Serinleten lezzetler
Transkript
Serinleten lezzetler
SİMİT SARAYI SİMİT SARAYI’NIN ÜCRETSİZ DERGİSİDİR Free magazIne of Simit Sarayı NO:41 TEMMUZ JULY 2016 ÇARKIFELEK ARTIK BORÇLARA DERMAN SPIN THE WHEEL OF FORTUNE TO PAY OFF YOUR DEBTS ZİHİN, BEDEN VE RUH SAĞLIĞI İÇİN YİYİN EAT FOR YOUR PHYSICAL AND MENTAL HEALTH ŞİFA KAYNAĞI BESİNLER HEALING FOODS ATA SPORU YENİDEN CANLANIYOR THE ANCESTOR SPORT IS IN REVIVAL TEMMUZ 2016 • NO: 41 Simit Sarayı’ndan Serinleten lezzetler REFRESHING TASTES FROM SIMIT SARAYI BAŞIMIZ SAĞ OLSUN. Atatürk Havalimanı’nda yaşanan, hepimizi derinden sarsan terör saldırısında BTA Simit Sarayı mesai arkadaşlarımız; Merve Yiğit ve Özgül İde'yi kaybetmiş olmanın büyük üzüntüsü içerisindeyiz. Yaşanan bu terör saldırısında yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet ve ailelerine sabır, tedavi görmekte olan tüm yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bizi derinden sarsan bu terör olaylarının yaşanmadığı huzurlu ve barış dolu bir dünya diliyoruz. dü ED İ TÖ R ed i to r- i n - c h i ef Değerli Simit Sarayı Dostları H aziran ayını başta ülkemiz olmak üzere tüm dünyayı derinden sarsan bir olay ile geride bıraktık. 28 Haziran gecesi İstanbul Atatürk Havalimanı’nda yaşanan terör saldırısında BTA Simit Sarayı çalışma arkadaşlarımız Özgül İde ve Merve Yiğit’i kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Simit Sarayı olarak iki değerli kardeşimiz başta olmak üzere saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, acısını yürekten paylaştığımız ailelerine sabır ve tedavi görmekte olan tüm yaralılara acil şifalar dileriz. Ülkemizi ve uluslararası toplumun huzurunu hedef alan terör saldırılarını kınıyor, bir daha yaşanmaması umuduyla, hepimize barış ve huzur dolu, iyi haberler alacağımız günler temenni ediyorum. Sevgi ve saygılarımla, Abdullah Kavukcu Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Dear Friends of Simit Sarayı W e left behind June with a sad event deeply shocking especially our country and the whole world. We are in deep sadness of losing our colleagues Özgül İde and Merve Yiğit who were working in Simit Sarayı, BTA on the night of 28 June in the terrorist attack at Istanbul Ataturk airport. As Simit Sarayı family, we offer our deepest and most sincere condolences and prayers especially to the families of our two sisters and of those who lost their lives in this attack and we wish a quick recovery to all the injured people under treatment. We strongly condemn the terrorist attacks targeting our country and the peace of the international community and we hope to reach the days full of peace and tranquility that we’ll get only good news. Yours sincerely, Abdullah Kavukcu Chairman/Simit Sarayı 3 İ Ç İ N D EK İ LER C O N T EN T S No • Issue no 41 Temmuz • July 2016 3 Editör Editor 76 4İçindekiler Contents 6 Siz çektiniz biz yayımladık You shot we publish 8 Yeni mağazalarımız açıldı Our new stores opened 14 Serinleten lezzetler! Refreshing tastes from Simit Sarayı 18 Çarkıfelek artık borçlara derman Spin the Wheel of Fortune to pay off your debts 22 Anadolu’da masalsı bir kültür&sanat projesi: Sonsuz Şükran Köyü A fabulous cultural and artistic project in Anatolia: “Endless Gratitude Village” 34 Şifa kaynağı besinler Healing foods 100 40 Zihin, beden ve ruh sağlığı için yiyin Eat for your physical and mental health 48 Çocuk kitaplarının mutlu dünyasına yolculuk Journey into the happy world of children’s books 54 Aracınızda neden yaz lastiği kullanmalısınız? Why should you use summer tires in your vehicle? 60 Tempolu yürüyüşle hızlı zayıflamak mümkün You can lose weight faster by brisk walking 66 Bir dahinin öyküsü Story of a genius 76 Kaş’ta dostluk ve sanat dolu bir festival A festival in Kaş, full of friendship and art 86 Ata sporu yeniden canlanıyor The ancestor sport is in revival 94 Aman nazar değmesin Bless your little cotton socks ! 100 Balkanlar’da görmeniz gereken 8 yer 8 places you should see in the Balkans 114 808 yaşında bir Türk bilge: Nasreddin Hoca 808 year-old Turkish wise: NasreddinHodja 124 Çocuklar paylaşmayı ne zaman öğrenir? When do children learn to share? 134 Astroloji Horoscope 142 Bulmaca Crossword 145 Mağazalarımızın adresleri Adresses of our stores 4 40 İMTİYAZ SAHİBİ PUBLISHER Yönetim Kurulu Başkanı Chairman ABDULLAH KAVUKCU Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Managing Editor Ebru Derindere Öner 18 124 Yapım Production HI’STANBUL PRODÜKSİYON Şifasuyu Yolu Üstü Sok. No: 30 Oksizen Konakları 4/2 Maden Mahallesi, Sarıyer, İstanbul Genel Yayın Yönetmeni Chief Editor Ayhan Bölükbaşı ayhan.bolukbasi@gmail.com Yayın Direktörü Publishing Director Zeynep Kasapoğlu zeynepkasapoglu@windowslive.com Görsel Yönetmen Art Director Mert Özkan Editör Editor Ataman Erkul İletişim Koordinatörü Communications Coordinator Nilay Olalı Yayın Kurulu Editorial Board Seçil Çiçek, Demet Güleç, Süleyman E. Ereke, Ezgi Hergüner Baskı Printing Uniprint Basım San. Ve Tic. A.Ş. Ömerli Köyü, İstanbul Cad. No: 159 Hadımköy 34455 İstanbul Tel: (0212) 798 28 40 Faks: (0212) 798 20 63 22 Yönetim Yeri Place of Management Büyükdere Cad. Apa Giz Plaza No: 191 Levent/İstanbul Tel: (0212) 398 03 98 www.simitsarayi.com Yayın Türü Type of Publishing Yerel Süreli Local Periodical Bu dergide yayımlanan tüm yazı ve fotoğrafların hakları Simit Sarayı Yatırım ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Bu yayındaki tipografik hatalardan Simit Sarayı Yatırım ve Tic. A.Ş. sorumlu değildir. Dergide yer alan ürünlerin fiyatlarında haber vermeden değişiklik yapılabilir. Ürünler stoklarla sınırlıdır. All rights pertaining to the articles and photographs published in this magazine are property of Simit Sarayı Yatırım ve Tic. A.Ş. Simit Sarayı Yatırım ve Tic. A.Ş. is not responsible for the typographical errors in this magazine. Prices of the products in this magazine are subject to change without prior notice. Products are limited in stocks. www.simitsarayi.com facebook.com/simitsarayi Müşteri Hizmetleri 444 8 7 68 twitter.com/simitsarayi 5 I N S TAG R A M I N S TAG R A M Instagram’da Simit Sarayı keyfi İster mağazada, ister yolda... Belki simit, belki sadece bir bardak demli çay... Siz paylaştınız, biz yayınlıyoruz. Sağlık ve mutlulukla, daha nice güzel anlarınıza ortak olmayı dileriz... Simit Sarayı pleasure in Instagram Whether in the store or on the way… It may be a simit or a glass of strong, brewed tea… You shared and here we are publishing it. We wish to share your many happy moments healthily and happily… 6 Bu etİketle paylaştığınız fotoğrafların kullanım hakkı Sİmİt Sarayı’na aİt olacaktır. Simit Sarayı ile ilgili fotoğraflarınızı #simitsarayı etiketi ile paylaşın, dergimizde yayınlayalım! Share your photos about Simit Sarayı with #simitsarayı tag and we will publish them in Simit Sarayı Magazin. 7 H A B ER N E WS Suudi Arabistan Riyad’da beşinci mağazamızı açtık! Dünya markası olma vizyonuyla yurt dışı açılışlarına devam eden Simit Sarayı, Suudi Arabistan’ın en büyük yatırımcı şirketlerinden Al Hokair Group ile birlikte ülkede en yeni Simit Sarayı mağazasının açılışını Riyad’ta gerçekleştirerek Suudi Arabistan’daki mağaza sayısını 16’ya çıkardı. R iyad’ın beşinci Simit Sarayı olan mağazanın açılışı kentin önemli AVM’lerinden Hayat Mall’da 3 Haziran 2016, Cuma günü gerçekleştirildi. Ferah atmosferi, konforlu dekorasyonu, zengin menüsü ile Suudi Arabistan’da çok sevilen Simit Sarayı’nın yeni hizmete giren mağazası misafirlerce çok beğenildi. Hayat Mall Simit Sarayı’nın menüsünde yer alan enfes kahvaltı çeşitleri, simit, börek, kurabiye, sandviç, pasta ve dondurma ile sıcak ve soğuk içecek çeşitleri konukların beğenisine sunuluyor. Hayat Mall Simit Sarayı: Hayat Mall Kral Addulaziz Yolu Riyad / Suudi Arabistan We opened our fifth store in Saudi Arabia Riyadh! With its vision of being a world brand, Simit Sarayı (Bagel Palace) continuing its overseas openings, has increased its number of stores in Saudi Arabia to 16, by performing in Riyadh the opening of the new Simit Sarayı (Bagel Palace) store together with Al Hokair Group which is one of the largest investment companies in Saudi Arabia. T he openning of the store which is the fifth Simit Sarayı (Bagel Palace) of Riyadh is performed its openning on Friday, June 3, 2016 in Hayat Mall wich is one of the important Malls of the city.The new store of Simit Sarayı (Bagel Palace) which is very popular in Saudi Arabia with its spacious atmosphere, comfortable furnishings and rich menu, is very appreciated by the guests. Delicious breakfast varieties, bagels, pastries, cookies, sandwiches, cakes and ice cream with hot and cold drinks available in the menu of HayatMall’s Simit Sarayı (Bagel Palace) are offered to the guests’ liking. HayatMall’s Simit Sarayı: Hayat Mall Kral Addulaziz Road Riyadh/ Saudi Arabia 8 H A B ER N E WS Aydın’ın yeni Simit Sarayı Mahalle mağazası açıldı The new Simit Sarayı (Bagel Palace) Neighborhood store of Aydın city is opened The newest store of Simit Sarayı (Bagel Palace) Neighborhood which is the favorite of taste enthusiasts is entered into service in Aydın Alesta Mall. S imit Sarayı (Bagel Palace) which is very popular with its high quality and wide range of products opened its Aydın city’s second Neighborhood store in Alesta Mall which is the new life point of the town. Alesta Mall Simit Sarayı (Bagel Palace) invites its guests from 7 to 70 to spend pleasant time with its indoor and outdoor areas, warm atmosphere and varied menu. In the menu of Aydın Alesta Mall Simit Sarayı (Bagel Palace) Neighborhood bagels, gluten-free bagels, breads, gluten-free breads, brioches, croissants, sandwiches, sweet and savory cookies, pastries, cakes, tarts, breakfast and cold and hot drinks varieties are available. Aydın Alesta Mall Simit Sarayı (Bagel Palace) Neighborhood Adresse: Zafer Mah. Üniversite Varyantı Cad. No:18/28 Efeler / Aydın Lezzet tutkunlarının gözdesi Simit Sarayı Mahalle’nin en yeni mağazası Aydın Alesta AVM’de hizmete girdi. Y üksek kalite anlayışı ve geniş ürün yelpazesi ile beğenilen Simit Sarayı, Aydın’daki Mahalle konseptli ikinci mağazasının açılışını, kentin yeni yaşam noktası Alesta AVM’de yaptı. Alesta AVM Simit Sarayı mağazası açık ve kapalı alanları, sıcak atmosferi ve zengin menüsü ile 7’den 70’e tüm konuklarını keyifli vakit geçirmeye davet ediyor. Aydın Alesta AVM Simit Sarayı Mahalle mağazasının menüsünde simit, glutensiz simit, ekmek, glutensiz ekmek, börek, kruvasan, sandviç, tatlı-tuzlu kurabiye, çörek, kek, pasta, kahvaltı çeşitlerinin yanı sıra soğuk ve sıcak içecek çeşitleri yer alıyor. Aydın Alesta AVM Simit Sarayı Mahalle Adres: Zafer Mah. Üniversite Varyantı Cad. No:18/28 Efeler / Aydın 9 H A B ER N E WS İskenderun Simit Sarayı konuklarını ağırlamaya başladı Turkish Simit Sarayı in İskenderun starts to host its guests İskenderun’un ilk Simit Sarayı mağazası İskenderunPark Forbes AVM’de açıldı. Böylece İskenderunlular da Simit Sarayı lezzetlerine kavuşmuş oldu. The first Turkish Simit Sarayı in İskenderun was opened in İskenderun Park Forbes Shooping Mall . Thus İskenderun people will have the opportunity to taste the products of Simit Sarayı. üksek kalite anlayışı ve geniş ürün yelpazesi ile gün boyu lezzet tutkunlarını ağırlayan Simit Sarayı İskenderun’daki ilk mağazasının açılışını, 17 Haziran 2016, Cuma günü kentin yeni yaşam merkezi İskenderunPark Forbes AVM’de yaptı. Kentin ilk Simit Sarayı; açık, kapalı alanları, zengin menüsü ile İskenderunluların yoğun ilgisiyle karşılandı. İskenderunPark Forbes Simit Sarayı; menüsünde yer alan kahvaltı çeşitleri, simit, börek, kurabiye, sandviç, pasta ve dondurma, sıcak ve soğuk içecek çeşitlerinin yanında Simit Burger, Simit Pizza, mantı, köfte, makarna gibi günün her saatine uygun atıştırmalık, doyumluk ve keyiflik zengin ürün çeşitleriyle 7’den 70’e her yaştan misafirini keyifli vakit geçirmeye davet ediyor. İskenderunPark Forbes Simit Sarayı Adres: Atatürk Bulvarı, İskenderun Park Forbes AVM, No:97/1-3.31 İskenderun/Hatay he first store of Simit Sarayı was opened on 17 June 2016, Friday at the new life center İskenderun Park Forbes Shooping Mall to provide its customers with high quality delicacies and wide range of products. The first Simit Sarayı in the city with its indoor and outdoor areas and rich menu is welcomed warmly by İskenderun People . The menu of İskenderunPark Forbes Simit Sarayı consists of a variety of breakfast food, simit, pastry, cookies, sandwiches, cakes, ice-cream, hot and cold drinks as well as Simir Burger, Simit Pizza, Turkish pasta, meat balls and pasta and it invites all people aged from 7 to 70 to taste its products including snacks, main courses at any time of a day and have a nice time . İskenderunPark Forbes Simit Sarayı Address: Atatürk Bulvarı, İskenderun Park Forbes AVM, No:97/1-3.31 İskenderun/ Hatay Y 10 T Ş EF B İZ D EN FRO M o u r c h ef Ege usulü zeytinyağlı enginar Aegean-style artichokes with olive oil Malzemeler 4 adet enginar, 1 demet dere otu, 1 çay kaşığı karabiber, 1 demet maydanoz, 2 su bardağı pirinç, 1 demet taze nane, 6 adet taze soğan, 1 su bardağı zeytinyağı HAZIRLANIŞI Enginarları taze yapraklarını üzerinde bırakacak şekilde ayıklayın, içindeki göbek kılsı dokuyu da bir tatlı kaşığı yardımı çıkarın, ardından limonlu ve unlu suyun içine alıp bekletin. Yıkadığınız pirinci, ince kıydığınız soğan, maydanoz ve dereotu ile naneyi bir kapta karıştırın. Hazırladığınız bu harcın üzerine zeytinyağını gezdirin. Enginarları bu iç ile doldurup bir tencereye dizin. Üzerine bir limon sıkıp, 2 su bardağı su ilave edin. Kısık ateşte enginarlar pişine kadar bekletin. Pişmiş ve soğumuş enginarları servis tabağına dizip üzerini pişmiş çamfıstığı ile süsleyebilirsiniz. Ingredients 1 bunch of dill , 1 teaspoon black pepper , 1 bunch of parsley, 2 water glass of rice, 1 bunch of fresh mint, 6 green onions, 1 cup olive oil Tarif: Simit Sarayı Şefi Zafer Nalbaş HOW TO MAKE IT We extract with the help of a teaspoon the hairy heart of the artichokes but we leave the fresh leaves on them. Then, until we prepare the filling ingredients, we are holding artichokes in water with lemon and flour. In order to prepare the filling ingredients, we put the washed rice in a bowl. We add on it the onion and the finely chopped parsley, dill and mint; we blend the mixture together with black pepper. We add the olive oil and we arrange the salt. After preparing the filling mixture, we fill the artichokes with this mixture, and then we place them in a pot. We squeeze lemon on them and we add 2 cups of water in the pot. We cook the artichokes at a low heat until they are cooked. We put our cooked and cold artichokes by their back in a serving platter. Do not forget that this dish made with olive oil should be made without tomato paste. Enjoy your meal…. 11 H A B ER N E WS Geleneksel lezzetlerimizi yurt dışında tanıtmaya devam ediyoruz We will continue to promote our traditional flavors abroad Dünya markası olma vizyonuyla dünya genelindeki mağaza açılışlarını sürdüren Simit Sarayı, yurt dışında gerçekleştirilen önemli etkinliklere ikram sponsoru olarak geleneksel lezzetlerimizi uluslararası arenada tanıtmaya devam ediyor. S imit Sarayı Türk lezzetlerini Londra’da tanıttı Simit Sarayı bu misyonu doğrultusunda, 12 Mayıs 2016, Perşembe günü Türk kültürünü ve mutfağını tanıtmak amacıyla Brand Exchange tarafından Londra’da düzenlenen Türk Lezzetleri Günü’ne (Taste of Turkey) destek verdi. Etkinliğin sponsorları arasında yer alan Simit Sarayı geleneksel Türk kahvaltısı ikramıyla organizasyona lezzet kattı. Türk çayı eşliğinde kaymak, tereyağ, peynir, domates, salatalık, zeytin, bal, reçel, yumurta ve sosisin yanı sıra Simit Sarayı’nın klasik Türk simidi, simit ve börek çeşitleri ikramlarıyla zenginleşen kahvaltı tüm katılımcıların büyük beğenisini toplandı. Launching its stores all around the world with the vision of making Simit Sarayı a world brand , Simit Sarayı will continue to promote our traditional flavors in the international arena acting as catering sponsor to significant organizations to be held abroad. S imit Sarayı has introduced Turkish flavours in London With its mission, Simit Sarayı became one of the sponsors of Taste of Turkey day organized by Brand Exchange in London on Thursday, 12th of May, 2016 to promote Turkish culture and Turkish cuisine. Offering traditional Turkish breakfast, Simit Sarayı added flavour to the organization. Breakfast varieties consisting of Turkish cream, butter, cheese, tomato, cucumber, olives, honey, jam, egg and sausage with Turkish tea as well as classical Turkish bagel, simit and borek varieties received a great interest from all attendees. Simit Sarayı supports Young Entrepreneurs Young Entrepreneurs and Professionals Platform (YEPP) was organized by Turkish- British Chamber of Commerce and Industry in London on Thursday 2nd of June 2016, in order to develop trade and increase investments between Turkey and England. Simit Sarayı, as the sponsor of the product 12 made an indelible impression on the event with its offerings that held as question and answer sessions and panels thorought the day between young entrepreneurs and professionals. Simit Sarayı puts mark on Retail Leaders Conference 11 th Retail Leaders Conference(LIDKO) organized by Soysal Cunsultancy Firm in Amsterdam , Netherlands was held this year on 4-5 June 2016. At the organization which brought more than 100 executives and senior managers of Turkish retail sector together , the speeches of Saks Fift Avenue Executive Officer Steve Sadove, the CEO of Strawberryfrog Scott Goodson, the member of House of Lords Lord John Alderdice, Deniz Ülke Arıboğan and Chairman of Board of Simit Sarayı Abdullah Kavukcu have received a close attention. Delicious foods of Simit Sarayı were offered to the guests at the Gala Dinner of Retail Leaders Conference, which was one of the most important meetings for the sector and very productive and successful with its panels and the limitless network and communication facilities for the managers of Retail industry. Genç girişimcilere Simit Sarayı desteği Türkiye ile İngiltere arasındaki ticaretin geliştirilmesi ve yatırımların artırılması amacıyla Londra’da faaliyet gösteren Türk İngiliz Ticaret ve Sanayi Odası tarafından 2 Haziran 2016 Perşembe günü, Genç Girişimciler ve Profesyoneller Platformu (YEPP) düzenlendi. Gün boyu paneller ve soru cevap oturumları ile genç girişimci ve profesyonelleri buluşturan etkinliğe ürün sponsoru olan Simit Sarayı, ikramları ile göz doldurdu. Perakende Liderler Konferansı’na Simit Sarayı imzası Soysal Danışmanlık tarafından bu yıl 4-5 Haziran 2016 tarihlerinde 11’inci kez düzenlenen Perakende Liderler Konferansı (LİDKO) Hollanda’nın Amsterdam kentinde gerçekleştirildi. 100’ün üzerinde Türk perakendesinin patron ve üst düzey yöneticisinin katıldığı etkinlikte, Saks Fift Avenue Yönetim Kurulu Başkanı Steve Sadove, Strawberryfrog Ceo’su Scott Goodson, Lordlar Kamarası Üyesi Lord John Alderdice, Deniz Ülke Arıboğan ve Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavukcu’nun da aralarında yer aldığı ünlü isimlerin konuşmaları yoğun ilgi gördü. Perakende dünyası yöneticileri için son derece verimli geçen, panelleri, sınırsız network ve iletişim olanaklarıyla sektörün en önemli buluşmalarından biri olan Perakende Liderler Konferansı’nın Gala Yemeği’nde konuklara Simit Sarayı’nın lezzetli ürünleri ikram edildi. 13 GURME GOURMET Simit Sarayı’ndan serinleten lezzetler Yazın sıcak günlerinde ferahlattığı kadar damaklarımızı da şenlendiren serinletici lezzetlere hangimiz hayır diyebiliyoruz? Bu yaz dondurma yemeyen, buz gibi limonata içmeyen kaldı mı? Bu satırları Simit Sarayı’nda okuyorsanız bu lezzetlerin mutlaka tadına varın. Evde yapmak isteyenler içinse tariflerimiz var... Refreshing tastes from Simit Sarayı Which one of us could say no to the mouth-pleasing and refreshing tastes in hot days of summer? Is there anyone who didn’t eat ice cream or drink icy lemonade? If you are reading these lines in Simit Sarayı (Bagel Palace), please enjoy these tastes absolutely. And for those who want to make at home, we have some recipes. S imit Sarayı’nın özel reçetelerle hazırladığı dondurmaları denemediyseniz hemen şimdi, daha bu satırları okumaya başlar başlamaz deneyin. Sade, Hindistan cevizli, çilekli, limonlu, karamelli, Antep fıstıklı, çikolatalı, bubbly gum, orman meyveli, mangolu, portakallı... Seçmekte zorlanacağınız kesin ama bir yerden başlamak gerekiyor. Nasıl olsa en favori seçeneklerinizi deneyerek belirleyebilirsiniz... Dondurmaya alternatif arıyorsanız o zaman size bambaşka bir lezzet önereceğiz. Simit Sarayı’nın ev yapımı limonatasını bir deneyen bir daha bırakamıyor. Leziz, ferahlatıcı ve serinletici bir lezzet olan limonatayı dilerseniz tatlıların dilerseniz yemeklerin yanında da tüketebiliyorsunuz üstelik. 14 I f you didn’t try the ice creams prepared with the special recipes of Simit Sarayı (Bagel Palace), try one of them right now when you start to read these lines. Dairy, coconut, strawberry, lemon, caramel, pistachio, chocolate, bubblegum, forest fruit, mango-orange… It is pretty sure that you’ll get difficulties to choose one, but you have to start somewhere. Somehow or other, you can select your favorite by trying them… If you are looking for an alternative of ice cream, then, we’ll advise you a very special taste. Anyone who has tried the home made lemonade of Simit Sarayı (Bagel Palace) couldn’t give it up. You can also consume the lemonade which is a delicious and refreshing taste beside both dishes and desserts. 15 GURME GOURMET Osmanlı Saray Limonatası Meyve dolu serinlik: Sorbe Ottoman Palace Lemonade Coolness full of fruit : Sorbet Malzemeler: 3 adet limon, 1 adet portakal, 1 kase toz şeker (şekeri zevkinize göre ayarlayabilirsiniz), 2 litre su, üzeri için nane yaprakları Yapılışı: Limonları iyice yıkayın. Kabuklarını ince bir rende ile rendeleyin. Üzerlerine şeker döküp karıştırın. Daha sonra 2 limonu ve 1 portakalı ince ince dilimleyin. Bu dilimleri şekerli limon kabuğu karışımına ekleyin ve ovalayın. Limonların şekerleri iyice emmesi için birkaç saat buzdolabında bekletin. Ardından 2 litre su ekleyip karıştırın. İnce biz süzgeç yardımı ile hazırlanan karışımı süzgeçten geçirin. Soğuk olarak servis ederken üzerine nane yaprakları ekleyebilirsiniz. Ingredients: 3 pieces of lemon, 1 piece of orange, 1 cup granulated sugar (You can adjust the sugar according to your taste), 2 liters of water, mint leaves for decoration How to make it: Wash well the lemons. Grate the lemon peels with a fine grater. Pour sugar on it and mix. Then, slice thinly 2 lemons and 1 orange. Add these slices within the sweet lemon peel mixture and rub. In order to let the lemons absorb well the sugar, keep them in the refrigerator for a few hours. Then add 2 liters of water and mix. Filter the prepared mixture with the help of a fine mesh strainer. You can add mint leaves while serving as the Cold. Dondurma gibi kıvamlı olsun ama içinde süt olmasın diyenlerin imdadına da ev yapımı sorbeler yetişiyor. İstediğiniz meyveyi kullanarak sorbe hazırlayabilirsiniz. İşte size bir tarif... Şeftalili Sorbe Malzemeler: 6 tane orta boy şeftali, 1 su bardağı su, 1 su bardağı toz şeker, 1 limon kabuğu, 1 çorba kaşığı limon suyu Yapılışı: Su ve şekeri tencereye ekleyin ve karıştırarak ocakta kaynatın. Daha sonra soğuması için bekleyin. Diğer tarafta şeftalilerin çekirdeklerini çıkarıp, kabuklarını soyun. Blender’dan geçirip püre haline getirin. Hazırladığınız su ve şeker karışımını yani şerbeti, meyve püresi ile çelik bir kapta karıştırın. Mikseri hızlı devire getirip 3-4 dakika çırpın. Hazırladığınız bu karışımı buzluğa kaldırın. Her saat başı çıkarıp bir tel karıştırıcı veya çatal ile 3-4 dakika karıştırın. Bu işlemi yaklaşık 7 kez yaptıktan sonra sorbeniz servise hazır. The home made sorbet lend a hand to those who prefer to do not have any milk into the viscous mixture like ice cream. You can prepare sorbet by using any fruit that you prepare. Here is a recipe .. Peach Sorbet Ingredients: 6 pieces of medium peach, 1 cup of water, 1 cup of granulated sugar, 1 lemon peel, 1 tablespoon lemon juice How to make it: Add the water and sugar in the pan and boil it on the stove by blending. Then let it cool down. On the other hand, remove the kernels of peaches and pare the peels. Then use the blender and get a purée. Mix in a steel container the fruit purée and the sherbet, in other words the water and sugar mixture that you prepared. Whisk it during 3-4 minutes by scaling the mixer on fast speed. Then, put this mixture in the freezer. By the hour, mix it by a fork or a wire mixer for about 3-4 minutes. After repeating this process for 7 times, your sorbet will be ready. Vanilyalı Dondurma Malzemeler: 2 litre tam yağlı süt, 2 tatlı kaşığı salep tozu, 1,5 su bardağı toz şeker, 1 tatlı kaşığı vanilya Yapılışı: 3 çay kaşığı tozşeker, vanilya ve salep karıştırılır. Üzerine bir bardak süt dökülür ve karıştırılmaya devam edilir. Kalan süt bir tencerede kaynatılır. Kaynayan süte kalan toz şeker ilave edilir. Daha sonra hazırlanan karışım kaynayan süte sık sık karıştırılarak ilave edilir. Kısık ateşe alınan tencere içindeki süt yaklaşık yarım saat çırpılarak karıştırılmaya devam edilir. Yarım saat sonra süt ocaktan alınır ve 10 dakika daha karıştırılmaya devam edilir. Soğumaya başlayınca tencerenin kapağı kapatılıp buzluğa kaldırılır. İki saatte bir dondurucudan çıkarılan süt mikserle 10 dakika çırpılır. Bu işlem dondurma kıvam alıncaya kadar devam eder. Vanilla Ice Cream Ingredients : 2 liters of whole milk, 2 teaspoons sahlep root powder, 1.5 cup of granulated sugar, 1 teaspoon vanilla How to make it: 3 teaspoons of sugar, vanilla and sahlep root will be blended. One glass of milk will be poured on and it will be continued to be blended. The remaining milk will be boiled in a saucepan. The granulated sugar will be added to the boiled milk. Then, the prepared mixture will be added to the boiled milk while blending frequently. The milk in the saucepan which is put on low heat will continue to be whisking for about half an hour. Half an hour later the milk will be taken from the cooker and it will be continued to be blended 10 minutes more. When it began to get cold, the pan lid will be closed and the pan will be put in the freezer. The milk removed from the freezer once every two hours will be blended for 10 minutes by mixer. This process will continue until the consistency of ice cream is reached. 16 A DV ER TO R I A L A DV ER TO R I A L Yepyeni bir lezzet: Nutellalı Kek Pops A new flavour from Simit Sarayı: Nutella Cake Pops Hem göze hem damağa hitap eden ürünlerin vazgeçilmez adresi Simit Sarayı, konuklarını yepyeni bir lezzet ile buluşturuyor. S imit Sarayı; menüsüne eklediği dışı fındık parçacıklı Nutella ile kaplı, içi yumuşacık çikolatalı kek dolgulu, tadına doyulmaz ve günün her saati keyifle yenebilecek serinleten lezzet Nutellalı Kek Pops’u damak tadına düşkün misafirlerinin beğenisine sunuyor. Kahve saatlerinin yeni lezzeti Nutellalı Kek Pops’un eşsiz tadıyla tanışmak için size en yakın Simit Sarayı’nı ziyaret edebilir ya da ayrıntılı bilgiye www.simitsarayi. com adresinden ulaşabilirsiniz. As an indispensable meeting point of both mouth and eyepleasing products Simit Sarayı meets its clients a newest flavor. S imit Sarayı added a new refreshing flavor for gourmets ,Nutella Cake Pops, filled with a soft cake inside and topped with hazelnuts to its rich menü, which can be tasted in every moment of the day. You can visit the nearest Simit Sarayı to experience this delicious flavor with a cup of coffee or get more information from www.simitsarayi.com 17 TV TV Çarkıfelek artık borçlara derman Dünyanın en uzun ömürlü yarışma programı Çarkıfelek ve yarışmanın Türkiye’deki fenomen sunucusu Mehmet Ali Erbil yeni kanalı Show TV’de hem eğlendirmeye devam ediyor hem de yarışmacıların kredi kartı borcunu siliyor... Çarkıfelek’in artık bir aile ortamına dönüşmüş stüdyosuna konuk olduk ve Mehmet Ali Erbil ile konuştuk... Ayhan Bölükbaşı Ç arkıfelek efsanesi yepyeni kanalında geri dönüyor ? Ekranların en sevilen ve en uzun soluklu yarışmasında yeni kanalında yenilikler olacak mı? Çarkıfelek ekranların belki de en klasik yarışma programı ama bu kez izleyiciyi büyük yenilikler ve çok sevecekleri sürprizler bekliyor. Hem oyunlarımız hem yarışmacılarımız hem de hediyelerimiz çok renkli... Bu tarz yarışma programları sizce neden bu kadar çok seviliyor? Bu tarz programların tutmasının sebebi bence interaktif olması. Stüdyoda biz yarışırken ekran karşısındaki seyirciler de kendi aralarında yarışıyor. Birçok izleyicimden, çocuklarının Çarkıfelek’le okuma yazma öğrendiğini duymuşumdur. Bu çok heyecan verici bur durum... Artık bir aile olduğumuz ekibimize de böylesi paylaşımlar büyük motivasyon oluyor. 18 Spin the Wheel of Fortune to pay off your debts Wheel of Fortune is the longest- running game show in Turkey as well as in the world with several international adaptations. A personality well- known in Turkey’s entertainment world, Mehmet Ali Erbil, hosts the show and entertains people now on Show TV and pays off his contestants’ credit card debts. We interwieved Mehmet Ali Erbil at the show’s studio, which is known for ‘family-like’ atmosphere … by AyhaN Bölükbaşı T he legandary TV show, Wheel of Fortune has recently moved to Show TV. Will there be any changes in the format? The Wheel of Fortune is the most classical game show ever. The viewers will enjoy the new format much more. Newly formatted series will have full of joy and fun as well as prizes. Why so many people love such programs that much? Because they are interactive. While contestants try to solve the puzzle, the wievers also do this in front of TV. I have heard from a lot of people that their children learned how to read and write watching the program. That’s very exciting. This motivates me and my team. You are closely identified with the Wheel of Fortune in Turkey. Could you explain this linkage? 19 TV TV Türkiye için Çarkıfelek’le isminiz çok özdeşleşmiş durumda, sanki Çarkıfelek demek Mehmet Ali Erbil demek. Bu sevgi nasıl doğdu? Çarkıfelek’le yıllardır bütünleştim. Yurt dışı format sahibi CBS ve Türkiye temsilcisi Umut Sanat beni formatla tamamen bir görüyor. Hatta dünyanın diğer ülkelerindeki Çarkıfelek sunucularına benim sunumlarını örnek olarak izlettiriyorlarmış. Bunun neticesinde de format içinde özgür olmama izin veriyorlar ki bu diğer ülkelere verilmeyen bir ayrıcalık. Örneğin Çarkıfelek’i tüm dünyada ilk kez ben canlı yayına geçirdim. Sorunun cevabına gelince galiba stüdyodaki konuklarımla birlikte benim de çok eğleniyor olmam ve program içinde özgürce hareket edebilmem bu sevgiyi doğurdu... Kredi kartı borçlarına son Çarkıfelek bu güne kadar yapılmayanı yapıyor ve bugün Türkiye’de milyonlarca insanın kabusu haline gelen kredi kartı borçlarını siliyor... Çarkıfelek stüdyosu da buna göre yeniden dizayn edilmiş. İlk turu kazanan yarışmacı kredi kartı borcundan kurtulmak için Kartıfelek çarkının başına geçiyor ve çark borç silmek için çevriliyor. Üç kez çevirme Kartıfelek çarkını çevirme hakkına sahip olan yarışmacı borcunun tamamı ya da bir bölümünden kurtularak stüdyodan ayrılıyor. 20 My name is integrated with the Wheel for years. The owner of original CBS format and Turkey’s responsible Umut Sanat accept format suits my personality. They make the announcers of other countries watch my performance as an example. They allow me to be unique and creative during the show, while other announcers do not. For example, I am the only person who performed a live broadcast for the program in the world. So the answer to the question why my show attracts many people’s attention is my uniqueness and amusing myself and my guests. End Your Credit Card Debts Wheel of Fortune breaks a new ground. It will pay off all debts which is the nightmare of the millions in Turkey and its studio was redesigned for this purpose. According to new format, the contestant who wins the first round will go to Kartıfelek Wheel to spin and get rid of his debts. He will spin the Kartıfelek Wheel three times and win cash to pay either the whole of the debt or a part of it and leave the studio. About Wheel of Fortune. Wheel premiered in 1975 in U.S.A.. It started to be broadcasted both in Turkey in Turkish state television TRT and U.S.A in the same year, and continues to air for 40 years. It appeared on several channels and it seems that it will continue to entertain and make people money. The show is first hosted by Güner Ümit and Halit Kıvanç, respectively. Besides, a number of Turkish celebrities such as Muazzez Ersoy, Deniz Seki, Emel Müftüoğlu and İlker Ayrık hosted the show. But the name of Mehmet Ali Erbil comes first to one’s mind. Çarkıfelek hakkında Çarkıfelek ilk kez ABD’de 1975 yılında yayınlanmaya başladı... Yaklaşık 40 yıldır ekranda olan bu efsane yarışma Türkiye’de de Amerika ile aynı yıl içinde TRT ekranlarında yayına girdi. İlk sunucusunun Güner Ümit olduğu program çeşitli kanallarda olsa da ekranlardan hem eğlendirmeye hem de kazandırmaya devam edecek gibi görünüyor. Güner Ümit’le başlayan Halit Kıvanç’la devam eden efsane yarışmacıyı birçok isim sunmuştur. Bu sunucular arasında Muazzez Ersoy, Deniz Seki, Emel Müftüoğlu, İlker Ayrık gibi isimler de vardır. Ama Çarkıfelek dendiğinde ilk akla gelen isim her zaman Mehmet Ali Erbil olmuştur. 