Haziran 2008

Transkript

Haziran 2008
16.05.2008
08:53
Seite 1
Tiyatronun genç yüzü
50. yýla doðru Avrupalý Türklerin sorunlarý
Avrupa’da bulunan çeþitli Türk kurumlarýnýn
iþbirliðiyle düzenlenen Türkiye ve Avrupa’nýn
çeþitli ülkelerinden konuþmacý ve davetlilerin
katýldýðýý «50. Yýlýna Doðru Avrupa Türklerinin
Durumu ve Türkiye Avrupa Birliði Ýliþkilerindeki Etkileri» konulu sempozyumda Avrupalý
Türklerin sorunlarý tartýþýldý.
Türk Gençlik Tiyatrosu'nun kurucusu Veli Arslan,
sokak tiyatrosuyla
baþlayan tiyatro serüvenini Binfikir’e
anlattý.
14’te
8’de
5. sayfaya
EDN×Q×]
connecting the world
Speakers
Corner
www.binfikir.be
Sayfa 1.qxp
Bu sene
izine gidiyorum,
Lizbon’a
Okuyun, bir fikir edinin
Sayý 29 - Mayýs 2008
22’de
Onlara bir
gelecek verin!
nlar da sizin bizim gibi
hayatýn tam ortasýndalar.
Belki biraz önce çay içtiðiniz kahvehanedeki çaycý ya da
memleket tadýndaki sýcacýk ekmeðinize alýn terini harcayan köþedeki
fýrýncý ya da memlekette bile bulamayacaðýmýz pideleri yapan usta...
Her an yakalanýrým, sýnýrdýþý edilirim
kaygýsý taþýyorlar. Çoðunun okula
giden çocuðu var. Tüm gelecekleri
küçücük bir kaðýt parçasýna baðlý.
Kaðýtsýzlar, kaðýttan insanlar deðil,
bizim gibi etten kemikten insanlar.
Kayýt dýþý yaþanmasý, yaþamamak
anlamýna gelmiyor.
O
YULINKA’NIN SIRASI BOÞ.
O ÞÝMDÝ KAPALI MERKEZ’DE...
‘Boþanma kötü,
ama boþanmanýn
kolaylaþtýrýlmasý
iyi bir geliþme’
Halkýn Nabzý
11’de
Köþe yazarlarýmýz
Erdinç Utku
6
Leyla Ertorun
7
Adnan Yýldýz
10
Mustafa KÖR
11
Ýlknur CENGÝZ
14
Mehmet AYDOÐDU
15
Haydar ABÝ
18
Nihat DURSUN
19
Serpil Aygün
22
Erdem Resne
23
Liege’de Türk Günü þenliði
Liege Türk Dernekler Birliði’nin (FLAT) organize ettiði “Türk Günü Þenliði”, Belçika'ya
ilk gelen Türk iþçilerinin çalýþtýðý Blegny maden ocaðýnýn bulunduðu yerde “Blegny Çiçek Günü” olan 2 Mayýs’ta görkemli bir þekilde yapýldý. Liege’de bulunan dernekler tarafýndan þenlik alanýnda kurulan yiyecek standlarýnda Türk mutfaðýndan örnekler sunulurken, bir çadýrda da þark köþesi oluþturuldu.
Çocuklar
23 Nisan’la coþtu
Bir kýsmý açlýk grevlerinde can
veriyor, bir kýsmý ise ülkelerine geri
gönderilmemek için intiharý seçiyor.
Yaþamlarýný gelecek güvencesi
olmadan diken üstünde geçiren
kaðýtsýzlara koalisyon anlaþmasýnda
küçük bir umut ýþýðý belirdi.
Arkadaþlarýmýz Erdinç Utku ve Nihat
Dursun kaðýtsýzlar (kaçaklar) için
yýllardýr baþarýlý bir mücadele veren
iki önemli sivil toplum örgütü ile
söyleþti. Nihat Dursun ayrýca konunun uzmaný bir hukukçu ile yaptýðý
görüþmeyi köþesine taþýdý.
Küresel gýda kriziyle birlikte açlýk
savaþlarý gündemde.
20’de
Belçika’nýn çeþitli þehirlerinde yaþayan Türk çocuklarýný 23 Nisan coþkusu buluþturdu. 23 Nisan
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramý dolayýsýyla
birçok kentte þenlikler düzenlendi.
16-17’de
12,13 ve 19’da
Musa Kart
Hİ
ZMETİAYAĞI
NI
ZA GETİ
RDİ
K
İ
Kİ
NCİŞUBEMİ
ZPLACE LI
EDTS’
DE AÇI
LDI
“HERKESE,HER KESEYE UYGUN ÇÖZÜMLER”
KAYNAK KREDİ’
DE
ŞenolAbı
z(
GSM)
:0476/440160
Rahmi
yeKutl
u(
GSM)
:0476/992691
Merkez:RueMari
eChri
sti
ne,
2201020Laeken
Tel
:02/4265119Faks:02/4257926
Şube:Pl
aceLi
edts18B,1030Schaerbeek
Tel
:02/2417760GSM:0486/901382
.
.
.
.
.
Pr
ot
est
ol
uevsahi
pl
er
i
ne
evkr
edi
siveşahsikr
edii
mkanı
Mevcutkr
edi
l
er
i
ni
z
it
ekkr
edi
de
t
opl
ayı
pyükünüz
ühaf
i
f
l
et
i
yor
uz
Tür
ki
ye’
denevveyaar
saal
mak
i
st
eyenl
er
ekr
edikol
ayl
ı
ğı
Uygunf
ai
zor
anl
ar
ıi
l
et
ami
r
at
vear
abakr
edi
l
er
i
Bat
i
bouw t
ar
i
f
el
er
i
mi
z
denyar
ar
l
anmak
i
çi
nacel
eedi
n
Sayfa 3x.qxp
16.05.2008
09:05
Seite 1
Mayýs 2008
GÜNDEM
3
mutfak’tan
CD&V’ye kadýn baþkan
Bölge ve Avrupa seçimlerine
hazýrlayacak. 51 yaþýndaki Marianne Thyssen halen Avrupa
Parlamentosu üyesi ve bu görevini býrakmayacak. Thyssen ayný zamnda Oud-Heverlee’de Belediye Baþkan yardýmcýsý.
Thyssen konuþmasýnda Leterme’ye saldýrýlara ve karalama
kültürüne son verilmesini istedi.
Thyssen’ýn seçilmesiyle birlikte Belçika’daki kadýn parti baþkanlarýnýn sayýsý da artmýþ oldu.
Þu anda SPA, Vl.Pro, Groen!,
CDH genel baþkanlarý ve Ecolo
eþ baþkanlarýndan biri kadýn.
Haber Merkezi
Flaman Hristiyan Demokrat
partisi CD&V üyelerinin yüzde
96,6’sýnýn oyunu alan Marianne
Thyssen rekor bir destekle partinin yeni baþkaný oldu. Baþbakan Yves Leterme tarafýndan
baþkan olmasý istenen Thyssen
genel baþkanlýk için tek adaydý.
Daha önce adaylýklarýný açýklayan Hendrik Bogaert ve Wouter
Beke, Thyssen lehine adaylýktan çekilmiþlerdi.
Flaman Hristiyan Demokratlarýnýn ilk kadýn baþkaný olan
Thyssen, partisini 2009 yýlýndaki
Partiler seçime hazýr Kongre ‘Keskin’ dedi
Siayasi partilerin muhasebelerinin
analizinden, Leterme I hükümetinin bozulmasý halinde, partilerin çoðunun seçimlere hazýr olduðu ortaya çýktý. De
Tijd gazetesine göre partiler seçim propogandasý için 20,7 milyon euro ayýrdýlar. Devlet hazinesinden yardým alan
tüm partiler muhasebe kayýtlarýný denetim için federal parlamentodaki ilgili komisyonun denetimine sunuyor. De
Tijd’ýn ele geçirdiði verilere göre Sp.aVl.Pro en yüksek seçim bütçesi ile dikkat çekiyor. Sp.a-Vl.Pro ittifaký seçim
kampanyasý için 5,8 milyon euro ayýrdý.
Seçim bütçesi olarak CD&V/N-VA 3,3
milyon euro, PS 3 miljyon euro, cdH 1,2
milyon euro ve MR 1,1 milyon euro
ayýrdýlar.
4 siyasi parti ise 1 milyonun altýnda
harcama yapmayý planlýyor.
Seçim kampanyalarý için Ecolo 0,9
milyon euro, Lijst Dedecker 0,3 milyon
euro, Groen! 0,4 milyon euro ve Vlaams
Belang 0,8 milyon euro kaynak ayýrdý.
Belçika Türk Ýslam
Diyanet
Vakfý
15.
Olaðan Kongresini yaptý.
Kongrede Diyanet Ýþleri
Baþkan Vekili ve Dýþ Ýliþkilerden
Sorumlu
Baþkan Yardýmcýsý Prof.
Dr. Mehmet GÖRMEZ
ve Dýþ Ýliþkiler Dairesi
Baþkaný Prof. Dr. Ali
DERE’nin
de
hazýr
bulunduðu belirtildi.
Kurul’a
Belçika’da
bulunan
Diyanet
Vakfýna baðlý Dernek Baþkanlarýnýn kendi aralarýndan
seçtikleri yedi Bölge Temsilcisi ve Brüksel, Flaman ve
Valon Bölgelerinden seçilen üç Koordinatör Din
Görevlisi de katýldý.
B.T.Ý.Diyanet Vakfý Basýn
Danýþmaný Coþkun BEYAZGÜL “19/11/2005 –
10/05/2008 tarihleri arasýnda Vakfýn bütün faaliyetleri
detaylý olarak ele alýnmýþ, muhasebe kayýtlarý ay ay incelenmiþtir. Neticede faaliyet ve muhasebe raporlarý kabul
edilmiþtir.” dedi. Vakfýn Yönetim Kurulu Baþkanlýðýna
Prof. Dr. Halife KESKÝN getirildi.
Flamanlar yurt dýþýnda
imaj çalýþmasý yapacak
Haber Merkezi
Flaman Hükümet Baþkaný
Kris Peeters ve Flaman Dýþ Politika Bakaný Geert Bourgeois
(N-VA) Flaman Bölgesi’nin
yurt dýþýndaki imajý konusunda
kaygýlýlar.
The International
Herald Tribune ve The New
York Times gibi bazý gazetelerde yayýnlanan makalelerde Flamanlar hakkýnda “þiddet kullanmayan faþizm” ve “etnik saflaþtýrma” sözcüklerinin kullanýlmasý Flaman Hükümet Baþkaný
Kris Peeters ve Flaman Dýþ Po-
litika Bakaný Geert Bourgeois’yý (N-VA) Flaman Bölgesi’nin yurt dýþýndaki imajý konusunda kaygýlandýrdý. Bu algýlamanýn yanlýþ olduðunu belirten
Bourgeois, Flamanlarýn kötü algýlanmasý konusunda Frankofonlarý suçladý. Bakan imaj düzeltme çalýþmasýnýn parçasý olarak Belçika’daki yabancý basýn
mensuplarýna düzenli olarak
basýn özetleri göndermeye baþladý. Bourgeois uluslararasý düzeyde Flamanlarýn daha iyi tanýtýlmasý için bir görevli atanmasýný istedi.
Binfikir’in renklerinden
biri de sizsiniz
infikir tüm Türk toplumunun ortak platformu.
Kiþiler ya da egolarýn deðil, kamu yararý ve
ekip çalýþmasýnýn ön planda olduðu, herkese ve her
kesime açýk olan bu platformda, evrensel deðerlerle
çeliþmeyen, terör veya ýrkçýlýk ya da ayrýmcýlýk savunmayanlar rahatça sesini duyurabilir. Binfikir, renklerinden birini de sizin oluþturduðunuz bir renk çümbüþüdür!
Yoðun siyasi ve sosyal gündem peþinde koþuþturmanýn yorgunluðunu iyice hisseder olduk. Yorulsak
da bu uzun soluklu maratonda koþumuz devam ediyor. Binfikir ekibi içinde yetiþen Genel Yayýn Yönetmenimiz Serpil Aygün uzun süredir reddettiði isteðimizi sonunda kabul etti. Aygün artýk ÝZlenÝM adlý köþesinde haber-yorumlarýyla Belçika’da iz býrakan geliþmeleri ele alacak. Bu köþeyi ise ekip olarak ortak
ya da nöbetleþe yazacaðýz. Bu arada arkadaþýmýz Erdem Resne’nin köþe yazýlarýna yeniden baþladýðýný da
mutlaka fark edeceksiniz.
Türk göçü Avrupa’da 50. yýlýna yaklaþýrken, Türkler
artýk sorunlarýný uygarca tartýþýyor ve çözüm yollarý
arýyorlar. Prestijli Egmont sarayýnda yapýlan 50. yýl
kongresine bu sayýmýzda geniþ yer verdik. Bu eðilime paralel olarak artýk 23 Nisan kutlamalarý ve Türklerin diðer etkinlikleri de Belçikalý Türklere yakýþýr,
saygýn mekanlarda yapýlýyor. Brüksel Güzel Sanatlar
Sarayý artýk Türklerin de uðrak yeri olmaya baþladý.
Belçika’ya Türk göçünün baþladýðý ilk yerlerden biri
olan Blegny’de gerçekleþtirilen Türk Günü, istenirse
çok kýsa bir sürede bile ne güzel baþarýlara imza atýlabileceðini gösterdi.
Haziran sayýmýza tatil karikatürü çizecek olan çizerimiz Gürcan Gürsel, “olayýn havasýna girmem gerekiyor” diyerek bir haftalýðýna Bodrum’a gitti.
Köþe yazýlarý, haberleri, söyleþileri, mizah yazýlarý
ve karikatürleri ile yine dolu dolu bir gazete hazýrladýk. Özellikle spor sayfamýzdaki farký fark etmemek
mümkün deðil.
B
Meyrem Almacý (Groen!) Federal
Meclis’e iki kiþi olarak girdi
FOTO POLÝTÝKA
Sayfa 4x.qxp
16.05.2008
09:08
Seite 1
Mayýs 2008
GÜNDEM
4
Kahvaltýya yoðun ilgi
Belçika Atatürkçü Düþünce Derneði´nin (BADD) Dernek lokalinde düzenlediði 4. Geleneksel Dostluk ve Dayanýþma Kahvaltýsý, organize
edenleri bile þaþýrtan yoðun bir katýlýmla gerçekleþti. Kahvaltýnýn anneler gününe rarstlamasý nedeniyle konuþmalarda anneler ön plana çýktý. Konuþmacýlar BADD’nin 23 Nisan kutlamalarýndaki katkýsýna da övgüler yaðdýrdýlar.
Erdinç Utku
ürk Dili ve Kültürü öðretmenleri, öðrenciler, veliler ve
BADD üyelerinin biraraya geldiði kahvaltýda Atatürkçüleri Büyükelçi
Fuat Tanlay, eþi sefire Yelda Tanlay,
Brüksel Hükümeti Devlet Bakaný Emir
Kýr, Brüksel Baþkonsolos Vekili Muavin konsolos Selen Evcit ve Eðitim Müþaviri Tolga Yaðýzatlý yalnýz býrakmadý.
Kahvaltýda bir konuþma yapan dernek baþkaný Ýsmail Sönmez Belçika’da
Atatürkçülerin uyum sorunu olmadýðýný vurgulayarak hem Türk hem de Belçika deðerlerine saygý duyduklarýný ifade etti. Sönmez 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramý kutlamalarýndaki baþarýlarýndan dolayý Türkçe ve
Türk Kültür Dersleri öðrencileri ve öðretmenleri Murat Tepe ve Gülay Tiryakioðlu’na teþekkür etti.
T
YAÐIZATLI:
OKUMA-YAZMA BÝLMEYEN
AVRUPALILAR VAR
Eðitim Müþaviri Tolga Yaðýzatlý “23
Nisan kutlamalarýnda BADD’nin gösterdiði performans takdire deðer” diyerek Avrupa’daki okuma-yazma bilmeyenlerin sayýsýna dikkat çekti. Avrupa’da 9 milyon okuma yazma bilmeyen
bulunduðunu belirten Yaðýzatlý “sanýlanýn aksine bunlarýn çoðu yabancý kökenliler deðil, yerli Avrupalýlar” dedi.
EVCÝT: ATATÜRKÇÜLÜK
YAÞAM BOYU SÜREN BÝR
FELSEFE
Brüksel Baþkonsolos Vekili Muavin
Konsolos Selen Evcit ise Boðaziçi Üniversitesinde öðrenciyken Atatürkçü
Düþünce Topluluðu baþkanlýðý yaptýðýný anýmsatarak “böyle bir ortamda bulunmaktan mutluluk duyuyorum” dedi.
Atatürkçü düþüncenin yaþam boyu süren bir felsefe olduðuna dikkat çeken
Evcit salonda bulunan kendi annesi ve
diðer annelerin anneler gününü kutladý. Evcit ayrýca BADD’nin 23 Nisan kutlamalarýna yaptýðý katkýlardan da övgüyle söz etti.
KIR: HEM ÝYÝ BÝR TÜRK
HEM DE ÝYÝ BÝR BELÇÝKALI
OLUNABÝLÝR
Dernek yöneticileri tarafýndan Belçika’nýn medarý iftiharý olarak sahneye
çaðýrýlan Emir Kýr yaptýðý konuþmada “
Aileleri biraraya getirdiðiniz için sizi
kutluyorum. Artýk etkinliklerimiz ailece
yapýlýyor. Tüm annelerin anneler günü-
Charleroi’da bilgi
yarýþmasý yapýldý
9-12 yaþ grubu öðrencilerinin katýldýðý bilgi yarýþmasýnda birinciliði
Farciennes’den
Muhammed
Barmaksýz, ikinciliði Chatelineau’dan Esmanur Yýlmaz, üçüncülüðü ise Charleroi’dan Ömer Akýllý
kazandýlar.
13-15 yaþ grubu öðrenciler arasýnda birinciliði Charleroi‘dan Muhammed Savsýn, ikinciliði Farciennes’den M.Timur Yýldýz ,üçüncülüðü ise Chatelineau’dan Derviþ Uyar
kazandýlar.
nü kutlamak istiyorum. Anneler çocuklarý büyütüyor. Babalar da görevlerini
unutmamalý. Ancak kahvehaneleri
mesken tutanlara gelin bir taþ atalým.
Onlar da annelere,yani eþlerine yardým
etsin. Zaman zaman kahvehanelerde
tek baþlarýna bulunuyorlar. Ailelerimize sahip çýkmalýyýz” diyen Kýr da 23 Nisan’a katkýsýndan dolayý BADD’yi kutladý. 1968 doðumlu olduðunu ve Türkçe dersleri alamadýðýný anýmsatan Kýr,
“Anadilini iyi öðrenenler diðer dilleri
de kolay öðreniyor. Hem özkültürümüzü öðrenin hem de bulunduðunuz ülke
külütrünü. Bugünlerde Almanya’da “iki
külürde birden bulunamazsýnýz” diye
bir tartýþma olduðunu söyleyen Kýr,
“Buna katýlmýyorum. Ayný anda hem
iyi bir Türk, hem iyi bir Belçikalý, hem
de iyi bir Avrupalý olunabilir” þeklinde
konuþtu.
TANLAY:
GALATASARAYLILARI DA
KUTLUYORUM
Büyükelçi Fuat Tanlay ise yaptýðý konuþmada anne-babalarý candan kutladýðýný ve diðer konuþmalardaki tüm
kutlamalara katýldýðýný ifade ederek
“bir kutlama unutuldu” dedi ve Galatasaraylýlarý kutladý.
Konuþmalardan sonra öðrencilere
baþarý belgeleri ve sponsor iþadamlarýnýn desteðiyle Atatürk hakkýnda bir kitap ve çeþitli armaðanlar sunuldu.
BADD Yönetim Kurulu üyesi Semiha
Erdemir, annelere gül daðýtarak, anneler gününü kutladý.
Sazz ‘N Jazz açýldý
Ýsmail Doðan
Ali Baðseven yönetimindeki Kültür Sanat Vakfý’nýn
lokali Sazz ‘N Jazz sanatçý
ve siyasetçilerin katýlýmýyla
açýldý.
Ressam Nazife Can’ýn sergisi ile açýlan lokal’de Sanatçý Cumali de bir konser verdi. Çeþitli sanat organizasyonlarýnýn yapýlacaðý lokalde, haftanýn dört günü de
canlý müzik yapýlmasý planlanýyor. Çarþamba, Perþembe, Cuma ve Cumartesi
günleri canlý müzik planlanýrken, her Perþembe jazz
müziði yapýlacak.
Kültür Sanat Vakfý Baþkaný Ali Baðseven Binfikir’e
yaptýðý açýklamada “ uzun
süredir Brüksel’de bir kültür
merkezinin ihtiyacýný hissediyorduk. Kültür sanat vakfý
olarak da temin ettiðimiz bu
lokali çeþitli kültürel ve sanatsal faaliyetleri gerçekleþtirmek üzere kullanmayý
amaçladýk. Burada haftanýn
dört günü canlý müzik yapýlmasýnýn yanýnda gerek
Türkiye’den gerekse Belçika’dan sanatçýlara, yeni ve
alternatif gruplara yer vermek istiyoruz. Tabii tüm hedeflerimiz bütçemizin elverdiði ölüçüde gerçekleþebilecek” dedi.
Düðünü sahneye taþýdýlar
