Yüksek tansiyon
Transkript
Yüksek tansiyon
NO. 1 Nov. 09 Yüksek tansiyon Tanımı, Etkileri, Tedavi yöntemleri Çocuk sağlığı Soğuk algınlığı Bitkiler Adaçayı Röpörtaj Op. Dr. Ufuk Şentürk’le söyleyiş Editörden İmpressum İçindekiler S.4 Editör Op. Dr. med. Ufuk Şentürk Saygıdeğer Berlinliler, Yazı işleri Nevhan Şentürk Charité – Rudolf Virchow hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji bölümü hekimi Operatör Dr. med. Ufuk Şentürk sizlere her türlü ortopedik sorunlarınız için türkçe muayene imkanı sunuyor. Kendi dilinizde Üniversite hastanesi imkanlarından ve tecrübesinden faydalanmak için türkçe bilgi hattımıza baş vurabilirsiniz. Op. Dr. med. Ufuk Şentürk Servis Şefi Sağlıklı günler. Anayurttan binlerce kilometre uzaklıkta yaşadığımız bu coğrafyada insanlarımızın kendi dilinde sağlık problemlerini anlatmaları öteden beri sorun olmuştur. Şahit olduğum birçok olay böyle bir derginin ihtiyaç olduğunu doğrulamaktadır. Bu dergiyi çıkarmamızdaki en büyük amaç bu alandaki boşluğu doldurmaktır. Hekimlerinız Prof. Dr. med. Op. Dr. med. Carsten Perka Ufuk Şentürk Başhekim Yd. Servis Şefi Sağlık konusu beden ve zihin sağlığından, hizmetlerin sunumuna ve politikalarının uygulanmasına kadar birçok alanı kapsamaktadır. Bugün artık hayatı daha anlamlı kılan, başarılı olmanın, huzurlu bir toplum içinde verimli ve etkin çalışmanın ilk şartlarından biri sağlıklı olmaktır. Vücutlarımızın bize birer emanet olduğu şuuru ile öncelikle kendi zihin ve beden sağlığımızı korumakla sorumluyuz. Tarihimizin büyük şair padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” sözü ile sağlığın önemini vurgulamıştır. Sağlam kafanın sağlam vücutta bulunacağı gerçeğini unutmadan, beden ve ruh sağlığı arasındaki dengeyi korumalıyız. Türkce bilgi hattımız Pazartesi ve Salı günleri saat 10:00 – 15:00 arası hizmetinizdedir Telefon. 450 615 286 Bunun ilk sayımız olması dolayısıyla eksiklerimizi görüp size daha iyi hizmet vermenin şimdiden telaşını yaşıyoruz. Ortaya çıkan bu çalışmamda bana yardımlarını esirgemeyen sevgili eşime ve tüm ҫalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bundan sonraki sayımızda tekrar görüşmek üzere sağlıcakla kalın. Danışma Kurulu Prof. Dr. med. Dr. h.c. N. P. Haas Prof. Dr. med. Carsten Perka Prof. Dr. med. Serdar Değer Prof. h.c. Dr. med. Almut Tempka Türkiye sorumlusu Engin Çakır İrtibat saglikveyasam@gmx.de Telefon 0163 455 74 69 Tasarım ve baskı Motiv Offset Yüksek tansiyon Tansiyon nedir, etkileri, belirtileri ve tedavi yöntemleri S.4 Yüksek tansiyon Tansiyon nedir, etkileri, belirtileri ve tedavi yöntemleri S.4 Yüksek tansiyon Tansiyon nedir, etkileri, belirtileri ve tedavi yöntemleri S.4 Yüksek tansiyon Tansiyon nedir, etkileri, belirtileri ve tedavi yöntemleri S.4 Yüksek tansiyon Tansiyon nedir, etkileri, belirtileri ve tedavi yöntemleri S.4 Yüksek tansiyon Tansiyon nedir, etkileri, belirtileri ve tedavi yöntemleri S.4 Yüksek tansiyon Tansiyon nedir, etkileri, belirtileri ve tedavi yöntemleri S.4 Yüksek tansiyon Tansiyon nedir, etkileri, belirtileri ve tedavi yöntemleri Charité – Universitätsmedizin Berlin · Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Augustenburger Platz 1 | 13353 Berlin www.charite.de 09/09 Tansiyon Tansiyon Tansiyon Yüksek tansiyon Önceleri daha çok belirli bir yaşın üstündeki kişilerde görülen tansiyona; ne yazık ki günümüzde genç kesimde de çok sık rastlanmakta. Her ne kadar gençlerdeki etkisi yaşlılara oranla daha düşükse de önlem alınması ve tedavi edilmesi gereken ciddi bir hastalıktır. Sağlık ve Yaşam olarak bu anlamda neler yapılabileceğini en yalın haliyle sizlere anlatmaya çalışacağız. Tanımı, Etkileri, Tedavi yöntemleri Tansiyon nedir ? Kan dolaşımının sağlanması için damarlarımızda belirli bir basınç gereklidir. Bu basınç nedeniyle damar duvarı zorlanır ve gerilir. Buna tansiyon denir. İki çeşit tansiyon vardır. Kalp kanı pompaladığında atardamarların duvarı daha fazla gerilir. Buna „Büyük Tansiyon“, bekleme sırasında ise bu gerginlik daha azdır, buna da “Küçük Tansiyon“ denir. Hem büyük tansiyonun hem de küçük tansiyonun normalden fazla olması „Hipertansiyon“ yani „Yüksek tansiyon“dur. Tansiyon ne kadar yüksekse, damar duvarı o kadar çok zorlanır. Yani o kadar çok bozulur. Bu zorlanma uzun yıllar devam ederse, damar duvarı sertleşmeye başlar ve tansiyon daha da yükselir. Damar duvarının bu bozulup sertleşmesine, “damar sertliği” denmektedir. 