Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.
Transkript
Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.
“Ortaklýk Yoluyla Güvenlik” Kazakistan'dan NATO'ya Bakýþlar Dr. Aygerim Þilibekova (*) Bu yýl 60. yýldönümünü kutlamakta olan Kuzey Atlantik Ýttifaký 3-4 Nisan 2009 tarihlerinde Fransa'nýn Strasbourg ve Almanya'nýn Kehl kentlerinde düzenlediði NATO Zirvesinde daha çok 60 yýllýk süreçte elde ettiði baþarýlara ýþýk tutmuþ ve mevcut sorunlarý deðerlendirmiþtir. Baþarýlar denince akla iki kutuplu dönemden daha çok Soðuk Savaþý izleyen dönem gelmektedir. Üye-devlet sayýsýný 12'den 28'e geniþleten NATO þuanda dünyanýn en büyük ittifaký haline geldi. Üstelik Batý'da kimileri tarafýndan Soðuk Savaþýn bitmesi NATO hesabýna yazýlmakta, Varþova anlaþmasýnýn feshi NATO'nun zaferi olarak görülmektedir. NATO zirvesinde dile getirilen sorunlar ise üç hususta özetlenebilir. Birincisi, Afganistan'daki durum olup, NATO'nun kendi geliþimini sorgulama ve ilerlediði istikameti belirleme konusunda bir nevi dönüm noktasý sayýlýr. Ýkincisi, NATO'nun Rusya ile olan iliþkileri olup, 2008 yazýnda patlayan Rusya-Gürcistan savaþý ve Güney Kafkasya krizi sonucunda ne denli çeliþkili ve girift sorun olduðu ortaya çýkmýþtý. Üçüncüsü ise, güvenlik alanýnda geleneksel olmayan yeni tehditler olup, terörizmin yeni türleri ve yollarý(korsanlar, biyolojik silahlar, siber saldýrýlar, vs) ile iklim deðiþikliði, su kaynaklarýnýn kýtlýðý, nükleer silahlar, uyuþturucu gibi sorunlarý kapsamaktadýr. Nitekim bu üç husus baðlamýnda çýkan tablo ve adý geçen sorunlarýn pek çok boyutu açýsýndan Orta Asya bölgesi günümüz uluslar arasý güvenliði için önemli yere sahip (bu baðlamda Orta Asya ile “yarýþabilecek” tek bölge Ortadoðu'dur). Fakat bu bölgeye yönelik stratejiler üreten ve politikalar yürüten ABD, Rusya, Çin, Japonya ve baþka ülkelerin ve uluslararasý kuruluþlarýn yaklaþýmlarý yaný sýra bölgesel ülkelerin yaklaþýmlarý da önem teþkil etmektedir. Bu yüzden Kazakistan'ýn NATO'ya bakýþý ele alýnan bu yazýda resmi söylevlere ve özel görüþlere yer verilecek. Böylece bölgesel güvenlikte (*) Avrasya Ulusal Üniversitesi, Bölgesel Araþtýrmalar Böl., Astana, Kýrgýzistan. 21 Yüzyýl Türkiye Enstitüsü Türk Dünyasý Araþtýrmalarý Bilimsel Danýþmaný [63] Dr. Aygerim Þilibekova daha çok sorumluluk almak isteyen ve kendisini kilit ülke olarak gören Kazakistan'ýn hem kendi güvenliðini saðlamak, hem uluslar arasý imajýný yükseltmek için “yapýsal” bir metot uygulayarak sergilediði yaklaþýmý daha objektif bir þekilde tahlil edilmeye çalýþýlacak. NATO ve Orta Asya: Genel bakýþ NATO'nun Orta Asya'ya iliþkin stratejisinin baþlangýcý olarak Londra'da geçen NATO zirvesini göstermek mümkündür. Bu zirvede liderler Doðu Bloðu ülkelerini artýk düþman olarak görmediklerini resmen açýklamýþlardý. NATO ve Orta Asya cumhuriyetleri arasýndaki iþbirliði, 1994 yýlýnda NATO'nun “Barýþ için Ortaklýk” programýnýn(BÝO) imzalanmasýyla baþladý. Bu kurumun amacý eski Doðu Bloðu ülkeleri ile dünyada ve özellikle Avrupa'da barýþ için