“Masal-Türk Düðünü Oyunu” Brüksel’in prestijli kültür sanat mekanlarýndan Güzel Sanatlar
Sarayý BOZAR’da sanatseverlerle buluþtu.
Türkish Lady Derneði Baþkaný ve Schaerbeek
Belediye Meclisi üyesi Derya Alýç oyun baþlamadan önce yaptýðý konuþmada baþta Emir Kýr
olmak üzere tüm emeði geçenlere teþekkür etti.
Emir Kýr ise “Belçika’dan Türk gençlerinin bu
oyunu sahnelemesinin önemini” vurguladý.
Oyun sonrasýnda ise Cumali Bulduk ve Mahir
Tezerdi halk müziði konseri verdi.
TÜM DÜNYA İLE SON DERECE
DÜŞÜK FİYATLARA TELEFON
GÖRÜŞMESİ YAPIN
BELÇİKA İÇİ
TELEFON GÖRÜŞMELERİ
TÜRKİYE İÇİN
TELEFON GÖRÜŞMELERİ
DAKİKASI
0,17 €
*
İTİBAREN
DAKİKASI
€
0,20
BE
*
İTİBAREN
YURT İÇİ VE
YURT DIŞI SMS
GÖNDERME ÜCRETİ
DAİMA
0,13 €
*
SANİYE BAZINDA
GÖRÜŞME
=
SANİYE BAZINDA
ÖDEME
HAZIR KART SADECE
9,95€ **
7,50 € KONTÖR DAHİL
**FİYATA CEP TELEFONU DAHİL DEĞİLDİIR
*TARİFELER 1 AĞUSTOS 2007 İTİBARİYLE GEÇERLİDİR
BAĞLANTI ÜCRETİ ARAMA BAŞINA 7 EURO SENTTİR
BÜTÜN ÜCRETLERE BTW/TVA DAHİLDİR
TARİFELERİN TAM LİSTESİNİ GÖRMEK İÇİN
WWW.ORTELMOBILE.BE ADRESİNİ ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ
www.ortelmobile.be
BINFIKIR_0508.indd 1
8-5-2008 13:46:33
Sayfa 6x.qxp
16.05.2008
08:11
Seite 1
Mayýs 2008
GÜNDEM
6
elçika siyaset arenasý Kýrkpýnar’ý
geçti. 2009 Bölgesel Seçimleri
için güreþçiler yavaþ yavaþ meydana
iniyor. “Ýki yiðit çýktý meydane, ikisi de
birbirinden þahane… Pehlivan pehlivan... Yeniyorum diye sevinme, yeniliyorum diye yerinme...!” diyen çýðýrtkanlar yok burada ama bizim Türkçe
medyada bu iþi de diðer birçok uðraþlarýna ek olarak gazeteciler yapýyor.
Durup dururken adaylarýn ortaya
çýktýðýný nereden mi çýkardým? Hayýr,
Hilal Yalçýn’ýn sahaya inip maç baþlama vuruþu yapmasýndan deðil. Brüksel’de bizim iþimiz kolay. Ýþlerin kýzýþtýðýný ve adaylýk yarýþlarýnýn baþladýðýný
Emir Kýr’a yapýlan saldýrýlardan anlayabilirsiniz. Belçika basýnýna ya da Türk
basýnýna açýklama yapýp düþüncelerini
açýkça söylemeye cesaret edemeyen
Türk kökenli siyasiler rakiplerine çamur atma iþini taþeronlara yaptýrýyorlar.
Rakipleri konusunda “olumsuz haber”
yaptýrmak için takla atan siyasiler kapalý kapýlar arkasýnda haber sýzdýrma rekoru kýrýyorlar. Türkçemizde daha baþka sözler de var ama galiba bu durumu
en kibar þekilde “kaçak güreþmek” diye tanýmlayabiliriz.
Emir Kýr gece gündüz çalýþan biri. 11
Mayýs sabahý Atatürkçü Düþünce Derneði’nde kahvaltýdaydý, akþam ise Turkish Lady’nin Bozar’daki etkinliðinde.
Sürekli Türk toplumunun içinde. Fatih
B
erdincutku@binfikir.be
Emir Kýr ve kaçak güreþmek
Kýr siyasette basamaklarý emin adýmlarla çýkýyor. Bu uzun
koþuda Kýr’a çelme takmak isteyenler yine bizim aramýzdan
çýkar. O ünlü sözü “Türk’ün Türk’ten baþka düþmaný yok”
diye deðiþtirsek mi acaba?
Camii’nde bilgilendirme toplantýsý, FC
Anadol balosu, temizlik konusunda basýn toplantýsý, sit alanlarý, saha açýlýþý…
Düðün niþan, radyo, gazete... Her yerde Emir Kýr var. Kýr’ýn gelecek hafta
programý bu yazýya sýðmaz. Türk kökenli siyasiler arasýnda donanýmlý ve
çalýþkan biri olarak ön plana çýkýyor.
Bakanlýk görevi gereði yakaladýðý avantajý da bana göre çok iyi kullanýyor.
(Emir Kýr gibi kapý kapý dolaþýp
Türklere hizmet vermeye çalýþan Hilal
Yalçýn ve Fatma Pehlivan baþta olmak
üzere baþka baþarýlý ve çalýþkan Türkler
de var ama bu yazýyý Brüksel’e ayýrdým.
Biliyorum, Fatma Pehlivan da karalama
kampanyalarýndan nasibini aldý.)
Emir Kýr aday olur ve çok kolaylýkla
da meclise girer. Bundan kimsenin
þüphesi olmasýn. Ancak önümüzdeki
günlerde Kýr’ý hedef alan haber ve yazýlarýn sayýsýnda da artýþ görüleceði
muhakkak. Hem de Türk kökenlilerin
özel çabalarýyla yaptýrýlan türden.
Bu durumda ne yapmalý? Kaçak güreþenlerin oyununa alet olup Kýr’a mý
saldýrmalý? Ýþimiz çok zor!
Kýrpýnar’a biz er meydaný diyoruz,
ama Belçika siyaset arenasýnda geleneksel güreþ yerine Bizans oyunlarýnýn
baskýn olduðu bir dövüþ söz konusu.
Ben isterdim ki, rakipleri ve kendi partisinden Kýr’ýn ayaðýný kaydýrmak isteyenler çýksýn ortaya ve tüm suçlama ve
iddialarýný dile getirsin. Çaðýrsýnlar Belçika basýnýný bangýr bangýr anlatsýnlar.
Fransýzca ve Flamanca bilmeyenler gelsinler bize döksünler içlerini. Ama yazýlmak kaydýyla! Saatlerce anlatýp, ondan sonra da “sakýn yazmayýn” diyen
politikacýlardan býktým!
Yapýcý eleþtirilerin siyasileri geliþtireceðini düþünüyorum. Ortalýðý þakþakçýlarýn kapladýðý bir ortamda övgü sarhoþluðunun saðduyu kaymasýna yol
açma riski var. Kýsa sürede çok önemli
aþamalar kaydeden Kýr’ýn bunun farkýnda olduðunu sanýyorum. Kýr siyasette basamaklarý emin adýmlarla çýkýyor.
Bu uzun koþuda Kýr’a çelme takmak isteyenler yine bizim aramýzdan çýkar. O
ünlü sözü “Türk’ün Türk’ten baþka
düþmaný yok” diye deðiþtirsek mi acaba?
KÖSE: Erken seçim olasýlýðý yüksek
Böromuzu ziyaret eden Sait Köse
(MR) ve Mahinur Özdemir (CDH)
güncel konular üzerine açýklamalar yaptýlar.
Haber Merkezi
chaerbeek Belediye Baþkan yardýmcýsý Sait Köse(MR) koalisyonun normal süresini tamamlamasýnýn zor
olduðunu, 2009 yýlýnda Federal
seçimleri Bölgesel seçimlerle birleþtirme olasýlýðýnýn yüksek olduðunu söyledi. “Belçika bölünmeye doðru gidiyor. Daha çok reform istiyoruz diyen flaman partileri prim yapýyor. Belçika suni bir
þekilde bölünüyor. Flamanlar her
keresinde biraz daha oyalýyorlar.
Ýki toplumu birbirine baðlayan
fazlaca ortak nokta kalmadý” dedi. Koalisyonda kendi partisinin
aðýrlýðýný hissettirdiðini söyleyen
S
Köse, “Koalisyona PS ve CDH’ýn
daha sosyal bir boyut kazandýrdýðý iddiasý doðru deðil, PS koalisyona garibanlarý deðil kendini
kurtarmak için girdi. Birkaç bakanlýk kopararak rahatladý. Yýllardýr iktidara alýþmýþ bir partinin
muhalefette kalmasý zor. “þeklinde konuþtu. PS’i yolsuzluklarýn
üzerine gitmemekle suçlayan Köse son olarak PS’li yeni bir bakanýn önceki görevinde yakýt kartýný kötüye kullandýðý için istifa etmek zorunda kaldýðýný ifade etti.
2009 Bölge seçimlerine aday adayý olduðunu doðrulayan Köse
Brüksel’de bu seçimlerde 5
Türk’ün meclise girebileceðini
söyledi.
MAHÝNUR ÖZDEMÝR: EVET
GETTO POLÝTÝKACISIYIM
Binfikir gazetesindeki Speakers
Corner sayfasýnda Kamil Gözen’in
yazdýðý “Gettonun politikacýlarý”
yazýsý hakkýnda konuþan Özdemir,
“Evet þu an Getto Politikacýsýyým.
Az sayýda baþka milletlerden müslümanlar da oy verse de oylarýmýn
çoðu Türkler’den. Zamanla siyasette kendimi geliþtirerek Belçikalýlar baþta olmak üzere Belçika’daki tüm toplumlardan oy almayý,
tüm Belçika’nýn sorunlarý ile ilgilenmeyi düþünüyorum” dedi. Atatürkçü olduðunu, Cumhuriyet’e ve
Atatürk’e saldýranlara tepki gösterdiðini belirten Özdemir, “Eðitim,
deneyim ve donanýmýmý siyaset
aracýlýðýyla halkýn hizmetine sunmak istiyorum. Halen parti teþkilatýnda çalýþýyor olmam da bir avantaj” þeklinde konuþtu. Joelle Milquet’nin Özdemir’i kabinesine almak istediði ancak Özdemir’in bunu kabul etmediði öðrenildi.
Kiliseler
Müslümanlara
verilecek
Anvers Din Ýþleri’nden
Sorumlu Belediye Baþkan
Yardýmcýsý Philip Heylen
(CD&V) kullanýlmayan kiliselerin Müslümanlarýn
hizmetine sunulmasýný istedi.
Anvers’te halen 80 kilise
bulunuyor ve bunlarýn bir
kýsmý çok az kullanýlýrken
bir kýsmýnýn ise tamir edilmesi gerekiyor. “Tercih
yapmaya cesaret etmek
zorundayýz” diyen Heylen
“Niçin bazý kiliseleri Müslümanlarýn hizmetine sunmayalým? Anvers’teki camilerin çoðu ya evlerin arkasýnda ya da garajlarda,
Müslümanlarýn yere ihtiyacý var” þeklinde konuþtu.
Heylens kiliselerin kapatýlýp Müslüman toplumu tarafýndan yeni kullaným amacýna dönük olarak yeniden tamir ya da
inþa edilmesini öngörüyor. Heylen böylelikle
bütçe üzerindeki kilise
bakým ve tamir giderleri
yükünü de hafifletmek istiyor.
Sayfa 7xx.qxp
16.05.2008
09:21
Seite 1
Mayýs 2008
GÜNDEM
7
6 Türk kanalý
INDI-TURKUAZ paketinde
Belçika’nýn Flaman bölgelerinde belediyeler arasý hizmet veren kablo yayýn firmalarýnýn ortak kurumu olan INDI, 1 Mayýs’tan itibaren sunduðu INDI-TURKUAZ paketi ile 6
Türk kanalýný 56 Flaman kanalý ile birlikte izleme olanaðý yarattý.
Çaðlar: “Yayýn aðýný
geniþletmek istiyoruz”
Genk Belediye Baþkan Yardýmcýsý Ali Çaðlar ise yaptýðý
açýklamada, “bu paketin çok uygun koþullarda Flaman bölgesinde yaþayan vatandaþlarýmýza iyi
bir hizmet olduðunu düþünüyorum ancak geniþletilmesi gerektiðine de inanýyorum. Bizim
toplulumuz spora düþkün bir
toplum. Bu nedenle futbol karþýlaþmalarýnýn sunulduðu kanallarýn da bu pakete eklenmesi için
önümüzdeki günlerde gerekli
çalýþmalarý yapacaðýz” dedi.
Turan: “Çocuklarýmýzýn dillerini geliþtirmeleri için bu paket
çok faydalý”
Serpil Aygün
INDI Baþkaný Wim Dries, INDI
Baþkan yardýmcýsý ve Ýnterkabel
Baþkaný Güler Turan, Genk Belediyesi Baþkan Yardýmcýsý Ali
Çaðlar ve 6 Türk kanalý paketini
sunan DÝVA þirketi yöneticisi
Gürkan Kýnacý’nýn hazýr bulunduðu bir basýn toplantýsý ile INDI-Turkuaz paketi tanýtýldý. Turkuaz paketinde 56 Flaman kanalýna ek olarak Türk TV kanallarýndan ATV, Euro D, Star, FOX
TV, Samanyolu ve HaberTürk de
yer alacak. Flaman bölgesinde
yaþayan Türk vatandaþlarý çanak
antene gerek kalmadan, bir defalýðýna satýn alýnan bir decoder ve
aylýk 6,95 Euro karþýlýðýnda tüm
bu kanallarý izleyebilecekler. Bu
sistemin çanak antenlerin bazý
belediyelerde yarattýðý görüntü
sorunlarýný ortadan kaldýracaðýný
bildiren INDI Baþkaný Wim Dries, “bu sistemle Türk ailelerin bir
taraftan anavatanlarýndan kopmadan Türk kanallarýný izlerken,
diðer taraftan yaþadýklarý bölgede kullanýlan dilde yayýn yapan
56 kanala da sahip olacaklarýný,
böylece çocuklarýn okullarýnda
kullanýlan dile ait filmleri izleyerek, Flamanca’ya daha hakim
olacaklarýný” ifade etti.
22 yýl önce Genk Belediyesi
ile TRT Belçika’da yayýna baþla dý, þimdi yine Genk Belediyesi
devrede
Dries, paketin ortaya çýkýþ sürecini þöyle anlattý:” Yaklaþýk 1,5
yýl önce Genk Belediyesi Baþkan Yardýmcýsý Ali Çaðlar’dan
bölgede yaþyan Türk toplumuna Türk kanallarýný dijital olarak
sunma konusunda bize talep
geldi. Talebi deðerlendirdik ve
yayýnlarýn telif hakký gibi yasal
sorunlarýn olmadýðý bu 6 Türk
özel kanalýndan oluþan paketi
bulduk. Adýný Turkuaz koyduðumuz bu paket ile birlikte bölgede yayýn yapan 56 Flaman kanalýný da izleme olanaðý yaratarak pakete INDI-TURKUAZ adýný verdik. 22 yýl önce TRT’nin
Belçika’da yayýn yapmaya baþlamasý Genk Belediyesi’nin giriþimleri ile olmuþtu. Ne tesadüfdür ki bugün bu 6 özel kanalýn
yaynlanmasý da yine Genk Belediyesi’nden gelen talep ile oldu”
dedi.
INDI Baþkan yardýmcýsý ve Interkabel Baþkaný Güler Turan
da Ýnterkabel Baþkanlýðý göreviniüstelendiði günden beri böyle
bir proje için çalýþtýðýný ifade
ederken, “bu paket ile çanak
antenleri býrakýp, Flaman kanallarý ile birlikte Türk kanallarý izlenecek. Çanak antenler Flamanca öðrenimini çok engelliyor. Sadece Türk kanallarýný izleyen çocuklarýmýz Flamancalarýný geliþtiremiyorlar.Ancak bu
paketle birlikte çocuklarýmýz,
hem Flamanca kanallarý izlyerek dillerini geliþtirecekler hem
de Türkçe’den kopmayacaklar”
dedi.
Banka þikayetleri arttý
Bankalar, Krediler ve Yatýrýmlar Uzlaþtýrma
Kurumu þikayetlerde önemli ölçüde artýþ kaydetti. Bir önceki yýlda 1710 þikayet yapýlmasýna karþýn bu sayý 2007 yýlýnda 2173’e ulaþtý.
Yüzde 25’lik artýþ dikkat çekerken þikayetlerin yüzde 40’ýnýn olumlu sonuçlandýðý belirtil-
di. Yatýrým araçlarý konusundaki þikayetler sýralamada en üste yer alarak þikayetlerin
1/3’ünü oluþturdu. Çalýnmýþ banka ya da kredi kartlarýnýn kötüye kullanýmý hakkýndaki þikayetler de 2007 yýlýnda yüzde 8’den yüzde
12’ye çýktý.
leylaertorun@binfikir.be
Devlet sekreteri
Belçika’da yaþayan Türk toplumu mensuplarýnýn
hayatýna politika ile birlikte sosyal ve politik jargon
da girmiþ oldu. Hatta bu, bazý Türk kökenli politikacýlarý özel Türkçe dersleri almaya ya da Türkiye’ye
Türkçe kurslarýna gitmeye kadar itti. Bu arada bazý
kavramlarý ya da sýfatlarý bire bir tercüme etmekle birlikte, Türkiye’de tam karþýlýðý olmayan birtakým görevler vardý ki bunlarý çevirmek güçtü. Bunlarýn baþýnda «échevin-schepen» ve «secrétaire d’état………………… » sýfatý/kavramý geliyordu. Henüz
Belçika politikasýnda Türk kökenli politikacýlar yokken, Schaerbeek Belediyesi’nde görevli arkadaþýmýz
Cem Argilli, halka yapýlan duyurularda Echevin’ý encümen diye çevirmiþti. Daha sonra, ben de ayný Belediye’de çalýþmaya baþlayýnca bunu önerim üzerine
«Þu konudan sorumlu Belediye Baþkan Yardýmcýsý» diye çevirmeye baþladýk. Bazý «ileri gelen bilmiþ abilerimiz» ilk seçilen Türk asýllý politikacýlarýn da böyle kullanmasýndan rahatsýz olup serzeniþte bulundular.
«Kim bunu böyle çevirip adamlarý havalara soktu yaa!»
diye kýzdýlar.
Esasýnda benim Türkçe’yi ve kavramlarý doðru çevirmek çabam dýþýnda Emirdað eski Belediye Baþkaný’nýn da bu konuya katkýsý olmuþtu. 12-13 yýl kadar
önce Belçika’dan Schaerbeek ve Anderlecht Belediyesi ile Türkiye, Ýspanya ve Fas’tan Belediyeler arasý
bilgi alýþveriþi ve ziyaretlerin yapýldýðý bir proje gerçekleþtirilmiþti. Türkiye’den gelen misafirlerin Fransýzcasý olmadýðý için benden yardým istenmiþti ve ben de
o zaman gönüllü olarak onlara Anderlecht Belediyesi’nin iþleyisi ile incelemede çevirmenlik yapmýþtým.
O sýrada «echevin» görevinin bir encümen azasýnýn
yetkilerinden fazla olduðunu anlattýðýmda, Ýsmet Güler de belediye baskanlýðý yetkisine daha yakýn olduðunu teyit etmiþti.
Þimdi gelelim «secrétaire d’état» yani devlet sekreterliði kavramýna. Esasýnda burada çeviri daha kolay, birebir olduðu gibi çevirebiliriz. Ancak Türkiye’de bu tür
bir bakanlýk olmadýðý için ve sekreterlik kelimesinin
«önemsiz» gibi görülmesi nedeniyle bunu «devlet bakaný olarak tercüme etmeyi bazýlarýmýz uygun görmüþtür. Kesinlikle doðru bir çeviri deðildir, zira devlet bakanlýðý da mevcuttur Belçika siyasi arenasýnda. Türkiye’deki «devlet bakanlýðý» ile ise hiç mi hiç alakasý yoktur, çünkü o bakanlar bir bakýma hükümet protokolünün baþýndaki bakanlar, baþbakan yardýmcýlarýdýr.
Bu konunun esasýnda çok tartýþýlmasýnýn nedeni
bizden birinin, yani Emir Kýr’ýn Brüksel Hükümeti’ne
Devlet Sekreteri olmasý ile ilintilidir. Bazýlarý küçümseyici bir tavýrla altýný çizmiþ, bazýlarý da ya bilmediðinden ya «kýyak yaptýðýndan» yanlýþ çevirmiþtir. Binfikir bünyesinde de bu çok tartýþýlmýþtýr, çünkü dilleri ve kavramlarý düzgün kullanmaya gayret gösteren
gazeteciliðin bütün ilkelerini önemseyen bir yayýn
aracý olma gayretindedir.
