı
Messina boğazı
Bering boğazı
Macellan Boğazı
Malakka boğazı
Sonde Boğazı
Dover Boğazı
Kiel Kanalı
Panama Kanalı
Suveyş Kanalı
116
KONUMU
Karadeniz - Marmara Denizi arası
Marmara - Ege
Akdeniz – Atlas Okyanusu Arasında
Kızıl denizi Umman denizine (hint oky ) bağlar.
Basra Körf. Umman D. (hint oky) bağlar
Tren Denizi- Yunan Denizi
Bering Denizi- Kuzey Buz Denizi
Atlas Okyanusu- Büyük Okyanus
Sumatra adası ile Malakka (Endonezya-Malezya)
Sumatra adası ile Cava Adası arası(Endonezya)
Manş Denizi . İngiltere-Fransa arasındadır.
Baltık Denizini kuzey denize bağlar
Atlas Okyanusu- Büyük Okyanus
Akdeniz-kızıl deniz
İki kara arasında kalan dar deniz. Boğazlar çeşitli genişlikte olur. İstanbul boğazı gibi
dar olanları (550 - 3300 metre) olduğu gibi Bass Boğazı gibi (224 kilometre) pek geniş
olanlar, vardır. Dünyanın çoğu denizlerle kaplı olduğundan türlü memleket arasındaki
gidip gelmelerde su yolları önemli bir yer tuttuğundan, boğazlar da çeşitli su yollarının
birleştiği işlek yerler olmuş, ticaret ve siyaset bakımından önem kazanmışlardır. Yer
yüzünde birçok boğazlar vardır.
İSTANBUL BOĞAZI: İstanbul Boğazı, Karadeniz ile Marmara Denizi'ni birleştiren
su yoluna verilen isim. İstanbul'un Rumeli (Avrupa) ve Anadolu (Asya) yakalarını
birbirinden ayırır. Uzunluğu düz olarak 30 kilometredir. Girintileri ve çıkıntıları hesaba
katılınca kıyılarının uzunluğu ortaya çıkar.
Rumeli yakasında Rumeli Feneri'nden Haliç kıyılarını dolaşarak Ahır kapı Feneri'ne
kadar olan uzunluğu 55 kilometre, Anadolu yakasında Anadolu Feneri ile Kız Kulesi
arasındaki uzunluğu 35 kilometre, Selimiye önündeki Kayak Burnu'na kadar olan
uzunluğu 36 kilometredir. İstanbul Boğazı'nın en geniş yeri Anadolu Feneri ile Rumeli
Feneri arasında 3600 metre, en dar yeri Anadolu Hisarı ile Rumeli Hisarı arasında 760
metredir. Boğazın en derin yeri Bebek ile Kandilli arasında 120 metredir.
İstanbul Boğazı'nda su yüzünde Karadeniz'den Marmara'ya, su altında Marmara'dan
Karadeniz'e akıntılar vardır. Su yüzeyinde yer yer ters akıntılar da görülür.
İstanbul Boğazı üzerinde 1973 yılında hizmete açılan 1073 metre boyundaki Boğaziçi
Köprüsü ve 1986 yılında hizmete giren 1090 metre boyundaki Fatih Sultan Mehmet
Köprüsü iki yakayı birbirine bağlamaktadır. Boğazı alttan geçecek Marmara ray
projesinin 2013'te tamamlanması beklenmektedir.
ÇANAKKALE BOĞAZI:Çanakkale Boğazı, 3. jeolojik zamanın sonunda meydana
gelen bir çöküntü ile oluşmuştur. Uzunluğu 65km'dir. Boğazın en geniş yeri 5.
800m,en dar yeri 1250m (kilit bahir kalesi çimenlik kalesi arası)ve en derin yeri
106m'dir. Boğaz sularında ters bir akıntı vardır. Ege denizinin binde 38 oranındaki
tuzlu suyu dipten Marmara'ya akarken Karadeniz'in binde 26 oranındaki tuzlu suyu
üstten ters akıntıyı oluşturmaktadır. Boğazın çevresi dağ karakterinde yüksek ve
kıvrımlı kütlelerle kaplıdır. İşte Boğazın dar olması, Boğaz sularında ters bir akıntı
olması ve Boğazın çevresinde yer. yer kıvrımlı dağ kütlelerinin olması; Boğazın
savunulmasını kolaylaştırmıştır ve geçilmesini zorlaştırmıştır.
117
Cihad Hareketini etkisiz hale getirerek İslam dünyasını çökertmek,Almanların 1915
baharında yapacağını hesapladıkları Büyük Taarruz için bu devletin dikkatini
Çanakkale'ye çekerek Avrupa Cephesinden buraya kuvvet kaydırmalarını sağlamak ve
Çanakkale ve İstanbul Boğazını geçerek zor durumda olan Rusya'ya yardım etmek
amacını taşıyorlardı.
Çanakkale savaşları 3 Kasım 1914'te İngiliz ve Fransız savaş gemilerinin
Ertuğrul,Seddülbahir, Kumkale ve Orhaniye tabyalarını bombalamaları ile Osmanlı
Devletine resmen savaş ilan edilmeden başlamıştır. İngiltere ve Fransa'nın resmen savaş
ilan etmeleri 5Kasım1914'te olmuştur. Böylece 1. Dünya savaşının en önemli ve en
kanlı savaş cephesi açılmıştır.
Çanakkale cephesinin açılmasına sebep olan nedenler şunlar olmuştur:
Türkiye'nin Süveyş Kanalı ve dolayısıyla Hint denizi yolu üzerindeki baskılarına son
vermek,savaşa katılmakta tereddüt eden Bulgaristan'ı Almanya'ya kaptırmadan İtilaf
Devletleri yanında savaşa sokmak,İstanbul'u ele geçirerek Müslüman dünyasını etki
altına sokmak ve halifenin ilan ettiği Cihad Hareketini etkisiz hale getirerek İslam
dünyasını çökertmek,Almanların 1915 baharında yapacağını hesapladıkları Büyük
Taarruz için bu devletin dikkatini Çanakkale'ye çekerek Avrupa Cephesinden buraya
kuvvet kaydırmalarını sağlamak ve Çanakkale ve İstanbul Boğazını geçerek zor
durumda olan Rusya'ya yardım etmek amacını taşıyorlardı.
Vatanı, namusu, dini için İmparatorluğunun dört bir yanından (Trablusgarp, Cezayir,
Şam, Kudüs; Üsküp, Işkodra, Selanik, Silstre)gelen kahramanlarımız Çanakkale'de
göğüs, göğüse burun buruna çarpışmışlardır. Anadolu'da ortalama her üç evden biri
Çanakkale savaşlarına katılmıştır.Çanakkale savaşlarından ilki olan Deniz harekatı 19
şubat 1915'te başlayıp 27 gün sürmüştür. Deniz Harekatında büyük kayıplar veren işgal
kuvvetleri boğazı geçemeyeceklerini anlayarak 25 Nisan 1915'ten itibaren Gelibolu
yarımadasında Kara harekatını başlatmışlardır. 260 gün süren bu saldırılarda da
başarısız olmuşlar ve büyük kayıplar vererek Çanakkale'yi terk etmek zorunda
kalmışlardır.