iþbirliði yapmaktýr. BÝO'ya katýlan ülkeler NATO'da kabul edilen prensipleri de benimsemiþ oluyorlar. Bu prensipler BM Sözleþmesinde geçen yükümlülükler, insan haklarý evrensel beyannamesi, sýnýrlarýn dokunulmazlýðý, ülkelerin baðýmsýzlýðý, toprak bütünlüðü ve sorunlarýn barýþçýl yollarla çözülmesini öngören prensiplerdir. Bununla birlikte, BÝO, baðýmsýzlýklarýný yeni almýþ cumhuriyetlere yönelik NATO'nun yakýnlýk ve iþbirliði politikalarýnýn en önemlisi olarak tanýmlanabilir. Bu stratejinin sayesinde NATO'nun ayný zamanda yeni uluslar arasý düzene uyum saðlamayý amaçladýðý da düþünülmektedir.1Orta Asya'nýn beþ cumhuriyetinin dördü –Kazakistan, Kýrgýzistan, Özbekistan ve Türkmenistan– BÝO'ya katýlmýþlardý. 1990'lý yýllarda kâðýt üstünde gerçekleþen bu iþbirliðinin günümüzde uygulamaya dökülerek aktif hal aldýðýný görebiliriz. Aktif iþbirliði 11 Eylül 2001 tarihinde yaþanan olaylarýn neticesinde BM ve NATO desteðiyle Uluslararasý Antiterör Koalisyonunun “ortak düþman” sayýlan teröre karþý savaþýnýn ilânýyla baþlamýþtýr.2 2002 yýlýndan itibaren Orta Asya bölgesi NATO'nun Orta Asya ve Afganistan'daki askeri varlýðý ile yaþamaktadýr. NATO'nun üye ülkelerinin askerî personeli, askerî araçlarý, teknolojisi ve askeri üsleri Özbekistan, Kýrgýzistan ve Tacikistan'da yerleþmiþlerdi. Bununla birlikte, NATO üye ülkelerinin aktif olarak katýldýðý bu askeri üsler halk arasýnda Amerikalý olarak bilinse de, askeri üslerin yalnýz ABD tarafýndan yerleþtirildiðini söylemek gerçeðe aykýrý olacaktýr. 1 Hasret Çakmak, Uluslararasý Krizler ve Türk Silahlý Kuvvetleri, Ankara: Platin, Kasým, 2004, s. 93–94. 2 Nejat Tarakçý, “ABD'nin korku ve endiþe stratejisi: Yeni Ortadoðu”, Stratejik yorum No.:266, (çevrimiçi, 20.10.2006) www.tasam.org, [64] 21. YÜZYIL Ekim 2009 “Ortaklýk Yoluyla Güvenlik” - Kazakistan'dan NATO'ya Bakýþlar Kazakistan Dýþiþleri Bakaný Marat Tajin ve NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Shaffer. EAPC Forumu Açýlýþý, Astana 2009 Ýttifak'ýn yeni dönemde, özellikle 11 Eylül sonrasý dönemde, var oluþ amacýný tespit etme ve yeni strateji konseptini geliþtirme gibi iç problemlerinin ýþýðýnda Orta Asya, NATO üyelerinin mutabýk olduðu tek bölge olarak gösterilebilir. NATO'nun bölgedeki amaçlarýna gelince bunlar Ýttifak'ýn resmi söylevlerinde þu þekilde açýklanmaktadýr: Birincisi, yerel rejimlerin demokrasiye geçiþlerine yardým edilmesi. Bu hedefe, ülkenin özellikleri göz önünde bulundurularak geliþtirilen özel harekât plâný sayesinde ulaþýlabileceði düþünülmüþ ve bunun devletler tarafýndan deðerlendirileceði beklenmektedir. Ýkincisi, güvenlik alanýndaki bölgesel iþbirliðinin yoðunlaþtýrýlmasýdýr. Siyasî dilden tercüme edildiði zaman, bunun Avrupa ve Orta Asya güvenliklerine yönelik ortak tehditlere karþý koymak için NATO'ya baðlý bir sistemin oluþturulmasý anlamýna geldiði görülebilir. Üçüncü olarak, “terörizme karþý” diye adlandýrýlan savaþ için NATO'nun Orta Asya'ya ihtiyacý þeklinde ifade edilebilir. Ancak, Orta Asya'nýn kendisine deðil, NATO için askeristratejik