İlgili dosyayı indirmek için tıklayın - İletişim Fakültesi
Transkript
İlgili dosyayı indirmek için tıklayın - İletişim Fakültesi
Türk Eğitim Bilimleri Dergisi Bahar 2009, 7(2), 237- BİR HALKLA İLİŞKİLER UYGULAMA ALANI OLARAK SOSYAL MEDYA KULLANIMI: SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME Ferah ONAT ÖZET Halkla ilişkiler uygulamalarında iletişim kanalı olarak kullanılan sosyal medya kanalları, geniş kitlelere ulaşmada önemli bir yer tutmaktadır. Sosyal medya kanalları sivil toplum örgütleri için iki yönlü simetrik iletişim ortamı sunan ideal halkla ilişkiler araçlarıdır. Sivil toplum örgütleri arasında eylemleriyle önemli bir yer tutan global ve ulusal çevre örgütlerinden bazıları özellikle Facebook, Twitter gibi sosyal ağ sitelerini web siteleriyle birlikte bir uyumlu ve bağlantılı olarak kullanmaktadır. Araştırma kapsamında öncelikle sosyal medyada yer alan sivil toplum örgütleri izlenmiş, ardından basında haberi yer en çok yer alan 5 çevre örgütü incelenmiştir. Elde edilen niceliksel ve niteliksel veriler halkla ilişkiler yönünden değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Sivil toplum örgütleri, sosyal medya, halkla ilişkiler SOCIAL MEDIA PRACTICES AS A PUBLIC RELATIONS APPLICATION FIELD: AN ANALYSIS ABOUT NONGOVERNMENTAL ORGANIZATIONS ABSTRACT Social media channels, that are used as communication channels in public relations applications, has an important role to access mass audiences. Nongovernmental organizations, Social media channels are ideal public relations tools which serve as two way symmetrical communication environment for non-governmental organizations. Some of the global and national environmental organizations use social network sites like Facebook and Twitter in coherence and in conjunction with their official web sites. In the research nongovernmental organizations that take part in social media have been primarily observed. Secondly, 5 environmental organizations have been tracked by participative observation technique. The qualitative and quantitative data has been evaluated with public relations perspective. Keywords: Non-governmental organizations, social media, public relations Yrd. Doç. Dr., Yaşar Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü İletişim 2003/18 104 F. Onat GİRİŞ Halkla ilişkiler, bir işletme ile hedef kitle arasında karşılıklı iletişimi, anlayışı oluşturmaya ve sürdürmeye yardımcı olan ayrıcalıklı bir yönetim görevidir (Peltekoğlu, 1998: 2). Sosyal medya kanalları sadece bireyler arası etkileşimde değil aynı zamanda örgütlerin amaçları doğrultusunda mesajların yayılmasında kitle iletişim aracı niteliğine kavuşmuştur. Sosyal medya, mesajların birebir gönderilmesi ve hızlı tepki alabilme, ölçümleyebilme gibi sunduğu olanaklar örgütle hedef kitle arasında Grunig Hunt’ın dört halkla ilişkiler modelinden (Okay ve Okay, 2007: 109) iki yönlü simetrik iletişime modeline uygun iletişim olanakları sunmaktadır. Çağdaş halkla ilişkiler uygulamaları çift yönlü simetrik iletişim modelini ideal model olarak göstermektedir. Sosyal medya ortamları ise örgütlerin hedef kitlelerindeki bireylerle birebir etkileşim içine girebildikleri, çift yönlü iletişim akışının mümkün olduğu, paylaşıma ve katılıma açık iletişim ortamlarıdır. Sosyal medya ortamları halkla ilişkiler taktikleri kapsamında kurumsal iletişim mesajlarını yayabildikleri ve kriz yönetimi, etkinlik yönetimi, kamuoyu oluşturma, paydaşlarla işbirliği gibi uygulama alanlarını destekleyebildikleri en yeni iletişim kanallarıdır. Sosyal medya kanallarının ölçülebilir, izlenebilir olması, hızlı bilgi paylaşımı ve yayımına olanak vermesi halkla ilişkilerde örgüt hedef kitleleriyle iletişimde aranan önemli bir iletişim kanalı özelliğidir. Sivil toplum örgütlerinin (STÖ) iç ve dış hedef kitleleriyle olan halkla ilişkiler uygulamaları arasında geleneksel medya ilişkileri, reklam, toplantılar, eylemler, imza kampanyaları, lobicilik, tabana yönelik faaliyetleri bulunmaktadır. STÖler, toplumun ilgisini çekmek amacıyla geleneksel kitle iletişim kanalları yanında sosyal medya kanallarını iç ve dış hedef kitleleriyle iletişimde kullanmaktadırlar. Sosyal medya sadece sivil toplum örgütlerinin halkla ilişkilerinde değil herhangi bir hukuki yapı altında toplanmamış sivil girişimlerin ve eylemlerin örgütlenmesinde, sosyal olguların tartışılmasında etkin iletişim kanallarıdır. Makalenin birinci bölümünde halkla ilişkiler kavramı, sosyal meda kavramı ve sosyal medyanın halkla ilişkiler amaçlı kullanımına yer verilmiştir. İkinci bölümde sivil toplum örgütlerine ve örgütlerde halkla ilişkiler konusu irdelenmiş, sivil toplum örgütlerinin sosyal medya kullanımıyla ilgili çeşitli araştırmalardan veriler sunulmuştur. Makalenin araştırma bölümünde araştırma evrenini oluşturan sivil toplum örgütleri arasından seçilen 5 çevre örgütünün Facebook ve Twitter’da bir hafta süreyle izlenmesi sonucunda örgütlerin halkla ilişkiler amaçlı iletişim faaliyetlerine ilişkin niceliksel veriler sunulmuştur. Güz 2010, Sayı:31 Bir Halkla İlişkiler Uygulama Alanı Olarak Sosyal Medya Kullanımı: 105 1. Halkla İlişkiler ve Sosyal Medya Halkla ilişkiler, demokratik toplumlara özgü bir kamuoyu oluşturma, güven, onay, rıza veya saygınlık elde etme yöntemi olarak kabul edilmektedir (Biber, 2009). Castells’e göre, bireyler artık küresel ve yerel olarak örülmüş, birbiriyle bağ(ıntı)lı ağ toplumu içinde yaşamaktadır (2005). Sürekli açık, her zaman erişilebilir olan internet sayesinde oluşan ağ, özel yerelleri global ölçekte birbiriren bağlayarak “mekan” kavramını, mesafe ve uzaklık duygusunu değiştirmiştir (Varnelis, 2008: 26). İnternet, halkla ilişkiler adına hemen herşeyi değiştirmiştir. Kuruluşlar sadece kullanışlı olan önemli bilgileri internetle sağlamakla kalmaz aynı zamanda sürekli olarak hedef gruplarla iki yönlü iletişim sağlayan bir ortam sunar (Breakenridge, 2008: 14). Grunig ve Hunt’ın dört halkla ilişkiler modeline göre (Grunig, Hunt, 1984: 6) internetteki