12.01.2016 tarihinde Şubemiz Seminer Salonunda Üyelerimizle
Transkript
12.01.2016 tarihinde Şubemiz Seminer Salonunda Üyelerimizle
E-BÜLTEN OCAK-MART-2016 Değerli Üyemiz; TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak Ocak Ayında gerçekleştirdiğimiz Genel Kurulumuz ile 2016-2018 Çalışma Dönemi çalışmalarımız devam ediyor. ÇMO İzmir Şubesi olarak; Ocak- Şubat- Mart 2016 Dönemi içerisinde gerçekleştirilen çalışmaların kısa bir özetini siz değerli üyelerimiz ve meslektaşlarımız ile paylaşıyoruz.. Odamız ve Mesleğimiz sizlerin katkı ve destekleri ile güçlenecektir.. Saygılarımızla.. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu OCAK 2016 FAALİYETLERİMİZ GENEL ÜYE TOPLANTIMIZI GERÇEKLEŞTİRDİK. 12.01.2016 tarihinde Şubemiz Seminer Salonunda Üyelerimizle birlikte Genel Üye Toplantısı gerçekleştirilmiştir. Toplantı kapsamında Şube çalışmalarımız değerlendirilmiş olup, 30-31 Ocak 2016 tarihlerinde düzenlenecek olan TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi 12. Genel Kurulu hazırlık çalışmaları ile ilgili bilgilendirmeler yapılmıştır. ONDÖRDÜNCÜ MESLEKİ SÖYLEŞİMİZİ GERÇEKLEŞTİRDİK. 2014-2016 Çalışma döneminde Mesleki Söyleşilerimizden on dördüncüsünü "Tehlikeli Maddelerin Karayolu ile Taşınması Yönetmeliğinde ADR ve Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı (TMGD) Zorunluluğu Genel Farkındalık Semineri" konusu ile 21.01.2016 Tarihinde Şubemiz Salonunda gerçekleştirdik. ÇED VE MAHKEME BİLİRKİŞİ RAPORLARINDA TESPİT EDİLEN SORUNLAR, NEDENLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ PANELİNE KATILDIK 23.01.2016 tarihinde Sualtı Araştırmaları Derneği tarafından düzenlenen ÇED ve Mahkeme Bilirkişi Raporlarında Tespit Edilen Sorunlar, Nedenleri ve Çözüm Önerileri" konulu panele katılım sağladık. Şubemiz adına Oda Avukatımız Emre Baturay ALTINOK ‘un konuşmacı olduğu panelde, konuşmacılar tarafında ÇED süreci ile ilgili mevzuat ve uygulamalardaki sorunlar, niteliksiz ÇED ve bilirkişi raporlarının çevreye verdiği zararlar ile ilgili değerlendirmelerde bulunulmuştur. ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ 12. OLAĞAN GENEL KURULU GERÇEKLEŞTİRİLDİ. 12. Olağan genel Kurulumuz 30 Ocak 2016 Cumartesi günü saat 11.00 de Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi Akdeniz Salonu` nda gerçekleştirilmiştir. Divan seçimi, Oda Yönetim Kurulu Adına Oda Yönetim Kurulu Üyesi Yeşer ASLANOĞLU ve Şube Başkanımız E. Helil İNAY KINAY`ın açılış konuşmaları sonrasında 11. Dönem Çalışma Raporunun sunulması ve değerlendirilmesi, yeni dönem çalışma ilkelerinin saptanması, yeni dönem bütçesinin görüşmeleri gerçekleştirilen Genel Kurulun 1. Günü Şube Yönetim Kurulu ve Oda Genel Kurulu Delegesi Adaylarının Belirlenmesi ve ilanı ile sona ermiştir. 12. Olağan Genel Kurulu Seçimleri 31 Ocak 2016 tarihinde Şubemizde gerçekleştirilmiştir. 1 Yönetim Kurulu Aday Listesi ve 1 Delege Aday Listesi ile gerçekleştirilen seçimi; ÇAĞDAŞ ÇEVRE MÜHENDİSLERİ kazanmıştır. TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBE YÖNETİM KURULU GÖREV DAĞILIMI ASİL ÜYELER Şube Başkanı : E.Helil İNAY KINAY Şube Sekreteri:Rahile YENİ Şube Saymanı:A. Hikmet DEMİRAYAK Üye :Şahin HAMARAT Üye :Müge BAĞIRGAN Üye :Hasan SARPTAŞ Üye :Bilge ANLADI YEDEK ÜYELER Yedek Üye :Gülsüm OYMAN Yedek Üye :E. Olcay IŞIN Yedek Üye :Efem BİLGİÇ Yedek Üye :Selçuk DÜNDAR Yedek Üye :Zehra DOĞAN Yedek Üye :Bülent ONAT Yedek Üye :H. Merve ÖZTÜRK YENER ŞUBAT 2016 FAALİYETLERİMİZ EPANET İLE SU DAĞITIM SİSTEMLERİNİN DİNAMİK HİDROLİK MODELLEMESİ EĞİTİMİNİ GERÇEKLEŞTİRİLDİK. Şubemiz Eğitim programı kapsamında EPANET İle Su Dağıtım Sistemlerinin Dinamik Hidrolik Modellemesi Eğitimimiz 25-26 Şubat 2016 tarihlerinde Şubemiz eğitim salonunda gerçekleştirilmiştir. Şube Yönetim Kurulu Üyemiz Yard. Doç. Dr. Hasan SARPTAŞ‘ ın eğitmen olduğu eğitim kapsamında katılımcılarımıza ;EPANET program kurulumu, program ile su dağıtım şebeke modelinin oluşturulması, harita, rezervuar ve pompalar ile çalışma, kontroller, raporlama ve grafik alma konularında uygulamalı anlatım gerçekleştirilmiştir. PINAR ENTEGRE ET VE UN SANAYİİ A.Ş. PERSONELİNE AAT İŞLETME PERSONELİ BİLGİLENDİRME EĞİTİMİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK. Şubemiz tarafından Sanayi Tesislerinde görev yapan personellere yönelik olarak gerçekleştirilen eğitimlerimiz kapsamında 03.03.2016 tarihinde Pınar Entegre Et ve Un Sanayii A.Ş. personeline yönelik olarak Kemalpaşa Fabrikası eğitim salonunda Atıksu Arıtma Tesisi İşletme Personeli Bilgilendirme Eğitimi gerçekleştirilmiştir. Eğitim kapsamında tesis bünyesinde çalışan personele arıtma tesisi işletimi genel esasları, üniteler, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri, ekipmanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda genel bilgilendirme yapılmıştır. AAT Personeli Bilgilendirme eğitimlerimi Tesislerden gelen talepler doğrultusunda gerçekleştirilmektedir. EGE ÇEVRE VE KÜLTÜR PLATFORMU KURULTAYINA KATILDIK. 28 Şubat 2016 Pazar günü gerçekleştirilen Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) 9. Kurultayına katılım sağladık. Kurultay kapsamında, EGEÇEP bileşenleri tarafından, Karaburun, Urla ve Çeşme‘ de planlanan rüzgar enerji santrali projeleri, balık çiftlikleri, Aydın‘daki jeotermal enerji tesisleri, Bölgemizdeki altın ve nikel madenciliği projeleri, Aliağa Bölgesi,termik santral süreçleri başta olmak üzere kendi bölgelerinde yaşanmakta olan çevre sorunları değerlendirilmiş, görüş paylaşımında bulunulmuştur. BERGAMA OVACIK ALTIN MADENİ BİLİRKİŞİ İNCELEMESİNE KATILIM SAĞLADIK. İzmir İli, Bergama İlçesi, Ovacık, Çamköy ve Narlıca Köyleri sınırları içerisinde altın ve gümüş madeni işletmek amacı ile Koza Altın İşletmeleri A.Ş.