Çanakkale savaşlarına İtilaf devletleri önceleri küçük çapta kuvvet göndermişler fakat
bunların çok yetersiz olduğunu anlayınca bu sayı 500. 000'e kadar çıkmıştır. 400.
000bin İngiliz,79. 000 Fransız askeri bu savaşa katılmıştır. Bu savaşlarda İngilizlerin
kaybı 115. 000 ölü,yaralı ve kayıp,90. 000memlektine gönderilen hasta. Fransızlar ise
47. 000 kayıp vermişlerdir. Türklerin kaybı ise;şehit,yaralı,ve hasta olmak üzere toplam
olarak yaklaşık252. 300 ü bulmuştur.
Gerçektende 8,5 ay süren Çanakkale Kara savaşları daracık toprak parçası üzerinde ve
kötü arazi koşullarında burun buruna göğüs, göğüse çok zor koşullarda başlamış ve
devam etmiştir. Bu sebeple çok kanlı ve kıyıcı sahneler yaşanmıştır. Türklerin bu kadar
kayıp vermelerinin sebebi,düşman donanmasının gece gündüz hiç eksilmeyen o
korkunç bombardımanının büyük rolü olmuştur.
Çanakkale zaferi Türk ve dünya Tarihinde önemli sonuçlar doğurmuştur. Çanakkale de
dünya imparatorluğuna soyunmuş yeryüzünü tek elden yönetmek amacıyla yola çıkmış
İngiliz Krallığını büyümesi durdu. Üzerinde güneş batmayan İmparatorluğun bir süre
118
sonra üzerindeki güneş batar hale geldi. Türklerin dünya hakimiyetinde hala
varolduğunu ve büyük bir millet olduğunu dünya bir kez daha anlamıştır. En önemlisi
Avrupa'nın şark meselesi projesi Çanakkale Zaferi sebebiyle yok olmuştur.
CEBELİTARIK BOĞAZININ ÖZELLİKLERİ:
Derin bir boğaz olan Cebelitarık'ın en sığ yeri 324 metredir. Boğazın yüzünde batıdan
doğuya doğru giden kuvvetli bir akıntı vardır. Boğazın iki kıyısı da sarp ve kayalıktır.
Kıyıdaki dar alçak araziler Cebelitarık Kayası ile çevrilidirler. Cebelitarık'ın iklimi
Akdeniz iklimi'dir, kışlar ılıman ve yazlar sıcak geçer.
En alçak noktası: Akdeniz 0 m;En yüksek noktası: Cebelitarık Kayası 426 m.'dir.Cebeli
Tarik, batidaki adiyla Gibraltar; Atlas Okyanusu ve Akdenizi birlestiren 60 km
uzunlugundaki bogazin, ayni zamanda Avrupa'nin en guney ucunda bulunan, Afrika' ya
44 km uzaklikta, Ispanya'ya komsu Ingiliz somurgesi kucuk ulkenin adi.
Cebeli Tarik, adini Endulus'un buyuk kumandani Tarik bin Ziyad'dan aliyor. Kelime
anlami Tarigin dagi demek. Neden bogaz degil de dag? Bunun sebebi hikmeti de,
kiyidaki sarp kayalik: "Rock of Gibraltar". Gibraltar, Endulus'un dusmesi ile birlikte
1462 de Ispanyollarin eline gecmis. Burasi simdi Ingiltere somurgesinde kucuk bir
ulke.
BABÜL-MENDEP BOĞAZI
Kızıldeniz'i Hint okyanusuna (Aden Körfezi) bağlayan 32 km uzunluğundaki boğaz
yemen ile somali kıyıları arasındadır.Boğazın Arabistan yarımadası kıyısına düşen
bölümü 1. dünya savaşına kadar Osmanlı kontrolünde idi.Stratejik önemi yüksek olan
boğaz Perim adasından (Yemen) denetlenir.
HÜRMÜZ BOĞAZI :
119
Sıcak suları Hürmüz Boğazı kanalıyla Umman Denizi ve Hint Okyanusu'na karışır.
Kuzeydoğuda Şattülarab (Ervend) ırmağı ağzından başlayan ve Güneydoğuda Hürmüz
Boğazı'na kadar uzanan Basra Körfezi'nin uzunluğu yaklaşık olarak 805 km’dir.
Genişliği yaklaşık 280 km. derinliği ise ortalama 40-50 m arasında değişmektedir.
Derinliğin en fazla olduğu ve 100 metreye ulaştığı yer Hürmüz Boğazı'dır.1980 ile
1988 arasında süren İran-Irak Savaşı'nın odak noktasıdır. 1991 yılında Körfez
Savaşı'nda temel olmuştur.
MESSİNA BOĞAZI:
120
Messina Boğazı Sicilya adasını İtalya'nın güneyindeki Calabria bölgesinde ayıran
boğazdır. En dar noktasında genişliği 3,3 kilometredir.
121
Messina Boğazı' üzerinde bulunan önemli liman şehirleri Sicilya adasındaki Messina ve
ana kıtada bulunan Reggio di Calabria'dır.
BERİNG BOĞAZI:
Bering Boğazı, Asya'nın en doğu noktası (169° 44' W) ile Amerika 'nın en batı noktasi
(168° 05' W) arasında bir boğazdır. Günümüzde Rusya ile ABD (Alaska) arasında
coğrafi bir sınır konumunda olması ile birlikte Amerika ve Asya kıtalarının birbirine en
yakın olduğu yerdir.
Boğaz yaklasik 92 km genişliğinde, 30 - 50 m derinliğindedir ve kuzeyindeki Chukchi
Denizi (Arktik Okyanusu) ile güneyindeki Bering Denizi'ni (Büyük Okyanus) birbirine
bağlamaktadır. 1648 yılında Semyon Dezhnev tarafından geçildiği kabul edilmesine
rağmen; ismini boğazı 1728 yılında geçen Rus asıllı Danimarkalı kaşif Vitus Bering'den
almıştır.
Buzul çağı sırasında boğazın bir kara köprüsü vazifesi gördüğü bilinmektedir. Bazı
bilimadamları, bu çağlarda suların büyük kısmının buzula dönüşerek deniz seviyesini
düşürdüğüne ve daha fazla kara parçasını göz önüne çıkardığına inanmaktayken;
bazıları da boğazın tamamen donduğunu, böylelikle insanlarla hayvanların üzerinden
geçmesinin mümkün olduğuna inanmaktadır.
122
MACELLAN BOĞAZI:
Macellan Boğazı, Güney Amerika'nın en güneyinde Atlas Okyanusu'nu Büyük
Okyanus'una bağlayan boğaz. Ana kıta ile Tierra del Fuego Takımadaları'nı ayırır. Bu
takımadalar, Arjantin ve Şili arasında paylaşılmıştır. Macellan Boğazı'nın uzunluğu 686
km, genişliği 4 ila 37 km'dir. Boğaz, 1520 yılında Magellan tarafından keşfedildiği için
bu isimle anılmaktadır. Sis ve rüzgâr sebebiyle geçilmesi zordur. Boğaz üzerindeki en
büyük liman, Punta Arenas'tır.