iletişim ortamı, sosyal medya olanaklarının gelmesine kadar çift yönlü dengesiz etkinin ortaya çıktığı iki yönlü asimetrik iletişim modelinin geçerli olduğu bir ortamdır. Sosyal medyanın katılım, açıklık, konuşma gibi kullanıcılara sağladığı yer ve zaman kısıtı olmayan olanakları kuruluşlarla hedef grupları arasındaki iletişimi, çift yönlü dengeli etkinin elde edildiği iki yönlü simetrik iletişim ortamı haline getirmiştir. İnternette zaman ve mekan gözetmeksizin kendiliğinden oluşan ağlar, halkla ilişkilerin kamuoyu oluşturma, güven, onay, rıza ve saygınlık elde etme yöntemlerinin etkin, verimli ve ölçülebilir olarak uygulanabildiği iletişim kanalları haline gelmiştir. Cultip ve Center iyi yönlü simetrik terimini şöyle tanımlamışlardır (Grunig, Hunt, 1984: 42): “Halkla ilişkiler bir kuruluşun hedef kitlesine yönelik olarak verilen bilgilerin ve fikirlerin yorumlanması ve iletişimidir. Hedef kitleden kuruluşa yönelik olarak beliren fikir, kanaat ve bilgilerin yorumlanması ve iletişim her ikisini de (kuruluş ve hedef kitlesi) uyumlu hale getirme çabasındadır. Bu tanımda da görüldüğü üzere, vurgulanan nokta devamlı olarak hedef kitlenin görüşlerinin de dikkate alınması ve iki yönlü bir iletişimin kurulmasıyla, bir uyumun sağlanması amacıdır.” Sosyal medya terimi kullanıcıların birbirleriyle bilgi, görüş ve ilgi alanlarını paylaşarak etkileşim kurmaları için olanak sağlayan online araçlar ve web sitelerini içermektedir. Sosyal medya, teknolojiyi, sosyal girişimciliği kelimeler, resimler, videolar ve ses dosyaları ile birleştiren şemsiye bir kavramdır. Sosyal medya ortamları, bloglar, online sohbet, RSS, sosyal ağ siteleri, sosyal imleme, forum, podcast, online sohbet ortamları, e-posta zincirleri, sanal dünyalar, wikiler gibi interaktif, kullanımı kolay, katılıma açık olan internet üzerindeki iletişim ortamlarıdır (www.spannerworks.com/ebooks 5). Sosyal ağ sitelerinin en popüler İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi 106 F. Onat olanları Türkiye’de öncelikle Facebook ve Twitter’dır (www.alexa.com/ topsites/countries/TR). Sosyal ağ sitesi Facebook’un küresel kullanıcı sayısı 509.422.080 iken Türkiye’deki kullanıcıları ise 23.516.140’dır (http://www.checkfacebook.com/). Sosyal ağ sitelerinden Facebook, Türkiye’de en çok tıklanan ikinci internet sitesidir (Ipsos KMG, 2009). Facebook kullanıcıları genellikle gerçek yaşamda karşılığı olan herhangi bir durum karşısında hızla tepki verme eğilimine sahiptirler. (Toprak v.d., 2009: 46). Facebook ortamında oluşturulan bu grupların üyeleri çeşitli konularda kampanyalar düzenlemektedir. (Toprak v.d.,2009:47). Twitter’ın dünyada Haziran 2010 verilerine göre 93 milyon, Türkiye’de 7 milyon civarında kullanıcısı bulunmaktadır. (http://www.comscore.com/...). Twitter kuruluşlar tarafından anlık mesajların izleyicilerine mobil araçlardan bile kolaylıkla iletilmesini sağlamaktadır. Youtube erişimi Türkiye’de uzun süredir yasak olduğu için elde edilecek veriler yeterince sağlıklı değildir. 2. Sivil Toplum Örgütleri ve Halkla İlişkiler Sivil toplum, devlet ve bireyler arasında aracı ve düzenleyici rol oynamaktadır. Bu rol kapsamında kolektif hedefler belirler ve bunlara ulaşmak için devlet kuruluşlarının ve özel firmaların politikalarını etkilemeye çalışır. Türkiye’de STÖ rolünü üstlenen ve tam anlamıyla yerine getiren örgütler, dernek, vakıf, sendika gibi adlar altında ortaya çıkmaktadır. Mesleki örgütlenmelerin, üyeliği zorunlu tuttukları için, STÖ sayılıp sayılmayacağı tartışmalıdır. (Biber, 2006: 32). Vakıf ve dernekler, toplum yararına hizmet veren ve kar amacı gütmeyen birimler olarak tanımlanmıştır. (Ateş ve Erdoğan, 1986: 5 ve http://www.dernekler.gov.tr/...). Küreselleşme süreciyle STÖlerin yeni işlevler üstlendiği, toplumsal değişimin temel ve asli aktörlerinden birisi konumuna geldikleri, farklı yapılanmalarla giderek yaygınlaştığı, gündemin ilk sıralarında yer aldıkları görülmektedir. STÖler, gönüllü yurttaş insiyatiflerinden, farklı motiflerle bir araya gelen sosyal hareketlere, hükümet dışı hareketlerden küreselleşme karşıtlarına, düşünce kuruluşlarından sendikalara ve meslek örgütlerine dek uzanır. (Yıldız, 2005). STÖlerin siyasal işlevleri arasında bulunan kamuoyunu etkileme işlevini, kamuoyu oluşturmak suretiyle karmaşık ve geniş toplumsal yapıda bireylerin taleplerinin dile getirilmesine ve dikkate alınmasına katkı sağlamaktadırlar (Yıldırım, 2004: 84). Çeşitli konular etrafından kamuoyu oluşturmak amacıyla STÖler, geleneksel medya ilişkileri, reklam, toplantılar, eylemler, imza kampanyaları, lobicilik, tabana yönelik faaliyetleri gibi halkla ilişkiler yöntemlerini Güz 2010, Sayı:31 Bir Halkla İlişkiler Uygulama Alanı Olarak Sosyal Medya Kullanımı: 107 kullanmaktadırlar. STÖlerin başarısında medya desteğinin büyük bir önemi bulunmaktadır. Bazen en mükemmel çalışmalar medyanın ilgisini çekmediği için kamuoyuna yansımamakta, bazen de bireysel ilişkiler devreye girmektedir. Çalışmalar medyada olumsuz imajla veya abartılı verilebilmekte ya da görmezlikten gelinebilmektedir (Ataseven, 1997: 32). STÖler, halkla ilişkiler çalışmalarını planlarken, toplumdaki kendilerine yönelik ilgi eksikliğinin nedenlerini araştırmalı ve ilgisizliği ilgiye dönüştürecek çözüm yollarını bu planlara dahil etmelidirler (Biber, 2006: 50). STÖlerin halkla ilişkiler sorunları ise STÖlere ilişkin olumsuz algılamalar, sivil örgütlenmenin önündeki yasal engeller, STÖlerin çalışmalarına toplumun ve medyanın ilgisizliği, örgütsel amaçların belirsizliği, genel yönetsel politikaların belirsizliği, örgüt içi iletişim kanallarının yetersizliği, yönetsel katılım olanaklarının yetersizliği olarak sıralanmaktadır (Biber, 2006). Sosyal medya kanallarının getirdiği teknolojik olanaklar halkla ilişkiler ve örgüt içi iletişimle ilgili söz konusu engellerin ve kısıtların bir kısmını ortadan kaldırabilme özelliğine sahiptir. 2. 