önem teþkil eden bölgeleri kontrol edebilme imkâný saðladýðý için bu bölgeye ihtiyaç duyulduðu söylenebilir. Yani, bir nevi platform veya tramplen iþlevini görmesi düþünülmekte, Orta Asya devletlerinin de bundan fayda görecekleri hesaplanmaktadýr. Nitekim eski NATO Genel Sekreteri George Robertson'a göre 21. yüzyýlýn güvenlik problemlerini çözme yö21. YÜZYIL Ekim 2009 [65] Dr. Aygerim Þilibekova nündeki çalýþmalarda kendi payýna düþeni yapan NATO, Orta Asya cumhuriyetlerininde kendi görevini yerine getirmesini beklemektedir. 3 Bunlara dâhil olarak, Batý'nýn seslendirilmesinden pek hoþnut olmadýðý baþka bir amacý da olduðunu söylemeliyiz. Bu amaç NATO'nun bölge devletlerinin ordularýnýn modernleþtirilmesinde rol almasýdýr. Çünkü aslýnda bunun anlamý, bölge ordularýný batý tipi ordularýna benzetmek ve bölgesel ordularýn askerî-teknik donanýmýnýn temelini oluþturan Rus askeri teknolojisinin yerini almak demektir. Böylece Orta Asya devletleri askeri ve teknik konuda Rusya veya Çin'e deðil en baþta ABD olmak üzere Batý ülkelerine baðlý kalacaktýr. Bununla birlikte bölge ülkeleriyle bilimsel araþtýrmalar, çevre sorunlarý, eðitim programlarý gibi alanlarda iþbirliði örnekleri mevcuttur. Onlardan biri Sanal Ýpek Yolu projesidir. Bu proje kapsamýnda uydu üzerinden tüm Orta Asya ve Kafkasya devletlerinin araþtýrma kurumlarýnýn Av-rupalý araþtýrma enstitüleri ile bir internet aðý ile baðlanarak bilgi ve tecrübe alýþ veriþinde bulunmasý saðlanmýþtýr. Bununla birlikte “Perspektif 2010” olarak bilinen proje sayesinde 200'e yakýn NATO'nun Orta Asya genç bilim adamý NATO ülkelerinin bilimsel ve araþtýrma laboratuarlarýnda staj yapabilecekler. devletleriyle iþbirliði, as- Di-ðer bir örnek ise, Fergana vadisindeki radyokerî alanýn dýþýnda da aktif maddelerin yok edilmesiyle ilgili Kazakisgerçekleþmekte, uygula- tan, Kýrgýzistan, Tacikistan ve Özbekistan bilim mada ise askerî varlýðýyla adamlarýnýn ortak çalýþmasýdýr. Bu projeye önayak olan NATO bu tür inisiyatiflerle bölgesel desteklenmektedir. entegrasyonun geliþmesine de katkýda bulunmayý hedeflemektedir. Kýsacasý, NATO'nun Orta Asya devletleriyle iþbirliði askerî alanýn dýþýnda da gerçekleþmekte, uygulamada ise askerî varlýðýyla desteklenmektedir. Ancak, her ne kadar Orta Asya-NATO iliþkilerini yukarýda deðindiðimiz amaçlarýn ýþýðýnda deðerlendirsek de, kýsa vadede Orta Asya en çok NATO'nun büyük sorunlar olarak belirlediði “Afganistan –Rusya–yeni güvenlik tehditleri” üçgeninde ilgi görecek, uzun vadede ise Çin – Ýran – yeni güvenlik tehditleri üçgeni de eklenebilecektir. Afganistan dünyanýn 8 senedir izlediði bir oyun olarak NATO'nun Orta Asya'da varlýðý hakkýndaki sorulara verilecek cevaplardan en hýzlýsý. Afganistan sorunu baðlamýnda Orta Asya sadece bir tramplen olarak deðil, ayný 3 Chuck Hagel, “Partnership for Peace: Charting A course for A New Era”, US Foreign Policy Agenda, c. 9, sy. 2, Haziran 2004, s. 34–41. [66] 21. YÜZYIL Ekim 2009 “Ortaklýk Yoluyla Güvenlik” - Kazakistan'dan NATO'ya Bakýþlar zamanda Afganistan'ýn buhrandan