Macellan Boğazı, Panama Kanalı'nın inşaasından önce çok büyük öneme sahip olsa da,
hâlâ birçok gemi tarafından kullanılır. Fırtınalı güney kuşağında yer alan boğaz, tehlikeli
bir su yolu olarak kabul edilir. Su seviyesindeki gelgitten oluşan oluşan farklılıklar,
Patagonya'da hüküm süren kuvvetli rüzgârlar, kuvvetli akıntı ve dalgalara yol açar.
MALAKKA BOĞAZI:
Malakka Boğazı, Malezya Yarımadası (Batı Malezya) ve Endonezya'ya bağlı Sumatra
adası arasında 805 km uzunluğunda dar bir boğazdır.
123
Ekonomik ve stratejik açıdan bakıldığında Malakka Boğazı dünyanın en önemli deniz
yollarından biri olup, Süveyş Kanalı ve Panama Kanalı´nın bir eşdeğeridir. Boğaz Hint
Okyanusu ve Büyük Okyanus arasında ana denizyolu pasajını oluşturmakla, aynı anda
dünyanın en kalabalık 3 ülkesi olan Hindistan, Endonezya ve Çin´i deniz yoluyla
bağlılığını sağlamaktadır. Bununla kalmayıp yörenin en gelişmiş Ticaret Devlerini;
Japonya, Güney Kore ve Tayvan´ı uluslararası ticarete bağlar.
DOVER BOĞAZI:
Büyük Britanya adasının Avrupadan ayıran dar boğaz. Uzunluğu 185, en dar yeri 31
kilometredir. Bu boğaza Fransızlar Pasde-Clais adını vermişlerdir.
124
Boğazın doğusunda Kuzey denizi, batısında Manş denizi bulunur. Çok eskiden beri,
askerî ve iktisadî bakımdan büyük değer taşıyan bir boğazdır.
KİEL KANALI:
Baltık Denizinde ulaşım açısından önem taşır. Kuzey Denizinde Elbe Irmağı ağzındaki
Brünsbüttelkoog'dan, doğuda Baltık Denizi kıyısındaki Kiel limanında yer alan
Holtenau'ya kadar 98 km uzanır. İki deniz arasındaki en güvenli, kısa ve ucuz ulaşım
yoludur. Genişliği 103 m, derinliği 11 m olan kanalın üzerinde yaklaşık 42 m
yükseklikte yedi köprü bulunur.
Kanal, 1887-95 arasında, kuzeye gidecek savaş gemilerine kestirme bir yol sağlamak
amacıyla yapıldı. Daha önce gemiler Danimarka'nın çevresini dolaşmak zorundaydı.
1907-14 arasında genişletilerek büyük savaş gemilerinin geçişine elverişli hale getirildi.
O dönemde adı Kaiser-Wilhelm olan kanal, I. Dünya Savaşı öncesinde Alman
hükümetine aitti. 28 Haziran 1919'da imzalanan Versailles Antlaşması ile uluslararası
statü kazandı, ama yönetimi Almanlarda kaldı. Kanal trafiği, yalnızca genel polis,
ulaşım, sağlık ve gümrük kurallarına uygun biçimde işleyecekti. Adolf Hitler 1936'da
bu hükümleri tanımadığını ilan etti. II. Dünya Savaşı'ndan sonra kanal SchleswigHolstein eyaletinde {Land) kaldı ve seyrüsefer özgürlüğü tanıyan Versailles Antlaşması
koşulları yeniden uygulamaya kondu.
PANAMA KANALI:
Panama Kanalı, Orta Amerika'nın en güney ülkesi Panama topraklarında yer alır ve
Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus'unu birbirine bağlayan su yolu.
125
Kanalın yapımı,tarihin en büyük ve en zor mühendislik projelerinden bir olmuştur.
Gemicilik üzerindeki etkileri ise, Güney Amerika kıtasının en güney ucu olan Horn
Burnu'ndan dolaşma külfetini ortadan kaldırmış olması nedeniyle çok önemlidir.
Panama'da bir kanal inşa etme fikri 1500'lü yıllara kadar giderse de, ilk ciddi çalışmalar,
Fransızların öncülüğünde 1880'de başlamış fakat bir sonuç vermemiştir. İnşaat ABD
tarafından tamamlanmış ve kanal 1914'te hizmete açılmıştır. 77 kilometre
uzunluğundaki kanalın yapımı sırasında, sıtma ve sarı humma gibi hastalıklardan büyük
toprak kaymalarına kadar her türlü güçlükle karşılaşılmış ve yaklaşık 27.500 kanal
çalışanı bu süreçte can vermiştir.
Bugün New York'tan San Francisco'ya giden bir geminin, Panama kanalını kullanarak
9.500 km yol yapması, Horn Burnu'nun dolaşılmasını zorunlu kılan eski günlerdeki
22.500 km yola oranla büyük bir kolaylıktır.Açılışından 2002 yılına dek, yaklaşık
800.000 geminin geçtiği tahmin edilen Panama Kanalı'ndan her yıl 14.000'den fazla
gemi geçmekte olup taşınan yük miktarı 203 milyon tonu bulmaktadır.Kanal boyunca
yolculuk yaklaşık 9 saat sürmektedir.
SÜVEYŞ KANALI:
Süveyş Kanalı (Arapça: ‫ﻗﻨﺎةاﻟﺴﻮﯾﺲ‬, Okunu‫؛‬u: Qanā al-Suways). Akdeniz ile Kızıldeniz'i
birbirine bağlayan yapay suyoludur. Sina Yarımadası'nın batısındadır. 163 kilometre
uzunluğunda ve en dar yerinde 300 metre geni‫؛‬liğindedir. Kanal, Afrika çevresinde
dola‫؛‬maya gerek kalmadan Asya ile Avrupa arasında deniz ta‫؛‬ımacılığı yapılmasını
sağlar.
126
Dünya'nnِ nemli kanallarndan birisi arasnda yer alr.Eski gemiciler ticarette çok uzun yol
ve mesafe kat ettikleri için bِyle bir kanal yapma gereksiniminde bulunmulardr.Süvey
Kanal'nn açlmasnda Osmanl ‫ف‬mparatorluًu'nun da büyükِ nemi vardr.Msr topraklarnda
bulunan ve Akdeniz ile Kzldeniz'i birletiren 161 km uzunluًunda yapay suyolu. Kanaln
geniliًi 70-125 m arasnda deًimektedir. Derinliًi 11-12 m'dir. Su kesimi 10,36 m'den fazla
olan gemiler kanaldan geçemez. 1951 ylnda trafiًi kolaylatrmak amacyla el-Kantara ile
el-Firdan arasnda 13,5 km lik bir yan geçit açlmtr.
Dünyada kapaklar olmayan en uzun kanaldr.Diًer kanallarla karlatrldnda kaza oran
127
hemen hemen sfrdr. Gece ve gündüz geçi yaplabilir.