1. STÖlerin Halkla İlişkiler Amaçlı Sosyal Medya Kullanımları Sosyal medyanın getirdiği iletişim olanakları STÖlerin ulaşmakta zorlandıkları hedef kitlelere ulaşmalarını, kolay eyleme geçebilmelerini, mesajlarını yayabilmelerini sağlamıştır. STÖlerin hedef kitleleri (Ciğerdelen, 2005): İç hedef kitle: Profesyoneller, Gönüllüler, Uzmanlar, Danışmanlar, Dış hedef kitle: Ulaşmak istediği birey ve gruplar, sponsor olabilecek birey, kurum ve kuruluşlar, hükümet, siyasi kişiler, yerel yöneticiler, hayırseverler, diğer ulusal ve uluslararası STÖ’ler, potansiyel gönüllüler, potansiyel üyeler, ulusal ve yerel medyadan oluşmaktadır. STÖlerin hedef kitlelerini günümüzün iletişim ortamında paydaşları olarak adlandırmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır, çünkü STÖler ancak onu bir araya getiren insanlarla var olan onların motivasyonu ve birlikteliğiyle üretebilen örgütlerdir. STÖlerin halkla ilişkilerde başarı sağlamaları için gereken faktörler (Lattimore, vd. 2008): Hedefe odaklanma, bir araya getirecek dış halkla ilişkiler, yönetimdeki üyelerin aktif katılımı, basit mesajlardır. STÖler, medyanın ilgisizliğiyle mücadele etmek amacıyla sosyal ağ sitelerinde profil oluşturulmakta ve medya mensuplarıyla doğrudan iletişime geçilebilmektedir. Örgüt içi iletişimi hızlı ve katılıma açık olarak sağlanmasında yine sosyal medya araçları etkili olabilmektedir. Yine ağ sitelerinde ve interaktif web sitelerinde üyeler birbirleriyle iletişime geçebilmekte, görüş ve önerilerini İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi 108 F. Onat paylaşabilmekte ayrıca sivil toplum örgütünün mesajlarını hızlı bir şekilde kendi sosyal ağlarına yayabilmektedirler. STÖler, halkla ilişkilerde sosyal medyayı etkinliklerin duyurulması, çağrı yapılması, etkinlik gelişiminin aktarılması, çağrı yapılması, imza kampanyaları, STÖ’yü ilgilendiren konular etrafında kamuoyu oluşturulması amacıyla kullanmaktadır. Sosyal medya ortamlarından sosyal paylaşım ağları, kişisel iletişimleri sürdürmenin mekanı olmanın ötesinde, “internetin yeni bir kamusal alan olma özelliğini de yansıtmaktadır” (Rheingold, 1993). Kamusal alan özelliği taşıyan sivil toplum örgütleri de sosyal medya ortamlarını kullanarak savundukları konuların tartışılmasını, mesajlarının yayılmasını, üyelerinin ve destekçilerinin harekete geçirilmesini sağlamaktadır. Barnes ve Mattson tarafından yapılan 2007 ve 2008 yılında yapılan araştırmada ABD’de bulunan Fortune Dergisinin belirlediği 200 yardım kuruluşunun sosyal medya kullanımları ve sosyal medyaya bakışlarıının incelendiği araştırmada yardım kuruluşlarının %80’nin sosyal medyanın önemine inandıkları ortaya çıkmıştır (http://www.umassd.edu/cmr/). 2009 yılında yapılan Kar Amacı Gütmeyen Sektörde Sosyal Medya isimli anket çalışmasında ise 200 kuruluş yöneticisinin neredeyse tamamı sosyal medyayı denediklerini ifade etmişlerdir (www.webershandwick.com/resources/...) ancak örgütlerin %51’i aktif sosyal medya kullancısı olduğunu belirtmiş, %70’i sosyal medyada dış hedef kitlelerle iletişim kurarken, %42’si bağışçılarla, %41’i medya ile, %30’u yasa yapıcılarla iletişim kurduklarını ifade etmişlerdir. Şubat 2009 tarihli Küresel Eylemcilik ve Yeni Medya isimli bir ülkeler arası yapılan araştırmada yeni medyanın kullanım işlevlerini örgütün imajını duyurmak, bağış kaynaklarını arttırmak, gazetecilere bilgi akışı sağlamak, halkla etkileşim içine girmek, diğer STÖlerle bağlantı kurmak olarak sıralanmaktadır (Seo, Kim, Yang, 2009). Araştırma sonuçlarında dezavantaj olarak güvenilirlik, mesaj kontrolü, online olan kitlelerin genişliği görülmektedir. Araştırmada öyküleri kitle iletişim araçlarına koymayı hala çok önemli bulduklarınıçünkü hedef kitlelerinin yeni medya programlarını hala güvenilir bulmadıklarını ifade etmişlerdir. Sosyal medyaya ve bloglara yazılanların kolaylıkla değiştirilip başkaları tarafından kötüye kullanılacağıyla ilgili endişeleri bulunduklarını belirtmektedirler. Bu endişeler, bazı sivil toplum kuruluşlarının yeni medya tabanlı halkla ilişkiler eylemlerine hala neden dahil olmadıklarını göstermektedirSTÖlerin internet kanalıyla kurdukları iletişimin ve düzenledikleri eylemlerin internet dışındaki ortamda destek aldığını örgüte hizmet eden; uzun süre kalan gönüllülerin, bağışçıların, tekrar bağışçıların, yeni bağışçıların gönüllü sayısında artış, konferans ve atölye çalışmalarına; gelir getiren giriş ücretli etkinliklere katılanlarda artış, Güz 2010, Sayı:31 Bir Halkla İlişkiler Uygulama Alanı Olarak Sosyal Medya Kullanımı: 109 ürünlerin ve yayınların daha çok satın alınması veya yüklenmesi, örgütün çalışmalarıyla ilgili olarak hazırlanan yayınlarda, tekliflerde kullanılacak anketleri yanıtlayanların sayısında artış, daha fazla geri bildirim, hedef gruplardan gelen daha fazla destek, örgütün etkisinin daha iyi algılanır olması, toplumda örgütün savunduğu konulara karşı artan duyarlılık ölçülerek görülebilir (Cravens, 2010). Ancak STÖler, özellikle halkla ilişkiler uygulamalarında ortaya çıkan duyurum eksikliğini mesajlarını istedikleri gibi kurgulayıp aktarabildikleri sosyal medya ortamlarını kullanarak giderebilmektedir. Sadece duyuruma destek olması ve örgütle ilgilenen kişilerle iletişim için olanaklar sunması yönünden bile sosyal medya ortamları STÖlerle ilgili medyanın ve toplumun ilgisizliği gibi engellerin aşılması için bugüne kadar elde edilmemiş olanaklar sunmaktadır. STÖler arasında geleneksel kitle iletişim kanallarını ve sosyal medya ortamlarını en etkin kullanan örgütler arasında çevre örgütleri bulunmaktadır. Küresel ısınmanın etkilerinin gün geçtikçe daha yoğun hissedilmesiyle çevrecilik hareketi çok geniş kitlelere yayılmıştır. Bugün ulusal ve yerel ölçekte binlerce STÖ tarafından doğal kaynakların, canlıların korunması için mücadeleler toplumların duyarlılığının gittikçe artmasıyla birlikte genişleyerek sürmektedir. Son yıllarda tabana yayılan, yerel halkın tepkilerinin de eklendiği çevre hareketleri, sosyal medyanın sunduğu olanaklarla daha hızlı ve etkili olarak örgütlenmektedir. Örneğin yapılan çağrılarla belli bir yerde toplanma, ağaç dikme, çevre temizliği, imza kampanyaları, protestolar gibi eylemler kısa sürede örgütlenebilmektedir. Hukuki yapılanmaların yanında farklı örgütlerce bir konu çevresinde biraraya gelerek ortak platformlar oluşturmak ta mümkündür. Bunlara örnek olarak Türkiye Su Meclisi (www.turkiyesumeclisi.net/) gibi girişimler verilebilir. Yapılan araştırmanın örneklemini oluşturan çevre örgütleri sosyal medyanın halkla ilişkiler amaçlı kullanımı için örnek olacak uygulamalar geliştirmişlerdir. 3. Sosyal Medya Kullanımında STÖler Üzerine Bir İnceleme Halkla ilişkiler amaçlı olarak sosyal medyanın kullanılmasına ilişkin yapılan araştırmada sivil toplum örgütlerinin internet ve sosyal medyadaki halkla ilişkiler uygulamaları ele alınmıştır. Sosyal medya uygulamalarının incelemesinde internet etnografisi yöntemi uygulanmıştır. Etnografi kelimesi, Yunanca’da etnos (halk) ve graphia (yazma) kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Machin’e göre (2002) etnografi gözlemlenen birey ya da grupların gözünden onların dünyasını anlama, anlamlandırma faaliyetidir. İletişim alanında etnografik araştırmalar 1970lerde yeni İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi 110 F. Onat izleyici araştırmaları arasında sunulmuştur (Park, 2004). İnternet teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla internetin anlaşılması ve analiz edilmesinde etnografi yönetimi online içerik analizi, elektronik anket gibi yöntemlerin eksikliklerini tamamlamış, kullanıcıların uygulamlarını ve günlük yaşamlarını anlamayı sağlamıştır. İnternetteki araştırmalar, sosyal bir oluşuma uzun süreli dahil olunarak yapılmakta, formal ve informal görüşmeler, siber kafelerde insanları izlemek ve onlarla chat yapmak, uzun süreli arkadaşlıklara dahil olmak, resmi olmayan karşılaşmalar ve izlenen kişilere soru formu yöneltmek yöntemler arasında bulunmaktadır. Hine (2000), Sanal Etnografi isimli kitabında etnografik araştırma için online ve offline yaklaşımların birleştirilmesini önermektedir. İnternet etnografisi yöntemiyle yapılan araştırmalar arasında Bainbridge’ın (2000) gözlem etnografisi ve haberli etnografiyi birlikte kullandığı “İnternette dinsel etnografi” isimli çalışması; Sunden’ın katılımcı gözlem yöntemini kullanıp, web topluluklarıyla tartışmalara katıldığı “Siberbedenler: Dijital bireysel-temsillerde cinsiyeti yazmak” isimli çalışmaları, Altunay’ın (2010) “Gündelik Yaşam ve Sosyal Paylaşım Ağları” isimli makalesi örnek olarak verilebilir (Park, 2004). Halkla ilişkiler uygulama alanı olarak sosyal medya kullanımının STÖler üzerinde incelenmesi amacıyla yapılan araştırmaya temel olması için araştırma evrenini oluşturan STÖlerden Google arama motorunda arama yapıldığında çıkan ilk 10 dernek ve 10 vakıf seçilmiştir. 20 örgütün Facebook ve Twitter’daki aktif sayfaları 3 Mart- 3 Eylül 2010 tarihleri arasında altı ay süreyle gözlenmiştir. Örgütlerin Facebook sayfalarına üye olunmuş, sayfa üyeleriyle paylaştıkları haberler, linkler ve mesajlar izlenmiştir. Araştırma amacıyla 20 STÖ arasından Ajans Press verilerine dayanarak seçilen 5 çevre örgütü yargısal örneklem olarak belirlenmiştir. En çok haber olan Sivil Toplum Örgütleri Ajans Press tarafından yapılan 1 Ocak-31 Mayıs 2010 tarihleri arasındaki analize göre 1099 haberle TEMA Vakfı’dır. Doğal Hayatı Koruma Vakfı 622, Greenpeace 471, Doğa Derneği241 ve Çekül 223 adet haberle, TEMA’yı izlemektedir. (Terzi, 2010). İnternet araştırmalarında etnografinin kullanılmasına uygun olarak gözlem ve izleme tekniklerinden katılımcı gözlem ve görüşme teknikleri araştırma amaçlı olarak kullanılmıştır. Ajans Press verilerinde yer yanında STÖlerdeki halkla ilişkiler uygulamalarının bizzat içinde olan kurumsal iletişim yetkililerine açık uçlu sorularak sosyal medyanın iş süreçlerine getirdiği faydalar hakkında bilgi edinilmiştir. Araştırma kapsamında 5 sivil toplum örgütünün Facebook sayfalarına üye olunmuş, örgütler araştırmadan haberdar edilmiş, sadece iki örgütün kurumsal iletişimden sorumlu üyesiyle bağlantıya geçilebilmiş, kendilerine araştırmayla ilgili Güz 2010, Sayı:31 Bir Halkla İlişkiler Uygulama Alanı Olarak Sosyal Medya Kullanımı: 111 sorular yöneltilmiştir. Araştıma amacıyla 17-23 Ağustos 2010 tarihleri arasında, 7 gün süreyle üye artışı, paylaşılan linkler, duvar yazıları ve üyelerin beğenileri ve linklere gelen yorumlar gözlenmiş, sayısal veriler gün gün not edilmiştir. Ayrıca araştırmanın yargısal örnekleminde bulunan çevre örgütlerinin yönetici konumundaki bazı üyeleriyle de “arkadaş” olunmuş, onların paylaşımları gözlenmiştir. Araştırma kapsamındaki katılımcı gözlemde Facebook ve Twitter sayfalarındaki akışa müdahale edecek herhangi bir uygulamadan kaçınılmıştır. Etnografik araştırma kapsamında yapılan katılımcı gözlemde Facebook ve Twitter sayfaları izlenerek gün gün alınan notlar alınmış, sanal ortamdaki iletişim mesajları ve mesajlara gelen tepkiler gözlenmiştir. Bu gözlemin yanında 5 örgütün ulaşılabilen 2 kurumsal iletişim görevlisiyle görüşülerek açık uçlu bir soru yöneltilmiştir: Araştırma sonucunda örgütlerin yazılı basında yer alma çabalarına paralel sosyal medyada da yer alıp almadıkları sorgulanmıştır. Araştırmada elde edilen veriler, halkla ilişkiler uygulamaları arasında bulunan kurumsal iletişim, hedef kitlelerle iletişim ve medya ilişkileri yönünden yorumlanmıştır. 3.1. Araştırma Makaledeki araştırma amacıyla seçilmiş yargısal örneklemi oluşturan 5 STÖ ve örgütlerin sosyal medya kullanımı aşağıda sunulmuştur. örgütlerden ikisinin kurumsal iletişim sorumlularıyla yapılan görüşmeler de aşağıda sıralanmıştır. 1. TEMA: 11 Eylül 1992 tarihinde, Karaca Arboretum'un kurucusu, BM Çevre Ödülü sahibi Hayrettin Karaca ve Tekfen Holding kurucu ortaklarından, Türk-B.D.T. İş Konseyleri Başkanı Nihat Gökyiğit tarafından kurulmuştur. TEMA'nın hedefi topluma toprak erozyonunun nedenlerini, vahim sonuçlarını ve ülkemizin çöl olma tehlikesini anlatmaktır. Tema’nın web sitesindeki linklerde eposta aboneliği, gönüllü olmak için link bulunmaktadır (www.tema.org.tr). Sayfada çeşitli etkinlikler, televizyon programlarının duyuruları, çevreyle ilgili güncel olaylara ait yorumlar ve tartışmalar bulunmaktadır. 2. WWF- Türkiye: WWF, dünyada 100’den fazla ülkede çalışmalar yürüten uluslararası bir doğa koruma kuruluşudur. WWF, küresel ölçekte bir değişim yaratmaya, yeryüzünün en değerli yaşam alanlarını ve canlı türlerini korumayı hedeflemektedir. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) 1996 yılında Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin öncülüğünde kurulmuş, 2001 yılında ise WWF’nin Türkiye ulusal kuruluşu olarak WWF-Türkiye ünvanını almıştır. WWF-Türkiye İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi 112 F. Onat çalışmalarını bağışlar ve kurumsal sponsorluklar ile yürüten kâr amacı gütmeyen bağımsız bir vakıftır (http://www.wwf.org.tr/page.php?ID=27). Vakfın web sayfasında her ülkeye ait sayfaların linkleri bulunmaktadır. Çeşitli eylemlerini sosyal medya desteğiyle oluşturan ve destek kazanan vakıf, sosyal medya kanallarını kullanarak viral etki yaratabilmektedir. 3. Greenpeace Akdeniz: Greenpeace Avrupa, Amerika, Asya ve Pasifik'te 40 ülkedeki varlığıyla kar amacı gütmeyen bir çevre kuruluşudur. 1971'den beri dünyanın dört bir yanında çevre katliamlarına karşı mücadele veren Greenpeace, çalışmalarını bağımsız olarak sürdürmek için devletlerden, şirketlerden ya da siyasi partilerden bağış ve sponsorluk kabul etmez; tüm çalışmalarının kaynağını sadece bireylerden aldığı maddi ve manevi destek oluşturur. Greenpeace, gezegeni yaşanmaz hale getiren çevre suçlarına şiddet içermeyen doğrudan eylemlerle tanıklık eder ve bunları basın aracılığıyla gündeme getirir (http://www.greenpeace.org/turkey /about). Küresel anlamda en aktif çevre örgütlerinden biri olan Greenpeace, sosyal medyayı en aktif kullanan örgütlerin neredeyse başında gelmektedir. Greenpeace’in Facebook’ta 39 ülkeden 1 milyon kadar üyesi bulunmaktadır ve üye sayısı her geçen gün artmaktadır. Greenpeace International’ın genel sayfasının üyesi 458.715 iken 24 saat içinde üye sayısı 459.567 olmuştur (www.facebook.com, 23-24/4/2010). 19 Ağustos 2010 tarihinde bakıldığında ise 589.943 rakamına ulaşıldığı gözlenmiştir. Greenpeace, Endonezya’daki ormanlardaki ağaçları keserek elde edilen palmiye yağlarını satın alması nedeniyle bir başlattığı kampanya kapsamındnaki video ilk otuz saatte 180 bin kişi tarafından izlenmiştir.. (http://www.greenpeace.org/turkey /campaigns/enerji/kit-kat). 17 Ağustos 2010 tarihi itibariyle videoyu 1.000.000 kişi izlemiştir ve bu sayı artmaya devam etmektedir (http://www.greenpeace.org/ turkey/news/nestle-...). Kit Kat paradosi örneği sivil toplum örgütlerinin sosyal medyayla kuruluşları krize sürükleyebileceğini gösteren çarpıcı bir örnek olmuştur. Meksika Körfezine dökülen BP firmasının petrol tankerlerini protesto için yaptıkları Yeniden Markalama viral kampanyaları, nükleer enerji yatırımlarını protestoları ve çevreyle ilgili güncel pek çok konuyu sosyal medyada paylaşmaktadır. Greenpeace aynı zamanda iletişim faaliyetleriyle ilgili Facebook kullanıcılarına görüşlerini sormakta ve onlardan duyurum anlamında görüş ve öneri almaktadır. 4. Doğa Derneği: 2002 yılından beri faaliyet gösteren dernek Türkiye’nin doğasının sorunları için yapıcı ve yerinde çözümler getirmeyi ilke edinmiştir. Çalışanlar, yerel temsilciler, üyeler, gönüllülerle ve kırk binin üzerindeki destekçisi, 16 farklı ilde yerel projeleri bulunmaktadır (www.dogadernegi.org/ hakkimizda.aspx). Doğa Derneği genelde Greenpeace’in uyguladığı iletişim Güz 2010, Sayı:31 Bir Halkla İlişkiler Uygulama Alanı Olarak Sosyal Medya Kullanımı: 113 tekniklerini izlemektedir. Son aylarda Hasankeyf’in sular altında kalması gibi konularda sürekli görüşlerini yayınlamakta ve doğa dostlarını duyarlılığa ve eyleme davet etmektedir. Köşe yazarlarından ve sanatçılardan yoğun bir şekilde destek alan Doğa Derneği, Hasankeyf’in baraj yapılmasına finansman desteği sağlayan bankalar için bankaların reklam filmlerini tekrar çekmiş ve sanal ortamda yaymıştır. 5. ÇEKÜL Vakfı: (Çevre ve Kültür Varlıklarını Koruma Vakfı) Türkiye’nin doğal ve kültürel mirasını korumak amacıyla 1990 yılında vakıf statüsünde kurulmuş, bir sivil toplum kuruluşudur. Doğal kaynakları, kültürel mirası ve insanı bir bütün olarak ele alan ÇEKÜL, doğal ve kültürel çevreyi korumak için kenthavza-bölge-ülke ölçeğinde projeler geliştirmektedir. ÇEKÜL'ün korumadeğerlendirme-yaşatma amaçlı projelerinin hayata geçirilebilmesi ve sonuç alınabilmesi için benimsenen strateji kamu-yerel-sivil-özel birlikteliğine öncelik verilmesidir.(www.cekulvakfi.org.tr/icerik/...). Çekül’ün sosyal medya uygulamaları, şu anda pek aktif olmayan bir blogla başlamıştır. Çekül’ün Twitter sayfası yoktur ancak her geçen gün izleyici sayısı artan Facebook sayfalarında yürütülen projeler paylaşılmakta ve izleyiciler tarafından destekleyici yorumlar alınmaktadır. Araştırma amacıyla katılımcı gözleme desteklemesi için kurumsal iletişim sorumlularına e-posta aracılığıyla yöneltilen soru: “Sosyal medya ortamları gönüllü ve üye sayınızın artmasına, halka daha kolay ulaşmanıza, üyeler arasındaki iletişimin daha verimli hale gelmesine, örgütün katılımcı kararlar almasına, basın mensuplarıyla iletişim kurmanıza, daha fazla bağış toplamaya, etkinlikleri daha iyi organize etmenize katkıda bulunuyor mu?” şeklindedir. Soruya verilen cevaplar aşağıda sunulmuştur. Doğa Derneği kurumsal iletişim sorumlusu Yücel Sönmez sosyal medya kullanımıyla ilgili olarak şunları söylemiştir: “Facebook, twitter ve diğer sosyal medya araçları Doğa Derneği'nin çok farklı kesimlerden çok farklı profillere ulaşmasını sağladı. Bizim hedefimiz savunduğumuz konuların ilgi odakları açısından daha geniç bir tabanı kapsaması gerekiyordu. Örneğin HES (hidro elektrik santralleri) mücadelesini yürüten insanlar daha çok köyde