4 09/09 Hangi değerlerde olmalıdır ? Tansiyon yaşa, bünyeye ve tansiyon ölçüldüğü andaki ruhi ve bedeni durumlara göre çok büyük farklılıklar gösterir. Ayrıca ülke, zaman ve araştırmacı faktörleri de önemlidir. Dünya sağlık örgütünün raporuna göre yaşlılarda 140/90mm Hg, gençlerde ise 120130/80mm Hg olmalıdır. Böbrek ve şeker hastalarında bu oranlar daha düşük olmalıdır. Etkileri nelerdir ? Bedenimizi oluşturan milyarlarca hücrelerin iyi çalışıp işlerini yapabilmeleri için kanın taşıdığı besin ve oksijene ihtiyaçları vardır. Yüksek tansiyon sebebiyle oluşan damar sertliği bu taşıma işleminin bozulmasına yol açar ve hücreler de artık görevlerini yapamaz hale gelir, hatta ölürler. Tıpkı, su borularının içlerinin tıkanıp, suyun artık akamaması ve ucundaki toprağın kuruması gibi… Vücudun her yerinde de damar olduğundan tüm organlar bu durumdan etkilenir. En başta kalbi besleyen tıkanır. Kalbi besleyen damarlar birden tıkanırsa, “kalp krizi” dediğimiz durum ortaya çıkar. Kalp krizi o kadar ağır bir hastalıktır ki, kriz 09/09 5 Tansiyon Tansiyon geçirenlerin dörtte biri hastaneye bile yetişemeden ölür. Dörtte bir kadarı da hastanede, doktorların müdahelesine rağmen hayatlarını kaybederler. Kalpten sonra en çok etkilenen ikinci organ beyindir. Beyindeki damarların tıkanması ya da bazen yırtılıp kanamaları yüzünden “felç” oluşur. Üçüncü sırada uyluk, bacak ve ayağa giden damarların tıkanması vardır. Bunun sonucunda da “kangren” denilen hastalık gelişir. Damar sertliğinin çokça etkilediği ve bizim için önemi fazla olan iki organ daha vardır. Bunlar göz ve böbrektir. İlki körlüğe, ikincisi idrarın atılamamasına kadar gidebilen kötü sonuçlar doğurabilir. Belirtileri nelerdir ? Tansiyon yüksekliğinin belirtileri yorgunluk, sinirlilik, çarpıntı, baş dönmesi, uykusuzluk, baş ağrısı, nefes darlığı, burun kanaması, yol yürümede ve merdiven çıkmada zorlanma, bazen sık idrara çıkma, gece uyurken idrara çıkma ve bacaklarda şişlik olarak sayılabir. Kan basıncının çok yükseldiği durumlarda çift görme, dilde pelteklik, yüzde ve vücutta karıncalanma olabilir. Fakat bu belirtilerin hiçbirisi hiper tansiyona özgü değildir, başka hastalıklarda da görülebilir. Yüksek tansiyon hastalarının büyük çoğunluğunda hastalık sinsi ilerler, kendini göstermez. Bu 6 09/09 durum hastalığın önemini arttırmaktadır. Sadece kan basıncı ölçümüyle anlaşılabilir. Bu nedenle bütün hastaların sürekli olarak kan basıncını ölçtürmeleri gerekir. Tedavi yöntemleri nelerdir ? Yüksek tansiyon hastalarının tedavisi mutlak süretle uzman hekim tarafından yapılmalıdır. Başkasına yaradı diye aynı ilacı kullanmak ve doktora gitmemek çok ağır sunuçlar doğurabilir, hatta ölümle sonuçlanabilir. Aşağıdaki tavsiyeleri uygulamadan lütfen uzman hekiminize danışın. İlaçsız tedavi İlaçsız tedavi yani yaşam düzenin değiştirilmesi kan basıncı yüksekliğini kontrol etmenin yanı sıra yüksek tansiyonun önlenmesinde de yararlıdır. Hastalar ilaçsız tedaviyi kesinlikle ihmal etmemelidirler. Burada sayacaklarımız, tansiyonu yüksek olanların da olmayanların da dikkat etmesi gerekenlerdir. Çünkü, bunlara dikkat edilirse, tansiyon hastasının ilaç kullanmasına gerek kalmayabilir. Ya da kullanilan ilac miktari azaltılabilir. KİLO ARTTIKÇA, TANSİYON HASTALIĞI RİSKİ ARTAR Şişman hastalar mutlaka zayıflatılmalı ve ideal kiloya getirilmelidir. DAHA İYİ TANSİYON İÇİN, DAHA ÇOK HAREKET GEREKİR Düzenli olarak yürüme, yüzme, koşma, bisiklete binme gibi egzersizler kilo vermeyi hızlandırır ve kan basıncını düşürür. Egzersizler haftada 3 kez, isteğe bağlı olarak 5 kez de yapılabilir. 30-45 dakika süreli olmalıdır. Kalp hastalığı olanlar egzersizlere başlamadan önce mutlaka doktor kontrolünden geçmelidir. TANSİYON KONTROLÜNDE TUZUN AZALTILMASI ÇOK ÖNEMLİDİR Yüksek tansiyon hastaları üzerinde yapılan çalışmalarda tuz alımının kısıtlanmasının kann basıncını düşürdüğü belirgin şekilde görülmüştür. Tuzu azaltmak için, tabii ki, en başta yapmamız gereken şey, yemeklerde daha az tuz kullanmak ve sofrada yemeklere tuz eklemekten kaçınmak. • Bazı hekimler, yemeğin tuzsuz yapılıp, sofrada tuz eklemenin daha az tuz almaya yardım edeceği kanısındadır. • Tuzluğun deliğinin küçük olması da yardımcıdır. • Hazır yiyeceklerde tuzu azaltılmış veya tuzsuz ürünler tercih edilebilir. • Konserve, hazır çorba, salamura, turşu gibi çeşnilerden karışımlardan uzak durulmalıdır. TANSİYONU OLANLAR ALKOLLÜ İÇKİLERİ DE AZALTMALIDIR azla miktarda alkolün kalp, damar ve tansiyon hastalıkları ve birçok başka hastalıklar için zararlı etken olduğu kabul edilmektedir.. SİGARADAN KESİNLİKLE UZAK DURULMALIDIR Her sigara kan basıncını anlamlı derecede yükseltir. Ancak sigarayı bıraktıktan sonra ani kilo alınımına da dikkat edilmelidir. DİYETLE GEREKLİ MİNERALLERİN ALINIMI SAĞLANMALIDIR Tansiyona etkisi en fazla tartışılan öğelerin başında bazı minrealler gelmektedir. Üstünde en çok durulanlar potasyum (Kalium), kalsiyum (Calcium) ve magnezyumdur (Magnesium). Ama tuzdan farklı olarak, bu minerallerin azaltılması değil, arttırılması tavsiye edilmektedir. Bu minerallerin alınımında dikkat edilmesi gereken en önemli etken ise mineral bakımından zengin besinlerle bunu başarmaktır. Bunun için bol sebze ve meyve tavsiye edilmektedir. Potasyum zengini besinler özellikle şunlardır: kuru baklagiller, findik, marul, maydanoz, enginar, ispanak, patates, muz ve havuc. Kalsiyum mineralinin en yoğun olduğu besinlerse süt ve süt ürünleridir. Ayrıca kalsiyum için pekmez, susam, fındık, fıstık, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve kurutulmuş meyveler sayılabilir. Magnezyum zengini besinler ise ıspanak, kuru baklagiller, ekmek, badem ve fıstıkdır. İlaçla tedavi İlaçsız tedavinin yeterli kan basıncı kontrolü sağlayamadığı hastalarda mutlaka uzman hekim kontrölünde ilaçla tedaviye başlanmalıdır. 