‘ne verilen 18.02.2009 tarihli Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararı hakkında, Odamız, diğer Meslek Odaları, sivil toplum örgütleri tarafından kararının iptali istemiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘ na karşı açılan dava ile ilgili hukuki süreç devam etmektedir. Bu kapsamda 04.03.2016 Tarihinde gerçekleşen bilirkişi incelemesine Odamız adına katılım sağlanmıştır. MART 2016 FAALİYETLERİMİZ ODAMIZ BİRİM BAŞKANLARI VE SAYMANLARI ORTAK TOPLANTISINA KATILDIK. 05.03.2016 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen Birim Başkanları ve Saymanlar Toplantısına Şube Başkanımız E. Helil İNAY KINAY ve Şube Saymanımız A. Hikmet DEMİRAYAK tarafından katılım sağlanmıştır. ATIK BEYAN SİSTEMİ VE UYGULAMALARI EĞİTİMİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK. Şubemiz Eğitim programı kapsamında Atık Beyan Sistemi ve Uygulamaları Eğitimimiz 8 Mart 2016 tarihinde Şubemiz eğitim salonunda gerçekleştirilmiştir. Eğitimimize, belediye ve endüstriyel tesislerde çalışan meslektaşlarımız ve diğer mühendisler tarafından katılım sağlanmıştır. Eğitim kapsamında katılımcılarımıza Atık Yönetimi Yönetmeliği kapsamında ,atıkların toplanması – planlanması - izlenmesi, Atık Beyan Sistemi Uygulamaları ile kurum ve kuruluşların yasal sorumlulukları hakkında bilgi verilmiştir. FUKUŞİMA NÜKLEER SANTRALİ KAZASININ YILDÖNÜMÜNDE NÜKLEER KARŞITI PLATFORM (NKP) İZMİR BİLEŞENLERİ OLARAK BASIN AÇIKLAMASI GERÇEKLEŞTİRDİK… Şubemizin de Yürütme Kurulunda Yer aldığı Nükleer Karşıtı Platform ( NKP) İzmir Bileşenleri Fukuşima Nükleer Santrali Kazasının yıldönümü ile ilgili olarak bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen basın toplantısı kapsamında NKP İzmir Bileşenleri olarak basın açıklaması gerçekleştirilmiş, Gaziemir’deki Nükleer Atıklar ve Bölgemizdeki Radyoaktif Kirlilik ve Uranyum Madenleri ile ilgili görüşlerimiz paylaşılmıştır. DEÜ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MESLEKİ UYGULAMALAR DERSİNE KONUK OLDUK Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Ders Programı kapsamında 09.03.2016 tarihinde Prof. Dr. Necdet ALPASLAN tarafından yürütülen "Mesleki Uygulamalar" Dersinde 4. Sınıf Öğrencilerimiz ile birlikte olduk. Şube Yönetim Kurulu Başkanımız E. Helil İNAY KINAY ve Yönetim Kurulu Üyemiz E. Olcay IŞIN tarafından katılım sağlanan ders kapsamında Odamız, Mesleki Örgütlenme, Çalışmalarımız ve Çevre Görevlisi süresi ile ilgili bilgilendirme yapılmıştır. ŞUBE DANIŞMA KURULU TOPLANTIMIZI GERÇEKLEŞTİRDİK… Şubemizde,12.03.2016 tarihinde Şube Yönetim Kurulumuz ve Şube Yönetim Kurullarında görev almış mücadele arkadaşlarımızın katılımı ile birlikte Şube Danışma Kurulu toplantısı gerçekleştirilmiştir. Toplantı kapsamında Odamız çalışmaları değerlendirilmiş, Genel Kurul Süreci ve Şubemiz 2016-2018 Çalışma Programı ile ilgili görüş ve öneriler paylaşılmıştır. Toplantımıza katılım sağlayan, görüş ve önerilerini paylaşarak çalışmalarımıza ışık tutan tüm dostlarımıza teşekkür ederiz. CHP İZMİR MİLLETVEKİLİ Sn. ATİLLA SERTEL VE EKİBİ ŞUBEMİZİ ZİYARET ETTİ. 16.03.2016 tarihinde CHP İzmir Milletvekili Sn. Atilla SERTEL ve ekibi Şubemizi ziyaret etmiştir. Yönetim Kurulu Başkanımız E. Helil İNAY KINAY ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz E. Olcay IŞIN ve Bülent ONAT‘ ın da hazır bulunduğu ziyaret kapsamında, mesleğimiz, çevre görevlisi süreci, kent gündemi ile ilgili görüş alışverişinde bulunulmuş ve gerçekleştirilecek ortak çalışmalar ile ilgili değerlendirmeler yapılmıştır. . EGE BÖLGESİ RES ÇALIŞTAYINA KATILDIK. Karaburun Kent Konseyi ve Ege Çevre ve Kültür Platformu tarafından "Rüzgar Yaşamdan Yana Essin.." teması ile düzenlenen Ege Bölgesi RES Çalıştayı 19-20 Mart 2016 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir. Ülkenin enerji ihtiyacı ve RES` ler arasındaki ilişkinin ,RES` lerin ekolojiye ve canlı yaşamına etkilerinin tartışıldığı çalıştaya, meslek odaları öğretim üyeleri ve çevre örgütleri tarafından katılım sağlanmıştır. Çalıştay kapsamında, Şubemiz adına, Yönetim Kurulu üyemiz Yard. Doç. Dr. Hasan Sarptaş tarafından ‘RES`lerin Çevresel Boyutu’ ile ilgili bir sunum yapılmış ve Odamız görüşleri paylaşılmıştır. TRT KENT RADYO’DA HAYATIN İÇİNDEN PROGRAMINA KONUK OLDUK. 18 Mart 2016 Tarihinde TRT Kent Radyo‘da yayınlanan Hayatın İçinden Programına Şube Yönetim Kurulu Başkanımız E. Helil İNAY KINAY konuk olmuş, Sn. Derya Turhan ile Meslek Alanımız, Odamız Çalışmaları, Ülkemiz ve Kentimizde Çevre Profili ve Çevre Sorunları ile ilgili görüşlerimizi paylaşmıştır. 12. DÖNEMİN BİRİNCİ MESLEKİ SÖYLEŞİSİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK. 2016-2018 Çalışma döneminde Mesleki Söyleşilerimizin birincisini 24.03.2016 Tarihinde Şubemiz Eğitim Salonunda gerçekleştirdik. Doç Dr. Sevgi GÜNEŞ ve Cihan GÜNEŞ tarafından gerçekleştirilen "Model Destekli Su Arıtımı" konulu söyleşimizde su arıtımında model destekli teknolojilerin kullanımı ile işletme koşullarına, yatırım ve işletme maliyetlerine etkileri üzerinde değerlendirmeler yapılmıştır. Mesleki Söyleşilerimiz Her Ayın 3. Perşembesi saat 19.00 da gerçekleşecek şekilde düzenli olarak devam etmektedir. ODAMIZ 13. OLAĞAN GENEL KURULUNA KATILDIK. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası 13. Olağan Genel Kurulu 26-27 Mart 2016 tarihinde Ankara`da gerçekleştirilmiştir. ÇMO İzmir Şube delegeleri olarak katılım sağladığımız Oda Genel Kurulunun ilk gününde Divan Kurulu Seçimi, Oda YK Başkanı Sn. Mert GÜVENÇ ve konukların konuşmalarının ardından, Oda Yönetim Kurulu Çalışmalarının sunulduğu faaliyet raporu değerlendirilmiş, oluşturulan çalışma komisyonlarında Genel Kurula sunulan önergeler değerlendirilmiş ve Genel Kurul onayına sunulmuştur. Oda Yönetim Kurulu, Oda Organları ve TMMOB Delegasyonu Adaylıklarının belirlenmesi ve ilanı ile Genel Kurul Gündemi tamamlanmıştır. Genel Kurulumuzun ikinci gününde Çevre Mühendisleri Odasında seçimler gerçekleştirilmiştir. Oda Yönetim Kurulu görev dağılımı aşağıda yer almaktadır. Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Delegeleri olarak Odamızda oy verme işleminin gerçekleştirilmesinin ardından Anıtkabir ziyareti gerçekleştirilmiştir. Oda Genel Kurulunda birlikte olduğumuz ÇMO İzmir Şube delegelerimize teşekkür ediyoruz. Odamız Genel Kurulu ardından 2016-2018 Çalışma Döneminin; Üyeleri, Oda Genel Merkezi ve Tüm birimleri ile aktif, katılımcı, mesleki haklarımızın kazanımlarımızın arttığı, mesleğimizin, gücümüzün arttığı bir süreç olmasını diliyoruz. ASİL ÜYELER Başkan : Baran BOZOĞLU II. Başkan: Zeyneti BAYRİ ÜNAL Genel Sekreter: Cem Ferda TUNCER Şube Saymanı: Gökşin TEKİNDOR Üye :Bülent ONAT Üye :Tuğba UÇANKUŞ Üye :Ertan ÖZTÜRK YEDEK ÜYELER Yedek Üye :Kumru KOCAMAN Yedek Üye :Tuğçe AKGÖZ Yedek Üye :Günal ÖZENİRLER Yedek Üye :Yılmaz ŞENGÜL Yedek Üye :Serdar SÜRER Yedek Üye :Burak KUBİLAY Yedek Üye :Merve ÇOBAN TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU (TMMOB İZMİR İKK) ÇALIŞMALARI AYLIK TOPLANTILAR TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Ocak, Şubat ve Mart ayı toplantılarına katılım sağlanmış, TMMOB ve Kent Gündemi ile ilgili olarak Şubemiz görüşleri paylaşılmıştır. TMMOB İZMİR İKK URLA OVACIK RES KOMİSYONU Şubemizin de içerisinde bulunduğu TMMOB İzmir İKK Komisyonu olarak 23.01.2016 tarihinde; Komisyon üyesi Oda temsilcileri ile birlikte Urla Ovacık’ta RES Projesi kapsamında gerçekleştirilen ağaç kesimleri ile ilgili tespit çalışması için inceleme gerçekleştirilmiş ve konu ile ilgili Urla Ovacık RES Projesi Tespit Raporu hazırlanmıştır. TMMOB İZMİR İKK MADEN VE ÇEVRE ÇALIŞMA KOMİSYONU Sekretaryası Şubemiz tarafından yürütülen çalışma komisyon çalışmaları kapsamında; 18.02.2016 tarihinde Şubemizde İKK Maden ve Çevre Komisyonu Toplantısı gerçekleştirilmiş, Bölgemizdeki Madencilik Projeleri değerlendirilmiştir. TMMOB İKK KIYI YAPILARI ÇALIŞMA KOMİSYONU Şubemizin de içerisinde yer aldığı TMMOB İzmir İKK Kıyı Yapıları Çalışma Komisyonunun 18.03.2016 tarihinde gerçekleştirilen toplantısına Yönetim Kurulu Üyemiz Selçuk DÜNDAR tarafından katılım sağlanmıştır. TMMOB İZMİR İKK KATI ATIK DEĞERLENDİRME TESİSİ ÇALIŞMA KOMİSYONU Sekreteryası Şubemiz tarafından yürütülen Komisyon çalışmaları kapsamında; 24.03.2016 tarihinde Şubemizde İKK Katı Atık Değerlendirme Tesisi Komisyonu Toplantısı gerçekleştirilmiş, İzmir BŞB tarafından planlanan Entegre Katı Atık Bertaraf Tesisi Projesi ile ilgili mevcut gelişmeler değerlendirilmiştir. TMMOB İZMİR İKK KADIN ÇALIŞMA GRUBU 30.03.2016 tarihinde İKK Kadın Çalışma Grubu toplantısına Üyemiz Bahar TANK tarafından katılım sağlanmıştır. KATILIM SAĞLANAN PLATFORMLAR İBŞB SAĞLIKLI KENTLER PROFİL KİTABI ÇALIŞMA TOPLANTILARI İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından çalışmaları yürütülen ‘Sağlıklı Kentler Profil Kitabı’ Çalışma Toplantıları 15 günlük periyotlarla gerçekleştirilmekte olup, Şubemiz tarafından da etkin katılım sağlanmaktadır. EBSO ÇEVRE ÇALIŞMA GRUBU TOPLANTILARI EBSO Çevre Çalışma Grubu toplantılarına Şubemiz adına Yönetim Kurulu Üyelerimiz Rahile YENİ ve Gülsüm OYMAN tarafından düzenli olarak katılım sağlanmaktadır. BORNOVA KENT KONSEYİ TOPLANTILARI Şube Başkanımız E. Helil İNAY KINAY Bornova Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi ve Çevre Çalışma Grubu Başkanı olup, yürütme kurulu ve çalışma grubu toplantılarına düzenli olarak katılım sağlamaktadır. İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ULAŞIM MASTER PLANI TOPLANTISI 11.02.2016 tarihinde İzmir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Master Planı toplantısına Şubemiz adına Yönetim Kurulu Üyelerimiz E. Olcay IŞIN, Selçuk DÜNDAR, Bülent ONAT,H. Merve ÖZTÜRK tarafından katılım sağlanmış, Ulaşım Master Planı çalışmaları kapsamında Şubemiz görüşleri paylaşılmıştır. ALİAĞA EKOLOJİ KOLEKTİFLERİ TOPLANTISI Şubemiz tarafından Aliağa Bölgesi Çevre Sorunları aktif olarak takip edilmekte olup, Bu süreçte Şubat ve Mart Aylarında gerçekleştirilen Aliağa Ekoloji Kolektifleri Toplantısına katılım sağlanmıştır. GEDİZ HAVZASI ARITMA ÇAMURU YÖNETİM PLANININ HAZIRLANMASI PROJESİ AÇILIŞ ÇALIŞTAYI 30.03.2016 tarihinde gerçekleştirilen Gediz Havzası Arıtma Çamuru Yönetim Planının Hazırlanması Projesi Açılış katılım sağlanmıştır. ÇMO İZMİR ŞUBESİ ÖĞRENCİ KOMİSYONU ÇALIŞMALARI ÇMO İzmir Öğrenci Komisyonumuz çalışmalarına aktif olarak devam etmektedir. Öğrenci Temsilcilerimiz ve Öğrenci Üyelerimiz ile Komisyon toplantılarımız düzenli olarak Şubemizde ve DEÜ Çevre Mühendisliği Bölümünde gerçekleştirilmektedir. ÇMO İZMİR ŞUBE ÖĞRENCİ KOMİSYONU STANDI Öğrenci Komisyonumuz tarafından Odamız ve Öğrenci komisyonu çalışmalarını tanıtmak, öğrenci üye kayıtlarını gerçekleştirmek ve planlanan etkinlikler ile ilgili öğrenci üyelerimizin görüşlerini almak üzere DEÜ Çevre Mühendisliği bölümünde 28.03.2016 tarihinde stant açılmıştır. Standımızda 3 hafta boyunca Pazartesi ve Çarşamba günleri Öğrenci Komisyonumuz tarafından bilgilendirme çalışmaları gerçekleştirilecektir. BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÇİZİM EĞİTİMİ Öğrenci üyelerimize özel "BİLGİSAYAR DESTEKLİ TEKNİK ÇİZİM" eğitimimiz 31.03.2016 tarihinde Şubemizde başlamıştır. Üç gün sürecek eğitim için 15 kişilik kontenjan belirlenmiştir. 31 Mart ,4 Nisan ve 7 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek eğitim için kayıtlar kapanmıştır. Şubemiz tarafından öğrenci üyelerimize ücretsiz olarak verilecek eğitim öğrenci üyelerimizden gelecek talep doğrultusunda tekrarlanacaktır BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ 12.GENEL KURULUNA GİDERKEN... 