21 S A N AT ART A fabulous cultural and artistic project in Anatolia: “Endless Gratitude Village” People of culture and arts from Turkey and from all over the world come to “Endless Gratitude Village” to be like a villager. Not in order to bring culture, but to seek refuge in the deep culture of Anatolia. They don’t come for teaching, but for learning. They don’t come for being a savior but for being saved. They don’t come for taking, but for paying their debt. They come to the deep and rich history of art, music, poetry and architecture. They come to find themselves. They come to renew and recreate themselves. They come for endless gratitude to Anatolia, the land of our thousand-year adventure and of civilizations of thousands of years… Dilan Karadağ 22 Anadolu’da masalsı bir kültür&sanat projesi: “Sonsuz Şükran Köyü” Türkiye’den ve dünyadan kültür-sanat adamları, “Sonsuz Şükran Köyü”ne, köylü gibi olmaya geliyor. Kültür getirmeye değil, Anadolu’nun derin kültürüne sığınmaya geliyor. Öğretmeye değil, öğrenmeye geliyor. Kurtarıcı olmaya değil, kurtulmaya geliyor. Almaya değil, borcunu ödemeye geliyor. Sanatın, müziğin, şiirin, mimarinin derin ve zengin tarihine geliyor. Kendini bulmaya geliyor. Kendini yenilemeye, yeniden yaratmaya geliyor. Üreten, yaratan bin yıllık maceramızın ve binlerce yıllık uygarlıkların diyarı Anadolu’ya sonsuz şükrana geliyor… Dilan Karadağ 23 S A N AT ART B u cümleler mimar Mehmet Taşdiken’in temelini beş yıl önce attığı Sonsuz Şükran Köyü’nün manifestosundan… Konya-Hüyük'e bağlı Çavuş kasabasında oluşturulan ve kültür-sanat etkinliklerinin yapıldığı Sonsuz Şükran Köyü, dünyada ilk olma özelliği taşıyor. Yörenin tarihsel ve sosyal birikimlerini dikkate alan bir yapılanmanın gerçekleştirildiği köyde, ulusal ve uluslararası çapta yetkin sanatçıların etkinlik, atölye ve yaşam mekânları oluşturuluyor. Farklı disiplinlerden onlarca sanatçı bir arada yaşayarak üretimde bulunmanın keyfini yaşıyor ve Anadolu’nun binlerce yıllık yaşam geleneğini öğrenmeye çalışıyorlar. “Sonsuz Şükran Köyü”nü projenin kurucusu Mehmet Taşdiken’le konuştuk… Sonsuz Şükran Köyü macerası nasıl başladı? Projeden biraz bahseder misiniz? Aslında gerçekten de bir macera diyebilirim. Ege, Akdeniz gibi denizin, doğanın çok daha cömert olduğu yerlerde projeyi hayata geçirmek dururken özellikle kültür-sanat alanında imajı tartışılır bir bölge 24 T hese sentences are from the manifesto of the Endless Gratitude Village, foundations for which were laid five years ago by the architect, Mehmet Taşdiken... Endless Gratitude Village was founded in the town of Çavuş, part of Konya-Hüyük, and it hosts cultural-artistic events and is a first in the world. The village has been structured considering the historical and social knowledge, and areas for events, workshops and living areas are created in it for competent artists at the national and international level. Dozens of artists from various disciplines enjoy living and producing together, and they try to learn Anatolia’s living traditions of thousands of years. “We talked to Mehmet Taşdiken, the project founder of the Endless Gratitude Village… How did the Endless Gratitude Village adventure begin? Can you tell us a bit about the project? I can actually tell that it’s been an adventure. While it was possible to realize the project in a place where the nature is much more gracious like in the Aegean or Mediterranean regions, I chose a region with a questionable image in the area of culture and arts: Central Anatolia. It has been an adventure to initiate such a project in a territory that doesn’t appeal to people. You may do a project, but you should put life in it. Here, architecture is a form, and it is not the essence of the matter. The essence of the matter is an art village concept where artists live together. However, it is not a “summer house or cooperative for artists”. We offered our friends who are artists an infrastructure and living model where they can carry out their projects in their own fields. We invited completely professional artists and people of culture. This is an invitation, but they pay a price in return. And it is the cost of the houses… When we consider all challenges as a concept, all of these complement each other. We built a village in Central Anatolia using Central Anatolian architecture. We built the same village just as how the village was founded a thousand years ago. Nobody really appreciates works or materials from past periods anymore. However, when you consider it as a form of art, it has an incredible intrinsic charm. It is very appealing that it is authentic. We founded the village just as people of that region have been living in it for thousands of years. That is why it is unique in Turkey. It attracts the attention of authors, architects, sculptors, painters who understand this well... All of them. It has been an adventure, but luckily we have realized it. We founded it five years ago. There have been people living there since then, and the additional construction works are ongoing. They don’t live throughout the whole year, in all seasons, but many people go there on special occasions. For example, a couple from Mongolia lived in the village throughout the whole winter in the village. Why Central Anatolia? seçtim: Orta Anadolu. İnsanların ilgisini çekmeyen bir coğrafyada böyle bir işe girişmek bir maceraydı. Bir proje yapabilirsiniz ama içine hayat koymak gerekir. Burada mimari, bir biçimdir; işin özü değildir. İşin özü sanatçıların bir arada yaşayacağı bir sanat köyü konseptidir. Fakat burası bir ‘sanatçılar yazlığı ya da kooperatifi’ değil. Burada sanatçı dostlarımıza kendi alanlarıyla ilgili çalışmalarını yapabilecekleri bir altyapı ve yaşam modeli sunduk. Tamamen profesyonel sanatçıları ve kültür insanlarını davet ettik. Bu daveti yaparken karşılığında bir bedel ödüyorlar. Bu da evlerin maliyeti... Tüm zorlukları bir konsept olarak ele aldığımızda hepsi birbirini tamamlıyor. Orta Anadolu’da, Orta Anadolu mimarisiyle bir köy inşa ettik. Köy bin yıl önce nasıl kurulmuşsa aynısını kurduk. Artık kimse geçmiş dönem eserlerine ve malzemelerine itibar etmiyor. Ama bir sanat olarak baktığınızda inanılmaz bir iç cazibesi var. Otantik olması çok dikkat çekiyor. Biz köyü, o yörenin insanlarının binlerce yıldır yaşadığı biçimde kurduk. O yüzden de Türkiye’de tek olma özelliği taşıyor. Bu işi çok iyi bilen yazarların, mimarların, heykeltıraşların, ressamların... Hepsinin dikkatini çekiyor. Bu bir maceraydı ama hayırlısıyla hayata geçirdik. Beş yıl önce kurduk. O zamandan beri birileri yaşıyor ve ilave yapılar devam ediyor. Yaz-kış 12 ay yaşanmıyor ama özel günlerde çok sayıda insan gidiyor. Örneğin geçen yıl 25 S A N AT ART Moğolistanlı bir ressam çift bütün kış köyde yaşadı. Neden Orta Anadolu? Ben o köyde doğdum ve doğduğum köyde bir şey yapmak istedim. Bu tür projeleri herkes çocukluğundan itibaren düşünmeye başlar. Çok özel, kimsenin hayal edemeyeceği türden farklı fikirler değildir. Herkes kendi dünyasının insanlarıyla yaşamayı hayal eder. Ama Orta Anadolu’nun doğal ve beşeri yaşamını özümsemiş bir sanat köyü olması, fikri orijinal hale getiriyor. Hayatınızın altı yıl gibi uzun bir zaman dilimini 7-24 bir projeye verebilmeniz için onun sizde çok büyük bir heyecan uyandırması gerekiyor. Sonsuz Şükran Köyü, doğduğum topraklarda yaptığım bir çeşit sosyal sorumluluk projesi. Helal olsun tüm emeklerime... 26 I was born in that village and I wanted to do something in the village in which I was born. Everyone starts to think about such projects starting from their childhood. They are not ideas that are very special or that may not occur to anyone. Everyone dreams about living with the people of their own world. However the idea is original since it is an art village which has internalized the natural and social life of Central Anatolia. For you to devote a period as long as six years of your life 7/24 to a project, you must be very excited by it. Endless Gratitude Village is a kind of social responsibility project I’ve carried out at the place where I was born. Well done to me... Is there a similar model in the world? There are similar settlements in India, Egypt and Germany, but in those cases, a person had gone and settled there and that person brought other people there. There is no other place in the world which has been designed to perform arts on an empty area from scratch. How have the feedbacks from local people been, have they denied the project? They have adopted the project from its first day on. The village neighboring the Gratitude Village had given many students to Village Institutes. The level of education has been high for years, and there are many university graduates. They have never found it strange. Villagers and artists have become very good neighbors for each other. They visit each other’s houses. The villagers give the vegetables and fruits they harvest for free. Sometimes the artists say: “We shut the door and left, and when we came back, a bag of tomatoes was hanging on the door”. Social relationships are warm. It has been a model project also in that sense. Dünyada benzer bir model var mı? Hindistan’da, Mısır’da, Almanya’da benzer yerleşimler var fakat oraya bir insan gidip yerleşmiş ve ulaşabildiği insanları oraya getirmiş. Sıfırdan boş bir alan üzerinde sanat yapılması için tasarlanmış bir yer dünyada yok. Yerel halkın geri dönüşleri nasıl oldu, projeyi yadsıdılar mı? Daha ilk günden itibaren benimsediler. Şükran Köyü’nün bitişiğindeki komşu köy, Köy Enstitüleri’ne çok öğrenci vermiş. Yıllardan bu yana eğitim seviyesi yüksek, çok sayıda üniversite mezunu var. Hiçbir zaman garipsemediler. Köylüler ve sanatçılar birbirlerine çok iyi komşu oldular. Evlere gidip gelmeler oluyor. Köylü, sebze-meyve çıkardığı zaman getirip ikram ediyor. Bazen sanatçılar diyor ki: “Kapıyı kapattık, gittik; geldiğimizde kapıda bir poşet domates asılıydı”. Sosyal anlamda ilişkiler sıcak. Bu bakımdan da örnek bir proje oldu. Bazı insanlar bu projeyi “bir grup marjinalin günümüzün moda kavramı ekolojik yaşama çabası” gibi değerlendirebilir. Manifestonuz üzerinden 27 S A N AT ART değerlendirecek olursak, ne kadar samimisiniz? Bu manifesto, üzerinde bütün arkadaşlarımızın fikir birliğine vardığı bir metindir. Oradaki temel ilkelerimizden biri “Köylü gibi olmaya geliyoruz” sözüdür. Öğretmeye değil, öğrenmeye geliyoruz… Bunlar biraz fantastik gelebilir ama o niyetle gittiğiniz zaman, bildiğinizi sandığınız birçok şeyin şifahi kültürde aslında daha zengin bir temeli olduğunu görüyorsunuz. İnsanlar manevi anlamda o kadar zengin ki, bir ‘alışveriş’ kendiliğinden gerçekleşiyor. Ben o köyde doğdum. İki yaşında ayrıldım ve sonra çok az ilişkim oldu. Belki biraz da bu ayrılığı eksiklik olarak gördüm. Belediye Başkanı “Köye bir şey yap,” dediği zaman, “Doğduğum topraklar için ben bu yaşa kadar hakikaten hiçbir şey yapmadım,” dedim ve heyecanlandım. Projemi burada hayata geçirmeye karar verim. Zor bir süreçti ve insanları ikna etmek çok zor oldu. Geçmişte halk ve entelektüel kesim arasındaki makas daha açıktı. İnsanlar birbirlerine kuşkuyla bakıyorlardı. Ama ben insanların öyle olmadığını biliyorum. Köye gelen birçok arkadaşım da Anadolu insanının o yüksek ve deruni kültürünü, asaletini, birbirleriyle olan dürüst ilişkilerini gördüler ve bu gördüklerini 28 Some people may consider this project as “an effort made by a group of marginal people to have an ecological life, which is a fashionable trend nowadays”. As regards your manifesto, how sincere are you? This manifesto is a text on which all our friends have reached an agreement. One of our basic principles there is the saying “We are coming to be like villagers”. We are not coming to teach, but to learn… These may sound fantastic, but when you go there with that in mind, you see that many things you think you already know have actually a richer basis in the verbal culture. People are so rich spiritually that an “exchange” automatically takes place. I was born in that village. I left it when I was two and then I had little contact with it. Maybe it was that being apart that I saw as a deficiency. When the Mayor asked me to do something for the village, I said “I really haven’t done anything for the land on which I was born so far” and I S A N AT ART senelerdir anlatırlar. Orada yaşamaya giden sanatçı arkadaşlarımızın hepsi kentli insanlar; daha önce köyde doğmuş, yaşamış katılımcılar yok. Ama artık bir köy sahibi oldular. Köylüler de ‘onların köylüsü’ oldu ve duyguları giderek bütünleşti. “Biz her şeyi biliriz” diye gitmemek gerekir. Köyde günlük hayata dair formal şeyler olmayabilir. Onları küçümsemek 30 got excited. I decided to realize my project here. It’s been a difficult period and it was very difficult to convince people. In the past, there was even a larger gap between people and the intellectuals. They were doubtful about each other. However, I know people are not like that. Many of my friends who have come to the village saw that high and spiritual culture and nobility of the Anatolian people and their sincere relationships with each other and they have been telling everyone about that for long years. The artists who have gone there to live there are all urban people, there are no participants who were born and lived in a village. But now they have a village. Villagers have also become their fellow villagers and their emotions have yerine, anlamaya çalışmak lazım. Bunu ancak onların arasındayken, içindeyken anlayabilirsiniz. Bir turist gibi kısa pantolonunuzla, başınızda yazlık şapkanızla köyden geçerek hiçbir şey anlayamazsınız. Bu toprakları, geçmişteki imparatorluğu yaratan kültür bu. Selçuklu’nun başkenti Konya’dır ve bütün erozyona rağmen orada bir kültür var. Ben bu manifestoyla arkadaşlarımın içinde zaten var olan duyguya dikkat çektim sadece. Köyün adı neden “Sonsuz Şükran”? Doğduğumuz topraklara şükran duymaktan geliştirdiğim bir isim oldu. Köyün mimarisini tamamen yörenin geleneğini gözeterek yarattınız... Bunun ne gibi etkileri var? Türkiye’de mimari, coğrafyanın özellikleri gözetilerek yapılmıyor. Örneğin Karadeniz’de yapı malzemeleri farklı, İç Anadolu’da farklıdır. Bu durum, iklime ve gradually become integrated. You should not say “We know everything”. There may not be formal things about daily life in the village. You must try to understand rather than underestimate these. You may only understand that when you are among them, in them. You cannot understand anything when you are passing through the village with your shorts and summer hat on. This is the culture that has created the empire in the past. Konya is the capital of Seljuk empire and there is a culture there despite all the erosion. With this manifesto, I only emphasized the emotion that is already present in my friends. Why is the village called “Endless Gratitude”? It is a name that has developed out of yaşam fonksiyonlarına göre değişir. Orta Anadolu’nun yapı malzemesi kerpiçtir. Köyde evler tamamen kerpiç. Köyü yöre malzemeleriyle ve Anadolu Selçukluları’nın sivil mimarisinin en temel yapı özellikleriyle inşa ettik. Kullanım zorlukları getiriyor; çünkü çatı yok. Çatı koymayınca yağmura, kara karşı dayanıksız bir özellik gösteriyor. Fakat her bir özelliğinin binlerce yıllık Anadolu yaşam geleneğinde fonksiyonel bir karşılığı var. İnsanlar düz damda sebzesini, meyvesini kurutuyor. Yazın çıkıp damlarda uyuyarak, gökyüzüyle bir temas sağlıyor. Örneğin kalorifer yok. Soba ve şömineler var. Dünyanın en sağlıklı yapı malzemesini, kerpici kullanıyoruz. Kerpiç, yani toprak, insanın doğasında var. Yazın serinletici, kışın ısıtıcı özelliği var. Sıcağa ve soğuğa karşı çok ciddi yalıtım yaparken, bir taraftan da nefes almayı sürdürüyor. Kerpiç evde iki saat uyumak, beton evdeki yedi saatlik uykuya bedeldir. Sadece doğanın, suyunun beden üzerindeki etkisi bakımından değil; o 31 S A N AT ART yapıda yaşadığınız zaman çok açık bir fark var. Orada yaşadıkça, yapılması gereken diğer şeyler bir mesaiye dönüşüyor; soba yakacaksın, tutuşturmaya çalışacaksın gibi... Onun da ayrı bir zevki var... Diyelim bir sanatçıyım ve köydeki yaşantıyı deneyimlemek istiyorum, ne yapmalıyım? Bu gibi taleplerde konuklarımızı arkadaşlarımızın evlerinde ağırlıyoruz. Her ev misafire açık ve çoğu evde devamlı misafir oluyor. Ayrıca ‘40 Kapı’ adında tasarımı cam, seramik, ahşap malzemelerle yapılacak bir tasarım atölyesi projemiz var. Burası aynı zamanda bir okul gibi olacak. Tasarım objelerinin üretilmesi konusunda, özellikle yöre kadınlarına yönelik olarak, ücretsiz eğitim verecek bu atölye. Daha sonra da dünyanın büyük tasarım atölyelerine, sipariş usulü toplu üretimler yapılacak. Ayrıca ‘40 Kapı’da otel olarak kullanılabilecek bir de misafirhane yapıyoruz. Köyün ekolojik bir tarafı var mı? 32 gratitude towards the lands we were born into. You created the architecture of the village considering the region’s traditions... What does this bring about? In Turkey, architecture is not designed taking into account the characteristics of the particular region. For example, building materials in the Black Sea and the Central Anatolia are different. This changes according to climate and living conditions. The building material of Central Anatolia is mud-brick. The houses are all made of mud-brick in the village. We built the village with regional materials and the most basic building characteristics of the civilian architecture of Anatolian Seljuk Empire. It brings challenges in terms of use, because there is no roof. When there is no roof, it is not suitable for rain or snow. However, each characteristic has a functional counterpart in the Anatolian traditions of thousands of years. People dry their vegetables and fruits on flat roof. They ensure contact with the sky by sleeping on the roofs in the summer. For example, there is no radiator. There are stoves and fireplaces. We use the healthiest building material in the world: mud-brick. Mud-brick, that is soil, is in the nature of humans. It cools in the summer and heats in the winter. It ensures very solid insulation against the heat and cold, and it also keeps on breathing at the same time. Sleeping for two hours in a mud-brick house is equivalent to a seven-hour sleep in a concrete house. Not only in terms of the nature, and its water on the body; there is a huge gap when you actually live in that building. Other things to do are turned into an occupation as long as you live there; like you light a stove, try to ignite it, etc... It gives you a certain pleasure… Let’s say I’m an artist and I want to experience the life in the village, what should I do? In case of such requests, we host our guests in our friends’ houses. Every house is open to guests and there are always guests in many houses. In addition, we have a project called ’40 Doors’ to be made with glass, ceramic and wooden materials. This will be like a school at the same time. This atelier will offer training especially for women of the region regarding the production of design items. It will then carry out made-to-order production for large design ateliers in the world. We are also building a guesthouse at ’40 Doors’ that may be used as a hotel. Does the village have an ecological aspect? Organic farming is made in the village. Since the altitude is high, fruits are more delicious. There are fruit types that are currently traditionally consumed only there. We may also call these endemic. All fruits that may come to your mind... However, it is not possible to see them in the market. There is plenty of strawberries, strawberries have been dominantly produced in the last 5-10 years. Their taste and smell are really different... Everyone has a tiny garden for fruits and vegetables... Everyone’s engaged in certain things. What kind of events are held throughout the year? Each year, we organize “Gratitude Towards Anatolia Meetings”. The 5th will take place this year. A long term festival with workshops and concerts... No fees are paid. We also gave training to 30 kids who have superior intelligence in Konya region. We organize an event with one of the surrounding locations each year. In one of the years, we made a sculpture symposium in Çumra. They made drawings on the electricity panels in Akşehir. It was a nice work. We made a large “Chintamani” (a motif used also in the Ottoman times) in the village within the scope of “Land art” . One of our friends made a work called “The Endless Road” in the pond . Another friend of ours made a four civilizations fountain at the village’s square. We made two Anatolian panthers at the length of 2 meters and 80 cm at the entrance of the village. We organize many events and make many works of art. Köyde organik tarım yapılıyor. Rakım yüksek olduğu için meyveler çok daha lezzetli. Geleneksel olarak bugün artık sadece orada tüketilen meyve türleri var. Endemik de diyebiliriz. Aklınıza gelen bütün meyveler... Ama bunları piyasada görmeniz mümkün değil. Çilek çok, son 5-10 yıldır ağırlıklı olarak çilek üretimi yapılıyor. Lezzeti, kokusu çok farklı... Herkesin ufak birer bahçesi var; meyve, sebze... Herkes bir şeylerle uğraşıyor. Yıl boyunca nasıl etkinlikler yapılıyor? Her sene geleneksel olarak “Anadolu’ya Şükran Buluşmaları” yapıyoruz. İçinde atölye çalışmaları, konserler olan uzun süreli bir festival... Hiçbir ücret ödenmiyor. Onun dışında, Konya yöresindeki ileri zekâlı 30 çocuğa eğitim verdik. Her sene çevre yerlerden biriyle bir etkinlik yapıyoruz. Bir sene Çumra’da heykel sempozyumu yaptık. Akşehir’deki elektrik panolarına resimler yaptılar. Hoş bir eser oldu. Köyün içinde “Land art” kapsamında büyük bir “çintemani “(Osmanlı’da da kullanılan bir çeşit motif) yaptık. Bir arkadaşımız göletin içine “Sonsuz Yol” diye bir eser yaptı. Başka bir arkadaşımız köy meydanına dört uygarlık çeşmesi yaptı. Köyün girişinde 2 metre 80 cm boyunda iki adet gerçek andezitten Anadolu parsı yaptık. Çokça etkinlik ve sanat eseri yapıyoruz. 33 S AĞ LI K H E A LT H Şifa kaynağı besinler Yaz meyveleri içinde bulunan bazı besinler öylesine faydalı ki hem genel sağlık durumunu iyileştirici etkilere sahipler hem de tok tutma özellikleri ile diyetlere uygunlar. Healing Foods Some summer fruits are good for our health. They both heal our wellbeing and are convenient to add to diet list and they also make us full 34 Dr. Dyt. Tuba Kayan Tapan Beslenme ve Diyet Uzmanı Şişli Florence Nightingale Hastanesi Nutritionist Şişli Florence Nightingale Hospital 35 S AĞ LI K K H E A LT H ırmızı kapya biber: İçeriğinden dolayı metabolizmayı hızlandırır. Demir içeriği yüksektir. Mango: Yüksek miktarda A, E, C vitamini içerdiğinden antioksidan kapasitesi yüksektir. İçerdiği lif sayesinde hem tok tutar hem de sindirim sistemine yardımcı olur. Yoğurt ya da ayran: Protein ve kalsiyum içeriği yüksek besinlerdir. Yüksek kalsiyum dokulardaki yağlanmayı azaltmada etkindir. Bol naneyle, dereotuyla ve salatalıkla yapılmış bir cacığın posa içeriği yüksektir. Dereotuyla beraber tüketirseniz kalsiyum oranı da yükselir. Soğuk çorba: Haşlanmış nohut, haşlanmış buğday ve sulandırılmış yoğurttan yapılan soğuk çorbanın üzerine bol nane ve dereotu eklendiğinde, hem posa içeriği hem de C vitamini artar. İçine eklenen kurubaklagil ve buğday, posa içeriğini artırdığından doygunluk hissi verecek ve geç acıkmayı sağlayacaktır. Maydanoz: A, C ve E vitamini kaynağı olan maydonozu yemeklerin yanında 5-10 dal yerseniz günlük C vitamini gereksiniminin 1/3’ünü karşılamış olursunuz. Maydonuzun idrar söktürücü ve ödem atıcı etkisi 36 R ed Capia Pepper: Its ingredients speed up your metabolism. It is an iron -rich food. Mango: It has high antioxidant capacity and contains A, E, C vitamins. Fiber makes you full and helps your digestive system. Yoghurt or ayran: Contains protein and calcium rich foods. High level calcium reduces fat deposition in tissues. Fiber contains of cacık prepared with mint, dill and cucumber is high. If you eat with dill, then the percentage of calcium will rise. Cold soup: When mint and dill are added on top of cold soup made from boiled chickpea , wheat and watered yoghurt , fiber contain and Vitamin C ingredient rises. Legumes and wheat added into soup will make and keep you full longer as fiber contain rises Parsley: If you eat 5-14 bunches of parsley with meals , which contains A, C and E vitamins you will meet 1/3 of daily C vitamin requirement. Parsley is diuretic and reduces edema Beans: Stay long in the stomach, moves slowly to digestive system. Gives the sensation of feeling full and keeps you full longer and speeds bowel movement. Cinnamon: Activates enzyme that help insulin linked to cells , reduces the preventive enzyme Thus reduces insulin resistance and contributes to appetite control. Suppresses appetite and reduce carbohydrate desire Oat: Soluble fiber inside gives the sensation of feeling full and keeps you full longer. Speeds up your metabolism, includes starch. Kidney bean: It has full of protein and highly beneficial to digestive system. Contains vitamin and mineral ingredients are high. Digestive ananas: Helps reduce postprandial bloating and swelling. Raspberry : C, E and K vitamins, folic acid, potassium, copper, mangan minerals, fiber rich fruit. Protects against cancer because of antioxidant contain. Protects cardiovascular health and dilutes your blood. Red grape: effective to cardiovascular diseases. Eating 7-8 dried seeded red grape a day is recommended. In case of blood deficiency, it is good for snacks Blackberry: Ellagic acid ingredient is an antioxidant. Provides a younger skin and prevent ageing. Balances blood sugar, cleanses blood and make it beautiful. It has full of C Vitamin and also contains B group vitamins. Black mulberry: Contains C, B and K vitamins, dietary fiber and iron. Helps blood productivity, strengthen immune system Tomato: Many Research show that it prevents the risk of cardiovascular diseases. Guava: it is amongst super fruits because of the ingredients such as dietary fibre, A,C vitamins, folic acid, potassium, manganese, copper. One guava can contain 4 times more vitamin than an orange. Particularly red and pink guava contain high levels of likopen Her yemekte beş dal maydanoz yiyin. Bu sayede günlük C vitamini ihtiyacınızın üçte birini karşılamış olursunuz. Eat 5 bunches of parsley with meals, and then you will meet 1/3 of daily C vitamin requirement. bulunmaktadır. Barbunya: Midede kalış süresi uzundur, dolayısıyla sindirime geç katılır ve tokluk hissini arttırır. Hem acıkmayı geciktirir hem de barsak hareketlerini hızlandırır. Tarçın: İnsülinin hücrelere bağlanmasını sağlayan enzimi etkinleştirir, engelleyen enzimi azaltır. Dolayısıyla insülin direncinin azaltarak, iştah kontrolüne katkı sağlamaktadır. İştahı baskılayarak, özellikle karbonhidrat isteğini kırmaktadır. Yulaf: İçindeki çözünebilir lif hem tokluk hissi verir hem de açlık hissini geciktirir. İçerdiği dirençli nişastayla, metabolizmayı hızlandırmaktadır. Börülce: Bitkisel kaynaklı doyurucu protein yüklü ve sindirim sistemi için oldukça yararlıdır. Vitamin ve mineral içeriği oldukça yüksektir. Hazmı kolaylaştıran ananas: Aynı zamanda yemekle beraber oluşan şişkinliğin ve ödemin vücuttan atılmasına oldukça yardımcıdır. Frambuaz: C, E ve K vitamini, folik asit, potasyum, bakır, mangan mineralleri, lif açısından zengin bir meyvedir. Antioksidan özelliği sayesinde kansere karşı 37 S AĞ LI K H E A LT H Bir portakalın dört katı kadar vitamin içeren guava yüksek lif oranına da sahip. Guava contains high level of fiber and contain 4 times more vitamin than an orange koruyucu etki gösterir. Kalp sağlını koruyucu ve kan sulandırıcı özelliği bulunmaktadır. Kırmızı üzüm: Kalp hastalıklarında olumlu etkisi vardır. Her gün 7-8 adet çekirdekli kuru kırmızı üzümün tüketimi önerilir. Kansızlık durumunda, iyi bir ara öğündür Böğürtlen: Böğürtlenin içinde bulunan ellagik asit, antioksidandır. Böğürtlenin en önemli etkisi cildi gençleştirmesi ve hücre yaşlanmasını geciktirmesidir. Böğürtlen kan şekerini dengeler, kanı temizler, cildi güzelleştirir. C vitamini deposudur ayrıca B grubu vitaminleri de içerir. Kara dut: İçinde C, B ve K vitamini, diyet lifi ve demir içerir. İçerdiği demir sayesinde, bağışıklık sistemini güçlendirerek kan yapımını arttırır. Domates: Yapılan araştırmalarda kalp hastalıkları oluşum riskini azalttığı görülmüştür. Guava: Yüksek oranda içerdiği diyet lifleri, A,C vitamini, folik asit, potasyum, manganez, bakır gibi elementler sayesinde süper meyveler grubu içerisindedir. Öyle ki düşük kalorili bilinen türden bir tane guava (elma guavası) bir portakalın 4 katı kadar vitamin içerebilir. Özellikle kırmızı ve pembe olanı çok fazla oranda likopen içerir. Kızılcık: Kalp hastalığı ve kansere karşı koruyucu etki göstermektedir. Özellikle yaz aylarında sık oluşan idrar yolu enfeksiyonlarını (sistit) gidermede oldukça önemlidir. Mürdüm eriği: Potasyum ve magnezyum açısından oldukça zengindir. İçinde bulunan lif içeriğinden dolayı sindirim sistemine yardımcıdır. Karpuz: Yüksek oranda C ve A vitamini içerir. Karpuz çekirdeğinde bulunan cucurbocitrin adlı madde böbrek fonksiyonlarının düzenlenmesinde yardımcı olur. Ara öğünlerde alınan miktar iki dilimi geçmemelidir! Kiraz ve kiraz sapı: Eklemlerdeki iltihaplanmanın azalmasına yardımcı olmasının yanı sıra içerdiği vücudun doğal uyku düzenini destekler. Kiraz saplarından demlenerek hazırlanan içeceğin de böbrek fonksiyonlarını hızlandırarak, idrar çıkışını arttırması ve ödem oluşumunun giderilmesinde yardımcı olur. 38 Tarçının iştahı azalttığını biliyor muydunuz? Did you know that cinnamon suppress the appetite? Cranberry : Protects against heart disease and cancer. It is indicated for urinary tract infections. Damson Plum: Potassium and magnesium- rich fruit. Fiber helps digestive system Water melon: Contains high levels of C- A vitamins. Cucurbocitrin substance in the seed helps regulate kidney functions. Maximum two slices should be eaten as a snack. Cherry and cherry stalk: Relieve rheumatoid arthritis and supports regular sleeping patterns. Tea made from cherry stalk speed kidney functions, diuretic, prevents swelling in the body. S AĞ LI K 40 H E A LT H Zihin beden ve ruh sağlığı için yiyin Holistik (Bütünsel = Zihinsel, Fiziksel, Ruhsal ) beslenmenin ilk adımı sevgi, ikinci adımı da algılarınızı yemeğe vermektir. Ne yediğiniz kadar; nasıl yediğiniz, hazırladığınız, pişirdiğiniz ve sunduğunuz da hayli önemlidir ve bütün bunlar esasında sizin kim olduğunuzu gösterir. Elbette sağlığınızı da doğrudan etkiler... Zeynep Kasapoğlu Eat for your physical and mental health The first step of Holistic Nutrition (Mental ,Physical and Spiritual) is to add love and the feelings to the food. How much you eat is as important as what you eat, how you prepare food, cook and present it. All of these identify who you are and of course affect your health thoroughly… Zeynep Kasapoğlu 41 S AĞ LI K H H E A LT H olistik beslenmeyle ilgili araştırma yapmaya başladığımızda, aslında hepimizin çok iyi bildiği bir noktadan yola çıkmamız gerektiğini fark ettik: Sevgi… Şaşırmayın, size hemen neleri yemeniz, nelerden uzak durmanız gerektiğini söyleyerek söze başlamak istemiyoruz; ilk sözü yemeğe katılan sevgiye veriyoruz. Çünkü bu sevgi eşsiz lezzetlere dönüşüyor ve belki de bu yüzden en lezzetli yemek, severek yapılan yemek oluyor… 42 W hen we first searched for holistic nutrition, we realized that we must start somewhere known to all of us. It was love… Do not be baffled ! We will not say the things to avoid . We will not start speaking by saying about the things you should