1. Her tansiyon yükselmesi acil durum değildir ve mutlaka dil altı kullanılmasını gerektirmez. Aksi halde ani ve kontrolsüz düşüşler nedeniyle felç, kalp krizi veya ölüme sebep olunabilir. 2. Tansiyon düşürücü ilaçları bir süre kullanıp bırakmak. Birçok hasta, hastalık kontrol altına alındığında ilaç kullanımını bırakır. Oysa hipertansiyon büyük olasılıkla hastaya ömür boyu eşlik edecektir. İlacın bırakılması hipertansiyonun vücuda zarar vermesine yol açar. 3. Birçok insandaki ‚‘‘ilaç bağımlılık yapar“düşüncesi çok yanlıştır. Hastaya en büyük zararı kontrolsüz hipertansiyon verir. Sık yapılan hatalar 4. Hasta tedaviye cevap alamadığı durumlarda ilk kullandığı ilacı bırakarak başka bir ilaç kulllanmaya başlar. Oysa tedavinin başarısız olduğu durumlarda tedaviye ikinci bir ilaç eklenmelidir. 09/09 7 ADAÇAYI ���������������������������� ADAÇAYI tahriş kaynaklı öksürüklere de iyi gelir. Çok eski çağlardan beri ünlü bir şifalı bitki olarak tanınan adaçayı; dağların yüksek kesimlerinde kendiliğinden yetişen, çiçekleri menekşeye benzeyen oldukça keskin ve güzel kokulu bir bitkidir. Haziran ve temmuz aylarında toplanır, gölge ve havadar yerlerde kurutulur. Taze yeşil yaprakları da kullanılabilir. ���������� ������������ ����������������������������������������� ���������������������������������������� ��������������������� �������������������������� ������������ ��������� ADAÇAYININ FAYDALARI: Gaz söktürücü etkisi nedeniyle mide ve bağırsak gazlarını gidermede faydalıdır. Mide bulantılarına iyi gelir. Gece uyku düzenini sağlamada faydalı olur. Sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Hastalık sonrası dönemde kullanıldığında vücuda kuvvet ve dinçlik verir. Kramp çözücü etkisi sayesinde ishalde çok rahatlatıcıdır. Adaçayı hasta karaciğeri de çok olumlu etkiler,onunla ilgili tüm rahatsızlıkları giderir. Göğüs açıcı etkisiyle özellikle astım hastalarına iyi gelir. Sinirleri yatıştırır, sakinlik verir. Dişleri beyazlatır ve güçlendirir. Kanı temizleyici özelliği vardır. Menepoz sıkıntılarını azaltır, adet söktürücü özelliği vardır. ADAÇAYI NASIL KULLANILIR: Adaçayı özellikle çay gibi demlenerek hazırlanır. 2 dakikadan fazla kaynatılmamalıdır. Aksi halde zararlı bir maddeye dönüşebilir. Bir tatlı kaşığı yaprak, dolu dolu bir su bardağı kaynar suda haşlanır. Üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Şayet taze bitki kullanılıyorsa demleme süresi için 4-5 dakika yeterlidir. Günde 2-3 bardak içilebilir. Adaçayı ile ağızda gargara yapılırsa bademcik, dişeti ve boğazlarda oluşan iltihaplar kısa sürede iyileşir. Sallanan dişlerde, dişeti kanamalarında ve diş çekilmelerinde bitki çayına batırılan pamuk hasta bölgeye bastırılarak uygulanırsa iyi sonuç verir. Zayıf ve güçsüz çocuklarda balla karıştırılarak içirilir. Bu çay Sinirli ve yorgun olan kişilerle rahim hastalığı olan bayanlar arada bir adaçayı oturma banyosu uygulamalarında fayda vardır.Banyo suyuna katıldığında zindelik verir. Et yemeklerine ve çorbalara koku ve lezzet vermek için de kullanılır. Ayrıca adaçayı yağının da tedavi edici özelliği vardır. Günde bir fincan suya 3 damla damlatılarak içildiğinde astım, bronşit ve adet düzensizliğine iyi gelir. ADAÇAYININ YAN ETKİLERİ NELERDİR: Adaçayı hamilelik döneminde kullanılmaz. Anne sütünü kesebileceğinden emziren annelere de tavsiye edilmez. Fazla kullanıldığınde tansiyonu çıkarabilir. Uyarı: Günde 3 kahve fincanından fazla içilmemelidir. 09/09 9 Op. Dr. med. Ufuk Şentürk Röportaj Röpörtaj Dergimizin kurucusunu daha yakından tanıyabilmek ve aynı zamanda son dönemde sağlık alanında başlattığı ve bununla ilgili her kesimden büyük takdir topladığı hizmetler hakkında bilgi alabilmek amacıyla röpörtaj bölümümüze ilk olarak Sayin Op. Dr. Ufuk Şentürk´ü konuk ediyoruz. Doktor Bey´le vatandaşlarımız açısından son derece önem taşıyan yeni sağlık hizmetleri hem de „Sağlik ve Yaşam“ hakkında bir söyleşi yaptik. Bizlerle yeni heyecanlarını paylaştı. Almanya´daki sağlık sistemini, sistem üzerine düşüncelerini ve vatandaşlarımızın karşılaştıkları zorlukları anlattı. Doktor Bey, söyleşimize hoş geldiniz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 1977‘de Berlin’de doğdum. 2004 yılında Berlin Humboldt Ünıversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldum ve erken tümör teşhisi konusunda yaptığım araştırmalar sonucu tıp doktorluğu (Dr. med.) ünvanını kazandım. Eğitimimi tamamlar tamamlamaz Avrupanın en büyük Tıp Fakültesi olan 10 09/09 Charité Ortopedi ve Travmatoloji bölümünde öğretim üyesi olarak göreve başladım. 