Emir Kýr’a gelince, devlet sekreteri olarak küçülmez, zira geldiði yer çok önemlidir. Ayrýca kendisine
‘devlet bakaný’ deðil de, ‘bakan’ diye hitap edilmesi
daha doðrudur. Açýklýk getirmek gerekirse, kendisi
Brüksel Bölgesi Hükümeti’nde Baþkan’ýn yetkilerinin
bir kýsmýndan sorumlu Devlet Sekreteri’dir, ama ayný
zamanda bu hükümetin Bakaný olarak Fransýz Topluluðu Hükümeti’nde yer almaktadýr.
Sayfa 8x.qxp
16.05.2008
08:21
Seite 1
Mayýs 2008
GÜNDEM
8
Sorunlar belirlendi, çözüm arandý
Avrupa Türk Koordinasyon Kurullarý, Türk Dünyasý Vakfý (TÜDEV), Doðu-Batý Enstitüsü (EASTWEST INSTITUTE) ve Türk Kadýnlar Derneði (AIMEE) iþbirliði ile düzenlenen ve Türkiye ve Avrupa’nýn çeþitli ülkelerinden konuþmacý ve davetlilerin katýldýðýý « 50. Yýlýna Doðru Avrupa Türklerinin Durumu ve Türkiye Avrupa Birliði Ýliþkilerindeki Etkileri » konulu sempozyumda Avrupalý Türklerin sorunlarý masaya yatýrýldý.
müz” diye açýklayan bir toplum olduk.
Bunu anlayamýyorum”dedi ve Türk
derneklerinin bir çatý altýnda toplanarak
birlikte bir þeyler yapmalarýný önerdi.
Haber Merkezi
ürk Devlet ve Topluluklarý
Dostluk Kardeþlik ve Ýþbirliði
Vakfý (TUDEV) Genel Baþkaný
Prof. Dr. Abdulhaluk Çay’ýn yönettiði,
Türkiye’den AKP milletvekilleri Prof.
Dr. Ziya Ýrveç(Antalya), Cevdet yýlmaz(Bingöl) ve Nuri Uslu’nun (Uþak)
da arasýnda olduðu çok sayýda konuþmacýnýn yer aldýðý toplantýda, sivil toplum örgütü temsilcileri, uzmanlar, Türk
kökenli siyasiler ve resmi temsilciler
hazýr bulundu. Belçika’dan Federal
Milletvekili Hilal Yalçýn (CD&V), Genk
Belediye Meclisi Üyesi Ali Çaðlar(CD&V), Schaerbeek Belediye Meclis Üyesi Mahinur Özdemir(CDH),
Schaerbeek Belediye Meclis Üyesi Halis Kökten(CDH), Flaman Uyum Bakaný Marino Keulen’ýn danýþmaný Hakan
Çeliköz(VLD) ve Brüksel Bölgesi Hükümeti Eþit Haklar Bakaný Brigette
Grouwels’ýn danýþmaný Nebahat Acar
gibi siyasiler Belçika Atatürkçü Düþünce derneði Baþkaný Ýsmail Sönmez,
Belçika Türk Spor Federasyonu Baþkaný Hüseyin Dönmez ve EYAD Baþkaný Metin Edeer gibi sivil toplum temsilcilerinin yer aldýðý toplantýda T.C.
Brüksel Büyükelçisi adýna Baþkonsolos
vekili Selen Evcit ve T.C. Brüksel Büyükelçiliði Eðitim Müþaviri Tolga Yaðýzatlý hazýr bulundu.
Avrupa’da yaþayan Türk toplumunun
entegrasyon, asimilasyon, eðitim, AB
üyeliði ve Türkiye ve Türklerin Avrupa’daki imajý, ülkeler arasý bürokratik
iþlemlerde yaþanan sorunlar, psikolojik
ve cinsel sorunlara kadar pek çok konunun konuþulduðu kongrenin ilki
Brüksel’de gerçekleþirken, ikincisinin
Almanya’da düzenleneceði bildirildi.
Ayrýca kongrede ele alýnan konularýn
kitaplaþtýrýlacaðý da kaydedildi.
Brüksel’de önemli toplantýlara mekan olan prestijli Egmont Sarayýnda
gerçekleþen Kongrede ilginç öneriler
sunuldu.
T
Türkiye'deki parti yöneticileri
Avrupalý Türkler’den elini çeksin!
Cinsel sorunlarýn çözümü boþanma
ya da 3. þahýslarda aranýyor
Seksolog Semiha Taþ ise “Türkler
cinsel sorunlarýný çözmek yerine cözümü boþanmada ya da üçüncü þahýþlarda arýyorlar”diyerek Seksolog olarak
kendisini topluma kabul ettirmekte
baþlangýçta zorlandýðýný ama daha sonra kendisini “Haydar Dümen’in yaptýðý
iþi yapýyorum” diye sunarak ifade edebildiðini söyledi. Türk kadýnýnýn kendi
vücudunu tanýmadýðýný söyleyen Taþ,
erkeklerin de sorunlarý hep kadýnda
aradýðýný ifade etti.
Almanya Türk Dernekleri
Koordinasyon kurulu Genel
Sekreteri ve Köln Koordinasyon kurulu Baþkaný Celal Öztürk “ Türkiye'deki parti yöneticileri burada iþlerimize çok karýþýyor. Buradan elinizi
çekin! Türkiye iç siyasetini Avrupa’daki
Türkler arasýna taþýmayýn. Bizi bize býrakýn, bizi bize düþürmeyin. Daha 70’li
yýllardan beri burada siyasi partilerin
kollarý var. Bizi rahat býrakýrlarsa daha
rahat çalýþýrýz” dedi.
Türk toplumunun yoðun yaþadýðý
her bölgeye temsilci atansýn
Genk Belediye Meclisi Üyesi Ali Çaðlar(CD&V) Türk devletinin desteðini
Avrupalý Türklerin yanýnda hissetmek
istediðini ifade ederken, hizmeti vatandaþa yaklaþtýrmak için konsolosluklara
ek olarak Türklerin yoðun olarak yaþadýðý yerlere temsilci atanmasýný istedi.
da pek çok negatif görüþler oluþtu. Bunun 3 temel nedeni var. Birincisi, Türklerin Avrupa'ya göç nedeninin ekonomik olmasý, ikincisi medyanýn etkisi,
üçüncüsü ise Avrupalý politikacýlarýn iç
politika hesaplarý. Bunu deðiþtirmek
için pozitif imajý yükseltmemiz gerekli"
dedi.
Türk toplumunda bozulma dikkat
çekici. Dernekler birleþip bu duruma
bir çare bulmalý
Avrupalý Türkler iki kimlik
sorunu yaþýyor
Türk kökenli Federal Belçika Milletvekili Hilal Yalçýn Türk vatandaþlarýnýn yaþadýklarý ülkelerde karþýlaþtýklarý
en büyük sorunun “iki kimliðin en iyi
þekilde bir araya getirilmesi” olduðunu
söyledi.
Entegrasyona evet,
asimilasyona hayýr!
AKP Bingöl Milletvekili Cevdet Yýlmaz, " Avrupa da Türkler de 50 yýl öncesine göre çok deðiþti. Artýk Avrupa'da yaþayan Türklerin hak ettikleri
saygýyý ve ilgiyi görmesi gerekiyor. Geleceðimiz için çocuklarýmýza yatýrým
yapmalýyýz ancak entegrasyon ve asimilasyonu da ayýrt etmeliyiz. Entegrasyonu destekliyoruz fakat asimilasyona
sonuna kadar karþýyýz" dedi.
Türklerin pozitif imajýný
yükseltmek gerek
Toplantýda konuþan Doðu-Batý Enstitüsü Baþkan Yardýmcýsý Greg Austin,
"Avrupa kamuoyunda Türkiye hakkýn-
Psikolog Serpil Özhan dil sorunu nedeniyle Türkiye’den gelenlerin statü
düþüklüðü sorunlarý yaþadýðýný belirterek çoðu lise mezunu ya da üniversiteden ayrýlýp gelenler Belçika’da daha iyi
bir yere gelmiyorlar. Burada bir kötüye
uyum süreci yaþanýyor” dedi. En çok
depresyon sorununa rastlandýðýný ifade
eden Özhan, “Sosyal fobiler, alkol ve
diðer madde baðýmlýlýðý, akraba evliliði”
gibi sorunlarýn da sýkça gözlendiðini
söyledi.Genel bir bozulma olduðunu
ancak “Türklerdeki bozulmanýn daha
fazla dikkat çektiði”ni ifade eden Özhan eðitime yeterince önem verilmediðini ve bir küfürlü konuþma kültürü
oluþtuðunu söyledi. “Her türlü olumsuzlukta dýþ çevreyi suçlayan, olumsuzluklarý, “biz böyleyiz, bu bizim kültürü-
Türkiye’den alýnan belgeler yerel
yönetimlerce tanýnmýyor
Avukat Kýsmet Ülgen ise konuþmasýnda Türkiye ve Belçika arasýnda vatandaþlarýn karþýlaþtýklarý hukuki sorunlarý dile getirdi. Ülgen “Türkiye’nin
üvey deðil, öz evladý hissine kapýlmak
istiyoruz” dedi. Ülgen, Türkiye’den alýnan belgelerin bazý belediyeler tarafýndan tanýnmama sorunlarý yaþandýðýný
ifade etti. T.C. Brüksel Büyükelçisi adýna Baþkonsolos vekili Selen Evcit yanýt
vererek bunun yerel yönetim düzeylerinde yaþandýðýný, konsolosluklarýn
verdiði resmi belgelerin tanýnmasý gerektiðini dile getirdi. Evcit, sorunlar yaþanýyor ancak gerekli durumlarda yerel
yönetimleri arayýp devreye giriyor ve
sorunlarý çözüyoruz, dedi.
Sempozyumu baþarýlý bir þekilde yöneten TUDEV Genel Baþkaný Prof. Dr.
Abdulhaluk Çay ilk kez bu çapta büyük bir toplantý düzenlendiðini, bu
toplantýda saptanan sorunlarýn üniversitelerimiz ya da Avrupa’daki üniversiteler tarafýndan araþtýrýlmasýnýn düþünülmesi gerektiðini, toplantýda dile getirilen sorunlarýn ilgili merciler tarafýndan deðerlendirilmesini istedi.
Sempozyum’un organizatörlerinden
Belçika Türk Dernekler Koordinasyon
Kurulu Baþkaný Enver Arslan Binfikir’e
yaptýðý deðerlendirmede “Belçika’daki
tüm sivil toplum örgütlerini davet ettik.
Katýlýmdan ve gösterilen ilgiden memnunuz. Baþlangýcý biz yaptýk, devamýný
diðer arkadaþlar getirirler Sorunlarý
tespit ettik, Türkiye’de gerekli mercilere iletilecek. Sorunlarýmýz bitmez ama
en azýndan mesajlarýmýz yerine ulaþýrsa
problemlerimiz azalýr. Sempozyumu
bir kitap haline getirip yayýnlayacaðýz.
Ýlgili Sivil toplum Örgütleri ve resmi
makamlara ulaþtýracaðýz” diyerek memnuniyetini dile getirdi. Türk Kadýnlar
Derneði (AIMEE) Baþkaný Esma Caner
baþarýlý bir ev sahipliði yaparken Kenan Daðgün’ün de arý gibi çalýþtýðý görüldü.
DHB163-250x350-Tk.pdf
27/02/06
14:06:23
Brüksel’den Afyon’a
yol epey uzun!
C
M
J
CM
MJ
CJ
CMJ
N
Ama merak etmeyin, “DHB seyahat destek paketi” Avrupa’da ve Türkiye’de,
Anadolu’nun her kö≤esine kadar size yolda≤lık etmek için hazır.
Tasasız ve huzur içinde tatile çıkmak her ailenin rüyasıdır. Ama maalesef,
Üstelik “DHB seyahat destek paketi”, baska paketlerin aksine aracınızın
bazen yolda ba≤ınıza hesapta olmayan problemler gelebilir. Böyle
Anadolu’da kar≤ıla≤abilece∑i problemlerde de yanıba≤ınızda. Bu Belçika’da
durumlarda pani∑e kapılmanıza artık hiç gerek yok! Dünyanın neresinde
bir ilk! Bize danı≤madan yola çıkmayın! Daha fazla bilgi için:
olursanız olun Inter Partner Assistance’ın DHB Bank mü≤terileri için özel
Brüksel ≤ubesi
tel. 02 221 04 67
olarak hazıladı∑ı “DHB seyahat destek paketi” hemen yardımınıza ko≤uyor.
Anvers ≤ubesi
tel. 03 229 19 30
Ipa Inter Partner Assistance NV/SA, compagnie d'assurance agréée
sous le numéro de code 0487 pour pratiquer les assurances voyage.
Numéro d’entreprise TVA BE 0415.591.055 RMR Bruxelles
Avenue Louise 166 B1 - 1050 Bruxelles
tél: +32(0)255 04 00 • www.ip-assistance.be
CBFA 61143, TVA BE 0464.655.437, RPM Bruxelles
www.dhbbank.be
Sayfa 10x.qxp
16.05.2008
08:35
Seite 1
10
Mayýs 2008
Sivil Toplum
Anadolu Yardýmlaþma Derneði
adnanyildiz@binfikir.be
Deðerler, normlar ve
kültür
ocuklarýmýzý eðitirken, yetiþtirirken hangi deðerleri
normlarý vereceðimizi veya verdiðimizi düþünüyor
muyuz?
Bir kiþiyi kiþi yapan ondaki deðerler ve kültürüdür.
Geçenlerde Flaman velilerin çocuklarýna hangi deðerleri vermek istedikleri hakkýnda bir anket yapýldý (sonucu
birazdan vereceðim). Ýlgimi çekti ve ben de Anvers’teki
Türkler (bana gelen kursiyerler) arasýnda küçük çaplý bir
anket yaptým. Fazla yorum yapmadan çýkan sonuçlarý ve
ilk yediyi sizlere vermek istiyorum.
Deðerler: Din, vatan, bayrak, namus, aile, örf-adet,
Maalesef, bazen
saðlýk
Kültür: Örf-adet, yemek,
toplumumuzdan,
bayramlar, düðün, el öpme,
Belçikalýlar için,
kahve kültürü, eve girerken
ayakkabý çýkarma.
“bu gavurlarda
Flamanlarda ankette çýkan
deðer var mý, bun- ilk 7 deðer: Dürüstlük, saygý,
nezaket, sorumluluk, baðýmlar insan mý“ gibi
sýzlýk, saðlýk, geniþ düþünme.
sözler duyuyourz.
Flamanlarda kültür denildiÞimdi bu ankette
ðinde ise genelde müzik, tiortaya çýkan ve bi- yatro, film, sanat, mimari yapýlar söylenmiþ.
zim gavur dediðiMaalesef, bazen toplumumuzdan, Belçikalýlar için, “bu
miz Flamanlarýn
gavurlarda deðer var mý, bunçocuklarýna verlar insan mý” gibi sözler duyumek istedikleri deyoruz. Þimdi bu ankette ortaðerlere baktýðýmýz- ya çýkan ve bizim gavur dediðimiz Flamanlarýn çocuklarýda hepsi önemli
na vermek istedikleri deðerlere baktýðýmýzda hepsi önemli
deðerlerdir.
deðerlerdir. Kendine ve karþýsýndakine dürüst olmak, herkese milliyet ayýrmadan, cinsiyet ayýrmadan, din ayýrmadan saygýlý olmak, herkese nazik davranmak, sorumluluk
almak, baþkalarýný deðil kendini sorumlu tutmak, baþkalarýndan beklemeden kendini sorumlu görmek, kimseye
yük olmadan, kimseden bir þey beklemeden baðýmsýz yaþamak, saðlýklý yaþamak ve geniþ düþünmek deyince de
yabancýlarý, diðer dinleri ve eþcinselleri vs anlamak geliyor.
Bizim anket sonucuna baktýðýmýzda da ifade edilen her
deðer, çok mu çok önemli.
Belçikalýlarýn vermek istedikleri deðerler de önemli.
Hangisi iyi? Her ikisi de iyi.
Bu deðerlerden hangisi size, yaþam tarzýnýza uygunsa
onu alýr ve çocuðunuza vermeye çabalarsýnýz. Ben sadece arada þu farký görüyorum; bizimkiler genelde toplumsal deðerler, Flamanlarýnkiler kiþisel deðerler.
Benim kiþisel olarak çocuklarýma vermek isteðim deðer
ve kültürü de ayrýca söylemek istiyorum.
Deðerler: Ýslam, ar-namus, aile, yurttaþlýk, saygý, dürüstlük, dayanýþma, helal.
Kültür: Dil, örf-adet, arkadaþlýk, yemek, müzik, komþuluk, abi-ablalýk
Allah çocuklarýmýzý eðitirken yetiþtirirken yardýmcýmýz
olsun.
Ç
Belçika’da yaþayan Türkler arasýnda kaynaþma ve
gelenk, örf ve adetlerin
burada yaþayan yeni nesile aktarýlmasý konusunda çalýþmalar yanýnda,
Türkiye’de yaþayan yoksul vatandaþlara yönelik
de yardým faaliyetleri organize eden Anadolu
Yardýmlaþma Derneði’nin
çalýþmalarýný Dernek Baþkaný Hakký Gülal Binfikir
okurlarý için anlattý.
Ayla Buyuran
Derneðinizi biraz tanýtýr mýsý nýz? Ne zaman ve nasýl kuruldu?
Derneðimiz kuruluþunda cenaze fonu olarak faaliyete baþladý, daha sonra 2006 yýlýnýn
sonlarýna doðru birkaç sevgili
abimizin de desteði ve önerisiyle çalýþmalarýmýzý dernek çatýsý altýnda toplamaya karar
verdik. Bunun sonunda da
2007 yýlýnda resmi olarak derneðimiz kurulmuþ oldu. Derneðimizin kurulduðu andan itibaren Baþkanlýk görevini ben
yürütüyorum. Þu anda hala ilk
yönetim kurulumuz iþbaþýnda.
Kendi bölgemizde (Konya'da)
belli bir kýrsallýk mevcut ve
yardýma ihtiyacý olan pekçok
engelli insanýmýz var. Onlara
nasýl yardýmcý olabiliriz diye
düþündük ve çalýþmalarýmýzý
bu yönde yapmaya karar verdik. Derneðimizin öncelikli
amacý engelli insanlara yardýmcý olmak, sivil toplumda belli
bir anlaþma ve kaynaþmayý
gerçekleþtirmek. Ayný zamanda gençlerimizle ilgilenmek istiyoruz, daha iyi eðitim almalarý ve eðitimlerini tamamlayabilmeleri için bir þeyler yapmak
istiyoruz.
Derneðinizin kaç üyesi var
ve kimler nasýl üye olabiliyor?
Derneðimiz herkese açýk, sadece Konyalý hemþehrilerimiz
deðil herkes derneðimize katýlabilir. Bugün itibariyla aþaðý
yukarý 300’e yakýn kayýtlý üyemiz mevcut.
Kuruluþunuzdan bugüne kadar olan zaman diliminde derneðinizin gerçekleþtirdiði faali yetlerden bahseder misiniz?
Engelli insanlarýmýzý desteklemek amacýyla ilk olarak 54
akülü, 10 aküsüz olmak üzere
64 tane tekerlekli sandalyeyi
Konya'ya gönderdik. Çalýþmalarýmýz ilk olara bu þekilde baþladý. Daha sonra da ihtiyacý
olan ailelere giysi yardýmý yaptýk. Çocuklarýn eðitimlerine
katký saðlamak amacýyla pantolon, kazak gömlek, palto ve
ayakkabýdan oluþan aþaðý yukarý 10 bin parça giysi gönderdik. Giysiler buradaki vatansever bir arkadaþýmýz tarafýndan
temin edildi. Ek olarak bir de
bebekler için giysi gönderdik.
Genel olarak buna ‘sivil toplumu giydirme projesi’ de diyebiliriz. Ramazan programý organize ettik. Böylece sivil toplumdaki dernekler ve arkadaþlarýmýzla iliþkilerimizi pekiþtirmiþ ve ayný zamanda derneðimizin de tanýtýmýný yapmýþ olduk. Önümüzdeki günlerde
Schaerbeek’te Nasrettin Hoca
Þenlikleri gerçekleþecek. Bu
dernekler arasý ortak çalýþmanýn sonucunda ortaya çýkan bir
organizasyon ama Nasrettin
Hoca Konyalýlar ve Akþehirlilerin dedesi sayýldýðýndan, organizasyonda biz daha fazla sorumluluk alýyoruz. Nasrettin
