Sabancı Yaz Okulu Konuşması
Transkript
Sabancı Yaz Okulu Konuşması
Sn. Ersin Arıoğlu’nun 26 Temmuz 2011’de Sabancı Üniversitesi’nde “Üniversiteler ve Meslekler” dersinde yaptığı konuşmanın metnidir. Sabancı Üniversitesi, Tuzla/İstanbul Sayın Rektör Prof. Dr. Berker, Değerli Gençler, Bugün burada sizlerle birlikte bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” Bu bağlamda Liseliler için düzenlenen Yaz Okulunun olağanüstü programı içinde Dr. Berker, verdiği “Üniversiteler ve Meslekler” adını taşıyan derslerinde öğrencilerini girişim yapmış tecrübeli, başarılı meslek mensupları ile tanıştırmak istiyor. Amaç sanırım, öğrencilerine gerçek hayattan örnekler sunmak. Bu arada mühendislik disiplininde beni de düşündüğü için mutlu oldum. Ama ben ne kadar başarılıyım, emin olun hiç bilmiyorum. Önümüzdeki 90 dakika içinde, yaptığım bazı işleri ve tecrübelerimden süzülüp gelen fikirlerimi belki biraz da dağınık biçimde sizlerle paylaşacağım. Anlatacaklarım üç bölüm. Birinci bölümde, kurduğum şirketler neler yaptı, onları sunacağım. “Nasıl kurulduk” hikayesini de anlatacağım. İkinci bölümde tecrübelerimi özetleyeceğim. Üçüncü bölüm ise karşılıklı soru/cevap bölümü olacak. 90 dakikanın sonunda, başarım hakkında sizlerin zaten yeteri kadar kanaatiniz oluşur. Bu arada, dilerim ki, mühendisliği birçok heyecanlı boyutuyla sizlere yeterince tanıtmış olabilirim. 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Bana bu fırsatı sunan değerli Rektör Prof. Dr. Nihat Berker’e çok teşekkür ederim. Sabancı Üniversitesi’nin temel değerleri arasında öğrencilerini yaşama en iyi şekilde hazırlamak olduğunu biliyorum. Yine Sabancı Üniversitesi’nin endüstri ile özlenen seviyede ilişki kurma gayretlerini takdirle izliyorum. 1 E. Arıoğlu 177 Değerli Gençler; “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” Üniversitelerimizi birer Bilim Fabrikası gibi düşleyebilirsek; altyapısı (hard-ware) binalar, derslikler, öğretim araçları, laboratuarlar, arşivler, kütüphaneler vb. tesislerdir. Üstyapısı (soft-ware) ise; yönetim sistemi, öğretim üyeleri, eğitim ve ar-ge teknikleridir. Girdiler; bilgi, öğrenci, fon, kağıt, kalemdir. Fabrikanın üretimi ise; meslek ve bilim insanları ile raporlar, makaleler, kitaplar, yazımlar, tezler ve doktoralardır. Çıktılar, bir başka şekilde; bilgi genişletmesi, bilime katkılar, teknolojiler ve patentler olarak da özetlenebilir. Bu fabrikada, altyapıların amaçlar için yeterli seviyede; üstyapının ise dinamik ve çağdaş formasyonda olması gereklidir. Fabrikanın hür bir akademik ortamda çalışması şarttır. Böyle bir fabrikadan elde edilen ürünün verimi’ni, yeryüzünde bilinen hiçbir fabrikadan veya üretimden elde etmek mümkün değildir. 153 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Konuşmamın aksında üniversiteler ve mühendisler olduğu için sözlerime üniversiteler hakkında bazı görüşler sunarak başlayacağım. Günümüzde üniversitelerin, toplumları için yaşamsal önemde görevleri ve sorumlulukları vardır. Çağdaş toplumlarda üniversitelere meslek insanı yetiştirme ve ar-ge görevlerinin yanı sıra; toplumsal kalkınmanın, fiziksel kalkınmanın ve uygarlığın motoru olma gibi yeni bir görev daha yüklenmektedir. 2 Universitas – Universite (Latince - MS 1200) Bilgi Öğreten ile Öğrenenin bir arada olması E. Arıoğlu “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” Üniversite mezunu olmak, uygarlığımızı ilerletmek için bir meslek sahibi olmaktır. Bana “meslek sahipleri ne yapar” diye sorarsanız, ‘değer üretirler’ derim. Meslek sahiplerinin amaçları; çeşitli insan gereksinimlerini karşılamak üzere değer yaratmaktır. Bu amaçlar doğrultusunda faaliyet gösteren organizasyonların, çeşitli kademelerinde görev alırlar. Hatta bazıları, bu organizasyonları girişimci olarak bizzat kurarlar. Bazıları tasarımcı, bazıları üretici, bazıları karar veren - yöneten, bazıları da araştırman veya öğreten olurlar. Tabii, bir grup mezunun da politikacı olmasında bir mahzur yok. Çağdaş anlamda meslek sahiplerini tanımlarsam: “Düşünerek, hesap ederek, sistem kurarak ve yaratıcılık sergileyerek; mevcut bilgi ve öğeleri, bir ‘etik kurallar zinciri’ içinde ilintilendirip, daha üst düzeyde değer yaratan bir ‘takım oyuncusudur” demeliyim. 106 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Sevgili Gençler; 3 E. Arıoğlu “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” Değerli Gençler, Canlıların sorun çözme stratejileri her zaman ilginçtir. Bazen, izlenen strateji tutmaz, durum daha da kötüye gider. Hemen yeni bir stratejiye geçebilen canlılar olduğu gibi, atalet içinde kalanlar da olur. Ataletini yenemeyenler yaşam sahnesinden çekilirler. Ama genellikle canlılar sorunlarını deneye-yanıla, başarı ile çözerler. Her canlı gibi insan da, mümkün olan en uzun süre ve mutluluk içinde yaşamak ister. Mutlu olmak sorunsuz olmak değildir; sorunlarla başa çıkabilme becerisine sahip olmaktır. İnsanlar bu nedenlerle toplum halinde yaşar ve bilgi üretirler. İnsanlık, sorunlarını çözmek için topluca gayret gösterdiğinde başarıya daha hızlı ulaştığını keşfetmiştir. Başarı için çok gayret gerekir, ama ödülü de muhteşem olur: Değişir ve gelişirler. Toplumların bütün gayretleri gelişme hedeflidir. Gelişme süreci boyunca elde ettiklerinin toplamına uygarlık denir. 152 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Tek hücrelilerden insanlara kadar tüm canlılar, durumlarını daha iyiye götürmek için sürekli çaba harcar ve sorunlarını çözmeye çalışırlar. Sorunlar, birbirleri ile ilişkilerinden, canlıların kendi durumlarını hemcinsleri ile kıyas yaparak değerlendirmelerinden ve iyileştirmek istedikleri çevrelerinden doğar. 4 Sanatçı: Xia Dachuan - Çin Sanatçı: Murat Top E. Arıoğlu Tarihsel süreçte önceleri uygarlık kavramı kültür (cultura animi) kelimesi içinde ifade ediliyordu. Uygarlık kavramı Batıda ilk defa 1720’den sonra civilization olarak, civility kelimesinden türetilerek yazıldı ve kültür kavramından ayrıldı. Bazı düşünürler uygarlığı bir ara yalnız “yollar, köprüler, limanlar ve büyük yapılar” olarak ifade ettiler. Zaman içinde uygarlık tarifine “insanlığın hiç unutamadıkları” veya “yaşamı iyileştiren iyiliklerin toplamı” gibi tarifler de eklendi. Karl Marx, uygarlığın altyapıları (maddi) ve üst-yapıları (manevi) olduğunu ayırt etti. Yakın gelecekte ise insanlık, uygarlığı “doğa kanunları ile uyumlaşma seviyesi olarak” algılayıp betimleyecektir. Doğa kelimesi tabiat anlamındaki doğa olduğu kadar, insan ve toplum doğasını da içerecektir. 187 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Uygarlığın manevi boyutu (bugünkü dijital uygarlıkta software deniliyor) toplumsal bilinç veya ortak akıl veya zihniyet kavramları ile ifade edilmektedir. Zihniyetler; toplumsal tercihleri, davranışları yönlendiren, sosyal tutumları eğip büken veya gelişmeye sevk eden; önyargılara kök saldıran veya geçit vermeyen değerler sistemidir. Zihniyetler aynı zamanda uygarlığın altyapısını (fiziksel maddi değerleri - hard ware) üretir ve şekillendirir. Günümüzde uygarlıkların altyapısı, üstyapı ile sıkıca iç içe geçmiştir ve birbirini durmadan etkileyerek, yeni biçim ve uygarlık dokuları yaratıyorlar. Bu tariflerden anlaşılacağı gibi mühendisler uygarlığımızın altyapısını (hard-ware) düzenler, kurar veya inşa ederler. “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” 5 Sanatcı: Hasan Ayçın E. Arıoğlu “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” Değerli Arkadaşlar, Mevcut değerlerimiz, uygarlığımızın önündeki, adil olmayan gelir dağılımı, nüfus artışları, irrasyonel mal ve enerji tüketimleri, doğanın tüketilmesi ve hepsinin toplamı olan iklim değişimi gibi çetrefil sorunlara çözüm bulmamıza olanak sağlamak üzere evriliyor. İnsanlığın görevi artık, önümüzdeki on yıllarda doğacak uygarlığın niteliklerini iyi kavramak ve gelişmesini önleyecek sorunlarla mücadeleye hazırlanmaktır. Bugün dünyayı sarmış bulunan global kriz, hiç şüphesiz, ölçü kavramını öne çıkaran yeni bir uygarlığın doğum sancısıdır. 129 DEĞERLERDE DEĞİŞİM EĞİLİMLERİ Dün önemliydi Yarın daha çok önemli olacak Maddi kaynaklar İnsan potansiyeli Yığınsal üretim yöntemleri Üretimde yenilikçi, yaratıcı esnek yöntemler Doğa kanunları ve teknoloji [ Doğa + Fazilet ] kanunları ve sorumluluk 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Uygarlığımızın bilgi düzeyi, bugüne kadar insanlığın hiç şahit olmadığı ve hatta düne kadar hayal bile edemediği bir hızda artmaktadır. Başta bilgisayar teknolojileri ve paralelinde ulaşım teknolojileri olmak üzere, hızlı gelişim ve değişimler, bir yandan insanlığın refah seviyesini ve yaşam kalitesini artırıyor; diğer taraftan insanları, ülkeleri ve ekonomileri birbirine sıkıca bağlıyor. Dünyanın gidişatından anlayabildiğimiz odur ki, dünya gittikçe görece olarak küçülüyor ve yepyeni bir uygarlık aşamasına geçmeye hazırlanıyor. 6 Doğa insanlık için kaynaktır Doğa çözüm yolları gösteren ilham kaynağıdır. Sadece görevini yapma Gerekeni yapma Büyüme Gelişme / kalkınma / öğrenme En Büyük Tehdit : İklim Değişimi YENİ DOĞAN UYGARLIK (Ölçü içinde sürdürülebilir gelişme) E. Arıoğlu “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” Mühendis kelimesini, Arapçadan bugün kullandığımız gibi aynen aldık. Kelimenin anlamı, hendese bilen, hesap eden demektir ve MS 700’lerde kullanılmaya başlamıştır. Batı kültüründe akıl eden, makina yapan anlamına gelen engineer kelimesi Latince kökenlidir ve MS 1700’den sonra kullanılmaya başlanmıştır. Gerek doğu, gerekse batı kültüründeki, mühendis ve mühendisliği ifadelendiren kelimeler tek başlarına, hatta bir arada bile bugünkü mühendislik kavramı için yetersizdir. Mühendisler toplumda ve bireyde mutluluk yaratmak üzere mal ve hizmet üreterek toplumsal değişim sağlarlar ve uygarlık kurarlar. Bu nedenle, bir toplum için, mühendis yetiştirmenin özel bir önemi olmalıdır. 90 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Değerli Gençler; 7 Sanatçı: Ivana Steigera E. Arıoğlu Mühendislik eğitimlerinde, mühendislere çok iyi hazırlanmış bir zihinsel alet kutusu verilmelidir. İyi bir mühendislik formasyonunu üst-üste sarılmış beş katmanlı bir yapıda düşünebiliriz. İlk katman ve işin özü temel bilimlerdir. Temel bilimler mühendislik bilimleri ile sıkıca sarılmalıdır. Mühendisler üretimlerinde insanların zihin ve beden güçlerini harekete geçirip organize edeceklerdir. Ayrıca bütün üretimler hukuk çerçevesinde yapılmalıdır. Mühendis sadece ülkesinin hukuk kaideleri değil, ekonomik hinterland içindeki ülkelerin hukukları hakkında da bilgi edinebilme yetisine sahip olmalıdır. Günümüzde pazar sadece ülke değil, bütün dünyadır. Mühendislere öğretilecek bilgilerin 4üncü ve son katmanı sosyal bilimlerdir. Mesleği ile yakın ilgisi olan felsefeleri, tarihi gelişmeleri mühendisler bilmek zorundadırlar. Her kararları maliyet unsuru olan ve azalan kaynakları kullanan mühendisler için, özellikle ekonomi önemlidir. Bütün bu bilgilerin ucu açıktır ve zaman içinde değiştiğinden, ömür boyu geliştirilmesi gereklidir. En az bu nedenle Mühendislik karakteri ile 4 katman sıkıca sarıp sarmalanmalıdır. 136 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” 8 E. Arıoğlu “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” MÜHENDİSLERİN BASKIN ÖZELLİKLERİ Bilgiyi en kısa yoldan bilime ve teknolojiye çevirirler Hedef belirlemede, karar vermede mahirdirler Değerli Arkadaşlar; Mühendisler çağlarına ve toplumlarına karşı sorumludurlar. Mühendisler hedef belirlemede ve tolerans sınırları içinde ve uygun maliyetle hedeflere ulaşmada mahirdirler. Gözlem ve deney yapma kabiliyetleri gelişmiştir. Kıt kaynakları verimli kullanırlar. Bu özel karakterleri ile mühendisler insanlığın refahını durmadan yükselterek zenginlik yaratmayı ve uygarlığımızı geliştirmeyi başarmışlardır. Bu başarıda, mühendislerin bilgi işleme becerileri özellikle önem taşır. 67 Hedeflere bütçesinde ve tolerans sınırları içinde ulaşırlar 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Sorun çözmenin en çok çeşitlendiği alanlardan birisi mühendislik alanıdır. Mühendisler bilgiyi en kısa yoldan bilime ve teknolojiye çevirerek mal ve hizmet üretirler. 9 Gözlem ve deney yapma yetenekleri yüksektir Kıt kaynakları verimli kullanırlar ÖZETLE : MÜHENDİS BİLGİ İŞLER YARATICILIK SERGİLER ‘GÜZEL’İN PEŞİNDE KOŞAR E. Arıoğlu Sevgili Gençler, Nedir bilgi işlemek? “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” Diğer kelimelerle söylersek, bilgi işlemek, bilgileri birbiri ile ilişkilendirerek yeni, daha faydalı bilgileri üretme tekniğidir. Nasıl kimyada değişik elementler bir araya getirilerek işleniyor ve farklı özellikte yeni maddeler elde ediliyorsa, değişik bilgiler de ilişkilendirilip yepyeni bir desende ifadelendirilerek, daha faydalı bilgilere dönüştürülür. Günümüzde toplumlar arası uygarlık yarışı; yeni bilgileri üretme, öğrenme ve uygulama yarışı haline dönüşmüştür. Bilgi işleyen nesiller yetiştirmek, bugün eğitim sisteminin birincil sorumluluğudur. Ancak bu yetmiyor; özellikle siyaset dahil, toplumun tüm katmanlarında da bilgi işlemek refleks haline dönüştürülmelidir. Bilgi işlemek değişimdir. Özün özü söylenirse: Öğrenmeyi öğrenmek, bilgi işlemeyi öğrenmektir. 158 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Bilgiler, duyularımıza olgular ve olaylar halinde ulaşır. Olgular ve olayların içerdiği bilgiler tek tek atomik yapıda değil, olguların içine saklanmış bilgi yumakları halindedir. Olgulardaki bilgiyi ayırmak için, gözlem yapmak gerekir. Gözlem tek başına yeterli değildir. Bilgilerin ayrıştırılması, sınıflandırılması ve önceden doğrulanmış bilgilerle sınanması gerekir. Gözlem dahil, bu sürece; bilgi işleme veya saklı bilgiyi ortaya çıkarma -veya daha genel konuşursak bilim yapma denir. 10 E. Arıoğlu Bilgi işleme süreci; ister siyasette, isterse günlük hayatta olsun, yaşanan sorunlara yöneltilirse sonuçlar, sorunun çözümleridir; ticari ürünlere yöneltilirse sonuçlar, know–how veya yeni ürünlerdir; Araştırma – Geliştirme olarak yürütülürse, yeni teknolojiler elde edilir ve bilim yapma süreçleri olarak yönetilirse, bilimsel kuramlara ulaşılır. Bilgi işleme en az 4 nedenden dolayı çok değerlidir. Toplumsal yoksulluğu yok eden biricik altın yoldur. Teknoloji üretir. Varsa, teknolojinin zararlarını giderir. İnsanlığı bireysel ve toplumsal değerlerle donatır. Toplumsal zihniyetlerin değişimini sağlar. Demokrasileri olgunlaştırır; barışı kalıcı kılar; yaşam kalitesini, toplumun güvenliğini ve en önemlisi insan mutluluğunu artırır. 92 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” 11 Sanatçı: Tolga Çakır E. Arıoğlu Değerli Gençler, Bugün Türkiye’nin ve dünyanın içinde bulunduğu durum, yeni düşünce yapılanmalarını gerektiriyor. Yapılacak iş, öğrenmeyi yeniden tanımlamaktır. Her tür öğrenme, düşünceyi uygulama ile birleştirir. Öğrenme, dünya ile nasıl etkileştiğimiz ile ilgilidir ve bu etkileşimden ortaya çıkan farklı bilgi ve becerileri içerir. Farkları ise, bilincimizin derinliği ve genişliği ile biz yaratırız. Bilinç düzeyimiz yüzeysel olaylara ve anlık koşullara odaklanırsa, eylemlerimiz tepkisel olur. Tepkisel davranışlar çok az bilgi üretir ve çok az öğrenme sağlarlar. Diğer taraftan, daha derin düşünerek, daha çok fikir üreterek olguların içindeki büyük örüntüleri ve saklı bilgileri öğrenmeye sıvanmak, daha az kaynakla daha çok iş yapma becerisini kazandırır. Bu beceri ise insanlığın üretim ve evrim potansiyelini misli ile katlar. 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Yaşam “bilinmezliğin” toprağında yeşerir. Anlaşılmıştır ki hiçbir şeyi kesin olarak bilemeyiz. Hiçbir bilimsel deneyimiz, olguları doğrudur diye ispatlayamaz, sadece “doğru” olarak yanlışlayabilir. Diğer kelimelerle, olguları yanlış değerlendirdiğimizi bir deney sonucu ile anlayabiliriz. Olgu yanlışlanırsa hâlâ doğruyu bilmiyor olacağız. Milyon kere doğrulanan bir olgudan bile, hâlâ, doğru olup olmadığı konusunda “kuşku duyma” hakkımız vardır. Durumdan emin olmadığımızı biliyorsak, durumu değiştirmek için inancımız ve yeterli nedenimiz var demektir. Bu inanç bize, düşüncelerden eyleme giden enerjiyi sağlar ve bizi daha iyiye ulaştırır. Öğrenme, bu enerjinin açığa çıkması ile gerçekleşir. 197 “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” 12 E. Arıoğlu “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” Artık biliyoruz ki; evrenle ilgili bilgilerimiz hiçbir zaman tam ve mükemmel olamaz. Eldeki bilgilerin eksikliği nedeniyle, insanlar için, hatasız bir karar vermek veya iş yapmak mümkün değildir. Ancak verdiğimiz kararların veya yaptığımız işlerin ‘daha verimli’ veya ‘daha az verimli’ olduğundan bahsedebiliriz. Kararlarımızda tam bir mükemmelliğe ulaşmak mümkün olmadığından, o zaman ikinci sıradaki en iyiyi amaçlamalıyız: “gelişmeye açık” bir sistem kurmak. Ancak böyle bir ortamda, teorilerimizi, politikalarımızı, kararlarımızı, tasarımlarımızı, diğer bir deyişle, insanların tüm etkinliklerini inceleyebilir ve onları herkes için verimli olana yöneltebiliriz. Sözün özü; gelişmeye açık olmak demek, hataların ortadan kaldırılabildiği bir ortamı veya sistemi oluşturmak, kurmak demektir. Hataları ve yanlışları bulmak için insanoğlu sihirli bir yöntem geliştirmiştir; bilgi işlemek. Eğer bilgi işleme, bir açık sistemde sürekli olarak uygulanırsa, hatalar sürekli düzeltileceğinden, sürdürülebilir sistemleri oluşturmak da mümkün olacaktır. 130 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Değerli Gençler, 13 E. Arıoğlu “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” Değerli Arkadaşlar, Verim süresini uzatmak, hataları, yanlışları ve eksiklikleri bulmanın maliyet ve sürelerine bağlıdır. Bununla beraber, bir sistem her ne kadar hatalardan arındırılırsa ve geliştirilse de belli bir süre sonra, kesinlikle miadı dolar ve etkisiz, verimsiz, sürdürülemez hale gelir. Bu devrimsel bir değişimin zamanının geldiğinin ve daha yüksek bir düzeyin hedeflenmesi gerektiğinin kesin bir göstergesidir. Albert Einstein’dan öğrendik ki; “Bir sorun, oluştuğu zamanın düşünce düzeyi ile çözülemez.” Bu çok bilinen özdeyiş, sorun çözmenin neden bir sanat haline dönüştüğünü anlatır. Sorun çözmek üzere bir üst düzeye çıkabilme, organizasyonların katmanlarında refleks haline dönüştürülmüş bilgi işleme yeteneği, yanında yaratıcılık sergileme ve estetik tutum gerektirir. 136 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa İnsan yapımı bütün işler ve sistemler belli bir süre için uygun ve faydalı bir çözüm olabilirler. Verim süresinin uzatılması, sistemdeki yanlış ve eksiklerin giderilmesi sadece bilgi işlemekle mümkündür. Sürdürülebilir gelişmenin yakalanması için tek çözüm budur. 14 “Bir sorun, oluştuğu zamanın düşünce düzeyi ile çözülemez...” Albert Einstein E. Arıoğlu Sevgili Gençler, İnsanlık, yaratıcı düşünceyi uzun süre, dâhi veya doğuştan üstün yetenekli kimselerin ürünleri olarak algılamıştır. Oysa yapılan araştırmalar, her insanın yaratıcı olabileceğini ve günlük hayatın her sorunu için yaratıcılık sergileyebileceğini gösteriyor. “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” Bu tanımlar objektif değildir. Yaratıcı düşünce ölçülebilir kılınmak istenirse; en az kaynakla mevcut bilgilerden en yüksek verimi elde eden; bilgi çevrimi olarak tarif edilebilir. Kısaca, yaratıcılık bilgi işleme çevrimi içinde gizlidir. Bilgiler işlendikçe yaratıcılık, süreçlerde ve çevrimin öznesinde ortaya çıkar. Yaratıcı kişiler karşıt form ve desenleri, uyuşmayan fikirleri, çelişik ve birbiri ile ilgisiz duran düşünceleri, ustalıkla ilintilendirirler. Onlar, ayrık duranları birlik, uyum, sinerji oluşturan düzeylere taşırlar. Yaratıcılık her insanda vardır. Yaratıcılıkta, zihindeki fikirlerin çokluğu ve fikirlerle ilinti kurma becerisi, hayal gücü ve soru sorma becerisi önemlidir. Bu beceriler eğitim ve öğretimle ortaya çıkarılabilir, öğrenilebilir ve geliştirilebilir. 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Marlow, yaratıcılığın, kendini adayarak işini yapmak olduğunu söyler. Carl Rogers, “İyi veya kötü yaratıcılık yoktur. Acıyı dindiren ilacı bulan da, işkence aleti icat eden de yaratıcılık sergilemiştir” der. Bruner, yaratıcı düşünceyi, gözlemcide sürpriz yaratan, yanıtın tümüyle yeni ve uygun olduğunun farkına varma şoku olarak tarif eder ve hoş bir duygu olduğunu söyler. Kısaca evet oldu’yu söyleten durumdur diye ekler. 15 Sanatcı: Andy Goldsworth Yaratıcılık : En az kaynakla, mevcut bilgilerden en yüksek verimi elde eden bilgi işleme tekniğidir. E. Arıoğlu 190 “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” Değerli Gençler, Eserler, ancak tasarımları kadar güzel olabilir. Güzellik ortaya çıkarılırken mekânlarla ilgili, sağlamlık, dayanıklılık, kalite gibi klasik kriterler derinden etkilenebilir. Estetiğin temel unsurları; harmoni ve kontrast, orantı, simetri, dizilim, ritim, renkler, doku ve çevredir. Tüm insani eylemler ve davranışlar ‘estetik tutum’un çeşitli seviyelerini yansıtırlar. Çünkü insanî eylemler, güzelliğin hoşlantısı ve çirkinliğin ürküntüsü ile yönlenir. Bu nedenle diyebiliriz ki, estetik, “toplumları değiştiren” ve “dünyayı şekillendiren” süreçleri yönlendirir. Örneğin; zamana direnip günümüze gelebilen tarihî eserler, verimli fikirlerin “iyi” uygulanmasına örnek oluştururlar. Bu nedenle, inşa edildikleri zamanda ve çok ötesinde bile “güzel” olarak kabul görme şansları çok yüksektir. 141 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Estetik tutum olmadan, bir üst düzeye geçmek kolay değildir. Kant’a göre estetik tutum, düşünce ile gerçeklik arasında bir “yargı” köprüsüdür. Estetik akıl, verimli kavramının, güzel kararıyla, iyi uygulandığını kabul eder. Kısaca, verimli fikirler iyi uygulanırsa “güzel” ortaya çıkacaktır. Şüphesiz, bunun söylenmesi kolay, ancak yapılması zordur. 16 E. Arıoğlu Sevgili Gençler, “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” Seçme ile ilgili bazı fikirlerimi aktarmak istiyorum. Seçme bir karardır. Kararlarımızı çoğu kere tecrübelerimize, önceki deneyimlerimize ve elimizdeki bilgilere dayandırabileceğimizi öğrendik. Önceki tecrübelerimizden elde ettiğimiz bilgilerin tam doğru olamayacağını da tespit ettik. Çünkü elimizde hiçbir zaman tam deney sonuçları yok. Bilgiyi üretebiliyoruz ama mutlak doğrugerçek bilgiyi bir kerede ve hemen hiç üretemiyoruz. O zaman, yapacağımız eylem eldeki bilgilerle yeterli seviyede bilgi üretmek ve onlara dayanarak karar vermek. Diğer kelimelerle, maliyetine katlanabileceğimiz sürede bilgi işleyerek mevcut bilgilerdeki hataları temizleyip, en verimli karara ulaşmak. Kararın sıhhatli olması için; 1. Hür bir düşünce ortamının ve 2. Hataların sürekli giderilebileceği açık bir sistemin varlığı gereklidir. Bu şartlar sürekli sağlanırsa, kararlarımızın verimi artacaktır. Mühendislerin karar vermekte, diğer kelimelerle seçim yapmakta mahir oldukları söylenir. 146 17 Doğru Dedik Yanlış Dedik Doğru VERİMLİ KARAR NÖTR KARAR Tip I Hata Risk Yok ‐ Fırsat Kaçtı Yanlış ÖNERME veya HİPOTEZ 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Bu konuda temel olarak söylenecek en faydalı tavsiye; seçim yapmak, karar vermektir. Karar, gerektiği yerde elden gelenin en iyisi yapılarak en uygun zaman diliminde mutlaka verilmelidir. KARAR VERİMSİZ KARAR Tip II Hata Risk Yaratıldı VERİMLİ KARAR Kararlarımızla verim yaratma olasılığı çok daha fazla Karar varsa, %75 olasılıkla, ilerleme, %25 olasılıkla risk yaratma Karar yoksa, %100 olasılıkla, “bekleme”nin maliyetini yüklenme E. Arıoğlu Değerli Arkadaşlar, “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” Bir de karşılıklı sevgi içinde kurulmuş aileniz olursa; bu sefer, cennet hayatı yaşayacaksınız. Tabii, tatilin de, cennetin de bir bedeli var. Nasıl mı? O halde dinleyin: “Adamın biri, tarlasında çalışan yaşlı köylüye sordu: “Tarlan ne kadar ekin veriyor?’ Cevap geldi: “Oğul, hiçbir tarla ekin vermez. Ekini ondan sen alırsın; ilgini ve sevgini vererek.” İlgi ve sevginizi hem işinize, hem ailenize, hem ülkenize, hem de içinde yaşadığımız ilginç dünyamıza, adalet içinde verin; bu sevgi ve ilgileri hep canlı ve renkli tutun. İlgi ve sevginiz size mutluluk olarak geri dönecektir. 179 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Hayat maratonunda sizi en çok etkileyecek iki temel seçiminiz olacak. Yakın gelecekte mesleğinizi; ve zamanı gelince, eşinizi seçeceksiniz. Bu konularda, müsaadeniz olursa, birkaç cümle söylemek istiyorum: Günlük modalara, gösterişlere sakın kapılmayın. Herkesi dinleyin, ölçün, biçin; ama sonunda ‘iç sesinizi’ dinleyerek, kararı siz verin. Bütün seçimlerin sevgi’yle olan yakın ilgisini sakın unutmayın. Sevgi, gönül kaymasıdır; her seçimde işe karışır ve sonucu etkiler. Etkisi de olumludur. Severek yapacağınız bir mesleğiniz ve işiniz varsa, en yüksek ücreti siz alıyor olacaksınız. Mesleki başarınızın da çok kolaylaştığını göreceksiniz. Mesleğinizi uygularken adeta tatil hayatı yaşayacaksınız. 18 eşine sevgi, sevgi, sevgi, sevgi işine sevgi, sevgi, sevgi, sevgiE. Arıoğlu “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” Tabii ki, gelecekte mesleğinizde başarılı olmak isteyeceksiniz. Ama ‘başarı’ kavramının neler içerdiğini ve hangi ölçütlerle bir yaşamı “başarılı” sayacağınızı önceden düşünmenizde yarar var. Hemen söylemeliyim ki; her yaşamın başarısı, kendi değerleri ve şartları içinde değerlendirilmelidir. Bu nedenle, hayat başarısının bir normu yoktur. Başarı ilkelerinizi, siz, kendi değerlerinizle saptayacaksınız... Kişisel görüşümü sorarsanız: “Kim sevilerek yaşadıysa; kim akıllı insanların saygısını kazandıysa; kim mutlu bir aile kurup, topluma faydalı çocuklar yetiştirdiyse; kim insanlığa örnek ve yararlı eserler verdiyse; kim başkalarındaki güzellikleri ortaya çıkarabildiyse; kim sahip olduklarının en iyilerini çevresindekilerle paylaşabildiyse; kim insanlara ilham kaynağı olabildiyse; kim öğretileri ile izleyenlerini ardından şükranla yürütebiliyorsa…” İşte burada sıraladığım güzelliklerden hepsini veya birkaçını veya bazen birini bile sergileyen kişilere “yaşamında başarılı oldu” denildiğine şahit oldum. 120 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Sevgili Gençler; 19 Sanatçı: Hasan Ayçın E. Arıoğlu “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” “ Fikirlerde birleşmek ilk adımdır; birliği sürdürmek gelişmedir, birlikte aynı doğrultuda ve aynı tempoda çalışmak başarıdır. ” Benjamin Fraklin Şimdi de, ‘başarı stratejileri’ni soracaksınız. Bakın, Thomas Jeferson, ne diyor: “Ben şansa çok inanırım; ne kadar çok çalışırsam, şansımın o kadar çok arttığını gördüm.” Filozof ve devlet adamı Benjamin Franklin; “Birleşmek başlangıçtır, birliği sürdürmek gelişmedir, aynı tempoda birlikte çalışmak başarıdır” diyor. Büyük Atatürk ise; kendi karakterini yansıtan çok ilginç ve öğretici bir yöntem öneriyor: “Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı hiç düşünmem. O işin akışına mani olan engelleri düşünür, tespit ederim. Engeller ortadan kaldırıldığında, iş kendi kendine yürür gider...” 81 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Sevgili Gençler, 20 E. Arıoğlu “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” Ben de; çalışma hayatımda, dört çeşit davranış sergilendiğini gözlemledim. Görevini yaptığını sananlar vardı; durmadan iş değiştirdiler. Görevini titizlikle tamamlayanlar, hep takdir edildiler. Hatta, görevini yaptıktan sonra, biraz daha fazlasını yaparak en iyiler arasına girenleri gördüm. Ama çok farklı bir grup daha gördüm. Onlar yalnız görevlerini değil, her zaman gerekeni yapıyorlardı ve bunun için daha fazlasını yapanlardan biraz daha fazlası için, takım olarak iş birliği içinde ter atıyorlardı. Onlar projelere, tasarımlara, olaylara yön veren liderlerdi. Mesleklerinde, toplumlarında, düşünce sistemlerini değiştiriyor, devrimler gerçekleştiriyorlardı. Bana sorabilirsiniz, “Bu konuda başka bir diyeceğin var mı?”. Ben bir girişime kalkışırken herkesin temel ilkesinin : “en az dokuz kere düşünmek, üç kere ölçmek ve bir kerede yapmak” olmasını tavsiye ederim. 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa İŞBİRLİĞİ Sanatçı: Erdoğan Başol 21 E. Arıoğlu 113 Sevgili Gençler; Yaşamınızda en çok gerek duyacağınız bir karakter özelliğini kulağınıza fısıldamak istiyorum. Her yerde, her şart altında Kendinize Güvenin. Çünkü bu öğreti size muhtemelen aileniz içinde ve okullarınızda adeta gizli müfredat olarak öğretiliyor (O nedenle bu yaz okulunda dünyayı öğreniyorsunuz). Gizli müfredatla öğretildiği için kulağınıza fısıldadım. Sizler, karakterinize eğitim yıllarınızda kazandırılan bu özellikle farklısınız, gelecekte de bu yeteneğinizle fark yaratacaksınız. Unutmayın, kendine güvenerek nereye gittiğini bilene, bütün dünya yol verecektir. Yaşayıp göreceksiniz. Olduğunda beni hatırlayın. Artık elinizde yeteri kadar başarı anahtarı var sanırım. Size en uygun gelecek anahtarı ise, yine siz, kendiniz hazırlayacaksınız. Gün gelir, Üniversitenizin öğrencilerine veya mezunlarına, başarı anahtarınızın sırlarını anlatırsınız. 214 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Şimdi sizlerle bir anekdot paylaşmak istiyorum. Robert Fulton 1807 yılında ilk buharlı gemiyi başarı ile yapan ve işleten bir mühendistir. Buharlı gemi projesi üzerinde çalışırken, yakın mesai arkadaşları ve meslektaşları “Acaba buharlı gemi yerine, mevcut yelkenli gemilerin daha hızlı gitmesi üzerinde çalışsak daha başarılı olmaz mıyız? Buhar makinesi, su deposu ve kömürlerin ağırlığı geminin sınırlı taşıma kapasitesini aşacak. Taşınacak yükler için kapasite kalmayacak” diye Fulton’u zaman zaman uyarırlarmış. Fulton’un bu tavsiyelere cevabı çok net olmuş: “Hayır. Kapasite yaratılır. Gitmesi için dış kuvvete muhtaç olan bir proje beni ilgilendirmez. Gerekli güç, o şeyin kendi içinden gelmeli”. Ulaşmak istediğiniz hedefler için gerekli gücün size dışarıdan gelmesine gerek yok. O güç sizin içinizde. “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” 22 Robert Fulton’un buharlı gemisi - 1807 E. Arıoğlu Değerli Konuklar; “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” “Farz edelim ki, Mars gezegeninden akıllı yaratıklar, dünyamızı ziyaret etmekte olsunlar. Görüşmelerin sosyal programında, heyet, bir dünya futbol turnuvasının final maçına, insanlığın kültürünü tanıtmak üzere götürülür. Ancak Marslıların bir özürü vardır. Siyah– beyaz renkleri görememektedirler. Heyet oyunu seyreder, siyah beyaz renkli topu göremediğinden, hiçbir şey anlayamaz. Heyet başkanı - usta bir bilim ve devlet adamıdır - olaya el koyar. “Anlamalıyız, bir şey eksik duruyor” der. Heyet üyelerine görevler verir. “Sen şuna bak, “Sen şundan sorumlusun” gibi. Üyeler şemalar çizerler, notlar tutarlar. Ama oyunu manalandıramazlar. Aniden, tribünler ayağa kalkar, seyircilerin bir bölümü sevinçle birbirine sarılır. Sonra taraflar tekrar simetrik dizilir, skor levhası değişir. Bu sırada genç bir Marslı, çığlıklar atılmadan hemen önce, kale ağının hareket ettiğini ve ağda yarım küreye benzer bir tümseğin çok kısa bir süre için belirdiğini gözler. Birçok şemaların çizilmesine rağmen, her şeyin anlamsız görünmeye devam ettiği bir anda; genç Marslı gözlemine dayalı bir tahminde bulunur. “Farz edelim ki, oyunda göremediğimiz bir yuvarlak top olsun” der. Başkan, şemaları, bulduğu kuramları kontrol eder, Şimdi her şey yerine oturdu, der. Konuyu çözmenin sevinci ile heyet tekiler birbirine sarılır.” 186 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Sözlerimi bir “gül – düşün” ile bitirmek istiyorum. 23 E. Arıoğlu “Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” KENDİNE GÜVEN, VERİMLİ FİKİRLERİ ARA, BİLGİ İŞLE. YARATICILIK, SORUMLULUK VE ESTETİK TUTUM SERGİLE. Değerli Öğrenciler, TAKIM ARKADAŞLIĞINA ÖNEM VER, DEĞERLERİNE SAHİP ÇIK. Üniversitede okuma başarısı gösterenler toplumlarına armağandırlar. Çünkü uygarlık inşa ederler. Bu nedenle siz, yalnız ailenizin değil, Türkiye’nin de gözbebeklerisiniz. Sizler, Türkiye’yi ve Dünyayı daha uygar kılacaksınız. Sevgili gençler, yolunuz açık olsun. Sizlere, ailelerinizle birlikte; nice nice uzun, sağlıklı, başarılı ve mutlu bir üniversite ve meslek yaşamı diliyorum. Ersin Arıoğlu 26 Temmuz 2011 3,367 kelime ÇEVRENİ KORU; ADALET, BARIŞ ve BİRLİK İÇİN ÇALIŞ. 26 Temmuz 2011 / Sabancı Üniversitesi Yaz Okulu / E.A / oa Sizlere son bir öğüdüm var : “Kendinizi adayarak, elinizden gelenin en iyisini yapma” ilkesini, diğer kelimelerle “evrensel anlamda kaliteye adanmayı” hayatınız boyunca hiç mi hiç unutmayın ve “Başladığınız her işi, pahası ne olursa olsun mutlaka bitirin.” Lütfen. İŞİNE, AİLENE ÖZEN GÖSTER. 24 Sanatçı: Nizamettin Mollasalihoğlu E. Arıoğlu 87