4 yıl sonra da bölümümün servis şefliğine atandım. Halen bu bölümde görevimi idame ettirmekteyim. Çalıştığınız hastanede yaklaşık iki ay önce önemli bir proje başlattınız. Haftada bir gün muayenelerinizi Türkce olarak yapıyorsunuz. Bu bir ilk… Biraz anlatır mısınız? Evet, Almanya’da doğup büyümenin verdiği avantajla burada yaşayan birinci ve ikinci nesil halkımızın sağlık alanında karşılaştıkları zorlukları birebir gözlemlemiş oldum. Ne yazık ki insanımız varolan geniş sağlık hizmetlerinden dil eksikliği ve mah remiyet konusundaki farklılıklar nedeniyle yeterince faydalanamamakta. Bizim mahremiyet anlayışımızla Almanların mahremiyet anlayışı bağdaşmıyor. Bu sebeple bayan vatandaşlarımız doktora görünmekten çekiniyor. Alman İstatik Kurumu‘nun da (Statistisches Bundesamt) 2008 yılında yayınladığı „Migration und Gesundheit“ (Göç ve Sağlık) raporu bu tezimi açıkca doğrulamakta. Raporda özetle göçmenlerin, daha fazla hastalık riski taşıdıkları halde Alman halkına oranla sağlık kurumlarına daha az başvurdukları belirtiliyor. Hem kendi gözlemlerim hem de bu rapor doğrultusunda harekete geçtim. İnsanımız en çok dil konusunda zorluk çekdiğinden öncelikle buradan başlamak istedim. Hastane yönetimiyle projemi pay- laştım ve tam destek aldım. Ve nihayet 2 ay önce de haftada bir gün muayenelerimi Türkce olarak yapmaya başladım. Bu hizmet sayesinde artık hastalarımız tercümana gerek kalmadan derdini rahat rahat anlatabildiği gibi mahremiyet konusunda da şüpheye düşmeden huzurla doktoruna görünebiliyor. Peki nasıl tepkiler alıyorsunuz? Yukarda da belirttiğım gibi proje henüz çok yeni. Fakat buna rağmen beklediğimizden çok daha geniş kitlelere ulaştık. Son derece olumlu tepkiler alıyoruz. Böyle bir hizmete ne kadar ihtiyaç olduğunu gördüğümüz ilgiden anlıyabiliyoruz. Bu uzun maratona çıkarken yanınıza neler aldınız? Nasıl bir politika izlemeyi düşünüyorsunuz? Öncelikle projeye eklenmesi gereken en acil konunun, hastanın muayeneye gelmeden önce telefonda bilgi alabilmesi olduğuna kanaat getirdik. Ve hiç vakit kaybetmeden Türkce telefon bilgı hattını kurduk. Böylece hastanın yine tercümana ihtiyaç duymadan hastalığı ile ilgili ön bilgi ve randevü alabilmesi yani doğru yönlendirilmesi sağlanmış oldu. 3. adım olarak da genel sağlık konularında yardım alınabilinecek bir nevi sağlık rehberi özelliğinde “Sağlık ve Yaşam” adlı dergimizi kurmaya karar verdik. Derginin içeriği oldukca zengin. Birçok yaygın hastalıkdan şifalı bitkilere, çocuk sağlığından aktüel sağlık konularına kadar aradıkları birçok sorunun cevabını dergimizde bulabilecekler. Hedefimiz ihtiyaçlar doğrultusunda dergimizi daha da geliştirmek. Öte yandan dergiye ek olarak internette bir sağlık sitesi oluşturarak genç kesime de daha kolay yoldan ulaşmayı hedefliyoruz. Böylece geniş bir sağlık ağı kurarak insanlarımıza birçok yoldan ulaşmaya çalışacağız. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey varmı? Öncelikle buradan bu projeyi hayata geçirmemde bana en büyük desteği veren bölümümüm başkanı sayın Prof. Dr. Carsten Perka’ya teşekkürü borç biliyorum. Halkımıza ulaşmamda bana çok önemli yardımları olan Tagesspiegel Gazetesi’nden Ferda Ataman’a, Hürriyet Gazetesi’nden Ali Varlı’ya, Zaman Gezetesi’nden Süleyman Bağ’a ve TRT Radyosun’dan Feray Ulak’a çok teşekkür ediyorum. Ayrıca dergimizin sponsorlarına, tanıtımda emeği geçen değerli akraba ve yakınlarıma ve başında beri her konuda desteğini esirgemeyen sevgili eşime minnettarlığımı sunuyorum. Umarım her hizmetin en kalitelisine layık olan insanımız sunulan bu imkanlardan en azami ölçüde faydalanır ve memnun kalır. Sağlıcakla kalın. 09/09 11 Çocuklarda soğuk algınlığı Çocuklarda soğuk algınlığı Çocuklarda soğuk algınlığı Soğuk algınlığı, çeşitli virüslerin yol açtığı hafif seyirli bir üst solunum yolu enfeksiyonudur. Halk arasında üşütme yada nezle olarak bilinir. Her ne kadar bulaşma şekilleri ve belirtileri yönünden benzerlik gösterseler de grip ile karistirilmamalidir. Zira gribe her yil kendini yenileyen tek bir virüs, soguk alginligina ise yaklasik 200 farkli virüs neden olur. Nedenleri Özellikle sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkar ancak birçok insanın düşündüğü gibi, soğukta kalmak yada üşütmekle gerçekleşmez. Asıl sebep kış aylarında daha çok kapalı ve havalandırılması kötü olan ortamlarda toplu halde yaşanması ve çalışılması, güneş ışınlarının daha az oluşu, bu dönemde stresin daha fazla olması ve burnumuzun içerisindeki tabakanın soğuması ve koruyucu özelliğinin azalmasıdır. En çok okul ve yuva dönemindeki çocuklarda görülür. Bu dönemlerde çocuklar steril ev ortamından yeni çıktığından çeşitli mikroplarla ve virüslerle karşılaşmamışlardır. Yani bağışıklık