10.SINIF SAYFA 198/199 ETK‫ف‬NL‫ف‬K ‫ا‬ALI‫ق‬MALARI 10.SINIF SAYFA 198/199
ETK‫ف‬NL‫ف‬K ‫ا‬ALI‫ق‬MALARI
ETK‫ف‬NL‫ف‬K 198
1-Panama kanalnn bِlgeye getirdiًi kazanmlar nelerdir?
vKanalda yakla‫؛‬ık 9000 bin personel çalı‫؛‬maktadır ve bunların geçim kaynağıdır.
vPanama Kanal'ndan elde edilen geçi ücretleri ülke bütçesine her yl ortalama 1,5 milyar
dolar kaynak saًlyor.
vBu kanalla Panama halknn refah düzeyi artmtr.
vAçlndan 2002 ylna dek, yaklak 800.000 geminin geçtiًi tahmin edilen Panama
Kanal'ndan her gün ortalama 40 gemi geçiyor. Her yl 14.000'den fazla gemi geçmekte
olup tanan yük miktar 203 milyon tonu bulmaktadr. Bu dünya ticareti açsndan çokِ
nemli bir deًerdir.
vTa‫؛‬ıdığı bu ekonomikِ nemden dolayı küçük bir ülke olan Panama’yı jeopolitik açıdanِ
nemli hale getirmi‫؛‬tir.
v‫ـ‬lkenin ticari, ekonomikِ nemi artmtr.
2- Kanaln deniz ulamna katklar nelerdir?
vGemicilik üzerindeki etkileri ise, Güney Amerika ktasnn en güney ucu olan Horn
Burnu'ndan dolama külfetini ortadan kaldrm olmas nedeniyle çokِ nemlidir. Panama
kanaln kullanarak 9.500 km yol yapmas, Horn Burnu'nun dolalmasn zorunlu klan eski
günlerdeki 22.500 km yola oranla büyük bir kolaylktr.
vBu daha az yakt ve maliyetin dümesi, yolda harcanacak sürenin ksalmas, daha güvenli
128
seyahat demektir. Ayrca dünyann enerji kaynaklarnn daha az tükenmesi anlamna gelir.
Ayrca azalan maliyetler tanan mallarn tüketiciye daha ucuza ulamas anlamna gelir.
3-Panama kanalnn iki yl trafiًe kapandn düünüldüًünde ne gibi skntlar oluurdu?
vDeniz yolu ula‫؛‬ımı aksar, gemilerin çok uzun yollar kat etmesi ve seyahat zamanın
uzaması, maliyetlerin artması dünya ekonomisi açısındanِ nemli risktir. Ayrıca panama
halkının enِ nemli gelirlerinden yoksun kalması anlamına gelirdi.
ETK‫ف‬NL‫ف‬K SAYFA 199
1 -Süvey‫ ؛‬Kanalının Mısır ekonomisine getirdiği kazanımlar nelerdir?
Kaynak:
vSüvey‫ ؛‬kanalı Mısır için turizmden sonra ikinci gelir kaynağıdır. Bu kanal vasıtasıyla
dünya deniz ticaretinin %7'si buradan yapıldığı için Mısır devlet bütçesi her yıl 4 milyar
dolar gelir getirir.2005 te 4,8 milyar dolar gelir sağlamı‫؛‬tır.
2- Kanaln küresel açdanِ nemi nedir?
129
vKanal,ِ nceleri ‫ـ‬mit Burnu’nu ve Afrika sahillerini ba‫؛‬tanba‫؛‬a dola‫؛‬an gemilerin yolunu
kısaltmı‫؛‬tır. Yolun kısalması demek gemilerin çabuk geri dِnebilmesi ve bu da gemilerin
performansının üç katına çıkması demektir. Bu sebeple nakliyat ücretleri fazla tutmamı‫؛‬
ve e‫؛‬yalar daha ucuza nakledilmi‫ ؛‬olur.
v1970’lerden itibaren ylda 20.000 den fazla gemi bu kanaldan geçmektedir. Ortadoًu
petrollerinin tüketim merkezlerine daha ekonomik gitmesi saًlanm olmaktadr.
vDeniz yoluyla yaplan dünya ticaretinin %7'si Süvey kanalndan geçerek yaplr. Bu
ticaret %35'i Kzldeniz ve Arap Kِrfezi limanlarndan yüklenir. %20'si Hint ve Güneydoًu
Asya Limanlar ve %39'u Uzakdoًu bِlgesinden yaplr.
3-Süvey‫ ؛‬kanalının trafiğe kapandığını dü‫؛‬ünüldüğünde ne gibi sıkıntılar olu‫؛‬ur ve
dünyayı nasıl etkiler?
vMsr’n bu müddetçe geçi paras elde edemeyeceًi yannda, diًer devletlere ait gemilerin
yollarnn uzamas dolaysyla yaptklar zarar bu miktarn çok üstünde olacaktr. Deniz yolu
ulam aksar, gemilerin çok uzun yollar kat etmesi ve seyahat zamann uzamas,
maliyetlerin artmas dünya ekonomisi açsndanِ nemli risktir. Ayrca Msr ekonomisiِ nemli
bir gelirini kaybeder ve halknn enِ nemli gelirlerinden yoksun kalmas anlamna gelirdi.
Ayrca en çok petrol tayan gemilerin geçmemesi durumunda petrol fiyatlarnn trmanmas ve
ekonomik krizlerin yaanmasna yol açabilecektir.
10.SINIF SAYFA 201-203 ETK‫ف‬NL‫ف‬K ‫ا‬ALI‫ق‬MALARI ETK‫ف‬NL‫ف‬K SAYFA
/201
Bo‫ ؛‬bırakılan yerlere boğaz yada kanalların isimlerini yazınız...
A‫؛‬ağıdaki resim küçültülmü‫؛‬tür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 942x588.
130
1-‫ف‬stanbul Boًaznda ulaabilecek kazalarn çevreye ne gibi etkileri olacaktr?
Büyük çapta çevre kirliliًi, büyük yangnlar, kitleselِ lümler, deniz canllarnn tamamen
yok olmas gibi sonuçlar doًabileceًi gibi, Dِrt denizimiz "kapal deniz olmalar" su
yenileme zamannn uzun olmas dolaysyla, denize giren atklarn ortamda kalma süresi
daha fazladr. Uzun zaman bu etkilerden kurtulmayacaktr.
2- ‫ف‬stanbul’un tarihini de düünerek oluacak kazalarn tarihi eserlere olan etkileri neler
olabilecektir?
‫ف‬stanbul Boًaz, 12 milyonu aan nüfusuyla Yedi Tepeli Kent’i ikiye bِlerken
UNESCO’nun ‘dünya miras’ listesinde yer alyor. ‫ف‬stanbul gibi bir tarih hazinesi ve
kültür miras büyük zarar gِrecektir. ‫ف‬nsanln kültür miras olan eserler yok olmasna
neden olacak ve bir tarih ortadan silinecektir.