eat or avoid. Here love takes first place. Because, love here turns into unique taste and for this reason the most Holistik beslenme gıdaların satın alma sürecinden başlıyor. Onları nereden, hangi koşullarda, nasıl alıyorsunuz? Severek, seçerek, “sağlıklıdır” diyerek alırsanız lezzetli ve besleyici yemeğin ilk adımını doğru atmışsınız demektir. Holistic nutrition begins with purchasing food. From where or how do you buy your food ? If you make a choice for healthy food consciously it means you are on the right track to buy delicious and healthy food. Yemeğe kulak verin Yedikleriniz sağlığınızın hayat yolculuğunu belirler; enerjinizin seviyesini, kendinizi nasıl hissettiğinizi, hatta mutluluğunuzu ve depresifliğinizi bile... Yemek yapmak ve yemek yemek, hayata mola vermektir aslında. Hele bir de bunu alışkanlık haline getireceğiniz doğru seçimlerle yapıyorsanız, işte o zaman hayatınıza değer katmışsınız demektir. Kastettiğimiz şimdiye dek okuduğunuz öğütlerden ibaret değil. İşe zihninizi ve ruhunuzu da katmanızı istiyoruz. Nasıl mı? Çinliler’in “Bulaşık yıkıyorsan bulaşık yıka” atasözünü bilir misiniz? İlk okuyuşta anlaşılmayan bu söz, basit şekilde şunu söylemeye çalışıyor: O an ne iş yapıyorsan aklını, ilgini ve enerjini ona ver; yapılan her işin bir zevki var ve o zevki kaçırma, anı yaşa.” Tekdüze bir işten bile zevk almak mümkün ise tatlar, kokular, sesler, ritmik hareketler ve özgürlük içeren yemek pişirme ritüelinde alınabilecek zevkleri varın siz düşünün. Ve bu zevk, yemeğin tadına, enerjisine, size verdiği sağlığa doğrudan geçecek üstelik. Yemek hazırlamaya karar verdiğinizde, sağlığınız için faydalı malzemelere dokunmaya başlayın, göreceksiniz onlar daha en başından size kendinizi iyi hissettirecekler. Beden, zihin ve ruhu beslemek Bütünsel sağlık; beden, ruh ve zihnin uyumlu ve dengede olmasıdır. Bu üçünden herhangi birinde yaşanacak bir aksaklık diğer ikisinde de görünür hale gelir. Bu nedenle beden-zihin-ruh sağlığı kavramlarını ayrı ayrı ele almak mümkün değildir. Bu üç kavramı bir bütün olarak ve eşzamanlı çalışmalarla değerlendirmek gerekir. Öyleyse beslenme konusuna da bütünsel yaklaşmalı, hem sizi mutlu edecek hem de zihninizi ve bedeninizi besleyecek gıdalar seçmeli, aynı amaçla pişirmelisiniz. Holistik beslenme belki de bu yüzden, ne yediğinizin ötesinde, bir yaşam biçimidir. Holistik beslenmenin faydaları delicious food becomes the food prepared with love… Pay attention to what you eat What you eat determines the progress of your health; your energy level, how you feel , even your happiness or depression… In fact, cooking or eating means taking a pause in life. If you practice it through habitual behaviors and correct choices it Holistik beslenme uzmanı Elissa Goodman, bu beslenme tipiyle elde edilecek faydalardan bazılarını şu şekilde sıralıyor: • Çatlakları önler, cildiniz pırıl pırıl olur. • Anne sütünün artmasını sağlar. Özellikle stresi önlemesi sebebiyle süt azalmasını engeller. • Bedeni içten dışa besler. • Zihnin farkındalığını ve açıklığını artırır. • Eğer bağırsaklarda iyi bir bakteri dengesi yoksa vücut daha fazla şeker ve karbonhidrat ister. Holistik beslenme, bağırsaklardaki bakteri dengesini sağlayarak şeker ve karbonhidrat tüketmenizi önler. • Tüm yeni anneler, sabah kalkar kalmaz ılık ve limonlu bir bardak su içmeliler. Bu su sindirimi harekete geçirir, 43 S AĞ LI K H E A LT H contributes value to your life. That is not all about advices we gave here. We want you to focus on the task mentally and spiritually, but how? Do you know a Chinese proverb saying that “ Do your dishes before you change the world” ? This proverb, at first, doesn’t seem understandable but it tells that “Focus your mind and energy on the task at hand and enjoy it and live in the moment. “ A routine task even gives pleasure so a cooking ritual has more than that with its taste, smell, sound, rhythm and independence. What is more, it directly contributes to the taste and energy of food and your health. When you decide to prepare food, first touch the ingredients beneficial to your health and you will see you feel their effects inside. karaciğeri toksinlerden arındırır. • Meyve-sebze suyu karışımları faydalıdır. Yeşil yapraklı sebzeler, salatalık, kereviz, limon ve zencefil sıkılarak tüketilebilir. • Akşama kadar çiğ gıdalar, akşam ise pişmiş gıdalar yiyin. Çünkü pişmiş gıdalar insanı rahatlatır ve uykuya hazırlar. Gün boyunca ağır gıdalar tüketmeyip, hafif beslendiğinizde gün içinde daha enerjik olursunuz. • Bedeninizin besin öğelerini absorbe etmesi için egzersiz yapmalı ve hareket etmelisiniz. ‘Evet’ler listesi • Holistik beslenmede en önemli nokta doğal gıdalar yani işlenmemiş tam organik yiyecekler tüketmektir. • Vücudumuzun yüzde 70’i sudur ve hidrojen sağlık için çok önemlidir. Plastik şişelerdeki sulardan kaçının, cam şişeleri tercih edin. • Okumaktan yoruldunuz belki ama uyguluyor musunuz? Kullandığınız tüm yağların yerine zeytinyağı kullanın ve mümkünse soğuk presleme yöntemi ile elde edilmiş olsun. • Protein tüketmekten kaçınmayın. Vücudunuzun proteine de ihtiyacı olduğunu unutmayın. • Tam tahıllar, bağırsaklar yoluyla toksinlerin ortadan kaldırılmasına yardımcı olur. Evde ekmek yapacaksanız, glutensiz unu veya tam buğday unlarını tercih edin. Bazı hekimlere göre gluten depresyona sebep olur ve glutenden kurtulduğunuzda daha mutlu olursunuz. • Bitkilerden yapılan çayları tüketin. • Günde en az bir kez çiğ gıda yiyin. • Mümkün olduğu kadar çiğ ve minimum işlenmiş, tam ve canlı gıdalarla beslenin. Doğal hallerinde gıdalar daha besleyici olur ve aktif enzimler içerir. 44 Mesele yemeğin tarifinde değil onu yaparken aklınızdan geçenlerde... Sizi çok seven büyükannenizin yaptığı yemeklerin lezzetinin sırrı da bu: sizi seviyor, sizi mutlu etmek için şevkle pişiriyor. Yemeğinize önce sevginizi katın. Ardından onu sağlıklı koşullarda pişirin ve tüm duyularınızla yemeğin tadını çıkarın. What’s important is the things on your mind while cooking rather than the recipe. The secret of the taste of your grandmother’ s cooking is that she loves you and she cooks passionately to please you. Add love to your cooking. Then create healthy meals. Enjoy your meal with all of your senses. Nourishing body, soul and mind Holistic health considers the combination of and balance between body, spirit and mind. A disorder to be occurred in any one of these three components may also appear in other two components. Accordingly, it is not possible to handle the concepts of body, mind and spiritual health separately. These three concepts have to be considered concurrently and as a whole. In that case you should take nutrition into account together with holistic approach and prefer foods that make you happy and boost your brain power and your body and cook them. For this reason, holistic nutrition is a life style beyond what you eat. Benefits of a Holistic Nutrition Diet Holistic nutrition expert, Elissa Goodman, has explained the benefits of a holistic nutrition diet below: Prevents cracking on your skin, makes your skin lighter Increases breast milk production. Prevents stress and reduction of breast milk supply Feeds your body and affects from inside to outside Increases the awareness and clearness of mind If there is no good balance of bacteria in your digestive system, your body will need more sugar and carbohydrate. A holistic nutrition diet stops you to eat sugar and carbohydrate ensuring the balance of the bacteria in the gut All women who gave birth should drink a glass of warm water with lemon early in the morning. This activates digestive system, detoxes livers A mix of fruit and vegetable juices is highly beneficial. You can also consume the juices of green leafy vegetables, cucumber, celery, lemon and ginger. Eat raw food by the evening, in the evening eat cooked food. Cooked food helps you feel relax and prepares for sleep. Do not consume high calorie foods all day long. If you eat light foods, you will feel more energetic. You should do exercise to help your body absorb the nutrients it needs List of “yes” The most important thing in holistic nutrition is to consume natural foods that means unprocessed and organic foods Our body consists of 70 percent of water , and hydrogen is very important for health . Avoid water in plastic bottles, prefer glass bottle. . May be, you get tired when you read. But do you practice them? Use olive oil rather than other oils and if possible , prefer olive oil obtained by cold pressing Do not avoid consuming protein. Keep in your mind that your body also needs protein Whole grain helps toxins remove from your gut. If you want to make bread at home, prefer gluten free flour or wheat flour. According to some physicians, gluten causes depression and you will feel more happier when you get rid of gluten Consume herbal tea Eat raw food at least once a day Eat raw and minimally processed, whole and fresh food as much as you can. In their natural form , they are more nutritious and contain active enzymes List of “no” Prefer Stevia plant used for centuries in Paraguay and Brasilia instead of sugar Limit the use of salt to one teaspoon ‘Hayır’lar listesi • Şeker yerine Paraguay ve Brezilya’da yüzyıllardan beri kullanılan Stevia bitkisini (şeker bitkisi, şekerotu) tercih edin. • Tuz tüketiminizi günde en fazla bir çay kaşığı ile sınırlayın. Gıda etiketlerini kontrol edin; işlenmiş gıdalara eklenen sodyum miktarına şaşıracaksınız. Normal sofra tuzu yerine deniz tuzu veya Himalaya tuzu gibi dünyanın derinliklerinden elde edilmiş tuzları tercih edin. • Yemekleri mangal gibi doğrudan ateşin temas edebileceği şekilde pişirmeyin ve yanmış gıdaları tüketmeyin; bunlar kansere yol açabilir. • Genetiği değiştirilmiş (GDO) gıdalar tüketmeyin. Ne yazık ki, tüketici GDO’lu gıdaların varlığından haberdar değil. Kanola ve soya çoğunlukla GDO içerir, bu nedenle organik olmayan kanola yağı veya soya sütü, tofu ya da soya proteini tozu gibi soya ürünleri satın almayın. 45 S AĞ LI K H E A LT H maximum a day. Check the labels on food packages, you will be amazed of the amount of sodium added to processed food. Prefer sea salt or Himalaya salt Do not cook food on barbecue and do not consume burned foods; these foods may cause cancer. Do not consume foods containing genetically modified organism ( GMO). Unfortunately , consumers are not aware of these type of foods. Canola and soy usually contain genetically modified organism . Do not buy non- organic canola oil or soy oil, tofu or soy protein powder. How you should cook food ? Yemekleri nasıl pişirmelisiniz? Yemeklerinizi pişirirken krom veya titanyumdan yapılmış paslanmaz tencere kullanın. Ucuz tencereler içerdikleri nikel sebebiyle sağlığınızı tehdit eder. Alüminyum, toksik bir metaldir; beyin hücrelerinin ölmesine ve Alzheimer’a sebep olur. 1997 yılında Berkeley Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, Alzheimer’dan ölenlerin yüzde 90’ının beyninde alüminyuma rastlanmıştır. Döküm tava ve tencereler de sağlıklıdır. Evdeki tencerelerinizi şu testten geçirerek işe başlayabilirsiniz: Bir bardak su ve bir çay kaşığı kabartma tozunu tencerenize koyun ve beş dakika boyunca ısıtın. Kötü tencereler kaynamaya izin vermez, aksine, kilimsi bir şey pişirmiş olursunuz. Yemekle ilgilenmeye daha malzeme seçerken başlayın. Doğrarken, pişirirken, baharatlarla lezzet katarken, hazırladığınız bu yemeğin size vereceği keyfi, enerjiyi, faydayı düşünün, yemek yapmaktan zevk alın. Holistik beslenmenin koruduğu hastalıklar Bütünsel bir beslenme planı, sizi diyabet, kalp rahatsızlıkları, kanser, astım, tümör büyümeleri gibi sağlık sorunlarına karşı korur. Holistik beslenme ile kalp, karaciğer, mide, bağırsak gibi organlarınız yanında kaslarınız ve kemikleriniz de güçlenir. Sağlıklı ve dengeli beslenme ile stres, hafıza kaybı ve diğer zihinsel olumsuzluklara karşı kendinizi güçlendirmiş ve korumuş da olursunuz. Unutmayın, holistik beslenme zihni zenginleştirmek ve sağlıklı yaşama kavuşmak için ruhu arındırmak amacıyla planlanmıştır. 46 Sağlıklı gıdalar aldınız, sevgiyle hazırladınız... ama pişirme tekniğiniz sağlıksız ise holistik beslenmeye dair zinciriniz burada kırılıyor demektir. Toprak kaplar her zaman sağlıklıdır. Evdeki tencerelerinizi ise karbonat testinden geçirin! You have bought healthy foods and prepared them with love and care. However, if the cooking method you used is unhealthy, you broke the chains of holistic nutrition. Cooking in clay pots is always good for health. Test your pots in your kitchen by doing a carbonate test ! While cooking, use stainless steel pots made from chrome or titanium. Cheap pots pose thread for your health because of the nickel in it. Aluminum is a toxic material; it leads to death of brain cells and Alzheimer‘s disease. In a research conducted by the Berkeley University in 1997, aluminum was found in the brains of 90 percent of people who died from Alzheimer‘s disease. You can set to work by testing your pots as follows: Pour a glass of water and put one teaspoon of baking powder into your pot and heat it for 5 minutes. Pots made from poor material do not allow boiling the mixture, that way you will have cooked argillaceous clay. Become interested in food , while first choosing the ingredients. Think of pleasure of food while you chopping, cooking, and seasoning it with herbs and of the energy it gives and its benefits. Enjoy your cooking. Diseases prevented by holistic nutrition A holistic nutrition diet plan will protect you against diseases such as diabetes, cardiovascular diseases, cancer, asthma or tumor growths. Holistic nutrition makes stronger your heart, liver, stomach and guts as well as your muscles and bones. A balanced and healthy diet makes you powerful and protects you against stress, memory loss and other mental diseases. Do not forget that a holistic nutrition plan is created to improve your brain and make your life healthier. RÖ P O R TA J 48 I N T ERV I E W Çocuk kitaplarının mutlu dünyasına yolculuk Journey into the happy world of children's books If you know Görkem Yeltan only from TV screens and theatres, it means you know her a bit lacking. She is also a successful author. Indeed, a wide imagination author writing up stories for children… Let’s get a short stroll in Mrs. Görkem’s world of children's books… Görkem Yeltan’ın ekranlardan ve tiyatrodan tanıyorsanız biraz eksik tanıyorsunuz demektir. O çok başarılı bir yazar aynı zamanda. Hem de çocuklar için hikayeler kaleme alan hayalgücü çok geniş bir yazar... Gelin, Görkem Hanım’ın çocuk öyküleri dünyasında kısa bir gezintiye çıkalım... rs Görkem, we know you from Tv and big screens but your 18th children’s book is published. How did you start to write children’s books ? Can you share this story with us ? I met with chidren’s plays during my theater training. First, I started my theater training in Ali Poyrazoğlu Theatre, and then I have taken an education in Theatre Department of Istanbul State Conservatory. My way have often intersected with the children plays. In those days, I began to think that in our stage there was a lack of qualified children's play. The children’s plays that I found opportunity to watch abroad were the plays watched also by the children and also the adults were watching. The moment that I noticed this lack was my starting point. I have began to make research to learn what’s going on in children literature in the world. I was very attracted from that world. I have begun to pursue also the works which are not translated into our language. The authors that I loved, the drawers that I followed entered into my world. Within time, I had friends from previous centuries. The örkem Hanım, biz sizi ekranlardan ve beyazperdeden tanıyorduk ama siz 18. çocuk kitabınızı da çıkardınız. Çocuk kitapları yazmaya nasıl başladınız? Bu öyküyü bizimle paylaşır mısınız? Tiyatro eğitimim sırasında tanıştım çocuk oyunlarıyla. Önce Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu sonra da İstanbul Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümünde eğitim aldım. Çocuk oyunlarıyla kesişti yolum sıkça. O dönemlerde bizim sahnelerimizde nitelikli çocuk oyunlarının olmadığını düşünmeye başladım. Yurt dışında izleme fırsatı bulduğum çocuk oyunları çocukların da izlediği oyunlardı, yetişkinler de bu oyunları izliyorlardı. İlk yola çıkışım, bunu fark ettiğim zamandır. Dünya çocuk edebiyatında neler olup bitiyor bakmaya başladım. O dünya beni fazlasıyla içine çekiyordu. Dilimize M G 49 RÖ P O R TA J I N T ERV I E W çevrilmeyen eserlerin de peşine düşmeye başladım. Sevdiğim yazarlar, takip ettiğim çizerler girdi dünyama. Önceki yüzyıllarda yaşayan dostlarım oldu zaman içinde. Bugünün dehalarının işleri de iştahımı kabartıyordu. Bir gün kendimi oraya ait hissettiğimi anladım. Yazdıklarım hep o dünyaya yüzünü dönen hikayelerden oluşuyordu. İlk kitabım Kırmızı’nın Mektupları basıldı. Sonrasında renkli resimliler, romanlar derken bugün 18. Kitaba geldik. “Karabiber, Nilü ve Çiçi”, Deniz Karagül’ün çizimleriyle ve Kırmızı Kedi etiketiyle yayımlandı. Çocuk alanında olmayan şarkı sözlerimin ve senaryo çalışmalarımın içine gazetelerdeki kitap eklerinde çocuk edebiyatı üzerine yazdığım köşeler de eklendi. Ben çocuk kitabı yazmaya başladım ama çocuk kitabı öylesine muazzam bir dünya ki beni bırakmadı. Her an etrafımda dolaşıp beni mutlu etti. Son kitabınız, Karabiber, Nilü ve Çiçi’den bahseder misiniz? Karabiber, Nilü ve Çiçi isimli romanım üç arkadaşın macerası. Türkiye’de özellikle eğitim sistemimizin bir türlü rotasına oturamaması nedeniyle az sayıda insanın sevdiği, mutluluk duyduğu işleri yapabildiğini düşünüyorum. Ben bu şanslı azınlığın içindeyim. Kertenkele Nilü ve kuyruğunu bırakmak istemeyen, bundan korkan bir kertenkele fikri, yönetmenliğini yaptığım “Yemekteydik ve Karar Verdim” isimli uzun metraj filmimiz sırasında sanat 50 works of today’s geniuses were whetting my appetite. One day, I realized that I was belonging to there. What I was writing were generally the stories turning its face to that world. My first book “Letters of the Red” was published. Just then, with color pictures, novels, we reached today the 18th book. "Pepper, Nilu and Chichi" is published with the drawings of Deniz Karagul and the label of Red Cat (Kırmızı Kedi). I added my columns published in the newspapers inserts written on children's literature, to my song lyrics and my scenario works which were not within the children’s field. I started to write children’s book but, as it is a magnifical world, it did not leave me. Every moment it wandered around me and made me happy. Can you talk about your last book "Pepper, Nilu and Chichi" ? My novel titled "Pepper, Nilu and Chichi" tells an adventure of three friends. Especially, because that our education system cannot sit on a kind of route in Turkey ; I think that only very few people have the chance to do the job that they love and enjoy. And I am one of this lucky minority. The “Lizard Nilu” and the idea of a lizard who does not want to abandon its tail, who is scared of that, began to take shape with a story intersecting our ways with Nilüfer Çamur, our art director of our full-length film called as “we were having dinner and I decided” that I was the director. At one side, I was shooting the scenes, going underwater diving lessons, assisting to the montage, living my post-period in Italy but at the other side I was also taking continuously my notes and I was working on this story. The day that I returned back from Italy, my way was intersected with “Bünyamin” and just after with “Station” as an actress. Although I was working for the first time in those two projects with my director Serdar Gözelekli; he became a very dear friend of mine. The peaceful set period accorded me a time that I utilized the leisures. I made effort to profit from the breaks during the set. Also the lizard Nilu did not stop to pursue me. And in this period, the turtle “Pepper” together with the owl “Chichi” was included to my lizard friend’s life. The desire of these three girls to escape from home have been grown up. I was obliged to do my best to let them escape. In these days, anyone else in the world was not caring about their plans and lives. Because, no one else but me did not know. I could not afford to ignore this story that I knew. I rolled up my sleeves and worked hard for producing “Pepper, Nilu and chichi”. The consideration process of our chief editor İlknur Özdemir, the embrace process with Deniz Karagul who envelop the story with the beauty of her world and the time passing until the publication of the book was an exciting process for me as always. How does it feel to doing such a nice and meaningful business for children and for families? I am living in my own world and was writing what I wanted to write. I very enjoy the journey that set out in the story and what it brings to me. And concerning what I make for the children and the families…I cannot accept it. I do not do anything to anyone. I am just producing in an area that I think, fictionalize and chase, beautifying my breathing, coloring my life and that I cannot break away from. As in every branch of art, also in this branch; the works that you produce make you happier when it reaches some others. Somebody who read me one of my poems, one other who drawn himself again the pictures of my book, each readers who want to read the rest of my book and who makes comments; of course exhilarate yönetmenimiz Nilüfer Çamur’la kesişen bir hikayeyle şekillenmeye başladı. Bir yandan çekimleri yapıyor, su altında dalış derslerine gidiyor, kurguya giriyor, İtalya’daki post dönemimizi yaşıyordum ama bir yandan da sürekli notlar alıyor ve bu hikaye üzerine çalışıyordum. İtalya’dan döndüğüm gün “Bünyamin”le hemen sonrasında “Durak”la yollarım keşişti oyuncu olarak. Yönetmenim Serdar Gözelekli’yle ilk kez bu iki işte çalışmama rağmen, çok sevdiğim bir dostum oldu. Huzurlu set dönemi, boşlukları iyi değerlendirdiğim bir vakit tanıdı bana. Setteki araları iyi değerlendirmeye gayret gösterdim. Bir de Kertenkele Nilü peşimi bırakmıyordu. Kaplumbağa Karabiber ve Baykuş Çiçi de eklenmişti bu dönemde kertenkele arkadaşımın yaşamına. Bu üç kızın evden kaçma isteği içimde büyüdükçe büyüdü. Onların kaçması için elimden geleni yapmak zorundaydım. Dünyada başka kimsenin 51 RÖ P O R TA J I N T ERV I E W umurunda değildi o günlerde onların planları, yaşadıkları. Benden başka kimse bilmiyordu çünkü. Görmezden gelemezdim bildiğim bu öyküyü. Kolları sıvamam, durmadan çalışıp “Karabiber, Nilü ve Çiçi”nin çıkışı bu yüzden. Genel yayın Yönetmenimiz İlknur Özdemir’in değerlendirme dönemi, Deniz Karagül’ün bu hikayeyi ele alıp kendi dünyasının güzelliğiyle sarmalaması ve kitabın yayımlanmasına kadar geçen süre, her zaman olduğu gibi heyecanlı bir süreçti benim için. Çocuklar ve aileler için böylesi güzel ve anlamlı bir iş yapıyor olmak size ne hissettiriyor? Ben kendi dünyamı yaşıyor, yazmak istediklerimi yazıyorum. Kurmak istediğim öykülerin içinde çıktığım yolculuktan da bana sunduklarından da büyük bir keyif alıyorum. Çocuklar ve aileler için yaptığıma gelince... Bunu kabul edemem. Ben kimse için bir şey yapmıyorum. Aklıma gelen, uydurduğum, peşine düştüğüm, nefes alıp vermemi güzelleştiren, hayatımı renklendiren ve kopamadığım bir alanda üretmeye devam ediyorum. Sanatın her dalında olduğu gibi bu dalda da birilerine ulaştığında yaptığınız işler sizi daha da mutlu ediyor. Bana bir şiirimi ezberden okuyan biri, kitabımı kendi tekrar resimleyen bir başkası, yazdığım kitabın devam etmesini isteyen ve bana yorumlarını söyleyen her okur beni elbette keyiflendiriyor, yazı için içimdeki zapt edemediğim heyecanı daha da büyütüyor. Olmayan bir şeyi ortaya koymak herkesin yaşamasını arzu edeceğim bir mutluluk. Onun pek çok kişinin emeğini otaya koyup, nefes alıp verdiğini görmek çok heyecanlı. Birilerine ulaştıkça duyulan heyecan 52 me, expand the excitement that I cannot restrain for writing. To create something which doesn’t exist is a happiness that I wish for everyone. To see that this creation is breathing with many people’s labor , is very exciting. When you reach some others, the excitement is ever increasing. What do you think about the contribution of listening and reading stories on children? We should not forget that the child is an individual. I think it is better to consider what they live the individuals (including us) looking around in the art and in the world of stories. There is one real life and there is another nonexistent life where the fantasy world has the lead role, but the last one is in fact a honey-sweet life. Where we see in the stories, we believe, we spend time with. Sometimes, did not we affected by one painting, one character, one music even more than anything else ? As it wants to involve us? In fact, we do not want to leave it. I am one of those who think that every area of the arts is a great achievement for humanity. I am one of those who think that without art, no one could live. Is there any story/tale that you read and loved as a chil? I have five stable books, they do not change. Every week, other friends came and sat next to them but they did never change. Maybe, as they are they are so old to me, maybe as I know them very well; they do not change. I love very much all Asterix. I can pass my days and nights within the Pıtırcık series, by forgetting the whole world. I think , without little prince, the life could be very tasteless and I feel, without the Baron perched on the tree, I couldn’t perceive such different worlds. Also, if I didn’t set out on that journey with the Little Black Fish and I didn’t know him, I know well that I couldn’t be the person that I am now. In one of your interviews, you said “ we played tale creation game with my dad when I was a child”. Could you talk about that? That one was a game made up with dad. I think, what is essential, is to find games and to pursue them. The families already play games with their children or the children play games with each other or even when they are on their own. The important thing is not to leave these games. I believe it is important to go with every game, with everything that makes us happy, knowing that they give direction to our lives. I do my best to don’t lose it. If I should definitely give an advice, I can do this, without wishing to lay down the law and only by transmitting what I know. katlandıkça katlanıyor. Sizce hikayeler dinlemek ve okumak çocuklara ne kazandırıyor? Çocuğun bir birey olduğunu unutmamak gerek. Çocuk ne kazanıyor diye düşünmekten çok hikayelerin dünyasında ve sanatın içinde etrafına bakınan bireyler (biz de dahil) neler yaşıyorlar buna bakabiliriz sanırım. Bir gerçek hayat var bir de hayal dünyasının başrolü aldığı gerçekte olmayan ama esasında bal gibi de olan bir hayat. Hikayelerin içinde gördüğümüz, inandığımız, onlarla vakit geçirdiğimiz. Bazen bir tablo, bir karakter, bir müzik herkesten ve her şeyden daha da çok etkilemez mi bizi? İçine almak istemez mi? Hatta ondan kopmak istemeyiz. Sanatın tüm alanlarının insanlık için büyük bir kazanım olduğunu düşünenlerdenim. Sanat olmasaydı insanların yaşayamayacağını düşünenlerden. Çocukken okuduğunuz ve çok severdim dediğiniz bir masal/öykü vb var mı? Benim hiçbir zaman değişmeyen beş kitabım vardır. Bunların yanına her hafta başka arkadaşlar gelip oturdu ama onlar hiç değişmedi. Belki de böylesine eski olduklarından benim için, onları çok iyi tanıdığımdan değişmiyorlar. Asteriksleri çok severim. Pıtırcık serisinin içinde tüm dünyayı unutarak günlerimi gecelerimi geçiririm. Küçük Prens olmasaydı hayat ne kadar da tatsız olurdu diye düşünür, Ağaca Tüneyen Baron olmasaydı farklı dünyaların farkına böylesine varamayacağımı hissederim. Bir de Küçük Kara Balık’la o yolculuğa çıkmasaydım ve onu tanımasaydım belki de aramayı bilmeyen ve şimdi bildiğim benden uzak biri olacağımı iyi bilirim. Bir röportajınızda “çocukken babamla masal uydurmaca oyunu oynardık” demişsiniz. Biraz bahseder misiniz? O bizim öylesine uydurduğumuz bir oyundu. Bence önemli olan oyunlar bulmak, uydurmak ve onlara devam etmek. Aileler çocuklarıyla, çocuklar kendi aralarında hatta kendi kendilerine olduklarında bile oyun oynarlar zaten. Önemli olan bu oyunları bırakmamak. Onların hayatımıza yön verdiğini bilerek her oyunumuza, bizi mutlu eden her şeye sahip çıkmak sanıyorum. Ben öyle yapmaya çalışıyorum. Muhakkak bir tavsiyede bulunmam gerekiyorsa birilerine, haddim olmayarak ve ancak kendi bildiklerimi aktararak bunu söyleyebilirim. 53 OTO M O B İ L 54 AU TO M O B I LE Aracınızda neden yaz lastiği kullanmalısınız? Dünyanın en büyük uluslararası lastik ve orijinal ekipman tedarikçilerinden Continental, havaların ısınmasıyla birlikte yaz lastiği kullanmanın faydalarını ve önemini sürücülerle paylaşarak, sıcak hava ve yol koşulları için hazırlıklı olmaya davet ediyor. Why should you use summer tires in your vehicle? One of the biggest international tire and original equipment suppliers, Continental, shares with the drivers the benefit and significance of using summer tires and invites them to be prepared for hot weather and road conditions. 55 OTO M O B İ L AU TO M O B I LE C ontinental Türkiye Binek Lastikleri Satış Müdürü Mehmet Akay, 7 derecenin üstündeki hava sıcaklıklarında kış lastiği kullanmanın sürüş güvenliğini tehlikeye sokarken, araç performansını da düşürdüğüne dikkat çekiyor. Mevsim geçişlerinde lastik değiştirmek hayati önem taşırken, yaz lastikleri hız kapasitesi ve diğer tasarım özellikleri açısından ıslak ve kuru yol koşullarında performansı artırıyor. Bunların haricinde mevsimine uygun lastik kullanmak fren mesafesini kısaltırken viraj emniyetini de artırıyor. Akay sözlerine şöyle devam ediyor: “Bizimle iletişime geçen ve neden lastik değiştirmeleri gerektiğini sorgulayan sürücülerimize gerekçeleri anlatmadan evvel, kışın sandalet, yazın kürklü bot giyip giymeyeceklerini sorguluyoruz. Yaz mevsiminde kış lastiği ile yola çıkıldığında lastikler aşırı ısınma nedeni ile çabuk yıpranacak ve yol tutuşu da zayıf olacaktır. Ayrıca yakıt tüketimini de artıracağını belirtiyoruz. Tüm bu koşullarla birlikte aracın performansında da olumsuzluk yaşayabileceklerini hatırlatıyoruz.” 56 C ontinental Turkey Passenger Car Tires Sales Manager Mehmet Akay points out to the fact that using winter tires at temperatures over 7 degrees puts driving safety at risk and reduces vehicle performance. It is of vital importance to change tires during seasonal transition periods while summer tires increase performance under wet and dry road conditions in terms of speed capacity and other design characteristics. In addition, while using the seasonappropriate tires shortens brake distance, it also increases bending road safety. Akay also added: “Before explaining the justifications to our drivers who contact us and question why they have to change tires, we question whether they would wear sandals in winter or furred boots in the summer. In the summer, if one sets out on the road with a winter tire, the tires would wear out quickly due to over-heating and their road-holding would be weak. We also indicate that it would increase fuel consumption. We also remind them that they might experience drawbacks in the vehicle’s performance in addition to these circumstances.” Yazın kış lastiği kullanmanın sonuçları Çabuk yıpranır: Yaz lastiklerinin dönme direncinin kış lastiklerine oranla daha düşük olması, daha az yakıt ve daha az aşınma anlamına gelir. Yakıt tüketimi ve CO2 salınımı artar: Mevsimine uygun lastik kullanmamak yakıt tüketimini arttırır. Yaz lastiklerinin dönme direnci kış lastiklerine oranla daha düşüktür. Bu nedenle yazın, yaz lastikleri daha az yakıt harcar ve daha az aşınır. Aracın performansı düşer: Yaz lastiklerinin yüksek performans sağlayabilmesi için diş derinliğinin 3 mm altına düşmemesi gerekir. Hızlı girilen keskin virajlarda, aracın yumuşak lastik yanaklarının etkisi aracı beklenenden fazla yatırarak sürücüleri öngörülmeyen bir direksiyon hareketi refleksine iter. Bu aşırı toparlama 57 OTO M O B İ L AU TO M O B I LE Consequences of using winter tires in the summer hareketi aracın takla atmasına dahi neden olabilir. Fren mesafesi uzar ve gürültü seviyesi artar: Kış lastikleri, 7 derecenin üstündeki hava koşullarında daha uzun fren mesafesi sağlar. Kış lastikleri deseni ve kullanılan sırt karışımının özelliğinden dolayı yaz lastiklerine oranla daha fazla ses çıkartır. Özellikle sıcak havalarda ABS ile frenlemede yapılan yaz ve kış lastikleri karşılaştırmasında yaz lastikleri kış lastiklerine göre yüzde 40’lara varan oranlarda daha kısa mesafede durur. Kaza yapma riski artar: Doğru havalı lastik, yolla daha geniş bir yüzeyle temas ettiği için, daha güvenlidir. Yanlış lastikle hızlı alınan virajlarda savrulma hatta takla atma riski ortaya çıkar. Kış lastiğinin üretimi sırasında kullanılan doğal kauçuk yüzdesinin fazlalığı kış lastiğini yaz lastiğine oranla daha yumuşak kılmaktadır. Aynı zamanda kış lastiğinden beklenen akselerasyon ve frenleme tepkimeleri kış mevsimi ve kış dönemi yol koşullarına göre daha farklı bir gövde yapısını gerektirmektedir. Dolayısıyla limitlere yakın bir performans ile yaz aylarında kış lastikleri ile yol alan sürücüyü çok tehlikeli deneyimler bekleyecektir. 