kazanmamışlardır. Okul veya yuvada da diğer virüs taşıyan çocuklarla sıkı temasda olduklarından, hijyen ve temizliğe dikkat edemediklerinden senede 6-8 kez soğuk algınlığı geçirirler. Soguk alginligi virüsleri hasta bir kisinin öksürerek yada hapsirarak havaya savurdugu damlaciklarla veya burun ve agiz salgilariyla kirlenmis ellerinden ve esyalarindan kolayca etrafindaki kisilere bulasabilir. Belirtileri İlk görülen belirtiler, boğazda ağrı, kaşınma ve yanmadır. Burun akıntısı, burun tıkanıklığı ile devam eder. Baş ağrısı, hafif ateş, halsizlik, eklem ağrıları, iştahsızlık, hapşırma ve kuru öksürük de görülür. Küçük çocuklarda ve bebeklerde ateş daha yüksektir. Koku ve tat duygusunun azalması, kulaklarda basınç hissi ve ses değişikliği gibi durumlara da sıkça rastlanır. Genellikle 7 ile 14 gün arasında iyileşir. Nasıl bir tedavi uygulanır Soğuk algınlığının maalesef bilinen kesin bir tedavisi yoktur. Zaman içinde kendiliğinden iyileşir. Ancak çocuğunuzu rahatlatmak amacıyla şu yöntemler uygulanabilir: Belirtilen sikayetlere göre ates düsürücü, baş ağrısı veya öksürüğü azaltıcı ilaçlarla burun tikanikligini giderici spreyler veya burun damlalari kullanilabilir. Ancak bu ilaclar cocugun yasina göre degismektedir. Yan etkilerin en fazla görüleceği 2 yaş altındaki çocuklarda da kesinlikle doktor kontrolü altinda kullanilmalidir. Cocugun bol sivi almasi cok önemlidir. (su, meyve suyu gibi) Bulunduğu ortamı iyi havalandırmalı ve nemlendirmeliyiz. Bunu odasına bir soğuk buhar makinesi koyarak sağlayabiliriz. İstirahat edebileceği ve stresten uzak durabileceği ortam oluşturmalıyız. Fazla ziyaret çocuğun dinlenmesini engelliyeceği gibi hastalığı aile içerisinde yaygınlaştıracaktır. Burun temizliğine dikkat etmeliyiz. Her burun temizliğinden sonra eller mutlaka yıkanmalı, öksürürken ve hapsirirken agiz ve burun kapatilmalidir. Eğer hasta bebekse yastığını yatağının altına koyarak başını biraz daha yükseltmek ve tıkanmış burnunu plastik bir burun aspiratörü yardımıyla temizlemek rahat nefes almasını sağlayacaktır. Antibiyotiklerin virüsler üzerinde etkisi olmadigi icin soguk alginligi tedavisinde yeri yoktur. Korunmak için neler yapabiliriz Cocuklarimizi dengeli beslemeli, bol bol C vitamini almalarini saglamaliyiz. Çok kalın veya çok ince değil de hava durumuna göre giyinmelerine dikkat etmeliyiz. Soğuk algınlığına yakalanmış kişiyle temas ettirmemeliyiz. Ancak çoğu zaman bunu uygulamak mümkün olmamakta. O halde temasdan sonra ellerini mutlaka yıkamaliyiz.. Virüsler anahtar, kapı kolu, telefon gibi sık kullanılan yüzeylere bulaştıklarında canlı kalabildikleri için, bu yüzeylere dokunmakla cocugun rahatlıkla burnuna veya gözlerine geçebilirler. Bunu önlemek için ellerini ve kendi ellerimizi sık sık sabunlu su ile yıkamalıyız. Bu dönemlerde cocugun açık havada ve havalandırması iyi olan yerlerde bulunmasini saglamak hastalık riskini düşürür. Uyarı: Kulak iltihabi, geniz eti, bademcik ve sinüzit problemi olan cocuklar soguk alginligina yakalandiginda derhal doktora basvurulmalidir. Bebeklerde ise belirtiler yanıltıcı olabileceği için müdehalede geç kalınabilir. Bu nedenle bronşit veya zatürreye dönüsebilir yada kulak enfeksiyonlarına neden olabilir. Bu yüzden bebeginiz: Nefes almakta zorlanıyorsa ve nefesi alışı çok sesli ve hızlıysa, Sürekli öksürüyorsa, Koyu yeşilimsi bir sümük oluşuyorsa, Ateşi 38 dereceyi geçmişse, Kulaklarını tutarak sürekli ağlıyorsa, İştahı yoksa, Bu onun ilk soğuk algınlığı ise, yine derhal doktorunuza basvurunuz. REHA-ZENTRUM PRINZENALLEE Ambulante Rehabilitation und Prävention Wir bieten folgende Behandlungsmöglichkeiten an: • Medizinische Trainingstherapie • Krankengymnastik • Physikalische Therapie • Gruppentherapie • Ergotherapie • Rehabilitationssport • Ernährungsberatung • Reha-und Sozialberatung • Psychologische Intervention • Bewegungsbad Das Reha-Zentrum Prinzenallee liegt nahe dem U-Bahnhof Pankstraße/ Berlin. Die leistungsstrake ambulante Rehabilitation der Fachbereiche Orthopädie/Traumatologie bereichert den Stadtteil Mitte/Wedding seit dem Jahr 2000. Patienten und gesundheitsbewusste Menschen können ab drei bis fünf Tage in der Woche das umfassende Angebot an Therapie und Prävention nutzen. Mittags oder spätestens abends sind sie wieder Zuhause und können das neugelernte direkt anwenden. Sie sind als Kassen-, Rentenversicherung Patient eben so willkommen, wie als Privatzahler. Zur Einweisung berechtigt sind Krankenhäuser, niedergelassene Chirurgen, Orthopäden, Internisten, Hausärzte und weitere Fachgruppen. Adresse Prinzenallee 84 D-13357 Berlin Telefon +49(0)30 - 484 90 20 Telefax +49(0)30 - 484 90 255 www.rehazentrumprinzenallee.de info@rehazentrumprinzenallee.de ÜCRETSIZ DANISMA HATTI 0800 / 779 7777 anrufen | vergleichen | sparen www.primus-direkt.de Der Schlüssel für Ihre Gesundheit AZ PARAYA – COK HIZMET... Wir