3-‫ف‬stanbul boًaznn kaza riski yüksek suyollarndan biri olmasnn nedenleri nelerdir?
‫ف‬stanbul Boًaz, 31 kilometre uzunluًunda en dar yerinde 700 metre enindedir. ‫ا‬ok sayda
kesin dِnüler bulunduًundan, gemiler Boًaz geçerken en az 12 kere yer yer 80 dereceye
varan rota deًitirmek zorunda kalrlar. ‫ف‬stanbul Boًaz çok dar ve aniden genileyen
ekliyle dünyann tehlikeli, kalabalk, güç ve potansiyel olarak kazalara açk bir suyoludur.
Dünyann en riskli doًal dar suyolu olan ‫ف‬stanbul Boًaz'nda ise 1936 tarihli Montrِ
Boًazlar Sِzlemesi'ne gِre uًraksz geçi yapan gemilere klavuz kaptan ve rِmorkِr kullanma
131
zorunluluًu bulunmad, bu da ayr bir risk oluturmaktadr.
Ayrca bu boًazda gemi trafiًi çok yoًundur. Geçen gemilerinde çoًunu da oldukça büyük
ham petrol tayan gemiler oluturmaktadr.
Bu konuda kazalarnِ nlenmesi için; Türk Boًazlar'ndan "zararsz geçi hakk" snrsz
olmayp, ky devletinin çevre güvenliًi ve saًl yani vatandalarnn yaam haklar ile
snrlandrlmaldr. Herhangi bir kazada, telafisi imkânsz zararlar doًurabilecek tankerler
için, Türkiye'nin milletleraras seyrüseferi en az aksatacak ekilde kstlamalar getirmesi,
hem Montrِ Sِzlemesi'nin hem de bu konudaki milletleraras hukuk kurallarnn ruhuna
uygundur.
1 Temmuz 2003 tarihi boًaz trafik düzeni içinِ nemli bir adm atlm‫ ف‬stanbul Boًaz Radar
Gِzetim Aً’na kavuturulmutur. 30 Aralk 2003’den bu yana operasyonel anlamda hizmet
veren sistemden, Ky Emniyeti ve Gemi Kurtarma ‫ف‬letmeleri Genel Müdürlüًü
sorumludur. Türkiye boًazlarda gemi trafiًini düzenleyen tüzüًü 1994 ylnda deًitirdi. Tpk
karayollarndaki gibi çift yِn uygulamas balad. Gemi seyirleri belirli bir düzen içine alnd.
Tehlikeli yük tayan geminin hemen arkasnda baka bir geminin geçi yapmasna izin
verilmedi. Bu tür güvenlik artrc çalmalarn artrlmas gerekir.
Ayrca ülkemizin bu konuyu uluslar aras alanda iyi bir diplomasi ile Montreux Boًazlar
Sِzlemesi’ni günümüz artlarna uygun hale getirmelidir.
Bunun yan sra boًazlardan tanan petrolün alternatif boru hatlar ile tanmas için giriimler
artrlmaldr.
4-‫ف‬stanbul boًaznn güvenli hale gelmesi dünya ticaretini nasl etkiler?
Olumlu bir etki yapar ve uzun sürelerde rahat ve güvenli ticareti saًlar. Belki ilk bakta
petrol sevki yapan ve onu alan ülkeleri olumsuz etkilemesi düünülse de bunun boru
hatlar ile tanmaya balamas ulam da zamanla ucuzlatp o ülkeleri de karl hale
getirecektir. Ayrca dünyann enِ nde gelen tarih, kültür, ticaret ehri ‫ف‬stanbul’un ayakta
kalmas hem ticari hem de turizm etkinliklerini artracaktr.
ETK‫ف‬NL‫ف‬K SAYFA /203
1- 1 numaral bِlgede kara yollar neden seyrektir?
Bu bِlge soًuk iklim etkisinde insanlarn nüfus ve yerleme saysnn az olduًu ve ekonomik
faaliyetlerin gelimediًi alan olmas.
2- 2 numaral bِlgede kara yollar neden seyrektir?
Bu bِlge savan iklimِ zelliًi gِsterir.Afrikann bu noktas kentlemenin düük olduًu doًal ya
am alanlarnn bulunduًu bir noktadr.Bu alanlar milli park ilan edilmi ve mümkün
olduًunca insan yerlemesine kapal tutulmaktadr.Bu etkenler bِlgede karayolu aًnn seyrek
olmasnda etkilidir.Afrika belgeselelerini bir çoًu buralarda çekilmektedir.
132
3- 3 numaral bِlgede kara yollar neden komularndan daha yoًundur?
Bu alan dünyann en sk nüfuslu ve ekonomik faaliyetlerin yoًunlat bir alandr. Bundan
dolay burada insanlar ve yaptklar ekonomik faaliyetler ulam gerektirmitir.
4- 4- numaral bِlgede kara yollar neden seyrektir?
Bu alan çِl bِlgesi olup insan ya‫؛‬amına uygun saha değildir. B yüzden ula‫؛‬ımın geli‫؛‬
mediği alanlardandır. Ayrıca burada iklim ko‫؛‬ulları yol yapımına uygun değildir. ( a‫؛‬ırı
sıcaklar ve kum fırtınaları)
5- 5 numaral bِlgede kara yollar neden komularndan daha yoًundur? Bu bِlgenin ismi
nedir?
Bu bِlge Güney Afrika’da Kap bِlgesidir. Burada Akdeniz iklim ‫ھ‬artları yerle‫؛‬me
ekonomik faaliyetlere uygundur. Nüfus fazladır. Ayrıca bu alanda madencililiğin geli‫؛‬mi
‫ ؛‬olması da ba‫؛‬ka bir nedendir.
10.SINIF SAYFA 205 ‫ض‬L‫ا‬ME DE‫ذ‬ERLEND‫ف‬RME SORULARI 10.SINIF SAYFA
205 ‫ض‬L‫ا‬ME DE‫ذ‬ERLEND‫ف‬RME SORULARI
BULMACA ETK‫ف‬NL‫ف‬K ‫ا‬ALI‫ق‬MASI
1-Cebeli Tark
2-Hürmüz
3-Süvey‫؛‬
4-Macellan
5-Panama
6-Malaka
7-‫ف‬pek yolu
A‫؛‬ağıdaki soruları cevaplandırınız.
1-Coًrafi keifler sonrasnda hangi kta ve okyanuslarnِ nemi artmtr.
Ke‫؛‬ifler sonrasında Hint okyanusunun Atlas okyanusunun ve Büyük okyanusunِ nemi
artmı‫ ؛‬beraberinde yeni bir kıta olan Amerika ,Avrupa kıtalarıِ nem kazanmı‫؛‬tır.
2-Günümüzde ‫ا‬in Hindistan,Japonya gibi ülkelerde üretilen mallar dünya pazarlarna
hangi yollarla ulatrlmaktadr.
‫ض‬zellikle bu bِlgede üretilen mallar dünya pazarlarna deniz yolu tamacl ile ta
nmaktadr.Bu esnada bu bِlgelere yakn olan deniz yolu üzerindeki boًazlar bu aktarmdaِ
nemli bir rol oynar.