58 Wears out quickly: The rotating resistance of summer tires being less than that of winter tires means less fuel and less erosion. Increases fuel consumption and CO2 release: Not using season-appropriate tires increases fuel consumption. Rotating resistance of summer tires are less than that of winter tires. Therefore in the summer, summer tires consume less fuel and erode less. The performance of the vehicle falls: For summer tires to provide high performance, tooth depth should not fall below 3 mm. In case of driving fast on sharply bending roads, the soft tires of the vehicle makes the vehicle tilt more than expected and urges the drivers to an unpredicted wheel reflex. This overcorrective motion may even cause the vehicle to tumble down over. Braking distance is prolonged and the noise level rises: Winter tires enable a longer braking distance under weather conditions of over 7 degrees. Winter tires make more noise than summer tires due to their patterns and the material mixture used. Especially in warm weather conditions, comparison of summer and winter tires for ABS braking reveals that summer tires stop at shorter distances by almost 40% than winter tires. Risk of having an accident increases: The correct airbag is more reliable since it contacts the road at a wider surface. In case of bends turned with the incorrect tire, the risk of being driven away or tumbling down is higher. The higher percentage of natural rubber used for producing winter tires makes the winter tire softer than the summer tire. In addition, acceleration and braking reactions expected from winter tires necessitate a different body structure according to road conditions during the winter season. Therefore, very dangerous experiences await a driver who drives with winter tires during summer months with a performance close to the limits. S AĞ LI K 60 H E A LT H Tempolu yürüyüşle hızlı zayıflamak mümkün Ne kadar süre yürüdüğünüzden çok, hangi tempoda yürüdüğünüz çok daha önemli olduğunu biliyor muydunuz? 35 dakikalık orta tempolu bir yürüyüşte 135 kalori, yüksek tempoda yürüyerek ise 425 kalori yakabilirsiniz. You can lose weight faster by brisk walking Did you know that the speed of your pace is more important than how much walking you do ?You can burn 135 calories by walking for 35 minutes at a moderate speed and 425 calories at a high speed. 61 S AĞ LI K K H E A LT H ilo vermek ve fit gözükmek hepimizin amacıyken, çok azımızın spor yapması ne kadar ironik! Fiziksel ve ruhsal yönden yaşam kalitemizi artırmak ve bu kalitenin devamını sağlamak için spora mutlaka zaman ayırmamız gerekiyor. Haftanın 3-4 günü, 1 saati spora ayırarak harika sonuçlar elde etmek mümkün. Üstelik bunu gençyaşlı demeden hepimizin yapması gerekiyor... H ow ironic that few of us do exercise, while we all want to lose weight and look fit! We should definitely make time for increasing our lives quality physically and mentally and keep this quality. We can get fantastic results by doing so for an hour 3 -4 days in a week. And we all should do this- young and old alike. The easiest exercise is walking If you are unable to make time for exercise, we advise you to walk. Indeed everyone has somehow the opportunity to walk. All you need is you should make it a habit. It may not seem very easy to be people in suits wearing skates on the way home after a work day spent at a plaza in New York but you can add walking into your life by carrying a bag with a sports shoe inside and clothes you wish. Here you can come across with some calculations. Because, there have been severe calorie differences burned 62 between a long time slow walk in the shopping mall and a speed walk outside. Fat burn starts after 15 minutes of exercise We advise you to walk in nature. During this activity you will not get bored and also you will take oxygen. While exercising, carbohydrates are burned first, then proteins and eventually fats. For this reason you should keep time long as much as you can at these moderate speed walks without exhausting yourself. Because fat burn starts after 12-15 minutes of exercise and is increased in every passing minute. You should walk at a moderate intensity for at least 30 minutes three days a week to burn fat and get good results. In the following weeks, you can increase calories burned raising your speed and strengthen your muscles and look more healthy. Pay attention to water consumption Another thing you should keep in your mind that you must pay attention to your water consumption during exercise. You should consume 1 liter water a day per 25 kilo of your body weight as you will lose water and salt while sweating. We advise you to drink two glasses of water half an hour before exercise and one glass of water for each 20 minutes of the exercise. Do exercise, be happy Doing exercise will make you feel better physically and mentally. You can start exercising by walking at moderate or lower speeds and you can increase your speed over time. Please don’t forget that you should consult your doctor before any exercise you desire to do. En kolay spor: yürüyüş Spor yapmak için kendinize fırsat yaratamıyorsunuz basit bir çözüm önerimiz var: yürüyün... Evet, hemen herkesin gün içinde yürümek için fırsatı var aslında... Yapmanız gereken bazı küçük değişikliklerle yürüyüşü alışkanlık haline getirmek... New York’ta plazadaki ofisinden çıkıp ayağına patenlerini takarak eve dönen takım elbiseli insanlardan olmak belki çok kolay olmayabilir ama çantanızda rahat bir spor ayakkabısı taşıyarak istediğiniz kıyafetle hayatınıza yürüyüşü dâhil edebilirsiniz. Elbette burada bazı hesaplar karşınıza çıkacak. Çünkü saatlerce alışveriş merkezinde düşük tempoda yürümekle hızlı tempoda açık havada yürümek arasında ciddi kalori farkları var... 15 dakikadan sonra yağ yakımı başlıyor Yürüyüş yapacaksanız, özellikle açık havada yapmanızı tavsiye ederiz. Açık havada yapılan yürüyüşlerde hem sıkılmaz hem de oksijen almış olursunuz. Spor yaparken, ilk önce karbonhidratlar, sonra proteinler ve en sonunda da yağlar yakılacaktır. Bu yüzden hafif ve orta şiddetteki bu yürüyüşlerde zamanı, kendinizi çok yormayacak şekilde, olabildiğince uzun tutmalısınız. Çünkü vücutta yağ yakımı 12-15 dakikadan sonra başlayıp, her geçen dakika daha fazla artıyor. Yağ yakımının gerçekleşmesi ve etkili sonuç almanız için haftanın üç günü, en az 30 dakika orta tempoda yürümelisiniz. Sonraki haftalarda bu tempoyu yükselterek yaktığınız kaloriyi artırabilir, kaslarınızı güçlendirerek daha sağlıklı bir görünüme kavuşabilirsiniz. Su tüketimine dikkat Unutulmaması gereken önemli bir detay da, spor yaparken su tüketimine dikkat edilmesi gerektiği. Terle birlikte su ve tuz kaybı olacağından, günde ağırlığınızın her 25 kilosu başına 1 litre su tüketmelisiniz. Egzersiz 63 S AĞ LI K H E A LT H yapılan günlerde, antrenmandan yaklaşık yarım saat önce iki bardak, antrenmanın her 20 dakikası içinde bir bardak su içmenizi tavsiye ederiz. Spor yap, mutlu ol Spor yapmak hem fiziksel hem de ruhsal yönden kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Spora orta ve yavaş tempoda yürüyüşlerle başlayabilir, zamanla temponuzu artırabilirsiniz. Hangi egzersizi yaparsanız yapın, doktorunuza mutlaka danışmanız gerektiğini sakın unutmayın. Tempolu yürüyüş size ne kazandırır? • Damarları rahatlatarak, kan dolaşımını iyileştirir, kalpdamar hastalıkları riskini azaltır. • Kalp kası dahil, vücut kaslarını kuvvetlendirerek, daha etkin çalışmalarını sağlar. • Kan basıncını düzenler. • Şişmanlık riskini azaltır, sindirimi kolaylaştırır. • Beyine oksijen gidişini artırarak, zihinsel keskinliği ve yaratıcı düşünce potansiyelini yükseltir. • Eklem ve kasların esnekliğini artırarak, bel ve boyun ağrılarını hafişetir. • Kemiklerin sertleşmesini ve kuvvetlenmesini sağlar, kadınlarda ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan osteoporoz (kemik erimesi) riskini azaltır. • Vücudun doğal keyif verici hormonu olan endorfin salınımını artırır. • Yaşlanma sürecini geciktirerek, genç görünüm sağlar. • Uykusuzluğu azaltır, rahatlamaya yardımcı olur. 64 Advantages of brisk walking Relaxes veins, enhances blood circulation, reduces the risk of cardiovascular disease Strengthens muscles including cardiac muscle and helps them work efficiently Regulates blood pressure Reduces the obesity risk, calms digestion Helps to get more oxygen to the brain, enhances mental health and increases the potential of creative thinking Increase the elasticity of joints and muscles; relieve low back and neck pains. Makes bones hard and strong, reduces the risk of osteoporosis in elderly women Increases endorphin release Slows ageing process and provides young looking appearance. Reduces insomnia, make you feel relaxed S A N AT 66 ART Bir dâhinin öyküsü “Bir dehâyı mı yoksa bir budalayı mı mezun ediyoruz, bilmiyorum.” Profesör Elias Rogent, 1878 yılının mezuniyet töreninde tam olarak bu cümleyi sarf etmişti öğrencisi Gaudí için… Aradan geçen 150 yıl Rogent’in şüphelerini yerle bir ettiği gibi dünya da Gauidi’nin bir dâhi olduğu konusunda fikir birliğine vardı… Dilan Karadağ Story of a genius “I don’t know if we are graduating a genius or a fool.” Professor Elias Rogent uttered exactly the same sentence for Gaudi in the graduation ceremony of 1878… 150 years have destroyed the suspicions of Rogent while the world agreed on the fact that Gaudi is a genius... Dilan Karadağ 67 S A N AT B ART arselona… Bu şehrin sokaklarında dolaşırken kendinizi Harikalar Diyarı’na düşmüş Alis gibi hissetmeniz muhtemel. Ne bir film seti, ne de bir masal kitabı… Bir dâhinin kısa ömrünün rüyasına hoş geldiniz… Şehrin belediye başkanı ve yerliler oldukça şikayetçi olsalar da Barselona her yıl milyonlarca turisti ağırlamaya devam ediyor. Mimari tarihin en ilham verici isimlerinden Antoni Gaudí ya da tam adıyla Antoni Plàcid Guillem Gaudí Cornet bu ziyaretçi akının en önemli sebebi… Yalnızca Barselona’nın değil Art Nouveau diye tabir edilen Yeni Sanat akımının da yaratıcılarından kabul edilen Gaudí; hayvanlardan sebzelere kadar yaratılmış olan herşeyden ilham alarak doğayla kurduğu mükemmel uyumu yıllarca seramiklerle, mozaiklerle, rengârenk süslemelerle anlattı… 68 Gaudí: “Atölyemin hemen dışındaki ağaç benim akıl hocam.” Gaudí: “My mentor is the tree just outside my atelier.” B arcelona… You may feel like an Alice fallen into Wonderland while roaming the streets of this city. Neither a movie set nor a fairytale book… Welcome to the dream of the short life of a genius… Although the city’s mayor and the locals are complaining, Barcelona continues to entertain millions of tourists every year. Antoni Gaudí, one of the most inspiring names in the history of architecture, full name of whom is Antoni Plàcid Guillem Gaudí Cornet, is the most important reason for this influx of visitors… Gaudi is not only a creative mind of Barcelona, but also of the New art wave referred to as Art Nouveau; he told about the perfect harmony he established with the nature getting inspiration from everything that is created including animals and plants via ceramics, mosaics and colorful embellishments… Genius son of a coppersmith Gaudi was born in 1852 as a son of a coppersmith in the town of Meus in Catalonia. He was the youngest of five siblings and he could not be regarded as healthy. He had pain due to his rheumatic condition and he could only watch his peers as they ran around in the gardens. Yes, he was watching. He was watching the nature, observing every detail and recording the aesthetics of nature in his Hayatı boyunca tutkulu bir Katalan milliyetçisi olan Gaudí, İspanyolca dışındaki dillerin yasaklandığı gençlik yıllarında, ısrarla ana dilini konuştuğu için kısa bir süre hapis yattı. Gaudí was always a fervent Catalan nationalist, and in his youth when languages other than Spanish were banned, he was jailed for a short time since he insisted on speaking his own language. Bakır ustasının dahi oğlu 1852 yılında, Katalonya’nın Reus kentinde bir bakır ustasının oğlu olarak doğdu Gaudí. Beş kardeşin en küçüğüydü ve pek de sağlıklı olduğu söylenemezdi. Romatizması nedeniyle ağrılar çekiyor, yaşıtları bahçelerde koştururken o yalnızca izliyordu. Evet, izliyordu. Doğayı izliyor, her detayı gözlemliyor, doğanın estetiğini zihnine adeta kaydediyordu. Doğa, bu mimari dehanın eserlerini etkileyen ilk unsurken; çocukluk yıllarını dolayısıyla eserlerini etkileyen en önemli ikinci unsur ise dini inancı oldu. Gaudí, ilk eğitimlerini koyu katolik bir din okulunda aldı. Katalan milliyetçiliği de yine bu sıralarda pekişti. Birçok dâhi gibi vasat bir öğrenci olan Gaudí’nin Barselona’da aldığı mimarlık eğitimi yıllarında notları ortalamanın altında fakat çizim yeteneği çok güçlüydü. Hocalarıyla girdiği ateşli tartışmaların ana konusu çoğu zaman gerçeklik sınırlarını zorlayan fantastik çizimleriydi. Mezun olur olmaz Plaça Reial’in bugün de hayranlıkla bakılan sokak lambalarını ve eldiven imalatçısı Comella’nın vitrinini tasarladı. Gaudí, dünya mimarlık tarihi sahnesine çıkmak için olabileceği en uygun şehirdeydi! Sanayinin, özellikle tekstil sanayinin gelişmesi, orta sınıfı güçlendirmişti. Barselona, sanatın her dalı için bir merkez haline gelmişti. Yenilikçi yaklaşım, mimariye de yansımıştı. Zengin aileler yeni olanı istiyor, evler, kamu binaları Art Nouveau’nun (Yeni Sanat) Katalanya’daki yansıması olan Modernisme’nin izini sürüyordu. Tam da böyle bir zamanda Gaudí’nin yolu İspanya’nın en güçlü ailelerinden Güell’ler ile kesişti. Burada bir duralım. Ailenin ikinci kuşak temsilcisi Kont Eusebi Güell’e sadece Gaudí değil, tüm insanlık minnet borçlu olabilir. Kont Güell ve Gaudí’nin ömür boyu süren dostlukları dünyamıza Güell Pavilyonu, Güell Sarayı, Güell Mahzeni, Colonia Güell Türbesi ve Güell Parkı 69 S A N AT ART eserlerini kazandırdı. Gaudí’nin en ünlü projesi ise hayatını adadığı “Bitmeyen Kilise” La Sagrada Familia’ydı… Gelin, ömrünün büyük bir bölümünde çalıştığı bazilikaya ve diğer eserlerine biraz daha yakından bakalım… Gaudi’nin Harikalar Diyarı Gaudí’nin Unesco tarafından Dünya Mirası listesine alınmış yedi eserinin tamamı Barselona’da. Bunlardan dördü yani Park Güell, La Sagrada Familia, Casa Mila (La Pedrera) ve Casa Battlo mutlaka ama mutlaka görülmesi gerekenler arasında. Şehirde neredeyse tüm dükkânların kapalı olduğu bir Pazar gününü Gaudí gününüz olarak ilan edebilirsiniz! Parc Güell Kont Eusebi Güell, Katalonya’daki sanayi devriminde kazandığı büyük gücü Barselona’nın çekim merkezi olacak bir şehir parkı inşa ederek göstermek istiyordu. Böylesine gösterişli bir tasarım için adres belliydi, Gaudí. Gaudí önce 15 hektarlık araziyi enine boyuna inceledi. 70 mind. Nature is the first element that inspires this architectural genius and the second element that inspired his childhood years and hence his works was his religious beliefs. Gaudí received his initial trainings in a strict catholic school. His Catalonian nationalism was also enhanced around these times. As all geniuses, Gaudi was an average student and his grades were below average in the years when he received architectural training, but his drawing ability was very powerful. The main topic of the hot debates he made with his instructors was usually his fantastic drawings that surpassed the borders of reality. As soon as he graduated, he designed the adorable street lamps of Plaça Reial, and the window of the glove manufacturer, Comella. Gaudí was in the perfect city in order to take the stage in the history of world architecture! The development of industry, especially textile industry, made the middle class more powerful. Barcelona became a center for all branches of art. The innovative approach was also reflected on architecture. Rich families wanted what new is, houses, public buildings were following the footsteps of Modernism, the reflection of Art Nouveau (New Art) in Catalonia. Just at such a time, Gaudí’s path crossed with Güell’s, one of the most influential families in Spain. Let’s stop here for a while. Not just Gaudi, the whole humanity may be grateful to Count Eusebi Güell, the second generation representative of the family. The life-long friendship of Güell and Gaudí earned our world the works; Güell Pavillon, Güell Palace, Güell Cistern, Colonia Güell Shrine and Güell Park. In fact, the most famous project of Gaudi was the “Never-ending Church”, La Sagrada Familia… Come on let’s take a closer look at the basilica, for which he had worked for most of his life, as well as at his other works… Gaudi’s World of Wonders Gaudí’s all seven works listed in the Unesco World Heritage List are in Barcelona. Four of these, namely, Park Güell, La Sagrada Familia, Casa Mila (La Pedrera) and Casa Battlo are among his must-see works. You can declare a Sunday as your Gaudi day because almost all shops in the city are closed on Sundays! Parc Güell Count Eusebi Güell had a plan to show the great power he achieved in the Industrial Revolution in Catalonia by building a city park which would become a center of attraction in Barcelona. The address for such a spectacular design was certain: Gaudí. Gaudí first examined the land of 15 hectares thoroughly. He designed roads, tunnels and viaducts suitable for this highly challenging land type. He developed a design in so much harmony with the nature that he was transferring the rain water through the canals he placed on the columns of Sala Hipostila into a water Bir rivayete göre Gaudí renk körüydü ve eserlerini, yardımcısı Joseph Maria Jojol’un desteğiyle tasarlayabilmişti. According to a legend, Gaudí was color blind, and could design his works with the help of Joseph Maria Jojol, who was his assistant. Yer yer hayli zorlu olan bu arazi yapısına uyumlu yollar, dehlizler ve viyadükler tasarladı. Doğaya o kadar uyumlu bir tasarım geliştirdi ki aslında bir pazar yeri olarak düşünülen Sala Hipostila’nın sütunlarına yerleştirdiği kanallarla yağmur suyunu 1200 m3’lük su tankına aktarıyor, parkın sulamasında dahi bu suyu kullanıyordu. Peri masalını andıran mekanlar, Guinnes rekorlar kitabına girecek uzunlukta bir bank, renkli mozaiklerle süslenmiş Ejderha Çeşmesi, parkın içinde kıvrılarak 3 km'ye varan sürprizlerle dolu yürüme yolları… Barselona aristokrasisinin tüm ihtişamını yansıtan parkta dolaşırken Gaudí’nin en büyük alamet-i farikasını; kaosun düzeni ve doğallığını da sonuna kadar hissetmek mümkün. Parkın üstündeki teras en güzel Barselona manzaralarından birini sunarken, Gaudí’nin 71 S A N AT ART tank of 1200 m3, and he was even using this water for watering the park. Sights reminding of fairytales, a bank as long as can be included in the Guinness book of records, Dragon Fountain embellished with colorful mosaics, meandering walkways up to 3 km. within the park… It is possible to fully feel the greatest distinguishing feature of Gaudi; the order and spontaneity of chaos, while roaming in the park that reflects the whole glory of Barcelona’s aristocracy. The terrace over the park offers one of the most beautiful Barcelona views and a house, now a museum, in which Gaudí lived for about 20 years, may also be visited. La Sagrada Familia yaklaşık yirmi yıl yaşadığı bir ev de müze olarak ziyaret edilebiliyor. La Sagrada Familia La Sagrada Familia'yı yani en ünlü eserini devraldığında Gaudí henüz 30 yaşındaydı ve 56 yaşından itibaren tüm enerjisini bu kiliseye adadı; ta ki 74 yaşında vefat edene dek. Yaşlandıkça daha da dindarlaşan Gaudí, yeteneğini ve yaratıcılığını Katalanlara eşsiz bir kilise hediye ederek taçlandırmak, tüm mimari bilgisini dini sembollerle birleştirerek bu 20. yüzyıl katedralini yaratmak istiyordu. Stüdyosunu dahi kilise inşaatına taşıyan Gaudí, 7 Temmuz 1926'da, bir başka kiliseye günah çıkarmaya giderken trafik kazası geçirdi. Üstü başı o kadar dağınıktı ki evsiz zannedildi, yakınlarına oldukça geç haber verildi. Tıbbi müdahaleyi de olması gerekenden çok geç alan mimar, kazadan üç gün sonra vefat ederek tamamlayamadığı projesi La Sagrada 72 Gaudí was just 30 when he took over La Sagrada Familia, that is his most famous work, and he devoted all of his energy to this church starting from the age of 56 years, until his death at 74 years old. Gaudí became ever more religious with aging and he wanted to crown his talent and creativity by leaving a unique church to the Catalans and to create this 20th century cathedral by combining his entire architectural knowledge with religious symbols. Gaudí moved even his studio to the church construction, but he had a traffic accident on July 7th, 1926 on his way to another church to confess his sins. He was so messed up, they thought he was homeless and his relatives were informed with a long delay. The architect also received medical intervention too late and he died three days following the accident and was buried in La Sagrada Familia, his unfinished project. The construction of the perfect cathedral will be completed by 2026, which corresponds to 100th year of Gaudí’s death. The building has 18 towers. The towers represents 12 apostles, 4 bible authors, Jesus and Mother Mary. Gaudí was able to complete the tower symbolizing Jesus during the period in which he lived. Salvador Dali defines La Sagrada Familia as “a very creative headache” and it is almost like a visual representation of the Christian beliefs. As the English band Alan Parsons Project sang in their song: “Who knows where the road may lead us… La Sagrada Familia…” Casa Batllo The house he designed for Passeig de Gracia, among the industrialists of the period who were becoming richer, on the most important boulevard of the city, is known as the only work fully completed by Gaudí. Passeig de Gracia was a street on which the new rich wanted to have a house with modern designs in order to rent it out. The house which was built between 1875-1877 became a fabulous place in the hands of Gaudi between 19041906. The house is also referred to as the “bone house” because of its appearance Sakalını griye boyadığı ve eskimiş elbiselerinden bir türlü vazgeçmediği için Gaudí’nin lakabı “Dandy” idi. Gaudí’s nickname was “Dandy”, since he dyed his beard in grey and never gave up on his old clothes. Familia'ya gömüldü. Kusursuz katedralin inşaatı Gaudí’nin ölümünün 100. yılına denk gelen 2026 yılında tamamlanacak. Yapı 18 kuleden oluşuyor. Kuleler 12 havariyi, 4 incil yazarını, Hz. İsa’yı ve Hz. Meryem’i temsil ediyor. Gaudí ise yaşadığı süreçte sadece Hz. İsa’yı sembolize eden kuleyi tamamlayabilmiş. Salvador Dali’nin ‘’çok yaratıcı bir baş ağrısı’’ olarak tanımladığı La Sagrada Familia, Hristiyan inançlarının adeta görsel bir temsilini oluşturuyor. İngiliz grup Alan Parsons Project’in bir şarkısında söylediği gibi: “Yolların bizi nereye götüreceğini kim bilebilir ki… La Sagrada Familia…” Casa Batllo Dönemin hızla zenginleşen sanayicilerinden Josep Batllo Casanovas için şehrin en önemli bulvarı Passeig de Gracia’da tasarladığı ev, Gaudí’nin tamamen bitirdiği tek işi olarak anılıyor. Passeig de Gracia o dönem yeni 73 S A N AT ART and its outer facade is embellished with spectacular mosaics. The cross at the top of the house is covered with ceramics brought from Majorca. There are safety bars looking like skulls in balconies, and on the roof there is a dragon that is a symbol of Catalonia. The interior design of the building is as amazing as its outer part, and all furniture, doors, door handles and stairs are ergonomic. There are long queues of visitors in front of Casa Batllo; it was bought in 1994 by the family Bernat, and it earned its owners 2,500,000 Euros on the first day when its first floor was opened to visitors. Casa Mila zenginlerin modern tasarımlarla, kiralanmak üzere ev sahibi olmak istedikleri bir caddeydi. 1875-1877 yıllarında yapılan ev, 1904-1906 yılları arasında Gaudí’nin ellerinde masalsı bir mekana dönüştü. Görünümü nedeniyle ‘’kemik evi’’ ismiyle de anılan binanın dış cephesi muhteşem mozaiklerle süslü. Evin tepesindeki haç, Majorca’dan getirilen seramiklerle kaplı. Balkonlarda kafatası görünümünde korkuluklar, çatıda ise Katalonya’nın sembolü olan bir ejderha yer alıyor. İç tasarımı da en az dışı kadar büyüleyici olan binada bütün mobilyalar, kapılar, kapı kolları, merdiven aksamı ergonomik. Önünde oldukça uzun ziyaretçi kuyrukları oluşan Casa Batllo; 1994'te Bernat ailesi tarafından satın alınmış ve birinci katının ziyarete açıldığı ilk gün sahiplerine 2 milyon 500 Euro kazandırmış. Casa Mila La Sagrada Familia’dan sonra Gaudí’nin Barselona’daki en çok ilgi gören eseri Casa Mila 1906 ve 1910 yılları arasında inşa edilmiş bir apartman. Casa Batllo’dan oldukça etkilenen şehrin aristokratlarından Pere Mila, Gaudí’nin kapısını çalarak yine Passeig de Gracia bulvarında bir konut yapmasını istedi. Yapımı sırasında yerleşmiş formlara uymadığı için birçok bürokratik engelle karşılaşan eser, farklı tasarımı nedeniyle ‘’taş ocağı’’ ismiyle anıldı. Binanın statiği de dönemine göre çok özeldi. Doğal taşlardan yapıldığı için renksiz olan bina bir yamaca vuran deniz dalgalarını andırıyor. Yapıtın en ilgi çekici noktalarından biri ise spiral heykeller ve ilginç figürlerin yer aldığı turistlerin ziyaretine de açık olan çatı katı. Gaudí’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki birbirinden değerli diğer üç eseri ise Casa Vicens, Palau Güell ve Casa Calvet. 74 Gaudi’s second most favorite work after La Sagrada Familia is Casa Mila, and it is a house constructed between the years 1906 and 1910. Pere Mila, one of the aristocrats in the city, who was quite impressed by Casa Batllo, asked Gaudí to construct a house on the boulevard Passeig de Gracia . The work had to confront many bureaucratic barriers since it was not in accordance with the established forms, and it was referred to as “quarry” due to its unprecedented design. Statics of the building was also special for its period. The building is colorless since it was built from natural stones and looks like waves of the sea crashing to the sides. One of the most interesting aspects of the work is the penthouse where there are spiral sculptures and interesting figures. Gaudí’s other three precious works listed in UNESCO World Heritage List are Casa Vicens, Palau Güell and Casa Calvet. C M Y CM MY CY CMY K S E YA H AT T R AV EL Kaş’ta dostluk ve sanat dolu bir festival Bazı yerler var, gittiğinizde “İyi ki Türkiye’de yaşıyorum” dedirtiyor. Kaş da bunlardan biri. 19’uncu Kaş/Lykia Festivali için gittiğim Kaş beni bu yıl da doğası, denizi, müziği ve Yunanistan ile kurduğu dostluğuyla kucakladı. Festival bitti ama uzun bir yaz var önümüzde... Dikkat, okuduktan sonra canınız feci şekilde Kaş çekebilir!.. Ataman Erkul 76 A festival in Kaş, full of friendship and art There are some places that when you visit them they make you say “luckily, I live in Turkey”. Kaş is one of these places. Kaş, which I visited this year for the 19th Kaş/Lykia Festival managed to fascinate me this time too with its nature, sea, music and the friendship the built with Greece. The festival is over but we have a long summer ahead of us... Be careful, you might crave Kaşstrongly when you read this! Ataman Erkul 77 S E YA H AT T R AV EL W e came by this spectacular town of Antalya for the Kaş/Lykia Festival of which the 19th was organized this year and which became a classic. With its population of 10.000, Kaş is quite a different tourism destination. There are no conventional all in, 5 star hotels in here. Instead there are boutique facilities which offer tailor made services with bed and breakfast with or small hostels which are mainly preferred by college students in town. Another detail to be mentioned about Kaş is the fact that it is a diving center. Kaş, which houses lots of diving schools, hosts lots of people every year not only from Turkey but also from all over the world. Another outstanding feature of Kaş is that it has lots of alternatives. KalkanPatara-Saklıkent being in the first place, the fact that Kaş is close to KekovaBatıkşehirandDemre, guarantees a holiday without getting bored for a whole week. The festival commenced on with dance shows B u yıl 19’uncusu düzenlenen ve artık klasik hale gelen Kaş/Lykia Festivali için düştü yolumuz Antalya’nın bu gözbebeği ilçesine... 10 bine yakın merkez nüfusuyla Kaş, son derece farklı bir turizm destinasyonu. Alışılageldik 5 yıldızlı her şey dahil konseptte oteller yok burada. Onun yerini alan butik oda-kahvaltı konsepti kişiye özel hizmet sunan tesisler ya da üniversite öğrencilerinin tercih ettiği pansiyonlar bulunmakta ilçede. Kaş’la ilgili vurgulanabilecek bir başka detay ise kentin bir dalış merkezi olması. Bir çok dalış okulunu bünyesinde bulunduran Kaş, sadece Türkiye’den değil dünyadan da bir çok insanı ağırlıyor her yıl. Kaş’ın öne çıkan bir özelliği de bir çok alternatife sahip olması. Kalkan-Patara-Saklıkent başta olmak üzere, Kekova-Batıkşehir ve Demre’ye eşit mesafede 78 Kaş/Lykia Festival was organized for the 19th time this year. The natives of Kaş showed great interest in the cortege that took place in the opening of the festival. We took our place on the front rows with natives and artists on the protocol and we commenced on a walk towards the famous port center of Kaş. When we arrived at the center, we were overwhelmed with the great dance shows of the dancers from turkey and Greece. After all, the main goal of the festival was to reinforce the friendly relations established with the Greek Island Meis, which is the neighbor of Kaş across. One of the details that attracted attention in the festival was the Greek dance group which came from Rhodes. The head of this group that combined mutual music with mutual dance moves was a Turk from Rhodes, Osman. Mr. Osman who lives is Rhodes as a descendent of Ottomans takes stage in lots of peace festival with his team. He said that he likes to be a part of every step towards the fellowship of Turkey and Greece. Concerts attracted a lot of attention Would a festival be possible without a concert? On the first night the common gathering point of the young people was the big stage set up on the port. The music of the group called Kolpa grew bigger with all the young people and sprung across the whole port and even Kaş. The crowd had fun until late in the evening. The next day we woke up to a quiet and peacefulKaş, there were no sign of the busy hours of the night before. I wanted to check out the day time activities while I waited with pleasure for the concert of the star of the night, FundaArar. As a person who loves food, I found myself among a food contest held by women from Kaş and Meis. The long tables that were laid in the municipal tea garden looked like a work of art, with all the food on them which were prepared by able hands. Between Turkish-Greek tapas, main courses and desserts, it was really hard to choose. With the principle that “the winner is the participant” we tasted many delicious bulunması Kaş’ta bir hafta can sıkılmadan tatil yapma garantisi veriyor tatilcilere. Festival dans şovlarıyla başladı Kaş/Lykia Festivali bu yıl 19’uncu kez düzenlendi. Festivalin açılışında gerçekleşen korteje Kaş halkı büyük ilgi gösterdi. Protokol halk ve sanatçıların yer aldığı bu kortej için merakla önlerdeki yerimizi aldık ve kalabalıkla birlikte Kaş’ın meşhur liman meydanına doğru yürüyüşe geçtik. Meydana geldiğimizde ise Türkiye ve Yunanistan’dan gelen dansçıların harika dans şovlarıyla kendimizden geçtik. Zaten festivalin ana amacı da Kaş’ın karşı komşusu Yunanistan’ın Meis 79 S E YA H AT T R AV EL adasıyla kurulan dostluk bağlarını pekiştirmekti... Festivalde özellikle dikkat çeken ayrıntılardan biri de Rodos’tan gelen Yunanlı dans grubuydu. Ortak ezgileri ortak danslarla bezeyen bu grubun başında ise Rodos Türklerinden Osman vardı. Osmanlı tebası olarak Rodos’ta yaşayan Osman Bey, ekibiyle birlikte bir çok barış festivalinde sahne alıyormuş. Türk-Yunan kardeşliğine atılan her adımda pay sahibi olmayı seviyormuş. Konserler büyük ilgi topladı Festival olur da konser olmaz mı? İlk akşam bütün gençlerin ortak buluşma noktası Liman’a kurulan dev sahneydi. Kolpa grubunun çaldığı şarkılar tüm gençlerin eşliğiyle büyüdü ve ses, tüm limana hatta Kaş’a yayıldı. 