çýkmasýna yardým edecek bir araç olarak görülmektedir. Yani, fikir babasý ünlü ABD'li Orta Asya uzmaný Dr. Frederick Starr'ýn olduðu düþünülen “Büyük Orta Asya” projesi dâhilinde Afganistan'ýn Orta Asya devletleriyle entegre olarak onlarýn yardýmýyla kalkýnmasý daha hýzlý olmasý beklenmekteydi. Ancak bu strateji bölge ülkelerinden destek görmemiþ (hatta bazý yerel uzmanlarýn fikirlerine göre Afganistan'ýn bölünmesi(Kuzey ve Güney þeklinde) bölgeyle birleþmesinden daha kolay ve daha mantýklý olacakmýþ), çok yadýrganmýþ ve bu stratejiye þiddetle itiraz edilmiþti. Afganistan'da yaþanýlan sýkýntýlarýn bölgeye sýçrayabileceðinden korkan bölge devletlerinin Afganistan'la entegrasyonu istememeleri doðaldýr. Buna bölge devletlerinin bir biriyle anlaþmazlýklarý da eklenmekte, deðil Afganistan'la, kendi aralarýnda ortak pazar, ortak politikalar, ortak alan oluþturamamaktadýrlar. Bu yüzden NATO stratejisinde tüm bölgeyi kavrayan ortak yaklaþýmdan daha çok bölge devletleriyle ikili iliþkileri öne çýkararak iþbirliði yapmaktadýrlar. Rusya'nýn “yumuþak karný”(Ruslarýn ço- Afganistan'da yaþanýlan ðunlukta olduðu Kazakistan'ýn kuzey bölgeleri- sýkýntýlarýn bölgeye sýçranin Rusya'ya dâhil edilmesini savunan yabileceðinden korkan Aleksandr Soljenitsyn tarafýndan öne sürülmüþbölge devletlerinin Afgatü) olarak adlandýrýlan Orta Asya'daki NATO varlýðý NATO-Rusya iliþkilerinde en önemli hu- nistan'la entegrasyonu suslardan biridir. En çok Rusya'nýn tepkisinden istememeleri doðaldýr. çekinen NATO, Afganistan'daki varlýðýný küresel güvenlik açýsýndan deðerlendirilmesi, Rusya önderliðinde eski Sovyet cumhuriyetleriyle kurulan Ortak Güvenlik Anlaþmasý Teþkilatý (OGAT) ile bir yarýþ veya rekabet olarak algýlanmamasý gerektiðini sýk sýk vurgulamýþtý. Rusya ise NATO'nun en kýsa zamanda Afganistan'daki misyonu biter bitmez bölgeyi terk etmesi gerektiðini dile getirmiþti. Ama yine de Rusya'nýn bölge üzerindeki etkisini azaltmak üzere NATO'nun aktif politikalar sürdürdüðünü iddia eden ve tesis edilen askeri üslerden rahatsýz olan Putin baþkanlýðýndaki Rus hükümeti NATO'nun Afganistan'daki operasyonlarýný desteklediðini bildirmiþti. Daha doðrusu desteklemek zorunda kalmýþtý, çünkü Rusya Afganistan tecrübesini hatýrlýyor, bulunduðu vaziyette Afganistan'dan gelebilecek tehditle baþa çýkamayacaðýný biliyordu. Bu, özellikle, Aðustos 2008 tarihinde Gürcistan'la savaþ sonrasýnda daha bariz görüldü. (Rusya ordusunun sýkýntýlý durumunu dünyaya göstermiþ oldu.) Fakat ayný zamanda, her ne kadar bir paradoks olarak görülse de, bu savaþ Orta Asya devletleri için bir gözdaðý olmuþ, NATO'nun cazibesini azaltmýþ, Rusya'nýn 21. YÜZYIL Ekim 2009 [67] Dr. Aygerim Þilibekova ise askeri ortak olarak pozisyonunun güçlenmesine(Kýrgýzistan'da Rus üsler açýlmasýna, OGAT'ýn acil harekât güçlerinin kurulmasý önerilmesine) neden olmuþtu. Böyle bir geliþme özellikle üçüncü sorun olarak ele aldýðýmýz ve yeni veya geleneksel olmayan tehditler olarak adlandýrdýðýmýz güvenlik sorunlarý baðlamýnda bakýldýðýnda ilginçtir. Çünkü