3-Panama Kanal,Süvey Kanal ,Cebeli Tark Boًaz,‫ف‬stanbul ve ‫ا‬anakkale Boًazlar
olmasayd dünya ticareti nasl bir deًiim gِsterirdi.
133
Bu ticaret yollar olmasayd dünya ticareti daha dar kapsaml iç Pazar piyasasna dayal
gerçekleirdi.Ticaret yollar eskidenِ n plana çkan ipek ve baharat yolu üzerine
kurulur.Mümkün olduًunca demir ve karayolu baًlantlar ile saًlanrdr.Maliyet artard.
4-Afrika’nn Güney kesimlerindeki demir yollar daha çok hangi amaçla kullanlmaktadr.
Demir yollar maden bِlgelerini neden limanlara baًlar.
Daha çok yer alt kaynaklar aktarmnda kullanlmaktadr.Maden bِlgelerini limanlara
baًlar.Maden bِlgelerindeki yer alt kaynaklarnn d pazarlara tanmasnda avantajlar saًlad
için liman baًlantl olmasِ nemlidir ve bu amaçlanr.
5-Hindistan neden hem kara hem de demir yollarnn dan oluan sk bir ulam aًna sahiptir.
Hindistan bulunduًu bِlge içerisinde yoًun nüfusِ zelliklerine sahiptir.Ekonomik anlamda
çevre bِlgelere oranla daha aktif bir yapya sahiptir.Mevcut nüfusِ zellikleri ve ekonomik
faaliyetlerinin yoًunluًu kara ve demir yollarnnِ n plana çkmasnda etkilidir.‫ض‬zellikle
demir yollar bakmndan gelimitir.
A‫؛‬ağıdaki bo‫؛‬lukları uygun ifadelerle tamamlayınız.
1-Akdeniz’i Kzldeniz’e S‫ـ‬VEY‫ ق‬Kanal baًlar.
2-Uzun mesafelerdeki yük ve yolcu ta‫؛‬ımacılığında en ekonomik yol DENİZ yoludur.
3-‫ف‬STANBUL ve ‫ا‬ANAKKALE Boًazlar Karadeniz’i Akdeniz’e baًlar.
4-Orta Doًu petrollerinin tanmasnda H‫ـ‬RM‫ـ‬Z Boًazِ nemlidir.
10.SINIF DO‫ذ‬AL AFETLER VE TOPLUM SAYFA 211 - 214 - 215 - 216 Doًal
Afetler ve toplum
ETK‫ف‬NL‫ف‬K ‫ا‬ALI‫ق‬MASI ( S/ 211)
1-Bir doًa olaynn afete dِnümesine neler etki eder
1- Yeryüzü ‫؛‬ekilleri,
2- Jeolojik yap,
3- ‫ف‬klimِ zellikleri,
4- Bitkiِ rtülerinin durumu veya yok edilme durumlar,
5- Be‫؛‬eri yapı- insanların bilgi tecrübe, afete hazırlık durumu, teknolojik geli‫؛‬mi‫؛‬lik
düzeyleri)
Doًal afetin oluum iddeti olarak en üst seviyeye ulamas afet gurubu içerisine girmesinde
etkilidir.
2-Baz doًal afetlerin dünyann belli bِlgelerinde toplanmalarnn nedenleri nelerdir?
1- Volkanizma ve depremler genel olarak levha snrlarnda gِrülmesi, baz afetleri de
bunlarn tetiklemesi nedeniyle bunlarn yakn çevrelerinde oluur. (Tsunami, heyelan, ‫ ا‬dü
mesi vb.).
2- Ayrca tropikal bِlge denizleri üzerinde kuvvetli basnç farklarndan doًan kuvvetli
134
frtna, kasrga, hortum olaylar gِrülmektedir. Bunlarla birlikte olan iddetli saًanaklar sel
ve basknlara yol açmaktadr.
‫ض‬zetlersek afetlerin belirli bِlgelerde toplanmas o bِlgede oluan afetin oluma koullarnn
bulunmasdr…
3-‫ـ‬lkemizde son on ylda meydana gelen doًal afetler içinde sellerin daha fazla yer
tutmasnn nedenleri nelerdir?
1- ‫ـ‬lkemizin yüksek daًlk ve engeli bir yapda olmas,
2- ‫ـ‬lkemizde genel olarak bitkiِ rtülerinin çok yok edilmesi veya iç bِlgelerde clz olmas,
3- ‫ـ‬lkemizde yarm kurak karakterli iklim ve oluan saًanak yaًlar.
4- Sel tehlikesi annda insanlarn doًru ve zamannda uyarlmasn saًlayacak uyar sisteminin
olmams.
5- ‫ا‬arpk kentleme ve alt yap nn yeterince yaplmamas veya yetersiz kalmas.
4-Yakn çevrenizde yakn zamanda hiç sel felaketi yaand m?
Bu soruyu bِlgenize gِre cevaplandrabilirsiniz…
5-Sellere kar‫؛‬ı alınacakِ nlemler neler olmalıdır?
1- Türkiye’nin meteoroloji radarlarndanِ nce daًlk alanlardaki yaً miktarlarn iyi bir ekilde
tahmin edebilen, ebeke eklinde bir ulusal uyar sistemi gelitirmek.( Türkiye’de, yaًan yaً
DM‫ف‬, aka geçen yaً ise DSِ ‫ف‬lçmektedir.
Hâlbuki ülkemizde topraًn nem durumunu, frtnann etkili olma süresi, yaًm ve yaًacak
olan yaًn miktarlarn vb. belirleyip tahmin eden ve nehirdeki ak ve yükselmeleri hidrometeorolojik modeller ile bir bütün içinde sürekli olarak takip edip sel ihbarlarn
yapacak ekilde donatlm ve gِrevlendirilmi, bilimsel esaslara gِre yِnetilen bir teknik
kurulu olmaldr.
Bunun için Türkiye’de de, hidrolojik ve meteorolojik hizmetler bir anِ nce tek çat altnda
toplanmaldr.)
2- ‫ھ‬ehirlerin İmar Planları hazırlanıp yenilenirken, sel yatakları hidro-meteorolojik
analiz ve modeller ile ayrıntılı bir ‫؛‬ekilde belirlenip buralarda yapıla‫؛‬maya kesinlikle izin
verilmemelidir.
3- ‫ـ‬lkemizde doًal bitkiِ rtüsü tahribinden vazgeçilmelidir. ‫ـ‬lkemizin baz bِlgelerinde ar
aًaç ve orman kesimlerinin neden olduًu ve aًaçlarn suyu tutucu ve erozyonuِ nleyici
rolünün gِz ard edilmesi sonucu yaًmurlar sellere ve çamur deryalarna dِnümütür. Bunun
tipikِ rnekleri Senirkent, Zonguldak ve Trabzon’da meydana gelmi; trilyonlarca maddî
zararn yannda, tamir edilemez çevresel zararlara sebebiyet vermitir.