80 foods in this contest and at the end of the day the winner was again friendship and ourbellies of course. Beach options For the rest of the day, the best activity to do to have good time and to digest all the things we ate was going to the beach. Out first top was Kaputaş which is no doubt one of the best beaches in Turkey. Kaputaş which countless times made the lists of best beaches in the world and in Turkey, creates such an effect with its turquois color that you think you are in Bahamas or Maldives. The all the time wavy sea fascinates those who like to play with the waves in the sea. I have to say that the bathroomsand dressing cabins built with the latest regulations add a different beauty and comfort to the beach. After the enjoyable sea break in Kaputaş, out next stop was the Büyükçakıl beach. I can say that Büyükçakıl is center of attraction for many people because it is closer to the city center. Compared to Kaputaş, it has a rocky sea and beach so I would strongly recommend that you take your beach shoes with you. And about the 2 or 3 restaurants on the beach, I can say Kalabalık geç saatlere kadar eğlendi. Ertesi sabah ise gecenin yoğunluğundan eser kalmamış dingin sessiz ve huzur dolu Kaş’a uyandık. Festival sahnesinde gecenin yıldızı olan Funda Arar’ı beklemenin keyfiyle festivalin gündüz etkinliklerine göz atmak istedim. Özellikle yemek yemeye bayılan biri olarak Kaşlı ve Meisli hanımların katıldığı yemek yarışmasında buldum kendimi. Belediye çay bahçesine kurulmuş uzun uzun masalar marifetli ellerden çıkan yemeklerle bir ressamın tablosunu andırıyordu. TürkYunan ortak yapımı mezeler, ana yemekler ve tatlılar arasında en iyileri seçmek zor olsa gerek... “Kazanan katılandır” esasıyla bir çok farklı lezzeti tattığımız bu yarışmada günün sonunda kazanan yine dostluk ve elbette bizim midelerimiz oldu. 81 S E YA H AT T R AV EL Plaj seçenekleri Günün geri kalanı için ise plaj ve deniz keyfi yapmak yediklerimizi hazmetmek adına yapılacak en güzel aktiviteydi. İlk plaj durağımız kuşkusuz Türkiye’nin en güzel plajlarından biri olan Kaputaş’tı. Dünya ve Türkiye’de en iyi plajlar listesine defalarca giren Kaputaş plajı özellikle turkuaz rengiyle bir Bahamalar yada Maldivler efekti yaratıyor beyinlerde. Her daim dalgalı deniz ise deniz ve dalgayla oynamayı sevenleri adeta büyülüyor. Son düzenlemeyle yapılan tuvaletler, giyinme kabinlerinin ise bu güzel plaja ayrı bir 82 that Ada restaurant won my heart with both the hospitality of its owners and the fact that they serve hot and fresh foods. Just as we were about finish the day after visiting two beaches, we felt hungry again. In the newly opened Marina Restaurant at the center of Kaş, we crowned out years of friendship with the owners Mr. Şerif and Mrs. Mihriye on the dinner table. In the restaurant that was just opened by our friends who are the natives of Kaş, I can say that my favorite was pizza. Other than this I can say that sea food and fresh fish are especially not to be misses in Kaş. I could not understand how the time passed by with delicious food and lovely conversation and the concert arrived. When I heard the voice of FundaArar I went forward running towards the front rows of the stage. The spot I acquired by pushing my way through allowed me a private time with FundaArar’s strong voice and successful stage show. This strongest woman vocal of Turkey composed a festival for our ears with her performance of almost two hours. Strokes for friendship On the last day of the festival there was a different contest. An uncommon swimming organization in Turkey was right in front of me with the theme “the swimmers stroke towards peace and the two countries are connected.” The boat that would take of at 8 a.m. in the morning would bring us to the middle of 7 km distance between Kaş-Meis and at 10 a.m. the start of the contest would announce the first stroke for peace. And we, as a group of several journalist got in a boat and started sailing towards the spot in the sea which is the farthest to the Greek mainland and closest to ours. Meis is like a little sibling that the mainland Greece has entrusted us Turks and natives of Kaş with. Visas and borders has not been able to tear apart the bond between the two nationalities, every native of Kaş is somewhat like a native of Meis and every native of Meis is somewhat like a native of Kaş. These two friendly cities which are both far away from the center of their country has learned to live in peace together. By the way it should be mentioned that Meis means “eye” in Greek. The neighbor across: The Island of Meis The Island of Meis to which it is possible to reach after almost a 45 minutes of boat ride, has an airport even if it is a small island. Moreover cruise ships come by the port 2 or 3 times a week. In the old times when Kaş was a small village, Meis was an important port of Ottoman Empire with its population of 14.000. Especially those who travelled between Cyprus and Rhodes would stay in this port, rest and then continue their journey. The island was taken by Italians in 1913 and after the Second World War; the island became the land of the Greek. Lately, there are only 300-400 people living on this island so it is mainly a peaceful place for old and retired people. Because younger people travel to bigger islands or Athens in order to find work, the island is left to grandfathers and konfor kattığını söylemekte yarar görüyorum. Kaputaş’taki keyifli deniz molasının ardından ise ikinci durağımız Büyükçakıl plajı idi. Büyükçakıl şehir merkezine daha yakın olduğundan bir çok kişi için cazibe merkezi diyebilirim. Kaputaş’la kıyaslandığında taşlı bir plaj ve denize sahip olan Büyükçakıl için önerim mutlaka deniz ayakkabınızı yanınıza almanız olacak...Özellikle plajda bulunan irili ufaklı 2-3 restoran arasından Ada restoran hem sahiplerinin sıcaklığı hem de doğal ürünlerin sıcak servis edilmesiyle kalbimi bir başka kazandı. İki farklı plajı keşfedip güneşi batırmaya ramak kala bir kez daha karnımızın acıktığını hissettik. Kaş meydanında yeni açılan Marina Restaurant’ın sahipleri Şerif bey ve Mihirye Hanım ile yılların dostluğunu yemek sofrasında taçlandırdık. Kaş’ın yerlisi olarak bu yıl hizmete soktukları restoranda ise en favori yemeğim karışık pizza oldu. Bunun dışında özellikle deniz ürünleri ve taze balık, Kaş için olmazsa olmazlardan diyebilirim. Hem keyifli sohbet hem de keyifli yemeklerle konser zamanının nasıl geldiğini anlamadım bile. Funda Arar’ın sesini duyduğumda ise koşar adım sahne önüne doğru yürümeye başladım. Kalabalığı yararak önlerde bulduğum yer, Funda Arar’ın güçlü sesi ve başarılı sahnesiyle baş başa bıraktı beni. Türkiye’nin bu en güçlü kadın vokali, yaklaşık 2 saatlik enfes performansı ise kulaklarımızın pasını sildi. Kulaçlar dostluk için atıldı Festivalin son günü ise bir başka farklı yarışma vardı. Türkiye’de eşine az rastlanır bir yüzme organizasyonu, “iki ülkeyi birbirine bağlıyor ve yüzücüler barışa doğru 83 S E YA H AT T R AV EL kulaç atıyor” temasıyla karşıma çıkıyordu. Sabah saat 8’de kalkacak tekne yaklaşık 7 km’lik Kaş-Meis arasına bizleri ve yüzücüleri götürecek, saat 10 itibariyle verilecek start ise barışa atılan kulaçları müjdeleyecekti. Bizler de bir grup basın mensubu tekneye doluşarak Yunanistan’ın ana karaya en uzak, bize ise en yakın noktasına doğru pupa yelken yol almaya başladık. Anakara Yunanistan’ın sanki biz Türklere ve Kaşlılara emanet ettiği küçük bir kardeş gibi Meis adası. İki halkın arasındaki bağı vizeler ve sınırlar koparamamış, her Kaşlı biraz Meisli, her Meisli biraz Kaşlı. Kendi ülke merkezlerine uzak bu iki kardeş şehir bir arada yaşamayı son derece güzel öğrenmiş. Bu arada Yunanca Meis’in göz anlamına geldiğini de burada belirtmekte yarar var... Karşı komşu: Meis Adası Yaklaşık 45 dakikalık bir tekne yolculuğuyla ulaştığımız Meis Adası son derece küçük bir ada olmasına karşın adada bir havaalanı bulunuyor. Ayrıca haftada 2-3 kere cruise gemileri limana uğruyor. Eski yıllarda Kaş küçük bir köyken Meis, Osmanlı’nın 14 bin nüfuslu önemli bir aktarma limanıymış. Özellikle Kıbrıs ve Rodos arasında mola verecek tekneler bu limanda kalır yollarına öyle devam ederlermiş. Osmanlı’dan 1913 yılında İtalyanlar’a geçen ada sonraki yıllarda ise İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Yunanistan toprağı olmuş. Son dönemde ise sadece 300-400 kişinin yaşadığı bu ada bir nevi yaşlılar ve emekliler adası. Gençler Atina ya da daha büyük adalara çalışmaya gittikleri için adada sadece büyükanne ve büyükbabalar kalmış. Adadaki Osmanlı’dan kalma camii ise şu an bir sanat müzesi olarak hizmet veriyor. Kapı vizesiyle gidilebilecek adalardan bir olan Meis, Kaş tatilinde 1 gün de olsa konaklanabilecek bir keyfi vaat ediyor. Yarışı dostluk kazandı Yarışa geri dönecek olursak, kısa bir Meis turundan sonra başlayan yüzme yarışması adrenalini doruklara çıkardı. Sadece Türkiye’nin değil dünyanın da bir çok yerinden 400’ü aşkın yüzücü Meis ile Kaş arasındaki bu 7 km’lik parkuru tamamlamak için büyük gayret sarf ettiler. Benim sadece gemiden gıptayla baktığım sporculardan ilki bu mesafeyi 1 saat 32 dakikada tamamlayarak birinciliği kazandı. Böylesine barış temalı bir yarışmaya katılan zaten kazanmıştır diyenler ise denizin keyfini çıkararak yarışmayı tamamladılar. Bense yaklaşık üç gün süren barışı, dostluğu, kültürü, sanatı ön plana çıkaran bu seyahatimde, Kaş’ın bütün güzelliklerini gözler önüne seren festivali keyifle izledim. Festivalin gelecek yıl yine bir çok rengi barındıracağından emin şekilde bir başka cennet diyara yol almaya hazırlandım. 84 grandmothers. The mosque in the island which comes from the Ottoman era offers service as an art museum. Meis, which is one of the islands that you can travel to by entry point visa, is a lovely place to stay during your Kaş holiday even for one day. Friendship is the winner of the race If we return to the race, the adrenalin was at its highest point at the swimming race that started just after the tour of Meis. Not only Turk but also more than 400 swimmers from all around the world showed great effort in order to finish the 7 km parkour between Kaş and Meis. I was just looking out from the boat in envy while the first of the race finished the parkour in 1 hour 32 minutes and came in first. And those who thought that participating in such a peaceful event is also winning, finished the race by enjoying the sea and the sun. I watched with great pleasure this festival in Kaş that brought out the beauties of the town and that lasted almost three days and highlighted peace, friendship and art. I got ready to travel to another land, being sure that next year the festival would again harbor lots of colorful scenes. SPOR 86 SPORT Ata sporu yeniden canlanıyor Eski Türklerin yaşam kültürünün çok önemli bir parçasıdır okçuluk. Beden kontrolü ve konsantrasyon isteyen okçuluk sporu, son yıllarda özellikle gençler arasında oldukça popüler. Türkiye Okçuluk Federasyonu İç Yarışmalar Sorumlusu Cumhur Yavaş, okçuluğun kişiye hem bedensel hem de zihinsel güç kazandırdığını ifade ediyor. Ayşe Fındık The ancestor sport is in revival Archery is a very important part of the culture of old Turks. The sport of archery which requires bodily control and concentration is very popular among young athletess in recent years. Turkey Archery Federation Domestic Contests Manager Cumhur Yavaş, states that archery offers individuals both physical and mental powers. Ayşe Fındık 87 SPOR SPORT A D örtnala giden bir at, üzerindeki asker geriye dönmüş, okunun yayını sonuna kadar çekmiş fırlatmaya hazırlanıyor… Eski Türklerle ilgili tarihi belgelerde sıkça görmeye alıştığımız, tipik bir Türk atlı okçusunun resimli anlatımıdır bu. Türklerin, okçuluktaki başarılarına dair çok şey yazar tarih kitapları. Türk yaşam kültürünün bir parçasıdır yay ve ok. Erkekler kadar kadınların da çok iyi at bindiği, ok attığı yine tarih kitaplarında anlatılır. Hem savunma hem avcılık için kullanılan ok, bozkır kültürünün en kıymetli parçalarından biridir. Okçuluğu, eski Türklerin yaşamlarının her alanında görmek mümkün. Türk kültürüne dair önemli bir kaynak olan Dede Korkut kitabında, gençlerinin boş vakitlerini ok atışlarıyla geçirdikleri, ok müsabakaları yaptıklarını, düğün eğlenceleri sırasında damat ve arkadaşlarının ok koşusu düzenledikleri yazar. Bugüne gelindiğinde ise Türkiye’de okçuluğun en çok ilgi duyulan spor dallarından biri olduğu görülüyor. Özellikle son yıllara bakıldığında, okçuluk sporunun yeniden canlandığı, gençler arasında popülaritesinin arttığı gözlemleniyor. Her spor dalında olduğu gibi, okçuluk sıkı ve disiplinli bir eğitim süreci içeriyor. Okçuluk eğitimi tüm branşlarda olduğu gibi temel eğitim süreciyle başlıyor. Temel eğitimde okçuluğun temel kuralları, galloping horse, the soldier on the horse has turned his back, he has drawn his arrow from the bow to the full extent and he is ready to shoot. This is a narrative of typical Turkish horseback arches that we are familiar with thanks to old documents about Ancient Turks. History books write a lot of things about the success of Turks in archery. Bow and arrow is a part of the lifestyle of Turkish culture. Historical documents also state that women too could ride horses and were equally successful archers. The arrow which is used for both hunting and defense is one of the most important part of savannah culture. It is possible to encounter with archery in every part of the everyday lives of ancient Turks. In the book Dede Korkut, which is an important resource when it comes to Turkish culture it is stated that young people spent their free time with archery, that the held archery competitions and that during the wedding ceremonies the groom and his friends held arrow run competitions. When we arrive at today we see that archery is one of the most popular sports in Turkey. Especially in recent years it is observed that the sport of archery is in a revival process and that its popularity continues to increase among young people. Like in every sports branch archery requires a tough and disciplined education process. In the basic training, the basic rules of archery and the introduction to archery equipment is being taught and also a start on arrow throwing training is given. Both physical and mental work The right age to star this sport can change between the ages of 9-10 depending on physical build. Experts recommend that athletes should start at this age for performance sports. Apart from this it is stated that archery can be performed by every age group or physical condition. Turkey Archery Federation Domestic Contests Manager Cumhur Yavaş explains the training process like this: “First of all, the basic training athlete should be able to use the right muscle groups and 88 they should start with using the right equipment. Then, the right technique in coordination and concentration is conveyed to the students and shooting practices are started. This is a long process. Archery is one of the most difficult sports branches. Good shots are not achieved only by physical power. Mental powers are also important in archery.” Cumhur Yavaş mentions that especially in recent years, the interest in archery has risen enormously. Yavaş states that he is quite happy with this situation as he is a trainer who loves this sports and who has trained countless athletes in this branch. Yavaş adds “Right now, archery is performed in almost every city in Turkey. Moreover even the number of towns to which this sport has reached is increasing continually. In all around the world, in countries which are successful in archery, okçuluk malzemelerinin tanıtımıyla birlikte ok atışı sürecine de başlangıç yapılıyor. Hem fiziksel hem zihinsel bir çalışma Bu spora başlama yaşı fiziksel yapıya bağlı olarak 9-10 yaşları arasında değişebiliyor. Uzmanlar, performans sporu için yetişecek sporcuların bu yaşlarda başlamasını tavsiye ediyor. Bunun yanı sıra okçuluğun her yaşta ve her fiziksel yapıda yapılacak bir branş olduğu ifade ediliyor. Türkiye Okçuluk Federasyonu İç Yarışmalar Sorumlusu Cumhur Yavaş, eğitim sürecini şöyle anlatıyor: “Öncelikle temel eğitim sporcusunun doğru kas gruplarını kullanması ve uygun malzemeyle başlaması sağlanıyor. Koordinasyon, konsantrasyon yönünden çalışmalarla da doğru teknik öğretilerek öğrencinin atışa geçmesi sağlanıyor. Bu, uzun bir süreç. Okçuluk, zor spor branşları arasında yer alıyor. Sadece fiziksel yeterliliklerle iyi atışlar yapılmıyor. Ayrıca okçulukta zihinsel çalışmalarda çok önem kazanıyor.” Cumhur Yavaş, özellikle son yıllarda okçuluk sporuna olan ilginin yoğunlaştığını söylüyor. Yavaş, bu spora gönül vermiş, sayısız okçu yetiştirmiş bir eğitmen 89 SPOR SPORT olarak bu ilgiden bir hayli memnun olduğunu dile getiriyor. Yavaş, “Şu an Türkiye’de neredeyse her ilde okçuluk sporu yapılıyor. Hatta okçuluğun sporunun ulaştığı ilçelerimizin sayısında bile ciddi artışlar var. Dünyada bu alanda çok başarılı olan ülkelerde okçuluk eğitimi okuldan başlayarak spor merkezlerine kadar uzanıyor. Bu ülkelerde devlet desteği oldukça fazla. Ancak Avrupa’da durum biraz daha farklı; Avrupa’da eğitimlerin okçuluk kulüplerinde başladığını görüyoruz.” Türkiye’de üç yıl önce okul programlarına alındı Türkiye’de 3 yıl önce bu alanda çok önemli bir adım atıldı ve okçuluk okul programlarına alındı. Bu demek ki, öğrenciler beden eğitimi derslerinde artık okçuluk eğitimi alabiliyorlar. Bu adımla birlikte daha çok kişiye ulaşan okçuluk sporu, gittikçe gelişiyor. Bu kararın ardından üç yıldır okullar arası yarışmalar düzenleniyor. Bu yarışmalar önce her ilin kendi bünyesinde gerçekleştiriliyor, kazananlar Türkiye Şampiyonası’nda becerilerini ortaya koyuyor. Okçuluk emek isteyen, güç, koordinasyon, konsantrasyon ve sabır gerektiren bir spor dalı. Okçuluk sporunda fiziksel olarak günlük yaşamda çok kullanılmayan kas grupları kullanılıyor. Günümüzün en büyük sorunlarından biri olan ve çoğunlukla 90 training stars from school and goes all the way to sports centers. These countries have a lot of support from government. However, the situation is a little different in Europe. We see that in Europe training starts in archery clubs.” Archery was accepted into school programs three years ago Three years ago a big step for archery was achieved in Turkey and the sport was accepted into school programs. This means that students can receive archery training in sports classes. With this step archery reached to a wide range of people and continues to grow. After this decision competitions are being helped in schools. These competitions take place first in every city and then the winner show their talent in Turkey Championship. Archery is a sports branch that requires strength, coordination, concentration and patience. In the sport of archery, muscle groups that are not usually active in daily activities are being used. It is quite a beneficial sport when it comes to defects in sitting and standing positions which is one of the most important problems nowadays and which mainly arise from spending time in front of the computer for long hours. In these cases there are some deformations in the spine. And with Archery the muscles around the spine could be strengthen and some recovery could be observed. Yavaş says that in archery, one of the most important moves is to straighten the spine and adds: “With Archery training, the muscles on the back and shoulder are proportionally developing and therefore the muscles grow stronger. Therefore while you achieve a proper posture you also avoid spine deformations.” One of the most important issues of recent years is attention and interest deficit. Especially the chaos of city life can cause attention deficit problems in everybody from 7 to 70. On of the main points of archery is concentration. As you move forward in this sport, you can observe important developments in your attention span. Yavaş mentions that archery is a sport that requires patience and adds that in time it develops the ability to focus: “Archery provides active mental activity. In enhances the feelings of courage and trust. It can help you get away from certain fears by focusing. It develops the sense of control in hyper active individuals. And when you do it as a hobby, Archery relieves stress of work and daily life. uzun saatler bilgisayar başında zaman geçirmekten kaynaklanan oturuş ve duruş bozuklukları için çok faydalı bir spor. Omurgada görülen bazı deformasyon ve eğriliklerde, omurgayı çevreleyen kasların ok atışıyla güçlenmesi nedeniyle iyileşmeler görülebiliyor. Okçulukta omurgayı düz tutmanın en önemli hareket olduğunu dile getiren Yavaş, “Okçuluk çalışmalarıyla sırt ve omuz kasları orantılı bir şekilde harekete geçerek güçleniyor. Böylelikle düzgün bir postur sağlanırken, omurga deformasyonlarının da önüne geçiliyor.” Son yılların en önemli sorunlarından biri de ilgi ve dikkat eksikliği. Özellikle şehir hayatının karmaşası, 7’den 70’e her yaşta insanda dikkat eksikliği sorununa yol açabiliyor. Okçuluk sporunun temel noktalarından biri konsantrasyon. Bu sporda ilerledikçe, kişinin konsantrasyonunda önemli gelişmeler gözlemleniyor. Okçuluğun sabır isteyen bir spor olduğunu ifade eden Yavaş, bu sporun zaman içinde odaklanma becerisini geliştirdiğini söylüyor: “Okçuluk yapıldığı sürece zihinsel çalışmaları aktif kılar. Cesaret ve kendine güven duygularını artırır. Odaklanmayla bir takım korkulardan uzaklaşılır. Hiper aktif yapıya sahip bireylerde de kontrol duygusunu geliştirir. Hobi amaçlı yapanlar iş ve günlük yaşam stresinden arınır.” Pahalı bir spor mu? Modern okçulukta recurve (klasik) ve compaund (makaralı) olmak üzere iki yay kategorisinde yarışmalar Is it an expensive sport? In modern archery competitions are carried on in two bow categories: recurve and compound. In recurve bows the shots are fired from 70 meters and in compound bows, they are fired from 50 meters. Archery competitions are held in two ways: open air and saloon competitions. In the saloon competitions the attendants shoot from 18 meters in each bow category. It is thought that especially sports that are performed with certain equipment are expensive. However the main training of archery is not that expensive. Because in cities which offer archery training, the 91 SPOR SPORT yapılıyor. Atışlar; klasik (olimpik) yaylarda 70 metreden, makaralı yaylarda ise 50 metreden gerçekleştiriliyor. Okçuluk yarışmaları açık hava ve salon yarışmaları olmak üzere iki şekilde düzenleniyor. Salon yarışmalarında her iki yay kategorisinde de 18 metreden atış yapılıyor. Özelikle malzemeyle yapılan sporların pahalı sporlar olduğu düşünülür. Oysa okçuluk sporunun temel eğitimi çok pahalı sayılmaz. Çünkü okçuluk sporu eğitiminin verildiği illerde, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlükleri bünyesinde bulunan okçuluk merkezlerinde ücretsiz olarak eğitim alınabiliyor. Bu illerde temel eğitim malzemeleri de mevcut. Sporcular sadece kişisel malzemelerini alıyorlar. Kulüp bünyesinde çalışan sporcular ise kulübün belirlemiş olduğu aidatları ödüyorlar. Temel eğitim malzemelerini kendisi almak isteyen sporcuların çok yüksek meblağlar ödemediğini söyleyen Cumhur Yavaş, “Ancak üst düzey performas sporcularının malzemeleri 1500-2000 doları buluyor. Milli Takım seviyesinde olan bu sporcuların malzemeleri de Okçuluk Federasyonu tarafından sağlanıyor. Güçlü kulüpler de bu malzemeleri sporcularına sağlıyor” diyor. Her türlü okçuluk malzemesini Türkiye’den temin etmek mümkün. Türkiye’de şu ana için yeterli sayıda okçuluk malzemesi satan mağazalar bulunuyor. Malzeme seçerken sporcunun yaşı, boyu, kol boyu, çekiş gücü gibi özellikleri dikkate alınıyor. Ayrıca ok atışı yapacak kişinin solak veya sağlak oluşu, dominant göz özellikleri de alınan malzemeyi belirleyici unsurlar arasında yer alıyor. Okun yay sertliğine ve kol boyuna göre seçilmesi son derece önem taşıyor. Okçuluk sporuna başlamak isteyenler için bu spor üç kelimeyle özetlenebilir; iyi bir eğitim, doğru malzeme ve sabır. Tüm bunlardan sonra iş, okun yayını güçlüce çekmeye kalıyor. 92 training centers in Youth Services Units and Provincial Directorate of Sports offer free training. These cities also have basic training equipment. The athletes only buy personal equipment. The athletes who train in a club pay the contribution fees defined by the clubs. Cumhur Yavaş says that the athletes who want to buy their own equipment do not pay high sums of money. “However the equipment of senior performance athletes can reach up to 1500 – 2000 dollars. The equipment of athletes who are in national team are supplied by Archery Federation. Strong clubs also supply their athletes with equipment.” It is possible to find every kind of equipment in Turkey. There is enough number of shops that provide archery equipment. When choosing the equipment the age, height, arm length and tractive effort of the athlete are taken into consideration. Also whether the athlete is left handed or right handed and his/hers dominant eye features are also among the elements that define the necessary equipment. It is quite important that the arrow is chosen according to the stiffness of the bow and arm length. For those who want to venture in this sport, Archery can be summarized in these words: a good education, the right equipment and patience. After all these are fulfilled, it comes to drawing the arrow strongly. G ELEN EK TRADITION Aman nazar değmesin Kem gözlerden kim korkmaz? Kötü niyetli bakışların yolunda giden bir işi ya da ilişkiyi zora sokabileceği birçok kişinin aklından geçer. Neyse ki böyle zamanlarda nazar boncukları imdada yetişir. Göz şeklindeki nazar boncuklarını takmak, eski zamanlardan günümüze uzanan bir gelenek. Bu göz, birçok Doğu kültüründe yer alan önemli figürlerden biri. Şimdilerde bin bir renkli şekil ve tasarımda karşımıza çıkan nazar boncukları, her daim çekici ve etkileyici… Ayşe Fındık 94 Bless your little cotton socks! Who is not afraid of the evil eye? Many people can think that malicious glances can becloud a job or relationship keeping on track. Fortunately, at these times, the evil eye talismans come to the rescue. To pin the eye-shaped evil eye talismans a tradition dating from ancient times to present. This eye is one of the major figures present in many Eastern cultures. Nowadays, the evil eye talismans in thousand colorful shapes and designs are always attractive and impressive… Ayşe Fındık 95 G ELEN EK TRADITION D ünyaya yeni gelmiş bir bebeğin beşiğine hemen o iliştirilir. Evin en güzel köşesine o yerleştirilir. Kıyafetlerin iç taraflarına küçük bir çengelli iğneyle o takılır. Herhangi bir kötülük gelmesinde korkulan bir durumda hemen ona başvurulur? Evet, nazar boncuğu yaşamın farklı aşamalarında kendine yer bulur. Bu boncuğun, kişileri olumsuzluklardan, dışarıdan gelebilecek negatif etkilerden koruduğuna inanılır. Nazar boncuğunun kökeni eskilere dayanıyor. Özellikle Orta Doğu toplumlarında nazar boncuğu figürünün var olduğu görülüyor. Tarihi ve kökeniyle ilgili farklı yorumlar var. Kimi yorumlara göre bu tılsımlı gözün doğuşu, Orta Asya’daki Şaman toplumlarına dayanıyor. Tarihteki Türk topluluklarında nazar boncuğuna munçuk, moncuk, monşak, monçak, monçok, muyınçak gibi isimler verildiği, bu boncukların çadırlara, atların boyunlarına takıldığı biliniyor. Nazar inancının Eski Mısır’a dayandığını belirten görüşler de mevcut. Diğer taraftan bu figüre Hint kültüründe de rastlanıyor. Bu kültürlerin tümünde göz figürü, kötülükleri uzaklaştıran bir tılsım olarak kabul ediliyor. Göz figürünün, kötü niyetli insanların olumsuz enerjilerine engel olarak kişiyi koruyacağına inanılıyor. Gözün, insanın dış dünyaya açılan penceresi, insanın duygularını ve düşüncelerini aktardığı organı olduğu düşüncesi, bu figürün anlamının temelini oluşturuyor. Nazar boncuklarında ağırlıklı olarak görülen koyu mavi rengin ise, gelen enerjiyi absorbe ettiği için kullanılmış olabileceği tahmin ediliyor. Göze gözle ‘dur’ demek İnsanların iyi ya da kötü enerjilerinin gözleri aracılığıyla yayıldığı düşüncesi toplumlarda oldukça yaygın. Nazar boncuğunun koruyucu yönünün olduğu inancının temelinde, “göze gözle karşı gelmek” anlayışı yatıyor. “Göze gelmek”, “göz değdirmek” gibi deyimler dilimizde sıklıkla kullanılıyor. Örneğin, göze gelmenin sözlük anlamı, “Uğursuzluk, kötülük getirdiğine inanılan kıskanç veya hayran bakışlar dolayısıyla kötü bir duruma düşmek.” Bu gibi örnekleri çoğaltmak mümkün 96 I t will be pinned immediately on the cradle of a new born baby. It will be placed in the most beautiful corners of the house. It will be pinned by a hooked needle at the inside of the clothes. It will be the first to be used when it is necessary to be protected from malicious glances. Yes, the evil eye talisman found its place in different stages of life. It is believed that this talisman protects people from negativities and negative impacts which may come from outside. The origin of the evil eye talisman is based on the ancient times. Especially, in Middle Eastern societies, it seems that the evil eye talisman figures exist. There are different interpretations about its origin and history. According to some reviews, the emergence of this eye-shaped talisman is based on the Central Asian shamanistic societies. It is known that the Turkish communities in the History called this talisman as “munchuk,monchuk, monchak,monchack, monchock, muinchak etc.” and that these talismans were pinned to the tents and on the horses' necks. There are some opinions stating the evil eye belief is based on Ancient Egypt. At the other side, this figure is also held in the Indian culture. In this culture, the eyeshaped figure is considered as a talisman moving away the evils. It is believed that the evil eye figure is protecting the person by blocking the negative energy of the evil people. The basis of this figure’s meaning consists of the idea saying that the eye is the organ transmitting feelings and thoughts of man and the window opened to the outside. The dark blue color frequently seen on the evil eye talismans is presumed to be used because of its capability to absorb the energy. To say “stop” to the eye with the eye It is quite common in societies that the negative or positive energies of the people spread through their eyes. The hidden idea on the basis of the belief that the evil eye has a protection capacity, there is to “stop” the evil eye by another eye”. The expressions such as “being affected by the evil eye” , “being touched by the evil eye” are often used in our language. For example, the lexical meaning of “being affected by the evil eye” is “to fall into bad situations because of admiring or jealous glances which are believed to bring evil. It is possible to multiply such examples but on the basis of such identification lays the approach that people may affect each other by their eyes. In short; in order to fight against any "evil" eye, it is used again an eye. We can say for the evil eye talisman, one the basic symbols of Turkish culture. We can see it at the home, in the shopping stores, in our cars, in our jewelries etc. In most of the tourist shops in Turkey; it is Outlined assorted evil eye beads. Even they are frequently made in dark blue color; the evil eye beads draw attention with many sorts of colors and options. The evil eye beads in green, purple, red, Turquoise, animate and colorize the places. The evil İnsanların iyi ya da kötü enerjilerinin gözleri aracılığıyla yayıldığı düşüncesi toplumlarda oldukça yaygın. Nazar boncuğunun koruyucu yönünün olduğu inancının temelinde, “göze gözle karşı gelmek” anlayışı yatıyor. It is quite common in societies that the negative or positive energies of the people spread through their eyes. The hidden idea on the basis of the belief that the evil eye has a protection capacity, there is to “stop” the evil eye by another eye”. ama bu tür tanımlamaların temelinde, insanlarının gözleriyle birbirlerini etkileyebileceği yaklaşımı yatıyor. Kısacası; herhangi bir “kötü” gözle mücadele etmek için yine bir göz kullanılıyor. Hayatımızın