Hoca Þenlikleriyle çocuklarýmýzýn ve gençlerimizin kendi kültürlerini daha iyi tanýmalarý ve
kültürlerini unutmamalarýný
saðlamayý amaçlýyoruz.
Dernek olarak gelecekte
yapmayý düþündüðünüz faaliyetler nelerdir?
Konya bölgesindeki engelli
insanlara tekerlekli sandalye
sözü vermiþtik, 20 Temmuz
2008’de tekrar bir týr dolusu
yaklaþýk 54 tane tekerlekli sandalye göndermeyi planlýyoruz.
Ayrýca Konya'da yeni açýlan 80
yataklý bir hastane için yatak
götürmeyi düþünüyoruz.
Tabii ki yeni olduðumuzdan
dolayý sivil toplumla kaynaþmayý gerçekleþtirmek istiyoruz.
Belçika'daki gençlerin eðitim
seviyelerinin yükselmesini isti-
yoruz ve elimizden geleni de
yapmaya hazýrýz. Buradaki sorunlarýmýzýn pek çoðu eðitim
yetersizliðinden kaynaklanýyor.
Gelecek nesillerin daha iyi eðitim alabilmesi için, daha iyi
yerlere gelebilmeleri için eðitimle ilgili çalýþmalar yapmak
istiyoruz.
Belçika'daki diðer dernekler le ortak projeler yapýyor musunuz?
Emirdað Yardýmlaþma ve Dayanýþma Derneði (EYAD), Turkish Lady Derneði, Anvers'deki
Türk Dernekler Birliði ile çalýþmalarýmýz oldu. Nasrettin Hoca
Þenlikleri de diðer derneklerle
yapýlan çalýþmalarýn sonucunda ortaya çýkan bir projedir.
Geçen yýl diðer derneklerle
birlikte bir kurban projemiz oldu. Konya'ya aþaðý yukarý
310'a yakýn kurban gönderdik.
Bundan sonra da bize teklif
getiren her dernekle çalýþmaya
açýðýz. Projelerimizi ne kadar
geniþletebilirsek, ne kadar çok
kiþiyle baþarýlý olabilirsek ve sivil toplumla ne kadar iç içe
olabileceðimizi hissedersek,
buna açýk her dernekle çalýþmayý istiyoruz”
Buradaki Türklerin konumu
ve sorunlarýyla ilgili ne düþünüyorsunuz?
Belçika'daki Türklerin pek
çok sorunu var. Bunlarýn
baþýnda eðitimsizlikten kaynaklanan sorunlar geliyor. Eðitimli insanlarýn davranýþlarý ve
düþünceleri daha farklý oluyor.
Daha önce de söylediðim gibi
bu durumu nasýl deðiþtirebiliriz
diye düþünüyoruz ve bu konuda projeler geliþtirmek istiyoruz. Çocuklarýmýzý þimdiden
eðitebilirsek, yetiþtirebilirsek,
kültürlerimizi tanýtabilirsek gelecek nesillere bir katkýmýz
olacaðýna inanýyoruz.
Sayfa 11x.qxp
16.05.2008
08:26
Seite 1
Mayýs 2008
SÝZbize
11
‘Boþanma kötü, ama boþanmanýn
kolaylaþtýrýlmasý iyi bir geliþme’
Mustafakor@binfikir.be
Bu ay Halkýn Nabzý için Sint-Niklaas’taydýk. Belçika’da boþanmanýn
kolaylaþtýrýlmasý konusunda halkýn nabzýný tuttuk.
Cumali Kaya / iþçi
Boþanmalara
üzülüyoruz.
Boþanma sonuç vermiyor.
Yeni nesil evlenmeyi ciddiye almýyor. Sorumluluk kabullenemiyorlar. 18 yaþýný
geçen genç
maddi baðýmsýzlýðýný eline
alýnca daha farklý biri oluyor. Evlilikten hemen vazgeçebiliyorlar. Biraz daha sabýr göstermeleri gerek. Mücadele edilmeli, “boþanalým” kelimesi en ufak bir anlaþmazlýkta kullanýlmamalý. Evliliðe adým atarken adam gibi
düþünsünler. Bu iþ çocuk oyuncaðý deðil.
Özellikle de biz Türklerde.
Battal Tanrýkulu / iþveren
Ýki taraf anlaþamadýðý takdirde
hýzlý boþanma
daha iyidir. Ancak boþanmayý
önlemek için insanlarýn önceden önlem almasý lazým. Kiþilerin karþýlýklý
sevgi ve saygýyý
býrakmamasý gerekiyor. Anlayýþlý olmalarý ve
birbirlerini desteklemeleri, boþanma derecesine ulaþmadan ellerinden gelen bütün çabayý sarfetmeleri gerekir.
Fevzi Kaya / bakkal
Boþanma kötü
ama boþanmanýn
kolaylaþtýrýlmasý
iyi bir geliþme.
Zaten boþanacak
olan çiftlerin hayatýný kolaylaþtýrýr. Biran önce
kendi yolunu çizer. Yürümeyen
bir evliliði zorlamak mantýklý deðil. Ama boþanma Türklerde de çok. Bu kültür farkýna dayanýyor, gelin veya damat Türkiye’den gelince ayak uyduramýyor.
Fehmi Alýþýk / liman iþçisi
Boþanmanýn kolaylaþtýrýlmasýný
doðru buluyorum.
Son yýllarda Belçikalý veya Türkler
çocuklarýnýn eðitimi konusunda sorunlar yaþýyorlar.
Çocuklarýný iyi yetiþtiremiyorlar. Evlilik ve ailenin
önemini anlatamýyoruz. Örf ve adetler unutuluyor. Sorumluluk ve dayanýþma
duygusu eksik kalýyor. Bu da evliliklere
yansýyor. Anne-babalar kýz çocuðu olsun,
erkek çocuklar olsun çocuklarýný iyi eðitsinler. Normalde ben boþanmayý normal karþýlamýyorum ama boþanma kolaylaþýnca belki
daha fazla dikkat ederler ve daha saðlýklý
olur.
Ramazan Köse / çaycý
Boþanmanýn kolaylaþtýrýlmasý iyi
bir þey deðil. Zaten boþanmalar
artýyor. Kendi isteðiyle evlenenler için boþanma
için 6 ay ayrý
kalmak þartý çok
kýsa. Daha uzun
süre birlikte olmayý denemeliler. Anne-baba
yönlendirmesi ile evlenenler için boþanmanýn kolaylaþmasý iyi.
Hanefi Kýlýnç / metal iþçisi
Belçikalýlar “evlilik” kurumuna
yeterince önem
vermiyor. Evlilik
suç gibi görünüyor. Yýllarca sürünüleceðine kolay boþanýlmasý
daha iyi. En
azýndan sürüncemede kalmaz.
Binfikir
André
“Ha evet, þey… Moestaphaa Bey’le mi görüþüyorum?” Tedirgin bir bayan sesi, telefon baðlantýsýnýn
kalitesi de üstelik hiç iç açýcý deðil. Wiemesmeer köyünden arýyormuþ ve André van Janssen’ýn ablasýymýþ. Bana “André’yi hatýrlar mýsýnýz” diye soruyor.
Yalan deðil, beynimdeki sinyallar ilk etapta negatif
idi. Ayrýca þu sözü usumu sislendirmiþti: “André öldü.” Pot kýrmadým tabii ki. Ne sandýnýz, insan en usta rol oynayan yaratýk. Baþsaðlýðý ve sabýrlar diledikten sonra aradýklarý için teþekkür ettim.
Maskemin düþmesi fazla sürmedi. Görüþmeden
belki iki dakika sonra hatýrladým; “André, André…
André? Ah, André! Ah!”
Bir yýl evvel üç hafta boyunca hastane odasýný paylaþtýðým garip adam. Tam manasýyla “garip”. Acayip
aksanýnýn dýþýnda, çok hýzlý konuþuyor, kelimeleri
hafif sesleyerek geveliyordu. Dolayýsýyla söylediklerinin çoðunu anlayamýyordum.
Epey kilolu idi, 115 kilo, yanlýþ hatýrlamýyorsam.
Okkalý -tam manasýyla Osmanlý türü- bir býyýða sahip, 52 yaþýnda, ömrü boyunca çalýþtýðý iþ yerine her
gün bisikletiyle gidip gelmiþ, hiç evlenmemiþ, basit
zevkleri olan, harbi, eski tip diyebileceðimiz Flaman
bir vatandaþ.
Tanýþtýðýmýzda, ben hastanede daha birkaç gündür
misafirdim. Dolayýsýyla André’nin tedavisinin dýþýnda
hayatýndan, kiþiliðinden, meþguliyetlerinden bazý
anekdotlar paylaþtým. Baðýrsak kanseri tespit edilmiþ,
þükür erken bir dönemdeki ameliyat olumlu geçmiþ
ve inþallah kýsa zamanda þifaya kavuþacaktý. Kavuþtu da... Hemen hemen ayný zamanda taburcu olmuþtuk. Tek kusur André artýk geri kalan hayatýnda tuvalet ihtiyacýný eskisi gibi yapamayacak, stoma torbasý
taþýcaktý.
O kýsa ve mecburi beraberliðimizde bana anlattýklarý ve ister istemez öðrendiklerim bunlardý.
Yalan deðil; ilk önce pek ilgi, daha doðrusu, yakýnlýk olmadý aramýzda. André’nin sohbetleri genelde
kendi üretimlerinden kaynaklanan konuþmalardý.
Bazen dinlemeye deðer anekdotlarý da vardý aslýnda.
Taburcu olmamýza yakýn az çok samimiyete benzer
bir ortam oluþmuþtu, ama insan aklý iþte: bu tür tanýþmalar kýsa flört misali... Ciddiye almayýz.
Neyse bu þahýs, bu tuhaf dediðim, Andre efendi,
bana hayatta iken belki gururumdan, belki ruhsuzluðumdan, belki körlüðümden asla anlayamayacaðým
bir ders verdi, bunun için ölmesi gerektiði hala içimi
sýzlatýr.
Ablasýnýn beni aramasýnýn sebebi ve söyledikleri:
Moestapha Bey, abim yalnýz bir adamdý. Pek bir arkadaþý yoktu. Tek zevki motor sporu ve kahvedeki
dostluklarý idi. Bilmem aranýzda neler geçti ama taburcu olduktan sonra sizden çok bahsetti. Abim size
o kýsa beraberliðinizde büyük bir saygý ve sevgi oluþturmuþ. Sizin röportajlarýnýzý, gazetedeki yayýmlarýnýzý saklýyor ve bizlere gösterip sizden belirli bir gururla bahsediyordu.
Bu yüzden aramak istedim sizi, Abimi geçen gün
kaybettik... Onun yerine abime gösterdirdiðin sýcaklýk için teþekkür etmek istedim.
Sayfa 12x.qxp
16.05.2008
08:09
Seite 1
12
SÖYLEÞTÝK
Mayýs 2008
Uçurtmayý vurmasýnlar
“Kaðýttan çocuklar yok! Onlara bir gelecek verin” sloganýyla tüm kaðýtsýz çocuklar ve ailelerini destekleyen, haksýzlýklara maruz kalan madur çocuklarýn hakkýný arayan Kaðýtsýz Çocuklar Hareketi baþkaný Jozef Hertsens ile görüþtük.
Erdinç Utku
çurtmayý vurmasýnlar” filmini
izlemiþ miydiniz? Filmde 5 yaþýndaki Barýþ, annesinin iþlediði
bir suç nedeniyle parmaklýklar arkasýna
kapatýlýr. Barýþ, henüz algýlayamadýðý bir
garip dünyanýn içinde, her yaný soðuk
ve saðýr duvarlarla çevrili bir hapishane
avlusunda gökyüzünü ve özgürlük
uçurtmalarýný gözlemektedir. Bu filmin
benzerleri her gün AB’nin göbeðinde,
Belçika’da da yaþanýyor. BM Çocuk
Haklarý Beyannamesi “Çocuklar anne
babalarýnýn eylemlerinden sorumlu tutulamaz” demesine ve Belçika bunu imzalamýþ olmasýna karþýn “Kaçaklarýn”
çocuklarý ile birlikte kapalý merkezlere
konulmasý uygulamasý devam ediyor.
U
BAZI ÜLKELER SORUN ÇIKARIYOR
Bazý ülkelere Belçika’dan sýnýrdýþý edilen kaðýtsýzlarýn geri gönderilmesinde
sorunlar yaþanýyor. Örneðin Ýran geri almýyor. Afrika ülkeleri ve eski Doðu Bloku ülkelerinde bürokratik engeller nedeniyle süre uzuyor. Sýnýrdýþý edilmeyi
bekleyenler ise çocuklarý ile birlikte kapalý merkezlerde tutuluyor. Belçika’da
herkes Merkplats ve 127 bis Steenokkerzeel kapalý merkezlerinden bahsediyor ancak daha Belçika’ya giremeden
insanlarýn kapatýldýðý bir yer daha var.
Transit alanýndaki 127 Melsbroek. Bu
merkez hakkýnda hiç konuþulmuyor.
Belçika’ya giriþine izin verilmeyenler
burada alýkonuyor. Burada ziyaretçiye
bile izin verilmiyor. Tamamen izole ediliyorlar. Daha önce konteynerlerden
oluþuyordu, þimdi biraz daha iyi. Valon
Bölgesi’nde Vottem (Liege) kapalý merkezi ise eylemler ve tepkiler sonucu bir
yýl önce kapatýldý.
ÇOCUKLARI TERÖRÝST
YAPACAKLAR
Sürekli olarak “çocuklarýn okula gitmesi, oturum hakký elde edilmesine yol
açmamalý” denildi, deniliyor. Böyle yapýlarak “çocuklarýn varlýðý” inkar ediliyor. Çocuklarýn anne babalarýna da suçluluk duygusu yaþatýlýyor. Çocuklar kaðýtsýz olmalarýný anne-babalarýnýn hatasý
olarak görüyorlar. Bunun psikolojik sonuçlarý ürkütücü. Çoðunlukla anne-babalar “kaçak konumunda bulunduklarýný” çocuklarýndan saklýyorlar. Sýnýrdýþý
edilme durumunda kýz çocuklarý anne,
erkek çocuklarý da babanýn yanýnda kalýyor. Polis gelip anne-baba ve çocuklarý alýp polis bürosuna götürüyor. Orada
bir gece nezarethanede kalýyorlar. Ayný
aðýr suçlulara yapýlan muamele gibi. Polis, mahkeme... Aðýr suçlularla ayný
mahkeme. Polis otosu, parmaklýklar.
Çok vahim bir durum. Çocuklar korkuyor. Baba hýrsýzlýk yapmýþ olsa, çocuk
anlayacak. “Babam ya da annem kötü
bir þey mi yaptý, suçlular mý?” diye düþünüyorlar. “Belçika’ya burasý daha iyi
diye gelmiþtik, bak baþýmýza neler geliyor” þeklinde düþünen çocuk karþýsýnda
baba saygýnlýðýný yitiriyor. Ýki aydan daha fazla kapalý merkezlerde kalanlar Avrupa’ya tepki gösteriyorlar. Psikologlara
göre çocuklarda terörist altyapýsý oluþuyor.
Josef Hertsens
KAPALI MERKEZLER ÝNSANLIK DIÞI
Kapalý merkezlerde týbbi bakým tamamen hemþirelerin kontrolünde, merkez
sakinlerinin doktoru görmelerine onlar
karar veriyor. Daha önce Sýnýr Tanýmayan Doktorlar merkezlere geliyorlardý
ancak onlar da merkezdeki kötü bakým
nedeniyle bu merkezleri protesto edip
ziyaretlerini durdurdular. Bu merkezlerde baðýmsýz bir týbbi hizmet yok. Psikiyatrýmýz Peter Andrians’ýn merkezlere
giriþi, yazdýðý iki olumsuz rapordan sonra yasaklandý.
EYLEMLERÝMÝZ SONUÇ VERÝYOR
Eylemlerimiz sonuç veriyor. Okul yönetimleri ve öðretmenlerinin iyi niyeti
iþimizi kolaylaþtýrýyor. Kaðýtsýz Çocuklar
Hareketi olarak bireysel vakalarla ilgileniyoruz. Aileleri yasal haklarý konusunda bilgilendiriyor ve direkt olarak tepki
gösteriyoruz. Kapalý merkezleri ziyaret
ediyor, dinliyoruz. Bu tavrýmýz meyvesi-
ni veriyor. Her geçen gün daha az aile
kapalý merkezlere kapatýlýyor. Bazý belediyelerde belediye baþkanlarý ile diyalog kurup kendi yetki alanlarýnda sýnýr
dýþý etmeleri durdurmalarý konusunda
ikna ediyoruz. Yönetmelikleri de kontrol ederek kapatma yöntemleri konusunda þikayetlerimizi bildiriyoruz. Çocuk Komiseri de bizimle iþbirliði yapýyor. Kapalý merkezlerdeki kaðýtsýz çocuklar konusunda o da rahatsýzlýðýný dile getirdi.
VERÝLEN BÝLGÝLER
GERÇEKLERÝ YANSITMIYOR
Kapalý merkezlerdeki kaðýtsýz çocuk
sayýsý konusunda kesin bir rakam yok.
Sorduðumuzda, “Mart ayýnda 16 yeni
çocuk geldi” deniyor. Dikkat edin, sadece yeni gelenlerden bahsediyorlar. Çocuklarýn ancak istisnai durumlarda kapatýlabileceði söylenmesine karþýn tüm
çocuklar kapatýlýyor. Bu iþ kurumsallaþmýþ durumda, sistematik ve yasalara aykýrý olarak yapýlýyor.
Ortalama olarak bu merkezlerde üç
hafta kalýndýðý söyleniyor. Bir gün kalan
da var, aylarca kalan da.
GÖNÜLLÜ GERÝ DÖNÜÞ
ÖZENDÝRÝLMELÝ
Belçika’ya sýðýnma amacýyla gelenlere
ilk günden itibaren bilgi verilmeli. Eðer
Belçika’da sýðýnma hakký elde etmesi
mümkün deðilse, bu kendilerine açýkça
anlatýlmalý. Geldiði ülkede kendi iþini
kurmasý için destek saðlanmalý. Örneðin
bir Afrikalý orada fýrýn açabilir. Bu proje
önce Ýsveç’te baþladý. Avusturalya’da da
uygulanýyor. Hem baþarýlý hem de maliyeti daha az. Ancak Belçika bunu istemiyor, ülkeye gelenlerin sayýsýný artýracaðýndan korkuluyor. Ýsveç yapýyor, neden Belçika da yapmasýn?
POLÝS GELÝNCE KAPIYI AÇMAYIN
Polis kapýnýza gelince kapýyý açmayýn.
Polisin ev arama izni olmasý gerekir. Bunu almalarý da zor. Kapýyý açmayýn, hemen bizim acil durum numaramýza telefon edin. Biz avukat gönderiyoruz. Ancak bu çözüm deðil, kaçak olarak kalmak korkutuyor. Kaçaklýktan kurtulup
çalýþmak istiyorlar. Belçika’nýn çýkarlarý
da ayný. Belçika da kayýt içine alýnacak
insanlardan vergi sistemi aracýlýðý ile para alýyor. Belçika’da halen 100’ü aþkýn
kaðýtsýz üniversite öðrencisi var. Halen
Belçika’da kaðýtsýz olarak kalýrken mühendisliði bitiren, okul sonrasý çalýþma
izni sorunu yaþayan kaðýtsýz var. Üniversiteler kaðýtsýzlarý kaydediyor, biz de
kayýt parasý için kredi buluyoruz. Flaman Bölgesi’nde okula giden çocuk yýl
sonuna kadar sýnýr dýþý edilemiyor. Tabii
biz yýlý deðil tüm okulu bitirinceye kadar kalsýn istiyoruz.
ALARM HATTI: 0477/40 62 19
Kaðýtsýz Çocuklar
Hareketi ses getiriyor
Kaðýtsýz Çocuklar Hareketi Anvers’teki Omni Mundo okuluna
dayanýyor. Yeni gelenlere Flamanca öðreten Jos Geudens çocuklarýn
okul sýralarýndan alýnýp geldikleri
ülkelere geri gönderildiklerini gözlemler. Jos Geudens ve Omnimundo okulu öðretmenleri 2005 yýlýnda Kaðýtsýz Çocuklar Hareketini
baþlatýrlar. Kaðýtsýz çocuklarýn evlerini de ziyaret eden öðretmenler
evlerdeki insanlýk dýþý koþullarý
görürler. Bu çocuklara okulda
banyo yapma olanaðý saðlanýr, karýnlarýný doyurmalarýna yardým