als Spezialmakler für private Krankenversicherung vergleichen für Sie kostenlos und unverbindlich 40 verschiedene Gesellschaften und Tarifkombinationen. Individuell auf Sie zugeschnitten, bieten wir Ihnen ein rundum Sorglospaket an. Hauskrankenpflege Versichert ab 109 € im Monat! PRIVATE KRANKENVERSICHERUNG Wir machen Sie zum Privat-Patienten • Grundpflege Keine Praxisgebühr ! Genel bakım Chefarztbehandlung • Behandlungspflege 1-2 Bettzimmer Tıbbi bakım (Û©ne vurulması, tansiyon ölçülmesi, Keine Zuzahlung für Medikamente Serum takılması, ilaç verilmesi, yara pansumanı) • Hauswirtschaftliche Versorgung Keine Zuzahlung für Massagen und Hilfsmittel Behandelt werden von Spezialisten Kültüre yönelik evde vucut bakımı ve temizli©i • Familienpflege Zahnersatz bis zu 100 % Erstattung Keine vollen Wartezimmer Tiefpreisgarantie Finden Sie bei gleicher Leistung einen günstigeren Beitrag, erstatten wir Ihnen den Differnzbetrag! Sonderaktion Rizikolu hamileliklerde annenin, çocukların ve ev i‚lerinin yapılması r kada a ` 9 n istiri 9.200 30.0 nızı deg ta sigor €n 0 0 2d5irimlerde! in • Sterbebegleitung Ölüm halinde refakat • 24h Heimbeatmung Intensivmedizin ın n a l r yara 24 saat Tıbbi yo©un bakım • Homecare bei Krebspatienten Kanser hastalarına özel tıbbi bakım Spezialtarife für Ärzte und Selbständige! • Psychosoziale Betreuung Psikolojik hasta bakımı Wir haben Sie alle – Für Ihre Gesundheit nur das Beste! Kooperationspartner Die Primus finance GmbH & Co. KG arbeitet nur mit renommierten Partnern der Versicherungsbranche zusammen. Der Schlüssel für Ihre Gesundheit • Behindertenbetreuung Engellilere bakım (tekerlekli sandalye, özel hasta yata©ı, sa©lık malzemelerinin temini) • Sozialberatung Sosyal danı‚manlık Deta-Med Zentrale Karl-Marx-Str. 188 12043 Berlin (Neukölln) Tel.: 030 / 689 89 970 - 78 Fax: 030 / 689 89 979 Deta-Med Wedding Luxemburger Str. 3 13353 Berlin Tel.: 030 / 45 79 80 710 - 728 Fax: 030 / 45 79 80 729 Deta-Med Kreuzberg Oranienstraße 155 10969 Berlin Tel.: 030 / 20 88 64 210-228 Fax: 030 / 20 88 64 229 Deta-Med Steglitz Rheinstr.22 12161 Berlin Tel. 030 / 814 86 99 0 Fax 030 / 814 86 99 29 Deta-Med Tagespflege Turmstr. 21, 10559 Berlin Haus K, Eingang D, 2. Etage Tel.: 030 / 36 75 15 27 Fax: 030 / 36 75 15 29 Web.: www.deta-med.com · E-Mail: info@deta-med.com Ücretsiz danısma hattı: 0800 / 779 7777 www.primus-direkt.de Sağlık hukuku ve Sosyal haklar Sağlık hukuku ve Sosyal haklar Sağlık hukuku ve Sosyal haklar Berlin‘in ilk Türk hasta bakım kurumu olan DetaMed katkılarıyla hazırlanan bu köşemizde sizleri düzenli olarak Alman sağlık sisteminin yasal özellikleri ile tanıştırıp, bu sitemin sizlere sunduğu hakları yalın bir dille anlatmaya çalışacağız. 16 09/09 Almanya’da evde hasta bakımı Almanya´da yaşayan her kişinin hastalık sigortası (Krankenversicherung) olmak zorundadır. Ayrıca çalışan her kişi, her türlü iş kazası durumumda aidatları işverenden kesilen meslek sağlık kooperatifleri’nin (Berufsgenossenschaft) güvencesi altındadır. 1995’de ise Alman sağlık sistemine bakım sigortası (Pflegeversicherung) eklenmiştir. Hastalık sebebiyle bakıma muhtaç kalan her birey bu sigorta çerçevesinde temel bakım hizmetleri alma hakkına sahiptir. Temel bakım tıbbi özellik taşımayan hizmetler bütünüdür. Buradan yola çıkarak, tamamen ya da kısmi vücut temizliğinde yardım, tuvalet ihtiyaçlarında yardım, ev işlerinde yardım, beslenmede yardım, bir yerden bir yere götürmede yardım ve ev idaresine şekil ve yön vermede yardım bakım sigortası’nın kapsamı altındadır. 09/09 17 Sağlık hukuku ve Sosyal haklar Sağlık hukuku ve Sosyal haklar Bakım Sigortası • Bakım Sigortası 1995 de yürürlüğe girmiştir. herkes • 5 yıl bakım sigotasıma aidat yatıran ve hasta olan bu güvenceden yararlanabilir. • 5 yılını dolduramayanlarda belediyeler bakım masraflanrını üstlenir. t • Bakım sigortası aidatları her ay bireylerin bürü gelirlerinden kesilir. 5 • Çocuklu bireylerin aylık bürüt gelirlerinden %1.9 ir. • Çocuklu bireylerin gelirlerinden ise %2.20 kesil Herhangi bir hastalık sebebiyle bakıma muhtaç kalmış ama bakım sigortası güvencesinden yararlanamayan insanlar yinede bakım hizmetlerinden yararlanma hakkına sahiplerdir. Bu durumda hasta bakım masrafları aşağıdaki birimler üzerinden karşılanmaktadır: Sosyal yardım üzerinden bakım Bakım sandığına ödenmiş aidatlar hasta olmuş ve bakıma muhtaç duruma gelmiş kişinin bakımına yetmiyorsa sosyal yardıma başvurulabilir. Bu bakımın finansmanı da tıpkı diğer sosyal hizmetlerde olduğu gibi sosyal yardımı düzenleyen yasalara bağlıdır ve mal varlığı sınırı bulunmaktadır. Eğer bu sınır aşılıyorsa, bakım masraflarının karşılanması mümkün değildir ve bakıma muhtaç kişi masrafı kendi ödemek zorundadır. 