her anında karşımıza çıkan nazar boncukları için Türk kültürünün temel sembollerinden biri denilebilir. Evde, alışveriş yaptığımız mağazada, arabada, takılarımızda… Türkiye’deki turistik mağazaların birçoğunda çeşit çeşit nazar boncukları sıralanıyor. Ağırlıklı olarak mavi renkte olsa da nazar boncukları türlü türlü renk ve seçenekleriyle dikkat 97 G ELEN EK TRADITION çekiyor. Yeşilli, morlu, kırmızılı, turkuazlı, sarılı nazar boncukları bulundukları yeri renklendirip, canlandırıyor. Türkiye’ye gelen turistlerin en çok ilgisini çeken unsurlar arasında nazar boncuğu üst sıralarda yer alıyor. Mücevher tasarımcılarının gözdesi Nazar boncuğu günümüzde artık bambaşka tasarımlarla karşımıza çıkıyor. Mücevher tasarımcılarının kullanmayı sevdiği tarihi figürlerden biri... Nazar boncuğu; kolyelerin, küpelerin, bileziklerin, yüzüklerin üzerine işlenerek yaratıcı tasarımlarla görenleri büyülüyor. Bu tarihi sembol, modern dünyanın değişim rüzgârlarına göre şekillenerek klasikten moderne geniş bir skalada vitrinleri süslüyor. Sadece takı olarak değil, nazar boncuğu ev eşyalarında da sıkça kullanılıyor. Vazodan tabağa, aydınlatma objelerinden dekoratif ürünlere kadar nazar boncuğu çeşitli ev eşyalarına ilham oluyor. Nazarköy’e yolunuz düşerse… Nazar boncuğu üretimi, ince işçilik isteyen bir zanaat. Bugün Türkiye’de el işçiliğiyle nazar boncuğu üreten ustaların sayısı gün geçtikçe azalıyor. Bin bir emekle, uğraşla yapılan nazar boncuklarının yerini fabrikasyon ürünler alıyor. Türkiye’de nazar boncuğu üretimi denilince akla gelen ilk yer, İzmir’e bağlı Kurudere köyü; bir diğer adıyla Nazarköy. Kurudere köyünün adı 2007 yılında dönemin kaymakamı tarafından değiştirilerek turizm faaliyetlerine hareket katılmış. Nazarköy, adından da anlaşılacağı gibi maviliklerle dolu bir köy. Burada kalan son 4-5 cam fırınında nazar boncuğu üretimi yapılıyor. Yüksek derece sıcaklıktaki fırınlarda cama şekil veriliyor. Klasik bir nazar boncuğu üretimi şöyle gerçekleştiriliyor: Öncelikle lacivert camdan yuvarlak bir boncuk yapılıyor. Sıcak camın üzerine maşayla basılarak cam yassılaştırılıyor. Ardından üzerine sırasıyla önce beyaz sonra siyah noktalar konularak maşayla bastırılıyor. Bu üretim, fırınların hemen yanındaki kovuklarda tamamlanıyor. Sıcak haldeki nazar boncukları bu kovuklarda bekletilerek soğutuluyor. Nazar boncuğu üretimini 98 Mücevher tasarımcılarının kullanmayı sevdiği tarihi figürlerden biri olan nazar boncuğu; kolyelerin, küpelerin, bileziklerin, yüzüklerin üzerine işlenerek yaratıcı tasarımlarla görenleri büyülüyor. The evil eye beads processed on necklaces, earrings, bracelets and rings fascinate people with their creative designs. eye talisman take place at the top of the elements attracting the most attention of the tourists visiting Turkey. Favorite of jewelry designers Nowadays, we come across many different designs of the evil eye talisman. It is one of the historical figures frequently used by jewelry designers. The evil eye beads processed on necklaces, earrings, bracelets and rings fascinate people with their creative designs. This historical symbol adorn show windows in a large range ranging from classic to modern shaped according to the modern world’s winds of change. The evil eye bead is not used only as jewelry but it is also used in household furniture. It inspires various household goods ranging from vases to plates or from lighting products to decorative items. If you pass by Nazarköy (Evil eye bead town) The production of the evil eye beads needs a fine craftsmanship. Today, the number of the craftsmen producing the evil eye beads by hand workmanship is getting lower. The manufactured products are superseding the labored evil eye beads. The first place coming to mind when talking about evil eye bead production is Kurudere town of Izmir city which is also called as Nazarköy (Evil eye bead town). The name of Kurudere town is changed in 2007 by the governor of this period and the town participated to the tourism activities. Nazarköy is a town full of blues as it can be guessed from its name. In the last 4-5 glass furnaces, the evil eye bead production still continues. The glass is shaped within the high temperature furnaces. A classical evil eye bead production is performed as following: Firstly, one bead is made by a dark blue glass. The heated glass is flatten by pressing a pincer. Then, respectively, firstly white then black spots are placed and pressed by pincer. This production is achieved cavities placed next to the furnaces. The heated evil eye beads are hanged on these cavities in order to be cooled. To watch even only the evil eye beads’ production is such a therapy. The evil eye beads produced by professional craftsmen are literally fabulous. Talismans are produced in various shapes from pomegranate to fish. If you pass by there, do not forget to visit Nazarköy and its tiny shops and to see up close the evil eye beads shaped with the hands of the rare craftsmen. seyretmek bile tek başına terapi gibi. Usta ellerden çıkan nazar boncukları kelimenin tam anlamıyla muhteşem. Nardan balığa kadar bu camlardan türlü şekilde nazarlıklar üretiliyor. O taraflara yolunuz düşerse Nazarköy’e uğramayı, minik dükkanlarında alışveriş yapmayı, artık sayıları iyice azalmış ustaların ellerinde şekillenen boncuklara yakından bakmayı unutmayın… 99 S E YA H AT T R AV EL Plitvice Gölleri Milli Parkı, Hırvatistan UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan göller topluluğu doğal güzelliği ile insanı adeta büyülüyor. Bosna Hersek sınırına yakın bir bölgede bulunan Plitvice, turkuaz renkli gölleri, şelaleri, mağaraları ve dağları ile turistlerin cazibe merkezlerinden biri. Plitvice’ye yazın giderseniz doğanın tadını tam anlamıyla çıkarabilirsiniz. Kışın ziyaret ederseniz donmuş göllerin ve şelalelerin yarattığı görüntünün sizi şaşırtacağına emin olabilirsiniz. 100 Plitvice Lakes National Park, Croatia The group of lakes which is on the list of UNESCO World Cultural Heritage list is going to cast a spell on you with its natural beauty. Plitvice which is situated in an area close to Bosnia-Herzegovina border is one of the attraction centers of tourists with its turquoise lakes, waterfalls, caves and mountains. If you visit Plitvice on summer months, you can enjoy the natural beauty to its full extent. And if you visit on winter you can be sure that the scene of frozen lakes and waterfalls is going to amaze you. Balkanlar’da görmeniz gereken 10 yer Gölleri, dağları, ormanları, kültürel mirası, mimarisi ile birbirinden farklı pek çok turistik lezzet sunan Balkan ülkelerinde görmeniz gereken yerlerin en önemlilerini sizler için derledik. 10 places you should see in the Balkans We compiled for you the most important places you should visit in Balkans which offer you various touristic flavors with its lakes, mountains, forests, cultural heritage and architecture. 101 S E YA H AT T R AV EL Bled Gölü, Bled, Slovenya Slovenya’nın kuzey batısındaki yukarı Carniola bölgesinde bulunan Bled, buz devrinden kalma Bled gölü ile ün yapmış bir bölge. Kongre turizminin önemli merkezlerinden biri olan Bled sessiz bir yerde dinlenmek isteyen turistlerin de tercihi. Bölgede balıkçılık, golf, binicilik ve tırmanış yaparak vakit geçirebilirsiniz. Turistlerin ilgisini çeken mekanlardan biri de gölün ortasındaki küçük adada yer alan tarihi kilise. Göl kenarındaki Bled Kalesi de kente ayrı bir güzellik katıyor. 102 Bled Lake, Bled, Slovenia Bled which is located in the upper Carniola region in the north west of Slovenia is an area that has built a reputation with Bled lake which goes all the way back to ice age. Bled, which is an indispensable center for convention tourism is also the choice of touristswho want to rest in a quiet area. You can spend time in the area by fishing, horse riding and climbing. One of the areas that would attract the attention of tourists is the historic church that is located on the little island in the middle of the lake. The Bled Castle on the shore of the lakes is also quite an attraction. 103 S E YA H AT T R AV EL Dubrovnik, Hırvatistan Akdeniz’in en popüler yerlerinden biri olan Dubrovnik, UNESCO’nun koruma listesinde yer alıyor. Adriyatik Denizi’nin kıyısındaki Dubrovnik yaklaşık 41 bin kişilik bir nüfusa sahip. Şehrin tarihi mimariye sahip eski bölgesindeki mimari oldukça güzel. Güzel sahilleri, teleferi, mimari eserleri ile Dubrovnik yaz ayları için gezi destinasyonlarınızın vazgeçilmezleri arasında yerini alabilir. Dubrovnik, Croatia One of the most popular places of the Mediterranean, dubrovnik is on the list of UNESCO cultural protection. Dubrovnik which is located on the shore of Adriatic Sea has a population of 41.000. The architectural texture of the old parts of the city is quite admirable. With its beautiful shores, cable car, and architectural works of art, Dubrovnik could easily find a place in your list of essential travel destinations for summer months. 10 4 105 S E YA H AT T R AV EL Sveti Stefan, Budva, Karadağ Karadağ’ın Bodrum’u olarak tanımlayabileceğimiz Budva’nın yakınlarındaki bir köy olan Stevi Stefan, bölgenin en gözde mekanlarından biri. Arnavut kaldırımlı yolları ve müthiş deniz manzarası şirin bir tatil beldesi olan ada bir yol ile karaya bağlanıyor. Budva, Adriyatik’in en iyi kıyılarına sahip olmasıyla da turistlerin dikkatini çeken bir bölge. Sedir, çam ve zeytin ağaçları adaya ayrı bir güzellik katıyor. Sveti Stefan, Budva, Montenegro Stevi Stefan which is a village near Budvawhich can be described as the Bodrum of Montenegro is one of the most favorite venues of the area. The island which is a cute holiday destination with its cobblestone pavement roads and spectacular sea view, is connected to land via a road. Budva is also an area that attracts the attention of tourists with the fact that it harbors the best coasts of the Adriatic. Cedar woods, pine trees and olive trees too, add a different beauty to the island. 106 Meteora, Yunanistan Meteora’nın ismi Antik Yunanda ‘havada asılı’ anlamına gelen ‘Meteoros’ kelimesinden geliyor. Manastırların bu ismi almasının nedeni ise konumları nedeniyle havada asılı gibi durmalarından kaynaklanıyor. 9. yüzyılda civarda yaşayan rahipler tarafından yaptırılan Doğu Ortodoks manastırları uzun kumtaşı sütunların üzerine inşa edilmiş. Yunanistan’nın en önemli ve en büyük manastır topluluğu olan Meteora’nın yükseldiği bu kayalıklar 60 milyon yıl önce bölgede akan nehirlerin etkisiyle oluşmuş. Meteora, Greece The name Meteora comes from Ancient Greek word “Meteoros” which means “hung in the air”. The reason that the monasteries have taken this name is that because of their location, they look like they are hung in the air. East Orthodox monasteries which have been built in 9th century by priests living nearby are located on top of long sandstone columns. The rocky cliffs over which the most important and biggest group of monasteries, the Meteora, has been built has formed as a result of the rivers going down in this area 60 million years ago. 107 S E YA H AT 108 T R AV EL Ohri, Makedonya Şehre adını da veren Ohri gölünün kıyısında kurulan kasabada çok sayıda antik kilise ve manastır bulunuyor. UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilen Ohri Arnavutluk’un en büyük sekizinci şehri. Ohri, İyi korunmuş tarihi kenti, Orta Çağ döneminden kalan hisarları, kiliseleri, manastırları, camileri ve milyon yaşındaki gölü ile mutlaka görülmesi gereken bir yer. Ohri, Macedonia There a lots of ancient churches and monasteries on the town which is located on the shore of Ohri Lake, that gave the city its name. Ohri which is on the list of UNESCO cultural heritage, is the 8th biggest city of Albania. Ohri is a must see place with its well protected ancient city; its forts, churches, monasteries, mosques that have survived from the Middle Ages and its millions of years old lake. 109 S E YA H AT T R AV EL Vrelo Bune, Blagay, Bosna Hersek Bu eşsiz doğal güzellik içerisinde gizlenen harika mimari topluluk Buna nehri üzerinde bulunuyor. Bu eşsiz doğallık ve mimari topluluk Buna nehri üzerinde bulunmakta. 17. Yüzyılda inşa edilmiş olan Blagay Tekkesi Buna nehrinin kaynağında yer alıyor. Bektaşi dervişlerin merkezi olarak görülen kasaba Bosna Hersek’in en önemli cazibe merkezlerinden biri. VreloBune, Blagay, Bosnia-Herzegovina The amazing group of architectural works of art which is hidden in the spectacular natural beauty is located on the river Buna. Blagay Islamic Monastery is located on the springs of Buna River. The town which is regarded as the center of Bektashi Dervishes is one of the most important attraction centers of BosniaHerzegovina. 1 10 111 S E YA H AT T R AV EL Rila Manastırı, Bulgaristan Rila Dağları’nda manastır bir Ortodoks manastırı. 10. yüzyılda kurulan manastırı yılda 1 milyon civarında turist ağırlıyor ve ülkede en çok bilinen turistik merkezlerden biri. Sofya’ya 117 kilometre mesafede olan manastır deniz seviyesinden 1147 metre yükseklikte bulunuyor. Manastır, Rilska ve Drushlyavitsa adlı küçük nehirler ile çevrili. 112 Rila Monastery, Bulgaria The monastery on the RilaMountains is an Orthodox monastery. This monastery which has been built in the 10th century attracts around 1 million tourists in a year and is one of the most well know touristic centers of the country. The monastery which is 117 kilometers from Sofia is located 1147 meters above sea level. The monastery is surrounded by little rivers of Rilska and Drushlyavitsa 113 TA R İ H 114 H I S TO RY 808 Yaşında bir Türk bilge: Nasreddin Hoca “Bindiği dalı kesmek”, “dostlar alışverişte görsün”, “ince eleyip sık dokumak”, “el elin eşeğini türkü söyleyerek arar”… Gündelik hayatımızda defalarca kullandığımız bunlar gibi onlarca deyim ve atasözünün sahibi yaklaşık 800 yıl önce dillere destan bir ömür yaşayan ünü dünyaya yayılmış unutulmaz bir halk kahramanı, evet bildiniz Nasreddin Hoca! Dilan Karadağ 808 year-old Turkish wise: NasreddinHodja “Cut one's own throat”, “For the sake of appearances”, “go over something with a fine tooth comb”, “Someone who is seeking a solution to someone else's problem, will only have fun of this”… The creator of dozens of idioms and proverbs that we use frequently in our everyday lives is a memorable folk hero living a legendary life about 800 years ago and whose fame spread around the world, yes you got it, this is NasreddinHodja! Dilan Karadağ 115 TA R İ H H I S TO RY Y üzyıllardır kuşaktan kuşağa aktarılan sayısız fıkrasıyla Nasreddin Hoca, bu toprakların belki de en sevilen, en “bizden” halk kahramanı, Anadolu insanının ta kendisi… Zaafları, kusurları, korkuları, sıkıntıları kısacası iyisiyle-kötüsüyle sözlü tarihimizin en içten halk kahramanı Nasreddin Hoca’nın, hikâyeleri aracılığıyla hiç eskimeden, unutulmadan yaşamayı sürdürmesi bize tüm samimiyetiyle insani halleri, kendi hallerimizi anlatmasından ileri geliyor… Bilimsel araştırmalar, bugün sosyal medya kullanıcılarının en sık yüzleştiği duygunun; “vay be, ne hayatlar var!” cümlesiyle beraberinde gelen “imrenme” duygusu olduğunu ve bunun bizi sürekli kıyaslama yaparak düşünmeye sevk ettiğini söylüyor… Böyle bir ortamda, Nasreddin Hoca şenlikleri de yaklaşırken, kendimizi tüm yönleriyle kabul etmemizi öğütleyen bir halk kahramanının yaşantısına yakından bakalım istedik… Yoksa yalnızca bir efsane mi? Nasreddin Hoca’nın yaşamıyla ilgili veriler, yeterince yazılı kayıt bulunmadığı için halkın kendisine olan sevgisinin de etkisiyle olağanüstü nitelikler kazanarak söylentilere dönüşmüş. Kimilerine göre Nasreddin Hoca aynı anda birkaç yerde birden görülebiliyor. Hatta kendisinden en az yetmiş yıl sonra yaşayan Timur’la konuşmuşluğu bile var… Söylentiler bir yana Nasreddin Hoca hakkındaki en önemli kanıtlar Akşehir’deki türbesi, soyundan geldiği söylenen kişilere ait mezar taşı kitâbeleri ve adına kurulmuş olan vakıfla ilgili Fâtih Sultan Mehmet devrine ait bir arşiv belgesi. Buna göre Nasreddin Hoca’nın 1208 - 1284 yılları arasında yaşadığı biliniyor. Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinin Hortu köyünde doğan Nasrettin Hoca, eğitimini imam olan babasından aldıktan sonra Konya Akşehir'e giderek yaşamının tamamını orada sürdürdü. Hazırcevaplılığı ile nam 116 W ith his numerous stories transmitted from generation to generation for centuries, NasreddinHodjais perhaps the most loved the most “ours” folk her, he is the embodiment of Anatolian people… NasreddinHodja, who is the most candid hero of our oral history with his weaknesses, faults, fears, distresses, in short with both his good and bad features, has told us with all his sincerity the nature of humans, the nature of ourselves. And this is why he continues to live to this day without ever getting old and forgotten. Scientific research states that today, the most common feeling that a social media user is face to face with is the feeling of “envy” accompanied with the sentence “vow, look at the lives of these people.” And this pushes us to always comparing ourselves with others… In such an environment, when the NasreddinHodja festival is approaching, we wanted to have a look at the life of a folk hero who advices us to accept ourselves as we are. Is he just a legend? There are no enough written records about the life of NasreddinHodja. Moreover, with the effect of love of the people for him, the data about his life has gained extraordinary aspects and turned into rumors. For some people NasreddinHodja could be seen in many places at one time. In fact it is even said that he talked to Timur, who lives at least seventy years after him… Aside from these rumors, the most important proofs about NasreddinHodja is his tomb in Akşehir, epitaphs of people who are said to be his descendants and an archive document from Fâtih Sultan Mehmet era that mentions a foundation that has been established in his name. According to these, it is known that NasreddinHodja lived between the years of 1208 and 1284. NasreddinHodja was born in the village of Hortu in Sivrihisar town of Eskişehir. He received his education from his father who was an imam. Later, he travelled to Akşehir in Konya and spent the rest of his life there. NasreddinHodja who was famous for his repartee, listen to the lectures of Seyyid Mahmud Hayrani and SeyyidHacı İbrahim and studied on Islam. One rumor states that he gave lectures in a madrasah and worked as a Muslim judge. Because of all these, he was given the name NasuriddinHâce and later this name turned into NasreddinHodja. EvliyaÇelebi says this about NasreddinHodja in his Book of Travels: “In Akşehir, there is the tomb of a great man of God and a very precious person, “El-MevlaHazretSheikh HodjaNasreddin.” He is from Akşehir. He caught up to the era of GaziHüdavendigar and became famous in the era of Yıldırım Khan. He was a witty and virtuous person and also a philosopher who managed to perform the necessities of worldly and Godly jobs without any fault. He met with Timurlenk in a meeting. Timur Khan was fond of his honorable conversations. Therefore, for his sake, he did not let the city of Akşehir be plundered. The sayings and jokes of the great hodja are used as proverbs across the language… After the death ofYıldırım salan Nasreddin Hoca; Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim'in derslerini dinleyip, İslam diniyle ilgili çalışmalarda bulundu. Bir söylentiye göre medresede ders okuttu ve kadılık da yaptı. Tüm bunlar sebebiyle kendisine Nasuriddin Hâce adı verildi ve sonradan bu isim Nasreddin Hoca halini aldı. Evliya Çelebi, Seyahatname’de Nasreddin Hoca hakkında şöyle diyor: “Akşehir'de büyük din adamı ve değerli zat "El-Mevla Hazret Şeyh Hoca Nasreddin"'in kabri vardır. Kendisi Akşehirlidir. Gazi Hüdavendigar’a yetişip, Yıldırım Han zamanında şöhret bulmuştur. Fazilet sahibi olup, hazırcevap, keramet sahibi, filozof, din ve dünya işlerini birlikte ve eksiksiz yürüten büyük bir zat idi. Timurlenk ile bir toplantıda bulunmuştur. Timur Han, O'nun şerefli sohbetlerinden hoşlanırdı. Bu sebeple, o büyük bilginin hatırı için Akşehir'i yağma ettirmemiştir. Büyük hocanın sözleri ve latifeleri, bütün 1 17 TA R İ H H I S TO RY lisanlarda atasözü olarak söylenir… Yıldırım Han'ın vefatından sonra, Çelebi Sultan Mehmed zamanında dünyadan göç etmiştir. Akşehir dışındaki kubbeli türbesine defnolunmuştur. Dört tarafı parmaklıkla çevrilidir. Allah rahmet eylesin…” Fakat öte yandan Nasreddin Hoca’nın Selçuklular devrinde yaşadığı ve Timur Han ile görüşmediği de biliniyor… Türbesine gidip de gülmeyenin vay haline! Konya Akşehir’de bulunan Nasreddin Hoca Türbesi de en az Hoca’nın yaşantısı kadar efsanelere konu olmuş durumda… Nasreddin Hoca’nın türbesine gidip de gülmeyenin başına bir şey geleceğine inanılıyor. Ayrıca türbeden alınan toprağın göz ağrısına iyi geldiği söyleniyor. Akşehir halkının yağmur yağmadığında yağmur duası için gittikleri ilk adres ise yine Nasreddin Hoca türbesi… Bunların hurafe olduğunu yazmaya gerek yok herhalde?! Yüzyıllardır değişmeyen öğütler… Yazılı olarak kayda alınmış ilk Nasreddin Hoca hikâyesi; Fatih Sultan Mehmet'in oğlu Cem Sultan'ın, şehzadeliği esnasında verdiği talimat üzerine Ebül Hayr Rumi tarafından yedi senelik bir çalışma sonucunda Türk sözlü geleneğinden toplanarak 1480 yılında tamamlanan ve kitaplaştırılan Saltukname'sinde bulunuyor. Dünyanın birçok farklı diline çevrilen Nasreddin Hoca fıkralarının yanı sıra, Nasreddin Hoca’nın hayatının anlatıldığı ve fıkralarının edebi olarak incelendiği yabancı kitaplar da bulunuyor. Bunların başlıcaları arasında; Pierre Mille´in Nasreddin et son Épouse adlı kitabı, Edmonde Savussey´in La Litterature Populaire Turque adlı eserindeki Nasreddin Hoca bölümü, Jean Paul Carnier’in Nasreddin Hoca et ses Histoires Turques adlı eseri yer alıyor. Nasreddin Hoca fıkralarına baktığımızda, yalnızca 118 Khan, in the era of Çelebi Sultan Mehmed, he departed this life. He was buried in his domed tomb outside Akşehir. The tomb is surrounded by guard reals. God rest his soul…” on the other hand, it is also known that NasreddinHodja lived in the era of Seljuk Empire and he never met with Timur… It is a bad sign not to lough when you visit his tomb NasreddinHodja Tomb in Akşehir Konya has been the subject of legends as much as the Hodja’s life itself. It is believed that it would be a bad sign not to lough when you visit his tomb. Morover, it is said that the soil taken from the Tomb is good for eye pains. The first place the natives of Akşehir visit when there is no rain is again the tomb of NasreddinHodja… Of course, it goes without saying that these are nothing but superstition. Advices that have not changed for centuries The first written story of NasreddinHodja belirli bir döneme ait olmadıklarını; Anadolu halkının gündelik hayatını, eğlenme biçimlerini, alışkanlıklarını, toplumsal reflekslerini kısacası kültürünü temsil ettiğini görüyoruz. Nasreddin Hoca, fıkralarında kimi zaman yeriyor, kimi zaman övüyor, kimi zaman alaya alıyor ve bütün bunları bilgin, cahil, açıkgöz, uysal, vurdumduymaz, utangaç, şaşkın, korkak, atılgan, yardımsever gibi onlarca farklı hatta çelişik niteliğe bürünerek yapıyor. Nitekim “insan” tam da böyle, onlarca farklı duyguyla ve nitelikle çevrili olduğu için Nasreddin Hoca bu denli seviliyor… Nasreddin Hoca, bütün fıkralarında, soyut bir varlık olarak değil, yaşanmış, yaşanan bir olayla, bir olguyla 119 TA R İ H H I S TO RY bağlantılı bir biçimde ortaya çıkıyor. Tanık olduğu olaylar, çoğu zaman halk arasında geçiyor. Örneğin Hoca’nın fıkralarında eşek vazgeçilmezdir… Hoca eşeğinden ayrı düşünülemez; onun taşıtı olan eşek Anadolu’da acıya, sıkıntıya, açlığa katlanışın en yaygın simgesidir. Saray çevresinde üretilen fıkralarda ise eşek öğesine neredeyse hiç rastlanmaz Dolayısıyla halkın içinden bir kahraman olarak Nasreddin Hoca’nın fıkraları psikoloji ve sosyoloji bilimi için de önemli bir kaynak teşkil ediyor. Bu denli anlatıp Nasreddin Hoca’nın fıkralarından birine yer vermeden olmaz! İşte size birkaç örnek... Sen de haklısın Nasreddin Hoca, kadılık yaparken bir gün bir ahbabı 120 takes place in Saltukname which was completed and collected into a book in 1480 from the stories of Turkish oral tradition. This piece of work was compiled by EbülHayr Rumi upon the instructions of Cem Sultan, the son of Fatih Sultan Mehmet. There are many books that have been translated into various languages that tell the stories of NasreddinHodja. Also there are other books in which the life of NasreddinHodja is taken into account and also in which you can find the literary analysis of his anecdotes. Among the most important ones are Pierre Mille´sNasreddin et son Épouse, the NasreddinHodja section of EdmondeSavussey´s La LiteraturePopulaireTurque and Jean Paul Carnier’sNasreddinHoca et sesHistoiresTurques. When we look at the anecdotes of NasreddinHodja, we see that they are no specific to one era. They tell the daily lives of people, their sense of entertainment, their habits and their sociological reflexes, in short their culture. In his anecdotes, NasreddinHodjasometimes criticizes, sometimes praises, sometimes he makes fun of people. And he does these by assuming the disguise of a person who is wise, illiterate, meek, stolid, shy, confused, coward, brash and charitable. So and so, the people are also like this. NasreddinHodja is loved this much because he is surrounded with tens of emotions. When we examine the anecdotes and jokes of NasreddinHodja, we see that each one comes to light not as connected to some abstract idea, but as true to life events and facts. The event he witnesses usually takes place among the public life. For example, in NasreddinHodja anecdotes, donkey is an indispensable element. The Hodja cannot be perceived separate from his donkey. The donkey which is his ride is the most common sign of pain, distress and hunger in Anatolia. In the anecdotes that take place around the surroundings of the palace, the donkey is almost never mentioned. Therefore as a folk hero, the anecdotes and jokes of NasreddinHodja also serve as an important source when it comes to the science of psychology and sociology. You cannot tell this much and not present an example of some of NasreddinHodjaanecdotes. Here are some examples for you… You are right too One day, when NasreddinHoca was working as a Muslim judge, a friend of him came to him with a huff and puff. This man said some very bad things about his own relative. And then he said: – Hodja, in the name of God tellme, am I not right? What can the Hodja do? – He said, “you are right”. His friend left him with a feeling of tranquility. But right after him, his relative he was talking about came to Hodja. This time, he starts to say things about his relative, like he said this and he said that… He also asksHodja: – Am I not right? Hodja: – “You are very right, truly”says. He also leaves in piece. However, the wife of Hodja, who witnessed all these, was left burnundan soluyarak gelmiş. Hasmı için söylemediğini bırakmamış, sonra: – Hocam, Allah aşkına söyle, demiş, haklı değil miyim? Hoca ne yapsın? – Haklısın, demiş. Ahbabı sinirleri yatışmış olarak gitmiş. Onun hemen arkasından hasmı gelmiş. Bu defa da o başlamış atıp tutmaya, yok bana şöyle, yok böyle yaptı demeye. O da Hoca’ya sormuş: – Haklı değil miyim? Hoca: – Vallahi çok haklısın, demiş. Adam da sakinleşerek gitmiş. Tüm bunlara tanık olan Hoca’nın karısı bile bu işe şaşırmış kalmış. – Senin kadılığında bir garip Hoca Efendi. İkisine de sen 121 TA R İ H H I S TO RY at awe at what just happened. – You are a weird judge, Hodja. You told them both that they were right. How is this acceptable? NasreddinHodja looks at his wife and he says: – You are right too! Timur and the present of elephant haklısın dedin. Hiç öyle şey olur mu? Nasreddin Hoca hanımının yüzüne bakıp: – Hatun, demiş, sen de haklısın! Timur ve fil hediyesi Timur, Nasreddin Hoca’nın köyüne uğrar. Köylü padişahı layıkıyla ağırlar.Padişah da giderken bu konuk severliğe karşılık; “Köyünüze bir fil hediyem edeceğim” der ve gider. Fil, köylünün mahsullerini yemeye, bağı bahçeyi talan etmeye başlar. Köylü sözüne itibar edilen Nasreddin Hoca’nın kapısını çalar. Hocaya: -Hocam fil bizi perişan etti. Biz bu file birşey yapsak Timur bizi cezalandırır. Sen huzuruna çık da derdimizi anlat, biz de senle gelelim. Hoca köylüyü dinler ve “Benimle gelin padişaha durumu arz edeyim” der. Köylüyü arkasına alır ve saraya doğru yürürler. Timur’un huzuruna çıktıklarında, Timur kaşlarını çatıp sorar: -Hoca niye geldin? Filim nasıl? Yoksa başına bir şey mi geldi? Hoca tam konuşmaya hazırlanırken arkasına bakar. Bakar da ne görür. Köylü korkusundan yolda teker teker hocanın peşini bırakmış. Hoca tek başına Timur’un huzurunda duruyor. Derin bir nefes alır ve şöyle der: -Padişahım hediyeniz olan filden çok memnun 122 Timur stops by the village of NasreddinHodja. The villagers serve well their king. And when the Sultan was leaving, in return for this hospitality he says “I am going to give you an elephant as a present” and he leaves. However, the elephant starts eating the products of the villagers, he rifles through the gardens and orchards. The villagers come to the door of NasreddinHodja, whom they adore dearly. They say: -Hodja, this elephant has brought us to ruin. If we do something to him, Timur is going to punish us. Please go up to him and tell him about our troubles, we will come with you. Hodja listens to the villagers and says “Come with me and I will present this to the Sultan.” Together with the villagers, they walk towards the palace. When they come into the presence of the sultan, Timur frowns down and asks: -Why are you here Hodja? How is my elephant? Or has something bad happened to him? Just as Hodja was starting to talk, he looks behind. What he sees surprises him. The villagers have left him one by one out of fear. Hodja is standing in presence of Timur all alone. He takes a deep breath and says: - My Sultan, we are very pleased with your gift. However, the elephant gets bored. If it is possible, we want one more elephant to keep him company. Traditional nasreddin hodja festivals Every year between 5-10 July, Municipality of Akşehir and Tourism Foundation of NasreddinHodja host many scientist, writers and artists from all around the world in Akşehir. They bring together cultural traditions and humor. International NasreddinHodja festival has been going on for almost 50 years and every year adopts a richer program with different branches of arts life theatre, cinema, photography and paintings. The attendees are having an unforgettable experience during. One of the other important originations in the name of NasreddinHodja is the International NasreddinHodjaCaricature Competition. This is an event organized by the Association of Caricaturists for all the caricaturists across the world. The winners of the competition get the “Great Award” that amounts to 5.000 dollars. There are also five “Success Awards” that amounts to 1.000 dollars, special awards presented by various establishments and the “Special Award of the Associating of Caricaturists.” kaldık. Fakat hayvanın canı sıkılıyor, mümkünse yanına bir tane daha istiyoruz... Geleneksel nasreddin hoca şenlikleri Her yıl 5-10 Temmuz arasında Akşehir Belediyesi ile Nasreddin Hoca ve Turizm Derneği, dünyanın pek çok ülkesinden bilim, sanat ve edebiyat insanlarını Akşehir’de misafir ederek farklı kültürel zenginlikleri mizahla buluşturuyor. Yaklaşık 50 yıldır süregelen Uluslararası Nasreddin Hoca Şenliği her yıl zenginleşen programıyla tiyatro, sinema, fotoğraf, resim gibi sanatın birçok farklı disiplinini bir araya getiriyor ve katılımcılara unutulmaz bir altı gün yaşatıyor. Ülkemizde Nasreddin Hoca adına düzenlenen en önemli uluslararası etkinliklerden bir diğeri ise, Karikatürcüler Derneği'nin bütün dünya karikatürcülerine açık olarak düzenlediği Uluslararası Nasreddin Hoca Karikatür Yarışması. Yarışmanın kazananlarına; 5.000 dolar değerinde olan "Büyük Ödül", her biri 1000 dolar değerinde olan beş "Başarı Ödülü", çeşitli kuruluşların sunduğu özel ödüller ve "Karikatürcüler Derneği Özel Ödülü" veriliyor. 