edilir. Kaðýtsýz Çocuklar Hareketi
son olarak Merksplas’ta kapalý
merkezlere karþý eylem yaptý. Belçika’da yasadýþý olarak kalan çocuklar anne-babalarý ile bu kamplara (merkezlere) kapatýlýyorlar.
Eylemciler bu uygulamanýn yasadýþý ve kabul edilemez bir uygulama olduðunu söylediler ve buna
derhal son verilmesini ve þu anda
Belçika’da kaçak olarak yaþayan
tüm çocuk, genç ve ailelere sürekli oturum verilmesini istediler. Eylemciler bu istemlerini bir mektupla Göç ve Sýðýnma Politikasý Bakaný Annemie Turtelboom’a (Open
VLD) ilettiler. Kaðýtsýz Çocuklar
Hareketi bu kamplarýn çocuklar
için uygun mekanlar olmadýðýný,
özellikle eðitim ve oyun oynama
olanaklarýnýn kýsýtlý olduðunu vurguladýlar. Eylemciler bu kamplara
kapatýlan kaçaklarýn dýþarda okula
gidebilmelerine izin verilmesini istiyorlar. Merksplas’ta konuyla ilgili
bildiri daðýtan Kaðýtsýz Çocuklar
Hareketi eylemini Groen! ve Vlaams Progressieven partileri destekledi. Protestocular bu merkezleri
“çocuk hapishaneleri” olarak nitelendirdiler ve bunun Çocuk Haklarý Beyannamesi’ne aykýrý olduðunu dile getirdiler.
Sayfa 13x.qxp
16.05.2008
08:10
Seite 1
13
Mayýs 2008
‘Kaðýtsýzlar da bu toplumun birer ferdidir’
Gerardo’yu görünce, yüzündeki ifade, sözlerindeki kararlýlýk, bana 60’lý yýllarýn sonunda Avrupa’nýn birçok ülkesinde ve Türkiye’deki gençlik hareketlerini hatýrlattý. O günlere kýyasla azýnlýkta
olsa bile, dünyada geliþen haksýzlýklara karþý, çokuluslu þirketlerin
geri kalmýþ ve geliþmekte olan ülkelerdeki sömürüsü sonrasý umut
yolculuðuna çýkan çaresiz insanlar için mücadele eden genç nesilleri görmek umut veriyor insana. “Yabancýlar Polisi” binasýnýn
önünde gururla poz verirken polis tarafýndan yurt dýþý ediliþi sýrasýnda öldürüldüðü iddia edilen kaðýtsýzýn fotoðrafýný gösterirken,
“dilerim, bu ölen son kâðýtsýz olur” diyor.
Ýki saatlik görüþmemiz süresince kâðýtsýzlar için baþlattýklarý mücadelenin devam etmesi gerektiðini, bu mücadele sayesinde politik
yetkililerin konuyu 18 Mart tarihinde görüþtüklerini belirtiyor.
UDEP (Union de Défense des Sans Papiers - Kaðýtsýzlarý savunma
Birliði)’in 9 sözcüsünden bir olan Gerardo CORNEJO, Belçika doðumlu olup, Þili kökenli bir aileden geliyor.
Nihat Dursun
UDEP’i kýsaca okuyucularýmýza tanýtýr mýsýn Gerardo?
UDEP dört yýldan beri var ve Brüksel’de yapýlan bir yürüyüþ sonrasý kuruldu. UDEP sosyal bir kuruluþ-hareket
tir, yüzde 99,9’u “kaçak” ve “kâðýtsýzlardan” oluþmaktadýr. Dokuz sözcüden
üçü Belçikalý olup, diðerleri oturumsuz
arkadaþlardýr. Yapýlacak eylem, gösteri
vs. ile ilgili kararlarý her hafta Brüksel’de toplanan genel kurulda alýyoruz.
UDEP sözcüsü dokuz kiþi ayný zamanda yapýlacak gösterilerin koordinasyonu ile de ilgileniyor.
Sizi bu kuruluþun, “kaðýtsýzlarýn” mücadelesinin içine iten neden nedir?
Öncelikle diðer iþsiz, evsiz-barksýz,
dinsel gruplar, cinsel ayrýlýklarý tanýnmayan, vs. gibi azýnlýk gruplar içerisinde
en çok ezilen, horlanan, dýþlanan kiþilerdir kâðýtsýzlar. Bir taraftan yabancý
olmalarý, diðer taraftan tüm iþ, yargý,
saðlýk, eðitim, vs. haklardan mahrum býrakýlmalarý onlarýn toplum içerisinde
dýþlanmalarýna neden olmaktadýr.
Yani hümanist yönünüz sizi bu mücadele içerisine itiyor.
Evet hümanist, diðer taraftan ilerici
bir yönüm, haksýzlýklara karþý insanlar
arasýndaki eþitlik için mücadele eden
aile kültüründen gelmem neden olabilir. Özellikle de günümüzde sadece
Belçika deðil dünyanýn birçok ülkesinde uðrunda mücadele edilmesi gereken önemli bir deðerdir, “eþitlik ilkesi.”
Ülkemizde bu eþitlik ilkesine önem verilmemektedir, bireyler eþit haklara sahip deðiller. Yüz yýl evvel çalýþanlarýn
haklarý tanýnmýyordu, elli yýl evvel kadýnlarýn haklarý tanýnmýyordu, diðer taraftan siyahlarýn haklarý, göçmenlerin
oy kullanma haklarý, vs... Bu haklarýn
kazanýlmasý için mücadele edildi. Kaðýtsýzlarýn mücadelesi de bu. Bu toplu-
mun birer ferdi olmalarýna raðmen,
içinde bulunduklarý toplum onlarý tanýmýyor ve dýþlýyor.
Yetkili politik görevliler, hatta toplumun belirli kesimi kaðýtsýzlarýn buraya
çaðrýlmadýklarýný ve ülkelerine gönderilmeleri beyanýnda bulunuyorlar, nasýl
karþýlýyorsunuz bu tepkileri?
Bu tür beyanlar klasik tepki haline
geldi. Saðcýsý da solcusu da bu tür beyanatlarda bulunuyor. Sol partinin yetkilisi Elio Di Rupo’yu bir kongrede dinledim, “dünyanýn sefaletine-yoksulluðuna
kucak açamayýz” diyor. Bu tür beyanatlarda bulunsa bile bunu halka açýk olarak söyleyemiyor. Madem dünyanýn sefaletine kucak açamýyorsunuz, neden
bu insanlarýn gelmesine müsaade ediyorsunuz, burada uzun süre kalmalarýna
müsaade ediyorsunuz. Diðer taraftan
bunu söylerken ayný zamanda da bu insanlar üzerinde “ekonomiye katkýlarý”
gibi senaryolar kuruluyor. Bu insanlar
burada kabul edilmeyecek þartlarda çalýþtýrýlýyorlar; kimlere yarýyor bu iþ gücü?
Bir taraftan yabancýlarý (kaðýtsýzlarý) ülkelerine gönderme politikasý uygulanýyor ve ancak senede yaklaþýk 8 bin
kâðýtsýz ülkesine gönderiliyor. Oysa
kâðýtsýzlarýn sayýsý tahminlere göre yüz
elli bine ulaþmýþ. Neden sadece sekiz
bine yakýn kâðýtsýz gönderiliyor. Neden
Ýçiþleri Bakaný Dewael televizyona çýkýp
da gerçekleri kaðýtsýzlarý göndermenin
çok büyük parasal imkanlar gerektirdiðini söylemiyor. Diðer taraftan, sað da
olsa sol da olsa çok iyi biliyorlar ki, Belçika’nýn önde gelen ekonomistlerinin
açýkladýðý gibi, emek gücüne ihtiyaç var
ülkemizde. Örneðin, Ýspanya’da 2006
yýlýnda 600 bin kaçak-kaðýtsýza oturum
verildi. Mart 2007 ve Mart 2008 yýllarý
arasýnda oturum verilen kaðýtsýzlarýn sayýsý 900 bini geçti Ýspanya’da. Bu ülkenin ekonomistleri oturum verilen binlerce insanýn Ýspanya ekonomisine büyük
katký sunduðunu belirtmektedir. Ayrýca,
kaçak iþ alanlarý resmi çalýþanlar tarafýn-
dan doldurulduðu için bu ülkeye gelen
yeni kaçak göçmen sayýsý önemli oranda azalmýþtýr. Neden? Çünkü kaçak iþ
yok, dolayýsýyla çalýþmak isteyen bu insanlar kaçak iþin olduðu baþka ülkelere
yönleniyorlar.
Diyebiliriz ki, Ýspanya olsun Belçika
olsun, bu “regülarizasyonlarýn” arkasýnda ekonomik çýkarlar var. Örneðin Flaman bölgesi patronlarý belirli iþlerde
Belçikalýlarýn çalýþmadýðýný, bu iþler
için yabancýlarýn “kullanýlabileceðini”
belirtiyorlar.
Evet doðru, Flaman bölgesi “patronlar derneði” baþkaný 200 bin iþçiye ihtiyaç olduðunu belirtiyor ve iþ ve iþçi
bulma kurumu ancak bu talebin yarýsýna cevap verebiliyor. Demek ki sadece
Flaman bölgesinde 100 bin iþçi açýðý
var. Neden bu açýk, kaðýtsýz kiþilere
oturum ve çalýþma müsaadesi verilerek
kapatýlmýyor? Diðer taraftan VLD’li Sýðýnma ve Göç Bakaný Annemie Turtelboom bu iþçi açýðýný kapatmak için
baþka ülkelerden iþçi getirileceðini söylüyor. Normal deðil bu durum. Üstelik
oturum isteyen kaçaklarýn büyük bir
kýsmý eðitim görmüþ diplomalý kiþiler.
Benim tanýdýðým birçok muhasebeci,
mühendis, teknisyen,vs… var.
Özellikle çoðunluðu Brüksel bölgesinde bulunan kaðýtsýzlarýn durumu nedir, ortalama kaç yýldýr Belçika’da yaþamaktalar?
Ortalama beþ yýl diyebiliriz. Diðer taraftan 10-15 yýldýr burada yaþayan insanlar var ve bu insanlar çalýþýyorlar,
kaçak olarak. Mesela Ekvator ülkelerinden gelenler ev temizliði iþlerinde, çocuk bakýmý iþlerinde; Fas, Cezayir, Türkiye gibi ülkelerden gelen kiþiler sezonluk meyve toplama iþlerinde çalýþmaktalar. Özellikle Flaman bölgesinde
Anvers, Kortrijk gibi þehirlerde çalýþmaktalar. Kaçak çalýþýyorlar doðru, bu
kaçak çalýþmadan faydalanan yine patronlar oluyor, oysa kaðýtsýzlar kazanç-
larýný harcarken tüketimde bulunarak
(vergi ödeme) ülkenin zenginliðine
katkýda bulunmuþ oluyorlar.
Kaðýtsýzlarýn oturum-“regülarizasyon”
la ilgili hükümetin yaptýðý açýklama konusundaki düþünceleri nelerdir, olumlu bir geliþme mi?
Elbette ki hükümetin 18 Mart tarihli
açýklamasý olumlu bir geliþme. Bu açýklama sonrasý kaðýtsýzlarýn yüzü gülmeye baþladý; hatta ilk defa bir bayram
þenliði yaþandý bir gösteri sýrasýnda.
Ama henüz somut ve resmi bir açýklama yapýlmadý yetkili aðýzlardan.
Evet doðru, ancak bu konu yetkililer
tarafýndan ele alýndý. Resmi olmasa da
sorunun altý çizildi, ki bu da bizim için
hedefe ulaþmakta önemli bir adým.
Dört-beþ yýl Belçika’da yaþayan, çevresiyle uyumlu bir kiþiye oturum verilmesinin gerekli olduðu açýklandý; bu demektir ki soruna el atýlýyor, çözüm bulmaya çalýþýlýyor. Doðru, ilk baþlarda
“uyum-entegrasyon”dan bahsedilirken,
son açýklamalarýnda Bakan Turtelboom
kâðýtsýzlara oturumu sadece ekonomik
açýdan deðerlendirdi. Bu durum karþýsýnda, bildiðiniz gibi Brüksel’de büyük
bir gösteri yapýldý, hatta birçok insan
coplandý, gözaltýna alýndý. Bakan’la
olan daha sonraki görüþmemizde, geri
adým atýp, düzenlenecek bakanlýk genelgesinde 18 Mart tarihli hükümet
açýklamasýnýn göz önüne alýnacaðýný
belirtti. Verilen sözler yerine getirilmediði taktirde elbette ki mücadelemize
devam edeceðiz.
Son olarak kaðýtsýzlara-kaçaklara mesajýnýz nedir?
Mayýs sonunda açýklanacak Bakanlýk
Genelgesi’ni bekliyoruz. Þayet kaðýtsýzlara oturum verilmezse sendikalarýn,
sosyal kuruluþlarýn, vs. destekleyeceði
büyük bir yürüyüþ düzenlenecek. Bu
yürüyüþe tüm kaðýtsýzlarý, konuya duyarlý kiþileri bekliyoruz.
Sayfa 14x.qxp
16.05.2008
08:08
Seite 1
Mayýs 2008
ARTfikir
14
Tiyatronun genç yüzü
Cüneyt Tamoðullarý
ilknurcengiz@binfikir.be
Yürümek
ünlerden bir gün, yürümem gereken bir yol olduðunun bilinciyle yola koyuldum. Ve o gün
bugündür yürüyorum…
Yürümenin benim için anlamý, dilediklerini yanýna
alarak, ileriye doðru hareket etmektir. Geride býraktýklarýn da olur. Olmalý da.
Hepimiz yürümeyi farklý yaþlarda öðreniriz. Yürümek
yalnýzca adým atmaktan ibaret olmadýðý için, hiç öðrenemeyenlerimiz de vardýr. Yürümek, farklý dünyaya kapýlarý açarak bir an öncesinden deðiþiklik yapmak, yeni duruþlar keþfetmektir.
Yürümek ayný zamanda
bir ifadedir. Zaman zaman
Deniz üzerinde
da iletilmek istenen mesajda
kullanýlan bir dil. Ýnsanlar
veya toprakta,
tepki için sokaklara döküönemli olan yürü- lüp, toplu yürüyüþler yaparak dertlerini anlatmaya çadüðün yolla bülýþýrken, ben kendimi ifade
tünleþerek, suya
etmek için su üzerinde yüveya topraða karümenin planlarýný yapýyordum.
rýþýp, yürüdüðün
Küçükken deniz üzerinde
yolun bir parçasý
yürüyerek, karadaki haksýzlýk, iki yüzlülük ve dünyayý
olabilmektir.
çirkinleþtiren savaþlardan
uzaklaþmak istiyordum. Yýllar sonra bu hayalimi gerçekleþtirdim. Güzel bir projeyle deniz üzerinde yürüyerek, hayal ettiðim gibi beni
mutsuz edenlerden uzaklaþtým. Birkaç saatliðine de olsa beni üzenleri geride býrakýp, sonsuzluða yaklaþmýþ
olmanýn hissiyle dalgalarýn üzerinde oturup, güneþin
batýþýný izlerken ufukta kaybolmayý düþlemiþtim.
Ütopik saatlerden sonra tekrar karaya dönmek zorunda kalsam da dalgalarý bol Kuzey Denizi’nde yürümüþ olmanýn gururuyla ayak basmýþtým evimin bulunduðu kara parçasýna.
Deniz üzerinde yürümenin tadýna varmýþ oldum ve
de tadý damaðýmda kaldý. Fakat tekrarý zor bir yürüyüþ
yapmýþtým. Hayata bakýþ açýma damgasýný vuran bir yürüyüþ…
Önemli olan yürüyüþlerin uzun soluklu olmasý veya
tekrarlanmasý deðildir zaten.
Deniz üzerinde veya toprakta, önemli olan yürüdüðün yolla bütünleþerek, suya veya topraða karýþýp, yürüdüðün yolun bir parçasý olabilmektir.
Yürümek bende bol olan bir fiildir.
Bazen dakikalarca, hatta saatlerce, kendimi dinlemek, hayatýn benim dýþýmda geliþen anlarýna da bir
þans vermek için yürürüm.
Bu fiilin diðer anlamý da ayný zamanda bekleyebilmektir biraz, sabýrlý olmak, yoðun yaþamýn dýþýna çýkýp,
mola vermektir.
Örneðin Hitchcock’un "Rebecca" filmindeki Danvers
karakteri, gerilimi oluþturmak için hiç yürümez. Hitchcock bu konuyla alakalý bir röportajýnda "Yürüseydi
insanileþirdi..." diye de ekler.
Belki de yürümenin durduðu yerde, herkes birbirinin
"Danvers"idir…
Bisiklet bile durunca devrilmez mi zaten?
Ýlla ki çok uzaklara gitmek demek deðildir yürümek.
Bir yerden bir yere yol almaya niyetlenmek, “ben yolumun yolcusuyum” diyebilmektir biraz da… Cesaretini
toplayýp, adým atabilmektir. Bu yüzdendir ki yürümek
yüreðin ta kendisidir.
G
nsaný, yaþamý, gerçekleri,
hayalleri, kýsacasý hayata ait
her þeyi anlatmanýn belki
de en güzel ve en etkin yoludur
tiyatro. Ýnsaný temel almýþtýr, insan olmayý anlatmak için... Kimi
zaman siyasi bir eleþtirinin, kimi
zaman hüznün, bazen neþenin
adýdýr. Jestlerle, mimiklerle girdiði ruhlarda kalýcý etkiler býrakýr.
Emek ister, kolay deðildir tiyatro
emekçilerinin iþi. Her oyunda
anlatýlmasý gereken baþka bir heyecan vardýr. Ýþte o emekçilerden birisi de Türk Gençlik Tiyatrosu'nun kurucusu Veli Arslan.
Sokak tiyatrosuyla baþlamýþ
Veli Arslan'da tiyatro tutkusu.
1992 senesinde baþlamýþ ve altý
yýl süresince kar, yaðmur demeden, sokaklarda tiyatro yapmýþ.
"Aslýnda içine kapanýk bir çocuktum, toplum içine fazla çýkmazdým ama gülmeyi çok severdim, komedi filmlerine bakardým, özellikle rahmetli Kemal
Sunal'ýn beni çok etkilediðini
söyleyebilirim. Ýþte bu dönemler
de mahallemizde sokak tiyatrosu
yapan bir guruba katýldým, altý
yýl boyunca sokaklarda tiyatro
yaptýk. Faslýlar, Flamanlar, Valonlar, Ýtalyanlar ve Türklerden
oluþan 35 kiþilik bir topluluktuk.”
Ardýndan yüksekokul yýllarý
baþlamýþ ve bu sayede bazý Türk
öðrenci dernekleriyle iletiþime
girmiþ. “Böylece Genk’in deðiþik
bölgelerinden Türk öðrencilerle
tanýþtým. Ýçlerinden bazýlarý geceler düzenliyorlardý. Benim de
tiyatrocu olduðumu duymuþlar
ve ‘gel, tiyatro oyna’ dediler. Bunun üzerine ben de kendilerine
‘bana eþlik edecek arkadaþlar
bulun, küçük skeçler hazýrlayalým’ dedim. Teklifime sýcak baktýlar ve oluþturduðumuz grupla
11 Nisan 1998’de ilk oyunumuzu
oynadýk. Ýlk oyunumuz dört küçük skeçten oluþan mizahi bir
gösteriydi. Ýnsanlarýn beðenisi
bizde büyük bir heyecan yarattý.
Bu heyecanýn adýný da Türk
Gençlik Tiyatrosu diye isimlendirdik.”
1998 yýlýnda kurulan Türk
Gençlik Tiyatrosu iki yýl içinde
hem Türkiye hem de Belçika kurumlarý tarafýndan tanýnarak resmiyet kazanmýþ. Birçok oyun
sahneleyen topluluk, bir okul gibi çalýþarak Belçika sinema ve
televizyon sektörüne genç isimler kazandýrmýþ. Bütün bu getirilerin
dýþýnda
Belçikalýlarýn
önyargýlarýný da kýrmak adýna
Veli Arslan ve arkadaþlarý, Türk
tiyatrosunun aslýnda çok eski yýllara dayanan bir gelenek olduðunu vurgulamayý baþarmýþ.
Ý
Þahika Tekand
Oyunlarýný iki olgu temelinde
ayýrmýþlar. Bunlardan birincisi
toplumu bilinçlendirmek adýna