29.01.2016 Şubemizin 12. Genel Kuruluna hazırlandığı bu günlerde dünya, bulunduğumuz coğrafya ve ülkemiz kritik bir dönemden geçiyor. İnsanlığın, yaşamın, doğanın küçük bir azınlığın kar aracı haline getirildiği anlayışın hakim olduğu bir dönemde Şubemizin genel kurulunu yapıyoruz. Ülkemizde yıllardır iktidar partileri değişirken; emeğin ve doğanın sömürüsü üzerine kurulmuş olan yönetim politikaları değişmiyor. Uzun yıllardır egemen kılınan ve çağdaş, katılımcı demokrasi ile hiçbir ortak noktası olmayan yönetim anlayışı nedeniyle ülkemizin su kaynakları kirletilmiş, doğal varlıkları, orman alanları talan, tarihi zenginliklerimiz tahrip edilmiş, kentsel dönüşüm süreçleriyle kent yoksulları yerlerinden edilmiştir. Bu adaletsiz ve bilim dışı politikalara karşı çıkan TMMOB ve Odamız yasal düzenlemelerle bakanlıkların denetimine alınarak işlevsizleştirilmeye çalışılmaktadır. Doğanın ve emeğin sömürülmesi süreçleri bu dönemde tüm yıkıcı etkileri ile karşımızda durmaktadır. Ülkemizde ve kentimizde yurttaşlarımızın yaşam alanlarını ranta ve talana karşı korumak adına yaptığı mücadeleler; çevre sorunları ile toplumsal sorunlar arasında ayrılmaz bir ilişki olduğunu, çevrenin korunmadığı bir demokrasi olamayacağı gibi, demokrasinin olmadığı bir ülkede de çevrenin korunamayacağını göstermiştir. Çevrenin ekonomik kalkınma adı altında ranta kurban edildiği günümüzde, " Çevre Görevlisi" kavramı ile Çevre Mühendisliğinin de bu rant sisteminin bir parçası olarak kullanılmasının yarattığı meslek gaspı ve bu hak gaspları sonucu meslektaşlarımızın katılmak zorunda bırakıldığı eğitimler bir "RANT" aracına da dönüştürülmüş; mesleğini yapabilmek ve geçimini sağlayabilmek için bu duruma katlanan meslektaşlarımızın cebinden büyük miktarda haksız kazanç sağlanmaktadır. Tüm bu uygulama, süreç, anlayış ve yapılanmaların biz çevre mühendislerinin sahip olduğu bilimsel bilgiyi doğa toplum ve ülke yararına kullanma ilkemizle örtüşmediği açıktır. Diğer yandan; Odamızın yeni çalışma döneminde üyeleri ile birlikte daha güçlü bağ kurmuş, birimler arası ilişkilerde güven, dayanışma ve eşitliğe dayalı bir anlayışın hakim kılınması yalnızca güçlü bir oda yaratmak için değil aynı zamanda dünya görüşümüzün bir sonucu olarak zorunludur. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak; ülkemizde ve kentlerimizde doğal varlıklarımızın korunarak geliştirilmesini yaşamsal bir olgu olarak değerlendiriyoruz. Çevre korumanın en kalıcı teminatı olarak sosyal gelişimin sürekli kılınması ve katılımcı çağdaş bir yönetim anlayışının hayata geçirilmesinin önemini bir kez daha vurgulamaktadır. Bu anlayış ve inançla, Mersin Akkuyu ve Sinop`ta nükleer santrallara, Aliağa`da Kömürlü Termik Santrallere, Gaziemir`de Nükleer atıklara, Bergama ve Eşme`de siyanürlü altın madenciliğine, Gördes ve Turgutlu Çaldağ`da nikel madenciliğine karşı mücadele yürüten toplum kesimleri ile dayanışma kararlılığımızı dile getiriyor, Bu süreçte taraf olduğumuzu; Yaşamın ve Kamu Yararı tarafında olduğumuzu tekrarlıyor; yurttaşlarımızın esenliği ve doğal varlıkların korunmasını esas alan yönetim ve çevre politikalarının hayata geçirilmesi konusundaki kararlılığımızı; örgütlü birliğimizi güçlendirerek, ülkemizi adalet, eşitlik, barış ve bilim temelinde yeniden kurmak, insanımıza, doğamıza, yaşamımıza sahip çıkma inancımız ve kararlılığımızı paylaşıyoruz. Değerli meslektaşlarımız, şimdi ülkemize, insanımıza, doğamıza sahip çıkma zamanıdır. Şimdi örgütlü birliğimizi güçlendirerek, ülkemizi adalet, eşitlik, barış ve bilim temelinde yeniden kurmak zamanıdır. Şimdi hep birlikte umudumuzun fidanlarını büyütme zamanıdır..... TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu TÜRKİYENİN ÇEVRE PROFİLİ 1982 Anayasanın 56. Maddesinde herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini ödemenin devletin ve yurttaşların ödevi olduğunu belirtmektedir. Ülkemizde Çevre Kanunu`nun yayımlanmasının üzerinden 30, Çevre Bakanlığı`nın kuruluşunun üzerinden ise 20 yıl geçmiş bulunuyor. Çevre Kanunu`nun yayımlanması sonrası arka arkaya Hava Kalitesinin Korunması (1986), Su Kirliliği Kontrolü (1988), Katı Atıkların Kontrolü (1991), Çevresel Etki Değerlendirmesi (1993) ve Tehlikeli Atıkların Kontrolü (1995) Yönetmelikleri yayımlanıyor. Çevre Kanunu`nun yayımlanmasından bu yana geçen süre zarfında yayımlanan yönetmelik sayısı 40`a ulaşmış durumda. 1991 yılında kurulan Çevre Bakanlığı 12 yıllık bir faaliyet döneminden sonra 2003 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı`na dönüştürülüyor. 2011 yılına gelindiğinde ise, Çevre ve Orman Bakanlığı ikiye ayrılarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kuruluyor. Böylelikle çevre yönetiminin en önemli unsurlarından birisi olan kurumsal süreklilik, bakanlığın sürekli olarak değişen, birleşen- ayrışan yapısıyla, ortadan kalkıyor, Çevre Bakanlığı önce Orman Bakanlığı`nın, günümüzde ise Bayındırlık Bakanlığı`nın bir alt bileşeni haline geliyor. Çevre Bakanlığı`nın sürekli değişen bu yapısı ile birlikte dikkat çeken bir husus da, çevre mevzuatında gerçekleştirilen sürekli değişikliklerdir. Çevrenin korunmasının, ekonomik gelişmenin önünde bir engel olduğu ön yargısının ülke yönetiminde hakim olması, çevre mevzuatında da bitmek bilmeyen bir değişiklikler sürecine yol açmaktadır. Özellikle, çevre mevzuatına hayatiyet kazandıran yönetmeliklerde yapılan değişikliklerin çokluğu ve bu değişikliklerin mevcut yönetmelik hükümlerinin gevşetilmesi şeklinde gerçekleştirilmesi dikkat çekicidir. Bu konuda bilhassa Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği`nde ve 2004 yılı sonundan itibaren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği`nde yapılan değişiklikler örnek oluşturmaktadır. Ülkemizde çevrenin korunması ve çevre yönetimine verilen önemin en önemli göstergelerinden birisi de çevrenin korunması konusunda görevlendirilen bakanlıklara bütçeden ayrılan paylardır. 