4- Sellenme olaylar oluan akarsu havzalarnda sel ve taknlarِ nleyici slah çalmalar ve
barajlarn yaplmas,
5- ‫ف‬nsanlarn bu afetler etkileri ve korunma yollar konusunda eًitilmesi,( Selِ ncesi, sel
an ve sonrasnda halkn yaplmas/yaplmamas gerekenler konusunda broür ve benzeri
ekillerle sürekli olarak bilgilendirilmesi gerekir. Ayrca, ilk ve orta ً ◌ِretim ders
135
kitaplarndaki meteoroloji ve meteorolojik afetler ile ilgili bilgilerin bu iin uzmanlarnca,
doًru ve yeterli bir ekilde verilmesi gerekmektedir.
6- Toprak bilinçli kullanlmal ve eًimli alanlar aًaçlandrlmaldr.
7- Modern Hava Durumu programlar ile ‫ف‬stanbul, Ankara, ‫ف‬zmir gibi büyük
ehirlerdeki frtna, sel vb. tehlikeli hava artlar normal yaynlar kesilip annda, canl olarak
ve naklen verilmelidir.
Halk için selden korunmann yollar :
1- Sel yataklarna yerlememek,
2- Meteorolojik sel gِzetleme ve uyarlarna annda uymak,
3- Gِrünü‫؛‬e aldanmayarak dibi gِrülmeyen hiç bir sel suyuna yüzerek, yürüyerek ya da
otomobil ile girmemek,
4- Yakn bir yerde sel oluumunun gِrüldüًü veya duyulduًu an, hemen daha yüksek
güvenli yerlere trmanmak ve/ya kaçmak eklindeِ zetlenebilir.
5-Ya‫؛‬adığınız çevrede ba‫؛‬ka doğal afet oldumu çevreyi nasıl etkiledi?
17 Aًustos 1999 Marmara depremi yaand. ‫ف‬lçemizde çok fazla ykm veِ lüme yol
açmasa da yakn çevremizde çokِ nemli can, mal kaybna ve çevresel sorunlara neden
olmutur.
ETK‫ف‬NL‫ف‬K ‫ا‬ALI‫ق‬MASI (SAYFA/ 214 )
1-Afetlerin sklk ve iddetِ zelliklerini belirleyen faktِrler nelerdir.
Afetlerin sklk ve iddetِ zelliklerini belirleyen etkenler meydana gelen afetin bulunduًu
konum arazi yaps itibariyle afet oluumuna uygun koullar tamas ,yada atmosferِ
zelliklerine sahip olmas ile açklanabilir..‫ض‬rneklendirmek gerekirse Japonya bulunduًu
yer itibariyle levha alanlarnn karlama alandr ,hareketli bir kuak üzerindedir.Volkanik
faaliyetlere ve deprem afetlerine açktr.Meksika dolaylar büyük okyanuslar ile büyük
ktalar arasnda tropikal hava hareketlerine açktr.En etkin bِlgede olmak yada yaknnda
bulunmak iddet olayn da etkiler.
2-Kobe,Marmara,Bam depremlerinin büyüklükِ zelliklerini kar‫؛‬ıla‫؛‬tırınız.
A‫؛‬ağıdaki resim küçültülmü‫؛‬tür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 800x416.
136
Kobe (Japonya) 7.2 ‫؛‬iddetinde 6500 ki‫؛‬iِ ldü ,Marmara 7.4 ‫؛‬iddetinde 57.840 ki‫؛‬i ,ِ
ldü,Bam (İran) 6.5 ‫؛‬iddetinde 26000 ki‫؛‬iِ lmü‫؛‬tür.
Kobe Depremi ‫ف‬ran Bam depremi
3-Bu depremِ rneklerinden yararlanarak doًal afetlerde kurtarma ve ilk yardmnِ
nemini tartnz.
Doًal afetlerde ilk yardm son dereceِ nemlidir.oluum iddetleri yaklak ayn olmasna raًmen
deprem sonrasndaki müdahale ülkelerin kentleme kaliteleri, deprem sonras ortaya çkan
can kaybn ciddi derecede arttrmtr.‫ض‬zellikle Türkiye ve ‫ف‬ran’daِ lü says artmtr.
4-Kobe ,Marmara ve Bam depremlerinin insanlara olan etkilerini kar‫؛‬ıla‫؛‬tırınız.
Sosyal,ekonomik ,psikolojik ykm olmu bir çok insan hayatn,düzenini,kaybetmi baka
bِlgelere gِç etmek zorunda kalm,psikolojik tedavi almtr.Bu etkiler arttrlabilir.
5-‫ض‬rneklerden yararlanarak ya‫؛‬adığınız çevrede ve ya yurdumuzda meydana
gelen bir afeti Dünya’nın herhangi bir yerinde olu‫؛‬mu‫ ؛‬doğal afetle kar‫؛‬ıla‫؛‬
tırınız.
137
17 Aًustos Depremi ile Kobe depremi karlatrldnda Japonlar depremle yaamay ً ◌ِrenmi
gerekli teknik yaplanmay saًlam deprem hayatlarnn bir parças olmutur.Deprem anndaki
yaklamlar ile müdahaleleri son derece bilinçlidir.Türkiye’de ise deprem sk gerçekleen
bir afet olmamas deprem annda insanlar daha bilinçsiz davranmaya yِneltmitir.Teknik
donanmmz yetersizdir.Psikolojik olarak depreme çok hazr bir toplum deًiliz.Bu
verilerden yola çkarak bu iki afet sonras ortaya çkan can kayplarna bakldnda deprem
felaketi ile ilgili yaplan çalmalarn alnanِ nlemlerin sonuçlar ortaya çkmaktadr.
ETK‫ف‬NL‫ف‬K ‫ا‬ALI‫ق‬MASI ( S/ 215):
Depremin bir ‫؛‬ehre zarar vermesiniِ nlemek için bir ‫؛‬ehir planlamacısı coğrafyacı
olsaydınız neler yapardınız?
1- ‫ھ‬ehir kurulan veya ‫؛‬ehrin geni‫؛‬lediği alanların zemin yapısının iyi incelenmesi ve
yapıla‫؛‬manın sağlam zeminlere yapılaması, yeraltı suyu bakımında zengin olan alüvyal
alanlara ve fay hatları üzerinde büyük yerle‫؛‬im merkezleri kurulmamalı,
2- ‫ا‬ok katl yaplamadan uzak durmak, binalarn yapmnda saًlam zemin ve yap malzemesi
seçilmelidir.
3- Biti‫؛‬ik nizam yapıla‫؛‬madan uzak durmak,
4- ‫ف‬naatlarn yapmnda çok dikkatli davranmak, binalar deprem yِnetmeliًine uygun ina
etmek,
5- Deprem ihtimali fazla olan yerlerde elektrik, doًal gaz vb. büyük felaketlere sebep
olabilecek sistemlerde erken uyar sistemi kurulmaldr.
6- Sanayi tesisleri, yollar, barajlar, boru hatlar ve tüneller depreme dayankl yaplmaldr.
7- Yüksek binalarda muhtemel depremlere kar‫؛‬ı yangın merdivenleri kurulmalıdır.