18 09/09 Evde bakımın derecesi bakıma muhtaç kişinin gelirine ve aynı zamanda yakınlarının kazançlarına bağlıdır (ailesi, eşi, partneri, çocukları). Belediye Gençlik Birimleri (Jugendamt) üzerinden bakım Herhangi bir kaza ya da hastalık sonucunda anne-babanın 14 yaş altındaki çocuklarına bakamama durumunda Jugendamt çocukların bakım masraflarını üstlenir. Çocukların beslenme, eğitim, sosyal aktiviteler, okula getirip götürme ve doğal ihtiyaçlarını karşılanmasında yardımcı olunur. Anne ve babanın da evde bakımını Hastalık sigortası, Bakım sigortası veya Sosyal yardım üzerinden sağlanır. Meslek sağlık kooperatifleri üzerinden bakım (Berufsgenossenschaften) Herhangi bir iş kazası sonucun- da bakıma muhtaç olan kişilerin bakım masraflarını Meslek sağlık kooperatifleri (Berufsgenossenschaften) karşılar ve bakıma muhtaç olan kişilerden hiçbir ek ücret talep edilmez. Kişi her türlü iş kazasında bu haktan yararlanabilir. Meslek sağlık kooperatifleri (Berufsgenossenschaften) temel olarak işverenin kaza sigortası kesintilerinden finansmanını sağlar. İşçi bu güvence için aidat ödemez. Evde hasta bakım hizmetleri Bakıma muhtaç kişilere Bakım sıgortası kapsamında sunulabilen hizmetler gayet geniştir. 1. Tıbbi bakım Hastalığı iyileştirmeye yönelik bakım bir tıbbi hizmettir ve doktor raporları doğrultusunda hizmet verilir. Verilen hizmetler başlıca şöyle sıralayabiliriz: iğne, ilaç verilmesi, pansuman hizmeti, yara tedavisi, kan şekeri ve tansiyon ölçme, serum bağlanması ve değişimi, iltihap tedavisi, diyaliz ve nefes darlığı çeken hastalarda yoğun bakım yapılması. Yapılan bütün bakımlar doktor kontrolü altında gerçekleşir. 2. Ergoterapi Herhangi bir hastalık, kaza, doğumsal sakatlık veya yaşlanma sonucu mental, sosyal veya fiziksel yeteneklerde oluşan bozuklukları iyileştirmek, mevcut yetenekleri geliştirmek, ortaya çıkarmak, kişinin bu yeteneklerini günlük hayatında kullanabilmesini öğretmek için uygulanan amaca yönelik hareketlerdir. 3. Logopedi Bazı harfleri söylemekte ve zorluk çeken veya kekeme olan kişilerde uygulanan tedavidir. Ayrıca herhangi bir hastalık, kaza veya yaşlanma sonucunda yutkunmakta zorluk çeken kişilerde uygulanan tedavidir. 4. Fizyoterapi Tıpta bazı hastalıkların fizik unsurlarıyla tedavisine verilen addır. Tedavide kullanılan fizik unsurlarının başında elektrik, sıcak ve soğuk su banyoları ve bazı özel egzersizler gelir. 5. Onkoloji doktorları (Homecare Ärtze) Kanser hastaları için günün 24 saati evde hizmet vermek için görev başında olan ve kanser hastalıkları üzerine özel eğitim almış doktorlardır. 6. Uzman bakımı Kendi alanlarında uzman olan doktorlar hastaların kendi evlerinde tedavisi için hizmet verirler. 7. Doğum ebeleri Doğum öncesi ve sonrası annelere kendi evlerinde anne-çocuk sağlığı ve bakımı ile ilgili yön gösterirler. moderne Orthopädietechnik Modern ortopedi tekniği Almanyanın en modern ortopedi tekniği atölyelerinden biri olan SanAktiv 1500m2 lik alanıyla Berlin Wedding’de hizmet vermektedir. Üstün nitelikli cihazlar ve en gelişmiş bilgisayar sistemleri çalışmalarımızın temelini olusturmaktadır. 12 araçlık filomuzla tüm Berline hizmet verebiliyoruz. Beklentilerinizi karşılamak üzere 40 kalifiye elemanımız hazır bulunmakta. Beşi ortopedi tekniği ve ortopedik ayakkabı ustası olmak üzere toplam 25 elemanımız sadece ortopedi tekniği bölümümüzde çalışmaktadır. Ihr starker Partner wenn es um orthopädische Hilfsmittel geht. Wir fertigen und passen für Sie an: * Einlagen, Schuhzurichtungen und orthopädische Schuhe * Orthesen für Fuß, Knie, Hüfte, Hand, Arm und Rücken * Prothesen für alle Amputationshöhen In dem Berliner Bezirk Wedding befindet sich auf 1500qm eine der modernsten Orthopädie-Werkstätten Deutschlands.Technologisch hochwertige Geräte, Maschinen und Anlagen sind die Grundlage für unsere Qualitätsarbeit, computergestütztes Arbeiten ist ein fester Bestandteil unserer Tätigkeit. Der Fuhrpark mit 12 Fahrzeugen ermöglicht einen schnellen, berlinweiten Einsatz. Mit 40 qualifizierten Mitarbeitern haben wir einen breiten Stamm an Fachleuten für eine Vielzahl an Anforderungen. 25 Mitarbeiter sind allein in der Technischen Orthopädie tätig, darunter fünf Meister der Orthopädietechnik und OrthopädieSchuhtechnik. Yardımcı ortopedik araçlardaki güçlü partneriniz. Size özel • ortopedik ayakkabılılar ve tabanlıklar • ayak, diz, kalça, el, kol ve bel ortezleri • her çeşit protezler üretiyoruz. HELFEN IST UNSER HANDWERK Prinzenallee 84 13357 Berlin U-Bahn Pankstraße Parkplätze auf dem Hof su Su H 0 2 Su canlilarin yaşamasi icin hayati öneme sahip, oksijenden sonraki ikinci temel maddedir. İnsan yemek yemeden haftalarca yaşayabildiği halde su içmeden ancak birkac gün yaşayabilir. Vücudumuzun ortalama %60`ı sudur. Bu oran çocuklarda %70, bebeklerde ise %90`dır.Yaş ilerledikçe suyun yerini yağ dokusu almaya başlar. Dolayisıyle yağlanmayı engelleyebilmemiz için yaşimiz ilerledikçe suyu daha çok tüketmemiz gerekmektedir. Yetişkin bir insan günde ortalama 2-2.5 litre su