123 YA Ş A M LI FE S T Y LE Çocuklar paylaşmayı ne zaman öğrenir? Çocuğunuz siz misafirlikteyken yanında getirdiği oyuncaklarına dokundurtmadı, kızdı, ağladı diye kendinizi kötü hissetmeyin. Siz çocuğuna paylaşmayı öğretmemiş ebeveynler değilsiniz, çocuğunuz da kötü bir şey yapmış değil. Gelin devamını Uzm. Psikolog Alanur Özalp ile yaptığımız söyleşiden dinleyelim... Zeynep Kasapoğlu When do children learn to share? Do not feel bad if your child did not let anyone touch his/ her toys, got angry and cried when you were visiting your friends. You are not the parents who have not tough their kids how to share and what your kid does is not something bad. Let’s hear the rest from the conversation we had with expert Psychologist AlanurÖzalp... Zeynep Kasapoğlu 124 125 YA Ş A M LI FE S T Y LE W Ç ocuklarda paylaşma davranışı ne zaman ortaya çıkıyor? Üç yaşına kadar çocuklarda paylaşma söz konusu olmuyor. Hatta bazı anneler bize gelir ve çocukları hakkında şöyle der: “Önüne bir sürü oyuncak koyuyorum, o ise gidiyor, bir başkasının elindeki oyuncağı çekip alıyor.” Anne ve babalar şunu bilmeliler, üç yaşına kadar paylaşma duygusunun yerleştirilmesi söz konusu değildir. Bir başka deyişle, iki yaşındaki çocuklarına dönüp de, “Ver elindekinin yarısını arkadaşına”, “Bir tanesini de kardeşine ver” 126 Uzm. Psikolog Alanur Özalp Uzm. Psikolog Alanur Özalp hen do children adopt the behavior of sharing? Sharing is not an issue for children until the age of three. Some mothers come to us and say this about their kids: “I put a lot of toys in front of him but he goes and takes some other toy in front of some other kid.” Mothers and fathers should know that until the age of three, the sense of sharing is not a point of question to settle down. In other words, parents should not demand from their two year old kids to “give the half of what you have to your friend” or “give one to your brother”, because the kids can be scared by these demands, they can make the kid uncomfortable and therefore he could panic and be unhappy. There is something I even do not want parents to do: Some parents give the old and small clothes or the toys they no longer play with to somebody else. For example a mother sends them to her sister. However kids become really uncomfortable when they see this. They could eventually even take back his toy when he sees it someone else’s hand and say “this is mine”. These make the kids both angry and sad. And the reason for this is the fact that your kid does not know what sharing means, kids do no understand the concept of sharing. When we talk about the development processes of kids in Piaget, we tell parents that some behaviors arise cyclically. There is an experiment Piaget performed on their kids. In certain periods, he gives bread to a child. And then cuts a slice of the same bread in front of the same child. And then ask whether the sliced bread or the full bread is bigger. And until a certain age, children give the same answer, the sliced bread is bigger. However, after a certain age, they answer by saying “both breads are the same” the issue of sharing is a similar development process. Therefore, sharing should not be demanded from children until they are at a certain age. Parent force their kids to do so, with all the well intentions of course, but this is not a right attitude. How does the sense of sharing emerge at the age of three? Especially, towards the age of three kids star playing families. For example the kid says “you be the mother and I’ll be the child.” They learn to divide roles. This is the same period in which they learn the differences of male and female. When children go to kindergarten at this age, at first they cannot share the toys. But later when they start playing together, they slowly develop the sense of sharing. After all the sing together, they paint together; they hold hands and play together. And like this, in time the sense of sharing develops. This is also what happens at home. Sometimes when a kid visits someone’s home, they like something and they want to take it with them. The mother a once opposes to this and pressure the kid to leave the toy. Is this attitude true? If the thing the kid picks up is not something necessary for the host, for example if it’s not the keys to the apartment, the kid can take it homes and then his parents can bring it back. It is gibi taleplerde bulunmamalılar. Çünkü çocuk, bu taleplerden korkar, rahatsız olur, paniğe kapılır ve mutsuz hale gelir. Hatta şunun bile hiç yapılmamasını istiyorum ben: Bazen ebeveynler, çocuklarının eskiyen ya da küçülen giysilerini ve artık oynamadıkları oyuncakları başkasına verir. Örneğin, anne, kız kardeşine gönderir. Oysa çocuklar bunları gördüğünde çok rahatsız olur. Hatta kendi oyuncağını bir başkasının elinde gördüğünde, “Bu benim” deyip, çeker alır. Bunlar çocuğu hem kızdırır hem de üzer. Bunun sebebi de, çocuğun henüz paylaşmanın ne demek olduğunu bilmeyişi, bunu anlamayışıdır. Biz gelişim dönemlerini Piaget'de anlatırken bazı davranışların dönemsel olarak ortaya çıktığını söyleriz. Piaget'nin kendi çocukları üzerinde yaptığı bir deney vardır. Belli bir dönemde, çocuğa bir ekmek verir. Daha sonra aynı ekmekten bir tane de çocuğun gözünün önünde dilimler. Sonra dönüp, “Bu tam ekmek mi büyük, yoksa dilimlenmemiş hali 127 YA Ş A M LI FE S T Y LE mi büyük?” diye sorduğunda çocuk belli bir yaşa kadar hep dilimlenmiş ekmeğin büyük olduğu yanıtını verir. Ancak bir yaştan sonra, “İkisi de aynı ekmek işte” der çocuk. Paylaşma konusu da benzer şekilde bir gelişim sürecidir. Bu sebeple, çocuklardan belli bir yaşa kadar paylaşmanın talep edilmemesi gerekir. Aileler iyi niyetle, küçük yaşta alışması için çocukları zorlarlar ama bu doğru bir davranış değildir. Paylaşma, üç yaşında nasıl ortaya çıkıyor peki? Özellikle üç yaşa doğru evcilik oyunu başlar. Bunun için örneğin “Sen anne ol, ben çocuk olayım” der çocuk. Rolleri paylaştırmayı öğrenir. Aynı dönem, kız-erkek farklılıklarını da fark ettikleri dönemdir. Çocuklar 128 more appropriate to do this rather than taking the thing from their hands. Lets say that what the kid wants is a toy. Would not the child of the hosts be sorry about that? Of course they could, but this is a transition process so kids can forget about these things quickly. And the thing taken would be returned in a short time. Of course it is crucial to pay attention to the fact that if the thing taken is too important for the child of the host, for example if it is some toy he cannon sleep without, it should not be taken. Because children need to be close to these objects. Toys that the kid would not want to share, that are valuable or fragile should be put aside before the guests arrive. And there mothers and fathers have a big role to play. You can also ask your child: “Now, the guests are going to arrive, they also have children, which toys would you permit the kid to play with?” and define which toys to bring out. You should be very clear to the child about this. We could also consider this from another point of bu yaşta yuvaya gittiklerinde, önce oyuncakları çekiştirirler, ama ne zaman ki birlikte oynamaya başlarlar, yavaş yavaş paylaşma davranışı gelişir. Sonuçta, birlikte şarkı söylüyor, resim yapıyor, el ele tutuşup oynuyorlar. Bu şekilde zamanla, paylaşma duygusu gelişir. Bu, evde de böyle olur. Bazen çocuk bir misafirliğe gittiğinde orada bir şey beğenir ve yanında götürmek ister. Anne hemen karşı çıkar, bırakması için ısrar eder. Bu doğru mu? Aldığı şey ev sahibi olan aileye çok lazım olan bir şey değilse, örneğin kapının anahtarını alıp gitmeye kalkmıyorsa, çocuk onu alıp eve götürebilir ve aile daha sonra geri getirebilir. Çocuğun elinden çekiştirip almak yerine bunu yapmak daha doğrudur. Diyelim ki alıp götürmeye çalıştığı şey bir oyuncak. Evdeki çocuğun aklı kalmaz mı giden oyuncakta? Kalabilir elbette. Ama bu bir geçiş dönemi olduğu için çocuklar böyle şeyleri çabuk unuturlar. Zaten kısa süre sonra da alınan şey iade edilir. Tabii şuna dikkat etmek lazım, almak istenen şey, evin çocuğu için çok kıymetli bir şeyse, örneğin sarılmadan uyumadığı oyuncağıysa, bunu almamak lazım. Çocuk bunun yokluğunu hisseder çünkü. Bu konuda aslında anne-babalara rol düşüyor. Çocuğun paylaşmak istemeyeceği, kıymetli, kırılabilen, hediye olan oyuncaklar misafir gelmeden önce kaldırılmalı. Hatta çocuğa, “Şimdi bize misafir gelecek, onların da çocukları var, gelen çocuğun hangi oyuncaklarınla oynamasına müsaade edeceksin?” diye sorulup, ortaya çıkarılacak oyuncaklar belirlenebilir. Bunu çocuğa çok net anlatmak lazım. Bir başka yerden ele alalım. Diyelim ki çocuk evde tek olan bir şey, mesela dondurma yiyor. O zaman da dönüp, “Senin bu yediğin dondurmadan bir tane daha yok, onlara ikram edemeyiz. O yüzden sen istersen bunu gel içeride ye” denilebilir. Bunların da ilişki başarı ve beceri kuralları olarak çocuğa öğretilmesi lazım. Yani, “Ver elindekinin yarısını arkadaşa” demek, tek başına doğru bir iş yapmak demek değildir. Ya hepsine yetecek kadar alınacak ya da ortaya çıkarılmayacak. Şuna da dikkat etmek ve çocuğa öğretmek lazım, sonuçta her şey de paylaşılmaz. Mesela simit Sarayı’ndan bir simit alırsanız onu bölüp verebilirsiniz, paylaşabilirsiniz ama bu her gıda için söz konusu değildir... Mesela çocuktan külahtaki dondurmayı paylaşmasını bekleyemezsiniz, 129 YA Ş A M LI FE S T Y LE çünkü yetişkin olarak bunu siz de yapmazsınız. Kardeşler arasındaki paylaşma da çok önemli bir konu. Ailelerin burada yaptıkları önemli yanlışlar neler oluyor? Aileler en çok kardeşlerdeki paylaşma konusunda zorlanırlar. Çünkü misafir çocuğu evine gider, oyun parkındaki çocuk siz oradan ayrıldığınızda geride kalır ama kardeş öyle değildir. Özellikle kardeş söz konusu olduğunda, anne-babalar, çocukları inanılmaz şekilde paylaşımcı olsun isterler. Bu konuda ailelerin çok büyük beklentileri olur ve bunları özellikle büyük çocuktan beklerler. “Sen büyüksün, ablasın/ağabeysin, sen bizim ilk gözağrımızsın, vermelisin, paylaşmalısın, ver, ver, hep ver...” İşte, bu sözleri çok fazla söylerler. Bugün, biz bir yetişkinin psikolojisini değerlendirirken, ailede kaçıncı çocuk olduğunu sorarız. Bu çok önemlidir. Yani ilk, ortanca, büyük, bunların hepsi çok farklı. Çoklu bir ailenin çocuğu olmakla iki kardeşten biri olmak bile farklıdır. Paylaşma konusunda ailelerin çocuklarına örnek olması gerektiğini de unutmamalı. Anne-baba arasında “O senin, bu benim” münakaşası oluyorsa, 130 Anaokuluna gitmek, birlikte oyun oynamak, şarkı söylemek, resim yapmak çocuklarda paylaşma davranışını pekiştirir. Going to kindergarten, playing, singing and painting together reinforces the sense of sharing in children. view. For example let’s say that the kid is eating an ice-cream which is the only one left in the house. You should talk to the kid and say “there is not one more of the ice cream you are eating, so we cannot serve to our guests. So if you like, come and eat this inside.” These should be taught to children as the rules of success for relationships. Therefore saying “give the half of what you have to your friend.” is not a right attitude by itself. You either buy enough for everyone, or you do not bring it out. You should also pay attention to this and teach the kid about it, after all, not everything can be shared. For example if you buy a bagel from the shop you can divide it and share but this does not go like this for every food. For example you cannot expect your child to share his ice cream, because as an adult, you also cannot do this. Sharing among siblings is also an important issue. What are the major mistakes parents do about this? What parents find most difficult is the issue of sharing between siblings. Because the child of a guest goes home, or the kid they play with stays behind when you leave. But a sibling is not like this. When it comes to siblings parents especially want their kids to be able to share. They have big expectations about this issue and mostly they expect this from the older child. “You are a big brother/sister, you are our precious, but you have to share. Share, share,always share.” Parents say too much stuff like this. Today, when we evaluate the psychology of an adult, we ask them the situation of siblings. This is very important. Whether you are the younger or the older sibling is very important. Being one of the two siblings and being the one of many siblings is also very important. It should not be forgotten that parents also should make an example about sharing. İf there is an argument of “this is yours, that is mine” among the parents, this would certainly affect the kids. Is jealousy a natural feeling? How could you explain the effects of the jealousy of siblings on sharing? Jealousy is a natural feeling. But it is the duty of the parents to control this. Parents should not put pressure on their kids like “give them what you have, give them half, he is your brother, he is small, he does not understand.” And if the child does not do this parents should not say “you are doing something bad, you are jealous of your brother.” Every child get jealous when they have a new sibling. Also, the younger sibling is jealous of the older one because he/she was born before him and they had more advantages. Also, jealousy is not limited to children. Jealousy resides in the world itself, you can see it between adults, countries and nations. So a jealous child should not be look down upon. Of course çocuk da bundan etkilenir. Kıskançlık doğal bir duygu mu? Kardeş kıskançlığının paylaşma üzerindeki etkisini nasıl açıklarsınız? Kıskançlık doğal bir duygudur. Ama bunu yönetmek ailenin görevidir. Kıskançlıkla ilgili, çocuğa, “Elindekini ver, yarısını ver, o senin kardeşin, o küçük, daha anlamıyor” gibi baskılar yapılmaması gerekiyor. Eğer vermezse de “Sen kötü bir şey yapıyorsun, kardeşini kıskanıyorsun” dememek lazım. Her çocuk yeni bir kardeşi olduğunda kıskanır. Küçük çocuk da büyük kardeşini, kendisinden önce dünyaya geldiği için veya daha fazla imkânı olduğu için kıskanır. Üstelik kıskançlık, sadece çocuklara has bir duygu değil ki. Dünyada var, yetişkinler arasında, devletler, ülkeler, toplumlar arasında bile var. Yani kıskandığı için çocuğu ayıplamamak lazım. Elbette aileler, çocuklarına karşı davranışlarına da dikkat ederek, bu kıskançlığın azalmasını sağlayabilirler. Mesela biz görürüz, ikiz olan çocuklarda aile her şeyden iki tane alır ki, evde birbirlerinin eşyaları için kavga çıkmasın. Özellikle iki yaş ve civarında, eve bir şey alınıyorsa, mutlaka iki tane alınması lazım. Çocuklar her şeyden alınabilirler. Hatta bana gelen bir anne, çocuklarıyla ilgili bir hikâye 131 YA Ş A M LI FE S T Y LE anlatmıştı. Anne, iki çocuğunun önüne yemeklerini bir tepsiyle koyuyor. İki bardağa da kola dolduruyor. Arkasını döner dönmez çocuklar çok büyük bir kavgaya tutuşuyorlar. Sebebi ne? Bir bardaktaki kola diğerinden bir parmak genişliği kadar daha fazlaymış. Çocuklardan biri, "Annem kardeşimi benden çok seviyor, onun bardağına daha fazla kola koydu" diye geçirmiş içinden. Yapılması gereken, tepsiye şişenin tamamını bırakmak ve "Bitiren doldursun" demek. Ailelerin çocuklarının paylaşımcı olmaları konusundaki aşırı talepleri çocuğu nasıl etkiler? Ailelerde özellikle kardeşler konusunda, “Çocuğumuz paylaşmalı, paylaşımcı olmalı, paylaşımcı değilse bazı şeyleri yanlış yaptık” düşüncesi vardır. Aslında her şeyi de paylaşmak gerekmiyor. Yetişkinlerde de bu böyledir. Her şey herkesle paylaşılmaz. Paylaşabileceğin kadarını, senin için tehlike yaratmayan kısmını paylaşırsın. Mesela biz yetişkinlere; “Daha sonra o konu senin önüne getirilip senin bu konuyla ilgili yaralanmanı, acıtılmanı veya mutsuz edilmeni gerektiren bir durum varsa, onlar sende kalsın veya özel kişilerle, örneğin ailenle paylaş” deriz. Bir de bizim toplumumuzda biraz, 'her şeyi ver, verici ol, verici olursan seni severler' anlayışı vardır. Bunun karşılığında da şöyle olur; insanlar 132 Paylaşma olgusu çoğunlukla üç yaşından sonra gelişir. Çocuğunuz bu yaştan önce paylaşmayı reddediyorsa ne kendinizi ne de onu suçlayın... The sense of sharing develops after the age of three. Do not blame yourself or your child if your child does not want to share before this age. if you pay attention to how you treat your children you can make the sense of jealousy go away. For example we see that parents who have twins buy two pairs of everything so there would not be a fight at home. Especially around the age of two, if parents buy something they should buy it in pairs. Children could get upset by anything. In fact a mother who came to me told a story about her children. The mother puts a trey in front of her children. There is two plates of food and two glasses of cola. However, as soon as she turns around, a big fight starts between the siblings. What’s the reason? One glass was like an inch fuller then the other one. And one of the kids though “my mom loves my brother more than she loves me so she put more in his glass.” What you need to do is to put the bottle and tell them to pour it up themselves. How do the demands of parents towards their kids being more sharing affect the children? The parents especially have thoughts about siblings, “our kid must share, if he/ she is not sharing, then we must have done something wrong. But in fact you do not have to share everything. This goes for adults too. You cannot share everything with everybody. If you want to share you share what you can, whatever does not constitute a problem. For example when it comes to us adults we say “if there is something that would hurt you or that would make you unhappy, keep them. Share them with only your closest, like your family.” Also, we have an understanding in society. We say “be sharing, give everything, if you give people are going to love you.” And in exchange for this, when people do not get what they expect, they become unhappy and even sick. Therefore “giving whatever you have is a wrong way of thinking.” This is the same for husbands and views, siblings and friends. You have to set some boundaries. “this is my area and these belong to me, that is somebody else’s area and those belong to them. I hvae to ask permission if I want to enter their area and they have to ask permission if I want to step out to somebody else’s area.” And we also have to teach these to our children. İt is also important that the kids draw their own boundaries. For example we can say this to our children: “Look, your brother is little, your brother may not know how to play with toys, he could throw them, he might damage them. Therefore try to keep your toys in your room.” And this also gives your child a certain responsibility. Some children can get stubborn. How could we get over this? Especially the period of 2nd age is called the stubbornness era. The kids picks something up, he spills it, does not give it to you even if you ask. The child does not care whether it is expensive or fragile. In this period you should not try to overcome the child’s stubbornness. If you take it from his hands, if your force him, he would make this behavior into a habit and then becomes someone who cannot stand up for himself and who does not trust himself. You should set the rules after the age of two, after the stubbornness period. Kardeş misafir çocuğuna benzemez. Misafir çocuğu akşam evine döner ama kardeş hep evdedir. Bu konuda aileler bilinçli olmalı ve kardeş kıskançlığını iyi yönetmeliler. Siblings are not like the kids of your guests. Guests can go back to their houses at the end of the day but a sibling is always at home. Parents should well be aware of this and they should have sibling jealousy under control. başka insanlara bazı şeyleri verirler ama onlardan da bekledikleri karşılıkları alamadıklarında mutsuz, hatta hasta olurlar. Bunun için de ‘ne varsa hepsini verin’ diye bir düşünce yanlıştır. Bu karı-koca ilişkisinde de, kardeş ilişkisinde de arkadaş ilişkisinde de böyledir. Sınırları koymak lazım. “Bu alan benim alanım ve bunlar bana ait, bunlar da başkasının alanı ve ne benim o alana izin istemeden girmem lazım, ne de bir başkası benim alanıma benden izin almadan girmemeli” demeliyiz. Bunları da çocuklarımıza öğretmeliyiz. Çocuğun da kendi sınırlarını çizmesi bu bakımdan çok önemli. Mesela biz şunu söyleyebiliriz çocuğumuza "Bak kardeşin ufak, oyuncaklarınla nasıl oynanacağını bilemeyebilir, atabilir, kırabilir; onun için sen oyuncaklarını odanda tutmaya çalış." Bu da çocuğa bir sorumluluk verir. Bazı çocuklar çok inatçı olabiliyorlar. Bunu nasıl aşmak gerekiyor? Özellikle iki yaşındaki döneme, biz inatçılık dönemi deriz. Çocuk eline bir şey alır, döker, isteseniz de elindekini size vermez. Elindekinin kırılan bir şey olması, pahalı olması çocuğu ilgilendirmez. İnatçılık döneminde çocuğun inadını kırmamak lâzım. Yani elinden çekiştirir alırsanız, inadını kıracak davranışlarda bulunur, onu zorlarsanız, bunu bir davranış patenti haline getirip, daha sonra hakkını arayamayan, bildiğini söyleyemeyen, kendine güvensiz bir çocuk olmasına neden olabilirsiniz. Kuralları iki yaşını, yani inatçılık dönemini geçirdikten sonra koyun. 133 A S T RO LOJ İ A S T RO LO GY Ayın burcu: Yengeç İletişim Uzmanı / Astrolog Seda Önal Communications Specialist / Astrologist Seda Önal M erhaba sevgili dostlarım. Umarım güzel, keyifli yaz günlerinin tadını çıkarıyorsunuzdur. Gezegenlerin bizlere gönderdiği enerjiler nasılmış, hep birlikte inceleyelim... Haziran ayının bitişi ile birlikte, Akrep burcunda gerilemesi sona eren Mars gezegeni artık daha huzur ve barış dolu günlerin bizlerle olacağı konusunda umut veriyor. Mars gerileme sürecinde her zaman savaşlar, hastalıklar ve kazalarda artışlar yaşandığı belirlenmiştir. Bu sürecin sona ermesiyle birlikte, daha Cancer The Horoscope Of The Month H ello, my dear friends. I hope you enjoy the pleasant summer days. Let’s analyze together, the energies sent to us by the planets. By the end of June, with its ending of regression in Scorpio, the planet Mars gives hope for more peaceful and tranquil days. It is always seen that during Mars’ regression process, the number of wars, diseases and accidents increases. With the ending of this process, I wish to reach more compromising days that we can act in unity. It is worth remembering the planets which progress in July. Because all of the planets have different impacts on each signs. Mercury, the communication planet is in Cancer and prepares to bring motion in Cancer signs. Also, Venus the planet of love and beauty will bring charm to cancer and other water signs (Scorpio and Pisces). In addition, these signs will have luck in matters of love. So, what is the other planets’ situation? For example, what is our instructive and compelling planet Saturn’s situation? The Saturn’s regression process in Sagittarius continues. Dear friends who are Sagittarius, I know that you have challenging periods but please keep your shirt on ! You will begin to relax in September… Get to know closely cancer sign Although, it is not your own sign, you should absolutely know a favorite friend who is cancer. The Cancer’s key planet is moon. Moon rules the emotions. In addition, represents the femininity and motherhood. We shouldn’t be surprised that cancer signs 134 are home-loving and love to take care of their houses. Cancer Women are quite mother hen. They will be compassionate and apprehensive mothers. Cancer signs people own their loved ones and are a little jealous. They can show sensitivity, they are curious. As they are elegant and fragile, their hearts can be easily broken and they can easily cry. Their sensuality comes from the moon. Sometimes they can be dispersed and they love sleep. The cancer men always expect attention from other side. Lack of love and loneliness are their biggest phobia. They dote upon their mothers… Let’s see now, what awaits zodiac sign cancer and others… Cancer and ascendant Cancer D ear friends who are Cancer and Ascendant Cancer; especially during the first 20day period of the month, your energy will rise with great angles. You will look almost glaringly with Sun, Venus and Mercury. Love and beauty is with you ... I can uzlaşmacı, birlik ve beraberlik içinde hareket edilecek günlerin gelmesini diliyorum. Temmuz ayında ilerleyen gezegenleri bilmeniz gerekebilir. Çünkü tüm gezegenler, burçları ayrı ayrı etkiliyor. İletişim gezegeni Merkür, Yengeç burcunda ve Yengeç burçlarının hayatına hareket getirmeye hazırlanıyor. Güzellik ve aşk gezegeni Venüs de yine Yengeç ve diğer su grubu (Akrep ve Balık) burçlarına, etkileyicilik verecektir. Ayrıca aşk konularında da şans bu burçlarla birlikte... Peki diğer gezegenler ne durumda, örneğin öğretici ve zorlayıcı gezegenimiz Satürn ne alemde? Satürn’ün Yay burcundaki gerilemesi devam ediyor. Yay burçları zorlu dönemeçleriniz olduğunu biliyorum ancak biraz daha sabredin. Eylül ayı itibariyle rahatlamaya başlayacaksınız... Yengeç burcunu yakından tanıyalım Kendi burcunuz olmasa da, Yengeç burcundan mutlaka sevdiğiniz biri vardır. Yengeç burcunun yönetici gezegeni Ay’dır. Ay, duyguları yönetir. Aynı zamanda, dişiliği ve anneliği temsil eder. Yengeç burçlarının evcimen olmalarına ve evleri ile ilgilenmeyi çok sevmelerine şaşırmamalıyız. Kadınları oldukça anaç yapıdadır. Şefkatli ve evhamlı anne olacaklardır. Yengeç burçları sevdiklerini sahiplenir, biraz kıskançtır. Alınganlık gösterebilirler, meraklıdırlar. Zarif ve kırılgan olmaları sebebiyle 135 A S T RO LOJ İ A S T RO LO GY say it would be a month that you’ll reach your dreams. Moreover, dear cancer sign friends who Born on July 4, the new Moon will make your dreams come true this year. This month, you can change your image, can renew your home decoration or can meet a new lover. Neptune position during the New Moon can start a period that you can spend time in art. Neptune which represents your dreams can rise you above the clouds. The full moon in Capricorn on July 20, warns us against some tensions in marriage and partnership. Or health problems may create a situation which cannot be ignored. The headaches, migraine attacks are common every full moon period. Aries and ascendant Aries hemen kırılıp kolayca ağlayabilirler. Duygusallıklarını Ay gezegeninden alırlar. Bazen dağınık olabilirler ve uykuyu çok severler. Yengeç burcu erkekleri, genel olarak ilgiyi hep karşı taraftan beklerler. Sevgisizlik ve yalnızlık en büyük fobileridir. Annelerine çok düşkün olurlar... Şimdi başta Yengeç burcu olmak üzere bu ay tüm burçları neler bekliyor birlikte bakalım... Yengeç ve yükselen Yengeç Sevgili Yengeç ve yükselen Yengeç burçları, özellikle ayın ilk 20 günlük dönemi harika açılar ile enerjinizi yükseltecek. Güneş, Venüs ve Merkür ile adeta ışıl ışıl gözükeceksiniz. Aşk ve güzellik sizinle... Hayallerinize kavuştuğunuz bir ay olacağını söyleyebilirim. Hatta 4 Temmuz doğumlu Yengeç burçları, Yeniay bu yıl sizin hayallerinizi gerçekleştirecektir. Bu ay görünüşünüzü değiştirebilir, evinizin dekorunu yenileyebilir ya da yeni bir aşka yelken açabilirsiniz. Yeniay sırasındaki Neptün görünümü, sanat ile ilgileneceğiniz bir dönemi başlatabilir. Hayallerinizi temsil eden Neptün, sizi bulutların üstüne çıkarabilir. 20 Temmuz’da Oğlak burcundaki Dolunay, evlilik ve ortaklık konularında bazı gerginliklere karşı bizi uyarıyor. Ya da sağlık sıkıntıları artık ihmal edilemez durum oluşturabilir. Baş ağrıları, migren atakları her Dolunay zamanlarında normaldir… Koç ve yükselen Koç S evgili Koç ve Yükselen Koç burçları, Temmuz ayı geneline bakılacak olursa, Yengeç burcunda ilerleyen önemli gezegenler sizler için güvensizlikler yaratabilir. Başarmak adına ne yaparsanız yapın, bu ay kendinizi 136 D ear friends who are Aries and Ascendant Aries, generally in July, important planets progressing in Cancer zodiac sign, can create insecurities for you. Do what you want in order to accomplish, this month you can have difficulties to prove yourself. You receive hard angles in Health issues. You should be deliberate. With the new moon in Cancer on July 4 , you can make some changes in your house. Or, you can be obliged to care of your family elders’ problems. New items or a new house will make you happy. The full moon in Capricorn on July 20 can lead to tensions and errors in your business life, be careful. Together with the transition of the sun in Leo on the 22th of July; your energy will rise and you will feel back your confidence again… Taurus and ascendant Taurus D ear friends who are Taurus and Ascendant Taurus; July will be a good month for you. Energy accumulation in zodiac sign Cancer will make you strong and energetic in the communication. You will come forward with your self-confidence and charm. The new moon on July 4 brings a process that you’ll reach the peak of your energy and move forward. You can have sleep problems. Planetary conjunctions during New Moon may raise friendships from the past. It would be an appropriate period for new projects. And the full moon in Capricorn on July 20; can lead to take some new decisions on your values and spirituality. You may want to change some of your habits; you can prepare yourself to the change in this period by staying alone. About a journey, there may be some cancellations or misfortunes. Gemini and ascendant Gemini D ear friends who are Gemini and Ascendant Gemini; this month could be a very volatile month on financial issues. You can take some important steps relevant to your desire to feel safe and you can earn money. Your mind can be continuously engaged in this month. But, the new moon on July 4 will also bring you new opportunities and luck. It is up to you to make it count. There are important angles which can make you want always to have a more and to expense more. Unwittingly, you can exceed your budget. And the full moon in Capricorn on July 20; can create some misfortunes or some troubles on the issues such as monies expecting from others, inheritances and alimonies. The debts and your credit problems may bother you in this process. Consequently, do not forget to be thrifty with the lucky angles at the beginning of the month. Leo and ascendant Leo D ear friends who are Leo and Ascendant Leo; this month will be a month increasing your desire to be loved and to find peace. Past issues can engage your mind from time to time. The new moon in Cancer on July 4 will strengthen your feelings and will guide you through important messenger dreams. To talk about the past , to pray and take trainings on issues related to personal development will make you happy. Also, you’ll want to be alone and think about new decisions about life. The Venus planet which will progress in your zodiac sign from the 12th of July to the 5th of August, will enhance your beauty and your charms. ispatlamada zorlanabilirsiniz. Sağlık konularında sert açılar alıyorsunuz. Temkinli olmalısınız. 4 Temmuz’da Yengeç burcundaki Yeniay ile yuvanızda bazı değişiklikler yapabilirsiniz. Ya da aile büyüklerinin sorunları ile ilgilenmeniz gerekebilir. Yeni eşyalar ya da yeni bir ev sizi mutlu edecektir. 20 Temmuz’da Oğlak Dolunay’ı ise; iş yaşamınızda gerginlikler ve hatalara yol açabilir, dikkatli olun. Güneş’in 22 Temmuz’da Aslan burcuna geçişiyle beraber, enerjiniz yükselecek, kendinize olan güveninizi tekrar hissedeceksiniz… Boğa ve yükselen Boğa S evgili Boğa ve Yükselen Boğa burçları, Temmuz ayı sizler için güzel bir ay olacaktır. Yengeç burcundaki enerji birikimi sizleri iletişim konularında güçlü ve enerjik yapacaktır. Özgüveniniz ve çekiciliğiniz ile öne çıkacaksınız. 4 Temmuz’daki Yeniay sizlerin daha fazla yol yapacağı, enerjinizin doruklara ulaşacağı bir süreç getiriyor. Uyku problemleriniz olabilir. Yeniay sırasındaki Gezegen kavuşumları, geçmişten gelen dostlukları gündeme getirebilir. Yeni projeler için uygun bir dönem olacak. 20 Temmuz’da Oğlak burcundaki Dolunay ise; değerleriniz ve maneviyatınız ile ilgili bazı yeni kararlar almanıza sebep olabilir. Değiştirmek istediğiniz yanlarınız olabilir, bu süreçte yalnız kalarak değişime kendinizi hazırlayabilirsiniz. Bir yolculukla ilgili, iptal ya da aksilikler söz konusu olabilir… İkizler ve yükselen İkizler S evgili İkizler ve Yükselen İkizler burçları; bu ay maddi konular ile ilgili oldukça değişken bir ay olabilir. Para kazanacağınız, kendinizi güvende hissetme arzunuz ile ilgili bazı önemli adımlar atabilirsiniz. Zihniniz bu ay, sürekli gelecekle meşgul olabilir. Ancak 4 Temmuz’daki Yeniay, aynı zamanda sizlere yeni fırsatlar ve şans da getiriyor. İyi değerlendirmek sizlerin elinde elbette... Çok harcama eğilimi ve hep daha fazlasına sahip olmayı 137 A S T RO LOJ İ A S T RO LO GY Also, it supports you in love matters. You can make trips to places you dreamed of. The full moon in Capricorn on July 20; means sensitive a few days in health issues. Also, there can be some tensions you’re your employees, if you are employer. You must be careful to protect your calmness. Virgo and ascendant Virgo D ear friends who are Virgo and Ascendant Virgo, this will be the most social month of recent times. You will be quite proud to feel that you are a loved one. You’ll want to help to the people who surround you and you will listen to their problems. The new moon in Cancer on July 4 will be a guide for reaching your goals. With the support of your friends, you can participate in the new environments. The full moon in Capricorn on July 20; can cause heartache and jealousy in love matters. Or could create worried conditions with your children and may tire you more than ever. Libra and ascendant Libra isteme ile ilgili önemli açılar bulunuyor. Farkında olmadan bütçenizi aşabilirsiniz. 