8- Depremin nedene olabileceًi tsunami konusunda deniz kenarnda oturan insanlar
bilinçlendirilmelidir.
ETK‫ف‬NL‫ف‬K ‫ا‬ALI‫ق‬MASI ( S/ 216)
1-Ayn büyüklükteki depremler farkl iddetlerdeki hasarlara neden olabilir mi?
Olabilir, ‫ا‬ünkü deprem ‫؛‬iddeti sadece büyüklüğe bağlı değildir. Deprem büyüklüğü
yanda ba‫؛‬ka etkenlerde ‫؛‬iddeti etkiler.
Depremin ‫؛‬iddeti nelere bağlıdır?
1-) Büyüklüًüne(magnitüdü) ve süresine,
2-) Odak derinliًine,
3-) Arazinin zemin yapsna,
4-) ‫ف‬nsanlarn deprem bilinci, bilgi ve teknoloji birikimine,
5-) Deprem merkezine uzaklk durumu,
6-) Yaplarn depreme kar dayankl yaplp yaplmad gibiِ zelliklere gِre deًiir.
2-Depremlerin insan ya‫؛‬amına doğrudan ve dolaylı etkileri nelerdir?
‫ف‬nsanlarnِ lümlerine sakat kalmalarna, kaybolmalarna, yaadklar mekânlarn yklmas ve
hasar gِrmeleri, mal kayplar, yaknlarn kaybetme, psikolojik sorunlar vb.
3-Deprem sonucu meydana gelecek can ve mal kayplarn azaltmak için neler
138
yaplmaldr?
Depreme her yِnüyle hazrlkl olmak gerekir. Depremِ ncesi, deprem sras ve sonrasnda
alnacakِ nlemleri yi almak, insanlar bu konuda iyi eًitmek gerekir.
4-‫ـ‬lkemizdeki deprem bِlgeleri ile yerle‫؛‬im merkezlerini; sosyal, ekonomik,
stratejik olarak ili‫؛‬kilendiriniz.
‫ـ‬lkemizde deprem ku‫؛‬akları açısından bakıldığı zaman, Kuzey Anadolu Deprem Ku‫؛‬ağı,
Batı Anadolu Deprem Ku‫؛‬ağı sahası içinde ülkemizin nüfusunun en büyük kısmı ya‫؛‬
amaktadır. En büyük ‫؛‬ehirlerimiz bu alanlarda bulunmakta, ülkemizin en büyük sanayi
tesisleri buralarda bulunmakta, enِ nemli kara, demir, hava yolları ve suyolları bu
alanlardan geçmekte, kıtaları bağlayan boğaz kِprüleri buralarda bulunmaktadır. Buralar
ülkemizin ekonomisinin kalbini olu‫؛‬turan alanlardır. Ayrıca ülkemizin en verimli tarım
alanları,ِ nemli sıcak kaynakları hep bu hatlar üzerinde bulunmaktadır.
10.SINIF SAYFA 219 /220 ETK‫ف‬NL‫ف‬K ‫ا‬ALI‫ق‬MALARI SEL ETK‫ف‬NL‫ف‬K ‫ا‬ALI‫ق‬
MASI SAYFA 219
ETK‫ف‬NL‫ف‬K / 1 SAYFA 219
Dünyada sel ve ta‫؛‬kın haritası incelenerek, en çok gِrülen ülkelerin tespit
edilmesi;
Asya’da; Banglade‫؛‬, Hindistan, Pakistan, Tayland, Laos, Vietnam, Filipinler, G. Ve
K.Kore, Japonya, Malezya, ; Buhutan, Nepal, Yemen, Türkiye
Avrupa’da ; Portekiz, ‫ف‬talya, Macaristan, Romanya,
Afrika’da ; Cezayir, Sudan, Somali, Mozambik, Zimbapve, Güney Afrika
Cumhuriyeti,
Amerika’da; Meksika, Küba, Guatemala, Nikaragua, Dominik Cumhuriyeti, El
Salvador, Panama, Kolombiya, Venezuela, Guyana, Surinam, Brezilya, Ekvator, Peru,
Paraguay, Uruguay,
ETK‫ف‬NL‫ف‬K / 2 SAYFA 219
‫ـ‬lkemiz sel ve ta‫؛‬kın haritasını İnceleyerek ta‫؛‬kınların çok olduğu yerleri
belirleyiniz.
Marmara Bِlgesinde ; Meriç Havzas ve ovas, Susurluk havzas, Sakarya Havzas,
Karadeniz Bِlgesinde ; Yenice havzas, Bartn ‫ا‬ay havzas, Sinop ‫ا‬evresi, Bafra Ovas, Ye
il rmak deltas ve iç kesimdeki Kelkit Havas, Amasya, Tokat, ‫ا‬orum ovalar, Tüm doًu
Karadeniz kylar, ‫ا‬oruh havzas,
‫ف‬ç Anadolu’da ; Delice havzas ( Kzlrmak kolu), Yukar Sakarya Ovalar, Yukar
Kzlrmak havzas,
Doًu ve Güneydoًu Anadolu’da ; Frat, Dicle ve kollar üzerindeki alçak ovalarda,
139
Akdeniz Bِlgesinde ; Amik ovas, Seyhan, Ceyhan havzalar ve ‫ا‬ukurova, Gِksu havzas
ve deltas, Antalya Ovas, Gِller yِresindeki çِküntü alanlar ve polyeler,
Ege Bِlgesinde , Gediz, Büyük ve küçük Menderes havzalar ve Bakrçay havzas
ETK‫ف‬NL‫ف‬K SAYFA /220
Banglade‫ ؛‬Sel ver ta‫؛‬kını- 1998 :Bu ülke Himalaya Dağlarının güneyinde çok büyük
nehirler olan Ganj ve Brahmaputra’nın birle‫؛‬erek denize dِküldüğü alanda bulunur. Bu
ülkede muson yağı‫؛‬larının etkisi ile çok sayıda sel olayı olu‫؛‬maktadır.
Bu ülkedeki 1998 ylnda oluan selde 7 milyon ev tahrip oldu. 25 milyon insan evsiz
kald. 2379 kiiِ ldü ve en az bu kadar insan evsiz kald. ‫ـ‬lkenin % 80 i sular altnda kald.
‫ف‬çme sular kirlendi binlerce insan hasta oldu.
Bu selin Ba‫؛‬lıca nedenleri:
1- Muson ikim etkisinde çok yaً alr. Bu sene allmn üstünde yaً ald.
2- Bu ülkenin yukarsnda bulunan Hindistan, Nepal ile birlikte hzl bir orman tahribat
olmutur.
3- Ormanlarn yok edilmesi ile yaًan yaًlar nehirlere ksa sürede kararak takna neden
oldu.
4- ‫ـ‬lkenin geneli çok alçak ve düz bir ülke olup % 80 i ancak alt metre yüksekliktedir.
5- Ani scaklk artlarnn yüksek bِlgelerde oluturduًu kar erimeleri sel olayn daha da
korkunç hale getirdi.
140