513 milyar 924 milyon TL.`lık 2015 yılı bütçesinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`na ayrılan pay 1 milyar 419 milyon TL, Orman ve Su İşleri Bakanlığı`na ayrılan pay ise 12 milyar 509 milyon TL`dır. Her iki bakanlığın toplam bütçeden aldıkları pay oranı ise sadece % 0.3 (binde üç) düzeyinde kalmaktadır. Sadece bu rakam bile ülke yönetiminde çevre sorunlarının ne derece bir önceliğe sahip olduğunu göstermektedir. 2012 ve 2014 yılı bahar aylarında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan çevre istatistikleri, 2012 yıl sonu itibarı ile atıksu arıtımı, katı atık bertarafı, tehlikeli atıklar gibi konularda ülkemizin performansını değerlendirecek verileri bizlere sunmaktadır. TÜİK 2012 yılı atıksu istatistiklerine göre 2012 yılında ülkemizdeki 2950 belediyeye karşın yalnızca 460 atıksu arıtma tesisi bulunmaktadır. Bu 460 tesisten, Avrupa Birliği (AB) standartlarında arıtma yapan tesis sayısı ise 70 olup, 2012 yılında arıtılan 3,3 milyar metreküp atıksuyun 1,9 milyar metreküpü bu tesislerde arıtılmıştır. 2012 yılında üretilen evsel atıksu miktarının 4,07 milyar metreküp olduğu dikkate alınırsa, belediyelerde üretilen atıksuyun % 80`inin arıtıldığı, ancak AB standartlarında arıtılan atıksu oranının % 47 oranında olduğu ortaya çıkmaktadır. İmalat sektöründe ise 2010 yılında üretilen 1.3 milyar metreküp atıksuyun 244 milyon metreküpünün yani, %19`unun arıtıldığı anlaşılmaktadır. Katı atık bertaraf tesisleri sayısı ise, kentsel atıksu arıtma tesislerine göre çok daha düşüktür. TÜİK 2012 yılı çevre istatistiklerine göre, ülkemizdeki düzenli depolama tesisi sayısı 664, kompost tesisi sayısı ise sadece 10 adettir. 2012 yılında belediye nüfusunun ancak %60`ının atıkları düzenli depolama veya kompost tesislerinde bertaraf edilmektedir. Ülkemizde katı atıkların organik madde içeriğinin %50-55 oranında olduğu düşünülürse, kompost tesisi sayısındaki azlık ve bu konuda yerli teknolojiler üretilememesi ayrı bir değerlendirme konusudur. 2.3 milyon tonu madencilik sanayi ve 800 bin tonu imalat sanayi olmak üzere ülkemizde toplam olarak 3.1 milyon ton tehlikeli atık oluştuğu, bu atıkların %75`inin depolama tesislerinde bertaraf edildiği ifade edilmektedir. Son günlerde İzmir Gaziemir`de ortaya çıkan ve radyoaktivite içeren atıklar, Uşak ilimizde görülen sakat ve ölü kuzu doğumlarındaki artışlara ve geçtiğimiz yıllarda Kütahya`da faaliyet gösteren bir maden işletmesinin atık baraj seddelerinin çökmesine ilişkin haberler, madencilik ve sanayi sektöründe üretilen tehlikeli atıkların bertarafındaki önlemlerin ne kadar yeterli olduğunun bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir. Enerji ihtiyacının yaklaşık olarak %73`ünü dış kaynaklardan karşılayan ülkemizde, sera gazı emisyonlarında belirgin bir artış görülmektedir. 2013 yılı toplam sera gazı emisyonu 459,1 milyon tona ulaşarak, 1990 yılı değerine göre %148`lik bir artış göstermiştir. Kişi başına düşen yıllık sera gazı emisyonu miktarında da artışlar görülmektedir. 1990 yılında 3,39 ton/yıl olan kişi başına düşen sera gazı emisyonu miktarı 2013 yılında 5,9 ton/yıl mertebesine yükselmiştir. Yukarıda, çevrenin çeşitli bileşenlerine ilişkin resmi istatistik rakamları ile verdiğimiz tablo aslında yapılan uluslararası çalışmalarla da destekleniyor. Yale ve Columbia üniversiteleri tarafından gerçekleştirilen ve ülkelerin doğal varlıkları ve çevreyi koruma konusundaki performanslarının değerlendirildiği Çevresel Performans İndeksi (EPI) çalışmasında Türkiye 132 ülke arasında ancak 109`cu sırayı alabiliyor. Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ve çevresel sürdürülebilirlikle eşitlik arasındaki sıkı ilişkiye ışık tuttuğu ifade edilen İnsani Gelişim Raporu`nda ise ülkemiz 173 ülke arasında 92`ci sırada yer bulabiliyor. Oysa, nüfusuyla ve ekonomisiyle dünyanın en büyük 18`nci ülkesi olan ülkemizin , çevre kalitesinin korunması ve geliştirilmesinde de benzer bir konumda olmasını beklemek gerekir. Ancak görülüyor ki eklektik mevzuat düzenlemeleri, sürekli değişen kurumsal yapılar ve bilimsel ilkelerden uzak yönetim anlayışlarıyla doğal varlıkların korunması ve insani gelişimin sürdürülmesi mümkün olamamaktadır. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurul NÜKLEER SANTRAL MACERASINDAN VAZGEÇİN. 11.03.2016 Japonya`da 2011 yılında meydana gelen depremin yol açtığı tsunaminin Fukushima Daiçi Nükleer Santrali`nde soğutma sistemini devre dışı bırakması nedeniyle nükleer felakete yol açmasının üzerinden 5 yıl geçti. Felaket sonrasında, Tokyo Elektrik Şirketi ve Uluslararası Atom Enerji Ajansı tarafından; atmosfere, okyanusa ve toprağa bulaşan radyoaktif izotoplar hakkında sağlıklı bir açıklama gerçekleştirilememiştir. Kazanın boyutlarını gizlemek için büyük gayret gösterilmesine rağmen bağımsız araştırmacıların çabalarıyla gerçekler ortaya çıkarılabilmiştir. Patlama sonucu yayılan radyoaktif maddeler Kuzey Amerika`nın batı kıyılarına, Avrupa kıtasına, Pasifik okyanusuna, Kuzey yarımkürenin büyük kısmına yayılmış durumdadır. Ülkemizde nükleer enerji santralı kurma macerası; Akkuyu için Rusyayla, Sinop için Japonyayla ve en son gündeme gelen İğneada için Fransızlarla, ortaklaşılarak sürdürülmeye çalışılmaktadır. Çok büyük maliyetlerle yapılabilen nükleer santralların ülkemizdeki uygulamalarının maliyet hesabı ise kamuoyuyla asla paylaşılmamaktadır. Yetkililerin kanunları çiğnemek pahasına ve bölge halkının direnişine karşın Akkuyu projesinin yapılması için gösterdikleri