bu açýdan baktýðýmýzda NATO istenilen bir ortak olarak görülebilmektedir. Yeni tehditler, özellikle terörizm, uyuþturucu ve insan kaçakçýlýðý, çevre sorunlarý açýsýndan, bununla birlikte bölge devletlerinin ordularýnýn modernizasyonu için NATO tecrübesi Orta Asya devletlerinin ilgisini çekmektedir. NATO'nun tecrübelerinden, özellikle askerî, teknik, barýþ gücü, bilim projeleri, çevre sorunlarý, doðal afetler konularýnda, en çok yararlanan Kazakistan olmuþ, on beþ yýllýk zaman zarfýnda belirli bir yaklaþým geliþtirmiþti. Nitekim Kazakistan’ýn baþkenti Astana'da 24–25 Haziran 2009 tarihinde düzenlenen Avrupa-Atlantik Ortaklýk Konseyi(EAPC) 3. Güvenlik Forumu Kazakistan'ýn NATO'ya bakýþýný (resmi kurumlarýn yaklaþýmý ve uzmanlarýn özel tahlilleri) ortaya çýkarmýþtýr. NATO ve Kazakistan: Resmî bakýþ “Ortaklýk Yoluyla Güvenlik” adý altýnda geçen Avrupa-Atlantik Ortaklýk Konseyi (EAPC) 3. Güvenlik Forumu'nun organizasyonu NATO'nun 60. yýldönümüne denk gelmiþ, Ýttifak'ýn ilgisinin Avrupa güvenliðinden küresel güvenliðe kaydýðýný göstermiþti. Önceki ikisine ev sahipliðini Ýsveç (2005) ve Makedonya (2007) gibi Avrupa ülkeleri yapan bu toplantýlarýn üçüncüsünün Astana'da düzenlenmesi hakkýnda öneri Kazakistan Cumhurbaþkaný Nursultan Nazarbayev'den gelmiþti. NATO'nun yirmi sekiz üye-ülkesini ve yirmi iki ortaklýk üyesini bir araya getiren Avrupa-Atlantik Ortaklýk Konseyi Güvenlik Forumu'nun tarihte ilk defa Asya kýtasýnda ve eski Sovyet coðrafyasýnda, özellikle Kazakistan'da düzenlenmesi çok manidar oldu. Kazakistan'ýn NATO'nun Orta Asya'daki en aktif ortaðý olarak önemsenmesi ve Orta Asya bölgesinin güvenliði için kilit ülke durumunda olmasý, Kazakistan eski Dýþiþleri Bakaný Marat Tajin'a göre, bu kararýn alýnmasýnda en büyük etken olmuþtu. Ayný zamanda, Tajin, bunun Kazakistan'ýn NATO'ya verdiði öneminin göstergesi olduðunu vurgulamýþ, Kazakistan NATO ile iliþkilerini dýþ politikasýnýn ve bölgesel Yeni tehditler, özellikle terörizm, uyuþturucu ve insan kaçakçýlýðý, çevre sorunlarý açýsýndan, bununla birlikte bölge devletlerinin ordularýnýn modernizasyonu için NATO tecrübesi Orta Asya devletlerinin ilgisini çekmektedir. [68] 21. YÜZYIL Ekim 2009 “Ortaklýk Yoluyla Güvenlik” - Kazakistan'dan NATO'ya Bakýþlar güvenlik sisteminin güçlenmesi için izlediði stratejisinin bir parçasý haline geldiðini söylemiþti. Kazakistan'ýn çok yönlü dýþ politikasýnýn4 fikir babasý olarak sayýlan Tajin Avrupa-Atlantik Ortaklýk Konseyi'ni daha istikrarlý ve güvenli bir dünya kurma yolunda NATO'nun üye-ülkeleri ile diðer ülkelerinin diyalogu için iyi bir platform olarak görmektedir.5 Bununla birlikte bugün Kazakistan NATO ile Özel Ortaklýk Harekât Plâný(Individual Partnership Action Plan) kapsamýnda iþbirliði geliþtiren tek Orta Asya ülkesidir. Kazakistan eski Savunma Bakaný Danial Ahmetov'un görüþünde IPAP Kazakistan-NATO iliþkilerini yeni seviyeye çýkarmýþ ve daha derin bir diyalog için temel oluþturmuþ, Kazakistan'ýn güvenlik alanýnda tecrübesini arttýrmasýný saðlamýþtýr. Örneðin, Kazakistan uluslararasý barýþ gücü ta- Kazakistan uluslararasý burunu oluþturan ve Irak'a gönderen eski Sovbarýþ gücü taburunu oyet ülkeleri arasýnda ilk ve tek olmuþ, bunun sayesinde ordusunun profesyonelliðini geliþtir- luþturan ve Irak'a göndemeyi amaçlamýþtýr. 