sunduklarý eðitici oyunlar, bir diðeri ise mizahi oyunlar. Bu iki
türün ortak yaný ise Belçika Türk
toplumuna yönelik senaryolarýn
sunulmasý. “Toplumumuzun bazý tehlikeleri öngörmesi açýsýndan bilinçlendirilmesi gerekiyor,
bu tehlikelerden birisi uyuþturucu. Madde kullanýmý artýk çok
yaygýn ve hemen yanýbaþýmýzda.
Türk toplumu olarak yakýnlarýmýzýn madde baðýmlýsý olduðunu
söylemeye utanýrýz. Aslýnda
utanmak yerine çözüm aramak
daha doðru, bu baðlamda oynadýðýmýz bir oyunda (Tuzak)
uyuþturucu kullanan insanlarýn
Þubat ayýnda Belçika’ya
gelen ünlü tiyatro sanatçýsý
Þahika Tekand’ýn Belçika’daki genç tiyatroculara
dediði gibi “Yaptýðýnýz iþ
çok önemli, inatla doðru
bildiðiniz bu yolda ilerleyin, sanat emeðinizin karþýlýðýný verecektir” cümlesini
yansýtan Türk Gençlik
Tiyatrosu, kararlý duruþuyla ilerisi için
umutlarýmýzý yeþertiyor.
ailelerinin neler yapmasý gerektiðini vurguladýk. Diðer bir toplumsal sorunumuz da kumar,
kumarýn adý deðiþti. Eskiden kaðýt ve zar oyunlarýna kumar deniyordu, þimdilerde bahis oyunlarý gündemde ve iþin ürkütücü
yaný bu oyunlarýn kumar olarak
Veli Arslan
adlandýrýlmamasý. Bu nedenle
bu yýl oynadýðýmýz ‘Bahis Kumardýr’ oyunu da çok ses getirdi.
Toplumsal sorunlara deðindiðimiz gibi insanlarýmýzý güldürmeyi de istiyoruz, genelde komedi
oyunlarýmýzý da yaþanmýþ hikayelerden derliyoruz.”
Son olarak sahneledikleri Çanakkale Destaný topluluk için
önemli bir gurur kaynaðý olmuþ.
“Oyunu 14, 15, 16 Nisan tarihlerinde sergiledik, inanýlmaz bir
seyirci, inanýlmaz bir coþku ve
çok güzel tepkiler aldýk. Çanakkale Destaný’nýn tiyatro oyunu
Avrupa’da ilk defa bizimle sahnelendi. Projeye bir buçuk yýl
önce baþladýk. Önce tarihi irdeledik, Çanakkale’de yaþanan bazý hikayeleri inceleyerek tarihi tiyatroya uyarladýk. Bu sayede
oyuncularýmýz tarihi öðrendi, seyircilerimiz tarihi öðrendi ve bu
vesileyle atalarýmýzý andýk, tarihimizi andýk, Mustafa Kemal’i andýk.” Oyunun sahnelenmesinde
beklenmedik geliþmeler sonucunda sýkýntýlar yaþansa da özveri, emek ve inanç ilkeleri sayesinde oyun baþarýyla sergilenmiþ. “Çanakkale Destaný oyununda, kostümler için bize söz
verildiði halde yerine getirilmedi
ve biz kostümlerin gelmeyeceðini oyuna üç gün kala öðrendik.
Saðolsun yakýn çevremizdeki bazý dostlarýmýz büyük bir özveriyle 24 saat içerisinde kýyafetleri
hazýrlamayý baþardý.”
Þubat ayýnda Belçika’ya gelen
ünlü tiyatro sanatçýsý Þahika Tekand’ýn Belçika’daki genç tiyatroculara dediði gibi “Yaptýðýnýz
iþ çok önemli, inatla doðru bildiðiniz bu yolda ilerleyin, sanat
emeðinizin karþýlýðýný verecektir”
cümlesini yansýtan Türk Gençlik
Tiyatrosu, kararlý duruþuyla ilerisi için umutlarýmýzý yeþertiyor.
Sayfa 15x.qxp
16.05.2008
09:23
Seite 1
Mayýs 2008
ARTfikir
15
Önce heykel, þimde de þenlik
Hoca Brükselli oldu
Haber Merkezi
mehmetaydogdu@binfikir.be
rüksel Schaerbeek Belediyesi, Türk Dernekler Birliði’nin desteklediði Anadolu Yardýmlaþma Derneði ile birlikte 18 Mayýs tarihinde Nasrettin
Hoca Þenliði düzenliyor. Schaerbeek Belediye Baþkan yardýmcýsý
Sait Köse´nin makamýnda bir basýn toplantýsý düzenleyen organizatörler þenlikle ilgili bilgi verdiler.
Brüksel’de Rue Galliet üzerinde
bulunan Nasrettin Hoca heykeli
önünde saat 13:00’da baþlayacak
olan þenlik, daha sonra Place Lehon’da devam edecek.
Nasrettin Hoca heykeli önünde
yapýlmasý planlanan açýlýþ konuþmalarýndan sonra, Nasreddin Hoca skeçleri, Aksehir Folklor Ekibi,
Ses Sanatçýlarý Sebile Can, Tekin,
Çocuk Mehter Takýmý, Semazen
gösterisi ve Akþehirden özel misafirlerin katýldýðý yoðun bir program sunulacak. Türkiye´den milletvekilleri TBMM Baþkan vekili
Nevzat Pakdil, Orhan Erdem, Akþehir Kaymakamý Kenan Çiftçi,
Akþehir Belediye Baþkaný Mustafa
Baloðlu, eski bakan Sami Güçlü
gibi isimlerin þenliðe katýlacaðý
B
Salyangoz satýcýlarý/2
belirtildi.
Schaerbeek Belediye Baþkan
yardýmcýsý Sait Köse bu þenliði
geleneksel hale getirmek için çalýþmalara baþladýklarýný söyledi.
Brüksel’deki Nasrettin Hoca Heykelinin hasar görmesine üzüldüðünü belirten köse heykeli yeniden yaptýrmayý düþündüklerini”
söyledi. Þenliði sadece kendi partilerine yakýn dernek ya da kiþilerle yapmadýðýný özellikle vurgulayan Köse önümüzdeki yýllarda
þenliðin daha geniþ çaplý düzenleneceðini belirtti.
Belçika’da 1000 kadar Akþehirli
ailenin bulunduðunu söyeleyen
AYAD Baþkaný Hakký Gülal “Nasrettin Hoca’nýn kiþiliðinde Anadolu kültürünü Belçika’da tanýtmak
istediklerini” belirtti. 3-4 aydýr ha-
zýrlýklarýný sürdürdüklerini ifade
eden Gülal göle maya çalýnacaðýný, bazý Nasrettin hoca fýkralarýnýn
ise anlatýlmakla kalmayýp canlandýrýlacaðýný” ifade etti. Sunuculuðunu Belediye Meclisi üyesi Mahinur Özdemir’in yapacaðý þenliklere tüm Belçikalý Türklerin
davetli olduðu belirtildi.
Önümüzdeki yýllarda yapýlacak
olan þenliklerde Belçika ve Türkiye karikatür örgütleri ile de iþbirliði yapýlacaðý ifade edildi. Toplantýda Anadolu Yardýmlaþma
Derneði (AYAD) Baþkaný Hakký
Gülal, Baþkan Yardýmcýsý Rüþtü
Özkan, Türk dernekler Birliði
temsilcisi Fatih Arý, Belediye Meclisi üyesi Mahinur Özdemir ve
Shaerbeek Belediye Baþkan Yardýmcýsý Sait Köse hazýr bulundu.
Ateþli alkýþlarla Anadolu
Cüneyt Tamoðullarý
8,9,10,11 Mayýs tarihlerinde
Hasselt’te Grenslandhallen Tiyatro salonunda sanatseverlerle buluþan Anadolu Ateþi, katýlýmcýlarýn çoðunluðunu Belçikalýlarýn oluþturduðu gecede
Anadolu geleneksel dansýný
çaðdaþ bir anlatýmla sundu.
Sanatseverlerin yoðun ilgisini çeken gösterilerde , dansçý-
ir önceki seçimlerin yarattýðý sorunlar daha çözümlenemeden önümüzdeki yýl bu sýralarda
gerçeklesecek olan seçimlerin öneminin farkýnda
mýyýz ? Belçika’daki siyasi çatýþmalar týrmandýkça çoðalýyor ve sözsel þiddete dönüþüyor. Ýktidar partileri
arasýnda ve yok denecek kadar az muhalefet partilerinin birbirine karþý ve kendi içlerindeki söylemleri
sertleþiyor. Yaratýlan bu durum yanlýzca siyasi partilerden kaynaklanmýyor. Hadi partilerin yanlýþ yaptýklarýný varsayalým, ama sivil toplum kesimleri de bu
yarýþta hiç de geri kalmýyorlar. Bir kesim medya, bir
kesim kurum, kuruluþ ve dernekler, bir kesim iþçi
temsilcileri, bir kesim patronlar, bir kesim solcular,
saðcýlar, yeþiller, katolikler, milliyetçiler ve liberaller
artýk siyasi «ötekiler» arasýna girmiþ bulunuyorlar.
Ama hiç kimsenin ciddi bir siyasi veya ideoloji ayrýmlýðýna sahip olmadýðý
için de herkes «merkez
Demokratik sistem- mevki’de» bir kalabalýk
yaratmakta.
lerin nihai sonucu
Bu ortam saðlýksýz bir
yanlýzca seçimler
ortamdýr. Yeniden saðlýklý hale gelinmesi gedeðildir. Þu anda
rekli. Önümüzdeki yýl
yaþayan siyasi,
seçimleri de, iþte bu açýkamusal, ekonodan önemlidir. Çünkü,
bu seçimlerden, ülkedemik veya sosyal
ki siyasi ve sosyal denv.b. “tüm kirlilikgelerin yeniden belirlenmesi için tüm ilgilileri,
ler” bitmelidir.
yani siyasi, sendikal, iþverenler vesaire olduðu
gibi, Belçika’da yaþayan her birimizi saðduyuya davet edilebilecek bir ileti çýkmalýdýr.
Evet, bence Belçika siyasi hayatýnda “seçim yoluyla verilen ciddi ve anlamlý bir uyarýya” ihtiyaç
vardýr.
Çünkü, demokratik sistemlerin nihai sonucu yanlýzca seçimler deðildir. Þu anda yaþayan siyasi, kamusal, ekonomik veya sosyal v.b. “tüm kirlilikler”
bitmelidir. Din ve devlet idaresinin kesin ayrýmý,
ekonomi ve siyasi kuvvetler ayrýlýðý, hukukun vazgeçilmez üstünlüðü, etnik ve toplumsal farklýlar arasýnda saðduyulu tutum ihtiyacý, sosyal haklar ve
yardýmýnda sürmesi gereken þartsýz dayanýþma, her
insanýn ki –Belçika’da yaþadýþý yaþayanlar dahilinde- hak ve hürriyetleri gibi ilkelerin ve kurallarýn da
demokrasiden ayrýlmaz özellikler arasýnda olduklarýný unutmamak gerekir. Eðer, bugün var olan siyasi tablo gelecek seçimlerde yeniden çizilecek olursa artýk Belçika’nýn “korsan kanunlarla” yönetilen
bir ülke olduðunu bütün dünya’ya açýklamýþ olacaðýz. Sonra da, muhtemelen kurulacak olan hükümetin aklýna gelen her þeyi doðru sanarak gerçeklestirmeye çalýþmasýna hiç de þaþýrmayalým. Yapacaklarý
icraatlarýn, attýklarý adýmlarýn ve bakanlar kurulunca
alýnan kararlarýn neden olacaðý huzursuzluklar ve
hukuki ve de sosyal sorunlarla birlikte, Belçika halkýnýn büyük bir kesitinde hoþnutsuzluk, hatta umutsuzluðu da artýracaktýr.
Ýþte bütün bunlara dayanarak, gelecek yýlki seçimlerde hepimizin davranýþý birer demokratik uyarý, birer nezaket tokadý olmalýdýr.
B
lar gösterdikleri yüksek performansla alkýþ topladýlar.
Özellikle Karadeniz yöresinin sergilendiði bölümde izleyiciler, alkýþlarla katýlarak
halk oyunlarýnýn ruhuna yakýþýr bir anlayýþla geceye
renk kattýlar.
Yaz sonrasýnda Belçika’ya
tekrar gelecek olan topluluk
yeni gösterileri Troya’yý Belçikalý hayranlarýyla buluþturucaklar.
Belçika’nýn
nabzý
burada
atýyor
r.be
fiki
n
i
w.b
ww
Türkçe
haber-yorum
siteniz
Sayfa 16x.qxp
16.05.2008
08:40
Seite 1
Mayýs 2008
GÜNDEM
16
Belçika’da 23 Nisan þöleni
BOZAR’da sahne alan çocuk korosu
Anvers
Liege
Haber Merkezi
Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramý bu yýl Belçika’nýn birçok yerinde coþkuyla kutlandý. Brüksel’in saygýn kültür sanat
mekanlarýndan Güzel Sanatlar Sarayý
BOZAR da, kapýlarýný çocuklarýn coþkulu 23 Nisan gösterilerine açtý.
Kutlamada T.C. Brüksel Büyükelçisi Fuat Tanlay, Brüksel Hükümeti
23
Devlet Bakaný Emir Kýr, T.C. Brüksel
Büyükelçiliði Eðitim Müþaviri Tolga
Yaðýzatlý ve etkinliðin sponsorluðunu yapan Dexia Bankasý üst düzey
yöneticisi Axel Miller birer konuþma
yaptýlar.
Þiirler, halk müziði korosu, Brezilya
dans topluluðu, minikler korosu, Portekiz dans ekibi, klasik müzik dinletisi ve Türkiye’nin çeþitli yörelerinden
halk oyunlarýnýn yer aldýðý kutlama
“Hayat Bayram Olsa” þarkýsýnýn birlikte söylenmesiyle son buldu. Coþkulu kutlamanýn organizasyonunda
Belçika Atatürkçü Düþünce Derneði,
Diyanet Vakfý, Turkish Lady Derneði
ve Belçika Türk Kadýnlar Deneði gibi
dernekler yanýnda Brezilya, Portekiz
ve Belçikalý gruplar da yer aldý. Brüksel Kraliyet Konservatuarý’ndan Chloe
Burlet ve Emilie Halleux’nun verdiði
klasik müzik dinletisi, Kraliçe Fabiola
Üniversite Hastanesi çocuklarý ve
Brezilyalý Capoiera grubu kutlamaya
uluslararasý bir boyut kazandýrdý.
Türklerin yanýnda az sayýda da olsa
Belçikalýlarýn da kutlamayý izlemesi
dikkat çekti. Brüksel Hükümeti Eþit
Haklar Bakaný Brigitte Grouwels da
bunlar arasýndaydý.
Gent
Lommel
Sayfa 17x.qxp
16.05.2008
Mayýs 2008
08:42
Seite 1
GÜNDEM
Çocuk gözüyle 23 Nisan
Liege'de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramý konulu resim, þiir ve kompozisyon yarýþmasý düzenlendi.
Beðenilen resimleri yayýnlýyoruz.
17
Sayfa 18x.qxp
16.05.2008
08:37
Seite 1
Mayýs 2008
18
Hayt Huyt
Park
Haydar Abi
“Delikanlý adamýn köþesi...
Lightlar ve yumuþaklar okumasýn!”
POST-MODERN HAYDAR ABÝ ÝCATLARI
Geçenlerde bizim Yalkavuk elinde bir gazete ilanýyla geldi. “Haydar Abi bak, Otomatik Okey Masasý yapmýþlar. Okey taþý dizme derdine ve okeyde taþ çalmaya son. Ýstersen bizim kahveye de bi tane
alalým. Zaten senin zamanýn kýsýtlý. Yazma çizme iþlerinden pek
okey oynayamaz oldun” deyince tabii benim de Yalkavuk’a bir çift
sözüm oldu.
Otamatik okey masasý delikanlýyý bozar. Öyle taþlarý þakur-þukur
elinle karýþtýrmayýnca, beþlik olarak düzemeyince, zarý þöyle avuç
içinde yuvarlayýp atmayýnca oynanan okeye ben okey demem. Eski köye yeni icat çýkarmayýn kardeþim.
Bu icattan esinlenerek Türk toplumunun kültür sanat konusundaki düzeyini arttýrabiliriz diye düþündüm. Okey masasý icat ediliyor
da bunlar niye icat edilmesin?
1- Kendi kendini okuyan ve özetini 5 DAKÝKA sesli olarak anla tan KÝTAP projesi. Bu icat daha da geliþtirilip, kendini televizyon dizisi olarak anlatan kitaba çevrilebilir.
2- Rüyada film projesi. Sinemaya gitme alýþkanlýðý olmayan Türklere rüyalarýnda “sanki rüya görüyorlarmýþ gibi film izlettirme” olayý anlayacaðýnýz. Týp, elektronik ve biliþim bilimleri bu konuda çalýþacak.
3- Ýçildikten sonra kendi kendine fala bakan kahve fincaný proje si.
4- Geyik muhabbeti makinesi. 2 Euro atýp, 5 dakika boyunca “Galatasaray Fenerbahçe’yi nasýl yendi abi. Ama Hakem varya...” gibi
muhabbet dinleyeceksiniz.
5- “Bilinçlenme Gözlüðü”. Bu gözlüðü takýnca anýnda her konuda bilinçleniyorsun. Emek vermeden yemek olayý anlayacaðýnýz. Bu
gözlüðü takýnca kahvede sizin sözünüzün üzerine söz söyleyen olamayacak. Haliynen bu icatta da biliþim önemli. Gözlüðe monte edilecek küçük bilgisayara arama motoru yerleþtirilecek ve buradan
her konu anýnda gözünüzün önüne gelecek.
6- Dizi haplarý: Olay gayet basit. Saatlerce dizi izlemiyorsunuz. Bir
hap atýyorsunuz, 30 saniyede tüm diziyi izlemiþ gibi oluyorsunuz.
Dikkat edin, bazý dizilerin haplarýný diðerleriyle ayný anda içmeyin,
yan etki olayý anlayacaðýnýz.
TOP’U KUTLARIM
CD&V’nin aðýr toplarýndan Ergun Top yine kendisi gibi Avukat
olan Sevda Karþýkaya ile evlenerek bekarlýða veda etti. Zeki Yalçýn
dostum, “Haydar Abi gel, düðünden sonra da Ýsmail Erdoðdu’nun
orda takýlýr biraz muhabbet ederiz” dediyse de ben gidemedim.
CD&V’li Federal Milletvekili Hilal Yalçýn’ýn da katýldýðý düðünde Ergün Top ve Ali Çaðlar’ýn 2009 Bölge seçimlerine adaylýðý konuþulmuþ. Hilal kýzýmýz da “Ali abime sonuna kadar destek olurum, gerekirse listeye girerim” diyormuþ. Taký merasimini ise kendisi de politikacý olan Ali Çaðlar yaptýrmýþ. “Damadýn dayýsýndan 20 oy, gelinin halasýndan 5 oy” diye baðýrttýrmamýþ iyi ki!
Bizim her yerde parmaðýmýz var. Bugün Belçika’da Haydar
Abi’nin haberi olmadan kuþ uçmaz.
mieka
Sayfa 19x.qxp
16.05.2008
09:01
Seite 1
Mayýs 2008
19
YAÞAM
SOSYAL
Kaçaklarla (oturumsuzlar) ilgili
hükümet anlaþmasý
REHBER
Nihat Dursun
nihatdursun@binfikir.be
ayýn okurlar, bu ayki köþemi,
Yabancýlar Yasasý konusunda
uzman olan Nivel Barosu avukatlarýndan Celine Dermin’le hükümetin 18 Mart’ta anlaþmaya vardýðý kaðýtsýzlar-oturumsuzlar konusunda yaptýðým söyleþiye ayýrdým. Avukat Celine
Dermin ile yaptýðým söyleþiden notlarý
sizlere aktarmak istiyorum..
Kaçaklarla ilgili, onlara oturum verme veya birçok vatandaþ arasýnda “kaçaklara af” denilen hükümet anlaþmasý,
bugünkü hükümeti oluþturan 5 parti
(CD&V, PS, CDH, MR, OpenVLD) tarafýndan, 18 Mart 2008 tarihinde yapýlmýþtýr. Bu hükümet anlaþmasýnda, yabancýlar yasasý konusunda birçok karar
alýnmýþtýr. Ancak bunlar arasýnda
önemli beþ tane karar vardýr. Birincisi,
göçmenler ve sýðýnmacýlarla ilgili bir