çaba; Uluslararası Atom Enerji Kurumu tarafından da hazırlanan raporun bakanlık eliyle "devlet sırrı" gerekçesiyle gizlenmesine kadar varmıştır. Akkuyu nükleer santrali için Rusya devleti ile yapılan anlaşma gereği;- Santralin tüm işletmesi, yakıt tedariki, atık yönetimi ihalesiz yüzde 100 Rusya‘ya teslim edilmiştir. - Rus tarafına kilo vaat saat başına (Kwh) 12.35 dolar sent ile 15.5 sent arasında fahiş bir satın alma garantisi verilmiştir. Söz konusu alım garantisi yenilenebilir enerji kaynaklara uygulanan teşviğin çok üstündedir. Bu durum ülkemizde yenilenebilir kaynaklara yapılan yatırımlara da engel teşkil etmektedir. - Önerilen VVER 1200 modeli reaktör, bugüne kadar hiç işletmeye alınmamış ve bu nedenle de Rusya`da bile işletme performansı denenmemiş bir reaktör tipi ilk defa ülkemizde denenecektir. - Anlaşmada "görünmeyen" ve kimin yükleneceği muğlak olan maliyetleri vardır. - Bu amaçla kurulan Akkuyu Nükleer AŞ‘nin yüzde 51 hissesinin Rusya tarafında olması, çalışmaların denetlenmesine engel olacaktır. Entegre bir tesis olarak ele alınması gereken projenin yalnız belirli bir bölümü Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecine dahil edilmiştir. Akkuyu‘ya bağlantı sağlayacak enerji iletim hatları ve trafo merkezlerinin ve atık sahalarının çevresel etki değerlendirme süreçleri, ÇED Raporu dışında bırakılmıştır. Radyoaktif çubukların soğuması için gerekli süre olan en az 7 yıl boyunca radyoaktif atıklar Akkuyu`da depolanacaktır. Bu 7 yılın sonunda Rusya`nın atıkları alıp almayacağı, alsa dahi hangi yollarla ülkemizden çıkaracağı belirsizliğini korumaktadır. Ülkemizde radyoaktif atıklardan sorumlu olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu`nun, Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi bünyesinde lisanslı Radyoaktif Atık İşleme Tesisi‘nin kapasitesinin ancak önümüzdeki birkaç on yıl yetebileceği ifade edilmektedir. Tesisin kapasitesi ile ilgili elimizde somut bilgi bulunmamakla birlilikte, nükleer santrallerin kurulması halinde tesisin kapasitesinin yetersiz kalması söz konusu olacaktır. Olası kaza riskleri küçümseyen yönetim anlayışı bırakın nükleer bir kazayı, Gaziemir‘de ortaya çıkan radyoaktif atıklar için bile çözüm bulamamıştır. Gaziemir`deki kurşun fabrikasında ortaya çıkartılan nükleer atıkların uluslararası yasalarla men edilmesine karşın ticaretinin nasıl gerçekleştiği ve ülkemize nasıl girdiği ilgili bakanlıklar tarafından henüz açıklanamamıştır. Benzeri bir felaketin bir daha yaşanmaması için bakanlıklar tarafından alınmış ve kamuoyuyla paylaşılmış önlemler bulunmamaktadır. 2007 yılında tespit edilen 2012 yılında bir gazete haberi ile öğrendiğimiz radyoaktif atıklar 2016 yılı itibari ile hala temizlenebilmiş değildir. Aliağa gemi söküm tesislerinin denetlenmemesi nedeniyle geçen sene tartışılan Kuito gemisinin radyasyonlu olmadığına 3 saatlik incelemeyle karar veren bakanlık görevlilerine rağmen, gemi sökümü tamamlandıktan sonra mahkeme; "içerdiği radyasyon seviyesi nedeni ile sökülemez" kararı verebildi. Manisa Köprübaşı ve Aydın Kisir köylerinde denetimsiz olarak çalıştırılmış uranyum madenlerinden çıkartılan uranyum işlenerek yurtdışına sevk edilmiş ve daha sonra bu madenler kontrol edilmeden, güvenlik önlemleri alınmadan terk edilmiştir. Bu madenler halkın sağlığını tehdit etmeye devam etmektedir. Bölgemizde karşılaştığımız, nükleer santralle karşılaştırıldığında radyoaktivite yönünden çok daha az risk oluşturacak tesislerin bile denetlenememiş olması endişelerimizi arttırmıştır. Nükleer santral kazaları ve kazaların yarattığı büyük tahribat nükleer santrallerden vazgeçilmesi için ciddi bir uyarı niteliğindedir. Nükleer santral karşıtları olarak Çernobil`de yaşanan felaketlerin olumsuz etkileri hala sürerken, Fukuşima`nın yıldönümünde ülkemizde nükleer santral istemiyoruz. Nükleere İnat Yaşasın Hayat Nükleer Karşıtı Platform İzmir Bileşenleri 22 MART DÜNYA SU GÜNÜ "SU VE İSTİHDAM" "YAŞAM KAYNAĞIMIZ SULARIMIZI KORUYAMIYORUZ" Birleşmiş Milletler tarafından; ilk kez 1992 yılında Rio Konferansında kararlaştırılan Dünya Su Günü; İlk kutlamanın yapıldığı 1993 yılından beri her yıl farklı temalarla kutlanıyor. 2011 yılında "Su ve Kentleşme",2012 yılında "Su ve Gıda Güvenliği", 2013 Yılında ‘‘Su Dayanışması‘‘, 2014 yılında ‘‘Su ve Enerji‘‘ , 2015 yılında " Su ve Sürdürülebilir Kalkınma " olarak belirlenen Su Günü Teması 2016 yılında " Su ve İstihdam " olarak belirlenmiştir. Ancak; Birleşmiş Milletler tarafından yaşamın temel unsuru olan ve artan dünya nüfusu, sanayileşme, yapılaşma, ormansızlaşma, küresel iklim değişikliği gibi nedenlerle daha da kısıtlı hale gelen su kaynaklarının önemine dikkat çekmek için ilan edilen 22 Mart Dünya Su Gününün; aynı zamanda suyun ilk defa "piyasada alımı satımı yapılabilecek bir meta" olarak tanımlandığı yer olarak suyu da bir meta haline getirdiği bir diğer gerçektir. Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan World Water Development Report 2015" (WWDR2015) su kullanımı konusunda çarpıcı verileri içermektedir. Rapora göre; Dünyada 748 milyon kişi temiz içme suyuna ulaşamadığı belirtilirken, Aşırı kentleşme nedeni ile boyutu büyüyen temiz suya ulaşım sorunu kapsamında; Dünya kentlerinde 20 yıl önce 111 milyon kişi bu olanaktan yoksunken, şimdi bu sayının 149 milyona ulaşmış olduğu ifade edilmektedir. Aynı rapora göre; artan nüfus sonucu 9,5 milyar kişiyi barındırmaya çalışan Dünyada 35 yıl içerisinde su talebi % 55,endüstrinin su talebinde 400‘e varan bir artış öngörülmektedir. Tarım sektöründe yapılan değerlendirmelerde ise; rapora göre son 50 yıl içinde ekilen araziler yalnızca %12 arttığı halde tarımın kullandığı su %117 artış göstermiştir. Ülkemizde ise su tüketiminin %70`i tarımsal, %20`si kentsel ve %10`u ise endüstriyel alanda gerçekleşmektedir. Dünyada ve ülkemizde giderek daha kıt bir kaynak olan suyun etkin ve adil bir kullanımı olduğunu söylemek ise mümkün değildir. Yıllık tüketilebilir su potansiyeli ise 112 milyar m3 olan ülkemizde kişi başına tüketilebilir su potansiyeli 1.519 m3 civarında olup, bu değer "su azlığı" yaşanan bir ülke olduğumuzu ve bu değerin 2030 yılında 1000m3 olacağı öngörülmekte, "su fakiri" ülkeler sınıfına girebileceğimizi göstermektedir. Küresel iklim değişikliğine ilişkin senaryolar ülkemizin bu süreçten olumsuz yönde etkileneceğini ve su kısıtımızın daha da artacağını ortaya koymaktadır. Tüm bu göstergeler doğrultusunda Ülkemizin Su Yönetimine ilişkin yürüttüğü çalışmalar ve politikalar ile ilgili Su karnemiz oldukça çarpıcı verileri ortaya koymaktadır. TÜİK verilerine göre 1396 belediyenin hizmet verdiği Türkiye‘de 2014 yılında 4,3 milyar metreküp atık su, kanalizasyon şebekeleri ile toplanarak uzaklaştırılmış olup, bunun 3,5 milyar metreküp bölümünün arıtıldığı belirtilmiştir. Toplam atıksuyun %68 i arıtılırken, Avrupa Birliği standartlarında arıtılan atık su oranı ise yüzde 41,6 olarak gerçekleşmiştir. Her iki yurttaşımızdan birinin ürettiği atık su halen standartlara uygun arıtılamamaktadır. İçme ve kullanma suyu şebekesi ile hizmet verilen belediye nüfusunun 2014 yılı itibariyle Türkiye nüfusu içindeki payı %91, toplam belediye nüfusu içindeki payı ise %97 olarak tespit edilmiştir. İçme suyu arıtma tesisleri ile hizmet verilen belediye nüfusunun oranı ise Türkiye nüfusu içinde %54, toplam belediye nüfusu içinde %58 olarak hesaplanmıştır. Her iki yurttaşımızdan birine sağlıklı içme suyu temin edilememektedir. Ayrıca şehir şebekelerinde %30`u aşan kaçaklar önemli bir ekonomik kayba yol açmaktadır. Diğer yandan, gün geçtikçe daha kısıtlı bir kaynak haline gelen suyu ticari bir meta olarak gören anlayış, yurttaşlarımızın sağlıklı, güvenli ve yeterli suya ulaşım hakkı önünde en önemli engeli oluşturmaktadır. Ülkemizde yapılan değerlendirmelere göre; Kentlerimizde şişelenmiş su talebinde artış dikkat çekici boyutlardadır. 2000 yılında kent halklarının %20‘si şişe suyu kullanırken, bu değer 2005‘te %37‘ye,2010‘da %54‘e ulaşmıştır. Kamu kuruluşları, il özel idareleri, girişimler ve organize sanayi bölgelerinde, çevresel faaliyetlerde 2014 yılında istihdam edilen toplam 68 bin 486 kişiden 33 bin 695‘i su temini, kanalizasyon, atık yönetimi alanlarında çalışmaktadır. Yeşil istihdam çevresel, ekonomik ve sosyal olarak sürdürülebilir işletmelerin ve ekonomilerin sağladığı iş imkanı olarak tanımlanmaktadır. Ancak istihdam olanaklarının araştırılmasından önce sanayi işletmelerinin su kaynaklarına uyguladığı baskının azaltılması önem taşımaktadır. Su, atıksu ve atık istatistikleri anketi sonuçlarına göre 2014 yılında, imalat sanayi işyerleri 2,4 milyar m3, maden işletmeleri 220 milyon m3 su çekmiştir. İmalat sanayi işyerleri tarafından çekilen suyun %70,7‘sini denizden , %14,5‘ini kuyudan, maden işletmeleri tarafından çekilen suyun %54,7‘si kuyu, %25,4‘ü deniz ve kaynaktan kullanılmıştır. İmalat sanayi işyerleri tarafından 2014 yılında alıcı ortamlara deşarj edilen 1,6 milyar m3 soğutma suyunun 9,7 milyon m3‘ü arıtılırken, soğutma suyu haricinde deşarj edilen 359 milyon m3 atıksuyun ise %55,1‘i arıtılmıştır. Maden işletmeleri tarafından 2014 yılında deşarj edilen toplam 139 milyon m3 atıksuyun %73,4‘ü denize, göle veya akarsuya, %8,9‘u atık barajına, %6,8‘i ocak içine, %3,5‘i araziye, %2,9‘u fosseptiğe ve %4,5‘i diğer alıcı ortamlara deşarj edildi. Anket kapsamında bulunan maden işletmeleri tarafından 2014 yılında toplam 24 milyon m3 atıksu arıtılmıştır. Bu veriler imalat sanayi ve maden işletmeleri tarafından ciddi miktarda su kullanıldığını ve oluşan atıksuların en az yarısının arıtılmaksızın alıcı ortama deşarj edildiğini göstermektedir. Söz konusu işletmelerdeki mevcut uygulamalar su kaynaklarımızı miktar ve kalite yönünden tehdit altında bırakmaktadır. Bu kapsamda işletmelerin su kullanımı azaltan, atıksuların geri kazanımı ve tekrar kullanılmasını sağlamaya yönelik önlemler alması gerekmektedir. İzmir‘de 2014 yılında 298 milyon m3 su arıtılmıştır. Bu miktarın % 98‘i ileri biyolojik yöntemlerle arıtılmıştır. İzmir Büyükşehir bünyesinde 30 ilçede toplam 54 arıtma tesisi bulunmaktadır. Ancak, Dikili, Foça, Gerenköy, Kiraz, Selçuk, Ulucak ve Yeni Şakran arıtma tesisi proje ve yapım süreçlerinin de en kısa sürede tamamlanması gerekmektedir. İzmir‘de AB standartlarında arıtılan yıllık kişi başına atık su miktarı 69.1 metreküp olarak gerçekleşmiştir. İçme suyu ve Atıksu arıtma tesisleri sayısı ve kalitesi ile Ülkemizin diğer kentlerinden önde olan İzmir Kenti; Bardağın diğer tarafından bakıldığında ise yeterli suya sahip olamadığı için kilometrelerce öteden Gördes Barajından su temini sağlanmaktadır. Bir taraftan kilometrelerce öteden yüksek maliyet ve işgücü harcananarak su temin eden İzmir; gelecekteki su kaynağı olan Çamlı Baraj Havzasında altın Madenciliğinin getirdiği kirlilik riski ile karşı karşıyadır. Kentte su yönetiminden sorumlu kuruluşlar olan İZSU ve DSİ Gelecekteki su kaynakları için farklı yaklaşımlar sergilemektedir. İBŞB VE İZSU Çamlı Barajını zorunluluk olarak görürken, DSİ Baraj yapımından vazgeçmekte; Bölgedeki derelerin suyunu şirkete tahsisi etmekte; Sudan sorumlu iki kuruluş politikaları İzmirliyi sağlıklı suya ulaşma konusunda tehlikede bırakmaktadır. Bununla birlikte maden işletmesinin mevcut hali ile yarattığı kirlilik mahkeme kararları ve bilirkişi raporları ile ortaya konulmuş ve ÇED Kapasite Artışına ilişkin ÇED Olumlu Kararı İptal edilmişken; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından tüm