20 Temmuz’da Oğlak burcunda olan Dolunay; başkalarından gelecek paralar, miras ve nafaka gibi konularda bazı aksilikler ya da sıkıntılı konular yaratabilir. Borçlar ve kredi problemleriniz bu süreçte canınızı sıkabilir.Dolayısı ile ay başında gelecek şanslı açıların etkisiyle tutumlu olmayı unutmayın... Aslan ve yükselen Aslan S evgili Aslan ve Yükselen Aslan burçları; bu ay sevilmek ve huzur bulmak arzunuzun arttığı bir ay olacaktır. Geçmişle ilgili konular, zaman zaman zihninizi meşgul edebilir. 4 Temmuz’da Yengeç burcundaki Yeniay hislerinizi kuvvetlendiriyor ve önemli haberci rüyalar ile sizi yönlendiriyor. Geçmişten söz etmek, dua etmek ve kişisel gelişim ile ilgili konularda eğitimler almak bu dönem sizi mutlu edecektir. Aynı zamanda yalnız kalmak ve yaşam yolunda yeni kararlar için düşünmek isteyeceksiniz. 12 Temmuz itibariyle, 5 Ağustos tarihine kadar burcunuzda ilerleyecek Venüs gezegeni güzelliğinizi ve çekiciliğinizi artırıyor. Aynı zamanda aşk konularında da sizi destekliyor. Hayal ettiğiniz yerlere yolculuklar yapabilirsiniz. 20 Temmuz tarihinde Oğlak burcundaki Dolunay, sağlık konularında hassas birkaç gün demektir. Aynı zamanda, varsa yanınızda çalışanlar 138 D ear friends who are Libra and Ascendant Libra, July brings into the forefront the professional issues for you. With the new moon in Cancer on July 4, you will find the platform to perform your projects that you planned for a long while. Of course, this situation could bring unexpected offers and you could be torn between them. Of course, the choice is yours. The notice of your abilities by your superiors will make you feel proud. Venus transition in Leo on July 12, signals the nights which will pass with your friends in events and parties. The full moon in Capricorn on July 20 can cause to receive some distressing news related to your family elders. You can confront some urgent problems requiring renovations in your home. The tensions can be lived on full moon periods. Don’t be depressed and try to be patient. Scorpio and ascendant Scorpio D ear friends who are Scorpio and Ascendant Scorpio ; you can pass very animated days in July. The financial problems that you live for a long while can be relieved with the angles of this month. The new moon in Cancer on the day of 4th July will have effects on education, international issues, long roads and commercial areas. Some novelties can be lived in these areas and you can make your dreams come true. The Neptune’s position can create environments where you can use your creativity that you postponed for a while. The full moon in Capricorn on July 20, may lead you turn in upon yourself. When you’ll be obliged to be in crowds, you can get be bored. Your energy can be decreased and you can feel tired. Sagittarius and ascendant Sagittarius D ear friends who are Sagittarius and Ascendant Sagittarius, the new moon will be in Cancer on July 4. This position signalizes non-estimated revenues. The opportunities offered by others will allow you to relax. Maybe, by ile ilgili bazı gerginlikler olabilir. Sakinliğinizi korumaya dikkat etmelisiniz… Başak ve yükselen Başak S evgili Başak ve yükselen Başak burçları, uzun zamandır olmadığı kadar sosyal olacağınız bir ay sizleri bekliyor. Sevildiğinizi ve aranıldığınızı hissetmek oldukça gurur verici olacaktır. Etrafınızdakilere yardım etmek isteyecek, sorunlarını dinleyeceksiniz. 4 Temmuz’da Yengeç burcundaki Yeniay, hedeflerinize ulaşmak konusunda yol gösterici olacaktır. Dostlarınızdan alacağınız destekler ile yeni ortamlara katılabilirsiniz. 20 Temmuz tarihinde Oğlak burcundaki Dolunay, aşklar konusunda, kalp kırıklıklarına ve kıskançlıklara sebep olabilir. Ya da varsa çocuklarınızla ilgili bazı endişeli durumlar yaratabilir ve sizi her zamankinden fazla yorabilir… Terazi ve yükselen Terazi S evgili Terazi ve yükselen Terazi burçları, Temmuz ayı sizin için mesleki konuları ön plana çıkarıyor. 4 Temmuz’da Yengeç burcunda meydana gelen Yeniay ile uzun zamandır planladığınız, projelendirdiğiniz işlerinizi gerçekleştirecek zemini bulabileceksiniz. Tabi bu konum hiç beklenmedik teklifleri getirerek, sizi iki arada da bırakabilir. Elbette seçim sizin. Yeteneklerinizin üsleriniz tarafından fark edilmesi gurur verici olacaktır. 12 Temmuz’da Aslan burcuna geçen Venüs, dostlarınız ile birlikte, davetlerde geçecek gecelere işaret ediyor. 20 Temmuz’da Oğlak burcundaki Dolunay, aile büyükleri ile ilgili bazı sıkıntılı haberler almanıza sebep olabilir. Evinizde tadilat gerektiren acil problemler yaşanabilir. Dolunay zamanları gerginlikler normaldir. Canınızı sıkmayın ve sabırlı olmaya çalışın… Akrep ve yükselen Akrep S evgili Akrep ve Yükselen Akrep burçları; Temmuz’da oldukça hareketli günler geçirebilirsiniz. Maddi konularda da uzun zamandır yaşadığınız sıkıntılar, bu ay rahatlamanızı sağlayacak açılarda. 4 Temmuz günü Yengeç burcundaki Yeniay, eğitim, yurtdışı konuları, uzun yollar ve ticaret alanlarında etkili olacaktır. Bu konularda yenilikler yaşanabilir, hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Neptün ile görünüm, uzun zamandır ertelediğiniz yaratıcılığınızı kullanabileceğiniz ortamları getirebilir. 20 Temmuz’da Oğlak burcunda oluşan Dolunay, içinize kapanmanıza sebep olabilir. Kalabalıklarda bulunmak zorunda kaldığınızda, canınız sıkılabilir. Enerjiniz düşebilir ve yorgunluk yaşayabilirsiniz... 139 A S T RO LOJ İ A S T RO LO GY taking debts from other or maybe thanks to the opportunities, you will meet your needs. You can feel yourself more beautiful and attractive than ever. With the Venus transition in Leo on July 12, love and beauty will send you beautiful energy. The full moon in Capricorn on July 20, can create a little tension in the relationship with your partner. Due to the problems such as indifference, jealousy or infidelity, your communication can be damaged during a few days. It is quite possible that Your relatives or close friends need you and you help them on some issues. Capricorn and ascendant Capricorn Yay ve yükselen Yay S evgili Yay ve Yükselen Yay burçları, 4 Temmuz tarihinde Yengeç burcunda Yeniay meydana geliyor. Bu konum sizlerin maddi konularda bazı tahmin dışı gelirlerinizin olacağını gösteriyor. Başkalarından gelecek fırsatlar rahatlamanızı sağlayacaktır. Belki borç alarak belki iş yaşamınızda önünüze çıkan fırsatlar sayesinde ihtiyaçlarınızı karşılayabileceksiniz. Kendinizi her zamankinden daha güzel ve çekici hissedebilirsiniz. 12 Temmuz’da Venüs Aslan burcuna geçtiğinden, aşk ve güzellik sizlere güzel enerjiler gönderiyor. 20 Temmuz tarihinde Oğlak burcundaki Dolunay, eşiniz ile ilişkilerde biraz gerginlikler yaratabilir. İlgisizlik ya da kıskançlık, aldatma gibi problemler sebebiyle birkaç gün iletişiminiz zarar görebilir. Yakınlarınızın size ihtiyaç duyması ve yardımcı olmanızı gerektiren konular da gündeme gelebilir… Oğlak ve yükselen Oğlak S evgili Oğlak ve yükselen Oğlak burçları; Temmuz sizin için önemli bir ay olacak.. Değişimler ve yenilikler dönemindesiniz. Karşıt burcunuz Yengeç’te 4 Temmuz günü oluşan yeniay, Pluto gezegeninin sert görünümü ile birleştiğinde, mecburen değişimler yapmanıza sebep olabilir. Tabi siz alışkanlıklarından vazgeçemeyen Oğlak burçları için yeninin gelmesi için eskilerden kurtulmak zor olabilir. Sizin cesaret edemediklerinizin zorunlu olarak değişime uğraması söz konusudur. Saç renginizi değiştirebilir, estetik yaptırabilir ya da işinizde bazı değişiklikler yaşayabilirsiniz. Dolunay sizi gergin ve yorgun yapabilir. Kararlarınızı uygulayabilecek girişimciliği kendinizde bulacağınız bir dönem geliyor. 140 D ear friends who are Capricorn and Ascendant Capricorn; July will be an important month for you. You are in Changes and innovations period. When the new moon on July 4 in your opposite zodiac sign Cancer meets the harsh view of the planet Pluto, can cause you to make forced changes. Of course, for Capricorn who cannot easily change habits, it can be difficult to get rid of the old ones. The forced changes of what you cannot dare to change are possible. You can change your hair color, you can get a plastic surgery or you can have some professional changes. The full moon can tire you and make you nervous. This will be the period that you will find the opportunity and courage to apply your decisions. Aquarius and ascendant Aquarius D ear friends who are Aquarius and Ascendant Aquarius, together with July, a new period that you’ll care of your health, image and the sport. You may need to be refreshed. With the new moon which will be in Cancer on July 4, nice improvement will be with you concerning your health, your family and your employees. You can live developments which will guarantee yourself and your family members. You can create a new eating plan and you can get rid of your bad habits. The full moon in Capricorn on July 20, may lead you to live some regrets in your inner world. KOVA ve yükselen Kova S evgili Kova ve yükselen Kova burçları, Temmuz ayı ile birlikte kendinize, görünümünüze, sağlığınıza ve spora daha önem verdiğiniz bir ay başlıyor. Yenilenme ihtiyacı duyabilirsiniz. 4 Temmuz’da Yengeç burcunda oluşan yeniay ile hem sağlığınız hem aile yakınlarınız hem de yanınızda çalışanlar ile ilgili güzel gelişmeler sizlerle olacaktır. Kendinizi ve ailenizi garanti altına alacak gelişmeler yaşayabilirsiniz. Yeni bir beslenme planı oluşturabilir, kötü alışkanlıklarınızdan kurtulabilirsiniz. 20 Temmuz tarihinde Oğlak burcundaki dolunay, iç dünyanızda bazı pişmanlıklar yaşamanıza sebep olabilir. Dostlarınız ile alınganlıklar yaşayabilirsiniz. Hırsızlıklara ve unutkanlıklara karşı da dikkatli olmanız gereken günlerdir... Balık ve yükselen Balık S You may experience irritabilities with your friends. These days may be the days that you should be careful against theft and the forgetfulness. Pisces and ascendant Pisces D ear friends who are Pisces and Ascendant Pisces, as a water zodiac sign; this will be a lucky month for you. With the new moon in Cancer on July 4, You can live some positive developments on love matters and issues related to children. Especially, together with the positive angles of your planet Neptune, there are angles which may make your dreams come true. This summer, you may experience the greatest love of your life. You can win big success with your creativity. For the Pisces zodiac signs who want to get babies, this month can be profitable. Feeling that you are loved will make you happy. Because of the full moon in Capricorn on July 20, you can experience some problems related to your friends. Some Susceptibilities may be experienced and some unexpected words can reach your ear. Do not believe without being sure that it is real and do not lacerate your loved ones. evgili Balık ve yükselen Balık burçları, bu ay sizler de su grubu burçlarından olarak şanslı burçlardansınız... 4 Temmuz’da sizin gibi su grubu burçlarından Yengeç’te oluşacak yeniay ile aşk yaşamınızda ve çocuklar ile ilgili konularda olumlu gelişmeler yaşayabilirsiniz. Özellikle sizin yönetici gezegeniniz Neptün’ün olumlu açı yapıyor olması ile hayallerinize kavuşmanızı sağlayacak açılar bulunuyor. Bu yaz, hayatınızın en büyük aşkı ile karşılaşabilirsiniz. Yaratıcılığınız ile büyük başarılar kazanabilirsiniz. Çocuk sahibi olmak isteyen Balık burçları için bu ay verimli görünüyor. Sevildiğinizi hissetmek sizi oldukça mutlu edecektir. 20 Temmuz tarihinde Oğlak burcundaki dolunay sebebiyle arkadaşlıklarınızda bazı pürüzler ortaya çıkabilir. Alınganlıklar yaşayabilir, beklemediğiniz sözler kulağınıza gelebilir. Gerçekliğini araştırmadan inanmamalı, açılar dolayısı ile sevdiklerinizi kırmamalısınız… 141 S U D O KU SUDOKU kolay / easy 1 142 2 1 2 3 4 3 4 SUDOKU ORTA / Moderate 1 2 1 2 3 4 3 4 143 S U D O KU SUDOKU zor / DIFFICULT 1 144 2 1 2 3 4 3 4 SİMİT SARAYI VE SİMİT SARAYI MAHALLE ADRESLERİ SIMIT SARAYI AND SIMIT SARAYI MAHALLE ADDRESS Adapazarı Adapazarı Simit Sarayı Cumhuriyet Mh. Çark Cd. No: 6 Adapazarı, Sakarya Adapazarı Bulvar Simit Sarayı Semerciler Mah. Milli Egemenlik Cd. Akkoç İşhanı Dükkan No:1 Sakarya Üniversitesi Kampüs Simit Sarayı Esentepe Kampüsü Serdivan-Sakarya-Adapazarı Hendek Güney Simit Sarayı Tem Yolu, 157. Km, Otoyol Hizmet Tesisi, Parkshop Hendek Kuzey Simit Sarayı Tem 157. Km Otoyol Hizmetleri tesisi. Parkshop * Serdivan Park AVM Simit Sarayı Arabacı Alanı Mah., Mehmet Akif Ersoy Cad. ADIYAMAN * Adıyaman Simit Sarayı Hacı Ömer Mah., No: 212 AFYONKARAHİSAR Afyon Park Avm Simit Sarayı Güvenevler Mh. Otogar Sok. Afyon Park Avm Merkez/Afyon (Yakında) AĞRI * Ağrı Simit Sarayı Nevzat Güngör CD no 41 Merkez ANKARA *Ulus Simit Sarayı Ulus İşhanı, B Blok No: 1 Altındağ *Ankara Opet Simit Sarayı Eti Mah., Celal Bayar Bulvarı, 45, Maltepe *Gölbaşı Simit Sarayı Bahçelievler Mah., 28584. Sok. No: 3/E Gazi Üniversitesi Karşısı *Karanfil Simit Sarayı Karanfil Sok. No: 24/C Kızılay *Sıhhiye Simit Sarayı Cihan Sok., No: 1/C-1/D ANTALYA Antalya ÖzdilekPark Avm Simit Sarayı Fabrikalar Mh., Fikri Erten Cd No:2, 07000 Antalya Havaalanı Simit Sarayı Havalımanı İçi, 2. Dış Hatlar Terminali Zemin Kat, No: 150 Havaalanı Bite To Go Simit Saray Havalimanı içi 2. Dış Hatlar Terminali Zemin Kat, No: 50 *Lara Simit Sarayı İsmet Gökhan Cad., Kayacan Apt., No: 115/2 Lara-Antalya *Güllük Simit Sarayı Anafartalar Güllük Cad., Cennet Apt., No: 14/3 Antalya Üçkapılar Simit Sarayı Sinan Mah., Atatürk Cad., No: 11/A Uçar İşhanı *Alanya Simit Sarayı Şekerhane Mah. Atatürk Cd. No:13 Alanya Cadde Simit Sarayı Şevket Tokuş Caddesi No:25/A Alanya Antalya *Alanya Mahmutlar Simit Sarayı Mahmutlar mah. Adnan Menderes Bulvarı 9/A Mahmutlar /Alanya Manavgat Simit Sarayı Aşağı Pazarcı mah. Fevzipaşa cad. No:3 Manavgat/Antalya (Yakında) AYDIN Aydın Simit Sarayı Mahalle İsabeyli Mahallesi 11.Cadde No:34-3/C Nazilli BALIKESİR Balıkesir Simit Sarayı Kuyumcular Mah. Mekik Sokak Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Altı Merkez/Balıkesir Yaylada Avm Simit Sarayı Bursa Karayolu 1. Km BURSA Anatolium AVM Simit Sarayı Yeni Yalova Yolu 12. km No 487-165/166 Osmangazi Bursa *As Merkez Simit Sarayı Yeni Yalova Yolu 9. Km. Sönmez Plaza Tesisleri, Osmangazi/ Bursa İmam Aslan Simit Sarayı İmam Aslan Tesisleri, Yeni Yalova Yolu 5. Km. Gemlik İnegöl Avm Simit Sarayı Osmaniye mah. Altay cd. Cazibe merkazi sit. H blok z.kat no:1 İnegöl Kent Meydanı Simit Sarayı Uluyol Kıbrıs Şehitleri Cad., No:145 Osmangazi *Kent Meydanı AVM Simit Sarayı Kıbrıs Şehitleri Cad., No: 64 1B-01 Osmangazi * Fomara Simit Sarayı Aktar Hüssam Mah., Fevzi Çakmak Cad., No: 29 Osmangazi Opet Simit Sarayı Yeni Yalova Yolu, 13. Km No: 34 Ovaakça * Setbaşı Simit Sarayı Selçuk Hatun Mah., Atatürk Cad., Kaya Apt., No:1 Setbaşı ÇANAKKALE Çanakkale Simit Sarayı Cevatpaşa Mh. Kayserili Ahmetpaşa Cd. No:23/a Merkez/Çanakkale ÇORUM *Çorum Simit Sarayı Gazi Cad., No: 31/B DİYARBAKIR Diyarbakır Forum AVM Simit Sarayı Fabrika Mh. Elazığ Caddesi 21120 Diyarbakır/Yenişehir EDİRNE Edirne Simit Sarayı Talatpaşa Asfaltı, No: 134 ELAZIĞ Elazığ Simit Sarayı Gazi Cd. No: 24 Merkez/Elazığ ERZİNCAN Erzincan Simit Sarayı Mimar Sinan Mah. Halit Paşa Cd. No: 151 ESKİŞEHİR Eskişehir Anadolu Üniversitesi Simit Sarayı Anadolu Üniversitesi, Yunus Emre Kampüs İçi, GAZİANTEP *Gaziantep Forum Simit Sarayı Yaprak Mah. İstasyon Cad. No:76 GÜMÜŞHANE *Gümüşhane Simit Sarayı Karşıyaka Mah. Osmanbey Cd. No:9 Merkez HATAY Park Forbes Avm Simit Sarayı İskenderun Park Forbes Turizm Kompleksi Atatürk Bulvarı No:97 İskenderun ISPARTA *Isparta Simit Sarayı Buğday Cad., No: 34 Iyaş Park Simit Sarayı Süleyman Demirel Bulvarı Iyaş Park Avm İSTANBUL *Aksaray Simit Sarayı Millet Cad., Tanburi Cemil Çıkmazı Sok., No: 4/A Fatih-Aksaray *Atatürk Havalimanı 1 Simit Sarayı Dış Hatlar Terminali, 34149, Yeşilköy *Atatürk Havalimanı 2 Simit Sarayı Dış Hatlar Terminali, 34149, Yeşilköy Atatürk Havalimanı 3 Simit Sarayı Dış Hatlar Terminali, 34149, Yeşilköy. Atatürk Havalimanı 4 Simit Sarayı İç Hatlar Geliş, 34149, Yeşilköy Atatürk Havalimanı 5 Simit Sarayı Dış Hatlar Terminali 34149, Yeşilköy Atatürk Havalimanı 6 Simit Sarayı Dış Hatlar Terminali 34149, Yeşilköy Bağcılar Simit Sarayı Çarşı Cad., No: 6/A Bağcılar Bahariye Simit Sarayı Osmanağa Mah., Bahariye Cad., No: 18 Kadıköy Beşiktaş Simit Sarayı Sinanpaşa Mh. Köyiçi Cd. No:25 Beşiktaş (Yakında) Beşyüz Evler Simit Sarayı Hürriyet Mahallesi, Eski Edirne Asfaltı, No: 178 Küçükköy-G.O.P *Beycity Simit Sarayı Merkez Adres: Batıköy Mah. M. Kemal Bulvarı D Blok No: 9/3-4-5-6 Mğz: Cumhuriyet Mağazası, Atatürk BulvarI No: 18 Beylikdüzü Beykent Simit Sarayı Beykent Siteleri, Beykent Üniversitesi Kampüs İçi. B.Çekmece Beykent Ayazağa Simit Sarayı Ayazağa Mah., Beykent Üniversitesi Kampüsü G-23 Sokak, No: 74 Carousel AVM Simit Sarayı Zeytinlik Mah. Halit Ziya Uşaklıgil Cad. Carousel AVM Kat: 2 NO: 1 Bakırköy Cennet Simit Sarayı İstanbul Cennet Mah., Hürriyet Cad., No: 53/C K.Çekmece Cevahir AVM Simit Sarayı Meşturiyet Mah., Büyükdere Cad., Cevahir Avm., 87/A, Şişli *CNR Simit Sarayı CNR Fuar Merkezi, Hall-4-6-7-8, 34149 Yeşilköy *Çapa Simit Sarayı Millet Cad., No: 159 Fatih Çayırbaşı Simit Sarayı Rasimpaşa Mah., Rıhtım Cad., No: 58/A Kadıköy Denizbank Genel Müdürlük Simit Sarayı Denizbank Genel Müdürlük Büyükdere Cad. No:141/ Gayrettepe-Sisli/İstanbul Dudullu Simit Sarayı Asyapark AVM Zemin Kat, Dükkan 44-45. Ümraniye Etiler Simit Sarayı Nispetiye Cad., No: 144 Eyüp Simit Sarayı İslambey Mah., Kalenderhane Cad., No: 3334065 Eyüp *Fatih Simit Sarayı Akşemsettin Mh. Fevzipaşa Cd. No:121 *Forum İstanbul Bayrampaşa Simit Sarayı Kocatepe Mahallesi, Paşa Caddesi 34045 Göztepe Opet Simit Sarayı Feneryolu Mahallesi Fahrettin Kerim Gökay Caddesi No: 140 Kadıköy İstanbul (Yakında) * Güneşli Park Simit Sarayı Güneşli Mah., Koçman Cad., Güneşli Park AVM, No: 39/E Hisarüstü Simit Sarayı Nispetiye Cad., 6. Sok., No: 21. Rumelihisarüstü-Sarıyer İncirli Simit Sarayı Ömür Plaza Önü, Şair Orhan Veli Sok., No: 22 Daire 3 İncirli-Merter İstiklal Simit Sarayı Katip Mustafa Çelebi Mah., İstiklal Cad., No: 3 Beyoğlu Kadıköy Simit Sarayı Söğütlüçeşme Cad., No: 10 Kartal M1 Simit Sarayı Orta Mahalle Yalnız Selvi Cad., No: 58/A Kartal-Yakacık *Kartal Bankalar Simit Sarayı Bankalar Cad. No:80 Kartal-İstanbul Koçtaş-Beylikdüzü Simit Sarayı Sakarya Cad., E5 Üzeri Yan Yol, Beylikdüzü Kozyatağı Simit Sarayı Eski Üsküdar Yolu, Topçu İbrahim Sok., No: 2/1 Ataşehir *Küçükköy Simit Sarayı Yeni Mh. Cengiz Topel Cd. 205 B 1 Küçükköy *Kuştepe Simit Sarayı İnönü Cad., No: 28 Şişli * Levent Anıt Simit Sarayı Büyükdere Cad. No: 148 Levent, İstanbul Maltepe Simit Sarayı Feyzullah Mah., Bağdat Cad., No: 104/15. Maltepe Marmara Park Simit Sarayı Güzelyurt Mah. 1. Cadde, Esenyurt-İstanbul *Maslak Simit Sarayı Ahi Evren Cad., Nazmi Akbacı Ticaret Merkezi, No: 208-209-210 Maslak * Merkez Efendi Simit Sarayı Seyitnizam Mahallesi, Balıkçı Çırpıcı Yolu No: 70 2 Etap- Zeytinburnu Mecidiyeköy Meydan 1 Simit Sarayı Büyükdere Cad., No: 48 Mecidiyeköy Meydan 3 Simit Sarayı Büyükdere Cad., No: 58/2 Mecidiyeköy Meydan 4 Simit Sarayı Büyükdere Cad., No: 26/A *Mecidiyeköy Stadyum Simit Sarayı Büyükdere Cd. No:61 Şişli Merter Simit Sarayı Şair Ahmet Kutsi Tecer Cad., Aras Apt., No: 5/C Merter Optimum Simit Sarayı Optimum Outlet ve Eğlence Merkezi, E5 Üzeri, 1. Kat, No: 32 Göztepe Osmanbey Simit Sarayı Halaskargazi Cad., No: 114/D Osmanbey-Şişli Pendik Sahil Simit Sarayı Doğu Mah., Ankara Cad., No: 136 Pendik *Pendik Marina Simit Sarayı Batı Mah. Sahil yolu Marintürk İstanbul Cityport Tic. Merkezi E blok Alt kat 20-21 Pendik *Plato Simit Sarayı Plato AVM, Fatih Bulvarı, Emir Cad., No: 3-97 Sultanbeyli Profilo Avm Simit Sarayı Gülbahar Mah., Profilo AVM Yolu, No: 311 Mecidiyeköy Rıhtım Simit Sarayı Osmanağa Mah., Rıhtım Cad., No: 16 Kadıköy Sabiha Gökçen Dış Hatlar Simit Sarayı Sabiha Gökçen Uluslararası Hava Limanı, Dış Hatlar Tarafı Dl. 500 Sabiha Gökçen İç Hatlar Simit Sarayı Sabiha Gökçen Uluslararası Hava Limanı İç Hatlar, Gelen Yolcu Katı, Al 302 ve Al1606 *Sahrayıcedid Simit Sarayı Sahrayıcedid Mah. Mengi sk. No/26 Kozyatağı Kadıköy/İstanbul Salacak Simit Sarayı İskele Cad., No: 14 Üsküdar Sirkeci Simit Sarayı Ankara Cad., No: 215 Fatih *Söğütlüçeşme Simit Sarayı Hasanpaşa Mah. Mahmut Baba Sk. No:1 , Söğütlüçeşme, Kadıköy Sultanbeyli Atlaspark AVM Simit Sarayı Fatih Bulvarı No: 67 Sultanbeyli Atlas Avm Sultanbeyli Sultangazi Simit Sarayı Cebeci Mah., 1. Cebeci Cad., No: 21 Sultangazi Sultançiftliği Simit Sarayı 50. Yıl Mah., Eski Edirne Asfaltı, Burda Market Bitişiği Şirinevler Simit Sarayı Şirinevler Mah., Yaman İş Merkezi, No: 2 B. Evler Taksim Simit Sarayı Şehit Muhtar Mah., Yeni Tarlabaşı Cad., No: 6 Taksim *Taksim Meydan Simit Sarayı Sıraselviler Cad., No: 1 Beyoğlu Taşdelen Simit Sarayı Sultançiftliği Mah., Turgut Özal Bulvarı, No: 127/1 Çekmeköy TT Arena Simit Sarayı 1 Huzur Mah., TT Arena Stadı, K8 Kapı Girişi, Giriş Kat Aslantepe TT Arena Simit Sarayı 2 Huzur Mah., TT Arena Stadı K8 Kapı Girişi 4. Kat TT Arena Simit Sarayı 3 Huzur Mah., TT Arena Stadı K8 Kapı Girişi 4. Kat TT Arena Simit Sarayı 4 (Dış Alan) Huzur Mah., TT Arena Stadı Aslanlı Yol TT Arena Simit Sarayı 5 Huzur Mah., TT Arena Stadı, K8 Kapı Girişi, Giriş Kat Aslantepe TT Arena Simit Sarayı 6 Huzur Mah., TT Arena Stadı, K8 Kapı Girişi 4. Kat Aslantepe Ulusoy Ataşehir Simit Sarayı Kayışdağı Mahallesi Dudullu Yolu Caddesi No:40 Ataşehir Ulusoy İkitelli Simit Sarayı Basın Ekspres Yolu, Cemal Ulusoy Cad., Ulusoy Yazahanesi, İkitelli * Üsküdar Simit Sarayı Mimar Sinan Mh. Selmani Pak Cd. No: 30-1 Üsküdar Venezia Simit Sarayı Karadeniz Mah. Eski Edirne Asfaltı Cad. Viaport Venezia Outmet AVM / İstanbul 145 SİMİT SARAYI VE SİMİT SARAYI MAHALLE ADRESLERİ SIMIT SARAYI AND SIMIT SARAYI MAHALLE ADDRESS Mix Kayseri Yaşam Merkezi Simit Sarayı Melikgazi Mah. Aşık Veysel Bulv. 22/Z-02 Melikgazi , Kayseri KOCAELİ Gebze Simit Sarayı Hacı Halil Mah., Hükümet Cad., No: 100. Gebze Gölcük Simit Sarayı Merkez Mah., Cumhuriyet Cad., Anıt Park İçi, No: 8. Gölcük İzmit N City Avm Simit Sarayı Karabaş Mah., Oramiral Salim Dervişoğlu Cad. No:102 * İzmit -41 Simit Sarayı Sanayi Mh. Ömer Türkçakal Bul. No: 7/27 Burda Avm KONYA Selçuklu Simit Sarayı Alaadin Bulvarı, No:13 KÜTAHYA Kütahya Simit Sarayı Servi Mah., Mithatpaşa Cad., Çarşı Hilton AVM, Sitesi B/1-15 MALATYA * Malatya Park AVM Simit Sarayı İnönü Mah. İnönü Cad. No: 192/Z55 MANİSA Salihli Simit Sarayı Kurudere Cad., No: 4 MERSİN * Mersin Forum Simit Sarayı Güvenenler Mah., 20. Cad., Forum AVM A BL. NO: 1 Yenişehir NEVŞEHİR *Nevşehir Simit Sarayı 2000 Evler Mah. Zübeyde Hanım Cad. No: 143 SAMSUN *Terminal Simit Sarayı Hafif Raylı Sistem Üniversite Son Durağı. Atakum *Vefa AVM Simit Sarayı Orta Mah. Kızılay Cad. NO: 48/12 Çarşamba *Samsun Piazza Simit Sarayı Çarşamba Cad., No: 52 Z-53 Eski Otogar Mevkii, Canik Samsun Çiftlik Simit Sarayı Karadeniz Mahallesi İstiklal Caddesi No: 139 İlkadım sivas * Sivas Üniversite Simit Sarayı Yenişehir Mh. Kayseri Cd. 39/3/1 Şanlıurfa * Şanlıurfa Cadde Simit Sarayı Sultan Fatih Mah. Halite Nusret Zorlutuna Cd. No: 14 Beyaz Konak, Haliliye TEKİRDAĞ Trend Çorlu Simit Sarayı Kazımiye Mah., Omurtak Cad., No: 24/B Çorlu-Tekirdağ Çorlu Kazımiye Simit Sarayı Kazımiye Mah., Omurtak Cad., No: 24/B Çorlu-Tekirdağ (Yakında) VAN Van Simit Sarayı Cumhuriyet Cad., No: 72 *Van Erciş Simit Sarayı Vanyolu cad. Devlet Hast. Karşısı Burak Apt. Zemin Kat Erciş YALOVA Yalova Simit Sarayı Yali Cad., No: 41/a SİMİT SARAYI MAHALLE MAĞAZALARI * Adana Turgut Özal Bulvarı Simit Sarayı Mahalle Güzelyalı Mah. Gökkuşağı Kavşağı Turgut Özal Bulvarı Metin Apt. Altı No:19/20 Çukurova Adana Ankara Emek Simit Sarayı Mahalle Emek Mah. Bişkek cd No: 213/Çankaya Ankara Ankara Çayyolu Simit Sarayı Mahalle Prof.Dr. Ahmet Taner Kışlalı Mah. Park Caddesi 34 / A (2864 sk) Çayyolu Çankaya / Ankara Avrupa Konutları Tem 2 Simit Sarayı Mahalle Mevlana Mah. Hekimsuyu cd.118-O1 Gaziosmanpaşa İstanbul Aydın Simit Sarayı Mahalle Zafer Mahallesi Üniversite Varyantı Caddesi Adnan Menderes Üniversitesi No: 18 Efeler 146 Aydın Alesta AVM Simit Sarayı Mahalle Zafer Mah. Üniversite Varyantı Cad. No:18/28 Efeler / Aydın Balıkesir Güre Simit Sarayı Mahalle Güre mah. Çanakkale asfaltı 53 evler yanı Edremit Batışehir Simit Sarayı Mahalle Demirkapı, Güneşli Mahmutbey Çıkış Yolu No:10, Bağcılar/İstanbul Batman Park Mahalle Simit Sarayı Kültür Mh. Turgut Özal BulvarıBatman Plark AVM Merkez Bayar Cad. SS Mahalle Bayar Cad. B Blok 89/B No:29 Dükkan 4-5 Kozyatağı Beylikdüzü Beymahalll Simit Sarayı Mahalle Cumhuriyet Mh. 1988 Sk. Beymahall No:7/89 Beylikdüzü * Darıca Simit Sarayı Mahalle İstasyon caddesi Darıca Park Avm Darıca/Kocaeli Çanakkale Troypark Avm Simit Sarayı Mahalle Barbaros mah. Troya Cad. No: 2 * Fethiye Simit Sarayı Mahalle 2.etap Sahil Bandı, Akdeniz Cad. No:7, Fethiye Merkez/Muğla Giresun Simit Sarayı Mahalle Hacı Mithat Mah. Alparslan Cad. no: 33/C Merkez –Giresun İdealistpark Simit Sarayı Mahalle Madenler Mh. İdealist Kent Cd. No: 5A/3 Ümraniye/İstanbul İzmir Aliağa Simit Sarayı Mahalle K. Dirik Mh. İstiklal cd. No: 80/E Aliağa Kayseri Simit Sarayı Mahalle Sahabiye Mah. İstasyon Cd. Bakioğlu Ap. No: 16/B Kocasinan Kazasker Simit Sarayı Mahalle Şemsettin Günaltay Cad. Hisar Apt. No:94 Dükkan 1 ve Dükkan 2 Kadıköy İstanbul Keşan Bendis Simit Sarayı Mahalle Enez Kavşağı , 22800 Keşan Edirne (Yakında) Küçükbakkalköy Simit Sarayı Mahalle İçerenköy Mah. Kayışdağı Cad. No:60 62A Küçükbakkalköy Ataşehir/İstanbul Konya Simit Sarayı Mahalle Konya Selçuklu Ahmet Hilmi Nalçacı Cd No 69 Kozyatağı Simit Sarayı Mahalle Atatürk Cd. Dilkum Sitesi 6.Blok No:57/c İstanbul Lara Simit Sarayı Mahalle Tekelioğlu Cd., Astur Ceylan Sitesi D Blok No: 82 Muratpaşa, Antalya (Yakında) Mersin İhsaniye Simit Sarayı Mahalle İhsaniye Mahallesi, Bahçeler Cd. Ofis Royal İş Merkezi No:22/3 Mersin Mezitli Mahalle Simit Sarayı Atatürk Mahallesi, Vali Şenol Engin Caddesi, No :12/B Mersin Yenişehir Simit Sarayı Mahalle Çiftlikköy Mh. 32176 Sk. No: 5 Arıcan Perspective Ofis 40 nolu bağımsız bölüm Yenişehir Nevşehir Simit Sarayı Mahalle Yeni mahalle yeni kayseri caddesi no:9 /D Nevşehir Ordu Simit Sarayı Mahalle Şarkiye Mah. Kazım Karabekir Cad. No 11/a Ordu (Yakında) Özlüce Simit Sarayı Mahalle Uğur Mumcu Bul. 413.sk Özlüce Bursa * İdealistpark Simit Sarayı Mahalle Madenler Mh. Palandöken Caddesi, No: 13 Ümraniye/İstanbul (Yakında) Pashador Simit Sarayı Mahalle Muratpaşa Mah. Eski Edirne Asfaltı Cad.No:1/19 Bayrampaşa Serik Simit Sarayı Mahalle Orta Mh. Atatürk Cad. 1033 sk. Ahmet Özpınar İş merk. No :6 Serik –Antalya Siirt Simit Sarayı Mahalle Hükümet Cd. No:92 SiirtPark Avm Merkez/Siirt Şerifali Simit Sarayı Mahalle Mehmet Akif Mahallesi Elalmış Caddesi No: 32/C Tuzla İŞ GYO Simit Sarayı Mahalle İçmeler Mah. D100 Karayolu Cad. 44A/7 Tuzla, İstanbul * Uşak Simit Sarayı Mahalle Cumhuriyet Mah. Atatürk Meydanı No:16/A-16/B Uşak Ümraniye Can Park Avm Simit Sarayı Mahalle Can Park Avm –Alemdağ Cad. Yamanevler Mah. No: 169 Ümraniye 1. Kat dükkan no: 131 (Yakında) ABD *New York 5. Cadde Simit Sarayı 435 Fifth Avenue New York NY 10016. ALMANYA Berlin Simit Sarayı Karl-Marx strasse 82 Frankfurt Simit Sarayı Kaiserstrasse 44 Frankfurt am main, GPRS: 50°06’32.3”N 8°40’11.4”E * Düsseldorf Simit Sarayı Worringerstraße 142 40210 Düsseldorf , GPRS: 51°13’18.2”N 6°47’40.4”E Giessen Simit Sarayı Bahnhofstraße 102 35390 Giessen * Mannheim Simit Sarayı Kurpfalzstraße R1, 1 68161 Mannheim. * Köln Venloer Simit Sarayı Venloer Strasse 280, Köln GPRS: 50°56’53.2”N 6°55’15.8”E AZERBAYCAN Azerbaycan Simit Sarayı Mardanov qardashlari 15A, Baku DUBAİ Dubai Simit Sarayı (Yakında) BELÇİKA * Antwerpen Simit Sarayı de Keyserlei 13-15 2018 Antwerpen, GPRS: 51°13’03.9”N 4°25’01.6”E HOLLANDA *Amsterdam Simit Sarayı Kinkerstraat 224 1053 EM Amsterdam, GPRS: 52°21’56.2”N 4°51’58.3”E Amsterdam Simit Sarayı Doppermarkt Yakında Amsterdam Dam Meydanı Simit Sarayı Nieuwendijk 224 1012 MX *Amsterdam Arena Simit Sarayı Bijmerplein 1006 ‘/ 1102 ML Amsterdam *Den Haag Simit Sarayı Hobbemaplein 99 2526 JD Den Haag , GPRS: 52°04’02.9”N 4°17’53.1”E *Den Haag Simit Sarayı Gedemtegracht 88, 2512 KB Den Haag, GPRS: 52°04’37.6”N 4°18’56.1”E *Deventer Simit Sarayı Pikeursbaan, 78 A, 7411 GW Deventer, GPRS: 52°15’12.5”N 6°09’50.6”E Lijnbaan Simit Sarayı Lijnbaan 119A 3012 EN Rotterdam, GPRS: 51°55’09.5”N 4°28’37.0”E * Beijerlandselaan Simit Sarayı Beijerlandselaan 42-44 3074 EK Rotterdam, GPRS: 51°53’46.2”N 4°30’46.6”E * Meent Simit Sarayı Meent 15A 3011 JA Rotterdam, GPRS: 51°55’26.6”N 4°29’08.6”E Eindhoven Simit Sarayı Nieuw straat 23 Eindhoven (Yakında) Utrecht Simit Sarayı Vredeburg 150-151 (Yakında) Almere Simit Sarayı Almere Central Station(Yakında) IRAK Irak Simit Sarayı (Yakında) İNGİLTERE Londra Oxford Street Simit Sarayı West One Shopping Centre 381 Oxford Street, London Londra Bond Street Simit Sarayı Bont Street Metro İstasyonu Gırısı/ Londra Piccadilly Circus Simit Sarayı 1 Piccadilly Circus The London Pavillion Unit 10/11 Piccadilly W1J ODA İSVEÇ İsveç Simit Sarayı Mall of Scandinavia Mäster Samuelsgatan 20 Box 7846 103 98 Stockholm KIBRIS *Gazi Magusa Simit Sarayı Doğu Akdeniz Üniversitesi, GPRS: 35.1447414, 33.9092411 Girne Amerikan Üniversitesi Simit Sarayı Girne Amerikan Üniversitesi Karmi Kampüsü Girne Liman Simit Sarayı Kyrenia north Girne Ercan Havalimanı Simit Sarayı Kıbrıs Ercan Havalimanı Dış Hatlar Gidiş Terminali KATAR Katar Simit Sarayı (Yakında) KUVEYTKuveyt E-Mall Simit Sarayı Beirut Street E-Mall Al Safat Tower No 14 Kuwait City, Kuwait MISIR * New Cairo Simit Sarayı Al Salam Axis, Awal Al Qahera Al Gadida, Mobil Station, New Cairo, SUUDİ ARABİSTAN * Al Nakheel Mall 1 Al Nakhell Mall, Riyad Al Nakheel Mall 2 Al Nakhell Mall, Riyad Al Salaam Mall Jeddah Simit Sarayı Prince Majid Rd, Jeddah Saudi Arabia Cidde Haifaa Mall Simit Sarayı Falastin Road, Al-Ruwais, Haifaa Mall, Gate 3 Jeddah Dhahran Mall Simit Sarayı Doha Al Janubiyah, Mall of Dhahran, gate 5, Dhahran/Al Khobar, Suudi Arabistan Tala Mall Simit Sarayı Tala Mall- King Abdul Aziz Road, Exit 5, Central, Riyadh Saudi Arabia Mekke Simit Sarayı Abraj Al Bait Center, Zam Zam Tower, Haram Holy City Of Makkah, Mekke, GPRS: 21°25’09.2”N 39°49’32.4”E Zam Zam Tower Simit Sarayı Makkah Zam Zam Tower Hilton Makkah Simit Sarayı Al Haram / Makkah Saudi Arabia Hayat Mall Simit Sarayı King Abdulaziz Road, Riyadh Makkah Mall Simit Sarayı King Abullah Rd, Mecca Medine Al Noor Mall Simit Sarayı Suudi Arabistan, Medine Medine Airport Simit Sarayı Prince Muhammed Bin Abdulaziz Havaalanı Departure 3 Arab Mall Simit Sarayı Al Nuzhah Street Mall of Arabia Cidde Jeddah Airport Simit Sarayı Al Nuzhah Street Mall of Arabia Cidde/ Suudi Arabistan ÜRDÜN Ürdün Simit Sarayı (Yakında) * Mutfak Konseptli Mağazalarımız * Vialand Simit Sarayı Yeşilpınar Mahallesi, Girne Caddesi, Vialand AVM, Yeşilpınar, Eyüp Vialand Temapark Simit Sarayı Yeşilpınar Mahallesi, Girne Caddesi, Vialand AVM, Yeşilpınar, Eyüp Via Port Simit Sarayı Yenişehir Mah., Dedepaşa Cad., Viaport AVM, No:2/3 Kurtköy *Via Port Meydan Simit Sarayı Yenişehir Mah. Dedepaşa Cad. No:19. Via Port AVM Gençlik Meydanı – Pendik White Hill AVM Simit Sarayı Karadolap Mh. Atatürk Cd. No: 13 D: 22 Yeşilpınar-Eyüp Yenibosna Koçtaş Simit Sarayı Koçtaş AVM * Yenikapı Simit Sarayı Aksaray Mustafa Kemalpaşa Cad., No: 56 Fatih *Zeytinburnu Simit Sarayı 58. Bulvar No: 112 212 AVM Simit Sarayı Mahmutbey Merkez Mah., Taşocağı Cad., No: 5 K: 2 Bağcılar-İkitelli İZMİR Folkart Towers Simit Sarayı Adalet Mah. Mana Bulv. No:37 35530 İzmir Alsancak Simit Sarayı Kültür Mh. Gül Sokak. * Konak Simit Sarayı Akdeniz Mh. Gazi Blv. Konak KARABÜK * Safranbolu Simit Sarayı : Atatürk Mah. Eğitimciler Caddesi No:3 Safranbolu KAYSERİ * Kayseri Simit Sarayı Selimiye Mah., O. Kavuncu Blv., BYZ Garage AVM, Z33, Melikgazi