bakanlýðýn oluþturulmasýdýr. Þimdiye
kadar bu görevi Ýçiþleri Bakanlýðý yapmaktaydý. Yeni bakan, eski CD&V
(Baþbakan’ýn partisi)’li yeni Open
VLD’li Bayan Anemie Turtelboom’dur
ve yeni bakan nisan ayýndan beri görevine baþlamýþ olup göçmenleri ve ilticacýlarý ilgilendiren tüm sorunlarla da
kendisi ilgilenmektedir. Yani sadece
oturum deðil diðer tüm yabancýlar yasasý, vize, aile birleþimi, oturum, ... konularýnda bu bakan yetkilidir.
Evet, Yabancýlar Dairesi (Office des
Etrangers-Vreemdelingenzaken)’nin aldýðý kararlar ve uygulamalardan da bu
yeni bakan sorumludur. Elbette ki sað
bir partiden gelen yeni bakanýn yabancýlar ve göç konusunda pek açýk görüþlü ve toleranslý olacaðýný söyleyemeyiz.
kararý, olayý daha da zorlaþtýrmak istiyor. Örneðin istek yapan kiþinin gelir
düzeyinin “iyi” olmasýný istiyor. Gerçi
henüz yürürlüðe girmedi ancak aile birleþimi yapacak kiþilere “ellerini çabuk
tutmalarýný tavsiye edebiliriz.”
Sonuncu nokta ise reþit olmayan oturumsuz çocuklarýn kapalý merkezlerde
tutulmalarýna engel olacak çözümler
aranmasýdýr. Kanýmca yeni merkezler
açýlarak, oturumsuz çocuklar bu merkezlerde kalýp eðitimlerini yapabilecekler.
S
Kaçaklara-oturumsuzlara af
Avukat Celine Dermin
Yabancýlarla ilgili ikinci karar, kaçaklara (oturumsuzlara) oturum. Bu konuya detaylý olarak girmeden önce, baþka
kararlarýn da alýndýðýný hatýrlatmak isterim, yani bu anlaþma ayrýca ekonomik
göçün açýlmasýný istemektedir. Özellikle
Flaman bölgesindeki patronlar hükümet üzerinde baský yaparak, iþçiye, personele ihtiyaç olduðunu belirtmiþlerdir.
Bu nedenle Hükümet eksik olan iþ alanýný yabancýlara açmak istiyor, ancak
rastgele deðil, belirli kurallara baðlayarak. Yani bu hükümet Fransýz modelini
alarak, ekonomik göçü açmak istiyor.
Dördüncü nokta, bu konuya fazla deðinilmiyor ancak belirtmekte fayda var.
Yeni hükümet aile birleþimini daha da
zorlaþtýrmak istiyor. Yeterince zor, karmaþýk olmasýna raðmen, yeni hükümet
Gelelim kaçaklara-oturumsuzlara af
konusuna, “regülarizasyonuna”. Regülarizasyon konusunda biraz evvel bahsettiðimiz “hükümet anlaþmasý” üç ana
baþlýkta belirtilmektedir:
1. Özel þartlar: En az 31 Mart 2007
tarihinden evvel Belçika’da bulunma
þartý. Bu durumun elektrik faturasý, iþ
kontratý gibi resmi belgeler aracýlýðýyla
ispatlanmasý istenilmektedir. Bu tarihten evvel Belçika’da bulunulduðu ispatlanamýyorsa Almanya, Holanda gibi
Belçika dýþýndaki ülkelerden gelip oturuma müracaat etmeye gerek yok, çünkü iþleme konulmaz.
2. Ýþ bulma þartý, yani Belçika’da çalýþabileceðini ispatlamak: Bu konuda durum hala belirgin deðil ve hükümetin
detaylý açýklamasý beklenmektedir.
Özetle ilgili kiþilerden istenilen, ya kontratlý olarak çalýþabileceðini ispatlamasý
veya bir iþyeri açabileceðini ispatlamasýdýr. Ancak burdaki çeliþki, oturum ve
çalýþma karnesi olmadan, kiþi ne iþyeri
açabilir ne de kontratlý çalýþabilir. Tahminimce ileriki dönemlerde müracaatta
bulunan kiþilere üç aylýk veya altý aylýk
geçici bir otutum verilerek, kiþinin kontratlý çalýþabileceðini veya iþ kurabileceðini ispatlamasý istenecektir.
Ýþyeri kurmak için, kanýt olarak kiþiden belirli þartlar isteniliyor mu? Örneðin belirli bir miktarda sermaye (nakit
para)?
Hayýr, resmi yetkililer tarafýndan henüz somut bir karar alýnmýþ deðil.
Üçüncü olarak da yukarýda belirtilen
þartlarý yerine getiremeyip, bugüne kadar hiçbir müracaatý olmayan veya yapýlan münacatlara ret cevabý alýp ‘kaçak” durumda olan kiþiler için “çevreyle uyum-entegrasyon”-“insancýl nedenler” çerçevesinde aþaðýdaki þartlar is-
tenmektedir:
- Belçika’da kalma süresi (süre belirlenmemiþ, ancak 4, 5 veya 6 yýl olabilir).
- Okula kayýtlý çocuklarý olmak.
- Diplomalý ve bir meslek üzerinde
eðitim almýþ olmak (çalýþma imkânýna
sahip olmak)
- Fransýzca veya Flamanca dilini konuþmak.
- Ýkamet ettiði mahallede çevresiyle
uyumlu olmak, yerel (belediye) yetkilileri tanýmak.
Gördügünüz gibi hükümeti kuran
partiler arasýndaki anlaþma her ne kadar umut vermiþ olsa bile, somut olarak
henüz resmi bir açýklama yapýlmamýþtýr.
Kanýmca “regülarizasyon” konusunda
somut bir geliþme veya cevap, göçmenlerden, yabancýlardan sorumlu bakanýn
mayýs sonu ya da haziran baþýnda kamoyuna resmi olarak açýklayacaðý bakanlýk genelgesiyle bildirilecektir.
Sizce bakanlýk genelgesinde alýnacak
karar genel olarak kimleri kapsar, tüm
kaçaklarý kapsar mý?
Umarýz... Ancak genelgeyi bakanlýk
hazýrlayacak. Benim bu konuda bir
açýklama yapmam yanlýþ olur. Genel
kanýmý sorarsanýz, iltica baþvurusunda
bulunup da uzun süredir Belçika’da
yaþayan kiþileri, diðer taraftan herhangi
bir nedenle Belçika’ya gelip de uzun
süredir Belçika’da yaþayan, çocuklarý
okula giden aileleri kapsayacaðý kanýsýndayým. Diðer taraftan iþ bulma imkaný olan kiþilere de kolaylýk saðlanacaðýný sanýyorum. Fakat iþ sektörü sýnýrlandýðý taktirde oturum alabilecek kiþilerin
sayýsý da sýnýrlý kalacaktýr.
Son olarak bu konuyla ilgilenen kiþilere neler öneriyorsunuz?
Ýþ bulan kiþilerin öncelikle yapýlacak
kontratla ilgili yeterince bilgi sahibi olmalarýný, yani kontratýn niteliði, geçerliliði vs... konusunda araþtýrma yapmalarýný öneririm; bu konuda bazý sahtekarlýklarýn, yolsuzluklarýn yapýldýðýný duydum. Diðer taraftan istenilen “entegrasyon”la ilgili kanýtlarý, Belçika’da 31 Mart
2007 tarihinden beri yaþadýklarýný ispatlayacak kanýtlarý þimdiden hazýrlamalarýný tavsiye ederim. Böylece bakanlýk
genelgesi açýklandýðýnda dosya hazýrlanmýþ olur ve müracaat edilebilinir.
Ýmtiyaz Sahibi BÝNFÝKÝR VZW Genel Yayýn Yönetmeni Serpil Aygün Genel Koordinatör Erdinç Utku
Yayýn Kurulu Ýlknur Cengiz, Leyla Ertorun, Serpil Aygün, Erdinç Utku, Nihat Dursun, Mehmet Aydoðdu,
TASARIM Openwings REKLAM 0484 528 902 info@binfikir.be ADRES Gustave Latinislaan 45, 1030 Bruxelles
TEL 0032 2 242 01 53 e-mail info@binfikir.be WEB www.binfikir.be
NOT: Avukata ulaþmak için
067 21 08 33
067 88 80 93
Sayfa 20x.qxp
16.05.2008
08:13
Seite 1
Mayýs 2008
GÜNDEM
20
Liege’de görkemli Türk Günü þenliði
Liege Türk Dernekler Birliði’nin(FLAT) organize ettiði “Türk Günü Þenliði”,
Belçika'ya ilk gelen Türk
iþçilerinin çalýþtýðý BLEGNY Maden ocaðýnýn bulunduðu yerde “Blegny
Çicek Günü” olan 2
Mayýs’ta görkemli bir þekilde yapýldý.
E.Utku/C.Tamoðullarý
Liege’de bulunan dernekler
tarafýndan þenlik alanýnda kurulan yiyecek standlarýnda
Türk mutfaðýndan örnekler sunulurken, bir cadýrda da þark
köþesi oluþturuldu. Ýstanbul
Büyükþehir Belediyesi mehteran takýmý gösterisi, Yadeller
Müzik Grubu (Seraing/Belçika), HEM Folklor Grubu
(Genk/Belçika), Music Club
Halk Muziði grubu konseri,
Anne-Sophie Baptiste eþliðinde Nasrettin Hoca Gösterisi,
Anonymat grubu Saz Dinletisi
ve Piyano eþliðinde Osmanlý
dinletisi’nin yer aldýðý programda akþam baþlayan Sinan
Yýlmaz konserinde özellikle
gençler çoþtular. Türk Günü
Havai Fiþek Gösterisi ile sona
erdi. FLAT Baþkaný Ýbrahim
Kaya, Baþkonsolos Vekili Muavin Konsolos Selen Evcit, Liege Vali yardýmcýsý Andre Gilles, Valon Bölgesi Hükümeti
Ekonomi Bakaný Jean-Claude
Marcourt ve Liege Belediye
Meclis üyesi Mehmet Aydoðdu
birer konuþma yaptýlar.
Türk Günü etkinlikleri kapsamýnda 40. yýl Türk Göçü Fotograf Sergisi, Liege kentinde
yaþayan ressam Mehmet Aydoðdu ve Türkiye'den bazý
Türk ressamlarýn resimlerinden oluþan bir karma resim
sergisi, Mehmet Aydoðdu’nun
hazýrladýðý Türk tarihini haritalarla anlatan bir harita sergisi
gibi etkinlikler de yer aldý.
Türk Günü kapsamýnda ayrýca 4 takýmýn katýldýðý bir futbol
turnuvasý düzenlendi. Türk
spor kulüplerinden Herstal Espoir Turcs, Ottoman Wandre,
Dünya Liege Futsal ve FC Anadolu Seraing takýmlarýnýn katýldýðý turnuvada birinciliði Herstal Espoir Turcs alýrken, Turnuvada baþarýlý bir grafik sergileyen Dünya Liege Futsal takýmý ikincilikle yetinmek zorunda kaldý.
Türk Günü ile ilgili olarak
Binfikir’e bir deðerlendirme
yapan Liege Türk Dernekler
Birliði (FLAT) Baþkaný Ýbrahim
Kaya “Türk Günü’nün bekledikleri gibi geçtiðini, gözlemlenen bazý eksikliklerin önümüzdeki yýllarda giderileceðini” söyledi. Organizasyonda
yer alanlarla etkinlik sonrasý
biraraya gelerek bir deðerlendirme yapacaklarýný söyleyen
Kaya, ”bu Türk Günü’nü çok
kýsa bir sürede organize ettik.
Bir sonraki için 6 ay önceden
çalýþmaya baþlayacaðýz” dedi.
Þenlik alanýnda görev yapan
koordinatörlerden Ömer Þener
ise Binfikir!e ”Türk Günü konusunda organizasyon ve katýlýmdan memnun olduðunu”
söyledi. Kaya, FLAT yöneticileri sekreter Mustafa BAÐCI,
Muhasip Ayhan AKTÜRK, Yönetici Cihan COL, Yönetici Ernur ÇOLAK ve Belediye meclisi Üyesi-ressam Mehmet AYDOÐDU olmak üzere emeði
geçen herkese teþekkür etti.
Sayfa 21x.qxp
16.05.2008
08:41
Seite 1
Sayfa 22x.qxp
16.05.2008
09:14
Seite 1
Mayýs 2008
Speakers
Corner
22
Bu sene izine gidiyoruz, Lizbon’a!
-Ýzin var mý bu sene?
-Var, Lizbon’a gidiyorum.
-Nasýl yani?
serpilaygun@binfikir.be
Koþulsuz sevgi:
Anne sevgisi
nlü Alman yazar Erich Fromm, Sevme Sanatý adlý
kitabýnda sevgiyi türlere ayýrarak koþullu ve koþulsuz sevgiden bahseder. Kitabý lise yýllarýmda okumuþtum,
sevmeyi ve sevilmeyi en yoðun olarak beklediðimiz yýllar olsa gerek, o dönemler. O arayýþla sevginin kimyasýný anlamaya kalkýþarak okumuþtum bu kitabý.
Yaþadýðýmýz dünyada edindiðimiz beklentilerle insanlarý
seviyoruz ya da sevmiyoruz. Onlarýn bize karþý davranýþlarý sonucu birine sevgi besliyoruz ya da beslemiyoruz. Sevgiliniz, eþiniz, iþ arkadaþýnýz ya da öðretmeniniz sizin ihtiyaçlarýnýza cevap verdiði ölçüde sevginizi kazanýyor.
Bizimle ayný deðerleri, ayný
Koþulsuz, karþýlýk
beklenmeden verilen düþünceleri paylaþmayan
bir arkadaþ istemeyiz, onu
tek sevgi türü, anne
sevmemizin koþuludur bu.
sevgisi sanýrým. ÇoBize bol not vermeyen öðcuðunuz sizin deðer- retmenimizi sevmeyiz örneðin. Havasý suyu kötü olan
lerinizi paylaþmasa
ülkeyi de sevmeyiz, tadý iyi
da, hatta çoðu zaolmayan elmayý da… Koman sizi çaðýn geriþulsuz, karþýlýk beklenmesinde kalmýþ düþünce den verilen tek sevgi türü,
anne sevgisi sanýrým. Bir anve davranýþlara sanenin çocuðuna duyduðu
hip eski kafalý biri
sevgi. Çocuðunuz sizin deolarak görse de, arðerlerinizi paylaþmasa da,
hatta çoðu zaman sizi çaðýn
kadaþlarýný size tercih etse de, siz çocu- gerisinde kalmýþ düþünce ve
davranýþlara sahip eski kafaðunuzu sevmeye hep lý biri olarak görse de, sizin
devam edersiniz.
istediðiniz okulda okumayýp, istediðiniz kiþiyle evlenmese de, babasýný sizden
daha çok sevdiðini söylese de, arkadaþlarýný size tercih etse de, siz çocuðunuzu sevmeye hep devam edersiniz. Bu
da belki anneliðin doðasýnda var. Ne olursa olsun, ne yaparsa yapsýn hep sevmeye devam eden tek kiþi annedir
herhalde. Bu sevgi ile emek veriyor anne çocuðuna. En
uykucu anne bile bebeðinin ufacýk bir farklý nefes almasýnda dahi sýçrýyordur yataktan içgüdüsel olarak, hem bedensel hem de psikolojik olarak hayata hazýrlanmasý için
olaðanüstü bir çaba sarfediyor anne çocuðu için. Olaðanüstü bir performansla. Sonunda bir gün yuvadan uçup gideceðini bilerek. Belki içgüdüsel bir durumdur bu annelik.
Belki hormanlarýn bahþettiði mucizevi bir durum, ancak þu
kesin ki koþulsuz verilen tek sevgi annelikte var.
1905 yýlýnda Amerika’nýn Filedelfiya Eyaleti’nde oturan
Anna Jarvis annesinin ölümü üzerine yaþadýðý sonsuz acýyý dindirmek üzere arayýþlara girer. Annesine hayatta
iken gösteremediði ilgi ve alakanýn ezikliðini gidermeye
çalýþýr. Annesinin ölümünün üzerinden iki yýl geçtikten
sonra bir günün anneler günü olarak kutlanmasý fikri aklýna gelir ve bunun için ülke çapýnda çalýþmalar yapar. Fikir kabul görür ve o günden bugüne Jarvis’in annesinin
öldüðü gün olan Mayýs ayýnýn ikinci pazar günü anneler
günü olarak kutlanmaya baþlanýr. Rivayet böyle. Anneler
günü kutlamasýnýn tarihçesi gerçekte ne olursa olsun, annelerin kutsal sevgisi kutlanmaya deðer. Tüm annelerin
anneler günü kutlu olsun.
Ü
Karþýdakinin izinden, tatilden anladýðý Türkiye’ye akraba
ziyareti olduðu için þaþýrýyor
haliyle.
Artýk izin vakti yaklaþýyor.
Her sene olduðu gibi bu sene
de birçok aile Türkiye’ye
gitmek için bilet alma koþuþturmasýna girdi bile.
Akrabalarýný ziyaret edip
ordan da Akdeniz’e açýlacaklar. Belki de çocuklarýna gelin bulabilmek için
yine pazarlarda dolaþýp domates, pardon, kýz var mý diye
soracaklar. Tatilden anlaþýlan,
bir süre akraba ziyareti bir süre de sahile gitmek olduðu
için, Trabzonlu olmayan Sümela Manastýrý’ný görmemiþtir.
Kayserili olmayan da Anadolu’daki ilk Týp Fakültesi olan
Gevher Nesibe’yi bilmez. O
topraðýn insaný bu bilgileri genelde Türkiye’ye tatile giden
Belçikalýlardan öðrendiler bugüne kadar. Onlar karþýsýnda
mahcup durumu düþmemek
için o yerleri bilmediklerini
gizlediler çoðu zaman. Ben çocukluðumdan hatýrlýyorum,
Edirne’den geçerken iki dakika durup da Mimar Sinan’ýn
ustalýk eseri olan Selimiye camiini gezemedik. Amaç bir an
önce Kayseri’ye ulaþmaktý. Yani izin aslýnda Türkiye’ye de-
ðil, Kayseri’ye gitmekti.
Türkiye’ye tatile gitmekte bir
sorun yok. Her sene milyonlarca turist Türkiye’ye tatile gidiyor. Ama onlar bir sene sonra, yeni kültürler, yeni tatlar
keþfetmek için baþka bir ülke
seçiyorlar tatil için. Arýlarýn her
tür çiçeðe konup farklý tatlar
almasý gibi. Biz ise hep ayný,
hep ayný…. Sanki bu dünyayý
yaratan, Türkiye ve Belçika dýþýnda yerler ve güzellikler yaratmamýþ gibi hep ayný yerler..
Yeni yerler, uygarlýklar, kültürler, insanlar, alýþkanlýklar
gören insanla görmeyen insan
hiç bir olur mu? Yeni kültürler,
uygarlýklar gören insan kendi
kültürüne o kültürler arasýnda
bir yer açar. O insanlarý daha
iyi anlar, daha iyi empati kurar. Türk’ün Türk’ten baþka
dostlarý olabileceðini görür.
Türkiye dýþýndaki yerlerdeki
uygarlýklari gören insan, insan
olmanýn, dünyaya bir þeyler
býrakýp gitmenin kuru bir milliyetçilikten çok daha deðerli
olduðunu görür. Kýsacasý bir
dünya vatandaþý olduðunu gezerek, görerek, yaþayarak idrak eder. Gerek Piramitleri gezerken, gerek Peru’daki Machu Picchu þehrini dolaþýrken
insanýn gücünü görür. Ýnsanýn
gücünü görür, ama ayný zamanda hangi çaðda ve coðrafyada olursa olsun insanlarýn
ne kadar da birbirine benzediðini fark eder.
Haliyle bu sonuçlara varmak için ilk önce BelçikaTürkiye arasý mekik dokumaya
son vermek lazým. Bir sene
Türkiye dýþý tatil, bir sene de
Türkiye’ye gitmek bence en