yaşayan insanlardı. Biz de bu bilgi ve veriler ışığında derneğin iletişim stratejisini önemli ölçüde revize ettik. Yaygın medya ile ilgili stratejimize ek olarak, sosyal medya araçlarını, yerel medyayı ve basılı afiş, katalog, el ilanı konusunda yoğun bir yeniden yapılanma süreci yaşadık. Bütün bu çalışmalar hem bizim daha etkili iletişim çalışmaları yapmamıza neden oldu hem de destekçi sayımızı hem de üye sayısını ve az da olsa bağışçıları artırdı Ancak bizi görüp tanıyan kişi ve kurumlar İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi 114 F. Onat bağış ve üyelikte hala mesafeli durmaktadır”. Görüldüğü üzere Doğa Derneği iletişim kurmak istediği hedef kitleyle iletişim kurabilmiş, üye sayısı artımıştır. Ancak sanal ortamda destek verenlerin oranıyla gerçek yaşamda destek verenlerin oranı paralel gitmemekte, bağış ve eylemlere katılımda örgüt yetkilileri bekledikleri ilgiyi görmekte zorlanmaktadır. Çekül’de kurumsal iletişimden sorumlu Şirin Sıngın Yılmaz, sosyal medyada vakfın yer almasıyla ilgili olarak şunları söylemiştir: “Önce sivil toplum örgütlerinin Facebook’ta nasıl yer aldıklarını, nasıl kullandıklarını inceledik. Önce Facebook için bir yazım dili geliştirmenin pratiklerini yaptık. Ardından bin kadar üyeye ulaşınca “hayran” sayfası hazırladık ve gruptaki üyelerimizi oraya davet ettik. Hergün en az bir haber paylaşmaya çalışıyoruz. Hedefimiz farkındalık, algılama, davranış ve düşünce değişikliği yaratmak. Facebook üzerinden gönüllü katılımı arttırma amacımız yok. Facebook’a bir haber koyduğumuzda anında tepkisini alabiliyoruz. ÇEKÜL gönüllülerinin düşüncelerini sıcağı sıcağına görebiliyoruz. Sayfamıza koyduğumuz notlarımızı beğenenler, beğenmeyenler, o nota yorum yazanlar arasında bir iletişim oluyor. Ayrıca vakıf maillerine gelen paylaşımlar da artıyor. Bu ortamda yer alarak gençlerin ilgisini çekmeye çalışıyoruz. Facebook sayfamız yerel basın mensupları tarafından da izleniyor, yerel basına ulaşmamızda önemli bir iletişim kanalı.” Çekül yetkilisinin verdiği bilgilere göre gençlerin örgüte ilgi göstermesini sağlamış, özellikle Facebook, örgütle örgüt gönüllüleri ve takipçileri arasında iletişim ortamı yaratmıştır. Yerel medya mensuplarıyla iletişimi kolaylaştırmıştır. Araştırma kapsamında 5 örgütün Facebook ve Twitter sayfaları incelenmiştir. STÖlerin aşağıdakiler dışında çeşitli amaçlı profilleri de vardır ancak sadece halkla çift yönlü iletişim kurmak için açılmış profiller incelenmiştir. STÖlerin sosyal ağ sitelerinden Facebook ve Twitter’daki sayfalarından katılımcı gözlem yöntemiyle elde edilen veriler aşağıdadır. STÖ TEMA WWF TÜRKİYE Güz 2010, Sayı:31 Mesajın Tarihi Yorum Beğeni 17/8/2010 17/8/2010 19/8/2010 20/8/2010 19/8/2010 23/8/2010 17/10/2010 18/10/2010 21/8/2010 23/8/2010 1 27 12 7 6 20 5 10 4 42 44 İzleyici Sayısında Bir Haftalık Artış ve Yüzdesi 4989-5184 / %3.9 16100-16720/ %3.85 115 Bir Halkla İlişkiler Uygulama Alanı Olarak Sosyal Medya Kullanımı: GREENPEACE AKDENİZ DOĞA DERNEĞİ ÇEKÜL 16/8/2010 50 496 18/8/2010 17/8/2010 19/8/2010 20/8/2010 18/8/2010 18/8/2010 20/8/2010 20/8/2010 20/8/2010 47 39 31 53 7 11 368 272 2800 284 33 44 12 30 34 20/8/2010 17/8/2010 18/8/2010 18/8/2010 19/8/2010 19/8/2010 20/8/2010 23/8/2010 4 5 3 1 2 61 14 17 12 4 9 7 14 175.991-178.104 / %1.2 16453-16636/ %1.1 2322-2388 / %2.8 Tablo 1: 17-24 Ağustos 2010 tarihleri arasında Facebook’ta yapılan gözlem. Kaynak:http://www.facebook.com/home.php?#!/pages/TEMA-Vakfi/112863912086073?ref=ts http://www.facebook.com/wwfturkiye http://www.facebook.com/#!/Greenpeace.Akdeniz.Turkiye?ref=ts http://www.facebook.com/?ref=hp#!/pages/Doga-Dernegi/95369986590?ref=ts http://www.facebook.com/pages/CEKUL/272896409099?ref=mf&v=wall Tablo 1’deki verilere bakıldığında STÖler, hafta tatili günleri dışında hemen her gün Facebook’ta bir mesaj yayınlamaktadırlar. Facebook’un ağ güncesi (blog) hizmeti veren “Notlar” uygulaması içinnde yayınladıkları notlara yorum ve “beğen”i alan en çok Greenpeace Akdeniz ve Doğa Derneği’dir. Her iki örgüt te etkinliklerinin ve haberlerinin yanında güncel çevre olaylarını da izleyicileriyle paylaşmakta, gündemi yakaladıkları için izleyicileriyle daha sık iletişim kurmaktadır. Facebook’ta araştırmaya konu olan örgütlerin hemen hepsinin sayfalarının üye sayısında artış gözlenmiştir. Örgütlerin Twitter kullanımına bakıldığında ise genelde Facebook uygulamalarıyla eşgüdümlü olduğu gözlenmiştir. Facebook, Twitter, Friendfeed, blog gibi sosyal medya kanallarında aynı anda aynı iletiyi paylaşarak çok sayıda kullanıcıya ulaşabilmek mümkün olduğu için STÖler, birden çok kanalı iletişim amaçlı kullanmaktadır. Basında en çok haberle yer alan ilk İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi 116 F. Onat 5 STÖ’den 3 örgütün Twitter hesabı bulunmaktadır. Üç örgütten Twitter’ı en çok kullanan Greenpeace Akdeniz’in 24 Ağustos 2010 tarihine kadar gönderdiği mesajlarının toplamı 682’dir ve 9036 izleyicisi bulunmaktadır. WWF-Türkiye (1659 izleyici, 320 mesaj), Doğa Derneği (380 izleyici, 278 mesaj) Greenpeace’i izlemektedir. Twitter’da paylaşılan mesajlar örgütlerin web sayfalarına, gazetelerde çıkan haberlere ve Facebook sayfasına verilen linkler ve linklerin haber başlıklarıdır (www.twitter.com, Erişim 24/8/2010). Paylaşılan linkler ve yazılar aynı gün çok kişi tarafından beğenilmekte ve linklere yorum yapılmaktadır. Daha sonraki günlerde gelen beğeniler ve yorumların sayısı ise oldukça azdır. Vakıf ve derneklere üye olanların profillerinde üye oldukları örgüte ait linkleri paylaştıkları, yorumlar yaptıkları, bazılarının ise profil resmi olarak kendi resimleri yerine örgütün savunduğu faaliyetlerin görsel imgelerini koymuşlardır. STÖlerin hepsinin Youtube’daki videolarının ve az sayıda en yeni tarihli olanının 9 ay önceye aittir. Dailymotion, Videogoogle gibi diğer video paylaşım sitelerindeki videoların sayısı sınırlıdır, bu nedenle video paylaşım sitelerinin sosyal ağ siteleri kadar aktif olarak kullanıldığı söylenemez. 3.2. Araştırma Bulgularının Halkla İlişkiler Yönünden Değerlendirilmesi Sivil toplum örgütlerinin sosyal medyayı aşağıda sıralanan halkla ilişkiler uygulamalarında iletişim kanalı olarak kullandıkları gözlenmiştir. 1. Kurumsal iletişim: Araştırmaya konu olan STÖlerde halkla ilişkiler uygulamaları bu işe kendisini adamış ya da profesyonel olarak hizmet veren kişiler tarafından yapılmaktadır. Her örgütün de mutlaka bir “halkla ilişkiler sorumlusu” veya “kurumsal iletişim yöneticisi” bulunmaktadır. Bu kişiler aynı zamanda sosyal medya uygulamalarının da sorumlusudur. Araştırma kapsamında sosyal medya uygulamalarının 5 STÖ de kendi web siteleriyle uyumlu ve eş zamanlı olduğu, kurumsal kimliğin unsurlarının (logo gibi görsel malzemeler, vizyon, misyon vd.) ve genel hedeflerin dışına çıkılmadığı gözlenmiştir. Yurtdışı merkezli Greenpeace Akdeniz ve WWF isimli çevre örgütlerinin web sitelerinin ve sosyal medya sayfalarının merkezle uyumludur. STÖlerin web sayfalarında Facebook ve bağlantıları olması dahilinde Twitter, Flickr, Mynet, Tell linkleri bulunmaktadır. Paylaşılan linkler ve duvar yazılarıyla web sitelerinde yapılan duyurular aynı mesaj içeriğini taşımaktadır. Mesajların üç mecrada da yayınlanma tarihleri eş zamanlıdır. 2. Hedef kitlelerle iletişim: Araştırmadaki 5 çevre örgütünün de web siteleri hem profesyonel olarak hazırlanmış hem de ziyaretçileri derneğe üye olmaya, Güz 2010, Sayı:31 Bir Halkla İlişkiler Uygulama Alanı Olarak Sosyal Medya Kullanımı: 117 derneğin faaliyetlerine katılmaya teşvik edici mesajlar içermektedir. Ayrıca bütün örgütlerin web sitelerinin ana sayfalarındaki düzenlemeler, ziyaretçinin kolaylıkla dernek yetkilileriyle iletişim kurabilmesini sağlayacak şekilde yapılmıştır. STÖ olarak değerlendirildiğinde araştırmanın örneklemindeki bütün örgütlerin sosyal medyaya ve paydaş iletişimine birçok özel işletmenin göstermediği duyarlılığı gösterdiği gözlenmiştir. STÖlerin web sayfalarında RSS, e-bülten, iletişim kutusu, imza kampanyalarına online katılım, online bağış, sık güncellenme gibi web sayfalarının iletişim kalitesini üst seviyede tutan uygulamalar gözlenmiştir. Çabalarının sonucu olarak STÖlerin üye sayıları hergün artmakta ve iç ve dış hedef gruplarla karşılıklı iletişim içinde olunmaktadır. 3. Medya ilişkileri: STÖler, sosyal medya ortamlarını geleneksel kitle iletişim kanalları gibi haber akışı sağlamak amaçlı kullanmaktadırlar. STÖler, web sayfalarında verdikleri ve gazete, dergi, radyo ve televizyon gibi geleneksel kitle iletişim kanallarına gönderikleri basın bültenlerini ve fotoğrafları Facebook ve Twitter’da paylaşmaktadırlar. Sosyal medya ortamlarında paylaşılanlar genellikle çevreyle ilgili haberler ve örgüt faaliyetleridir. STÖler, sosyal medya kanallarını aynı zamanda basın mensuplarıyla iletişim amaçlı da kullanmaktadır. İzlenen örgütlerin sayfalarının takipçileri arasında yerel ve ulusal gazeteciler bulunmaktadır. Örgütler aynı zamanda televziyon ya da gazetede çıkan haberleri, köşe yazılarını da haber kaynağına linkler vererek en az iki günde bir paylaşım yapılmaktadır. Mesajlara gelen yorum ve beğenilme sayısıyla gruba üye sayısı arasında pozitif korelasyon bulunmaktadır. Mesajlar, Facebook’ta “Notlar” uygulaması altında verilmektedir. Notlardaki mesajlara biçimsel olarak bakıldığında 3-7 kelime arasında başlık kullanıldığı, en az 1 fotoğraf verildiği, haberin ters piramit formatında, 2 ila 4 satırlık ilk paragrafta 5N 1K sorularına cevap verilmektedir. Yazılan metinlerin 3-7 paragrafla sınırlığı kaldığı ve gazete haberine göre daha kısa cümleler kullanıldığı, özetle yalın bir anlatımın benimsendiği gözlenmiştir. Paylaşılan linklere gelen yorumlar genellikle mesajları destekleyici niteliktedir. Yorumlardan daha çok “beğen”ilerin olması bunun bir göstergesidir. SONUÇ Halkla ilişkilerde uygulama alanı olarak sosyal medya kullanımı: örgüt haberlerini duyurma, çeşitli konular üzerinde görüş bildirme ve kamuoyu yaratma, web sitesine yönlendirme, kriz dönemlerinde halkla birebir iletişim kurma, yeni üye kazanma, görünülürlük elde etme, diğer sivil toplum örgütleriyle iletişim ağı kurma, İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi 118 F. Onat imza, eylem veya yardım amaçlı kampanyalara destek sağlama olarak sıralanabilir. Araştırma kapsamında örneklem olarak seçilen 5 çevre örgütü geleneksel kitle iletişim kanallarında yer almakta gösterdiği çabayı sosyal medya kanallarından Facebook ve Twitter’daki uygulamalarında da gösterdikleri gözlenmiştir. Örgütlerin hemen her gün bir mesaj, not paylaşmaları, sayfa üyelerini eylemlere katılmaya çağırmaları, imza kampanyalarına yapılan davetler örgütlerin halkla ilişkilere verdikleri öneme işaret etmektedir. Örgütlerin sayfalarının sürekli artan üye sayısı, paylaşılan mesajlara gelen yorumlar ve “beğen”iler örgütlerin çabalarının karşılıksız kalmadığının kısmi bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Genel anlamda halkla ilişkiler uygulamalarında geleneksel medyaya verdikleri önemi geleneksel kanallarla sosyal medya kanallarındaki mesajlarla tutarlı ve eş zamanlı olarak hedef kitlelerine vererek, onlardan gelen geri bildirime duyarlı olarak göstermişlerdir. Araştırma sonucunda halkla ilişkiler uygulamaları kapsamında geleneksel medyaya önem veren sivil toplum örgütlerinin genel olarak interneti ve sosyal medya ortamlarını kullanarak çift yönlü simetrik halkla ilişkiler modeline uygun sonuçları hedefledikleri ve hedeflerine kısmen ulaştıkları gözlenmiştir. Halkla ilişkilerde uygulama alanı olarak sosyal medya kullanımı STÖler üzerinde incelendiğinde STÖlerin genellikle duyarlılık yaratma, tanınma, duyurum, iletişim kurma gibi hedeflerine ulaştıkları, sanal olmayan gerçek dünyada eylemlere katılım ve bağışları arttırma gibi konularda ise sosyal medyanın kısmen motive edici olduğu gözlenmiştir. Bir kamusal alan özelliği gösteren (Rheingold, 1993) sosyal medya sivil toplum örgütlerinin çevre hareketinin tabana yayılmasında