6 Bununla birlikte ren eski Sovyet ülkeleri NATO'nun Parlamentolar Asamblesine 2004 arasýnda ilk ve tek olmuþ, yýlýnda gözcü statüsünde katýlan Kazakistan bunun sayesinde ordusuiçin bu tecrübe BÝO'nun amaçlarýndan biri olan nun profesyonelliðini silahlý kuvvetlerin sivil denetimi açýsýndan da, Rose-Roth Seminerlerinin de Kazakistan'da dü- geliþtirmeyi amaçlamýþtýr. zenlenmesi açýsýndan da bir ilk olmuþtur.7 Savunma bakanlýðý'nýn giriþimiyle “NATO+Kazakistan” formatýnda geçen toplantýlarýn neticesinde ise Kazakistan'da Barýþ için Ortaklýk Eðitim Merkezi(BÝOEM) kurulmuþtur. Bunun da Kazakistan'ýn potansiyelini geliþtirerek Orta Asya bölgesinin güvenlik sisteminin kilit ülkesi durumunu güçlendireceðine inanýlmaktadýr. Askeri modernizasyon, terörizmle mücadele, barýþ gücü taburunun profesyonelleþtirilmesi açýsýndan NATO'dan tecrübe edinmekte olan Kazakistan bu iþbirliðini BÝO kapsamýnda sürdürme niye4 Janar Medeubaeva, Aygerim Þilibekova, “Kazakistan'ýn dýþ politikasýnýn üçayaðý ve yeni konsept arayýþlarý”, 21. Yüzyýl, Ekim-Kasým-Aralýk, Sayý 7. 5 Marat Tajin, Avrupa-Atlantik Ortaklýk Konseyi(EAPC) 3. Güvenlik Forumu'nun açýlýþ konuþmasý, 25 Haziran 2009, Baðýmsýzlýk Sarayý, Astana. 6 Danial Ahmetov, “The Factor of Strengthening Regional Stability and Security”, Exclusive, June 2009, Sayý 87, s. 48-49. 7 Rose-Roth Semineri Güvenlik Forumu'ndan ertesi gün düzenlenen ve ABD'lý senatörler Charlie Rose ve Bill Roth tarafýndan 1990 yýlýnda önerilen bir toplantý olup, parlamenter demokrasinin güçlenmesi ile geliþmesini amaçlamaktadýr. Bu yýl Parlamentolar Asamblesinin tarihinde ilk defa Orta Asya'da düzenlediði Seminer Astana'da gerçekleþmiþti. 21. YÜZYIL Ekim 2009 [69] Dr. Aygerim Þilibekova tini bildirmiþ, hiçbir þekilde NATO'ya üye olmayý düþünmediðini vurgulamýþtýr. Kazakistan-NATO iliþkileri sadece siyasî ve askerî konularla sýnýrlý deðildir. Acil durum, afetler ve kurtarma alanýnda da epey tecrübe birikmiþ, ortak projeler gerçekleþtirilmiþtir. 2001 yýlýndan itibaren Kazakistan'ýn ilgili bakanlýðý'nýn NATO'nun sivil acil durumlarý planlamýþ ve sivil-askeri iþbirliði ile ilgili üniteleri ortaklaþa bölgesel seminerler düzenlemiþ, Kazakistan'ýn bu alanda çalýþan uzmanlarýnýn eðitimine katkýda bulunmuþtur. Doðal afetlere karþý operasyonlar ve aktivitelere silahlý kuvvetlerin de katýlmasý, özel teknolojilerin ve ekipmanlarýn kullanýlmasý, âcil yardým ve kurtarma becerilerinin geliþtirilmesi açýsýndan NATO'nun tecrübesinin çok önemli olduðunu vurgulayan Kazakistan Âcil Durumlar Bakaný V. Bojko böyle bir iþbirliðinin ulusal ve bölgesel güvenliðe çok faydalý olduðunu söylemektedir.8 Özetle, Kazakistan'da ABD veya NATO askeri tesisleri bulunmuyor ve görünürde böyle bir geliþme plânlanmadýðý gibi Kazakistan'ýn NATO'ya üyeliði de amaçlanmýyor. Ancak, kesin olan þey “Barýþ için Ortaklýk” programýnýn dâhilinde NATO ile iþbirliðinin devam edeceðidir. Böylece resmi kurumlarýn söylemlerinden yola çýktýðýKazakistan-NATO iliþ- mýzda NATO ile iþbirliðinin ulusal ve bölgesel kileri sadece siyasî ve as- gü-venlik açýsýndan önemi ve Kazakistan'a katkerî konularla sýnýrlý de- kýsý büyük olduðu sonucuna varýlmaktadýr. Ancak bazý baðýmsýz uzmanlarýn görüþüne göre bu ðildir. böyle deðildir. NATO ve Kazakistan: Özel bakýþ NATO ile iliþkiler üzerine siyaset ve strateji uzmanlarýnýn görüþleri Kazakistan'da ikiye ayrýlmýþ durumdadýr. Birilerine göre; uzun vadede Rusya ile NATO arasýnda seçim yapmak zorunda kalacak Kazakistan için bu iþbirliði çok tehlikeli olabilecek, NATO ile iliþkileri derinleþtirmemek en doðrusu olacaktýr. Buna karþýn kimi uzmanlar ise Rusya etkisinden kurtulmak için NATO'nun önemli olduðunu ve bu tabloya Çin'i kattýðýmýzda NATO'nun varlýðý en çok Orta Asya devletlerinin iþine yaradýðýný savunmaktadýrlar. Ýki uç görüþün temsili olarak örnekleri gösterir olursak: Kazakistan Strateji Araþtýrmalarý Enstitüsü'nden Çin politikasý üzerine uzmanlaþan Rus asýllý Dr. Konstantin Sýroejkin'e göre sýradan bir Kazakis8 Vladimir Bojko, “Partnership for ES prevention and elimination”, Exclusive, June 2009, Sayý 87, s. 42–43. [70] 21. YÜZYIL Ekim 2009 “Ortaklýk Yoluyla Güvenlik” - Kazakistan'dan NATO'ya Bakýþlar tan vatandaþý için NATO varlýðýnýn hiçbir etkisi olmamakta, NATO ile iliþkilere daha çok küresel kontekstte bakýlmasý gerekmektedir. Ona göre NATO Rusya'yý çevrelemek üzere Orta Asya ve Kafkaslarý Batý'nýn etki alanýna çekmeyi hedeflemekte, bununla birlikte Orta Asya'nýn doðal kaynaklarýna göz diken ABD'nin maþasý rolünü oynamakta ve uzun vadede bunun Kazakistan'a zararý olmasý beklenmektedir.9 Öteki yandan, Riskleri Deðerlendirme Grup Baþkaný, Kazak asýllý Dr. Dosým Satpaev ise NATO'nun eski SSCB'nin batýsýnda etkili olduðu kadar Orta Asya'da olamadýðýnýn farkýnda olduðunu ortaya koymaktadýr. Üstelik ona göre NATO'nun Orta Asya'da güvendiði tek þey Barýþ için Ortaklýk olup, NATO için en faydalý ortaklýk Kazakistan'la geliþtirilendir. Çünkü Kazakistan bölgede en güçlü pozisyona sahip bir devlettir. Çok yönlü politikalar izleyerek tüm aktörlerle olumlu iþbirliði içerisindedir. Kazakistan açýsýndan ise, Dr. Satpaev, eksilerden daha çok artýlarý bulunan bir ortaklýk Kazakistan'ýn yararýna olduðu kanýsýndadýr.10 Bu iki farklý görüþün haklýlýðýný zaman gösterecek olsa da, þuanda ikisinin mutabýk kaldýðý bir nokta Kazakistan'ýn NATO ile iliþkilerinin NATO+Rusya þemasýnýn iþlevine baðlý geliþeceðidir. Geçen onbeþ yýllýk zaman zarfýnda Ortaasya devletleri arasýnda yabancý askerî üslerin olmadýðý bir ülke olarak Kazakistan NATO ile iþbirliðini teknik, eðitim ve bilim gibi konularla kýsýtlý tutmaktadýr. Bunun temel nedeni ise Rusya’nýn uyguladýðý politikalardýr. Burada deðinilecek bir önemli husus ise NATO ülkelerinin (sadece ABD deðil, Almanya, Fransa, vs.) Orta Asya'da özellikle Kazakistan ile iliþkilerini ve askeri alandaki iþbirliðini arttýrmak istemesindeki baþlýca sebep, kanýmýzca, Kazakistan'ýn alým gücüdür. Rusya'nýn en çok tedirgin olduðu nokta bu konudur. Ýlk baþta hibe ve yardýmlarla baþlayan iþbirliðinin neticesinde Kazakistan ordusunun Rus yapýmý silah ve teknolojilerden uzaklaþtýrýlarak kendi teknoloji ve askeri ekipmanlarýna alýþtýrýlmasý beklenmektedir. Zamanla sadece Amerikan silah ve teknolojisini kullanan Orta Asya devletleri Amerika'ya baðlý olacak ve onun için bir pazar haline gelecektir. Buna raðmen, günümüz küreselleþen dünyasýnda baþkalarýn tutumu (meselâ, Rusya veya Çin) yüzünden kendisini kýsýtlayan devletin, asýl olarak 9 Konstantin Sýroejkin, “Competitive Struggle for Eurasia becomes Aggravated”, Exclusive, June 2009, Sayý 87, s. 51. 10 Dosým Satpaev, “Providers of Security”, Exclusive, June 2009, Sayý 87, s. 59. 21. YÜZYIL Ekim 2009 [71] Dr. Aygerim Þilibekova kýsýtlý olacaðý anlaþýlmalýdýr. Her zaman risklerinin paylaþtýrýlmasý ve bütün olasýlýklarýn hesaplanmasý gerektiðini göz önünde bulundurarak, Kazakistan'ýn çýkarýna olan politikalar izlenmesi gerektiði düþünülmelidir. Sonuç olarak Soðuk Savaþ sonrasý NATO'nun bir güvenlik kuruluþu olarak dönüþümünün en bariz özelliði “ortaklýk”larýn ortaya çýkmasýdýr. Bu ortaklýklar tüm kilit bölgeleri kapsamaktadýr: Avrupa-Atlantik alaný, Basra Körfezi (Ýstanbul iþbirliði giriþimi), Orta Doðu (Akdeniz diyalogu), Pasifik bölgesi(Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Kore, Japonya). Nitekim Barýþ için Ortaklýk olarak bilinen programýn kapsamýnda NATO'nun doðu istikametinde geniþlemesini saðladýðýný, 20. asýrda asla düþünülemeyeceði bir geliþme olarak, askerlerini gönderdiði Orta Asya'da da yeni ortaklar bulduðunu görebiliriz. Avrupa-Atlantik Ortaklýk Konseyi(EAPC) 3. Güvenlik Forumu'nun Avrasya'nýn kalbi Astana'da geçmesi NATO'nun yeni stratejisinin bir yansýmasý olarak algýlanabilir. Bana göre, bu toplantý NATO'nun 60 yýllýk bir kuruluþ olarak günümüz dünyasýnýn uluslar arasý güvenlik yapýsýndaki pozisyonunun deðerlendirilmesi ve Orta Asya bölgesinde, dolayýsýyla Avrupa dýþýndaki tüm bölgelerde, yürüttüðü politikalarýnýn tartýþýlmasý açýsýndan çok anlamlýydý. Yalnýz gözden kaçan önemli konu, NATO'nun varlýðý ve geliþimi (kuruluþun içinde bile onun gerekliliðini tartýþanlar mevcut) ile birlikte amaçlarý ve yeniçað misyonu (acaba dünya jandarmasýna mý dönüþmekte?) gündem dýþý kalmasýdýr. Ama bu konunun gündeme gelmesi sadece bir zaman meselesidir. 1 Aðustos NATO'nun Genel Sekreteri, Hollandalý Jaap de Hoop Scheffer'in görevini Danimarkalý Anders Fogh Rasmussen'e devretmesiyle NATO için yeni dönem baþladýðý aþikârdýr. Bunu Barack Obama yönetiminin de tutumu pekiþtirmektedir. Bu deðiþikliðin NATO'nun önündeki sorunlarýn çözümüne de, NATO'nun Avrupa dýþýnda yürüttüðü politikalara da yansýyacaðý þüphesiz. Bunun Orta Asya için de yeni geliþmeler getireceði ve bölgesel güvenliði etkileyeceði kesindir. Ortaklýk yoluyla güvenliði ne denli saðlayabileceði de o zaman anlaþýlýr. [72] 21. YÜZYIL Ekim 2009