makul olaný. Bu þekilde dünyaya at gözlüðü ile bakmaya
son veririz belki de. Yunanlýlarýn da bizden çok farklý olmadýðýný görürüz, Stockholm-Ýstanbul karþýlaþtýrmasý yapýp,
“bakarsan bað bakmazsan dað
olur” atasözünün ne kadar isabetli olduðunu fark ederiz.
Vizyon sahibi olunca küçük
Portekiz’in Büyük Okyanuslara nasýl sahip olduðunu görürüz. En önemlisi yeni yerler
görüp yeni þeyler öðrenir, yeni
þeyler anlatýrýz.
Ýyi yolculuklar :-)
Kamil GÖZEN
Limburg
þiirleriniz
TÜM ÇIKMAZ SOKAKLAR KENDÝME ÇIKTIÐINDA
Sezen’e
Ýhraç edilir yürekler
Altýn rengi kafeslerde taþýnýr aþklar
Avrupa’ya
Geri dönüþü yoktur artýk çýkýlan yolun
Kendine dönebilirsin ancak!
Þarký söylemek de yetmez o zaman
Çýðlýklarýn sessizliðinde boðulursun
Kalabalýklarda yalnýzlaþýp
Dinlenmekten yorulursun
Hafiflemez yüreðinin yükü
Þarký söylesen de avaz avaz.
Tüm çýkmaz sokaklar kendime çýktýðýnda
Seyyar sevdalar iþportaya düþtüðünde
CAFER BULUT
Brüksel
aforizmalar
Ýnsanlara ayýracak vaktim yok çünkü parayla randevum var.
Bu yüzümdeki gülücüklerimi paylaþmak istemez
misin, o zaman silahýnla deðil, ellerinde çiçeklerinle gel.
Ne zaman cennetten
bahsetseler hep sen geliyorsun aklýma. Uzat ayaklarýnýn
altýný öpeyim anne.
Bugün yine sabah erken
uyandým. Hayalin yanýmdaydý, ama sen yine yoktun.
Eskiden telgrafýn tellerine
kuþlar konardý, þimdi devir
deðiþti. Telefonun tuþlarýna
vefasýzlýklar konuyor.
Dünya’da sevgi, barýþ ve
kardeþliðin hakim olmasýný
istiyorsan önce sen kendinden baþla. Sevmiyorum dediðin bir insana çiçek ver ve
ondan bir çiçek iste ki her
yer kin nefret yerine çiçek
açsýn.
Ahmet ALKAN
Brüksel
Þiir, yazý ve karikatürlerinizi bekliyoruz: info@binfikir.be
Sayfa 23x.qxp
16.05.2008
08:15
Seite 1
Mayýs 2008
23
GÜNDEM
ðitim yolculuðumun en önemli
duraklarýndan olan bir hocam,
hiç unutmayacaðým bir söz sarfetmiþti:
“Hayvana verilen öneme bakarak bir
toplumun uygarlýk seviyesini öðrenebilirsiniz.” Üniversite döneminde ise, iletiþim öðrencisi olarak þu gerçeði saptadým: bir toplum, yozlaþma kültürüne
teslim olmuþ TV’leri seyrettikçe, bilgi
ve uygarlýk seviyesi düþer. Bu iki gerçeðe eðildiðimde, son zamanlarda
TV’de hayvan belgesel sayýsýnýn çoðalmasýnýn hayýr mý, þer mi olduðu konusunda ikileme düþtüm açýkçasý. Neyse
ki modern hayatýn tutarsýzlýklarýný, tarihin ibret verici dersleri sayesinde çözebiliyoruz.
Fatih Sultan Mehmet, Ýstanbul’un fethinin ardýndan büyük zaferler ve
devletin geleceði hakkýnda endiþelenir.
Vezirini çaðýrýr ve sorar: “Ey Vezürüm,
Devlet-ül Osmanlý ne zaman biter?”
Ýlmin simgesi vezir cevap verir: “Ben
bilmem, ben anlamam.” Padiþah þaþkýn
ve kýzgýn bir ifadeyle sorusunu yineler.
Vezir, bilmediðini ve anlamadýðýný
tekrarlar. Fatih vezirine buyurur: “sen
her þeyi bildiðin için burada deðil
misin? Yorgunluðuna verdim, bu gece
düþün, yarýn yine soracaðým.” Ertesi
sabah Padiþah kalkar ve tez elden vezirine sorar: “Ey Vezürüm, Devlet-ül
Osmanlý ne zaman biter?” Vezir der ki:
E
erdemresne@binfikir.be
Ýnsan medeniyetinde hayvanlar
Son zamanlarda TV’de hayvan belgesel sayýsýnýn çoðalmasýnýn
hayýr mý, þer mi olduðu konusunda ikileme düþtüm açýkçasý.
Neyse ki modern hayatýn tutarsýzlýklarýný, tarihin ibret verici dersleri sayesinde çözebiliyoruz.
“Ben bilmem, ben anlamam.” Çaresiz
kalan Fatih, vezirini ölümle tehdit eder
ve derhal makul bir cevap vermesini
ister. Vezir de der ki: “Padiþahým, dünden beri size cevap veriyorum ama
duymuyorsunuz. Bir toplum ne zaman
ki devlet iþlerini sorgulamaz, o toplumun devleti o zaman çökmeye mahkûmdur.”
TV’deki hayvan belgesellerinin bu
hikayeyle ne alakasý var? Ben bilmem,
ben anlamam demeyin. Devamý var...
Cezayir, Fransýz sömürgesinden kurtulma savaþý verdikten sonra yüzyýlýn
en kanlý “dinî iç savaþ”larýndan birini
yaþadý. O yýllarý tek karede özetleyen
en iyi görüntü ise ne ilginçtir ki bir
Fransýz komedi filminde mevcut
bence. Asteriks ve Oburiks/Görevimiz
Kleopatra adlý film, Galyalýlarla
Romalýlarýn savaþýný alaylý (ve gerçek
dýþý) biçimde konu eder. Ýki ordu birbi-
rine saldýrdýðý anda ekrana bir karides
gelir ve bir spiker konuþur: “bu sahnenin olaðanüstü þiddetini önlemek için
size karidesle ilgili bir belgesel sunuyoruz.” 5 saniye sonra film tekrar baþlar
ve ortalýk darma duman olmuþtur. Bu
ilginç fikir, filmde baþrol oynayan
Cezayir asýllý Fransýz þovmen Jamel
Debbouze’undur. Ülkesindeki savaþ
yýllarýný sorgulayan Debbouze, baskýcý
rejimle bir o kadar baskýcý Ýslami örgütlerin propagandalarýný eleþtirmiþtir
böylece. Ýnsanlar habere ihtiyaç duyarken gerçekler yýllar boyu “hayvan belgeselleriyle” gizlenmiþtir.
Sonuç: Komünist rejimden kaçan
Arnavut arkadaþým, Ýtalyan TV’sinde
altýn kasede yemek yiyen köpek
reklamlarý görünce, “köpekler böyle
yiyorsa kim bilir insanlar ne güzel
yaþýyorlardýr” derdi. Bugün ise Amerika
ve Avrupa’da Guillermo Vargas
Habacuc adýnda bir «sanatçý», sokak
köpeklerini sanat galerilerinde aç
susuz býrakýp «nasýl öldüklerini» sergiliyor! Biz ise Belçika’da Brüksel-HalleVilvoorde, alým gücü, göçmen sorunu
ve iþsizlik; Türkiye’de AKP’ye kapatma
davasý, Ergenekon, içki yasaðý gibi
konular varken, hayvan belgeselleri
izliyoruz. Acaba neden? Bana sorarsanýz: “Ben bilmem, ben anlamam.”
Liege Heyeti’nden Karaman’a destek ziyareti
Liege Belediye heyeti Türk Dil Bayramý için Türkiye’deydi. Ýngilizce egemenliðine karþý Türkçe-Fransýzca dayanýþmasý sergilediler.
Haber Merkezi
araman Belediyesi öncülüðünde düzenlenen 731. Türk Dil
Bayramý ve Yunus Emre’yi
Anma Törenleri’ne, Karaman Belediyesi’nin Liege Belediyesi’ni kutlamalara
resmen daveti üzerine Liege Belediye
Meclisi Üyesi Karaman doðumlu ressam Mehmet Aydoðdu (PS–Frankofon
Sosyalist Partisi), Liege Belediye Baþkaný Willy Demeyer (PS) ve Belediye
K
Meclisi üyeleri Alain Leens
(Ecolo–Frankofon Yeþiller Partisi), Nicole Anoul (MR–Frankofon Liberelleri), Jean-Pierre
Goffin (PS) ve Laurence Cuipers (CDH–Frankofon Hristiyan Demokratlarý) ile katýldý.
Karaman, Ankara ve Ýstanbul'da düzenlenen ve 5-13 Mayýs tarihlerinde gerçekleþen etkinliklerde, 7 Mayýs'ta Ýstanbul'da Dolmabahçe Sarayý'nda
düzenlenen törenle
"2008 Karaman Türk
Dili Ödülleri" sahiplerine verildi. Heyet
Ankara’da mecliste
ve Türk Dil Kurumu’nda görüþmeler yaptýktan sonra Karaman’a geçti.
Karaman’da Neþet Ertaþ,
Muazzez Ersoy ve Sibel Can
konserleri, kültür sokaðý açýlýþý, sevgi çadýrý faaliyetleri,
Türk dilinde üretilen sinema
gösterileri gibi faaliyetler düzenlendi.
Birçok faaliyet içinde öne çýkan bir tanesi ise Ankara Türk Dil Kurumu'nda
yapýlan toplantý oldu. Karaman Belediyesi Yunus Emre Toplantý Salonu'nda
"Dünya'da Türk Dili" konulu bir panel
düzenlendi. Burada ünlü Türkologlar
Gürcistanli Nana Kaçarova, Sýrbistanlý
Ivan Panoviç ile Belçika
Liege Belediye Meclis
üyesi, Kültür Komisyonu
Baþkaný ve ressam Mehmet Aydoðdu birer bildiri
yayýnladý.
Mehmet Aydoðdu bildirisinde "Orta Asya, Kafkaslar ve Balkanlar'da
Türk Dili'nin yayýlýmýnda
devlet hakimiyeti söz konusudur. Ama Batý Avrupa'da tam tersi gerçekleþerek, hem devlet hem
de halktan söz edilmelidir. Çünkü, 1960'lardan
itibaren Avruapa'ya gelen
iþçilerimiz burada Türkçe'nin yeni ve
baþka bir evini kurmayý baþarmýþlardýr.
Onlar gerçek bir kahramandýrlar. Birçoðunun ilkokul eðitimi bile olmadýðý
halde Türkçe'nin yaþatýlmasýnda ve yayýlmasýnda büyük ve baþarýlý gayretlerini göz ardý etmek büyük haksýzlýk olur
bence" dedi.
Siz neredeyseniz, Binfikir orada!
Gelecek ayýn BÝNFÝKÝR’ini þimdiden ayýrtýn!
Sayfa 24x.qxp
16.05.2008
08:33
Seite 1
Mayýs 2008
SPOR
24
Standard Liege 25 yýl sonra þampiyon
Anderlecht’i 2-0 yenerek tarihindeki 9. Belçika þampiyonluðuna ulaþan Standard Liege, futbol tutkunu bir kitlenin 25 yýllýk baþarý hasretine
son vermiþ oldu. Köklü futbol kültürüyle gururlanan Standard’ýn baþarýsýnýn ardýnda ise deðiþim ve yeni nesil yatýyor.
Ersin Resne
yýl sonra gelen Standard þampiyonluðu,
birkaç yýl içinde yürütülen
yeniden yapýlanmanýn ürünü.
Genç ve kendi alt yapýsýndan
yetiþen oyunculara þans vermek isteyen Liege ekibi, þu
an Belçika futbolunun en iyi
alt yapýsýna sahip. Sezona
Portekizli yýldýz Sergio Conceiçao’yu göndererek baþlayan Liege ekibi, fýrtýna gibi
bir baþlangýçla ilk 5 karþýlaþmasýný 18 gol kaydederek kazandý. Genç kaptan Steven
Defour gibi yetenekler için
nihayet kendilerini kanýtlama
vakti gelmiþti. Defour beklentileri boþa çýkarmadý ve Altýn
Ayakkabý’nýn sahibi oldu.
25
Kral kazada can verdi
Club Brugge'ün forveti, milli
futbolcu François Sterchele aþýrý
hýza kurban gitti. Ünlü futbolcu
Beveren yakýnlarýndaki kazada
can verdi. Daha önce Charleroi
ve GBA kulüplerinde oynayan
26 yaþýndaki futbolcu, Club
Brugge'de ilk sezonunu geçiriyordu. Sterchele, geçen sezon
attýðý 21 gol ile Belçika'nýn gol
kralý olmuþtu. Sterchele geçen
yýl 4 milli maçta oynamýþtý.
Kraliçe zirvede býraktý
Dünya
çapýndaki
ünlü tenisçi
Justine Henin 20 yýllýk
tenis oyunculuðu kariyerine 26
yaþýnda zirvedeyken son verdi.
Henin «Dünya birincisiyken tenisi býraktýðým için çok mutluyum. Bu olaðanüstü» dedi. Kararýndan geri adým atmayacaðýný
belirten Belçikalý tenisçi «kendime ve aileme daha fazla zaman
ayýracaðým» þeklinde konuþtu.
Kimsenin baþarý beklemediði
orta saha oyuncularý Marouane Fellaini ve Axel Witsel ise,
ülke futboluna kazandýrýlan
deðerler oldular ve 21 yaþ altý futbolculardan oluþan Belçika Olimpiyat Milli takýmýyla
Pekin yolculuðuna çýkmaya
hazýrlanýyorlar.
Brükselli büyük rakip Anderlecht’in kullanamadýðý bazý yeteneklerin Standard’a gelip baþarýyý yakalamalarý da ilginç bir anekdot: Standard’ýn
þampiyonluðu garantilediði
karþýlaþmada Liege takýmý,
Anderlecht’i eski bir Brükselli
olan Dieumerci Mbokani’nin
iki golüyle devirdi.
Genç bir takým olmasýna
raðmen Standard, ligin en az
gol yiyen ve en istikrarlý kadrosu olarak bir gerçeði daha
kanýtlýyor: yaþlarý ve tecrübeleri ne olursa olsun yetenekli
futbolcular sonuca gidebiliyorlar. Þampiyonluðu ilan
edene kadar (bitime iki hafta
kala) Liege ekibi maðlubiyet
yüzü görmeyerek, baskýya
dayanýklýlýðýný gösterdi.
25 yýl önceki nesille tek
bað, teknik direktör Michel
Preud’homme oldu. Liegelilerin 1983 yýlýndaki þampiyonluk sýrasýnda Preud’homme,
kaleyi koruyordu. Ayný baþarýya antrenör olarak ulaþmasý,
Preud’homme’a da haklý olarak yýlýn çalýþtýrýcýsý ödülü getirdi. Perde arkasýndaki bir diðer isim ise, eski antrenör
Dominique D’Onofrio oldu.
Teknik sorumlu olarak gençleri yetiþtiren D’Onofrio, takýmý yönettiði dönemdeki iniþli
çýkýþlý grafiðini unutturup kariyerinin en baþarýlý sonucunu
elde etmiþ oldu.
Uzun yýllar Anderlecht ve
Club Brugge’ün gölgesinde
kalan Standard, nihayet üst
sýralardaki yerini aldýysa da
asýl merak edilen konu, bu
baþarýnýn devamý. Liege halkýnýn çýlgýnca kutlamalarýndan da anlaþýldý ki, bir 25 yýl
daha sabretmeye niyetleri
yok!
‘Çocuklarýnýzý
spora yönlendirin’
Haber Merkezi
Belçika Federal Milletvekili Hilal Yalçýn (CD&V) E.
Houthalen-Rekem Belçika
Atatürk Kupasý yükselme
grubu maçýnda baþlama vuruþunu yaparak spor yapan
gençlere destek verdi.
Milletvekili Yalçýn sporun
çocuklarýn ve gençlerin çevrelerini tanýmalarýna, kurallara uymayý öðrenmelerina,
fiziksel ve ruhsal geliþimlerine büyük katkýlarý olduðunu
ifade ederek bu konuda gönüllü olarak hizmet verenlere büyük saygý duyduðunu
belirtti. Yalçýn ayýrýca anne
babalara bir çaðrýda buluna-
rak
çocuklarýnýn düzenli
spor yapmalarý için onlarla
birlikte olmaya çalýþmalarýnýn da önemine iþaret ederek örneðin bir futbol maçýnda sahanýn kenarýnda
kendisini seyreden anne babasýný gören çocuklarýn daha uyumlu ve saygýlý olacaðýný hatýrlattý.
Bu yýl 13.’sü Anvers Türkspor tesislerinde yapýlan
Belçika Atatürk Kupasý’na
Liege Bölgesi’nden Wandruienne Turque, Liege Türkspor, Charleroi Bölgesi’nden
Jeunesse Turque, Trabzonspor, Brüksel Bölgesi’nden
Anatolia 95, Brüksel Antalyaspor, Anderlecht Denizlispor, Gent Bölgesi’nden FC
Avrasya, Zele’de Gençlerbirliði, Sint-Niklaas, Limburg
Bölgesinden FC Turkse Beringen, FC Anadol HeusdenZolder, FC Turkse RangersGenk, E. Houthalen ve Anvers Bölgesi’nden Fc Turksport ve Vatanspor katýlýyor.
Þampiyonluðu kutladýlar
Taraftarlarý ve Liege halký, Liege'de Saint Lambert
meydanýnda Standard Liege’in þampiyonluðunu
kutladý. Futbolcular büyük bir týrýn üstünde þehir
turu atarak, Saint Lambert meydanýnda kurulan
platforma geldiler. Müzikle çoþan taraftarlar birlikte þarkýlar söyleyip, Standard Liege bayraklarý
salladýlar.
Ü. Temel Hayal / Bilal Çakýr
Þampiyon Cimbom
Cüneyt Tamoðullarý
Türkiye’de 2007-2008 Futbol
sezonu Galatasaray’ýn þampiyonluðuyla son buldu. Sýkýntýlý
bir sezon geçiren sarý kýrmýzýlar
her türlü güçlüðe raðmen ipi
göðüslemeyi baþardýlar.Tarihindeki 17. zaferine ulaþan Galatasaray, gelecek sezon Türkiye’yi,
Türkcell Süperlig’i 2. sýrada bitiren Fenerbahçe ile birlikte UEFA Þampiyonlar Ligi’nde temsil
edecek. Ligi 3. sýrada bitiren
Beþiktaþ ise UEFA kupasýnda
baþarý kovalayacak
Çaykur Rizespor, Vestel Manisaspor ve Kasýmpaþaspor ligde
son üç sýrayý alarak küme düþen
takýmlar oldular. Bank Asya 1.
Lig de mücadele veren Kocaelispor ve Antalyaspor ilk iki sýrayý alarak gelecek yýl Türkcell
Süperlig’de oynamaya hak kazandýlar. Turkcell Süperlig’e
yükselecek 3. takýmý Sakaryaspor, Eskiþehirspor, Diyarbakýrspor ve Boluspor arasýnda Beþiktaþ Ýnönü Stadýnda gerçekleþecek playoff maçlarý belirleyecek.
Taraftarlardan ýzgara partisi
Galatasaray’ýn þampiyonluðu Belçika’da da
çoþkuyla kutlandý. Belçika Galatasaray Taraftarlarý Derneði ýzgara
partisi verdi.

Benzer belgeler

Ekim 2007 - Binfikir

Ekim 2007 - Binfikir Sarayý artýk Türklerin de uðrak yeri olmaya baþladý. Belçika’ya Türk göçünün baþladýðý ilk yerlerden biri olan Blegny’de gerçekleþtirilen Türk Günü, istenirse çok kýsa bir sürede bile ne güzel baþa...

Detaylı

Mart 2006 - Binfikir

Mart 2006 - Binfikir ekip çalýþmasýnýn ön planda olduðu, herkese ve her kesime açýk olan bu platformda, evrensel deðerlerle çeliþmeyen, terör veya ýrkçýlýk ya da ayrýmcýlýk savunmayanlar rahatça sesini duyurabilir. Bin...

Detaylı

Eylül 2008

Eylül 2008 O ÞÝMDÝ KAPALI MERKEZ’DE...

Detaylı

Mayıs 2007

Mayıs 2007 giden çocuðu var. Tüm gelecekleri küçücük bir kaðýt parçasýna baðlý. Kaðýtsýzlar, kaðýttan insanlar deðil, bizim gibi etten kemikten insanlar. Kayýt dýþý yaþanmasý, yaþamamak anlamýna gelmiyor.

Detaylı