önemli bir yere sahiptir. Ülke nüfusunun önemli bir bölümünün dahil olduğu internetteki sosyal ortamlarda STÖleri izleyen yüzbinlerce kişi zamanını sosyal ağ sitelerinde belki eğlenerek geçirirken STÖlerin faaliyetleriyle ilgili paylaşımları izliyor, paylaşıyor, onlara yorumlar yazıp, çevre ve toplumsal konularla ilgilenen diğer kişilerle tanışıyor ve etkileşim haline geçmektedir. KAYNAKÇA Altunay, M. C. (2010). Gündelik Yaşam ve Sosyal Paylaşım Ağları: Twitter ya da “Pıt Pıt Net”, İleti-ş-im, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, Sayı:12, (31-57). Ataseven, G. (1997/18). Sivil Toplum Kuruluşları ve Kadın, Yeni Türkiye Güz 2010, Sayı:31 Bir Halkla İlişkiler Uygulama Alanı Olarak Sosyal Medya Kullanımı: 119 Ateş, İbrahim ve Erdoğan, Abdülkerin (1986). İl İl Vakıflar, Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayını, Ankara. Breakenridge, D. (2008). PR 2.0, New Media, New Tools, New Audiences, Pearson, New Jersey, ABD. Biber, A. (2006). Sivil Toplum Örgütlerinde Halkla İlişkiler, Nobel, Ankara. Biber, A. (2009) Halkla İlişkiler Çalışmalarının Dünü, Bugünü ve Geleceğine İlişkin Bir Değerlendirme, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, Güz 2009, Sayı: 29 (134-148). Castells, M. (2005) Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür-Ağ Toplumunun Yükselişi (Cilt 1). (Çev. Ebru Kılıç), İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları. Ciğerdelen, T. Sivil Toplum Kuruluşlarının Yönetsel Başarısında Halkla İlişkilerMedya Etkileşiminin Rolü, II. Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Kongresi 15-16 Ekim 2005 Çanakkale, 517-525. Grunig, J., & Hunt, T. (1984). Managing Public Relations. New York: Holt, Rinehart & Winston. Hine, C. (2000). Virtual Etnography, Thousand Oaks, CA: Sage. Ipsos KMG, Türkiye’yi Anlama Kılavuzu, (2009). Aktaran: Baysal, A., Saçar, E., MediaCat, Mart 2010, Yıl: 18, Sayı: 182 Teşhir ve Röntgen Çağı. Lattimore D., Suzette T. H., Toth E., Public Relations/The Profession and the Practice 3. Baskı, ABD: Mc Graw Hill International Edition. Machin, D. (2002). Etnographic Research, Bloomsbury, USA. Okay, A., Okay, A. (2005). Halkla İlişkiler Kavram Strateji ve Uygulamaları, Der Yayınları, İstanbul. Peltekoğlu, F. B., (1998). Halkla İlişkiler Nedir?, Beta Yayıncılık, İstanbul. Rheingold, H. (1993). The Virtual Community. Homestdeading on the Electronic Frontier. Massachussetts: Addison-Wesley Pub. Seo, H, Kim, Y, Yang, S, Global Activitism and new media: A study of transnational NGO’s online public relations, Public Relations Review, 2009 Şubat, Elsevier/Science Direct 19/3/2009 sayfa: 123-126 /Volume 35, Issue 2 Terzi, Ö., Sorumluluk Dolu Bir Rekabet, Özlem Terzi Marketing Türkiye, 1 Temmuz 2010, sayı: 199, sayfa: 86. İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi 120 F. Onat Toprak, T, Yıldırım, A, Aygül E, Binark, M, Börekçi S, Çomu, T (2009) Toplumsal Paylaşım Ağı Facebook: “görülüyorum öyleyse varım!”, İstanbul: Kalkedon. Varnelis, K. (2008). Networked Publics, Cambridge, MA, USA: MIT Press. Yıldız, Ö., 21. Yüzyılda Sivil Toplum Örgütleri: Demokratikleşme’nin mi, ‘NeoLiberalizm’in mi araçları?’ II. Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Kongresi 15-16 Ekim 2005 Çanakkale Sayfa: 586-588 İnternet Kaynakları Barnes, N. G., Mattson, E. Still Setting the Pace in Social Media: The First Longitudinal Study of Usage by the Largest US Charities, http://umassd.edu/cmr/studiesresearch/socialmediacharity.doc Erişim: 20/8/2010 Cravens, J., Evaluating Online Activities: Online Action Should Create & Support Offline Action, www.coyotecommunications.com/culture/online2offline. shtm Erişim: 7/4/ 2010 Indonesia, Brazil and Venezuela Lead Global Surge in Twitter Usage http://www.comscore.com/Press_Events/Press_Releases/2010/8/Indonesia_Brazil_a nd_Venezuela_Lead_Global_Surge_in_Twitter_Usage Erişim: 1/9/2010 Kanter, B. (22/5/2009), 4 Ways Social Media is Changing the NonProfit World, www.mashable.com/2009/05/22/non-profit-social-media Erişim:15/3/2010 Park, J. , 2004-05-27 "Virtual Ethnography or Ethnography of Virtuality?: Methodological Analysis of Ethnographic Research of the Internet" International Communication Association Annual Meeting, New Orleans, New Orleans, LA. Erişim: 26/5/2009 web: http://www.allacademic.com/meta/p112721_index.html Social Media in the Nonprofit Sector, The Weber Shandwick Social Impact Team www.webershandwick.com/resources/ws/flash/SI_FiveFastFactsv2.pdf Erişim: 1/4/2010 Top Sites in Turkey, 2010 http://www.alexa.com/topsites/countries/TR, Erişim: 1/9/2010 Türkiye İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı Derneğin Tanımı http://www.dernekler.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article Güz 2010, Sayı:31 Bir Halkla İlişkiler Uygulama Alanı Olarak Sosyal Medya Kullanımı: 121 &id=365%3Adernein-tanm&catid=37%3Adernek-nedir-naslkurulur&Itemid=77&lang=tr Erişim: 18/4/2010 Vast Majority of Leading U.S. Political Advocacy Groups Are Using at Least One Social Media Study Finds, Washington, DC, Erişim: 13/7/2010 What is Social Media?, 2007 www.spannerworks.com/ebooks 5, Erişim: 27/8/2010 http://www.checkfacebook.com/, Erişim: 26/8/2010 http://www.cekulvakfi.org.tr/icerik/icerik.asp?sayfaID=1 http://www.dogadernegi.org/hakkimizda.aspx http://www.facebook.com/#!/Greenpeace.Akdeniz.Turkiye?ref=ts http://www.facebook.com/pages/CEKUL/272896409099?ref=mf&v=wall http://www.facebook.com/pages/Doga-Dernegi/95369986590 http://www.facebook.com/home.php?#!/pages/TEMAVakfi/112863912086073?ref=ts http://www.facebook.com/pages/TEMA-Vakfi/112863912086073#!, http://www.greenpeace.org/turkey/campaigns/enerji/kit-kat http://www.greenpeace.org/turkey/news/nestle-molayi-haketmiyor-010410 http://www.tema.org.tr http://www.turkiyesumeclisi.net/ http://www.twitter.com, Erişim 24/8/2010 http://www.wwf.org.tr/page.php?ID=27 İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi 122 F. Onat Boş Sayfa Güz 2010, Sayı:31