kaybeder. Hareket, kilo ve sıcak hava gibi etkenler nedeniyle bu miktar daha da artabilir. Kaybedilen suyun kesinlikle geri alınması gerekmektedir. Dolayisıyle sağlıklı bir insanın günde 2,5-3 litre su tüketmesi gerekmektedir. Fazla kilolu kişilerin bu miktarin üstüne çıkmaları gerekir. Ayrıca yaz döneminde de suya daha cok önem verilmelidir. Günlük kaybedilen suyun geri alınamaması durumunda halsizlik, bitkinlik, baş dönmesi, soluma güçlüğü ve vücutta yavaşlama gibi şikayetler ortaya cıkar. Sıvı kaybı daha da artarsa kan basıncı düşer, hareket etmede gecikme ve zorlanma başlar, bellek bozukluklari meydana gelir. Etkileri Vücudun ısısını dengeler, Solunuma yardımcı olur, Besinlerin sindirimi ve emilimi sırasında hücrelere taşınmasını sağlar, Sindirimden sonra atık maddelerin boşaltılmasını sağlar, Cilt ve deri sağlığına olumlu etkiler sağlar. Cildi gerginleştirir, pürüzsüz ve parlak bir görünüm kazandırır. Yaşlanmaya karsi etki gösterir. Ağız, burun ve göz gibi vücut dokularının nemlenmesini sağlar. Dışkıyı yumuşattığı için kabızlıgı önlemede yardımcıdır. Hızlı kilo alıp vermelerin neden olduğu deformeleri spor yardımıyla önler. Böbrek taşı, idrar yolu enfeksiyonları, soğuk algınlıgı ve mesane kanseri riskini düşürür. Tokluk hissi verdiği icin aşırı yemenin önlenmesine katkı sağlar. İnsan acıktığı zaman biraz su içerse yemek yeme isteği kendiliğinden yarım saat ile 1 saat kadar ertelenmis olur. Yani suyun aşırı kilo alınımını önlemede cok önemli rolü vardir. Nelere Dikkat etmeliyiz Su içmek için susamayı beklememeliyiz.Şayet sudan büyük ölçüde faydalanmak istiyorsak o halde suyu yemeklerden 15 dakika önce içmeliyiz. Eğer kişinin yemek aralarında su içme alışkanliği varsa buna devam edebilir. Yemeklerden sonra ise 1- 2 saat beklemekte fayda vardir. 09/09 21 su Su Getränke · Süsswaren Verpackungen Herzbergstrasse 128 – 139 (Eingang Vulkanstrasse 13, Halle 5) Gün boyunca içtiğimiz çay, kahve, meyve sulari, bitki ve meyve çaylarının hiçbiri suyun yerini almamaktadir. Aksine bu tip sıvılar vücutta su ihtiyacını arttırıcı etki yapar. Yani suyu su olarak içmeliyiz. İdrarınızın rengi koyu ve miktarı da azaldıysa yeteri kadar su tüketmiyorsunuz demektir. Günlük su ihtiyacını karşılamaya yardımcı olması açısından çorba, meyve ve sebze gibi içinde büyük oranda su barındıran besinleri bol miktarda tüketmeliyiz. Hamile bayanların bebeğin susuz kalmamasi için günde 2-2,5 litre su içmeleri gerekir. Bu cok önemlidir. Doğumdan sonra ve emzirme döneminde 3 litreye kadar çıkar. Sporcuların vücuttaki su oranları ise normalden %5 daha fazla olmalıdır.Yapılan egzersizlere bağlı olarak su alımı arttırılarak denge sağlanır. Susuzluk hissi belli bir yaştan sonra köreldiği için yaşlılar genellikle su içmeyi unutur. Bunu onlara hatırlatmalıyız, günlük ortalama 1,5 litre su tüketmelidirler. Bazı durumlarda bu oran daha da artabilir. Suyu hızlı bir şekilde değil yudumlayarak içmeliyiz. Son olarak; güne mutlaka su içerek başlamalı ve yatmadan önce de mutlaka bir bardak su içmeliyiz. Tel.: (030) 450 21 670 Fax: (030) 450 21 671 Unsere Preisgarantie Uyarı Herşeyin olduğu gibi suyun da fazlası zarardır. Gereğinden cok fazla içilen suyun vücuttan atımı zorlaşır. Bu durumda su vücutta birikeceğinden ödem oluşmasına neden olur. Der Treffpunkt Gesundheit in Berlin Wedding Mitten im Weddinger Alltag erfüllt die Herz Apotheke seit 1990 ihren Dienst an der Gesundheit ihrer Kunden. Ein außergewöhnlich großes Medikamentenlager mit rd. 6000 Artikeln ermöglicht unsere hohe Lieferfähigkeit. Die umfangreiche Dokumentation über ausländische Präparate und Heilmittel der besonderen Therapierichtungen vereinfachen uns die rasche Lieferung individueller Medikamentenbestellungen. Für dringende Fälle haben wir unseren eigenen Lieferdienst. Weit über die Funktion der reinen Rezeptabgabe hinaus finden Sie aber auch so nützliche wie selbstverständliche Dienstleistungen wie z. B. : Hiermit garantieren wir allen unseren Kunden mit Kundenkarte die günstigsten Preise aller Apothekenartikel (außer Rezepte) in Berlin Wedding. Sollten Sie ein frei verkäufliches Produkt in einer Weddinger Apotheke günstiger angeboten bekommen, als Sie es bei uns gekauft haben, so erstatten wir Ihnen einfach auf Vorlage des Einkaufsbeleges die Differenz, wenn Sie ihn uns innerhalb von 14 Tagen vorlegen. Bar auf die Hand, ohne wenn und aber ! • Cholesterin- und andere Blutfettmessungen • Glukosemessungen • sonstige Risikowertbestimmungen • Haar- und Hautanalysen • Stützstrumpfanpassungen • apparative Kosmetikbehandlungen • regelmäßige Gesundheits-Aktivthemen Übrigens: Die Preisgestaltung für alle unsere nicht rezeptpflichtigen Präparate ist so attraktiv, dass wir eine umfassende Preisgarantie abgeben können. 22 09/09 Apothekenleiter Die Herz Apotheke • Badstrasse 57 - 58 • 13375 Berlin • 030 4614050 • www.herz-apotheke-berlin.de