bu aşamalar göz ardı edilerek ÇED Kapasite Artışına ilişkin ÇED süreci yeniden yürütülmüş ve ÇED Olumlu Kararı yenilenmiştir. Efemçukuru İzmir Kenti Yerel Yönetimi tarafından Kentin Su kaynağı olarak tanımlanmaya devam ederken, tüm itirazlara rağmen Merkezi İdareler tarafından kirlilik riski ile baş başa bırakılmıştır. Kentimiz ile ilgili yaşadığımız bu örnekte de görüldüğü gibi suyumuzu yönetemiyoruz. Sağlıklı bir su yönetimi için; Yasal mevzuat ve düzenlemelerde su kaynakları, havza yönetim süreçlerinin bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmesi, merkezi ve yerel idare ile birlikte bilim insanları, meslek odaları ve diğer paydaşlarla kamu yararı çerçevesinde düzenlenmesi gerekmektedir. Yapılan uygulamalar ise; su kaynaklarımızın içme suyu havzaları ve sulak alanlarımızın yapılan uygulamalarla yapılaşma, sanayi, ve diğer kirletici etkilere açıldığı ve doğal özelliğini kaybetme riski ile karşı karşıya bırakıldığını göstermektedir. Yeni Su Kanunu taslağında Su Kanalizasyon İdarelerine yer verilmemesi; ülke nüfusunun büyük bölümünün yaşadığı kentlerin karar mekanizmaları dışında tutulması dikkat çekmektedir. Benzer şekilde merkezi idareler tarafından çalışmaları yürütülen Havza Yönetim Planları süreçlerinde yaşanan problemler; Su Kanunu Taslağında ortaya konulan sıkıntılar, Su Yönetimi süreçlerinde Bakanlıklar arasında oluşan yetki karmaşaları, Su kaynaklarımızın giderek daha kirli hale gelmesi suyu yönetemediğimiz gerçeğini de ortaya koymaktadır. Ülkemizde; su kaynakları koruma alanlarının mutlak bir şekilde korunması, kirlenmenin önlenmesi, sürdürülebilir, eşit kullanım haklarının temini ve sağlıklı politikalar ile yönetimi gerçekleştirildiğinde suyun sürdürülebilirliğinden bahsetmek mümkün olacaktır. Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak, suyun, canlı tüm yaşam için vazgeçilmez doğal bir hak olduğu unutulmadan, suyun kullanımı ve korunması ile ilgili kararlarda yöre, bölge, ülke insanının yok sayılmadan ivedilikle toplumsal projeler oluşturulması gerektiğinin önemi bilinerek ve hiç akıldan çıkarılmadan; ayrıca suyu "doğal hak" olmaktan çıkarıp, "ticari bir mal" haline getirerek sermayeye, küresel piyasaya açan politikalardan vazgeçilmesini, doğal kaynaklarımızı, halkımızın çıkarlarını ve geleceğini korumak için; kamu mülkiyeti temelinde örgütlenmiş, ulusal planlama çerçevesinde yerel kalkınmayı hedefleyen, her bireyin suya erişimine olanak sağlayan, eşitsizlikleri de ortadan kaldırarak, doğayla barışık yatırımı önemseyen ulusal su politikalarının bir an önce hayata geçirilmesi gerekliliğini bir kez daha vurguluyor, yurttaşlarımızın esenliğini ve doğal varlıkların korunmasını esas alan yönetim ve çevre politikalarının hayata geçirilmesi konusundaki kararlığımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz. Kamuoyuna Saygıyla Duyurulur. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi MEDYA HABERLERİ Gazete Haberleri: 1. Yüksek Gerilimde Eğitime Tepki (Yeni Asır- 02.01.2016) 2. Orman Çöplüğe Döndü. (İlk Ses-07.01.2016) 3. Toprağın İsyanı (Dokuz Eylül Gazetesi- 20.01.2016) 4. Okulun Dibine Baza Mahalleli Karşı Çıktı (Haber Ekspres-23.01.216) 5. Gürültüye 7/24 İzin (Milliyet Ege-25.01.2016) 6. Destek Çığ Gibi ( Dokuz Eylül Gazetesi- 27.01.2016) 7. Kaçak Döküme Tepki (Dokuz Eylül Gazetesi-03.02.2016) 8. Yeşili Almayın İzmir Den( Haber Türk Egeli- 10.02.2016) 9. Ormanlar Tehlikede (Dokuz Eylül Gazetesi- 05.02.2016) 10. Nükleer Atıkla Başbaşa Kaldık (Milliyet Ege-15.02.2016) 11. Termik Santralde Yeni Taktiğe De Dava Yolda (Dokuz Eylül -24.02.2016) 12. 3 Yetmedi 4 İstedi (Dokuz Eylül Gazetesi - 28.02.2016) 13. İzmir`in Kimliği Ortadan Kalkıyor 1-2 (Ege Haber-08.03.2016) 14. Çevrecilerden Nükleer Uyarısı Geldi (Ege Haber-12.03.2016) 15. Fukişima’ nın Yıldönümünde Nükleer Tehlike Uyarısı- (Haber Ekspres12.03.2016) 16.Fukişima`nın Yıldönümünde Nükleer Uyarısı (Sözcü-11.03.2016) 17. Aliağa İçin Dönüm Noktası Dava (Aliağa Ekspres- 25.03.2016) 18. Termik Santral Olumlu ÇED Raporu İçin Dava(Haber Ekspres-25.03.2016) 19. Aliağa’daki Çed Kararı Davalık Oldu (Hürriyet-25.03.2016) 20. Aliağa’daki Termik Santralde 2 Ünitenin ÇED Kararına Dava (Yurt-25.03.2016) 21. Termik Santral Davalık (9 Eylül- 25.03.2016) TV Haberleri 1. Çevreden Çevremizden Programı (Ege Üniversitesi TV- 24.02.2016) 1. Ana Haber Bülteni (Ege TV- 16.03.2016) Radyo Haberleri 1. Hayatın İçinden Programı (TRT Kent Radyo- 16.03.2016) NİSAN AYI EĞİTİMLERİMİZ Sıra No TARİH EĞİTİMİN ADI 1 04-07 Nisan 2016 A-2 MÜHENDİSLİK AKUSTİĞİ SERTİFİKA EĞİİTM PROGRAMI 2 12-14 Nisan 2016 LPG İKMAL İSTASYONLARINDA SORUMLU MÜDÜRLÜK 3 16 Nisan 2016 TIBBİ ATIK PERSONELİ BİLGİLENDİRME EĞİTİMİ 4 19-20 Nisan 2016 AAT İŞLETME PERSONELİ BİLGİLENDİRME EĞİTİMİ EPANET İLE SU DAĞITIM SİSTEMLERİNİN DİNAMİK HİDROLİK MODELLEMESİ EĞİTİMİ 5 28-29 Nisan 2016 MAYIS-HAZİRAN DÖNEMİNDE PLANLANAN EĞİTİMLERİMİZ Sıra No EĞİTİMİN ADI 1 PROJE DÖNGÜSÜ YÖNETİMİ 2 ÇÖP TOPLAMA PERSONELİ EĞİTİMİ 3 GÜRÜLTÜ MEVZUATI UYGULAMALARI EĞİTİMİ 4 B-1 TİPİ ENDÜSTRİYEL GÜRÜLTÜ RAPOR HARİTALAMA SERTİFİKA PROGRAMI 5 MESLEĞE İLK ADIM EĞİTİMİ ( ÇMO ÖĞRENCİ ÜYELERİMİZE YÖNELİK OLARAK ÜCRETSİZ) 6 B-2 TİPİ ULAŞIM SEKTÖRÜ GÜRÜLTÜ RAPOR HARİTALAMA SERTİFİKA PROGRAMI 7 LİMANLARDA ÇEVRE YÖNETİMİ ACI KAYBIMIZ.. ARKADAŞIMIZI MESLEKTAŞIMIZI KAYBETTİK.. Meslektaşımız, Şube Yönetim Kurulu Üyemiz Zehra DOĞAN ÖZTÜRK geçirdiği ani rahatsızlık sonucu aramızdan ayrıldı. Mücadele arkadaşımızı, meslektaşımızı kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz. ÇMO Ailesi olarak Üyemiz Zehra DOĞAN ÖZTÜRK‘e Allahtan rahmet sevenleri ve ailesine başsağlığı ve sabır diliyoruz. Başımız Sağolsun... Hep bizimle olacak… TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi