1. ATIK SU TOPLAMA VE TAŞIMA SİSTEMLERİ Yeraltı suları

Transkript

1. ATIK SU TOPLAMA VE TAŞIMA SİSTEMLERİ Yeraltı suları
1. ATIK SU TOPLAMA VE TAŞIMA SİSTEMLERİ
Yeraltı suları, akarsu, göl ve denizlerde oluşan çevre kirliliğinin en önemli kaynağı atık sulardır. Atık sular, su
kaynaklarını kirletmesinin yanı sıra, besin zincirine girerek gıda kirlenmesine de neden olur.
Atık suların, yerleşim yerlerinden toplanarak uzaklaştırılması ve zararsızlaştırılması gerekir. Bunun İçin; suların çeşitli
kullanımlar sonucunda atık su haline dönüşerek yitirdikleri kimyasal, fiziksel ve bakteriyolojik özelliklerinin bir kısmını
veya tamamını geri kazandırabilmek ve/veya boşaldıkları alıcı ortamın fiziksel, kimyasal ve bakteriyolojik özelliklerini
değiştirmeyecek hale getirmek için fiziksel, kimyasal ve biyolojik arıtma işlemlerinin biri veya birkaçı bir arada
uygulanır.
Evsel ve/veya endüstriyel atık suları toplayan kanalizasyon sistemi ile atık suların arıtıldığı ve arıtılmış atık suların alıcı
ortama verildiği sistem ve tesislerin tamamına, atık su altyapı tesisleri denir.
Evsel veya endüstriyel atık suları, yağmur sularını toplamaya, uzaklaştırmaya ve arıtma tesislerine iletmeye yarayan,
birbirleriyle bağlantılı boru ya da kanallardan oluşan sisteme, kanalizasyon sistemi denir.
Atık su oluştuğu andan itibaren arıtma tesisine gelinceye kadar kanalizasyon sisteminin farklı yapılarından geçer. ilk
olarak atık su, binaların atık su tesisatından geçer. Sonrasında sırasıyla rögar, bağlantı kanalı, kanalizasyon boruları,
bacalar, pompa istasyonlarından geçerek arıtma tesisine gelir.
Atık su sistemi genel akışŞeması
Bina İçi Atık Su Tesisatı atık suyun sisteme girdiği ilk noktadır. içme suyu şebekesi ile binaya gelen temiz su; banyo,
mutfak ve tuvalette çeşitli faaliyetler sonucu kirlenir ve atık su haline gelir. Atık sular bina içersine döşenen borular
vasıtasıyla uzaklaştırılır. Yapılarda çeşitli su kullanma yerlerindeki atık pis su ve kirli suları, bina dışındaki Şehir
kanalizasyonuna, kanalizasyon bulunmayan bölgelerde süzme ve çürütme çukurlarına ileten boru sistemine, bina içi
atık su tesisatı denir.
Bina içi atık su tesisatı boru bölümleri, görevleri dikkate alınarak; ana boru, kolon, kat borusu, bağlantı borusu ve
havalık borusu olmak üzere beş bölümde incelenir.
Bina içi atık su tesisatı boru bölümleri ve kanalizasyona bağlantısı
1
Bina İçi Atık Su Tesisatı Ana Borusu : binanın atık su kolonlarından, binanın 1,0 – 1,5 metre kadar dışında bulunan
rögara kadar olan bölümüdür. Atık su kolonlarından gelen pis ve kirli suları binanın temel sınırları içerisinde toplayarak
bina dışındaki rögara iletir. Ana borular bina içinde kullanılabilecek en kalın borulardır. Binanın atık su yükünü, bu
borular taşır. Ana boru, bina dışında mutlaka bir rögara bağlanır. Ana borular en kısa yoldan bina dışına çıkartılır. Tüm
kolonlar ortamına göre tek boruda toplanabildiği gibi, ayrı olarak da bina dışına çıkartılır.
Atık Su Kolonu : kat borularından gelen pis ve kirli suları ana boruya ileten dikey konumdaki borudur. Kolonlarda ana
boruya geçişlerden önce temizleme parçası konur. Temizleme parçası, ana boruların tıkanması durumunda tamirat
için kullanılır. Kolonlar, ana borudan sonra olabilecek en kalın borulardır. Çapı, daire içinde kullanılan en kalın kat boru
çapından az olamaz.
Atık Su Kat Borusu : katlardaki su kullanma yerlerinden gelen atık suları en yakındaki atık su kolonuna ileten, yatay,
daire içi boru bölümüdür. Bu borular genellikle 50, 70 ve 100 mm çapındadır.
Atık Su Bağlantı Borusu : su kullanma yerleri ile kat borusu arasındaki küçük çaplı ve dikey atık su boru bölümüdür.
En ince borular bu kısımlarda kullanılır.
Atık Su Havalık Borusu : bina içi atık su tesisatındaki açık hava basıncını sabit tutmak için yapılan boru hattına denir.
Atık su boruları içerisindeki hava basıncının artı ya da eksi yönde değişmesi; sistemdeki suyun akışını engeller,
kokuların binaya yayılmasını önleyen sifonlardaki suyun kaybına neden olur. Bu durumda sifon, kendisinden beklenen
görevi yapamaz. Atık su kolon borusunun en son kat borusu, bağlantısından itibaren bina çatısının üzerine kadar
çıkartılan boru bölümüdür. Çatıdan sonra borunun bitiş ucuna havalandırma şapkası takılır. Havalandırma, kolon
borusu çapından az olamaz.
Bina içi atık su tesisatı yapım kuralları;
Kat boruları mümkün olduğu kadar kısadır.
Borular suyun akışını kolaylaştıracak şekilde eklenir.
Düşeyden yataya geçen boru tesisatı noktalarında, yay dirsek veya iki açık dirsek kullanılır.
Alt kata döşenen ana borular bina dışına en kısa yoldan çıkarılır.
Her kolonun erişilebilecek en alt noktasına bir temizleme kapağı konur.
Yatay borulara %2 eğim verilir.
Zemin üzerinde döşenen boru altı ve yanları ince kumla beslenerek sert cisimlerden korunur.
Her kolon mutlaka çapı değişmeden çatı üzerine kadar çıkarılmalı, üzerine havalık borusu ve şapkası takılır.
Atık su boru ağızları, döşeme ve duvara bağlanacak tesisat uç malzemesinin cins ve özelliğine göre uygun
ölçülerde bırakılır.
Atık su ağızlarının içine pislik, harç ve benzeri maddelerin gitmesini önlemek için geçici olarak kapatılır.
Atık su tesisatında kullanılan PVC boruların, birbirine eklenmesinde mutlaka uygun boru contaları kullanılmalı
ve iyi bir sızdırmazlık sağlanmasına dikkat edilmesi gerekir.
Bina Dışı Atık Su Tesisatı
Binalardaki bütün atık sular tek bir noktadan geçirilerek rögara bağlanır. Atık suları kanalizasyon sistemine ileten,
rögar ile atık su kanalı arasında yer alan, mülk sahibine ait kanala, bağlantı kanalı denir.
Kanalizasyon sisteminin olduğu yerlerde her bina atık sularını kanalizasyona vermekle yükümlüdür. Kanalizasyona
atık sularını vermek isteyen bir mülk sahibi yetkili kurumlara giderek gerekli bilgileri alır; bu bilgiler ışığında bağlantı
kanalını yapar ve yetkili kurumlardan gelen kişiler nezaretinde bağlantı kanalını kanalizasyona bağlar.
Bina dışı atık su tesisatı
Bina dışı atık su tesisatında kullanılacak boru seçimi uygulanmasına genellikle yeteri kadar önem verilmez. Bina içi
atık su tesisatının görevini sürekli ve tam olarak yapabilmesi, bina dışı atık su tesisatının sağlıklı çalışmasına bağlıdır.
2
Kanalizasyon Şebekesindeki yapıların görünümü
Atık Su Rögarı:Bina tesisatından gelen atık sular, tek bir noktadan atık su rögarına verilir. Atık su rögarı ise bina atık
sularının içine aktığı, numune almak, ölçümlerde bulunmak, atık su akımını izlemek için içine girilebilen ve özel tipleri
yetkili birimlerce belirlenmiş bacalardır.
Atık su şebekelerinin ana şebekeye bağlanması ve akış doğrultusunun ve/veya seviyesinin değiştirilmesi amacıyla
kullanılan, muayene ve bakım için ilgili görevlilerin ve/veya donanımların girişine olanak sağlayan, havalandırmaya ve
hava dolaşımına izin veren su sızdırmaz düşey yapıya, rögar denir.
Genellikle 70x70 cm çapında, bina arsası içine o yerin şartlarına uygun biçimde ve boyutta tam sızdırmaz özellikte
kâgir veya betonarme olarak inşa edilir. Düz döşenmiş atık su borularına 30 m’de bir rögar yapılır. Ayrı parsellerde
bulunan binalar için ayrı rögarlar yapılır.
Rögar bacaları parça beton halinde olup bu parçalar üst üste konularak istenilen yükseklik sağlanır. Bacaların içerisine
girebilmek için en üste kapak konulur. Rögardan atık sular bağlantı kanalı aracılığıyla kanalizasyon borularına iletilir.
Proje şartlarının elvermesi halinde iki veya daha fazla evin bir parsel rögara bağlantısı yapılabilir.
Atık su rögarları yaş ve kuru olarak iki şekilde yapılır. Yaş rögarlar, içine ulaşılabilir sızdırmaz haznelerdir. Yatay
borular bu hazneye bağlanır. Atık su bu haznede dinlendiği gibi, bu hazneden borulara ulaşmak ve müdahale etmek
mümkündür. Döşeme altından giden borulara konan temizleme kapaklarına ulaşabilmek için kuru rögar yapılır.
Kuru atık su rögarı
Ana Rögar
Binanın çevresindeki atık su rögarlarından gelen atık suların toplandığı rögardır. Her binada bir adet ana rögar
bulunur. gekli ve işleyiGi yaş atık su rögarıyla aynıdır. Sadece ölçüleri 80x80 cm’dir. Ana rögardan şehir
kanalizasyonuna bağlantı yapılır.
Dış atık su borularının döşenmesine şehir kanalizasyonuna bağlandığı noktadan başlanır. Kanalizasyona genellikle
uygun yerlerde, bağlama ağızları bırakılmıştır. Bu yapılmamış ya da bırakılan ağzı bulmak mümkün değilse kanala bir
delik açmak gerekir.
Şehir kanalı genellikle beton borudan yapılır. Delik sivri uçlu bir murçla veya kırıcı makine ile dikkatle açılır. Buraya,
boru çapına eşit bir kol ağzı hazırlanır ve bol çimentolu harçla yerine tespit edilir.
Kanalizasyon
Kanalizasyon, atık su ve sıvıların yerleşim bölgelerinden ve sanayi bölgelerinden uzaklaştırılması için kurulan boru ve
kanallar (lağım) sistemidir. Kanalizasyon sistemi, boru hatlarından oluşur. Atık su ve yağmur sularını atık su arıtma
tesislerine ya da diğer su kaynaklarına iletmede kullanılır.
3
Tarihteki ilk uygarlıklar, kentlerde taşkın yağmur sularını akıtmak için çoğu kez akaçlama sistemi kullanmışlardır.
Özellikle Romalılar, hamamlardan çıkan atık suları taşıyan çok gelişmiG boşaltma sistemleri kurmuşlardır. Orta Çağda
bu sistemler gerekli bakım ve onarım yapılmaması, kentlerin büyümeye başlamasıyla birlikte, pis sularla içme suyunun
birbirinden yeterince ayrılamaması nedeniyle, tifo ve kolera salgınları görülmüştür. 19. yüzyıl ortalarında pis su
sistemleriyle hastalıklar arasındaki ilişki anlaşılınca, atık suları arıtma ve etkili bir kanalizasyon sistemi kurma gereği
ortaya çıkmıştır.
Kanal sisteminde atık su, cazibe veya pompaj sistemleri ile taşınır.
Cazibeli ana hat: Akış yerçekimi etkisi sebebiyle oluşur, hat tam dolu olarak çalışmaz.
Ana terfi hattı: Pompaj istasyonundan sıvı basınç altında transfer edilir. Cazibeli akışın mümkün olmadığı
yerlerde kullanılır.
Atık su borularının döşenmesi
Kanalizasyon Sistemleri
Kanalizasyon sistemi, birleşik, ayrık, kısmen ayrık olmak üzere üç tiptir.
Birleşik Sistem
Birleşik kanalizasyon sistemi sıhhi atıklar (evler, ticari binalar ve endüstriyel tesislerden gelen sıvı ve sıvı içerisinde
katı içeren) ve yüzey/yağmur sularının birlikte taşındığı sistemdir.
Birleşik sistem yerleşim yerlerinde yağmur suyu atık suya nazaran çok fazladır. Evsel atık su 1 birim ise yağmur suyu
40-800 birim kadardır.
Birleşik sistemde çatılardan akan, yaya kaldırımlarından ve yollardan toplanan yağmur suları, yapılardan gelen atık
sularla aynı borulardan akar. Oluşan çok fazla miktardaki atık suyun arıtılması için büyük arıtma tesislerinin kurulması
gerekir. Ayrıca çok yağmur yağdığı zaman, kanalizasyon sistemi taşabilir; pis sular yolları kaplar ve evlerin alt kat
tuvaletlerinden taşar. Bu nedenle atık sularla yağmur sularının ayrık sistemle akıtılması daha yaygın bir uygulamadır.
Bu sistemin kullanıldığı kanalizasyonlarda yağmur suları arıtılmadan ırmak ve göllere akıtılabilir ve yalnızca atık sular
arıtılacağı için arıtma tesisleri daha küçük ve ucuz olur.
Birleşik sistemin avantajları;
Yollarda yalnız bir kanal hattı döşenir.
Evlerden yalnız bir bağlantı hattı gelir.
Şiddetli yağmur esnasında caddelerdeki toz ve pislikler kanalizasyonla arıtma tesisine gider. Ayrık sistemde
ise bunlar nehirlere verilir.
Ayrık sistemde, evlerden gelen kanallar bazen bilerek bazen bilmeyerek yanlış kanala bağlanır, birleşik
sistemde böyle bir problem yoktur.
İşletme ve bakımı kolay ve gerekli kanal uzunluğu ayrık sisteme göre daha azdır.
Birleşik sistemlerde bakım işleri fazla zorluk çıkarmaz. Yağmurla birlikte kanallarda çöken atıklar sık sık
temizlenir.
Ayrık sistemde pis su kanalının bakımı daha zordur; suni olarak temizlenmesi gerekir.
Dar sokaklarda trafiği aksatmamak için birleşik sistemin döşenmesi daha uygundur.
Birleşik sistemlerin en büyük dezavantajı, dolu savaklardır. Dolu savaklar vasıtasıyla kanaldaki atıklar akarsuya
taşınır.
4
Birleşik kanalizasyon sistemi (1: Sıhhi atık 2: Sel suyu akışı 3: Kombine sıhhi atık ve sel suyu akışı 4: Kuru havalarda
taşma yoktur 5: Yağışlı havalarda Taşkan akışı 6: Birleşik sıhhi ve yağmursuyu kanalizasyonu 7: Taşkan Yapısı 8:
Atık su Arıtma Tesisi 9: Arıtılmış atık)
Ayrık Sistem
Ayrık atık su kanalizasyon sistemi, evsel atık sular ve endüstri artıkları ve yüzey / yağmur sularının ayrı olarak transfer
edildiği sistemdir.
Atık su kanalı aşağıda, yağmur suyu kanalı ise daha yukarda bulunur. Bunun ekonomik şekli, yağmur suyunun
yeryüzünden serbest olarak akmasıdır. Bu durumda kanala gerek duyulmaz. Sadece atık su için kanal yapılır. Yağmur
suyu kanalı ile atık su kanalı arasında en az 30 cm’lik bir mesafe olması gerekir. Yağmur suyu kanalının minimum
çapı 30 cm; atık su kanalının minimum çapı, 20 cm’dir.
Ayrık sistemin avantajları:
Arıtma tesisi her zaman aynı şekilde yüklenir.
Bu sistemde dolu savak ve ihtiyat (dengeleme) havuzları yoktur.
Pompa istasyonlarının kapasitesi küçüktür.
Nehirlere evsel atık sular gelmez. (Dolu savak olmadığı için)
Endüstriye ait soğutma suları bu sistemle kanallara verilebilir.
Atık su kanalının boyutu, birleşik sisteme nazaran daha küçüktür. (Küçük olduğu için akış hızı büyük olur ve
çökelme az olur)
Ayrık sistemde yağmur suyu kanalları için eğimler elverişli olduğundan en kesitler küçük olur ve genellikle
kanallar ucuza mal olur ve hızlar yüksek olduğundan kanal temizliği için az su kullanılır.
5
Ayrık yağmur suyu vekanalizasyon sistemi (1:Sıhhi atık 2: Yağmursuyu akışı-3: Yağmursuyu akışı çıkışı 4:
Yağmursuyu kanalizasyon 5: Sel suyu kanalizasyonu 6: Atıksu Arıtma Tesisi 7: İşlenmiş Atık 8: Taşma yapısı)
Kısmen Ayrık Sistem
Kısmen ayrık sistemde, iki kanal ağının suları büyük su yataklarında birbiriyle karıştırılır. Bu suları alan kanal
yataklarında pislikler toplanır; yatağın üst kısmında oldukça temiz sular dolu savaklar vasıtasıyla hemen doğal su
yataklarına verilir. Bazen şehrin tenha yerlerinde yağış sularının debilerinin (bir akım kesitinden birim zamanda geçen
suyun hacmi) arttığı yerlerde bu sular atık su kanallarına da verilir.
Kanalizasyon Bacaları
Bacalar; kanalların bakımını yapmak, numune almak, atık su akımını izlemek, kanalın temizliğini yapmak amacı ile
içine girilebilen ve özel tipleri yetkili kurumlarca tespit edilmiş yapılardır. Bacalar, kanalizasyon tesislerinin en önemli
elemanlarıdır; çoğunlukla betondan imal edilir.
Tıpkı rögarlarda olduğu gibi, halka betonların üst üste konmasıyla istenilen yüksekliğe ayarlanır. Ayrıca, bacaların
plastikten yapılmış çeşitleri de bulunur. İstenildiğinde, bacaların içersine girebilmek için bacaların üzerine delikli
yuvarlak baca kapağı konur. Bacalar, kanal çapına göre 50-80 m aralıklarla yerleştirilir. Ayrıca, topoğrafik ve düşey
eğimin değiştiği yerlere ve başlangıçlara konur.
3 çeşit baca vardır;
Muayene bacaları,
Şütlü bacalar, (düşü bacaları)
Yıkama bacaları.
Resim 1.4: Baca Kapakları
Muayene Bacaları :Bu bacalar; kanalların havalandırılması, temizlenmesi ve kontrolü için kullanılır.
6
Sokakların kavşak yerleri, mecraların istikamet ve eğim değiştirdiği ve kanalın düz gittiği kısımlarda kanal çapına bağlı
olarak 50-150 m arasında bir baca konur. Mesafe mecra borusu çapına bağlı olarak baca aralıkları aşağıdaki şekilde
belirlenir.
Çap (cm)
20-50
60-80
90-140
140 ve üzeri
Baca aralığı (m)
50 m
70 m
100 m
125 -150 m
Baca uygulamaları
Şütlü Bacalar (Düşü Bacaları)
Sokak eğimlerinin akış için kabul edilen değerlerden fazla olması halinde, Şüt (düşüm) yapılır. Bir başka deyişle kanal
eğimi Şüt inşası ile istenilen bir değere indirilir. şüt yapılan yere, muhakkak muayene bacası konur ve buna da şütlü
baca denir. güt yüksekliği 2 m den fazla alınmaz. Özel durumlarda yerindeki koşullar elverişli olursa şüt yüksekliği 4
metreye çıkabilir. Ancak, şüt yüksekliğinden dolayı suyun kazanacağı kinetik enerji dolayısıyla tahribat yapmaması için
tedbirler alınması gerekir.
Kanalizasyon sistemine bacaların yerleştirilmesi
Yıkama Bacaları
Yıkama bacaları; kanalları yıkamaya yarayan bacalardır. Kanalın temizlenmesi amacıyla baş noktalarına ve diğer
gerekli yerlere konur. Yıkama tertibatlı normal muayene bacaları, kanal şebekelerinin temizlenmesi için her zaman
yeterli olmaz. Bu yüzden ayrık sistemde pis su kanallarının başlangıcında ve yeterli eğim olmayan yerlerde çöken
maddelerin yıkanması gerekir. Kanalın başında yıkama, yıkama bacaları ile yapılır.
7
Kanalın son kısımlarında ise yıkama bacalarına özel donanım konulur. Bu donanım, hem suyun toplanmasını hem de
bu suyun ani olarak lağım borularına sevki ile borular içinde kuvvetli akıntı olmasını sağlayan, boru ağızlarına konan
manevra cihazlarından oluşur. Geri tepmeyi önlemek ve belirli hacimde suyun toplanmasını sağlamak maksadıyla her
türlü yıkama bacalarında dolu savak bulunur. Hızın 0,50 m/sn ve kanaldaki su yüksekliğinin 2 cm den az olduğu
hallerde yıkama bacası yapılması gerekir. Yıkama bacaları, çapları 50 cm’ye kadar olan kanallar için tavsiye edilir.
Daha büyük çaplı kanallarda yeterli derecede etkili olmaz.
Atık Su Kanallarının En Kesit Şekilleri
Atık suları kanalizasyon sistemi ile arıtma tesislerine ulaştırmak için borular, eğimli döşenir. Bu eğim, bazen atık suyun
kendi haliyle akışını sağlamada yetersiz kalır. Bu durumlarda atık suyun akışını sağlamak için pompalar (terfi
merkezleri) kullanır ve bu sayede atık suyun arıtma tesisine ulaşması sağlanır.
Seçilecek en kesitler, hidrolik yönden uygun olmalıdır. Su debisi, bu kesitlerin birinin veya diğerinin seçilmesinde çok
önemli rol oynar. Bundan başka inşaat yüksekliğinin azlığı veya çokluğu da kanal en kesit şekilleri seçiminde diğer
önemli bir husustur. Kanal profilleri yükseklikleri ve genişliklerinin oranına göre dörde ayrılır.
. Daire Kesitli Kanallar
En çok kullanılan kanal, dairesel en kesit tipidir. Gerek hidrolik bakımdan, gerekse inşa bakımından en uygun olanıdır.
Fakat karışık sistemde bilhassa kurak havalarda taban eğimi az olan yerlerde çamur ve buna benzer maddeler
kolaylıkla dibe çöker ve kalır. Elverişli olmayan hızlar bu çökelti maddelerini sürükleyemez. Bu nedenle daire kesitli
kanallar genellikle küçük kesitler için ( 50 cm’e kadar olanlar) tercih edilir.
Yumurta Kesitli Kanallar
Yumurta kesitli kanallar ile küçük su debilerinde diğer tip profilli kanallara nazaran daha büyük su derinlikleri elde
edilir. Bu sebeple kendi kendini yıkama özelliği vardır. Buna bağlı olarak tabanda yığıntı tehlikesi azdır. Bu tip profiller
diğerlerine nazaran daha yüksek olduğundan daha büyük kanal derinliğine ihtiyaç vardır. Bu nedenle inşaatları
pahalıya mal olur. Bilhassa zemin sularının yüksek olduğu yerlerde yapılması zordur.
Açık Kesitli Kanallar
Açık kesitli kanallar trapez şeklinde yapılır. Yağmur kanalları, bazen de şehir dıGındaki ana kanallar, üstü açık olarak
inşa edilir. Bilhassa heyelan bölgelerinde ve maden ocaklarının çok olduğu yerlerde zemin kitlelerinin kayması
dolayısıyla boruların kırılma tehlikesi olan yerlerde açık kanallar; kapalı profillere tercih edilir.
Basık Profilli Kanallar
Basık profilli kanallar, inşa yüksekliği az olduğu hallerde tercih edilir. En kesitlerinde küçük su yükseklikleri meydana
gelmesine rağmen büyük debiler geçirir. Tam dolu akmadıklarında, hidrolik bakımdan iyi sonuç vermez. Bu sebeple
debilerin çok az değişik olduğu yerlerde, bir de hidrojeolojik bakımdan veya yeraltı su seviyeleri yüksek olan alçak
yerlerdeki kanalları zemin seviyesine yakın geçirmek mecburiyeti olan bölgelerde kullanılır. Bu bakımdan yağış su
kanallarına 20 ile 25 cm den daha büyük daire kesitler vermek gerektiğinde, basık profiller tercih edilir.
Atık Su Kanallarında Kullanılan Boru Çeşitleri
Atık su kanallarında, teknolojik gelişmelere bağlı olarak beton veya plastik boru çeşitleri kullanılır.
Beton Borular
Atık su kanallarında en yaygın olarak beton borular kullanılır. Fakat betonu aşındırıcı endüstri suları mevcutsa veya
yeraltı suyu ile zemin agresif özellikte ise beton boru yerine plastik boru tercih edilir. Yağmur suyu kanalları için beton
borular çok kullanışlıdır.
Resim 1.6: Beton Boru
Beton borular, parçalar halindeki boruların birbiri ardına eklenmesi ile meydana gelir. Eklenerek yapıldığı için işçilik ve
ek parçaları önemlidir. Kalitesiz malzeme kullanımı ve ucuz işçilik yüzünden atık suların kanaldan dışarı çıkması
ihtimali vardır. Ayrıca betonun esnekliği fazla olmadığından boruların üzerinden ağır yüklerin geçmesi kırılma ve
çatlamalara yol açar. Beton boruların ağırlığı fazla olduğu için kanal içinde döşenmelidir.
Plastik (Korige-Koruge) Borular
8
Plastik kanalizasyon boruları, polipropilen (PP) ve polietilen (PE) hammaddelerinden 45 cm çapa kadar üretilir. Aynı et
kalınlığında halkanın mukavemet değeri polipropilende daha yüksek çıktığından daha fazla tercih edilir.
Avantajları:
Polietilen ve polipropilen yapıda olmasından dolayı korozyona yüksek dayanım gösterir.
Dış etkilere karşı garantili ömrü, 50 ile 100 yıl arasındadır.
Plastikler, hidrolik pürüzsüz olduğundan akışkana az direnç gösterir ve akışkan daha fazla doluluk oranı ile
akar. Bu ise projede bir alt çap grubunun seçilmesi ile proje maliyetlerini düşürür. . Uygulama esnasında ürün
zayiatı söz konusu değildir.
Beton ve döküme göre yoğunluğu çok düşük olduğundan iş makinesi ihtiyacı asgari seviyelere iner.
Aşınma dayanımı yüksek olduğundan delinerek yer altı sularının ve toprağın kirlenmesine izin vermez.
Zemin çakıllı olsa bile aşırı yükte o bölgeden içeri doğru esneyerek kırılmayı önler.
Ağaçların kanala sızarak tıkamasına izin vermez.
Her türlü bağlantı parçası, özel ürünün proje için üretilebilmesine imkan tanır.
Elektrofüzyon ile birleştirildiğinden 4 bar basınçta dahi sızdırmaz, yerinden çıkarak dağılmaz.
Depremdeki sarsıntılarda, esnek olduğundan kırılarak devre dışı kalmaz. . Nehir, göl ve deniz geçişlerinde
kullanılır.
Arıtma tesislerinden alınan ön arıtılmış suyun, deniz akıntılarına kadar tahliyesinde kullanılır.
Kanalizasyon şebekelerinde kullanılan plastik borular
Vidanjör
Vidanjör, kanalizasyon olmayan yerlerdeki fosseptiklerin ve kanalların temizlenmesinde kullanılan araçtır. Atık sıvıları
yerleşim yerlerinden uzaklaştıran yöntemlerden biri de vidanjör kullanımıdır. Vidanjör sayesinde her türlü tıkanıklık
açılır, fosseptikler temizlenir ve sıvı atıklar uzaklaştırılır. Vidanjörün çalışma sistemi, su ve vakum gücüyle kum, çamur
birikintileri, ağaç kökleri ve tüm tıkayıcı atıklar temizlenmesi esasına dayanır.
Vidanjör
9
Su Kirliliği ve Kontrolü Yönetmeliği hükümlerine göre alıcı ortama her türlü kontrolsüz atık su bırakılması yasaktır.
Kanalizasyon olmayan tesislerden çıkan atık suların sızdırmasız bir fosseptikte toplanması ve zaman zaman
vidanjörler vasıtasıyla boşaltılması gerekir.
ATIKSU ARITMA TESİSLERİ
Dünyada su kaynaklara hızla azalmaktadır. Bu kaynaklar arasında içilebilir kalitede olan su kaynakları da azalarak
tükenme noktasına gelmiştir. Diğer yandan bir şekilde arıtılmadan alıcı ortamlara bırakılan atık sular, miktarı her
geçen gün azalan su kaynaklarının kirlenmesine neden olmaktadır.
Bu nedenle var olan su kaynaklarının kirletilmemesi ve su kaynaklarının daha verimli kullanılması için atık suların
arıtılması gerekmektedir. Arıtılan bu atık sular su karakterlerine göre çeşitli alanlarda kullanılabilmektedir.
Hızla azalan su kaynaklarının insanlık için çok önemli olduğu kabul edilerek, atık suların uygun arıtma işlemine tabi
tutularak arıtılmasından sonra istenilen değerleri sağlaması halinde çeşitli alanlarda kullanılması mümkündür.
Pissu Arıtma işlemi, gün geçtikçe hızlı bir şekilde kirlenmekte olan temel yaşam kaynağı suyun ıslah edilmesi
işlemidir.
Atık su: evlerden, sanayi tesislerinden farklı ticari işletmelerden, kurumlardan ve benzer binalardan kullanıldıktan
sonra boşaltılan sular atık su olarak tanımlanmaktadır. Bu sular insan ve hayvan dışkısı ve idrarı ile grisu denilen
banyo, lavabo ve mutfaklardan kullanım sonucu kirlenen sulardan ibarettir.
Atık Suların Fiziksel Özellikleri
Toplam katı madde: Ortalama olarak evsel atık sular 720 mg/l toplam katı madde içerir. Toplam katı
maddenin yaklaşık 500 mg/l'si çözünmüş hâlde, geri kalanı ise askıda katı durumdadır. Çözünmüş ve askıdaki
katılar sabit ve uçucu hâlde olabilir.
Koku: Atık suda bulunan organik maddelerin bozulmasıyla oluşan gazlar kokuya neden olmaktadır. Yağlar,
petrol ve organik çözücüler de atık suyun kokmasına neden olur.
Sıcaklık: Genellikle atık su sıcaklığı, kış aylarında hava sıcaklığından daha yüksektir. Yaz aylarında ise hava
sıcaklığından daha düşüktür.
Renk: Su renksiz ve kokusuz bir maddedir. İçilebilir nitelikte bir suyun renksiz olması gerektiğini biliyoruz.
Suyun rengi; içerisindeki endüstriyel atıklara, organik ve inorganik bir takım eriyiklere bağlı olarak değişkenlik
göstermektedir.
Atık Suların Kimyasal Özellikleri
Biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOİ5): Atık sudaki organik maddelerin biyokimyasal oksidasyonu esnasında
mikroorganizmalarca kullanılan çözünmüş oksijen miktarıdır.
Kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ): KOİ testi, atık suların organik maddelerin kullandığı oksijen miktarını
ölçmek amacı ile yapılır. Atık suyun KOİ’si, BOİ’sinden daha yüksektir.
pH: Atık sudaki hidrojen iyonu yoğunlaşmasının parametresidir. Atık suyun pH değeri biyolojik ve kimyasal
arıtma işlemlerinin belirlenmesinde önemlidir. İçme suyunun pH değeri 6–8 arasında, deniz suyunun 8, doğal
suların 7 ve evsel atık suyun ise 7–8 arasındadır.
Klorür: Evsel atık sularda klorürlerin belli başlı kaynağı insan idrarıdır. Su sertliğinin yüksek olduğu yörelerde,
su yumuşatıcılarının kullanılması ile büyük miktarda klorür atık suya karışmaktadır.
Alkalinite: Atık suda alkalinite; kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum gibi elementlerin hidroksit,
karbonat ve bikarbonatların varlığından veya amonyaktan oluşmaktadır. Atık su genelde alkalidir.
Azot: Atık sudaki mikroorganizmalar için bir besin maddesidir. Azot yeterli olmadığı durumlarda atık suyun
arıtılması için azot ilavesi gerekebilir. Evsel atık suda azot, biyolojik arıtım için gerekli miktarda vardır.
Fosfor: Atık sudaki mikroorganizmalar için bir besin maddesidir. Alıcı ortama deşarj edilen arıtılmış atık suda
fosfor varsa alıcı ortamda ötrifikasyona (bitkilerin su içerisinde anormal çoğalması) sebep olabilir.
Kükürt: Sülfat iyonu doğal olarak atık suda mevcuttur. Sülfatlar, kimyasal olarak anaerobik (oksijensiz)
koşullarda bakteriler tarafından sülfürlere ve hidrojen sülfüre (H2S) indirgenir. Daha sonra hidrojen sülfüre
(H2S) biyolojik olarak sülfürik aside oksitlenir.
Ağır metaller ve zehirli bileşikler: Nikel, kuşun, krom, kadmiyum, çinko, bakır ve cıva gibi ağır metaller ve
oluşturdukları bileşikler mikroorganizmalar için zehirlidir. Bu nedenle atık suyun biyolojik arıtımı safhasında
sorun yaratır. Evsel atık sularda ağır metaller ve zehirli elementler bulunmaz.
Gazlar: Evsel atık sularda bulunan gazlar; azot, oksijen, karbondioksit amonyak ve metandır. Atık sulardaki
oksijen miktarı, mikroorganizmaların oksijen tüketimi sebebi ile çok düşüktür. Atık suda bulunan organik
maddelerin oksijensiz parçalanmasının yan ürünlerinden biri metan gazıdır. Bu gaz çabuk alev alan ve
patlama tehlikesi olan bir gazdır. H2S gazının ise toksik etkisi çok fazladır.
Atık Suların Biyolojik Özellikleri
Evsel atık sularda bulunan belirgin organizma grupları; bitkiler, hayvanlar, fungi, protozoa, virüsler, bakteriler ve
algler gibi mikroorganizmalardır. Atıksu içinde bakteri, protozoa, virus, helmint gibi patojenik olabilecek
mikroorganizma türleri bulunabilmektedir. Bu patojen organizmalar hastalıkla enfekte olmuş veya özel bir hastalığın
10
(tifo, paratifo, dizanteri, diyare ve kolera gibi gastro intestinal sistem hastalıklarına yakalanmış) taşıyıcıları olan
insanlar tarafından deşarj edilmektedir. Bu organizmalar oldukça enfeksiyöz oldukları için sanitasyonun zayıf
olduğu bölgelerde özellikle tropiklerde her yıl binlerce ölümlere sebep olabilmektedirler.Koliform bakterileri insan
atıklarından kaynaklanan kirlenmenin bir göstergesidir. Algler de tat ve koku problemlerine yol açmaktadır. Atık
suyun arıtımı esnasında organik maddeler bakteriler aracılığıyla parçalanmaktadır.
Atıksu Atırma; Suların çeşitli kullanımlar sonucunda atıksu haline dönüşerek yitirdikleri fiziksel, kimyasal ve
bakteriyolojik özelliklerinin bir kısmını veya tamamını tekrar kazandırabilmek, ve boşaltıldıkları alıcı ortamın doğal
fiziksel, kimyasal, bakteriyolojik ve ekolojik özelliklerini değiştirmeyecek hale getirebilmek için uygulanan fiziksel,
kimyasal ve biyolojik arıtma işlemlerinin birini veya birkaçına atıksu arıtma adı verilmektedir. Atıksuyun niteliğine
göre kullanılacak arıtma prosesleri de farklılık göstermektedir.
Atıksu içerisinde bulunan çözünmüş organik maddelerin bakteriyolojik faaliyetler sonucu giderilmesi için biyolojik
arıtma tesisi, atıksu içerisinde çözünmüş veya askıda bulunan ve gravitasyonla (yerçekimi etkisi ile) çökelmeyen
maddelerin çökeltilerek sudan uzaklaştırılması için kimyasal atıksu arıtma tesisi, suyun içerisinde bulunan ve
kendiliğinden çökebilen katı maddelerin atıksudan uzaklaştırılması için fiziksel atıksu arıtma tesisi tercih
edilmelidir. Bu prosesler ayrı ayrı kullanılabileceği gibi birbiri ardına gelecek şekilde de kullanılarak arıtma tesisi
kurulabilir.
Atıksu arıtma sisteminden çıkan arıtılmış su çıkış kalitesine göre
Kentsel kullanım
o Tuvalet temizliği
o Araba yıkama
o Yangın suyu olarak kullanım
Tarımsal sulama
Yeraltı suyu beslemesi
Endüstriyel amaçlı kullanım olarak kullanılabilir.
Atıksu Arıtma Çeşitleri
Farklı kaynaklardan çeşitli yapıda atıksular oluşmaktadır. Konutlardan ve işyerlerinden kaynaklı evsel atıksular için
evsel atıksu arıtma tesis, üretim proseslerinden kaynaklı atık sular için endüstriyel atıksu arıtma tesisleri
kullanılmaktadır.
Evsel Atıksu Arıtma:
Evsel atıksu arıtma tesisleri, betonarme veya paket arıtma olarak sacdan imal edilmektedir. Evsel atıksu arıtma
tesislerinde biyolojik arıtma kullanılır. Biyolojik arıtma yöntemi, atıksuda ki kirliliğin oluşturan mikroorganizmalar
tarafından giderilmesidir. Ortalama olarak evsel atıksular 720 mg/lt toplam katı madde içerir. Toplam katı maddenin
yaklaşık 500 mg/lt'si çözünmüş halde, geri kalanı ise askıda katı durumdadır. Çözünmüş ve askıdaki katılar sabit ve
uçucu halde olabilirler. Arıtma işlemlerinin çoğu, askıdaki katı madde ve uçucu çözünmüş katı maddelerin
uzaklaştırılması için tasarlanır. Evsel atık sular ;
Konutlar ve toplu konutlar,
Askeri birlikler,
Turistik tesisler,
Fabrika ve sanayi kuruluşları,
Yazlık siteler ve villalar,
Mezbahaneler,
Köy ve belediyeler,
Dinlenme tesisleri,
Sosyal tesisler,
Okullar,
Hastaneler evsel nitelikli atık su oluşturmaktadır
Endüstrİyel Atıksu Arıtma:
Sanayi tesisleri, fabrikalar, organize sanayi bölgeleri gibi kuruluşların üretim prosesleri sonucu oluşan atıksularını
geri kazanılması ve bertaraf edilmesi amacıyla kurulmuş olan atıksu arıtma tesisleridir. Bu atıksu arıtma tesisleri
sektör ve atıksu karakterine göre özel olarak planlanmaktadır. Endüstriyel nitelikli atıksuların arıtılması amacı ile
dizayn edilen atıksu arıtma sistemleri, boyutları ve arıtma üniteleri; sanayi/sektör türü, üretim yöntemi, atıksu
miktarı, atıksuyun kirlilik değerleri ve alıcı ortam türüne göre değişiklik göstermektedir.
11
Arıtma tesisleri paket atıksu arıtma sistemi olarak dizayn edilmektedir. Evsel, endüstriyel nitelikli atıksular için farklı
tiplerde paket arıtma sistemleri yapılmaktadır. Paket atıksu arıtma tesisleri; nüfusu az olan turistik tesisler, yazlıklar
gibi yerleşim alanları ile şantiyeler, fabrikalar ve üretim tesislerinde uygulama alanı bulmaktadır.
Paket atıksu arıtma sistemi kanalizasyon sistemi bulunmayan veya kanalizasyon sistemi olup ta atıksu arıtma tesisi
istenen tesis yada bölgelerde atıksu arıtma tesisi ihtiyacını en ekonomik ve en kaliteli şekilde çözmeye çalışılan
atıksu arıtma sistemidir
Endüstriyel atık su arıtma uygulanan sektörler:
Et entegre tesisleri ve kesimhaneler
Deri fabrikaları
Un ve makarna üretim tesisleri
Süt ve süt ürünleri üretim tesisleri
Tekstil fabrikaları
Konserve ve deniz ürünleri üretim fabrikaları
Karışık endüstriyel kökenli atık sular (organize sanayi bölgeleri)
Bitkisel yağ üretim fabrikaları
Şarap ve bira fabrikaları
ATIKSU ARITMA YÖNTEMLERİ
Atıksu arıtma işlemi kimyasal, fiziksel veya biyolojik yollarla yapılabilmektedir:
• Kimyasal arıtıma, atıksu çökeltme havuzundan geçtikten sonra karıştırma ünitesinde çeşitli kimyasallar
eklenerek, bu kimyasalların suyun içindeki kirleticiler ile reaksiyona girerek çökelmesi ile oluşur.
• Biyolojik arıtma; evsel veya endüstriyel atıksuların çeşitli bakteriler yardımı ile biyolojik olarak parçalanması ile
gerçekleşir.
• Fiziksel arıtma; hiçbir kimyasal veya bakteri kullamadan fiziksel yollarla ve cazibe ile atıksuyun içindeki yağ ve
kaba atıkların ızgara ve benzeri düzenekler ile uzaklaştırılmasıdır.
Ana atıksu arıtma sistem; Izgara (ince veya Kaba), Ön dinlendirme havuzu, Koagulasyon ünitesi, Flokulasyon
unitesi, Çöktürme ünitesi, filtrasyon ünitesinden oluşmaktadır
Fiziksel Arıtma Prosesleri:
Fiziksel arıtma atıksu içerisinde bulunan yüzer maddeler ile kendiliğinden çökebilen katı maddelerin giderilmesi
amacıyla yapılır. Bu amaçla kullanılan ekipmanlar; ızgara ve elekler, kum ve yağ tutuculardır. Genel olarak biyolojik
veya kimyasal arıtma tesisilerinin başında da fiziksel arıtma tesisleri kullanılır. Bu şekilde atıksu içerisinde bulunan
kirleticilerin bir kısmının giderilmesi mümkün olacaktır. Kimyasal veya biyolojik arıtma tesislerin başında kurulan
fiziksel arıtma tesisleri, hem ana arıtma sistemine gelecek kirlilik yükünü azaltacak, ana arıtma içerisindeki boru, vana
vb. ekipmanların zarar görmesini engelleyecek aynı zamanda ana arıtma tesisinin işletme maliyetini düşürecektir
Biyolojik Arıtma Prosesleri:
Biyolojik arıtma prosesleri aerobik ve anaerobik arıtma olarak sınıflandırılabilir. Aerobik arıtma havanın bulunduğu
ortamlarda gerçekleştirilen arıtma prosesleridir. Aerobik arıtma uygulamaları; Aktif Çamur, Biyofilm, Stabilizasyon
Havuzları, Havalandırmalı Lagünlerdir. Anaerobik arıtma ise havasız ortamlarda gerçekleştirilen arıtma
prosesleridir. Uygulamaları ise Sürekli Karışımlı Reaktörler, Anaerobik Filtreler ve Akışkan Yataklı sistemleridir. En
yaygın aerobik biyolojik arıtma uygulaması, aktif çamur prosesidir.
Aktif Çamur prosesleri; Ön Çöktürme Havuzları, Havalandırma Havuzları, Son Çöktürme Havuzları ve
Dezenfeksiyon ünitesinden oluşur. Dezenfeksiyon işlemi ise; atıksu arıtma tesisi çıkış suyunun alıcı ortama
verilmeden önce içerisindeki bakteri ve virüslerin bertaraf edilmesi işlemidir.
Kimyasal Arıtma Prosesleri:
Suda çözünmüş halde ve askıda bulunan katı maddelerin çökelmesini ve bu şekilde sudan uzaklaştırılmasını
sağlayan kimyasal arıtma tesisilerinde, uygun PH aralığında atıksuya kimyasal maddeler ilave edilmektedir.
Kimyasal arıtma proseslerinde çökeltme işlemini sağlayan bu kimyasal maddeler koagülant madde adıyla anılır.
Kimyasal arıtma prosesinin üniteleri, atıksuyun uygun PH aralığına getirildiği nötralizasyon bölümü , atıksuya
çökeltimi sağlayacak kimyasal maddelerin ilave edildiği koagülasyon bölümü ve koagülant ilave edilmiş atıksuyun
uygun hızda karıştırılması ile flokların oluşmasını ve çökeltimi sağlayan flokülasyon bölümüdür.
FİZİKSEL ARITMA
Fiziksel arıtma atık suda bulunan çökelebilen, yüzebilen değişik boyutlardaki katı maddelerin, çözünmüş organik ve
inorganik maddelerin uzaklaştırılması amacıyla uygulanan işlemleri kapsamaktadır. Izgara ve elekler, öğütücüler ve
parçalayıcılar, dengeleme havuzları, yüzdürme havuzları, filtreler, kum tutucular, çöktürme havuzları, yağ ayırıcılar
fiziksel arıtma üniteleridir.
Fiziksel Arıtma Prosesleri Izgaralar
Su içinde bulunan kaba maddelerin pompa, boru ve teçhizata zarar vermemesi; diğer arıtma kısımlarına gelen yükün
hafifletilmesi veya yüzücü kaba maddelerin sudan ayrılması gibi amaçlarla ızgaralar kullanılır. Izgara aralıkları çubuk
12
aralıklarına göre ince ve kaba ızgaralar, temizlenme şekline göre elle veya mekanik olarak temizlenen ızgaralar
olarak sınıflandırılırlar. Çubuk aralıkları ince ızgaralarda 15-30 mm kaba ızgaralarda 40-100 mm’dir.
Elekler
Elekler, Elyaflı maddeler, askıdaki tanecikleri tutmak amacıyla kullanılırlar. Bu üniteler tutulan maddelerin boyutlarına
göre kaba ve ince elekler olarak sınıflandırılırlar. Elek aralığı kaba eleklerde 5-15 mm, ince eleklerde 0,25-5mm,
mikro eleklerde 0,020-0,035mm’dir.
Kum tutucular
Kum çakıl gibi inorganik maddeleri atık sudan ayırmak, arıtma tesislerindeki pompa ve benzeri teçhizatın aşınmasına
ve çökeltim havuzlarında tıkanma tehlikesine engel olabilmek için kum tutucular kullanılır. Kum tutucularda yoğunluğu
2.650 kg/m3 ve tane çapları 0,1 -0,2 mm’den daha büyük olan katı maddelerin tutulur.
Yüzer madde tutucular
Atıksuda bulunan ve yoğunluğu sudan küçük olan yağ, gres, solvent ve benzeri yüzen maddeleri sudan ayırmak için
yüzer madde tutucular kullanılır. Ön çökeltim havuzunun olmaması veya bu gibi maddelerin oranının çok yüksek
olması halinde, gerek bu maddeleri geri kazanmak, gerekse arıtma verimini yükseltmek amacıyla yüzer madde
tutucular yapılmalıdır.
Dengeleme havuzları
Atıksularda debi, bileşim ve kirlilik yükünün zaman içindeki değişimlerinin dengelenmesini ve arıtma tesisine giden
atıksu debisinin düzenli olması için kullanılır.Dengeleme havuzlarında bileşimin homojenleştirilmesi ve askıda katı
maddelerin çökelmesinin engellenmesi için karıştırma uygulanabilir.
Çökeltim havuzları
Çökelme işlemi, sudan daha yoğun olan askıda katı maddelerin veya kimyasal ve biyolojik işlemlerle çökelebilir hale
getirilen katı maddelerin yerçekimi etkisiyle çökeltilmesi suretiyle sudan ayrılmasıdır. Böylece kirleticiler çökelebilir katı
maddeler halinde sudan uzaklaştırılarak diğer arıtma ünitelerine geçmeleri engellenir.
KİMYASAL ARITMA
Suda çözünmüş veya askıda halde bulunan maddelerin fiziksel durumunu değiştirerek çökelmelerini sağlamak üzere
uygulanan arıtma prosesleridir. Kimyasal arıtma işleminde, uygun pH değerinde atıksuya kimyasal maddeler
(koagülant, polielektrolit vb.) ilave edilmesi sonucu, çöktürülmek istenen maddeler çökeltilerek çamur halinde sudan
ayrılır.Kimyasal arıtma işlemi ile askıda katı madde, KOİ, BOİ, ağır metal ve fosfor gibi parametrelerin giderimi
sağlanmaktadır.Kimyasal arıtma sistemleri çelik konstrüksiyon ve betonarme olarak inşa edilebilir
Kimyasal Arıtma Prosesleri
Kimyasal arıtma uygulamaları; nötralizasyon, flokülasyon ve koagülasyondur
Nötralizasyon
Asidik ve bazik karakterdeki atıksuların uygun pH değerinin ayarlanması amacı ile yapılan asit veya baz ilavesi
işlemidir
Koagülasyon
Koagülant maddelerin uygun pH’da atıksuya ilave edilmesi ile atıksuyun bünyesindeki kolloidal ve askıda katı
maddelerle birleşerek flok oluşturmaya hazır hale gelmesi işlemidir
Koagülant maddeler; Aleminyum Sülfat, Demir(3) Klörür, Demir Sülfat ve Poli Aleminyum Klörür dür.
Flokülasyon
Flokülasyon (yumaklaştırma), atıksuyun uygun hızda karıştırılması sonucunda koagülasyon işlemi ile oluşturulmuş
küçük taneciklerin, birbiriyle birleşmesi ve kolay çökebilecek flokların oluşturulması işlemidir
Klorlama
Sudaki patojen mikroorganizmaların yok edilmesi maksadıyla dezenfeksiyon yapılır. Dezenfeksiyon işleminde en çok
klor kullanılmaktadır. Klorlama ünitesi, suya ilave edilen klorun depo edildiği ve dozlamaya hazır hâle getirildiği
ünitedir. Basınçlı tanklarda sıvı olarak saklanan klor, buhar hâline geldikten sonra suyla karıştırılır. Klorlama yapmanın
amaçları:
Ham su girişindeki alg oluşumunu minimize etmek
Durultucuları alglere karşı korumak
Tesisi midyelere karşı korumak
İnsan sağlığını etkileyen bakterileri bertaraf etmek veya oluşumunu önlemek ve Suyun dezenfektasyonunu
sağlamak
Ozonlama
Aktif oksijen (Ozon O3), bilinen en etkili mikrop öldürücü ve koku gidericidir. Güneşin ultraviyole ışını ve yıldırım
anında ortaya çıkan elektrik arkları ile oluşan ozon, dünyanın etrafında koruyucu kalkan olarak mevcuttur ve canlıları
güneşin radyasyon etkisine karşı korur.
Yıldırımlar sonucu oluşan ozon, havayı temizler. Özellikle yükseltilerde ve deniz kenarlarında taze hava kokusu diye
içimize çektiğimiz, havada bu hissi yaratan yıldırımlar sırasında meydana gelmiş olan ozondur. Ozon, oksidasyon
gücü çok yüksek olan bir gaz ve bilinen en kuvvetli dezenfektandır. Yüksek oksidasyon kuvveti, ozonun bakterilerin
tahribatında tam etkin bir rol oynamasına sebep olur. Ozon gazının şişelenmiş suyun içerisinde konsantrasyonuna
bağlı olarak belirli bir süre kalması, hem suyun dezenfeksiyonunu sağlaması hem de şişe ve kapaklardan gelen
kirlilikleri yok etmesi açısından önemli bir avantajdır. Böylece kapağı açılmadığı sürece su steril kalmaktadır.
13
BİYOLOJİK ARITMA
Biyolojik arıtma atıksuyun içinde bulunan askıda veya çözünmüş organik maddelerin bakterilerce parçalanması ve
çökebilen biyolojik floklarla sıvının içinde kalan veya gaz olarak atmosfere kaçan sabit inorganik bileşiklere
dönüşmesidir.
Biyolojik arıtma sistemleri değişik şekillerde sınıflandırılabilirler. Ortamda oksijen varlığına göre havalı (aerobik) ve
havasız (anaerobik) olarak sınıflandırılan bu sistemler kullanılan mikroorganizmaların sistemdeki durumuna göre
askıda ve sabit film (biyofilm) prosesleri olarak da sınıflandırılabilirler.
Biyolojik Arıtmada Mikroorganizmaların Rolü
BOI’nin giderimi, çökmeyen kolloidal katıların pıhtılaştırılması ve organik maddelerin kararlı hale gelmesi, başta
bakteriler olmak üzere çeşitli mikroorganizmalar tarafından gerçekleştirilir.
Mikroorganizmalar, kolloidal ve çözünmüş karbonlu organik maddeleri çeşitli gazlara ve yeni hücrelere dönüştürerek
kullanırlar. Hücre dokusunun özgül ağırlığı sudan daha fazla olduğundan arıtılmış sudan çökerek ayrılır.
ARITMA ÇAMURLARI İÇİN HAVASIZ ARITMA SİSTEMLERİ
Havasız çürütme, çamur stabilizasyonunda kullanılan en eski prosestir. Günümüzde atıksu arıtımından çıkan
konsantre çamurların stabilizasyonun yanısıra bazı endüstriyel atıksuların arıtımında da kullanılmaktadır.
Havasız arıtıma prosesleri, yüksek miktarda organik kirlilik içeren atıksuların arıtımında oldukça geniş kullanım alanı
bulmuştur.
Kuvvetli atıkların arıtımında havalı arıtıma proseslerine kıyasla çok daha ekonomik olduğu belirlenen havasız arıtım
prosesleri son yıllarda evsel atıksu arıtımında da kullanılmaktadır.
Havasız arıtma prosesleri organik maddelerin oksijensiz ortamda biyokimyasal olarak ayrıştırılması esasına
dayanmaktadır. Arıtma esnasında oluşan biyogaz yaklaşık olarak %65-85 metan ve %15-35 karbondioksit
karışımından oluşmaktadır.
Havasız arıtma teknolojilerinin gelişimi 19. yüzyılın başlarına dayanmaktadır ve II. Dünya Savaşı sonrası enerji
kaynaklarında yaşanan kriz nedeni ile hızlı bir gelişme yaşanmıştır (Alvarez, 2003).
Havasız çamur çürütücüler standart-hızlı ve yüksek-hızlı olmak üzere iki ana grupta toplanabilir. Standart-hızlı
olanlarda reaktörde karışma ve ısıtma yoktur. Hidrolik bekletme süresi 30-60 gün olup hidrolik bekletme süresi
çamur yaşına eşit veya çok yakındır. Yüksek-hızlı havasız reaktörlerde ise karışım ve ısıtma yapılır. Hidrolik
bekletme süreleri 20 günün altında tutulur. Kuvvetli organik atıkların anaerobik olarak arıtıldığı yüksek hızlı
reaktörlerde ise 1 günden az hidrolik kalış sürelerinde bile yüksek verimlerle karbonlu organik madde giderimi
sağlanabilmektedir.
Havasız Arıtmaya Genel Bakış
Havasız arıtma sistemleri biyolojik ve fizikokimyasal arıtmalarda oluşan arıtma çamurlarının stabilizasyonunda
uygulandığı gibi endüstriyel ve evsel nitelikli, askıda katı madde içeren veya içermeyen sıvı atıkların arıtımında da
kullanılmaktadır. Atıksu içerisindeki organik maddelerin havasız ortamda ayrışması en basit haliyle iki temel aşamada
gerçekleşmektedir.
İlk aşamada (hidroliz ve asit fermentasyonu), organik maddelerin asit bakterileri tarafından organik asitlere, alkollere
ve CO2’ye dönüşümü gerçekleşmektedir. İkinci aşama (metan oluşumu) ise asit bakterilerinin parçalama
reaksiyonları sonucunda oluşan ürünlerin, metanojenler tarafından metan, CO2 ve suya dönüştürülmesini
içermektedir.
Bu prosesler sonucu oluşan metan gazının kalorifik değeri yüksektir ve enerji kaynağı olarak kullanılabilmektedir.
Havasız arıtma esnasında yağlar, proteinler, karbonhidratlar, amino asitler ve organik asitler gibi kompleks veya
monomer yapıda olan çeşitli organik maddelerparçalanabilmektedir. Bu farklı reaksiyonlar sonucunda oluşacak
metan miktarları da farklılık göstermektedir. Örneğin; yağların ayrışması sonucunda yüksek metan yüzdesine sahip
biyogaz elde edilebilirken, protein ve karbonhidratların parçalanmasında daha az miktarda biyogaz ve metan
yüzdesi elde edilmektedir (UNIDO,1992)
İleri Arıtma
Dezenfeksiyon
Arıtma tesisi çıkış suyunun alıcı ortama verilmesinden önce suda bulunan bakteri ve virüslerin uzaklaştırılması
işlemidir.
Azot giderme
Atık suyun içerdiği amonyum iyonları, azot bakterileri yardımıyla nitrifikasyon kademesinde önce nitrite ve sonra
nitrata dönüştürülür. Daha sonra denitrifikasyon kademesinde anoksik şartlar altında azot gazı hâlinde sudan
uzaklaştırılır.
Fosfor giderme
14
Fosfor bileşiklerini gidermek için kimyasal ve biyolojik metotlar ayrı ayrı veya birlikte kullanılır. Kimyasal arıtmada
kimyasal maddeler kullanılarak yüksek pH değerinde fosfor, fosfat tuzları hâlinde çöktürülür. Biyolojik metotlarla
fosfor arıtımı, biyolojik arıtma sırasında fosfatın mikroorganizmalarca alınması ile sağlanır
ATIKSU ARITMA TESİSİ KİRLİLİK YÜKÜ
3.KİRLİLİK YÜKLERİ:
3.1-2. Biyokimyasal Oksijen İhtiyacı (BOİ) ve Kimyasal Oksijen İhtiyacı (KOİ):
Atıksu arıtma tesislerinin ana işlevlerinden birisi, atıksu içerisinde organik kirleticilerin giderilmesi sağlamaktır.
Dolayısı ile organik madde giderme amacına hizmet etmek için kurulacak bir arıtma tesisine gelecek organik madde
içeriğinin bilinmesi önemlidir. Arıtma tesisine gelen organik madde yükünün tespiti için genellikle Biyokimyasal
Oksijen İhtiyacı veya Kimyasal Oksijen İhtiyacı kullanılır. Biyokimyasal Oksijen İhtiyacı atıksu içerisinde biyolojik
olarak oksitlenebilen organik maddenin bir göstergesidir.
Ancak Biyokimyasal Oksijen İhtiyacı parametresinin ölçümü için en az 5 günlük bir süreye ihtiyaç duyulması, sonuca
ulaşmada olumsuzluk arz etmektedir. Buna karşık KOİ (Kimyasal Oksijen İhtiyacı parametresi ise sadece birkaç saat
içerisinde ölçülebilmektedir
Normal koşullarda BOİ ile KOİ arasında doğrusal bir ilişki bulunmaktadır. Tüm atıksular için KOİ değeri BOİ
değerinden daha büyük olup, KOİ/BOİ oranı 1,5-3 arasındadır. Bu aralıktan daha yüksek orana sahip olan atıksular,
biyolojik parçalanabilirliği zor atıksulardır. Bu nedenle KOİ/BOİ 1,5-3 aralığından yüksek olan atıksular için biyolojik
atıksu arıtma tesisi yerine kimyasal atıksu arıtma tesisi tercih edilmesi daha sağlıklı olacaktır
3.3. Azot (N) ve Fosfor (P) Değerleri :
Atıksu içerisinde bulunan azot ve fosfor, biyolojik arıtma reaktöründeki reaksiyonların gerçekleşmesi için önem
taşımaktadır. Bunun nedeni mikroorganizmaların atıksu içerisindeki organik maddeleri okside edebilmesi için gerekli
elementlerin C (Karbon)/N (Azot) /P (Fosfor) olmasıdır. Ayrıca sayılan elementler, göl veya su hareketleri kısıtlı olan
kapalı veya yarı kapalı koy, körfez, haliç, lagün, ve benzeri su ortamlarına taşınması ile ekolojik dengenin olumsuz
yönde değişmesine neden olabilecek özelliğe hazidir. Bu nedenle C/N/P’un sadece arıtma tesisine giriş değerleri
değil, çıkış değerleri de su kirliliği açısından önem arz etmektedir
Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği ve Su Ürünleri Yönetmeliği gereğince Azot ve Fosfor değerleri sadece tasarım
esnasında bilinmesi gereken değerler değil aynı zamanda arıtma tesisinde giderilmesi ve deşarj standartları
sağlanması gereken değerlerdir. Bu durum Azot ve Fosfor’un atıksu arıtma tesisinin seçimi, ünnitelerinin ve ünite
boyutlarının belirlenmesinde göz ardı edilmemesi gereken değerler olduğunu ifade etmektedir
3.4. PH:
pH değeri suyun asidik veya bazik olduğunun bir göstergesidir. Kurulacak arıtma tesisinde biyolojik olarak
oksidasyonun sağlanabilmesi için mikroorganizmaların aktivitesinin optimum düzeyde sağlanabileceği pH aralığının
tespiti ve işletme esnasında sağlanması gerekmektedir. Söz konusu arıtma tesisinin kimyasal arıtma tesisi olarak
tercih edilmesi halinde ise, su içerisindeki çözünmüş halde bulunan kirleticilerin koagülant maddelerin ilavesi ise
çökeltilmesi için yine uygun pH aralığına ihtiyaç bulunmaktadır. Dolayısı ile arıtma tesisine gelecek atıksuyun biyolojik
veya kimyasal arıtma açısından uygun olmayan pH aralığında olması halinde giriş ünitesine pH’ı düzenlemek
amacıyla nötralizasyon havuzunun kurulması gereklidir. Ayrıca pH değeri de sadece giriş aşamasında bilinmesi
gereken bir değer değil, aynı zamanda Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nde verilen bir çok tabloda çıkış suyunda
izlenmesi zorunlu olan bir parametredir. Dolayısı ile çıkış suyundaki pH’ın deşarj standartlarını sağlamasını teminen
ihtiyaç duyulması halinde nötralizasyon havuzu arıtma tesisi çıkışına da kurulmalıdır
ARITMA TESİSLERİNİN TASARIM ESASLARI
Atıksu arıtma tesisleri, çeşitli faaliyetler sonucu ortaya çıkan sıvı atıkların arıtıldıkları, içerisindeki kirletici
parametrelerin giderildiği tesislerdir.
Arıtma tesisleri genellikle birbirini takip eden ardışık havuz veya tanklardan meydana gelirler. Arıtma tesisleri,
kurulum amacına ve sağlanması istenilen deşarj standartlarına göre, fiziksel, kimyasal, fizikokimyasal veya biyolojik
işlemlerin bir veya birkaçını gerçekleştirebilirler.
Atıksu arıtma tesislerinin sağlıklı bir şekilde çalışması, öncelikle söz konusu arıtma tesisinin planlama ve
projelendirme aşamasında verilerin sağlıklı bir şekilde seçilmesi ile mümkündür.
Bir atıksu arıtma tesisinin projelendirilmesi aşamasında verilere ihtiyaç duyulmaktadır.
1). Giriş Debisi
2). Debi değişimi (Saatlik, Günlük, Aylık vb.)
3).Kirlilik Yükü Değerleri
3.1.BOİ Yükü (Biyokimyasal Oksijen İhtiyacı)
3.2.KOİ Yükü (Kimyasal Oksijen İhtiyacı)
3.3.pH
3.4.N,P
3.5.Atıksuyun Özelliğine Göre İstenilen Diğer Analizler
4. İstenilen Çıkış Suyu Kalitesi
15
5. Atıksu Arıtma Tesisinin Kurulacağı Alana Ait Özellikler
1.DEBİ:
Atıksu arıtma tesisinin projelendirilmesi aşamasında ihtiyaç duyulan verilerden birisi olan debinin tespit
edilebilmesinde en sağlıklı yöntem ölçüm yapmaktır. Ancak söz konusu debi ölçümü, gerçek debiyi temsil
edebilecek nitelikte ve debideki değişimleri kapsayacak şekilde yapılmalıdır. Ölçüm yapmanın zor veya uzun
olduğu, veya ölçüm yapmanın imkansız olduğu durumlarda ise bazı mevcut verilere dayanarak debiyi tespit
etmekte mümkündür. Örneğin henüz kurulmamış, planlama aşamasında olan bir sanayi tesisinin veya yerleşim
alanının debisini, kirlilik yüklerini ölçmek mümkün değildir. Bu durumda yerleşim alanı için kişi başına su kullanım
miktarına, nüfusa veya tüketilen içme ve kullanma suyu miktarının kanala dönüş yüzdesi ile debi tahmininde
bulunulabilir. Endüstri tesisleri için ise, benzer proses içeren tesislerin su kullanım miktarları, üretilen ürün miktarı
başına oluşan atıksu miktarları incelenerek debi tahmininde bulunmak mümkündür.
DEBİ ÖLÇÜM CİHAZI
ÖLÇÜM PRENSİBİ
1. Basınçlı borularda
a.Venturi metre
Basınç değişimi ölçülür.
b.Ölçüm ağzı (nozzle)
Basınç değişimi ölçülür.
c.Orifis metre
Basınç değişimi ölçülür.
d.Elektromanyetik metre
Manyetik alan oluşturulur voltaj ölçülür.
e.Türbin metre
f. Akustik esaslı debimetre
Türbin kullanılır.
Hız ve akışkan seviyesini ölçmede ses dalgası
kullanılır.
2. Açık kanallarda
Kanalda kritik derinlik ölçülür.
Savak arkasındaki su yüksekliği ölçülür.
Akımın derinliğini ölçmede yüzgeç kullanılır.
Hız ve sıvı seviyesini ölçmede ses dalgası
kullanılır.
Serbest düşme ucundaki akış derinliği ölçülür.
a. Kanal
b. Savak
c. Derinlik ölçümü
g. Akustik esaslı debimetre
3. Açık akışlı enjektör (Kennison
enjektörü
veya
Kaliforniya
yöntemi)
boru
2.DEBİ DEĞİŞİMİ:
Atıksu arıtıma tesislerinin tasarımında debinin tespit edilmesi kadar debinin değişimi de önemlidir. Kentsel atıksularda
bu değişim günlük, saatlik yada mevsimsel olabilir. Örneğin tatil bölgelerinin arıtma tesisi tasarım parametrelerinin
belirlenmesi aşamasında, yazın bölgenin nüfusunun, nüfusa bağlı olarak debinin, debiye bağlı olarak kirlilik yüklerinin
de artacağı dikkate alınmalıdır. Endüstri tesislerinde ise debideki değişim kentsel atıksulara nispeten daha azdır.
Değişim doğrudan üretim teknolojisine ve çalışma süresine bağlıdır.
ATIKSU ARITMA TESİSİ ÇIKIŞ SUYU KALİTESİ
4. İSTENİLEN ÇIKIŞ SUYU KALİTESİ:
Atıksu arıtma tesislerinin tasarımında daha önce belirtilen giriş parametreleri kadar istenilen çıkış suyu kalitesi de
önemlidir. Ülkemizde çıkış suyu kalitesi, 2872 sayılı Çevre Kanununa istinaden yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü
Yönetmeliği’nde, işletmelerin faliyetleri sonucu oluşması muhtemel kirlilik yükleri gözönüne alınarak belirlenmiştir.
Dolayısı ile tesisinize gelen atıksuyun kirlilik yükünün ne olduğu kadar, gelen kirliliğin emniyet payı ile hangi değerleri
sağlayacak şekilde arıtılması gerektiği, atıksu arıtma tesisinin ünitelerinin boyutlandırılması sırasında esas alınması
gereken bir konudur
5. ATIKSU ARITMA TESİSİNİN KURULACAĞI ALANA AİT ÖZELLİKLER:
Atıksu arıtma tesisinin tasarımında önemli olan bir diğer etmende arıtma tesisinin kurulacağı alandır. Arıtma tesisine
atıksuyun giriş ve arıtma tesisinden çıkış noktalarında kot durumunun bilinmesi tesisin hidrolik tasarımının belirlenmesi
için gereklidir.
Söz konusu arıtma tesisinin kurulacağı alanın zemin özelliği, taşıma kapasitesi, kot durumu, atıksuyun deşarj
edilmek istendiği yere olan durumu, seçilecek atıksu arıtma tesisinin türüne göre büyüklüğü ve iklim koşulları
önemlidir.
Örneğin hava sıcaklığının uygun ve arazi büyülüğünün yeterli olduğu alanlarda biyolojik arıtma yerine doğla arıtma
sistemleri, KOİ/BOİ oranı 1,5-3 aralığında olan atıksular için soğuk iklim koşullarının mevcut olduğu bölgelerde
biyolojik arıtma tesisi yerine kimyasal arıtma tesisleri tercih edilebilir. Alanın çoğrafi özellikleri dikkate alınarak
16
planlanmış olan arıtma tesislerinde verim daha yüksek olacaktır. Arıtma tesisinden çıkan arıtılmış suyun hem kalitesi
daha iyi olacak hemde yönetmelikte belirlenmiş olan değerleri sağlamış olacaktır. Yapılan analizlerde istenmeyen
sıkıntıların yaşanmasının önüne geçilmiş olacaktır.
Arıtma tesisi ile deşarj noktası ve tesis ile arıtma tesisi arasında oluşturulan bağlantılar proje kapsamında harita
üzerinde koordinatları ile yer almalıdırlar
DEŞARJ İZNİ ve DEŞARJ ÖN İZNİ İLE İLGİLİ BAZI TANIMLAR
Alıcı ortam: Atıksuların deşarj edildiği veya dolaylı olarak karıştığı göl, akarsu, kıyı ve deniz suları ile yeraltı suları
gibi yakın veya uzak çevreyi,
Atıksu: Evsel, endüstriyel, tarımsal ve diğer kullanımlar sonucunda kirlenmiş veya özellikleri kısmen veya tamamen
değişmiş sular ile maden ocakları ve cevher hazırlama tesislerinden kaynaklanan sular ve yapılaşmış kaplamalı ve
kaplamasız şehir bölgelerinden cadde, otopark ve benzeri alanlardan yağışların yüzey veya yüzeyaltı akışa
dönüşmesi sonucunda gelen suları,
Evsel Atıksu: Yaygın olarak yerlerşim bölgelerinden ve çoğunlukla evsel faaliyetler ile insanların günlük yaşam
faaliyetlerinin yer aldığı okul, hastane, otel gibi hizmet sektörlerinden kaynaklanan atıksuları,
Endüstriyel Atıksu: Herhangi bir ticari veya endüstriyel faaliyetin yürütüldüğü alanlardan, evsel atıksu ve yamur suyu
dışında oluşan atıksuları,
Atıksu arıtımı: Suların çeşitli kullanımlar sonucunda atıksu haline dönüşerek yitirdikleri fiziksel, kimyasal ve
bakteriyolojik özelliklerinin bir kısmını veya tamamını tekrar kazandırabilmek ve/veya boşaldıkları alıcı ortamın doğal
fiziksel, kimyasal, bakteriyolojik ve ekolojik özelliklerini değiştirmeyecek hale getirebilmek için uygulanan fiziksel,
kimyasal ve biyolojik arıtma işlemlerinin birini veya birkaçını,
Atıksu kaynakları: Faaliyet ve üretimleri nedeniyle atıksuların oluşumuna yolaçan konutlar, ticari binalar, endüstri
kuruluşları, maden ocakları, cevher yıkama ve zenginleştirme tesisleri, kentsel bölgeler, tarımsal alanlar, sanayi
bölgeleri, tamirhaneler, atölyeler, hastaneler ve benzeri kurum, kuruluş ve işletmeler ve alanları,
Deşarj: Arıtılmış olsun olmasın, atıksuların doğrudan veya dolaylı olarak alıcı ortama (sulamadan dönen drenaj
sularının kıyıdan veya uygun mühendislik yapıları kullanılarak toprağa sızdırılması hariç) veya sistemli bir şekilde
yeraltına boşaltılması
Derin deniz deşarjı: Yeterli arıtma kapasitesine sahip olduğu mühendislik çalışmaları ile tespit edilen alıcı ortamlarda
denizin seyreltme ve doğal arıtma süreçlerinden faydalanmak amacıyla atık suların sahillerden belirli uzaklıklarda
deniz dibine boru ve difüzörlerle deşarj edilmesi,
Evsel atıksu: Konutlardan ve okul, hastane, otel gibi küçük işletmelerden kaynaklanan, insanların günlük normal
yaşam faaliyetlerindeki ihtiyaç ve kullanımları nedeniyle oluşan atıksuları,
Fekal atıklar: Bir su kütlesinin özellikle bakteriyolojik açıdan kirlenmesine neden olan, insan veya sıcak kanlı
hayvanların idrar, dışkı ve kalıntılar
17
DEŞARJ
Atık Suların Canlı Yaşamına Etkisi ve Deşarj
• Atık sular; yeraltı sularında, akarsularda, göllerde ve denizlerde oluşan çevre kirliliğinin en önemli kaynağıdır.
• Fabrika, kimyasal artıkları kentin kanalizasyon sistemine boşaltırsa arıtma tesisinin çalışması ciddi ölçüde
aksar; çünkü kimyasal artıklar arıtmayı sağlayan bakterileri zehirleyip öldürür. Bu neden ile kimyasal artıkların
kanalizasyon sistemine boşaltılması yasaktır.
Atık sular, arıtılmadan akarsulara boşaltıldığında
• Tifo,
• Dizanteri,
• Kolera ve
• Çocuk Felci gibi hastalıkların salgın oluşturmasına neden olur.
içme suyu genellikle, hastalık mikroplarını taşıyan atıkların karıştığı bu akarsulardan sağlanır.
Atık sularda kirlenmeyi oluşturan etmenler
• Organik maddeler,
• Ağır metal bileşikleri
• Kimyasallar
Organik maddeler,
• Proteinler,
• Karbonhidratlar,
• Yağ ve Gres,
• Fenoller, Pestisidler,
•
Klorlu Bileşikler
Ağır metal bileşikleri
• Antimon, arsenik,
•
bor,
•
bakır, gümüş
•
baryum,
•
çinko, kurşun, nikel, krom, kalay, kobalt,, magnezyum,
Kimyasallar
• siyanür,
• poliklorobifenil,
• polibrobifenil,
• aromatik ve alifatik hidrokarbonlar,
• asbest
• deterjanlar
Atık Su Yönetimi Nedir
Atık suların; çevre ve insan sağlığına zarar vermelerini önlemek amacı ile toplanması, uzaklaştırılması, arıtılması,
mevzuat standartlarına uygun hale getirildikten sonra deşarj edilmesi gibi işlemleri kapsayan çeşitli yöntemler
geliştirilmiştir. Bu yöntemlerin tümüne, atık su yönetimi denir
•
1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu; genel sağlığı korumak amacıyla atıkların bertaraf edilmesi ile ilgili
hükümler.
• 2872 Sayılı Çevre Kanunu; atık suları toplayan kanalizasyon sistemi ile atık suların arıtıldığı ve arıtılmış atık
suların bertaraf’ının sağlandığı atık su altyapı sistemlerinin kurulması, bakımı, onarımı, ıslahı ve
işletilmesinden; belediye ve mücavir alan sınırları dışında iskâna konu her türlü kullanım alanında valiliğin
denetiminde bu alanları kullananlar sorumludur
• 3202 Sayılı Köye Yönelik Hizmetler Hakkında Kanunu; köy ve bağlı yerleşim birimlerinin yol, su, elektrik,
kanalizasyon tesislerinin inşaatı, bakımı, onarımı, geliştirme ve işletme hizmetlerini düzenlemek üzere gerekli
tedbirleri almak, bakım, onarım, işletme ve geliştirme hizmetlerine ait esasları tespit etmek ve yürütmek” köye
yönelik hizmetler arasında sayılmıştır.
• 5302 Sayılı il Özel idaresi Kanunu; belediye sınırları dışında kanalizasyon hizmetlerini il özel idaresinin görev
ve sorumlulukları arasında saymıştır
• Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği; su ortamlarının kalite sınıflandırmaları ve kullanım amaçlarını, su kalitesinin
korunmasına ilişkin planlama esaslarını ve yasaklarını, atık suların boşaltım ilkelerini ve boşaltım izni
esaslarını, atık su altyapı tesisleri ile ilgili esasları ve su kirliliğinin önlenmesi amacıyla yapılacak izleme ve
denetleme usul ve esaslarını kapsar.
•
Kentsel Atık Su Arıtımı Yönetmeliği; yönetmelik, kanalizasyon sistemlerine boşaltılan kentsel ve belirli
endüstriyel atık suların toplanması, arıtılması ve deşarjı; atık su deşarjının izlenmesi, raporlanması ve
denetlenmesi ile ilgili teknik ve idari esasları kapsar.
Atık Su Arıtımı Nedir
• Suların, çeşitli kullanımlar sonucunda atık su haline dönüşerek yitirdikleri fiziksel, kimyasal ve bakteriyolojik
özelliklerinin bir kısmını veya tamamını tekrar kazandırabilmek ve/veya boşaldıkları alıcı ortamın doğal
18
fiziksel, kimyasal, bakteriyolojik ve ekolojik özelliklerini değiştirmeyecek hale getirebilmek için uygulanan
fiziksel, kimyasal ve biyolojik arıtma işlemlerine, atık su arıtımı denir.
Sıvı Atıklar Artıma Tesisine nasıl gelir
• Fosseptik,
• Parsel bacası/Rögar aracılığı ile toplanıp
• Vidanjör ve kanalizasyon aracılığı ile arıtım tesislerine taşınır.
Sıvı atıkların, insan ve çevre sağlığına zarar vermeden uzaklaştırılması gerekir
Deşarj Nedir
Arıtılmış olsun ya da olmasın atık suların doğrudan veya dolaylı olarak alıcı ortama (toprağa sızdırılması hariç) veya
sistemli bir şekilde yeraltına boşaltılmasına denir
Alıcı Ortam nedir
• Atık suların deşarj edildiği veya dolaylı olarak karıştığı göl, akarsu, kıyı ve deniz suları ile yeraltı suları gibi
yakın veya uzak çevreyi ifade eder
Atık Su Bağlantı İzni
• Kanalizasyon sistemi bulunan yerlerde her türlü atık suların kanalizasyon Şebekesine bağlanması, ilke olarak
bir hak ve mecburiyettir.
• Ancak bir Şehir ve/veya sanayi bölgesinde parsellerin, kurum, kuruluş ve işletmelerin atık sularını atık su
altyapı tesislerine bağlayabilmeleri, atık su altyapı tesisleri yönetimince verilecek olan atık su bağlantı
iznine
• tabidir.
Kıta içi alıcı su ortamına yapılacak her türlü atık su deşarjı denetiminde
• Büyükşehir belediyesi mücavir alan sınırı içerisinde ve büyükşehre içme ve kullanma suyu sağlayan su
havzalarında, büyükşehir belediyesi su ve kanalizasyon idaresi,
•
Büyükşehir, il ve ilçe belediyesi mücavir alan sınırı dışında mahallin en büyük mülki amirliği,
•
İl ve ilçe belediyesi mücavir alan sınırı içerisinde belediye başkanlığı, .
• Büyükşehir belediyesi haricindeki yerleşimlere içme ve kullanma suyu temin edilen su havzalarını mahallin en
büyük mülki amirliği, denetlemekle yükümlüdür
Atık Suların alıcı Ortama Boşaltılması
• Alıcı su ortamına deşarj izni başvuru dosyasının eksiksiz hazırlanması ve alınan atık su analiz sonuçlarının,
(akredite olmuş laboratuar tarafından yapılacak analizler) ilgili yönetmelikte belirtilen standartları sağlaması
durumunda, müracaat tarihinden itibaren en geç iki ay içerisinde deşarj izin başvurusu sonuçlandırılır.
• İzin belgeleri, periyodik olarak yenilenir. Bu yenileme işlemi sırasında idarece tesisin daha önce belirtilen
özelliklerinde bir değişiklik olup olmadığı, atık su miktar ve kirlilik yüklerinin değişip değişmediği, daha önce
alınması istenen teknolojik tedbirlerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, yeni tedbirlere gerek olup olmadığı,
ölçüm programlarının düzenli bir biçimde yapılıp yapılmadığı araştırılı
Denetim
Atık su üreten kurum ve kişiler; gerekli deşarj standartlarını sağlamak için arıtma tesislerinin çıkış sularında deşarj izin
belgesinde belirtilen aralıklarla numune almak, ölçüm ve analiz yaptırmak suretiyle kontrol etmek, atık suların
özellikleri ve miktarlarına ilişkin bilgileri belirlemek, belgelemek ve denetimlerde beyan etmekle yükümlüdür.
Su Deşarj Standartları
• Alıcı su ortamına atık su deşarj standartları; anlık, iki saatlik ve yirmi dört saatlik kompozit çıkış suyu
numunelerinden elde edilen konsantrasyonları ifade eder. Denetlemelerde, normal işletme şartlarına ait iki
saatlik kompozit numuneler ve bunlara ait sınır değerler esas alınır
Deşarj İzni
•
•
•
Yapılan işlerden kaynaklanan atık suların, çevre ve insan sağlığına olan olumsuz etkilerini en aza indirecek
Şekilde bertaraf edilmesi amacıyla alınan izindir.
Alıcı ortama, her türlü evsel ve/veya endüstriyel atık su deşarjında deşarj izin belgesi alınması zorunludur.
Her atık su deşarjı için idarenin istediği çıkış suyu kalitesinin ve diğer Şartların sağlanması gerekir
Yetki Kimde
• Alıcı ortama yapılacak deşarj ile derin deniz Deşarjı konulu çevre izinlerinde; Çevre ve şehircilik Bakanlığı ve İl
Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü yetkilidir
• Deşarj izini 5 yıl geçerlidir
Deşarj izin dilekçe Örneği
……… VALİLİĞİNE
İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü)
..…..İlimiz, …….İlçesi, ……………………………………adresinde faaliyet gösteren İşletmemizin,
31.12.2004 tarih ve 25687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği
gereğince “Deşarjİzni” kapsamında değerlendirilmesi hususunda;
19
Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.
Tarih
İmza
“Şirket Kaşesi
Dilekçe Ekleri
• Kapasite raporu,
• Proses özeti,
• İş akım Şeması,
• Yapı kullanma izin belgesi,
• Vaziyet planı, (ilgili belediyeden onaylı)
• Fosseptik projesi varsa, (ilgili belediyeden onaylı)
• Son aya ait sigorta bildirimi,
• Çevre Etki Değerlendirilmesi (ÇED) ile ilgili yazı,
• Resmi makamlardan alınmış izin onay belgeleri, (çalışma ruhsatı ve benzeri)
• Kanalizasyona bağlantı izni ya da kalite ruhsatı,
• Varsa arıtma tesisi ile ilgili proje,
• Deşarj izni başvurusu formu,
Deşarj İzni Almak Zorunda Olan İşletmeler
Üretimi sırasında atıksu oluşumuna neden olan ve bu atıksularını herhangi bir alıcı ortama (göl, deniz, akarsu, dere
yatağı ve benzeri) veya sistemli bir şekilde yeraltına boşaltan İşletmeler.
Üretimi sırasında atıksu oluşmamasına rağmen, İşletmede çalışan personel sayısı 84 kişinin üzerinde olan ve çalışan
personelden kaynaklanan evsel nitelikli atıksularını herhangi bir alıcı ortama (göl, deniz, akarsu, dere yatağı ve
benzeri) veya sistemli bir şekilde yeraltına boşaltan İşletmeler
Sektörlere Göre
. Gıda sanayi sektörü.
. İçki sanayi sektörü.
. Maden sanayii sektörü.
. Cam sanayi sektörü.
. Kömür hazırlama işleme ve enerji üretimi sektörü.
. Tekstil sanayi sektörü.
. Petrol sanayi sektörü.
. Selüloz, kâğıt, karton sanayii sektörü.
. Kimya sanayi sektörü.
. Metal sanayi sektörü.
. Ağaç mamulleri ve mobilya sanayii sektörü.
. Seri makine imalatı, elektrik makineleri ve teçhizatı, yedek parça sanayii sektörü.
. Taşıt fabrikaları ve tamirhaneleri sanayi sektörü.
. Karışık endüstri sektörü.
. Endüstriyel nitelikli atıksu üreten diğer tesisler sektörü. Bu sektörlere giren tesislerden tamamen kuru tipte
çalışanlar için atıksu standartları uygulanmaz.
Deşarj İzin Belgesinin İptali
• İşletmenin çevre izin aykırı iş ve işlemlerinin tespit edilmesi durumunda idari yaptırım uygulanır.
• Uygunsuzluğunun düzeltilmesi için, İşletmeye en fazla bir yıla kadar süre verilebilir.
• İşletmeye süre verilmemesi veya işletmeye verilen sürenin bitiminde uygunsuzluğun giderilmemesi halinde,
yetkili merci tarafından çevre izin veya çevre izin ve lisans belgesi iptal edilir.İ
• işletmenin faaliyeti, kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz durdurulur
Derin Deniz Deşarjı
. Derin deniz Deşarjı; Denizin seyreltme ve doğal arıtma süreçlerinden faydalanmak amacıyla atık suların
sahillerden belirli uzaklıklarda deniz dibine boru ve difüzörlerle Deşarj edilmesine denir.
. Difüzör; seyreltilebilmesi amacıyla atık su borusunun ucuna eklenen ve çoklu bir jet akımı sağlayarak atık
suların alıcı ortama çıkışı sırasındaki akım özelliklerini kontrollü bir biçimde sağlayan özel bir donanımdır.
20
Derin deniz Deşarjlarında kullanılan difüzör
Deniz Araçlarının Yarattığı Kirlilik
Deniz araçlarından kaynaklanan kirli balast suyu, slop, slaç, sintine suları gibi kirleticiler ve çevreden kaynaklanan
fabrika, evsel atık gibi sıvı atıklar denizlere gelişi güzel Deşarj edilemez.
Kirli balast; duran veya seyir halindeki deniz araçlarından su üzerine bırakıldığında, su üstünde petrol, petrol
türevi veya yağ izlerinin görülmesine neden olan, suda renk değişikliği oluşturan veya emülsiyon halinde
maddelerin birikmesine yol açan balast suyuna denir.
Slaç; gemilerin makine dairelerinde yakıtın ve yağın ayrıştırılması sonucu geride kalan, kullanılmayan atık
kısmına (yakıt/yağ çamuru) denir. .
Slop; tankerlerde yükün boşaltılmasından sonra tanklarda kalan artık kısmına(yük çamuru) denir.
Sintine suyu; gemilerin sintine bölümünde biriken makine dairelerinde olabilecek kaçak ve sızıntı su ve
yağlarına denir.
Seyrelme; bir alıcı ortama Deşarj edilen atık suyun içerdiği kirletici parametrenin atıksudaki
konsantrasyonunun Deşarj sonucunda alıcı ortamda oluşan fiziksel, hidrodinamik olaylar veya çeşitli fiziksel,
kimyasal ve biyokimsayal reaksiyonlar sonucunda azalması.
Tabakalaşma; haliçler, koy ve körfezler başta olmak üzere, kıyı ve açık deniz bölümlerinde ve göllerde
derinlik boyunca sıcaklık, tuzluluk ve bunlara bağlı yoğunluk farklılaşmasının aniden büyük değerler
göstermesi sebebiyle, farklı özelliklerde birden fazla su kütlesinin bulunabilmesine denir.
Tam karışım noktası; atık suyun alıcı ortamda dağılıp homojen bir konsantrasyona ulaştığı Deşarj noktasına
en yakın noktasına denir.
Tatlı su sınır noktası; denizle bağlantısı olan kıta içi su kaynaklarında tuzluluk derecesinin hissedilir
derecede arttığı ve tespitinde klorür iyonları konsantrasyonunun 250 mg/L olarak kabul edildiği noktaya denir.
T90 – değeri; fekal kaynaklı indikatör mikroorganizmaların, deniz ve kıyı sularındaki ortam şartlarında,
hidrodinamik ve dispersiv seyrelme şartları sabit tutulmak kaydıyla, ilk konsantrasyonlarının % 10 una
düşünceye kadar geçecek süreye denir.
Kıyı çizgisi; deniz, tabii veya suni göl, baraj rezervuarları ve akarsularda taşkın durumları dışında, suyun
karayla temas ettiği noktaların birleşmesinden oluşan çizgiye denir.
Kıyı koruma bölgesi; deniz ve göllerin kıyı sularının, plaj olarak veya benzeri bir amaçla kullanılmaları
durumunda, kirlenme riski açısından korumaya alınması gereken bölümlerine denir.
Mansap; Bir ırmağın denize veya başka bir ırmağa döküldüğü veya kavşak yerine denir.
Derin deniz Deşarjından önce sadece sınırlı düzeyde bir arıtma yapıldığı için deniz ortamının korunabilmesi
amacıyla, derin deniz Deşarjıyla alıcı ortama verilebilecek atıksu özellikleri sınırlandırılmıştır.
Derin Deniz Deşarj Kriterleri (bazıları)
Atık suların Deşarj edilebilmesi için projedeki ilk seyrelme S1(difizörden çıkan atıksuyun yayılmaya başladığı
ana kadarki seyrelmesidir) değeri 40’ ın altında bulunmamalı, tercihen S1 100 olmalıdır.
Minimum Deşarj derinliği 20 metre olmalı,
Yaz aylarında T-90 değeri(konsantrasyonun %90 azalması için gerekli süre) Ege ve Akdeniz’de en az 1,5
saat, Karadeniz’de ise 2 saat alınır. Kış aylarında T90 değerlerinin daha yüksek olacağı ve ortalama 3-5 saat
civarında bulunacağı göz önünde tutulur
Göllerin Kirletilmesine Karşı Alınacak Tedbirler
Bu tedbirler;
içme ve kullanma suyu temini dışındaki amaçlarla yapılmış olan rezervuarlar ile bu amaçlar dışında kullanılan
göl ve göletlere, arıtılmamış evsel ve endüstriyel nitelikli atıksular verilmez.
Göllere atık su deşarjı ile ilgili olarak ilgili mevzuat uyarınca derin deniz deşarjı kriterleri uygulanamaz.
21
Toplam koliform ile azot ve fosfor elementlerinin, alıcı göl ortamındaki tolere edilebilen sınırlara uyması
esastır.
Kirlilik ve ötrofikasyon kontrolü açısından göllere verilecek evsel ve endüstriyel atık suların, deşarj
standartlarını sağlamak amacıyla yapılacak olan bir ileri arıtma tesisinde arıtıldıktan sonra göllere deşarj
edilmesi gerekir. Bu konuda yapılacak yatırımların çok yüksek bulunması halinde, ekonomik kıyaslaması
yapılmak kaydıyla atık suların söz konusu gölün su toplama havzası dışına kollektör veya kapalı kanal
sistemleri tahliyesi yapılır.
Alınan bütün bu tedbirlere rağmen, alıcı ortam olarak göl sularının kalitesi ilgili mevzuatta istenen düzeylere
ulaşmadığı takdirde, su kalitesinin düzenlenmesi amacıyla bir havza koruma planı hazırlanır. Bu yolla hazırlanacak
koruyucu plana uyulması esastır.
22